1) Elimizdeki lamine yaylar, fiberglas malzemeden üretilmiştir. Bu sebeple yayları
kurarken veya yasarken yanlış açıdan baskı yapmak kırılmaya sebebiyet verir. Bu sebeple kepaze ile yay kurma idmanları yapılmadan lamine yaylar kurulmamalıdır. 2) Yaylarımızın malzemeleri epoksi malzeme ile yapıştırılır. Epoksi fazla sıcak veya soğuğa belirli oranda mukavemet gösterir. Bu sebeple yaylarımızı aşırı sıcak veya soğukta bırakmamalıyız. Oda sıcaklığı yaylar için en uygun sıcaklıktır. 3) Yaylarımızı kurarken kirişlerin tonç kertiklerine doğru oturup oturmadığına veya tonç düğümünün dönüp dönmediğine dikkat ediniz. 4) Yayları çekerken üzerinde ok yokken asla boş bırakmayın. 5) Eğer uzun süre idman veya atış yapılmayacaksa yayın yasılı bir şekilde kılıfta durması gerekir. Mümkünse yay çantasında üzerinde baskı olmayacak şekilde muhafaza edin. 6) Lamine yaylarınızı acemi birine kullandırmayınız. Yanlış çeker veya bırakabilir bu hem kendine hem de yaya zara verebilir.(Bu nokta da merak edenlere bir kepaze yayı ile gösterebilirsiniz amaç lamine yayınıza zarar gelmemesi) 7) Yay kurulurken veya atış yapılırken yaydan farklı bir ses gelirse atışı durdurup yay mutlaka kontrol edin. 8) Başka bir yayın kirişini kendi yayınıza takmayınız. 9) Oklarımızı mutlaka yayın çekiş gücüne göre seçiniz. Atış yapılacak okların esneklik değeri kullanılan yay ile eş değer olmalıdır. Örneğin 40 lb çekiş gücüne sahip bir yay için 40-45 spine esneklik değerinde oklar kullanılmalıdır. 10) Yaylarımızın manevi olarak kutsiyetini unutmadan kullanmak gerekir. Erkan Göksu hoca , “Okla Yükselen Millet” kitabında İslam öncesi ve sonrası durumu değerlendirerek şu ifadelerde bulunmuştur. “Sanma ki, ok ve yay sadece bir alet yahut araçtır. Yaratan ona ne gizler ne hikmetler saklamıştır. Gör ki yayda insan gibi dört nesnedir. Nasıl ki insan iskelet ,et damar ve kandan oluşursa; yay da ağaç, boynuz , sinir ve tutkaldan ibarettir. İnsan için iskelet neyse , yay için de ağaç ,insan için et neyse, yay içinde boynuz odur. Yayın siniri insanın damarı, tutkalı ise kanıdır. Yayın iki başı olsa da biri Hz. Hasan ve biri Hz. Hüseyin’dir. Kabzası Hz. Muhammed’e , iki bağrı ise Hz. Ali ve Hz. Fâtıma’ya işarettir”. Bu değerlendirme, yaptığımız sporun manevi ve kültürel yanlarını bize gösterir. Bu konu her ne kadar tartışmaya açık da olsa , yaptığımız işin maneviyatını benimsemek alınacak en büyük başarıdır.
Ekipmanlarınız hayırlı uğurlu olsun inşallah, güzel günlerde ve müsabakalarda