Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 2

http://www.bilisimdergisi.

org/s141

Saramago’dan Çıktım Merak kediyi öldürür fakat insanı “İnsan” yapar. İnsanoğullarının
en meraklılarından olan Leonardo Da Vinci’nin not defterinde:
“..büyük bir mağaranın girişine varacağım, hüküm süren karanlığın

Yola
yoğunluğuna rağmen içerdeki herhangi bir şeyi seçebilecek miyim
diye boydan boya eğileceğim. Bir an böylece kaldıktan sonra
birdenbire içimde iki duygu uyanacak; korku ve arzu. Korku tehdit
edici mağara karanlığından, arzu ise içeride olağanüstü bir şeyin gizli
olup olmadığını görmekten...” yazar.

Ayfer Niğdelioğlu
ayfer.nigdeli@gmail.com

C
ennetten kovulma ile sonuçlanan ilk “merak”ın öyküsü ile başlıyor Nobel
ödüllü yazar Saramago’nun Kabil’i. İnsanın bilmediği bir kavramdan dolayı
cezalandırılması, cezayla birlikte oluşan kavram anlayışı, özgür iradenin,
sonuçlara katlanma sorumluluğunu da beraberinde getirmesi, insan
soyunun dünya serüvenindeki ilk tecrübeleri olarak kayıtlara geçiyor. Bilgi (İyilik/
Kötülük) ağacının meyvesini yiyen Adem ve Havva’nın yaratılışına, Şeytan’ın oyununa,
ilk cinayet ve tufan gibi kutsal metinlerdeki öykülere, çağımızın mizah mercekli
vizöründen bakmış Portekizli yazar.

Kendine özgü grameri ve üslubu ile “Ey okur, nasıl yazdığıma değil, ne yazdığıma
kulak ver!” diyen Saramago, eline kardeş kanı bulaşmış Kabil’in ağzından Tanrı’ya
sorular soruyor. Kabil’in “Eğer” ve “Keşke”lerle dolu yargılarını okurken, Tanrı ile
sürekli konuşan bir başka bilgeyi anımsadım: İnsanın yaşam savaşını damda keman
çalmaya benzeten Sütçü Tevye’yi. “Ey kurtları kuzuları yaratan Tanrım, beni de böyle
yarattın. Amaa eğer zengin bir adam olsam, senin ulvi planın mı bozulur?”

Mark Twain’in “Adem ve Havva’nın Güncesi” adlı uzun öyküsünde de, Havva
“Bilgisizdik o zaman, şimdi ise bilgi yönünden zenginiz çok. Ne zenginiz ya!
Açlığı, susuzluğu, soğuğu öğrendik; hastalığı, acıyı, üzüntüyü öğrendik; nefreti,
başkaldırmayı, aldatmayı öğrendik; vicdanı öğrendik; beden ile ruhun yorgunluğunu,
Dünya, yıldıramazsın beni ne yapsan dinçleştirmeyen uykuyu, dinlendirmeyen dinlenceyi, Cenneti bize geri getiren,
uyandığımız an gene alıp götüren düşleri öğrendik. Korkuyu öğrendik; kibri,
Ölümden de korkmam, er geç ölür insan
çekememezliği, ikiyüzlülüğü öğrendik; saygısızlığı öğrendik.
Ölmemek elimizde değil ki bizim Şimdi hepsine sahip durumdayız.” diye yakarır.
İyi yaşamamak beni korkutan.
Ömer Hayyam

130 2012 OCAK KİTAP TANITIMI AYLIK BİLİŞİM KÜLTÜRÜ DERGİSİ 131
http://www.bilisimdergisi.org/s141

Varoluşçu edebiyatçımız Melih Cevdet Anday, “Onca varlık var iken gitmez gönül darlığı” keyif alacakları kitabı okurken, hayatta elektriği uzak mesafelere iletmeyi başarmış,
Rahatı Kaçan Ağaç şiirinde Havva anamıza hak diyen Yunus Emre’ye, “Cehennem boş, tüm aldığımız her kararın Tanrı ile bahse girmek evlerde kullanılmasını sağlamıştır. Ayrıca
veriyor: Şeytanlar burada.” diyen Shakespeare’e olduğunu düşündüm. Ne var ki, fizikçilerin en beyinde alfa, beta ve teta olmak üzere 3 ana
Tanıdığım bir ağaç var hak vermemek mümkün mü? İnsanı yoldan renklisi Einstein “O zar atmaz.” diyor. Tesadüf dalga çeşidi olduğunu keşfetmiş, dünyanın
Etlik bağlarına yakın çıkaran, doymak bilmez açgözlülüğü ve hırsı diye açıkladıklarımız, bugünkü bilgi ve idrak rezonansını ölçmüş; düşünceyi ekrana
Saadetin adını bile duymamış ise, Şeytan’ı başka yerde aramaya ne gerek eksikliğimiz yüzündendir. Belirsizliklerin yansıtma deneyleri yapmış, telapati üzerine
Tanrının işine bakın. var? ardında bilimin henüz keşfedemediği bir düzen çalışmıştır. Bir söylentiye göre ışınlanmanın
olduğunu savunan Einstein “Tanrı’ya inanıyor yolunu da bulan Tesla’nın çalışma notlarına,
Geceyi gündüzü biliyor Edebiyatın ve dinin kesiştiği birçok noktada musunuz?” sorusunu “Var olan her şeyin bir otel odasında ölü bulunmasından sonra
Dört mevsim, rüzgârı, karı Şeytan, yazarlarca kullanılmıştır. Bu eserlerin uyumlu bir birlikteliğinde ortaya çıkan Tanrı’ya ABD hükümeti el koymuştur.
Ay ışığına bayılıyor en önemlisi Goethe’nin Faust’udur. Sonsuz evet; ama insanların günlük işleriyle ilgilenen, İnanç sistemleri ve insan ilişkisi, sadece
Ama kötülemiyor karanlığı. gençlik için ruhunu satan Dorian Grey’de de, cezalandırıcı veya mükafatlandırıcı Tanrı’ya bilim adamları, din adamları, felsefeciler,
Paulo Coelho’nun “Şeytan ve Genç Kadın” hayır” diye yanıtlamıştır. sanatçılar ve hatta politikacıların konusu
Ona bir kitap vereceğim adlı romanında da bezirgan Şeytan karşımıza Madem fiziğe geçtik; yaşadığımız çağı değil. Farkındalık yaratma yolunda gelişen
Rahatını kaçırmak için çıkar. J. B. Russell’ın Kötülük serisinde ise, değiştiren Nikola Tesla’nın yaşam öyküsünü, bir enstrüman da parodi dinler. Uçan Spagetti
Bir öğrenegörsün aşkı Şeytan evrim geçirmiş, yeryüzüne iyice alışmış April Yayınevinden çıkan “Tesla’nın Canavarının Kutsal Kitabı, Bobby Henderson
Ağacı o vakit seyredin. ve insandan farkı kalmamıştır. Kutusu”ndan okuyalım. Günlük yaşamımızda tarafından yazılmış, Altıkırkbeş Yayınları
Çağdaş yazarlardan Cengiz Varlı’nın, kullandığımız herşeyde (bilgisayar, televizyon, tarafından 2010 yılında Türkçe’ye çevirilmiştir.
İnsanoğlu doğanın verdikleriyle yetinmiyor. Ne Tanrı’yla Bahis-Haberci adlı romanında, Sato, radyo, uzaktan kumanda, mikrodalga fırın, Kitapta “On Emir” yerine “Sekiz Rica” vardır:
kuş gibi uçabiliyor, ne aslan gibi pençeleri var, insanoğlunu kandırabileceği konusunda Tanrı internet, AC şebekeler) payı olan dahi mucit, “Eğer Yapmazsanız Çok Memnun Olurum”
ne de çıta kadar hızlı! Doğar doğmaz hayata ile bahse girer. Fizik ve bilimkurguseverlerin Edison’un DC sisteminin önüne geçerek, maddelerden biri:
karışamıyor, kendine yetebilmesi için uzun Eğer başka insanları yargılamak için nasıl
yıllar korunması, kollanması lazım. “İnsan”, göründüklerine, veya nasıl giyindiklerine, veya
doğasındaki bu eksikliği bilim, sanat, teknoloji nasıl konuştuklarına bakmazsan, veya, yani, iyi
ve felsefe ile sürekli aşmaya çalışıyor. İki davran işte, tamam mı? Ha bir de şunu kalın
ayağının üzerinde dikilmesinden sonra, her kafalarınıza sokun: Kadın=insan. Erkek=insan.
çağda, her coğrafyada gösterdiği farklılıkları, Aynı=aynı. Biri diğerinden daha iyi değildir, tabi
ademoğlu/havvakızının doymak bilmez konumuz moda değilse, zira kusura bakmayın
değişim, gelişim iştahı ile açıklayabiliriz. ama onda üstünlük kadınlarda, ha bir de mor
Evrenin gizlerini bilme arzusunu, otoriteyi ile fuşya arasındaki farkı bilen bazı erkeklerde.
sorgulamayı, direnişi Dorothy, Alice, Keloğlan, Saramago’dan çıktım yola, selam verdim sağa
gibi naif kahramanlarda dahi görürüz. Munis sola… Daldan dala atladıktan sonra, Harikalar
kızımız Pollyanna bile, yaşadığı çevreyi Diyarında nokta koyalım. Düşes “Ah, aşktır
olduğu gibi kabul etmemiş, kendi yöntemiyle dünyayı döndüren” der. Alice, “Bir başkası da
değiştirme savaşı vermiştir. demişti ki; Herkesin kendi işine bakmasıdır,
dünyayı asıl döndüren şey” diye karşı çıkar.
İnsanlık tarihi boyunca yapılan bilimsel Düşes, “Eh, doğru. Bu da aşağı yukarı aynı
araştırmalar, sanat eserleri ve felsefe kapıya çıkıyor. Bundan çıkarılacak hisse de,
çalışmaları, insanoğlunun günlük yaşamını, sen anlama bak, söyleniş çeşit çeşittir.”
kültürünü değiştirmiş, dünyayı küçültmüş
olabilir. Modern tıp ve teknolojiye de ayrıca Kitaplar:
teşekkürler! Bize diziler, futbol, moda ve 1- Jose Saramago Kabil
magazinle doldurabileceğimiz 40 yıl verdiler. Kırmızı Kedi Yayınevi
Ancak asıl “eksik” olanın tamamlanması pek 2- Cengiz Varlı Tanrı’yla Bahis Haberci Efkari
mümkün görünmüyor. İnsan hala kıskanç, Yayınlar
bencil, açgözlü, obur, şehvet düşkünü, kindar, 3- Samantha Hunt Tesla’nın Kutusu
kibirli, riyakar, cimri… April Yayıncılık

132 2012 OCAK KİTAP TANITIMI AYLIK BİLİŞİM KÜLTÜRÜ DERGİSİ 133

You might also like