Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 39

DİL VE DÜŞÜNCE*

*Lev Semonovich VYGOTSKY


“Thought and Languange”, 1936,
translated by: E. Hanfmann,
G.Vakar
Haz: Yrd. Doç. Dr. Eda Erdener
İçindekiler

1.Problem ve Yaklaşım
2.Piaget’ in Çocukta Dil ve Düşünce Teorisi
3.Stern’ in Çocukta Dil ve Düşünce Teorisi
4. Düşünme ve Konuşmanın Genetik Kökleri
5. “Kavram Biçimlendirme” Üzerine Deneysel Bir
Çalışma
6. Çocuklukta Bilimsel Kavramların Gelişimi
7. Düşünce ve Kelime
1. Problem ve yaklaşım
1. Problem ve Yaklaşım
■ Psikolojik yapıları analiz etmek için
kullanılan iki yöntem vardır:
1. Elementlere ayırarak analiz
2. Ünitelere ayırarak analiz
O zaman “sözel düşüncenin” ünitesi
nedir?

■ Her kelime bir genellemedir. Bir kelime, tek bir


nesneye atıfta bulunmaz.
■ Yani genelleştirme, kelime anlamının özüdür ve
bu nedenle anlam, bir düşünce eylemidir.
■ Ama aynı zamanda anlam, kelimenin de
ayrılmaz bir parçasıdır. Böylelikle dil ve
düşüncenin de bir parçası haline gelir.
■ Anlamsız bir kelime, boş bir sesten ibarettir artık
insan konuşmasının bir parçası değildir.
… “sözel düşüncenin” ünitesi nedir?
■ Geçek insan iletişimi, genelleştirilmiş bir
tutumdur (generalized attitude)
■ İnsanın daha ileri düzeydeki düşünce
formlarına ulaşması, sadece düşüncenin
kavramsallaştırmasıyla (conceptialization)
mümkündür.
■ Bu da kelimelere aşina olsalar dahi,
çocuklarla kavramlar yoluyla iletişim
kurulamamasının sebebidir.
■ Yani, kelime ancak anlam olgunlaştığında
anlaşılır hale gelir.
2. Piaget’in Çocukta Dil ve
Düşünce Teorisi
2. Piaget’in Çocukta Dil ve Düşünce Teorisi:
■ Piaget’e göre çocuk mantığının tüm
spesifik özellikleri, bir üniteye, çocuk
düşüncesinin egosantrizmine bağlıdır.
■ Tüm çocukların konuşmalarını ikiye
ayırıyordu:
1. Egosentrik konuşma
2. Sosyalleşmiş konuşma
…Piaget’in Görüşü

e
düşünc Genetik,
(direk) yapısal ve
z fonksiyon
Dolaysı el bir ara
konum
Düşünce
Egosantrik

Otistik Düşünce
Vygotsky’nin Görüşü
■ Denilebilir ki, aktivitenin kendi akışındaki
bir bozulma, egosantrik k. için bir
uyarandır.
■ Egosantrik Konuşma: Gerginliğin dışa
vurulması, duyguların boşalımı ve uygun
düşünceyi ifade için bir araç; problemin
çözümü için de bir planlamadır.
7 yaşta egosantrik konuşmaya ne
oluyor?
■ Çocuk büyüdükçe ego.konuşma kantitatif
olarak artıyor, yani 3 yaştan 7 yaşa
doğru… Piaget de bu paradoksa dikkat
çekmişti.

■ 3 yaşta egs. ve sosyal konuşma arasında


fark yokken, 7 yaşta yapısal ve işlevsel
olarak tamamen farklıdır. Bu nedenle vokal
yönü de azalır. Bu tür konuşmanın
işlevinin değişmesiyle, seslendirme
anlamsız ve gereksiz hale gelir.
Egosantrik konuşma kaybolunca ne oluyor?

■ Egs. konuşma, içsel konuşmadan önce bir geçiş


aşamasıdır.
■ Piaget egs. konuşmanın kaybolmasıyla, yerini
sosyalleşmiş konuşma aldığı için, egs. düşüncenin de
öldüğüne inanıyor, bunu da genetik sürece dayandırıyordu.

■ Yetişkinlerde içsel konuşma, çocuktaki egosentrik


düşünceyle aynı işleve sahiptir. Yapısal özellikleri dahi
aynıdır.

■ Düşünceyi sesten soyutlamak önemli bir gelişim


aşamasıdır. Yani egosantrizm kaybolmuyor, atrofi gereği
yeraltına gidiyor ve içsel konuşmaya dönüşüyor.
İçsel konuşmanın (inner speech)
özellikleri nedir?
■ Başlangıçta sosyal konuşmayla aynı yapıya
sahiptir.
■ Değişmeye başladıkça tedrici olarak daha az
tamamlanmış ve bağlantıdan yoksun hale gelir.
■ Yavaşa yavaş seslendirmesi (vocalization) azalır
■ Fonetik halden, semantik hale gelir.
■ Semantik yapı da içsel konuşmayı kısaltılmış
hale getirir. Gramatik söz diziminden (syntax)
uzaklaşılır.
Konuşmanın birincil fonksiyonu
nedir?
■ Çocuk ve yetişkinin her ikisinde de iletişim
kurmaktır.
■ Bizim bakış açımıza göre, sosyalleşmiş
(Vyg’e göre iletişimsel (communacative) ve egosantrik
konuşmanın her ikisi de sosyaldir.
■ Çocuk kendisiyle konuşmaya diğerleriyle
konuştuğu gibi başlar. Dış şartlar onu
düşünmeye zorladığında sesli düşünür.
Vygotsky’nin Konuşma Gelişimi Şeması

MA Bireyden
KONUŞ sosyalliğe
K değil,
OTİSTİ sosyallikten
bireyselliğe
doğru
KONUŞMA
EGOSANTRİK

SOSYAL KONUŞMA
4. Düşünme ve Konuşmanın
Genetik Kökleri
Hayvanlarda Konuşma ve Düşünme
Üzerine Görüşler
■ Şempazelerde eksik olan eğilim, sesleri
taklit edebilme yetenekleridir, yoksa sesle
ilgili tüm techizatları (vocal appartus) insan
kadar iyi donatılmıştır (Yerkes).
■ Eğer şempazenin zeka kalibresiyle,
papağanın taklit eğilimi bir araya gelse,
şüphesiz insan konuşması düzeyinde
olmasa da konuşma kaçınılmazdır
(Yerkes).
Vygotsky’nin Eleştirisi
■ Konuşmaya sebep olan bizim optik algı
becerimiz değil, zihinsel operasyonların başka
türlü oluşundandır.
■ Hayvanlar sadece somut algı planında olan
uyaranlara karşı bir kavrama geliştirebilirler.
■ Hayvanlarda konuşma düşünceden bağımsızdır.
■ Yani temsil etmeye dair ne en küçük bir niyet ne
de üretimlerinde nesnel olarak tanımlanabilen bir
bir anlam vardır.
Vygotsky’nin Görüşleri
■ Düşünce ve konuşma, farklı genetik köklere
sahiptir.
■ İki fonksiyon birbirinden farklı çizgilerde ilerler ve
bağımsızdırlar.
■ Aralarında kesin bir sınır olmadığı gibi değişmez
bir korelasyon da yoktur.
■ Düşünce ve konuşmanın filojenisine dayanarak:
insanlarda düşüncenin gelişiminde bir dil öncesi
faz; konuşmanın gelişiminde ise bir zeka öncesi
faz vardır.
Düşünce ve konuşmanın şematizasyonu

DÜŞÜNCE KONUŞMA

Sözel
düşünce
Verbal thought
Sözel düşüncenin basamakları

1.Düşünmede, konuşmadan önce bir dönem


vardır
2.Konuşmada zeka öncesi dönem vardır.
3. Naif psikoloji deneyimleri tedrici olarak birikir
4. Tüm bunlar içe doğru büyür (ingrowth).
5.Son basamakta içsel sessiz konuşma vardır.
Konuşma ve düşüncenin birleşimi
■ Konuşmanın zekaya hizmet etmesi 2 yaş
ortalarında ortaya çıkar.

■ Konuşma ve düşünce gelişimindeki eğri,


önceden ayrıkken, birleşerek yeni bir
davranış biçimine öncülük eder.
■ Sonuç:
1. Ontojenik gelişim içersinde konuşma ve
düşüncenin farklı genetik kökleri vardır.
2. Belli bir zamana kadar iki ayrı ve
bağımsız çizgi izlerler
3. Düşüncenin sözel, konuşmanın rasyonel
olduğu kesin bir noktada birleşirler.
5.“Kavram Biçimlendirme”
(concept formation) Üzerine
Deneysel Bir Çalışma
Kavram Biçimlendirme Üzerine Deneysel Bir
Çalışma
■ Çifte uyaran metodu (method of double stimulation)
kullanıldı.
■ 22 tane; 5 farklı renk, 6 farklı biçim, 2 farklı
yükseklik ve 2 farklı büyüklükte tahta blok kullanıldı.
■ Her bir figürün altına görülemeyecek şekilde dört
anlamsız kelime yazılıydı: LAG, BİK,
MUR,CEV(örn:düz ve küçük)
■ Sonuçta; ismi olmayan yeni kavramlar inşa edildi.
■ Kavram gelişimiyle sonuçlanan proseslerin gelişimi,
çocukluğun erken zamanlarında başlar; ama
kavram biçimlenmesi için gereken zihinsel
fonksiyonlara ancak pübertede ulaşılır.
Çocukta Kavram Biçimlenmesinin (concept formation)
Fazları

1. Faz:Organize olmamış yığınlar (unorganized heap):


Hiç bir dağlım göstermeksizin gruplandırılmış nesnelerden oluşur,
Kelime, bireysel nesnelerin ve imajların belirsiz syncretic bir yığınıdır.

1.Basamak:Deneme-yanılma

2. Basamak: Nesnelerin uzayda duruşu


Görsel alanın organizasyonu
(spatial position)

3. Basamak:Tutarsız uygunluk
(incoherent coherence)
Çocukta Kavram Biçimlenmesinin (concept formation)
Fazları

2. Faz: Komplekslerle Düşünme (thinking in complexes):


Bireysel nesneler sadece öznel izlenimler olarak kalmayıp,
nesnelerin gerçek varlığına bağlanır, kısmen egosantriktir.
1.Basamak:Asosiyasyon kompleksi
(asossiation)

2. Basamak: Kolleksiyon kompleksi


(collection)

3. Basamak: Zincir kompleksi


(chain complex)

4. Basamak: Dağılan kompleks


(diffuse complex)

5. Basamak: Yalancı-kavram kompleksi


(pseudo concept complex)
Çocukta Kavram Biçimlenmesinin (concept formation)
Fazları

3. Faz: Soyut Düşünce (abstract thinking)


Hiç bir dağlım göstermeksizin gruplandırılmış nesnelerden oluşur,
Kelime, bireysel nesnelerin ve imajların belirsiz syncretic bir yığınıdır.
1.Basamak:azami benzerlik
(maximally similar)
2. Basamak:Potansiyel kavramlar
(potential concepts)

3. Basamak: Soyutlama ve sentez


6. Çocuklukta Bilimsel
Kavramların (scientific
concepts) Gelişimi
Çocuklukta Bilimsel Kavramların Gelişimi
■ Çocuklukta kavramlar, çocuğun kendi zihinsel çabasından geçerek
“kendiliğinden (spontaneous) gelişenler” ve “yetişkinlerin etkisiyle
(non-spontaneous) gelişenler” olarak ikiye ayrılır (Piaget).
■ Her iki proses de en başından beri birbirini etkilerler, bu parçalar tek bir
prosesin, kavram biçimlendirmenin bir parçasıdırlar. Değil zıt olmak, ikisi
tek bir prosestir (Vygotsky)

■ Okul çocuğu, (eğer, -e rağmen, çünkü) gibi kavramları spontane olarak,


ilkin onların anlamlarının bilincinde olmaksızın ama doğru yerde ve
şekilde kullanır (Piaget)
■ Her yaşta bir kavram genelleştirme yoluyla bir temsil edici kelime
içersinde şekillenir, yaşla beraber kelimenin anlamı evrimleşir
(Vygotsky).

■ Okul eğitimindeki tüm temel fonksiyonlar, okul çocuğunun zihni işe


karışmaksızın (non-spontane) gelişirler (Piaget).
■ Kavramın farklı içsel ve dışsal şartlarda gelişmesi, kavramın sınıf içinde
verilen eğitim sonucu mu, yoksa çocuğun kendi öznel deneyimlerine
bağlı olup olmadığına göre değişir. Çocuğun motivi olsa dahi bu iki tür
kavram aynı değildir. Yani “abi” kavramıyla “sömürge” kavramının
biçimlenmesi aynı yolu izlemezler (Vygotsky).
Bilimsel ve spontane kavramlar arasındaki
ilişki

■ Bazı fonksiyonlar olgunlaşmayla (maturation)


gerçekleşmezler.
■ 6-8 yaşlarında, çocuklar için yazma,
konuşmaya göre zordur.
■ Yazmanın gelişimi, konuşmanın gelişimsel
tarihini izlemez.
■ Yazılı konuşma, yapı ve fonksiyon olarak,
sözlü konuşmadan apayrı bir dilsel biçimdir.
Yazılı konuşma neden sözel konuşmadan
farklıdır?
■ Yazmanın çok az gelişimi bile yüksek derecede
soyutlama gerektirir.
■ Yazmayı öğrenmek için çocuk, konuşmanın duyusal
(sensational) yönünden ayrılmalıdır.
■ Yazma, aynı zamanda bir konuşmacı olmaksızın
konuşmaktır.
■ Yazma için gereken motivler daha soyuttur.
■ Yazma, tüm bunlara ek, bilinçli bir analiz gerektirir.
■ İçsel konuşma, yazılı konuşmanın ön koşuludur.
■ İçsel konuşmanın söz dizimi ile yazılı konuşmanınki
tamamen zıttır, sözel konuşma ise ortada bir yerlerde yer
alır.
Çocuğun zihinsel gelişimiyle okul eğitiminin
ilişkisi nedir?
■ Eğitim, genellikle gelişimin önünde seyreder.
■ Eğitim, organize bir şekilde belli bir zamana ve müfredata
bağlı işler,
■ Eğitim konuları birbirinden ayrı verilse de, öğrenimin yönü
tektir (unitary), çocuklar farklı eğitim konularını birbirleriyle
ilişkiye getirirler.
■ Eğitim işlemi, kendine has bir mantıksal sırayla yol izlerken,
çocuk kendine has ve zihninde gizli kalmış belirli bir sistem
içersinde gelişme gösterir.
■ Proximal gelişim alanının genişliği, okulla daha iyi bir hale
gelir.
■ Çocuk yardımla kendi yapabileceğinden daha iyisini yapabilir.
■ Eğitimde, eşiği her zaman yüksek tutmak gerekir. Eğitim
geçmişe değil, geleceğe dönük olmalıdır.
Deneyde…
■ Bilimsel kavramların gelişimi ile gündelik
kavramları kıyaslandı.
■ “Çünkü ya da e- rağmen” ile biten
tamamlanmamış cümleler kullanıldı.
■ Bilimsel kavramlarla ilgili seti, 2. ve 4. sınıf
sosyal bilimler derslerinden alındı.
■ (The girl cannot yet, although….)
Bilimsel kavramların gelişimiyle gündelik
kavramların gelişiminin kıyaslanması

Yarım Kalmış Cümleleri Doğru Tamamlama %


2.sınıf 4.sınıf
“Çünkü” (because) ile biten yarım kalmış
cümleler
Bilimsel kavramlar 79.7 81.8
Spontane kavramlar 59.0 81.3
“-e rağmen” (although) ile biten yarım kalmış
cümleler
Bilimsel kavramlar 21.3 79.5
Spontane kavramlar 16.2 65.5
7. Düşünce ve Kelime

“…söylemeye niyetlendiğim kelimeyi unuttum


ve düşüncem, şekilsizce, gölgelerin krallığına geri
döndü”
O. Mandelstam’ın şiirinden
Düşünce ve kelime
■ Bir kelimenin anlamı düşünceye mi, konuşmaya mı ait bir
fenomendir?
■ Kelime anlamı, konuşma içinde şekillenen ve düşünceden
uzaklaşmış, ama düşünceyle bağlantılı olarak, düşünceye
ışık tutan bir fenomendir.
■ Kelime anlamı dinamiktir, çocuk geliştikçe değişir, aynı
zamanda düşünce fonksiyonu İle beraber değişir.
■ Eğer kelime anlamı, kendi içsel doğasında değişiyorsa,
kelimeyle ilişkili düşünce de değişir.
■ Düşüncenin kelimeyle ilişkisi bir prosestir, kelimeden
düşünceye, düşünceden kelimeye ileri geri devamlılık arz
eder.
■ Düşünce, sadece kelimelerle ifade edilmez, varlığı onların
içinden gelir.
… Düşünce ve kelime
■ Çocuk fonetik olarak tek kelimeden, semantik olarak
bütünden başlar (çocuğun ilk kelimesi aslında bütün bir
cümledir). Fonetik ve semantik daireler birbirine zıt
gelişim izlerler.
■ 1. Kelime çocuk için nesnenin gösterdiği bütünün bir
parçasıdır. Çocuk için, isimleri, onların atfettiği şeyden
ayırmak güçtür.
■ 2. Sonra anlamlılık (signification), isimden bağımsız;
anlam (meaning) atıftan bağımsız hale gelir.
■ Bunlar başarıyla formüle edilirse, çocuk diğerleriyle
konuşmaya muktedir olabilir.
■ Düşünce, konuşmadan farklı olarak, ayrı ünitelere sahip
değildir.
■ Konuşmada her zaman gizli kalmış bir düşünce, bir alt
metin (subtext) vardır.
■ Düşüncenin, her zaman kelimelerle ifade edilemez bir
yanı vardır.
Teşekkür ederim…

You might also like