Professional Documents
Culture Documents
EAD
EAD
EAD
"Alice Harikalar Diyarında" adlı kitap, alışılmadık olaylarla dolu bir dünyada geçer ve
karakterlerin davranışları genellikle geleneksel mantıkla örtüşmez. Bu durum, kitabı okuyan
çocukların düşünmeye ve sorgulamaya teşvik edilmesine katkı sağlar. Örneğin, Alice'in
karşılaştığı tuhaf durumlar ve karakterler, çocukların "Nasıl?" ve "Neden?" gibi sorular
sormasını teşvik edebilir. Ayrıca, kitaptaki olaylar çocukların farklı bakış açılarıyla
düşünmelerine ve olayların gerçek anlamını kavramaya çalışmalarına olanak tanır. Bu
yüzden, "Alice Harikalar Diyarında" gibi eserler, çocukların eleştirel düşünme becerilerini
geliştirmelerine ve sorgulayıcı bir zihniyete sahip bireyler olarak yetişmelerine yardımcı
olabilir. Kitaptan olayla örnek verecek olursak:
… Alice Tavşan'ın arkasından eğilmiş, merakla bakıyordu. ''Ne tuhaf saat!'' dedi. ''Ayın hangi
günü olduğunu gösteriyor da saatin kaç olduğunu göstermiyor!'' Şapkacı ''Niye göstersin?''
diye mırıldandı. ''Sizin saatler yılın hangi yıl olduğunu gösterir mi?'' Alice'in yanıtı hazırdı
''Elbette göstermez'' dedi. ''Ama yıl uzun zaman değişmez de ondan.''
Şapkacı ''İyi ya, benimki de öyle işte'' dedi.
Alice, adamakıllı şaşkına dönmüştü. Şapkacının yanıtı doğru dürüst bir tümceydi ama hiçbir
anlamı yoktu. Nazik olmaya çalışarak ''Pek anlayamadım'' dedi…
Alice, hikayede Çılgın Şapkacı ile çay partisine katılıyor ve bu partide, konuşmalar oldukça
kafa karıştırıcıdır. Yukarıdaki alıntıdan görüldüğü gibi, Çılgın Şapkacı, çay partisinde
zamanın durduğunu iddia eder ve bu durum, Alice'in şaşkınlıkla sorgulamasına neden olur.
Normalde mantıksız olan bir konsepti kabul etmek yerine, Alice düşünmeye başlar ve bu
durumu sorgular. Bu bölümde, çocukların olayları sorgulamaları ve açıklamalar aramaları
için bir fırsat sunar. Alice'in tepkisi, çocuklara, bir durumla karşılaştıklarında sorgulama ve
analiz etme becerisi kazandırabilir. Bu da eleştirel düşünme becerilerini geliştirmelerine
yardımcı olur. Burada kitabı okuyan çocuk zaman nedir ve her durum karşısında zaman
aynı hızla mı ilerlemektedir? Bu bağlamda çocuk kendisi için zamanın olduğundan çok daha
hızlı veya yavaş aktığını düşündüğü anlar olup olmadığını düşünebilir kendince
sorgulayabilir.
Alice Harikalar Diyarında adlı kitabımız, gerçek dünyanın katı mantık ve kurallarından uzak,
hayali bir dünyada geçiyor. Bu, kitabı okuyan çocuğun zihninde sorgulamalar uyandırabilir;
örneğin, gerçeklik ile hayal arasındaki sınırları sorgulamak. Ayrıca, karakterlerin hareketleri
ve iletişimleri de eleştirel bir bakış açısıyla incelenebilir. Alice'in yaşadığı deneyimler,
okuyucuyu kabul edilmiş davranışlar konusunda düşünmeye yönlendirebilir. Dolayısıyla,
kitap alışılmadık ve sıklıkla mantıksız olan bir dünyada geçmesine rağmen, gerçek dünya
hakkında derin düşüncelere yol açabilir.
Bu kitapta eleştirel düşünme ölçütlerinden biri olan "doğruluk" kavramını ele alırsak:
Açıklık açısından ise, kitapta yer alan olaylar ve diyaloglar bazen oldukça karmaşık olabilir.
Örneğin, karakterlerin konuşmaları sıklıkla metaforlarla doludur ve geleneksel mantıkla
açıklanamazlar. Bu durum, okuyucunun olayların gerçek anlamını anlamak için daha
derinlemesine düşünmesini gerektirebilir. Bu örnekler, "Alice Harikalar Diyarında" kitabının
eleştirel düşünme standartları açısından incelendiğinde, kesinlik ve açıklık kavramlarının
nasıl sorgulandığını gösterir. Örnek verirsek:
"Eğer sen nerede olmak istediğini bilmiyorsan, hiçbir yer senin için önemli değildir."
Alice, Cheshire Kedisi'ne hangi yöne gitmesi gerektiğini sorar. Kedinin yanıtı ise, "Bu
büyük ölçüde senin nereye gitmek istediğine bağlıdır." Kedinin bu yanıtı, kendi
içimizdeki sezgilere kulak vererek hayatımızı yönlendirmemizin önemini vurgular.
Cheshire Kedisi bazen görünürken bazen de kaybolur. Bu durum rastgele değildir;
aslında gerçekliğin geçici ve sürekli değişken olduğunu temsil eder. Cheshire
Kedisi'nin bu sözü, farklı bakış açılarıyla olayları değerlendirmeyi ve kabul etmeyi
teşvik ettiği için açıklık ve esneklik kavramlarını da vurgular; Bu şekilde, Cheshire
Kedisi karakteri "Alice Harikalar Diyarında" kitabında eleştirel düşünme ve açıklık
konularının sembolü haline gelir.
Şapkacı ... sadece şu sözleri söyledi “Kuzgun niye yazı masasına benzer?” Alice “Hah!
Şimdi bilmeceler başlıyor!” diye düşündü…
...yani ne söylüyorsam onu demek istiyorum. Zaten ikisi de aynı şey.” Şapkacı “Hiç de aynı
şey değil” dedi. “Böyle olduktan sonra, meselâ yediğimi görürüm, ne demekse, gördüğümü
yerim, demek de aynı olur.” Öteden Mart Tavşanı da atıldı “Meselâ Ne bulursam beğenirim,
yerine, ne beğenirsem bulurum, demek de aynı şey olacak” Tarla Faresi de uykusunda
konuşur gibi ilâve etti. “Meselâ, uyuduğum zaman nefes alırım yerine, nefes aldığım zaman
uyurum, denebilecek.” Şapkacı “Öyle ya, senin için ikisi de ayni şey” dedi ve konuşma
burada kesildi.
“Ya sonra” diye düşündü, “sonra ne olur benim halim? Buranın insanları kafa kesmeye pek
meraklı! Nasıl olmuş da biri sağ kalabilmiş, insan ona şaşıyor!” Artık kaçmak için etrafta bir
yol arıyor, “Acaba kimseye görünmeden sıvışabilir miyim?” diye düşünüyordu;
Alice, her zaman olayları kendi bakış açısıyla ele almaya çalışıp sürekli kendi içerisinde
çatışmalar yaratmış bir kız olarak okuyucuya da bu özelliğini yansıtabilen bir karakter
olmuştur. Alice’in diyarı, tüm soruların cevaplarının olduğu, gizemlerin ve paradoksların
kaçınılmaz çözümleri bekleyen bulmacalardan ibaret olduğu ve sözlerinin tamamen
açıklanabilir göründüğü bir yerdir. (Rockin, 38) Bu bulmacalar ve gizemler açıkça gösteriyor
ki çocukların eleştirel ve analitik düşünmesini sağlayacak en önemli unsurlar bu kitapta yer
almaktadır.
Alice'in macerası boyunca karşılaştığı tuhaf durumlar ve kelime oyunları, Lewis Carroll'un
mantık ve akıl yürütme konularına duyduğu ilginin bir yansımasıdır. Carroll, geleneksel
düşünceyi sorgulayarak okuyucuları mantıksal akıl yürütmenin sınırlarını keşfetmeye çağırır.
Harikalar Diyarı'nın absürtlüğü ve mantıksızlığı, kuralların ve toplumsal normların keyfi
doğasını vurgulayarak okuyucuların farklı bakış açıları geliştirmesine ve alışılmadık düşünce
tarzlarını keşfetmeye teşvik eder.
Alice, Beyaz Tavşanı tavşan deliğine kadar takip ettiğinde mantığa aykırı bir durumla
karşılaşır. Bu, kitabı okuyan çocuklar için bu kadar küçük bir tavşan deliğinin nasıl bütün bir
Harikalar Diyarına yol açabileceğini sorgulamaya teşvik ediyor, mekansal kavramlara ilişkin
anlayışlarını zorluyor ve onları okudukları şey hakkında eleştirel düşünmeye teşvik ediyor.
Kitaptaki başka bir bölümde Alice Tırtıl ile karşılaştığında ona "Sen kimsin?" diye sorar. Bu
soru kimlikle ilgili bir diyalog başlatır ve kitabı okuyan çocuklara öz farkındalık kavramı ve
kendilerini nasıl tanımladıkları üzerine düşünmeye teşvik ederek eleştirel öz değerlendirmeyi
teşvik eder.
Alice hayretle çakıltaşlarının yere düşer düşmez küçük pastalar haline girdiğini farketti, bu
aklına parlak bir fikir getirdi: “Bu pastalardan birini yersem muhakkak boyum gene
değişecektir” diye düşündü.. “Hem, artık daha fazla büyüyemiyeceğime göre beni her halde
küçültür.”
Yukarıdaki alıntıdan da görüldüğü gibi içtiği bir şurupla minicik olan Alice, bir kek yemesi
üzerine ise odaya sığmayacak kadar büyük hale geliyor ve bu çocuğun kendince şu soruyu
sormasını sağlayabilir: Acaba bir elma bir insana göre küçükse bir karıncaya göre de küçük
müdür? Neye göre bu tanımı yaparız? Bu şekilde sorgulamasını sağlayabilecek bir
olaydır.(Kaygı, 22 (3), 654-680.)