Professional Documents
Culture Documents
Vigdis Hjorth - Postane Günlükleri
Vigdis Hjorth - Postane Günlükleri
1959 y1hnda Oslo'da dogdu. Felsefe, edebiyat ve siyaset bilimi ogrenimi gordii. 1983'te
kaleme ald1g1 ilk yocuk romamyla Norvey Kiiltiir Bakanhg1 ilk Roman Odiilii'nii ald1.
Ahlaki meselelere genylerin perspektifinden bakabilen yocuk ve genylik kitaplanyla
ovgii toplad1, romanlan sinemaya uyarland1. 1986'da geny bir kadmm cinselligini
ke�fedi�ini konu alan Gjennom skogen romamyla yeti�kin edebiyatma ad1m att1. insan
olmaya dair varolu�sal sorunlan, toplumsal adaletsizlikleri, cinsiyet rollerini, sm1f
farkm1 ve bireysel miicadeleleri psikolojik ve felsefi bir derinlikle ele ald1g1, toplumsal
tabulan cesaretle sorgulad1g1 otuzu a�km romamyla Cappelen, Aschehoug, Dobloug
ve Gyldendal Edebiyat Odiilii gibi pek yok prestijli edebiyat odiiliine lay1k goriildii.
Eserleri otuzu a�km dilde okunan ve Dag Solstad, Thomas Bernhard, Tove Ditlevsen
gibi yazarlardan ilhamla yazd1g1m belirten Vigdis Hjorth, bugiin yagda� Norvey
edebiyatmm en ozgiin ve en onemli isimlerinden biridir.
TUrkyedeki ilk romam Miras (Siren, 2021) hem Norvey'te hem de uluslararas1 edebiyat
diinyasmda biiyiik yank1 uyand1rm1�t1r. Amerikan Ulusal Kitap Odiilii ve Nordic
Counsel Edebiyat Odiilii'ne aday gosterilen bu roman, Norvey Edebiyat Ele�tirmenleri
Odiilii, Norvey Kitabevleri Odiilii gibi pek yOk odiile deger bulunmu�, New Yorker'm
Y1lm Kitaplan (2020) seykisinde yer alm1�t1r.
DilekBa�ak
1962 y1lmda istanbul'da dogdu. Darii��afaka Lisesi, Bogaziyi Oniversitesi ingiliz Dili
ve Edebiyatl ve Oslo Oniversitesi Tiyatro Bilimi Boliimii'nden mezundur. Mimar Sinan
Oniversitesi Tiyatro Ana Sanat Dah'nda ogretim gorevlisi olarak; AFA Yaymlan, Yap1
Kredi Yaymlan ve Tavanaras1 Yaymc1hk'ta editor ve telif haklan sorumlusu olarak
yah�m1�t1r. Ba�ak, Norveyye ve ingilizced�n yeviriler yapmakta, Oslo'da ogretmenlik
gorevine devam etmektedir.
Leve posthornet!
Postane Gunlukleri
l
YAYINl.ARI
<;ak ya!ja pasta barazam! Tam bana gore bir alet, bir<;ok
nedeni var bunun, ama aszl sebep hi<;bir zaman aym sesi
<;zkartmamasz; bir posta barazanmda sonsuz olaszlzklar
saklz; anu dudagma dayayzp da bilgeligini i<;ine doken
ki!ji tekerriirden su<;lu duruma dii!jmez ve dostuna, cevap
yerine, ha!j vakit ge<;irsin diye bir posta barazam uzatan
ki!ji, hi<;bir !jey demese de, her !jeyi izah etmi!j olur. Sana
!jiikiirler alsun pasta borazam! Semboliim odur benim.
Eski miinzevilerin masaya yerle!jtirdikleri kurukafayz
seyrederek tefekkiire dalmasz gibi, masamm iizerindeki
pasta borazam bana daima hayatm anlamzm hatzrlatzr.
7
2oo o'in bahanm hatirlamaya i;ah§tim ama beceremedim. 0
bahan ya§am1§t1m degil mi? Romerikes gazetesinde i;ah§1yor,
spor kar§Ila§malan, belediye meclisi toplantilan hakkrnda ya
z1yordum ama ne bir spar kar§Ila§mas1 ne de bir meclis toplan
tis1m hatirlayabiliyordum, makaleleri saklam1§ m1yd1m acaba?
Bir ko§u bodruma indim, sanki tiim bunlarrn ya§and1grnrn is
patma ihtiyac1m vard1, ama bodrumu tamyamad1m, kutulan ta
myamad1m, belki bodrum da giinliik de benim degildi, arad1-
g1m1 bulamad1m, ba§ka ne kadar sai;ma sapan, atilacak §ey varsa
onlan buldum ama, hepsini atsa m1yd1m yoksa yaksa m1yd1m
acaba? Yine kap1y1 kilitleyip yukan i;1kt1m, yatt1m ama uyuya
mad1m. Hastalamyorum i§te diye dii§iindiim, ate§im var.
8
arabay1 ofisin park yerine birak1p aceleyle Stein'm bekledigi
diikkana yiiriidiim. Opii§tiik, unuttugum ic;in belki de k1zm1§tl.
Kosta Boda'dan bir vazoda karar kild1k, giizeldi, ben de bir tane
almay1 akhmdan gec;irdim, giinliigiim akhma gelene kadar. Nor
way Designs'a gidip dogum giinii hediyeleri ald1g1m vakitler, do
gum giinii hediyelerinin parasm1 odemek ic;in kasa oniinde dikile
cegim gelecekteki vakitler. Stein yard1m1m ic;in te§ekkiir etti, ben
de onun 2000 yilmda kac; ya§mda oldugunu hesaplad1m, yirmi
sekiz, 2000 y1lmda ne yap1yordu acaba, bunu hie; sormam1§t1m,
sormu§ olsayd1m hat1rlayacak m1yd1 ki? Vakti k1s1thyd1, acelesi
vard1. Boyleyiz i§te diye dii§iindiim, acelemiz var. Hazir §ehre in
mi§ ve park yerine iki saatlik para odemi§ken ofise de ugrayabi
lirim diye dii§iindiim, sonra Margrete arad1 ve adet gormedigini
soyledi. Sanki birilerinin duymamas1 gerekiyormU§ gibi belki de
hamileyim diye f1s1ldad1. Ertesi giin onlara ak§am yemegine ge
lip gelemeyecegimi sordu, pazar yemegi dedi, evet dedim ve Star
ting Caddesi'nden a§ag1ya yiiriidiim. <;ok daha ciddi duygular his
setmeliyim diye dii§iindiim. Giinliikte ciddi §eyler yoktu. Giinliik
havadan sudan §eyler hakkmdayd1. Arna hayatlm boyleydi, bu
radayd1m i§te. Ofise gitmek istemedi camm, cumartesiydi, oyle
gelse bile hic;bir §eyin acelesi yoktu. Kosta Boda vazosuna rag
men vicdan azab1m hafiflemi§ degildi. Bir giinliik ahp ba§ka §ey
ler mi yazsam? Ciddi meseleler ya da onemli olaylar m1 uydursam
ya da Kosta Boda markah vazodan m1 bahsetsem dedim, ate§im
var, diye dii§iindiim sonra, eve dondiim ve iyile§mek ic;in yataga
girdim.
9
zaman olmamuiltI. 6nceki metinlerden giiven verici bir §eyler
bulmak i�in eski belgeleri a�tlm ama ruhsuz olmayan bir §ey
bulamad1m. Bilgisayar1 kapatt1m, ate§im vard1. Yine de Marg
rete ve Trond'larm evine gittim, annem �oktan gelmi§ti. Kap1y1
Margrete a�tI ve parmagm1 agzma gotiiriip sus i§areti yapt1, adet
konusunda bir §ey soylememem gerektigi anlamma geliyordu bu.
Masada her zamanki diizende oturduk; menii giinliige yaz1labi
lir diye dii§iindiim, Lom'dan pirzola ve ekolojik patates. Drama
tik bir §eyler olmad1, ama kalbim yine de kilt kilt att1.
2000 y1hm
sorsa m1yd1m? 2000 y1lmda Margrete'nin ka� ya§mda oldugunu
hesaplad1m, yirmi ii�, o zaman Trond'u tamm1yordu. Ne zaman
Trond'la tam§IDI§tI? Bunu biliyordum, sadece bulup �1karmam
gerekiyordu. Neden bulup �1karmahyd1m? <;iinkii Margrete'nin
bir hikayesi olmasm1 istiyordum. <;iinkii ortada bir hikaye olsun
istiyordum. Olmu§ olanla, gelecek olan ve §imdi olan arasmda
bir baglantI olmasm1 istiyordum.
Pazartesi her zamanki gibi uyand1m, her zamanki gibi kahve yap
t1m, her zamanki gibi bilgisayari a�t1m, Rolf tuhaf bir sesle beni
aray1p gelmemi istediginde ByggBo dergisinin son say1sma bir
gayret giri§mek iizereydim. Meselenin ne oldugunu sordum, soy
lemek istemedi. Arabayla oraya gittim, ciddi bir ifadeyle beni gi
ri§te kar§1lad1, benim ofisime ge�tik. Kap1y1 kapad1 ve Dag'm git
tigini soyleyip tipik Dag elyaz1s1yla yazilm1§ bir kag1d1 bana uzatt1.
Selam Rolf,
Artzk dayanamzyorum, tekneye atlayzp belirsiz bir sure ic;in yel
ken ac;zyorum, belki memlekete tekrar donerim, ama Kraft-Kom'a
10
bir daha geri donmem, ileti§im uzmanlzgmz bzrakzyorum, hi<; bu
la§mamalzydzm zaten, ortagzmzz olacak o omurgaszz amczga
soyle, <;zkardzgz her i§ bok gibi, bilgisayardaki her §eyi sildim, bil
gisayar bir sonraki bahtszz i<;in hazzr anlayacagm.
Dag
11
once §iiphelenip §iiphelenmedigini sordum. Bocalad1, demek ki
§iiphelenmi§ti. K1zmam gerekirdi diye dii§iindiim ama becere
medim. Uziiliip aglamahyd1m, ama onu da beceremedim. Onsuz
i§i yiiriitebilecek miydik? Sakin olmahy1m diye dii11iindiim, pen
cereye gittim, i§ a�1smdan bize neye mal olacak bu diye sordum
kendime. D111anda aga�larm heniiz dokiilmemi§ san yaprak
lan riizgarda titre§iyordu, ozellikle de tepedekiler; kendi sonunu
kendin belirleyememek, seni yerinden sokiip atacak riizgarm ne
zaman gelecegini bilememek �ok asap bozucu olmahyd1.
12
"Evet," dedi. "Ofisi bo§."
"Mii§teri Postkom."
Stein'1 yemege davet ettim, neyse ki ba§ka i§i yoktu. U� �e§it ye
mek yaptlm, o esnada radyo dinledim. Sinirlerimi yatl§t1rd1.
Olaydan Stein'a bahsedemedim, zaten Dag'1 dogru diiriist tam
m1yordu, belki de bu bir §akayd1. Yemekten sonra yataga gidip se
vi§tik. Gelmedim, ama Stein'm keyfini ka�irmamak i�in gelmi§
gibi yapt1m, sonra o yataktan �1ktl, kendi evinde yatmak istedi
gini soyledi. Ertesi giin erkenden toplantllan varm1§, Mosseve
ien'deki trafige takdmak istemiyormu§. Anlad1m. Beni �abucak
optii. Kap1 arkasmdan kapand1ktan, arabasmm �ah§tlgm1 ve
13
gittigini duyduktan sonra dii§iindiim: Yakmda bu hikaye bite
cek. Aynca : �imdi arabasmda oturmu§ dii§iiniiyordur. Ne dii§ii
niiyordur diye dii§iindiim, sadece bir an i9in, bo§unayd1 haliyle.
Radyo dinliyordur muhtemelen. Ne dinledigini bulmak i9in rad
yoyu a9t1m ama o kadar 9ok istasyon vard1 ki. Bir yerim mi ag
nyordu? Kalbimin yakmlarmda bir yer mi agnyordu? Yaz1c1dan
bir kag1t ald1m ama kalem bulamad1m. Sonunda kalem ararken
neredeyse kafay1 yedim. En nihayet bir 9antanm i9inde kalem
buldum ve kag1da ad1m1 yazd1m, sonra da iizerini 9izmek iste
dim ama bu 9ok acmas1 bir hareket olacakt1. Margrete arad1 ve
co§kulu bir sesle hamile oldugunu soyledi, sevinmem gerektigi
kadar sevinemedim, ama saat 9ok ge9ti. "Yatm1§t1m," dedim ona.
"Neyin? "
Mutfaga gitti, iki kupayla geri gelip birini oniime koydu ve orada
oylece durdu. Elini omuzuma koymasmdan ya da bana ba§ka bir
§ekilde dokunmasmdan korktum, ama sandalyesine geri gidip
14
oturdu ve kahvesini ic,;ti, telefonunu c,;1kard1, numaray1 buldu ve
telefonu kulagma gotiirdii. "Dag Brodal §U andan itibaren gec,;erli
olmak iizere istifa etti ve yurtd1§mda bulunuyor," dedi. Bo§anma
ve kriz gibi daha onceden bana soyledigine benzer bir §eyler an
lattI. Kapam§ olarak da " i §ler yolunda gidecek, soz," dedi.
15
Yataga gidip sevi§tik, soyleyecegini soylemedi ve derin bir uy
kuya dald1 ya da oyle goriindii. Uykusunda kolunu sirtima att1,
sonra da uyamr gibi oldu, kolunu geri c;ekti. Nefes ah§I tekrar de
rinle§ti. Yiiziine baktim ve iyice dikkatli bakarsam uyanacagm1
dii§iindiim. Arna gozlerimi dikip bakmam1m bir faydas1 olmad1.
Viicudunu iistiinde bir §ey olmadan hayal etmeyi denedim, ama
beceremedim. Goziimiin oniine gelen sadece tak1m elbiseli bir
adamd1 . Onun benim viicudumu c;1plak hayal edip edemeyece
gini merak ettim. Yorgam iizerinden c;ekip bakmaya hie; niyetim
yoktu. Olabildigince sessiz yataktan kalkt1m, hirs1z gibi hareket
ettim. Holde, onun giysilerinin durdugu sandalyeye oturdum.
Ceplerini kan§tirsa m1yd1m? iyice kafay1 yiyorum diye dii§iin
diim. Bir tiinele girmi§tim. Buradan c;1k1§ yok diye dii§iindiim.
<;1ghk atm1yorsam bunlan ya§ayan hen degilim. <;1ghk atarsam
bu i§ bitecek diye dii§iindiim. Belki c;1ghk atmazsam da bitecekti.
Sabah uyand1g1mda gitmi§ti. Bir not arad1m ama bir §ey bula
mad1m. Neden not yazacagm1 ummu§tum ki? Ummak aslmda
fazla kac;an bir sozciiktii. Kalemim de yoktu iistelik, kendime
bunu hat1rlatt1m. Diin buldugum kalemi mutfak c;ekmesine koy
mu§tum.
16
oniindeki koltuga oturdum. Bir siirii yaz1m hatas1 vard1. Peki§
tirme c;eki§tirme, kath tath, pencere tencere olmu§tu, kag1tlan
birak1p bilgisayarm ba§ma gec;tim. Word programmda bir aksi
lik yoktu. Rolf'u aray1p belgeyi ac;mamasm1 isteyecektim ama bu
onu daha da meraklandmrd1. Yanh§hkla eski versiyonu gonder
digimi, giincellenmi§ olamn yolda oldugunu belirten 1hmh bir
e-posta yazd1m. Her §eyi diizelttim, ilk bak1§ta goziime c;arpan
lardan daha fazla hata c;1km1§tI, bir saat sonra yaz1y1 yollad1m.
Arabayla eve donecegim vakit tuhaf bir §ey oldu. Anahtan kon
taga sokmu§tum ki radyo c;ah§tI ve hie; dinlemedigim P4 istasyo
nundan bangir bangir bir miizik ba§lad1. Anahtan geri c;evirdim,
radyo sustu. Kath otopark bo§tu. Birilerinin arabaya girmi§ olabi
lecegi hissine kapild1m. Arna kim, ne ic;in girecekti ki? Bir §ey kay
bolmam1§t1. Yine de bir yabancmm yakm1mda oldugu hissini iize
rimden atamad1m. Bu araba benim miydi? Eldivenlerimi bulmak
ic;in arkaya baktim, orada degillerdi. Kapilar1 kilitledim. Eldiven
lerimi bu sabah yamma almI§ m1yd1m? Sabah1 hat1rlamaya c;ah§
t1m ama zorland1m, kahve ic;ip yumurta yemi§tim degil mi?
17
diye dii§iindiim. Sonunda yoldaki bir otobiis durag1 cebinde dur
dum, telefona ula§t1m. ByggBo ile ilgili soyleyecekleri olan Rolf
anyordu, ne dedigini anlad1m. Posta direktifiyle ilgili bir e-posta
yollam111t1, Postkom miidiiriiyle toplant1 gelecek hafta yapilacakt1.
18
kiyasla hayli soguk bulduk. Ki§m s1cak bir yerlere gitmekten soz
ettik. En kotiisiiniin karanhk oldugu konusunda hemfikirdik.
"Bitmesine bir §ey kalmad1," dedi Stein. Daireme girdigimde so
gugu fark ettim.
19
elimizi s1ktI ve bizi toplant1 odasma gotiirdii. Masadaki kahve
ve sandvic;lere k1sa siiren toplant1 boyunca kimse dokunmad1.
Adam Dag'la iyi c;ah§t1klanm, ismarlanan tiim ara§t1rmalarm
beklenen sonuc;lan verdigini, proj eyi birakmasmm tuhaf oldu
gunu soyledi. Tiim bulgular direktifin yiiriirliige girmesinin sos
yal dampinge yol ac;acagma i§aret ediyordu. Birc;ok sendika di
rektife kar§1 kararlar alm1§tl. Ulkenin en biiyiik sendikas1 olan
LO'dan da direktife kar§1 merkezi bir karar c;1kacagm1 umu
yordu. Fakat asil tehlike i §c;i Partisi hiikiimetinin direktifi tart1§
maya ac;madan partinin ulusal kongresinden once h1zhca gec;ir
mesiydi. Bu nedenle i §c;i Partisi'nin tabanmda sessizce c;ah§mak
ve konunun nisandaki ulusal kongrede giindeme gelmesini sag
lamak §artt1. Plan buydu. Tamam m1? Rolf notlar ald1. Adam i §c;i
Partisi'nin yerel ve eyalet gruplan, diyerek iki kalm dosyay1 onii
miize itti ve Rolftan sendika temsilcilerine dag1tllmak iizere A4
kag1dma s1gacak §ekilde en onemli bilgileri ozetlemesini istedi.
Noel'den once iki giinliik bir medya egitimi kursu haz1rlamam1z
gerekiyordu.-Ayaga kalkt1k, vedala§tlk. Sokaga c;1ktig1m1zda Rolf
ne dii§iindiigiimii sordu, ba§1m1 sallad1m. "Evet, evet," dedi.
20
bir halde yerimden kalktim, c;ay yaptlm ve pekala eve gidebili
rim diye dii§iindiim, i§in ash, yerde yatmayacaksam uyuyacak
yer yoktu ofiste. 0 an karar vermek zorunda olmad1g1m1 soyle
dim kendi kendime, beni rahatlatan: da bu oldu. Yorgun argm
eve dondiim.
21
oraya gitmeyi ge<;irdim akhmdan. Bunu yapmak yerine §e
hir merkezine yiiriidiim. Yeni yiiziik eldivenime takild1, eldi
veni <;1kanp yiiziigii kurtarmam gerekti. Yeni yiiziik eskilerle
gitmemi§ti, yiiziiklerin hepsini <;1kanp yeni bir kombinle tek
rar takt1m, ama eskiler uzun zamandir parmag1mda oldugun
dan ba§ka parmakta olmuyordu. Tam eskileri atip sadece yeni
sini tutmaya niyetlenmi§tim ki birden §ehir merkezine yakm bir
yerlerde oldugum d1§mda nerede oldugumu <;1karamad1m. Tra
figin en s1k1§1k oldugu caddelerden uzak durmak i<;in sola sap
tim. Reklam panolan <;e§it <;e§it renklerde pml pml I§1ld1yordu,
etrafimda sa<;lan berelerinden firlam1§, eli kolu torbalarla dolu,
kalm ve <;irkin §eyler giyinmi§ insanlar tela§la diikkanlara girip
<;1k1yorlard1, yiizleri griye ka<;m1§t1. Egertorget'ye dogru h1zlan
d1m ve metroya binmek i<;in a§ag1ya indim, Bergkrystallen hat
tma giden metronun gelmesine ge<;mek bilmez bir dort dakika
kalm1§t1. Vagonlardan ucuz giysiler giymi§ iizgiin insanlar bo
§ald1, eski piiskii <;antalan, torbalanyla sallana yuvarlana yiirii
diiler. Kim bilir kime gidiyorlard1, nereye; tren istasyonlarmm
<;er<;op, i§siz ve ka<;ak go<;men kaynayan yeralt1 ge<;itleri, ben
zin istasyonlan ve depolar arasmdaki bok gibi apartmanlarma,
tozlu, tek goz dairelerine. Koltuk degnekli, i§itme cihazh, yiiz
leri yara bere i<;inde obezler, ne bi<;im bir hayatt1 bu? Sorgusuz
sualsiz, nzam ahnmadan atilm1§1m buraya, ilgisizligimi kim
lere bildirecek, kimlere §ikayet edecektim?
Bir sinir krizi ge<;irmek i<;in can atiyordum. Ona teslim alma ve
uzaklara, her §eyin yava§ akt1g1 sessiz ve huzurlu bir yere gotii
riilme arzusu. Metro geldi, bindim, en ko§ede bir yere oturdum
ve tammad1g1m bir kadm omuzuma dokunup ad1m1 soyledi. il
kokulda aym sm1fta oldugumuzu iddia etti, §imdi Pasta Hizmet
leri idaresinde <;ah§1yormu§ ve medya egitimi kursuyla ilgili bir
i<; yaZI§mada ad1ma rastlamI§. Beni biriyle kan§tird1g1m soyleyip
22
erken indim, cumartesi aki;;a mmm bo§ caddelerinde pencereler
den mavi ekranlarm parlad1g1m gordiim. Diinyanm iizerine bir
kapak kapat1lm1§tI. Sylvia Plath'm Szr�a Fanus'u gibi diye dii§iin
diim. Kitab1 tekrar okusam mi dedim ama kesin daha da beter his
sederdim. Sonra o kapag1 kirmaya �ah§Ir gibi yumrugumu havaya
savurdum ama bir §ey olmad1. Digerleri nerede diye dii§iindiim.
Eger iddia edilen dogruysa insanlar vard1. Su altmda yiiziiyorum
diye dii§iindiim. Televizyonda bagirtI �agirt1 devam ediyordu, ne
den? Bu ya§am hesabmm tutmayacagm1 herkes gorebilirdi. Dag
diye dii§iindiim. Pasta direktifi diye dii§iindiim.
On gibi Stein arad1. Buna §a§ird1m, ama ondan bir yiiziik al
m1§tlm. Birilerine bunu soylemeli miyim diye merak ettim,
ama bu pek dogru olmazd1 herhalde. Ertesi giin ormana gide
lim mi diye sordu, pazar gelmi§ti. Oglunla birlikte olmayacak
m1sm diye sordu m . OlacaktI, ama o da ii�iimiiz birlikte ormana
gidelim istiyordu.
23
duruyorlard1 ve kokulan iistiime bula§mI§tI i§te, tekrar du§ al
mahyd1m. Evvelden kullanmad1g1m bir kot pantolonu ve ken
dime yak1§tlrmad1g1m ic;in giymedigim bir kazag1 iizerime ge
c;irip arabaya bindim. Margrete arad1 ve dii§iik yapt1gm1 soyledi.
Aglad1, anneme soylemeye korkuyordu. Regl olmad1gm1 anneme
soylediginden haberim yoktu, onu teselli etmeye c;ah§tim, kesin
likle yine hamile kalacagm1 soyledim ve Stein'a bu konuda bir
§ey anlatmamaya karar verdim. Oglu gelecekti, o yiizden dogru
bir karard1 bu. Oglunu gormekten korkuyordum. Bir c;ocukla ko
nu§mayah c;ok olmu§tu. Bulu§acag1m1z yere yakmla§t1kc;a daha
da c;ok korkmaya ba§lad1m, sonunda bir benzin istasyonunda du
rup tuvalete girdim, oturdum ve beynime kan gitsin diye ba§1m1
one egdim. Birkac; dakika gec;tikten sonra kalkt1m ve bileklerimi
soguk suya tuttum, soguklugun kollanmdan yukan yay1ld1g1m
hissettim. Aynaya bakmamaya c;ah§t1m, ama bu kac;1mlmazd1,
odiim patlad1, fazla siislenip piislenmi§tim, sanki bir oyunda rol
alacakt1m. Birileri d1§andan kapmm kolunu kurcalad1, bir pen
cere olsayd1 oradan s1v1§1p kac;acakt1m. Arabadan Stein'1 arad1m
ve kendimi iyi hissetmedigimi soyledim. "Ne demek bu?" diye
sordu, cevap veremedim. "Bunu dii§iinmem gerekiyor," dedim.
"Oyle mi? " dedi. Be§ dakika sonra arayacag1m1 soyledim. "Bii
fede bekliyoruz," dedi. Arabadan c;1kar c;1kmaz soyledigi biifenin
oniinde onlan gordiim. Yiiriiyii§ k1yafeti giymi§ Stein kiic;iik bir
oglamn elinden tutuyordu. Stein'm oglu. Merhaba m1 demeliy
dim yoksa tokala§ ..nah m1yd1m? Oglan tutabilsin diye elimi ola
bildigince a§ag1ya nzatt1m. Oglan elime, sonra da ba§mI sallayan
Stein'a bak1p elini uzatt1, eli gev§ek ve kiic;iiktii. Ad1m1 soyledim,
o adm1 soylemedi. Stein, "Bu Truls," dedi. Sonra yiiriimeye ba§
lad1k, tabii ki yava§ yava§. Truls'un sesi c;1km1yordu. Havay1 yu
mu§atmak ic;in bir §eyler soylemem gerektigini dii§iindiim ama
ne diyecektim? Stein evvelki giin futbol mac;1 yapt1klanm soy
ledi, kimin kazand1gm1 sordum.
24
"Truls bir siirii gol attI," dedi Stein, giiliimsedi, §aka oldugun
dan ikisi de giildii. Oglanm ka<; ya§mda oldugunu bilmiyordum,
sormak i<;in de <;ok ge<;ti. Okula gittigini biliyordum <;iinkii Stein
sene sonu eglencelerine kat1hyordu. Stein cesurdu. Oglamn ikiye
gittigini tahmin ettim, ama belki de hire gidiyordu, §imdilerde
<;ocuklarm ya§lanm kestiremiyordum. Ullevalseter'e giden yo
lun yoku§ olan son k1smmda herkes yamm1zdan ge<;ip gitti. Belki
de beni oglamn annesi sanm1§lard1, yiizlerden bu okunuyordu.
Annesi olmad1g1m1 soyleme ihtiyac1 hissettim. Herkes oyle san
m1§ olmah diye dii§iindiim. Ya da annesi olmad1g1m1, di§anda
kald1g1m1 goriiyorlardir. Aynen boyleydi, asil anne yamm1zdan
yiiriiyordu, onlar ii<; ki§iydi, ben d1§anda kahyordum. Stein'm
daha once evlenmi§ olmas1 tuhaft1. Yeniden evlenmeyi istemek
gibi kotii bir ah§kanhg1 var diye dii§iindiim, yiiziine bakt1m ve
onu tamyamad1m, ondan aynlmahyd1m. Ullevalseter'de hepi
mize <;ilek re<;elli waffle satm ald1, o 1smarlad1, waffle <;ok §eker
liydi. Ertesi giin posta direktifi toplant1m oldugundan bu gece
<;ah§mak zorunda oldugumu soyledim. Ne diyecegimi ogrenmek
i<;in posta direktifi de ne diye soracag1m umuyordum, ama sor
mad1. Ba§mI sallay1p, ''Anhyorum," dedi. Ak§am yemeginden
sonra Truls'u arabayla annesine gotiirecekti. Ak§am yemekte ne
olacagma Truls karar vermi§ti. "Ne yiyeceksiniz?" diye sordum.
"Evet, ne se<;tin Truls?" dedi Stein, "Ellinor'a soyler misin?" As
lmda soylemek istemiyordu ama buna cesaret edemedi. "Taco,"
dedi. "Taco seviyor musun? " dedim, ama tabii ki <;ok aptal bir so
ruydu bu. 0 da cevap vermedi zaten. Stein oglanm sa<;lanm ok
§ad1, siirekli Truls'la olmas1 gerektigi i<;in ona ac1yordum. Kalk
tik, tekrar kostiimiimii giydim, yoku§ a§ag1 yola dii§tiik, yolda
Rolf'tan mesaj geldi, yollad1g1 e-postay1 ahp almad1g1m1 soru
yordu, yani i§le ilgili yalan soylememi§tim nihayetinde.
25
Eve donerken Margrete ve Trond'a ugrad1m . Sozle§mi§tik. Marg
rete kap1y1 a<;tlgmda aglam1§ oldugunu gordiim ve utand1m. "So
run degil," dedi, aceleyle bana sanld1. Onun arkasmdaki aynada
kendi bak1§1mla kar§ila§t1m, sanki ben de aglam1§ gibi goziikii
yordum. Gozlerim k1zarm1§, parhyordu. Yalan soyliiyormu§um
gibi hissettim, sanki numara yap1yordum, yiiziim k1zard1, nasil
k1zard1g1m1 aynadan goriiyordum, botlanm1 <;ozmek i<;in egil
dim. Neyse ki Margrete onden gitmi§ti. Trond bilgisayarm ba
§mda oturuyordu. Kafas1m kald1rd1, ba§ sallayarak selamla§
tlk. Tabii ki ciddiydi mesele. Margrete ye§il <;ay yapt1. Ye§il <;ay
<;ok iyi geldi, daha s1k ye§il <;ay yapmahy1m diye dii§iindiim. Bu
kadar saghkhyken neden daha s1k ye§il <;ay yapm1yordum ki?
Sonra da boyle bir durumda boyle §eyler dii§iindiigiim i<;in vic
dan azab1 duydum ve Margrete'nin dii§iindiiklerimi tahmin ede
bileceginden korktum. Margrete at1§tlrmahk olarak dilimlen
mi§ havu<; <;1kard1, ona Ullevalseter'de waffle yedigimi soyledim.
Truls'tan bahsetmedim, uygun ka<;mayacakt1. Yiiziikten de bah
setmedim. Hemen acile gitmi§lerdi, kanamas1 fazlaym1§. Kan
dan bu kadar <;ok bahsetmemi§ olmasm1 isterdim. Rahim i<;i
nin kazmmas1 gerekmemi§, her §ey kendiliginden atllm1§, zaten
<;ok erkenmi§. Fiziksel olarak ac1 <;ekmemi§. Psikolojik olarak ac1
<;ektigini anlad1m. Anneme soyleyip soylemedigini sordum, ba
§lill sallad1. "Korkuyorum," dedi, "erteliyorum," dedi.
"Evet," dedim.
26
olay iizerine olay, ama bu olaylara kan11anm ben olmas1 d111mda
arada herhangi bir baglantI yak, m;ta kalmI§, fosille§mi§ bir tip,
ba11role uygun degil, boliik porc;iik sahneleri bir arada tutamaya
cak kadar silik biri. Omurgas1z diye dii§iindiim ve aglamakh ol
dum, sonra Dag'a sinirlendim. " Kendini topla ! " dedim sert bir
§ekilde ve kendimi toparlamay1, sakin olmay1 ba11ard1m, mesele
buydu zaten. <;ah11mahyd1m! Aynen bunu yapmahyd1m. Bir c;ay
danhk ye§il c;ay yapt1m ve Rolf'tan gelen e-postay1 okumak ic;in
bilgisayarm ba§ma gec;tim. D111ans1 karanhkti tabii ki, sokaktan
gec;en biri oturma odamm penceresine bakacak olursa goriin
meyecegim bir yere gec;tim, sadece ic;eride I§Ik yand1g1m gore
bilirlerdi, bunu bilmek i§ime yarad1, i§e iyice konsantre olabil
dim. Rolf Postkom'un, mektup pasta hizmetinde rekabete izin
verilmesinin iiyelerinin iizerinde iicret ve c;ah§ma ko11ullan ac;1-
smdan bask1 yaratmasmdan korktugunu yazm1§tI. Dogal olarak
konuyu onemsiyorlard1. Ancak direktifin aynca halkm c;ogu ve
ticari kurumlar ic;in daha pahah ve daha kotii pasta hizmeti an
lamma gelecegini de iddia ediyorlard1, ozellikle de ta11rada. Ka
muoyu yaratilmas1 ve i 11c;i Partisi'nin tabamr,ta anlatilmas1 gere
ken en onemli mesele buydu. Direktifin kar§Ismdaki tek i;etin
ceviz i 11c;i Partisi diye yazm1§t1. Diger merkez ve merkez sol par
tiler biiyiik ihtimalle kar§I oy kullanacaklard1, ama onlarm bir
agirhg1 yoktu. i §i;i Partisi ulusal kongresinde itiraz hakk1 kul
lanma karan ahmrsa meclis c;ogunluguna sahip koalisyon hiikii
meti buna uymaya mecbur kahrd1.
i11c;i Partisi'ne bir §ey yaptirmak nasil miimkiin olabilirdi ki? Na
sil oldu da biri bize, Dag'a bu i§i vermi§ti? Dag genc;liginde aktif
27
bir solcuymu§, ama bu i;ok oncedendi, art1k bir hiikmii yoktu,
okyanusta bir yerlerde §imdi halimize ve ba§1m1za att1g1 bu
imkans1z goreve giiliiyordu. Dag, seni aptal seni !
Rolf iizerinde gri bir tak1m elbiseyle i§e geldi. Benim iizerimde
gri etek ceket vard1. Tak1mmm iizerine devetiiyii paltosunu giy
mi§ti. Sanki bir rol oynayacak gibi giyinmi§ goriiniiyorduk. Bu
benim camm1 s1kt1 ve can s1kmt1m giderek artt1. Parlak deri dos
yalar sanki ii;indekiler i;ok onemliymi§, biz i;ok onemli bir yere
gidiyormu§uz hissi uyandmyordu. Dar tak1m1m bana i§ kad1m
havas1 veriyordu. 6nemli yiizlerimizle kirli §ehrin sokaklarm
dan zorlanarak gei;tik. Ruhsuz biirokrasi ve sendika hareketi
nin muhtai; oldugu fikirlerle dolu yarat1c1 beyinler, paha bii;ilmez
tecriibe, slogamm1z da "Kraft-Korn - dii§iincenin giiciinii sat1yo
ruz." Steen&St0m k1yafetlerimizi i;ekmi§iz iizerimize, mii§teriye
giiven verip eylem plamm1zla onlan ikna ederek ekmek para
m1z1 i;1karacag1z, Rolf da halkla ili§kiler dam§mam bebelerinin
sofrasma yemek gotiirecek. Rolf powerpoint sunumundaki kir
m1z1 vurgulu maddelerle dikkat i;ekti. Hazirhkh gelmi§ti. i kna
ediciydi bir bak1ma. Hi«; ai;1k vermedi. Taban, diyordu gayet ina
mhr bir §ekilde. Sendika temsilcisi diyordu. Delegeler. Pai;am1z1
kurtarm1§t1. Bir ayhk maa§. Durumu bir i;akm1§ olsalard1 diye
dii§iindiim. iyi ki i;akmadilar. Geri donerken iyi bir gosteri yap
t1g1m1z konusunda hemfikirdik. Gosteri diye dii§iindiim. Para
larmm kar§1hgm1 alm1§lard1. Kimse hile yapmamI§tl. Memnun
olmu§a benziyorlard1. Rolfun ba§lanm sallamalanm bekledigi
yerlerde ba§ salladilar. Uzerinde devetiiyii paltosu, giiliimsii
yordu. Ona iltifat ettim. Neden eskiden hissettigim gibi hissede
miyordum? Aslmda bunu da istemiyordum.
28
takild1. Radikal bir sei;im yapan Dag'1 dii§iindiim. Benim ii;in ra
dikal bir sei;im soz konusu olabilir mi diye dii§iindiim, bu na
s1l olabilirdi diye dii§iindiim, ama Margrete arad1 ve annemin
yetmi§inci ya§ giiniinii nasil kutlayacag1m1z1 sordu, ben bunu
unutmu§tum. "Her §eye vanm," dedim, "boyle §eyleri organize
etmekten ho§land1gm ii;in patron sensin." Dii§iik yaptlg1m unut
mu§ gibiydi.
29
kadar sert bir laf duymak §a§irt1c1yd1. Rolf goziimiin oniinde ye
niden §ekillendi. Ne dii§iindiigiimii sordu. "Ben . . . " dedim, geri
sini getiremedim, tekrar "Ben," dedim ve kekeledim: "Nutkum
tutuldu." Sonra da boyle bir anda boylesine kli§e bir laf etmi§ ol
maktan utand1m, ama Rolf anlad1gm1 belirtmek ic;in birkac; kez
ba§Im sallad1. Nutkumun tutulmasm1 anhyordu. Dogrusu her
neyse onu hissetmeye, dogru tepki vermeye c;abahyordum c;iinkii
buna ihtiyac1 vard1 ama bunu ona veremedim. Bu olay1 payla§
mam1z gerek diye dii§iindiim, ama ihtiyac;lanm ahp c;ekip gitsin
istiyordum. Sanki akhmdan gec;eni okumu§c;asma aniden oda
dan c;1kt1, bu dii§iinceyle irkildim, belki de dii§iincelerimi oku
yordu ve anlamamas1 gereken her §eyi anhyordu, ama kap1y1 ar
dmdan kapatmadan once yalmz kalmak istedigini soyledi. "Geri
donecegim," dedi, tehdit edercesine konu§IDU§tu.
"Ne oldu?" diye sordum, " bunu nasil ogrendin, haberin dog
ruluguna nasil giiveniyorsun?"
30
yerindeymi§, ne cinnet ne de karga§a izi varmI§. Hava giizelmi§.
Mektup bulunmam1§, ama yollanm1§ olabilirmi§. Polis hemen
bilgisayan ve telefonu incelemeye alm1§, Rolf §imdi noktas1z
virgiilsiiz konu§uyordu, otopsi Dag'm uyku hap1 alm1§ olabile
cegi kamsmm dogru olup olmad1gm1 gosterecekti, yani mesele
bir kazadan ibaret degildi. Sozciikler agzmdan hu;kmklarla do
kiildii, onu hii; boyle gormemi§tim.
31
gidince ne yapacag1m1 bilmiyordum. Merdivenlerden agir ad1m
larla indi, ad1mlan yankilamyordu.
32
sinyaller ve ondan da once uzak tarihi medeniyetler arasmda,
gelecekteyse galaksiler arasmda. Bir k1tadan digerine gonderilen
miihiirlii iletiler, Atlantik'i ve Afrika'y1 a§an "hayattay1m" me
sajlan, Sibirya'dan, Fransa'dan, <;in'in ui; noktalarmdaki cephe
lerden gelen oliim haberleri. Gonderenin ve benim ad1m el yaz1-
s1yla yazdm1§, halen ya§ayan birinin, damarlarmda kan akan bir
ba§ka insanm eliyle. Kalemi saran biikiik parmaklar, geni§ tir
naklar, kimliginize i;ok yakmdan bagh oldugundan taklit edile
meyen art arda siralanml§ harfler. Yaz, diye yazd1m, kim oldu
gunu bileyim. imza parmak izi gibiydi, e§siz ve taklidi imkans1z.
K1vnmlar, i;izgiler, yaylar ve noktalar, neredeyse okunmaz, fakat
yine de okunakh. Satmn ritmi, satmn dalgas1, mavi miirekkep
bordiirii ve ba§kalarmm kafasmda, kalbinde, elinde senin resmin,
o yazarken ba§kasmda olu§an sen fikri, kmlgan i;iinkii yazan, or
taya i;1kan ve kendini belli edene yani bilini;altmdakine ve bastl
nlm1§ olana i;ok yakm, sozciiklerin sei;imi, elin hafiften titreyi§i,
kuma degil de kag1da yazdm1§ yaz1, i;ok gei; olmadan ve insamn
diinyas1 sona ermeden, bogulmadan az once, diye yazd1m.
33
Rolf ba§ta afallad1g1m soyledi, ama eski e§ onun yakm arkada§1,
i§ arkada§1 oldugundan dem vurunca sonunda evet demi§ti. Be
nim de gelip gelemeyecegimi soruyordu.
34
§eyi anlatmamm bir faydas1 olur dedim kendi kendime. Arna na
sil ba§layacaktim? Bankada i§ler nas1l diye sordum. 1;la§IrIDl§ gi
biydi, bunu daha once hie; sormam1§ m1yd1m? Hala. bankada c;a
h§1yordu degil mi? Belki de yalmz1mdir diye dii§iindiim. Bu belli
belirsiz duygu yalmzhk duygusu mu? 1;limdi banka hakkmda bir
§eyler soyliiyordu ama anlayamad1m, fark etti ve tekrar soyledi.
Bankada yeni bir goreve ba§vurmu§tu, bana bu gorevin ne oldu
gunu ac;1klad1. Anlam1§1m gibi yapt1m. Postkom'daki toplantmm
nasil gec;tigini sordu, demek ki ona bundan soz etmi§tim. Tam
dilimin ucuna geldi. Dilimi zor tuttum ve agz1mdan laf c;1kmad1.
<;ok yorgundum. Sabah erken kalk1p kalkmayacag1m1 sordu, ha
yir dedim. 0 da erken kalkmayacagm1 soyledi. Sonra bende ka
hp kalamayacagm1 sordu. Tabii ki dedim, neredeyse hazir yii
ziigii de parmag1ma takm1§sm diyecektim ama §aka yapmak
gelmiyordu ic;imden. Yataga gidip sevi§tik. Sonrasmda kulag1ma
Truls'la tam§tlg1ma memnun oldugunu f1sildad1 ve bu kadar
umursad1g1 ic;in onun adma ben utand1m.
35
verebilirdi ki? Dogal kavrammm ic;erigini kim belirler, bunu kim
yonetirdi? Arna sozciigii kullanan sensin diye kendi kendimin
dikkatini c;ektim. Baz1 yerlerin gomiilmek ic;in digerlerinden daha
dogal olduklarm1 iddia eden sensin, ne demek istedigimi anhyor
sun herhalde diye bag1rd1m kafamm ic;inde. Sonra kendime bir
sus dedim, kendimi paylad1m: Akhm ba§ma topla! Boyle bir yere
varamazsm! Peki nasil varay1m o zaman? Nas1l? Koridordan, bir
§ey ic;in yamp tutu§mahsm diyen bir fisiltl geldi.
Air France ile seyahat ettik. Uc;aga biner binmez yurtd1§ma c;1k
m1§1z gibiydi. Saat alt1y1 gec;iyordu, d1§anda hava c;oktan karar
m1§t1. ic;ecek arabas1yla geldiklerinde Rolf cin tonik 1smarlad1,
36
iki giindiir uyumam1§t1. Ke§ke kar yagm1§ olsayd1, ke§ke ortahk
beyaza biiriinmii§ olsayd1 dedi. Ona kat1hyordum, ama siirekli
bunu soylemek yanh§ geldi. Eli;ilik tecriibeli dedi, bu tiirden i§
ler yap1yorlar, belli ki aglay1p s1zlanacak en yakm akrabalardan
olmamam1z onlan rahatlatt1 dedi.
37
Arabayla sokaklardan siiziiliirken elc;i hic;bir §eyi kafam1za tak
mamam1z1 s6yledi. Tabut Norvec;'te cenaze arabas1yla ahmp an
la§t1klan cenaze biirosuna g6tiiriilecekti.
38
Rolfa bakt1m. Kafedeki masaya geri dondiim ve adres k1smma
Stein'm ad1 yerine kendi ad1mla adresimi yaz1p resmin iizerine
yazmak iizere kart1 i;evirdim. 0 s1rada Rolf geldi ve cenazenin
gomiilmesiyle ilgili i§lere kansmm yard1m edecegini soyledi, ya
km zamanda teyzesini topraga vermi§ti, bu i§lerden anhyordu.
39
yatabilirlerdi diye diii;; ii ndiim. Arna yagmurdan, kardan koru
nakh smirh say1da yer vard1. Hemen altimdaki telefon kuliibe
sinde bir adam durmui;; , almm telefonun iizerindeki duvara yas
fam1i;; uyuyordu. Altma ii;; e mii;;t i. Sabah kalktig1mda gitmii;;t i,
hepsi gitmii;;t i. Sanki hie; burada olmam1i;;l ar gibiydi. Bir gece
daha kalmahyd1m. Rolf'u arad1m ve hastaland1g1m1 soyledim.
Anlay1i;;l a kari;; i lad1. Cenaze toreni cuma giinii yapilacakt1, o za
mana kadar iyilei;; mek istiyordum. Stein arad1gmda telefona ce
vap vermedim. Geceyi bekledim. Pencerenin oniinde oturdum,
sonra da koi;; edeki kafede; giinei;; batmca yukan c;1ktim, d1i;; an
c;1kmadan once s1k1 giyindim, caddenin kari;; 1 sma, insanlarm
yatt1g1 kaldmma gec;tim. Onlardan eser yoktu. Telefon kuliibesi
sidik kokuyordu. Yammdan gelip gec;enlere bakt1m. Minik ko
pekleriyle birlikte yai;;h , iyi giyimli hammlar, kai;;kol takm1i;; er
kekler, h1zla hareket eden birkac; gene;, Japon turistler. Evsiz
ler neredeydi i;; imdi? Parklarda m1, koprii altlarmda m1, koprii
iistlerinde yatmay1 imkans1z k1lacak i;; ekilde tasarlanm1i;; bank
larda m1, bunu bir yerlerde okumui;;t um ve i;;imdiye kadar da iize
rinde hie; durmam1i;;t 1m. Notre Dame etkileyiciydi, sakin sakin
akan nehir huzur veriyordu. Tekrar uyuduklan kaldmma yiirii
diim, yeri yanhi;; hat1rlam1yorsam tabii. Bava karard1, nehrin ke
narmda yiiriidiim ve iic;iincii kez geri dondiigiimde tekerlekli bir
pazar arabasm1 agir agir iten birini gordiim. Tentelerin oldugu
yere vard1 ve sonuna kadar gitti. Bir kartonu yere ac;tI, onun iize
rine de bir uyku tulumu serdi. Anmda uyuyakald1, oyle goriinii
yordu, hie; k1mildam1yordu. Bai;; m 1 iyice uyku tulumuna gom
miii;;t ii. Sonra gelen ikinci kii;; i de onun yanma yatacakt1. Kadm
oyle yapt1. Sanki bir yere gidiyormui;;u m gibi, one dogru egilmii;; ,
hedefe kilitlenmii;; goriinmeye c;ahi;;t 1m. 0 alam belki yiiz metre
gec;tikten sonra, donmeden biraz bekleyip aym istikamette tek
rar yiiriidiim. �imdi tic; kii;; i olmui;;l ard1. Dordiincii yine iic;iincii
niin yanma sokulmui;;t u, her birinin arasmda sadece elli santim
vard1, dertleri ilii;;ki kurmak, kendilerini s1cak tutmak degildi,
40
olabildigince «i;ok insana yer olsun diye boyle yap1yorlard1. Ne
den birbirleriyle ahbaphk etmediklerini merak ettim. Neden bir
§i§e §arap payla§m1yorlard1 ki? Gitar tmgirdatm1yorlard1? �a
raplan, ag1z armonikalan yok muydu? Kendine baksana sen de
dim. Sen git de kendin §arap payla§, gitar tmgirdat dedim. Be
nim gibiler, sadece benden daha bilirn;liler diye dii§iindiim,
kendi hikayeleriyle ha§ ba§a onlar. Goriinii§te bir araya gelmi§
ler, goriinii§te aym durumdalar ama sadece goriinii§te. Tek ortak
noktalan oradan ba§ka uyuyacak yerlerinin olmamasiyd1, yine
de bu insan hayatmda bir detayd1 ancak. Bergkrystallen'a gider
ken aym vagonu payla§tlg1m insanlarla ortak bir yamm olmah
m1yd1? Ak§amlan eve donerken bir §i§e §arab1 payla§mah m1y
d1k, Bergkrystallen treninde bir yere oturur oturmaz hep bir
likte bir §ark1 m1 tutturmahyd1k? Birlikte bir §eyler mi yapmah,
orgiitlenmeli miydik, Bergkrystallen'a giden trene binenler par
tisi mi kurmahyd1k? Tentenin altmdakiler bir ortakhk kandir
macasma girmiyorlard1. Belki de ortak bir §eyleri payla§ma nu
maras1 yapmak normaldi. insanlarm ortak noktalan olmasm1
k1skamrd1m, demek ki bu numaraym1§, boyle bir §ey yokmu§,
oyle mi? Bu §iiphemi kimlere dam§abilirdim, bunu nas1l bilecek
tim? Bu §iipheden kimlere bahsedebilecegimi nereden bilecek
tim? Karanhk bastird1, sokak lambalan az say1dayd1, belki de
onlar gibi olmadan d1§anda gezinmek tehlikeliydi, ne olursa ol
sun benim d1§mda kald1g1m bir ortakhklan vard1. Sokagm obiir
yanmda uyuyanlardan, d1§anda e§ya y1gmlanm ya da iistii or
tiilii cesetleri andiranlardan ba§ka canh yoktu, sava§ gibiydi, Af
rika ve Balkanlar'daki felaketler gibi, y1gm gozlerimin oniinde gi
derek biiyiidii, sayilanm «i;oktan §a§IrffiI§tlm, bir siire sonra i«i;im
darald1, korkudan nefes nefese kald1m ve otele ko§tum, I§1g1 a«i;
mad1m, iistiimii ba§Iffil «i;1karmad1m, sadece pencerenin Oniinde
oturup bakt1m. Saat yanmda diinkii adam sallana sallana geldi,
telefon kuliibesine girdi, ba§mI telefon aparatmm iizerindeki du
vara yaslad1 ve uzun kollanm sark1tlp oylece ayakta durdu. Biri
41
c;eyrek gec;e pantolonunun pac;asmda giderek biiyiiyen karanhk
bir leke goriildii. Diinya boyleydi. Uyand1g1mda adam ortadan
kaybolmu§tu.
42
dii§iindiim ve iilkem neresi diye sordum. Benim dilimden ne
rede konu§uyorlar diye derin dii§iincelere dalm1§ken Heidi'nin
dediklerini duymad1m, birkac; dakikadir konu§uyormu§ meger.
Kiliseye girdim. Tabut uzun bir yoldan gelmi§ti. ic;inde de o yatl
yordu. Bunu akhm almad1. ilk sira neredeyse doluydu. ikinci s1-
rada sagda solda birileri oturuyordu ve en arkada tek tiik oturan
lar vard1. Sagdaki be§inci siraya girdim ve en dipten bir onceki
yerde oturdum. Pek iyi olmasa da gorebiliyordum . Dag'm eski
kans1 Tone'nin bir yanmda yerinde duramayan iki oglan ve obiir
yanmda yeni sevgilisi olan uzun boylu esmer adamla ilk s1rada
oturdugunu gordiim sanmm. Bunun ay1p olup olmad1gma karar
vermek benim iistiime vazife degildi. Rolf ve Heidi ortadaki ko
ridordan gelip ikinci siranm en dibinde onlara ayrilm1§ yerlere
oturdular. Son anda bir adam tela§la ic;eri girip yamma gec;ti ve
bana elini uzat1p son gorii§memiz ic;in te§ekkiir etti, Postkom'un
miidiiriiydii bu. Kapilar kapand1, I§1ktan anlad1m. Bir trompet
bilindik bir parc;a c;ahyordu. Rahip bilindik §eyler soyledi, §ark1
soylememiz gerekiyordu, gorev a§k1 olanlar mmldandi. Rahip
kag1ttan bir §eyler okuyordu, Dag'm iyi bir baba, yelken yap
maya dii§kiin biri ve ileti§im dam§manhg1 hizmeti sunan Kraft
Kom'da c;ah§kan bir ileti§im dam§mam oldugunu soyledi. Ayr1ca
kaleci tak1mma iiye oldugunu soyledi. Bu bilgi yanh§ olmahyd1,
bir futbol tak1mmda kalecilik yap1yordu demek istemi§ti bii
yiik ihtimalle, bundan haberim vard1. Gerc;i kim bilir; birbiri
mizi tammak hakkmda Rolf'un soyledikleri akhma geldi. Yine
bilindik bir §eyler mmldand1k, sonra da tOren bitti. ilkin Tone
ve ogullan di§an c;1ktl, esmer adam yanm ad1m gerilerinden ge
liyordu, sonra kim oldugunu bilmedigim birileri, uzaktan akra
balar, belki okul arkada§lan, Rolf ve Heidi, tammad1g1m birkac;
ki§i onlan takip etti. Sanki bir §ey olacakm1§ ya da yapilacakm1§
gibi merdivenlerde duruyorlard1. Sonra gittiler.
43
Rolf giiniin geri kalanmda izinliydi, arabaya giderlerken He
idi ona sar1lm1§t1. Rolf yenik dii§mii§ bir adama benziyordu.
44
b1kkm, yorgun, her §eyden usanm1§ ama yine de ac;, hic;bir i§i,
hic;bir §eyi beceremeyen, anlamad1g1m bir varolu§a mahkum . . .
Dag olmii§tii, peki neden? Ya neden olmasm? Bogulsan da bo
gulmasan da olecektin sonunda, o zaman bugiin, yarm ya da
obiir giin yiizmeyi birakabilirdin; SU burada Fransa'dakinden so
guktu gerc;i, ayaklanm §imdi bile donuyordu. Mant1g1mla akhm
dan c;1karamayacag1m bir gerc;ek vard1 yine de; iistesinden gele
medigim kar§1hks1z bir a§k gibi, bedenimde huzursuz bir ozlem.
45
peki? Dag? diye seslendim. Sonra her §ey oliim sessizligine go
miildii. Fiyordun iizerine yayilarak 1;6ken ve yiiksek binalarm en
list katlanyla en biiyiik teknelerin, ardmdan en kii<;iiklerin di
reklerini orten sise bakt1m ve sonunda her §ey gri oldu. Q1ghk
atan doga degildi; doga sakin ve hissizdi, uzakta, ula§ilamayan
bir yerde, 1;1ghk olmayan 1;1ghg1 koparan bendim, yoksunluktan
buhar olup havaya kan§mak iizere olan bendim, tamamen ken
dimi kaybetmi§tim, kendimi hi<;bir zaman bulmam1§t1m ki. Q1g
hktan yaz1ya s11;ramanm yollan diye yazd1m . Ya§amda ba§anla
mayam dilde ba§armak diye yazd1m ve ayaga kalktim, tuvalete
gittim, aynada kendime bakt1m, hastayd1m, geceleyin Paris'te
uzun siire d1§anda dola§mI§tlm, ger1;ekten orada bulunduysam
tabii. Evsizler hasta olduklarmda ne yap1yorlard1? �imdi ittim
seni, diye bir f1siltl duyuldu, §imdi dii§iip kendini yaralaman ge
rek. Umutsuzluga kap1l, dedi.
46
Stein heniiz gelmemi§ti. Stein'm ir;eriye ben masada otururken
girip beni gordiigiinii hayal etmemi§tim. Onun masada oturdu
gunu, benim de atk1m ve eldivenlerimle ir;eri girdigimi hayal et
mi§tim. Restoram o ser;mi§, masay1 o ayutmI§tI. Ko§edeki ka
feye girdim, oradan restoranm giri§ini gorebiliyordum. Garson
kadm ne istedigimi sordu, hir;bir fikrim yoktu. Giinlerden cu
mayd1, arabay1 evde buakm1§t1m, peki §arap iyi bir fikir miydi?
Zaten zar zor dengede duruyordum, zaten cambazhk yap1yor
dum, zaten her §eye konsantre olmam gerekiyordu, ama §imdi
kalk1p soda ir;mek de her §eyin dagilmak iizere oldugunun, be
nim dii§mek iizere oldugumun resmiydi, belki de dii§mii§tiim
r;oktan, dii§me halindeydim, o zaman fark etmezdi.
47
olmii§ oldugunu, kiil oldugunu hatirlatt1m, bu olabildigince ger
c;ekti. Stein Truls'tan bahsetti. insamn bir oglu olmas1 tuhaf ol
mahyd1, bunu ona sorabilirdim ama soruyu anlamazd1 ki. Dogal
geliyor diye cevap verirdi. Oradan c;1kt1g1m1zda, televizyonda de
dikleri gibi, "Your place or my place? " dedi. Arna sac;mayd1 c;iinkii
zaten hep bana gidiyorduk. "Sana," deyince birkac; dakika mesa
feli davrand1. Dairesini aklmda tanyor diye dii§iindiim. Sagda
solda gormemem gereken §eyler var m1 diye merak ediyor. Sir
lan oldugunu sezdim, karanhk sirlan, asansorde arkasmda du
rurken fark ettim. E§ikten gec;er gec;mez uzun uzun odalara goz
att1. Ayakkabilarm1 c;1karmadan, I§1klan yakmadan mutfaga
girdi ve o sirada masadan bir mektup ahp cebine koydu. Suyu
ac;ti ve sanki c;ok susam1§, sanki bu yiizden alelacele mutfaga gir
mi§ gibi egilip musluktan su ic;ti. Dikkat etmeseydim mektuptan
haberim olmayacakti. Kiic;iik, kare §eklindeydi, resmi mektup
lar gibi dikdortgen degildi. Hole geri geldi ve l§Ig1 yak1p ayakka
bilarm1 c;1kard1, ceketini asti. Mektup cebinden c;1km1§ degildi .
Gece yans1 yataktan kalk1p odadan d1§an siiziilerek mektubu
okumaya niyetim yoktu. �u anda hissettigim merak1 koruyacak
tim. Hissedebiliyorum diye dii§iindiim, koluna dokundum, bi
razc1k iirktii. Bu bir a§k mektubu muydu? Unutamad1g1 eski bir
sevdah, birdenbire haber alman biri miydi? Sevi§medik, mektup
aram1za girmi§ti.
48
Bankaya giri§ kartl oldugunu soyledi, birtak1m belgeleri tamam
lamas1 gerekliymi§. Bir §eyler daha soracak olursam i§in i�inden
�1kamayacakt1m. " i §leyen demiriz biz," dedi. Bentle bir degi§ik
lik fark etmemi§ti sanmm.
Sesleri heni.iz degi�il<lige ugramam1� oglanlardan olu�an koro. Noel zamam ver
dikleri konserlerle biliniyorlar. (cr.n.)
49
vergi beyannamemi yeni vermi§tim. Yorgundum, ah§veri§ yapa
mad1m, yarma kalm1§t1, bu pazar diikkanlar a1;1kt1. Ertesi sabah
kendimi hayal ettim, aym v1c1k v1c1k 1;amurlu karm altmdaki
caddede, aym karanhkta, §imdikinden daha mutlu olacak degil
dim, o zaman, <;ok ge<;e kalmadan ah§veri§ yapmahyd1m ki ya
rm istedigim saate kadar, biitiin giin uyuyabileyim, kalktig1mda
olacaklardan hep daha heyecanh olan riiyam1 gormeye devam
edeyim. En kotii kabuslan goriirken bile sabahm getireceklerin
dense riiyanm devam1m gormeye can ahyordum. Giinden giine
ufak tefek degi§iklikler oluyordu tabii ama onemli §eyler degildi
bunlar. Araba kuyrugunda oniimde ve arkamda olanlar her giin
aym arabalar degildi, ama bu tiirden farkhhklarm bir degeri
yoktu, sevinilecek bir §ey degildi.
ON EM Li.
50
2) Posta hizmetleri rekabetle yiiz yiize kahrsa �ah§anlarm
maa§lan ve emeklilik ko§ullan rekabetten olumsuz etkile
necek. Tam zamanh �ah§anlarm say1lan azalacak ve onla
rm yerine Almanya ve Hollanda'da oldugu gibi, sosyal hak
lara sahip olmayan az maa§h ge�ici �ah§anlar i§e almacak.
Bu kotii.
Ba§ka bir §ey yoktu. 19 Agustos 2010 tarihli belgeyi a�tim, yani
ilkinden bir yil sonra yazilm1§ olam, yazilah birka� aydan fazla
olmam1§t1. Ba§hk yoktu, daha dagm1kt1.
Bir siirii bo§ satir, ba§ka bir §ey yok sanmi§tlm, sonra birdenbire
§unlar �1kti:
51
Ona hie; bu kadar yakm olmam1§t1m. Ve o benden hie; bu ka
dar uzak olmam1§t1. Nelerin arasmda sec;im yapmak? Mektupta
inancm1 kaybettigi yaz1hyd1, neye olan inanc1, neye olan inanc1?
Kierkegaard'm, "Hayat sadece geriye dogru anla�Ilabilir ancak ileri dogru ya�an
mahdir," si:iziine gonderme. (c;:.n.)
52
gelmeyecek bir giin ic;in saklamyor, gelmeyecegini bildigim bir
giin ic;in, hatta gelecegini hie; ummad1g1m bir giin ic;in, yine de
asla gelmeyecek olan bir gelecegi, bildigimiz diinyamn yok ola
cag1 bir gelecegi bekliyorum. Sonra sabah oldu, hayalimde gor
diiklerimi, goriirken neredeyse ya§ad1klanm1 bir bir yapt1m.
Boylelikle giinii daha ya§amadan ya§ayabilir, daha yorulmadan
yorulabilirdim, her §ey olup bitmeden once, olan bitene bir an
lam veremedim, kendimden kopmu§ haldeydim.
Ofis yolunda trafik s1k1§1khg1, kapah park yeri, yukan c;1kan mer
divenler, Postkom'daki medya egitimi kursu hakkmda Rolf'tan
gelen bir siirii e-posta, En Hakiki restoran zincirinin imkans1z
teklifi, ByggBo'nun hala bitmeyen s ay1s1. Kendi sozciiklerim mi
demi bulandmyordu, beni boguyorlar diye dii§iindiim, bogu
luyorum diye dii§iindiim. Sozciikler c;almt1yd1, c;almt1 mal satl
yordum, beni yozla§t1nyorlard1, ama zaten yozla§mI§tlm ben.
Dii§iindiigiim, soyledigim, yazd1g1m her §ey c;almtl ve sahteydi.
Utand1g1m falan da yoktu, hayatlmda hie; utanc; duymam1§tlm,
klostrofobiydi bu, dii§iinebilecegim, konu§abilecegim ve yazabi
lecegim ba§ka sozciiklerin olmamas1 beni yiyip bitiriyordu, beni
zehirleyen sozciiklere mahkumdum ben, c;almt1 sozler igrenc; de
recede ic;ime i§lemi§ti, bundan kurtulam1yordum. Uc;urumun
kenarma dogru ilerledigimi dii§iindiim. Dag'1 dii§iindiim.
53
edebilme yetenegi. Boyle bir yetenegim olsun ister miydim? i§leri
kolayla§tlnrd1 bu. K1sa konu§mam1zdan sonra annem de benim
gibi rahats1z m1 olmu§tu acaba? Muhtemelen rahats1z olmu§tu,
ama aym derecede degil c;iinkii ben Margrete'nin becerdigini be
ceremedigim ic;in hayal kmkhg1 ya§arken, o benim yiiziimden
hayal kmkhgma ugram1§tI. i ki tane annem olsayd1, iki k1z1 olan
annem gibi onlan birbiriyle k1yaslayabilirdim. Erkenden gel
dim ve Margrete'nin arabasm1 kav§akta gorene kadar arabada
bekledim, sonra arabay1 siirdiim, boylelikle ikimiz de aym anda
arabadan indik. i c;inde hediyeler olan bir sepetle gelmi§ti. Kii
c;iikken yaz tatillerinde arabanm arka koltugunda yan yana otur
mam1z akhma geldi, arka koltukta birbirimizin iistiinde uyuma
m1z. Bunu hatirlamaktan ziyade biliyordum. Yalmzca bilmekle
kalmay1p hatirlamaya c;ah§tlm, ama beceremedim ve §imdi de
Margrete bana duyamad1g1m bir §ey soyledi. Zili c;ald1, kap1
ac;Ild1, merdivenlerden c;1k1p ic;eri girdik. Boyle son bulacak diye
dii§iindiim. Yerleri marley do§eli iki odah bir dairede tek ba§ma.
Annem bize sanld1. Ba§ka tiirlii olabilir diye dii§iindiim. Oyle
mi samyorsun? Ba§kalarma marley ama sana degil. Her §ey
den endi§e ettigimi anlad1m. Dort gozle bekledigim bir §ey yak
muydu? $u an onemli diye dii§iindiim. $imdi mi? Annemin di
vamnda hava durumundan konu§uluyordu. Margrete annemin
kalc;asm1 sordu, annem kalc;as1yla ilgili bir §eyler anlatt1. Ivir z1-
vir konsolunun iizerinde bizim kiic;iikliik fotograflanm1z vard1.
Bir dogum giiniinde c;ekilmi§lerdi kesin. Sac;1m1zda kaskat1 fi
yonklar. Art1k sac;a fiyonk takilm1yordu. <;ok sevdigim ac;1k san
fiyongumu hatirlad1m, ic;im 1smd1. Demek ki gec;mi§ ic;imde bir
parc;a ya§Iyormu§. "Yorgun goriiniiyorsun," dedi annem. Marg
rete sepetteki hediyeleri c;1kard1. Serrano'dan Serrano jambonu,
Roquefort'dan rokfor peyniri, ekmek sadece has ve organik ol
makla kalmay1p Lommedalen'da yerel iiretilen dinkel bugdaym
dan yapilm1§t1, ta§ devrinde yenen ekmege bundan daha yakm
bir ekmek bulamazd1mz. 0 s1rada Amerikan restoran zinciri En
54
Hakiki'den soz edebilirdim, gene de etmedim, Margrete Noel be
gonyasm1 c;oktan ortaya koymu§ ve Noel'in kap1da oldugunu soy
lemi§ti. Her yil annemin dogum giiniinde aym lafi ederdi c;iinkii
annemin dogum giinii arahk ba§mdayd1. Hep yapt1g1m1z gibi
annemin bu sene de onlarla olmay1 isteyip istemedigini sordu.
Her yil bunu sorard1 . Trond'la evlerinde gec;irebilecegimizi soy
ledi, her yil bunu soylerdi. Annem kendi evine gelmemizi ter
cih edecegini soyledi. En azmdan bu yil. Her yil bunu soylerdi.
Belki de bayilacag1m diye dii§iindiim. Arna yemek yapmaya yar
d1m edebilecegimizi soyledi. " Tabii ki," dedi Margrete. Her y11.
Arna bir an gelecek, her yil soylenenler bir giin son bulacak. Bir
zamanlar her yil olanlarm bir giin art1k her y1l olmayacag1 ke
sin. Ondan sonraki pek c;ok yil siiresince her yil ba§ka §eyler ola
cak. Annemin Noel'i kendi evinde gec;irmek yerine Margrete ve
Trond'larda gec;irmesi gibi. Annem c;alarsaati paketinden c;1ka
np bize te§ekkiir etti. Oglen uykusuna yatt1gmda c;ok uzun uyu
masm diye onu kullanabilirdi. <;iinkii o zaman gece uyumak zor
olabiliyordu. Uyku ilac1 almas1 gerekiyordu, bu da iyi degildi.
Margrete c;ok kolay bag1mhhk yapt1gm1 soyledi. Benim ic;in pek
fark etmiyordu. Annem uyuyakahp da Hotel Sezar'1* kac;irma
mak ic;in c;alarsaati kurabilecegini soyledi. Biitiin bunlarm fay
das1 neydi? Koltugun oniindeki pufta yans1 c;oziilmii§ bir bulma
canm iizerinde gozliigii duruyordu. Bunlar kiic;iik §eylerdi. Asla
daha biiyiik bir §eyler olmayacak m1yd1? Bu kadarma m1 mah
kumdum ben? Gelecek bu muydu? Umut bu degil diye limit edi
yordum ama ba§ka bir §ey de ummuyordum, daha ba§ka ya da
daha biiyiik bir §ey hayal edemiyordum ama yine de daha biiyiik
bir §eyler olmahyd1! Sorun olan, aptalca olan buydu, onlar gibi
azla yetinememem. Daha biiyiik §eyler istemiyorlar, daha biiyiik
§eylerle ili§kilerinin olmamas1m benim kadar dert etmiyorlard1.
*
Bir Norve<,: pembe dizisi (<,:.n.)
55
Rolf'un iizerinde devetiiyii paltosu ve gri tak1m elbisesi vard1.
Elimizde dosyalanm1zla M0llergata'ya gittik. Ona, yapt1g1 �a
lu�manm OK oldugunu yazm1§t1m. i lk giiniin sorumlulugu on
dayd1. Genellikle derli toplu ve dikkatliydi, peki ben neden bu
kadar gergindim? Biiyiik toplant1 salonunda on ii� ki§i bizi bekli
yordu. Sanki bir §eyler tehlikedeymi§ de biz yard1m edebilecek
mi§iz gibi one dogru egilmi§lerdi. Postkom §efi bizi k1saca ta
mtt1, sonra da sozii bize birakt1.
"Peki buna nas11 engel olacag1z?" diye sordu Rolf retorik olarak.
56
Omuzlanm1 zorla a§ag1ya indirdim, medya, medya diye dii
§iindiim, medyaya yazd1g1m her §eyi, onca manas1z yaz1y1.
57
yayilsm. Birakm, AB'nin iic;iincii pasta direktifinin dogurdugu
tehditlerin bilgisi kulaktan kulaga yay1hrken ortahk k1z1§sm."
58
liderleri ! Dii§mammz i §c;i Sendikas1 lideri! Sizden biri gibi dav
ramyorlar ama dii§man onlar, bana inanm!"
59
" iyi miydi?" diye sordu Rolf merdivenlerden inerken.
60
ve medyanm nasil i§ledigini, medyanm ne istedigini, giii; ve ikti
dara dair bildiklerimi onlara ogretirsem bunu kaybedebilirlerdi.
Bir baglant1 var m1yd1? Medyaya, siyaseti;ilerin, iktidar sahip
lerinin diline, gazetecilerin numaralarma dair bildiklerimi on
lara ogretseydim eger benim nasd tarif edecegimi bilemedigim,
dillendiremedigim, bedenimi cereyan i;arpm1§ gibi hissettiren o
§eyi kaybederler miydi?
61
donmamak zordu ve bugiln de zaten ba§tan zor bir giln olmu§tu.
Bu i§i k1virmamn yolunu bulamam1§tlm, tutulacak yolun yak1-
mndan bile gec;mi§ degildim. Neyse ki kursu Rolf ba§latacakti.
Sendika temsilcisi posta c;ah§anlanyla kamera kar§ISmda ro
portaj yapacakt1, sonra da onlara c;ektigi videoyu gosterip per
formanslanm yorumlayacakti. Korkuyordum, onlar da korku
dan k1vranacaklard1, herkes kameramandan, ozellikle de filme
c;ekilmekten korktugundan k1vranacaktl, Rolfun bitmek bilmez
tekrarlan yilzilnden sandalye tepesinde k1vrand1klanm gormek
katlamlmaz bir hal alacakt1, c;ilnkil artlk yazd1klanm okuduktan
sonra onlan tamd1g1m1 samyordum. Bu i§i nasil becerebilecekle
rini ogretebilirdik onlara, bunun da kendilerini videoda gormeye
katlanmalarma biraz faydas1 olurdu, kilt kilt atan yilregimle on
lara sakin olmalanm ogretecektim ben bir de.
62
"ya da bir radyo veyahut televizyon kanalmdan aramrsamz ki bu
hie; de olmayacak bir §ey degil, c;iinkii sizler bir sendikanm temsil
cilerisiniz, iktid� ra kar§I gorii§ bildirmi§siniz, o yiizden: Acele et
meyin, derin bir nefes aim, sozlerinizi tartarak sec;in."
63
Bir mayma basmt§tl, ne yaptigmdan bihaberdi, kursa kati
lanlar normalde bu a§amada sandalyelerinde endi§e ic;erisinde
k1pir k1pir olurlard1, ama bunlara bizim konu§malanm1zdan
b1kkmhk gelmi§, meselenin aslmda ne oldugunu anlamad1g1-
m1z1 anlam1§lard1, yazd1klarmdan anlam1§tlm. Kameraman sa
atine bakti ve Rolf ilk kimin ba§layacagm1 sordu. Kimseden ses
c;1kmad1. Az1c1k titrek bir sesle bir kez daha sordu. Belki bunu
duyup ona ac1dtlar. K1sa, tombalak, orta ya§h bir kadm ayaga
kalkt1, yava§ yava§ platforma yakla§tt ve koltukta bacaklanm
ac;arak kar§tsma oturdu. Rolf k3.g1tlanm kan§tlrd1, dogru so
ruyu buldu. "Kendinizi tamtir m1sm1z? "
"Siz ne dii§iiniiyorsunuz?"
64
"Dort ya da be§ ya da iki ya da on, direktifler ya da direktor
ler ya da her neyse i§te, onlara ne dendigi umurumda degil, bir
§eyler olduklan gibi iyiyse neden onlan olduklan gibi birakm1-
yoruz? Ha?"
"Evet?''
65
mektuplar yerlerine ula§mayacak, kaos c;1kacak, o zaman da
insanlar Posta Hizmetleri'ne giivenmeyecek, onemli ve degerli
§eylerini Posta Hizmetleri'yle yollamay1 birakacaklar. Posta
Hizmetleri'nin sonu gelecek, olay bu."
66
Bu sozciik Rolf'u yerinden su;ratti. Rolf'un gerilmi§ suratma
ve benim orada bulunmama ragmen Rudolf Karena Hansen hie;
istifini bozmadan devam etti, yiizii neler olup bittigini anlayan
meslekta11larma doniiktii.
"Peki," dedi Rudolf Karena Hansen daha ciddi bir ses to
nuyla, "Olii mektuplan yeniden canlandirmaya ne dersiniz? "
"Nasil? "
"Bir giin," dedi biiyiik bir edayla, "masamda Helge Brun'e ya
zilm1§ bir mektup buldum. ismin altmda ne adres ne de pasta
kodu vard1, yalmzca 11ehrin Alta oldugu belirtilmi11ti . Alta'da
67
Helge Brun admda biri oldugunu hat1rlam1yordum, boyle biri
yoktu da. Tabii ki kom§u bolgelerde Helge Brun diye biri var m1
diye hemen ara§hrd1m, yoktu. Tiim Finnmark eyaletinde Helge
Brun admda birine rastlanm1yordu. Yurtic;inde Bruner admda
birtak1m insanlar vard1, ancak Alta son derece belirgin harflerle
ve tereddiitsiiz yazilm1§ ve altma da kalm bir c;izgi c;ekilmi§ti ki
ic;giidiilerim bana mektubun Alta'da ikamet eden birine gon
derildigini soyliiyordu . Belki de soyad1, Brunsvik, Brunsgard,
Brunres, Bruk, Brnyn, Bia, Beige gibi benzer isimlerle kan§tml
m1§tir diye Alta'daki ilk ad1 Helge olan herkese bakt1m, ama ha
yir, ne Alta'da ne de Finnmark'ta Helge Brun admda biri vard1.
Mektupta gonderenin ad1 yoktu, miihiirde Drammen yaz1yordu,
bunun da bir faydas1 olmad1. Bir hafta sonra kendi kendime
§oyle dedim: Bu normal bir mektup ve kime yolland1g1m bul
mak §U ana kadar c;ok fazla vaktimi, enerjimi ald1. Daha fazla
kafam1 yormadan mektubun oliimiinii ilan ettim, iizerine 'bilin
meyen adres' yaz1p onu 'bilinmeyen adres' kutusuna att1m. i ki
giin sonra Helge Brun'e yazilm1§ yeni bir mektup oniime dii§tii,
bunda da tam adres yaz1h degildi ve bu da Drammen miihii
riinii ta§1yordu. Ne yapacakt1m? Hic;bir sonuc; almamasa da tiim
ara§tirmalar yapilm1§t1. Bu yiizden bu mektup da 'bilinmeyen
adres' kutusuna kondu, ama idam kararlanmdan §iipheye dii§
meye ba§lam1§t1m. Mektuplan kim yolluyorsa adresin eksik ol
dugunu biliyor ama Posta'ya giiveniyordu, hissediyordum. Posta
Hizmetleri bu giiveni bo§a m1 c;1karacakti? "
68
"Uykusuz gec;en iki haftadan sonra," dedi, "mektuplan olmii§
lerin kutusundan c;1kard1m, oniime koyup inceledim. Bunlan aym
ki§i yazm1§ olmah sonucuna vard1m. Postacilarm el yaz1sm1 ta
mmakta ne kadar iyi olduklanm soylemeye gerek yok herhalde."
"Yok! "
"Yok! "
69
caydirmamI§, i§i o kadar acil, Pasta Hizmetleri'ne giiveni o kadar
biiyiikmii§. Mektuba cevap alamaymca bir kez daha §ansm1 dene
mi§ti. Goziipek bir evlilik teklifi mi? Babas1 oldugunu bilmedigi
bir �ocuk hakkmda Helge Brun'e verilen bi• · oer mi? Mektuplar
iizerinde �ah§t1ktan sonra bunlarm oneL i<luklarma iyice ka
naat getirdim. Postacilarm altmc1 hislerinin gii�lii oldugunu soy
lememe gerek yok herhalde, hakh oldugum ortaya da �1kt1 zaten."
70
y1gmla olii mektubun ba§ma c;okiip onlara yeniden hayat ver
meye c;ah§t1m."
71
"Evet? " diye cevaplad1 salon, "hepimiz Helga Brun'iin
hikayesini duymak istiyoruz." Rolf kolunu a§ag1 indirdi.
"Eee?"
"Evet?"
"Evet?"
"Ha? Neden?"
72
her zaman faydah olmuyordu. Arna sonra, Helga'mn yaptigmm
sadece bu ki§i i�in degil, muhtemelen pek �ok ki§i i�in de ne ka
dar onemli oldugunu anlatan bu mektup gelmi§ti.
"Helga Brun S0rny'ii i§te bu <;arp1c1 sozlerle terk etti," diye la
fm1 bitirdi Rudolf Karena Hansen.
"Tamam," dedi Rolf ve bize, bana dogru dondii ama Rudolf Ka
rena Hansen'm soyleyecekleri bitmemi§ti daha: '1\nlatmak istedi
gim," dedi, "olii mektuplan canlandirmamn ne kadar onemli ol
dugu, bunda da en onemli etkenin insan oldugudur. Bunu yapacak
posta �ah§anmm i§ giivenligi olmah, kadrosu olmah ve bu onurlu,
ancak zorlu meslege kendini adayabilecek vakti bulunmah."
Bilmiyordum.
73
"Bir §ekilde i§imizi yap1yoruz," dedi, "oyle degil mi?"
Bilmiyordum.
Bilmiyordum.
Dag m1?
Ona bakmak i<;in bir ad1m geri att1m, ama onu goremedim,
bozuk bir televizyon ekranmda oldugu gibi goziimiin oniinde si
yah beyaz noktalar dans ediyordu.
74
"Heyecanla filmi gormeyi bekliyormu§," diye homurdand1
Rolf kadm gozden kaybolunca, "tekrar dinlemek istiyorlar, ne
yapacag1z? Yerel gazeteler i<;in yazd1klar1 mektuplarm iizerin
den ge<;emez misin? " dedi, "Liitfen! "
"Sag ol," deyip ayaga kalkti. "Sag ol, sag ol," dedi, "oday1 dii
zenleyeyim."
75
gelebilirdi, durumum posta 9ah§anlarmdan daha m1 kotii ola
cakt1 ki? Olii mektuplarm canlanmas1 kimin i§ine yanyordu?
Ekonomik olarak hi9bir anlam1 yoktu. Bir siirii §ey ekonomik
sistemin radarma girmiyordu. En onemlisi neydi? Olii mektup
lan dirilenler bu i§e 9ok sevindiklerinden uzun siire bir §ey satm
almazlarsa ne olacakti? Bo§ver dedim, tuvaletten 91kt1m, kap1y1
kapatt1m, evde yangm 91km1§ken ba§ka ne yapabilirdi ki insan,
hem donuyor hem de yamyordum ben.
Olan bitenin seninle ilgisi yok diye dii§iindiim. Sen bir ara9sm
diye dii§iindiim, ama ha.la duvara o kadar yakm duruyordum ki
kolumu siirtebilirdim.
76
"Bir yaz1," dedim gozlerim ha.la kapah, "bizleri duyguland1-
nrken neden ba§ka bir yaz1 umurumuzda olmaz, bunu anlamak
giic; olabilir. Yazd1gm1z mektuplarm bana bu kadar dokunmasm
dan ne ogrendim? Yerel gazetelere nasil yazacagm1z1 size ben og
retemem," dedim. Rolf ba§m1 ellerinin arasma ahp zaten az1c1k
kalm1§ sac;larm1 c;ekti.
Ortahk tuhaf bir sessizlige gomiildii, bir kez daha duvara yaslan
maya ihtiyac; duydum. Rolf hala ba§1 ellerinin arasmda oturuyor,
one ve arkaya sallamyordu.
77
Ba§ ba§a kald1g1m1zda ikimiz de bir §ey demedik.
78
erkek y1gmma, tramvay ve otobiis duraklarmda bekle§en kala
bahga, meydandaki t1k1§ t1k1§hga, listeleri pek uzun ama para
lan az oldugundan her bir yonden iizerlerine gelen indirimler
deki bok gibi mallan almak ve benim de ka<;:1p kurtulamad1g1m
tekrarlanan ufak tefek, anlams1z olaylar kar§1smda ofke, nefret
ve moral bozukluguna kapllmak zorunda olduklanm dii§iinen
insanlarm, Noel hediyelerinin, parkometrenin gosterdigi zama
nm, kirm1z1 I§1klarm, tam unutmu§ken §imdi akhma gelen so
guk ayaklarm arasma kan§mak istemiyordum. Paltomu giydim,
merdivenleri indim, soguga <;:1ktlm, M0llergata 10 numaramn
oniinde durdum, <;:antamdan Noel hediyeleri listesini <;:1kard1m,
ge<;:en senekiyle ve evvelki senekiyle aymyd1, Noel ge<;:er ge<;:mez
yenisi geldiginden habire yeni liste yapmanm anlam1 yoktu. Lis
tede Dag'm ad1 vard1. Onun iistiinii <;:izebilirdim.
79
Hi<; ummad1k bir §ey olmad1ki;a! Boyle bir §ey olabilirdi, bunu
biliyordum art1k ve pazartesinin gelmesinden korkmaya ba§la
IDI§tim . Pazartesi ve Noel ah§veri§i birdenbire Saray Park1'nm
iizerine kara bir bulut gibi i;okmii§tii. Bugiiniin ve yarmlarm dii
§iinceleriyle dolu M0llergata'daki o tuhaf am, Noel ah§veri§ini
ve gorev duygusuyla isteksizce yapt1g1m diger §eylerin hepsini
mahvetmi§tim, yarmlar ve gorevlerle kendime hayat boyu eziyet
edebilirdim. Arna §imdi en azmdan bu acayip giinii ya§Iyordum,
i;iinkii o §U anda oluyordu ve ben onunla ban§abilir, ii;inde yer
alabilirdim, t1pk1 havuzun ii;inde donakalmI§ gibi goriinen park
taki ordeklerin yaptig1 gibi. Sanki §ark1 soyliiyorlard1.
80
Bir digeri 1 1 ve 12 �ubat 1830 tarihleri arasmdaki gece hakkmdayd1.
Anla§1ld1g1 kadanyla karanhk ve firtmah bir geceydi. Riizgar in
sam kam<;1hyor, postac1 J0rgen, Faberg'deki Brunlaugsletta'dan
k1zag1yla ge<;erken soguktan donuyormu§. <;antasmda Trond
heim'dan gelen degerli mektuplar varm1§. Bunu ve Noel hediyesi
olarak ne istedigini ve eve dondiigiinde ne yiyecegini, ne i<;ece
gini dii§iiniiyormu§, tako ve kola. i<;i i<;ine s1gm1yordu, oyle yaz
ffil§tl, dii§iincelere dalmama neden oldu. Postac1 J0rgen s1cak bir
yatakta yat1p uyuyacag1 ve ozellikle de yeniden uyanacag1 i<;in se
vin<;liydi, ancak §U anda geceyi atlatabilmek i<;in miicadele veri
yordu, kulaklan donmu§tU, yiin eldivenler giymi§ olmasma rag
men parmaklarmm ucu buz kesmi§ti. SONUNA KADAR OKU
yazm1§tl biiyiik harflerle. Kocaman bir kayamn arkasmdan kor
kun<; bir katil firlam1§t1. Postac1 J0rgen soyularak Oldiiriilmii§tii,
bu igren<; cinayet kanh ve detayh bir bi<;imde tarif ediliyordu. Kan
izlerinden postacmm <;antasma ula§t1lar, kesilerek a<;ilm1§t1. <;an
tadan sadece Gudbrandsdalen'in bandosu i<;in yollanan bir siirii
paranm i<;inde oldugu mektup ahnm1§t1. Martin admda biri yap
m1§tl bu i§i, yakalanml§, oliime mahkum edilmi§ti, kellesi gitti.
"O olaydan sonra postacilar silahlandmld1."
Ayaga kalk1p evin i<;inde gezindim. S1cak bir yatakta yat1p uyu
yacag1m ve ozellikle de yeniden uyanacag1m i<;in sevin<;li gibiy
dim. Arna umulmad1k bir §ey yiiziinden boyle olmayabilirdi de.
Posta Hizmetleri'nin tarihini google'lad1m ve olay1 buldum, bi
raz daha derli toplu bir bi<;imde tarif edilmi§ti. Katilin ad1 Mar
tin Pedersen'di, kafasmm kesilmesi ve bedeninin tekerlekler al
tmda ezilmesi cezasrna mahkum edilmi§ti. "Tekerlekler altrnda
ezilme" nedir diye Google'a baktim. Martin Pedersen'in <;ald1g1
para 365 taler ve 60 §ilindi. Gudbrandsdalen bandosu i<;in yol
lanm1§t1.
81
Olay1 goziimde canlandird1m. Gece, katil ve kurban. Hakh bir
korku. Tamamen ger�ek bir hikayeydi. Ya§anmI§tI. Akd almaz
bir §ey. insanlarm katlanmak zorunda kald1klan, insanlarm
katland1klan. Benim katlanmak zorunda kalmaktan kurtuldu
gum her §ey. Bunu unutmamahyd1m, ba§kalarmm nelerle mii
cadele ettigini unutmamahyd1m, benden once ya§ayanlarm ne
lerle miicadele ettigini, neler hissettigini, neler dii§iindiigiinii,
nelere inand1g1m akhmda tutmahyd1m. Ge�mi§i tammahyd1m,
§U anda daha iyi se�imler yapabilmek i�in onceden yapilm1§ se
. �imler iizerine kafa yormahyd1m ve bu se�imlerin benim i�in,
ba§kalan ve herkes i�in ne gibi sonu�lar doguracagm1 dii§iin
meliydim. Ortaya �1kacak toplumun olu§umuna katilmah ve so
rumluluk almahyd1m.
Saat on iki gibi Stein gelip beni alacakt1, kayaga gidecektik. Pas
pasm iizerindeki gazeteyi ahrken a§ag1daki giri§ kap1smm a�il
d1gm1 duydum. Stein erken mi gelmi§ti? Genellikle tam vaktinde
gelirdi. Tirabzanlardan egilerek a§ag1ya bakt1m, postac1y1 gor
diim. Onu daha once hi� gormemi§tim, �iinkii bugiin cumar
tesiydi. Postac1 tekerlekli �antasm1 pe§i sira �ekiyordu. Ost kat
kom§um Bjerregaard d1§an �1kti, ben i�eri girip kap1y1 kapat
tim. Sonra Bjerregaard'm gitmi§ olacag1m dii§iiniip kap1y1 a�
t1m, etrafi dinledim. Postacmm §mgirdayan anahtarlan ve mek
tuplarm �1kard1g1 hafif pat sesi. Stein ve Dag'm mektuplarm1 ve
kii�iikken i ngiltere'de bir mektup arkada§Im oldugu giinleri, na
sil da onun mektubunu bekledigimi dii§iindiim. i�eri girdim, ya
nag1m1 kap1ya dayad1m, a§ag1daki posta kutusunu hayal ettim.
Uzerinde bir anahtar deligi olan ye§il, dortko§e bir kutuydu, be
yaz zemin iizerinde siyah harflerle yaz1h olan ad1m digerlerinin
82
arasmdayd1. Bilgisayarm ba§ma gec;tim. Kirm1z1 posta kutusu,
ye§il posta kutusu ve c;ekc;ekle gelen postacmm sesi. DI§ kapmm
kapam§I, mermer zeminde donen c;ekc;ek tekerleklerinin sesi ve
merdivenlerden tirmanan vaat dolu yank1s1. Postac1 mektuplan
dikkatle ve inanc;la gozden gec;irirken titre§en sessizlik, c;ok ya§a
postac1 ! Sana gelen mektubu bulup dogru kutuya koyan postac1.
A§k mektubu, dogum giinii mektubu, kartpostal, davetiye, ser
tifika, pasaport, tibb1 muayenelerden sonra saghkh oldugumuza
dair dart gozle bekledigimiz rapor ya da belediyeden gelen kut
sal bilgiler. Belki bir fatura, ama onlan saym1yoruz . Posta ku
tusu renkleri, bundan boyle k1yafetlerimin renkleri aym onla
rmki gibi kirmlZl ve ye§il olacak!
83
elimde anahtar a§ag1ya ko§tum . Anahtar uydu, bu bile bir muci
zeydi. Pasta kutusunda iki fatura vard1. Bunlan saym1yorum de
dim kendimi tiye alarak, kendime giildiim.
84
kayak botlanyla siraya girdiler, bagira �agira sipari§lerini ver
diler, terlemi§ per�emlerini birbirlerinin almlarmdan kaldird1-
lar, pe�etelere burunlanm sildiler, iyice yay1ldilar. Ag1zlarmdan
�1kan bakterilerle kaph son lokmam1 agz1ma tik1§tlrd1m, iste
meme ragmen o bakterileri soludum, kap1larm �arp1lma sesi ku
laklanmda pathyordu, dt§an �1kmahyd1m. Sonra oradan aynl
d1k ve yoku§ a§ag1 kayarken dii§medik. Arabaya geldigimizde
Stein ak§am yemegini birlikte yiyelim mi diye sordu. Hat1rla
d1g1m kadanyla ba§ka bir plamm yoktu. Fmna atabilecegi bif
tegi varm1§. Biftek pamuk gibi olurken biz de film seyredebilir
mi§iz. "Pamuk gibi" lafim sevmedim. Bu karanhk geceyi Stein'da
ge�irmek belki keyifli olabilirdi. Pazartesiye daha �ok vard1 ay
nca. Pozitif olacakt1m. Kayaktan sonra fmnda biftegi goziimde
canlandird1m. <;ocuklugumla bir ilgisi vardi. Arna cumartesileri
degil, pazarlanyla. Aile kurabilecek biri miydim acaba, merak
ettim. Margrete'nin bu konuda bir yetenegi vard1. Aile kurmak
istiyordu. Bendeyse hi� aile kurma istegi yoktu, ger�i boyle bir
istek neye benzerdi onu da bilmiyordum. Bir aileye sahip olma
nm pratik bir §ey olduguna dair bir duygum vard1 �iinkii herkes
aileydi, �iinkii toplum aile etrafmda orgiitlenmi§ti, ozellikle de
onemli giinlerde. 0 zaman ben de �ogu insan gibi giiniin birinde
aile kuracak, ailemle aile §eyleri yapmaya ba§layacakt1m, t1pk1
Stein'la sevgili §eyleri yapt1g1m gibi. Bu insanm i�ini karartan
bir dii§iinceydi. Bir daha asla di§e dokunur bir degi§iklik olma
masi. Bu ne olabilirdi ki? <;ocuk, diye dii§iindiim, Margrete'nin
�ok sahip olmak istedigi. Margrete muhtemelen hamile diye dii
§iindiim, birden bunu hissettim. Bu beni biraz mutlu etti, yani
bir §eyler hissetmem, ama hissettigim dogru mu acaba diye te
lefon edemezdim �iinkii muhtemelen dogru degildi, o zaman da
yapt1g1m nezaketsiz ya da neredeyse zalimce olurdu. Zaten o da
son defasmda olanlar yiiziinden birka� ay ge�meden bir §ey soy
lemezdi ki.
85
"Ne dersin? " dedi Stein.
86
dikkatle dinledigini, neden mahkum oldugu §eye mahkum ol
dugunu ai;1khyordu, eline tutu§turulan kag1tlarda ne yazd1gm
dan haberi yoktu. Arna bunu itiraf edemiyordu, o yi.izden mah
kumiyetini kabullendi. �ematik ve duygusal, Hollywood usulti
soykmm, kadm oyuncu Kate Winslet'ti, Stein kendini iyice filme
kaptirm1§tl. Kadmm bacaklan arasmda hayallere kap1hp giden
okullu oglan oydu, kadma giden yolda deliler gibi bisiklet siiren
gen<; oglan. Onlar i§ i.izerindeyken Stein onlarla birlikte ii; gei;i
riyordu, oglanm kadma okudugu her sozci.igii ya§1yordu, onlarla
aym odadayd1, heyecamn dozu artt1gmda one dogru egiliyor ve
daha h1zh nefes ahyordu, hi.iziinlii bir §ey oldugunda kolumu s1-
k1§tmyordu, iizgi.in bir ifadeyle, yandan gorebiliyordum. Sonunda
her §ey yerli yerine oturdugunda, kadmm sui;suzlugu ve aslmda
bir kurban oldugu anla§1hp da a§klan temize i;1kt1gmda Stein'm
gozleri ya§ardL
87
<;ah§maktan iimidi kestigi sefil ger<;eklige geri donene kadar.
Benliginden binlerce kilometre uzaktayd1, tipk1 benim gibi.
88
almam1�t1m. Dildo kullanmay1 deneyip denemedigimi sor
mui;;t u. "Tiim modern kadmlarm i;;ifonyerinde bunlardan bir
tane yok mudur? " demii;;t im. �aka yapm1i;;t im, ama belki de ciddi
oldugumu sanm1i;;t 1. Dinlememii;;t i, eger i;; u an yapt1gma bak1-
hrsa. Yiiziimden bir i;; ey belli etmemeye c;ah�t1m ve Dag'm ironi
iizerine yazd1klan akhma geldi. Stein internette en begenileni
ald1gm1 soyledi, bu model kesinlikle bai;; 1 c;ekiyormui;; . Nasd kul
lamld1g1m sordum, rahats1z oldu, belli ki kendiligimden anla
yacag1m1 sanm1i;;t 1. Omuzlanm silkip i;; arap almaya kalkmcaya
kadar aram1zda tuhaf bir sessizlik oldu, ben de hediyeyi tekrar
paketine koydum.
89
ediyordu, kapamaya <;ah§tl ama beceremedi, aleti yeniden gece
lambasmm altma tuttu, §imdi daha giiriiltiilii vmhyordu, kapa
tamad1, odadan <;1k1p onu koridora biraktI ama sesini hala duyu
yorduk, nihayet onu uzakta bir yere, belki de mutfakta bir <;ek
mecenin i<;ine koydu.
90
Sognsvann'dayken waffle'larm tadm1 alabiliyordum, ama sonra
Stein biriyle c;arp1§tl . Diizliige c;1kmadan, gole gelmeden onceki
son donemec;te iri yan bir adam diimdiiz Stein'a girdi. Yere dii§
tiiler, Stein ayaga kalkamad1, ayagmm iizerine basam1yordu,
ayag1 kirilm1§t1 belki de. istemesem de ambulans c;agirmak zo
rundayd1m. Ambulans yanm saat sonra geldi. Biz orada bek
lerken pek c;ok ki§i durup yard1ma ihtiyac1m1z olup olmad1g1m
sordu, herkese ambulansm yolda oldugunu soyledim. Bir ka
dm Stein'm altma sermem ic;in kazag1m verdi, adresini not al
d1m, geri gonderecegime soz verdim. Ambulans geldiginde her
kesin pistten aynlmak zorunda kalmas1, herkesin bize bakmas1
utanc; vericiydi. Stein fazla bir §ey demedi, belli ki cam yand1-
gmda insan az konu§uyor, bunu hat1rlasam iyi olur. Bizi acile go
tiirdiiler, Stein'1 sedyeyle ic;eri ta§1d1lar, ben de yakm1 olarak pe§
lerinden girdim. Uzun, pis, ac1kh, oksiiriip t1ksiran bir kuyruk
vard1. Bizi Volvat'a* gotiirmelerini soyleyecektik ama artik c;ok
gec;ti. ic;erideki hava mikrop doluydu, tuvaletler kokuyordu, ama
onu birak1p eve donemezdim. Sonunda sira ona geldi, ayagmm
rontgenini c;ektiler. Kmlm1§t1. Demi§tim der gibiydi sanki. Ayak
sadece burkulmu§ olsayd1 ambulans daha da utanc; verici ola
cakt1. Ayag1 alc;1ya aldilar, doktor alti hafta alc;1da kalacak dedi.
Stein'm cam s1kild1, ama koltuk degnekleri satm ald1 ve eve don
mek ic;in taksiye bindik. Onu yukan c;1kartip yatagma uzanma
sma yard1m ettim. Acilden annesini aram1§t1, kadm yoldayd1. 0
gelmeden ben gittim. Arabay1 almam gerekiyordu.
91
tereddiide mahal yoktu, yeni gizli a§k1m klavyeyi doviiyordum
adeta. Kibarhktan yapman gereken i§ler, odenmemi§ faturalar,
satm ahnmam1§ Noel hediyeleri, parkmetrede tik tak ilerleyen
zaman yiiziinden dikkatin dag1lmasm, bu tiirden §eyleri unut,
ama ba§kalanm hat1rla, basilmas1 gereken diigme kendi i�inde,
bu diigmeye basmay1 hatirla, aydmlanmanm zirvesine tirman,
kalbinin derinliklerinden avazm �1kt1g1 kadar haykir, daha fazla
ilerleyemedim, ama biraz mesafe kaydettim yine de degil mi?
92
Partisi'nin yerel iiyeleri, eyalet meclisi iiyeleri ve gem;lik kollan
temsilcileriyle gorii§mii§tii, iyimserlikten vazger;miyordu.
93
oldugurnuzdan ve insan hayat1 siirdiirdiigiirniizden varrnI§ gibi
goriiniiyordu. Stein'm kayak pistinde dii§ii§ii, Rolf'un sirtmm
tutulrnas1 bana bunu hatirlatiyordu. Oniirne bir y1gm bilgilendi
rici yaz1 ve bro§iir koydu, bunlardan yiizbinlerce dag1t1ld1gm1 ve
i§c;i Sendikas1'ndaki diger sendika ternsilcileriyle irtibat1 yogun
la§tiracag1m soyledi.
94
ii;in utanmadan once, ama adam aptalca bir §ey soyledigimi dii
§iinmiiyor gibiydi i;iinkii "Tabii ki eldivene ihtiyac1m1z var," dedi,
"eldiven daima giizel hediyedir." ipe sapa gelmez bir lafm onem
sizligine ragmen geri;ek olabildigini dii§iindiim. iyi Noeller dedi
gimizde tiim kalbimizle iyi Noeller diliyor olabiliriz, kelimeler
den i;ok onlara e§lik eden duygular onemlidir. Tezgahtar siyah
buzag1 derisinden yap1lm1�, parmaklan boyunca diki§i olan bir
i;ift eldiven onerdi, onlan sei;tim. Eldiveni paketlerken bir de
fasmda eldiveninin tekini kaybettigini, i;ok iiziildiigiinii i;iinkii
eldivenin yurtd1§mdan, Londra'daki Harrods magazasmdan
ahnmI§ giizel ve pahah bir eldiven oldugunu anlatt1. Kaybettigi
eldiveni haftalarca aram1§ ama nafile, sonunda digerini de at
mI§, birini kaybettigine gore digeriyle ne yapacakm1§, ama bir de
ne goriirsiiniiz, ertesi giin digerini bulmu§. Yalan bu diye dii§iin
diim, bir yerlerden araklad1g1 bir hikaye. Tezgahtar diinyanm tu
hafhg1, eldiveni torpido goziindeki fosforlu yelegin ii;inde bulmas1
kar§1smda ba§mI sallad1, eldiven nasil olmu§ da oraya girmi§ti?
Samimiymi§ gibi goriiniiyordu, bu garip hikayeyi benimle, mii§te
risiyle payla§mI§tI. Belki de geri;ekten boyle bir §ey olmu§tur diye
dii§iindiim, belki de hen onun ii;in onemsiz biri degilimdir. Tabii
ki hayatmda daha onemli insanlar vard1, ailesi, arkada§lar1 gibi,
ama buras1 onun i§yeriydi, eldiven satmak da i§iydi, belki de her
giin buzag1 derisi eldivenler satm1yordu, etraf1ma bakmd1m, yak
la§makta olan Noel'e ragmen diikkanda i;ok fazla mii§teri yoktu.
Ben de bir §ey soyleyerek kar§Ihk vermek istedim.
"Degil mi," dedi, "adeta kurgu," dedi sanki ona bir iltifat et
mi§, bir hediye vermi§im gibi derin dii§iincelere dalarak, gu
rurla tekrar etti. Bu kadar kolayd1 i§te. Eldivenler paketlenmi§ti.
95
Uzerinde iyi Noeller yazan kalp §eklinde bir etiketi paketin iize
rine yap1§tird1.
96
imzam1 atabilirdim, belirli bir insan kokusu. Korktugum gibi ig
rem; falan degildi. Benim de boyle bir kokum vard1, k1yafetle
rime sinen, yakm1mda duranlarm fark edebilecegi bir kokum,
evet, §iiphelendigim §eyin onaylanmas1 it;in kazag1 koklam1§tim.
Kokuyordum ve kokum beni ele verebilirdi, kendimi hangi soz
ciiklerle sunarsam sunay1m saklayamazd1m. Koku pek t;ok kap
samh anlam1 olan sessiz bir i§arettir, bunu anlam1§t1m, peki
posta t;ah§anlan daha ilk giinden kokumu ahp her §eyi anlam1§
lar miyd1 acaba?
97
Noel kendini yineledi. Stein'm annesi ona ta§md1, her §eyine ko-
'
Noel zamam saat iki gibi anneme gittim, Margrete oradayd1 za
ten. Hep yapt1g1m1z1 yaptik, Margrete karbon ayak izi dii§iik
olan beyaz ve kirm1z1 lahana tur§usu yapm1§t1, organik, pata
tesleri soydu. Ben tamamen organik ve yine karbon ayak izi dii
§iik olan meyveleri soydum. CD c;alar en sevdigi Noel §ark1sm1
c;ald1gmda Margrete aglamaya ba§lad1. Gozlerinden akan ya§
lar domuz pirzolasmm iizerine damlarken hie; sesi c;1km1yordu.
Bunu gordiim c;iinkii tamamen tesadiifen ondan yana bakm1§
t1m. Belki de tesadiif degildi. Margrete'nin bir §ey soylememi is
temedigini hissettim. Trond geldiginde ona garip bir §ekilde sa
nld1. Soylemedikleri bir §ey vard1. Annem Stein nasil diye sordu.
Annesinin gec;ici bir siire ic;in onun yanma ta§md1g1m soyledim.
iyi olmu§ gibisinden ba§ml sallad1. Saat dortte masaya oturduk.
Trond i§in nas1l gittigini sordu. Zamam gelmi§ miydi? Posta di
rektifinden soz ettim, ilgilenmiyor gibi goriindiiler. En nihayet
meyve salatas1 sofraya geldiginde bir §ey demediler. Tarife gore
yapm1§t1m ama umdugum gibi lezzetli olmamI§tl. Hep tarife
98
gore yap1yorum �ogu §eyi diye dii§iindiim, ama umdugum gibi
lezzetli olmuyor. Aslmda bana herhangi bir soz verilmemi§ti
diye dii§iindiim, konu ister meyve salatas1 ister ba§ka bir §ey ol
sun. Ancak sanki birisi i§i tarifine uygun yaparsam odiillendi
rilecegimin soziinii vermi§ gibiydi. Arna i§te ne lezzeti vard1 ne
de kokusu, bir par�ac1k tat yalmzca. Ba§ka tarifler var m1yd1, in
ternette mesela? Yine sohbeti ka�irm1§t1m, kesin annemin kal�a
smdan soz ediyorlardi. i roni yapma deyip kendimi toparlad1m,
ironi bitti artik dedim, yetti artlk ironi! Uzakla§mak istemiyor
dum, dahil olmak, orada olmak istiyordum ama o noktaya nu
mara yapmadan nas1l geliniyordu? Ben numara yapmadan na
sil o noktaya geliyordum, insan falan degil, ben! Televizyondaki
" i mdat, Noel tatili" programm1 giilmeden seyrettik, sanki hi�
�ocukluk ya§amam1§1m, gosterilen filmdeki �ocuklar gibi i�im
den gelen bir §eyleri hi� yapmam1§1m gibiydi. Bunun sadece bir
film oldugunu kendime hatirlatt1m, eglendirme ama�h aptal
bir Amerikan filmiydi, ciddiye almacak bir §ey degildi. Truls'u
Ullevalseter'e �1kan yolda, Ullevalseter'de �ok §ekerli waffle'1 yer
ken, Stein'm salonunda yerde oturmu§ hayal etim, ona ac1d1m
<;iinkii onda da bu eksikti, ko§an, giilen, dii§en, bagn§an, bir
birlerinin alnmdaki nemli per�emleri kurulayan, sesleri ve ha
yat dolu olmalan sinirime giden diger kii�iik kayak�1larda olan
§U i<;inden geleni yapma duygusu; onda gordiigiim o �ok mesa
feli �ocugun aslmda kendi �ocuklugum oldugu ger�egiyle �ar
pild1m. Masay1 toplad1k, elimizde kahvelerle divanda oturuyor
duk, annemin yaptlg1 kurabiyeler de vard1. �imdi ne olacakt1?
Trond anne babasmdan gelen paketi a�tl, oymah kemik saph bir
av b1�ag1yd1 bu, annem gordiigiinde yiizii tuhafla§t1, Harald'da
da bunun ayms1 vard1 dedi, sonra sustu, k1zard1. Baham Oldii
giinden beri ilk kez onun adm1 and1gm1 duymu§tum. Sonrasmda
gelen sessizlik can s1k1c1yd1. Trond anne babasma ayakkab1 ku
tusu i�erisinde bir §i§e iyi §ampanya vermi§ti, boylelikle hediye
nin §i§e oldugunu anlayamayacaklard1, fakat onlarla biraz once
99
konu§tugunda kom§unun onlara iki §i§e iyi §ampanya getirdi
gini soylemi§lerdi.
1 00
kan§tirmi§ti. Kopekler, kurt olan ilk kopekler gibi degildi ama
giiniimiiz kopeklerine bu yiizden sahte diyemezdik. Eskiden ev
lilik di§i dogan c;ocuklar gayrime§ru sayihyormu§, §imdi yeniden
me§ru olmu§lardi, tiip bebekler, laboratuvarda dollenip Hindis
tan'daki kadmlarm rahmine yerle§tirilen c;ocuklar gibi, hakiki
kavrami zor bir kavramdi. Bazi yerler digerlerinden daha hakiki
diye dii§iiniiyordu Margrete, tatil yaptiklan yerler ic;in, paskal
yada Hardangervidda Doga Parki'ndaki Hole'de, yazm Kragem
sahilinde tatil yapiyorlardi, hakikiyle neyi kastediyordu? Eski ev
lerin iyi korundugunu mu, yeni ev yapilmadigim mi yoksa eski
tarzda yenilerin yapildigmi mi? Hakikiligin ya§la bir alakasi var
miydi, yani eskiler mi hakikiydi, peki yeni olan her §ey bu yiiz
den sahte olabilir miydi? Bir ah§veri§ merkezi eski kiliseler gibi
gerc;ek ve hakiki olabilirdi degil mi? Norvec;'in bati kiyismi boy
dan boya gec;en Hurtigruta feribotu hakikiydi, c;iinkii bu hat es
kiydi. Bir §ey anlamiyordum bu i§ten. Her zamanki gibi yaz git
sin, olmaz mi dedim kendi kendime, onceden yaptigm gibi, bitsin
diye, dedim, c;iinkii eger hakiki ve ozgiin olan eskilerse, onceden
yazdigim tarzdaki yazilar, eskiden yazdiklanm, Dag'm gitme
sinden c;ok uzun siire once yazdiklanm, repertuvarimdaki nere
deyse en eski yazilar §imdi geceleri gizlice yazdigim teklif yazila
rmdan i;ok daha hakiki ve ozgiindii. Hadi ya Ellinor dedim, yap
gitsin! Felsefe yapmiyorsun, alt tarafi reklam i§te, ileti§im da
m§manhgi ! Tarifi uygula ! Arna tarifi uygulamak istemiyordum,
bu bana paradan ba§ka bir §ey kazandirmiyordu, dogal olarak,
insana para da lazimdi, insanm parasi olmak zorundaydi! An
cak §imdi ne tarifi uygulayabiliyor ne de tarife bo§verebiliyor
dum i;iinkii insan bic;imi, kahbi bir kenara biraktlgmda i§ler zor
la§iyordu. Arna aym zamanda kahbm, tarzm di§ma i;iktigimzda
i;ok tuhaf, umulmadik yerlere de varabilirdiniz, Ibsen'in dedigi
gibi i;iki§ noktasi en i;ilgm olanm alacagi sonui; en ozgiin olandi.*
*
Peer Gynt, Henrik Ibsen IV. Perde. ( i;.n.)
1 01
Ancak ben ozgiin olam aram1yordum <;iinkii Jim Jarmusch'un
dedigi gibi ozgiinliik yoktu, yalmzca otantiklik vard1, ne demek
istiyordu bununla? Yani yeni varolu§sal sorunlar yoktu, onlan ele
almanm yeni yollan vard1 sadece, baz1lar tlar1 digerlerinden
daha biiyiik etki yaratacak §ekilde, tama1i Kendilerine has yol-
larla, a<;1k<;a kendi imzalanm atarak ele ahyordu, boyle bir §ey
bende yoktu. Hayir, yazd1m. Bir §ekilde var oluyorum i§te, yaz
d1m, sonra durdum. Belki de bu kavrama tam tersinden yakla§
mahyd1m, sahte olandan? Taklit olandan. Hani §U bat1h mar
kalan taklit eden ucuz Gin mallan gibi. Benim taklit etmeye
<;ah§t1g1m gibi, ama kimi acaba? Ozgiinliik ve yenilikten dem vu
ran reklamlarla Dag'm, Rolfun, benim ve tiim Kraft-Kom'un iil
kenin onde gelen ileti§im dam§manhg1 firmalanm taklit etmeye
c;ah§mam1z gibi. Gakma Gucci c;antalar plastik bile olsa hakiki
c;anta degil miydi? Hakiki <;akmalar! Hakiki ve safkan bir taklit
oldugumu anlad1m. Ne olmu§ yani, ne olmu§ ha, taklit etmeyen
kimse yok ki, diye aband1m klavyeye, birlikte konu§abilmek ama
c1yla bir lisam ogrenmek ic;in taklit etmek zorundayiz, ben ileti§im
kurmak istiyorum yazd1m, sadece kendi kendimle konu§mak iste
miyorum, sonra bilgisayarm iizerine kapand1m, mahvolmu§tum.
1 02
uzun oldugunu dii§iiniiyordu. Bj 0rne bozulmu§tu, "Hayat" sma
vma girdigimde en iyi notlan ben ald1m ama diye terslendi.
1 03
bulamad1m. Oslo merkez istasyonuna gittim, bir yandan da 90-
cuklugumdaki pul defterimi dii§iiniiyordum, ingiliz krali9esinin
§effaf plastik ceplere sokulmu§ «;e§itli renklerdeki yanm profili.
<;e§itli renklerde Norve«; pasta borazam, yirmi be§ kuru§luklar,
on kuru§luklar, Kral Olav'm «;e§itli renklerde yanm profili; pul
lan tasnifte, degerlendirmede zorluk 9ekerdim, mektuplan ten
cerelerin iizerinde buhara tutup c1mb1zla zarftan s1ymr, havada
kuruturken bir yandan da ender bulunan, hazine degerindeki o
ozel pulun, istiridyeye gizli incinin hayalini kurard1m. Merkez
tren istasyonu tuhaf bir bi«;imde bo§tu, sadece iilkenin yeni va
tanda§lan bir ko§ede tak1hyorlard1, bir diger ko§ede giivenlik go
revlileri evsizleri kap1 d1§an ediyorlard1, Narvesen diikkam ka
patmak iizereydi. " Pul «;e§itlerinizi gorebilir miyim?" dedim ve
kadm anlamamI§ gozlerle bana bakt1. Orada 9ah§an ba§ka birini
9agird1, o da sag1 solu epeyce kan§tird1ktan sonra iizerinde Ale
xander Rybak'm fotograf1 olan dokuz bu9uk kron tutarmda bir
pul buldu, boylece mektubumu yollayabildim. Pul koleksiyoncu
larmm geleceginin parlak oldugunu soylemek uygun olmazd1.
1 04
belirsiz atan kalplerimizin sec;ilmii;;l eri, zor zamanlarm teselli
leri, endii;; eler ic;indeki zihinlerimizin ba:;; rol oyunculan. Mug
lak asaletinizi selamhyoruz ! Ya:;;l anan iddias1z krahm1z1 ve onun
i;;i ir, fotograf ve biiyiik ihtimal pul konusunda donammh, kiil
tiirlii kralic;esini, goriinii:;; e gore pamuk gibi bir kalbe sahip ku
sursuz veliaht prensimizi ve tek ba:;; m a annelere yiiz kazandiran
tovbekar Sinderella'm1z, orospumuz ve Meryem Anam1z1, c;1p
lak bedeni :;; e hir ve kasabalardaki her ya:;; t an erkegin kafasmda
ya:;; ayan film y1ld1z1 veliaht prensesimizi selamhyoruz ! Onlarm
dualitesini ve ikiyiizliiliigiinii ve atlarla, kopeklerle, k1zlanyla
ve oliilerle konu:;; a n melekler melegi Prensesimizi ha:;; tac1 edi
yoruz. Dar zamanda, zor zamanda, iistlerimizin biistlerine s1-
gm1p en onemli mesajlanm1zm, gonderdigimiz en candan se
lamlarm ve iyi Noeller dileklerimizin iizerine yap1:;;t mlan kiic;iik
dikdortgenlerin iizerinde onlarm resimleri olsun istiyorduk, at
k1hyla siislenmii;; migferleri ba:;;l armda, parlak siingiileri kolla
rmda olan erkeklerin korudugu, tecaviiz olaylanyla iinlii parkm
ortasmda tam bir pul gibi duran saraylar olmasa ne yapard1k ki
biz? Ah, kraliyet ailesi ve klZll Posta Hizmetleri'nden ve onlarm
soylu koruyucularmdan da kadim, mavi kanh kral soyu, bira
km tasvirleriniz yapilsm ve bizlerin islak, istekli dillerimiz on
lan yalasmlar, yap1lsm da mektuplanm1zm yerlerine ula:;; m a
sm1 garantileyelim.
1 05
meseleyi pazarlayacaksak eger, mesele degi§im ve i<;:selle§tir
meyse, bu i§ daglar1 diimdiiz eden, yangmlan sondiiren dile b1-
rak1lamaz." Hala. ne dedigimi anlam1§ degildi.
1 06
sonra Dag'm kokusu burnuma geldi, Dag'm kokusuyla doldum,
oda doldu, bundan kai;1§ yoktu, holde bile, hava almak ii;in mer
divenlerin oniindeki kap1y1 ai;t1m ama merdivenlerde de Dag'm
kokusu i;ok yogundu, kustum, ardmdan avaz avaz feryatlar, goz
ya§lan geldi, kramplarla ba§a i;1kabilmek ii;in uzand1m, ne kadar
uzun yatt1g1m1 bilmiyorum, kalktig1mda gece olmu§tu, insanm
ii;ine girmi§ ve biinyesinin kaldiramad1g1 §eyi ii;inden i;1kard1-
gmda hissettigi gibi kendimi bombo§ hissettim. Kral'm televiz
yon konu§mas1 vard1, yilba§1yd1, biiyiik laflarm, biiyiik miizikle
rin zamamyd1, kendi yans1mam1 ve Nrernes ya da Slemmestad'a
kadar uzanan alam gorebildigim salon penceresinin oniinde
durdum, karanhk yoniimii tayin etmeyi zorla§tmyordu, ama
aym zamanda da kolayla§tmyordu. Ormanla deniz kaybolmu§tu
ama insanlarm oturdugu yerlerde 1§1klar yamyordu. Hayatmm
anlam1 ne? diye sordum. Sen peki sen, sen ne yapacaksm? Top
lumdaki yerin ne, topluma katkm ne olacak?
1 07
gormemi§ti ama bunca onemli §ahsiyetin benden, yani bizden
yana oldugunu bilmek giizeldi. Arendal belediye ba§kam, Ask
vold, Audnedal, Afjord, Arnot ve As belediye ba§kanlan. Dag he
men yamba§1mdaki ofisteydi ama onun iilkedeki belediye ba§
kanlarmm hepsine e-posta yollad1gmdan haberim yoktu, hepsi
imza vermemi§ olsa da tiim partilerden yiiz elli belediye ba§kam
imza vermi§ti. Ben §U ByggBo'nun aptal say1s1 ya da zincir resto
ran pazarlamas1 iizerine ara§tlrmalarla kafay1 yerken o muhte
melen belediye ba§kanlanm telefonla aram1§, onlarla tartl§IDI§,
kafalanm iitiilemi§, onlan ikna etmi§, hat1rlatmalarda bulun
mu§tu. �imdi de ben Dag'm c;ah§masma, Dag'm ifadelerine da
yanarak benzer bir kampanya ba§latmak ve bunu postdirekti
vet.no sayfasma koymak istiyordum. Postkom miidiirii bunun
iyi bir fikir oldugunu dii§iiniiyordu, ofise gittim, yalmzca ina
nanlarm degil de c;ogu insamn, diikkanlarm erkek reyonlarm
daki tezgahtarlarm, kayakc;Ilarm ve bankacilarm direktifin ap
talca oldugunu anlayacag1 bir dilde yazmak niyetindeydim, tam
o s1rada Stein'm bankadaki i§ ba§vurusunun nasil gittigini sor
may1 unuttugumu ve Truls'a hediye almad1g1m1 hat1rlad1m, onu
yine unutmu§tum.
1 08
vard1, bir Postac1 Pat kitab1 ald1m. Stein, Truls evde olmasa da
kalk gel demi§ti.
1 09
birkar; kez sayfaya girip kontrol ediyordum, her defasmda yeni
isimler imzahyor, baz1 giinler yiizlerce imza geliyordu, kulaktan
kulaga yayild1 diye dii§iindiim, kuru otlarm tutu§mas1 misali,
deyimlerin ortaya r;1kmasmm bir nedeni vard1, bundan boyle,
laf olsun diye degil gerr;ekten kastederek soylendiginde deyim
lerle dalga ger;meyecegim. Kastettigini soylemek, mesele buydu !
Sabahlan yapt1g1m ilk i§ postdirektivet.no'nun sayfasma girip
kontrol etmekti, her giin daha fazla insan geliyordu, ocak karan
hg1 artik o kadar karanhk degildi, soguk kmlmI§tI ve Mosseve
ien yolundaki trafik her zamanki kadar yava§ ilerlemiyordu, ara
balarda posta direktifine kar§I olanlar vard1 belki de.
110
hakkmda spekiilasyanlar yap1yardu, ben dinliyar ve ogreniyar
dum. Bir bildikleri mi var diye merak etti. Ani bir degi§iklik, bir
pusu mu soz kanusuydu, hie; beklemedigimiz bir anda. Biz, dedi.
Hayir, diye akil yiiriittii. Hiikiimet muhtemelen bunun sevimsiz
bir kanu aldugunu biliyardu, yani en iyisi bu kanuya deginme
mek, bu kanuyu tarh§mamaktl . insanm uyandirmaya cesaret
edemeyecegi bir ay1 misali. Bu i§in her zamanki gibi istedikleri
§ekilde alacagm1 umuyarlard1.
111
c;alu�anlarmm endi§elerini anlayabilirler miydi? Posta c;ah§an
larrnm endi§elerini anlayabilir miydim? Muhtemelen hayir, ama
en azrndan anlamaya, kendimi onlarm yerine koymaya c;ah§1-
yordum. Kendimi tiiketicinin yerine koyup En Hakiki gibi §ey
lere ihtiyac1 olduguna inanmas1 ic;in onu nasil kand1rabilecegime
kafa yoruyordum. Kendimi herhangi birinin yerine koymaya c;a
h§abilirdim. Kendimi anlamakta c;ok zorlamrken, kendime kar§l
samimi degilken, kendimle hic;bir §ekilde senli benli konu§a
mazken kalk1p ba§kalarmm dii§iince yap1sm1 anlamaya c;ah§
mak nasil olacakti? Arna, diye dii§iindiim, kendime giden yol ya
ba§kalarmdan gec;iyorsa? Salt insani ko§ullan payla§iyor olma
m1z nedeniyle ba§kalanm anlamaya c;ah§abilirdim. Giinkii di
gerleri de belki benim bogu§tuklanmla bogu§uyorlard1 ve bana
yard1m edebilirlerdi. Yard1ma ihtiyac1m vard1, bu c;ok acildi
c;iinkii Margrete gibi hayat1 beklemeye almak, uygun bir zaman
bekleyerek hayatl ertelemek istemiyordum, yarm c;ok gee; olabi
lirdi. Hayatm ba§kalarrna birtak1m dersler verdigine ve onlarla
konu§manm bana faydas1 olacagrna dair bir his vard1 ic;imde.
112
iki hafta sonra U<;aktayd1m. U<;ak hava karanhkken kalkmu�tI,
zifiri karanhkta indi. Karanhktan korktum. Oslo'da giinler uza
mu�tI, hava aydmhk m1yd1 yoksa bu sadece zihnimde olan bir §ey
miydi, oras1 pek belli degildi. Belki de psikoza girmi§tim ya da
bipolar bir durumun manik a§amasmdayd1m ve karanhk §imdi
geri geliyordu. Kar y1gmlan dag gibi birikmi§ti, araba sanki bir
kanyonun dibinden ilerliyordu. �ofor Rudolf Karena Hansen'1
gayet iyi tamyordu. Eski kiliseyi, kapatilm1§ kereste fabrikasm1,
kapatilmI§ okulu, kapah kafeyi gosterdi ve heniiz kapatllmam1§
bir <;iftlige sapt1, alt kattaki pencerelerde I§Ik yamyordu. Ona
Kai'm selamm1 iletmemi istedi.
113
mavi ye§il yosun topaklan I§Ik misali burnuna vurmu§tu." �ai
rin a§ka dair hayalleri ve ya§am i§tah1yla dopdolu "k6ksiiz yii
regi" dere tepe kovalamI§tI onu. �imdi soruyordu, o ren geyigi
gibi durdugu olmu§ muydu? Asla! Ve yine de ondan oncekilerin
in§a edip ugruna ter d6ktiigii iilkenin nimetlerinden faydalam
yordu. Kendinden ne katm1§tI?
Tats1z bir soruydu bu; yine de ba§lamak ic;in c;ok gee; say1l
mazd1 herhalde? A§ka dair hayaller ve ya§am i§tahiyla dolu bir
halde iilkeyi ba§tan ba§a katetmedigim kesindi.
Anlad1g1m1 s6yledim.
1 14
Yukandan yere vuruldu ve Rudolf Karena Hansen gitti. <;abu
cak geri geldi, bir i<;ki koydu, i<;ti, yenisini koydu ve bana pasta
direktifini sordu.
1 15
sirtmda san elbisesi, tarifeli vapurla adaya geliyor. Ada niifusu
neredeyse bin be§ yiiz ki§i, k1sa ya da uzun bir siireligine bi
rilerinin adaya geliyor olmas1 kendi ic;inde heyecanh bir olay. . .
Helga'y1, adanm heniiz tatile c;1kmam1§ olan iki ogretmeni kar
§thyor. Bayan Rasmussen'in, genellikle yaz okulu ogretmenle
rinin kald1g1 c;ati katma yerle§mesine yard1m ediyorlar. Helga
yirmi alt1 ya§mda ve oyle ah1m §ah1m bir giizelligi yok. San§m,
mavi gozlii, sakin bakt§h, sesi alc;ak ve yumu§ak, S0rny adasm
daki yaz okulu ogretmenleri y1llardir nasdsa oyle biri. Adada
gezdiriliyor ve adanm onde gelenleriyle tam§tmhyor, doktor,
rahip ve polis miidiirii ile. Okuldan diikkana, postaneye, kili
seye, nht1ma ve benzin istasyonuna giden yolda ba§kalarma da
rasthyorlar. Helga dikkat c;ekmiyor, c;ektiyse de ilgilenenler ka
sabanm gene; erkekleri ve yorucu nobetlerinden kalan bo§ za
manlarmda nht1mm kiic;iik kafesinde takilan bahkc;ilar. Yaz
ba§I S0rny'iin en giizel zamanlandir, l§Ik fazlala§ir, giinler uzar,
hava ismir ve turistler gelmeye ba§lar, ancak sayilan heniiz
fazla degildir. Tarifeli vapurun kulak tirmalayan diidiigii, mar
tilarm boguk c;1ghklan ve her §eyin olmas1 gerektigi gibi oldu
gunu anlatan o huzur verici ses, tekrarlarm ve doganm ritminin
sesi, dalgalarm f1s1lt1s1 ve ku§larm nameleri. . .
116
bunu sonra soylemesi kolayd1, i;iinkii sonra sonradan gelirdi,
once degil, onsozdeki ilk ve son ciimle misali.
117
okulu smav1 olrnayan, sozde bir okuldu, dogruyu soylernek gere
kirse odev teslirn edilrnese de olurdu. Arna bu da c;ocuklarm ak
hm c;elrneye yetrnernii;;t i. <;ocuklar kag1tlarm bai;; mdan aynlrna
rn1i;;t i. Yetii;;k inler c;ocuklarm kendilerini iyice kaptird1klan i;; e yin
ne oldugunu bilrniyor ve bunu c;ocuklardan ogrenerniyordu.
Arna bir baba yolda bir anneye, sonra bir anne nhtirnda bir an
neye ve bir bai;;k a anne de diikkanda bir babaya rastlarn1i;;t 1. Bu
rnesele uzun zarnandir ic;lerini kernirdigi, bir ai;; a gilanrna itirafi
rnisali utanc; ve hassasiyetle ilintili oldugu ic;in birbirlerine dik
katlice sorular yoneltrnii;;l erdi: "<;ocuklarm bai;; mdan kalkrna
d1g1 §U kornpozisyon odevi . . ."
"Evet, o odev."
118
kag1tlan okumak kalm1§t1. Arna <;ocuklar yazd1klanm bitirdik
ten sonra yatmaya gitmeyip sanki aceleleri varm1§<;asma, sanki
yazd1klarmdan bir an once kurtulmalan gerekiyormu§<;asma
pazar gecesi demeden sokaga f1rlam1§ ve yaz1yla doldurduklan
kag1tlan Bayan Rasmussen'in posta kutusunun yanmda, evin
oniinde masum masum duran Helga Brun'iin posta kutusuna
atm1§lard1. Sonra birilerinin yaz1lan <;alacagmdan ya da onlan
okuyacagmdan endi§elenerek Bayan Rasmussen'in kap1sm1 <;a
hp yaz okulu ogretmeni Helga Brun'iin evde olup olmad1g1m sor
mu§lard1. Tabii ki evdeydi kadm. Helga Brun o gece on alt1 kez
a§ag1ya inip ogrencilerinin kompozisyonlanm almI§ Ve gece ge<;
saatlere kadar oturup onlan okumu§tu. Mutfak pencereleriyle
oturma odas1 pencerelerinden Helga'nm I§Ik yanan penceresine
bak1p durmu§tu i;ocuklar, beyaz gecelerin k1sac1k siiren karan
hg1 bastird1ktan sonra bile.
119
benzin istasyonun sahibine, kafenin yoneticisine, pansiyon sa
hibine, bahk haline gitmi§ler, bazilan pasta miidiiriiniin de ic;le
rinde oldugunu soyliiyormu§ ama oras1 biraz §iipheliymi§. Her
kesle gorii§iildiikten sonra, sah sabah1, c;ocuklar okula gelmeden
once hep birlikte okula gidip Helga Brun'den bir ac;1klama talep
edilmesi karan ahnm1§tI. Sah sabah1 uyand1klarmda c;ocuklar
c;oktan yataklarmdan kalkm1§ ve okula gitmi§lermi§ bile, Helga
Brun'iin kompozisyonlan hakkmda ne dedigini duymak ic;in sa
birs1zland1klarmdan kahvalti bile etmemi§lerdi .
1 20
dile getirdi, ancak aralarmdaki en saygm ki§iler gereksiz kan
§tkhga meydan vermek istemiyordu. Bize giivenin, diye f1silda
m1§lard1. Gem;, sanlar giymi§ san§m bir k1z c;ocugu bizimle na
s1l ba§a c;1kabilir? Hic;bir tehlikesi yok, diye f1sildadilar, kag1tlar
art1k yok, onun soziine kar§thk bizimki, bo§ laf bunlar, kimse
inanmaz. Arna c;ocuklar? <;ocuk c;ocuktur, gece okudugunuz ma
sallan biiyiidiikc;e unuturlar neyse ki. Sonra Helga'y1 nhtima go
tiirmii§ ve geldigi yer olan Alta'ya biletini alm1§lard1, orada ba
§mm c;aresine bakabilirdi. Bir daha Helga'dan haber almmad1,
olmii§ olsa da umurlarmda degildi, aslmda en iyisi de bu olurdu
zaten. Hayat normale donmii§tii, o gergin yaz ve sonrasmda ge
len karanhk kt§ bittiginde artik kimse endi§elenmiyordu, yine yaz
gelmi§ti c;iinkii doga kendini hep tekrarlard1. Neyse ki olaylar tek
rarlamamt§tl c;iinkii Helga c;1k1p gelmemi§ti, onun yerine elli ya
§mda, kendi halinde Agot gelmi§ ve yaz okulundaki ilk giiniinde
S0my adasmm c;ocuklarma §oyle bir kompozisyon odevini ver
mi§ti: Babamzm yakalad1g1 en biiyiik bahk. insanlar r.ahat bir ne
fes ald1, tehlike gec;mi§ti.
121
�imdi gidemezdim. �imdi gitmek miimkiin degildi. Yine posta
direktifini sordu, ama posta direktifi hakkmda konu§mak iste
miyordum, ufak tefek ve politik §eylerdi bunlar, yakmmda oldu
gumu hissettiklerimden uzak §eyler. Biiyiik bir §eye yakla§mak
tayd1m, ufak tefek §eylere donmek istemiyordum. Rudolf Karena
Hansen gozlerini bana dikti.
"Evet," dedim.
"Evet?"
1 22
altmc1sm1 da Postkom adma belirt. 0 zaman tiim zorluklarm or
tadan kalktigm1 goreceksin."
Sayg1lanmla E . J.
Drammen
1 23
mektubu yeniden okudum. Kendinle ban§mak, kendinle, zorlan
d1g1m §ey bu muydu, ozledigim §ey bu muydu benim? Kendimi
bir zaman oldugum gibi kabul etmek, <;ocuklugumla, hikayemle,
annemle, k1z karde§imle, i§ deneyimimle, eksiklerimle, b1kkm
hklanmla, hepsiyle toptan ban§mak. Bir ba§lang1<; gibi. Ken
dime kar§1, yaptiklanm ve geli§imim konusunda sorumluluk al
mak. Di§ ko§ullan sm;lamamak, her ne kadar onemli bir rolleri
olsa da. Toplumu su<;lamamak, her ne kadar dogal olarak yapt1k
lanmm, varhg1mm smirlanm belirliyor olsa da. Yapmam gereken
se<;imler vard1, sabah kalkt1g1m andan yatana kadar se<;imler s1-
raya girmi§ti ve §U anda Stein'1 aray1p Helga Brun'ii ona anlatsam
m1 yoksa anlatmasam m1 se<;imiyle kar§1 kar§1yayd1m.
1 24
i§te. Rosenkrantz Caddesi'nden a§ag1ya sevgilisi ile bulu§acag1
restorana, sopa gibi gergin gergin ilerleyen Stein'1 goziimde
canland1rd1m, onda yeni bir duyarhhk sezinliyordum, onun da
uc;urumun kenarmda durdugunu daha once neden fark etme
mi§tim ki?
"Hayu!"
"Alta'day1m."
"Ha?"
"Ne zaman?"
"Tabii."
1 25
yerel §Ubesi direktife kar§I oy kullanma karan alm1§tI. Gazeteye
yaz1y1 ne zaman teslim edebilirdim?
"Oyle mi?"
"Unut gitsin!"
"Mektubum?"
"Yapma ya Ellinor."
1 26
"Ne dedin?"
"Akhm m1 ka<;irdm?"
"Bunun iimitsiz bir vaka olmas1 §art degil ! Sen yokken ben
<;ok yogun <;ah§t1m. Ge<;en y1l i§<;i Partisi'ne oy verdigini biliyo
rum."
"Vermedim."
"Oyle demi§tin."
"Nedenmi§? "
"Ha?"
"Oo?"
"Evet," dedi soru sorar gibi bir sesle, ama soyleyecek ba§ka
bir §ey yoktu, yoksa var m1yd1?
"Evet?"
1 27
Peki nereden ba§layacaktim?
1 28
Dag pes edip c;ekip gitmeden once oldugu gibi. Elimizde kahve
lerimiz mutfakta oturup onu son zamanlarmdaki haliyle hatu
hyorduk, gittikc;e kamburla§mI§, karamsarca c;atl§malar ya§a
yan birine donii§tiigiinii c;ok gee; fark etmi§tik, dagilmakta olan
karanhk bir bulut. Dag teknede hayat muhasebesini yap1yor. i§
ler ne zaman ters gitmeye, her §ey ne zaman tepetaklak olmaya
ba§lam1§t1? Gazetecilik ic;in siyasetten vazgec;tiginde mi? i leti
§im dam§manhgmdan para kazanacag1m umarak gazeteciligi
birakt1gmda m1? ileti§im dam§manhg1 §irketinden zengin ola
mayacag1 ortaya c;1ktlgmda m1, ba§ka §ekilde de zengin olmak
tan vazgec;tiginde mi, art1k c;ok gee; oldugunda m1? Kans1 onu
terk edince posta direktifine olan inanc1m yitirdiginde mi?
1 29
bana bundan bahsettigini soylemeyecegime, anneme de soyle
meyecegime soz vermeliydim, bu kez de i§ler ters gidebilirdi,
ger<;i ger;en seferkinden iii; hafta daha uzun siire ger;mi§ti, ay
nca hen onun en yakm1yd1m.
"Bir dii§iin hele, teyze olacaksm," dedi, "yani bir §eyler ters
gitmezse."
Bizi pazar yemegine davet etti. Sizi, dedi, Stein ile beni kas
tetmi§ olmahyd1, davetini kabul ettim ve onu bir kez daha teb
rik ettim, sonra ilk seferinde onu tebrik etmedigim akhma geldi.
Te§ekkiirler dedi, telefonu kapatt1k, Stein'1 aramahyd1m. Arna
once bu havadisleri biraz hazmetmeyi bekledim. Bir agaca yas
land1m, gozlerimi kapad1m, Margrete'yi bir bebekle hayal ettim.
Giizel bir goriintiiydii. Margrete, daha once hit; gormedigim gibi
giiliimsiiyordu r;ocuguna. Arka plan biraz daha endi§e vericiydi.
Ellinor teyze annesinin yanmda kaz1k gibi duruyordu. Bu i§i k1-
viramayacaktlm. Elimde metin olmasma ragmen roliimii oyna
maktan acizdim.
1 30
istemiyordum. Arna §imdi pazar yemegini sormak ic;in aram1§
t1m ve o da benim nerede oldugumu soruyordu, belki de mart1-
lan, agac;larm ugultusunu duymu§tU. Bygd0y deyince birazdan
gelebilecegini soyledi, engebeli alanlarda yiiriimesini tavsiye
eden fizik tedaviciden doniiyordu.
K1sa bir siire once yasland1g1m agaca vard1g1m1zda hala bir §ey
soylememi§ti. Lafi pazar yemegine getirmeyi dii§iindiim, belki
bir faydas1 olur diye, ama yan gozle ona bakt1g1mda sanki cam
ac1yormu§<;asma ka§larmm c;atild1gm1 gordiim ve tepeden tir
naga iirperdim. Yere egilip bir ta§ ald1m, suya att1m. "Mesele
§U," dedi alc;ak ve yumu§ak bir sesle, "ben hic;bir §eyin hayalini
kurmuyorum."
1 31
oldugunu biliyorduk. Bir siirii §ey biliyorduk. Pazar yemegine
evet dedi, ben de ona bir mektup yazacag1m1 soyledim.
"Mektup mu?"
"Sevgili Stein," diye yazd1m yeni bir kalemle. Yeni beyaz bir
kag1da, sag k6§eye 21 Mart tarihini att1m, ulusal kongreye on se
kiz giin kalm1§t1. Sonra kalemi kag1dm iizerine birakt1m, koca
man bir miirekkep lekesi oldu, ama fark etmezdi.
1 32
ald1m, sirf eglence olsun diye, eve dondiim, uzun siire kag1dm
ba§mda oturdum. Ba§lamadan kalkt1m, odada birkac; tur at1p
yeniden yerime oturdum, uzun bir siire kalkmad1m. Sonunda
" Seni seviyorum," yazd1m, uzun zamand1r akhmdayd1, belki de
dogru degildi. Kag1d1 giizelce katlad1m, zarfa koydum, onu Ro
sencrantz Caddesi'nde hayal ettim ve Bygd0y'deki kucakla§ma
m1z1 yeniden ya§ad1m. Son aylarda s1kc;a yapt1g1m postane zi
yaretlerinden birinde temin ettigim, Arnold Haukeland'm bir
heykelinin fotografim ta§1yan pulu zarfa yap1§tird1m. Uzerine
birazc1k parfiim de s1ktlm.
1 33
modalarmm ge�tigini anlamI§ ve kulland1klan sozciikleri yeni
bir bi�imde dinlemeye ba§lam1§t1m, lisanlanm ciddiye ald1m, li
sanlarmdaki anlamm pe§ine dii§tiim. Etrafa sa�Ilan bir siirii gii
zel sozciik vard1, giizel laflar enflasyonu ya§amyordu, biiyiik laflar
da dikkat �ekiyordu �ekmesine, ama sadece yokluklar1yla. Yine de
bu laflan da vakti zamamnda hayli siradan oliimliiler ke§fetmi§ti,
aynanm kar§1sma ge�ip geceleri bunlan yiiksek sesle ve en so
nunda da hi� takilmadan soyledim: Sonsuz, i�gorii, aydmlanma,
ban§ma, ozgiirliik, e§itlik, karde§lik ve bir siirii §ey daha.
1 34
direktifi meselesinin nasil gittigini merak eden bir gazetecinin
aramasm1 umuyordum, ama hie; de oyle olmuyordu. Gazeteciler
neredesiniz diye bagiras1m vard1, ama her yerdeydiler, bulun
malan gereken yerin d1§mda, bir zamanlar ben de oyle yapm1-
yor muydum sanki? Film yild1zlan hakkmda yazmak istemiyor
muydum? Rolf da eski meslekta§lanm postdirektivet.no'da yaz
maya ikna edememi§ti, buna kar§Ihk kendi bir siirii §ey yazmI§
ve postdirektivet.no'da yaymlam1§tl, c;ok giizel bir giinde i§<;i Sen
dikalan Birligi'nin 25 iiye sendikasmdan 18'i gazeteye yollanacak
yazmm altma imzalanm koymay1, Dagsavisen gazetesi de yaz1yi
basmay1 kabul etti. Rolf bundan c;ok gurur duyuyordu ve ofisle
Mellergata arasmda daha saglam ad1mlarla yiiriiyordu, bir ogle
den sonra, son derece ciddi bir yiizle kap1m1 vurdu: "Oldu bitti ! "
"Neymi§ o? "
1 35
"Seni ulusal kongre balosuna sokabilmek. Her §ey orada olup
bitiyor muhtemelen."
"Oyle mi?"
1 36
zincir mektuba son §eklini o vermi§ti. Ancak bu rakamlan ka
muya nasil ula§bracakt1k, Postkom miidiiriinii arad1k, o da he
yecanland1, heyecanla her bir ismi basmaya karar verdik, ka<;
para tutarsa tutsun, on iki binin hepsini de basacakt1k, her biri
tek tek onemliydi, herkes katilacakt1! Rolf Dagsavisen gazete
sini arad1, yer ay1rtt1, tam yedi sayfa, bu i§ hallolduktan sonra
elastik deri koltuguna yasland1, " i leti§im dam§manhg1 o kadar
da kotii degil," dedi. Ulusal kongre balosu i<;in bir <;oziim buldu
gumuzu soyledim.
"Helseth mi?"
1 37
kadar on iki bine ula§acak ismin imzasm1 ta§1yacak yaz1smm
<;ar§amba bas1hyor olmasma <;ok seviniyordum. Ne yaz1k ki
Dagsavisen gazetesini <;ok az ki§i okudugu halde. Tamd1klanm
arasmda Dagsavisen okuyan yoktu. Dagsavisen olmasmda 1s
rar eden Postkom miidiiriiydii, aslmda dogald1 bu. Arna politi
kacilar Dagsavisen okuyor, diye kendimi teselli ettim, onemli
olan da buydu. Ve ba§ka gazeteciler de Dagsavisen'i onemsi
yordu, bu da ikinci onemli noktayd1. Bir Dagsavisen ahp Saray
Park1'nda golgede bir banka oturdum, bir yandan da <;ar§amba
giiniinii sevin<;le bekliyordum, Saray Park1'na daha onceden,
giine§li olmayan bir giinde yaptlg1m ba§ka bir gezinti geldi ak
hma, sevin<;li degildim, aksine endi§eliydim , iizgiindiim, sanki
bir gemideydim ve karay1 bulmaya <;ah§1yordum, ama arad1-
g1m karaya <;1kmak istemiyordum, aym zamanda da ya kara go
ziikmezse diye endi§eliydim. Arna §imdi i §<;i Partisi'nin ulusal
kongresini sevin<;le bekliyordum , bir de boyle hissetmeye de
vam edebilseydim.
Stein, Truls'un hafta sonu onda kalacagma dair bir e-posta yol
lad1. Mektuptan bahsetmemi§ti, ama ondan bahsedilmesi gerek
miyordu zaten. Margrete'yi arad1m, Stein'm oglu Truls'un gel
mesinde bir sakmca var m1 diye sordum, galiba ona Stein'm bir
oglu oldugundan bahsetmemi§tim. Olur dedi, ama onceden ara
mamm iyi oldugunu, boylelikle hazirhk yapacak zaman ayarla
yacagm1 soyledi. Hazirhkla neyi kastettigini merak ettim, belki
de yemegi kastediyordu, "Ya§I kii<;iik," dedim ama ka<; ya§mda
oldugunu hat1rlayamad1m ya da bilmiyordum. Stein'a Truls'un
tabii ki gelebilecegini yazd1m.
1 38
ellerim titriyordu, kendimi huzursuz ve kotii hissetmemin i§ten
bile olmamasma §a§t1m. Tam biraz a§ama kaydettigimi dii§iiniir
ken yine ba§a sanyordum. Saraym parkmdaki bak1§ ai;1ma tu
tunmaya i;ah§t1m, ama Lommedalen'a yakla§t1ki;a bu i§ zorla§tl.
Margrete beni iizerinde mutfak onliigiiyle kar§ilad1 ve kap1 ai;1hr
ai;ilmaz i;ocuklugun s1k1§1k diinyas1 iizerime aband1. Annem i;ok
tan gelmi§ti, geceyi orada gei;irdigini soyledi Margrete, bir gece
once neler yapt1klar1m merak ettim. Bir gece once ben yalmz
d1m ve E.J.'nin Helga Brun'e yazd1g1 mektubun kopyasm1 okuyor
dum. Sozciiklerin her seferinde aym olmasmda insam teselli eden
bir yan vard1. Tekrarlamalar, yeniden okumalar onlan daha az
onemli kilm1yordu, tam tersi. 0 kadar i;ok dengesiz ve belirsiz §ey
var ki, gelgelelim mektupta sabit olan, degi§tirilemez bir ozellik
vard1, ancak Margrete'nin holiinde bu §ey elimden kay1p gitmi§ti.
Onun sui;u degildi bu. 0 siradan bir insand1, hatta ba§ka bir insam
ta§1yan bir insan, bu bir mucizeydi, bir gizem, ama Margrete'nin
oturma odasmda ne bir mucize ne de bir gizem vard1, sadece pa
zar uyu§uklugu. Biitiin mobilyalar yeni, her §ey yeni ve moderndi
ama yine de solgun, renksizdi, masadaki i;ii;ekler havas1zhktan
solmak iizereydi, bogucu atmosferden ben saranp solmu§tum,
odalarm kapilan diinyaya kapahyd1, d1§ar1daki her §eye kapah,
t1pk1 ben biiyiirken oldugu gibi, sanki evin dort duvan d1§mda
onemli bir §ey yokmu§ gibiydi, gokyiizii yoktu da seri iiretim bir
ufuk vard1, ne ui;urum ne sava§, sadece terbiyeni takmman iste
niyordu burada, sanki hayatta tek derdin mi§ gibi yapmak ve ya
kmmdan gei;tigin kurallarm hepsine amnda uymaktan ibaret
mi§ gibi. Margrete'nin oturma odasma girdim ve i;ocuklugumun
oturma odas1m gordiim, bogaz1m darald1.
1 39
daha once birka9 kez kar§Ila§ffiI§lard1, olsun. Stein kibarca selam
la§tI, Truls'u tamtt1. Truls kii9iiciik elini uzatt1. Stein beni kucak
lay1p 9abucak boynumdan optii, mektup i9indi bu. Ayakkabilanm
91kardilar, ceketlerini astilar ve benimle oturma odasma ge9ti
ler, annem divandan ayaga kalkt1. Stein'la ilk selamla§mas1 boyle
oldu, once Truls'a, sonra da bana baktI, sanld1k, soguklugunun
kokusunu ald1m. Margrete mutfakta ona yard1m etmemi istedi ve
yeniden onliigiinii takt1, ben de onun pe§inden gittim.
1 40
bir sesle konu§tu. Bunun pek yersiz bir protesto oldugunu dii
§iindiim. Kald1 ki protesto da degildi, bir sinyal, moda bir tavir,
takilan bir maskeydi. Kendinden emin ve kontrollii bir tav1rla
Lommedalen'm r;evre ve alerji bilinci en yiiksek ki§isi gibi sah
nede duruyordu, daha iyi hammadde sanki her derdin r;aresiy
mi§ gibi konu§uyordu, §imdi kendini daha fazla begendigine §a
hit olmak ac1 bir §eydi, i§in ir;inden r;1kamay1p kmld1g1 zamana
k1yasla §imdi kendiyle r;ok daha bar1§1kti. Kmld1g1m1zda daha
r;ok sevilebilir oluyoruz diye dii§iindiim, t1pk1 Stein'm kmld1g1
zaman oldugu gibi, onu sevmeye ba§lam1§, ona mektup yazm1§
tlm, daha mutlu etmi§ti bu beni. Peki ben kmld1g1m1 gosterip
sevilebilir biri olabilir miydim? Onlarm gozii oniinde, burada,
§imdi, sevilebilmek ir;in kmlabilir miydim?
"Mektup mu? " dedi Margrete, "bu zamanda art1k kim mek
tup yolluyor ki? "
Burun k1vird1.
"Postanm sadece haftada be§ giin gelmesi sence kotii degil mi?"
1 41
"Direktife kar§I <;ah§iyorum," dedim.
Pek fazla bir §ey yemeyen Truls'a baktik, annem hakh <;1k-
mak istiyordu.
1 42
ba§ka bir tarzda konu§mam1z gerekiyordu. Hava hala kararma
m1§tl i;iinkii art1k bahar gelmi§ti, yolun kar§mdaki arazide bu
lunan bir hu§ agacmm etrafmda beyaz anemon i;ii;ekleri vardi.
Truls onlan toplamaya gitti.
"Neden?"
"Hadi ama," dedi, giildii, ama bunun ciddi bir mesele oldu
gunu soyledim ve olas1 sonui;lanm anlatt1m, ba§Im sallad1, bana
katihyordu, hazir ba§lami§ken s1ki;a mektup ahp almad1g1m sor
dum. One arkaya salland1, daha yeni bir mektup ald1gm1 soyledi.
"Oyle mi?"
1 43
Bu kadar dogrudan sormak biraz cesurca olmu§tu, planla
mam1§t1m, ama olan olmu§tu. Belki de o, benim en yakm1md1.
"Evet."
1 44
daha iyi formiile edilmi§ti c;iinkii mektubu yazan kendini ifade et
mi§ti. Senin anlayacagm, ben kendimin ileti§im dam§mamy1m,
boylesi daha ucuza geliyor, her ay birkac; puldan fazlasma para
harcam1yorum ve senin §U direktif kabul edilmezse bu fiyat art
mayacak da."
"Kesin degil," dedim.
"Hic;bir §ey kesin degil," dedi.
"Dogru," dedim.
''Arna aym yerde durdugumuza, aym zorluklan ya§ad1g1m1za
inamyorum. Beceremedigimiz §ey aym."
1 45
oncesinde pasta direktifi hakkmda bilgi verilmesi ve hatir
latma yap1lmas1 gereken i i;; <; i Partisi'nin anahtar isimlerinin
listesi. Hordaland'dan yerel hastaneyi kurtarmakla mei;; g ul
gen<; bir kadm, Buskerud'den <;evreyle ilgili bir gen<;, Sogn ve
Fj ordane'den cehennemin dibindeki riizgarh bir adaya koprii
yapilmas1 i<;in miicadele veren bir adam. ilk ismi arad1g1mda
kendimi biraz tuhaf hissediyordum, ama gayet s1cak kari;; i lan
d1m, meseleyi anlathm, hastanenin postasmm giivenle ve h1zla
ellerine ge<;mesinin yerel hastanedeki endii;; e li hastalar i<;in ne
kadar onemli oldugunu hahrlatt1m, kadm bu konuda benimle
hemfikirdi. ikinci ismi arad1g1mda sinirlerim biraz yahi;; m 1i;; t 1,
gayet sICak kari;; 1 land1m, k1saca meseleyi anlathm, pasta di
rektifi kabul edilirse ve pasta hizmetleri rekabete a<;1hrsa, bu
nun trafige yan dolu nakliye arabalarmm <;1kmas1 ve atmosfere
daha fazla co2 gazmm salmmas1 anlamma gelecegini soyledim,
gen<; kadm bunu hi<; diii;; ii nmedigini, bu bilgi i<;in tei;; e kkiir et
tigini ve haberi etrafa yayacagm1 soyledi, sonra ii<;iincii kii;; iyi
arad1m, ilk ikisi sayesinde keyiflenmii;; t im, cehennemin dibin
deki riizgarh adaya koprii yapilmas1 fikrini destekledigimi soy
ledim, pasta direktifi kabul edilmedigi siirece koprii postanm
adaya giivenli bir i;; e kilde ulai;; m asm1 saglayabilirdi, ama adaya
tekneyle veya arabayla pasta ulai;; h rmak kar getirmediginden
direktif kabul edilirse postalarm adaya ulai;; a cagm1 kimse ga
ranti edemezdi. Ve Sogn ve Fj ordane'nin delegesi bana yiirek
ten katild1, bavulu hazird1.
1 46
Gece saat dokuzda <;ah§maya ha.la devam eden Rolfa ho§<;a
kal dedim. Kaldmmda durup Rolf'un Dag'mkine kom§u ofisi
nin penceresinde yanan 1§1ga bakbm, Dag'mkinde I§Ik yoktu.
Rolf'un telefon kulagmda, sag koluyla el kol hareketleri yapa
rak volta att1g1m gordiim. �imdi onu <;ok seviyordum. Belki de
Kraft-Kom'un be§inci y1hm kutlamahyd1k. Kath otoparka in
medim, o kii<;iik arabaya s1gamayacak kadar dopdoluydum, ar
tik neden gogsiim kabard1 dendigini anhyordum. M0llergata'ya
bu sefer bilindik bir yoldan gittim, yol §imdi farkhyd1 <;iinkii ge
ceydi, <;iinkii <;ar§ambayd1, kii<;iik cumartesi yani, bahard1, in
sanlar sokaktayd1, i<;iyorlard1, §ehrin is1tma lambalarmm al
tmda oturmu§ sigara tiittiiriiyorlard1, mutlu goriiniiyorlard1
ama belki de bu kalabahg1 d1§ar1da olmaya maddi giicii yeten
ler olu§turdugundan durum boyleydi, ke§ler, <;ingeneler koprii
altlarma ve §ehirde ha.la rastlanabilen ormanc1klara <;ekilmi§
lerdi. M0llergata 10'da Postkom miidiiriiniin dordiincii kattaki
odasmda I§Ik yamyordu, oray1 iyice gorebilecegim bir yerde dur
dum, evet oradayd1, t1pk1 Rolf gibi telefon kulagmda, sag koluyla
el kol hareketleri yap1yordu, insanm i<;ini ferahlatan bir goriin
tiiydii bu. Giinliik tutuyor olsayd1m bunu yazard1m. <;ah§an in
san, kendini i§ine vermi§ insan, enerjisini i§ine harcayan insan,
ba§kalar1yla konu§up i§ birligi yapan insan hakkmda yazard1m.
Haz1r yolumu degi§tirmi§ken Youngstorget'den ge<;eyim dedim,
Folkets Hus Kongre Merkezi'nde de hareket vard1, merdivenler,
minibiisler, binanm on cephesinde ve terasta toplanm1§ insan
lar, onlar da ertesi giine haz1rlamyorlard1.
1 47
kendine ve davaya borc;luydu. Fakat zaferle sonuc;lanmayacaksa
bunca c;abanm bir k1ymeti var m1yd1? Sadece yapmI§ olmak ic;in
mi yap1yorduk? Hayir, c;iinkii bunca c;aba zaferle sonuc;lanmasa
dahi hiikiimetin kar§1lamas1 ve garanti saglamas1 gereken somut
talepler sunulmu§ olacaktI. Siyaset bu, dedim kendi kendime
arabayla oraya giderken, kalbim kiit kiit at1yordu. Son aylarda
politika hakkmda c;ok §ey ogrenmi§tim, Dag'la daha s1k konu§
mu§ olsayd1m daha da fazlas1m ogrenecektim diye dii§iindiim,
belki Rolf, Dag ve ben molalarda daha fazla politika konu§say
d1k durum daha farkh olabilirdi. Kalbim o kadar h1zh at1yordu
ki direksiyonu tutan ellerim titriyordu, Kiwi marketinde dur
dum, ama Dagsavisen gazetesi yoktu, satilm1yordu, Narvesen
diikkamna varana kadar kalbim daha da h1zh c;arpt1, gazeteyi
buldum, ya yaz1 c;1kmad1ysa diye ac;maya korkup arabaya ko§
tum, ama c;1km1§tI, yaz1 ve on iki bin isim, yedi tam sayfa, ina
mlacak gibi degildi! Herhangi bir yorumda bulundular m1 diye
radyoyu ac;tim, bir §ey yoktu, telefonumun c;almasm1 bekledim,
c;almad1, Rolf'la bulu§ana kadar oyalanmak ic;in P4 radyo istasyo
1 48
Bugiinii planlad1k. A ve B planlanm1z vard1. Kim kiminle konu
§acak, falan. Kimler heniiz karanm vermemi§, kimler fikrini de
gi§tirebilir, falan. Daha once de planlarm iizerinden gec;mi§tik
ama §imdi her §ey hareket halindeydi, tahmin edilemezdi, k1-
lu;lan bilemi§, zirh1m1z1 ku§anmI§, giiciimiizii toplam1§t1k, kal
bimden yava§ atmasm1, sindirim sistemimden sakinle§mesini,
kammdan diizgiin akmasm1 istedim, beni meydana getiren o gii
riiltiicii, karma§1k makinenin biitiiniine, nas1l oldugumu kimse
anlamasm diye sessiz olmasm1 emrettim. El s1k1§tlk, birbirimize
ba§anlar diledik ve sessizce Youngstorget'ye, sava§ meydanma
gitmek ic;in yola koyulduk.
1 49
gordiiklerinde, ellerindeki bildiriyi yirmi metreyi ai;; m adan bu
kii;;ilere ulai;;t 1rd1lar. Rolf'la hen kalabahgm arasmda Postkom
miidiiriinii takip ediyorduk, sagla solla ve merkezdan insanlarla
el s1k1i;; 1yor, liizum gordiigii yerde posta direktifi mevzusunu ac;1-
yordu, merdivenlerden kay1t masasma kadar neredeyse yirmi
kere sohbet ic;in durdu, Postkom miidiirii resmi konuk, Rolf yan
dai;; ve parti iiyesi olarak kay1thyd1, kulag1ma, partiye ilgisinin
gerc;ekligini kontrol etmeyeceklerini umdugunu fisildad1. Kraft
Kom'dan onceki ii;; hayatmdan tamd1g1 gazetecilerle kari;; 1lai;; t i,
Postkom miidiirii herkesi tamyordu, boynunda kartl olmayan
tek kii;; i bendim, kendimi d1i;; a nda kalm1i;; ve yabanc1 hissettim,
dillerini, kodlanm bilmiyordum, goziimii Postkom miidiiriiniin
sirtmdan ayirmay1p orada tek bai;; 1 ma dikildim, kendime ac1-
d1m, eski bir okul arkadai;; 1 mla metroda kari;; i lai;; mca kim oldu
gumu itiraf etmek zorunda kald1g1m zamanki gibi kalabahgm
ortasmda eski bir keyifsizlik duygusu iizerime c;oktii. Gerc;ek
olmak ve gerc;ekten anda olmak, sorun buydu, bu, hasbelkader
hangi grubun ic;inde ya da d1i;; m da olmama bagh degildi, unut
mamak laz1md1. insanlar salona girdi, en az bin kii;;i vard1, Post
kom miidiiriinii, diger sendika liderleriyle birlikte oturdugu pro
tokol koltuklarmda gorebilecegim bir yerde durdum, Rolf basm
s1rasmm arkasmda yandai;;l ar ic;in aynlm1i;; sandalyelerden bi
rinde oturuyordu, kapilar kapand1, d1i;; a nda kald1m. D1i;; a ndan
rapor verecektim, d1i;; a ns1 rapor vermek ic;in onemli bir yerdir.
1 50
tek tek anamazd1. Posta direktifinden de soz etmedi diye yazd1
Rolf, Dagsavisen gazetesinde imzalarm oldugu sayfa a<;1k oturu
yordum, on iki bin ismin hepsini tek tek okumaya karar verdim,
hazu orada oturuyorken bir imza da ben att1m, ara verildiginde
bunu Rolf'e soyledim, k1zard1 ve kendisinin de oyle yapt1gm1
soyledi. Posta direktifine pek <;ok ki§inin degindigini soyledi, bir
miiddet sonra Postkom miidiirii de geldi, pek <;ok ki§inin posta
direktifine kar§I oldugunu belirttiklerinde alk1§land1klanm ve
ba§kalarmm da alk1§ almak i<;in konu§malarmm arasma "bu
arada posta direktifine de kar§1y1m" lafm1 s1k1§tird1gm1 anlatt1.
Bir ko§ede duran koltuklarm iizerine yerle§tim, bilgisayanm1
<;1kard1m, kendime bir kahve ald1m, birka<; kez tuvalete gittik
ten sonra kendimi evimde hissetmeye ba§lamam hi<; zor olmad1.
insan uyum gostermeye meyyal diye dii§iindiim, bunu benden
once dii§iinen birileri <;1km1§t1 mutlaka, ama fark etmezdi <;iinkii
insanlar birbirini taklit ederdi, bunun ne anlama geldigini, ba§
kalarmm dii§iindiiklerini ve ifade ettiklerini deneyimlemek bir
payla§Im hissi doguruyordu. Rolf basm mensuplanyla tak1hyor,
posta direktifi meselesinin parti liderlerinin kaybedebilecegi bir
mesele olduguna onlan ikna etmeye <;ah§1yordu ve kimse buna
inanm1yordu. Liderler aj andalarmda olam ne yap1p ne edip ge
<;irecekler laf1yd1 nakarat; hi<; de garip degildi, biz de aym naka
rati soyliiyorduk. Arna biz politikacilara bask1 yapmadan, onlara
tavizler verdirmeden once ge<;iremeyecekler diye a<;1klad1 Rolf,
yine de talepler ve tavizler basm i<;in pek de iyi malzeme degildi.
1 51
kadar geldigim Dagsavisen gazetesinin arkasmda gayet masum
oturuyordum ancak o sirada aslmda Telemark delegelerinin ko
nu§malanm dinliyordum. Real Madrid ve Barcelona mai;m
dan bahsediyorlard1. Arna aynca pasta direktifi hakkmda bir
kai; laf ettiklerini de duydum <;iinkii konu yiiksek ve k1zgm ses
tonuyla tart1§ilm1§t1, AB'yi cam goniilden destekleyenler bile di
rektife kar§1yd1, i§birliki;ilerim arada d1§an i;1kt1klarmda rapo
rumu verdim, ba§lanm salladilar, onlar da bunu fark etmi§lerdi.
1 52
yarn�1hyor, tam zamanh Alman posta c;ah§anlan art1k o kadar
kotii maa§ ahyorlar ki sosyal yard1m almak zorundalar," dedi.
AB taraftan oldugunu soyledi, ancak AB'de c;ogunlugu sagcilarm
ele gec;irdiginin de farkmdayd1. Norvec;'te Posta Hizmetleri'ne
rekabet ortam1 olu§turulmas1 daha once de teklif edilmi§ti, ama
o zaman i§c;i Partisi hayir demi§ti. �imdi AB'nin yapmaya c;ah§
tig1 da pratikte aym §eydi. Milyarlarca krona mal olacak, isten
meyen bir politikay1 m1 yiiriirliige koyacaksm1z? 0stlandet bol
gesindeki tiiccarlan zengin ederken Posta Hizmetleri'ni ayakta
tutabilmek ic;in vergi odeyenlerin parasm1 fill kullanacaksm1z?
Benim dii§iindiiklerim, ifade etmeye c;ah§tiklar1m, Rolf'un ifade
etmeye c;ah§t1g1 ama Dagsavisen'deki yaz1da bile zay1f kalan her
§ey ortaya konmu§tu. Kral Elvis'ten ahntilayacak olursak: R e
turn to sender! Kelimenin tam anlam1yla basit ve en giizelinden
ilkel bir §ekilde ortaya konmu§tu. Son olarak, "�imdi ormanlar
canland1,"* diye ahnti yapti, "korular yaprakland1. Yaradil1§m
vaktidir, ama tavizin degil asla."
Bunu gordiikten sonra uzun bir siire sessizce oturduk. Ertesi giin
c;ok onemli oldugu halde uzun bir siire akhm1zdan c;1k1p gitti.
1 53
kopek di§i neredeyse t;enesini get;en uzunluktayd1, yiizii koca
man inciler biiyiikliigiinde gozya§lanyla kaphyd1, ayaga kalkt1-
gmda sarho§ ya da hasta gibi sallamyordu. D1§anda lapa lapa
kar yag1yordu, ince giyinmi§ Dag bu karh havada ne yapacak diye
merak ettim, karm yiiksekligi birazdan pencereye kadar gelecek
hatta iyice ortecekti, kap1y1 at;mak istedim, imkans1zd1, kar yii
ziinden i�eride kapah kalm1§tlm, d1§andaki kar yiiziinden ofis
ten ba§ka bir yeri goremiyordum, §ehir karlar altmdayd1, belki de
diinyada buz devri ba§lam1§t1, yiiz yil siirecekti belki. Biraz sonra
giimbiirtiiler duyuldu ve bina salland1, kar yiiziinden her §ey t;6-
kiiyor diye dii§iindiim, oda salland1, ba§Im doniiyordu, sonunda
sallant1 durdugunda oda yamulmu§, biitiin mobilyalar bir tarafa
dogru kaymI§tl, pencerenin oniinde, karm it;erisinde bir tir teker
legi duruyordu, kar yiiziinden bir tir yoldan t;1km1§, tmn baz1 par
t;alar1 etrafa dagilm1§tl, kocaman tekerleklerden biri penceremin
oniine gelmi§ti, tekerlegin arkasmda, bembeyaz ve t;ok giizel karm
it;erisinde tuhaf bir t;it;ek at;1yordu, giine§in parlad1g1 yerde olup
kayak yapmak vard1 §imdi.
1 54
"S1k1c1 bir ortamda heyecan <;ekmek dayamlmaz bir §ey,"
dedi. Thor Granengren'den ald1g1 listeyi arka cebinde gezdiri
yordu, siirekli bir siitunun arkasma ge<;ip kirli, y1pranm1§ listeye
goz at1yor, lafa giri§meden once onemli biriyle kar§ila§lp kar§l
la§mad1gm1 kontrol etmek i<;in delegelerin yakalarmdaki isim
kartlanm dikkatle inceliyordu, bahar havasmda merdivenlerde
giderek daha fazla vakit ge<;iriyordu, agzmda bir Marlboro Light
sigaras1yla Stoltenberg'in kocaman resminin altmda, Young
storget manzarasma kar§l sigara i<;en digerleriyle posta direktifi
hakkmda hararetle konu§uyordu. On biri <;eyrek ge<;tiginde siga
rasu:�1 sondiiriip salona girdi. Ben kap1 gorevlilerini sinirlendir
meyecek mesafede d1§anda durdum.
1 55
durdurulmasmm anemini belirten pek c;ok ki§iye rastland1g1 ha
berini sms'le bize yollad1.
1 56
Bugiinlerde Folkets Hus Kongre Merkezi'nde pek c;ok fil vard1
anlad1g1m kadanyla, gazetelerden ve televizyondan tamd1g1m
kadanyla oldukc;a biiyiiklerdi, orta boy olanlar daha da c;ogun
luktayd1, kim olduklanm bilmiyordum ama Postkom miidiirii bu
konuda beni aydmlatmu�tI. Bazdan da biiyiik olmay1 sabirs1z
hkla bekleyen kiic;iik fillerdi. Postkom miidiirii de bir fildi ve fil
lerin dilinden anhyordu. Arna c;ok gerekli bir lisan daha vard1,
beni son aylarda sirtlay1p ta§IIDI§ bir lisan. Golgelerde, kuytu
larda, k1y1da ko§ede kalm1§ adalarda, eski i§<;i s1mfi barlarmda,
iist katlarda, yatak odalarmda, mektuplarda, uc;urumun kena
rmda duranlardan, dii§mekte olanlardan gelen telefonlarda ko
nu§ulan bir lisan. Gelecek y1llarm zor gec;memesini dileyerek
olay1 dosdogru yazan posta c;ah§amnmki gibi, mektubu yazan
hakkmda gerc;ek bir §eyi ifade etmekten ote bir derdi olmayan
bir lisan. Kandirmay1, gizlemeyi amac;lamayan, ac;1klay1c1 ve yii
celtici, her §eyi daha berrak gormeme yard1m eden ve ta§1yama
d1klanmdan beni c;ekip kurtaran bir lisan. Bu lisan muhafaza
edilip koruma altma almmahyd1 c;iinkii o olmadan insanhk var
olmay1 ba§aramazd1, filler de oyle. <;iinkii filler de kendileri ol
maktan, fil olmaktan c;1kmamn, fil dilinde ne tammlanabilen ne
de oviilebilen daha yiice §eylerin ozlemini c;ekiyordu.
1 57
Ertesi sabah anla§tlg1m1z gibi dokuzda oradayd1m, Rolf gelmedi.
Arad1m, cevap vermedi. Postkom miidiirii salondayd1, tek ba
§Ima oturup Rolf'u ozledim, tuhaf bir duyguydu bu. Biz i§ orta
g1y1z diye dii§iindiim, bunu dii§iinmem iyi bir §eydi, saat on gibi
sesi k1silm1§ halde geldigini gormek de oyle.
"Kimin?"
1 58
"Ne? "
"Helge Helseth."
"Tamaro, tamam."
"Evet, evet," dedi yine, bir bira daha ismarlad1, ben de bir tane
ald1m, arabay1 birakmaya karar verdim, ozel bir durumdu bu.
1 59
toplantida oldugunu soyledi. Hala. karara kar§I c;1kan tek bir ki§i
varmI§, Gene; i§<;i Partisi'nin ba§kan vekili.
1 60
Rolf, Postkom miidiiriinii ahp getirdi, i§c;i Partisi'nin genel sek
reteri Raymond Johansen ve Rigmor Aasrud ile arka odaya gec;
tiler, yirmi dakika sonra geri geldi, sersemlemi§ gibiydi. Beyanda
Postkom'un ileri siirdiigii taleplerin hepsinin kabul edildigi yaz1-
yordu, §imdi ne yap1yorduk? ''Amar; posta direktifini durdurmak
olsun diye durdurmak degildi," dedi. "Politik ilkeler dogrultu
sunda destek kazanmakti amac;," dedi sanki birilerinden almt1 ya
p1yormu§ edas1yla, ama almt1 yap1yor olsa bile soylenenin dogru
lugu §iiphe gotiirmezdi.
1 61
Kendimizi boyle ikna ve teselli etmeye i;ah§t1k, hayal kmkhg1m1z1
ve kmlan umutlanm1z1 konu§a konu§a zafere donii§tiirerek. Za
feri kazananlar tarih yazar, ama kaybeden ileti§im uzmanlar1 da
katk1da bulunur. Eve taksiyle dondiigiimiizde saat ikiye gelmi§ti
ve Rolf Postkom'un karar komitesinin beyanmdan duydugu mem
nuniyeti dile getiren bir basm biilteni taslag1 yazd1.
1 62
da ilgin� olmayan, anlams1z ba§ka §eyler hakkmda bir iki §ey
yazmak, hayat1m1 kazanmak i�in bo§ bir f1�1 gibi yuvarlamp
durmak. Yine memnuniyetsizlik ve yarm fikri iizerime aban
m1§t1, bilgisayarla telefonumu birakt1m, merdivenlerde duran
larm yanmdan ko§arak indim, di§an �1kt1m, seslerine taham
miiliim yoktu, konu§malarma, dedikodularma, yolda§hklarma,
i�ten pazarhklarma, sadece yorgunsun dedim kendime, sadece
yorgunsun, Kirkeristen'deki �ayira kadar deli gibi ko§tum, ken
dimi yere att1m, yiiziimii �imene gomiip aglad1m, bir gece on
ceki riiyam1 hat1rlamaya �ah§t1m. Riiyadaki goriintiilere dald1m,
penceremin oniindeki kocaman tlr tekerlegi, ya§am dongiisii, 0
tuhaf �i�ek ve sonunda giine§, i�ime i§lemi§ti, yava§�a sakinle
dim ve diinyaya ait oldugumu hissettim, gozlerimi a�tig1mda �a
hlann arkasmda a�m1§ sapsan bir karahindiba gordiim, �almm
arkasmda biiyiimekten, bir karahindiba olmaktan, san renkte
olmaktan mutlu goriiniiyordu. Ayaga kalk1p iistiimii ba§1m1 sil
keledim ve sakin bir halde geri dondiim, bir yandan da Rudolf
Karena Hansen'm her ad1mda, her kararda, hangi taraf1 tuta
cagmda belirleyici olan "oliim kahm" meselesini dii§iiniiyor
dum. Se�me §ans1m vard1 ve se�mek zorundayd1m, kimse kur
tulam1yordu bundan, buz devri mi olacaktl yoksa bahar m1? En
Hakiki'den vazge�ebilirdim, klavyeye bir kez tiklamama, tek bir
ciimleye bakard1 bu i§, kendimi ba§ka bir i§e vermek i�in dige
rinden vazge�mek, ba§lamak i�in asla ge� degildi. Bunu anla
d1g1m1 samyordum ama baz1 §eyleri tekrar tekrar anlamak ge
rektigini kavnyordum. �imdi biraz daha rahat nefes ahyordum,
taleplerin kar§iland1gm1 kendime hat1rlatt1m, Norve�li posta �a
h§anlan Almanlar gibi �ekmeyeceklerdi, Tann korusun, tabii
ki diinyada tehlikeli bir geli§me ya§amyordu, bu durumda tav
nm1 gostermeliydim, kiirsiiye �1kmahyd1m, kendimi geri �ek
mek, buhran ge�irmek, bir §eyleri bastirmak yerine bir gorii§
belirtmeliydim, �iinkii benim ilgisizligim dayanamad1g1m §eyle
rin siirekli artmasmm nedenlerinden biriydi. Ba§lamak i�in asla
1 63
gee; degil, diye kendi kendime tekrarlad1m, sanki bir konu§ma
yapmaya haz1rlamyormU§UID gibi, <;iinkii bu basit sozciikler bir
§eyleri kapatmak yerine ac;1yorlard1, degi§im umudu ye§ertiyor
lard1, umut oldukc;a hayatmda can var demektir dedim, Folkets
Hus Kongre Merkezi'nin merdivenlerini c;1kt1m, ko§eme geldim,
kimse bilgisayanmla telefonumu c;almam1§tl, bu kadar insanm
oldugu yerde bu bile bir mutluluktu. Rolf, Aasrud'un karan ac;1k
lad1gm1 yazd1, vakti geldiginde oylanacakt1, ben d1§anda ken
dimi toparlamaya c;ah§irken saatler gec;tiginden vakit gelmi§ti.
Rolf "Vakit geldi," diye yazd1, Akershus'den gene; bir kadm soz al
m1§tl, Rogaland'dan gelen ve direktife hayu diyen bir onergenin
desteklenmesini istiyordu. Posta direktifi kongrede ele alman
en onemli meselelerden biriydi dedi, bu yiizden kongrenin bu
konuda bir tavu almas1 gerekiyordu. Aynca parti yonetimi hie;
utanmadan partinin en yiiksek orgamm son derece onursuzca,
sinsice ve kmanmay1 hak eden bir bic;imde etkilemeye c;ah§arak
balonun tadm1 kac;ird1g1 ic;in de c;ok k1zgmd1 !
1 64
inanamadilar, kap1 ac;ild1, kollan havada ayakta durup bagiran
lan gordiim ve Rolf kendinden gec;mi§ bir halde : "Gordiin mii?
Gordiin mii?" dedi. Hayir gormedim ama duydum, duyulmaya
cak gibi degildi, gazeteciler Postkom miidiiriiniin etrafm1 sard1,
miidiir karga§adan dolay1 dogru diiriist konu§am1yordu, haber
herkesin dilindeydi, internetteydi, tweet'ler atihyordu, insan
lar birbirine sanhyor, birbirini kucakhyordu, mutlu bir karga§a
c;1km1§t1, salona s1z1verdim, sabah dag1tt1g1m basm biiltenlerini
toplad1m, iizerlerinde elle diizeltmeler yapt1m. "Postkom posta
direktifi kararmdan memnun" laf1 "Postkom posta direktifi ka
rarmdan FEVKALADE memnun" olmu§tu.
1 65
bir ad1m ama benim ii;in biiyiik ve onemli i;iinkii bu i§ siiresince
keyif alarak ya§ayabilmek ii;in baz1 §eyleri anlamanm ne kadar
onemli oldugunu ogrendim. Hit; kimse onemsiz degil, her biri
miz, her giin ya bir medeniyet kurmak ya da tam tersine diinyay1
yak olmaya terk etmek arasmda sei;im yapmak zorundayd1k, en
ufac1k §eylerde bile iistlenmemiz gereken bir gorev vard1.
Stein beni saat alt1da almaya geldi. Bir kez daha Rolf'u kucak
lad1m, Postkom miidiiriinii kucaklad1m, oniime geleni kucakla
d1m, orada dururken Stein'1 da kucaklad1m, yiyecek bir §eyler
ve §arap almI§tl, her §eyi duymak istiyordu. Elimden geldigince
anlatt1m ona, tek kadmhk devrimimin ba§lad1gm1 dii§iindiigiim
yerden ba§lad1m.
1 66
a§ag1 posta direktifi haberleriyle doluydu ve Stoltenberg'le St0rre
tiim fotograflarmda feci §ekilde tats1z goziikiiyorlard1.
1 67