Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 9

TÜRK DİLİ II

HAFTA 6 – YAZILI ANLATIM TÜRLERİ II


HAFTA İÇERİK 6. KONU:YAZILI ANLATIM TÜRLERİ II
YAZILI ANLATIM TÜRLERİ II DENEME
1. Deneme Yazarın, bir konudaki kişisel görüş ve düşüncelerini, kesin bir
2. Eleştiri (Tenkit) hükme varmadan, ortaya koyduğu yazı türüdür. Yazar görüş ve
düşüncelerini aktarırken kendisiyle konuşuyormuş gibi verir.
3. İnceleme
Söyleşiden bu yönüyle ayrılır. Deneme türünün en büyük ustası
4. Söyleşi (Sohbet) Montaigne: "Herkes önüne bakar, ben içime bakarım; benim işim
6
5. Röportaj yalnız kendimledir, hep kendimi gözden geçirir, kendimi yoklarım.“
sözleriyle bu türün özelliklerini güzel bir şekilde ortaya koymuştur.
Deneme her türlü konuda yazılabilir. Toplumu ilgilendiren
konularda yüksek bir kültürle yeni bir bakış açısı getirmek esastır.
Okuyucu bu yolla düşünmeye yöneltilir. Denemenin dili fıkra ve
sohbette olduğu kadar senli benlidir; fakat nüktelere ve komik
unsurlara yer verilmez. Bu iki türe göre daha mantıklı ve ciddîdir.
Denemede yazarın, duygu ve düşüncelerini, kendini merkez
yaparak ortaya koyması, yazının okuyucu tarafından çabuk
benimsenmesini sağlar.
Ahmet Haşim, Nurullah Ataç, Suut Kemal Yetkin, Sebahattin
Eyüboğlu, Mehmet Kaplan, Salah Birsel ve Cemil Meriç vb isimler, en
tanınmış deneme yazarlarımızdandır.

Örnek:
AHLAK
Bence ahlâkın bir ilkesi, bir kökü vardır: "Sana yapılmasını
istemediğini sen de başkasına yapma." Bu buyruğun doğru olduğunu
içinize sindiriniz; siz de düşünerek, daha iyi düşünmeksizin ona uyuyor
musunuz, artık korkmayın, ahlâklı bir insansınız, kimsenin size
ahlâksız demeye hakkı yoktur. Adam öldüremezsiniz, kimsenin malını
çalmazsınız, kimseye yalan söylemezsiniz, kimseyi rahatsız
etmezsiniz.
Sana yapılmasını istemediğini sen de başkasına yapma... Kolay
gibi görünür, ama kolay değildir bu. Birçok kimselerin "Ahlâk... ahlâk..."
diye yasalar, kurallar uydurmaya çalışmaları da zaten bunun kolay
olmaması yüzündendir. Size yapılmasını istemediğiniz bir işi siz de
başkasına yapmayacaksınız, bencilliğinizden silkineceksiniz. Sizin bir
etiniz, kemiğiniz olduğu gibi onun da bir eti, kemiği olduğunu, onun da
acılar duyabileceğini düşüneceksiniz.
HAFTA İÇERİK O kadar da değil, size yapılmasını istemediğiniz bir takım şeyler
de var, siz de onları kimseye yapmıyorsunuz, yetmez ki bu. Belki o
adam kendisine başka şeylerin de yapılmasını istemiyor, sizin
YAZILI ANLATIM TÜRLERİ II aldırmayacağınız bazı şeylerden de sinirleniyor, kendinizi onun yerine
1. Deneme koyacaksınız, o sinirlenmeyi anlayacaksınız, acısını hayal edeceksiniz,
2. Eleştiri (Tenkit) artık o adama o işleri de yapmayacaksınız.
Siz yapmayacaksınız, ama sizin yapmamanız da yetmez. O adama
6 3. İnceleme
başkalarının eziyet etmesine katlanıyorsanız, "Bana dokunmuyorlar ya,
4. Söyleşi (Sohbet) bana ne!" derseniz, kendinizi gerçekten onun yerine koymuyorsunuz
5. Röportaj demektir.
Çünkü siz bir haksızlığa uğrarsanız, çevrenizdekilerin kayıtsız
kalması gücünüze gider; toplum içinde, bütün dünyada yalnız kalmış
olursunuz. Öyle ise size yapılmasını istemediğinizi siz de başkasına
yapmamakla yetinmeyeceksiniz. Başkasının uğradığı, çektiği sıkıntıyı,
sizin yüzünüzden olmasa dahi gidermeye hafifletmeğe çalışacaksınız,
hiç olmazsa onun acılarını siz de duyup ona yapayalnız olmadığını
bildireceksiniz.
Ahlâk, sadece kötülük etmekten çekinmek değildir, başkalarının
edecekleri kötülükleri de önlemeye çalışmayı buyurur.
İnsanlar vardır, dünyanın neresinde, her kimin başına gelmiş
olursa olsun, her kötülüğe, kendilerine edilmiş gibi üzülürler. Yalnız
kötülüğe uğrayana mı acırlar? Hayır. Kötülüğü edene de acırlar. Size
yapılmasını istemediğinizi siz de başkasına yapmayın. Siz kötü olmak
ister misiniz? Öyle ise başkasının kötü olmasına katlanamazsınız;
onun ettiği kötülüğü siz etmişsiniz gibi, sizin yüzünüzden edilmiş gibi,
içinize yediremezsiniz.
Nurullah ATAÇ
Sözden Söze, İstanbul, 1952
HAFTA İÇERİK ELEŞTİRİ (TENKİT)
Sanat eserlerini çeşitli yönleriyle ele alıp inceleyen, farklılıklarını
YAZILI ANLATIM TÜRLERİ II açıklayan, kolaylıkla anlaşılmasını sağlayan ve eser hakkında bir karar
1. Deneme vermek için yazılan yazılara eleştiri denir.
2. Eleştiri (Tenkit) Eleştiri yazacak kişinin eseri ortaya koyan yazardan daha fazla
bilgiye sahip olması gerekir. Ayrıca eleştiri yaparken tarafsız olmak
3. İnceleme
6 lazımdır. Eleştiri yapanlara eleştirmen adı verilir. Eleştirmen ele aldığı
4. Söyleşi (Sohbet) eseri ne övmeli ne de yermeli eserdeki olumlu ve olumsuz yönleri
5. Röportaj bilgilere dayanarak ortaya koymalıdır. Eleştirinin sonucu olumlu veya
olumsuz olabilir. Başlıca eleştiri yöntemleri şunlardır:

6.2.1. Tarihi Eleştiri: Bu yöntemde eser, yazarın hayatına, yetişme


şartlarına ve devrin özelliklerine göre değerlendirilir.

6.2.2. Sosyolojik Eleştiri: Bu yöntemde yazarı, eseri ve okuyucuyu


sosyal şartlar belirlediği için eser buna göre değerlendirilir.

6.2.3. İzafi(göreceli) Eleştiri: Bu yöntemde herkes kendi düşüncesi ve


zevkine göre eseri değerlendirebilir.

6.2.4. İzlenimci Eleştiri: Sosyolojik eleştiriye tepki olarak ortaya çıkan


bu eleştiri yönteminde tek ölçü eserden zevk almaktır. Bu yöntemde
geleneğe bağlılık ve ortak değer yoktur.

6.2.5. Yapısal eleştiri: Bu yöntemde eser tek başına bir yapıdır. Bu


yapıyı anlamak için yardımcı araçlara gerek yoktur.
Namık Kemal, Muallim Naci, Hüseyin Cahit Yalçın, Ali Canip
Yöntem, Reşat Nuri, Ahmet Haşim, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Mehmet
Kaplan eleştiri yazarlarımızdan bazılarıdır.
HAFTA İÇERİK Örnek:

YAZILI ANLATIM TÜRLERİ II NEYE YARAR ELEŞTİRİ?


1. Deneme Evet, neye yarar eleştiri? İşte size, daha birinci bölümün ilk
2. Eleştiri (Tenkit) adımında eleştirinin yakasına yapışan geniş ve korkunç bir soru işareti.
Önce sanatçı; resim yapmak istemeyen, şiir yazmayı aklının ucundan
3. İnceleme
6 geçirmeyen burjuvalara – hatta eleştirinin doğmasını sağlayan sanata
4. Söyleşi (Sohbet) bile bir şeyler getirmediği, öğretmediği için eleştiriye çıkıştı.
5. Röportaj Oysa, zamanımızda, nice nice sanatçı, yalnız ona borçludur ününü!
Eleştiriye çıkışmaları için tek neden budur belki de.
Gavarni’nin bir resmini görmüşsünüzdür herhalde; hani
tablosunun üzerine eğilmiş bir ressam var ya, işte o. Ressamın
arkasında, elinde son yazısını tutan ağırbaşlı, kupkuru. Dimdik, beyaz
kıravatlı bir adam vardır. “Sanat soyluysa eleştiri kutsaldır.” – “Kimmiş
bunu diyen?” – “Eleştirmen.” Sanatçı kendine düşen işi böyle bu kadar
kolaylıkla yapıyorsa, bu, hiç şüphesiz, eleştirmenin, sürüsüne bereket
eleştirmenlerden biri olmasındandır.
Eserlerden çıkartılıp ortaya konulacak araçlardan ve usullerden,
burada, halkla sanatçının hiçbir şey öğrenmeyeceğini ben de
biliyorum. Bu çeşit işler yalnız atölyelerde öğrenilir, halk ise yalnız
sonuçla ilgilenir.
İçten söylüyorum; en güzel eleştiri, şiir diliyle yazılan, eğlendiren
eleştiridir; yoksa, her şeyi açıklayacağım diye, sevgiyi de kini de bir
yana iteleyen, isteye isteye kendini her çeşit duygudan yoksun eden o
soğuk ve matematik eleştiri değil; zaten –güzel bir tablo her zaman
sanatçının yansıttığı doğa olduğundan- zeki ve duygulu bir varlığın
yansıttığı bu tablonun eleştirisi de aynı nitelikte olur. Böylece, bir tablo
üzerinde en güzel bilgiyi bize ya bir sone ya da bir ağıt verir.
Ama bu çeşit eleştiriler şiir demetleriyle şair ruhlu okuyucular içindir.
Gerçek eleştiriye gelince, umarım ki filozoflar ne demek istediğimi
anlayacaklar doğruluktan ayrılmamak için, yani varlığını kabul ettirmek
için, eleştiri taraf tutmalı, tutkulu olmalı, politik olmalı; yani tek görüşlü
olmalı; ama bu, öyle bir tek görüşlülük olmalı ki, alabildiğine ufuk
açabilsin.
HAFTA İÇERİK Rengi bırakıp çizgiyi göklere çıkarmak, ya da çizgiyi bırakıp rengi
göklere çıkarmak, elbette bir görüştür; ama ne öyle aşırı derecede
YAZILI ANLATIM TÜRLERİ II geniş, ne de öyle aşırı derecede doğru bir görüştür; üstelik böyle bir
1. Deneme görüş özel yaşantılar üzerinde büyük bir bilgisizliği de ortaya çıkarır.
2. Eleştiri (Tenkit) Yaratıcı, şu ya da bu yaratıkta ne ölçüde çizgi zevkiyle renk zevkini
karıştırmıştır, sonucu bir tablo olan bu kaynaşmayı hangi gizli usullerle
3. İnceleme
6 meydana getirmiştir, bilemezsiniz.
4. Söyleşi (Sohbet) Bundan ötürü de, daha geniş bir görüş doğal olarak bireycilik
5. Röportaj olur:sanatçıya, yeteneğinin sağladığı bütün olanakların yardımıyla
mizacının saflığından ve bunun iç belirtilerinden yararlanmayı salık
vermeli. Kendine öz bir mizacı olmayan kişi, tablo yapamaz, böylesi –
taklitçilerden, hele seçmecilerden usandığımız için kendine öz mizacı
olan bir ressamın buyruğu altında işçi olarak çalışmalı. Bu yazımın son
bölümlerinden birinde bunu açıklayıp göstermeğe çalışacağım.
Bundan böyle, elinde kesin bir ölçü, doğadan alınmış bir ölçü
bulunan eleştirmen, görevini tutkularıyla yerine getirmeli; kişi,
eleştirmen olmakla insanlığını yitirmez de ondan; tutku ise biribirine
benzeyen mizaçları yaklaştırır, aklı da yepyeni tepelere doğru yükseltir.
Stendhal bir yazısında: “Resim, diyor; kurulmuş bir ahlâktan
başka bir şey değildir.” Şu ahlâk sözcüğünü az çok geniş bir anlamda
alırsanız, bütün sanatlar için aynı şeyi söyleyebilirsiniz. Sanat
dediğimiz şey öteden beri herkesin duygusuyla, tutkusuyla, hayal
gücüyle ortaya koyduğu güzel olduğuna göre, yani birlikte değişiklik, ya
da saltığın(mutlağın) çeşitli görünüşleri olduğuna göre, eleştiri her
an metafiziğe dokunuyor demektir.
Her yüzyıl, her insan topluluğu güzelliğin de, ahlâkın da kendine
öz bir anlatımını elinde bulundurduğundan, romantizmden amaç eğer
güzelliğin en yeni, en modern anlatımı ise aklı başında ve tutkulu
eleştirmen için büyük sanatçı yukarıda belirtilen şartlara saflığı, yani
mümkün olduğu kadar çok romantizmi birleştiren kişi olacaktır.
Charles BAUDELAIRE
(Curiosites esthetigues) ‘den çeviren: Fehmi BALDAŞ
HAFTA İÇERİK İNCELEME:
Bir konuyu veya eseri en ince özelliklerine kadar anlatan, tanıtan
YAZILI ANLATIM TÜRLERİ II ve ayrıntılarıyla ortaya koyan yazı türüne denir. İncelenecek eser şekil
1. Deneme ve anlam açısından incelenerek ortaya konur.
2. Eleştiri (Tenkit)
Bir eseri İnceleme Planı
3. İnceleme
6  Eserin adı
4. Söyleşi (Sohbet)  Yazarı (varsa çevireni)
5. Röportaj  Basıldığı yer, matbaa ve basılış tarihi
 Kaçıncı baskı olduğu
 Sayfa sayısı, fiyatı
 Eserin boyutları
 Yazar hakkında bilgi(hayatı, sanat anlayışı)
 Türü
 Kişiler
 Özeti
 Ana düşünce
 Dil ve anlatım özelliği
 Değerlendirme(Eserle ilgili olarak okuyucunun olumlu-olumsuz
görüşleri, yargıları)

SÖYLEŞİ (SOHBET)
Güncel bir konuyu, okuyucu ile konuşuyormuş gibi samimî bir
üslupla ele alan, özentiden uzak yazılardır. Sohbette genellikle
gündelik olaylar, herkesi ilgilendiren ortak değerlerle sanat ve edebiyat
konuları ele alınır. Yazar, fikrini zorla kabul ettirmeyi değil de samimî
bir şekilde ortaya koymayı amaçlar.

6.5. RÖPORTAJ
Gazetelerde ve dergilerde yayınlanan güncel konu ya da sorunun
değişik boyutlarıyla ele alınıp işlendiği ve konuyla ilgisi olan kişilerle
yapılan konuşmaların yazıya aktarılmasıdır.Röportaj yazarı,
duyduklarını , gördüklerini ya da ilgi çekici bir olayı yasayan kişilerle
yaptığı konuşmayı resimlerle zenginleştirerek okuyucuya sunar.
Bölüm (Hafta) Özeti

DENEME
Yazarın, bir konudaki kişisel görüş ve düşüncelerini, kesin bir hükme varmadan, ortaya koyduğu yazı türüdür. Yazar görüş
ve düşüncelerini aktarırken kendisiyle konuşuyormuş gibi verir. Söyleşiden bu yönüyle ayrılır.

ELEŞTİRİ (TENKİT)
Sanat eserlerini çeşitli yönleriyle ele alıp inceleyen, farklılıklarını açıklayan, kolaylıkla anlaşılmasını sağlayan ve eser
hakkında bir karar vermek için yazılan yazılara eleştiri denir.

İNCELEME:
Bir konuyu veya eseri en ince özelliklerine kadar anlatan, tanıtan ve ayrıntılarıyla ortaya koyan yazı türüne denir.
İncelenecek eser şekil ve anlam açısından incelenerek ortaya konur.

SÖYLEŞİ (SOHBET)
Güncel bir konuyu, okuyucu ile konuşuyormuş gibi samimî bir üslupla ele alan, özentiden uzak yazılardır. Sohbette
genellikle gündelik olaylar, herkesi ilgilendiren ortak değerlerle sanat ve edebiyat konuları ele alınır. Yazar, fikrini zorla kabul
ettirmeyi değil de samimî bir şekilde ortaya koymayı amaçlar.

RÖPORTAJ
Gazetelerde ve dergilerde yayınlanan güncel konu ya da sorunun değişik boyutlarıyla ele alınıp işlendiği ve konuyla ilgisi
olan kişilerle yapılan konuşmaların yazıya aktarılmasıdır.Röportaj yazarı, duyduklarını , gördüklerini ya da ilgi çekici bir olayı
yasayan kişilerle yaptığı konuşmayı resimlerle zenginleştirerek okuyucuya sunar.
Kaynaklar
1. GÜLSEVİN, Gürer vd., Türk Dili I-II, Afyon Eğitim, Sağlık ve Bilimsel Araştırmalar Vakvfı
Yayını, Afyonkarahisar, 2008.
2. Türk Dil Kurumu, İmla Kılavuzu, Ankara,2000.
3. Türk Dil Kurumu, Türkçe Sözlük, Ankara, 2000
4. Türk Dil Kurumu, Yabancı Kelimelere Karşılıklar, Ankara, 1998.

You might also like