Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 3

1.

BÖLÜM
19 Eylül 2023
NİLAY BİNBAŞI’NIN BAKIŞ AÇISINDAN

Yeni okul, yeni sınıf ve yeni arkadaşlar kulağa çok heyecanlı geliyor değil mi? Bana da ilk başlarda öyle
geliyordu. Ta ki okula adımımı atana kadar… Bir anda bütün heyecanım gitmiş yerini kaygılara bırakmıştı.

İsimlerimiz yavaş yavaş anons edilmeye başlamıştı. İlk anons edilen isim Mila’ydı. Bir kaç isim
okundaktan sonra benim ismim okundu. Sınıfın önüne geldiğimde kapının üstünde “9A” yazıyordu.
Strese girmeye şimdiden başlamıştım ama sınıfa girdiğimde tanıdık iki kişi görmüştüm. Bunlar Beril ve
Çisem’di, onları görmek beni rahatlatmıştı. En azından tanıdık kişiler vardı. Herkes yerli yerine oturduktan
bir kaç dakika sonra hoca sınıfa geldi ve kendini tanıtmaya başladı:

- Okulumuza hoşgeldiniz arkadaşlar. Ben Tilbe, sınıf öğretmeninizim aynı zaman da sizin matematik
öğretmeninizim. Şimdi sırayla sizi tanıyalım.

Herkesin kendini tanıtması hızlı olmuştu çünkü sınıf benimle beraber 22 kişiydi. Hoca sınıftan çıktıktan
sonra sınıfı gözlemlemeye başladım. Sınıfta ilk gözüme çarpan Eymen’di. İlk gözüme çarpan deyince
hoşlantı anlamında düşünmeyin tamamen nefretti. Çünkü zengin, şımarık, kendini beğenmiş ve
herkesten kendini üstün gören bir tipti. Benim düşüncelerim öyleydi.

Hemen yanındaki çocuğa baktım. İsim hafızam pek iyi olmasada adının Ozan olduğunu hatırladım.
Eymen’nin aksine daha kafa dengi duruyordu. Bir sıra arkasında da Polat vardı. Açıkcası boş bir insana
benziyordu. Yanında Seyhan vardı. Tam bir uykucu olabilirdi. Çünkü okulun ilk günü olmasına rağmen
sınıfa ilk girdiğimden beri uyuyordu. Sanırım sınıfın uykucusu çoktan belli olmuştu.

Onların arkasında 2 kız oturuyordu. Sessiz görünen kız ilk anons edilen kişiydi. Yani Mila’ydı. Yanındaki
kız ise tam zıttı sanırım sınıfın en göze batmayı seven kişisiydi. Yani benim düşüncelerim bu yöndeydi.
Ama bana kalırsa sanırım herkes benim gibi düşünüyordu.

Benim hemen arkamda bir kız oturuyordu. Adı aklımda gelmedi. İyi biri gibi gözüküyordu ama
davranışları yüzünden pek içime sinmedi. Onun hemen çaprazında gözlüklü bir çocuk vardı. Sanırım adı
Orhan’dı. Ben onları gözetlerken adını hatırlamadığım kız ve Orhan bana doğru geldiklerini fark ettim.
Orhan:
- Merhaba, Nilay’dı sanırım değil mi?
Biraz duraksadıktan sonra “Evet, sende Orhan’dın sanırım.” dedim. Orhan:
- Hayır.
Çok pis pot kırdım ama çokta umursamadım ne de olsa okulun ilk günüydü. Sonra “benim isim hafızam
biraz kötü.” dedim. Orhan:
- Sorun değil belli zaten. Adım Onur. Onunda adı Gül.”
Gül:
- Selammm
Sesi okadar inceydi ki sanki bilerek bu şekilde konuşuyordu. Kafamla hafif bir selam verip sınıftan dışarı
çıktım. Evet ilk günü gözlüklü çocuktan laf yemiştim. Zaten sosyapatın birine benziyordu. Kafamda bunlar
dönerken karşıdan en yakın arkadaşımı yani Deren’i gördüm. Hızlı adımlarla yanına gittim. Anlaşılan
onunda günü pek iyi geçmemiş gibiydi. Deren:
- Ben sınıfımı değişmek istiyorum. Zaten seninle aynı sınıfta olmak istiyordum.
Yüzüm düştü “Evet biliyorum ama sınıflarımızı değişmemiz yasak.” dedim. Deren iç çekerek kısaca
gününden bahsetti. Sonra bende günümden bahsettim. Onur denen haysiyetsizden o da benim kadar
sevmemişti. Ne de olsa benim arkadaşımdı.

MİLA AKER’IN BAKIŞ AÇISISINDAN

Kalabalığın içinde tek tanıdığım Elif ve Ceren ile anonsu bekliyorduk. Anonsa başladıklarında ilk “9A
SINIFI ÖĞRENCİLERİ” dendi. Bizim kızlara dönüp “Düşünsene ilk benim ismimi söylüyorlar. Ne komik
olurdu.”
dedim ve gülmeye başladık.

Anons sesi:
- 9A sınıfının ilk öğrencisi MİLA AKER.
İlk bir algılayamadım kafamda hem anons sesi hem de elifin yandan gülme sesi yankılanıyordu. Tekrar
adımı söylediklerinde iyice bir panik oldum. Korka korka elimi havaya kaldırıp kalabalığı yararak ön tarafa
çıktım. Anlam veremediğim bir telaş vardı içimde. Sanırım anksiyetem yavaştan tutuyordu.

Ön tarafa geldiğimde hocalarım beni üst kattaki merdivenlerin önündeki sınıfa yönlendirdiler. Tam
dedikleri gibi o sınıfın önüne geldim ve heyecanla sınıfımdaki öğrencilerin ismini dinledim. Bir yandan
içimden “Umarım kızlar bizim sınıfa düşer” diye geçirdim. Çok geçmeden onların isimleri söylendi. Çok
mutlu olmuştum. Onlar gelince sınıfa geçip yerlerimize oturduk. Biraz daha sakinlemiştim ve mutluydum
ta ki sınıfta Akif’in sesini duyana kadar. Bütün mutluluğum yerlerdeydi. Gerçi ne zaman mutlu
olmuştumki. Sanırım bu lise hayatım bok gibi geçecekti.

Sınıftaki herkes karışık yerlere oturduktan sonra. Hoca sınıfa girdi ve kısa tanışmadan sonra bizi serbest
bırakıp çıktı. Ceren’nin sınıf içi durumu değerlandirmesini dinlerken ben “Bu sınıfta yaşaya bileceğimi
sanmıyorum. Özellikle 4 YIL.” dedim. ne kadar söylediğim şey komik olmasada Ceren daha önce
duymadığım, sanki bilerek o şekilde yapıyormuş gibi yüksek sesle gülüp bana ve çevremize duyurarak
herkesi rahatsız etmeyi tercih etti.
Eymen:
- O NE BE ÖYLE CAM SİL GİBİ.
Dedikden sonra taklit ettmeye çalıştı. Ceren bunun üstüne daha fazla gülerek.
- Benim gülüşüm her zaman bÖylEEEE.
Diyerek sesini olabildiğince inceltti. Sanırım tatlı göründüğünü düşündğ ama günümüzün kelimesi olan
“pick me” kelimesine daha yakındı. Bu hareketi yüzünden CANIM ARRRKADAŞIMIN(!) sayesinde sınıfta
çok göze batmaya başlamıştık. Bu durum benim anksiyetemi tekrardan tetiklemişti.

You might also like