Professional Documents
Culture Documents
Akdenizde Korsanlik Tarihi
Akdenizde Korsanlik Tarihi
Akdenizde Korsanlik Tarihi
KORSANLIK
Göksel ERDOĞAN
İÇİNDEKİLER
1. Korsanlık 1
2. Akdeniz'de Korsanlık 8
A.Akdeniz'de Korsanlığın Kısa Tarihi 8
B. 1500'lerde Avrupa 8
C. Osmanlı'da Korsanlık 9
C.1. Kemal Reis 10
C.2. Barbaros Kardeşler 11
C.2.a. Preveze Deniz Savaşı 12
C.2.b. Andrea Doria 13
C.3. Turgut Reis 13
C.4. Uluç Ali Paşa 14
C.5. Piri Reis 15
C.6. Ün Yapmış Osmanlı Reisler 17
C.7. İstanbul Tersanesi 17
D. Malta Şovalyeleri 17
E. Venedik-İspanya İttifakı 18
F. Uskoklar 18
G. Sonuç 20
H. Kaynaklar 21
Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası Politika Dersi
Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı Güz(2010)
Bölgesel İlişkiler: AB-Akdeniz Çalışmaları
Tezsiz Yüksek Lisans Programı
Akdeniz’de Korsanlık
Göksel ERDOĞAN*
ÖZET
Korsanlık ilk deniz yolculuğundan beri dünya denizlerinde görülen bir faaliyettir. Ancak genel
inanışın aksine korsanlar her zaman zorba, acımasız, amaçsız haydutlar olmamaışlardır. Bazı korsanlar
dinleri, ülkeleri için sadece karşıt din veya düşman ülkelerin gemilerine saldırmıştır. Bunlar filmlerde
gördüğümüz tahta bacaklı, kanca elli korsanlardan değillerdir. Bunlar devletleri, halkları ve din
adamları tarafından kahraman gözüyle görülmüş, öldüklerinde şehit olarak adlandırılmışlardır.
Özellikle Akdeniz'de 15, 16, 17 ve 18. yüzyıllarda en büyük güçlerine erişmiş, bu güç mücadelesinde o
zamanların en büyük güçleri olan Osmanlı İmparatorluğu, İspanya ve Venedik'in himayesine girerek
toprak fethetmiş, savaşlar kazanmış, devletler kurmuşlardır. Osmanlı İmparatorluğu'nda gaza inancıyla
hareket ederek erken Osmanlı Donanmasının önemli bir gücünü oluşturmuşlardır. Bazı Osmanlı
korsanları, beylerbeyliğine, kaptanı deryalığa kadar uzanmışlardır. Osmanlılar'da donanmanın,
büyümesine, gelişmesine liderlik eden korsanlar, yüzlerce toplu ve yelkenli gemilerin geliştirilmesi ve
Batı ülkelerinin ittifakıyla Akdeniz'den silinmişlerdir. Etkili olduğu dönemlerde dünya siyasetinin
gidişatını Preveze, İnebahtı gibi savaşlarla etkileyen, Akdeniz'de bir Türk hakimiyeti kurarak
Avrupalılar'ı Asya'ya giden başka yollar bulmaya böylece yeni dünyanın keşfine iten koranlar dikkatle
okunmalı ve irdelenmelidir.
__________________________
* Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslar arası İlişkiler Bölgesel İlişkiler: AB-Akdeniz
Çalışmaları Tezsiz Yüksek Lisans Programı Öğrencisİ
1.KORSANLIK
Arapça'ya İtalyanca'dan geçen korsan sözcüğü¹; Avrupa dillerinde iki ayrı kavramla
ifade edilir; corsaire, corsario yani korsan “Deniz Akıncısı”, inancı ve ülkesi Için
yağmacılık yapan, dost gemilere saldırmayan, kazancından yöneticilere ve topluma pay
veren kişidir. Pirate “deniz haydutu” ise dost düşman ayrımı yapmadan, sadece kendi maddi
çıkarı için savaşan kişidir. Kavramlardaki bu farklılık, korsan yakalandığı zaman da kendini
gösterir. “Deniz Akıncısı” olan kişi hapse atılırken veya kürek mahkumu yapılırken, “Deniz
Haydutu” olan kişi en ağır cezaya çarptırılırdı.²
MÖ 5000'li yıllarda korsanlığın ilk izlerine Basra Körfezinde rastlanıyor. Eski
haritalarda bu yörede “Korsan Kıyısı” olarak adlandırılan bir yer bulunduğu belirtiliyor.³
Tarihin bilinen en eski korsanının adı “Dionides”tir. Büyük İskender zamanında
yaşayan korsan, çoz uzun uğraşlar sonucunda yakalanabilmiştir. Büyük İskender'in
huzuruna getirilen korsan, İskender'in kendisini ölüm cezasına çarptırmasından sonra,
İskender'in kendisini de aynı cezaya çarptırması gerektiğini söylemiş, neden böyle
söylediğini soran İskender'e “Ben bir gemi ve beş-on adamla ihtiyacımı karşılamak için
korsanlık yapıyorum, sen ise yüzlerce gemi ve yüz binlerce askerle dünyayı yağmalıyorsun,
üstelik o kadar da zenginsin.” demiştir. Bu sözden etkilenen Büyük İskender “Dionides”i
affetmiştir.4
Korsanlar, yaygın olan inanışın aksine, önünü veya yolunu kestikleri gemileri,
batırmaz, en az zarar vererek ele geçirmeye çalışırlardı. Çünkü korsan için gemiyi ve
içindeki ganimeti en az zararla ele geçirmek ve ganimetle beraber gemiyi satabileceği en
yüksek fiyata satmak birinci amaçtı.
1- BOSTAN, İdris: Adriyatik'te Korsanlık, s.17
2- UYGUR, Alper: Bizim Korsanlar Akdeniz'i Kööpürten Osmanlı Leventleri, s.17
3- UYGUR, Alper: a.g.e., s.19
4- UYGUR, Alper: a.g.e., s.20 1
Korsanlar deniz mevsiminde sefere çıkarlardı. Deniz mevsimi, her yılın Nisan
ayında başlar, bahar ve yaz aylarında sefer yapılır fırtınaların başladığı Ekim ayında
limanlara dönülür, gemiler ya limana demirlenir ya da kıyıya çekilirdi. 5
Korsanlar, ince ve hafif olan kürekçiler tarafından kürek çekilerek yol alan “çektiri”
adı verilen gemiler kullanırdı. Bu gemiler yelkenlerden bağımsız, rüzgar olmasa bile
hareket edebilir, oldukları yerde 360 derece dönebilirlerdi. Bir anda geriye dönerek tam aksi
yönde hareket edebilirlerdi. Çok sığ alanlara girebilir, hatta kumsallara yanaşıp korsanların
pusu kurmalarına olanak sağlayabilirlerdi. Çektiriler yüzlerce yıl gelişerek mükemmelleş-
miş, “kadırga” adını almışlardır. Tarihçi Tursun Bey bir kadırganın hızını anlatmak için;
“ Önüne ok atsan arkasına düşerdi.” demiştir. 6
Çektiriler büyüklüklerine göre türlere ayrılırlardı; 10 ile 17 çift arası oturağı olan,
her küreği iki ya da üç kürekçinin çektiği 80 kadar denizciyi taşıyan çektirilere “Firkate”
denirdi. 18-20 çift oturağı olan, baş tarafında bir topu bulunan, kürekçiler dahil 200 kadar
denizci taşıyan “kalite”ler korsanlar tarafından en çok kullanılan çektiri türlerindendi.
Yatağan Arbalet
Korsan gemilerinde en büyük yeri kürekçilere ayrılır, denizciler ve savaşçılar
geminin oratsında ve iki yanında olan bölümlere sıkışır, topçular topların yanında, kaptan
(reis) da yardımcalıyla birlikte, arkadaki çadır diye adlandırılan bölmede otururdu.
İnsanlardan arta kalan yerlere içme suyu fıçıları, kurumuş et ve peksimet gibi yiyecekler
konurdu. Her gemi bir aylık yiyeceğini depolayarak denize açılır, gemiciler içme suyuna
sirke katarak suyu tüketirler, bu şekilde sudaki mikropların çoğunu yok ederlerdi.11
Korsanlar siyah fon üzerine kafatası, çarpraz kemik bulunan bayrak da dahil bir çok
bayrak kullanmışlardır. Korsan bayrakları köken olarak Cezayir kökenlidir. Cezayirliler, en
10- UYGUR, Alper: a.g.e., s.71-72-73-74
11- UYGUR, Alper: a.g.e., s.157-158
6
eski bayraklarında insan kafasını kullanmışlar bu kafa, bazen gemi sahibini bazen de kutsal
saydıkları bir kişiyi temsil etmiştir. Cezayirli korsanlar, pala tutmuş kol, kurukafa, kum sa-
ati gibi imgeleri bayraklarında kullanmışlar bu imgeler karayip korsanları da dahil bir çok
ünlü korsan tarafından kabul görmüştür.12
Korsanların gelirlerinin önemli bir kısmını köle ticareti oluşturuyordu. Ele
geçirdikleri gemilerde bulunan mal ve geminin kendisini satmaları dışında, gemilerdeki
mürettebat ve yolcuları da, ait oldukları sınıfa göre pazarlıyorlardı. Zaten ele geçirilenler
arasında önemli bir kişi varsa, sadece o kişiyi binlerce altına serbest bırakıyor, kurtulmalık-
ları ödeyemeyenleri ya kürekçi yapıyor ya da köle pazarlarında pazarlıyorlardı. Berberi
korsanlarının 300 yılda Akdeniz'de yaklaşık 1 milyon kişiyi köle yaptığı sanılmaktadır.13
Hemen hemen her miletten insanın korsan olsun, kürekçi olsun aynı gemiyi
paylaştıkları, aynı limanlara demirledikleri, aynı pazarlarda ticaret yaptıkları ve aynı handa
konakladıkları düşünülürse, tüm bu insanların anlaşttıkları bir dil olması gerekir. İşte
Akdeniz Dili, İtalyanca temeli üzerine bol İspanyolca ve Fransızca ile Arapça, Farsça,
Türkçe kelimelerin katkısıyla bir araya gelmiş bir dildi. 14
Bilinen en eski korsan Dionides'ten başka bir çok korsan Akdeniz'de faaliyet
göstermiştir. Akdeniz'in tanınmış korsanları Anadolu'nun Kilikya - Çukurova - yöresinde
faaliyet gösterir Ege ve Doğu Akdeniz'de terör estirirlerdi. 1000'in üzerinde gemileri, yüz-
lerce köyleri, kasabaları vardı. Ancak MÖ 67'de bir Romalı general, Pompeius, onlarla
başedebilmiş, 500 kadırgadan oluşan donanmasıyla bugün Alanya olarak adlandırdığımız
yerde korsanları bozguna uğratmıştır.1
Korsanlık Akdeniz'de özellikle 16, 17 ve 18. yüzyılda etkin konuma gelmiş bu etki-
sini 19. yüzyılda yitirmiştir. Osmanlılı korsanların odak noktasında olduğu bu zamanlarda
korsan gemilerinin sayısı öylesine muazzam rakamlara ulaşmıştır ki, sefere çıkan Osmanlı
donanmasına 300 parçalık korsan donanmasının eşlik ettiği olmuştur.2
Korsanlık tek bir millete özgü olmadığından her ülkenin çıkarına hizmet eden kor-
san olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu'nun düzenli bir devlet donanmasının olmadığı zaman-
larda, Türk denizcilerin korsanlık faaliyetlerine başlamış olmaları, ve Osmanlı ile faaliyetle
rini zaman zaman iç içe yürüttüklerinden, yukarıda az önce verdiğim gibi örneklerin yaşan-
masına sebep olmuş bu yüzden Akdeniz'de Türk korsancılığının gelişimi, Akdeniz tarihi ba-
kımından büyük önem taşımıştır.3
B. 1500'lerde Avrupa
16. yüzyılda Avrupa'da iki büyük güç egemendi. Bunların biri Osmanlı
İmparatorluğu bir diğeride Habsburglardı. Habsburglar, İspanya, Hollanda, İtalya'nın güne-
yi, Napoli, Sicilya, Orta ve Güney Amerika'ya hakimdi. Yaptıkları evliliklerle güçlerini art-
1- UYGUR, Alper: Bizim Korsanlar Akdeniz'i Kööpürten Osmanlı Leventleri, s.19
2- BOSTAN,İdris: Adriyatik'te Korsanlık Osmanlılar,Uskoklar,Venedikliler 1575-1620, s.18-19-20
3- BOSTAN,İdris: a.g.e., s.18-19-20
8
tırmış Avusturya-Macaristan'ı kendilerine bağlamışlardır. Bu yüzyılda İngiltere ve Fransa
güç kazanmamıştı. İtalya ve Almanya şehir devletlerden oluşan prenslikler halindeydi.
Ruslar küçük ve güçsüz Moskova Hanlığı'na sahiplerdi. Karadeniz'de limanları değil gemi-
leri bile yoktu. Osmanlı ve Habsburglar'ın ardından güç sıralamasında Venedik gelirdi.
Venedik bir deniz imparatorluğu kurmuş, Adriyatik Denizi kıyılarındaki bir çok limana,
Ege adalarının tamamına ve Kıbrıs'a sahiplerdi. Büyük deniz filolarıyla Doğu'nun
zenginlikleri- ni Batı'ya ulaştırıyorlardı.4
C. Osmanlı'da Korsanlık
C.1.Kemal Reis
Donanma savaşında ilk uzun menzilli topları kullandığı söylenen Kemal Reis,
Akdeniz'i karış karış gezmiş, İspanya, İtalya, Fransa sahillerine akınlar yapmış, Venedik a-
dalarına akınlar düzenlemiştir. Ayrıca yeğenei Muhittin'i de alarak yaptığı seyahatlerde At-
lantik Okyanusu'na çıkarak Kanarya Adaları'na kadar gitmiştir. İşte daha sonra Piri Reis o-
7- UYGUR, Alper:a.g.e., s.30-31
10
larak tanıyacağımız yeğeni ünlü kitabını (Kitab-ı Bahriye) bu yolculuk sırasımda tamamla-
dı. Kemal Reis Sultan II. Bayezid'in isteğiyle İstanbul'a gelerek Osmanlı Donanmasının
güçlendirilmesi çalışmalarına katılmış, “göke” adında 700 savaşçı taşıyabilen 2 büyük
kalyonun yapımını yönetmiştir.8
15
Piri Reis'in Dünya Haritası
16
C.6. Ün Yapmış Osmanlı Reisleri
Denizcilik tarihine geçmiş onlarca Türk reis vardır. Hepsini tek tek açıklamadan, ün
yapmış olanları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz;
• Kurtoğlu Muslihüttin Reis
• Aydın Reis-Kadıdiablo
• Salih Reis
• Koca Murat Reis
• Kara Hoca-Caracossa
• Mehmet Şolok-Scirocco
• Deli Kaptan-Simon Danser
• Yusuf Reis-John Ward
• Murat Reis-Jan Jansz van Haarlem
• Hasan Kalafat Reis
D. Malta Şovalyeleri
11. yüzyılda Kudüs'te gelen hacıları ağırlamak için kurulan örgüt, zamanla hristiyan
olmayan kafirlerle mücadeleyi kendine görev bilmiş, Kudüs St. Jean Şovalyeleri ismi bu-
20- UYGUR, Alper: a.g.e., s.105
17
lundukları yerlere göre zamanla değişmiş, Rodos Şovalyeleri ve Malta Şovalyeleri olarak a-
nılmışlardır.21 Mücadelelerini kutlu olarak görmeleri, tüm Avrupa'dan destek almış, Avrupa-
dan bir çok soylu mücadelelerine katılmak için yerlerini, yurtlarını terk etmişlerdir. Müslü-
manlara ait olan yolcu, ticaret ve savaş gemilerine saldırarak yürütttükleri mücadelede bin-
lerce müslümanı esir etmişlerdir.22
F. Uskoklar
Balkanlardaki Türk fetihleri sonucunda topraklarını terk eden hristiyanların oluştur-
duğu Uskoklar, hem karada hem de denizde Osmanlılar'a akınlar düzenliyor, hıristiyanların
koruyuculuğunu yaptıklarını söylüyorlardı. Uskokların tarihini yazan Bracewell Uskoklar'ın
Habsburg İmparatorluğu'nun emrinde savaştığını söylemektedir. Ayrıca Uskokları Avustur-
ya da himaye ediyordu. Osmanlı arşiv belgelerinde Uskoklardan “harbi kafir, hırsız ve eşki-
ya” olarak söz edilmektedir. Özellikle Adriyatik'te Osmanlı gemilerine büyük kayıplar ver-
21- CURREY,E. Hamilton: a.g.e., s.285
22- UYGUR, Alper: a.g.e., s.82-83
23- BOSTAN,İdris: a.g.e., s.84 18
diren Uskoklar Adriyatik'teki bazı Osmanlı liman şehirlerinde ticaretin önemli ölçüde
gerilemesine yol açmışlardır. Bu durum Venedikliler'in işine yaradığından, Adriyatik
Denizi'nde güvenliği sağlamak görevleri olduğu halde uzun süre Uskok saldırılarını
görmezden gelmişlerdir.24
19
G.Sonuç
20
H.Kaynaklar
21