Professional Documents
Culture Documents
Fanatizm Bir Fikrin Kullanımları Üzerine 1st Edition Alberto Toscano Full Chapter Download PDF
Fanatizm Bir Fikrin Kullanımları Üzerine 1st Edition Alberto Toscano Full Chapter Download PDF
Fanatizm Bir Fikrin Kullanımları Üzerine 1st Edition Alberto Toscano Full Chapter Download PDF
https://ebookstep.com/product/forever-united-1st-edition-alissa-
toscano/
https://ebookstep.com/product/pratica-penal-diogo-toscano-
geovane-moraes/
https://ebookstep.com/product/seneca-1st-edition-alberto-
monterroso/
https://ebookstep.com/product/pratique-grammaire-b1-1st-edition-
evelyne-sirejols/
Bir Kedi Bir Adam ■ki Kad■n 1st Edition Jun Ichir■
Tanizaki
https://ebookstep.com/product/bir-kedi-bir-adam-iki-kadin-1st-
edition-jun-ichiro-tanizaki/
https://ebookstep.com/product/a-medida-b1-guia-didactica-1st-
edition-anaya/
https://ebookstep.com/product/alberto-giacometti-biografia-1st-
edition-catherine-grenier/
https://ebookstep.com/product/la-revolucion-cuantica-1st-edition-
alberto-casas/
https://ebookstep.com/product/00-eserciziario-di-excel-ii-
edizione-155-esercizi-risolti-e-commentati-italian-edition-
alberto-clerici-clerici-alberto-alberto-clerici-clerici/
Alberto Toscano
Fanatizm
Bir Fikrin Kullanımları Üzerine
Kültür eleştirmeni, sosyal teorisyen, felsefeci ve çevirmen. Bil
hassa Marksizm, "gerçek soyutlama" teorileri ve kapitalizmde
değer, siyasal öznelik, isyan, devrim ve toplumsal değişim, din
siyaseti ve sosyolojisi, operaismo ve otonomizm, maddi olma
yan emek, biyopolitika, emperyalizm ve imparatorluk, sanat
politikaları ve iktisat estetiği gibi konularla ilgileniyor. Londra
Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nde öğretim üyesi olarak araş
tırmalarına devam eden Toscano, Marksizmin akademik çev
relerde yeniden canlanmasında önemli bir rol oynayan Histo
rical Materialism dergisinin de editörlerinden. Ayrıca Badiou'
nun Le Siecfe (Yüzyıl) ve Logiques des mondes (Dünyaların
Mantığı) gibi kitaplarının ve Antonio Negri' nin Descartes po/i
tico'sunun (Siyasal Descartes) lngilizceye çevirisiyle tanınıyor.
Çağdaş felsefe, siyaset ve sosyal teori alanında pek çok maka
lesi olan yazarın, Türkçeye çevrilen ilk kitabı Fanatizm'in yanı
sıra The Theatre of Produdion (Üretim Tiyatrosu, 2006) adın
da bir kitabı daha var.
Metis Yayınları
ipek Sokak 5, 34433 Beyoğlu, lstanbul
Tel: 212 2454696 Faks: 212 2454519
e-posta: info@metiskitap.com
www.metiskitap.com
Yayınevi Sertifika No: 10726
Fanatizm
Bir Fikrin Kullanımları Üzerine
Alberto Toscano
Kapak Resmi:
Donna Ruff, "Spreads of lnfluence"
(Etkinin Yaprakları/Yayılması).
"Fireworks/ Ateş işleri" sergisi.
Fotoğraf: Urmila Mohan.
ISBN-13: 978-975-342-909-2
Alberto Toscano
Fanatizm
BİR FİKRİN KULLANIMLARI ÜZERİNE
Çeviren:
Barış Özkul
@ı) metis
Nina için
İçindekiler
Giriş ................................................................................................................................... 11
Sonuç .
........................................................ .......... ::........................................................ 277
Teşekkür . .
............................. .......... ............................................................................ 283
Kaynakça .
............................................................ ...................................................... 285
Dizin . .
....... ............................................. ....................................................................... 301
Anabaptistlerin tarihini yazan, düşmanları değil de
kimdi?
Richard Overton
yasi evrenselciliğe vesile olur - gerçi böyle bir hümanizm asla in
sancıl olamaz.2 Her türlü izaha ve diyaloğa kapalı da olsa, fanatizm
çoğu zaman rasyonalitenin yokluğundan ziyade aşırılığıyla özdeş
leştirilir. Soyutlama meselesine odaklanmak -Marx'ın dinle ilgili
düşüncelerinin bıraktığı en önemli miras budur- fanatizmi yaygın
olarak sekülerleştiği varsayılan bir kamusal alana dinin mütecaviz
bir biçimde girmesinden ibaret sayan o basite kaçan fanatizm anla
yışını derinleştirmemize olanak sağlar; dahası, fanatizmi siyasal bir
din başlığı altında ele alan, dinin içindeki sökülüp atılamaz bir po
tansiyel ve komünizm gibi "totaliter" hareketlerin itici gücü olarak
gören fanatizm analizleriyle hesaplaşmamıza da olanak sağlar. Fa
natizmi bir soyutlama siyaseti başlığı altında ele alarak, bu meflıu
mu birbirlerinden farklı görünen düşünce disiplinleri, tarihsel dö
nemler ve coğrafi alanlardaki sayısız değişimle birlikte izleyebili
riz. Eleştirel ve tarihsel bir fanatizm incelemesini, günümüzde ev
rensel kurtuluş ile soyut evrensellik arasındaki ilişkiye odaklanan
daha kapsamlı bir tefekküre açabiliriz böylece. Jacques Derrida'nın
şu sorusu söz konusu ilişkiyi iyi özetliyor: " Kişi kendini soyutla
mayla mı kurtarmalıdır, yoksa soyutlama yapmaktan mı?"3 Fanatiz
min tarih ve siyasetini yeniden düşünmek, kuşatılmış Batı'yı irras
yonel düşmanları karşısında savunmaya yönelik manasız çağrılara
karşı çıkmanın bir yolu olduğu gibi, radikal bir özgürleşme ve eşit
likçilik siyasetinin -yüzyıllardır defalarca fanatizm ithamıyla ka
ralanan bir siyasetin- ne gibi açmazları olduğunu veya hangi açı
lardan umut verici olduğunu da görme olanağıdır.
Bu kitap, ödün vermenin reddi ile evrensele yönelik sınırsız bir
dürtünün, esrarengiz ve istikrarsız bir biçimde, fanatizm bayrağı al-
19. Diğerlerinin yanı sıra bkz. Amos üz, How to Cure a Fanatic, Princeton:
Princeton University Press, 2006 (İsrail/Filistin çatışması üzerine); Alain Finki
elkraut, " Fanatiques sans frontieres", Liberation, 9 Şubat 2006 ve Fernando Sava
ter, " Fanaticos sans fronteras", El Pais, 1 1 Şubat 2006 (Bu iki yazı da Danimarka'
da Muhammed'in karikatürlerinin yayımlanmasından sonra patlak veren "karika
tür tartışması"na katılır); Andre Grjebine, La guerre du doute et de la certitude. La
democratie face aux fanatismes, Paris: Berg International, 2008; Walter Laqueur,
The New Terrorism: Fanaticism and tlıe Arms of Mass Destruction, Oxford: Ox
ford University Press, 1999. Christopher Hitchens ve Richard Dawkins'in eserle
rindeki ateizm çağrıları da pek çok bakımdan bu modele dayanır.
20. Isabelle Stengers, Au temps de catastrophes. Resister ala barbarie qui vi
ent, Paris: La Decouverıe, 2009.
2 1 . Edward W. Said, "The Essential Terrorist" ve "Michael Walzer's Exodus
and Revolution: A Canaanite Reading", Blaming the Victims içinde, Edward W.
20 FANATİZM
Said ve Christopher Hitchens (haz.), Londra: Verso, 1988, s. 149, 176. Sol libera
lizmin ve fanatizm karşıtlığının son zamanlardaki emperyalist tasarruflarının
eleştirel ve yol gösterici bir analizi için bkz. Richard Seymour, The Liberal Defen
ce ofMurder, Londra: Verso, 2008.
22. Gopal Balakrishnan, Antagonistics, Londra: Verso, 2009, s. 7 1 .
23. Norman Cohn, The Pursuit of the Millennium, 2 . basım, Londra: Mercury
Books, 1962, s. 307- 19. Stalinizm ve aşınlıkçı dini tutum arasındaki analojinin sı
nırlarıyla ilgili bazı ilginç eleştirel yorumlar için bkz. Richard Stoker, "Fanaticism
and Heresy", New International içinde, 14: 1 ( 1 948), s. 31.
24. Michel Foucault, 'Tehran: Faith Against the Shah", lanet Afary ve Kevin
B. Anderson, Foucault and the Iranian Revolution: Gender and the Seductions of
Islamism içinde, Chicago: University of Chicago Press, 2005. Türkçesi: Foucault
ve İran Devrimi: Toplumsal Cinsiyet ve İslam'ın Ayartmaları, çev. Mehmet Do
ğan. İstanbul: Boğaziçi Üniversitesi Yayınlan, 2012.
GİRİŞ 21
25. Fanatizmi benimseyen ender siyasi aktörlerle düşünürler için de aynı şey
geçerli olabilir. Joel Olson'ın köleliğin feshini savunan Wendell Phillips hakkında
söylediği gibi: "Phillips, [Toussaint] L'Ouverture'ü Muhammed, Napolyon, Crom
well ve John Byron gibi büyük tarihsel şahsiyetlerin yanına koyarak L'Ouvertu
re'ün de "pek çok büyük lider gibi dini fanatizmden beslenen bir tarafı olduğunu"
kabul eder." Daha da önemlisi, Phillips'in bunlar arasında aynın yapmak için kul
landığı bazı ölçütler vardı: "Fakat L'Ouverture, Cromwell ile Napolyon'dan bü
yüktür, çünkü bu ikisinin dehaları askeri ganimetlerle sınırlı, ırkçılıkla maluldü."
Bkz. Joel Olson, "Friends and Enemies, Slaves and Masters: Fanaticism, Wendell
Phillips, and the Limits of Democratic Politics", Journal of Politics içinde, 7 1 : 1
(2009), s. 93.
26. William James, The Varieties ofReligious Experience: A Study in Human
Nature, New York: Macmillan, 196 1 [ 1902), s. 278.
22 FANATİZM
27. Ahlaki ve siyasi tutumlar olarak liberalizmle fanatizm arasındaki özel bir
alternatifin felsefi bir beyanı için bkz. R. M. Hare, Freedom and Reason, Oxford:
Oxford University Press, 1963. Liberalizm çoğulcu ve hoşgörülü bir menfaat ah
lakını desteklerken, fanatizm ( Nazizm örneğiyle açıklanan, hatta özdeşleştirilen)
ideallerin sadece içeriğiyle ilgilenen ve fanatiğin kendi menfaatlerini dahi aşan
sapkın bir ahlaki yargı biçimini simgeler. "Nazizmin korkunçluğu, estetik bir de
ğerlendirme biçimini, insanların çoğunun böyle değerlendirmelerin başka insan
ların menfaatlerine tabi tutulması gerektiğini düşündüğü bir alana doğru genişlet
mesidir. Naziler kızıl kan yeşil çim üzerinde güzel durduğu için katliam yapan im
parator Elagabalus'u andırıyordu" (s. 161 ).
GİRİŞ 23
edenlerin pek çoğuna elbette yabancı bir şeydir; onlar için fanatizm
ilerici bir tarihin olmamasını ve mutabakata dayalı bir siyasete düş
manlığı temsil eden, ille de bir kanıt gerekiyorsa eğer, sekülarizmi
dayatmanın ve Aydınlanma'yı güvence altına almanın aciliyetini ka
nıtlayan atavistik bir geri tepmedir.
Hoşgörüsüzlüğün bu başdüşmanlarına göre, uzlaşmaz bir inanç
siyasetinden çoğulcu bir sorumluluk etiğine geçmek için fanatizmin
aforoz edilmesi gerekir. İster kendine özgü bir tarihi olsun isterse ta
rihsel değişimde bir saik işlevi görsün, fanatizmin olmadığı bir tarih
düşünebilir miyiz peki? Hume'un yazısından yaklaşık yüz yıl sonra
yazılan ve dinsel hissiyatın şiddetiyle özgürleşme siyaseti arasında
ki ilişkiye odaklanan bir metin, bu sorunun yanıtına dair bazı ipuç
ları verir. "Hegel'in Hukuk Felsefesi ve Çağımızın Siyaseti" başlığı
nı taşıyan bu yazı genç Hegelcilerden Amold Ruge tarafından yazıl
mış ve 1 842'de Ruge ile Marx'ın birlikte çıkardığı muhalif bir dergi
olan Deutsch-Französische Jahrbücher'de yayımlanmıştır. Döne
min başlıca sorunu olan Kilise ile Devlet arasındaki ilişki üzerine
düşünen Ruge, dinin özgürleşme arzusu (Lust) olarak tezahür etti
ğini, fanatizmin ise "yoğunlaşmış din''i, daha doğrusu geçmişteki
bir başarısızlıktan, özgürlüğe açılan yolların kapanmasından doğan
bir özgürleşme tutkusunu (Wollust) temsil ettiğini öne sürer. Alman
siyasi ve felsefi düşüncesinin büyük bir bölümünde olduğu gibi,
29. David Hume, "Of Superstition and Enthusiasm", Essays Moral, Political
and Literary içinde, Eugene. F. Miller (haz.), lndianapolis: Liberty Fund, 1985,
s. 75-78.
30. James, The Varieties of Religious Experience, s. 272.
3 1 . Amold Ruge, "Hegel's Philosophy of Right and the Politics of OurTimes",
The Young Hegelians: AnAnthology içinde, Lawrence S. Stepelevich (haz.), Cam
bridge: Cambridge University Press, 1983, s. 326. Ruge daha ileri yaşlarda 20. yüz
yılın siyasal din teorilerini sezecek ve komünizmi "ruhun diniyle fanatizmi fiilen"
birleştirdiği için kıyasıya eleştirecektir. Bkz. Conze ve Reinhart, "Fanatismus".
32. A.g.y.
33. Liberal demokrasiyi siyasetin yegane meşru ufku addeden önsel bir kabu
le bel bağlamaması, bu kitabı, tarihselleştirmeye ve teşhise yönelik bazı eserler
den ayrıştırıyor: Dominique Colas, Civil Society and Fanaticism (fanatizm karşı
tı söylemin etkinliklerini incelemekten ziyade sürdürür); Josef Rudin, Fanati
cism: A Psycho/ogical Analysis, İng. çev. E. Reinecke ve P. C. Bailey, Notre Da
me: University of Notre Dame Press, 1969; Andre Haynal, Miklos Molnar ve Ge
rard de Puymege, Fanaticism: A Historical and Psychoanalytical Stııdy, New
GİRİŞ 25
zende "fanatik kelimesi 3. Reich boyunca iltifat belirten bir sıfat olarak kullanıl
mıştır". Victor Klemperer, "Fanatical'', The Language of the Third Reich: LTI -
Lingua Tertii lmperii: A Philologist's Notebook, çev. M. Brady, Londra: Continu
um, 2006, s. 52-56. Son bölümler fanatizmin olumlanmasıyla ilgili çetrefil soruna
dair bazı içgörüler sunacaktır: Nazilerin fanatizme itibar kazandırması doğrudan
doğruya Aydınlanma'nın mirasını hedef alan bir hamleyken kölelik karşıtı hareke
tin Burkeçü, kölelik yanlısı ve büyük ölçüde karşı-Aydınlanmacı bir kamptan ge
len siyasi bir hakareti temellük ettiğini söyleyebiliriz. Naziler kötücül bir hiyerar
şiye, kölelik karşıtları ise koşulsuz bir eşitliğe dayalı bir fanatizmi temsil etmiştir.
35. Noam Chomsky, Rogue States, Londra: Pluto, 2000, s. 20. Lee Harris'in
şu çalışmasına Batı liberalizminin radikal İslamcı fanatizmi alt etmek için fana
tikleşmesi gerektiğini savunan yeni muhafazakar tez temel oluşturur: The Suicide
ofReason: Radical lslam's Threat to the West, New York: Basic Books, 2007.
36. Bu bakımdan siyasette duyguların "tarihdışı içgüdüler olarak değil inanç,
beklenti ve ümitlerin toplumsal tarihiyle eklemlenen tarihsel değişkenler olarak"
düşünülmesi gerektiğini öne süren Sophie Wahnich'e katılıyorum. La longue pa
tience du peuple 1 792. Naissance de la Republique, Paris: Payot & Rivages, 2008,
s 38.
GİRİŞ 27
manın ikna edici v e etkili bir biçimi gibi görünüyor. Ü stelik ş u sığ
tarihselci teze de başvurmuyor: Liberalizm tedricen büyüyüp (önce
mülk sahibi orta sınıfa, ardından alt sınıflara, kadınlara, siyahi vb.
halklara doğru) yayılırken, hiç bozulmamış, özgün bir esini de ko
rur. Liberalizmle birlikte, liberalizme karşıt olan ve genel geçer libe
ralizmin ancak sonradan kabul edeceği şeyleri daha o zamanlar ta
lep eden radikal ve eşitlikçi hareketlerin bulunması bu savı çürütür.
Losurdo'nun yazdığı liberalizmin karşı-tarihinde yer alan başlı
ca karakterlerden biri - genel kabul gören bilgeliği revize ederken,
yazarı o bariz kölelik yanlısı liberalizm paradoksunu başlıca teması
haline getirmeye sevk eden kişi- ABD'de iki kez devlet başkanı
yardımcılığı yapan Güneyli siyaset düşünürü John C. Calhoun'dur.2
Calhoun'un yazı ve konuşmalarında, özellikle de Şubat 1 837'de ABD
senatosunda köleliği "pozitif iyi" olarak tanımladığı o meşhur ko
nuşmada, kölelik karşıtı figür tekrar tekrar bir "fanatik" olarak kar
şımıza çıkar. Calhoun, Kuzeyli nüfusun "fanatik kesimi"nin yol aç
tığı o uğursuz ve bulaşıcı kölelik karşıtı ajitasyon tehdidi ile hükü
metin iktidarının sınırlandırılmasından duyulan klasik liberal kaygı
arasında bağ kurar. Kölelik karşıtlığı tekrar tekrar "fitnecilik" olarak
tanımlanır ve ilginç bir şekilde aşağıdan yukarıya işleyen --cahil
lerle yoksullardan kürsülere ve ardından Beyaz Saray'a uzanan
bir hareket olarak görülür. Calhoun'a göre kölelik karşıtlığına ivme
kazandıran başlıca unsur merkezi hükümetin iktidarının genişleme
sidir; bu durum "büyük, ulusal ve pekiştirilmiş bir demokrasi"3 uğ
runa federalizmin sonuna işaret etmektedir. Kuzeyli kölelik karşıt
ları devletin harekete geçecek güce sahip olduğunu tahmin ettikleri
için, bu "özel kuruma" son vermenin kesinlikle sorumlulukları ol
duğu sonucuna varmışlardır. Dolayısıyla, köleliği Güney'in ideal
toplumsal oluşumu olarak sunan, ırksal üstünlüğe esaslı bir bağlılık,
hükümeti sınırlandırma gereği ve ABD'yi oluşturan eyaletlerin ya-