Doktrinmevzusu

You might also like

Download as rtf, pdf, or txt
Download as rtf, pdf, or txt
You are on page 1of 1

Atatürk'ün Yakup Kadri'nin ''Partinin doktrini ne olacak?

'' sorusuna karşın söylediği ''Doktorin istemem


donar kalırız'' sözü Kemalizm'de tamamen pragmatizmin hakim olduğu yönündeki iddiaya bir slogan
olarak kullanılır. Halbuki bu söz uygulamayı yansıtmamaktadır. Öncelikle doktrin kelimesinin ne olduğunu
bilmek gerekir. Atatürk'ün kurmuş olduğu, Türk Dil Kurumu, doktrinin öz Türkçe karşılığı olan öğreti
kelimesi için ''Toplumda herhangi bir alanda çığır açan bir düşünce adamının ortaya koyduğu görüşler,
ilkeler bütünü'' anlamını vermektedir. 1935 CHP Parti Programı'nın 2. sayfasına baktığımızda da ''Yalnız
bir kaç yıl için değil geleceği de kapsayan tasarlarımızın ana hatları burada toplu olarak yazılmıştır.
Partinin güttüğü bütün bu esaslar, Kamâlizm prensipleridir.'' sözünü açıkça görmekteyiz. Burada da
faydayı yaşamın merkezine oturtan ve faydayı kutsayan pragmatizmin sürekli değişmeye müsaitliğine
karşın olarak CHP Programı'nın ana hatlarının yalnızca bir kaç yılı değil geleceği de kapsadığını
görmekteyiz. Ayrıca Türk Dil Kurumu'ndaki ''İlkeler bütünü'' anlamını taşıyan öğreti kelimesinin de
''partinin güttüğü bütün bu esaslar, Kamâlizm prensipleridir.'' cümlesiyle doğru orantılı olduğu hatta
anlam bakımından Kamâlizm'in bir öğreti yani doktrin olduğu sonucuna çok rahatlıkla varılabilir. Üstelik
Kemalizm öğretisinin benimsenip benimsenmemesinde kişinin iradesinin özgür olmadığı da CHP'nin altı
umdesinin 5 Şubat 1937'de anayasaya girmesinden ve o günkü meclis konuşmalarından da anlaşılabilir.
Öncelikle altı umdenin anayasaya girmesi demek, artık ülkede altı umdeye aykırı bir şeyin
benimsenmesinin yasak olması hatta altı umdeyi benimsememenin anayasal bir suç haline gelmesi
demektir. 5 Şubat 1937 gününde mecliste daha ılımlı bir eğilim taşıyan Halil Menteşe'nin ''Şimdi
ekonomide liberal taraftarı ferdiyetci bir vatandaş ortaya çıkar da propagandaya başlarsa...''(10) diye
başlayan sualine Rasih Kaplan'ın ''Öbür dünyaya gitsin, deriz.''(10) yanıtı, Şemsettin Günaltay'ın ''bir
liberal çıkıb liberalizm esaslarını, bir komünist çıkıb komünizmi müdaafa edemeyecek midir diye
sordular? Hayır etmeyecektir, edemeyecektir. Teşkilâtı esasiye kanununa muhalif her hangi bir hareket
nasıl bir cürüm ise, bu esaslara muhalefet te ayni şekilde cürüm sayılacaktır.''(11) demesi ve Recep
Peker'in 6 umdeyi ve 6 umdenin nakızı olan düşünceleri sayarak, 6 umdenin nakızı olan düşüncelerin
lehinde hiç bir faaliyet yapılamayacaktır(12) demesi 6 umdenin bir ilkeler bütünü olmasından ötürü
doktrin (öğreti) olması bir yana, 1937'den itibaren 6 umdenin benimsenmemesinin anayasal suç haline
gelmesi çok açık bir şekilde gözle görülür bir vâkıadır. Netice itibarıyla diyebiliriz ki Atatürk, ''doktrin
istemem donar kalırız'' demişse de, uygulamada ve hakikatte bunun tam tersi bir siyaset gütmüştür. Yani
Kemalizm bir doktrindir fakat bu söyleve pek yansımaz.

(10): (Kaynak: TBMM Zabıt Ceridesi, cild: 16, Devre: 5 sayfa: 62, içtima: 2, 5 Şubat 1937 Cuma, Otuz
üçüncü inikad)

(11): (Kaynak: TBMM Zabıt Ceridesi, cild: 16, Devre: 5 sayfa: 65, içtima: 2, 5 Şubat 1937 Cuma, Otuz
üçüncü inikad)

(12): (Kaynak: TBMM Zabıt Ceridesi, cild: 16, Devre: 5 sayfa: 66, içtima: 2, 5 Şubat 1937 Cuma, Otuz
üçüncü inikad)

You might also like