Mantığa Giriş Risâleleri 1st Edition Farabi Full Chapter Download PDF

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 57

Mant■■a Giri■ Risâleleri 1st Edition

Farabi
Visit to download the full and correct content document:
https://ebookstep.com/product/mantiga-giris-risaleleri-1st-edition-farabi/
More products digital (pdf, epub, mobi) instant
download maybe you interests ...

Pratique Grammaire B1 1st Edition Evelyne Sirejols

https://ebookstep.com/product/pratique-grammaire-b1-1st-edition-
evelyne-sirejols/

Studi Hukum Islam Interdisipliner Madzhab Sunan Giri


Ahmad Syafi’I Sj.

https://ebookstep.com/product/studi-hukum-islam-interdisipliner-
madzhab-sunan-giri-ahmad-syafii-sj/

A medida B1 guía didáctica 1st Edition Anaya

https://ebookstep.com/product/a-medida-b1-guia-didactica-1st-
edition-anaya/

Lo straniero A2 B1 Primi Racconti 1st Edition Marco


Dominici

https://ebookstep.com/product/lo-straniero-a2-b1-primi-
racconti-1st-edition-marco-dominici/
L eredità B1 B2 Primi Racconti 1st Edition Luisa Brisi

https://ebookstep.com/product/l-eredita-b1-b2-primi-racconti-1st-
edition-luisa-brisi/

Deutsch intensiv Wortschatz B1 Das Training 1st


Edition Arwen Schnack

https://ebookstep.com/product/deutsch-intensiv-wortschatz-b1-das-
training-1st-edition-arwen-schnack/

L ultimo Regalo la vera storia dei Giri dell Umbria di


ciclismo dilettanti 1st Edition Alfonso Tardocchi

https://ebookstep.com/product/l-ultimo-regalo-la-vera-storia-dei-
giri-dell-umbria-di-ciclismo-dilettanti-1st-edition-alfonso-
tardocchi/

Ritorno alle origini B1 B2 Primi Racconti 1st Edition


Valentina Mapelli

https://ebookstep.com/product/ritorno-alle-origini-b1-b2-primi-
racconti-1st-edition-valentina-mapelli/

Un giorno diverso A2 B1 Primi Racconti 1st Edition


Marco Dominici

https://ebookstep.com/product/un-giorno-diverso-a2-b1-primi-
racconti-1st-edition-marco-dominici/
MANTIGA GİRİŞ
RİSALELERİ
et- Tavtıa, el-Fusitlü'l-Hamse, Kitdbu isaguci

EBÜNASREL-FARABi

METİN-ÇEVİRİ
YAŞARAYDINLI
Litera-212
İslam Felsefesi Klasikleri - 36

Mantığa Giriş Risileleri


et-Tavtıa, el-Fusıllü'l-Hamse, Kitabu İsagüci

EM Nasr el-Farabi

Metin-Çeviri
Prof. Dr. Yaşar Aydınlı

Piyasa Araş. Org. San. ve Tic. Ltd. Şti.


Copyright© 2018 Kadem Yapım Medya İletişim ve

Bu eserin Türkçe telifhakları Kadem Yapım Medya İletişim ve Piyasa Araş.


Org. San. ve T ic. Ltd. Şti.'ne aittir. Yayıncının izni olmaksızın tümüyle veya
kısmen yayınlanamaz, kısmen de olsa fotokopi, film vb. tekniklerle
çoğaltılamaz ve elektronik ortarnlarda yayınlanamaz

İç Düzen & Kapak Tasarım: Litera Yayıncılık

Kapak Resmi: Süleymaniye Kütüphanesi Ayasofya No: 2577 Vr 1b

Baskı: Ofis Matbaa Yayın Kağıt San. Tic. Ltd. Şti.


Maltepe Mah. Gümüşsuyu Cad. Ipek Sanayi Sitesi No: 19 B blok Z-1
Topkapı-Zeytinburnu/Istanbul

ISBN 978-605-lOZJ-16-6

1. Basım, 2018

KAD EM YAPIM MEDYA İLETiŞiM VE PiYASA


ARAŞ. ORG. SAN. VE TİC. LT D. Ş Tİ.

Kalenderhane Mah. Cemal Yener �osyalı Cad.


Şehzade Cami Sok. No:3 Fatih/lstanbul
TeVFax: 0{212) 522 86 90

web: www.literakitap.com
email: litera@literakitap.com
MANTIGAGİRİŞ
RİSALELERİ
et- Tavtıa, el-Fusulü'l-Hamse, Kitdbu lsaguci

EBU NASREL-FARABi

METİN-ÇEVİRİ
YAŞARAYDINLI


liTE RA
YAYINCILIK
LİTERA YAYINCILIK
İSTANBUL 2018
-

www.literakitap.com
İÇİNDEKİLER

ONSOZ ....................................................................................... 9

ET-TAVTIA VEYAMANTIGAGİRİŞRİSALESİ ••.••.•............. 16

BEŞFASIL

BİRİNCİ FASIL: (TEKNİK LAFIZLAR) ••.•.•.••.•.......•.•............. 34

İKİNCİ FASIL: (TASDiK TÜRLERi) ..••..•••............................... 36

ÜÇÜNCÜ FASIL:( ÖZSEL/BİZZAT-İLİNEKSEL/BİLARAZ) 38 ...

DÖRDÜNCÜ FASIL: (ÖNCE OLAN-SONRA OLAN) .•..•.....•• .40

BEŞİNCi FASIL: (DELALET EDEN LAFIZLAR) . . .... ..............44


isAGÜCİ KİTABI YANİ GİRİŞ

[I. KlTABIN AMACI] ................................................................ 60

[II. ÖNERME: YÜKLEMLİ, Ş ARTLI] ...................................... 60

[III. MÜFRET TÜMEL ANLAMLAR: BEŞ TÜMEL] ................62

İLİMLERİN S AYIMI

[1. MANTIGIN İÇERDİGİ ŞEYLERİN TAMAMI] .................. 92

[2. MANTIGIN YARARI] ........................................ .. ................ 96

[3. MANTIGIN KONULARI] ......................................... .. ....... 104

[4. MANTlK isMitıJNVANI] ................................................... ıos

[5. MANTIGIN PARÇALARI VE HER BİRİNİN İÇERİGİ:


KIYAS TÜRLERİ VE KIYAS A DAYALI SAN ATLAR] ............. 110

ET-TENBİH ALA SEBİLİ'S-SEADE

[FELSEFENiN KISIMLARI] ................................................... 132

[MANTlK SAN ATI] .............................................................. . 136


.

[MANTIGIN YARARI] ...................... :..................................... 136


. .

[MANTlK ISMI] ...................................................................... 138

[MANTlK VE.GRAMER] ..••.•.....•••.•...••••.••.....••......•...•...........• 1.40

DIZIN ...................................................................................... 149


ÖNSÖZ
Bilindiği gibi Farabi mantık sanatıyla derinlemesine ilgilenen ve bu sa­
natın meselelerini eni konu tartışan ilk Müslüman fılozoftur. Mantığı İs­
lam düşüncesinin ayrılmaz parçası kılan süreci başlatan filozofurouzun bu
alandaki dehası pek çok Doğulu ve Batılı düşünür tarafından ifade edilmiş­
tir. Mesela İbnRüşd, fıziğe dair meseleleri araştırmak isteyen kişinin önce
mantık öğrenmesi gerektiğini söyler ve bu konuda Ebu Nasr'ın kitaplarını
önerir. Aynı şekilde yine Endülüslü bir düşünür olan Musa b. Meymun da
Farabi'nin mantık alanındaki otoritesini tasdik eder. Yaşadığı dönemden
itibaren mantıktaki büyüklüğü müsellem olan Farabi'nin günümüze ula­
şan çalışmaları da onun bu alandaki yetkinliğine tanıklık etmektedir.
Farabi, bir ilim veya sanat olarak mantık hakkında söz söylediği her
kitabında, (a) hangi alanla ilgili olursa olsun doğru düşünmek ve doğru
sonuçlara ulaşmak için bu sanatın zorunlu olduğunu ve (b) onun yerini
tutacak başka bir aracın bulunmadığını üzerinde durarak, ısrarla ve özenle
belirtmektedir.
Malum olduğu üzere Meşşii gelenekte mantık çalışmalarının çerçevesi­
ni belirleyen, mantık öğrenimine dayanak teşkil eden ve her biri Aristoteles
tarafından kaleme alınmış olan sekiz kitap bulunmaktadır. Yeni Platoncu
felsefe döneminde bunlara Porphyrios'un Eisagoge isimli eseri de eklene­
rek klasik mantık külliyatı Organon adı altında dokuz kitap halinde nihai
şeklini almıştır. Porphyrios'un eseri Kategoriler' e veya genel olarak mantık
ilmine giriş olarak yazılmıştır. Dolayısıyla bir hazırlık kitabı niteliğinde-
1O 1 Mantığa Giriş Risaleleri

dir ve esasen mantık ilminin parçalarından biri değildir. Bu nedenledir ki


Farabi de mantığın dokuz değil sekiz kitaptan müteşekkil olduğunu özel­
likle belirtmektedir. Bununla beraber o, Eisagoge'yi bir giriş ve hazırlık
kitabı olarak önemser ve içeriği tam olarak örtüşmese de onunla aynı adı
taşıyan şu çalışmayı da kaleme alır: Kitabu İsagitci ey el-Medhal. Farabi
buna ilaveten, mantık öğrenimine başlamadan önce bilinmesi gereken
konu ve kavramları ele alan iki ayrı çalışma daha yapmıştır: et-Tavtıa ve
el-Fusulü'l-Hamse. Bu çalışmalar şuna işaret etmektedir ki Farabi, man­
tığa başlamak için gerekli olan ön hazırlık aşamasında İsaglıd balıisierini
yeterli görmez. O, et-Tavtıa ve el-Fusulü'l-Hamse'de yer aldığı üzere lafız
ve lafız türleri, tasdik çeşitleri, kıyas ve kıyasa dayalı sanatlar, mantık-gra­
mer ilişkisi ve lafızlarıo delaleti gibi birtakım konularla önce-sonra, biz­
zat-bilaraz, külli-şahsi gibi birtakım kavramların da öğrenciye tanıtılmasını
öngören daha kapsamlı bir hazırlık eğitiminin gerekli olduğunu düşünür.
Farabi'nin, mantık literatücü arasındaki yeri tam olarak belli olmayan
el-E!fozu'l-Mustamele ji'l-Mantık isimli kitabını da bu çerçevede değer­
lendirmek ve bir hazırlık çalışması olarak görmek mümkündür.
Elinizde bulunan kitapta Farabi'nin bu üç çalışmasını yani et-Tav­
tıa, el-Fusulü'l-Hamse ve Kitabu İsaguci ey el-Medhali dilimize çevirerek
metinleriyle birlikte Mantığa Giri; Risaleleri adı altında bir araya getir­
dik. Bunlara mantığın amacı, konusu, önemi, faydası, parçaları vs. hak­
kında genel bilgiler ihtiva eden iki metin daha ekledik: Bunlardan biri
İhsau'l-Ulum'un Mantık ilmi Üzerine başlığını taşıyan ikinci bölümü, di­
ğeri et-Tenbih ala Sebili's-Saade' nin mantığa tahsis edilen son kısmıdır.
Bunlara Tahsilus-Saade ve FelsefetuAristu'nun ilgili kısımları ile bu kabil­
den başka metinler de eklenebilirdi. Ancak biz şimdilik zikrettiğimiz iki ek
metinle yetiniyoruz.
et-Tavtıa, el-Fusulü'l-Hamse ve İsaglıd risaleleri Farabi'nin bütün
mantık kitaplarını ihtiva eden Cemiu Kütübi'l-Mantıkıyyeti's-Semaniyye
adlı yazınada (Süleymeniye Kütüphanesi/Hamidiye 812) bu sırayla yer
almaktadır ve metin içerisinde verdiğimiz rakamlar da bu yazmaya işa-
Önsöz 1 ll

ret etmektedir. Farabi'nin mantık külliyatını neşeeden M. T. Danişpe­


juh (el-Mantıkıyyat li'l-Farabi, c. 1, s.ll-40, Kum 1408) veR. el-Acem
(el-Mantık inde'l-Farabi, c. 1, s. 55-87, Beyrut 1985) de risaleleri neşee­
derken bu sıralamaya riayet etmişlerdir.Risaleleri İngilizce çevirileriyle bir­
likte ilk neşeeden kişi D. M. Dunlop'tur: Al-Farabt's lntroductoryRislah
on Logic (et-Tavtıa), The Islamic Quarterly, vol. 3, nr.1, April1956; Al­
Farabi's lntroductory Sections on Logic (el-Fusulü'l-Hamse), The Islamic
Quarterly, vol. II, nr. 4, December1955; Al-Farabi's Eisagoge (Kitdbu İsd­
gU.ci ey el-Medhal), The Islamic Quarterly, Jul1, 1956, 3, 2. Kitdbu İsdgU.ci
ey el-Medhalin İngilizceye yeni bir çevirisi daha yapılmıştır: J. McGin­
nis-D.C.Reisman, Classkal Arabic Philosophy, Indianapolis/Cambridge
2007. İlk iki risale Mübahat Türker tarafından da neşeedilmiş ve dilimize
aktarılmıştır: Farabi'nin Bazı Mantık Eserleri, Ankara1990. Kitabımızda
ek metin olarak yer alan İhsau'l-Ulum'un ikinci bölümünün çevirisinde
Osman Emin tarafından neşeedilen metin esas alınmıştır: İhsau'l-Ulum
li'l-Fardbi, 2. Baskı, 1949. et- Tenbih'ten yaptığımız alıntı ve çeviride ise
Topkapı Sarayı/Emanet Hazinesi 1730 No'lu yazınada yer alan metni esas
almakla birlikte, S. Halifat'ın neşri yönlendicici olmuştur: Risdletu't-Ten­
bih ald Sebili's-Sadde, Arnman 1987. Metinlerde parantez içinde verilen
başlıklar ve numaralandırmalar büyük ölçüde tarafımızdan yapılmıştır.
Neşir ve çevirisini yaparak Mantığa Giriş Risdleleri adıyla kitaplaştırdı­
ğımız metinlecin özellikle alana ilgi duyan talipler için uygun bir başlama
noktası olduğunu düşünüyoruz. Amacımız, özel olarak İslam felsefesi ve
genel olarak İslam düşüncesi alanında çalışmak isteyen genç nesilleri klasik
metinleele karşı karşıya getirmek ve her tür düşünmenin ilkesi durumunda
bulunan mantık sanatıyla tanıştırmaktır. Yaptığımız çevirinin İslam dü­
şüncesini asli kaynaklarından ve orijinal dilinden takip etmek isteyen araş­
tırmacılara yararlı ve ön açıcı olması en büyük temennimizdir.
Bu çalışmanın ortaya çıkmasında katkı sağlayan değerli hoca arkadaş­
larıma teşekkür etmek istiyorum. Arapça metinlerio yazımına yardımcı
olan Prof. Dr. Abdürrezzak Tek, Doç. Dr. Şener Şahin ve Dr. Amanınırat
12 1 Mantığa Giriş Risaleleri

Yazguliyev'e; ibarenin anlaşılmasında görüşlerine başvurduğumuz Prof.


Dr. Mehmet Yalar' a, Prof. Dr. İsmail Güler' e ve Arapça metinlecin son
okumasını da yapan Araş. Gör. Muhammet Ateş'e; çevirileri okuyup tas­
hihlerde bulunan Prof. Dr. Enver Uysal' a ve Yrd. Doç. Dr. Hidayet Peker'e
çok teşekkür ediyorum. Ayrıca Sn. Cevdet Yaşaroğlu'nun şahsında kitabı
yayınlayan Litera Yayıncılık'ın tüm personeline şükranlarımı sunuyorum.

Yaşar AYDINLI
Bursa 2018
MANTIGA GİRİŞ
RİSALELERİ
et- Tavtıa, el-Fusulü'l-Hamse, Kitabu İsaguci
ET-TAVTIA VEYA
MANTIGA GİRİŞ RİSALESİ
� .)� �' tiL.)' Jt �?'
Jk: .Jt
..

.
ET-TAVTIA VEYA MANTIGA GİRİŞ RiSALESİ

(lb) Bismillahirrahmanirrahim ve sallallahu ala Muhammedin ve


alihi ve sellem.

Ebu Nasr Muhammed b. Muhammed el-Farabi -Allah Teala ona


5 rehmet etsin- şöyle dedi:

[Mantığın Tanımı]

Amacımız mantık sanatını incelemektir. O (mantık), (a) düşünme


yetisini, yanılmanın mümkün olduğu her şeyde doğruya yönlendiren
şeyleri kapsayan ve (b) akıl ile çıkarsanma özelliğine/ doğasına sahip olan
10 her şeyde yanılmaktan koruyan her şeyi bildiren sanattır.

[Mantık-Gramer ilişkisi]

(Mantığın) akıl karşısındaki konumu, gramerinahiv sanatının dil


karşısındaki konumu gibidir. Gramer ilmi, kendisi için konulduğu dilin,
(o dili konuşan) millet nezdinde doğru kullanılmasını nasıl sağlıyorsa
15 (takvim), aynı şekilde mantık ilmi de yanılmanın mümkün olduğu şeyde
sadece doğru olanı kavraması için aklın doğru çalışmasını (takvim) sağ­
lar. Öyle ise gramer ilminin dil ve lafiziara nispeti mantık ilminin akıl
ve düşünülürlere nispeti gibidir. Nasıl ki gramer beyanlifode hususunda
r-:> ) ı � ) ı .»ı rı [1b]

... �\lı � � �ı �l:...a,l ı ı..r- .J � ı�� � �ı U..l..ai o

.J .� � �l � L.. Js" � '-:"ı�ı � �l:Jı ö_,..A.Iı .).i....; � ı


.J.W� � �t �u ı... Js- � .k.Wı ;.r � j� ı... Js- J_rü
[�ı .J J.b;...Jı]

� � �ı � �t � . � Wlı �� ı �l;..,., 41? Jb-lı � 4:3? .J

J.W ı �� � ı � �.lS ,�L..lJ � ı� �ı 4..0\' ı � L-U ı



''

�1 � ı � � .y � �� � L.. � ""=" ı _,...a.ı ı �1 � � ?


.

� ı �l W" :.N.;.-J ı Jb-lı J1 J.b:...Jı � � .l=. W\Iı .J � Wl ı


.J .•• .J
18 1 et-Tavtıa veya Mantığa Giriş Risalesi

dilin yanılmasının mümkün olduğu şeylerde dilin ölçütü ise aynı şekilde
mantık ilmi de düşünülürler hususunda yanılmasının mümkün olduğu
şeylerde akıl için bir ölçüttür.

[Sanadar: Kıyasa Dayalı Olanlar ve Olmayanlar]

Sanadarın bir kısmı kıyasa dayalıdır, bir kısmı kıyasa dayalı değildir:
(a) Kıyasa dayalı olanlar, parçaları bir araya gelip tamamlandığında,
bundan sonraki fiili kıyası kullanmak olanlardır. (b) Kıyasa dayalı
olmayanlar, tıp, çiftçilik, marangozluk ve bina yapımında olduğu gibi,
parçaları bir araya gelip tamamlandığında fiili ve gayesi belli bir pratik
10 olanlarla kendilerinden belli bir pratik ve uygulama elde etmek için
düzenlenmiş olan diğer sanadardır.

[Kıyasa Dayalı Sanadar: Beş Sanat]

Kıyasa dayalı olanlar beştir: Felsefe, diyalektik/cedel sanatı, sofistik/


safiata sanatı, retoriklhitahet sanatı, poetiklşiir sanatı. Pratik olanların
15 arasında, bazı parçalarının ortaya çıkarılmasında kıyası kullanan birinin/
hir sanatın olması imkansız değildir. Öyle ki bu parçalar bulunup tamamı
ortaya çıkarılarak iş tamamlandığında, onun fıili belli bir pratiği yapmak
olur; tıp, çiftçilik, marangozluk ve bina yapımı gibi. Bazı parçalarının
ortaya çıkarılmasında kıyasa ihtiyaç duyulmuş olması, bunların kıyasa
20 dayalı olmasını sağlamaz. Fakat kıyası kullanmak, oluşumunu tamamla­
dıktan sonra bir sanatın fiili olursa o sanat kıyasa dayalı olur.

Kıyas ya başkasına hitapta kullanılır veya insan onunla kendi başına


birtakım şeyleri ortaya çıkarır. Felsefenin özelliği her iki durumda da
kıyası kullanmaktır. Beş sanatın geride kalanlarının her biri, kıyası ço-
25 ğunlukla başkasına yönelik konuşmada kullanır.

Felsefi konuşmalmuhataha "burhini" olarak isimlendirilir ki onunla,


gerçeğin öğretimi ve onun (gerçeğin), şey hakkında kesin bilgi verme
özelliğine sahip olan şeylerle açıklanması amaçlanır.
Jk;...ll � Jl...=ı �1 4JL...)1 _,t 4:1.pl ı 19

�1 � l.!l.l.lS" 'ö.;�l ;.ro ıJL..UI y � ı:ıt � � ıJL.I.U ö.;�


. :..ı � _,A.-11 ;.ro y � ı:ıt � � Jbll.;�
ı.:
.
- - �.J -4.-Ull
[4.-Ull - C:3 l:....all]
�t:.ıl 1�1 �1 ı.r- 4:-l:AJU :4:-y _d- � .J �y � �l:....all .J
· l::AJI Jı.-::.1.. l.!l.l� ..\.A.ı 4W ıJlS L-jl?.l �1 .J
4:-l:AJI _d- .J IJ" o

�- J--tü ı:,l 4=:lS..J 4W ıJlS L-jl?.l �I.J �t:.ıl1�1 �1 ı.r-


ı.r- �\ �l:....all )L..J "'�I.J ö).�I.J �')\Ali.J �lS JW.�I ;.ro Lo
.Lo �.J Lo�� J....a-:1öl.-
[� l:AJI e:3l:...l.al ]
4:Slb.......i_,_ll U.l:....ali.J J�l U.�.J �\ :L-> � l:AJI.J 1 •

..Li Lo�\ � ıJ� ı:,l � �.J .�1 ��.J �lla>JI �l=....P.J


"''?. �\ ı.!1.l; ı.:..J,)� 1�1? �l?.i -� .k�\ �IJ"l::AJI �

� J--tü ı:,i 4-ol:::JI � 4W ıJlS �t:.ıi.J � t_;J.J 4k ,-k:- 1.J ..

�� 4:-lJ � � o.l..-.J .��I.J �')\Ali.J �\ J!.o l.!lJ�.J ,L,.


U.l:...l.al ıJ_,$.J Wl� 'IJ"Y ı.)l4L:;:-1 � [.� 4SI?.i � ı:,i 1 o

· l:AJI JL-::.1... 4-ol:::JI � 4W ıJ� ı:,i � �y


IJ"
ıJW)'I � � ı:ıt l.ol.J _,>i � �� ıJi ı} l;l �IJ"l::AJI.J
ı.r.r �� ı..F IJ" . -lL.!. .ı...·...A; 0-:'!.J �w
. · UJıı--�--�ı:ıt ı.:u�uLo
c.r-- '1"' -· -
ıJ�IJ"l:AJII.J-:!S � 4;...ö-l>-I.J js ıJ� :4 .->JI �� Lot.J . �
-

._,>-T � �� Y•
20 1 et-Tavtıa veya Mantığa Giriş Risalesi

Diyalektik/cedeli konuşmada, yaygın/meşhur olarak bilinen şeyler


vasıtasıyla konuşmacının üstün gelmesi amaçlanır.

Sofıstik konuşmada konuşmacının, öyle olmadığı halde görünüşte


yaygın/meşhur olduğu zannını veren şeylerle zanna dayalı bir üstünlükle
5 üstün gelmesi amaçlanır; yine onunla muhatabın ve dinleyenlerin yanıl­
tılması amaçlanır; yine onunla aldatma, yanıltına ve konuşmacının, öyle
olmadığı halde kendisi hakkında ilim ve hikmet sahibi olduğu zannını
vermesi amaçlanır. Bu nedenle bu sanatın ismi, öyle olmadığı halde hik­
met zannedilen aldatıcı hikmetten türetilmiştir. Şöyle ki "sufıya" hikmet
10 ve "istas" aldatmadır.

Retorikl hatabi konuşmada, dinleyicinin kesinliğe ulaşmaksızın ru­


hunu bir şekilde teskin edecek şeylerle ikna edilmesi amaçlanır.

Poetiklşiirsel konuşmada, şeyin taklit edilmesi ve sözle hayal ettiril­


mesi (zihinde canlandırılması) amaçlanır; heykel yapma sanatının (2a)
15 çeşitli hayvanları ve diğer cisimleri bedene ilişkin uygulamalarla taklit
etmesinde olduğu gibi. Şiir sanatının kıyasa dayalı diğer sanadara nis­
peti heykel yapmanın diğer pratik sanadara nispeti ve satranç oyununun
gerçek anlamda ordu sevkiyatına nispeti gibidir. Bedenleri, organları ve
sesleriyle taklit edenler de yaptıklarıyla pek çok şeyi taklit ederler. Şairin
20 şeyler hakkında söz üzerinden hayal ettirmeye çalıştığı şey, insan heykeli
yapan sanadearın insan hakkında hayal ettirdiği şeye ve diğer hayvanları
taklit edenlerin taklit ettikleri bu hayvanlar hakkında hayal ettirdikleri
şeye ve satranç oynayanın savaş işlerinde hayal ettirdiği şeye benzer.

[Mantığın Kanunları]

25 Mantık sanatı, kıyasa dayalı sanadarın her birinde, onların her birini
oluşturan özel kanunlarla bunların herhangi birinin usulüne (mezhep)
göre vazedilen şeyi sınayan ve temyiz eden kanunları verir ki, böylece
onun (vazedilen şeyin) onun (o sanatın) usulüne uyup uymadığı bilinir.
Bunlar (söz konusu kanunlar) beş kitapta işlenir. (Mantık sanatı) bu
�' � Jl..,.:, if' �L...)1 .Jt ·�_,:ll ı 21

UJ_.,-jl ,.l:-!ı\14 �ı;_jl � 4! � ��� �l;..JIJ


.ö J�I
4-i_fla.. � �ı;_jl � ı:Jl4! � �Uı..-;_,.I.J �l;..JIJ
,ı.!lJ..iS ı:J_,$J ı:Jl d ;yö J� Lfjl_rAU2JI � 4! � �1 ,.�\14
ı:JlJ U_;-JIJ �_,...:.11 4ı �.J '0:W :-- IJ �l;..JI ti&llA.. 4ı �.J
.ı.!U..iS ı)� ı:Jl d :ro � J�J �J� 4_jl � � �1 �Y..
o

� Lfjl 4! ı)�1 oj-.11 �1 :ro �\;..,a.ll r-1 J::-!.1 ı.!U.ill


-�_,...:.11 yAJ �IJ �1 yAJ �.,..... ��J � .15 ı:J_,5.; ı:Jl .r}- 1_r0
.

�.,5- 41 � � � �Wl t.L:.i14ı � ����ı;_jiJ


. �1 � ı:Jl .d- (_rO L.. 1 •

- :IL,. ....ı_;.;
W . J.,.-.. -- J ,. '"ll ölSl.-... � � � '"1' 4...
ı..s-- 1 • · _.
. .Jı,ı;_j1J
ı .
..)"'-'-'
-

r4\11 }L...J �GI�I e_,..;l �� (2a] ��l � �� ı:Jl


� � l:AJI C:\;..,a.ll }L... �1 �1 �� �J -�.,YI Jw\14


�_;j �1 ��� � �J Y-JI �\;..,a.ll }L... �1 ��� �
�� �lJ �\..,;u;lJ �� �4 ı:J_,.5b-JI ı..!.lJ..iSJ .�1 � ı_}�l 1o

JJ-AI\11 � J-ı_,Li\14 _rl..!.l.l �w .4_j� �ör;?S ;�lı)�


�\.;1�1 ;W �b-JIJ ,ı:JL...�.; I � ı:JW�I J� �� � L.. J!.o
� �� 4 ��� �Lo J!.oJ 4:$� �1 �L;I�I dl; ;y
,

- �.rJI Jw-t
[�1 � � �lj] y.

�1_,411 �l:AJI C:\;..,a.ll ;y ö..I..>IJ js � � J-k:..JI ��


Lo �.J �4! �I}J ,4:--- ö..L.>IJ js � 4! �1 Ul:>JI
, � rt 4:-A..L. � �� J-aı � ,4-:-o L.. �� �ı. � �t � J
22 1 et-Tavtıa veya Mantığa Giriş Risalesi

beş sanatın tamamı için ortak olan başka kanunlar da verir ki, bu ortak
olanlar da üç kitapta ele alınır. Böylece mantığın parçalarının tamamı
sekiz kitapta toplanır:

[Mantığın Parçaları]

Onların ilki, Kategoriler/Kitdbu'l-Mekuldt olup müfretlbasit la­


fızların delalet ettiği müfret düşünülürleri ve müfret düşünülürlere
delalet eden müfret lafiziarı kapsar ki onlar, kıyasları ve konuşmayıl
muhatabayı oluşturan sözleri meydana getiren en küçük parçalardır.
İkincisi Peri Hermeneias/Kitabu'l-İbare olup ikişer ma'kwden ve ikişer
10 lafızdan oluşturulan birleşik/ mürekkep düşünülürleri ve birleşik lafızları
kapsar. Kıyası meydana getiren öncüller de bu tertip üzere sayılmıştır.
Üçüncüsü, Birinci Analitikler/Kitdbu'l-Kıyas olup Kitdbu'l-İbdre'de
zikredilen önermelerden oluşturulan şeyleri kapsar. Bu üç (kitap) diğer
beş (kıyasa dayalı) sanat için ortak olan şeyleri kapsar. Dördüncü kitap
15 Kitdbu'l-Burhdn olup özel olarak felsefe sanatını meydana getiren özel
kanunları kapsar. Kalan dört kitap ise kalan sanadarın her birini kapsar.

[Felsefenin Bölümleri]

Felsefe dört bölüme ayrılır: Matematiklilmu't-tedlim, fıziklel-il­


mu't-tabii, metafizik/el-ilmu'l-ilahi, siyaset ilmi/el-ilmu'l-medeni. Mate-
20 matik dörttür: Aritmetiklilmu'/-aded, geometrililmu'l-hendese, astrono­
mililmu'n-nücum ve müziklilmu'l-musikd. Fizik, cisimleri ve tabii olarak
yani insan iradesine bağlı olmaksızın cisimde olan her bir şeyi araştır­
mayı kapsar. Metafizik, cisim olmayanı ve cisimde olmayanı araştırınayı
ve diğer ilimierin kapsadığı her şeyin en uzak sebeplerini araştırınayı
25 kapsar. Siyaset ilmi, gerçek anlamda mutluluk olan mudulukla, gerçek
olmayıp zanna dayalı olan muduluk ve şehirlerde uygulandığında şehir
halkını mutluluktan alıkoyacak olan şeyler hakkında araştırınayı kapsar.
Bu ilim, "insani felsefe" ve "pratik/ameli (felsefe)" olarak isimlendirilir.
�1 lf.! .).:i...P if' �L.)1 .,t �_,:ll ı 23

C:UI L � !3_;.-!.J _r>t �1} �J � � � dl�J


'

� �1 ...1?.1 � � ·� �� � ���J ,415 ��


.

. ..

: ı-.::5' Lj
.w .

� J.,J.M.IIö.) �� ..::.J'J.,A-JI � �.J ..:.J


, 'J_,l.JI �l::S' 4JJt o

ö, .) _;A..JI 'J�� � UI..UIö.) _;A..JI J;UJ\11 �J ö, .) _;A..JI J;Ul\1�


..::.J

iJ� 4:... �� �.Jli\IIJ ..:.Jl-l:i}l � 4:... �� ...1�\11 J.it �J


J;l.A.l\IIJ y_,.JI..:.J'J.,A-JI � �.Jö.;l:-JI �l::S' ı.;WIJ � . l>...JI
�_;.ll I-4J . � �J �_,4- �_,4- � dl�J y_,.JI
�.J IJ" l...:AJI �l.:S' I.!...W.J IJ ·IJ" l...:AJI � 4:... �� ..:.Jl.o...lio.ll
.)..ls- ,•

o � ö. .;l:-JI �l:S ı.;ö.;.,S.l..ll ..:.Jl.o...lioJI ��;��,.�\ll�


iJU._r.ll �l::S' c=-1)1 ���J L-.>J . I �UI �Lo�����
rl ,Wl>- �� �l:...,.:, � � ı.rJI Wl>JI �l,.aJI � �J
. �� c:su1 ı.roö..l.>IJ Js' � ���� �.)\11 ��

[ü....lA.ll rwn \0

�)'1 ��J �� ��J r-:llA:.ll � :r wt �) ��J


r_&1 r-�J L.l:.f.}l �J.)..LJI � :�) r-:llA:.!IJ .�.M.II ��J
Js'J r 4\11 � �� � � �� ��J � . r-JI �J
� � 'l)'l ��J ,iJL-;)'1 Ö.)l.;� 'J ı_?l �� � � _y. Lo
�t:-\11 � _,Ja:JI �J � � _y. 'JJ � � � _,Ja:JI � Y•

� ıi.M.II ��J ._;>'jl r.,.Wl )L.. � � Lo � �_,....aAJI


��ö.)L-.. _yo �Jö.)L-.. �� ı..r' ı.rJIö.)l-JI � _,Ja:.ll �
4lı� �� iJ..WI � ı.:.l-·-1 1�1 �� •l:--!ı\11 �J �� 'J
y_J
, I �.J 4l-;)'l ;,; 14\1 � �� I.L.J ö. .)L-...ll I.J-S'
24 1 et-Tavtıa veya Mantığa Giriş Risilesi

Çünkü o, irade ile yapılma ve irade ile elde edilme özelliğine sahip olan
şeyleri araştırır.

[Mantık Sanatının İşlevi ve Alternatifsiz Oluşu]

Mantık sanatı, felsefenin parçalarında kullanıldığında, ilmi ve arneli


5 sanadarın kapsamına giren şeylerin tamamında kesin bilgiye ulaştıran
bir alettir ve bilgisi araştırılan şey hakkında gerçek kesinliğe ulaşmanın
mantık sanatı dışında başka bir yolu yoktur.

[Mantık İsmi]

Mantık ismi 'nutk'tan türetilmiştir. Kadim fılozoflar nazarında bu


10
lafız üç şeye işaret eder: (Birincisi) insanın düşünülürleri kendisi ile ak­
lettiği yeti ki, ilimler ve sanadar {2b) onunla elde edilir ve fiilierin güzeli
ve çirkini onunla ayırt edilir. İkincisi, kavrama yoluyla insan nefsinde
oluşan düşünülürler ki bunu, "iç konuşmalen-nutku'd-dahil' olarak isim­
lendirirler. Üçüncüsü, içte olanı dil ile ifade etme ki bunu, "dış konuşmal
15 en-nutku'/-hdric' olarak isimlendirirler. Bu sanat düşünme yetisine, (a) iç
konuşmanın yani düşünülürlerin kanunlarıyla {b) dış konuşmanın yani
lafiziarın bütün dillerde ortak olan kanunlarını vermesi ve {c) bunların
her ikisinde bu kanunlar vasıtasıyla düşünme yetisini doğruya yönlen­
dirmesi ve (d) yine her ikisinde hatadan koruması sebebiyle "mantık"
20 olarak isimlendirilmiştir.

[Mantık-Gramer ilişkisi]

Gramer bazı yönlerden onunla ortaklaşır, bazı yönlerden de ondan


farklılaşır. Şöyle ki gramer, sadece belli bir millete ve o dili konuşanlara
has olan lafiziara ilişkin kanunları verir. Mantık sanatı ise lafızlar hak-
25
kında bütün dillerde ortak olan kanunları verir.

[Yüklem-Konu]

Mantık sanatıyla meşgul olanlar sıfadarı "yüklemler", mevsufları ise


"konular/özneler" olarak isimlendirir. Sıfatıarın yani yüklemlerin bir
(• ·
tt· r .(
l-
·�. ·�. �. c;_ .t:
�· -
-,.l
t;
.. ,__
- 1

l1
� �

.r - � �· .

- � \o�
-

� 1�
�.
-
c.
-
E
\..
-

f.
. 1
-
.
Ol

·�
C-
·< ·�

t""
1.
r

t � <f:. � ı-�
�. 1


(s
rı E c. [ c-
t ·t •
.� t t l <E 1:
- -l!. .
·� (• C.· c.�· -

�· l k
1?.
�.
[. r::b · .� -
1
1

[
� -

l
-

� .,_: '\. of: ı � rç


. - \,

ç� L �

1:.
·tt' \..
__:
.f.:
:.c [ 1. 1

C.· f:• y
�. c l � l
(• ll• t t .
eç � �
-
t
fs ''-· . l. ·�[ ·l C..· o-:
..c ..c

. t•
"

[ l c.· [ ·
- t
� ,.;-
f,
.c-

t�
q � ı

[ ' e' ' �


- ,.(. <t.
t. c- e\ t F
s(

r-..
S,.
..! ı l ..! E -
'L,.


\o

� ıt ·� _:_ t·
[ t {·E
� -: "

:rf �. C.t· •ı_'h �� •C\•. :ı:f t� t. �• t


• •
"

� t � (: �
t. " · t [ c.· -ı..
\.
�·l � ·� .�
c: \r. 1-.
tr t �: .' r t. f" ·� �
c.· � .
•"
e
['
:
�-
..c
. t'
1
r

't '1.. �

�fç·ı..�l
� �

(
t C.· � ·;. [
(•
� 1:l t� ''-· ır- 'u.
t: t
E .
( [
�·i_- :
� · '"

.
Ol

� ç;- (\_ �
t � l ·[ (• � f � - .
1

- -

•r
..c
,
'

ı.. .
F t

·
rz: �
\o

c � \. \r. �· fr

t;
\o

� �·

\. :

� l [
t 1;
1: •(\_ �. f � � l . çı
� .
�·. �·.
ç

\e
..c


1_ - N :E �
1


\o


�. �. t t � r:. ;� ;� �
•.
\o �· - �
-
o
o
N
....

VI
26 1 et-Tavtıa veya Mantığa Giriş Risal.esi

kısmı basit, bir kısmı ise birleşiktir. Basit 'insan', 'hayvan', 'konuşan',
'beyaz', 'kara' gibi kendisine müfret bir lafızla delalet edilendir. Birleşik
olan ise 'düşünen hayvan', 'beyaz insan' gibi birleşik bir lafızla kendisine
delalet edilendir.
5 [Basit Ttimel Yüklemler]

Her basit yüklemle, ya bir şey bir şeye benzer olur veya bir şey bir
şeyden ayrı olur. Bir şeyin bir şeye benzediği şey ile (bir şey bir şeye) ya
cevherinde veya cevherinde değil de hallerinden birinde benzer olur. İki
veya daha fazla şeyin benzeştiği yüklem "tümel yüklem'' olarak isimlen-
ıo dirilir; insan ve hayvan gibi. İki şeyin asla benzeşmediği şey ise "şahıs"
olarak isimlendirilir; Zeyd ve Amr gibi.

İki şeyin cevherlerinde benzeştiği şey (yüklem), 'o nedir?' yoluyla


yüklem olur, zira o 'Bu görülen veya genel olarak hissedilen şey nedir?'
sorusunun cevabında kullanılır; "insan" ve "hayvan'' gibi.
15
[Beş tümel: Cins, Tur, Ayrım, Hassa, İlinek]

İki şeyin cevherleri bakımından benzeştiği iki basit yüklemin daha


genel olanı "cins" olarak isimlendirilir. Onların daha özel olanı ise
"tür"dür. Zeyd'in ve Amr'ın, cevherleri bakımından benzeştikleri 'insan'
ve 'hayvan' bunun örneğidir ki hayvan, o ikisinin cinsi, insan da türü
20 olur. Şöyle ki biz uzaktan bir şahsı gördüğümüzde 'Bu görülen nedir?'
diye sorarız. Cevap veren bunu 'O hayvandır.' şeklinde cevaplandırabilir.
Denk gelir de görülen, sözün gelişi, Zeyd olursa, 'O insandır.' şeklinde
de cevaplandırabilir ve bu durumda 'hayvan' onun cinsi, 'insan' ise türü
olur.

25 İki veya daha fazla şeyin cevherleri dışında benzeştikleri şey, "ilinek"
olarak adlandırılır. Bir şeyi cevheri bakımından başka bir şeyden ayıran
(yüklem), "ayrım"dır. Bir şeyi başka bir şeyden cevheri dışında bir şeyle
ayıran (yüklem), "hassa"dır. Bu durumda, basit tümel yüklemler şu beştir:
Cins, tür, ayrım, hassa, ilinek.
<\. . r�. x \. � �f= t 1·
�, :.
.l � �. �. 1 ·t· l [ •

� ( 5 il -·c.·,. r-"
'l1!.. �.. .
.L . ..l r ,. \

'-· l . .. \. ,......,
- ç . •
� .ç., r- -

(.• '!i .� 1;
• - .t' :t r-
oc! c__

oc! t
-

(: ç ·tt ·ı. • '\..


i_ t' �
� �
.r:

c.
C. ,

t lt�.1 'L" · : �.
ı
(\ \-
ı:
..... . ,l.

� c.
'
�.
.c.[· � � 1_
.r: � l:: · �
\ ·
- r
.t o•
"

E

c. ·
.

� •
� •

- r .t o il
.2

�c.· �· ·�..! �:.F ([ · l


� _:_ E -·
t� (: t ��
� • : "'" � r- .
c__,
·-=> ..

�. \ .. · .

f: f .t
- c:..

� ·
.t'


L � t.. - � • •

-:
cr : 't
o
.
[
\ s- · ·
� oc! r: ·ı.. ,.
.t . "'
.t'

ı r- 'L ., �
r.<'
"' :·
�. � � ·ı..
.c
�.
�.
i_ -
�· f
�C.·
.t'
.ç., .t
t ·[.
.. <i.
ı
)_
r ç s· r-
.t:

·�:[ 't \-c. ·[


\ · · � �"' 1, � l e__·:. �� .t \; c-
\-. . \ \ . t · oc!�.
t 1c
'l,
·. r lrl
oc!"
r-
� .
� E ç
� _:, �
[·.·ı.. c.r..:· �·c.· -rt ·� � t. \-:L 1-t.. � 'ı..C.· � l (" c.
"
-

� ·-=- � ( · r-
· f ·
.

- ri! . �..
.... .. oc! �
o.!

-
• •
F ·-=- r
·l f.
l.. r.<'

� · t \t�:ei:��t
_

t
·

� C.· � ·
.

.ç· \ -t r� :� r \. { � 1 . :- :-: "'- · \ . · · \:.ç f \,t -

� \. r 5
E
.t· . � .t
\
.
· l l ı ·
.�· :C.·- Cv -: - ·('5 �.[ T .� 'F \· �. :t ) � l E "' �
� - ç,.:
_, _
t. 'F
F .t t · .
.t'
r t.
·ı, �t
.t'

t. ·ı-.. .tç., . .....t- �c.-l...· �. ··'--- ·ı..�ç, t�. . �-· ..=.. �oc!"1:,t:
l.. .tr •

..
·

.· � �- lL � I. �· 1 <E l r
.

,. r ,r [." •
G-. t
,._:. •


V\
� •
a. 1• ,

'1
•· t. .'- C.· � - ' -· �
t
1; ç f 1=

•- "-- -
_:_

.L
,.. . r-
,._ _,.
c. - t'" \.

- o
o
N
-<

-....ı
28 1 et-Tavtıa veya Mantığa Giriş Risalesi

Cins, şöyle de tarif edilmiştir: "Cins, 'Şu gördüğümüz veya genel


olarak hissettiğimiz şey nedir?' (sorusunu) cevaplamada uygun cevabı
oluşturan iki basit yüklernden daha genel olanıdır; tür, o ikisinin daha
özel olanıdır."

5 Ayrım şöyle de tarif edilmiştir: '�yrım, türün, cinste ortak olduğu


başka bir türden cevherinde kendisi ·ile ayrıştığı yüklemdir."; insanın,
hayvan olmada kendisi ile ortak olan diğer hayvanlardan kendisi ile
ayrıştığı 'düşünen' gibi.

Hassa şöyle de tarif edilmiştir: "Hassa, sadece tek bir tür için var

10 olandır. "; 'gülen'in sadece insanda olması gibi; 'ayakta/dik duran' deme­
miz gibi; 'ilmi kabil' dememiz gibi; 'alış veriş yapabilen' dememiz gibi.
Bütün bunlar sadece insan için vardır.

İlinek şöyle de tarif edilmiştir: "İlinek, pek çok türe 'o nedir?' yolu­
nun dışında yüklenendir."; 'kara' ve 'ak' gibi ki biz, 'İnsan beyazdır.', �t
15 beyazdır.' deriz; 'kara' için de (3a) durum aynıdır.

[Birleşik/Mürekkep Yüklemler]

Birleşik yüklemler bu beşten oluşturulur; mesela 'Zeyd düşünen hay­


vandır.' sözümüz cins ve ayrımdan oluşmuştur. 'Zeyd gülen hayvandır.'
veya �şveriş yapabilen hayvandır.' sözümüz cins ve hassaclan oluşmuş-
20 tur. 'Zeyd beyaz hayvandır.' sözümüz de cins ve ilinekten oluşmuştur.
'Zeyd mahir bir doktordur.' sözümüzün yüklemi olan 'mahir doktor', iki
ilinekten oluşmuştur. Aynı şekilde diğer birleşik yüklemler de bunlardan
oluşturulur.

[Tanım ve Resm]
25 Cins ve ayrımdan veya cins ve belli bir türe yüklem olmada eşit
olmaları durumunda iki ya da daha çok ayrımdan oluşan her yüklem,
bu türün "tanım"ı olur; 'düşünen hayvan' veya 'düşünen ölümlü hayvan'
sözümüzde olduğu gibi. (Son ikisi) insanı bu tanımla tanımlayan nez­
dinde iki ayrım olarak kullanılmıştır. Diğer tanımlar da böyledir.
� 4. �� 0 l ���r-o �l �l �' r--f- ..l.iJ
. 1 6 a.;.l tr'J ,�\ � � Jl ol_,.j '-?..U\ \lı _y. Lo ���
o

(JS' o_rA����� _r..-! '-?..U\ J�l _rA J...a.4ll 0� �lJ


ı..rs- 0W)'I � j-:0-! '-?..U\ �\;.ll� ,�ı � � !l JL!... _,..>i�

. 0\.J--:>" �l � � 45JL!...JI .ıl.il.r.-JI )l-


ı.:. o

� U J...>.IJ � � \11 �y.. � '-:?..UI J�l � Wl;JIJ


� �Wl L;J_;J 4..-LA.ll ı. L;j_; J!.oJ o..l:>- J 0L...)'.i l ı.; !l�l
,.,-· •

o. .l.>-J 0W>U �Y LJs o� ''-:?_;.-!.J.J � 0 l �'-?..U\ L.:J}J


� .Y> Lo �> � � ö .ns e_,..;t � � '-?..u' .Y> �_r.�ıJ
�l Jy!IIJ �l ıJ"_rA.IIJ �l 0W)'I J_,..A.i Li� � . "liJ.)_,......"ll , .

.)_,......"l ı � [3a] �..lSJ


.

[�.rJI ı..:.ı� �l]


-4j L.:J_; J.!.o d .;J\ olı :.rs- �) l.+� �.rJI ..:.ı � ��J
o

Jt !lL.>....;ı 01.J--:>" �j L:J.;J , J-..a!J � :ro �r � � �l.i 01.J--:>"


01.n>" ..u_j L;J_;J � , 1.>-J � ;.r �r '-:?�.J C::;d. 0 l � 01.n>" 10

.rA �r-o 0� J�L> � ..u_j L;J}J �Y'J � ;.r �r �l

�r-I' ..:.ı ��' ;t- �..ıs ·w.r :ro �r J�L> �u;


-�) olı ;.r-��
[r-)'J �1]
,_ro� Jl �J � Jl J-.,a!J � :ro �r J� Js"J l.

01�1 l:J_;� ,�\ �.1.1 �� Lo � j->JI � lüL.- 0lS


ol.>

0L....i)'l � ;r � � 0� �Wl J.-1\;.ll 01�1 Jt J.-1\;.ll


30 1 et-Tavtıa veya Mantığa Giriş Risalesi

Cins ve hassaclan veya cins ve ilinekten veya belli bir türe yüklem ol­
mada eşit olmaları durumunda iki ya da daha çok ilinekten oluşan (her
yüklem), bu türün "resm"i olur; 'İnsan alış veriş yapabilen hayvandır. '
sözümüzde olduğu gibi veya 'gülen hayvan' sözümüzde olduğu gibi. Bu
ikisi ve onların benzerleri insanın 'resmidir.

Tanım ve resm, (a) ikisi de birleşikimürekkep olma, (b) ikisi de is­


min anlamını açıklama ve (c) ikisi de resmi veya tanımı oldukları türe
yüklem olmada döndürülebilir olma hususlarında ortaktırlar. Çünkü bu
ıo tür o ikisi (tanım ve resm) ile kendi dışındakilerin hepsinden ayrışır.
Fakat resm, şeyin cevherine de şeyi var edene de delalet etmez. Tanım
ise bu şeylerin tamamının yanında, şeyin cevherine ve şeyin kendisi ile
var olduğu her şeye delalet eder.

Sadece ilineklerden mürekkep olan yüklemler müfret isimlerle isim-


ıs lendirilmez. Fakat olur da aralarında türe eşit bir şey olursa, denilmiştir
ki, bu da bu türün hassasıdır. 'Üçgenin kenarlarından herhangi iki kenarı
toplansa, onların toplamı üçüncü kenardan uzun olur. ' sözümüz bunun
örneğidir. Buradaki yüklem ilineklerden mürekkeptir ve yüklernde
üçgene eşit olup ona döndürülür. Bu durumda o, üçgenin hassalarından
20
biridir.

Tek bir türün pek çok resmi olabilir. Fakat onun birden çok tanımı­
nın olması imkansız olup her tür için sadece tek bir tanım vardır. Aynı
şekilde onun (tek bir türün) pek çok hassası olabilir.

Ebu Nasr el-Farabi'nin, ei-Fusulu'I-Hamse'den önce gelen e/-Mu-


25 kaddime/Giri; kitabı tamamlandı. Lütfu için Allah'a hamdolsun. Allah,
Efendimiz, nebimiz Muhammed ve aline hüsn-i senada bulunsun.
·5_ Ol

. "


1_ 1 .� ·t \- �· \ c: f ·
[ t �
�. �
�c: �le_ cı� �r. r �ı·�rf:ı. �:'i.\

t_ - ·
'- c.·

1. �
_, �� t_
· t.. ç.' r.r
L

r ·� � f:: "'
f .f.

f.
{
-
C.·
b
C.-
· v.

� t �t 'i. ·tı·
· .
� ·�. �
r- ·� �

[ �f '·
� e;

}·� �
l
.[ f1

,


. \
c. c.·
!; t:
'i. f
.r

·r ( 1 .l ..
·:-
· f
Ol }. "C
.
cı t. � · �
,�
ç

ç-
f= C. C.Ci\· .t �.
� " .[
1

r.

t "C

� � !-

·
\-
. - L:..

C.
;.
t

r;

.t r- �. ·ci �
_: � c r- '-· �
),
t;
t•
le_ � t 1 t..: f i' c,;· ;· '\; t �
\
i 'i. i
' - c._.
t:• \·

t..
t
(.!. .. � --. "" '
r:

__.


t_
� c.-


.. .
ç-

C.·
. �.

�E 1} � t {lc·� İ �� �. �:.'[ lı: i
C· t \
[ ·ı. l: �·
t-[...:. ·-
.

t. t
" c·
� �· �
·�r � ·tı·. ·.t�· .[J �t
- � �
r;: ��
"
.:.
� �. � "ı;-; ı� ·lA '\:
C.·
-

l:. � �

1 � f· �-
l

�· .
\y

�. '1.


't-
� C.·
.f.
c
),
...
e!

C.·


t:•
r �Ol 'i_-
� t 1 e· �
. c
'
c.
Ci\
. r�
c

f.,. ı�
� - c;. t.
-
� � -
c.·
[ \.
c. Ci\
r-

. .· \
C; ç � Ci\
t �

l

r, \ "C �
� "!
·Y 'u..
� \y c..
- .
"C.
. � . �
� _
"
_. __,.
.
,L -

__,. - -

I.J,l
- o
o

-
BEŞ FASIL
BEŞ FASIL
(3a) Bismillahirrahmanirrahim
Mantık Sanatına Başlamak İsteyen Kimsenin Bilmek Zorunda
Olduğu Şeylerin Tamamını Kapsayan Fasıllar ki Onlar Beş Fasıldır.

BİRİNCİ FASIL: [TEKNİK LAFIZLAR]

Her sanatta kullanılan lafızların {a) bir kısmı, o dili konuşanların


çoğunluğu nezdinde yaygın olmayıp yalnızca belli bir sanat ehlince
kullanılır. Mesela, kitabet sanatında 'enzizec' ve 'evarac' böyledir. (b) Bir
kısmı da halk çoğunluğu nezdinde yaygındır. Fakat söz konusu sanat
10
ehli onlara bir anlam verir, halk çoğunluğu ise başka bir anlam verir;
mesela kitabet sanatında, 'zimarrılgem-yular'böyledir ki katipler ona bir
anlam verir, halk çoğunluğu ise başka bir anlam verir.

{Sanatlarda kullanılan) bu lafızlar arasında, {a) sanatlara ya sanat­


lardaki anlamların, halk çoğunluğu nezdinde bu lafızlarla kastedilen
15
anlamlara benzerliği veya onların onlara başka bir açıdan taalluku
sebebiyle halk çoğunluğunun kastettiği anlamlardan aktarılmış olanlar
vardır. {Sanatlarda kullanılan lafızlar) arasında {b) halk çoğunluğu nez­
dinde yaygın olup sanat erbabının da halk çoğunluğunun bu lafızlarla
kastettiği anlamları yükledikleri {lafızlar) vardır.
20
Bir sanatta hitap/konuşma halk çoğunluğu nezdinde yaygın olan
lafızlarla yapılıyorsa ve söz konusu sanat erbabının onlardan anladığı
şey halkın anladığından başka ise, bu durumda halk çoğunluğunun
kastettiğine iltifat etmek zorunlu değildir. Onlar {lafızlar) söz
Another random document with
no related content on Scribd:
POSITIVES, COMPARATIVES, SUPERLATIVES.

239.
Pos., A pronoun; Com., A period of time; Sup., Fermenting froth.
Answer

240.
Pos., A knot of ribbon; Com., An animal; Sup., Self-praise.
Answer

241.
Pos., A reward; Com., Dread; Sup., A festival.
Answer

242.
Pos., To reward; Com., A fruit; Sup., An adhesive mixture.
Answer

243.
Pos., A meadow; Com., An unfortunate king; Sup., The smallest.
Answer
244.

Pos., In a regular line;


Com., With an appetite fine;
Sup., ’Twill be done when we dine.

Answer

245.

Pos., Busy, noisy, and cheerful.


Com., The thought of it saddening and tearful;
Sup., Its roar and its fierce claws are fearful.

Answer

246.

Pos., The end of all time;


Com., Judge of music and rhyme;
Sup., The Orient clime.

Answer

247.

Pos., Denotes a bond or tie;


Com., In the centre it doth lie;
Sup., The billows break on it and die.
Answer

248.
Pos., An American genius; Com., To turn out or to flow; Sup., An
office, an express, a place, a piece of timber.
Answer

249.
Pos., To depart; Com., To wound; Sup., A visible spirit.
Answer

250.

Pos., Pleasant, dreary, wet or dry;


Com., If ’tis light or heavy, try,
On your scales, before you buy;
Sup., Don’t spend money foolishly!

Answer

251.
A gentleman who had sent to a certain city for a car-load of fuel,
wrote thus to his nephew residing there:
“Dear Nephew
;
Uncle John.”
Presently he received the following reply:
“Dear Uncle
:
James.”
Answer

252.
Why is a man up stairs, stealing, like a perfectly honorable man?
Answer

253.
Why is a ship twice as profitable as a hen?
Answer

254.
Why can you preserve fruit better by canning it, than in any other
way?
Answer

255.

Twelve kinds of things in fact, not fiction,


Behind a veil of contradiction.
* * * * *
All dressed in silk, with stately grace,
We stand with ready ears,
And yet the sounds that greet the place
Not one among us hears.1
We’re keen and quick our holes to find
And run in lively mood,
And yet we’re footless quite and blind,
Although our eyes are good.2
Our perfect heads can’t give us sense,
Though we are naught without them;3
Our useful tongues are mere pretense—
No talk or taste about them.4
Our locks though fine can ne’er be combed;5
Our teeth can never bite;6
Our mouths from out our heads have roamed,
And oft outgrow them quite.7
Our hearts no pity have, or joy,
Yet they’re our richest worth;8
Our hands ne’er waved at girl or boy,
Or anything on earth.9
Alive are we, yet buried quite;
Our trust is in our eyes;
They help us out through darkest night,
Though sight stern fate denies.10
We sally forth when day is done,
And set the owls a-hooting,
And, though we have no bow or gun,
We often go a-shooting.11
Our souls, alas! are dull and low,
Down-trodden, from the start;
Yet who shall say, in weal or wo,
They’re not our better part?12

Answer

256.
Within this world a creature once did dwell,
As sacred writings unto us do tell,
Who never shall be doomed to Satan’s home,
Nor unto God’s celestial Kingdom come;
Yet in him was a soul that either must
Suffer in Hell, or reign among the just.

Answer

257.
What best describes, and most impedes, a pilgrim’s progress?
Answer

258.
Why is a girl not a noun?
Answer

259.
What part of their infant tuition have old maids and old bachelors
most profited by?
Answer

260.
What is that which never asks any questions, and yet requires
many answers?
Answer

261.
What quadrupeds are admitted to balls, operas, and dinner-
parties?
Answer

262.
If a bear were to go into a linen-draper’s shop, what would he
want?
Answer

263.
When does truth cease to be truth?
Answer

264.
How many dog-stars are there?
Answer

265.
What is worse than raining cats and dogs?
Answer

266.
Why is O the only vowel that can be heard?
Answer

267.
Why is a man that has no children invisible?
Answer

268.
What is it which has a mouth, and never speaks; a bed, and
never sleeps?
Answer

269.
Which burns longer, a wax or sperm candle?
Answer

270.
Why is a watch like an extremely modest person?
Answer

271.

LORD MACAULAY’S LAST RIDDLE.

Let us look at it quite closely,


’Tis a very ugly word,
And one that makes me shudder
Whenever it is heard.
It mayn’t be very wicked;
It must be always bad,
And speaks of sin and suffering
Enough to make one mad.
They say it is a compound word,
And that is very true;
And, when they decompose it,
(Which, of course, they’re free to do)—
If, of the letters they take off
And sever the first three,
They leave the nine remaining
As sad as they can be:
For, though it seems to make it less,
In fact it makes it more,
For it takes the brute creation in,
Which it left out before.

Let’s try if we can mend it—


It’s possible we may,
If only we divide it
In some new-fashioned way,
Instead of three and nine, then,
Let’s make it four and eight;
You’ll say it makes no difference,
At least not very great:
But only see the consequence!
That’s all that needs be done
To change this mass of sadness
To unmitigated fun.
It clears off swords and pistols,
Revolvers, bowie-knives,
And all the horrid weapons
By which men lose their lives;
It wakens holier feelings—
And how joyfully is heard
The native sound of gladness
Compressed into one word!

Yes! four and eight, my friends!


Let that be yours and mine,
Though all the hosts of demons
Rejoice in three and nine.

Answer

272.

A word by grammarians used in our tongue,


Of such a construction is seen,
That if, from five syllables one is removed,
No syllable then will remain.

Answer

273.

Formed long ago, yet made to-day,


I’m most in use when others sleep;
What few would like to give away,
And none would like to keep.

Answer

274.
A lady was asked “What is Josh Billings’ real name? What do you
think of his writings?” How did she answer both questions by one
word?
Answer

275.
Why is Mr. Jones’ stock-farm, carried on by his boys, like the
focus of a burning-glass?
Answer

276.

A by <. The name of a book, and of its author.


Answer

277.
What word in the English language contains the six vowels in
alphabetical order?
Answer

278.
If the parlor fire needs replenishing, what hero of history could
you name in ordering a servant to attend to it?
Answer

279.
My FIRST is an insect, my SECOND a quadruped, and my WHOLE
has no real existence.
Answer

280.
If the roof of the Tower of London should blow off, what two
names in English history would the uppermost rooms cry out?
Answer

281.

MY FIRST.

In the glance of the sun, when the wild birds sing,


I start in my beauty to gladden the spring;
I weep at the morning marriage, and smile
On the evening tomb, though I die the while.

MY SECOND.

I wander; I sin; though a breath may make


All my frame an effeminate nature take,
And a manly dignity that, as well,
Can of mastery and lordship tell.

MY WHOLE.
I have startled the world to jeering and mirth,
Since that, earthly, I dared to withdraw from the earth;
But I stay, though cut off in my prime, far more
Enlivening and life-full than ever before.

Answer

282.

One hundred and one by fifty divide,


Then, if you add naught to the right or left side,
The result will be one out of nine—have you tried?

Answer

283.
I am composed of five letters. As I stand, I am a river in Virginia,
and a fraud. Beheaded, I am one of the sources of light and growth.
Beheaded again, I sustain life; again, and I am a preposition. Omit
my third, and I am a domestic animal in French, and the delight of
social intercourse in English. Transpose my first four, and I become
what may attack your head, if it is a weak one, in your efforts to find
me out.
Answer

284.

Unto a certain numeral one letter join—sad fate!


What first was solitary, you now annihilate.

Answer
285.

My FIRST was heard to “hurtle in the sky,


When foes in conflict met in olden time”;
My SECOND none can yield without a sigh,
Though it has oft been forfeited by crime;
My WHOLE, its ancient uses gone, is found
On sunny uplands, or in forest ground.

Answer

286.

Can you tell me why


A hypocrite’s eye
Can better descry
Than you can, or I,
Upon how many toes
A pussy-cat goes?

Answer

287.

Walked on earth,
Talked on earth,
Boldly rebuked sin;
Never in Heaven,
Never in Hell,
Never can enter in.

Answer
288.
There is a certain natural production that is neither animal,
vegetable, nor mineral; it exists from two to six feet from the surface
of the earth; it has neither length, breadth, nor substance; is neither
male nor female, though it is found between both; it is often
mentioned in the Old Testament, and strongly recommended in the
New; and it answers equally the purposes of fidelity and treachery.
Answer

289.

We are little airy creatures,


All of different voice and features:
One of us in glass is set;
One of us is found in jet;
One of us is set in tin;
One a lump of gold within:
If the last you should pursue,
It can never fly from you.

Answer

290.

My FIRST is a point, my SECOND a span;


In my WHOLE often ends the greatness of man.

Answer
291.

Wherever English land


Touches the pebbly shore,
My FIRST lies on the sand,
Changing forevermore.
My SECOND oft, I’m told,
State secrets will hold fast,
But, to a key of gold
’Tis known to yield at last.
Fond mother, tender wife,
With agonizing soul,—
The exile, sick of life,—
Have looked and sighed my WHOLE.

Answer

292.

I begin with a thousand, I end with a hundred;


My middle’s a thousand again;
The third of all vowels, the ninth of all letters,
Take their place in the rest of the train:
My WHOLE is a thing you never should do,—
At least, you don’t like it, if tried upon you!

Answer

293.

A word which always speaks of shame


I pray you, reader, now to name:
Eleven parts my whole contains,
To guess them you must take some pains.
Three groups there be which stand related;
The first with many a word is mated:
The second speaks of favor rare;
The third of plenty everywhere.

Cut off the first; and shameful grows


As fair as any garden rose;
Cut off the last, and lo! ’tis plain,
The word is full of shame again.

Answer

294.
The eldest of four brothers did a sound business; the second, a
smashing business; the third, a light business; and the youngest, the
most wicked business. What were they?
Answer

295.

Cut off my head, and singular I am,


Cut off my tail, and plural I appear;
Cut off both head and tail, O wondrous fact!
My middle part remains, though naught is there.

What is my head cut off? A sounding sea.


What is my tail cut off? A roaring river.
Far in the ocean’s depths I fearless play;
Giver of sweetest sounds, yet mute forever.

Answer

296.
I’m a creature most active, most useful, most known,
Of the thousands who daily perambulate town.
Take from me one letter, and still you will see
I’m the same as I was; just the same, to a T.
Take two letters from me, take three, or take four,
And still I remain just the same as before:
Indeed I may tell you, although you take all
You cannot destroy me, or change me at all.

Answer

297.

My FIRST is up at break of day,


And makes a welcome voice heard,
And goes to bed in twilight gray,
Though neither child nor song-bird.

My SECOND’S known to tongue and pen;


Is fast to all the church walls,
Is always seen in nurseries,
And often when the snow falls.

In green and yellow always dight,


Though melancholy never,
My WHOLE shines bright with golden light,
And emerald, forever.

Answer

298.

To fifty add nothing, then five,


Then add the first part of eighteen;
A desert would life be without it,
But with it, a garden, I ween.

Answer

299.
What tree bears the most fruit for the Boston market?
Answer

300.
Why is the end of a dog’s tail, like the heart of a tree?
Answer

301.
Why is a fish-monger not likely to be generous?
Answer

302.
Take away my first five, and I am a tree. Take away my last five,
and I am a vegetable. Without my last three, I am an ornament. Cut
off my first and my last three, and I am a titled gentleman. From his
name cut off the last letter, and an organ of sense will remain.
Remove from this the last, and two parts of your head will be left.
Divide me into halves, and you find a fruit and an instrument of
correction. Entire, I can be obtained of any druggist.
Answer

303.
Why was Elizabeth of England a more marvelous sovereign than
Napoleon?
Answer

304.
A SQUARE-OF-EVERY-WORD PUZZLE.
I.

The desert-king,
Whose presence will
Each living thing
With terror fill.

II.

Of this word ’tis the mission


To be a preposition,
Giving you a notion
Of onward, inward, motion.

III.

This charm to blend,


The myriad roses of Cashmere you ask
Their subtle essences to one small flask
Freely to lend.

IV.

The middy, to his labor trained,


The sun by sextant viewed;

You might also like