Büt. Yaratıcı A

You might also like

Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 4

Karacadağ Efsanesi

Namık Kemal - Cezmi romanı


Nasrettin hoca fıkrası
Ergenekon Destanı

KARACADAĞ MAĞARASI VE YAZMAYA KARAR VERİŞİM


Cezmi, cesur bir savaşçıydı ve cesaretini tüm ülkeyi duyurmuştu. Bir gün,
Karacadağ'ın eteklerindeki gizemli bir mağaraya rastladı. Mağara, geçmişte
yaşananlardan beri Ergenekon destanının anlatıldığı bir yerdi. Cezmi, macera ve
heyecan dolu bu mağarayı keşfetmek için içeriye girdi.

Mağarada, Nasrettin Hoca'nın espri dolu fıkraları anlatılıyor. Cezmi, bu fıkraları


dinledikçe kendini alamıyordu. Nasrettin Hoca'nın hikayeleri, Cezmi'ye savaşçılığının
yanı sıra zeka ve esprinin de önemli olduğunu hatırlattı.
Derken, içeriye Nasrettin hoca girdi. Cezmi, tam bu konuşmaların üzerine Nasrettin
hocayı karşısında görünce çok şaşırdı onunla konuşmak istiyordu ama Nasrettin
Hoca’nın yüzü asıktı üzgün ve yorgun bakıyordu gözleri bir şeye canı sıkkındı belli.
Cezmi, Nasrettin Hoca’ya selam verdi ve yanına davet etti. Oturdular.
Cezmi:
‘‘Nasrettin hoca bizde tam seni konuşuyorduk. Fıkraların anlatılıyordu güldük
eğlendik.’’
Nasrettin Hoca:
‘‘Öyle mi, ne güzel. Gülün gülün eğlenin..!’’
Cezmi duraksadı. Alaycı konuşmuştu sanki ya da ona öyle gelmişti. Üzgündü galiba
ondan dedi.
Cezmi:
‘‘Neyin var böyle üzgün gördüm seni’’
Nasrettin Hoca Cezmi’ye artık eskisi kadar iyi fıkra anlatamadığını düşündüğünü
söyledi. Nedeni ise artık insanların onun öğüt verici fıkralarını sadece komik
olduklarını için anlattıklarını düşündüğünü söyledi. Bu durum Nasrettin Hoca’nın
canını sıkmış hevesinin kalmadığını ne yapsa da artık fıkra anlatmak içinden
gelmediğini söyledi.
Cezmi bu durumu çözmek istiyordu. Bunun için yola koyuldu. Nasrettin hoca’ya
canını sıkmaması gerektiğini ve bu problemi en kısa zamanda çözeceğini söyledi ve
mağaraya tekrar gelmek üzere ayrıldı. Bu işi çözmek için Cezmi’nin köylü ile
konuşması gerekiyordu. Uzun bir yolculuk sonucu köye vardı ve muhtara gidip
Nasrettin Hoca’nın duyduğu üzüntüyü anlattı. Cezmi, tüm ahalinin köy meydanına
toplamasını ve bu durumun konuşulmasını teklif etti.
Köy halkı meydana toplandı. Cezmi ve muhtar olayı şöyle anlattılar:
Nasrettin Hoca biliyosunuz köyümüzün en sevilen adamlarından biridir, fıkraları
herkes tarafından bilinir. Bügün yanıma Cezmi geldi Nasrettin ile Karacadağ’daki
mağarada karşılaşmışlar bizim hoca üzgün düşünceli ve suskunmuş. Nedenini
sorduğunda ise fıkralarının sadece güldürmesi için dinlendiği ve bilindiğiymiş ve artık
bu sebep yüzünden fıkra anlatmak istese de bize fıkra anlatmayacakmış.
Köy halkı hep bir ağızdan şaşkınlığı belli eden sesler çıkarmıştı.
Muhtar:
‘‘Bu durumu çözmeliyiz bu köy Nasrettin Hoca’nın fıkraları olmadan yapamaz o bizim
neşemiz.’’
Halk hep bir ağızdan onaylayan sesler çıkarmış.
Bir çocuk söz almış:
‘’Göle maya çalarsak bizim onun düşüncelerine ne kadar değer verdiğimizi görmüş
olur.’’
Cezmi’ye bu fikir dahice gelmiş tüm kasaba halkı hep birlikte göle maya çalarsa
Nasrettin Hoca’nın gönlünü alabilirlerdi. Halkla konuştular, Nasrettin Hoca eve
döndüğünde bir çocuk onu alıp göle getirecekti.
Nasrettin hoca yavaş yavaş eve yürürken çocuk koşa koşa yanına geldi ve Cezmi’nin
onu gölde beklediğini söyledi.
Nasrettin Hoca şaşırdı çünkü tüm gün Cezmi’yi mağarada beklemişti ve gelmemişti
bir şey mi oldu acaba diye telaşlandı.
Nasrettin Hoca:
‘‘Allah Allah’’
Göl yakındı çocukla birlikte yola koyuldular.
Tüm köy halkını gölde gören Nasrettin Hoca nolduğunu anlamaya çalışıyordu
herkesin elinde bir sağan vardı ve gölün kıyısına oturmuşlardı. Cezmi Nasrettin
Hoca’yı karşıladı.
Nasrettin Hoca sordu:
‘‘Bunlar ne yapıyorlar böyle?’’
Cezmi:
‘‘Göle maya çalıyorlar.’’
Nasrettin Hoca:
‘‘Hahahahahah hiç olur mu öyle şey?’’
‘‘Neden olmasın sen göle maya çalmıştın ya onlar da seni dinliyor ve sözlerine
gerçekten kulak verdiklerini göstermek için böyle bir şey yaptılar.’’
Bütün kadınlar çocuklar erkekler kalktı ve Nasrettin Hoca’yı kucakladı, yanlış
anlaşıldıklarını söyleyip mahcubiyetlerini belirttiler. Ve böylece Nasrettin Hoca’nın
sıkıntısı geçmiş oldu.
Nasrettin Hoca tekrar mutlu günlerine kavuştu.
Cezmi’ye çok çok teşekkür etti. Cezmi ile dost oldular. Cezmi bir gece Nasrettin
hocalarda kaldı sabah ilk iş yine mağaraya gitmekti hala o mağaranın o kadar
görülmedik yeri vardı ki.
Sabah oldu. Cezmi Nasrettin Hoca ile vedalaştı ve Karacadağ Mağara’sına doğru
yola koyuldu. Uzun bir yolculuk sonrası mağaraya gelmişti. Mağaradan içeri girdi.
Dümdüz ilerledi, sonra 863 basamak çıkıp yürüdükten sonra bir kapı gördü, kapıdan
içeri girdi.
Derken, mağaranın derinliklerinde Karacadağ efsanesine dair bir kitap buldu. Efsane,
Türk milletinin birlik ve dayanışma ruhunu anlatıyordu. Karacadağ, uzun yıllar
boyunca istilalara karşı direnen bir topluma sığınak olmuştu. Bu efsane, Cezmi'ye
büyük bir ilham verdi. Cezmi, mağaradan aldığı olaylarla Ergenekon destanının
kahramanlığını, Nasrettin Hoca'nın esprisini anlayışı ve Karacadağ efsanesinin
bütünlüğünü birleştiren bir hikaye yazmaya karar verdi.
Mağaradan kitapla birlikte çıktı. Hikayesine bir an önce başlamak istiyordu. Evin
yolunu tuttu.
Bu hikaye, insanların tüketme gücü ve birlikte kullanımının önemini anlatan bir hikaye
olacaktı. Cezmi'nin yazdığı hikaye, birçok kişiye ilham kaynağı oldu. Hikaye,
öğrenenler arasında popülerlik kazandı ve destansı özellikleriyle Türk topraklarında
önemli bir yere sahip oldu. Bu hikaye, cesaret, zeka, espri, dayanışma ve
kahramanlık gibi değerler bir araya getiren bir başyapıt olarak anılmaya başlandı.
Ve böylece, Cezmi'nin yazdığı bu hikaye, Cezmi Romanı, Ergenekon Destanı,
Nasrettin Hoca fıkraları ve Karacadağ efsanesi belirsizlerini bir araya getiren bir
başyapıt olarak tarihe geçti. Cezmi'nin yazdığı hikaye, büyük bir ilgi ve beğeniyle
karşılandı. İnsanlar, hikayenin içindeki değerleri ve mesajı benimsediler. Cezmi, bu
ilgiden cesaret alarak geçmişi daha da yaşamaya karar verdi.
Hikaye, Cezmi'nin kahramanlık serüvenlerini, Nasrettin Hoca'nın esprili taktiklerini ve
Karacadağ efsanesinin dayanışma ruhu grubunu bize gösterdi. Cezmi'nin amacı,
insanların içlerindeki hazineleri keşfetmelerine ve zorluklarla mücadele ederken birlik
olmalarına ilham vermekti. Hikaye, Cezmi'nin liderlik özelliklerini ortaya çıkardı.
İnsanlar, Cezmi'nin cesaretini, zekasını ve adaletini takdir ettiler. Cezmi, anlatıları
anlatırken toplumun farklı kesimlerinden insanları bir araya getirdi. Hikaye, ülke
genelinde popülerlik kazandı. İnsanlar, Cezmi'nin hikayelerinde buldukları ve onun
karakterine hayranlık duydular. Cezmi, artık sadece bir kahraman değil, bir sembol
haline geldi.
Cezmi, arşivin kaynaklarını artırmak için çeşitli etkinlikler ve gösteriler düzenlemeye
başladı. Okullarda, tiyatrolarda ve festivallerde hikayeleri anlatarak insanlara ilham
vermeye devam etti. Bu sayede hikayenin mesajı daha geniş kitlelere ulaştı.
Hikâye, yıllar boyu Türklerin elinde önemli bir yer edindi. Cezmi'nin yazdığı bu
destan, Türk milletinin ortak değerleri ve birlikte mücadele etme ruhunu yansıtıyordu.
Bu nedenle, hikaye birçok kuşak arasında aktarıldı ve sevilen bir klasiğe dönüştü.

Sonuç olarak, Cezmi'nin yazdığı hikaye, toplumu birlik ve dayanışmayı


güçlendiren, cesaret ve zeka gibi değerleri vurgulayan bir başyapıt olarak anıldı.
Cezmi, bu hikayeyle Türk sahiplerine unutmamış bir armağan vermiş oldu.

Cezmi'nin hikayesi büyük sevenlerine ulaştıktan sonra, daha da geniş kitlelere


ulaşmak ve kaynakları artırmak için farklı projelere yönelmeye karar verdi. İşte
hikayenin devamında neler olduğunu anlatan bir bölüm:

Cezmi, öyküsü bir roman olarak yayınlamaya karar verdi. Roman, okuyuculara daha
derin bir yolculuk sunacak, karakterleri daha ayrıntılı bir şekilde anlatacak ve
maceralarını epik bir şekilde anlatacaktı. Romanın yayınlanmasıyla birlikte, Cezmi'nin
hikayesi daha da geniş kitlelere ulaşmaya başladı. Cezmi, ömrünün süresini artırmak
için aynı zamanda bir film yapmaya karar verdi. Film, büyük bütçeli bir prodüksiyon
olarak sinemalarda gösterilecek ve seyircileri maceranın içinde sürükleyici olacaktı.
Oyuncu seçimlerinden senaryoyu barındırana kadar her davranışı Cezmi'nin
gözleminde gerçekleşen film, gişede büyük bir başarı elde etti. Cezmi hikayenin
popülerliği ve etkisini sağlayacak birçok etkinlik düzenlemeye başladı. Kitap imza
günü, paneller, konferanslar ve çıkışlarda yapılan söyleşilerle hikayenin mesajını
daha geniş kitlelere taşıdı. Ayrıca Cezmi ve diğer karakterlerin bölümlerinin
sergilendiği özel gösteriler ve bazı olaylar düzenlendi. Cezmi, hikâyenin genç
kuşakları arasında daha fazla etki yaratması için eğitim programları geliştirdi.
Okullarda ve gençlik merkezlerinde, hikayeyi kullanarak liderlik, cesaret, dayanışma
ve problem çözme teknikleri gibi önemli değerleri vurgulayan atölyeler kurdu. Bu
sayede, gençlerin karakterlerden yararlanma imkanı sağladı.
Hikayenin başarısının uluslararası düzeyde de dikkat çekti. Cezmi'nin hikayesi, çeşitli
yabancı dillerde tercümeler yapıldı ve diğer ülkelerde de büyük ilgi gördü. Cezmi,
içinde yapılan festivallerde ve etkinliklerde öykü anlatımı, kültürler arası etkileşimi
artırdı ve Türk kültürünün artmasına katkıda bulundu.

You might also like