Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 419

Yahud Kad m M st k Öğret s

Kabala

A. Ekrem Ülkü
Yahud Kad m M st k Öğret s Kabala

A. Ekrem Ülkü

Tar h Ser s -3

Yahud Kad m M st k Öğret s Kabala

Ekrem Ülkü

Genel Yayın Yönetmen : Aytaç T mur

Yayınev Ed törü: Ak f Pamuk

D zg : Gül Dönmez

Yen İnsan Yayınev

Tohum Yayıncılık Tur zm Reklam ve Sağlık H zmetler Sanay


T caret L m ted Ş rket

Caferağa Mah Sakız Sok No: 20 / 6 Kadıköy İstanbul Türk ye

Tel: (0 216) 330 30 64 Fax: (0 216) 345 85 43

yen nsanyay nev @gma l.com

newhumanpubl sher@yahoo.com

www.yen nsanyay nev .com


ÖNSÖZ

Türkçem zde “Müslüman mahalles nde salyangoz satılmaz” d ye


b r dey m vardır. Ben mk s de öyle oldu. İnsanlık tar h nde baştan
ber kavşak noktası olmuş, bütün kültürler n ya doğduğu ya da gel p
geçt ğ bu topraklarda yan Anadoluda 10000 yılı aşkın b r süred r
oluşmuş öyle b r sentez ya da daha doğrusu kaynayıp durmakta olan
b r “Aşure” varken, özell kle y ne bu topraklarda olgunlaşmış,
gel şm ş b rçok nsancıl felsefeye kaynaklık etm ş “Tasavvuf” g b b r
zeng nl k varken KABALA da ne ola k ?

B z m bu Kabala serüven m z şöyle başladı; Adını duyduğum her


tür manev yat okul kapısının p n çek p suyunu çmeye çalışırken,
y ne yen b r manev yat okulu le lk tanıştığımız dönemlerde (1989),
öğretmen m z el me, h ç tanışmadığım, Sh mon ben Halev ’n n
İng ltereden get r lm ş b r eser n verd ve İnsanlık kültürünün öneml
köşe taşlarından olan Kabala hakkında b r ön çalışma yapmamı
sted . Bu ş sadece b r görev olarak kabul ed p bu çalışmayı (o
zamanlar hayl yeters z olan) manev yat b lg m neden le, h ç
yorumsuz, hatta yeter nce güven duymadığım bazı İng l zce
sözcükler n k l üçlü anlamlarını parantez ç nde vererek çalışma
arkadaşlarımın h zmet ne sundum ve ben m ç n o ş b tm ş oldu
(sandım!). Oysa o günden sonra, felsefe ve manev yat konuşulan
her toplantıda, ucundan Kabala’ya dokunan b r konu olduğunda
(sank Kabala uzmanı m ş m g b !) f kr m soruldu ya da benden
açıklama stend . Bu durum merakımı daha da körükled . Baktım k
olacak g b değ l, yanıtlarım bazen ben b le tatm n etm yor o zaman
“b raz daha der n ne ney m” d ye araştırmaya başladım. Oysa
Kabala konusunda Türkçe d l nde yayınlanmış (olasılıkla çev rmen n
konu le lg s zl ğ neden le) çok yeters z ve anlaşılmaz b r tek k tap
dışında h çb r kaynak yoktu. Yahud dostlarım aracılığıyla
Kabal stlerle temas kurmaya çalıştım. Yurt dışından k taplar
ısmarladım. Almanca ve Fransızca k taplar ç n bu d ller b len
dostlarımın yardımlarını aldım notlar çıkardım, İng l zce olanları se
çev rmeye çalıştım. 1998 yılında el mde b r hayl kaynak b r kt . Bu
b lg ler paylaşmak amacıyla k tap hal ne get rmeye n yetlend m ve
gerçek serüven m başladı. K tap planımı yaptım ve yazmaya
başladım ama meraklı yapım, karşılaştığım her yen sözcüğün
der n ne nmeye zorluyor, her der nleşme yen der nleşmeler
gerekt r yordu tâ k 2002 yılı ortalarında, bu der nleşmeler n h ç
b tmeyeceğ kanısına vardığımda, en azından b r başlangıç k tabını
tamamlamaya karar verd m. Bundan sonra el n zdek k tap oluşmaya
başladı. Ş md k planıma göre bu k tabı en az 3 k tap daha zleyecek
ve bu k tapta kısa geç len konular ler k k taplarda daha
der nlemes ne rdelenecek.

Bu k tap KABALA’nın tar hsell ğ n , kaynaklarını ve genel olarak


kapsadığı konuları, h ç b lmeyenler n de anlayab lecekler sadel kte
olab ld ğ nce yalın olarak anlatıyor ve f k r sah b olmalarına yardımda
bulunuyor. Y ne bu k tabın, mânev yat le lg lenm ş, mânev yat
term noloj s ne âş na olanlara se; Uzak doğu ve Orta doğu g b farklı
görünen öğret ler arasındak etk leş mler görme, l şk ler kurma ve
kend düşünceler nde yen açılımlara kapı açmak g b b r amacı hatta
dd ası var. Kabala’nın tekn k konuları olan YARATILIŞ-SEFİROT-
HARFLER ve SAYILAR sembol zması-DEVŞİRİMLER-DİN,
DÜŞÜNCE VE BİLİMLER le l şk ler ve Kabala ç ve dışı TAROT
olarak b l nen konular, ayrıntılı ve der nlemes ne, d ğer k taplarda
ncelenecek.

K tabı yazma amacımın, b r kt rd ğ m kaynak ve b lg ler , lg lenen


meraklılarla paylaşmak olduğunu açıklamıştım. Bu amacı aşmamak
ç n k ş sel yorumlarıma neredeyse h ç yer vermemeye ve
olab ld ğ nce nesnel b r şek lde kaynakları ser mlemeye çalıştım.
Doğal olarak, nsan aklının özgür düşündükçe, düşünces n n
sınırsızlığına koşut olarak, özell kle b r bağlamda sembol ve
s mgeler yorumlama üstüne kurulan KABALA öğret s n n de sonsuz
olduğu söyleneb l r. Bu k tabı okuyan okuyucu, kend b lg ve
düşünceler ışığında çok değ ş k ve farklı yorumlara ulaşab l r, h ç
b l nmeyen yepyen düşünce dünyalarına yolculuğa çıkab l r. Umarım
k bu yolculuklarda nsanlığın b l nçlenme ve özgürleşme sürec ne bu
k tabın az da olsa b r katkısı olab l r.

İnsan yapısı her şeyde olduğu g b bu K tap da, tüm eks kler ne
karşın kend kor dorunda öneml b r boşluğu dolduracak, manev yat
meraklısı ve öğrenc s ne yansız b r başvuru kaynağı olacaktır.

B r kt rd kler m paylaşma ve kend m gel şt rme amacı da taşıyan


bu ve bundan sonrak k taplarla lg l eleşt r lere, aydın sorumluluğum
gereğ açık olmamın ötes nde, gereks nmem de bulunduğunun
b l nc ndey m. Bu bağlamda özell kle aykırı hatta marj nal eleşt r ve
katkıları paylaşmak bana ancak mutluluk verecekt r. Hatta
hazırlayacağım d ğer k tapların daha zeng n ve doyurucu olması ç n
bu tür yorumlardan (yorumcunun adını da vererek)
yararlanab leceğ m n de b l nmes n ster m.

Gerek bu k tabın hazırlanmasında ve gerekse Kabala


yolculuğumda yapıcı eleşt r ler le ben yönlend ren, sevg l dostum
Met n Bobaroğlu’na, çev r lerde en büyük desteğ veren oğlum Onur
Ülkü’ye, Hakan Kaplan’a, ben sürekl yüreklend ren ve rahat çalışma
ortamı hazırlayan eş m Neşe Ülkü’ye ve kızım N lüfer Kaplan’a,
sonsuz şükranlarımı bel rtmel y m. Almanca çev r ler nden
yararlandığım dostum Dr. Üm t Emre ve sevg l eş Br g tte’ye sonsuz
teşekkür ed yorum. Bu arada en zorlandığım zamanlarda güvenl
b lg ye ulaşmama yardım eden muhterem Y tzak B lman, Samuel
Mordecha ve adını yazmamı gereks z bulan alçakgönüllülük örneğ
Rabb C.D’y de sevg , saygı ve şükranla anmalıyım.

Erenköy-Temmuz 2007
1. BÖLÜM: GİRİŞ “EHYEH ASHER EHYEH”

“Ve Allah Musaya ded BEN, BEN OLANIM;...” [Çıkış 3:14]

Horeb dağında, tükenmeden yanan çalı ateş n n ortasından


kend s ne seslenen ve ona görev n b ld ren Rab’ba (Tanrı), Musa
“Sen n adını sorarlarsa onlara ne söyleyeceğ m?” d ye sorduğunda
Allah Musaya; “BEN, BEN OLANIM; İsra l oğullarına böyle
d yeceks n; Ben s ze BEN’ m gönderd .” d ye yanıt ver r ve yapması
gerekenler anlatır. Bu yanıtta çok lg çek c b r yan vardır. Tanrı,
Musa’nın bekled ğ g b kend s n tanıtacak ama aynı zamanda da
sınırlayacak bel rl b r ad vermem ş, her türlü bel rlemey aşan ancak
buna karşın kend s nden başka h çb r şey bel rlemeyen ve
anlatmayan dolayısı le kend s le karşılaştıracak h ç b r şeye de yer
vermeyen, benzers zl ğ n ve sonsuzluğunu anlatmıştır.

Tek tanrılı ve k taplı d nlerden lk olan Yahud l ğ n kutsal k tabı


Tevrat, sıradan b r gözle okunduğunda, okuyana verd ğ tar hsel
b lg n n ve seslend ğ topluma get rd ğ b r takım yaptırımların
dışında, çel şk l , mantık hatalarıyla dolu b r met n g b gel r. Yahud
tar h n n en esk zamanlarından ber , b r çok d n b lg n , bu çel şk ve
mantık hataları le dolu metn n, ardında ya da altında saklı, g zeml
b r mesaj olması gerekt ğ n düşünerek üzer nde çalışmalar
yapmışlardır. Bu çalışmaların b r kısmı akılsal olurken daha çok
kısmı, m st k ded ğ m z, çe dönük, özel r tüeller çeren çrek
çalışmalar olmuştur. Tevrat üzer ne çalışmaların çoğunluğunun çrek
olmasının en öneml neden , X. Yüzyıla kadar, h çb r İbran eser nde
sesl harf kullanımının olmayışıdır.

[1]
Bu, Yahud yazı d l n n, Intent on (N yet-Amaç d l ) olması, dolayısı
le sadece sess z harflerden oluşan sözcükler n, kend s nden önce ve
sonra gelen sözcükler bağlamında yoruma açık anlamlar kazanması
demekt r. Yan aynı harflerle yazılmış sözcükler n, cümlen n gel ş ne
bağlı olarak farklı anlamlarla yorumlanması olanaklıdır. Örneğ n;
HRM harfler nden hem Haram, Harem, H ram, Harîm, Hurma ve hem
de İhram, v.s anlamları çıkarılab l r.

Abram (Hz. İbrah m)’ n “Doğruluk Kralı” olarak b l nen Salem (Kudüs)
Kralı Melk sedek tarafından kutsanması ( n s ye ed lmes )

Tevrat le lg l çsel çalışmalar sonucunda, önceler ağızdan kulağa


söylenen ve daha sonraları yazıya geçen b lg ler toplayan ve
oldukça doyurucu açıklamalar çeren met nler n toplamı, KABALA
ded ğ m z çalışmanın özünü oluşturmaktadır. K tabın lerleyen
bölümler nde, Kabala’ya kaynak oluşturan met nler hakkında daha
ayrıntılı b lg ler ver lmeye çalışılacaktır.

Geleneğe göre, Kabala İ.Ö. 1800’lerde Kudüs’de, Abram (Hz.


İbrah m)’ n “Doğruluk Kralı” olarak b l nen Salem (Kudüs) Kralı
Melk sedek tarafından kutsanması ( n s ye ed lmes ) le başlamıştır.
[Tekv n14.18]. Bu durumda m st s zm n, anılan tar hten çok daha
önceler , M.Ö. 12. yy.da S na dağında Tevrat’ın ver lmes nden de
önce başlamış olduğu anlaşılıyor.

Bazı Kabal stler, Kabala’nın lk nsana, lk günahından sonra,


yaratılıştak soyluluğuna ve mutluluğuna yen den kavuşmasına
yardımcı olması ç n melekler aracılığıyla cennetten nd r ld ğ n kabul
ederler. D ğer bran yasa koyucuları se, g zl Kabala b lg ler n n, 40
gün boyunca S na dağında kalan Musa’ya, doğrudan dogruya, Tanrı
tarafından ver ld ğ n öne sürerler. Bu kurama göre; Musa da kutsal
ruhun bu ödülünü, paylaşmak üzere 70 yaşlı b lgeye let r. Onlar da
kel me kel me ve ağızdan kulağa kend ler nden sonrak lere geç r rler.
Peygamber Ezra’ya kadar böyle gelen gelenek, Ezra başkanlığında,
yasa (Tevrat) le b rl kte yazıya geç r l r.

Bazı Kabal stler de bu görüşten b raz daha farklı olan b r görüşü


ben mserler, şöyle k ; Kabala, Tevrat le aynı zamanda ver lm ş,
Tevrat topluma yönel k olduğu halde, Kabala b rkaç seç lm ş az ze
açıklanmıştır. Bunlar da onu, geleneğe göre, küçük b r m st k gruba
aktarmışlardır. Abraham le süren (sözel) geleneğe Mısırlı b r rah p
olan Musa esk Mısırın tüm esk ve g zl sırlarını eklem şt r.

Kabala, İk nc Tapınak da yıkıldıktan sonra (M.S 66), sadece


hahamlar ve Yahud m st kler tarafından sürdürülürken 8. yy.da
Güney İtalya’da B ç mler n-Oluşmanın-Kurulmanın k tabı (Sefer
Yez rah) le lk kez, bu dar ve kapalı çevre dışında da duyulmaya
başlanmıştır. Bu k tapta, Tanrıya vecd yoluyla ulaşılab leceğ ve
bunun yöntemler , Tanrısal dünyanın m st k yapısı ve bu yapının çsel
l şk ler ncelenmekteyd . Daha sonra 13. yy.da İspanyada İht şamın-
Parlaklığın-Aydınlığın K tabı (Sefer ha Zohar) [k aynı zamanda
“Merkava” olarak da b l n r] adı le b r k tap yayılmaya başladı. Bu
k tap, M.S. 136 yılında ölen Rabb Ak ba
[2]

, Sh mon ben Yoah , Rabb S meon ve öğrenc ler arasındak , g zl


b l mler n, Tanrı-Evren ve b l m üzer ne metaf z k teor ler n ncelend ğ
konuşmaları çermekteyd . K tapta öner len yöntemler bazı Kabal st
gruplar tarafından, değ ş k b ç mlerde günümüzde de halen
uygulanmaktadır.

Her şeye karşın, Kabalanın kaynağı ve lk uygulayıcılarının k mler


olduğu, kes n olarak b l nmemekted r. Ağırlıklı ve en çok kabul gören
görüş, lk uygulamalarının, II. Mabet (M.Ö 515) dönem ndek
hahamlara kadar nd r leb leceğ d r.

Kabala’nın köken le lg l b r başka görüş, bu uygulamanın M.S. I.


yüz yılda F l st n’de ortaya çıkan “Merkava” (ya da Merkabah)
g zemc l ğ le başladığı hakkındadır. Merkava g zemc l ğ n n bell
başlı metodu, Esk Ah t’te peygamber Ezek el’ n rüyette gördüğü ve
RABBİN oradan kend s le söyleşt ğ “ lâhî taht” ya da “araba”
(merkava) le lg l der n düşüncelere dalmak ve bu düşünceler n
yoğunlaşmasıyla çoşku ç nde kend nden geçmekt r. VII. ve XII. yüz
yıllar arasında çalışma alanı F l st n’den Bab lonya’ya kayan ve
başka Gnost k akımların da etk s altında kalan Merkava
g zemc l ğ nde lk aşama, Tanrı’nın tahtını ve Tanrısal düzen
düşleyeb lmekt r. Öğretmenler tarafından öğret len ve çok uzun
çalışmalarla başarılab len bu lk aşama aşılab ld ğ nde, çoşku
ç ndek ruhun yüksel ş başlar. Bu ruhsal yüksel ş boyunca yapılan
tehl kel yolculukta, farklı yeteneklerle donanmış düşman meleklerle
dolu “yed küre” ya da “yed gök katının” aşılması beklenmekted r.
Ruhun bu yolculuktak amacı, aşılan “yed küre”den sonra,
merkava’nın üzer nde bulunan lâhî tahta ulaşmaktır. “Tzenu’ m” adı
ver len Merkava uygulayıcıları, geleneğe kabul ed lmeden önce
stekl ler arasından özenle seç l rlerd ve bunların özel ahlâk
n tel kler ne sah p olmaları sten rd . Bu seçk n k ş ler n eğ t m
boyunca sürekl olarak egolarını kontrol etmeler ve sürekl oruç
tutarak kend ler n g zemc deney mlere hazır tutmaları gerekl yd . Bu
seçk nler n yapacağı başarılı b r düşsel yolculuk ç n her şeyden çok
“mühür” olarak tanımlanan bazı s h rl sözler n ve formüller n
b l nmes gerek yordu k bu sözler, yapılan uzun ve yorucu çalışmalar
sonrasında kazanılıyordu. Bu s h rl sözler, her b r gök katının
kapısında bekç l k yapan meleklerden geç ş zn ç n gerekl yd . Hatalı
b r “mühür” kullanımı, çok tehl kel yaralanmalara, hattâ korkunç
ölümlere yol açab l rd . Talmud’da yazılan öykülerden b r ne göre,
Merkava uygulamasına kalkışan dört k ş arasından b r ölmüş, d ğer
del rm ş, ötek d nden çıkmış ve yalnızca Rabb Ak ba ben Joseph
gerçek b r düşsel deney m sonuçlandırab lm şt r.

Merkava uygulayıcıları k m zaman “Doğaüstü Dünyanın


Gezg nler ” olarak da adlandırılırlardı. Bu g zemc akımın en esk k
yazılı kaynağı; Rabb Ak ba’ya a t olduğu sanılan “Küçük” ve Rabb
Ishmael ben El sha’ya a t olduğu sanılan “Büyük” met nlerd r. Ayrıca,
“Enoch’un K tabı” ve Tanrı’nın oldukça abartılı antropomorf k ( nsan
b ç ml ) bet mlemeler n çeren “Sh ’ur Qoma” (İlâhî Boyutlar) adındak
met nler de Merkava geleneğ ne a tt rler.

Kabala öğret s nde, b r çok kez mantığın kabul edemeyeceğ veya


batıl nanç olarak yadsınacak görüşler, savlar ve açıklamalar da
sunulur. Oysa başlangıçta kabul ed lemeyen bu görüşler, yaşamın
ler evreler nde, değ şen ve gel şen anlayışla pek güzel
ben mseneb l r ve uygulanab l r. İşte bu görüşler, sadece k ş sel
gel şme ve evr mle elde ed leb ld ğ nden, gerekt ğ nde öğret dışından
olanlara da anlatılab l r ama ne yazıkk gerekl alt yapıya sah p
olmayanlar tarafından anlaşılamazlar.
Kad m Kabalanın yazılı kaynakları, lk bakışta uçuk, çel şk l ve
anlamsız geleb lecek b r öğret çermekted r. Ancak bunlar yüksek
düzeyde ruhsal öğret lerd r. Öğret n n amacına ulaşab lmek ç n, bu
kaynakları sadece okumak yeterl değ ld r. Ruhsal değ ş mler
göreb lmek, algılayab lmek ç n, ruh gözünün açık olması ( çtenl kle
stekl olmak) gerekmekted r. Esk büyük Kabala b lgeler , cah l, ham
ve tutarsız nsanların önüne b lgel k nc ler n sermed ler, tem z
olmayanları, tem zlenmeye n yetl olmayanları b lgel k mabed ne
sokup, k rletmed ler. Çünkü, c ddî ve çten stekl öğrenc n n,
Okult zm’ n yüksek yaşam b ç m ne ulaşab lmes ç n az ml b r çaba
göstermes gerekmekted r.

Yaşamı boyunca Tevrat üzer ne çok kapsamlı b r çalışma yapan


ve geleneksel Kabala met nler n gel şt rerek b r Evren Yaratılış
Teor s hal ne get ren Rab İsaac Lur a

[3]

, Tevrat hakkında şunları söylemekted r:

“Tevrat’ın gövdes , Tanrı’nın b ze buyruklarını, Tevrat’ın ruhu se,


Tanrı’nın evren nasıl yarattığını açıklar. Tanrı b ze, b rçok der n
yollarla bazı kavrama güçler verm şt r. O’nun dünyayı yaratma
sürec nde hem O’ndan ayrı b r parça olmamızı hem de O’nunla ortak
olmamızı ster. B z davranışlarımızı Tevrat’ın em rler le uyumlu b r
şek lde yapmalıyız, oysa yaratılış sürec nde, dünyaya ışığını
gönder rken, O sadece kend s le ortaktır. O ışık, Dünyanın yaratılış
yasasındak normal ışıklardan çok üstündür. O aşkın b r ışıktır,
yaratılışın üstünde ve sonsuzdur. B z o ışığı ancak Tevrat’ın verd ğ
b lg le ama çok az anlayab l r z.”
Kabala’nın Tevrattan sonra en öneml kaynağı olan Sefer ha Zohar
(Görkem k tabı), Tevrata nasıl bakmamız gerekt ğ n şu şek lde
anlatmakta ve bazı örneklerle de bu b lg y pek şt rmekted r.

[4]

Rabb Sh m’on ded k

“k m Tevrat’ın b rçok öykü ve sıradan sözcüklerden baret


olduğunu söylem şse

o nsanoğluna yazık!

Eğer öyle olsaydı, b z ş md de sıradan sözcüklerle onların


heps nden daha y b r Tevrat oluşturab l rd k.

(Tanrı) Yücel kler yer ne (sadece) Dünya şler nden m söz


etmekted r?

Oysa Dünya yasalarının b le daha yüce sözcükler vardır.

Eğer öyleyse, hayd o sözcüklers z b r Tevrat yapalım.

Ah, ama (ne yazıkk )Tevrat’ın bütün sözcükler yüced r, yüce


g zlerd r.

Gel ve gör:

Üsttek dünyalar ve alttak dünyalar mükemmel dengeded r:

İsra l altta, melekler üstted r.

Melekler n yazdığı:
‘O k ruhları, melekler yapar’

[Mezmurlar 104:4]

Ama melekler dünyaya nd ğ nde, bu dünyanın g ys ler n g yd ler.

Onlar bu dünyaya uygun g ys ler g ymed kler nde,

Bu dünyaya dayanamazlardı,

Ve dünya da onlara dayanamazdı,

Bu nedenle bu Tevrat öyküsü (de)Tevrat’ın g ys s d r.

Her k m düşünürse k gerçek Tevrat g ys d r

Ve başka b r şey değ ld r,

(Tevrat) O’nun ruhunu söndürür!

(Bu düşünceyle) gelen, (Tevrat’ın) başka b r parçasına sah p


olamayacaktır.

Davud şu sözler n ç n söyled :

‘Gözler m aç k Tevrat’ındak şaşılacak şeyler görey m!

[Mezmurlar 119:18]

Tevrat’ın g ys ler n n (dış görünüşü) altında ne vardır!


Gel ve gör:

Orada da tümüyle g ys görüleb l r.

Bazı ahmaklar güzel görünüşlü bazı g ys ler gördüğünde.

Daha d kkatle bakarlar.

Ama g ys n n özü beden;

Beden n özü se ruh’tur.

Bu yüzden (onlar) Tevratta beraberd rler.

O’nun b r beden vardır:

(o da)Tevrat’ın em rler (d r),

‘Tevratın somut hal ’ olarak adlandırılır.

Bu beden, g ys ler g y nm şt r:

(o g ys ler se) Bu dünyanın öyküler d r.

Dünyanın budalaları, Tevrat öyküler nde sadece g ys ye bakarlar;

Daha fazlasını b lemezler.

G ys ler n altında ne olduğuna bakmazlar.

Ama g ys ye bakmak yer ne,

g ys n n altındak bedene bakanlar daha çok b l rler.

Yüksektek Kralın h zmetç ler nden b lge b r ler ,


K onlar S na dağında oturuyorlardı,

Sadece ruha, bütünün köküne, gerçek Tevrata bakıyorlardı!

Onların yazgısı,

Zamanı geld ğ nde,Tevrat rulosunun ruhuna bakmaktı!

Gel ve gör:

Bu yüzden O üstted r.

G ys ve beden ve ruh ve ruhun ruhu vardır.

Cennetler ve onların ev sah pler g ys lerd r.

İsra l n komünyonu (katılımı) se bedend r.

Ruhu k m aldıysa, İsra l n Güzell ğ d r.

Bu yüzden o ruhun beden d r.

Ve bu ruh, İsra l n Güzell ğ d r,

K o gerçek Tevrattır.

Ruhun ruhu, Kutsal Kad m B r’d r.

Bütün heps , bu b r olan b r’e bağlanmıştır.

K m Tevrat sadece b r öyküdür derse,

O kötü ruhlu olana ızdırap vardır.

Onlar daha ötes ne bakmazlar da g ys ye bakarlar.


Mutluluk se, Tevrat’a gerekt ğ g b bakana,

Dürüst olanadır.

Şarap nasıl kavanozda durursa,

Tevrat da g ys de öyle durmalıdır.

G ys n n altında ne olduğuna, bunu düşünerek bak!

—-Bütün sözcüklere ve öykülere—-

Onlar g ys lerd r!”

[5]

[3:152a]

Kral, b r buyruk tasarlamıştı ve

Onu yüksektek parlaklığa kazıyarak yazmıştı.

Saklının saklısının ç nde

Sonsuz g zemden,

Göz kamaştıran b r kıvılcım çakmıştı.

(O kıvılcım) Tanımsız olanın ç ndek buhar salkımından

B r çembere yerleşt
Beyaz değ ld , s yah değ ld , kırmızı değ ld , yeş l değ ld ,

H çb r renkte değ ld .

B r şer t hal ne geld ğ nde, ışıyan b r renk kazandı,

Kıvılcımın der nl ğ nden, fışkırarak aktı

Altına renkler aşılayarak,

Sonsuz g zem n, saklı olanın saklısı,

Bu Akış boydan boya yarıldı ama onun hales bozulmadı.

Bütün bunlar asla b l nemed .

Boydan boya yarılmanın etk s yle,

Yüce ve saklı b r nokta, parladı.

İşte O noktanın ötes nde h çb r şey b l nemez.

Böylece ona Başlangıç adı ver ld ,

Bütün bunlar lk buyrukdu.

“Aydınlanan, gökyüzünün zohar’’ı g b parlayacak,

ve onlar k doğru yolda olanlar

sonsuza kadar ve her zaman parlayacaklar”


[Dan el 12:3]

Zohar, Saklının saklısı, onun aurası yayıldı.

Ve O aura bu noktaya dokunur dokunmaz.

Yaratılış başladı

Ve kend ne, şanı ve övgüsü ç n b r saray yaptı.

İşte orada da kutsallığın tohumu ek ld .

[6]

Doğum, Evren n hayrı ç n ver ld .

Bu b r sırdır:

“Onun bağ kütüğü kutsal tohumdur”

[İşaya 6:13]

Zohar, tohumu onun şanı ç n ekt

İnce mor pek tohumu g b .

İpekböceğ n n kend çevres ne koza örmes g b kend sarayını


yaptı.

Bu saray övgü ve herşey n yararınadır.


Başlangıçla,

Saklı olan B r k b l nmeyen sarayı yapandır.

Bu Saray Eloh m d ye adlandırılır.

İşte bu da sırdır:

“Başlangıçta gökler ve yer Eloh m yarattı.”

[Genes s 1:1]

[7]

[1:15a]

Yukarıdak Zohar alıntılarından da anlaşılacağı g b Kabala, her


şeyden önce b r s mge b l md r, b r yaşam b ç m d r, b r anlayıştır,
Tanrıya ulaşmanın b tmeyen yoludur ve en öneml s de b r Evren
yaratılış teor s d r.

Kabala, aynı zamanda Tanrı ve hak kat n dünyasını akılla


anlamanın ve deney mlemen n dünyasıdır. Bu nedenle Kabalacılar
çağlar boyunca, dâ ma hak kat n çsel boyutuyla lg lenm şlerd r.

[8]

B l nd ğ g b ç deney le kazanılan b lg ler, sözcüklerle yeter nce


anlatılamayacağı ç n bütün ezoter k okullar, semboller ve alegor lerle
çalışırlar. Kabala eğ t m nde de bu böyled r. Örneğ n; K tabı
mukaddeste anlatılan, Jakop (Yakup) a les n n Mısır’a n ş öz’ün
nsan hal ne dönüşünü anlatır. Musa’nın mısırlıyı öldürüşü, onun b tk
ve hayvan evreler ndek durumunu anlatır. Musa’nın Jethro
(kayınpeder ve ruhsal öğretmen ) le karşılaşması, yere saplanmış
saf r çubuğu çıkartması, Jethro’nun kızıyla evlenmes g b aşamalar
da sembol k olarak öğret ye kabulünü ( n t atory) ve ruhsal öğret dek
lerlemeler n anlatmaktadır. Musa, Jethro’nun yanında gördüğü uzun
eğ t m sürec nde çgüdü ve dürtüler ne egemen olmayı öğrenm şt r,
Yanan çalı h kayes de eğ t mdek başarısının sonucunda kazandığı
lütuf’dur.

Kabal st k gruplar, genell kle d s pl nl b r düzen ç nde ve sözel


geleneklere uygun olarak çalışırlar. Bu gruplar, dünyanın çeş tl
yerler nde halen çalışmalarını sürdürmekted rler. Onları bulmak kolay
ama aralarına katılmak çok zordur. Kabala, kapılarını sadece onu
almaya hazırlananlara açar. Kabala klâs ğ nden uyarlanmış b r
efsane olan Zohar, bu noktayı sembol k olarak şöyle açıklar;

“Genç b r adam, önünden geçmekte olduğu Saray’ın b r


penceres nde peçel b r genç kız f gürü görür. Önceler sadece merak
ett ğ ç n, her gün aynı saatlerde aynı pencereye bakarak genç kızı
daha y görmeye çalışır. B r süre sonra, umduğu g b onun d kkat n
çekmey başarab ld ğ n ve onun da kend s ne bakmaya başladığını
fark eder. Daha sonra onunla l şk kurmak ster, bu arada kız
peçes n nd r r ve yüzünü açar. Bu şaret, genç adamın daha da
lg s n çeker ve onun güzell ğ n görmek ç n zamanının büyük b r
bölümünü sarayın önünde geç rmeye başlar. Artık kıza aşık olmuştur
ve sarayın önünden ayrılamamaktadır. B r süre sonra kız, ona karşı
olan lg s n daha çok açık eder ve b r gün konuşmaya başlarlar. Kız
ona sarayın sırlarını ve babası olan Kral’ın özell kler n anlatır. Günler
geçt kçe genç adam bu özleme daha fazla dayanamayacağını anlar,
genç kızla evlenmek ve onun anlattıklarını yaşamak ster.”

Bu efsanede sözü ed len genç adam, öz’dür, prenses ruh, saray


varoluş (yaşam) ve kral da kralların kralıdır.
Buna karşın, Kabala’nın gerek yüzyıllardır gelen tar hsel gücü ve
gerekse sadece adının çağrıştırdığı büyük ve etk ley c g zem, onun
steyen (parayı veren) her kes tarafından çabucak öğren lecek,
uygulanacak ve evren n sırlarını çözecek b r ş fre olarak görülmes ne
de neden olmaktadır. Dünya üzer nde Kabala konusunda çalıştığını
dd a eden b r çok düzenbaz, bu yolla nsanları kandırmakta ve
büyük paralar kazanmaktadır. Oysa aşağıda kısaca değ nd ğ m z
g b , Kabala çok zahmetl , tehl kel ve uzun b r yoldur.

Kabal stler tarafından kullanılan tekn kler çok çeş tl d r. Bunların


heps genel olarak üç ego durumunun uygulanmasına dayanır.
Günlük f z ksel yaşamdak bazı davranışlar, d nsel r tüeller n
tanıklığına dönüştürülür. Örneğ n; Dua k tabının kola veya başa
bağlanması; Bağlılık egzers zler , Tanrı korkusu ve aşkına
dayandırılır. Yaşanan herşey Tanrının takd r d r ve ş kâyet
ed lmemel d r. Der n düşünme (Contemplat on) se b lg ed nmen n b r
yolu olarak kabul ed lm şt r. Örneğ n; B rçok nanan nsan Tanrı
korkusunu duyab l r veya aşkını ç nde h ssedeb l r ama Kabal ste bu
yetmez, o Tanrıyı bulmak da ster. Bunun ç n de kend m kro
kozmosunu ve evren n makro kozmosunu nceler, der n düşünceye
dalar ve böylece Tanrıya ulaşma yollarını deney mler.

Uzun emekler sırasında, Kabal st n hem ç nde ve hem de dışında


dönüşümler meydana gel r. Başlangıçta her şey heyecan ver c d r,
her keş f b r sorunun yanıtıdır. Bu evrede, çoğunlukla b rey n yaşamı
temelden değ ş r. Bunun ardından b r durgunluk dönem başlar,
burada olay ve olguları çözen anahtarların rolü değ ş r. Bu durgun
devre ruhun dünyasından ç olaylara geç ş n, nsan ruhunun
(Psyche) der n katmanlarından, olağan b l nçl l ğe, eş dey şle
farkındalığa geç şt r. Böylece yen b r yönelme başlar. Bu yönelmede
k ş n n 4 dünya le lg l bütün görgüsü değ ş r. Sıradan nsanlarda
olmayan, duyma ve görme yetenekler gel ş r. Bu yetenekler
başkalarının yararı ç n kullanılab l r, çünkü bunlar ç evr mle gelen
armağanlar olarak kabul ed l r. Örneğ n; B r doktor, kend profesyonel
rolünü uygularken yaptığı ş , kabal st k olarak tıbb ç y leşt rmeyle
l şk lend r r ve o noktada ç eğ t m n n farkına varır. Bu ç eğ t mler
b rtakım r tüellerle pek şt r l r. Çoğunlukla oruç, nz va (yalnızlık),
c nsell kten uzaklaşma g b .

Esk çağlarda, Kabal stler Tanrı yolculuğunda r tüel, med tasyon ve


contemplat on sırasında kend ç der nl ğ ne dalmaya “Char ot’a
g rmek” derlerd ve bu Seph rot k üçlemeler b r yolculuğu mlerd .
Bedenl olarak yapılan bu ç seyahat, olgunlaşmamış, denges z ve
yanlış yönlend r lm ş b r ç n tehl kel ve korkutucudur. Cennet
krallığına hazırlıksız yolculuk yapanları uyarmak ç n, saf ruhun
dünyasına yolculuk etmek steyen 4 Rabb n n öyküsünü b raz
yukarda okudunuz. Bunlardan b r nc s ölür, k nc s del r r, üçüncüsü
nkârcı olur. Sadece dördüncüsü, Rabb Ak ba bu yolculuğu başarıyla
tamamlayıp ger ye döneb l r ve gördükler n anlatab l r. Bunu da
öncek deneyler ne borçludur.

Kabala, evren n yaratıcısı olan Tanrı le lk yakınlaşmadır. Tanrıya


yakınlaşma amacıyla, sürekl l ğ olan yen den yaratılış, lk aşamada
entelektüel olarak kavranır. Hak kat, Tanrıda her an yen den
yaratılmaktadır. (F z ksel yaratılış akılla kavranılamaz ancak Akıl,
Tanrıya yaklaşmak ç n ş md l k b r alett r). Yaratılış sürec n anlama
çabası, sonuçta Yaratıcı le buluşma şansını ver r (MİRAÇ).

“Kabala”nın sözcük anlamı b le tartışmalıdır. B z burada, bu


konuda ler sürülen ağırlıklı görüşler ser mleyecek, ben msed ğ m z
anlam le devam edeceğ z. Kabala sözcüğü genelde aktarma olarak
kabul ed lmekted r. Esk Mısır d l nde “kep” – “kop”, İbran ce se
“gop”, saklamak, kapmak anlamlarına gelmekted r. Y ne Mısır d l nde
“al” – “ol” se olmak anlamına gel r, buradan hareketle Kabala
sözcüğü de, “sır”ları saklamak ve geleceğe aktarmak olarak kabul
ed leb l r. B r başka görüş se; Erken dönemlerde, tamamen sözlü
olarak aktarılan öğret n n, İbran ce yazılışı QBLH sözcüğünün, QBL
kabul etmek kökünden “almak – kabul etmek – aktarmak” olarak
kullanıldığını ler sürmekted r.

Kabala sözcüğünün, İbran ce Kabe l kökünden, almak, gelenek,


vah y veya açıklama sözler yle l nt l olduğunu varsayarsak, bu
sözcük, “Tanrısal sözler ” letme-ulaştırma olarak da açıklanab l r. B r
anlamı da, ağızdan ulaşan gelenekt r. Başka b r anlamı se, m st k
k ş n n Tanrı katında kabulünü çeren Kabul, Razı olma’dır.
Kabala’nın b r başka anlamı da, G zl H kmet (HOKMA NİSTARA)
olmaktadır k , bu sadece sırrı b lenlerce anlaşılab l r demekt r.
Kabalacılar da, Tevrat’ın herkes tarafından anlaşılan düz anlamından
başka çrek anlamının da bulunduğu, bu anlamın semboller ve
alegor lerde g zlend ğ , bu sırların da n s yasyonla g r len b r eğ t m
yolu le öğren leceğ nden hareket etm şlerd r.

B z m ben msed ğ m z sözcük anlamı, XI. yy’dan ber Yahud


kültürü ve hayatı ç nde ortaya çıkan m st k akımların – her dönemde
değ şmeler le b rl kte - neredeyse tümünü kapsayan ve anlatan b r
anlam olarak “gelenek”d r. B rçok söylen ş seçeneg olmasına karşın,
en yaygın k şekl Kabalah ve Qabalah’dır ancak Cabala, Qabala,
Kaballa vesa re olarak da kullanılmaktadır. B z bu k tapta sözcügü
türkçe okunuşu le Kabala olarak kullanacagız.

Kabala’nın anlamını “gelenek” olarak alırsak, bu geleneg n


çek rdeğ , Tanrı sözcügünün son derece g zlend g , Kutsal k tab’ın
(Tevrat) çsel anlamını, başka b r dey şle Tanrı’yı anlamaya
çalışmaktır. Kabal stler, bu sözcügün hak k anlamını açıklamak ç n
özel tekn kler kullanırlar.

Kabalada, çeş tl gruplar temelde b r (Tevrat) ancak yorumda farklı


anlayış ve deoloj ler gel şt rm şlerd r. Bazı gruplar, sadece evren ve
madde yaratılışı le lg len rken, bazı gruplar ruh yat temell
çalışmalar, bazı gruplar sayısal semboller gel şt rm şler ve bazı
gruplar se sadece çsel gel şmey sağlayarak hak kata eş dey şle
Tanrı’ya ulaşmayı amaçlamışlardır. Kabala’nın konularını aşağıdak
g b sıralayab l r z.

1. Tanrı kavramı,

2. Evren n yaratılış teor s ve Kozmogon (Evrenb l m),

3. Yaratılanların zorunluluk ve özgürlük alanları,

4. İbran harf ve sayılarının yaratılanlar üzer ndek mutlak etk s ,

5. Kabala çrek b lg s ve uygulaması le hak kate (Tanrıya) ulaşma.

Kabala, aynı zamanda Yahud l ğ n çsel ve m st k görünümü olup,


aynı zamanda Tevratta geçen kutsal s mgeler , evren n doğasını ve
doğanın b r parçası olan nsanın kader n açıklayan b r öğret d r.

Vah y (İlham – çe doğuş) yoluyla tebl ğ ed ld ğ ne nanılan Kabala


b lg ler , ketum yet (sır saklama) geleneğ ne bağlı olarak, yüzyıllarca
dışarıya sızdırılmadan gelmekted r. Bu b lg ler, değ ş k yörelerde ve
değ şen çağların spr tüel ve kültürel gereks nmeler ne ve
anlayışlarına göre, m toloj k ve metaf z k formlar hal nde per yod k
değ ş mlere uğramıştır.
Sembollere (ezoter k yazılara) üçlü ve dörtlü anlamlar ver lm şt r.
Bunların en bas t “Pasut“dur k kel me ne anlatıyorsa o’dur. İk nc s
“Remes”d r, burada anlam yazılı met ndek alegor ler ç nde
g zlenm şt r. Üçüncüsü “Devech“d r ve daha yüksek b r sembol zme
dayanır ancak kes n sır saklama yem n yle ver l r. Dördüncüsü se
“Sod“dur, analoj ve sır anlamına gel r. Bu ne tanımlanab l r ne de
söylenmes olanağı vardır sadece doğrudan sez leb l r.

Zohar’da bu konu sembol k olarak öncek sah felerde söz ett ğ m z


b r öykü le anlatılır. Bu öyküde; Kutsal Yasa (Tora) sevg l s ne
kend n açan aşık b r kadına benzet l r. Âşık kadın’ın sarayın
penceres nden kend n göstermes (Pasut)’dur, aşkını İlk kez
şaretlerle (remes), sonra fısıltılarla (devech), sonra yüzü peçel
konuşarak (hagadah) ve sonunda, sevg l s nden em n olduktan sonra
yüzünü açarak açıklaması da (sod)’dur.

[9]

Kabala, XII. yüz yıldan başlayarak Yahud g zemc l ğ n tümüyle


etk s altına almış olan ezoter k b r akımdır. Her zaman temelde sözlü
b r gelenek olan Kabala, İbran ce’de sözcük anlamı olarak da
“gelenek” karşılığını taşımaktadır. G zemc deney mler n çerd ğ olası
k ş sel tehl kelerden kaçınab lmek amacıyla, Kabala öğret s ne ve
uygulamalarına n s yasyon (kabul tören ), mutlaka b r önder n, b r yol
göster c n n gözet m ve denet m nde gerçekleşt r lmel d r. Her yönüyle
g zemc b r öğret olan Kabala’nın, özünde Tanrı’nın Musa’ya
aktardığı “ lâhî vah y” olan Tevrat’ın (Tevrat) yazılı olmayan g zl
b lg ler n çerd ğ ler sürülmüştür. Yahud l ğ n temel lkes n n Musa
yasalarına uyum olmasına karşın, Kabala’nın nsana doğrudan
Tanrı’ya ulaşma yollarını da sağladığı varsayılmıştır. Bu n tel kler
bağlamında Kabalacılar’ın, Yahud l ğ n Pante st (Kamutanrıcı)
görünümünü serg led kler ve bu nedenle de sapkın sayılmalarını ler
süren tutucu çevreler de olmuştur.

Tevrat’ın tüm harf ve yazılarının Tanrı tarafından ver ld ğ ne


nanıldığı ç n, h ç b r harf n n değ şmes ne z n ver lemezd ancak
lerleyen zaman ç nde Tora yasalarına uyumun zorlaşması
neden yle, bran ce Shana (öğrenmek) kökünden türet len MİŞNA
ortaya çıkmıştır. En güven l r tar hç ler n görüşüne göre, m şna’nın
yazılışı, yaratılıştan 3949 yıl sonra yan İsa’nın dogumundan 189 yıl
önced r

[10]

. M şna’nın temel n oluşturan k geleneğ vardır. B r nc s Tora’dır


k , nanışa göre Tanrı onu Musa’ya S na dağında verm şt r, yazılı
kanun (Tora Seb htab) olarak adlandırılan bu met n İbran ced r.
D ğer , ağızdan ağıza öğret (Tora şe baal pe) olarak adlandırılır k o
da Musa’ya Tanrı tarafından S na dağında ver lm şt r. Bu b lg ler n,
Musa tarafından yaşlı İsra ll lere ve onlar tarafından da kend
öğrenc ler ne öğret ld ğ kabul ed l r. Bu b lg ler üzer ne çalışan
öğretmenlere Tanna m adı ver ld .

M şna öğret s , hr st yanlık’tan öncek III. yüzyılda ve genel adı


“geleneğ n öğretmen ” anlamına gelen tanna m adı le başlayan b r
öğret yd . Tanna m, İsra ldek en yaşlı ve en çok saygı duyulan bütün
öğretmenler z nc r n n son halkası olan Rabb ler n ed törlüğü le
m şna’da toplanarak, kend özel okunuşu le sonrak kuşaklara
let lm şt r. M.Ö 135 de rabb Yehuda ha Nas , Rabb Ak ba ve
S meon ben Yoha , oğlu ve arkadaşları le b rl kte Kabalanın en esk
yapıtlarının yaratıcıları arasında kabul ed lm şlerd r.
Judah’ın ölümünden sonra, Hrıst yanlık dönem n n k nc yüzyılı
sonuna dogru yen b r ögretmen kuşağı başladı. (Amor = gösteren,
teşh r eden) Amora m adı ver len bu öğretmenler, üzerler nde onları
yönlend recek h çb r otor te olmadıgı dd asındaydılar, sadece onlara
ögret lm ş olan tanna m’ tekrarlıyor ve açıklıyorlardı. Bu yüzden,
onlara göre, met nlerde herhang b r değ ş kl k veya yanlışlık
olamazdı, met nler saf met nlerd .

Üçyüz yıldan daha uzun b r sürede toplanan bu yorum ve yen


gelenekler, şaşılacak kadar çogalmıştı. Sonuçta bunlar Gemara –
geleneg n tamamlanıp b t r lmes deneb l r - adı altında b rleşt r ld . Bu
k grup met n de daha sonra, Talmud adı altında b rleşt r ld ve
bugüne kadar d nsel met n olarak korundu.

Kabala le lg l lk belgeler (100-1000 M.S) Tanrının Merkabah’ına


(Taht-araba) ve yaratılışın yed hol’üne m st k g r ş açıklamaya
çalışır. Bu m st kler, trans durumuna geçmey sağlayan, m st klerce
b l nen metodlarını (oruç, tekrarlanan monoton sözler ve şarkılar,
dua, dalınç) kullanarak “Tanrıyı görme”ye çalıştılar.

Erken ortaçagda d nsel gel şmeler sürerken, III. yüzyılda, Tanrının


açılması sürec n b r yayılma ser s olarak anlatan ve yaratılış
hakkında son derece ezoter k açıklamalar ler süren “Sepher
Yetz rah” (Yaratılış K tabı) ortaya çıktı. Büyük yankılar yapan bu
görüş, “Yetz rah”da temel form olarak bulunan “sef rot” doktr n d .
12. yüzyılda yayımlanan “Bah r” k tabında da yer alan bu doktr n
bugün b l nen durumundan çok farklı deg ld . Bu dönem n çok lg nç
ve ünlü b r karakter olan Abram Abulaf a, Tanrı’nın kullandıgımız
günlük sembollerle açıklanamayacagına ve kavranılamayacagına
nanıyordu. Saatler süren güçlü med tasyonlarında İbran alfabes n n
harfler n kullanarak esr kl ge ulaşıyordu. Soyut harf komb nasyonları,
farklı b l nc aşamalarına g r ş noktaları ç n anahtar oluyordu.

[11]

B r İspanyol Yahud s olan Moses de Leon’un Onüçüncü yüzyılın


son yarısında yayınladıgı “Sepher ha Zohar” (Görkem’ n K tabı) en
etk l Kabal st k belged r. “Zohar”, Pentateuch (Beş K tap – Tevrat)’un
ayet ayet ayrıntılı, ezoter k yorumlarını çeren, b rb r nden bagımsız
belgeler ser s d r ve Tanrısal sürec n çok yüksek d nsel açıklamalarını
çer r. “Zohar” çok lg gören ve Kabala’nın olduğu kadar, Yahud l g n
ana görüşünde de son derece etk l b r k tap oldu. Sefer Ha Zohar,
k tabımızın lerleyen bölümler nde gen ş b r şek lde ncelenecekt r.

Kabalada bundan sonrak gel şme, Moses Cordovero ve İsaac


Lur a tarafından tems l ed len m st k Safed okuluyla gerçekleşt .
Lur a, çok kar zmat k b r l derd , bu okulda, gerek kend üzer nde
uyguladıgı ve gerekse öğrenc ler üzer nde uygulattığı lg nç
deneylerle b r az z g b tar he geçt . Onun en çarpıcı önem , henüz
dünyada yaşamaktayken yan ölmeden önce de, Tanrı b l nc n n n
prat k yoldan deney mleneb leceğ n önermes d r. Önerd g prat kler
çogunlukla badet şekl ndeyd . Bu konu da k tabın ler dek
bölümler nde gen ş b r şek lde ncelenmekted r.

Onaltıncı ve Onyed nc yüzyıllarda Yahud l k, Kabala’dan fazlasıyla


etk lend ve bu konuda b rçok k tap yazıldı. Yahud Kabalasıyla
ortaya çıkan gel şme, hemen hemen eşzamanlı olarak, b rçok
Hr st yan m st kler , büyücüler ve f lozoflar tarafından da ben msend .
Rönesans f lozoflarından P co della M randola g b ler , Kabalayı
gnosts zm, p tagoryan zm, neo-platon zm ve hermet zm le
l şk lend rd ler. Bu gelenek, yuvarlanan kartopu g b g derek
büyüyerek yüzyıllarca devam ett . Rönesanstan t baren, Avrupalı
okült f lozofların ve büyücüler n hemen hemen heps n n az veya çok
Kabala le ugraştıklarını söylemek yanlış olmaz.

Ortaçagda “Süleyman’ın anahtarı” (Clav cula) adıyla b l nen çok


öneml b r met n ortaya çıktı. Bu met n, esk büyü r tüel elemanlarının
adını, s h rl teker, törensel aletler, kutsama, ruhsal anımsama
(ekm nez ) g b b rçok kavramı gündeme get r yordu. K mse bu
metn n ne zamandan geld g n b lm yordu ama bazı puçları ler
sürerek bu tekn kler Süleyman dönem ne kadar dayandıranlar vardı.

Zaman zaman, hermet zm, gnost s zm, neo-platon zm,


p tagoryan zm, rosekrus an zm, hr st yanlık, tantra v.s. le Yahud
olmayan Kabala ve büyü törenler n n karıştırılmasından söz etm şt k.
Kabala’nın çagdaş etk ler n se; Fransız büyücü El phas Lev ve
İng l z “Altın Şafak Tar katı”nda görmektey z. En azından bu tar katın
çok b l nen 3 üyes Ale ster Crowley, İsra l Regard e ve D on Fortune,
Kabala’nın yaygınlaşmasına katkıda bulunmuşlardır.

[12]

Buna karşın, çağdaş Kabal stler arasında, Kabala’nın g zemc ,


m st k b r uğraş olmayıp neredeyse b r tür b l m olduğu görüşünde
olanlar da bulunmaktadır.

[13]

Abram, Sefer Yez rah ve b lgel ğ n 32 yolu

İlk yahud olan Abram, yaşamı boyunca Tanrı’ya bağlı kalmış ve


bunun gereğ olarak da kend n bu büyük bağlılığa adamıştı. Tanrı da
bu yakınlığı neden yle, ona yaratılışın der n sırlarını lham etm ş ve
uygun gördüğü kadarını da açıklamasına z n verm şt . Sefer Yez rah
(Yaratılış K tabı) lk Kabala çalışmasıdır ve Abram’a maled l r.
Kabalanın temel aldığı bu lk met n, Yaratılışın şlevsel ve geçerl
sürec nde, b lgel ğ n 32 yolunu açıklar. Bu 32 yol, 10 sef rot veya
kutsal ışık le yaratmanın yasası ve b l nçl kanalları olan İbran
alfabes n n 22 harf nden oluşur. Kaplar olarak adlandırılan ve
yaratılışın temel yapı taşları olan bu 22 harf, Tanrının dünyayı
yarattığı kel meler n harfler n n bütün komb nasyonlarını
(b rleş mler n ) ve permütasyonlarını (devş r mler n ) çer r. Kabala,
kaplar boyunca yaratılış sürec nde yer alan sözcükler açıklar. Bu
sözcükler harfler n permütasyon ve komb nasyonlarından oluşur.
Sefer Yez rah’da yaratıcı sürec n lk baştak anlayışı da
açıklanmaktadır.

Abram, b lg s n oğlu İshak’a, o oğlu Yakuba ve o da 12 kab leye


aktarmıştır. Abramdan sonrak 7 kuşak da Tanrı le b r olmak steyen
atalarının erdemler ne lâyık oldular. Musa ve sonrak yahud ler de bu
erdemler , Tevrat aracılığıyla S na dağında hakkett ler. Yahud ler,
Tevrat’ı k boyutta aldılar b r nc s , Tanrı buyruğu ve yasaları olan
beden boyutu k bu Kabalada dış boyuttur. Bu yasalar, yahud ler ç n
açıkça bel rt len bu dünya ve tüm dünyalardak en büyük ve mutlak
y l klerd r. D ğer boyutu da yaratılışın sırlarını çeren, Tevrat’ın
ruhudur k bu da Kabalanın ç boyutudur ve yaratılış sırlarının
anlayışıdır. Kabalanın b rçok boyutu vardır, ç boyut da bunlardan
b r d r. Sırlar, g zemler, g zemler n g zemler ve ruh ç ndek ruhun
b rçok boyutları g b .

Kabala öğret s , hem ant k felsefeye hem de çağdaş felsefeye


zeng n anlayışlar kazandırmıştır. Felsefe, ps koloj ve d n’e Kabala
semboller n n merceğ le bakılması, daha der n anlamlar taşır. Ant k
m st k haz ne bu yolla ve hatta çağdaş ve postmodern felsefe
yaklaşımı le ps koloj ve tanrıb l m ç ne g reb l r. Ayrıca Kabalanın
altyapısı akılsal b r yaklaşımla günümüze de uyarlanab l r.

Son zamanlarda Kabala le lg lenenler, yahud ler arasında olduğu


kadar yahud olmayanlar arasında da hızla çoğalmaktadır. Kabala,
evrensel ve çok kültürlülük öneren b r mesajdır. Ancak Kabala’nın
Yahud kökler ve k ml ğ hmal ed lerek ncelenmes önem n azaltır,
anlaşılmasını zorlaştırır.

Buraya kadar ver len önsel b lg ler, dogaldır k Kabala’nın ne


oldugu hakkında oldukça yüzeysel b r f k r vermekted r ve y ne dogal
olarak meraklı okuyucuda yen sorular oluşmaktadır. İlerleyen
bölümlerde bu soruların gen ş açıklamalarını bulacaksınız ancak
Kabala’nın özünü ve yüzyıllarca varlıgını sürdürmes n n nedenler n
anlamak ç n temel b r b lg ye gereks nme vardır, bu da Yahud tar h
b lg s d r. Yahud l k bütünsel b r yaşamdır. Yahud düşünces n ,
anlayışını, yaşam lkeler n tam anlamıyla b lmeden, Kabala’nın
gerçek özünü ve varlık neden n anlamak olanaksızdır. Bu nedenle,
bundan sonrak bölümde, Yahud nsanının, Tevratta sözü ed len
tar hsel serüven ne, ayrıntılara g rmeden, tanıklık edeceg z.
Tablo 1
2. BÖLÜM YAHUDİ TARİHİ

Yahud Tar h , tar h n babası olarak b l nen Hal karnaslı (Bodrum)


Herodot’tan yaklaşık 1.300 yıl önce M.Ö. 18. yüzyılda ya da
bugünden yaklaşık 3.700 yıl önce yaşadığı varsayılan Abram’ın
(İbrah m’ n) öyküsü le başlar. Abram Bereş t’te (Tevrat’ın I. bölümü)
ortaya çıktığında 75 yaşındadır ve sadece Yahud tar h n n değ l,
d ğer Ortadoğu d nler olan Hrıst yanlık ve Müslümanlığın da, en
öneml k ş l kler nden b r d r.

İbrah m’ n d n ve köken konusunda farklı b r görüş B. Ömer


Büyüka tarafından ler sürülmekted r. Bu görüşe göre; “B lg nler n
çoğuna göre İbrah m ya Kalde’l veya İran’lıdır... İbrah m d n
Abhazcanın yansıttığı nancın tıpkısıdır. İbrah m n vatanı olan
Harran, Kokaz k b r ortamın ortasında ve adı da çevres ndek ler g b
Abhazca olup Har-yurdu demekt r... İbrah m n soyunu zamanımızda
alışılmış b r s mle bel rt rsek Hurr , Subar, Asuva, Tabal adlarından
b r n kullanacağız k heps de aynı yola çıkar ve Kokaz kt r. Zaten
İbrah m n sarışın olduğunu yazanlar da var k ayrıca buna göre de
onun Kokaz kl ğ bel rmekted r. Sonsuz güzell ğ le ünlü bulunan
karısı Sara’nın bu adı da Kafkas ulus adlarındandır ve bu kadının
aslını göster r”.

[14]

İbrah m n soyunun ‘Kaf dağı ardından Mezopotamya’ya gelen


Usa=Uşa=Aşu=Kuşa=Kasu’lar olduğu belgelerle sab tt r.

[15]
Ulusların tar h n , çevreler nden bağımsız değerlend remey z bu
nedenle de öncel kle Abram’ın yaşadığı dönem n coğrafyasını
b lmem z gerek r.

Ver ml H lal olarak adlandırılan bölge, Mısır’da N l nehr n n


suladığı alanı, Levant’ı (İsra l’ n bulunduğu orta bölüm) ve Fırat’la
D cle neh rler n n suladıkları alanı kapsar. Bu gün de olduğu g b , üç
büyük neh r n suladığı bu toprakların ver ml l ğ , her dönemde,
toplumlar ç n b r çek m alanı oluşturmuştur.

Günümüzde, Irak ve Türk ye topraklarını sulayan, Fırat ve D cle de


N l g b görkeml neh rlerd ve bereketl sularıyla, geçm şte tar hç ler n,
Yunanca “ k nehr n arası” anlamına gelen Mezopotamya d ye
adlandırdıkları, bu bölgey suluyorlardı.

Uygarlık tar h nde, gel şen lk uygarlıklar oldukları varsayılan,


Mezopotamya le Mısır’ın, konumuzla yakın lg s bağlamında, kısa
b r karşılaştırılması yer nde olacaktır; Mısır, çöllerle çevr l olduğu ve
ulaşım güçlüğü neden le şgal ed lemed g ç n, Yunanlılar -özell kle
Büyük İskender- Mısır’ı şgal ederek b r Yunan sömürges yapana
kadar, Mısır uygarlıgı 3.000 yıla yakın b r süre neredeyse h ç
değ şmeden ayakta kalab lm şt r.

Oysa, Mezopotamya, dağlar ve çöller g b doğal savunma


sınırlarına sah p olmadıgı g b ustel k çok ştah çeken bereketl
topraklara da sah pt . Tüm esk ulusların büyük göç yolunun
ortasında duran dev b r sel ovasıydı. Asya ya da Avrupa’dan gelen
her fât h buradan geç yordu. Dünyanın bu yöres nde, toprakların sık
sık el değ şt rd ğ n ve sırasıyla Asurlular, Bab ll ler, Persler,
Yunanlılar, Romalılar ve son olarak da Müslümanlar olmak üzere çok
sayıda uygarlıklar kurulduğunu görüyoruz. Yahud tar h bu kargaşalı
yerde- Uygarlıgın beş ğ olan Fırat ve D cle Neh rler vad s nde-
başladı.

Abram Mezopotamya’da (bugünkü Irak) Ur Kasd m’de doğduktan


sonra babasıyla göç ett ğ Haran’da (bugünkü kuzey
Irak/Mezopotamya) Tanrı’dan ler de İsra l toprağı olacak olan
Kenaan’a, Vaad Ed lm ş toprağa g tme tal matı almıştı. Tanrı Abram’a
“Toprağından... sana göstereceğ m toprağa g t.” dem şt [Başlangıç-
Genes s-Tekv n-Bereş t 12:1]

Yahud tar h , (Bkz.10) Bereş t K tabının 12. bölümünde yazılan,


Tanrı’nın Abram’a lk konuşması le başlar “Ve RAB Abram’a görünüp
ded ; Bu memleket sen n zürr yet ne vereceğ m; ve kend s ne
görünmüş olan RABBE orada b r mezbah yaptı” [Başlangıç-Genes s-
Tekv n-Bereş t 12:7]

Ancak, Abram’ın h ç çocuğu yoktu, kend s n n ve eş Saray’ın yaşı


da çocuk sah b olmak ç n çok geçm şt , bu duruma çözüm olarak,
Sara’nın steg üzer ne Abram k nc eş olarak Hacar’ı alır;
l şk ler nden İsma l (Y şmael) adında b r çocukları olur. B razdan
göreceğ m z g b , daha sonra İsma l, a leden ayrılacak ve kend
soyunu kuracaktır. Yahud ve Arap geleneğ ne göre Arapların
İsma l’ n soyundan geld g kabul ed lmekted r.

Tanrı o zaman 99 yaşında olan Abram’a 90 yaşındak Sara’nın


ham le kalacağını söyler. İshak şte böyle doğmuştur. Sara ham le
kalmadan önce Tanrı Abram’a şöyle der: “Ve Allah ded ; Gerçek
sen n karın Sara sana b r oğul doğuracak; ve onun adını İshak
koyacaksın; ve onunla ve ondan sonra zürr yet yle ahd m ebed
olarak sab t kılacağım. Ve İsma le gel nce, sen ş tt m; şte onu
mubarek kıldım, ve onu semerel edeceğ m, ve onu z yades yle
çoğaltacağım; on k bey n babası olacak, ve onu büyük m llet
edeceğ m ...... Ancak antlaşmamı gelecek yıl bu zaman Sar’nın
doğuracağı İshak’la sürdüreceğ m” [Tekv n-Genes s-Bereş t 17:19-
21] Yan İshak, Abram’ın yan Yahud ler n m syonunu sürdürecek
olan k ş d r.

Bu arada, Kabal stler n b rçok sembol k olayın açımlanmasında en


öneml örnek ve dayanak olarak gösterd ğ çok öneml b r olay
gerçekleş r. Tevrat’ın Tekv n bölümünden devam edel m. “Ve Abram
doksan dokuz yaşında ken, RAB Abrama göründü; ve ona ded : Ben
Kad r Allahım; ben m önümde yürü, ve kam l ol. Ve ahd m sen nle
ben m aramda edeceğ m, ve sen z yades yle çoğaltacağım. Ve
Abram yüz üstü düştü, ve Allah onunla söyleş p ded : Ben se, şte
ahdım sen nled r, ve b r çok m lletler n babası olacaksın. Ve artık
adın Abram çağrılmayacak, fakat adın İbrah m (Abraham) olacak;
çünkü sen b r çok m lletler n babası ett m.” [Tekv n – Genes s -
Bereş t 17:1-5] Abram adı, arasına b r (h) harf alarak Abraham
olmuştur. Abraham’ı Aba-Ra-Ham olarak hecelere böldüğümüzde
sözcük anlamı olarak Cumhur’un Babası anlamı çıkmakla beraber,
(h) harf n n b r çok sade sözcüğe katılarak o sözcüğe kutsallık
kazandırdığını, lerde (İk nc k tabımız GEMATRİA/TAROT) harfler,
harfler n devş r mler le lg l bölümlerde örneklerle göreceğ z. Allah,
Abrahamın adını değ şt rmekle kalmamış, Sara’nın da adını
değ şt rm şt r. “Ve Allah Abrahama ded ; Sen n karın Saraya gel nce,
onun adını Saray çağırmayacaksın, fakat onun adı Sarah (Prenses)
olacaktır. Ve onu mübarek kılacağım, ve ondan da sana b r oğul
vereceğ m; evet onu mübarek kılacağım, ve m lletler n anası
olacaktır; kavmların kıralları ondan olacaklardır.” [Tekv n-Genes s-
Bereş t 17:15-16]

Rabb n Abraham ve ondan gelenlerle ahd sadece onun ve


karısının adlarına kutsallık katmakla b tmem şt r;
“Ve Allah İbrah me ded : Ve sen se, sen ve senden sonra
zürr yet n, nes ller nce, ahd m tutacaksınız. S z nle ve senden sonra
zürr yet nle ben m aramda tutacağınız ahd m budur; aranızda her
erkek sünnet olunacakır. Ve gulfe et n zde sünnet olunacaksınız; ve
s z nle ben m aramdak ahd n alamet olacaktır.” [Tekv n-Genes s-
Bereş t 17:9-11] Evet, Tanrı’nın Abraham ve a les le Ahd , sünnet le
mühürlenecekt r.

Tanrı’nın söz verd ğ g b Sara gebe kalır ve b r oğul doğurur. 100


yaşına gelm ş olan İbrah m, doğan çocuğun adını İshak koyar. B r
oğul doğurduğu ç n statüsü güçlenen Sara’nın steğ üzer ne,
İbrah m ona b r oğul doğurmuş olan car ye Hacar’ı ve oğlu İsma l ,
İshak’ın sütten kes ld ğ gün düzenlenen b r şenl k sonrası, kab leden
uzaklaştırarak çöle gönder r.

İSHAK

60 yaşına gelen İshak’ın eş Rebeka’dan Yakub ve Esav adları


ver len k z oğulları olur. Çocuklar ergenl k dönem ne geld kler nde,
Yakub Esav’dan sonra doğduğu halde, annes Rebeka’nın da
yönlend rmes le artık gözler görmeyen babası İshak’ı kandırarak
ondan lk erkek çocuğa ver len ve vel ahtlık anlamına gelen Behorluk
duasını alır. Ağabey Esav’ın kend s n öldürmes nden korkan Yakub
hemen Haran’a kaçar. Yakub Haran’da 4 kez evlen r ve 12 oğlu le
b r kızı olur.

“Yakub, b r süre sonra babasının memleket ne dönmes gerekt ğ n


anlar, çünkü b r m syonu vardır “Ve RAB Yakuba ded ; Babalarının
memleket ne ve akrabanın yanına dön, ve ben sen nle beraber
olacağım” [Başlangıç-Genes s-Tekv n-Bereş t 31:3].
Eve dönüş yolunda Yakubun başından b r olay geçer, Tevrattan
olduğu g b aktaralım. “Ve Yakub yalnız başına kaldı; ve seher
sökünceye kadar, b r adam onunla güreşt . Ve onu yenemed ğ n
görünce, uyluğunun başına dokundu, ve onunla güreş rken Yakubun
uyluk başı nc d . Ve (adam) ded : Bırak g dey m, çünkü seher vakt
oluyor. Ve (Yakub) ded ; Ben mubarek kılmadıkça sen bırakmam.
Ve ona ded ; Adın ned r? Ve o ded : Yakub. Ve ded : Artık sana
Yakub değ l, ancak İsra l (Allahla uğraşan) den lecek; çünkü Allah le
ve nsanlarla uğraşıp yend n” [Başlangıç-Genes s-Tekv n-Bereş t
31:3]. Y ne s m değ şt rme yoluyla b r kutsama gerçekleşm şt r.

YUSUF

Yakubun 11. oğlu olan Yusuf’a, d ğer çocuklarından daha fazla


sevg s vardır. Bu durum, d ğer kardeşler n kıskandırdığından
sürüler güttükler b r gün Yusufu kuyuya atarak ondan kurtulurlar.
Yusuf rastlantı sonucu Mısırlı tüccarlar tarafından kuyudan kurtarılır
ve Mısırda, f ravunun yüksek b r memuru olan Pot far’a satılır.
Mısırda b r çok serüvenden sonra Yusuf, F ravunun baş danışmanı
olur ve a les n Mısır’a get rt r.

EXODUS (ÇIKIŞ)

Exodus h kayes n n başladığı noktada, Yusuf zamanında Mısır’a


70 k ş l k b r grup olarak gelen Yahud ulusu 3 m lyon k ş olmuştu.
Yahud ler’ n hızla çoğalması Mısırlılar’ı ted rg n etm şt . “Yahud ler
çok fazla çoğaldılar, gelecekte b zlere karşı ayaklanacaklar” d ye
düşünmeye başlamışlardı. Bunun üzer ne f ravun da Yahud ler n
daha fazla çoğalmamaları ç n b r karar alır: Bundan böyle dogan tüm
yahud erkek çocukları öldürülecekt r. Bu sırada Lev ev nde b r erkek
çocuk, (Musa) doğar.
Musa, b l nen sepet ç nde N l Nehr ne bırakılma öyküsünden
sonra sarayda f ravunun torunu olarak yet ş r. B r gün, b r Mısır’lının
kardeşler nden b r İbran y dövdüğünü gördüğünde, buna
dayanamayıp, Mısırlı’yı öldürmes kulaktan kulağa yay lınca, Musa
canını kurtarmak ç n M dyan’a kaçmak zorunda kalır.

B r gün Musa, dagda koyunlarını otlatırken, yanan b r çalı görür.


Oradak çalılar yanmaktadır fakat yanan çalılar b r türlü kül olup
b tmemekted r. Musa ve Yahud tar h n n bu en öneml olayını
Tevrattan zleyel m. “Ve Musa, kaynatası M dyan kah n Yetronun
sürüsünü güdüyordu; ve sürüyü çölün arkasına götürdü, ve Allahın
dağına, Horebe geld . Ve RABBİN meleğ b r çalı ortasında ateş
alev nde ona göründü; ve gördü, ve şte, çalı ateşle yanıyor, ve çalı
tükenm yordu... Ve görmek ç n döndüğünü RAB görünce, Allah ona
çalının ortasından çağırıp ded : Musa, Musa! ve o: şte ben, ded . Ve
ded : Buraya yaklaşma: çarıklarını ayaklarından çıkar, çünkü
üzer nde durduğun yer mukaddes topraktır. Ve ded : Ben babanın
Allahı, İbrah m n Allahı, İshakın Allahı, ve Yakubun Allahıyım. Ve
Musa yüzünü örttü; çünkü Allaha bakmağa korkuyordu ve RAB ded :
Gerçekten Mısırda olan kavmımın sıkıntısını gördüm... ve onları
Mısırlıların el nden kurtarmak ç n, ve onları o d yardan y ve gen ş
b r d yara, süt ve bal akan d yara... çıkarmak ç n nd m ... Ve ş md
gel, ve ben m kavmımı, İsra l oğullarını, Mısırdan çıkarmak ç n sen
F ravuna gönderey m... Ve Musa Allaha ded ; şte ben İsra l
oğullarına geld ğ m zaman, onlara: Atalarımızın Allahı ben s ze
gönderd , dersem ve onlar bana: Onun sm ned r? derlerse, onlara
ne d yey m? Ve Allah Musaya ded ; Ben, BEN OLANIM; ve ded :
İsra loğullarına böyle d yeceks n: Atalarınızın Allahı, İbrah m n Allahı,
İshakın Allahı, Yakubun Allahı Yehova ben s ze gönderd ; ebed yen
sm m bu, ve dev rden devre anılmam budur.” [Çıkış-Exodus-Şemot
3:1-15]
Yehova, Musa’ya bunları söyled kten sonra onu, d ğer İsra l
oğullarını esaretten kurtarmak ç n F ravundan z n stemekle
görevlend r r. Musa’nın serg led ğ b r çok muc zeye (ırmak sularının
kana dönüşmes , tatarcıklar, at s nekler , Mısırı kurbağaların
kaplaması,vs.) karşın F ravun Musa’nın Tanrının elç s olduğuna
nanmaz ve Yahud ler n Mısır’dan çıkmalarına z n vermez. En
sonunda, Mısırlıların F ravununk de dah l olmak üzere lk doğan
erkek çocuklarının ölmeye başlaması üzer ne, F ravun Yahud ler n
Mısır’dan çıkmalarına z n ver r. Rabb n emr le Mısırdan çıkış
gününü Yahud ler yed günlük Fısıh (Hamursuz) bayramı olarak
kutlarlar.

Yahud ler n çöllerdek uzun serüven böyle başlar. İsra l oğulları,


Mısır’dan çıkışlarının üçüncü ayında, S na çölüne geld ler ve S na
dağının karşısında konakladılar. Musa, dağa Allahın huzuruna çıktı.
Bundan sonrasını y ne Tevrattan zleyel m. “Ve RAB Musaya ded ;
Kavma g t, ve onları bugün ve yarın takd s et, ve esvaplarını
yıkasınlar, ve üçüncü gün ç n hazır olsunlar; çünkü üçüncü günde
bütün kavmın gözü önünde RAB S na dağı üzer ne necek” [Çıkış-
Exodus-Şemot 19:10-11]

“... Ve vak oldu k , üçüncü günde sabah olunca gök gürlemeler ve


ş mşekler, ve dağ üzer nde koyu b r bulut, ve çok kuvvetl boru ses
oldu; ve ordugâhta olan bütün kavm t tred . Ve Allahı karşılamak ç n
Musa kavmı ordugâhtan çıkardı, ve dağın eteğ nde durdular. Ve S na
dağı, hep tütüyordu, çünkü RAB onun üzer ne ateş ç nde nm şt ; ve
onun dumanı ocak dumanı g b çıkıyordu, ve bütün dağ çok t tred .
Ve boru ses g t g de kuvvetlen nce, Musa söyled , ve Allah ona sesle
cevap verd . Ve RAB S na dağı üzer ne, dağın tepes ne nd , ve RAB
Musayı dağın tepes ne çağırdı; Musa da çıktı.” [Çıkış-Exodus-Şemot
19:16-20]. Allah Musa’ya kavm ne letmes ç n, B n yıllardır
Yahud ler n amentüsü olan em rler n lett .

On Em r

“Ve Allah bütün bu sözler söyley p ded :

(1)Sen Mısır d yarından, es rl k ev nden çıkaran Allahın Yehova


ben’ m. Karşımda başka lahların olmayacaktır.

(2)Kend n ç n oyma put, yukarda göklerde olanın, yahut aşağıda


yerde olanın, yahut yer n altında sularda olanın h ç suret n
yapmayacaksın; onlara eğ lmeyeceks n; ve onlara badet
etmeyeceks n; çünkü ben sen n Allahın RAB, benden nefret
edenlerden, babalar günahını çocuklar üzer nde, üçüncü nes l
üzer nde, ve dördüncü nes l üzer nde arayan, ve ben seven ve
em rler m tutanların b nlerces ne nayet eden, kıskanç b r Allahım.

(3)Allahın RABBİN sm n boş yere ağıza almayacaksın; çünkü


RAB kend sm n boş yere ağza alanı suçsuz tutmayacaktır.

(4)Sebt gününü takd s etmek ç n onu hatırında tut. Altı gün


şleyeceks n, ve bütün ş n yapacaksın; fakat yed nc gün Allahın
RABBE Sebtt r; sen ve oğlun ve kızın, kölen ve car yen ve
hayvanların ve kapılarında olan gar b n, h ç b r ş yapmayacaksın;
çünkü RAB gökler , yer ve den z ve onlarda olan bütün şeyler altı
günde yarattı, ve yed nc günde st rahat ett ; bunun ç n RAB Sebt
gününü mubarek kıldı, ve onu takd s ett .

(5)Babana ve anana hürmet et, ta k Allahın RABBİN sana


vermekte olduğu toprakta ömrün uzun olsun.

(6)Katletmeyeceks n.
(7)Z na etmeyeceks n.

(8)Çalmayacaksın

(9)Komşuna karşı yalan şehadet etmeyeceks n.

(10)Komşunun ev ne tamah etmeyeceks n; komşunun karısına,


yahut köles ne, yahut car yes ne, yahut öküzüne, yahut eşeğ ne,
yahut komşunun h ç b r şey ne tamah etmeyeceks n.” [Çıkış-Exodus-
Şemot 20:1-17]

RAB, bundan sonra, gönderd ğ em rler ç nde saklamak ç n


Musa’ya uzun uzun tar f n ve ölçüler n verd ğ b r Ah d Sandığı
yapmasını söyler. Ayrıca Ah d Sandığının saklandığı ve gerekt ğ nde
Musa le ç nde görüşmeler n yapacağı toplantı çadırını nasıl
yapması gerekt ğ n anlatır. Bu çadır, bundan böyle Yahud ler n gez c
tapınağı olacaktır.

Tevrat’ın bundan sonrak bölümler nde, İsra loğullarının uyması


gereken kurallar, eş dey şle Yahud şer at , en nce ayrıntılarına kadar
b ld r lmekted r. Bu ayrıntılar ç nde kardeşlere fa z yasağından, ah d
sandığının ölçüler ne, örtüsünün reng ne kadar, kes lecek kurbanın
şekl nden, et n n nasıl p ş r l p yeneceğ ne kadar, tütsüye hang
baharat ve otların ne kadar konulacağına kadar, gusul abdest nden,
tartıda h le yapılmamasına kadar çok nce ayrıntılar anlatılmaktadır.
[3. K tap Lev l ler-4. K tap Sayılar-5.K tap Tesn ye]

40 yıl sürdüğü söylenen bu uzun yolculuk sırasında, acı tatlı b r


çok olay yaşanır ancak bunlardan b r tanes Musa ç n çok acı b r
şek lde sonuçlanacaktır. RAB Musa’ya, kaya’dan d l yle konuşarak su
stemes n söyled ğ halde Musa’nın kaya’ya değnekle vurmasını,
kend s ne karşı güvens zl k olarak görüp, Musa’nın, uğruna tüm
yaşamını verd ğ ve neredeyse varmak üzere oldukları, Kutsal
topraklara g rmes n yasaklamıştır.

Vaad ed lm ş topraklar

“Ve Musa Moab ovalarından, Er ha karşısında olan Nebo dağına,


P sga tepes ne çıktı. Ve RAB ona d yarı, Dan’a kadar bütün G leadı,
ve bütün Naftal y , ve Efra m ve Manasse d yarını, ve garp den z ne
kadar bütün Yahuda d yarını, ve Cenubu, ve Tsoara kadar hurmalık
şehr olan Er ha deres n n havasını gösterd . Ve RAB ona ded ;
İbrah me, İshaka, ve Yakuba; sen n zürr yet ne vereceğ m, d ye and
ett ğ m d yar budur; ben onu gözler nle sana gösterd m, fakat oraya
geçmeyeceks n. Ve RABBİN sözüne göre, RABBİN kulu Musa
orada, Moab d yarında öldü. Ve Moab d yarında Beyt-Peor
karşısındak derede onu gömdü; fakat bugüne kadar k mse onun
kabr n b lmed . Ve Musa öldüğü zaman yüz y rm yaşında d ; gözü
zayıflamadı, ve kuvvet eks lmed ”
[Tesn ye-Deuteronomy- Devar m 34:1-7]

Musa’nın Beş k tabı burada b tmekted r.

Yeoşua’nın k tabı şöyle başlar: “Tanrı’nın kulu Musa’n n


ölümünden sonra, Tanrı, Musa’n n yardımcısı Nun’un oğlu Yeoşua’ya
şöyle der: “Kulum Musa ölmüştür ve ş md kalk ve Ürdün Nehr n
geç. Sen ve tüm halkın, İsra loğulları’na verd ğ m topraklara
g deceks n z. Musa’ya söyled ğ m g b , ayağınızın bastığı her karış
toprağı, s ze verd m. Yaşamın boyunca h ç k mse senden yetk l
olmayacak. Ben de Musa’da olduğum g b , sen n yanında olacağım.
[Yeşu-Joshua 1:1-5]

Yeoşua’nın k tabı, Yahud tar h n n çok öneml b r bölümünde, İsra l


topraklarının alınışını ve İsra loğullarının oraya nasıl yerleşt kler n
anlatır.

Yahud ler, kend ler ne vaat ed len topraklara g rmek ve yerleşmek


ç n b rb r nden çet n b r çok kanlı savaşlar yaparlar. Zaptett kler
yerlerde, tüm halkı hatta hayvanlarını b le kılıçtan geç r rler.

B rçok zorluklarla karşılaşmış olmalarına karşın, İsra loğulları,


Vaaded lm ş topraklara yerleş rler fakat bundan sonra da yaşamları
sak n geçmez, özell kle de Yeşua öldükten sonra... Tevrat, bu
durumun suçlusunun sadece Yahud ler n kend ler olduğunu açıklar:
“Ve İsra l oğulları RABBİN gözünde kötü olanı yaptılar, ve Baallara
kulluk ett ler; ve kend ler n Mısır d yarından çıkaran atalarının Allahı
RABBİ bıraktılar, ve etraflarında olan m lletler n lahlarından olan
başka lahların ardınca yürüdüler, ve onlara eğ ld ler; ve RABBİ
öfkelend rd ler Ve RABBİ bırakıp Baala ve Astart lere kulluk ett ler. Ve
RABBİN öfkes İsra le karşı alevlend , ve onları yağmacıların el ne
verd , ve onları yağma ett ler; ve onları etraftak düşmanlarına sattı,
ve artık düşmanlarının önünde duramadılar.” [Hak mler 2:11-14]

Gerçekten de, Musa dönem nde altın buzağı le başlayan Tanrı


em rler n d nlememe, Tanrıya ver len ah dden dönme g b sapmalar,
Yahud ler n her başları sıkıştıklarında sayısız kez ortaya çıkmış,
başları bu yüzden derde g rm ş ve her sefer nde yen den Tanrıdan af
d leyerek, onun bağışlamasına sığınarak, başlarını kurtarmışlardır.

Hâk mler dönem

Bundan sonra M.Ö 1244’den M.Ö 879’a kadar süren Hâk mler
dönem başlar. “Ve RAB onları yağma edenler n el nden kurtaran
hâk mler çıkardı...” [Hâk mler, 2:16] Hâk mler, bu zamanlarda
s vr lerek nsanları b rleşt ren, onları p şmanlığa yönelten, ulusun
ruhân sorunlarıyla lg lenen ve aynı zamanda f z ksel tehd tlerle de
uğraşan,Yahud l derlerd . Hâk mler, aynı zamanda düşmanlara karşı
halkı nasıl örgütleyeceğ n b len askerî l derlerd de, fakat onların
gerçek güçler Tevrat b lg ler nde ve Yahud yasalarını
uygulamalarında yatıyordu. Kutsal K tap’ta 16 hak m n adı
geçmekted r.

Saul

Saul’un Samuel tarafından kırallığa meshed ld ğ dönem, Yahud


toplumunda çok sayıda peygamber n ortalıkta dolaştığı b r dönemd r.
Talmud, Musa’nın zamanından 1.Bet -Am kdaş’ın (Tapınak) yıkılışına
kadar - nsanların her konuda akıl danıştığı- b r m lyonun üzer nde
peygamber olduğunu söyler. Yahud kanunu konusunda olsun, evl l k
konusunda, kayıp koyun konusunda olsun, hemen b r peygambere
danışıp onun f kr alınab l rd .

Davud

Kıral Saul öldüğünde, İsra l n bütün kab leler , Hebronda oturmakta


olan Davuda geld ler. “Ve İsra l n bütün ht yarları Hebrona, kırala
geld ler; ve kıral Davud, Hebronda, RABBİN önünde onlarla ah t
kest ; ve Davudu İsra l üzer ne kıral olarak meshett ler. Davud kıral
olduğu zaman otuz yaşında d , ve kırk yıl kırallık ett .” [II. Samuel
5:3]

Kral Davud Yahud tar h n n en öneml k ş ler nden b r d r. 40 yıl


boyunca İsra l kralı olarak hükmetm ş, 70 yaşında ölmüştür.

Davud Kudüs’ü başkent yapar yapmaz şehr n kuzey sınırındak


küçük b r tepey , o toprakların sah b olan Yebus Aravna’dan satın
alır. [ll. Samuel 24:18-25]. Bu tepe Mor ah Dağı’dır. RABBİN, toplantı
çadırında olan gez c tapınak yer ne artık, kend s ne kalıcı b r tapınak
yapması emr n hatırlayan Davud [II.Samuel 7:11-13], bu emr yer ne
get rmek ç n buraya büyük b r tapınak yaptırmayı planlamaktadır
ancak bu tapınağın nşaasını, Kral Davud yer ne oğlu Süleyman
tamamlayacaktır. Burası, Tevratta yazıldığına göre, Abram’ın İshak’ı
kurban etmeye g tt ğ yerd r.

Süleyman

Davud ölmeden önce o sıralarda 12 yaşında olan oğlu Süleyman’ı


şu sözlerle kral atar: “Ve Davudun öleceğ günler yaklaştı; ve oğlu
Süleymana emred p ded ; Ben bütün dünyanın g tt ğ yola g d yorum;
sen kuvvetl ol, ve erkek ol; yaptığın her şte, ve yöneld ğ n her
tarafta h kmetl olasın d ye, Musa’nın şer at nde yazılmış olana göre
Allahın RABBİN yollarında yürümek, ve kanunlarını, ve em rler n , ve
hükümler n , ve şehadetler n tutmak ç n onun bekç l ğ n tut k , RAB:
Eğer çocukların bütün yürekler yle ve bütün canları le önümde
sadakatle yürümek ç n yollarına d kkat ederlerse, İsra l tahtında
senden b r erkek eks k olmayacaktır, d ye hakkında söyled ğ sözü
sab t kılsın” [1. Krallar- 1. K ngs- 1. Melah m 2:2-3] Bu klas k kutsama
günümüzde de her Yahud oğlan çocuğa Bar M tsva’sında (Erg nl k
tören ) yapılan kutsamadır.

Süleyman, babası Davudun Tanrı adına b r Mâbet yapmak


sted ğ n , hatta bunun Tanrı emr olduğunu b l yordu, ş md sıra ona
gelm şt .

Başlarında Adon ram’ın bulunduğu b nlerce kâhya (Kalfa) ve


yüzb nlerce şç le, Kral Süleyman’ın krallığının dördüncü yılında,
İsra loğullarının Mısır d yarından çıkışlarının 480. yılında, Mabed n
yapımına başlandı. Tevrat, mâbed n yapım aşamalarını, kullanılan
malzemelerden, en nce ölçüler ne kadar bütün ayrıntıları le anlatır.
Mabed n nşası yed yıl sürer. Ortaya muhteşem b r yapı çıkar.
Mâbet tamamlandıktan sonra, Ah t sandığı onun ç n ayrılan yere
konur ve Süleyman uzun b r söylev le Mabed Tanrı’ya adar.

İsra l krallığı, dünyanın en büyük krallığı olmuştur. “Ve kıral


Süleyman zeng nl kçe ve h kmetçe dünyanın bütün kırallarından
daha büyüktü” [1. Krallar/1. K ngs/1 Melah m 10:26]

Kral Süleyman, altın, gümüş ve z ynete doymuş ancak güzel


kadınlara doymamıştır.

Her çıkışın b r n ş vardır. Süleyman da kend s n ve Yahud


ulusunu z rveye taşımış ama nsanî zayıflıkları neden le orada
tutamamıştır. Üstel k Tanrıya verd ğ sözde de sebat edemed ğ ç n
Tanrıyı da kızdırmıştır. Tanrı da “başka lahların ardınca g tme” d ye
emrett ğ halde buna uymayan Süleymandan kırallığı çek p alacağını,
ama bunu, Davud’un hatırı ç n oğlunun kırallığı zamanında
yapacağını b ld r r. [1. Krallar/1. K ngs/1 Melah m 11:9]. Süleymanın
emr altına aldığı kab leler syan etmeye başlarlar, İsra l n 12
kab les nden kuzeyde yerleş k olan 10 kab le kırallıktan çek l r
güneydek 2 kab le le gerg nl kler yaşanır. İşler kötüye g derken, kıral
Süleyman 40 yıllık kırallıktan sonra 52 yaşında ölür.

Yahud Krallığının bölünüşü

Süleymanın ölümünden sonra, oğlu Rehoboam, Şekem’e gelerek


krallık tahtına oturdu.

Bunun üzer ne kuzeydek 10 kab le Rehoboam’ın kırallığını


tanımadığını b ld rd ve “İsra l” adı le yen b r krallık kurdular.
Rehoboam’ın kırallığı, sadece güneydek Yahuda ve Benyam n
kab leler tarafından ben msend ve onların ülkes n n adı da “Yahuda”
oldu.

Bundan sonra Yeroboam’ın ve a les n n başına gelmeyen kalmadı,


Tanrı lanetler n n ardı arkası kes lmed ve Kral Yeroboam 22 yıl krallık
ett kten sonra öldü.

Bundan sonra, Yahud tar h nde korkunç b r dönem başladı.


Sonrak 240 yıl ç nde kuzeydek İsra l ülkes n n b rb r nden kötü 19
kralı olacaktır.

En sonunda, Asur mparatoru Sargan II, Kuzeydek İsra l Krallığını


zapteder. Ülken n kuzey n n tümü artık Asur mparatorluğunun
kontrolu altındadır.

Kuzeydek Yahud kab leler Asur mparatorluğunun tümüne


dağıldılar. Bu 10 kab leye ne olmuştu? Dünyanın b rçok yer nde,
özell kle uzakdoğu’da bu kayıp 10 kab leden geld kler n dd a eden
b rçok nsan bulunmaktadır.

Yahuda den len Güney İsra l Krallığı, kuzey krallığından yaklaşık


134 yıl fazla yaşamıştır. Bunun neden , coğraf konumunun daha
uygun b r yerde bulunması ve Tanrı em rler ne karşı çıkmayıp
yabancı Tanrılara tapınmamış olmalarıydı.

Yahuda Kralı Elyak m (Mısır F ravunu adını değ şt r p Yehoyak m


koymuştur)’ n kırallığının son 3 yılında, Bab l kıralı Nebukadnezar,
Yahuda kırallığını verg ye bağlar.

Bab ll ler, İsra l’den ger kalan bölgeler kend ler ne bağlı eyaletler
hal ne get rmek amacı le İsra l’e doğru yürüyüşe geçt ler. Bu sırada
ölen Yehoyak m’ n yer ne, oğlu Yehoyak n kıral oldu ama kırallığının
3. ayında, Nebukadnetsar Kudüs’e g rd , Tapınağı yıktı, şehr
yağmaladı, seçme yahud sanatkârları, b lge k ş ler , en zek ve
parlak, toplam 10.000 k ş y Bab le sürgüne yolladı. Dünyadak en
esk D aspora toplumu Bab l cemaat d r.

Bab l Sürgünü

Tapınak’ın yıkılışıyla, M.Ö. 586 yılının 9 Av’ında

[16]

, Yahud ler’le, Allah arasındak çok özel b r bağ yok ed lm ş oldu.

Bab l’de yaşam h ç de kötü değ ld . Yahud cemaat n Bab l


otor teler nde tems l edecek b r l der b le atanmıştı. İlk l der sürgün
ed len Yahuda kralı Yehoyak n oldu. Ona Aram ce Reş Galusa sıfatı
ver ld . (Aram ce esk Yakındoğuda uluslararası kullanılan b r d ld . B r
Sam d l olup, İbran ce’yle benzerl kler vardır. Talmud’un büyük b r
kısmının yazıldığı d ld r. Bab ldek Yahud ler Aram ce konuşurlardı ve
Isra l’e döndükler nden sonra b le bu d lde konuşmaya devam ett ler.)
Reş Galusa, İbran ce Roş Galut, türkçede “D asporanın başı”
anlamındadır. (D aspora Yunanca b r sözcüktür ve dağılma
anlamındadır.) Reş Galusa, Kral Davud’ n soyundan gelen b r k ş d r.
Isra l’de kral olmasa da, Bab l‘de hem Yahud cemaat n n tems lc s d r
hem de as l b r statüsü olduğu kabul ed l r. İlerdek 1500 yıl ç nde
yaklaşık 40 k ş bu sıfatı taşıyacaktır. Heps n n de kökler Kral
Davud’a kadar dayanır. Bu Yahud tar h nde hep korunan as l b r
soydur.

M.Ö. 541 yılında Dar us yönet m ndek Med ordularıyla, S rüs


yönet m ndek Pers orduları, Bab l’e g rm ş ve mparatorluğu ele
geç rm şlerd r. Bab l İmparatorluğu yok olup Pers yönet m altına
g rm şt r.

MÖ.540’ta Pers kralı S rüs, yok olan Bab l İmparatorluğu


zamanında ana vatanlarından sürülen nsanların tekrardan esk
topraklarına ger döneb lmeler ne z n veren b r yasa çıkartmıştı.
Burada özell kle Yahud ler’ n adı geçmese de, Ezra’nın k tabından
öğrend ğ m ze göre bu yasadan Yahud ler de yararlanmışıtır.

MÖ 535 yılında Kudüs’e dönen 42,000 Yahud , hemen Kudüs’ü


yen den nşa etmeye başladılar.Tapınağın (Bet-Am kdaş’ın) yen den
nşaası, Ester’ n oğlu olma olasılığı oldukça kuvvetl olan Pers Kralı
II. Dar us’un kutsanmasından sonra yen den başladı. Çalışmalar
M.Ö. 515 yılında tamamlandı ve Bet-Am kdaş yen den Tanrıya
adandı.

Pers kıralı Artahşaşta

[17]

, yazıcı Ezra’yı Yahud toplumunun l der olarak görevlend rd . İran


Yahud toplumunun b r l der , b r sofer (Tevrat yazıcısı), b lg n ve koen
olan Ezra, Kutsal Toprak’lardak Yahud toplumunun başlarında b r
kral ya da peygamber olmadan zorlandığını b lmekteyd . Bu yüzden
Ezra, Yahud ulusunun ruhân l ğ n yen den oluşturmuş ve Tevrat
kanununu ülkeye yen den yerleşt rm şt r. Bu arada, Yahud
toplumunun mânevî olarak zayıf düştüğünü fark eden b r grup b lge
Yahud l der b r araya gelerek b r takım reformlara g r ş rler. Öncel kle
‘Büyük Yahud Mahkemes ’

[18]
olan Sanhedr n’dek üye sayısını, 70 k ş den 120 k ş ye
yükselt rler. (Günümüzde ‘Knesset’ d ye adlandırılan İsra l
Parlamentosunda da, Büyük Mecl s’tek g b 120 sandalye
bulunmaktadır.) Bu dönemde Talmud henüz yazıya
geç r lmed ğ nden, İnsanlar, şer ata uyan b r Yahud olarak nasıl
yaşayacaklarını ancak Tevrat’dak em rler n kuşaktan kuşağa sözlü
olarak aktarılmış yorumlarını öğrenerek b leb l yorlardı.

Sözlü Tevrat’ın tutarlı ve değ şmeden aktarımının sağlanması


dışında, Büyük Mecl s’tek k ş ler, Tanah’da Yahud l ğ n kutsal
yazılarından hang ler n n bulunması gerekt ğ ne de karar verm şlerd .
Büyük Mecl s üyeler , bu kararları ver rler ve Yahud ler n Tanah
olarak adlandırdığı k tabı oluştururlar. (Tanah, İbran ce’de, Tora,
Neb m (Peygamberler) ve Ketub m (Yazılar) sözcükler n n lk
harfler nden oluşmuş b r sözcüktür.) Tenah, Yahud olmayanların
‘Esk Ah t’ d ye s mlend rd kler k tap olup, Tevrat’ın beş k tabını,
Peygamberler n 8 k tabını (en sonuncusu 12 küçük k tabı çer r) ve
çoğu Kral Davud tarafından yazılan pasukları

[19]

, Kral Süleyman tarafından yazılan (Şarkıların Şarkısı, Atasözler ,


Eccles astes), ve Eyub, Rut, Ester, Dan el’ n k taplarını da çeren
çeş tl yazılardan oluşmuş 11 k tabı çer r.

Yunanlı Büyük İskender, M.Ö. 333 yılında Pers İmparatorluğu’nu


fethett ğ nde, doğal olarak Pers hak m yet nde b r eyalet sayılan
İsra l’ de şgal eder.

Bu sırada Yahud tar h ndek lk Tevrat çev r s de yapılır ve Tevrat


kısa zamanda Yunanca’ya çevr l r (M.Ö. 3. yy). Bu Tevrat çev r s ,
çev r y yapan 70 rab ’den es nlenerek “Septagent” d ye
adlandırılmıştır. Yahud ler, Yunan yönet m nde, 165 yıl boyunca ayrı
ve özel b r toplum olarak gel şmeye devam ett ler.

Büyük İskender’ n ölümünden sonra büyük Yunan İmparatorluğu


üçe ayrıldı: “Selevk ya da Asur Yunan stan’ı” “Ptolemya ya da Mısır
Yunan stan’ı ve “Makedonya ya da At na, Sparta vb. bağımsız şeh r
devletler n çeren asıl Yunan stan”.

Selevk İmparatoru Ant ohos Ep fanes M.Ö. 169 le M.Ö. 167 yılları
arasında Yahud l ğ yok etmek ve İsra l Yahud ler n Helenleşt rmek
ç n katı önlemler almaya başlayınca lk çatışmalar başlar.

Sadus ler-Fer s ler

Yahud ler önce, Helenleşenler ve geleneğ savunanlar olmak


üzere k ye ayrılmışlardı. Ayrıca buna paralel olarak, d ndar Yahud ler
arasında başka b r ayrılma daha olmaktadır. Bu ayrılma Zadok le
Bysos adlı k öğretmen n Sözlü Tevrat’ın lâhî özell ğ nden yoksun
olan yen b r Yahud l k şekl n vaaz etmes yle başlar. Zadok
yandaşlarına Sadus ler ve Bysos yandaşlarına da Bysos mler den r
ama tar hte devamlılıklarını sürdürenler Sadus lerd r. Ana görüşü
savunan ve Yahud kanununu her zaman uygulandığı şekl yle
koruyan Yahud ler de, “Far s ler” yan “ayrımcılar” d ye adlandırılır.
Sadus ler, Rab Berel We n’ n

[20]

açıkladığı g b , Helenleşm ş Yahud ler arasında doğal müttef kler


bulur: Sadus ler Sözlü Tevrat’ın Tanrı’dan geld ğ ne
nanmadıklarından, sadece Yazılı Tevrat’ın kanunlarına uymak
zorunda olduklarını savunurlar, Yazılı Tevrat’ı da harf harf ne okurlar.
Far s ler se, her şey kadere ve Tanrı’ya atfeder, kader her eyleme
eşl k ett ğ halde y ne de doğru olanı ya da aks n yapmanın nsanın
el nde olduğunu kabul ederler. Bütün ruhların ölümsüz olduğunu ama
sadece y nsanların ruhunun başka bedenlere geçt ğ n , kötü
nsanların ruhununsa ebed cezaya tab tutulduğunu söylerler. İk nc
örgütü meydana get ren Sadus ler se kader tamamıyla devre dışı
bırakır ve Tanrı’nın b z m kötü olanı yapıp yapmamamızla
lg lenmed ğ görüşünü ben mserler. İy ve kötü olanı yapmanın
nsanın seç m olduğunu ve bu seç m n, sted ğ g b hareket etmekte
özgür olan her b r nsana a t olduğunu söylerler. Ruhun
ölümsüzlüğüne ve öbür dünyada ver leceğ söylenen cezaya ve
ödüle nanmazlar.

Tapınağın bozulması, zorunlu Helenleşt rme ve zulüm, en


sonunda ana görüşü savunan Yahud ler n sabrını taşırır. Yunanlılara
karşı ayaklandıkları g b Yahud ler arasındak şb rl kç lere de
saldırırlar. Makab ler n başkaldırısı –Günümüzde Hanuka olarak
kutlanan öneml b r gündür- Yunanlılara karşı b r savaş olduğu kadar
Yahud ler arasında da b r ç savaştır. B r ulusal özgürlük savaşı değ l,
b r deoloj k çarpışmadır.

Makab sözcüğü, aynı zamanda Yahud halkının savaş çığlığı m


kamoha baal m Aşem (Tanrı’nın güçler arasında sen n g b olan)
sözcükler n n baş harfler d r.

25 yıl süren savaşta her k taraf da büyük kayıplar ver rler ve


sonuçta, savaşı Yahud ler kazanır ve Yunanlılar da evler ne dönerler.

Ant ohos’un yasaklarına ve vahşet ne dayanamayan Yahud ler n


syanı, dünyadak lk deoloj k/dînî savaştır. Yunanlılar 25 yıl süren bu
özgürlük savaşından ancak M.Ö. 142 yılında Selevk hükümdarı
Dem tr us zamanında bıkarlar ve Matatya’nın beş oğlundan tek
hayatta kalanı Ş mon’la barış anlaşması mzalarlar.
Son k Hoşmanay hükümdar (Makab ler n soyundan) k erkek
kardeşt : Hyrcanus ve Ar stobolus. B rb rler yle k m n kral olacağı
konusunda kavga ederken, Roma’nın aracılık yapması’nın uygun
olacağı konusunda anlaştılar. Böylece M.Ö. 63 yılında Romalı
general Pompe orduları le b rl kte İsra l’e davet ed ld . Romalılar bu
fırsatı değerlend rerek İsra le gel r, y ne b r katl am sonunda k
kardeşten daha zayıf olan Hyrcanus’u kukla hükümdar olarak ülken n
başına atarlar.

Roma’nın İsra l’e müdahales Yahud bağımsızlığına yen den son


verd ve Yahud tar h n n en karanlık dönemler n n b r n başlattı.
Bağımsız İsra l devlet artık yoktu ve İsra l, Roma’nın Judea eyalet
olmuştu.

Herod, Romalılar tarafından atanan Yehuda kralı olarak M.Ö. 37


yılından M.Ö. 4 yılında ölümüne kadar 33 yıl süren çok uzun b r süre
boyunca kt darda kaldı.

Yetk ler c dd b r şek lde kısıtlanmış olsa da hâlâ b r Sanhedr n


(Yahud Yüce Mahkemes ) vardı. Daha da öneml s , rab ’ler n
öğret ler ve “aktarma” z nc r bozulmamıştı.

Yahud ler n kutsal toprağa hak m olan ve putlara tapan Romalılara


karşı tepk s çok yönlüydü. Helenleşm ş ve as m le olmuş Yahud ler
le Sadus ler, Roma varlığını memnun yetle kabul ed yor, ondan
yararlanıyorlardı. Roma hak m yet ne d renen Yahud lere kızıyorlardı.
Bunların çoğu, Sözlü Kanun’un tanrısal köken n nkar eden, varlıklı
Yahud lerd . Tapınak h yerarş s ne hak md ler, gücü eller nde
tutab lmek ç n Romalılarla şb rl ğ ne stekl yd ler. D ğer Yahud
fraks yonlarını sorun çıkarıcılar olarak görüyorlardı. Far sîler,
Romalılarla h çb r l şk kurmak stemeyen, ana görüşü savunan
Yahud lerd ama Yahud l ğ n ayakta kalmasını st yorlar ve d n
lkeler nden sapmamak şartıyla Roma hak m yet n kabullen yorlardı.
Romalılara yaranmak steyen ya da başkaldırıyı açıkça destekleyen
d ğer Yahud fraks yonlara se hoşnutsuzlukla bakıyorlardı. Z lotlar.
b rçok farklı m ll yetç , ekstrem gruplardan oluşmuşlardı. Roma
varlığına çerl yor, Romalılarla akt f b r şek lde ya da sess zce şb rl ğ
yaptıklarını düşündükler d ğer Yahud lere kızıyorlardı. S car ler
(anlamı “hançer”) Çoğu zaman m ll yetç l k maskes arkasında
g zlenen b r suç örgütüydü ve Z lotların yanında yer alıyorlardı.
Mezhepler oluşturan bazı d n gruplar se (Essenler g b ) uç
görüşlere sah p olan hem Sadus ler n, hem de Far s ler n
karşısındaydılar. Örneğ n Ölüden z Mezheb (Ölüden z rulolarıyla
ünlü), dünyanın kısa zamanda sona ermes n bekl yordu. Bu yüzden
kent yaşamının ahlaksızlığından ve bozulmasından uzaklaşmak ve
Günler n Sonu’na hazırlanmak ç n çölde yaşamayı seçm şlerd .
Yahud kaynakları bu dönemde 24 ayrı fraks yon sıralamaktadır.

Bar Kohba ayaklanması

Yahud ler n zulümlere karşı tepk s Roma dönem ndek en büyük


başkaldırıyla sonuçlandı. Ş mon Bar Kohba M.S. 132 yılında
başlayan ayaklanmanın l der yd .

L derl k yeteneğ çok güçlü olan Bar Kohba bütün Yahud halkını
etrafında b rleşt rmey başardı. Romalıları yend ve İsra l toprağından
kovdu, bağımsızlık lan ett , hattâ para bastırdı. Böyle b r olay Roma
İmparatorluğu tar h nde lk kez yer alıyordu.

Roma İmparatoru Adr anus, Bar Kohba syanını bastırmak üzere


İsra l’e general Jul us Severus komutasında on k lejyon asker
gönderd . Severus, asker ve subaylarının sayısı sayes nde ve
düşmanlarını y yeceks z bırakıp kıstırarak, yavaş ama em n
adımlarla syancıların heps n yok etmey başardı.
O dönemde ortaya çıkan İsa, Tevrat’ı b len, “Musa’nın
Kanunlarına” uyan, em rler nden b rçoğunu öğreten ama
bazılarından sapan b r Yahud d r. Vaaz ve öğret ler n n kaynağı,
Yahud l ğ n ürünü olan ve Tevrat’da da yer alan Tanrı buyruklarıdır ve
dönem n n rab n k öğret ler n yansıtır. İsa’nın öğret ler n n
kayded ld ğ söylenen İnc ller, ölümünden (k Hır st yan kaynaklar
M.S. 35 yılını, ya da Bet-Am kdaş’ın yıkılmasından 35 yıl önces
olarak vermekted r) uzun yıllar sonra Yunanca yazılmıştır.

Beş nc yüzyılın ortasında Pers rah pler n, saldırgan Hır st yan


m syonerlere karşı sert mücadeleler sırasında Hır st yanlara karşı
zulümler başlattığında Yahud ler de bu zulûmlerden nas pler n
almaya başladılar. Yaklaşık b n yıl huzurla yaşadıkları topraklarda,
huzurları kaçmış, gelecekler nden end şe etmeye başlamışlardı.
B zanslılar Persler üzer ne saldırılarını sürdürürken Bab l b r ç
savaşla çalkalanmaya başladı; Reş Galusa’nın öldürülmes yle durum
daha da kötüleşt . Tam da bu kargaşanın ortasında, Müslümanların
7. yüzyılda Ortadoğu’yu fethetmes , Bab l’dek Yahud cemaat n n
umutlarının yen den yeşermes ne neden oldu.

İslam orduları Avrupa’da g derek daha gen ş toprak parçaları


fethederken Ortadoğu Yahud ler , Müslüman Avrupa’da kend ler ç n
yen fırsat kapılarının açıldığını gördü. En y fırsatlardan b r de, 711
yılındak Müslüman feth nden t baren İspanya oldu. Gerçekten de
orada koşullar Yahud ler ç n o kadar y yd k günümüzde Yahud
alem n n yarısı Sefarad, yan “İspanyol” olarak b l n r. (D ğer yarısı
daha sonra Aşkenaz, yan “Alman” olarak b l necekt r.)

Haçlı seferler

Haçlı seferler n n lk n , Papa II. Urban, 1095 yılında, kısmen


Müslümanlar tarafından kuşatılmış olan Konstant nopol s’tek
Hır st yanların yardım çağrısına cevaben başlattı. Amacı “kâf rler ”
(Hır st yanların d ğer tektanrılıları adlandırdığı g b ) püskürtmek ve
Kutsal Toprakları ger almaktı.

11. le 13. yüzyıllar arasında toplam on Haçlı Sefer yapıldı: B r nc


Haçlı Sefer , (1095-1099) sırasında Kudüs Müslümanlardan alındı,
şeh rdek Müslüman ve Yahud halk kılıçtan geç r ld ve Haçlı
yönet m altındak Kudüs Lât n Krallığı kuruldu. İk nc Haçlı Sefer ,
1147-1149 tar hler arasında, Hır st yanlar Türkler n el ne geçen
topraklarını ger almak ç n örgütlend ama başarısızlıkla sonuçlandı.
Üçüncü Haçlı Sefer , 1189-1192 yılları arasında, Mısır Sultanı
Selahadd n Eyyub Kudüs’ü yen den ele geç rd kten sonra örgütlend .
Kral Aslan Yürekl R chard’ın katıldığı bu sefer de başarısızlıkla
sonuçlandı. Dördüncü Haçlı Sefer (1202-1204) sırasında Romalı
Papa’nın hakîm yet n kabul etmeyen, Yunanca konuşan Doğu
Ortodoks Hır st yanların yaşadığı Konstant nopol s fethed ld .
Çocukların Haçlı Sefer ; 1212 yılında Kutsal Topraklara b nlerce
çocuk gönder ld . Bu çocuklar Müslümanlar tarafından es r alındı,
köle olarak satıldılar ya da açlık ve hastalıktan öldüler. Beş nc Haçlı
Sefer , 1217-1221 yılları arasında yapıldı, Mısır’a yönel kt ama
başarısızlıkla sonuçlandı. 13. yüzyılda gerçekleşt r len sonrak dört
Haçlı Sefer nde de Müslümanların kazandıkları ger alınamadığı g b
Acco’dak (Akka) son Haçlı kales de düştü.

İspanyol eng z syonu

Burada ele alacağımız konu, resmî olarak 1 Kasım 1478 yılında


Papa IV. S xtus tarafından çıkarılan kararname le başlayan İspanyol
Eng z syonudur.

İspanyol Eng z syonu, Hır st yanlığı seçm ş görünen ama bunda


gerçekten “samîm ” olmayan Yahud ler cezalandırmanın peş ndeyd .
Hır st yanlar, d n değ şt ren Yahud ler “Esk Hır st yanlar”dan, yan
kend ler nden ayırt etmek ç n “Yen Hır st yanlar” d ye adlandırmaya
başladı. Hır st yanlığı seçen Yahud ler küçültücü b r şek lde
converses, yan “dönme”, ya da daha kötüsü marranos, yan “domuz”
d ye adlandırılıyordu. Bu Yahud lere karşı yönelt len ana suçlama,
Hır st yanlığı gerçekten ve gerekt ğ kadar ben msememeler d .
Bunlar, g zl ce Yahud l ğ uygulamaya devam ed yorlardı. Aslında bu
gerçekten de böyleyd . Görünürde Hır st yan olan ama g zl ce
Yahud l ğ uygulayan Yahud ler n sayısı pek çoktu.

1264 yılında Polonya Kralı Boleslav, Yahud ler Polonyaya davet


eden b r berat çıkarmıştı. Yahud ler’ n küçük b r kısmı ortamı
yoklamak ç n oraya yerleşt .

İberya Yarımadası’ndak son Müslüman kales olan Granada’nın


düştüğü 1492 yılında, İspanya’dak yaklaşık 800 yıl süren Müslüman
hâk m yet sona erd ve İspanya, tamamıyla Hır st yan b r ülke oldu.
Kısa zaman sonra İspanya kıralı Ferd nand, Yahud ler İspanya’dan
kovmaya karar verd . Bu kez kararnameler , Hır st yanlığı seçen
Yahud ler değ l, h çb r zaman d n değ şt rmeyenler hedef alıyordu.

Kr stof Kolomb, sonunda Amer ka’yı keşfett ğ seyahat ne çıktığı


tar hlerde, İspanya’dan kovulan Yahud lerden b rçoğu sınırı geçerek
Portek z’e g tt ler ama burada kalışları kısa sürel oldu. Beş yıl sonra
Portek z de İspanya g b Yahud ler n önüne aynı seçenekler koydu:
“d n değ şt r, g t ya da öl.” Bunun üzer ne Yahud ler n b nlerces , tar hî
olarak Yahud lere her zaman çok y davranmış olan Osmanlı
İmparatorluğu’na göç ett ler. Osmanlı İmparatorluğu’nun Sultânı II.
Bayez d onlara kapılarını açarken şöyle ded ğ söylen r: “İspanya
Kralı Ferd nand’ın akıllı b r adam olduğunu söylüyorlar ama aslında
aptal. Haz nes n bana gönder yor.”
Türkler, l şk de oldukları her dönemde Yahud lere karşı geleneksel
olarak y davranmışlardır. Osmanlı İmparatorluğu g derek büyür ve
gen şlerken, Türkler İsra l’e geld ve “Muhteşem Süleyman” olarak
b l nen Osmanlı sultanlarının en büyüğü Kanûnî Sultan Süleyman,
Kudüs’ün bugün b le ayakta duran şeh r duvarlarını yen den nşa
ett rd . İlg nç olan şudur k Süleyman, Salomon’un Türkçe’s d r ve
günümüzdek Esk Kudüs Şehr ’n bel rleyen duvarlar onun
tarafından yaptırılmıştır. Bu dönemde çok sayıda Yahud , İsra l
toprağına, özell kle de Tsfat (Safed) şehr ne ger dönmeye başladı.
100 yıldan kısa b r sürede Tsfat’ın nüfusu 300 a leden 10.000 k ş ye
çıktı. Bu dönem zarfında Tsfat, Yahud b lg nl ğ ne şaşırtıcı katkılarda
bulundu.

Sabetay Sev

1626 Yılında İzm r’de dünyaya gelen Sabetay Sev , genç


yaşlardan başlayarak Yahud m st s zm Kabala’ya büyük lg duyuyor
ve b l nc n y t rd ğ , coşkulu dönemler yaşıyordu. Güçlü k ş l ğ le
çevres ne b r çok mür d toplamayı başarmıştı. Henüz 20 yaşında
ken kend s ne cemaat n n üyeler tarafından haham “b lge k ş ”
unvanı ver ld , y rm k yaşında da, Kabalacı yorumlara dayanarak,
kend s n n Kutsal k tapta yazan ve beklenen mes h olduğunu lân ett .

B r kaç yıllık süre ç nde, Sabetaycılık akımı hızla güçlenerek


Vened k, Amsterdam, Hamburg, Londra ve bazı Kuzey Afr ka
kentler ne kadar yayıldı. 1666 Yılı başlarında, kend mes hl k
öyküsüne y ce nanan ve güvenen Sabetay Sev Osmanlı Sultanı IV
Mehmet’ İstanbulda z yaret ett ve Mes h olarak tanınmasını talep
ederek Sultan’ın İsra l toprağını ona vermes n sted . Bu stek ve
dd aları c dd ye almayan IV. Mehmet onu hemen hapse attırdı ve
İslâm’ı kabul etmezse onu şkence ve ölüm cezasıyla tehd t ett .
Sabetay Sev bu durumda d n değ şt rerek Müslüman oldu. İşb rl ğ
neden yle ona b r müslüman adı, Az z Mehmet Efend ve “Sultan’ın
Kapısında Kapıcı” unvanı ver ld . Ancak bu d n değ şt rme olayı,
doğal olarak mür tler n n çoğunu hayâl kırıklığına sürükled . Mes h
olduğu dd asını sürdüren ama d n değ şt rd ğ ç n, zamanla t barını
y t ren Sev , sonunda Sultan’ın sürgün olarak gönderd ğ
Arnavutluk’ta 1676 yılında öldü. Sev ’y d n değ şt rmes ne karşın terk
etmeyen ve ona sadık kalanlar Sabetaycılık adı ver len b r akım
başlattılar. Sadık Sabetaycılar, Kabalacı b r yaklaşımla, Sev ’n n d n
değ şt rmes n n derîn b r anlam taşıdığı ve mes hl ğ n n
gerçekleşmes ç n atılması gereken son adım olduğu, şekl nde
yorumladılar ve bu nedenle, onlar da önderler n zleyerek
Müslümanlığa geçt ler. Bu dönmeler (d n değ şt renler) ç n, k ş n n
kend n kalpten Yahud h ssetmes yeterl d r ve görünürde uygulanan
Müslümanlığın ve b ç msel eylemler n değer yoktur. Zohar’ın Lur acı
yorumundan yola çıkarak, b r çeş t “Kutsal Günah” kuramına ulaşan
Sabetaycılar, ancak çsel olmayan dışsal eylemlerle, görünüşte
Tevrat’ın ortadan kaldırılması yolu le Tevrat amaçlarının tam olarak
gerçekleşeceğ n , ler sürerler. Bu grup –Dönmeler- Türk ye’de özel
b r Müslüman mezheb olarak I. Dünya Savaşı’na ve Cumhur yet n
kuruluşuna kadar ayakta kaldı.

Has d zm

Has d k hareket “d ndarların” hareket ya da İbran ce adıyla


Has dut, 18. yüzyılda, “İy İs ml Usta” anlamına gelen Baal Şem Tov
olarak b l nen Rab İsrael ben El ezer tarafından Doğu Avrupa’da
başlatıldı. Baal Şem Tov (Beşt olarak da tanınıyordu) 1698 yılında
D nyester Nehr yakınında Podolya eyalet nde (ş md Ukrayna)
Okup’da doğmuştu. Yaşamın her ânında Tanrı’yı yaşamak olarak
özetlenecek b r öğret başlattı. Baal Şem Tov 1760 yılında ölünce,
bâzı öğrenc ler Has d k hareket n ç nden özel akımlar gel şt rd ve
kend okullarını kurdular. Bunlardan, L ad l Rab Shneur Zalman
(1745-1812) Ünlü eser Tanya’yı yazdı ve Has d zm’ n Lubav ç
mezheb n kurdu. Lubav ç Has dler , hohma (“b lgel k), b na
(“anlayış”) ve da’at (“b lg ”) sözcükler n n baş harfler nden oluşan
Habad olarak b l n r. Kabala’ya göre bunlar on sef rot’un –Tanrısal
enerj kanalları- entelektüel olan üçüdür.

Yakın Tar hte Yahud ler

Yahud ler, zamanla Avrupa’dak her ülkede, vatandaşlık hakkı


kazandılar ve 19. yüzyılın sonunda artık Avrupa toplumunun her
aşamasına kabûl ed lmekteyd ler.

1881 le 1914 yılları arasında, her yıl ortalama 50.000 kadar ve


toplamda da 2.5 m lyon Yahud Doğu Avrupa’yı terk ett ve bunların
çoğu Amer ka’ya g tt .

19. yüzyıl sonlarında, Avrupanın değ ş k ülkeler nde yaşayan ve


esk ye oranla toplum tarafından daha fazla kabul gören Yahud
ırkının şansı, gördükler dışlanma, zulüm ve hatta kıyımlara karşın
artık düzelme dönem ne g rm şken bu kez de başlayan l. Dünya
savaşı le yen den ters ne döndü. Yerleşt kler ülkeler n ordularında
Yahud Yahud ’ye karşı savaştı ve savaş sonunda 140.000 Yahud
öldü. Avusturya ordusunda, Alman ordusunda, Rus ordusunda,
Fransız ordusunda olmak üzere toplam 1.5 m lyon Yahud n n I.
Dünya Savaşı’nda savaştığı b l nmekted r. I. Dünya Savaşı Yahud ler
ç n felaket n tel ğ nde olan b r tepk z nc r n de tet kled . Bu tepk
z nc r n n k öneml halkası Rus Devr m ve Almanya’da Naz
Part s ’n n yüksel ş oldu.
1942 yılı başlarken, Avrupa ve Sovyetler B rl ğ ’nde yaşayan
toplam Yahud sayısı 11 m lyondu. Bunlardan yaklaşık 9 m lyona
yakını Almanların kontrolunda yaşıyordu. Tahm nlere göre 1938 le
1945 yılları arasında yaklaşık 6.000.000 Yahud ’n n katled ld ğ
hesaplanmaktadır. Bu rakam Avrupa’dak tüm Yahud nüfusunun
neredeyse yarısını oluşturuyordu. Batı Avrupa Yahud l ğ hemen
hemen tamamıyla ortadan kaldırılmıştı. Ancak bu büyük kıyım Doğu
Avrupa Yahud cemaat n n sonunu get rd yse de, dolaylı olarak 2.000
yıldan sonra lk Yahud devlet olan İsra l Devlet ’n n yen den
doğuşuna da neden olmuştur.

Bundan sonrak durgunluk dönem n n ardından patlayan 1. Dünya


savaşı sonunda dünya har tası değ şt . Osmanlı İmparatorluğu’nun
sınırları ç nde kalan bütün Ortadoğu k büyük parçaya bölündü. B r
yarısı Fransa’nın (Fransız Mandası), d ğer yarısı da İng ltere’n n
(Br tanya Mandası) kontrolü altına g rd . Fransız Mandası kuzey
kısmını, Br tanya Mandası se güney ve doğu kısımlarını kapsıyordu.
Bu bölgelerde, merkeze bağlı, organ ze olmamış kav msel cemaatler
hal nde, Osmanlı İmparatorluğu’nun tebaaları olan Araplar
yaşıyorlardı. Br tanya Mandası Şer a Nehr ’n n batı kıyısından
Akden z’e kadar olan kısım le Şer a Nehr ’n n doğu kıyısında
Mevera-ı Ürdün olarak b l nen bölgey kapsıyordu. Br tanyalılar bu
alana “F l st n” adını verd ler. İng ltere’n n, F l st n topraklarında
kurulacak b r İsra l devlet n destekleyeceğ sözü üzer ne, Yahud ler
ülkeye göç etmey sürdürdü.

Br tanya mandası altındak bölgede yaşayan Yahud ler le Araplar


arasında anlaşmazlıklar, çatışmalara dönmüş, Arap ayaklanmaları
artmıştı. Bölgede güvenl k y ce bozulmuştu. Yeters z güvenl k gücü
le bölgey kontrol edem yeceğ n anlayan İng ltere, sorunu B rleşm ş
M lletlere devrett , BM de (Ürdün adlı ülken n oluşturulmasından
sonra) 15 Mayıs 1948 tar h nde, “F l st n’den” ger kalanlar üzer ndek
Br tanya Mandası’nı sona erd rmeye ve toprağı Araplar le Yahud ler
arasında bölüştürmeye karar verd .

Böylece, İng ltere Mandasının son günü olan 14 Mayıs 1948, saat
16:00’da, Yahud tar h ne göre “Hay İyar”, 5 İyar 5708 günü İsra l
devlet n n kuruluşu lân ed ld . 2.000 yıl sonra Yahud ler, yen den
Vaaded lm ş topraklardaydı.

İsra l devlet kurulduktan sonra, bütün dünyadan anayurda


dönüşler artarak devam etm şt r. İsra l Yahud ler , günümüzde
bölgen n güçlü devletler nden b r olmasına karşın, komşuları
Araplarla b r türlü düzelmeyen l şk ler ve özell kle F l st n Arapları le
düşmanlıkları sonucunda ortaya çıkan terör olayları neden yle,
neredeyse kaderler olan huzursuzluktan b r türlü kurtulamamışlardır.

Bu gün dünyada 5 m lyon ABD ve 6 m lyon İsra l’de ve d ğer


ülkelerde yerleşm ş, yaklaşık 13-14 m lyon Yahud yaşamaktadır.
Yaklaşık 2 m lyon Avrupada d ğerler de Lat n Amer ka, Kanada
başta olmak üzere, Afr ka, Avusralya ve Asya’ya yayılmışlardır.

Yahud ler, her koşulda Tanrıya bağlılıklarını kaybetmem şler,


em rler n uygulamışlardır. Günümüzde Dünyamızın yönet m ç n
gerekl olan F nans, Medya ve Enerj güçler n n bazen görünen
bazen de görünmeyen sah pler olarak, Tanrının onlara verd ğ
m syonu yer ne get rmekted rler.
3. BÖLÜM KABALA’NIN KAYNAKLARI

B nlerce yıllık geçm şte, sözel ve yazılı olarak, çok dağınık ve


fazlası le öznel yorumları yapılan Kabala’nın ulaşab ld ğ m z
kaynaklarını ncelerken, tar hsel sıralaması, çer k ve kapsamı, l şk
ve yapısallığı g b ayırded c özell kler bağlamında aşağıdak g b b r
sıralama ve düzenleme yapmayı uygun gördük. İncelemem z bu sıra
doğrultusunda sürdürüyoruz.

Ana kaynak, TORA

I.1. Ana kaynağın maddesel yapısı le lg l çalışmalar

I.1.1 Harf, sözcük, okuma, yazma ve met n le lg l çalışmalar

I.2. Ana kaynağın ruhsallığı le lg l açıklamalar

I.2.1 Yasa ve r tüeller n açıklanmaları (Ekzoter k)

I.2.1.1 Peygamberlerden gelen b lg ler n açıklanması

MİŞNA

MİDRAŞ

I.2.1.2 Gelenek le lg l yasa yorumları

TALMUD

Kudüs Talmudu

Bab l Talmudu (GEMARA)

I.2.2. Kapalı ve ruhsal anlamlandırmalar (Ezoter k)


I.2.2.1 Yaratılış ve evren n g zem n n açıklanması

SEFER YEZİRA

I.2.2.2 Tanrısal dünyanın yapısının m st k açıklaması

SEFER HA ZOHAR

I.2.2.3 Harfler n ve d z l şler n n m st k çözümlemeler

TAROT

I.2.2.4 S h r ve büyü çalışmaları.

CLAVİCULA

ŞEMON FORAS

SEFER TORA (Tevrat)

K tâb-ı Mukaddes, b l nd ğ g b Yahud ler n Kutsal k tabı olan Esk


Ah d (Old Testament) le Hırıst yanların Kutsal K tabı olan Yen Ah d
(New Testament) k taplarından oluşmaktadır. Yahud ler n Kutsal
k tabı olan Esk Ah d’e Yahud ler TENAH adını verm şlerd r. Tenah, 3
parça’dan oluşmuştur:

1. Tora: İbran ce, öğretme anlamına gelmekted r,

2. Neb m: İbran ce Peygamberler anlamına gelmekted r,

3. Ketub m: İbran ce yazılar anlamına gelmekted r.

Bu 3 sözcük’ün lk harfler , T + N + K, Kutsal k tabın TENAH adını


oluşturur.
Kabala’nın lk ve en öneml kaynağı Musa’nın beş k tabı
(Pentateuch) Tora, Musa’ya M.Ö. 445 yılında S on dağında taş
levhalara yazılı olarak Tanrı tarafından ver ld ğ söylenen yasalardır.
Tora (Tevrat) Ezra peygamberden günümüze kadar Yahud
Anayasası sayılmıştır. Tora le lg l m st k b lg ler , Kabala’nın d ğer
öneml kaynaklarından olan Zohar’dan zleyel m. Zoharda; Tora’nın
bütününün Tanrı’nın adını oluşturduğu, Tora’yı Tanrı’dan başka h ç
b r şey düşünmeden, kend nden geçerek okunması gerekt ğ öner l r.
Tora’nın öner ld ğ şek lde okunması hal nde, o’nun harfler n n ç ne
g r leb l r ve Tanrı sm tamamlanır. Harfler n komb nasyonu le k tabın
ş freler çözülür ve sonuçta, ölüler n d r lt leb lmes , dünyanın hareket
ett r lmes g b muc zeler ortaya çıkab l r. Tora, s yah ateşle beyaz
ateş üzer ne yazılmıştır. Beyaz ateş sess z harf, s yah ateş sesl
harft r. Beyaz ateşle okuma ve eylem yapma gücü ve yetk s sadece
Musa’ya ver lm şt r. Bu yüzden Yahud alfabes nde sesl harfler
bulunmamaktadır. Tora’yı b len, yaşam ağacını b l r, özgürleş r ve
ölümsüzleş r. Tanrı “ nsan yaratalım” ded . Tora, “ nsan günah
şleyecek, buna dayanamazsın” ded . Tanrı, “Dünya ancak nsanla
varolab l r, sen ve ben onu yerleşt receğ z” ded ve suret n (erkek) ve
benzerl ğ n (d ş ) k z le onu yaptılar. Bu nedenle Tora, k l ğ n harf
(Beth = 2) le (Bereş t) başlar.

Musa’nın k tabı Tora, 5 bölümdür;

BERESHIT (Başlangıçta)-Yaratılış-Tekv n-Genes s.

Evren n yaratılışı le başlar. İlk nsan, nsan soyunun üremes ve


Hz. İbrah m le devam eder. Yusuf peygamberle sona erer.

SHEMOT (İs mler)-Çıkış-Exodus.


Musa peygamber n doğuşu le başlar, Mısır’dan çıkış, Tanrı
tarafından, S na dağında İsra loğullarına yasaların ver lmes ,
vaaded lm ş topraklara yolculuk serüven ve yasaların uygulama
yöntemler le devam eder.

VAYIKRA (Ve O çağırdı)-Lev l ler-Lev tus.

Kurban ve d ğer yasaların ayrıntılı b ç mde anlatıldığı bölümdür.

DEMİDBAR (Çölde)-Sayılar-Numer -Numbers.

İsra l oğullarının çöldek yolculukları, örgütlenme b ç m ve düşman


kab lelerle yaptıkları savaşları anlatılır.

DEBARIM (Sözcükler)-Tekrar-Tesn ye-Deuteron um.

Bu bölümde, Tanrı yasaları ayrıntılı b ç mde y nelen r ve pek şt r l r.

M şna

Tora’nın çer ğ n oluşturan tüm sözler n, Tanrıdan aracısız olarak


geld ğ ne nanıldığı ç n, tek b r harf n n b le değ şt r lmes olanaksızdı.
Ancak Tora’nın geld ğ zaman, günün koşullarına göre uygulanması
oldukça kolay olan yasalara, lerleyen zaman ç nde uyum sağlamak
oldukça zorlaşmış hattâ bazı em rler n uygulanması
olanaksızlaşmıştı. Bu durumda, Tora em rler n n yen den
yorumlanması gündeme geld ve Rabb ler n (Öğretmenler)
öğrenc lere, günün koşullarına uygun olarak lett kler öğret ler , b r
araya toplanarak, ortak b r met n elde ed ld . İşte bu met ne MİŞNA
(Öğret ) adı ver ld . M şna sözcüğü, “şna” tekrar ve öğrenme
anlamına gel r.
M şna’nın k kaynağı vardır. M şna’nın b r nc kaynağı; Tanrı’nın
Musa’ya S na dağında verd ğ , bran ce yazılı yasa, “Tora Seb htab”.
M şna’nın k nc kaynağı se y ne Tanrı’nın Musa’ya S na dağında
ağızdan verd ğ , “Tora Şe Beal Pe”. Musa, bu sözlü Tora’yı
İsra loğullarının yaşlılarına, y ne sözlü olarak verd ve yazılması
yasak olan bu b lg ler, ondan sonra da sözlü olarak kuşaktan kuşağa
devred ld .

M şna okulları, daha sonra k gelenekç görüşe ayrıldı ve bu


görüşler de Fer sîler ve Saduk ler guruplarının ortaya çıkmasına
neden oldular.

M şna metn yaklaşık M.Ö. 100 le M.S. 200 yılları arasında


yaşamış olan d n b lg nler n n yorumlarını çermekted r. Bu b lg nlere
Tana m, “öğretmenler” den r. Bunların ç nde Rab Ş mon Ben Zakay,
Ş mon Bar Yohay, Rab Ak va ve Rab Yuda HaNas g b büyükler
bulunmaktdır.

En çok b l nen M şna, Rabb Yuda HaNas ’n n (M.S.135-) 6


bölümden oluşan kolleks yonudur.

Rabb Yuda HaNas ’n n M şna çer ğ :

Zera m: Tarım üzer ne kuralları çer r. Bu kurallar ç nde; Fak rlere


ver lecek sadakalar, Rabb lere ve Lev l lere ver lecek paylar da
bulunmaktadır.

Moed: Yıl ç ndek bayramlar ve öneml günlerle lg l b lg ler çer r.

Nasch m: Kadınlar, evl l k ve boşanma le lg l kuralları çer r.

Nes k n: Bu bölümde, yapılmaması gerekenler ve karşılıkları olan


cezalar bel rt lm şt r.
Kodash m: Kutsallar, kutsal olmayanlar ve kurbanlar le lg l
kuralları çer r.

Teharat: Tem zl k le lg l kurallar ve tem zl k r tüeller


anlatılmaktadır.

Talmud

Talmud, Yahud ler n d n yasalarını açıklayan ve bu yasalara göre


ortaya çıkab lecek yen sorunlara çözüm get ren ve Tora’dan sonra
en öneml olarak kabul ed len, derleme b r k taptır. Bu k tapta tüm d n
yasaları, gerekçeler le açıklanır. İbran ce “L lmod” (Öğrenmek,
öğretmek) kökünden alınmış b r kel med r, kurallar ve temeller n
toplamı anlamına gel r. Talmud k ayrı bölümden meydana
gelmekted r. İlk bölümü M şna’dır, İk nc bölüm se Gemara (Gelenek)
olarak adlandırılır. M şna, yukarıda açıklandığı g b , daha çok sözlü
dînsel gelenekler çer r. Gemara se b r tür M şna’nın açıklanmasıdır.
Gemara, M.S. 200 le M.S. 500 yılları arasında yaşamış olan d n
b lg nler n n yorumlarını çer r. Bu b lg nlere Amora m, “açıklayıcılar,
ya da “yorumcular” den r. Rav Aş ve Rav Yohanan bu gurup ç nde
yer alır. Genell kle d n tar hç ler her k yorumun da M.S. II. yy da
yaşamış olan Yuda Ha Nas adındak b r haham tarafından yazıldığı
görüşünded rler. Yazılış yer ne göre adlandırılan İk Talmud vardır.
Kudüs (F l st n) Talmudu ve Bab l Talmudu. Kudüs Talmudu, İbran ce
ve Batı Aram ce yazılmıştır. Bab l Talmudu se, İbran ce ve Doğu
Aram ce yazılmıştır. M şna ve Bab l Gemara’sı b rl kte Bab l Talmud’u
olarak adlandırılır. M şna ve Kudüs Gemarası se b rl kte Kudüs
Talmud’u olarak adlandırılır.

Talmud’un yoğun tempolu met nler n anlamanın ve uygulamanın


güç olduğunu fark eden Rab ler, k tabı m toloj k öyküler le süsleyerek
öğret n n okunmasını ve uygulamasını kolaylaştırmak ç n, k tabın
üçte b r n kaplayan b r bölüm eklem şlerd r k buna da “Agada” adı
ver l r.

M.Ö. 586’da Tapınağın yıkılışından sonra Bab l sürgününe


gönder len Yahud ler n, beraberler nde götürd kler Tora, Yahud ler n
anayasasını oluşturuyordu. “Tora şe Beal pe” yan “sözlü kanun”
zamanla yazıya geç r lerek Talmud ortaya çıktı. Kudüs Talmudu da
Bab l Talmudu da eşdeğerded r ancak Talmuddan söz ed ld ğ nde, lk
akla gelen Bab l Talmududur ve genell kle onun hükümler ne
gönderme yapılır.

Talmud’da noktalama yoktur. B r kel me tüm b r cümley fade


edeb l r. Tüm M şna, Gemara ve bu k taplardak yorumlar bugün
b l nen Talmud’u oluşturur. 2.500.000 kel mey çeren Bab l Talmud’u
Yahud kültürünün yarattığı en büyük eserlerden b r d r. 6.000
sah fel k bu eser Yahud kültürünü kapsayan b r ans kloped
konumundadır. Talmud, Yahud ler tarafından Tora kadar saygı görür,
Talmud’un lkeler de değ şt r lemez ve tartışılmaz.

[21]

Sefer Yetz rah

Kabala geleneğ nde III. yüz yılda ortaya çıkan “Sefer Yetz rah”
(Yaratılış K tabı), evrenb l m (kozmoloj ) konusunda b l nen en esk
İbran ce eserd r

[22]

. Evren n, İbran alfabes n n 22 harf le “Sef rot” adı ver len 10 lâhî
rakamdan yaratıldığını anlatmaktadır. Harfler ve rakamlar b rl kte
Tanrı’nın evren yaratırken kullandığı “g zl b lgel ğ n 32 yolu”nu
oluştururlar. Sefer Yetz rah’nın, Hz. İbrah m’e a t olduğu da ler
sürülmüştür. Bu nedenle k m zaman k tabın adı “Ot yyot de Avraham
Av nu” (İbrah m Babamızın Alfabes ) olarak geçer. Yahud b lgelere
göre; İbrah m, Tanrı’nın kend s ne öğrett ğ b lgel ğ (H kmet ) önce
anlamış, kıyaslamış ve rdelem ş (Anal z), sonra araştırmış ve
ncelem ş, ondan sonra da b rleşt rd ğ bu b lg y çselleşt rd ğ nde,
Yaratan le yaratılanın b r olduğu b l nc ne vardığı, ler sürülür. Y ne
Sefer Yetz rah’da anlatıldığına göre; İbrah m son b lg ye ulaştığında,
evren n sah b ona kend n göstererek onu arkadaş olarak
adlandırmıştır. Bundan sonra, onunla ve onun soyu le sonsuza
kadar geçerl olacak b r ah d (sözleşme) yapılmıştır. İbrah m n 10
ayak parmağı le yaptığı b rl ğ n adı sünnett r, 10 el parmağı le
yaptığı b rl ğ n adı d l b rl ğ d r. O, 22 Harf d l ne bağladı ve yüce sırrı
keşfett . İbrah m, b lgel ğ , azar azar ve zaman aralıkları le oğullarına
sözlü olarak lett . Daha sonra, bu b lg ler, ulaştığı İsra l b lgeler
tarafından, semboller le ve harflere g zl anlamlar ver lerek yazıya
alındı. Yetz rah, sonrak dönemlerde Yahud l ğ der nden etk leyecek
olan “sef rot” kavramını lk kez ortaya atmıştır.

Ot yot Yesod (Harfler n temel )

Erken proto-Kabal stler n, Sefer Yetz rah’dak lk tanımı olan Ot yod


Yesod veya “Harfler n temel ” kavramı, bütün kozmosun, on Sef rot
kompoz syonunun yanında İbran alfabes n n 22 sess z harf n n
söylenmes nden yaratılmış olduğuna l şk nd r.

“Yaratılışın Otuz mükemmel yolu”, harfler ve Sef rotun b rl kte


telaffuzundan ortaya çıkar [Sefer Yetz rah 1:1]. Sefer Yetz rah
yazarına göre, Tanrı, Ot yot Yesod yan harfler n temel aracılığıyla,
“kaos’un dışındak cevher b ç mlend rd ve yokluktan varlığı get rd ”
(2:6) Sefer Yetz rah, dünyanın yaratılışında Ot yot Yesod’un rolünün
kes n olduğunu anlatır.

22 temel harf: O Onları kazıdı, onları oydu, onları tarttı, onları


devş rd , onları değ şt rd ve onlarla oluşturdu, O oluşturulan ve
oluşacak bütün b ç mler tanımladı.

Çok erken kabal st k kaynak olan Sefer ha Bah r’de sözel


m st s zm çok açıktır, açıklayıcı yorumların yazıldığı büyük
bölümlerde İbran alfabes n n m st k önem ortaya çıkar.

D l n g zemc l ğ , Kabal stler ve Has d m arasında sürekl olarak


olumlu yankı verm şt r. Örneğ n Zoharda, şunları okuruz.

“sözün tam anlamıyla, dünya doğaüstü harflerle yaratıldığında


aşağı dünyanın bütün çalışmalarındak modele göre oluşmuştu.”
[Zohar I:159a]

Ot yot Yesod, Sef rotu alternat f ve övücü sembollerle açıklar.


Scholem’e göre Sef rotun ve harfler n k l sembol zm , yaratılış ve
açığa çıkma arasındak paralell ğ ortaya koyar. Kabal stlere göre se
bu k düşünce b rb r n n ç nde er r. Yaratma, açığa çıkma veya
ters d r. K tabı Mukaddeste de bu görüşe gönderme yapılmaktadır,
Tanrı dünyayı yaratırken, kullandığı araç kes nl kle açığa çıkma
(d l)’dır.

Bu şaşırtıcı doktr n n ne anlama geld ğ sorusuna, f lozof k


perspekt ften şunu söyleyeb l r z, dünyanın yaratılışı ve devamı d l le
olmuştur, oluş ç ndek varoluş ve yaratılış düşünces de d l le
olmuştur. Schneur Zalman’a göre se, Tanrının “harfler ” lk
kaynağına dönerse cennetler, yeryüzü ve bütün yaratılanlar asla
varolamaz çünkü b r çok düşünce yokluktan olmuştur.
Genell kle “dünyanın sonu”nu düşündüğümüzde yeryüzü,
cennetler ve şu anda varolan bütün şeyler n mahvolacağını veya
kaybolacağını düşler z fakat Zalman b ze b rçok şey n kend l ğ nden
olduğunu olumsuzlamaktansa son’u düşünmem z öner r. Tanrı
sözler (kelâm) b rçok varoluş olasılığını beraber nde get r r.
Gerçekten yaratma budur vesh m n ay n (h çb rşeyden b rşey).

Sefer Yetz rah met nler n n b r kısmının lk Fransızca çev r s Papus

[23]

tarafından yapılmış ve bu çev r ye, metn n rdelenmes de


eklenm şt r. B rkaç yıl sonra bu kez M. Mayer Lambert

[24]

tarafından İbran ce ve Arapçadan metn n tamamının çev r s


yapılmıştır. Daha sonra met nler metod k b r plana göre b r araya
get r lerek son şekl n almıştır. Bu plana göre; 10 sef rot, 22 harf ve
harfler n kullanımı, Evren – zaman – nsan üçlemes n n b rl ğ
anlatılmaktadır.

Sefer Yetz rah’ın konusu olan teor k kabala aşağıda, or j nal metne
sadık kalınarak 7 bölüm hal nde özetlenmekted r.

Bölüm I

Tablo 1’de, Batı geleneğ ne göre adlandırılan, 10 Sef rah ve 22


Harf’den oluşan B lgel ğ n 32 yolu görülmekted r. Yahud geleneğ nde
Sef rah’lar aynı olmakla b rl kte 22 Harfden bazıları farklı yolları şaret
eder.
1. Sırlarla dolu, H kmet’ n (B lgel ğ n) har ka otuz k yolu, Yah,
Yahovah Tzabaoth, İsra l’ n Tanrısı, yaşam’ın Eloh m’ , çağların Kralı,
bağışlayıcı ve ver c Tanrı, Yüce olan, sonsuza kadar sak n olan O
kutsal’ın adı, üç sephar m-sayı (Sefer-Sefar-S pur / Sayı-Sayan-
Sayılan) Harf ve Ses le en yükseğe, kutsallıkla kazınmıştır.

2. Bütün şeyler n temel nde, üç ana, yed ç ft ve 12 bas t harf


olmak üzere y rm k harf vardır. Kutsal sef rot on taned r.

3. Kutsal Sef rot on’dur bu yüzden sayılar da on’dur. İnsanın beş el


parmağına karşılık beş de ayak parmağı olduğu g b . Ağızdan çıkan
söz ve et n sünnet le de böyle b r sözleşme kurulmuştur.

4. On, Kutsal Sef torun sayısıdır, “ON, DOKUZ DEĞİL, ON,


ONBİR DEĞİL”. Bu b lgel ğ anla ve bu anlayışla b lge ol. Onunla lg l
olanı aklınla araştır, ncele ve uygula. Yaratıcının sözünü yer ne get r
ve tıpkı onun kend tahtında oturduğu g b her şey bulunduğu yerde
rahat bırak.

5. On Kutsal sef rot, sınırları anlatılamayacak kadar eng n on


tabakaya sah pt r; sınırsızlığı Doğudan Batıya, Kuzeyden Güneye
lks z ve sonsuzdur; y l ğ n ve kötülüğün d ps z uçurumudur;
yüksekl ğ ve der nl ğ ölçüsüzdür; ve Efend d r ve sadece Tanrıdır,
Sadık Kral O her şey , yükseklerdek tahtı üzer nden, sonsuzluktan
sonsuzluğa hükmederek yönetmekted r. Her şey, O’nun kutsal
makâmından gelen sonsuz kurallarıdır. Bu on, sözde, d lde ve
ağızda, her sınırın ötes ne yayılır: Yer’ n hâk m ve Gök’ün Kralı,
başlangıcın der nl kler n , son’un der nl kler n , y ’n n der nl kler n ,
kötü’nün der nl kler n , üst’ün ve alt’ın der nl kler n , doğu’nun ve
batı’nın der nl kler n , kuzey’ n ve güney’ n der nl kler n , bütün
bunların heps n , kutsal makâmından, her zaman ve sonsuza kadar,
güvenle yönet r.
Tablo 2
6. On Kutsal Sef rot, parlayan ş mşek görünümünded r, onların
kaynağı g zl d r ve anlaşılamaz. Tanrının sözü (Kelâm) onun ç nde
h ç ara vermeden yukarıdan aşağıya, aşağıdan yukarıya b r g rdap
g b döner durur. O sözcük, onları hızla ler ye ve ger ye götürür, onlar
fırtınadak rüzgar g b ses ver r ve Taht’a ulaşana kadar tapınmakdan
b tk n düşerler.

7. On Kutsal Sef rot; onların so-nu aynı zamanda kaynağıdır da,


yanmakta olan kömürün parlayan alev g b d rler. Tanrı ç n en
mükemmel olan onların b rl ğ d r, orada h çb r b r d ğer ne eş t
değ ld r: B r’den önce sayı olab l rm ?

8. On kutsal Sef rot; Büyük g z söylememen ve onlarla


konuşmaman ç n dudaklarını mühürler ve onları düşünmemen ç n
de kalb n sakındırır; eğer aklın bu yüzden karışırsa, aklını yen den
toplamanı sağlar;

9. On kutsal Sef rot, On sayıyı ver r. İlk ve b r nc olarak; yaşayan


Tanrının Ruhu; çağların Yaşayan Tanrısından daha çok kutsanmış ve
y ne Kutsanmıştır. Ses, Ruh ve Söz, bunlar Kutsal Ruhtandır.

10 İk nc olarak; O’ndan çıkan Hava (Nefes) Ruhundandır ve


y rm k ses ve harf b ç m nded rler; Bunların üçü anadır, Alef, M m ve
Şın, bunlar sevap ve günah ölçeğ olarak yasanın teraz s ne karşılık
gel rler ve d l bunları dengeye get rmeye çalışır. Yed s ç ftt r, Beth,
G mel, Dalet, Kaf, Peh, Resh, Tav, bunlar da yaşam, barış, b lgel k,
zeng nl k, soy (evlat), y l k (lütuf) ve egemenl ğe karşılık gel r ve
on k s se tekt r; He, Vav, Zay n, Het, Tet, Yod, Lamed, Nun, Sameh,
Hay n, Sad, Kof, bunlar da Yüz (Surat) fades (m m k), ş tme, koku,
d l (L san), beslenme, çoğalma (üreme), hareket, yürüyüş, h ddet,
gülme, düşünce ve uyku’nun temel d rler. Ancak Ruh lkt r ve d ğer
heps n n üstünded r. Üçüncü olarak; O’nun b ç m verd ğ Su,
Havadan oluşmuştur, k lden ve çamurdan arınmıştır, şek ls zd r, ve
d ğerler n n üstünü kaplamak üzere tasarlandığı ç n ç oyuktur ve
özü güçlü b r madde g b d r. O, dünyanın çevres n çev ren kuşağı
yaptı k adı “Tohu”’dur

[25]

. O suların arasında çok der nlere gömülü taşları yaptı k bunun da


adı “Bohu”’dur

[26]

. Ruh’un suyu, Tohu’nun [Tav-He-Vav] ve Bohu’nun [Bet-He-Vav]


çamur ve k l n deld ve kest . Onları b r bahçe hal ne get rd ,
güçlend rmek ç n koruyucu duvar şekl ne get rd , üstler ne su akıttı
ve O, yaptığı toz’a kar ded : ve yeryüzü oldu. (suyu) Tohu ç zg s
dışına ve Bohu kayalarına yaydı.

Dördüncü olarak; O’nun oluşturduğu Su’dan gelen Ateş’t r, göksel


teker “Ofar m”

[27]

, kutsal hayvanı “Seraf m”

[28]

ve yardımcı melekler “Kerub m”

[29]

le onların üzer nde de kend s ç n yaptığı İht şamlı Tahtı,


Su’dandır; ve O’nun mekânı bu üçü le tamamlanır. Şöyle yazılmıştır,
“K O, melekler, ruhlar ve yardımcıları le ateş alevlend rd ”.

11 O bas t harfler ç nden üç harf seçt , onları mühürled ve


onlardan Büyük Ad’ı oluşturdu; I H V, ve bununla evren n altı
tal matını onayladı.

(1) Beş nc olarak; O yukarıya baktı ve Yüksekl ğ I H V (Yev) le


mühürled .

(2) Altıncı olarak; O aşağı baktı ve Der nl ğ IVH (İve) le


mühürled .

(3) Yed nc olarak; O ler ye baktı ve Doğu’yu HIV (E v) le


mühürled .

(4) Sek z nc olarak; O ger ye baktı ve Batı’yı HVI (Ev ) le


mühürled .

(5) Dokuzuncu olarak; O sağ’a baktı ve Güney’ VIH (Ve ) le


mühürled .

(6) Onuncu olarak; O sol’a baktı ve Kuzey’ VHI (Ve ) le


mühürled .

12 D kkat et! Yaşayan Tanrı’nın B r Ruh’u, Hava, Su, Ateş; ve aynı


zamanda Yüksekl k, Der nl k, Doğu, Batı, Kuzey ve Güney, On
Kutsal Sef rot’tan kaynaklanmaktadır.

Bölüm II

1. Y rm k ses ve harf herşey n Temel d r. Üç ana, yed ç ft ve on k


bas t harf. Üç Ana Alef, Mem ve Ş n, Hava, Su ve Ateş’t r. Su
sess zd r (M), Ateş ıslıklı ünsüzdür (Ş) ve Ruh’tan türem ş olan Hava
(A) arada uzlaşmayı ve dengey sağlar.

2. O b ç mlend rd , tarttı ve her ruhu bu y rm k harfle oluşturduktan


sonra, artık herşey n ruhu da böyle oluştu.

3. Bu y rm k ses veya harf ses olarak b ç mlend r ld , hava (nefes)


etk s le beş yerde; boğazda, ağızda, d lde, d şler boyunca ve dudak
yoluyla düzenlenerek kulak tarafından duyulur ses hal ne geld . Alef,
He, Het, Ay n, Bunlar, d l n sonunda yutakta güçlend r l rler; Bet, Vav,
Mem, Feh, d şler ve d l ucunda; G mel, Yod, Khaf, Qof, damakta;
Dalet, Tet, Lamed, Nun, Tav, d l n ortasında ve sesle güçlend r l rler:
Zay n, Samech, Tsadeh, Resh, Sh n, d şler le d l n arkası arasında
şek llend r l r.

4. Bu y rm k harf k bütün herşey n temel d r, O bunları b r küre


üstünde, k yüzotuzb r kapı le düzenlem şt r ve bu küre, y l k ç n
veya günah ç n bazan ler veya bazen da ger ye doğru
döndürülmekted r: y l kten zevk, kötülükten se şkence gerçekleş r.

5. Y rm - k harf: O onları oydu, kest , arıttı, tarttı ve b rleşt rd ve


bütün yaratılışı ve gelecekte yaratılacak her şey onlardan yaptı. O
onları nasıl dened ? Alef le heps n ve heps le Alef’ , Bet le heps n
ve heps le Bet’ , G mel le heps n ve heps n G mel’le ve heps n
yen den ve yen den ger çev rd ve onları k yüzotuzb r kapı ç nden
geç rerek oluşturdu. Bütün dünyalar ve bütün yaratılış B r Ad’dan
oluştu.

6. Ve O, var-olmayandan B r-Şey yaptı; ve böylece konuşulan


bütün b ç mler ve herşey yapıldı; O, boşluktan madde dünyasını
yaptı ve O, harekets z dünyadan canlı yaşamı çıkardı. O’nun Adının
gücü le elle tutulamaz havanın, gen ş sütunlar g b yontulması
sürec nde ‘yaratılan herşey’ ortaya çıktı; Herşey n b r beden n
parçaları olması, herşey n y rm - k harften üret lmes n n kanıtıdır.

Bölüm III – A M C -

1. Bütün d ğerler n n temel Üç Ana, Alef (A), Mem (M) ve Ş n’ n


(C) b rleşmeler yle oluşur; Bunlar b r teraz g b d r, Şöyle k ; b r tarafta
suçlu ve d ğer tarafta suçsuz ve aralarında Hava (boşluğu) olduğu
g b Alef de Mem ve Ş n arasında dengen n d l olarak durur.

2. Üç Ana, Alef, Mem ve Ş n çok güzel ve çok der n büyük


Sırlardır ve üç halka le mühürlenm şlerd r; erkek ve d ş güçler n
bölünmes g b Hava, Ateş ve Su’dan lerlerler. Üç Ana, Alef, Mem ve
Ş n, üç Baba’dan

[30]

gel r ve dünyada üret lm ş ve üret lecek herşey n temel d r.

3. Alef, Mem ve Ş n, dünyada Üç Ana’dır

[31]

; Cennetler Ateşten üret ld ler, yeryüzü Su’dan ve Hava se, Ateş


ve Su arasında uzlaştırıcı olarak Ruh’tan üret ld .

4. Üç Ana Alef, Mem ve Ş n, Ateş Su ve Hava, yıl boyunca kl mler


olarak da görülürler; sıcak, Ateşten yapılmıştır, soğuk se Su’dan ve
k s arasındak ılıman hava da Hava’dan. Üç Ana Alef, Mem ve Ş n;
Ateş, Su ve Hava aynı zamanda, Adam’ın da temel d r: Ateş baş’ı
b ç mlend r r; Su karın bölges n , Hava se y ne d ğerler arasında
uzlaştırıcı olarak göğüs bölges nde yer alır.
5. O, bu Üç Ana’yı tasarladı, ürett ve b rb r yle b rleşt rd ; ve üç
ana’yı Evrende (Uzayda), Yıl’da (Zamanda), erkek ve d ş olmak
üzere de İnsanda mühürled . Alef harf taç’dır ve Hava’ya egemen
olma neden d r. O, d ğerler le b rleşt r p onu mühürled . Dünyanın
Havası, Yıl’ın kl m g b d r hem de nefes alan nsanın akc ğerler g b :
Alef-M m-Şın, 6 mühürle mühürlenm ş olup, d ş Ş.M.A. le ve erkek
A. M. Ş le mühürlend . O Mem harf n Su’ya egemen olması ç n
mühürled ğ ç n taç olup dünyadak d ğer yer b ç mler yle b rleş r,
yıl’ın soğuğudur, nsanda karın bölges d r, hem erkek hem d ş d r. Ş n
Ateş’ n egemen ve neden d r ve o da taç’dır, d ğerler yle b rleş r,
evren cennetler yle mühürlenm şt r, yıl’ın sıcağıdır ve nsan’ın
baş’ıdır, hem erkek hem d ş d r.

Bölüm IV – (B G D K P R T)

1. Yed ç ft harf, Beth (B), G mel (G), Daleth (D), Kaph (K), Pe (P),
Resh (R) ve Tau (T), yed ama sek z değ l, herb r k sese sah pt r.
Bunlar sırası le, yaşam, barış, b lgel k, zeng nl k, zerafet, ver ml l k
ve güç olarak anılırlar. Herb r harf, sert ve yumuşak - h ses yle
yumuşatılmış- k ses olarak seslend r l r. Bunlar ç ft yönlü olarak
adlandırılır çünkü her harf b r d ğer n n ters (contrast) veya
değ ş m n (permutasyon) b ld r r. Örn; Yaşam ve ölüm; Barış ve
Savaş (Kötülük); B lgel k ve Budalalık; Zeng nl k ve Yoksulluk; Lütuf
(Bağışlayıcılık) ve Bağışlamazlık; Bereket (Ver ml l k) ve yalnızlık
(k mses zl k); Efend l k ve kölel k g b .

2. Bu yed ç ft harf yed yönü de göster r; Yukarı, Aşağı, Doğu,


Batı, Kuzey, Güney ve bunların ortasında bütün herşey tutan
Kutsallık Sarayı.

3. Bu yed ç ft harf’ O tasarladı, ürett , b rleşt rd ve onlarla Evren n


gezegenler n (planetler ), Haftanın Günler n ve İnsan ruhunun
Kapılarını (algı noktaları) b ç mlend rd . O, Yed sayısını Cennet n
(Tahtının) altında yer alan herşeyden daha çok sevd ğ ve kutsadığı
ç n, Bu Yed den Yed Cennet , Yed Yeryüzünü ve Yed Shabatı ürett .

4. İk Harf, k ev ürett ; üç taş altı; dört taş y rm dört; beş taş


yüzy rm ; yed taş beşb nkırk. Bu sayıların ötes ndek ler söylemek
ç n ağız, duymak ç nse kulak zorlanır. Bu yüzden ş md d kkatle bak
Evren yıldızları (Planetler) Yed taned r; Güneş, Venüs, Merkür, Ay,
Saturn, Jüp ter ve Mars. Aynı şek lde Yaratılış günler de yed d r; ve
İnsan Ruhunun da yed geç ş kapısı vardır, k göz, k kulak, ağız ve
k burun del ğ . Bu yüzden Yed le yed cennet b ç mlend r lm şt r,
yed yeryüzü ve zamanın yed d l m ; bu yüzden O, Yed sayısını,
Cennet n altındak bütün herşeye terc h eder.

NOT: Yukarıdak b lg lerden, enerj kalıpları veya lkörnekler n,


temel sayıların, sayıların faktöryeller n n permutasyonu (değ ş m) ve
komb nasyonları (b rleş m) sonucunda oluştuğu görüleb l r. Örneğ n;
5 faktöryel (veya 5!) = 5x4x3x2x1 = 120. Buna göre, İbran
alfabes n n 22 harf gözönüne alınırsa, bu, yaratılış düzen n n lk
enerj s d r (Ve onlar b r Ana Kalıbın projeks yonunu göster r), 22! =
22x21x20x...x1 = 1,124,000,728,000,000,000,000. Bu sayıların
permütasyon ve komb nasyonlarını da düşünmeye çalışırsak,
görünen dünya (ve d ğer görünmeyen lkörnek) formlarının
olağanüstü çokyönlülüğünün öneml b r kanıtı olduğunu ancak
sezeb l r z.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜME EK.

NOT: Bu not, Yed Harf bölümü’nün çağdaş örneğ d r. Sefer


Yez rah’ın or j nal kopyalarında bulunmamaktadır. Bu nedenle
yorumlarda farklılıklar olmaktadır. Normal yazılar W.W.Wescott
vers yonudur, parantez ç nde ve tal kle yazılı olanlar se Saad a ben
Joseph (al-Fayyum ) yorumudur.

O, B lgel ğe karşılık olmak üzere Beth‘ yaptı; O, Evrende onu Ay


(Satürn) le b rleşt rd ve b ç mlend rd , onu haftanın lk günü
(sabbath) ve nsanın sağ gözü (ağzı) olarak da taçlandırdı.

O, Sağlığa karşılık olmak üzere G mel’ yaptı; onu Evrende Mars


(Jüp ter) le b rleşt rd ve onu, haftanın k nc günü (Pazar) ve nsanın
sağ kulağı (sağ göz) olarak da taçlandırdı.

O, Bereket’e (Ver ml l ğe) karşılık olmak üzere Dalet‘ yaptı; Güneş


(Mars) le b rleşt r p b ç mlend rd , haftanın üçüncü günü (P.tes ) ve
nsanın sağ burun del ğ (sol göz) olarak taçlandırdı.

O, Yaşam’a karşılık olmak üzere Kaf‘ı yaptı; Venüs (Güneş) le


b rleşt r p b ç mlend rd haftanın dördüncü günü (Salı) ve nsanın sol
gözü (sağ burun del ğ ) olarak taçlandırdı.

O, Güç’e karşılık olmak üzere Pe‘y yaptı; Merkür (Venüs) le


b rleşt r p b ç mlend rd , haftanın beş nc günü (Çarşamba) ve nsanın
sol kulağı (sol burun del ğ ) le taçlandırdı.

O, Barış’a (Sükunet-Huzur) karşılık olmak üzere Reş‘ yaptı;


Satürn (Merkür) le b rleşt r p b ç mlend rd , haftanın altıncı günü
(Perşembe) ve nsanın sol burun del ğ (sağ kulak) olarak taçlandırdı.

O, güzell ğe karşılık olmak üzere Tav‘ı yaptı; Jüp ter (Ay) le


b rleşt r p b ç mlend rd , haftanın yed nc günü (Cuma) ve nsanın ağzı
(sol kulak) olarak taçlandırdı.

Bu yed harf tarafından aynı zamanda yed dünya, yed cennet,


yed yeryüzü, yed den z, yed neh r, yed çöl, yed gün, Hams n
yortusunu geçmek üzere yed hafta ve her yed yılda b r kutlanan
yed nc yıl Jüb les de yapıldı.

Bölüm V – (H V Z J F Y L N S U X Q)

1. He, Vav, Zayn, Chet, Teth, Yod, Lamed, Nun, Samek, A n,


Tzadd , ve Koph On k bas t harft r. O bunları tasarladı, oydu, kest ,
dened , tarttı, b rleşt rd ve yaptı. Bunlar nsanın on k özell ğ n n
altyapılarıdır; Görme, Duyma, Koklama, Konuşma, Tadalma, C nsel
zevk (ç ftleşme), Çalışma, Yürüme, Öfke (kızma), Sev nç (gülme),
Hayalgücü (Düşünme) ve Uyku. Bu on k , aynı zamanda uzay’da
yönler de tanımlar: Kuzey-doğu, güney-doğu, ]st doğu, alt doğu, üst
kuzey, alt kuzey, güney-batı, kuzey-batı, üst batı, alt batı, üst güney,
alt güney; bunlar Evren n kolları olarak sonsuzluğa doğru
b rb rler nden ayrılarak yayılırlar.

2. Bu on k bas t harf O tasarladı, b rleşt rd ve Zodyak’ın on k


kutsal takımyıldızı le b ç mlend rd , bunların şaretler , Tet, Ş n, Tav,
Samek, Alef, Bet, Mem, A n, Koph, G mel, Dalet ve Dalet‘d r. Bu on k
aynı zamanda (Yıl’ın) aylarıdır; N san, Y ar, S van, Tamuz, Ab, Elul,
T şr , Hesvan, K slev, Tebet, Şevat ve Adar. Bu on k aynı zamanda,
yaşayan yaratıkların organlarıdır da, k el, k ayak, k böbrek, dalak,
karac ğer, safrakeses , özel parçalar, m de ve bağırsaklar.

3. Yah, Sonsuz Ordular, İsrael’ n Tanrısı, Yaşayan Eloh m, Her


şeye kâd r Efend , Yüce ve övülen, Sonsuzlukta oturan, Kutsal Olan,
Tüm bunlar aracılığı le O’nun evren ne O’nun Adının zler
kazınmıştır. Yah [Yod-He] k harften oluşur: YHVH [Yod-He-Vav-He]
dört harften oluşur: Ordular[Tsvaot]: onun ordusunun şaret g b d r;
İsrael’ n Tanrısı: İsrael, Tanrının [El] önünde onun Prens d r[Sar];
Yaşayan Eloh m: Yaşadığını üç şey söyler, Yaşayan Eloh m, yaşam
suyu ve Yaşam Ağacı; El [Alef-Lamed]: Güç, Shadda [Ş n-Dalet-
Yod]: O bu noktada etk nd r; Yüce [Ram]: çünkü O evren n en
üstünde oturur ve tüm oluşu yukarı yükselt r. O bütün yaratılışı
sürdürür ve taşır; Sonsuzlukta oturur çünkü O, sonsuzluğa ve
sürekl l ğe hükmeder; Kutsal oluş O’nun Adıdır [Quadosh Shmo]:
çünkü O ve O’nun görevl ler kutsaldır ve onlar onu her gün anarlar:
Kutsal, Kutsal, Kutsal d yerek.

BEŞİNCİ BÖLÜME EK

NOT: Bu not, On k Harf bölümü’nün çağdaş örneğ d r. Sefer


Yez rah’ın or j nal kopyalarında bulunmamaktadır. Bu nedenle
yorumlarda farklılıklar olmaktadır. Aşağıdak , normal yazılar
W.W.Wescott vers yonu, parantez ç nde ve tal kle yazılı olanlar
Saad a ben Joseph (al-Fayyum ) yorumudur.

1. Tanrı konuşmada etk l olarak He‘y yaptı, Koç burcuyla


b rleşt rd ve b ç mlend rd , N san ayı ve İnsan’ın sağ ayağıyla
(karac ğer le) taçlandırdı.

2. O döllemede etk l olarak Vav‘ı yaptı, Boğa burcuyla b rleşt rd


ve b ç mlend rd , A ar ayı’ı ve nsanın sağ böbreğ yle (safra keses le)
taçlandırdı.

3. O harekette etk l olarak Za n‘ yaptı, k zler burcuyla b rleşt rd


ve b ç mlend rd , S van ay’ı ve İnsan’ın sol ayağıyla (dalak le)
taçlandırdı.

4. O, görmede etk l olarak Cheth‘ yaptı, yengeç burcuyla


b rleşt rd ve b ç mlend rd , Temmuz ay’ı ve İnsan’ın sağ el yle
(bağırsak le) taçlandırdı.
5. O, duymada etk l olarak Teth‘ yaptı, Aslan burcuyla b rleşt rd
ve b ç mlend rd , Ab ay’ı ve İnsan’ın sol böbreğ yle (sağ böbrek le)
taçlandırdı.

6. O, çalışmada etk l olarak Yod’u yaptı, Başak burcuyla b rleşt rd


ve b ç mlend rd , Eylül ay’ı ve İnsan’ın sol el (sol böbrek le)
taçlandırdı.

7. O, c nsel arzuda etk l olarak Lamed‘ yaptı, Teraz burcu le


b rleşt rd ve b ç mlend rd , T şr ay’ı ve İnsan’ın özel parçaları
(bağırsak le) taçlandırdı.

8. O, koku almada etk l olarak Nun‘u yaptı, Akrep burcu le


b rleşt rd ve b ç mlend rd , Heshvan ay’ı ve İnsan’ın bağırsaklarıyla
(m de le) taçlandırdı.

9. O, uyumada etk l olarak Samek‘ yaptı, Yay burcuyla b rleşt rd


ve b ç mlend rd , K slev ay’ı ve İnsan’ın m des (sağ yanı le)
taçlandırdı.

10. O, Öfkede etk l olarak A n‘ yaptı, Oğlak burcuyla b rleşt rd ve


b ç mlend rd , Tebet ay’ı ve İnsan’ın karac ğer (sol yanı le)
taçlandırdı.

11. O, Tad almada etk l olarak Tzadd ‘y yaptı, Kova burcuyla


b rleşt rd ve b ç mlend rd , Şevat ay’ı ve İnsanın gırtlağıyla (sağ
ayağı le) taçlandırdı.

12. O, sev nçde etk l olarak Qoph‘u yaptı, Balık burcuyla b rleşt rd
ve b ç mlend rd , Adar ay’ı ve İnsan’ın dalağıyla (sol ayağı le)
taçlandırdı.

Bölüm VI
1. Üç baba ve sonrak kuşakları, yed fat h ve orduları ve evren n
on k sırrı. Ş md bu kel melere bak, Evren’ n, Yıl’ın ve İnsanın sadık
tanığıdır. On k l k, yed l k ve üçlük, bunlar ülkelerd r; Kutsal Ejder
üstte, Dünya altta ve son olarak da İnsanın kalb . Üç; Su, Hava ve
Ateş’t r; Ateş üstte, Su altta ve aralarında uzlaştırıcı Hava; Bunlar
şuna şaret eder: Ateş suyu buharlaştırarak sürekl l ğ n sağlar; Mem
sess zd r, Ş n se ıslıklıdır ve Alef se onların arasındak uzlaştırıcıdır.

2. Kutsal Ejder, tahtının üstünde oturan Kral g b evren n üstüne


yerleşm şt r; Yılın devr , kral’ın egemenl ğ g b d r; nsanın kalb se
savaştak kral g b d r. Bundan başka, O bütün herşey b r d ğer nden
türetm şt r; ve Eloh m kötülüğün yer ne y l ğ koymuştur ve y den y
şeyler kötüden kötü şeyler yapmıştır; İy le test ed len kötü ve kötü
le denenen y . Mutluluk, y ç n beklemekted r ve mutsuzluk kötü ç n
saklanır.

3. Üç B r’d r ve B r üstte oturur. Yed şöyle bölünür; Üç d ğer üç’ün


yer nded r ve b r, üçlemen n arasında oturur. On k ; üç düşman, üç
dost, üç yaşam veren ve üç de yok ed c olmak üzere savaşta olduğu
g b d r. Üç dost; kalp, kulaklar ve ağız’dır; üç düşman, karac ğer,
safra keses ve d l’d r; Tanrıya bağlı ken heps n n üstünde kral’ın
kuralları geçerl d r. B r, Üç’ün üstünde, Üç, Yed n n üstünde, Yed ,
On k n n üstünde ve heps b rb r yle ve b r d ğer yle bağlantılıdır.

4. Ve bundan sonra Abram babamız farkett , anladı ve boşlukta


kazınmış olan bütün bu b lg ye sah p oldu, ve Lord (Efend ) onu
çağırarak kend s n ona açıkladı ve onunla ve onun tohumundan
gelenlerle ah d yaptı; ve Abram O’na ve O’nun doğrulukla lg l verd ğ
em rlere nandı. Ve sünnet n de aralarında olduğu on buyruk ç n
aralarında ah d yapıldı. Ve O konuşmasını y rm k harf n g zem le
sınırladı. O üçünü, Sular boyunca çekt ; Ateşte yaktı; Havada t trett ;
Yed y , en yüksek cennetlere koydu, ve On k y de Zodyak
takımyıldızına yerleşt rd .

OLUŞUMUN KİTABININ SONU

Sefer ha-Zohar

[32]

Aşağıdak , Sefer ha-Zohar le lg l oldukça gen ş kapsamlı


açıklamaya başlamadan önce, okuma kolaylığı ç n b r öner de
bulunacağız. Aşağıda okuyacağınız Zohar k tabı le lg l
açıklamalarda, ler de lg l bölümler nde ayrıntılı olarak ncelenecek
bazı kavramlardan, akıcılığın engellenmemes amacıyla, yeterl
açıklama yapılmadan söz ed lecekt r. Bu (ş md l k) yabancı
kavramlara takılmadan okunup geç lmes ve ler de lg l bölümlerde,
sözkonusu kavramlarla tanıştıktan sonra, yen den dönüp bu bölümün
okunması konunun daha y anlaşılmasını sağlayacaktır.

İbran ce’de ZHR olarak yazılan “Zohar”, “İht şam K tabı” veya “Işık
K tabı”, Tanrı, Melekler, Ruhlar ve Gökb l m le lg l farklı konuları
çeren b r derleme olup Kabala’nın temel k tabı sayılır. İlk kez, M.S.
yaklaşık 150 yılında Rab Ş mon bar Yoha tarafından yazıldığı,
yahud lere zulüm yapan Romalılar-dan kaçarak uzun yıllar
saklandığı b r mağarada bulunduğu söylenm şt r. K tabın kaynağı
konusundak b r çok araştırmada se, Zohar’ın Rab Moşe de Leon
(1240-1305) tarafından yazıldığı bel rt lmekted r. Oysa Rab Moşe de
Leon, sözkonusu k tabı lk kez kend s n n yayınladığını kabul etmekle
b rl kte, yazarını kend s n n de b lmed ğ n ler sürmüştür.

Zohar, lk kez yayınlanıp tar h sahnes ne çıktıktan sonra 1558


yılında Mantua’da, 1560 yılında Cremona’da ve 1623 yılında
Lubl n’de yayınlanmış ve bu k taplar, İbran d l nde yazılmış 3 büyük
derleme olarak ünlenm şlerd r.

Zohar

Tanrı yaratılışı, altı günde, ışık le gerçekleşt rd ,


bundan böyle Adem artık Dünyayı baştan sona göreb l rd .
Ancak bundan sonra Tanrı, düzen n gereğ olarak, ışığı g zled .
Nereye g zled ?
Tevrata g zled .
İşte bu yüzden, “Zohar K tabı”’nı açtığımda, baştan sona bütün
dünyayı görürüm.
-İsrael ben El ’ezer Ba’al Shem Tov-

[33]

Yed yüzyıl önce, İspanyol yahud ler nce m st k adı Moses de Leon
olan b r s n n ve onun kabal st arkadaşlarının arasında b r k tapçık
dolaşmaya başladı. Bu k tapçık, o güne kadar görülmem ş ve
duyulmamış öğret ve öyküler çer yordu. Moses kend s n n,
B lgel ğ n kadîm k tabını kopyalayan b r yazar olduğunu, or j nal n n
İsra l topraklarında k nc yüzyılda yaşamış ünlü öğretmen, Yoha n n
oğlu Rabb S m’on’un grubu tarafından, geleneğe uygun olarak 12 yıl
b r mağarada nz vaya çek lerek yazıldığını, Rabb Sh m’on’un
ölümünden sonra öykünün kaybolduğunu, k tabın saklandığını veya
üstad tarafından kend bel rled ğ m rasçılarına saklanmak üzere
ver ld ğ n dd a ed yordu.

Moses de Leon, s stemat k b r düşünürden daha çok, parlak b r


va zd . Zohar’ın tutarlı metaf z k s stem n açıklamak yer ne, Tevrattan
alınmış olan yazı ve d zelerdek örtük ve bel rs z, m st k alegor ler ,
detaylandırmak ve yorumlamakla lg lend . Eser , ardından gelen
Kabal stlere, Zohar’ın kapsadığı mge ve alegor lerden lham almaları
ç n zeng n b r kaynak oldu.

1291’de Memlûklar İsra l’ n Acre kent n fethett ve oradak


Hrıst yan ve Yahud ler n çoğunu katlett ler. Bundan sonra, Moses de
Leon’un adı uzunca b r süre unutuldu ve Zohar, Onaltıncı yüzyıla
kadar, Rabb Sh m’on’un ve grubunun kadîm b lgel ğ olarak kabul
ed ld . Ancak XVI. yüzyıl ortalarında, bu kez kutsal met n olarak
K tab-ı Mukaddes ve Talmud le beraber anılır oldu.

K md Moses de Leon? Sadık b r yazıcı mı yoksa h lekâr b r yazar


mı? B rçok m st ğ n olduğu g b Moses’ n yaşamı hakkında da
b l nenler çok azdır. K tabında, kend s nden “Leon kent nden Shem
Tov’un oğlu Moses” olarak söz eder. Doğum tar h b l nmemekted r
fakat 1264 de Ma mon des’ n (1135-1204)

[34]

“Aklı karışanlara rehber” k tabını İbran ceye çev ren âl m Rabb


Moses de Leon olarak f lozof çalışmalarıyla uğraştığını b l yoruz.
[Mısırda 1200 yılında tamamlanan bu rehber, Yahud nançları le
Ar sto felsefes n n sentez n yapan muhteşem b r çalışmadır]

Moses de Leon’un, felsefey yadsımadığı anlaşılmaktadır. Kafası


Karışıklara Rehber k tabı üzer nde çalışan b rçok kabal st k yandaşı,
Ma mon des’ n s stem le Kabala arasında paralell kler ve bağlar
olduğunu görmüşlerd r. Her k s de Neoplaton k s stem kabul
ederler; Her k s de yüksek küreler le, dalınç hal ndek b rl ğ
amaçlarlar; Her k s de, Tevrat’ın anlamını aramada ve ruhsal
öğret y araştırmada doyumsuzdurlar.
Kabala, daha önce de bel rtt ğ m z g b “kabul” aracıdır ve gelenek
yoluyla gelen kalıtı (m rası) referans alır. Bu sözcük yüzyıllarca,
genell kle bu anlamda kullanıldı fakat Moses de Leon zamanında
Kabala ter m , ezoter k öğret y , med tasyon tekn kler n ve m st k
l teratürde beden gel şt ren b r ter m olarak kullanılmaktaydı. Ezoter k
olan Kabal st k hareket, XII. yüzyıl sonları ve XIII. yüzyıl başlarında
Provence ve Katalonya’da lk kez günyüzüne çıkmıştı. Geronalı ünlü
rabb Nahman des

[35]

, Kabala öğret s n n yararlarından söz ed yordu. Artık hareket


güneyden Leon’dan, batıya Kast l’e (Merkezî İspanya) doğru
yayılıyordu. Moses çıktığı b r gez de, bazı Kabal stlere Provens
Kabalasının asıl metn le Gerona okulunun öğret s ve daha çok
bunun Kast l formülasyonu olan Bah r’ (Parlaklık/Aydınlık) sundu.

Moses, konuşmalarında Kabala b lg s n ve deney m n ortaya


koymasına karşın, özgüvenden kaynaklanan, kend n beğenm ş b r
tavır serg lemes , gelenek yanlılarını hem tatm n etmed hem de
onları kızdırdı. O nedenle de bekled ğ lg y göremed . Bu durum
okumak, öğrenmek ve kend n gel şt rmek steğ n daha çok
kamçıladı ve kısa b r sürede Or Zaru’a (Ek lm ş Işık) k tabını yazdı,
amacını ve bunun karşılığında gördüğü davranışları şöyle d le
get rd ;

““B lge” d ye adlandırılan bazı k ş ler gördüm fakat uykularından


uyanmıyorlardı, oldukları yerde duruyorlardı... Gerçekte, kend
muhteşem hak katler n aramaktan çok uzaktılar. Kend ht şamlarını
ot y yen b r öküz görüntüsü le değ şt r yorlardı [Mezmurlar 106:20]
çler nden b r onları taşlamak ç n geld ğ nde [çünkü o gelen
boynuzlanmıştı; bak. Çıkış 21:28-32] h ç yerler nden kımıldamadılar.
O zaman, o büyük b lgen n başka b r n n yapamadığı b r ş
başardığını düşündü. Ş md gerçekten, rabb ’n n bütün sözler ,
onların bellekler nde gerçek ve mükemmel b r kutsama yapab l r,
bütün bu sözcükler yaşayan Tanrının sözler d r. Ancak acaba neden
bulundukları yerden bu yüksek hâle ulaşab lmek ç n, h kmetten
h kmete, dereceden dereceye yükselmek ç n çaba gösterm yorlar?

Esk zaman b lgeler nden b r , adamın b r n n kend varoluş


neden n anlamak ç n bütün yaşamı boyunca nsanlardan uzaklaşıp,
M şna ve Talmud çalıştığını söyled . Yen den nsanlar arasına
döndüğünde çok yaşlanmıştı ve halk ona, büyük b lge d yordu. B r s
ona “Kend n b l yormusun, beden n, bütün organların ne ç n vardır?”
d ye sordu, O “B lm yorum” d ye cevap verd . “Küçük parmağın ne
ç nd r?”, O y ne “B lm yorum” d ye cevap verd . “O halde, sen n
dışındak ler b l yormusun, n ç n varlar, nasıl varlar?” B lge herkese
haykırmaya başladı “Kend m b lm yorum, kend m n dışındak ler
nasıl b leb l r m?” ve devam ett “Seksen yaşındayım, bütün hayatım
boyunca Tevrat çalıştım fakat son yılımda ulaştığım h çb r b lg , lk
yılımdak b lg lerden daha fazla değ ld .” Halk “O zaman bunca yıl ne
yaptın?” d ye sordu. “Başlangıçta öğrend ğ m öğrend m” ded adam.
“Bu b lge adam, h çb r b lg s olmayan b r hayvandan başka h çb rşey
değ l. Bütün çalışması sırasında amacını b lm yordu, tıpkı sırtındak
yükün elenm ş tanem yoksa samanmı olduğunu b lmeden taşıyan
hayvan g b !”... Ş md , bu baldan b r lokma tattığım ç n ben m
gözler m n nasıl parladığını görün! Oh Yakubun ev ! Gel n YHVN’n n
ışığında yürüyel m!”

Moses 1275 ve 1280 yılları arasında, Guadalajara kent ne


yerleşerek, m st k m drash’ı oluşturmaya başladı. M drash’ın anlamı
“araştırma” kökünden gelmekted r. M drash met n parçalarının,
dey mler n ve Kutsal K taptak özel sözcükler n anlamlarının
araştırılması anlamına gelen kadîm b r tekn kt r. D lb l m, et moloj ,
hermeneut k, vaaz ve maj nasyonları çer r. Erken M draş, dördüncü
ve beş nc yüzyıllar arasında yayınlandı. Moses, kend zamanına
kadar ortada çok fazla görülmeyen bu b lg ler ve yaratılışı M drash
ha-Ne’elam, (g zlenen m drash-esoter k m drash-esk zamandan
kalma düzen) olarak adlandırdı.

Mıdrash ha-ne’elam, Zohar’ın en erken katmanıdır. Tevrat ve Ruth


k tabından bazı parçaların açıklamasını çer r. Aynı zamanda bu
k tapta, Yeremya’nın mers yeler ’n n başlangıcı ve Neşîdeler
Neşîdes de yer almaktadır. Moses de Leon, pasajların düzen nde,
felsefen n etk s n ortaya koyar, felsefî term noloj ve allegor tekn ğ n
kullanır. Örneğ n: Abram’ın Kenan d yârına seyahat , ruhun dünyaya
seyahat olarak sunulur.

Moses de Leon, 1280 ve 1286 yılları arasında, Tevrat’ın, pek çok


farklı edebî kompoz syonlarla m st k açıklamalarını çeren Zohar’ın
ana gövdes n meydana get rd . K tabın d l Gal le’n n kabal st k
anlayışı değ şt ren arayışlarında olduğu g b Rabb Sh mon ve
öğrenc ler n n kullandığı Arâm benzer b r d ld r. Zohar, m st k roman
ç ndek Tevrat öyküler n n yen den b ç mlend r lmes d r. B r düzeyde,
K tâbı Mukaddes kahramanları öncüdürler ve rabb ler onların
k ml kler n ve kutsal veya şeytân güçlerle karşılaşmalarını
sözcüklerle yorumlar. Bu açıklamalar, sık sık K tâbı Mukaddes
met nler n edebî anlamlarından uzaklaşır. Tevrat sözcükler , hayal
gücü ç n başlama noktası veya atlama tahtasıdır. O noktada,
açıklamacı esas karakter n yer n alır ve Rabb Sh mon veya d ğer
rabb ler n yoldak seyahatler ve dramat k çalışmaları le lg l
maceralarını okuruz.
Zohar’ın standart baskısında, Genes s-Başlangıç, Exodus-Çıkış
ve Tevrattan olduğu g b alınan üç k tabı; Lev l ler, Sayılar ve Tesn ye-
İk leme olmak üzere Musanın beş k tabı bulunur. Tesn ye bölümü
Zoharda sadece b rkaç pasajda yer alır. Öneml bölümler kayıptır.
Nasıl olduysa, esas noktada Moses de Leon’un yaratıcı gücü
tükenm ş veya yeter nce yorulmuş ve d kkat başka tarafa dönmüştür.

Zohar’ın esk çağlardan kaldığı, Kabal stler tarafından yavaş


yavaş kabul ed ld . Ancak y ne de küçük gruplar dışında pek fazla
konuşulmadı ve okunmadı. XV. yüzyılın ortalarında Marrano Pedro
de la Caballer a

[36]

, Zoharın b r kısmını kabul ett ğ n b ld rd . Zohar, Yahud ler n


İspanyadan atıldığı 1492 yılına kadar, Kabalanın K tâb-ı Mukaddes
olamadı. 1530’da İsra l Safedde toplanan Kabal stlerden b r olan
Moses Cordovero, Zohar ve onun uzun yorumunu temel alan
Kabala’nın k s stemat k k tabını yazdı. Cordovero’nun öğrenc s
İsaac Lur a da, Zohar’ın ağırlıklı bazı öneml bölümler nden
Kabalanın yen s stem n gel şt rd . Bu çevren n lg s yle oluşan m st k-
et k edeb yat, Zohar öğret m n popüler hale get r rken, g zl l kten
yayılan cesaret mes an k b r ısınma oluşturdu. Erken Kabal stler,
Kabalanın yayılması ve İsra l n kurtarılması arasında b r l şk
kurdular ve bu defa da Zoharı lâh em rler düzey ne yükseltme
çalışması yoğunlaştı.

Zohar pasajları, Tanrı oğlunun efsanevî açıklamalarını kapsar.


Zohar, ruhun yüksel ş le lg l olarak b r çok açıklamayı çermes ne
karşın y ne de yeter nce açık değ ld r. Kabalada r tüel duaları
sırasında med tasyon, sıklıkla yer alır; bu yüzden Zohar, kutsama ve
ây n n özel sözcükler le bel rl sef rahlar arasında l şk kurar. Amaç,
farkındalık ve görüntüye odaklanma sırasında Tanrının çeş tl
görünüşler n b rleşt rmekt r. Tanrısal kutsamanın dışarıya akışı
ancak dua le başarılır. Sef rot k dalınç esr mes se ancak bu
dünyadan kopan veya kefaret gününde (Yom K ppur) görevl yüksek
d n adamı ç n olanaklıdır. Duayı başaran yaşayan ruhlar, Shekh nah
altındak sarayların zevk n tadarlar. Özell kle d ndarlar, Yesod
aşamasına veya sef rot k v zyona ulaşab l rler ama daha yüksek
sef rota ulaşılamaz. Aslında Zohar, B nah dalıncını ve onun
ötes ndek yerler yasaklar. “Ana’yı mutlaka bırakmalısın; çocukları
kend n ç n alab l rs n” Deuteronomy (Tesn ye) 22:7. Tanrısal anne
kozm k b r sorudur; Onun çocukları yed alt sef rottur onlara daha çok
ulaşılab l r g b görünür. Hatta med tasyon basamakları bununla daha
çok lg l g b d r, Zohar bu konuda yeter nce yol göstermez.
Açıklamalarda, atalar ve d ğer Kutsal K tap kahramanları, k ş sel
sef rot Arket pler g b h zmet ederler ancak onlara alışılamamıştır,
l şk kurmak ve bütünleşmek zordur ve korku ver c d r. Zoharda
Sef rot k maj nasyonlar oldukça fazladır ancak okuyucu,
anıştırmaları çözmel , sembolün gücüne açık olmalı ve aramaya
çtenl kle katılmalıdır.

Zohar, b l nc n normal şley ş ne meydan okuyan b r serüvend r.


S z n, gelenekle lg l tahm nler n z , Tanrıyı, kend n z , duyularınızın
normal yollarıyla sorgulamaya cesaret eder. Met n anal z esastır
ama Zoharla çl dışlı olmalı ve a le şemasının semboller n n tadını
alab lmek ç n onunla yakınlık kurmalısınız: ps koloj k, tar hsel, edebî
veya d nsel olarak ama merakınızın bedel n kötü b r şek lde
ödemeden.

Ş md Moses de Leon’un k tabı Zoharda yer alan bazı pasajlara,


o’nun ağzından ve or j nall ğ ne fazla dokunmadan göz gezd reb l r z.
K tabın g zled ğ ned r?

Kutsanmış kutsal B r, dünyanın b r yanından d ğer yanına kadar


aydınlatan b r oğula sah pt r. O büyük ve güçlü b r ağaçtır, onun başı
göklerdek cennetted r ve kökler , kutsal temele doğru uzanır [Zohar
2:105a]

Burada sözü ed len Oğul, evrensel ağaçtır, yaşam ağacıdır ve


ağacın gövdes de sefırotun beden d r.

Başka b r pasajda:

Sözcüğün g zem , yüksektek g zem olarak yazılmışır: “O’nun adı


ned r? O’nun oğlunun adı ned r, b r b lsen z? [Süleymanın meseller
30:4]. O ad b l neb l r: O’nun adı YHVH Zeva’ot’dur. O’nun oğlunun
adı? O’nun oğlunun adı İsra l’d r, şöyle yazılır: “İlk doğan oğlum İsra l.
İnancın bütün anahtarları İsra lde asılı durur. O hamdeder ve der k :
“YHVH bana ded k : Sen ben m oğlumsun” [Mezmurlar 2:7]. Sayısız
taçla kutsadığı ve taçlandırdığı Baba ve Anne ç n gerçekten de
öyled r; Herkes ,“Oğulu öpün” [Mezmurlar 2:12] (d ye) zorladılar:
“Oğulun el n öpün”, ona (Tanrısallığın) bütün gücünü verd ğ ç n bu
olanaklıydı ve (bu yüzden) heps ona taptılar ”H ddetlenmes n d ye”
[Mezmurlar 2:12]. Bu yüzden o (İsra l) adalet ve şefkatle taçlandırıldı.
Adalet hakedene adalet, şefkat hakedene şefkat. Alttak ve üsttek n n
bütün kutsamaları bu oğula a tt r.

[37]

Oğul, dünyev İsra l değ l,kutsal lkörnekt r, merkezdek sef rah da


İsra l n güzell ğ olarak adlandırılır. Bu yüzden buradak , Tanrının oğlu
konusu Hr st yanî b r tema değ l, y b l nen esk b r m toloj den
kaynaklanmaktadır.
[38]

Kabala üstadları, Sef rot’u b rleşt ren ad olarak b rkaç üç’lük form
plânladılar ancak sonuçta on sayısında karar kıldılar. Ancak musev
olmayanların “O üçtür ve üç b rd r” söylemler üzer ne bazı kabal stler
de kend nançlarını şöyle d le get r yorlardı; Tanrısallık on sef rottur
ve on se b r’d r.

Sef rot ter m , lk olarak, III. ve VI. yüzyıllar arasında yazılan, erken
kozmogon k (Evrenb l m) met n olan ve öncek bölümde örnekler
gördüğümüz Sefer Yaz rah (“Yaratılışın k tabı”) da görünür. Bu
met nde, sözcüğün anlamı “sayılar, ş fre” olarak kullanılır ve
yaratılışın metaf z k güç aşamasına gönderme yapar. Gnost k öğeler
g derek, XII. yy.da yayına hazırlanan lk kabal st k met n olan Sefer
Ha-Bah r’dek şekl almıştır ve Sef rot b r efsanevî şema
oluşturmuştur. İspanyol kabal stler de bu şemayı ben msem ş ve
gel şt rm şlerd r.

[39]

On sef rot, bazan üçlü tr adlar olarak gruplandırılır. Son sef rah
Shek nah, heps n çeren Tanrısal varlık’dır. Sef rot’un yayılmasındak
g z n deş fres , Zohar’ın başlarında (1:32b) ortaya çıkar.

Üç b r’den çıkar; b r üç’de durur;

İk aralarına g rer; k b r’ emz r r;

B r b rçok yanı emz r r,

Böylece heps b r’d r.


Tanrının b rl ğ yaşamsal b r konuydu ve geleneksel yahud lere
göre Tanrının b rl ğ , Deuteronomy (Tesn ye) 6:4’de “D nle ey İsra l:
Allahımız YHVH b r olan YHVH’dır;” olarak tanımlanmıştır. Zohar’da
bu konuda söylenenler:

K tab-ı Mukaddes ayet nde; “D nle ey İsra l! YHVH, Tanrımızdır,


YHVH b r’d r” yazar. O b r olarak adlandırıldığı ç n; bütün varolanlar
b r’d r. Fakat üç ad vardır! Buna karşın b z nasıl “B r” d yeb l r z, Onlar
nasıl b r’d r? Sorusunun yanıtı; Üç g b anlaşılan, aslında göz
kapandığında, B r olarak açığa çıkar, şte Kutsal Ruh’un önsez s
budur... “YHVH Tanrımızdır, YHVH” b r’d r. Üç renk ve on’lar da
b r’d r.(2:43b)

Bu pasaj ş frel d r. Zohar tekn ğ ne göre, gözler kapatılıp, göz


küres döndürüldüğünde sef rot renkler önsez yle bel r r. “YHVH,
Tanrımızdır, YHVH”, cümles nde, sef rot’un orta üçlüsünün b rleş k
olarak, Tanrı’nın b rl ğ n kanıtladığı anlatılmaktadır.

Başka b r Zohar pasajında [Zohar 3:162a], k rabb Cennet


Bahçes ne yaptıkları m st k seyahatte b r ses duyarlar: “Onlar k ’d r;
onlara b r katılır ve üç olurlar. Üç olduklarında b r’d rler” d ye b r ses
duyulur, Rabb ler şaşırırlar ancak Cennet Bahçes n n bekç s ,
duyduklarını onlara şöyle açıklar “Bunlar, k Sam sm d r: “YHVH,
YHVH” bunlara “Tanrımız” adı da katılır... B rleşt kler nde, onlar b r
olurlar, b rl kte b r’d rler.

[40]

Ma mon des’ n Tanrı kavramından önce kabal stler, Moses’ n


Tanrı’sına badet ed yorlardı. Tanrısallık, sadece cennettek Baba
değ l aynı zamanda en büyük ve lk dev nd r c yd . Zohar bu k l ğ
S bbeta de-S bbat n, “Sebepler n sebeb ” ve Saba de-Sab n,
“Yaşlıların yaşlısı” g b , tanrısal adlarla b rleşt rmeye çalışır.

Konu, teor k aşamada nanç olarak görülürken, prat k düzeyde,


d nsel kurallar öne çıkar. Çoğunlukla kurallar gevşer, tembell k ve
cehalet sonucu, herşeyde olduğu g b bu konuda da akılcılık ve
sapkınlık yaygınlaşır. Zamanla, m zvot’ların (buyruklar) sıraladığı
ahlâk değerler örneğ n, tef ll n (başbağı), mezuzah (kapı üstü
şaret ), sukkah (Sukkot bayramında kurulan çadır), r tüel k el yıkama
ve c nsel ahlâk kuralları hmal ed l r. Oysa Zohar, bütün bunların
vazgeç lmez önem n vurgulamaktadır.

Zohar, m st k deney mden söz eder ama, çoğunlukla Tevrat ve


m zvot’un m st k önem ne daha çok ağırlık ver r. Zohar’a göre,
çalışılan ve yaşanan Tevratta her zaman Tanrı le b reb r karşılaşma
olanağı vardır.

“Tevrat le k m meşgul olursa mutlu olur, herkes Tevrat


çalışmalıdır, Tevrat çalışanlar, Kutsal B r tarafından kutsanır” (Zohar
3:9b). “İnsanoğlu Tevrat buyruklarını yer ne get r rse, Shek nah
(Tanrısal varoluş) onunla b rl kte olur ve asla ondan ayrılmaz
(1:230a)

[41]

Zohar yazarı, çoğu zaman b r m st k ahlâkçı tutkusu le konuşur.


Eğer b r kend sukkah’ı ç ne b r fak r davet ederse, Kutsal k tapta
adı geçen yed kahraman da orada onunla b rl kte olur. Eğer b r
s nagoga erkenden g derse, Shek nah da ona katılır. Hergün Tevrata
uygun olarak yaşayan’ın ruhu Görkem elb ses g b dokunur. “aşağı
ve yukarı b r dev n mle uyandırılır” [Zohar 3:31b]. Hatta Tanrısal ç
d nam kler nsanlık âlem ne bağlanır. Tanrısal ç ft’ n b rl ğ , T f’eret ve
Shek nah, doğru yolda olanı da günahtan mahvolmuş olanı da
etk ler.

“Bu ad bana Todros ha-Lev ’n n oğlu b lge Rabb Josef ha-Lev


tarafından ver lm şt r, anısı kutsanmalıdır. O bana Kabalada ( .e. g zl
gelenek etk s le) o adı yazmıştı ve onun el kend l ğ nden hareket
ederek yazmıştı. O k tapçığı yazmış ve bana verm şt , ded ğ ne göre
o O’nun (adının) gücüyle (onu) yazmıştı.”

Todros ha-Lev ’n n oğlu Josef, Moses de Leon’un arkadaşıydı ve


ona maddî destek sağlıyordu, bu nedenle de Moses, İbran ce
yazılarından b rkaçını ona adamıştı. Akre’l İshak’ın günlüğünden
anlaşıldığına göre Josef, Zohar’ın lk bölümler nden b r n Moses’den
almıştı. Y ne İshak’ın yazdığına göre, Josef’ n düşünces ne göre, “bu
k tap (Zohar) Yoha ’n n oğlu Rabb Sh m’on tarafından yazılmamış
fakat b l nen yazılı sm yle Rabb Moses, bu mükemmel met nler ,
Rabb Sh m’ondan aldığı güçle yazmaktaydı. “Bu sözcükler ,
Yoha ’n n oğlu Rabb Sh m’on ve onun oğlu, Rabb El’azar ve
yoldaşlarının yazdığı k taptan, s z n ç n kopyalıyorum” demekted r.

İshak, daha sonra da Zohar’ın gerçek kaynağını aramayı sürdürür


ve Josef Abulaf a‘yla yakınlaşır. Josef Abulaf a, k tabın oluşumunda
h çb r parçanın otomat k yazı tekn ğ le ortaya çıkmadığını söyler.
İshak, ona nanmak ster ama kanıtlarından kuşkuludur.

Bana (Josef) ded k : “B l ve nan k , Rabb Moses’ n kend malı


olan Sefer ha-Zohar, Yoha ’n n oğlu Rabb Sh m’on tarafından
yazılmıştır: O ondan kopyalayarak bana verd ğ ç n çok memnunum.
Ş md şu büyük denemeye bak, ben Rabb Moses’ n esk b r k taptan
veya yazılı adın gücüyle kopya ed p etmed ğ ne bakarak test ett m.
Test şuydu: B r gün, bana yazdığı b rkaç Zohar sah fes verm şt , ben
onlardan b r n sakladım ve ona kaybett m d yerek yen den o parçayı
kopyalamasını r ca ett m. “Bana kaybett ğ n parçadan öncek
parçanın sonunu ve sonrak n n başını göster, kaybett ğ n parçayı
sen n ç n yen den kopyalayayım” ded . Ded ğ g b yaptım, b rkaç gün
sonra kopyayı verd . Verd ğ kopyayı öncek yle karşılaştırdım ve
arasında h çb r fark olmadığını gördüm, fazla veya eks k h çb r şey
yoktu, h çb r değ ş kl k yoktu, çer k ve b ç m de aynıydı “aynı d l ve
aynı kel meler” [Başlangıç 11:1] d ğer n n aynısı kopya ed lm şt .
Bundan daha büyük test veya daha zor deneme olab l rm ?”

[42]

Kabal stler, öğret ler n n kaynağının kend ler olmadığını b l rler.


Adları öneml değ ld r. Eşek üstünde yolda g den b r , k yoldaşına b r
m st k sırrı açıklayınca d ğerler onu eşekten nd r p öperler ve “Bütün
b lgel k sen n el nde, n ç n eşek sürüyorsun, sen k ms n” d ye sorarlar.
“K m olduğumu sormayın, bırakın yolumuza g del m ve Tevratla
uğraşalım. Bırakın b lge sözcüklerle konuşalım da yolumuz
aydınlansın” der.

Adsızlık o k ş y erdeme yükselt r. “K md r k , ne bel rt lm ş ne de


açığa çıkmıştır o heps n n en y s d r, herşey onun sözcükler nde
saklıdır” [Zohar 3:183b]. “Gözden saklanan her sözcük, yüce yararlar
sağlar”. Zoharın başarısının anahtarı g zl l kt r. Moses de Leon kend
k ml ğ n açıklamamıştır fakat yer yer küçük puçları verm şt r.
“Zoharda b r vardırk o, adını b l nmez ve örtük olmaktan kazanır.”
“Moses... onun örtülü olduğu ve açıklanmadığı şte bu Zohar’dır”.
Her k pasajda da teozof k g zler vardır ve bu g zlere göre
açıklanab l rler ancak bu pasajlarda, aynı zamanda Moses’ n g zl
yanını, kend rolünü ve k ml ğ n îma ett ğ de söyleneb l r.

Zoharda, k ml kler sıklıkla saklanırlar. Adsız b r Talmudcu b lge,


eşek üstünde g tmekted r; adsız b r küçük çocuk önüne çıkarak
zekâsı le Rabb y şaşkınlığa düşürür. Rabb Judah, Rabb İshak’a
“Bu çocuk nsana benzem yor” der, “çünkü k mse onu kolayca
yanından uzaklaştıramaz”, “bunlar bazan hoş şakalar g b görünür
ama arkasında altın çanlar keşfedeb l rs n” d ye yanıtlar Rabb İshak

[43]

Zohar’a göre Tevrat’ın yapısı da böyled r: “Tevrat, b r sözcüğün


kılıfını soyar, kısa b r süre bakar ve ondan sonra onu hemen
saklar...” Zohar da aynen öyle yapar. Açıkladığından daha fazlasını
saklar; Bunu sadece ona bağlı ve d kkatl b r okuyucu anlayab l r.
Zohar’ın bütün pasajlarında yer alan ortak deney mler okunduktan
sonra mesajların ne kadar hayret ver c olduğu görüleb l r. Zohar’ın
yöntem gereğ ,çağlayan g b akan bet mlemeler öğret yle ç çe
geçm şt r ve asıl vurgulanmak stenen de budur: “... parlayan
renkler n bütün tayf’ı gözden kayboluyor. Bütün renkler n ışınları
zaten görülmey beklem yorlar; Onlar Zohar’ın ç nde er y p
kaynaşıyorlar”

[44]

Zoharda, görüntü ve sembollerle fadeler, zeng n ve akıcı olup


sef rot kalıbını zlerler. Buna karşın Zohar, zaman zaman sef rot
s stem yer ne, ışıklar, düzeyler, bağlantılar, kökler, Kral’ın elb seler ,
taçları g b sef rot’un düz nelerce başka görüntüler le konuşmayı
yeğler. Semboller yorumlamak ve hang sembolün hang sef rahla
lg l olduğunu tanımlama ş se okuyucuya bırakılmıştır.

Sef rot ter m n n başlangıçta en çok b l nen anlamı “sayılar” veya


sayısal güçler olmasına karşın, Ortaçağ kabalasında, bu ter m,
kutsal k ş l ğ bakımından Tanrı oluşumunun aşamaları olarak
kullanıldı. O kalıp ve r t mler, dünyaların yaratılışını açıklar. Sef rot’un
yayılmasından önce Tanrı açığa çıkmamıştı, A n Sof olarak
sonsuzluk anlatılıyordu. Oysa Tanrı sonsuzluk olarak tanımlanamaz
ve anlaşılamaz. Dördüncü yüzyıla a t b r kabal st k met nde,
“Tevratta, b z m Rabb ler n sözler , yazıları veya A n Sof... hakkında
îmalar yoktur, bunlar sadece kutsamalarda anımsanmalıdır; bu
îmalara az da olsa ancak görev ustaları (kabal stler) sah pt r.”
denmekted r.

Zaman zaman Zohar’dak , A n Sof ve sef rot dual tes


eleşt r lm şt r, oysa bu durum Tanrısallığın aşamaları bağlamında
tanımlanmıştır ve k l k sözkonusu değ ld r bu bağlamda Kabala
pol te zm’e daha yakındır. Kabal stler, A n Sof ve sef rot form’unun
“kor’un alev g b ” uyumlu olduğunu savunurlar. “O onlardır ve onlar
O’dur” [Zohar 3:70a]. “Onlar O’nun adıdır ve O onlardır” [Zohar
3:11b]. İnsanlığın bakış açısıyla sef rot, çokluğa ve bağımsız varlığa
sah p olarak ortaya çıkar. Herşeye karşın en nde sonunda, bütün
heps b r’d r; Hak k gerçek sonsuzluktur. Bununla b rl kte, s stem n
m toloj k karakterler yadsınmaz; bu da Zohar’ın öneml b r özell ğ d r.

[45]

Genes s (Tekv n-Başlangıç) 1:27’ye göre Tanrı, “İnsanı kend


suret m zde, kend m ze benzer yaratalım” ded , “Den zdek balıklara,
göktek kuşlara, evc l hayvanlara, sürüngenlere, yeryüzünün tümüne
egemen olsun.”, nsan Tanrı görüntüsünde yaratıldı. Sef rot o
görüntünün kutsal or j nal d r. Pr mord al (Başlangıçta varolan) Âdem,
nsanoğlunun m toloj k, mükemmel örneğ ve doğamızın arket p d r
( lkörnek). Ancak İnsan ırkı bu doğayı daha yaratılışta kaybett ama
eğer b r nsan kend s n arındırırsa, başlangıçtak o doğasına sef rot
yoluyla yen den bağlanır ve bu herkes ç n de olanaklıdır. K ş n n bu
yoldak başarısı, Atalara (İbrah m, İshak ve Yakub) ve yüksek
derecelere ne kadar ulaştığına bağlıdır.

Sef rot, yukarıdan aşağıya, A n Sof’dan yaratılışa doğru, yayılma


olayını yasalaştırır. Aynı zamanda onlar, aşağıdan yukarıya, b r’den
ger ye yüksel ş n de merd ven d rler.

Zohar’dan pasaj örnekler ;

Rabb Sh m’on ded k ;

“Bütün dünyayı Büyük saraydak beş bölüm; doldurur.”

Rabb Judah ded k

“Eğer öyleyse, onlar bütün herşey n en y s d rler”

Rabb Sh m’on ded k

“Eğer, b r oraya g rm ş ve onlar da meydana çıkmışsa öyled r,

Ama, b r oraya g rmem ş ve onlar da ortaya çıkmamış se öyle


değ ld r.”

B r kısa öykü.
Dağlarda yaşayan b r adam vardı.

Kentte yaşayanlar bu adam hakkında h çb rşey b lm yorlardı.

O buğday ek yor ve taneler n de ç ğ olarak y yordu.

Adam b rgün kente nd .

Ona p şm ş taze ekmek kram ett ler.

‘Bu ne ç nd r?’ d ye sordu.

‘yemek ç n Ekmek t r’ ded ler.

O da yed ve tadını çok beğend .

‘Bu neden yapılır?’ d ye sordu,

“Buğdaydan yapılır’ ded ler.

Sonra ona yağla yoğrulmuş kekler get r p verd ler.

Onların tadına baktı ve ‘Bunlar neden yapılmıştır?’ d ye sordu

‘Buğdaydan’ ded ler.

Son olarak yağ ve balla yoğrulmuş muhteşem b r pasta get rd ler.

‘Bu neden yapılmıştır?’ d ye sordu adam.

Y ne ‘Buğdaydan’ d ye cevap verd ler.

Adam, ‘Sanıyorum ben bütün bunlara sah b m,

çünkü heps n n özünü y yorum: yan buğdayı!’ ded .


Bu durumda, o dağ adamı dünya zevkler n h ç b lm yordu;

Ama y ne de kentl ler yenm şt .

Bu yüzden, lke b r le kavranır ama o lkeden türeyen bütün hoş


zevkler b l nmezse,

O lkeden uzaklaşılır.”

Tevrata nasıl bakmalı?

Rabb Sh m’on ded k

“k m Tevrat’ın sadece b rçok öykü ve sıradan sözcüklerden baret


olduğunu söylem şse

yazık o nsanoğluna!

Eğer öyle olsaydı, b z de ş md sıradan sözcüklerle daha y b r


Tevrat oluşturab l rd k.

(Tevrat) Acaba gerçekten Dünyevî konulardanmı söz etmekted r?

Oysa Dünyayı yönetenler n b le daha yüce sözcükler vardır.


Eğer öyleyse, had gel n de Tevrat sözcükler n kullanmadan b r
Tevrat yapalım.

Ah, oysa Tevrat’ın bütün sözcükler yüced r ve yüce g zlerd r.

Gel ve gör:

Üsttek dünyalar ve alttak dünyalar mükemmel b r dengeded r:

İsra l altta, melekler üstted r.

Melekler hakkında şöyle yazılmıştır:

‘Melekler n n ruhunu k m yapmıştır’

[Mezmurlar 104:4]

Ama melekler dünyaya nd ğ nde, bu dünyanın g ys ler n g yd ler.

Onlar bu dünyaya uygun g ys ler g ymeseyd ler,

Bu dünyaya dayanamazlardı

Ve dünya da onlara dayanamazdı.

Eğer melekler ç n böyle se, Tevrat ç n daha da fazladır

Onları ve tüm dünyayı k m yarattı

Ve butun bunlar k m ç n yaratıldı ve


Bu dünyaya gönder ld ( nd r ld )

Eger o bu dünya ç n g y nmeseyd

Dünya ona dayanamazdı.

Bu nedenle bu Tevrat öyküsü (de)Tevrat’ın g ys s d r.

Her k m k , gerçek Tevrat g ys d r

Ve başka b r şey değ ld r,d ye düşünürse,

(Tevrat) O’nun ruhunu söndürür!

(Bu düşünceyle) gelen, başka b r parçasına sah p olamayacaktır.

Davud şu sözler n ç n söyled :

‘Gözler m aç k sen n Tevrat’ının dışında şaşılacak şeyler görey m!

[Mezmurlar 119:18]

Tevrat’ın g ys ler n n (dış görünüşü) altında ne vardır?

Gel ve gör:

Orada da tümüyle g ys görüleb l r.

Bazı ahmaklar güzel görünüşlü bazı g ys ler gördüğünde.

Daha d kkatle bakarlar.


Ama g ys n n özü beden;

Beden n özü se ruh’tur.

Bu yüzden (onlar) Tevratta beraberd rler.

O’nun b r beden vardır:

(o da)Tevrat’ın em rler (d r),

‘Tevratın somut hal ’ olarak adlandırılır.

Bu beden, g ys ler g y nm şt r:

(o g ys ler se) Bu dünyanın öyküler d r.

Dünyanın budalaları, Tevrat öyküler nde sadece g ys ye bakarlar;

Daha fazlasını b lmezler.

G ys ler n altında ne olduğuna bakmazlar.

Ama g ys ye bakmak yer ne,

g ys n n altındak bedene bakanlar daha çok b l rler.

Yüksektek Kralın h zmetç ler nden b lge b r ler ,

K onlar S na dağında oturuyorlardı,

Sadece ruha, bütünün köküne, gerçek Tevrata bakıyorlardı!


Onların yazgısı,

Zamanı geld ğ nde,Tevrat rulosunun ruhuna bakmaktı!

Gel ve gör:

Bu yüzden O üstted r.

G ys ve beden, ruh ve ruhun ruhu vardır.

Cennetler ve onların ev sah pler g ys lerd r.

İsra l n komünyonu (katılımı) se bedend r.

Ruhu k m aldıysa, İsra l n Güzell ğ d r.

Bu yüzden o ruhun beden d r.

Ve bu ruh, İsra l n Güzell ğ d r,

K o gerçek Tevrattır.

Ruhun ruhu, Kutsal Kad m B r’d r.

Bütün heps , bu b r olan b r’e bağlanmıştır.

K m Tevrat sadece b r öyküdür derse,

O kötü ruhludur ve ona ızdırap vardır.

Onlar daha ötes ne bakmazlar da g ys ye bakarlar.

Mutluluk se, Tevrat’a gerekt ğ g b bakana,

Dürüst olanadır.
Şarap nasıl kavanozda durursa,

Tevratda g ys de öyle durmalıdır.

G ys n n altında ne olduğuna, bunu düşünerek bak!

—-Bütün sözcüklere ve öykülere—-

Onlar g ys lerd r!”54

Kral, b r buyruk tasarlayıp

Onu yüksektek parlaklığa kazıyarak yazdığında,

Saklının saklısının ç nde

Sonsuz g zemden,

Göz kamaştıran b r kıvılcım çakmıştı.

(O kıvılcım) Tanımsız olanın ç ndek buhar salkımından

B r çembere yerleşt

Beyaz değ ld , s yah değ ld , kırmızı değ ld , yeş l değ ld ,

H çb r renkte değ ld .

B r şer t hâl ne geld ğ nde, ışıyan b r renk kazandı,

Kıvılcımın der nl ğ nden, fışkırarak aktı


Altına renkler aşıladı,

Sonsuz g zem n, saklı olanın saklısı

Akıntı boydan boya yarıldı ama onun hâles bozulmadı.

Bütün bunlar asla b l nemed .

Boydan boya yarılmanın etk s yle,

Yüce ve saklı b r nokta parladı.

O noktanın ötes nde h çb r şey b l nemez.

Böylece ona Başlangıç adı ver ld ,

Bütün bunlar lk buyrukdu.

“Aydınlanan, gökyüzünün zohar’ı g b parlayacak,

ve onlar k doğru yolda olanlar

sonsuza kadar ve her zaman parlayacaklar”

[Dan el 12:3]

Zohar, Saklının saklısı, onun aurası yayıldı.

O aura bu noktaya dokunur dokunmaz.

Yaratılış başladı
Ve kend ne, şanı ve övgüsü ç n b r saray yaptı.

İşte orada da kutsallığın tohumu ek ld .

Evren n yararı ç n doğum ver ld .

Bu sırdır:

“Onun bağ kütüğü kutsal tohumdur”

[İşaya 6:13]

Zohar, tohumu onun şânı ç n ekt

İnce mo b r pek tohumu g b .

İpekböceğ n n kend çevres ne koza örmes g b kend sarayını


yaptı.

Bu saray övgüdür ve herşey n yararınadır.

Başlangıçla,

Saklı olan B r k b l nmeyen sarayı yapandır.

O Saray Eloh m d ye adlandırılır.

Bu sırdır:

“Başlangıçta ... Eloh m yarattı.”


[Genes s 1:1]

Saklı Işık

Tanrı ded “Işık olsun!” ve ışık oldu.

[Genes s 1:2]

Kutsanmış kutsal B r, önce ışığı yarattı.

Bu, gözün ışığıdır.

Kutsanmış Kutsal B r, ışığı önce Âdem’e gösterd ;

O ışıkla Âdem dünyayı baştan sona kadar gördü.

Kutsanmış Kutsal B r, ışığı Davud’a gösterd ;

Davud mezmur okudu:

“Sen n y l ğ n ne büyüktür! O’nu senden korkanlar ç n sakladın!”

[Mezmurlar-Psalms 31:19]

Kutsanmış Kutsal B r, ışığı Musa’ya gösterd ;

O ışıkla Musa G lead’dan Dan’a kadar olan bölgey gördü

Ama Kutsanmış Kutsal B r, kötü olacak üç nes l doğacağını


gördüğünde:
Enok’un nesl , Tufan nesl ,

Ve Bab l kules n n nesl ,

Onlar kullanamasınlar d ye ışığı b r yere sakladı.

Kutsanmış Kutsal B r, onu Musa’ya verd

Ve o ışığı doğumunun lk üç ayı ç n kullandı,

Şöyle ded :

“O kadın onu üç ay g zled ”

[Çıkış 2:2]

Üç ay geç nce, F ravundan önce (Musa’ya) get rd

Ve Kutsanmış Kutsal B r onu aldı.

Sonra, Tevrat’ı alması ç n onu S na dağına çıkardı.

O da orada ışığı ger aldı;

O (Musa) ondan sonrak bütün yaşamı boyunca o ışığı kullandı.

Yüzünün üstüne b r örtü koyana kadar,

İsra l n çocukları onun yanına yaklaşamadılar.

Şöyle ded :

“Ona yaklaşmaya korktular”

[Çıkış 34:30]
O onu (ışığı) b r tall t g b g y nd ,

Şöyle yazılmıştır:

“O ışığı g ys g b g y nd ”

[Mezmurlar 104:2]

“’Işık olsun!’ ve orada ışık oldu.”

Her ayet n konusu budur; “ve orada oldu”

Bu dünya varoldu ve dünyaya geld .

Rabb İsaac ded ,

“Işık, Kutsanmış Kutsal B r’ n Yaratılış eylem olarak yaratıldı

dünyanın başından sonuna kadar parladı

ve b r yere saklandı.

Neden b ryere saklandı?

Çünkü kötü ruhlu olanlar ondan hoşlanmayacaklardı

Ve bu yüzden dünya da ondan hoşlanmayacaktı.

Doğruluk ç n (O ışık) b ryerde saklandı,

Doğru yolda olan b r ç n!


Şöyle yazılmıştır:

‘Işık (Nur), doğru olan ç n ek lm şt r,

Sev nç, kalb dürüst olan ç nd r’

[Mezmurlar 97:11]

O zaman dünya m s kokulu olacaktır ve herşey b r olacaktır.

Fakat dünyada o gün gel nceye kadar,

O (ışık) b r yerde saklanacaktır...”

Rabb Judah ded :

“Eğer o tamamen saklansaydı

dünya, b r an b le olmayacaktı!

O b r tohum g b ek lmek ve saklanmaktan daha z yade

B r doğum veya meyve tohumu olarak ver ld .

Bu yüzden dünya başından sonuna kadar aynı güçle devam


etmekted r.

Her gün o ışığın ışınları dünyada parlamaktadır.

Ve herşey canlı kalmaktadır,

Kutsanmış Kutsal B r, dünyayı o ışınla besled ğ ç n.

Ve heryerde geceler Tevrat çalışılmaktadır.


Şöyle yazılmıştır;

‘Gün boyu YHVH, sevg s n buyurur,

Gece, (O’nun) lâh s ben mled r’

[Mezmurlar 42:8]

(O nur) İlk günden ber h çb r zaman tamamen açığa çıkmamıştır,

Ama Yaratılış eylem ’n n Dünyayı hergün yen lemes nde

yaşamsal b r rol oynar.!”

Âdem’ n günahı

YHVH Eloh m, onu Cennet Bahçes nden kovdu......

O et Adamı kovdu. [Genes s 3:23-24]

Rabb El’azar ded :

“B lm yoruz, k m k mden ayrılmış,

Kutsanmış Kutsal B r m Adam’dan ( nsandan) yoksa Adam mı


O’ndan.

Fakat sözcüğün yer n değ şt r rsek:

‘O Et’ kovdu.’

Kes nl kle Et!

Ve k m kovdu Et’
‘Adam’.

Adam Et’ kovdu!

Bundan dolayı şöyle yazılmıştır:

‘YHVH Eloh m onu Cennet Bahçes nden çıkardı.’

O onu n ç n çıkardı?

Çünkü Adam Et’ kovdu,

B ze böyle söylenm şt .”

Erkek ve D ş

Adam kuşaklarının k tabı budur.

Tanrı, Adam’ı yarattığı günde,

Onu Tanrı benzey ş nde yarattı;

O Erkek ve d ş (olarak) onları yarattı.

O onları kutsadı ve onları yarattığı günde

onların adını Adam (İnsan) koydu.

[Genes s-Tekv n 5:1-2]

Rabb Sh m’on ded k ;


“Yüksek sırlar şu k ayette açığa vurulmuştur,

İnancın g zem olan,

Yüce şanı b l ns n d ye,

‘O erkek ve d ş y , onları yarattı’

Bu g zemden Adam yaratıldı.

Gel ve gör:

Cennet ve yeryüzünün yaratıldığı g zemle

Adam (da) yaratıldı.

Bu yüzden şöyle yazılmıştır:

‘Bunlar cennet n ve yeryüzü kuşaklarının öyküsüdür.’

[Genes s-Tekv n 2:4]

Adam’ın yazdığı:

‘Bu, Adam ( nsan) kuşaklarının k tabıdır.’

Onların yazdığı:
‘Onlar ne zaman yaratıldı.’

Adam’ın yazdığı:

‘Onlar o günde yaratıldı.’

‘Erkek ve d ş O onları yarattı’

Buradan b z şunu öğren yoruz:

Erkek ve d ş y kapsamayan h çb r mge,

Yüce ve gerçek mge değ ld r.

B z bunu, M şna’nın g zem olarak kabul ett k.

Gel ve gör:

Erkek ve d ş ’n n b rl kte bulunmadığı h çb r yer,

Kutsanmış Kutsal B r’ n ev değ ld r.

Kutsama, sadece erkek ve d ş n n b rl kte bulunduğu yerde olur,

Bu yüzden şöyle yazılmıştır:

‘O onları yarattığı günde,

onları kutsadı ve adlarını Adam koydu.’

şte bu yüzden,
Erkek ve d ş b r olarak yaratıldığında,

“İnsanoğlu Adam olarak adlandırılmıştır.”

şekl nde yazılmamıştır’

Abram, Ruh-Nefes

YHVH Abram’a ded :

“Vatanından, doğduğun yerden, babanın ev nden çık,

sana göstereceğ m yere g t.

Sen büyük ulus yapacağım ve sen kutsayacağım,

Sen n adını yücelteceğ m ve sen kutsanmış olacaksın.

K m sen kutsarsa, onları kutsayacağım;

K m sen lanetlerse, onları lanetleyeceğ m;

Yeryüzündek bütün soylar sen n tarafından kutsanacaklar.”

Abram, YHVH’ n buyruğuna uydu ve yola çıktı

Ve Lot da onunla beraber g tt .

[Genes s-Tekv n 12:1-4]


İd sa d’ n oğlu Rabb Jacop ded :

“Doğruların can-soluk’larının tümü,

b r babanın oğluna yol gösterd ğ g b ,

bedene yol göstermek üzere

Şan tahtının taş yatağından oyulmuştur.

Can-soluğu olmadan, beden kend n yönetemez,

Gelecekten haber olmaz,

Yaratıcı, geleceğ gerçekleşt remez.

Bu yüzden Rabb Abbahu ded :

“can-soluğu, nsanoğlunu yönet r ve eğ t r

Ve her türlü doğru yola başlatır.’

Kutsanmış Kutsal B r, onu Tanrısal yerden gönderd ğ nde

Onu yed kutsamayla kutsadı

Bu yüzden şöyle yazılmıştır:


‘YHVH Avram’a ded ,’

bu can-soluğudur

O yüksek ve yüce yerden geld ğ ç nd r

k av ‘baba’ beden öğretmekt r,

ve ram ‘yüksek’ onun üstünded r.

O, ona ne dem şt ?

“’Vatanından, doğduğun yerden çık.”

Ev nden, mutlu yuvandan.’”

Ve babanın ev nden”

Rabb Jacop ded , “’Bu, ‘s ze göstereceğ m yere’, cümles

‘ışık saçan aynadır.

Ttanrısal b r beden, dürüst b r beden g b araçtır.

Bu yüzden,

K m sana doğru ve erdeml davranırsa,

K m Ben sen n ç n ‘can-soluğu ç mde oldukça

Sen n varlığını över m: YHVH ben m Tanrımdır.’


D yerek kutsarsa,

‘k m sen kutsarsa onları kutsayacağım.’”

K m k , sen lanetlerse, Ben de lanetleyeceğ m.’

K m sen aks b r şek lde lanetlerse.

‘Abram, YHVN’n n buyruğuna uyarak yola çıktı.’

Yed Kutsamayla kutsanmış Abram, can-soluğu da,

Baba bedene ve en yüce yerden yükseğe doğru yola çıktı.

‘YHVH ona buyurduğunda’

Yol göstermek ve eğ tmek ç n bedene g rd .

Rabb Jacop devam ett

“o lk kez bedene g rd ğ nde, onun hakkında ne yazıldığına bak:

‘Ve Lot onunla g tt .’

Bu da, Kötülük Düzenley c s d r,

Amacı,

Can-soluğu le b rl kte,

İlk nsana doğuşunda,g rmekt .


Kötülük Düzenley c s n n adını nasıl b leb l r z?

Şöyle söylend :

‘ nsan aklının eğ l m , gençl ğ nden t baren kötüdür.’

[Genes s-Tekv n 8:21]

Bu, lanetl Lot’dur.

Rabb İsaac’ın ded ğ ne de uygundur:

‘Havva’yı baştan çıkaran yılan, Kötülüğün Düzenley c s d r.’

B l yoruz k o lanetl yd ,

şöyle söylenm şt r:

‘Hayvanlardan daha lanetl s n’

[Genes s 3:14]

Bu yüzden, Lot d ye adlandırılır, Lanet.

Can-soluğu bedene g rd ğ nde,

hemen, ‘Lot da onunla g tt .’

Onun amacı onun ç ne g rmek,

İnsanoğlunu yanıltmak ve can-soluğuna meydan okumaktı.”

Abram’ın Mısır’a n ş

Ve Abram Mısır’a nd .
[Genes s-Tekv n 12:10]

Rabb Sh m’on ded

“Gel ve gör:

Herşey b lgel kte g zl d r.

Bu ayet, Abram’ın n ş ndek der nl ğ n ,

b lgel ğ n ve aşağı dereceler mâ eder.

O bunları b l yordu fakat lg lenmed .

O, yüzünü Efend s ne döndü,

Adem g b , baştan çıkmadı,

Noah g b , baştan çıkmadı.

(oysa) Adem o dereceye ulaştığında,

Yılan tarafından ayartılmıştı,

(Bu yüzden) Dünyada Ölüme sürüklend ,

Noah bu dereceye nd ğ nde


Ne yazılmıştı?

‘O şarap ç p sarhoş oldu

ve çadırında çırılçıplak soyundu’

[Genes s 9:21]

bu yazım ‘o kadının çadırı’nı ma eder.

Fakat Abram’ın yazdığı ned r?

‘Abram Mısır’dan çıktı’

[Genes s-Tekv n 13:1]

O yukarı çıktı ve aşağı nmed ,

Daha önce ondan alınmış olan yüksek yer ne,

Kend bölges ne ger döndü.

Bu öykü, Tevrat’da b lgel ğ öne çıkarmak ç n yer alır.

Abram, kend s n tamamlamıştı,

Yoldan çıkmamıştı,

Bütün beden yle ayakta kalarak,

Bölges ne dönmüştü.

‘Necef’e

[*1]
doğru’

Güneye,

Önce yüksek küre bağlandı

Şöyle yazılmıştı:

‘Abram g derek Necef’e (Güneye) doğru yol alıyordu’

[Genes s 12:9]

Ş md , ‘Necef’e doğru,’ sözü

Önceden bağlı olduğu bölgey anlatır.

Gel ve Acının sırrını gör:

Eğer Abram, Mısır’dan çıkmasaydı

Ve öncel kle arınmasaydı,

Kutsanmış Kutsal B r’e katılamazdı.

Aynı şek lde çocukları da öyle.

Kutsanmış Kutsal B r steseyd onları eşs z,

Mükemmel nsanlar yapab l rd ,

Ve yanına çekeb l rd :

(Abram) Eğer Mısır’dan çıkmasaydı

Ve önceden arınmasalardı
Özel b r ler olamazlardı.

Eğer o(d) önceden Kenanın kontrolunu tesl m etm ş olmasaydı,

Kutsanmış Kutsal B r’ n Kutsal D yarda da

(b r) Parçası olamıyacaktı

Bütün bunlar b r g zemd r”

Açılış (Kapı)

O (Abram) çadırın önünde oturuyordu...

Sarah çadırın kapısından d nl yordu,

[Genes s-Tekv n 18:1, 10]

Rabb Judah söze başladı;

“‘Kocası ülken n ht yarları arasında oturur,


Herkes onu y b r olarak tanır’

[Süleymanın meseller -Proverbs 31:23]

Gel ve gör:

Kutsanmış Kutsal B r’ n şânı yüced r.

O saklıdır, g zl d r, öteler n ötes nded r.

Orada O’nun b lgel ğ n anlayacak veya O’nun gücüne dayanacak,

ne b r k mse vardır ve ne de olacaktır.

O saklıdır, g zl d r, aşkındır, ötes nde, daha ötes nded r.

Yaratılanlar yukarıda ve yaratıcı aşağıda—

H çb r şey onları kapsayamazdı.

Onların heps şunu söyleyeb ld ler:

‘YHVH’ n huzuru, O’nun yer nde kutsansın’

[Hezek el 3:12].

b r aşağıdan lan ett k O (aslında) üstted r:

‘O’nun Varlığı cennet n üstünded r’

[Mezmurlar/Zebur-Psalms 113:4]
b r yukardan lan ett k O (aslında) alttadır:

‘Sen n Varlığın bütün yeryüzünün üstünded r

[Mezmurlar/Zebur-Psalms 57:12]

Bütün bunların sonunda, yukarı ve aşağı lan ett k :

‘YHVH’ n huzuru O’nun yer nde kutsansın!’

O b l nmeyen ç n.

Ş md ye kadar O’nu h ç k mse tanımlayamadı.

artık nasıl söyleyeb l rs n z:

‘O’nun kocası kapılarda b l n yordu’ d ye?

O’nun kocası Kutsanmış Kutsal B r’d r.

Aslında, O kapılarda b l n r.

O Açık b r kapı g b mgeleneb l r

B l n r ve anlaşılab l r!

B lgel k ruhunun gücü le b r n n kalb ( le)– aklı arasında

İl şk kurma gücü vardır——

İşte bu Tanrının nasıl b l n r olacağını anlatır.

Bundan dolayı,

İmgelem gücünün kapıları yoluyla,


‘O’nun kocası kapılarda b l n r’.

Ancak b l nen O, gerçekten O mudur?

Ş md ye kadar, O’nun hakkında böyle b r b lg ye h çk mse


ulaşamadı.

Rabb Sh m’on ded k :

“’O’nun kocası kapılarda b l n r.’

K md r bu kapılardak ?

O’nun adres Mezmurlardadır:

‘Ey kapılar, başlarınızı kaldırın!

Sonsuzluğun açıklığı yukarda olsun,

Şan’ın Kralı g recek!’

[Mezmurlar/Zebur-Psalms 24:7]

Bu kapılar boyunca, küreler yüksekted r,

Kutsanmış Kutsal B r (bundan böyle) b l nmeye başlar.

K msen n onunla söyleşemed ğ yerde se böyle değ ld r.

Gel ve gör:
İnsanoğlunun Neshamah’ı,

özell kle beden n organları b l nemez,

Neshamah’dan sonrak .

O’nun tasarladığının dışına taşan (da b l nemez)

Böylece O b l n r ve b l nmez.

Kutsanmış Kutsal B r de b l n r ve b l nmez.

O Neshama’nın Neshama’sı, havalının havalısı olduğu ç n,

Oradan bütünüyle saklanmıştır;

Fakat, Neshamah’ın açık kapıları boyunca,

Kutsanmış Kutsal B r b l nmeye başlar.

Gel ve gör:

Kapının ç ndek kapı,

Düzey’ n ötes ndek düzey, oradadır.

Bunların aracılığıyla, Tanrı’nın Şân’ı b l nmeye başlar.

‘Çadırın kapısı’ Doğruluğun kapısıdır,

Mezmurda şöyle söylen r:


‘Bana doğruluğun kapılarını açın...’

[Mezmurlar/Zebur-Psalms 118:19]

Bu, g r ş n lk kapısıdır.

Bu kapı aracılığıyla, d ğer bütün yüce kapılar görüş alanına g rer.

Burada bağlı kalanların heps ç n

Bu kapının saflığı neden le,

D ğer kapıların tümünün keşfed lmes de olanaklı olur.

Ş md İsra l sürgünded r, bu kapı b l nmemekted r;

O, Kapıların heps n terketm şt r.

B lmek, anlamak olanaksızdır.

Fakat İsra l sürgünden döndüğünde,

Yüksekte uçan bütün küreler

B rer b rer

Bu kapının üstüne neceklerd r.

O zaman nsanoğlu, önceden h ç b lmed ğ ,

Değerl b lgel ğ , har kaları algılayacaktır.


Şöyle yazılmıştır:

“YHVH’ n ruhu:

b lgel k ve anlayışın ruhu,

tasarı ve güc’ün ruhu,

anlayış ve YHVH’ n korkusu

onun üzer nde kalacak.’

[İşaya 11:2]

Çadırın kapısı,

Bütün bunlar, aşağıdak kapının üstüne konmak ç nd r.

Bütün bunlar, dünyada adalet n sağlanab lmes ç n,

Kral Mes h’ n üstüne konmak ç nd r.

Şöyle yazılmıştır:

‘Ac zlere doğrulukla hükmedecekt r...’

[İşaya 11:4]

Bu nedenle, Abram bu küre’n n ona tesl m ed ld ğ haber n


aldığında,

Şöyle yazılmıştır:

‘ona ded ler, “gereken zamanda sana ger geleceğ m’”


[Yaratılış-Genes s 18:10]

‘b r ded ’

k m bunu açıklamazsa,

çadırın kapısı budur.

Ş md aynı ayet der k :

‘Sarah duydu’

O küre’n n kocasıyla konuştuğunu duydu;

O daha önce böyle b r k msey duymamıştı.

Ve şöyle yazılmıştır:

‘Sarah, çadırın açılışını duydu’

k m y haber verm şt :

‘gereken zamanda sana ger geleceğ m

ve karın Sarah’ın b r erkek çocuğu olacak’

Abram ve Ishak’ın bağlanması

Ve bunlar olduktan sonra, Eloh m olan devar m Abram’ı dened .

Ona, “Abram!” ded .

Ve o “Buradayım.” d ye yanıt verd .

“b r c k, sevd ğ n oğlunu, İshak’ı al ve Mor ah dağına g t


Ve onu b r sunu olarak yukarıya sun......”

[Genes s-Yaratılış 22:1-2]

Rabb Sh m’on ded

“B z bu anlatımdan ‚ acının bel rd ğ günlerde yayıldığını’ öğrend k

oysa bu anlatım ‚

daha henüz keder n başlamadığı ‘günde’ meydana gelmekted r.

Ve sonra meydana geld .’

Sonra, bütün yüksektek kürelerden en alttak ,

Hang s d r o?

Devar m.

Musanın ‘Ben devar m’ n adamı değ l m’ ded ğ g b

[Exodus-Çıkış 4:10]

Ve k m bu küreden sonra geld ?

Eloh m, Abram’ı dened .’

Günah Düzenley c s

Kutsanmış Kutsal B r’ n huzuruna,


Onu suçlamak ç n geld .

Burada y düşünmel y z:

‘Eloh m, Abramı dened ’

burada şu ayet okunmalı: ‚İshak denend .’

İshak o sırada otuz yed yaşında olduğu ç n

Babası ondan çok fazla da sorumlu değ ld .

Eğer İshak, ‚Ben redded yorum’ deseyd ,

babası onu cezalandıramazdı.

N ç n‚ ‘İshak’ı’ değ l de ‚Eloh m, Abramı dened ’ yazılmıştır

Hayır, o denenen Abram olmalıydı!

O b r zorlukla taçlandırılmalıydı.

Abram, o zamana kadar zorluk çekmem şt .

Ş md , Su, Ateşle taçlandırılmıştı.

O zamana kadar Abram tam olgunlaşmamıştı,

Ş md kend alanında

doğru yargıda bulunab lmek ç n güç harcıyordu.

Yaşı oldukça lerlem şt ama Su Ateşle ve Ateş Su le


taçlandırılana kadar
henüz tam olgunlaşmamıştı

Bu yüzden, n ç n İshak’ı değ l de ‘Eloh m, Abramı dened ’

O Abram’ı zorlukla taçlandırmak üzere çağırdı.

Ateş Suyun ç ne g rd ğ nde,

Herb r b r d ğer n tamamladı.

B r yargıladı, d ğer yargıyı uyguladı,

Herb r b r d ğer n tamamladı.

Günah Düzenley c , Abramı suçlamak ve

yargıyı nfaz etmek ç n ortaya çıktı.

O (Abram) İshak yüzünden bütünlüğe ulaşamayacaktı.

Günah Düzenley c , her zaman şeyler n ve sözcükler n


arkasından;

Meydan okumak üzere ortaya çıkar.

Gel ve dünyanın g z n gör:

Buna karşın b z der z k

Ayette İshak değ l Abram bel rt lmekted r,

İshak g zl ce ma ed lmekted r.

Bu yüzden şöyle yazılmıştır:


-Eloh m, et Abramı denem şt r-

Abram değ l de ‚et Abram’.

Bu et, kes nl kle İshak’a göndermed r.

O zamana kadar, İshak düşük güçtek kürede oturuyordu.

Abram’ın yargısını görmek üzere,

Altara bağlandığında,

Kend küres de Abramın yanındak yer n aldı.

Ateş, Su le taçlandığı g b gül de daha yüksekle taçlandı.

Böylece Su le Ateş’ n savaşı başlamış oldu.

zal me dönen şefkatl babayı k m görmüştür?

Bu sadece zıtlığı göstermek ç nd : Su le Ateş g b ,

Herb r n n küres ,

Jakob (Yakub) ortaya çıkana ve herşey uyum ç nde olana kadar

böyle sıralanmıştı,

ataların üçlemes , üsttek ve alttak n n s metr s .”

Yakubun seyahatı

“Yakub Be’er Shevadan çıktı ve Haran’a doğru yola koyuldu.”

[Yaratılış-Genes s 28:10]
Mühürlü sırrın ç ndek saklı l şk lerden,

Zohar b r ayna g b parladı

B rb r ne karışmış ve harmanlanmış k renk.

Bütün renklerden, önce b rb rler yle kaynaşmış k renk bel rd :

Pembe, bütün renkler n spektrumu, parlıyor, kayboluyordu.

Renkler n ışınları görülmey beklem yordu;

Onlar zohar’ın ç nde er y p b rleş yorlardı.

K m oturursa zohar’da oturur.

K m saklı ve tümüyle b l nm yorsa ona b r ad sağlar.

O Yakup’un Ses d ye adlandırılır.

Buradan uzaktak tümüyle b l nmeyen ve saklı olanın nancı


tamamlanır.

Burada YHVH oturur,

İşte, üsttek ve alttak bütün yönler n mükemmell ğ .

Burada Yakup bulunur,

Bütün yönler n bağlantısı, ataların mükemmell ğ .


Bu seç lm ş adıyla zohar d ye adlandırılır:

“Seçt ğ m Yakup’tur”

[İşaya 41:9]

o k adla adlandırılır: Yakup ve İsra l.

Önce Yakup; sonra İsra l.

Bu g z n g z d r:

Yazılı Tevrat’ın açıklaması

önce Düşüncen n Sonuna ulaştı,

sözlü Tevrat, Be’er (Şer at) d ye adlandırılır,

şöyle söylenm şt r:

“Musa Tevrat’ın şer atını açıklamaya başladı”

[Deuterenomy-Tesn ye 1:5]

O (D ş ) be’er’d r,

Sheva (Rabb n ev ), Yed olarak adlandırılanın

b r kaynağı ve b r açıklamasıdır.

Şöyle yazılmıştır:

“O sheva’yı tuttu, yed yılda nşa ett .”

[I.Krallar 6:38]
Sheva kudretl sesd r,

Be’er Sheva, Düşüncen n Sonu’dur.

Yakup nanca bu geç tten g rm şt .

Dened kten sonra da bu nanca bağlı kalmıştı

Babası da aynı yerde denem ş,

barışa ve barışın meydana çıkışına g rm şt .

Adem de g rm şt ama o d kkatl olamamıştı.

Ilk yılan,

Onu b r fah şe le ayartıp günaha sokmuştu.

Nuh da g rm şt ama o da d kkatl olamamıştı.

O da aynı şek lde ayartılıp günaha g rm şt .


Şöyle yazılmıştır:

“O şarap ç p, şaraptan sarhoş oldu

ve çadırının ç nde çıplak uzandı.”

[Genes s-Tekv n 9:21]

İbrah m g rd ve ortaya çıktı,

Şöyle yazılmıştır:

“İbrah m Mısır’a nd ...

Ve İbrah m Mısır’dan çıktı”

[Genes s-Tekv n 12:10, 13:1]

İshak g rd ve ortaya çıktı,

Şöyle yazılmıştır:

“İshak, Gerar’dak F l st n kralı Ab melek’e g tt ...

Oradan Be’er Sheva’ya çıktı”

[Genes s-Tekv n 26:1,23]

Yakup, nanca g rd ğ nde,

D ğer tarafa devam etmel ve araştırmalıydı.


Oradan kurtarılan, sev len,

Kutsanmış Kutsal B r tarafından seç len b r olup olmadığını.

Ne yazılmıştır?

“Yakup, Be’er Sheva’dan ayrıldı“

nancın anlaşılmazlığının sırrı,

“Ve haran’a doğru yola çıktı”

Z na yapan, fah şel k yapan kadının yönünden.

İshak, kavrulan öğle vakt ,

Şarap çm ş b r halde,

Kadın ve erkekler b rl kte b r araya toplandılar,

kırmızı yüksel rken,

b rçok yön ve yol gen şl yordu.

Erkek Sama’el olarak adlandırılır,

Kadınını herzaman ç nde kapsar.

Tam da kutsallık tarafındayken,

Bu yüzden o d ğer tarafta kalır:

Erkek ve kadın b rb rler ne sarılırlar.

Sama’el’ n d ş s , Yılan adıyla çağrılır,


Fah şen n kadını

Bütün Etler n Sonu, Günler n Sonu.

İk günah ruhu b rb r yle b rleş r:

Erkeğ n ruhu saydamdır,

d ş n n ruhu se b r çok yola ve yöne dağılmıştır

ama erkeğ n ruhuyla b rleş r.

O (kadın), adamları ayartmak ç n, br sürü mücevherle


süslenerek,

Iğrenç b r fah şe g b b r köşede durur.

Hang ahmak ona yaklaşırsa,

Ona şarap doldurup onu öper,

Çöpten şarap, engerek yılanından zeh r.

Içen hemen yolunu şaşırır

O adam artık hak kat yolundan ayrılmaya hazırdır,

Kadın, üzer nde sallanan bütün süsler n çıkartır,

Onun süsler adamı aldatmak ç nd r:

Onun saçları gül g b kırmızıdır,

Onun yüzü, beyaz ve kırmızıdır,


Altı değers z süs kulaklarında sallanmaktadır,

Yatağını b r Mısır yapımı örtü örtmekted r,

Boynunda doğu mücevherler vardır,

Güzel ağzı haf fce açılmıştır,

Ne kadar hoş b r tuzak!

D l kılıç g b s vr uçlu,

Sözler yağ g b kaygan,

Dudakları güzel, kırmızı b r gül g b ,

Dünyanın bütün tatlılığı le tatlı.

Mor g y nm ş,

Süsler , kırk süsten b r eks k.

Ahmaklar onu zlerler, şarap kupasından çerler,

Onunla z na eder sonra ayrılırlar.

O kadın ne yapar?

Yatağında uyuyan adamdan ayrılır.

Çıkar adamı hbar eder z n alır ve bastırırlar.

Ahmak uyanır ve önceden olduğu g b onunla oynamayı planlar.

Ama kadın süsler n çıkarmış,


Zırh veya parlayan ateş g y nm şt r,

Ve güçlü b r savaşçıya dönüşüp adamın üzer ne g der

Kurbanın beden ve ruhu korkudan dehşetle t trer

Gözler korkuyla dolar:

el ndek kesk n kılıçtan acı damlalarıyla

O ahmağı öldürür ve cehenneme atar.

Yakup o kadından gelmekted r,

Onun ev ne g tm şt r,

Bu yüzden şöyle denm şt r:

“Ve Haran’a doğru yola çıktı.”

O kadının ev nde bütün tuzakları görmüştür

Ve ondan kurtulmuştur

Onun eş Sama’el, nc nm şt

Ve savaşmak ç n üzer ne çullandı

Ama üstes nden gelemed ,

şöyle yazılmıştır:

“Ve b r adam onunla boğuştu...”

[Genes s-Tekv n 32:25]


Ş md o korundu ve mükemmelleşt ,

Mükemmel küreye yükseld ve İsra l d ye çağrıldı.

Yüksek b r makam ve tam b r mükemmell k kazandı!

O orta sütuna yakıştı, k şöyle yazılmıştır:

“Enl tahtaların ortasındak orta d rek baştan sona geçecekt r”

[Exodus-Çıkış 26:28]

Yusuf’un rüyası

Yusuf b r düş gördü ve onu kardeşler ne anlattı

ve ondan, daha çok nefret ett ler.

[Genes s-Tekv n 37:5]

Rabb H ya açtı ve ded k

“‘O ded k “sözler m d nley n:

Eğer orada aranızda b r peygamber varsa,

Ben YHVH, kend m ona v zyonda b ld receğ m,

Onunla düşünde konuşacağım”’

[Sayılar 12:6]

Gel ve gör Kutsanmış Kutsal B r’ n kurdugu aşamaların ç nde kaç

Aşama var,
D ğerler n n tepes ne b r tane yerleşt r lm şt r, adım adım,

B r d ğer nden daha yüksekt r,

bunlar onları ç ne çekm şt r, d ğerler n n yaptığı g b ,

bunlar sağdadır, onlar solda,

herb r n n kend ne a t b r yer vardır,

o da heps g b olacaktır.

Gel ve gör:

Dünyanın bütün peygamberler tek b r açıdan eğ t ld ler

Iy b l nen k düzey boyunca.

Bu düzeyler, parlamayan aynada bel r rler,

bu yüzden yazılmıştır k :

‚Ben kend m ona v zyonda b ld receğ m, ma’rah.’

Bu ma’rah ned r?

O açıklandı: bütün renkler n bel rd ğ b r aynadır,

öyle b r aynadır k parlamaz.


Bu saptanmış olan altmışıncı kehanett r.

Altıncı aşama olan Kehanet aşamasından gelmekted r

Bu Gabr el’ n (Cebra l) dereces d r ve düşte b ld r l r.

Bu ş md den söylenm şt r.

Gel ve gör:

Her özel düş bu düzeyden gel r;

Bu yüzden s z, b z m saptadığımız g b ,

sahte mgeler n karışmadıgı b r düş göremezs n z,

Bundan dolayı düşte, gerçek bölümler de vardır, sahte bölümler


de vardır.

Har k yanı da yansıtmayan düş göremezs n z

bundan dolayı herşey düşde kapsanır, ded ğ m z g b ,

dünyanın bütün düşler ağızla söylenen yorumu zler.

Onlar bunun temel n ayette saptadılar:


‘O ben m ç n nasıl yorumladıysa, öyle oldu’

[Genes s-Tekv n 41:13].

N ç n?

Çünkü düş, hayal ve gerçeğ çer r,

Ve sözlü kurallar herşey n üstünded r.

Bu yüzden rüyanın y yoruma gereks nmes vardır.”

Rabb Judah ded k

“çünkü her düş aşağı düzeydend r,

ve konuşan buyruklar bu düzeyded r;

bunun ç n her düş yorumu zler.”

O açtı ve ded k

“‘düşde, gece v zyonda,

nsanlar haf f uykuya geçerken,

onlar yataklarında uyurken,

O nsanın kulaklarına seslen r,

onları ş ddetl b r şek lde uyarır’

[Job-Eyub 33:15-16]

B r k ş yatağa yattığında
Önce Cennet n Krallığını kabul etmel ve onu tahta çıkarmalı,

ondan sonra şükran duasını okumalı,

Yoldaşların saptadıkları g b .

Ruhu, kend yatağında uyumak ç n,

ondan ayrılır ve yukarı uçar.

Herb r kend yolundadır.

Söylend ğ g b o da bu yolda yukarı çıkar

Ne yazılmıştır?

‘düşte gecen n v zyonunda,’

k ş yatağında uzanmış uyurken,

ruh onu bırakır,

yazıldığı g b :

‘onlar yataklarında uyurken, O nsanın kulaklarını açar.’

O zaman, düşler n üstündek yönet m düzey boyunca,

Kutsanmış Kutsal B r, ruhda açığa çıkar,

Dünyaya gelmek steyen şeyler

Veya z h n düşünces yle l şk ye geçmek steyen şeyler,

Bu nedenle düş gören uyarılara tepk verecekt r.


H çb rşey ortaya konmadığı ç n

K ş beden n büyüsü altındadır,

Söylend ğ g b .

B r melek ruha,

Ve ruh k ş ye, söyled kçe

O düş ondan uzaklaşır,

Düşün g zem ç nde düzeyler onların üstünde de düzeyler vardır,

heps b lgel ğ n g zem ç nded r.

Ş mde gel ve gör:

Düş b r düzeyd r,

v zyon b r düzeyd r

kehanet b r düzeyd r.

Bütün düzeyler düzeyler ç nded r,

B r d ğer n n üstünde.

‘Yusuf düş gördü ve onu kardeşler ne anlattı..

ve onlar gördügü düşden dolayı ondan daha çok nefret ett ler’

[Genes s-Başlangıç 37:5,8]

buradan öğren yoruz k


k ş düşünü sadece sevd ğ b r ne anlatmalı.

Aks halde d nleyen müdahale eder,

ve düşün değ şmes ne neden olur.

Gel ve gör:

Yusuf düşünü kardeşler ne anlattı,

ve onlar düşü gözardı ett ler;

y rm k yıl geç kaldılar.”

Rabb Yose söyled , “b z bunu nasıl b l yoruz?

Çünkü “onlar ondan daha çok nefret ett ler’ yazılmıştır.

Bu, onların ona karşı suçlamaları kışkırttıklarını îma eder

Ne yazılmıştır?

‘O onlara ded , “lütfen gördüğüm bu düşü d nley n’”

[Genes s-Başlangıç 37:6]

O onlara d nlemeler ç n yalvardı;

Sonra da onlara düşünü açıkladı.

Eğer onlar anlamını değ şt rmeseyd ler,

Olaylar sözlere uygun olarak gel şecekt ,

Ama onlar yanıt verd ler:


‘B z m üstümüze egemen m olacaksın?

B z m üstümüzde b z yönetecekm s n?

[Genes s-Başlangıç 37:8]

b rden b re düşün yorumunu açıklamışlardı

ve kend yazgılarını onaylamışlardı!

Bu yüzden ‘onlar, ondan daha çok nefret etm şlerd .’”

Baştan çıkarma

“Ve bunlardan sonra

Efend s n n karısı Yusuf’a b r göz attı

Ve “Ben mle yat!” ded

Ve redded ld ...

Buna karşın, Yusuf’a hergün ısrar ett , o (Yusuf) ona boyun


eğmed ,

Onunla ne yattı ne de b rl kte oldu.

[Genes s-Tekv n 39:7-8,10]

“Buna karşın kadın ona hergün ısrar ett ”


Rabb El’azar açtı ve ded

“‘Sen günahkâr kadından,

yabancının baştan çıkarıcı d l nden korumak ç n.’

[Süleymanın Meseller -Proverbs 6:24]

Doğrulukta mutlu ol.

Kutsanmış Kutsal B r’ n yolunu k m b l r,

O yolları nasıl zleyeceğ n k m öğreneb l r?

Ancak gece gündüz Tevrat ç n çabalayanlar!

Gece gündüz Tevrat çalışan herkes,

yüksek dünyada ve aşağı dünyada olmak üzere k dünyada


oturanlar.

Eğer benc l b r güdüyle Tevrat çalışırlarsa

O(nlar) bu dünyayı elde ederler

Ama eğer onun ç ndek Ad ç n Tevratla uğraşır(lar)sa

(O zaman) Ötek dünyayı da elde eder(ler)


Gel ve ne yazıldığını gör:

‘O (Tevrat) sağ el yle uzun yaşam sunar,

sol el yle zeng nl k ve onur’

[Süleymanın meseller -Proverbs 3:16]

k m Tevrat’ın sağ yanında yürürse,

geld ğ dünyada yaşamı uzatılır.

O dünyada Tevrat’ın taç’ı ç n,

Orada Tevratın görkem n ,

Üstün gücün değerl taç’ını elde eder.

‘sol el yle zeng nl k ve onur’

Tevrat’ın ç ndek Ad ç n çalışmamasına karşın

Y ne de bu dünyanın zeng nl k ve onuru’unu kazanab l r.

Ş md , Rabb H ya Bab lonyadan İsra l toprağına geld ğ nde,


Tevrattan ayetler okuduktan sonra

Ve herkes n ondan önce ayakta Tevrat çalıştığını görünce

onun yüzü güneş g b parladı,

Dem şt k ;

“Tevrat le ç ndek Ad ç n uğraşıyorsunuz;

öyle yapmayın.’

Her zaman olduğu g b , önce bu dünyaya geld ğ ç n dua ett ,

Ve d ğer dünyayı keşfetmek ve ölümsüz yaşamı elde etmek ç n

sonra da Tevrat’ın ç ndek Ad uğruna nasıl çalışılacağı ç n dua


ett .

B r gün, Tevrat üzer nde çalışırken zorlanan b r öğrenc gördü,

Onun yüzü solmuştu.

‘Bu günahkar b r düşünce hayal ed yor’ ded .

Öğrenc n n yüzünü tuttu ve gözler ne baktı


Ve o sak nleşene kadar, Tevrattan sözcükler mırıldandı.

O günden sonra ögrenc günah hayaller n aklından kovdu

Ve Tevrat’ın ç ndek Ad’ı çalışmaya gayret ett .

Rabb Yose ded ;

“b r k ş , ona saldıran günah hayaller n görürse,

o zaman kend n Tevratla meşgul etmel d r,

o zaman o günah hayaller hemen ortadan yok olurlar.”

Rabb El’azar ded ;

“Günah nsanoğlunu ayartmak ç n yaklaştığında,

o nsanoğlu Tevrat’a doğru yaklaşmalı

ve günahı terketmel .

Gel ve ne öğrend ğ m z gör:

O günah, Kutsanmış Kutsal B r le yüzyüze geld ğ nde,

yaptıkları ç n günah dünyasını suçlar.


Kutsanmış Kutsal B r, dünya ç n şefkat duyar,

Insanoğluna günahtan kend n koruması ve

Onun gücünü yok etmes ç n,

Ona Gereken araçları ver r.

Çünkü yazılmıştır k ;

‘m zvah

[46]

b r lambadır; Tevrat ışıktır;

şer at kuralları, yaşamın rehber d r’

[Süleymanın meseller -Proverbs 6:23]

sonrak ayette ne yazılmıştır?

‘sen günahkâr kadından,

tatlı d ll yabancıdan koruyan.’

tem z olmayan d ğer taraftır,

onlar, nsanın mayasındak günahın baskıcı suçlamasıyla

sürekl olarak Kutsanmış Kutsal B r’ n karşısına çıkarlar


onlar,

Yoldan çıkan, yanlışa g den aşağıdak lerd r ve

sürekl olarak nsanoğluyla uğraşırlar.

Insanın ç nde, günahlarını ve yoldan çıkan davranışlarını


kaydeden

Ve çler nde onları her zaman yukarı çıkarmaya hazır olan

kurtarıcı B r güç vardır.

Eyup bu nedenle olgunlaştı.

O güç aynı zamanda,

Insanın altındak , onları kandıran, ve onların günahlarını hatırlatan

Herşey n üstünde bel r r.

Özell kle, Kutsanmış Kutsal B r, yargılamak ç n onların üzer nde


yer n aldığında,

Onları suçlamak ve günahlarını saymak ç n yüksel r.

Ancak, Kutsanmış Kutsal B r, İsra l ç n merhamet duyar

Ve onlara, kend ler n günahtan korumaları ç n gereken araçları


ver r.
Ned r bunlar?

Rosh ha – Shanah

[47]

üstünde b r shofar

[48]

Ve günah keç s

[49]

üstünde Yom K ppur’u

[50]

verd ,

Bu yüzden o (günah) onları terkett

Ve kend s o’nun (Tevrat’ın) b r parçasıyla doldu.

Böylece o varoldu.

Gel ve ne yazıldığını gör:

‘Onun ayakları ölüme ner,

Onun adımları altdünyaya ulaşır’


[S.Meseller -Proverbs 5:5]

ama nancın g zem nde şöyle yazılmıştır:

‘Onun yolları zevk veren yollardır,

Onun bütün yolları huzurdur’

[S.Meseller 3:17]

Bunlar Tevrat’ın yollarıdır,

Heps b r’d r, huzur ve ölüm,

b r d ğer n n ters tarafıdır.

Mutlu olan, Isra l kısmıdır!

Bunlar, kusursuz b r b ç mde Kutsanmış Kutsal B r’e bağlıdırlar.

O, nsanları kutsadığı andan ber ,

onlara, dünyadak bütün (yanlış) eğ l mlerden

nasıl korunacaklarına l şk n yol göster r.

Onlar bu dünyaya geld kler ç n ve bu dünyada oldukları ç n mutlu


olurlar!
Gel ve gör:

Bu günah, dünyaya düştüğünde ve dünya boyunca dolaştığında

Ve nsanın nasıl hareket ett ğ n ,

Onların, dünyadak yollarından nasıl saptıkarını gördüğünde

O, çıkar ve onları suçlar.

Eğer Kutsanmış Kutsal B r,

onların eller yle çalışmaları karşılıgında

(onlara) b r acıma duymasa,

h ç k mse hayatta kalamaz!

Ne yazılmıştır?

‘buna karşın o (kadın) günler boyu Yusuf’a ısrar ett ’

o (kadın) hergün nançsızlığını arttırdı

ve Kutsanmış Kutsal B r ç n ortaya öyle çok günah konusu koydu


k

bu yüzden nsanoğlunu yok ett .


Ne yazılmıştır?

‘O(erkek) o(kadın)a boyun eğmed , onun yanında uzandı’

O(erkek) o(kadının) stekler ne boyun eğmed .

Çünkü o(erkek) dünya ç n acıma duydu.

‘o(kadının) yanına uzanmak’

N ç n o(kadın) o(erkeğ n)’nun yanına uzanmasını sted ?

İsted ğ olsaydı o(kadın) dünyayı kontrol altına alab l r ve dünyaya


hükmedeb l rd .

O(kadına) güç ver lene kadar, onun kontrolu üstün gelemezd .

‘onunla uzanmak’ hakkında başka b r şey de

şöyle söylenm şt r:

‘ve o zaman k rl kadınla adam’

[Lev l ler-Lev t cus 15:33]


‘O(kadın)’nunla olmak’

Ona (kadına) saygınlık, kutsama ve yardım vermek.

Eğer o (kadın) yukardan b r yardıma sah p olsaydı,

Tek b r k ş b le sağ kalamazdı.

Ama Kutsanmış Kutsal B r dünya ç n acıma duydu;

Bu yüzden de dünya yok olmamıştır.

Rabb Abba ded

“bütün yollar b rd r,

ama Günah Düzenleyen, nsanoğlunu ayartmaya

ve yoldan çıkartmaya, gel r

(bu yüzden)onlar her gün (Tevrata) bağlı olmalıdırlar.


Zaman zaman o, b r n hak kat yolundan saptırmak,

Hayatın yolundan çıkarmak ve yolunu cehenneme çev rmek ç n

Zor kullanır.

(Bu durumda)

Doğru yolda olan k ş ne yapmalıdır?

O kend yolunu zlemel d r

Böylece Günah Düzenleyen onu saptıramaz,

Şöyle yazılmıştır:

“O(kadın) Yusuf’a sürekl ısrar ett ğ halde,

hergün ne kadar tekl fte bulunduysa da.

Yusuf o’na boyun eğmed ,’

Cehennemde ‘o(kadın)ın yanında olması ç n’,

orada ayıplanan olması ç n, ‘O(kadın)la olması’ ç n

o Günah Düzenleyen, ruhunu k rletmek ç n, adamı hergün


ayartmaya çalıştı,

Gel ve gör:
B r k ş o tarafa katılırsa

G derek daha çok, kadına doğru çek l r;

Bu dünyada da ötek dünyada da,

Kend n onunla k rlet r.

Gel ve bu k rl tarafı gör:

O ç rk nd r, o b r p sl kt r.

‘“Defol!” ona böyle sesleneceks n’

[İşaya 30:22],

Murdar!

B r Tevrattan dönerse, o p sl kde cezalandırılır!

Dünyanın günahkârları, Kutsanmış Kutsal B r’e nanmadıkları ç n

Onlar p sl kde cezalandırılırlar.

Ne yazıldı?

‘Böyle b rgün, o (Yusuf) ş n yapmak ç n ev ne geld .


İçerde ev halkından k mse yoktu’

[Genes s-Tekv n 39:11]

‘Böyle b r gün’

Günah Düzenley c s n n dünyada rahatça dolaştığı o gün,

Yanlıştak nsanlara yol göstermek ç n geld .

O gün ne zamandır?

Aynı gün b r k ş günahlarını anladı

Ve (p şmanlıkla) kend çevres nde dönmeye başladı,

Veya o zaman Tevrat çalışmaya veya onun em rler n çözmeye


başladı.

Işte o anda o(erkek) yoldan çıkmış nsana yol göstermek ç n ner.

‘O(erkek) ş n yapmak ç n eve geld ,’

Tevrat çalışmak ve O(Tevrat)nun em rler n çözmek ç n,

Bu yüzden, B r k ş n n bu dünyada yapacağı ş’d r.

Ş md b r k ş n n bu dünyada yapacağı gerçek ş,

Kutsanmış Kutsal B r’ n ş d r,
O tam b r aslan g b güçlü olmalıdır

Bu yüzden öte yandak ondan daha güçlü olmayacak

Veya onu ayartamayacaktır.

Ne yazıldı?

‘orada k mse yoktu,’

ayağa kalkıp, Günah Düzenley c s yle

savaşacak k mse yoktu.

Günah Düzenley c nasıl çalışır?

Önce önünde kend s yle savaşacak k mse olmadığını görür,

Hemen o(kadın), o(erkek) n ceket nden tutar ve “Ben mle yat!”


der.’

[Genes s-Tekv n 39:12]

O(kadın) O(erkek) n ceket nden tutar

Çünkü Günah Düzenley c , k ş n n denet m n ele geç rd ğ nde


O(kadın)na güzel elb seler g yd r r.

Ve saçlarını bukle yapar

Ve ‘yat ben mle! Katıl bana!’ der.

Oysa Kend s saf çel kten olan b r (g b ) savaştı.

Ne yazılmıştı?

‘fakat o ceket n onun eller ne bıraktı ve odanın dışına kaçtı.’

Onu terketmel yd , ona karşı kend n sertleşt rmel yd ,

kend n güvene almak ç n ondan kaçmalıydı.

O zaman (Günah Düzenley c ) onun kontrolunu alamadı.”

Rabb İshak ded

“Doğru yolda olanlar, Günah Düzenley c y ,

dev b r dağ şekl nde görmey sterler.

Sonra da şaşırıp, şöyle derler:

‘O dev dağı nasıl da dev rd k?’

kötü ruhlu olanlar se

saç tel nden daha nce görmek sterler,


sonra da şaşırıp şöyle derler:

‘o kadar nce saçların geç r lmes n nasıl beceremed k?’

Bunlar da, onlar da ağlayacaklar.

Kutsanmış Kutsal B r, Günah Düzenley c y yeryüzünden süpürüp


atacak

Ve onun gücünün daha çok artmasına fırsat vermeden

önce gözler n mahvedecek.

Bunu görünce, doğru yolda olanlar sev nçten uçacak,

şöyle d yecekler:

‘Mutlaka doğrular Sen n Adına dua edecekler;

Sen n Huzurunda d md k duracaklar’”

[Mezmurlar/Zebur-Psalms 140:14}

O Günler, Yakub’un elb ses

İsra l’ n günler nde, ölümün kenarına sürüklen yorlardı

O oğlu Yusuf’u yanına çağırdı ve ona ded ,

“Eğer benden râzı kaldıysan, lütfen el n uyluğumun altına koy;

bana karşı kalb ndek sevg yle davranarak: lütfen ben Mısır’da
gömme.

Ben babalarımın yanında yatmak ster m;


Bu yüzden ben Mısır‘dan gönder ve ben onların yattığı yere göm.

[Genes s-Yaratılış 47:29-30]

Rabb Yudah açtı ve ded

“‘D nley n, s z sağırlar!

S z körler, bakın ve görün!’

[İşaya 42:18]

‘D nley n, s z sağırlar!’

Tevrat’ın konuşmasını duymayan,

Üstâdınızın em rler ç n kulaklarını açmayan s z nsanlar.

‘S z körler!’

kend kökler n gözden geç rmeyen,

nasıl d r olduklarını b lmek ç n araştırmayanlar!

Her b r gün b r haberc gel r ve lân eder

Ama h çk mse onun mesajını duymaz!


Şu öğren lm şt k ;:

İnsanoğlu yaratıldığında,

Dünyaya geld ğ zaman,

Eşzamanlı olarak, onun bütün yaşamı da yukarıda düzenlenm şt .

Insanoğlunu gün gün uyarmak ç n,

Onlar, (Üstadlar) b rer b rer aşağı dünyaya uçarlar.

Eğer, b r s o günk günahlarından önce

kend üstâdının uyarısına uyarsa,

o gün utancından sıyrılır,

(sadece) tanıklık eder ve dış tarafta yalnız kalır.

Şu öğren lm şt k ;:

Yalnız kaldıktan sonra

O nsan, oturur ve günü yen den canlandırmak ç n,

üstâdının dönmes n bekler,

eğer başarılı olab l rse, o gün oraya ger döner;

başaramazsa, o gün, yasadışı ruhlara katılmak üzere aşağı düşer.

Onun ç ndek kend b ç m , tam olarak o nsanın görüntüsüdür

Ve ç nde hareket ederek ona şkence eder.


Eğer b r s kend s n arındırırsa

Bazan o y l k ç n kalab l r

Eğer öyle değ lse, korkunç z yaretlerle karşılaşab l r.

Her k şek lde de, böyle günler, bütünlüğü olmayan, kayıp


günlerd r.

K m k Kutsal Kral’ın huzurundak günler azalmıştır,

K m yukarısı ç n günler n ayıramazsa—

Yazık ona,

K m dünyanın günler n süsleyeb l rse,

O, Kutsal Kral’ın huzurunda olmayı başlatab l r.

Gel ve gör:

O günlerde, Kutsal Kral’a yaklaşan,

arınmış b r şek lde dünyayı bırakan,

yüksel r ve o günlere g rer

ve ruh g ys s ışımalarla dolar!

Ama bu sadece erdeml günler ç nd r,


yanlışta olduğu günler ç n değ l.

Yukarıda günler azalana ne yazık!

O günler ç n g y nm ş olan

O günler, y t r lmekten mahvolmuştur,

ve g yd kler l me l me olmuştur

orada böyle günler çoksa daha da kötü olur;

Sonra o dünyada g yecek h çb rşey de kalmaz!

Yazık ona, yazık onun ruhuna!

O günler ç n o, cehennemde cezalandırılır,

günler üstüne günler,

boşa harcanmış her gün ç n k gün olmak üzere!

bu dünyayı bıraktığı ç n, g y nmek ç n gün bulamaz,

örtünmek ç n b le h çb r g ys s olmaz.

Ne mutlu doğru yolda olanlara!

onların bütün günler Kutsal Kral’ın yanında korunmaktadır.

onlar, ışımayla dokunmuş g ys lerle dünyaya gelm şlerd r.


B z M şna’mızın g zler n öğrend k:

N ç n yazıldığını:

‘Ve onlar kend ler n n çıplak olduklarını anladılar’

[Başlangıç-Tekv n 3:7]

Adem ve Havva çıplak gerçeğ b ld ler:

ışıkla dokunmuş g ys ler günden güne yok oluyordu.

tamamen yok olmasına b r tek gün kalmıştı,

şöyle yazılmıştır:

‘gözler n ben gördüğünde, kollarım oluşmamıştı daha;

K tabında bunlar yazılıdır.

‘O b ç mlenme günler nde -

daha h çb r (organlar) yoktu’

[Mezmurlar/Zebur-Psalms 139:16].

Aynen!

O b ç mlenme günler nde h çb r yıpranmamıştı daha.

Ve bu yüzden öylece kaldı


tâ k Adem’ n yolunu düzeltmek ç n Tanrı’ya ger dönme çabasına
kadar.

Kutsanmış Kutsal b r onu kabul ett

Ve ona farklı b r g ys yaptı ama lk g b değ l,

Şöyle yazılmıştır:

‘YHVH Eloh m, Adem ve karısı ç n der den g ys ler yaptı

ve onları g yd rd ’

[Genes s-Başlangıç-Tekv n 3:21]

Gel ve gör:

Abram, saf’dı, ona ne yazılmıştı?

‘O yaşlılık günler ne g rm şt ’

[Genes s-Başlangıç-Tekv n 24:1]

bu dünyadan ayrıldığında,

kend çok özel günler ne g rm ş ve g y nm şt .

ama o ışıltılı g ys y özlüyordu:

‘O günlere g rm şt .’
Ama Eyub ç n ne yazılmıştı?

‘O ded , “Anamın rahm nden çıplak geld m

ve oraya çıplak döneceğ m”

[Eyub-Job 1:21]

Ona g ymes ç n h ç g ys bırakmadı.

Onların geld kler dünyadak g b

saf günler devam ett ğ ç n

doğru yolda mutlu olmayı öğrend ler.

Bu dünyayı bıraktıklarında,

bütün günler b rl kte d k ld ,

g y nmeler ç n ışıltılı g ys ler yapıldı.

O g ys ler g yd ler,

ancak o zaman geld kler dünyada

zevk aldılar ve mutlu oldular.


Onları g yd kler zaman,

yaşama ger dönme arzuları gerçekleş r.

G ys lere sah p olduklarında,

yaşama ger dönecekler.

Şöyle yazılmıştır:

‘Onlar, g ys ler g b yükselecekler’

[Eyub-Job 38:14]

Vah! dünyanın kötü ruhlularına,

k günler hatalar ve kötülüklerle doludur!

dünyayı terkett kler zaman onların barınacakları yer yoktur.

Bütün doğru yolda olanlara öğret lm şt r:

o günler n ışıltılı g ys s n g yenler ayrıcalıklıdır

onlar, Atalarının emekler le taçlanmışlardır,

Cennet bahçes nden fışkırarak akanlarla da.


Şöyle yazılmıştır:

‘YHVH sana her zaman yol gösterecek

parlayan ışıklarla ruhunu hoşnut edecek’

[İşaya 58:11]

fakat dünyanın kötü ruhluları,

o günler n g ys ler n g ymeye layık değ llerd r,

onlar ç n şöyle yazılmıştır:

‘İy l k geld ğ nde görmeyenler,

çöldek çalı g b olacaklar,

ıssız yerlerde kavrulacaklar’

[Yeremya 17:6]

Rabb İshak ded :

“Mutluluk Yakub’un yazgısıydı!

o böyle b r nanca sah pt k şöyle ded :

‘Ben babamla yatacağım.’

O, o dereceye er şm şt , daha aşağısına değ l!


d ğerler n geçm ş, ger de bırakmıştı, kend s de onların
günler ndek g b g y nm şt !”

Zohar çıkış bölümü

Musa’nın doğumu

Lev ev nden b r adam,

g tt ve b r Lev kızı le evlend .

Kadın hâm le kaldı ve b r erkek çocuk doğurdu;

onun ne kadar güzel olduğunu gördü ve onu üç ay sakladı.

[Çıkış-Exodus 2:1-2]

“B r adam” Gabr el’d r (Cebra l),

ded ğ g b :

“Düşümde gördüğüm adam Gabr el (Cebra l)...”

[Dan el 9:21]

“Lev Ev ” sol taraftan çıkan


İsra l Toplumudur.

“Lev kızı le evlend ”, kutsal ruh’a şaret eder,

öğrend ğ m ze göre:

Doğruyoldak kahramanın beden bu dünyaya doğduğunda

Kutsanmış Kutsal B r, Cennetten kutsal ruh taşıyan

Gabr el’ çağırdı

ve onu (kadın) beden ne yerleşt rd , dünyaya doğurdu.

Gabr el, kutsal ruh’un koruyucusu olarak b l n r...

“B r adam” Amram’dır.

[51]

“Lev kızıyla evlend ” Yocheved’e şaret eder.

[52]

Kızın ses , kutsal yansımadır,

nd ve onunla (kadınla) b r olacağını,


zamanı geld ğ nde ve olgunlaştığında

İsra l ç n b r erkek çocuk doğuracağını, söyled .

Kutsanmış Kutsal B r Amram’a yardımcı oldu,

öğrend ğ m ze göre:

Şek nah

[53]

onların yatağındaydı

ve onların arzusu O’na (kadına) katılmaktı.

Bu yüzden Şek nah onların meydana get rd ğ

erkek çocuğunu asla bırakmaz,

ne yazılmışsa onaylanmıştır:

“Kend n z kutsayın ve kutsal olacaksınız”

[Lev l ler-Lev t cus 11:44]

İnsanoğlu kend s n aşağıda kutsarsa

Kutsanmış Kutsal B r tarafından yukarda da kutsanır.

Onlar Şek nah’a katılmaya odaklanmışlardır;

Bu yüzden onlar ne kadar çok uğraşırlarsa,

Şek nah’a o kadar çok katılırlar.


Rabb İshak ded :

“Doğru yolda olanlar mutludur!

onların arzusu, sürekl olarak Kutsanmış Kutsal B r’le b rleşmeye


odaklanmıştır

herzaman O’na sadıktırlar,

bu yüzden O da onlara sadıktır, onları asla bırakmaz.

Vay kötülere!

onların arzuları ve bağlılıkları O’ndan uzak ve ayrı kalmaktır.

sadece kend ler n O’ndan uzaklaştırmakla kalmazlar;

D ğer Yana bağlı kalırlar!

Amram Kutsanmış Kutsal B r’e sadık kaldı

ve Musa onun önüne geld .

Musa!

Kutsanmış Kutsal B r, asla ondan ayrılmadı.


Şek nah da ma onunla oldu.

Onun payına düşen mutluluktur.

Kadın tasarladı ve b r erkek çocuk doğurdu;

onun ne kadar güzel olduğunu gördü...”

Bu adam ne yaptı: “o ne kadar güzeld ”?

Rabb H ya ded

“onun anlamı şudur, o sünnetl doğdu,

onun ç n g zl antlaşmada “güzel” d ye adlandırıldı

bu yüzden şöyle yazılmıştır:

“doğru yolda olan b r ne o güzeld r dey n z’

[İşaya 3:10]

Rabb Yose ded ;

“O (kadın) Şek nah’ın ışımalarının onun üstünde parladığını gördü,

onun ç n o doğduğunda ev n heryer ışıkla dolmuştu!


Ayet şöyled r: “O(kadın) onun ne kadar güzel olduğunu gördü!;

b r d ğer ayette: “Tanrı ışığın ne kadar y olduğunu gördü”

[Genes s 1:4]

“O(kadın) onu üç ay sakladı.”

“üç ay” bunun önem ned r?

Rabb Yuda ded :

“sırrı îma eder:

Musa’nın aydınlanması ‘üç ay’ dan önce anlaşılamadı.

şöyle yazılmıştır:

‘İsra l oğulları, Mısır d yarından çıkışlarından üç ay sonra

o gün, S na çölüne g rd ler’

[Exodus-Çıkış 19:1].

Tevrat sadece onun tarafından yayılmıştı;

Şek nah Onun (kadın) kend s nde açığa çıktı ve heps n n


gözünden önce

onun (erkek) üstünde d nlend ,


şöyle yazılmıştır:

‘Musa Eloh m’e g tt ve YHVH onu çağırdı’

[Exodus-Çıkış 19:3].”

Musa ve alevlenen çalı

Musa, M dyan kâh n olan kayınpeder Jetro’nun sürüler n


otlatıyordu.

sürüyü k msen n bulunmadığı çok uzaklara götürdü

ve Eloh m’ n dağı olan Horev dağına geld .

YHVH’ n meleğ b r çalıdan yükselen alev olarak ona göründü.

Ona d kkatle baktı: alev alev yanıyor

ama çalı tükenm yordu!

[Exodus-Çıkış 3:1-2]

“YHVH’ n meleğ , ateş n alev nde ona göründü.”

D ğer peygamberlerden farklı olarak, Musa’ya ateş n alev .

Neden?

Rabb Judah ded k ;


“Musa d ğer peygamberler g b değ ld .

B z öğrend k k :

Ateşe çok yaklaşan yanar.

Musa ateşe çok yaklaştı ama yanmadı,

bu yüzden şöyle yazılmıştır:

‘Musa yoğun dumana yaklaştı, Eloh m oradaydı’

[Exodus-Çıkış 20:18]

Bu yüzden burada

‘YHVH’ n meleğ yanan çalının alev nde ona göründü.”‘

Rabb Abba ded k

“Musanın doğasını, b lgel ğ n ışığında keşfetmel y z.

Neden şöyle yazılmıştır:

‘F ravunun kızı “onu sudan çıkardım” d yerek

Onun adını Musa koydu?’

[Exodus 2:10]

Sudan çıkarılan b r ateşten korkmaz.


Ve Rabb Judah adına öğret lm şt k :

‘Musa yerden kes lm şt , başka h ç k mse yerden kes lmem şt .”

Rabb Yohanan ded

“Musa, on küren n heps n d zm şt ,

şöyle yazılmıştır:

‘Ben m ev mde O (Musa) güven l r b r d r’

[Sayılar-Numbers 12:7]

Ev m n tam olarak b r üyes değ ld r

ama (ona) herşey emanet ed lm şt r!

bu Efend n n onayıyla,

nsanoğluna mutluluk ver lm şt r!”

Rav D m açıkca konuştu:

“Fakat şöyle yazılmıştı:

‘İsra lde asla Musa g b b r peygamber meydana çıkmadı’

[Deuterenomy - Tesn ye 34:10]

ve Lev oğlu Rabb Joshua bunu şu anlamda yorumladı:


İsra lde değ l ama, dünya ulusları arasında b r tane çıktı!

K md o? Balaam

[54]

“Gerçekten, haklısınız” ded Rabb Yohanan

ve sustu.

Yoha ’n n oğlu Rabb Sh m’on konuşmaya g rerek,

onlara bu konuyu sordu

“Kara reç ne mükemmel b r pelesenk’le

[55]

karışırmı?

Tanrı yasaklar!

Gerçekten, bu hakîk anlamıdır:

dünya ulusları arasında b r çıktı.

k md o? Balaam.

Musa’nın eylemler yüceyd ; Balaam’ınk ler se alçak.


Musa, yukarıda en üstün Kral’ın kutsal taç’ı le uğraşıyordu;

Balaam se aşağıda, kutsal olmayan, aşağı taçların kara büyüler


le.

Bu yüzden

‘İsra ll ler, Beor’un oğlu büyücü Balaam’ı da kılıçla öldürdüler”

[Yeşu 13:22]

En yükseklerdek b r n n g d p b r eşeğe akıl danışacağını


düşüneb l rm s n z!

Rabb Yose geld ve onun el n öptü;

ded k ,”

“Ah! Ş md burada yüce ve alçak, sağ ve sol,

merhamet ve yargı, İsra l ve putperestler , görünce,

Kalb m n ortadan kaybolmasını st yorum!

İsra l, yüce ve kutsal taçları kullanır;

putperestler se, aşağılık ve kutsal olmayanları.

İsra l sağdadır, putperestler solda.

yüksek peygamberler ve alçak peygamberler,


kutsal peygamberler ve kutsal olmayan peygamberler

arasında ne fark vardır!”

Rabb Yudah ded k

“Musa, yüksek ve kutsal peygamberler grubundandı,

Balaam se kutsal olmayan aşağıdak büyücüler grubundan.

her bağlamda Musa yukarıda ve Balaam aşağıdaydı.

bu yüzden bu k s n b rçok derece ayırır!”

Rabb Yohanan, Rabb İshak adına ded k

“Musa, Tanrının yasakladığı (Mısırlıların uyguladığı)

sert kölel k koşulları neden le İsra ll ler n

ortadan kalkacağından end şe ed yordu!

bu yüzden şöyle yazılmıştır:

‘O soydaşlarının yanına g tt ve onların sıkıntılarını gördü’

[Exodus-Çıkış 2:11]
Bu yüzden

‘YHVH’ n meleğ ona ateş n alev nde göründü...

O d kkatle baktı: çalı ateşte alev alev yanıyordu’.

bu İsra l’ n kölel ğ n göster yor,

fakat ‘çalı tükenm yordu!”‘

İsra l mutludur!

Kutsanmış Kutsal B r, onları d ğer uluslardan ayırmıştır

ve onları evlatlarım adıyla çağırmaktadır,

şöyle yazılmıştır:

“S z, Tanrınız YHVH’ n çocuklarısınız!”

[Deuteronomy-Tesn ye-İk leme 14:1]

Musa ve kayınpeder

Musa YHVH’ a döndü.

“Efend , bu halk’a neden kötü davrandın?

neden ben gönderd n?

Sen n adınla F ravunla konuştuğumdan sonra

bu nsanlara daha kötü davrandı;

Sen de buna göz yumdun!”...


Eloh m Musa le konuştı;

ona ded k , “Ben YHVH’ım!”

[Exodus-Çıkış 5:22-23, 6:2]

Rabb Yose ded k

“Musa!

Eğer ev n hâk m , Eloh m’ n kocası değ lse,

o söyled kler yüzünden cezalandırılır.

(ama) o öyle olduğu ç n cezalandırılmadı.

O, karısına yakınmalarını sert b r d lle söyleyen

b r adam g b davrandı.

O (adam) kontrolunu kaybetmeye başlamıştır

ama sözcükler uçuşmaya başlayınca, kral ortaya çıkar ve


sözcükler yukarı çeker.

O zaman O (kadın) sess zl ğe döner ve başka b r şey söylemez.

Kral ona, “B lm yormusun k ben Kral’ım?

bu sözcükler bana karşı mı söylüyorsun!”


Kahraman da, sank olab l r g b :

‘Musa YHVH’ya döndü.

“Efend , bu halka neden yanlış yaptın? ded ”

Aynı anda ‘Eloh m Musa le konuştu’

Kadın kontrolunu kaybetmeye başlamıştı.

Aynı anda kral sözü yukarı çekt :

‘Ona ded k , “Ben YHVH’ m!”

‘B lm yormusun k Ben Kral’ım?

Bana karşı bu kel meler konuştun!’

‘Ben Abram’a, İshak’a ve Yakub’a El Shadda (Kâd r mutlak Tanrı)


olarak göründüm’

[Exodus-Çıkış 6:3]

Bu ad neden yukardak lerden farklıdır?

Bu, henüz evlenmem ş kızı olan b r kral g b d r.


Onun aynı zamanda sevg l s de olan b r arkadaşı vardır.

Kral, (kızın) arkadaşı le konuşmak sterse

onunla konuşmak ç n kızını gönder r.

kral (kızının) arkadaşıyla kızı aracılığıyla konuşur.

kızının evleneceğ zaman geld ğ nde

kızının düğün günü kral,

‘ben m kızımı Matron ta Hanım

[56]

d ye çağırın!’ der

Ve ona,

‘Ş md ye kadar başkalarıyla sen n aracılığınla konuşuyordum,

Ş md den sonra, kocanla konuşacağım

ve başkalarına ver lmes gereken mesajları o letecek’

B r gün kralın huzurunda kocası o kadınla sert konuştu.

kadın cevap vermeden önce, kral sözü yukarı çekt ve

‘Ben Kral değ lm y m?


Ş md ye kadar h çk mse kızımın aracılığı olmadan ben mle
konuşmadı.

sana kızımı vereceğ m ve sen nle açıkça konuşacağım!

h ç k mseye böyle b r ayrıcalık tanımadım!” ded .

Buna benzer şek lde Tanrı Musaya:

“‘Abram’a, İshak’a ve Yakub’a El Shadda

[57]

boyunca göründüm,”

o kadın henüz evlenmeden ben m ev mdeyken.

Onlar, sen nle konuştuğum g b

ben mle yüz yüze konuşamadılar.

Ben m huzurumda, Ben m kızımla,

bu sözcüklerle konuşmaya nasıl cesaret eders n!

“Ben Abram’a, İshak’a ve Yakub’a El Shadda boyunca göründüm,

ama onlar, Ben m adımı YHVH olarak b lmed ler”‘.

Onlarla sen nle konuştuğum düzeyden konuşmadım’”


Renkler ve aydınlanma

B r gün Rabb Sh m’on oturuyordu.

Rabb El’azar, onun oğlu ve Rabb Abba onu d nl yorlardı.

Rabb El’azar ded k

“Bu ayette yazılan:

Ben Abram’a, İshak’a ve Yakub’a göründüm...

Neden göründü?

Bu sözcük konuşulmalı.”

O cevap verd

“El’azar, oğlum, bu yüksek sırdır!

Gel ve gör:

Bazı renkler görüleb l r;

bazı renkler se görülemezler.

Bunlar ve Onlar nancın yüksek sırlarıdır.

Fakat nsanoğlu b lemez, çünkü onlar yansımazlar.


Hang s açığa çıkarıldı? Evrensel pr zmada el shaddaı, renkler n
renkler

Bunlar, görüleb l rler.

Atalar gel p onlara y ce öğretene kadar

h ç k mse o renkler göreb lecek kadar yeter nce saflaşmamıştı.

açığa çıkan o renkler görünce

( şte) o zaman sözcük bel rd .

Hang ler açığa çıktı?

El Shadda renkler , evrensel pr zmadak renkler.

Bunlar görüleb l rler.


Ama yukarıdak renkler g zl d r ve görülemezler —

Musa’dan başka ve üstadlığa sah p olmayanlar tarafından


(görülemezler).

Bu yüzden ayet şöyle b ter:

‘Ama Ben onlara YHVH adımı b ld rmed m.’

Yüksek renkler onlara açıklamadım.

Atalarımızın, Bütün bu renkler n farkında olmadığını


düşüneb l rm s n z?

Bu durum onlara açıklandığından, (onlar) farkındaydılar.

Şöyle yazıldı:

‘Aydınlananlar, gökyüzünün Zohar’ı g b parlayacaklar,

ve doğru ş şleyenler

yıldızlar g b sonsuza dek parlayacaklar’

[Dan el 12:3]
‘Aydınlananlar parlayacaklar’

K md r aydınlananlar?

B lge odur k , sözcükler ağzında değ ld r,

(B lge) kend kend ne der n düşünceded r.

‘Gökyüzünün Zohar’ı g b parlayacak’

Hang gökyüzü?

Merkezde durmakta olan Musa’nın gökyüzü;

bu zohar onun ç n g zl değ ld r, açıklanmıştır.

gökyüzünün üstündek ler görüleb len renkler g b parlamazlar,

Onlar görüleb l rler ama g zl renkler n parladığı g b ,

kor g b parlamazlar.

Gel ve gör:

Dört ışık vardır.

Üçü g zlen r, b r açığa çıkar.


Parlak ışık.

Yanan ışık;

cennet n açık parlaklığı g b parlar.

Mor ışık, bütün renkler ç ne çeker.

Işık parlamaz

ama onu görürsün ve ona doğru çek l rs n.

Bu ışıklar, güneş n kr stal yüzü g b görülür.

İlk üçü saklıdır,

herb r açığa çıktığında görülür.

Sır olan: göz’dür.

Gel ve gör:

Üç renk, gözle görülür,

ama, onlar parlamayanların gölges nde kaldıkları ç n,

kor g b parlamazlar.

Bunlar Atalara göster ld ,

bu yüzden onlar, kor g b parlamayanlardan,


saklı olanı ve kor g b parlayanı b l rler.

Kor g b parlayan ve saklı olan

Musa’nın gökyüzünde açığa çıkarlar.

Bakılan bu renkler gözle görülürler.

Bu sır’dır: Gözünüzü kapatın ve göz küren z çev r n.

parlayan ve kor g b parlayan renkler ortaya çıkacaktır.

Onlar yüksek ve saklı oldukları ç n,

sadece göze saklı olanın görülmes ne z n ver lecekt r.

bakılan o renkler görüleb l r ama kor g b parlamazlar.

Ve bu nedenle okuruz;

‘Musa parlayan b r ayna kazandı,’

k bakıldığında parlamıyordu.

o parlamayan ayna, uykudak nsanlıktır.

Atalar, açıklanan renklerden,


bakıldığında parlamayan, saklı olanı gördüler.

Bu yüzden şöyle yazılmıştır:

‘Ben El Shadda aracılığıyla Abram’a, İshak’a ve Yakub’a


göründüm,’

renkler aracılığıyla görüleb l r.

‘Ama onlar Ben YHVH adımla b lmed ler.’

Bunlar yüksek renklerd r, g zl ve kor g b parlaktırlar.

Musa öyle saflaşmıştı k onları seyredeb ld !

Bu sır’dır: göz, kapalı ve açık.

Kapalı, o parlayan aynayı görür.

Açık, o parlamayan aynayı görür.

Bu yüzden, açık ve ortaya çıkmış,

o parlamayan aynada, ‘Ben göründüm’.

Bu görme olarak tanımlanır.

Ama g zlenm ş olan ayna parlamaktadır,

bu b l ş olarak açıklanır,
bu yüzden şöyle yazılmıştır:

‘Ben b l nmed m.”

Rabb El’azar ve Rabb Abba geld ler ve onun eller n öptüler.

Rabb Abba ağlayarak

“S z bu dünyadan ayrıldığınız zaman ne kadar acı olacak,

Dünya s zs z yet m kalacak!

o zaman b ze Tevrat sözcükler n k m açıklayacak?”

Ve Tanrı

YHVH Mısır kralı F ravunun kalb n katılaştırmıştı

ve İsra loğullarının peş ne düşmüştü.

İsra loğulları cesaretle yola çıktığında,

Mısırlılar onları zled ler ve F ravunun at arabaları,

atlıları ve savaşçıları, Ba’al Zefon dan önce, P ha yakınlarında,

den z kenarına ulaştıklarında yet şt ler.


F ravun yaklaştı.

İsra loğulları gözler n kaldırdılar

ve Mısırlılar üzerler ne gel yorlardı!

Çok korkmuşlardı;

İsra loğulları YHVH‘ya haykırdılar.

[Exodus-Çıkış 14:8-10]

“F ravun yaklaştı.”

Rabb Yose ded k

“İsra l Tanrıya dönüş noktasına get rm şt k ,

‘F ravun [onlara] yaklaştı!”

Şöyle yazılmıştır:

‘YHVH! tehl kedeyken onlar sen aradılar,

g zl ce söyled kler duayı dışa döktüler...’

[İşaya 26:16]

‘Tehl kedeyken Sen aradılar’

İsra l, rahatı yer ndeyken Kutsanmış Kutsal B r’ aramadı;


sadece tehl kedeyken aradı.

Ondan sonra onların heps Sen anımsadı ve aradı.

‘fısıldanan dua dışa düküldü’

Onlar bütün dualarını ett ler ve yalvardılar.

O’na dualarını, dışa döktüler.

[58]

Ne zaman?

‘Onları cezalandırdığın zaman.’

Kutsanmış Kutsal B r’ n el onları ş ddetle cezalandırdığında,

O, onların üzer nde şefkatle durdu.

Onların dua sesler O’nu hoşnut ett

bu yüzden İsa l’ n düşmanlarını hesaba çekt .

Kend halkına karşı lûtufla doldu,

kurulduğumuz zaman olduğu g b .

Kısa b r öykü: güverc n ve şah n.

[B r güverc n şah nden kaçıp b r kaya yarığına sığınmak sted .


Orada b r yılan yuvası vardı.

g rmey dened ama g remed , çünkü yılan oradaydı.

O ger döneb l rm ?

Dönemez, çünkü şah n saldırmaya hazırdı.

Ne yaptı o zaman?

Ağlamaya başladı ve kanatlarını çırptı

bu yüzden güverc nl ğ n sah b onu duydu ve gel p kurtardı.]

Bu yüzden, İsra l den z kenarına çek ld .

Den z n ş ddetl dalgalarını gördüler.

Korktular.

Gözler n kaldırdılar ve F ravunun ordusunu ve

taş atan mancınıklarını gördüler.

‘Onlar çok korktular.’

Ne yaptılar onlar?

‘İsra loğulları feryat ett ler.’

K m onları Babalarına yaklaştırmıştı?


F ravun!

Bunun ç n ne yazılmıştır:

‘F ravun [onlara] yaklaştı.’

Bu böyle söylenm şt r.”

[59]

(Manna) Kudret helvası ve H kmet

YHVH Musaya ded

“S z n ç n cennetten ekmek yağdıracağım!”...

Musa Harun’a ded

“Bütün İsra loğullarını toplantıya çağır:

‘YHVH’ya yaklaşın, O s z n yakınmalarınızı duydu.’”

Harun, İsra loğullarının tümüne konuştuğunda

onlar yüzler n çöl’e çev rd ler,

bu sırada, YHVH’ n görkem buluttan bel rd ...

O akşam, kampı gül ve bıldırcın kapladı.

Sabahley n, kampın çevres n ç ğ kaplamıştı.

Oraya ç ğ, gül düşmes

ve çöl’ün üstüne,
yeryüzünde nce, son derece nce b r tabaka kırağı.

İsra loğulları bunu görünce, ne olduğunu b lmed kler ç n

b rb rler ne, “Bu ned r?” ded ler.

Musa onlara ded

“Bu ekmekt r, YHVH onu s ze yemek ç n gönderd .”

[Exodus 16:4, 9-10, 13-15]

Gel ve gör:

Her gün, O sabırsızlara, Kutsal Kad m B r’den

ve kutsanmış Kutsal elma ağacı Bahçes nden,

damla damla ç ğ yağdı.

Kutsal melekler, aşağıya akan bazı damlalarla,

herb r n n beslenme b ç m ne göre

onları besled ,

bu yüzden şöyle yazıldı:

“İnsanlar, melekler n ekmeğ n yed ”

[Mezmurlar/Zebur-Psalms 78:25]
İsra l çölde yemek yed .

[60]

Rabb Ş mon ded

“Hatta ş md b le bazıları aynı şek lde beslen r!

K md r onlar?

Yoldaşlar..., onlar gece gündüz Tevrat çalışanlardır.

Onların çok fazla beslend ğ n düşüneb l rm s n z?

Hayır, bazı şeyler fazla g b d r;

(oysa) k b r’ dengeler.

Gel ve gör:

Kutsal şaret açılıp da İsra l Kutsal Krallığa g r p

ona katıldığında,

onlar lk seferk nden daha yüksekte

ve başka b r ekmek çeş d n yemek ç n yeter nce saflaşmışlardı.


İlk kez İsra l Mısırdan çıktığında,

ekmeğ Mazzah adıyla b l yorlardı.

Ş md onlar saflaşmışlardı;

yüksek küreden gelen yüksek ekmek y yorlardı,

bu yüzden şöyle yazıldı:

‘Ben s z n ç n cennetten ekmek yağdıracağım,’

tam olarak: cennetten!

İşte o zaman, İsra l o küre’n n tadını keşfetm şt .

Yoldaşlar, Tevrat çalışan, yüksek küreden beslen r.

Hang s d r o?

‘B lgel k, ona sah p olana yaşam ver r’

[Eccles astes- Va z 7:12],

çok yüksek b r küre.”

Rabb El’azar, ona ded


“Eğer öyleyse, neden onlar d ğer nsanlardan daha güçsüzdür?

D ğer nsanlar daha güçlü, daha kuvvetl d rler;

bu Yoldaşların da güçlü olmaları gerek rd .”

“Güzel soru!” ded

Gel ve gör:

İnsanların bütün gıdaları yukardan gel r.

Cennetten ve yeryüzünden gelen gıdalar bütün dünya ç nd r.

Bu gıdalar kaba veya nce olab l r.

Yargı küres nden gelen gıdalar,

en yukardan geld kler ç n nced rler.

İsra l’ n Mısır dışına çıktığında yed kler gıdalar bunlardır.

[61]

İsra l’ n çöldeyken buldukları bu gıdalar,

Cennet olarak adlandırılan yüksek küreden gelm şt ,

“Melek ekmeğ ” olarak adlandırılan saf gıdalardı,

bedenler nden bağımsız olarak,


heps n n ruhlarının der nl kler ne kadar sızmıştı.

Bedensel gıdalar değ l,

Ruhun ve can’ın gıdalarını da yed kler ç n

Tevrat çalışan Yoldaşların gıdalarının heps ,

en yüksek gıdalardır.

Yüksek küreden gelenler, çok değerl olmanın ötes nde,

Aynı zamanda: H kmett r.

Bunun ç n, Yoldaşların beden normal bedenden güçsüzdür

onlar, bedenler n n beslenmes ç n yemezler.

Onlar, ruhu ve can’ı besleyen,

uzakların ötes ndek bazı yerlerden gelen,

bütün herşeyden değerl olan gıdaları yerler.

Bu yüzden o gıdalar, güzel n güzel d r, herşey n en güzel d r.

Onların payı mutluluktur!


Bu yüzden şöyle yazılmıştır:

‘H kmet ona sah p olana yaşam ver r’

ruhun gıdasıyla kend n besleyeb len n beden mutludur!”

Rabb El’azar “Gerçekten doğru.

Ama ş md böyle y yecek nasıl bulunab l r?”

“Gerçekten güzel b r soru!

Gel ve gör:

Bu sözcüğün berraklığıdır...

Tevrat çalışan yoldaşların gıdaları bütün herşeyden değerl d r.

Bu gıda, yüksektek H kmetten yağar,

Neden bu küreden?

Çünkü, Tevrat yüksektek H kmetten türem şt r

ve onlar, Tevrat çalışarak onun kaynağına g rerler;

bu yüzden, onların gıdaları, yüksek ve kutsal küreden, onlara


yağar.” ded .
Rabb El’azar geld ve onun eller n öptü.

“Payıma düşenden mutluyum! bu sözcükler anladım!

Gece gündüz Tevrat le uğraşanların,

[62]

bu dünyanın ve bu dünyaya gelenler n hakkını verenler n,

Doğruyolda olanların payları mutluluktur!

Bu yüzden şöyle yazılmıştır:

‘Bu s z n hayatınız ve günler n z n eng nl ğ d r.’” ded .

Bütün İsra l, harfler gördü

Anokh

[63]

H kmet b len ç n bu g zler n g z d r:

Bu harfler lk geld ğ nde,

herb r saklı b r da re ç ne alınmıştı,

b r kıvılcım parladı oyulduı.

kenardan on küb t

[64]
kadar akarak uzatıldı

ve akan kuyruklu yıldızın ç nden yetm şb r yıldız dışarı atıldı.

parlamadan çıkan kıvılcımlar, yukarı ve aşağı doğru yayıldılar,

ondan sonra sükûnetle aşağı ve yukarı doğru ötelere, ötelere


yayıldılar.

D ğer taraftan da on küb t ölçüsünde dışarı aktılar,

ve öncek ler g b , renkl yıldızlar dışarı atıldı.

Ve her yan böyleyd .

Kıvılcım, hızla halka halka yayıldı.

Kıvılcımlar, çakarak parladılar ve yukarı yükseld ler.

D ğer bütün güçlerle, Cennet alevlend ;

herşey hep b rl kte çaktı ve parladı.

Sonra kıvılcım, Güney yönünden

b r yay ç zerek Doğuya doğru döndü

ve Doğudan Kuzeye ve öncek g b

b r da re ç zerek Güneye kadar döndü.


Sonra kıvılcım b r g rdap g b gözden kayboldu;

yıldızlar ve parlamalar donuklaştı.

Ş md , bunlar lk geld ğ nde, alev alev harfler olarak oyuldu

altın g b parlarken göz kamaştırıyorlardı.

Kuyumcunun altın ve gümüşü er terek arıtması g b :

O onları yanan ateşten aldığında,

heps parlak ve saftır;

bu yüzden, kıvılcımdan akarak lk uzaklaştığında

harfler de saf ve parlaktır.

Bundan dolayı şöyle yazıldı:

[65]

“YHVH’nın sözü saftır”

[Mezmurlar-Psalms 18:30]

gümüş ve altının saf olduğu g b .


Bu harfler lk geld kler nde heps safdı,

tam olarak,kıvılcımlı, parlak oyulmuşlardı.

Bütün İsra l, gökyüzünde heryöne doğru uçan

harfler gördü,

onlar, taş tabletlere kazındı.

İht yar adam ve güzel kız

Rabb H yya ve Rabb Yose b r gece Tyre Kules nde karşılaştılar.

b rl kte olmaktan zevk aldıkları ç n, orada beraberce oturdular.

Rabb Yose, “Shek nah’ın yüzünü gördüğüm ç n çok mutluyum,


ded .

Ş md tam yer geld ğ ç n, bütün yol boyunca, peş m bırakmayan,

ve sorularıyla ben bunaltan, eşek sürücüsü b r ht yar’ın sorularını


anlatayım:

‘Yılan, yalnız başına havada uçarken,

onun d şler arasında b r karıncanın, huzur ç nde durması


nedend r?

Başlangıçtak b rl k, ayrılmayla sonuçlanır.


Neden b r kartal yuvası asla ağaçta olmaz?

Yaratıcının yaratmadığı,

herhang b r yerde yaratılmadan yaşayan,

yıpranmış gençt r.

Onlar yukarı çıkarken aşağı düşer; düşerken yukarı çıkarlar.

İk b r’d r ve b r üç’tür.

Gözler olmayan, g zlenen ve görünen b r beden olan

Güzel bâk re ned r?

O, sabah dışarı çıkar ve bütün gün saklıdır,

Olmayan süslerle kend s n süsler.

Yol boyunca bütün bunları sordu bana; çok sıkıntı verd .

Ş md rahatlayab l r m!

Eğer sen nle beraber olsaydık, bu çapraşık gar p sözler yer ne

Tevrat sözcükler le konuşurduk.”


Rabb H ya, “O ht yar eşek sürücüsü hakkında,

herhang b rşey b l yormusun?” ded

Rabb Yose, “O sözcüklerde h çb rşey olmadığını b l yorum.

Eğer o b rşey b lseyd , Tevrat le lg l b r konu açardı;

o zaman yol boyunca boş şeylerle uğraşmazdım!” d ye yanıtladı.

[66]

Rabb H ya, “O eşek sürücüsü buradamı?

bazan boş budalalıklarda, altın çanlar keşfed l r!”

Rabb Yose, “O burda! Eşeğ n ve y yeceğ n yerleşt r yor.” ded .

Onu çağırdılar; hemen geld .

Ve onlara; “Ş md k üçtür ve üç b r g b d r!” ded


Rabb Yose, Rabb H yya’ya

“S ze bütün sözler n n boş saçmalıklar olduğunu söylemed mm ?”


ded .

İht yar, onlardan önce oturdu ve

“Rabb ler, Ben eşek sürücülüğüne kısa süre önce başladım.

Önceden öyle b r değ ld m.

Fakat ben m küçük b r oğlum var ve onu okula verd m!

Onun Tevrat le uğraşmasını sted m.

Yolda, seyahat etmekte olan rabb ler gördüğümde

onların arkasındak eşeğ rehber ed nd m.

Bugün, yen Tevrat sözcükler duyacağımı düşündüm

ama h çb rşey duymadım!” ded .

Rabb Yose,

“Söyled ğ n bütün sözcükler d nled m,

onlardan b r tanes ben gerçekten şaşırttı.

ama d ğer söyled kler n saçma veya boş sözler.” ded


İht yar, “Hang sözcük o?” d ye sordu.

Rabb Yose, “Güzel kız hakkında olan” d ye yanıtladı.

İht yar açtı ve ded

“YHVH benden yana; Korkum yok.

nsanoğlu bana ne yapab l r?

YHVH ben m tarafımda, bana yardım eder...

en y s YHVH’ya sığınmak...’

[Mezmurlar-Psalms 118:6-8]

Ne kadar y , hoş, değerl ve yüced r Tevrat sözcükler !

Ama bunları nasıl söyleyeb l rd m öncek Rabb ye,

dudaklarından şu ana kadar tek sözcük duymadım?

Ama onları(sana) söyleyeceğ m

[67]

çünkü herkes n önünde,

Tevrat sözcükler n söylemekten utanmam!”

İht yar düşünceye daldı...


sonra kend ne geld ve

“‘Musa bulut ç ne g rd ve dağa çıktı...’ ded

[Exodus-Çıkış 24:18]

Bu bulut ned r?

Yazıldığı g b :‘Yay’ımı buluta yerleşt rd m’

[Genes s-Tekv n 9:13]

Öğrend k k Gökkuşağı O’nun g ys s nden alınmadır

ve onları Musa’ya verm şt r.

G ys y g yd , Musa dağa çıktı;

ne gördüyse onun ç nden gördü,

onun üstündek herşey zevkl yd .”

Yoldaşlar yaklaştılar ve kend ler n İht yarın önüne attılar.

Ağlayarak, “Eğer, dünyaya sen n ağzından çıkan

bu sözcükler duymak ç n geld ysek,


bu b le b z m ç n yeterl olurdu!” ded ler.

İht yar

“Arkadaşlar, Yoldaşlar, ben sadece bu sözcük ç n başlamadım.

Ben m g b b r ht yar, sadece b r tek söz ç n gevezel k etmez.

İnsanoğlunun aklı çok karışıktır!

Onlar, Tevrat’ın gerçek yolunu görmezler.

Tevrat, onlara hergün sevg yle seslen r,

ama onlar başlarını çev rmek stemezler.

Bu yüzden ben Tevrat’dan b r sözcüğün kılıfını kaldırırım,

kısa b r süre görünür ve sonra çabucak saklarım—-

gerçek hak kat budur—-

ama o kend kılıfından açığa çıktığı zaman

hemen kend s n saklar,

bu yüzden, o bunu sadece kend s n çtenl kle b lenler ç n yapar.


B r öykü.

Bu neyle karşılaştırılab l r?

Sarayında saklı güzel b r prensesle.

O’nun kend s g b saklı, k msen n b lmed ğ b r aşığı vardır.

Aşık, aşkını dışa vurmuş, hergün prenses n kapısının önünden


geçmekte,

gözler n her yana kaldırarak g zl ce bakmaktadır.

Prenses aşığının hergün sürekl kapısında dolaştığını b lmekted r.

Prenses ne yapmalıdır?

saklı sarayının penceres n azıcık açarak,

yüzünü aşığına göster r r

ve hızla yen den kapanır.

(Bunu) Aşığının yakınlarındak h ç k mse göremez, sadece aşığına


yansır ve o görür.

Ve aşığın kalb , ruhu ve herşey sevg l s ne doğru akar.

Ve sevg l s n n de ona aşkını açıkladığını anlar.

Prenses kend n sadece b r an ç n açık ederek,

aşığının ona olan aşkını uyandırmıştır.


Tevrat sözcüğü de böyled r:

O başkasına değ l sadece aşığına kend n açar.

Tevrat, hergün kapısında dolaşanın

kalb n n h kmet n b l r.

O (Tevrat) ne yapar?

sarayından yüzünü göster r

ve ona b r pucu vererek

yanına çağırır

ve sonra hızla, saklı sarayına çek l r.

bunu k mse b lemez ve k mseye yansımaz,

sadece aşığından başka,

ve aşığın kalb , ruhu ve herşey

ona doğru akar.

Bunun ç n Tevrat, kend s n açığa çıkarır ve g zler.

Aşığına sevg yle yaklaşır

onun aşkını uyandırır.


Gel ve gör!

Bu Tevrat’ın yoludur.

Önce, nsana kend n açığa çıkardığında,

ma le çağırır.

Eğer o anlarsa y ;

eğer anlamazsa, ona b r mesaj gönder r, onu b r aptalı çağırır g b


çağırır.

Tevrat, haberc s ne:

“Söyle o safa, daha yakına gels n, onunla ancak o şek lde


konuşab l r m!” der.

Şöyle yazılmıştır:

‘K m sağduyusuzsa, safsa?

buraya gels n, buradan yes n!

[Süleymanın meseller -Proverbs 9:4]


O yaklaşır.

O (Tevrat), perden n arkasından onunla konuşur,

o sözcükler zler sonra onda kısa b r anlık yansıma olur.

Bu derasha’

[68]

dır.

Sonra üstü örtülü b r şek lde,

benzetme ve g zeml sözcüklerle,onunla konuşur,

Bu da haggadah’

[69]

tır.

Önce onu alıştırarak yet şt r r,

sonra onunla yüzyüze gel r ve yüzünü açar

ve ona lk günden ber kalb nde g zlenm ş olan,

bütün saklı sırları ve bütün saklı yolları anlatır


Ş md o, (artık) Tevrat’ın kocası, ev n hâk m

mükemmel b r nsandır.

Bütün sırlarını ona açıklamıştır,

saklı tutulan, g zl ve kapalı olan h çb rşey kalmamıştır.

O (Tevrat) ona der k , ‘sözcüğü gördünmü?

Bu sen lk kez şaretle çağırdığım sözcüktür.

Pek çok sırlar oradadır. Bu b r’d r ve o da b r’d r!’

Ş md o görür k , bu sözcükler h çb r şey eklemeyecek

ve h çb rşey alıp götürmeyecek.

Ş md bu ayet’ n peshat’ıdır

[70]
, tam ona benzer!

D kkat et, hatta tek b r harf eklenmez veya s l nmez.

İnsanlar, farkında olmalılar.

Aşıkları olmak ç n Tevrat’ı tak p etmel ler!..”

B r an sess z kaldı.

Yoldaşlar şaşırmışlardı;

Onlar, gece m gündüz mü olduğunu,

gerçekten orada olup olmadıklarını b lm yorlardı...

“Yeter Yoldaşlar!

Ş md den sonra, Günah tarafının s z n üzer n zde b r gücü


olmadığını b l yorsunuz.

Ben, Ye va Sava, s zden önce ayağa kalktım


bu sözcüklerle s z uyandırmak ç n.”

Onlar, uykudan uyanan b r nsan g b fırladıkları g b

kend ler n onun önüne attılar,

o sözcüğün çares zl ğ yle.

B r süre sonra ağlamaya başladıler.

Rabb H ya açtı ve söyled

“‘Ben kalb n n üstüne mühür g b koy,

kolunun üstüne b r mühür g b koy’

[Neş deler neş des 8:6]...

Kalpler m z n alevler nden çıkan kıvılcımlar ve sevg , s ze eşl k


edecek!

Belk s z n mgen z b ze kazındığı g b ,

b z m mgem z de s z n kalb n ze kazınacak!”

Onları öptü, kutsadı ve ayrıldılar.


Onlar, Rabb Sh m’on’a yen den katıldıklarında

ona herşey anlattılar,

o da hoşnut oldu ve şaşırdı.

“Bütün bunları kazandığınız ç n çok şanslısınız!

Burada b r cennet aslanı le beraberm şs n z,

b rçok kahramanla veya h çb rşeyle karşılaştırılamayacak kadar

çok güçlü b r kahramanla,

ve s z onu hemen tanıyamadınız!

onun s z cezalandırmasından nasıl kurtulduğunuza şaşıyorum!

demekk , Kutsanmış Kutsal B r s z korumak stem ş!” ded

Onlar ç n şu ayetler söyled :


“Doğruların yolu, günün doğuşu g b d r,

gün tamamlanana kadar g derek aydınlanır.

Yürüdüğünüzde, adımlarınız özgür olacak;

eğer koşarsanız, tökezlemeyeceks n z.

Halkınızın heps doğruluktadır,

topraklarınız sonsuza kadar duracak;

d kt ğ m f l zler, eller mle yaptığım şler, muhteşem olacak.

[71]

Tanrıya armağan (Kutsama yer )

[72]

YHVH Musa’yla konuşup, ded ;

“İsra l oğullarına, Bana armağan get rmeler n söyle,

Her k m gönlünden ver rse Ben m ödülümü alacak.

Onlardan alacağınız armağanlar şudur:

altın, gümüş ve bakır;

mav , mor ve kızıl yün pl ğ , nce keten ve keç kılı;


kırmızı boyalı koç der ler , yunus der ler ve akasya ağacı;

kand l ç n yağ, kutsama yağı ç n

ve hoş kokulu tütsü ç n baharatlar;

göğüslük ve efod

[73]

çn

takılacak ak k ve değerl taşlar.

Ben m ç n kutsal yer yapsınlar ve Ben onların ortasında


oturacağım

[Çıkış-Exodus 25:1-8]

B r gün, Rabb Ş mon, Rabb Elyazar, Rabb Abba ve Rabb Yose,

G nnosar kıyısındak ağaçların altında oturuyorlardı.

Rabb Ş mon;

“Şu ağaçların gölges nde oturmak ne kadar hoş!

Tevrat sözcükler yle burasını taçlandırmalıyız!” ded

Rabb Ş mon açtı ve ded :


“‘Kral Süleyman, Lübnandan gelm ş sed r ağaçlarından,

kend s ne b r tahtırevan yaptı’

[Neş deler neş des -Song of songs 3:9]

Ş md bu ayet’ n anlamını konuşalım;

Tahtırevan Saray g b d r ama

yüksektek saraydan daha aşağıdadır.

Kutsanmış Kutsal B r, onu Cennet Bahçes ne

Kend zevk ve arzularını ona aşılamak,

doğru yoldak ruhunu hoşnut etmek ç n çağırdı.

Bu ruhların dünyada b r bedenler yoktur.

Onlar yüksel rler ve orada taçlandırılırlar.

Onların yerler mren lecek,

yüksek sev nçle zevklen lecek yerlerd r,

YHVH’ n hoşnutluğu olarak adlandırılır.

Orası, saf lezzet ırmaklarının çok değerl akıntılarıyla doldurulur.

Tahtırevana ulaşana herşeye sah p olma yetk s ver l r.


Onlar, Kutsanmış Kutsal B r’ n gölges nde oturma rahatlığına
layıktır.

Bu yüzden denm şt r k :

‘O’nun gölges nde zevkle oturdum’

[Neş deler neş des -Song of songs 2:3]

Ş md b z o rahatlığın gölges nde oturuyoruz,

Kutsanmış Kutsal B r’ n gölges nde, tahtırevanda oturduğumuzun

b l nc nde olmalıyız!

Salınmakta olan Tahtırevan ağaçlarının,

b z d ğer gölgelerden korumasını,

ulu taçlandırma le taçlandırmalıyız...

Ne mutlu Kutsal k ş lere!

Onların üstadları, onları arar, çağırır

onlara O’nun yakınlığını sunarlar.

Bu yüzden, Kutsal K ş ler, s nagoga hepb rl kte katılmalılar.

Her k m en erken oraya katılırsa, Şek nah onunla b reb r l şk


kurar!
Gel ve gör:

S nagogda lk bulunan k ş n n payı mutluluktur!

O, Zadd k

[74]

makamında Şek nahla b rl kte oturur.

Bunun g zl anlamı şudur:

‘K m Ben erkenden ararsa bulacaktır’

[Süleymanın meseller 8:17]

Bu en yükseğe yükselmekt r.

Ş md s z, ‘Ama öğrend ğ m ze göre “Kutsanmış Kutsal B r


s nagoga geld ğ nde

orada on k ş bulamadı, ve çok kızdı!”

Nasıl olur da, erken gelen

Şek nah’a katılır ve onunla b rl kte Zadd k makamında oturur?’


d yeceks n z.
B r öykü:

B r Kral, ülkes ndek tüm uyruklarının bell b r gün ve yerde

huzurunda toplanmasını buyurmuştu.

Herkes bu olaya hazırlanırken, b r k ş

oraya zamanından daha önce geld .

Kral geld ğ nde erken gelen bu k ş y gördü, canı sıkıldı.

“Sen! Tüm uyruklarım nerde? d ye sordu.

Erken gelen k ş , ‘Efend m, Ben erken geld m,

ama onlar da Kral’ın buyruğu uyarınca arkamdan gel yorlar’

d ye yanıt verd .

Kral memnun oldu ve

O, Kral’ın sevg s n kazandı.

Bu arada d ğer nsanlar da geld ler.

Kral sak nleşt ğ ç n onlara hoşgörülü davrandı.

Eğer onlar gelmeselerd ,

veya onların yolda olduğunu söyleyecek,

erken gelen b r tems lc olmasaydı,


Kral çok kızacaktı.

Burada da, b r s erken gel p s nagogda bulunursa,

Şek nah gel r ve onu bulursa,

d ğer heps de oradaymışlar g b onu d kkate alır,

çünkü o b r k ş d ğerler ç n beklemekted r.

Şek nah, kend n onunla b rleşt rd ğ nde

tek beden oldular.

Ve onu Zadd k makamına kabul ett ,

Ama erken gelen olmasaydı

eğer orada k mse bulunmasaydı,

ne yazılacaktı?

‘N ye geld m? Burada k mse yok!”

[İşaya 50:2]

Bu ayet: ‘Burada on k ş yok.’ dem yor

Ben mle b rleşecek,

Ben mle olacak,

‘Burada k mse yok’ d yor

söylend ğ g b : ‘Eloh m adamı,


Zadd k makamında bulunur...’

Rabb Ş mon ve Yoldaşlar kalktılar.

Onlar kalkıp yürüdüler.

Rabb Elyazar, babası Rabb Ş mon’a,

“Baba, ş md ye kadar, Cennet Bahçes ndek ,

Yaşam ağacının gölges nde oturmaktaydık,

Ş md den sonra artık yürüdüğ m ze göre,

bu Ağacın gözeten yollarını zlemel y z...” ded

Rabb Abba açtı ve ded

“‘Armağan olarak Ben al. Herkesden...’

Kutsanmış Kutsal B r, Tanrı ev n n nasıl yapılacağını Musaya


gösterd ğ nde,

ona çok zor geld , anlayamadı ama.

(Y ne de) İşte, Tanrı ev yapılmıştı.


Ş md zorluğu kaldırmalıyız:

Eğer Kutsanmış Kutsal B r bu armağanı yalnız Musa’ya verd yse,

İsra loğulları armağan alacak d ye nasıl söyleyeb l rd ?

Bu yüzden, O O’nu Musaya verd , başka b r ne değ l!

Kısa öykü.

Her zaman halkının arasında olan b r Kral vardı,

ama kral çe her zaman kralla b rl kte olmazdı.

Kral çe kralla b rl kte olmadığı sürece,

halk kend n güvende h ssetm yor;

huzursuz oluyordu.

Kral çe geld ğ nde,

bütün halk huzur bulurdu ve kend ler n güvende h ssederlerd .

Bu yüzden, lk n, Kutsanmış Kutsal B r

Musaya şaretler ve muc zeler serg led ğ nde,

halk kend n güvende h ssetmed .

Kutsanmış Kutsal B r
‘Ben m armaganımı alın: Ev m ortanızda yerleşt r r m!’

ded ğ zaman,

şöyle yazılmıştır:

‘Musa, Tanrı ev n b t r p düzenled ğ nde’

[Sayılar 7:1]

Musanın gel n ç n yeryüzüne nd ğ nde!”...

Rabb Ş mon ağlayarak

“Kes n olarak b l yorum k

Ulu Kutsal Ruh s z n ç n zde t treş yor.

Bu Mutlu b r kuşaktır!

Kral Mes h’ n görüldüğünden buyana böyle kuşak görülmem şt r.

Tevrat, esk günler ne ger döndü!

Doğrulukta olanlar bu dünyada ve gelecek dünyada

Mutludur!” ded .

Shabat’ın (sebt gününün) g zem

Sebt gününün g zem :


O Sebt günüdür k !

B r’ n g zem n b rleşt rd

B r’ n g zem n O’nun üzer ne örttü.

Sebt gününe g r ş duası:

Ulu Kutsal Kral’ın, O’nun üzer nde d nlenmes ç n Kutsal


Görkem’ n Tahtı,

B r’ n g zem nde b rleşm şt r.

Sebt günü g rerken O yalnızdır,

D ğer Taraf’dan ayrılmıştır,

Bütün yargılar O’ndan çıkmıştır.

kutsal ışığın b rl ğ nde uzanmıştır,

Kutsal Kral le yüzyüze gelmek ç n tekrar tekrar taç g yer.

Bütün gazap güçler ve yargının hâk mler Ondan kaçarlar.

O’nun dışındak bütün dünyalar güçsüzdür.

O’nun yüzü, uzaklardan gelen ışıkla parlar;

Ona kutsal k ş ler tarafından taç g yd r l r


Ve onların heps yen ruhla taçlandırılır.

O zaman dua başlar,

Onu neşe ve sev nçten parlayan yüzlerle kutsar:

Barekhu ET YHVH ha-Mevorakh,

“Kutsa YHVH, Kutsanmış b r,”

YHVH, önce Onu kutsa.

SEFER HA-BAHİR
“AYDINLANMA KİTABI”

Bah r, kabal st k met nler n en esk ve en öneml ler nden b r d r


anlamı “parlaklık” veya “aydınlanma” demekt r. Zohar’ın
yayınlanmasına kadar Bah r, kabalıst k öğret n n en etk l kaynağıydı.
Bütün Kabal stler Bah r’den alıntı yapmıştır ve özell kle Ramban’ın

[75]

Tevrat açıklamasında çok kullanılmıştır. Aynı şek lde Zohar’da da


Bah r’den b rçok alıntı ve açıklama vardır.

“Ve ş md asûmandak

[76]

parlak ışığı görmüyorlar...” [Job-Eyub 37:21]

Bah r k tabı aynı zamanda “Rabb Nehunya ben haKana’nın

[77]
M drash’ı” olarak da anılan toplam 12000 sözcükten oluşan
oldukça küçük ama yüksek saygınlığı olan b r k taptır. İlk baskısı,
b r nc yüzyıl Talmud b lges Rabb Nehunya ben haKana’ya atfen,
1176 yılında Provenc’de yapılmıştır.

Bah r’de ortaya konan en öneml kavramlardan b r 10 sef rot’dur.


Aynı zamanda Genes s’ n lk ayet n n açıklanması ve gerçek anlamı
tartışılır. İbran alfabes ne m st k açıdan bakış, G lgul
(reenkarnasyon-yen den doğuş) tartışması, B lgel k (H kmet)’ n 32
yolu ve Tz mtum, k tapta yer alan d ğer konulardır. Beş bölümden
oluşmaktadır.

1. Bölüm. Yaratılışın lk ayet

Yaratılışın lk ayet n n açıklanmasını çer r. Rabb Nehunya ben


HaKana, Rabb Berekyah, Rabb Amora , Rabb Bun, Rabb Ishmael,
Rabb Rahuma adlı b lgeler, öğrenc ler ne, Yaratılış’ın (Genes s) lk
ayet n n açıklamasını, Tevratta yer alan d ğer bölümlerdek ayetlere
de gönderme yaparak ve örnekler vererek açıklar ve yorumlarlar.

2. Bölüm. Alfa-Beta

Bu bölümde Rabb ler; Rabb Yana , Rabb Ah la , Rabb Levatas


ben Tavrus ve Rabb Yohanan’ın da katılması le soru cevap
yöntem n kullanarak, bu kez harfler n açıklama ve yorumları le
meleklerden söz ed l r.

3. Bölüm, Yed ses ve Sef rot

Yed ses ve Sef rot açıklamalarına ayrılmıştır. Tanrı’nın Yed


değ ş k ses n n Tevrat ayetler tanıklığı le açıklamaları yapılmaktadır.
1. Ses Mezmurlar 29:3’de söz ed len “Tanrının suların üzer nde
görkemle gürleyen” ses d r. 2. Ses Mezmurlar 29:4’de ve İşaya
10:13-48:13’de konu ed len “Tanrının güçlü” ses d r, 3. Ses,
Mezmurlar 29:4-111:3’de “Tanrının ht şamlı” ses d r, 4. Ses,
Mezmurlar 29:5’dak “Tanrının ağaçları parçalayan” ses d r, 5. Ses,
Mezmurlar 29:7’de “Tanrının ateş alev çıkan ve ateş le su arasında
barış yaptıran” ses d r. 6.Ses Mezmurlar 29:8-18:51’de “Tanrının çölü
sarsan ve Mes h le Davuda ve onun kuşaklarına sonsuza kadar
nayet eden ses ” ve son olarak 7. Ses, Y ne Mezmurlar 29:9’da
Tanrı’nın “Gey kler doğurtan, Ormanları soyup çıplak bırakan ve
Tapınağında her şey n İht şam d ye çığlık attığı” ve Neş deler
Neş des 2:7’de “Kudüs’ün kızları, kırların d ş gey kler , s z and le
bağlıyorum” d yen ses d r açıklaması yapılmaktadır. Ayrıca
öğrenc ler n soruları üer ne, Tevratta 7 sayısı geçen d ğer ayetler le
lg l çok gen ş açıklamalar bulunmaktadır.

4. Bölüm. Sef rot.

Bah r k tabının 4. bölümü; “Ve Harun halkı kutsamak ç n eller n


kaldırdı, ve halkı kutsayıp günah sunusunu, yanmış sunuyu ve barış
sunusunu sunduktan sonra nd ” [Lev l ler 9:22] ayet n n açıklaması
le başlar. Bu ayette eller n kaldırılmasının neden araştırılır, ellerde
10 parmak olmasının 10 Sef rotu ma ett ğ anlatılır. Buradan 10 em r
le l şk kurulur, 10 em r oluşturan toplam 613 harf n de 613 ayete
karşılık geld ğ söylen r. Bu ayetler, Teth dışında 22 harften
oluşmaktadır.

Bundan sonra Sef rot’un açıklanmasına geç l r. “Gökler, Tanrının


şanını lan (me-Sapr m) ederler” [Mezmurlar 19:2] ayet ve daha b r
çok ayet n Sef rot b lg ler verd ğ ne l şk n b lg ler le Rabb ler n
açıklamaları sürer. Sef rottak üçlemeler, Tanrının l şk s ne göre
değ şen adları ve bu adların herb r n n b r sef rah’a karşılık geld ğ
soru-yanıt şekl nde, bu açıklamalarda yer alır.

5. Bölüm. Ruhun g zem .

Bu bölüm; “Lütfen görkem n bana göster” [Çıkış 33:18] ayet n n


açıklaması le başlar. Erdeml nsanın kötülüğü le kötü nsanın
erdem nden söz ed l r. Bu ve benzer ayetler n ışığında, öğrenc ler
Rabb ler n g zl dünyalarının g zler n öğrenmek ç n sorarlar. “Ve O
burnuna yaşam nefes n üfled ...” [Tekv n 2:7] ayet n n açıklaması
yapılır. Tevratta geçen bazı kavramlar, güneş ve ay’ın poz syonlarına
göre özel adları ve etk ler anlatılır. Yaratılış sırasında, nsanoğlunun
cennetten kovulmalarının ardındak g z açıklanır.

TANNAİM

[78]

Tanna m, Yahud b lgel k öğret s d r. “tanna” adı, Aram ce “ten ”


veya “tena” (= “öğretmek”)’den alınmıştır ve genell kle, sözlü yasa
öğretmenler n bel rt r. M shna b lgel ğ n n b r parçasıdır. Bu
öğretmenler, M shna ve Bara ta’nın

[79]

çer ğ n öğret rler. Bu ter m lk kez M shna veya Bara ta’dan


bahseden öğretmenler şaret etmek ç n Gemarada kullanılmıştır.

MİSHNA

M shna, s nagoglarda b lg nler ve öğretmenler tarafından yapılan


Akadem k eğ t mde şlenen konuların ve bu konular hakkında
b lg nler n görüşler n toplayan k taptır. Bütün rabb n k tartışmaları
temel alan ve Dîn yasalara uygun konular, Tanna m de şlenm ş ve
M shna’da toplanmıştır.

M shna, Arâm ce aynı anlamdak “ten veya “tena”dan türeyen


“matn ta”nın karşılığı olan “shanah” f l nden türem ş addır. “shanah”
f l n n or j nal anlamı “tekrarlamak”tır. Yazıyla değ l, ağızdan kulağa
geçm ş, zorla “öğretmek” ve “öğrenmek” olarak esk İbran ceden
alınmıştır. M ras kalan öğret n n unutulmaması ancak sık sık
ezberden tekrarlayarak olanaklı olab l rd . “M shna”: geleneğ ,
öğrenme ve öğretme anlamına geld ğ nden, “M shna” sözlü olarak
let lm ş yasayı şaret eder. İ.S 10-220 yıllarını kapsayan çalışmaların
3.dönem sayılan 120-140 dönem nde yaşayan en öneml M shna
toplayıcısı Rabb Ak ba’dır (İ.S.140)

KABALA VE DİĞER GELENEKLER

Kend s nden sonrak Kabala çalışmalarının neredeyse tümünü


etk leyen, Lur an k Kabala’nın

[80]

b rçok f kr ve konusu, lg lenen b rçok b lg ne göre Kabala’dan


öncek başka düşünce s stemler nde de vardır, (H nt felsefes , platon
felsefes , gnost s zm) bunlardan en azından k s , platon felsefes ve
gnost s zm yahud m st s zm n n gel şmes nde etk l olmuştur. Ancak
Kabala’nın batı düşünce tar h ndek yer , nc l geleneğ , doğu
g zemc l ğ ve batı felsefes n n yönel ş arasındak “anahtar stasyon”
özell ğ le tekd r. Bu gelenekler n kısmen hatalı olarak tems l ett ğ ,
Tanrı ve nsan doğasının f lozof k ve ps koloj k görünümü, İsaac
Lur a’nın Kabala’sında, Lur a’nın der n ruhanî anlayışı, kapsamlı
felsefes , ve efsanevî hayal gücüyle çok kapsamlı olarak b rleşt r l r.
Ancak Kabala ve çağdaş s stem n düşünce ve prat ğ arasındak
l şk , eş t önemded r. Kabal stler n, Hrıst yan m st ğ Jakob Boehme

[81]

ve öğret s le Alman romant k f lozofları Schell ng

[82]

ve Hegel

[83]

üzer nde der n etk ler olmuştur. Lur an k Kabala’ın temel


benzetmeler , Freud

[84]

ve Jung

[85]

tarafından da sıkça kullanılmıştır. Jung, ps koloj s nde, Kabala


s mya’sının ruhanî bakışından son derece etk lenerek, med tasyon
metodunu gel şt rd ğ n ve s myacının g zl formülüyle, mür dde
gömülü duran metal değ şt rerek Kabal st k “altın” ın çıkarıldığını
fade etm şt r.

Sonuç olarak, deconstruct on’un

[86]

kurucusu olarak b l nen Jacques Derr da


[87]

tamamen kabal st k düşünceler çağrıştıran b rçok f k r ler


sürmüştür. Derr da, b rçok kavramda olduğu g b , “d fferance” (fark)
ve “trace” ( pucu) kavramlarında, Lur an k semboller olan A n-Sof ve
Tz mzum’dan es nlenerek Kabal st k, “kapların kırılması” aşaması‘nın
çağdaş yorumu olarak “deconstruct on”u ortaya koymuştur.

KABALA’DA EVREN YARATILIŞ GELENEKSEL TEORİSİ

Başta, Kabala’nın kaynakları ve anlamı le lg l b lg ler aktarırken,


onun b r “Evren Yaratılış Teor s ” olduğundan da söz etm şt k. Ş md
bu yaratılış sürec n n aşamalarını göreceğ z. Aşağıda, bu sürece
l şk n geleneksel görüş özetlenmekted r. B r sonrak bölümde de
geleneksel görüşü rev ze eden ve günümüz Kabala anlayışında
büyük kabul gören Rabb İsaac Lur a ve zley c ler n n yaratılış teor s
anlatılacaktır.

Başlangıçta tam boşluk, AIN vardı. AIN bas t b r “h çl k” değ l ama


kend mutlak “h çl ğ ”n n varlığıdır. H çb r tanıma uymadığı halde
bunu yakın b r şek lde söylemek stersek, AİN Tanrı’dır.

AİN’de bazı noktalar “yoğunlaşmaya” başladı (Bunun ne olduğunu


veya nasıl olduğunu söyleyeb lmek b r yana düşünülemez b le) ve bu
yoğunlaşma, varlığın yokluğu olan AİN SOPH’u “yarattı” k b z buna,
sonsuz/sınırsız b r şey d yeb l r z. AİN sonsuzluk f kr ken, AİN SOPH
sonsuz’dur. Uygun b r söylemle, AİN SOPH Sular’dır.

Sonra AİN SOPH “hareket ett ” ve “sınırsız ışık” AİN SOPH AUR’u
yarattı. Sadece bu kadar değ l “... ve Tanrı ded , ‘Orada ışık olsun’,”
ama bu aynı zamanda harfler n parlaklığı yolu le, “Tanrının Ruhu
veya nefes ” anlamına gelen kabalanın kutsal üçlemes n de
s mgeler. Buna uygun söylem se, AİN SOPH AUR Işık’dır.

Tablo 3. AİN-AİN SOF-AİN SOF AUR ÖRTÜLERİ İLK SEFİRAH


KETER’DE YOĞUNLAŞIRKEN

AİN, AİN SOPH ve AİN SOPH AUR aynı zamanda Aleph, Beyt ve
G mel harfler d r – mutlak sonsuzluk, mutlak boşluk ve mutlak eylem
(hareket), aynı zamanda AİN- Anne, AİN SOPH-Baba ve AİN SOPH
AUR – Taç, Kether ve Işığı s mgeler.

AİN’ n sürekl dev n m , SOPH ve AUR’dan sonra dokuz Sef rotu


meydana get r r – “parlak küreler” – k bunlar İbran alfabes n n lk
dokuz harf d r. Bu kutsal üçlü sadece Sef rotu yaratmakla kalmaz,
Aleph, Beyt ve G mmel Kutsal üçlüsünü de yaratır.
AİN, Abyss’ ger de bırakıp AİN SOPH AUR’u yarattığında, boşluk
dört küre le doldu, her b r küre, dokuz sef rotun g derek gel şen
somut formları le aynı zamanda AİN SOPH AUR’u da tems l ed yor
ve çer yordu. Böylece toplam 40 küre, artı dokuz or j nal seph rot ve
AİN SOPH AUR’u topladığımızda 50 kapıya ulaşırız. İşte b z m,
kend kürem zden başlayan serüven m z, Yaşam Ağacı’nın bu 50
kapısı boyunca sürer.

AIN SOPH AUR ve Sef rot kökenl olan (Teor k olarak AIN SOPH
ve AIN) bu dört küre ve çer kler aşağıda göster lm şt r.

Ass ah: Madde küres ( Maddesel varoluş)

Yetz rah: B ç mlenme küres (Sınıflandırma)

Ber ah: Yaratılış küres (Arket pler-İlkörnekler)

Atz lut: Kutsal s mler küres (Soyut kavramlar)

Bütün bu anlatılanlar İnsanla l şk l d r ve her nsanın Ego’su AIN


SOPH AUR’u tems l eder (b l nçl l k ve doğru le yanlış, y le kötü
arasındak farkı b lme ve öğrenme yeteneğ olarak)

İnsanlığın amacı, b z m varoluşsal maddem z olan “Hakîkat


Küres ne” yükselmekt r ve bunun ç n Dört Küre ç nden geçen ve
AIN’le yan Tanrı le yen den b rleşene kadar süren b r yolculuk
yapmalıdır. Bunun anlamı her k ş Yaşam Ağacının 50 kapısından
geçme potans yel ne sah pt r. Ancak Musa b le AIN SOPH’dan öteye
g demem şt r. AIN SOPH – sonsuz varoluş- “Tanrı”’dır ve nsanlığın
geleceğ n gösterm şt r.

AİN, saf ruhun yer d r, dev nerek AİN SOPH’u veya sonsuzu
yaratır. Yukarıda anlatıldığı g b , AİN SOPH’un ç nde yoğunlaşmış
AİN SOPH AUR – Sınırsız ışık- vardır ve buradan dokuz sef rot
çıkar. Dokuz Sef rotun “merkez ” – beyaz ve parlayan nokta
—“kether” (taç) veya ışık olarak adlandırılır. Sef rot, dokuz küre g b
ışıktan Yaşam Ağacı b ç m nde çıkmıştır. Sef rot ve AIN SOPH AUR,
10 “parlayan sef ra” olarak adlandırılır ve İbran alfabes n n lk 10
harf le l şk l d r. Buna göre: Alef (AIN SOF AUR; 1), Bayt (2),
Gh mel (3), Dalet (4), Hay (5), Vav (6), Zayn (7), Hayt (8), Tayt (9) ve
Yod (10). Bunlar AIN SOF’un 10 soyutlaması olup AIN’ n “dev ngen”
sonucudur.

AIN SOPH’un 10 soyutlaması dört küreye yansır: Atz lut – Kutsal


Ad Küres (soyut kavramlar); Ber ah – Yaratılış Küres (İlkörnekler);
Yetz rah—B ç mlenme Küres (sınıflanma); ve Ass ayah—Madde
Küres (maddesel varoluş).

Bu küreler n herb r n n yansıması –or j nal 10 Sef rottan uzaklaşan


herb r küre, b r öncek nden daha çok somutlaşmaktadır- aşağıda
göster lmekted r:

Bu süreç le soyut somutlaşır.

Her oluşumun “kuralları” öncek n n üstünded r, ruhun Yaşam Ağacı


boyunca (10’dan 1’e ve AIN SOPH’tan AIN’e) yolculuğunu bet mler.
Oluşumun H yerarş s aşağıda göster lmekted r.

Sözü ed len bu dört derecede, yaratılış, b ç mlenme ve yapma,


Kutsal met nlerde ve Kabalada sıklıkla y nelen r. Sef rot’un “dört
dünya” le lg l ortak düzenlemes aşağıda göster lm şt r:

Keter A n Sof’a en yakın olduğundan b l nemez ve aşağıda kalan


d ğer dokuz’dan farklı kabul ed l r. Bu yüzden düzenleme ç nde
yeralmaz.
Hokmah, olab lecek en yüksek Sef rah olarak kabul ed leb l r.
“Baba” veya zaman (geçm ş) le l şk l kabul ed l r ve Y-H-V-H’ n
“Y”s d r.

B nah, zaman’ın (gelecek) boyutu le l şk l d r ve “Anne” kabul


ed l r. Y-H-V-H’ n “H”s d r.

Sonrak altı Sef rot b rl kte b r grup oluşturur ve uzayın


devamlılığının altı yönü le l şk l d r ve “ l şk ” anlayışını göster r. Bu
altı, b rl kte “Zer Anp n” (küçük yüz) olarak adlandırılır ve “V”ı
hatırlatır çünkü Vav’ın sayısal değer 6’dır. T feret bu grubun merkez
kabul ed l r ve o çoğunlukla Zer Anp n kabul ed l r.

Sonuncu olan Malkut, Tanrının yeryüzündek huzuru (Shek nah) le


çok yakın Sef rah olarak kabul ed l r. Gel n’d r ve Y-H-V-H’ n sonuncu
veya küçük “H”d r.

Not: Farklı Kabala s stemler nde farklı düzenlemeler yapılır.


Bu tablo, çeş tl farklı tabolardan, Gr fas an sentez esas alınarak,
b rçok çel şk l tablodan daha bas t ve anlaşılab r olması amaçlanarak
hazırlanmıştır.
Bu h yerarş n n bölüm ve n tel kler , dünya üzer ndek farklı nançlarda
da
aynı gezegenler ve anlayışlar ç n geçerl olduğu ç n, Gr fas an s stem
karşılaştırmalı
teoloj sentezler ne temel kabul ed lmekted r.
4. BÖLÜM LURİA KABALASI

1492 Yılında İspanya Kralı Ferd nand’ın Yahud ler İspanyadan


kovma emr üzer ne, Yahud ler b r kez daha geleneksel kaderler olan
sürgün ve göç le karşı karşıya kalmışlardı. Bu durum kutsal
met nlerdek kehanetler yen den gündeme get rd . Dünyanın
sonunun yaklaştığı, kurtarıcı Mes h’ n geleceğ üzer ne söylent ler le
çalkalanan end şel , ted rg n ve sıkıntılı mânevî ortam, Kabala’nın
yen den ve etk l b ç mde gündeme gelmes ne yol açtı. İşte bu
dönemde Kabala merkez durumunda olan Safed’de en büyük
Kabala b lges Isaac ben Solomon Lur a’nın okulu ve öğret s tüm
dünyanın lg odağı oldu.

İsaac ben Solomon Lur a’nın yaşamı hakkındak b lg ler ,


ölümünden sonra yazılan ve yazarı b l nmeyen “Ar ’n n Yaşamı”
(Toledot ha-Ar ) adlı b yograf k k taptan öğren yoruz.

1534 yılında Kudüs’de dünyaya gelen Isaac ben Solomon Lur a,


daha sonra a les le b rl kte Mısır’a göç etm ş, orada Yahud
rabb lerden köklü b r d nsel eğ t m almıştır. Yaşı lerled kçe Yahud
hukuku konusunda der nleşen Lur a’nın bu çalışmaları sırasında,
Yahud m st s zm çok lg s n çekm ş ve bundan sonra tüm yaşamını
Kabala ve Zohar çalışmalarına adamıştır. Lur a, çalışmalarını yazıya
dökmeye önce Zohar’ın “G zl l k K tabı”’na (S fra d -tzen ’uta) b r
yorum yazarak başlamıştır.

Lur a, 1570 yılında, çalışmalarından etk lend ğ yaşayan en büyük


kabalacı olan Cordovero’nun okuluna katılmak üzere Kabala merkez
Safed’e gel r. Burada Cordovero’nun öğrenc s olan Lur a, esk
kabala s stem n gel şt rerek, kend m st k okulunu kurar. Bu okulun
seçk n öğrenc ler nden olan Hayy m V tal’ n sonradan yazdığına
göre; Lur a’nın gel şt rd ğ özel m st k metodlar “Kavvanot“
(med tasyon) ve “Y hud m“ (b rleşt rme) le beden saran kaba
kabuktan (Kel pot) kurtulmayı ve çsel arınmayı esas alan törensel
çalışmalar, sadece Lur a’nın öğrenc ler nden oluşan kapalı m st k
guruplar tarafından uygulanıyordu.

Lur a’nın gel şt rd ğ ancak onun 1572 yılında b r salgında


ölümünden sonra, öğrenc s Hayy m V tal tarafından Lur a Kabalası
adıyla, dünyaya sunulan Kabala s stem , XVII. yüz yılda gel şen
Sabetay Sev , XVIII. yüz yılda ortaya çıkan Has d zm ve tüm Yahud
m st s zm n der nden etk lem şt r.

İsaac Lur a’da Evren yaratılışı:

İsaac Lur a’nın Kabalası, eks ks z b r yaratılış kuramı ortaya


koymaktadır. Aşağıda ayrıntılı b ç mde görüleceğ g b bu kuram üç
evrede ele alınmaktadır. İlk aşamada, tüm evren kaplayan Sonsuz
“A n Sof” kend ç ne doğru büzülmüştür, bu evre “Tz mtzum”
(büzülme/çek lme) adıyla anılır. Ancak sonsuzun sonluda
kapsanması olanağı olmadığı ç n k nc aşamada kend n sınırlayan
sınırları/kapları kırarak ve ç ndek uyum da bozularak evrene
yayılmıştır. Bu evre de “Shev rat ha-Kel m“ (kapların kırılması) olarak
adlandırılır. Ve üçüncü aşamada se nsanoğlunun m st k çabaları
“kavannot” le kutsal ışığın en yüksek formu “Adam Kadmon“’un
yen den doğması “T qqun” (restorasyon, tam rat) le gerçekleşecekt r.

Herşey, h çb rşey (Ay n)’den, b r şey (Yesh)’ n ve onun örülmes yle


meydana gelen sonsuzluk (A n-Sof)’dan meydana çıkmıştır. A n-Sof,
bu meydana çıkış olayını, kend s nden b le g zl olan ve merkezdek
bu metaf z ksel boşluktan b r tz mtzum hareket yle gerçekleşt rd .
Başlangıçta varolan adam (Pr mord al Man), Adam Kadmon ve bütün
sayısız dünyalar (k Olamot-Alemler olarak adlandırılır) bu boşluktan
ortaya çıktı.

İlk Adem’ n gözler nden, ağız, burun ve kulaklarından çıkıp ger


dönen ışıklar, 10 lkörnek (archetypal) değer yan Sef rotu ve 22
kutsal harf (Ot yot yesod) oluştururlar. Bunlar, Evren n temel
lkeler n n yapı taşları ve herşey n yapısal elemanlarıdır.

Bu ışımalar, yayılmanın ötes ndek sonsuzluğun (A n-Sof) ışıklarını


da kapsayan lk kab’ı (Kel m) b ç mlend r r. Ancak bu lk kap ne bu
yayılmaları ve ne de Kapların kırılması (Shev rat ha-Kel m) olarak
b l nen kozm k felâket kapsayamaz. Bu kap parçalanmış ve
değ şm şt r. İlk n anlamlı gruplar olarak toplanan harfler, aslında
anlamsızlığın kutsal met nler yd . Evrendek bu kopma, Tanrı le lk
adem g b , erkekl kle d ş l ğ ve tüm özell kler n karşıtlıklarını ortaya
çıkardı.

Kırık kapların Metaf z ksel boşlukta yuvarlanması, Kutsal ışığın


görkeml kıvılcımları g b d r. Önceden karanlığın katmanlarında örtülü
dururken yakalanan bu kıvılcımlar, S tra Acra’ya, yan d ğer yana
düşerler k bu dünya, B lgel ğ n, Anlayışın, b l ş n, Aşk’ın, Adalet n,
Güzell ğ n v.s dünyasıdır. Kırılmadan sonra, örtülü duran ışıklar ve
kaplar Kell pot (kabuklular) olarak b raraya gelerek b rleşt ler ve
sonuçda; b z m dünyamız (ass yah-yapma dünyası)’a kondular. Bu
dünya, hem olab lecek en kötü dünyadır hem de paradoksal olarak
aynı zamanda bu alanın kurtuluşunu sağlayab lecek en y dünyadır.

Kapların kırılması sonucunda, Pr mord al Adam da kend ruhunun


çokluğu ç ne kısmen kırılmıştı. Bu sırada, yaşadığımız dünyanın
b ç mler aynı örnekler veya Kell pot olarak, “D ğer yan”da
sürgündeyd . Bu yüzden, dünyada yaşayan her kadın ve erkeğ n
görev , kend kıvılcımları‘nın (netzotz m) özüyle, gerçek yaşamda
karşılaşma şansını yakalamak ve o ruhları yükseltmekt r. Aynı
zamanda, İlk Adem‘ın beş partzuf m (Tanrının k ş l k olarak yüzü)
f gürünü ve Sef rotu yen den yapılandırmaktır. İnsan ve dünya, Karı
koca arasındak evl l k l şk s nde olduğu g b karşıtıyla uyumunu
yen den kurmalıdır.

Kadın veya erkek, herkes kend yaşamlarında b rb rler le


karşılaştıklarında, olayları ve şeyler kapsayan uygun kıvılcımı
b rb rler nden ger alırlar. Her karşılaşma ve herb r yaşam, kutsal
ışığın kıvılcımının parlaması ve ötek karanlık dünyaya dalması ç n
b r fırsat olup “Kıvılcımın yükselmes ”’n n, T kkun ha- olam’ın aracı ve
dünyanın yen den yapılmasıdır.

Kaosu ve şeytanı yenerek Dünyanın kurtarılması ve yen den


kurulması, anlamsız olana anlam kazandırmaktır. Sonsuz tanrının,
A n-Sof’un yen den tamamlanmasının mutlak güven se, Sef rotun
sembol ze ett ğ somut ve soyut değerler gerçekleşt rmekle
olanaklıdır. Lur an k s stemde, Tanrısallık (A n-Sof, sadece dünyanın
kaynağı değ l, bundan daha çok, Dünya, nsanlık ve Tanrıyı da çeren
bütün teosof k s stemle özdeşt r) A n-Sof’un tamamlanması, sadece
nsanoğlunun kend n yen den yapmaya yönel k çabaları le
olanaklıdır.

Tanrının sonsuz ışığından F z ksel Dünyamıza kadar, Yaratılış


sürec n n aşamaları:

OR AİN SOF (Tanrının sonsuz ışığı)

Yaratılış sürec n n başlamasından öncek Tanrı’nın sonsuz ışığının


on evres .

Sod Ha’Tz mtzum (“’Büzülme”n n g zem ”) üç evres :


1) Tanrı’nın sonsuz ışığının “kaldırılması”;

2) Tanrı’nın yaratılıştan “etk ”s n “ger çekmes ”;

3) Kutsal ışık “ışın”ının, başlangıçta varolan lksel karanlığa

Yayılması.

Adam Kadmon’un (“Başlangıçta varolan ( lksel) adam”) k evres :

1) Tanrı’nın “dünyaları” oluşturma özel steğ ve planı:

2) Adam Kadmon’un “kulaklarından”, “burnundan”, “ağzından”


ışıklar çıkması.

Akud m, Nekud m, Brud m (“B rleşt rme, Noktalar, Bağlantı”)

Adam Kadmon’dan çıkan ışınlar sonucunda oluşan “ışıklar” ve


“kaplar”ın üç evres .

Keter D’Atz lut (“Yaratılışın “Taç’ı”

“Taç”ın düzeltmes le başlayan Az lut dünyasının düzeltme


sürec n n sek z evres .

Olam Ha’Atz lut (“oluşma dünyası”)

Kutsal b rl ğ n özel b l nc – Az lut dünyasının on evres


(partzuf m/f gürler)

ABİYA (Atz lut, Ber ah. Yetz rah. As yah) dünyaları

Tanrı’nın sonsuz ışığından çıkıp, b z m f z ksel dünyamızda


sonuçlanan dört evre (“dünyalar”)
A n-sof

A n-Sof, sonsuz Tanrıdır, tanımlanacak b r formu yoktur ve


durağan değ ld r. O, kabal stler tarafından, dünyanın ve nsanlığın
gel şmes ne paralel olarak b r sonrak aşama b r öncek ne karşı ama
onu da kapsayarak, Tanrı yer ne tasarlanmıştır. A n-Sof, Kabal st n
Tanrısı olarak, hem çok sâde, hem çok karmaşık, hem h çb rşey,
hem herşey, hem g zl , hem açık, hem gerçek, hem hayal, hem
nsanı yaratan, hem de nsan tarafından yaratılandır.

A n-Sof’da herşey, h çb r şeyden (Ay n), gel ş r ve açığa çıkar, o


oluşun ve olacakların bütünlüğüdür (ratzon), o akıl ve h kmett r, o
bütün anlam ve değerler düzenler (Sef rot), o erkek le d ş n n
b rleşmes ve bütün çel şk ler n sonundak b rl kt r. A n-Sof, yolun
sonunda, hem noktaların herb r hem de onların d yalekt k b rl ğ d r. O
çok doğalı olması neden yle, sürekl olarak kend n yaratma sürec n n
her aşamasında yen den tanımlanmalıdır. Bu kend n yaratma,
aslında nsanlığın, ç nde bulunduğu karışık, çel şk l ve eks kl
dünyadan kurtularak, eylemsel, ahlaksal, z h nsel ve ruhsal
yaşamında yaratılışının şek llenmes ve mükemmelleşmes d r.

Kabal stler tarafından, G zl Tanrı’yı tanımlamak ç n “Sırrın örtüsü”,


“G zl ışık”, “Düşüncen n kapsayamadığı” v.s. g b

[88]

pek çok ep stemoloj k (b lg b l msel) ter m kullanılmıştır; Herb r de


nsan b lg ve anlayışının ötes ndek Tanrı anlamına gelmekted r.
“Bütün kökler n kökü”, “Farksız b rl k”, “Büyük gerçek”

[89]
, “Yaratıcı”, “Sebepler n sebeb ”, “İlk neden”,“Sonsuzluk” v.b. Hang
anlama gel rse gels n O Dünyanın kaynağı, gerçeğ veya bütün
herşey n toplamıdır. Olumlu çağrışımlara rağmen kabal stler, y ne de
bütünüyle b l nmeyen ve örtük olan Tanrı’ya gönderme
yapmaktadırlar.

İlk Kabal stler, Sefer Yez rah’da, şu önermey yaparlar; Tanrıyı


sezeb lmek ç n “kalb n z h çb rşey düşünmeden, ağzınızı da
konuşmadan kapalı tutun ve eğer kalb n z çarparsa oraya ger
dönün”

[90]

. Kabala semboller açıklandıkça, “Neden orada h çb rşey yok?” ve


“İnsan yaşamının anlamı ned r?” sorularına ver lecek en akılcı ve
ruhsal yanıt A n-Sof’dur. A n-Sof, dünyanın oluşumuna neden
olmuştur, bütün anlam ve değerler n kaynağıdır, sadece soyut olarak
kend değer n n düzen d r ve sadece o, nsanlığı tamamen
gerçekleşt reb l r. A n-Sof, nsan kalb n ve ruhunu kend nden
yansıtmıştır ancak nsanın, kend eylemler n onun düzen ne uygun
gerçekleşt rmes daha öneml d r.

Tz mtzum

[91]

Tz m-tzum sözcüğünü gen şleme ve büzülme, çek lme, kasılma


veya bazı Kabal stler n açıklamalarına gore “merkezkaç ve merkeze
yönelme enerj s ” olarak açıklayab l r z.

B l nmeyen mutlak, henüz çk n değ l ama aşkın durumdayken ve


bütün sayıların üstündeyken, oluşumun ç nden kend s n açığa
çıkardı. İlk olarak kend ç nden kend n sonsuz uzaya, sonsuz
boşluğa ger çekt ; Önce ışık veya yaşam gücü yavaş yavaş azaldı
ve lk olarak d ps z b r uçurum bel rd , bu sırada b r noktanın yavaş
yavaş büyümes g b yaşam veren enerj veya güç bütün uzaya
yayıldı. Bu yoğunlaşma veya büzülme ve gen şleme, yaratılış ve
varoluşun, merkeze doğru ve aynı zamanda merkezkaç enerj ler d r,
şte Kabal stler bunu Tz mtzum olarak adlandırırlar.

Yaşam formu, tüm kusursuz modeller, deada bulunan lk lke ve


kusursuz protot p, maddesel ve ruhsal olarak tüm yaratılanlar, A n
Sof’un rades yle ve kend s nden ortaya çıkmıştır. Bu oluşum, A n
Sof’ a göre M krokosm’dur, tüm yaratılanlara göre se
Makrokosm’dur. Tz mtzum olayı, özell kle üçüncü “olam”ın veya
Sef rotal Kozm k ağacın alt üçlüsü’nün hareket d r —- Her Sef rotal
Ağaç üç tane üçlü hal nded r ve bu üçlükler, sırasıyla şöyle
adlandırılır 1) Anlaşılab l r veya akılsal dünya: 2) B ç mlend ren veya
örnekler dünyası: ve 3) Doğal dünya. Son üçlü Sef rot, “olam ham-
Muteba” olarak adlandırılır ve tz mtzum da özell kle bu dünyada
akt ft r.

Tz mtzum sözcüğünün k anlamı vardır. B r nc anlamı ontoloj k


(varlıksal) olup, kısalmayı çağrıştırır, ger alma veya yoğunlaşmadır.
İk nc anlamı se g zleme veya g zlemey çağrıştıran ep stemoloj kd r.
Lur an k yaratılış teor s nde, Ontoloj k ve ep stemoloj k anlamlarının
her k s de yer almaktadır.

Tz mtzum doktr n , b l nen evren le evrensel olumsuzlamanın


sonucu arasındak paradoksal düşünceler d z s n açıklar. Lur an k
Kabalaya göre, Tanrısal gerçekl ğ n çek lmes veya g zlenmes le
Dünyanın yokluktan yaratılışa geç ş arasında pek fazla fark yoktur.
B r s nema f lm n perdeye yansıtan ışık g b Saf ve türdeş ışığın
esrareng z parçaları da dünyayı oluşturdu.

Tz mtzum anlayışına göre, Tanrı’nın evren yaratması da


b l nememel ve anlaşılamamalıdır. Tz mtzum öğret s , b l nmeyen
yaratılışın özünü de çer r. Tanrının büzülme ve g zlenmes olayı,
dünya ve nsanlığa, en büyük b l nmeyen ve büyük kutsanmanın
açıklamasını da sunmaktadır.

[92]

Bununla b rl kte, zaman zaman Kabal st yorumcular, Tz mtzum


doğab l mc ler ve karşıtları arasında sert tartışmalar da olmaktadır.
F z kç yorumcular, büzülmen n Tz mtzum le karıştırılmaması
gerekt ğ n ler sürerler. Çünkü, Kabal st k geleneğe göre, Tanrı veya
“A n-Sof”un, başlangıçta zaman ve uzaydan varolmadığı açıktır.
Gerçek Tz mtzumda, uzay, zaman, madde ve ışık h çl kten
oluşmuştur.

Lur an k Tz mtzum anlayışı, matemat k dünyası örnekler le


açıklanab l r. B r sonsuz ve mükemmel akıl, 21/3, 126/18, 6.72 + 0.28
v.s g b ar tmet k açıklamalarla hemen görüleb l r. Heps de 7 sayısına
eş tt r: Bu açıklamalar, sadece farklı matemat ksel düşünceler
kavrayab len ve sınırlı aklın, bakış açısına göred r. Gerçekten de
matemat kç düşünürler Russel ve Wh tehead tüm matemat ğ b rkaç
mantık lkes yle kanıtlayab lm şlerd r. B r sonsuz aklın b r anlık
sezg s , tüm dünyanın yüksek matemat ğ n n ayrıntılarını bas t b r
düşünce g b açıklayab l r k dünya da böyled r.

Tanrının bakış açısına göre, bütün dünya, “B r” kavramı altındadır;


Oysa b z m sınırlı bakışımıza göre se sadece kavramların ve hemen
oluveren şeyler n çokluğu olarak görünür. Yaratılış kutsal oluşla
sınırlanamaz, bütünüyle dokunulmamış ve tanrısal b l şle
sınırlanmamış kalıntılardır. Dünya tanrısal b l şdek bütün noktaların
bütünlüğüdür ve daha çok, b l nmeyenlerden oluşur, Tanrı o oluşu
değ şt rmez, her ne kadar, oluş alanı b z m dünyamızsa da, kes n
alanı tamamen b l nmez.

Uzay, zaman ve madden n kend k ş sel varoluşları Tz mtzum’un


g zlenmes veya sınırlı b lg s n n mantıksal sonucu kadardır.
Zamandan veya uzaydan uzak olan, örtük veya açık olan ve başka
b r ne veya lken n kend ne a t olan, b l nmeyen veya sadece b r
parçası b l nen kategor lerden her b r sınırlı b lg n n araçlarıdır. Uzay,
zaman, madde ve k ş l k, yaratılış’ın mantıksal önkoşuludur, çünkü
çel şk l ve kısmen açık b r çok lke, g zlenm ş, ayrılmamış kutsal
“Bütün”’lükten ortaya çıkar.

Schneur Zalman’a göre ( lk lubav tcher rabb )

[93]

Tanrı’nın kend n Tz mtzum hareket yle, harf ve sözcüklerle


açıklaması, ayrıca Tanrısal ışık ve hayatın derece derece
büzülmes ne şaret eder. Lur a’ya göre sef rot k araçlar, Tz mtzum’un
ürünüdür. Zalman’a göre, İbran sözcüğünün herzaman sonunda
gelen beş harf “kök”tür. Harfler, yapılarıyla ve sınırlı kutsallıklarıyla,
kutsal büzülme görev ne h zmet ederler ve bu yüzden sef rot k
araçlarla aynı ş yaparlar.

Resh mu (Etk /Sonuç)

Resh mu, Tz mtzum sürec nde, Tanrı’nın sonsuz kutsal ışığının


Yaratılış’dan “ger çek lmes ” sırasında artakalan etk d r. Resh mu,
sonsuz kutsal ışığa ve yaratılışın kutsal planından av r kadmon’da
[94]

kalan ışığa benzemez, ondan farklıdır. Buradak resh mu,


yeter nce “zayıf”dır ve neredeyse “görünmeyen”’d r (“yokluk”). Öyle
k , varoluşa, bağımsız gerçekl ğ n ve Kutsallığın “arka planı” görev n
yapar. Resh mu’yu, şarap boşaltıldıktan sonra ş şede kalan güzel
kokusuna benzeteb l r z. Resh mu, “unuttuğunu” b lmen n,
kaybett ğ n arama steğ uyandıran b l nçl l ğ d r. Tanrı’nın kend
yarattığı le oynadığı “sakla ve ara” oyunu’nun farkındalığıdır.
Resh mu, çoğu kez, tz mtum’un başlangıcından sonrak Tanrı’nın
aşkın ışığı (sovev kol alm n) düzey olarak kabul ed lm şt r. Gerçek
aşkın ışık (tz mtzum’dan önce) ve çk n ışık (memala kol alm n,
tz mtzumdan sonra, kav b ç m nde bel ren b r ışık olarak açıklanab l r)
arasında b r orta aşama g b d r, Resh mu’ya “bütün dünyaların
taşıyıcısı” (sovel kol alm n) deneb l r. Son çoklu varoluşun yükünü
taşıma yeteneğ olan ve Kutsallığa özgü b r güçtür. Resh mu, bütün
dünyalara a t “kapların”, “maddeler n” son kaynağıdır. Gerçekl ğ n
mutlak soyut lk “beden ”d r. Canlı beden tam da Adem’ n yaratıldığı
g b yaratılmıştır “toz’dan toprağa”, “önce Tanrı onun burnuna yaşam
nefes n üfled ”. Buradan resh mu’nun da varlık hal ne get rd ğ ne,
(tıpkı kav g b ) önce g rd ğ anlaşılmaktadır.

Shev rat ha-Kel m (Kapların kırılması)

İsaac Lur a’ya göre, Tanrısal ışıkları kapsayan 10 kap, başlangıçta


herhang b r yerler nden kırılmış oldukları ç n ışıkları tümüyle
kapsayamazlar. Bu çatlaklar Tanrısal ışıkların yayılmasına neden
olmuştur. Bu evrensel felâket n sonucunda, Sef rot, evren n yaratılışı
sırasında ortaya çıkan parçalanmış ve dışarı atılmış arket pal
değerler oluşturur. B zler de bu kırık çömlek parçalarından oluşan
dünyada yaşamaktayız. Bu olay Kabal stler tarafından 10 Sef rotun
6’sında (Hesed’den Yesod’a) tamamen kırılması (Malkhut’da son
parçanın kırılması) şekl nde yorumlanır. Ancak Kapların heps , Keter,
Hokmah ve B nah’a sah pt r. Kırılmış olan evren, tam ve mutlak kaos
durumundan er geç kurtulacaktır. Üç yüksek Sef rot, tümlüğün rade,
h kmet ve anlayış’ını tems l ederken, sadece altı Sef rot kırılmış olan
ruhsal, ahlâk , estet k ve madd değerler tems l eder k bu yüzden de
onarıma gereks nmeler vardır (T kkun).

Lur an k öğret de, kırılma olayının tûfanı lg lend ren b r olay


olduğundan da söz ed lmekted r. İrâde, H kmet ve Anlayış sağlam
kalmıştır ama özell kle nsanlığa özgü, kültürel ve sembol k düzen
oluşturan d ğer bütün değerler kırılmıştır. Lur an k Kabalaya göre,
Kapların kırılması, ancak b z m uygar yaşamımız le eş tlenen,
dayatmaya meydan okuma le yen b r başlangıçtır. Kısaca kaosun,
ruhsal kalb m z n ç nde patlaması, kavramsal, ahlâk ve ps koloj k b r
düzenlemed r.

Kapların kırılmasına aynı zamanda erot k açıdan da bakab l r z.


Lur anın en öneml öğrenc s Chayy m V tal’ n bu konudak
tanımlamasında, kapların d ş l Partzuf’un rahm nde olduğu öne
sürülür. Esk dev r Kabal st sembol zmasında Kozm k Anne ç n
“kaplar”, “hazne” ve “taşıyıcı” “rah m” dey mler kullanılırdı. Ayrıca
kapların kırılması olayı, evren n d ş l ve er l yanlarının l şk s n de
düşündürür. C nsel l şk her zaman “yüz yüze” olmuştur, ç ftler n
b rb r n n üstünde ger döndürülmes , tamamen ayrılmayla sonuçlanır.
Shev rah (“kırılma”) le ortaya çıkan “kaos”, c nsel soğumaya neden
olur ancak c ns yetler n yen lenmes ve onarılması koşuluyla bu
c nsel soğukluk ortadan kalkar, yen den b rleşme ve üreme olur. Aynı
zamanda, doğum önces su gelmes g b kapların kırılması da T kkun
sürec nde k ş sel ve dünyasal düzen tamamlandığında yen b r
doğumun haberc s d r.
Teosof , felsefe, nsanın gel ş m ve ps koloj g b b rçok konuda da
Kapların kırılması kavramını örtük olarak görmek ve uygulamak
olanaklıdır. Gerek bu konuda ve gerekse d ğer konularda, Kabala
semboller le Kabal st k benzetmeler, Hegel felsefes ve d alekt k
anlayışta da sık sık tartışma konusu olmuştur.

Kell pot (Kabuklar)

Lur an k Kabalada Kell pot (tek l=kell pah), Kapların kırılması


sonucunda, Tanrı katından sürülen kutsal ışıkları ç ne alan
kabuklardır. B ld ğ m z dünya, tamamen Kell pot’tan oluşmuştur k
bazıları, nsan tarafından, Tanrı buyruklarının yer ne get r lmes yle
b le kurtarılamayacak kadar bütünüyle k rl ve karanlık, bazıları da
nsanoğlunu ç ne alamıyacak kadar yarısaydamdır.

Dünyanın yen den yapılması, T kkun ha olam evres nde, kutsal


ışığın “yükselen kıvılcımıyla”, “öz’ü kabuktan çıkarma” şekl nde
olmuştur. Kell pot’un kend s paradoksal b r em rd r. Bu em r; sadece
nsanlığın çevres ndek kıvılcımların yücelmes n sağlayan b r em r
değ l, aynı zamanda Tanrı tarafından, nsanlığın ruhunu saran g z l
yardımının açığa çıkmasını da engelleyen b r em rd r. Bu nedenle
unutmamalı k , her Kell pot nsanı kurtarmaz. Bazı Kell pot’tan da
sakınılması gerek r.

Kell pot Nogah olarak adlandırılan üç Kell pot, yasaklanmış


kötülüğü oluştururlar. H çb r erkek veya d ş onlara yaklaşmamalı ve
onlardan h çb r şey beklenmemel d r çünkü onların vereceğ sadece
kötülüktür. Ancak çok özel koşullarda, çok büyük aşk veya tamamen
dürüst b r p şmanlık sonucunda bu üç “k rl ” Kell pot kurtulab l r. Aks
halde, bunlar, sonsuzluk tarafından “tamamen yutulup ölene” kadar
d ğer yanda, S tra-Ahra’da gömülü kalacaktır.
Kell pot doktr n le Uzakdoğu (karma) doktr n karşılaştırması

Kell pot’un Lur an k sembolü le Ja na, Yoga, Sankyha ve kader


(karma) semboller arasında öneml paralell kler vardır. Yer
gelm şken bu konuya da b r göz atmakta yarar görüyoruz.

Karma doktr n n n anlatımına göre, k ş n n davranış b ç m ,


kend nden ayrılmaz ve bu da hem ruhsal durumunu hem de
gelecektek yaşamını bel rler. Ja na doktr n nde de buna benzer
şek lde; k ş n n atman’ı veya “kend ”, karm k eylemler sonucunda,
yaptıklarının karşılığı olan, karanlık katmanları neden yle kapalıdır.
Bu katmanlar renklerle göster l r. Karma’nın altı reng (lesyas)

[95]

vardır; koyu renkler daha çok aşağılık hareketler n veya


günahların renkler d r, parlak renkler se bağışlanab l r günahlar veya
erdeml davranışları göster r. Büyük ahlâk suç şlemen n (öldürmek
g b ) yaşam monadı nerdeyse görülemeyecek kadar koyu karanlıktır
ve her erkek, örneğ n; k m öldürme ş yle uğraşıyorsa (Ja na’da avcı,
savaşç hatta kasap da buna dah ld r) bu yüzden tüm yaşamı hemen
hemen ışıksız b r karanlıkta geçer.

Kell potta da katmanlardan söz ed l r. Karanlığın katmanları,


merkezdek kıvılcımları (netzots) veya kutsal ışığı kuşatır. Her k
görüşte de katmanlar, ruhsal k rl l k (aynı zamanda Yahud l kte,
“ölüm”le temas olarak açıklanmıştır) ve ahlâk bozulmayı anlatır.
Kel potta aynı zamanda, ışığın parlaklığı k rl l k ve günahkârlığın
dereces n göster r r. Katmanların koyu reng kötülüğün güçlü
oluşunu, parlak reng se açıklığı ve Tanrısallığı düşündürür.
Ş md de, Kabala’nın Kel pot kavramı le H nt anlayışındak
benzerl ğ görel m. H nt düşünces ne göre; bütün yaşam, karm k
renklenme ve k rlenmeden oluşur. İç cevher tem zlemek,
berraklaştırmak ve yarı şeffaf olan bu cevher , sözcüğün tam
anlamıyla şeffaflıktan parlayana kadar, ruhu gel şt rmek gerekl d r.
Cevher tem zlend ğ nde, nsanoğlu ve evren n her k s nde de en
yüksek hakîkat, Atman, yansımaya başlar. Kabalaya göre, şte o
anda Kel potun katmanları kalkar, mükemmel yansıma veya Tanrının
majı olan nsan ruhunun ç kıvılcımı ortaya çıkar. Kabal st n
Kel potunun yükten kurtulması g b , lesya’nın kaldırılması da
der ndek ruhsallığı ortaya çıkarır ve nsan Tanrısal b lg s zl kten
kurtulur. Tam “öz’ün çıkması” veya “kıvılcımların yükselmes ”
Kabal st n ruhu le sonsuzluğun “A n-Sof” kaynağının b rleşmes n
sağlar. Ja na veya H ndu se, karm k nedenle kend ç özünü
tem zleyerek sonsuz dünya lkes ne Brahman-Atman’a ulaşır.

Karma ve Kell pot semboller arasında pek çok paralell k varken,


pek az b l nen bazı farklar da vardır. H nt anlayışında açıkça ortaya
konan rade, Kabal st tarafından o kadar öne çıkmaz. Bu fark, onların
eğ t c yanıdır. H ndu-Ja n st görüşe göre, b r b rey kend
karmasından sorumludur. Oysa Kabal st, yaratılışın kaçınılmaz
sonucundan söz eder. Ancak bu doktr n daha y b r şek lde
ncelersek, karmayı da nsan eylem n n kaçınılmaz sonucunu da çok
y anlayab l r z. H ndu-Ja n st görüşe göre, herkes kend özgür
seç m yle yaptığı eylemler sonucunda Tanrıdan uzaklaşır veya
yaklaşır. Oysa, Kabalaya göre, nsanın yaptığı her eylem, sadece
kend n değ l, “d ğer taraf’ı da etk ler, yapılan olumlu veya olumsuz
eylemler neden yle, “d ğer taraf”’ın gücü de artar veya azalır. Bu
konuda, daha der n rdelemeler, k tabın sınırlarını aştığı ç n, sadece
yukarıdak örneklerle yet n yoruz.
Adam Kadmon: Pr mord al Man

İ. Lur a, Tz mtzum le b rl kte Kabal st k kozmoloj ye, Az lut


dünyasının üzer nde yer alan “Adam Kadmon” veya “Pr mord al
Adam” adlı üst dünyaları da tanıtmıştır. Adam Kadmon, genell kle
aşkın Tanrılık veya A n Sof’un b l nen n tel kler anlamına gel r; buna
karşın paradoksal olarak aynı zamanda da lk sınırlı dünyadır.

Tablo 4: Adam Kadmon

Pr mord al Adam sembolü, pek çok d n ve felsefe geleneğ nde,


evren n yaratılışında varolan âdem olarak görülmekted r.
Upan shadlarda

[96]

, beden nde dünyayı oluşturan elementler taşıyan lk nsanı


bet mler. Upan shadlara göre, o “Kusursuz ve dev b r oluşum”du, yer
nsan kalb nde bulunan gerçek kaynağa hem çok yakın hem de
sonsuz uzaklıktaydı. H ndu geleneğ , lk nsan (âdem)’ n, hem bütün
evren n rûhu ve hem de bütün varolanların özü’ne sah p olduğunu
kabul eder.
Plutarch’ın

[97]

makroantropoz’un (dev nsan) cennete konmuş model nde de


benzer b r görüntü görünür. Plutarch’a göre; güneş kalp’de, oluş
ay’dadır, güneş androgynous (ç ft c ns yetl )’un haberc s d r ve kalp
le karın arasına yerleşt r lm şt r.

Başlangıçta varolan adam sembolünün, aynı zamanda


gnot s zmde de öneml b r yer vardır. Genes s’de yeralan “B ze,
kend görüntümüzde b r adam yap” d zes nden hareketle, lk dünya
nsanının yukarıda sözü ed len, kozm k adam model nde yaratıldığı
şekl nde b r çıkarsama yapılır. Nag Hammad yazılarından, John’un
doğruluğu onaylanmayan k tabında da (apocryphon)

[98]

, lk aydınlanan “b lge ve tümel akla sah p” lk anthropos’un (varlık)


cennette yaratıldığını öğren yoruz.

Bu anthropos, dem rc ’n n (Dem urge)

[99]

ocağında şek llend rd ğ , yeryüzü Âdem’ n n cennetsel model d r.


Başka b r Gnost k kaynak se, lk nsanı arkonlarla (7 gezegen n
aralarında l şk kurmaları ç n tasarlanan k nc derecedek d ş
tanrılar) l şk lend r r, şöyle k ; Yeryüzü Âdem , cennetsel
anthropos’un, ruhsallık dışındak c nsel stekler n n tamamlanması
ç n yaratılmıştır.
Mandeanlar’a (Irak’da yaşayan gnost k mezheb) göre se,
Pr mord al Adam, evren le paralel olan uzay-zamandadır, beden
dünyanın beden , ruhu da bütün ruhların toplamıdır. Daha sonra
Kabalada yen den ortaya çıkan b r görüşte se, Gnost kler n kabul
ett ğ g b , Dünya nsanı, Pr mord al Adam’ın parçalarından oluşan
evrensel âdem’ n soyundan gelmekted r.

Kabalada Pr mord al Adam’dan Adam Kadmon olarak söz ed l r ve


Lur an k Kabalada bu sembole, Tanrı- nsan- dünya üçlemes le
bağlantılı olarak çok önem ver l r. Adam Kadmon, Tanrısal
sonsuzluktan lk meydana çıkıştır. Aslında A n-Sof, Tanrısallıktan
ayırded lemez, çünkü “onun beden ne yayıl ve dünyayı oluştur” d ye
henüz söylenm şt r. Kabal stlere göre İnsan, Tanrı görüntüsünde
yaratılmıştır ve evrensel elementlerden oluşmuştur, Adam
Kadmonun beden aynı zamanda sef rottan oluşmuştur. Adam
Kadmon sembolü, Evren n de tıpkı nsan g b , kend beden n ve
ruhunu fade ett ğ n açıklar. Dünya da onun g b donanmıştır.

Lur an k Kabalada, Adam Kadmon metaf z k boşluktan,


kend l ğ nden ortaya çıkar ve Tz mtzum’dan sonra da evren n
merkez nde b ç mlen r. Lur a ve zley c ler ne göre; Adam Kadmonun
başındak çeş tl del klerden, kulaklardan, burundan, gözler ve
ağızdan Sef rot ve dünyalar olarak d r msell k çıkar. Bu çıkanların en
yüksek ve en yüces İbran ce “etzel” (sonsuz Tanrıya yakın) olarak
fade ed len Atz lut dünyasını oluşturur. Gerçekten de Lur acılara
göre, Adam Kadmon’un dünyası, Atz lut’a göre daha yüksek
düzeyded r. Adam Kadmon dünyası çoğunlukla A.K olarak kısaltılır.
A.K dünyası öyle yüksek ve uludur k neredeyse A n-Sof’dan
ayırded lemez. Sonsuz Tanrıya o kadar yakındır k , neredeyse
ç nded r. Adam Kadmon, aşağı dünyalarda sürmekte olan olayların
akışını yönet r.
Adam Kadmon en yüksek dünyadak yer nden, sadece sef rotun
doğumuna yardımcı olmakla kalmaz, onların gerekt ğ nde onarımını
ve yen den yapılmasını da sağlar. Bu ş sırasında Adam Kadmonun
alnında ışıklar parlar. Başlangıçtak , Partzuf mde kırılan kaplar,
yen den yapılırken bunların yıkanmaları da A.K. tarafından yapılır.
Lur aya göre, Pr mord al adam sadece dünyanın yaratılmasına
yardımcı olmaz, aynı zamanda onu kurtarır da. O sırada ve halen,
gerçek erkek ve kadının b lg alanını da, sembolü Pr mord al adam
olan T kkun dünyası desteklemekted r.

Adam Kadmon, ortaya çıkan yüksek Tanrısallıktır; Mutlak


bel rmen n b r parçası hâlâ A n Sof’a yakından bağlıdır ve
b l nemeyen g b d r. Bu konu, genell kle pek az b l nen antropomorf k
b r ayrıntı olup Lur an k l teratürde, A n Sof’dan ayrı, Tetragrammaton
veya Kutsal Adlar ç nde, yaratılışın or j nal arket p olarak farklı b r
şek lde yer almaktadır.

En yüksek dünya olarak Adam Kadmon, Kutsal ad YHVH


(Yahveh”)’ n, d ğer bütün dünyalar ve sef rot’un lk örnekler n
meydana get rmes ne h zmet eder.

Adam Kadmon – Kutsal Ad – Dünyalar- Sef rot l şk s

Lur an k s stemde, her b r Adam Kadmon k Dünya, Kutsal Adlar


tarafından daha çok da Yahud düşünces nde Tanrı’nın adı sayılan,
YodHeVavHe (veya YHVH)’n n farkl d z l şler le n telend r l r. Bu dört
harf “Tetragrammaton” (Lat nce: “Dört Harf”) olarak adlandırılır.

Tablo 5: Tetragrammaton (YHVH)


Yahud düşünces ne göre, Tetragrammaton, Tanrının en özünü
bet mler. Bu yüzden, Adam Kadmon Dünyasını Tetragrammaton le
tanımlamak, Tanrının özünü bet mlemek g b d r. Mutlak’ın lk
açılımındak özgün tohum t treş m olduğunu da söyleyeb l r z.
Aşağıda, Tetragrammaton’un l şk ler tablo hal nde göster lmekted r.

Lur a’nın tanımlamasına göre, Yaratılmış çeş tl Kutsal Dünyalar,


Adam Kadmon’un Görme, Duyma, koklama ve konuşma bölümler
g b d r.

Bu dünyaların b ç mler , sonradan gelen Atz lut dünyası


partzuf m n n temel n oluştururlar.

Tablo 6: YHVH le Sef rot l şk s

Adam Kadmon Tetragrammaton Sef rot ve Partzuf l şk s

Tablo 7: Adam Kadmon le YHVH l şk s


Adam Kadmon (Ak), Tanrının sonsuz ışığının (Or A n Sof)
kasılması (Tz mtzum) sonucunda oluşan vakum (Chalal) le açığa
çıkan lk Partzuf’tur.

Chalal’ın ç ne lk şleyen Kav’dan (Kutsal ışık ışını) yayılma başlar.


Yayılma k aşamada oluşur, b r nc s Kav’ın ışığı olan Egul m - Ortak
merkezl ç çe geçm ş da reler- den oluşan b ç md r ve k nc s de
çıplak kav olan Yosher (İnsan benzer )’den oluşan b ç md r.

Adam Kadmon, saf Tanrısal ışıktır, kap’ları yoktur. Chalal’ın gen ş


boşluğu hem resh mu tarafından ve hem de ışığın kend ne özgü
gücü (Yaratıcı kapların, potans yel ışığı) tarafından sınırlandırılır.

Tablo 8: YAYILMA İÇİÇE DAİRELER- EGULİM

Adam Kadmon, Tz mtzum’dan sonra açığa çıkar (Hamalbush

[100]

se Tz mtzum’dan önced r), ve buradan Tanrının özel ve çok y


bel rlenm ş plânı uyarınca Az lut dünyası le üç aşağı dünya olan
Ber ah, Yez rah ve As yah yaratılır.
Dört ABİYAH dünyası, genell kle Tanrının Havayah adının dört
harf le Hokmah, B nah, T feret ve Malkhut Sef rotu le veya alt
düzeydek dört ruh, Chayah, Neshemah, Ruah ve Nefesh le
l ş lend r l rler. Keter’ n Gulgaltası le (Kafatası) Ak’ın kend ne özgü
l şk s nden Kutsal yaratılacaktır.

Adam Kadmon adını oluşturan k sözcük, b r yandan yaratılmış


oluş – Adam – d ğer yandan başlangıçtak Kutsallığın ortaya çıkışı –
Kadmon olmak üzere, oluşun paradoksal doğasını çağrıştırır. Bu
nedenle, Adam Kadmon’un, sıklıkla Mes h’ n lkörnek ruhunu
bet mled ğ söylen r. İsra l n bütün ruhunun yech da’sı genell kle,
Tanrının bütün yaratısının en son “Taç”ıdır.

Orot Ozen-Chotem-Peh [ACHAP]

‘Kulak – Burun – Ağız’ın Işıkları

Yukarıdak açıklamalardan Adam Kadmon formunun “ nsan-g b ”


b r görünüme sah p olduğu anlaşılmaktadır. Adam Kadmon’un
başlıca amacı, ışıklarını çeren ve (dış gerçeklerden) g zleyen
“kaplar”ı açığa çıkarmaktır. Bu amaç ç n, ışıkların, Adam Kadmon’un
“kulaklarından, burnundan, ağzından” çıkması le süreç başlar.
“kulaklar”, “burun” ve “ağızdan” çıkan ışıklar (“buharlar” olarak da
bet mlen r) yaratılmış kaplar olana kadar hâlâ “ruhsal”dır. Bununla
b rl kte, lk kaplar “ağız” dan çıkan buhar vasıtası le yaratıldığı ç n
kaçınılmaz olarak hazırlığın ç nde yer alır.

“Kulaklar”ın buharı, Ak’ın “çene”s ne ner. “Burun”un buharı, Ak’ın


göğsüne ner. “Ağız”ın buharı Ak’ın “göbeğ ne” ner.

“kulak”ın buharı İsrael’ n ruhu olan ruhsal can-kökü’ne karşılıktır


[Kutsal (“duyma”) anlayış, İsrael’ n lk “doğal yeteneğ d r]. İsrael’ n
başlıca doğal yetenekler nden olan, Tanrıya h zmet ç n yapılan
bağlılık duası (“kalb n h zmet ”)k bu bütün İsrael ruhunun ruhsal can-
kökü’dür, “burun”un buharı da bu yeteneğe karşılık gel r. Y ne
İsrael’ n başlıca “yetenek”ler nden olan Tora sözcükler n başkalarına
öğretmek de İsrael ruhunun ruhsal can-kökü’dür ve “ağız”dan çıkan
buhar da bu yeteneğe karşılık gel r.

Adam Kadmon Dünyaları - Akud m, Nekud m, Brud m

Adam Kadmon’dan çıkan ışıklardan meydana gelen “ışıklar” ve


“kaplar”ın üç aşaması.

Olam Ha’Akud m - “Bağlantı” dünyası

Olam Ha’Akud m, Ak’ın “ağzı”ndan çıkan buhar’ın yarattığı kap’ın


tek şaret sonucunda oluşan lk “dünya”dır. Ak’ın ağzından çıkan on
“ışık”, on sef rot da bu dünyadadır ve heps b r tek kap ç nde
kapsanır. Bu yüzden bu dünya Akud m “bağlantı” olarak adlandırılır
çünkü bütün ışıklar hep b rl kte b r kap’a “bağlı”dır.

İnsan, kend akılsal ve duygusal özell kler n sadece b r yolla veya


anlatım şekl le dışa vurab l r. Bunu bebeğ n, her duygusunu sadece
b r tek sözcükle (veya ağlama) fade etmes ne benzeteb l r z.

Işıklar, b r kap ç nde “durağan” duramaz, mat v’lo mat “ulaşmak


ve ulaşmamak” olarak adlandırılan “d nam k” b r şek lde kap’ın ç ne
g rer. Işıklar, Ak’ın “ağzın”dan ner ve Akud m’ n kab’ına g rer ve
sonra (b r kısmı) Ak’ın yüzün’dek kaynağı olan “ağzına” doğru ger
yüksel r ve sonra yen den sonsuza kadar dışarı çıkar.

Olam Ha’Nekud m “Noktaların dünyası”


Ak’ın “gözler” nden çıkan ışık, “göğsünden” “ayaklara” kadar
nerek Ak’ı kuşatır. Burada, dünyanın on ışığını kapsayan on b reysel
kap yaratıldı. Bu kaplar, küçük, gel şmem ş veya “olgunlaşmamıştı”.
Bunlar, Az lut dünyasının gelerek düzeltmes le daha çok gel şm ş ve
olgunlaşmış kaplar, olacaktır. Bu kaplar sadece “noktalar” olarak
d kkate alınır. Bu yüzden bu dünya olam ha’nekud m “noktaların
dünyası” olarak adlandırılır.

Bu dünya, nsan ruhunda, k ş sel özell kler n her b r n fade ç n


oldukça farklı ama çok da sınırlı d l veya “ayetler”e sah p olan, ham
gençl k evres le karşılaştırılab l r.

Akud m dünyasından farklı olarak, burada on ışık serbestçe akar


ve heps de tek kap’tan tüm güç olarak Nekud m dünyasının ç ne
g rer. Burada her sef rot kend küçük kaplarını b re b rer “kırar”.

Bu durum, İnsan ruhunda (gençl k bunalımı sonucu) ps koloj k


çöküntüye benzer. İnsan beden nde se bu durum f z ksel “ölüm”
g b d r. Işıklar (“can”) kaynağına döner, kırılan kaplar (“beden n
f z ksel organları”) gerçekl ğ n aşağı alanına ner (“toprağa
gömülme”) ama kırılan kapların ç nde halâ yaşam gücünün
“kıvılcımlar”ı (n tzozot) vardır. Buna karşın, kırılan kaplar etk s le
yen den canlanana kadar, geç c olarak harekets z ve güvenl b r
şek lde saklanır

Nekud m dünyası genell kle olam Hatohu, “kaos” dünyası olarak


bet mlen r. Akud m ve Nekud m dünyaları sıklıkla, tam olarak “kaos”
değ l de daha çok “dengel kaos” (Akud m “kaos”tur, kırılma değ ld r)
ve “denges z kaos” (Nekud m “kaos” durumudur ve kırılmadır) olarak
düşünülür. B r benzetme yapmak stersek, Modern “Kaos” teor s ”nde
de yer alan kaos’un bu k t p , f z ksel dünya le l şk l olarak
tanımlanır.
Ak’ın “gözler nden” çıkan Nekud m dünyasının ışıkları, İsrael
canlarının ruhsal can kaynağıdır. Bunların başlıca fonks yonu ve
amacı, Tanrı’nın y l ğ n ve ışığını, tüm gerçekl ğe ve nsanlık
b l nc ne yaymak ve yerleşt rmek ç n, yaşamda, Tanrının ve O’nun
(Her kuşakta var olan) Mes h’ n n, Tanrının y l ğ n ve ışığını get ren
“haberc s ” veya “görevl s ” g b davranmaktır.

Bu anlayışa göre, “kapların kırılması”nın anlamı bu “haberc ler n”


plânlanan görevler n yeter nce başaramadığıdır. Haberc ler, sadece
Tanrı’nın kurallarının tüm gerçekl ğ n üstünde olduğuna d kkat
çekm şlerd r. Bunu Tohu

[101]

(Tora’da, İsrael krallığından önce, Edom kralları bölümünde bu


kurallardan söz ed lmekted r) “krallar”ının her b r n n “Ben kural
olayım” demeler nden de anlıyoruz.

Olam Ha’Brud m–Olam Ha’T kkun “Bağlanmışlık” dünyası –


“Düzeltme” dünyası

Nekud m dünyasında kapların kırılmasından sonra, Tanrı, Ak’ın


“alnından” yen ışıklar çıkardı. Bu ışıklar, Nekud m dünyasının
bulunduğu bölgeye (Ak’ın “göğsünden” ayaklarının d b ne kadar) nd .
Bu yen ışığın gücü ve amacı, tohu’nun kırık kaplarını onarmak ve
yen den canlandırmaktı. Atz lut dünyasının bölges nde, bu onarma
sürec tamamlanır. Üç aşağı dünya, Ber ah, Yez rah ve As yah
bölges nde, bu onarma sürec , İsrael’ n h zmet ne bağlıdır. Bu h zmet,
onarılmış gerçekl ğ n gücü olan, yen ışığın Kutsal ruh olarak
parlaması le ortaya çıkacaktır.
Temel olarak, İsrael’ n bütün ruhları bu düzey le l şk kurarlar.
Heps de gerçekten ve doğallıkla, Tanrının huzurunda kend n
düşünmeme ve kend n yoksayma erdemler le, Tanrının
“Yeryüzünün kralı” görev n başaran “ k nc ” görevl d rler.

Kabala term noloj s nde, Berud m ışığı, Mah (45 sayısına eş t olan,
Tanrının esas Adı Havayah) adını bet mler. Mah sözcüğünün anlamı
“Ne [Ben m ?]”d r, bu sözcük, Musa’nın kend n yoksayma hal n
anlatır. Tohu’nun kapları le yaşam gücünün kıvılcımları da Ban
(Tanrının esas adlarından 52 sayısına eş t olan Havayah) adını
bet mler.

Onarma sürec n n g zl l ğ , Ban adının her noktasının Mah adının


doğasındak “ruh-dostu” le l şk de olmasındandır. Mah, onarma
gücü, evl l ğ n er l b rleşen d r oysa Ban, onarma eylem n n gerçek
real tes d r ve evl l ğ n er l b leşen d r.

Böylece, onarma dünyası, evl l k dünyası olarak karşımıza


çıkmaktadır. Öncek oluşumda, tohu dünyasında “krallar”
evlenmem şlerd . Aslında evlenmek ç n henüz olgunlaşmamışlardı.
Onarma dünyası, evl l k ç n, ps koloj k ve f zyoloj k olgunluğu zorunlu
kılar. Zoharda onarma, er l ve d ş l b rleşenler n, gerçekl ğ n her
noktasında “yüz yüze”, ve b rleş k olduğu, “kusursuz denge” durumu
olarak bet mlen r,

Onarma dünyasında, tohunun kaplarının her b r n n lk noktası,


“nokta”-“ç zg ” aşamalarını geç p “alan” olarak olgunlaşmıştır.
Onarma b l nçl l ğ böylece b r “alan” hal ne gelm şt r. Yakubun
dünyasında (Kabalada onarma dünyası olarak sözed l r), “nokta”
durumu, “taş”, “ç zg ” durumu “anıt” olarak ve “alan” durumu da “ev”
dey m le anlatılır. B lgeler n öğret s nde, “ nsan” (adem)’ın onarılmış
b l nce ulaşması ç n, “alan”ın tamamlanmış b l nc nde b r eve sah p
olmalıdır- “alan” olgunluğuna ulaşmış b r n n, bundan böyle Tanrının
görevl ve h zmetç s olarak çalışması zorunludur.

DÜNYALARIN ONARIMI

Keter D’Az lut – Az lut’un Taçı

Az lut dünyasının “taç”ının onarımı le başlayan onarma sürec n n,


sek z evres .

Partzufe Ha’Keter (Taç’ın “Şek ller ”)

Az lut dünyasının onarma sürec , Az lutun “taç” (keter) n n


onarılması le başlar. Dünyanın “taç”ı da onun “baş”ı veya “önder” d r.
Bu konuda Zoharda: “ nsanların önder y leşt ğ nde bütün nsanlar da
y leş r” denm şt r. Bu dey ş k anlamda da alınab l r, şöyle k ; Hasta
b r nsanın başının y leşt r lmes sonucunda beden de y leş r,
Huzursuz ve gerg n b r toplumun yönet c s n n eğ t lmes (Tanrı
yolunda olması), toplumun da barış ve huzura kavuşmasını sağlar.

Az lut dünyasında onarma, keter sef rahındak At k Yom n ve Ar k


Anp n olarak bet mlenen k farklı partzuf mde

[102]

gel ş r. Az lut’un keter nde “ ç baş” olarak daha fazla bölünme


vardır, her b r “B l nemez Baş”, “Yokluğun başı” ve “sonsuzluğun
başı” veya “B l nemez Baş”, “kafatası” ve “g zl Bey n” olarak
tanımlanır. Bu kavramların her b r aşağıda b rer b rer açıklanacaktır.

1) At k Yom n - “Ant k (esk ) günler”


At k Yom n, keter’ n ç partzufudur. Ruhtak zevk n üst b l nc le
l şk l d r. At k Yom n (Aram k) ter m , Kutsal k tapta Dan el’ n
k tabında, Mes h n gel ş düşünde, Her şeye Kad r Tanrı olarak
görünür.

Genell kle dünyanın keter , aşağı dünya le yukarı dünyayı


bağlayan orta düzey olarak görevl d r. Her orta düzey n de yukarı ve
aşağı veya yanlara bağlanmak ç n k düzey olmalıdır. Bunlarla,
başka k farklı düzeye (çoğunlukla karşıt real teye) bağlanılır.

Bu bakımdan keter’ n: At k Yom n partzuf bağı, yüksek dünyaya


(Yüksek dünyanın en alt sef rahı Malkhut le) bağlanan öneml ve
ayrılmaz b r bağ olarak düşünülürken, Ar k Anp n bağı da aşağı
dünyanın başlangıcı ç n öneml ve gerekl d r. Böylece At k Yom n,
“yukarının altı” ken, Ar k Anp n “aşağının üstü” olarak bet mlen r.

At k Yom n ter m “Esk günler” anlamına gel r ve mutlak aşkınlığı


anlatırken, “dünya günler ” sıradan b l nçle lg l d r. At k sözcüğü “çok
esk ” ya da “kopyalamak” anlamına da gel r. Kutsal gücü, yüksek
gerçekl ğe veya yüksek dünyayı aşağıya veya aşağı dünyayı
yukarıya “kopyalamak”tır. Böylece dünyanın At k’ , yüksek dünyanın
toplam süper b l nç kodunu (DNA-g b ) aşağıya kopyalama h zmet
yapar. İnsanda se bu güç, süperb l nçl l ğe ulaşıldığında akt f hale
gel r ve duyulan coşku le kend n bell eder.

2. Ar k Anp n- “Uzun çehre” veya “Sonsuz sabırlı olan”

Ar k Anp n, keter’ n dış partzufudur, ruhda üst-b l nçl l k gücü le


lg l d r. Ar k Anp n, Ar k “uzun” sonsuz gen şlemey mled ğ ç n
genell kle, “sonsuzluk” veya “sonsuz güç” le tanımlanır.
Yukarıda açıklandığı g b , Ar k Anp n, tüm Az lut dünyası le bağlı
olduğundan “aşağının üstü” olarak tanımlanır. Varoluşun veya
dünyanın her aşaması, yayılmanın veya yaratılışın rade gücüyle
başlar, “dünya” veya “çevres ndek ler ” çoğalmaya uygun hale get ren
“ev”, b l nçl l ğ n özel durumudur. Oluşun ç nden gerçeğ n yen
ülkes n n gel ş p tamamen olgunlaşması ç n Ar k Anp n’ n doğasında
varolan “sabır” zorunludur.

Ar k Anp n ter m , “Uzun Yüz”, Kutsal k tap ayetler nden Erek


Apa m (sayısal değer =sonsuz sabır) de, tam olarak, “uzun soluk”
anlamına gelen “uzun burun”dan çıkmaktadır. “kısa soluk” dey m
kızgınlığı, sabırsızlığı anlatırken, “uzun soluk” sonsuz sabır ve
merhamet anlatır. Gerçekten de Kutsal merhamet n onüç lkes ,
Kabalada sembol k olarak Ar k Anp n’ n “sakalının” onüç tel le
anlatılmaktadır.

3. Resha D’Lo Ityada—Radla - “B l nemezl k”

Zoharda “B l nemez Baş” ç n “Ne b len ne de b l nen Baş” anlatımı


bulunmaktadır. Bu, keter düzey nde ne kend ç b l nçl l ğ n n ve ne de
kend s n n dışındak farkındalığın b l nmed ğ n fade eder.

Kabala ve Has dutta bu düzey n, Az lut keter ndek üç üstün


“baş”’ın, Mes h’ n ruhunun kaynağı olduğu açıklanmaktadır. Önceler ,
İsra l Kralına taç g yd r lmeden önce, Mes h ne kend ç yeteneğ n
b l yordu ne de halk tarafından tanınıyordu.

Radla düzey At k Yom n partzufunun üç yüksek sef rotunu çer r


(keter, hohmah, b nah). Oysa At k Yom n partzufunun aşağı yed
sef rotu, Ar k Anp n partzufunun ç nde “g ys s z”d r (ruhun beden n
ç nde olduğu g b ). Radla’nın üç yüksek sef rotu “g ys s z” değ ld r. Bu
yüzden Radla “Açığa çıkan Baş” olarak bet mlen r. Ama y ne de
aslında d ğer herhang b r gerçekl k yanında kes nl kle “g zl ” veya
“kapalı” olduğu ç n bu b l nçl b r açığa çıkma değ ld r.

İsra l ruhunda, Radla, her yahud n n, arı ve temel Tanrı nancının


kaynağıdır. İsra l, ç ndek bu temel nançla, dünyaya gelmen n
sonsuz zevk n der nden duyumsar. Genell kle, Radla’nın ruhun
süperb l nçl l k zevk le l şk lend r lmes de, At k Yom n’ n Keter
ç ndek baş partzuf olduğunu açıklar.

4. Resha D’Ay n - “Yokluk”

Keter’ n üç “başı”’nın k nc s , “Yokluğun Başı”dır. Genell kle At k


Yom n partzufunun aşağı yed sef rotu le l şk lend r l r. Bunlar Ar k
Anp n partzufu ç nde, ruhun bedende olduğu g b yer alır, “g y n k
değ l”d rler. D ğerler nden farklı olarak, yukarda açıklandığı g b , Ar k
Anp n’ n keter n n (Gulgalta,”kafatası”) ç ndek “g y n k olmayan” At k
Yom n’ n chesed’ le l şk lend r l r.

İsrael’ n Kutsal ruhu ç ndek , doğal mükemmel zevk ve d ng nl k


duygusu, aslında gerçek “yokluk” duygusudur. İnsan ruhunun
sıradan ve hayvansal deney mler n n zevk “b rşey” g b yken, Kutsal
ruhun deney m n n zevk “h çl k”t r. Bas t sözcüklerle şöyle
anlatab l r z, “daha az Ben olursam, bağımsız b r oluş olarak uzamda
daha az yer kaplarsam kend m daha y h sseder m”. Aks halde
Bütün herşey, Kutsal “yokluk”dan yaratıldığı ç n, kend m ne kadar
“b rşey” sayar, yokluğun yer ne koyarsam, Tüm gerçekl ğ n Kutsal
kaynağını deney mlemen n zevk de o kadar azalır.”

Bu düzey ç n “B lgel k yoklukta bulunur” denm şt r.

5. Resha D’Ar ch - “Sonsuzluk”


Resha d’Ar ch, genell kle, keter’ n d ğer partzufu ve ruhun
süperb l nç rades olan Ar ch Anp n partzufu’na karşılık gel r.
Özell kle, Gulgalta (“kafatası”) olarak açıklanan, Ar ch Anp n’ n keter
le l şk l d r.

Zoharda: “K m küçükse o büyüktür” olarak yazılmıştır. Varlığın


“küçüklük” veya “yokluk” deney m nden (Resha d’Ay n’ n deney m ),
sonsuz gen şleme deney m gel r (“g ys s z” Resha d’Ay n olan Resha
d’Ar ch n deney m ), k bu da yen ve onarılmış gerçeğ yaratan rade
gücüdür.

“h ç” İraden n yüzünde yer alır”. İrade gücünün yen alanlara


gen şlemes ve fethetmes n n, sınırı ve l m t yoktur.

“Uzunluk” somut b r kavram olarak, Kabala ve Has dutta “doğru


yol” veya chesed’ n lkes “hayırseverl k” olarak tanımlanır. Böylece,
bu sonsuz güç, gen şlemek ve fethetmek, yaratmak ve sürdürmek
sonsuz gücü le b rl kte, y l k ve sevg y vermek, bağışlamak ve sabır
göstermekt r.

6. Gulgalta - “Kafatası” - İrade

Gulgalta, Ar ch Anp n partzufunun keter d r. Has dutta, “ raden n


kaynağı” olarak anılır. “İraden n rades d r”. Gulgaltanın ç nde, At k
Yom n n chesed “g ys s zd r”. Başlangıçta “toplanma noktası” ve
“zevk” n radeye bağlanmasıdır. İrade ve zevk n (“zevk” “mutluluk
ver rken” “ rade” tam ters d r frenler, buradak karşıtlık açıkça
görülmekted r) b rleşmes “arzulama” (Chefetz) olarak anlaşılır. Her
k s de rade le lg l d r ve raden n ereğ ne ulaşmak, zevk duygusu
ver r. Ancak ruhu harekete geç ren arzulama duygusunun, sadece b r
araç olduğu amaç olmadığı unutulmamalıdır.
Dünyanın yaratılışından söz ed ld ğ nde, “Bütün her şey Tanrı
sted ve yaptı” denmekted r. Bu Kabalada ve Has dutta, “yaratılışın
boyutları doğrudan Gulgaltadan alınmıştır” şekl nde açıklanır.

Gulgalta düzey nde, “ rade ç n sebep yoktur”. Burada doğuştan


varolan yaratma steğ , bütünüyle ruhun varoluşsal “tutku”sudur,
akılsal b r neden yoktur.

7. Mocha St ma’ah - “G zlenen Bey n” - B lgel k - H kmet

Moca St ma’ah (veya Hohmah St ma’ah, “saklı b lgel k”) Ar ch


Anp n n ç ndek hohmah sef rahıdır, b lgel ğ n kaynağı rade gücünün
doğasında vardır. Has dutta coach hamask l “yen zekânın ürett ğ
güç” olarak bet mlen r.

“ raden n saklı sebeb ” Mocha St ma’ah’dadır. Bu düzeyde “araç”


ve “amaç” arasındak ayrım açıkça görülür. Her “araç” b r “amaç”
ç nd r. Bu durum se, raden n arkasındak g zl mantıktır.

At k Yom n’ n gevurahı, Mocha St ma’ah’da “g ys s zd r” ve Ar ch


Anp n’ n hohmah’ının ç nded r. At k Yom n’ n gevurahı, gerçekl ğ n
ölçüsünü sınırlayan gücün kaynağıdır.

Mocha St ma’ah, yaratılan ve yayılan bütün oluşun l m t ve sınırını


tanımlar. Böylece Mocha St ma’ah, Az lut dünyası “kaplar”ının
mükemmel kaynağıyken Gulgalta da (“At k Yom n’ n chesed
“g ys s zd r”) Atz lut dünyası “ışıklar”ının kusursuz kaynağıdır.

Mocha St ma’ah’ın doğasındak mükemmel gücün görev , henüz


onarılmamış real tey “aydınlatmak” ve “onarmak”tır. Mocha
St ma’ah, üst aklın sezg gücü sayes nde tanımlanırken Kutsal
kıvılcımları, henüz onarılmamış gerçekl k ç nde saklı tutulmaktadır.
İrade, doğuştan varolan gücü le (k bu onun b lgel ğ d r) köle ve
sürgün durumundak lerden kutsal kıvılcımları çıkarmaya ve onları
“kurtarmaya mukted rd r”. İlk gücü, Mes h’ n açıklamasında
buluyoruz, coach hamask l (kurtarma gücü). Bu konudan İşayada
söz ed lm şt r; “Gör, Yapması ç n gönderd ğ m [Mes h] başarıya
ulaşacaktır...” [İşaya 55:11] Mes h’ n lk “başarısı” Kutsallığın düşen
kıvılcımlarını kurtarma yeteneğ d r (Ruhlar sürgünded r ve kıvılcımlar
baştan başa dünyasal gerçekl k ç nded r) ve onları Kutsal b l nçl l ğ n
en üstüne yükseltmekt r.

8. D kna - “Sakal”

Ar ch Anp n’ n D kna veya “sakal”ı, onüç parçaya veya özell ğe


“onarmanın düzeyler ”ne (T kuna D kna) sah pt r. Yukarda açıklanan
Kutsal merhamet n onüç lkes le l şk l d r. “Sakal”ın her “tel” ,
t mtzum’un özel gücünü tems l eder.

T kkun ha-Olam (T kkun Dünyası) Dünyanın yen den kurulması

[103]

Başta Kabala’yı tanımlarken söyled ğ m z g b Kabala, ruhsal ve


entelektüel d s pl n n esk ve yen enkarnasyonudur. Bu nedenle,
Has d m’de de anlatıldığı g b , prat k yaşam b lg s , d s pl ne
ed lmed ğ nde boş b lg den başka b r şey değ ld r.

Has d k doktr n’ n n T kkun nancına göre nsan, ruhunun


çevres ndek objeler ve nsanlarla uyum ç nde olmasıyla varolur.
Öyle anlar olur k , “kıvılcımın parlaması” k ş ye böyle b r uyumu
yakalaması ç n b r fırsat olarak sunulur.
İnsan, yaşamı sırasında bazan, b r k ş veya b r eşyayla
karşılaştığında, ç ndek ruhsal enerj n n özgürleşt ğ n ve aynı
zamanda ruhundak kıvılcımın parladığını, karşılaştığı le
bütünleşt ğ n duyumsar. Bu tamamlanma nasıl olur? Bunun
gelenektek yanıtı, “tamamlanan k ş , geleneksel yahud prat ğ n n
613 kutsal emr ne (m tzvot) bağlı kalmıştır” şekl nded r. Yan k ş
Tanrısal buyruklara uygun yaşadığı ç n ödüllend r lmekted r.

Herb r sevap (m tzvah), “Kapların kırılması”’ndan sonra dünyaya


düşen kurtarıcı kıvılcım parçalarının özel olarak tasarlanmış hâl
olarak tanımlanır. Örneğ n, Kashrut y yeceklerle lg l kurtarıcı
kıvılcım, Kell potun kandırmasıyla kanuna karşı gelme, loshon hora
(ded kodu) kurtarıcı kıvılcımları.

Ancak, herkes sadece T kkun nancıyla geleneksel yahud yaşam


tarzını yaşamak zorunda değ ld r. Örneğ n tzedakah (sadaka,
hayırseverl k) m tzvah’ı, herkeste her zaman bulunab l r. Gel şt r c
veya önley c herhang b r eylem Dünyanın son kurtuluşuna neden
olab l r. Komşumuza selâm vermem z veya vermemem z, kötü n yetl
ded kodu yapmamız veya ded kodudan kaçınmamız, ana, baba, karı,
koca, çocuk, ş arkadaşı ve yabancılara karşı sabır ve anlayış
göstermem z veya göstermemem z, bütün bunlar T kkunun
konusudur.

T kkun’un hang hareket n n kend m zde ve dünyada b lg y , aklı,


anlayışı, sevg y , adalet , şefkat , güzell ğ v.s.ortaya çıkardığı,
evren n yaratılışı, onarımı, yen lenmes ve tamamlanması konuları da
dünyanın yaratılış amaçları kapsamındadır.

T kkun ha-Olam, Yahud l ğ n kend ne özgü sembolü olan ve aynı


zamanda Kabala’nın da tek ve en öneml ahlâk hükmüdür: T kkun,
Kırılıp dökülen dünyanın kurtulması ve yen den yapılması ç n
nsanlığa ver len b r em rd r. (Bkz. Shev rat ha Kel m) 16.yüzyılda
İsaac Lur a’nın açıkça fade ett ğ g b T kkun sembolü hem metaf z k
ve hem de teoloj k anlamlar çer r. Lur a ve öğrenc ler T kkun
dünyasının, evren n yaratılışındak her olayın başı ve g r ş olduğunu
ler sürmüşlerd r. Onlar ç n, evren ve Tanrı’nın tamamlanması,
Dünyanın yen den yapılmasının sadece sonucudur.

Kabal st k semboller n kapsamlı b r şek lde sıralanışı, T kkun


dünyasının Lur an k anlayışında düzenlenm şt r. Bunlardan herb r
Lur an k anlayışta çok öneml rol oynarken anlamlı ve ahlâklı
yaşamın nasıl olacağını anlatır.

Tanrı ve Shek na’nın b rleşmes sembol zması: Tanrı açısından,


erkek ve d ş arasındak erot k b rleşme, T kkun’un Lur an k sembolü
ç nde öncel kl olarak yer alan öneml b r Kabal st k semboldür. Bu
yüzden Zohar’da, “Kutsal olan kutsanmıştır” sözcüğü, sürgündek
dünya le Tanrı’nın d ş tarafı “Shek nah”ın yen den b rleşmeler n
anlatır. İnsanoğlunun günahı neden yle bozulmuş olan Tanrısallık,
Yahud ler n sürgünü ve ayrı durmakta olan “D ğer taraf”, D ş ve
erkek arasındak fark ve b rleşme g b d r. İnsanoğlunda, M tzvot’ları
(Yahud şer atı) eks ks z uygulama ve Tanrısal tapınma yoluyla, Tanrı
ve onun Shek nah’ı arasındak b rl ğ yen den kurma yeteneğ
bulunmaktadır. Bu b rleşme Sef rotta T feret ve Malkut le sembol ze
ed l r.

Kabal stlere göre, Kutsal d ş l k ve erkekl ğ n b rleşmes ,


mükemmell ğ n b r parçası ve b rl ğ n uyumudur, bu da karşıtların
b rleşmes sembolü ve lah bakışla anlaşılab l r. D ş ve erkeğ n kend
bölünmüşlükler n n yen den b rleşmes se, ps koloj k ter mlerle
açıklanab l r.

Yaşam ağacı ve b l ş: Zohar’dak M draş ha neelam’a


[104]

göre, Sef rot, Âdem’e k z yaşam ağacı ve b l ş olarak b ld r ld .


Âdem, günâhından, bu ağaçlar yoluyla kurtuldu ve yaşamla b lg
arasındak bölüme yerleşt . Bu bölüm, Tanrı ve Dünya arasındak
nce b r çatlaktı. Âdem daha yüksektek b rl ğ n ve yüksek ruhsal
formların farkına varmadan, on sef rah’a tapmaya hazırdı (Shek nah,
Tanrının Dünya üzer nde açığa çıkması). Âdem Shekh nah’a
tapınırken aynı zamanda maddî dünyaya da bağlıydı, B lme ağacını
( y l k ve kötülüğü gösteren) ve “Yaşam ağacı”’nı b lm yordu.

T kkun ha-Olam’ın amacı; yaşam ve b lme arasındak çatlağı


onarmak, aynı zamanda Tanrısal buyruklara uyan k ş n n Sef rot le
(D nsel değerler bağlamında) k ş sel bağını yen den kurması ve
“b lme” le “yaşam” arasında yen den b rleşmen n sağlanmasıdır.

T kkun ha-Olam, Sürgünden kurtuluşa geç şte çok öneml b r


(metafor) benzetmed r. Cennet bahçes nden Âdem ve Havva’nın
sürgün ed lmeler , Yahud halkının Mısır, Bab l ve Dünyadak d ğer
sürgünler , Lur a ve zley c ler tarafından evrensel b r süreç olarak
açıklanır. Yahud halkı, tar h n çeş tl zamanlarında T kkun ha-Olam’ın
tamamlanması fırsatını bulmuştur (bu bağlamda S na vahy en
öneml s d r), ancak her sefer nde, Yahud halkı bu fırsatları “d ğer
taraf” g b değerlend rm ş ve görevler n yer ne get remem şlerd r.
Hâlen, Yahud d asporasının görev ve amacı, Dünyanın her
yer ndek kıvılcımları toplamaktır. Bu gerçekleşt ğ nde, tar hsel ve
evrensel sürgün sona erecek, Z on yen den canlanacak ve kötü
Kell pot ortadan kalkacaktır.

Şefkat etk s le yargının haf flet lmes : Lur an stlere ve d ğer


Kabal stlere göre, dünyanın gel şmes , karşıtlığın d alekt k
karışımıdır. Lur an k anlayışda T kkun ha-Olam’ın rolü karşıtlıktır.
Chesed (Lütuf) ve D n (Yargı) arasındak ahlâk bölünmeye,
Kabal stler tarafından özel b r önem ver l r. Zohar’a göre, öncek
dünyalar yok ed ld ler çünkü o dünyaların katı yasaları lûtuf ve
cömertl k tarafından yumuşatılmamıştı. Yasanın lûtuf tarafından
yumuşatılması (ya da ters ), Kabal stler’ n “hakîkat” le eş tuttukları,
Racham m Sef rahı‘nın (Bağışlama, şefkat) temel özell ğ d r. Şefkat
le yargı arasında denge arayışı [Cordovero’ya

[105]

göre bu dengede şefkat n küçük b r ağırlığı olmalıdır] T kkun ha-


Olam açısından çok kr t kt r.

Kıvılcımların parlaması (Netzotz m): Kıvılcımların parlaması,


Dünyayla lg l Gnost k b r semboldür. Gnost k vers yonda, Kutsal
kıvılcımlar b r yabancı ve kötülük dünyasında tuzağa düşürülür ve
nsan da ç nde hapsed l r. Gnost klere göre, kıvılcımlar kend
çler nde bulunan k ş ler n b lg ler (Gnos s) sonucunda, bu dünyadan
özgürleş rlerken, hapsett kler gnost k ruhlar da kend ler n ve
bedenler n terkederek sonsuz pleroma’ya

[106]

katılırlar.

Yukarıda gördüğümüz g b , Dünyanın onarılması, Evren n en uzak


köşeler ne kadar yayılmış ışık zerrec kler n n b r araya get r lmes
yoluyla olmuştur.Tanrı‘nın Shek nah’la yen den b rleşmes ve
böylel kle evren n düzen ve uyuma kavuşması ancak anımsama
aracılığıyla mümkün olab leceğ ne göre, bunu gerçekleşt reb lmen n
tek yolu, kuşkusuz önce kend m z n y leşmes , yan TİKUNN HA
NESPHESH olarak adlandırılan sürec n tamamlanmasıdır.
Tanrısal Işığa ulaşacak ruhların tekâmülü, bedenlerde olacak ve
t kkun’a ancak o olgunluktak ruhlar ulaşacaktır.

Tanrı’nın Sef rot le şb rl ğ , Onb r Kutsal Ad

Tablo 9: Onb r kutsal ad, Sef rot l şk s


5. BÖLÜM TANRI ADLARI

Havayah

Kutsal k tap veya d nsel tören d zeler ezberden okunduğunda.


Tetragrammaton adının dört harf Adona olarak telaffuz ed l r. Aks
halde, Hashem (“İs m”) veya “Havayah” (Tetragrammaton’un
harfler n n permütasyonu)’dan söz ed l yor demekt r.

Havayah adı, Tanrı adlarından en kutsal olanıdır. Temel ad olan


“shem ha’etzem”’e atfed l r ve Kutsal temel’ n (Atzmut) mutlak
aşkınlığını anlatır. “Eşs z ad (shem hameyuchad)”, yaratılıştan önce
ve sonra da değ şmeden kalan heryerde hazır ve herşeye gücü
yeten Tanrının varoluşsal paradoksunu anlatır ve “açık adı (shem
hameforash), kend özünden açığa çıkardığı Dünyanın son
yaratılışını kasteder.

Kabalada, Havayah adı, en ç ruhu ve kutsal çıkış olan Sef rot’un


bütün ışığını anlatır. 4 harf, kotzo shel yud (yud’un ç v s ) le b rl kte
Kotzo shel yud—keter; yud—hohmah; lk he —b nah; vav—m dot
(chesed’den yesod’a); son olarak he —malkut, sef rot’un bütün
konf gürasyonları le lg l d r.

Havayah adı, 2 aşamada açıklanır. İlk aşama chochmach olup


b tul (özgec l)’ n ç ruhsal durumudur ve Kabalanın “baba” lkes d r.
İk nc aşama t feret’d r, racham m (merhamet)’ n ç ruhsal durumudur
ve Kabalanın “oğul” lkes d r. Bu k lken n b rl ğ Havayah adının
gücüdür. Bunu “O’nun adı ned r ve o’nun oğlunun adı ned r?
[Mezmurlar 30:4]” mısraı çağrıştırır. (Havayah’ın lk “tam yazımı”’nda,
“ne” sözcüğü, ma olup sayısal değer 45’d r.)
Hohmah sef rahı le l şk s ne baktığımızda, Havayah adının,
doğası gereğ sürekl olan tüm gerçekl k ara verd ğ zaman ortaya
çıkan kutsal gücü yansıttığı görülür ( bu süreç 4 evrey çer r bunlar
da Havayah’ın 4 harf yle l şk lend r l r: yud—büzülme [Tanrının
sonsuz ışığının nokta ç ne büzülmes ]; he —büyüme[saklı âlemde];
vav—uzama [saklı âlemden açığa çıkmış âleme]; he —gen şleme
[alem n açığa çıkması]). Bu Tanrısal güç hohmah sef rahından
sağlanır (bu, zamanın hohmah’dan yaratıldığının apaçık b r şaret d r)
ve ayette “Havayah, hohmah le yeryüzünü kurdu” [Mezmurlar 3:19]”
den lm şt r.

Havayah adının lk açığa çıkışı, yaratılışın t feret aşamasındadır


(k ketere yüksel p, Malkhuta nen “orta sütun” olarak adlandırılır),
genell kle Tanrının “merhamet özell ğ ”n n yansıması olarak görülür.
Tevratta yaratılışın lk açıklaması Elok m adı olarak görünürken, k nc
açıklamada Havayah adı Elok m adından önce gel r. B lgeler, bu
fenomen “Başlangıçta, Tanrı dünyayı katı kurallara uygun olarak
yaratmayı tasarlamıştı ancak bu dünyanın ayakta kalamayacağını
gördü; bu yüzden O, yaratılışta katı yargıyı merhamet özell ğ le
b rleşt rd ”

Havayah adının sayısal değer = 26’dır, 26 sayısı da = 2 x 13. 13


sayısı= echad (“b r”)sözcüğünün sayısal değer d r. Böylece, b z “Duy
İsra l, Havayah b z m Tanrımızdır, Havayah b r’d r” d ye lân
ett ğ m zde, Tanrının mutlak b rl ğ n n 13’e 26 oranını yan “yarım”ın
“bütün”e oranını fade etm ş oluyoruz. Dolaylı olarak, Tanrı (bütün) ve
Onun yarattığının (yarım) aslında B r olduğu anlaşılıyor.

Havayah adı, at-bash’da

[107]
, sayısal değerler toplamı 300 olan, mem, tzad k, pe , tzad k’e
kadar değ ş r. 300 sayısı aynı zamanda sh n harf n n ve tam yazılım
olarak Tanrı’nın en yüksek adı olan Elok m’ n sayısal değer ne eş tt r.
Bu eş tl k, “Havayah’ın [doğaüstü vah y], [mutlak b r le] Elok m [doğal
buyruk] olduğunu şaret eder.” Tef l n

[108]

b r üç başla, d ğer dört başla olmak üzere başta k sh n le


yazılmıştı. Üç başlı sh n, bu dünyanın sh n’ , Elok m’ n “tam yazım”ını
bet mlerken, dört başlı sh n, gelen dünyanın sh n’ , at-bash’da
değ şm ş hâl olarak Havayah’ı bet mler.

Toplamda, Havayah’ı tam olarak hecelemek ç n 27 yol vardır (üç


harf n he , vav, he , herb r de üç hecelemeye sah pt r; 3x9=27). Onlar
b rl kte = 1521= 39’un kares d r (39=Havayah echad). Dört temel
“tam gramat k” Kabala=72,63,45,52’yı mler k bunlar da b rl kte
232’ye eş tt r. Onların ortalama değer (232’n n 4’e bölünmes ) = 58,
Tanrısal es nlenme olan “zerafet” d r.

Ekyeh

Ekyeh adı, genell kle keter sef rahı le lg l olduğu g b aynı


zamanda B nah sef rahı le de lg l d r.

Ekyeh Tanrısal b r ad olup, K tab-ı Mukaddeste, sadece b r ayette


görünür [Exodus 3:14]. Tanrı le Musa’nın d yalogunda, Tanrı’nın
halkını Mısırdan kurtarmak ç n seçt ğ haberc olan Musa Tanrıya,
“ nsanlar sen b ze gönderen n adı ned r d ye sorduğunda ne
d yey m” d ye sorar. Tanrı “Ekyeh asher [k md r] Ekyeh” d ye yanıtlar
ve İsra loğulla-rına “ben s ze gönderen Ekyeh’t r” d yeceks n der.
“Ekyeh” sözcüğünün tam anlamıyla, karşılığı “olacağım”dır. Yen
“doğum” veya kend n “açığa çıkarmak” anlamlarını çer r. Buradan,
Yahud halkının sürgünden kurtulma sürec ndek ruhsal doğumları le
Tanrı’nın özünün kend gerçeğ nden doğuşu (Burada Mısır b r rah m
durumundadır) anlaşılmaktadır. Tanrı keter sef rahının gücünde,
kend ne yakışır b r şek lde yansımıştır. Bu nedenle de genell kle
Ekyeh adı keter le l şk lend r l r. Doğaüstü rah mden İsra l ruhunun
doğuşu da, b nah (anne) sef rahı le Ekyeh l şk s n açıklar. Kabalada
Ekyeh Tanrıdadır açıklaması k şek lde anlaşılır: “Ekyeh b nah’ta
olduğu ç n keter’ded r”

Kah ve Havayah adları g b , alef, he ve yud harfler n n özel


b rleşmes nden oluştuğu ç n Ekyeh adı da Tanrının temel adı olarak
d kkate alınır. (– kutsal d l n dört temel kaynağı –dört harfl grup olan
alef, he , vav ve yud [Ehev ]).

Kah (Yah)

Kah adı, Tetragrammaton olarak b l nen, Tanrının asıl adı olan


Havayah’ın lk k harf nden oluşur ve Kabalada genell kle Hohmah
sef rahı le l şk lend r l r.

Havayah’ın lk k harf nden yud özell kle hohmah le


l şk lend r l rken, he harf b nah le l şk lend r l r “bu k parça h çb r
zaman ayrılmaz.”

Bu k harf, aynı zamanda Havayah’ın g zlenen (son k harf n


l şk s bu boyutu açığa çıkarır) boyutundan da söz eder ve Kah
aşamasından sağlanan Tanrısal nayet şaret eder k bu genell kle
(veya önce) nsan aklıyla kavranılamaz. Böylece çek len bütün
acılara karşın sonunda y l k olur (ve aslında ş md b le b z onu y l k
olarak algılarız) ve y l ğ n Kah’dan çıktığı söylen r.
Bu paradoks Davut’un mezmurlarında açıkça görülür, Kah’ın
övgüsü defalarca anlatılır (özell kle hallelu-Kah ayet nde).
Mezmurların heps şu lah le sona erer: “Her ruh Kah’ı övecek,
hallelu-Kah.” Bunu b lgeler, “her soluk” b r ruh” g b d r şekl nde
yorumlarlar. Bununla da her yaşam soluğunun Kah’a övgünün
b l nçl l ğ n taşıyacağını şaret eder. Kabalada ve Chass dutta, b r
övgünün sam m yetle yapılması ve övgüye gerçekten değer olana
yönelt lmes öğütlenmekted r. Böylece Kah’ı sürekl överek,
görünürdek ç lelerde “saklı” olan sonsuz y l k ve zevk’ n açığa
çıkmasını ve onu yaşayab lmey hakeder z.

Hohmah, İç ruhsal durumun tems lc s g b d r. Kah’ın farkındalığı


(ve övgüsü) gerçek b r b tul

[109]

durumudur, Tanrının huzurunda duyumsanan özgec l kt r. Bu


durum, Sonsuz Tanrısal ışığın ve zevk’ n çe akmasının ve bütünlüğe
katılmanın duyumsanmasıdır. Bu deney m, “Cennet bahçes ”’n n de
üzer nde olan “Cennet”’te olmak g b d r.

Kah’ın sayısal değer =15. Yarımın bütüne oranı olduğu g b , İk


harf n b rb r ne oranıdır, 10 (yud): 5 (he ). (bkz. Havayah le aynı
fenomen olan “bütün ve yarım”’ın l şk s , Havayah’ın oranı 26, echad
13)

“Bütün”’ün boyutu, süper b l nçl l k hâl ndek lûtfun kaynağını,


“Yarım”’ın boyutu se süper b l nçl l k stenc n n kaynağını yansıtır.
Böylece Kah adı, hohmah’ın (Süperb l nçl l ğ n başlangıcı)
perspekt f nden yansır. Bu süperb l nçl l k ve Keter yolundak ruhun k
temel lkes d r.
Evl ç ftlerden b r n n eş le aralarında ortaya çıkan bütün
olumsuzlukları, deney m le “tatlandıran” güç, onun ç nde yattığı ç n
Kah adı, evl l ktek uyumun g zem n tems l eder. Kah’ın gücü
aracılığıyla, beden ve ruh “ayrılmaz dostluk” düzey ne yüksel r.

Kel

Kabalada Kel adı, genell kle chesed sef rahı le lg l d r (Elokah adı
g b ).

“Kel” n kökü, bran ce “güçlü” anlamına gelmekted r. Bu durumda


Kel, Tanrının yaşamı sürdüren sağ el n n gücünü, onun sonsuz
cömertl ğ n ve o’nun yarattığı gerçeğ şaret eder.

Ar zal el yazmalarına

[110]

ve Zoharın sayısal s stem ne göre Kel adı, Tanrının 13 merhamet


sıfatından b r nc s d r.

Kel adı, Tanrının d ğer üç adıyla b rleş rken, Tanrısal nayet n açığa
çıktığı, üç aşağı dünya olan Ber ah, Yetz rah ve As yah’ı bet mler.
Bunlar; Ber ah dünyasında Kel Shaka ; Yetz rah dünyasında Kel
Havayah; As yah dünyasında Kel Adnut olarak adlandırılırlar.

Kel’ n sayısal değer = 31’d r. K tab-ı Mukaddeste, Yeşu (Joshua)


tarafından seç lm ş ülkeye g rerken fethed len Kenan d yarındak 31
Krala karşılık geld ğ ç n 31 sayısı çok öneml d r [Yeşu 12:24]. Bu
yüzden, Kel adı, Tanrının seçt ğ İsra l halkına, seçt ğ toprakları
(sağdak topraklar) verd ğ (Sağ el le) Tanrısal güç le l şk lend r l r.
Rash tarafından Tevrat’ın başında açıklandığı g b , gerçekte Tanrının
İsra loğullarına el yle uzatıp armağan ett ğ topraklar, aslında
İsra loğullarının kend gücü ve m rascısı oldukları topraklardır.

Elokah

Kabalada Elokah adı genell kle chesed sef rahı le l şk lend r l r


(Elokah’ın lk k harf n n b rleş m nden oluşan Kel adı g b )

Elokah’ın (Kel’de olduğu g b ) çoğu kez b r “meta-ad” mled ğ


düşünülür, eş dey şle Adların (veya “g ys ler”) n “tayfı”na sah p olan
Tanrının en temel (“adlandırılamaz”) adı kasted l r.

İsra l n ruhu “Yukardak Elokah’ın gerçek kısmı” olarak tanımlanır.

Elokah’ın sayısal değer = 42 (2x21, Tanrının Musa’ya “Ekyeh


asher Ekyeh” derken k kez söyled ğ Ekyeh adının değer d r).
Tanrının 42 harf n n gücü le dünyanın, yaratılması g b Elokah adı,
yaratılışın gücünü mler. Yukarıda açıklanan, Kel adı’nın sayısal
değer at-bash’da 420’ye eş tt r k bu da 10 x Elokah’dır.

Kabaladak 42 sırdan b r olan evren n yaratılışı le l şk lend r len


Tanrısal yaratılış eylem , Tanrının yeh =25 (“olsun..”) sözü le başlar
ve yarattığını seyrett ğ nde söyled ğ tov = 17 (“ y ”) sözü le b ter. 25
(yaratılış sürec n n başlangıcı), 17 (yaratılış sürec n n sonu) toplamı
42 olur, bu sayı da yaratmanın herşey kapsayan gücü’dür.

Elokah’ın en temel söylen ş n n sayısal değer = 203’dür, bu sayı,


Tevrat’ın k nc sözcüğü olan (Tevrat’ın lk sözcüğü olan Bre sh t’ n, lk
üç harf d r) ve “yaratıcı” anlamına gelen Barah‘a eş tt r. İlk baba
Abraham (adının harfler n n permutasyonu barah ma’dır ve “O ma’yı
yarattı” anlamına gel r [ma, ‘h çb rşey’ le ‘b r şey’ arasında, devam
etmekte olan yen den yaratılış sürec n n yansıması olan, yaratılışın
şek ls z hal d r]. İk sözcük barah ma = 203 ve 45 sayıları, Elokah ve
Havayah’ın “tam söylen ş ”n n sayısal değerler olup, Chesed
(Tanrısal adı Kel veya Elokah) sef rahı le lg l d r k Tanrının
yeryüzünde varett ğ lk nsanı ortaya çıkarmıştır. Tevrat sözcükler ne
göre Tanrı, Havayah kel olam’dan açığa çıkmıştır (“Havayah, Tanrı
evren’d r”). Bu ayet n [Genes s 21:33] “evren n Tanrısı” olarak
okunması hal nde [Tanrı, yarattığı evren n efend s d r] anlamı çıkar k
Tanrı ve evren k ayrı eleman g b anlaşılır, oysa okunması gereken,
“Tanrı evrend r” fades , mutlak hakîkat mlemekted r, bu da, Tanrı
evren le b r’d r veya evren Tanrıdadır sonucunu ver r. Bu bağlamda,
İdeal tektanrıcılığı ve gerçek anlamda yahud ll ğ Abraham’ın lân
ett ğ anlaşılmaktadır.

Elok m

Kabalada Elok m adı genell kle Gevurah sef rahı le l şk l d r. (Kel


adı, Elok m’ n lk k harf nden oluşur, Chesed’ n tamamlayıcı
gücüdür)

B lgen n dey m yle, Tanrı’nın Elok m adı onun “kes n yargısının


özell ğ d r.” Bu ad Tevratta Yaratılış konusunda açıkça sözed len tek
ad olan Elok m (sayısal değer = 86) bu da “hateva” (doğa)’nın sayısı
olan 86’ya eş tt r. Öncek bölümlerde anlatıldığı g b , Elok m’ n,
“doğa”yı tz mtzum (Tanrının kutsal ışıklarının açıkça büzülmes veya
ger çek lmes ) eylem boyunca yarattığını anımsayalım.

Elok m adının açılımı, sef rot k düzen n üç noktasında farklı özell k


göster r: B nah düzey nde, Tetragrammaton’un dört harf Elok m’ n
sesl harfler yle noktalanmıştır ve Elok m olarak telaffuz ed l r. Burada
Tanrı’dan, Elok m Chay m (“Yaşayan Tanrı”) olarak söz ed l r,
gerçekl k boyunca (kan g b ) akan yaşam gücünün temel kaynağıdır.
Tanrı ve onun Yaratılışdak kes n yargısı, gevurah düzey ndek
Elok m’ n açılımı le lg l d r. Son olarak da malkhut düzey nde Elok m,
doğanın ç özü ve Tanrı yasalarıdır.

Elok m’ n sayısal değer = 86 olup bu da = 26 (Havayah) + 60


demekt r. 60 = kl , “kaplar”’ın sayısal değer d r. Buradan, Elok m’ n
Havayah’ın kapları olduğu anlaşılır. Buna ayette şaret ed lm şt r;
“Havayah [ve] Elok m ç n [hem] güneş ve [hem de] kalkandır”
[Mezmurlar 84:11]. Güneş ve kalkan ışık (kaynak) ve kap’tır, 86
(Elok m) + 60 (kap) = 146 sayı değer se olam “alem-dünya”nın
sayısına eş tt r. Bu tam olarak Elok m’ n Havayah’ın kab’ı olduğunu
bel rt r (e.d. kutsallık düzey ne göre, Havayah’ın son amacı, dünyayı
açığa çıkarma görev d r), böylece dünyanın da Elok m’ n kabı olduğu
anlaşılmaktadır. (e.d. Kutsal yaratılış bağlamında doğa, Tanrının
kend s n açıkça bel rtmes deney m d r)

At-bash’da Elok m adı tav, kaf, tzad k, mem ve yud’un toplam


sayısal değer = 560 olarak dönüştürülür. 560 aynı zamanda
(tav,samech,kuf)’a dönüştürülen echad “b r” dünyasının değer d r.
Öğret ye göre, Tanrının son b rl ğ , O’nun Elok m adının gücüyle,
yaratılış boyunca açığa çıkmıştır. Yahud nancının esasının
duyurusuna göre: “İsra l burasıdır, Havayah b z m Elok m’ m zd r,
Havayah b r’d r”. Bu “b z m Elok m’ m z” Havayah vasıtası le varoldu
anlamına gelmekted r. Havayah B r g b yaratılış boyunca ortaya
çıkmıştır.

Elok m adı, üç yazım şekl ne sah pt r, 291, 295, 300 bunların


toplamı se 886 olur. Havayah’ın 4 harf n n b rl kte lk yazılımı = 232,
bunun yukarıdak 886 le toplamı = 1118 olur k bu da tam olarak
“İsra l burasıdır, Havayah b z m Elok m’ m zd r, Havayah B r’d r”
ayet n n toplam sayısal değer ne eş tt r.

Tzevakot
Kabalada Tzevakot (“ev sah b ”) adı genell kle netzach ve hod
sef rahları le l şk l d r. Tzevakot, Havayah adını zled ğ zaman bu
b rleş m netzach sef rahını, Elok m adını zled ğ nde se hod
sef rahını mler.

Tanrı adı olarak Tzevakot, Pentateuch’da

[111]

kapalı geçen kutsal adlardan, açığa vurulan tek ve K tab-ı


mukaddeste meydana çıkan lk Kutsal addır, kısır kadın Hannah’ın
çten duası karşılığında b r erkek çocuk doğurduğunda: “ve o and
çerek: Havayah Tzevakot (orduların rabb ), h zmetç n dertl
gördüğünde ben anımsarsan ve h zmetç n unutma ve h zmetç ne b r
erkek tohumu ver; sonra onu tüm yaşamı boyunca Tanrıya
vereceğ m...” [Samuel 1:11]. Tanrı onun dualarına karşılık ona “Musa
ve Harun’a eş t değerde” Samuel adında b r oğul verd .

Musa ve Harun netzach ve hod sef rotuyla lg l d r. Hannah’ın


duasındak Havayah Tzevakot adı, özell kle Musa düzey ndek
netzach sef rahına uygundur. Samuel k tabının başlangıcındak
met nde Tanrı adı Tzevakot ‘un 148’ nc sözcük olarak geçmes çok
d kkat çek c d r, çünkü 148 = netzach sef rahının’ın sayısal değer d r!

Kabalada, Samuel, Netzach’ın son düzeltmes n n somut örneğ d r


( Esav’ın meleğ n n, Yakubu uyluğundan sakatladığı zaman
meydana gelen hatanın düzelt lmes ). (Esav’ın torununun, İsra l n
başdüşmanı Amelek’e karşı zafer nde) O tek b r şey söylem şt :
“İsra l n kuvvet (Netzach İsrael) ne aldatır ne de düşünces n
değ şt r r, çünkü O ölümlü değ ld r k düşünces n değ şt rs n” [Samuel
15:29]
Kabalada, Netzach ve hod sef rotu, “dışsal” beden n k bacağına
karşılık gel r (d ğer sef rotun aks ne). Bu nedenle K tabı
Mukaddestek Tzevakot adı, Pentateuch’un “dış beden” olarak
yorumlanır. “Dışsal” oluş, (mezara “ n şle” b ten) dış etk ye maruz
kalab l r. Netzach’ın onarılması (ve netzach le b rleşt ğ nde hod’un;
hod başlangıçta, netzachdan çok daha fazla etk lenm şt r) bu şek lde
kend ölümünün onarılmasıdır, böylece yukarıdak ayette söylend ğ
g b , (ölümsüz) yaşamın zafer ölümün üstünded r (Netzach İsrael’ n
zafer ).

Tzevakot adı, O’nun konuğu olarak aşağı dünyalarda bulunan


Ber ah, Yetz rah ve As yah l şk s ndek Tanrının, açığa çıkmasını
bet mler. B lgeler, Tzevakot’u -Ot hu btzava shelo- “O’nun ev sah pl ğ
şaretler nden b r d r” şekl nde anlatırlar. Burada “O’nun ev sah pl ğ ”
meleklere veya daha z yade İsrael’ n ruhlarına (İsra l’ n ruhları aşağı
dünyaların b l nçlenmes nden açığa çıkar) karşılık gel r.

Exodus’de (çıkış) (12:41), Mısırı terk eden Yahud halkı Tz vot


Havayah’a (“Havayah’ın ev sah b ”) olarak anılır. Chanah’ın
Peygamber nde

[112]

, bu adın evsah b n n gücünü tems l ett ğ n , kutsal ruh, f z k beden


ç ne nd ğ ç n sonunda, f z k plânda sonsuz yaşamın kutsal “ şaret ”
olarak açığa çıktığını fade eder.

Tzevakot’un sayısal değer = 499. Rambam’a (Ma mon des) göre,


erkek 248 adet ekleml organa sah pken kadında se bu sayı 251 d r.
Çocuk yapmak üzere b rleşt kler nde ebeveyn organlarının toplam
sayısı 248 + 251 = 499. Yen b r form olan cen n’ 1 olarak hesaba
katarsak, 499 + 1 = 500 = pru urevu (“Ver ml olun ve çoğalın”).
Böylece Tanrının K tab-ı Mukaddestek , lk adı le sonsuza kadar
bağlı olan son adı ortaya çıkar, yen yaratılan nsan, Tevrat’ın herşey
çeren buyruğundadır, “Tanrının şaret (veya majı)” yeryüzünü
doldurur (B rl kten açığa çıkan her kutsal ruh f z ksel bedene g rer).
Bu yüzden 499 = guf kadosh, “kutsal beden”. İsra l’ n kutsal ruhunun
konakladığı her yahud kadın veya erkeğ n n beden kutsaldır,
“Tanrının yukardan gelen gerçek parçasıdır”.

At-bash’da, Tzevakot adı, he , sh n, tav, pe ve alef’ n


dönüşümüdür. Sh n, tav ve pe köklü sözcüğün gramat k okunuşu
“ortak” anlamına gel r. Netzach ve hod sef rotu “ortaklar” olarak anılır,
yürüme şlev n b rl kte yapab len “ortak” k ayak [ya da k el] g b . B r
çocuğu dünyaya Tanrıyla (Yaşamı veren) k ebeveyn b rl kte get r r,
B lgeler bunu “ nsanın üç ortağı” d ye yorumlarlar. Ortaklığın bu
şekl nde, Koca’nın durumu netzach (Havayah Tzevakot), karısının
durumu se hod (Elok m Tzevakot) olarak açıklanır.

Tzevakot adı, gramat k olarak 18 farklı şek lde yazılab l r ve bu


yazılışların toplam sayısal değer , en yüksek sayısal değer olan
1165’e eş tt r. Yaratılış serüven nde, Tanrı Cennet bahçes ne k özel
ağaç d ker, bunlar, “yaşam ağacı” ve “ y le kötüyü b lme ağacı”.
“Ağaç” sözcüğünün İbran ces etz, danışma sözcüğünün bran ces
yaatz le bağlaşık sözcüklerd r. Kabalada netzach ve hod (Yaygın
Kutsal ad olarak Tzevakot) sef rahları beden n k böbreğ ne karşılık
gel r, b lgeler “böbrekler öğüt ver r” derler. Bu bağlamda, Cennet
bahçes n n k ağacı nsanın öğütle b l nçlenmes ne l şk n k
kaynaktır, “yaşam” hakkındak öğüt sağ böbrekten, netzach ve “ y l k
ve kötülüğü b lme” hakkındak öğüt se sol böbrekten, hod’dan gel r.

“Yaşam ağacı”nın sayısal değer = 233’dür; “İy ve kötüyü b lme


ağacı”nın sayısal değer se = 932’d r. İk ağacın b rleş k sayısal
değer , 233 + 932 = 1165, tam olarak Tzevakot’un sayısal değer ne
eş tt r (Kutsal ad, k ağacın g z nden açığa çıkmıştır)!

Tanrı adı Tzevakot’un son etk s , cennettek k ağacın özünü


b rleşt rmek aynı zamanda Tanrısal tasarımdak sonsuz yaşamı ve
göze çarpan bütün günahların Tanrısal hayırlara dönüştürme b lg s n
dünyaya get rmekt r.

Shaka

Kabalada Shaka (“Her şeye kaad r”) adı, genell kle bütün
varlıkların altyapısı olan yesod sef rotu le l şk l d r.

B lgeler, Shaka adını şöyle yorumlar: “O, (yarattığı) dünyası ç n


ded k : Yeter.” Böylece Shaka adı, Tanrının, durmadan gen şleme
eğ l m ndek yaratılışı, sınırlama etk s n tems l eder.

Tanrının temel adı olan Havayah, çoğunlukla doğaya ve doğa


yasalarına meydan okuyan “açığa çıkan mûc zeler” le lg l d r, Shaka
adı, doğanın açık b r şek lde zlemekte olan yolunu değ şt ren “g zl
muc zeler” le lg l d r. Yukardak bu güç, sonsuz uzayın d ng nl ğ n
sınırlayan g zl muc zen n klas k örneğ d r.

Shaka ’n n b lgeler tarafından b r başka okuma şekl se: “O’nun


Tanrısallığı bütün yaratılanlar ç n yeterl d r.” Bu gönderme, Tanrısal
gücün kend b l nc n ve “duyarlığını” her yaratılana, onların Yaratılış
h yerarş s ndek yer ve ruhsal durumunu gözetmeden vermes n
göster r r.

Yesod sef rahı her zaman (her kuşakda) tzad k f gürü le


k ş selleşt r lm şt r, o görünen sınırlı kırallığa (kend beden ve
b l nçl l ğ ) kutsal g r ş n deal b r model olmuştur, bu nedenle ona b r
“fener” g b h zmet ver r. Bu h zmetle, Tanrının g zl muc zeler açığa
çıkar ve böylece doğa’nın bozulmaya eğ l ml olan yapısallığıyla
kuşatılmaktan kurtulan onarılmış dünya’nın b l nçlenmes sağlanır.

Shaka adı sıklıkla Kel adıyla b rl kte Kel Shaka olarak anılır. Bu
ad, Tanrının kend n ve kend saygınlığının nayet n açığa vurduğu
addır, Tanrı Musa’ya Mısır’a g tmeden ve 10 felâket muc zes nden
önce şöyle dem şt ; “Ve Ben İbrah me, İsak’a ve Yakub’a Kel Shaka
(Kâd r) olarak göründüm fakat adım Havayah’dır, onlara bu adımı
b ld rmed m” [Exodus 6:3].

Shaka sayısal değer = 314’dür. Sayısal değer =31 olan Kel le


b rl kte, 31 + 314 = toplam 345 sayısı, Musanın sayısal değer d r
(Ters çevr lm ş 543 se “Ekyeh asher Ekyeh” n sayısal değer d r).
Böylece bu kes n duygu le, Tanrı kend saygınlığını apaçık b r
şek lde Musa’nın ruhsal kökünde açığa vurdu, o da onların
çocuklarını Tanrının hsanıyla sürgünden kurtararak Tanrının son
hed yes olan Tevratı onlara get rd .

Kabalada, doğa’dak örtük muc zeler n g z , b r çember n çapının


çevres yle l şk s le açıklanır (genell kle p sayısı’na gönderme
yapılır). B lgeler, p sayısını yaklaşık 3 kabul ederler. Tanrının 2 adı,
Kel Shaka , “aşkın sayı” p ’ (sayı teor s n n “örtük muc ze”s )n n
gösterd ğ tek gerçek yolu anıştırır, şöyle k ; p l m t n n sonsuz d z s
g b : 3,3.1 (Kel) adı, 3.14 (Shaka ) adı...(Burada Shaka adının özü
olan “l m t” n gücü görülmekted r).

At-bash’da, Shaka adının değ ş m be t, kuf ve mem olarak


görülür. Bu üç harf aynı zamanda Kab le re s (Patr arch) olan
Abraham (adının sonu mem le b ter), İshak (adının sonu kuf le b ter)
ve Yakub (adının sonu be t le b ter) adlarının sonlarındak harflerd r.
Bu da yukarıda “Tanrı kend n Kab le re sler nde Shaka adı le açığa
çıkardı” şekl ndek açıklamayı destekler.

Kab le re sler n n “mühürü” (son harf) ndek , (Herşeye kaad r) Tanrı


adının gücü, Tanrının somutlaşmış hal d r. “mühür” yesod sef rahı’nı
tems l eder (Kabalada “hak kat n mühürü” olarak bet mlen r). Üç
kab le re s n n “ortak” mühürü olan, Yusuf’un ruhu tzad k, yesod’un
arket pal ruhudur (tzad k yesod olam’dır). (Yakub’un, Yusuf’a ve
bütün oğullarına, İsra l kab leler ve onların evlatlarına sonsuza kadar
çoğalmanın ruhsal gücünü vermes , Kabalada ve Hass dut’da
açıklanmıştır).

At-bash’da Shaka ; be t, kuf, mem olarak okunur, oysa Kab le


re sler n n adlarının son harfler de mem, kuf, be t’d r. Bu, ayetlerde
Kab le re sler n n zamanda ger ye doğru d z ld kler n ma eder: “Ve
Ben s z n ç n Yakup le ahd m hatırlayacağım ve İsakla ahd m ve
İbrah mle ahd m hatırlayacağım ve ülkey hatırlayacağım” [Lev l ler
26:42]. Bu ayet Lev l ler k tabında bedduaların sonuna doğrudur,
(Kab le re sler n n Tanrıyla ah dler n n karşılığında), İsra le sadece y
şeyler ve kutsama ç n söz vermed ğ anlaşılmaktadır. Fakat
yargılamada “beddua” da “dua” da gelm şt r, buradak bütün “örtük”
kutsamalar hak katı açığa çıkarır.

Bu hak k tzad k’ n gücü, yesod’un ve Shaka adının gücü olduğu


kadar, bedduayı değ şt rmek ve kutsamayı açığa çıkarmanın da
gücüdür. Tanrının, (kend s nden ayrı ortaya çıkan) krallığı yaratırken
söyled ğ , “h le dünyası” —- “yeter!” apaçık bedduadır. Bu, doğadak
örtük muc zeler n sürekl l ğ n n ve Tanrının her yarattığında varolan
kutsallığın açığa çıkmasıdır.

Shaka ’n n gramat k okunuşunun sayısal değer = 814’dür, bu sayı


aynı zamanda 314=(shaka ) + 500 (onun “ham le” bölümü) toplamına
eş tt r. 500 = pru urevu, “kazançlı olmak ve çoğalmak” anlamına gel r
ve Tevrattak lk “büyük” em r olup Yesod’un emr d r, Adam’ın
yaratıldığı altıncı günde ver lm şt r, yesod sef rahı da 500 sayısı le
l şk l d r.

814 = 22 x 37. şlem , Ot “ şaret” veya “harf” g b Yesod sef rahını


mler. (ot br t kodesh olarak adlandırılan, kutsal ah ddek (sünnet)
nsan et ’n n şaret d r “ahd n kutsal şaret ”). Bu bütün Varolan 22
potans yel gücün özünü oluşturan alef-be t’ n 22 harf n kapsar (tam
da nsan tohumunda varolan 22 bağımsız kromozom g b [ 23’ncü
ün te, dölün karşı c ns yet n bel rler], ve Kabalada açıklandığı g b ,
heps de şek ls z olarak yaratılmış olan “buhar” (hevel=37)’dan
oluşur.

dnut

Adnut, (veya ezberden okunurken dua veya ayet’ n çer ğ ne göre


Adn olarak da, okunur) Kabalada Adnut adı (l t. “üstadım”) genell kle
malkut sef rotu le l şk lend r l r.

Adnut adı, Havayah (Tetragrammaton) adının zorunlu “g ys ”s d r.


Bu k ad yân Adnut ve Havayah arasındak l şk Tanrı sözcükler
olarak lk kez, Musa yanan çalıyla karşılaştığında, açığa çıkmıştır:
“Bu ben m ebedî adımdır ve kuşaktan kuşağa böyle anılacaktır”
[Çıkış 3:15]. “Ben m adım” fades , Havayah adına gönderme
yaparken, “Ben anılacağım” fades se, (aynı zamanda “Ben
söyleneceğ m” olarak da okunab l r), Adnut adına gönderme yapar.
Em rler n ç nde Havayah adı, dua ederken veya Tevrat ayetler
ezberden okunurken de Adnut adı kullanılır (ağıza alınamayan ad,
sadece kutsal mabette ve hecelenerek söylen r).
Adnut adı, Tanrının her yerde varolduğunu bet mler, Havayah
adının yansımasını sağlar, kend s nden açığa çıkan, zaman ve
uzayın yaratılış boyutundak Tanrının aşkınlığını göster r.

Kabalada, Havayah’ın 4 harf le Adnut’un 4 harf n n (Havayah yud


le başlar, Adnut yud le b ter) b rb r ne dolanmış kavanah’ı, bulunur.
Bu kavanah, y chuda laah’ı (yüksek b rleşme) bet mler. Yaratılan
zaman ve uzay, Tanrının aşkın üst zaman ve uzayı le b rleşerek,
“yücelt lm ş”d r.

Havayah’ın 4 harf le Adnut’un 4 harf n n b rb r ne dolandığı (Adnut


alef le başlar, Havayah son he le b ter) kavanah, y chuda tataah (alt
b rleşme)’ ye gönderme yapar. Bu b rleşme, Tanrının aşkınlığı le,
Kend s nde çk n olan ve O’ndan açığa çıkan zamanın ve uzamın
sürekl yaratılışının, b rl ğ d r.

Bu k ad arasındak sayısal l şk se, Havayah = 26 (2x13) ken


Adnut = 65 (5x13)d r, k s b rl kte = 91 (7x13 veya 1den 13’e kadar
sayıların toplamı) olur k bu da âmen’ n sayısal değer d r.

Adnut adının at-bash değ ş m , tav, kuf, tet, mem olur ve sayısal
değer 549’a eş tt r. 549 = 9 x 61. 61 sayısal değer n n sözcük
karşılığı se an ’d r k türkçe anlamı ”Ben” demekt r, an , Kabalada
malkut sef rahı ç n en yaygın yananlamdır. Malkut sef rahı, kend s ne
a t h çb rşeye sah p değ ld r, sadece üstünde yer alan 9 sef rot’un
özell kler n çer r (hohmah’ın malkutu, malkut’un hohmah’ı, b nah’ın
malkutu, malkut’un b nahı v.s.). [Bkz. Sef rot bölümü]

Havayah’ın (=232) başlıca 4 “tam okunuşu” b rl kte, 232 + 671 =


903 toplam sayısal değer ne ulaşır (903= 1’den 42’ye kadar sayıların
toplamı), bu da Yaratılışın saklı sayısıdır. 903 sayısı aynı zamanda =
7 x 129’a eş tt r. Bu 129 sayısı = Yom k ppurda
[113]

okunan, N ela duasının sonunda 7 kez tekrarlanan “Havayah


Elok m’d r” duasının sayısal değer d r.

Akvah

Tanrının saklı adı K tabı Mukaddes met nler nde asla açıkça
görülmemes ne karşın Tevrat ayetler nde çoklukla lk harf (rashe
te vot) veya son harf (sofe te vot) şekl nde “ş frel ” olarak görülür.
Akvah’ın söylen ş da bu kullanışlardan b r d r ve alef, he , vav, he
olarak yazılır.

Kabalada, da’at sef rahı (kalpdek sevg y ortaya çıkaran “sağ yan”
‘a özgü, zekânın yoğunlaşmış gücü) le veya bazan da yesod sef rotu
( yeryüzü ve cennet bağlantısının [tzad k yesod olam] gücü olarak
açıklanır) le l şk l d r. Da’at, Keter’den Malkhuta 10 sef rot arasında
saklı olandır bu yüzden Akvah adı da Tevrat boyunca saklıdır.

Akvah adının, sayısal değer = 17’d r. Bu sayı aynı zamanda


“güzel” (tov = 17) sayısal değer ne eş t olduğu ç n genell kle
“Tanrının güzel adı” olarak anılır. Tanrı yaratılışın lk günü lksel ışığın
“güzel” olduğunu gördü ve gelecekte ( sra l n erdeml ruhu) dünyada
açığa çıkana kadar onu Tevrat’ta g zled .

Tevrat’ın açılış ayet “Başlangıçta Tanrı, cennet ve yeryüzünü


yarattı” sözler yle başlar. Bu tümcedek 4 sözcüğün lk harfler
Akvah’ın okunuşunu ver r. “Tanrı yarattı” bares n n sayısal değer =
289, bu da = 17’n n kares d r. Buradan Tanrının yaratılıştak amacını
öğren yoruz. Bu O’nun yaratılıştak sonsuz tanrısal y l ğ n n,
gerçekl ğ baştan sona kapladığını ve özell kle 2 dünyayı yan
“cennet” ve “dünya” kırallıklarını—ruhsal ve f z ksel âlemler—
b rleşt rd ğ n açıkça göstermekted r.

Tevratta, “ y ” kavramı “yapıştırma” gücü le l şk l d r, [“yapıştırdı y


oldu d yor” [ şaya 41:7]] ve k oluş durumunu b rb r le b rleşt rme
gücüdür. Tam okunuşu olan Ba’al Shem Tov “ y l k adının üstadı”

[114]

, bu Tanrısal adın gücünü gözler önüne sermek ç n dünyaya geld .


Gerçekten de, adının 3 sözcüğünün sayısal değerler 17’n n katlarıdır
(Ba’al = 102 = 6 x 17; Shem = 340 = 20 x 17; Tov = 17). O, İsra l ’ n
kutsal ruhunun, en son ortaya çıkışı, onun hem “cennette” ve hem de
“yeryüzünde” eşzamanlı olarak varolma yeteneğ nde olduğunu, bu
yeteneğ le, cennet ışıkları’nın yeryüzünde parlaması ç n arada
kutsal “köprü” olarak h zmet ett ğ n öğretm şt r. O bu dey m
(Y dd ş’de)

[115]

deal oluş durumu “ n velt ou s velt” (“dünyada ve dünya dışında”,


eşzamanlı) olarak kullanmıştır.

Akvah, Tanrının g zl adıdır, b r farkla Tanrının temel adı olan


Havayah’a çok benzer şöyle k ; Havayah adı yud le başlar, Akvah
adında se yud le alef yer değ şt rm şt r (yud = 10; alef = 1) yud,
m spar katan’dır [“küçük sayı”].

Hokmah sef rahı le özel l şk s olan Havayah’ın her harf n n


kareler n n toplamı = 186 (100+25+36+25) olup bu da tam anlamı
“yer/alan” (genell kle bütün yaratılışın soyut “mekân”ı) olan
makom’un sayısal değer ne eş tt r ve bu çağrışım b lgeler tarafından
Tanrı ç n kullanılır.

Aynı şlem (da’at sef rahı le özel l şk s olan) Akvah adına


uyguladığımızda, sonuç 87’d r (1+25+36+25) bu da bl mah’ın sayısal
değer d r. Bl mah, Tevratta (“Ve h çl ğ n üzer ne dünyayı asar”
[Eyub:26:7]) dünyanın yaratıldığı “uzay” veya “boşluk” olarak
kullanılır. Ayrıca bu dey m = 913 = Bre sh t, Tevrat’ın lk sözcüğü olan
“başlangıçta”’nın sayısal değer ne eş tt r).

Aynı şlem, Tanrının 4 harfl 3üncü adı olan (B nah sef rahı le özel
l şk s vardır) Ehyeh’e uygulandığında (1+25+100+25) sonuç,
“Dünya” anlamına gelen “haolam”’ın sayısal değer 151’e eş tt r.

Böylece bu üç ad’ın (hokmah, b nah ve da’at’ın “doğal” sırasında),


b rl kte okunuşu (m kom haolam bl mah = 424) anlamı “dünya’nın
yer [Tanrısal] boşluk’tur” olur k . Bu da Kutsal g zem’den ortaya
çıkarak dünyaya gelen, Mes h Ben Dav d’ n= 424, sayısal değer ne
eş tt r. Kutsal g zem se; “s z n boşluğunuz [hatta yaratılışın “boşluğu”
veya vakumu b le olmayan] h çb r yerd r”.

Ehev

Ehev , İbran alfabes n n, sess z g b görev yapan, dört sesl – alef,


he , vav, yud—harf nden oluşur. Bunlar böylece, alef-be t’ n ruhu
veya ruhsal boyutudur.

Tanrının bütün temel adları (Havayah, Kah, Ekyeh ve saklı ad olan


Akvah) yalnız bu harflerden kurulur. Bu harf grubu, alef—be t
düzen n n, 1’den 10’a kusursuz s metr s d r (10 sef rotun g zl
varlığının alef-be t’ n 22 harf n n ç nde olduğunu mler): alef=1;
he =5; vav=6; yud=10. Bunların toplamı 22’ye eş tt r (buradan, alef-
be t’ n 22 harf ne özgü 22 güç kaynağının, bu dört harf n özünde
kapsandığı anlaşılır).

Çoğu kez, Ehev , Akvah adı le b rl kte, Kutsal Ad’ın kend s sayılır.
Akvah, daat’ta çk n er l lken n kaynağı olarak daat’ın “sağ taraf”ını
bet mlerken, Ehev se daat’ta çk n d ş l lken n kaynağı olarak daat’ın
“sol taraf”ını bet mler.

İk Ad, b rl kte = 39 (17 + 22 = 39), “Havayah b r’d r” anlamına


gelen Havayah Echad’ın (26+13=39) sayısal değer ne eş tt r. (Akvah
adı, Tevrattak lk dört sözcüğün, lk harfler le ortaya çıkar, “cennet
ve yeryüzü”. Tevrat’ın başındak bu dört sözcüğün, sıra le değerler
4, 5, 6, 7’d r k toplamı = 22 olur ve bu da Akvah le Ehev ’n n
b rl ktek sayısal değer d r ve aynı zamanda, Yaratılış ayet ndek 7
sözcüğün lk harfler n n toplamıdır.
6. BÖLÜM YAŞAM AĞACI VE SEFİROT

Kutsal yayılma le oluşan evren yaratılışı, Kabal st k öğret de,


sembol ve graf kler n yerleşt r ld ğ Yaşam ağacı le anlatılır. Yaşam
ağacı aynı zamanda Batı g zemc l k geleneğ n n de en b l nen
sembolüdür. Ağaç, çeş tl Kutsal Adları, gezegenler , Başmelekler ,
Melekler ve maddeler n mantıksal düzenler n n anlamlarını
anlatab lmek ç n kullanılır.

Kutsal k tapta, Oluşum k tabının son bölümünde, Genes s


bölümünün başında, b rçok kez Yaşam Ağacından, söz ed l r. Kutsal
K taba göre, b r k ş bu ağaçtan yerse, “sonsuz yaşama” kavuşur.
Aşağıdak Yaşam ağacı d yagramı, Kabala ant k geleneğ n n öneml
b r bölümüdür.

Günümüzden yaklaşık yüz yıl önce, bugünkü Irak’da k l tabletler


bulundu. Bunlar, o yöre nsanlarından kalan, nsan el yle yapılmış
oymaları ve ç v yazılarını çer yordu. Bu bölgede Asur ve Bab l
krallıkları uzun süre egemen olmuştu ama onlardan da önce Kutsal
k tabın “Ş nar” d ye adlandırdığı bu yerde Sümerl ler yaşıyordu.

Sümer (Kutsal k tapta Ş nar adıyla geçer), b rçok belgeden


anlaşıldığına göre, altı b n yıl önce ansızın ortaya çıkan tufandan
sonra uygarlığın yükseld ğ b r ülked r.

Burada ortaya çıkan bazı oymalarda görülen mot fler Kabal st k


Yaşam ağacına çok benzemekted r. Tar h n en esk öyküsü Gılgamış
destanı da aynı zamanlarda bulunmuştur. Gılgamış, Tanrının parçası
olan b r kraldı, ölümsüzlük veren b tk veya ağacı aramak üzere çok
uzak bölgelere seyahatler yapmıştı.
SEFİROTİK YAŞAM AĞACI

Kabal st k ağaç bazen Sef rot k Yaşam Ağacı olarak da adlandırılır.


Da relere veya kürelere sef rot adı ver l r. Tek da re veya küre se
sef ra olarak adlandırılır. Kabal st k Yaşam Ağacı öğret s çok der n
ve komplekst r. Ağacın On küre ve 22 yolu, genell kle m kroskop kten
makroskop ğe, Yaratılışın tüm evreler n n arkasındak güç olarak
b l n r. Tarot kartları da y ne bu ağaçla lg l d r.

Kabala’nın öneml b r bölümü olan Yaşam Ağacı, Yahud m st kler


tarafından 100 ve 600 yılları arasında gel şt r lm şt r ve daha sonra
1280-1286 yılları arasında İspanyada Moses ben Shem tov de Leon
tarafından yazılı met nlere konu olmuştur. Ağaç, yaşama denge ve
uyum get ren, k ş sel enerj ve düşüncen n yol har tasıdır. Kabala
öğret s ne göre, Sef rotta görüleb len b r denges zl k, “yama le” veya
“akt f hayal gücü” le, r tüeller ve eksers zler yardımı le dengeye
get r leb l r

Bazı görüşlere göre, Musa’ya S na dağında ver len 10 em r’ n aynı


zamanda Yaşam Ağacının 10 sef rotu olduğu söylen r.

Yaşam ağacı, 10 Küre (Sef rot) ve her b r küren n (sef rah) 22 yol
le bağlantısından oluşur. Küreler stat k f z k enerj ler , yollar se
d nam k f z k enerj ler anlatır. Yaşam ağacındak bağlantılardan
oluşan her b r yol’un farklı tanımlanmaları vardır:

İbran Alfabes ndek harfler.

Büyük Tarot kozlarından her b r .

Burçların şaret veya Beden.


Alt belleğ (M tos alanı) tet kleyen her b r sayı, koku, maden,
değerl taş, s h rsel s lahlar, hayvanlar, Mısır, Nord k veya Yunan
Tanrıları, bu bağlamda d kkate alınır.

Kabalada, Tarot Kartları, kutsallık ve geleceğ söylemek ç n


kullanılmazlar. Onlarla, “rüya durumlarını” veya “senaryoları”
karakter ze eden Yol’un özel dersler görüleb l r.
Tablo 10: Sef rot k Yaşam Ağacı
7. BÖLÜM KABALİSTİK TEORİYE GÖRE DÜNYALARIN
OLUŞUMU

Kabal stler n “Dünyalar”’ında, her dünyanın yapısal elementler n


Sef rot’un sağladığı düşünülür. Olamot (Âlemler), Tanrı’nın yaratma
sürec nde, k nc aşamayı çer r. Bu aşamada, Sef rot, Tanrının lk özü
veya ışığından g derek uzaklaşan dört (bazı şemalarda beş) temel
dünyanın sırasını düzenler. Herb r Olamot, kutsal varoluşun ayrı b r
yönünü saklamaya yardım eder.

Olam (dünya) ter m b rçok anlamda kullanılır. Dünya “âlem” (g zl


anlamında) et moloj le lg l d r ve Kabal st k doktr nde de bu anlam
ver l r. Sefer ha bah r’de “Dünyalar”, Tanrının kend s n g zled ğ
kutsal g ys ler’d r. Tanrı, böyle g ys ler veya örtüler çoğaltmak
yoluyla üzer nde yaşadığımız f z ksel dünyayı yarattı. B z m f z ksel
dünyamız, Tanrı ışığının en g zl olduğu dünyadır ve kutsal açılmanın
sadece küçük b r parçasına sah pt r. Peygamber. Tanrının buna
“g zl ler n en g zl s ” ded ğ n söylemekted r [İsa ah 45:12]. Bu söylem,
öğret de Tz mtzum’la da doğrulanır. Aslında Tanrının yaratışının
akılsal açıklaması, nsanoğlundan g zl kalmalıdır.

Beş dünya, kaynaktan görecel uzaklıklarına göre b rb rler nden


ayrılır, ancak aynı zamanda onları kapsayan <EM SEFİROT EM>
alaşımına görecel olarak karışıktırlar da. Aynı zamanda her b r
sef rotu ayrı b rer dünya olarak da düşünmeye çalışmalıdır, o zaman
herb r dünyada b r sef rotun hâk m yet olduğu anlaşılır. Beş
dünyanın en üstündek Adam Kadmon ‘da Keter hâk m yet olduğu
g b . Atz lut’da “yakınlık dünyası” Hokmah (B lgel k), Ber ah “yaratılış
dünyası” B nah (Anlayış), Yetz rah’da “oluşma dünyası” Chesed’den
Yesod’a kadar altı sef rah ve en alt dünya olan Ass yah’da “hareket –
yapma dünyası”, en alt sef rah olan Malkut da (Krallık) hak m yet söz
konusudur.

Dünyalar, nsanoğluyla lg l gerçeğ yansıtan ama Tanrı’nın kend s


le lg l gerçeğ yansıtmayan ve kapsadıkları sef rot g b d rler.

D ğer yandan, Lur an k Kabal stler n kend aralarında da,


“Nokta’ların dünyası” ve “Yen den yapmanın dünyası (T kkun)”
arasında öneml b r fark vardır. B r gruba göre, “Noktaların dünyası”
uzayda Adam Kadmon le Atz lut arasındak sayısız dünyalardan
b r d r. Sef rot da bütünüyle bağımsız ve ayrı olup, kozm k felaket
olarak b l nen kapların kırılması sırasındak parçalanmada ortaya
çıkmıştır. Kapların kırılması olayının sonrasında parçalanan sef rotlar
yen lenm ş, b r d ğer yle b rleşm ş böylece Dünyanın yen lenmes
kuvvetlend r lm şt r.

D r mc ler n söyled ğ ne göre se, Kapların kırılmasından sonra,


noktaların dünyasında sef rot k parçaların yen lenmes n n ardından,
dört dünya Atz lut, Ber ah, Yetz rah, Ass yah ve altı Partzuf m veya
kutsal k ş l k tamamen b ç mlenm ş ve yaratılmıştır.

Neoplaton sm ben mseyen Kabal stlere göre, Yaratılış teor s nde;


A n Sof (“sonsuz” Mutlak veya Tanrı) lk sef rah Keter’ oluşturdu,
Keter’den, sonrak sef rah Hokmah ve böylece aşağı doğru sef rot
oluşarak en alt sef rah Malkhut’a ulaştı.

Oluşmanın alternat f vers yonu se; A n Sof’un Atz lut Dünyasını,


Atz lut’un Ber ah’ı, Ber ah’ın Yetz rah’ı ve onun da en alt dünya
Ass yah’ı oluşturduğu şekl nded r.

Bu yüzden, Kabalada Judeo-Hrıst yan anlayışındak geleneksel


“yokluktan yaratılış” yer ne, daha çok, her b r sef rot ve dünyanın tam
olarak b t ş k dünyalarla yakın b r l şk ç nde olduğu görüşü
ben msenm şt r. Bu konuda çağdaş Kabal st yazar Rabb Lev I.
Krakovsky şöyle demekted r:

“... A n Sof Adam Kadmon’un ruhu ve Adam Kadmon da o ruhun


dış kabı olarak sembol ze ed lmel d r... Adam Kadmon, Atz lut’un
ruhu ve aynı şek lde Atz lut da Adam Kadmon’un dış kabıdır. Ber ah
se Atz lut’un kab’ı, Atz lut Ber ah’ın ruhu, böylece, Ass yah ve
Yetz rah’a kadar ner.”

[116]

Aynı l şk , b rb r n zleyen d ğer dünyalar ç n de geçerl d r. Bu


konuda Krakovsk şöyle devam eder; “... Oluşumun dünyası [Atz lut],
Yaratılış dünyası [Ber ah]’ın kaynağı, aynı şek lde, Yaratılış dünyası,
B ç mlenme dünyası [Yetz rah]’ın kaynağı ve böylece döngü devam
eder...”

[117]

Tıpkı Sef rot k konf gürasyonda olduğu g b , her alt dünya da


kend s nden önce gelen kapsar. On Sef rot, Tanrının on arket p
n tel ğ olduğu g b onlar da, varoluş planında veya her b r Dünyada
tekrarlanır.

Kabala öğret s nde söz ed len, Evren n yok’tan varoluşu le lg l


önsel b lg lerden sonra, ş md de yaratılış aşamalarını göreceğ z.

Bu bölümde, Tz mtzum’un yaratılıştak vakum etk s n , yaratılışın


z nc r düzen n n farklı aşamalarındak detaylarını nceleyeceğ z.
Kabal st met nlerde, bu konunun z h nde canlandırılab lmes ve daha
y anlaşılab lmes ç n, bu aşamaların tanımlanmasında, sıfırdan yen
b r b na nşaatı benzetmes kullanılır.

B r ç ft, önce kend ler ç n deal b r ev nşa etmek sterler. Bahçes ,


havuzu olan büyük b r ev görüntüsü z h nler nde canlanır. Bu
düşünceden hoşlanan ç ft, z h nler nde, yatak odaları, mutfak, garaj,
yemek odası v.s çözümler n ayrıntıları le canlandırıp gel şt r rerek
bütün yapıyı z h nler nde kurarlar.

Bu güzel düşten sonra, bu düşüncey , kâğıda geç recek b r m mar


ve nşaatı yapacak usta ararlar. Bundan sonra, projen n
gerçekleşmes ç n f nansman gerek r. Bu da bulunup, ev n nşaatı
b tt ğ nde ç ft n düşü gerçekleşm ş olur.

D kkat ed l rse, deal b r ev nşaatı sürec , başlıca dört aşamadan


oluşmaktadır:

Başlangıçta an den z h nde ortaya çıkan parlak f k r (kavram)

Kavramın gen şlet lmes (kavramın detaylandırılması)

Duyguları da kapsayan gerçek planın ç z lmes

Uygulama ( nşaatın yapılması)

Kabalada bu dört aşama, evren n yaratılışını açıklamak ç n


kullanılır. İlk aşama çok gen ş kapsamlı olan kavramsallaşmadır.

Kavramsallaştırmanın lk düzey , Sef rot’un ortaya çıktığı başlangıç


aşamasıdır, bu aşama “Olam haAtz lut” Atz lut dünyası olarak
adlandırılır. Atz lut sözcüğü, “sonrak ” veya “-den çıkmak” anlamına
gelen İbran ce A tzel sözcüğünden gelmekted r. Bu dünya Or A n
Sof’un Tz mtzum’undan b r sonrak aşamada ortaya çıkar. Kabala
anlayışına göre, sonlu yaratılışın meydana çıkab lmes ç n, Tanrının
farklı özell k ve n tel kler n bet mleyen Tz mtzum aşamasından
geç lmes gerek yordu.

Daha öncek bölümlerde görüldüğü g b , Tevratda, Tanrı ç n farklı


İbran adları kullanılır. Bunlar, farklı Sef rot’u tanımlayan olgularla lg l
s mlerd r. Örneğ n, “El” adı Chesed Sef rahının, Tanrı g b olmak,
Tanrının özell kler ne sah p olma hal n tanımlarken, “Elok m” adı y ne
Tanrı özell kler ne sah p Gevurah Sef rahını bel rt r, d ğer sef rahlar
da Tanrı Adları bölümünde anlatıldığı g b , Tanrı özell kler n n farklı
tanımları le açıklanır.

Olam Ha’Atz lut (Az lut Âlem [Dünyası])

Az lut dünyası, kutsal b l nçle Tanrısal kaynaktan yayılmanın


dünyasıdır. Bu yayılma sürec , Hass dutta, he’elem v’g lu
(“Saklanmak ve keşfolmak”, öz’de saklı duran hak kat n keşfed lme
sürec ) olarak tanımlanır. Aşağı üç dünya se, h çb rşeyden (saklı
olan kusursuz kaynaktan), b r şey olan (Bağımsız ve kend b l nc
olan) bütün yaratılmış krallıkların dünyalarıdır. Hass dutta yaratılış
sürec etzem v’h tpashtut (“oluş ve kapsayış”), güneş n kend
kaynağında saklı olan ışık ışınını, kend s n n dışında kalanlarda
yansıması yoluyla deney mlemes , olarak da tanımlanır.

Atz lut dünyası, kend nden öncek Tohu

[118]

dünyasından b r anda ortaya çıkan düzens z yayılmayı, sonsuz ve


eks ks z düzeltme görev n de üstlenm şt r. Aşağı üç dünyanın böyle
b r görevler yoktur. Atz lut’un bu şlev , yeryüzüne düşen lâh
kıvılcımdan dünyayı korumak ç n yapılan, Tanrısal b r yardımdır. “Ve
Tanrı yeryüzü krallığında ‘BİR’ olarak anılacaktır”.

Genell kle 4 dünya, 4 harfle yazılan ve Tanrı’nın esas sm olan


HAVAYAH’a benzet l r. Üstünde yod harf olan Taç’a benzet len
Havayah, Adam Kadmon’un dünyasıdır. Havayah’ın Yod’u Atz lut
dünyasının üzer ndek zaman ve boşlukta parlamaktadır. D ğer üç
harf He - Vav- He , hang komb nasyonla b ç mlen rse, dünya o halde
olur ve çsel gerçeğ yansıtacak zamanı ve uzayı yaratmak üzere
aşağı üç dünyanın üzer nde parıldarlar.

Sonsuzluk ülkes nde d ng n duran Atz lut dünyasında her Sef rot
da sonsuzdur. Yokluktan yen çıkmış olması Az lut dünyasının en
öneml özell ğ d r. Önceden, olasılıkla d ğer yaratılanların da var
olmasına karşın, bunlar tümüyle Or A n Sof tarafından örtülmüş
durumdaydılar. Atz lut dünyasında Kutsallık bütünüyle
duyumsanmaktadır ancak henüz h çb r bağımsız varlık
bulunmamaktadır.

Yukarıda bel rt ld ğ g b , yaratılışın her b r aşaması,


Tetragrammaton’un dört harf nden b r s le l şk l d r. Atz lut dünyası
Yud harf le bet mlen r. Bu harf nokta şekl nded r ve d ğer harfler
arasında en küçük olandır. D ğer bütün varlıkları gel şt reb lecek tam
b r noktadır. (Sperme benzerl ğ düşündürücüdür)

Yud harf aynı zamanda Hohmah sef rahı’na da uyar. Bütün on


sef rot, her dünyada bulunur ancak her aşamada b r sef rah (veya
Sef rot grubu) ağır basar. Az lut dünyasının baskın sef rahı
Hohmah’tır.

Atz lut dünyası, b r başka yaratılışı açığa çıkaracak potans yel


ç nde barındırır.
İnşaat örneğ nde gördüğümüz, bağımsız varlığın bazı b ç mler
z h n ç nde b naya uygulandığı g b , İk nc aşamada, yaratılışın b r
ler gel şmes ç n lk kavram çözülür ve plânlanır.

Atz lut, “Oluşumun Dünyası” veya “Yakınlık (Tanrı’ya)”, aynı


zamanda Cennetsel adam (Adam Kadmon” olarak da adlandırılan),
Kutsal gerçekl kt r: Tanrının özell kler veya Sef rot, A n Sof’dan
dolaysız olarak varolmuşlardır ve bu yüzden Mutlak Tanrısallıkla çok
özel, mükemmel ve değ şmez bağları vardır. Kral ve Kral çe’n n
b rleşmes ve dünyaların b rb r ardınca üret lmes buradadır (T faret
ve Malkhut, Tanrının kutuplaşmasında er l ve d ş l ğ tems l ederler).

[119]

ATZİLUT, ateş n, der n kutsal sezg ler n ve Tanrı le olmanın


hol st k dünyasıdır. Gerçek karışıktır ama her şey b r’d r. Bu dünya,
öz’ün dünyasıdır ve bu dünya le Tanrı ateş n n kıvılcımından
oluştuğumuzu anlarız. Bu dünyada, b z kend m z Tanrının gözü le
görürüz. Ruh olarak, Chaya ve Yech dah’a

[120]

karşılık gel r. Öğret de, Kabal st k B rl k dünyasıdır, Sef rahı


Hokhmah, Ruh lkes : Hayyah ve Yeh dahtır. Tanrısal h yerarş de
Sef rot ve Partzuf md r.

Atz lut – Lur an k s stemde:

Lur an k s stemde Atz lut evren , Partzuf m (Kutsal yüzler) ve Tanrı


K ş l kler n n evren d r.

Partzuf teor s n n teoloj k açılımında, Tanrı’dan gel şen ve açılan


oluşmanın organ k b r süreç olduğu anlaşılmaktadır. B r başka
dey şle, geleneksel Te zm’de olduğu g b Partzuf’dan, değ şmez ve
sonsuz varolan K ş anlaşılır. “K ş ” ç n değ ş m ve transformasyon
çok doğaldır; sadece k ş sel olmayan Mutlak, değ ş m n ötes nded r.

Lur a s stem n n yaratılış h yerarş s nde, Tanrısallığın bu alt


dereces , Ze’er Anp n (“alt yüz”) olarak, Tanrının k ş sel yaratıcı
duygusu le l şk l d r. K ş selleşm ş Tanrının er l ve d ş l kutuplaşması
Ze’er Anp n ve Nukvah’ın ötes nde olup daha yüksekted r ve Baba
(Abba) le Anne (Imma) d ye adlandırılır. Y ne onların ötes nde Ar k
Anp n ve onun da ötes nde yüksekte ve daha aşkın Adam Kadmon
yer alır ve son olarak da A n Sof (görülmeyen Mutlak) gel r. Sonuçta,
kutsal hypostases’de

[121]

sayısı b r olan b r c k K ş leşm ş Yaratıcı Tanrı görülür.

Lur a, Partzuf m düşünces n Zohar’dan almış ve formüle ederek


Kutsallığı Partzuf m sayısına (genell kle 5 veya 6) bölmüştür. Bu
bölünme, Kutsallığın ortaya çıkmasının veya açılımının 5 aşamasına
karşılık gel r. Partzuf mler şunlardır.

At ka Kad sha, Keter sef rah’ının üstünded r. “Kutsal Kad m B r”

At k Yom n, Keter’ n üst kısmı. “Günler n Kad m’ ”

Ar k Anp n, Keter sef rah’ının dış partzufu. “Makroprosopus” veya


“Büyük Karşılık”’tır; “Uzun Acı” veya Bağışlayıcı’dır.

Abba, Hokmah sef rahı le l şk l d r. “Baba” olarak, Tanrı’nın aşkın


er l tarafıdır. (Tanrı tüm karşıtlıklara olduğu g b “er l-d ş l” c ns yet
karşıtlığına da sah pt r)
Imma, B nah sef rahı le l şk l d r. “Anne” olarak Tanrı’nın aşkın
d ş l yanıdır.

Ze’er Anp n, Hesed’den Yesod’a kadar d ğer altı sef rot le l şk l d r.


“M kroprosopus, Küçük Karşılık” veya “Kısa ılımlı”’dır. “İsrael’ n
Tanrısı” veya “Yaratıcı Tanrı”dır. Aynı zamanda Tanrı’nın zayıf er l
yanıdır.

Nukvah, Malkhut sef rahı le l şk l d r. “D ş l” c ns yet olup


Şek nah’tır; İsrael’ n Tanrısının huzurudur; Tanrı’nın gel n d r; Kutsal
çk nl k ve Tanrı’nın zayıf d ş l yanıdır.

Partzuf, b rl ğ n tamamlanmış ve kutuplaşmış olan dual te’n n


arasından geçerek lerlemes n tems l eder. D kkat ed l rse, burada
d ğer düşünce s stemler le de paralell kler görülür. Önce b rl k
poz syonu, sonra b rl k ç nde kutuplaşma ve sonuçta k l k ve çokluk.

B raz ler de Sef rot bölümünde ayrıntılı olarak görüleceğ g b ,


Kabala yaratılış teor s nde, sonsuz ve b l nmez tanrı (A n Sof) le
dünyamız arasında 10 yaratıcı güç vardır. Tanrı evren b r akım
şekl nde bu güç/ler aracılığı le yaratır ve yönet rken, nsan ç n
yeryüzüne Merhamet n /Şefkat n (Erkek, sağtaraf) ve Adalet n (d ş ,
sol taraf) de gönderm şt r.

Sef rot, Dört dünyaların her b r nde bütün sef rot olarak, özel
l şk ler le b rl kte yer alır. Ancak b l nd ğ g b , Atz lut dünyası
zamanın dışındadır ve d ğer üç dünyayı (Ber ah, Yetz rah ve
As yyah) kapsar. Bu nedenle Atz lut “kend s n n ç nde”Sef rotun saf
özüdür.

Atz lut dünyasının 10 Sef rotu, rûhun 10 aslî gücü olarak,


aşağıdak 3 dünya le, 3 g ys g b , düşünme, konuşma ve hareket
l şk s kurar. Yukarıda, konuşma dünyasında kend n fâde etmen n
bütün formları açığa çıktığı halde, 3 aşağı dünya olan Ber ah,
Yetz rah ve Ass yah le l şk , rûhun gerçek g ys s (rûhun kend s de
deneb l r) olan Atz lutun Malkhutu aracılığı le kurulur.

Yukarıda açıklanan, Atz lut’un dünyası (Çocukluğun b lmezl ğ ,


gençl ğ n syankârlığı ve yaşanarak öğren len yet şk nl ğ de
barındıran) Mutlu b r “a leye” benzet leb l r.

Aşağı dünyaların görev , aşağı düşen kıvılcımlardan yükselmey


hak edenler yükseltmekt r. Buna profesyonel ş yaşamından b r
örnek vereb l r z. Buna göre; B r nsanın seçeb leceğ 3 poz syondan,
ş adamlığını Ass yah dünyası’na (Hareket dünyası), danışmanlığı
Yetz rah dünyası’na (konuşmanın dünyası) ve ş’ n uzmanlığını da
Ber ah dünyası’na (Düşüncen n dünyası) benzeteb l r z.

Atz lut dünyasını açıkladıktan sonra, ş md de sıra, Atz lut


dünyasının üç aşağı dünya le l şk ler n açıklamaya geld .

Olam Ha’Ber ah (Ber ah Âlem [Dünyası])

Bazı şeyler sadece teor de yaratılmışsa da “yaratma” sözcüğü her


zaman, h çb rşeyden (a n) b r şey (yesh) yaratma anlamına gelmez,
k nc dünya Ber ah dünyası (Yaratılış) olarak adlandırılır..

Atz lut’un başlangıçta sah p olduğu kavram, Ber ah’ta en-boy ve


der nl k olarak gen şlet l r. He harf Ber ahın hâk m Sef rahı B nah’a
uygundur, B nah, Hohmah’ın lk kavramını bütün ayrıntıları le
gel şt r r.

Ber ah dünyası Atz luttak Sef rot’un ortaya çıkardığı lk açılımı alır
ve onları bağımsız b rer varlık hal ne get recek bazı formları yaratır.
Atz lut’un “etk s z bırakması” (B ttul) neden le, h çb r şey bağımsız
olarak var olamaz.

Ber ahta duyumsanan Kutsallık, Atz lut’a benzemez, Ber ah bazen


harekets z kaldığında tümüyle etk s z ve Tanrının dışında g b
duyumsanır. Bu yüzden Ber ah dünyası “Kutsal Taht” dünyası –K se
Hakavod olarak adlandırılır. Aslında, b r taht, üstündek nsan
beden n n hareket n kısıtlayan süslü b r skemled r. Bu yüzden Kutsal
Taht, d ğer dünyalar le Kutsal l şk y kısıtlayan b r düşünced r.

Ber ah, “Yaratılış Dünyası” ve “Taht” olarak adlandırılır. Ber ah’ın


varlığı, A n Sof’dan çok uzaktadır, canlılığını Az lut’dan alır, bu
yüzden Atz lut, Ber ah’ın “ruhu” dur. Bu nedenle kutsal doğum veya
varoluş gücü, Ber ah’da Atz lut’dan daha düşük ş ddetted r.

A n Sof’a oranla yetenekler daha sınırlı olup yapısı, en saf ve


katışıksız maddeden oluşmuş Atz lut evren ndek sef rottan daha
uzakta olan on sef rotu çer r. Ber ah dünyası, lk Yaratılış veya Çıkış
Dünyasıdır ama aynı zamanda, Atz luta yakınlığından dolayı, son
derece yüce ve ruhsal olan baş melekler n de bölges d r. Metatron
meleğ bu dünyada oturur. Bu dünyayı, Shadda g ys l saf ruh
oluşturur, e.d. Kutsallığın, görüleb len oluşumudur. O, görüleb len bu
dünyayı yönet r, uyumu korur ve sayısız melekler n başıdır.

[122]

Ber ah dünyası Zoharda, yed yüksek cennetten veya Atz lutun


yed alt sef rotundan doğmuş olan gökyüzünden oluşmuş b r dünya
olarak yer alır (geleneksel sab t yed yıldız veya gezegen’ n dışında).

[123]
Bu dünyada da, melekler Tanrının tahtının etrafındadır.

Lur an k gelenekte, bu dünya Tz mtzum’un lk duyumsandığı yer


olduğu ç n b reysel varlığının oluşma yeteneğ vardır.

[124]

Ber ah dünyasında, ruhlar ve yüksek melekler n yaratılışını da


görürüz. Melekler (malach m), öykülerde anlatıldığı g b , gökyüzünde
b r yerden b ryere uçuşan yaratıklar değ ld r. Onları Kutsal enerj
akışının kanalları olarak düşüneb l r z ve onlar dünyaya enerj akışını
sağlarlar. Ber ah dünyası melekler , İbran ce Sera phah (alev)
sözcüğünden gelen Seraph m olarak adlandırılır. Bu yüzden bu
melekler “yanma” duygusu ver rler. Bu aynı duyguyu kapsamaz ama
onların dayanılmaz b r yoğunlukta Tanrıya yakın olması, ruhsal
coşkularından kaynaklanan kararlı b r duruş serg lemeler ne yol açar.
Ber ah dünyası aynı zamanda, dünyadak çabaları sonucunda
ödüllend r lmek üzere bu yüce ülkeye g rmey hak eden ruhların
geld ğ Yukarı Eden bahçes n n yer d r.

Ber ah, hava’nın, ntellekt’ n (aklın), dalınç’ın (contemplat on) ve


saf düşüncen n sembol k dünyasıdır. Bu dünyada her şey örnek
parçaları hal nded r ve her şey anlamdır. B z burada kend m z n,
tasarlanmış b r sonuç olduğumuzu, aşkı ve yaratılışın sürekl l ğ n
anlarız. Burada düşünüleb lecek ve anlaşılab lecek olanlara
ulaşmaya çabalarız. Bu ş rsell ğ n gerçeğ , hayret, sezg ve hayâld r.
Bu dünyada rüyalar ve semboller aracılığı le çalışab l r z.

Ber ah dünyası, B nah sef rahı le tanımlanır (ya da B nah, Ber ah


le), bu bölge kutsal ruh (Neshemah)’dan türem şt r. Tetragrammaton-
da He harf ne karşılık gel r.
Olam Ha’Yetz rah (Yetz rah Âlem [Dünyası])

Sonrak aşama Yetz rah dünyasıdır. Bu dünya, gerçek yaratılış ç n


sınırlı dünya plânlarının ç z ld ğ yerd r.

Bu dünyada, Chesed’den Yesod’a kadar olan 6 duygusal Sef rot


hak md r. Bunlar, Tetragrammaton’da vav harf ne karşılık gel rler.

Bu dünya, proje formları le duygusal bağların yer d r ve kend


kend ne dev n r. Bu son proje sadece daha uzun sürel b r kavram
olmayıp aynı zamanda, düşüncen n gerçekleşmes aşamasında
somut adımlar gerçekleşt r r. Kutsal ışıktan mutlu olmayı hak eden
ruhların yer olan Aşağı Eden Bahçes buradadır.

Yetz rah dünyası b r ara düzeyd r. Yaratılış sürec nde, Yüksek


ruhsallık (Ber ah) ve alt ruhlar (As yah) arasındak geç ş dereces d r.
Bu aşağı ruhlar dünyası açıklaması, Sühreverd ve İbnî Arabî’n n
“İmaj nal” dünyası le büyük benzerl k göster r r.

Yetz rah Dünyası, halâ Tanrısallığın uzağında olan on sef rotu


kapsayan “B ç mlenme Dünyası”dır. Kend s nden öncek Ber ah
dünyası kadar saf olmamakla b rl kte henüz maddeleşmem şt r.
Burası, ışık saçan g ys ler olan melekler n bulunduğu yerd r. Sayısız
melek, on sef rota göre on dereceye bölünmüştür ve her melek
evren n farklı parçasında oturur, adını da koruduğu element veya
cennetsel beden’den alır.

Zoharda bu bölgeden, gökyüzündek yed gezegen kapsayan,


aşağı cennet olarak söz ed lm şt r.

[125]
G. Scholem’e göre Merkezde Başmelek Metatron’un ve onun
etrafında da melekler n olduğu b r dünyadır.

[126]

Yetz rah, su’yun ve yaşamın duyumsandığı öznel dünya olduğu


g b ayrıntının, havanın (aura), ç ve dış duyarlılığın ve sezg n n de
etk l olduğu dünyadır. Bu dünyada görünen şeyler, ç nde oldukları
dünya le senkron ze (eşzamanlı) hal nded rler. Burası karşılıklı
dayanışma ve l şk dünyasıdır. Burada duyumsal oluşumumuz,
m nnettarlığın, mutluluğun ve değerb l rl ğ n yer ne kızgınlığın negat f
duyumsamasına, düş kırıklığına, k nc l ğe ve paranoyaya ayak
uydurab l r. B z burada senc l ğ (Empat ), nsancılığı ve
ölümlülüğümüzün farkında olmayı öğreneb l r z. Ruh olarak Ruah’a
karşılık gel r. Hesed’den Yesod’a kadar altı sef rot le l şk l d r,
Tetragrammatondak yer se Vau harf d r.

Yetz rah dünyası, Chayot Hakodesh (kutsal oluş) olarak


adlandırılan melekler n ülkes d r. Burada da melekler, adlarını l şk de
oldukları Sef rottan alırlar. Örneğ n, M kael meleğ , Chessed sef rahı
le, Cebra l Gevurah le ve Raphael T feret le uyuşur. Am dah’ı

[127]

tekrarlayarak Kedushah dend ğ nde üç kez “Kadosh” denm ş olur


k bu durumda, Ber ah, Yez rah ve As yah melekler nden söz ed l yor
demekt r k bunların heps b rden Tanrıya saygıyı fade etmen n farklı
yollarıdır.

Ezek el n v zyonu (Ezek el 1.) aslında, Yetz rah dünyasına


med tat f tekn klerle g rme denemes yd . Bu deney n nsanlara
aktarmak sted ğ nde, yaşadığı metaf z k fenomen anlatmak ç n
konuşma d l n kullanmak zorundaydı. O, Yetz rah dünyasında
melekler yaratık şekl nde bet mler. Altındak As yah dünyası meleğ
Ophan md . Ber ah dünyasının tahtı kend s n n üstündeyd . Atz lut
dünyasının düzen ne göre Tahtta oturanı nsan şekl nde
tanımlıyordu. İşaya’nın kehanet Ber ah dünyasının ç ne aynı
der nl kle g rd ama onun sonradan gelen açıklaması çok daha az
detaylıdır.

Olam Ha’Ass yah (Ass yah Âlem [Dünyası])

Son olarak, dördüncü dünya Ass yah’tır (eylem dünyası), yaratılış


burada gerçekleşt . Kutsal yaratıcı akış, Yetz rah dünyasından
melekler aracılığıyla aşağı doğru, dört krallık olan, M neral, Sebze,
Hayvan ve nsan yaratılışının ç ne aktı. Ass yah dünyasının hâk m
sef rahı Malkhut’tur. Ass yah, henüz Tanrı yanında Kralın kul g b
kabul ed ld ğ yerde, yaratılışın toplam bağımsızlık b ç m n aldığı
dünyadır.

Ass yah dünyası b raz aykırıdır. Usta Yaratıcı, üstün sanatçı, en


güzel ve çeş tl yaratıklar yarattı. Tanrının yarattığı yalnızdır ve bu
düzeyde, henüz Tanrı saklıdır onun yarattıkları yaratıldıklarının
farkında değ ld r. Tanrı tamamen saklı olduğundan, bu dünyada
Tanrının orada bulunuşunu tümden yadsımak mümkündür. Tanrının
tamamen g zl olması, dünyaya özgür ülke olma seç m n yapab lme
olanağı ver r. Bu dünya, yaratmanın son amacıdır, O, yarattığı
yaratıkların ve ev n n bu dünyada olmasını stem şt r.

Gerçekte dünyalar, güneşten çıkan ışınlar g b sadece Kutsal


yaratıcı yeteneğ n ortaya çıkmasıdır ama yüksek ülkeden Işığın
ortaya çıkması, bu dünyada anlaşılamaz, onu gerçekten Atzmut
(Tanrının özü) değerlend reb l r.
Bu dünyada b z, kend m z Tanrı özell kler n taşıyan akıştan farklı
ve ayrı olarak algılarız ve bağımsız varoluşu duyumsarız, Tanrının
özünü ancak en yüksek derecede görme zn m z vardır.

Ass yah dünyası, yaratılış sırasına göre son dünyadır veya


yaratılmış gerçekl ğ n sonudur. Bu dünya sadece maddey değ l aynı
zamanda aşağı ps şeler ve yaratılışın negat f güçler n , kel pot olarak
adlandırılan “kabukları” da çer r. B r başka dey şle, hem f z ksel ve
g zl gerçekl ğ hem de kaynağından ayrılmış olan “aşağı” dünya
bölümler n eş t şek lde çer r.

Ass yah’ın anlamı “yapılmanın dünyası”dır. Kabal st k okulların


anlatımlarında detay farklılıkları bulunmasına karşın, y ne de Ass yah
Evren n , f z k veya maddeden düşen yaratılışın “kabuk”ları le alt-
ruhsal veya aşağı dünyaların oluşturduğu konusunda b r uzlaşma
vardır.

Zohar, dünyaların gel şm ş kozmoloj k b r dokt r n olmamasına


karşın, madde dünyasına, değ ş m ve bozulma dünyasına ve
günahkâr ruhların bölges ne l şk n göndermeler yapar. Bu bölge en
kaba sef rot bölges d r, kaba maddeden oluşmuştur ve her b r
d ğer nden daha aşağıda olan on derece vardır. Alternat f olarak,
yed dünya (büyük ht malle nsanın dünyası olan, e.d. f z k evren)
altında d ğer ve altında en aşağıda olanlar, yed cehennem le
ardışıklığın yen den düzenlenmes yer alır

Ass yah, yeryüzü, nesnel dünya, beden m zle yaşadığımız


eylemler n f z ksel dünyası le ruhsal amaç ve eylemler m z de çer r.
Bu dünya, somut gerçekler ve onların ver ler olan duyguların
dünyasıdır. B z bu dünyada, f z ksel krallık ve gözlemled ğ m z doğa
yasalarının b l nc ndey zd r. Burada Tanrı’nın yarattığı oluşumun
farkındayız. Burası, her şey n ayrılığının gözlemlend ğ ve öznel
sebep sonucun olduğu, k l ğ n (Dual te) dünyasıdır. Burası aynı
zamanda Tanrının oluşturduğu yaşam gücünün, duyguların, soluğun,
yaşama aşkının ve özgürlüğün deney mlend ğ dünyadır. Ruh olarak
Nefesh’e karşılık gel r. Malkhut sef rah’ı le l şk l d r, Kutsal
h yerarş de Ofann m’e uygundur, Tetragrammatonda, son He
harf d r.

Ass yah dünyası, evrenler n en alt dereces olduğu ç n, buradak


melekler, sadece az y l ğe ama çoklukla günaha sah pt r. Bu
derecede y l k le kötülük ç çed r. Bu nedenle, Ass yah dünyası,
y l ğ n ve kötülüğün, gerçek ve yalanın komb nasyonu olarak
algılanmalıdır.

[128]

Yaratılışın dört dünyası le Tetragrammaton ve Sef rot l şk s :

Tablo 11: Dört dünya-YHVH-Sef rot l şk s

Arba’ah Olamot Yasaları (Dört Âlem-“Dünya”)

Dört Dünya, planetler g b d z lmez, daha çok (A n Sof’tan)


“çıkmanın evreler ” olarak düşünülür. Başka b r bakış açısına göre de
bu evreler, Genes s’de anlatılan Yaratılışın “altı gün”ü le farklı b r
“yaratılış sürec ” olarak l şk lend r l r. A n Sof’un kaynaktan ler doğru
(Atz lut’dan Ass yah’a) lerleyen ışığının, daha çok f z ksel ve daha
çok kend ne özgü olan yasaları vardır.

Atz lut (Oluşum) - Sonsuz değ şmez Kutsal dünyadır.

Ber ah (Yaratılış Dünyası) – Kutsallıktan lk ayrılma olup tam


olarak tasarlanmış “Cennet”t r. Tanrı ve başmeleklere a t Taht
konumundadır.

Yetz rah (B ç mlenme Dünyası) – “aşağı melekler” n konutu olup


nsan’ın ruhu ve Eden Bahçes d r.

Ass yah – (Eylem/Aks yon Dünyası) – İç nde yaşadığımız madde


evren d r.

İşaya k tabında anılan dört dünya, yaratılışta b rb rler le l şk


hal nded r. [İşaya 43:7] “görkem mle yarattığım, b ç mlend rd ğ m ve
yaptığım Adımla çağrılan her b r n ...”

Ezek el’ n v zyonu, lk dünya olarak Ass yah’ın f z ksel


sunuluşundan başlar [Ezek el 1. bölüm]. Onun gördüğü “Char ot”
(Araba) Yetz rah’tır, Char ot’un “Taht’ın benzer ” ç nde uzanan
üçüncü dünya Ber ah’tır. Son olarak, tahtın üstünde “ nsan benzer
görüntü” Atz lut’un Kutsal dünyasının varlığıdır.

Ezek el’ n anlatımında sadece Yetz rah açık olarak


anlaşılmaktadır. Ber ah le lg l olarak se (Yetz rah düzey nden uzak
b r dünyaydı), sadece “Taht benzer ”nden söz etmekted r. “Az lut’un
ç ndek görüntü daha bel rs zd , bu yüzden sadece “ nsan görüntüsü
benzer ” gördü (her k dünya da Yetz rah’tan uzaktı).

Zohar’da sadece dört dünya veya evren (varoluş plânı) varken,


Lur an k s stem Tanrı’nın açılımında, dört alt dünya le A n Sof
arasına, beş nc evren olarak Adam Kadmon’u da eklem şt r. Bundan
dolayı, Lur an k kozmoloj de, sıralama aşağıdak g b olmaktadır:

* A n Sof - Mutlak veya sonsuz – bütün arket pler n ötes nde

1- Adam Kadmon – Tetragrammaton veya Kutsal Ad,

2- Atz lut - Sef rot veya Kutsal Arket pler ve Partzuf m veya Kutsal
K ş l kler,

3- Ber ah - Başmelekler ve Kutsal Ruh (Neşamot),

4- Yetz rah - Melekler,

5- Ass yah - Aşağı melekler ve kel potlar; F z ksel dünya.

D ğer öneml b r nokta da, d ğer Kabal stler A n Sof le Tanrı’yı


hemen hemen aynı tutarken, Lur a’da Tanrı, Atz lut dünyasında veya
en azından en yüksek yüzlerded r. Lur a bu kutsal yüzlerden kısaca
Partzuf m olarak söz etmekted r

[129]

Her yüksek dünya “üstün görüş”, “güç”,” rade” veya “bağışlama”


n tel kler le altındak dünyaya h zmet eder. Veya bas t d lle, her üst
Dünya görecel olarak komşu dünyanın “ruh”u veya Yaratıcısıdır.

Bundan başka, Sef rot’un her b r n , akıl-parçasına böler ve y ne


her b r daha alt- sef rota ayrılır. Dünyalar doktr n nde de aynı şek lde,
alt bölüme ayrılma vardır. Böylece Atz lut’un Atz lutu, Atz lutun
Ber ahı, Atz lutun Yetz rahı, Atz lutun Ass yahı, Ber ahın Atz lutu,
Ber ahın Ber ahı ve böylece Ass yahın Ass yahına kadar aşağı ner.
Rabb Moses Cordovero bunu b r analoj (örnekseme) le şöyle
açıklar

[130]

Gümüşçü, gümüşü mâden n saflığına göre değerlend r r: lk önce


en saf derecedek gümüşü, mâdenden çıkmış ham k tleden ayrıştırır
(özgürleşt r r), k nc olarak, kalan k tlede b r nc den daha az saf olanı,
üçüncü olarak yarı saf yarı karışık k tle ve dördüncüde se artık
gümüşten daha çok maden vardır. Y ne de lk arıtmada b le tamamen
ve bütünüyle saflaşma olamaz, her zaman ç nde b r m ktar cüruf
kalır. Hattâ lk derecede de kend ç nde y ne dört saflaştırma şlem
yapılab l r. Aynı uygulama d ğer dört derece ç n de yapılab l r.

Tab burada oluşma ve yokluğun (eks kl ğ n) temel lkes n


buluyoruz; Kutsal öz’ün (“gümüş”) dereces veya varlık planlarının
eks kl k dereces bel rlenmekted r. Bu kavram, Neoplaton zmde çok
gen ş b ç mde rol oynayan öneml b r kavramdır ama asıl büyük
gel şmey Safed Kabal stler nde özell kle Cordovero ve Lur a’da
kazanmıştır.

10 Sef rot ve Partzuf m, üsttek Atz lut dünyasının ç nde ve dört


dünyada da tanımlıdır. En yüksek dünya Atz lut, Kutsal b rl ğ n tek ve
özel b l nc n taşıdığından, çoğu kez d ğer 3 alt dünyayı (k her b r n n
kend değ şken b l nçler vardır) da bet mler.

Kabal st k yaratılış teor s nde, gerek yaratılış önces ve gerekse


yaratılış evreler le, İslâm/Sûf geleneğ nde öne sürülen yaratılış
teor ler arasında çok büyük benzerl kler görülmekted r. K tabımızın
sınırlarını zorlamamak ve sadece lg lenenler n d kkat n çekmek
üzere, aşağıda bu konuda, bas t b r karşılaştırma özet
sunulmaktadır.
Sûf Yaratılış Teor s

Sûf yaratılış teor s ne göre, Evren n Tanrı tarafından yaratılışından


öncek oluşumun, üç boyut/mod’u vardır ve yaratılan evren n üç
dünyası onu zler.

1. Âlem, anlaşılamaz Tanrı’nın özü’dür: Görülmeyen Tanrı’nın


d ps z uçurumu olarak n telen r. Sûf geleneğ ndek bu âlem le lg l
ter mler se; Gayb ul Ga b (G zler n g z / Sırların sırrı), Âmâ
(Karanlık), Zât (Öz). Bu âleme uygun düşen ruhsal evre’n n adı se
Ahâd yet – Tekl k’t r.

2. Âlem se Görülen Mutlak/Tanrı’dır. Sûf ter mler nde Er-Ruh al


Kûds (Yüce Ruh), Akl-ı Evvel (İlk İntellekt/Akıl) veya Akl-ı Küll
(Evrensel Akıl) olarak adlandırılır. Uygun olduğu ruhsal evre adı se
Vâh d – B r’d r.

3. Âlem, Kutsal adlar ve n tel kler’den açığa çıkan Tanrı’nın


yaratıcı enerj s ’d r (Âyan-ı sâb te). “Enerj ”/yaratıcı bakış, Kuran dak
kavramı le, Nefes- Rahmânî le tem zlen r. Aynı zamanda Nefs-
Küll ye (Evrensel Ruh) olarak adlandırılır. Ruhsal evre adı
Vahdan yet – B rl k’d r.

Yaratılışla lg l k nc doktr n k kavram le şler

1. Açığa çıkmamış Mutlak (Âlem- Hâhut / “O’nun” “dünyası”, Hûva


[Bel rs z üçüncü şahıs]), Arapçada, Tanrının açılmadan öncek öz’ü
olarak adlandırılır “Dünya” sadece sembol k b r referanstır. Bu açığa
çıkmamış boyut, sıklıkla sadece Hâhut ç n kullanılır. Ruhân
aşamadak yer se Ahâd yett r.
2. Açığa çıkmış Mutlak (Alem- Lâhut / Tanrı “dünyası”, Al-Lah g b
“Lah” kökünden gelmekted r). Ruhsal evres konusunda farklı
görüşler vardır, bazan Vâh dde bazan da Vahâd yette göster l r.
Yukarıda açıklanan her k doktr nde de evrensel yaratılış açılımının
evreler ç n aynı term noloj , “tenezzülât” kavramı kullanılmıştır.

3. Âlem- Ceberrut / Kuvvet dünyası Aynı zamanda Âlem-


Ervah’tır (ruhlar dünyası).

4. Âlem- Melekut / Melekler dünyasıdır.

5. Âlem- Nâsut / İnsanlık dünyası’dır.

Yukarıdak açıklamalar, Neoplaton st ve Hermet k sınıflandırmalar


le b rl kte aşağıdak tabloda göster lm şt r.

Tablo 12: Karşılaştırmalı yaradılış teor ler


8. BÖLÜM TANRISAL YAYILMA- SEFİROT

Öncek bölümlerde de ele aldığımız g b , Tz mtzum, Or A n Sof’’un


Seder H shtalshlut’a

[131]

uygun b ç mde g zlenmes le son bulur. Y ne yukarıda


gördüğümüz g b , ancak bu “ara aşamalar d z s ” veya dünyalar’ın
yaratıcılıkları sonucunda yaşadığımız dünya var olab ld . Yaratılış
sürec ndek Dünyaların her b r n n ruhsal altyapısında en öneml
temel b leşen Sef rottur.

Hass dut’ta se yayılma; Sef rot’un, Yaratılışta bu dünya


nsanlığına yardımcı olmak ç n Tanrı’nın rolü ve durumunu
anlatmakla lg l olduğu şekl nde açıklanır.

[132]

Sef rot, Tanrı’nın açılımının on b ç m veya n tel ğ d r. Sef rot Tanrı


değ ld r ama O’nun özel n tel kler n sembol ze eden araçlar olarak
yorumlanab l r. Sef rah dünyası “açığa vurmak” veya “ letmek”
anlamlarına gelen lesaper f l le l şk l d r. Bu nedenle de Sef rah’ın
fonks yonu kuşkusuz açıklamak anlamına gel r. Aynı zamanda “saf r”
(Sap r) le de l şk l d r. Saf r, parlak ve ışıklı b r taştır, bu bağlamda
Sef rah’ın fonks yonunun ışık vermek olduğu da çıkarılab l r. Bu k
kavramın b rl ktel ğ nden Sef rot’un k temel fonks yonu olduğunu
anlayab l r z. B r nc s ışığı ortaya çıkarıp letmeye h zmet etmek ve
d ğer de açılmanın özel n tel ğ olan ışığı tanımlayan ve sınırlayan
taşıyıcı olmak. Sef rot’u belk de (Kabala term noloj s le) kralın k
el ne de benzeteb l r z, kral bazen sağ bazen da sol el n kullanır ama
sonuçta kralın ş n yapan eller d r.

Gerçekte her Sef rah, Işık ve Taşıyıcı olarak k fonks yona


bölüneb l r. Sef rotun ışığı temel ve b ç mseld r. Bu ışıklar, Sef rot le
ortaya çıkan, Tanrının sonsuz gücünü yansıtırlar. Taşıyıcılar’ın se
karakter st k özell kler vardır ve bu sebeple Tanrının gücünün
sınırlanması sorununu ortaya koyarlar. Tanımı gereğ sınırsız ve
sonsuz olan “A n Sof”, sınırlı dünyaları, Sef rot vasıtası le yaratır ve
yönet r.

Tevratta nsan’ın Tanrı görünüşünde yaratıldığı yazmaktadır, bu


bağlamda Sef rot’un d nam kler n anlama amacı le nsan yapısına
göz atmak yer nde olur.

Tevratta b r çok yerde Tanrı’nın, “Tanrının gözü”, “Tanrının el ” g b


nsana a t özell kler varmış g b konuştuğu yazılıdır. Oysa Tanrının
ne bedene ve ne de beden formuna sah p olmadığını b l r z. O halde
Tevrat neden Tanrıyı nsan özell kler le açıklamaktadır? Bu soruya
b lgeler şöyle yanıt ver rler; Tevrat nsanlara, onların anlaması ç n
nsan d l le h tap etmekted r.

Tanrı, dünya le l şk s nde, yarattıklarına anlatmak sted kler n


onlardan ödünç aldığı ter mler le anlatır. Tanrının gözü yoktur ama
gözü yaratır ve dünyada olan her şey onunla görür, el yoktur ama
el yaratır ve dünyanın kader ne lâhî takd r le yol göster r. Tevrat
b ze, “Tanrı nsanı kend görüntüsünde yarattı” ded ğ nde, İnsan
Sef rotun m krokosmosudur (küçük evren ) ve tüm ruhsal altyapısı da
nsanda yansır anlamı çıkar.

Tanrının ne olduğu, ne yaptığı, yaratılışın her yer nde var olduğu


hakkında konuşmak ancak Sef rot yardımı le olanaklıdır. Ruhsal
güzell k ve f z ksel yapısından olduğu kadar Kutsal özell kler de
İnsan’dan yansır. Bu yüzden, Kabal stler, Sef rotu nsan beden n n
çeş tl organları ve fonks yonları le açıklamayı seçm şler d r. Yalnız
bu noktada, nsan model n n Sef rotun sadece b r yansıması olarak
kullanıldığı unutulmamalıdır, bu benzetmeler sadece nsan
boyutunda geçerl olab l r, yüksek dünyalar ç n kullanılamaz.

Sef rot aynı zamanda İnsan’ın süpernal Sef rot’tan türeyen


yetenekler n ve ruhsal yapısını da yansıtır.Bu bağlamda b l nmel d r
k , İnsan, bu dünyada on ruhsal gücünü Kutsal h zmet ç n
değerlend rd ğ nde, onun kaynağı olan yüksek dünyalardak Sef rotu
etk leyeb l r.

Buradan sonrak bölümlerde, on sef rot adlarının sıralamada


zaman zaman farklı olduğunu göreceğ z. Genell kle 6. sef rah olarak
T feret adı geçmekte se de İ.Lur a’nın sef rot düzen nde, T feret
çıkartılıp “yukarı üçlü” bölges nden doğan Da’at (B l ş) sef rahı yer
almaktadır.

On Sef rot genell kle, İntelekt/Akıl (sechel) ve duygular (m ddot)


olarak k kategor ye bölünür. İntelekt kategor s Hohmah, B nah ve
Daat’ın (Baş harfler ChaBaD sözcüğünü oluşturur) entelektüel
gücünü çer r. Duygu gücü se Chesed, Gevurah, T feret, Netzah,
Hod, Yesod ve Malkhut’un yed kanalını göster r. Bu bölünme aynı
zamanda Üç Anne ve Yed Ç ft olarak da adlandırılır.

SEFİROTUN NİTELİKLERİ
Tablo 13: Sef rotun özell kler

İlk olarak, lk üçlü üç “anneler” olarak görülür çünkü bunlar d ğer


yed ’n n kaynağı ve köküdür, tam da annen n çocuklarının kaynağı
olduğu g b . Yed Duygu’nun ç ft olması, onların k ye katlanarak
kend ler n ortaya çıkarmaları le açıklanır.

Sef rot arasındak hertürlü etk leş m ve tz narot (“kanallar”) ‘ın ağ


boyunca bağlanması, Yaratılış boyunca Tanrısal enerj n n akışını
göster r. Bu bağlantılar, sef rot’un çeş tl alt grupları arasında yayılan
d nam ğ n herb r sef rotta yansımasını çer r.

Sef rotun lk bölümü hohmah, b nah ve da’at (veya keter),


farkındalığın d nam ğ alt grubuna a tt r; chesed, gevurah ve t feret
se saf duygu d nam ğ alt grubu; netzach, hod ve yesod, çgüdü ve
pragmat k d nam ğ alt grubu üyes d rler.

Malkhut, kend s nden önce gelen tüm enerj ler alan bağımsız b r
eleman veya son alt grubun herhang b r ek olarak görüleb l r.

Sef rotu bölmen n b r başka yolu da partzuf m (“prof ller”) d r. B r


partzuf nsan f gürüne benzer, tek b r sef rah’ın (veya sef rot
grubunun) kend bağımsız on sef rotunu detaylı göstermek ç n
kullanılır.
Kabala’ya göre, keter, hohmah, b nah ve Malkhut sef rotunun
herb r n n ayrı ayrı k partzuf mle l şk s vardır. Chesed’den Yesod’a
altı sef rot olduğu ç n, bunlardan herb r n n hem ortak ve hem de
bağımsız olmak üzere ç ft partzuf m vardır.

Tanrı, kend sonsuz oluşumunun özler nden b z m sınırlı f z ksel


evren m z yarattı önkabulu le Sef rot sıralaması, bu yaratıcı sürec n
aşamalarını da tems l eder.

Ayrıca Sef rot yan bu b rl kte varolan grup, “genet k” baskı olarak
tanımlanab len b r tek metaf z ksel yapının, her bakımdan ve her
düzeyde b rb r n etk leyen parçalarından oluşur.

İnsan ruhunun ps ko-spr tüel durumu, herb r sef rah’ın saklı


dev nd r c gücünün, sadece şlevsel ve yapısal bağlamda
karşılaştırılmasıyla anlaşılab l r.

Kabal st k met nlerde Sef rot’un düzen , herb r yaratılışın lah


etk s n s mgeleyen üç paralel d k sütun olarak graf kleşt r l r. Bu
düzene, met nlerde ya sulam (“merd ven”), ya etz (“ağaç”) veya
tzelem Elok m (“Tanrı’nın majı”) olarak üç farklı gönderme yapılır.
Son n teleme, Kutsal K tapta “Tanrının nsanı kend görünüşünde
şek llend rd ğ ”’ne dayanarak, sef rot düzen n , nsan beden olarak
ler sürer. Bu yüzden herb r sef rah anatom k sef rot k yapının
poz syonuna uyan eklem veya organla da lg l d r.

B rçok kabal st k kaynakda, Sef rot’un A n-Sof le le m yoksa


bağımsız eleman mı olduğu sorusu bel rs zd r. Azr el

[133]
ve sonra gelen Zohar’da A n-Sof’un ateş, alev duygusu,
kıvılcımlar ve aura le b rl kte olduğu öne sürülür. Azr el’e göre,
Sef rot’un d alekt k karakter “karşıtların b rl ğ lkes ” bakımından A n-
Sof’un kend s g b d r, herşey her ne se enerj ler n n kaynağının
b rl ğ d r.

Zohar met nler nde Sef rota gönderme yapan “güçler”, “gökler”,
“dünyalar”, “sütunlar”, “ışıklar”, “renkler”, “tar hler”, “kapılar”,
“akıntılar”, “elb seler” veya “taçlar” g b b rçok ter m bulunmaktadır.
Zoharda Sef rot, Tanrının bakış açısından yaratılışı açığa çıkaran,
boyutlar, lkörnekler ve ruhsal güçlere kadar çok farklı şek llerde
canlandırılır. Ayrıca Sef rot sembol zması, Tanrı, evren, nsan ruhu,
bütün ve tek’ n b lg s n n, b rleş k b r öz veya madde olduğunu açıklar.

Tz mtzum le A n-Sof’un “ çe dönüş”ünün lk sonuçları olarak,


Tanrısal m ddot

[134]

düşünces Lur an stler arasında çok yaygındır. Bu görüşe göre;


Tanrısal ışığın aşağı dünyalara yayılması sırasında, Tanrısal
özell klerde g derek büyüyen farklılıklar oluşur ve sonunda bu
farklılaşma, kaplar (Kel m) olarak Sef rot’u meydana çıkarır. Lur a
bunlara ek olarak, Sef rotun geç rd ğ d nam k değ ş m n, Tanrısallık
ve dünyaların yaratılışı sırasında ortaya çıkan dramat k olayların
sonucu g b olduğunu ler sürer. Bu olaylar, “Gürültünün Katars s ” ve
“Kapların kırılması” olarak adlandırılan olaylarıdır.

Sef rot sayısı on’dur ancak pek çok adlandırmaya konu olurlar. Kör
İsak (Isaac the Bl nd)

[135]
K tab-ı Mukaddes n Tar hler bölümünde geçen, Tanrıya 6 övgüyü
Sef rotun 6 adı olarak ver r. “Ya rab, büyüklük (gedullah) ve ceberrut-
güç (gevurah) ve cemal-güzell k (t feret) ve zafer (netzach) ve
haşmet (hod) sen nd r... krallık...(Malkhut) sen nd r” [Tar hler 29:11]

Geç dönem kabal stler tarafından herb r sef raha yen adlar da
ver lm şt r. Örneğ n; Keter (Taç), ayn zamanda Ay n (Yokluk), Ratzon
( rade- stenç), At ka Kadd sha (Kutsal ant k B r) ve Ehyeh (Ben olan)
gb.

[136]

Ancak Sef rot plânı, geç kabal stler tarafından, Moses


Cordevero’nun düzen ne uygun olarak ben msenm şt r.

On sef rot arasındak l şk n n (ve Da’at’ın quas -Seph rah”ı),


Tanrısal lkeler n buyrukları olduğu söylen r; Lütuf, Adalet ve Tanrısal
stek (veya zerafet) g b . Bu yüzden de Sef rot üç “kolon” veya
“sütun” hal nde anlatılmaktadır. Bu düzenleme “Yaşam Ağacı” veya
“Tanrının görüntüsü” olarak da b l n r. [Yaşam Ağacı d yagramında
“doğu” üstte, “güney” sağda, “batı” d pte ve “kuzey” soldadır.]

Sef rah (çoğul. ”Sef rot”) kutsal enerj veya yaşamgücünün b r


kanalıdır. Kabal st k l teratürde, zaman zaman heps b rl kte onb r
sef rottan söz ed l r. Keter ve Da’at, b r tek güc’ün farklı boyutunu
tems l ett kler nden, gelenekte genell kle on sef rot kabul ed l r. Sef rot
düzen , aşağıdak g b tanımlanır.

Sef rot sembolü, aynı zamanda Kabal st k teosof y (Tanrıb l m)


tanımlayan b r kavramdır. Sef rot genell kle yaratılışın yapı taşları,
varoluşun lk örnekler (arket pler ), Tanrının k ş sel özell kler ve
dünyanın başlıca değerler olan 10 sayıyı çağrıştırır. Daha önce
gördüğümüz g b , İlk-Kabal st k kaynaklarda Sef rota l şk n en erken
referanslardan Sefer Yetz rah (Oluşumun k tabı)’da Tanrının
“Dünyaya yaratılışta kazıdığı” “b lgel ğ n otuz k yolu”nun, Sef rotla
b rl kte bran alfabes n n 22 harf nden oluştuğu söylenmekted r.
Sef rot sembol zm , sonradan Sefer ha-Bah r, Zohar ve sonrak bütün
Kabal st k met nlerde de hâk m konu olmuştur.
Tablo 14: A n’den Malkut’a 4 dünya’da sef rot d z l ş
32 har ka yol, lk dört sef rotun enerj transfer n n şaret n anlatır.
Bu enerj , Ayn-Sof ve Adam Kadmon’dan aşağı doğru,
b ç mlenmen n lk mekânı olan lk 4 adımdır k , evr m sürec n n
tamamını kapsar. Bu yüzden, 32 harf lk dört sef rahın
projeks yonudur d yeb l r z. Kısaca, lk dört sef rah, İnsan
B l nçlenmes ne a t ç mekânın doğuşunu anlatır”

Sepher (met n), sephar m (k taplar), s ppur ( let ş m), sapp r (saf r,
parlaklık, ışıklı), separ (sınır) ve safra (kât p,yazıcı) sözcüğü g b çok
gen şlet lm ş anlamlar çerd ğ de Scholem tarafından ler
sürülmüştür. Sefer Ha Bah r (12.yy.sonları)’den önce Sef rot, sayılar
kadar önemsenm yordu fakat Gnost k veya Neoplaton k term noloj de
çok esk zamanlardan ber yaratılışın araçları olarak kullanıldıkları
anlaşılmaktadır. Sefer ha-Bah rde Sef rot, ma’amaroth (on sözcük
veya yaratılışı oluşturan on kelam) ve m ddot (Tanrı’nın özell kler
veya sıfatları) le tanımlanır.

Tablo 15: Üç sütun üzer nde Sef rot


Sef rot’un, üç sütun hal nde görünüşünde, Merhamet sütunu
(Chesed) sağda, Yargı veya Ş ddet (Gevurah) solda ve Denge veya
Şefkat veya Güzell k (T feret) orta sütundadır, aşağı dünyaların
Kutsal denetlemes n bu üç sütun b rl kte oluştururlar. Bu yüzden
Bah rde, sef rot le b l nen Talmud k düşünceler arasında bağlantı
kurulmaktadır. Örneğ n; Talmudda okuduğumuza göre, dünya on
özell k boyunca yaratılmıştır: “b lgel k ve anlayış, akıl ve ş ddet
(Gevurah), azarlama ve kudret, doğruluk ve adalet, merhamet ve
şefkat”. Bunlar le sef rot arasındak l şk ler n d ğer talmud k, aggad k
ve K tab-ı Mukaddes pasajları’nda da bulunduğu ler sürülmüştür [I.
Tar hler/Chron cle 29:11].

Sef rot d z l ş nde, sağ sütûnu merhamet kuralları le Chokmah


(H kmet) Sef rahı yönet r, bu sütun gen şleyen veya akt f taraftır.
(Tanrının sonsuz lütfuna “sonsuza kadar dayanmayı” düşündürür)

Sef rotun karşı tarafı Adalet’t r ve bu sütunu, B nah (Anlayış)


Sef rahı yönet r. Sıkan, sınırlayan veya pas f taraf sayılır.
(Cezalandıran Katı Adalet düşündürür)

Son olarak orta sütun, Keter (Taç) Sef rahı tarafından, Tanrının
İsteğ (veya zerafet ) le şb rl ğ yaparak yönet l r. Bu sütûn eş tl k
veya kusursuz uyumdur. Görüldüğü g b orta sütunda Keter’den
Malkhuta, y l kten kötülüğe doğru boyutsal b r akış vardır. Orta sütun
aynı zamanda “B lme Ağacı” le l şk l d r. Genes s 2:9’da sözü ed len,
“İy l k ve kötülüğü b lme ağacı”

Bu üç sütun örneğ Zohar’dan alınmıştır, İsra loğullarının Kabîle


re sler n n konuşmalarında Tanrının b rçok özell ğ nden bahsed l r,
örneğ n; Yakup le (orta sütûn) uyum, İsak’ın adalet yanı ve
Abraham’ın sevecen yanı g b . (Örn. İç n Bkz. Zohar bölümü: Sh. 97
“Jakob (Yakub) ortaya çıkana ve herşey uyum ç nde olana kadar”)
Bu konuda daha önce de gördüğümüz g b , Yaşam Ağacı’nın “orta
sütûn”u, Yakup, Mes h ve Metatron f gürü le yakın l şk l d r. Bu orta
sütûn (denge sütûnu), er l ve d ş l yanlar arasındak “dengey ” de
düşündürür.

Bu on Sef rot kapsama alanı olarak da k gruba bölünür. İlk üçü


“yukarı” sef rot olarak b l n r ve “daha yüksek cennetsel alanlar” le
lg l d r.

1. Keter Elyon (En üst Taç) veya Ratzon (İrade)

2. Hohmah (H kmet-B lgel k)

3. B nah (Akıl) veya Gedulah (Büyüklük)

Kalan yed s , “alt” sef rot olarak d kkate alınır, yaratılış ve dünya le
lg l d r.

4. Chesed (Sevg -aşk)

5. Gevurah (Güç) veya D n (Adalet)

6. T feret (Güzell k) veya Racham m (şefkat-merhamet)

7. Netzach (Dayanma gücü-dayanıklılık-tahammül)

8. Hod (Görkem-haşmet)

9. Yesod Olam (Dünyanın temel ) veya Tzadd k (doğruluk-erdeml -


âd l)

11. Malkhut (Krallık) veya Atarah ( t bar-otor te-asalet) veya


Shekh na (d ş l tanrısallık
Sef rot, en çok Keter le başlayıp Malkut le b ten, ortak merkezl
da reler ser s olarak tar f ed lm şt r. Bu düzen, Başlangıçtak adam
(Adam Kadmon)’un organları veya yaşam ağacı olarak da
göster lm şt r. Lur an k kabalada se Keter’ n yer ne, B nah ve Chesed
sef rahları arasına Da’at (B l ş) Sef rahı yerleşt r lm şt r.

Yukarıda ayrıntılı olarak anlatıldığı g b , Sef rot b rçok özell kler n n


yanında bütün dünyaların alt yapısıdır ve nsan m krokosmosu le
yansımasıdır.

Ş md Sef rot d z l ş ve l şk ler le lg l genel b lg ler daha ayrıntılı


olarak göreceğ z. B rçok metafora (Kozm k ağaç, renkler, sorular,
g ys ler, c nsell k v.s.) l şk n ayrıntılı açıklamalar, herb r sef rahın
çalışması, b rb r yle d yalekt k l şk s , evren yorumları ve kabal st k
ter mler, daha sonrak bölümde, her b r sef rah ç n ayrı ayrı ele
alınacaktır.

Sef rot, yukarıda değ nd ğ m z g b , nsanın hem bedensel hem de


Tanrısal ruhunun altyapısıdır; Her k ruh da İntelekt ve Duygunun
komb nasyonudur. Nefesh HaBeham t (Bedensel ruh) duygulara
hak m olacak güçte olup çoğunlukla günaha eğ l m (Yetzer HaRah)
olarak b l n r. İntelekt Nefesh Elok t’te (Tanrısal ruh) baskın olup y l k
eğ l m (Yetzer HaTov) olarak b l n r. Nefesh HaBeham t’ n akıl yet s
Nefesh Elok t le b rl kte öncel kle duygulara h zmet ç n kullanılırken,
duygular med tat f aklın b r fades d r. Nefesh Elok t’de duyguların
canlandırılması, öncel kle duyguları etk leyen med tasyon gücü le
başarılır.

Sef rot’un “dört dünya” üzer ndek düzen , şöyle olmaktadır.

Keter, A n Sof’a yakındır ve bu yüzden b l nemez, aşağıda kalan


d ğer dokuz’undan farklı olarak değerlend r l r.
Chokmah’a en yüksek Sef rah olarak bakılab l r. O “Baba”nın ve Y-
H-V-H’dan “Y’”n n zamanı (geçm ş) le l şk l d r

B nah, “Anne”d r, zamanın (gelecek) boyutu ve Y-H-V-H’den “H” le


l şk l d r.

Sonrak 6 Sef rot b rl kte b r gruptur ve zamanın sürekl l ğ n n 6


yönü le l şk l d r ve “İl şk ” kavramını bet mler. Bu altılıya toplu olarak
“Zer Anp n” (küçük yüz) adı ver l r ve sayısal değer 6 olan “V” Vav le
b rleşt r l r. T feret bu grubun merkez nde ve Zer Anp n’ n kend s
olarak bet mlen r.

Sonuncu Malkhut Sef rahı, Tanrının yeryüzündek varlığı


(Shek nah) le çok yakın l şk l d r. O gel nd r ve Y-H-V-H’ n son veya
küçük “H”s d r.
Tablo 16: Sef rot-YHVH l şk s

Aşağıdak tabloda dört dünya ç n başka b r Sef rot düzen


göster lmekted r.

Tablo 17: Sef rot-YHVH-Dünyalar l şk s


On Sef rot’un adlarına, Kutsal met nlerde dağınık olarak rastlanır.
Bu konuda aşağıda b rkaç örnek göreceks n z.

Tabernakl’ın yapımı sırasında Tanrı’nın Betzalel le konuşmasında,


üç yüksek sef rot’a büyük anlama gücü verd ğ yazılıdır.

Exodus 31:3 – “Ve onu, h kmette ve anlayışta ve b lg de ve şç l kle


lg l davranışta Tanrının ruhu le doldurdum.”

Burada Chokmah- H kmet ve B nah-Anlayış Sef rotu le ve aynı


zamanda “Tanrının Ruhu” le doldurulduğunu görüyoruz. Da’at-B l ş
l şk s nden daha sonra söz edeceğ z.

Yed alt Seph rot le başka b r met nde karşılaşıyoruz:

1.Tar hler 29:11 – “(O LORD) Ey Efend , büyüklük, ve güç


(ceberut) ve görkem ( ht şam) ve zafer ve yücel k: cennette ve
yeryüzünde bütün her şey sen n ç nd r: sen nd r krallık, Ey Efend ve
başın her şeyden yüced r.”

Yukarıdak ayette, büyüklük Chesed (Merhamet) le lg l d r ve


“bütün” se Yesod (Temel/Altyapı) le lg l d r.

İlk Sef rah Chokmah, ruhun herhang b r konuyu tasarlayan


yeteneğ d r ve bu yüzden, ned r? sorusunun g z l gücü anlamına
gelen, koach mah sözcükler nden meydana gelm şt r. Or j nal
düşünce üret r ve sık sık aklın lk parlaması olarak anlamlandırılır.
Baştan t baren düşüncen n tüm ayrıntıları onun ç nde barınır ama
henüz sıkıştırılmış/konsantre ve örtük halded r, her şey n
potans yel d r. Bu potans yel, her şey kapsayan ama h çb r tanım ve
gerçekleşt rme vermeyen b r nokta şaret le kıyaslanab l r.
Tetragarammatonda, noktaya benzeyen lk harf n, yud le
bet mlend ğ n anımsayalım.

İk nc Sef rah B nah’ın anlamı “anlayış” olup açılımı se; “b r


konudan başka b r konu üretmek veya anlamak”tır. B nah or j nal f kr
alır, en ne boyuna gen şlet r ve gel şt r r. Chokmahda kapalı olan b r
düşünce’n n detayları berraklaştırılır ve aydınlatılır. Konsantre
haldek b ç m açığa çıkarılır ve anlaşılır. Tanrı sm nde B nah, k nc
(h) harf d r. Onun b ç m , daha çok uzatılmış ç zg den oluşmaktadır,
noktanın en ne ve boyuna gen şlemes n çağrıştırır. Chokmah ve
B nah eş t k yoldaştır ve asla ayrı olamazlar. Zohar onlardan
“sarayın noktası” olarak söz eder; Chokmah’ın noktası le B nah’ın
sarayı gerçekleş r. Chokmah’ın koach mah’ı (“ne d r” n potans yel )
B nah’ı gerçekleşt r r.

Kabal st k l teratürde bunlar “küçük yüzler” olarak da


adlandırılırken, Tetragrammatonda, yud Hohmah’ı, Hey B nah’ı ve
vov se Ze r Anp n’ bel rt r.

B r f k r önce soyut olarak tasarlanır. Daat’ın anlamı şu ayet n l şk


ve b rleşmes n göster r, “ve Adem Havvayı (Daat sözcüğünden)
b ld ” [Tekv n/Yaratılış 4:1]. Daat’ın gücü, gerçekl kten soyut kavramı
get r r. B r f k r duyumsanmış ve tamamlanmıştır, dolayısı le Daat
ntelekt ve duyguların b rleş m n n gücüne sah pt r. Daat, Hohmah ve
B nah arasında bağlayıcı görev yapar ve beden n (Sef rot)
desteğ d r. Daat’ı İnsan beden ne uygularsak, beden n desteğ olan
ve gövdey bey ne bağlayan sp ral b r sap g b , ChaBad’ın sağ yarım
küre, sol yarım küre ve bey nc kdek üç kavrama yeteneğ ne karşılık
gel r.

İzleyen d ğer üç Sef rot Duygulara a tt r. Bedende Chesed sağ


kolla, Gevurah sol kol ve T feret kalp le l şk l d r. Kabal stler ataları
Abraham, İshak ve Yakub le üç üstün Sef rot olan Chesed, Gevurah
ve T feret arasında paralell k kurarlar

Chesed’ n (sevg -sevecenl k) karakter heryere dağılmış sınırsız


yardımseverl kt r. “Dünya Chesed le kurulmuştur” dend ğ g b
Yaratılış Chesed’ n doğal özgün davranışıdır. Yaşam sınırsız
sayıdak dünyalara ve yaratılışlara ondan dağıldığı ç n, Chesed’ n
n tel ğ aynı zamanda “büyüklük” (Gedulah) olarak da adlandırılır.
İy l k yapmak y l ksever n doğasıdır söylem nde olduğu g b ,
Abraham’dan çıkan sonsuz sevg , sevecenl ğ n parad gması olarak
gördüğümüz Chessedde somutlaşmıştır. Abraham’ın çadırının her
tarafı açıktı ve onun sıcak konukseverl ğ her yere yayılmıştı.

Chesed n n tel ğ sınırsızlık se, Gevurah’ın n tel ğ de


engellemekt r. O’nun doğal gücü ve yeteneğ , sınırlamak ve
küçültmekt r. Yaratılış sürec nde, Gevurah, yaratılanların ç nde
bulunan va yaratılışı harekete geç ren gücü sınırlayarak, onların
çler ndek kaynaktan kopuk varlıklar olmak yer ne, dokunulab l r
bağımsız varlık olmalarını olanaklı kılar. Aks halde beden boşlukta
dağılır g der. Bu bağlamda, Ata İshak’ın yaşantısı le Gevurah
Sef rahı arasında tam b r paralell k vardır. (İshak’ın, k oğlundan,
eylem adamı ve sınır tanımaz Esav le düşünce nsanı Yakub
arasındak dengey kurmasını anımsayalım)

Gevurah aynı zamanda “yasa” ve “yargı” (D n) olarak da


adlandırılır. Chesed’den çıktığı g b sınırsız ve karşılısız b r şek lde
değ l de, alıcının hak ett ğ kadar ve doğru oranda yargı dağıtması
sten r. Yaratılışın düzenl olarak var olması ç n Chesed’ n
sınırsızlığının Gevurah tarafından sınırlanması gerekl d r. İnsanlık
açısından bakarsak, eğer Chesed yan sınırsızlık baskın durumda
se, sınırsız sevg bütün adalets zl ğ örteceğ ç n yeryüzü
günahkarlarla dolardı. Aks ne eğer Gevurah baskın olursa, h ç k mse
yargının katı ve kes n araştırmasına dayanamazdı.

Hem Chesed hem de Gevurah, arabulucu b r yeteneğe sah p olan


T feret Sef rahının başarısı ç n çalışırlar. T feret Chesed ve
Gevurah’ı uyumlu b r şek lde karıştırır ve bu da güzel b r sonuç ver r.
O güzel ve süslü b r kumaş elde etmek ç n, b r çok reng karıştıran
b r kumaş boyayıcısı le karşılaştırılab l r. T feret, İnsan ç nde de
“sevecenl k” (Racham m) yeteneğ n dengeler.

Oysa Chesed, sevecenl ğ k msey ayırmadan, herkese eş t


şek lde ver r; T feret, sevecenl k ver lecek uygun k ş y arar ve ancak
buna değen k ş ye yardımseverl kle ver r. T feret aynı şek lde Chesed
ve Gevurah’ın anlaştığı b r akış sağladığında, oluşan denge
ortamında “hak kat” (Emet) ortaya çıkar. T feret gövdede sağ ve sol
arasında, yaratılıştak uyuma aracılık eden merkez poz syonundak
kalp’d r. Atalarda se T feret, Abraham’ın büyük oğlu İshak’ın oğlu
Yakub’da görünür. Chesed ve Gevurah’ın mükemmel denges olan
Yakubdan meydana gelen çocukların heps de âd ld rler.

Chesed’ n çsel çev r s sevg , dışsal çev r s se şefkatt r.


Chesed’ n çsel bakışı Tanrı sevg s d r ve en büyük steğ O’na bağlı
olmaktır. Chesed’ n dışsal özell kler se, k ş n n stekler n elde
ederken Tanrının em rler n daha y uygulayarak deney mlemes ve
O’nun özell kler ne bağlı olmaktır.

Sonrak üç Sef rot Netzah, Hod ve Yesod’dur. Bu üçü Chesed,


Gevurah ve T feret’ n uzantılarıdır. Netzah Chesed’ n uzantısı, Hod
Gevurah’ın ve Yesod da T feret n.

Bu üç sef rotun İnsan beden le paralell kler se; Netzah ve Hod


k bud’a ve Yesod se üreme organı’na (Br t Kodesh) karşılık gel r.
Tam olarak budlar beden destekler ve beden g deceğ yere taşırken,
aynı zamanda Netzah ve Hod üst Sef rota kanal olurlar. Kabal stler,
Netzah le Musayı, Hod le Harun’u ve Yesod le Yusuf’u k ş sell şt ren
paralell k kurarlar.

Netzah sözcüğü “fat h” veya “gal p” anlamına gelen menatzeach


sözcüğünden gel r. Bu yüzden Netzah üstünlük düşünces n bel rt r.
Bel rlenen sınırsız yolda, d ğerler n ezerken Chesed’ n uzantısına
saygılıdır. Hod se Gevurahta olduğu g b varlığın gen şlemes n n tam
karşıtıdır ve uyulması gereken nokta veya sınırların zorlamasını
göster r. Hod “şükran” veya “ taat” anlamına gelen Hodaah
sözcüğünden gel r. D ğerler üzer ndek toplam üstünlük Netzah
bağlantısı le, toplam taat se Hod bağlantısı led r. Yesod sef rahı se
bu k s n dengeler, let ş m kolaylaştırır ve bu yüzden de dünyanın
temel d r.

Netzah, Hod ve Yesod’un görev (NeH Y kısaltması olarak b l n r)


Chesed, Gevurah ve T feret üzer nded r, bu durum belk oğluna
deney mler n aktaran baba’ya benzet leb l r. ChaGaT
uyandırıldığında NeH Y’ n fonks yonu, alıcının nasıl alacağına d kkat
etmekt r. NeH Y’ n üçlü fonks yonu olduğu düşünüleb l r. Eğer baba
b lg n n tümünü kend z hn nde bel ren şek lde verecekse, oğlu bunu
s nd remez. Baba daha çok, konuyu çocuğun anlayacağı şek lde
bas tleşt rmel ve azar azar vermel d r. Kabal st k term noloj de
Netzah ve Hod’un şlevler ç n bu duruma uyan, “böbrekler haber
ver r” ve sperm üreten “ k test s” örneğ ver l r. Bunun anlamı, güç
algılanan b r kavramın babanın z hn nde düzelt lerek, çocuğun
kapas tes ne uygun hale get r lmes d r

Netzah ve Hod aynı zamanda “öğütücü” ve “değ rmen”’ de


çağrıştırır. Değ rmen buğdayı öğütür un hal ne get r r, baba da
kavramları parçalar ve hang s n vereceğ n , hang s n vermeyeceğ n
bel rler. Netzah ve Hod, kavramları bütün boyutları le küçültme
h zmet yaparlar. Sonuç olarak Netzah da baba g b kend s n n
üstünde egemen olmasını sağlayacak h çb r yararlı etk y saklamaz
veya oğlundan öğrenmes n sağlar

Bu benzerl ğ daha ler taşıyarak Yesod Sef rahını da


açıklayab l r z. Baba özel olarak, bıkmadan tekrarlayarak ve aklını
çocuğuna sevg yle bağlayarak öğretecekt r. Onun gerçek steğ
oğlunun konuyu anlamasıdır. Babanın en büyük amacı ve zevk
oğlunun öğrenmes d r. Çocuk, babası le olan l şk s n n kal tes ne
göre daha çok s nd reb l r veya ters . Baba le oğlun bu b rleşt r c
bağı Yesod’un n tel ğ d r. Yesod da öncek sef rota kanal olan hun
şlev görür.

Buradan, ChaGaT ve NeH Y üçlüler ne neden ç ft dend ğ n


anlayab l r z. ChaGaT alıcıyı d kkate almadan, onların ç nde varolan
duygulardır. NeH Y, ChaGaT’ın d ğerler tarafından alınan duygularını
odaklayan güçlerd r. Bu yüzden ChaGaT ve NeH y b rb rler ne
bağımlı olan ç ftler olarak adlandırılır.

Sonuç olarak, Chessed sınırsız vermey , Gevurah buna benzer


şek lde sınırsız d zg nlemey ve T feret de bu k s n n karışımının
uyumlu olmasını bel rt r.

Onuncu Sef rah Malkhut olarak adlandırılır. İlk Sef rah Hohmah’ın
son gerçekleşmes d r. Hohmah, koach mah – ne’d r?’ n potans yel
ve Malkhut Mah’ın- hang ’d r?’ n potans yel d r. Malkhut
Tetragrammatonda, son He, nsan beden nde se ağız’dır. Kabalada
Malkhut, Kral Dav d olarak k ş selleşt r l r. Malkhut, yüksek Sef rot’tan
gelen etk y alan veya alıcıdır ve d ş l n tel kted r. Kadının, erkekten
aldığı le çocuk doğurması g b , Malkhut da Ze r Anp n’den alır ve
yen b r bağımsız varlık yaratır. Krallıkta kral “alıcı”, halkının
egemenl ğ n alır ve karşılığında onların ht yaçlarını karşılar.

Son Sef rah Malkhut, kend s har ç, d ğer Sef rot’a h çb r etk
kullanmaz. Ay le karşılaştırırsak, onun kend ışığı olmadığı halde,
yen b r varlık g b güneş n ışığını yansıtır. Ze r Anp n ve Malkhut
b rleşmes ’ne Kabalada Y chud Zun – Ze r Anp n ve Nukvah
(Malkhut) komb nasyonu den r. Bu f z ksel b rleşme yaşam vereb ld ğ
g b , Y chud Zun vasıtası le tümüyle süpernal yayılma etk s de
yapar.

Bu konular kral düzey nden ayrı ve uzaktır ancak sonradan


krallığın egemenl ğ n kabul ederler. Tz mtzum’un bütün amacı,
dünyanın yaşam gücünü kapatmak ve g zlemekt r bu yüzden
bağımsız olarak bel rled ğ n , gerçekleşt r r. Uzay ve zaman Malkhut
sef rahı boyunca varolur. Uzay boyutu ç nde b z Tanrı’yı (kral)
“sonsuz yukarda ve sınırsız aşağıda” ve aynı şek lde dört yönde de
sınırsız. olarak adlandırab l r z. Zaman boyutunda da Tanrı
hükümdardır, hükümdardı ve hükümdar olacak olarak, sonsuz
varoluşu anlatab l r z. Malkhut sef rahı, Or A n Sof le başlayan
oluşumda yaratılışın ç nde bulunmaktaydı ve adı Shek nah d .

Malkhut, aynı zamanda Tanrı tarafından dünyayı açığa çıkaran


sef rah olduğu ç n, “Tanrının ağzı” veya “Tanrının konuşması” olarak
da adlandırılır.

Yukarıdak on Sef rot sıralamasında Daat Sef rahını da anlattık.


Kabal st k met nlerde çoğunlukla Daat yer ne Keter Sef rahı sayılır.
Keter sözcüğünün anlamı “Taç”dır ve başa konulan taç g b d ğer
bütün sef rotun üzer nde yer alır. Kralın tacı onun halkından
seçk nl ğ d r ve halkı bu yüzden ona boyun eğer. Bu egemenl ğe ve
onların bağlılığına uygun olarak halka “tacın kulları” adı ver l r. Keter
bütün Sef rotun üzer nde yer alan b r Sef rahtır ve “Kutsal rade”’ye
(Ratzon) ve “Zevk”’e (Taanug) eş tt r. Kutsal rade, Keter’ n dışsal
dereces d r ve Zevk se çsel dereces d r. En yüksek, en büyük
dereces se “İman/ nanç” (Emunah) dereces d r.

İnsan model nde, Keter’ n karşılığı, İntelekt ve Duygular’dır,


ntelekt ve duygular bedendek ruh güçler d r. İntelekt z h nde ve
Duygular se kalpted r ancak z h n ve zevk k ş y yönlend rd ğ nde
herhang b r organdan aşkındır. Keter’ n çsel boyutu Kabalada At k
Yom n (“günler n esk s ”) ve dışsal boyutu se Ar ch Anp n (“uzun
yüz”) olarak adlandırılır.

Seder H shtalshlut’un herhang b r aşamasında Keter, b r derece


le d ğer arasında arabulucu olarak hareket eder. Yüksek derecen n
Malkhutu, zleyen b r alt derecen n Keter’ d r. Örneğ n, dört dünya
h yerarş s nde, Atz lut’un Malkhutu, Ber ah’ın Keter d r.

Keter’ n At k Yom n’ yüksek derece le, Ar ch Anp n’ se aşağı


derece le sınırlandırılır.

Sef rot, d k ne dört grup olarak da düzenlen r. Bunlardan her grup,


dört cennetten b r le k şk kurar. Dört cennet, Tanrısal steğ taşıyan
b r z nc r g b b rb rler ne bağlanarak O’ndan uzaklaşırlar. Yukarıda
anlatıldığı g b , “dört dünya” olarak bet mlenen bu dünyalar “oluşma”,
“yaratılış”, “b ç mlenme” ve “yapılma” dünyaları olarak adlandırılır.

Bu dört dünya Tevratta İşaya 43:7’de b rl kte anılmaktadır, “Her b r


ben m adımla çağrılan; Görkem m ç n yarattığım, b ç m verd ğ m,
evet yaptığım...”

Boyutların kavramı le lg l olarak, bu çalışmada en esk f k r olan


beş boyut gerçeğ ben msenm şt r. Bunlar yer’ n üç (kuzey-güney,
doğu-batı, aşağı-yukarı) ve zamanın b r (başlangıç-son) boyutu
ayrıca ek olarak t nsel/ruhsal beş nc boyut y l k-günah (veya tem z-
p s) alanı vardır. Bu boyut doğrudan ruh le lg l d r.

On Sef rot, bu beş boyutun on yönet m ne paraleld r. Bu beş karşıt


ç ft, A n Sof’un doğasında bulunan der nl ğ bet mler. Aşağıdak tablo
bu durumu göstermekted r.

Tablo 18: Sef rot ç fler ve özell kler

Keter le Malkhut arasındak l şk de, d ğer Sef rahlar g b , Tanrının


b r görünüşü olduğu ç n y olduğu, Malkhut’un kend s n n
“kötü/günah” olmadığı, unutulmamalıdır. Malkhut A n Sof’tan en uzak
Sef rot olduğu bas tçe söylen rse de aynı zamanda Tanrı le l şk de
başlangıç noktasıdır.

Chokmah ve B nah üst Sef rotu başlangıç ve son’u (geçm ş ve


geleceğ ) anlatır. Tanrının kend s n n Aleph ve Tav olduğu g b .
(İnc lde Grekçe Alpha ve Omega)

Netzah ve Hod, Tanrının yönet m n yukardan aşağı get rmekle


görevl d rler ve kehanet n kaynağıdırlar, bu nedenle üst ve alt
arasında bağlantıyı sağlarlar.
T feret, Doğu le l şk l d r, bu özel olarak Kutsallar Kutsalının
kapısıdır. Yesod cennet n “aşağı son”’u (“batı”ya doğru) sayılır.

Gevurah Yargı’dır, kuzeyden geld ğ söylen r (ayrıca günah’ın


çağrısı da ordan gel r). D ğer Hesed (lütuf) güneyden gel r, Tanrının
“sağ kolu”dur.

SEFİROT’UN ÖZELLİKLERİ VE DÜZENİ

Keter – “Taç”

Keter, on sef rotun lk d r, deney m n süperb l nç alanına karşılık


gel r ve farkındalık aurasının kuşattığı b r “taç” majıyla anlatılır.
Keter, sef rot düzen nde orta eksen n üstünde görünür. İnsan
tarafından düşünüleb lecek ve raden n kaynağı olan en üst
sef rah’tır.

Zohar’da b ld r len: “O süpernal taç [keter elyon] krallığın (âlem n)


tâcıdır [keter malkut]” O lkt r, keter’den Malkhut’a bağlanan lâh
yayılmanın en yükseğ d r.

Keter sözcüğünün sayısal değer = 620 olup İsra le gönder len


Tanrı buyruklarının toplam sayısıdır. Tevratta yazılı olan 613 m tzvoth
(öğüt) le sözlü Tevrat’ın 7 m tzvoth’u b rl kte toplam 620 olur.

On emr n Tevrat metn 620 harf olduğu ç n, 620 m tzvoth’un heps


de on em rde çer lmekted r.

Kabalada, 620 emr n sırrı, keter’den (=620) çıkan “ışığın 620


sütûnu”, keter’ n “tavan” le Malkhut’un “tabanını” bağlama görev n
görür.
Bu ışık sütunları, kutsanmış olan kutsal’ın (Malkhut) Krallar kralı
(keter)’de tamamlanmasına adanmış olarak İsra l ruhunu kuşatır.

Keter sef rahı, k partzuf mle (“prof l”) gel ş r. Onun dış partzufu
Ar ch Anp n (“uzun surat”) (Acılı/Hüzünlü çehre) olarak adlandırılır,
ruhun stenç ( rade) gücü olan süperb l nçle l şk l d r. İç partzuf At k
yom n’e (Günler n esk s ) gönderme yapar, ruhun lütuf gücü le
(ta’anug) l şk l d r.

At k Yom n’ n Altındak d ğer yed sef rot, Ar ch Anp n’ n etk s nded r


(böylece stenç ve lütuf etk s nde yönlend r l rler). At k Yom n’ n
üstündek üç sef rot Ar ch Anp n le kuşatılmamıştır, h çb rşeyle
karışmamış, Tanrısallığın öz deney m nden türeyen nancın
(emunah) süperb l nçl lûtfu hal nded r.

Bu yüzden Kabalada Zohar’a referans vererek keter’ n üç


Re sh n’den (baş) söz ed l r; rade gücü le lg l olarak, Re sha d’Ar ch
(uzamış baş), lütuf gücü le lg l olarak Re sha d’Ay n (yokluk başı),
nanç gücü le lg l olarak da Re sha d’lo Ityada (b l nemeyen baş).

Keter’ n bu üç başı, İbran ce Keter sözcüğünün üç anlamıyla


l şk lend r l r. “Taç” anlamına ek olarak, keter’ n kök anlamı olan
“beklemek” veya “sarmak-kuşatmak” olarak da kullanılır. B zler, bu
dünyanın farkındalığından mutlak saklı olan ve ancak öz tanrısallık
katından bu dünyaya nd ğ zaman açığa çıkacak olan b l nçl l ğ yan
saf nancı bekled ğ m z ç n “B l nemez baş” le Keter’ n “Beklemek”
anlamı uygun düşer.
Tablo 19: Keter’ n üç başı

“Taç”ın anlamı, ruhun Kutsal lûtfun kaynağı bağlamında, özell kle


“yokluk başı” le l şk lend r leb l r. “Taç” sembolü, Tanrısal vah y
ruhuyla b l nçlenmen n ve bütünlenmen n sembolü olarak kabul
ed leb l r. B lgeler n saygıyla anlattığı g b “Tanrısal varlığın
parlaklığından gelen lûtfu almak ç n başlarının üstündek taçlarıyla
erdeml b r şek lde beklerler”

“Uzamış baş” anlamı, süpernal geleceğ n “kuşatma” sı le


l şk lend r leb l r. Ruhun b l nç gücü, geleceğ n gücü le kuşatılmıştır.
(hohmah’dan Malkhuta Kutsal yayılma). Açığa çıkarken em rlerle
uyum ç nde olmaları, em rler aşmamaları konusunda düzenley c l k
görev n yapar.

Keter’ n nsan le l şk lend r len görüntüsü, Adam Kadmon


(Başlangıçta varolan adam) ve ağarmış (B lge) saçlarla taçlanan
baş, olarak anlatılır. Dört harfl (Tetragrammaton) Tanrı ad’ında, lk
harf olan “yod” harf ne karşılık gel r ve Tanrı adlarından EHYEH le
l şk lend r l r. Bu küren n nsan evr m ndek hedef , b l nçl l ğ dengede
tutmaktır. Mutlak soyluluk ve Ezelî Ether’d r (Başlangıçta var olan).
Ant k Kutsal, Sonsuz Doğu ve “O”, semboller le de anılan Keter
sef rah’ı, İraden n kaynağı olarak da b l n r ve Hermon dağı’nın
(Sur ye le Lübnan arasında) ç ğ’ le sembolleşt r l r. B rçok Kabal st k
met nde de d ğer mleme ve semboller le; Ay n (yokluk), Hokhmah
Pen m t ( ç akıl), Mahshavah Eloh t (kutsal düşünce), Tanrının Ruhu,
kökler n kökü, g zeml b lgel k, ( lksel) nokta, “beyaz baş”, ant k, rade,
Ehyeh Asher Ehyeh (BEN OLAN BEN) geçmekted r.

Hohmah - ”B lgel k/H kmet”

Hohmah, on sefırotun k nc s , yaratılış sürec nde b l nçl aklın lk


gücüdür.

Hohmah, sef rot konf gürasyonunun düz eksen üstünde ortaya


çıkar ve Bey n’ n sağ yarımküres , tzelem Elok m le l şk l d r.

Hohmah, k partzuf m kontrol eder: Bunlardan yüksek olanı Abba


İlâ’ah (“yüksek baba”), altta olanı se Y srael Saba (“Yaşlı İsra l”)
olarak adlandırılır. Bu k partzuf m’e b rl kte Abba (“baba”) adı ver l r.

Hohmah, ruh ve sezg gücü le l şk l d r, an b l nçlenmey sağlar.


Abba lâ’ah partzuf’u, süper b l nç krallığından doğan
kend l ğ ndenl ğ n gücü le şb rl ğ yapar. Oysa Y srael Saba partzufu,
b l nçlenmeye, sonradan ve doğrudan etk eder.

Hohmah’ın “b lgel ğ ” ayrıca gerçeğ n der nl ğ ne bakmak ve soyut


kavramsal öz’e kadar altta yatan aks yomat k hak kat soyma
yeteneğ ne sah pt r. Hak katın bu tohumları, şte o zaman, entelektüel
anal z ve gel şme yolculuğunda b nah’ın gücüne katılmayı hak
ederler. Hohmah, Tanrı adlarından “Yah” adına karşılık gel rken,
Başlangıç ve (Başlangıçta varolan) Ezelî nokta olarak b l n r. Kral
Süleyman le k ş selleşt r leb len Hohmah sef rahı, yer olarak
Cennet’ , boyut olarak der nl ğ , zaman olarak geleceğ ve mge
olarak pınar’ı s mgeler. Hohmah, Orada olan, H çl ğ n dışındak
oluş’dur, düşüncen n kaynağı ve tohum’dur, aynı zamanda açığa
vurma olarak b l n r. İnsan beden nde üçüncü göz bölges (Alnın
ortası) le l şk lend r len Hohmah, en der n dalınç hal ’ne ulaşmayla
ve m sk kokusu le ortaya çıkan H kmetl ruhsal rade ve amacı
bet mler. Potans yel se, amacın gel şmes ve n s yat f le dünyada
evrensel planı açıklamaktır. B rçok Kabal st k met nde, İlksel Torah
(Yaratılıştan önce varolan Torah), Yesh me-ay n (yokluktan oluş)
olarak da söz ed lmekted r.

B nah “Anlayış”

B nah, on sef rotun üçüncüsüdür ve yaratılıştak ntelekt’ n k nc


b l nç gücüdür.

B nah, sef rot konf gürasyonunda sol eksen üstünde bel r r ve


beyn n sol yarımküres nde tzelem Elok m le l şk l d r.

B nah, tamamen açık b ç mde, k parzuf m’ kontrol eder:


yüksektek İmma İlâ’ah (“yüksek anne”), aşağıdak Tevunah
(“kavrayış”)’tır. Bu k partzuf mden b rl kte, İmma (“anne”) olarak söz
ed l r.

B nah, ruh le hem tümevarım hem de tümdengel mde kavramsal


anal z ve akıl yürütme gücü le şb rl ğ yapar. İmma Ilâ’ah partzuf’u
da hohmah’ın ç ndek kavrayış ve kapsama gücü le şb rl ğ yapar,
oysa Tevunah, b r’ n b l nçl l k düşünces n tamamen özümser.

B nah’ın “anlayış”ı aynı zamanda dea’nın ç ndek gerçekl k


dereces n nceleme yeteneğ ’n de çer r. “D nle O İsra l...” [Tesn ye
6:4] anlamı “Anla...” Ayettek lk harfler “Kulağınla d nleyerek kontrol
et” demekt r.

B nah başka b r özell ğ le öne çıkar, bu da, hem kend n ve hem


de d ğer kavramları açıklama ve aydınlatma yeteneğ d r. Bu nedenle,
Kabalada “gen ş neh r” olarak sembol ze ed l r.
B nah sözcüğü “arasında” anlamına gelen be n kökünden türet l r.
F k rler arasındak farklılık ve ayrılıklar, B nah’ın gücü le anlaşılır.
B nah, hohmah ve da’at arasındak k nc “bey n”d r.

Hohmah ve b nah’ın b rl ğ (Kabalada “yüksek b rl kt r”), “baba ve


“anne” (beyn n sağ ve sol yarımküreler ) sürekl d r ve Zohar’da “asla
ayrılmayan k arkadaş” olarak anlatılır. Bu b rl k dünyanın sürekl
olarak yen lenmes ç n gerekl d r (kalb n yed özell ğ “anne” (b nah)
rahm nden doğumla başlar ve yaratılışın yed günü le l şk l d r)

Has dutta, b nah sef rahı, s mchah (neşe) ruhsal durumu le


l şk lend r l r.

B nah, Tanrının mükemmel düşünces n n anal t k bakışını mler.


Tanrı katındak en üstün d ş l elementt r. Shek nah’ın annes
sembolüyle açıklanır. Bu nedenle, B nah le lg l semboller n b r çoğu
Shek nah’la özdeşleşt r l r. Hochmah’tan tohumu alır, aşağıda kalan
d ğer 7 sef rahı tasarlar ve doğurur. İnsan beden nde Alın ve Rah m
olarak yer alan B nah, A le (Kab len n) Anası (Kadın re s ), Yakubun
lk karısı Leah olarak k ş selleşt r l r. Tanrı adı telâffuzu YHVH
ELOHİM, Tetragrammaton’un “He” harf ’d r. Saf anlayış bölges olan,
Ruhsal aşk ve farkındalık duyguları veren Mür kokusu le özdeşleşen
B nah’ın potans yel : öz-kontrolu gel şt rmek, sess zl k, sır saklama,
k ş sel olmayan anlayış ve objekt f aşk’tır. Kabal st met nlerde, daha
b rçok farklı özell klerle B nah sef rahından söz ed lmekted r;
Göklerdek Anne, En üst Shek nah, Saray, P şmanlık, Nehr n 7
kolundan b r , En üst kutlama (Jüb le), İbran Alfabes , En üst Yargı
(Adalet), Beersheba, Lübnan (Yahud geleneğ nde yukarı Kudüs),
Kurtarma, Yem nler / Andlar, Teshuvah (p şmanlık), sebep, tapınak,
özgürlük.

Da’at “B l ş”
Da’at, Yaratılıştak ntelekt’ n üçüncü ve son b l nç gücüdür.

Da’at Genell kle, ancak keter olmadığında sef rot arasında sayılır.
Bundan dolayı da da’at, b l nçlenme bölges ndek keter’ n ( ç
boyutunun) yansıması olarak tems l ed l r. Y ne bu yüzden sef rot
konf gürasyonunun orta sütununda doğrudan keter’ n altında ortaya
çıkar ve bey nc k (alt bey n), tzelem Elok m le l şk l d r.

Da’at, bellek ve konsantrasyon gücü le ruha katılır. B r’ n güven l r


“farkındalık” (hakarah) ve “duyarlık” (hergesh) güçler ’n n ortaya
çıkardığı anlamlılık potans yel ne sah p olup, Hokmah ve b nahın
güçler bu düşüncelerden b l nçl l k üret r. ruhun kaynağındak
süperb l nç le da’at bağlantısından bu duyarlığın kend s ortaya çıkar.

Da’at genell kle k düzeyde şler; yüksek düzey - k bu da’at elyon


(“yüksek b l ş”) veya da’at hane’elam (“g zl b l ş”) olarak adlandırılır -
ntelekt’ n k yüksek gücü olan hohmah ve b nah arasındak sürekl
bağlantıya h zmet eder; alçak düzey se da’at tachton (“alçak b l ş”)
veya da’at ham tpashet (“dağınık b l ş”) olarak adlandırılır ve duygu
bölges le ntelekt bağına h zmet eder. Bu yüzden b r’ n, b l nçl l ğ n
bütünleşmes anlamına gelen hak kat le bu hak kate uygun eylem
bel rlemes n ve uygulamasının kusursuz olmasını sağlar.

Tablo 20: Da’t düzeyler


Da’at’ın bu düzey ç n Torah’da, [Süleymanın meseller 24:4]:
“odalar da’at le dolar.” denm şt r. Burada söz ed len “Odalar” kalb n
odalarıdır (cheder sözcüğü “oda” anlamına gelmekted r k ruhun üç
temel duygulanımı olan chesed – d n - rachmam m’ n kısaltmasıdır).
Can’ın beden doldurması g b , da’at’ın ç b l nçl l ğ de odaları
doldurur ve canlandırır.

Zohar’da da’at’ın bu düzey “altı’yı çeren anahtar” olarak geçer.


Da’at’ın “anahtarı”, kalb n altı odasını da (Özell kler) açar ve onları
yaşam gücü le doldurur.

Has dut’da, da’at sef rahının ruhsal durumu y chud (“b rleşme”)
olarak tanımlanır.

Chesed - Gedullah “Sevecenl k/Şefkat”

Chesed, sef rotu oluşturan on sef rah’ın dördüncüsü ve yaratılış


özell kler nden olan duygu’nın lk sef rahıdır.

Chesed, sef rot konf gürasyonunda sol sütunda bel r r, doğrudan


doğruya chochkmah’ın altında yer alır ve “sağ kol” olan tzelem
Elok m le l şk l d r.

Chesed, bütün yaratılışı kucaklayan ve y l ğ n sunan ruh le


şb rl ğ yapar. Chesed, ruh’un d ğer gerçekl k le bağ kurmaya
zorlayan büyük gücünden es nlen r ancak şb rl ğ açık değ l örtüktür
bu yüzden bütün d ğer duygulanım güçler n n anlatımlarında, ruh’dan
sonra gel r.

Chesed, Yaratılışın lk “gün”üdür. Bütün yaratılanlarda var olan


sevecenl ğ n y l k ışığı onda yaratılmıştır. Torah’da lk gün “b r n
günü” olarak adlandırılır (yom echad) [Genes s 1:5]. Bu gün’ün
Kutsal b l nc ne göre, bütün yaradılış, yaratıcının “b r”l ğ nde aşkla
sarmalanmıştır. Bu gün ç n şunlar söylenm şt r: “Tanrı “Gün[ler ]
kend sevecenl ğ nden buyurdu” [Süleymanın meseller 42:9].
Zohar’da yomam sözcüğü, “gün[ler]” tek b r sözcüktür: “b r gün d ğer
bütün günlere eşl k eder ve onlarla uyumludur”. Buradan lk gün’ün
sevecenl k günü olduğunu, “eşl k” ve ışıması le yaratılışın d ğer
bütün günler n aydınlattığını öğren yoruz..

Has dutta, Chesed sef rahının ruhsal durumu ahavah (aşk) le


benzeşt r l r.

Chesed sef rahı, Sevg , Der n Aşk, Şefkat, çok büyük mutluluk ve
Acıma duyguları le Bolluk, Başarı, Büyüklük ve Zerafet özell kler n
ç nde barındırır. Tanrının sevg s , merhamet ve lûtfu le cömert ve
Hayırsever (Er l) tarafını s mgeler.

Chesed’ n 72 köprüsü vardır. Adam Kadmon’un Sağ koludur.


Torah’da Abraham’ı göster r. Tanrı adlarından “El”e karşılık gel r ve
En yüksek (Süprem) Tanrı’dır, “El “Elyon”dur. Chesed ç n Kabal st k
met nlerde, En yüksektek Sular, Tanrı çk s , ödül ve canlanma
olarak da söz ed lmekte, Sed r kokusu le l şk kurulmaktadır.

Gevurah “Yargı/Güç/Kudret”

Gevurah, on sef rot’un beş nc s ve yaratılış sırasına göre,


duygusal özell kler n k nc sef rahıdır. Gevurah, sef rot
konf gürasyonunda sol sütûn üzer nde, doğrudan b nah’ın altında
bel r r ve “sol kol” anlamına gelen tzelet Elok m le l şk l d r.

Gevurah, doğuştan varolan dürtüler kötüye kullanma eğ l m nde


olan ve bu nedenle Tanrı’nın yargısını da hak etmeyen b r n , y l kle
engelleyen ruh le şb rl ğ yapar. Bu güç, Yaratılışa lâyık b r ölçüde
ve değerded r. Gevurah, Kabalada m dat had n (“yargının n tel ğ ”) le
lg l d r. Gevurah’ın kudret b r’e karşı çten (kötü eğ l mler) veya
dıştan (düşmanca) davranışları engeller.

Chesed ve Gevurah, ruh’un dış dünya le yakınlaşmasında,


yaratılışın ç denges n n kurulması ç n b rl kte hareket ederler.
Chesed’ n “sağ kolu” d ğerler n yakına çekmeye çalışırken,
gevurah’ın “sol kol”u sten lmemeye mahkûm olmuşları uzaklaştırma
hakkını el nde tutar. Başlangıç l şk s , “sol el n uzaklaştırması”
gerekenler ç n b le sonunda, tamamlayıcı lke olan “sağ el n yakına
çekmes ”n uygular.

Sonuçta, gevurah’ın kudret , chesed’ n doğasında var olanı


gerçekleşt rmek ç n, b r’ n gücü ve etk n b r aracı olur.

Musa’nın S na dağında aldığı ah d tabletler 6x6 avuç

[137]

ölçüsündeyd . Torah Musa ve İsra l’e “Gevurah’ın ağzından”


ver lm şt .” B lgeler n ded ğ ne göre, Tanrının kend s nden başkasının
kullanamayacağı bu en değerl ad’ı anma onuru sadece gevurah’a
ver lm şt r. “İsra l’ n Yücel ğ olan Tanrı yalan söylemez, düşünces n
de değ şt rmez. Çünkü O nsan değ l k , düşünces n değ şt rs n.”
[Samuel 1 15:29] âyet nde Tanrı’nın îma ett ğ “ sra l’ n netzah’ı”
[yücel k] g b ama yalnız netzah n tel ğ le sınırlı değ ld r. Burada
gevurah, Tanrı’nın öz gücünü yansıtan sonsuz ışık ve ş ddet n,
sıkıştırılmış ve yoğunlaşmış olarak Torah’ın (özell kle On Em r
ahd n n kazındığı tabletler n) son harfler nde olduğunu şaret eder.

Gevurah sef rah’ının ruhsal durum tanımlaması, Has dutta y rah


(korku) le l şk lend r l r.
Gevurah, Dünyadak kusursuz ceza ve öfken n korkunç güçler n
tems l eder. Evren n üstündek denet m sürdürmek ç n böyle b r
güce gereks nme vardır. Ancak bu güçler yıkıcı olmasına karşın,
gerekl düzen sağlar ve şlenen suçun tam karşılığı olan cezayı
uygular. Aynı zamanda Şeytânî günahın tohumlarını da taşır. D ğer
taraf (S tra Ahra) ‘da konumlandırılır...

Gevurah sef rahı, Adam Kadmon’un ( nsan beden nde) sol koluna,
Tevratta İshak’a (İbrah m n oğlu) karşılık gel r. Tanrı Adlarından
“ELOHİM”d r. Renk olarak Kırmızı’ya karşılık gel r. Kuzey yönüdür,
Cennetsel mahkeme, yok eden büyük yangın ve Adâlet n şaşmaz
ayırıcı özell ğ d r. Maden olarak Altın, y yecek olarak, Ekmek-Tuz-
Şarap-Et’ bet mler. Hayvan olarak Yılan, Meteoroloj k olarak,
karanlık gece-bulut-s s ve Mekân olarak da Bronz Altar’a (Kurban
kesme yer ) karşılık gel r. Gevurah sef rahı, aynı zamanda “D n”
olarak da adlandırılır, başlıca anlamı Yargı olmakla b rl kte aynı
zamanda ş ddet, sertl k, katılık ve Tanrı korkusu olarak da b l n r.
Gevurah’ın potans yel : Gücü doğru kullanmak, öz-savunma,
karşılama, baskı gücü, cesaret ve nedensell kt r. B rçok kabal st k
met nde, Gevurah sef rahı, Savaşçı, atlet, serüvenc , savaş sanatçısı
ve Adâlet özell kler le bel rt l rken, Tütün ve Der kokusu le de
l şk lend r l r.

T feret “Güzell k”

T feret on sef rotun altıncı ve Yaratılış ç ndek duygusal


özell kler n, üçüncü sef rah’ıdır.

T feret, sef rot konf gürasyonunda orta sütunda ve da’at’ın hemen


altında (veya da’atı saymazsak keter n altında) yer alır.
T feret’ n sevecenl ğ , chesed ve gevurah arasındak çatışma
eğ l m n uzlaştırma gücü olarak ruh le şb rl ğ yapar. Bu durum
Kabalada m dat haracham m (“merhamet n tel ğ ”) olarak bel rt l r.
T feret’ n güzell ğ , ç ndek duyguların fades ve duygulandırıcı
zerafet n n karışımı olarak ortaya çıkar.

Dolaylı olarak fâde etmek gerek rse, Tanrı İsra l halkının gururunu
kaldırdığı g b T feret’ n kaynağı da gururlanmayı kaldırma olarak
anlaşılab l r. Tanrı’ya h zmet ve dua, t feret’ n kazandırdığı b l nçl l k
le gerçekleş r ve bu yüzden, nançlı nsanda gurur, burun büyüklüğü
olarak değ l, saygı uyandıracak şek lde yen den canlanır.

T feret sef rah’ının ruhsal durumu Has dutta, rachamam m


(merhamet) olarak tanımlanır.

T feret, şeref ve güzell k Sef rahıdır. Hochmah ve B nah’ın yavrusu


olan T feret, Evren n uyum ç nde kalması ç n, deal dengey ve
gereken Adâlet s mgeler. Üstündek d ğer bütün (9 Adet) güçler
b rleşt r r. Ezelî İnsan’ın (Adam Kadmon) beden nde Omurgayı
bet mler. Torah’da Yakup (İsrael), Musa ve Adem’ şaret eder. Tanrı
Adlarından LORD (Efend ) olarak anılır, Tetragrammaton’un “vav”
harf d r. Rabb ler l teratüründe, “Kutsal olan, Kutsanmış olan” olarak
anılır.

T feret’ n reng yeş l ve pembe’d r. Genell kle Shek nah le


b rleşmeye çalışan Damat veya Prens olarak sembol ze ed l r k bu
b rleşmeden nsan ruhu doğacaktır. Ben’ n ham formu, Tora Tomarı,
B r bakış, süt ve bal, büyük kollu şamdan (Menorah), Altın Atlar,
Acıma ve Gerçek Yargı da Kabal st kaynaklarda kullanılan d ğer
mgeler d r.
T feret’ n Başlıca anlamı Güzell k olmakla b rl kte, b rçok farklı
yazılı met nde aynı zamanda: Uyum, Raham m (merhamet), Damat,
Koca, Oğul, Kral, Baba, Mes h, Tabernacl (Tapınak), Kutsal Ağaç
(Yaşam ağacı), cennet, “vav” harf , Yaratıcı, dürüstlük, Güneş,
“Kutsal B r Kutsanmış”, HA-SHEM, YHVH, YHVH-ELOHİM, Büyük
İs m, B r c k İs m, Ze’ r Anp n (Kısa çehre), Net Ayna, Açık muc ze,
lulov [sukkot bayramı], shofar [boynuz çalgı], Baş Tef l n , Yakup le
lg l s mge ve özell klerle de l şk lend r lmekted r.

T feret, Altın anlamına da gel r. Altın sp ral boyunca makro ve


m kro le l şk l d r.Yaşam Ağacının merkez d r. K ş selleşmen n ve
yukarı hareket n denge noktası’dır, koku özell ğ olarak tütsü/buhur
kokusu le l şk lend r l r.

T feret sef rahı, Ruhta olup n şte f z ksel başlangıcın lk


bölünmes d r, sıradan dünya le ruhsallığın karşılaşma noktasında
Dünyaya uyum ve sevecenl k get rmek görev vardır

Netzah “Zafer”

Netzah on sef rot’un yed nc s ve Yaratılış’ın duygusal özell ğ n n


dördüncü sef rahıdır.

Netzah, chesed’ n Yaratılış’a vermek sted ğ y l kler n


gerçekleşt r lmes sırasında, ortaya çıkan engeller alteden ruh le
şb rl ğ yapar. Netzah sözcüğü hem “zafer” ve hem de “sonsuzluğu”
bel rt r. Netzah’ın son zafer , kend ölümü üstüned r deneb l r ancak
buna son engel chesed oluşturur.

Amalek Kralı Agag’ı öldürmeden önce, peygamber Samuel “ve


İsra l’ n [Tanrı] netzah’ı da aldatmaz ve p şman olmaz, O nsan değ l
k p şman olsun” [I.Samuel 15:29] dem şt r. “P şman olmak” f k r
değ şt rmek anlamına gel r. Netzah sef rahı her zaman sab t durur ve
asla p şman olmaz. Netzah ölümlü değ ld r “ nsan değ ld r” k ölümle
karşılaştığında “p şman olup” ölümden korksun.

Bu sonuca göre, mes rut-nefesh’ n

[138]

gücü, yaşamını Tanrı ve Torah ç n kurban etmeye hazırdır, saklı


olan her Yahud ruhu, en son fades n netzah sef rah’ında bulur.

Netzah aynı zamanda “yönetmek” veya “orkestra ç n b r müz k


parçası yazmak” anlamına da gel r (bu sözcük, Davud’un b rçok
mezmurunun lk sözcüğüdür). Bu bağlamda, sağ kol’un karşılığı
olduğu ç n doğa’dan yararlanma b l nc d r ayrıca süpernal beden n
“yere dokunduğu” lk koludur.

T feret’ n (kutsal damat) ve Malkhut’un (kutsal gel n)“aşağı


b rl k” nde duygu b rl ğ (kalp) ve anlatım (ağız) vardır – “O [damat]
netzah’tadır [netzah’ın b l nçl l ğ le] ve d ğer [gel n] hod’dadır
[hod’un b l nçl l ğ le]. Netzah sef rahı’nın ruhsal durumu, Has dutta
b tachon (güven)’e karşılık gel r.

Bu sef rah, Dünyada Tanrının akt f zerafet n tems l eder. (Adam


Kadmon) Bedende sağ bacak, Torah’da Musa, Tanrı Adı olarak
“YHVH ZEVAOT” Evsah b , Efend “LORD”, Mabette sağdak
“JACHİN” sütunudur “Ve d rekler mâbed n eyvanında d kt ; ve sağ
d reğ d kt , ve onun adını Yak n (Pek şt recek) koydu: ve sol d reğ
d kt , ve adını Boaz (Kuvvet bunda) koydu” [I.Krallar 7:21].

Netzah sef rahı’nın başlıca anlamı, Zafer olmakla b rl kte aynı


zamanda sonsuzluk, sabır, kehânet, orkestrasyon, n s yat f ve sebât
özell kler le de anılır.

Hod “İht şam”, “kabul etme”

Hod, on sef rotun sek z nc s ve Yaratılışın duygusal özell kler n n


de beş nc sef rahıdır.

Hod, sef rot konf gürasyonunda sol sütunda, gevurah’ın altında yer
alır ve sol ayak tzelem Elok m le l şk l d r.

Hod, b r’ n yaşam amacını gerçekleşt rmes yönünde, ruhun


sürekl l k gücü le şb rl ğ yapar. Bunu, en der ndek çsel
sorumluluğundan doğan kararlılık ve az m le başarır. Bu durum,
yüksek yaşam amacının kabul ed lmes d r ve bu şte, görkem ve
heybet n aurası le b r’ n es nlend ğ kaynak ona h zmet eder. Bu
bağlamda hod sözcüğü yan anlam olarak “kabul etme” (hodo’ah) ve
“ ht şam/görkem” karşılığıdır. Işığın “yankılanması” g b b r zlen m
duygusu yaratır.

Hod’un hoda’ah tarafı aynı zamanda kend s n n m nnettalık


(sef rot k karşılığı chesed’d r) gücünü ortaya koyduğu g b aynı
zamanda “ t raf” (v du ) gücüdür.

İk sef rot, netzah ve hod “tek beden n k yarısı” le lg l d r.


Kabalada sık sık b r sef rah sayılır ( bunlar, Tanrının Tzevakot adı le
tems l ed l r). Bu yüzden netzah ve hod (sağ ve sol bacaklar)
görevler n – yürümek- ancak b rl kte oldukları zaman
gerçekleşt reb ld kler ç n tek başına da ş gören, chesed ve gevurah
(sol ve sağ kollar) kadar saygın değ ld rler.

Zohar’da Netzah ve hod sef rahlarından “adalet ölçüler ” olarak


söz ed l r. Netzah erdem ken hod t raf’tır (“kabul etmek” veya “ t raf
etmek”). Beden n denges n n genel durumundan sorumlu olan k
kalça g b d rler.

“Aşağı b rl k” de, gel n hod’un b l nçl l ğ n paylaşır. O, dâmadı


hazırlayarak kend s le b rl kte Kutsal huzura get rmey
deney mlerken evl l ğ n n “üçüncü ortağı” olan Tanrıya, kalb n n
der nl kler nden gelen m nnettarlık ve şükranını d le get r r.

Has dutta Hod sef rahı, tem mut ( çtenl k) ruhsal durumu olarak
tanımlanır.

Hod, Tanrı yargısıyla Dünyaya nd r len alt kanalı tems l eder.


Kehânet n gücü le aynı zamandadır. Tora’da Hârun, Tanrı Adı olarak
ELOHİM ZEVA’OT – Evsah b Tanrı, Mabette sol sütun “BOAZ”
[I.Krallar 7:21] tarafından tems l ed l r.

Hod’un Başlıca anlamı Görkem olmakla b rl kte, Kabal st k


met nlerde, aynı zamanda: Haşmet, heybet, parlaklık, yankılanmak,
kehânet, feragat, güven kaynağı, sadakat özell kler le de anılır.

Yesod “Temel”

Yesod, on sef rotun dokuzuncusu ve Yaratılışın duygusal


özell kler nden altıncı sef rahdır.

Yesod, sef rot konf gürasyonunda orta sütunda t feret’ n altında yer
alır ve (erkekte) üreme organları (kadında rah m) olarak tzelem
Elok m le l şk l d r.

Yesod, dış real te (Malkhut sef rahı) le bağlantı ve haberleşme


gücü olarak ruh le şb rl ğ yapar. Yapının temel (yesod), yeryüzü
(Malkhut) le b rl kte “toprak”tır.
Yesod İnsan’ın üreme organı le l şk l olduğundan, gelecek
kuşakların temel d r. Sonsuz oluşum bağlamında Üreme gücü,
yaratılmış nsan’ın sınırlılığının d kkat çeken özell ğ d r. Her b reysel
nsan’ın yer (o’ndan) gelen bütün kuşaklara oranla görecel olarak
“küçük”tür. Yesod, nsanın “küçük organ”ı le lg l d r ancak “küçük
büyüğü (sonsuzluk) çer r.” Yesod, nsan çocuklarının gerçek
oluşumu ve üremen n sonsuz potans yel arasında “küçük” ve “dar”
köprüdür.

Bu nedenle, yesod sef rahı, Torah’da tzad k (erdeml ) olarak


tanımlanır, “tzad k dünyanın temel d r” derken, özell kle kuşakların
kusursuz tzad k’ ne gönderme yapılır. Tzad k’ n tam beden , uzayda
ve zamanda, sonlu ve l m tl d r. Bu bağlamda Tanrı’nın sonsuz ışığı
ve yaratıcı yaşamgücü bu oluşuma uygundur.

Tzad k, ruhsal plânda olduğu g b f z k plânda da üremey sürdürür.


Tevrattak hak k buluşlar ve yen anlayışlar’ın sürekl akışında O,
üremey b l nçlenmes n n ç gözünde deney mler. O üreme yoluyla,
onun kuşaklarının ruhu uyanarak Tanrıya ve Torah’a döner.

Yesod aynı zamanda (Tanrı’nın lk Yahud Abraham le yaptığı)


ahd n kutsal mzâsı olan br t le de lg l d r. Peygamber n ded ğ ne
göre, özell kle Yesod, hakîkat ve barış’ın kutsal özell kler arasında
b r ah dd r. Torah’da “ve hakîkat ve barışı sev n.” [Zeker ya 8:19]
olarak yer alır. Sevg n n kökü Abrahamın ruhu le lg l d r ve denm şt r
k : “Abraham, Ben m dostumdur” [İşaya 41:8].

O’nun bütün sevecenl ğ (chesed) yesod’da yoğunlaşmak ç n (su


g b ) aşağı akar. Torah’ın mutlak hak kat ve (m tzvot) âyet n barışı
arasında, İsra l n sevg le y eylemler yer ne get rmeler ç n ah d
orada yapılmıştı.
Tam, “temel”, “başlangıç” anlamında ken, yesod “beden n b t m ”
olarak adlandırılır (beden ç n, t feret üreme organı yesod’a kadar
uzanır ve denm şt r k “beden ve br t b r sayılır”). Yesodun doğasında
“barış” ın özell ğ olan – shalom –vardır.

Yesod sef rah’ının bütün duygu ve gücü, başlangıç le b t ş


arasında b rl k oluşturma yeteneğ ne sah pt r. Bu konuda Sefer
Yez rah’da “son başlangıcın ç nde ve başlangıç da sonun ç nded r”
denm şt r.

Chesedden yesoda altı sef rot katılıp gel şerek Ze r Anp n partzuf’u
b ç m n oluşturur ve Ze r Anp n, yüksek partzuf m Abba ve İmma’dan
“baş” veya “bey n-gücü”nü alır (hohmah, b nah ve da’at’ın üç yüksek
sef rotu)

Yesod sef rahı’nın, ruhsal durumu, Has dutta, e met (hak kat) le
l şk l olarak tanımlanır.

Yesod, T feret n yaratıcı ve y l ksever kuvvetlere karar vermek


üzere Shek nah’a bağlanmaya çalıştığı kanaldır. Bu sef rah, yukarıda
da bel rtt ğ m z g b , erkek fallusunu ve Kutsal sünnet ahd n
sembol ze eder. Torada Yusuf, Tanrı Adı olarak “EL HAY” veya
“ELOHİM HAYYİM”, Yaşayan Tanrı veya sonsuz yaşam’dır. “EL
SHADDAİ” (her şeye kâd r olan Tanrı) olarak da anılır. “ADON”
Hâk m olarak da kullanılır. Tetragrammaton’da “VAV” harf n n d p uç
noktasıdır.

Yesod’un Kabal st k met nlerde geçen d ğer sembol ve şaretler :


Yaşam Ağacı, Yaşam suyunun kaynağı, Dürüstlük, (Tanrı le nsan
arasındak ) Kutsal sözleşme, Gökkuşağı, İşaret ( mza, mühür), Em r,
Anı, Kutsal Dağ (ZİON), Kurtarıcı (Erkek), Yem n, Aşağı Hesed.
Malkhut “Krallık”

Malkhut, on sef rotun ve Yaratılış ç ndek duygusal özell kler n


sonuncusudur.

Malkhut, sef rot konf gürasyonunda orta sütunun d b nde yesod’un


altında yer alır ve yaşam veren organ “taç”(er lde kalp, d ş lde dudak)
veya ağız, tzelem Elok m le l şk l d r.

Malkhut, ruh le kend n fade gücü olarak şb rl ğ yapar. Kabalada,


ruhun kend n fade etmes ne olanak veren üç temel g ys (levush m)
olarak tanımlanır: “düşünce” (Machshavah), çerde olanı dışarı
çıkaran ruh ve “konuşma yet s ” (Ma’aseh) le dıştan açığa çıkaran
ruh.

Malkhut, kend n fade etme’y tems l ett ğ nden sık sık “konuşma
dünyası” olarak anılır. Ancak fonks yonu sadece kend n dışarı
açmak değ l aynı zamanda gerçeğe rehber olmak ve etk lemekt r. Bu
nedenle, Malkhut’a l teral anlamda, b r’ n yetk s n deney mlemes ve
“am ral gem s ” olarak da yer ver l r.

Malkhut aynı zamanda, dış gerçeğ n tanınmasına da aracı olur. B r


yönet c n n, yönett ğ ülkede, hang kuralların gerekl olduğunu
duyarlılıkla deney mlemes gerekl d r. Bu yüzden Malkhut, Yaratılış
ç ndek her etk aracının steğ n , kend n onun yer ne koyarak ve
bütün yetk s le Kutsal kaynaktan araştırır. B r ülke de ancak o
zaman güvenl olur.

Tevratta söylend ğ g b ; “Tanrının kapısı budur, erdeml ler g reb l r”


[Mezmurlar 118:20], Ruh Tanrısal der n düşünce hal ndeyken,
sadece Malkhut kapısından ya da “penceres nden” yüksek sef rota
yükseleb l r ve olayları kavrayab l r. Anılan âyet, Tanrıya bağlılıkla
h zmet edenler ondan karşılığını alır anlamına gel r ve burada bütün
sorumluluk “cennet krallığına bağlılıktır”.

Malkhut sef rahı, Nukva d’Ze r Anp n partzuf’unun b ç m n de


gel şt r r. Başlangıçta tek nokta ken, her b r yüksek sef rot’u
(Malkhut’un chochmaı, hohmah’ın Malkhutu olur v.s.) ç nde
barındıran Malkhut’un b reysel düzey nden, 9 yüksek sef rotun
tümünün b ç m n alır.

Malkhut sef rahının ruhsal durumu, Has dutta sh flut


“alçakgönüllülük” le l şk l d r.

Malkhut sef rahı Ezelî Adamda ağız olarak da görülür. Torah’da


Kral Davut ve kadın olarak da Rachel k ml ğ le yer alır. Malkhut
sef rahı Tanrı Adı olarak “Adona ” Efend ’ye karşılık gel rken,
Tetragrammaton’un sonuncu “He”s d r, aynı zamanda, sol taraftan
daha çok etk lenen “ELOHİM” olarak b l n r.

Kabal st k term noloj de, Malkhut sef rahı le lg l olarak kullanılan


d ğer sembol ve mler: Havuz, Den z, Pınar başı, “Beersheba”
(Yed n n en y s ), yerküre, ver ms z toprak, toprağın altındak asıl
kaya, güneş ışığını pas f olarak yansıtan Ay, Kral Davut’un ev ndek
Kral çe, Gel n, Kız evlat, Prenses, Erot k ve Romant k şarkılardak
erkeğ ne hasret kalan kadın, kehanetle lg l görüntüler, d ş element,
Mor ah dağındak toplantı çadırı, Tapınak, İsra l vatanı, Ayna, Gül,
Şeref Tahtı, Adalet, Cennet bahçes , B lme ağacı, Fak r b r , Elma
ağacı, Sözel Tora, Kutsama, Özgürlük, Sebt günü, ücretl z n
dönem , Jüb le, Düşüncen n sonu, Herşey, Kartal

Malkhut’un başlıca anlamı Krallık olmasına karşın, b rçok Kabala


metn nde aynı zamanda: Atarah (başbandı), Saygınlık, Alt Taç,
adalet özell ğ , İsra l topluluğu, Tanrı oturumu, aşağı Anne, “O
Kutsallığın Ruhu”, küçük “ha ”, Net-olmayan Ayna, G zl Muc ze,
etrog [Sukkot’ta]

[139]

, yeryüzü, El Tef l n , alçakgönüllülük, anlamları le de anılmaktadır.

Shekh nah, Malkhut

Shek nah Malkhut, Tanrının bulunduğu Krallık, (Talmud k anlayışa


göre, yaratılan dünya olup aynı zamanda, heryerde hâzır ve nâzır
olan Tanrının da ev d r) Keneset İsra lle, (Shek nah) İsra l halkının
k ş l kler ve ruhlarını b r araya get rd . Rabb ler geleneğ ne göre;
Yahud ler, Shek nahtan aldıkları pay oranına göre sürgüne
gönder ld ler. Bu nedenle, geleneksel Yahud kurtarıcı Mes h
eskatoloj s ne

[140]

göre, nsanın Tanrı le barışması ç n, ç ndek kend s le, ayrılmaz


b r şek lde yen den b rleşmel d r. İnsan bu kutsal deney Shek nah
aracılığı le yaşayacaktır. Shek nah’ın en yüksek Sef rottan aldığı
güçten dolayı pas fl ğ , eylems zl ğ (Kadın tarafı le eş tlend ğ ç n)
sık sık vurgulanmıştır. D ğer 9 sef rot le b rl kte ç z len res mlerde,
Shek nah b r erkeğe aşık olan gel n veya prenses şekl nde tems l
ed lm şt r k yanındak damat veya prens de T ferett r.
KİŞİLER DİZİNİ

Abraham ben Abulafya (1240 – 1290) Saragosada doğup Malta


adalarından Com no’da ölen Abulafya “esr k kabala” olarak b l nen
m st k geleneğ n kurucusudur. Moses Ma mon des ve Veronalı Rabb
H llel’ n yazılarının öğrenc s yd . Abulafya’nın yazıları; Sefer
haYashar (Doğruluk K tabı), Sefer ha-Ot (İşaret n K tabı ve Imre
Shefer (güzell k Dünyası), Get HaShmot, Gan Na’ul (Sefer Yez rah
açıklaması), Otzar Eden Ganuz (Sefer Yez rah açıklaması) ve Sefer
HaCheshek k taplarında toplanmıştır. Abulafya, gematr a le
yakından lg lenm ş, harf ve sayıların sembol k anlamları üzer ne
çalışmalar yapmıştır.

Adolph Franck: (1809-1893) Zohar’ı bölümler hal nde ncelem şt r.


Tanrıya taat etmed kler ç n melekler n cennetten kovulmasını lk kez
öğret ye alan Fransız yazar. Zohar’ın Moses de Leon tarafından
yazıldığını kabul etmemekted r.

Ale ster Crowley: (12 Ek m 1875 – 1 Aralık 1947) İng l z g zemc ,


m st k, astrolog, yazar. Yazdıkları ve eylemler neden le daha
ölmeden önce “Dünyanın en kötü adamı” olarak anılan A. Crowley,
Altın şafak tar katı, Ordo Templ Or ent s g b farklı okült
organ zasyonlar üyes d .

IV. Amenof s “İkenaton”: F ravun Merenptah M.Ö. 1213 – 1203


yılları arasında 10 yıl hüküm süren Merenptah, 19. Sülalen n 4. Kralı,
Ramses II’n n onüçüncü oğluydu.

Arthur Edward Wa te:(1857-1942) Kehanetler, Rozkruva,


Masonluk, Kara ve törensel büyü, Kabal zm ve s mya konularını
kapsayan g zl met nler n ver ml b r yazarıydı. Aynı zamanda, b r çok
öneml m st k ve alş m çalışmanın çev r s n yapmış ve yayınlamıştır.
Kutsal kase çalışmaları de d kkat çekm şt r. Book of Ceremon al
Mag c (Törensel Büyü), The Holy Kabbalah (Kutsal Kabala), ve New
Encycloped a of Freemasonry (Özgürmasonluğun yen
Ans kloped s ) adlı öneml k tapları vardır.

Aslan Yürekl R chard (1157 -1199) Eyyûbîler üzer ne Papa III.


Clemens’ n teşv k yle düzenlenen Üçüncü Haçlı Sefer (1189-1192)
Fransa, İng ltere kralları le Almanya mparatorunun kumandasında
yapıldı. Fransa Kralı F l p Ogüst ve İng ltere Kralı Arslan Yürekl
R chard, den z yoluyla F l st n’e sâh lden gel p, Sur’da karaya çıktılar.
İng l z Kralı Arslan Yürekl R chard, Eyyûbîlere es r düştü.
Selâhaddîn Eyyûbî, Hır st yanlara karşı büyük b r âl cenaplık
gösterd . Arslan Yürekl R chard’ı serbest bıraktı. Hır st yanların
kutsal yerler z yâret ne z n verd . Hır st yan âlem n bütün olanakları
le hazırladığı Üçüncü Haçlı Sefer , dördüncü yılın sonunda, yen lg
le sonuçlanmıştır.

Azr el ben Menahem: 13.yy da öneml b r Kabala merkez olan


Gerona’da yaşamış yahud m st ğ . Nahman des’ n öğretmen ve Kör
İsak’ın öğrenc s d r. Yazdıkları, Yahud m st s zm n n öneml
eserler nden aggadah yorumlarını ve sef rot le lg l konularını
kapsamaktadır.

Baal Şem Tov (İy adlı usta) anlamına gel r. Asıl adı Rab İsrael
ben El ezer olup 1698-1760 tar hler arasında yaşamış Has d zm` n
kurucusudur

Balaam: Beor’un oğlu büyücü Balaam (Yeşu:13:22)

Büyük İskender: M.Ö. 336-323 yılları arasında Makedonya kralı,


ünlü düşünür Ar sto’nun öğrenc s yd .
Col n Law: 1951 İskoçya doğumlu f z k ve astronom eğ t m alan
yazar, 1968 yılından t baren büyük merakı olan Kabala le
lg lenmeye başlamış ve 1990 yılında çok genç yaşta ölümüne kadar
bu konuda araştırmaları ve yayınları sürmüştür.

D on Fortune: Asıl adı, V olet Mary F rth Evans olan İng l z M st k


ve yazar (1890 – 1946) Takma adını da a le sloganı olan “Deo, non
fortuna” (Lat: “Yazgı değ l, Tanrı tarafından”)’dan es nlenm şt r.

El phas Lev : Asıl adı, Alphonse Lou s Constnat olan Fransız


m st k yazar ve büyücü. 1810 – 1875 yılları arasında yaşayan Lev ,
ünlü “Dogma ve törensel büyü” k tabının yazarıdır.

S g smund Scholomo Freud: (1856 – 1939) Modern Ps koloj n n


kurucusu kabul ed len ve ps kanal z öğret s n gel şt ren Avusturyalı
Ps kolog.

Gershom Scholem: (Berl n 1897 – Kudüs 1982) Alman-Yahud


f lozofu ve tar hç s . Kabala çalışmalarının modern kurucusu olarak
b l n r.

Hegel: Georg W lhelm Fr edr ch Hegel: (1770 – 1831) D yalekt k


Mantık s stem n kuran, Alman İdeal zm felsefes n n en öneml
d zgec f lozofu.

Isaac the Bl nd: Rabb İzak Sagg Nehor (1160-c. 1236) Franca
(Provence)’da yaşamış ünlü Kabal st b lgelerdend r. Kabala’nın telem
k taplarından Sefer ha Bah r’ n onun tarafından yazıldığı söylen r.
Körlüğüne ve m st k der nl ğ ne gönderme olarak Aram ce’de Çok ışık
anlamına gelen “Sagg Nehor” takma adı da kullanılmıştır.
İsaac Lur a: Haham ısaac lurıa ( 1534 temmuz 25. 1572 ) Yahud
m st k ve öğretmen . Kabala’nın en öneml branşlarından b r olan
Lur an k Kabala’nın kurucusudur. Aynı zamanda kısa adı Ar olarak,
He-Ar (Aslan), Ar Ha- Kodoş (Kutsal Ar ) adlarıyla da anılır

Ishmael ben El sha: (90 – 135) Yahud Talmud öğretmen (tanna)


ve b lges . Kısaca rabb İsma l olarak b l n r.

İsra l Regard e: (1907 – 1985) 20.yy.’ın en öneml okült st ve okült


yazını canlandıran k ş s . Kabala, teosof , özell kle H ndu felsefes ve
yoga lg alanlarıydı ve bu alanlardak yazıları günümüzün en öneml
kaynaklarındandır. Ale ster Crowley le b rl kte 4 yıl kadar çalışmış bu
dönemde Rozkruva ve Altın Şafak Hermet k tar katı üyes olmuştur.
Bu konularda da yazıları bulunmaktadır.

Jakob Boehme: (1575 – 1624) Asıl ş Kunduracılık olduğu halde,


M st k deney mler yardımı le Tanrı/İnsan, Günah/Sevap l şk ler n
rdeleyen ve Evren açıklayan yazıları le ünlü Hrıst yan M st k yazar.

Jacques Derr da, 15 Temmuz 1930 El-B ar, ( Cezay r ) dogdu; 8


Kasım 2004’te Par s’te öldü. Fransız f lozof, edeb yat eleşt rmen ve
Yapısökümcülük (deconstruct on) olarak b l nen eleşt rel düşünce
yöntem n n kurucusudur.

Joseph Yeruşalm : Prof. Dr. Joseph Hay m Yerushalm . Kolomb ya


Ün vers tes Yahud ve İsra l Enst tüsü Başkanı. Yahud tar h le lg l
b rçok eser le b rl kte, Zakhor: Jew sh H story and Jew sh Memory
(Zakhor:Yahud Tar h ve Yahud belleğ ) yazarı.

Jung: Carl Gustav Jung (1875 – 1961) Freud’un ps kanal z


yöntem nden hareket ederek, b reysel ve kolekt f b l nç üzer ne
çalışmış, anal t k ps koloj n n kurucusu, İsv çrel ünlü ps kolog ve
ps k yatr st.

L on Mayer Lambert: (1863 – 1930) Arapça, Süryan ce ve İbran ce


Profesörü. Tora ve Talmud öğretmen . İbran ce ve Yahud d n
k tapları konusunda yayınlanmış b r çok eser bulunmaktadır.

Ma mon des: (Cordova 1135-Kah re 1204) İbran ce Rabb Moshe


ben Ma mon sözcükler n n baş harfler n n oluşturduğu RAMBAM adı
le ünlü olup, Arap l teratüründe Abu’İmran Musa ben Ma mun
İbn’Abd Allah olarak b l n r. Yahud yasalarını düzenleyen M shna
Torah yazarı olan Ma mon des, Yahud manı esaslarını 13 maddede
toplamıştır. Büyük b r D n b lg n olmasının yanında öneml b r
düşünürdür. “Aklı karışanlara rehber” adlı yazıtı ünlüdür. Yaşamının
son dönem n geç rd ğ Mısır’da Saray doktoru olarak görev
yapmasına karşın, düşünsel yazılarına daha çok zaman ayırmış ve
görüşler n n İslâm Tasavvufunu da büyük etk ler olmuştur.

Marrano Pedro de la Caballer a: İspanya/Aragon’da zamanın en


gen ş ve öneml a leler nden olan Marano a les n n re s . Maranolar
gerek varlıkları, gerek etk nl kler ve gerekse verd kler burslar neden
le ülkede söz sah b olmuşlar ve Ülken n kültürünü öneml ölçüde
etk lem şlerd r.

Melk zedek: Efsanelere göre, dünya üzer ndek Ley hatlarını ç zen
Hızır le İlyas’ın (Melk zedek ve El jah) buluştuğu gün olan H drellez
kutlanılır. Esk Antlaşma’da Melk zedek kel mes sadece k kez
kullanılmıştır. İbran ces El Elyon olarak yan “en Yüce Olan” olarak
acıklanan Melk zedek Salem Kralı ve EnYüce Olan Tanrı’nın prens
olarak tanıtılır. Melk zedek kel mes n n köken “melekzedek”
kel mes nden gel r, yan İbran ce’de “melek” kel mes kral ve “zedek”
kel mes se dogruluk anlamına gel r. İşte, Melk zedek kel mes n n
anlamı “Doğruluk Kralıdır”...

Moses ben Jacob Cordovero: (1522-1570) İbran cede adının baş


harfler nden oluşan (RMK) Ramak adı le de b l n r. Yahud
Kabalasının lk ve en büyük rabb ler nden ve m st k
düşünürler ndend r. 16. Yy Kabal st k öğret s tamamen onun etk s
altında gel şm şt r.

Moses de Leon: (1240-1305) Asıl adı Shem tov’un oğlu anlamına


gelen Moses ben Shem Tov De Leon’dur. İslâm kontrolundak
dönemde İspanyada yaşamıştır. Genç yaşları, eğ t m , öğretmenler
hakkında h çb r b lg yoktur. Zohar yazarı olarak b l n r. D n konular
dışında felsefeyle de lg lend ğ anlaşılmaktadır.

Merenptah: Merenptah: Mısır F ravunu II. Ramses n 13. Oğlu


olduğu tahm n ed l yor. Yaklaşık 10 yıl süre le Mısırı yönetm şt r.
(M.Ö. 1203-1213 arası)

Nahman des: (1194 – 1270) Asıl adı Rabb Moshe ben Nahman
olup Yunanca Nahman des veya daha genel olarak RaMBaN olarak
adlandırılmıştır. İspanyol Yahud ler n n, Türk yeye göç etmeden önce,
sorunlarla boğuştuğu dönemdek en öneml l der d r. 1267 yılında 72
yaşında, Kudüs’e göç ederek Haçlılar dönem nden kalan b r k l sen n
kalıntıları üzer ne kurduğu s nagog, bu gün onun adı le anılan
Kudüs’ün en büyük Ashkenaz S nagogudur.

Papus: Asıl adı Gerard Encausse (1865-1916)’un ezoter k takma


adı “Doktor anlamına gelen Papus’dur. İspanya doğumlu Fransız
doktor, h pnot zör olan Papus, okült zm’ yayan Modern Mart n st
tar kat’ın kurucusudur. Kabala, büyü, s mya ve tarot çalışmaları
yapmış, Altın Şafak Hermet k tar katı üyes olmuştur.
Plutarch: (46-122) Tam adı, Plutarch of Chaeronea olan, b l m ve
ahlak konulu eserler le ünlü Yunanlı f lozof.

Rabb Ak ba: Rabb Ak va (50 – 135) Yahud d n n n en büyük


b lg nler nden b r d r. M shna yorumlama metodunu gel şt rm şt r. Her
b r geleneksel prat ğ n Kutsal k tap temel le l şk s n sağlamıştır.
D ğer b lgeler alay ederken, Ak ba Ünlü syancı l der Bar Kohba’nın
beklenen Mes h olduğuna nanmıştır. Bu nedenle de syanın
bastırılmasından sonra Romalılar tarafından şkence le
öldürülmüştür

Rabb Sh mon Bar Yocha : (135– 170) Rabb Ak va’nın öğrenc s


ve “beş nc kuşak” Tanna yazarlarındandır.

Rab Shneur Zalman: (1745-1813) Alter Rabbe (“yaşlı Rabb ),


olarak da b l n r Has d m hareket n n l der Rabb Dov Baer
HaMagg d’ n öğrenc s ve Chabad Chass dus’un kurucusudur.
Chabad Chass dus’un yazılı yasası olarak kabul ed len Tanya adlı
k tabın yazarıdır. Dönem nde, en karmaşık Tora met nler n
açıklamakla ünlü olan Zalman aynı zamanda b r Matemat k b lg n yd .

Rabb Yehuda Ashlag: (1884-1954) Zohar’ın Sulam açıklamasını


yaptığı ç n aynı zamanda “Sulam’ın sah b ” anlamına gelen Baal Ha-
Sulam olarak b l n r. Kudüs’de yaşadığı 1922’den öldüğü 1954 yılına
kadar, yaşayan en büyük Kabal st kabul ed l rd . En öneml eser
Talmud Eser Sef rot (On Sef rot çalışması)’dır.

Rabb Nehunya ben haKana: 1. yy. rabb n k b lgelerden. Bah r


k tabının lk uygulayıcılarından

Saad a ben Joseph (al-Fayyum ): (882-942) Mısır Fayyum


doğumlu Yahud f lozof ve d nsel tartışmacı. Arapça-İbran ce sözlük
yazarı ve Esk Ah d çev rmen . Tanrı, yaratılış, eskatoloj , ruhun
temel g b konularda, aklın özgürlüğünü savunur, İslâm Mutez le
mezheb le paralell kler görülür.

Schell ng:Fr edr ch Schell ng (1775-1854) yılları arasında yaşamış,


kend s nden sonra gelen b r çok düşünürü etk lem ş Alman İdeal st
düşünürü.

Theodor (B nyam n Ze’ev) Herzl: (1860-1904) S yon zm


hareket n n kurucusu, yazar, oyun yazarı ve gazetec yd . Gerek
yazılarıyla ve gerekse b tmez tükenmez pol t k l şk ler yle tüm
yaşamını S yon zm hareket ne adamıştı. Yaşarken S yon zm’ n
gerçekleşt ğ n göremed ama ekt ğ tohumlar ve harekete
katkılarından dolayı, Yahud ler n en öneml Ulusal Kahramanlarından
b r oldu.

Yehudah HaNas : (135– 219) Rabb Yehudah HaNas , M şna’nın


son şekl n n ed törüdür. İbran ce b z m Kutsal Rabb m z anlamına
gelen “Rabbe nu HaKadosh” adı le de b l n rd .

Z’ev ben Sh mon Halev : (1933 - ) Asıl adı Warren Kenton olan
ünlü Kabala öğretmen ve yazar.
KAYNAKLAR

Abhaz M toloj s Anaç mı? B. Ömer Büyüka- İstanbul Matbaası


1971. Abhazoloj Yayınları No:2

“ARİSTO METAFİZİĞİ İLE GAZZALİ METAFİZİĞİNİN


KARŞILAŞTIRILMASI” Prof. S. Hayr Bolay MEB Yayınları 1993

“BÂTINî GELENEK Hermet k ve Sanskr t öğret ler” Met n


Bobaroğlu. AYNA YAYINLARI 2002

“ÇAĞDAŞ FELSEFEDE İLİM VE DİN” E. Boutroux Hasan


Kât poğlu çev r s MEB Yayınları 1997

“Der Sohar” Eugen D eder chs Verlag, 1984 (Üm t Sakar çev r
notları)

“Dünya İnançları sözlüğü” O. Hançerl oğlu, Remz K tabev 1975

“Felsefe Ans kloped s ”O,Hançerl oğlu, Remz K tabev 1979

“F lozoflar Ans kloped s ” Cem l Sena, Remz K tabev 1976

“Geçm şten günümüze Yahud tar h ve kültürü” R. Benjam n


Blech. Seval E. Val çev r s Gözlem Gazetec l k Basın ve Yayın 2004

Hazret İbrah m’le Awubla ve Kafkaskar – B. Ömer Büyüka.


Abhazoloj Yayınları No:3.Ek m 1975

“HZ. MUSA VE TEKTANRICILIK” S gmund Freud, Kâmuran Ş pal


çev r s , Bağlam Yayınları 1997
“İBN ARABİ’DE VARLIK DÜŞÜNCESİ Fer d Kam-M.Al Aynî.
İNSAN YAYINLARI1992

İNSANIN KOSMOSDAKİ YERİ” Max Scheler. Tomr s Mengüşoğlu


çev r s İSTANBUL MATBAASI 1968

“İslâm İnançları sözlüğü” Orhan Hançerl oğlu, Remz K tabev


2000

“Kabala”, Ahmet Akıncı, Dharma Yayınları, 2005

“Kabala Musev M st kler n n Yolu”, Perle Epste n, N. Karayazgan


ve Ş. Barkın çev r s , Dharma yayınları 1998

“Kabbalah An ntroduct on to the esoter c heart of Jew sh


myst c sm” T. Dedopulos, London 2005

“The Kabbalah Exper ence The Pract cal Gu de to Kabbal st c


W sdom”. N. Ozan ec, London 2003

“Kabbalah fort he Layman Volume II – Volume III” Ph l p S. Berg,


New York 1988

“KABBALA – PAPUS” (1903) Jull us Nestler çev r s W esbaden


1988 (Üm t Sakar çev r notları)

“Kabbalah”, Gershom Sholem Plume Books 1987

“Kabala, the L ght of Redempt on”, Rabb Lev I. Krakovsky,


Research Centre of Kabala,

“Kabbalah The Untold Story of the Myst c Trad t on”, Hanson


Kenneth, Tulsa/San Franc sko 2004
“Kabbalah Yahud G zem ”, Arzu Ceng l, Ayna Yayınev , 2002

“Kabalaya G r ş ve Sefer Yez rah (Oluşum K tabı)” Wescott ve


Mathers, çev r s , K. Menemenc oğlu, M. Sağlam, Hermes Yayınları
2007

“KİTABI MUKADDES”, K tabı Mukaddes Ş rket 1976

“Major Trends n Jew sh M st c sm”, Gershom Scholem, Random


House 1995

“METAFİZİK VE DİN ÜZERİNE GÖRÜŞMELER” N. Malebranche,


MEB. Yayınları 1997

“MISIR TARİHİ” Yusuf Z ya Özer, T. Tar h Kurumu Basımev 1987

“MİSTİK KABALA” D on Fortune, M. Sağlam çev r s , Hermes


Yayınları, 2006

“MUSA VE YAHUDİLİK” Hayrullah Örs, Remz K tabev 1966

Myst cal Concepts n Hass d sm Kehot Publ cat on Soc ety,


Brooklyn New York, 1979

“On the Kabbalah and Its Symbol sm”. G. Scholem. New York
1996

“ORTADOĞU MİTOLOJİSİ” S.H.HOOKE, Alâedd n Şenel çev r s


İMGE K tabev 1993

“TANRILAR MEZARLAR VE BİLGİNLER” C. W. Ceram, Hayrullah


Örs çev r s , Remz K tabev 1969

“The Essent al Kabbalah” C. Matt Dan el, San Frans sco 1996
“The Holy Kabbalah A Myst cal Interpretat on of the Scr ptures”
Arthur Edward Wa te, Kens ngton Publ sh ng Corporat on 1976.

“THE KABALA OR THE RELIGIOUS PHILOSOPHY OF THE


HEBREWS REVISED AND ENLARGED” Adolph Franck Translat on
by Dr. I. Sossn tz KESSINGER PUBLISHING 2003

“The work of the Kabal st” Z’ev ben Sh mon Halev , London 1984

“The way of Kabbalah” Z’ev ben Sh mon Halev , London 1991

“The W sdom of the Zohar”, Isa ah T shby,.L tman L brary 1991

“YAHUDİ TARİHİ” Paul Johnson. F l z Orman çev r s Poz t f


Yayınları 2000

“YAHUDİ TARİHİ” Yusuf Besalel. Gözlem gazetec l k Basın ve


yayın 2003

“YAHUDİ TARİHİ VE SİYONİST LİDERLERİN PROTOKOLLERİ”


W ll Durant & Roger Lambel n, S. Sam Karaman çev r s İnk lab
Yayınları 1992

“YARATILIŞ MODELİ” Dr. Henry M. MORRİS M.E BASIMEVİ


ANKARA 1985

“Zohar The Book of Enl ghtenment” Green Arthur, New Jersey


1983

”ZOHAR” Sperl ng H. – S mon M. (Üm t Sakar çev r notları)

“Zohar – The Book of Enl ghtenment” Translat on and ntroduct on


by DANİEL CHANAN MATT, Paul st Pres, 1983 USA
YARARLANILAN İNTERNET SİTELERİ

http://wolf.m nd.net/

http://www.wbenjam n.org/

http://www.sacred-texts.com/

http://www.yashanet.com/

http://www.flamelcollege.org/

http://www.jewfaq.org/

http://www.d g tal-br ll ance.com/

http://www.mechon-mamre.org/

http://www.hermet cs.org/

http://www.jew shencycloped a.com/

http://www. nner.org/

http://www.sev von.com/

http://www.the-book-of-thoth.com/

http://www.jew shv rtuall brary.org/

http://www. nner.org/

http://www.theosoc ety.org/

http://www.haruth.com/
http://www.gnos s.org/

http://www.touregypt.net/featurestor es/merenptah.htm,

http://touregypt.net/v ctorystele.htm

http://wolf.m nd.net/l brary/anc ent/qabala/seph r.htm.

http://www.alchemylab.com/sepher_yetz rah1.htm.

http://www.hermet cs.org/GD-kabala.html

http://www.felsefe. nfo/kabbala.php

http://www.sacred-texts.com/jud/t03/hgg03.htm

http://www.exper encefest val.com/tz m-tzum

http://www.answers.com/

http://www.newkabbalah.com/kell p.html

http://www.acns.com/~mm9n/art cles/man/theos s.htm

http://www.kheper.net/top cs/Kabbalah/As yah.htm

http://fa ledmess ah.typepad.com/fa led_mess ahcom/chabad_the


ology/ ndex.html
DİPNOTLAR

[1] The Holy Kabbalah A Myst cal Interpretat on of the Scr ptures -
Kens ngton Publ sh ng Corporat on 1976. Arthur Edward Wa te ç n
bkz K ş ler d z n

[2]Rabb Ak ba: (50 – 135) bkz. K ş ler d z n

[3]Rabb İsaac lurıa ( 1534 temmuz 25. 1572 ) bkz. K ş ler d z n

[4]ZOHAR İbran ce’de ZHR veya ZUHR olarak yazılan “Zohar”


veya” Sohar” olarak b lenen “İht şam K tabı” veya “Işık K tabı”, Tanrı,
Melekler, Ruhlar ve Kosmoloj konularını çeren b r çok farklı met n n
derlenmes nden meydana gelm şt r. K tabın yazarı 160 yılında
yaşayan Rabb S mon ben Jocha ’ya atfed lmekted r. Kend s Luc us
Aurel us Verus, İmparator Marcus Aurel us Anton nus’un val s
tarafından zulme uğradı ve b r mağarada yaşamaya zorlandı. Bu
eser n öneml bölümler sözlü geleneklerden derlenm ş olab l r. Ancak
başka bölümler şüphes z zamanla, hatta 1290 yılı c varlarında
İspanya, Guadalajara’lı Rabb Moses de Leon tarafından
yayınlandığı zamanda dah lave ed lm şt r. Yayınlandıktan sonra
tar hsel gel ş b l nmekted r. K tap baskısı Mantua’da 1558 yılında,
Cremona’da 1560 yılında ve Lubl n’de 1623 yılında çıkarılmıştır;
bunlar “Zohar”ın İbran d l nde yazılı üç ünlü kodeksler d r.

[5]Zohar The book of Enl ghtenment Translat on and ntroduct on


by DANIEL CHANAN MATT Paul st Press Internat onal,U.S. (Dec
1983)” Sh.45

[6](age. Sh.49)

[7] (age. Sh.50)


[8] XVV. Yy’ın en öneml Rabb ler nden Menasseh ben Israel,
Musa’nın k taplarını nsan beden ne, M shnada toplanan yorumları
ruha, Kabalayı da ruhun özüne benzetm şt r: “cah l nsanlar lk olanı
rdeleyeb l rler, b lg l olanlar k nc y , ancak en b lge olanlar yüksek
düşünceler n üçüncüye yönelt rler.”Kabal stler , kutsal met nlerde
saklı olan sırlara er ş m sağlayab lecek on üç kurala sah p kutsal
tanrıb l mc ler” olarak tanımlamıştır. Kabala İncelenmes ne G r ş
Yazan Dr. W ll am Wynn Westcott - Çev ren Kemal Menemenc oğlu -
Translat on Copyr ght © 2001 hermet cs.org

[9] “THE KABALA OR THE RELIGIOUS PHILOSOPHY OF THE


HEBREWS REVISED AND ENLARGED” Adolph Franck Translat on
by Dr. I. Sossn tz KESSINGER PUBLISHING 2003

[10] Tevrata göre yaratılış İsanın doğuşundan ya da M lad takv m


başlangıcından 3761 yıl önce başladı, Buna göre bu gün Yaratılışın
5768’ nc yılındayız.

[11] G. Scholem’ n “Yahud g zemc l g nde Büyük eg l mler” adlı


eser nde, Abulafya’nın b r ögrenc s n n bu yolla yaptıgı b r deney le
hak kat n der n çevr m ne ulaştıgı anlatılır. Major Trends n Jew sh
Myst c sm - Schocken; Re ssue ed t on (May 2, 1995) Sh.391
Gersom Scholem ç n bkz. K ş ler d z n

[12] Bkz. K ş ler d z n

[13] “Kabalanın kes nl kle g zemc l kle h çb r baglantısı yoktur.


Kabala, sadece yüksek düzeyde b r b l m g b d r, b l m dünyayı beş
duyumuzla anlamaya çalışırken, Kabala, ruh olarak adlandırılan
altıncı duyu le kavramaya çalışır. Kabala, ruhun aklıdır. Kutsanmış
su veya başka tür saçmalıklar satmayız. M st k deg l z, tamamen
akılcıyız”. Fr day Magaz ne Thursday, December 20, 2001 Tevet 5,
5762 The Bne Baruch group “Master of the Ladder,” Rabb Yehuda
Ashlag ç n bkz. K ş ler d z n .

[14] Abhaz M toloj s Anaç mı? B. Ömer Büyüka- İstanbul


Matbaası 1971. Abhazoloj Yayınları No:2

[15] Hazret İbrah m’le Awubla ve Kafkaskar – B. Ömer Büyüka.


Abhazoloj Yayınları No:3.Ek m 1975

[16] Yahud takv m N san, Y ar/Mayıs, S van/Haz ran,


Tamuz/Temmuz, Ab/Ağustos, Elul/Eylül, T şr /Ek m, Hesvan/Kasım,
K slev/Aralık, Tebet/Ocak, Sabat/Şubat ve Adar/Mart. 7 Av = 7
Ağustos

[17]Artakhshasta I: MÖ. 465-424 yılları arasında hüküm süren


Pers mparatoru. Yunanca Artaxerxes olarak söylen rd .

[18] Büyük Mecl s,-İbran ce’de Knesset Agedola -MÖ 410 ve MÖ


310 yılları arasında Yahud l derl ğ n üstlenm ş, cemaat n önde gelen
nsanlarının oluşturduğu, alışılmışın dışında b r kurumdu.

[19]pasuk: Tevrat cümles (Ayet). Tevrat ayetler sıralanış b ç m


şöyled r: Bölüm (Örn:Tekv n), Sure (Bab), Ayet (pasuk). Örn:Tekv n
10:10

[20]Berel We n: Amer ka 1934 doğumlu Yahud b lg n . Yahud


tar h konusunda uzmandır.

[21] O. Hançerl oğlu, İnanç Sözlüğü İstanbul. 1975, s. 609

[22] Sefer Yetz rah [Book of Creat on] & Saad a’s Commentary
(excerpts) translated nto Engl sh from the French & Hebrew by Scott
Thompson and Dom n que Marson, San Franc sco, 1985.
[23]Papus. Bkz. K ş ler d z n .

[24]M. Mayer LambertBkz. K ş ler d z n

[25]Tohu: Bütün dünyanın etrafını çevreleyen yeş l hat’dır;

[26]Bohu: Kayaların yarığından akarak cehenneme batmış su


kaynağını bet mler.

[27]Ofar m: Göksel teker

[28]Seraf m: Kutsal hayvan

[29]Kerub m: Yardımcı melekler

[30]Üç Baba: Abraham – İshak – Yakub

[31]Üç Ana: Sara - Rebeka – Rahel

[32] Zohar The book of Enl ghtenment Translat on and ntroduct on


by DANIEL CHANAN MATT Preface by ARTHUR GREEN 1983 USA

[33]Baal Shem Tov. Bkz. K ş ler d z n

[34]Ma mon des (1135-1204) Bkz. K ş ler d z n

[35]Nahman desBkz. K ş ler d z n

[36]Marrano Pedro de la Caballer aBkz. K ş ler d z n

[37] Zohar The book of Enl ghtenment Translat on and ntroduct on


by DANIEL CHANAN MATT Preface by ARTHUR GREEN 1983
USA, Sh.19

[38]A.g.e Sh.20
[39] Sef rot konusu ler dek sah felerde gen ş b r şek lde
ncelenmekted r

[40] Zohar The book of Enl ghtenment Translat on and ntroduct on


by DANIEL CHANAN MATT Preface by ARTHUR GREEN 1983
USA- Sh.21

[41] (A.g. e Sh.23)

[42] (A.g. e Sh.28)

[43] (A.g. e Sh.30)

[44] (A.g. e Sh.32)

[45] (A.g. e Sh.33)

[46]M zvah: “On emr n her b r ”, çoğulu m tzvot; bu sözcük,


Yahud l kte (a) Tevratta ver len 613 em rden her b r n veya (b) Yahud
yasalarının tümünü anlatır. Bu ter m aynı zamanda, karşılık
beklemeden yapılan b r y l k, şefkat veya yer ne get r len sevap
anlamına gel r.

[47]Rosh Hashanah: Ter m n tam karşılığı yılbaşıdır. Bu sözcük,


aynı zamanda dünyanın yaratılışının yıldönümüdür. Yed nc İbran
ay’ının (T şr ) lk ve yed nc gününde kutlanır, T şr ayı, güneş
takv m ne göre Eylül veya Ek m aylarına denk gel r.

[48]Shofar:Dîn törenlerde kullanılan, koç boynuzundan yapılan


müz k alet d r. Yahud ler n en kutsal günler olan, Rosh hashanah ve
Yom K ppur “Kefaret günü” törenler nde çalınır.
[49]Günah keç s :İk küçük keç (Lev l ler bölüm 16-17) Tanrı
Musa’ya, Harun’un Yom K pur dualarını yönetmes gerekt ğ n söyler.
Tanrı’ya Isra loğulları ç n yalvarmak, onların dualarını göklere
taşımak, günahları ç n af d lemek Harun’un görev yd . Duanın
ç ndek ana olay k keç ç n kura çekmekt . Keç lerden b r kurban
ed l r ve kanı Çardağın en çtek en kutsal yer ne serp l rd , Kutsalların
Kutsalına. D ğer keç ‘günah keç s ’ olurdu. Harun eller n üstüne
koyar ve ulusun günahlarını t raf ederd , sonra Günah keç s
uçurumdan aşağı fırlatılırdı, s mgesel olarak başında nsanların
suçunu taşıdığına nanılırdı. ( Lev l ler 16:1-28)

[50]Yom k ppur:Kefaret günü

[51]Amram:Lev oğullarından Kohath’ın oğlu. Jochebed le evl


olup, Harun,M r am ve Musa’nın babasıydı. 137 yaşında Mısır’da
öldü. Oğulları, yabancı eşlerle evlend ler.

[52]Yocheved:Musa, Harun ve M r am’ın annes .

[53]Shek nah: Tanrının hûzûru anlamına gel r ve kutsal üçlünün


d ş l yönü le bağlantılıdır. Shekınah, Tanrısal hûzûrun görüneb l r
şek lde ortaya çıkmasıdır. Esk Ah tde, İsra loğullarını çölde zleyen
bulut olarak yer alır.

[54]Balaam: Moab kralı Balak tarafından İsra l halkını lanetlemek


üzere k ralanan Tevrat-Sayılar 22. bölümde söz ed len Balaam,
Yahud olmayan, ün ve servet kazanmak ç n İsra le hanet eden b r
kâh nd . Musa şer at n n yasakladığı günahlara düşkün olduğu
söylen r.

[55]Pelesenk: Türlü b tk ler n özsuyundan elde ed len kokulu b r


reç ne.
[56]Matron ta Hanım: Shek nah, ruhülkudüsün gücünü taşıyan
Tanrı sözü (kelâm) veya Cennetsel Kral’dır. Shek nah aynı zamanda
Sebt günü gel n d r. Yahud m st k geleneğ nde Shek nah’ın k yüzü
vardır. İlk n Tanrı ev d r ve k nc olarak da İsra l’ n m st k beden veya
Tanrı nsanlarının topluluğu olarak anılır. Shek nah’ın bu k nc
yüzüne Kabalada Matron ta adı ver l r. Matron ta K l sen n protot p d r.
Matron ta veya Matron Kabalada Kral çe g b görülür, Tanrı nsanları
veya İsra l’ n (ruhsal) annes d r. Matron ta Kabalada aynı zamanda
Cennettek lere komuta eden savaşçı Kral çed r, İsra l f z ksel ve
ruhsal olarak şgal eden düşmanları yener. Matron ta aynı zamanda
Metatron’un annes d r.

[57]El Shadda : Tanrı adlarındandır, Her şeye kâd r Tanrı anlamını


taşır.

[58] Zohar The book of Enl ghtenment Translat on and ntroduct on


by DANIEL CHANAN MATT Preface by ARTHUR GREEN 1983
USA- Sh.111

[59] a.g.e Sh. 112

[60] a.g.e Sh.113

[61] a.g.e Sh. 114

[62] a.g.e Sh.115

[63] Anokh : On em r, b r deklerasyonla (b ld r ) başlar; “Ben


(Anokh ) s z n Tanrınız Lord’um” (Efend ) ve “(başka lahlara)
mrenmeyeceks n“ emr yle b ter. Tanrı, Tevratta fonks yonlarına göre
değ ş k adlar alır, Anokh de çev r lerde Lord olarak kullanılan,
“buyruklarının üzer nde hak sah b olan Tanrı” adı olarak
kullanılmıştır. “S z Mısırdan çıkaran Tanrınız’ım” olarak da
yorumlanmıştır. lg l ayetler: Exodus 3:12,20:2-3,33:13, Tesn ye
4:34-35-36-39 (Bkz. Tanrı adları)

[64] Küb t: (D rsek) Ant k çağlarda b r erkeğ n d rseğ nden parmak


ucuna kadar olan uzunluğu s mgelemekteyd . P ram d n ölçüsü
olarak kullanılan küb t, esk Mısırlıların kullandığı b r ölçü b r m d r. B r
küb t’ n uzunluğu b r metreye çok yakın olmakla b rl kte, metreden
daha hassas b r b r md r Çünkü bu ölçü dünya çevres ne göre
değ şen herhang b r mer dyen uzunluğuna göre değ l, kutup
eksen n n uzunluğuna göre hesaplanmıştır.

[65] Zohar The book of Enl ghtenment Translat on and ntroduct on


by DANIEL CHANAN MATT Preface by ARTHUR GREEN 1983
USA- Sh.119

[66] a.g.e Sh.121

[67] a.g.e Sh.122

[68]derasha: Vaaz veya d n b lg ler çeren söylev.

[69]haggadah: Pesah bayramının k nc geces r tüel olarak


okunan, Mısır’dan çıkış öyküsü

[70]peshat: Tevrat ayetler n n bas t yorumu. Deresha le farkı,


deresha’nın daha b l msel yorum olmasıdır.

[71] Zohar The book of Enl ghtenment Translat on and ntroduct on


by DANIEL CHANAN MATT Preface by ARTHUR GREEN 1983
USA- Sh. 126

[72] a.g.e Sh.127


[73]efod: Koen Gadol’ün törensel g ys ler nden, önlük.

[74]Zadd k: Tam nançlı d ndar.

[75]Ramban: Bkz. K ş ler d z n .

[76]Asûman: Gökyüzü.

[77]Rabb Nehunya ben haKana: Bkz. K ş ler d z n .

[78]Tanna m: Arâm -Sur ye d l nde TANNA’nın çoğulu = Çalışma


veya öğrenme yapan k ş .

[79]Bara ta: Aram ce sözlük anlamı “dış-dışta” demek olup,


M shna okulu dışında öğret len M shna öğret s d r.

[80]İsaac Lur a: Bkz k ş ler d z n .

[81]Jakob Boehme: Bkz k ş ler d z n .

[82]Schell ng: Bkz k ş ler d z n

[83]Hegel: Bkz k ş ler d z n

[84]Freud: Bkz k ş ler d z n

[85]Jung: Bkz k ş ler d z n

[86]Deconstruct on: Çağdaş Fransız düşünürü, Jacques


Derr da’nın önerd ğ , sözcüğün yapısını bozup yen den yapmak
(Yapısökümcülük) olarak çevr leb lecek b r eleşt rel düşünce yöntem .

[87]Jacques Derr da: Bkz k ş ler d z n

[88] http://www.felsefe. nfo/kabbala.php


[89] Gershom Sholem, Kabala sh.88

[90] Gershom Scholem, Büyük Eğ l mler {Major Trends,sh.12)

[91]“The W sdom of the Zohar”, Isa ah T shby,.L tman L brary


1991Vol.1p234

[92] http://www.exper encefest val.com/tz m-tzum

[93]Schneur Zalman: Bkz. K ş ler d z n

[94]Av r kadmon: İlksel nefes (Hava)

[95]lesyas: Karma doktr n nde, nsan beden nde 6 renk olarak


görülen elektro manyet k dalgalar.

[96]Upan shadlar: H ndu zm felsef ve daha çok onun m st k


yapıdak kutsal k taplarıdır.

[97]Plutarch: Bkz k ş ler d z n

[98]Apocryphon: Anlamı g zl yazışma, çoğulu apocrypha.


Hrıst yanlığın g zl öğret ld ğ erken dönemlerdek ruhsal b lg ler
çeren yazılar.

[99]Dem urge: Esk Yunan geleneğ nde Dünya’yı düzenleyen


m mar Tanrı. Yaratıcı olmayan bu Tanrı “ nsanlar ç n üreten, şek l
veren ve düzenleyend r.” Plato’nun T mos k tabında sıklıkla
kullanılmaktadır.

[100]Hamalbush: G ys dünyası. Mezmurlar 104:2 “Işığı g ys g b


g y nm şs n”
[101]Tohu: Efray m oymağının Suf boyundan Yeroham oğlu El hu
oğlu Tohu

[102]Partzuf m: “k ml k” veya “prof l”, Çoğulu Partzuf m. Sef rah’ın


gel şmes nde üçüncü ve son aşamadır.

[103] http://www.newkabbalah.com/

[104]M draş ha neelam: m st k m draş, g zl m draş

[105]Cordovero: Bkz k ş ler d z n

[106]Pleroma: Yunanca “dolmak” anlamına gel r. Bütün


sonsuzluğu dolduran, ondan başka h çb r şeye yer bırakmayan
Tanrısallık olarak kullanılır. Gnost k Kozmoloj de Pleroma’nın yer
ruhtur, maddesel olmayan gerçekl ktek bütün varoluşlara nüfuz eder.

[107]At-bash: İbran alfabes ndek harfler n b rb rler n n yer ne


koyarak ş frelenmes . Kabalada, İbran d nsel met nler n n
yorumlanmasında, Yahud m st s zm n n ezoter k yöntem le
b rleşt r lm şt r. ( lk harf) aleph, (son harf) tav, ( k nc harf) beth,
(sondan b r öncek harf) sh n ATBŞ v.b.

[108]Tef l n:Tevrat emr gereğ nce, Yahud erkekler n n, sol


kollarına ve başlarına taktıkları, evler n n kapı üstüne koydukları,
ç nde Tevrat ayetler yazılı olan küçük kutu.

[109]B ttul: kend n yok etme (mahv yet) (özgec l k)

[110]Ar zal: İ.Lur a’ya yakıştırılan adı Adone nu Rabbe nu İtzak


(B z m Üstadımız,b z m Rabb m z Y tzak)’ın kısaltması “ARİ” ve He-
Ar (Aslan), bazan da (kutsal anısına, anlamına gelen) Z khrono
L vrakha’nın kısaltılmışı “ZAL” eklenerek söylen r.
[111]Pentateuch: Esk Ah d’ n lk beş k tabına ver len Yunanca ad.
Yunanca “penta” (beş) le “teuksos” (tomar/dosya) sözcükler nden
oluşmuştur. Musa’nın (Yaratılış-Çıkış-Lev l ler-sayılar-Tesn ye) 5
k tabının adıdır.

[112]Hannah’ın Peygamber : 1.Samuel 1:9-17

[113]Yom k ppur: Kefaret günü

[114]Baal Shem Tov: Bkz. K ş ler d z n

[115]Y dd ş: İbran harfler , sözcükler ve sayısal l şk ler n n anlam


ve m st k yorumları 2. k tabımızda daha ayrıntılı olarak ncelenecekt r.

[116] Kabala, the L ght of Redempt on, Rabb Lev I. Krakovsky,


Research Centre of Kabala, 1970, p.19

[117] (a.g.e. p.86)

[118]Tohu evres : Evren yaratılmadan önce varolan “kaos”,


karışıklık dünyası.

[119] [C.D.G nsburg, S.A.Cook, “Kabala”, Encyclopead a


Br tann ca, 11th ed. 1911, vol xv, pp.620-1].

[120] Chaya ve Yech dah: Chayah (Az lut dünyasından),


Neshemah (Ber ah dünyasından), Ruah (Yez rah dünyasından) ve
Nefesh (As yah dünyasından), nsan ruhunun dört aşamasına,
Yech dah se Adam Kadmon dünyasına uygun düşer. KETER’İN
GULGALTASIYLA (KAFATASI) AK ‘IN KENDİNE ÖZGÜ
İLİŞKİSİNDEN KUTSAL YARATILACAKTIR.
[121]Hypostasıs: Değ şen durum ve n tel klere karşı kalıcı olan; b r
başka şeyle ya da b r başka şeyde değ l, kend kend s yle, kend
kend s nde var olan. Öznede değ l, kend nde var olan. Bağımsızca
kend ç nde var olan. Sp noza’nın tanımı le “varoluşu ç n başka
b rşeye gereks nme duymayan şey.” Modern doğa b l mler ç n töz,
görüngüler n taşıyıcıs anlamında b ç msel b r kavramdan başka
b rşey değ ld r. (TDK) Tanrı’nın kend k ş l ğ n (hypostas s) Oğul’da
gösterd ğ söylenmekted r

[122] http://www.acns.com/~mm9n/art cles/man/theos s.htm

[123] http://www.kheper.net/top cs/Kabbalah/As yah.htm

[124]
http://fa ledmess ah.typepad.com/fa led_mess ahcom/chabad_the
ology/ ndex.html

[125] Paul Krzok, “The Cosmolog cal Structure of the Zohar, p.32
The Hermet c Journal no.20, Summer 1983.

[126] Scholem, Kabbalah, sh. 118-119.

[127] Am dah: İbr. Ayakta durma. Ayakta okunan b r dua.

[128] http://www.kheper.net/top cs/Kabbalah/Lur an c-As yah.htm

[129] http://kheper.net/top cs/Kabbalah/worlds.htm

[130] Myst cal Concepts n Hass d sm Kehot Publ cat on Soc ety,
Brooklyn New York, 1990, sh..111 not 24)

[131]Seder H shtalshlut: Kabalada, yaratılış sürec n n ncelenmes


ve bu sürec n tüm aşamalarının tasarlanması, Seder H sthalshlut –
“yaratılışın z nc rleme düzen ”- olarak adlandırılır

[132] http://www.b bletop cs.com/B bleStudy/70a.htm

[133]Azr el: Bkz. K ş ler d z n .

[134]m ddot: M shna’da Tapınağın düzen ve boyutları le lg l


paragraflara ver len ad. Sefer Ha-Bah rde Tanrı’nın özell kler veya
sıfatları olarak tanımlanır.

[135]Isaac the Bl nd: Bkz k ş ler d z n

[136]The Way of Kabbalah, Z’ev ben Sh mon Halev , Samuel


We ser, Inc. York Beach, Ma ne, 1976, p.142.

[137] 1 avuç = 4 nç = 10,16 cm. (10,16 x 6) X (10,16 x 6) = 0,37


m2

[138]mes rut-nefesh:B r şey uğruna, canını vermek, kend n


kurban etmek, kend n adamak

[139]Etrog:Sukkot (Çadır) bayramı r tüeller nde kullanılan b r tür


b tk .

[140]Eskatoloj : Kıyamet günü nancı.

[*1]Necef: Sözcü.

You might also like