Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 10

Grup İçinde Sessizliğin

Gücü
A.Şebnem Soysal1, Şahin Bodur2, Gökben Hızlı3

ÖZET
Grup İçinde Sessizliğin Gücü
Bu makale terapi gruplarına katılan herkesin aşina olduğu bir durum olan sessizlik ile ilgilidir. Sessizlik, grup
1
Uzm. Psk., GÜTF Çocuk Sağlığı ve
yaşamının bilinen bir kısmını oluşturmaktadır ve grup üyeleri üzerinde güçlü etkileri bulunmaktadır. Bu özel-
Hastalıkları Anabilim Dalı
2
Araş. Gör., GÜTF Çocuk Psikiyatrisi liklerine karşın ihmal edilen bir grup sürecidir. Bu ihmal ancak, sessizliği ön plana çıkartarak ve terapi grubun-
Anabilim Dalı daki dinamiğini daha iyi anlayarak ortadan kaldırılabilir. Sessizlikten, bir terapi süreci olarak yararlanabilmek
3
Araş. Gör., Başkent Üniversitesi için öncelikle bu süreci iyi tanımak gerekmektedir. Sessizliğin pek çok nedeni olabilir; direnç, düşüncelerini
Psikiyatri Anabilim Dalı toparlama, şaşkınlık vb. Terapistin, sessizliğin nedenini doğru bir şekilde tahlil etmesi ve manipülasyonlarını
bu biçimde kurması gerekmektedir. Bu nedenle, sosyal ortam içindeki sessizlik yaşantılarının gözden ge-
Şebnem Soysal çirilmesi ve yüklenen anlamların ayrıntılı olarak irdelenmesi yararlı olacaktır. Günlük yaşantımız içinde karşı
Tunalı Hilmi Cad. 28/9 karşıya kaldığımız sessizlik durumlarındaki duygu, düşünce ve davranışlarımız; bu durum ile ilgili başetme
06660 K.Esat-Ankara
strateji ve tutumlarımızı belirleyecektir. Öncelikle sessizliğin yaşantımızdaki yerini fark etmek, yüklenen an-
Tel: 0312 2026002
e-posta:asebnemsoysal@gazi. lamların olumsuz ya da olumlu yüklerini belirlemek gerekmektedir. Sessizliğin sesi, ancak bu şekilde duyu-
edu.tr lacaktır. Bu yazıda; Gestalt terapisi, alan kuramı ve fenemonolojisinden yaralanarak sessizliğin dengeli bir
resmi çizilmeye çalışılmıştır. Sessizliğin olumsuz imajı betimlenmiş, terapi gruplarındaki potansiyel gücü ve
kullanışlılığı gösterilmeye çalışılmıştır. Böylelikle sessizliğin gruplarda sadece bir ayrıntı olarak değil, önemli
bir bilgi toplama kaynağı olabileceği vurgulanmıştır. Bu makalenin ortaya çıkardığı bir sonuç da sessizlik
üzerinde daha fazla araştırma yapılmasının gerekliliğidir. Çünkü, sessizlik gruplarda sadece bir ayrıntı değil,
önemli bir bilgi kaynağıdır.
Anahtar sözcükler: Grup terapisi, sessizlik, gestalt terapisi

ABSTRACT
The Power of Silence in Group Settings
This paper is related to the silence that is recognized by everyone who is familiar to group therapy. Silence constitutes a well-known part of
group experience and has strong influence on group members. In spite of this, silence is a neglected group process. This neglect can only be
abolished by emphasizing the silence and understanding the psychodynamics of the therapy group. Silence can reflect defenses, concen-
tration efforts or being bewildered. Silence sometimes mistaken for inactivity, but should be viewed as a communication. The therapist must
analyse the source accurately and manipulate the silence according to its reason. Therefore it will be useful to examine the silence in social si-
tuations and investigate the meaning that was given to silence. In daily life, our coping strategies and attitudes related to silence are determined
by our emotions, thoughts and behaviors. So the role of silence in our life and the positive and negative loaded meanings that was given to
silence must be realized. The sound of silence could be heard only in this way. In this article a balanced picture of silence tried to be drawn
by the help of Gestalt therapy, area theory and phenomenology. The negative image of silence was described and the potential power and
usefulness of silence in therapy groups tried to be explained. A result that is obtained is the necessity of researches related to silence, because
whole-group silence is not only a detail but an important source of information.
Key words: Group therapy, slience, gestalt therapy
114 Grup İçinde Sessizliğin Gücü

SESSİZLİĞİN YAPISI olabilir; hastanın hafif işitme engeli bulunabilir, liderin


başka bir şey dediğini sanabilir ve bunun ne anlama
Yıllar boyunca birçok Gestalt terapisi bir grup or- geldiğini düşünüyor olabilir; hasta liderin sorusunu
tamında yapılmıştır; buna rağmen Gestalt yaklaşımı- duymuş ancak, konuşamayacak kadar duygulanmış
nın gruplara uygulanışı çok fazla gelişmemiştir (Frew olabilir gibi alternatif fikirler üretilerek liste devam etti-
1988; Harris 1995). Bu yüzden, Gestalt grup sürecinin rilebilir. Her olası sessizliğin bir anlamı ve niteliği var-
bir parçası olan sessizliğin henüz tam olarak keşfedil- dır. Bu hem sorunun yöneltildiği kişi hem de diğer grup
memiş olması pek de şaşırtıcı bir durum değildir. üyeleri için geçerlidir. Bu, grup üyelerinin olayları nasıl
Sessizlik sadece Gestalt yazarlarının göz ardı ettiği algıladıkları ve değerlendirdikleri ile ilgilidir.
bir konu değildir. Grup terapisi literatürü incelendiğin- Benjamin (1981), görüşme ortamında oluşan ses-
de, sessizlik hakkında çok az sayıda araştırma yapıldığı sizlikleri beş grupta incelemiştir. Bunlar:
belirlenmiştir. Bu referansların büyük bir kısmı “sessiz
grup üyesi” ile ilgilidir. Yalom (1975), grup psikote- • Hastanın düşüncelerini düzene sokmak için verdiği
rapisi ile ilgili yazısında sessiz grup üyesini şu şekilde kısa aralar: Bu tür sessizliklerde terapistin beklemesi
tanımlamaktadır: “Sessiz bir hasta problemli bir hasta- yararlıdır. Zira hasta konuşmaya hazır olunca konuş-
dır; nadiren gruptan faydalanır”. Yalom için sessizlik, maya başlayacaktır. Sessizlik gereğinden fazla uzarsa
olumsuz bir ifadeyi beraberinde taşımaktadır. İncelenen terapist kısa ve açık müdahalelerde bulunabilir. Veri-
diğer makalelerde de sessizliğin genellikle bir problem lecek mesaj Asaf’ın (2000), “susmak konuşmanın ko-
olarak ele alındığı görülmektedir. Sessizliğin olumlu ve kusudur; ya sus git, ya konuş gel, ortalarda kalma”
iyileştirici bir kuvvet olduğuna dair hiçbir bulgunun ol- dizelerinde olduğu gibi meydan okuyucu ya da zorla-
maması dikkat çekicidir. Sessizliğin nasıl ortaya çıktığı yıcı olmamalıdır. Bu tür sessizlikler terapist tarafından
ve nasıl kullanıldığı ile ilgili olarak çok az sayıda araş- rahatsız edici ve tehdit edici olarak algılanmazsa, ya-
tırma bulunmaktadır. İşte bu noktada sorulması gere- rarlı sessizliklerdir. Görüşme sürecinin normal bir işlevi
ken soru, “Sessizliğin gruplarda tamamen sorun yara- olarak değerlendirilmelidir.
tan bir durum” olarak görüldüğü düşüncesinin nasıl
• Nedeni iki taraf tarafından da bilinen sessizlikler:
ortaya çıkmış olduğudur. Gündelik yaşantımızda, “Söz
gümüşse, sukut altındır” mesajlarıyla büyütülmemize Yeni sözler demeye geldim yeni seslerle,
karşın genellikle söze sığınmamızda belki bu nedenle-
Bağırmalarla değil, canımdan nefeslerle..
dir. Pek çok sessizliğin kendi içinde barındırdığı sesten
çekinmektedir. Sessizlik beraberinde aslında bir iç göz- Sana kalacak ne var dersen, anlamı derim;
lem sürecini mi başlatmaktadır? Sorun, bu iç gözlemin
terapi ortamına getirilememesi; terapistin sürecin bir Susmalarında bile bulur seni seslerle (Asaf 2000).
parçası haline gelememesidir. Tüm bu soruları yanıt- Hasta duygusal, trajik, korkunç ve travmatik yaşan-
lamadan önce sessizliğin ne olduğu konusu üzerinde tılar geçirmiş olabilir. Bu gibi durumlarda her iki üye
durulmalım. de bu yüklü yaşantıyı derinliğine hissedip yaşayabilmek
için karşılıklı susabilirler. Böyle bir durumdan çıkmak
bazen hasta için zor olabilir.
SESSİZLİĞİN FENOMENOLOJİSİ
• Şaşkınlık nedeni ile ortaya çıkan sessizlikler:
Sessizlik çok yönlü bir olaydır ve pek çok çeşidi
vardır. Sessizliğin çok yönlülüğünü açıklamak için, He- Konuşulmakta olan konu terapistte şaşkınlık yarata-
inrich Böll’ ün kısa hikayesindeki karakterlerden birisi bilir. Bu gibi durumlarda sessizlik ne kadar kısa olursa
olan Dr. Murke’yi ele alalım. Dr. Murke, bir radyo is- o kadar iyi olur. Sessizlik uzadıkça şaşkınlık başka şaş-
tasyonunda spiker olarak çalışıyordu. En büyük hobi- kınlıklara neden olabilir. Bu durumun sonucunda da
si ise sessizlikleri kaydetmekti. Yaptığı görüşmeler sı- hasta giderek gerginleşebilir.
rasında ortaya çıkan bütün duraksamaları, insanların • Direnç nedeni ile ortaya çıkan sessizlikler:
dona kaldıkları ya da sıkıntılı durumları kayıt eder ve
bunları uzun kış ayları boyunca tekrar tekrar dinleyerek “Bu kadar yüklenmek var mı susana
eğlenirdi (Wood 1990). Bu durumu bir grup terapisi Yerimde olup da çıldırmasana
seansını örnek vererek açıklayalım. Liderin üyelerden
birisine “şimdi nasıl hissediyorsun?” diye bir soru sor- Ben gönül kökümü açtım da sana
duğunu; aldığı yanıtın ise uzun bir sessizlik olduğunu Sen sokak kapını aralamadın..” (Cemal Safi1996)
varsayalım. Bu sessizliğin olası nedenleri; hasta derin
düşüncelere dalmış ve lideri hiçbir şekilde duymuyor Özellikle bu tür sessizlikler terapistlerin en zor başa

Türkiye’de Psikiyatri / Cilt 7 - Sayý 3 - 2005


A.Şebnem Soysal, Şahin Bodur, Gökben Hızlı 115

çıktıkları sessizliklerdir. Çünkü terapist kendisini redde- SESSİZLİK VE İLETİŞİM


dilmiş, tehdit edilmiş hissetmektedir. Bu gibi durumlar-
da karşılaşıldığında ilk önce sessizliğin niteliğinin iyi Grupta sessizlik olduğunda, bireyler kendi içlerin-
değerlendirilmesi gerekmektedir. Terapist sessizliği ki- de pek çok şey yaşayabilirler. Bununla birlikte sessizlik
şisel bir saldırıya uğradığı şeklinde ya da kişiliğine ya- sözlü iletişimin olmadığı durumlarda da görülmekte-
pılan bir hakaret gibi almamalıdır. Direnç sessizliklerini dir. Gestalt terapistleri, sözsüz iletişimin bazen sözlü
kırmanın en verimli yollarından biri hastaya, direncinin iletişimden daha açıklayıcı ve doğru olduklarını düşün-
tolerans ve anlayışla karşılanabileceğini göstermektir. mektedirler. Bu çok doğrudur, çünkü sözsüz davranış-
Can Dostum filminde terapist ve hastanın 45 dakikalık lar istem dışı oluşmaktadırlar. Konuşmanın, en önemli
üç seansı sadece birbirlerine bakarak ve hiç konuşma- kişilerarası iletişim aracı olduğu düşüncesi, güçlü bir
dan geçirerek verdikleri güç savaşı dirence verilecek kültürel önyargı taşımaktadır; özellikle modern Anglo-
en iyi görsel şölen örneğidir. Sessizliğin kırılması has- Amerikan kültürlerinde konuşmanın önemi sıkça vur-
tanın ego gücüne güvenerek terapiste meydan oku- gulanmaktadır.
masıyla son bulmuştur. Çünkü hasta, karşısında kendi Pirsig’in (1991), gözlemlerine göre diğer kültürle-
gibi süreci lehine çevirmek isteyen bir kişi olduğunu rin sessizliğe yaklaşımları çok farklıdır. Örneğin, Kuzey
fark etmiştir. Amerika Kızılderilileri, zaman doldurmak için konuş-
• Duraklamalar şeklinde ortaya çıkan kısa süreli ses- mazlar. Eğer söyleyecek bir şeyleri yoksa konuşmazlar.
sizlikler: İlkel toplumlarda ise sessizlik alışveriş ve pazarlık sıra-
sında ortaya çıkan çeşitli anlaşmazlıkları önlemek için
“Şimdi bütün anmalar bir susmanın içinde.. kullanılmaktadır. Alışveriş sırasında mal, ölçü, tartı ve
fiat standartı olmadığı için anlaşmazlıklar, hızsızlıklar
Şimdi bütün susmalar bir odanın içinde..
ve çatışmalar olmaktadır. Tarafların birisinin diğerinin
Anlatmaya bir sözcük, bir bakış arıyorlar, aldatmasını ortadan kaldırmak için kullanılan yollar-
dan biri “sessiz ticaret” ‘tir. Bu ticaret biçimine Afrika’
Önce sakladıkları, bir adamın içinde.” (Asaf
da yaşayan avcı-toplayıcı Pigme’lerle tarımla uğraşan
2000).
Bantu’lar arasındaki alışverişlerde rastlanmaktadır.
Bu tür sessizliklerde hasta genellikle söyleyeceği Göçebe Pigme’ ler değiştirmek istedikleri orman ürün-
şeylerin arayışı içerisindedir ya da anlatacaklarını nasıl lerini, Bantu köyüne getirerek toplu olarak sergiler ve
ifadelendireceğini bilememektedir. Genellikle terapist- giderler. Bantu’ lar uygun gördükleri tarım ürünlerini
ler bu gibi sessizliklerde araya girip hastanın duygu ve orman ürünlerinin yanına koyarlar. Pigmeler geri döne-
düşünce akışını kesmiş olurlar. Bu gibi durumlarda yo- rek Bantu’ların önerilerini gözden geçirirler.Beğenirler-
rumlama yapmak için acele edilmemelidir. Bu tür ses- se tarım ürünlerini alıp giderler. Az bulurlarsa, yeniden
sizliklere “düşünme sessizliği” de denilmektedir. uzaklaşırlar. Bu “sessiz” pazarlık, anlaşma oluncaya
ya da alışverişten, tümüyle vazgeçilinceye kadar sürer.
Ne konuşma olur ne de kavga! (Güvenç1991). Grup
SESSİZLİĞİN TANIMI süreci yukarıda anlatılan bu alışverişten çok da farklı
değildir. Hastalar eteklerindekini döker, bunların for-
Sessizlik sözcüğü günlük dilde çok farklı anlamlarda mülasyonu terapist tarafından yapılır. Terapötik ittifak
kullanılmaktadır. Sesin kaybı, ortamdaki yüksek seslili- kurulursa bu ister sözlü isterse sözsüz iletişim biçimde
ğin eksikliği, sesli iletişimin ya da konuşmanın olmadı- olsun hasta iyileşir.
ğı durumlar, hiç birşey ifade etmeyen sözlü iletişim, ko-
nuyla ilgili olan sessizlikler gibi. Ancak bu tanımlama- Kültürümüzde sessizliğin bir çeşit kabullenme oldu-
ların hepsi kendi içinde başka bir anlam taşımaktadır. ğu ve “evet” anlamında kullanıldığı düşünülmektedir.
Yani sessizliğin bir sorun olarak algılanmasının nedeni Ancak, bu durum son zamanlarda karşılaşılan toplum-
heterojen bir tanımlamasının olmasından kaynaklan- sal sorunları protesto etmek için sessizliğin kullanılması
maktadır. Bu geniş yelpaze içerisinde grup içindeki ses- ile değişmeye başlamıştır. “Sessiz çoğunluk” yani va-
sizliklerin ele alınış biçimi önemlidir. Yani, grup içinde tandaş denilen büyük grup sessiz kalarak isteklerini
belli bir süre hiç kimsenin konuşmadığı zaman olan, yetkililere duyurma yolunu seçmişlerdir.
bir kaç saniyeden daha uzun süren sessizlikleri ele al-
mak gerekmektedir. Daha kısa duraksamalar, normal
konuşmanın bir fonu olarak görülmelidir. SESSİZLİK YAŞANTILARI
Grup içindeki sessizliği bir çok sıfatla tarif etmek
mümkündür. Genellikle sessizliği tanımlamak için
kullanılan sıfatlar kişilerin ne hissettikleri ile ilgilidir.

Psychiatry in Türkiye / Volume 7 - Number 3 - 2005


116 Grup İçinde Sessizliğin Gücü

Gergin, küskün sessizlikler; kızgın ve ürkek sessizlik- şılaştırıp, grup içinde yaşanan sessizliğin ne anlama
ler; sıkılgan olan, heyecanlı, aksi, korkulu sessizlikler geldiğini çıkartmaya çalışmışlardır.
gibi… Duygusuz ve sıkıntılı hatta rahatlamış, kanaat-
Birçok kimsenin bağlı olduğu ilk grup ailedir. Grup
kar, memnunluk ifade eden sessizlikler de vardır. Eğer
içinde yaşanılanların ve hissedilenlerin çoğu da aile ile
grup üyeleri birşey hissediyorlarsa, bu durum grubun
olan etkileşimin ürünleridir. Geçmiş yaşantılar, bireyin
paylaşmış olduğu bir duygu olarak tanımlanmaktadır.
daha sonra gireceği gruplar içinde adeta bir filtre gö-
Gruplarda sessizlik genellikle olumsuz bir durum revi yaparak, kişiyi sosyal karışıklıklardan korumakta-
olarak yorumlanmaktadır. Birçok kişi terapi ya da çalış- dır. Böylece erken aile tecrübelerinden sessizliğin nasıl
ma grupları ile yaşadıkları rahatsız edici sessizliklerden bir his verdiği öğrenilebilmektedir. Bu hissin belki bir
bahsedebilirler. Uzunca bir sessizlik, grup yaşamında anlam taşıdığı, aynı zamanda da sessizliğin tek başına
doldurulması gereken rahatsız edici bir delik gibi algı-
oluşmadığı, belli bir görevi olduğu içinde kullanıldığı
lanmaktadır. Bir çok kimse grup içindeki “sessizlikten”
rahatsız olup, buna karşı bir tutum sergiler. Bu konu- ortaya çıkmaktadır.
yu incelemeye başladığımızdan beri insanların sessiz- Pamuk (1991), Sessiz Ev adlı kitabında biri tarih-
lik karşısındaki tutum ve davranışlarını gözlemlemeye çi, biri devrimci, biri de zengin olmayı kafasına koy-
başladık. Gündelik konuşmaların arasında meydana
muş üç torunun, İstanbul’dan elli kilometre uzakta,
gelen kısa süreli sessizliklerin bile insanları rahatsız
ettiğini gözlemledik. Bazı arkadaşlarım, konuşmaları- Cennethisar’da yaşayan babaannelerinin konağında
mız arasında oluşan sessizliklerin nedenini “kız doğ- geçirdikleri bir haftanın öyküsünü anlatmaktadır. Aile
du” diyerek açıkladılar. Anadolu’ da sesizlik olunca kız üyelerinin birbirinden ne kadar habersiz olduklarına,
doğdu derlermiş. Erkek çocuklar büyük coşkuyla karşı- kuşaklar arasındaki farklılıklara, doğu ile batı arasın-
lanırken, kız babalarının olanca sessizlikleri ile etrafta daki uçuruma sessiz bir şekilde tanıklık etmektedir:
dolaşmaları bu deyimin ortaya çıkmasına neden ol- Sessiz Ev. Kitaptan, tüm ailenin bir arada yediği ak-
muş. Bazı arkadaşlarımızda onlara kırgın olduğumuzu şam yemeğinden aktaracağımız bir pasaj aile içindeki
ya da çok kısa bir süre sonra patlayacağımızı söyledi- sessizliğin etkisini göstermesi açısından iyi bir örnek
ler.Tıpkı “fırtına öncesi sessizlik” gibi. Bu tanımlamanın niteliğindedir. “Masada oturmuşlar, soluk lambanın
ne anlama geldiğini sorduğumuzda, arkadaşlarımızın
ışığında, susarak yemek yiyorlar. Sessiz akşam yemeği:
sessizliğe yükledikleri anlamlarla karşılaştık. Sessizlik:
sorunlarımızı çözmek için uzun süre düşündüğümüz Önce Nilgün’ le Faruk Bey birbirlerine bakıp gülüm-
süre, karşı tarafın verebileceği cevaplarını tasarladığı- serler, sonra Metin Bey ağzındaki lokmasını bitirmeden
mız zaman dilimi, bilmem kaç yıl öncesinde meydana kalkıp gider. Ona nereye gittiğini sorup, tek kelimelik
gelen olayları yeniden gözden geçirip tüm silahlarımızı olsun cevap alamayan Büyük Hanım’ la ötekiler biraz
kuşandığımız dönem tariflendi. Tüm bu tanımlardaki konuşmak isterler. “Nasılsınız Babaanne” derler, son-
ortak nokta ise sessizliğin tamamlanmamış? işler için ra tekrar “nasılsınız” derler ve denilecek başka bir şey
kullanılmasıydı. kalmadığı için, “haydi yarın sizi arabaya bindirip gez-
Sessizlik, çoğunlukla içi bilinmeyenlerle dolu bir direlim” derler, “her yere apartmanlar yapıldı, yeni ev-
denklem gibi algılanıyor. Uzak olunması ve hiç ya- ler, betonlar yapıldı, yollar, köprüler, gelin gösterelim
şanmaması istenilen ölüme benzetiliyor çoğu zaman babaanne” derler, ama Büyük Hanım susar, bazen bi-
“ölüm sessizlikleri” Yahya Kemal’in (2003), Sessiz raz homurdanır, ama kelime bulamazlar homurtunun
Gemi şiirindeki o unutulmaz mısrasında olduğu gibi içinde; çünkü Büyük Hanım çiğnediği şeyi suçluyormuş
“Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce yol alır” düşünce- gibi önüne bakarak kelime seçmeden homurdanır ve
ler. Öyle ki kimsenin bu sessizliği bozacak gücü yoktur. başını tabağından kaldırırsa sanki şaştığı içindir; ba-
Tıpkı şiirin son dizelerinde olduğu gibi düşünceler ardıl baannelerinin elinden tiksinmekten başka bir şey gel-
bir şekilde birikmiştir, ama onların nasıl dışarı çıkartıla-
mediğini, onların, nasıl olup da hala bunu anlayama-
bileceğine dair bir yol belirlenememiştir. Yoksa sessizlik
malarına şaşıp kaldığı için susar yaşlı kadın.O zaman
bir başladı mı hiç bitmeyecek midir? “Bir çok gidenin
bir kere daha anlarlar susmaları gerektiğini, ama yine
her biri memnun ki yerinden. Bir çok seneler geçti; dö-
unuturlar, konuşmaya çalışırlar ve öfkelendirirler, öfke-
nen yok seferinden”.
lendirmemek gerektiğini hatırladıklarında da derin bir
sessizliğe gömülürler........”
AİLE İÇİNDE SESSİZLİK Bu örnekte olduğu gibi, aile içindeki mevcut so-
runları dile getirmemek ve ilişkileri bir şekilde devam
İnsanlara neden grup içinde oluşan sessizliklerden
ettirebilmek için de sessizlik kullanılmaktadır. Bazı aile-
hoşlanmadıkları sorulduğunda, çoğu grup üyesi kötü
lerde oturuş biçimleri iletişimi engelleyecek şekilde dü-
bir şeyin olduğu ya da olmak üzere olduğu hissine
zenlenir. Televizyon karşısında yoğun bir ses içerisinde
kapıldıklarını ifade etmişlerdir. Sonra da bu durumu
sessizlik yaşanmaktadır. Tüm sorunlar yok sayılmakta
doğrudan ailelerinde karşılaştıkları sessizliklerle kar-

Türkiye’de Psikiyatri / Cilt 7 - Sayý 3 - 2005


A.Şebnem Soysal, Şahin Bodur, Gökben Hızlı 117

ve konuşulmamaktadır. Sessizlik adeta sihirli bir örtü başlarlar. Davranış değişikliği için öncelikle alışılagel-
gibi tüm sorunların üzerini örtmektedir. Ne zaman ko- miş düzeneği değiştirmek, davranışı biçimlendirmek
nuşulması ve ne zaman susulması gerektiği ile ilgili ku- içinse karşıdakinin şaşırmasını ve yeni bir davranım
rallar aileler tarafından çocuklara öğretilmektedir. Bu modeli ortaya koymasını sağlamak gerekmektedir.
normlar aynı zamanda nelerin söylenip, nelerin söyle- Anne bu değişimi “Sessizliğin gücü! Seyircisi alkışla-
nemeyeceğini de belirlemektedir. Sessizliğin her ailede mayan hiçbir oyuncunu rolüne devam edemez” sözleri
bir anlamı ve fonksiyonu vardır. Sessizlik, ailedeki güç ile yorumlamaktadır. Sessizlik burada davranışı biçim-
dinamizminin bir parçasıdır; kontrol ya da bastırma için lendirmede etkili bir araç olarak kullanılmıştır. Ancak,
kullanıldığında, olumsuz duyguların ortaya çıkmasına her zaman böyle başarılı sonuçlarda vermemektedir.
neden olmaktadır. Birçok kimse için, erken sessizliğin Doğan Cüceloğlu (2000), Yeniden İnsan İnsana isimli
yaşantıları, aile içindeki güç mücadelelerinin bir sonu- kitabında susma ve küsme gibi davranımların karşıdaki
cu olarak yaşanmıştır. Ebeveynlerin sessizliği bir kalkan insana verilen en ağır ceza olduğunu belirtmiştir. Öfke
olarak kullanmaları ile grup sessizliği arasında bir ilişki yaratan ortamların insanı nevrotik yapacağından, ses-
olduğu düşünülmektedir (Harris 1995). sizlik, küsmenin ise daha ağır belirtiler ortaya çıkara-
cağını ileri sürmüştür.
Sessizlik çocuk yetiştirmede bir teknik olarak da
kullanılmaktadır. Dodson (1994), sürekli olarak önce- Sessizlik, çocukları cezalandırmada da kullanılmak-
den belirlenen bir programa göre beslenen bebeklerin tadır. Sevgiden yoksun bırakma, küsme gibi. Çok ses
acıktıklarında ne kadar ağlarlarsa ağlasınlar bir sonuç çıkarıldığında oynanan ilk oyunu düşünün:”1, 2, 3,
alamadıklarını öğrenmeye başladıklarını belirtmiştir. Tıp” nihayet sessizlik.......
Acıktığı ve ağladığı anda karnının doyurulmadığını
Çocukların sordukları sorulara cevap vermekten
öğrenen bebek bu duruma ya öfkeyle tepki gösterecek
sıkılan anne ve babalar da sıkça sessizliği kullan-
ya da kayıtsızlığa saplanacaktır. Bir süre sonra bebek,
maktadırlar. Sorularına cevap alamayan çocuk adeta
korkunç bir kayıtsızlığı, sessizliği “öğrenmiş” ‘ olacaktır.
bir duvar ile karşılaşmaktadır. Sessizlik duvarı! Yanlış
Tüm bunların sonucunda: Yaşama karşı temel bir gü-
olarak nitelendiren bir şey yaptığında hep bu duvarla
vensizlik duygusu ortaya çıkmaktadır (Ainsworth 1989,
karşılaşan çocuk kendisini terk edilmiş ve yalnız hisse-
Soysal 1999, Zeanah ve ark. 1997). Yeni yeni hareket-
decektir. Karşılaştığı bir sorunu çözme yöntemi olarak
lenmeye ve yürümeye başlayan çocuk için evdeki her
sessiz kalmayı tercih edecek, çevresinden gelen iletişim
şey bir tehlike kaynağıdır. Üç yaşındaki bir çocuktan bir
mesajlarını anlamadığı için uygun tepkilerde buluna-
büyük gibi davranmasını beklemek büyük bir hatadır.
mayacaktır. Bu durumun sonucunda uyum ve davra-
Misafirliğe gidildiğinde ya da alışverişe çıkıldığında hiç
nım sorunları görülmektedir .
ses çıkarmadan durmaları istenilen çocukları düşünün.
Hiçbir şekilde kendilerini ifade edememektedirler. İh- Grup sessizliğinden hoşlananlar da vardır. Sayıla-
tiyaç ve ilgileri göz ardı edilmektedir. Bir süre sonra rı çok azda olsa bu insanların ya farklı bir çocukluk
çocuklar sessizliğin ödül getirici bir durum olduğunu yaşantıları olmuştur ya da sessizlik fikriyle ilgili yeni
kavrayıp bunu isteklerini yaptırmada bir araç olarak bağlantılar kurmuşlardır. Bir meditasyon sınıfında,
kullanmaya başlayacaklardır (Zeanah 1993). sessizliğe değer verilir ve grup tecrübelerinin önemli
bir parçası olarak düşünülebilir. Aslında iyi hissedilen
Aileler sessizliği çocuklarına belli kuralları öğretmek
belli sayıdaki sessizliklerle erken yaşlarda elde edilen
içinde kullanırlar. Örneğin, henüz okula gitmeyen üç
şartlanmalardan kurtulunabilinir. Çeşitli sınavlardan
çocuklu bir aile düşünelim. Anne, çocuklarının yemek-
geçtikten sonra, türlü acılara katlanıp, türlü zevkler
ten sonra masaya getirdiği tatlıya adeta saldırdıklarını,
tattıktan sonra insan olmayı ve sevmeyi öğrenen bir
önce kremayı sıyırdıklarını sonra elleriyle pastayı avuç-
kişinin öyküsü olan Siderta’ da (Hess 1994) sessizlik
layıp yemelerinden dolayı oldukça dertlidir. Misafirliğe
huzur verici bir durum olarak ele alınmaktadır. Siderta
gittikleri evlerde de aynı şeyleri yaptıkları için çocuk-
sesizliği şu şekilde tanımlamaktadır: “Sessizlik sözler-
larına terbiye verememekle suçlanan anne oldukça
le anlatılanların sessizce söylenmesi, her nefes alışta
üzgündür. Bu durumu ortadan kaldırmak için azar ve
söylenenlerin sessizce kendi içine alınması, her nefes
dayak da dahil olmak üzere pek çok yöntemi deneyen
verişte ise sessizce kendi dışınla konuşmanı sağlar. Bü-
anne, en sonunda sessizliği kullanmaya karar verir. Bir
tün ruhunla, berrak bir zihinle düşünebilme şansı tanır.
hafta boyunca yemekten sonra masaya kremalı pasta
Varlığını derinlerde hisseder ve kendi sesini duyarsın..
getiren anne çocuklarının pastayı yiyiş tarzlarına hiçbir
Bir gerçek ancak tek taraflı ise, dile getirilip, sözcük-
tepki vermeden onları seyreder. Çocuklar, “Anne kre-
lere dökülebilir Düşüncelerle düşünülüp sözcüklerle
mayı yiyoruz, bak ellerimizle yiyoruz” deseler de anne
söylenebilen ne varsa hepsi tek taraflıdır, hepsi yarım,
hiç ses çıkarmadan sabır oyununa devam eder. Yedinci
hepsi bütünlükten, mükemmellikten ve birlikten yok-
günün sonunda çocuklar artık pastayı keserek yemeye

Psychiatry in Türkiye / Volume 7 - Number 3 - 2005


118 Grup İçinde Sessizliğin Gücü

sun.. Kendini dinle. İçindeki sessizliği yakala.” Sessizlik önemi ortaya çıkmaktadır. Sessizlik tam anlamıyla bir
burada tamamlanmamış yaşantıların, bitirilmemiş işle- sessizlik midir? Bu açıdan bakıldığında sessizlik içinde
rin tamamlanmasında kullanılan bir anahtardır. Yaşam müthiş bir paradoks taşımaktadır. Sokrat’ ın içsel dia-
bir bütündür. Konuşma ve sessizlikte bütünü meydana log olarak adlandırdığı düşüncelerin özü sessizlik anın-
getiren iki ögedir. Ne zaman şekil ne zaman zemin ola- da bile içimizde yankılanmaktadır. Belki de dışarıdan
cakları kritiktir. İster bireysel ister grup içinde yaşanılan duyduğumuz seslerden daha güçlü etkiler bırakarak.
sessizliğin o andaki anlamı çok önemlidir. Siderta’ ya Belki de sessizlik insanın özü ile yüzleşmesi için çok
göre; “ .....sözcükler gizli anlamları zedelemektedir. gerekli olan bir süreçtir.
Dile getirilen şey o anda değişmekte biraz çirkin, biraz
Sessizlik, yaşanılanların tam olarak ifade edileme-
da aptalca bir niteliğe bürünmektedir. Bir insanın hazi-
yeceğinin düşünüldüğü durumlarda da ortaya çıka-
nesi ve bilgeliğini oluşturan şey bir diğerinin kulağına
bilir. Yalom’ un (1995) şu sözleri bu durumu açıklar
çoğu zaman aptalca gelebilir .Ya karşı tarafın söyledik-
niteliktedir: “İmge ve dil arasında bir takım engeller
lerine katlanmalı ya da susmalı.” “kişinin anlattıkları X
vardır. Zihin imgeleri düşünür ama başkaları ile iletişim
olarak kabul edilirse karşıdakinin anladığı en iyi ihti-
kurmak için imgeleri düşüncelere, sonra da düşünce-
malle X üssüdür ”. Grup içinde meydana gelen sessiz-
leri kelimelere dönüştürmek zorundadır. İmgeden dü-
liklerin büyük bir kısmını bu gibi duygular oluşturmak-
şünceye, düşünceden dile doğru bu ilerleyiş ihanet-
tadır. Düşüncelerinden dolayı yargılanacağını hisseden
lerle doludur. Kayıplar olur: imgenin zengin, yumuşak
kişiler susup sessiz kalmayı tercih etmektedirler.
dokusu, olağanüstü esnekliği ve yoğrulabilirliği, özel
Gruba uyma davranışı sonucunda da sessizlikler duygusal, nostaljik nitelikleri imgenin dile tıkıştırılması
meydana gelebilir. Grubun ortak kararlarına aykı- ile kaybolup gider.” Böyle düşünen insanlar konuşmak
rı olarak davranan üyelerin gruptan dışlandığına ait yerine sessizliği tercih ederler. Tıpkı Flaubet’ in (1983)
bulgular vardır. Gruba uyum, bireyin dışarıda kalma ünlü kahramanı Madame Bovary gibi. İşte kitaptan bir
ya da gruba ters düşmeye olan isteksizliğinden kay- kesit: “Gerçek şu ki ruhun doluluğu bazen dilin mutfak
naklanmaktadır. Sık sık ya da önemli konularda grup- yavanlığı halinde taşabilir. Çünkü hiçbirimiz ihtiyaçla-
tan ayrılan birisine karşı grup kötü davranır ve aşırı rımızın ya da düşüncelerimizin tam ölçüsünü hiçbir za-
durumlarda kişi gruptan atılabilir. Kişi üyesi olduğu man ifade edemeyiz. Ve insan konuşması, biz yıldızları
grupta, herhangi bir konuda tek kişilik bir azınlık ol- eritecek bir müzik yapmayı özlerken, ayıların danset-
maktan kaçınacaktır. Reddedilme ya da atılma korku- mesi için üzerinde kaba vuruşlarla tempo tuttuğumuz
su bu durumun nedenlerinden sadece biridir. Ancak, çatlak bir dümbeleğe benzer. Konuşmak, hele aşkı an-
kişi eğer artık grubu sevmezse ya da grubun toplumsal latmak anlamsızdır....”
yaşamını kısıtlamaya başladığını düşünmeye başlarsa,
Düşüncelerin tam olarak ifade edilememesinde
üzerindeki gruba uyma konusundaki baskı azalır. Bu
reddedilme, aşağılanma korkularının yanı sıra kişinin
durumda gruba karşı çıktığında, karşılaşacağı en kötü
kullandığı savunma mekanizmalarının da etkisi var-
durum gruptan atılmak olacaktır. Bu artık kişi için bir
dır. İçe alma ve yansıtma mekanizmaları bu konuda
tehdit olmaktan çıkmıştır. Çünkü kişi içine gireceği du-
sıklıkla kullanılmaktadır. Grup içerisindeki bir kişiye
rumun tüm sorumluluğunu almıştır (Freedman, Sears
neden hiç konuşmadığı ve sessizliği tercih ettiği sorul-
ve Carlsmith, 1993). Grup içinde meydana gelen ses-
duğunda, “Konuşmam için zaman kalmıyor” cevabını
sizliklerin nedeni gruba ters düşmemek ya da gruba
verdiğini düşünelim. Böyle bir durumda liderin, önceki
katılmadığını belirtmenin bir işareti de olabilir.
görüşmeleri inceleme şansı varsa, görüşme kayıtlarına
Sessizlikler, öğretilere ve toplum normlarına bir baş bakıp üyenin doğru söyleyip söylemediği araştırması
kaldırı olarak ta ortaya çıkabilir. Normlar, insanları be- gerekmektedir. Eğer üye gerçekten doğru söylüyorsa
lirli kurallara uymaya zorladıkları için çoğu zaman de- geçmişinde ona hiç zaman ayrılmamıştır ve kişide bu
ğiştirilmeye çalışılmışlardır. Değişime direnen normlar nedenle sessizliği seçmektedir. Kendisine sıra gelmedi-
karşısında kişi ya mücadele eder yada kabul yoluna ğini söyleyerek de yansıtma yapmaktadır.
gider. Siderta, bu durumu şu şekilde açıklamaktadır:
“Öğretiler bana göre değil. Sözcüklerin bir sertlikleri
bir yumuşaklıkları yoktur. Renkleri, kenarları, köşeleri GRUP DİNAMİĞİNİN BİR PARÇASI OLARAK SESSİZLİK
yoktur. Bir tattan, kokudan yoksundurlar, huzura ka-
vuşmanı engelleyen budur belki. Çünkü hissettiklerin, Sessiz Grup
düşlediklerin sadece sözcük olarak vardır o anda....” Sessizlikler, terapi grubunda belli bir süre için ses-
Bazen düşüncelerimiz ağzımızdan daha başka form- siz olunduğunda oluşmaktadır. Bu durum belki kaza-
larda dökülürler. İşte o noktada içsel konuşmalarımızın ra oluşur. Öyle ki o anda kimsenin söyleyecek bir şeyi
olmayabilir. Fakat bir çok grup sessizliğinde, sessizlik

Türkiye’de Psikiyatri / Cilt 7 - Sayý 3 - 2005


A.Şebnem Soysal, Şahin Bodur, Gökben Hızlı 119

“kimsenin bir şey söylemediği” gerçeğini ön plana çı- parçalarına ayırıp, çalıştıktan sonra, ilgili materyali
karmaktadır. Bu özellik sözlü ya da sözsüz grup norm- bir bütün haline getirip yazılı bir ödev hazırlamaları is-
larının olduğu zamanlarda olmaktadır. Gruplarda ses- tenmiş olsun. Hal bu ya; öğrenciler, grup üyelerinden
sizlik: bir üyenin sürekli olarak kendi kişisel konuları birisinin kendi payına düşen işi yapmaması nedeni ile
üzerinde durulması gerektiğini vurguladığında ve/veya ödevlerini hazırlayamadılar. Bunun sonucunda hem
mevcut konunun sürekli olarak gündemde tutulması ve öğretmenlerinden azar işitip hem de kötü not alma ris-
tüm konuşmayı kaplaması durumunda sessizlik mey- kine göze alıp, kendilerine verilecek olan cezayı bekle-
dana gelir. Bu duruma bir çok terapide rastlanmakta- meye başlarlar. Sessizce beklerken içlerinden “O kendi
dır. Böyle durumlarda sessizlik ne kadar uzun sürerse o payına düşeni yazmadı, ben yapmıştım, onun dışında
kadar yüklü olur. Bunun sonucunda ortaya çıkan duy- herkes yapmış.....” sözleri haykırılırken hiçbir grup üye-
gularda o kadar rahatsız edicidir. si bunu sesli olarak dile getirmemiştir. Sorumluluk tüm
grup tarafından, grup bilincine uygun olarak payla-
Bir terapi, grubundaki uzun sessizlikler “tam grup”
şılmıştır. İçlerinden biri çıkıp durumun gerçek nedeni-
olmanın doğasından kaynaklanmaktadır. Herkes tam
ni açıklasa “çatlak ses” damgasını yer miydi acaba?
sessiz olmadığı sürece grup tam olarak sessiz olamaz.
Gruplarda oluşan bağlanma süreci işte bu nedenle
Bu yüzden sessizliğin ortaya çıkabilmesi için grup üye-
dikkatle ele alınması gereken bir dinamiktir.
lerinin işbirliği yapmaları gerekmektedir. Bu işbirliği
bilinçli ya da bilinçsiz olarak oluşabilir. Terapi grupla- Whitaker (1985), grup atmosferinin terapi grubun-
rında meydana gelen bu tür sessizlikler grup davranış- da önemli bir özelliği olduğunu belirtmiştir. Grup at-
larının karmaşık bir şeklidir. mosferinin oluşmasında gruptaki bireylerin önemli bir
etkisi vardır. Grubun havası, bazı grup üyeleri üzerinde
Bazen gruplar da sessizliğin oluşmaması için içten
etkilidir. Kişi tartışılan konunun kendisi için taşıdığı an-
içe bir direnişte olabilir. Yapılan konuşmalar sırasında
lama bağlı olarak ve bununla karşı karşıya gelmesiyle
“ne dersiniz”, “ değil mi”, “ya”, “peki”, “belki”, “şimdi
olasılığına bağlı olarak gruptan bilinçli ya da bilinç-
bak”, “yani” gibi sözcüklerin hepsi sırf ses akışındaki
sizce yardım isteyebilir. Grup bazen bu isteği destekler
küçük bir kesilmeyi önlemek amacına yönelik gereksiz
bazen de baltalar. Bazı durumlarda da grup kendi için-
sözlerle ve herhangi bir anlam taşımayan ünlemlerin
de gruplara ayrılabilir. Bazı grup üyeleri, sessiz kalan
kullanılması ile kendini belli edebilir (Perls, Hefferline
üyeyi desteklerken bazıları ise destek vermeme eğili-
ve Goodman, 1993). Bu durumun çeşitli nedenleri
minde olabilirler.
olabilir. Grubun konuşulan konuya karşı bir direnci
olabilir. Grup, bir grup üyesini koruyor olabilir, farkın-
da olarak ya da olmayarak ilginin ve dikkatlerin başka
SESSİZLİK VE GRUP SÜREÇLERİ
bir yöne çekilmesi için yapılıyor da olabilir. Bu nokta-
da farkındalık sağlanmalıdır. Birey, içsel konuşmalarını Gestalt terapisinde iletişim sınırı düşüncesi merkezi
bütüne tamamladığında sessizlik direnci kırıp konuş- bir düşüncedir. Goodman’ a göre psikoloji, organiz-
mak için harekete geçebilir. İçsel konuşmalar tam bir ma ve çevre alanındaki iletişim sınırını incelemektedir
farkındalık ve uyanıklık içerisinde yapıldıkları zaman (Perls 1973; Perls, Hefferline ve Goodman, 1993). Bir
bir anlam taşımaktadır. Çoğu kimse sessiz kalmaya kişinin sınırı, onu dünyanın geri kalan kısmından ayır-
dayanamadığı için kendi kendisi ile yalnız kalmaya da maktadır. “Sınır”, kişinin çevresi ile iletişimi düzenlediği
tahammül gösteremeyecektir. Özellikle sessizliğe adım karmaşık bir süreç olarak düşünülebilir. Bireyleri, çiftle-
atılmasını sağlayan konu, değerlendirme ve ahlaki ri ve toplumları benzer sistemlerden ayırt eden iletişim
yargı taşıyorsa, içsel konuşmalar dramatik bir sessiz- sınırları vardır. Grup sürecinin tanımı yapılırken bu sis-
liğin ifadesi olabilir. Beden hareketleri bu noktada en tem göz önünde bulundurmalıdır. Gestalt duası “sınır”
önemli kaynaktır. Bazen içsel konuşmalar dayanılmaz kavramını çok iyi açıklamaktadır:
bir hal alabilir ve kişi sessizliği sonlandırabilir; ve gruba
katılabilir. “Benim isteklerim var, senin isteklerin var.
Ben bu dünyaya senin beklentilerini gerçekleştirmek
için gelmedim.
SESSİZLİK VE ATMOSFER
Sen de benimkileri gerçekleştirmek için gelmedin
Genellikle terapi gruplarında yaşanan sessizliklerin bu dünyaya.
bir tonu ve belli bir havası vardır. Her grup, sürecin bir
parçası olarak böyle bir havayı kendiliğinden oluştur- Sen sensin ve ben de ben,
maktadır. Örneğin, küme çalışması yapan öğrencileri Şayet bir rastlantı ile birbirimizi bulursak güzel olur.
düşünelim. Öğrencilerden kendilerine verilen ödevi
Aksi taktirde elden bir şey gelmez.”
Psychiatry in Türkiye / Volume 7 - Number 3 - 2005
120 Grup İçinde Sessizliğin Gücü

Grup üyeleri sınırların farkında olursa iletişim daha hale gelir. Lewin, bu durumu “hemen hemen durağan
açık ve kaliteli olacaktır. Gestalt gruplarında üç farklı denge” olarak tanımlamaktadır.
iletişim sınırında (birey, bireyler arası ve bütün grup)
Grup sessizliğinin hassas dengesinin oluşması ve
işeyen süreçler vardır (Harris 1996). Her an, aynı za-
sürmesi için güç alanlarının dengeli olması gerek-
man diliminde devam eden çok farklı iletişim sınırları
mektedir. Grup üyelerinin sessizliğe genellikle bilinçsiz
vardır. Grup üyesi bunlardan birisini algılamayı diğer-
olarak birlikte katılmaları gerekmektedir. Bu sessizliğe
lerine tercih edebilir. Birey kendisine odaklanabilir.
katılmada her üyenin kendisine ait sebepleri vardır.
Buna kendine odaklanma düzeyi denir. Kişi kendisinde
İkincil bir dinamik ise; “sessizliği bozma korkusu” ‘dur.
meydana gelen değişikliklere ve/veya durumlara (sinir,
Grup içindeki kuvvetlerin çarpışması, kişilerarası ve ki-
ağlama isteği, sıkılma v.b.) odaklanabilir. Kişiler ara-
şinin kendisi içinde süregelen çatışma ve mücadeleler
sı düzey ise grup üyeleri arasındaki etkileşime odak-
ancak sessizlik ile gizlenebilmektedir. İnsanlar kendile-
lanılan düzey’ dir. Örneğin; grup üyelerinden birinin
rini yorgun ve mahcup hissettiklerinde genellikle bu tür
toplantılara düzenli olarak geç kaldığını fark etmek,
sessizliklerin olduğu grupları terk ederler.
konuşmaya hep aynı kişinin, aynı cümle ve belirli bir
konu hakkında anlattığı bir fıkra ya da anektot ile baş-
ladığını farketmek gibi. Son olarak “tüm grup” düzeyi
vardır ki; burada grup, içiçe geçmiş bir sistem olarak SESSİZLİKTE ÇALIŞMAK
düşünülmektedir. Bu düzeyde, grup üyelerinin yaptığı Sessizlikle çalışılırken bilinçli yada bilinçsiz olarak
bir davranıştan ötürü bir üyeyi ya da belli üyeleri suç- kullanılan üç sürece dikkat çekmektedir: sürekli konu-
lama eğiliminde oldukları fark edilmektedir. Örneğin, şarak sessizliğin oluşmasını engellemek; birisinin bir
geç kalan üyeyi bu davranışından dolayı grubun sözel şey söylemeyeceğini ya da sormayacağını umarak hiç-
ya da sözsüz olarak suçlama eğilimi içerisinde oldu- bir şey yapmadan oturmak; alışılmışın dışında değişik
ğunu fark etmek gibi. Gestalt alan teorisi perspekti- bir şey oluyormuş gibi davranmak (Haris 1995).
finden bakıldığında, tüm bu süreçlerin düzeyleri, grup
alanının tamamında birbirlerine bağlıdır (Parlett 1991; Bir grup lideri uzun süreli sessizlikler olduğunda
Philippson ve Harris 1992). nasıl davranmalı? sorusu ciddiyetle ele alınmalıdır. İlk
olarak rahatsız edici bir sessizliğin bile grup süreci için
gerekli olduğu kabul edilmelidir. Sessizlik konusunda
GRUP SESSİZLİKLERİNİN YORUMLANMASI uzman olmak önemli bir yetenektir. İyi bir grup lideri,
grup atmosferini, grup sessizliğinin kalitesini ayarlaya-
Gestalt terapistleri için özel bir ilgi alanı olan grup rak çeşitlendirebilmelidir. Hareketin kısa süreli yoklu-
sürecini kavramsallaştırmanın en basit yolu “güç alan- ğunda, lider, grup üyelerinin nasıl hissettiğini kontrol
larının analizini” yapmaktır. Bu, ilk olarak Lewin ve edebilmelidir. Grup lideri, sessizlikle ilgili olarak, için-
arkadaşları tarafından açıklanmıştır (aktaran, Harris de bulundukları duruma göre karar vermelidir. Eğer
1996). sessizlik tutukluk ifade ediyorsa, grubun bu durumdan
kendi kendine kurtulması gerektiği fikrinden hareketle
Kuramını fizik ve matematik terimleriyle açıklayan
müdahale etmekten kaçınmalıdır. Grup içinde sessiz-
Lewin, insan davranışlarının belli bir sürekliliğin par-
lik bilincini arttırabilmek için gruba tamamiyle sessiz
çası olduğunu öne sürmüştür. Buna göre normdan bi-
kalabilecekleri bir ortam hazırlanıp, sessizliği yaşama-
reysel sapmalar, “ben”’ in algıları ile çevre arasındaki
ları sağlanabilir. Daha sonrada grup üyelerine sessiz-
gerilimin bir işlevidir. İnsan davranışlarını tam anlamıy-
lik sırasında ne yaptıkları, neler hissettikleri sorulabilir.
la kavramak ve önceden tahmin edebilmek için, kişinin
Son olarak liderin, grup içinde sessizliğe karşı iyi tutum
yaşantı ve etkinliklerinin gerçekleştiği psikolojik alan ya
sergilemeyen bireylere karşı anlayışla yaklaşması ge-
da “yaşam alanının” incelenmesi gerekmektedir.Yaşam
rekmektedir. Bireysel bilincin ve grup sürecinin düzeyi
alanı içerisindeki olayların bütünü, kişinin herhangi bir
yüksek olmayan gruplarda sessizlik bir problem olarak
zamandaki davranışlarını belirlemektedir. Lewin, gru-
algılanmaktadır.
bun kendisini oluşturan bireylerin davranışlarını değiş-
tirdiğini öne sürerek grup dinamiği üzerinde çalışmalar Gruplarda sessizliği yeniden değerlendirilmesi:
yapmıştır Çeşitli güç alanları olduğu düşünülürse, bu
alanlar hem bireylerin hem de bir bütün olarak grubun Gergin ve heyecanlı olan gruplardan ziyade rahat
davranışlarını belirlemektedir. Bu tür alanların bir yönü ve eğlenceli olan gruplarda sessizlikler çok çeşitlidir.
ve kuvveti vardır. Alanlar bazen birbirlerini desteklerler “Sessizlikten nefret ediyorum” diyen insanlar hiçbir za-
bazen de karşı karşıya gelirler. Birşeyin olması istenebi- man sessizliğin gerçek içeriğinin tecrübe etmemişlerdir.
lir. Ancak itici ve durdurucu uyarıcılar bir araya gelirse Örneğin, grup üyelerinin nispeten kendileriyle ve baş-
alanların kuvvetleri eşitlenir ve kişi hiçbir şey yapamaz kalarıyla huzurlu hissettikleri sessizlikler vardır. Bu, “şu

Türkiye’de Psikiyatri / Cilt 7 - Sayý 3 - 2005


A.Şebnem Soysal, Şahin Bodur, Gökben Hızlı 121

anda söylemem gereken ya da söyleyecek bir şeyim hızla geçmek anlamına gelebilir. Buna alternatif olarak
yok” sessizliğidir. Bir sonraki şeyin olmasının beklendiği boşluğun bir başka türü kendini gösterebilir.Grup üye-
sessizlikler ise “verimli boşluğun” bir türüdür. Meditas- leri sıkılmış, çekingen ve gruba, orada olab ileceklere
yon ve dua sessizlikleri vardır; bunlar insanlar arasında karşı ilgisiz görünebilirler. Artık birşeyi başlatmak için
bir maneviyat, bir iletişim oluşmasını sağlar. Bu tür bir gerçekten istekleri yoktur.
sessizliği tecrübe etmek için, grupların birlikte zaman
Çarkın sonunda belki yine iletişim bölünebilir ve
geçirmeleri ve grup yaşantısının doğal gerginliklerinin
üyelerin kendilerini dinleme ve yansıtma sürecine gir-
bir kısmını çözmeleri gerekmektedir. Tüm bunlar “ol-
meleri için acele edilebilir. Aktivitenin herşey olduğu
gun grup” işaretleridir. İletişim daha iyi kurulabilmesi
gruplarda bu durum yaratıcı potensiyelin kaybına ya
için sessizliklerin nedenlerinin anlaşılması gerekmekte-
da yok olmasına neden olmaktadır.
dir. Ancak bu şekilde gruplar güçlü ve sağlıklı organiz-
malar haline gelebilirler. Sessizlikler ancak iyi analiz edildiklerinde iyi kar-
şılanırlar. Önemli olan Shakespeare’ in dediği gibi:
Sessizliğin, grup sürecinin önemli bir parçası olarak
“Bir şeyin nasıl söylendiği genellikle ne söylendiğidir.”
ele alınması:
Sessizlikler önemsenmelidir. Sessilik ile ne anlatılmak
Philippson ve Harris (1992), bir Gestalt modeli olan istendiği üzerinde önemle durulmalıdır.
“iletişimi geri çekme” çarkından söz etmektedirler. Bu
modele göre, terapi grupları gibi küçük gruplar bir dizi
aşamadan geçmektedirler. Bunlar, bir grubun istediği SÖZLERİN ÖTESİNDE
ya da ihtiyaç duyduğu zaman şekillenen ön iletişim sü-
recini (grup üyeleri arasındaki hareketi) ve son iletişim “Söyleyemediklerimizi ancak sessizlik ile geçiştire-
sürecini (tatmin ve tamamlama) içermektedir. Bu mo- biliriz.”
del grup sessizliklerinin farklı türlerdeki fonksiyonlarını Wittgenstein, bu sözü ile sessizliği insan hayatının
tanımlamak içinde kullanılabilir. en önemli parçalarından birisi olarak görmektedir
Grup çarkı, nisbi bir geri çekme yada dinleme du- (aktaran Harris 1996). Duygular ve fantaziler sadece
rumu ile başlar. Burada grup üyelerinin grup dışındaki dolaylı yollarla ile ifade edilebilirler. Kelimeler asla ta-
yaşantıları ile olan iletişimleri azalmıştır. Çark başladı- mamen hisedilenleri ve yaşananları ifade edemezler.
ğı andan itibaren grup üyeleri bir şeylerin başlaması- Çoğu insan hissettiklerini direk olarak kelimelere dö-
nı beklemektedirler. Grup bir hat belirlemiştir ve grup kememektedir. Vücut dili sözsüz iletişimde birincil araç
üyeleri de bu hattan geçmek üzere hazırlanmaktadır- olarak tercih edilmektedir. İletişim konusunda çalışma-
lar. Sağlıklı, iyi, çalışkan bir grupta bu an olasılıklara, lar yapan Buber (1937), “Ben ve Sen” adlı kitabında
potansiyel enerjiye ve heyecana gebedir. Grup üyeleri- bu durumu şu şekilde açıklamaktadır: “Hiçbir düşünce
nin ilgi ve ihtiyaçlarına göre şekillenen bir andır. Bu sı- sistemi, hiçbir önbilgi ve müdahale benimle senin ara-
rada meydana gelen sessizlikler genellikle umut verici sına giremez. Bazen kelimeler bile..” Duygular genel-
sessizliklerdir. likle sözlerle ifade edilemedikleri zaman daha yoğun
olarak yaşanırlar. Bu gibi durumlarda sessizlik konuş-
Sessizliğin ikinci bölümü ise grup iletişim çarkının maktan çok daha anlamlıdır. Bu duruma Pamuk’un
sonunda yer almaktadır. Grup aktif sürecin sonunda (1991) Sessiz Ev kitabından bir örnek verelim: “..Sus-
(terapi çalışmasından sonra) bir çark tamamlanmıştır. tular: Bu sefer anlaşamadıkları için değil, anlaştıkla-
Grup bu noktada geri çekilir. Fakat bu sefer de grup rı şeyin anlaşamayacakları olduğunu anladıkları için
atmosferinde farklı bir his vardır. Grup disiplinli çalış- memnundular sanki. Birlikte karşılıklı iki kişi susarsın
mıştır ve şimdi dinlenme zamanıdır. Gruba bir işi bitir- da bazen karşılıklı konuşmaktan daha anlamlı olur sus-
mekten dolayı yaşanan tatmin ve huzur hissi hakimdir. mak. Torunlar ve benimki işte böyle bir sessizlik. Böyle
Grup üyeleri terapi süreci içerisinde olanları düşün- suskunluklar insana çok şey söyler, çok şey öğretir“.
mektedirler. Kısa süre sonra yeniden başlayacak terapi
süreci için bir hazırlık dönemi olan bu sessizlikte, üyeler Sessizlik, üzerinde daha fazla araştırma yapılması
olanları hem gözden geçirmekte hem de dinlenmekte- gereken bir konudur. Grup içerisindeki sessizliğin ni-
dirler. Grup üyeleri sessizce oturup, grup yaşantısının teliğinin belirlenebilmesi için öncelikle grubun yapısı
belirlediği sessizliğin bir anlamda tadını çıkartmakta- ve dinamikleri hakkında bilgi sahibi olunmalıdır. Grup
dırlar. lideri sessizliğe karşı duyarlı olmaları ve yaratıcılıklarını
bu konuda da kullanmaları gerekmektedir. Sonuç ola-
Grup olduğu gibi davranmadığı sürece her iki uçta rak; sessizlik gruplarda sadece bir ayrıntı olarak değil,
çevre ile olan bağlantı kesilebilir. Çarkın başında bu önemli bir kaynak olarak ele alınmalıdır.
hazır olma, geri çekilme sürecine rağmen çarkın içine

Psychiatry in Türkiye / Volume 7 - Number 3 - 2005


122 Grup İçinde Sessizliğin Gücü

KAYNAKLAR Hess H. (1994).Siderta.(4. baskı).İstanbul: Afa Yayınları.


Pamuk O. (1991).Sessiz ev.(7. baskı).İstanbul: Can Yayınları.
Parlett M. (1991). Reflections on field theory. British Gestalt Journal, 1,2.
Ainsworth MDS. (1989). Attachment Beyond Infancy. American Psychologist.
44 (5) : 709-716. Perls FS, Hefferline RF, Goodman P. (1993).İçimizdeki çocuk. Çev: N. Erkmen,
Çev. (2. baskı).İstanbul: Söz Yayınları.
Attachment Research. Adolescent Psychiatry, 19: 121 - 136.
Perls F. The Gestalt Approach and Eye Witness to Therapy. New York, Science
Asaf Ö. (2000). Seçme Şiirler. (6. Baskı). İstanbul: Adam Yayıncılık.
and Behavior, 1973.
Benjamin A. (1981).The helping interview.(3. baskı).Boston:Houghton Mifflin
Philippson P, Harris JB. (1992). Gestalt: Working in Groups. Manchester Gestalt
Company.
Centre.
Beyatlı YK. (2003). Kendi gök kubbemiz. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
Pirsig R (1991). Lila. Bantam Books.
Buber M (1937). I and Thou. T. Clark
Safi Cemal (1996). Sende Kalmış. Ankara: Minpa Matbaacılık.
Cüceloğlu D. (2000). Yeniden İnsan İnsana. İstanbul: Remzi Kitapevi.
Soysal AŞ. (1999) Erken Doğan Bebeklerle Normal Doğan Bebeklerin Psikomo-
Dodson F. (1994).Çocuk yaşken eğilir.(4. baskı).İstanbul: Özgür Yayın- tor ve Duygusal Gelişimlerinin Karşılaştırılmasına İlişkin Bir Çalışma” Hacette-
ları. pe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi.
Flaubet G. (1983). Madam Bovary. Çev: T. Yücel. İstanbul: Can Yayınları. Whitaker DS (1985). Using Group to help peorle. Tavistock, London.
Freedman JL, Sears DO, Carlsmith JM. (1993). Sosyal Psikoloji. Çev:A. Dön- Wood D (1990). Philosophy at the limit. Unwin Hyman, London.
mez.(2. baskı). Ankara: İmge Yayıncılık
Yalom I. (1975). The theory and practice of group psychotheraphy. Basic
Frew J (1988). The practice of Gestalt Therapy in groups. The Gestalt Journal, Books, New York.
11:1.
Yalom I. (1995).Aşkın celladı.(2. baskı).İstanbul: Remzi Kitapevi.
Güvenç B. (1991).İnsan ve kültür. (5. baskı).İstanbul: Remzi Kitapevi.
Zeanah CH, Boris NW, Larriey JA.(1997). Infant Developmant and Develop-
Harris JB. (1995). Does Gestalt need a theory of group development. Topics mantal Risk: A Review of the Past 10 Years. Journal of Academy for
in Gestalt Therapy.3, 2. Manchester Gestalt Centre. Child Adolescent Psychiatry. 2 (36): 165-178.
Harris JB. (1996).The power of silence in groups.British Gestalt Journal Zeanah CH. (1993). Subjectivity in Parent - Infant Relationships: Contributi-
, 5 , (1), 24-30. ons From Attachment Research. Adolescent Psychiatry, 19: 121 - 136.

Türkiye’de Psikiyatri / Cilt 7 - Sayý 3 - 2005

You might also like