Professional Documents
Culture Documents
Bilgi Sorunları Ve Dil Managua Dersleri 2nd Edition Noam Chomsky Full Chapter Download PDF
Bilgi Sorunları Ve Dil Managua Dersleri 2nd Edition Noam Chomsky Full Chapter Download PDF
https://ebookstep.com/product/dil-ve-zihin-incelemelerinde-yeni-
ufuklar-1st-edition-noam-chomsky/
https://ebookstep.com/product/internacionalismo-ou-extincao-1st-
edition-noam-chomsky/
https://ebookstep.com/product/turk-dunyasinda-ortak-dil-turkce-
bilgi-soleni-2nd-edition-kolektif/
https://ebookstep.com/product/i-segreti-delle-parole-noam-
chomsky-andrea-moro/
Türkçenin Yabanc■ Dil Olarak Ö■retimi Bilgi Teknoloji
Tabanl■ Ö■retim 2nd Edition Kolektif
https://ebookstep.com/product/turkcenin-yabanci-dil-olarak-
ogretimi-bilgi-teknoloji-tabanli-ogretim-2nd-edition-kolektif/
https://ebookstep.com/product/tre-lezioni-sull-uomo-linguaggio-
conoscenza-bene-comune-noam-chomsky/
https://ebookstep.com/product/pozitif-felsefe-dersleri-ve-
pozitif-anlayis-uzerine-konusma-2nd-edition-auguste-comte/
https://ebookstep.com/product/turk-dilinin-ve-edebiyatinin-
yayilma-alanlari-bilgi-soleni-bildirileri-2nd-edition-kolektif/
https://ebookstep.com/product/turk-dil-bilgisi-
toplantilari-1-birlesik-fiil-bildiriler-ve-tartismalar-2nd-
edition-kolektif/
BİLGİ SORUNLARI VE DİL
MANAGUA DERSLERİ
Noam Chomsky
bgst Yayınları
bgst Yayınları-31
Düşünce D izisi- ı ı
Bilgi Sorunları ve D i l : Managua Dersleri
Noam Chomsky
" Language and Problems of Knowledge
The Managua Lectures"
The M iT Press, Cambridge, Massachusetts (1988)
Türkçesi : Veysel Kılıç
MANAGUA DERSLERİ
Noam Chomsky
bgst Yayınları
Noam Choınsky: Çağımızın en önemli muhalif entelektüellerin
den birisi olan Noam Chomsky, ı928'de Amerika'da doğdu. Dilbilim,
matematik ve felsefe eğitimi gördü. ı955'te Pennsylvania Üniversi
tesi'nden doktorasını aldı ve Massachussets Teknoloji Enstitüsü'n
de (MiT) ders vermeye başladı. Halen MiT Dilbilim ve Felsefe bölü
münde Emeritüs Enstitü Profesörüdür. 1955'te hazırladığı doktora te
zinin bulgularından hareketle 1957'de yayımladığı Syntactic Struc
turn�'ın [Sözdizimsel Yapılar], dilbilim alanında bir devrim yarattığı
kabul edilmektedir.
6 (.'evirmenin Ön&özü
9 Ön&ÖZ
12 Tart�manın (.'erçeve&i
196 Tartı�malar
(3)
j uan hizo [arreglar el carrol.
juan made [fix the car].
(Juan neden.oldu [tamir.et araba] .)
"juan had someone fix the car. "
(J uan arabayı tamir ettirdi.)
1 Bilgi Sorunları ve Dil: Managua DeralerI
_
�I _No_a_ m_C_h om 6 ky
_ _� -- -
- -
- �
(2)
a. El hombre esta en la casa.
The man is in the house.
(Adam ko(>aç ilgeç ev)
'The man is at home."
(Adam evde.)
1986 Martının ilk haftasında rektör Cesar j erez'in (S. j.)° ve Galio
Gurdian yönetimindeki araştırma merkezi C I D CA'nın çağrılısı ola
rak Managua'yı ziyaret etme ve Universidad Centroamericana'da
(UCA) bir dizi konuşma yapma olanağı buldum. Bu derslerin sabah
oturumları dil ve bilgi sorunlarına, öğleden sonraki oturumları ise
çağdaş politika sorunlarına ayrı lmıştı. Katıl ımcılar arasında aka
demisyenlerle Nikaragua'dan gelen bir çok dinleyicinin yanı sıra
Kosta Rika üniversitelerinde çalışanlar, ayrıca Nikaragua'da ça
lışan yabancılar ya da bu ülkeyi ziyaret edenler de yer alıyordu.
Benim İ ngilizce sunduğum bildiriler usta çevirmenler Danilo Sala
manca ve tartışma bölümünde de çevirmenlik yapan Maria-Esther
Zamora tarafından dinleyiciler için İ spanyolca 'ya çevrildi. Bunlar
radyodan yayımlandı, (sonradan öğrendiğime göre Amerika Birle
şik Devletleri'nde kısa dalga radyoda da yayımlanmış) ve basıldı,
ayrıca sunum sonrasındaki tartışmalar da yayımlandı. Özlü ve bil
gilendirici tartışmalar yapı lmış olmasına karşın, kayıt aygıtı bun
ları iyi kaydedemediğinden maalesef çoğu burada yer almıyor.
tında Boston'daki South End Press tarafından ayrı bir kitap olarak
yayımlanacaktır. Dilin ilkelerini göz önüne sermek ve tartışmayı
daha i lgi çekici kılmak için, kullanılan örnekler İspanyolca. Bu
rada, İ ngilizce çevirisinin daha kolay anlaşılabi lmesi için bir kaç
açıklama ekledim ve değişiklik yaptım. Tartışmayı notlardan ye
niden yapılandırırken bazı yerlere kasete alınmamış birkaç nok
tayı da ekledim. Bazı durumlarda da tartışmayı daha iyi uyduğu
n u düşündüğüm yerlere taşıdım. Ayrıca, birçok yerde dinleyicile
rin sorularına vermiş olduğum yanıtları bildiri metinlerinin içine
kattığım için bir kısım tartışmayı kitap dışı bıraktım. Buna, iki d i l l i
geniş bir dinleyici kitlesinin katıl ımlarını teybe almakta yaşanan
teknik güçlükler de eklenince, dinleyicilerin katılımları metinden
ayrı parçalarmış gibi kaldı. . Yine de bütün bu güçlüklerin katılım
cıların ve çevirmenlerin çabasıyla hal ledilmesi sayesinde ders ve
tartışmalar oldukça kolay i lerled i . Anlattığım nedenlerden ötürü,
ders ve son derece canlı geçen tartışmalar süresince dile getirilen
özlü soru ve görüşlerin, ancak bir kısmı var bu kitapta.
tışmalardan çok mutlu olduk. Dahası çok yoğun olan bir progra
mın aralarına sıkıştırabildiğimiz ev ziyaretleri ve gezilerden çok
zevk aldık. Ayrıca birçoğunun adını bile bilmediğim ya da anımsa
yamad ığım insanlara da teşekkür etmek istiyorum: Bizi Leon yöre
sinde yoksul köylülerin oluşturdukları tarım kooperatifine buyur
eden Asunci6n birliğinin rahibelerine, halka açık toplantılara ve
tartışmalara katılanlara, ve daha birçok insana. Özell ikle Amerika
Birleşik Devletleri 'nin kurduğu dehşet çemberinden kaçmış, dev
let teröründen uzak, saygın ve umut dolu bir yaşam sürdürebile
cekleri bir yere sürgüne gelmiş kişilerin oluşturduğu muhteşem
topluluğun üyeleriyle tanışmaktan çok mutluluk duyduğumu vur
gulamak istiyorum. Gerçi Yarıkürenin Efendisi, bu yaşamın oluş
turduğu ciddi "düzen" ve "istikrar" tehdidini önlemek için elinden
geleni yapıyor.
Asl ında dil incelemesi, her iki tür araştırmanın merkezini oluştu
rur: Batı düşünce tarihinin önem l i bir bölümünü oluşturan gele
neksel felsefe ve ruhbilim ile, insanın doğasına yönelik bilimsel
çağdaş araştırma. Dilin insan doğasını incelemekte niçin özel bir
BGST [ Dü�ünce Diziöi [ 13
yiyle sergiledi (en azından, ilk "düşünce deneyi"). Sokrat ise Meno
adlı yapıtında, eğitilmemiş köle bir çocuğu bir dizi soruyla yön
lendirerek, çocuğun geometrinin teoremlerini keşfetme sürecin i
sergiler. Bu sorun, şimdiki durumda b i z i de i lgilendiren b i r başka
sorunu ortaya çıkarır: Köle çocuk, kendisine bilgi verilmeden ya
da eğitilmeden geometriye i l işkin gerçekleri nasıl bulabil miştir?
Platon, bu soruna bir çözüm önerdi tabii ki: Bilgi, köle çocuğun zih
ninde/beyninde daha önce var olan biçiminden anımsandı. Sok
rat'ın ona yönelttiği sorular aracılığı ile yeniden uyandırıldı. Yüzyıl
lar sonra Leibniz, Platon'un yanıtının temelde doğru olduğunu söy
ler; ancak bu yanıt "'daha önce de vardı' yanlışından arındırılmalı
dır. " der. Bu öneriyi çağdaş kavramlarla nasıl değerlendirebiliriz?
Çağdaş hali şöyle olabi lir: Bi lgimizin ve kavrayışımızın bir bölümü
doğuştan vardır, biyolojik özelliğimizin bir bölümüdür, genetik ola
rak belirlenmiştir, tıpkı kanatlı olmak yerine, kol ve bacakl ı olma
mıza neden olan ortak özelliğimizin unsurları gibi. Klasik öğretinin
bu yorumu bence temelde doğrudur. "Doğanın özgün elinden türe
miş" ve "türlere özgü olan" bilgiden söz eden Hume gibi, önde ge
len deneye( düşünürlerin kavramlarına tümüyle aykırı olmamasına
karşın bu yorum, son bir kaç yüzyı ldır Batı düşüncesine egemen ol
muş deneyci ekolün varsayımlarından oldukça uzaktır.
Sıradaki üçüncü soru iki bölümde ele alınabil ir: algılama sorunu
ve üretim sorunu. Algılama sorunu, duyduğumuzu nasıl anlamlan
dırdığımızla ilgilidir (ya da okuduğumuzu; ama hiç kuşkusuz ikin
cil olan bu sorunu bir kenara bırakıyorum) . Çok daha belirsiz olan
• l ng. empiriciöt
16 1 Bilgi Sonınları ve Dil: Managua Der&leri 1 Noam Chomöky
Dördüncü soru görece yeni bir soru, aslında hala ufukta olan bir
soru. İlk üç soru dilbilim ile ruhbi limin inceleme alanına girer.
Ben, bu iki disiplin arasında bir ayrım yapmamayı yeğlerim. Dil
bilimi (daha doğrusu, burada ilgilendiğim dilbilim alanlarını), ilk
üç soruda özetlenen ruhbi lim konularının bir parçası olarak görü
rüm. Şunu da vurgulamak isterim, aynı başlık altına felsefenin de
büyük bir bölümünü yerleştirmek isterim, bunu gelenekseli izle
yerek yaparım, çağdaş uygulamayı deği l . Dilbil imci, birinci, ikinci
ve üçüncü sorulara olası yanıt aradığı ölçüde, beyin konusunda
araştırma yapan bilim insanı da, dilbilimin soyut kuramında açığa
çıkan özell ikleri sergi leyen fiziksel düzenekleri keşfetmeye başla
yabilir. Bu sorulara yanıt verilememesi durumunda, beyin konu
sunda araştırma yapan bilim insanları ne aradıklarını bilmezler;
onların araştırmaları, bu noktaya i lişkin olarak kördür.
ıs 1 Bilgi Sorunları ve Dil: Managua Deralerl 1 Noam Chomöl.:y
Bu, fiziksel bilimlerde bilinen bir öyküdür. 19.yy kimya bilimi, kim
yasal öğelerin öze l l i klerine i l işkindi ve bileşikler için modeller
sundu (örneğin, benzen halkası); değerlik' , molekül ve element
lerin periyodik tablosu gibi kavramlar geliştirdi. Bu gel işmelerin
tümü oldukça soyut bir düzeyde sürdü. Bunların, daha temel fizik
sel düzeneklerle nasıl bir bağlantısının olduğu bilinmiyordu. As
l ında bu kavramların "fiziksel gerçekliği"nin olup olmadığı ya da
sadece deneyimi düzenlemeye yarayacak rivayetler olup olmadık
ları çok tartışıldı. Soyut araştırmalar, fizikçilerin önüne bir takım
yeni sorunlar koydu: bu tür özellikler sergil eyen fiziksel düzenek
leri keşfetmek gibi. 20.yy fiziğinde katedilen inanılmaz adımlar
la, bu tür sorunlara çok yetkin ve i lgi çekici çözümler üretilmiş
tir, öyle ki kimileri bu çözümleri bir tür "en son ve eksiksiz yanıt"a
yaklaşma olarak görüyor olabil irler.
' lng. valence. Bir atom ya da atom kümesinin, hidrojen atomu ya da eşdeğeriyle birle
şebilmesine göre ölçülen kimyasal bağ yapabilme sığası. -y. h . n.
BGST 1 Dü�ünce Dizi6i 1 19
• lng. mentaliöm.
20 1 Bilgi Sorunları ve Dil: Managua Der&leri 1 Noam ChomMcy
dına varı lıp varı lamadığını bir tarafa bırakıyorum, bu son zaman
lara değin çok az yapı ldı, yaklaşık yüzyı llık bir gecikmeyle): Dili
konuşanlar, yeni dilsel biçimleri, duyup anladıkları biçimlerden
"örneksemeyle üretir" ve benzer yöntemlerle anlarlar bu anlayışa
göre. Bu şekilde, karanlıklardaki esrarengiz.. bir şeyden, zihinci
lik endişesinden kurtulmuş oluyoruz, şeytan çıkarır gibi Kartezyen
"makinedeki hayaleti" kovuyoruz. İşte böyle deniyor.
İ ng. analogy.
• l ng. aphaöia.
22 1 Bilgi Soranları ve Dil: Managua Der&leri 1 Noam Chomt.ky
den kazanır ve bunu eğitim veya deneyim ile yapmaz. Juan 'ın ana
d i l i , eğer Japonca olsaydı, İspanyolca yerine Jap onca konuşma
ve anlama yeteneğini yeniden kazanırdı, yine eğitimi ve deneyimi
olmaksızın. İspanyolca anlama ve konuşma yeteneğini yitirdiğin
de, İ spanyolca 'ya i lişkin bilgisini de yitirmiş olsaydı, bu yeteneği
ni yeniden kazanması bir mucize olurdu. juan, bu durumda neden
J aponca deği l de İspanyolca konuşabil iyor? Juan, İ spanyolca 'ya
i lişkin eğitim ve deneyimi olmaksızın, acaba bu yeteneği nasıl ge
l iştirdi? Bu hiçbir çocuğun yapabileceği bir şey deği ldir. Şu kesin:
Anlama ve konuşma yeteneği yitirildiğinde kimi şeyler korunmuş
olmalı. Korunan şey yeteneği olmasa gerek, bu alanda yitime uğ
radığına göre. Korunan şey bilgi sistemidir, zihnin/beynin bili�<1el
bir <1 i<1tem ( Bu bilgiye sahip olmakla, konuşma ve anlama yete
neği ya da birtakım eğil imler, al ışkanl ıklar ve beceriler sistemi bir
olamaz, bu ortada. "Maki nedeki hayaleti" bilgiyi, yetenek, davra
nış ve eği limlere indirgeyerek kovamayız.
Başka bazı konular da bizi aynı sonuca götürür. juan, el libro sözünün,
örneğin masaya değil, kitaba gönderme yaptığını bilir. Bu Juan açısın
dan yeteneğinin iflası değildir. Çünkü el libro, güçsüz ya da kimi be
cerilerden yoksun diye juan için masa kavramına gönderme yapıyor
değildir. Bu juan'ın sahip olduğu belli bir bilgi sisteminin özelliğidir.
İspanyolca konuşmak ve anlamak bu bilgiye sahip olmak demektir.
( ı)
j uan arregla el carro.
"J uan fixes the car."
(J uan arabayı onarır.)
(2)
juan afeita a Pedro.
24 1 Bilgi Sorunları ve Dil: Managua Der&leri 1 Noanı C ho _m_ö ky
_ �
_______
(3)
juan hizo [arreglar el carro].
juan made [fix the cari.
(Juan neden.oldu [tamir.et araba]°.)
"juan had someone fix the car. "
(Juan arabayı tamir ettirdi. )
(4)
juan hizo [afeitar a Pedrol.
j uan made [shave to Pedro].
(Juan neden. oldu [tıraş. et ilgeç Pedro]. )
"Juan h a d someone shave Pedro."
(Juan Pedro'yu tıraş ettirdi. )
• İngilizce'de kullanılan beli rtme sıfatı the sözcüğü, Türkçe'ye yapılan sözcük sözcük çe
virilerde cümlenin anlaşılmasına katkısı ve Türkçe karşılığı olmadığı için kullanı lmamıştır.
-y. h.n.
BGST 1 Dü�ünce Diziöi 1 ıs
(s)
juan hizo [arreglar el carro a Marfal.
juan made [fix the car to Marial.
(J uan neden.oldu [tamir. et araba i lgeç Maria].)
"j uan had Maria fix the car."
(Juan Maria 'ya arabayı tamir ettirdi.)
(6)
j uan hizo [afeitar a Pedro a Marfal.
juan made [shave to Pedro to Marial.
(J uan neden.oldu [tıraş.et ilgeç Pedro ilgeç Maria].)
"juan had Maria shave Pedro."
(J uan Pedro'yu Maria'ya tıraş ettirdi.)
26 1 Bilgi Sorunları ve Dil: Managua Der&leri 1 Noam Chomöky
(7)
juan afeita a se.
juan shaves to himself.
(juan tıraş. et i lgeç kend i.)
(8)
juan se afeita.
juan self-shaves.
(juan kendi-tıraş. eder.")
(ıo)
a. juan hizo [ a feitarse).
j uan made [shave-selfl.
(Juan neden. oldu [tıraş. et-kendi].)
b. juan se hizo [afeitarl.
juan self-made [shavel.
(Juan kendi-neden.oldu [tıraş. et].)
"juan had someone shave him (J uan)."
(Juan kendini tıraş ettirdi.)
(ıı)
juan se hizo [afeitar a los muchachos].
juan self-made [shave to the boys].
(J uan kendi-neden .oldu [tıraş.et ilgeç çocuklar].)
"J uan had the boys shave him (J uan)."
(Juan kendini çocuklara tıraş ettirdi.)
Fig. 233. Polypodium Billardieri Br. (¼ nat. size.) Middle Island, New
Zealand. From specimens in the Cambridge Herbarium.
Fig. 234. Polypodium quercifolium. (Much reduced: M, Mantle-leaves.)
In many species the sporophylls are distinguished from the sterile
fronds by segments with little or no chlorophyllous tissue, as in
Onoclea struthiopteris[714] in which, each year, the plant produces a
funnel-shaped group of sterile leaves followed later in the season by
a cluster of sporophylls; or, as in many other genera, the fertile
leaves are distinguished also by longer petioles and thus serve as
more efficient agents of spore-dissemination. In Ceratopteris the
narrow segments of the taller fertile leaves are in striking contrast to
the broader pinnules of the submerged foliage leaves. Leaf-form is in
many cases obviously the expression of environment; the
xerophilous fern Jamesonia[715] from the treeless paramos of the
Andes[716] is characterised by its minute leaflets with strong revolute
margins and a thick felt of hairs on the lower surface; in others,
xerophilous features take the form of a covering of overlapping
scales (Ceterach), or a development of water-tissue as in the fleshy
leaves of the Himalayan fern Drymoglossum carnosum. In the
Bracken fern Boodle[717] has shown how the fronds may be classed
as shade and sun leaves; the former are spreading and softer, while
the latter are relatively smaller and of harder texture (fig. 236, a and
b). Even in one leaf six feet high, growing through a dense bush of
gorse and bramble, the lower part was found to have the features of
a shade leaf, while the uppermost exposed pinnae were xerophilous.
Fig. 235. Hemitelia capensis R. Brown. Nat. size. a, Pinna of normal frond.
[From a specimen in the British Museum. M.S.]
Fig. 236a. Pteris aquilina.
Part of leaf from greenhouse. (¼ nat. size.) After Boodle.
PTERIS
Fig. 237.
A. Matonia pectinata (petiole).
B. M. pectinata (stem).
C. Gleichenia dicarpa (stem): p, petiole; pp, protophloem; position
of protoxylem indicated by black dots.
D. Matonidium.
E. Trichomanes reniforme: pp, protophloem.
(C, E, after Boodle; D, after Bommer.)
To Prof. Jeffrey[731] we owe the term protostele which he applied to
a type of stele consisting of a central core of xylem surrounded by
phloem, pericycle, and endodermis. While admitting that steles of
this type may sometimes be the result of the modification of less
simple forms, we may confidently regard the protostele as
representing the most primitive form of vascular system. The genus
Lygodium affords an example of a protostelic fern; a solid column of
xylem tracheae and parenchyma is completely encircled by a
cylinder of phloem succeeded by a multi-layered pericycle and an
endodermis of a single layer of cells. In this genus the stele is
characterised by marginal groups of protoxylem; it is exarch. An
almost identical type is represented by species of Gleichenia, but
here the stele is mesarch, the protoxylem being slightly internal (fig.
237, C). Trichomanes scandens (fig. 238) has an exarch protostele
like that of Lygodium; but, as Boodle[732] has suggested, the
protostelic form in this case is probably the result of modification of a
collateral form of stele such as occurs in Trichomanes reniforme (fig.
237, E). A second type of stele has been described in species of
Lindsaya[733] in which the xylem includes a small group of phloem
near the dorsal surface. This Lindsaya type is often passed through
in the development of “seedling” ferns and may be regarded as a
stage in a series leading to another well-marked type, the
solenostele. The solenostele[734], a hollow cylinder of xylem lined
within and without by phloem, pericycle, and endodermis, occurs in
several genera belonging to different families, e.g. Dipteris, species
of Pteris, species of Lindsaya, Polypodium, Jamesonia, Loxsoma,
Gleichenia and other genera. In a smaller number of ferns the stele
consists of what may be called a medullated protostele similar to the
common form of stele in Lepidodendron: this type is found in species
of Schizaea and in Platyzoma (fig. 239). It is important to notice that
in the solenostele and as a rule in the medullated protostele when a
leaf-trace passes out from the rhizome stele the vascular cylinder is
interrupted by the formation of a foliar gap (Platyzoma[735], fig. 239, is
an exception). This fact has been emphasized by Jeffrey[736] who
draws a distinction between the Lycopodiaceous type of stele, which
is not broken by the exit of leaf-traces, and the fern stele in which
foliar gaps are produced: the former he speaks of as the
cladosiphonic type (Lycopsida) and the latter as the phyllosiphonic
(Pteropsida).
Fig. 238. Stele of Trichomanes scandens: px, protoxylem; s, endodermis.
From Tansley, after Boodle.
Fig. 241.
A. Angiopteris evecta. (Considerably reduced.)
B. Marattia fraxinea. Stipule. M.S.
The vascular system[749] of the stem constitutes a highly complex
dictyostelic or polycylic type which may consist of as many as nine
concentric series of strands of xylem surrounded by phloem, with
large sieve-tubes and a pericycle which abuts on the
parenchymatous ground-tissue without any definite endodermal
layer. A peculiarity in the vascular strands is that the first-formed
elements of the phloem lie close to the edge of the xylem, the
metaphloem being therefore centrifugal in its development. The
ground-tissue is devoid of mechanical tissue and is penetrated by
roots, a few of which arise from the outer vascular strands while
others force their way to the surface from the more internal
dictyosteles. Leaf-traces, consisting of several strands, are given off
from the outermost cylinder and a segment of the second dictyostele
moves out to fill the gap formed in the outermost network, while the
gap in the second cylinder receives compensating strands from the
third. A few layers below the surface of the petiole there is a ring of
thick-walled elements (s, fig. 243), and in both petiole and stem
numerous mucilage ducts and tannin-sacs occur in the ground-
tissue. It has been shown by Farmer and Hill[750] that in some of the
vascular strands in an Angiopteris stem a few secondary tracheae
are added to the primary xylem by the activity of the adjacent
parenchyma. The vascular bundles in the petiole form more or less
regular concentric series; they have no endodermis and are
characterised also by the large size of the sieve-tubes (st, fig. 243).