Professional Documents
Culture Documents
Thomas Hobbes 1st Edition A. P. Martinich Full Chapter Download PDF
Thomas Hobbes 1st Edition A. P. Martinich Full Chapter Download PDF
Martinich
Visit to download the full and correct content document:
https://ebookstep.com/product/thomas-hobbes-1st-edition-a-p-martinich/
More products digital (pdf, epub, mobi) instant
download maybe you interests ...
https://ebookstep.com/product/thomas-hobbes-und-die-person-des-
staates-1st-edition-quentin-skinner/
https://ebookstep.com/product/introduction-a-la-psychometrie-2nd-
edition-thomas-p-hogan/
https://ebookstep.com/product/eskatologi-doktrin-tentang-akhir-
zaman-1st-edition-handika-a-p-p-ngala/
https://ebookstep.com/product/os-intelectuais-e-a-sociedade-1st-
edition-thomas-sowell/
30 Great Myths about Chaucer 1st Edition Prendergast
Thomas A Trigg Stephanie
https://ebookstep.com/product/30-great-myths-about-chaucer-1st-
edition-prendergast-thomas-a-trigg-stephanie/
https://ebookstep.com/product/a-crise-sistemica-teses-para-a-
atualizacao-do-marxismo-j-p/
https://ebookstep.com/product/a-crise-sistemica-teses-para-a-
atualizacao-do-marxismo-j-p-2/
https://ebookstep.com/product/comportamiento-organizacional-17th-
edition-stephen-p-robbins-timothy-a-judge/
https://ebookstep.com/product/a-crise-sistemica-teses-para-a-
atualizacao-do-marxismo-8-oitava-estendida-edition-j-p/
BİYOGRAFİ
A.P. Martinich
HOBBES
ÖZGÜN ADI
HOBBES A BIOGRAPHY
ÇEVİREN
AKIN TERZİ
EDİTÖR
LEVENT CİNEMRE
DAN I Ş M A N
DİLEK HÜSEYİNZADEGAN
DÜZELTİ/DİZİN
MELD A BAGDATLI
ISBN 978-605-360-655-0
BASKI VE CİLT
ERTEM BASIM YAYIN DAGITIM SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.
ESKİŞEHİR YOLU 45. KM. BAŞ KENT ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ 22. CAD D E NO: 6
MALIKÖY /ANKARA
(0312) 640 16 23
Sertifika No: 16031
Hobbes
TÜRKiYE $BANKASI
Kültür Yayınları
İÇİNDEKİLER
Önsöz
1 . Bölüm
Malmesbury ve Magdalen Hall, 1 58 8 - 1 60 8 . .. . ... .
......... ........ . .. J
2. Bölüm
Özel Hoca ve Yoldaş, 160 8 - 1 620 . . .. . 23
3 . Bölüm
Katip ve Hümanist, 1 62 1 - 1 629 .. · · · ··· ··· .51
4 . Bölüm
İlk Bilimsel Çalışmalar ve Dinsel Görüşler, 1 6 29-1640 . .. 95
...... ....... . .... ............. . .
5. Bölüm
Hukukun Doğal ve Siyasal Öğeleri, 1 6 40 ............................................. ................... .................... 1 39
6 . Bölüm
Sürgünde Geçen On Yıl, 16 41-16 51 (I) . . ..... . .. ................. ....... ........ 18 5
7. Bölüm
Sürgünde Geçen On Yıl, 1 64 1 - 1 6 51 (il) .. ......... ............ ........... 223
8. Bölüm
Leviathan ve Taahhüt Tartışması, 1 6 51 -1 6 53 . . · · · · ··· 249
9. Bölüm
Tanıtlamalar ve Tartışmalar, 1 6 52- 1 6 59 .... ..... ........................ . ............. .. . 293
10. Bölüm
Kurt Kocayınca, 1660-1669 339
11. Bölüm
Son Yıllar, 1670-1679. 385
homas Hobbes üzerine ciddi bir şekilde çalışmaya kişisel ilgim nede
Tniyle yöneldim. Doktora tezimi tamamladıktan kısa bir süre sonra,
tez j ürimin üyelerinden Isabel Hungerland, Hobbes'un De Corpore'si
nin [Cisimler Üzerine] ilk bölümünü çevirmek isteyip istemeyeceğimi
sordu. Kendisinin, Hobbes'un anlam ve imlem kuramı hakkında yazdığı
incelemeye ek bir kitap yazmak üzere ilkin başka biri düşünülmüştü.
Bu gerçekleşmeyince, Isabel Latince bilgim ve dil felsefesi alanındaki ça
lışmalarım nedeniyle bana geldi. Felsefe tarihi konusundaki bilgim ne
kadar geniş olsa da, Hobbes hakkında çok az şey biliyordum. Gelge
lelim Isabel çeviriyi basacak bir yayınevi bulmuştu ve ben de yardımcı
doçentlerin yayım yapmasına yönelik baskıları öngörebilmiştim, dolayı
sıyla teklifi kabul ettim. Sonunda çevirim ve hakkındaki yorumlayıcı bir
çalışma, Hungerland ile George Vick'in yazdığı uzun bir girişle beraber
( 1 9 8 1 'de) yayımlandı.
Hobbes'un mantık ve dil felsefesi konusundaki çalışmalarını sıkıcı ve
özellikle de özgünlükten, ikna edicilikten uzak bulduğumdan, Hobbes'la
artık işimin bittiğini düşünüyordum. Birkaç yıl sonra, lisansüstü öğren
cilerine Hobbes üzerine bir seminer vermeye kibarca mecbur bırakıldım,
çünkü " Hobbes hakkında bir kitap yayımlamış olduğumdan bu konuda
uzman addediliyordum. " Bu beklenti karşısında büyük bir heyecana ka
pılmamıştım, ama Leviathan'ın büyük bir yapıt olarak görüldüğünü bi
liyordum ve kitabın büyük bir bölümünü hiç okumamıştım. İşin şaşırtıcı
yanı, kitabı zevkle okudum ve seminer de iyi geçti. Böylelikle Hobbes'u
din felsefesi konusundaki derslerime dahil etmeye ve kendisi hakkın
da ek seminerler hazırlamaya karar verdim. Hobbes'un felsefesi üzeri-
viii HOBBES
urtarıcımız, insan suretindeki :anrı, bin beş yüz seksen sekiz yıl önce doğdu .
K Meşhur düşman donanması ispanya limanları nda bekliyordu, çok yakı nda
bizim sularımızda yok olup gidecekti. İlkbahar başlarıydı . Nisan ayının beşinci günü
ne girilmişti. İ şte o gün ben, kurtçuk, Malmesbury'de dünyaya geldim. Bir papaz olan
babam vaftiz etti beni ve onun ismini aldım. ("Vita Carmine Expressa")
Anne
Baba
Hobbes'un Edmund adında bir ağabeyi ile Anne adında bir kız kar
deşi vardı. Hobbes on sekiz yaşındayken ölmüş bir amcanın adını alan
Edmund, diğer amcası Francis gibi, büyüdüğünde eldivenci olmuştu.
Edmund, Malmesbury civarından hiç ayrılmamıştı muhtemelen. Çok iyi
bir eğit im görmemiş olsa da, yaşlılı ğında bile Yunancayı biraz anlayabi
liyordu. Boyu neredeyse bir seksen olan Hobbes kadar uzun sayılmaz
dı. Edmund seksenine yaklaşırken, anlatılanlara bakılırsa baba Thomas
seksen üç, Hobbes da doksan bir yaşında öldüğüne göre, güçlü kuvvetli
bir soydan geliyorlar olsa gerekti; gerçi Hobbes hastalıklı bir çocukluk
geçirmişti.
6 HOBBES
Francis Amca
Malmesbury ve Westport
*
Westport İngilizce'de "Batı Kapısı" anlamına gelir-ç.n .
Malmesbury ve Magdalen Hali 1 588- 1 6 08 7
Wiltshire'a yaptığı pek çok ziyaretten en azından birinde uygun bir yer
aramasını sağlamıştı. Nihayetinde bu müstakbel okul için kaynak bulu
namamıştı, fikir de unutulup gitmişti.
Hobbes ilkgençliğinde epey oyunbaz olsa da zaman zaman melanko
liye kapılıyordu. Gülümsediğinde gözleri yüzünde minik yarıklar hali
ne geliyordu; öfkelendiğinde ise " kestaneler" kadar kocaman kocaman
açılıyordu. Siyah saçları yüzünden kendisine " Karga " lakabı takılmıştı.
Hayatının ilerleyen dönemlerinde Hobbes erkek tipi saç dökülmesinden
muzdarip olmuş, geri kalan beyazlaşmış saçlarını ise yaka hizasına ka
dar uzatmıştı .
8 HOBBES
Robert Latimer
Oxford
*
14. yüzyıl sonlarından 1 8 . yüzyıl başlarına kadar önce İskoçya'yı, 1603'ten sonra
da İngi l tere ve bağlı krallıkları yönetmiş olan hanedan-ç.n.
1 5 72-1637 yılları arasında yaşamış ünlü İngiliz şair, oyun yazarı ve a k tör. Yazdığı
kimi oyunlar Shakespeare'in tiyatrosunda oynandı-ç.n.
IO HOBBES
*
Stuart Hanedanı'ndan önce, 1 485'ten 1 603'e kadar İngiltere'yi ve bağlı krallıkları
yönetmiş olan hanedan-ç.n.
HOBBES
1 . D ünyada çeşitli ulusların farklı dilleri yerine tek bir dil olması daha mı iyi olurdu?
2. Suların taşarak yeniden [bütün dünyayı] kaplaması tümünün donması ndan
,
r ı " Leviathan " diye adlandırır, çünkü Eyüp Kitabı'ndaki [bkz. Sözlük
çe] yaratığın "kibrin evlatlarının kralı " olduğu söylenir. Ayrıca Hobbes,
Leviathan ya da hükümdarın "ebedi Tanrı'nın altında, selametimizi ve
güvenliğimizi borçlu olduğumuz ölümlü bir Tanrı" olduğunu da söyler.
Kralların tanrı olduğu düşüncesi, James'in " Lordlar ve Avam Kamara
larına hitaben Whitehall'daki Parlamento Konuşması "nda çok belirgin
dir: "Krallar haklı olarak tanrı diye adlandırılır, zira dünya üzerinde ilahi
kudret kabilinden bir şey icra ederler. Tanrı'nın özniteliklerini düşünecek
olursanız, bunların bir kralın şahsına ne denli uyduğunu görürsünüz. "
Yalnızca geriye bakarak, Hobbes'un James ile ilgili olarak 1640'lardaki ve
1 650'lerdeki tavrının, 1 600'lerin başındaki tavrıyla aynı olduğunu kesin
surette söyleyemeyiz. Ama Hobbes'un gençken bile siyasi bir asi olduğuna
dair hiçbir kanıt yoktur, dolayısıyla James'e her zaman hayranlık duymuş
olabilir. Her halükarda 1 605'te James'e özel bir sevgi beslememiş de olsa,
nispeten yeni bir kralın, üniversitesini ziyaret ettiği öğrencide uyandırdığı
ilgi ve şaşaa doğal olarak çok büyüktür.
James'in ziyareti için özenli hazırlıklar yapılmıştı. Oxford yetkilile
ri James'i özellikle etkilemek istiyordu, çünkü James hem henüz iki yıl
önce kral olmuş hem de Cambridge'i Oxford'a üstün tutmuştu. Krala
karısı Danimarka kraliçesi Anne ve Prens Henry eşlik etmişti. (Prens
Magdalen Hall'un yanındaki Magdalen College'da kalmıştı. ) Özenli
hazırlıklar yapılmıştı . Tüm pencereler, çerçeveler, tulumbalar ve kapılar
boyanmıştı; sokaklar da temizlenip yeni kaldırım taşlarıyla döşenmişti.
Tüm üniversite mensuplarının mevkilerine uygun olarak cüppe, kep ve
şapka giymesini şart koşan bir buyruk çıkarılmıştı . Ayrıca kralın üni
versitede kalışı sırasında olağan derslere "gayretle " katılmaları tembih
edilmişti. Kral için sahneye konan oyunlara katılamadıkları takdirde,
" k oridor ve merdivenler civarında ya da Christ Church'ün avlusunda
gürültü patırtı koparan " öğrenciler hapse atılacak ya da başka şekillerde
cezalandırılacaktı .
Kral'ın gelişi, üniversite mensupları ile şehrin ileri gelenleri arasında
k i ve Oxford ile Cambridge arasındaki anlamsız rekabete ö r n ek teşkil
eden birkaç hadiseye de vesile olmuştu . Kralın şehir surlarının dışında,
önce üniversite sonra şehir temsilcilerince karşılanması gerekiyordu.
Üniversite yetkilileri " Aristoteles kuyusu "na gelince durmuştu, ama
başmabeyinci onlardan ilerlemelerini istemişti, çünkü bölgede çok fazla
18 HOBBES
Kralın maiyeti kalabalık olsa da çok kalabalık değildi. Son iki dizede
yazar, James'in yıllık en az kırk p o un d lu k gelir getiren bir toprağa sahip
Malmes bury ve Magdalen Hall 1 5 8 8 - 1 6 0 8 r9
olan İngilizlerin şövalye olmasını şart koşan eski bir yasayı yürürlüğe
koymasına gönderme yapıyordu. Şövalyelik krala para ödenmesini ge
rektiriyordu. Enflasyon yüzünden, kırk pound nispeten önemsiz bir pa
raydı; dolayısıyla oldukça mütevazı gelire sahip pek çok kişi şövalyelik
gibi müphem bir unvana illa ki sahip oluyordu. James'in saikleri mad
diyata yönelikti yalnızca . Parlamento'dan aldığı yetersiz kaynağa ilave
edecek para peşindeydi.
Kral yerleşir yerleşmez, ziyaretinin büyük bir kısmı dersler ve mü
nazaralarla geçmişti. James entelektüeldi ve bu akademik tartışmaları
seviyordu. Sık sık araya girip kendi fikirlerini dile getiriyor ve konu
hakkında kendi " determinasyon" unu sunuyordu. Bazen de hemfikir
olmadığını ya da sıkıldığını belirtmek için " Hadi oradan" diye mırılda
nıyordu. 1 4 James'in ziyareti sırasında tartışılan konu başlıkları arasında
şunlar vardı: Azizler ve melekler insanların gizli düşüncelerini biliyorlar
mı ? Bebekler sütannelerinin sütlerini emerken aynı zamanda alışkan
lıklarını da emer mi ? Bir kilise papazının veba salgını sırasında olağan
vazifelerini yerine getirmesi gerekir mi ? Hayal dünyası gerçek sonuçlar
doğurabilir mi? James tütün içmeye tamamen karşıydı ve tartışmadaki
bir diğer soru da tütün içmenin insan sağlığına yararlı olup olmadığıydı.
( Ne tuhaftır ki tütünü yararlı bulan alim, kralın doktoru Sir William
Paddy idi; kendisi muhtemelen tartışmaya gizli gizli katılmıştı.) Ahlak
felsefesinde iki soru tartışılıyordu. İlki, kişisel sınırları korumanın mı
yoksa genişletmenin mi daha iyi olacağıydı . Diğeri ise Hobbes'un ente
lektüel açıdan en çok önem taşıyan yıllarında önemli bir yer tutacaktı:
Adalet ve adaletsizlik yalnızca yasalarda mı vardır, yoksa doğada da
bulunur mu ?
O dönemde muhtemelen Magdalen Hall'un müdürü olan James
Hussey, şu soruyu olumsuz yönden savunan altı öğretmenden biriydi:
Bir yargıç şahsen masum olduğunu bildiği bir kişinin suçlu bulunmasına
yol açacak olağan yasal prosedürleri izlemeli midir ? Neticede kral bu
meseleyi kendi açısından karara bağlamıştı:
How numerous are the high He mea e nei la kaikoo nui o kai,
surfs today below! Ke auau nei ka moana,
The ocean is bathing in foam. He kai paha no Kahinalii,
Is it the sea of Kahinalii? 37 Ua ku ke a, ka halelo,
For the rocks are exposed and Ke ahua pohaku i Wailua nei la,
the sand is in hollows, O ua one maikai nei,
And the rocks are in heaps in Ua malualua, ua kahawai,
Wailua. I ka pohaku o Kauai,
The sands that once were level O Kauai nui moku lehua,
Are cut up and are in gulches; Aina make kau aloha ole,
Cut up by the rocks of Kauai, Pili makamaka ole ia Kawelo nei
Great Kauai, isle of lehua; 38 la.
Land of death and lacking in
love,
Whose people are not the
friends of Kawelo.
At the close of this chant, A pau keia paha ana, paha hou
Kawelo paused awhile and then aku la no o Kawelo:
continued:
All the people who were not O ka poe a pau i makau ole ia
afraid of Kawelo that held their Kawelo, pau loa lakou i ka make
ground were killed by the use of i ka laau palau a Kawelo, ia
his war club Kuikaa. As one side Kuikaa. A make kekahi aoao ia
was killed by Kawelo, the canoe Kawelo, hio ae la na waa, ia hio
leaned over on that side; Kawelo ana, e hahau hou iho ana o
then swung his club along the Kawelo i kana laau palau i
other side killing all the men kekahi aoao, pau loa i ka make.
there. In this slaughter, the two Ma keia make ana, ua make na
officers who were stationed at pukaua elua e noho ana i
Wailua were also slain. Kawelo Wailua. Ia wa, hoouna o Kawelo
then sent Kamalama and his ia Kamalama, ke kaikaina, na
adopted sons, Kaeleha, keiki, o Kaeleha, Kalaumeki, o
Kalaumeki and Kauluiki and his Kauluiki ma.
companions, after the fleeing
enemy.
When Kauluiki and the others A lohe o Kauluiki ma, pane aku
heard this, they said: “How much la lakou: “Ka! E aho no ka hoi ka
better our conditions would have noho ana me Kakuhihewa, he ai
been had we stayed with i kalo moa, he ole loa ka hoi ka
Kakuhihewa; we would surely holo ana mai nei me Kawelo. Ua
have eaten of the cooked taro, pau ka aina i na koa, o ke aha la
while in following Kawelo we get ka kakou?” Nolaila, manao iho la
nothing, for the lands will be lakou e hoi i Oahu nei.
given to the brave soldiers only,
and what will we get?” They then
thought of returning to Oahu.
kaihupepenuiamouo kaihupepenuiamouo a
and muno. me muno.
Why not take my sister as your Aia hoi ha kau wahine o kuu
wife, kaikuahine,
The ward of Malaiakalani, O ka hanai a Malaiakalani,
Take her as your wife? O kau wahine ia, e—a?
Why don’t you throw your spear E o la hoi e hou mai ua ihe au,
at me then? A kai ae i ka pola o ka malo,
When I shall let it pass at the A ku aku i ka lepo nui,
end of my loin cloth, Hoi aku a lohe o Aikanaka,
Where it will glance to the great Kahi i noho ai ia Kauai nei,
earth. He mai nui nou ka hilahila.
Then when it is reported to
Aikanaka,
Under whom you are living in
Kauai,
Shame, like sickness, will
overcome you. 45
When the man heard this, he A lohe ua wahi kanaka nei, hou
threw his spear at Kawelo. When mai la ia i kana ihe, a ike o
Kawelo saw the spear coming, Kawelo, hoaka ae la ia i ka ihe i
he struck it with his hand making ka pola o ka malo, a ku aku la ka
it touch the end of his loin cloth, ihe i ka lepo, aole ia Kawelo,
then it glanced to the earth, [49]hilahila iho la, a holo aku la.
missing Kawelo. This so shamed Ma keia holo ana o Walaheeikio,
the man that he immediately mai ke alo aku o Kawelo, hahau
[48]turned and started to run aku la o Kawelo i kana laau ia
away. At this attempt on the part Kuikaa, a make iho la o
of Walaheeikio to escape, Walaheeikio.
Kawelo struck him with his war
club, Kuikaa, killing him instantly.
CHAPTER V. MOKUNA V.
Relating to No Kahakaloa.—Kona
Kahakaloa.—His Death Make ana ma o Kawelo
by Kawelo. Ala.