Shirley Jackson - Tepedeki Ev

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 230

"Tepedek:i Ev'e adlm atmak,

bir delinin zihnine adlm


atmakgihi... Urkmeye
ba�hyorsunuz."

STEPHEN KING
The Haunting of Hill House

©Shirley Jackson, 1959

Bu kitabm Turk�e yaym haklan, A.M. Heath arac1-


hg1yla Siren Yaymlan'na a ittir. Yaymcmm iizel izni
olmadan kullamlamaz ve �ogalt1lamaz.

Siren Yaymlart - Roman

Sertifika No: 16232

ISBN: 978-605-5903-27-5

Birinci Baskt: Ocak 2011

Yaym Yonetmeni: Sanem Sirer


Yaym Dam�mam: Ero! Aydm
<;:eviren: Dost Kiirpe
Kapak Tasar1m: Nazhm Dumlu
ir; Tasarrm: Adem �enel
Bask1: Yaylactk Matbaas1
Fatih Sanayi Sitesi, No: 12/197-203
Topkap1, istanb ul. Tel: 212 567 So 03

Asmah Mescit Mah. Ensiz Sokak No. 9/312


Beyoglu-iSTANBUL
t (212) 243 45 65 f (212) 251 05 32

www.sirenyayinlari.com
info@sirenyayinlari.com
sireninsesi.blogspot.com
Shirley Jackson

TEPEDEKI EV

<::eviren: Dost Korpe

l
YA)l�LARI

TEPEDEKI EV
I

utlak gerc;eklik ko�;ullan altmda hic;bir canh organizma


M akil saghg1m koruyarak ya�amayi siirdiiremez; kimilerine
gore tarlaku�lanyla c;ekirgeler bile hayal goriir. Akil saghg1 yerin­
de olmayan Tepedeki Ev, tepelerin kar�1smda tek ba�ma yiikse­
liyor ve karanhg1 ic;inde tutuyordu. Seksen senedir boyleydi bu,
bir seksen sene daha durabilirdi. Duvarlan dimdik yiikseliyor­
du, tuglalan diizgiince yan yana dizilmi�ti, do�emeleri saglamd1
ve kap1lan sagduyulu bir �ekilde kapatilm1�ti. Sessizlik, Tepedeki
Ev'in tahtalanyla ta�larmm iistiinde muntazaman uzamyordu ve
orada gezinen her ne ise, tek ba�mayd1.

Dr. John Montague felsefe doktoruydu, as1l ilgi alam olan do­
gaiistii tezahiirlere en yakm �eyin bu oldugunu belli belirsiz his­
settiginden antropoloji okumu�tu. Unvamm kullanmaya ozen
gosteriyordu; ara�tlrmalan bilimsellikten tamamen uzak oldu­
gundan egitiminin kendisine bir saygmhk, hatta akademik bir
ciddiyet kazand1racag1m umuyordu. Tepedeki Ev'i iic; ayhgma ki­
ralamak hem kesesinden hem de gururundan epey gotiirmii�tii.
Yalvarmaya pek ah�km degildi, ama halk arasmda 'perili' olarak
bilinen evdeki psi�ik hareketlerin etkilerine ve sebeplerine ili�kin
yazacag1 kusursuz eserin ardmdan kazanacag1 ba�armm, c;ektigi
s1kmtilan kesinlikle telafi edecegini dii�iiniiyordu. Hayatl boyun­
ca gerc;ekten perili bir ev aram1�t1. Tepedeki Ev'i duyunca ba�lan-

9
g1c;ta §iipheye kaptlmI§, sonra umutlanmI§, ardmdan da biitiin
azmiyle c;abalamI§tl. Tepedeki Ev'i bulmu§tU bir kere, kolay ko­
lay pe§ini b1rakrnaya niyeti yoktu.

Dr. Montague yapacaklanm on dokuzuncu yiizytlda ya§amI§


g6zii kara hayalet avcdanmn y6ntemlerinden ilham alarak tasar­
lam1§tl. Tepedeki Ev'de kalacak ve orada olup bitenleri izleyecek­
ti. Ba§lang1c;ta, Ballechin Konag1'na yerle§ip yaz boyunca siiren bir
parti diizenlemi§ olan ve orada hem §iipheciler hem de inananlara
eglence niyetine kriket oynattmp hayalet seyrettiren o ismini bil­
medigi leydiyi 6rnek almak istemi§ti; ama bugiinlerde §iiphecilere,
inananlara ve iyi kriket oyunculanna rastlamak eskisinden daha
giic;tii. Dr. Montague'niin asistan tutmas1 gerekmi§ti bu yiizden.
Belki de Victoria D6nemi ya§am tarzma 6zgii aylakl1k, psi§ik ara§­
t1rrnalara daha uygun dii§iiyordu veya fenomenleri titizlikle bel­
gelemek zamamn gerc;ekligiyle uyu§muyordu. Her haliikarda, Dr.
Montague asistanlanm bulmakta zorlanmI§tI.

Kendini dikkatli ve titiz biri olarak g6rdiigiinden asistanla­


nm aramakla epey zaman harcamI§tl. Psi§ik derneklerin kay1t­
lanm, sansasyonel gazetelerin eski niishalanm, parapsikologla­
rm raporlanm incelemi§ ve ne denli k1yismdan k6§esinden ya da
§aibeli olduguna bakrnaksmn anormal olaylara §6yle ya da b6y­
le adlan kan§mI§ ki§ilerin bir listesini c;1karm1§tI. Listesinden
once 6liileri elemi§ti. �6hret budalas1, akils1z veya egosu ac;1kc;a
fazla §i§ik gibi g6riinen ki§ilerin isimlerini de silince geriye a§a­
g1 yukan bir diizine isim kalmi§tl. Sonra bu ki§ilerin her biri Dr.
Montague'den kendilerini yazm bir k1sm1m veya tamamm1 eski
ama gayet donammh, s1hhi tesisath, elektrikli, merkezi 1s1tma­
h ve temiz yatakl1, konforlu bir k6§kte gec;irmeye davet eden bir
mektup almI§tl.

Mektuplarda orada kalma amac;lannm seksen senelik tarihi


boyunca ev hakkmda c;1km1§ naho§ s6ylentileri ara§tlrmak oldu-

10
gu belirtiliyordu. Dr. Montague, mektuplannda evin perili oldu­
gunu ac;1kc;a soylernerni�ti, c;iinkii o bir bilirn insamyd1 ve Tepe­
deki Ev'de psi�ik bir tezahiirii bizzat deneyirnleyene degin �an­
s1m fazla zorlarnayacakti. Bu yiizden yazd1klannda, ozel ola­
rak sec;ilrni� okuyuculann hayal giic;lerini harekete gec;irecegi­
ni tahrnin ettigi iistii kapah bir ciddiyet havas1 seziliyordu. Dr.
Montague'niin bir diizine rnektubuna dart yamt geldi. Diger se­
kiz aday rnuhternelen yeni adreslerini b1rakrnadan ta�mrn1�, do­
gaiistii olaylara ilgilerini yitirrni� ya da hatta belki hie; var olrna­
rn1�lardi. Dr. M ontague yamt verenlere tekrar yazd1, evin ikarne­
te resrnen haz1r olacag1 tarihi verdi ve yolun aynnbh tarifini ek­
ledi, c;iinkii evin yolu saga sola sorularak bulunarn1yordu, ozel­
likle de civar koyiin ahalisi adresi tarif etrne konusunda isteksiz
davramyordu. Tepedeki Ev'e gitrneden onceki giin Dr. Montague
sec;kin grubuna ev sahibi ailenin bir ferdini de katrna konusun­
da ikna oldu. Adaylarmdan biri vazgec;tigini telgrafla, sudan bir
bahane gostererek bildirrni�ti. Bir ba�kas1ysa, belki de ki�isel bir
sorun yiiziinden ne geldi ne de yazdi. Diger ikisi geldiler.

Eleanor Vance, Tepedeki Ev'e geldiginde otuz iki ya�mdaydi. An­


nesi oldiigiinden beri diinyada gerc;ekten nefret ettigi tek ki�i ab­
las1ydi. Eni�tesinden ve be� ya�mdaki yegeninden de ho�lanrn1-
yordu ve hie; arkada�1 yoktu. Bunun en biiyiik sebebi yatalak an­
nesine on bir sene bakrn1� olrnas1yd1, bu sayede az c;ok hern�ire­
lik ogrenmi� ve yogun giin l�Igma gozlerini kirpl�tlrrnaksmn ba­
karnaz olrnu�tu. Bir yeti�kin olarak hayatmda gerc;ekten rnutlu
oldugu tek bir an bile hatirlayarn1yordu; annesiyle gec;irdigi y:il­
lan kiic;iik suc;luluk hisleri ve ufak azarlar ile dairni bir bezginlik
ve bitrnek bilrnez bir urnutsuzluk c;erc;evesinde sadakatle birik­
tirrni�ti. i c;ine kapamk ve utangac; olrnay:i hie; isternese de, kirn-

11
seleri sevmeden tek ba�ma o kadar uzun siire gec;irrni�ti ki ba�­
ka bir insanla havadan sudan konu�urken bile rnahcup oluyor,
si:iyleyecek si:iz bulrnakta tuhaf bir �ekilde zorlamyordu. i srninin
Dr. Montague'niin listesinde yer alrnasmm sebebi bir giin, Elea­
nor on iki, ablas1 on sekiz ya�mdayken ve babalan i:ileli heniiz bir
ay olrnarn1�ken, durup dururken arnac;s1z ve rnantiks1z bir �ekil­
de evlerine ta� yagrn1� olrnas1ydi. Ta�lar duvarlardan a�ag1 giiriil­
tiiyle yuvarlanrn1�, carnlan indirrni� ve darn1 deli gibi di:ivrnii�­
tii. Arahkh olarak iic; giin boyunca ta� yagrn1�t1 ve bu siire ic;inde
Eleanor'la ablas1 ta�lardan c;ok her giin kapmm i:iniinde toplanan
korn�ularla turistlerden, bir de annelerinin biitiin bunlarm sebe­
binin oraya ta�mrnasmdan beri kendisine sinir olan fesat, iftirac1
sokak sakinleri oldugunu duygusuzca ve isterik bir �ekilde israrla
si:iylernesinden rahats1z olrnu�lardi. Uc; giin sonra Eleanor'la ab­
las1 bir arkada�lanmn evine yerle�ince ta� yagrnuru kesilrni� ve
Eleanor'un, ablasmm ve annesinin tekrar o evde oturrnaya ba�la­
rnalarma ve rnahalleyle aralanndaki dii�rnanhgm siirrnesine rag­
rnen bir daha da gi:iriilrnerni�ti. Bu hikaye, Dr. Montague'niin da­
m�tig1 insanlar haric; herkes tarafmdan unutulrnu�tu; o s1ralar­
da olaydan birbirlerini sorurnlu tutan Eleanor'la ablasmm bile
unuttuklan kesindi.

Eleanor hayatmm tiirn o ki:itii giinleri boyunca, kendini bildi


bileli Tepedeki Ev gibi bir �ey beklerni�ti. Annesine, o huysuz ya�­
h bayana bakarken, onu koltugundan kaldmp yatagma ta�irken
ve siirekli c;orba ve yulaf lapas1 doldurdugu kiic;iik tepsiler hazir­
larken, kirli c;arna�1rlara ah�rn1�ken hep arna hep giiniin birinde
bir �eyler olacag1 inancma tutunrnu�tu. ilk postayla yamt vererek
daveti kabul etrni�ti, oysa eni�tesi birkac; ki�iyi ararnasmda diret­
rni�ti, c;iinkii Doktor'un arnacmm Eleanor'u, ablasmm bekar bir
gene; kadmm bilrnesinin yak1�1k alrnayacagm1 dii�iindiigii rnese­
lelerle yakmdan alakah olan vah�i ayinlere sokrnak olrnad1gma
ernin olrnak istiyordu. Belki de, diye fisildarn1�t1 Eleanor'un abla-

12
s1 kocasma yatak odasmm mahremiyetinde; belki de Dr. Monta­
gue -gerc;ek ad1 buysa tabii- belki de bu Dr. Montague bu kadm­
lan baz1 -§ey- deneyler ic;in kullamyordur. Bilirsin .. . Hani deney
yap1yorlar ya. Eleanor'un ablas1 bu doktorlarm yapt1gm1 i§ittigi
deneylerden uzun uzad1ya bahsetmi§ti. Eleanor'un akhnda bi:iy­
le fikirler yoktu veya vard1ysa bile korkmuyordu. Klsacas1 Elea­
nor, nereye olsa giderdi.

Theodora -soyad1m kullanmazd1, eskizlerini 'Theo' diye imza­


lard1 ve dairesinin kaplSlyla diikkammn camekamnda, rehber­
de, solgun mektup kag1tlarmda ve §i:imine rafmda duran o giizel
fotografmm alt k1smmda sadece Theodora ismi yaz1hyd1 hep­
Eleanor'a hie; mi hie; benzemiyordu. Theodora'ya gore sorumlu­
luk ve vicdan gibi nitelikler izci k1zlara mahsustu, onun diinyas1
hazlar ve yumu§ak renklerden ibaretti. Dr. Montague'niin liste­
sine girmesinin sebebi, giilerek ve c;ic;eksi bir parfiim kokusu sa­
c;arak girdigi bir laboratuvar deneyinde gi:iremedigi ve duyama­
d1g1 bir asistamn kald1rd1g1 yirmi karttan sirayla on sekizini, on
be§ini ve on dokuzunu her nas1lsa dogru bilmesi ve sahip oldu­
gu bu inamlmaz yetenegi eglenceli ve heyecan verici bulmas1y­
di. Theodora'mn ba§ans1 laboratuvar kay1tlarmda adeta gi:iz ka­
ma§tmyordu, dolaylSlyla Dr. Montague'niin dikkatini c;ekmesi
kac;milmazdi. Theodora, Dr. Montague'niin ilk mektubunu il­
ginc; bulmu§ ve s1rf meraktan yamtlaml§tl -belki de gi:iremedi­
gi kartlardaki sembollerin isimlerini ona si:iyleyen giic; uyanm1§,
Tepedeki Ev'e gitmesinde diretmi§ti- fakat yine de daveti red­
detme konusunda kesin kararhyd1. Ancak belki de ic;indeki o k1-
p1r k1pir ve israrh hisse kapilarak Dr. Montague'niin onay mek­
tubu geldiginde tekliften ho§lanm1§ ve ev arkada§1yla nedense,
ki:irlemesine ve yok yere, vah§i bir kavgaya tutu§mU§tU. Birbir­
lerine ancak zamanla silinebilecek si:izler sarf etmi§lerdi. Theo­
dora arkada§mm kendisi ic;in yonttugu ho§, minik heykeli kas-

13
ten ve kalpsizce kirml§tl. Arkada§l da Theodora'mn verdigi bir
dogum giinii hediyesi olan Alfred de Musset kitabm1 zalimce
pan;alam1§, Theodora'nm sevgi dolu ve esprili ithafmm bulun­
dugu sayfayi yirtmaya ozellikle dikkat etmi§ti. Bu eylemlerin
bag1§lanmas1 miimkiin degildi elbette. Ammsad1klarmda gii­
lii§meleri i<;in zaman ge<;mesi gerekecekti. Theodora o gece Dr.
Montague'ye yazarak davetini kabul etmi§ ve sonraki giin soguk
bir sessizlik i<;inde yola <;1km1§tl.

Luke Sanderson yalancmm biriydi, aynca hirs1zhk da yapard1.


Tepedeki Ev'in sahibesi olan teyzesi, yegeninin hayatmda tam­
d1g1 en kiiltiirlii, en iyi giyinen, en zevkli ve en kotii arkada§lara
sahip ki§i oldugunu belirtmekten ho§lamrdi. Kadm onu giivende
olacag1 §artlar altmda birka<; haftahgma uzaklara gonderme fir­
satma diinden raz1yd1. Ailenin avukatmm Dr. Montague'yii evi
niyetleri dogrultusunda kiralamasmm ancak orada kalacag1 siire
i<;inde yanmda k1s1tlayic1 bir aile ferdinin bulunmas1yla miim­
kiin olacagma ikna etmesi saglanmI§tl. Luke'la belki de ilk go­
rii§mesinde Doktor onda bir <;e§it kuvvet ya da kedimsi bir ken­
dini koruma i<;giidiisii algilam1§ ve Luke'un o evde yanmda olma­
sm1 neredeyse Bayan Sanderson kadar istemeye ba§lami§tl. Her
haliikarda Luke durumu eglenceli bulmu§tu; teyzesi minnettar,
Dr. Montague ise gayet memnundu. Bayan Sanderson avukata
evde Luke'un <;alabilecegi bir §ey bulunmad1g1m da soylemi§ti.
Eski giimii§ sofra tak1mmm biraz degerli oldugunu, ama Luke
i<;in neredeyse goze almmayacak bir gii<;liik te§kil ettigini anlat­
ffil§tl: onu <;ahp paraya <;evirmek enerji gerektirirdi. Bayan San­
derson Luke'a haks1zhk etmi§ti ashnda. Luke'un ailenin giimii§
sofra tak1m1m, Dr. Montague'niin saatini ya da Theodora'nm bi­
lezigini <;ahp ka<;mas1 <;ok dii§iik bir ihtimaldi; onun namussuz­
lugu genellikle teyzesinin ciizdanmdan biraz para a§irmaktan ve
ka.g1t oyunlarmda hile yapmaktan ibaretti. Bir de teyzesinin ar-

14
kada§lanmn ona yanaklan k1zararak, safc;a armagan ettikleri sa­
atlerle sigara tabakalanm paraya c;evirirdi. Tepedeki Ev ileride
Luke'un olacakti, ama giiniin birinde orada ya§ayacag1 Luke'un
aklmm ko§esinden bile gec;memi§ti.

"Arabayi almamas1 gerektigini dii§iiniiyorum, o kadar," dedi


Eleanor'un eni§tesi israrla.

"Arabanm yans1 benim," dedi Eleanor. " Parasmm odenmesi­


ne katk1da bulundum."

"Onu almamas1 gerektigini dii§iiniiyorum, o kadar," dedi


eni§tesi. Kansma yalvanyordu. "Biitiin yaz arabayi onun kullan­
mas1 ve bizim arabas1z kalmam1z haks1zhk."

"Carrie arabayi siirekli kullamyor, bense garajdan bile c;1kar­


m1yorum," dedi Eleanor. "Hem siz biitiin yaz dagda olacaksm1z,
arabayi oralarda kullanamazs1mz. Carrie, dagda araba kullana­
mayacagmlZl biliyorsun."

"Arna ya zavalh minik Linnie hasta filan olursa? Ya onu dok­


tora gotiirmek ic;in araba gerekirse?"

"Arabamn yans1 benim," dedi Eleanor. "Alacag1m ."

''Ya Carrie hastalamrsa? Ya doktor bulamazsak ve onu hasta­


neye yeti§tirmemiz gerekirse?"

"Onu istiyorum. Alacag1m."

"Sanm1yorum." Carrie ag1r agir ve kararh konu§tu. "Nereye


gittigini bilmiyoruz, degil mi? Bize bu konuda pek bir §ey soyle­
meyi uygun gormedin sonuc;ta? Duruma arabam1 sana odiinc; ve­
recek kadar hakim degilim hence."

"Arabanm yans1 benim."

"Olmaz," dedi Carrie. "Alamazsm."

15
"Evet. " Eleanor'un eni§tesi ba§iyla onayladi. "Ona ihtiyac1-
miz var, Carrie'nin dedigi gibi."
Carrie hafifi;e giiliimsedi. "Arabayi almana izin verirsem
ve ba§ma bir §ey gelirse kendimi asla bag1§lamam, Eleanor. 0
Doktor'a giivenebilecegimizi nereden biliyoruz ki? Sonui;ta sen
sadece geni; bir kadmsm ve araba epey pahah. "

"Arna Carrie, bankadan Homer'i aradzm ve b u adamm iini­


versitede i;ah§an saygm biri oldugunu soyledi . . . "
Carrie giiliimseyerek, "Diizgiin bir insan oldugunu dii$iinme­
mek ii;in bir sebep yok tabii," dedi. "Arna Eleanor nereye gitti­
gini veya arabayi geri istersek kendisine nas1l ula§abilecegimizi
soylememeyi yegliyor. Ba§ma bir §ey gelse belki de bilemeyece­
giz. Eleanor," diye devam etti. Gay fincanma dogru konu§uyordu,
"Eleanor adamm teki davet etti diye diinyanm obiir ucuna ko§a
ko§a gitmeye haz1r olsa bile, yine de arabam1 ahp gotiirmesine
izin vermem ii;in bir sebep goremiyorum."

"Arabamn yans1 benim."

"Ya dagda etrafta kimseler yokken zavalh minik Linnie hasta­


lamrsa? Doktor bulamazsak?"
"Ne olursa olsun, ben annemin onaylayacag1 §ekilde davran­
d1g1ma eminim, Eleanor. Annem bana giivenirdi ve arabam1 ahp
da Tann bilir nereye, boyle ipini koparm1§ gibi gitmeni hayatta
tasvip etmezdi."

"Peki ya oralarda ben hastalamrsam?"


"Eminim annem bana hak verirdi, Eleanor."

" Hem," dedi Eleanor'un eni§tesi birden akhna bir fikir gelin­
ce "arabayi hasars1z geri getirecegi ne malum?"

Her §eyin bir ilki vard1r, dedi Eleanor kendi kendine. Sabahm k6-
riinde taksiden inmi§ti. Titriyordu i;iinkii ablas1yla eni§tesi art1k
hafiften §iiphelenmeye ba§lamt§ olabilirlerdi. Bavulunu taksiden

16
<;abucak <;tkanrken §Ofi:ir On koltugun iistiindeki karton kutuyu
kaldmp dt§an uzatti . Eleanor ona yiiklii bir bah§i§ verdigi Stra­
da ablastyla eni§tesinin pe§ine dii§iip dii§rnediklerini, belki de §U
anda sokaga saptp birbirlerine, "i§te orada, tarn dii§iindiigiirniiz
gibi, hirstz i§te orada," deyip dernediklerini rnerak etti. Arabanm
bulundugu devasa §ehir garajma gitrnek iizere tela§la yiiriiyordu.
Sokagm iki ucuna kaygtyla bakmdtgt strada ufak tefek bir kadma
<;arptt ve kadmm elindeki torbalann i<;indekiler dart bir yana sa­
<;tldi. Bir torbanm kaldmrna dii§iip yirttldtgmt ve i<;inden bir pey­
nirli kek par<;asmm, dornates dilirnlerinin ve bir <;oregin yuvar­
landtgmt goren Eleanor'un cam stktldi. Ufak tefek kadm yiizii­
nii Eleanor'unkine yakla§tlrarak "Tann belam versin, Tann bela­
m versin! " diye haykmyordu §irndi. "Eve gotiiriiyordurn bunlan,
Tann belam versin, Tann belam versin!"

"<;ok iizgiiniirn," dedi Eleanor. Egildi arna dornates ve pey­


nirli kek par<;alanm toplayip yirttk torbaya yerle§tirrnek rniirn­
kiin goziikrniiyordu. Ya§h kadm ka§lanm <;atarak egilrni§, diger
paketleri Eleanor'un uzanrnasma firsat verrneden topluyordu v�
sonunda Eleanor titreyerek, oziir dilercesine giiliirnseyerek dog­
ruldu. "Ger<;ekten <;ok iizgiiniirn, " dedi.

"Tann belam versin," dedi ufak tefek ya§h kadm, arna bu defa
usulca. "Ogle yerneginde iki lokrna bir §eyler yiyeyirn diye eve go­
tiiriiyordurn bunlan. �irndi senin yiiziinden . . . "
"Belki parasmt odeyebilirirn?" Eleanor ciizdamm <;tkarmca
ufak tefek kadm hi<; ktrnildarnadan durup dii§iindii.

"Senden para alarnarn,'' dedi sonunda. "Bunlan satm alrna­


rnt§tlrn, anlarsm ya. Arttklardt bunlar." Dudaklanm ofkeyle §a­
ptrdatti. "Salarnlan gorecektin,'' dedi, "arna onlarz ba§kasz kap­
ti. <;ikolatah keki de. Patates salatasm1 da. Kii<;iik kag1t tabaklar­
daki kii<;iik §ekerlerneleri de. Her §eyi ka<;ird1rn. �irndi de . . . " 0
ve Eleanor kaldmrna sa<;ilrn1§ §eylere baktilar ve ufak tefek ka-

17
dm, ''Yani anlarsm ya, para alarnarn, art1klar ic;in senden para
alarnarn," dedi.

"Peki, oyleyse size bir §eyler satm alabilir rniyirn? <;ok acelern
var arna ac;1k bir yer bulursak. .. "

Ufak tefek ya§h kadm hmz1rca giiliirnsedi. "Neyse, bu ha.Ia


bende," deyip bir pakete s1rns1k1 sanldt. "Taksiyle eve gidi§ iicre­
tirni odeyebilirsin," dedi. "O zarnan ba§ka kirnse bana c;arprnaz
herhalde."

"Seve seve," diyen Eleanor ilgiyle bekleyen taksi §Oforiine


dondii. "Bu bayam evine gotiirebilir rnisiniz?" diye sordu.

"iki dolar yeter," dedi ufak tefek kadm, "bu beyefendinin


bah§i§i haric; tabii. Benim kadar k1sa boylu olunca," diye ac;1kla­
d1 zarafetle, "birilerinin sana c;arptp devirrnesi tehlikesiyle kar§t
kar§Iya kahyorsun. Bu gerc;ekten biiyiik bir tehlike. Yine de senin
gibi hatasm1 telafi etrneye hazir birini bulrnak sahiden ho§. Baz1
insanlar c;arp1p deviriyorlar da doniip arkalanna bile bakrn1yor­
lar." Eleanor'un yard1rn1yla paketleriyle birlikte taksiye bindi ve
Eleanor'un ciizdanmdan c;1kanp verdigi iki buc;uk dolan rninik
eliyle s1rns1k1 kavradt.

"Evet, tathrn," dedi taksi §Oforii, "nereye gidiyoruz?"

Ufak tefek kadm ktkirdadt. "Sen hareket et, soylerirn," dedik­


ten sonra Eleanor' a dondii: " iyi §anslar camrn. Art1k dikkat et de
insanlara c;arprna."

"Giile giile, " dedi Eleanor. "Gerc;ekten c;ok iizgiiniirn ."

"Tarnarn, oyleyse sorun yak," diyen ufak tefek kadm, taksi


kaldmrnm kenanndan aynhrken ona el salladt. "Senin ic;in dua
edecegirn camrn."

Eh, diye dii§iindii Eleanor taksinin arkasmdan bakarken; en


azmdan benirn ic;in dua edecek birisi var. En azmdan bir ki§i.

18
4

Yazm gen;ekten giine§li olan ilk giiniiydii, yilm bu vaktinde Elea­


nor <;ocuklugunun ilk yillanna <lair yiirek s1zlat1c1 §eyler hatirlar­
d1 hep. 0 zamanlar yazlar ona hi<; bitmezmi§ gibi gelirdi. Babas1-
nm oldiigii o soguk, yagmurlu giinden onceki ki§ giinlerini amm­
sayam1yordu bile. Son zamanlarda, h1zla ge<;en bu yillarda, oyle­
ce ge<;ip giden onca yaz giiniine ne oldugunu merak eder olmu§­
tu; nasil da fiitursuzca harcayabilmi§ti o giinleri? Aptalhk ettim,
diyordu kendine her yazm ba§mda; hem de <;ok, ama biiyii diim
g
ve kiymet biliyorum art1k. Aklm1 ba§ma toplad1 mda ashnda hi<;­
bir §eyin ger<;ekten <;ar<;ur edilemeyecegini dii§iiniiyordu, <;ocuk­
lugun bile, ama sonra her sene, bir yaz sabah1 §ehir sokaklannda
yiiriirken 1hk bir riizgar esiveriyordu ve o zaman aklma §U kii<;ii­
ciik, soguk dii§iince dii§iiyordu: Yine <;ar<;ur ettim zamam. Abla­
s1yla ortakla§a ald1g1 kiic;iik arabayi siirdiigii, arabayi ahp gittigi­
ni fark edecekler diye kayg1land1g1, agir agir ilerledigi, yol §erit­
lerini takip edip durmas1 gerektiginde durarak gerektiginde sap­
t1g1 ve sokaga egri vuran giin I§Igma giiliimsedigi bu sabah ise;
gidiyorum, gidiyorum, sonunda bir ad1m att1m, diye gec;iriyor­
du i<;inden.

Daha once ufak arabayi kullanmak ic;in ablasmdan her izin


ah§mda, onu sinirlendirecek en kii<;iik <;izikten veya lekeden bile
sakmr_n ak ic;in c;ok dikkatli davranmI§tI; oysa bugiin, karton ku­
tusu arka koltukta ve bavulu yerde, eldivenleriyle el <;antas1 ve
ince ceketi yanmdaki koltukta dururken araba tamamen onun­
du. Tamamen ona ait, kii<;iik, kapah bir diinya. Cidden gidiyo­
rum, diye dii§iindii.

�ehir di§ma uzanan biiyii k otobana sapmadan once §ehir­


deki son trafik lambasmda durup beklerken el c;antasmdan Dr.
Montague'niin mektubunu c;1kard1. Haritaya bile ihtiyac1m ol­
mayacak, diye dii§iindii; belli ki c;ok tedbirli bir adam. "39·

19
Karayolu'ndan Ashton'a i;1km," deniyordu mektupta. "Ve ardm­
dan sola, 5. Karayolu'na sap1p batlya gidin. Yakla�ak elli kilomet­
re sonra kiii;iik Hillsdale kasabasma varacaks1mz. Hillsdale'de
solda benzin istasyonuyla sagda kilise olan ko;;eye gelince sola
sapm, dar bir k1r yoluna gireceksiniz, bu bozuk yol sizi tepeye
i;1karacak. Bu yolun sonuna kadar gidince -on kilometre son­
ra- kan;amzda Tepedeki Ev'in bahi;e kapilanm goreceksiniz. Yolu
bu kadar ayrmt1h tarif ediyorum i;iinkii Hillsdale'de durup adres
sormamz1 tavsiye etmem. Yore halki yabancilara kaba davramr,
hele Tepedeki Ev hakkmda soru soranlara ai;1ki;a dii;;manhk gos­
terir. Tepedeki Ev'de sizi de aram1zda gorecegime i;ok seviniyo­
rum. 21 Haziran Per;;embe giinii sizinle tam;;mak benim ii;in bii­
yiik zevk olacak-"

J;;1k degi;;mi;;ti ;;imdi, Eleanor otobana sap1p ;;ehirden i;1kti.


Art1k, diye dii;;iindii; kimse beni yakalayamaz, nereye gittigimi
bile bilmiyorlar.

ilk kez arabayla tek ba;;ma uzaklara gidiyordu ve bu harika


yolculugu kilometrelerle saatlere bOlme fikri sai;maydi. Arabas1-
m ;;eritle yol kenarmdaki agai; hattmm arasmda tutmaya ozen
gosterdigi s1rada yolculugunu onu bamba;;ka yollardan gei;irerek
yeni bir yere ula;;t1racak bir anlar gei;idi olarak gordii. Eleanor'un
geri;ek eylemi yolculugun kendisiydi; hedefiyse belirsizdi, hayal
edilemiyordu, belki de yoktu. Yolculugunun her sapagmm tadm1
i;1karmakta kararhydi. Yola, agai;lara, evlere ve kiii;iik, i;irkin ka­
sabalara sevgiyle bak1yor, herhangi bir yerde durup oradan bir
daha asla aynlmama fikriyle oyalamyor, kendiyle dalga gei;iyor­
du. Arabasm1 otobamn kenanna i;ekebilir -geri;i bu yasaktlr, dedi
kendine. Bunu yaparsa ceza yerdi- onu geride b1rakip agai;larm
arasmdan gei;erek otedeki yumu;;ak, misafirperver koye salma
salma gidebilirdi. Bitkin dii;;ene kadar gezebilir, kelebek kovala­
yabilir veya dere boyunca yiiriiyiip gece i;okiince kendisine ban­
nak sunacak fakir bir oduncunun kuliibesine s1gmabilirdi. Dogu

20
Barrington'da, Desrnond'da ya da birle�ik Berk Koyii'nde sonsu­
za dek ya�ayabilirdi. Siirrneye devarn edip arabanm tekerlekleri
a�mana ya da diinyanm sonuna ula�ana degin hi<; durrnadan, oy­
lece gidebilirdi.

Ya da, diye dii�iindii; beni bekleyenlerin oldugu Tepedeki


Ev'e, yani bana barmak, oda, yiyecek i<;ecek ve �ehirdeki i�lerirni
b1rak1p ka<;rnarn kar�1hgmda biraz para verecekleri yere gidebili­
rirn. Dr. Montague'niin nasil biri oldugunu rnerak ediyorurn. Te­
pedeki Ev nasild1r rnerak ediyorurn. Orada ba�ka kirnlerin olaca­
g1m rnerak ediyorurn.

Art1k �ehirden epey uzakla�rn1�h, diinyadaki onca yolun ara­


smdan Dr. Montague'niin onu kendisine ve Tepedeki Ev'e sag sa­
lirn ula�tirrnas1 i<;in se<;tigi biiyiilii yolun, 39. Karayolu'nun sa­
pag1m anyordu; ba�ka hi<;bir yol Eleanor'u bulundugu noktadan
bulunrnak istedigi yere gotiirernezdi. Dr. Montague'niin tarifi­
ni dogrular ve hakhhgm1 teslirn edercesine 39. Karayolu'nu gos­
teren tabelamn altmda bir ba�ka tabelada ASHTON, 195 KiLO­
METRE yaz1yordu.

Eleanor'un art1k yakm arkada�1 olan yol dondii ve siirpriz­


ler e�liginde a�ag1 dogru k1vnld1 - bir keresinde bir inek bir <;i­
tin iizerinden Eleanor'a bakh, bir keresinde de kayits1z bir ko­
pek. Kii<;iik kasabalara dogru indi ve tarlalarla rneyve bah<;ele­
rinin yanmdan ge<;ti. Eleanor bir koyii n ana caddesinde siitun­
lu, bah<;esi duvarh, pencereleri panjurlu ve basarnaklanm bir <;ift
ta� aslanm korudugu biiyiik bir evin oniinden ge<;erken belki ora­
da ya�ayabilecegini, her sabah aslanlann tozunu alabilecegini ve
her gece kafalanna pat pat vurup iyi geceler dileyebilecegini dii­
�iindii. Bu haziran sabahmda zarnan ba�hyor, diye giivence verdi
kendine. Arna tuhafbir �ekilde yeni ve kendine ozgii bir zarnand1
bu - birka<; saniye i<;inde, oniinde iki aslan heykeli duran bir evde
bir orniir ge<;irdirn. Her sabah sundurrnayi siipiirdiirn, aslanlarm

21
tozunu ald1m ve her ak:;; a m kafalarma pat pat vurarak iyi geceler
diledim. Haftada bir kez yiizlerini, yelelerini ve patilerini c;ama­
:;; ir suyu kattlg1m ihk suyla yikad1m ve di:;;lerinin aralanm bezle
sildim. Evin odalan yiiksek tavanh ve ternizdi, pml pml do:;; eme­
leri ve giizelce silinmi:;; pencereleri vardi. Ufak tefek, narin, ya:;; h
bir bayan hizmetlimdi; agir agir yiiriiyerek giimii:;; bir tepsiyle c;ay
servisi yap1yordu bana ve saghkh olayim diye her ak:;; a m bir bar­
dak miirver :;; arab1 getiriyordu. Alq;am yemeklerimi uzun ve ses­
siz yemek salonundaki i:;;il i:;; il masada tek ba:;; 1ma yerken yiiksek
pencerelerin arasmdaki beyaz duvar panelleri mum 1:;; 1gmda par­
hyordu; yemekte bildircm, bahc;eden toplad1g1m turplar ve evya­
p1m1 erik rec;eli oluyordu. Beyaz organzeden bir cibinligin altmda
uyudum ve holdeki gece lambasmm 1:;; 1g1 benim ic;in nobet tuttu.
Kasabamn sokaklannda insanlar bana egilerek selam verdiler,
c;iinkii herkes aslanlanmla epey gurur duyuyordu. Oldiigiimde ...

Art1k kasabayi geride b1rakm1:;; t i; kirli, kapah lokantalarm ve


kmk dokiik tabelalarm oniinden gec;iyordu. Bir zamanlar, c;ok es­
kiden buralarda bir yerlerde kurulan panayirda rnotosiklet yan:;; ­
lan diizenlenmi:;;t i; tabelalarda hala. tek tiik sozciikler sec;iliyor­
du. CESARET diyordu birinde, bir digerindeyse �EYTANi yaz1-
hydi. Eleanor her yerde alametler aramasma giildii; alti iistii ce­
sur, gozii pek siiriiciilerden bahsediliyor, diye dii:;; iindii. Tepede­
ki Ev'e gereginden once varmamak ic;in c;ok h1zh siirdiigii araba­
s1m yava:;;latti .

Bir noktada yol kenarmda dump hayretle ve merakla ba­


kakaldi. Yolda giderken, belki be:;; yiiz metre boyunca gordiigii
s1ra s1ra dizili, pembe-beyaz c;ic;ek ac;m1:;; bak1mh ve muhte:;; e m
zakkumlara hayran kalm1:;; t i. �imdi koruduklan gec;ide gelmi:;; ­
ti, gec;idin ard1 da agac;hkti. Gec;it, bir c;ift devrilmi:;; ta:;; siitun­
dan ibaretti; aralarmdan gec;en yol ho:;; tarlalara uzamyordu. Ele­
anor zakkum agac;larmm dev bir alan olu:;; turdugunu ve alamn
uzak ucundaki zakkurn agac;lan c;izgisinin kiic;iik bir irmak ho-

22
yunca uzand1g1m gorebiliyordu. Zakkum alanmm ic;inde hic;bir
§ey yoktu, ne ev ne de bina; ortasmdan gec;en ve 1rmakta son bu­
lan yol vard1, o kadar. Burada ne vard1 acaba, diye merak etti; bu­
rada eskiden ne vard1 da §imdi yok veya ne olacaktI da asla olma­
d1? Bir ev mi olacakt1, bir bahc;e mi, yoksa bir meyvelik mi? Don­
memecesine kovulmu§ muydular yoksa geri gelecek miydiler?
Zakkumlarm zehirli oldugunu ammsad1. Bir §eyi koruyor olabi­
lir miydiler? Acaba, diye dii§iindii; arabamdan inip devrilmi§ sii­
tunlann arasmdan gec;erek biiyiilii zakkum alanma ayak basar­
sam gelip gec;enlerin gozlerinden zehirle korunan bir masal diya­
rma girdigimi mi fark edecegim? 0 sihirli kap1 direklerinin ara­
smdan gec;ince koruyucu engeli a§tig1m1, biiyii niin bozuldugunu
mu fark edecegim? Ho§ bir bahc;eye ad1m atacag1m; fiskiyeleri,
alc;ak banklan ve giillerle kaph kameriyeleri olacak -belki miicev­
herlerle, yakutlarla ve ziimriitlerle kaph ve bir kral kizmm sanda­
letli minik ayaklanyla yiiriiyebilecegi kadar yumu§ak- bir yol bu­
lacag1m ve beni dosdogru biiyiilii saraya gotiirecek. Alc;ak ta§ ba­
samaklardan c;1k1p nobet tutan ta§ aslanlann yamndan gec;ip bir
avluya girecegim, orada bir fiskiyeden su fi§kmyor ve kralic;e ag­
layarak prensesin donii§iinii bekliyor olacak. Beni goriince nak1-
§InI b1rakip -uzun uykulanndan nihayet uyanan- saray hizmetc;i­
lerine seslenecek, biiyiik bir ziyafet haz1rlamalanm c;iinkii biiyii­
niin bozuldugunu ve saraym yine eski haline dondiigiinii soyleye­
cek. Sonra sonsuza dek mutlu ya§ayacag1z.

Tabii ki hayir, diye dii§iindii arabasm1 tekrar c;ah§tmrken;


saray goriiniir hale gelip biiyii bozulunca tamamz bozulmu§ ola­
cak ve zakkumlann c;evresindeki biitiin bu kirsal bolge as1l hali­
ne doniip solukla§acak. Kasabalar, tabelalar ve inekler bir masa­
la ait ho§, ye§il bir resme donii§ecekler. Sonra tepelerden parlak
ye§il ve giimii§i giysiler ic;inde, at1 iizerinde bir prens inecek. Pe­
§inden yiiz ath okc;u gelecek, flamalar dalgalanacak, atlar §ahla­
nacak, miicevherler I§Ildayacak. . .

23
Giildii ve sihirli zakkumlara doniip giiliimseyerek veda etti.
Ba§ka bir giin, dedi onlara; ba§ka bir giin geri gelip biiyiiniizii bo­
zacag1m.

Yiiz altm1§ kilometre sonra ogle yemegi ic;in durdu. Eskiden


degirmen olmakla 6viinen bir ta§ra lokantasma girdi ve mucize­
vi bir §ekilde giiriil giiriil akan dereye, a§ag1daki islak kayalara
ve hareketli suyun sarho§ edici panltilanna bakan bir balkonda
buldu kendini. Oniindeki masada, kristal bir kabm ic;inde siiz­
me peynir ile pec;eteye sanlm1§ m1sir koc;anlan vardi. Biiyiilerin
c;abucak yap1hp bozuldugu bir zamanda ve diyarda oldugundan
ve Tepedeki Ev'in kendisini sab1rla bekledigini bildiginden yer­
ken acele etmedi. Yemek salonunda kendisinden ba§ka bir aile
daha vard1 sadece; anne, baba ve kiic;iik bir oglanla k1z birbir­
leriyle usulca ve kibarca konu§uyorlardi. Bir ara kiic;iik k1z d6-
niip Eleanor' a ic;ten bir merakla bakt1ktan sonra giiliimsedi. �a­
g1daki derenin l§Iklan tavana ve cilah masalara vurup kiic;iik k1-
zm buklelerinde gezinirken kiic;iik k1zm annesi, "Yild1zh fincam­
m istiyor," dedi.

�a§1ran Eleanor ba§Im kaldmp bakti; kiic;iik k1z sandalyesin­


de a§agiya dogru kaym1§, siitiinii somurtarak reddediyordu. Ba­
bas1 ka§lan m c;atm1§t1, erkek karde§i k1k1rd1yordu ve annesi sa­
kince, "Yild1zh fincamm istiyor," diyordu.

ister tabii, diye dii§iindii Eleanor; ben de isterim, yild1zh bir


fincan isterim elbette.

" Kiic;iik fincamm," diye ai;1kl1yordu anne, kiii;iik kmn degir­


menin giizelim koy siitiinii begenmemesine §a§Irffil§ olan garso­
na 6ziir dilercesine giiliimseyerek. "Dibinde yild1zlar var, kmm
evdeyken siitiinii hep ondan ic;er." Garson ba§1yla onaylad1, ikna
olmamI§tl. Anne, kiic;iik k1za, "Eve gidince siitiinii yild1zh finca­
mndan ic;ersin," dedi. "Arna §imdilik, s1rf c;ok uslu bir kiz oldugun
ic;in, bu bardaktaki siitten biraz ic;er misin?"

24
Sak.in yapma, dedi Eleanor kii<;iik klza; yild1zh fincamnda di­
ret, seni bir kez tuzaga dii§iiriip de herkes gibi olmaya ikna etti­
ler mi yild1zh fincam bir daha asla goremezsin. Sakm yapma. Kii­
<;iik klz Eleanor' a bir bak1§ att1 ve gamzelerini gosterip onu tama­
men anlad1gm1 belirtecek §ekilde gizlice giiliimsedi. Bardaga ba­
k1p 1srarla hayir anlammda kafa sallad1. Cesur k1z, diye dii§iindii
Eleanor; akilh, cesur k1z.

"Onu §Imart1yorsun," dedi baba. "Boyle kaprisler yapmasma


g6z yummamak gerek."

"Bir kereden bir §ey olmaz," dedi anne. Siit bardag1m b1rak­
t1 ve kii<;iik klzm eline hafif<;e dokundu. "Dondurmam ye," dedi.

Giderlerken kii<;iik k1z Eleanor'a el sallayip veda etti ve Elea­


nor aym §ekilde kar§Ihk verdi. Yalmzhgmm keyfini <;Ikanp kah­
vesini i<;erken ne§eli dere a§ag1da §ml §ml aklyordu. <;ok yolum
kalmad1, diye dii§iindii; yandan fazlas1 bitti. Yolculugun sonu,
diye ge<;irdi ve zihninin gerisinde bir yerlerde bir §arkmm son
dizeleri tipkl kii<;iik dere gibi panldayarak kafasmm i<;inde dans
etti. Ancak bir iki s6zciigiinii ammsayabildi. "Sona kalan dona
kahr," diye dii§iindii Eleanor, "sona kalan dona kahr."

Ashton'un hernen di§mdaki o yerden az kalsm hi<; aynlmaya­


cakt1, <;iinkii kar§Isma bir bah<;ede g6rniilii rninik bir k1r evi <;1kt1.
Orada tek ba§Irna ya§ayabilirdirn, diye dii§iindii. Yilankavi bah­
<;e yolunun ardmdaki kii<;iik, mavi on kap1ya ve basamakta ku­
sursuz g6riinen beyaz kediye bakmak i<;in arabayi yava§latrn1§­
t1. Beni orada, onca giiliin ardmda kirnseler bulamazd1 ; hem i§i­
rni saglarna almak i<;in yol kenarma zakkumlar da ekerdim. Se­
rin ak§amlarda ate§ yak1p kendi ocag1mda elma k1zart1rd1rn. Be­
yaz kediler besler, pencerelere beyaz perdeler diker ve bazen d1-
§an <;1k1p tar<;m, <;ay ve iplik almak i<;in bakkala giderdirn. insan­
lar fallarma bakmam i<;in gelirlerdi, aynca iizgiin gen<; klzlar i<;in
a§k iksirleri haz1rlard1m. Bir nar biilbiiliim olurdu . . . Arna kir evi

25
i;ok geride kahm:;;t1 ve Eleanor'un Dr. Montague'niin titizce tarif
ettigi yeni yolu ararna vakti gelrni:;; ti.

Dr. Montague rnektubunda, "Sola, 5. Karayolu'na sap1p ba­


t1ya gidin," derni:;;ti ve Eleanor, sanki adarn i;ok uzaktan daki­
kas1 dakikasma ve etkili bir :;; ekilde onu yonlendiriyorrnu:;; , san­
ki arabasm1 uzaktan kurnandayla siiriiyorrnu:;; gibi denileni yap­
ti. 5. Karayolu'nda bat1ya dogru gidiyordu ve yolculugunun ta­
rnarnlanrnasma az kalrn1:;; ti. Arna onun soyledigine ho:;; verip
Hillsdale'de bir dakika rnola vereyirn, diye dii:;; ii ndii; i;iinkii uzun
yolculugurnun boyle i;abucak bitrnesine dayanarnarn. Hem za­
ten itaatsizlik sayilrnaz ki bu, rnektupta Hillsdale' de durup adres
sorrnarn tavsiye edilrniyordu arna kahve ii;rnek yasaklanrn1yordu.
Belki Tepedeki Ev'in bahsini ai;rnazsarn sorun i;1krnaz. Hern za­
ten, diye gei;irdi belli belirsiz; bu son :;;a ns1rn.

Hillsdale'e ne zarnan girdigini fark etrnedi bile; buras1 kirli


evleri ve egri biigrii sokaklanyla s1k1:;;1k, diizensiz, berbat bir yer­
di. Kiii;iiktii, Eleanor ana caddeye girince sokagm sonunda benzin
istasyonuyla kilisenin bulundugu ko:;;e ba:;;m 1 gordii. Kahve rnola­
s1 verilecek tek bir yer vard1 ve oras1 da sevirnsiz bir lokantayd1;
ama Eleanor rnutlaka Hillsdale'de rnola verrneliydi, bu yiizden
arabasm1 lokantanm oniindeki kmk kaldmrn ta:;; m m kenarma
park edip d1:;;a n i;1kti. Hillsdale'i ba:;; 1yla sessizce selarnlad1ktan
sonra bir dakika dii:;; iiniip do:;; ernedeki bavuluyla arka koltukta­
ki karton kutuyu hesaba katarak arabasm1 kilitledi. Hillsdale'de
fazla kalmarn, diye gei;irdi akhndan. Giin 1:;; 1gmda bile karanhk ve
<;irkin goriinrneyi beceren sokakta saga sola bakm1yordu. Duvar
dibindeki golgede bir kopek huzursuzca uyuyordu, sokagm kar­
:;; 1 tarafmdaki kap1 e:;; iginde duran kadm Eleanor'a bak1yordu ve
s1rtlanm <;ite yaslam1:;; iki oglan dikkatli ve sessizdiler. Tuhaf ko­
peklerden, onu hor goren kadmlardan ve gen<; serserilerden kor­
kan Eleanor, el i;antasiyla araba anahtarma s1ms1k1 asilarak i;a­
bucak lokantaya girdi. ii;eride bir tezgah, tezgahm arkasmda du-

26
ran kii�iik �eneli, yorgun bir luz ve bir u�ta oturmu� yemek yiyen
bir adam gordii. Gri tezgaha ve tath �orek tabagmm iizerine or­
tiilmii� kirli cam kaseye bakmca bir an aklmdan adamm buraya
geldigine gore herhalde �ok a� oldugu ge�ti. Tezgahm ardmdaki
k1za "Kahve" deyince k1z bezgince doniip raflara tepelemesine di­
zilmi� fincanlardan birini indirdi. Bu kahveyi i�mem gerek �iin­
kii i�ecegimi soyledim, dedi Eleanor kendine sert�e; ama bundan
sonra Dr. Montague'niin soziinii dinleyecegim.

Yemek yiyen adamla tezgahm ardmdaki luz arasmda iistii


kapah bir �aka payla�1hyordu; luz, Eleanor'un kahvesini birakm­
ca adama goz atlp hafif�e giiliimsedi ve adam omuz silkince giil­
dii. Eleanor yukan dogru baktI, ama k1z tirnaklanm inceliyordu,
adamsa ekmegiyle tabagm1 siliyordu �imdi. Belki de Eleanor'un
kahvesi zehirliydi, en azmdan oyle goriindiigii kesindi. Eleanor,
Hillsdale koyii nii dibine kadar tamma kararhhg1yla, "Ben �u �6-
reklerden de bir tane alayim liitfen," deyince k1z adama yan goz­
le bak1p bir �orek koydugu tabag1 Eleanor'un oniine b1rakt1 ve
adamla tekrar goz gaze gelince giildii.

" Buras1 epey kii�iik bir kasaba," dedi Eleanor luza. "Adi ne?"

Klz ona oylece baluyordu, belki de daha once kimse Hillsdale'e


epey kii�iik bir kasaba deme kiistahhgmda bulunmam1�tI. Klz bir
anhgma yine onay beklercesine adama baktiktan sonra, " Hillsda­
le," dedi.

"Uzun siiredir mi buradasm1z?" diye sordu Eleanor. Tepe­


deki Ev'den bahsetmeyecegim, diye giivence verdi uzaktaki Dr.
Montague'ye; biraz zaman oldiirmek istiyorum, o kadar.

"H1, hi," dedi k1z.

"Boyle kii�iik bir kasabada ya�amak ho� olmah. Ben �ehir­


den geldim."

"Ya?"

"Burayi seviyor musunuz?"

27
"idare eder," dedi k1z. Onlan dikkatle dinlemekte olan adama
tekrar bakt1. "Yapacak c;ok 1?ey yok burada."

"Kasabanzn biiyiikliig ii ne kadar?"


"Epey kiic;iik. Biraz daha kahve ister misin?" Fincamm taba­
gma c;arparak 1?angirdatan adama s6ylemi1?ti bunu. Eleanor ken­
di kahvesinden iirpererek yudum ahrken adamm daha fazlasm1
nasil isteyebildigini merak etti.

Klz kahve fincamm doldurduktan sonra raflarm arasma ay­


lak aylak geri dondiigiinde Eleanor, "Buraya c;ok ziyaretc;i geliyor
mu?" diye sordu. "Yani turist falan?"

"Neden gelsinler ki?" Klz ona bir anhgma, Eleanor'un belki


de 1?imdiye kadar benzerini gormedigi olc;iide derin bir bo1?lukla
bakt1. "insanlar buraya neden gelsinler ki?" Adama somurtarak
bak1p ekledi: "Sinema bile yok."

"Arna tepeler oyle giizel ki. Bunun gibi iicra kasabalarda ge­
nellikle tepelere evler kurup yerle1?en 1?ehirliler olur. Mahremiyet
ic;in gelirler."

Klz bir an giildii. "Buraya gelmezler."


"Veya eski evleri tadilattan gec;irirler . . . "

"Mahremiyetmi1?," diyen k1z tekrar giildii.

"�a1?1rt1c1 geldi, o kadar," dedi Eleanor adamm kendisine


bakt1g1m hissederek.

"H1 h1," dedi k1z. "Ustiine bir de sinema ac;salard1 bari."

"Hatta dii1?iindiim de," dedi Eleanor dikkatle, "etrafa bakma­


bilirim. Eski evler genellikl"e ucuz olur, malum, hem onlan yeni­
lemek de keyiflidir."

" Buralarda bulamazsm," dedi k1z.

"Yani," dedi Eleanor, "buralarda hie; eski ev yok mu? Geride­


ki tepelerde de mi yok?"

"Yok."

28
Adam ayakland1, cebinden bozuk para c;1kard1 ve ilk kez ko­
nu§tU. "insanlar bu kasabadan giderler," dedi. "Buraya gelmez­
ler."
Kap1 arkasmdan kapanmca kiz donuk gozlerini Eleanor'a ne­
redeyse hmc;la, sanki gevezeligiyle adam1 o kac;irm1§ gibi c;evirdi.
"Dogru soyliiyor," dedi sonunda. "�ansh olanlar gider."

Eleanor, "Sen neden kac;m1yorsun?" diye sorunca k1z omuz


silkti.

"Daha iyi bir halde mi olurum ki?" diye sordu. Eleanor'un


paras1m ilgisizce ahp iistiinii verdi. Sonra yine c;abucak tezgahm
ucundaki ho§ tabaklara goz att1 ve giiliimser gibi oldu. "Buraya
her giin gelir," dedi. Eleanor giiliimsemeye kar§ihk verip konu§­
maya ba§laymca kiz s1rtm1 dondii ve raflardaki fincanlarla ilgi­
lenmeye ba§ladi. Reddedildigini hisseden Eleanor kalkt1 ve ara­
ba anahtanyla el c;antas1m aldi.

"Ho§c;a kal," deyince k1z ona donmeden konu§tu: "iyi §anslar.


Umanm arad1gm evi bulursun."

Benzin istasyonuyla kiliseyi gec;tikten sonra yol gerc;ekten c;ok bo­


zuktu, derin c;ukurlar ve ta§lar vardi. Eleanor'un kiic;iik arabas1
sars1hp s1c;nyor ve bu sevimsiz tepelere dogru daha fazla yol al­
mak istemiyordu. Yolun iki tarafmdaki s1k, ic; karart1c1 agac;lann
altmda giin h1zla sona eriyordu. Online c;1kan tehlikeli ta§a c;arp­
mamak ic;in direksiyonu birden kird1g1 s1rada, bu yolda pek tra­
fik yok sanki, diye dii§iindii alayla; bu on kilometrelik yol araba­
nm canma okuyacak. Ve saatlerdir ilk defa ablas1 aklma gelince
giildii. Arabayi ahp gittigini art1k fark etmi§lerdi herhalde, ama
nereye gittigini bilemezlerdi. Hayretle birbirlerine Eleanor'un
boyle bir §ey yaptlgma inanamad1klanm soyliiyor olmahyddar.

29
Ben de inananuyorurn, diye dii§iindii hala giilerek; her §ey degi§­
ti, yeni bir insamrn, evirnden c;ok uzaktayirn. "Sona kalan dona
kahr. . . ne§eli insan giller . . . " Sonra araba bir ta§a 9arp1p sarsila­
rak geri geri gidince ve altta bir yerden hayra alarnet olrnayan
bir ses gelince Eleanor inledi, arna araba kendini yigitc;e topla­
d1 ve 1srarla tlrrnanrnayi siirdiirdii. Agac; dallan on carna siirtii­
niiyor ve hava giderek karanyordu. Tepedeki Ev b1raktig1 ilk izle­
nirnin etkileyici olrnasm1 istiyor, diye dii§iindii; buras1 hie; giine§
ahyor mu acaba? Sonunda araba, yolu kaplayan dokiilrnii§ yap­
rak obekleriyle kiic;iik dallan son bir c;abayla geride b1rakh ve Te­
pedeki Ev'in bahc;e kap1smm oniindeki ac;1kl1ga girdi.

Neden buradayirn? diye dii§iindii Eleanor birden c;aresizlik­


le. Neden buradayirn? Bahc;e kap1s1 yiiksek, kayg1 verici ve ag1r­
d1; agac;lann arasma uzanan ta§ duvara saglarnca yerle§tirilrni§­
ti. Eleanor arabadan bakarken bile asrna kilidi ve c;ubuklara do­
lanrnI§ zinciri sec;ebiliyordu. Bahc;e kap1smm ardmda ise yolun
iki taraftaki k1rndhs1z, kara agac;larm golgesinde devarn ettikten
sonra kivnld1gmdan ba§ka bir §ey gorernedi.

Kapmm kilitli oldugu barizdi -c;ifte kilit vurulrnu§, zincirlen­


rni§ ve siirgiilenrni§ti. ic;eri girrneyi bu kadar c;ok isteyen kirndi
ki?- dolayis1yla Eleanor arabasmdan inrneye kalki§rnayip korna­
ya bash ve agac;larla bahc;e kap1s1 bu sesle titreyip geriye dogru
hafifc;e k1rnddad1. Bir dakika sonra Eleanor kornaya tekrar ba­
smca bahc;e kap1smm ardmdan bir adarnm yakla§tlg1m gordii;
adarn, asrna kilit gibi kara ve sevirnsizdi. Parrnakhklann arasm­
dan Eleanor' a ka§lanm c;atarak bak1yordu.

"Ne istiyorsun?" Sesi sert, ha§indi.

"ic;eri girrnek istiyorurn, liitfen. Liitfen kap1yi ac;m."

"Kirn demi§?"

"Ne . . . " Eleanor bocalad1. "ic;eri girrnern gerekiyor,'' dedi so­


nunda.

30
"Neden?"

"Beni bekliyorlar." Bekliyorlar nu? diye diii;; iindii birden.


Daha ileri gidemeyecek miyim?

"Kim?"

Adamm otoritesinin tadm1 i;1kard1g1m biliyordu elbette, san­


ki kap1yi ai;arsa sahip oldugunu sand1g1 kiii;iik, gei;ici iistiinlii­
gii yitirecekti . . . Peki ya benim ne iistiinliigiim var? diye diii;; iin­
dii - sonui;ta dz�anda olan benim. Nadiren boyle hissederdi his­
setmesine ama sinirlenmesinin ii;; e yaramayacag1m ve sadece
adamm doniip gitmesine neden olacagm1, kendisinin de kap1-
nm oniinde bo;;u bo;;una bekleyip yakmmakla kalacag1m go r_ ebi­
.
liyordu. Bu kiistahhg1 yiiziinden sonradan azarlansa bile adamm
biiriinecegi masumiyet havalanm tahmin edebiliyordu. Fesat ve
dalgm bir smt1;;, fal ta;n gibi ai;ilm1;; donuk gozler - Eleanor'u ii;e­
ri alacag1m, onu ii;eri almayi planladzgmz, ama nasil emin olabi­
lecegini bilmedigini s1zlanarak soyleyip itiraz edii;; i . Sonui;ta ona
verilmii;; emirler vard1, degil mi? Kendisine soyleneni yapmak zo­
runda degil miydi? Girmemesi gereken birini ii;eri alirsa kendisi­
nin ba;;1 belaya girerdi, degil mi? Eleanor adamm omuz silkece­
gini tahmin edebiliyordu ve onu zihninde canlandmnca giildii ki
belki de yapabilecegi en kotii ;;eydi bu.

Adam onu siizerek bahi;e kap1smdan uzakla;;ti. "Sonra gel­


sen iyi olur,'' dedi ve erdemli, muzaffer bir edayla s1rhm dondii.

"Dinleyin,'' diye seslendi Eleanor arkasmdan, sinirli konu;;­


mamaya i;ah;;arak, "hen Doktor Montague'niin misafirlerinden
biriyim, bu eve gelmemi bekliyor . . . Liitfen beni dinleyin!"
Adam doniip ona smtti. "Seni bekliyor olamazlar, " dedi,
"i;iinkii senden ba;;ka gelen yok."
"Yani evde kimse yok mu?"

"Bildigim kadanyla hayir. Kanm gelmii;; olabilir, belki orta­


hg1 toparhyordur. Demek ki seni bekliyor olamazlar, degil mi?"

31
Eleanor koltuguna yaslamp gozlerini kapadi. Tepedeki Ev,
diye dii§iindii; sana girmek cennete girmek kadar zor.

"Buraya gelerek neye bula$tzgzm biliyorsundur herhalde? �e­


hirde sana soylemi§lerdir belki? Buras1 hakkmda bir $eyler duy­
madm m1?"

"Doktor Montague'niin misafiri olarak buraya davet edildigi­


mi duydum. Kap1yi ai;tigmda ii;eri girecegim."

"A9acag1m, kap1yi ai;acag1m. Seni ii;eride neyin bekledigini


bildigine emin olmak istiyorum, o kadar. Buraya daha once gel­
din mi? Aileden misin?" Adam §imdi parmakhklarm arasmdan
ona bak1yordu ve alayc1 yiizii asma kilitle zincirden sonraki en­
geldi. "Emin olmadan seni ii;eri alamam, degil mi? Adm ne de­
mi§tin?"

Eleanor ii; gei;irdi. "Eleanor Vance."

"Oyleyse aileden degilsin herhalde. Buras1 hakkmda bir §ey­


ler duydun mu hii;?"

i§te firsat, diye dii§iindii Eleanor; bana son bir firsat verili­
yor. Hemen §imdi, bu kapmm oniindeyken arabanu geri dondii­
rebilirim, baSJ.p gidebilirim ve kimse beni sui;layamaz. Herkesin
doniip gitme hakk1 vardir. Ba§ml arabamn penceresinden 91kanp
hiddetle, "Ad1m Eleanor Vance. Beni Tepedeki Ev'de bekliyorlar.
<;; abuk §U kap1yi ai;," dedi.

"Tamam, tamam." Adam anahtan kilide sokup i;evirme i§i­


ni tamamen gereksiz bir gosteri§le yaptl. Asma kilidi ai;ti, zinciri
i;ozdii ve kap1yi ancak arabamn gei;ebilecegi kadar araladi. Elea­
nor arabayi yava§ siirdii, ama adamm 9evik9e yol kenarma s19ra­
d1g1m goriince akhndan bir an gei;en diirtiiyii onun da fark ettigi­
ni dii§iindii. Giildii ve sonra arabayi durdurdu, i;iinkii adam yak­
la§1yordu . . . Emniyetli bir §ekilde, yan taraftan.

"Ho§una gitmeyecek," dedi adam. " Kap1yi ai;t1g1ma pi§man


olacaks m . "

32
"Yoldan c;ekil liitfen," dedi Eleanor. "Beni yeterince oyaladm
zaten."

"Bu kap1yi ac;acak ba�kasm1 bulabilirler miydi samyorsun?


Benle kanm d1�mda kimse burada o kadar uzun siire kalabilir mi
sence? Burada kahp evin bak1m1yla ugra�1yoruz ve her �eyi bildi­
gini sanan senin gibi �ehirlilere bahc;e kap1s1m ac;1yoruz diye ca­
mm1zm istedigini yapamaz m1yiz samyorsun?"

"Liitfen arabamdan uzakla�." Eleanor adamm fark edebilece­


ginden c;ekindigi ic;in ondan korktugunu kendine itiraf etmek is­
temiyordu; adamm yakmhg1, arabanm yan tarafma egilmesi c;ir­
kindi ve boylesi hmc; sergiliyor olmas1 �a�1rt1Clyd1. Eleanor kap1-
Yl ac;tirmayi ba�arm1�t1 da adam evi ve bahc;eyi kendinin mi sam­
yordu acaba? Dr. Montague'niin mektubunda gec;en ismi hat1rla­
yinca "Sen bekc;i Dudley misin?" diye sordu merakla.

"Evet, bekc;i Dudley benim." Adam, Eleanor'u taklit etmi�ti.


" Ba�ka kim olacaktI ki?"

Ailenin dobra ve ya�h u�ag1, diye dii�iindii Eleanor; gurur­


lu, sad1k ve adamakilh sevimsiz. "Evin i�lerini sadece sen ve ka­
rm m1 yap1yorsunuz?"

"Ba�ka kim yapacaktI ki?" Bu ciimle adamm nakaratI, bobiir­


leni§i, sovgiisiiydii.

Eleanor huzursuzca k1mildand1. Adamdan birdenbire uzak­


la§mak korkutucu geliyordu ama bir yandan da arabayi c;ah§tlr­
maya yonelik kiic;iik hamleler yaparak kenara c;ekilmesini sagla­
mak istiyordu. "Eminim sen ve kann bizi c;ok rahat ettireceksi­
niz," dedi. Sesine son sozii soylemi§ gibi bir hava katmI§tI. "Eve
bir an once girmek istiyorum."

Adam sevimsiz bir �ekilde k1s k1s giildii. "Oysa ben," dedi,
"ben karanhk c;oktii mii buralarda takilmam."

Dudley smtarak kendinden memnun bir halde arabadan


uzakla�mca Eleanor adamm gozii oniinde arabayi c;ah�tirmaktan

33
rahats1zhk duyrnasma ragrnen sevindi. Belki de yol boyunca ar­
d1rndan seslenip durur, diye dii�iindii; Cheshire kedisi gibi smta­
rak burada en azmdan karanhk c;okene degin takilacak birilerini
buldugurn ic;in �iikretrnern gerektigini haykmr. Bekc;i Dudley'in
yiiziinii agac;lann arasmda gorrne dii�iincesinin onu hie; rahats1z
etrnedigini gosterrnek ic;in 1shk c;alrnaya ba�lad1 arna yine aym ez­
ginin aklma takild1gm1 fark edince biraz cam s1kild1. "Ne�eli in­
san giiler... " Ba�ka bir �eyler dii�iinrneye c;aba harcarnas1 gerekti­
gini gec;irdi ic;inden sertc;e, s6zlerin geri kalam 1srarla aklma gel­
rnedigine gore herhalde �irndiki dururna hie; uygun olrnad1klann­
dand1. Tepedeki Ev'e girerken bu �ark1yi soyledigi fark edilirse
rnuhternelen iyice rezil olurdu.

Arada s1rada, agac;larm yukansmda, onlarla tepelerin arasm­


da rnuhternelen eve ait olan c;atilar veya belki de bir kule gordii.
Tepedeki Ev'in in�a edildigi donernlerde evler pek tuhafrn1�, diye
dii�iindii; evlere kuleler, taretler, payandalar, tahta kafesler, hat­
ta bazen Gotik kule uc;lan ve gargoyle* heykelleri koyarlarrn1�.
Her �ey siisleniyorrnu�. Belki de Tepedeki Ev'in bir kulesi, gizli
bir odas1 ya da hatta tepelere ac;1lan ve rnuhternelen kac;akc;Ilar ta­
rafmdan kullamlan bir gec;idi vardir . . . Gerc;i bu 1ss1z tepelerde ne­
yin kac;akc;1hgm1 yapabilirler ki? Belki de acayip yak1�1kli bir ka­
c;akc;1yla kar�Ila�mrn ve . . .

Arabayi yolun sonundaki diizliige dogru siirdii, Tepedeki


Ev'le kar�1 kar�1ya kalmca dii�iinrneden frene bast1 ve rnotoru
durdurrnadan 6ylece oturarak bakakald1.

Ev habisti. Eleanor iirperdi. Tepedeki Ev habis ve hastahkl1,


buradan hernen kac; diye gec;irdi ic;inden.

Gotik mimaride rastlanan, bina siisii olarak kullan1lan canavar goriiniimlii yon­
tu. Gargoylelarm geceleri canland1g1 ve binalar1 koruduklanna dair inan1�lar
mevcuttur.

34
II


nsan gi::i z ii, bir evin hatlan ve yerle§iminin ki::i tiiliik izleni-
I mi uyandiracak denli talihsiz, rastlant1sal bi<;imde bir ara­
ya geli§indeki incelikleri se<;emez. Burada biitiin unsurlar deli­
ce birbirine kan§ml§ gibiydi; ki::i tii duran bir a<;1, <;atlyla gi::i kyii­
ziiniin tesadiifi kavu§ma bi<;imi her nasilsa Tepedeki Ev'i umut­
suzluk verici bir yere di::i nii§tiiriiyordu. Tepedeki Ev'in uyamk­
ffil§ gibi gi::i riinmesi onu daha da korkutucu k1hyordu. Bo§ pen­
cerelerinde sanki bir sakmma vard1, pervazm kenarmdaysa ha­
fif bir ne§e. Beklenmedik bir anda veya tuhaf bir a<;1dan bak1-
lmca hemen her ev onu seyredene esprili bir bak1§ yi::i neltebilir;
muzip, kii<;iik bir baca veya gamzeyi andiran bir <;at1 penceresi
bile bakanda arkada§hk hissi uyand1rabilir; oysa kiistah, nefret
dolu ve asla gafil avlanmayacak gibi duran bir ev ancak §eytani
gi::i riiniir. Her nasilsa kendi kendini bi<;imlendirmi§, in§aat<;ila­
nnm elleri altmda birle§ip kendi gii<;lii §ekline biiriinmii§, kendi
<;izgilerini ve a<;ilanm olu§turmu§ gibi duran bu ev, koca kafas1-
m insanogluna taviz vermeden gi::i ge kaldmyordu. 1?efkatsiz bir
evdi ve i<;inde oturulsun diye yapilmam1§t1 kesinlikle; insanla­
ra, sevgiye ya da umuda uygun bir yer degildi. Bir §eytan <;1kar­
ma ayini bile diizenlense <;ehresi degi§meyecekti sanki. Tepede­
ki Ev, yikilana dek oldugu gibi kalacakti.

Bah<;e kap1smdan geri di::i nmeliydim, diye dii§iindii Eleanor.


Kann bo§luguna kadim bir sanc1 saplanmi§tl. <;atmm hatlarma

35
bakarak kotiiliigiin, orada ya§ayan §ey neyse onun yerini sapta­
maya ho§ yere c;ah§tl. Elleri kayg1dan buz kestigi ic;in bir sigara
c;1karmakta zorlandi. ic;indeki me§um ses ona buradan ka<;, ka<;
diye flsildarken korkuyordu.

Arna onca yolu bunun ic;in geldim, dedi kendi kendine; geri
donemem. Hem bahc;e kap1smdan c;1kmaya c;ah§1rsam o adam
bana giller.

Eve bakmamaya c;ah§arak -rengini, stilini veya boyutunu bile


bilmiyordu; tek bildigi devasa ve karanhk oldugu, bir de ona te­
peden bakt1g1yd1- arabayi tekrar c;ah§tird1 ve kac;1§ yok dercesine
dogrudan sundurmaya c;1kip on kap1ya yonelen merdivene dos­
dogru uzanan bahc;e yolunun kalan kism1m katetti. Yol evi her iki
tarafmdan da k1vnlarak sanyordu. Eleanor daha sonra arabay­
la tur atip park edebilecegi bir c;e§it garaj bulurdu herhalde. �im­
diyse kac;1§ imkanlanm tamamen ortadan kaldirmak istemedigi­
ni hissediyordu huzursuzca. Arabayi sonradan gelecek insanla­
rm yollanm kapamayacak §ekilde dondiirerek kenara park etti
-bu evi, oniinde park edilmi§ bir otomobil gibi rahatlatic1 bir go­
riintii olmadan ilk defa gorene acmm, diye dii§iindii ic;i karara­
rak- ve bavuluyla ceketini ahp indi. Eh, diye dii§iindii c;aresizce;
i§te buradayim.

Ayagm1 kaldmp en alt basamaga koymakta zorland1 ve Te­


pedeki Ev'e ilk kez dokunmayi hie; istemeyi§inin evin kendisini
§eytani bir §ekilde ama sabirla bekledigini yogun bic;imde hisset­
mekten kaynakland1gm1 dii§iindii. Nihayet §ark1smm sozlerini
hatirlayarak 'Sevgililer kavu§tu mu yolculuklar sonlamr' diye ge­
c;irdi akhndan ve Tepedeki Ev'in basamaklannda dump giildii.
Sevgililer kavu§tu mu yolculuklar sonlamr, diye dii§iinerek ka­
rarh ad1mlarla sundurmaya c;1k1p kap1ya dogru gitti. Tepedeki Ev
sanki etraflna hiicum ediverdi. Eleanor golgelerle c;evrelenmi§­
ti §imdi ve ah§ap sundurmaya basan ayaklarmm sesleri mutlak

36
sessizligi bu;ak gibi kesmi�ti. Tepedeki Ev'in do�eme taht� rmm
iistiinde <;ok uzun siiredir yiiriiyen olmam1� gibiydi. Elini i;ocuk
yiizii �eklindeki agir demir kap1 tokmagma uzatt1; Tepedek1 Ev
onun varhgmdan haberdar olsun diye daha fazla, i;ok daha fazla
ses <;1karmakta kararhydi. Sonra birden kap1 ai;ild1 ve benzerler
birbirlerini i;ekiyorlarsa eger, o zaman ancak bah<;e kap1smdaki
adamm kans1 olabilecek bir kadmla yiiz yiize geldi.

"Bayan Dudley?" dedi nefesini tutarak. "Ben Eleanor Vance.


Davetliyim."

Kadm sessizce yana <;ekildi. Onliigii temiz, sai;1 taranm1�ti,


ama yine de t1pk1 kocas1 gibi etrafa tarif edilemez bir pislik hava­
s1 yayiyordu. Aynca yiiziindeki �iipheci somurtkanhk adamm fe­
sat huysuzluguyla boy 6l<;ii�ebilecek gibiydi. Hayir, dedi Eleanor
kendi kendine; bunun sebebi k1smen buradaki her �eyin karanhk
durmas1, k1smense adamm kansmm i;irkin goriinecegi beklentisi
ii;inde olmam. Tepedeki Ev'i gormemi� olsam bu insanlara boy­
le haks1zhk eder miydim? Alti iistii buraya goz kulak oluyorlar.

Durduklan hol diger ui;ta yiikselen agir merdivenin dibinde­


ki lo�lugu kaplayan siyah ah�ap e�yalarla ve okkah, oyma mo­
bilyalarla doluydu. Yukanda ev boyunca enlemesine uzanan bir
ba�ka hol daha vardi. Eleanor iist holdeki geni� sahanhg1 ve ar­
dmdaki kapah kapilan sei;ebiliyordu. �imdi iki yamnda iizerle­
rinde meyvelerin, tah1llarm ve <;e�itli canhlarm oymalan bulu­
nan <;ift kanath biiyiik kapilar yer ahyordu. Evde gorebildigi bii­
tiin kapilar kapahydi.

Konu�maya i;ah�mca sesi lo� dinginlikte boguldu ve tekrar

ses i;1karmayi denemek zorunda kaldi. Yerdeki bavuluna i�aret


edince elinin titrek yans1masmm cilah do�emenin derin golgele­
rinin ii;ine iyice batmasm1 seyretti ve sonunda "Beni odama gotii­
rebilir misiniz?" diye sordu. "Anlad1g1m kadanyla buraya ilk ge-

37
len benim. isrniniz . . . isrniniz Bayan Dudley mi demi�tiniz?" Ag­
layacag1rn galiba, diye dii§iindii. H1c;k1ran ve s1zlanan bir c;ocuk
gibi hissediyordu. Burayz sevmedim-
Bayan Dudley doniip merdiveni c;1krnaya ba§laymca Eleanor
bavulunu ahp tela§la onun pe§inden gitti - bu evdeki herhangi
bir canlmm pe§inden giderdi. Hayir, diye dii§iindii; burayi sev­
medirn. Bayan Dudley rnerdivenin tepesine varmca saga dondii
ve Eleanor evin rnirnarlarmm -rnuhternelen evin ne olacagm1 ve
sec;irnlerinin fark yaratrnayacag1m anlad1ktan sonra- s1rad1§1 bir
sagduyu sergileyerek eve stil katmaya c;ah§rnaktan vazgec;tikle­
rini ve bu ikinci kata, yatak odalanmn kapdanna kadar diirndiiz
giden uzun bir hol yaptiklanm gordii. Bir an aklmdan ustalann
evin ikinci ve iic;iincii katlanm yersiz bir tela§la tarnarnlad1kla­
n ve i§lerini iistiinkorii bitirip bir an once buradan c;1krnaya he­
vesli olduklan ic;in odalan olabilecek en sade §ekilde in§a ettik­
leri dii§iincesi gec;ti. Holiin sol ucunda ikinci bir rnerdiven vard1,
rnuhternelen iic;iincii kattaki hizrnetc;i odalanndan ikinci kata ve
alt kattaki servis odalanna iniyordu. Holiin sag ucuna bir ba§ka
oda yapdrn1§t1, uc;ta olrnasmm sebebi belki de giine§ten ve l§Ik­
tan azarni olc;iide faydalanrnasm1 saglarnakti. Siyah ah§ap lamb­
riler ve holiin iki tarafmda bulunan sevirnsiz bir titizlikle s1ralan­
rn1§ bir dizi c;irkin gravii r haric; holiin tekdiizeligini sadece sira
s1ra dizili kapdar bozuyordu.

Bayan Dudley holiin kar§l tarafma gec;ip bir kap1yi belki de


rasgele ac;t1 ve "Mavi oda," dedi.

Merdivenin ba§mdan bakan Eleanor odanm evin on tarafm­


da olacag1m farz etrni§ti. �iikiirler olsun diye dii§iinerek odanm
l§lgma dogru rninnetle ilerledi ve s1rf bir §ey soylernesi gerekti­
gini hissettiginden e§ikte durup "Ne giizel,"dedi. Oda hie; de gii­
zel degildi, katlamlacak gibi bile degildi. Tepedeki Ev'in tarnarn1-
na darngasm1 vuran dikkat c;ekici uyurnsuzluk burada da kendi­
ni gosteriyordu.

38
Bayan Dudley, Eleanor'un girmesi ic;in yana c;ekildi ve gorii­
nii§e gore duvara konu§tu. "Ak§am yemeklerini tam alt1da yemek
salonundaki biifeye b1rakmm," dedi. "Kendiniz ahrs1mz. Sabah­
lan bo§lan toplanm. Kahvaltm1z1 dokuzda hazirlanm. Anla§­
mam boyle. Odalarla istediginiz kadar ilgilenemem, ama bana
yard1mc1 olacak biri de yok sonuc;ta. Ben kimseye hizmet etmem.
Burada c;ah§iyor olmam insanlara hizmet edecegim anlamma
gelmez."

Kap1 e§iginde karars1zca duran Eleanor ba§iyla onayladi.

· "Ak§am yemegini hazirlad1ktan sonra kalmam," diye devam


etti Bayan Dudley. "Hava kararmaya ba§laymca burada durmam.
Karanhk c;okmeden giderim."

"Biliyorum," dedi Eleanor.

"Kasabada ya§1yoruz, on kilometre otede."

"Evet," dedi Eleanor, Hillsdale'i ammsayarak.

''Yani yard1ma ihtiyac; duyar/1z etrafta kimse olmayacak."


"Anhyorum."

"Geceleyin sesinizi bile duyamayiz."

"Acaba . . . "

"Kimse duyamaz. En yakmda oturanlar kasabadakiler. Kim­


se daha fazla yakla§mak istemiyor."

"Biliyorum," dedi Eleanor bezgince.

"Geceleyin," dedi Bayan Dudley birden giiliimseyerek. "Ka­


ranhkta," dedi ve kap1yi ardmdan kapadi.

Eleanor kendini, "Ah, Bayan Dudley, karanhkta yard1mm1za


ihtiyac1m var," diye seslenirken hayal edince az kalsm k1kirdaya­
cakt1, ama sonra iirperdi.

39
2

Bavulunun yanmda tek ba§ma durdu. Ceketi ha.Ia kolunda as1hy­


d1 ve kendini c;ok kotii hissediyordu. Sevgililer kavu§tu mu yol­
culuklar sonlamr, diyordu kendine c;aresizce ve evine gitmek is­
tiyordu. Arkasmda b1raktig1 karanhk merdiven, cilah hol, bii­
yiik on kap1, Bayan Dudley, bahc;e kap1smda smtan Bay Dudley,
asma kilitler, Hillsdale, c;ic;ekli kir evi, handaki aile, zakkum bah­
c;esi ve giri§inde ta§ aslanlar bulunan ev; bunlarm hepsi onu Dr.
Montague'niin §a§maz gozetimi altmda bulunan Tepedeki Ev'in
mavi odasma getirmi§ti. Berbat, diye dii§iindii. Klmildamak iste­
miyordu c;iinkii k1mildamak, kabullenmek ve yerle§mek anlam1-
na gelebilirdi. Buras1 berbat ve kalmak istemiyorum. Arna gide­
cek ba§ka yeri yoktu. Dr. Montague'niin mektubu onu buraya ka­
dar getirmi§ti ve daha ileri gotiiremezdi. Bir dakika sonra ic; gec;i­
rip kafasm1 sallad1 ve ilerleyip bavulunu yataga yerle§tirdi.

i§te Tepedeki Ev'in mavi odasmday1m, dedi sesini belli be­


lirsiz yiikselterek. Burasmm sahiden de mavi oldugu su gotiir­
mezdi. ic;eride sundurmanm c;at1smm iistiinden c;imenlige bakan
iki pencereyi orten kabartmah ve pamuklu mavi perdeler, aynca
yerde mavi desenli bir kilim, yatakta mavi bir c;ar§af ve yatagm
ayakucunda mavi bir yorgan vardi. Duvarlar omuz hizasma degin
kara tahtadand1, daha yukansm1 kaplayan duvar kag1dmdaysa
zarif, minik, mavi c;ic;eklerden olu§an c;elenk resimleri gaze c;ar­
piyordu. Belki de bir zamanlar birisi Tepedeki Ev'in mavi odas1-
nm havas1m zarifbir duvar kag1d1yla ferahlatmaya c;ah§ml§ ama
boyle bir umudun burada bo§a c;1kacagm1 hesaplayamamI§tl. 0
umuttan geriye sadece, c;ok uzaklardan gelen bir aglama sesinin
neredeyse duyulmayan yank1s1 gibi c;ok hafif bir iz kalmI§tl . . . Ele­
anor silkindi ve odanm tamamma bakmak ic;in dondii. Oda ina­
mlmayacak kadar kotii tasarlanm1§tl ve boyutlan tiiyler iirperti­
ci bir §ekilde yanh§tl; bu yiizden duvarlarm bir taraf1 katlamlmaz

40
olc;i.ide uzun, diger taraf1ysa insamn sabnm zorlayacak denli k1sa
gori.ini.iyordu. Uyumami istedikleri yer buras1, diye di.i�i.indi.i Ele­
anor hayretle; bu karanhk ko�elere ne kabuslar gizlenmi�tir kim
bilir. Agz1ma nasil �uursuz bir korkunun nefesi yayilacak acaba ...
Ve yine silkindi. Yapma, dedi kendine; Eleanor, yapma.
Yi.iksek yatagm i.isti.inde bavulunu ac;t1 ve kaskatl olmu� �ehir
ayakkabilanm ayagmdan c;1kanp rahatlaymca bavulu bo�altma­
ya ba�ladi. Aklmm gerisinde tamamen kadms1 bir inane;, kayg1h
bir zihni yat1�tirmamn en iyi yolunun rahat ayakkabilar giymek
oldugu kams1 vardi. Di.in, �ehirde bavulunu haz1rlarken izole bir
ta�ra evinde giymenin uygun olacagm1 varsayd1g1 giysileri sec;­
mi�ti; hatta son anda -kendi cesaretinden heyecan duyarak- bir
ko�u gidip iki pantolon satm alm1�tl. En son ne zaman pantolon
giydigini hat1rlam1yordu bile, annem gorse kuplere binerdi diye
di.i�i.inmi.i�ti.i. Cesaretini yitirirse diye pantolonlan bavulun en
dibine yerle�tirmi�ti ki onlan d1�an c;1karmak zorunda kalmasm
ve boylece kimse onlara sahip oldugunu ogrenmesin ... Oysa Te­
pedeki Ev'deyken art1k c;ok da yeni gori.inmi.iyorlardi. Giysileri­
ni ozensizce c;1kard1, elbiseleri askilara yamuk yumuk astl, panto­
lonlan tepesi mermer kaph yi.iksek �ifonyerin en alt c;ekmecesine
t1ki�tlrd1 ve �ehir ayakkabilanm bi.iyi.ik gard1robun bir ko�esine
firlatti. Yamnda getirdigi kitaplardan �imdiden s1kilm1�tl. Zaten
kalmam herhalde, diye di.i�i.indi.i; tekrar toparlanmam be� dakika
si.irmez. Bo� bavulunu kapatlp gard1robun ko�esine b1rakti. Ba­
vulunu yataga c;1t c;1karmadan koydugunun ve ic;inden giysileri­
ni c;1kanrken ayaklarmm c;oraph oldugunun farkina vard1, Tepe­
deki Ev'de si.ikunet hayati onem ta�1yormu�c;asma elinden geldi­
gince sessiz hareket etmeye c;ah�tlg1m anlad1 ve Bayan Dudley'in
de sessizce yi.iri.idi.igi.ini.i ammsadi. Odanm ortasmda durunca Te­
pedeki Ev'in sessizligi yine dart bir yandan i.isti.ine c;okti.i. Koca­
man bir canavar tarafindan c;ignenmeden yutulmu� minik bir ya­
rat1g1m, diye di.i�i.indi.i; canavar ic;inde benim ki.ic;i.ik hareketleri-

41
mi hissediyor. "Hayir," dedi yiiksek sesle ve bu tek sozciik duvar­
larda yankilandi. Hemen odamn diger ucuna gidip kabartmah,
pamuklu mavi perdeleri ac;t1, ama pencerenin kahn cammdan gi­
ren giin ii;; 1g1 soluktu ve Eleanor ancak sundurmanm c;atis1yla ile­
rideki c;imenligin bir k1smm1 gorebiliyordu. Onu buradan uzak­
lai;;tirabilecek olan kiic;iik arabas1 ai;; ag1da bir yerlerde duruyordu.
Sevgililer kavui;;t u mu yolculuklar sonlamr, diye diii;; iindii; bura­
ya gelmek benim sec;imimdi. Sonra odamn 6biir ucuna tekrar git­
mekten korktugunu fark etti.

S1rt1m pencereye vermii;; halde duruyordu. Kap1dan gard1ro­


ba, i;; ifonyerden yataga bak1yor ve kendine hie; korkmad1gm1 soy­
liiyordu ki c;ok ai;; ag1da bir araba kap1smm c;arparak kapand1g1-
m ve ardmdan birinin tez ad1mlarla, sanki dans edercesine mer­
divenden c;1k1p sundurmadan gec;tikten sonra biiyiik demir kap1
tokmagma onu i;; a i;; kma c;evirerek tak tak vurdugunu ii;; itti. Bai;; ka
insanlar geliyor, diye diii;;ii ndii; burada yapayalmz olmayacag1m.
Merdiven bai;;m dan ai;; ag1daki hole bakmak ic;in neredeyse giile­
rek koridora dogru koi;; t u.

"Tannya i;; iikiir geldiniz," dedi loi;;luga bakarak, "Tannya i;; iikiir
burada birileri var." Sanki Bayan Dudley kendisini duymuyormui;;
gibi konui;;tugunu fark edince i;; ai;; 1rmad1, oysa Bayan Dudley hol­
de dimdik ve solgun bir i;; ekilde dikilmekteydi. "Yukan gelsenize,"
dedi Eleanor, ''bavulunuzu bizzat tai;; 1mamz gerekecek." Nefes ne­
feseydi ama konu�maktan kendini alam1yordu. Hissettigi rahathk
her zamanki utangac;hgma baskm c;1km!§h. "Ad1m Eleanor Vance,"
dedi, "buraya gelmenize 6yle sevindim ki."

"Ben Theodora. Sadece Theodora. Bu lanet olas1 ev. . . "

"Yukans1 da bir o kadar berbat. Gel. Bayan Dudley'e soyle,


sana benimkinin yamndaki odayi versin."

Theodora agir merdiveni Bayan Dudley'in pei;; inden c;1karken


sahanhktaki vitrayh pencereye, nii;;teki mermer vazoya ve desen-

42
Ii hahya hayretle bakt1. Bavulu Eleanor'unkinden 9ok daha bii­
yiik ve liikstii, Eleanor ona yard1ma giderken kendi e;;yalanm goz
oniinden kaldird1gma sevindi. " Hele bir de yatak odalanm gar,"
dedi Eleanor. "Benimki eskiden tahnit odas1ym1;; herhalde."

"Hep hayalini kurdugum ev bu," dedi Theodora. " Dii;;iincele­


rimle ha§ ba;;a kalabilecegim kii9iik bir sayfiye evi, ozellikle cina­
yet veya intihar gibi §eyler dii§iiniiyorsam."
Bayan Dudley soguk bir edayla, "Ye§il oda," deyince Eleanor,
evden sayg1s1zca veya ele;;tirel bahsedilmesinin nedense Bayan
Dudley'in camm s1ktig1m sezip birden kaygiland1. Belki de evin
bizi duyabilecegini samyor, diye dii;;iindii ve sonra pi§man oldu.
Titriyordu belki de, 9iinkii Theodora hemen giiliimseyerek do­
niip omzuna hafif9e, onu rahatlatmak istercesine dokunmu§tU.
Giiliimseyerek kar;;1hk veren Eleanor'un aklmdan 9ok ho§ biri,
diye ge9ti; bu i<; karart1c1 ve karanhk yere ait degil kesinlikle, ama
ona bakarsan hen de buraya ait degilim galiba, Tepedeki Ev'e uy­
gun biri degilim, zaten kimse buraya uygun olamaz. Sonra ye§il
odanm kap1 e§iginde duran Theodora'mn yii z ifadesini seyreder­
ken giildii.
"Ulu Tannm," diyordu Theodora Eleanor'a yan gozle baka­
rak. "Resmen biiyiileyici. Tipk1 bir kameriye gibi."
"�am yemeklerini tam altida yemek salonundaki biife­
ye birakmm," dedi Bayan Dudley. " Kendiniz ahrs1mz. Sabahla­
n bo;;lan toplanm. KahvaltmlZl dokuzda haz1rlanm. Anla§mam
boyle."
" Korkuyorsun," dedi Theodora Eleanor' a bakarak.
"Odalarla istediginiz kadar ilgilenemem, ama bana yard1mc1
olacak biri de yok sonu9ta. Ben kimseye hizmet etmem. Burada
9ah§iyor olmam insanlara hizmet edecegim anlamma gelmez."
"Yapayalmz kalacag1m1 sanm1;;tim da," dedi Eleanor.
"Ak;;am yemegini haz1rlad1ktan sonra kalmam. Hava karar­
maya ba§laymca kalmam."

43
"Art1k ben vanrn," dedi Theodora, "yani sorun yak."

"Banyornuz ortak," dedi Eleanor aniden. "Odalar birbirinin


tipat1p ayms1. "

Theodora'nm odasmm pencerelerinde kabartrnah, parnuklu


ve ye�il perdeler as1hyd1; duvar kag1d1 ye�il i;elenklerle bezeliy­
di, yatak i;ar�afi ve yorgam ye�ildi, tepesi rnerrner kaph �ifonyer­
le dev gard1rop aymyd1. "Hayatzmda boyle berbat bir yer gorrne­
dirn," dedi Eleanor sesini yiikselterek.

"En iyi atelier," dedi Theodora, "veya iyi k1zlar ii;in yaz oku­
lu gibi."

"Karanhk i;okrneden giderirn, " diye devarn etti Bayan Dudley.

"Geceleyin i;1ghk atarsan kirnse seni duyrnaz," dedi Eleanor


Theodora'ya. Theodora'nrn �a�km bak1�lan kar�1smda kapmm
kolunu kavrad1g1m fark edince parmaklanm gev�etti ve karar­
h ad1rnlarla odada yiiriidii. "Bu pencereleri ai;rnamn bir yolunu
bulrnarn1z gerekecek," dedi.

"Yani yard1rna ihtiyai; duyarsamz etrafta kirnse olrnayacak,"


dedi Bayan Dudley. "Sesinizi duyarnayrz, geceleyin bile. Kimse
duyarnaz." Theodora, "iyi rnisin?" diye sorunca Eleanor ba�1yla
onaylad1.

"En yakmda oturanlar kasabadakiler. Kirnse daha fazla yak­


la�rnak isterniyor."

"Ai;smdir herhalde," dedi Theodora. "Benirn de rnidern kaz1-


myor. " Bavulunu yataga koyup ayakkabilanm i;1kard1. "Hayat­
ta," dedi, "en sinir oldugurn �ey ai;hktir. Hlrlanrn, terslenirirn,
hiingiir hiingiir aglanrn." Bavulundan terzi elinden i;1krna zarif
bir pantolon alrn1�tI.

"Geceleyin," dedi Bayan Dudley. Giiliirnsedi. " Karanhkta,"


dedi ve kap1yi ardmdan kapad1.

Bir dakika sonra Eleanor, "Aynca ses i;1karrnadan yiiriiyor,"


diye ekledi.

44
"Tath bir ihtiyar." Theodora doniip odayi inceledi. "En iyi
oteller gibi lafim1 geri ahyorurn," dedi. "Bir ara gittigirn yat1h
okula benziyor biraz."

"Gel de benimkini gar," dedi Eleanor. B anyo kap1s1m ac;t1 ve


onden ilerleyip rnavi odaya girdi. "Yerle�tikten sonra tarn tekrar
toparlanrnayi dii�iiniiyordum ki sen geldin."

"Yaz1k sana. Midenin kazmd1g1 belli. Bu evi d1�andan goriin­


ce tek dii�iinebildigirn oylece dump yanmasm1 seyretrnenin eg­
lenceli olacag1ydi. Belki gitmeden once . . . "

"Burada tek ba�1ma olmak korkunc;tu."

"Benirn yat1h okulun tatillerdeki halini gorecektin." Theo­


dora kendi odasma geri dondii. iki odada hareket ve ses olma­
s1 Eleanor'un keyfini yerine getirmi�ti �imdi. Gard1roba ashg1 el­
biselerini diizeltti ve kitaplanm yatagm yamndaki sehpaya diiz­
giince yerle�tirdi. "Baksana," diye seslendi Theodora diger oda­
dan, "bu biraz okulun ilk giiniine benziyor, hani her �ey c;irkin ve
tuhaftir, kirnseyi tamm1yorsundur ve herkesin k1yafetlerine giile­
ceginden korkarsm ya, i�te oyle."

Pantolonlarmdan birini c;1karrnak ic;in �ifonyerin c;ekrnecesi­


ni ac;rn1� olan Eleanor durdu, giildii ve pantolonu yataga atti .

"Dogru mu anlad1m," diye devam etti Theodora, "geceleyin


c;1ghk atarsak Bayan Dudley gelmeyecek rniymi�?"

"Anla�rnas1 oyleymi�. Kap1daki cana yakm, ihtiyar u�akla ta­


m�tm m1?"

"Ho� bir sohbetimiz oldu. Giremezsin dedi, girebilirirn de­


dirn ve sonra onu arabarnla ezrneye c;ah�tlrn ama yana s1c;radi.
Baksana, odalanrn1zda oturup beklememiz mi gerekiyor sence?
Dstiirne rahat bir �eyler giymek istiyorurn. . . Yani a�arn yerne­
gi ic;in �1k giyinmerniz gerekrniyorsa tabii, sence gerekir mi ki?"

"Sen giymezsen hen de giymern. "

45
"Asd sen giymezsen ben de giymem. ikimizle birden kap1-
�amazlar ya. Neyse, d1�anyi ke�fe i;1kahm, bu evden kurtulma­
ya can ahyorum."

"Bu tepelerde hava erkenden karanyor, agai;lar yiiziinden-"


Eleanor tekrar pencereye gitti, ama egik dii�en giin 1�1g1 hala i;i­
menligi aydmlatiyordu.

"Hava bir saat sonra falan karanr. Ben i;1k1p i;imenlerde yu­
varlanmak istiyorum."

Eleanor �imdi bu evin bu odasmda, uyumlu olsun diye sa­


tm ald1g1 sandaletlerin kirmlZlsmm kazag1yla hi<; uymayacag1-
na neredeyse kesin goziiyle bakarak kirm1z1 bir kazak sei;ti, oysa
diin �ehirdeyken goziine uyumlu goriinmii�lerdi. Arna boyle �ey­
ler giymeyi istedigim ii;in bunu hak ettim, diye dii�iindii; eski­
den olsa umurumda olmazdi. Yine de gard1rop kap1smdaki uzun
aynamn oniinde dururken tuhaf bir �ekilde iyi, neredeyse rahat
goriiniiyormu� gibi geldi. "Ba�ka kimlerin gelecegini biliyor mu­
sun?" diye sordu. "Ve ne zaman gelecekler?"

"Dr. Montague," dedi Theodora. " Herkesten once gelir sam-


yordum."

"Dr. Montague'yii uzun siiredir mi tamyorsun?"

"Onunla hi<; gorii�medim," dedi Theodora. "Ya sen?"

"Ben de. i�in bitti mi?"

"Hazmm." Theodora banyo kap1smdan Eleanor'un odasma


girdi. Giizel kadm, diye dii�iindii Eleanor doniip baktig1 sirada.
Ke�ke ben de giizel olsayd1m. Theodora'nm iistiinde parlak san
bir bluz vardi. Eleanor giilerek, "Bu odayi pencereden daha i;ok
aydmlattm," dedi.

Theodora yakla�1p Eleanor'un aynasmda kendini inceledi.


"Bu ii; karartlCl yerde, " dedi, "olabildigince i�Ilt1h gorii nmenin
gorevimiz oldugunu hissediyorum. Klrm1z1 kazagm1 begendim,

46
Tepedeki Ev'in bir ucundan digerine varana degin gaze bataca­
g1z." Aynaya bakmayi siirdiirerek, " Dr. Montague sana mektup
yazd1 herhalde?" diye sordu.

"Evet." Eleanor utanmi§tl. " Ba§ta §aka olup olmad1g1m anla­


yamad1m. Arna eni§tem ara§tirdi."

"Biliyor musun,'' dedi Theodora yava§<;a, "son ana kadar


-bah<;e kap1sma gelene kadar galiba- Tepedeki Ev'in gerr;ek ol­
dugunu hi<; dii§iinmedim. insan boyle §eylerin olmasm1 bekle­
miyor."

"Arna baz1lanm1z umut ediyoruz,'' dedi Eleanor.

Theodora giildii ve aynaya s1rtm1 doniip Eleanor'un elini ya­


kaladi. "Haydi bebegim,'' dedi, "ormanda ke§fe <;1kahm."

"Evden <;ok uzakla§amayiz-"

"Geri donelim dediginde donecegiz, soz. Bayan Dudley'e giri§


<;Iki§lanmm bildirmemiz gerekiyor mudur sence?"

"Zaten her hareketimizi gozliiyordur, herhalde oyle anla§-


mi§tlr."

" Kiminle anla§ml§ acaba? Kant Dracula'yla m1?"

"Sence Dracula Tepedeki Ev'de mi ya§iyordur?"

" Bence biitiin hafta sonlanm burada ge<;iriyordur, alt kattaki


ah§ap bolmelerde yarasalar gordiigiime yemin ederim. Gel, gel."

Bayan Dudley onlan a§ag1dan sessizce seyrederken giiriiltiiy­


le ko§tular ve alt kata indiler. Kara lambrileri ve merdiveni ay­
dmlatan donuk l§Igm i<;inden ge<;erken rengarenk ve capcanh go­
riiniiyorlardi.

" Ke§fe <;1k1yoruz, Bayan Dudley,'' dedi Theodora ne§eyle.

"Di§andayiz."

"Arna hemen doneriz,'' diye ekledi Eleanor.

"Ak§am yemeklerini altida biifeye birakmm,'' diye a<;1klad1


Bayan Dudley.

47
Eleanor biiyiik on kap1yi i;ekerek ai;h. Kap1 goriindiigii kadar
agird1 ve Eleanor, ii;eri girrnenin daha kolay bir yolunu bulrnah­
yiz, diye dii§iindii. Ba§ml geriye i;evirip Theodora'ya, " Bunu ai;1k
birak," dedi. "Gok agir. �u biiyiik vazolardan birini araya siki§tlr."

Theodora holiin k6§esindeki biiyiik ta§ vazolardan birini yu­


varlayarak getirince onu kapiyla i;eri;evesinin arasma koydular.
Di§anda solan giin 1§1g1 evin karanhgmdan sonra parlakt1, hava
taze ve ho§tu. Arkalanndaki Bayan Dudley vazoyu almca biiyiik
kap1 giirn diye kapandi.

Theodora kapah kap1ya dogru, "Tath ihtiyar," dedi. Yiiziin­


deki otke bir an belirginle§ince Eleanor, urnanrn bana asla oyle
bakrnaz, diye dii§iindii ve yabancdarm kar§ismda hep utangai;,
beceriksiz ve i;ekingen oldugunu amrnsayarak §a§ird1; yanrn sa­
atte Theodora'yi kendisine yakm ve hayati onern ta§iyan, otke­
sinden korkulacak biri olarak gorrneye ba§larni§tl. "Sanmrn,"
dedi Eleanor tereddiitle ve tekrar rahatlad1, i;iinkii konu§unca
Theodora ona doniip giiliirnserni§ti. "Sanmrn giindiizleri, Bayan
Dudley etraftayken kendirne evden i;ok, i;ok uzakta bir rne§gale
bulacag1rn. Belki tenis kortunda talalmrn. Veya seradaki iiziirn­
lerle ilgilenirirn."

"Belki Bay Dudley'e beki;ilik konusunda yard1rn edersin."

"Veya is1rganotlarmm arasmda isirnsiz rnezarlar arayabili-


rim."

Sundurrna korkulugunun yamnda duruyorlardi. Bulunduk­


lan yerden bahi;e yolunun agai;lann arasma sapana degin uza­
nan k1srn1m ve uzaktaki belki de otoban, yani geldikleri §ehre geri
giden yol olan kiii;iik i;izgiyi gorebiliyorlardi. Agai;larm arasmda­
ki bir noktadan eve uzanan teller harii; Tepedeki Ev'in oyle ya da
boyle diinyamn geri kalanma ait oldugunu gosteren bir iz yoktu.
Eleanor evin etrafmda donen sundurrnada yiiriidii.

48
Evin arkasmdaki tepeler muazzam goriiniimlii, bogucu yigm­
lar halindeydiler ve §imdi yaz ye§iline biiriinmii§, canh ama k1-
nultis1z duruyorlardi. "Tepedeki Ev demelerinin sebebi bu," dedi
Eleanor yetersizce.

"Tam Victoria Donemi stili," dedi Theodora. "Onlar boyle


biiyiik, dalgah tepelere filan abart1h §ekilde bayihr ve kendileri­
ni kadifelerin, piiskiillerin ve mor pelii§lerin arasma gomerlerdi.
Onlardan once veya sonra ya§ayanlar bu evi olmas1 gereken yere,
§U tepelerin iistiine in§a ederlerdi, boyle eteklerine degil."
"Tepe iistiinde olsa herkes gorebilirdi. Bence boyle gizli kal­
mas1 daha iyi."

"Burada kald1g1m siire boyunca," dedi Theodora, "o tepeler­


den birinin iistiimiize devrilmesinden korkacag1m."

" t;Tstiine devrilmezler. Usulca ve gizlice kayiverip sen ka<;ma­


ya <;ah§irken iistiinii ortiiverirler."

"Sag ol," dedi Theodora sessizce. "Bayan Dudley'in ba§latt1-


g1 §eyi sen gayet giizel tamamladm. Hemen toplamp evime gidi­
yorum."

Ona bir anhgma inanan Eleanor doniip bakakald1 ama son­


ra Theodora'nm yiiziindeki ne§eyi gordii ve benden <;ok daha ce­
sur, diye dii§iindii. Theodora, Eleanor'un akhm onu §a§1rtircas1-
na okuyup -ger<;i bu sonradan Eleanor i<;in Theodora'mn tamd1k,
kamksanm1§ bir ozelligine donii§ecekti- kar§1hk verdi. "Siirekli
boyle korku i<;inde olma," dedi ve elini uzatlp Eleanor'un yana­
gma bir parmag1yla dokundu. "Cesaretimizin nereden geldigini
asla bilmeyiz." Sonra merdivenden <;abucak <;imenlige, kiime ha­
lindeki uzun aga<;larm arasma indi. "Gabuk ol, " diye seslendi ge­
riye doniip. " Buralarda bir dere var m1 diye bakmak istiyorum."

" Fazla uzakla§amayiz," dedi Eleanor onun pe§inden gider­


ken. <;imenlerin iistiinde iki <;ocuk gibi ko§tular. Tepedeki Ev'de
az zaman ge<;irmi§ olmalarma kar§m ans1zm goz alabildigine

49
uzanan bo§ tarlalan gormek ikisinin de ho§una gitmi§ti ve sert
do§emelerden sonra i;imene bastiklan ii;in minnettard1lar. Nere­
deyse hayvani bir ii;giidiiyle suyun sesini ve kokusunu takip etti­
ler. "Burada," dedi Theodora, "kiii;iik bir patika var."

Agai;lann arasmda ileri geri dolanan patikanm onlan su sesine


yakla§tlrmasm1 bo§una limit ettiler, arada s1rada bahi;e yolunu te­
peden gordiiler, evin gozden kayboldugu ta§h bir i;ayirdan gei;tiler.
Patika siirekli yoku§ a§ag1 iniyordu. Evden uzakla§IP giin I§Ig1m
agai;lann arasmdan Mia sei;ebildikleri yerlere i;1ktiki;a Eleanor'un
ii;i rahathyor ama yine de giine§in tepelere dogru rahats1z edici bir
§ekilde ali;ald1g1m gorebiliyordu. Theodora'ya seslendi ama Theo­
dora sadece, " Pe§imden gel, pe§imden gel," diye bagmp patikada
ko§tU. Birden kar§Ismda beliriveren derenin tam kenannda, nefes
nefese yalpalayarak durdu ve arkadan daha yava§<;a gelen Eleanor
onu elinden tutup geri i;ekti, ardmdan birlikte dereye diklemesine
inen kiyiya dogru giilerek dii§tiiler.

"Buralarda insam §a§Irtmayi seviyorlar,'' dedi Theodora so­


luk soluga.

"Bodoslama gidince dii§mek dogal," dedi Eleanor. "Oyle ko­


§arsan olacag1 bu."

" Ho§, degil mi?" Derenin suyu minik, aydmhk dalgac1klar ha­
linde hareket ediyordu, kar§I yakada i;imenler su kenanna kadar
inmi§ ve san-mavi i;ii;ekler ba§lanm egmi§lerdi. ileride yuvarlak,
yumu§ak bir tepe vard1, belki de ardmda bir ba§ka i;ayir uzan­
maktayd1 ve i;ok uzaklardaki biiyiik tepeler hala giin I§Igm1 ah­
yorlard1. "Ho§," diye noktayi koydu Theodora.

"Buraya daha once geldigime eminim," dedi Eleanor. "Belki


bir masal kitabmda."

"Eminim gelmi§sindir. Ta§ sektirebilir misin?"

"Buras1 prensesin aslmda bir prens ola1_1 _s,ihirli J apon bahg1y­


la bulu§maya geldigi y@J

50
"Senin Japon bahg1 rahat yiizemiyordu herhalde, suyun de­
rinligi en fazla yedi-sekiz santimdir."

" Kar�1ya ge-;mek i-;in ta�lar var ve yiizen minicik, mini min­
nac1k bahklar . . . Golyan bahklan m1 yoksa?"

" Hepsi prens onlarm. " Theodora giin 1�1gmda dere k1yisma
uzamp esnedi. "iriba� olmasmlar?" diye tahmin yiiriittii .

"Golyan bahklan. Bu mevsimde iriba� olmaz ki, �ap�al. Arna


bahse girerim kurbaga yumurtalan bulabiliriz. Eskiden golyan
bahklanm ellerimle yakalayip sahverirdirn."

"Senden iyi -;ift-;i kans1 olurmu�. "

" Buras1 tam pikniklik, dere kenannda ogle yemegi ve katI yu-
murta yenir."

Theodora giildii. "Tavuk salatas1 ve -;ikolatah kek."

"Bir termos limonata. Dokiilmii� tuz."

Theodora yerde keyifle dondii. "Kanncalar konusunda ya­


mhyorlar. Kanncalara piknik yaparken neredeyse hi-; rastlama­
d1m. inekler belki, ama piknik yaparken kannca gordiigiimii hi-;
sanm1yorum."

"Bogalar olur muydu? Biri hep, 'Arna o tarladan ge-;emeyiz


ki, boga orada,' deyip durur muydu?"

Theodora bir goziinii a-;t1. "Komik bir amcan var m1yd1 se­
nin? Hani ne dese herkesi giilmekten yerlere yatlran tiplerden?
Ve sana bogalardan korkmamam . . . Pe�ine bir boga dii�erse tek
yapman gerekenin onu burnundaki halkadan tuttugun gibi ba�1-
nm etrafi � da finl finl dondiirmek oldugunu soyler miydi?"

Eleanor dereye bir -;akil att1 ve berrak suda dibe -;okmesini


seyretti. "Senin -;ok amcan var m1yd1?"

"Binlerce. Senin?"

Bir dakika sonra Eleanor, "Ah, evet," dedi. "Uzunlar ve k1sa­


lar, �i�kolar ve zayiflar . . . "

51
"Edna diye bir teyzen var m1?"

"Muriel Teyzem var."

"Zayif m1? Gozliigii c;erc;evesiz mi?"

"Lal ta:;; m dan bir bro:;; takar," dedi Eleanor.

"Davetlere giderken koyu kirm1Zl bir elbise mi giyer?"

"Dantel man:;; etler."

"Oyleyse cidden akrabayiz sanmm," dedi Theodora. "Di:;; teli


takar m1ydm?"

"Hayir. Gilliydim."

"Benim gittigim ozel okulda bana reverans yapmayi ogretti­


ler."

"Kl:;; geldi mi hep nezle olurdum. Annem yiin c;oraplar giydi­


rirdi."

"Benim annem agabeyime beni dansa gotiirmesini soylerdi


ve deli gibi reverans yapard1m. Agabeyim benden hala nefret edi­
yor bu yiizden."

"Mezuniyet toreninde dii:;; t iim."

"Operette sozlerimi unuttum."

"Eskiden :;; i ir yazard1m."

"Evet," dedi Theodora, "kesinlikle eminim ki biz kuziniz. "

Theodora giilerek dogrulurken Eleanor, "Sus, :;; urada bir :;; ey


k1mild1yor," dedi. Donakald1lar, omuzlanm birbirine yaslayip
derenin kar:;; 1 tarafmdaki tepenin kenanndaki c;imenlerin kimil­
dad1g1 noktaya baktilar ve goriinmez bir :;; eyin parlak ye:;; il tepe­
den yava:;; c;a gec;mesini, giin 1:;; 1gm1 ve dans eden minik dereyi buz
gibi sogutmasm1 seyrettiler. Eleanor bir nefeste, "O neydi?" de­
yince Theodora onun bilegini giic;lii eliyle kavradi.

Theodora net bir sesle, "Gitti," deyince giine:;; geri geldi ve or­
tahk yine ismdi. "Bir tav:;; a nd1," dedi Theodora.

52
"G6remedim," dedi Eleanor.

"Sen konu�tugun s1rada g6rdiim hen," dedi Theodora ken­


dinden emin bir �ekilde. "Bir tav�and1, tepenin arkasma gidip
g6zden kayboldu."

"Evin d1�mda fazla kald1k," diyen Eleanor ba�1m kaldmp te­


pelerin zirvelerine dokunan giine�e kayg1yla bakti. Aniden ayak­
lamnca nemli c;imenlerde diz c;okmekten bacaklanmn uyu�tugu­
nu fark etti.

"Dii�iinsene," dedi Theodora, "piknik konusunda tecriibeli


k1zlanz ama bir tav�andan korkuyoruz."

Eleanor Theodora'mn kalkmasma yard1m etmek ic;in egilip


elini uzatti. "Cidden, eve bir an once donsek iyi olacak," dedi. Te­
la�h kayg1sma kendisi de anlam verememi�ti. "Digerleri art1k gel­
mi� olabilir," diye ekledi.

"Yakmlarda piknik yapmak ic;in buraya geri d6nelim," dedi


Theodora. Siirekli yoku� yukan c;1kan patikada dikkatle yii riiyor­
lardi. "Dere kenarmda �6yle eski usul bir piknik yapmahyiz."

"Bayan Dudley'e yumurta ha�lamas1m s6yleyebiliriz." Ele­


anor patikada arkasma donmeden durdu. "Theodora," dedi,
"bunu yapabilecegimi sanm1yorum, biliyor musun? Gerc;ekten
yapabilecegimi sanm1yo�m."

"Eleanor," Theodora kolunu onun omuzlanna atti. "�imdi


bizi ayirmalanna izin mi vereceksin? Ustelik tam da kuzin oldu­
gumuzu 6grenmi�ken?"

53
III

iinei;; tepelerin ardmda yavai;; �a g6zden kayboldu ve o yastik­


G s1 kiitlelerin i�ine nihayet, sanki hevesle gomiildii. Eleanor'la
Theodora patikadan ge�ip neyse ki �okrnekte olan karanhga deli
�ehresini gizleyen Tepedeki Ev'in yan sundurmasma dogru yii­
riirlerken �imenlikte i;; imdiden uzun golgeler belirmii;; ti.

Eleanor, Luke'u gordiigiinde ad1mlanm h1zland1rarak, "Ora­


da bekleyen biri var," dedi. Sevgililer kavui;;tu mu yolculuklar
sonlamr, diye ge�irdi i�inden ama sadece, yetersiz bir i;; ekilde,
"Bizi mi anyorsunuz," diyebildi.

Adam sundurmanm korkuluguna yanai;;m1i;; , alacakaranhk­


ta onlara tepeden bak1yordu. iyice egilerek selam verdi, "'Bun­
lar oliiyse,"' dedi, "'hen de oliiyiim o zaman.' Hammlar, Tepedeki
Ev'in hayalet sakinleri sizlerseniz, sonsuza dek burada kahnm."

Biraz salakm1i;; , diye diii;; iindii Eleanor sert�e. Theodora, " Ku­
sura bakma, seni kari;; 1layamad1k, kei;;fe �1km1i;;tik da," diye cevap­
ladi.

"Beni ek§i surath, somurtkan bir acuze kari;;ilad1, sag olun,"


dedi adam. '"N'aber,' dedi bana, 'umanm sabah geldigimde seni
sag goriiriim, bir de ak§am yemegin biifede.' Sonra iki katille bir­
likte son model, iistii a�1hr bir arabaya binip gitti."

"Bayan Dudley,'' dedi Theodora. "Katillerden biri bah�e ka­


p1smdaki Bay Dudley olsa gerek, digeriyse Kant Dracula'yd1 her­
halde. Gayet saglam bir aile."

55
"Madem piyesteki karakterleri sayiyoruz," dedi adam, "be­
nim ad1m Luke Sanderson."

Eleanor :;; a :;; 1rarak konu:;;t u: "Yani aileden misiniz? Tepedeki


Ev'in sahiplerinden? Doktor Montague'niin konuklanndan biri
degil misiniz?"

"Aileden biriyim. Giiniin birinde bu gorkemli, muhte:;; e m


yap1 benim olacak ama o zamana kadar Doktor Montague'niin
konugu olarak buradayim."

Theodora k1kirdad1. "Biz," dedi, "Eleanor'la Theodora'yiz,


dere kenarmda piknik planlan kurarken bir tav:;; andan korkup
eve kac;an iki kiic;iik k1z."

"Tav:;; anlardan odiim patlar," diye hak verdi Luke kibarca.


"Piknik sepetini ta:;; irsam hen de sizle gelebilir miyim?"

"Ukuleleni getirip biz tavuklu sandvic; yerken tmgirdatirsan


olur. Doktor Montague burada m1?"

"ic;eride," dedi Luke, "perili evinin tadm1 c;1kanyor."

Birbirlerine daha c;ok yakla:;; mak arzusuyla bir dakika sessiz­


ce durdular ve sonra Theodora sessizce, "Esprin bu karanhkta
pek komik olmad1, degil mi?" dedi.

"Hammlar, ho:;; geldiniz." Ve biiyiik on kap1 ac;tld1: "ic;eri ge­


lin. Ben, Doktor Montague."

Dordii Tepedeki Ev'in geni:;; , karanhk giri:;; holiinde ilk kez hep
birlikte durdular. Ev, onlann etrafmda toparland1 ve yerlerini
saptad1, yukandaki tepeler tilki uykusuna yatt1; ev hafif esinti­
ler, sesler ve hareketlerle silkindi, duraklad1, fistldadi. �uur mer­
kezi her nedense birbirlerine giivenle bakan o dort apayn insanm
durdukl an kiic;iik mekandi.

56
"Herkesin sag salim ve zamanmda gelmesine c;ok sevindim,"
dedi Doktor Montague. "Hepiniz hoi;; geldiniz. Tepedeki Ev'e hoi;;
geldiniz . . . Gerc;i belki de bunu senin soylemen daha dogru olur­
du delikanh? Her neyse, hoi;; geldiniz, hoi;; geldiniz. Luke, oglum,
martini haz1rlamayi bilir misin?"

Dr. Montague kadehini kaldird1, umutla bir yudum ald1 ve i<; ge­
c;irdi. "idare eder," dedi. "Sadece idare eder. Yine de Tepedeki
Ev'de bai;; anya ic;elim. "

"Boyle bir meselede bai;; an olc;iitii tam olarak nedir ki?" diye
sordu Luke merakla.

Doktor giildii. "$6yle soyleyeyim," dedi, "umanm hepimiz


ic;in bu ziyaret heyecan verici olur ve kitab1m meslektai;;lanmm
ak1llanm bai;; larmdan ahr. Ziyaretinize tatil diyemem, gerc;i baz1-
lanmza oyle gelebilir ama hence degil, c;iinkii c;ahi;; acagmlZl umu­
yorum . . . Gerc;i ii;; temelde ne yap1lmas1 gerektigine baghdir, de­
gil mi? Notlar," dedi rahatlayarak. Sanki sisler diinyas1 ic;inde tek
bir sabit noktaya odaklanm1i;; ti. "Kotlar. Not tutacag1z . . . Bazilan­
mz ic;in katlamlmayacak ii;; degil bu."

Theodora kadehini doldurmas1 ic;in Luke'a uzatirken "Kimse


ruhlar hakkmda i;; aka yapmad1g1 siirece sorun yok," dedi.

"Ruhlar m1?" Doktor ona bakti. "Ruhlar m1? Evet, kesinlikle.


Gerc;i, hir;birimiz .. . " Kai;;lanm c;atarak duraksad1 ve kayg1yla kok­
teylinden pei;; pei;; e ii<; yudum alarak "Tabii ki hay1r," dedi.

" Her i;; ey o kadar tuhaf ki," dedi Eleanor. "Yani bu sabah Te­
pedeki Ev'i merak ediyordum. �imdi buradayken gerc;ek oldugu­
na, burada bulundugumuza inanam1yorum."

Doktor'un onlan dar bir koridordan gec;irerek getirdigi kii­


c;iik bir odadayd1lar. Bai;;lang19ta zorlansa da sonradan yolu bul-

57
mui;;tu Doktor ve buranm i;; irin bir oda olmad1g1 kesindi. Tava­
m fazla yi.iksekti ve dar tuglalardan yapilma i;; o mine, Luke'un he­
men yakmasma kari;; m buz gibi goriiniiyordu. Oturduklan kol­
tuklar yuvarlak ve kaygandilar. Lambalarm renkli boncuklu ap­
liklerinden yayilan ii;; 1klar, golgeleri koi;; elere siiriiyordu. Odaya
egemen renk mordu, ayaklanmn altmda parlayan halmm iize­
rinde donuk ve karmai;; 1k desenler vard1, duvarlar yald1zh duvar
kag1d1yla kaplanm1i;; ti ve mermer bir ai;; k tanns1 heykeli i;; o mine
rafmdan ahmak ahmak ai;; ag1ya dogru bakmaktaydi. Bir an sus­
tuklarmda evin sessiz agirhg1 iizerlerine c;oktii. Gerc;ekten bu­
rada m1 yoksa inamlmayacak kadar uzak, giivenli bir yerdey­
ken Tepedeki Ev'i riiyasmda m1 gormekte oldugunu diii;; ii nen
Eleanor, odaya yavai;; c;a ve dikkatle bak1mrken kendine bunla­
rm gerc;ek ve i;; o minenin c;evresindeki tuglalardan raftaki mer­
mer ai;; k tanns1 heykeline degin bu i;; eylerin tiimiiniin var oldu­
gunu, bu kii;; ilerle arkadai;; olacagm1 soyledi. Doktor i;; i i;; m an, i;; e n
ve sakalhyd1; aslmda hoi;; , kiic;iik bir oturma odasmdaki i;; o mi­
ne oniinde, kucagmda kedisi, etrafmda ona rec;elli kurabiye­
ler getiren al yanakl1 kans1yla oturmak ona daha c;ok yak1i;; i rdi.
Yine de Eleanor'u buraya yonlendirmii;; olan bu ufak tefek, bil­
gili ama inatc;1 adam Dr. Montague'ydii ii;; t e. Atei;; i n kari;; 1 smda,
Doktor'un yamnda Theodora oturuyordu. Dosdogru en konfor­
lu koltuga gitmii;; , bacaklanm kolc;aga atm1i;; , bai;; m 1 s1rthga yas­
lam1i;; ve k1vnlarak yerlei;; meyi her nasilsa bai;; a rm1i;; t i. Kedi gibi,
diye diii;; iindii Eleanor; aki;;a m yemegini bekleyen bir kedi gibi
kesinlikle. Luke bir dakika bile k1m1ldamadan durmuyordu;
golgelerin arasmda gidip geliyor, kadehleri dolduruyor, atei;; i
kani;; tmyor, mermer ai;;k tanns1 heykeline dokunuyordu . Atei;; i n
ii;; 1gmda parlak ve huzursuz goriiniiyordu. Hepsi sessizce atei;; e
bak1yorlard1, yolculuk yi.iziinden yorgun diii;; m iii;;l erdi ve Elea­
nor, bu odadaki dordiincii kii;; iyim, diye diii;; ii ndii; onlardan biri­
yim, buraya aidim ben.

58
"Hepimiz burada oldugurnuza gore," dedi Luke birden soh­
bete ara verilrnerni1?c;esine. "Tam1?rnarn1z gerekrnez mi? Heniiz
birbirirnizi sadece isrnen biliyoruz. �u k1rrnm kazaklmm Eleanor
oldugunu biliyorurn, dolayis1yla san giysili Theodora olrnah. . . "

"Doktor Montague'niin sakah var," dedi Theodora, "dolayi­


s1yla sen Luke olrnahsm ."

"Sen de Theodora," dedi Eleanor, "c;iinkii Eleanor benim."


Bir yere ait olan, rahatc;a konu1?an ve arkada1?lanyla ate1?in kar1?1-
smda oturan bir Eleanor, dedi kendi kendine rnuzafferce.

"Dolayis1yla sen kirrn1z1 kazakl1sm," diye ac;1klad1 Theodora


. o na ciddiyetle.

"Benirn sakahrn yok," dedi Luke, "dolayis1yla o Doktor Mon­


tague olrnah. "

"Benim sakahm var," dedi Dr. Montague keyifle ve rnutlu


rnutlu giiliirnseyerek bakti. "Kanrn," dedi onlara, "erkeklerde sa­
kal sever. bte yandan pek c;ok kadm sakah itici bulur. Sinekkay­
d1 tira1?h bir adarn -pardon oglurn- asla tarnarnen giyinikrni1? gibi
goriinmez der kanrn bana." Kadehini Luke' a uzatti.

"Art1k hanginizin ben oldugurnu bildigirne gore," dedi Luke,


"kendirni biraz daha tamtayirn. Ben, ozel hayatirnda -buramn
karnusal hayat oldugunu, diinyanm geri kalanmmsa gerr;ekten
ozel oldugunu varsayiyorurn- dii1?iineyirn, bir boga giire1?c;isiyirn.
Evet, bir boga giire1?c;isi."

"Sevgilirni c;ok seviyorurn," dedi Eleanor kendini tutamayip


"c;iinkii sevgilirn sakalh."

"Gok dogru." Luke ona ba1?1yla onay verdi. "Bu dururnda ben
Doktor Montague oluyorurn. Bangkok'ta oturuyorurn ve hobirn
kadmlara rnusallat olmak."

"ilgisi yok," diye itiraz etti Dr. Montague ne1?eyle, "ben


Belrnont'ta oturuyorurn."

59
Theodora giildii ve Luke'a biraz once Eleanor'a yaptlg1 gibi
c;abucak, anlayi§h bir baki§ flrlatti. Onlan seyreden Eleanor, The­
odora kadar dikkatli ve algilan ac;1k birinin yamnda fazla dur­
mamn bazen ic; bunaltic1 olabilecegini dii§iindii ho§nutsuzlukla.
Kendi dii§iincelerini susturmak ic;in c;abucak, " Ressamlara mo­
dellik yap1yorum," dedi. "A.§m serbest ve c;ilgm bir hayatlm var,
omuzlanma bir §al atlp c;ah aralannda gezinirim."

"Kalpsiz ve hafifme§rep misin?" diye sordu Luke. "Yoksa bir


lordun ogluna a§Ik olup sonradan saranp solan narin yarat:J.klar­
dan m1sm?"

" Biitiin giizelligini yitirdin mi, siirekli oksiiriiyor musun?"


diye ekledi Theodora.

Eleanor dii§iinceli bir edayla, "Ashnda altm gibi bir kalbim


oldugunu dii§iiniiyorum," dedi. "Her neyse, ili§kilerim genelde
kafelerde milletin dilinde olur." Daha neler, diye dii§iindii. Daha
neler.

" Maalesef, " dedi Theodora, "hen bir lordun lazzyzm. Normal­
de ipekli, dantelli ve altm i§lemeli kiyafetler giyerim, ama yamm­
za gelmek ic;in hizmetc;imin giizel elbiselerini Odiinc; ald1m. S1ra­
dan hayatl c;ok seversem asla geri donmeyebilirim tabii, o zaman
da zavalh kizcagmn kendine yeni giysiler almas1 gerekir. Peki ya
siz, Dr. Montague?"

Adam §amine l§Igmda giiliimsedi. "Ben hac1yim. Gezginim. "

"Kiic;iik grubumuz sahiden kafa dengi," diye onay verdi Luke.


"Hatta ayrilmaz dostlar olmak ahn yaz1m1z. Hafifme§rep bir ba­
yan, bir hac1, bir prenses ve bir boga giire§c;isi. Tepedeki Ev bizim
gibisini hie; gormemi§tir."

"Tepedeki Ev'in hakk1m teslim edeyim," dedi Theodora. "Ben


de onun gibisini hie; gormedim." Elinde kadehiyle ayakland1 ve
c;ic;eklerle dolu cam bir kab1 incelemeye gitti. "Bu odaya ne diyor­
lardir sizce?"

60
"Salon olabilir, " dedi Dr. Montague. "Belki de oturma odasi.
Burada diger odalara luyasla daha rahat ederiz diye dii§iindiim.
Ashnda bu oday:i operasyon merkezimiz, yani bir <;e§it oturma
odas1 olarak gormeliyiz, <;ok i<; a<;1c1 olmayabilir ama . . . "

"Tabii ki i<; a<;1c1," dedi Theodora kendinden emin bir §ekil­


de. "Kestane rengi do§emelerle me§e panellerden daha ferahlati­
c1 bir §ey yoktur. Hem §U ko§edeki de ne oyle? Sedye mi?"

"Yann diger odalan goreceksiniz," dedi Doktor ona.


"Buras1 §amata odam1z olacaksa," diye ba§lad1 Luke, "otura­
cak bir §eyler getirmemizi oneriyorum. Buradaki herhangi bir §e­
yin iistiinde fazla kalamam, kay:iyorum <;iinkii," dedi Eleanor' a sir
verircesine.

"Yann," dedi Doktor. "Aslmda yarm evin tamamm1 ke§fe <;1-


kar ve e§yalan gonliimiizce diizenleriz. Hepiniz i<;kilerinizi bitir­
diyseniz Bayan Dudley'in ak§am yemegi i<;in ne yaptlgma bakma­
y:i oneriyorum."

Theodora hemen harekete ge<;ti ve sonra §a§kmca durdu. "Bi­


rinin bana yolu gostermesi gerek," dedi. "Yemek salonu nerede
bilmiyorum ." i§aret etti. "$u kap1 uzun koridora a<;1hyor, onun da
ardmda on hol var," dedi.

Doktor k1kirdadi. "Yanh§ camm. 0 kap1 seraya a<;1hyor." Yalu


gostermek i<;in ayaklandi. "Ben evin plamm inceledim," dedi ki­
birle. "Ve sanmm tek yapmam1z gereken §U kap1dan <;1k1p once
koridordan ve ardmdan da bilardo odasmdan ge<;mek, o zaman
yemek salonunu buluruz. Bir kere ah§mca," dedi, "zor degil."

"Neden evi boyle karma§1k yapm1§lar?" diye sordu Theodora.


"Neden bir siirii kii<;iik, tuhaf oda yapm1§lar?"

"Belki de birbirlerinden saklanmay:i seviyorlard1," dedi Luke.

"Neden her taraf boyle karanhk olsun istemi§ler anla­


m1yorum," dedi Theodora. Eleanor'la birlikte koridorda Dr.

61
Montague'niin pe;;inden gidiyorlardi. Arkalarmdan gelen Luke
durup dar bir masamn c;ekmecesinin ic;ine bakt1ktan sonra ka­
ranhk holdeki panellerin iistiindeki a;;k tanns1 biistlerinin ederi­
ni kendine yiiksek sesle sordu.

"Bu odalarm bazilan tamamen ba;;ka odalann ic;inde," dedi


Doktor ileriden. " Pencereleri yak, evin d1;;ma hic;bir c;1k1;;lan yak.
Gerc;i o donemde yapilm1;; bir evde boyle ic; ic;e odalar bulunmas1
c;ok ;;a;;1rt1c1 degil, hele sahip olduklari pencereleri bile kahn per­
delerle orttiikleri ve onlerine c;ahlar diktikleri dii;;iiniiliirse. Ah."
Koridorun kap1sm1 ac;1p on hole girdi. "�imdi," dedi kar;;1smdaki
c;ift kanath biiyii k kap1yi ve iki yanmdaki daha kiic;iik kapilan in­
celeyerek. "Bakahm," dedi ve en yakmdakini sec;ti. Karanhk oda­
ya girebilsinler diye kap1yi tutarken "Bu evin sahiden baz1 kiic;iik
tuhafhklan var," diye devam etti. " Luke, gel ;;u kap1yi tut, ben de
yemek salonunu bulayim." Karanhk odadan ihtiyatla gec;ti ve bir
kap1 ac;ti. Pe;;inden girdikleri yer evde ;;imdiye kadar gordiikleri
en giizel odaydi. I;;1klarm, aynca yemek goriintiisiiyle kokusunun
ic;eriye ho;;luk katt1g1 kesindi. "Kendimi kutluyorum," dedi elleri­
ni ne;;eyle ovu;;turarak. "Sizi Tepedeki Ev'in bilinmeyen, metruk
boliimlerinden gec;irerek uygarhga ula;;tird1m."

"Her kap1yi ardma kadar ac;1k b1rakmayi adet edinmeliyiz."


Theodora ba;;m1 geriye c;evirip arkasma huzursuzca bakti. "Boyle
karanhkta yii riimekten nefret ediyorum."
"Oyleyse kapanmasmlar diye diplerine bir ;;eyler koyman ge­
rek, " dedi Eleanor. "Bu evdeki biitiin kapilar birakmca kapam­
yor."

"Yann," dedi Dr. Montague. "Not alacag1m. Kap1 buraya ac;1-


hyor." Ustiinde Bayan Dudley'in onlar ic;in b1raktig1 lSltlCl ile or­
tiilerek yan yana dizilmi;; etkileyici yemeklerin bulundugu biife­
ye mutlu mutlu yoneldi. Mumlar, damah ortii ve ag1r, giimii;; c;a­
tal b1c;aklar dart ki;;i ic;in hazirlanm1;; sofraya ihti;;am katiyordu.

62
"Goriiyorum ki masraftan ka<;1mlmam1�;," dedi Luke bir <;ata­
h teyzesinin en kotii �iiphelerini hakh <;1karacak �ekilde eline ala­
rak. "Hakiki giimii�."

"Bence Bayan Dudley bu evle gurur duyuyor," dedi Eleanor.

"Bize kotii bir sofra hazirlamak istemedigi kesin," dedi Dok­


tor, is1hc1ya go� atarak. "Bu diizen harika hence. Bayan Dudley
karanhk <;okmeden <;ok once buradan aynhyor, boylece bizler o
mendeburu gormeden ak�am yemegimizi yiyebiliyoruz."

"Belki de, " dedi Luke bol kep<;e doldurdugu tabagma bakarak
"belki de sevgili Bayan Dudley'e -bu arada ona niye israrla sevgi­
li Bayan Dudley diyorum ki?- cidden haks1zhk ettim. Beni sabah­
leyin sag bulmayi umdugunu soylemi�ti, bir de ak�am yemegimi­
zin ocakta oldugunu . . . ,Simdi dii�iiniiyorum da belki <;ok yemek­
ten <;atlayip olmemi istiyordu. "

"Burada n e yap1yor ki?" diye sordu Eleanor D r . Montague'ye.


"O ve kocas1 neden bu evde tek ba�lanna kahyorlar?"

"Anlad1g1m kadanyla Dudley'ler <;ok uzun zamandir Tepede­


ki Ev'in i�lerini yap1yorlar, Sanderson'lar onlardan memnun ki
kovmam1�lar. Arna yann . . . "

Theodora k1lurdadi. "Bayan Dudley, Tepedeki Ev'in aszl sahi­


bi olan ailenin hayattaki tek ferdi hence. Bence o, biitiin Sander­
son miras<;1larmm -yani senin Luke- korkun<; �ekillerde olmeleri­
ni bekliyor. Sonra eve ve bodrumda gomiilii olan servet degerin­
deki miicevherlere konacak. Veya belki de o ve kocas1 altmlanm
gizli odada tutuyorlar ya da evin altmda petrol var."

"Tepedeki Ev' de gizli oda yak," dedi Doktor kendinden emin


bir �ekilde. "Dogal olarak boyle bir olas1hgm bahsi daha once de
ge<;ti elbette, burada oyle romantik �eyler bulunmad1gm1 goniil
rahathg1yla soyleyebilirim sanmm. Arna yarm . . . "

"Art1k petroliin modas1 kesinlikle ge<;ti, evlerin altmda var m1


yak mu milletin umurunda degil," dedi Luke Theodora'ya. "Ba-
_
63
yan Dudley beni belki uranyum ic;in goziinii kirpmadan 6ldiire­
bilir."

"Veya suf eglence olsun diye," dedi Theodora.

"Evet," dedi Eleanor, "peki ama burada ne i�imiz var bizim?"

Uc;ii ona upuzun bir dakika boyunca baktilar; Theodora ve


Luke merakla, Doktor ise ciddiyetle. Sonra Theodora, "Lafi ag­
z1mdan aldm," dedi. "Burada ne i�imiz var? Tepedeki Ev'in ters­
ligi ne? Ne olacak?"
"Yann-"

"Hayir," dedi Theodora neredeyse huysuzca. "Biz yeti�kin,


zeki iic; insamz. Sizinle burada, Tepedeki Ev'de bulu�mak ic;in he­
pimiz uzaklardan geldik, Doktor Montague. Eleanor bunun sebe­
bini bilmek istiyor, hen de 6yle."

"Ben de,'' dedi Luke.

"Bizi neden buraya getirdiniz? Siz neden buradasm1z? Tepe­


deki Ev'i nereden duydunuz, buranm neden boyle bir �ohreti var
ve gerc;ekte neler doniiyor? Ne olacak?"
Doktor keyifsizce ka�lanm c;att1. "Bilmiyorum," dedi ve sonra
Theodora hemen sabirs1zhgm1 belli eden bir hareket yapmca de­
vam etti: "Ev hakkmda sizden fazla bir �ey bilmiyorum ama bil­
digim her �eyi anlatmak niyetindeyim elbette. Ne olacagma ge- ·
lince, bunu sizlerle birlikte 6grenecegim. Yann konu�sak daha iyi
olur hence, giindiiz vakti-"

"Bence daha iyi olmaz," dedi Theodora.

"Sizi temin ederim ki," dedi Doktor, "Tepedeki Ev bu gece


sessiz olacak. Psi�ik fenomenler baz1 c;ok 6zel kanunlara uyar, bu
yiizden bir diizenleri vard1r."

"Gerc;ekten bu gece konu�mam1z gerektigini dii�iiniiyorum


hen, " dedi Luke.

" Korkmuyoruz," diye ekledi Eleanor.

64
Doktor yine i<; ge<;irdi. "Diyelim ki," dedi yava§<;a, "Tepedeki
Ev'in 6ykiisiinii dinlediniz ve kalmamaya karar verdiniz. Bu gece
nasil gideceksiniz?" Yine onlara <;abucak goz gezdirdi. "Bah<;e ka­
plSl kilitli. Tepedeki Ev'in konukseverligi abartmas1 me§hurdur,
misafirlerinin ka<;malarma izin vermekten ho§lanmazml§. Tepe­
deki Ev'i karanhkta terk etmeye <;ah§an son ki§i -ger<;i on sekiz
sene 6nceydi bu- bah<;e yolunun virajmda 6lmii§, ah birden fir­
layip onu biiyiik agaca savurmu§. Tepedeki Ev'i anlatmca biriniz
gitmek isterse ne olacak? En azmdan yann sizi kasabaya sag sa­
lim b1rakabilirim."

"Arna ka<;mayiz ki," dedi Theodora, "hen ka<;mam, Eleanor


da ka<;maz. Luke da."

"Surlarm iistiinde gogsiimiizii gere gere dururuz," diye des­


tek verdi Luke.

"Sizi asi asistanlar sizi. Peki, 6yleyse ak§am yemeginden son­


ra. Kahve i<;in kii<;iik oturma odamiza gideriz, Luke'un bavulun­
daki kaliteli brendiden de biraz i<;eriz ve size Tepedeki Ev'le ilgili
bildigim her §eyi anlatmm. Arna §imdi miizikten, resimden, hat­
ta politikadan filan bahsedelim."

"U<;iiniizii," dedi Doktor, kadehindeki brendiyi dondiirerek, "Te­


pedeki Ev'e nasil en iyi §ekilde hazirlayacag1ma karar vereme­
mi§tim. Mektupla anlatamazd1m, §imdi de siz bizzat gormeden
once tarih<;esinden bahsederek zihinlerinizi etkilemeyi hi<; iste­
miyorum." Oturma odasma geri donmii§lerdi ve ismm1§, hat­
ta mayi§IDI§lardi. Theodora koltukta oturmaya hi<; yeltenmeyip
§Ominenin 6niindeki kilimde bagda§ kurmu§, iizerine bir reha­
vet <;6kmii§tii. �6minenin 6niindeki kilime, Theodora'mn yam­
na oturmak isteyen Eleanor bunu zamamnda akd edemeyince

65
kendini kaygan koltuklardan birine rnahkurn etrni§ti ve §irndi k1-
p1rdand1g1 ii;in sakarca yere dii§erek dikkat i;ekrnek isterniyordu.
Bayan Dudley'in haz1rlad1g1 giizel a�arn yernegi ve bir saatlik sa­
kin sohbet, ortarndaki hafif geri;ek d1§1hk ve rnahcubiyet havas1m
dag1trn1§tI. Birbirlerini ke§fetrneye, birbirlerinin seslerini ve ta­
VIrlanm, yiizlerini ve kahkahalanm tamrnaya ba§larn1§lard1. Ele­
anor sadece dort-be§ saattir Tepedeki Ev' de bulundugunu amrn­
saymca biraz §a§ird1 ve ate§e dogru hafifi;e giiliirnsedi. Parrnakla­
rmm arasmda kadehinin ince sapm1, s1rtmda koltugun sert bas­
k1sm1, piiskiillerle boncuklar belli belirsiz k1rnildad1klan ii;in fark
edilen yurnu§ak hava akirnlanm hissedebiliyordu. Karanhk ko§e­
lere i;ekilrni§ti §irndi ve rnerrner a§k tanns1 heykeli onlara yukan­
dan tornbul tornbul, keyifle giiliirnsiiyordu.

"Tarn hayalet oykiisii anlatilacak zarnan," dedi Theodora.

"Liitfen." Doktor gergindi. "Gocuk degiliz ki birbirirnizi kor­


kutrnaya i;ah§ahrn."

"Pardon." Theodora ba§Im kaldmp ona giiliirnsedi. "Biitiin


bunlara ah§rnaya i;ah§iyorurn, o kadar."

"Laf1rn1za," dedi Doktor, "i;ok dikkat edelirn. Hayaletlerle ve


hortlaklarla ilgili onyargilar-"

"Gorbadaki kesik el rnesela," diye yard1rnc1 oldu Luke.

"Oglurn. Liitfen arna. Buradaki hedefirnizin bilirnsel ve ke§if


arnai;h olrnas1 sebebiyle, rnesela -dii§iineyirn- bir patlarnI§ rn1s1r
partisine daha uygun dii§ecek bOliik pori;iik korku oykiilerinden
etkilenrnernesi, i;arp1tilrnarnas1 gerektigini ai;1klarnaya i;ah§iyor­
durn." Kendinden rnernnun bir §ekilde herkesin ilgilenip ilgilen­
rnedigini gorrnek ii;in etrafa bakmd1. "Ashnda son birkai; yild1r
siirdiirdiigiirn ara§tlrrnalar sonucunda psi§ik fenornenlerle ilgi­
li iirettigirn baz1 teorileri smarna firsatm1 §irndi ilk kez bulaca­
g1rn. ideali, Tepedeki Ev hakkmdaki hii;bir §ey bilrnerneniz elbet­
te. Cahil ve ai;1k gorii§lii olrnamz gerek."

66
"Ve not tutrnarn1z," diye rnmldand1 Theodora.

"Notlar. Evet, dogru. Notlar. Arna size evin gec;rni§i konu­


sunda hie; bilgi verrnernenin de pratik olrnayacagmm farkmda­
yirn, sonuc;ta sizler herhangi bir dururnla hazirhks1z kar§ila§a­
cak insanlar degilsiniz." Onlara kurnazca giiliirnsedi. "Siz iic;ii­
niiz uyurnadan once rnasal okurnarnda direten, soz dinlernez, §1-
rnank c;ocuklarsm1z." Theodora k1kirdaymca Doktor ona rnut­
lu rnutlu kafa salladi. Kalk1p §.Orninenin yamna giderek ayakta
durdu, bir sm1ftayrn1§c;asma poz verdigi barizdi; sanki arkasm­
da bir kara tahta bulunrnayi§mm eksikligini hissediyordu, c;iin­
kii bir iki-kez biraz yan doniip soyledigi §eyi c;izerek gosterrnek
ic;in tebe§ir ararcasma elini kaldirrn1§tl. "�irndi," dedi, "Tepede­
ki Ev'in tarihc;esine gec;elirn." Ke§ke defterirn ve kalernirn olsayd1,
diye dii§iindii Eleanor; boylece Doktor kendini rahat hissederdi.
Theodora'yla Luke'a goz atmca ikisinin de yii zlerinde ic;giidiisel
bir §ekilde sm1fta piir dikkat kesilrni§ler gibi bir ifadenin belirdi­
gini gordii. Kendilerini iyice kaptirdilar, diye dii§iindii; rnacera­
rn1zm yeni bir safhasma girdik.

" Levililerde," diye soze ba§lad1 Doktor, "bahsedilen tsaraas


ya da 'ciizzarnh' evleri hatirlayin veya Horneros'un yeraltma Ai­
dao domos, yani Hades evi dedigini. Baz1 evlerin kirli ya da ya­
sak -belki de kutsal- olduklan fikrinin insanoglunun zihni kadar
eski oldugunu size amrnsatrnarna gerek yok sanmrn. Kac;1mlrnaz
bir §ekilde kutsal ve faziletli bir atrnosfere biiriinen baz1 yerler
oldugu da kesin, dolayis1yla kirni evlerin dogu§tan kotii olduk­
lanm soylernek abart1h olrnayabilir. Tepedeki Ev nedense yirrni
seneden fazla zarnandir insanlann ya§ayacag1 bir yer olarak ka­
bul edilrniyor. Oncesinde nasild1, ki§iligi burada ya§ayan insan­
lar veya yaptiklan §eyler tarafindan rn1 bic;irnlendirilrni§ti yoksa
ba§tan beri mi kotiiydii; bu sorulan yamtlayarnarn. Buradan ay­
nlrnadan once Tepedeki Ev hakkmda bir siirii §ey ogrenecegirni­
zi urnuyorurn elbette. Baz1 evlere neden perili dendigini bile bi­
len pek kirnse yok."

67
"Tepedeki Ev'e ba§ka ne denir ki?" diye sordu Luke.

"�ey. . . Ruhen dengesiz denebilir belki. Ciizzarnh. Hasta. De­


lilik yerine herhangi bir ortrnece kullamlabilir. Akll hastas1 olan
bir ev fikri uygun. Ancak tuhaf, gizernli §eyleri dikkate alrnayan
popiiler teoriler var. 'Psi§ik' dedigirn olaylann aslmda yeraltl su­
lannm, elektrik ak1rnlannm veya hava kirliliginin yol a<;tlg1 ha­
liisinasyonlar oldugunu savunan insanlar var. Atrnosfer basmc1-
nm, giine§ lekelerinin, hafif yer sarsmtllanmn §iipheciler arasm­
da yanda§lan var. insanlar," dedi Doktor kederle, "bir §eyleri bir
an once <;ozrneye, isirnlendirrneye oyle hevesliler ki anlarns1z bir
isirn olrnas1 onernli degil, yeter ki bilirnsel bir havas1 olsun." i<;
ge<;irdi, gev§edi ve onlara hafif<;e, gizernli bir §ekilde giiliirnsedi.
" Perili bir ev," dedi. "Buna herkes giiler. Universitedeki rneslek­
ta§lanrna bu yaz karnpa gidecegirni soylernek zorunda kald1rn."

"Ben insanlara bilirnsel bir deneye katilacag1rn1 soyledirn,"


diye destek verdi Theodora. "Nerede veya nasll bir deneye katila­
cag1rn1 soylernedirn tabii."

"Senin arkada§larm bilirnsel deneylerle benirnkiler kadar


ilgilenrniyorlardir herhalde. Evet." Doktor tekrar i<; ge<;irdi.
" Karnprnl§. Bu ya§1rnda. Arna buna inand1lar. Eh. " Tekrar dog­
ruldu ve yan tarafm1 yoklad1, belki de bir yarda ol<;egi anyor­
du. "Tepedeki Ev'i ilk kez bir yil once, eski bir kirac1dan duy­
durn. Ba§ta Tepedeki Ev'den ailesi ta§ranm o kadar iicra bir ko­
§esinde oturrnak isternedigi i<;in ta§md1gma ikna etrneye <;ah§­
t1 beni, sonundaysa bu evin yakilrnas1 ve topraga tuz serpilrne­
si* gerektigini soyledi. Tepedeki Ev'in diger kiracllarmm isirn­
lerini ogrendirn ve hi<;birinin evde birka<; giinden fazla kalrna­
d1gm1 ke§fettirn, hi<;biri kontrattaki siireyi doldurrnarn1§tl, kirni
rutubet yiiziinden ta§md1gm1 soyliiyordu -ki alakas1 yok, ev ga-

Ortai;agdan kalma bir inani;. Fethedilen topraklara tuz serpme gelenegi, bura­
y1 yeniden ya�am alanma i;evirecek olanlara gonderilmi� bir lanet say1ld1g1 gibi
�eytan i;1karmada da uygulanird1.

68
yet kuru- kimiyse i� sebebiyle. Yani Tepedeki Ev' den a par topar
i;1kan biitiin kiracilar yapt1klanm mant1kh sebeplere dayand1r­
maya i;ah�tilar ama ortak noktalan hepsinin de burayi terk et­
mi� olmas1yd1. Eski kiracilardan daha i;ok �ey ogrenmeye i;ah�­
tlm, ama hii;birini evden bahsetmeye ikna edemedim, bana bil­
gi verme konusunda son derece goniilsiiz gibilerdi, hatta bura­
da gei;irdikleri zamamn ayrmtilanm ammsamak bile istemiyor­
lard1. Bu evde bir siire kalan istisnas1z herkes, buradan miim­
kiin oldugunca uzak durmam1 tavsiye etti. Eski kiracilardan bir
teki bile Tepedeki Ev'in perili oldugunu itiraf edemedi, ama
Hillsdale'e gidince gazete ar�ivlerine bakt1m ve . . . "

"Gazete mi?" diye sordu Theodora. "Bir skandal m1 olmu�?"

"Ah, evet," dedi Doktor. "intihar, delilik ve ai;1lan davalarla


do rt dortliik bir skandal hem de. Sonra kasabahlarm ev konusun­
da hi<; �iipheleri olmad1g1m ogrendim. Bir siirii farkh oykii duy­
dum tabii . . . Perili bir ev hakkmda dogru diiriist bilgi toplamak
cidden inamlmayacak kadar zor, bildiklerimi ogrenmek ii;in ne­
ler i;ektigimi duysamz �a�arsm1z . . . Sonunda Bayan Sanderson'a,
yani Luke'un teyzesine gittim ve Tepedeki Ev'i kiralad1m. Kendi­
si evin ho� bir yer olmad1g1m ai;1ki;a soyledi."

"Bir evi yakmak samld1g1 kadar kolay degil," dedi Luke.

" . . . ama ekibimde ailesinden birinin yer almas1 ko�uluyla,


ara�tlrma yapmak ii;in evi k1sa siireligine kiralamama izin verdi."

"Sizi," dedi Luke ciddiyetle, "o muhte�em, eski skandallan


ai;1ga vurmaktan caydiracag1m1 umuyorlar."

"i�te. Buraya nas1l geldigimi ve Luke'un gelme nedenini ai;1k­


lam1� oldum sizlere. Siz ikinize gelince bayanlar, mektup yazd1-
g1m ve davetimi kabul ettiginiz ii;in burada oldugunuzu art1k he­
pimiz biliyoruz. Umanm her biriniz evdeki giii;leri kendi tarzm1z­
la yogunla�tmrsm1z. Theodora az i;ok telepati yetenegine sahip

69
oldugunu gosterdi, Eleanor'un ise gec;mi�te poltergeist* fenome­
niyle yakmdan ilgisi olmu� . . . "

"Benim mi?"

" Elbette." Dok.tor ona merakla bakti. "Uzun yillar once, c;o­
cuklugunda. Ta�lar-"

Eleanor ka�lanm c;att1 ve hayir anlammda kafa salladi. Ka­


dehinin sapm1 tutan parmaklan titrerken "O kom�ulann i�iy­
di," dedi. "Annem kom�ularm yaptlgm1 soyledi. insanlar hep k1s­
kanc;tlr. "

"Olabilir." Dok.tor usulca konu�up Eleanor'a giiliimsedi. "O


olay c;oktan unutuldu tabii, Tepedeki Ev'de bulunmam isteme
nedenim bu oldugu ic;in konuyu ac;tim."

"Ben c;ocukken," dedi Theodora ternbel ternbel "-sizin kibar


tabirinizle 'uzun yillar once,' Dok.tor- bir seramn c;atlsma tugla
att1g1rn ic;in dayak yerni�tirn. Bunu uzun uzun dii�iindiigiirnii ha­
tlrhyorurn, dayak yedigirni unutrnarn1�tlrn arna o rnuhte�ern c;a­
t1rt1yi da akhrndan c;1kararn1yordurn, bu yiizden iyice dii�iiniip ta­
�md1ktan sonra aym �eyi tekrar yapt1rn."

"Ben c;ok iyi hatlrlarn1yorurn," dedi Eleanor Doktor'a karar­


s1zca.

"Arna neden?" diye sordu Theodora. ''Yani Tepedeki Ev'in pe­


rili oldugunun samlrnas1m ve neler olacagm1 gorrnek ic;in bizi bu­
raya c;agirrnamz1 kabul edebilirirn Doktor Montague, hem bah­
se girerirn ki burada tek ba§zmza kalrnak hie; ho�unuza gitrnezdi.
Arna hie; anlarn1yorurn. Buras1 berbat, eski bir ev. Kiralarn� olsarn
giri� holiinii goriir gormez layarneti kopanr ve param1 geri ister­
dim. Arna ne var yani burada? insanlann odiinii koparan ne?"
"isirnsiz bir �eye isim koyacak degilirn," dedi Dok.tor. "Bilrni­
yorum."
*
Ev ii;:lerinde qyalan oynatt1klarma inamlan giiriinrnez ve kiitiiciil varhklara ve­
rilen ad.

70
"Bana ne oldugunu soylernediler bile," dedi Eleanor Doktor'a
tela;;la. "Annern korn;;ularm i;;i dedi, bize kar;;ilarrn1;; <;iinkii an­
nern onlarla rnuhatap olrnuyorrnu;;. Annern-"

Luke yava;;<;a ve kararhhkla onun soziinii kesti. "Bence,"


dedi, "hepirniz ger<;ekleri istiyoruz. Anlayabilecegirniz ve baglan­
tl kurabilecegirniz bir ;;eyler . . . "

"Once," dedi Doktor, "hepinize bir soru soracag1rn. Gitrnek


istiyor rnusunuz? �irndi toplamp buradan aynlrnak ve Tepedeki
Ev ne hali varsa gorsiin dernek istiyor rnusunuz?"

Eleanor'a doniince k1z ellerini birbirine s1rns1k1 bastlrdi. i;;te


ka<;rnak i<;in bir firsat daha, diye dii;;iindii arna, "Hayir," deyip
Theodora'ya utan<;la bakti. "Bugiin 6gleden sonra <;ocuk gibi dav­
rand1rn," diye a<;1kladi. " Korkturn, kendirne engel olarnad1rn."

"Tarn olarak dogru degil bu, " dedi Theodora sadakatle. "Be­
nirn de ondan altta kahr yamrn yoktu, bir tav;;an yiiziinden birbi­
rirnizin odiinii kopard1k."

"Tav;;anlar korkun<; yarat1klardir," dedi Luke.

Doktor giildii. "Bugiin 6gleden sonra hepirniz huzursuzduk


sanmrn. Ko;;eyi doniip Tepedeki Ev'i boydan boya goriince in­
san afalhyor."

"Araba agaca <;arpacak sand1rn," dedi Luke.

"�irndi s1cak bir odada, ate;;in kar;;1smda, yamrnda ba;;kalan


varken gayet cesururn," dedi Theodora.

"Art1k istesek de gidebilecegimizi sanrn1yorurn." Eleanor ne


diyecegini veya ba;;kalarmm ne anlayacag1m dii;;iinrneden ko­
nu;;rnu;;tu, kendisine bakakald1klanm goriince giiliip ekledi: "Ba­
yan Dudley bizi hayatta affetrnez. " Soylernek istediginin bu oldu­
guna inamp inanrnad1klanm rnerak etti. Belki de bu ev art1k bizi
ele ge<;irdi ve gitrnernize izin verrneyecek, diye dii;;iiniiyordu.

71
"Biraz daha brendi ii;elirn de," dedi Doktor, "size Tepedeki
Ev'in oykiisiinii anlatayirn." �orninenin oniindeki ogretrnen po­
zuna geri dondii ve 9ok eskiden olrnii1? krallarla 9ok eskiden ya­
pilrn11? sava1?lan anlatircasma agir ag1r konu1?rnaya ba1?ladi. Sesi­
ne herhangi bir duygu katrnarnaya ozen gosteriyordu. "Tepedeki
Ev seksen kiisur sene once in1?a edilrni1?," diye soze girdi. " Hugh
Crain diye bir adarn ailesi ii;in yaptirrn11?, 9ocuklanyla torunlan­
nm rahat rahat ya1?ad1klanm gorrneyi ve olene kadar burada hu­
zur ii;inde olrnayi urnuyorrnu1?. Maalesef Tepedeki Ev ba1?tan beri
kcderli bir evrni1?, Hugh Crain'in gen9 kans1 bindigi at arabas1
bah9e yolunda devrilince evi ilk kez gorrnesine birka9 dakika kala
olrnii1?. Kadm, canszz bedeni dernek daha dogru olur, kocasmm
onun ii;in in1?a ettigi eve getirilrni1?. Hugh Crain 9ok iiziilrnii1?, yi­
kilrn11?, yeti1?tirilecek iki kii9iik k1zla ba1? ba1?a kalrn11?, arna Tepe­
deki Ev'den ta1?mrnarn11?."

" Burada biiyiiyen 9ocuklar rn1 varrn11? yani?" diye sordu Ele­
anor hayretle.

Doktor giiliirnsedi. "Dedigirn gibi, ev rutubetli degil. Hurn­


rnaya yakalanrnalarma yol ai;acak batakhklar yokrnu1?, kir hava­
smm onlara iyi gelecegi dii1?iiniiliiyorrnu1? ve evin kendisi gayet
liiksrnii1?. iki kii9iik 9ocugun burada oyun oynayabileceklerinden
1?iiphern yok, belki yalmzhk 9ekrni1?lerdir arna rnutsuz olrnarn11?­
lard1r."

"Urnanrn derenin s1g sulannda oynarn11?lard1r," dedi Theodo­


ra. Ate1?e ciddiyetle bakti. "Zavalh yavrucaklar. Urnanrn o 9ayirda
ko1?UP k1r 9i9ekleri toplarnalanna izin verilrni1?tir."

"Babalan yeniden evlenrni1?," diye devarn etti Doktor. "Aslm­


da iki kez daha evlenrni1?. E1?leri konusunda . . . talihsizrni1? gibi go­
riiniiyor. ikinci Bayan Crain dii1?iiP olrnii1?, arna nas1l ve neden
dii1?tiigiinii ogrenernedirn . bliirnii selefininki kadar beklenrne­
dikmi1? anla1?Ilan. U9iincii Bayan Crain, Avrupa'da bir yerde ve-

72
remden olmii§. Kiitiiphanede babalanmn ve iivey annelerinin
kaphcadan kaphcaya giderken iki kiic;iik k1za gonderdikleri kart­
postallar var. Kiic;iik k1zlar iivey anneleri olene kadar burada da­
dilanyla birlikte oturmu§lar. Sonra Hugh Crain, Tepedeki Ev'i
kapamaya ve yurt di§mda kalmaya niyetli oldugunu bildirince
k1zlar annelerinin bir kuzeninin yanma gonderilmi§ ·ve biiyiiye­
ne kadar orada ya§aIDI§lar."

"Umanm annelerinin kuzeni, ya§h Hugh'dan biraz daha eg­


lenceli c;1km1§tlr," dedi Theodora. Hala ate§e ciddi bir edayla ba­
k1yordu. "Gocuklann karanhkta mantar gibi yeti§tiklerini dii§iin­
mek ho§ degil. "

"Onlar oyle dii§iinmiiyorlarm1§," dedi Doktor. "iki k1z kar­


de§ hayatlannm geri kalamm Tepedeki Ev konusunda c;eki§erek
gec;irmi§ler. Hugh Crain, merkezi burada olacak bir hanedanhk
kurma emellerine ragmen Avrupa'da bir yerde, kansmdan k1sa
siire sonra oliince Tepedeki Ev de iki laz karde§e kalmI§ - ki o
s1rada gene; k1z olmu§lard1 herhalde, en azmdan abla sosyeteye
takdim edilmi§ti. "

"Ve sac;m1 yaptmyordu, §ampanya ic;meyi ve yelpaze ta§Ima­


YI ogrenmi§ti-"
"Tepedeki Ev senelerce bo§ kalmI§, ama aile ic;in hep haz1r
tutuluyormu§, once Hugh Crain'in geri donecegi beklentisiyle,
onun oliimiinden sonra da laz karde§lerden biri yerle§ebilir diye.
Bu arada iki k1z karde§ Tepedeki Ev'in ablamn olmas1 konusunda
anla§IDI§lar gibi goriiniiyor, kiic;iik k1z karde§ evlenmi§ . . . "

"Rah," dedi Theodora. "Kiii;iik olan evlenmi§ demek. Ablas1-


nm ni§anhs1m c;almI§tir kesin."

"Ablamn a§kta §anss1z oldugu soylenirmi§," diye katild1 Dok­


tor, "gerc;i bu herhangi bir sebepten dolayi yalmz ya§amayi yeg­
leyen c;ogu bayan ic;in soylenir. Her haliikarda, abla buraya gelip
yerle§mi§. Babasma c;ekmi§mi§ anla§Ilan, burada birkac; sene ne-

73
redeyse rniinzevi hayat1 ya§aIDI§, gen;i Hillsdale koyliileri onu ta­
myorlar. Size inamlrnaz gelebilir arna Tepedeki Ev'i gen;ekten se­
viyor ve onu ailesinin yuvas1 olarak goriiyorrnu§. Sonunda yanrna
ona arkada§hk etsin diye koyden bir k1z alrn1§. Ogrendigirn kada­
nyla koyliiler, ya§h Bayan Crain -ona boyle denrnesi kac;milrnaz­
d1 elbette- hizrnetc;ilerini koyden sec;tigi ic;in o zarnanlar ev hak­
kmda kotii dii§iinrniiyorlarrn1§, aynca yanrna o koylii km alrna­
smdan ho§lanrn1§lar. Ya§h Bayan Crain, k1z karde§iyle ev konu­
sunda siirekli tart1§1yorrnu§, karde§i evdeki hissesinden baz1 de­
gerli aile yadigarlan kar§1hgmda vazgec;tigini ve ablasmm sonra­
dan bunlan verrnekten cayd1g1m soyliiyorrnu§ israrla. Klz karde§
ozellikle baz1 rniicevherlere, antika rnobilyalara ve altm siislerne­
li bir tabak setine kafayi takrn1§ anla§ilan. Bayan Sanderson ic;in­
de aileye ait belgelerin bulundugu bir kutuyu kan§tirrnarna izin
verdi, k1z karde§inin Bayan Crain'e gonderdigi mektuplardan ba­
zilanm bu sayede gordiirn ve hepsinde de en c;ok o tabaklar ko­
nusunda yak1myor. Her neyse, abla bu evde zatiirreden oldiigiin­
de yamnda sadece kiic;iik yard1rnc1s1 varrn1§ . . . Doktora haber ver­
rnekte gee; kahnd1g1, ya§h kadm yukanda ihrnal edilrni§ halde can
c;eki§irken gene; hizrnetc;inin bahc;ede koylii bir hodiikle oyna§tlg1
soyleniyor, arna bunlann s1rf skandal olsun diye uyduruldugun­
dan §iipheleniyorurn, o zamanlar oyle bir §eye yaygm olarak ina­
mld1gma dair hic;bir kamt bularnad1rn. Hatta soylentilerin c;ogu
dogrudan ofkesi hie; dinrneyen k1z karde§in intikarn hirsmdan
kaynaklanrn1§ gibi goriiniiyor."

"Klz karde§i sevmedim," dedi Theodora. "Once ablasmm sev­


gilisini, sonra da tabaklanm c;alrnaya kalkI§Ill l §. Sevrnedirn onu . "

"Tepedeki Ev'le ilgili trajedilerin listesi epey kabank, ama bu


c;ogu ev ic;in gec;erlidir. Sonuc;ta insanlann bir yerlerde ya§ayip
6lrneleri gerekiyor ve seksen yilhk bir evin sakinlerinden hic;biri­
nin olrnerni§ olrnas1 kiic;iik bir ihtirnal. Ablamn oliirniinden sonra
evle ilgili bir dava ac;1lrn1§. Kadmm yard1rnc1s1 evin kendisine b1-

74
rakild1gmda diretmi1?, ama k1z karde1?le kocas1 evin kanunen ken­
dilerine ait oldugunu israrla savunmu1?lar ve yard1mcmm ablayi
kandmp aslmda k1z karde1?ine buakmaya niyetli oldugu evi ken­
disine devretmeye ikna ettigini one siirmii1?ler. Biitiin ailevi c;e­
ki1?meler gibi tats1z bir meseleymi1? ve biitiin ailevi c;eki1?melerde
oldugu gibi iki taraf da inamlmayacak kadar sert ve zalimce laf­
lar sarf etmi1?. Yard1mc1, duru1?mada -ki bu, Tepedeki Ev'in ger­
c;ek kimligine dair ilk ipucu hence- kiz karde1?in gece vakti eve
gelip bir 1?eyler c;ald1gma yemin etmi1?. Bu suc;lamayi ac;mas1 ic;in
bask1 yap1hnca son derece huzursuzlamp tutars1zla1?IDl1? ve niha­
yet, ithamma kamt gostermeye zorlamnca bir giimii1? sofra tak1-
m1yla degerli bir emaye setin, aynca 1?U me1?hur altm siisleme­
li tabaklarm kayboldugunu s6ylemi1? - ashnda dii1?iiniince onla­
n c;almak epey zor goriiniiyor. Klz karde1?se cinayet suc;lamasm­
da bulunacak kadar ileri gitmi1? ve ya1?h Bayan Crain'in oliimiiyle
ilgili bir soru1?turma ac;ilmasm1 talep ederek ihmal ve kusur soy­
lentilerini ba1?latm11? olmu1?. Bu iddialarm ciddiye ahmp ahnma­
d1gm1 bilmiyorum. Ortada sadece ablanm gayet resmi oliim ila­
m var, o kadar. Oliimiinde bir tuhafhk olsa en ba1?ta koyliiler me­
rak ederlerdi zaten. Yard1mc1 sonunda davayi kazanm11? ve hen­
ce hakaret davas1 ac;sa onu da kazamrm11?. Gerc;i k1z karde1? evi
almaya c;ah1?maktan hie; vazgec;memi1?. Talihsiz yard1mc1ya mek­
tuplar gondererek tehditler savurup durmu1? ve yerel polis kayit­
lannda yard1mcmm en az bir kez dii1?manmm siipiirgeyle iistii­
ne saldumasm1 engellemek ic;in polis korumas1 istemek zorun­
da kald1g1 goriiliiyor. Yard1mc1 deh1?et ic;inde ya1?1yormu1? anla1?1-
lan, evine geceleri h1rs1z giriyormu1? -gelip bir 1?eyler c;ald1klan­
m iddia etmekten hie; vazgec;memi1?- ve okudugum ic;ler ac1s1 bir
mektupta hamisinin oliimiinden beri huzurlu tek bir gece gec;ir­
mediginden yakm1yordu. Tuhaf bir 1?ekilde koyliilerin neredeyse
tamam1 kiz karde1?in tarafim tutuyorlarm11?, belki de eskiden koy­
lii olan yard1mc1 art1k k61?kiin hamm1 oldugu ic;in. Koyliiler kiz

75
karde§in hakk1 olan mirasa diizenbaz bir gene; kadmm kondu­
guna inamyorlarm1§ ve sanmm hala da oyle dii§iiniiyorlar. Yar­
d1mcmm can yolda§1m oldiirdiigiinii sanm1yorlarm1§, ama elleri­
ne firsat gec;ince kendileri de her tiirlii dolab1 c;evirdikleri ic;in k1-
zm diizenbaz olduguna inanmak c;ok ho§lanna gidiyormu§ tabii
ki. Eh, dedikodu her zaman kotii bir dii§mandir. Zavalh kadm in­
tihar edince-"

"intihar m1 etmi§?" Afallayan Eleanor ayaga kalkacak gibi


oldu. " Kendini oldiirmek zorunda m1 kalm1§?"

"Yani i§kencecisinden kurtulmasmm ba§ka bir yolu var m1y­


d1 diye mi soruyorsun? Olmad1g1m dii§iiniiyormu§ belli ki. Koy­
liiler vicdan azab1 c;ektigi ic;in intihan sec;tigine inamyorlar. Ben­
se onun kendine ait oldugunu sand1g1 §eylere lsrarla tutunan,
ama yildirmaya zihnen gogiis geremeyen inatc;1, ak1ls1z gene; ka­
dmlardan oldugunu dii§iiniiyorum. Klz karde§in ba§latt1g1 nef­
ret dolu miicadeleye kar§l kesinlikle savunmas1zd1, koydeki eski
dostlan ona s1rt c;evirmi§ti ve geceleri eve gizlice giren dii§mam­
m kilitlerle siirgiilerin durduramad1gma emin oldugu ic;in akhm
oynatml§tl herhalde-"

"Buradan gitmeliydi," dedi Eleanor. "Evi terk edip elinden


geldigince uzaga kac;mahydi."

"Ashnda oyle yapti. Bence herkes o zavalh k1zdan gerc;ekten


olesiye nefret ediyordu, s1ras1 gelmi§ken soyleyeyim, kendini as­
ml§. Soylentiye gore kendini kuledeki tarete asm1§, ama soz ko­
nusu olan Tepedeki Ev gibi kuleli ve taretli bir yerse soylentiler
kendinizi ba§ka yerde asmamza izin vermez zaten. Oliimiinden
sonra evin miilkiyeti kadmm resmen kuzenleri olan Sanderson
ailesine gec;mi§, kiz karde§in tacizleri kar§1smda kesinlikle onun
kadar aciz kalmam1§lar, bu arada k1z karde§ de o s1ralar biraz ak­
hm oynatm1§ galiba. Bayan Sanderson'dan duyduguma gore aile­
si -kocasmm anne babas1 herhalde- evi gormeye ilk geldiklerinde

76
k1z karde:;; onlan rahats1z etrneye kallam:;; , yol kenarmda durup
gec;erlerken onlara bagmnca karakolluk olrnu:;; . Goriinen o ki kiz
karde:;; in oykiideki rolii burada son buluyor. Sanderson'un onu
tutuklatrnasmdan birkac; sene sonra gazetede c;1kan k1sa oliim
ilamna kadar ger;en siire boyunca vaktini yapt1g1 hatalan San­
dersonlann yamna yakla:;; rn adan, oyle sessiz sedas1z dii:;; iinerek
gec;irrni:;; gibi goriiniiyor. Ne tuhaft1r ki sac;rnalayip dururken hep
1srar ettigi bir husus varrn1:;; . . . Bu eve ister h1rs1zhk ister ba:;; ka bir
sebep yiiziinden geceleyin asla girmeyecegini soyliiyorrnu:;; . "

"Galman bir :;; ey olrnu:;; mu?" diye sordu Luke.

" Dedigirn gibi, yard1rnc1ya bask1 yapilmca sonunda bir-iki :;; e­


yin ortadan kayboldugunu arna c;ahnd1klarmdan ernin olarnad1-
gm1 soylerni:;; . Eve geceleri gizlice giren biri oldugu oykiisii tah­
rnin edersiniz ki Tepedeki Ev'in iiniine iin katrn1:;; . Dahas1, San­
dersonlar burada hie; oturrnarn1:;;l ar. Evde birkac; giin kahp koy­
liilere hernen yerle:;; rneye haz1rland1klanm soylerni:;;ler arna son­
ra durup dururken evin kapilanm r;ektikleri gibi gitmi:;;l er. Koy­
dekilere acil bir i:;; yiiziinden :;; ehre yerle:;; rnek zorunda oldukla­
nm soylerni:;;ler, ama koyliiler inanrnarn1:;; . 0 zarnandan beri bu
evde birkar; giinden fazla kalan olrnam1:;; . 0 zamandan beri satI­
hk ve kirahk. Eh, bu uzun bir oykiiydii. Biraz daha brendiye ihti­
yac1m var."

"�u zavalh iki kiic;iik kiz," dedi Eleanor ate:;; e bakarak. "Ak­
hrndan c;1krn1yorlar. Bu karanhk odalarda yiiriiyor, belki de bura­
da ya da yukandaki yatak odalarmda oyuncak bebekleriyle oyna­
rnaya c;ah:;;1yorlardi. "

"Yani eski ev burada oylece duruyordu." Luke b i r parmagrn1


c;ekinerek uzat1p rnermer a:;; k tanns1 heykeline ihtiyatla dokun­
du. "ic;indeki hic;bir :;; eye dokunulmuyordu, hic;bir :;; eyi kullaml­
rn1yordu, art1k hie; kirnse buradaki :;; eyleri isterniyordu. Ev bura­
da oylece dump dii:;;iiniiyordu."

77
"Ve bekliyordu," dedi Eleanor.

''Ve bekliyordu," diye onaylad1 Doktor. "Temelde," diye de­


vam etti yava1?c;a, "kotiiliik evin kendisi samnm. ic;inde ya1?ayan
insanlan ve onlarm hayatlanm hapsedip yok etti. Buras1 ic;inde
garez tutan bir mekan. Eh. Yann hepsini goriirsiiniiz. Sanderson­
lar buraya yerle1?meyi dii1?iiniirken elektrik ve born tesisatl yap­
tirm11?lar, ama onun d11?mda ev hie; degi1?memi1?. "

"�ey," dedi Luke lasa bir sessizlikten sonra, "eminim hepimiz


burada c;ok rahat edecegiz. "

Eleanor kendi ayaklarma hayran hayran bakmakta oldugunu


hayretle fark etti. Ayakla n dibindeki Theodora ate1?e kar1?1 hiil­
yalara dalm11?tl. Eleanor, kirm1z1 sandaletli ayaklanmn giizel
goriindiiklerini derin bir tatminle dii1?iindii. Ne kadar eksiksiz
ve apayn bir varhg1m, diye gec;irdi aklmdan; ayak parmakla­
nmdan kafamm tepesine kadar tam bir bireyim, sadece bana
ait olan niteliklere sahibim. KirmlZl ayakkabilanm var, diye
dii1?iindii-Eleanor'a 6zgii 1?eyler: istakoz sevmem, sola doniip
uyurum, huzursuzken parmaklanm1 c;1tlatmm ve diigme bi­
riktiririm. Benim olan bir brendi kadehini tutuyorum c;iinkii
b uraday1m ve onu kullamyorum aynca bu odada bir yerim var.
Kirm1z1 ayakkab1lanm var ve yarm uyamnca hala burada ola­
cag1m.

<;ok usulca, "Kumm ayakkabilanm var" deyince Theodora


doniip ona giiliimsedi.

"Size . . . " dedi Doktor onlara canh, kayg1h bir iyimserlikle ba­
karak " . . . size bric; bilir misiniz diye sormak istiyordum."

"Elbette," dedi Eleanor. Bric; oynanm, diye dii1?iindii - eski­


den Dansc;1 isminde bir kedim vard1, yiizme bilirim.

78
Theodora, " Korkanm, hayir" deyince diger ii�ii di:iniip ona
gizlemedikleri bir hayal kmkl1g1yla baktdar.

"Hi� mi bilmezsin?" diye sordu Doktor.

"Annem, avukatJ ve onun kans1yla," dedi Eleanor, "on bir yil


boyunca haftada iki kez bri� oynad1m . . . Benim kadar oynayabi­
lirsin, eminim."

"Belki bana i:igretebilirsin?" diye sordu Theodora. "Oyunlan


�abuk i:igrenirim."

Doktor, "Tiih" deyince Eleanor'la Luke giildiiler.

"Biz de ba:;;ka bir :;; ey yapanz," dedi Eleanor. Bri� oynayabili­


yorum, diye dii:;; ii ndii; ek:;;i kremah elmah turta severim ve bura­
ya bizzat araba kullanarak geldim.

"Tavla," dedi Doktor ac1 ac1.

Luke Doktor'a, "Satran�ta fena degilimdir" deyince adam he­


men sevindi.

Theodora'nm dudaklannda inat�1 bir ifade belirmi:;;t i. "Bura­


ya oyun oynamaya gelmedik herhalde, " dedi.
Doktor belli belirsiz, "Gev:;;e mek i�in" deyince Theodora so­
murtarak omuz silkti ve s1rt1m di:inerek tekrar ate:;; e bakti.

Luke, "Yerini si:iylerseniz ben satran� tak1m1m getiririm,"


dedi ve Doktor giiliimsedi.

"Ben gitsem daha iyi," dedi. "Unutma ki evin zemin katmm


plamn1 inceledim. Kendi ba:;;m a gidersen biiyiik ihtimalle �eni bir
daha asla bulamayiz. " Kap1 Doktor'un ardmdan kapamrken Luke
Theodora'ya merakla gi:iz att1 ve ardmdan Eleanor'un yanma git­
ti. "Kayg1h degilsin, degil mi? 0 i:iykii seni korkuttu mu?"

Eleanor kararhhkla hayir anlammda kafa sallayinca Luke,


"Solgun gi:iriiniiyorsun," dedi.

"Herhalde uyku vaktim geldi," dedi Eleanor. "Bugiinkii kadar


uzun siire boyunca araba kullanmaya ah:;; 1k degilim."

79
"Brendi," dedi Luke. "Daha iyi uyumam saglar. Senin de,''
dedi Theodora'mn onlara bakmayan kafasma dogru.

"Te§ekkiirler," dedi Theodora soguk<;a, d6nmeden. "Benim


uyku sorunum yoktur pek."

Eleanor'a <;okbilmi§ bir edayla smtan Luke, Doktor'un kap1yi


a<;mas1 iizerine d6ndii. "Ah, §U smirsiz hayal giiciim yok mu," dedi
Doktor satran<; talo.m1m biralo.rken. "Ne tuhaf bir ev burasi."

"Bir §ey mi oldu?" diye sordu Eleanor.

Doktor hayir anlammda kafa salladi. "Evde tek ba§1m1za do­


lanmamak konusunda anla§sak iyi olur sanmm,'' dedi.

"Ne oldu ki?" diye sordu Eleanor.

"Hayal giiciim i§te," dedi Doktor ISrarla. "Bu masa uygun mu


Luke?"

"Harika bir eski satran<; tak1m1," dedi Luke. "Klz karde§ bunu
nas1l gozden ka<;irm1§, hayret. "

"Sana bir §ey diyeyim," dedi Doktor, "lo.z karde§ sahiden bu


evde geceleri gizlice doland1ysa <;elik gibi sinirleri varm1§. G6zet­
liyor," diye ekledi birden. "Ev yani. insamn her hareketini g6zet­
liyor." Sonra ekledi: " Herhalde benim hayal giiciim tabii."

Theodora'mn yiizii ate§in l§Igmda kaskah ve as1kt1; ilgi i;ek­


meyi seviyor, diye bilgece gei;irdi Eleanor ve sonra dii§iinmeden
harekete ge<;ip yere, Theodora'nm yanma oturdu. Arkasmdan
satrani; tahtasma yerle§tirilen ta§larm hafif tikirtilanyla Luke'un
ve Doktor'un rakibi <;6zmeye <;ah§an rahat, kiit;iik hamleleri­
nin sesleri geliyordu. Ate§te k1vilc1mlar ve ufak kip1rtilar vardi.
Theodora'nm konu§mas1m bir dakika bekledikten sonra cana ya­
km bir edayla, "Ger<;ekten burada olduguna inanmakta ha.la zor­
lamyor musun?" dedi.

"Bu kadar s1k1Cl olacag1m hi<; dii§iinmemi§tim," dedi Theo­


dora.

80
"Sabahleyin yapacak bir siirii �ey buluruz," dedi Eleanor.

"Evimde olsam etrafta bir siirii insan olurdu, bol bol konu�u­
lur ve giilii�iiliirdii, 1�1klar ve heyecan eksik olmazdi."

"Ben oyle �eylere ihtiyac; duymuyorum galiba," dedi Eleanor


oziir dilercesine. "Hayat1m hie; de oyle heyecan dolu olmadi. An­
nemle kalmam gerekiyordu tabii. 0 uyurken iskambil fah ac;1p
radyo dinlemeye ah�tlm. Ak�amlan kitap okumak istemiyordum
c;iinkii her giin ogleden sonra iki saat anneme yiiksek sesle oku­
mak zorunda kahyordum. �k hikayeleri." Ate�e bakarak hafifc;e
giiliimsedi. Arna hepsi bu degil, diye dii�iindii kendine �a�arak.
Anlatmak istesem bile bu sozler ya�ad1klanm1 etrafl1ca ac;1klam1-
yor, neden konu�uyorum ki?

"Feciyim degil mi?" Theodora c;abucak elini Eleanor'unkinin


iistiine koydu. "Burada oturmu� s1rf beni eglendirecek bir �ey
yok diye homurdamyorum, c;ok bencilim. Bana feci biri oldugu­
mu soyle." Ate�in 1�1gmda gozleri ne�eyle parhyordu.

"Fecisin," dedi Eleanor uysalca. Elinin iistiinde Theodora'mn


elinin olmas1 onu utandmyordu. Birinin ona dokunmasmdan
hazzetmezdi; oysa Theodora pi�manhgm1, keyfini veya sempa­
tisini boyle kiic;iik, fiziksel hareketlerle ifade ediyordu. T1rnakla­
nm temiz mi acaba, diye dii�iinen Eleanor elini usulca geri c;ekti.

" Feciyim," dedi Theodora, keyfi yerine gelmi�ti. "Feci ve se­


vimsizim, kimse bana katlanam1yor. i�te. �imdi sen kendinden
bahset."

" Feci ve sevimsizim, kimse bana katlanam1yor."

Theodora giildii. "Benimle dalga gec;me. Tathsm, ho�sun ve


herkes sana bayihyor, Luke sana smls1klam a�1k oldu, bense seni
k1skamyorum. Seni daha iyi tammak istiyorum. Annene yillarca
baktm m1 gerc;ekten?"

"Evet," dedi Eleanor. T1rnaklan kirli, eli bic;imsizdi ve insan­


lar a�k hakkmda boyle rahat rahat konu�urlard1 c;iinkii a�k ba-

81
zen giiliirn;tii. "U<; ay once olene degin on bir yil boyunca bak­
tim ona."

"Oliince iiziildiin mii? Uzgiiniim demem gerekir mi?"


"Hayir. Gok mutlu degildi."

"Sen de degildin galiba?"

"Ben de degildim."

"Peki ya �imdi? NUl.ayet ozgiir kald1ktan sonra ne yaptm?"

"Evi satt1m," dedi Eleanor. "Ablamla birlikte evden istedigi-


miz ufak tefek �eyleri ald1k, ashnda annemin saklad1g1 lVlr z1vu
d1�mda pek bir �ey yoktu. . . Babamm saati ve birka<; eski miicev­
her. Tepedeki Ev'in k1z karde�leri gibi degildik hi9."

"Her �eyi sattm m1 peki?"

"Her �eyi. Hi<; vakit kaybetmeden."

"Sonra da 9dgmca eglenmeye ba�ladm ve yolun mecburen


Tepedeki Ev'e dii�tii tabii?"

"Pek oyle degil." Eleanor giildii.

"Arna onca senen bo�a harcanm1� ! Seyahate 91ktm m1, heye­


can verici erkekler buldun mu, yeni elbiseler aldm m1?"

"Maalesef," dedi Eleanor soguk bir edayla, "<;ok para yoktu.


Ablam payina dii�eni kii9iik k1zmm egitimi i<;in bankaya yahrdi.
Ben de Tepedeki Ev'e gelmek i<;in baz1 giysiler ald1m." insanlar
kendileriyle ilgili sorulan yamtlamayi severler, diye dii�iindii; ne
tuhaf bir zevk. �u an her �eyi yamtlayabilirim.

"Geri doniince ne yapacaksm? Gah�1yor musun?"

"Hayir, �u anda i�sizim. Ne yapacag1m1 bilmiyorum."

"Ben ne yapacag1m1 biliyorum." Theodora keyifle gerindi.


" Dairemizin biitiin 1�1klanm a<;1p oylece uzanacag1m."

" Daireniz nasd bir yer?"

82
Theodora ornuz silkti. "Ho§," dedi. "Eski bir yer bulup tadi­
lat yaptik. Bir tane biiyiik odas1, iki tane kii<;iik yatak odas1, giizel
bir rnutfag1 var . . . Klrrnm-beyaza boyad1k ve eskicilerden bir siirii
rnobilya ahp onard1k. Ustii rnerrner bir rnasa var, cidden <;ok ho§.
Eski §eyleri onarrnaya ikirniz de bayihyoruz."

"Evli rnisin?" diye sordu Eleanor,

Klsa bir sessizlik oldu, sonra Theodora <;abucak giildii ve


"Hayir," dedi.

"Pardon," dedi Eleanor birden <;ok utanarak. "Beni ilgilendir-


rnez.
"

"Korniksin," diyen Theodora parrnag1yla Eleanor'un yana­


gma dokundu. Goz kenarlanrnda kin§ikhklar var, diye dii§iinen
Eleanor yii ziinii ate§ten uzaga <;evirdi. "Nerede oturuyorsun?"
dedi Theodora.

Eleanor bi<;irnsiz ellerine bakarak daldi. Oysa <;arna§irc1 ka­


dm tutacak kadar pararn1z vard1, diye dii§iindii; haks1zhk bu, el­
lerirn berbat. "Kii<;iik bir evirn var," dedi yava§<;a. "Sizinki gibi bir
daire, arna hen tek ba§irna kahyorurn. Sizinkinden kii<;iiktiir erni­
nirn. Hilla do§iiyorurn . . . Anlarsm ya, en dogrusunu bulabilrnek
i<;in rnobilyalan teker teker ahyorurn. Beyaz perdelerirn var. �o­
rninenin iki yanmdaki rninik ta§ aslanlanrn1 haftalarca arad1k­
tan sonra bulabildirn. Bir de beyaz kedirn, kitaplanrn, plaklanrn
ve tablolanrn var. Her §eyin tarn istedigirn gibi olrnas1 gerekiyor,
<;iinkii onlan sadece hen kullanacag1rn. Eskiden i<;ine yild1zlar <;i­
zilrni§ rnavi bir fincamrn vard1, <;ay koyup i<;ine bakmca bir siirii
yddiz goriirdiirn. Oyle bir fincan istiyorurn."
"Belki bir giin diikkamrna gelir," dedi Theodora. "O zarnan
sana gonderebilirirn. Bir giin sana iizerinde, 'Eleanor'a, arkada§l
Theodora'dan sevgilerle' yaz1h kii<;iik bir paket gelecek ve i<;inden
yild1zlarla dolu kii<;iik bir rnavi fincan <;1kacak."

83
"O altm siislemeli tabaklan gorsem i;alard1m," dedi Eleanor
giilerek.

Luke, "Mat," deyince Doktor, "Tilh, tilh," diye soylendi.

"�ans i�te," dedi Luke ne�eyle. "Bayanlar, ate�in onilnde uyu­


dunuz mu yoksa?"

"Sayihr," dedi Theodora. Luke yanlarma gelip kalkmalan­


na yard1mc1 olmak ii;in ellerini uzattl. Eleanor sakarhk edince az
kalsm dil�ilyordu. Theodora h1zla ayakland1 ve gerinip esnedi.
"Theo'nun uykusu var," dedi.

"Sizi yukan gotilrmem gerekecek, " dedi Doktor. "Yann etra­


fi iyiden iyiye tammaya ba�lamahyiz. Luke, ate�i sondilrilr mil-
.. ?"
sun .

" Kapilarm kilitli olup olmad1gm1 kontrol etsek mi?" diye sor­
du Luke. "Bayan Dudley giderken arka kap1yi kilitlemi�tir her­
halde, ama digerleri ne olacak?"

"Buraya birilerinin gizlice girmeye kalkacagm1 sanmam,"


dedi Theodora. "Hem zaten kili;ilk yard1mc1 kapilan kilitliyor­
mu�, ama bunun ne faydas1 olmu�?"

"Ya kai;mak istersek?" dedi Eleanor.

Doktor Eleanor' a h1zla goz att1ktan sonra baki�lanm kai;irdi.


"Kapilan kilitlemeye gerek gormiiyorum," dedi usulca.

" Koyliilerin h1rs1zhk yapmayacag1 kesin,'' dedi Luke.

"Za.ten," dedi Doktor, "en az bir saat daha uyumam. Benim


ya�1mda yatmadan once bir saat kitap okumak i;ok onemlidir.
Ak1lhhk edip yamma Pamela'yi ald1m. Uyuyamazsamz size kitap
okuyabilirim. Yiiksek sesle Richardson okununca uyumayan bi­
rini daha duymad1m. " Usulca konu�arak onlerine dil�ilp onlan
dar koridordan ve biiyii k on holden gei;irerek merdivene gotiir­
dii. "Gok kili;ilk i;ocuklar iistilnde bu teorimi denemeyi s1k s1k dii­
�ilnmil�ilmdiir,'' dedi.

84
Eleanor Theodora'nrn pe§inden rnerdiveni c;1ktl. Bitkinligini
yeni fark ediyor, ad1rn atrnakta zorlamyordu. Tepedeki Ev' de bu­
lundugunu kendine israrla amrnsatt1, arna §U an rnavi oda bile
rnavi c;ar§afh ve yorganh bir yataktan ibaretti sadece. "Ote yan­
dan," diye devarn etti Doktor arkasmdan, "bir Fielding rornam
terna ac;1smdan pek farkh olrnasa da nispeten daha uzundur ve
c;ok kiic;iik c;ocuklarda asla i§e yararnaz. Sterne hakkmda bile §iip­
helerirn var. . . "

Theodora ye§il odanm kap1sma gidince doniip giiliirnsedi.


" Birazc1k bile huzursuzlamrsan," dedi Eleanor' a, "hernen odarna
dal."

"Dalanrn," dedi Eleanor ic;tenlikle. "Sag ol, iyi geceler."

" ... Smollett de kesinlikle olrnaz. Bayanlar, Luke'la hen bura­


dayiz, rnerdivenin diger tarafmda . . . "

"Sizin odalanmz ne renk?" diye sordu Eleanor kendini tuta­


rnayip.

"San," dedi Doktor §a§irarak.

" Pernbe," dedi Luke ho§nutsuzlugunu zarif bir el hareketiy­


le belli ederek.

" Bizirnkiler rnavi ve ye§il," dedi Theodora.

"Ben uyamk olacag1rn, kitap okuyacag1rn," dedi Doktor. "Ka­


p1rn1 arahk b1rakacag1rn, yani her sesi rnutlaka duyanrn. iyi gece­
ler. iyi uykular."

"iyi geceler," dedi Luke. " Hepinize iyi geceler."

Eleanor rnavi odamn kap1s1m arkasmdan kaparken bu kadar


yorulrnasmm sebebinin Tepedeki Ev'in karanhg1 ve boguculu­
gu olabilecegini dii§iindii bezginlik ic;inde, arna sonra bunun hie;
onerni kalrnadi. Mavi yatak inamlrnayacak kadar yurnu§akti. Bu
kadar korkunc; bir evin, diye dii§iindii uykulu uykulu; bir o kadar

85
konforlu olmas1 tuhaf. . . Yatak yumu§ak, c;imenlik giizel, §Omine
ho§, Bayan Dudley'in yemekleri lezzetli. Arkada§lanm da iyi in­
sanlar, diye dii§iindii ve ardmdan, §imdi onlan dii§iinebilirim,
yapayalmz1m, diye gec;irdi. Luke'un burada ne i§i var? Peki, be­
nim burada ne i§im var? Sevgililer kavu§tU mu yolculuklar sonla­
mr. Korktugumu hepsi gordii.

Yatagm ayakucundaki yorgam c;ekmek ic;in titreyerek dogrul­


du. Sonra keyif ve iirperti ic;inde yataktan usulca kalkti, yalmayak

ve sessizce odanm diger ucuna gidip kap1yi kilitledi. Kilitledigimi


fark etmezler, diye dii§iinerek hemen yataga geri dondii. Yorga­
m iistiine c;ekince karanhkta donuk donuk parlayan pencereye ve
ardmdan kap1ya c;abucak, kayg1yla goz att1g1m fark etti. Ke§ke ya­
mmda uyku hap1 olsayd1, diye dii§iindii ve ba§mI kendiliginden
geriye c;evirip pencereye, ardmdan kap1ya tekrar bakt1. Klm1ld1-
yor mu acaba? Arna kilitlemi§tim, k1mild1yor mu?

Sanmm, diye dii§iindii kendinden emin bir §ekilde; yorgam


kafama c;ekersem daha iyi olacak. Yorgamn altma, yatagm derin­
liklerine gizlenince k1kirdad1 ve digerleri onu duyamad1klan ic;in
sevindi. ,Sehirde asla ba§mI yorgamn altma sokup uyumazd1. Bu­
giin epey yol katettim, diye dii§iindii.

Sonra giivenli bir §ekilde uykuya dald1. Yan odada I§Ig1 ac;1k
b1rakm1§ olan Theodora yiiziinde bir giiliimsemeyle uyuyordu.
Hollin ilerisinde, Pamela'yi okuyan Doktor arada sirada ba§mI

kaldmp eve kulak kabart1yordu. H atta bir keresinde kap1sma gi­


dip bir dakika boyunca oylece durarak koridora bakt1 ve ardm­
dan kitabma geri dondii. Merdivenin tepesinde, adeta bir karan­
hk havuzu olan holde gece lambas1 yamyordu. Luke uyuyordu,
komodininin iistiinde bir el feneri ve yamndan hie; ayirmad1g1 til­
s1m1 vard1. Etraflanndaki ev tuhaf dii§iincelere dalm1§, iirperir­
cesine k1mild1yordu.

86
On kilometre otedeki Bayan Dudley uyamp saatine bakti ve
Tepedeki Ev aklma gelince hemen gozlerini kapad1. Ondan ne­
redeyse be§ yiiz kilometre uzakta ya§ayan, Tepedeki Ev'in sahi­
bi Bayan Gloria Sanderson okudugu polisiyeyi kapad1, esnedi ve
lambasm1 sondiirmek ic;in elini kaldmrken bir an on kapmm zin­
cirini tak1p takrnad1g1m merak etti. Theodora'mn arkada§I uyu­
yordu, Doktor'un kans1yla Eleanor'un ablas1 da. Uzakta, Tepede­
ki Ev'in agac;larmm iistiinde bir bayku§ ottii ve sabaha kar§l agir
agir yagmur c;iselemeye b a§lad1.

87
IV

leanor uyanmca rnavi odanm yagrnurlu sabah havasmda gri


E ve soniik goriindiigiinii fark etti. Belli ki geceleyin yorgam
iistiinden atm1§ ve her zarnanki gibi ba§m1 yastlga gornerek uyu­
rnu§tU. Saat sekizi ge<;rni§ti, bu kadar uyurnu§ olrnas1 §a§IrtlClydi.
Y1llardir ilk kez boyle rni§il rni§il uyudugu yerin Tepedeki Ev ol­
rnas1 ironikti. Mavi yatakta uzamp <;ok yukandaki oyrnah lo§ ta­
vana bakarken kendi kendine sordu: Neler yaptlrn, kendirni ap­
tal dururnuna dii§iirdiirn rnii? Benirnle dalga ge<;tiler mi? Hala
yan uykuda sayihrdi.

bnceki ak§arn1 <;abucak goziiniin oniine getirince <;ocuksu


ho§nutlugu, neredeyse rnutluluguyla -herhalde- aptal gibi goriin­
diigiinii amrnsayabildi, o kadar. Digerleri bu kadar basit bir in­
san oldugunu goriince eglenrni§ler rniydi? Salak salak konu§turn,
dedi kendine; bunu tabii ki fark etrni§lerdir - bugiin daha resrni
davranacag1rn, beni kabul ettikleri i<;in duydugurn rninneti daha
az belli edecegirn onlara.

Sonra tarnarnen uyand1, kafasm1 sallad1 ve i<; ge<;irdi. Her sa­


bah yaptlg1 gibi; sen <;ok aptal bir <;ocuksun Eleanor, dedi kendine.

Etrafmdaki oda bariz bir §ekilde canlanrnakt.aydi. Eleanor


Tepedeki Ev'in mavi odasmdayd1, pencerenin kabartrnah pa­
rnuklu perdeleri hafif<;e k1rnild1yordu ve banyodan gelen su sesle­
rini Theodora <;1kanyor olrnahydi. Uyanrn1§, herkesten once giyi-

89
nip haz1rlanm1§ ve mutlaka ac1km1§tI. Eleanor, "Giinaydm," diye
seslenince Theodora derin soluklar alarak "Gi.inaydm . . . Bir da-
kika sonra geliyorum . . . Senin ic;in kiiveti dolduracag1m . . . Miden
kazm1yor mu? Benimki kazm1yor da," diye kar§ihk verdi. Bana
dolu bir kiivet b1rakmazsa yikanmam m1 samyor? diye merak
eden Eleanor, sonra utand1. Buraya boyle §eyler dii§iinmeyi b1-
rakmak ic;in geldim, dedi kendine sertc;e ve donerek yataktan kal­
k1p pencereye gitti. Sundurma c;at1smm iistiinden a§ag1daki ge­
ni§ c;imenlige, sisle sarmalanmI§ c;ahlara ve ki.ic;i.ik agac; ki.imele­
rine bakt1. Uzakta, c;imenligin diger ucunda dereye giden patika­
nm ba§lad1g1 agac; hattI vard1, gerc;i c;imenlerde keyifli bir piknik
yapma fikri bu sabah c;ok cazip gelmiyordu ona. Bi.itiin giin yag­
mur yagacag1 belliydi, ama sonuc;ta yaz yagmuruydu; c;imenler­
le agac;lann ye§ilini koyultuyor, havayi yumu§atlp temizliyordu.
Biiyi.ileyici, diye di.i§i.indii Eleanor kendine §a§arak ve Tepedeki
Ev'i bi.iyi.ileyici bulan ilk ki§i olup olmad1gm1 merak etti. Yoksa ilk
sabahlarmda hepsi boyle mi dii§i.inmi.i§lerdi? Bu soruyla ic;i buz
kesti. Urperdi, bir yandan da kapild1g1 heyecana anlam vereme­
digini fark etti ki bu, Tepedeki Ev'de mutlu uyanmanm neden bu
kadar tuhaf oldugunu ammsamas1m giic;le§tirmekteydi.

"Ac;hktan olecegim." Theodora banyo kap1sma vurunca Ele­


anor bornozunu kap1p ko§tu. "C1VIl clVll goriinmeye c;ah§," diye
seslendi Theodora odasmdan. " Oyle kapah bir giin ki, her za­
mankinden biraz daha gosteri§li olmahyiz."

Kahvaltidan once §ark1 soyleyen geceden once aglar, dedi


Eleanor kendine, c;iinkii biraz once, "Gecikmenin cezas1 yok­
tur . . . " diye usulca §ark1 soylemi§ti.

"Ben de kendimi tembel samrd1m," dedi Theodora kap1-


nm ardmdan kibirle, "ama sen c;ok, <;ok daha betermi§sin. Sana
tembel demek bile yetmez. Kahvaltiya inecek kadar temizlen­
din herhalde."

90
"Bayan Dudley kahvaltiyi dokuzda hazirhyor. Bizi bOyle Cl\'ll
c1VIl ve giiliimserken goriince ne dii§iinecek acaba?"

"Hayal kmkhgmdan hiingiir hiingiir aglayacak. Geceleyin


onu c;1ghk c;1ghga c;ag1ran olmu§ mudur sence?"

Eleanor sabunlu bacagma ele§tirel bir gozle bakti. "Ben kii­


tiik gibi uyudum," dedi.

"Ben de. Uc; dakika ic;inde hazir olmazsan gelip seni boganm.
Kahvaltzmz istiyorum . "
Eleanor epeydir clVll c1VIl goriinmek ic;in giyinmedigini, kah­
valtidan once hie; bu kadar ac1kmad1g1m, uyand1gmda kendinin
asla bu kadar farkmda, bu kadar bilincinde ve bu kadar karar­
h, nazik, sevgi dolu olmad1g1m dii§iindii. Di§lerini firc;alamaktan
bile hayatmda ilk kez bOyle keyif ahyordu. iyi bir gece uykusu­
nun faydalan, diye gec;irdi ic;inden; annem oldiigiinden beri san­
d1g1mdan da kotii uyuyormu§um herhalde.

"Hold haz1rlanmadm m1?"


"Geliyorum, geliyorum," diyen Eleanor kap1ya ko§tU ve ki­
litli oldugunu hatirlayinca kilidi usulca ac;ti. Theodora onu hol­
de beklemekteydi, o kasvetli yerde cafcafh ekose §ahyla capcan­
h goriiniiyordu. Eleanor ona bakarken Theodora'nm hayatmda
her anm tadm1 c;1kararak giyindigine, yikand1gma, hareket ettigi­
ne, yemek yedigine, uyuduguna veya konu§tuguna inanmamanm
olanaks1z oldugunu fark etti. Belki de Theodora, diger insanlarm
kendisi hakkmdaki fikirlerini hie; umursam1yordu.

"S1rf yemek salonunu bulmak ic;in bir saat harcayabilecegi­


mizin farkmda m1sm?" dedi Theodora. "Arna belki de bize bir ha­
rita b1rakm1§lardir . . . Luke'la Doktor'un saatlerdir ayakta olduk­
lanm biliyor musun? Pencereden onlarla konu§tum."

Bensiz ba§lam1§lar, diye dii§iindii Eleanor; yarm daha erken


kalk1p hen de pencereden onlarla konu§acag1m. Merdivenden in­
diklerinde Theodora biiyiik ve karanhk holii gec;ip elini bir kap1-

91
ya kendinden ernin bir edayla uzatti. "i�te," dedi ama kap1 ikisi­
nin de daha once gorrnedikleri lo�, yank1h bir odaya ac;Ildi. "i�te,"
dedi Eleanor, arna sec;tigi kap1 bu defa diin gece ate�in kar�1smda
oturduklan odaya uzanan dar koridora ac;Ildi.

"$unun kar�1smdaki," diyen Theodora �a�kmca dondii. "La­


net olsun," deyip ba�1m geriyi atarak seslendi. " Luke? Doktor?"

Uzaktan gelen bir yamt i�ittiler, Theodora bir ba�ka kap1yi


ac;ti. "Eger," dedi ba�m1 geriye c;evirerek, "beni bu pis holde son­
suza dek tutacaklanm, kahvaltlrna ula�rnak ic;in birbiri ardma
kapdan zorlayacag1rn1 samyorlarsa . . . "

"�u galiba," dedi Eleanor, "ardmda yemek salonu olan karan­


hk odaya ac;1hyor."

Theodora yine seslendi, kiic;iik bir rnobilyaya c;arpmca sovdii,


sonra ilerideki kap1 ac;Ild1 ve Doktor, "Giinaydm," dedi.

"Pis, igrenc; ev," dedi Theodora dizini ovu�turarak. "Giinay­


d1n."

"�irndi buna hayatta inanrnazsm1z tabii," dedi Doktor, "arna


iic; dakika once bu kapdarm hepsi ardma kadar ac;1kti. Yolunuzu
bulabilesiniz diye ac;1k b1raknu�t1k. Burada oturup kapanrnala­
nm seyrettik ve hernen ardmdan sen seslendin. Eh. Giinaydm."

"Fiirne ringa bahg1," dedi Luke rnasadan. " Giinaydm. Urna­


nrn fiirne ringa bahg1 seviyorsunuzdur bayanlar."
Gecenin karanhgmda gelrni�ler, sabahleyin Tepedeki Ev'de
bulu�rnu�lar ve bir aile olrnu�lard1; rahat bir teklifsizlikle selarn­
la�1p onceki gece a�arn yerneginde oturduklan sandalyelerine,
rnasadaki yerlerine gec;rni�lerdi �irndi.

"Bayan Dudley'in yapt1g1 anla�rnaya saat dokuzda gayet gii­


zel bir kahvalt1 haz1rlarnak dahilrni� anla�Ilan," dedi Luke c;atah­
m sallayarak. "Yatakta kahve ic;ip sandvic; yiyen tiplerden rnisiniz
yoksa diye rnerak etrneye ba�larn1�t1k."

92
" Ba§ka bir evde olsak c;ok daha c;abuk gelirdik," dedi Theo­
dora.

" Biitiin kapllan gerc;ekten bizim ic;in ac;1k birakmI§ m1yd1-


mz?" diye sordu Eleanor.

"Geldiginizi oyle anlad1k, " dedi Luke ona. "Kapllann kapan­


d1gm1 gordiik."

"Bugiin biitiin kap1lan kapanmasmlar diye c;ivileyelim," dedi


Theodora. "Bu evi her seferinde yiyecek bulabilecek hale gelene
kadar ad1m ad1m gezecegim. Biitiin gece I§1g1m ac;1k uyudum,"
dedi Doktor'a sir verircesine, "ama hic;bir §ey olmadi. "

"Ortahk gayet sessizdi," dedi Doktor.

"Biitiin gece nobet mi tuttunuz?" diye sordu Eleanor.

"Uc;e kadar, sonra Pamela uykumu getirdi. <;it c;1km1yordu,


il<iden sonra bir ara yagmur ba§lad1, o kadar. Bir de biriniz uyku­
nuzda konu§tunuz bayanlar. . . "

"Bendim herhalde," dedi Theodora utanmadan. "Riiyamda


§eytani k1z karde§in Tepedeki Ev'in bahc;e kap1smda durdugunu
gordiim."

" Ben de riiyamda onu gordiim," dedi Eleanor. Doktor'a bak­


tl ve birden, "insan utamyor," dedi. ''Yani korktugunu dii§ii­
niince. "

"Hepimiz aym durumdayiz, biliyorsun," dedi Theodora.

"Belli etmemeye c;ah§mca daha kotii olur," dedi Doktor.

"Mideni fiime ringa bahklanyla tika basa doldur," dedi Luke.


"O zaman hic;bir §ey hissedemezsin."

Eleanor sohbetin, yine diinkii gibi, aklmda iyice yer etmi§


olan korku dii§iincesinden ustaca uzakla§tmld1g1m hissetti. Belki
de arada sirada hepsi adma konu§masma izin veriliyordu; onu sus­
turmakla kendilerini susturmu§ oluyorlar ve boylece konuyu kapa­
tabiliyorlardi. Belki de, herkese yetecek kadar c;ok §eyden kor-

93
kuyordu. <;ocuk gibiler, diye dii1?iindii huysuzca; kirn birinci ola­
cak diye birbirlerine rneydan okuyorlar, sonuncuyla dalga ge<;­
rneye haz1rlar. Tabag1m oniinden iterek uzakla1?tlrd1 ve i<; gec;irdi.

"Bu gece uyurnadan once," diyordu Theodora Doktor'a, "bu


evin her yerini gorrnek istiyorurn. Art1k yatakta uzamrken te­
pernde veya altirnda ne var diye rnerak etrnek isterniyorurn. Ay­
nca birka<; pencere ac;rnarn1z, kapilan ac;1k tutrnarn1z ve ortahkta
rasgele dolanrnayi kesrnerniz $art."
"Kii<;iik tabelalar," diye onerdi Luke. "Ok i1?aretleri, <;IKI� BU
TARAFTA yazilan."
''Veya <;IKMAZ SOKAK," dedi Eleanor.
"Ya da DU�EN MOBiLYALARA DiKKAT,'' dedi Theodora.
"Biz hazirlanz," dedi Luke'a.
"Once hep birlikte evi ke1?fe c;1kahrn, " dedi Eleanor. Belki faz­
la h1zh konU1?Ill U1?tu, Theodora doniip ona rnerakla bakti. "Geri­
de kalrnak, kendirni bir c;atl arasmda filan bulrnak isterniyorurn,"
diye ekledi Eleanor huzursuzca.
"Seni herhangi bir yerde b1rakrnak isteyen yok," dedi Theo­
dora.
"Oyleyse bence," dedi Luke, "once kahvernizi bitirelirn, sonra
odalan iirkek iirkek gezelirn ve bu evin diizgiin bir plamm c;1kar­
rnaya c;ah1?ahrn. Kapilan ac;1k b1rakahrn. Bana rniras kalacak bir
evin," dedi kederle kafasm1 sallayarak, "ic;inde yolurnu bulrnak
ic;in tabelalara ihtiya<; duyacag1rn hi<; akl1rna gelrnezdi."
"Odalara isirn bulrnarn1z laz1rn," dedi Theodora. "Diyelirn
ki sana gizlice ikinci giizel oturrna odasmda bulu1?ahrn dedirn
Luke . . . Beni nerede bulacag1m nereden bileceksin?"
"Ben gelene kadar ishk c;alabilirsin," diye oneride bulundu
Luke.

Theodora iirperdi. "Ishk c;ald1g1rn1 ve sana seslendigirni du­


yarsm, kap1dan kap1ya gidersin arna asla dogru kap1yi ac;rnazsm
ve ben ic;eride olururn, c;1ki1? yolunu bularnarn-"

94
"Yiyecek de bulamazsm," dedi Eleanor ac1masizca.

Theodora ona tekrar bakti. "Yiyecek de bulamam," diye ka­


tild1 bir dakika sonra. Ardmdan, "Bu manyak ev t1pk1 lunapark­
lardakiler gibi," dedi. "Odalar birbirine, kapilar her yere ai;1hyor
ve biz gelince kapamyor. Bahse girerim ki bir yerlerde insam ir­
kilten lunapark aynalanyla etekleri havalandiran bir hava hortu­
mu vardir ve karanhk koridorda bir 1?ey beliriverip insanm sura­
tma giiliiyordur . . . " Birden sustu ve fincamm oyle i;abuk kavrad1
ki kahvesi dokiildii.

"O kadar da kotii degil," dedi Doktor istifini bozmadan. ".As­


hnda zemin kat neredeyse e1?merkezli diyecegim oda halkalarm­
dan olu1?uyor, merkezde diin gece ii;inde oturdugumuz oda var,
etrafma bir dizi oda kabaca dizilmi1?-0rnegin bilardo odas1 ve
tamamen giil rengi satenle kaph ii; karart1c1, kiii;iik, in gibi bir
ba1?ka oda."

"Eleanor'la birlikte her sabah oraya girip diki1? dikecegiz."

" . . .ve bunlarm i;evresinde -onlara ii; odalar diyorum i;iinkii


d11?anya dogrudan i;1kI1?lan yak, pencereleri yak, hatirlarsm1z- d11?
odalar halkas1 var. Salon, kiitiiphane, gozlemevi-"

"Hayir," dedi Theodora kafas1m sallayarak. "Akhm o giil ren­


gi satende kaldi."

"Sundurma da evi tamamen i;evreliyor. Salondan, gozleme­


vinden ve bir oturma odasmdan sundurmaya ai;ilan kapilar var.

Bir de koridor . . . "

"Durun, durun." Theodora giiliiyor, ama hayir dercesine kafa


salhyordu. "Buras1 koku1?mU1?, rezil bir ev."
Yemek salonunun k61?esindeki kanath kap1 ai;ild1 ve Bayan
Dudley belirdi. Bir eliyle kap1yi ai;1k tutarken kahvalti masasma
ifadesizce bak1yordu. "Sofrayi saat onda toplanm," dedi.

95
"Gi.inaydm Bayan Dudley," diye cevaplad1 Luke.

Bayan Dudley gozlerini ona c;evirdi. "Saat onda giderim,"


dedi. "Tabaklarm raflara geri konmalan gerekiyor. Ogle yeme­
ginde onlan tekrar c;1kannm. Birde ogle yemegi sofrasm1 haz1rla­
nm, ama once tabaklann raflara geri konmalan gerekiyor."

"Elbette, Bayan Dudley." Doktor ayaga kalk1p pec;etesini ma­


saya b1rakti. "Herkes hazir m1?" diye sordu.

Theodora, Bayan Dudley'in dikkatli bak1§larma aldirmayip


fincamm gostere gostere kaldird1 ve kahvesini dikti, sonra pec;e­
tesini agzma dokundurdu ve arkasma yaslandi. "Kahvalt1 muhte­
§emdi," dedi ho§sohbet bir edayla. "Tabaklar eve mi ait?"

" Raflara ait," dedi Bayan Dudley.

"Peki ya zi.iccaciye, gi.imii§ sofra tak1m1 ve masa orti.isi.i? B u


antikalar muhte§em."

"Masa orti.isi.i," dedi Bayan Dudley, "yemek salonunun masa


orti.isii c;ekmecesine ait. Gi.imii§ sofra tak1m1, gi.imii§ sofra tak1m1
dolabma ait. Bardaklar raflara ait."

"Size epey zahmet veriyor olmahyiz," dedi Theodora.

Bayan Dudley susuyordu. Sonunda, "Saat onda sofrayi topla­


nm," dedi. "Birde ogle yemegi sofrasm1 haz1rlanm."

Theodora gi.ilerek ayakland1. "Gidelim," dedi, "gidelim, gide­

lim. Gidip kapilan ac;ahm."

Hesaph bir §ekilde oncelikle yemek salonunun kap1s1m ac;t1-


lar ve kapanmasm diye agir bir sandalye dayadilar. btedeki oda
oyun odas1, Theodora'nm c;arptlg1 mobilya ise alc;ak, kakmah bir

satranc; masas1yd1 ("Bunu di.in gece gozden kac;1rm1§ olamam,"


dedi Doktor sinirle.) Odamn bir ucunda iskambil masalanyla
sandalyeler ve satranc; ta§larmm, kriket toplarmm ve cribbage
tahtasmm durdugu yi.iksek bir dolap vardi.

96
"Gams1z bir saat gei;irmek ii;in eglenceli bir yer," dedi Luke,
kap1 e§iginde durup ii; karart1c1 odada goz gezdirirken. Guhalarm
soguk ye§ili, §Ominenin etrafmdaki siyah fayanslardan sevimsiz­
ce yans1yordu. Vah§i hayvanlan oldiirmenin <;e§itli yontemleri­
ni sergileyen bir dizi av tablosu, kai;milmaz bir §ekilde o odayi da
kaplayan ah§ap lambriye canhhktan eser katmam1§tl. �amine ra­
fmm iistiinde as1h duran geyik kafas1 onlara yukandan bariz bir
utani;la bak1yordu.

"Eglenmek ii;in buraya geliyorlarml§," dedi Theodora ve sesi


yiiksek tavanda titrek bir §ekilde yankilandi. " Buraya," diye ai;1k­
lad1, "evin geri kalanmm kasvetli atmosferinden kurtulup rahat­
lamak ii;in geliyorlarm1§." Geyik kafas1 ona yukandan kederle ba­
k1yordu. "O iki kiii;iik k1z," dedi. "Yukandaki §U hayvam indire­
bilir miyiz lii. tfen?"

"Bence seni sevdi," dedi Luke. "Girdiginden beri gozlerini


senden alam1yor. Haydi buradan i;1kahm."

G1karken kap1yi ai;1k b1rakt1lar ve ai;1k odalardan gelen l§tkla


donuk donuk parlayan hole girdiler. "Pencereli bir oda bulunca,"
dedi Doktor, "cam1 ai;ahm ve o zamana kadar on kap1yi ai;1k tut­
makla idare edelim."

"Sen kiii;iik i;ocuklan dii§iiniip duruyorsun," dedi Eleanor


Theodora'ya, "bense bu odalarda tek ba§ma gezinen, evde ba§­
ka kimin oldugunu merak eden o zavalh yard1mc1yi unutam1-
yorum."

Luke koca on kap1yi ai;ti ve kapanmasm diye biiyiik vazoyu


yuvarlayarak gotiiriip yaslad1. "Temiz hava," dedi minnetle. Hole
yagmurun ve 1slak i;imenlerin ihk kokusu dolunca ai;1k kapmm
e§iginde bir dakika durup Tepedeki Ev'in di§mdan gelen hava­
Yl ii;lerine i;ektiler. Sonra Doktor, "j$te hii;birinizin beklemedigi
bir §ey," diyerek yiiksek on kapmm yanmdaki ufak kap1yi ai;t1 ve
giiliimseyerek geri i;ekildi. "Kiitiiphane," dedi. "Kulenin ii;inde."

97
"Oraya giremem," dedi Eleanor. Kendi de bunu soyledigi­
ne :;; a :;; m u;; tI ama giremezdi oraya. Ustiine akm eden kiif ve top­
rak kokulu soguk hava kar:;; 1smda gerilemi:;;t i. "Annem-" dedi ne
soylemek istedigini bilmeden ve s1rtm1 duvara yasladi.

"Oyle mi?" dedi Doktor ona ilgiyle bakarak. "Theodora?"


Theodora omuz silkerek kiitiiphaneye girdi, Eleanor iirperdi.
" Luke?" dedi Doktor, ama Luke ii;eri girmi:;;ti bile. Eleanor dur­
dugu yerden kiitiiphanenin dairesel duvarmm ancak bir k1smm1
gorebiliyordu; yukan i;1kan dar bir demir merdiven vard1, belki
de epey yukan i;1k1yordu, ne de olsa oras1 kuleydi. Gozlerini ka­
patan Eleanor, Doktor'un uzaklardan gelen ve kiitiiphanenin ta:;;
duvarlan arasmda boguk i;1kan sesini i:;; itti.

"Golgelerin arasmdaki kiii;iik tavan kapagm1 gorebiliyor mu­


sunuz?" diye soruyordu Doktor. " Kiii;iik bir balkona ai;1hyor, ken­
dini astig1 soylenen yer oras1 elbette . . . Klzm yani, hatirlars1mz.
Kesinlikle gayet elveri:;;li bir yer, intihar etmek ii;in bii;ilmi:;; kaf­
tan. Kitaplarm arasmda 6lmekten iyidir. ipi :;; u demir parmakhga
baglam1:;; ve sonra kendini bo:;; luga . . . "

"Sag olun," dedi Theodora ii;eriden. "Goziimde gayet giizel


canland1, sag olun. Ben :;; a hsen ipi oyun odasmdaki geyik kafas1-
na baglard1m herhalde, ama o k1zm kuleyle duygusal bir bag1 var­
d1 sanmm. 'Bag' sozciigiinii bu baglamda kullanmak ne ho�, de­
gil mi?"

"Nefis." Luke'un sesiydi bu, daha yiiksekti :;; imdi. Kiitiiphane­

den i;1k1yor ve Eleanor'un beklemekte oldugu hole geri doniiyor­


lardi. "Bu odayi bir gece kuliibiine donii:;;tiiriiriim herhalde. Or­
kestrayi :;; u balkona yerle:;;tiririm, :;; u demir <loner merdivenden
de dansi;1 k1zlar iner. Bar . . . "

"Eleanor," dedi Theodora, ":;; imdi iyi misin? <;ok igreni; bir
oda, girmemekte hak11ym1:;;s m."

98
Eleanor duvardan uzakla�tI. Elleri buz kesrni�ti ve aglarnak
istiyordu. Doktor'un birka<; kitap dayayarak ac;1k tuttugu kiitiip­
hane kap1sma s1rt1m dondii. "Buradayken pek kitap okumarn
herhalde," dedi sesinin ne�eli c;1krnasma c;aba gostererek, "Hele
de kitaplar bu kiitiiphane gibi kokuyorsa. "

" Kokuyu alrnarn1�tirn," dedi Doktor. Soran gozlerle baktI­


g1 Luke, hayir anlarnmda kafa sallad1. "Tuhaf," diye devam etti
Doktor, "ve tarn arad1g1rn1z �ey. Bunu not al camrn ve aynen ta­
rif etrneye c;ah�."

Theodora �a�1rrn1�t1. Holde durup dondii, rnerdivene ve son­


ra tekrar on kap1ya bakt1. "iki tane mi on kap1 var?" diye sordu.
"Yoksa kan�tmyor rnuyurn?"

Doktor mutlulukla giiliirnsedi, boyle bir soru sorulrnasm1


urndugu belliydi. "Tek on kap1 bu," dedi. "Diin bu kap1dan gir­
diniz."

Theodora ka�lanm c;att1. "Oyleyse neden Eleanor'la hen ya­


tak odas1 pencerelerirnizden kuleyi goremiyoruz? Odalanrn1z
evin on tarafma bak1yor?"

Doktor giiliip el c;irpt1. "Sonunda," dedi. "Akdh Theodora. Evi


giindiiz vakti gorrnenizi bu yiizden isterni�tim. Gelin, merdivene
oturun da anlatayirn."

Uysal uysal bir basarnaga yerle�tiler. Yine ogretrnen edas1-


m takman Doktor resrniyet ic;inde anlatrnaya ba�lad1: "Tepedeki
Ev'in tuhafhklanndan biri tasanrn1. . . "

" Lunaparklardaki labirent evler gibi."

"Kesinlikle. Yolurnuzu bulmam1zm neden bu kadar giic; ol­


dugunu rnerak etrnediniz mi? Dordiirniiz s1radan bir evde olsak
bu kadar zorlanrnazd1k, oysa siirekli yanh� kapdan sec;iyoruz,
arad1g1rn1z odayi bularn1yoruz. Ben bile sorun ya�ad1rn." ic; gec;i­
rip kafasm1 sallad1. "Bence," diye devarn etti, "ya�h Hugh Crain,
t1pk1 Kaliforniya'daki Winchester Evi veya pek c;ok diger sekizgen

99
yap1 gibi, Tepedeki Ev'in de giiniin birinde turistik bir mekan ola­
bilecegini dii1?iiniiyordu. Unutmaym ki burayi bizzat tasarlam11?­
tl ve dedigim gibi tuhaf bir adamdi. Her ac;1," Doktor kap1 e1?igi­
ni gosteriyordu, "biraz ters. Hugh Crain diger insanlan ve onla­
rm sagduyulu, dortgen evlerini hor goriiyordu herhalde, c;iinkii
evini kendi kafasma gore yapti. Al11?km olduklanmzdan farkl1 ol­
mad1gm1 farz ettiginiz bu ac;ilar -ki yerden goge kadar hakl1sm1z
bu konuda- ashnda bir yone dogru milimetrik degi1?iklikler gos­
teriyor. 6rnegin eminim ki iistiinde oturdugunuz 1?U basamagm
zemine paralel olduguna inamyorsunuz, c;iinkii ba1?ka tiirliisiiyle
kar1?ila1?mayi beklemiyorsun uz . . . "

Huzursuzca k1mildand1lar ve Theodora hemen, dii1?tiigiinii


hissetmi1? gibi, tirabzana s1k1ca tutundu.

" . . . aslmda merkez eksene dogru c;ok hafif bir egimleri var, bii­
tiin kap1 e1?ikleri biraz yamuk. .. Kapilarm tutulmad1klan siirece
kapanmalannm sebebi bu olabilir. Bu sabah siz bayanlann yak­
la1?an ad1mlanmn kapilann hassas dengesini bozup bozmad1g1-
m merak ettim. Biitiin bu ufak tefek olc;ii tuhafhklanmn toplam1
evin biitiiniiniin epey c;arp1k olmasma yol ac;1yor elbette. Theodo­
ra yatak odas1 penceresinden kuleyi goremiyor, c;iinkii kule aslm­
da evin ko1?esinde duruyor. Theodora'nm yatak odasmdan bak1-

lmca hie; goriinmiiyor, oysa buradan bak1hnca sanki yatak odas1-


nm hemen d11?mdaym11? gibi. Theodora'nm yatak odasmm pen­
ceresi aslmda 1?U an bulundugumuz yerin dort buc;uk metre so­
lunda. "

Theodora ellerini c;aresizce ac;ti. "Vay canma," dedi.

"Anhyorum," dedi Eleanor. "Bizi yamltan sundurma c;at1si.


Penceremden bakmca sundurma c;atlsm1 gorebiliyorum. Eve gi­
rince dosdogru merdivenden c;1kt1g1mdan on kapmm tam altim­
da oldugunu farz ettim, oysa ashnda . . . "

1 00
"Sadece sundurma c;atis1m goriiyorsun," dedi Doktor. "On
kap1 c;ok uzakta, o ve kule holiin sonundaki c;ocuk odas1 olarak
kullantlm1§ biiyiik odadan goriilebiliyor. Orayi bugiin daha son­
ra gorecegiz. Buras1," sesinde bir hiiziin belirdi, "bir yamltma mi­
marisi ba§yap1tl. Chambord'daki c;ifte merdiven-"

"Yani her §ey biraz yamuk mu?" diye sordu Theodora karar­
s1zca. " Her §eyin boyle birbirinden kopuk goriinmesinin sebebi
bu mu?"

"Gerc;ek bir eve geri doniince ne oluyor?" diye sordu Eleanor.


''Yani-§ey-gerr;ek bir eve?"

"Gemiden inmek gibi olur herhalde," dedi Luke. " Burada bir
siire kalmca altiist olan denge hissinin eski haline donmesi za­
man alabilir. Peki," diye sordu Doktor'a, "insanlarm dogaiistii
tezahiirler sand1klan §eylerin sebebi ashnda sadece burada ya­
§ayanlarm deneyimledigi hafif denge kayb1 olabilir mi? ic; kulak
yani," dedi sonra Theodora'ya bilgece.

"insam etkiledigi kesin,'' dedi Doktor. "Denge hissimize ve


mantlg1m1za korlemesine giiveniyoruz. �unu anlamahyiz: Zihin
ortadaki tiim kamtlara kar§m kendi tamd1k, sabit modellerini
korumak ic;in canla ba§la miicadele eder." S1rt1m dondii. "Daha
ne mucizeler gorecegiz,'' dedi. Digerleri onun pe§inden merdi­
venden dikkatle, basamaklan smayarak indiler. Dar koridordan
gec;ip onceki gece oturduklan odaya girdiler ve oradan, kapila­
n ac;1k b1rakarak sundurmaya bakan di§ odalar halkasma gec;ti­
ler. Pencerelerin ag1r perdelerini ac;mca Tepedeki Ev'e giine§ I§1g1
s1zd1. Bir miizik odasmdan gec;tiler; ic;eride duran ha§in goriinii§­
lii arp, onlar yiiriiyiip giderken hie; ses 91karmad1. Kuyruklu piya­
no kapahyd1, iistiindeki §amdamn mumlan hie; yakilmamI§tl. Te­
pesi mermer kaph bir masamn iistiinde, cam bir kasede balmu­
mu 9i9ekler durmaktayd1 ve sandalyeler dal gibi ince ve yald1z­
hyd1. Bu odamn otesinde gozlemevi vard1, uzun camh pencere-

1 01
ler d1�andaki yagmuru gozler oniine seriyordu ve hasir mobilya­
lann etrafinda ve iistlerinde egreltiotlan bitmi�ti. Buras1 rahats1z
edici derecede rutubetliydi, hemen <;1k1p kemerli bir kap1 e�igin­
den ge<;erek oturma odasma girdiler ve hayretten donakaldilar.

"Boyle bir �ey yok," diye f1sildad1 Theodora giilerek. "Oldu­


guna inanm1yorum." Kafas1m salladi. "Eleanor, sen de goriiyor
musun?"

"Nasil? .. " dedi Eleanor <;aresizce.

"Ho�unuza gider diye dii�iindiim." Doktor kibirliydi.

Oturma odasmm bir ucuna boydan boya mermer heykeller


dizilmi�ti. Leylak rengi <;izgili ve <;i<;ekli hahya kiyasla devasa go­
riiniiyorlardi. Tuhaf, bembeyaz ve <;1plaktilar. Eleanor elleriyle
gozlerini kapad1, Theodora da ona tutundu. "Dalgalardan yiikse­
len Veniis'ii simgeliyor olabilir," dedi Doktor.

"ilgisi yok," dedi Luke konu�abilince. "Bu ciizzamhlan iyile�­


tiren Aziz Francis."

"Hayir, hayir, " dedi Eleanor. "Bir tanesi ejderha."

"Hi<;biri degil," dedi Theodora paylarcasma. "Bu bir aile port­


resi, sizi salaklar. Kompozit. Kim olsa ilk gorii�te anlar. Ortadaki
�u uzun boylu, <;1plak figiir -ulu Tannm !- yani �u kash olan ya�­
h figiir Hugh, Tepedeki Ev'i in�a ettigi i<;in kendini kutluyor, ya­
nmdaki iki peri de k1zlan. Sagdaki m1sir ko<;am salhyor gibi gorii­
nen ashnda davadan bahsediyor, digeriyse, �u u<;taki kii<;iik olan­
sa yard1mc1s1, dig er u<;takiyse . . . "
"Bayan Dudley, tlpatlp ayms1," dedi Luke.

"Hepsinin iistiinde durduklan �u <;imenlige benzer �eyse


giiya yemek salonundaki hah, sadece tiiyleri daha uzun, o kadar.
Yemek salonunun hahs1 dikkatinizi <;ekti mi? <;ayira benziyor,
ayak bileklerinizi g1d1klad1gm1 hissedebiliyorsunuz. �u arkadaki,
yayvan, elma agacma benzeyen �ey, o ... "

1 02
" Evin korunduguna dair bir sernboldiir rnutlaka," dedi Dr.
Montague.

"Uzerirnize devrilebileceklerini dii§iinrnek bile isterniyo­


rurn," dedi Eleanor. "Ev <;ok dengesiz olduguna gore, boyle bir
ihtirnal yak mu Doktor?"

"Heykellerin zerninin egikligi goz oniine almarak ozenle ve


biiyiik <;abalarla yerle§tirildiklerini okurnu§turn. Her haliikarda,
ev in§a edildiginden beri devrilrnediler. Hugh Crain bunlara hay­
ran kalrnI§, hatta giizel bulrnu§ olabilir."

"Bunlan <;ocuklanm korkutrnak i<;in kullanrnI§ da olabilir,"


dedi Theodora. "Bu oda onlars1z ne giizel olurdu." Ne§eyle don­
dii. "Bir dans odas1. Kabank etekli bayanlarla kalabahk bir koy
dans1 diizenlerneye yetecek kadar yer var. Hugh Crain, benirnle
dans eder rnisin?" dedi heykele reverans yaparak.

" Kabul edecek hence," dedi Eleanor isternsizce bir ad1rn ge­
rileyerek.

"Ayagma basrnasma izin verrne," dedi Doktor giilerek. "Don


Juan'm ba§ma geleni unutrna."

Theodora figiirlerden birinin uzanrnI§ eline parrnag1yla, bi­


raz <;ekinerek dokundu. "Merrner beni hep afallahr," dedi. "Do­
kundugunda §a§Ip kahyorsun. insan boyundaki heykeller o ka­
dar ger<;ek<;i oluyorlar ki insan derisinden olrnalanm bekliyorurn
sanmrn." Sonra yine doniip lo§ odada adeta panldayarak tek ba­
§Ina vals yapt1 ve heykelin oniinde egildi.

"Odanm ucunda," dedi Doktor Eleanor ile Luke'a, "§u per­


delerin ardmda sundurrnaya a<;1lan kapdar var. Theodora dans
ederken terlerse di§andaki serin havaya <;1kabilir." Odanm obiir
tarafma gidip agir rnavi perdeleri <;ekti ve kapdan a<;t1. i<;eriyi
yine 1hk yagrnur kokusu ve riizgar doldurunca heykellerin iistiin­
de sanki hafif bir nefes gezindi ve renkli duvarlara I§Ik dii§tii.

1 03
"Bu evde hii;bir §ey k1mildam1yor," dedi Eleanor, "ama ba§­
ka tarafa baktigm zaman goz ucuyla k1p1rt1lar goriiyorsun. �u raf­
lardaki biblolara bakm, hepimizin s1rt1 doniikken Theodora'yla
dans ediyorlard1. "

"Ben k1mild1yorum, " dedi Theodora done done onlara yak­


la§irken.

"Camm ii;inde i;ii;ekler," dedi Luke. " Piiskiiller. Bu evden


ho§lanmaya ba§lad1m."

Theodora, Eleanor'un sai;1m i;ekti. "Sundurmaya kadar yan­


§ahm," deyip kap1ya dogru firlad1. Bocalamaya veya dii§iinmeye
zaman bulamayan Eleanor onun pe§inden gitti ve ko§arak sun­
durmaya i;1kt1lar. Giilerek ko§an Eleanor sundurmanm bir ko§e­
sinden sapmca Theodora'nm bir ba§ka kap1dan girdigini gordii
ve nefes nefese durdu. Mutfaga varm1§lard1 ve s1rt1 lavaboya do­
niik olan Bayan Dudley onlan sessizce seyretmekteydi.

"Bayan Dudley," dedi Theodora kibarca, "evi ke§fe i;1ktik."

Bayan Dudley'in gozleri fmmn iistiindeki rafta duran saate


i;evrildi. "Saat on bir bui;uk," dedi. "Ben . . . "

" . . . ogle yemegi sofrasm1 birde haz1rlarsm1z," dedi Theodora.


"izninizle mutfag1 gezmek istiyoruz. Alt kattaki diger biitiin oda­
lan gordiik sanmm."

Bayan Dudley bir dakika boyunca k1mildamadan durduktan


sonra kabullendigini ba§1yla belirtti, dondii ve kararh ad1mlarla
diger taraftaki kap1ya dogru yiiriidii. Kap1 ai;1hnca ardmdaki mer­
diveni gordiiler, Bayan Dudley doniip kap1yi arkasmdan kapa­
d1ktan sonra merdivenlerden i;1kt1. Theodora ba§IIll yana egerek
kap1ya bakt1 ve bir dakika bekledikten sonra, "Bayan Dudley'in
bana kar§I cidden zaaf1 var galiba," dedi.

"Kendini asmak ii;in kuleye gidiyor herhalde," dedi Eleanor.


" Haz1r buradayken ogle yemeginde ne var bakahm bari . "

1 04
"Hir;bir ;;eyi elleme," dedi Theodora. "Gayet iyi biliyorsun ki
tabaklar raflara ait. Bize gerr;ekten sufle yapar m1 dersin? Burada
kesinlikle sufle malzemeleri var. Yumurta, peynir ... "

" Ho;; bir mutfak," dedi Eleanor. "Annemin evindeki mut­


fak karanhk ve darac1kti, orada yapdan yemekler de tats1z tuz­
suz olurdu."

"Peki ya senin mutfagm?" diye sordu Theodora dalgmca.


" Kiir;iik dairendeki? Eleanor, kapdara bak."

"Sufle yapmayi bilmiyorum, " dedi Eleanor.

"Baksana Eleanor. Sundurmaya ar;dan bir kap1 var, bir kap1


a;;ag1, herhalde mahzene inen bir merdivene a91hyor, bir ba;;kas1
da yine sundurmaya a91hyor, bir tane o kadmm 91kt1g1 merdive­
ne ar;dan var, ;;uradaki de . . . "

"Yine sundurmaya a91hyor," dedi Eleanor kap1yi iterek. "Mut­


faktan sundurmaya ar;1lan ii<; kap1 var."

"Bir tanesi de kilere ve yemek salonuna a91hyor. Bizim sev­


gili Bayan Dudley kap1lan seviyor, degil mi? istedigi," -bak1;;ti­
lar- "her yi:ine r;abucak gidebiliyor kesinlikle."

Eleanor birden di:iniip tekrar sundurmaya 91ktL "Dudley


onun ir;in fazladan kap1 m1 yaptird1 acaba? Mutfakta r;ah;;irken
arkasmdaki kapilardan birinin ondan habersiz ar;dma ihtimali
hakkmda ne dii;;iiniiyor acaba? Bayan Dudley mutfakta r;ah;;1r­
ken ne tarafa ko;;arsa ko;;sun bir 91ki;; yolu bulabilecegine gore
burada kiminle s1k s1k gi:irii;;iiyor dersin? Acaba . . . "

"Kapa r;eneni," dedi Theodora sevecenlikle. "Gergin a;;r;1 gii­


zel sufle yapamaz, bunu herkes bilir. Aynca merdivenlere kulak
kabart1yordur herhalde. Kapdarmdan birini ser;ip a91k b1raka­
hm."

Luke'la Doktor sundurmada durmu;; r;imenlige bak1yorlar­


d1, i:inlerindeki kap1 nedense kapahydL Evin ardmda yiikselen

1 05
ve neredeyse evin iistiinde gibi goriinen biiyiik tepeler, yagrnur­
da sessiz ve donuktular. Sundurrnada gezinen Eleanor, hayatm­
da ilk kez bi::i yle tarnarnen i;evrelenrni§ bir ev gordiigiinii dii§iin­
dii. iyice s1kllrn1§ bir kerner gibi, diye gei;irdi aklmdan. Sundur­
rna yikilsa ev dag1hverir rniydi? Evi i;evreleyen sundurrnada yii­
riidiigii sirada kuleyi gordii. Sundurrnanm etrafmda donerken
kule kar§1smda ans1zm, neredeyse onu gafil avlayarak beliriver­
rni§ti. Gri ta§tan yapilrnayd1, tuhaf bir §ekilde saglarn goriiniiyor­
du, evin ah§ap yan cephesine gorniiliiydii ve israrc1 sundurrna ta­
rafmdan oraya rn1hlanrn1§ gibiydi. igrern;, diye gei;ti Eleanor'un
aklmdan; daha sonra giiniin birinde ev yansa bile kulenin hala
ayakta kalacag1m dii§iindii. Harabenin iistiinde gri ve iirkiitiicii
bir §ekilde yiikselecek, insanlan Tepedeki Ev'in kalmtilanndan
uzak durrnalan konusunda uyaracak, belki de birkai; ta§I dii§e­
cek ve bayku§larla yarasalar ii;ine girip 91kabilecek, a§ag1daki ki­
taplann arasmda kendilerine yuva yapabileceklerdi. Kulenin iist
yansmda, ta§lann ii;inde ince, yatay yanklar gibi duran pencere­
ler vard1; Eleanor on1ardan a§ag1 bakrnamn nas1l olacag1m ve ku­
leye neden girernedigini rnerak etti. Asla o pencerelerden a§ag1
bakrnayacag1rn, diye dii§iiniip ii;erideki done done yukan 91kan
dar dernir rnerdiveni goziiniin oniine getirrneye i;ah§tl. Kulenin
iistiinde konik bir ah§ap i;ati, onun da iistiinde ah§ap ve sivri bir
kule ba§hg1 vardi. Boyle bir goriintii ba§ka herhangi bir evde ko­
rnik dururdu, arna burada, Tepedeki Ev' de normal goriiniiyordu.
Ne§eli ve hevesliydi sanki, belki de rninik bir yaratlgm §U kiii;iik
pencereden siiriinerek egik i;atiya 91krnas1m, kule ba§hgma uza­
mp ipi baglarnasm1 bekliyordu . . .

Luke "Dii§eceksin" der dernez Eleanor'un nefesi kesildi. Ken­


dini zorlayarak a§ag1 dogru bakmca sundurrna parrnak11gma
s1rns1k1 tutunurken epey geriye egildigini fark etti. "Tepedeki bii­
yiileyici evirnde dengene fazla giivenrne," dedi Luke ve Eleanor
derin derin nefes aldi. Ba§I doniiyor, sendeliyordu. Luke onu ya-

1 06
kalayip tuttugu s1rada Eleanor aga<;lann ve <;irnenligin her na­
silsa egik goriindiikleri ve gokyii ziiniin doniip durdugu sallantlh
diinyada dengesini tekrar bulrnaya <;ah1?tl.

Theodora yakla1?arak, "Eleanor?" dedi ve Eleanor Doktor'un


sundurrnada ko1?an ayaklarmm seslerini i1?itti. "Bu lanet olas1 ev,"
dedi Luke. "Bir an bo1? bulunrnaya gelrniyor."

"Eleanor?" dedi Doktor.

" iyiyirn," dedi Eleanor. Kafas1m salhyor ve destek alrnadan,


sarsak<;a ayakta duruyordu. "Kulenin tepesini gorrnek i<;in geriye
egilrni1?tirn ve ba1?1rn dondii."

"Onu tuttugurnda neredeyse yatay konurndayd1," dedi Luke.

"Bu sabah birka<; kez aym 1?eyi ya1?ad1rn," dedi Theodora, "du­
varda yiiriiyorrnu1?urn gibi hissettirn. "

"Onu i<;eri getirin," dedi Doktor. "Evin ir;inde daha iyi olur."
Yerin dibine ge<;en Eleanor, "Ger<;ekten bir 1?eyirn yak," dedi
ve sundurrnadan kapah olan on kap1ya dogru kararh ad1rnlarla
yii r iidii. Belli belirsiz titreyen bir sesle, "Kap1yi a<;1k b1raktlg1rn1-
z1 samyordurn," deyince Doktor yamndan ge<;ip agir kap1yi ite­
rek tekrar a<;tl. i<;erideki hol eski haline d6nrnii1?tii, a<;1k b1raktlk­
lan biitiin kapilar kapahydi. Doktor oyun odasmm kap1sm1 a<;m­
ca yernek salonunun kap1smm kapah oldugunu ve onu a<;1k tut­
rnakta kulland1klan kii<;iik taburenin duvar dibindeki eski yerin­
de durdugunu gordiiler. Oturrna ve konuk odalanmn, salonun ve
gozlernevinin kapilanyla pencereleri kapah, perdeleri <;ekiliydi.
Karanhk geri gelrni1?ti.

" Bayan Dudley'in i1?idir," dedi Theodora. Odadan odaya ge<;ip


kapilan tekrar ardma kadar a<;an, onlara e1?yalar dayayan ve per­
deleri a<;arak i<;eri ihk, nernli hava girrnesini saglayan Doktor'la
Luke'un pe1?inden gitti. "Bayan Dudley diin Eleanor'la ben aya­
kaltmdan <;ekilir <;ekilrnez kapilan kapatm11?tl, gelip de kapilann
kendiliginden kapand1klanm gorrnektense onlan bizzat kapat-

1 07
mayi yegliyor, <;iinkii kapilar kapah olmah ve pencereler i::i rtiilii
durmah ve tabaklar . . . " Sersem sersem giilmeye bai;;layinca Dok­
tor ona di::i niip sinirle kai;; l anm <;atti.

"Bayan Dudley haddini bilse iyi olacak," dedi. "Gerekirse


bu kapilan <;ivileyerek a<;1k tutanm." Koridordan ge<;erek kii<;iik
oturma odalarma geri di::i nerken h1i;; 1mla ac;t1g1 kap1 duvara <;arp­
ti. "Sinirlenmemin faydas1 olmaz," diyen Doktor kap1yi hiddet­
le tekmeledi.

"Ogle yemeginden once salonda i;; eri ic;elim," dedi Luke seve­
cenlikle. "Bayanlar, buyrun ."

" Bayan Dudley," dedi Doktor <;atahm masaya b1ralurken. "Sufle­


niz takdire i;; ayan."

Bayan Dudley di::i niip bir bak1i;; att1ktan sonra elindeki boi;; ta­
bakla mutfaga girdi.

Doktor ic; gec;irdi ve omuzlanm yorgunlugunu gi::i sterircesi­


ne oynatti. "Diin gece tuttugum ni::ibetten sonra bugiin i::i gleden
sonra dinlenmeye ihtiyac1m var ve sen de, " dedi Eleanor'a, "bir
saat uzansan iyi olur. Belki i::i gleden sonralan dinlenmek hepimi­
ze iyi gelir."

"Anlai;; ild1," dedi Theodora n�eyle. "Ogleden sonralan i;; eker­


leme yapmahyim. Evime di::i ndiigiimde tuhaf kari;; 1lanabilir, ama
buna Tepedeki Ev'de ahi;;tig1m1 si::iyleyebilirim."

Doktor, "Belki geceleri uyumakta zorlanmz, " deyince masa­


da soguk bir riizgar esti; giimiii;; sofra tak1m1 ve porselenlerin par­
lak renkleri karanr gibi oldu. Yemek salonunda salman ufak bu­
lut pei;; i s1ra Bayan Dudley'i getirmii;; ti.

"Saat ikiye bei;; var," dedi Bayan Dudley.

1 08
3

Eleanor ogleden sonra uyurnad1, oysa uyurnak isterdi. Bunun ye­


rine ye�il odada Theodora'nm yatagmda yatlp tirnaklarma oje
siirrnesini seyretti, rniskin rniskin i;ene i;aldi. Tek ba�ma kalrnak­
tan iirktiigii ii;in Theodora'mn pe�inden ye�il odaya girdigini ka­
bullenrnek isterniyordu.

"Siislenrneye bayilmrn," dedi Theodora eline sevgiyle baka­


rak. " Kendirni tepeden tirnaga boyarnayi severirn."

Eleanor keyifle k1rnildandi. "Altm sans1 iyidir," diye onerdi


dii�iinrneden. Gozleri neredeyse kapah oldugundan Theodora'yi
yerde oturan bir renk yig1m olarak goriiyordu sadece.

"Ojeler, parfiirnler, banyo tuzlan," dedi Theodora Nil'in k1yi­


smdaki �ehirlerden bahseder gibi. "Rimel. Bunlan gerektigi ka­
dar onernserniyorsun, Eleanor."

Eleanor giildii ve gozlerini tarnarnen yurndu. "Zarnamrn yak,"


dedi.

"Eh," dedi Theodora kararhhkla, "seninle i�irn bittiginde


barnba�ka bir insan olacaksm. Renksiz kadmlarla takilrnaktan
ho�lanrnarn." �aka yaptigm1 gosterrnek ii;in giildiikten sonra de­
varn etti: "Ayak tirnaklanna kirrn1z1 oje siirecegirn galiba."

Eleanor da giildii ve i;1plak ayagm1 uzatti. Bir dakika sonra,


tarn uykuya dalrnak iizereyken ayak parrnaklarmda kiii;iik firi;a­
nm tuhaf, soguk dokunu�unu hissedince iirperdi.

"Senin gibi rne�hur bir sosyetik fahi�e bak1rn1m hizrneti;i k1z­


lara yaptlrrnaya ah�1ktir herhalde," dedi Theodora. "Ayaklarm
kirli."

Afallayan Eleanor dogrulup bakti, ayaklan sahiden kirliy­


di ve tirnaklan parlak kirrn1z1ya boyanrn1�tl. "Korkum;," dedi
Theodora'ya, "bayagi." Aglarnak istiyordu. Sonra kendini tuta­
rnayip Theodora'mn yii ziindeki ifadeye giilrneye ba�ladi. "Gidip
ayaklanrn1 yikayayirn," dedi.

1 09
"Aman." Theodora yatagm yanma, yere oturup ona bakti.
"Bak," dedi. "Benirn ayaklanrn da kirli bebegirn, cidden. Baksa-
na."
"Hern zaten," dedi Eleanor, "bana bir §eyler yapilrnasmdan
nefret ederirn."

"Hayatimda gordiigiirn en <;atlak insanlardan birisin," dedi


Theodora ne§eyle.

" Kendirni aciz hissetrnekten ho§lanrn1yorurn," dedi Eleanor.


"Annern . . . "

"Annen ayak tlrnaklannm kirrn1z1 ojeli halini gorse <;ok bege­


nirdi," dedi Theodora. "Ho§ goriiniiyorlar."

Eleanor tekrar ayaklanna bakti. "Bayag1," dedi yetersizce.


"Yani ... Benim ayaklanrnda oyle duruyor. Salakrn1§1rn gibi go­
riindiigiirnii hissediyorurn."

"Salakhkla bayag1hg1 kan§tmyorsun." Theodora rnakyaj rnal­


zernelerini toplarnaya ba§ladi. "Neyse, ojeyi <;1karrnayacag1rn, ba­
kahrn ayaklarma once Luke mu bakacak Doktor mu?"

"Sayende ne soylersern soyleyeyirn salak<;a konU§Ill U §Uill gibi


hissediyorurn," dedi Eleanor.

"Veya bayag1," dedi Theodora. A.§ag1dan ona dogru ciddiyet­


le bak1yordu. "i<;irnden bir ses," dedi, "evine gitrnen gerektigini
soyliiyor, Eleanor."

Benirnle alay rn1 ediyor? diye dii§iindii Eleanor. Burada kal­


rnarnm uygun olrnad1gma rn1 karar verdi? "Gitrnek isterniyorurn,"
deyince Theodora ona <;abucak bir bak1§ att1 ve sonra gozlerini
ka<;mp ayak parrnaklanna usulca dokundu. "Oje kururnu§," dedi.
"Aptalm tekiyirn. Bir an bir §eyden korkturn, o kadar." Ayaga kal­
k1p gerindi. "Gidip digerlerini arayahrn," dedi.

110
4

Luke iist kattaki holiin duvanna bezgince yasland1 ve ba:;; 1 m bir


harabe graviiriiniin altm c;erc;evesine dayadi. "Bu evi rniistakbel
rniilkiirn olarak dii:;; iiniiyorurn hep," dedi, "giderek daha s1k ola­
rak hem de. Giiniin birinde bana ait olacag1m soyliiyorurn ve se­
bebini sorup duruyorurn." Holii gosterdi. "Kapilara dii:;;kiin ol­
sarn," dedi, "veya yald1zh saatlere ya da rninyatiirlere. . . Kendirne
ait bir �ark ko:;; e rn olsun istesern Tepedeki Ev'i giizel bir rnasal di­
yan olarak goriirdiirn biiyiik ihtirnalle."

"Albenili bir ev," dedi Doktor kendinden ernin bir edayla.


"in:;; a edildiginde zarif oldugu dii:;;iiniiliiyordu herhalde." Holde
yiiriirneye ba:;;lad1 ve uc;taki, eskiden c;ocuk odas1 olan biiyiik oda­
ya kadar gitti. "�irndi," dedi, "kuleyi bir pencereden gorecegiz."
Kap1dan gec;erken iirperdi. "�u kap1 arahgmdan bir esinti geli­
yor olabilir mi?"

"Esinti mi? Tepedeki Ev'de mi?" Theodora giildii. "Kapilar­


dan birini ac;1k tutrnayi ba:;; ararnad1gm1z siirece hayir."

Doktor, "Oyleyse buraya gelin teker teker" deyince Theodora


harekete gec;ti. Kap1dan gec;erken yiizii ek:;; i rni:;;t i.

"Kabir kap1s1 gibi," dedi. "Arna ic;erisi ihk."

Luke geldi, soguk noktada duraksad1, ardmdan hernen orayi


gec;ti. Pe:;; inden gelen Eleanor ise iki ad1rnmm arasmda hissetti­
gi dondurucu soguk kar:;; 1smda hayrete kap1ldi. Sanki bir buz du­
vanndan gec;tigini dii:;; iinerek Doktor'a, "Nedir bu?" diye sordu.

Doktor keyifle el c;irprnaktaydi. "�ark ko:;; eleri senin olsun og­


lurn." Bir elini uzahp soguk k1s1rnda dikkatle tuttu. "Bunu a�zk­
layamazlar," dedi. "Theodora'mn belirttigi gibi, kabirlerin esas1
tarn da budur. Barley Papaz Evi'ndeki soguk noktada s1cakhk sa­
dece on bir derece dii:;; iiktii, " diye devarn etti kibirle. "Bu ise c;ok
daha soguk hence. Evin kalbi buras1."

111
Theodora'yla Eleanor birbirlerine sokulmui;;lardi. <;ocuk oda­
s1 ihk olsa da kiif kokuyordu ve kap1 arahgmdan giren soguk, d1-
i;; a n c;1kmak ic;in ai;; ilmas1 gereken bir engel gibi neredeyse elle
tutulur, gozle goriiliir haldeydi. Pencerelerin ardmdaki gri kule
yakmdayd1 i;; i mdi. Odanm ic;i karanhkti ve duvara c;izilmii;; hay­
van resimleri hie; de eglenceli goriinmiiyorlard1, sanki hepsi ka­
pana k1silm1i;;lard1 veya oyun odasmdaki av tablolannda gordiik­
leri can c;eki§en geyiklerle akrabahklan vardi. Diger yatak odala­
rmdan biiyiik olan c;ocuk odas1, Tepedeki Ev'in bai;; ka hic;bir ye­
rinde rastlanmayan tarifsiz bir ihmal edilmii;;lik havas1 tai;; 1yordu.
Eleanor'un akhna tiim hamarathgma ragmen Bayan Dudley'in
bile o soguk engeli mecbur kalmad1kc;a ai;; m ad1g1 diii;; iincesi geldi.

Luke soguk noktadan gerisingeri gec;mii;; , holiin hahsm1 in­


celiyordu. Ardmdan duvarlara goz gezdirdi, o tuhaf sogugun
kaynag1m kei;;fetmeyi umarcasma yiizeylere pat pat vuruyordu.
"Esinti olamaz bu," dedi bai;; m1 kaldmp Doktor'a bakarak. " Ku­
zey Kutbu'na dogrudan hat c;ekmedilerse eger, esintinin girebile­
cegi bir yer yok."

Doktor konuyla alakas1z bir i;; ekilde, "Gocuk odasmda kim


uyuyordu acaba?" dedi. "Gocuklar gidince burayi kapam1i;;l ar m1-
dir sizce?"

"Balun," dedi Luke ii;; aret ederek. Holiin her iki koi;; esinde, c;o­
cuk odas1 kap1smm yukansmda iki tane smtan kafa gaze c;arp1-
yordu. <;ocuk odasmm giri§ini siisleyecek eglenceli dekorlar ola­
rak konulduklan belli olsa da ic;erideki hayvanlardan daha keyif­
li ya da kayg1s1z degillerdi. <;arp1k kahkahalan sonsuza dek do­
nakalm1i;; ti ve holdeki i;; iddetli sogugun merkezi olan noktaya ba­
k1yorlardi. "Baktiklan yerde duran kii;; i yi," diye ac;1klad1 Luke,
"donduruyorlar."

Doktor merakla holde yiiriiyiip yukan bakarak yanma gel­


di. "Bizi burada yalmz b1rakmayin," diyen Theodora c;ocuk oda-

112
smdan koi;; arak c;1karken Eleanor'u c;ekip sogugun ic;inden gec;ir­
di. Soguk, h1zh bir tokat ya da yakmdan duyulan buz gibi bir ne­
fes gibiydi. "Bira sogutmak ic;in iyi bir yer," dedi ve smtan yi.izle­
re dil c;1kardi.

" Bunu aynntllanyla yazmahyim, " dedi Doktor mutlu mutlu.

"Notr bir soguk degil sanki," dedi Eleanor. <;ekingendi c;iinkii


ne demek istediginden emin degildi. "Bilin�li oldugunu hisset­
tim, sanki bir i;; ey bana kotii bir i;; ok yai;; atmak istiyordu. "

"�u suratlar yi.iziindendir herhalde," dedi Doktor. Emekleme


pozisyonuna gec;mii;; , yeri yokluyordu. "Mezura ve termometre
gerek, " dedi kendi kendine, "tebei;; irle ana hatlan c;izmeli . . . Belki
soguk, geceleri art1yordur? Birisinin sana baktig1m diii;; ii niince,"
dedi Eleanor'a, "her i;;ey daha beter olur."

Luke sogugun ic;inden iirpererek gec;ip c;ocuk odasmm kap1-


s1m kapad1 ve holde duran digerlerinin yamna sanki yere deg­
mezse soguktan kurtulabilecegini diii;; iiniiyormui;; c;asma s1c;raya­
rak dondii. <;ocuk odasmm kap1s1 kapamnca birden hepsi orta­
hgm ne kadar da karard1g1m fark ettiler. Theodora huzursuzca,
"Ai;; ag1ya, oturma odam1za inelim. �u tepelerin agirhgm1 iistiim­
de hissediyorum," dedi.

"Bei;; i gec;mii;; , " dedi Luke. "Kokteyl zamam. Sanmm," dedi


Doktor'a, "bu gece de size bir kokteyl haz1rlamama izin verirsi-
mz ."
. ?

"Vermutu fazla kac;myorsun, " diyen Doktor onlan oyalana­


rak, bai;; m 1 geriye c;evirip c;ocuk odasmm kap1sma bakarak takip
etti.

Doktor pec;etesini b1rakarak, "Kahvemizi," dedi, "oturma oda­


m1zda ic;meyi oneriyorum. �amine bana epey keyif veriyor."

113
Theodora k1k1rdad1. "Bayan Dudley gitti. Haydi, ko§up biitiin
§U kapilan ve pencereleri ac;ahrn, her §eyi raflardan indirelirn-"

"O yokken ev farkh goriiniiyor sanki," dedi Eleanor.

"Daha bo§." Luke ona bak1p ba§iyla onaylad1. Kahve fincan­


lanm bir tepsiye diziyordu. Doktor ise §irndiden i§e koyulrnu§tu,
· kap1lan israrla ac;1yor ve diplerine e§yalar dayiyordu. "Her gece,
dordiirniiziin burada ba§ ba§a kald1g1m aniden fark ediveriyo-
rum.
,,

"Bayan Dudley ho§ biri de sayilrnaz i§in tuhafi," dedi Eleanor,


yernek rnasasma bakarak. "Sizler gibi ben de Bayan Dudley'i sev­
rnedirn, arna annern olsa sofrayi sabaha kadar bu halde birak1p
gitrnerne hayatta izin verrnezdi."
"Karanhk c;okrneden gitrnek istiyorsa sofrayi sabahleyin top­
larnak zorunda," dedi Theodora ilgisizce. "Benim toplarnayaca­
g1rn kesin."

"Sofrayi boyle dagm1k b1rakrnak ho§ degil."

"Hern zaten neyi hangi rafa koyacag1m bilrniyorsun, s1rf par­


rnak izlerini c;1karmak ic;in bile hepsini tekrar y1kamas1 gerekir."

"Sadece sofra tak1m1m ahp suya koysarn?"

"Hayir," dedi Theodora Eleanor'un elini tutarak. "O rnutfaga,


onca kapmm arasma tek ba§ma gitrnek mi istiyorsun?"

"Hayir," dedi Eleanor toplad1g1 c;atallan b1rakarak. "Bunu


gerc;ekten de hie; isterniyorurn galiba." Oldugu yerde dump masa­
ya, buru§uk pec;etelere ve Luke'un tabagmm yanmdaki §arap le­
kesine huzursuzca bakarak kafasm1 sallad1. "Arna annern ne der­
di bilerniyorum."

"Haydi, gel," dedi Theodora. "Bizirn ic;in I§Iklan ac;1k b1rak­


tilar."

Oturrna odasmdaki ate§ parlakti, Theodora kahve tepsisi­


nin yanma c;okerken Luke brendiyi onceki gece ozenle b1rakt1-

114
g1 dolaptan ahp getirdi. "Ne pahasma olursa olsun ne§elenme­
miz §art," dedi. "Bu gece size yine meydan okuyacag1m, Doktor."

�am yemeginden once alt kattaki diger odalan yagmalayip


rahat koltuklar ve lambalar getirdiklerinden oturma odalan §im­
di kesinlikle evin en ho§ odas1 olmu§tU. "Tepedeki Ev bize c;ok iyi
davrand1," dedi Theodora Eleanor'a kahvesini verirken. Eleanor
yastik gibi kabartilmt§ bir koltuga minnetle oturdu. "Eleanor'un
yikamas1 gereken bula§iklar yak, iyi insanlarla birlikte gec;irile­
cek keyifli bir ak§am bizi bekliyor ve belki yarm, giine§ yine par­
lar."

"Piknigimizi planlamahyiz," dedi Eleanor.

"Tepedeki Ev'de §i§man ve tembel olacag1m ," diye devam etti


Theodora. Tepedeki Ev'in ismini israrla soylemesi Eleanor'un ca­
mm s1k1yordu. Sanki kas1th yap1yor, diye dii§iindii; eve onun ad1-
m bildigini soyliiyor, yerimizi bildirmek ic;in ona sesleniyor. Bir

cesaret gosterisi mi bu? Usulca "Tepedeki Ev, Tepedeki Ev, Tepe­


deki Ev, " diyen Theodora, Eleanor'a giiliimsedi.

"Madem prensessiniz," dedi Luke kibarca Theodora'ya,


"bana iilkenizdeki siyasi durumdan bahsedin liitfen."

"Gayet karma§ik," dedi Theodora. "Baham -ki elbette kendisi


kral olur- tahtta gozii olan Kara Michael diye biriyle evlenmem­
de direttigi ic;in evden kac;tim. Tek kulagma altm kiipe takan ve
U§aklanm kirbac;la doven Kara Michael'1 gormeye bile katlana­
miyorum tabii ki."

"Epey c;alkantth bir iilkeymi§," dedi Luke. " Kac;mayi nasil ba­
§ard1mz?"

"Siitc;ii luz k1hgma girip bir saman balyasma sakland1m. Beni


orada aramak hie; ak1llanna gelmedi. Oduncunun kuliibesinde
bizzat haz1rlad1g1m sahte belgelerle sm1rdan gec;tim."

"O zaman bu Kara Michael art1k darbe yap1p iilkeyi ele gec;i­
rir herhalde?"

115
"�iiphesiz. Tepe tepe kullansm. "

Kahve fincammn iistiinden onlara bakt1g1 s1rada, di�c;ide


beklemek gibi, diye dii�iindii Eleanor. Di�c;ide s1ranm sana gel­
mesini beklerken odanm kar�1 tarafmdaki hastalarm cesurca �a­
kala�malanm dinlemek gibi, oysa herkesin eninde sonunda di�­
c;iyle kar�ila�acag1 kesindir. Birden Doktor'un yanma geldigini
fark edince ba�1m kaldmp baktl ve karars1zca giiliimsedi.

Doktor, "Kayg1h mlSln?" diye sorunca ba�iyla onayladi.

"S1rf ne olacag1m merak ettigimden," dedi.

"Ben de merak ediyorum." Doktor bir sandalye c;ekip yanma


oturdu. "Yakmda, ne bilmiyorum ama bir �eyler olacakm1� gibi
hissediyor musun?"

"Evet. Her �ey beklemede sanki."


"Ve
onlar," Doktor giilii�en Theodora'yla Luke'u ba�1yla gi:is­
teriyordu, "olacaklara kendi tarzlanyla tepki verecekler. Hepimi­
ze ne olacak merak ediyorum. Bir ay once olsa, di:irdiimiiziin bu­
rada, bu evde hep birlikte oturmam1z miimkiin degil derdim."
Eleanor Doktor'un evin ismini agzma almad1g1m fark etti. "Uzun
zamand1r bekliyorum," dedi Doktor.

"Sizce burada kalmam1z dogru mu?"

"Dogru mu?" dedi Doktor. " Burada kalmam1z inamlmaya­


cak kadar aptalca. Bana sorarsan bi:iyle bir atmosfer hepimizin
ic;indeki kusurlan, terslikleri ve zayifhklan bulup bizi birkac; giin­
de darmadagm edebilir. Tek savunmam1z var, o da kac;mak. En
azmdan pe$imizden gelemez, degil mi? Kendimizi tehlikede his­
sedersek geldigimiz gibi gidebiliriz. Hem de," diye ekledi soguk­
c;a, "geldigimiz gibi c;abucak."
"Arna bizi i:inceden uyardilar," dedi Eleanor. "Ve di:irt ki�iyiz."

"Bunu Luke' a ve Theodora'ya da si:iyledim," dedi Doktor. "Bu


evin seni etkilemeye ba�lad1gm1 hissedersen olabildigince c;abuk
kac;acagma si:iz ver."

116
"Soz veriyorurn," dedi Eleanor giiliirnseyerek. Beni yiireklen­
dirrneye c;ah§1yor, diye dii§iindii ve adarna rninnet duydu. "Arna
sorun degil," dedi ona. "Gerc;ekten, sorun degil."

"Gerekli gordiigiirn takdirde," dedi Doktor ayaklanarak "seni


gonderrnekte hie; tereddiit etrnern. Luke? Bayanlardan izin iste­
yip oyun oynayahm rn1?"

Erkekler ta§lan satranc; tahtasma dizerken Theodora elinde


fincamyla odada geziniyordu. Hareketleri bir hayvamnki gibi hu­
zursuz ve tetikte, diye dii§iindii Eleanor; havada rahats1z edici bir
§eyin kokusunu ahrken oturarn1yor, hepirniz kayg1hyiz. "Gel ya­
mrna otur," deyince zarif hareketlerle sahnarak geldi Theodora.
Az once Doktor'un oturdugu sandalyeye kuruldu ve ba§InI yor­

gun bir edayla geriye att1. Ne kadar giizel, diye dii§iindii Elea­
nor; giizel oldugu ic;in nasd da tasas1z ve talihli. "Yorgun rnusun?"

Theodora giiliirnseyerek ba§mI c;evirdi. "Beklerneye fazla kat­


lanarnayacag1rn."

"Ben de tarn c;ok rahat goriindiigiinii dii§iiniiyordurn."

"Bense geldigirn giinii dii§iiniiyordurn. Ne zarnand1? Evvelsi


giin rnii? Ve evirni birakip da buraya nasd geldigirni anlarnaya c;a­
h§Iyordurn. Ozledirn galiba."

".Sirndiden mi?"

"insanm evini ozlernesinin nas1l bir §ey oldugunu dii§iindiin


mii hie;? Evin buras1 olsa ozler miydin? 0 iki kiic;iik k1z buradan
uzakla§tmld1klannda bu karanhk, kasvetli ev ic;in aglarn1§lar m1-
d1r?"

"Ben hic;bir yerden uzakla§tmlrnad1rn,'' dedi Eleanor dikkat­


le, "bu yiizden evirni ozledigirn hie; olrnad1 galiba."

"Peki ya §irndi? Kiic;iik daireni ozlerniyor rnusun?"

"Olabilir," dedi Eleanor ate§e bakarak. "Bana ait oldugunu


hissedecek kadar uzun siire ya§arnad1rn orada. "

117
Theodora, "Kendi yatag1m1 istiyorum," deyince yine aksiligi
tuttu, diye dii§iindii Eleanor; karm ac1kmca, yorulunca veya s1k1-
hnca bebek gibi oluyor. "Uykum geldi," diyordu Theodora §imdi.

Eleanor, satranc; oynarken ne§eyle ve muzafferce bag1ran


Doktor'la giilen Luke'a goz att1 ve "Saat on biri gec;iyor," diye ha­
ber verdi.

"i§te bayim," dedi Doktor. "i�te bayim."


"Yenilmeyi hak ettim, kabul ediyorum," dedi Luke. Satranc;
ta§lanm toplayip kutularma geri koymaya ba§lad1. " Brendiyi yu­
kan gotiirebilirim herhalde? S1zayim ya da iistiime sarho§ cesa­
reti gelsin falan diye. Aslmda" -Theodora'yla Eleanor'a giiliimse­
di- "biraz oturup kitap okumak niyetindeyim."

"Siz hala Pamela'yi m1 okuyorsunuz?" diye sordu Eleanor


Doktor'a.

"ikinci ciltteyim. Uc; cilt kald1, sonra da Clarissa Harlowe'a


ba§lamayi dii§iiniiyorum. Luke isterse ona odiinc;-"

"Hayir, sag olun," dedi Luke c;abucak. "Yammda bir bavul do­
lusu polisiye var."

Doktor doniip etrafa bakmd1. "Evet," dedi, "ate§i sondiirelim,


I§Iklan kapatahm. Kapilan ac;1k b1rakahm ki Bayan Dudley sa­
bahleyin kapasm."

Biiyiik merdiveni yorgun argm, tek sira halinde c;1karken I§Ik­


lan arkalanndan sondiirdiiler. Doktor, "Bu arada, el feneri olan
var m1?" diye sorunca ba§lanyla onaylad1lar. Tepedeki Ev'in ba­
samaklarmdan iizerlerine dalga dalga gelen karanhktan c;ok uy­
kuya odaklanm1§lard1 §imdi.

Eleanor, mavi odanm kap1sm1 ac;arken " Hepinize iyi geceler,"


dedi.

"iyi geceler," dedi Luke.

"iyi geceler," dedi Theodora.

" iyi geceler," dedi Doktor. "iyi uykular."

118
6

"Geliyorum anne, geliyorum," diye seslendi Eleanor, lambamn


dligmesini el yordam1yla arayarak. "Tamam, geliyorum." Elea­
nor dendigini i§itmi§ti. Eleanor. "Geliyorum, geliyorum," diye
bag1rd1 sinirle, "bir dakika yahu, geliyorum."
"Eleanor?"

Sonra uyanmasma, li§liyiip titremesine ve yataktan firlama-


sma yol ac;an ani bir §Okla §Unu dli§lindli: Tepedeki Ev'deyim.
"Ne?" diye hayk1rd1. "Ne? Theodora?"

"Eleanor? B uradayim."

"Geliyorum." l§1g1 ac;acak vakit yoktu. Yoluna c;1kan sehpa­


ya c;arpmca c;1kard1g1 sese §a§ird1 ve iki odayI birle§tiren banyo­
nun kap1s1yla bir an cebelle§ti. Bu sehpamn devrilme sesi degil,
diye dli§lindli. Annem duvara vurdu. Sac;1 ba§I dagm1k, gozle­
ri uyam§ §okuyla fal ta§I gibi ac;1k ve yatagmda dogrulmu§ olan
Theodora'mn odas1 neyse ki aydmhkt1. Ben de onun gibi gorli­
nliyorumdur herhalde, diye dli§linen Eleanor, "Geldim, ne var?"
diye sordu . . . Sonra sesi ilk kez net i§itti, oysa uyand1gmdan beri
duydugu bu olmahyd1. "Nedir bu?" diye fisildad1.
Theodora'mn yatagmm ayakucuna yava§c;a ili§irken kendi
sakinligine §a§1rd1. Haydi ama, diye dli§lindli; sakin ol, sadece
bir gliriiltli ve ic;erisi c;ok soguk. <;ok, c;ok soguk. Hollin ta diger
ucundan, c;ocuk odasmm yakmmdan geliyor ve ic;erisi c;ok soguk,
ama annemin duvara vurdugu falan yak.
"Bir §ey kapilara vuruyor," dedi Theodora a§m sogukkanh
bir sesle.

"Hepsi bu. Hollin diger ucunda. Luke'la Doktor ne olduguna


bakmak ic;in oraya gitmi§lerdir bile herhalde . " Annemin duvara
vurma sesine hie; benzemiyor, yine rliya gorliyordum.

"Glim glim," dedi Theodora.

119
"Gi.im," dedi Eleanor k1k1rdayarak. Sakinim, diye di.i§i.indi.i;
ama c;ok ii§i.iyorum. 0 gi.iri.ilti.i kap1lara pe§ pe§e vurulmasmm
sesi, o kadar. O di.imi.i koparan bu muydu? 'Gi.im' o sesi en iyi ifa­
de eden sozci.ik; c;ocuklann i§ine benziyor, duvara vurarak yar­
d1m c;ag1ran annelerin degil; hem zaten Luke'la Doktor oraya git­
mi§lerdir. Soguk terler dokmek dedikleri bu mu? Ho§ degil, insa­
nm karnmdan ba§hyor ve dalgalar halinde dolamp canh bir §ey
gibi bir yukan c;1kiyor, bir a§ag1 iniyor. Canh bir §ey gibi. Evet.
Canh bir §ey gibi.

Eleanor gozlerini kapayip di§lerini s1ktl ve kollanyla kendini


sararak "Theodora," dedi, "yakla§-1yor."

"Bir ses sadece, o kadar," diyen Theodora, Eleanor' a sokulup


yaslandi. "Yank1 yap1yor."

Eleanor'a ic;i bo§ bir §eyden c;1kan bir gi.iri.ilti.i gibi geliyordu;
sanki bir §ey kapilara demir bir c;aydanhkla, demir bir sopayla
ya da demir bir eldivenle vurmaktaydi. Bir dakikahgma di.izen­
li olarak vurduktan sonra birden vuru§lan hafifledi ama sonra
yine h1zland1, sanki holi.in ucundaki kapilara srrayla vurur gibiy­
di. Eleanor, Luke'la Doktor'un uzaklardan gelen seslerini duyar
gibi oldu, a§ag1da bir yerden sesleniyorlardi. Demek bu katta bi­
zimle degiller, diye di.i§i.indi.i ve demirin c;ok yakmdaki bir kap1-
ya vurdugunu i§itti.

Theodora, "Belki de holi.in diger tarafma gider,'' diye fisil­


dayinca Eleanor bu tarifsiz deneyimin en tuhaf tarafimn, onu
Theodora'nm da ya§amas1 oldugunu di.i§i.indi.i. " Hayir," dedi
Theodora ve sonra holi.in kar§l tarafindaki kap1ya vuruldugunu
i§ittiler. Bu kez c;1kan gi.iri.ilti.i daha yi.iksek, hatta sagir ediciydi.
Yanlarmdaki kap1ya vuruldu (o §ey holi.in iki tarafina gidip ge­
liyor muydu? Hahda yi.iri.iyor muydu? Bir elini kap1ya m1 uzat­
ffil§tl?) ve Eleanor yataktan firlayip elleriyle kap1yi iterek "Defol,"
diye haykird1 c;ilgmca. "Defol, defol ! "

1 20
<;1t c;1lumyordu. Yiizii kap1ya doniik halde dururken Eleanor,
iyi halt ettirn, ic;inde birileri olan bir oda anyordu, diye dii�iindii.

Soguk usulca siiziiliip onlan yahyor, odayi doldurup d1�an


ta�1yordu; hie; ses c;1krnad1gm1 goren de Tepedeki Ev'in sakinleri­
nin rn1�il rn1�il uyuduklanm samrdi. Birden Theodora'mn di�le­
ri takirdarnaya ba�layinca Eleanor o tarafa doniip giilerek, "Seni
koca bebek," dedi.

" U �iiyorurn," dedi Theodora. "Donuyorurn."

"Ben de." Eleanor ye�il yorgam ahp gene; kadmm ornuzlan­


na orttii, kendi de Theodora'mn ihk bornozunu giydi. "�irndi bi­
raz ismdm rn1?"

"Luke nerede? Doktor nerede?"

"Bilrniyorurn. �irndi biraz ismdm rn1?"

"Hayir." Theodora iirperdi.

"Birazdan hole c;1k1p onlara seslenirirn, sen-"

Giiriiltii sanki onlan dinliyorrnu� ve sesleriyle soyleyecekle­


rini duyrnayi, onlan tamrnayi, kendisine kar�1 ne kadar hazirhk­
h olduklanm anlarnayi, korkup korkrnad1klanm i�itrneyi urnu­
yorrnu�c;asma yine ba�ladi. Oyle ans1zm ba�lad1 ki Eleanor yata­

ga atlad1 ve Theodora inleyip c;1ghg1 bastl. 0 dernir nesne kapila­


rma c;arpmca ikisi de ba�lanm deh�etle kaldird1lar, c;iinkii kap1-
nm iist kenanna ve ikisinin, hatta Doktor'la Luke'un bile uzana­

rnayacag1 kadar yiiksege vurulrnu�tu. Tiksinti verici, a�ag1hk so­


guk, kapmm d1�mdaki �ey her neyse ondan etrafa dogru dalga
dalga yayihyordu.

Eleanor hie; k1rnildarnadan dump kap1ya bakti. Ne yapaca­


gm1 bilrniyordu, gerc;i rnant1kl1 dii�iindiigiine ve c;ok korkrnad1-
gma, en azmdan en kotii kabuslanndakinden daha fazla kork­
rnad1gma inamyordu. Seslerden c;ok soguktan rahats1z oluyordu;

1 21
Theodora'mn ihk bornozu bile s1rtmdaki minik, kivnk, buz gibi
ter damlalarma kar§l i§e yaram1yordu. Belki de yapilmas1 gere­
ken §ey gidip kap1yi ac;maktl, belki de Doktor'un tamamen bilim­
sel ara§tlrmasma bu uygun dii§erdi. Eleanor, ayaklan onu kap1-
ya kadar gotiirse bile elinin kap1 kolunu ac;mak ic;in kalkmayaca­
gm1 biliyordu. Kimsenin elinin o kap1 koluna dokunmayacag1m
kendine tarafs1z, dalgm bir §ekilde soyledi; eller bu i§ ic;in yaratll­
maml§, dedi kendine. Yerinde hafifc;e sallamyordu, kap1ya vuru­
lan her darbe onu biraz daha geriye itiyordu sanki, oysa §imdi k1-
m1ldamaz olmu§tu c;iinkii giiriiltii giderek azalmaktaydi. "Kap1c1-
ya radyatorler konusunda §ikayette bulunacag1m," dedi Theodo­
ra arkasmdan. "Durdu mu?"

"Hayir," dedi Eleanor tiksintiyle. "Hayir."

0 varhk onlan bulmu§tu. Eleanor kap1yi ac;mayacagma gore,


ic;eriye ba§ka bir §ekilde girecekti. Eleanor sesini yiikselterek
"�imdi insanlarm niye c;1ghk att1klanm anlad1m, c;iinkii ben de
c;1ghk atacag1m galiba," deyince Theodora, "sen bagmrsan ben
de bagmnm," deyip giildii. Bunun iizerine Eleanor hemen yata­
ga geri dondii. Birbirlerine sanhp sessizce kulak kabarttilar. Kap1
c;erc;evesinin etrafmdan hafif tik1rtilar ve ara§tlrma sesleri geli­
yor, kapmm kenarlan yoklamyor, ic;eri girmenin bir yolu aram­
yordu. Kap1 kolu k1mildayinca Eleanor fisiltiyla, "Kilitli mi?" diye
sordu, Theodora ba§1yla onaylad1ktan sonra fal ta§l gibi ac;1k goz­
lerle doniip odalan birbirine baglayan banyonun kap1sma bak­

ti. Eleanor onun kulagma, "Benimki de kilitli," deyince Theodo­


ra rahatlayarak gozlerini kapadi. Hafif, yapi§kan sesler kap1 c;er­
c;evesinin etrafinda hareket ediyordu. Biraz sonra, di§andaki var­
hk hiddetlenmi§c;esine yine bir c;atirt1 duyuldu ve Eleanor'la The­
odora ah§ap kapmm titreyip sars1ld1gm1, kapmm mente§elerinin
yerlerinden oynad1g1m gordiiler.

1 22
Eleanor vah§ice,"Giremezsin," deyince yine sessizlik c;oktii;
sanki ev onu dikkatle dinlemi§, anlam1§, goniilsiizce ona hak ver­
mi§ ve beklemeye raz1 olmu§tu. Esinti odaya sessiz, belli belir­
siz bir k1k1rdama, giderek yiikselen hafif ve delice bir giilii§, k1-
s1k sesle atilmI§ bir kahkaha ta§1d1; Eleanor sesin s1rtmda boylu
boyunca gezindigini hissetti. Onlarla alay eden ince kahkaha et­
raflarmdan dolamp eve c;1kt1. Sonra Eleanor, Doktor'la Luke'un
merdivenden onlara seslendiklerini i§itti. Ya§ad1klan neyse ki
sona ermi§ti.

Gerc;ek sessizlik c;okiince Eleanor titreyerek derin bir nefes


ald1 ve huzursuz huzursuz k1mildand1. "Kaybolmu§ iki c;ocuk gibi
birbirimize sanlmI§Iz," diyen Theodora, Eleanor'un boynuna do­
lanmI§ kollanm c;ozdii. "Bornozumu giyrni§sin."

"Benimkini giyrneyi unutmu§um. Gerc;ekten bitti mi?"

"En azmdan bu gecelik bitti." Theodora kendinden emin ko­


nu§mU§tU. "Belli olmuyor mu? Tekrar 1smmadm m1?"

Dondurucu soguk gitmi§, geriye sadece Eleanor'un kap1ya


bakt1gmda s1rtmda hissettigi hafif iirperti yadigar kalmI§tI. Bor­
nozun ku§agma att1g1 s1ms1k1 diigiimii c;eki§tirerek ".A§m ii§iimek
§Ok belirtisidir," dedi.

"Bendeki belirtilerden biri a§m §Ok," dedi Theodora. " i §te


Luke'la Doktor geliyorlar." Adamlarm sesleri di§andaki hol­
den gelmekteydi, h1zla ve kayg1yla konu§uyorlard1. Eleanor,
Theodora'nm bornozunu yataga birakarak "Tann a§kma, sa­
km §U kap1yi c;almalanna izin verme . . . Kap1ya bir kez daha vu­
ruldugunu duyarsam biterim," dedi ve kendi bornozunu giymek
ic;in odasma ko§tu. Theodora'nm onlara bir dakika beklemeleri­
ni soyledigini, sonra kap1ya gidip ac;t1gm1 ve ardmdan Luke'un o
ho§ sesiyle Theodora'ya, "Hayrola, hayalet gormii§ gibisin," de­
digini i§itti.

1 23
Eleanor geri geldiginde Luke'la Doktor'un giyinik olduklan­
m fark etti ve bunun sonras1 i<;in iyi bir fikir oldugunu dii�iindii;
o yogun soguk geceleyin geri gelirse Eleanor yii n bir e�ofmanla
kalm kazak giymi� olacakti. Bayan Dudley'in kadm konuklardan
en az birinin o tertemiz yatakta ayaklannda agir ayakkabilarla ve
yiin <;oraplarla yatllg1m gi::i riince ne diyecegi de umurunda degil­
di. "Eee," diye sordu, "perili bir evde ya�amak nasilm1� beyler?"

"Gayel giizel," dedi Luke, "gayet giizel. Gecenin bir vakti i<;ki
i<;mek i<;in bahane oluyor."

Brendi �i�esiyle kadehleri getirmi�ti. Eleanor sabahm di::i r­


diinde Theodora'nm odasmda oturup brendi i<;erken kii<;iik bir
arkada� grubu olu�turduklanm dii�iindii. Kl.s1k sesle ve h1zh h1zh
konu�uyor ve birbirlerine tez, ka<;amak, merakh bak1�lar allyor­
lardi. Her biri digerlerinin nasil bir deh�et hissedip gizledigini,
yiizlerinin veya jestlerinin onlan nasil ele verebilecegini, ne tiir
bir zayifhgm felakete giden yolu a<;abilecegini merak ediyordu.

"Biz d1�andayken burada bir �ey oldu mu?" diye sordu Dok-
tor.

Eleanor'la Theodora nihayet i<;tenlikle, isteri veya korku ol­


maks1zm bak1�1p giilii�tiiler. Biraz sonra Theodora, " Belirgin bir
�ey olmad1," dedi dikkatle. "Birisi bir giilleyle kap1yi <;ald1, son­
ra i<;eri girip bizi yemeye <;ah�ll ve kap1yi a<;mad1g1m1Zl gi::i riince
kahkahadan kmldi. Arna tuhaf degildi cidden ."

Eleanor merakla gidip kap1yi a<;tl. "Kap1 parampar<;a olacak


sand1m," dedi hayretle, "oysa tahtada <;izik bile yak, diger kap1-
larda da yak. Piiriizsiiz gi::i riiniiyorlar."

"Tahtalarm zarar gi::i rmemesi <;ok ho�,'' dedi Theodora, bren­


di kadehini Luke'a uzatarak. "Bu sevgili, eski evin zarar gi::i rmesi­
ni yiiregim kald1rmazdi. " Eleanor'a bakip smtti. " Bizim Nellie az
kalsm <;1ghk atacakti."

1 24
"Sen de atacaktm."

"Hii; de bile, ben s1rf sana e;;lik edeyim diye oyle dedim. Bu
arada Bayan Dudley bagmrsak gelmeyecegini soylemi;;ti. Peki ya
siz, yigit koruyuculanm1z, siz neredeydiniz?"
"Bir kopegin pe;;indeydik," dedi Luke. "En azmdan kopege
benzeyen bir hayvanm." Durdu ve sonra goniilsiizce devam etti.
"Onu d1;;an kovalad1k."

Theodora ona bakakald1, Eleanor ise, ''Yani i�eride miydi?"


diye sordu.

"Kap1mm oniinden gei;ti," dedi Doktor, "ko;;tugu ii;in ancak


;;oyle bir gorebildim. Luke'u uyandirdim, birlikte pe;;ine dii;;iip
merdivenlerden indik, bahi;eye i;1ktik ve onu evin arka tarafmda
bir yerlerde elimizden kai;ird1k."

" O n kap1 ai;1k m1yd1?"

"Hayir," dedi Luke. " O n kap1 kapahydl. Diger biitiin kap1lar


da. Kontrol ettik."

"Epeydir etrafta dolamyoruz," dedi Doktor. "Siz bayanla­


n uykuda samyorduk, ta ki seslerinizi duyana kadar." Ciddiyetle
konu;;uyordu. " Hesaba katmad1g1m1z bir ;;ey var," dedi.

Ona ;;a;;kmhkla baktilar ve Doktor parmaklanm nutuk i;ekme


pozisyonuna getirerek ai;1kladl. "Birincisi," dedi, "belli ki Luke'la
ben sizden daha once uyanm1;;1z bayanlar, iki saatten fazlad1r
ayaktayiz ve eve girip i;1k1yoruz, tabiri caizse beyhude bir arayi;;­
tayiz. ikincisi, ikimiz de" -konu;;urken ba;;m1 kaldmp Luke' a soru
sorar gibi bir ifadeyle bakti- "siz bag1rana kadar buradan ba;;ka
bir ses geldigini i;;itmedik. Git i;1kn11yordu. Yani kap1mza vurul­
dugunu soyliiyorsunuz ama biz o sesleri duyrnad1k. Nobet tut­
maktan vazgei;ip yukan gelmeye karar verince kap1mzm oniinde
bekleyen ;;eyin kai;masma yol ai;tik herhalde. �imdi, burada hep
birlikte otururken ortahk gayet sessiz."

1 25
"Ne demek istediginizi ha.la anlamu;; degilim," dedi Theodo-
ra kai;;lanm c;atarak.

"Tedbir almahy:iz," dedi Doktor.

"Neye kari;;1? Nasd?"

"Luke'la ben d1i;;a n c;agnld1g1m1za ve siz ikiniz ic;eride hapse­


dildiginize gore, sanki" -sesi c;ok k1s1kti- "sanki amac; bizi birbiri­
mizden ay:irmakti. Size de oyle gelmiyor mu?"

1 26
v

arlak sabah giine§i Tepedeki Ev'in mavi odasma bile tazelik


P katarken Eleanor aynaya baktl ve Tepedeki Ev'deki ikinci sa­

bah1mda inamlinaz mutluyum, diye dii§iindii. Sevgililer kavu§tU


mu yolculuklar sonlamr. Neredeyse biitiin geceyi uykusuz gei;ir­
dim, yalanlar soyledim, kendimi salak durumuna dii§iirdiim ama
havada §arap tad1 var sanki. Korkudan iki dirhem akl1mm yans1-
m yitirdim, ama oyle uzun zamandir bekledim ki ne§eyi hak et­
tim; hayatlm boyunca mutluluga isim koymanm onu sonlandir­
mak anlamma geldigine inanmI§tlm, art1k bu inanc1mdan vaz­
gec;tim. Aynada kendine giiliimsedi. Mutlusun Eleanor, sonun­

da senin de payma hak ettigin mutluluktan bir pari;a dii§tii, dedi


sessizce. Aynadaki i;ehresinden gozlerini kac;1rd1 ve sevgililer ka­

VU§tu mu yolculuklar sonlamr, sevgililer kavu§ur, diye gec;irdi ak­

hndan.

"Luke?" Theod!>ra di§andaki holden sesleniyordu. "Diin gece

c;oraplanmdan birini almi§sm, seni pis h1rs1z. Umanm Bayan

Dudley beni duyabiliyordur."

Eleanor, Luke'un yamt verdigini hayal meyal i§itti. Luke bir


beyefendinin bayanlar tarafmdan tanman ayncahklardan fayda­

lanmaya ha k1 oldugunu ve Bayan Dudley'in her kelimeyi duy­

duguna kesinlikle inand1g1m soyliiyordu.

1 27
"Eleanor?" Theodora §irndi ara kap1ya vuruyordu. "Uyamk
rn1sm? Girebilir rniyirn?"

"Tabii, gelsene,'' dedi Eleanor aynada kendi yiiziine bakarak.


Bu senin hakkm, dedi kendine; arnriin boyunca bunu hak etrnek
i<;in ugra§tm. Theodora kap1yi a<;1p rnutlulukla, "Bu sabah ne gii­
zelsin Nell'irn,'' dedi. "Bu tuhaf hayat sana iyi geldi."

Eleanor ona giiliirnsedi. Bu hayahn Theodora'ya da iyi geldi­


gi belli oluyordu.

"Gazlerirnizin altmda karanhk halkalar ve yiizlerirnizde vah­


§i bir urnutsuzlukla dolanrnarn1z gerekirdi,'' diyordu Theodora.
Kolunu Eleanor'un ornzuna attl ve yamnda dump aynaya bak­
ti. "Oysa §U halirnize bak. .. <;;i<;ek gibi a<;an, taptaze gen<; kizlanz."

"Otuz dart ya§mdayirn, " diyen Eleanor, ya§1na iki sene ekle­
rnesine yol a<;an tuhaf isyamn sebebini rnerak etti.

"Oysa on dart ya§mda gibi gariiniiyorsun,'' dedi Theodora.


"Gelsene, kahvaltiyi hak ettik."

Biiyiik rnerdivenden giilerek, yan§arak indikten sonra oyun


odasmdan ge<;tiler ve yernek salonuna girdiler. "Giinaydm,'' dedi
Luke ne§eyle. " Herkes nasil uyudu bakayirn?"

"Gayet iyi, te§ekkiirler," dedi Eleanor. "Mi§Il rn1§1l."

"Biraz giiriiltii vard1 galiba," dedi Theodora, "arna bayle eski


evlerde norrnaldir. Doktor, bu sabah ne yap1yoruz?"

"Hirn?" dedi Doktor ba§ml kaldmp onlara bakarak. Yorgun


gariinen tek ki§i oydu, arna onun da gazlerinde hepsinin birbirle­
rinde gardiikleri panlti se<;iliyordu. Heyecanh, diye dii§iindii Ele­
anor; hepirnizin keyfi yerinde.

"Ballechin Konag1" dedi Doktor, sazciiklerinin tadm1 <;1kara­


rak. " Barley Papaz Evi. Glarnis �atosu. Bunu ya§arnak fevkala­
de bir §ey, kesinlikle olaganiistii. �ahsen ben rniirnkiin oldugu­
nu sanmazdzm. Medyurnlugun hazzm1 az <;ok anlarnaya ba§hyo-

1 28
rum. Marmelat alayim liitfen. Te§ekkiirler. Kanm bana hayatta
inanmayacak. Yiyeceklerde yeni bir tat var . . . Size de oyle gelmi­
yor mu?"

"Demek mesele Bayan Dudley'in tiim hiinerlerini gostermi§


olmas1 degilmi§. Ben de bunu merak ediyordum," dedi Luke.

"Hat1rlamaya <;ah§iyorum," dedi Eleanor. "Yani diin geceyi.


Korktugumu bildigimi hat1rhyorum, ama ger<;ekten korkmu§ ol­
dugumu akhm alm1yor. . . "

"Ben sogugu hatirhyorum," dedi Theodora iirpererek.

"Bence ah§Ik oldugum dii§iince tarzma gore tamamen ger<;ek


d1§1 oldugu i<;indi, yani kesinlikle mantlksizdz." Eleanor durdu ve
giildii, utanmI§tI.

" Hemfikirim, " dedi Luke. "Bu sabah kendime diin gece olan­
lan anlatt1g1m1 fark ettim, aslmda kabus gormenin tam tersiydi,
<;iinkii insan kabus goriince kendine gordiiklerinin ger<;ek olma­
digzm soyler."
"Bence heyecanhyd1, " dedi Theodora.

Doktor bir parmagm1 uyanrcasma kaldird1. "Yine de tiim


bunlarm sebebi yeralt1 irmakland1r belki."

" Oyleyse gizli pmarlarm iistiine daha <;ok ev in§a edilmeli,"


dedi Theodora.

Doktor ka§lanm <;att1. "Bu heyecan camm1 s1k1yor," dedi.


"Sarho§ edici oldugu kesin, ama aym zamanda tehlikeli de ola­
maz m1? Tepedeki Ev'in atmosferinin etkisidir belki? Ya da bize
biiyii yapild1gmm ilk belirtisi?"

" Oyleyse ben biiyiilenmi§ bir prenses olurum," dedi Theodora.

"Bir yandan da," dedi Luke, "diin gece Tepedeki Ev elinden


geleni ardma koymad1ysa eger, <;ok sorun ya§amayacag1z demek­
tir. Korktuk, oras1 kesin ve deneyim ya§and1g1 sirada tats1zd1,
ama kendimi fiziksel olarak tehlikede hissettigimi hatirlayam1-

1 29
yorurn. Theodora'nm kap1smm ardmdaki varhgm kendisini ye­
rneye geldigini soylernesi bile pek. .. "

"Onu anhyorurn," dedi Eleanor, "c;iinkii hen de dururna cuk


oturan sozciigiin o oldugunu dii§iindiirn. 0 varhgm bizi yernek,
ic;ine alrnak, evin bir parc;as1 kilrnak istedigini hissettirn, belki
de . . . Ah, Tannrn. Ne dernek istedigirni biliyorurn arna kendirni
ifade ederniyorurn."

"Fiziksel bir tehlike yak, " dedi Doktor kendinden ernin bir §e­
kilde. "Tarih boyunca hayaletler kirnseye fiziksel zarar verrnemi§­
tir. Kurbanlar kendi kendilerine zarar verebilirler sadece. Hat­
ta hayaletin zihne saldird1g1 bile soylenernez. <;iinkii zihin; dii­
§iinen, bilinc;li zihin rnetanetlidir. Burada oturrnu§ konu§urken
bilinc;li zihinlerirnizde hayalet inanc1 hie; yak. Diin geceden son­
ra bile 'hayalet' kelirnesini soylerken kendirnizi tutarnayip hafifc;e
giiliirnsiiyoruz. Hayir, dogaiistii olaylarm tehlikesi c;agda§ zihin­
lerin en zayif oldugu noktadan saldirrnaland1r; o yerde koruyu­
cu batil inane; zirh1rn1Zl c;1karrn1§, ba§ka bir korunrna yonterni de
benirnsernemi§ oluruz. Hic;birirniz diin gece bahc;ede ko§an §eyin
bir hayalet oldugunu rnant1ksal olarak dii§iinrniiyoruz, arna diin
gece Tepedeki Ev'de bir §eyler olup bittigi kesin ve zihnin ic;gii­
diisel s1gmag1 -yani kendinden §iiphe etrnek- eleniyor. 'Hayal gii­
ciirniin iiriiniiydii,' diyerniyoruz, c;iinkii iic; ki§i daha oradayd1."

"Ben §6yle diyebilirirn," diye araya girdi Eleanor giiliirnse­


yerek, " Uc;iiniiz de hayal giiciirniin iiriiniisiiniiz, bunlarm hic;bi­
ri gerc;ek degil."

"Buna gerc;ekten inand1g1m dii§iinsern,'' dedi Doktor ciddi­


yetle, "seni hernen bu sabah Tepedeki Ev' den yollard1rn. Oyle his­
setsen Tepedeki Ev'in tehlikelerine kucak ac;rnana rarnak kalrnI§
bir ruh hali ic;inde olurdun."

"Yani z1rdeli oldugunu dii§iiniirdiirn dernek istiyor,


Nell'cigirn."

1 30
"Eh," dedi Eleanor, "6yle olurdum herhalde. Hepinize kar1?1
Tepedeki Ev'in taraii.m tutsam, heni kovmamz1 heklerdim." Ne­
den hen, diye merak etti. Neden hen? Kamu vicdam m1yim hen?
Digerlerinin kiistahhklanndan farkma varamad1klan 1?eyleri so­
gukkanhhkla s6ylemem mi hekleniyor hep? En zayif ki1?i olmam
m1, Theodora'dan daha zayif olmam m1 gerekiyor? Aram1zda,
diye dii1?iindii; digerlerine dii1?man olma ihtimali en dii1?iik ki1?i
henim kesinlikle.

"Poltergeistlar hamha1?ka hir meseledir," dedi Doktor, hir


an Eleanor'a hakarak. "Sadece fiziksel diinyayla ilgilenirler. Ta1?
atarlar, nesneleri oynatirlar, tahaklan k1rarlar. Borley Papaz
Evi'ndeki Bayan Foyster onlardan c;ok c;ekmi1?ti ve sonunda en
sevdigi c;aydanhg1 pencereden d11?an atihnca 6fkeden g6zii d6n­
dii. Arna poltergeistlar dogaiistii varhklar toplulugunun en alt ta­
hakasma aittirler. Y1luc1, ama aklls1z ve iradesizdirler; alt tara­
ii. ha1?1ho1? giic;lerdir. Oscar Wilde'm," dedi hafifc;e giiliimseyerek
"ho1? 6ykiisii ·�u Bizim Hortlak*'1 hat1rhyor musunuz?"

" i ngiliz hayaletin hakkmdan gelen Amerikah ikizler hakkm­


daki?"

"Kesinlikle. 0 Amerikah ikizlerin ashnda hir poltergeist fe­


nomeni olduklanm dii1?iinm-ekten ho1?lanm11?1md1r hep. Polter­
geistlarm daha ilginc; tezahiirleri g6lgede hirakahildikleri kesin.
K6tii hayaletler iyileri kovarlar." Mutlu mutlu el c;irpti. "Ba1?ka
her 1?eyi de kovarlar," diye ekledi. " i skoc;ya'da poltergeistlarm is­
tilasma ugram11? hir k61?k var, orada hir giinde kendiliginden tam
on yedi tane yangm c;1kti. Poltergeistlar yataklan hir ucundan
kald1rarak insanlan yere atmayi severler; aynca hir papazm her
giin kafasma rakip hir kiliseden c;almma ilahi kitaplanm firlatan
hir poltergeist yiiziinden evini terk etmek zorunda kald1g1 vaka­
Yl hat1rhyorum."

*
Orijinal ad1 The Canterville Ghost. TOrki;eye Nihal Yeginobali i;evinni�tir.

1 31
Eleanor birdenbire giilmek istedi nedense. Masamn ba:;; m a
ko:;; up Doktor'u kucaklamak, c;imenlikte done done :;; ark1 soyle­
rnek, bag1ra c;ag1ra kollanm sallarnak ve Tepedeki Ev'in odalan
etrafmda ernpati ve sahiplenme duygusuyla biiyiik c;emberler c;iz­
rnek istiyordu. Buradayirn, diye dii:;; iindii. Buradayim. Gozlerini
hernen ne:;; eyle kapad1, sonra da Doktor'a c;ekinrneden, "Peki bu­
giin ne yapacag1z?" diye sordu.

"Hala c;ocuklar gibisiniz,'' dedi Doktor giiliimseyerek. "Hep


bugiin ne yapacag1z diye soruyorsunuz. Oyuncaklanmz size yet­
miyor mu? Veya birbiriniz? Benim i:;;lerim var."
"Aslmda benirn tek yapmak istedigirn,'' Theodora k1lurdad1,
":;; u t1rabzandan a:;; ag1 kaymak." Eleanor gibi o da heyecan ve ne:;;e
ic;indeydi.

"Saklarnbac;,'' dedi Luke.

"Ba:;; mlZl ahp gitrneyin,'' dedi Doktor. "Neden bilrniyorurn


ama bundan kac;mrnak mant1kh gibi geliyor. "

"Giinkii orrnanda ayilar var,'' dedi Theodora.

"Ve tavan arasmda kaplanlar,'' dedi Eleanor.

"Ve kulede ya:;;h bir cad1, oturrna odasmda da bir ejderha."

"Gok ciddiyirn,'' dedi Doktor giilerek.

"Saat on. Onda-"

Doktor, "Giinaydm Bayan Dudley,'' deyince Eleanor, Theo­


dora ve Luke arkalanna yaslamp katila katila giildiiler.

"Onda sofrayi toplanm."

"Sizi c;ok bekletrneyecegiz. Bize on be:;; dakika verin liitfen,


sonra sofrayi toplayabilirsiniz."

"Kahvaltl sofras1m saat onda toplanrn. Birde ogle yemegi sofra­


s1m haz1rlanm. Altida ak:;;am yemegi sofrasm1 haz1rlanm. Saat on."

"Bayan Dudley,'' diye sertc;e soze ba:;;layan Doktor, Luke'un


yiiziiniin sessiz kahkahalarla gerildigini goriince gozlerini pec;e-

1 32
tesiyle ortiip kendini koyverdi. "Sofrayi toplayabilirsiniz Bayan
Dudley," diyerek pes etti.

Kahkahalarmm yankilan Tepedeki Ev'in hollerinde gezinip


oturma odasmdaki mermer heykellere, yukandaki c;ocuk odas1-
na ve kulenin tuhaf, kiic;iik ba�hgma ula�irken koridordan mut­
lu mutlu gec;ip salona girdiler ve giilmeyi siirdiirerek koltuklan­
na yigildilar. "Bayan Dudley ile dalga gec;memeliyiz," diyen Dok­
tor one egildi. Yiiziinii ellerinin arasma alm1�tl ve omuzlan sar­
s1hyordu.

Uzun siire giildiiler. Arada s1rada yanm yamalak ciimleler


kuruyorlardi. Birbirlerine bir �eyler soylemeye c;ah�1yor, c;1lgm­
ca birbirlerini i�aret ediyorlardi. Kahkahalan Tepedeki Ev'i sar­
s1yordu. Sonunda bitkin dii�mii� ve kannlarma agnlar saplan­
m1� bir halde arkalanna yaslandilar. Tiikenmi�lerdi, birbirleri­
ni siizdiiler. "�imdi . . . " diye konu�maya ba�layan Doktor'un sozii
Theodora'nm hafif kik1rt1s1yla kesildi.

Doktor, "�imdi," diye daha sertc;e tekrarlayinca sustular. "Bi­


raz daha kahve istiyorum," dedi yalvanrcasma. "Hepimiz istemi­
yor muyuz?"

''Yani gidip Bayan Dudley'e mi soyleyelim?" diye sordu Ele­


anor.

"Nasil yani, saat bir veya alti degilken gidip ondan kahve mi
isteyelim?" diye sordu Theodora.
"Kabaca, evet," dedi Doktor. "Luke, oglum, Bayan Dudley'in
favorisi oldugun goziimden kac;m1� degil . . . "

"Peki," diye sordu Luke hayretle, "boyle imkans1z bir goz­


lemde bulunmayi nasil ba�ard1mz? Bayan Dudley benden, ra&­
na di.izgiin yerle�tirilmemi� bir tabak kadar nefret ediyor, Bayan
Dudley'in goziinde . . . "

"Sonuc;ta bu ev sana kalacak," dedi Doktor onu ikna etmek


ic;in. "Bayan Dudley, ailenin ya�h hizmetc;isi olarak seni gene; pat­
ronu gibi goriiyordur."

1 33
"Bayan Dudley'in goziinde ben yere dii§iiriilrnii§ bir c;ataldan
bile daha a§ag1hg1rn. 0 ya§h budaladan bir §ey isternek niyetin­
deyseniz Theo'yu veya sevirnli Nell'irnizi gonderin, n'olur. Onlar
korkrnazlar. . . "

"Hayir," dedi Theodora. "Aciz bir di§iyi Bayan Dudley ile yiiz­
le§rneye gonderernczsiniz. Nell'le ben korunrnak ic;in buradayiz,
siz korkaklar adma sava§mak ic;in degil."

"Doktor . . . "

"Sac;rnalarna," dedi Doktor hararetle. "Ben bu ya§ta gidip de


ondan kahve isteyecek degilirn herhalde, hem zaten sana bayih­
yor, biliyorsun . "
"Kiistah ihtiyar," dedi Luke. "Bir fincan kahve ugruna beni
feda ediyor. Balun, bu davada Luke'unuzu kaybederseniz §a§Irrna­
yin oyleyse. Bunu soylerken son derece rniiteessirirn arna belki de
Bayan Dudley heniiz kahvaltism1 yaprnarnl§tlr ve beni dilirn dilirn
kesip una bulayarak yagda kizartir veya ruh haline bagh olarak bu­
gularna yapar. Geri donrnezsern," parmag1m Doktor'un burnunun
altmda uyanrcasma sallad1, "yalvannrn ogle yerneginize had saf­
hada §iipheyle yakla§m." Bir devi oldiirmeye gider gibi, abarttl1 bir
§ekilde egilerek vedala§tl ve kap1yi ardmdan kapadi.

"Tatl1 Luke," Theodora keyifle gerindi.

"Tepedeki Ev de tath," dedi Eleanor. "Theo, yan bahc;ede ot


biiriirnii§ karneriyernsi kiic;iik bir yer var, diin fark ettirn. Bu sa­
bah oraya bakahrn rn1?"

" Harika olur," dedi Theodora. "Tepedeki Ev'in her ko§esinin


tadm1 c;1karrnadan gitrnek isternern. Hern zaten bu giizel havada
ic;eride vakit gec;irrnek olrnaz."

"Luke'u da c;agmnz," dedi Eleanor. "Ya siz Doktor?"

"Notlanrn . . . " diye soze ba§layan Doktor Montague birden


sustu, c;iinkii kap1 oyle ans1zm ac;ild1 ki Eleanor'un aklmdan sade-

1 34
ce Luke'un Bayan Dudley'in kar§1sma 91krnayi gaze alarnayip ka­
p1ya yaslanarak oylece beklerni§ oldugu dii§iincesi ge9ti. Luke'un
bernbeyaz yiiziinii goriip Doktor'un hiddetle, "Birinci kurahrn1
kendirn 9ignedirn, onu tek ba§ma gonderdirn," dedigini duyunca
kendi sesinin, "Luke? Luke?" diye tela§la sordugunu i§itti.

"Bir §eyirn yok." Luke giiliirnsemeyi ba§ardi. "Arna uzun ko­


ridora bir gelin."

Yiizii, sesi ve giiliimseyi§i kar§ISmda iirpererek sessizce ayak­


landilar ve pe§inden kap1dan ge9erek on hole a9ilan uzun, karan­

hk koridora girdiler. Yanan bir kibriti duvara dogru tutan Luke,


" Buras1," dediginde Eleanor'un s1rtmdan a§ag1 hafif bir iirperti
done done indi.

"Orada . . . Bir §ey mi yaz1yor?" diye sordu Eleanor gorebilmek


i9in duvara sokularak.

"Yaz1yor," dedi Luke. "Ancak geri donerken fark ettim. Bayan


Dudley olmaz dedi," diye ekledi gergin bir sesle.

"El fenerim." Doktor'un koridorun bir ucundan digerine dog­


ru yava§9a yiiriirken cebinden 91kard1g1 el fenerinin I§1g1 harfle­
ri aydmlatti. "Tebe§ir," dedi Doktor. Yakla§IP harflerden birine

parrnak ucuyla dokundu. "Tebe§irle yazilm1§."

Harfler biiyiik, kargac1k burgac1kti ve Eleanor onlan kotii 90-

cuklann 9itlere yazd1klan §eylere benzetti. Arna inamlrnayacak

kadar ger9ekti, koridorun kalm lambrilerinin iistiinden ge9erken

aralarda kesintiye ugram1§tl. Koridor boydan boya harflerle kap­

lanm1§tl sanki. Eleanor s1rtm1 kar§l duvara yaslad1gmda bile on­

lan neredeyse okunamayacak kadar biiyiik buldu.

Luke usulca, "Okuyabiliyor musunuz?" diye sorunca Doktor


el fenerini k1mildatarak yava§9a okudu: YARDIM ET ELEANOR

EVE GEL.

1 35
"Hayir." Eleanor s6zciiklerin bogazmda diigiimlendigini his­
setti. Doktor okurken ismini duvarda g6rmii§tii. Bu benim, diye
dii§iindii; duvarda 6yle apai;1k duran benim ismim, bu evin du­
varlannda olmamam gerekirdi. "N'olur silin §Unu," derken
omuzlarmda Theodora'nm kolunu hissetti. "Delilik bu," dedi Ele­
anor hayretle.

"Delilik demekte hakl1sm," dedi Theodora sert bir sesle. " ii;e­
ri gei; Nell, otur. Luke bir §eyler getirip §Unu siler."

"Arna cidden delilik,'' dedi Eleanor duvardaki ismini k1mdda­


madan okuyarak. "Neden-?"
Doktor onu kararhhkla oturma odasma soktu ve kap1yi kapa­
di. Luke mesaja mendiliyle hiicum etmi§ti bile. "�imdi beni din­
le," dedi Doktor Eleanor' a. "S1rf ismin yazdd1 diye-"

"Mesele bu i§te," dedi Eleanor ona bakarak. " i smimi biliyor,


degil mi? jsmimi biliyor. "

"<;eneni kapar m1sm liitfen?" Theodora onu §iddetle sarsti.


"Sen mi yazdm?" Eleanor, Theodora'ya dondii. "N'olur soy­
le . . . Kizmayacag1m, yeter ki geri;egi bileyim - Belki de sadece §a­
kayd1? Beni korkutmak ii;in?" Doktor'a yalvanrcasma bakti.

"Hii;birimizin yazmad1gm1 biliyorsun," dedi Doktor.

Luke odaya ellerini mendiline silerek girince Eleanor umutla


ona d6ndii. "Luke," dedi, "sen yazdm, degil mi? Dt§an i;1kmca?"

Luke ona bakakald1 ve sonra gelip k1zm koltugunun kollugu­


na ili§ti. "Bak," dedi, "gidip her yere ismini yazmam1 m1 istiyor­
sun? Ba§ harflerini agai;lara kaz1mam1 m1? Minik kag1t pari;ala­
rma 'Eleanor, Eleanor' yazmam1 m1?" Eleanor'un sai;1m hafifi;e
i;ekti. "O kadar aptal degilim,'' dedi. "Haddini bil."

"Peki, neden hen?" dedi Eleanor onlara teker teker bakarak.


Di§andayim ve hen sei;ildim, diye dii§iindii i;dgmca ve sonra i;a­
bucak, yalvanrcasma ekledi, "Sizden daha fazla dikkat i;ekecek
bir §ey mi yaptlm?"

1 36
"Anormal bir §ey yapmadm camm," dedi Theodora. Ate§in
yanmda duruyordu, §amine rafma yaslanml§tl, parmaklanm t1k
t1k vuruyordu ve konu§urken l§il 1§11 giiliimseyerek Eleanor'a ba­
k1yordu. "Belki de sen yazm1§smd1r."

Sinirlenen Eleanor, "Bu pis evin her tarafinda ismimi gormek


istiyor muyum samyorsun?" dedi neredeyse bag1rarak. " i lgi oda­
g1 olmaktan ho$lamyor muyum samyorsun? Sonm;ta §lmank bir
bebek olan hen degilim - Ben ilgi odag1 olmaktan ho§lanmam-"
"Yard1m istiyordu, dikkat ettin mi?" dedi Theodora istifi­
ni bozmadan. " Belki de zavalh kiic;iik hizmetc;inin ruhu sonunda
ileti§im kurmamn bir yolunu bulmu§tur. Belki de sadece pasakl1,
c;ekingen birini bekliyordu-"

"Sadece bana hitap etti c;iinkii belki de hic;bir yard1m c;agns1-


nm senin §U soguk bencilligini a§amayacag1m biliyordu. Belki de
senden c;ok daha anlayi§h ve yard1msever oldugum ic;in-"

"Veya belki de onu sen yazd1gm ic;in tabii," dedi Theodora


tekrar.

Kadmlann tart1§tlg1m goren erkeklerin genellikle yapt1klan


gibi Doktor'la Luke geri c;ekilmi§lerdi. Mutsuz bir suskunluk ic;in­
de yan yana duruyorlard1. Gerilmi§lerdi. Sonunda Luke k1milda­

YIP konu§tu. Hayretle, "Yeter art1k, Eleanor," deyince Eleanor h1-


§lmla ona doniip tepindi. "Bu ne ciiret?" dedi solumakta zorlana­
rak. "Bu ne ciiret?"
Eleanor, Doktor'a ve ardmdan giiliimseyerek kendisini sey­
retmekte olan Luke' a bakmca Doktor giildii. Benim sorunum ne?
diye dii§iindii Eleanor. Arna Theodora'nm bilerek oyle davrand1-
gm1, korkrnayayim da sinirleneyim diye oyle soyledigini samyor­
lar; beni parmaklarinda oynatmalan ne utan<; verici, diye gec;irdi
aklmdan. Yiiziinii elleriyle ortiip koltuguna oturdu.

"Nell, camm,'' dedi Theodora, "oziir dilerim."

1 37
Bir 1?eyler soylemeliyim, dedi Eleanor kendine. iyi huylu ol­
dugumu gostermeliyim, iyi huylu biriyim hen, kendimden utan­
d1g1m1 sansmlar. "As1l ben oziir dilerim, " dedi. "Korkmu1?tum."
Doktor, "Elbette korktun," deyince Eleanor; ne kadar basit
biri, ne kadar 1?effaf ve duydugu biitiin sa<;mahklara inamyor,
diye dii1?iindii. Hatta Theodora'nm beni 1?0k edip isteriden kur­
tard1gm1 bile samyor. Doktor'a giiliimsedi ve art1k siiriiye geri
dondiim, diye dii1?iindii.

"Cidden <;1ghk atmaya ba1?layacaksm sanm11?tlm, " dedi The­


odora Eleanor'un koltugunun yanmda diz <;okerek. "Yerinde ol­
sam ben <;1ghg1 basard1m. Arna kontrolii yitirmeni goze alama­
yiz, biliyorsun."

Theodora'dan ba1?kasmm ilgi odag1 olmasm1 da goze alama­


yiz, diye dii1?iindii Eleanor; Eleanor d11?lanacaksa, tek ba1?1ria d11?­
lanacak. Elini uzat1p Theodora'nm ba1?ma pat pat vurarak, "Sag
ol. Bir ara sinirlerim bozuldu galiba," dedi.

"Bir an i<;in sa<; sa<;a ba1? ba1?a kavga edeceksiniz sand1m,"


dedi Luke, "neyse ki Theodora'nm ne yapt1g1m anlamam uzun
siirmedi."

Theodora'nm parlak, mutlu gozlerine bakarak giiliimseyen


Eleanor; ama Theodora'nm yaptig1 o degildi kesinlikle, diye dii-
1?iindii.

Tepedeki Ev'de zaman yava1? ge<;iyordu. Eleanor'la Theodo­


ra, Doktor'la Luke deh1?ete kar1?l tetikte durarak bereketli te­
pelerle sarmalanm11? ve evin s1cak, karanhk liikslerine giivenli
bir 1?ekilde kendilerini kaptirm11? halde, onlan belki birazc1k s1-
kan siikG.net i<;inde bir giin ve gece ge<;irdiler. Yemeklerini bir­
likte yediler. Bayan Dudley hala miikemmel bir a1?<;1ydi. Soh-

1 38
bet edip satranc; oynadilar. Doktor Pamela 'y1 bitirip Sor Char­
les Grandison'a ba�ladi. Arada s1rada yalmz kalma arzusuna
kap1hp baz1 saatleri odalannda tek ba�larma, rahats1z edilme­
den gec;irdiler. Theodora, Eleanor ve Luke evin arkasmdaki s1k
c;ahhklan ke�fe c;1ktilar ve ki.ic;i.ik kameriyeyi buldular; Doktor
ise geni� c;imenlikte, onlan gori.ip duyabilecegi bir yerde oturup
yazdi. Duvarlarla c;evrili, yabani otlarla kaplanm1� bir gill bah­
c;esi ve Dudleylerin i.isti.ine titredikleri bir sebze bahc;esi ke�fet­
tiler. S1k s1k dere k1y1smda piknik yapmaktan bahsettiler. Ka­
meriyenin civarmda yaban c;ilekleri vard1; Theodora, Eleanor
ve Luke bir mendil dolusu toplay1p Doktor'un yanma c;imen­
lere uzanarak onlan yiyince elleriyle ag1zlan boyand1; Doktor
notlarmdan ba�1m kaldmp gi.ildi.i ve c;ocuk gibisiniz, dedi. Her
biri o ana kadar Tepedeki Ev'de duyduklanm ve gordi.iklerini
-ozensizce ve ayrmtilara pek dikkat etmeden- yazd1, Doktor da
bu kag1tlan dosyasma koydu. Ertesi sabah -Tepedeki Ev'deki
i.ic;i.inci.i sabahlarmda- Doktor Luke'un yard1m1yla i.ist katta­
ki holi.in zemininde keyifli ve c;ild1rt1Cl bir saat gec;irerek soguk
noktamn tam ebatlanm tebe�ir ve mezurayla saptamaya c;ah�­
t1, Eleanor'la Theodora'ysa holde bagda� kurarak Doktor'un 61-
c;i.imlerini not aldilar ve SOS oynadilar. Ellerinin a�m soguk yi.i­
zi.inden si.irekli donmas1 sebebiyle tebe�irle mezurayi bir da­
kikadan fazla tutamamas1 Doktor'un i�ini epey zorla�tirm1�tl.
Luke mezuranm bir ucunu kap1 e�iginden tutabiliyordu, ama
eli soguk noktaya girince parmaklan gi.ic;si.izle�iyor ve c;aresiz­
ce gev�iyordu. Soguk noktanm ortasma b1rakilan termometre
c1vasmm hareket etmeyi reddederek oradaki s1cakhgm holi.in
geri kalamyla aym oldugunda diretmesi, Doktor'un Barley Pa­
paz Evi'nde on bir derecelik bir di.i�i.i� saptayan istatistikc;ilere
ofkeyle verip veri�tirmesine yol ac;ti. Soguk noktayi elinden gel­
digince tammlayip elde ettigi sonuc;lan not ald1ktan sonra ogle
yemegi vaktinde onlan alt kata indirdi ve digerlerine meydan

1 39
okuyarak ikindinin serinliginde kriket oynamak ic;in kendisiyle
bulu§malanm soyledi.
"Boyle muhte§em bir sabah1," diye ac;1klad1, "d6§emedeki so­
guk noktaya bakarak gec;irmek salakc;a. D1§anda daha c;ok vakit
gec;irmeye ozen gosterelim." Giilmelerine biraz §a§Irdi.

"D1§anda bir yerlerde hala bir diinya var m1?" diye sordu Ele­
anor merakla. Bayan Dudley onlara §eftalili kek yapml§tl. Elea­
nor tabagma bakarak, "Bayan Dudley'in geceleri ba§ka bir yer­
lere gidip her sabah buraya krema ta§1d1gma §iiphem yak, Bay
Dudley de her ogleden sonra yiyecek getiriyor, ama hatlrlayabil­
digim kadanyla buradan ba§ka bir yer yak," dedi.
"Iss1z bir adadayiz," dedi Luke.

"Hayalimde Tepedeki Ev'den ba§ka bir diinya canland1ram1-


yorum," dedi Eleanor.
"Belki de, " dedi Theodora, "ne kadar zamand1r burada mah­
sur kald1g1m1Zl anlamak ic;in her giin bir sopaya c;entik atmah
veya c;akil ta§lanm iist iiste dizmeliyiz."

"D1§andan hie; haber almamak ne ho§." Luke tabagma bol bol


krem§anti aldi. "Mektup yak, gazete yak, kim bilir neler oluyor."

"Maalesef-" diyen Doktor sustu. "Pardon," diye devam etti.


"Soylemek istedigim sadece §Uydu, d1§andan haber alacagIZ ve
bu kotii bir §ey degil tabii. Bayan Montague, yani e§im cumarte­
si geliyor."

"Arna cumartesi ne zaman?" diye sordu Luke. "Bayan


Montague'yii gormek c;ok ho§ olur elbette."
" Obiir giin." Doktor dii§iindii. "Evet," dedi bir dakika sonra,
"obiir giin cumartesi sanmm. Cumartesi oldugunu," dedi onlara
gozleri biraz parlayarak "Bayan Montague'niin gelmesinden an­
layacag1z elbette."

"Umanm geceleri tuhaf sesler duymayi beklemiyordur," dedi


Theodora. "Tepedeki Ev'de umdugumuzu bulamad1k hence. Ya

1 40
da bir bakm1§sm1z ev B ayan Montague'yii psi§ik deneyim yag­
muruna tutmu§."

"Bayan Montague," dedi Doktor, "oyle §eylere gayet hazirhk­


h olacaktlr."

Theodora, "Ortahgm," dedi Eleanor'a, Bayan Dudley'in dik­


katli bakl§lan altmda ogle yemegi sofrasmdan kalkarlarken "ne­
den bu kadar sakin oldugunu merak ediyorum. Boyle beklemek
sinir bozucu hence. Bir §eylerin olmasmdan bile kotii neredeyse."

"Bekleyen biz degiliz," dedi Eleanor. "Ev bekliyor. Bence dog­


ru zamam kolluyor."

"Belki de kendimizi giivende hissetmemizi bekliyor, sonra da


harekete gec;ecek."

"Ne kadar bekleyebilir merak ediyorum." Eleanor biiyiik


merdivenden iirpererek c;1kmaya ba§ladi. " i c;imden ablama mek­
tup yazmak geliyor neredeyse. Bilirsin . . . 'Tepedeki Ev eglenceli
bir yer, burada resmen harika zaman gec;iriyorum .. .' diye."
"'Gelecek yaz biitiin aileyi buraya getirmeyi ciddi ciddi dii­
§iinmelisin,'" diye devam etti Theodora. "'Her gece battaniyele­
rin altmda uyuyoruz . . . "'

"'Havas1 oyle giizel ki, ozellikle de list kattaki holiin ... "'

"' i nsan s1rf hayatta olduguna bile seviniyor . . . "'

"'Siirekli bir §eyler oluyor . . . "'

"'Medeniyet o kadar uzakta ki . . . ' "

Eleanor giildii. Theodora'nm oniinde, merdivenin tepesin­


deydi. Karanhk koridor bu ak§am biraz aydmhkt1, c;iinkii c;ocuk
odasmm kap1s1m ac;1k b1rakm1§lard1 ve kuleye bakan pencereler­
den giren giin I§1g1 Doktor'un yerde biraktig1 mezurayla tebe§i­
ri aydmlatiyordu. Merdiven sahanhgmdaki vitraydan yans1yan
l§lk mavi, turuncu ve ye§il renklere biiriinerek hole dag1hyordu.

1 41
"Uyuyacag1m," dedi Eleanor. " Hayatlmda hie; bu kadar tembel­
lik etmemi§tim."

"Ben de yatag1ma uzamp tramvaylann hayalini kuracag1m,"


dedi Theodora.

Eleanor odasma girmeden once kap1da duraksayip c;abucak


etrafa bakmmayi adet edinmi§ti; masmavi odaya heniiz ah§a­
mad1g1 ic;in yapt1gm1 dii§iiniiyordu bunu. i c;eri girince hep kapa­
h buldugu pencereyi ac;maya giderdi. Bugiin odamn ortasma gel­
mi§ken Theodora'nm kap1smm sertc;e kapand1g1m ve gene; kad1-
nm boguk bir sesle, "Eleanor! " diye bagird1gm1 i§itti. Eleanor he­
men hole ko§up Theodora'mn kap1 e§igine gitti ve durup onun
omzunun iistiinden deh§etle bakt1. "Bu ne ?" diye f1sildad1.

"Neye benziyor?" Theodora'nm sesi deli gibi yiikseldi. "Neye


benziyor geri zekah?"

Bunu da affetmeyecegim, diye dii§iindii Eleanor §a§kmhgma


kar§m net bir §ekilde. "Boyaya benziyor," dedi tereddiitle. "Arna"
-birden fark etti- "igrenc; kokuyor."

"Kan," diye noktayi koydu Theodora. Kap1ya tutunmu�, ka­


p1yla birlikte sallamyor ve oylece bak1yordu. "Kan," dedi. "Her ta­
rafta. Goriiyor musun?"

"Elbette goriiyorum. Aynca her tarafta degil. Abartmayi kes."


i nsafa gelip ashnda Theodora'nm pek abartmad1gm1 dii�iindii.

Bu aralar ikimizden biri gerc;ekten c;Ild1racak ve umanm bu ki§i


hen olmam, c;iinkii akhma mukayyet olmaya c;ah§iyorum. <;Il­
d1ran Theodora olacak, dedi kendine. Sonra soguk bir edayla,
"Yine duvara yaz1 m1 yazilm1§?" diye sordu. Ve Theodora'nm de­
lice kahkahas1m duyunca, belki de hen c;Ildmnm ama bunu gaze
alamam, sakin olmahyim, diye dii§iiniip gozlerini kapad1. Duy­
dun mu, gerc;ek a§km geliyor, §ark1s1 alc;ahp yiikseliyor. Uzakla­
ra gitme tathm, sevgililer kavu§tu mu yolculuklar sonlamr, diye
gec;irdi ic;inden.

1 42
"Evet, camm," dedi Theodora. "Nasil yaptm bilerniyorum."

Bilge adamlann ogullan bilir. "Kendine gel," dedi Eleanor.


"Luke'u i;agir. Ve Doktor'u."

"Neden?" diye sordu Theodora. "Bu sadece bana yapilm1� kii­


i;iik bir siirpriz degil mi? Sadece ikimizin payla�mas1 gereken bir
sir degil mi bu?" Sonra odaya girrnesini onu tutarak engelleme­
ye i;ah�an Eleanor'un elinden kurtulup biiyiik gardiroba ko�tu
ve kap1s1m ai;1p hiingiir hiingiir aglamaya ba�ladi. "Giysilerim,"
dedi, "giysilerim."

Eleanor sakince doniip merdivenin ba�ma gitti. "Luke," diye


seslendi tirabzana yaslanarak. "Doktor." Bagirmam1� ve sesini
yiikseltmemeye 9ah�rn1�tl, ama Doktor'un kitabmm yere dii�tii­
giinii ve ardmdan Luke'la beraber merdivene ko�tuklanm i�it­
ti. Onlan seyretti ve kayg1h yiizlerini gordii, su yiiziine 91kmaya
hazir huzursuzluklan onu �a�1rtti. Sanki her an birinin yard1m
91ghgm1 duymayi bekliyorlardi. Akil ve anlayi� bizi hii; koruya­
m1yor, diye dii�iindii. "Theo," dedi merdivenin tepesine vard1k­
lannda. " i sterikle�ti. Birisi -bir �ey- odas1m k.irm1z1 boyayla bo­
yam1�, �imdi de giysilerine bak1p aghyor." Bundan daha iyi ifa­
de edemezdim, diye dii�iinerek doniip pe�lerinden gitti. Bundan
daha iyi ifade edebilir miydim? diye sordu kendi kendine ve gii­
liimsedigini fark etti.

Theodora ha.Ia odasmda hiingiir hiingiir aghyor ve gard1-


rop kap1s1m tekmeliyordu. Elinde kei;ele�mi� ve lekelenmi� san
gomlegini tutuyor olmasa gei;irdigi sinir krizine komik denebi­
lirdi. Diger giysileri askilarmdan i;ekilip 91kanlm1� ve gard1ro­
bun dibinde ezik, karmakan�1k bir tomar olu�turmu�lardi. Hep­
si de lekelenmi�, kipk1rm1z1yd1lar. Luke, "Ne olmu�?" diye sorun­
ca Doktor kafasm1 sallayarak "Kan olduguna yemin edebilirim,
ama bu kadar i;ok kan bulmak ii;in neredeyse-" dedi ve sonra
birden sustu.

1 43
Hepsi bir an sessizce dump Theodora'mn yatagmm tepesine,
duvar kag1dma kargac1k burgac1k kirm1z1 harflerle yazilm1§ YAR­
DIM ET ELEANOR EVE GEL yaz1sma baktilar.

Bu sefer hazmm, diye dii§iinen Eleanor, "Onu buradan <;1ka­


rahm. Odama getirin," dedi.

Theodora Doktor'a, "Giysilerim mahvolmu§," diyordu. "Giy­


silerimi goriiyor musunuz?"

Koku berbattl. Duvardaki yaz1 akm1§ ve yayilmi§tl. Duvar­


dan gard1roba dogru <;izgi halinde akan damlalar vard1 -belki de
Theodora'nm dikkatini gard1roba <;eken bu <;izgiydi- ve ye§il ki­
limde biiyiik, bi<;imsiz bir leke gaze <;arp1yordu. " i gren<;," dedi
Eleanor. "Liitfen Theo'yu odama getirin."

Luke'la Doktor, Theodora'yi ikna ederek banyodan ge<;i­


rip Eleanor'un odasma soktular. KlrmlZl boyaya bakan Eleanor
(boya olmah, dedi kendine; boya olmalI, ba§ka ne olabilir ki?)
yiiksek sesle "Arna neden?" diye sordu. Ba§ml kaldmp duvardaki
yaz1ya baktl. Burada, diye dii§iindii zarafetle; ismi kanla yazilm1§
biri duruyor. !;)u an biraz sa<;mahyor olabilir miyim?

"Theodora iyi mi?" diye sordu odaya tekrar giren Doktor'a


donerek.

"Birka<; dakika i<;inde diizelir. Bir siire seninle kalsa iyi ola­
cak sanmm, bir daha burada uyumak isteyecegini hi<; sanmam."
Doktor yorgun yorgun giiliimsedi. "Bence uzun bir siire herhangi
bir kap1yi tek ba§ma a<;amaz."

"Benim giysilerimi giymesi gerekecek galiba."

"Galiba, itirazm yoksa." Doktor ona merakla baktl. "Bu mesaj


seni onceki kadar rahats1z etmedi mi?"

"Fazla aptalca," dedi Eleanor kendi hislerini anlamaya <;ah­


§arak. " Burada durmu§ bak1yorum ve sebebini anlamaya <;ah§I­
yorum. Yani, giildiirmeyen bir §aka gibi. ()ok daha fazla kork-

1 44
mu§ olrnarn gerekirdi sanmrn ve korkrnuyorurn, c;iinkii gerc;ek
olarnayacak kadar korkunc;. Aynca akhrna Theo'nun kirrnm oje
siirmesi gelip duruyor . . . " Kllurdaymca Doktor ona sertc;e hakt1,
arna Eleanor devarn etti, "Boya da olahilirdi, anlarn1yor rnusu­
nuz?" Konu§rnayi keserniyorurn, diye dii§iindii; hiitiin hunlarla
neyi ac;1klarnaya c;ah§iyorurn ki? "Belki de, " dedi, "Theo'nun za­
valh giysilerine halup c;1ghg1 hastigm1 ve heni duvarmm her tara­
fma isrnirni yazrnakla suc;lad1gm1 gordiikten sonra dururnu cid­
diye alarn1yorurn. Belki de her §ey ic;in heni suc;larnasma ah§rna­
ya ha§larnI§Irndir."

Doktor, " Kirnsenin seni suc;lad1g1 yok," deyince Eleanor azar­


land1gm1 hissetti.

"Urnanrn giysilerirni kendine layik goriir," dedi alayla.

Doktor doniip odaya hakmdi. Bir parrnag1yla duvardaki harf­


lere ihtiyatla dokundu ve Theodora'mn san gornlegini ayag1yla
itti. "Sonra," dedi dalgm dalgm. "Belki yann." Eleanor' a goz at1p
giiliirnsedi. "Bunu aynen c;izehilirirn," dedi.

"Size yard1rn edehilirirn," dedi Eleanor. "Miderni hulandm­


yor arna heni korkutrnuyor."

"Evet," dedi Doktor. "Arna hence §irndilik odayi kapah tut­


sak iyi olur. Theodora hir daha huraya girrnesin. Ben sonra ho§
hir zarnamrnda odayi incelerirn. Bir de," dedi hir an giiliirnseye­
rek "Bayan Dudley'in huraya ternizlige gelrnesini isterniyorurn."

Eleanor onun hol kap1sm1 odanm ic;inden kilitlernesini ses­


sizce seyretti, ardmdan hanyodan gec;tiler ve Doktor, iki odayi
hirhirine haglayan kap1yi da kilitledi. "Bakahrn huraya hir yatak
daha getirehilecek rniyirn," dedi ve sonra hiraz c;aresizce ekledi,
"Sogukkanhhgm1 korurnayi iyi hecerdin Eleanor, hana yard1rn­
c1 oldun."

Mernnuniyetle, "Soylemi§tirn ya, rniderni hulandmyor ama


heni korkutrnuyor," diyen Eleanor Theodora'ya dondii. Theodo-

1 45
ra, Eleanor'un yatagmda yatiyordu. Ellerine bula�an lurm1z1h­
gm kendi yast1g1m da kirlettigini goren Eleanor'un midesi bulan­
di. "Bak," dedi sertc;e, Theodora'nm yamna giderek, "yeni giysi­
ler bulana veya seninkileri temizleyene kadar benim giysilerimi
giymen gerekecek. "
"Temizlemek mi?" Theodora yatakta k1vranarak dondii v e le­
keli ellerini gozlerine bastirdi. "Temizlemek mi?"
"Tann a�kma," dedi Eleanor, "dur seni temizleyeyim." Daha
once hie; kimseden boylesine kontrolsiizce tiksinmedigini dii�iin­
dii. Neden boyle hissettiginin iizerinde durmad1, banyoya girip
bir havlu 1slatt1, geri doniip Theodora'mn elleriyle yiiziinii bastl­
ra bast1ra ovdu. Theodora'ya dokunmaktan igrenerek " Ustiine o
�eyden bula�m1�, " dedi.
Birden Theodora ona giiliimsedi ve "Senin yapt1gm1 dii�iinii­
yor degilim," dedi. Eleanor doniince Luke'un arkasmda durdu­
gunu, onlara tepeden baktig1m gordii. Theodora, Luke' a, "Ne ap­
tahm," deyince Luke giildii.
"Nell'in lurmlZl kazag1 sana c;ok yak1�acak," dedi.
Theodora kotii niyetli, diye dii�iindii Eleanor; sevimsiz, na­
mussuz hem de kirli. Havluyu banyoya gotiiriip soguk suyun ic;i­
ne birakti. <;:1ktigmda Luke " . . .buraya bir yatak daha koyanz, siz
art1k aym odayi payla�1rs1mz," diyordu.
"OdamlZl ve giysilerimizi payla�acag1z," dedi Theodora.
" ikizler gibi ya§ayacag1z desene."
"Kuzinler," dedi Eleanor, ama onu duyan olmadi.

"Eskiden celladm," dedi Luke kadehindeki brendiyi dondiirerek,


"b1c;ag1m saplayacag1 yerleri idamdan once kurbammn karmna
tebe�irle c;izmesi s1k1 s1k1ya uygulanan bir kuralm1§. Cellat elinin
kaymasmdan korkarm1�, anlars1mz ya."

1 46
Ona sopayla vurmak istiyorum, diye dii§iindii Eleanor kol­
tugunun yanmdaki Theodora'nm kafasma tepeden bakarak; onu
ta§ yagmuruna tutmak istiyorum.

"Gok ince bir aynntlymt§ bu, hem de c;ok. Giinkii kurban g1-
d1klanan biriyse tebe§irin hareketleri neredeyse katlamlmaz
olurmu§ tabii."

Ondan nefret ediyorum, diye dii§iindii Eleanor; beni hasta


ediyor. Y1kand1, tertemiz oldu ve iistiinde kirmm kazag1m var.

"Arna kurban zincirlerle asilarak idam edilecekse cellat-"

"Nell?" Theodora ba§ml kaldmp Eleanor' a giiliimsedi. "Ger­


c;ekten iizgiin oldugumu biliyorsundur."

Can c;eki§mesini seyretmek istiyorum, diye dii§iinen Eleanor


giiliimsemeye kar§thk vererek "Sac;malama," dedi.

"Sufi ogretisine gore evren yaratilmamt§tlr, dolayis1yla yok


edilemez. O gleden sonrayi," diye bildirdi Luke ciddiyetle, "kiic;iik
kiitiiphanemizde gec;irdim de. "

Doktor ic; gec;irdi. Luke' a, " B u gece satranc; yok sanmm," de­
yince Luke ba§iyla onayladi. "Yorucu bir giindii," dedi Doktor,
"ve hence siz bayanlar erken yatmahsm1z."

" Brendiyle kendimi iyice uyu§turmadan olmaz," dedi Theo­


dora kararhhkla.

" Korku," dedi Doktor, "mant1gm terkidir, manbkh siirec;ler­


den isteyerek vazgec;ilmesidir. Ya ona teslim oluruz ya da onunla
miicadele ederiz, ama ikisinin ortas1 yoktur."

"Dii§iiniiyordum da," dedi Eleanor nedense hepsine bir oziir


borc;luymu§ gibi hissederek. "Gok sakin oldugumu samrd1m, ama
aslmda odiim kopuyormU§, §imdi anlad1m." �a§kmhkla ka§lanm
c;atmca devam etmesini beklediler. "Korktugumda da diinyamn
mant1kl1, giizel, korku barmdirmayan yonlerini gayet net gorebi­
liyorum; koltuklarla masalann ve pencerelerin hep aym kald1k-

1 47
lannm, hi<; etkilenmediklerinin ve 6zenle dokunmu§ hah dese­
ninin k1hm bile k1p1rdatmad1gmm farkmda oluyorum. Arna kor­
kunca bu §eylerle benim baglantlm kayboluyor. Nesneler kork­
madzklan i<;in herhalde."
"Bence sadece kendimizden korkanz," dedi Doktor yava§<;a.

"Hayir," dedi Luke. " Kendimizi a<;1k<;a, oldugumuz gibi g6r­


mekten."
.

"Ger<;ekte ne istedigimizi bilmekten," dedi Theodora. Yana-


gm1 Eleanor'un eline yaslayinca dokunu§undan nefret eden Ele­
anor elini hemen geri <;ekti.
"Ben hep yalmz kalmaktan korkanm," dedi Eleanor. Boyle
mi konu§uyorum? Yann <;ok pi§man olacag1m bir §ey mi s6ylii­
yorum? Su<;luluk duyrnama yol a<;acak yeni §eyler mi yap1yorum?
diye dii§iiniiyordu bir yandan. "O duvarlarda benim ismim yaz1-
hyd1, bu hissi hi<;biriniz anlayamazs1mz. . . Oyle tamdzk ki." Elle­
rini sanki yalvanr gibi kald1rdi. "Anlamaya <;ah§m," dedi. "O be­
nim biricik ismim ve bana ait. Arna bir §ey onu kullamyor, yaz1-
yor ve bana onunla, kendi ismimle hitap ediyor-" Durdu ve di­
gerlerine teker teker bakarak, hatta Theodora'nm a§ag1dan ken­
disine bakan yiiziinden bile g6zlerini ka<;irmayarak "Bakm," dedi.
" Benden sadece bir tane var. Sahip oldugum her §ey benim. Da­
gild1g1m1, kontroliimii yitirdigimi, b6liindiigiimii; sadece bir ya­
nmla, zihnimde ya§ad1g1m1 ve diger yanmm aciz, tela§h ve panik
halinde oldugunu g6riip de bunu durduramamaktan nefret edi­
yorum. Aslmda zarar g6rmeyecegimi biliyorum ama yine de za­
man ge<;mek bilmiyor ve bir saniye bile uzad1k<;a uzuyor. Teslim
olabilsem hepsine katlamrd1m-"
Doktor sert<;e, "Teslim olmak m1?" deyince Eleanor ona ba­
kakaldi.

"Teslim olmak m1?" diye tekrarlad1 Luke.

"Bilmiyorum," dedi Eleanor §a§irarak. Oylesine konu§uyor­


dum i§te, dedi kendine; bir §ey s6yliiyordum-Ne s6yliiyordum?

1 48
"Bunu daha once de yapm1�t1," dedi Luke Doktor'a.

Doktor ciddiyetle, "Biliyorum," dedi. Eleanor hepsinin ken­


disine baktiklanm hissedebiliyordu. " Uzgiiniim," dedi. "Kendi­
g
mi salak durumuna m1 dii�iirdiim? Yor un oldugum ic;indir her­
halde."

" Kesinlikle hayir," dedi Doktor ciddiyetini koruyarak. "Bren­


dini ic;."

"Brendi mi?" Eleanor a�ag1ya dogru bakmca elinde bir bren­


di kadehi tuttugunu fark etti. "Ne diyordum?" diye sordu onlara.
Theodora k1kirdadi. " i c;," dedi. " i c;kiye ihtiyacm var
Nell'cigim."

Eleanor brendisini uysalca yudumlad1, ic;kinin ic;ini keskin


bir �ekilde yakt1gm1 hissetti ve sonra Doktor'a, "Hepiniz bana
boyle baktlg1mza gore salakc;a bir laf etmi� olmahyim," dedi.

Doktor giildii. " ilgi odag1 olmaya c;ah�ma."

"Kibirli �ey," dedi Luke sakin sakin.

Theodora, " ilia sahne 1�1klan iizerinde olacak," deyince hepsi


Eleanor'a bakarak sevecenlikle giiliimsediler.

Yan yana yataklarda oturan Eleanor'la Theodora uzamp s1ms1-


k1 el tutu�tular. Oda buz gibi ve zifiri karanhkti. Yandaki, o sa­
baha degin Theodora'ya ait olan odadan ne dedigi anla�dmaya­
cak kadar k1s1k, gerc;ekliginden �iiphelenilemeyecek kadar siire­
gen bir ses bir �eyler soylemekteydi. Birbirlerinin ellerini kemik­
lerini hissedecek kadar s1kan Eleanor'la Theodora sese kulak ka­
bart1yorlardi. 0 k1s1k ses hie; kesilmiyordu; mmldamrken bazen
bir sozciigii vurgulamak ic;in yiikselerek bazense soluklamrken
alc;alarak siiriiyordu. Sonra birden hafif bir giilii�, mmltdann or-

1 49
tasmdan yiikselen boguk bir kahkaha duyuldu; giderek yiiksel­
di, yiikseldi ve soma ans1zm ince, ac1h bir inlerneyle son bulunca
kald1g1 yerden devarn etti.

Theodora ellerini gev§etip tekrar s1kti, sesler yii ziinden bir


anhgma bo§ bulunan Eleanor irkilip karanhkta Theodora'nrn bu­
lunrnas1 gereken yere bakmca neredeyse c;1ghk atacakti. Neden
karanhk? Neden karanlzk? diye dii§iindii. Doniip Theodora'nm
elini iki eliyle kavrad1, konu§rnaya c;ah§ti arna ba§ararnad1. Korle­
rnesine ve donakalrn1§ bir halde Theodora'nm elini tutrnayi s iir­
,
diirdii; zihnini canlandrrrnaya, tekrar rnantik yiiriitrneye c;ah§tl.
l§1g1 ac;1k b1rakrn1§tlk, dedi kendine; oyleyse neden karanhk? M1-
nlt1 devarn ediyordu. Kls1k ve siiregendi. Onlarla alay eder gibi,
hafif ve aklCI bir ses. Eleanor hie; k1rnildarnadan yatarsa, hareket­
siz yatip dinlerse eger, hie; durrnayan o kesintisiz sesi duyup soy­
lenenleri anlayabilecegini dii§iindii ve Theodora'nm elini c;are­
sizce tutarken kendi elinin iistiinde kar§ihk veren bir agrrhk his­
setti.

Soma yine o hafif, boguk kahkaha geldi ve rnanyakc;a yiikse­


lerek sesi bastirdi. Ortahga rnutlak bir sessizlik c;okiiverdi. Elea­
nor nefes ald1, §imdi konu§up konu§arnayacagm1 rnerak etti ve
yii regini s1zlatan hafif, alc;ak bir aglarna sesi i§itti. Sonsuz bir ke­
der ta§1yan yurnu§ak bir aglarna sesiydi bu, vah§i bir iiziintii niin
yol ac;tig1 belirsiz, tath bir inilti. Bir c;ocuk, bir yerlerde bir c;ocuk
aghyor, diye dii§iindii hayretle; bunu dii§iiniince ilk kez gerc;ek­
ten duydugu oysa kabuslanndan tamd1g1 vah§i bir c;1ghk koptu.
"Defol ! " diyordu c;1ghk. "Defol, defol, camrn1 yakrna," ardmdan
aglayarak "N'olur camrn1 yakrna. N'olur eve gitrnerne izin ver."
Ve somasmda yine o hafif, kederli aglayi§ duyuldu.

Dayanarn1yorurn, diye dii§iindii Eleanor kararhhkla. Cana­


varhk bu, zalirnlik, bir c;ocugun camm yak1yorlar, kirnsenin bunu
yaprnasma izin vererne�MITT�trs:lir:iITo.w1.k1s1k ve diizenliydi,

1 50
arahks1z devam ediyordu. Biraz yiikselip alc;ahyor ama hie; kesil­
miyordu.

Zifiri karanhktaki yatakta yan yatt1gm1 ve Theodora'nm eli­


ni iki eliyle, parmaklarmm incecik kemiklerini hissedebilecek ka­
dar s1ms1k1 tuttugunu algilaymca buna daha fazla katlanmaya­
cag1m, diye dii;;iindii Eleanor. Beni korkutacaklanm samyorlar.
Eh, korkuttular da. Korkuyorum ama daha onemlisi, ben bir bi­
reyim, insamm. Yiiriiyen, mantlk yiiriiten, espritiiel bir insamm.
Bu delirmi;;, pis evin pek c;ok ;;eyine katlanabilirim ama bir c;o­
cugun zarar gormesine izin veremem; hayir, izin veremem. Tan­
n a;;kma, ;;imdi agz1m1 ac;acag1m ve hayk1racag1m, evet hayk1ra­
cag1m. " KES �UNU ! " diye bag1rdi. I;;1klar aynen biraktiklan gibi
ac;1kti ve Theodora yatakta ;;a;;km ve iistii ba;;1 dagilm1;; bir hal­
de oturmaktaydi.

"Ne?" diyordu Theodora. "Ne oldu Nell? Ne?"

"Tannm, Tannm," dedi Eleanor. Yataktan nrlad1 ve odanm


diger taranna ko;;up bir ko;;ede durdu. Titriyordn .

"Tannm, Tannm . . . Kimin elini tutuyordum bcnF

1 51
VI

V albin yollanm ogreniyorum, diye dii�iindii Eleanor biiyiik


� ir ciddiyetle ve sonra bu dii�iinceyle neyi kastetmi� olabi­
lecegini merak etti. Vakit ogleden sonrayd1 ve Eleanor giin 1�1-
gmda kameriyenin basamaklannda, Luke'un yamnda oturuyor­
du; bunlar kalbin sessiz yollandir, diye dii�iindii. Solgun goriin­
diigiinii biliyordu, hala. sarsilm1� haldeydi, gozlerinin altmda si­
yah halkalar oldugunun farkmdayd1, ama giine� s1cakt1, tepede­
ki yapraklar hafif hafif k1mild1yorlard1 ve yamnda Luke basama­
ga miskince uzanm1�ti. "Luke," dedi, onunla dalga ge1;mesinden
korktugu i<;in aklmdakini yava� yava� soylerken "insanlar neden
birbirleriyle konu�mak isterler? Yani insanlarm diger insanlar
hakkmda hep ogrenmek istedikleri �ey nedir?"

" O rnegin sen benim hakk1mda ne ogrenmek istiyorsun?"


Luke giildii. Arna neden onun benim hakkimda ne ogrenmek is­
tedigini sormayacakm1�1m, diye dii�iindii; ne kadar da kendini
begenmi� . . . Ve giilerek, "Senin hakkmda gordiiklerimin otesinde
ne bilebilirim ki?" dedi. Gormek kelimesi se1;ebilecekleri arasm­
da en son yegleyecegi, ama en giivenlisiydi. Belki de ona, bana sa­
dece benim bilecegim bir �eyi soyle demek gelmi�ti i<;inden. Veya
bana seni hat1rlatacak ne vereceksin?-Veya hatta, en onemsiz
�eyler bile bana ait olmad1 hayatta, bu konuda yard1mc1 olabi­
lir misin? Sonra aptalhk ya da ars1zhk edip etmedigini dii�iin-

1 53
dii, kendi dii;;iincelerine ;;a;;1rm1;;ti; ama Luke ellerindeki yapra­
ga hafifc;e ka;;lanm c;atarak kendini zor bir problemi c;ozmeye ta­
mamen adam1;; biri gibi bakmaktayd1, o kadar.

Olabildigince iyi bir izlenim uyandirmak ic;in her soziinii dik­


katle sec;meye c;ah;;iyor, diye dii;;iindii Eleanor. Hakk1mdaki fik­
rini, bana nas1l goriinmek istedigini verdigi yamtlardan ogrene­
cegim. Ufak tefek gizemlerle tatmin olacag1m1 m1 samyor, yoksa
farkh goriinmeye mi c;abalayacak? Nazikc;e flort mii edecek be­
nimle? Bu a;;agilayic1 olur, c;iinkii flort ederse etkilenecegimi bil­
digini gosterir. Esrarengiz mi davranacak? Gilgmca m1? Peki, sa­
mimi degilse bile aram1zda kalmas1 gerekecegini bildigim taVIr­
lanm nasil degerlendirmeliyim? Ne olur Luke ic;ten olsun, diye
dii;;iindii; eger degilse de bunu fark etmeyeyim. Ya o bilge ol­
sun ya da ben kor olayim. Yalvarmm hakk1mda ne dii;;iindiigii­
nii, diye umdu kararhhkla; hakk1mda ne dii;;iindiigiinii ad1m gibi
bilmeyeyim.

Sonra Luke ona bir bak1;; at1p giiliimsedi. Eleanor bunun


miitevaz1 bir giiliimseyi;; oldugunu art1k ogrenmi;;ti. Theodora
Luke'u bu kadar yakmdan tamyor mu, diye gec;irdi ic;inden. Se­
vimsiz bir dii;;iinceydi bu.

Luke'un, "Annemi hie; tammad1m," demesi muazzam bir ;;oka


yol ac;t1. Hakkimdaki tek dii;;iincesi bu mu, bunu duyrnak istedi­
gimi mi samyor? Samimiyetimizi ilerletip beni daha biiyiik s1rlar
payla;;maya layik gormesini buradan yola c;1karak m1 saglayaca­
g1m? ic; gec;irsem mi? Mmldansam m1? Gekip gitsem mi? "Kim­
se beni sahiplenerek sevmedi," dedi Luke. "Bunu anlayabilecegi­
ni samyorum?"

Hayir, diye dii;;iindii Eleanor; beni bu kadar ucuz numaralar­


la oltaya getiremezsin. Sozciiklerden anlamam ve hislerimi on­
larla takas etmeyi kabul etmem, bu adam bir papagan. Ona boy­
le bir ;;eyi asla anlayamayacag1m1, kendine salya siimiik ac1yan

1 54
insanlarm beni etkilemedigini soyleyecegim. Onu benimle dalga
gec;meye te§vik ederek kendimi salak durumuna dii§iirecek degi­
lim. "Anhyorum, evet,'' dedi.

Luke, "Anlayabilecegini dii§iinmii§tiim," deyince Eleanor'un


ic;inden tokad1 basmak geldi. "Bence sen c;ok iyi bir insansm,
Nell,'' dedi Luke ve ardmdan, "sempatik ve diiriistsiin," diye ekle­
yerek bir c;uval inciri berbat etti. "Evine gittiginde . . . " Ya bana c;ok
onemli bir §ey anlatmaya ba§hyor ya da bu sohbeti kibarca biti­
rebilmek ic;in zaman oldiiriiyor, diye dii§iindii; bo§ yere boyle ko­
nu§maz, kendini bile bile ele verecek biri degil. i nsanc1l bir sevgi
gosterisinin beni ba§tan c;1karabilecegini, kendimi onun kollan­
na hemen at1verecegimi mi samyor? Hammefendi gibi davrana­
mayacag1mdan m1 korkuyor? Hakkimda, dii§iincelerim ve hisle­
rim hakkinda ne biliyor; bana ac1yor mu? "Sevgililer kavu§tU mu
yolculuklar sonlamr,'' dedi.

"Evet,'' dedi Luke. "Dedigim gibi, annesiz biiyiidiim. �imdi


benden ba§ka herkesin benim eksikligini c;ektigim §eye sahip ol­
dugunu goriiyorum." Eleanor'a giiliimsedi. "O kadar bencilim
ki," dedi esefle, "hep birisinin, beni kanatlan altma ahp yeti§kine
donii§tiirecek birisinin bana kendime c;ekidiizen vermemi soyle­
yecegini umuyorum."

Bencilin teki, diye dii§iindii Eleanor biraz §a§kmhkla; ha­


yatimda ba§ ba§a oturup konu§tugum tek adam bencilin biri ve
buna sab1r gosterecek degilim. <;ok ilginc; biri degil i§te. "Neden
kendi ba§ma biiyiimiiyorsun?" diye sorup Luke'un bunu kac; ki§i­
den -kac; kadmdan- duymu§ oldugunu merak etti.

"Zekisin." Peki, Luke kac; kez bu yamtl vermi§ti?

Bu sohbetin biiyii k bOliimii ic;giidiisel olarak yap1hyor her­


halde, diye dii§iindii Eleanor biraz eglenerek. "Yapayalmz biri­
sin herhalde,'' dedi usulca. Tek istedigim iistiime titrenmesi, diye

1 55
diii;;ii ndii; oysa kalkm1i;; bencil bir adarnla sac;rna sapan konui;;u ­
yorurn. "Gerc;ekten yapayalmz olrnahsm. "

Luke onun eline dokunup tekrar giiliirnsedi. "Sen c;ok i;; a ns­
hyrn1i;;sm, " dedi ona. "Senin annen varrn1i;; . "

" Kiitiiphanede buldurn," dedi Luke. "Yernin ederirn kiitiiphane­


de buldurn."

" i namlrnaz," dedi Doktor.

"Bakm," dedi Luke. Biiyiik kitab1 rnasaya koyup bai;;hk sayfas1-


m ac;h. "Kendi eliyle yazrnl§ ... Balun, bai;;hk rniirekkeple yaztlrnt§:
ANH.AR, SOPHIA ANNE LESTER CRAIN ir;in, Onu Seven Sadik
Babasz HUGH DESMOND LESTER CRAIN'in Omiir Boyu Egiti­
mi ve Aydmlanmasz Amaczyla B1rakhg1 Miras, 21 Haziran 1881."
Theodora, Eleanor ve Doktor rnasamn etrafinda toplamrlar­
ken Luke biiyiik kitabm ilk sayfasm1 kaldmp c;evirdi. "Goriiyor­
sunuz ya," dedi Luke, "kiic;iik lazm tevazuyu ogrenrnesi gereki­
yorrnui;; . Adam bu kitaba bir siirii degerli eski kitaptan kestigi re­
sirnleri zarnkla yap1i;;tirrn1i;; besbelli, bazilan bana tamd1k geldi."

" i nsanoglunun bai;;arrna kibri," dedi Doktor kederle. "Hugh


Crain'in bu kitab1 olui;;turrnak ic;in parc;alad1g1 kitaplan diii;;ii nse­
nize. �urada bir Goya graviirii var, kiic;iik bir k1z ic;in c;ok korku­
tucu."

"Bu c;irkin resrnin," dedi Luke, "altma i;; oyle yazrn1i;; : 'Seni
diinyaya getiren babana ve annene sayg1h ol klZlrn. Onlara c;o­
cuklanm iirkiitiicii ve dar yollardan gec;irip sonsuz vecde ulai;;tir­
rnak ve sonunda Tann'nm kari;;1sma sofu ve erdernli bir ruh ola­
rak c;1krnalanm saglarnak ic;in rnasurn ve dogrulardan i;;a i;; rnayan
kirnseler olarak yetii;;tirrne gibi ag1r bir gorev yiiklendi. Giinah1
veya irnans1zhg1 tamrnadan bu diinyadan aynlan rninik yarat1k-

1 56
lann cennette hazla kanat i;irptiklanm dii§iin klZlm ve onlar ka­
dar saf kalmak daima gorevin olsun."'

"Zavalh i;ocuk," diyen Eleanor, Luke'un sayfayi i;evirmesi


iizerine inledi. Hugh Crain'in ikinci ahlak dersi renkli bir yilan
i;ukuru resminden tiiretilmi§ti ve sayfamn kenarlannda, mesajm
yukansmda diizgiince i;izilmi§ altm sans1, parlak yilanlar vard1:
" insanoglunun kaderi sonsuza dek lanetlenmektir, insanogluna
miras kalan giinah1 ne gozya§lan ne de tazminatlar telafi edebi­
lir. Bu diinyadan uzak dur ki tutkulanyla ve nankorliikleriyle seni
yoldan i;1karmasm. Kendini koru klZlm."

"S1rada cehennem var," dedi Luke. "Mideniz hassassa bak­


mayin."

"Ben cehennemi atlayacag1m samnm," dedi Eleanor, "ama


sesli okuyabilirsin."

"Ak1lhhk ediyorsun," dedi Doktor. "Bir Foxe illiistrasyonu, en


sevimsiz oliim §ekillerinden biri oldugunu dii§iinmii§iimdiir hep,
geri;i din §ehitlerinin tercihlerini kim anlayabilir?"

"Arna §Una bakm," dedi Luke. "Sayfanm bir kenanm yakmI§


ve bakm ne diyor: 'KlZlm, sonsuza dek ate§te yanmaya mahkum
edilmi§ zavalh ruhlarm pi§manhkla att1g1 1stiraph, tiiyler iir­
pertici i;1ghklan bir an olsun duyabilsen ke§ke ! Hep yangmlar­
la kavrulan o i;orak diyann kirm1z1 I§Ig1 gozlerini bir anhgma ka­
vurabilse! Ah, acilan hii; dinmeyen o sefil yaratiklar! Klz1m, ba­
ban §imdi bu sayfanm kenanm mumuna dokundurdu ve incecik
kag1dm yanarak biizii§ilp k1vnlmas1m seyretti. Dii§iinsene kiz1m;
bu mumun 1Sls1yla cehennemin ebedi ate§lerini k1yaslamak, bir
kum tanesini goz alabildigine uzanan i;olle kiyaslamak gibidir ve
bu kag1t nasil ki kiii;iiciik bir alevle tutu§uyorsa, ruhun da binler­
ce kat daha giii;lii bir alevle sonsuza dek yanacak."'

"Bahse girerim bunu kiza her gece uykudan once okuyordu,"


dedi Theodora.

1 57
"Bekle," dedi Luke. "Daha cenneti gormedin . . . Buna sen bile
bakabilirsin, Nell. Blake'in bir resmi ve biraz sert hence, ama ce­
hennemden iyi oldugu su gotiirmez. Dinleyin . . . ' Kutsal, kutsal,
kutsal! Cennetin saf I§Igmda melekler O'nu ve bir ba:;;kas1m dur­
madan oviiyorlar. Klz1m, seni i§te burada arayacag1m."'

"Ne kadar i;ok emek harcamI§," dedi Doktor. "S1rf planlamas1


bile saatler siirmii:;;tiir, yazilar i;ok ozenli ve yald1zlar-"
"S1rada yedi oliimciil giinah var," dedi Luke, "sanmm bizim
ihtiyar bunlan bizzat i;izmi§. "
"Oburlukta biitiin hiinerini gostermi§ resmen," dedi Theodo­
ra. "Bir daha karmm ac1k1r m1 emin degilim. "
"Bir de §ehveti gar," dedi Luke ona. "Bizim ihtiyar kendini a§­
mI§."
"Daha fazla bakmayi geri;ekten istemiyorum galiba," dedi
Theodora. "Ben §Urada, Nell'in yanmda oturayim; i§ime yaraya­
cagm1 dii:;; iindiigiiniiz son derece egitici ahlak kurallanna rast ge­
lirseniz yiiksek sesle okuyun."
" i §te §ehvet burada," dedi Luke. "Bu haldeki bir kadma kur
yapild1g1 olmu:;; mudur hii;?"
"Ulu Tannm," dedi Doktor. "Ulu Tannm. "
"Bizzat i;izmi§ olmalz," dedi Luke.
"Bir �ocuk ii;in mi?" Doktor hiddetlenmi§ti.
" Klza resimli bir kitap haz1rlam1:;; . Gurur'a dikkatinizi i;eke­
rim, bizim Nell'in tzpat1p ayms1."
"Ne?" dedi Eleanor dogrularak.
"$aka yapzyor," dedi Doktor onu sakinle:;;tirmek ii;in. " Buraya
kadar gelme camm, sana tak1hyor. "
"$imdi de tembellik," dedi Luke.
"Klskani;hk," dedi Doktor. "Zavalh i;ocuk bu giinah1 nasil i§­
lemi§ . . . "
"En giizeli son sayfa hence. Bu, bayanlar, Hugh Crain'in kam.
Hugh Crain'in kamm gormek ister misin, Nell?"

1 58
"Hayu, te§ekkiirler."

"Theo? Hayu m1? Her haliikarda, vicdanlanmz adma Hugh


Crain'in bu kitabm sonuna yazd1klanm okumakta israrhyim: 'Ki­
z1m: kutsal anla§malar kanla imzalamr ve i§te, bilegimden ak1t­
tig1m hayat s1vis1yla seni baghyorum. Erdemli ya§arsan, uysal
olursan, kurtancma ve bana, babana inamrsan yemin ederim ki
bundan sonra sonsuza dek birlikte vecd ic;inde olacag1z. Bu na­
c;izane kitab1 yazan sad1k babamn ogretilerini kabul et. Bu zayif
c;abam sonuca ula§sm ve evlad1m1 bu diinyanm kotiiliiklerinden
koruyup cennetteki babasmm kollarma sag salim getirsin.' i mza­
s1m §6yle atm1§: 'Bu diinyada ve digerinde seni sonsuza kadar se­
vecek olan, varhgmm sebebi ve ahlakmm bekc;isi baban, en mii­
tevaz1 sevgilerimle, Hugh Crain."'

Theodora iirperdi. "Kendi kamyla imza atmaktan," dedi, "na­


sil haz almi§tlr kim bilir. Kahkahalarla giildiigiinii gozlerimin
oniine getirebiliyorum."

"Hie; ama hie; saghkl1 bir eser degil," dedi Doktor.

"Arna ev babasmdan miras kald1gmda k1z c;ok kiic;iiktii her­


halde," dedi Eleanor. "Babas1 ona bu kitab1 okumu§ mudur me­
rak ettim.''

"Eminim okumu§tur, be§iginin iistiine egilip c;ocugun zihni­


ne kazmsmlar diye sozciikleri de vurgulayarak soylemi§tir. Hugh
Crain," dedi Theodora. "Sen pis bir ihtiyardm; pis, eski bir ev
yaptm ve herhangi bir yerden beni duyabiliyorsun yiiziine kar§l
§Unu soylemek isterim, umanm sonsuza kadar o igrenc;, korkunc;
resmin ic;inde ya§ar ve durmadan yanarsm." Vah§i, alayc1 bir ha­
reketle odayi gosterdi ve hepsi bir an, hala duyduklarmm etkisin­
deymi§ler gibi yamt beklercesine sessiz kaldtlar. Sonra ate§teki
komiirler hafifc;e tikirdayarak dii§iiverince Doktor saatine bakti
ve Luke ayaklandi.

"Giine§ batmak iizeredir," dedi Doktor mutlu mutlu.

1 59
3

�ominenin yanma k1vrdm1§ olan Theodora ba§im kaldmp


Eleanor'a kotii kotii bakti; odanm diger ucunda satran9 ta§lan
usulca hareket ediyor, tahtanm iistiinde kayarken hafif sesler 91-
kanyorlardi. Theodora yumu§ak<;a, eziyet edercesine konu§maya
ba§ladi. "Onu kii9iik dairene davet edip yild1zh fincanmda kahve
ikram edecek misin, Nell?"

Ate§e bakan Eleanor yamt vermedi. Oyle aptalhk ettim ki,


diye dii§iindii; salakhk ettim.

"Oraya iki ki§i s1gar m1? <;agirsan gelir mi?"

Bundan kotiisii olamaz, diye dii§iindii Eleanor; salakhk et-


tim.

"Belki de nohut oda bakla sofa bir yuvanm ozlemini 9ekiyor­


dur-Tepedeki Ev' den daha ufak bir yerin yani, belki de seninle
birlikte evine gelir."

Salag1m hen, tam bir salak.

"Beyaz perdelerin . . . Minik ta§ aslanlarm . . . "

Eleanor ona yukandan, neredeyse §efkatle bakti. "Arna gel­


mem gerekiyordu," dedi, ayakland1 ve ka91p gitmek i<;in korle­
mesine dondii. Arkasmdan gelen §a§kin sesleri duymadan, ne­
reye veya nasd gittigini gormeden biiyii k on kap1ya bir §ekilde
apar topar ula§tl ve sakin, ihk geceye 91kti. "Gelmem gerekiyor­
du," dedi di§ diinyaya.
Korku ve su9luluk duygulan karde§tir. Theodora onu 9imen­
likte yakaladi. Tepedeki Ev'den yan yana, sessizce, ofkeyle, ac1y­
la uzakla§tdar. i kisi de birbirinin haline iiziiliiyordu. O fke, se­
vin9, korku i<;inde olan ya da k1skan9hk duyan insanlar ba§ka za­
manlarda kesinlikle sergilemeyecekleri a§mhklarda bulunabi­
lirler. Ne Eleanor ne de Theodora hava kararmi§ken Tepedeki
Ev'den yii riiyerek uzakla§mamn tedbirsizlik oldugunu aklma ge-

1 60
tirdi. Her biri kendi umutsuzluguna oyle odaklanm1§t1 ki karanh­
ga kai;mak hayati onem ta§1yordu ve adma hiddet denen darac1k,
incecik, sevimsiz pelerine sarmarak birlikte ayaklanm yere vura
vura yiiriirlerken her biri digerinin ac1 verici bir §ekilde farkmda,
ikisi de ilk konu§an taraf olmamakta kararhyd1.

Sonunda ilk konu§an Eleanor oldu. Ayagm1 bir ta§a i;arp1p


incitmi§ti ama gururundan belli etmemeye i;ah§iyordu. Biraz
sonra ayag1 s1zlarken normal i;1kmasma i;ah§tig1 ii;in gerginle§en
bir sesle, "Neden kendinde i§lerime burnunu sorma hakkm1 go­
riiyorsun anlam1yorum," dedi. Kar§1hkl1 sui;lamalan veya hak et­
medigi bir §ekilde azarlanmayi onlemek ii;in resmi bir iislup ta­
kmm1§tl. (Birbirlerine yabanc1 degil miydiler? Kuzin miydiler ki
geri;ekten?) "Yaptig1m hii;bir §eyin seni ilgilendirmedigine emi-
.
mm. "

"Dogru," dedi Theodora ciddiyetle. "Yapt1gm hii;bir §ey beni


ilgilendirmiyor."

Bir i;itin iki ayn tarafmda yii riiyoruz, diye dii§iindii Eleanor;
ama benim de ya§amaya hakk1m var, bunu kamtlamak ii;in bir
saatimi kameriyede Luke'la harcad1m. "Ayag1m1 incittim," dedi.

" Uziildiim." Theodora geri;ekten iiziilmii§ gibiydi. "Hayvamn


teki, biliyorsun." Duraksad1. "Zampara," dedi sonunda biraz ne­
§eyle.

"Ne oldugunu hii; umursamad1g1ma eminim." Sonra, tarti§an


kadmlar olduklanndan, "Senin de umursad1gm yak ya," diye ek­
ledi.

"Ona dersini vermek gerek," dedi Theodora.

"Neyin dersini?" diye sordu Eleanor zarifi;e.


"Kendini salak durumuna dii§iiriiyorsun," dedi Theodora.

"Arna ya dii§iirmiiyorsam? Bu sefer yamld1gm ortaya i;1ksa


amma da camn s1k1hr, degil mi?"

161
Theodora'mn sesi bezgin, alayc1ydi. "Yamhyorsarn," dedi,
"sana biitiin kalbirnle rnutluluklar dilerirn. Salagm teki olrnana
ragrnen."

"Senden ba�ka bir laf beklenrnezdi zaten."

Patikada dereye dogru yiiriiyorlardi. Karanhkta tepeden a�a­


g1 dogru indiklerini ad1rnlarmdan hissediyorlard1 ve her biri ii;­
ten ii;e, inatla digerini daha once birlikte rnutlu rnutlu yiiriidiik­
leri bir yolu kas1th olarak sei;rnekle sui;luyordu.

"Neyse," dedi Eleanor rnakul bir ses tonuyla, "ne olursa olsun
senin ii;in bir anlarn1 yok. Kendirni salak dururnuna dii�iirrnern
seni neden ilgilendirsin ki?"

Theodora bir dakika suskun kald1, karanhkta yii riiyordu ve


Eleanor birden, gorernedigi Theodora'nm ona elini uzatt1gmdan
tuhaf bir �ekilde ernin oldu. "Theo," dedi Eleanor beceriksizce,
"ben insanlarla konu�rnak, bir �eyler soylernek konusunda iyi de­
gilirn."

Theodora giildii. "Nede iyisin peki?" diye sordu serti;e. "Kai;­


rnakta rn1?"

Heniiz geri donii�ii olrnayan bir laf edilrnerni�ti, arna buna


rarnak kalrn1�tl. i kisi de giin gibi ortada olan bir sorunun etrafm­
da ihtiyatla dolamyordu ve boyle bir soru -ornegin "Beni seviyor
rnusun?"- bir kez soruldu mu yamtlanarnaz ya da unutularnazdi.
Dii�iincelere dalrn1� bir halde, rnerak ii;inde, agir agir yiiriiyor­
lard1 ve tepeden inen patikayi yan yana takip ederken son derece
rnahrern bir beklenti ii;indeydiler. Yamlt1c1 harnleler ya da tered­
diitler geride kalrn1�tl ve �irndi tek yapabilecekleri sonucu pasifi;e
beklernekti. Her biri digerinin dii�iincelerini ve soylernek istedik­
lerini neredeyse harfiyen biliyordu; her biri neredeyse digeri ii;in
aglayacakti. Yoldaki degi�irni aym anda alg1lad1klanm fark etti­
ler. Theodora, Eleanor'u kolundan tuttu. Durrnaya korktuklann­
dan yava�i;a, birbirlerine sokularak ilerlediler. O nlerindeki pati­
ka geni�leyip karard1 ve luvnldi.

1 62
Eleanor nefesini tutunca Theodora onun elini s1karak sessiz
olmas1 ic;in uyardi. Yolun her iki tarafmdaki suskun ve karanhk
agac;larm renkleri ac;1hverdi ve i;; effatlai;; 1p kopkoyu g6gi.in altm­
da beyaz, hayaletimsi bir gori.ini.im kazan,d1lar. <;:imenler renk­
siz, patika ise genii;; ve siyaht1; bai;; ka hic;bir �ey yoktu. Eleanor'uri
dii;;l eri takird1yordu, korkudan midesi buland1g1 ic;in az kalsm iki
bi.ikli.im olacakti. Theodora'mn i;; i mdi neredeyse var gi.ici.iyle kav­
rad1g1 kolu titriyordu ve att1g1 her ki.ic;iik ad1mm irade gerekti­
ren bir eylem oldugunu hissediyordu. Bir ayagm1 digerinin 6ni.i­
ne koymakta delice diretmek akla yatkm olan tek sec;imdi. Pati­
kanm kocaman karanhg1yla agac;larm titrei;; e n beyazhgmda yai;; ­
la dolan gozleri ac1yordu. �imdi gerc;ekten korkuyorum ii;; te, diye
di.ii;; i.ini.ince bu s6zci.ikler Eleanor'un zihninde net bir i;; ekilde, san­
ki alev alev belirdi.

ilerlemeyi si.irdi.irdi.iler, patika 6nlerinde uzamyordu. iki ta­


raftaki ak agac;lar sabit ve i.izerlerinde uzanan kara gokyi.izi.i yo­
gundu. Ayaklan patikaya dokunduklan yerlerde beyaz beyaz tit­
rei;; iyorlard1, Theodora'nm eli soluk ve ii;; 1ltihydi. Patika ileri­
de k1vnlarak gozden kayboluyordu ve onlar yavai;;c;a yi.iri.ime­
ye devam ediyorlardi. Ad1m at1yorlard1 c;i.inkii bu ellerinden ge­
len tek fiziksel eylemdi; o korkunc; karanhga, beyazhga ve i;; ey­
tani panltiya gomi.ilmelerinin 6ni.in�eki tek engel buydu. �imdi
gerc;ekten korkuyorum, diye di.ii;; i.i ndi.i Eleanor yanan s6zci.ikler­
le; Theodora'nm hiila kolunu tuttugunu hayal meyal hissedebili­
yordu, ama Theodora uzakt1, ic;ine kapanm1i;;ti. Hava buz gibiydi,
etrafta insan s1cakl1gmdan eser yoktu. �imdi gerc;ekten korkuyo­
rum, diye di.ii;; i.i nen Eleanor pei;; pei;; e ad1mlar atlyordu ve ayaklan
bu anlams1z sogukta patikaya degince tir tir titriyordu.

Patika uzayip gidiyor, belki onlan bilinc;li olarak bir yerlere


goti.iri.iyordu; ne de olsa ikisi de yoldan aynhp iki taraftaki c;imen­
lerin o yok edici beyazhgma bile bile giremezlerdi. Patika k1vn­
hyordu. Siyahti ve titrei;; iyordu. Onu takip ettiler. Theodora'nm

1 63
eli kasdd1, Eleanor da tarn hafif9e h19kirarak aglayacakken ken­
dini tuttu- ileride beyaz aga9lardan bile beyaz bir �ey mi k1rnd­
darn1�tI? Bir �ey onlan rn1 9agirrn1�t1? Onlara seslenen, aga9la­
rm arasmda gizlenen, gozetleyen bir �ey mi vard1? Yanlarmda bir
�ey, sessiz gecede algdanarnayacak kadar hafif9e hareket mi edi­
yor, beyaz 9irnenlerde goriinrneyen ad1rnlar rn1 atiyordu? Nere­
deydiler?

Patika onlan kaderinde yaz1h yere gotiirdiikten sonra ayak­


lannm altmda can verdi. Eleanor'la Theodora bir bah9eye bak1-
yorlard1 �irndi, gozleri giin 1�1g1yla parlak renkler yiiziinden ka­
rna�1yordu. i nanrnas1 gii9tii arna bah9edeki 9irnenlerin iistiinde
piknik yap1hyordu. <;ocuklann kahkahalanm ve anneyle babamn
sevgi dolu, keyifli seslerini duyabiliyorlard1. <;irnenler giir, kahn
ve ye�ildi; 9i9ekler k1rrnlZI, turuncu ve san; gokyiizii rnavi ve do­
reydi. Klrrn1z1 kazakl1 bir 9ocuk 9irnenlerin iistiinde bir yavru ko­
pegi kovalarken dii�iince kahkahayi bastI. Yere ekose bir rnasa
ortiisii serilrni�ti, anne giiliirnseyerek egilip parlak rneyvelerle
dolu bir tabak ald1. Theodora o an 91ghk att1.

"Arkana bakrna," diye hayk1rd1 korkudan avaz avaz 91kan bir


sesle. "Arkana bakrna-Bakrna- Ka9 ! "

Eleanor nedenini bilrneden ko�arken ayagmm ekose rnasa


ortiisiine takdacag1m dii�iindii ve yavru kopege 9arp1p dii�rnek­
ten korktu, arna bah9ede ko�arlarken etrafta karanhktaki siyah
yabani otlardan ba�ka bir �ey yoktu. Hala. 91ghk atrnakta olan
Theodora 9i9ekli 9ahlara takihp tokezledi ve yans1 topraga go­
rniilrnii� ta�larla kmk bir fincana benzeyen bir �eyin iistiine ag­
layarak dii�tii. Ardmdan siyah asrnalarla kaph beyaz ta� duva­
ra 9Ilgmca 9arptilar ve onu t1rrnaladdar. <;1ghk 91ghgayddar, ora­
dan kurtulrnak i9in yalvanyorlard1. Sonunda pash bir dernir ka­
p1yi a9t1lar ve Tepedeki Ev'in rnutfak tarafindaki bah9esini agla­
yarak, soluk soluga ve her nasdsa el ele tutu�arak ko�up ge9tiler.

1 64
Arka kapilarm birinden rnutfaga dahnca Luke'la Doktor'un tela:;; ­
la geldiklerini gordiiler. "Ne oldu?" dedi Luke Theodora'yi tuta­
rak. " iyi rnisiniz?"

"AkhrnlZl ka�irrnak iizereydik," dedi Doktor bitkinlik i�inde.


"Saatlerdir sizi anyoruz."

" Piknik yap1yorlard1, " dedi Eleanor. Bir rnutfak sandalyesine


�okrnii:;; ellerine bak1yor, �izilip kanad1klanm ve titrernekte ol­
duklanm yeni yeni fark ediyordu. " Ka�rnaya �ah:;; tik," dedi onla­
n, ellerini gorsiinler diye uzatarak. "Piknik yap1yorlard1. (:ocuk­
lar-"

Theodora usulca aglarken bir yandan giiliiyordu. Hafif ha­


fif giilerken,"Arkaya bakt1rn-arkarn1za baktlrn-" dedi ve giilrne­
yi siirdiirdii.

"(:ocuklar-ve yavru bir kopek-"

" Eleanor." Theodora �Ilgmca doniip ba:;; m 1 Eleanor'a yaslad1.


"Eleanor," dedi. "Eleanor."

Theodora'ya sanlan Eleanor ba:;; 1m kaldmp Luke'a bakarken


odanm :;; iddetle salland1g1m ve zarnamn, hep bildigi anlarndaki
zarnamn durdugunu hissetti.

1 65
VII

B
ayan Montague'yii bekledikleri giiniin ikindisinde Eleanor,
Tepedeki Ev'in yukansmdaki tepelere tek ba�ana gitti. Ama­
c1 herhangi bir yere ula§mak degildi, nereye veya nas1l gittigini
bile umursam1yordu. Sadece SIVI§mak ve evin agir, siyah tahtala­
rmdan kurtulmak istiyordu. Gimenlerin yumu§ak ve kuru oldu­
gu ufak bir yer bulup uzamrken dii§iinmek ic;in tek ba§Ina yumu­
§ak c;imenlere boyle uzanmayah kac; sene oldugunu merak etti.
Gevresindeki agac;larla yaban c;ic;ekleri, biiyiimek ve olmek gibi
hayati meselelerle ugra§irken birden rahats1z edilen dogal §ey­
lerin tuhaf kibarhg1yla dikkatlerini ona yonelttiler. Ne denli s1k1-
c1 ve dikkatsiz olursa olsun asla topraga kok salamayacak ve hep
bir yerden ba§ka bir yere gitmeye zorlanacak kadar talihsiz, ha­
zin bir hareketliligi olan bu varhga nazik davranmayi sanki ge­
rekli buluyorlardi. Eleanor c;imenlerde uzanarak aylakc;a kopar­
d1g1 ve parmaklarmm arasmda can veren yaban papatyasmm olii
yiiziine bakti. Zihninde yogun, c;1lgmca bir mutluluktan ba§ka bir
§ey yoktu. Papatyayi c;eki§tirirken kendi kendine giiliimsedi ve
"Ne yapacag1m, ne yapacag1m?" diye dii§iindii.

"Gantalan hole b1rak Arthur," dedi Bayan Montague. "�u kap1-


Yl ac;1k tutan birilerinin olmas1 gerekmez miydi? Gantalan yukan
birilerinin ta§1mas1 gerekecek. John? John?"

1 67
"Camm, camm." Dr. Montague elinde pec;etesiyle tela�la hole
girdi ve kansmm uzattig1 yanag1 uysalca optii. "Buraya gelmen ne
giizel, senden umudumuzu kesmi�tik. "

"Bugiin gelecegimi soylemi�tim, degil mi? Gelirim deyip de


gelmedigim oldu mu hie;? Arthur'u getirdim."
"Arthur," dedi Doktor keyifsizce.

"Eh, birisinin araba kullanmas1 gerekiyordu," dedi Bayan


Montague. "Onca yolu tek ba�1ma gelecegimi mi sanm1�tin? Ga­
yet iyi biliyorsun ki yoruluyorum. Nasdsm1z?"

Doktor dondii ve kap1 e�iginde karars1zca duran Eleanor'la


Theodora'ya ve arkalarmdaki Luke'a giiliimsedi. "Camm," dedi,
"bunlar birkac; giindiir benimle birlikte Tepedeki Ev'de kalan ar­
kada�lanm. Theodora. Eleanor Vance. Luke Sanderson."

Theodora, Eleanor ve Luke kibarca bir �eyler mmldanddar;


Bayan Montague onlan ba�1yla selamlayip "Goriiyorum ki a�am
yemegi ic;in bizi beklemeye tenezziil etmemi�siniz," dedi.

"Geleceginden iimidi kesmi�tik," dedi Doktor.

"Sana bugiin gelecegimi soyledigimi samyorum. Gerc;i yam­


hyor olmam gayet miimkiin, ama yine de bugiin gelecegimi soy­
ledigimi hatzrlzyorum. <;ok yakmda hepinizin isimlerini ogreni­
rim, eminim. Bu beyefendi Arthur Parker, kendisi beni buraya
getirdi c;iinkii araba kullanmaktan ho�lanmam. Arthur, bunlar
John'un arkada�lan. Birileri bavullanmlZl alabilir mi?"

Doktor'la Luke mmldanarak yakla�1rken Bayan Montague


konu�maya devam etti: "En perili odamzda kalmahyim elbette.
Arthur herhangi bir yerde kalabilir. �u mavi bavul benim, gene;
adam - kiic;iik evrak c;antas1 da. En perili odaya gidecekler."

Luke ona saran gozlerle bakmca, "<;ocuk odas1 olur sanmm,"


dedi Dr. Montague. Kansma, "Olaylarm kaynagmm c;ocuk odas1
olduguna inamyorum," deyince kadm sinirle ic; gec;irdi.

1 68
"Bana daha sistemli olahilirmi;;sin gihi geliyor," dedi. "Nere­
deyse hir haftadir huradasm ve ispritizma tahtasm1 hi<; kullan­
madm, degil mi? Ya otomatik yaz1? Bu gem; hayanlarda med­
yumluk yetenegi yoktur herhalde? �unlar Arthur'un torhalan.
Her ihtimale kar;;1 golf sopalanm getirdi."

Theodora ;;a;;kmca, "Ne ihtimali?" diye sorunca Bayan Mon­


tague onu soguk hakl;;larla siizdii.

"Sizi ak;;am yemeginizden ahkoymayayim," dedi sonunda.

"<;:ocuk odasmm oniinde kesinlikle hir soguk nokta var," dedi


Doktor kansma umutla.

"Evet, camm. <;:ok giizel. �u gene; adam Arthur'un c;antalan­


m yukan ta;;1mayacak m1? Buraya karma;;a hakim gihi, ha? Nere­
deyse hir haftadir huradasm1z, diizeniniz az c;ok oturmu;;tur sam­
yordum. Kendini gosteren figiirler oldu mu?"

"Kesinlikle haz1 tezahiirler ya;;ad1k-"

"Eh, art1k huradayim, her ;;eyi yoluna koyanz. Arthur araha­


Yl nereye hiraksm?"
"Evin arkasmda ho;; hir ahir var, hizimkileri oraya koyduk.
Sahahleyin gotiirehilir."

"Sac;malama. Bugiiniin i;;ini yanna h1rakmaktan hazzetme­


digimi gayet iyi hilirsin, John. Arthur'un sahahleyin i;;i ha;;mdan
a;;kln olacak zaten. Arahayi hemen gotiirmeli."

"D1;;ans1 karanhk," dedi Doktor tereddiitle.

"Beni ;;a;;1rt1yorsun, John. Gece vakti d1;;ansmm karanhk ol­


dugunu bilmedigimi mi samyorsun? Arahanm farlan var ve ;;u
gene; adam Arthur'la hirlikte gidip ona yolu gosterehilir. "

"Te;;ekkiirler," dedi Luke somurtarak, "ama hava karard1k­


tan sonra kesinlikle d1;;an c;1kmamak gihi hir kurahm1z var. Art­
hur isterse c;1kahilir tahii, ama hen c;1kmam."

"Gene; hayanlar," dedi Doktor, "sarslCl hir deneyim-"

1 69
"Bu gem; adam korkagm tekiymi§," dedi Arthur. Arabadan
bavullan, golf c;antas1m ve kapakh sepetleri indirmi§ ve ic;eri ta­
§lml§tl. �imdi de Bayan Montague'niin yanmda durmu§, Luke'a
tepeden bakiyordu. Arthur'un yii zii kirmmyd1 ve beyaz sac;la­
n Luke'a kar§l duydugu kiic;iimsemeyle dikle§mi§ti. "Kadmlann
oniinde boyle davrand1gm ic;in kendinden utanmahsm arkada­
§lm."

Luke, " Kadmlar da benim kadar korkuyorlar,'' diye kestirip


attl.

" Kesinlikle, kesinlikle." Doktor Montague elini yah§tmrca­


sma Arthur'un koluna koydu. " Burada bir siire kahnca Luke'un
korkakl1k etmedigini, mantikl1 davrand1g1m anlayacaksm, Art­
hur. Rava karard1ktan sonra birbirimizden aynlm1yoruz."

"Seni boyle kaygzlz gorecegim hie; akl1ma gelmezdi, John,"


dedi Bayan Montague. "Boyle meseleler kar§Ismda korkuya ka­
pilanlara acmm." Ayagm1 sinirle yere pat pat vurdu. " Obiir diin­
yaya gidenlerin bizleri mutlu gormeyi beklediklerini, giiliimsedi­
gimizi gormeyi umduklarzm gayet iyi biliyorsun. Onlan sevgiy­
le and1g1mm bilmek isterler. Bu evde barman ruhlar onlardan
korktugunuzu hissettikleri ic;in acz <;ekiyor olabilirler."
"Bunu daha sonra konu§abiliriz," dedi Doktor bezgince.
"�imdi ak§am yemegine ne dersiniz?"

"Elbette." Bayan Montague, Theodora'yla Eleanor'a goz atti.


"Maalesef yemeginizi boldiik," dedi.

"Siz yediniz mi?"

"Ak§am yemegi yemedik tabii ki. Yemeden gelecegimizi soy­


lemi§tim, degil mi? Yoksa yine mi yamhyorum?"
"Neyse, Bayan Dudley'e geleceginizi soyledim," diyen Doktor
oyun odasmm kap1sm1 ac;1p oradan yemek salonuna gec;ti. "Bize
muhte§em bir ziyafet hazirladi."

1 70
Zavalh Dr. Montague, diye diii;; iindii Eleanor. Kans1m yernek
salonuna gotiiren Doktor'a yol vermek ii;in kenara i;ekilrnii;;t i.
Oyle rahats1z ki . . . Bu kadm ne kadar kalacak acaba?

Theodora onun kulagma, "Bu kadm ne kadar kalacak acaba?"


diye fi.sildadi.

"Belki de bavulu ektoplazrna* ile doludur," dedi Eleanor


urnutla.

Dr. Montague rnasanm bai;;m a kurulurken, "Peki ne kadar


kalabileceksin?" diye sordu. Kans1 da rahati;a yamna oturrnu:;;t u.

"Eh, camrn," dedi Bayan Montague Bayan Dudley'in kebe­


re sosunu zarifi;e tadarak " .. .iyi bir a�91 bulrnu:;;s un, degil mi?
Arthur'un okuluna geri donrnesi gerektigini biliyorsun. Arthur
miidiir," diye ai;1kladi rnasadakilere. "Pazartesi giinkii randevula­
nm yiice goniilliiliikle iptal etti. Yani pazartesi ogleden sonra yola
91karsak, Arthur sah giinkii derslerine ancak yetii;; i r."

Luke, Theodora'ya usulca, "Arthur'un yoklugu bir siirii og­


renciyi sevindirrni�tir i;;iiphesiz," dedi. Theodora da, "Arna bugiin
daha curnartesi," diye yamtlad1 onu.

"Bu yernekler hi<; fena degil," dedi Bayan Montague. "John,


sabahleyin seninle a:;;91mz hakkmda konu:;;ayirn."

"Bayan Dudley takdire :;;ayan bir kadmdir," dedi Doktor ih­


tiyatla.

"Yernekleri bana fazla gosteri�li geldi," dedi Arthur. "Ben


�ahsen etli patates sevenlerdenirn," diye ai;1klad1 Theodora'ya.
" ii;ki ve sigara kullanrnarn, sai;rna sapan :;; eyler okurnarn. Okulda­
ki ogrencilere kotii ornek olur. Bana irnreniyorlar, anlarsm1z ya."

"Erninirn hepsi size benzernek istiyordur," dedi Theodora


ciddiyetle.

Transa ge<;en kimi medyumlarm viicutlanndan havaya yay1ld1g1 rivayet edilen
�ekilsiz madde.

1 71
"Arada sirada <;iiriik elmalar <;1ktlg1 oluyor," dedi Arthur ka­
fas1m sallayarak. "Spordan hazzetmiyorlar, bilirsiniz i�te. Ko§e­
lerine <;ekilip bunahm takihyorlar. M1zm1zlar. Onlan bir an evvel
adam etmek gerek." Tereyagma uzandi.

Bayan Montague masaya egilerek Arthur' a bakti. "<;::ok yeme,


Arthur," diye tavsiyede bulundu. "Faal bir gece olacak."

"Ne yapmayi planhyorsun ki?" diye sordu Doktor.

"Sen boyle meselelere sistematik yakla�mayi akhnm ucun­


dan bile ge<;irmezsin eminim, ama �unu kabul etmelisin ki ben
bu sahada <;ok daha sezgisel bir idrak giiciine sahibim. Kadm­
lar boyledir, bilirsin, en azmdan bazi kadmlar." Duraksayip
Eleanor'la Theodora'yi siizdii. "Bu ikisinde oyle bir kavrayi§ yok
bence. Tabii yine yamlm1yorsam? Hatalanm1 yiiziime vurma­
ya bay1hrsm."

"Can1m . . . "

" Ustiinkorii yapilan hi<;bir i�e katlanamam. Arthur devri­


ye gezecek tabii. Arthur'u bu yiizden getirdim. Egitim alamnda,"
diye a<;1klad1 diger tarafmda oturan Luke'a, "obiir diinyayla ilgi­
lenen insanlar bulmak o kadar gii<; ki ... Arthur'un �a�ilacak kadar
bilgili oldugunu fark edeceksiniz. Sizin �u perili odamza <;ekilece­
gim ve sadece bir gece lambas1 yakip eve rahats1zhk veren unsur­
larla tern as kurmaya <;ah�acag1m. Etrafta huzursuz ruhlar varken
asla uyumam," dedi Luke'a. Konu§amayan Luke kafasm1 salladi.

"Mantlkl1 konu�an insanlara nadir rastlamyor," dedi Arthur.


"Boyle �eylerle ugra§irken yol yordam bilmek, genel tabloyu gor­
mek gerek. Bunu arkada�lara anlatm."

"Yemekten sonra belki ufak bir ruh <;agirma seans1 diizenle­


riz," dedi Bayan Montague. "Sadece Arthur'la ben tabii, geri ka­
lammz gorebildigim kadanyla heniiz haz1r degil. Ruhlan ka<;ir­
maktan ba§ka i§e yaramazsm1z. Sessiz bir odaya ihtiyac1m1z ola­
cak-"

1 72
"Kiitiiphane," diye i:inerdi Luke kibarca.

"Kiitiiphane mi? Olabilir, kitaplar c;ogu zarnan iyi ta�1yicdar­


dir, bilirsiniz. Tezahiir konusunda en verirnli sonuc;lar genellik­
le kitaplann bulundugu odalarda ahmr. Kiitiiphanenin tozu alm­
rn1�t1r herhalde? Arthur'u bazen hap�mk tutar da."

"Bayan Dudley evin tarnarn1yla gayet giizel ilgileniyor," dedi


Doktor.

"Sabahleyin bu Bayan Dudley ile uzun uzad1ya bir konu�rna


yapacag1rn. Oyleyse bizi kiitiiphaneye gi:itiir John, �u gene; adarn da
c;antarn1 getirir. Bavulurnu degil, evrak c;antarn1. Kiitiiphaneye ge­
tir. Bitince yammza geliriz, ruh c;ag1rrna seansmdan sonra bir bar­
dak siite ve belki kiic;iik bir dilirn keke ihtiyac1rn olacak. Gok tuzlu
degilse kraker de olur. Cana yakm insanlarla birkac; dakika sessiz
sakin sohbet etrnek de c;ok i�e yarar, hele gece boyunca algtlanrnm
ac;1k olrnas1 gerekiyorsa. Zihin hassas bir alettir ve son derece i:izen
ister. Arthur?" Soguk bir edayla egilerek Eleanor ve Theodora'yla
vedala�tI ve Arthur, Luke ve kocas1yla birlikte odadan c;1kt1.

Bir dakika sonra Theodora, "Bayan Montague'yii c;ok sevece­


girn galiba," dedi.

"Bilrnern," dedi Eleanor. "Arthur bana daha c;ok hitap etti.


Aynca Luke sahiden korkak hence. "

"Zavalh Luke, " dedi Theodora. "Annesiz biiyiirnii�. " Eleanor


ba�m1 kaldmp bakmca Theodora'mn kendisini tuhaf bir giiliirn­
serneyle siizdiigiinii gi:irdii. Sofradan o kadar c;abuk kalktI ki bir
bardak devirdi.

"Yalmz olrnarnahyiz," dedi. Nedense nefessiz kalrn1�t1. " Di­


gerlerini bulrnahyiz. " Masadan uzakla�1p odadan neredeyse ko­
�arak c;1kmca Theodora giilerek pe�inden gitti. Koridordan gec;ip
kiic;iik oturrna odasma girdiklerinde, Luke'la Doktor �i:irninenin
i:iniinde ayakta durrnaktayddar.

173
"Soyler misiniz," diyordu Luke 9ekinerek. "Bu ruh 9ag1rma
seans1 nas1l bir lii ey?"

Doktor ofkeyle i<; ge9irdi. "Embesiller," dedi ve ardmdan,


"Pardon," diye ekledi. "Bu i!ii sinirimi bozuyor, ama elden ne gelir.
Kanmm ho!iiuna gidiyor. . . " Doniip ate!iii hiddetle kanliit1rd1. "Bah­
settigi ruh 9agirma seans1," diye devam etti bir an sonra, "isp­
ritizma tahtas1yla yapilana benziyor, ashnda bir <;e!ii it otomatik
yaz1 oldugunu soylersem daha iyi a<;1klam1lii olabilirim. Bu, cisim­
siz varhklarla ileti!ii i m kurmamn bir yoludur, ger9i bence bu yon­
temle ileti!iii m kurulan cisimsiz varhklar sadece katihmcilann ha­
yal giiciinden ibarettir. Evet. �ey. Genellikle kalp !ii eklinde ya da
ii9gen bi9imli kiic;iik, hafif bir tahta parc;as1 kullamhr. Sivri ucuna
bir kalem yerle!iitirilir, diger ucundaysa bir 9ift tekerlek veya kag1t
iistiinde kolayca kayacak ayaklar bulunur. iki ki!ii i tahtamn iistii­
ne parmaklanm koyup ona sorular sorar ve hangi giic;ler tarafm­
dan itildigini burada tart1lii mayacag1m1z nesne hareket ederek ya­
mtlan yazar. Dedigim gibi, ispritizma tahtas1 buna c;ok benzer,
ama onda nesne bir tahtanm iistiinde hareket ederek ayn ayn
harflere i!iiaret eder. Siradan bir lii arap kadehi de aym i!iii goriir, te­
kerlekli bir c;ocuk oyuncag1yla denendigine bile !ii ahit oldum, ger­
c;i salakc;a goriindiigiinii itiraf etmeliyim. Herkes bir elinin par­
mak uc;lanm kullamr, diger eliyle sorulan ve yamtlan yazar. Ya­
mtlar her zaman anlams1zdir hence, gerc;i kanma sorsan oyle de­
mez tabii. Sac;ma sapan bir liieydir." Yine ate!ii i kan!iitlrd1. "Klz og­
renci i!ii i ,'' dedi. "Batil inan9 i!iit e."

"Bu geceki ruh c;ag1rma seans1 9ok iyiydi," dedi Bayan Montague.
"John, bu evde kesinlikle yabanc1 unsurlar var."

"Gerc;ekten muhtelii e m bir seanstI," dedi Arthur. Bir kag1t


yapragm1 muzafferce salhyordu.

1 74
"Senin ii;in epey bilgi toplad1k," dedi Bayan Montague. "�im­
di. Bir rahibeden israrla bahsedildi. Bir rahibe hakkmda bir �ey­
ler ogrendin mi, John?"

"Tepedeki Ev'de mi? Sanm1yorum."

"Bir rahibeden israrla bahsedildi. Belki de civarda ona benzer


birisi goriilmii�tiir - karanhk, belirsiz bir figiir bile olabilir? Koy­
liiler gece ge9 saatlerde sallana sallana evlerine giderken onu go­
riip korkrnu�lardir?"

" Rahibe figiirii olduk9a yaygm-"

"John, liltfen ama. Yamld1g1m1 ima ediyorsun samnm. Veya


belki de seansm ba�ans1z ge9tigini belirtmek niyetindesin? Seni
temin ederim ki -ve bana inanmasan bile seansta soylenenlere
inanmahsm- kesinlikle, net bir �ekilde bir rahibeden bahsedildi."

"Ben sadece rahibe gazabmm en s1k rastlanan tezahiir 9e�idi


oldugunu soylemeye 9ah�1yordum camm. Tepedeki Ev'in bir ra­
hibeyle uzaktan yakmda hit; ilgisi olmasa da, neredeyse biitiin-"

"John, liltfen dedim ama. Devam edebilirim sanmm? Yoksa


seansta soylenenleri dinlemeden yanh� olduklanm m1 iddia ede­
ceksin? Te�ekkiirler." Bayan Montague kendini topladi. "Tarnam
6yleyse. Aynca bir isim verildi; Helen, Helena ve Elena diye,
farkl1 �ekillerde yazildi. Bu kim olabilir?"

"Camm, burada bir siirii insan ya�ad1-"

"Helen bize gizemli bir ke�i� konusunda bir uyan getirdi.


�imdi, bir ke�i�le bir rahibe aym evdeyseler. . . "
"Bina biiyiik ihtimalle kadim bir yere kurulmu�tur," dedi Art­
hur. "Etkiler baskm 91kar, anlars1mz ya. Eskinin etkisi hala siir­
mektedir," diye ai;1kladi.

" i nsanm aklma mesleki yeminlerini bozduklan geliyor, degil


mi? <;ok benziyor."

1 75
"Eskiden boyle §eyler s1k olurnm§. Herhalde §eytana uyrnu§­
lardir."

"Bence hie; de-" diye soze ba§lad1 Doktor.

"Bence c;evresine duvar oriiliip hapsedilmi§tir," dedi Bayan


Montague. "Yani rahibe. Bunu hep yaparlard1, malum. Gevresi­
ne duvar oriiliip hapsedilmi§ rahibelerden ne mesajlar ald1m, bir
bilseniz. "

"Herhangi bir rahibenin c;evresine duvar oriiliip hapsedildi­


gine dair resmi bir kayit yok-"
"John. Gevresine duvar oriiliip hapsedilmi§ rahibelerden biz­
zat mesajlar ald1g1m1 sana bir kez daha belirtmeli miyim? Yalan
soyledigimi mi samyorsun? Yoksa bir rahibenin mi bu konuda
yalan soyleyecegini dii§iiniiyorsun? Bir kez daha soruyorum, ya­
nilm1§ olabilir miyim, John?"

"Kesinlikle hayir, camm." Dr. Montague bezginlikle ic; gec;irdi.

"Yanlanna bir mum ve bir parc;a ekmek b1rak1rlarm1§, " dedi


Arthur Theodora'ya. "Dii§iinsene, ne korkunc; bir §ey."

"Gevresine duvar oriiliip hapsedilen bir rahibe yoktu," dedi


Doktor somurtarak. Sesini biraz yiikseltti. "Bu bir efsane. Bir ma­
sal. Ag1zdan agza dola§an bir soylenti. . . "

"Tamam. Tarti§mayahm. i stedigine inanabilirsin. Sadece


§Unu anla ki safi materyalist bak1§ ac;ilan bazen ger<;ekler kar§l­
smda pes eder. �u art1k kamtlanm1§ bir gerc;ek ki bu eve musallat
olan varhklar arasmda bir rahibeyle bir . . . "

"Ba§ka neler oldu?" diye sordu Luke tela§la. "Ruh c;agirma


seansmda ne ogrendiginizi <;ok merak ediyorum."
Bayan Montague bir parmagm1 muzipc;e salladi. "Seninle il­
gili bir §ey olmad1 gene; adam. Gerc;i buradaki bayanlardan biri il­
ginc; bir §ey duyabilir."

1 76
Ne sinir bozucu kadm, diye dii§iindii Eleanor; sinir bozucu,
kaba, bencil. "Evet, Helen," diye devam etti Bayan Montague,
"mahzende eski bir kuyu aramam1z1 istiyor."

"Sakm Helen'in i;evresine duvar oriiliip hapsedildi(Jini soyle­


me," dedi Doktor.

"Hii; sanmam. Yoksa bahsederdi eminim. Ashnda Helen ku­


yuda ne bulacag1m1zdan hii; bahsetmedi. Arna hazine bulacag1-
m1z1 sanm1yorum. Boyle durumlarda ger<;ek bir hazine bulundu­
gu i;ok nadirdir. Biiyiik ihtimalle kayip rahibeyle ilgili bir kamt
buluruz."

"Biiyiik ihtimalle seksen yilhk i;op buluruz."

"John, senin gibi bir insamn boyle alayc1 tavirlar takmmasm1


anlayamzyorum. Sonui;ta bu eve dogaiistii faaliyetlerle ilgili ka­
mt toplamaya geldin ve §imdi, sana biitiin sebepleri ai;1klad1g1m­
da ve aramaya nereden ba§lamam1z gerektigini soyledigimde ke­
sinlikle kiii;iimsiiyorsun beni."

"Mahzeni kazma iznimiz yak."

Bayan Montague, "Arthur yapabilir. . . " diye soze ba§lad1


umutla, ama Doktor kararh bir §ekilde, "Hayir. Kira sozle§me­
me gore evde tadilat yapmam yasak," dedi. "Mahzenleri kazmak,
lambrileri sokmek, do§emeleri pari;alamak yasak. Tepedeki Ev
hiilii degerli bir miilk ve bizler ara§t1rmac1yiz, vandal degil."

"Ger<;e(Ji bilmek istersin samyordum."


"Bilmeyi en i;ok istedigim §ey bu." Dr. M ontague sert ad1m­
larla odamn obiir ucundaki satrani; tahtasma dogru gitti ve eline
atlardan birini ahp hiddetle inceledi. i i;inden yiize kadar sayiyor­
mu§ gibi bir hali vard1.

"�u i§e bak, insamn bazen ne kadar da sabirh olmas1 gereki­


yor." Bayan Montague ii; gei;irdi. "Arna sonlara dogru bize iletilen
ufak pasaj1 size okumak istiyorum. Arthur, yamnda m1?"

1 77
Arthur kag1tlanm kan:;; tird1. "Teyzene r;ir;ek gondermen ge­
rektigi mesajmdan hemen sonrayd1," dedi Bayan Montague.
" Merrigot adh bir varhk bizimle baglant1 kuruyor," diye ar;1klad1,
"ve Merrigot Arthur'la yakmdan ilgileniyor, ona akrabalanyla il­
gili haberler veriyor filan."

" Oliimciil bir hastahg1 yokmu:;; , anlarsm1z ya,'' dedi Arthur


ciddiyetle. ''Yine de r;ir;ek gondermem gerekiyor tabii. Merrigot
kesinlikle ir;imi rahatlatt1."

"�imdi." Bayan Montague birkar; sayfayt ser;ip r;abucak r;evir-


di. Sayfalann iizeri aynk yazilm1:;; kargac1k burgac1k sozciiklerle
kaphyd1. Bayan Montague ka:;;lanm r;atarak parmagm1 sayfalar­
da gezdirdi. " i:;; t e," dedi. "Arthur, sen sorulan oku, hen de yamt­
lan, boylesi daha dogal goriiniir."

Ne:;; eyle, "Ba:;; hyoruz," diyen Arthur, Bayan Montague'niin


omzuna yasland1. "�imdi . . . Bakahm . . . Buradan mi ba:;;layayim?"

'"Kimsin?' ile ba:;;l a."

"Tamamdir. Kimsin?"

Bayan Montague sert sesiyle, "Nell," diye okuyunca Eleanor,


Theodora, Luke ve Doktor doniip kulak kabarttilar.

"Nell kim?"

"Eleanor Nellie Nell Nell. Bunu bazen yaparlar." Bayan Mon­


tague ar;1klama yapmak ir;in ara vermi:;;t i. "Bir sozciigii iyice anla­
:;; Ilsm diye defalarca tekrarlarlar."

Arthur genzini temizledi. "Ne istiyorsun?" diye okudu.

"Ev."

"Eve gitmek mi istiyorsun?" Theodora Eleanor' a doniip alay-


c1 bir :;; ekilde omuz silkti.

"Evde olmak istiyorum."

"Burada ne yap1yorsun?"

"Bekliyorum."

1 78
"Neyi bekliyorsun?"

"Ev." Arthur durdu ve anlamh bir �ekilde kafas1m salladi.


" i�te yine aym �ey, " dedi. " Ho�lanna giden sozciikleri defalarca
tekrarlarlar, s1rf telaffuzunu begendikleri ic;in."

"Normalde asla sebebini sormayiz," dedi Bayan M ontague,


"c;iinkii o zaman c;ogunlukla kafalan kan�1yor. Arna bu sefer sor­
maya cesaret ettik. Arthur?"

"Neden?" diye okudu Arthur.

"Anne," diye okudu Bayan Montague. ''Yani goriiyorsunuz


ya, bu sefer sormakta hakl1yd1k, c;iinkii gayet net bir yamt ald1k."

" Evin Tepedeki Ev mi?" diye okudu Arthur monoton bir


sesle.

Bayan Montague, "Ev," diye kar�1hk verince Doktor ic; gec;irdi.

"Ac1 c;ekiyor musun?" diye okudu Arthur.

"Burada yamt yok." Bayan M ontague temin edercesine ka­


fas1m salladi. "Biz geride kalanlann moralini bozmamak ic;in ac1
c;ektiklerini bazen itiraf etmek istemezler, anlars1mz ya. O rnegin
Arthur'un teyzesi de hasta oldugunu hayatta belli etmez, ama
Merrigot bize kesinlikle oyle diyor. Oliince daha da beter oluyor­
lar."

"Actlara katlamyorlar," diye onaylayan Arthur, "Sana yard1m


edebilir miyiz?" diye okudu.

"Hayir," diye okudu Bayan Montague.

"Serrin ic;in yapabilecegimiz herhangi bir �ey var m1?"

"Hayir. Kayip. Kayip . Kayip ." Bayan M ontague ba�m1 kaldir-


di. "Goriiyor musunuz?" diye sordu. "Tek bir sozciigii tekrarlayip
duruyor. Kendilerini tekrarlamaya bayzlzrlar. Bazen biitiin bir
sayfaya tek bir sozciigii pe� pe�e yazd1g1m oluyor."

"Ne istiyorsun?" diye okudu Arthur.

"Anne," diye okudu Bayan Montague.

1 79
"Neden?"

"<;ocuk."

"Annen nerede?"

"Ev."

"Evin nerede?"

"Kayip. Kayip. Kayip. Ve sonras1," dedi Bayan Montague


kag1d1 c;abucak katlayarak. .. "Sac;mahklardan ibaret. "

Arthur, " ilk kez boyle i�birligi yapan bir ruhla kar�1la�tlm,"
dedi Theodora'ya sir verircesine. "Cidden miithi� bir deneyimdi."

"Arna neden Nell'i sec;ti?" diye sordu Theodora sinirle. "Si­


zin o salak ruhunuzun insanlara izinsiz mesaj gondermeye hak­
k1 yok. .. "

Arthur, "Ruhlara sovii p saymakla asla bir yere varamazsm,"


diye soze ba�lad1, ama B ayan Montague onu susturup donerek
Eleanor' a bakti. "Nell sen misin?" diye sordu sert bir sesle, ardm­
dan Theodora'ya dondii. "Seni Nell sanm1�t1k, " dedi.
''Yani?" dedi Theodora kabaca.

"Mesajlan etkilemez tabii," dedi Bayan Montague kag1dma


sinirle tik tik vurarak "ama dogru diizgiin tam�tmlsak daha iyi
olurdu diye dii�iiniiyorum. Ruh ikinizin arasmdaki fark1 biliyor­
du eminim, ama hen yanh� yonlendirilmekten hie; ho�lanmam."

Luke, "Kendini ihmal edilmi� hissetme, " dedi Theodora'ya.


"Senin de c;evrene duvar oriip hapsederiz."

"Ben o �eyden mesaj ahrsam, " dedi Theodora, "gomiilii bir


hazineyle ilgili olmas1m beklerim. Teyzeme c;ic;ek gondermek gibi
sac;mahklarla degil."

Hepsi de bana bakmaktan ozenle kac;m1yorlar, diye dii�iindii


Eleanor; yine hen sec;ildim ve bu onemsizmi� gibi davranacak ka­
dar iyi kalpliler. "Biitiin bu mesajlar neden bana gonderildi siz­
ce?" diye sordu c;aresizce.

1 80
"Dogrusu c;ocugum," dedi Bayan Montague kag1d1 sehpaya
b1rakarak "hir; bilmiyorum. Gerc;i sen bir c;ocuktan daha fazla­
s1sm, degil mi? Belki de psi§ik ahrhgm sand1gmdan daha fazla­
dir, gerc;i" -ve ilgisizce s1rt1m dondii- "bu pek miimkiin goriin­
miiyor, ne de olsa bir haftadir bu evdesin ve daha obiir diinya­
dan en basitinden bir mesaj bile almami§sm . . . �u ate§in kan§t1-
nlmas1 gerek."

"Nell obiir diinyadan mesajlar almak istemiyor," diye destek


verdi Theodora Eleanor'un soguk elini tutarak. "Nell s1cak yata­
gmda biraz uyumak istiyor."

Huzur, diye dii§iindii Eleanor tiim varhg1yla; bu diinyada is­


tedigim tek §ey huzur. Uzamp dii§iinebilecegim, c;ic;eklerin ara­
smda yatlp hayal kurabilecegim ve kendime tath masallar anla­
tabilecegim sakin bir yer.

" B en," dedi Arthur kibirle, "c;ocuk odasmm hemen kar§ismda­


ki kiic;iik odaya yerle§ecegim, seslenirsen duyanm. Yammda ta­
bancam olacak -panige mahal yok bayanlar, miikemmel bir ni­
§anc1yimdir- bir de el fenerim ve gayet tiz bir diidiik. i lginc; bir
§ey goriirsem veya -ah- yammda birilerini istersem sizleri c;a­
g1rmakta hie; zorlanmam. Sizi temin ederim ki m1§il mi§il uyu­
yabilirsiniz."

"Arthur," diye ac;1klad1 Bayan Montague, "evde devriye geze­


cek. Ust kat odalanm saat ba§I turlayacak, hence bu gece alt kat­
taki odalarla ugra§masma gerek yok, c;iinkii ben iist katta olaca­
g1m. Bunu daha once defalarca yapt1k. Haydi, herkes gelsin." T1-
rabzana ve duvarlardaki oyrnalara hafifc;e, sevgiyle dokunmas1-
m seyrederek pe§inden sessizce yukan c;1ktilar. "Bu evdeki var­
hklarm," dedi bir ara, "s1rf ic;lerini dokiip kederlerinin agirhgm-

181
dan kurtulmak ic;in firsat kollad1klanm bilmek 6yle giizel ki. �im­
di. Arthur once biitiin yatak odalanm gozden gec;irecek. Arthur?"

"Kusura bakmaym bayanlar, kusura bakmaym," diyen Art­


hur, Eleanor'la Theodora'mn payla§t1klan mavi odanm kap1sm1
ac;ti. "Ho§ bir yer," dedi tok bir sesle, "tam da b6yle goz kama§­
tmc1 iki hammefendiye layik. isterseniz sizleri dolaba ve yata­
gm altma bakma zahmetinden kurtarayim." Arthur'un emekle­
me pozisyonuna gec;ip yataklann altma bakmasm1 ve sonra kal­
k1p ellerini temizlemesini ciddiyet ic;inde seyrettiler. "Gayet gii­
venli," dedi.

"�imdi, hen nereye gidiyordum?" diye sordu Bayan Monta­


gue. "O gene; adam bavullanm1 nereye koydu?"

"Dosdogru holiin sonuna," dedi Doktor. "Oraya c;ocuk oda­


s1 diyoruz."

Pe§inde Arthur'la holde kararh ad1mlarla ilerleyen Bayan


Montague, soguk noktadan gec;erken iirperdi. "Kesinlikle faz­
ladan battaniyeye ihtiyac1m olacak, " dedi. "�u gene; adam diger
odalann birinden bana battaniye getirsin." Gocuk odasmm kap1-
sm1 ac;mca kafas1m sallad1 ve " itiraf etmeliyim ki yatak temiz g6-
riiniiyor, ama oda havalandmld1 m1?" diye sordu.

"Bayan Dudley'e soylemi§tim," dedi Doktor.

"Kiif kokuyor. Arthur, hava soguk ama §U pencereyi ac;man


gerekecek."

Gocuk odasmm duvarlanndaki hayvanlar Bayan Montague'ye


kasvetle bak1yorlardi. "Emin misin?" Doktor duraksad1 ve c;ocuk
odasmm kap1smm iistiindeki smtan yiizlere kayg1yla bakti. "Bel­
ki de birisi ic;eride seninle kalsa iyi olur," dedi.

"Camm." Obiir diinyaya goc;mii§ insanlann arasmda keyfi ye­


rine gelmi§ olan Bayan Montague giiliimsedi. "Bir odada en saf
sevgim ve anlayi§1mla kac; saat -kac;, km; saat- tek ba§1ma ama
asla yalmz kalmadan oturdum? Sevgi ve kar§1hkh anlayi§tan za-

1 82
rar gelmeyecegini sana nasil anlatabilirim camm? Ben buraya,
bu talihsiz varhklara yardzm etmeye geldim . . . Samimi bir ilgiy­
le onlara el uzatmaya ve bazz insanlann onlan hala ammsad1g1-
m, dertlerini dinleyip onlar ic;in gozya:;; 1 dokeceklerini gosterme­
ye geldim. Yalmzhklan sona erdi art1k ve ben-"

"Peki," dedi Doktor, "ama kap1yi arahk birak."

"Israr edersen kilitlemem." Bayan Montague kesinlikle yiice


goniillii bir havaya biiriinmii:;;t ii.

"Hollin ilerisindeyim," dedi Doktor. "Devriye gezmeyi teklif


edemem, c;iinkii bu Arthur'un i:;; i olacak, ama bir :;; eye ihtiyacm
olursa seslen, seni duyanm. "

Bayan Montague giilerek ona elini salladi. "Digerlerinin hi­


mayene benden c;ok daha fazla ihtiyac1 var," dedi. "Elimden gele­
ni yapanm tabii. Arna kat1 yiirekleri ve gormeyen gozleriyle o ka­
dar, o kadar savunmas1zlar ki. "
Kattaki diger yatak odalanm kontrol eden Arthur, pe:;;inde
c;ok eglenir gibi goriinen Luke'la geri dondii ve Doktor'a hemen
kafasm1 salladi. "Sorun yok, " dedi. "Etraf gayet giivenli, art1k ya­
tabilirsiniz."

Doktor ona ciddiyetle te:;; ekkiir ettikten sonra kansma, " iyi
geceler. Dikkatli ol, " dedi.

" iyi geceler," diyen Bayan Montague hepsine giiliimsedi.


"Liitfen korkmayin," dedi. "Ne olursa olsun, burada oldugumu
unutmayin."

Theodora, " iyi geceler," dedi; Luke da, " iyi geceler," diye kar­
:;; 1hk verdi ve Eleanor'la Theodora kendi odalarma giderlerken
Arthur arkalarmdan onlara huzur ic;inde dinlenebileceklerini ve
tabanca sesi duyarlarsa kaygilanmamalanm, ilk devriye turuna
gece yans1 c;1kacagm1 soyledi. Luke holde kendi odasma dogru
yiiriiyordu. Bir an sonra Doktor, kansmm kapah kap1sma goniil­
siizce s1rtm1 donerek onun pe:;; inden gitti.

1 83
Theodora, "Bekle,'' dedi Eleanor'a odalanna girdiklerinde.
" Luke bizimle holde bulu:;; mak istediklerini soyledi, soyunma ve
sessiz ol." Kap1yi aralayip ba:;; m1 geriye c;evirerek f1sildad1: "Ye­
min ederim ki o geveze kocakan :;; u kusursuz sevgi meselesi yii­
ziinden evi cehenneme c;evirecek. Kusursuz sevginin en i:;; e yara­
mayacag1 yer Tepedeki Ev olsa gerek. Arthur kap1sm1 kapam1:;; .
<;abuk. Sessiz ol."

Hah kaph holde c;oraph ayaklanyla c;1t c;1karmadan sessizce


Doktor'un odasma ko:;;tular. "<;abuk," dedi Doktor kap1yi ancak
onlarm gec;ebilecegi kadar aralayarak. "Sessiz olun. "

"Giivenli degil," dedi Luke v e kap1yi biraz arahk kalacak :;; e­


kilde kapad1ktan sonra geri doniip yere oturdu. "O adam birile­
rini vuracak."

"Bu i:;; camm1 s1k1yor," dedi Doktor kayg1yla. "Luke'la ben


oturup nobet tutacag1z ve burada, goziimiiziin 6niinde olmam­
Zl istiyoruz bayanlar. Bir :;; eyler olacak," dedi, "bu hie; ho:;; uma git­

miyor."

"Umanm kanmz o ruh c;ag1rma seansmda bir delilik yapma­


m1:;; t ir," dedi Theodora. "Kusura bakrnayin Doktor Montague.
Niyetim e:;; iniz hakkmda ileri geri konu:;; mak degil."

Doktor giildii, ama goziinii kap1dan ayirmadi. "Ashnda ba:;; ta


benimle gelecekti," dedi, "ama yoga kursuna yazilm1:;; ti ve ders­
leri kac;1rmak istemedi. Pek c;ok ac;1dan miikemmel bir kadmdir,"
diye ekledi onlara ic;tenlikle bakarak. " iyi bir e:;;tir ve bana c;ok iyi
bak1yor. Elinden her i:;; gelir, cidden. Gomleklerimin diigmelerini
diker." Umutla giiliimsedi. "Bu" -holiin bulundugu taraf1 goster­
di- "bu onun tek kusuru."

"Belki de size i:;; inizde yard1m ettigini dii:;; iiniiyordur."

Doktor yiiziinii ek:;; itti ve iirperdi. 0 anda kap1 ardma kadar


ac;1hp kiit diye kapandi. Sessizlikte d1:;; a nda bir :;; eyin agir agir
hareket ettigini i:;; ittiler, sanki c;ok giic;lii bir riizgar hol boyun-

1 84
ca muntazaman esiyordu. Bak1�arak giiliimsemeye, tuhaf bir so­
guk agir agir iizerlerine i;okerken cesur goriinmeye i;ah�tilar.
Sonra riizgar ugultusunun ii;inden alt kattaki kapilara vuruldu­
gunu duydular. Theodora tek kelime etmeden Doktor'un yata­
gmm ayakucundaki battaniyeyi ahp Eleanor'la kendisinin iis­
tiine orttii. Ses i;1karmamak ii;in birbirlerine yava�i;a sokuldu­
lar. Theodora'nm kollannm arasmda olmasma kar�m i;ok ii�ii­
yen Eleanor; is lllimi biliyor, bu sefer ismimi biliyor, diye dii�iin­
dii. Darbe sesleri merdivenden yiikseliyor, her ad1mda bir i;atir­
t1 kopuyordu. Kapmm yamnda duran Doktor gergindi, Luke gi­
dip onun yamnda durdu. "<;ocuk odasmm i;ok uzagmda," dedi
Doktor'a ve adamm kap1yi ai;masm1 engellemek ii;in elini uzatti.

"Bu arahks1z darbeler insam bezdiriyor," dedi Theodora ko­


mik bir edayla. "Gelecek yaz geri;ekten ba�ka bir yere gitmeliyiz."

" Her yerin dezavantajlan var," dedi Luke ona. "Gollerin etra­
fmda da sivrisinek boldur."

"Tepedeki Ev'in repertuan tiikenmi� olabilir mi?" diye sor­


du Theodora fiitursuz goriinmeye i;ah�sa da titrek bir sesle. "Bu
vurma eylemine daha once de tamk olmu�tuk sanki. Her �ey ba�­
tan m1 ba�layacak?" Holde yankilanan i;at1rtilar i;ocuk odasma
uzak olan ui;tan geliyor gibiydi, kapmm oniinde asabi asabi du­
ran Doktor kayg1yla kafasm1 salladi. "D1�an i;1krnam gerekecek.
E�im korkuyor olabilir," dedi onlara.

Sanki holden gelmekle kalmayip kafasmm ii;inde de giimle­


yen darbe sesleri e�liginde ileri geri sallanan ve Theodora'ya s1m­
s1k1 tutunan Eleanor, "Yerimizi biliyorlar," diye mmldamnca di­
gerleri Arthur'la Bayan Montague'yii kastettigini farz ederek ba�­
lanyla onaylayip kulak kabarttilar. Ellerini gozlerine bastlran ve
giiriiltii e�liginde sallanan Eleanor kendine, o vuru� sesleri hol­
de ilerleyecek, dedi; holiin ucuna kadar gidip geri donecek, daha
onceki gibi durmadan devam edecek ve sonra kesilecek. 0 zaman

1 85
birbirimize bak1p giilecek, ne kadar ii§iimii§ oldugurnuzu ve s1rt­
lanm1zda gezinen rninik korku sarrnallanm ammsamaya c;ah§a­
cag1z. Bir siire sonra ses kesilecek.

"Bizim camrn1z1 yakrnad1," diyordu Theodora Doktor'a vuru§


sesleri duyulurken. "Onlarm da camm yakrnaz."

"Urnanrn e§irn bir §eyler yapmaya kalki§rnaz," dedi Doktor


karamsarca. Hala kap1dayd1, arna di§andaki giiriiltii yiiziinden
kap1yi ac;arniyor gibiydi.

"Kendirni bu konuda kesinlikle tecriibeli hissediyorurn," dedi


Theodora Eleanor'a. "Yakla§ Nell, ism," diyerek Eleanor'u batta­
niyenin altmda kendine iyice c;ekti. Korkurn;, sabit soguk onla­
n ku§atrnI§tI.

Sonra hepsinin amrnsad1g1 gizlice siiriinen sessizlik ans1zm


c;okiiverdi iizerlerine. Nefeslerini tutarak bakI§tilar. Doktor kap1
kolunu iki eliyle tuttu ve Luke, bernbeyaz yiizii ve titreyen sesine
ragrnen fiitursuzca, "Brendi isteyen var rn1? ic;kisiz ruh gibi olu­
yorurn-" dedi.

"Hayir." Theodora deli gibi k1k1rd1yordu. " Oyle espriler yap-


ma."

"Pardon. i nanrnayacaksm," dedi Luke brendi koyrnaya c;ah­


§Irken siirahiyi kadehe c;arp1p durarak. "Bunu art1k espri olarak
gorrniiyorurn. Perili bir evde ya§arnak insamn rnizah anlayi§Im
boyle etkiliyor dernek." Kadehi iki eliyle tutup yataga, battaniye­
nin altmda birbirlerine sokulrnu§ olan Theodora'yla Eleanor'un
yamna gitti. Theodora bir elini c;1kanp kadehi aldi. " i §te," dedi,
kadehi Eleanor'un agzma gotiirerek. " ic;."
i c;kiyi yudumlayan ama heniiz 1smrnayan Eleanor, f1rtmamn

goziindeyiz, diye dii§iindii; fazla zarnan kalrnadi. Luke'un bir ka­


deh brendiyi Doktor'a dikkatle gotiiriip uzatt1g1m gordii ve son­
ra kap1 �iddetle ve sessizce sars1hnca kadehin Luke'un parrnakla­
rmm arasmdan kayip yere dii§rnesini ho§ gozlerle seyretti. Luke

1 86
Doktor'u geri c;ekti. Kap1ya sessizce saldmld1; sanki mente§ele­
rinden sokiilmesine, yerinden c;1k1p devrilmesine ve onlan tehli­
keye maruz b1rakmasuia ramak kalmt§tl. Luke'la Doktor geri c;e­
kilerek gergin ve aciz bir halde beklediler.

"Giremez," diye fisildayip duruyordu Theodora kap1ya baka­


rak, "giremez, girmesine izin vermeyin, giremez . . . " Sarsmtl kesil­
di, kap1 sessizdi art1k. Kap1 koluna hafifc;e, ok§arcasma dokunul­
maya ba§land1; kol mahrem ve yumu§ak dokunu§larla yoklan­
di. Kap1 kilitli oldugundan c;erc;evesine tik tik vuruldu ve ellendi.
Sanki kap1, ac;ilmas1 ic;in ikna edilmeye c;ah§thyordu.

Eleanor, "Burada oldugumuzu biliyor," diye fisildayinca


Luke ba§tm geriye c;evirip ona hiddetle sessiz olmasm1 i§aret etti.
Oyle soguk ki, diye dii§iindii Eleanor c;ocukc;a; kafamm ic;in­

de bunca giiriiltii varken bir daha asla uyuyamam. Kafamm ic;in­


den gelen giiriiltiiyii digerleri nas1l duyuyorlar ki? Bu eve san­
tim santim gomiiliip gozden kayboluyorum, azar azar dag1hyo­
rum c;iinkii bunca giiriiltii direncimi kmyor. Digerleri neden kor­
kuyorlar ki?

Darbelerin yine ba§lad1gm1 uyu§mU§ bir halde fark etti, ezi­


ci metalik sesler iistiine dalga dalga geliyordu. Buz gibi ellerini
agzma gotiirerek yiiziiniin hala yerinde olup olmad1g1m yokladi.
Yeter art1k, diye dii§iindii; c;ok ii§iidiim.

"<;ocuk odasmm kap1smda," dedi Luke. Giiriiltiiniin ortasm­


da gergin bir sesle konU§IDU§tU. "<;ocuk odasmm kap1smda, yap­
mayin." Ve Doktor'u durdurmak ic;in elini kaldirdi.

"En saf sevgi," dedi Theodora delice, "en saf sevgi." Ve yine
k1kirdamaya b_a§ladi.

"Kapilan ac;mazlarsa-" dedi Luke Doktor'a. Doktor §imdi


ba§tm kap1ya yaslamt§, kulak kabart1yordu. Luke harekete gec;­
mesini engellemek ic;in onu kolundan tutmu§tu.

1 87
�imdi yeni hir giiriiltii kopacak, diye dii�iindii Eleanor ka­
fasmm ic;ini dinlerken; degi�iyor. Darheler sanki etkisiz olduk­
lan ic;in kesilmi�ti ve �imdi holde hir �ey h1zla ileri geri hare­
ket ediyordu. Sanki hir hayvan inamlmaz hir sah1rs1zhkla one
arkaya ko�uyor ve kapilan hirer hirer gozliiyordu, kap1 arka­
larmdaki hareketlere kar�1 tetikteydi. Sonra yine Eleanor'un
ammsad1g1 hafif, anla�Ilmaz mmlt1 duyuldu. Ben mi yap1yo­
rum? diye merak etti hemen. Benim yiiziimden mi oluyor? Ve
kapmm ardmdan yiikselen ince kahkahanm kendisiyle dalga
gec;tigini i�itti.

Theodora, "Fe-fi-fo-fum*" diye fisildaymca kahkaha yiikselip


haykm�a donii�tii. Kafamm ic;inde, diye dii�iindii Eleanor elle­
riyle yiiziinii orterek. Kafamm ic;inde ve d1�an c;1k1yor, d1�an c;1k1-
yor, d1�an c;1k1yor-

�imdi hiitiin ev titreyip sars1hyordu. Perdeler pencerelere


c;arp1yor, mohilyalar sallamyordu. Holdeki giiriiltii o kadar yiik­
selmi�ti ki duvarlan itiyordu. Holdeki tahlolar dii�iince camla­
rmm kmld1gm1 i�ittiler. Belki pencere camlan da kmhyordu.
Luke'la Doktor kapah tutahilmek ic;in kap1ya c;aresizce yasland1-
lar. Ayaklannm altmdaki do�eme kayiyordu. Gidiyoruz, gidiyo­
ruz, diye dii�iindii Eleanor ve Theodora'nm c;ok uzaktan, "Ev yi­
k1hyor," dedigini i�itti. Sesi sakindi, korkudan eser yoktu sanki.
Sarsilm1� hir halde miicadele vererek yataga tutunan Eleanor ha­
�m1 egip gozlerini kapad1. Soguk yii z iinden dudaklanm 1s1rd1 ve
odamn dii�erek ardmdan dogruldugunu ve sonra yava�c;a sars1-
larak dondiigiinii hissedince midesi huland1. "Ulu Tannm," dedi
Theodora ve hir kilometre otedeki kap1da duran Luke, Doktor'u
tutup dogrulttu.
*
Jack ve Fasulye S1ng1 masalmda gefi:en di:irtlukten ahnt1. Di:irtluk, masalm ana
karakteri Jack"in dev ile kar�Iia)jt1g1 Sirada devin agzmdan si:iylenir; Jack'in ke­
m iklerini i:igiltilp ekmek yapacagm1 si:iyleyen dev. tekerlemesine Fe-Fi-Fo-Fum
diyerek ba�lar.

1 88
" iyi misiniz?" diye seslendi Luke. S1rt1m kap1ya yaslaml!ii,
Doktor'u omuzlanndan tutuyordu. "Theo, iyi misin?"

" i dare ediyorum," dedi Theodora. "Nell'i bilemem. "

"Onu s1cak tut, " dedi Luke uzaktan. "Daha bitmedi." Ses gi­
derek hafifliyordu. Eleanor onu duyabiliyor ve uzaktaki oda­
da Theodora'yla ve Doktor'la birlikte hala bekledigini gore­
biliyordu. Galkalanan karanhkta, yatak direklerini kavram1§
olan kendi bembeyaz elleri hari<; hi<;bir §eyin ger<;ek olmad1g1-
m tiim varhg1yla hissediyordu §imdi. Onlan gorebiliyordu, kii­
<;iiciiktiiler. Yatak sars1ld1gmda, duvar one egildiginde ve kap1
yan dondiigiinde uzaktan kasild1klanm se<;ti. Bir yerlerde yiik­
sek, sallantih bir <;atlrt1 koptu; sanki devasa bir §ey dii§mii§tii.
Kule devrilmi§tir herhalde, diye dii§iindii Eleanor; hen de yil­
larca ayakta kahr samyordum. Kaybolduk, kaybolduk, ev ken­
dini yak ediyor. Giiriiltiiniin i<;inde o kahkahay1 duyuyordu, tiz
ve <;1lgm. Delice ezgisini usulca soyleyerek yiikseliyordu. Ha­
y1r, benim i<;in bitmedi, bu kadan fazla; diye dii§iindii. Benli­
gimin sahibi olmaktan vazge<;ecegim, onu b1rakacag1m, hi<;bir
zaman istemedigim bu §eyi seve seve verecegim. Benden iste­
digi neyse alsm.

"Geliyorum," diye seslendi. Bunu kendisine yaslanml§ olan


Theodora'ya soylemi§ti. Odada <;1t <;1km1yordu §imdi. Eleanor
penceredeki hareketsiz perdelerin arasmdan giren giin I§1g1m
gordii. Luke pencerenin yamndaki sandalyeye oturmu§tu. Yiizii
morarm1§, gomlegi yirtilm1§tl ve hala brendi i<;iyordu. Doktor
bir ba§ka sandalyede oturmaktaydi. Sa<;1 yeni taranm1§tl; bak1m­
h, §lk ve sogukkanh goriiniiyordu. Eleanor' a yaslanan Theodora,
"Bir §eyi yak galiba," deyince Eleanor dogrulup oylece bakarak
kafasm1 salladi. Sessiz sakin olan ev, etrafmda resmiyetle dikil­
mi§ti §imdi ve her §ey yerli yerindeydi.

Eleanor, "Nas11 . . . " deyince ii<;ii de giildii.

1 89
"Bir ba§ka giin," diyen Doktor'un goriinii§iine kar§m sesi za­
yif c;1km1§tI. "Bir ba§ka gece," dedi.

"Daha once soylemeye c;ah§t1g1m gibi," dedi LukeTheodora'ya,


"perili bir evde ya§amak insamn mizah anlayi§ml cehenneme c;e­
viriyor. O rtiilii bir kelime oyunu yapmaya c;ah§miyorum burada."

"Onlar . . . Nas1llar?" diye sordu Eleanor. Sozciikler ona yaban­


c1 geliyor ve agz1 zar zor hareket ediyordu.

" ikisi de mi§Il mi§Il uyuyor," dedi Doktor. "Ashnda," dedi


Eleanor uykudayken ba§latilm1§ bir sohbeti siirdiiriircesine "ka­
nmm o f1rtmaya yol ac;tigma inanam1yorum, ama §Unu itiraf et­
meliyim ki bir daha saf sevgiyle ilgili tek kelime duyarsam . . . "

"Ne oldu?" diye sordu Eleanor. Agz1mm haline bak1hrsa gece


boyunca di§lerimi g1cirdatt1m herhalde, diye dii§iindii.

"Tepedeki Ev dans etti," dedi Theodora, "bizi manyakc;a bir


gece yans1 eglencesine c;1kard1. Yani galiba dans ediyordu, belki
de perende atlyordu."

"Saat neredeyse dokuz oldu," dedi Doktor. "Eleanor haz1r


olunca . . . "

"Gel bebegim," dedi Theodora. "Theo yiiziinii yikasm ve seni


giizelce kahvaltiya haz1rlasm."

1 90
VIII

" ayan Dudley'in onda sofrayi toplad1g1m onlara si::iyle­


B yen oldu mu?" Theodora kahve siirahisine dii§iinceli bir
edayla bak1yordu.

Doktor duraksadi. "Boyle bir geceden sonra onlan uyand1r­


mayi hit; istemiyorum."

"Arna Bayan Dudley onda sofrayi toplayacak."

"Geliyorlar," dedi Eleanor. "Merdivenden sesleri geliyor."


Evin her tarafmdaki biitiin sesleri duyabiliyorum demek istedi
onlara.

Sonra hepsi Bayan Montague'niin uzaktan gelen yiiksek, si­


nirli sesini duydu. Durumu anlayan Luke, "Aman Tannm ... Ye­
mek salonunu bulam1yorlar," diyerek kap1lan ai;maya ko§tU.

" . . . dogru diizgiin havalanmah." Sesi kendisinden i::i nce gelen

Bayan Montague yemek salonuna dald1; Doktor'u omzuna ha­


fifi;e dokunarak, digerlerini ba§ml egerek selamlad1 ve sofraya
oturdu. "�unu si::iylemeliyim ki," diye si::i ze ba§lad1 hemen, "bizi
kahvaltiya i;ag1rabilirdiniz. Her §ey buz gibi olmu§tur herhalde?
Kahve ii;ilecek gibi mi?"

Somurtarak, "Giinaydm," diyen Arthur, huysuz ve sinirli bir


edayla masaya kuruldu. Theodora, Bayan Montague'niin i::i niine
kahve koyma tela§iyla az kalsm siirahiyi devirecekti.

191
"Yeterince s1cak goriiniiyor," dedi Bayan Montague. "Her
haliikarda bu sabah senin §U Bayan Dudley ile bir konu§ayim. 0
odanm havalandmlmas1 gerek."

"Peki ya gecen nasild1?" diye sordu Doktor iirkeki;e. "Eee . . .


Verimli bir gece gei;irdin mi?"

"Verimliden kastm rahatsa, oyle demeni yeglerim, John. Ga­


yet kibarca yamtlamam gerekirse hayir, rahat bir gece gec;irme­
dim. Goziimii bile kirpmad1m. 0 odaya katlanmak miimkiin de­
gil."

"Bu eski ev epey giiriiltiilii, degil mi?" dedi Arthur. "Bir dal
sabaha kadar pencereme i;arp1p durdu. Ses yiiziinden az kalsm
delirecektim."

"Pencere ai;1kken bile oda bogucu. Bayan Dudley'in ev kadm­


hg1, kahvesi kadar iyi degil. Bir fincan daha alayim liitfen. John,
beni dogru diiriist havalandmlmamI§ bir odada yatirmana i;ok
§a§ird1m dogrusu, obiir diinyadakilerle ileti§im kurulacaksa en
azmdan dogril diiriist hava sirkiilasyonu §art. Biitiin gece toz yut­
tum."

Arthur, "Sizi anlayam1yorum," dedi Doktor'a, "buras1 neden­


se sinirlerinizi bozmU§. Tabancamla biitiin gece nobet tuttum
ama bir fare bile k1mildamad1. Pencereye i;arpan o lanet olas1 dal
harii; i;1t i;1kmad1. Beni delirtecekti az kalsm," dedi Theodora'ya
sir verircesine.

"Umudu kesmeyecegiz tabii," dedi Bayan Montague kocasma


ka§lanm i;atarak. "Belki bu gece baz1 tezahiirler olur."

"Theo?" Eleanor not defterini b1rakti ve haril hanl yazmakta olan


Theodora ba§m1 kaldmp ka§lanm dikle§tirerek ona bakti. "Ak­
hmda bir §ey var."

1 92
"Not tutmaktan nefret ediyorum. Boyle c;Ilgmca �eyler yaz­
maya c;ah�t1g1m ic;in kendimi salagm teki gibi hissediyorum."

"Merak ettigim bir �ey var."

"Neymi�?" Theodora hafifc;e giiliimsedi. "<;ok ciddi goriinii­


yorsun," dedi. " O nemli bir karar a�amasmda falan m1sm?"

"Evet," dedi Eleanor karanm vererek. "Sonrasmda ne yapa­


cag1m konusunda. Hepimiz Tepedeki Ev'den aynld1ktan sonra."

"Eee?"

"Seninle geliyorum," dedi Eleanor.

"Benimle nereye geliyorsun?"

"Seninle geliyorum, evine. Ben," Eleanor ac1 ac1 giiliimsedi,


"seni evine kadar takip edecegim. "

Theodora kalakaldi. "Neden?" diye sordu bo� bo� bakarak.

"Deger verdigim biri olmad1 hie;," dedi Eleanor boyle bir sozii
daha once kimden duydugunu merak ederek. "Ait oldugum bir
yerde bulunmak istiyorum."

"Sahipsiz sokak kedilerini evime almak adetim degildir."


Theodora i�i �akaya vuruyordu.

Eleanor da giildii. "Sahiden sahipsiz bir sokak kedisi say:ih­


nm, degil mi?"

"�ey." Theodora kur�unkalemini tekrar eline aldi. "Kendi


evin var," dedi. "Zamam gelince oraya dondiigiine sevineceksin,
Nell . . . Camm benim. Hepimiz evlerimize dondiigiimiize sevine­
cegiz sanmm. Diin geceki giiriiltiiler ic;in ne diyorsun? Ben onla­
n tarif edemiyorum. "

"Gelecegim, biliyorsun," dedi Eleanor. "Gelecegim i�te."

"Nellie, Nellie." Theodora yine giildii. "Bak," dedi. "Bu s1ra­


dan bir yaz i�te, birkac; haftahgma ta�rada ho� ve eski bir yazh­
ga geldik, o kadar. Senin kendi evinde bir hayatm var, benim de
kendi hayat1m var. Yaz bitince geri donecegiz. Birbirimize yaza-

1 93
nz tabii, belki gorii;;iiriiz de, ama Tepedeki Ev sonsuza dek siir­
meyecek, biliyorsun."

"Bir i;;e girebilirim, ayagmm altmda dola;;mam."

"Anlam1yorum." Theodora kalemini bezgince b1rakti. "Sen


hep istenmedigin yerlere mi gidersin?"
Eleanor uysal uysal giiliimsedi ve " i stendigim bir yer hi<; ol­
mad1 ki," dedi.

" Oyle anac; ki," dedi Luke. "Her ;;ey yumu;;ac1k. Her ;;ey pamuk
gibi. Sarmalayan biiyiik koltuklar ve oturunca sert ve rahats1z ol­
dugu anla;;Ilan, insam amnda reddeden kanepeler. . . "

Eleanor usulca "Theo?" deyince Theodora ona bak1p ;;a;;km­


hkla kafasm1 salladi.

" . . .ve her yerde eller. Minik, yumu;;ak, camdan eller. Klvnla­
rak uzanan, c;ag1ran . . . "

"Theo?" dedi Eleanor.

"Hayir," dedi Theodora. "Bentle kalamazsm. Ve art1k bu ko­


nuda konu;;mak istemiyorum."

"Belki de," dedi Luke onlan seyrederek, "en itici tarafi kiire
;;ekline yapilan vurgu. Birbirine yap1;;tmlm1;; kiic;iik cam kmkla­
rmdan yapilma abajura, merdivenlerdeki biiyiik karpuz lambala­
ra ya da Theo'nun dirseginin dibindeki yivli yanardoner ;;eker ka­
vanozuna tarafs1zca bakmamz1 istiyorum. Yemek salonunda, bir
c;ocugun ac;dm1;; avuc;lannda duran son derece kirli, san bir cam
kase ve ic;inde c;obanlarm dans ettigi ;;ekerden yapilma bir pas­
kalya yumurtas1 var. i ri memeli bir kadm kafasmm iistiinde mer­
diven korkulugunu ta;;1yor ve oturma odasmm penceresinin al­
tmda . . . "

1 94
"Nellie, beni rahat b1rak. Dereye filan gidelim. "

" . . . i;apraz dikii;;l e yapilm1i;; b i r i;ocuk yiizii var. Nell, o kadar


kayg1h goriinmesene, Theo dereye gitmeni onerdi, o kadar. ister­
sen seninle gelirim."

"Ne yaparsa yapsm," dedi Theodora.

"Tavi;;a nlan korkutmak ii;in. i stersen yamma sopa almm. is­


temezsen gelmem. Theo ne derse oyle yapanm."

Theodora giildii. "Belki de Nell burada kahp duvarlara yaz1


yazmayi yegler."

"Pes," dedi Luke. "<;ok kalpsizsin Theo."

"Paskalya yumurtasmm ii;inde dans eden i;obanlardan bah­


set," dedi Theodora.

"�ekerle i;evrelenmii;; bir diinya. Alt1 tane mini minnac1k i;o­


ban dans ediyor ve pembeli mavili bir k1z i;oban yosunlu bir dere
kiyisma uzanm1i;; , onlan keyifle seyrediyor. <;ii;ekler, agai;lar ve
koyunlar var. Bir de gayda i;alan yai;;h bir kei;i i;obam. Kei;i i;oba­
m olmak isterdim samnm."

"Boga giirei;;i;isi olmasaydm eger," dedi Theodora.

"Boga giirei;;i;isi olmasayd1m eger. Nell'in yecti.gi haltlar kafe­


lerde milletin dilinde, hatirlarsm."

"Pan, " dedi Theodora. " B ir agai; kovugunda yai;; amahsm


Luke. "

"Nell," dedi Luke, "dinlemiyorsun."

"Bence onu korkutuyorsun. "

"Tepedeki Ev giiniin birinde tarifsiz hazineleri ve yast1klany­


la birlikte bana kalacag1 ii;in mi? Ben evlere kibar davranmam
Nell, camm s1k1hrsa i;;ekerden yapilma paskalya yumurtasm1 eze­
bilir, minik i;ocuk ellerini pari;alayabilir, merdiveni tepine tepi­
ne ve bag1ra i;agira inip i;1karak zamkla tutturulmui;; lambalara
bastonla vurabilir ve kafasmda merdiven korkulugunu tai;;iyan iri
memeli kad1m dovebilirim, aynca . . . "

1 95
"Gordiin mii? Onu korkutuyorsun i§te."

"Hakhsm galiba," dedi Luke. "Nell, sa«i;mahyorum sadece."

"Bastonu bile yoktur hence," dedi Theodora.

"Aslmda var. Nell, sa«i;mahyorum sadece. Ne dii§iiniiyor der­


sin Theo?"

Theodora dikkatle, "Tepedeki Ev'den aynld1ktan sonra onu


evime gotiirmemi istiyor ama gotiirmeyecegim," dedi.

Luke giildii. "Zavalh, aptal Nell," dedi. "Sevgililer kavu§tU mu


yolculuklar sonlamr. Haydi dereye gidelim."

"Ana«i; bir ev, " dedi Luke, sundurmanm basamaklarmdan «i;imen­


lige inerlerken, "tipki bir yurt miidiresi, ba§6gretmen, ev sahibe­
si misali. Tepedeki Ev bana kalmca «i;ok kotii bir yonetici olaca­
g1m herhalde. Bizim Arthur gibi."

Theodora, "Bir insan neden Tepedeki Ev'in sahibi olmak is­


ter anlayam1yorum," deyince Luke geriye doniip eve ilgiyle bakti.

" i nsan bir §eyi iyice gormeden onu isteyip istemedigini bi­
lemez," dedi. "Bu eve sahip alma ihtimalim bulunmasayd1, «i;ok
farkl1 dii§iinebilirdim. Nell bir keresinde bana insanlann birbir­
lerinden ne istediklerini, ba§ka insanlann neye yarad1gm1 sor­
mu§tu."

"Annemin 6lmesi benim su«i;umdu," dedi Eleanor. "Duvara


vurdu, bana seslenip durdu ama hen uyanmad1m. ilac1m gotiir­
meliydim, daha once hep gotiirmii§tiim. Arna bu sefer bana ses­
lenince uyanmad1m."

"Art1k biitiin bunlan unutmu§ olmahydm,'' dedi Theodora.

"Acaba uyand1m m1 diye o zamandan beri merak ediyorum.


Uyamp onu duydum ve sonra da tekrar uyudum mu diye. Bunu
yapmt§ olmam miimkiin. Kafam1 kurcahyor."

"Buradan sapahm," dedi Luke. "Dereye gidiyorsak."

1 96
"Fazla endi§eleniyorsun, Nell. Biiyiik ihtimalle senin suc;un
oldugunu dii§iinmekten ho�lamyorsun, o kadar."
"Zaten er gee; olecekti," dedi Eleanor. "Arna ne zaman oliirse
olsiin benim suc;um olacaktl tabii."

" Oyle bir §ey ya§amasaydm Tepedeki Ev'e hayatta gelmez­


din."

"Buradan tek sira halinde gec;elim," dedi Luke. "Nell, onden


git."

Giiliimseyerek one dii§en Eleanor patikada rahatc;a yiiriidii.


�imdi nereye gittigimi biliyorum, diye dii§iindii. Theodora'ya an­
nemden bahsettim, yani o konuda sorun kalmad1, kiic;iik bir ev
bulacag1m veya belki de onunki gibi bir daire. Onunla her giin go­
rii§ecegim ve birlikte giizel §eyler arayacag1z . . . Altm sans1 siisle­
meli tabaklar, beyaz bir kedi, §ekerden yap1lma bir paskalya yu­
murtas1 ve ydd1zh bir fincan. Art1k korkmayacag1m, yalmz da ol­
mayacag1m. i smim sadece Eleanor olacak. "Siz ikiniz benim hak­
k1mda m1 konu§uyorsunuz?" diye sordu ba§ml geriye c;evirerek.

Bir dakika sonra Luke kibarca yamt verdi: " iyilik ve kotiiliik,
Nell'in ruhu ic;in c;arp1§1yor. Arna benim Tann rolunii iistlenmem
gerekecek galiba."

"Arna Nell ikimize de giivenemez tabii," dedi Theodora ne­


§eyle.

"Bana giivenemeyecegi kesin," dedi Luke.

"Hem Nell," dedi Theodora, "kesinlikle senden bahsetmiyor­


duk. Ba§ka i§im giiciim yok sanki," dedi Luke' a biraz sinirle.

0 kadar uzun siiredir bekliyorum ki, diye dii§iindii Elea­


nor; nihayet mutlulugu hak ettim. O nlerinden giderek tepenin
zirvesine ula§tl ve dereye varmak ic;in ic;inden gec;meleri gere­
ken a§ag1daki ince agac; hattma baktl. Gokyiiziine kar§l muhte­
§em duruyorlar, diye dii§iindii; oyle dimdik ve ozgiirler ki. Luke

1 97
her yerde yumu§akhk oldugunu soylerken yamhyordu; c;iinkii
bu agac;lar sert. Hala haklumda konu§uyorlar, Tepedeki Ev'e ge­
lip Theodora'yi buldugumdan ve art1k onu b1rakmayacag1mdan
bahsediyorlar. Arkasmdan mmldand1klanm duyuyordu. Sesleri
bazen fesat, bazen alayc1 bir §ekilde yiikseliyordu. Bazen ise nere­
deyse akraba gibi giilii§iiyorlard1 ve Eleanor pe§inden geldikleri­
ni duyarak riiyada gibi yiiriiyordu. Kendisinden bir dakika sonra
uzun otlarm arasma girdiklerini anlad1, c;iinkii otlar ayaklarmm
altmda tislayarak lum1ld1yordu. i rkilen bir c;ekirge tela§ta z1pla­
yarak uzakla§tl.

Theodora'ya diikkanmda yard1m edebilirim, diye dii§iindii


Eleanor. Giizel §eyleri seviyor, onunla birlikte oyle §eyleri araya­
bilirim. Camm1zm c;ektigi yere gidebiliriz; istersek diinyanm bir
ucuna gider, istedigimiz zaman da geri doneriz. Luke §imdi ona
haklumda bildiklerini anlat1yor: ic;ime kapamk oldugumu, etra­
f1mda zakkumlardan bir duvar oriilii oldugunu anlatiyor ve The­
odora giiliiyor c;iinkii art1k yalmz degilim. Birbirlerine c;ok benzi­
yorlar ve c;ok iyi insanlar, bana bu kadar c;ok §ey vermelerini bek­
lemiyordum. Geldigim c;ok iyi oldu c;iinkii sevgililer kavu§tU mu
yolculuklar sonlamr.

Sert agac; dallannm altmdan gec;ti. Patikadaki s1cak gii­


ne§ten sonra golgelerin serinligine girmek ho§ olmu§tu. �im­
di daha dikkatli yiiriimesi gerekiyordu c;iinkii patika yoku§ a§a­
g1 iniyordu ve Eleanor'un yoluna bazen kayalarla kokler c;1k1yor­
du. Arkasmdan o ikisinin sesleri gelmeye devam ediyordu. Hlzh
h1zh ve sertc;e konu§uyorlard1, sonra daha yava§ ve giilerek. Ar­
kama bakmayacag1m, diye dii§iindii Eleanor mutlulukla; c;iinkii
o zaman ne dii§iindiigiimii anlarlar. Theo'yla bunu daha sonra
bol bol vaktimiz olunca konu§uruz. Agac;lann arasmdan c;1k1p
dereye inen patikamn son sarp k1smma giriyordu §imdi. Ken­
dimi oyle tuhaf hissediyorum ki, diye dii§iindii; bir mucizenin
etkisine girmi§ gibiyim, ha.Ia ne§e doluyum. Dereye varana ka-

1 98
dar etrafa bakmayacag1m, Theodora'nm geldigimiz giin az kal­
sm dii�tiigii yere varana kadar. Sonra ona Japan bahgm1 ve pik­
nigimizi hatirlatacag1m .

Dar, ye�il dere kiyisma oturup <;enesini dizlerine yasladi. Ha­


yatlmm bu amm unutmayacag1m, diye soz verdi kendine. Tepe­
den agir ag1r inen o ikisinin seslerini ve ad1mlanm dinliyordu.
"Acele edin," dedi Theodora'ya bakmak i<;in ba�1m geriye <;evi­
rerek. "Ben . . . " deyip sustu. Tepede kimse yoktu, patikadan gelen
belirgin ayak sesleri ve hafif, alayc1 bir kahkaha sadece.

"Kimsiniz?" diye fis1ldadi. "Kim?"

Ad1mlar altmda ezilmi� otlan gorebiliyordu. Bir ba�ka <;e­


kirgenin tela�la ka<;t1gm1 ve bir ta�m yuvarland1gm1 gordii. Pa­
tikadan gelen ayak seslerini net duyuyordu. Sonra, ayaga kal­
k1p dereye dogru gerilerken, kahkahanm <;ok yakmdan geldigi­
ni i�itti. " Eleanor, Eleanor," diyen ses kafasmm hem i<;indeydi
hem de d1�mda. Hayatl boyunca bekledigi <;agnyd1 bu. Ayak ses­
leri kesildi ve Eleanor oyle sert bir hava ak1mma kapild1 ki sen­
deledi ve birisi ona sanldi. "Eleanor, Eleanor," dendigini duydu.
Riizgar kulaklarmm dibinde h1zla esiyordu, "Eleanor, Eleanor,"
deniyordu ve biri ona s1ms1k1 sanhyordu. Giivendeydi. Hi<; so­
guk degil, diye dii�iindii; hi<; soguk degil. Gozlerini kapayip ag1r­
hgm1 arkasma verdi ve beni b1rakma, diye ge<;irdi i<;inden. Ar­
dmdan onu s1ms1k1 tutan �ey, uzakla�arak yak oluyordu. Gitme,
diye dii�iindii. Gitme. "Eleanor, Eleanor," dendigini bir kez daha
i�itti. �imdi derenin yanmda ayakta duruyor, giine� batm1�<;as1-
na titriyordu. Goriinmez ad1mlarm dereyi kat etmelerini, suyun
yiizeyinde kii<;iik dalgalanmalar yaratmalanm ve ardmdan di­
ger taraftaki otlara <;1k1p tepeyi yava�<;a ve ok�arcasma a�malan­
m �a�irmadan seyretti.

Dere kenarmda titreyerek dururken az kalsm, geri gel, di­


yecekti. Doniip <;ilgmca ko�arak tepeye <;1kti. Ko�arken "Theo?
Luke?" diye haykmp sesleniyordu.

1 99
Onlan kiic;iik agac; kiimesinin ic;inde buldu; bir agac; govdesi­
ne yaslanm1�, usulca konu�up giilii�iiyorlard1. Ko�arak yanlan­
na vard1gmda �a�kmhkla ona dondiiler. Theodora sinirlenmi�ti.
''Yine ne istiyorsun?" dedi.

"Dere kenannda sizi bekledim . . . "

"Burada, serinlikte kalmaya karar verdik," dedi Theodora.


"Sana seslendigimizi duydun sand1k. Seslendik, degil mi Luke?"

"Ah, evet," dedi Luke utana s1kila. "Sesimizi duyduguna


emindik."

"Neyse," dedi Theodora, "birazdan gelecektik. Degil mi


Luke?"

"Evet," dedi Luke smtarak. "Ah, evet. "

"YeraltI irmaklan," dedi Doktor c;atahm sallayarak.

"Sac;ma. Biitiin yemekleri Bayan Dudley mi yap1yor? Ku�­


konmaz nefis. Arthur, �u gene; adama soyle de sana ku�konmaz
versin."

"Camm." Doktor kansma sevecenlikle bakt1. " O gle yemekle­


rinden sonra bir saat dinlenmeyi adet edindik, eger sen . . . "

" Hayatta olmaz. Burada yapacak bir siirii i�im var. AJ?c;m1zla
konu�mahyim, odamm havalandmlmasm1 saglamahyim, bu ak­
�amki ruh c;ag1rma seansma haz1rlanmahyim. Arthur'un da ta­
bancas1m temizlemesi gerekiyor."

"Sava�c;1 olmamn geregi bu," diye itiraf etti Arthur. "Ate�li si­
lahlarm bak1m1 ihmal edilmez. "

"$u genc;lerle sen dinlenebilirsiniz tabii. Burada gezinen za­


valh ruhlara bir an once yard1m etmeye benim kadar hevesli ol­
mayabilirsiniz. Belki de onlara sempati duymam1 salakhk ola-

200
rak goriiyorsunuz, belki kimsenin yard1m eli uzatmad1g1 o kayip,
terk edilmi§ ruhlar ic;in gozya§I dokrnemi komik buluyorsunuz.
Saf sevgi... "

" Kriket?" diye atild1 Luke. " Kriket oynamak isteyen?" Onlara
hevesle bakti. "Badminton? Kriket?"

"Yeralt1 irmaklan?" diye ekledi Theodora yard1mc1 olmak is­


tercesine.

"Ben alengirli soslardan hazzetmem," dedi Arthur sertc;e.


"Arkada§lara soyleyin, oyle §eylere ancak a§ag1hk kimseler dii§­
kiin olur." Luke'a dii§iinceli bir edayla bakti. "A.§ag1hk kimseler.
Alengirli soslara dii§kiin olurlar, kadmlan kendilerine hizmet et­
tirirler ama benim ogrencilerim kendi i§lerini kendileri goriirler.
Erkek olmamn geregi," dedi Theodora'ya.

"Peki, onlara ba§ka ne ogretirsiniz?" diye sordu Theodora ki­


barca.

" Ogretmek mi? Yani. . . Dersleri mi soruyorsun? Cebir filan


gibi mi? Latince? Elbette." Arthur ho§nutlukla arkasma yaslandi.
" Oyle §eyleri ogretmenlere b1rakacaksm," diye ac;1kladi.

"Okulunuzda kac; ogrenci var?" Theodora kibard1 ve ilgiyle


one egildi. Bir misafirle sohbet ediyordu ve Arthur halinden ga­
yet memnun goriiniiyordu. Masanm ba§mda oturan Bayan Mon­
tague ka§lanm c;abp pannaklanm masaya sabirs1zca, tik tik vurdu.

"Kac; tane mi? Kac; tane. Birinci s1mf bir tenis talum1m1z var."
Theodora'ya giiliimsedi. " Birinci sm1f. Kimse ellerine su doke­
mez. Hamm evlatlanm sayrnayayim, degil mi?"

"Hamm evlatlanm," dedi Theodora, "sayrnayin."

"Ah. Tenis. Golf. Beyzbol. Atletizm. Kriket." Kurnazca giiliim­


sedi. "Kriket oynad1g1m1z1 tahmin etmiyordun, degil mi? Sonra
yiizme ve voleybol. Arna baz1 ogrenciler her §eyi yap1yorlar," diye
atlldi. "Ellerinden her i§ gelir. Toplam yetmi§ civan diyebilirim ."

201
"Arthur?" Bayan Montague daha fazla dayanarnarn1�tl.
"Okuldan bahsetrnek yak. Tatildesin, unutrna."

"Evet, aptalhk ettirn." Arthur rnernnuniyetle giiliirnsedi. "Si­


lahlan gozden gei;irrnern gerek," diye ai;1kladi.

"Saat iki," dedi Bayan Dudley kap1 e�iginden. " ikide sofra­
Yl toplanrn."

Theodora giildii, karneriyenin ardmdaki golgelerin derinlikleri­


ne gizlenrni� olan Eleanor konu�arak yerini belli etrnernek ii;in
elleriyle agzm1 orttii. b grenrneliyim, diye dii�iiniiyordu; ogren­
rneliyirn.

"Adi, Grattan Cinayetleri," diyordu Luke. "Muhte�erndir. is­


tersen soyleyebilirirn."

" Oyle �eylere a�ag1hk kirnseler dii�kiin olurrnu�." Theodora


yine giildii. "Zavalh Luke, ben olsarn 'hergele' derdirn. "

" B u k1sac1k saati Arthur'la gei;irrneyi yeglersen . . . "

"Elbette Arthur'la gei;irmeyi yeglerirn. Egitirnli bir kimse her


zarnan ho� bir sohbet arkada�1dir."

"Kriket, " dedi Luke. "Kriket oynarnak hii; aklma gelrnerni�­


ti, degil mi?"

"�ark1 soyle, �ark1 soyle," dedi Theodora giilerek.

Luke genizden gelen rnonoton bir sesle her sozciigiin iistiine


basa basa �ark1 soyledi:

"ilki gen<; Bayan Grattan 'dz,


Adamz ir;eri almamaya r;alz§tz,
Adam ona bir pala sapladz,
Sur; i§te boyle ba§ladz.

202
Sonraki Grattan Nine'ydi,
<;ok ya§lz ve yorgundu, sai;larz griydi,
Saldzrgana direndiyse de,
Sonunda pes etti.

Sonraki Grattan Dede'ydi,


$ominenin oniinde oturuyordu,
Adam usulca arkadan yakla§tz,
Ve onu bir telle bogazladz.

Sonuncusu Grattan Bebek'ti


Tekerlekli yatagmda yatzyordu,
Adam kaburgalarmz pari;alaymca,
<;ocukcagzz can verdi.

Ve adam tiitiin tiikiirdii


<;ocugun altzn sarzsz sai;larma. "

�ark1 bitince bir an sessizlik oldu, ardmdan The ? dora hafif

bir sesle, "Gbk giizelmi§ Luke," dedi. "Resmen muhte§em. Art1k

bu §ark1yi ne zaman duysam seni hatirlayacag1m."

"Arthur'a da soylemeyi planhyorum," dedi Luke. Benden ne

zaman bahsedecekler? diye merak etti Eleanor golgelerin ii;in­

den. Bir dakika sonra Luke miskince devam etti: "Doktor'un ya­

zacag1 kitap nasil bir §ey olacak acaba? Bizden bahseder mi der-
. ?"
sm.

"Senden diiriist, gen<; bir psi§ik olaylar ara�tirmac1s1 diye


bahseder herhalde. Benden de inkar edilemeyecek meziyetlere

sahip, ama ad1 kotiiye i;1km1§ bir bayan olarak."

"Bayan Montague'ye bir boliim ayinr m1 acaba?"

203
"Ya Arthur'a? Bayan Dudley'e? Umanm hepimizi bir grafik­
teki rakamlara indirgemez."

"Merak ediyorum, merak ediyorum," dedi Luke. "Bu ikindi


vakti hava s1cak," diye ekledi. "Serinlemek ic;in ne yapabiliriz?"

"Bayan Dudley'e limonata haz1rlamasm1 soyleyebiliriz."

"Ne yapmak istiyorum biliyor musun?" dedi Luke. " Ke�fe c;1k­
mak istiyorum. Haydi, dereden gec;ip tepelere c;1kahm ve derenin
kaynagm1 bulahm. Belki bir yerlerde bir golciik vardir, yiizeriz."

"Veya bir c;avlan, dere bir c;avlandan dogmu�a benziyor."

"Haydi, gel oyleyse." Kameriyenin arkasmdan kulak kabar­


tan Eleanor, onlarm kahkahalanm ve patikadan eve dogru ko�an
ayak seslerini i�itti.

" ilginc; bir �ey var burada, i�te," dedi Arthur. Eglenceli olmak ic;in
cesurca c;abahyormu� gibi konu�uyordu. "Bu kitapta c;ocuklann
kulland1g1 alelade pastel boyalardan nasil mum yapilacag1 anla­
tlhyor."

" ilginc;." Doktor'un sesi bezgin c;1k1yordu. " i zninle Arthur, te­
mize gec;irmem gereken bir siirii not var."

"Elbette, Doktor. Hepimizin i�i var. <;:1t c;1karmam." Salon ka­


p1smm ardmdan onlan dinleyen Eleanor, ses c;1karmamaya c;ah­
�an Arthur'dan yiikselen hafif, sinir bozucu sesleri i�itti. "Bura­
larda yapacak pek bir �ey yok, degil mi?" dedi Arthur. "Genelde
nas1l zaman gec;iriyorsunuz?"

"Gah�arak," diye kestirip att1 Doktor.

"Evde olup bitenleri mi yaz1yorsunuz?"

"Evet."

" Beni de yaz1yor musunuz?"

204
"Hayir."

"Bence ruh c;agirma seanslarmda ald1g1m1z notlan da ekle­


melisiniz. �imdi ne yaz1yorsunuz?"

"Kitap filan okuyamaz m1sm Arthur?"

"Tabii. Asia sinir bozmak istemem." Eleanor Arthur'un eline


bir kitap ahp b1raktigm1, bir sigara yaktig1m, ic; gec;irdigini, k1mil­
dand1g1m ve nihayet, "Baksamza, burada yapacak bir i;;ey var m1?
Herkes nerede?" dedigini ii;;itti.
Doktor sab1rla, ama ilgisizce konui;;t u. "Theodora'yla Luke
dereyi kei;;fe c;1ktilar galiba. Digerleri de buralardadir herhalde.
Aslmda kanm B ayan Dudley'i anyordu sanmm."

"Ah." Arthur yine ic; gec;irdi. "Ben de kitap okuyayim bari,"


dedi ve bir dakika sonra ekledi: "Baksamza Doktor. Sizi rahats1z
etmek istemem ama bu kitapta diyor ki . . . "

" Hayir, " dedi Bayan Montague, "genc;lerin oynai;; malanm tasvip
eden biri degilim Bayan Dudley. Kocam bu fantastik ev partisini
diizenlemeden once bana dami;;saydi. .. "
"Eh." Konui;;a n Bayan Dudley idi ve yemek salonunun kap1-

sma yaslanm1i;; olan Eleanor tahta panellere dayad1g1 agz1m iyi­


ce ac;arak bakakaldi. "Hep soylerim, insan bir kere gene; olur Ba­
yan Montague. 0 genc;ler egleniyorlar ve sonuc;ta gene; oldukla­

rmdan bu gayet dogal."

"Arna ayn1 c;ati altmda kahyorlar. . . "

"Dogruyla yanhi;;1 ayirt ederneyecek kadar kiic;iik degiller ki.


Bay Luke istedigi kadar as1lsm; o giizel hammefendi, Bayan The­
odora, kendi bai;; mm c;aresine bakacak yai;;ta hence."

205
"Sofra takmu ic;in kuru bir bula§ik bezine ihtiyac1m var, Ba­
yan Dudley. Zamane genc;leri her §eyi bildiklerini samyorlar ma­
alesef. Baz1 §eyler sir olarak kalmah, onlan ancak yeti§kin olun­
ca ke§fetmeliler."

"O zaman ke§fetmeleri zor olur." Bayan Dudley'in sesi ra­


hat ve kayg1s1zd1. "E§im domatesleri bu sabah bahc;eden getirdi,"
dedi. "Bu sene bereketli oldu."

"Y1kayayim ni1?"

"Hayir, ah, hayir. Siz §Uraya oturup dinlenin, yeterince i§


yaptm1z zaten. Ben ate§e su koyayim, giizel bir c;ay ic;eriz."

"Sevgililer kavu§tU mu yolculuklar sonlamr," diyen Luke, odamn


diger tarafmdaki Eleanor'a giiliimsedi. "Theo'nun iistiindeki §U
mavi elbise cidden senin mi? ilk kez goriiyorum."

"Ben Eleanor'um," dedi Theodora fesatc;a, "c;iinkii sakahm


var."

" i ki ki§iye yetecek kadar elbise getirmekle alolhhk etmi§sin,"


dedi Luke Eleanor'a. "Benim eski ceketim Theo'da bu kadar gii­
zel durmazdi."

"Ben Eleanor'um," dedi Theo, "c;iinkii mavi giyiyorum. A.§k1-


ma bayihyorum c;iinkii o semavidir. Adi Eleanor ve i§i zor."

Fesathk yap1yor, diye dii§iindii Eleanor dalgmca. Onlan san­


ki c;ok uzaklardan seyredip dinliyordu. �imdi Theo fesathk yap­
maya ve Luke iyi davranmaya c;ah§iyor, diye dii§iindii. Luke bana
giildiigii ic;in kendinden ve fesathk yaptig1 ic;in Theo'dan utam­
yor. " Luke," dedi Theodora Eleanor'a bir an goz atarak. "Haydi
bana yine §arlo soyle."

"Sonra," dedi Luke huzursuzca. "Doktor satranc; tak1m1m


yeni haz1rladi."

206
Gticenen Theodora ba1?1Ill koltugunun s1rtma yaslayip goz­
lerini kapadi. Konu1?mamakta kararh oldugu belliydi. Eleanor
oturmu1? ellerine baluyor ve evin seslerini dinliyordu. Yukanda
bir yerde bir kap1 usulca kapand1, bir an ic;in kuleye dokunan bir
ku1? uc;up gitti. Mutfaktaki ocagm ate1?i ktic;tik ve hafif c;1t1rtilar
c;1kararak sonmekteydi. Kameriyenin yamndaki c;ahlann arasm­
dan bir hayvan -bir tav1?an m1yd1?- gec;ti. Eleanor eve yonelik bu
yeni farlundahg1 sayesinde tavan aralarmdaki tozlarm usulca sa­
hm1?ml ve tahtalarm yava1? yava1? eskidigini bile duyabiliyordu.
Sadece ktittiphane ona kapahyd1, ruh c;agirma seansmdaki Ba­
yan Montague'yle Arthur'un agir soluklanm ve k1s1k sesle, he­
yecanla sorduklan sorulan duyam1yordu. Kitaplann c;tirliyii1?li­
nti ve kuleye c;1kan demir <loner merdivenin ic;ine sizan paslan
da i1?itmiyordu. Oturma odasmda gozlerini yerden kaldirmadan
Theodora'mn parmaklanm sinirle t1k t1k vurdugunu ve yerle1?ti­
rilen satranc; ta1?larmm hafif seslerini duyabiliyordu. Ktittiphane
kap1smm birden ac;ild1gm1 ve ardmdan keskin, ofkeli ayak sesle­
rinin oraya dogru geldiklerini i1?itti. Bayan Montague kap1yi ac;1p
ic;eri dalmca hepsi o tarafa dondtiler.

"�unu soylemeliyim ki," dedi Bayan Montague kesik kesik,


patlayacakml1? gibi soluyarak. "�unu saylemeliyim ki bu gerc;ek­
ten son derece sinir bozucu ... "
"Camm." Doktor ayakland1, ama Bayan Montague ofkeyle
elini sallayip onu ba1?mdan savdi. "Sende biraz terbiye olsaydi. .. "
dedi.

Pe1?inden uysalca gelen Arthur yamndan gec;ti ve 1?0minenin


kar1?1smdaki koltuga neredeyse gizlice s1gmdi. Kendisine donen
Theodora'ya bezgin bezgin kafa salladi.

" Biraz terbiye olsaydi. Sonuc;ta onca yoldan geldim John,


Arthur da oyle, s1rf sana yard1m etmeye geldik ve 1?Unu kesin-

207
likle soylemeliyim ki senin gibi bir insandan boyle alayc1 ve
inanc;s1z bir taVIr beklemiyorum, bir de$Unlardan . . " Eleanor'u,
.

Theodora'yi ve Luke'u gosterdi. "Tek istedigim, tek istedigim bi­


razc1k olsun bana giivenmeniz, yapmaya c;ah�t1g1m �eye birazc1k
sempati duymamz. Oysa siz inanm1yor, hakaret ediyor, hic;e sa­
yiyor ve alay ediyorsunuz." Yiizii kizarm1�tl, profesore soluk so­
luga parmag1m salladi. "Ruh," dedi ac1 ac1, "bu gece benimle ko­
nu�muyor. S1rf sizin kiic;iimseyici ve �iipheci tavnmz yiiziinden
tek bir sozciik bile etmedi. Ruh benimle haftalarca konu�mayabi­
lir . . . Daha once de olmu�tu, onu inanc;s1zlann sata�malarma ma­
ruz b1raktig1mda da olmu�tu. Ruhun haftalarca konu�mad1gm1
bilirim ve buraya en iyi niyetlerimle gelmi�ken sizden en azm­
dan biraz sayg1 beklemek hakk1m." Bir an konu�amadan parma­
g1m Doktor'a salladi.

"Camm," dedi Doktor, "eminim hic;birimiz seansma bilerek


miidahale etmek istemeyiz."

"Dalga gec;miyor muydunuz, hic;e sayrmyor muydunuz? Ru­


hun soylediklerini gordiigiiniiz halde inanc;s1zhgm1z siirmedi mi?
�u genc;ler �1mank ve kiistah degiller mi?"

"Bayan Montague, liitfen . . . " dedi Luke, ama Bayan Monta­


gue ona siirtiinerek yanmdan gec;ti ve oturdu. Dudaklanm birbi­
rine s1ms1k1 bastlrm1�t1 ve gozleri ate� sac;1yordu. Doktor ic; gec;i­

rerek konu�maya ba�lad1 ve ardmdan sustu. Kansma s1rtm1 d6-


nerek Luke'a satranc; masasma geri gelmesini i�aret etti. Luke
kayg1yla onun pe�inden gitti ve koltugunda kimildanan Art­

hur, Theodora'ya k1s1k sesle, "Onu ilk kez bu kadar sinirli gorii­
yorum," dedi. "Ruhu beklemek berbat bir deneyimdi. Ruh c;ok
almgan tabii. Atmosfere duyarh." Durumu yeterince ac;1klad1g1-
na inamrm1� gibi goriinerek arkasma yaslamp c;ekingen c;ekin­
gen giiliimsedi.

208
Onlan pek dinlemeyen Eleanor, odadaki hareketlilige biraz
§a§irdi. Etrafta yi.iriiyen biri var, diye dii§iindii ilgisizce. Luke
odada ileri geri dolamyor, kendi kendine bir §eyler mmldamyor­
du. Boyle satranc; oynamak tuhaf olsa gerek. �ark1 m1 mmldam­
yor? �ark1 m1 soyliiyor? Eleanor bir-iki kez bir sozciigiin bir k1s­
m1m duyar gibi oldu ve her seferinde Luke usulca konu§tu. Sat­
ranc; masasmda, ait oldugu yerdeydi ve Eleanor doniip odanm
ho§ merkezine, birisinin usulca §arki soyleyerek yi.iriidiigii yere
bakh. Sonra §arkiyi c;ok net i§itti:

Bir vadiden geciyoruz,


Bir vadiden geciyoruz,
Bir vadiden geciyoruz,
Daha once yaptzgzmzz gibi...

Aaa, bunu biliyorum, diye dii§iindii yi.iziinde bir giiliimse­


meyle o hafif ezgiyi dinlerken; o oyunu oynard1k, hatirlad1m.

"Mesele §U ki, mekanizmamn son derece hassas ve karma§lk


bir parc;as1," diyordu Bayan Montague Theodora'ya. Hala ofkeliy­
di ama Theodora'mn sempatiyle gosterdigi ilgi kar§1smda yumu­
§amaya ba§lad1g1 belli oluyordu. "Biraz inanc;sizhg1 bile hakaret
olarak alg1hyor elbette. i nsanlar sana inanmayi reddetseler sen
ne hissederdin?"

Pencerelerden girip czlayoruz,


Pencerelerden girip czlayoruz,
Pencerelerden girip czk1yoruz,
Daha once yaptzgzmzz gibi...

Ses hafifti, belki d e sadece bir c;ocuk sesi. i nce ince ve tat­
hhkla §ark1 soyliiyor, c;ok hafif nefesler ahyordu. Eleanor amm-

209
saymca giiliimsedi, bu k1sa §ark1yi hala ruhtan bahseden Bayan
M ontague'niin sesinden daha net duyuyordu.

Git ve sevgilinle yiizle$,


Git ve sevgilinle yiizle$,
Git ve sevgilinle yiizle§,
Daha once yaphgzmiz gibi ...

Kiic;iik ezginin sondiigiinii i§itti, ayak sesleri kendisine yak­


la§t1kc;a havanm biraz lumildad1g1m hissetti ve bir §ey yiiziine ne­
redeyse siirtiindii. Belki de birisi yanagmm yanmda c;ok hafifc;e ic;
gec;iriyordu. Eleanor §a§kmhkla dondii. Luke'la Doktor satranc;
tahtasma egilmi§lerdi, Arthur Theodora'ya sir verir gibi iyice so­
kulmu§tu ve Bayan Montague konu§uyordu.

Hic;biri duyrnad1, diye dii§iindii ne§eyle; hic;biri duyrnad1, bir


tek hen duydum.

210
IX

leanor kap1yi arkasmdan usulca kapatt1, Theodora'yi uyan­


E dirmak istemiyordu. Gerc;i kapanan bir kapmm sesi kimi
rahats1z eder ki, diye de dii§iindii. Hele Theodora gibi deliksiz
uyuyan birini uyand1rmas1 miimkiin olamazdi. Annemin sesi­
ni duyabilmek ic;in bir goziim ac;1k uyumayi ogrendim hen, dedi
kendini avuturcasma. Hol lo§tu, merdivenin tepesindeki kiic;iik
gece lambas1yla aydmlamyordu sadece ve biitiin kapilar kapahy­
di. Tuhaf, diye dii§iindii Eleanor holdeki hahnm iistiinde sessiz­
ce yahnayak yiiriirken; hayat1mda ilk kez bir evde geceleyin gii­
riiltii yapmamaya ozen gostermeme, en azmdan giiriiltiiyii yapa­
nm hen oldugumu anlayacaklar diye kaygilanmama gerek yok.
Uyand1gmda aklmda kiitiiphaneye gitmek vard1 ve zihni ona bir
sebep sunmu§tu: Uyuyam1yorum, diye ac;1klad1 kendine; bu yii z­
den a§ag1 inip bir kitap alacag1m. Nereye gittigimi soran olur­
sa bir kitap almak ic;in kiitiiphaneye iniyorum c;iinkii uyuyam1yo­
rum diyecegim.

ic;erisi s1caktl; insam mayi§tlran, keyiflendiren bir s1cakhk­


tl bu. Biiyiik merdivenden yalmayak ve sessizce inip kiitiiphane
kap1smm oniine geldi ve ama oraya giremem ki, oraya girmem
yasak, diye dii§iindii. Midesini kaldiran bir c;iiriik kokusu alm­
ca iirperdi. "Anne," dedi yii ksek sesle ve hemen geriledi. Ost kat­
tan yiikselen net bir ses, "Gelsene," diye kar§ihk verince Eleanor

211
hevesle doniip merdiveni ko§arak c;1kmaya ba§ladi. "Anne?" dedi
usulca, sonra yine "Anne?" diye seslendi. Yukandan kiic;iik, ha­
fif bir kahkaha siiziiliince Eleanor merdivenin tepesine soluk so­
luga ko§tU ve orada durup holde saga sola, kapah kapilara bakti.

"Buralarda bir yerdesin," diyen sesinin hafif yankis1 holde ge­


zindi, minik hava ak1mlarma bir fisilt1 katti. "Bir yerde, " dedi ses.
"Bir yerde."

Eleanor giilerek onu takip etti, holde c;ocuk odasmm kap1s1-


na sessizce ko§tu. Soguk nokta kaybolmu§tu §imdi. Eleanor ba§I­
m kaldmp tepeden kendisine bakan iki smtan surata dogru giil­
dii. " i c;eride misin?" diye fisildad1 kapmm oniinde, "ic;eride mi­
sin?" dedi yine ve kap1yi yumruklayarak c;aldi.

"Evet?" i c;eriden Bayan Montague'niin sesi gelmi§ti, kadmm


yeni uyand1g1 belliydi. "Evet? Her ne isen, gir."

Hayir, diye dii§iindii Eleanor kollanyla kendini sanp sessiz­


ce giilerek. Orada degildir. Bayan Montague'niin yamnda degildir,
diyerek holden usulca uzakla§tl. Bayan Montague'niin arkasmdan
seslendigini duyuyordu: "Ben arkada§imm, sana zarar vermek ni­
yetinde degilim. Gel de bana derdini ac;."

Kap1sm1 ac;m1yor, diye dii§iindii Eleanor bilgece; korkmuyor


ama kap1sm1 da ac;m1yor. Arthur'un kap1s1m c;ald1 ve adamm in­
leyerek uyand1gm1 i§itti.

Theodora'nm uyudugu odamn kap1sma dans ederek, ayakla­


rmm altmda yumu§ak hahyi hissederek yana§tl. Hain Theodora,
diye dii§iindii; zalim, alayc1 Theodora. Uyan, uyan, uyan, diye ge­
c;irip kap1ya yumruklanyla ve avuc;lanyla vurdu, giilerek kap1 ko­
lunu c;eki§tirdi ve ardmdan holde h1zla ko§up Luke'un kap1sma
giderek kap1yi c;aldi. Uyan, diye dii§iindii; uyan da hainlik yap,
cesaretin varsa kap1m ac; da c;1k di§an ve Tepedeki Ev'in holiinde
dans edi§imi gar.

212
Sonra Theodora tela:;;l a, "Nell? Nell? Doktor, Luke! Nell bu­
rada yak ! " diye seslenerek onu irkiltti.

Zavalh ev, diye dii:;; ii ndii Eleanor; unutmu:;; u m, :;; imdi ka­
pilanm ai;malan gerekecek. Merdivenlerden ko:;; arak 9abu­
cak indi, arkasmdan Doktor'un sesini kayg1yla yiikselttigini ve
Theodora'nm, "Nell? Eleanor?" diye 9ag1rd1g1m i:;; itti. Ne aptal­
lar, diye dii:;; iindii; :;; i mdi kiitiiphaneye girmem gerekecek. "Anne,
anne," diye fisildad1, "anne" diye seslenip kiitiiphanenin kap1sm­
da durdu. Midesi bulamyordu. Ust katm holiinde konu:;;tuklanm
duyabiliyordu. Tuhaf ama biitiin evi duyabiliyorum, diye dii:;; iin­
dii. Hatta Bayan Montague'niin itirazlanm, sonra Arthur'un bir
:;; eyler geveledigini ve ardmdan Doktor'un ai;1k sei;ik, "Onu ara­
mahyiz, herkes acele etsin lii�fen," dedigini i:;; itti .
..

Eh, hen de acele edebilirl.m, diye dii:;; iinerek koridordan


oturma odasma ko:;; t u. Kap1yi ai;mca odadaki ate:;; bir an titre:;; ­
ti. Satran9 ta:;; l an Luke'la Doktor'un b1rakt1g1 yerde duruyorlard1.
Theodora'nm daha once takt1g1 e:;; a rp, koltugun s1rtma asilm1:;;t 1.
Bunu da halledebilirim, diye dii:;;iindii Eleanor. Kadmm siisii, ig­
ren9 diyerek bir ucunu di§lerinin arasma ald1g1 e:;; arb1 i;eki:;;tirip
yirttI ve sonra arkasmdan, merdivenden indiklerini duyunca yere
att1. Topluca geliyorlard1, kayg1hyd1lar. Birbirlerine once nereye
bakilmas1 gerektigini soyliiyorlar, arada s1rada, "Eleanor? Nell?"
diye sesleniyorlard1.

Uzaktan, evin ba:;; ka bir yerinden, "Geliyor musunuz? Geliyor


musunuz?" diye seslenildigini i:;; itti ve merdiveni sarsarak indik­
lerini, 9imenlikte bir c1mrboceginin k1mildad1gm1 duydu. Kor­
kusuzca, ne:;; e ii;inde d1:;; an f1rlayip koridorda ko:;; arak hole geri
dondii ve kap1 e:;; iginden onlara gizlice bakt1. Kararh hareke t edi­
_
yorlard1, bir aradaydilar, birbirlerinden 'l!zakla:;; m amaya 9ah:;; 1-
yorlard1. Doktor'un el fenerinden s1zan ve holii tarayan 1:;; 1k, ar­
dma kadar ai;1k duran biiyiik on kap1ya gelince durdu. Sonra bir-

213
den, "Eleanor, Eleanor," diye seslenerek hep birlikte holii gec;ip
on kap1dan d1�an c;1ktilar. Onu anyor, c;agmyorlard1; el feneri­
nin u;ag1 durmadan etrafta geziniyordu. Eleanor kap1ya tutunup
gozlerinden ya� gelene kadar giildii. Ne aptallar, diye dii�iindii;
onlan kolayca kand1rd1k. Oyle yava�lar ki, oyle sagir ve agzrlar
ki evde pald1r kiildiir dolamp etrafa hoyratc;a bakm1yorlar. Holii
ko�arak gec;ip oyun odasma, oradan yemek salonuna girdi ve ar­
dmdan bir siirii kap1s1 olan mutfaga gec;ti. Buras1 iyi, diye dii�iin­
dii; onlan duyunca istedigim yone gidebilirim. O n hole ad1m ses­
lenerek apar topar geri dondiiklerinde hemen sundurmaya firla­
yip serin gece havasma dogru ad1m att1. S1rt1m kap1ya yaslayip
oylece durdu. Tepedeki Ev'in kiic;iik sis obekleri ayak bileklerinin
etrafinda dolamyordu. Ba�1m kaldird1 ve insanm iistiine iistiine
gelen heybetli tepelere bir bakt1. Tepelerin arasma rahatc;a yer­
le�mi�, diye dii�iindii; korunuyor ve 1sm1yor, Tepedeki Ev �ansh.

"Eleanor?" <;;o k yakmdaydilar. Eleanor sundurmada ko­


�up oturma odasma dald1. " Hugh Crain," dedi, "gelip benimle
dans eder misin?" Devasa, egik heykele reverans yapmca hey­
kelin ona bakan gozleri segirip 1�Ildad1. H eykelciklerden ve yal­
d1zh sandalyelerden kiic;iik huzmeler yans1yordu. Eleanor ken­
disini panldayarak seyreden Hugh Crain'in etrafmda ciddiyet­
le dans etti. "Pencerelerden girip c;1k1yoruz," diye �ark1 soyledi
ve dans ederken birinin ellerinden tuttugunu hissetti. "Pencere­
lerden girip c;1k1yoruz," diye �ark1 soyleyerek dans ede ede sun­
durmaya c;1k1p evin c;evresini turlad1. Evi turlay1p turlayip turla­
y1p duruyorum ve hic;biri beni goremiyor, diye dii�iindii. Gec;er­
ken mutfak kapilarmdan birine dokununca on kilometre ote­
deki Bayan Dudley uykusunda iirperdi. Eleanor ev tarafmdan
s1ms1k1 kucaklanm1�, giic;liikle zapt edilen kuleye vard1 ve gri
ta�larmm yamndan yava�c;a yiiriiyerek gec;ti. Oramn d1� yiize­
yine bile dokunmasma izin yoktu. Sonra doniip biiyiik kapmm

21 4
ei;;i ginde durdu. Kap1 yine kapahyd1 arna Eleanor elini uzatlp
kap1yi kolayca a�tl. Boylece Tepedeki Ev'e giriyorurn, diye dii­
i;; iindii ve evin sahibiyrnii;; gibi i�eri ad1rn atti. " i i;;t e buraday1rn,"
dedi yiiksek sesle. " Evi tarnarnen turlad1rn, pencerelerden girip
�1ktlrn ve dans ettirn-"

"Eleanor?" Luke'un sesiydi bu ve Eleanor, aralarmda beni ya­


kalarnasm1 en son isteyecegirn kii;;i Luke, diye diii;;iindii. Beni gor­
rnesin, diye aklmdan yalvanrcasma ge�irerek doniip koi;;tu ve kii­
tiiphaneye daldi.

Ve ii;;te buradayirn, diye diii;;iindii. Buradayirn, i�erideyirn.


i �erisi hi� soguk degildi, nefis ve keyif verici ol�iide ihkti. Kule­

ye �1kan dernir <loner rnerdiveni ve tepesindeki kii�iik kap1yi gor­


rnesine yetecek kadar aydmhkt1 da. Ayaklanmn altmdaki ta:;; ze­
rnin onu oki;; arcasma k1rn1ld1yor, Eleanor'un tabanlarma siirtii­
niiyordu. Yurnui;;ak hava her tarafma dokunuyor, sa�1m kani;;ti­
nyor, parrnaklannm arasmdan esiyor, agzma hafif bir nefes gibi
giriyordu. Eleanor done done dans ediyordu. Tai;; aslanlanrn ol­
rnayacak, diye diii;; iindii; zakkurnlanrn da olrnayacak. Tepedeki
Ev'in biiyiisiinii bozdurn ve bir i;; ekilde i�eri girdirn. Evdeyirn, ev­
deyirn, diye diii;;iindii; i;;i rndi s1ra yukan �1krnakta.

Dar dernir rnerdiveni �1krnak sarhoi;; ediciydi . . . Giderek yiik­


selrnek, done done �1krnak, ai;; ag1 bakrnak, incecik dernir tirabza­
na tutunrnak, �ok �ok altta kalan tai;; zernini gorrnek. Tirrnamr­
ken, ai;; ag1 bakarken aklma d1i;;andaki yurnui;;ac1k yei;;il �irnenler,
dalgalanan tepeler ve giizel aga�lar geldi. Yukan bakmca bu kez
aklmda Tepedeki Ev'in aga�larmm arasmdan rnuzafferce yiik­
selen kule belirdi. Hillsdale'in i�inden ve �i�ekli beyaz bir evin,
sihirli zakkurnlann, tai;; aslanlann oniinden k1vnlarak ge�en ve
Eleanor i�in dua edecek olan ufak tefek bayana kadar uzanan yo­
lun yanmda dirndik yiikseliyordu. �irndi zarnan sona erdi, diye
diii;;ii ndii; biitiin bunlar bitti, ge�rnii;;te kald1 ve o zavalh ufak te­
·
fek bayan ha.la benirn i�in dua ediyor.

215
"Eleanor!"

Bir dakikahgma onlan ammsayamad1 (ta;; aslanh evinde mi­


safiri mi olmu;;lard1? Uzun masasmda mum l§lgmda ak§am ye­
megi mi yemi;;lerdi? Onlarla handa, ;;ml ;;ml akan derenin yu­
kansmda m1 tam;;m1;;t1? Bir tanesi ye;;il bir tepeden at s1rtmda,
sancaklan dalgalanarak m1 inmi;;ti? Bir tanesi karanhkta yanm­
da m1 ko;;mu;;tu? Sonra ammsad1 ve her ;;ey yerli yerine oturdu.)
ve tirabzana tutunarak duraksad1. byle kiic;iik, oyle etkisizdiler
ki. <;ok a;;ag1daki ta;; zeminde durmu;;, onu gosteriyor ve ona ses­
leniyorlard1. Uzaktan gelen sesleri tela;;hyd1.

"Luke," dedi hatirlayarak. Onu duyabiliyor olmahlard1, c;iin­


kii konu;;tugunda susuyorlard1. "Doktor Montague," dedi. "Ba­
yan Montague. Arthur." Biraz ayn ve sessiz duran digerini amm­
sayamad1.

"Eleanor," diye seslendi Dr. Montague, "c;ok dikkatle geriye


don ve merdivenden yava;;c;a in. <;ok, c;ok yava;; hareket et, Elea­
nor. Tlrabzam hie; b1rakma. �imdi bize don ve a;;ag1 gel."

Arthur, "Bana bak," diye soze ba;;laymca Luke merdivenin di­


bine gidip yukan bakti.

"Tann a;;kma, dikkatli ol," dedi Doktor. Luke sabit bir h1zla
yukan c;1k1yordu. "Merdiven c;iiriimii;;, dunJ·dan kopmu;;."

" i kinizi birden ta;;1maz," dedi Bayan M ontague kendinden


emin bir edayla.

"Tepemize c;okerteceksiniz. Arthur, ;;uraya gee;, kapmm ya­


n1na . "

"Eleanor," diye seslendi Doktor, "geriye doniip yava;;c;a in­


meye ba;;layabilir misin?"

Eleanor'un iistiinde sadece kuleye ac;Ilan kiic;iik kapak var­


d1; tepedeki ufak, dar platformda dump kapag1 itti, ama k.imil­
datamad1. Kapaga yumruklanyla bo;;u bo;;una vururken c;Ilgm-

216
ca, ai; §Unu, ai; §Unu yoksa beni yakalayacaklar, diye dii§iindii.
Ba§Im geriye i;evirince Luke'un sabit bir h1zla, done done i;1ktig1-
m gordii. "Eleanor," dedi Luke, "knmldarna. Hareket etrne." Se­
sinde korku vard1.

Kai;arnam, diye dii§iinen Eleanor a§ag1 bakt1, bir yiizii net


gordii ve isrni aklma geldi. "Theodora," dedi.

"Nell, soyleneni yap. Liitfen."

"Theodora? Di§an i;1karn1yorurn, kapak i;ak1lrn1§."

"Tabii ki i;ak1hd1r," dedi Luke. "�ansm var ki i;akilrn1§ k1Zlrn."


Tirrnanarak ve i;ok yava§<;a ilerleyerek dar platforrna neredeyse
ula§rnI§tI. "Hii; k1rnildarnadan dur," dedi.

"Nell," dedi Theodora. "Lutjen soylediklerini yap."


"Neden?" Eleanor a§ag1 bakmca ba§ dondiiriicii yiiksekligi,
kulenin duvarlanna tutunan ve Luke'un ayaklanmn altmda sar­
silarak gerilen dernir rnerdiveni, soguk ta§ zernini, uzaktan ba­
kan solgun yiizleri gordii. "Nasil inebilirirn?" diye sordu i;aresiz­
ce. " Doktor . . . Nas1l inebilirirn?"

"Gok yava§ hareket et," dedi adam. "Luke'un soziinii dinle."

"Nell," dedi Theodora. " Korkma. Her §ey yoluna girecek, cid­
den."

"Elbette her §ey yoluna girecek," dedi Luke kasvetle. "Sade­


ce benim boynurn kmhr herhalde. S1k1 tutun Nell, platforrna ge­
liyorurn. O nden inebilesin diye yamndan gei;ecegirn ." Merdiven
i;1krnasma kar§m nefesi pek kesilrnerni§ti, arna tlrabzam tutmak
ii;in uzatt1g1 eli titriyordu ve yiizii terliydi. "Haydi," dedi serti;e.

Eleanor k1p1rdarnad1. "Bana son kez onden gitrnerni soyledi­


ginde pe§irnden gelrnerni§tin," dedi.

" Belki de seni kenardan itiversem daha iyi olur," dedi Luke.
"Yere i;akilrnam seyrederirn. �irndi akl1m ba§ma topla ve yava§i;a
hareket et, yamrndan gei;ip rnerdivenden inrneye ba§la. Ve dua et
de, " dedi hiddetle, "seni itiverrne diirtiisiine kar§I koyabileyirn."

217
Eleanor platformda uysalca yi.iriidii ve sert, ta:;;tan duvara
yaslamp Luke'un ihtiyatla yanmdan gec;mesine izin verdi. " i nme­
ye ba:;;l a," dedi Luke. " Hemen arkandan geliyorum."

Eleanor el yordam1yla inerken demir merdiven her ad1mda


tehlikeli bir :;; ekilde sars1hp g1Clrd1yordu. T1rabzandaki eline bak­
t1, s1ms1k1 tuttugu i<;in bembeyaz kesilmi:;;t i. <;1plak ayaklarma da
bakt1; son derece dikkatle ve ad1m ad1m ilerliyorlard1, ama tek­
rar a:;; ag1daki ta:;; zemine bakmad1. <;ok yava:;; in deyip duruyor­
du kendine; sanki neredeyse ayaklannm altmda egilip biikiilen
basamaklardan fazlas1m dii:;; iinmiiyordu. <;ok, c;ok, c;ok yava:;; in.
"Acele etme," dedi Luke arkasmdan. "Sakin ol Nell, korkacak bir
:;; ey yak, geldik sayihr. "

Eleanor'un altmdaki Doktor'la Theodora, dii:;; erse onu yaka­


lamak ic;in ic;giidiisel olarak kollanm ac;tilar. Eleanor bir an to­
kezleyerek ad1mm1 bo:;;luga atmca tutundugu t1rabzan sarsil­
d1 ve Theodora inleyerek merdiveni tutmaya ko:;;t u. "Sorun yak
Nell'cigim," deyip duruyordu, "sorun yak, sorun yak."

"<;ok az kald1," dedi Doktor.

Eleanor c;ok yava:;; , ad1m ad1m iniyordu ve sonunda ta:;; zemi­


ne ayak bastlgmda buna inanmakta zorland1. Arkasmdaki merdi­
ven sars1hp tangirdad1, Luke son birkac; basamaktan atlayip diiz­
giin ad1mlarla odanm obiir ucuna gitti ve bir koltuga yigild1. Ba:;; 1-
m egmi:;;ti ve hala titriyordu. Eleanor doniip yukan bakt1. Az once
iistiinde durdugu, inamlmayacak yi.ikseklikteki ve kule duvarma
yaslanm1:;; olan c;arp1k c;urpuk, sarsilan demir merdivendeki mi­
nik noktaya gozlerini dikti. Usulca, " Ko:;; arak c;1ktlm. Ta tepeye
kadar ko:;; arak <;1ktlm," dedi.

Merdivenin devrilmesi ihtimaline kar:;; 1 Arthur'la birlikte


kap1 e:;; igine s1gmm1:;; olan Bayan Montague kararhhkla one dog­
ru bir ad1m att1. "Bu gene; bayamn," dedi son derece kibarca, "bu

218
gece bize yeterince sorun c;1kard1gmda hernfikir rnisiniz? Ben
�ahsen yatag1rna geri donrnek istiyorurn, Arthur da oyle."

"Tepedeki Ev-" diye soze ba�lad1 Doktor.

"�unu soyleyeyirn, bu c;ocukc;a sac;rnahk bu gece herhangi


bir tezahiir olmas1 ihtirnalini kesinlikle yak etti. Bu sac;rna sapan
gosteriden sonra obiir diinyadaki arkada�lanrn1zm hic;birini go­
recegirni sanrn1yorurn, dolayis1yla izninizle iyi geceler dileyece­
girn - sen i�i giicii olan insanlan rol ve oyun yaparak uyand1rrna­
yacagma eminsen tabii. Arthur." Bayan Montague ofkeden titre­
yerek, adeta bir ejderha gibi h1�1rnla odadan c;1kh.

"Luke korktu," dedi Eleanor Doktor'la Theodora'ya bakarak.

"Luke kesinlikle korktu,'' dedi Luke arkasmdan. "Luke o ka­


dar korktu ki az kalsm oradan inerneyecekti. Nell, tarn bir embe­
silsin sen."

"Luke'a hak veresirn var." Doktor ho�nutsuzdu, Eleanor goz­


lerini ondan kac;ird1. Theodora'ya bakt1 ve Theodora, "Yaprnasan
olmazdz, degil mi Nell?" dedi.

"Ben iyiyirn,'' dedi Eleanor. Art1k onlara bakarn1yordu. Kendi


c;1plak ayaklanm �a�kmhkla izlerken bilincini kaybettigini, o s1ra­
da onu dernir rnerdivenden i? dirrni� olduklanm birdenbire fark
etti. Ayaklarma bakarak dii�iindii ve sonra ba�1m kald1rd1. "Kii­
tiiphaneye bir kitap alrnaya gelrni�tirn."

Bu feci durum onu rezil etrni�ti. Kahvaltida c;1t c;1krnad1. Diger­


leri gibi Eleanor'a da kahve, yurnurta ve kiic;iik ekrnekler veril­
di . Digerleri gibi kahvesini ternbel ternbel ic;rnesine, d1�anda­
ki giin 1�1g1m incelernesine, giiniin giizel gec;ecegini soylernesine
goz yurnuldu. Birkac; dakikahgma hic;bir �ey olrnarn1� gibi hisset­
ti. Luke ona rnarrnelat uzatrn1�tl, Theodora Arthur'un ba�mm iis-

21 9
tiinden ona giiliirnserni1?ti, Doktor ona giinaydm derni1?ti. Kahval­
tl bittikten, Bayan Dudley saat onda geldikten sonra konu1?rna­
dan, birbirlerini sessizce takip ederek oturrna odasma gittiler ve
Doktor 1?6rninenin oniindeki yerine gei;ti. Theodora'nm iistiinde
Eleanor'un kirrnm kazag1 vardi.

"Luke arabam getirecek," dedi Doktor usulca. Soylediklerine


kar1?m baki1?lan dii1?iinceli ve dostaneydi. "Theodora i;1kip bavu­
lunu hazirlayacak."

Eleanor k1kirdadi. "Yaparnaz ki. 0 zarnan elbisesiz kahr."

"Nell . . . " diye soze ba1?layan Theodora'nm susup goz att1g1 Ba­
yan M ontague ornuz silkerek, "odayi inceledirn. Dogal olarak.
Sizi.n neden akl1mza gelrnedi bilrniyorurn," dedi.

" i nceleyecektirn," dedi Doktor oziir dilercesine. "Arna dii1?iin-


diirn ki . . . "

"Senin sorunun bu i1?te, hep dii1?iiniiyorsun. Ben dogal olarak


odayi hernen inceledirn."

"Theodora'nm odas1m rn1?" diye sordu Luke. "Oraya bir daha


girrnek isterniyorurn ben."

Bayan Montague 1?a1?Iril111? gibiydi. "Neden isternedigini anla­


rn1yorurn," dedi. "Odada bir terslik yok."

"Girip elbiselerirne bakt1rn," dedi Theodora Doktor'a. "Ter­


ternizler."

"Odanm tozunun ahnrnas1 gerekiyor dogal olarak, ne bekli­


yordunuz ki? Siz kap1yi kilitlerseniz Bayan Dudley girernez ve . . . "

Doktor'un sesi kansmmkini bastirdi. " . . . ne kadar iizgiin ol­


dugurnu anlatarnarn," diyordu. "Yapabilecegirn herhangi bir 1?ey
varsa ... "

Eleanor giildii. "Arna gidernern ki,'' dedi nasd ai;1klayacag1m


rnerak ederek.

" Epeydir buradasm," dedi Doktor.

220
Theodora, Eleanor'a bakt1. "Elbiselerine ihtiyac1m yak," dedi
sab1rla. "Bayan Montague'niin dedigini duymadm m1? Elbisele­
rine ihtiyac1m yak ve olsayd1 bile art1k onlan giymezdim. Bura­
dan gitmen gerekiyor, Nell."

"Arna gidemem ki," dedi Eleanor. Hala giiliiyordu c;:iinkii


ac;:1klamak tamamen imkans1zd1.

"Hammefendi," dedi Luke ciddiyetle, "art1k misafirim olma­


mz1 istemiyorum."

"Belki de Arthur onu arabayla §ehre geri gotiirse iyi olacak.


Arthur onu sag salim gotiirebilir."

"Nereye gotiirebilir?" Eleanor onlara hayir dercesine kafa


sallarken o giizelim ve giir sac;:lanm yiiziinde hissetti. "Nereye go­
tiirebilir?" diye sordu mutlulukla.

"�ey," dedi Doktor, "evine tabii ki." Theodora, "Kiic;:iik evi­


ne, kendi dairene, her §eyinin bulundugu yere," deyince Eleanor
giildii.

"Dairem yak ki," dedi Theodora'ya. "Uydurdum. Ablamm


evinde, bebek odasmdaki portatif karyolada uyuyorum. Evim
yak, kendime ait bir yerim yak benim. Ablama da geri done­
mem c;:iinkii arabas1m c;:ald1m." Kendi sozlerinin bu kadar yeter­
siz olmalanna ve tarifsiz bir hiiziin ta§Imalanna giildii. "Evim
yak," dedi tekrar ve onlara umutla bakt1. "Evsizim. Diinyada
bana ait olan her §ey arabamm arka koltugundaki karton ku­
tuda duruyor. Birkac;: kitap, kiic;:iik bir k1zken sahip oldugum
baz1 §eyler, bir de annemin bana verdigi saat. Tiim mal varh­
g1m bundan ibaret. Yani goriiyorsunuz ya, beni gonderebilece­
giniz bir yer yak."

Yollara dii§ebilirim tabii, demek istedi onlara. Korkan, oylece


bakan yii zleri kar§1smdayd1 §imdi. Elbiselerimi Theodora'ya b1-
rakip yollara dii§ebilirim; yersiz yurtsuz, avare avare gezer, ma­
ceraperest bir hayat siirer ve her seferinde buraya geri donerim.

221
Kalrnama izin verrneniz daha basit, daha rnantikh ve daha rnut­
luluk verici olur, dernek istedi onlara.

"Burada kalrnak istiyorurn," dedi.

"Ablanla konu:;;tum bile," dedi Bayan Montague azarnetle.


"�unu soylerneliyirn ki, once arabayi sordu. Kaba bir insan, ona
korkrnasma gerek olrnad1g1m soyledirn. Bu k1zm ablasmm ara­
bas1m 9ahp buraya gelmesine goz yurnrnan 9ok yanh:;;t 1, John."

"Camm," diye soze ba:;;layan Dr. Montague, ellerini 9aresiz­


ce ai;arak sustu.

"Neyse, onu bekliyorlar. Ablas1 bana 9ok k1zd1, 9iinkii bugiin


tatile 91kmayi planhyorlarrn1:;; . Geri;i bana neden luzd1 anlarna­
d1rn." Bayan Montague, Eleanor'a ka:;;l anm 9atti. "Birisinin onu
sag salirn gotiiriip teslim etrnesi gerekiyor hence," dedi.

Doktor hayir anlarnmda kafa salladi. "Bu hata olur," dedi ag1r
ag1r. "Bizden birini yamna verrnek hata olur. Bu evle ilgili her
:;;eyi bir an once unutrnas1 gerekiyor, aradaki ili:;;kinin siirrnesine
izin verrnerneliyiz. Buradan uzakla:;; mca kendine gelir. Evinin yo­
lum1 bulabilir rnisin?" diye sorunca Eleanor giildii.

"Ben gidip bavulunu haz1rlayayirn," dedi Theodora. "Luke,


arabas1m kontrol edip getiriver, alti iistii bir tane bavulu var za­
ten."

"<;evresine duvar oriiliip hapsedilrni:;; . " Eleanor onlarm ta:;; ­


tan yiizlerine bakarak yine giilrneye ba:;;l adi. "<;evresine duvar
oriiliip hapsedilrni§," dedi. "Burada kalrnak istiyorurn."

Tepedeki Ev'in basarnaklannda tek s1ra halinde, kararhhk ii;inde


dizilrni:;;l erdi. Kap1yi koruyorlard1, Eleanor kafalarmm iistiinden
a:;;ag1 bakan pencereleri gorebiliyordu. Bir yanda kule ozgiivenle
beklernekteydi. Onlara sebebini a1;1klarnamn bir yolunu bulabil-

222
se hayluracakt1; ama bunun yerine eve hiiziinle giiliimsedi, ken­
di penceresine goz atti. Evin onu seyreden, keyifli ve kendinden
emin c;ehresine goz gezdirdi. Ev �imdi bekliyor, diye dii�iindii ve
ev onu bekliyordu, evi ba�ka kimse tatmin edemezdi. Doktor'a,
"Ev kalmam1 istiyor," deyince adam ona bakakaldi. Gayet vakur
bir edayla kaskat1 duruyordu, sanki Eleanor'un ev yerine kendi­
sini sec;mesini beklemekteydi. Eleanor'u buraya getirmi� ki�i ola­
rak kendinde onu geri gonderme hakk1 goriiyordu. Doktor s1rtm1
eve donmii�tii, Eleanor ona ic;tenlikle bakarak, " Uzgiiniim. Gok
iizgiiniim, gerc;ekten," dedi.

"Hillsdale'e gidersin," dedi Doktor sogukc;a. Gok �ey soyle­


mekten, belki de �efkatli veya sevecen konu�ursa Eleanor'un ka­
lacagmdan korkuyordu. Giine� tepelerin, evin, bahc;enin, c;imen­
ligin, agac;lann ve derenin iistiinde 1�1k sac;1yordu. Eleanor derin
bir soluk ahp dondii ve hepsini gordii. "Hillsdale' den doguya, 5.
Karayolu'na sap, Ashton'da 39. Karayolu'na gec;ersin, o yol seni
dosdogru evine gotiiriir. Bu, kendi giivenligin ic;in," diye ekledi
Doktor bir c;e�it tela�la, "kendi giivenligin ic;in camm, inan bana,
bunu 6ng6rseydim . . . "

"Gerc;ekten c;ok iizgiiniim," dedi Eleanor.

"Riske giremeyiz, biliyorsun, kesinlikle riske giremeyiz. He­


pinizi ne korkunc; bir riske soktugumu yeni yeni anlamaya ba�­
hyorum. �imdi..." ic; gec;irip kafas1m sallad1. " Unutmazsm, degil
mi? Hillsdale'den 5. Karayolu'na sapacaksm . . . "

"Balun." Eleanor bir dakikahgma suskun kald1. Onlara duru­


mu oldugu gibi anlatmak istiyordu. " Korkmuyordum," dedi so­
nunda. "Gerc;ekten korkmuyordum. �imdi iyiyim. Ben . . . Mutluy­
dum." Doktor'a ic;tenlikle bakti. "Mutluydum. Ne diyecegimi bi­
lemiyorum," dedi yine aglayacagmdan korkarak. "Buradan git­
mek istemiyorum."

223
"Belki ileride tekrar gelirsin," dedi Doktor sert<;e. "Bu riski
gaze alamayacag1m!Zl anlanuyor musun?"
Eleanor duraksadi. "Benim i<;in dua eden biri var," dedi ap­
talca. "<;ok eskiden tam�tlg1m bir bayan."

Doktor'un sesi kibard1, ama ayag1m sabirs1zca pat pat vuru­


yordu. "Biitiin bunlan <;abucak unutursun," dedi. "Tepedeki Ev'le
ilgili her �eyi unutmahsm. Seni buraya getirmem biiyiik hataydi."

"Ne kadar zamandir buradayiz?" diye sordu Eleanor birden.


"Bir haftayi biraz ge<;ti. Neden sordun?"

"Hayatimda ilk kez burada bir �eyler ya�ad1m. Ho�uma gitti."

" i �te," dedi Doktor, "tam da bu yiizden boyle apar topar gi-
diyorsun."

Eleanor gozlerini kapatlp i<; ge<;irdi; evi hissediyor, duyuyor


ve kokusunu ahyordu. Mutfagm ardmdaki <;i<;ek a<;m1� <;ahhk yo­
gun bir rayiha yaymaktayd1 ve deredeki su, ta�larm iizerinden ge­
<;erken i�ild1yordu. <;ok uzakta, iist katta, belki de <;ocuk odasmda
hafif bir riizgar yerde done done gezinip tozlan havalandird1. Kii­
tiiphanedeki demir merdiven salland1 ve Hugh Crain'in mermer
gozleri panldadi. Theodora'nm san gomlegi lekesiz ve diizgiince
asilm1�tl. Bayan Dudley be� ki�ilik ogle yemegi sofrasm1 hazirh­
yordu. Tepedeki Ev kibirle ve sabirla seyrediyordu. "Gitmeyece­
gim," dedi Eleanor yiiksek pencerelere.

"Gideceksin,'' dedi Doktor, nihayet sabirs1zhg1m belli ederek.


"Hemen �imdi."

Eleanor giilerek dondii, elini uzatti. "Luke," deyince Luke


ona sessizce yakla�tl. "Diin gece beni a�ag1 indirdigin i<;in sag ol,"
dedi Eleanor. "Yanh� davrand1m. Bunu art1k biliyorum. Sen <;ok
cesurdun."

"Sahiden de oyleydim,'' dedi Luke. "Hayatzmda hi<; oyle ce­


surca davranmam1�tlm. Ve gitmene seviniyorum Nell, <;iinkii bir
daha asla oyle bir �ey yapmam."

224
"Eh, bana oyle geliyor ki," dedi Bayan Montague, "madem gi­
diyorsun, art1k gitsen iyi olur. Vedala§malara itiraz1m yak, ger­
c;i §ahsen hepinizin burayi abartt1gmIZI dii§iiniiyorum, ama sen
gitmen gerektigini biliyorken bizim burada dump tartI§maktan
daha onemli i§lerimiz var bence. Yolun uzun ve ablan tatile 91k­
mayi bekliyor."

Arthur ba§iyla onayladI. "Gozii ya§h vedalar," dedi. "Ben §ah­


sen hazzetmem."

Uzakta, oturma odasmda, §Ominedeki kiiller usulca dii§tii.


"John," dedi Bayan M ontague, "Arthur'un k1za e§lik etmesi daha
iyi olabilir ... "

"Hayir, " dedi Doktor kararhhkla. "Eleanor'un geldigi gibi git­


mesi gerekiyor."

"Peki, gec;irdigim harika zaman ic;in kime te§ekkiir edeyim?"


diye sordu Eleanor.

Doktor onu kolundan tuttu, diger yamna Luke gec;ti ve birlik­


te Eleanor'u arabasma gotiiriip kap1yi ac;tilar. Karton kutu ha.Ia
arka koltuktayd1, bavulu yerdeydi, ceketiyle el 9antas1 on koltuk­
taydilar. Luke motoru c;ah§Ir durumda b1rakm1§tI. "Doktor," dedi
Eleanor ona tutunarak. "Doktor."

" U zgiiniim," dedi adam. "Gille gille."

"Arabayi dikkatli kullan," dedi Luke kibarca.

"Beni boyle gonderemezsiniz," dedi Eleanor 91lgmca. "Beni


buraya siz getirdiniz."
"�imdi de seni gonderiyorum," dedi Doktor. "Seni unutma­
yacag1z Eleanor. Arna §imdi senin ic;in onemli olan tek §ey Tepe­
deki Ev'i ve hepimizi unutman. Gille gille."

Bayan Montague sert bir sesle basamaklardan "Gille giile,"


diye seslendi. Arthur da, "Gille gille, iyi yolculuklar," dedi.

Sonra Eleanor, eli arabamn kap1smdayken durup dondii.


"Theo?" deyince Theodora basamaklardan inip ona ko§tu.

225
" Benimle vedala;;mayacaksm sand1m," dedi. "Ah, Nell, Nell . . .
Mutlu ol, liitfen mutlu ol. Beni unutma, ileride her ;;ey gen;ekten
tekrar yoluna girer, bana mektup yazarsm, ben de yamt yaza­
nm, birbirimizi ziyaret ederiz, Tepedeki Ev'de yapt1g1m1z, gordii­
giimiiz ve duydugumuz 91lgmca ;;eylerden bahsederek egleniriz . . .
Ah, Nellie! Benimle vedala;;mayacaksm sand1m."
" Ho;;9a kal," dedi Eleanor ona.
Urkek9e, "Nellie," diyen Theodora elini uzat1p Eleanor'un ya­

nagma dokundu. "Baksana . . . Belki bir giin burada tekrar bulu;;u­


ruz? Ve dere kenannda piknigimizi yapanz? Piknigimizi yapma­
d1k," dedi Doktor'a ve adam Eleanor' a bakarak kafas1m salladi.

" Ho;;9a kahn, " dedi Eleanor Bayan Montague'ye, "ho;;9a kal
Arthur. Ho;;9a kahn Doktor. Umanm kitabm1z 9ok ba;;anh olur.
Luke, " dedi, "ho;;9a kal. Hepiniz ho;;9a kalm."

"Nell," dedi Theodora, "liitfen dikkatli ol. "

"Ho;;9a kal," diyen Eleanor usulca arabaya bindi. i 9erisi ya­


banc1 ve rahats1z gelmi;;ti; Tepedeki Ev'in konforuna 9oktan ah;;­
m1;;1m, diye dii;;iindii ve arabanm penceresinden elini 91kanp sal­
lamayi akil etti. " Ho;;9a kahn," diye seslendi. Hayatmda, 'ho;;9a
kahn, ho;;9a kahn'dan ba;;ka soyleyecek bir lafi olup olmad1g1m
merak ediyordu. El frenini beceriksizce indirdi ve arabayi yava;;-
9a hareket ettirdi.

Ona gorev bilinciyle el sallayarak kar;;1hk verdiler. Oylece


durmu;; seyrediyorlardi. Bah9e yolunda gozden kaybolana kadar
beni seyredecekler, diye dii;;iindii. Gozden kaybolana kadar beni
seyretmeleri kibarhk olur; evet, i;;te gidiyorum. Sevgililer kavu;;­
tu mu yolculuklar sonlamr. Arna gitmeyecegim diye dii;;iindii ve
kahkaha attl; Tepedeki Ev onlara benzemez, Tepedeki Ev kal­
mam1 istiyorsa s1rf git demekle beni gonderemezler. "Git Elea­
nor," dedi yiiksek sesle, ;;ark1 soylercesine. "Git Eleanor, seni ar­
t1k istemiyoruz, seni evimizde istemiyoruz, git Eleanor, burada

226
kalarnazsm. Arna kalabilirirn," diye §ark1 si::iyledi, "arna kalabili­
rirn, burada kurallan onlar koyrnuyorlar. Beni kovarnazlar, d1§­
layarnazlar, bana gi.ilernezler ve benden gizlenernezler. Gitrneye­
cegirn, Tepedeki Ev bana ait."

Birden akhna parlak bir fikir geldigini dii§iinerek gaz pedah­


na sertc;e basti. Bu sefer beni yakalayacak kadar h1zh ko§arnazlar,
diye dii§iindii; arna art1k anlarnaya ba§larn1§lard1r. O nce kirn fark
edecek acaba? Biiyiik ihtirnalle Luke. �irndi seslendiklerini duya­
biliyorurn, diye dii§iindii; Tepedeki Ev'den di§anya ko§arken c;1-
kard1klan hafif ayak seslerini ve giderek yakla§an tepelerin yu­
rnu§ak seslerini duyabiliyorurn. Gerc;ekten yap1yorurn, dedi ken­
dine direksiyonu kmp arabayi bahc;e yolunun virajmdaki biiyiik
agaca dosdogru siirerek; gerc;ekten yap1yorurn, bunu tek ba§1rna
yap1yorurn, §irndi, sonunda, bu benirn, bunu gerc;ekten, gerc;ek­
ten, gerc;ekten tek ba§irna yap1yorurn.

Arabamn agaca c;arprnasmdan i::i nceki o sonsuz, sarsmt1-


h anda net bir §ekilde §Unu dii§iindii: Bunu neden yap1yorurn?
Bunu neden yap1yorurn? Beni neden durdurrnuyorlar?

Bayan Sanderson, Dr. Montague'yle ekibinin Tepedeki Ev'den


aynld1klanm duyunca c;ok rahatlad1 ve ailenin avukatma, Dr.
Montague'niin kalrnak istedigine dair bir ibare gi::i riirse onlan ev­
den zorla c;1kartacagm1 si::iyledi. Theodora'mn sakinle§rni§ ve pi§­
rnan olrnu§ ev arkada§l onun erken di::i nrnesine c;ok sevindi. Luke,
Paris'e, teyzesinin bir siire kalrnasm1 cam gi::i ni.ilden istedigi yere
gitti. Dr. Montague, Tepedeki Ev'deki psi§ik fenornenleri analiz
eden kabataslak rnakalesinin soguk bic;irnde, hatta neredeyse kii­
c;iirnserneyle kar§ilanrnasmdan sonra nihayet akadernik ugra§­
lardan vazgec;ti. Ak1l saghg1 yerinde olrnayan Tepedeki Ev, tepe-

227
lerin kaqnsmda tek ba§ma yiikseliyor ve karanhg1 ic;inde tutuyor­
du; seksen senedir boyleydi bu, bir seksen sene daha durabilir­
di. Duvarlan dimdik yiikseliyordu, tuglalan diizgiince yan yana
dizilmi§ti, d6§emeleri saglamd1 ve kapilan sagduyulu bir §ekilde
kapatilmi§tl. Sessizlik, Tepedeki Ev'in tahtalanyla ta§lanmn iis­
tiinde muntazaman uzamyordu ve orada gezinen her ne ise, tek
ba§maydi.

228
"Shirley Jackson'm dunyas1 urkutiicu ve unutulmaz."
-A.M. Homes

"Kammz1 donduruyor, ttiylerinizi urpertiyor."


- The New York Times Book Review

"Gelmi§ gecmi§ en iyi perili ev oykusu."


- The Wall Street Journal

Amerikan edebiyat1inn efsanevi yazarlarmdan biri olan Shirley Jackson'dan


zamammn otesinde bir klasik: Tepedeki Ev. Hayata dair tir.kiitticti detaylara ilgisi,
insan ruhunun kuytularma teklifsizce girebilmesi ve okurun zihnini ustaca ele
gecirmesiyle tamnan Jackson, Tepedeki Ev'le delilik ve deh9etin karanhk koklerine
iniyor.

Tepedeki Ev'e attlan ilk adimdan itibaren bastmlmi9 ttim duygular yava9 yava9 su
yiiztine pkiyor. Perili oldugu soylenen bir evde iddialan ara9tirmak icin bulunan
ki9ilerin kesi9en ya9amlan bu garip tecrtibeyle §ekilleniyorve onlan hie uinmadiklan
bir noktaya getiriyor. Evin suretindeki karanlik, boylesi tuhaf bir gorev icin evde
kalan grubun uyelerini beklenmedik bieimlerde etkiliyor.

Algimn tuzaklan hie bu kadar olas1, bu kadar gereek anlattlmam19ti.

Buras1 Tepedeki Ev. . . Burada her §ey biraz carpik. biraz tuhaf.
Buras1 tekin bir yer degil.
BURAS I SENiN Zi HNiN.
TEHLiKEDESiN.

II 1 11 I I
ISBN 978-605-5903-275
. ..
2'�
#
! ..,
(' '
'
'-.,( ll I " '-.,( ll I (, \
9 78605 5 903275

You might also like