Professional Documents
Culture Documents
190602053 Nihat Öztürk
190602053 Nihat Öztürk
Özgürlüğü
Giriş
İletişim özgürlüğü, genellikle ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü ve bilgiye erişim hakkı gibi
unsurları içerir. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 19. maddesi, bu
özgürlüğün temelini oluşturarak, "Herkesin düşünce ve ifade özgürlüğüne hakkı vardır; bu
hak, kanaat edinme ve bilgi ve düşünceleri her türlü vasıta ile ve hudut tanımaksızın
araştırma, elde etme ve yayma serbestliğini gerektirir" şeklinde tanımlanmıştır (United
Nations, 1948). İletişim özgürlüğü, bireylerin demokratik süreçlere katılımını, bilgi edinme
hakkını ve kamuoyunun oluşumunu destekler.
Örnekler ve Vakalar
Çin, iletişim özgürlüğünün ciddi şekilde kısıtlandığı bir ülkedir. Çin hükümeti, internet ve
medya üzerindeki sıkı kontrolüyle bilinmektedir. Örneğin, Çin'de "Büyük Güvenlik Duvarı"
olarak bilinen internet sansürü, belirli web sitelerine ve sosyal medya platformlarına erişimi
engeller. Bu durum, hükümetin politikalarını eleştiren içeriklerin yayılmasını zorlaştırır ve
toplumsal denetim mekanizmalarını zayıflatır (King, Pan & Roberts, 2013). Çin'de medya
kuruluşları, genellikle hükümet kontrolündedir ve sansür uygulamaları sıkça görülür. Bu
kısıtlamalar, toplumsal sorunların kamuoyu tarafından fark edilmesini ve tartışılmasını
engelleyerek denetim mekanizmalarının etkinliğini azaltır.
Türkiye, son yıllarda iletişim özgürlüğü konusunda çeşitli zorluklarla karşı karşıya kalmıştır.
Özellikle 2016 darbe girişiminin ardından, birçok gazeteci tutuklanmış ve medya kuruluşları
kapatılmıştır (Human Rights Watch, 2017). Bu durum, hükümetin politikalarını eleştiren
seslerin susturulmasına yol açmış ve toplumsal denetim mekanizmalarını zayıflatmıştır.
Örneğin, Türkiye'de sosyal medya platformlarına erişim zaman zaman engellenmekte ve
hükümetin sansür uygulamaları nedeniyle bilgi akışı kesintiye uğramaktadır. Bu kısıtlamalar,
toplumsal denetimin etkin bir şekilde işlemesini zorlaştırmaktadır.
Sosyal medya, bireylerin ve grupların geniş kitlelere ulaşmasını sağlayarak toplumsal denetim
işlevini güçlendirir. Ancak, sosyal medya platformları aynı zamanda dezenformasyon ve
yanlış bilgi yayılımına da olanak tanır. Örneğin, COVID-19 pandemisi sırasında sosyal
medyada yayılan yanlış bilgiler, toplum sağlığını olumsuz etkileyerek toplumsal denetim
süreçlerini zorlaştırmıştır (Pennycook et al., 2020). Bu nedenle, sosyal medya platformlarının
denetimi ve bilgi doğrulama mekanizmalarının geliştirilmesi, iletişim özgürlüğünün toplumsal
denetim açısından etkin bir şekilde işlemesi için önemlidir.
İletişim özgürlüğünün korunması ve toplumsal denetimin etkin bir şekilde işlemesi için
hukuki ve etik çerçeveler gereklidir. Uluslararası anlaşmalar, ulusal yasalar ve etik ilkeler,
iletişim özgürlüğünü ve denetim mekanizmalarını destekler. Örneğin, Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi'nin 10. maddesi, ifade özgürlüğünü güvence altına alır ve bu özgürlüğün
sınırlandırılabileceği durumları belirler (European Court of Human Rights, 1950). Aynı
zamanda, medya etik kuralları, gazetecilerin doğru ve tarafsız bilgi sunmasını teşvik eder.
İletişim özgürlüğü, demokratik süreçlerin sağlıklı işleyişi için temel bir unsur olarak kabul
edilir. Bu özgürlük, bireylerin bilgiye erişimini ve farklı düşünceleri ifade etme özgürlüğünü
içerir. Demokratik bir toplumda, çeşitlilik ve serbest tartışma ortamı, karar alma süreçlerinin
daha sağlıklı ve adil bir şekilde gerçekleşmesini sağlar. İletişim özgürlüğü, bu çeşitliliği ve
tartışma ortamını koruyarak toplumsal denetimin etkin bir şekilde işlemesine katkı sağlar.
Sonuç olarak, iletişim özgürlüğü, demokratik süreçlerin sağlıklı işleyişi için vazgeçilmez bir
unsurdur. Bu özgürlük, bireylerin bilgiye erişimini sağlayarak ve farklı görüşleri ifade etme
özgürlüğünü koruyarak toplumsal denetimin etkinliğini artırır. Ancak, iletişim özgürlüğünün
korunması için sürekli çaba gösterilmeli ve iletişim teknolojilerinin etkileri dikkatle
değerlendirilmelidir.
Sonuç
İletişim özgürlüğü, toplumsal denetim açısından hayati bir öneme sahiptir. Bu özgürlüğün
korunması, demokratik toplumların şeffaflık, hesap verebilirlik ve katılım gibi temel
değerlerinin sürdürülmesini sağlar. Çin, ABD ve Türkiye örnekleri, iletişim özgürlüğünün
toplumsal denetim üzerindeki etkilerini ve bu özgürlüğün kısıtlanmasının yol açabileceği
sorunları göstermektedir. İletişim teknolojileri ve sosyal medyanın rolü, bilgiye erişim ve
paylaşım süreçlerini dönüştürerek toplumsal denetimi güçlendirirken, dezenformasyon gibi
yeni zorlukları da beraberinde getirmektedir. Bu nedenle, hukuki ve etik çerçevelerle
desteklenen bir iletişim özgürlüğü anlayışı, toplumsal denetimin etkin bir şekilde işlemesi için
gereklidir
Kaynakça
Bernstein, C., & Woodward, B. (1974). *All the President's Men*. Simon and Schuster.
Howard, P. N., & Hussain, M. M. (2011). The Role of Digital Media. *Journal of
Democracy*, 22(3), 35-48.
King, G., Pan, J., & Roberts, M. E. (2013). How Censorship in China Allows Government
Criticism but Silences Collective Expression. *American Political Science Review*, 107(2),
326-343.
Pennycook, G., McPhetres, J., Zhang, Y., Lu, J. G., & Rand, D. G. (2020). Fighting COVID-
19 Misinformation on Social Media: Experimental Evidence for a Scalable Accuracy-nudge
Intervention. *Psychological Science*, 31(7), 770-780.