Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 46

MATERNAL FİZYOLOJİ

Prof. Dr. KAZIM GEZGİNÇ


Necmettin Erbakan Üniversitesi
Meram Tıp Fakültesi
Kadın Hastalıkları ve Doğum ABD
• Annede gebelik sırasında implantasyonla
başlayıp doğuma kadar devam eden
vücuttaki tüm sistemleri kapsayan
– anatomik,
– biyokimyasal,
– fizyolojik ve psikolojik değişiklikler olur
• Bu değişikliklerin başlıca 3 hedefi vardır
– Anneyi doğuma hazırlamak
– Annede fetüsün ihtiyaçlarını karşılayacak
değişiklikleri yapmak
– Fetüsü doğuma kadar beslemek, barındırmak
ve korumaktır
• Bu değişiklikler sonucu gelişen bulgu ve
belirtiler tamamen fizyolojiktir, hastalıklarla
karıştırılmamalıdır
• Diğer taraftan annede mevcut hastalık
gebeliğe bağlı fizyolojik değişiklikler
nedeni ile ağırlaşabilir
• Meydana gelen fizyolojik değişiklikler
doğumdan sonraki ilk 6–8 hafta sonunda
gebelik öncesi döneme döner
• Deri
• Genital organlar
• Meme
• Kardiyovasküler
• Solunum sistemi
• Üriner sistem
• Gastrointestinal sistem
• Kas-İskelet sistemi
• Oftalmolojik
• Hematolojik ve İmmunolojik
• Endokrinolojik
• Metabolik
Dermatolojik değişiklikler
• Pigmentasyon değişiklikleri
– Pigmentasyon artışı (%90)
– Nevuslarda büyüme ve renginde koyulaşma
– Linea nigra
– Kolezma (melazma)
• Vasküler değişiklikler
– Ayak bileği ve kalçada telenjiyektaziler
– Spider hemanjiyom
– Palmar eritem
• Kollejen doku değişiklikleri
– Stria gravidarum
– Skin tag (Et benleri)
• Vücut kıllarında artış
• Diastasis rekti
Genital organ değişiklikleri
• Vulvar değişikler
– Yumuşama
– Pigmentasyon artışı
– Variköz gelişimler
• Vajinal değişiklikler
– Damarlanma artışı (Chadwick belirtisi)
– Asidite artışı
– Mukoid akıntı görülebilir
• Servikal değişiklikler
– Damarlanma artışı (Chadwick belirtisi)
– Endoservikal glandlarda hipertrofi
– Servikal kanalda mukus plak (nişan belirtisi)
– Fizyolojik ektropiyon
• Uterin değişiklikler
– Boyut artar (12-16 GH pelvisten çıkar)
– Ağırlık artışı (60-80 gr 900-1100 gr)
– Hacim artışı (10 ml 5 lt)
– Duvar incelmesi (en fazla fundus)
– Yumuşama görülür (Hegar belirtisi)
– Psicacek belirtisi (plasentanın yerleştiği yerde duvarın
daha yumuşak ve dışa doğru kavisli olması)
– Dekstrorotasyon görülür
– Düzensiz kasılmalar (Braxton-Hicks)
– Uteroplesantal kan akımında artış
• Tubal ve overyal değişiklikler
– Muskuler hipertrofi
– Stromal desidüalizasyon
– Korpus luteum fonksiyon artışı (7-12 hafta)
– Luteoma oluşumu
– Overyal desidüalizasyon
Meme değişiklikleri
• Pigmentasyon artışı
• Hassasiyet artışı
• Alveolar hipertrofi
• Montgomery çıkıntıları (sebase bezler)
• Kolostrum oluşumu (2. trimester)
Kardiyovasküler sistem değişiklikleri
• Anatomik Değişiklikler
– Miyokardiyal hipertrofi olur
– Miyokardiyal kontraktilite artar
– Diyaframın uterus tarafından yukarı doğru
itilmesi nedeni ile kalp yukarı doğru yer
değiştirir ve apex 15° sola ve öne döner
– Sağ ve sol ventrikulde end-diyastolik boyutlar
2. ve 3. trimesterlerde artar
– Perikardiyal effuzyon görülür
• Kalp Seslerindeki Değişiklikler
– 1. kalp sesi şiddetlenir ve çiftleşme artar
– 2. kalp sesinde değişiklik olmaz
– 3. kalp sesi gebelik ortasında 90% gebede
duyulur
– 4.kalp sesi 5%’den az gebede duyulur
• Üfürümler
– Sistolik üfürümler;
• Ejeksiyon üfürümleri; erken ve mid-sistolik üfürümlerdir. Fazla
miktarda kanın normal yapıdaki kapaklardan geçmesi sonucu
oluşurlar.
• Mamarian sufl; geç gebelik ve erken lohusalık döneminde 2.,
3., ve 4. interkostal aralıklarda Mamarian damarlarda kan
akımını artmasına bağlı olarak duyulur
– Diyastolik üfürümler;
• Nadir olarak duyulurlar ve ileri değerlendirme gerektirirler
• EKG Değişiklikleri
– Kalp pozisyonunda meydana gelen
değişikliğe bağlı olarak gelişir
– Sola doğru 15° aks sapması
– 3. derivasyonda T dalgasında düzleşme
– Prekordiyal ve ekstremite derivasyonlarında
ST çökmesi
• Kardiyak Debi Değişiklikleri
– Kardiyak debi; kalp atım hacmi ile kalp dakika atım sayısının
çarpımıdır
– Kalp debisi; artış ilk trimesterden başlar ve 32. gebelik haftasına
kadar devam eder, sonra terme kadar plato çizer. Bu artış tüm
gebelik boyunca normal debinin 30–50% kadardır.
– Kalp debisindeki yükseklik postpartum 12. haftaya kadar devam
eder
– Kalp debisindeki artışın 50%’si ilk 8 haftada gerçekleşir
– Kalp atım hacmi gebeliğin erken döneminde artar, sonra sabit
kalır
– Kalp atım hızı 5. gebelik haftasında artmaya başlar ve 32.
haftada 15-20atım/dakika ile doruk düzeye ulaşır.
• Kan Basınç Değişiklikleri
– Oturur pozisyonda veya ayakta iken gebelik öncesine göre
sistolik ve diyastolik kan basınçlarında hafif bir düşüş olur
– Sol yan yatar pozisyonda hem sistolik hem de diyastolik kan
basıncı ayakta ve oturur pozisyonlardan 10mmHg daha
düşüktür, bu düşüklük gebeliğin 28–32. haftalarında en düşük
düzeydedir.
– Kan basıncı 3. trimesterde normale dönmeye başlar ve 40.
gebelik haftası civarında gebelik öncesi döneme ulaşır
– Gebede çarpıntı, soğuk terleme, fenalık hissi, bulantı ile ortaya
çıkan supin hipotansif sendrom’u görülebilir
– Kan basıncı düşüklüğü progesteronun damar düz kası üzerine
yaptığı relaksasyona bağlıdır
Solunum sistemi değişiklikleri
• Anatomik ve mekanik değişiklikler
– Kostal açılar %50 genişler
– Diafragma yükselir
– Göğüs çapı ve çevresi
– Doruk inspiryum ve ekspiryum basınç değişmez
– Karın içi basıncı artar. Karın kasları tonuslarını
kaybederler ve gebelik sırasında daha az aktiftirler.
Solunum diafragmatik tipe döner.
– Üst solunum yollarında damarlanma artar,
mukozalarda ödem ve hiperemi gelişir (burun
kanamaları ve gürültülü solunum)
• Akciğer hacmi
– Solunum hızı değişmez
– İlk trimesterde tidal volümde (inspiryum ve ekspiryum
sırasında değişen hava miktarı) 40 artış olur ve tüm
gebelik boyunca devam eder
– Ekspiratuar rezerv volüm; zorlu bir eksprium ile
akciğerlerden dışarı atılan hava miktarı %15 azalır
– Reziduel volüm; zorlu eksprium sonrası akciğerlerde
kalan hava hacmi % 20 azalır
– İnspratuar rezerv volüm; zorlu bir insprium ile
akciğerlere alınan hava miktarı değişmez
– Vital kapasite ( insprituar reserv volüm + tidal volüm +
eksprituar reserv volüm ) değişmez
– İşlevsel residuel volümdeki (Ekspratuar rezerv volüm
+ reziduel volüm ) azalmaya bağlı olarak toplam
akciğer hacmi % 5 ( 500 cc ) azalır
• Solunum fonksiyonları
• Oksijen tüketimi %20 artar.
• Dakika ventilasyon; bir dakikada solunan hava
miktarı %40 artar
• Alveolar-endotelyal membrandan gaz geçişi
düşer
• Bu değişikliklere rağmen gebelerin %50’si 20.
gebelik haftası civarında, %75’i ise 31. gebelik
haftası civarında solunum zorluğundan yakınır
Üriner sistem değişiklikleri
• Anatomik değişiklikler
– Böbrek boyu 1-1.5 cm uzar.
– Üreterler ve kalikslerde dilatasyon gelişir
– Sağ üreter sol üreterden daha fazla dilate olur. Nedenleri;
• Sağ over ven peksusu
• Uterusun dextrorotasyonu
• Progesteron olarak düşünülmektedir.
– Bu dilatasyon ölü boşluk oluşmasına ve dolayısıyla üriner sistem
enfeksiyonlarına yatkınlığa neden olmaktadır.
– Mesane basıncı ilk trimesterden terme kadar 2 katı artar ve
mesane kapasitesi azalır.
– Üretranın işlevsel boyu ve kapanma basıncı %20 artar. Amaç
üriner inkontinansı önlemektir. Buna rağmen gebelerin % 70’inde
farklı derecelerde üriner inkontinans saptanır
• Böbrek işlevlerindeki değişiklikler
– Etkili renal plazma akımı ( ERPF ) %50 artar.
– Glomeruler filtrasyon hızı ( GFR ) ilk trimesterde %50
oranında artar.
– Kreatinin klirensi ( glumeruller ve tubullerden atılan
kreatin düzeyi ) ilk trimesterde % 50 artar
– Filtrasyon fraksiyonu ( GFR/ ERPF ) gebelikte azalır.
– Serum kreatinin ve üre düzeyleri GFR artışına bağlı
olarak azalır
– Plazma renin aktivitesi 5–10 kez artar
– Angiotensin düzeyleri 4–5 misli artar. Ancak damar
duvarlarında angiotensin reseptör sayısı azaldığı için
damarların anjiotensine duyarlılığı azalmıştır.
– Atrial natriüretik peptid ( ANP ) salgısı 2 katına çıkar
– Aldosteron düzeyi artar
– Sodyumun yeniden emilimi aldosteron, deoksikortizon
ve östrojen etkisi ile artar
– Deoksikortizon ( DOC ) plazma düzeyi progesteronun
periferik dönüşümünden dolayı artar.
– Glikozüri gebelikte sık görülür
– Böbreklerden aminoasid atılımı artar
– Folat ve vitamin B12 atılımı artar
Gastrointestinal değişiklikler
• Bulantı-kusma erken gebelikte ortaya
çıkar. Gonadotropin artışına paraleldir

• İlk trimester sonlarında nedeni bilinmeyen


iştah artışı birçok gebe tarafından
tanımlanmaktadır
• Ağız ve dişler
– Diş etleri hiperemiktir ve damarlanma artışı
görülür (epulis)
– Tükrük miktarı değişmez.
– Gebelikte çürük oluşumu veya ilerlemesi
görülmez
• Özefagus ve mide
– Progesteron etkisi ile relaksasyon meydana gelir.
Böylece özefagus içi basınç düşer, peristaltik
hareketlerin şiddeti ve sıklığı azalır
– Gebelikte intragastrik basınç artar buna bağlı olarak
gastrik reflü gelişir
– Mide boşalması gecikir
– 1. ve 2. trimesterlerde gastrik asid yapımı azalırken 3.
trimesterde asid salgısı artar
– Midede mukus salgısı artar
– Motilin hormonunun serum düzeyi %50 azalır
– Serum pepsin düzeyleri 1 ve 2. trimesterlerde azalır,
3. trimesterde normale döner
• Karaciğer
– Artan östrojene bağlı olarak palmar eritem ve spider
anjiomalar ortaya çıkar
– Serum albumin düzeyi azalır
– Serum alakali fosfataz düzeyi artar
– Seks hormonu, tiroid hormonu, D vitamini ve
kortikosteroid hormonu bağlayan globulinlerin yapımı
artar
– Serum bilirubin, AST, ALT, protrombin düzeyleri
değişmez
– Serüloplazmin ve kolesterol düzeyleri artar
• Safra kesesi
– Açlık ve rezidüel hacmi artar, hareketi azalır.
– Gebelikte safra taşı oluşum riskini arttıran değişiklikler;
• Safra asidi miktarında artış
• Kenodeoksikolik asid oranında azalma
• Safra asid oranında artış
• Barsaklar
– Tonus ve hareket azalır. Mideden çekuma geçiş zamanı uzar
– Kalsiyum ve demir emilimi artar
– Kolondan su emilimi artar ve kabızlığın ortaya çıkmasına neden
olur.
– Kabızlık ve venöz dilatasyon hemoroid oluşumu ile sonuçlanır
Kas-İskelet sistem değişiklikleri
• Lordoz artışı
• Sakral ve pubik eklemlerde mobilite artışı
• Üst ekstremitelerde hissizlik, zayıflık ve ağrı
• Ellerde ağrı ve uyuşma hissi
• Simfisiz pubiste 1 cm’ye varan açılma
• Erken safhada kemik dönüşümünde azalma,
sona doğru normalleşme
• Kemik mineral yoğunluğunda azalma
Oftalmolojik değişiklikler
• Vitröz sıvının azalmasına bağlı göz içi
basınçta düşme
• Glukomlularda düzelme
• Korneal kalınlık artar, duyarlılık azalır
• Korneal hafif ödem gelişmi
• Korneal Krukenberg iğcikleri
• Görüş alanı değişmez
Hematolojik ve İmmunolojik
değişiklikler
• Fetüsün büyümesi ve annenin KVS oksijen
gereksinimi için
– Plazma hacmi %40-50 artar (32. haftaya kadar)
– Eritrosit hacmi %20-30 artar (terme kadar)
– Fizyolojik anemi gelişir (hemodilusyonel)
– Doğumdan 3 hafta sonra normale döner
• Lökosit sayısı artar
– İlk trimesterde 3000-15 000/mm3 (9500/mm3)
– 2. ve 3. trimesterde 6000-16 000/mm3 (10 500/mm3)
– Doğumda 20 000-30 000/mm3
– Doğumdan 6 hafta sonra normale döner
• Lenfosit, eozinofil, monosit ve bazofil
sayıları değişmez
• Trombosit sayısı yaşam sürelerinin
kısalmasına bağlı olarak düşer fakat
gebelik öncesi değerlerin altına düşmez
• Trombositlerdeki düşüşe bağlı olarak β-
tromboglobulin plazma düzeyi artar
• Ortalama trombosit sayısı 35. haftadan
sonra 260 000/mm3 e düşer.
• Gebelikte pıhtılaşma faktörleri
– Faktör VII, VIII, XI, X ve fibrinojenin karaciğerde yapımı artar
– Faktör II ( protrombin ), V ve XII değişmez
– Faktör XI ve XIII çok az düşer
– fibrinojen değeri - gebelikte 400–500 mg/dl ‘ye yükselir
– Fibrinojenin artışı fibrin ve eritrosit sedimentasyon hızının
artışına neden olur.
– Fibrinolitik aktivitedeki azalma ve pıhlıtaşma faktörlerindeki
artış sonucu gebelikte pıhtılaşmaya eğilim artar
– Bu değişiklik artan plazma hacmi ile birlikte gebeyi doğumda
oluşabilecek ani fazla miktarda kanamaya karşı koruma
amaçlıdır
• Gebelikte aktive parsiyel tromboplastin zamanı ( aPTT )
ve protrombin zamanı ( PT ) düşer
• Plasentadaki tromboplastin 12 saniye içinde pıhtı
oluşumunu sağlar
• Karaciğerde yapılan ve güçlü bir pıhtılaşma faktörü
inhibitürü olan Antitrombin III düzeyi doğumda azalır,
ancak doğumdan hemen sonra artar
• Plasentadan salgılanan fibrinolitik inhibitorler nedeni ile
plasma fibrinoliz ve plasmin aktivitesi azalmıştır.
Plasentanın atılmasını takiben aktivite normale döner.
• Peripartum kan hacim değişiklikleri
– Kan kaybı vajinal doğum sonrası 500ml, sezaryen
sonrası ile 1000ml’dir.
– Gebelik sırasında meydana gelen kan hacmindeki
artış, doğum sırası veya sonrasında oluşan toplam
kan hacminin %25’ine kadar kayıpları karşılayabilir
– Doğum öncesi hemoglobin düzeyi 12g/dL olan bir
gebe hemoglobin düzeyinde düşüş olmaksızın
1000ml kan kaybını tolere edebilir
– Doğumdan sonraki ilk 5 gün içinde hemoglobin
düzeyinde meydana gelen ciddi düşüş; ya gebelik
sırasında eritrosit düzeyinde yetersiz artış veya
doğumda fazla kanama sonucu gelişir
Endokrin sistem ve Metabolizma
değişiklikleri
• Kilo alımı
– Fetus ve ekleri, uterus, memeler, kan hacmi, ekstra vasküler,
ekstrasellüler sıvı, yeni yağ ve protein depoları annede kilo
artışının ana nedenleridir
– Kilo artışı bu bileşenlere bağlı olarak ortalama 12,5 kg dır
• Su Metabolizması
– Susama ve plazma osmolalaritesindeki düşüşe bağlı olarak
gebelikte su tutulumu aratar
– Termde fetüs, amniyon sıvısı, plasenta, annenin kan hacmi,
uterus ve memelerde gebelik boyunca 6,5 L toplanır.
– Bu su miktarındaki artışa bağlı olarak uterusun vena kava
inferiora bası yapması sonucu alt ekstermitelerde gode bırakan
ödem gelişmesine neden olur
• Protein Metabolizması
– Termde fetüs ve plasenta 500 g, uterusun kontraktil
proteinleri, meme ve plazma proteinleri ile birlikte kan
proteinleri 500 g protein içerirler.
– Böylece tüm gebelik boyunca 1000 g protein birikir.
– Bu nedenle gebelikte protein ihtiyacı artar.
– Ancak gebelikte enerji kaynağı olarak kullanılan yağ
ve karbonhidrat alımı artar ise protein ihtiyacı azalır.
• Demir Metabolizması
– Normal sağlıklı genç kadınlarda demir içeriği 2,0–2,5
g arasındadır.
– Gebelikte demir ihtiyacı toplam 1000mg’dır.
– Demir ihtiyacı 2. trimesterde artar ve yaklaşık 6–7
mg/gün olur.
– Bu ihtiyaç normal beslenme ile sağlanamaz, demir
desteği gerekir.
– Gebelikte gerekli demirin; 300 mg fetüs ve plasenta,
500 mg eritrosit yapımı için kullanılır, 200 mg çeşitli
yollarla atılır
• Pankreas ve Karbonhidrat Metabolizması
– Normal gebelikte pankreas β hücre hiperplazisin
bağlı olarak gelişen hiperinsülinemi ve glikoza
abartılı yanıt vardır
– Plasentadan salgılanan başta human plasental
laktojen hormonu olmak üzere, östrojenler,
progesteron, prolaktin ve kortizol periferik dokularda
antiinsulin etki ile insuline direnci arttırırlar
– Açlık kan glikoz düzeyi %10–20 oranında azalır
– Gebelerdeki açlık hipoglisemisi uzun süre
beslenmeme veya sık kusma durumunda keton
oluşumuna neden olur
– Açlık hipoglisemisinin tersine gebelerde tokluk
hiperglisemisi vardır. Postprandial 1. saatte kan
glikoz düzeyi 130–140 mg/dl’ye yükselir
• Gebelerde oluşan bu değişikliklerin amacı
fetüse her an gerekli enerjiyi sağlayacak
glikozu anne serumunda hazır bulundurmaktır.
• Aminoasidler aktif transport ile taşınırlar.
Geçiş hızı aminoasid yapısına bağlıdır.

• Esterleşmiş lipidler plasentayı çok az


geçerler. Serbest yağ asidleri gradyana
bağlı difüzyonla geçerler
• Fetal Metabolizma
– Enerjinin tamamı anneden kolaylaştırılmış
difüzyonla geçen glikoz tarafından karşılanır
– Anneden insulin plasentayı geçmez
– Fetüs erken gebelik döneminden itibaren
kendi insulini salgılar
• Tiroid İşlevi
– Gebelikte troid bezinin boyutu artar

– Tiroid bağlayan globulin salınımı artar , total troid hormon


düzeyleri artar, serbest troid hormonlarının düzeyleri değişmez

– Serbest T3 ve serbest T4 düzeyleri tiroid bezinin işlevini


gösteren en güvenilir testlerdir

– TRH ‘un TSH’a yanıtı gebelikte değişmez

– T4 ve T3 hormonları plasentayı az miktarda geçerler

– TSH plasentayı geçmez. Troid stimulan immunoglobilin


plasentayı geçerek fetal troidi uyarır ve Graves hastalığı olan
gebelerde fetal hipertroidiye neden olabilirler

• Fetüs troid hormonu yapımı için gerekli iyodu anneden


plasenta yolu ile sağlar
• Hipofiz bezi
– Özellikle hipofiz ön lobunun hacmi artar.

– Hipofiz bezinin tüm hacmi % 45–136 oranında artar. Bu artış


prolaktin salgılayan hücre sayısındaki artıştan kaynaklanır.

– Plazma prolaktin düzeyi gebelikte 10–20 ( 150 ng/ml ) kat


yükselmiştir. Doğum sonrasındaki düzey emzirmeye bağlı olarak
değişir. Prolaktin hormonunun asıl görevi laktasyonu sağlamaktır.

– Gonadotropin düzeyleri gebelikte yükselen östrojen ve


progesteron hormon düzeylerinin baskısı nedeni ile düşer.
Doğum sonrasında emzirme sıklığına bağlı olarak salgıları baskıl

– Büyüme hormonu düzeyi ilk trimeterde gebelik öncesi dönemle


aynıdır
• Böbreküstü bezi
– Önemli bir değişiklik olmaz.
– Kortizol;Globulin ve transkortine bağlı kortizol düzeyi artar. Serbest
kortizol artışı ise gebelik ilerledikçe belirginleşir, bunun nedeni dokuların
kortizole direncinin artmasıdır.
– Aldosteron; Erken gebelikten itibaren aldosteron salgısı artmaya başlar.
Gebelikte tuz kısıtlaması bu aldosteron salgısını arttırır.
– Deoksikortikosteron; gebeliğin son haftalarında maternal düzey 100
pg/ml’den 1500 pg/ml’ye kadar yükselir.
– Dehidroepiandosteron sulfat; maternal kanda düzeyi plasentada
östrojen oluşumu nedeni ile azalmıştır.
– Aldostenodion ve Testosteron; her 2 androjenin kan düzeyleri
yapımlarındaki artışa başlı olarak gebelik boyunca yüksektir. Gebelikte
artan seks hormon başlayan globulin nedeni ile testosteron klirensi
azalır.
• SABRINIZ İÇİN TEŞEKKÜRLER
• KAYNAKLAR:
• Williams Obstetric Cunningham, Leveno,
Bloom, Spang, Dashe, Hoffman,
Casey,Sheffield. Çeviri editörü Dr. Gökhan
Yıldırım 2016.
• Kadın Doğum İnternet Ortamı Eğitim
Siteleri ve slaytları
• Kliniğimiz eğitim slaytları arşivi(Prof.Dr.Suna
Özdemir)

You might also like