Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 19

Past Tense Modals

etkilipratikİngilizce.com

etkilipratikİngilizce.com
PAST TENSE MODALS

Geçmişte yaşanan bir olayla ilgili yorum yaparken “past tense


modals” denilen bir yapı kullanılır.

Bu yapı, “Gitmiş olabilir.”, “Daha iyi hazırlanmalıydım.” veya


“Seni arardım ama fırsat bulamadım.” gibi cümleler kurmana
yardımcı olur.

Peki bu cümleleri nasıl kurabilirsin?

Bunun için might, must, would, could, should gibi modal


verbleri geçmiş zamanda kullanmalısın. Bu yazıda tüm bu modal
verblere değil, would, could ve should modal verblerine
odaklanacağım.

Paste tense modals için would, could veya should


kelimelerinden doğru olanı tercih edip arkasından “have”
getirmelisin.

Kısaca, “would have”, “could have” ve “should have”


kullanmalısın.

Eğer would, could ve should kelimeleri ile ilgili bir hatırlatmaya


ihtiyaç duyuyorsan, geçmişte bu kelimeleri ve aralarındaki
farkları anlattığım bir video yayınladım. Buraya tıklayarak o
videoya ulaşabilirsin.

etkilipratikİngilizce.com
Would, could ve should kelimelerini bildikten sonra, would have,
should have ve could have yapılarını da kolayca anlayıp
kullanabilirsin.

Have kelimesinin işlevi

Have kelimesi, present perfect tense’te olduğu gibi would, could


ve should kelimelerine geçmiş zaman anlamı katar.

Mesela;
I would have called you, but I didn’t have time.
Seni arardım ama vaktim olmadı.
I would have called you. - Seni arardım. anlamına gelir.

I could have won the race, but my foot was hurting.


Yarışı kazanabilirdim ama ayağım acıyordu.
I could have won the race. - “Yarışı kazanabilirdim” anlamına
gelir.

I should have studied more.


Daha çok çalışmalıydım.

Bu cümle yapılarında would have, could have ve should haveden


sonra fiilin 3. hali gelir. Şimdi 3 kullanıma yakından bakalım.
Sonra hepsini birleştirerek bir alıştırma yapacağız.

etkilipratikİngilizce.com
“Would Have” Yapısı

“Would have” yapısı ile başlayalım. Bu yapının çok önemli iki


işlevi var.

Would have - Third conditional kullanımı

İlki, geçmişte gerçekleşmemiş bir olayın yarattığı hayali


sonuçları belirtmek. Bunu if conditionals konusundaki “third
conditional” olarak da biliyor olabilirsin.

Bu yapıda, geçmişte bir şart belirtip o şartın gerçekleşmesi


halinde muhtemel bir sonuç belirtiyorduk. Örnek üzerinden daha
iyi gösterebilirim.

Mesela;
If I had studied a lot, I would have passed the test.
Çok çalışsaydım sınavı geçerdim.

Burada geçmişte gerçekleşmemiş bir olayla başlıyoruz. “Çok


çalışsaydım.”
ve bu gerçekleşmemiş olayın yarattığı hayali sonucu belirtiyoruz.

I would have passed the test - Sınavı geçerdim.

İşte would have yapısının ilk önemli kullanımı bu.

etkilipratikİngilizce.com
Örnekler

If I had left the meeting early, I wouldn’t have been late to the
party.
Eğer toplantıdan erken çıksaydım, partiye geç kalmazdım.
Yine burada hayali bir durumun sonucundan bahsetmiş
oluyorum ve bunun için would have yapısını kullandım.

I wouldn’t have been so tired if I had slept early.


Erken uyumuş olsaydım o kadar yorgun olmazdım.
Yine burada gerçekleşmemiş bir durumun hayali sonucunu
belirtiyorum.

Bir örneğe daha bakalım;


If she had called me, I would have known.
Beni arasaydı bilirdim.
Yine gerçekte olmamış bir durumun yaratabileceği sonucu
belirtmek için would have ve fiilin 3. halini kullandım.

etkilipratikİngilizce.com
Would Have - Geçmişte yapmak isteyip yapamadığın
durumlar için
Would have yapısının sık kullanıldığı önemli bir durum daha
var. Eğer geçmişte yapmak istediğin ama yapmadığın bir durum
varsa bunu yine would have ile belirtebilirsin.

Mesela;
“Seni arardım ama telefonum bozuktu.” gibi bir cümleyi would
have kullanarak kurabilirsin.

I would have called you but my phone was broken.


I would have called you. burada Seni arardım. demek.

Örnekler

Jane would have passed the test, but she was sick.
Jane sınavı geçerdi ama hastaydı.

Burada Jane’in yapabileceği bir ama yapamadığı bir durumdan


bahsederken would have kullandım.
Jane would have passed the test - Jane sınavı geçerdi. demek.

I would have come earlier, but there was traffic.


Daha erken gelirdim ama trafik vardı.
Burada “I would have come earlier.” “Daha erken gelirdim.”
demek.

etkilipratikİngilizce.com
He would have taken me to the airport but his car was in repair.
Beni havaalanına götürürdü ama arabası tamirdeydi.

Burada da yine “He would have taken me to the airport.”, “Beni


havaalanına götürürdü.” demek.

“Could Have” Yapısı

Dönelim could have yapısına. Could have yapısı birkaç önemli


durumda kullanılır.

Could have - Geçmişte bir şeyi yapma fırsatının


olduğunu ama yapmadığını belirtmek.

Bu yapı ilk olarak geçmişte bir şeyin mümkün olduğunu ya da bir


şey yapma fırsatın olduğunu ama yapmadığını belirtir.

Mesela;
I could have studied more, but I didn’t want to.
Daha çok ders çalışabilirdim ama canım istemedi.

I could have studied more. - “Daha çok çalışabilirdim” anlamına


gelir.

Burada geçmişte çalışmanın mümkün olduğunu ama


çalışmadığını belirmiş oluyorsun.

He could have called you but he forgot.

etkilipratikİngilizce.com
Seni arayabilirdi ama unuttu.
Yine burada da “He could have called you.”, “Seni arayabilirdi.”
demek. Called, call fiilinin 3.hali.

My 10th birthday could have been my best birthday, but it


rained.
10. doğum günüm en iyi doğum günüm olabilirdi ama yağmur yağdı.
Yine burada geçmişte mümkün olan ama gerçekleşmeyen bir şeyi
belirtmiş oluyorum. “Been” burada “be” yani “olmak” fiilinin
3.hali.

Could Have - Geçmişte olan bir olayla ilgili tahminde


bulunmak

Could have yapısının ikinci önemli kullanımına bakalım. Bu yapı


geçmişte olan bir olayla ilgili bir tahminde bulunmak için de
kullanılır.

Mesela “Uyuyakalmış olabilir.” veya “Unutmuş olabilir.” gibi


cümleleri yine could have yapısı ile kurarız.

He isn’t here right now. He could have fallen asleep.


Şu anda burada değil. Uyuyakalmış olabilir.
Burada geçmişte yaşanmış olduğunu düşündüğüm bir şeyle ilgili
tahminde bulunuyorum.

Jane isn’t here. She could have forgotten that we have a meeting
today.
Jane burada değil. Bugün toplantımız olduğunu unutmuş olabilir.

etkilipratikİngilizce.com
Yine “could have” bu kullanımda geçmişle ilgili bir tahminde
bulunmama yardımcı oluyor.

Bir örneğe daha bakalım;


Something could have happened.
Bir şey olmuş olabilir.

Could Have - Olumsuz Kullanımı

Could have yapısıyla ilgili bilmen gereken son önemli nokta,


olumsuz kullanımı.Bu yapıyı olumsuz olarak kullandığında,
geçmişte bir olayın, istesen bile, mümkün olmadığını belirtmiş
olursun. Bunu bir örnek üzerinden daha iyi gösterebilirim.

Mesela;
He couldn’t have taken your phone.
Telefonunu almış olamaz.

Could have taken yerine “couldn’t have taken” dediğin zaman,


cümle olumsuz olur ve geçmişte bir şeyin mümkün olmadığını
belirmiş olursun.

etkilipratikİngilizce.com
Örnekler

She couldn’t have known what to do.


Ne yapacağını bilemezdi.

Known burada know fiilinin 3.hali ve cümle geçmişte mümkün


olmayan bir şeyi belirtiyor.

The meeting couldn't have been cancelled.


Toplantı iptal edilmiş olamaz.

There was a traffic jam. I couldn’t have arrived earlier.


Trafik sıkışıklığı vardı. Daha erken gelemezdim.

“Should Have” Yapısı

Son olarak “should have” yapısına bakalım. Bu çok sık kullanılan


ve günlük hayatta da sık kullanma ihtiyacı hissedeceğin bir yapı.
2 önemli kullanımı var.

etkilipratikİngilizce.com
Should Have -Geçmişle ilgili tavsiye vermek

İlk kullanımda should have, geçmişte bir şeyin yapılmasının iyi


bir fikir olacağını belirtir. Bunu, geçmişle ilgili bir tavsiye vermek
gibi düşünebilirsin.
Örneğin;

I should have gone to the doctor.


Doktora gitmeliydim.
Burada, geçmişte yapmış olmayı istediğim bir şey belirtiyorum.

Örnekler

I should have studied more.


Daha çok çalışmalıydım.

He should have come earlier.


Daha erken gelmeliydi.

The homework should have been easier.


Ödev daha kolay olmalıydı.

Should Have - Geçmişte yapılan bir şeyin iyi bir fikir


olmadığını belirtmek

etkilipratikİngilizce.com
Bu yapı ile olumsuz cümle de kurabilirsin. Bu durumda geçmişte
yaptığın bir şeyin iyi bir fikir olmadığını ama yine de yaptığını
belirmiş olursun.

Örnekler

I shouldn’t have called you yesterday.


Dün seni aramamalıydım.

He shouldn’t have been late. His customer is angry now.


Geç kalmamalıydı. Müşteri şimdi sinirli.
The lesson shouldn’t have ended early.
Ders erken bitmemeliydi.

Should Have - Planlı bir durumda olması gerekeni


belirtmek

Should have yapısının çok önemli bir kullanımı daha var. Bu yapı,
her şeyin planlandığı gibi gittiği durumlarda olması gereken bir
şeyi belirtmek için de kullanılır.

Diyelim havaalanındayız ve arkadaşımızı bekliyoruz. Uçağı saat


3.30’da inecek. Saatime baktım ve saatin 3.45 olduğunu gördüm.
Bu durumda şöyle diyebilirim:

The plane should have landed by now.


Uçak şu anda inmiş olmalı.

etkilipratikİngilizce.com
Bu da çok yaygın bir kullanım ve genele “by now” ifadesi ile
kullanılır.

Örnekler

The meeting should have started by now.


Toplantı başlamış olmalı.
Burada, normal şartlar altında toplantının şu anda başlamış
olması gerektiğini belirtiyorum.

John should have finished the exam by now.


John şu anda sınavı bitirmiş olmalı.
Bu cümlede de normal şartlar altında John'un sınavını şu anda
bitirmiş olması gerektiğini belirtiyorum.

The car should have been fixed by now.


Araba şu anda tamir edilmiş olmalı.
Yine burada, normal şartlar altında arabanın şu anda tamir
edilmiş durumda olması gerektiğini belirtiyorum.

etkilipratikİngilizce.com
ÖZET
Şimdi çabucak her şeyi özetleyelim ve sonra kısa bir alıştırma
yapalım.
Would have yapısı iki şekilde kullanılır. İlki, third conditional
olarak bilinen, geçmişte gerçekleşmemiş bir olayın yarattığı
hayali sonuçları belirtmek.

If I had time, I would have studied.


Zamanım olsaydı, çalışırdım.
Burada belli bir şartın gerçekleşmesi durumunda hayali bir sonuç
belirttim.

İkinci kullanımda ise would have, geçmişte yapmak istediğin


ama bir sebepten yapmadığın durumları belirtmek için
kullanılır.

Mesela;
I would have studied, but I was sick.
Çalışırdım ama hastaydım.
Burada da çalışmak istediğimi ama hasta olduğum için
yapmadığımı belirtiyorum.

Could have ile birlikte fiilin 3.halini kullandığında, geçmişte bir


şeyin mümkün olduğunu veya yapma fırsatının olduğunu ama
yapmadığını belirtir.

etkilipratikİngilizce.com
Mesela;
I could have studied more, but I didn’t.
Daha çok ders çalışabilirdim ama yapmadım.

I could have studied more. - Daha çok çalışabilirdim. demek.


Could have, geçmişte bir olayla ilgili tahminde bulunmak için de
kullanılır.

He could have studied more.


Daha çok ders çalışabilirdi.

Bu yapıyı olumsuz olarak da kullanabilirsin. Bu durumda


geçmişte bir olayın mümkün olmadığını belirtmiş olursun.

Örneğin;
He couldn’t have studied more.
Daha fazla ders çalışamazdı. demek.

Son olarak should have kullanımına baktık. Bu özellikle çok


yaygın bir yapı.

İlk kullanımda geçmişte bir şeyin yapılmasının iyi bir fikir


olacağını belirtir.

Kısaca, geçmişte yaşanan bir şeyle ilgili bir tavsiye vermiş


olursun.
He should have studied more.
Daha çok ders çalışmalıydı.

etkilipratikİngilizce.com
Should have’i normal şartlarda gerçekleşmesi gereken bir şeyi
belirtmek için de kullanabilirsin.

Mesela;
The exam starts in 15 minutes. He should have studied by now.
Sınav 15 dakika içinde başlıyor. Bu noktada ders çalışmış olmalı.

TELAFFUZ PÜF NOKTASI


Devam etmeden önce, telaffuzla ilgili de önemli bir noktaya
değinmek istiyorum. Özellikle ana dili İngilizce olan insanlar bu
yapıları kısaltarak telaffuz edebiliyorlar.
Mesela;
“I should have called you.” gibi bir cümle sıkça “I should’ve
called you.” şeklinde söylenir. Should’ve burada should have
anlamına gelir.
veya “He would have called.” yerine “He would’ve called.”
diyebilirsin
Benzer şekilde “I could have been there.” gibi bir cümlenin sıkça
“I could’ve been there.” şeklinde telaffuz edildiğini duyabilirsin.

Hatta bazı ekstrem durumlarda v sesinin de yutulduğunu


görebilirsin.

Mesela;
“I would’ve called you.” yerine “I woulda called you.”
duyabilirsin
veya “I shouldn’t have called you.” yerine “I shouldn’ta called
you.” duyabilirsin.

etkilipratikİngilizce.com
Böyle kısaltmaları duyduğunda ilk başta korkup
anlayamayacağını hissedebilirsin veya neden bu kadar
yutulduğunu merak etmiş olabilirsin.

Bir tüyo olarak şunu söylemek istiyorum. Eğer bir yapı çok
yutuluyorsa veya oldukça vurgusuz telaffuz ediyorsa, bunun
sebebi genelde konunun gidişatı ve gramer yapısı olarak başka
bir alternatifinin olmaması oluyor.

Mesela, “I shouldn’t have called you.” cümlesine tekrar bakalım.


Bu cümleyi “I shouldn’ta called you.” olarak söylendiğini
düşünelim.

Bu ekstrem kısaltmaya rağmen aslında burada ne söylendiği çok


belli. Bunu dinlediğinde iki farklı şekilde anlayabilirsin.

1. I shouldn’t of called you. anlayabilirsin. Bu gramer olarak


komple yanlış ve mümkün olmayan bir yapı

2. Shouldn’ta dendiğinde bunu sadece shouldn’t olarak


algılayabilirsin.

Ancak bu da mümkün değil çünkü “should” modal verbı “have”


ile kullanılmadığında arkasından fiilinin 3.hali gelemez.

“I shouldn’t called you.” da gramer olarak hatalı. Bu ancak “I


shouldn’t call you.” olabilir.

etkilipratikİngilizce.com
Tüm bu olasılıkları elediğinde geriye sadece “I shoulnd’t have
called you.” cümlesi kalıyor ve söylenenin bu olduğuna emin
olabiliyorsun.

Uzun süredir İngilizce konuşan kişiler bunu içsel olarak bildikleri


için de böyle yapıları oldukça vurgusuz ve kısaltarak
söyleybileceklerini ve buna rağmen anlaşılacaklarını biliyorlar.
O yüzden, gelecekte anlaması zor telaffuzlar ve yutulmalarla
karşılaştığında korkma. Muhtemelen cümleyi tamamen farklı
duysan bile, konu ve gramer olarak duydukların oraya asla
uyamayacağı için öyle bir kısaltma var . Bunu farkettiğinde bütün
yutulmaları daha rahat anlayabilmeye başlayacaksın :)

ALIŞTIRMA
We are getting late. We shouldn’t have sat that long.
Geç kalıyoruz. O kadar uzun oturmamalıydık.

The weather couldn’t have been worse.


Çok soğuktu. Hava daha kötü olamazdı.

I’m very hungry. I should have eaten before I came here.


Çok açım. Gelmeden önce bir şeyler yemeliydim.

We should have joined you, but we had something important


that we needed to do that day.
Sana katılırdık ama o gün yapmamız gereken bir işimiz vardı.

Jane could have called you, but she didn’t know your number.

etkilipratikİngilizce.com
Jane seni arabilirdi ama numaranı bilmiyordu.

I hate this book. I shouldn’t have bought it.


Bu kitaptan nefret ediyorum. Onu satın almamalıydım.

Evet, harikasın. Artık would have, should have ve could have


konularına hakimsin ve sen de böyle cümleler kurabilirsin.
Okuduğun için teşekkür ederim ve görüşürüz :)

etkilipratikİngilizce.com

You might also like