Professional Documents
Culture Documents
Yücel Eroğlu - Çiçek Büyütürler Gözyaşlarıyla (1998)
Yücel Eroğlu - Çiçek Büyütürler Gözyaşlarıyla (1998)
Yücel Eroğlu - Çiçek Büyütürler Gözyaşlarıyla (1998)
Temmuz 1998
Genel Dağıtım :
FIRAT YAYIN-DAÖITIM
Divanyolu Cad.
Binbirdirek İ şhanı No : 15
Sultanahmet / İstanbul
çiçek
büyütürler
gözyaşlarıyla
FIRAT YAYINLARI
pir sultan
5
nedir sevdiğin
değme yüreğime
kanlı kılıcınla
bu zalimlik senin mi olacak
bunca yıl?
korkar korkar bak ağlamakta çocuklar
cehennem bombalan yanımda
yanı başımda patlar
kara yazmalı mı yaşayacak analar?
bu yemen türküsü neden?
nedir sevdiğin?
tarlaları sular mı
kanlar?
6
sevdalar.
7
ağlamasmlar
8
haydi kalk
yakalamak zordur
geçen zamanı
unut kardeşim unut
barutu
tankı
silahı
kanı
9
insan
dikenli yolları da
çiçekli yolları da yürümek
yürümek kerem aşkına
yürümek ferhat aşkına
delebilmek dağları
yaşanır kılabilmek sevdaları
10
fırat
fırat senindir
göz yaşlanndır
topraktan süzülen damlaların akıntısı
vurur sularını kıyılardan kıyılara
akar gider
coşar gider
benim de göz yaşlanın senindir fırat
benim de göz yaşlanın
otururum yanında köpüklerini taşlarım
bırak göz yaşlarımız bizim olsun
köprüler oluruz sana
küsme
bölme yüreğimizi
hançer gibi ikiye
ve harran ovasında
yalın ayak bir adam
kavruluyor güneşten
ağrı dağının karı
kışın ak sütten ak
sarar çatlayacak
tohumları şimdiden
11
öğrenebilmek
beraberce yaşamayı
ve sular gibi akmayı
ve korkunç karanlıklarda
uyanabilmek
havayı
suyu
toprağı
gülü
dalını
yaprağı
sarabilmek
sevebilmek
ve gülebilmek
gülebilmek doyasıya
çaldılar suyumuzu
fırat
aldılar güneşimizi
canımızı kanattılar
tuz attılar yaramıza
sevindiler ölümüze
zehir zıkkım doğradılar
gecemize
günümüze
sundular acıları hep
buyur edip önümüze
12
kara gözlü çocukların gözyaşları
halepçeler geçer zamanlarında
ve bir çocuk bir ana
sarıldılar beraberce ölüme
meydan okudular zamana
kana kana
ve üç kibrit çöpü
koca bir yangın
yangınını yaşartırlar zamanın
ateşle yaşarlar
fırat
ak gitsin
dol gitsin
çoğal çoğalabildiğince
taşır denizleri denizlerde
teknelerde
yatlarda
gemilerde
al götür sularında beni
al götür
ve delice ak
kovanlarını da götür anların
bal götür
13
akarsın akarsın
derinden derin
kayalar yararsın
in denizlere okyanusa in
ve göller oluşsun sulannla
çakıl taşlı yollarında
benim dostumun canımın
kelepçeli kollarında
ne sabahlar
ne geceler geçirdik
taşıdık
umudu hep umutlara
kaygısız ve çıkarsız
14
ölüleri
15
pazarlık
zındanlar gördük
ayrılıklarda
güneşli günlere özlemi
duyumsayarak yaşadık
söylediler
anlamadık söylenenleri
robotlar dikildi makinamıza
bir bize baktılar
bir de r-obata
ve raylara yapışmış
robotları sevdiler
kaldı gitti güzel ömrümüz
demirler arasında
16
sekiz yıl oldu ben elimde taşıyalı
demirleri
yürütmüştük
tanklar ve gemileri
her otomobilin parçasında terim var
gündüzlerim
gecelerim
vardiyalar
aldılar zamana sardılar bizi
parça parça
saat saat
kemirdiler kemiklerimizi
kanımızsa kazanında beylerin
kaynar da kaynar
sekiz yıldır
17
isyan
bombalar gördük
ovalarda
dağlarda
gör ki insanlarımız
nasıl
nasıl yaşamakta
acımasız talanlar gördük
yalımlar bedenimizde
madımaklar
kerbelalar
yaşadık
ve kuyular
hançerlerle ağularla
binlerce yıl yaşadık
ve ölülerini taşıdılar
yetişmişti boz hızırlar
"dostum dardadır" deyip
gel ki kanar yaralarımız
ilacını alıp gelse de lokmanlar
hançer paslıdır
ağuya çare yok
gel ki tükensin acılarımız
ne güller açacak oysa
açılsa bir zındanlar
18
sonu güneşli bir günle bitecektir
kanlı olsa da geceler
yorulmaz mıydı işkenceciler
döndü kanlı çarkları sabaha kadar
ve iki yüzlü idiler onlar
kanlı kahramandılar
alıp götürdüler
son bir kez bakmışlardı beylerine
hanımlar
çocuklar
inanmadılar
çocuklar
inanmadılar
anlamadılar
yalım yalım yangınlardır
içinde var olduğum
bu alanlar
akacak göz yaşımız mı var
tepeden tırnağa dolmuşum ben
sakın dokunma
19
güneş
yok olsun
genin gene kulluğu
sevgi bahçelerinde kötünün kini
toroslarda halay çekip
zorunda olmasınlar
kahpeliğe karşı durmanın
yangınlarda halay çekmesinler
insan gibi yaşamanın bedeli
ölüm olmamalı
20
sevdik
21
geldiler
yalan söylemenin
inkar etmenin
faydasızlığını
ve setler örme
insafsızlığınla
yıka kanlı ellerini
potinlerini
yakrr\a dağda
ormanı
kuşlar uçmasın
köylü göçmesin
22
geldiler
kırmak için
dalında güllerimizi
viran olmuş bahçelerde
bombalar patlar
dağlarımızda
kanlı kanatlı
uçaklarıyla
barut kokulu hava
yer alev alev
tanklar yürür bulut ve sis
geldiler
kan damlar namlulardan
ve ölümü ve ölümü yazdılar
gençliğime baharda
dağlarım dağlarım ateş içinde
ağlarım ağlarım yanan benim
yanmalar bize mi düşer hep
bu acılar
bu ateşler
bu kara günler
bu baskılar
bu şiddetler
sürgünler
bize mi düşer
çeşit çeşit ölümler
23
geldiler
pazarlığını yaparak
ömrümüzün
çocukları ağlatı rıak için
eşsiz kalmış kadınların
lanetlerini
yükleyebilmek için ömürlerine
kelle başına cüzdan şişer
ağlatabilmek için oğul diye diye
anaları
zılgıtlar çektirmek için
yedisinden yetmişine
ve kusmak için kahpelikleri
ürkek ve korkak
koşarak kan tarlasında delice
çektirmek insanlığa zalimlikleri
iki gözüm
umudum
sevdalım
görebilmek var olmayı yeniden
uçurumda silahsız ve bombasız
esir düşmeyim diye
yaşamı bitiren
umudun derinliğinde
-tohum çatlarsa-
görmek insanlığı yüreğinden
yaşamak için yeniden
yaşamak için
24
aç kollarını
çiçekleri sar
benim ülkemde
bir başka bahar
dost dost dost
yar yar yar
nerdesin?
zındanda mı sürgünde mi?
ayrılıklarda
sensiz nice yıllar geçirdik
nerdesin?
25
halay
26
umut
27
severim
kuzuları severim
koyunları
bir de nazlana nazlana gelPn
bahan
kuşları da severim
güneşi de severim
kansız yurtları da severim
topraklan
bol ürünlü tarlaları
bulutu yıldızı dağlan ve kan
yeni açan yapraklan
severim
onuru katık yapan
yaşamamış anaları
ve karşılıksız açılan
yana düşen kucakları
ve sessiz ağlamaları
severim seni senin olan
dünyaları sevirim
28
gel de sevme
yetmişlerde bir nine
anlatır durur
acılarını
gelirken köyden
ormanlar vardı
toprak
alabildiğine orman
ağaçlar
kocaman kocaman
sevdalar yaşadı insanlar
acılan
zaman zaman
taşlara yazdık ismini
mısır tanrıları gibi
yoktu piramitleri
yazını yazınca mermer taşına
"bir dayanmaz anne idim"
bıçak bıçak yüreğimde
ayrılıklar
kardı-kıştı
yanın insan boyu kar
umudum yoktu oğul
umudum yoktu
açılmamıştı
yollar
telefon direkleri de yoktu köyümüzde
gelmemişti
dağlarımıza
bahar
29
vay beni beni
30
ağlama
31
haycli gel
yaşasın analar
çocuklarını da sarmalı
ağlamasınlar
ağlamasınlar
yaşadığımız
dünyada
kim vurduya
gitmemeli yürekleri
silinsin takvimlerde savaşlar
haydi gel
sevdasını düşün sevdalıların
ellerinde taşı al gülleri
getir taşıma
yanı başıma
haycli gel
inanayım yaşadığına
32
haydi gel
ellerini aç
dünyayı taşıyan ellerini
ellerini aç
büyüdü mü ellerinde onJar ?
bir karabasan gibi
robotlar
doydun mu emeğinle ?
almanyalar
seni emdi mi?
vardiyalar
kırkından biri oldun
doldu arabalarla
otobanlar
33
işçiler
34
onlarki insan satıcılandır
markı bilirler
tankı bilirler
zulum etmeyi
köyleri ateşe verip
yalımları izlemeyi
bilirler
nasıl yapılır
sürgünler ?
sıkı tutmuşlar ortaklar
birbirlerinin ellerinden
var da hayrını gör
benim işçim kadercidir bu bir
benim işçim hak istemez bu iki
benim işçim karşı gelmez
geleneğinden
·
35
alıcı da memnundur pazarlıktan
vurdu vuracağı kadar
ezdi ezeceği kadar
yenileşti makinalar
arasıra silahlarla bombalar
göndermek gerek biryerlere
sesi güzeldir bombaların
ve insan üstünde denenmesine
diyecek olmaz
vahşiyse insan
insan değilse
ne yapsın onlar
vay da vay
robotlar ürettik
vay ki vay
ne yapalım
ne sayarsan say
bu robotlar
işçilerden daha sessiz
daha güçlü
"robot gibi güçlü"
teknik utansın
dostluğumuzun bozulmasından
36
hem şimdi ortak pazar da yok
kusura bakmayın
inanmayız gelişeceğinize
adam öldürmekle gelişme olmaz
bilirsiniz buralarda bir dolmuşta
- on yedi kişi ile gidilmez
kırmızıda beklenilir
aslında iyisiniz iyi
iyili ğ iniz size
mertsiniz vatan millet
ve kurşun atanın da yiyenin de ülkesine
bravo
"iki koçun kafası da
bir kazanda kaynamaz"
anlayın bizi
bizler sizi severiz
turist turist geliriz
güneşi de severiz
anlayın bizi
anlayın bizi
döneriniz kebabınız harika
işçileriniz
anlayın bizi
bizde adam kaçırılmaz
öldürülüp atılmaz tarlalara
evler de taranmaz
boşaltılmaz köylerimiz
ateşe de verilmez orman
pislik te yedirilmez
insanlara
37
bir de bizde
tanklar cirit atmaz yollarda
polisimiz nezarette adam bellemez
beğenmeyebilir de sıradan bir vatandaş
bundes minister president hr. kohlumuzu
işsizlik parası da ödenir iş bulamayana
sigortasız insanımız yok gibidir
anlayın bizi
musluk suyundan içmeyiz
banyo taşında koyun kesmeyiz
göıülmemiştir
insanların
ekmek kırıntısı topladığı
asker kışlalarında
rengimiz de ayrı üstelik
anlayın bizi
P aı::alarımız da benzemez birbirine
.
sızın
sizden gayrı dostunuz da yoktur
bitte
anlayın bizi
38
diyarbakır
39
yar
40
özlem
41
çocuklar
42
dersim
43
gel
bilmeliler
şiir gibi
türkü gibi
benim sevmem
hangi ölüm
senin için ölmemden güzel olabilir?
gel
haydi
gel
kararmadan
dünyanın
güzelliği
44
hep birden
45
firar
oysa bırakmadılar
zalimlikleri sürdü bunca yıl
köle olmanın pahasına
girdiler
ateşine
yenilmenin
silahlar kan kustu
ve umudu kızartırdı
mermiler
varını verdiler dağlara
kaçbin ayakkabı eskidi
kaç yüzbin firar
yar
yar
yar
yaşamak ne güzeldi
seninle
olmasa ayrılıklar
46
bölüşemedik
ve sen
üzülme
ateşin üstünde
yürüdüğüme
yürümek
büyüklük ister
yürek ister
umut ister
bölüşemedik
şevişemedik
dövüşemedik
akarken
kanlar
kanlar üstüne
acılar acı üstüne
onların kanı
ötekilerin kanı üstüne
aktı
bilmediler
acı var-etmenin
yaşamaktan
beter olduğunu
bedduasını aldılar kocasız kadınların
gülmediler
bunca yıl
dert var ettiler
cümle aleme
yıllar yılı zalimlere yetecek
47
vurguncular var ettiler birer birer
'kurşun yiyenin atanın da'
gelecek düşlediler
senin canında
yollar
kandır
denizler ve deryalar
çek ellerini
umudumdan
ekmeğimden
48
zindan
vurdular beni
ellerim kınalı
vurdular beni
alıp götürdüler kanlı gömleği
gözlerim görmezken çirkinlikleri
vurdular beni
yazdılar benim için türküleri
ağacından budanmış bir dal gibi
yüreği yüreklerden
ayırmak
yaşatmak için ilkellikleri
vurdular beni
.
50
yanıt
ayakkabım yırtık
tüfeğim kırık
resmin koynumda paramparça
bu yollardı bizlere açılan
direnmenin
var olmanın yolları
dağa çıkmanın
ateş yakmanın
51
istek
52
yeterdi
havvar hevvar
havvar hevvar
doğsun güneşimiz
vursun dünyamıza
başlasın gülmemiz
53
özgürlük içindeyken biz
köle olurlar
bizi köle isteyenler
yorulurlar kurşunlamakla
bedenimizi
var olacağız yine de
iğne ile kuyu kazmışlar gibi
gelip geçerler buralardan
ayakkabıları
kanlı
korkuları kalır
bir de
tuzlu tuzlu
uykuları
54
ümidin kalesi
haydi kaile
�.
aldatma sen kendini
ellerinle güzelleşsin
bu �ünya
ğaç dikmelisin evin önüne
b çen olmalı muhakkak
a ayn çiçekler
iş· de olmalı senin
·nalar tanımalısın bir de
vilrdiyalar geçirmelisin sabahlara dek
�oyun otlatmakla
tarla sürmekle
blmaz
güneşi de almalısın
gelişmişlik içine
suları da almalısın
ayrılmalı fabrikada madenler
bilmelisin
binlerce parçalardan oluşur
otomobiller
kuru kuruya övünemezsin
haydi ellerine yakışsın
işler
işlensin
pırlantalar altınlar ve gümüşler
yollar yapmalısın
kanallar açmalısın
yüz yıllık
ve hesaplamalısın elli yıl sonrasını
55
güneşle gidebilir trenler
ve insanlar
gen teknolojisiyle
biri birine benzer
onar onar
yüzer yüzer
biner biner çoğalabilir
değişebilir
şarkılar
ve
türküler
56
en yeni
resimler çizmelisin
gözlerin resimde
kaşların ela var
yüksek bir dağ çizmelisin
başında da kar
mavi giymiş
dağın eteklerinde
buluta bakar
yar yar
türküler söylemelisin
rüzgar eser
sular akar
ve umudu giyinmelisin
sevinmelisin
alıp gitmeli başını
uzaklara
karanlıklar
dünyadan uzak
sen olmalısın
aşkın
ve
ümidin
kalesi
sevda yüklü olmalıdır
tüm yollar
57
yeni yaralan
en önce sen bilmelisin
bulmalısın
lokman hekimin kitap sayfalanni
yaralarım ellerinde çiçek açsın
adını da aşmalısın
hipokratın
58
fırat -11-
akan gözyaşlarıdır bu
nereye damladığı bilinmez
çiçek büyütürler
al al çiçekler
çiçek
büyütürler
gözyaşlarıyla
gel ağlama
sulansa da çiçekleri dünyanın
ve açsa da renk renk
ve yaşam koksa da
gel ağlama
ağlamanı değişmem
dünyalara
gel ağlama
su taşırım uzun ince
kollarımla
bulut olurum toprağına
damla damla yağmur
fışkıran su olurum vanda
akan fırat
kapanırım kuraklığına
bırakın çocukları
sulamak zorunda
kalmasınlar çiçekleri
çiçek
büyütürler
gözyaşlarıyla
59
haberlerde duyulmadı vurulduğun
çekildi serumun kollarından
oysa
yaşayacak dedi doktorun
babam yaşayacak dedi oğlun
kurban keserim dedi anan
gelip sardılar hastahaneyi
ilaçlar darmadağın
doktorunu vurdular
sonra bacılar
kurtarmanın sevincini
unutmadan
kanlı kasaturalannı gördüler
düşmanın
yaşamak hakkın yok edilmek
istendi
bunca yıl
işkenceler
sürgünler
ayrılıklar yaşadın
döndü namluları yüreğe
yürek bin parça
sürdü zalimlikleri
mongol damgalı
kanadı mermileri
can alırken bombaları
60
kalırsa bu paslı hançer yaramızda
inan
dünya yok olacak
yok olacak sevgiler
kötülükler
irin gibi inecektir köküne
dünyamızın
kanlı kılıçları
ellerinde olacaktır onların
yaralayacak ümitleri
insanlıkların
madımaklar dünyası olacaktır
bu d_ünya
cayır cayır
kızıl bir alev
saracaktır
dağı taşı denizi
sen de yanacaksın
sessizliğinle
söndüren de olmayacak ateşi
gel dokunsun sana da haksızlıklar
iğne batsın
hançerliyse bedeni
duyarlı ol
sen o'sun
o da sen
değiştirin
iğnelerle hançerleri
61
kanasın kolaysa senin de bedenin
o dediğin asıl kendin
yanan yürek yüreğindir
ve kardeşim bizi biz eden
köleliğin dayatılmasıdır
ve bizi biz yapan düşmanın
nefretidir
zalimliğidir
62
ve durmak duvar diplerinde
bir sigara sarmak
of demek vay demek
ne demektir
savaşa vermek yarini
oğul oğul deyip
ağlamak
saklamak kanlı giysilerini
ve hisetmeden babanın ellerini
saçlarında
yaşamak
bir çocuk için
ne demektir
ne demektir acılarla yaşamak
bir halk için
ne demektir
yaşamak
63
kim
kim
kim bu kerbela yaratıcıları
kim paslı hançeri bunca yıl
böyle
kimdir ayrılık türkülerini
yazdıran
kimdir öldüren
kucağında bebekleri
söyle kim
kanlı elleriyle
kirletir
geleceğini
64
ışkmlar
65
nerdesin
66
onlara
anlatacaklarım olmalıydı
onlara
gördüler mi bir kaç günü bulutsuz
nedir gölgeler
bilirler mi?
bilirler mi ağlamasını
anaların?
acımazlıklarını yaşadılar mı
fırtınaların
doluların
karların
ucu sivri ayrılıkların?
67
günleri
68 ..
günleri
69
beni
70
fırat-111-
71
acılar yaşattın
bana
çin seddi kadar
72
ana
tanır koskoca
dünya
beni tanır
sarılmıştım yavruma
halepçede
korkunç bomba
yüreğimde patladı
anaydım
ana
ev!erimiz kurşunlu
camlar kırık dökük
savaş sonrası yaşadığım
dünyada
savaşlar çoğalmakta
bizim için
sürgünler
çoğalmakta
bir gemide italyada
bir iltica yurdunda
almanyada
73
gemiler var
bu gemilerle gerçekleşir rüyalar
ve sevmeler başlar
aşık olmalar...
bu gemilerde doktorlar var
eğlenceler
diskolar...
gördüler beni
yaralı bedenimi gördüler
korkularımı
yaşamamışlığımı gördüler
bir de umutlarımı
denizler kadar
acılarımı gördüler
utandı İtalya kıyısında
insanlar
hiç kimse kimseye çektirmemiştir acıları bu kadar
ve hiçbir toplum çekmemiştir
acıları
benimkiler kadar....
74
dostum
75
- 11
-
76
güller açarsa
dalına bülbüller konacaktır ağacın
toprak kokacaktır
ıslak ıslak
güneş daha da yükseklerde olacak
güller açarsa
77
yol
78