6-KSENOPHANES

You might also like

Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 2

KSENOPHANES (MÖ 570-478)

100 yıldan fazla yaşamış. Batı Anadolu’da Kolophonlu. Perslerin istilası sonucu kaçıyor
İtalya ve Sicilya civarına. Mytos’un ve epos’un (birden fazla olan ve insan gibi davranan )
tanrı tasarımına karşıdır. Bu tanrı tasarımına karşı tinsel olan tek-tanrıcılığı (monoteizmi)
savunuyor. Bunun halk üzerinde etkisi olmasa da, Tanrı’nın kendi yerinde durarak, dünyayı
düşünmekle kımıldattığı düşüncesini Aristoteles geliştiriyor, bu düşünce uzun süre egemen
oluyor s51.
Kendi öğretisine bile eleştirel bakan biri. Ona göre insan, doğruya değil, sadece doğruyu
andırana ulaşabilir.
Heksametron ölçüsüyle dizeler, elegialar, iamboslar yazmış. Kendi yazılarını bir rhapsod gibi
kendileri okuyor.
Önceleri yalın yaşayan Kolophonlular’ın Lidyalılardan boş gösterişliliği öğrendiklerini
söyleyip eleştiriyor onları. Lidya ve Pers süslülüğünü de eleştiriyor.
Tanrıyla ilgili görüşlerinin olduğu şiir s53. Tanrıları insana benzeten Homeros ve Hesiodos’u
eleştiriyor. Çalma, zina etme ve birbirini kandırma. Atlar, öküzler de kendilerine benzer tanrı
çizerlerdi diyor, olanakları olsaydı. (buradan insan merkezliliğe bir eleştiri olduğunu
söyleyebiliriz, ama ne kadar?)
İnsan ve sanı: gibi-geliş, gibi-görünüş s54.
Tanrı ve kozmosun bir tutulması s55.
Tanrıların doğduklarını söyleyenler, öldüklerini söyleyenler kadar dinsizdir demiş.
Ölümünden sonra dünyalı kadın olan Leukothea’ua kurban sunalım mı diye sormuşlar. Onu
tanrı olarak görüyorsanız ağıt yakmayın, insan olarak görüyorsanız kurban sunmayın demiş.
Fosiller üzerine çok güzel gözlemler! S55.
Bir şair kendisiyle zar oynamak isteyen K’ye korkak demiş. O da kabul etmiş. Çirkin şeyler
karşısında pek korkak yüreksiz olduğunu söylemiş. (Çok güzel be!)

Kaynak: Walther Kranz, Antik Felsefe, Çeviren: Suat Y. Baydur, İkinci Basım, Eylül 1994,
İstanbul. Sosyal Yay.

------------------------------------

MÖ 570-478

İnsan bilgisinin ölçütü, kaynağı ve değeri konusundaki görüşleriyle önemli. İnsan bilgisinin
kaynağı ve sınırı deneyimleridir. Tanrı her şeyi bilen ve görendir. (neden bu bölümde tek
tanrılık üzerine ayrıca değinilmemiş?)
İnsan bilgisi kesinliğe varamaz olsa da sürekli gelişir. İnsan bilgisi doğruluğu
ispatlanamayacak olan bilgilerdir s36. Tanrı’nın bilgisi tam ve eksiksizdir.
İnsanların ilişkili olduğu bir diğer bilgi türü söylenceler ve rivayetlerden oluşan,
Ksenophanes’in daha değersiz gördüğü bilgi türüdür: “Homeros ve Hesiodos, insanlara ait ne
kadar ayıp ve kusurlu bir şey varsa hepsini Tanrılara yüklediler: Hırsızlık, zina ve karşılıklı
kandırma” s37. Bu dini anlayışların da topyekün eleştirisidir s38.
Nesnel, kişilerden bağımsız doğruluk vardır ancak ulaşılamaz.
Parmenides, Cicero ve Herakleitos’tan alıntılar s37
İnsan bilgisinin, duyu organlarının deneyimler ve mekanlarla sınırlı olması s39. Tanrı hareket
etmez, mekan değiştirmez.
İncir ve Bal örneği: balı bilmeyen inciri en tatlı şey sanır. Bu iki insan grubuna denk gelir.
D. Laertios’tan: Tanrı’nın özü küre biçimlidir ve insana benzer hiçbir yanı yoktur; baştan
aşağı göz, baştan aşağı kulaktır, ama soluk almaz, tümden akıldır, düşüncedir ve sonsuzdur.
s40
Başka bir fragman kendisinde: O bütünü gören, bütünü düşünen (kavrayan), bütünü işitendir.
Bir Tanrıdır (eis theos), hem tanrılarım hem de insanların arasında en yüce olan O’dur; ne
beden olarak (demas), ne de kavrayış (neoma) olarak insana benzer.
Üç tür tanrı kavrayışı. Etiyopyalılar, Trakyalıların ve hayvanlarda (tasarımsal) tanrı anlayışı
s40. Güzel bir fragman: elleri olsaydı öküzlerin, atların ve aslanların, resim yapabilselerdi elle
insan gibi, atlar at, öküzler öküz şeklinde yaparlardı Tanrı resimlerini ve heykellerini her biri,
kendi şekilleri nasılsa s40.
Kültürel görelik, türsel görelik, insanın diğer canlılardan ayrım üzerine Devlet Adamı
(Politikos)’tan uzun uzun… el üzerine…
Protagoras’ta khremata anlayışı: elle yapılan şeylerin dışında yasalar ve devlet yönetim
kuralları, yani siyaset bilgisiyle de ilgili.
İnsan ne kadar görürse o kadar bilgilenir dermiş s52.
Kaynak: AÖF, İlkçağ Felsefesi

You might also like