Professional Documents
Culture Documents
Beslenme ve Yeme Bozuklukları
Beslenme ve Yeme Bozuklukları
YEME
BOZUKLUKLARI
HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ HEMŞİRELİK
FAKÜLTESİ
PSİKİYATRİ HEMŞİRELİĞİ ANABİLİM DALI
Beslenme ve yeme
bozukluklarının neler olduklarını
ve bu bozukluklara sahip
bireylere uygun hemşirelik tanı ve
Dersin girişimlerini belirleyebilmesi ve
tartışılabilmesi amaçlanmıştır.
Amacı
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 2
• Beslenme ve yeme bozukluklarının neler
olduklarını tanımlayabilecek ve aralarındaki
ayrımı yapabilecek,
• Yeme bozukluklarına neden olan
predispozan faktörleri tartışabilecek,
• Anoreksiya nervoza, bulimiya nervoza
hastalıklarının belirtileri sıralayabilecek,
Öğrenim • Yeme bozukluğu olan hastalara yönelik
uygun hemşirelik tanılarını söyleyebilecek
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 3
Yeme davranışı
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 5
• Bazı insanlar için yemek
yemek bir endişe kaynağıdır.
‘’Çok mu yiyorum?’’
‘’Şişman görünüyor muyum?’’
‘’Yeni kilo verme uygulamaları
Evet, sağlıklı işe yarıyor mu?’’
yaşam için
dikkat edilmesi
gereken bir konu
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 6
• Yeme bozuklukları yeme davranışının
ciddi düzeyde bozulduğu bir tanı
grubudur.
• Anoreksiya nervoza(AN) ve Bulimiya
nervoza(BN) en sık rastlanan,
• Ruhsal belirtilerinin dışında ciddi
bedensel sorunlar da eşlik eder
• Ergenlerde sık görülür
• Ciddi yeti yitimi
• Ölümcül!
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 7
Ölümcül
8
Tarihsel süreç
• Orta Çağ'dan gelen belgeler, saflığa ulaşmak için oruç tutan kadın
azizlerde kendi kendine açlığa yol açan kasıtlı diyetleri göstermekte
• 1800'lerin sonlarında, İngiltere ve Fransa'daki doktorlar, obeziteden
kaçınmak için kendi kendini aç bırakan genç kadınları tanımladılar
• 1930’larda Freud; “bozulmuş beslenme dürtüsü” ve “cinselliğin
kontrolü”
• Ancak 1960'lara kadar AN zihinsel bir bozukluk olarak kabul edilmedi.
• BN ilk olarak 1979'da ayrı bir sendrom olarak tanımlanmıştır.
• Modern çağ ‘’estetik’’, ‘’incelik=güzellik’’ kavramlarının artması ile
hızla artıyor
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 9
• Tarih boyunca toplumun kadın
vücudundan beklediği ölçüler değişmiş,
• Kadın topluma ayak uydurmaya
çalışmış
• 16. ve 17. yy. dolgun ve balık etli
Toplum ve kültür, kadınlar moda ikonu olarak görülmüş
ve daha çok arzulanmış
insanların(özellikle • Viktoriya döneminde güzellik=narinlik;
kadınların) nasıl korseler, kazıtılan kaşlar
• 2. dünya savaşı sonrası dolgun
görünmesi kadın(yeniden)
gerektiğini etkiliyor • 1960’larda aşırı zayıf, 0 beden kadınlar
ideal kadın(medyanın takdimi ile)
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 10
Epidemiyoloji
• Başlangıç yaşları; AN: 15 yaş, BN: geç ergenlik ve erken erişkinlik
• Kadın > Erkek
• Günümüzde genç erkeklerde de görülme sıklığı artıyor
• Genç erkek AN; zayıf bir beden isteme yerini kaslı bir beden istemeye
bırakıyor (Kompulsif bir şekilde egzersiz yapma, kısıtlı besin alımı)
• Batılı toplumlarda daha sık görülüyor fakat AN verileri hızla artmakta
• Tek bir sosyoekonomik düzey ve kültüre yönelik olmadığı
düşünülüyor
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 11
Dünya’da Sayılarla AN ve BN
12
PİKA
Besleyici olmayan
madde yemek
• En az 1 ay süre
• Gelişimsel düzey ile uyumsuz
• Kültürel bir dayanak yok
• Başka bir ruhsal bozuklukla
ilgili değil
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 14
Naftalin
Saç
Lastik içi borular
Kir
Antasit tabletler
Karbonat
Kahve telvesi
Nişasta (un, ham pirinç, çamaşır nişastası)
Kum
Sigara izmaritleri ya da küller
Taş veya çakıl
Tutkal
Tebeşir
Dışkı
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 15
Bunların sonucunda;
• solunum sistemi problemleri,
• gastrointestinal sistem
problemleri,
• alerjik durumlar
Yenilebilir vb. hayati durumlar ortaya
çıkabilir.
olmayan pek
çok şeyi
yiyebilirler
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 16
Pika
(DSM-V)
A. En az bir ay süreyle, sürekli olarak, besleyici değeri olmayan
maddeleri yeme.
B. Besleyici değeri olmayan, besin olmayan maddeleri yeme tutumu,
kişinin gelişimsel düzeyi ile uyumlu değildir.
C. Bu yeme davranışı, kültürel dayanağı olan ya da toplumsal
olarak olağan kabul edilebilecek bir uygulama değildir.
D. Bu yeme davranışı, başka bir ruhsal bozukluk bağlamında ortaya
çıkıyorsa ayrıca klinik değerlendirmeyi gerektirecek denli ağırdır.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 17
Yenebilir olmayan maddelere erişimin
fiziksel olarak kısıtlanmalı,
Tedavi
Etiyolojik neden saptanmalı ve buna
uygun bir tedavi yolu belirlenmelidir.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 18
GEVİŞ
GETİRME
BOZUKLUĞU
RUMİNASYON BOZUKLUĞU
(GERİ ÇIKARMA BOZUKLUĞU)
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 19
• En az bir ay süreyle sık sık yediği yiyeceği geri çıkartma
• Yeniden çiğneme, yutma ya da tükürme
• Tıbbı dayanak yok
• Başka ruhsal bozuklukla ilişkili değil
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 20
• İlerleyici beslenme bozukluğu,
• Dehidratasyon,
• Sıvı elektrolit dengesizliği,
Kendiliğinden • Bağışıklığın azalması gibi
remisyon sık sekonder komplikasyonlar da
görülmesine gelişebilir.
rağmen
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 21
Geri Çıkarma (Geviş getirme) Bozukluğu
(DSM-V)
A. En az bir ay süreyle, sık sık yediği yiyeceği geri çıkarma. Çıkarılan
yiyecek yeniden çiğnenebilir, yeniden yutulabilir ya da dışarı
tükürülebilir.
B. Sık sık geri çıkarma, eşlik eden bir mide-bağırsak hastalığına ya da
başka bir sağlık durumuna (örn. gastroözefageal reflü, pilor stenozu
bağlanamaz.
C. Bu yeme bozukluğu, yalnızca anoreksiya nervoza, bulimiya nervoza,
tıkınırcasına yeme bozukluğu ya da kaçıngan/kısıtlı yiyecek alımı
bozukluğunun gidişin sırasında ortaya çıkmamaktadır.
D. Bu belirtiler, başka bir ruhsal bozukluk bağlamında ortaya çıkıyorsa
(örn. anlıksal yetiyitimi [anlıksal gelişimsel bozukluk] ya da başka bir
nörogelişimsel bozukluk) ayrıca klinik değerlendirilmeyi gerektirecek denli
ağırdır.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 22
Davranışçı tedaviler yeme
davranışının farkındalığını arttırmak
amaçlı kendi kendini gözlemleme,
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 23
KAÇINGAN/KISITLI
YİYECEK ALIMI
BOZUKLUĞU
• Anoreksiya nervoza ve bulimia nervoza’da önemli bir kriter olan
ağırlık ve vücut görüntüsü kaygısı olmaksızın, sürekli olarak
yiyeceklerden kaçınılması veya beslenme kısıtlaması ile karakterize
bir yeme bozukluğudur.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 25
Kaçıngan/Kısıtlı Yiyecek Alımı Bozukluğu
(DSM-V)
A. Aşağıdakilerden en az birinin eşlik ettiği ; uygun beslenme ve/ve ya enerji
gereğinin sürekli karşılanamaması ile kendini gösteren bir yeme ya da beslenme
bozukluğu
• Belirgin kilo kaybı (ya da çocuklarda beklenen kilo alımını sağlayamama ya da büyümenin duraklaması)
• Belirgin bir beslenme eksikliği
• Enteral beslenmeye ya da ağızdan besin destekçilerine bağlı kalma
• Ruhsal toplumsal işlevselliğin belirgin olarak düşmesi
B. Bu bozukluk, ulaşılabilir yiyecek olmaması ya da kültürel olarak onaylanan bir
uygulama ile daha iyi açıklanamaz.
C. Bu yeme bozukluğu, yalnızca anoreksiya nervoza ya da bulimiya nervozanın gidişi
sırasında ortaya çıkmamaktadır ve kişinin vücut ağırlığını ya da biçimini nasıl
algıladığıyla ilgili bir bozukluğu olduğuna ilişkin bir kanıt yoktur
D. Bu yeme bozukluğu, eşzamanlı bir sağlık durumuna bağlanamaz ya da başka bir
ruhsal bozuklukla daha iyi açıklanamaz . Bu yeme bozukluğu başka bir durum ya da
bozukluk bağlamında ortaya çıkarsa; söz konusu durum ya da bozukluğun yol
açabileceğinden daha ağır olur ve klinik açıdan ayrıca ele almayı gerektirir.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 26
ANOREKSİYA
NERVOZA
(AN)
• Genel olarak 12 18 yaşları
arasında başlayan ve
• düşük beden ağırlığı,
• kilo almaya yönelik aşırı
korkuya bağlı kilo alımını
güçleştiren davranışlar
• beden imgesi bozukluğu ile
karakterize, hasta ve ailesi
üzerinde önemli etkileri olan
ciddi bir mental bozukluktur.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 28
Anoreksiya; uzun süreli Bulumiya; aşırı ve doyumsuz
iştahsızlık iştah hali
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 29
Anoreksiya terimi aslında yanlış
değerlendirilmektedir.
Önceleri anoreksik kişilerin açlık
hissi duymadıklarına
inanılmaktaydı.
Ancak yapılan araştırmalar bu
bireylerin açlık hislerinin devam
ettiğini göstermektedir.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 30
• Kilo alma kaygısıyla başlayan yemek
yeme veya yiyememe durumu olarak
ortaya çıkar.
• İştahsızlıkla birlikte önceleri pütürlü
gıdıları yiyememe şeklinde görülür.
• Daha sonra kişi sulu gıdaları bile
zorlukla yutabilir.
Bir deri bir • Bu durum aşırı kilo kaybıyla
kemik ama sonuçlanır.
• Kişinin adeta bir deri bir kemik kalacak
kendini hala kadar, aşırı zayıflamasıyla belirginleşir.
şişman olarak
görmesi
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 31
• Genellikle ilk veya orta ergenlik
döneminde,
• Çoğunlukla bir diyet dönemini
takiben ve yoğun bir stres
sonrası (anne baba ayrılıkları vs.
) Ortaya çıkmaktadır.
• Başlangıç yaşının ortalama 17
olduğu ve 40 yaşından sonra
anoreksiya’nın görülmediği
kabul edilmektedir
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 32
Yavaş Yavaş
Gerçekleşen Bir İntihar
• AN hastalığına sahip bireyler, kaç
kilo olursa olsunlar hep şişman
olma korkusuyla yaşarlar ve ne
kadar zayıfladıklarının asla
farkına varmazlar.
• Çünkü bu hastalığa
yakalananların %10 ile 20’si
komplikasyonlar yüzünden bu
hastalıktan kurtulamadan ölür.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 33
Kişilik özellikleri
• Anoreksikler mükemmeliyetçidirler ve yaşam standartlarını yüksek
tutmaya çalışırlar.
• Okul başarıları yüksektir.
• Kendileri ve yaşamlarıyla ilgili olarak tek kontrol edebildikleri şeyin
yemek ve kilo olduğunu düşünürler.
• Eğer çevrelerinde olan bitenleri kontrol altına alamıyorlarsa,
yemelerini kontrol altına alırlar ve kilo kaybettikçe kendilerini daha
güçlü hissederler.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 34
• Hastalar bu rahatsızlık
başlamadan önce genellikle
normalin biraz üzerinde kiloya
sahiptirler.
• Tablo sıklıkla bir diyet dönemini
takiben ya da yoğun stres
durumları sonrasında ortaya
çıkabilir
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 35
İlk belirtiler yeme
alışkanlıklarındaki değişiklikler
• Kalabalıkta yemek yememe,
• Sofraya oturmama,
• Çok sık diyet yapma,
• Özellikle karbonhidrat ve yağ
içeren yiyecekleri kesme
şeklinde kaçınma davranışları
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 36
Kaçınma davranışlarının
yanı sıra
• yiyeceklere aşırı ilgisi,
• başkaları için yemek hazırlama,
• yemek tarifleri toplama
• beslenme konusunda ayrıntılı
bilgiye sahip olması dikkat
çeker.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 37
• Yiyeceklere ilişkin tuhaf tutum ve davranış sergileyebilirler.
• Örneğin; yiyecekleri çok küçük parçalara keserek, uzun zamanda
yemek; aşırı miktarda yiyecek, özellikle şeker satın almak ya da
çalmak; yiyecekleri evin içerisinde acayip yerlere saklamak gibi.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 38
Hastalığın tipik
özellikleri;
• Zayıflamasına karşın hastanın kendisini
şişman ya da şişmanlayacak gibi
hissederek yemekten kaçınması
• Bir deri bir kemik görünümünde olduğu
halde kendisini zayıf algılamaz; hatta
şişman olduğunu söyleyebilir.
• Özellikle dış görünüşleri konusunda
hassas olduklarından başkalarının onu
nasıl algıladığı konusunda çok kaygılı
• Sık aralıklarla tartılır
• Gün içinde tekrarlayan şekillerde ayna
karşısında kendilerini kontrol etme
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 39
Anoreksiya Nervoza
(DSM-V)
A. Gereksinimlere göre enerji alımını kısıtlama tutumu kişinin yaşı, cinsiyeti,
gelişimsel olarak izlediği yol ve beden sağlığı bağlamında belirgin bir biçimde
düşük bir vücut ağırlığının olmasına yol açar. Belirgin bir biçimde düşük vücut
ağırlığı, olağan en düşüğün altında ya da çocuklar ve gençler için beklenen en
düşüğün altında tanımlanır.
B. Kilo almaktan ya da şişmanlamaktan çok korkma ya da belirgin bir biçimde
düşük vücut ağırlığında olmasına karşın kilo almayı güçleştiren sürekli
davranışlarda bulunma.
C. Kişinin vücut ağırlığını ya da biçimini nasıl algıladığıyla ilgili bir bozukluk
vardır. Kişi kendini değerlendirirken vücut ağırlığı ve biçimine yersiz bir önem
yükler ya da o sıradaki düşük vücut ağırlığının önemini hiçbir zaman
kavrayamaz.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 40
Anoreksiya Nervoza
(DSM-V)
4 alt tipi mevcuttur.
1. Kısıtlayıcı Tür: Kişinin, son üç ay içinde, yineleyen tıkınırcasına yeme ya da
çıkarma(kusma, laksatif, diüretik, lavman) dönemleri olmamıştır. Daha çok diyet
yaparak, neredeyse hiç yemek yemeyerek ve/ya da aşırı spor yaparak kilo
kaybedildiği görünümleri tanımlar.
2. Tıkınırcasına Yeme/Çıkarma Türü: Kişinin, son üç ay içinde, yineleyen tıkınırcasına
yeme ya da çıkarma(kusma, laksatif, diüretik, lavman dönemleri) olmuştur.
3. Tam Olmayan Yatışma Gösteren: Anoreksiya nevroza için tanı ölçütleri daha önce
tam olarak karşılandıktan sonra A tanı ölçütü uzunca süre karşılanmamaktadır,
ancak B tanı ölçütü ya da C tanı ölçütü yine de karşılanmaktadır.
4. Tam Yatışma Gösteren: Anoreksiya nevroza için tanı ölçütleri daha önce tam olarak
karşılandıktan sonra, artık hiçbir tanı ölçütü uzunca bir süredir karşılanmamaktadır.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 41
Tıkanırcasına yeme çıkarma tipinde
Kısıtlayan tipte (bulimik tipte)
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 42
Normal bir kilo için BKİ aralığı 20-24.9 ’dur.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 43
Kaşeksi: Yağ ve kas dokusunda azalma, tiroid
metabolizmasında azalma, üşüme, beden
Kilo kaybına ısısında düzensizlik.
bağlı
bulgular Kardiyak Bulgular: Kalbin kas dokusunda
azalma, kardiyak aritmiler, atriyal ve
ventriküler prematüre kontraksiyonlar, ani
ölüm
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 44
Üreme Sistemi Bulguları: Amenore, hormon
düzeylerinde azalma
Kilo kaybına Deri ile ilgili bulgular: Lanugo, ödem ve
bağlı bulgular Dehidratasyon, kuruluk, alopesi
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 45
Metabolik: Elektrolit dengesinde bozuklular, magnezyum düzeyinde
azalma.
bağlı
bulgular Diş Bulguları: Ön dişlerde daha fazla olmak üzere erozyon
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 47
Biyolojik Etkenler
• Kalıtım
• Nörokimya
• Beyin görüntüleme
• Endokrin Dizge
Psikolojik predispozisyonlar
Sosyal sorunlar
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 48
Kalıtım
• Anoreksiya nervozalı hastalarda ailesel ve kalıtımsal geçişi
destekleyen veriler bulunmaktadır.
• İkiz çalışmalarında, çift yumurta ikizlerinde eş hastalanma
görülmezken, tek yumurta ikizlerinde eş hastalanma oranı %29-50
olarak bildirilmiştir.
• AN annede ve kız kardeşte varsa, bu kişilerin hastalanma oranı
genel popülasyona oranla daha yüksektir (%6.6)
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 49
• Genetik yatkınlık,
• özel bir kişilik tipine,
• bir psikiyatrik rahatsızlığa (özellikle duygudurum
bozukluğu)
• hipotalamik işlev bozukluğuna bağlı olabilir.
• AN hastalarının annelerinde OKB yaygınlığı kontrol
grubundakilere göre daha yüksektir.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 50
Nörokimya
• Seratonin dizgesi üzerine çalışılmıştır.
• Seratonin yolaklarının beslenme, duygudurum ve dürtü kontrolüyle
bağlantılı olduğu bilinmektedir. AN hastalarında beyin omurilik
sıvısında seratonin yıkım ürünü düşük bulunmuştur.
• An’de bir primer hipotalamik disfonksiyonun olduğu yönünde
birtakım tahminler yapılmıştır. Çalışmalarda, kortizol seviyesinde
artış ve muhtemel bir dopaminerjik regülasyon bozukluğunun AN
olan bireylerde görüldüğü saptanmıştır.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 51
Beyin görüntüleme
• AN’da gri cevherde daha belirgin olmak üzere hem gri hem beyaz
cevher hacminde belirgin azalma karıncıklarda genişleme
görülmektedir.
• Sağaltımda kısa süre içerisinde beyaz cevher hacminde tama yakın,
gri cevher hacminde ise %50 oranında düzelme sağlanır. Uzun süreli
izlemlerde gri ve beyaz cevherler normale yakın düzelir.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 52
Endokrin Dizge
• Süreğen açlık durumları hormonal dengesizliklere sebep
olmaktadır. Bunlardan en iyi bilinen hipotalamik amenoredir.
• Hastalarda LH salınımında ve bu hormonu kontrol eden
gonadotropin salıverici hormon (GnSH) salınımında düzensizlik
görülmektedir. Bu düzensizlik hastalığın süresiyle ya da hastanın
kilosuyla doğrudan ilişkili değildir.
• Bazı hastaların adet düzeni çok düşük kilolarda bile bozulmayabilir.
• Çoğu AN hastası normal kilosuna döndüğünde adet görmeye
başlarken %15’i yeniden adet göremez.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 53
• AN hastalarında doygunluk hissi veren leptin azalır açlık hissi veren
ghrelin artar
• Gonadrotropin hormonları leptinle uyarılırken, ghrelinle baskılanır.
Sonuçta cinsiyet hormonları az çalışır.
• Ghrelin büyüme hormonuna karşı da direnç oluşturmaktadır.
• Ayrıca AN hastalarda hipotalamus-hipofiz-böbreküstü bezi ekseni
fazla çalıştığından kortizol salınımı yüksektir.
• Norepinefrinin iştah uyarıcı etkisi olup, serotonin ise doygunluk
hissini arttırır, gıda alımını azaltır, agresif, impulsif ve obsesif
kompulsif davranışları düzenler.
• Seratonin ve dopamin sistemlerinin az veya çok aktivasyonu, yeme
bozuklukları oluşturur.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 54
Sosyokültürel
etkenler
• Batılı kültürlerde incelik, çekiciliğin dışa vurumu
olarak önemle vurgulanır. İsteyerek diyet
yapanların çoğunluğu, daha çekici olma
amacındadır.
• İsteyerek diyet yapanların bir diğer grubu
dansçılar, balerinler, sporcular, jokeyler gibi iş
yaşamlarında rekabetin önemli olduğu kişilerdir
ve YB geliştirme riskleri yüksektir.
• Bazı kadınların profesyonel ve sosyal taleplerle
başa çıkamayıp, çatışma yaşadıkları ve diyet
yaptıkları varsayılmaktadır.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 55
Psikososyal etkenler
• Psikodinamik açıdan, anoreksiya nervozayı cinsel dürtülerin
baskılanması ve cinsel içgüdünün yeme davranışıyla eşleştirilmesi,
cinsel ilişki kurma ve gebe kalmaya ve büyümeye, anneden
ayrılmaya, bireyleşmeye karşı aşırı korku olarak tanımlanmaktadır.
• Bu hastalarda çocuğun özerk gelişmesini güçleştiren onun çocuksu
kalmasını destekleyen aile patolojisinin olduğu ileri sürülmüştür.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 56
• Anoreksik hastalarda çocukluk dönemi
cinsel taciz öyküsü sıktır.
• Özellikle geç başlayan olgularda (25
yaş sonrası) sıklıkla olumsuz yaşam
olaylarından sonra belirtiler
görülmektedir.
• AN’nın obsesif, mükemmeliyetçi,
yarışmacı özellikleri olan ailelerde sık
görüldüğü, aile içerisinde ölüm ve
ayrılma, ruhsal hastalık, alkol ve
kumar sorunları ile başka önemli aile
sorunları olduğu bildirilmiştir.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 57
Majör depresyon (%68),
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 58
AN Hastalığın Gidişatı
• Tanı konulması ve iyileşme arasında ortalama 5-6 yıl olur.
• İyileşme oranı %50 dolaylarındadır.
• Hastalık boyunca iyileşme ve yineleme dönemleri olabilir. Ek
tanılarının olması, hastalık süresinin uzaması hastalığın gidişatını
olumsuz etkilemektedir.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 59
AN’da hastanın
• semptomlarını inkar
etmesi,
• yeme davranışına ilişkin
sorunları gizlemesi ve
• tedaviye direnç göstermesi
nedeni ile
Tanı koymak
güçleşebilir
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 60
Tedavi (AN)
• Hastaların çoğu tedaviden kaçma eğilimindedir.
• ÖLÜMCÜL BİR HASTALIK!
• Tanısı konulan hastaların %10’unun on yıl içerisinde öldüğü tahmin
edilmektedir.
• Ölümlerin 1/5’i öz kıyım şeklinde olmaktadır.
• Sinsi ve yavaş ilerleyen, çoğu zaman hasta normal kilosunun çok
altına indikten sonra fark edilmektedir.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 61
1. hastanın yeme
bozukluğunu,
2. bozuk yeme ve çıkarma
davranışını düzenlemektir.
• Bu hastalarla yapılan iş sadece
bir yemek yedirmek ve kilo
kazandırmak olmamalı,
Tedavinin iki hastaların sorunları çeşitli
temel amacı yönlerden ele alınmalıdır.
vardır
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 62
AN Tedavide Amaçlar
İlk Amaç: Hipokalemi veya dehidratasyon gibi fiziksel
komplikasyonların ve büyük depresyon gibi psikiyatrik semptomların
tedavisidir.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 64
Yemek yeme davranışı sosyal ortamda
gerçekleşmesine ve tek bir odada olmasına
dikkat edilmelidir.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 65
Öğünün miktarına göre masaya yemek
getirmelidir.
66
American Psyschiatric Association (2010)’ya
göre;
• Kalp hızı < 40/dk, Kan basıncı < 90/60 mm Hg, glukoz < 60
mg/dl, potasyum < 3 mEq/L, elektrolit dengesizlikleri,
AN hastası dehidratasyon; karaciğer, böbrek veya kardiyovasküler
akut tedavi gerektiren durumlar
hastaneye • İntihar riskinin veya depresyonun eşlik ettiği durumlar
ne zaman • Vücut ağırlığının ideal vücut ağırlığının % 85’inden az
olması
yatar? • Tedavi işbirliği yapmayan hasta
• Hastaneye yatış gerektirecek psikiyatrik bir tanı
• Aile çatışması, problemleri ya da yokluğu sebebiyle
hastanın evde yapısal tedavi görememesi
• Tedavi programına katılamayacak kadar uzakta yaşıyor
olması
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 67
AN Yatarak Tedavi
• En kısa sürede muayene ve laboratuvar
incelemeleri yapılması gerekir. Eğer
hasta oral alımı tolere edemeyecek
kadar riskli bir dönemdeyse doktor
istemiyle parenteral olarak beslenebilir.
• Diyetisyen, doktor, psikoterapist ve
hemşireden oluşan bir tedavi ekibinin
düzenledikleri program ağırlıklı olarak
hemşire bakımı altında, haftalık olarak
belirlenen bir kiloya ulaşmak amacıyla
uygulanır.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 68
I. Hazırlık Aşaması
V. İzleme
69
I. Hazırlık aşaması
• Hastalara tedavi hakkında bilgilendirmek ve yatış öncesi görüşmede
servisi gezdirerek mantık dışı korkularını hafifletmek, gerçekçi
beklentilere teşvik etmek yararlı olur.
• Ekip bireysel tedavi programlarını şekillendirirken esnek olmalı,
hastanın korku ve tercihlerini dikkate almalıdır.
• Hastayı yalnızca beslemek, kilo almasını amaçlamak hastanın kendi
oto kontrolünü kaybettiğini hissetmesine ve şişman olmaktan
korkmasının tetiklenmesine yol açar. Bu korku kontrolü tekrar
sağlamak istemesine ve bozuk döngünün tekrar başlamasına yol
açar.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 70
Kilosu çok düşük olan hastalar
için mesaj açık olmalıdır
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 71
II. Yatıştan Sonra Güncel hastalığının tanımlanması
Hastanın
Değerlendirilmesi Hastanın kişiliğinin özellikleri.
Aile dinamikleri.
PSİKİYATRİK ÖYKÜ
Geçmişteki tedavi girişimleri.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 72
Açlığa bağlı bilinç durumundaki dalgalanmalar
II. Yatıştan Sonra
Hastanın
Açlığa bağlı mizaç durumundaki dalgalanmalar.
Değerlendirilmesi
Obsesif ya da kompulsif özellikler.
Algı bozukluğu.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 73
III. Hastaneye Yatış ve Yatarak Tedavinin
Başlaması
• Beslenme rehabilitasyonu
• Bireysel Psikoterapi
• Grup Terapisi
• Aile Terapileri
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 74
• İlaç sağaltımı: Yeme bozukluklarına yönelik özel bir ilaç yoktur.
• Ancak olanzapinin kilo alımını arttırdığı bilinmektedir, bu yüzden anoreksik
hastalarda kullanılmaktadır.
• Eşlik eden hastalıklarına yönelik ilaç kullandırılmalıdır.
• Prozac(Fluoksetine) depresyon ve obsesif-Kompulsif semptomlar gösteren
hastalarda kullanılır
• Gerekirse hastalara çoklu vitamin ve mineral desteği sağlanabilir.
• Psikoterapi: aile odaklı tedavi, bilişsel davranışçı psikoterapi, psikoeğitim
odaklı destekleyici psikoterapi
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 75
Yatarak Tedavide Hemşirelik Bakımı
• Hastanede tedavinin en önemli
parçasıdır.
• Gerektiği kadar hasta ile birlikte kalmak,
• Yemeğe teşvik etmek, zorlama
yapmamak, tehdit etmemek
• Hastanın şişmanlık korkusu konusunda
empati yapılmak
• Ağırlık ve kalorilerle ilgili tartışma
yapılmasına izin vermemek,
• Duygular üzerinde yoğunlaşmak
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 76
• Aldığı çıkardığı takibi yapılır (aynı kıyafetlerle tartılmalı, lavabo
ihtiyacı varsa giderildikten sonra tartılmalı).
• Çay, kahve gibi diüretikler sınırlandırılmalıdır.
• Yemek yerken yanında yanında hemşire bulunmalıdır.
• Birey yemek yedikten sonra tedavinin başlarında 90 dk kadar,
sonrasında ise 30 dk. kadar lavaboya gitmemesi gözlenmelidir.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 77
!!
• Hastanın manipülatif davranışlarına karşı uyanık olunmalıdır.
• Hastayla inatlaşılmamalıdır.
• Hasta yargılanmamalı ve ceza verilmemelidir.
• Klinikte birden fazla anoreksik hasta bulunmamalıdır (bu durum
birbirleriyle yarışmalarına neden olabilir)
• Multiimpulsif davranışları olan (beraberinde alkolizm, çalma,
kendine zarar verme) hastalar çok iyi eğitilmiş deneyimli bir ekip
için bile gerçek bir zorlanma oluşturabilir.
• Hastalığın tedavi sürecinin zor ve uzun olduğu unutulmamalıdır.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 78
Tedavi olma konusunda gözlenen
dirençten dolayı, kimi zaman tedavi
ekibine kızgınlık oluşabilir.
Ekip işbirliği
Bu kızgınlık, bazen ekipteki bir
kişiyi kendi tarafına çekmek, diğer
ekip üyelerini ona şikayet etmek
biçiminde görülebilir.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 79
• Bedeninizin biçimi ve yemek
gereksiniminize ilişkin algılarınızı
Hastaya değiştiren bir hastalığınız var.
Verilmesi • Yemek yeme önerimize güvenin.
• Bu, sizin için zor olabilir, çünkü
Gereken kontrolünüzü kaybedeceğinizden, çok
Mesajlar yiyeceğinizden ve şişmanlayacağınızdan
korkuyor olabilirsiniz.
• Amacımız sizi şişmanlatmak değil;
sağlıklı ve dengeli biçimde beslemenizi
sağlamak.
• Beslenme gereksiniminize ilişkin
fikirlerimizi kabul etmenizi ve
önerdiğimiz her şeyi yemenizi istiyoruz.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 80
• Sıkıntı hissedebilirsiniz, hemşireniz
olarak sizinle birlikte olacak ve size
destek, cesaret vereceğim.
• Lütfen bize dürüst olun ve güvenin.
• Yediklerinizi çıkartmak, yok etmek,
böylece yemenin etkilerinden
kurtulmak için yoğun istek
hissedebilirsiniz.
• Kilo almayı değil açlık durumunuzun
düzelmesini düşünün.
• Hedefimiz sizi daha sağlıklı ve mutlu
bir insan yapmaktır.
• Hayatınızın kontrolünü yeniden
kazanmanızı, büyüme ve gelişmenizi
(hasta ergen ise) istiyoruz.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 81
IV. Hastane Tedavisinin İdame Dönemi
• Hedef: hastanın yiyecek, ağırlık ve egzersizlere ilişkin daha çok
kontrol kazanması ve servisin yapısını içselleştirerek, çıktıktan
sonra kontrolü kaybetmemesidir.
• İdame dönemde sorumluluk hastaya geri verildiği için birçok
bakımdan beslenme rehabilitasyonuna göre daha zordur
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 82
V. İzleme
• Tedavinin bu son aşaması sıklıkla birkaç yılı alır.
• Çoğu hasta 'iyileşmiş' değil ‘düzelmiş’ olarak çıkar.
• İlk birkaç gün şaşkınlık yaşanır.
• Mükemmeliyetçi yapıları nedeniyle ilk haftada hata yapacaklarını,
ağırlık kontrolünü kaybedeceklerini düşünürler.
• Yediklerini, yemekle ilgili duygu ve düşüncelerini kaydetmeleri
istenir.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 83
BULİMİYA
NERVOZA
(BN)
• Aşırı yemek yeme ve diyet
dönemlerinin iç içe olduğu bir
yeme bozukluğudur.
• Yeme krizleri ve bunu izleyen
mideyi boşaltma çabalarıyla
belirgindir.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 85
Yeme nöbeti
• Kontrol kaybı.
• Yüksek kalorili yiyecek
• Nöbetin, hasta yorgun
düşünceye veya aşırı yemekten
dolayı bir rahatsızlık duyuncaya
kadar devam etmesi,
• Pişmanlık, iğrenme, tiksinme,
huzursuzluk, kilo alma korkusu
ve dışa atım çabası ile sonlanış
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 86
Dışa atım
• Parmak yardımı ile kusma
• Laksatif kullanma
• Diüretik kullanma
• Zayıflama hapları alma
• Aşırı egzersiz yapma
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 87
• Bu hastalar sürekli aşırı yiyen,
ileri derece şişman olan
hastalardan farklıdır. Hasta aşırı
yeme nöbeti başlayınca bütün
çabalarına, korkularına karşın
yeme tutkusunu durduramaz.
• Çoğu zaman fazla kilolu
değildir; kilo alınca yakınır.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 88
Uğraş
• Beden ağırlığı, güzellik ve çirkinlikle aşırı uğraş vardır. Yaşamlarının
büyük bir bölümünü yemek ve yememek arasındaki bocalamayla
geçirir.
• Yemek tutkusu öyle ağır gelir ki bir yandan gizlice yer, gider
çıkarır, tekrar yer.
• Kimi hastalar yedikleri yiyeceğin niteliğine bakmaz
• Kendini eleştirir, suçlar; hatta iğrenir.
• Hasta çoğu zaman çökkün duygu durumu gösterir.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 89
Bulimiya Nervoza
(DSM-V)
A. Tekrarlayan sık yeme epizotlarının olması. Bir tıkınırcasına yeme epizodu aşağıdakilerden her
ikisi ile belirlidir:
1. Benzer koşullarda, benzer sürede çoğu kişinin yiyebileceğinden açıkça daha çok yiyeceği,
ayrı bir zaman biriminde (örn. Herhangi iki saatlik bir sürede) yeme.
2. Bu dönem sırasında yemek yemeyle ilgili denetiminin kalktığı duyumunun olması
(Örneğin, yemeyi durduramayacağı veya ne yediğini ya da ne kadar yediğini kontrol
edememe duygusu).
B. Kilo almaktan sakınmak için, kendisinin yol açtığı kusma, laksatiflerin, diüretiklerin ya da diğer
ilaçların kötüye kullanımı, hiç yemek yememe ya da aşırı egzersiz yapma gibi uygunsuz telafi
davranışlarında tekrar tekrar bulunma.
C. Tıkınırcasına yeme ve uygunsuz telafi davranışlarının her ikisi de ortalama 3 ay süre içinde en
az haftada bir kez ortaya çıkmaktadır.
D. Kendini değerlendirmesi vücudun biçiminden ve ağırlığından yersiz bir biçimde etkilenir.
E. Bu bozukluk sadece AN epizotları sırasında ortaya çıkmamaktadır.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 90
Bulimiya Nervoza (DSM-V)
Şiddeti
Hafif: Uygunsuz telafi davranışlarının haftada ortalama 1-3
epizot şeklinde olması
Orta: Uygunsuz telafi davranışlarının haftada ortalama 4-7
epizot şeklinde olması
Şiddetli: Uygunsuz telafi davranışlarının haftada ortalama 8-
13 epizot şeklinde olması
Çok şiddetli: Uygunsuz telafi davranışlarının haftada ortalama
14 epizot ya da üzerinde olması
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 91
Bulgular
Kusanlarda Laksatif kullananlarda
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 92
• Östrojen seviyesinde düşme
• Kas güçsüzlüğü
• Aritmiler
• Bilişsel bozulma
• İrritabilite
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 93
Etiyoloji (BN)
• Biyolojik Etkenler
• Kalıtım
• Nörokimya
• Beyin görüntüleme
• Psikososyal Etkenler
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 94
Kalıtım
• İkizlerle yapılan epidemiyolojik bir çalışmada ikizlerden birinde
bulimiya nevroza olması durumunda, diğer ikizde bulimiya nervoza
görülme riskinin ise 2.6 kat arttığı belirtilmektedir.
• Yine birinci derece yakınında bulimiya nervoza görülmesi hastalığın
görülme riskini arttırmaktadır.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 95
Nörokimya
• Bulimiyada serotonin ve norepinefrin gibi nörotransmitterlerin
orokimyasal etmen olduğu düşünülmektedir. Tedavide hastalara
seçici serotonin geri alım inhibitörlerinin (SSRI) kullanıldığı ve
olumlu sonuçların oluştuğu görülmüş, dolayısıyla bu hipotez
desteklenmiştir.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 96
Beyin görüntüleme
• AN’da olduğu kadar belirgin olmamakla birlikte hem gri hem beyaz
cevher hacminde azalma olduğu görülmüştür.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 97
Psikososyal
• Psikodinamik teorilere göre; olumsuz anne-bebek etkileşimlerinden
kaynaklanmaktadır.
• Çocukta ego gelişiminde gecikmeye ve ayrılamama
bireyselleşememeye neden olur. Annenin çocuğun fiziksel ve
duygusal gereksinimlerini besin yolu ile karşıladığında durum daha
da güçlenir.
• Kişide kimlik duygusunda ve beden imgesinde bozulma ortaya
çıkar.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 98
• Ebeveynler evliliklerinde yaşadıkları
çatışmayı yadsıyarak hasta çocuğu aile
problemi olarak tanımlarlar. Bu ailelerde
sağlıksız bir bağımlılık vardır. Ebeveynler
çocuğu kendilerine bağımlı şekilde
yetiştirme çabasındadırlar.
• Ailede genellikle pasif bir baba, baskın bir
anne vardır. Aile mükemmelliğe aşırı önem
verir ve çocuk kendisini bu standartlara
ulaşma konusunda zorunlu hisseder.
Ebeveyn sevgi, onay ve saygının devamlılığı
için çocuğunun obsesif ve mükemmel
davranışlarını destekler. Adölesan dönemde,
bu bozuk yeme modeli ebeveynlere karşı
ortaya konan bir isyanın göstergesi olabilir ve
çocuk bu sayede kontrol sağladığını düşünür.
H. Ü. H. F. PSIKIYATRI HEMŞIRELIĞI AD 99
Depresyon
Fobik bozukluk
BN’ye
OKB
Komorbidite
Panik bozukluğu
AN VE BNFARK?
B. Tıkınırcasına yeme nöbetleri aşağıdaki maddelerden en az üçü (ya da daha çoğu) ile ilişkilidir:
1. Normalden çok daha hızlı yeme.
2. Rahatsızlık verecek düzeyde tokluk hissedene dek yeme.
3. Bedensel açlık duymuyorken aşırı ölçülerde yeme.
4. Ne denli yediğinden utandığı için kendi başına yeme.
5. Yeme sonrası kendinden iğrenme, çökkünlük yaşama ya da büyük bir suçluluk duyma.
Gereksinimden
Sıvı volüm eksikliği Etkisiz inkâr
fazla beslenme
Hemşirelik
tanıları Beslenmede
dengesizlik: Etkisiz bireysel
Anksiyete
gereksinimden başetme
fazla