Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 5

HUKUK

r öte yandan Osmanlı Devleti'nde özel- rm konsolosluk ve cemaat mahkemele-


HUKUK
likle XVI. yüzyıldan itibaren Hanefi mez- rinin kaldırılmasına karş ı çıkmala rı na en-
( J~ I)
hebinin katı biçimde uygulanması huku- gel olacağı için istenmekteydi. Nitekim
Kişilerin birbirleriyle k! hayatta birtakım güçlüklerin dağma­ Talat Paşa'nın , İttihat ve Terakki genel
veya devletle o lan
sına yol açıyordu. Kadınların boşanması­ merkezi üyelerinden bu alanda yapılacak
ilişkileri ni düzenleyen kurallar b ütünü,
b ununla ilgili ilim veya sa hip olunan nın çok sınırlı durumlarda kabul edilmesi reformlar konusunda bir rapor hazırl an­
hakla r anlamın da bir terim buna örnek gösterilebilir. Bu tür problem- masını istediğ i bilinmektedir (Eri ş irgil . s.
(bk. FlKlH; HAK).
_)
Ierin çözülebilmesi ancak diğer mezhep- ı 58) . Aynı konuda Ziya Gökalp tarafından
L
lerden yararlanmakla mümkün olabilir- hazırlanan , aile ve miras hukukunun ka-

1 di. Nitekim 1916 yılında çıkarılan iki ira- nunlaştırılmasını , şer'iyye mahkemeleri-
1
HUKÜK-ı AiLE KARARNAMESi de-i seniyye ile (aş . bk . ) mezhep içindeki nin şeyhülislamlıktan alınıp Adiiye Neza-
ı9ı7 ta rihli farklı görüşlerden ve Hanefi mezhebi dı­ reti'ne bağlanmasını. Evkaf Nezareti bün-
Osmanlı aile kanunu. şındaki diğer fıkıh mezheplerinden isti- yesinde bulunan okulların Maarif Nezare-
L _)
fade yolu açılmıştı. Ancak aile hukuku ala- ti'ne devredilmesini öngören rapor Mec-
Osmanlı Devleti'nde Thnzimat'tan kısa nında ihtiyaç duyulan hukuk! reformların lis-i Vükela'ya gönderilmişti. Raporun bu
bir müddet sonra başlayan kanuniaştırma diğer mezheplerden faydalanılarak ha- mecliste tartışmalara konu olduğu da bi-
hareketlerinin son örneklerinden biri 8 .yata geçirilebilmesi için bu alanın bütün linmektedir (a.g. e., s. 164) . İttihat ve Te-
Muharrem 1336 (25 Ekim 1917) tarihli olarak kanunlaştırılması gerekiyordu. rakki Fır kası'nın 1916 yılı kongresinde alı­
Hukük-ı Aile Kararnamesi'dir. Bu karar- Kararnamenin hazırlanmasında , bu nan kararlar arasında bütün mahkeme-
name. aile hukuku alanında İslam ve Os- alanda öteden beri mevcut olan yargı iki- lerin Adiiye Nezareti'ne bağlanması kara-
manlı hukuk tarihinde ilk örnek sayılır. Os- liğ i ni ortadan kaldırma düşüncesi de rol rı da yer almaktaydı (Tun aya, Türkiye 'de
manlı Devleti'nde yaklaşık bir buçuk yıl yü- oynamıştır. O zamana kadar Osmanlı Dev- Siyasal Partiler, I. ı ı 8) . Nitekim bu karar
rürlükte kalmış olmasına rağmen Suriye, leti'nde gayri müslimler aile hukuku saha- bir yıl sonra uygulanmış ve şer'iyye mah-
Ürdün. Lübnan ve Filistin gibi ülkelerde sında hem hukuk! hem kaza( muhtariyet- kemeleri şeyhülislamlıktan alınarak adı
daha uzun sürelerle yürürlükte kalmış ve ten faydalanmaktaydılar. Bunlar dilerler- geçen nezarete bağlanmıştır. İttihat ve
İslam hukuk tarihinde kısa ömrüne rağ­ se şer'iyye mahkemesine başvurur ve is- Terakki hükümeti aynı kararlılığı aile ka-
men önemli bir etkiye sahip olmuştur. lam hukukuna tabi olurlardı; isterlerse ih- nunun u hazırlama işinde de gösterdi. İt­
Kara rna rneyi D oğu ra n S ebepler. Ka- tilaflarını kendi cemaat mahkemelerine tihat ve Terakki Fırkası ' nın iktidardan
götürebilirlerdi. Bu son durumda kendi düşmesinden sonra kararnamenin alela-
rarnamenin ortaya çıkışında hukuk! se-
bepler kadar siyasi. sosyal, ekonomik ve hukukları uygulanırdı. Aynı tür davalarda cele yürürlükten kaldırılması onun hazır­
davanın taraflarının müslüman veya gay- lanmasında fırkanın oynadığı rolü ortaya
kültürel sebepler de etkili olmuştur. Ka-
ri müslim ol masına göre farklı yargı mer- koymaktadır.
rarnameyi doğuran hukuki sebeplerin
başında aile hukukunun o zamana kadar ciierine gidilmesi yargı ikiliğine yol açmak- Osmanlı Devleti'nde XIX. yüzyılda baş­

kanunlaştırılmamış olması gelmektedir. taydı. Dönemin hukukçuları ile ittihat ve layan Batılılaş m a hareketi diğer alanlar-
Tanzimat'la başlayan süreç içinde huku- Terakki yönetimi, gerek cemaat gerekse da olduğu gibi sosyal alanda da önemli
kun belli başlı alanları ve bu arada mede- yabancılar için yargı yetkisine sahip kon- değişikliklere yol açmıştı. öte yandan bu
ni hukukun önemli bir kısmı Arazi Kanun- solos mahkemelerini kapatarak yargı bir- dönemde aile yapısında da köklü değişik­
namesi (ı 858) ve Mecelle-i Ahkam-ı liğini sağlamayı düşünmekteydi. 1914 yı­ likler gözlenmekteydi; konak ailesinin ye-
Adliyye ile (1868-ı 8 76) kanunlaştırılmış. lında İttihat ve Terakki hükümeti tek ta- rini yavaş yavaş karı koca ailesi almaya
ancak aile hukukuna sıra gel memişti. Bu raflı bir kararla kapitülasyonları kaldırdı başlamıştı. Bu ise kadının aile içindeki ko-

durum. dönemin hukukçuları tarafından ve bu arada konsolosluk mahkemelerini numunu daha güçlü bir duruma getir-
genellikle bir eksiklik olarak görülmüş ve de ilga etti. Kararname ile cemaat mah- mişti. Aynı dönemde kadının sosyal ha-

tamamlanması yolunda temenniler dile kemelerinin yargı yetkisinin kaldırılıp bü- yat içindeki rolü ve etkinliği de artmış,
getirilmişti (mesela bk. Ahmed Şuayb, s. tün Osmanlı tebaasının aile hukuku ihti- kadınlar savaşlar sebebiyle artan çeşitli

ı 7; Celal Nuri, Havaic·i Kanüniyyemiz, s. lafl arının şer'iyye mahkemesinin yargı sosyal faaliyetlerde etkin biçimde yer al-
5I; Fındıkoğlu , Ebü 'l·Ula Mardin 'e Arma· alanı içine alınması (md. 156) bu yönde maya başlamışlardı. öte yandan kararna-
ğan, s. 698) . Bir diğer hukuk! sebep, kadı­ atılan ikinci adım oldu. Ancak gayri müs- menin çıkmasından önceki elli yı l içinde
lara mahkemelerde yardımcı olacak hu- limlerin din ve vicdan hürriyetlerine bir ardarda yapılan savaşlar kadınlarla ilgili
kuk metinlerine duyulan ihtiyaçtı. Bütün halel gelmemesi için kararnameye yahu- bazı önemli sosyal problemlere de yol aç-

kurumlarıyla bir gerileme ve çöküş süre- di ve hıristiyanlara ait özel hükümler ko- mıştı. Savaşa gidip dönmeyen, ancak

cine giren Osmanlı Devleti'nde medre- nuldu. ölüm haberi de gelmeyen askerlerin eşle ­
seler de bundan nasibini almış, bu husus Kararnamenin hazırlanmasında İttihat ri kocalarının öldüğünü ispat edemedik-
şer'iyye mahkemesi hakimlerinin yetiş­ ve Terakki Fırkası'nın köklü reform proje- leri için yeniden evlenmek imkanına sahip
mesini de etkilemişti. Gerçi bu mahke- leriyle iş başına gelmiş olmasının da rolü değillerdi. 1916'da kabul edilen bir ira-

melerin görev alanları nizarniye mahke- vardır. Hukuk alanında düşünülen reform- de-i seniyye ile bu durumdaki kadınlar
melerinin kurulmasıyla birlikte daralma- ların başında konsolasi uk mahkemeleriy- için boşanma imkanı getirilmişse de bu
ya başlamıştı; ancakyine de şer ' iyye mah- le cemaat mahkemelerinin kapatılma­ tür problemierin daha etraflı şekilde çö-
kemesi hakimlerinin aradıkları hukuk ku- sı gelmekteydi. Aile hukukunun kanunlaş­ zümüne ihtiyaç vardı .
ralını klasik fıkıh kitaplarında bulmaları tınlması ise hem böyle bir kanunlaştırma­ Ardarda gelen savaşlar erkek nüfusun
zaman zaman zor oluyordu. ya ihtiyaç bulunduğu, hem de yabancıla- muhtelif cephelerde savaşması ve önemli

314
HUKÜK-ı AiLE KARARNAMESi

bir kısmının şehid olması sonucunu do- ve bu akımın güçlenmesinde önemli rol teşe mebusu Mansurlzade Said Bey. Şu­
ğurmuş . bu durum çalışan nüfusta önem- oynamıştır. ra-yı Devlet azasından Ali Baş Han be (Ham-
li bir eksilme meydana getirmişti. Bun- Bu dönemin fikir akımlarının temsilci- pa) Efendi ve Mahkeme-i Evkaf Kad ı sı
dan dolayı üretimde ortaya çıkan düşüşe leri konumundaki Batıcılar, islamcılar ve Mustafa Fevzi Efendi'den oluşmaktaydı.
engel olmak için kadınların bu dönemde Türkçüler'in de kadın haklarıyla yakından Mahmud Esad ' ın başkanlığında çalışan
fabrikalardan atölyelere. yol yapımından ilgilendikleri görülmektedir. Her üç akım, komisyon. Osmanlı Devleti'nde yaşamak­
sokak temizliğine varıncaya kadar değişik Osmanlı toplumunda kadının ve aileyle
ta olan her üç din mensubu için ayrı hü-
iş kollarında çalışmaya başladığı görülür. ilgili bazı problemierin bulunduğunu ka- kümler tesbit etmiştir. Kararnamede esas
Enver Paşa ' nın girişimiyle kurulan Os- bul etmekteyse de bu problemler için ileri itibariyle müslümanlarla ilgili hukuki hü-
manlı Kadınları Çalıştırma Cem'iyyet-i is- sürülen çözümler farklıdır. Batıcılar kadı­ kümler düzenlenmiş . farklı noktalarda
lamiyyesi savaş yıllarında kadınların işe nın toplumda aşağı bir konumda olduğu­ yahudilerle hıristiyanlar için ayrı hüküm-
yerleştirilmesinde önemli faaliyetlerde nu söylemekte ve bunun sebebi olarak ler getirilmiştir.
bulunmuştur. Öte yandan Birinci Ordu eğitim eksikliğini göstermektedir. Ahmed Komisyon tarafından hazırlanan tasa-
tarafından oluşturulan kadın işçi tabur- Cevad. Halil Hamld gibi bazı Batıcılar'a rı. muhtemelen büyük tartışmalara yol
larıyla geri hizmetlerde iş gücü açığı gi- göre İslamiyet kadına önemli haklar ver- açacağı ve kanuniaşması engelleneceği
derilmeye çalışılmıştı r. ı. Dünya Savaşı ile mişse de yanlış yorum ve uygulamalar bu için Meclis-i Meb'usan'a sevkedilmemiş .
birlikte kadınlar memuriyet hayatına da hakların kullanılmasını engellemiştir. Ba- 1876 tarihli Kanun-ı Esasi'nin 36. madde-
girmiştir. Bütün bunlar. kadınların hem tıcılar çok evliliğe de şiddetle karşı çıkmış­ sine dayanılarak geçici kanun olarak çıka­
sosyal yapı içindeki konumlarını hem de lardır. Onlara göre kocanın tek taraflı rılmıştır. Daha sonra meclise getirilen ka-
hukuki durumlarını etkilemiştir. irade beyanıyla eşini boşaması önlenme- rarname oldukça tartışmalı geçen bir gö-
Kararnarneyi doğuran sebepler arasın­ li. boşanma ancak mahkeme kararıyla rüşmede n sonra incelenmek üzere Ad-

da. Tanzimat sonrası dönemde Osmanlı mümkün olmalıdır. Bu grubun önde ge- liye Encümeni'ne havale edilmiştir (Mec-
toplumunda yaşanan kültür değişiminin len isimlerinden Celal Nüri kadının huku- lis·i Meb 'Qsan Zabıt C erides i, 1/4-3 11 333 J,
ve feminizm cereyanının da önemli payı ki statüsünün değiştirilmesi gereğini ıs­ s. 26 vd .). Ancak kararnamenin bir bu-
vardır. Tanzimat dönemiyle birlikte baş­ rarla savunmuştur. islamcılar'a göre, ka- çuk yıl sonra yürürlükten kaldırılmasına
layan eğitim hamlesinde kız çocuklarının dının toplumda aşağı konumda olmasının kadar geçen sürede bu encümenin ko-
eğitimi de önemli bir yer tutar. 1858 yılın­ sebebi İslam dininin yanlış anlaşılması ve nuyla ilgili herhangi bir faaliyeti bilinme-
dan itibaren istanbul'da kızlar için çeşitli uygulanmasıdır. İslamiyet kadına hak et- mektedir.
mektepler açılmıştır. ittihat ve Terakki tiği yeri vermiştir. Erkeğin çalıştığı her iş­ Kararnamenin hazırlanmasında Batı
Cemiyeti'nin 1908'de kabul edilen siyasi te çalışması. onun katıldığı faaliyetlere taraftarları ile Türkçüler önemli rol oyna-

programında erkek ve kadın öğretmen­ katılabilmesi kadının konumunun yük- mışsa da içeriği esas itibariyle islamcı­
Ierin yetiştirilmesine önem verilmesi vur- selmesi anlamına gelmez. Çok evlilik bir lar'ın fikrini yans ıtmaktadır. Bunda. daha

gulanmakta (Tunaya. Türkiy e'de Siyasal mecburiyet değil belirli şartlarda verilen önce İslam hukuk sisteminin uygulanma-
Partiler, I. 67). aynı husus 1909 progra- bir izindir. Kötüye kullanılmaması halin- sının ve kararnamenin bu hukukun ka-

mında da yer almaktadır (a.g.e., I, 82). öte de yararlı olabileceğinden yasaklanması nunlaştırılması suretiyle hazırl anmış bu-

yandan ll. Meşrutiyet'ten sonra kızların siyaseten de hukuken de doğru olmaz. lunmasının rolü olduğu k adar günün

yüksek öğrenim görmeleri için Darülfü- Türkçüler ise bu iki grup arasında yer al- şartlarının . Türkçüler'in ve özellikle Ba-

nun içinde bir bölümün açıldığı bilinmek- maktadır. Onlara göre medeniyet millet- tıcılar'ın İslam hukukunun klasik dak-
tedir. Kadınların sosyal ve ekonomik ha- lerarası . kültür ise millldir. Aile konusun- trinine aykırı olan taleplerinin hayata
yatta daha etkin bir konuma gelmelerinin da Batı körü körüne taklit edilmemelidir. geçirilmesine imkan vermemesinin de ro-
yanı sıra eğitim ve kültür seviyelerinin
Esasen bu konuda eski Türk ailesinde ye- lü vardır. Bu sebeple çok evliliğin yasak-
yükselmesi de kadınlık anlayışında köklü teri kadar iyi örnek bulmak mümkündür. lanması. boşamanın ancak hakimin ka-

değişikliklere yol açtı. Bunda istanbul, Bu fikirlerde Ziya Gökalp'in önemli bir bul edeceği bir sebeple mümkün olma-
Şam ve Kahire gibi dönemin önemli kül- ağ ırlığı vardır. Öte yandan Türkçüler de s ı . boşana n kadınamehi r dış ın da bir t az-

t ür merkezlerinde gazete, dergi ve kitap- çok evliliğ e ka rşı çıkmıştır. Bu tartı şma­ min atın ödenmesi gibi hususlar kanun

larda kadın haklarının tartışılmasının da lar kadın meselesinin ele alınmasına yol metninde yer al mamıştı r. Ancak kararn a-
önemli payı vardır. Nitekim Kasım Emin'in açmış ve kadın anlayışındaki değişiklikler mede, İslam hukuku çerçevesinde yapı­
Hürriyyet-i Nisvô.n adıyla Türkçe'ye çev- hem aile kanununun bir an önce çıkma­ labilen köklü değişiklerde Türkçüler'in ve
rilen (istanbul 1908) Ta]frirü'l-mer>e ad- sını sağlamış hem de kanunun içeriğine ikinci derecede Batıcı lar' ın etkisinden söz
lı eseri kadın hakları konusunda tartışma­
tesir etmiştir. edilebilir. Özellikle küçüklerin velileri ta-
lara yol açtı. Buna reddiye olarak Ferld Hazırla nı şı. Yen i aile kanunu projesi rafından belli bir yaştan önce evlendirile-

Vecdl'nin kaleme aldığı eser de Müslü- İttihat ve Terakki Fırkası tarafından be- memesi, nikah akdinde kadının tek eşli­
man Kadını adıyla Türkçe'ye çevrilerek nimsendi. Gerek aile kanununu hazırla­ lik şartını ileri süre bilmesi. kadınların ko-
neşredilEii (istanbul 1915). Bu arada Te- mak gerekse Mecelle'de yapılması dü- calarından mahkeme kararıyla boşana­

feyyüz. Cem'iyyet-i Hayriyye-i Nisvan. Nis- şünülen değişiklikleri gerçekleştirmek için bilmeleri ve cemaat mahkemelerinin yar-
van-ı Osmaniyye. Müdataa-i Hukük-ı Nis- komisyonlar kuruldu . Bunlardan sadece gı yetkisinin iptaliyle yargı birliğinin sağ­

van adıyla kurulan dernekler ve Kadın, Hukük-ı Aile Komisyonu görevini tamam- lanması buna örnek gösterilebilir.

Kadınlar Dünyası, Mehô.sin , Kadın­ layabilmiştir. Komisyon Isparta mebusu Getirdiği Yenilikler. Hukük-i Aile Karar-
lık, Osmanlı Kadınlar Alemi, Demet Mahmud Esad Efendi. fetvahane mümey- namesi İslam hukuk tarihinde aile huku-
gibi dergiler de kadın haklarını savunmuş yizlerinden Hafı z Şevket Efendi. Men- ku alanında hazı rlanmış ilk kanundur. Bu

315
HUKOK-ı AiLE KARARNAMESi

hususta daha önce bazı kanuniaştırma seniyye ile de Hanefi mezhebi içindeki ha- ortalarından itibaren bütün ergen kızlar
teşebbüsleri olmuş, fakat bunlar tamam- kim görüş terkedilip kocası tehlikeli bir için uygulanmaktaydı. Bu gruptakiler ay-
lanmamıştır. Kararnamenin hazırlanma­ hastalığa yakalanan kadının İmam Mu- nı zamanda velileri tarafından da evlen-
sından yaklaşık kırk yıl kadar önce Mısır'­ hammed'in görüşüne uyg un olarak bo- dirilebilir. Üçüncü grubu bulüğun alt sını­
da Muhammed Kadri Paşa tarafından aile şanmasına imkan sağlanmıştı. Kararna- rına dahi ulaşmamış küçükler oluşturur.
hukuku alanında bir taslak hazırlanmış­ mede ise hem evlenme hem de boşanma Bunlar, hiçbir şekil de evlenme ehliyetine
sa da bu taslak. yine Kadri Paşa 'nın hazır­ alanında Hanefi mezhebi dışındaki mez- sahip bulunmadıkları gibi velileri tarafın­
ladığı borçlar hukuku ve vakıf hukuku sa- heplerin ve hukukçuların görüşlerinden dan da evlendirilemezler (md. 7). Zaru-
hasındaki diğer iki taslak gibi kanunlaş­ faydalanılmıştır. Bu eklektik karakteri se- ret hali müstesna akıl hastaları da böyle-
ma imkanı bulamamış, bazı Arap ülkele- bebiyledir ki kararnamede ergenliğin alt dir (md .9) . Küçüklerin evlendirilmemesi
rinde mahkemelerin başvurduğu bir bil- sınırından önce evlenmeme, akıl hasta- konusunda İbn Şübrüme ve Mu'tezill Ebü
gi kaynağı olarak kalmıştır (bk. el-AHKA- larının evlenmesine getirilen sınırlama­ Bekir el-Esamm'ın görüşlerinden. akıl
MÜ'ş-ŞER'İYYE fi'l-AHVALi' ş-ŞAHSİYYE). lar, velayet altındakileri evlendirme yet- hasta ların ın evlendirilmemesinde ise Şa­
Yine kararnamenin çıkarılmasından kısa kisine sahip veli ler. nikah akdi için kullanı­ fii mezhebinden faydalanılmıştır.
bir süre önce 1916'da İngiliz idaresi altın­ lacak kelimeler. nikah sözleşmesinde ile- Kararname. İmam Muhammed'in gö-
daki Sudan'da aile hukukuyla ilgili bazı ri sürülebilecek şartlar. baskı altında ger- rüşünü esas alarak nikahta yetkili olan ve-
tamimler çıkarılmışsa da bunlar bir aile çekleştirilen evlenme ve boşamaların ge- lileri binefsihi asabe grubunda yer alan-
kanunu olmaktan uzaktır. Daha sonra di- çersizliği, kadına yargı yoluyla boşanma lar olarak belirlemiş (bk. ASABE), böylece
ğer İslam ülkelerinde hazırlanan aile ka- yolunun açılması. bazı durumlarda bek- o zamana kadar uygulanmakta olan ve
nunları Hukük-i Aile Kararnamesi 'ni ör- lenecek azami iddet süresi gibi konularda diğer akrabaları da veliler arasında sayan
nek almıştır. Hanefi mezhebi dışındaki mezheplerden Hanefi mezhebindeki hakim görüş terke-
Kararnamenin önemli bir özelliği de istifade edilmiştir (Aydın, s. 183-206). dilmiştir (md. 10).
yargı birliğini sağlamış olmasıdır. Aile hu- Hükümterin Tahlili. Hukük-ı Aile Karar- İkinci bölüm ün üçüncü faslı müslüman-
kuku alanında cemaat mahkemelerinin namesi iki kısım (kit:ıp). dokuz bölüm (bab) lar. yahudiler ve hıristiyanlardan kendile-
yargı yetkisini kaldırarak gayri müslimle- ve yirmi alt bölümde (fasıl) yer alan 157 riyle evlenilmesi yasak olan kimselerle il-
ri şer'iyye mahkemelerinin yargı alanına maddeden ibarettir. Kararname nişan lan­ gilidir.
sokan kararname, bu düzenlemeyle yar- maya üç madde, evlenme ehliyetine do- Üçüncü bölüm nikahın akdine ayrılmış­
gı birliği hedefine ulaşmada önemli bir kuz madde ayırmış. evlenmek isteyen ta- tır. Bu bölümde, Osmanlı Devleti'nin ilk
adım olmuştur. Bu özelliği sebebiyle ka- raflar üç grup halinde değerlendirilmiş­ dönemlerinden itibaren uygulanmaya ça-
rarname müslümanların yanında hıristi­ tir. Birinci grupta on sekiz yaşını bitiren lışılan nikahın devlet kontrolünde kıyılma­
yan ve yahudiler için de hükümler içer- erkeklerle on yedi yaşını bitiren kızlar ele sı geleneğinin daha düzenli biçimde de-
miştir. Bu düzenleme ile aile hukuku sa- alınmıştır. Bunlar yakınlarının rızasını al- vam ettirilmesinin istendiği görülmekte-
hasında eskiden beri var olan çok hukuk- madan kendi beyanlarıyla evlenme akdi- dir. Esasen bu gelenek, Tanzimat'tan son-
luluk bir ölçüde muhafaza edilm iştir. Hu- ni yapabilirler. Böylece tam evlenme eh- ra hazırlanan sicill-i nüfüs nizarnname ve
kuki birlik anlayışına aykırı olan bu husus liyetine sahip olmak için ulaşı lması gere- kanunlarıyla yeniden düzenlenmişti. Bu-
Osmanlı Devleti'nin çok toplumlu ve çok ken yaş konusunda Ebu Hanife'nin görü- rada farklı olan nokta evlenmenin önce-
kültürlü yap ı sına uygundur. şü kabul edilmiş, Mecelle'nin. bu l üğun den ilan edilmesidir (md. 33). Kararname-
İ slam hukuk tarihi ve kanuniaştırma üst sınırı olarak on beş yaşı kabul eden ye göre evlenme akdi "tezvic, tenkih" gi-
tekniği açısından kararnamenin belki de ve Ebü Yusuf ile Muhammed' e ait olan bi açık kelimelerle olur (md. 36) . Hanefi
en önemli özelliği, hazırlanması sırasında görüş terkedilmiştir. Öte yandan velilerin mezhebinde bulunan, kinayeli kelimeler-
sadece Hanefi mezhebine bağlı kalınına­ kefaet (denklik) nokta sından itirazlarını le de evlenme akdinin yap ıl abileceği gö-
yıp diğer mezheplerden de faydalanılma­ önlemek ve bu sebeple evliliğin feshedil- rüşü burada yer almamıştır.
sı ve böylece eklektik bir metot takip edil- mesinin dağuracağı zararları bertaraf et- Kararnarneyi hazırlayanlar, nikah akdi
mesi olmuştur. Daha önce hazırlanan Me- mek için evlenecek kızların velilerinin hak- yapılırken ileri sürülebilen şartlar konu-
celle'de ise sadece Hanefi mezhebi esas lı itirazlarının önceden öğrenilmesi yoluna sunda köklü bir ictihad değişikliğine yö-
alınmıştır. Mecelle öncesi Osmanlı Dev- gidilmiştir (md. 8). Buna göre on yedi ya- nelerek İslam hukuku çerçevesinde çok
leti uygulamasında resmi mezhep olan şını tamamlamış bir kız evlenmek istedi- evliliğe sınırlandırma getirmeyi arzu et-
Hanefifiğe aykırı bir uygulamanın Afrika ğinde hakim ancak velisinin itirazı yoksa mişlerdir. Bunun için Hanefi mezhebinde
ve Ortadoğu dışındaki Osmanlı toprakla- veya itirazı varit görülmezse evlenıneye mevcut, evlenme akdine kocanın ikinci
rı için söz konusu olmadığı bilinmektedir. izin verir. Bu düzenlernede Maliki mezhe- defa evlenemeyeceğine dair bir şart ko-
Kararnameden kısa bir süre önce aile hu- binden faydalanılmıştır. İkinci grupta bu- namayacağı görüşü terkedilerek bunu
kuku al anında hazırlanmış bulunan iki ira- lüğun alt ve üst sınırları arasında bulunan mümkün kılan Hanbeli görüşü kabul edil-
de-i seniyye ile Osmanlı Devleti'nin resmi kimseler (murahik-murahika) yer alır. Bun- miştir. 38. maddeye göre ikinci bir eş al-
mezhebi olan Hanefi mezhebinden ayrıl­ lar bulüğa ermişl erseve bu husus hakim mama taahhüdünü ihtiva eden, alındığı
ma kapısı aralanmıştı. S Mart 1916 tarihli tarafından kabul edilmişse evlenebilirler takdirde eşierden birinin boşanmış sayıl­
irade-i seniyye ile, geride ailesinin nafa- (md . 5-6). Ancak bu grupta yer alan kız­ ması şartını taşıyan evlilik akdi geçerlidir
kasını sağlayacak mal bırakmadan kaybo- lar velilerinin izinlerini de almak zorunda- ve bu tür bir şart bağlayıcıdır. Kararname
lan kimselerin (mefkOd) eşierine Şafii mez- dır (md. 6). Esasen İmam Muhammed'in öncesinde çok evlilik konusunda Osmanlı
hebinden faydalanarak boşanma imkanı müşterek velayet anlayışına dayanan bu aydınları arasında yoğun fikri tartışma­
getirilmişti. Z3 Mart 1916 tarihli irade-i görüş, Osmanlı Devleti'nde XVI. yüzyılın ların cereyan ettiği ve çok evliliğin sınır-

316
HUKOK-ı AiLE KARARNAMESi

landırılması veya önlenmesi yönünde çe- ri n yu rtlarına geri dönmesinden itibaren bilinmektedir. Bu konuda İttihat ve Te-
şitli teşebbüslerin bulunduğu bilinmek- en az bir yıl geçtikten sonra bir boşanma rakki reformcuları ile şeyhülislamlık ara-
tedir. Kararnarneyi hazırlayan komisyon- sebebidir (md. 127). Kocanın nafaka bı­ sında gizli bir rekabetin bulunduğu ve ka-
da. çok evliliğin doğrudan doğruya yasak- rakmadan kaybolması Hanefiler'in dışın­ rarnamenin alelacele yayımtanmasında
lanmasını savunan ve bunun İslam hu- daki üç mezhebe göre. nafaka bırakarak şeyhülislamlığın önüne geçme arzusunun
kuku açısından mümkün olduğunu iddia kaybolması ise Maliki ve Hanbelller'e gö- rol oynadığı söylenebilir. Ancak gerek 1.
eden Mansurlzacte Said de bulunuyordu. re boşanma sebebidir. Kararnamede il- Dünya Savaşı'nın şartları gerekse İttihat
Ancak dönemin şartları böyle köklü bir gili madde Maliki mezhebi esas alınarak ve Terakki Fırkası'nın iş başından uzaklaş­
değişimi mümkün kılmamış. nikah akdi- düzenlenmiştir. tırılması, Kitfıbü'n-Nafakö.t'ın kanunlaş­
ne sadece böyle bir şart konulmasıyla ye- Kararnamenin getirmiş olduğu önemli masına ve Hukük-ı Aile Kararnamesi'nin
tinilmiş ve dalaylı olarak çok evliliğin en- tamamlanmasına imkan vermemiştir.
hükümlerden biri de eşler arasında orta-
gellenmesi yoluna gidilmiştir. ya çıkan geçimsizliğin giderilememesi du- Yürürlükten Kaldırılması. Hukuk- ı Aile
Kararnamenin önemli hükümlerinden rumunda boşanmaya imkan verilmesidir. Kararnamesi, sadrazam vekili ve Şeyhü­
biri de şiddet ve cebir kullanılarak gerçek- Buna dair 130. madde, karı koca arasın­ lislam Mustafa Sabri Efendi'nin imzasıyla
leştirilen evlenmelerin geçersiz olduğu­ daki ihtilaflarda önce her iki tarafın aile- yayımlanan 19 Haziran 1919 tarihli mu-
nu belirleyen hükmüdür (md. 57). Daha lerinden seçilen bir hakem heyetinin ara vakkat bir kanunla yürürlükten kaldırıl ­
önce Osmanlı hukukunda zorla yapılan buluculuk yapmasını öngörmektedir. He- mıştır. Kararnamenin bir buçuk yıl gibi
nikahlarda Hanefi mezhebinin görüşü yetin başarılı olamaması durumunda ko- kısa bir sürede yürürlükten kaldırılma­
esas alınmış ve bu tür nikahlar geçerli canın veya karısının kusurlu görülmesine sında iki grubun etkisinden söz edilebilir.
sayılmıştır. Ancak bu husus. özellikle kız bağlı olarak hakemler bain talaka veya Bunlardan biri gayri müslim cemaat re-
kaçırmalarda ve asayişin korunamadığı muhaleaya hükmetmektedir. Eşler ara- isleridir. Kararnamenin yargı birliği ilke-
dönemlerde önemli problemler ortaya çı­ sındaki anlaşmazlığın önce hakerne inti- si çerçevesinde cemaat mahkemelerinin
karm ış . bunlar polisiye tedbirlerle çözül- kal ettirilmesi Kur'an'da yer alan bir hü- yargı yetkisini kaldırması ve gayri müs-
meye çalışılmıştır. Aynı durum zorla yapı­ kümdür (en-N isa 4/35) Ancak Hanefiler limleri şer' iyye mahkemelerinin yargı ala-
lan boşamalar için de söz konusudur. Ka- ayette sözü edilen hakem heyetinin rolü- nına sokması (md. 156) gayri müslim ru-
rarname. gerek evlenme gerekse boşan­ nü sadece ahlaki olarak düşünmüşler, he- hanl reisieri tarafından hoş karşılanma­
ma hakkında Hanefi görüşünü terkedip yete bunun ötesinde bir görev yükleme- dı. Bunlar. gerek Osmanlı Devleti gerekse
Şafii görüşünü kabul etmek suretiyle bun- m işlerdir. Malikller ise hakemiere ıslah İstanbul'u işgal altında bulunduran İtilaf
dan doğan problemleri çözmeye gayret görevinde başarılı olamadıkları takdirde devletleri ve Batılı devletler nezdinde te-
etmiştir. boşamaya hükmetme yetkisi tanımıştır. şebbüste bulunarak kanunun ilgili hük-
Boşanmaya ayrılmış bulunan ikinci kı­ Eksik Tarafları. Hukuk-ı Aile Kararna- münün kaldırılması talebinde bulundu-
sımda boşama ehliyeti. ric'l ve bain ta- mesi getirmiş olduğu yeniliklere rağmen lar. Kararnamenin Meclis-i Meb'usan'da
lakla ilgili hükümler düzenlenmiştir. Bo- tam bir aile kanunu değildir. Kararname- komisyona havalesi sırasında Emanuel
şama ehliyeti konusunda kararnamenin de neseb. evliliğin sona ermesi durumun- Efendi'nin yapmış olduğu konuşma. gayri
getirdiği önemli yenilik sarhoş un tataklnın da çocukların bakımı ve gözetimi. vesa- müslimlerin kendileriyle ilgili hükümler-
geçersiz sayılmasıdır. Bununla ilgili 104. yet. mal rejimi, akrabalığa ait nafaka hü- den rahatsız olduklarını ve bunu gerek Fa-
madde kaleme alınırken Şafii hukukçula- kümleri düzenlenmemiştir. Bu eksikliği tih Sultan Mehmed'den itibaren kendi-
rının yanında diğer bazı hukukçuların gö- kanunu hazırlayan komisyon üyeleri de lerine verilmiş olan imtiyaziara gerekse
rüşlerine de itibar edilmiştir.
bilmekte ve bu konuları Mecelle'nin ha- Tanzimat Fermanı . Isiahat Fermanı ve
Kararnamede mahkeme kararıyla bo- zırlanmasında olduğu gibi ayrı kitaplar Kanun-ı Esasi'nin getirmiş olduğu anlayı­
şanma hususunda köklü değişiklikler ge- halinde hazırlamayı düşünmekteydiler. şa aykırı gördüklerini ortaya koymaktadır
tirilmiştir. Daha önce yalnız kocada mev- 1917 sonbaharında İttihat ve Terakki Fır­ (Meclis-i Meb'D.san Zabtt Ceridesi, l/4-3
cut evliliğin devamına engel teşkil eden kası'nın kongresine sunulan raporun ka- 113331. s. 26-27) Ancak bu muhalefet156.
iktidarsızlık ve benzeri cinsel rahatsızlık­ nun ve nizarnların ıslahına dair kısmında maddenin yürürlükten kaldırılmasını izah
lar eş için boşanma sebebi iken kararna- Hukuk-ı Aile Kanunu Komisyonu'nda ni- ederse de bütünüyle kararnamenin ilga
me diğer mezheplerden de faydalanarak kah ve talak meseleleriyle ilgili kanun tas" edilmesini açıklamaya yetmez. Kararna-
mahkeme kararıyla boşanma sebepleri- lağının bitirildiği. kalan konuların ise mü- menin yürürlükten kaldırılmasının esas
ni genişletmiştir. Buna göre cüzzam. ala- zakere edilmekte olduğu belirtilmektedir sebebi büyük bir ihtimalle, bazı İslamcı­
ca (baras). zührevl hastalıklar ve akıl has- (Tunaya, Türkiye'de Siyasal Partiler, 1, lar tarafından diğer mezheplerden isti-
talığı da eş için boşanma sebebi sayılmak­ 120). Esasen aynı dönemlerde şeyhülis­ fade edilmesi gerekçe gösterilerek buna
tadır (md. 122- 123). Böylece kararname- lamlık tarafından nafakayla ilgili hüküm- yöneltilen eleştirilerdir. Mesela Darülfü-
de 1916 tarihli irade-i seniyye ile yapılan ler bir kanun taslağı haline getirilmiş ve nun hocalarından Sadreddin'in Sebilür-
bu değişiklik benimsenerek devam etti- Kitô.bü 'n-Nafakö.t adıyla bastırılarak in- reşfıd mecmuasında yazmış olduğu yir-
rilmiştir. celenmek üzere şer'iyye mahkemesi ha- mi kadar makale tamamen diğer mez-
Kocanın nafaka bırakmadan ortadan kimlerine gönderilmişti. Şeyhülislam Mus- heplerden alınan hükümterin tenkidine
kaybolması da kararnamede eş için bo- tafa Hayri Efendi'nin, Küçük Ali Haydar ayrılmıştır. Bu hükümler bir iki maddeye
şanma sebebi kabul edilmiştir (md. 126). Efendi'nin başkanlığında bir heyete sa- münhasır olmadığından kanunun bütü-
Kocanın nafaka bırakarak kaybolması du- dece nafakaya ait hükümleri değil aile ve nüyle iptalinden başka bir çare buluna-
rumunda bu gaiplik dört yıl. bir savaş es- miras hukukuyla ilgili bütün hükümleri mamıştır. İlga kararnamesiyle ilgili Şura­
nasında vuku bulması halinde ise esirle- bir taslak halinde hazırlatmakta olduğu yı Devlet Tanzimat Dairesi mazbatasın-

317
HUKÜK-1 AiLE KARARNAMESi

da, kararnamenin münderecatındaki ek- BİBLİYOGRAFYA : Sina Akşin, istanbul Hükümetleri ue Milli Müca-
Mahmud Esad, Kitab-ı Nikah ue Talak, İstan­ dele, İstanbul ı 983, I, 319-320; a .mlf., Jön Türk-
siklikler sebebiyle müslümanlar için yü-
bul 1326-28; a.mlf., "lesettür-i Nisvan Hakkın­ ler ve ittihat ve Terakki, İstanbul ı 987, s. 94-97;
rürlükte kalmasının uygun görülmediğin­ Mehmet Emin Erişirgil . Bir Fikir Adamının Ro-
da Son Söz" , SR, Xl/279 ( 1329), s. 289-290;
den bahsedilmektedir (Ansay, s. 55). As- Ahmed Şuayb, Hukük-ı idare, İstanbul 1328, s. manı: Ziya Gökalp, İstanbul ı984, s . 156-17ı;
lında kararnamenin daha birinci Damad 17; Düstur, İkinci tertip, İstanbul 1329, ll, 762- M. Akif Aydın, islam-Osmanlı Aile Hukuku, İs­
Ferid Paşa hükümeti zamanında ilgası dü- 781; Xl (ı 928), 299; Kasım Emin , Hürriyyet-i tanbul ı985, tür.yer.; Fikret Karçiç . Bosna-Her-
N is uan (tre. Zeki Mugamiz), İstanbul 1329; Ce- sek islam Hukuku Tarihi (tre. Mehmet Erdoğan).
şünülmekteydi. Fakat ilgaya karşı ortaya
lal NGri (İleri), Hauaic-i Kanuniyyemiz, İstan­ İstanbul ı 994, s. 46; Mustafa es-Si bal. el-Mer-
çıkan muhalefet bunu engelledi; karar-
bul1331 , s. 45-51; a.mlf., ittihad-ı islam, İstan­ 'etü beyne'l-{ıl):h ve'l-"anun, Halep, ts . (ei-Mek-
namede gayri müslimlerin itirazlarını · bul 1331 , s. 26-35, 45-51; a.mlf., Kadınlarımız, tebetü'I-Arabiyye). s. 58; Abdullah Cevdet. "İstih­
bertaraf edecek bazı değişikliklerin yap ı l­ İstanbul 1331, s . 136-137, 154-156, 190-194; lak- i Milli Türk Kadınlar Cemiyeti", ictihad, sy.
ması düşünüldü. Ancak ikinci Damad Fe- Mehmed Tahir, Çarşaf Meselesi, İstanbul 1331; 68, İ stanbu l 1329, s. ı477- ı478; Rıza Tevfik.
rid Paşa hükümeti zamanında muhafa- Nikah-ı Medenl ue Talak Hakkında Hukük-ı "Kadın Meselesi Etrafında", a.e., sy. 94 ( ı 329).
Aile Kararnamesi, İstanbul1336; Abdurrahman s. 2099; Selahattin As ı m. "Tesettür ve Mahiye-
zakar l arın etkisi arttı ; 6 Haziran 1919'da
Münib. Hukük-!Medeniyye, İstanbul1340-4ı, ti", a.e., sy. ı 00 ( 1330), s. 2256-2257; M. Şem­
Paris' e giden Damad Ferid Paşa ' nın yeri- V- VI , 9; Abd u! Kerim Hussami. Le mariage et le seddin, "İslam'da Kadının Mevki- i ictima!si" ,
ne Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi'yi diuorce en droit musulman et particulierement islam Mecmuası, 1/5, İstanbul 1330, s.143-145;
bırakması da bu grubun işini kolaylaştır­ dans son application en Syrie, Lyon 1931, s. ı ;6 (1330). s. ı70-ı73; 1/10 (1330). s. 3ı0-315;
dı. Hukuk Fakültesi müderrislerinden Ab- 38-39, 43-44, ı48; Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu, Mansarizade Said. "Taaddüd-i Zevcat İslamiyet­
durrahman Müriib Bey de kararnam enin Essai sur la transformatian du code familial te Men' Olunabilir" , a.e.,l/9 (ı 330). s . 233-238;
en Turquie, Paris ı 936; a .mlf .. "Tanzimatta ic- a.mlf .. "Thaddüd-i Zevcat Münasebetiyle", a.e,
ilgasında bazı hükümlerin şe r' - i şerlfe ay-
timai Hayat" , Tanzimat/, İstanbul ı940 , s. 619- 1/9 (ı 330). s. 280-284; vı ı (ı 330). s. 325-331;
kırı bulunduğu iddiasının etkili olduğu gö- 659; a.mlf. , "Aile Hukukumuzun ıedvini Me- 1/12 (ı 330), s . 368-371; a.mlf. , "Cevazın Ah-
rüşündedir (Hukuk-ı Medeniyye, V-VI, 9) . selesi", Ebülula Ma rdin 'e Armağan, istanbul karn-ı Şer'iyyeden Olmadığına Dair" , a.e, vıo

Diğer Ülkelerdeki Yürürlüğü ve Etkisi.


1943 , s . 687-738; a.mlf .. Hukuk Sosyolojisi, (ı 330). s. 295-303; 11/14 (ı 330), s. 429-432; ll/
İstanbul ı 958, s. 40, 241-263; Hilmi Ziya Ülken , 24 (ı 33 ı). s. 582-588; 111/25 ( 133 ı). s. 599-604;
Hukük-ı Aile Kararnamesi 1 Kasım 1953 "Tanzimattan Sonra Fikir Hareketleri", Tanzi- a.mlf .. "Cevaz Makalesine Mukabeleye Müda-
tarihine kadar Suriye'de yürürlükte kal- mat/, İstanbul ı 940, s. 757 -775; Zahid Candarlı. faa" , a.e. , ll/23 (ı 330), s. 570-575; a .mlf .. "Şe­
mış ve bu tarihte yerini Suriye Ahval-i L'euolution du mariage en droit turı:: et la can- riat ve Kanun", Darülfilnun Hukuk Fakültesi
Şahsiyye Kanunu'na b ırakmıştır. Karar- dition du mari, Fribourg 1941, s . 88; Danişmend. Mecmuası, sy. 6, İstanbul ı329, s . 8; Halim Sa- ·
namenin Suriye'deki uygulanışı sırasında Kronoloji, IV, 460; G. H. Bousquet. Du droit mu- bit. "Örf- Maruf", islam Mecmuası, ll ı O, İ stan­
su/man et son application effectiue dans le bul ı330, s. 304-3 ı ı; 1/1 ı (1 330). s. 322-325;
Fran sız manda idaresinin kararıyla 7 Ara-
monde, Alger 1949, s. 24-26, 40; Sabri Şakir An- 1/12 (ı 330). s. 354-357; Ahmed Harndi Aksekili.
lık 1921 'de cemaat mahkemeleriyle ilgili say. Medeni Kanunun 25. Yıldönümü Münase- " İslamiyet ve Taaddüd-i Zevcat" , SR, Xı/275
156. madde, 29 Haziran 1926 tarihinde betiyle Eski Aile Hukukumuza Bir Nazar, An- ( 1329), s. 226-228; Xl/276 ( 1329), s. 243-244;
de gayri müslimlerle ilgili bütün hüküm- kara 1952, s. 3-3ı, 55; N. Anderson , Law Reform Xl/277 ( 1329). s. 258-260; Xl/280( 1329), s. 309-
ler yürürlükten kaldırılmıştır. Lübnan için in the Muslim World, London ı959 , s . 40-54, 3 ı2; Xl/284 ( 1329), s. 379-381; Xl/285 (ı 329)
ı 04; a.mlf .. lslamic Law in the Modern World, s. 392-394; İ zmirli İsmail Hakkı, "Örfün Nazar-i
de aynı uygulama söz konusudur. Ancak
London ı 959, s. 27; G. Tedeshi, Studies in ls ra- Şeriattaki Mevkii", a.e., Xll/293 (ı 330), s. ı29-
bu uygulama esnasında Ca'ferller karar- el Law, Jerusalem 1960, s. 95;TarıkZafer Tuna- ı 32; Sadreddin, "Hukuk-ı Aile ve Usı1!-i Muha-
name dışında tutulmuştur. Lübnan 'da ya. islamcılık Cereyanı, İstanbul1962, s. ıo3; kemat-i Şer'iyye Kararnameleri Hakkında",
Sünni müslümanlar için kararname gü- a.mlf., Türkiye'de Siyasal Partiler, İstanbul a.e., XV/382 ( 1334), s . 321-322; XV/383 ( 1334),
nümüzde de yürürlüktedir ve bilgi kayna- ı984 , 1, 67, 82, 118, 120; G. Jaeschke. Yeni Tür- s. 337-339; XV/384 (1334). s. 355-357; XV/
ğı olarak kullanılmaya devam edilmek-
kiye'de islamlık (tre. Hayrullah Örs), Ankara 385 (1334), s. 366-369; XV/386 (1335), s. 385-
ı964, s. 23; a.mlf., "Türkiye' de İmam Nikahı" 387; XV/387 (1335), s. 400 -402; XV/388 (1335),
tedir. Hukük- ı Aile Kararnamesi 1921'de (tre. Ahmet Mumcu), Sabri Şakir Ansay'ın Ha- s. 4ı8-4ı9; XV/389 (1335), s. 434-436; XVI/39ı
id ari muhtariyet ka zanan İskenderun tırasına Armağan, Ankara 1964; a.mlf .. "Türk ( 1335). s. 5-6; XVI/393 ( 1335). s. 36-37; XVI/394-
sancağında ve daha sonra kurulan Hatay Hukukunda Evlenme Akdinin Şekli" (tre. N. M. 395 (1335) , s. 52-53; XVI/396-397 ( 1335). s. 67-
Cumhuriyeti'nde bu cumhuriyetin 1939 Berkin), iü Hukuk Fakültesi Mecmuası, XVIII, 68; XVI/398-399 ( 1335). s. 84-86; XVI/402-403
yılında Türkiye'ye katılmasına kadar uygu- İstanbul 1952, s. 1128-1154; XIX(l953), s. 400- (1335).s . 115;XVI/408-409(1335).s.164-ı66;
43 ı; Y. L. de Bellefonds, Traite de d ro it musul- XVI/4ı4-4ı5 (1335), s. 2ı6-2ı8; XVl/419-420
lanm ıştır. İngiliz idaresi altındaki Filistin'-
man compare, Paris ı965, ll, ı37, ı62, 478; C. (1335). s. 21-22; XVll/431-432 (1335). s. ıı7-
de de kararname müslümanlar için kulla- Chehata, Precis de droit musulman, Paris 1970, ı 18; XVII/439 (1335). s. ı82-ı83; XVIII/445
nılmaya devam edilmiş , İsrail'in kurulma- s. ı 8-19, 94; a.mlf .. "L'evolution modern de (1335), s . 29-3ı; Meclis-iMeb'ilsanZabıtCeri­
sından sonra şer'iyye mahkemelerinde sık droit de la famille en pays d ' Islam", RE/, desi, ı/3-4 (5 . inikad ı 5 leşrinisanı ı 333), Anka-
başvurulan bir bilgi kaynağ ı olmuştur. Ür- XXXVII/1 (ı 969), s. ıo3- ı ı4 ; B. Lewis. Modern ra ı992, s. 26 vd.; "Hukuk-ı Aile Kararnamesi",
Türkiye'nin Doğuşu (tre. Metin Kıratlı), Ankara Ceride-i ilmiyye, IV/34, İstanbu l ı336, s. 986-
dün'de de 1951 yılına kadar yürürlükte
1970, s. 228-237; Karaı. Osmanlı Tarihi, VII, ı 72, 102ı; Fatma Aliye, "Kadın Nedir" , YM, l/2ı
kalmış, bu t arihte yerini Ürdün Ahval-i 209; VIII, 39ı; Ziya Gökalp. Türkçülüğün Esas- (1917), s. 415-4ı7; Takvim-i Vekayi',sy. 3046;
Şahsiyye Kanunu'na bırakmıştır. Kararna- ları (Ankara ı 339). İ stanbul ı 970, s. 174; a.mlf., İstanbul ı4 Muharrem 1336; Ceride-i Adliyye,
menin yayımlanmasından önce Osman lı "Fıkıh ve İctimiHyat " , islam Mecmuası, 1/2, İs­ Xll/149, İstanbul ı934, s. 23; Mehmet Ünal,
Devleti'nden ayrılan Irak'ta bu kararname tanbul ı 330, s. 40-44; a .mlf .. "İctimai Usul-i "Medeni Kanunun Kabulünden Önce Türk Aile
Fıkıh", a .e, 1/3 (ı 330), s. 87; Niyazi Berkes, Tür- Hukukuna İlişkin Düzenlemele r ve özellikle
tatbik edilmemişse de aile hukukuyla ilgi-
kiye'de Çağdaş/aşma, İstanbul 1978, s . 435- 191 7 Tarihli Hukuk-i Aile Kararnamesi", AÜ
li 1916 tarihli iki irade-i seniyye uygulan- 442; R. Eisenman, /slamic Law in Palestirie Hukuk Fakültesi Dergisi, XXXIV/ı-4, Ankara
mıştır. Hukük-ı Aile Kararnam esi Abdul- and lsrael, Le iden ı 978, s. 34-50, 87; U. Heyd, ı 978, s. ı 95-23 ı; J. E. Tucker. "Revisiting Re-
lah Sikalic tarafından Boşnakça'ya çev- Türk Ulusçuluğunun Temelleri (tre. Ka dir Gü- form: Women and the Ottoman Law of Family
rilmi ş (Sarajevo I 945) ve Bosna- Hersek
nay), Ankara ı979, s. ıo1-ı02, 112;ZaferTop- Rights, 191 7", Arab Studies Journal, IV /2,
rak, Türkiye'de Milli iktisat 1908-1918, Anka - Washington ı996, s. 4- ı 7; Halil İnalcık, "Imti-
mü slümanlarının aile hukuku meseleleri
ra ı982, s. 314-318 , 412-414; B. Caporal, Ke- yazat", EP (ing.), lll, 1187-ı 188.
için yardımcı kaynak olarak kullanılmıştır malizm ve Kemalizm Sonrasında Türk Kadını
(Karçiç, s. 46). (tre. Ercan Eyüboğlu), Ankara 1982, s . 77-157; li] M. AKiF AYDIN

318

You might also like