Professional Documents
Culture Documents
Yoldan Çıkan Oyun - Düzeltilen
Yoldan Çıkan Oyun - Düzeltilen
Yoldan Çıkan Oyun - Düzeltilen
Yazan:
Çeviren:
Mehmet Ergen
© Talimhane Tiyatrosu
1
Oyun Kişileri
2
düzenlenmiştir. Kış: 1922
3
Trevor: İyi akşamlar bayanlar baylar. Bu geceki
“Malikanede Cinayet” adlı gösterimize hoş geldiniz.
4
Işığa girer.
. . . ve baylar, okulumuzun tiyatro kolunun bu
sezon hazırladığı “Malikane’de Cinayet” adlı
oyunumuza hoşgeldiniz.
5
elimizdeki imkanlarla bir şekilde sahneye
taşımıştık. Evet, gerçek bir klasik, hakkını
veremesek de: Pamuk Prenses ve Uzun boylu,
Geniş Omuzlu Beyefendi. Hoş bu yıl da sorunlar
peşimizi bırakmadı. O ünlü Disney klasiğine de
gereken kadroyu kuramadık. Çirkin ve Çirkin.
Ama artık bu geceki gösteriye odaklansak sanki
daha yerinde olacak. Alkışlarınızla, “Malikanede
Cinayet”
6
Kapıyı açmaya çalışırlar ama kapı bir türlü açılmaz.
(Dışardan) Hah, oldu işte. İçerdeyiz.
Robert ve Dennis dekorun etrafında dolanıp sahneye girmeye
çalışmaktadırlar.
Robert: Fakat, ne olmuş burada? Charles? Bayılmış mı?
7
Işıklar tekrar birden kıpkırmızı olur. Dramatic bir müzik girer.
Işıklar tekrar eski haline gelir.
Robert: Aman Allahım – Florence nerede?
Dennis: Yemek odasında efendim, gidip getireyim mi?
Robert: Hemen, Perkins, çabucak.
Dennis: Ama efendim, gelirse yine o histeri krizlerin birini
yaşamaz mı?
Robert: Allah kahretsin! Herkesi buraya topla. Charles,
öldü. Korkunç! Korkunç!
8
yanlış telaffuz eder.) müşkülpesent Hayatında tek
bir düşmanı bile olmadı.
Robert: Bugüne kadar olmadı demek ki.
Dennis: Efendim, polisi arayayım mı?
Robert: Polis mi? Buraya gelmeleri günler alır. Öyle bir kar
fırtınası var ki?
9
Dennis: Çok iyi haber bu efendim. Peki ben ne yapayım?
Robert: Bütün kapıları kilitle!
Robert sahneyi boydan boya geçer, Dennis takip eder. Jonathan hızlı
bir hareketle elinin Robert’ın ayağının altında ezilmesini önler.
Robert geçtikten sonra Jonathan elini eski yerine koyar.Dennis
üzerine basar.
Robert: Hiç kimse Haversham Malikanesi’nde dışarı adım
atmayacak, ta ki katil bulunana dek.
Dennis: Hemen efendim.
Robert: Herkesi buraya topla.
Dennis: Derhal efendim!
Dennis kapıya doğru gider ama kapı hala sıkışıktır, açamaz. Onun
yerine kapının yanında duran büyük saatin ön kapısını açar, içine
girer.
Robert: İnanılacak şey değil. Adam kendi nişanında
öldürüldü. (Birden kapıya döner.) Florence!
10
Sandra: Kim böyle bir şey yapmış olabilir ki? Nişan
gecemizde üstelik. Cecil! Çabuk buraya gel.
Kardeşin öldü!
Dennis: Bu taraftan küçük bey.
11
Dennis dolu viski şişesinden kurtulması gerektiğini anlar ve konuşma
borusunun içine boca eder. Viski Robert’ın olduğu taraftan çıkar ve
onu ıslatır. Robert şöminenin yanında duran kömür kovasıyla viskiyi
yakalamaya çalışır.
Dennis: (Artık şişe boştur) Bir damla bile kalmamış.
12
Max: Sanıyorum bayılacağım.
Max: Teşekkürler.
13
saklardı sanki. Ne kadar şanslıyım ki içini açabildiği
ender insanlardan biriydim. Gerçek bir dost
kaybettim.
14
Hepsi nefeslerini tutup seyirciye doğru bakarlar. Sessizlik. Bütün ekip
bir ses efektinin gelmesini bekler; gelmez. Sonunda yüksesk sesle bir
kapı zili çalar.
Herkes: (reaksiyon verir) Müfettiş!
Sandra: Nihayet buarada!
15
Dennis: Evet müfettiş.
Dennis tepsiyi uzatır, hepsi birer bardak alır. Dennis tepsiyi
kaldırırken Jonathan’ın kafasına çarptırır.
Max: Kadehlerimizi hepimizin çok sevdiği o adam için
kadıralım. Charles’a içelim.
All: Charles’a içelim!
Hepsi tinerlerini içerler. Hepsi bir an nefessiz kalır, Hepsi tükürür.
Hepsi kendine gelir. Max ağzında tutar.
Chris: Mükemmel
Sandra: Harikulade.
Robert: Nefis. Bayağı iyi bir viski bu Perkins, ne zaman
şişelenmiş?
Dennis: (etiketi okur) Yanıcı ve tehlikeli madde diyor
efendim.
Chris: Dinleyin, eminim hepiniz çok yıprandınız bu
olanlardan ama izin verirseniz, ben de
soruşturmaya başlamak istiyorum. Ne kadar erken
başlarsak o kadar çabuk deşeriz bu korkunç olayın
altında yatanları.
16
Dennis: Müfettiş
Sonraki birkaç replik boyunca Dennis sedyeyi getirir, Robert ve
Dennis sedyeyi yere, kanepenin önüne koyar sonra da Jonathan’ı
kaldırmaya çalışırlar, başaramazlar. Sonra onu koltuktan sedyeye
yuvarlarlar.
Max: Ölüm nedeni hakkında bir fikriniz var mı müfettiş?
17
Chris: Hmm, demek Charles’ın çalışma odası burası.
Buraya bırakın lütfen beyler.
Dennis: Ne büyük trajedi. Üç ay sonra evlenmeyi
planlıyordu.
Robert ve Dennis mim yaparak getirdikleri cesedi üst katın kenarına
bırakırlar.
Robert: Dayanamıyacağım artık, baksana şuna, orda öylece
cansız yatıyor.
Max: Evet, aramızda bir aşk ilişkisi var ama bu, onu biz
öldürdük anlamına gelmez.
18
Dennis: Charles’ın ölmüş olması fikri bana hala çok tuhaf
geliyor.
Robert: Müfettiş.
Robert, Jonathan’ın ceplerine bakar ama bulması gereken aksesuarı
bulamaz. Bir sure sonra Jonathan elini kendi iç cebine atar ve
mektubu Robert’a verir.
Robert: (doğaçlar) Teşekkürler Charles.
19
kaplar, o da gürültülü bir şekilde öksürür.
Chris: Saçmalama lütfen, adam ölü.
20
Robert: Tabi ki .
Jonathan tekrar girer, odadakileri görür, ve tekrar çıkar.
Sandra: Ah, Cecil! Bir değil bin kere öp. Artık seninim!
21
Dennis: Gidip hemen odalara kilitleyeyim.
Ara.
22
Max: Teşekkürler, Perkins. Şamdanları şöminenin
üzerine bırakabilirsin.
Max: Sence çok bariz değil mi? Senin yüzünden. Hep bir
tahakküm kurmak istemişti üzerinde. En iyi
dostunun kız kardeşiyle evlenmesi fikrine
katlanamadı. Bu gece partide ikinizi yan yana
görünce, bir kendini kaybetti. Ve Charles’ı öldürdü.
23
ortaya çıkarsa?
Max: Tabi ki .
24
Max ve Sandra çıkar.
Dennis oturmaya devam eder. Bir sigaralık çıkartır. İçinden bir tane
alır.
Dennis: İzninizle?
Chris: Bu doğru.
Dennis: Tanıyor muydun kendisini?
Chris: Bir kez rastlaştık, çok kısa bir an, karakolda, bana o
gün….
Robert dekorun arkasından koşarak sahneye gelir, elindeki yangın
söndürücüyle alevleri söndürür. Herkesin kendisini gördüğünü anlar.
Robert: (doğaçlama) İyi akşamlar müfettiş. Kütüphanede
biraz kömüre ihtiyacımız oldu da. (ya da buna
benzer bir şey söyler)
Kömür kovasıyla çıkar.
Chris: Bir kez rastlaştık, çok kısa bir an, karakolda, bana o
25
gün….
26
Chris’e anahtarları verir.
Chris: Peki not defterim?
Robert Chris’e vazoyu verir.
27
birşey size tedirgin etmez.
28
Mektubumu mu okudunuz? Nereden buldunuz?
(Tekrar kendi sesiyle) Ben söyleyeceğim şimdi
nereden bulduğumu. Charles’ın cebinde!
Sandra: Charles okudu mu?! O halde gerçekten de bir
intahar etti.
29
Robert: Kaçtı. Ben yakalamaya gidiyorum. Hemen
getiririm. Sen buarada kal Cecil, korkarım müfettiş
beyin sana bazı soruları olacaktır. Charles’ın
kardeşisin sonunda.
Çıkar.
30
Max: Evet, neredeyse dört. . .
Robert, Jonathan ve Annie pencereden bakarlar; Sandra iyi mi
anlamaya çalışırlar.
Max: Ne çektim bu konuda bilemezsiniz. Charles her
fırsatta üste çıkıp beni utandırırdı., Çocukluğum
böyle geçti. Herşeyin en iyisi o bilirdi (alaycı)
Annie, Robert ve Jonathan hep beraber pencereden uzanıp perdenin
arkasından Sandra kaldırmaya çalışırlar..
Chris: İdeal bir ağabey olmaktan oldukça uzaktı diyebilir
miyiz kendisi için. Hatta siz bayağı nefret etmişsiniz
birbirinizden galiba.
Max: Size yalan söylemeyeceğim müfettiş, biz hayata çok
farklı bakan iki kardeştik. Ama ağabeyimin
öldürülmesinde benim parmağım olduğunu ima
ediyorsanız, çok yanılıyorsunuz.
31
olması seni rahatsız etmedi?
32
Kanepeden yastıkları alır. Muhasevbe defteri yoktur. Aramaya ba şlar,
kanepenin döşemesinin içine bakar. Yastıkların içine bakar. DOĞAÇ.
Sonunda kanepenin altında bulur.
Chris: Bir muhasebe defteri? Üzerinde Charles’ın baş
harfleri var. İçinde ne var acaba? Notlar,
faturalar….Charles’ın vasiyetnamesi. Ama üzerinde
bugünün tarihi var. Dur bakayım…
33
Duvardaki ses borusu düşer. Robert yerden alır ve tekrar duvara
koyar ancak barometreyi düşürür.
Max: Peki senin hissiyatın neydi Charles’la Florence’ın
nişanı hakkında?
Max barometreyi alır ve tekrar duvara koyar, bu duvardaki köpek
portresinin düşmesine sebep olur. Max portreyi tutar, barometreyi
Robert’a bırakır. Üç şey tutmaktadırlar.
Max ahizeyi iki ayağının arasın alır, bir ayağıyla yukarı atar ve boştaki
eliyle yakalar. Robert’a, uzatır. O da barometer ve duvar borosonu
kafasıyla tutarak ahizeyi alır.
Robert: (son derece rahatsız konuşarak) İyi akşamlar, evet
benim. Evet çok da iyi bir zaman sayılmaz.
Yatırdığım nakit paralar mı? Evet ne olmuş?
Sayılar tutmuyor mu? Neden bahsediyorsun sen be
34
adam. Gitmiş mi? Nereye gitmiş? Dokuz bin
pound, çalınmış. Perkins, çabuk buraya gel.
35
korkunç bir gece.
Dövüşürler.
Hiç fena değil Cecil, ancak bana rakip olabilecek
seviyede değilsin. Bazen senin Charley’nin kardeşi
olduğunu unutuyorum, çok zavallısın.
36
Dövüşürler.
Max kanepenin arkasına zıplar.
Max: Sana gore hep biraz hızlıydım, ama iyi deneme.
37
Chris: (boruya) Hemen geliyorum.
38
Chris: Sana duyduğu şehvet onu delirtti, ve bu gece
Charles’ı öldürdü. Şimdi cinayeti onun işlediğini
ortaya çıkartığımızı anladı.
39
Robert: Eyvah!
Dennis: Aman Allahım!
Annie: Ayyy!
Chris: Panik yapmayın! Cecil kapının önünden geçiyor.
Onu dışarı kilitlemeliyiz.
Robert: Peki anahtarlar nerede, Perkins?
Dennis: Burada efendim!
Kapı birden açılır, Max girer. Birkaç adım atar ve kanepeye yığılır.
Sırtında kurşun yaraları vardır.
Chris: Aman Allahım!
Kısa müzik.
Annie: Cecil! Öldü mü?
Aynı kısa müzik tekrar eder.
Dennis: Çifte cinayet!
Kısa müzik. Ancak bu kez Duran Duran’dan ‘Girls on Film’ Sonra
birden doğru müzik girer.
Trevor: Duran Duran CD mi buldum. Devam edin.
40
Ağabeyiyle nişanlıydım. Ama Cecil benimdi ve…
Sessizlik. Chris Annie’nin metninde sayfayı çevirir.
Annie: Ben de onundum.
Dennis: Üzmeyin kendinizi hanımefendi.
Dennis: Başüstüne.
Robert: Ben sana yardım ederim.
41
Robert: Florence! Kendine hakim ol kızım.
Dennis: Yine kriz geçiriyor.
Dennis: Başüstüne.
Herkese biraz daha tiner doldurur.
Chris: Söyler misiniz dördümüzün dışında bildiğiniz bir
başka kişi daha var mı malikanede?
Annie: Hiç kimse.
42
Chris: Anahtarı olan biri var mı peki.
Annie: Yok.
Dennis: Bütün anahtarlar bir tek bende var. Ben de,
emrettiğiniz gibi, siz gelir gelmez heryeri kilitledim.
Dennis: Başüstüne.
Herkese tekrar biraz daha tiner doldurur.
Chris: Söyler misiniz dördümüzün dışında bildiğiniz bir
başka kişi daha var mı malikanede?
Annie: Hiç kimse.
Robert: Bahçıvan saat altıda ayrıldı, malikanenin tek çalışanı
Perkins. (Tekrar tineri içer ve tükürür.) Oh, bu çok
iyi geldi.
Chris: Anahtarı olan biri var mı peki.
Annie: Yok.
Dennis: Bütün anahtarlar bir tek bende var. Ben de,
emrettiğiniz gibi, siz gelir gelmez heryeri kilitledim.
43
Dennis metnin tekrar edildiğini anlamaz, aynı yer, bir kez daha alınır.
Dennis: Başüstüne.
Herkese tekrar biraz daha tiner doldurur.
Chris: Söyler misiniz dördümüzün dışında bildiğiniz bir
başka kişi daha var mı malikanede?
Annie: Hiç kimse.
44
Annie: Ah, müfettiş, korkudan tüylerimi diken diken
ettiniz.
Chris: Perkins, bize birer tane daha viski ver.
Dennis: Başüstüne.
Dennis: Başüstüne.
Herkese tekrar biraz daha tiner doldurur.
Chris: Söyler misiniz dördümüzün dışında bildiğiniz bir
45
başka kişi daha var mı malikanede?
Annie: Hiç kimse.
46
İkinci Perde
Dramatik bir müzik çalar salonda. Salon ışıkları ksılmaya başlar ve
Chris bir kez daha yansan girere. Spot onu karanlıkta bulur.
47
Chris çıkar.
48
Robert: Bütün bu yaşananlar tam bir kepazelik. Şimdi her
şeyin bir üzerinden geçip ne biliyoruz hatırlamaya
çalışalım.
49
Annie: Yerde yatıyordum. Bıyığımla beraber yerde
yatıyordum.
Robert: Müfettiş.?
50
Robert: Çok rahatım müfettiş.
Repliğini unutur.
Replik!
51
arkadaşımın . . .
Kitaplıktan bir kitap alır. Kitap yere düşer. Hiçbir şey olmaz.
Kitaplığa bakar. Kitaplık döner ve onu yutar.
Dennis: (dışardan) Atlayın hanımefendi.
Annie kitaplığın önüne bir adım atar. Kitaplık bir tur daha atar ve bu
kez Annie’yi alır ama Dennis’i geri atar. Kitaplık dönmeye devam
eder. Alt kat kapısı vurulmaya devam eder.
Dennis: Burada güvencedesiniz hanımefendi.
52
içine saklanır.
Dennis: Burada güvencedesiniz hanımefendi.
Tam Dennis alt kat kapısını açacakken kapı açılır ve Max yeni bir
karakter kılığında belirir. (Bahçıvan Arthur) Üzerinde tulumu, sakalı,
piposu, bahçe makası ve ucunda kopek olmayan bir kopek tasması
vardır. Cecil’I nasıl oynuyorsa aynen oynar.
Dennis: (şokta) Arthur, bahçıvanımız! Sen ne yapıyorsun
burada?
53
çalılıklarda. Pencerenin sürgüsü de zorlanarak
açılmıştı. Winston bunu buldu bahçede.
Cebinden bir mendil çıkartır.
Dantelli bir mendil. Rahat dur Winston. Üzerinde
leke var. Kokusu çok tanıdık.
Max: Doğru.
54
Dennis: Bahçıvan Arthur, sen neyi ima etmeye çalışıyorsun?
Bu akşam üzeri Florence Charles’ın odasına mı
girdi diyorsun?
Kitaplık dekrar döner ve Annie elinde başka bir dosya ile girer. İçinde
yen bir metin vardır.
Dennis: Hanımefendi, nişanlınızı öldürdüğünüzü
düşünüyoruz, elimizde bunu ispatlayacak kanıt var.
Üst kattaki içki şeysi kayar ve Annie’ye doğru düşer. Robert ykalar.
Işıklar tekrar üst katı aydınlatır.
Chris: Artık zamanı geldi. Gidip Perkins’le yüzleşelim ve
ona bu kirli işi kendisinin yaptığını bildiğimizi
söyleyelim. Asansöre bin.
55
Max: Kusuruna bakmayın. En iyisi onu dışarı çıkartayım.
Tasmayı kapıdan atar.
Chris: Arthur, yanılmıyorsam?
Dennis: İşlemeli
Chris: İşlemeli
Max : ve lekeli. Sinayür lekesi.
Chris: (düzeltir) Siyanür
56
Max: İçeri girmek için kullanılan ve sürgüsü zorlanmış şu
pencereden aşağı atılmış. Charles’ı zehirlemek için
kullanılmış olabilir.
Robert büyütece ulaşmaya çalışır ama başaramaz. Üst kat birden biraz
daha çöker. Eğimi iyice artar. Mobilyalar tekrar kaynmaya ba şlar ama
Robert, tutmayı başarır. Masanın çekmecelerini control eder, büyüteci
bulur, gösterir ve Chris’e verir.
Robert: Büyüteciniz müfettiş.
Robert: Kimmiş?
Max: Bay Fitzroy, efendim.
57
şimdi çok daha uygun bir zaman. Bir ödeme daha
tespit ettin öyle mi? Dover’e tek yön bilet mi? Hiç
bir fikrim yok. Dokuz bin poundumu hiç
tanımadığım birine kaptırdın. Bana hayal
edebileceğinden çok daha fazla acı çektiriyorsun.
Telefonu derhal kapatıyorum.
Telefon kapatılır.
Dennis: (Robert’a) Bir duble viski içseniz sanki iyi gelir
efendim.
58
da kesinlikle öldürmedim.
59
bakalım siyanür zehirlenmesine dair bir kanıt var
mı? Beni müştemilata, maktulün yanına götürün
bir kez daha.
Dennis: Bu taraftan.
Chris: Arthur, sen burada hanımefendiyle kal ve
odadadan çıkmamasını sağla.
60
Sandra: … bahçede belki kaç kere bana iltifat ettiğini,
yürüken “ışık saçtığımı” söylediğini unuttum mu
sanıyorsun? Lütfen Arthur, koru beni. Ben de
sonsuza kadar senin olabilir…
Sandra Max’ı daha da sıkı tutar.
Max: Ben öyle hissetmiyorum ama. Siz hem bir katil
hem de erkekleri baştan çıkartan bir…bir….beni
baştan çıkartamayacaksınız.
Sandra’yı biraz fazla sert iter, kız dolaplı saate çarpar.
Trevor satin içinde birden irkilir, satin kapısını açar. Kapı Sandra’ya
çarpar ve onu tekrar bayıltır. Kanepenin üzerine düşer.
Max ve Trevor birbirlerine bakarlar. Max metni Trevor’a verir.
Trevor metinden Florence’ın ilk repliğini okur.
Trevor: (okur) Fakat ben güzel bir kadınım. Bana nasıl
karşı koyabilirsin ki?
61
Max korkmaya başlar. DOĞAÇ. Birden Trevor’ı öper. Robert, Chris
ve Dennis girer.
Robert: Ne oluyor burada?
Sessizlik.
Robert: Ne oluyor burada?
Max: Açıklayabilirim.
Robert: Hiç sanmıyorum.
Dennis: Hanımefendi bahçıvanın kollarında.
62
sahnenin altına düşer.
Chris: Hayır!
Herkes dönüp saate bakar. Sandra çıkmaya çalışır. Chris yardım eder
ama nafile, Sandra içeride kalmıştır.
Chris: Öylesin.
63
Robert: Hay allah. Uyandırmaya çalışacağım. (Saatin
yüzüne su atar.) Dışarda üşütmüş olabilir.
Chris: Ama akşam üzeri, pencereden, dışarda
gördüğümüz belli belirsiz insan o değildi,
Arthur’du.
Annie pencerede yavaş yavaş doğrulup ayağa kalkar. Robert onu itip
uzaklaştırır.
Chris: Tabi ki öyleydi. Florence şüpheli durumuna geçsin
diye pencerenin altına bir mendil yerleştirildi.
Çünkü hem onun hem de Cecil’in ilişkilerinden
dolayı katil olabilmeleri için inandırıcı bir sebep
vardı. Ancak gerçekten öldürme sebebi olan biri
varsa o da uşak, Perkins.
64
Robert’a kelepçe uzatır, o da Dennis’I kanepeye kelepçeler.
Chris: Kanepeye kelepçele ki, ben onu karakola
götürmeden kaçmaya çalışmasın.
Hepsi: KİM?
65
Dennis: Daha önce tanıştığınızı söylemiştin – çalıştığın bir
yolsuzluk davasında danışman demistin.
Chris: Ne olmuş?
Dennis: Charles o davada neden kimsenin
tutuklanmadığınıkeşfetti. Çünkü suçu işleyen adam
sizdiniz. İş (eline bakar) sözde sizin üzerinizden
yürüyordu. Ama aslında siz (tekrar eline bakar)
esas suçlu sizdiniz
Chris: Bunu kanıtlayamazsın..
Max: Ama Charles kanıtlayabilirdi. Bu yüzden de onu
öldürdünüz.
Chris: Asla!
Dennis ve Max:Efendim!
Sandra: Charley! Ben seni öldün sanıyordum.
Chris: Hayattasın? Bu olamaz.
Jonathan: Üzgünüm ama olabilir. Oldu da. Beni o kadar da
kolayca ölüremedin.
Chris: Nasıl hayatta kalabildin?
66
Jonathan: Çok basit. Bu gece benim için hazırladığın zehirli
sherry’yi içmedim.
Sandra: Ah Charley, bu kadarını gerçelten…..
67
Hepsi F .C.!
68
kanepeyi de sürükleyerek evrakları almak üzere çökmüş üst kata
doğru ilerler.
Robert ve Max saati odanın ortasına bırakırlar.
69
yıkabileceğim birisini bulmuştum. Ta ki suç
ortağım işi eline yüzüne bulaştırana dek.
Chris tasmayı pencereden atar. Jonathan hışımla üst katta belirir, ama
kenardan düşer, ama son dakikada tutunur ve sarkık, sallanmaya
başlar.
Chris, Robert ve Max zor kaçar. Jonathan alt kata iniş yapar, çok
sarsılmıştır.
Jonathan: Şimdi bir telgraf göndermeliyim….. aaaahh
70
Chris: Çabuk Thomas, çalışma odasından kaçabiliriz.
Dennis üstkattan kayarak iner, hala kanepeye kelepçelidir. Elinde
evraklar vardır. Evrakları Jonathan’a atar.
Dennis: Evraklar efendim.
71
ulaşabilecekti, ben de onu kendi hesabım
üzerinden hızlıca aklayabilecektim. Ben de bu
akşam üzerine kadar şöyle düşündüm…..
Repliğini unutıur.
Replik!
72
Sandra ve Annie:Charley! Benim senden başka kimsem yok Sev
73
çıkmadan önce Sandra’nın üzerinde tepinir.
Jonathan: Thomas, müfettiş seni iyi kandırdı ama değil mi?
Robert: Ne demek istiyorsun?
74
gidiş bileti alarak kaçmaya çalıştı. Bütün paraları
cebine atarak hem de. Müfettiş, artık çantanızın
içine bakma vakti geldi sanırım.
Çantayı alır ve Robert’a fırlatır. Robert açar ve içinden küçük yeşil bir
şişe çıkartır.
Chris yere düşer. Robert silahını yana indirir. Silah işte o zaman
gürültüyle patlar, eli yaralanır.
Robert: ARGH! Parmaklarım.!!
75
Dennis: Polisler dışarda bekliyor efendim.
Dennis alt kat kapısından girer, kanepeyle bütün kapıyı yerle bir eder.
Chris düşen kapıdan son dakkada kaçar. Robert arkaya koşarken
şöminenin olduğu duvara çarpar. O duvar da çöker. Üst katın duvarı
da çöker.
Sessizlik. Herkes durgundur. Sonra birden pencere de çöker. Annie
hala pencerenin çerçevesi içindedir. Sandra sahne arkasında
şaşkındır. Max sahne arkasından kar fırlatır.
76
(Repliğini unutur.) Replik!!!
Trevor: (dışardam) Ya bi öl allahını seversen!
Robert: Bi öl allahını seversen. Ya sen nasıl…
Ölür.
Max sahne arkasından kar fırlatır. Jonathan sahnenin ortasına gelir.
Işıklar kararır. Üzerinde spot yanar.
77
78