Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 5

Danıştay VDDK., E. 2022/1386 K. 2023/446 T. 26.4.

2023

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu


Esas No.: 2022/1386
Karar No.: 2023/446
Karar tarihi: 26.04.2023
Belgeyi Lexpera’da Görüntüle

T.C.

DANIŞTAY

VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No : 2022/1386

Karar No : 2023/446

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı

(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı
ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Asıl amme borçlusu olan davacı şirket hakkında 2016 yılı hesap dönemine ait
işlemlerin incelenmesi neticesinde 05/03/2019 tarihinde düzenlenen vergi inceleme raporu uyarınca 2016
yılının muhtelif dönemlerine ilişkin tarh edilen vergiler, kesilen vergi ziyaı cezaları ve özel usulsüzlük cezası
ile vergi üzerinden hesaplanan gecikme faizi dahil amme alacağının korunması amacıyla davacı adına 6183
sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 13. maddesinin (3) numaralı bendi uyarınca
14/05/2019 tarihinde tesis edilen ihtiyati haciz işleminin iptali istemiyle dava açılmıştır.

… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:

Olayda, davacı şirket hakkında özel tüketim vergisi yönünden 2016 yılına ilişkin olarak 05/03/2019
tarihinde düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden vergi ziyaı cezalı özel tüketim vergisi, özel usulsüzlük
cezası ve gecikme faizi hesaplanmıştır. Davacının borcu karşılayacak mal varlığı olmadığından bahisle söz
konusu amme alacakları hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 17.
maddesi gereğince davacı hakkında ihtiyati tahakkuk kararı ile birlikte aynı Kanun'un 13. maddesinin (3)
numaralı bendi uyarınca ihtiyati haciz kararı alınmıştır.

Dava dosyasında yer alan belgelerden, davacı hakkında ihtiyati haciz kararı alındığına ilişkin 14/05/2019

Sayfa 1/5
VDDK., E. 2022/1386 K. 2023/446 T. 26.4.2023

tarih ve 16191 sayılı işlemin tesis edilmesinden sonra davacı ve kanuni temsilcisi tarafından vergi dairesine
verilen 11/06/2019 tarihli dilekçe ile var olan mal varlıklarının borçlarına karşılık teminat olarak gösterildiği
görülmektedir.

Bu durumda davacının mallarını kaçırma ve hileli yollara sapma fiilinin gerçekleşmediği anlaşıldığından
davacı hakkında 6183 sayılı Kanun'un 13. maddesinin (3) numaralı bendinin dayanak alınmak suretiyle tesis
edilen dava konusu ihtiyati haciz işleminde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Vergi Mahkemesi bu gerekçeyle dava konusu ihtiyati haciz işlemini iptal etmiştir.

Davalının istinaf istemini inceleyen … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…,
K:… sayılı kararı:

6183 sayılı Kanun'un Birinci Kısmının "Amme Alacaklarının Korunması" başlıklı İkinci Bölümünün "İhtiyati
haciz" başlıklı 13. maddesinde ihtiyati haciz sebepleri yedi bent halinde tek tek sayılmış olup bu hallerden
herhangi birisinin mevcudiyeti takdirinde hiçbir müddetle mukayyet olmaksızın alacaklı amme idaresinin
mahalli en büyük memurunun kararıyla haczin ne suretle yapılacağına dair olan hükümlere göre, ihtiyati
haczin derhal tatbik olunacağı belirtilmiştir.

Söz konusu maddenin (3) numaralı bendinde borçlunun kaçmış olması durumu ile borçlunun kaçması,
mallarını kaçırması ve hileli yollara sapması ihtimalleri ihtiyati haciz sebebi olarak sayılmıştır. Aynı maddenin
(1) numaralı bendinde, Kanun'un 9. maddesi gereğince teminat istenmesini mucip hallerin mevcut bulunması;
(4) numaralı bendinde ise borçludan teminat gösterilmesi istendiği halde belli müddette teminat veya kefil
göstermemiş yahut şahsi kefalet teklifi veya gösterdiği kefil kabul edilmemiş olması hâli de ihtiyati haciz
sebebi olarak tadat edilmiştir.

Dava dosyasının, aynı sebeple ihtiyati haciz kararı alınan davacının ortağı ... tarafından açılan … Vergi
Mahkemesinin … esasına kayıtlı dava dosyası ile birlikte incelenmesi sonucunda şu hususlar görülmüştür:

i. %13,4 oranındaki hisse payı iki farklı limited şirketine ait olan davacı şirketin diğer hisselerinin
%33,19'lük kısmı … Holding Anonim Şirketine, %43,44'lük kısmı ...'e, %9,97'lük kısmı ise Gashim Gasanov'a
aittir.

ii. Özel Tüketim Vergisi Kanunu'na ekli (III) sayılı listenin (A) cetvelinde yer alan emtianın üretim ve
teslimleri yönünden yapılan vergi incelemesi sonucu düzenlenen raporda, "melas/tarımsal kökenli etil alkol"
veriminden hareketle 2016 yılına ait defter ve belgelerinin ihticaca salih olmadığı kanaatine varılmış, votka,
cin ve likör türü alkollü içkinin miktar ve dönemler itibarıyla bulunan farklarının kayıt dışı ve dökme olarak
satılmak suretiyle toplam 13.360.863,53 TL özel tüketim vergisinin ziyaa uğratıldığı tespit edilmiştir.

iii. Anılan rapor üzerine tarh edilen vergi, verginin bir katı tutarında ve tekerrür nedeniyle artırılarak
kesilen vergi ziyaı cezası, özel usulsüzlük cezası ve vergi üzerinden hesaplanan gecikme faizi ile birlikte
toplam 40.271.982,95 TL ulaştığı görülen tutarın yüksek olması nedeniyle 14/05/2019 tarihinde vergi dairesi
müdürlüğünün önerisi üzerine Manisa Vergi Dairesi Başkanı tarafından 6183 sayılı Kanun'un 17. maddesi
uyarınca anılan amme alacakların ihtiyaten tahakkukuna; Kanun'un 13/3 maddesine dayalı olarak da
ihtiyaten haczine karar verilmiştir.

iv. İşbu davanın açılmasından sonra şirket ortağı ve yönetim kurulu başkanı ... tarafından vergi dairesine
verilen 11/06/2019 tarihli dilekçe ile 16.000.000 TL değerinde olduğu iddia edilen Manisa ili Salihli ilçesindeki
fabrika binası, 10.000.000 € değerinde olduğu iddia edilen alkol üretim tesisleri, 1.500.000 TL değerinde

Sayfa 2/5
VDDK., E. 2022/1386 K. 2023/446 T. 26.4.2023

olduğu iddia edilen bir adet villa ve 750.000 TL değerinde olduğu iddia edilen İzmir ili Narlıdere ilçesinde yer
alan bir daire teminat gösterilmiştir.

v. Dava dosyasında yer alan değerleme raporlarında ise betonarme fabrika binası ve arsasının değerinin
16.000.000 TL değil 1.500.000 TL olduğu; Manisa ilinde bulunan tripleks meskenin değerinin 1.500.000 TL
değil 700.000 TL olduğu; İzmir ilinde bulunan dairenin değerinin ise 750.000 TL değil 410.000 TL olduğu
tespit edilmiş, bu taşınmazların tümü üzerinde tespit edilen değerlerine yakın miktarlarda banka rehinlerinin
bulunduğu, fabrika makine tesisatına ilişkin değer tespit çalışmalarının ise idarece henüz neticelendirilmediği
görülmüştür.

Dosyada yer alan emlak değerleme uzmanı bilirkişiler tarafından teminat olarak gösterilen toplam dört
kalemden üçü hakkında düzenlenmiş raporlarda tespit edilen değerleri ve inceleme raporunda belirtildiği
üzere davacı tarafından düzeltilen bilanço kalemleri arasında yer alan makine-tesisat, demirbaş, taşıt ve
yapılmakta olan yatırımların kıymeti toplamı birlikte dikkate alındığında davacı şirkete ait varlıkların amme
alacağını teminat altına almaya yeterli olmadığı sonucuna varılmıştır.

Bu durumda davalı idarece tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından davanın reddine karar
verilmesi gerekmektedir.

Vergi Dava Dairesi bu gerekçeyle mahkeme kararını kaldırdıktan sonra davayı reddetmiştir.

Davacının temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesinin 10/03/2022 tarih ve E:2020/1601,
K:2022/965 sayılı kararı:

6183 sayılı Kanun'un 13. maddesinde yer alan düzenlemeler nedeniyle ihtiyati haciz kararı alınabilmesi
için maddi olayda borçlunun kaçmış olması veya kaçması, mallarını kaçırması ve hileli yollara sapması
ihtimallerini gösteren emarelerin bulunması; bu durumun varlığının idarece somut olarak ortaya konulması
gerekli ve zorunludur.

Olayda gerek ihtiyati haciz kararının dayanağı vergi incelemesi sonucu düzenlenen raporda gerek işlem
dosyasında davacının kaçtığı, kaçması ihtimalinin bulunduğu, hileli yollara saptığı yönünde herhangi bir
somut bilgi ve belge bulunmamaktadır.

Ayrıca, davalı idarece ihtiyati haczin gerekçesi olarak amme alacağının miktarının yüksek olması
gösterilmiş ve bu durum "borçlunun kaçmış olması veya kaçması, mallarını kaçırması ve hileli yollara
sapması ihtimallerinin olması" kapsamında değerlendirilerek 6183 sayılı Kanun'un 13. maddesinin (3)
numaralı bendi uyarınca dava konusu işlem tesis edilmiştir. Buna rağmen istinaf merciince, dava konusu
işlem, aynı Kanun'un 13. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca teminatın yeterli olup olmadığı yönünden
değerlendirilmiştir.

Bu itibarla, davalı idare tarafından ihtiyati haciz uygulamasının dayanağı tam olarak ortaya
konulamadığından, koşulları gerçekleşmeden alınan ihtiyati haciz kararında hukuka uygunluk bulunmadığı
gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali gerekirken hukuki durumun yanlış nitelendirilmesiyle verilen temyize
konu kararda hukuki isabet görülmemiştir.

Daire bu gerekçeyle Vergi Dava Dairesi kararını bozmuştur.

… Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararı:

Bölge İdare Mahkemesi, ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar etmiştir.

Sayfa 3/5
VDDK., E. 2022/1386 K. 2023/446 T. 26.4.2023

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Dava konusu ihtiyati hacze esas alınan sebebin somut olarak tespit
edilmediği, ihtiyati hacze konu amme alacağının yapılandırıldığı dolayısıyla ihtiyati haczin uygulanmasının
kamu alacağının tahsiline herhangi bir hukuki yarar sağlamayacağı belirtilerek ısrar kararının bozulması
gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ: Olayda, davacı, vergi incelemesi devam ederken
düzeltme beyannamesi vermiştir. Anılan düzeltme beyannamesiyle 55.388.793,90 TL tutarındaki "Ortaklara
Borçlar" hesabı 29.751.921,90 TL tutarına; 152.439.602,74 TL tutarındaki aktif toplam, 126.802.730,74 TL
tutarına azaltılmıştır. Bu durum, davacı şirketin ortaklara olan borcunu ödemek suretiyle mal varlığını azalttığı
anlamına gelmektedir.

Anılan husus davacı şirketin mal varlığının belli bir kısmını kaçırma ihtimalini ortaya koyar nitelikte
olduğundan dava konusu işlemde bu yönden hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Diğer taraftan, davacı tarafından teminat olarak gösterilen taşınmazlarla ilgili teminat olarak bildirilme
tarihinden önce dava konusu ihtiyati haciz işlemi tesis edildiğinden, teminat gösterme işleminin 6183 sayılı
Kanun'un 16. maddesi karşısında ihtiyati haciz işlemini hukuka aykırı kılması da mümkün değildir.

Bu nedenle, temyiz isteminin ısrar hükmü yönünden reddi ile diğer yönlerden temyiz incelemesi yapılmak
üzere dosyanın Danıştay Yedinci Dairesine gönderilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve
dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

Danıştay Yedinci Dairesinin yukarıda yer verilen kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve
gerekçeyle ısrar kararının bozulması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1- Davacının temyiz isteminin KABULÜNE,

2- … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının
BOZULMASINA,

3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek
bulunmadığına,

26/04/2023 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

X-

KARŞI OY

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında ısrar

Sayfa 4/5
VDDK., E. 2022/1386 K. 2023/446 T. 26.4.2023

kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği oyu ile karara
katılmıyoruz.

Sayfa 5/5

You might also like