Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 8

Özlem Ak İkinci

Bir Üniversite
Hocasının
Otuz Yılın Sonundaki
Gözlemleri

Üniversite sınavı ve istediğimiz


bir üniversiteyi kazanmak hayatımızın
en önemli dönüm noktalarından biri.
Üniversiteyi kazanınca kendimizi
hayatımızla ilgili her şeyi “halletmiş”
gibi hissederiz. Yoksa asıl iş
üniversiteye girdikten sonra mı başlıyor?
Üniversitedeki başarımız
hayatımızda neleri değiştirebilir?
Üniversitede ve hayatta başarılı
olmanın formülü ne?
Başarının ve hayatın anlamı nedir?
İşte tüm bu soruların yanıtlarını
bulmak için, binlerce öğrenci yetiştirmiş,
yıllarını eğitime ve öğretime adamış,
Bilkent Üniversitesi Matematik Bölümü’nden
Prof. Dr. Ali Sinan Sertöz ile
“üniversite ve hayat” üzerine sohbet ettik ve
“keşke böyle bir sohbeti üniversiteye
başladığımız yıl yapma şansımız olsaydı” dedik.
Neden mi?
Gelin hep beraber görelim…
32

32_39_sinan_sertoz.indd 32 26.02.2013 11:38


Bilim ve Teknik Mart 2013
>>>
BTD: Öğrenciler üniversiteye başladık-
larında nasıl bir ruh hali içinde oluyorlar?
Prof. Dr. Sertöz: Öğrenciler üniversi-
tenin ilk haftalarında, yıllardır kendileri-
ne hedef olarak konmuş olan üniversiteye
girme işini başarıyla tamamladıklarını
ve artık dinlenmeyi hak ettiklerini düşü-
nür. Oysa onlara bir sürü şey öğretmeye
çalışan hocalarla karşılaşırlar. Bu ilk şoku
atlattıktan sonra derslere dönmeye başlar-
lar, ama bu kez de çoktan seçmeli sorula-
rın uygun cevaplarını doğru tahmin etme
yeteneklerinin hiçbir işe yaramadığını
görürler. Bir hayal kırıklığı da burada ya-
şarlar. Artık bilgileri sadece almaları değil
aynı zamanda anlamaları da beklenmek-
tedir. Özellikle bu bilgiler arasında bağ-
lantılar kurup yeni sonuçlar çıkarmaları
gerekmektedir.
İşte bu aşamada artık isyan ederler ve
o meşhur soruyu sorarlar: “Bu bilgiler
gerçek hayatta ne işimize yarayacak Ho-
cam?” Aslında bu bir sorudan çok bir bö-
bürlenmedir. İçinde “hayatı biz anlıyoruz,
ama sen anlamıyorsun” suçlaması vardır.
Bir küçümseme taşır sorudaki tını, “bize
sadece gerçek hayatta gerekli olan şeyleri
öğret, gerisi sana kalsın” der adeta.
Peki, şu meşhur gerçek hayat denen şey
nasıl bir şey?
Sıradan öğrencinin düşündüğü gerçek
hayat şudur: Bir işe girecek. Ona yapması
için sonu iyi tanımlanmış bazı işler veri-
lecek. O da o işleri okulda öğrendiği tek-
nikleri kullanarak yapacak. Ay sonunda
maaşını hak ederek alacak.
Peki ona o işleri kim verecek? Ona o
işleri verenleri kim yetiştirdi? Her şeyden Her bir hedef için ihtiyaç duyduğunuz Mükemmelin altında bir düzeyi hedef-
önce sorulması gereken de o iş yerini ki- bilgi elbette farklı düzeyde olacaktır. leme lüksümüz yok. Türkiye bugün dünya
min açtığı. Yaratıcı, atılımcı insanları kim Evet, mükemmellik diye bir kavram ülkeleri arasında birinci ligde yarışıyor ve
nerede yetiştiriyor? vardır ve üniversite eğitimi de bunu hedef- vasat oyuncularla bu yarışta birinciliğe oy-
Öte yandan sıradan bir iş bile yapsanız, ler. Bu bilgiler ne işinize yarayacak gerçek nayamaz. Zaten birinciliğe oynamayacak-
o işi sizin mahallede en iyi yapan kişi mi hayatta? Elbette mükemmel olmaya bir sak, ne gerek var bunca çabaya?
olmak istiyorsunuz, yoksa Türkiye’de en adım daha yaklaşmanıza yarayacak. Özel- BTD: Başarılı olmak için mükemmel
iyi yapan kişi mi? Dünyada o işi en iyi ya- likle 1,5 milyon lise mezununun üniversi- olmak şart mı? Mükemmel olmak için eşit
pan kişi olmayı da hedefleyebilirsiniz. Bir teye başvurduğu bir ülkede, üniversitede şartlara sahip değilsek?
sonraki aşama ise başkalarından bağımsız okuma hakkı kazanan birisinin, bu fırsatı Prof. Dr. Sertöz: Bu sorunun cevabı ha-
olarak, o işi mükemmel yapan kişi olmak sadece vasat bir kişisel gelişim için kullan- yattan ne beklediğimize bağlı. Halimizden
isteyebilirsiniz. ması haksızlıktır. Üniversiteye girmek için memnunsak, ülkemizin uluslararası den-
Öte yandan her zaman en başa dönüp o kadar uğraşıp girememiş arkadaşlarına gelerdeki yerini yeterli buluyorsak, “daha
“idare edecek kadar yapmak yeter” diye- karşı haksızlıktır. Ona yatırım yapmış olan iyisine gerek yok” diyorsak, elbette mükem-
bilirsiniz. ailesine ve ülkesine karşı haksızlıktır. meli arama gibi bir kaygımız olmayacaktır.

33

32_39_sinan_sertoz.indd 33 26.02.2013 11:38


p
Bir Üniversite Hocasının Otuz Yılın Sonundaki Gözlemleri

Bir ülkenin yaşam kalitesi, o ülkenin Prof. Dr. Sertöz: Voltolina’nın 14. yüz-
yetiştirdiği mükemmel elemanların ba- yılda yaptığı bir üniversite sınıfı tablosu
şarılarına bağlıdır. Uluslararası ilişkile- var. Bu tablo ile bugün yapılacak bir üni-
ri yöneten diplomatlarından teknolojik versite sınıfı tablosu arasındaki tek fark
ürünleri üreten mühendislerine, henüz hocaların ve öğrencilerin kıyafetlerinde
sorulmamış soruların cevaplarını arayan olacaktır.
bilim insanlarından sanatın en ileri nok- O gün de, bugün olduğu gibi, dersi sı-
talarında eser veren sanatçılarına kadar nıfın yaklaşık beşte biri takip ediyor. Di-
yetişmiş insan gücünün kalitesi, mükem- ğerleri ya dalga geçiyor ya uyuyor ya da
melliği, o ülke insanlarının kişisel refahını yanındakiyle konuşuyor. Buna rağmen
ve mutluluk düzeyini doğrudan etkiler. hocanın gözünde inatçı bir umut ışığı var.
İlle de mükemmel olmak şart diyenler Herkesi her an affetmeye ve derse istenilen
için bu söylediklerim. Öte yandan mü- yerden yeniden başlamaya hazır. Aynı bu-
kemmel olmadan da yaşanır. Ama benim günkü hocalar gibi.
sözlerim mükemmel olmanın tadını alan- Zaten öğretmenlik Mevlana ile inatlaş- Eğitim deyince aklıma şu olay geliyor.
lar için. ma sanatıdır. Mevlana der ki “öğretmen Geçen yıl basında bir haber geçti. Bir vatan-
Bu mükemmelliği her üniversitedeki ne anlatırsa anlatsın, öğretebildiği sadece daşımız Pi sayısının yanlış olduğunu bul-
eğitim verir mi? Bazı üniversiteler iyi ba- öğrencinin öğrenmeye niyet ettiği kadar- muş. Bu haberin ne anlama geldiğini an-
zıları kötü değil mi, diye bir soru hemen dır”. Oysa öğretmen, her şeye rağmen öğ- lamam pek mümkün olmamıştı. Hani de-
sorulur bu aşamada bana. Oysa “iyi” ya da rencinin isteksizliğini kırabileceğine, onun seydi ki “2 sayısı yanlıştır”, ne anlayacağım?
“kötü” üniversite yoktur. Kendini geliştir- beynindeki karanlık köşelere ışık götüre- Acaba Pi sayısının açılımının başka türlü
meye kararlı öğrenci vardır, olanla yetinen bileceğine hiç tereddüt etmeden inanır. olduğunu mu iddia ediyor? Yani “Pi sayısı
ve kendini geliştirmek istemeyen öğrenci Voltolina’nın tablosuna bir kez daha ba- 3,1415... değil de 3,1596... olmalı” mı di-
vardır. kın. Sizin üniversitedeki sınıfınız da böyle yor? Yoksa Pi diye bir sabit yoktur, daire-
Zaten “kötü” denilen üniversiteler- olacak. Şimdi vermeniz gereken bir karar den daireye değişir mi demek istiyor?
de de iyi hocalar var. Dışarıdan bakınca var. Sınıfta dersi dinleyenler arasında mı Bu haberi basan gazetelerden birini
laboratuvarı, imkânları az sanıyorsunuz yoksa dalgacılar arasında mı olacaksınız? uyarmak için telefon açan bir matematikçi
ama gidiyorsunuz bir taşra üniversite- Bu tamamen sizin kendi tercihinizdir. arkadaşıma gazeteden “Sizin de bir fikriniz
sine, Ankara’daki üniversitelerden daha Uzun vadede o önde oturup dersi takip varsa gönderin, basalım” dediklerini duy-
iyi imkânları da var, iyi niyetli hocaları edenler dünyayı yönetecek. Onların ülke- dum. Oysa üniversite birinci sınıf matema-
da var. Öğrenci de iyi niyetli ise ve gittiği leri dünya liderliğine oynayacak. tik derslerini dalga geçmeden takip eden
üniversiteyi değerlendirirse, o da yetişe-
cek. Belki “iyi” dediğimiz bir üniversite-
den mezun olan öğrenci, “kötü” dediği-
miz bir üniversiteden mezun olanın biraz
önünde başlar hayata. Ama kısa sürede
ikisi de eşit donanıma sahip olur. Buna
rağmen genellikle taşra üniversitelerin-
deki öğrencilerin bazılarında “biz taşra
üniversitesindeyiz, iyi eğitim almıyoruz”
önyargısı var. Bu önyargı ile mücadele
etmeleri gerekiyor, çünkü bu doğru de-
ğil. Ben bu konuda kötümser değilim ve
iyimserliğim de gerçeklere dayanıyor. Ör-
neğin ABD’nin meşhur üniversitelerinin
hocalarına bakın. Bazıları Amerika’nın
taşrasının taşrası denen eyaletlerin devlet
üniversitelerinden mezun olmuş. Demek
ki isteyince, çalışınca, şartlar ne olursa
olsun, şartları değerlendirince başarılı
oluyor insan.
BTD Eğitim şart mı?

34

32_39_sinan_sertoz.indd 34 26.02.2013 11:38


Bilim ve Teknik Mart 2013
>>>

E=mb2
E=ma2
E=mc2

her öğrenci Pi sayısının ne olduğunu, nasıl diye araştırır, yarışın nasıl da kıyasıya ve Ülkenin belli bir karakteri var. Genel ola-
hesaplanacağını anlar. Artık bu bilgi onun uluslararası olduğunu idrak ederiz. rak biz az çalışıyoruz. Ama bunun da iyi
için ansiklopedik bir bilgi değil, anladığı ve Yani biz yarışta olduğumuzu inkâr edip bir tarafı var. Burada çok kişi çalışmadığı
anlatabileceği bir olgudur. Bunun bir siyasi koşmasak da o koşu sürüyor ve önümüze için öyle müthiş bir rekabet yok. Çalışma-
fikir veya sportif bir tercih olmadığını bilir. geçenler bize toz yutturuyor. Belki de şu ya bir karar verirseniz önünüz açık. Yanı-
Bu konuda, değişik tecrübeler yaşayan in- anda Çin’deki bir dergide tam da bu ko- nızda sizi engelleyecek çok rakip yok.
sanların değişik fikirleri olmayacağını bilir. nuyu işleyen bir yazı vardır! Uluslararası BTD: Başarıya giden kolay bir yol var
Bu haber de bana doğa belgesellerin- yarıştan söz ediyordur. “Türklere dikkat mı?
den öğrendiğim bir bilgiyi hatırlatıyor. edin” diyordur. Dalgacı görünürler ama Prof. Dr. Sertöz: Popüler bilim mer-
Yarasalar tavukların ayaklarını ısırıp kan içlerinden çok çalışanlar çıkar, sağ gösterip kezlerinde ihtimal hesaplarını gözle görü-
emer. Tavuğun haberi olmaz ve hiç tepki sol vururlar, diye de uyarıyordur. Gerçek- nür hale getirmek için kurulmuş bir düze-
göstermez. Bunun nedeni yarasanın ilk ten de bakın dünyada ne kadar çok büyük nek vardır. Dikey bir tablaya eşit aralıklar-
ısırdığında yaraya uyuşturucu bir sıvı sal- başarılar kazanmış Türk var, gerek bilim- la çiviler çakılır. Çivilerin arası ancak bir
masıdır. İşte cehalet de böyledir. de gerek sanatta gerekse iş dünyasında. bilyenin geçeceği kadardır. Bu düzeneğin
O yüzden eğitim şart! Ama siz siz olun yine de Çinlilere özellikle yanında bir açıklama vardır. Der ki “yu-
BTD: Eğitim şart, ama çok çalışmak da dikkat edin. Onların hepsi, evet istisnasız kardan bırakacağınız bilyenin nereye gi-
şart mı? hepsi, çok çalışır. deceğini önceden söyleyemeyiz, ama yüz
Prof. Dr. Sertöz: Evet, çünkü uluslara- Hayatın içinde, biz görmezlikten gelsek tane bilye atarsanız, aşağıda hangi şekilde
rası bir yarıştayız. Böyle bir yarışın olduğu- de var olan yarışı en iyi anlatan sözlerden birikeceklerini önceden söyleyebiliriz”.
nu inkâr etmek, yokmuş gibi davranmak biri TAV başkanı Hamdi Akın’a aittir. Der
yarışta geri kalmamızı engellemez. Sınıfı- ki “Aslan ormanda her sabah en hızlı ko-
mızın, mahallemizin hatta Türkiye’nin en şan kendisi olmazsa aç kalacağını, ceylan
iyisi olmak bize yeter diyebiliriz. Ama bu da en hızlı koşan kendisi olmazsa öleceği-
hedeflerin yetersiz olduğunu, girmediği- ni düşünürmüş.” Bu kadar çalışmaya işte
mizi sandığımız o uluslararası yarışta ezil- onun için gerek var.
diğimizde anlarız. BTD: Bizim toplum olarak en önemli
Bizim ürettiğimizden çok daha iyi bir eksiğimiz yeterince çalışmamak mı?
ürünün, çok daha ucuza dışarıdan getiri- Prof. Dr. Sertöz: Evet, ama hiçbir şey
lip piyasaya sürüldüğünü görünce hangi tek başına oluşmuyor. İçinde bulundu-
uluslararası yarışta olduğumuzu anlayıve- ğunuz koşullar çalışmanızı etkiler. Ör-
ririz. Derslerde okuttuğumuz kitaplardaki neğin ister istemez “ev sahibi olabilecek
hemen hemen tüm isimlerin yabancı ülke miyim?” diyorsunuz, “arabaya biri çarpsa
vatandaşlarının isimleri olduğunu görün- bittim” diyorsunuz, “çocuk hangi okula Bir de şekil vardır o açıklamada. Meşhur
ce yarışın farkına varır ve acaba geride mi gidecek” diyorsunuz, “emeklilikte nasıl çan eğrisidir o şekil. “Yüz bilye atarsanız
kaldık diye telaşlanmaya başlarız. geçineceğim” diyorsunuz. Bunlar ve daha bu şekli elde edeceksiniz, inanmazsanız
Ülkenin enerji ihtiyacının tamamı- başka bir sürü kaygı kafanızın içindey- deneyin” diye biter o açıklama. Dener-
nı kendimiz mi üretiyoruz yoksa bizden ken size iş yapacak çok az enerji kalıyor. siniz ve çan eğrisinin oluştuğuna tanık
daha çok çalışmış ülkelerden mi alıyoruz Bir de Akdeniz ülkeleri daha az çalışıyor. olursunuz.

35

32_39_sinan_sertoz.indd 35 26.02.2013 11:38


Bir Üniversite Hocasının Otuz Yılın Sonundaki Gözlemleri

Eğitimde de gelen öğrencinin çoğu, o BTD: Bazı öğrenciler iyi çalışıyor bazı- önünde bulundurmak gerekiyor. O çeşit
çan eğrisinde olduğu gibi ortaya düşer. ları ise çalışmaya hiç ilgi göstermiyor. Ça- insanlar nasıl eğitilebilir, onu da eğitimci-
Yani vasat bir insan olarak mezun olur. lışma nasıl daha çok sevdirilebilir? lerin düşünmesi gerekiyor.
Ülkeye lokomotif gücü katacak, kendi- Prof. Dr. Sertöz: Benim çocuğum ol- Sonuç olarak çalışmanın sevdirilme-
sini mükemmellik düzeyinde yetiştirmiş madan önce “çocuk beyaz bir kâğıt, siz si için, çoktan seçmeli sınavlarda başarılı
çok az sayıda öğrenci çıkar. Onlar da çan ne yazarsanız öyle olur” diye düşünüyor- olmanın dışında, hayatın başka yönleri
eğrisinin iki ucuna düşen bilyelere karşı- dum. Ama hiç öyle değilmiş. O kendi ka- olduğunu anlamak ve bu yönlerde başarılı
lık gelir. rakteriyle, kendi eğilimleriyle geliyor. Öte olan öğrencilerin farkına varmak gerekir.
Öğrenci bilye benzetmesinde çok yandan toplumun eğitim sisteminin de Örneğin on beş yaşında kendi kendine se-
önemli bir ayrılık vardır. Bir bilye o çivi- belli standartları var. Çocuğun karakteri o naryo yazıp kısa filmler çeken bir öğrenci-
li düzenekten aşağıya inerken bir çiviye standarda ne kadar uyuyorsa o sistem için- ye, çoktan seçmeli sınavlarda parlak başa-
çarptığında sağa mı yoksa sola mı gidece- de o kadar başarılı ya da başarısız oluyor. rılar alamıyor diye aptal muamelesi yapar-
ğine kendi karar vermez. Oysa bir öğrenci Başarı dediğimiz, eğitim sistemine göre sanız çalışmayı sevdirmekten, eğitimden,
her zorluğa çarptığında nereye sapacağına başarı. Çoktan seçmeli sınavlarda kısa za- eğitimcilikten söz edemezsiniz.
kendi karar verir. “İdare et abi” zihniyetine manda daha fazla doğru cevap işaretleme Bugün velilerin çoğunluğu çocukları-
mi sapacak, “mükemmel çözüm nerede” becerisinden başka hayatta hiçbir beceri nın üniversite giriş sınavında yüksek puan
arayışına mı girecek? Buna öğrenci kendi olmadığı saplantısıyla yeni nesilleri eğiti- alıp tanınmış bir üniversiteye girmesini
karar verir. Hiçbir tesadüfi etken yoktur. yoruz. Toplumda zamanla değiştirmemiz istiyor. Okullar da velilerin bu isteklerine
Sonuç olarak, değerlendirme tahtasının gereken yanılgı, başarı için kabul ettiğimiz cevap verme yarışı içinde.
en altına inildiğinde bilyeler ihtimal he- bu kriterlerdir. Oysa eğitim kurumları toplumun bir
saplarının dikte ettiği şekilde, öğrenciler Üniversite sınavıyla ilgili yapılacak en adım önünde olmalı. Öğrencinin üniver-
de kendi iradeleriyle tercih ettikleri yerlere büyük eleştiri de sınavın sadece belli bir siteye değil hayata hazırlanması gerektiği
yerleşir. disipline sahip, sıkı çalışan çocukları se- yönünde tavır koymalı okullar, ama böy-
İşte her karar verme anında mükem- çiyor olmasıdır. Tamam, bunlar lazım. le davranırlarsa müşteri kaybedeceklerini
meli arayan o zor yola girme iradesini Ama topluma büyük sıçrama yaptıracak sanıyorlar. Oysa nasıl her topal atın kör
göstermek gerekir başarılı olmak için. O insanlar da biraz deli insanlardır. Bu sınav bir alıcısı oluyorsa, her kaliteli mal için de
yüzden başarıya giden kolay yol yoktur. sistemi de onları eliyor. Onu da biraz göz kapınızın önünde bir alıcı kuyruğu oluyor.

36

32_39_sinan_sertoz.indd 36 26.02.2013 11:38


Bilim ve Teknik Mart 2013
>>>
Halkın bilgisi yetersiz olabilir, ama sağ- Bu sorunun cevabını Malcolm Glad- Bunun yetenekle fazla bir ilgisi yok çünkü
duyusu var. İyi bir eğitim modeli görünce well’in Outliers adlı kitabında bulabiliriz. o okula zaten çok yetenekli öğrenciler ara-
halkın tanıyıp takdir edeceğine dair inan- Gladwell’in iddiasına göre gereken çalış- sından seçim yapılarak öğrenci alınıyor.
cım tam. ma süresi 10.000 saat. Yani hafta içi her Yıllar içinde oluşan fark, kimin ne kadar
BTD: Başarılı olmak için ne kadar ça- gün, günde dört saatten on yıl çalışırsanız, çalışmaya karar verdiğiyle açıklanabiliyor
lışmak gerekir? Böyle somut bir ölçü var dünyada bir numara olursunuz. Bunun ancak.
mı sizce? yetenekle fazla bir ilgisi yok. Yeteneği sa- Gel de “yürüyen bir aptal oturan iki
Prof. Dr. Sertöz: Başarılı olmak için yesinde bu kuralın dışına çıkmış bir kişi akıllıdan daha çok yol alır” diyen atasözü-
kişi her zaman çok çalışacak, düzenli ola- var. Satrançta dünya çapında büyük usta ne hak verme.
cak ve her gün bir şey yapacak. Örneğin olmak için çok sıkı çalışarak geçirilecek Ben bir de “yetenek bir işi yapabilmek
Tarkovski “saatinizi her gün aynı saate bir on yıla ihtiyaç var kural olarak. Yetene- değil de o işi yapmak için sabır göstere-
kurun” derdi. Şimdi artık saatleri kurmak ği sayesinde bu başarıya bu sürenin altında bilmektir” diyen kızıma hak veriyorum.
gerekmiyor, ama bu bir örnek. Doktora ulaşan tek bir kişi var: Bobby Fischer. Ken- Üstelik bu sabrın günde dört saatten on yıl
öğrencisiyken tez yazma aşamasında bu disi bu düzeye dokuz yılda gelmiş! boyunca gösterilmesi gerektiğini de hatır-
tekniği uygulardım. Her cumartesi sine- Bu on bin saat kuralının başlangıcı layarak.
maya gideceğim, her akşam evde klasikleri 1990’larda Berlin Müzik Akademisi’nde BTD Israrla, sabırla ve sürekli çalışmak
okuyacağım, derdim. Hafta içi gündüzleri yapılan bir araştırmaya dayanır. Önce eşittir başarı anlamına mı geliyor?
kendime bir plan yapmamıştım. İlk baş- okuldaki yirmi yaş civarındaki keman öğ- Prof. Dr. Sertöz: Israrla, sabırla ve sü-
larda gündüzleri boş geçti, ama daha bir rencilerini performansları bakımından üç rekli çalışmadan, sözünü etmeye değer
hafta dolmadan kendimi gündüzleri çok gruba ayırmışlar. Birinci gruptakiler ola- hiçbir şey başarılamaz. Her yıl birinci sı-
sıkı çalışırken buldum. Bunun bir başka ğanüstü olanlar. Bunlar kesinlikle ilerde nıfta karşıma pırıl pırıl öğrenciler gelir.
adı da galiba zaman mühendisliği. Herkes dünya çapında konserler verecek, kayıtlar Tek tek konuştuğumda hepsinin yetenekli
kendi zaman mühendisliğini kendi yapıp yapacak. Dönemlerinin en saygın yorum- ve istekli olduğunu görürüm. Gençken, o
çalışmalı, ama çok çalışmalıdır. cuları olacaklar. Ülkelerinin adını ulusla- yılki sınıftan Türkiye’ye olağanüstü katkı-
Ne kadar çalışmak yeterlidir? rarası platformda yüceltecek, ülkelerine lar yapacak elli tane öğrenci yetişeceğini
Bir ülkenin kaderini belirleyen ve ül- prestij kazandıracaklar. İkinci gruptakiler düşünür heyecanlanırdım.
kenin uluslararası platformda yerini tayin sadece çok iyi olanlar. Bunların gelecekte Oysa yıllar içinde tekrar tekrar gözle-
edenler, konularında olağanüstü düzeye büyük konserlere çıkmaları beklenmiyor, dim ki o sınıftaki pırıl pırıl öğrencilerin
çıkmış bireyler ve onların başardıkları iş- ama çok iyi oldukları su götürmez. Muh- büyük bir çoğunluğu, kendi tercihleri
lerdir. temelen çok saygın orkestralarda çalacak- doğrultusunda, vasat bir eğitimle yetinip
Bu anlamda başarılı olmak için ne ka- lar. Üçüncü gruptakiler ise kısaca yete- sıradan bir mezuniyeti hedefliyor. Hiçbiri
dar çalışmak gerekir? nekli çocuklar. Çok iyi keman çalıyorlar, de bunun kendi kararı olduğunu itiraf et-
Dersleri dikkatle takip etmek, konula- ama kesinlikle hiçbir profesyonel oluşum miyor. Sistemi, beni ve Türkiye’yi suçluyor.
rı anlamak, ödevleri zamanında yapmak, içinde keman çalamayacaklar. Hayatlarını Bu öğrencilerin vasat insan olmayı
sınavlardan iyi notlar almak ve başarıyla keman çalarak değil çok saygın okullar- kendilerinin seçtiği konusundaki iddia-
mezun olmak öğrencinin kendi hayatı- da keman hocalığı yaparak kazanacaklar. mın haksız olmadığını anlatayım. Ders
nı kurtaracaktır. Ama ülkenin geleceğini Araştırmacılar bu sınıflandırmayı kendi döneminin başında sınıfa ders kitabını
ancak olağanüstü başarılı olanlar etkile- aralarında yaptıktan sonra her öğrenci- götürürüm. Kitaptan hangi konuları iş-
yecektir. Bu düzeyde bir başarı yakalamak ye keman çalmaya ilk başladığı günden leyeceğimizi ve toplam kaç sayfa kapsa-
için ne kadar çalışmak gerekir? bu güne kadar tahmini olarak kaç saat yacağımızı anlatırım. Çok kaba bir hesap
keman çaldığını sormuş. Tüm öğrenci- yaparım sonra. Dönemde kaç gün var,
ler kemana yaklaşık olarak aynı yaşlarda okunacak kaç sayfa var, gün başına kaç
başlamış. Hepsi başlarda eşit sürelerde sayfa düşüyor. Örneğin birinci sınıf mate-
çalışmış. Daha sonra bazılarının çalışma matik dersinin birinci döneminde genel-
temposu düşmüş ve aralarında keman ça- likle 500 sayfa okunur. On dört haftalık bir
lışılan süre bakımından farklılıklar oluş- dönemde, cumartesi ve pazarları da sayar-
maya başlamış. sak, toplam 98 gün var. Yani öğrencilerin
Sonuç olarak, birinci gruptakiler yirmi her gün en az 5 sayfa okumaları gerekir
yaşına gelene kadar toplam on bin saatlik ki geri kalmasınlar. Üstelik bir matematik
bir çalışmayı arkalarında bırakmış durum- kitabının her sayfası aynı hızla okunamaz.
da. İkinci gruptakilerde, bu süre sekiz bin Bazı sayfalar problem sayfalarıdır, çözmek
saat, üçüncü gruptakilerde dört bin saat. okumaktan daha uzun zaman alacaktır.

37

32_39_sinan_sertoz.indd 37 26.02.2013 11:38


Bir Üniversite Hocasının Otuz Yılın Sonundaki Gözlemleri

Kısacası gerçek anlamda başarılı olmak is- Prof. Dr. Sertöz: Bugün akademi dün- Avustralya’nın Queensland şehrinde
teyen öğrenci sadece matematik dersi için yasının sorunu şudur: Herkes kendi ko- bundan bir kaç sene önce “Her şeyin en
her gün 5 sayfalık çalışma yapmak zorun- nusunu dünyanın merkezi sanıyor, diğer iyisini ben bilirim” anlayışı bir felakete yol
dadır. Her gün ve tüm dönem boyunca. bölümlerin hepsini gereksiz görüyor ve açtı. Bu şehrin ortasından akan bir nehir
Ben bunu açıklayınca sınıfın yarısının bu saplantı öğrencilere de bulaşıyor. Her var. Bu nehrin sellerinden kurtulmak için
yüzünde alaycı bir tebessüm belirir. “Biz bilginin uzmanı, sadece kendi bilgisiyle bir baraj yapılmış. Bir de baraj için yöne-
bunu zekâmızla hallederiz, sen dert etme bütün dünyanın ve hayatın kavranabilir tim kılavuzu hazırlanıp eğitimli mühen-
hoca” demeye gelen yarım ağız bir gülüş- ve yönetilebilir olduğunu sanıyor. Bu ne- dislere teslim edilmiş. Normal zamanlar-
tür bu. Hemen anlarım ki bu öğrenciler denle üniversitede “her konuyu kendi uz- da ne yapılacağı kılavuzda yazıyor. Ama
başarılı olmamaya karar veren ilk grup öğ- manına danışma kültürünü” verebilmek olağanüstü bir durum olduğunda, yani
rencilerdir. Gerçekten bir daha onlardan çok önemli. okulda öğretilenlerin dışında bir durum
başarılı olan çıkmaz. Hiç çıkmadı. Bunun olduğunda, yetkililerin yeni duruma göre
istisnasına otuz yıldır rastlamadım. ve anında karar vermesi gerekir.
Ben, umutları ve sabrı sonsuz olan biri Eğitim, öğrendiklerinizi unuttuğunuz-
olarak, yani bir öğretmen olarak, onları da da geriye kalan izlerdir. İyi eğitim derin iz-
eğitmekten, başarısız olma kararlarından ler bırakır. Kritik durumlarda, öğrendikle-
döndürmeye çalışmaktan vazgeçmem. Bir rinizin sizde bıraktığı izler yardımıyla yeni
sonuç alamam, alamayacağımı da bilirim. bilgiler üretir, yeni kararlar alabilirsiniz.
Ama umudumu yitirmem söz konusu de- Eğitim, bilmediğiniz durumlarla karşılaş-
ğildir: Ben bir öğretmenim! tığınızda soğukkanlılığınızı koruyabilme-
BTD: Üniversite eğitimi sırasında mes- nize yarar.
leki konuların yanı sıra öğrenciye verilme- Queensland’daki meteoroloji uzmanla-
si gereken en önemli şey nedir? rı kış aylarında çok şiddetli yağışlar olaca-

38

32_39_sinan_sertoz.indd 38 26.02.2013 11:38


Bilim ve Teknik Mart 2013
<<<
ğını öngörüyor. Meteorologlar barajdaki suyun dört- Bilginin toplumla paylaşıldıkça anlam kazanaca-
te üçünün kış gelmeden boşaltılması gerektiğini, aksi ğını bilip bilmediğinizi ve toplumun yararı için za-
halde barajın yağacak yağmurları tutamayacağını ve manınızı ve enerjinizi yatırmaya istekli olup olma-
taşkın olacağını söylüyor. Baraj sorumluları, kendi- dığınızı öğrenmek isterler mülakatta. Bu soruların
leri meteoroloji uzmanı olmadıkları halde, kendi cevaplarını daha öğrenciyken oluşturmanız gerekir.
aldıkları eğitimi her türlü eğitimden üstün görmüş İşte başka bir öğrenciden başka bir paylaşım:
olacaklar ki, kendileri bir hesap yapıp, artık ne hesa- “Ayrıca sosyal hayatla akademik hayat arasındaki
bıysa o, kışın o kadar yağmur yağmaması gerektiği dengeyi kurmak da önemli.[.....] Arkadaşlarımla bir-
sonucuna varıyorlar ve barajı boşaltmıyorlar. Kış ge- likte güzel zaman geçirdikten sonraki 2-3 saatlik çalış-
liyor, uzmanların öngördüğü yağmur yağıyor, baraj mam, rastgele bir zamanda 5-6 saatlik çalışmamdan
taşıyor, sel oluyor. Sonuç: 35 ölü, 9 kayıp ve 30 milyar çok daha verimli oluyordu.”
dolarlık maddi zarar. Tabii ya… Hep ders, hep ders, nereye kadar!
“Ben bilirim, sen bilmezsin” tavrının tipik bir yan- BTD: Son olarak üniversite öğrencilerine söyle-
sıması. Oysa gerçek hayatın problemleri ancak deği- mek istediğiniz bir şey var mı?
şik konuların uzmanlarının beraber ve uyum içinde Prof. Dr. Sertöz: Gün gelecek mezun olacaksınız.
çalışmasıyla çözülür. Üniversitede verilmesi gereken Dünyanın en iyi okullarında yüksek lisans ve dokto-
en önemli kültür budur bence. ra eğitimi alıp ülkeye katkı yapma ideali sizi saracak.
BTD: Bu kadar çok çalışırken hayata başka şeyler Burs için başvuracaksınız.
katmak mümkün mü? İlk eleme Türkiye’nin diğer okullarından gelen sı-
Prof. Dr. Sertöz: Düzenli ve programlı çalışırsa nıf birincileriyle sizin aranızda olacak.
insanın hayatına başka şeyler katması da mümkün Sınıfınızda birinci olmanın yetmediğini ilk bura-
olur elbette. “Sabah şu saatler arasında, akşam şu sa- da hissedeceksiniz.
atler arasında çalışacağım, şu gün şu saatte eğlene- Bu ilk elemeyi geçerseniz, o büyük okullara başvu-
ceğim” diyebilmek ve bunu uygulayabilmek önemli. racaksınız ve dünyanın her yerinden gelen, Çin dâhil,
Bu çeşit kilometre taşları olduğu zaman araları çok olağanüstü öğrencilerle yarışacaksınız. Bazı okulların
kolay ve çabuk doluyor. Böyle olunca çok yoğun çalı- boş olan her kontenjanı için ortalama elli başvuru
şıyorsunuz ve her iş yetişiyor, siz de her işe yetişebili- olur. Bu sayıyı tekrar okuyun çünkü gerçektir.
yorsunuz. Eğlence de daha verimli oluyor. Çalışırken Diyelim ki bu yarışı da
de hakkını veriyorsunuz, eğlenirken de hakkını veri- kazandınız ve o hayaliniz-
yorsunuz. deki okula girdiniz, dersler
Geçen sene ilk defa bizim bölümün yeni me- başladı. Şimdi artık hoca
zunlarına ulaştım ve üniversiteye yeni başlayanlarla “günde 5 sayfa okumazsa-
hangi tecrübelerini paylaşmak istediklerini sordum. nız geri kalırsınız” dedi-
Özellikle de keşke size baştan söylenseydi dediğiniz ğinde günde on beş sayfa
bilgiler var mı dedim. Aldığım cevapların biri şöyle. okuyan sınıf arkadaşlarınız
“Sosyal aktiviteler ve kulüpler bana gereksiz vakit var, çoğu da Çinli. Hocaya
kaybı gibi gelmişti. Oysa onlara katılsaydım daha iyi alaylı alaylı bakıp gülen ar-
olurdu kesin. Üniversiteler pek çok kulüple bir sürü fır- kadaşlarınız çok gerilerde
sat sunuyor, bunların altı çok çiziliyor, sürekli hatırlatı- kaldı. Keşke kendimi daha
lıyor, ancak belki bir kez daha hatırlatılabilir.” iyi hazırlasaydım, demek için çok geç. Zamanında
Bu öğrenci çok yüksek notlarla mezun olup çok buralara geleceğinizi planlayıp o uluslararası yarışa
prestijli burslara başvuran bir öğrenci. Bu çeşit burs- hazır olmanız gerekirdi.
lara başvuran öğrencileri kâğıt üzerinde birbirinden Derken işe girme zamanı gelecek. Artık yarıştı-
ayırt etmek mümkün değildir. Onun için mülakat ğınız kişiler sizinle aynı yollardan başarıyla geçmiş,
yapılır. Mülakatta ise size, başvuranların hepsinin dünyanın her ülkesinin kapmak istediği uzmanlar.
çok iyi olduğunu söylerler ve bu bursun neden diğer- Rakiplerinizden korkuyorsanız zamanında ye-
lerine değil de size verilmesinin doğru olacağını so- terince çalışmadığınız içindir. Rakipleriniz sizden
rarlar. Burada beklenen cevap, uzmanlığınızı toplu- korkuyorsa, Türkiye yediğiniz ekmeği size helal ede-
ma nasıl yansıtacağınız konusundaki planlarınızdır. cektir.
Ders çalışmak dışında bir hayatınız, özellikle öğrenci Prof. Dr. Ali Sinan Sertöz’e çok teşekkür ediyor,
derneklerinde yoğun faaliyetleriniz varsa zaten bu önerilerinin ve mesajlarının tüm öğrencilere ulaşma-
konuda uzun vadeli planlarınız var demektir. sını diliyoruz.

39

32_39_sinan_sertoz.indd 39 26.02.2013 11:38

You might also like