Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 111

ZEKA TESTLERİ

ZEKANIN TANIMI

Sosyal Bilimler alanındaki en soyut kavramlardan biri olan


zeka için literatür incelendiğinde birbirinden farklı tanımlarla
karşılaşılmaktadır.

Zeka eğitimcilere göre öğrenme yeteneği, biyologlara göre


çevreye uyum sağlama yeteneği, psikologlara göre ise akıl
yürüterek sonuca ulaşma yeteneği olarak
tanımlanabilmektedir (Yıldırım, 2003).
Zeka tanımı psikologlara/psikolojik danışmanlara ve onların bakış açılarına
göre de farklılaşmaktadır. Örneğin:

 Bireyin çevreye uyumuna önem vermekte olan psikologlar zekayı


«Bireyin yeni durumlara, yeni problemlere uyabilme yeteneği» olarak
tanımlamaktadırlar.

 Bazı psikologların görüşüne göre zeka «öğrenebilme yeteneği»dir.

 Kimi psikologlar zekayı «soyut düşünebilme yeteneği olarak


tanımlamakta ve zeki kişinin sözel ve sayısal sembolleri kolayca ve
uygun şekilde kullanabilen kişiler olduklarını ifade etmektedirler.
İlk zeka testini geliştiren Binet, zekayı “belirli bir amaca yönelmek, amaca
erişebilmek için direnmek, uyum sağlayabilmek ve kendini
eleştirebilmek eğilimi” olarak tanımlar.
 Wechsler’e (1944) göre zeka «Amaçlı
davranışlarda bulunma, akılcı düşünebilme ve
çevresiyle etkin bir biçimde ilgilenebilme
konularında bireyin genel ve bütün bir
kapasitesi»dir.
 Geneldir çünkü bireyin tüm davranışlarıyla
karakterizedir; bütündür çünkü nitelik olarak farklı
ancak birbirinden tamamen bağımsız
düşünülemeyecek parçalardan ve yeteneklerden
oluşmuştur.
Binet ile aynı görüşü paylaşan Piaget zekayı “tüm biyoloji ve
organizma uyumu” olarak tanımlar.

Stroddad’ın (1943) zeka tanımı ise şu şekildedir: «Zeka,


bireyin zor, karmaşık, soyut, ekonomik, amaca uygun, sosyal
değeri olan ve orijinal nitelikler taşıyan zihinsel davranışları
yapabilme ve bu koşullar altında bireyin enerjisini davranışlar
üzerine toplayabilme ve heyecanlara karşı koyabilme
yeteneğidir.
Zeka tanımlarındaki çeşitliliğe rağmen 2 tema ön plana çıkıyor:

(1)Deneyimden öğrenme (2)Ortama uyum sağlama kapasitesi

Genel olarak aşağıdaki yetenekleri içerdiği varsayılmaktadır:

*Bilgi kazanma ve uygulama *Dikkatini verme

*Mantıklı düşünme *Sezme

*Etkili planlama *Yeni durumlara uyum sağlama

*Kavrayarak çıkarsama

*Anlamlı yargıda bulunma ve problem çözme

*Kavramları anlama ve gözünde canlandırma

*Düşüncelerini en iyi ifade edecek doğru kelimeleri seçebilme


Zeka Kuramları

İki Faktör Kuramı (Spearman)

 Yirminci yüzyılın başlarında zekanın «genel yetenek/tek bir faktör» olduğu

görüşlerine zıt olarak Spearman zihnin iki temel faktörden oluştuğunu


açıklamış ve bu faktörlere «g» genel yetenek ve «s» özel yetenek adını
vermiştir

 «g» faktörü tüm zihinsel faaliyetlerde rol oynayan, ortak ve genel bir

(elektrokimyasal) zihinsel enerji; «s» faktörü ise bir işin yapılmasında


gerekli olan genel zihinsel yetenekten ayrı olarak ihtiyaç duyulan zihinsel
bir güç olarak algılanmıştır.
İki Faktör Kuramı (Spearman)
 Spearman’a göre bireyler sahip oldukları «g» ve «s» faktörleri yönünden

farklıdırlar.

 Kurama göre «g» (soyut düşünme ve problem çözme gibi karmaşık süreçler)

faktörü zekadır; bir başka deyişle bireyin zekasının ölçülmesi demek «g»
faktörünün ölçülmesi demektir.

 «s» (özel yetenek): bireyin matematiksel ya da sözel yetenekleriyle ilgili

spesifik zihinsel yetenekler. Genel zihinsel yeteneğin dışında herhangi bir


zihin gücüne ihtiyaç duyulursa bu Special Factor kavramına girer ve s faktörü
olarak ifade edilir.

 Faktör analizi tekniğini dünya üzerinde ilk defa kullanan ve zeka faktörlerini

çözümleyip insanlara sunan ilk kişidir.

 G bileşenleri= WISCR alt boyutları=syf. 167


Çok Faktör Kuramı (Thorndike)

Thorndike, Spearman’ın öne sürdüğü «g» faktörünü reddetmiştir.


Thorndike’a göre zeka, birbirinden bağımsız faktörlerden
meydana gelir. Genel bir zeka yoktur, zekalar vardır.

Thorndike zekanın belli başlı üç türü olduğunu öne sürmüştür:

 Sembolleri kullanma becerisini içeren soyut zeka

 Nesnelerle uğraşma yeteneğini içeren mekanik zeka

 İnsanlarla ilgilenme becerisini içeren sosyal zeka


Çok Faktör Kuramı (Thorndike)

 Thorndike zeka ölçümünün aslen zihin ürünlerinin etkilendikleri

miktar, seviye ve hız açısından bazı nitel ve nicel


değerlendirmelerinden oluştuğu fikrini geliştiren ilk kişidir. Bu
işlev her zeka ölçümünün olmazsa olmazıdır.

 Bir başka deyişle Thorndike zekanın «miktar/genişlik», «seviye»

ve «hız» boyutlarından söz etmiş ve bu boyutların zihin


seviyelerinin değerlendirilmesinde birer ölçüt olduğunu ifade
etmiştir.
Cattell-Horn Kuramı

*Genel zeka nispeten birbirine bağımlı, daha kapsamlı yapılar olarak,

doğuştan getirilen iki farklı faktörü içerir:

-Kristalleşmiş (Birikimli-Eğitimle kazanılan) Zeka: Bireyin önceden öğrenmelerini yani


deneyimlerini içerir. Bu, bilgilere ulaşma becerisinin, kelime bilgisinin, aritmetik bilgisinin bilgi
testleriyle ölçülmesini anlatır. Yani uzun süreli bellekten bilgiyi geri çağırabilme yeteneğimize
işaret eder. Bir bakıma da kişinin içinde büyüdüğü kültürün bir yansımasıdır.

-Akıcı Zeka: Karmaşık ilişkileri görebilme ve problemleri çözebilme becerisine işaret eder. Akıl
yürütme ve hafıza gibi bilgi işleme kapasitesini anlatır. Bir yap-bozu çözmeye çalışırken, belli
kritere bağlı olarak bir grup harfi gruplamamız, bir dizi sayıyı hatırlamamız istendiğinde
kullanırız.

*Kristalleşmiş zeka bizim hayatta sürekli ortaya çıkan problemlerimizi çözmemize yarar iken,
akıcı zeka alışılmamış soyut problemlere çözüm bulmamızı sağlar.
Temel Zihinsel Faktörler Kuramı (Thurstone)

 Zekaya ilişkin çoklu faktörler üzerindeki çalışmalar «faktör

analizi» tekniklerinin gelişmesi ile hızlanmış; Kelley, Thurstone


ve diğerleri zekaya ilişkin çok sayıda grup faktörleri
bulmuşlardır.

 Thurstone çalışmaları sırasında zekanın temel yapısını


oluşturduğunu düşündüğü 12 faktör elde etmiş; daha sonra
bunları 7 faktöre indirmiştir.
Temel Zihinsel Faktörler Kuramı (Thurstone)

Thurstone’un saptadığı ve «temel yetenekler» olarak adlandırdığı


7 faktör şunlardır:

a) Sözel yetenek

b) Kelime akıcılığı

c) Sayısal yetenek

d) Genel muhakeme yeteneği

e) Yer-mekan ilişkileri

f) Bellek faktörü

g) Algısal faktörler
Temel Zihinsel Faktörler Kuramı (Thurstone)

 Çoklu faktör kuramı test geliştirmede tek puan veren testlerin

yanında «çok puan veren test» geliştirme yaklaşımını getirmiştir.

 Thurstone çok faktörlü kuramına dayanarak «Primary Mental

Abilities» adlı test bataryasını geliştirmiştir. Bu batarya, «Temel


Kabiliyetler Testi» olarak Türkçe’ye adapte edilmiştir
Üç Boyutlu Zihinsel Yapı Modeli/ Zeka Yapısı Modeli (Guilford)

 Her temel yetenek, işlemler, içerik ve ürünlerden oluşan bir bütündür.

a) İçerik: Bilginin sembol, sözcük, kavramlarla ifade ediliş biçimi. Görsel


figürler, kelime anlamları, semboller, davranışlar

b) Zihinsel İşlemler (Düşünme becerileri): Biliş, bellek, ıraksak, yakınsak


düşünme, değerlendirme

c) Ürün: İçerik bilgisinin organizasyonu sonucu oluşan veriler bütününü


ifade eder. Birimler, sınıflar, ilişkiler, sistemler, dönüşümler, uygulamalar
Neden Çok Boyutluluk?

 Klasik zeka tanımına göre zeka, bir bütündür.

 İnsanları tek bir boyut (IQ puanı karşılığı olarak)


üzerinde normalin üzerinde veya altında olarak
değerlendiren bu anlayış, 1980’lerden itibaren
etkisini kaybetmeye başlamıştır
Çok Boyutlu Zeka

 Gardner (1995) zekayı,


‘’bir kişinin bir veya
birden fazla kültürde
değer bulan bir ürün
ortaya koyabilme, günlük
yaşantısında karşılaştığı
sorunları etkin ve verimli
bir şekilde çözebilme
yeteneği’’ olarak
tanımlamaktadır.
Psychology Today, June 1984
Çok Boyutlu Zeka

 Gardner’a göre zekanın özellikleri:

1. Her insan kendi zekasını arttırma ve geliştirme yeteneğine


sahiptir.
2. Zeka, yalnızca değişmekle kalmaz; başkalarına da
öğretilebilir.
3. Zeka, insandaki beyin ve zihin sistemlerinin birbiri ile
etkileşimi sonucu ortaya çıkan çok yönlü bir olgudur.
4. Zeka, çok yönlülük göstermesine rağmen, kendi içinde bir
bütündür.
Çok Boyutlu Zeka

5. Her insan, çeşitli zeka alanlarının tümüne sahiptir.


6. Her insan, zeka alanlarından her birini belli bir
düzeyde geliştirebilir.
7. Çeşitli zeka alanları genellikle bir arada belli bir
uyum içerisinde çalışır.
8. Bir insanın her alanda zeki olabilmesinin birçok
yolu bulunmaktadır.
Çok Boyutlu Zeka

 Gardner’ın zeka alanları

1. Sözel – Dilsel Zeka (Linguistic Intelligence)


2. Mantıksal – Matematiksel Zeka (Logical –
Mathematical Intelligence)
3. Uzamsal - Görsel Zeka (Spatial Intelligence)
4. Bedensel – Devinimsel Zeka (Bodily – Kinesthetic
Intelligence)
5. Müzikal - Ritmik Zeka (Musical Intelligence)
6. Sosyal Zeka (Interpersonal Intelligence)
7. İçsel Zeka (Intrapersonal Intelligence)
8. Doğa Zekası (Naturalist Intelligence)
Sözel – Dilsel Zeka

 Anlamları düşünsel, eylemsel iletişime dönüştürme;


sözcükleri, kavramları etkili, akıcı yazarak,
konuşarak açıklama, tartışma yeteneklerini ifade
etmektedir.
Sözel – Dilsel Zeka

 Sözel – Dilsel zekası


gelişmiş olan insanlar
hangi özelliklere
sahiptir?
Mantıksal – Matematiksel Zeka

 Örüntüleri tanıma kapasitesi, soyut sembollerle


çalışma (örnek; sayılar, geometrik şekiller) ve
bilginin ayrı ve bağımsız parçaları arasındaki
ilişkileri fark etme ya da bağıntıları görme
yeteneğidir.
Mantıksal – Matematiksel Zeka

 Bu zeka alanı, yalnızca sayısal işlemler yapabilme,


zor matematiksel problemleri çözebilme, geometrik
şekillerle çalışabilme anlamına gelmez. Kişinin
bilimsel düşünme becerilerini (problemi tanıma;
hipotezleri kurma; hipotezleri sınama; verileri
yorumlama; sonuçları oluşturma) geliştirmesine de
yardımcı olur.
Mantıksal – Matematiksel Zeka

 Mantıksal –
Matematiksel zekası
gelişmiş olan bireyler
hangi özelliklere
sahiptir?
Uzamsal - Görsel Zeka

 Gardner (1983) uzamsal zekayı, üç boyutlu bir


nesnenin şekil ve görüntüsünü hayal edebilme ya da
başka deyişle, dünyayı doğru algılama ve algılama
üzerine gördüğünü yansıtabilme yeteneği olarak
tanımlamıştır.
Uzamsal - Görsel Zeka

 Uzamsal zekası
gelişmiş olan insanlar
hangi özelliklere
sahiptir?
Bedensel – Devinimsel Zeka

 Tüm vücut ve vücut parçalarını etkin bir biçimde


kullanarak problem çözme, bir şeyler üretme,
materyalleri ustaca kullanma kapasitedir.
 Hareketlerle, jest ve mimiklerle kendini ifade etme,
beyin ve vücut koordinasyonunu etkili bir biçimde
kullanabilme becerisidir.
Bedensel – Devinimsel Zeka

 Bedensel –
Devinimsel zekası
gelişmiş olan insanlar
hangi özelliklere
sahiptir?
Müzikal - Ritmik Zeka

 Ritm ve ses tonu ile ilgili örüntülerin tanınması ve


kullanılması gibi kapasiteler ile çevreden gelen
seslere, insan sesine ve müzikal enstrümanlara
duyarlılık olarak nitelendirilmektedir.
Müzikal – Ritmik Zeka

 Müziksel – Ritmik
zekası gelişmiş olan
bireyler hangi
özelliklere sahiptir?
Sosyal Zeka

 İnsanlarla sözlü ya da sözsüz iletişim kurma; bir


bireyin ruhsal durumunu, duygularını okuma;
grupta işbirliği ile çalışma; karşıdaki kişinin bakış
açısıyla dinleme; empati kurma; sinerji kurma ve
yaratma yeteneğidir.
Sosyal Zeka

 Sosyal zekası gelişmiş


olan bireyler hangi
özelliklere sahiptir?
İçsel Zeka

 Kişinin kendini tanıması, ruh halini çözümlemesi ve


kendi beklentilerini algılama yeteneğidir.
 Otantik olmak?
İçsel Zeka

 İçsel zekası gelişmiş


olan bireyler hangi
özelliklere sahiptir?
Doğa Zekası

 Doğaya ve çevreye duyarlı olabilme, doğadaki


ayrıntıları ve ilişkileri fark edebilme yeteneğini
içeren zeka alanıdır.
 En son üzerinde çalışılan zeka alanı olması nedeniyle
eğitim ve öğretimde kullanılmasına ilişkin çalışmalar
hala devam etmektedir.
Doğa Zekası

 Doğa zekası gelişmiş


olan insanlar hangi
özelliklere sahiptir?
Var mı Arttıran? 

 Tüm zeka alanlarına ek bir dokuzuncu zeka alanı


olarak Gardner (1999), hayatın anlamı ve hayatın
başlangıcı gibi insanın var oluşu hakkındaki sorulara
karşı duyarlılık olarak tanımladığı ‘Varoluşçu
Zeka’dan (Existential Intelligence) bahseder.
Ancak bununla ilgili araştırmalar devam etmektedir
(akt. Çakan, 2006).
Duygusal Zeka

 Uzmanlara göre akademik zeka (IQ)’nın yaşamdaki


başarıyı etkileyen faktörler içindeki payı, en
kötümser tahminle %4, en iyimser tahminle %20’dir.
Duygu - Zeka İlişkisi

 Duygusal zeka konusundaki çalışmalar, zeka


seviyeleri en üst düzeyde olan bireylerin gerek iş
gerekse özel yaşamlarında neden her zaman en iyi
olmadıklarını araştırmakla başlamıştır.
 Duygusal zekanın arkasındaki temel önerme,
‘başarının ve mutluluğun zekanın ötesinde
daha başka şeylere bağlı olduğudur’
Duygusal Zeka

 Duygular ile ilgili literatür incelendiğinde, ‘duygusal


zeka’ kavramının farklı yazarlar tarafından farklı
şekillerde adlandırılmış olduğu gözlemlenmektedir:
Duygusal Bölüm (Cooper&Sawaf, 2000)
Sosyal Zeka (Thorndike, 1920)
Kişisel Zeka (Gardner, 1983)
Duygusal Zeka

 Duygusal zeka terimi ilk kez 1990’da Peter Salovey ve


John Mayer tarafından kullanılmıştır. Salovey ve
Mayer duygusal zekayı, ‘kendisinin ve
başkalarının hislerini gözleyip
düzenleyebilmek; hisleri, düşünce ve eyleme
kılavuzluk edecek şekilde kullanabilmek’
olarak tanımlamışlardır
Duygusal Zeka Modelleri

 Salovey ve Mayer, duygusal zekayı dört boyutta ele


aldıkları bir yetenek modeli oluşturmuşlardır.
1. Duyguları algılama ve tanımlama
2. Duyguları düşüncede kaynaştırma
3. Duyguları anlama
4. Duyguları kontrol etme
Duygusal Zeka Modelleri

 Cooper ve Sawaf (1997), duygusal zekanın dört temel


boyutundan bahsetmişlerdir:
1. Duygusal okur yazarlık
2. Duygusal uygunluk
3. Duygusal derinlik
4. Duygusal simya
Duygusal Zeka Modelleri

 Bar-On ise duygusal zekayı, çevresel talep ve


baskılarla baş edebilmeyi sağlayan, bilişsel olmayan
kabiliyet, yeterlilik ve yeteneklerin bir düzeni olarak
tanımlamıştır .
 Bar-On ‘bilişsel olmayan’ kavramını özellikle
vurgulamıştır.
Duygusal Zeka Modelleri

 Bar – On (2006), duygusal zekayı kendi içinde alt


boyutlara ayrılan beş bölümde inceler:
1. Kişisel EQ
Duygusal öz farkındalık, girişkenlik, benlik saygısı, kendini
gerçekleştirme, bağımsızlık
2. Kişilerarası EQ
Empati, sosyal sorumluluk, kişilerarası ilişkiler
3. Şartlara ve çevreye uyum EQ
Problem çözümü, gerçeklik testi, esneklik
4. Stres yönetimi EQ
Stres toleransı, dürtü kontrolü
5. Genel ruh hali EQ
Mutluluk, iyimserlik
Duygusal Zeka Modelleri

 Goleman ‘Duygusal Zeka’ adlı


kitabında duygusal zekayı,
‘kendini harekete
geçirebilme, aksiliklere
rağmen yoluna devam
edebilme, dürtüleri
kontrol ederek doyumu
erteleyebilme, ruh halini
düzenleyebilme,
sıkıntıların düşünmeyi
engellemesine izin
vermeme, kendini
başkalarının yerine
koyabilme ve umut
besleme’ olarak tanımlamıştır
(Goleman, 2004).
Duygusal Zeka Modelleri

 Goleman (1998), duygusal zekayı beş bölümde ele almıştır:

1. Özbilinç (Self-awareness)
2. Duyguları yönetebilme (Emotional self-regulation)
3. Kendini harekete geçirebilme (Motivation)
4. Başkalarının duygularını anlayabilme (Empathy)
5. İlişkileri yürütebilme (Social skills)
Duygusal Zeka

 Bilim insanları, EQ’yu her zaman ve her yaşta


geliştirilip ilerletilebilen, öğrenilebilir bir zeka alanı
olarak görmektedirler.
Sternberg’in üçlü zeka kuramı
BAŞARMA ZEKASI

Pscyhology Today, August 1986


Başarma Zekası

 Sternberg’e (1986) göre zekanın 3 temel bileşeni


vardır:
1. İşlemsel bileşen (IQ)
2. Zeka ve çevre arasındaki bağlantı (yaratıcılık)
3. Yaşantılar doğrultusunda zekayı değiştirme
için bir mekanizma (pratik zeka)
Başarma Zekası

 ÖZELLİKLERİ= Eleştirel olmak, risk üstlenmek,


doğru zamanlarda ısrarcı olmak; bir problemi
çözmeye çalışırken, 'gerçekten doğru problemle mi
uğraşıyorum' diye sormak -bu, iş hayatı kadar özel
yaşam açısından da geçerli- Yönetici, politikacı ya da
ebeveyn olarak öncelikleri iyi belirlemek; başarma
zekasının gelişimi okul eğitimiyle sona ermez, yaştan
bağımsız olarak onu geliştirebiliriz!
Başarma Zekası

 Daniel Goleman, 'IQ ve teknik yetenekler hâlâ hangi meslekte


başlangıç yapabileceğinizi belirliyor, ancak işi ne kadar iyi
yapabileceğinizi değil' diyor. Goleman'a göre kariyer dünyasında
başarıyı yakalamanın yolu 'duygusal zeka'dan geçiyor.
 Ancak Amerikalı Robert Sternberg ise kitabında bir adım daha ileri
giderek başarı için 'başarma zekasını' ortaya atıyor. Amerikalı psikologa
göre IQ ve EQ başarı için yeterli değil.
 Ancak mesleğinde yıldızlaşan yöneticiler, genelde ortalama zekaya
sahip kişiler arasından çıkıyor. Çünkü bu yöneticiler yaratıcı çözümler
bularak sorunların üstesinden gelmesini biliyorlar.
Başarma Zekası

 Sternberg (1995) üçlü zeka kuramında (triarchic


theory) analitik (veya akademik) zeka, yaratıcı
zeka ve pratik zeka olmak üzere üç zeka türünden
söz ederek başarmak için bu üçünün arasında bir
dengenin oluşması gerektiğini vurgular
Analitik Zeka

 Analitik zeka, kritik düşünmeyi kullanır. Kritik


düşünme, yargılamayı, değerlendirmeyi, eleştirmeyi,
nedeni açıklamayı, incelemeyi ve karşılaştırmayı
gerektirir.
Yaratıcı Zeka

 Yenilik, esneklik ve orijinalliktir. Yaratıcı zeka,


fikirleri ve problemleri iyi formüle etmeyi gerektirir.
Pratik Zeka

 Pratik düşünme, pratik yapmayı, göstermeyi,


uygulamayı, kullanmayı, tamamlamayı gerektirir.
Başarma Zekası

 Başarma zekasının bu
üç öğesinin ne zaman,
nasıl kullanılacağını
bilmek sadece sahip
olmaktan daha
önemlidir !
Başarma Zekası

 Başarma zekası bir alandan diğerine aynı değildir.


Başarma zekasını meydana getiren tek bir genel
yetenek veya IQ yoktur; o, gerçek hayattaki başarı
bulgularının gerektirdiği yeteneklerle örtüşmektedir.
Başarma Zekası Kişilere Öğretilebilir !

 Başarma zekası
gelişmiş olan
bireylerin özellikleri
nelerdir?
Örgütsel Zeka
Örgütsel Zeka

 Alanyazın tarandığında örgütsel zeka yerine grup


zekası, kolektif zeka, yarışmacı zeka gibi
kavramlara da rastlamak olasıdır.
Örgütsel Zeka

 Örgütsel zeka, örgütlerin sıradan etkinliklere ve


beklenmeyen durumlara ilişkin kararlar almalarını
sağlayan yetenekler ve bunları kullanma
potansiyelidir.
Örgütsel Zeka

 Örgütsel zeka, örgütün çevresine stratejik olarak


uyum sağlamak amacıyla bilgi yaratma ve yarattığı
bilgiyi kullanma yeteneğidir.
Örgütsel Zeka

 Örgütler bireyler gibi zekaları olan, kendi kendini


uyarlayan karmaşık sistemler, yaşayan
organizmalar olarak değerlendirilebilir.
Örgütsel Zeka

 Çoklu bir bakış açısıyla çözümlenmesi gerektiği


yargısıyla örgütsel zeka, örgütlerin dirimlerini
sürdürmesini olanaklı kılan yeteneklerin bütünü ve
bunların kullanımı olarak da tanımlanmıştır.
Örgütsel Zeka

 Söz konusu yetenekler:

1. Eylem ve tepkide çabukluk


2. Değişen durumlara uyum sağlayabilme
3. İşleyişte esnek ve rahat olabilme
4. Sezebilme ve öngörülü olabilme
5. Açık fikirli olabilme
6. Hayal gücünü kullanabilme
7. Yenilenebilme
Örgütsel Zeka Eylemde

 Örgütsel zekaya ilişkin yeteneklerin eylemsel


boyutlarını oluşturan her bir eylem birden fazla
yetenek ile ilgilidir.
Ruhsal Zeka
(Spiritual Intelligence)
 Ruhsal zeka kavramını ilk olarak ortaya atan
araştırmacılar Danah Zohar ve Ian Marshall
olmuştur.
 Zohar ve Marshall’a (2004) göre ruhsal zeka,
anlam ve değer problemlerine çözüm getirdiğimiz,
hareketlerimizi ve yaşamımızı daha geniş, zengin
ve anlam veren bir hale getirdiğimiz bir faaliyetin
gidişinin veya bir yaşam yolunun diğerinden daha
anlamlı olabileceğini değerlendirebildiğimiz temel
zekamızdır.
Ruhsal Zeka

 Clive Simpkins’e göre ruhsal zekanın kriterleri,


dürüstlük, merhamet, bilincin tüm seviyelerine
saygı, olumlu empati, kendini geniş bir bütün içinde
görme duyarlılığı, cömertlik, evrenle senkronize
olma arayışı, yalnız olmadan tek başına olmayı
başarabilmedir.
ZEKAYA YENİ BİR PERSPEKTİF=PASS KURAMI
ZEKANIN DEĞİŞEBİLİRLİĞİ

 Ölçülen zeka, ölçme işlemi ile ilgili faktörlerin sonucu olarak değişiklik

gösterebilir.

 Test geliştiricisinin zeka tanımı, testi yapanın dikkati, testi alana verilen

dönüt miktarı, önceki uygulama ve testi alana yapılan rehberlik miktarı ve


test verilerini yorumlama yeterliliği zekayı etkileyebilecek unsurlardandır.
 James R. Flynn da zekaya ilişkin ortalamanın, testin geliştirildiği

yıldan başlayarak yıldan yıla artış gösterdiğini bulmuştur.

 Flynn etkisi, akademik ilgiden daha çok gerçek yaşam


uygulamalarına ve doğurgularına sahiptir.
 Flynn, test ettikleri çocukların özel hizmetler alıp almayacağına

karar vermek isteyen uygulayıcıların zeka testlerinin en son


sürümlerini kullanmalarını tavsiye etmiştir.

 Ölçülen zekada az ya da çok rol oynayan diğer birkaç faktör :

kişilik, cinsiyet, aile ortamı, kültürdür.


 Kişilik : Çocuklarla yapılan boylamsal ve kesitsel çalışmalar,

çeşitli kişilik ve ölçülen zeka arasında bir ilişki olduğunu ortaya


koymuştur. Akranlarına karşı saldırganlık gösterme, girişimcilik,
yüksek başarı gereksinimi, kendine güven, duygusal kararlılık,
ölçülen zekalı davranışlarla ilgili kişilik özellikleridir. Buna karşın
pasiflik, bağımlılık, uyumsuzluk, zihinsel yetenekleri zamanla
artmayan çocuklarda gözlenen bazı özelliklerdir.
 Cinsiyet : ‘’Zeka Test Etmedeki Önyargılar’’ kitabında Jensen

(1980) 1966’dan beri basılan testlerden yola çıkarak cinsiyet


farklılıklarını ortaya koyan bir tablo hazırlamıstır. Bu çalısmaların
büyük çoğunluğunda cinsiyetler arasında anlamlı bir farka
rastlanmamıstır. Bu tarz çalısmalarda genel zeka, sözel yetenek
ve çoklu sonuca götüren sözel düsünme yeteneğinde kadınlar öne
çıkmıstır. Nicel yetenek, görsel-uzamsal yetenek ve mantıksal
çıkarıma dayalı testlerde ise erkekler öne çıkmıstır. Hepsinden öte
tüm bu farklılıklar birbirini dengeler gibi görünmektedir.
 Aile: zeka üzerinde kalıtım ve çevrenin rolünün olduğu birçok

çalışma yapılmıştır. Erkek kardeşler, kız kardeşler, çocuklarla anne


ve babalarının zeka seviyeleri arasında aşağı yukarı .50 civarında
korelasyonlar bulunmuştur. Bu korelasyon kalıtım yoluyla
çocuklara geçen zekanın oranı olarak iddia edilse de bu oran
çevre etkilerinde de ileri gelmektedir. Çünkü aile bireylerinin
birbirlerine yakın okul ve yaşam tecrübeleri bulunmaktadır.

 Zeka anneden mi geçer?


 Ikizler üzerinde yapılan çalışmalar durumu daha da
aydınlatmıştır. Çift yumurta ikizleri arasında bulunan ilişki, aile
fertleri arasındaki ilişkiden daha yüksek olduğu görülmüştür.
Korelasyon .50 ile .70 arasında değişmiştir. Tek yumurta
ikizlerinin zeka seviyeleri arasındaki korelasyon ise .90
civarındadır.
Kültür: Kültür, insanların hem fiziksel hem sosyal olarak hayatta
kalmasına, çevresini kontrol etmesine imkan vererek düşünme,
davranma ve duygulanım için bireylere modeller sunar.
Kültürlerin değerleri farklılık gösterebildiği için zekayı oluşturan
faktörler gruplara göre değişiklik gösterebilmektedir.
Farklı kültürler farklı yeteneklere değer verip onları yansıttıkları için
ortak bir testte bireylerin gösterdiği performanslar
farklılaşmaktadır. Zambiya ve İngiltere’de yapılan kağıt kalem, kil
ve tel kullanılarak yapılan bir testte İngiliz çocuklar kağıt kalemi
kullanmada daha iyiyken Zambiyalı çocuklar ise teli kullanmada
daha iyi performans göstermiştir.
Zeka testlerindeki maddeler testin uygulandığı toplumun kültürünü
yansıtma eğilimindedir. Bu nedenle testin başka bir kültüre
uyarlanıp elde edilen puanlar ile orijinal kültürden elde edilen
puanlar arasında farklılık olabilmektedir. Zeka testlerin bu
yönünü azaltabilmek için bilim adamları kültürden bağımsız test
geliştirmeye çalışmışlardır.
Zeka testlerindeki sözel performans testlerini çıkartarak kültürün
etkisini azaltabileceklerini varsaymışlardır. Kültürden tamamen
bağımsız test geliştirme fikri çok çekici olsa da pratikte bunun
mümkün olmadığı kanıtlanmıştır. Kültürden bağımsız test
oluşturmak yerine kültür uyumlu zeka testlerini oluşturmanın
daha işlevsel olduğu görülmüştür.
Kültür uyumlu zeka test maddeleri temelde bütün kültürlerde ortak
deneyimleri, bilgi becerileri yansıtacak şekilde hazırlanmıştır.
Bu testler zeka testlerinin niteliklerini sahip olmasına rağmen
geleneksel zeka testlerinin yordama geçerliğinden yoksun
bulunmuştur.
ZEKA TESTLERİNE ELEŞTİRİLER

 Zeka testleri konusundaki en önemli tartışmalardan biri zekayı oluşturan

zihinsel yeteneklerin tanımlanması ve IQ’nun bu yetenekleri yeterince


yansıtıp yansıtamayacağı üzerinde yoğunlaşmış, testin hazırlanması ve
standartlaştırılmasında kültürel önyargıların olabileceği ileri sürülmüştür.
 Zekâ ölçekleri, özellikle zihinsel yetersizliğin tanılanmasında bir

araç olarak kullanılmaya başlandıktan sonra çeşitli eleştirilere hedef


olmuştur. Yapılan eleştirilerin bir bölümü doğrudan ölçeklere, bir
bölümü ölçekleri uygulayanlara ve bir bölümü uygulama süreçlerine
ilişkindir. Bunlara ek olarak ölçeklerin uygulanması sonucunda elde
edilen puanların çeşitli istatistiksel ve yönetsel hatalar içerdiği,
puanların zaman içerisinde ciddi farklılıklar gösterdiği eleştiri
konusu yapılmaktadır.
 Bazı psikologlara göre bir bireyin davranışlarında etkin olan zeka,

her bireye göre değişen çeşitli faktörlerin veya faktörler kombinin bir
sonucudur. Bu faktörlerin durumunu genel zeka puanından
anlamak mümkün değildir. Örneğin, zeka testinden eşit puan alan
iki öğrencinin, test materyallerinin dayandığı faktörler yönünden eşit
olacağı iddia edilemez Her iki öğrencide farklı alanlardan puan
almış olabilir
 2-6 yaş arasındaki çocukların zeka ölçüm sonuçlarının kesinlik

derecesi oldukça düşüktür. Kullanılan testlerin bu yaşlar için


geçerlikleri düşüktür. Bu tür testlerden elde edilen zeka
düzeylerinin okul yıllarında uygulanan zeka testleri ile tutarlı ve
yordayıcı olmadıkları anlaşılmaktadır.
 Tüm temel zekâ ölçeklerinde elde edilen puanlar zekâ ile eşanlamlı

değildir. Çocuğun hem ölçekteki performansında ve hem de günlük


yaşamında zihinsel olmayan diğer etmenler de önemli rol
oynamaktadır.

 ZB ölçeklerine yöneltilen diğer bir eleştiri, eğitim olanaklarının

önünde bir engel olduğu ve azınlık kültüründen gelen çocukların pek


çoğunu özel eğitim programlarına yönlendirdiği şeklindedir.
 ZB ölçeklerinin, zekâ olarak tanımlanan geniş bir alana yayılmış

yetenekleri kapsamada yetersiz kalmasıdır. Ölçekleri


hazırlayanlar ya da yayımlayanlar, hazırladıkları ölçeklerin bazı
kritik öneme sahip alanlardaki yetenek örneklerinden
oluştuğunu, bilişsel gelişimin tüm bileşkelerini ölçmek gibi bir
iddialarının olmadığını ifade etmektedirler.
 Sosyoekonomik düzeyi yüksek çocukların test sonuçlarının da daha

yüksek çıktığı saptanmıştır.

 Bütün zeka ölçeklerinde kültürel yanlılık söz konusudur .

 Günümüzde kullanılan zeka testleri, zeka hakkında bilinen bütün

nitelikleri kapsamaktadır. Bu testler, çeşitli zeka düzeyindeki kişileri


ayırt edebilmekte, farklı kültürler için çeşitli normlar geliştirilmiştir.
 Bu eleştirilerin başında, testlerin içeriğinin dar bir aralıktaki
yeteneklerin ele alındığıdır. Bu konuda eleştirileri olan Blum "Zeka
testleri kişinin önemli problemlerle zamana bağlı olmaksızın nasıl
uğraştığı ve yaptığı hatalardan nasıl yararlandığını ölçmek yerine,
önemsiz problemleri ne kadar hızlı ve hatasız çözdüğünü ölçmektir"
demiştir. Bu eleştirmenler testlerin zekadan çok, test alabilme
yeteneğini ölçtüğünü savunmaktadır.
 Bütün standartlaştırılmış zeka testlerinde puanlar ve sosyo-

ekonomi faktörü arasında bir korelasyon bulunmuştur. Bu


yüzden birçok kişi zeka testlerinin özellikle fakirlik ve etnik
farklılığa karşı yanlı olduğunu düşünmüştür.
 Zeka testlerine yapılan eleştirilerin bir kısmını azınlıklara haksızlık

yapıldığı görüşü oluşturmaktadır. Bu görüşe göre, testlerden iyi


puan almanın birinci koşulu dile iyi hakim olmaktır. Bu nedenle
her ülke kendi diline çevrilen ve geçerliliği-güvenirliliği yapılan
testleri kullanır.
 Daha önceleri de tarihsel süreç içinde zeka düzeyleri bir çok ülke

tarafından politik olarak ve ırkçı bir biçimde kullanılmıştır. Özellikle


ırkçı yaklaşımlar, insanları zeka düzeylerine göre değerlendirip,
yetersiz olanların yok edilmeleri politikaları gütmüştür.
 Zeka testleri kişilerin zihinsel becerilerini ölçebilmek ve onları zihinsel

beceri konusunda diğer insanlarla karşılaştırabilmek amacıyla geliştirilen


ölçümlerdir. Fakat zeka testleri, kazanılmış bilgiyi ölçmeye yönelik oldukları
konusunda eleştirilmektedirler.
 Bazıları tarafından haksızca kötülenen, diğerleri tarafından da aşırı

derecede saygı duyulan zeka, psikolojide ve psikolojik değerlemede bir


anahtar yapı olarak var olmuştur. Bu nedenle zeka testlerini uygulayan
profesyoneller, testin eksiksiz geliştirilmesi için büyük sorumluluk taşırlar.
TÜRKİYE’DE TANILAMADA KULLANILAN ZEKA
TESTLERİYLE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

 Bu araştırma, büyükşehir statüsündeki bir ilin rehberlik ve


araştırma merkezi (RAM) bünyesinde oluşturulan, özel eğitim
değerlendirme kurulu örneğinde 2006–2007 öğretim yılında
zihinsel yetersiz tanısı alan öğrencilerin tanılama süreçlerindeki
mevcut durumu belirlemeye yönelik betimsel bir çalışmadır.

 Çeşitli yetersizlik kuşkusuyla RAM’a başvuru ya da gönderilmeleri


yapılan 1249 öğrenciden 302’si zihinsel yetersizlik tanılamasına
konu olmuşlardır. Tanılamaya konu olan bu öğrencilerin
değerlendirmeleri sonucunda 103 öğrenci zihinsel yetersiz tanısı
almıştır.
 Zihinsel yetersiz tanısı alan 103 öğrenciden 2’sinin dosyasında,

tanılama sürecinde zihinsel işlevlere ve uyumsal davranışlara yönelik


toplanan herhangi bir bilgiye rastlanmamıştır.

 24 öğrenci dosyasında, sadece sağlık kuruluşu tarafından


düzenlenen sağlık kurulu raporu vardır.

 Geriye kalan 77 öğrenci dosyasında sağlık kurulu raporlarının yanı

sıra zihinsel işlevlerdeki sınırlılıkların belirlenmesine yönelik bilgiler


yer almaktadır.
 Öğrencilerin zihinsel işlevlerine yönelik bilgiler çeşitli zekâ ölçekleri

ile belirlenmektedir. Bu işlevlerin belirlendiği 77 öğrenciden 34’ü için


tek bir zekâ ölçeği uygulanmıştır. Geriye kalan 43 dosyada ise,
birden fazla ölçek bir arada kullanılmıştır.

 Öğrencilerin zihinsel işlevlerine yönelik bilgilerin toplandığı 77

öğrenci dosyasından %35,06’sında Leiter Uluslararası Performans


Ölçeği tek başına kullanılmıştır
 Dosyaların %25,98’inde ise, Leiter Uluslararası Performans Ölçeği,

Goodenough-Harris İnsan Resmi Çizme Ölçeği ve Gessel Görsel


Algı Testi birlikte kullanılmıştır. Ayrıca, 4 öğrenci dosyasında
Stanford Binet Zekâ Ölçeği L Formu tek başına kullanılırken, 8
dosyada diğer ölçeklerle birlikte kullanılmıştır. Araştırmada,
genellikle Leiter Uluslararası Performans Ölçeğinin kullanıldığı
görülmektedir.
 Öğrencilerin zihinsel işlevlerine yönelik bilgilerin yer aldığı 77

öğrenci dosyasından 4’ünde zekâ ölçeklerini kullanan meslek


elemanlarına ilişkin hiçbir bilgiye rastlanmamıştır. Bu dosyaların
dışında kalan 73 öğrenci dosyasında, zekâ ölçeklerinin psikolojik
danışmanlar tarafından uygulandığı söylenebilir.
 Öğrencilerin zihinsel işlevlerine ilişkin bilgilerin toplanmasında
kullanıldığı belirlenen zekâ ölçeklerinden Leiter Uluslararası
Performans Ölçeği, Stanford Binet Zekâ Ölçeği L Formu ve Cattel
Uluslararası Zekâ Ölçeği için kullanıcı formasyonu gerekmektedir.
Zekâ ölçeklerini uygulayan meslek elemanları, araştırmada
kullanıldığı belirlenen bu ölçekler ile ilgili bir hizmet içi eğitime
katılmamışlardır.
 Çağlar (1985) tarafından yapılan araştırmada, on bir ilde 12 RAM’a,

1970–1976 yılları arasında zihinsel yetersizliğinden şüphelenilerek


incelemeye gönderilen 27.512 başvuru ve bunlar arasından
“eğitilebilir zihinsel yetersizliği olan birey” olarak tanılanarak özel
sınıflara alınan 13.321 öğrencinin dosyası incelenmiştir.

 Bu öğrencilerin % 85,48’i, 5–7 yaş TKT, Goodenough İnsan Resmi

Çizme Ölçeği, Cattel Testi ve 7–11 yaş TKT grup zekâ ölçeklerinden
biri ya da ikisi uygulanarak zihinsel yetersizlik tanısı almışlardır.
 Öğrencilerin % 14,3’üne bireysel zekâ ölçekleri uygulanmıştır. Bu

öğrencilerden % 4,6’sına bir, % 6,6’sına iki, % 3,1’ine üç tür


bireysel zekâ ölçeği uygulanarak tanılama süreci
gerçekleştirilmiştir. Bu ölçekler uygulama sıklığına göre Kohs
Küpleri Ölçeği, Stanford-Binet Zekâ Ölçeği ve Leitter Uluslararası
Performans Ölçeği olarak sıralanmaktadır.
ZEKA TESTLERİ

You might also like