Professional Documents
Culture Documents
Sayi_23_Dosya_Tarim_Tarihi
Sayi_23_Dosya_Tarim_Tarihi
“Tar›m Tarihi”
23
Say› 23 • 2007 ISSN 1300-2864
SAH‹B‹ VE SORUMLU YAZI ‹fi fiL
LER‹ MÜDÜRÜ
Ahmet Yüksel
YAYIN YÖNETMEN‹
Kudret Emiro¤lu
YAYIN ve HAKEM KURULU
Suavi Ayd›n (Hacettepe Üniversitesi),
Etem Coflkun, Mehmet Ölmez (Y›ld›z Teknik
Üniversitesi), Oktay Özel (Bilkent Üniversitesi),
Ergi Deniz Özsoy (Hacettepe Üniversitesi),
Andreas Schachner (Ludwig-Maximilions-
Universitat Munchen), Ömer Türko¤lu,
Horst Unbehaun (Georg-Simon-Ohm-
Fachhochschule Nürnberg),
Süha Ünsal, M. Bülent Varl›k
DANIfifiM
MA KURULU
Jak den Exter, A. Sami Güneyçal, Selim
‹lkin, Uygur Kocabaflo¤lu, Sami Önal,
‹lhan Tekeli, Metin Turan
Eskifle
flehir Temsilcisi
Kemal Yakut (222) 335 05 80/6026-6027
kyakut@aanadolu.edu.tr
‹zmir Temsilcisi
Onur K›nl› (232) 388 40 00/2268
onurknl@yahoo.com
BASKI
Baflkent Klifle Matbaac›l›k
Bay›nd›r Sok. No: 30/E
Tel: 0(312) 431 54 90
YAZIfiM
fiMA ADRES‹
Karanfil Sokak Birlik ‹fl Merkezi 5/60
06650 K›z›lay / ANKARA
Tel: (312) 418 62 03
Fax: (312) 425 93 77
‹nternet: www.sanatkitabevi.com.tr
E-mail: kebikec@ada.net.tr
‹Ç‹NDEK‹LER
Sunufl
Kudret EM‹RO⁄LU
5
Yay›n Tarihi
‹ran Kütüphanelerinde Bulunan Baz› Elyazma Türkçe Sözlüklerin Tan›t›m›
Kaan D‹LEK
31-50
• DOSYA •
Tar›m Tarihi
2
kebikeç / 23 • 2007
3
kebikeç / 23 • 2007
Kaynakça
Osmanl› Öncesi ve Osmanl› Araflfltt›rmalar› Uluslararas› Komitesi’nin
[Comité International des Éttudes Pré--Ottomanes et Ottomanes (CIEPO)]
Faaliyetleri ve Yay›nlar›
Mustafa Birol ÜLKER
319-379
Belgelerin Dilinden
“CHP Genel Sekreterli¤i Yüksek Makam›na” 30’lu ve 40’l› y›llarda
Halkevleri’yle ilgili CHP’ye gönderilen flfliikayet ve dilek mektuplar›
hakk›nda k›sa bir söz
Alexandros LAMPROU
381-392
4
Sunufl
‹flte çok genifl bir konunun, “tar›m dosyas›” olarak karfl›n›za ç›kmas›, bütün süku-
netiyle bu düflüncelerden süzülebilenlerden olufluyor. Verimli Hilal’de tar›ma alma ve
evcillefltirmenin bafllamas›yla köylerin oluflmas›ndan, Osmanl› ‘küçük buzul ça¤›’na,
toprak mülkiyetindeki dönüflüm ve para iliflkilerinden Çiftçiyi Toprakland›rma Kanu-
nu’nun ç›kar›lmas›na ve terör ve yerinden olmufl nüfusun yeniden k›rsal alana dönüfl
koflullar›na uzanan dosya yaz›lar›, konunun geniflli¤ine karfl›l›k önemli konaklar› dile
getirmeye çal›fl›yor ve her biri daha ne kadar çok çal›fl›lmas› gerekti¤ini de bir kez da-
ha ortaya koyuyor…
Son olarak, Kebikeç’in geçen 22. say›s›nda yer alan Konstantinos SVOLOPO-
ULOS’un “Türk – Yunan Nüfus Mübadelesine Giden Siyasal Süreç” adl› yaz›s›n›n dip-
notlar›nda Yunanca bulunan bölümler bilgisayar h›flm›na u¤rad›¤› için, bu günah›m›z-
dan dolay› say›n yazar, çevirmen ve okuyucular›m›zdan özür dileyerek, eksi¤in tamam-
lanmas› için – kesilerek ilgili yere yap›flt›r›lmak üzere - bu say›m›zda do¤ru hurufat ile
sözkonusu dipnotlar› yay›nl›yoruz.
Kudret Emiro¤lu
5
H›rant Dink’in hat›ras›na, rahmetle...
“Türk, Rum, Ermeni Süryani, Musevi 50 süt çocu¤una ‘goutte de laift’ (süt damlas›).”
Yüzy›l bafl›nda, ‹stanbul’da her milletten yavrucaklar›n bar›nd›¤› bir yetimhane, (Fotokart)
kebikeç / 23 • 2007
T ürkiye son bir kaç ayd›r talihsiz bir süreç yafl›yor. Giderek gerilen
siyasal gündem ve atmosfer ac› olaylara yol açt›, birbirini takip eden
vahim cinayetler üretti. Toplumun farkl› kesimlerini tehlikeli bir flekilde
hareketlendiren geliflmeler, tart›flma gündeminin merkezine bir kez daha
“yükselen milliyetçilik”, “›rkç›l›k” ve “faflizm” tehlikesini oturttu. Bu basit
tespit bile yaflanan sürecin nezaketini yeterince gösteriyor.
Kebikeç dergisi yay›n kuruluna bu atmosfere dikkat çeken bu sat›rlar›
yazd›rtan as›l olay ise Agos gazetesi bafl yazar› Hrant Dink’in tam da bu
ortamda ve dönemde menfurca katledilmesidir. Bu cinayetin bir çok aç›dan
özel boyutlar› var flüphesiz. Hrant Dink herfleyden evvel bu ülkenin dürüst ve
aç›k sözlü bir ayd›n›yd›. Ayr›ca, mensubu oldu¤u Ermeni toplumunun sorun-
lar›n› Türkiye’nin yak›c› sorunlar›yla ba¤lant›s›n› asla kaybetmeden dile
getiren, samimi bir flekilde çözüm imkanlar›na katk›da bulunan ikirciksiz bir
demokrasi savunucusuydu. Çok sevdi¤i ülkesinin ve Ermeni toplumunun
kaderini insani ve sol bir duyarl›l›kla birbirine ayr›lmaz bir flekilde
ba¤lam›flt›. Çözüm önerileri sonunda bu topra¤›n insanlar› içindi; Türkiye’nin
komflular› ve en genifl anlam›yla dünya ile daha sa¤l›kl› iliflkiler kurmas›na
yönelikti. Bu yüzden böylesine ac› bir flekilde kayb› yaln›zca Türkiye de¤il
büyük insanl›k camias› için de yeri doldurulmas› zor bir kay›p oldu. Kebikeç
dergisi olarak bizler de bu kayb›n ac›s›n› fazlas›yla yafl›yoruz.
Hrant Dink’i bu say›m›zda özellikle anmak isteyiflimizin özel bir sebebi de
var flüphesiz. Kendisi flahsi dostluklar›m›z bir yana, akademik kimliklerimizle
7
kebikeç / 23 • 2007
zaman zaman bizleri de içine alan yak›c› bir tart›flman›n sa¤l›kl› bir flekilde
sürdürülmesine, güncelli¤ini sürdüren bir tarihsel/siyasi meselede sa¤duyulu
bir çözüm üretilmesine merkezi önemde katk›da bulunan bir insan, kamusal
bir flahsiyetti. “Ermeni Meselesi”nden söz ediyoruz elbette.
Bu isimle and›¤›m›z karmafl›k ve hayli nazik tarihi ve güncel siyasi mese-
lenin kendi içindeki yak›c›l›¤› bir yana, sadece Türkiye’de de¤il konunun ulus-
lararas› alanda da ele al›n›fl›nda yaflanan, flahit olunan güçlükler hepimizce
iyi biliniyor. Hrant Dink’in bilinen duruflu ve kimli¤iyle bizatihi varl›¤›n›n bile
bu konuda kafalar› ve ruhlar› ferahlatan etkisi ne yaz›k ki ölümünden sonra
daha iyi anlafl›lm›fl görünüyor. Öldürülmesiyle hepimiz, bütün insanl›k flimdi
daha zor durumda kald›k.
Zorlu¤umuzun bir baflka boyutu daha var. Ermeni meselesinin bugünkü
yaflan›fl biçiminin, dünü üzerinde kurdu¤u talihsiz tahakküm, ne yaz›k ki,
meselenin geçmiflinin de sa¤l›kl› bir flekilde tart›fl›lmas›n› büyük ölçüde engel-
liyor. Meselede s›cak taraf haline gelen/getirilen genifl kitlelerin böyle bir zor-
lukla bo¤uflmas› bir dereceye kadar anlafl›labilirse de, ayn› “tart›flamama
hali”nin bilim insanlar›n› ve bilhassa tarihçileri de içine alm›fl olmas›n›n, daha
do¤rusu, yaflanan ola¤anüstü atmosferin tarihçileri bu meselenin tarihini
ortak bir dil üzerinden sa¤l›kl› bir flekilde araflt›ramaz ve tart›flamaz bir nok-
taya sürüklemesinin kabul edilebilir bir durum oldu¤unu söylemek her halde
mümkün de¤ildir. Ermeni meselesinin dünü ve bugününün bu düzlemde
tart›fl›lmas›na egemen olan milliyetçi, sald›rgan, duyars›z ve kaba dilin
duyarl› bir insanî dile çevrilmesi için flimdi hepimize, özellikle de bilim insan-
lar›na daha fazla ifl düflüyor. Hrant Dink’in varl›¤› bu konuda bilim adamlar›
ve tarihçiler için de rahatlat›c› etkendi. Yoklu¤unu bu noktada da fazlas›yla
arayaca¤›z.
Kebikeç dergisi Hrant Dink’in katledilmesiyle flüphesiz ki de¤erli bir dos-
tunu, kardeflini kaybetti. Türkiye ise en fazla ihtiyac› olan sesi ve vicdan›n›.
Ama, bu kayb›n en büyük ac›s›n› efli ve çocuklar›yla, genifl ailesi Agos’taki
sevgili kardeflleri yaflad›. Kendilerine en derin taziyelerimizi sunuyoruz.
Hrant Dink’i, onun s›cak ve hüzünlü gülümseyen yüzünü, bu ülkeye ve
insanlar›na derin sevgisini, toplumunun vicdan› olan hissiyat ve fikriyat›n›
her zaman sayg›yla anaca¤›z.
8
kebikeç / 23 • 2007
Olivier ABEL*
«Bir yerde afl›r› haf›za ve baflka bir yerde afl›r› unutman›n arzet-
tikleri endifle verici gösteriden rahats›z oluyorum; anma törenle-
riyle haf›za ve unutma istismarlar›n›n etkisinden ise hiç bahset-
miyorum. Do¤ru bir haf›za siyaseti fikri, bu bak›mdan sahiplendi-
¤im yurttafll›k konular›ndan biridir»1
9
kebikeç / 23 • 2007
iki kavram›n izini sürmek için üçüncü bir kavram›, siyaset kavram›n› devre-
ye sokar. Haf›zayla tarih aras›ndaki çat›flmalar›n ard›nda, tarihin bilgikuram-
sal hakikatinin ufkuyla s›n›rlanamaz olan bir ufuk vard›r: Bölünmüfl sitenin,
haf›zalar hususundaki kamusal anlaflmazl›¤›n (dissensus) ufku. Bu anlaflmaz-
l›¤›n iç savafla dönüflmemesi için nas›l hareket edilmelidir? Tarihin bir güç
dengesinden ibaret kalmamas› için asgari bir tarihsel güven nas›l sa¤lanabi-
lir? Bu güven, haf›zalar›n çeflitlili¤ine itibar edilmesini gerektirir; bizzat bu
güven, tarihin ve tarihle araya konan mesafenin üreme yeridir. Bu güven, bu-
günkü haf›zan›n, tarihsel geçmifli kendine yeniden mal etti¤i vakit, onu bir
kimlik talebi içinde de¤il, geçmiflin bütününün sorumlulu¤unu yüklenen bir
çal›flma ve etik bir konum de¤ifltirmeyle kendi geçmifli haline getirmesini ge-
rektirir — öyleyse sorumlulu¤un gerçekten paylafl›lmas› gereklidir. Son ola-
rak da geçmiflte kalan fleylerden, geçmeyen ve bitmifl olmayanlar ile geçmifl
olup gömülebilenler aras›nda ayr›m yapmay› gerektirir. Bütün bunlar, kav-
ramlar›m›z›n karfl›l›kl› olarak çal›flmaya sokulmas› üzerinden, felsefenin ta-
rihle karfl›laflt›¤› sorunlard›r.
Son olarak, kafam› y›llard›r meflgul eden bir felsefi soruna dönmek istiyo-
rum: “‹mparatorlu¤a özgü”, Osmanl› ‹mparatorlu¤u’na özgü bir tarih rejimin-
den, Kemalist Türkiye’nin “ulusal” tarih rejimine geçifl, sihirli bir de¤nek dar-
besiyle olmam›flt›r. Ayn› flekilde, Avrupa’da ya da dünyada aranmakta olan,
henüz bilmedi¤imiz ama icat edilmesi gereken, ulusal bir tarih rejiminden fe-
deral veya çokuluslu bir ulus-sonras› tarih rejimine nazik bir geçifltir. Geçifl
an› bütün tehlikelere aç›k bir and›r. Ayn› zamanda yeni bir siyasi mutabakat
ve mutabakats›zl›k rejimi olacak yeni bir haf›za rejimine nas›l yer aç›lmal›d›r?
‹çinde bulundu¤umuz ve birlikte çal›flma durumunda oldu¤umuz, geçmiflin
hat›rlanmas› ve baflka tarihsel imkânlara aç›lmas›n›n bu zorlu görevi de¤il mi-
dir? ‹lk bölümde duygular›m›, ikinci bölümde kavramlar›m›, son bölümde de
beni flafl›rtan noktalar› aktaraca¤›m.
10
ABEL Tarih, Haf›za, Siyaset
nulmaktad›r. Ya da, tan›nmaz bir halde olan yepyeni bir manzaray› afl›r› sa-
vunmak için, asla varolmam›fl olmas› gereken fleyin bütün izleri ortal›ktan
kald›r›ld›¤› zaman... Böylelikle, ço¤u zaman h›nç siyasetleri olan haf›za siya-
setlerine (1871’den 1918’e kadar Prusya’ya ba¤lanan Alsace karfl›s›ndaki
Frans›z siyaseti gibi), daha ziyade haf›za yitimi siyasetleri olan unutma siya-
setleri (Mustafa Kemal idaresindeki dil siyaseti ve alfabe de¤ifltirilmesi gibi)
tekabül etmektedir.
Bununla birlikte, haf›za ve unutma siyasetlerini düflünmek gerekmektedir,
zira hiçbir topluluk haf›zas›z ve unutmas›z var olamaz. Zira Verdun ve Auch-
witz’den beri bir k›r›lma olmufltur: ‹nsanlara ihtiyaç duyduklar› iyimserlik do-
zunu, tarihten çekilip kaçmama cesaretini veren ve geçmiflin tecrübesiyle ge-
lecek beklentisi aras›nda bir köprü kurmalar›n› sa¤layan Büyük Anlat›lar’›n
son buldu¤u bir dönemi yafl›yoruz — Ricœur flöyle yaz›yor: «Tecrübe mekân›
ile beklenti ufku, birbirleriyle z›tlaflmaktan da fazlas›n› yaparlar, birbirlerini
karfl›l›kl› olarak koflulland›r›rlar2». Bu çöküfl, haf›za için o kadar önemli olan
anlatma sanat›na ve bir anlat›n›n seyrini, tarihin seyrini takip ederek tekrar
ele alma sanat›na da dokunmaktad›r. Bu bunal›m art›k siyasidir: Küresellefl-
me kas›rgas›na yakalanan birçok baflka ülke, özellikle de Avrupa ülkesi gibi
kendi kimli¤iyle bitmez tükenmez bir dalafl içindeki Fransa’n›n da haf›zayla
bir derdi, tarihle bir derdi vard›r. Haf›za ve tarih o kadar m› k›r›lgan, o kadar
m› flüpheli ve o kadar m› güvenilmezdir ki durmadan haklar›nda yasa ç›kar-
ma gere¤i duyulmaktad›r? Tarihle kurdu¤umuz iliflkideki bu uyumsuzluk ne-
dendir?
Fransa Ulusal Meclisi, sömürgecili¤in “pozitif etkileri” hususundaki talih-
siz giriflimlerinden sonra, Ermeni soyk›r›m›n›n varl›¤›na itiraz edecek herke-
sin cezaland›r›lmas›n› oylama temkinsizli¤inde bulundu. Ulusal Meclis’in yet-
ki alan›n› aflt›¤›n› düflünen tarihçilerin ve siyasetçilerin ço¤unda fliddetli bir
tepkiye yol açt› bu elbette. Fakat endifle verici bir belirti hâlâ ortadad›r. Tarih-
sel hakikatin ne oldu¤una karar vermek yasan›n yetkisi içinde midir? Vaktiy-
le, milliyetçili¤in en azg›n oldu¤u ça¤da, her ulus olaylar› kendi versiyonuna
göre anlat›r ve bu versiyonu k›skançl›kla savunurken durum böyleydi. Fakat
Avrupa uluslar›n›n birbirlerini karfl›l›kl› olarak ortadan kald›rmalar› sonra-
s›nda, demokratikleflmenin, siyasetin dinden ba¤›ms›zlaflmas›n›n kazan›mla-
r›ndan biri de, Tarih ile Devlet’in birbirinden bir ölçüde ayr›lmas› oldu. Bugün
baz› sorunlar›, baz› terimleri ve baz› muhataplar› yasad›fl› ilan eden, yani
muhtemel bir kamusal tart›flman›n d›fl›na iten bu yasalar niçin?
2 a.g.e., s. 377.
11
kebikeç / 23 • 2007
12
ABEL Tarih, Haf›za, Siyaset
a) Nazik bir eklemlenme Zaman ve Anlat› adl› dünyaca ünlü kitab›nda, Pa-
ul Ricœur, tarihsel geçmiflin (art›k olmayan, ama olmufl olan›n) gerçekli¤i so-
rununu koyduktan sonra, ve «Hegel’den (ve her tür totalizan anlat›dan) vaz-
geçmeden önce», tarihi ve edebiyat›, geçmifli birlikte temsil edebilecek anlat›-
lar olarak ele alm›flt›. Kurgunun dehflet ya da hayranl›k anlam›nda unutula-
maz olan›n hizmetine girmesi söz konusuydu. Ve yine kurgunun, tarihyaz›m›
kendini haf›zaya denk görsün diye «tarihsel geçmiflte gerçekleflmemifl baz› im-
kânlar› geçmifle dönük olarak serbestlefltirmesi» söz konusuydu. Böylelikle ta-
rih için edebiyat, zaman›n ihtimal dahilindeki anlat› biçimlerinin stokudur.
Ve tarihyaz›m› çal›flmas›, kendileri de zaman ve tarih içinde konumlanan bir
anlat›sal bak›fl aç›lar› ço¤ullu¤unun iflledi¤ini varsayan anlat›sal bir oyun ara-
c›l›¤›yla hayata geçer.
13
kebikeç / 23 • 2007
b) Haf›za çal›flm
flmas› Ricœur bir k›s›m Yahudi ayd›n taraf›ndan, ama ayn›
zamanda Ermeni ya da baflka topluluklardan ayd›nlar taraf›ndan da, haf›za
görevi nazar›nda ihtiyatl› davrand›¤›n› ifade etmifl oldu¤u için elefltirilmifltir.
Gerçekte haf›zaya emir vermenin güçlü¤ünü; zorunluluk, hak ve yasak terim-
leriyle kaydeden bir haf›za siyasetini hayata geçirmenin (baz› rejimlerin dil si-
yasetleri denemifl olmalar› anlam›nda) tehlikesini göstermifltir. Onun için sa-
dece unutma istismarlar› de¤il, haf›za istismarlar› da vard›r. Sahte haf›zalar,
mukavvadan haf›zalar vard›r. Bunun içindir ki, mutsuzluk haf›zas›n›n baflka-
lar›n›n mutsuzluklar›na karfl› sa¤›rlaflt›rmay›p bizi onlara aç›k k›ld›¤› bir «ha-
f›za çal›flmas›»ndan söz etmeyi tercih eder. Elzem ve hayati olan haf›za bu fle-
kilde elefltirel mesafeyi ve tarihi k›sa devreye u¤ratmaz; aksine bast›r›lm›fl ha-
f›zalarla yeniden temas kurar. Bununla birlikte Ricœur’e göre, kendinden bafl-
kas›na adil davranma zorunlulu¤una girdi¤inde, bir haf›za görevi vard›r3.
Zaten Ricœur için haf›zayla unutma aras›nda bir simetri olmad›¤› ve bir
«unutma görevi» fikrini her halükârda kabul etmedi¤i fark edilecektir. Bunun-
la birlikte, Atina’y› iç savafltan, Fransa’y› da din savafl›ndan ç›karan, geçmifl
mutsuzluklar› hat›rlatmama yemininde zikredilen, «unutma görevi» gibi bir
fleyin oldu¤una inan›yorum4. Zannedildi¤inin tersi bir dizgede olan iki farkl›
zamand›r bunlar: Önce, savafl ve misilleme mant›¤›ndan ç›kmak için bir unut-
ma zaman› vard›r; daha sonra da haf›zan›n yeniden aç›ld›¤› ve tekerrür etme-
sinler diye geçmifl mutsuzluklar›n mümkün oldu¤unca bütünsel bir biçimde
dile getirildi¤i bir zaman vard›r. Bu anlamda Mustafa Kemal’in uygulad›¤›
unutma siyasetini epey iyi anlad›¤›m› ekleyece¤im, zira yeni bir cumhuriyet
3 a.g.e., s. 105-111.
4 Nicole Loraux, La cité divisée, Paris, Payot, 1997, s. 256 ve s. 277.
14
ABEL Tarih, Haf›za, Siyaset
c) Yurttafl anlaflm
flmazl›¤› Fakat Ricœur’ün öne ç›karmak istedi¤i fley, bölün-
müfl bir sitenin kabulüdür; yurttafl anlaflmazl›¤› diye de adland›r›r bunu. Ta-
rihsellik yorumlar›n›n ve rejimlerinin tarihyaz›m›ndaki çat›flmas› böylece biz-
zat tarihsel ihtilaflar üzerine kurulmaktad›r. ‹htilaf diye adland›rd›¤›m fley,
anlaflmazl›¤›n konusu ve dile getirildi¤i terimler konusunda bile anlafl›lama-
yan, dolay›s›yla sonsözü söyleyebilecek bir üçüncü taraf›n da olmad›¤› bir ça-
t›flmad›r. Adlî davan›n taraf olmayan bir üçüncü kifli gerektirmesindendir bu;
elbette tarihyaz›msal anlat› da bunu gerektirir. Fakat «üçüncü kifli»nin bu
farkl› çehreleri sistem oluflturmaz: «Böylelikle tarafs›zl›k dile¤i mutlak üçün-
cü kiflinin imkâns›zl›¤› alt›nda konumland›r›lmal›d›r»5. Son bir hüküm yoklu-
¤unda kendilerini tutabilen; kusurun suçlu bireylere isnad›yla, r›za gösteren
ya da istifade eden bir toplulu¤a siyaseten isnad› aras›ndaki sorumluluk pay-
lafl›m› gerilimine dayanabilen yurttafllar› da tam olarak bu anlaflmazl›k yetifl-
tirir. Yurttafl, suçlulu¤un alabildi¤ine bireysellefltirilip bütün ötekiler taraf›n-
dan birkaç «günah keçisi»nin s›rt›na yüklenebilmesinin reddiyle ortaya ç›kar.
Fakat sorumluluklar›n suland›r›l›p, aç›klan›p, karfl›laflt›r›l›p ve görecelefltiri-
lip art›k hiç kimsenin hiçbir fleyden sorumlu olmamas›n›n reddiyle de ortaya
ç›kar. Yurttafl, sorumlulu¤u üzerine almak ve paylaflmak için kendi konumu-
nu de¤ifltirir. Ve gerçek devlet adam›, tam da kendini iktidara tafl›m›fl olan ka-
muoyundaki yayg›n fikirleri de¤ifltirebildi¤i için, Willy Brandt gibi, kendisi
hiçbir flekilde suçlu olmad›¤› halde, mevcut durumu de¤ifltirmenin siyasi so-
rumlulu¤unu üstüne alacak olan kiflidir. Bu anlamda, bu de¤ifliklikle a盤a
vurdu¤u, daha yüksek bir sadakat ad›na ihanet edebilme otoritesi olan kiflidir
bu. Yurttafl›n ve siyaset adam›n›n güvenilirli¤i, t›pk› tarihçinin güvenilirli¤i
gibi, s›nanman›n kabul edilmesine ve farkl› sesler ç›kt›¤›ndaki duygunun, an-
laflmazl›¤›n icras›na s›k› s›k›ya ba¤l› olarak ortaya ç›kar. Bu farkl› seslerin
varl›¤› büyük tarihsel davalar düzleminde tespit edilebilir:
Osiel davalar›n kamuya aç›k olarak görülmesinin yol açt›¤› anlaflmazl›¤a
ve bizzat bu anlaflmazl›k üzerinden kamuoyunun ve ortak haf›zan›n kendile-
rini ifade edip bu düzlemde kendilerini yetifltirmelerine yard›m eden e¤itici ifl-
15
kebikeç / 23 • 2007
levine önem verir. Böyle bir ihtilaf kültüründen beklenen yararlara güven-
mek, Anglo-Saksonlar›n liberal terimine verdikleri siyasi anlamda liberal bir
toplumun kurulmas› hakk›nda yazar›n ahlaki ve siyasi amentüsü’ne ba¤l›d›r6.
Fakat Ricœur, Marc Osiel’den farkl› olarak, anlaflmazl›¤›n ifllevini sadece
medyatiklefltirilmifl büyük davalar›n belirli bir biçimde istisnai, törensel ve
pedagojik eylemine indirgememektedir: Bence Ricœur’ü ilgilendiren fley, ge-
nelleflmifl anlaflmazl›k’t›r, demokratik çeliflkiselli¤in bütün düzlemlerine yay›-
lan ola¤an bir anlaflmazl›k’t›r.
d) Trajik olan ve matem Asl›nda, siyasetin burada trajik bir düzlemle çizil-
mifl oldu¤unu kabul etmemiz gerekir; bu düzlem muhtemelen siyaset karfl›t›-
d›r, flikâyete izin verir, ama siyasi olan›n anlayamayaca¤› intikama ve ba¤›fl-
lamaya da izin verir. Faillerin ve flahitlerin tek bir versiyon veremedikleri za-
manki anlaflmazl›¤›n ve ihtilaf›n trajikli¤idir bu; tamamen samimi olsalar bi-
le (bkz. Kurosawa’n›n filmi Raflomon). Fakat ayn› zamanda matemin, tamiri
imkâns›z›n, geri dönüflsüzlü¤ün ve geçmiflin trajikli¤idir bu.
Microstoria ad› verilen okula ba¤l› ‹talyan tarihçilerinin gösterdi¤ine göre,
geçmiflin failleri geleceklerinin belirsizli¤iyle karfl› karfl›yayd›lar ve bu öngö-
rülmezli¤i azaltmaya u¤raflt›klar›, onu kapsamay› denedikleri görülürse dav-
ran›fllar›n›n büyük bölümü daha iyi anlafl›lmaktad›r. Ricœur geçmiflin failleri-
nin de kendilerine özgü matemlerini, kendi tamiri imkâns›z fleylerini beraber-
lerinde tafl›d›klar›n› ve bunlar›n bizimkilerle ayn› olmad›¤›n› gösterir. Geçmi-
flin vuku bulmufl fleylerden baflka imkânlara da aç›k olmufl oldu¤unu anlama-
ya, bu baflka imkânlar›n da geçmifl üzerinde etki etti¤ini görmeye önem ver-
mek ve geçmifli bugün unutulmufl devas›z matemlerin yükü alt›nda anlamaya
önem vermek, hayati önemde olan bir ikili yaklafl›md›r.
Haf›za, Tarih, Unutma’n›n a¤›rl›k merkezlerinden biri de, Michel de Certe-
au ile birlikte tarihsel yaz›y› ölüme, geri getirilemez olana, art›k üzerinde et-
ki edilemeyecek olana, Heidegger’in deyifliyle ifllenmez olana yer açan fley ola-
rak görmektir. Kaybedilen karfl›s›nda, bireysel ya da kolektif haf›za yön de¤ifl-
tirir, flimdiki zaman›n anlam›n› yitiren melankoli fazlas› ile fleytan› kolayca
kovman›n çok azl›¤› aras›nda gider gelir. ‹kisinin bir ortayolu oldu¤undan de-
¤il, ama tarih, haf›zadan yavafl yavafl ayr›larak ölüler için o defin, mezara koy-
ma hareketlerini bulmal›d›r; ayn› zamanda bir yas tutma çal›flmas›, bir daha
asla dönmeyecek olan›n art›k sadece içimizdeki mevcudiyetini kabullenme ça-
l›flmas› olan haf›za çal›flmas›n› ayr›nt›lar›yla tamam›na erdiren de bu hareket-
6 a.g.e., s. 424.
16
ABEL Tarih, Haf›za, Siyaset
17
kebikeç / 23 • 2007
Haf›zalar çat›flm
flmas›
fiimdi bize dönelim. Buradaki sözlerim, önceden yazd›¤›m ve okurun baka-
bilece¤i daha uzun bir çal›flmaya dayanmaktad›r11. Her dönemin ve her siyasi
rejimin kendi «tarihsellik rejimi», geçmiflle kendine özgü bir ba¤ kurma ve bu-
nun matem çal›flmas›n› yapma tarz› vard›r. Ayn› zamanda her birinin kendi
«haf›za siyaseti»; tutulmam›fl vaatler biçimi alt›nda, geçmifli, bitmemifl bir
flimdiki zamana ba¤lama ve bundan bir fley ç›karma tarz› vard›r. Bu hususu
tarih rejimlerinin ço¤ullu¤u ve siyaseten bir arada yaflamalar›ndaki daha zi-
yade eflzamanl› sorunun içine yerlefltirebiliriz. Bir rejimden di¤erine geçiflteki
daha ziyade artzamanl› sorunun içine de yerlefltirebiliriz.
Birinci veçhesi alt›nda, Michael Walzer’in hoflgörü üzerine kitab›nda gös-
terdi¤i gibi, eski imparatorluklar, ulus-devletler, federal devletler, ABD gibi
göçmen toplumlar› ne ayn› tarih rejimine ne de ayn› haf›za rejimine sahiptir;
toplumsal ba¤ rejimleri de ayn› de¤ildir. Her toplum, flu veya bu flekilde, fark-
l› haf›zalar›n bir arada yaflamas› üzerine düflünmek zorunda kalm›flt›r. Oysa
tarihin ve al›flverifllerin karmafl›k oyununda haf›zalar birbirinin üzerine bin-
mekte ve toplumlar›m›zdaki birçok tarihsellik rejimi çat›flma halinde olabil-
mektedir. Türkiye’de oldu¤u gibi biz de Fransa’da Ulus-Devlet’in daha ziyade
cumhuriyetçi bir rejimi alt›nda yaflad›k. Bu rejimde yurttafll›k, ayn› zamanda
cumhuriyetçi bir ülkü ve bir ilerleme tarihi olan ortak bir tarihe kat›l›mc› ola-
rak girme kapasitesiyle belirginlefliyordu. Oysa bloklar ve temsil biçimleri
aras›ndaki buzlar›n erimesi, hem demir perdenin y›k›lmas› hem pazar›n pat-
lamas›, daha genel olarak da teknik geliflme arac›l›¤›yla herfleyi de¤ifltirmek-
tedir. Bunu demokratikleflme ya da post-modernizm diye adland›rabiliriz; yüz-
y›llard›r süren kültürlere, ortaklafla yaflam biçimlerine ba¤l› haf›za biçimleri
ilelebet silinmektedir. Fakat ayn› zamanda, küreselleflmenin görecili¤ine bü-
tün yollarla direnmeyi deneyen parçal›, yeri yurdu belli olmayan ya da ac›l›
haf›zalar da su yüzüne ç›kmaktad›r. Oysa, ayn› zamanda bu sorunla bafla ç›-
kabilecek bir siyasi rejim de olan bir tarih rejimini henüz bulamam›fl›zd›r ve
bu arada bu canl› haf›zalar rekabete girmekte ve toplumsal ba¤› tehdit etmek-
tedir. Bunun eskinin tortusu çat›flmalar olmad›¤›, yeni ve benzeri görülmemifl
bir çat›flma durumu yaratt›¤›; bu budanm›fl haf›za biçimleri aras›ndaki flu z›t-
18
ABEL Tarih, Haf›za, Siyaset
19
kebikeç / 23 • 2007
t›r. Ayn› zamanda yeni bir siyasi mutabakat ve mutab›k kalmama rejimi ola-
cak yeni bir haf›za rejimine nas›l yer aç›lmal›d›r?
Aldanmamam›z için tekrarl›yorum: Cumhuriyetçi rejimden gerçekten ço-
¤ulcu demokratik bir rejime geçifl Fransa ve birçok Bat› Avrupa ülkesinde de
Türkiye’deki kadar sorunludur. Nitekim bir yandan, Türkiye’den isteyebilece-
¤imiz bir fley varsa, bu, Yak›ndo¤u için bir su haznesi ne kadar de¤erliyse in-
sanl›k için de o derece de¤erli muazzam bir « haf›za » haznesi teflkil eden dinî
az›nl›klar›n›n hazinesini daha çok keflfetmesi ve korumas›d›r. Bu varl›klar›n
muhafaza edilmesi de, hakiki bir dinî özgürlü¤ün ve bu geleneklerin en canl›,
en mucit yönlerinin birlikte yaflamas›n›n desteklenmesini gerektirir. Avrupa
diplomasisini sarsma anlam›nda özgün giriflimlerde bulunulmas› ve Yak›ndo-
¤u’da oldu¤u kadar bizzat Avrupa’da da noksanl›¤› hissedilen ço¤ul bir ilahi-
yat mekân› tahayyül edilebilir. Bu da düflük maliyetli olacakt›r, zira Türki-
ye’yi kendini arayan Avrupa’n›n lokomotiflerinden biri haline getirebilecek bir
jeopolitik giriflimin Avrupa’daki yank›lar› muazzam olacakt›r.
Öte yandan, Avrupa’n›n sorunlu karakteriyle yüzleflmek gerekmektedir:
Patocka’n›n Platon’a, ama ayn› zamanda Husserl’e de ba¤layarak verdi¤i Av-
rupa tan›m›n›; merkezinde o tek soruyu, bir tür d›flmerkezli¤i tafl›yacak bir
toplulu¤u düflünüyorum. Fakat Patocka’n›n, kendi kendini tahrip etmifl olan,
dünyay› da bu kendini tahrip sürecine az kals›n sürükleyecek gibi olmufl olan
Avrupa hakk›nda söylediklerini de düflünüyorum. Baflta Fransa olmak üzere
Avrupa, dünyaya ders verme iddias›ndan vazgeçmelidir. Bununla birlikte Av-
rupa için bir tür tutarl› ço¤ulculu¤u ve bunun siyasi, hukuki ve ekonomik ku-
rumlar›n› düflünmek kalmaktad›r. Ço¤ulcu bir kurum, tek bir merkezin olma-
d›¤› ve hepimizin k›y›s›nda duraca¤›m›z bir kurum nas›l düflünülebilir? ‹flte
flimdi, Avrupa, yeni bir siyasi biçim icat etmek ve geçmifle gömülmüfl imkân-
lar› yeniden açmak zorundad›r. Avrupa’ya gerçekten girmek isteyenlerin söy-
lediklerine itibar etmeyi deneyelim. Çünkü Avrupa, yak›n geçmiflin dünyas›n›
anlamak, haf›zalar›n ço¤ullu¤unu kal›c› bir biçimde yerlefltirmek ve nihayet
gelmekte olana tesir etmek için çözülecek bir bilmece ve bir mitostur hâlâ.
Özet: Tarihle haf›zan›n iliflkisi üzerine Paul Ricœur’un çal›flmalar› literatüre önemli kat-
k›lardand›r. Onun çal›flmalar› tarihe güvenin haf›zalar›n çoklu¤u ve tarihsel mesafe ile sa¤-
lanabilece¤ini ortaya koymufltur. Öte yandan, tarihin geçmiflle yarataca¤› mesafede geçmi-
flin unutulmayacak ve gömülecek bölümlerinin bilinebilmesi de felsefi bir konudur. Ulusal
tarih rejiminden ulus-sonras›, federal veya çok-uluslu bir tarihe geçiflin belli zorluklar› ol-
du¤u da aç›kt›r. This study develops an argument towards the possibility of a Bu çal›flma,
yeni bir “haf›za rejimi” oluflturman›n imkanlar› ve bunun siyasal anlaflma ve anlaflmazl›k-
larda oynayabilece¤i rolü tart›flmaktad›r.
20
ABEL Tarih, Haf›za, Siyaset
Abstract: Paul Ricœur’s works on the relationship between memory and history undoub-
tedly represent a significant contribution in the literature. These works point to the possi-
bility of ensuring historical confidence by presupposing diversity of memories and a histori-
cal distance. To be able to know the parts of history to be kept alive and/or to be buried in
creating such a distance with the past, on the other hand, has a philosophical dimension. Si-
milarly, the passage from a regime of national history to a post-national, federal or multi-
national regime is not easy. This study developts an argument towards the possibilities of
establishing a “new regime of memory”, and its possible role in political agreement and di-
sagreement.
21
Kebikeç Yay›nlar› iftaharla sunar:
Tansu AÇIK*
*Tansu Aç›k, Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih Co¤rafya Fakültesi, Eskiça¤ Dilleri ve Kültürleri Bölümü.
acik @humanity.ankara.edu.tr
23
kebikeç / 23 • 2007
1 John A. C. Greppin, “Hitt. –z(a), Arm. z-, and The Theory of Armeno-Hittite Loan Words ”, Indo-European
Studies, vol. 3, 1975, s. 87-94.
2 John A. C. Greppin , “The Survival of Ancient Anatolian and Mesopotamian Vocabulary Until the Present ”,
The Journal of Near Eastern Studies, vol. 50, no. 3, 1991 , s. 203-207.
3 Dankoff, Robert, Armenian Loanwords in Turkish, Wiesbaden: Harrassowitz, 1995; Tzitzilis, Christos, Griec-
hische lehnwörter im Türkischen: mit besonderer berücksichtigung der anatolischen dialekte, Wien: Verlag der
Österreichischen Akademie der Wissenschaften, 1987.
24
AÇIK Anadolu’da Eskiça¤dan Kalma Yeradlar›
4 Yasal düzenlemelerin, oluflturulan kurullar›n ayr›nt›l› dökümü için ‹çiflleri Bakanl›¤› ‹ller ‹daresi genel mü-
dürünün verdi¤i bilgilere bkz. Türk Yer Adlar› Sempozyumu Bildirileri, Ankara, 1984, s. 1-5.
5 A.g.y., “c) Türkçe olmayan, söylenifli ve yap›s› Türkçenin sesbilgisi kurallar›na ayk›r› olan..... güzel bir an-
lam tafl›mayan ve halk›n anlay›fl›na ayk›r›, duygular›n› incitici adlar de¤ifltirilir”; “d)Türkçe olup da bölgesel
a¤›za göre söylenifli veya yap›s› bozulmufl adlar yaz› dilinde kullan›lan biçimi ile de¤ifltirilir”; “f) Tarihi adlar de-
¤ifltirilemez, tarihi, kültürel ve dil gibi anlamlardaki bilimsel çal›flmalarda yan›lmay› ve yanl›fl sonuçlara var-
may› önlemek amac›yla bu tür adlar baflka yerlere verilmez”; “›)Bölge halk›nca verilmemifl, uydurma oldu¤u sa-
n›lan ve uzunlu¤u nedeniyle, harita yaz›m ve üretimini güçlefltirdi¤i görülen adlar k›salt›l›r veya de¤ifltirilir”;
“k) Tabii yerlerin adlar› asl›n›n niteli¤ine uygun olarak düzeltilir”.
6 Ad de¤ifltirmelerin ne gibi “ölçütlere” göre yap›ld›¤› ilk bak›flta hemen anlafl›lmaktad›r: bileflik adlardaki din-
sel nitelemeleri (keflifl, hac›, tekke, molla), soy nitelemeleri (Arap, Gürcü, Çerkes, Türk (50 örnek!), Ermeni vs.),
mutlak anlamda “olumsuz” ça¤r›fl›ml› say›lan nitelemeler (harap, kaba, kör, k›z›l, kötü ) de¤ifltirilmifltir. Bir
kaç örnek vermek gerekirse: Gökçeinek (Yeflilköy), Köristan (Gülistan), Körkuyu (Gürkuyu), Kurukar› (Sugö-
zü), Ifl›k adlar› de¤ifltirilmifl, çok bilinen türkülerde geçen Evrefle, Bitez, Malabadi köprüsü adlar› da. Türkçe yer
adland›rmalar›n›n ay›rt edici sözdizimi özellikleri tafl›yan do¤al yeradlar› Çola¤›nkurtaflt›¤›tepe, Çokde¤irmen-
türk, Dar›yerisüleymanbey de. Ya Zurnaköy, Balkusan, Cezveobas› adlar› niye de¤ifltirilir ki?
25
kebikeç / 23 • 2007
26
AÇIK Anadolu’da Eskiça¤dan Kalma Yeradlar›
için ufak tefek de¤iflikliklerle de olsa sürüp gelen yeradlar› ço¤u kez tek ipu-
cudur. Oysa yerad› de¤iflikliklerinin toplu olarak bulunabilece¤i bir kaynak
yak›n zamanlara kadar yoktu10. Eski yaz› yeradlar›n›n do¤ru okunabilmesin-
de zorluklar, Osmanl› imparatorlu¤unun son yüzy›l›nda yay›mlanmaya baflla-
nan bugünkü il y›ll›klar›na benzer Salname’lerde de söz konusudur.
Türkiye’de eski ça¤lardan bugüne aktar›lm›fl yeradlar› üzerine ciddiye al›-
nacak çal›flmalar ne yaz›k ki yoktur. Dil, tarih, co¤rafya konular›nda asgari bi-
limsel gerekleri yerine getirmeyen, salt ses benzerliklerine dayanarak eski-
ça¤da Anadolu’da belli Türk soylu halklar›n varl›klar›n› yaln›zca bu adlarda
saptad›klar›n› öne süren bildirileri, makaleleri bir yana b›rakal›m11. Bilge
Umar’›n befl bin yerad›n› “inceledi¤i” Türkiye’deki Tarihsel Adlar (‹nkilap Ya-
y›nevi, 1993) kitab›n› dayand›¤› ilkeler bak›m›ndan k›saca gözden geçirelim12.
Asl›nda bu kitap ilk bak›flta devasa bir emek ürünü gibi görünmekle birlikte
bilimsel bak›mdan bütünüyle temelsizdir, dayanaks›zd›r. Kitapta geçen yüz-
lerce yanl›fl, eksik bilgilere, ç›kar›mlara de¤inmenin yeri buras› de¤il.Uzman
kiflinin bile bu azman malzeme karfl›s›nda, tek tek baflvurdu¤u madde bafllar›
arac›l›¤›yla belli bir görüfle varmas› kolay de¤ildir. Çünkü girifl bölümünde da-
yand›¤› bilimsel ilkeler aç›klanmamaktad›r, yeradlar›n›n büyük bir ço¤unlu-
¤unu türetti¤i Luvice üzerine bilgi vermemektedir, Luviler üzerine ise bir pa-
10 Köylerimiz, ‹çiflleri Bakanl›¤›, 1982; Türkiye Mülkî ‹dare Bölümleri, ‹çiflleri Bakanl›¤›, 1978; Yeni Tabiî Yer
Adlar›, ‹çiflleri Bakanl›¤›, 1977; yaln›zca en son bas›mlar›n› verdi¤imiz bu yay›nlar›n yan›s›ra kapsamca en ge-
nifl, kullan›fll› yerad› listesi için: Gazeteer of Turkey: Names approved by the United States Board on Geograp-
hic Names, C. 2, Washington D.C., 1984. ODTÜ baflvuru kitapl›¤›nda bulunan bu kaynakta do¤al yer adlar› da
içinde olmak üzere 72 bin kadar yerad› bulunmaktad›r. Bu yay›n›n genel a¤ üzerindeki güncellenmifl biçiminde
84.780 yerad› bulunmaktad›r: http://earth-info.nga.mil/gns/html/cntry_files.html. Yeryüzünde benzer yeradla-
r›n› bulmakta benzersiz bir çal›flma arac› daha var genel a¤da: http://tomcat-dmaweb1.jrc.it/fuzzyg/query/. Ko-
nu hakk›ndaki di¤er veritabanlar› için bkz.:http://www.asu.edu/lib/hayden/govdocs/maps/geogname.htm
11 Namenforschung: Ein internationales Handbuch zur Onomastik; Name, studies: An international handbo-
ok of onomastics; Les noms propres,Manuel international d'onomastique. Ed. G. Eichler, L. Zgusta, vd. (Hand-
bücher zur Sprach und Kommunikationswissenschaft, 11.) 3 c., Berlin: Walter de Gruyter, 1995-96. Üç dilde
289 makale içeren bu yap›tta Anadolu’nun özel adlar›, yer adlar›n›n bafl araflt›rmac›s› L. Zgusta’n›n da makale-
si bulunur. Esat Bozyi¤it, Türk Adbilimi Bibliyografyas›, Ankara, 1995 ; R. Kaplano¤lu, Bursa Yeradlar› An-
siklopedisi, Bursa Ticaret Odas› Yay›nlar›, 1996; T. Acaro¤lu, Balkanlarda Türkçe Yer Adlar› K›lavuzu,
IQ Kültür Sanat Yay›nc›l›k, 2006. Adbilim konusunda bildirileri, yap›lan tezleri de içeren aç›klamal› bir tür bib-
liyografya için: S. Sakao¤lu, Türk Ad Bilimi, I Girifl , TDK, 2001. Bu bibliyografyalarda ad de¤ifltirmelere ilifl-
kin ya da eskiça¤a, ortaça¤a iliflkin yaln›zca bir iki çal›flman›n yap›lm›fl olmas› dikkat çeker. Eskiça¤dan itiba-
ren bir ad›n izini, geçirdi¤i de¤ifliklikleri tarihsel verilerle destekleyen örnek bir çal›flma için bkz.: E. Do¤er,
“Menemen, Melemen, Tarhaniyat, Yazhisar”, Tarih ve Toplum, say› 170, 1998, s. 32-37.
12 Asl›nda B. Umar’›n bu kitab›nda yapt›¤›, daha önceki kitab›nda bafllay›p (Türkiye Halk›n›n ‹lkça¤ Tarihi
(TH‹T), ‹zmir 1981) özel bir banka için haz›rlad›¤› Anadolu’nun eskiça¤ bölgelerini tan›tan kitapç›klar›nda sür-
dürdü¤ü yeradlar›n› Luvice kökenlerle aç›klamaktan ibarettir. Bunun esin kayna¤›, dayana¤› TH‹T’in ilk bas-
k›s›na al›p ikinci bask›s›nda ç›kard›¤› Hititolog Goetze’nin, Forrer’in 1930’lu y›llarda bir öneri olarak öne sür-
dükleridir. Bu hititologlar o yaz›larda özetle Akdeniz’in altkatman (substratum) dili olarak yeni yeni sökülme-
¤e bafllanan Luvi dilini önermifltir. Gelgelelim B. Umar sorunun tarihi konusunda bize bilgi vermez; yak›n za-
manlarda A. C. Renfrew’in ilk kez 1987 y›l›nda (Archaeology and Language: The Puzzle of Indo-European Ori-
gins, Londra: Pimlico) Hint-Avrupal›lar›n anayurduna iliflkin gelifltirdi¤i Anadolu varsay›m› konusundaki tar-
t›flmalar konusunda hiçbir fley söylemez.
27
22 • 2007
kebikeç / 23 2006
28
AÇIK Anadolu’da Eskiça¤dan Kalma Yeradlar›
Özet: Bu çal›flmada Anadolu’nun eskiça¤dan kalma yeradlar›n› konu edinen bir sözlük
dolay›s›yla yeradlar› konusunda Cumhuriyet dönemi politikalar› ele al›nmaktad›r. Yeradla-
r›n›n de¤ifltirilmesi en çok araflt›rmac›y› zorlamaktad›r. Makale, bir yandan da bu zorlukla-
r›n afl›lmas›na yönelik imkanlar› ve araçlar› tart›flmaktad›r.
Abstract: The present study deals with the policies pursued by the Republican period
concerning the changes in place names through a critical evaluation of dictionary of ancient
15 “Türkiye’deki Tarihsel Adlar”, Kebikeç, ‹nsan Bilimleri için Kaynak Araflt›rmalar› Dergisi, say› 1, 1994, s.
97-102.
16 “Türk Yer Adlar› Proje Önerisi”, Türk Yer Adlar› Sempozyumu Bildirileri, Ankara, 1984, s. 275-278.
17 Türkolojinin yeradlar› alan›nda ilk kez bilimsel bir sözlük yay›mland›: Hendryk Jankowsky, A Historical-ety-
mological Dictionary of Pre-Russian Habitation Names of the Crimea (Handbook of Oriental Studies: Part 8
Uralic Studies & Central Asia), Brill, 2006.Yaln›z Ermenistan’› de¤il komflu bölgeleri de içeren bu sözlük Erme-
nice: T. Kh. Hakobyan, St. T. Melik-Bakhshyan, ve H. Kh. Barsegyan, Hayastani yev Harakits Shrchanneri Teg-
hanounneri Bararan 1, A - D, Ermenice, bafll›¤›n çevirisi: Dictionary of Toponymy of Armenia and Adjacent Ter-
ritories 1, A - D, Erevan, 1986.
29
kebikeç / 23 • 2007
Anatolian place names. The difficulties that changing place names poses for researcher is
well known. This study also discusses possibilities and various tools that may help researc-
her overcome such difficulties.
30
kebikeç / 23 • 2007
Kaan D‹LEK*
31
kebikeç / 23 • 2007
1. Lûgatu’l-manzume
Hansar- Faz›l Hansarî Kütüphanesi No: 260(Mecmua)
Müellif: Abdüllatif (?)
Konusu: Lügat (Arapça-Türkçe)
Bafllang›ç: “… besmele … hamd sabittir evvel Allah’a ki alemi ulemayla
bezendi…”
Devam: “… ‹nayet nazar ehle gönünleri güzendi fehum…”
Nüsha: Türkçe sözlerin Arapça karfl›l›klar›yla verilmifl olan bu eserde
Türkçe sözler manas› aç›s›ndan da aç›klanm›flt›r. Sat›rlar aras›nda sözlerin
manalar› yaz›lm›flt›r. Yazar› hakk›nda tam bir bilgiye ulafl›lamayan eserde
Ebu’l-Kas›m Cemaleddin ad› okunabilmektedir. Ama bu flahs›n müstensih
veya müellif mi oldu¤u anlafl›lamam›flt›r.
Hat: Nesh K.Tarihi: Kameri Cemadi’ul-Evvel 885, Varak: 203 Sat›r: 12
Metin: 7*14 cm. Cilt: 12,5*22 cm.
32
D‹LEK Elyazma Türkçe Sözlüklerin Tan›t›m›
Hat: Nestalik K.Tarihi: H.XI. yy./M.XVII. yy. Varak: 114 Sat›r: 23 Metin:
5*15 cm. Cilt: 10*19,5 cm. (lacivert mukavva cildin etraf› k›rm›z› kumaflla
kapl›d›r.)
33
kebikeç / 23 • 2007
lifi olan yazar›n lügat alan›nda yaz›lm›fl eserleri dikkate de¤erdir. 2200 beyte
sahip bu eserin Fatih Sultan Mehemmed’in o¤lu Sultan Bezay›t’a yaz›ld›¤› bil-
inmektedir.
Halimî baz› nüshalarda Ebu Yusuf olarak da kaydedilmifltir.
Hat: Nestalik K.Tarihi: H. XI. yy. Varak: 356 Sat›r: 17 Metin: 7*17 cm. Cilt:
15*26 cm. (eser kahverengi deri ciltle kapl›d›r.)
5. fie
fieref-nâme-i Münirî (Ferheng-i ‹brâhimî, Ferheng-i Farukî)
Tahran-Meclis-i Sena Elyazmalar Kütüphanesi No: 14291
Müellif: fieyh ‹brahim Farukî Münirî Baharî
Konusu: Lügat (Farsça-Türkçe-Arapça)
Bafllang›ç: “… babul elif faslul elif fil Farukî Ara bil fethe Arayiden ve
Arayende be mana-i sani istihal-i mürekkeb ayed çun sohen ara ve arus ara…”
Devam: “… hemhane-i ‹sa ve Hemsaye-i ‹sa yanimerd-i reflid hempozer ve
hem vasfi… hali..”
Nüsha: fieyh fierefuddin Ahmed bin Yahya Münirî’nin (ölm. H.782) müridi
olan müellifin eserinde yaklafl›k 16800 beyit yer almaktad›r. Tevhid, naat ve
hamd› konu alan manzum bir hutbenin ard›ndan mukaddimede yazar nesir
fleklinde müfret ve mürekkeb sözlerin manas›n› Türkçe-Farsça olarak delil-
leriyle yazmaktad›r. Daha sonra Arapça-Farsça ve Farsça-Türkçe sözlerin
karfl›l›kl› manalar› verilmekte sözlerin bafllang›c›ndaki heceler alfabetik
s›ray› belirlemektedir. Her babtan önce bu babla ilgili bir kaside bulunmak-
tad›r.
Hat: Nesh K.Tarihi: H.3 Sefer 721 Varak: 61 Sat›r: 15 Metin: 9*13 cm. Cilt:
13*18 cm. (eser deri ciltle kapl›d›r)
6. S›hhah’ul-Acem (S›hhah’ul-Acemiye)
Tahran-Meclis-i Sena Elyazmalar Kütüphanesi No: 17956
Müellif: Takyeddin Muhammed bin Birgeli ya da Pir Ali (Birgivî) Berkevî-
yi Sufi-yi Hanefi
Konusu: Lügat (Farsça-Türkçe)
Bafllang›ç: “… Besmele … elhamdulillahi rabbil alemin vessalat…”
34
D‹LEK Elyazma Türkçe Sözlüklerin Tan›t›m›
7. Tertib-i Zibâ
Tahran-Meclis-i Sena Elyazmalar Kütüphanesi No: 18274
Müellif: Haf›z Mahmud Efendi Vardarî (ölm. H.1045)
Konusu: Lügat (Arapça-Türkçe)
Nüsha: Müellif taraf›ndan kaleme al›nan Türkçe nesir türünde bir
dibacenin ard›ndan Arapça ve Türkçe sözlerin karfl›l›kl› anlamlar› verilmifltir.
Nüshada ayr›ca bu eserin H.1054 tarihinde tamamland›¤›na dair bir kay›t
bulunmaktad›r.
Hat: Nesh ve Nestalik K.Tarihi: H.XII.yy. Varak: 130 Sat›r: 25 Metin:
13*18 ve 14*19 cm. Cilt: 18*24 cm. (mukavva cilt kahverengi deriyle kapl›d›r.)
8. Ferheng-i Gülistan
Tahran- Tahran Üniversitesi Merkez Kütüphanesi (Elyazmalar Bölümü)
No: 9010(Mecmua)
Müellif: Kas›m o¤lu Sundun A¤a o¤lu R›za o¤lu Sundun Ocak o¤lu Kaynak
Konusu: Lügat (Farsça-Türkçe)
Bafllang›ç: “..Yurdu köhnedir bu köhne dudun
Kah serferaz be dergah-i sernegun..”
Devam: “..amma yergin oldur ki .. her faideler bununle..”
Nüsha: Safeviler dönemi II. fiah Abbas zaman›nda yaflam›fl olan müellif
ayr›ca fliir divan›na da sahiptir. Safi Kuluhan’›n Da¤›stan’da öldürüldü¤ünde
hayatta olan müellif bu dönemin olaylar›n› da yak›ndan takip etmifltir. Sadi
fiirazî’nin meflhur eseri Gülistan’daki Farsça sözlerin Türkçe karfl›l›¤›n›n ver-
ildi¤i bu eseri de yine bu dönemde yazm›flt›r.
Hat: Nestalik K.Tarihi: H.XII.yy./M.XVIII.yy Varak: 24 Sat›r: 14 Metin:
5*14 cm. (6*14 cm) Cilt: 15*19 cm. (Aç›k kahverengi deri ciltle kapl›)
35
kebikeç / 23 • 2007
b) Tuhfe-i fiâ
fiâhidî
Kum-Marafli Necefi Elyazmalar Kütüphanesi No: 5369(Mecmua)
Müellif: Mevlevi ‹brahim Dede bin Salih Mu¤levî Rumî mahlas› (fiahidî)
(ölm. H.957/ M.1550-51)
Konusu: Manzum Lügat (Farsça-Türkçe)
Bafllang›ç: “Benam-i halik u hayy u tevana,
Kadim u kadir u bina u dana,
Sena u hamd u flukr-i bi nihayet,
Sipas u minnet-i bi hadd u gayet..”
Devam: “Denci gö¤e ey merdan dirler sipehrgerdan,
Beh eyü siperem reyhan siperi…”
Nüsha: Aruz ve lügat ilimlerinde meflhur olan bu manzume 800 beyitte
H.920 / M. 1514 senesinde nazmedilmifltir. Bu eserin naz›m› Mevlana’n›n
meflhur eseri Mesnevi’sinden birçok Farsça sözü kullanm›flt›r. ‹smail Pafla
36
D‹LEK Elyazma Türkçe Sözlüklerin Tan›t›m›
10. Tuhfet’ul-Muluk
Tahran- Tahran Üniversitesi Merkez Kütüphanesi (Elyazmalar Bölümü)
No: 9196(Mecmua)
Müellif: Abdurrahman bin Abdullah Kuddusî Manisevî
Konusu: Lügat fierhi (Türkçe)
Nüsha: Tuhfe-i fiahidî adl› daha önce tan›t›lan Mevlevi ‹brahim Dede’nin
eserine flerh olarak kaleme al›nan bu kitap Türkçe’dir. Eserin yer ald›¤› mec-
muan›n içinde ayr›ca Attar’›n Pend-name’sinin Türkçe flerhi ve Sem’î’nin
Saadet-name’si de bulunmaktad›r.
Hat: Nesh K.Tarihi: H.XII.yy./M.XVIII.yy. Varak: 20 Sat›r: 24 Metin: 12*15
cm. Cilt: 14*20 cm.(mukavva cilt siyah deriyle kapl›)
37
kebikeç / 23 • 2007
38
D‹LEK Elyazma Türkçe Sözlüklerin Tan›t›m›
39
kebikeç / 23 • 2007
b) Et-Tuhfet’ul-Hadiyeti=Danisten
Ayn› nüsha no: 7160
Ayn› nüsha;
Bafllang›ç: “..Danisten=Bilmek, fienahten=Anlamak, Amuhten=ö¤retmek,
Handen=Okumak, Neviflten=Yazmak, Fermuden=Buyurmak…”
Devam: “..nohsad hezar=tokuzyüz bin, hezar ba hezar= bin kere bin…”
Hat: Nesh K.Tarihi: 12 Muharrem 999/22 Kas›m 1589 Varak: 40 Sat›r: 7
Metin: 10,5*14 cm. Cilt: 14,5*21 cm. (kahverengi muflamba kenarlar kahv-
erengi deriyle kapl›)
16. Dekaik’ul-Hakaik
Kum-Maraflî Necefî Kütüphanesi No: 3274(Mecmua)
Müellif: fiemseddin Ahmed bin Süleyman bin Kemal Edirnevî (Kemal Pafla
Zade olarak meflhur)
Konusu: Lügat (Farsça-Türkçe)
Bafllang›ç: “..sipas-i bi k›yas Hüdayi bi niyaz ve bi hemtaya ki gülzar-›
bed’ul-asar beyan›nda ezhar…”
40
D‹LEK Elyazma Türkçe Sözlüklerin Tan›t›m›
17. fie
fierh-i Tuhfe-i fia
fiahidî
Kum-Maraflî Necefî Kütüphanesi No: 199
Müellif: Abdülkadir bin Ömer Ba¤dadî M›srî
Konusu: Lügat (Türkçe-Arapça)
Bafllang›ç: “..elhamdulillahi Rabbil-alemin … hazihi kelimet’ul-arabiye
emlaha fleyhuna ve ustazuna lisan’ul-mütekellimin huccet’ul-naz›rin Cemal..”
Devam: “..her kim: kullu men, ilerse dua: yecudu’d-dua, ide mahflerde:
yef’elu fi’l-mahfler..”
Nüsha: fiahidî mahlas›yla fliirler yazan ‹brahim Dede bin Salih’in Tuhfe-i
fiahidî adl› eserinin flerhi olan bu yap›t Türkçe-Arapça sözlük niteli¤indedir.
fiahidî daha çok Mevlana’n›n Mesnevi’sindeki Farsça manzum sözleri
Türkçe’ye çevirmifl ve bu eserin flarihi de bu eserdeki Türkçe manzum sözleri
Arapça’ya tercüme etmifltir.
Hat: Nesh K.Tarihi: 5 Sefer 1102/M.9 Kas›m 1690 Varak: 72 Sat›r: 19
Metin: 8,5*16cm. Cilt: 15,5*20,5 cm. (kahverengi muflamba ve kenarlar› koyu
kahverengi deri cilt)
41
kebikeç / 23 • 2007
42
D‹LEK Elyazma Türkçe Sözlüklerin Tan›t›m›
43
kebikeç / 23 • 2007
44
D‹LEK Elyazma Türkçe Sözlüklerin Tan›t›m›
45
kebikeç / 23 • 2007
46
D‹LEK Elyazma Türkçe Sözlüklerin Tan›t›m›
47
kebikeç / 23 • 2007
29. Müntahab’ul-Lügat
Kum-Maraflî Necefî Kütüphanesi No: 11303
Müellif: Muhammed R›za Hivekî (ölm. H.1213 M. 1798-99)
Konusu: Lügat (Türkçe (Özbekçe)-Arapça-Tacikçe)
Bafllang›ç: “..sipas-› bi k›yas sitayefl-i biendras kim esnaf-› umem ve
tevayif-i beni Adem tilidin evvel hakli¤e kim … amma be’d bu bende-i haksar-
i bi miktar yani Muhammed R›za-i bi medar muddea-i kuyaflin…”
Devam: “.. ve halli in çekar bur kifli ani hekiman irmastur dur ve tur ifli
meel-mim ve sim da¤ ve tesan ve ham zebun ve nagovara meen-nun dehen ve
sosti ve ten…”
Nüsha: Hive sultanlar›ndan biri ad›na yaz›lan bu üç dilli sözlük bir mukad-
dime iki bölüm ve bir hatimeden oluflmaktad›r. Eserin haz›rlanmas›nda
Muhammed Kas›m bin Muhammed Kaflanî’nin Mecme’ul-Furs ve Aliflir
Nevaî’nin Nazariyat-› Lugavi adl› eserlerinden yararlan›ld›¤› görülmektedir.
Ama bu nüsha sadece mukaddime ve birinci bölümü flamildir.
Hat: Nestalik K.Tarihi: H.XIII.yy./M.XIX.yy. Varak: 84 Sat›r: 13 Metin:
8*14 cm. Cilt: 13*21 cm. (süslü kahverengi deri cilt)
48
D‹LEK Elyazma Türkçe Sözlüklerin Tan›t›m›
KAYNAKÇA
1. ‹bni ‹mad Hanbelî, fiehabeddin Abdulhayy: fiezerat’uz-Zeheb fi ahbari min
zeheb (9 cilt), I.. bask› Beyrut, Darul-Kitab El-ilmiyye H.1419/M.1998.
2. ‹bni Yusuf fiirazi, Ziyauddin Haday›k: Fihrist-i Ketabhane-I Medrese-i Âli
Sipehsalar (cilt II) Tahran, Meclis Bask›s›, 1318.
3. Seyyid Muhsin Emin: A’yan’ufl-fiia (10 cilt) Beyrut, Dar’ut-Tearif lil-Matbu-
at H.1403/M.1983.
4. Seyyid Abdullah Envar: Fihrist-i Nusah-i Hatti Ketabhane-i Milli ‹ran, (cilt
6) ‹ntiflarat-i ‹dare-i Kull-i Ketabhaneha, 1354.
5. Mehdi Bamdad: fierh-i hal-i Rical-i ‹ran, (6 cilt) Tahran, Zevvar yay. 1357.
6. Muhammed Tahir Bursevî: Osmanl› Müellifleri, (3 cilt) I. Bask› ‹stanbul,
Matbaa-i Amire 1333-42.
7. ‹smail Pafla Ba¤dadî: ‹zah’ul-Meknun… (2 cilt) III. Bask› Tahran H.1387
M.1967, Hediyyet’ul-Arifin; (2 cilt) III. Bask› Tahran, H.1387 M.1967.
8. Muhammed Ali Terbiyet: Daneflmendan-› Azerbaycan, I. Bask› Tahran
1378.
9. Mustafa bin Abdullah (Katip Çelebi) Hac› Halife: Keflf’uz-Zunun… (2 cilt)
Tahran, H.1387 M.1967.
10. Muhammed Taki Daniflpejuh: Fihrist-i nushahay-i hatti Ketabhane-i Mer-
kezi-i Daneflgah-i Tahran (13 cilt) Tahran 1340.
49
kebikeç / 23 • 2007
Abstract: This study provides an introduction to the rich collection of Turkish dictionar-
ies found in the manuscripts in Iranian libraries which have not been systematically stud-
ied so far.
50
kebikeç / 23 • 2007
Kahraman BOSTANCI*
B aflta Seyfettin Özege Ba¤›fl Kitaplar› Katolo¤u olmak üzere, süreli yay›n-
larla ilgili di¤er kaynaklarda -kontrol edebildi¤imiz kadar›yla- geçmeyen
Yeni Edremid dergisi ancak bir say› yay›mlanabilmifltir.
25 May›s 1334/1918’de yay›mlanan Yeni Edremid dergisinin “sâhib-i imti-
yâz ve müdîr-i mes’ûlü Eczac› Avni ‹smail Bey”dir1. Derginin adresi Eczac› Av-
ni ‹smail Bey’in Edremit’teki “dâire-i mahsûsa”s›d›r.
Cumartesi günü yay›mlanm›fl olan Yeni Edremid’in duyurulan senelik abo-
ne bedeli elli kurufltur.
Dergiye gönderilecek “evrâk ve mekâtib” sorumlu müdür ad›na kabûl edil-
mifltir. Dergide yay›mlanacak ilânlar ücrete tâbi tutulmufltur. Nüsha fiyat›
yüz pâre olarak belirlenmifltir. “Yeni Edremid Mecmuas›” kliflesi alt›nda: “On
befl günde bir neflrolunur fennî, ilmî, iktisâdî Türk mecmuas›d›r” ibâresi yer
almaktad›r.
* Yard. Doç. Dr., BAÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyat› Bölümü.
1 Avni ‹smail Bey, 1890’da, S›nd›rg›’da dünyaya gelir. Babas› Balya’n›n Müstecap köyünden Celâl-zâde ‹smail
Bey, Ergani Maden Müdürlü¤ü görevinde bulunur. Annesi Faika Han›m’d›r. Avni ‹smail Bey, ‹stanbul Dâru’l-
fünûnu T›p Medresesi’nden eczac›l›k icâzetnâmesini ald›ktan sonra, Ali fiuuri Efendi’nin torunu
(Müftüzâdelerden) Retibe Han›m ile evlenir. Bu evlilikten Piraye (Y›rcal›), Mehpâre (Ulu¤), Beyhan (Öztafl) ve
Kaya Avni (Sa¤l›kç›) ad›nda çocuklar› dünyaya gelir. Edremit Müdafaa-› Hukuk Cemiyeti’nin “Kâtib-i
Umûmî”si olan Avni ‹smail Bey,4 Mart 1919’da Konakönü’nde tertiplenen mitinge kat›l›r. Köprülülü Hamdi
Bey ve Rûhi Nâci Sa¤d›ç’›n yak›n arkadafl› olan Avni Bey, Soyad› Kanunu’ndan sonra “Sa¤l›kç›” soyad›n› al›r.
Avni ‹smail Bey, Bal›kesir ve havalisinde ilk eczâhâne sâhibi olarak tan›n›r. Edremit’te “Sa¤l›k Eczâhânesi”ni
açar. Daha sonra Bal›kesir’e tafl›n›r. Necatibey E¤itim Enstitüsü’nde biyoloji dersleri verir. Türk Hava Kurumu
Baflkanl›¤› görevlerinde bulunur. 1968’de vefat eder. Avni ‹smail hakk›ndaki bu bilgiler, o¤lu eski Bal›kesir
Belediye Baflkan› merhûm Kaya Avni Sa¤l›kç›’dan araflt›rmac›-yazar Say›n Zekeriya Özdemir’e aktar›lm›flt›r
(Bkz. Zekeriya Özdemir, Bal›kesir Bölgesi’nde Millî Mücadele Önderleri, Ankara-2001, ss: 259-260).
51
kebikeç / 23 • 2007
Yeni Edremid’in ön kapak sayfas›nda “mündericât” k›sm› ile “‹lk Dâhili ‹s-
tikrâz” [iç borçlanma] duyurusu yer almaktad›r.
“Ufak bir hareket-i milliye netîcesiyle Edremîd’de ilk istikrâz›m›z istik-
bâle âid ümîdlere pek tesellî-bahfl idâd ile mukabele etmifltir.
Yaln›z Ali Bey Ticâret Gurubu 38.000 lira kaydolunmufltur.
Yaln›z iki gün zarf›nda yekûn 50.000 lirad›r.”
Yeni Edremid dergisinde s›ras›yla “Mukaddime”, “Edremid” bafll›kl› tan›-
t›m yaz›s›, sabunculukla ilgili bir makale, serbest bir fliirle, R›za Tevfîk’ten se-
çilen dört fliir yer al›rken son sayfada da mahallî hâdiselerle ilgili haberler ya-
y›nlanm›flt›r.
Türkiye’deki kütüphânelerde varl›¤›na rastlanmayan Yeni Edremid dergi-
sindeki bütün yaz› ve fliirleri yeni harflere aktar›rken, bu derginin bir nüsha-
s›n› fotokopi yoluyla bana takdim eden Bal›kesir ve havalisinin mümtâz anti-
kac›s› Mehmet Zeki Oskargil Bey’e antika dünyas›n›n güzellikleriyle içten bir
teflekkür sunuyorum.
*
**
Mukaddime
Dest-i kudret-i tabîat›n nihâyetsiz ihtimâmlar›na mazhar oldu¤u hâlde -ac›
olsa da bir hakîkattir- sükkân ve takdîrkârân› taraf›ndan pek ziyâde ihmâl
edilen güzel Edremîd’de uyanan yeni rûhu teflvîk ve ta‘mîm, vatan›n bu güzî-
de parças›n› müfltâkân›na en iyi bir sûrette takdîm ve irae ve bu sâyede Edre-
mîd’le azîz memleketin aksâm-› sâiresi aras›nda ilim ve fennin îcâbât›na daha
ziyâde muvâf›k ve onun kavâidinden mülhem usûllerle bir mübâdele-i his ve
menfaat te‘mîn eylemek gibi pek ulvî bir maksadla ‘Yeni Edremid’ matbuât
âlemine arz-› dîdâr ediyor.
Aczini herkesten iyi ve evvel takdîr eden bu mecmua matbuât âleminin er-
kân-› muhteremesi aras›nda bir mevkii ihrâz›na adem-i ehliyetini anlamakla
beraber, teflne-gân-› sa‘y ve terakkînin flehbâl-i ref’et ve himâyetine ilticâ ey-
ledi¤i için nihâyet lây›k oldu¤u mevkiin kendisinden esirgenmeyece¤ine îmân
ediyor. Yeni Edremid bir mecmûadan beklenen hizmetin velev yüzde birini ol-
sun îfâya muktedir ve bilhassa muhterem halk›m›zla matbuât taraf›ndan pek
ziyâde ümîd ve temenni eyledi¤i muâvenete mazhar olursa kendini bahtiyâr
addeyleyerek gösterilen teveccühe liyâkatini isbâta çal›flacakt›r. Tevfîk Al-
lah’tand›r.
Hey’et-i Tahrîriye
52
BOSTANCI Yeni Edremid
***
Edremit
Edremid yeflil bir yurttur. Sâhilleri öpen zümrüdîn ovas› içinde mâzinin
sahîfe-i nisyân›na kar›flm›fl târihi pek k›ymet-dârd›r.
Kurûn-› Ûlâ’da Truva’da icrâ-y› hükmeden ‘Priam’ [Priamus] Edremid ve
havâlisini epeyce zaman zîr-i hâkimiyetinde tutmufl ve Yunânîlerin hücûmu
üzerine terke mecbûr olmufltur. Lidya hükümdâr› “Krezüs” Yunanl›lara karfl›
açm›fl oldu¤u muhârebe-i hûn-rîzâne netîcesinde buralar›n› yed-i zabt›na ge-
çirmifl ise de en nihâyet ‹ran hüküm-
dâr› meflhûr (Keyhusrev) [Kyros] ile
K›z›l›rmak kenâr›nda vukû bulan
muhârebesinde münhezim olarak bü-
tün Asyâ-y› Sugra havâlisi burada
dâhil oldu¤u hâlde iki yüz sene müd-
detle ‹ranîlerin kabza-› hâkimiyetin-
de kalm›flt›r. Sonralar› Makedonya
hükümdâr› ‹skender-i Kebîr o za-
manki ‹ran flâh› üçüncü Dârâ’y› ma¤-
lûb ederek o güzel havâliyi yed-i istî-
lâs›na alm›fl ve vefât›nda târihte her
zaman tesâdüf edilen taksîmâta u¤-
ram›flt›r. Mysia k›t‘as›nda ‘Litrima-
hos’ [Lysimachus] kumandanlar›n-
dan ‘Philetairos’Bergama krall›¤›n›
teflkîl eylemifl ve evvelce ufac›k bir
hükümet iken bilâhire Romal›lar›n
da muâvenet ve müzâheretiyle ol-
dukça büyük bir hükûmet fleklini al-
m›flt›r. Bergama krall›¤›n› te’sîs ve idâre eden hükümdâr›n vefât›ndan sonra
yerine geçen, Romal›lardan ‘Adrimus’ yeni Edremid’le Burhaniye aras›nda bu-
lunan Karatepe nâm mahalde ‘Andropolüs’ kasabas›n› binâ ve te’sîs etmifltir
ki bu flehr bilâhare Edremid ismini alm›flt›r. Sonra ‘Mysia’ k›t‘as›n›n k›sm-›
a‘zam› Rûm Devlet-i Selçukiyesine intikâl etmifl ve bu devletin ink›râz› üzeri-
ne Aclan Bey’in yed-i zabt›na geçmifltir. Bu havâli (737) târihinde flehzâde Sü-
leymân Pafla taraf›ndan memâlik-i Osmaniyeye ilhâk olundu¤u gibi Edremid
ve Amrud-âbâd da (738)’de fethedilmifltir. Zeytinli karyesi ile yeni Edremid
aras›nda Pafla da¤›nda bir harâbe ile bir kabir vard›r. Kabrin Fâtih hazretle-
53
kebikeç / 23 • 2007
54
BOSTANCI Yeni Edremid
Mevki-i co¤rafisi, sâhile pek karîb bir mevkiide bulunmas› hasebiyle âlem-
i ticârette daha yüksek bir mevkie nâmzed olan Edremid’in harb akîbinde pek
büyük muâmelâta sahne olaca¤›na flüphe etmiyoruz. Ümîd ederiz ki garb pi-
yasas›yla müessir bir sûrette temâs› Edremid’e benli¤ini hissettirecektir.
Haydar Niyâzî
***
Sabunculu¤a Dair
‘Yeni Edremid mecmuas›na’
Sabun; her nev mevâdd-› zeytiniye ve flahmiyenin mâiyât-› kloviye [mâiyet-
i sodyum, potasyum, amonyum] ile ittihâd›ndan hâs›l olur. Nezâfet ve s›hha-
te hizmeti dolay›siyle sabunun gâyet mühim ve k›ymetdâr bir mevkii vard›r.
Sabunsuz tehâret, tehâretsiz s›hhat olamaz.
Sabun yaln›z zeytin ya¤›ndan yap›lmaz. Herhangi bir ya¤la imâli mümkün-
dür. Zîra: Ya¤lar kemiyet ve keyfiyet itibâriyle sert, yumuflak veya mâyi hâlin-
de olsun hemen yek-di¤erinin ayn›d›rlar. Ya¤larda asit sitearik, oleik, palmiye-
tik ... gibi bafll›ca üç nev hâmiz vard›r. Asit oleik fazla olursa ya¤ mâyi olur.
Zeytin ya¤› gibi. Asit sitearik ve palmiyetik ziyâde ise her iki madde miktar›-
n›n ziyâdeli¤ine göre yumuflak ‘sâde ya¤›” veya sert ‘iç ya¤›’ olur. Madem ki
ya¤lar›n kâffesinde derece-i mütefâvitede unsur-› esâsî olarak üç nev hâmiz
vard›r, o hâlde her nev ya¤dan sabun yapmak kabil olur. Avrupa’da hayvânât
lâflelerinden hât›r ve hayâle gelmedik her türlü gayr-› kabil ekl mevâdd-› flah-
miye ve zeytiniyeden istifâde edilerek sabun yap›lmakta ve nefîs ya¤lar dâima
me’kûlâta hasrolunmaktad›r. Memleketimizde
yaln›z zeytin ya¤›ndan sabun yap›l›yor. Her-
hangi bir ya¤dan sabun husûle geldikten sonra
ne mâiyet-i sodyumun yak›c› te’sîri, ne de mad-
de-i flahmiyenin nâhofl ve kerîh râyihas› bâkî
kal›r. Yaln›z sabunun fen dairesinde istihsâli
flartt›r. Avrupa’dan vaktiyle türlü türlü nâm-
larla gelen müzeyyen, dil-firîb, zarîf eflkâlde,
güzel kokularla muattar sabunlar›n ne ile ya-
p›ld›¤›n› söylemeye lüzûm yoktur san›r›z. Yerli
mallar›m›za rekabet eden bu sabunlar her hâl-
de bizde sabunculu¤a ehemmiyet verilmemifl
olmas›ndan birtak›m esrâr-› fenniyeyi bilmedi-
¤imizden ileri geldi¤ine flüphe yoktur.
55
kebikeç / 23 • 2007
56
BOSTANCI Yeni Edremid
57
kebikeç / 23 • 2007
Edebiyat/Serbest fii
fiiirler
Hayat
- Kardeflim Muharrem’e-
1 Hazîrân 333
Bir dalgac›k, bir nesîm iflte belirsiz
Ömrü az bir hayât-› fersiz
Her lâhza ufûl, her lâhza sükût...
Hayât; da¤›lan hazîn bir bulut!
Sorma Hocam
Bana suâl sorma cevâb müflkildir
Ben sana her s›rr› açamam hocam
Hakk›n hazînesi dar› de¤ildir
Câmii avlusunda saçamam hocam
58
BOSTANCI Yeni Edremid
Akflfla
am Garipli¤i
Ezelden beridir o hücrâ yerde
Ninniler söylermifl bir serin dere
S›rr›n› bana da açt› meflçere
Gençli¤im orada medfûndur sand›m
59
kebikeç / 23 • 2007
Fikret’in Mezar›nda
Dediler ki ›ss›z kalan türbende
Vahfli güller açm›fl görmeye geldim
O cennet hâkinin ba¤›na ben de
Hasretle yüzümü sürmeye geldim
60
BOSTANCI Yeni Edremid
61
kebikeç / 23 • 2007
Özet: Bu makalede, 1918 y›l›nda Edremit’te sadece bir say› ç›km›fl olan Yeni Edremid
dergisi de¤erlendirilmektedir. Kataloglarda yer almayan ve sadece bir say› yay›nlanan der-
ginin sahibi Eczac› Avni ‹smail Bey’dir. XX. yüzy›l›n bafllar›nda Edremit tarihine ›fl›k tutan
dergide tarih, edebiyat, bilim ve günlük haberlere iliflkin yaz›lar yay›nlanm›flt›r.
Anahtar Sözcükler: Yeni Edremid, mahallî yay›nlar, Avni ‹smail, R›za Tevfîk.
Abstract: In this article, Yeni Edremid magazine, which was puplished in 1918 in Edre-
mid, is introduced. It was published by pharmacist Avni ‹smail. In the magazine which go-
es unrecorded in the catalogues, articles about history, literature, science and daily news ha-
ve been published.
62
kebikeç / 23 • 2007
Suavi AYDIN
D ünya Holosen devir ad›n› verdi¤imiz dönemde bir büyük küresel ›s›nma
yaflayarak Son Buzul Ça¤›'ndan ç›kt›. Bu büyük iklimsel dönüflüm sonu-
cunda dünyan›n belirli yerlerinde avc›-toplay›c› yaflam tarz› terk edilerek ta-
r›ma, baflka bir deyiflle besin üreticili¤ine geçildi. Bu yerler aras›nda tah›l tür-
lerinin evcillefltirilerek tar›ma al›nd›¤› Ortado¤u bölgesi özel bir önem tafl›r.
Bugünkü Türkiye, Suriye, Irak ve Filistin topraklar›, dünya tarihinde insan-
lar›n ilk tar›msal uygulamalara giriflti¤i topraklar aras›ndad›r.
Holosen sonunda buzullar›n erimesiyle birlikte ortaya ç›kan buzul-sonras›-
n›n ekolojik ortam›nda, daha sonra tar›ma al›nan belli bafll› bitkilerin yabani
örnekleri Ortado¤u'da yayg›nl›k kazand›. ‹klimbilimcileri bu büyük de¤iflme-
ye "büyük iklim geçifli" diyorlar. Buna göre son buzul devrinden buzul sonras›
küresel ›s›nma sürecine geçifl, Pleistosen ile Holosen devirlerin s›n›r›nda ger-
çekleflti (Roberts vd. 2001: 721). Buzul ça¤›n›n so¤uk ve kurak iklimi, günü-
müzden yaklafl›k olarak 12,000 y›l öncesine kadar devam etmifltir. Son buzul
ça¤›n›n yüksek evresi ile (günümüzden 21-20,000 y›l öncesi) bu tarih aras›nda
birkaç iklim dalgalanmas› yaflanm›flt›r. Bu dalgalanmalardan birinde, Lasca-
ux aral›¤› (günümüzden 17,000 y›l önce) s›ras›nda Ürdün vadisinde baz› ot
gruplar›n›n artt›¤› saptanm›flt›r. 14,500 ilâ 10,500 y›l öncesine denk gelen ara-
l›kta ise önceki aflamaya göre belirgin bir nemlenme art›fl› kaydedilmektedir.
Buna ba¤l› olarak Ortado¤u'nun baz› bölgelerinde belirli bitki türlerinin orta-
ya ç›karak istikrar kazand›¤› da saptanm›flt›r. Örne¤in Kuzeybat› Suriye'de
(yani Hatay ve Gaziantep'e komflu bölgelerde) yürütülen polen ölçümleri, gü-
nümüzden 12,000 ilâ 11,000 y›l öncesine denk gelen zaman diliminde bitki ör-
63
kebikeç / 23 • 2007
64
AYDIN Türkiye’de Tar›m›n Tarihsel Temelleri: Bir Girifl Denemesi
Nitekim günümüzden 19,000 y›l önce ilk izlerini gördü¤ümüz ve 14,500 y›l
öncesine kadar devam eden Kebaran Epipaleolitik kültür toplulu¤u bu de¤ifli-
mi temsil eden ilk endüstri olarak an›l›r. Onu 9,800 y›l öncesine kadar devam
eden di¤er Epipaleolitik endüstriler Muflabiyen, Kebaran, Natufyen ve Harif-
yen izlemifltir (bkz. Dolukhanov 1998: 191-204).
Bu endüstrileri yaratan topluluklar, daha önceki avc›-toplay›c› hayattan
tan›mad›¤›m›z baz› yaflam biçimi özelliklerini sergilemektedir. Bunlar›n ba-
fl›nda "yerleflikleflme" gelir. Bunlar en küçükleri 15 ilâ 100 m2, en büyükleri
ise 1000 m2'yi aflan aç›k arazide, dairesel ve e¤risel tafl temelli yap›lardan olu-
flan basit ama öncekilere göre kal›c› yerleflmelerdi. Bu dönem yerleflmelerinde
yazl›k ve k›fll›k yerleflmeler ve bunlar aras›nda mevsimlik hareket biçiminde
bir baflka yenilik (bir tür transhumans) daha görülmektedir. Epipaleolitik in-
sanlar› henüz tar›ma al›nmam›fl olsa da avc›l›k yan›nda baz› bitkilerin topla-
y›c›l›¤› ile geçiniyorlard›. Bunda söz konusu dönemde tohumu ve meyvesi ye-
nen baz› bitkilerin bu co¤rafyada yayg›nlaflmas›n›n büyük rolü vard›. Özellik-
le arpa ve bu¤day›n daha sonra evcillefltirilerek tar›ma al›nm›fl olan türleri, iz-
leyen Neolitik dönemde oldu¤u gibi Epipaleolitik dönem yerleflmelerinin yo-
¤un biçimde yay›ld›¤› Do¤u Akdeniz koridorunda ve Kuzey Irak-Yukar› Mezo-
potamya yaflam alan›nda (yerli ad›yla el-Cezire'de) yay›lm›flt›. Bu, yo¤un avc›-
l›k yapan topluluklar›n avc›l›ktan kaynaklanan riskleri en aza indirgeyen cid-
di bir bitki toplay›c›l›¤› etkinli¤iyle hayat› kolaylaflt›rd›klar› majör bir yerle-
flikleflme etkeniydi. Bu dönemde mefle ormanlar›, orman-bozk›r efli¤i ve nem-
li bozk›rlardan oluflan eflikte belirli yabani bu¤day türleri (bilhassa Triticum
boeoticum), çeflitli çavdar türleri (Secale cf. secale vavilovi, S. montanum, lepi-
dium perfoliatum, Drapa), baz› f›st›kgiller (Pistacia atlantica, P. kinjuk, Stipa
cf. holosericae, Trifoliae); yine buralarda ve biraz daha kurak bozk›rs› ortam-
larda palak türleri (Stipa cf. barbata, S. cf. parviflora), arpagiller (Hordeum
glaucum/Leporinum), kufl elmas› (Trifoliae) türleri; vadi diplerinde ise bir tür
mad›mak (Polygonum corrigioloides), bir tür sazotu (Scirpus maritimus/tube-
rosus), baz› nehir otlar› (Crypsus) ve baz› dar› türleri (Setaria, Echinochloa)
görülmekteydi (Dolukhanov 1998: 201-3). Do¤al olarak bu "otlanma"ya ba¤l›
belirli otçul hayvan türlerinde de art›fl ve çeflitlenme olmufltur. Örne¤in Natuf-
yen yerleflmelerinde yap›lan araflt›rmalarda elde edilen hayvan kal›nt›s› so-
nuçlar›, avlanan hayvanlar aras›nda gazelin a¤›rl›kl› oldu¤unu, onu yaban do-
muzu, k›z›lgeyik, karaca ve da¤ keçisinin izledi¤i saptanm›flt›r (Dolukhanov
1998: 204).
65
kebikeç / 23 • 2007
Her ne kadar toplay›c› etkinli¤e konu olan bu yabani bitki türlerinin çeflit-
lenmesi göreli bir yaflam kalitesi ve güvencesi sa¤lam›fl olsa da, as›l geliflme
Holosen yani "tam ›s›nma" döneminde tar›m›n geliflmesiyle bafllam›flt›r. Bu
geçifl günümüzden yaklafl›k olarak 10,000 y›l önce gerçekleflti. Holosen iklim
tarihindeki en önemli dönem günümüzden 9,000 y›l önce bafllay›p 5,000 y›l ön-
cesine kadar devam eden ‹klimsel Optimum evresidir. Bu evrede ortalama gü-
nefl radyasyonu ve atmosferdeki karbondioksit yo¤unlaflmas› artt› ve en yük-
sek seviyelerine ulaflt›. Bu de¤iflme, bugünkü de¤erlere göre yaz s›cakl›¤›n›n
0,8 C° ve k›fl s›cakl›¤›n›n 1,2 C°, y›ll›k ortalama s›cakl›¤›n ise 1,0 C° artmas›-
na yol açt›. Bu de¤iflme ayn› zamanda ya¤›fl miktar›nda art›fla karfl›l›k geliyor-
du. Ortado¤u'da bu iklim de¤iflmesi çarp›c› sonuçlar do¤urmufltur. Yap›lan po-
len analizlerine göre günümüzden yaklafl›k olarak 10,000 y›l önce Kuzey Suri-
ye, Orta F›rat ve Güney Toros bölgelerinde iklim yeterince nemli hale gelmifl,
kar›fl›k mefle, ard›ç ve çam ormanlar› yamaçlar› kaplamaya bafllam›flt›r. Bot-
tema ve van Zeist'›n verileri bu dönemde mefle, zeytin, kara gürgen ve f›st›k
ormanlar›n›n en genifl s›n›rlar›na ulaflt›¤›n› göstermektedir. Nemlenmede ön-
celik Do¤u Akdeniz ve Dicle-F›rat çevresinde ortaya ç›km›flt›r. Yüksek bölge-
ler ve çevresel alanlar ise ard›fl›k bir s›ra ile ayn› nem yükselmesini ve buna
ba¤l› bitki çeflitlenmesini yaflam›flt›r. Örne¤in Van gölü çevresinde ormanlafl-
ma, günümüzden takriben 6,500 ilâ 3,400 y›l öncesindeki zaman diliminde
gerçekleflmiflti. Bat› ‹ran'da Orta Zagroslar'da günümüzden 10,000-7,000 y›l
öncesine karfl›l›k gelen zaman diliminde önce seyrek bir mefle ormanlaflmas›
izlenmifl, 6,000 y›l öncesinden itibaren de bu ormanlaflmada s›klaflma görül-
müfltür. Kuzeyde Karadeniz k›y›lar›ndaki da¤larda ise çam a¤ac› yay›lm›fl, ya-
maçlar ise ceviz a¤›rl›kl› genifl yaprakl› a¤açlardan oluflan ormanlarla kaplan-
m›flt›r. Ayr›ca Holosen'in bafllar›nda ve ortalar›nda göller h›zla yükselmifltir.
Göl seviyelerindeki son yükselmenin yafland›¤› 9,000-8,000 y›l öncesinde de bu
göllerin k›y›lar›nda ve yak›n çevrelerinde ilk tar›m yerleflmeleri görülmekte-
dir (bütün bu veriler için bkz. Dolukhanov 1998: 204, 274-9).
Önce yo¤un bir "köyleflme" ortaya ç›kt›. Köy tar›mc› hayat›n temeliydi. Rift
vadisi ad›n› verdi¤imiz ve Akabe k›y›lar›nda K›z›ldeniz'den bafllay›p fieria ve
Ürdün nehri vadileri ile Ölü Deniz'i izleyen çöküntü yo¤un bir yerleflmeye sah-
ne oldu. Eriha gibi büyük Neolitik köyler bu verimli çöküntü alan›nda ortaya
ç›km›flt›. Eldeki veriler Eriha'da bir taraftan avc›l›k yap›l›rken bir taraftan da
arpan›n tar›ma al›nd›¤›n› göstermektedir. Bunun yan›s›ra Ürdün vadisindeki
Beydha yerleflmesinde bulunan binlerce dane kal›nt›s›n›n hemen hemen ta-
mam› yabani arpaya (Hordeum spontanaeum) aittir. Beydha'n›n ay›r›c› özelli-
66
AYDIN Türkiye’de Tar›m›n Tarihsel Temelleri: Bir Girifl Denemesi
67
kebikeç / 23 • 2007
bezelye türleri de tar›ma al›nm›flt›. Hallan Çemi'de herhangi bir bitki evcillefl-
tirme izi yoktur ama günümüzden 10,600-10,000 y›l öncesine tarihlendirilen
domuz en eski evcil domuz olarak kayda geçmifltir. Tar›ma al›nm›fl en eski em-
mer bu¤day›na (T. dicoccum) Çayönü ve Cafer Höyük'te, einkorn bu¤day› (T.
monococcum), koyun (Ovis ammon orientalis) ve keçinin (Capra aegagrus) ilk
evcil örneklerine ise Nevali Çori'de rastlanm›flt›r.
Bu alan›n güneyinde Sincar Da¤lar›'n›n eteklerine yay›lan bir baflka Neoli-
tikleflme alan› bulunur. Burada Nemrik IX, Tel Magzaliye ve Kermez Dere
yerleflmeleri göze çarpar. Kermez Dere'de yabani einkorn bu¤day› ile yabani
arpan›n yan›nda karaburçak ve mercimek kal›nt›lar› bulunmufltur (bkz. Wat-
kins vd. 1989). Di¤er bir önemli alan, Zap ›rmaklar› boyunca El-Cezire'den da-
ha yüksekteki da¤ vadilerine do¤ru uzanan bir hinterlantta Zagros Da¤lar›
bölgesidir. Kabaca bugünkü Kuzey Irak'› içine alan bu alanda fianidar, Zawi
Çemi, Zarzi Ma¤aras› ve Kal'at Carmo Neolitik yerleflmeleri göze çarpar. Ta-
r›m›n tedricî bir biçimde ortaya ç›k›fl› fianidar, Tel Magzaliye, Zawi Çemi ve
Kal'at Carmo yerleflmelerinde izlenebilmektedir. Perkins (1964) Zawi Çe-
mi'deki koyun kal›nt›lar› içinde genç olanlar›n oran›ndaki yüksekli¤e bakarak
bunlar›n evcillefltirilmifl oldu¤unu öne sürmüfltü. Ne var ki burada evcillefltir-
meyi gösteren morfolojik de¤iflmeler henüz saptanamam›flt›r. Zarzi Ma¤ara-
s›'nda, günümüzden önce 11,000-10,000 y›l aral›¤›na karfl›l›k gelen katman-
larda ise çok miktarda tah›l polenine rastlanm›flt›r. Tel Magzaliye ise bu böl-
gede tar›m›n bafllang›c› aç›s›ndan kritik bir önemdedir. Zira burada pek çok
tar›ma al›nm›fl bitki kal›nt›s› bulgulanm›flt›r. Bunlar aras›nda bu¤daygiller
(Triticum monococcum, T. dicoccum), arpagiller (Hordeum vulgaris), yulaf,
mercimek, keten ve burçak türleri bulunmaktad›r. Kal'at Carmo'da da evcil
arpa, einkorn ve emmer bu¤day› türlerinin izlerine rastlanm›flt›r (Dolukhanov
1998: 212-3). Ayr›ca Tel Magzaliye'de bulunan alç›tafl›ndan ve mermerden ya-
p›lm›fl tekneler ve içi kil, d›fl› alç›tafl› ile s›vanm›fl yüksek küpler, bir "bitki bi-
riktirme" eylemine iflaret etmektedir (Dolukhanov 1998: 215).
Bu tabloya bakt›¤›m›zda, asl›nda Filistin'den bafllayarak Suriye'yi kat eden
ve Türkiye s›n›rlar› içinde Güneydo¤u Toroslar'a de¤en, oradan Kuzey Irak'a
geçen ve Zagros Da¤lar›'n›n bat› eteklerine yay›lan bir Neolitikleflme ve tar›-
ma geçifl alan› görmekteyiz. Bu alan›n bir hilâl görünümünde olmas› ve tar›-
ma geçiflin bu hilâlin üzerindeki Neolitik köylerde gerçekleflmesi nedeniyle, bu
bölgeye "Verimli Hilâl" ad› verilmifltir. Bu bölge ilk evcillefltirme bölgelerinden
biridir. Burada modern ekmeklik bu¤day, emmer bu¤day› ile bir di¤er Triti-
cum türünün (T. tauschii) melezlenmesiyle elde edilmifl, emmer bu¤day›yla
68
AYDIN Türkiye’de Tar›m›n Tarihsel Temelleri: Bir Girifl Denemesi
69
kebikeç / 23 • 2007
70
AYDIN Türkiye’de Tar›m›n Tarihsel Temelleri: Bir Girifl Denemesi
71
kebikeç / 23 • 2007
72
AYDIN Türkiye’de Tar›m›n Tarihsel Temelleri: Bir Girifl Denemesi
Tar›ma geçiflle birlikte nüfusun artt›¤› bir gerçektir. Ancak bunu basit bir
nüfus art›fl› biçiminde tezahür etmifl bir süreç olarak yorumlamak zordur. Zi-
ra yerleflik yaflam tarz›yla birlikte, ayn› zamanda salg›n hastal›klar yay›lm›fl,
birlikte daha kalabal›k yaflaman›n getirdi¤i gerilimlere ba¤l› olarak büyük
olas›l›kla kifliler ve gruplar aras›ndaki çat›flma riski de artm›flt›r. Bu riskler
do¤um yüzdelerindeki art›flla birlikte ölüm oranlar›ndaki art›fl› da beraberin-
de getirmifl olmal›d›r. Ancak nüfusun geometrik bir h›zla olmasa bile do¤rusal
bir biçimde artt›¤›na pek kuflku yoktur. Nitekim biz Neolitik'le birlikte daha
önce görmedi¤imiz büyüklükte yerleflmelerle karfl›laflmaya bafllamaktay›z.
Örne¤in Ürdün'deki ‘Ayn Gazal yerleflmesi nüfusunun günümüzden 7,250 y›l
önce 2 hektar geniflli¤e ve en fazla 604 kiflilik bir nüfusa sahip oldu¤u hesap-
lan›rken, befl yüz y›l sonra bu genifllik 4,5 hektara ve nüfusun üst s›n›r›n›n
1400 kifliye ç›kt›¤›, yine befl yüz y›l sonra bu say›lar›n 9,5 hektara ve 2870 ki-
fliye ulaflt›¤›, ve en nihayet günümüzden 5750 y›l önce yerleflme büyüklü¤ünün
12,5 hektara, nüfusun ise 3575-3775 kifli aral›¤›na yükseldi¤i hesaplanmakta-
d›r (Dolukhanov 1998: 216).
Büyük arkeolog Braidwood, tar›m›n çekirdek bölgeden çepere do¤ru yay›l›-
fl›n› afl›r› nüfusa ba¤lamaktad›r. Bu nedenle artan nüfus daha az elveriflli
alanlara göç etmek zorunda kal›r. Burada karfl›m›za "biyolojik tafl›ma kapasi-
tesi" kavram› ç›kmaktad›r. Çekirdek bölge, afl›r› nüfus art›fl› yüzünden "biyo-
lojik tafl›ma kapasitesi"nin üzerinde bir nüfus yüküyle karfl›laflm›fl ve bu du-
rum söz konusu göçü do¤urmufltu. Tar›m tekniklerinin ve kültürünün do¤uya,
bat›ya ve güneye do¤ru yay›lmas› Braidwood taraf›ndan bu olguya ba¤lan›r.
Günümüzden 15,000 y›l öncesinden, yani Son Buzul Ça¤›'ndan itibaren Orta-
do¤u'da nüfus art›fl› giderek yükselmifltir. Biyolojik tafl›ma kapasiteleri ise
afla¤›daki gibi hesaplanm›flt›r:
Avc›-toplay›c›larda 0,1 kifli/km2
‹lk tar›mc›larda 1-2 kifli/km2
Sulu tar›mc›larda 6-12 kifli/km2
Bu hesaplamaya dayanarak Braidwood'a göre, biyolojik tafl›ma kapasitesi-
nin doygunlu¤u ile birlikte çiftçiler, yerli toplay›c›lar› sürmüfl ve tar›m bu ha-
rekete ba¤l› olarak çepere do¤ru her kuflakta 10-20 km. yay›lm›flt›r. Öncelikle
tar›mc› yerleflmelerin Zagros Da¤lar›'n›n güneydo¤usundaki bozk›rlara, Deh-
Luran, Susiana ve Ram Hürmüz ovalar›na yay›ld›¤› görülür (Dolukhanov
1998: 231). Ancak yay›lma bununla s›n›rl› de¤ildir; tar›mc› hayat K›br›s ve
Ege'ye, oradan Balkanlar'a, M›s›r'a, ‹ran'a ve Hindistan'a yay›lm›flt›r (bkz.
Braidwood 1995).
73
kebikeç / 23 • 2007
74
AYDIN Türkiye’de Tar›m›n Tarihsel Temelleri: Bir Girifl Denemesi
layan etkenler de ortaya ç›km›flt›r. E¤er öyle olmasayd›, s›n›rs›z çevrede nüfus
art›fl› üstel bir nüfus art›fl›na neden olur ve nüfus geometrik (logaritmik) bir
h›zla yay›l›rd›. Oysa nüfus art›fl›, bu etkenlerin s›n›rlay›c›l›¤› alt›nda, lojistik
bir e¤ri çizmifltir. Bu etkenler aras›nda en önemlileri tar›ma aç›lan topra¤›n
tuzlanmas›, yerleflik hayata ba¤l› olarak artan salg›n hastal›k riski ve gruplar
aras› çat›flmalar›n yo¤unlaflmas›d›r. Yerleflikleflme, öte yandan ortak ata ide-
olojisine dayal› genifl kültürel gruplar›n ortaya ç›kmas›n› da sa¤lam›flt›r.
‹Ö. 6000'lerde bir taraftan tar›m çekirdek bölgeden uzaklafl›rken, öte yan-
dan çekirdek bölgede belirli de¤iflmeler gözlenmeye bafllanm›flt›r. Bunlar›n ba-
fl›nda genifl yaban›l faunan›n daralmas› ve bunun yerine evcil hayvanlarda ar-
t›fl gelmektedir. Buna ba¤l› olarak, göçebe ve yar›-göçebe yaflam biçiminin yay-
g›nlaflt›¤› gözlemlenir. Öte yandan tar›mc› yerleflmelerde büyük bafl hayvanc›-
l›k da görülmeye bafllan›r. Örne¤in ‹ç Anadolu'nun geliflmifl tar›m yerleflmele-
ri aras›nda önde gelen Çatalhöyük'te s›¤›r›n evcillefltirildi¤i görülmektedir.
Mezopotamya'da ise tar›m yerleflmeleri, platodan alüvyon ovas›n›n kuzey
bölümüne do¤ru yay›lmaktad›r. Dolay›s›yla tar›m, güvenli kuru tar›m s›n›rla-
r›n›n d›fl›na ç›kmaktad›r. Bu andan itibaren ortaya ç›kan kültürler Geç Neoli-
tik ya da Kalkolitik kültürler olarak an›l›rlar ve bu bölgede sulu tar›m bafllar.
Sonuç olarak tah›l türlerinin ve keçi, koyun, domuz türlerinin ilk evcillefl-
tirildi¤i bölge Ortado¤u, bu türlerin evcillefltirilmifl örneklerine rastlanan ilk
alan da bugünkü Türkiye s›n›rlar› içinde kalan Yukar› Mezopotamya alan›d›r.
75
kebikeç / 23 • 2007
Özellikle bu¤day ve arpa türleri ile koyun, keçi gibi küçükbafl hayvan türleri
Holosen bafllang›c›ndan bugüne kadar bu bölgede ekonominin temeli olmufl-
tur. Bu bölgede ortaya ç›kan ilk tar›m imparatorluklar› bu türler üzerinden
yarat›lan muazzam art›k de¤erin bir sonucudur. Bu imparatorluklar›n ilkini
kuran Hititlerin ekonomisine bakt›¤›m›zda da ayn› türlerin hâkimiyetini gör-
mekteyiz. Hitit ülkesinde yetiflen bafll›ca tah›l türleri arpa ve emmer bu¤day›
(Triticum dicoccum) idi. Arpa ve emmer bu¤day›ndan sadece ekmek de¤il bira
da yap›lmaktayd›. (Batu 1939: 24-25). Bira ilkça¤da flimdiki tüketiliflinden bi-
raz farkl› olarak temel bir g›da maddesi olarak tüketiliyordu. Eski Sumer me-
tinlerindeki kay›tlar ilk biran›n Sumerlerce yap›ld›¤›n›, yap›lmakla kalmay›p
bu temel g›dan›n t›pla, ayin ve mitolojiyle iliflkisinin de kuruldu¤unu göster-
mektedir. Bu metinlerden biran›n ekmek gibi kullan›ld›¤›n› anlamaktay›z.
Hatta bu yüzden Braidwood "bira ekmekten önce midir"? sorusunu sormufltu
(Katz ve Maytag 1993). T›pk› bira gibi, flarapç›l›k da dünyaya Ortado¤u'dan
yay›lm›flt›. Bunun en eski kan›t› flarapç›l›k ve ba¤c›l›kla ilgili temel sözcükle-
rin kayna¤›n›n, t›pk› tah›l ve küçükbafl hayvanlara ait olanlar gibi, eski Kü-
çük Asya dillerinde bulunmas›d›r (bkz. Batu 1939: 25).
KAYNAKLAR
AMMERMAN, A. J. ve L. L. CAVALLI-SFORZA (1973), "A Population Model
for the Diffusion of Early Farming in Europe", C. RENFREW (der), The
Explanation of Culture Change: Models in Prehistory, Londra: Duckworth,
ss. 343-358.
BAIRD, D. (2002), "Early Holocene Settlement in Central Anatolia: Problems
and Prospects as Seen from the Konya Plain", F. GERARD ve L. THISSEN
(der) The Neolithic of Central Anatolia. Internal Developments and Exter-
nal Relations During the 9th-6th Millenia cal. BC, ‹stanbul: Ege Yay›nlar›,
ss. 139-152.
BATU, S. (1939), Sümer ve Etilerde Ziraat ve Hayvanc›l›k, Ankara: Ankara
Yüksek Ziraat Enstitüsü Yay›n›.
BRAIDWOOD, R. J. (1995), Tarih Öncesi ‹nsan (çev. M. Glazer, D. Ar›san-Gü-
nay, B. Alt›nok), ‹stanbul: Arkeoloji ve Sanat.
CAUVIN, J. (1989), "La stratigraphie de Cafer Hoyuk-Est (Turquie) et les ori-
gines du PPNB de Taurus", Paléorient, 15 (1), ss. 75-86.
DOLUKHANOV, Pavel (1998), Eski Ortado¤u'da Çevre ve Etnik Yap› (çev. Su-
avi Ayd›n), Ankara: ‹mge Kitabevi.
EROL, O. (1984), "Geomorphology and Neotectonics of the Pluvial Lake Basins
in the Taurus Belt and South Central Anatolia", O: TEKEL‹ ve M. C. GÖN-
CÜO⁄LU (der), Geology of the Taurus Belt Proceedings, Ankara: M.T.A.
76
AYDIN Türkiye’de Tar›m›n Tarihsel Temelleri: Bir Girifl Denemesi
77
kebikeç / 23 • 2007
Özet: Tar›ma al›nm›fl ilk tah›llar›n ve evcillefltirilmifl küçükbafl hayvan türlerinin ilk ör-
nekleri Ortado¤u’da, özellikle de Türkiye s›n›rlar› içinde kalan Yukar› Mezopotamya ve ‹ç
Anadolu bölgelerinde görülmektedir. Tar›ma al›nm›fl tah›llar ve di¤er baz› bitkiler, bu böl-
gede Buzul Sonras› Dönem’de (Holosen’de) ortaya ç›kan küresel ›s›nmayla yay›lan yabani
bitki türlerinin evcillefltirilmifl biçimleri ya da bunlar›n bir kaç›n›n melezlenmesiyle elde
edilmifl kültürel türlerdir. Bu nedenle Türkiye topraklar› tar›m›n ve ona zemin olan temel
bitki türlerinin ç›k›fl noktalar›ndan biri olarak, en eski tar›m alanlar›ndan birini olufltur-
maktad›r.
Abstract: The first examples of accultered cereals and domasticated animals are seen in
the Upper Mezopotamia and central Anatolia, the regions that are presently within the bor-
ders of Turkey. Accultered cereals and some other plants are either the domesticated versi-
ons of those wild plants spread out in the region after the postglacial era (Holosen) or accul-
tered hibrid kinds. Turkey, therefore, has one of the oldest agricultural lands where agricul-
ture along with the main plant species that provided the basis for it first appeared.
78
kebikeç / 23 • 2007
Özlem SERT*
79
kebikeç / 23 • 2007
80
SERT Kelemen Mikes’in Mektuplar›na Göre 1716-1758 Y›llar› Mevsim Takvimi
3 Jean M. Grove, "The Onset of the Little Ice Age", P. D. Jones, A.E.J. Ogilvie, T. D. Davies v K. R. Briffa (ed.),
History and Climate - Memories of the Future?, New York: Kluwer Academic/Plenum Publishers, 2001, 153-185;
Brian Fagan, The Little Ice Age, How Climate Made History 1300-1850, New York: Basic Books, 2000, ss..xiii.
4 Brian Fagan, The Little Ice Age, s. 51. History of Weather and Climate In the Czech Lands, Rudolf Brazdil ve
Old_ich Kotyza ((ed.)), C. I, Zürih: Zürcher Geographische Schriften, Heft 62, 1995, ss. 21 ve C. III, Brno: Ma-
saryk University, 1999.
5History of Weather and Climate In the Czech Lands, Rudolf Brazdil ve Old_ich Kotyza (ed.), C. I, Zürih: Zürc-
her Geographische Schriften, Heft 62, 1995, ss. 21-25. ve C.. III, Brno: Masaryk University, 1999.
6 Kreiser, ss. 9.
7 "Other authorities restrict the term ‘Little Ice Age’ to a period of much coolar conditions over much of the world
between the late seventeenth century and mid-nineteenth centuries." Brian Fagan, ss.49.
8 Fagan, ss. xiii, 50.
81
kebikeç / 23 • 2007
82
SERT Kelemen Mikes’in Mektuplar›na Göre 1716-1758 Y›llar› Mevsim Takvimi
ay›nda fliddetli gök gürlemesi ile gelen s›cak ya¤mur ve s›cak, 1726 y›l› Ocak
ay›n›n çok so¤uk, Temmuz’unun ise s›cak ve kurak geçmesi ve 1727 y›l›
Aral›¤›’n›n yine üç y›l önce oldu¤u gibi ›l›k geçmesi, 1735 Y›l› Mart ay›nda
yaflanan afl›r› s›cakl›k, buna karfl›n 1740 y›l›nda tüm Avrupa’da hiç olmad›¤›
kadar so¤uk olmas› ve k›fl bitip bahar gelmesine ra¤men May›s ay›nda bile bu
so¤u¤un etkisinin dinmemesi buna karfl›n o y›l›n Aral›k ay›nda yaz gibi s›cak
olup atefl bile yakmadan pencereler aç›k yatmalar›, 1741 ve1746 y›llar›n›n ise
çok kurak geçti¤i, 1751 y›l› Ekim ay›nda daha pamuk ve üzüm hasad›
bafllamadan bir anda kar›n bast›rmas› dikkat çekici notlar.
Öznel flahitliklerin hava durumunu anlamaktaki yetersizlikleri tabii ki
aflikar, fakat buna ra¤men y›l be y›l yüz y›llar öncesinde havan›n nas›l
oldu¤unu tahmin etmeye çal›flan iklim tarihçileri için oldukça de¤erliler. Bu
bilgileri bir araya getirmek biz tarihçilere, bunlar› di¤er verilerle karfl›laflt›r›p
tartmak ise iklim tarihçilerine düflüyor. Mikes’in hava durumu hakk›ndaki
notlar›na dayanarak haz›rlanan bu cetvele gezginlerin, tarihçilerin hava
durumu hakk›nda yazd›klar›n› ve özellikle de fler’iye sicilleri10 gibi Osmanl›
arflivindeki kaynaklar›n bitki örtüsü, tar›m ve hasat konusundaki verilerden
dolayl› olarak ya da do¤rudan hava durumu tarihini ayd›nlatacak bilgilerin
eklenmesi ile Osmanl› tarihçileri iflin kendilerine düflen k›sm›n› yapabilirler.
Böylece klima tarihçilerinin ellerinde a¤aç bo¤umlar›na, buzul göbeklerine ve
volkan patlamalar›na ait bilgilerini karfl›laflt›rabilecekleri kaynaklar iletilmifl
olur. ‹klim tarihçileri de buna di¤er verileri eklerler ise, Osmanl› çal›flmalar›
bir “Tarihi Hava Durumu Cetveli”ne kavuflur.
Özet: Bu k›sa çal›flma 1716 ila 1758 tarihlari aras›nda Macar Prensi Rákóczi ile birlikte
Osmanl› ülkesinde sürgünde yaflayan Kelemen Mikes’›n mektuplar›nda hava durumuna dair
tuttu¤u sistematik notlar sunulmakta ve bunlar›n Osmanl› iklim tarihi aç›s›ndan önemi k›saca
vurgulanmaktad›r.
Anahtar Sözcükler: Kelemen Mikes, Küçük Buzul Ça¤›, hava durumu takvimi.
Abstract: This short article presents the data provided by the letters written by Kelemen
Mikes who spent his years in exile in the Ottoman lands between 1716 and 1758 along with
Hungarian Prince Rákóczi, and discusses shortly their value for historical climatical studies of the
Ottoman history.
10 Bu küçük makale de asl›nda 1549 y›l› Rodosçuk (bugünkü Tekirda¤) tarihi hakk›nda fler’iye sicillerine daya-
narak hâlâ yazmakta oldu¤um doktora tezim çerçevesinde ortaya ç›kt›.
83
‹htisas Raporlar›, Milli ‹ktisat ve Tasarruf Cemiyeti, Ankara, 1931.
kebikeç / 23 • 2007
Kayhan ORBAY
1 M. J. Ingram et al, “Past Climates and Their Impact on Man: A Review”, ed. F. M. L. Wigley et al, Climate
and History, Studies in Past Climates and Their Impact on Man, Cambridge University Press, 1981, 3-50.
2 Reid A. Bryson ve Christine Padoch, “On the Climates of History”, Climate and History; Studies in Interdis-
ciplinary History, ed. Robert I. Rotberg ve Theodore K. Rabb, Princeton, Princeton University Press, 1981, 3-17.
3 Hubert H. Lamb, “An Approach to the Study of the Development of Climate and Its Impact in Human Affa-
irs”, ed. F. M. L. Wigley et al, Climate and History, Studies in Past Climates and Their Impact on Man, Camb-
ridge University Press, 1981, 291-309.
85
kebikeç / 23 • 2007
mi çok güçlü bir belirleyici etken olarak tarihsel aç›klamaya yerlefltirirken di-
¤erleri bu derece determinist bir yaklafl›m› reddetmekle birlikte, iklimsel ve
çevresel faktörlerin tarihsel aç›klamada yerini almas› gerekti¤ini düflünüyor.4
‹klimsel de¤iflimin etkisinin araflt›r›lmas› “17. Yüzy›l Krizi” tezi ile birlikte dü-
flünüldü¤ünde ayr› bir önem kazan›yor.5 Çünkü burada iklimsel de¤iflim “17.
Yüzy›l Krizi” tart›flmas› içerisinde öne ç›kan iktisadi durgunluk ve yayg›n sos-
yal isyanlar› tarihsel olarak aç›klayan ve sebep teflkil eden güçlü bir argüman
olarak görülüyor.
Avrupa co¤rafyas› üzerinde araflt›rma yapan iklim bilimciler, buzul hare-
ketleri, a¤aç halkalar›, polen ve böcek kal›nt›lar› ve daha birçok kaynaktan ik-
limsel geçmifli kurmak için veriler ortaya ç›kart›yorlar.6 Tarihçilerin araçsal
ve olgusal veriler olarak adland›r›lan s›cakl›k ölçümleri ve hava durumu ka-
y›tlar› ile kronikler, mektuplar ve günlükler gibi her türlü kaynakta yer alan
anlat›msal ve betimsel bilgileri de bunlara eklemesiyle iklimsel de¤iflimi gör-
mek ve etkilerini de ortaya koyabilmek kolaylafl›yor.
Bir yanda bu çal›flmalar ilerlerken, di¤er yandan iklimsel de¤iflimin sadece
Avrupa co¤rafyas›na özgü olmad›¤›, küresel düzeyde de ortaya ç›kt›¤› ve bu
bak›mdan Osmanl› co¤rafyas›na da etkiledi¤i görüflü dile getiriliyor.7 Bunun
do¤al sonucu olarak, iklimsel de¤iflimin iktisadi ve sosyal etkilerini di¤er co¤-
rafyalarda da gösterdi¤i halen tart›fl›lan bir konu. Ayn› zamanda, iklimsel de-
¤iflim ve etkilerinin küresel düzeye yayg›nlaflt›r›lmas› “17. Yüzy›l Krizi” tezi-
4 Eric L. Jones, “The Environment and the Economy”, “The New Cambridge Modern History”, XIII, blm. II, ed.
Peter Burke, Cambridge University Press, 1979, 15-42; J. L. Anderson, “History and Climate: some economic
models”, ed. F. M. L. Wigley et al, Climate and History, Studies in Past Climates and Their Impact on Man,
Cambridge University Press, 1981, 337-355.
5 Tarih yaz›m›nda ‘17. Yüzy›l Krizi’ tart›flmas›n›n geliflimi için bkz., Philip Benedict, “Introduction”, Early Mo-
dern Europe, From Crisis to Stability, ed. Philip Benedict ve Myron P. Gutmann, University of Delaware Press,
2005, 11-14. Ayn› eser içinde bu tart›flman›n iyi bir de¤erlendirmesi için bkz., 31-51, J. H. Elliott, “The General
Crisis in Retrospect: A Debate without End”. Bu çal›flmalar tart›flman›n geliflimi ile ilgili literatürü çok kapsam-
l› veriyor, yine de tart›flma için bak›labilecek ilk eserler, E. J. Hobsbawm, “The General Crisis of the European
Economy in the 17th Century”, Past and Present, 5, 1954, 33-53; ayn› yazar, “The Crisis of the 17th Century-
II”, Past and Present, 6, 1954, 44-65; H. R. Trevor-Roper, “The General Crisis of the Seventeenth Century”, Past
and Present, 16, 1959, 31-64.
6 Veri türleri için bkz., M. J. Ingram et al, “Past Climates and Their Impact on Man: A Review”, F. M. L. Wig-
ley et al, Climate and History, Studies in Past Climates and Their Impact on Man, Cambridge University Press,
1981, s. 6-11.
7 William J. Griswold, The Great Anatolian Rebellion 100-1020 / 1591-1611, Berlin, Klaus Schwarz, 1983; ayn›
yazar, “Climatic Change: A Possible Factor in the Social Unrest of Seventeenth Century Anatolia”, Humanist
and Scholar, Essays in Honor of Andreas Tietze, ed. Heath W. Lowry ve Donald Quataert, ‹stanbul, The Isis
Press ve The Institute of Turkish Studies, 1993, 37-57; Jack Goldstone A., “East and West in the Seventeenth
Century: Political Crises in Stuart England, Ottoman Turkey, and Ming China”, Comparative Studies in Soci-
ety and History, 30/1, 1988, 103-142; ayn› yazar, Revolution and Rebellion in the Early Modern World, Berke-
ley, University of California Press, 1991.
86
ORBAY Osmanl› Topraklar›nda ‘Küçük Buzul Ça¤›’n›n Etkileri
nin önce Avrupa co¤rafyas› için ortaya at›l›p,8 daha sonra küresel bir kriz id-
dias›na dönüflmesine, elbette Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nu da kapsamas›na ko-
flutluk gösteriyor.9 Benzer bir durumu, önce Avrupa’a gerçekleflen ve ard›ndan
tüm dünyay› etkiledi¤i ileri sürülen “Askeri Devrim” tart›flmas›nda da görme-
miz tesadüf de¤ildir. Ayn› tarz yaklafl›m› baflka konulara da geniflletmek
mümkündür: 16. yüzy›l “Fiyat Devrimi”, “Ticari Devrim” vb. Bütün bu tart›fl-
malarda egemen olan afl›r› Avrupa merkezci görüfl aç›kça ortadad›r; dolay›s›y-
la bu terimler etraf›nda süregiden tart›flmalar beraberinde bir de metodolojik
tart›flmay› getirmifltir.
Bu geliflmeler ve etkilerinin 16. ve 17. yüzy›llar için Osmanl› co¤rafyas›n-
da da geçerli olup olmad›¤› hâlâ devam eden çal›flmalar›n konusudur. Ancak
bunlar›n içerisinde, iklimsel de¤iflim ve etkileri üzerine çal›flmalar dikkat çe-
kici derecede daha az ilgi görmektedir. Gerçi, baz› do¤al afetlerin –sel, kurak-
l›k gibi- etkilerine de¤inen çal›flmalar söz konusudur. Ancak bunlar hava ko-
flullar› ile iliflkili bir afeti tek bafl›na bir olay olarak ele almakta ve iktisadi et-
kilerini göstermektedir. Bir çok do¤al afetin oluflunu bir arada ele alarak ve
iklimsel de¤iflim genel faktörüne ba¤layarak bir dönem ve co¤rafyaya yerlefl-
tiren kapsaml› ve ayr›nt›l› çal›flmalar ise ne yaz›k ki henüz yap›lmam›flt›r. Bu-
nun için öncelikle yeterli say›da ve ayr›nt›da monografik çal›flmalar›n artma-
s› gerekti¤i aç›kt›r.
Bireysel afetlerin ve etkilerinin bir iklimsel de¤iflim genel çerçevesi içine
al›nmamas›n›n en önemli nedenlerinden bir de iklimsel de¤iflimleri görmek
için gerekli olan verilerin yetersizli¤idir. Bu verilerin önemli bir k›sm›, iklim-
bilimciler taraf›ndan elde edilmektedir. Türkiye için tarihsel iklim verileri ile
ilgili çal›flmalar ancak son zamanlarda h›z kazanarak artmaya bafllam›flt›r.10
8 Tarih yaz›m›nda ‘17. Yüzy›l Krizi’ tart›flmas›n›n geliflimi için bkz., Philip Benedict, “Introduction”, Early Mo-
dern Europe, From Crisis to Stability, ed. Philip Benedict ve Myron P. Gutmann, University of Delaware Press,
2005, 11-14, ayr›ca tart›flman›n bibliyografik dökümü için bkz., ayn› eser içinde s. 25-30, “The General Crisis of
the Seventeenth Century: A Bibliography”. Yine ayn› eser içinde bu tart›flman›n iyi bir de¤erlendirmesi için
bkz., 31-51, J. H. Elliott, “The General Crisis in Retrospect: A Debate without End”. Bu çal›flmalar tart›flman›n
geliflimi ile ilgili literatürü çok kapsaml› veriyor, yine de tart›flma için bak›labilecek ilk eserler, E. J. Hobsbawm,
“The General Crisis of the European Economy in the 17th Century”, Past and Present, 5, 1954, 33-53; ayn› ya-
zar, “The Crisis of the 17th Century-II”, Past and Present, 6, 1954, 44-65; H. R. Trevor-Roper, “The General Cri-
sis of the Seventeenth Century”, Past and Present, 16, 1959, 31-64.
9 17. Yüzy›l Krizi’nin küresel düzeye yans›t›lmas› için bkz., Goldstone, “East and West in the Seventeenth Cen-
tury”; William S. Atwell, “A Seventeenth Century ‘General Crisis’ in East Asia?”, Modern Asian Studies, 24,
1990, 661-682, ve Niels Steensgaard, “The Seventeenth-Century Crisis and the Unity of Eurasian History”, Mo-
dern Asian Studies, 24, 1990, 683-697.
10 Osmanl› topraklar› içinde kalan birçok bölgeyi içeren ve a¤aç halkalar›ndan elde edilen iklim verileri için ge-
nifl bir veri taban› http://hurricane.ncdc.noaa.gov/pls/paleo/fm_createpages.treering internet adresinde sunul-
maktad›r.
87
kebikeç / 23 • 2007
11 Osmanl› tarihinde do¤a olaylar› ve afetlerin baz› arfliv kaynaklar› konusunda bkz., Rossitsa Gradeva, “Otto-
man and Bulgarian sources on earthquakes in central Balkan lands (17th-18th centuries), Natural Disasters in
the Ottoman Empire, ed. Elizabeth Zachariadou, Rethymnon, Crete University Press, 1999, 55-65.
88
ORBAY Osmanl› Topraklar›nda ‘Küçük Buzul Ça¤›’n›n Etkileri
12 P. I. Kuniholm, “Archaeological Evidence and Non-Evidence for Climatic Change”, The Earth's Climate and
Variability of the Sun Over Recent Millennia, Phil. Trans. R. Soc. Lond. A, ed. S. J. Runcorn ve J. C. Pecker,
1990, 645-655.
89
kebikeç / 23 • 2007
90
ORBAY Osmanl› Topraklar›nda ‘Küçük Buzul Ça¤›’n›n Etkileri
15 W. G. Hoskins, “Harvest Fluctuations and English Economic History, 1480-1619”, Agricultural History Revi-
ew, 12, 1964, 28-46; E. A. Wrigley, “Some Reflections on Corn Yields and Prices in Pre-Industrial Economies”,
Famine, Disease and the Social Order in Early Modern Society, ed. John Walter and Roger Schofield, Cambrid-
ge University Press, 1989, 235-278.
16 MM 674. Türkiye’ya ait veriler 1640 ile 1644 tarihleri aras›nda ya¤›fl miktar›nda bir art›fl göstermektedir.
Bkz. R. D’Arrigo ve H. M. Cullen, 2001, “A 350-Year (AD 1628-1980) Reconstruction of Turkish Precipitation”,
Dendrochronologia 19 (2), 2001, p. 169. Ayr›ca bkz. Touchan, et al., “Preliminary Reconstructions of Spring
Precipitation”; Ünal Akkemik, et al., “A Preliminary Reconstruction (A.D. 1635-2000) of Spring Precipitation
Using Oak Tree Rings in the Western Black Sea Region of Turkey”, International Journal of Biometeorology, 49,
2005, 297-302.
91
kebikeç / 23 • 2007
t›r, bo¤ma rak› yapar. Her ne kadar baz› do¤al afetler tarladaki mahsulü ha-
rap etse de, bu zorunlu olarak k›tl›k ve açl›k, göç ve isyan do¤urmayabilir. Bu-
rada oldu¤u gibi, afet ile birlikte onun sonuçlar›n› da iyi görmek gerekir. Tek-
rar vurgulamak gerekirse, iklimsel de¤iflim, ya¤›fl rejiminde de¤iflimin tar›m-
sal, iktisadi ve di¤er genel etkileri, bunlar›n ortaya ç›kt›¤› co¤rafyan›n mevcut
iklimi, ekimi yap›lan ürün ve toplumun afetler karfl›s›nda gelifltirdi¤i çözüm
mekanizmalar›na göre de¤iflecektir.
Vak›flardan bir di¤er örnekle devam edelim. II. Bayezid vakf› bir çok san-
ca¤a yay›lm›fl çok say›da köyden elde etti¤i mahsul ve gelirler nedeniyle yerel
do¤al afetlerin tar›msal etkilerine karfl› oldukça korunakl› bir vak›f görünü-
mündedir. Yerel tar›msal krizin mali etkilerini rahatl›kla di¤er bölgelerden el-
de etti¤i gelirler ve baz› bütçe ayarlamalar› ile giderebilmektedir. Bir çok bü-
yük sultan vakf› da ayn› durumdad›r. Herhangi bir nedenle, do¤al afet, salg›n
hastal›k veya isyan olsun, gelirlerinde ortaya ç›kan azalmalar›, elbette her za-
man mümkün olmasa da, bütçe gider kalemlerinde de¤ifliklik, k›s›nt›lar veya
baz› ödemelerinde kesinti ve ertelemeler ile dengeleyebilmektedirler.
Üzerinde çal›fl›lan baz› vak›flarda 17. yüzy›lda ilginç bir uygulama ortaya
ç›km›flt›r. Normalde vak›f çal›flanlar›, medrese ö¤rencileri ve vak›f mutfa¤›n-
dan tahsisat alan ihtiyaç sahipleri ile misafirler vak›f imaretinde piflen yemek-
leri yerler. Ancak büyük olas›l›kla 17. yüzy›l bafllar›nda fiyatlarda görülen afl›-
r› dalgalanmalar nedeniyle bu uygulamada de¤ifliklik yap›lmak zorunda ka-
l›nm›flt›r. Vak›flar imaretten s›cak yemek ç›karmak yerine yeme¤in paras›n›
vermeye ve sadece misafirlere yemek ikram etmeye bafllam›fllard›r. Bu imaret
masraf›nda bir düflüfle neden olabilir, örne¤in kap kacak al›m›, kalaylanmas›
ve odun ve hammaliye masraflar›n› azaltabilir. Daha da önemlisi, yemek kar-
fl›l›¤› ödemelerin akça cinsinden sabitlenmesi, mutfak giderlerinin ani ve bü-
yük dalgalanmalar gösteren ve yükselen fiyatlar›n getirdi¤i afl›r› maliyetler-
den kurtar›lmas› demektir. Ayr›nt›lar›n› fazlaca bilmedi¤imiz bu de¤ifliklikle-
rin daha fazla araflt›r›lmas› gerekmektedir. Bu fiyat dalgalanmalar› gümüfl
ak›m› veya ta¤flifller gibi parasal nedenlere mi yoksa yayg›n isyanlara m› yok-
sa hava koflullar›ndaki afl›r› de¤iflkenli¤e mi ba¤l›d›r, daha net biçimde ortaya
konulmal›d›r. Nedeni her ne olursa olsun, bu örnekler, Osmanl› ekonomisi ve
toplumunda merkezi öneme sahip bir kurumun belki de hava koflullar›ndaki
belirsizlik ve afl›r› dalgalanmalar›n etkilerine karfl› gelifltirdi¤i bir çözüm ola-
rak karfl›m›za ç›kmaktad›r.
Osmanl› tarihinde 16. ve 17. yüzy›llar için iddia edilen, tar›msal ve iktisa-
di kriz ile sosyal çalkant›lar ve isyanlar›n nedenleri aras›na iklimsel faktörle-
ri katmak için gerek iklimbilimsel çal›flmalar›n ve gerekse tarihsel çal›flmala-
92
ORBAY Osmanl› Topraklar›nda ‘Küçük Buzul Ça¤›’n›n Etkileri
r›n artmas› ve öncelikle iklim örüntüsünde gerçekten bir de¤iflim olup olmad›-
¤›n›n netlikle ortaya konulmas› gerekmektedir. Daha önce de de¤inildi¤i gibi,
bu noktada tarihçilerin belgeler üzerinde yapacaklar› çal›flmalar›n bir araya
getirilmesi bilhassa önemlidir. Ard›ndan ise, e¤er bir iklimsel de¤iflim ve bu-
nunla ba¤lant›l› artan afl›r› hava olaylar› ve afetler veya tar›msal üretimi
olumsuz etkileyecek derecede mevsim s›cakl›k ve ya¤›fllar›nda de¤iflim söz ko-
nusu ise, bunlar›n iktisadi ve sosyal etkilerini ortaya ç›karmaya yönelik yerel
ve kurumsal çal›flmalar daha sa¤lam bir biçimde do¤rudan bir genel sürece ve
nedene ba¤lanabilir veya onunla iliflkilendirilebilir. Bu yap›lana de¤in, tar›m-
sal krizleri, fiyat hareketlerini, kentsel ekonomide görülen krizleri, taflra veya
merkezde ortaya ç›kan sosyal ve siyasi isyanlar›, ne öncelikle iklimsel koflul-
lar ile ne de küresel düzeyde kaba benzerliklerle anlamaya çal›flmak verimli,
aç›klay›c› ve anlaml› olacak, ancak ilgi uyand›r›c› olmaya devam edecektir.
fiüphesiz bunun da tarihçilerin kavramsal alet-edevat kutusunu geniflletti¤i
ve tart›flma açmak bak›m›ndan yararl› oldu¤u ileri sürülebilir. Ancak, bu nok-
tan›n ötesine geçmek ve çal›flmalar› nihai amac›na ulaflt›rmak, hâlâ yo¤un
emek gerektiren yerel ve kurumsal tarih çal›flmalar›n› ve tarihsel kan›tlar›n
üretilmesini gerektiriyor.
Özet: Osmanl› tarihyaz›m›n›n son zamanlarda üzerinde durmaya bafllad›¤› iklimsel de-
¤iflmelerin tar›msal ekonomi ve toplum üzerindeki etkileri potansiyel sonuçlar› itibariyle
hayli önemli bir araflt›rma alan›na iflaret etmektedir. Bu makalede bu tür çal›flmalar›n kap-
sam› ve metodolojik boyutlar›na yönelik baz› de¤erlendirmeler yap›lmakta, ayr›ca, “Küçük
Buzul Ça¤›” tart›flmalar› ›fl›¤›nda 17. yüzy›l Anadolu’sunda yaflanm›fl iklimsel de¤iflmelerin
kimi sonuçlar›na dair baz› gözlemler sunulmaktad›r.
Anahtar Sözcükler: ‹klim, iklimsel de¤iflme, “Küçük Buzul Ça¤›”, “17. Yüzy›l Krizi”, va-
k›flar, tar›msal ekonomi.
Abstract: Effects of climatical changes on agricultural economy and society point to a sig-
nificant field of study with its potential consequences and Ottoman historiography has re-
cently begun to pay attention to these subjects. This article discusses certain methodologi-
cal dimensions for such studies and provides some observations on the impacts of changing
wheather conditions in Anatolia during the seventeenth century within the context of what
is generally called “Little Ice Age”.
Keywords: Climate, climatical changes, “Little Ice Age”, “17th Century Crisis”, pious en-
dowments, agricultural economy.
93
Sat›fl
www.sanatkitabevi.com
kebikeç / 23 • 2007
95
kebikeç / 23 • 2007
96
KAYA XIX. Yüzy›l Ortas›nda Osmanl› Tar›m Ekonomisi ve Politik Ekonomi
97
kebikeç / 23 • 2007
11 Mathieu de Dombasle, Le calendrier du bon cultivateur, ou Manuel de l'agriculteur praticien, Nancy: Haener,
1821, IV-407 s.
12 Fabien Knittel, “La diffusion d’une pédagogie agricole: les écrits de Mathieu de Dombasle”, Annales de l’Est,
say› 1, s. 131-143.
13 John Sinclair, L'Agriculture pratique et raisonnée, çeviren: M. de Dombasle, Paris: Mme Huzard (Détervil-
le), 1824-1825, 2 cilt.
98
KAYA XIX. Yüzy›l Ortas›nda Osmanl› Tar›m Ekonomisi ve Politik Ekonomi
aux instrumens d'agriculture les plus utiles14 (En Faydal› Yeni Ziraat Aletleri-
nin Tasviri) kitab›n› Frans›zca’ya çervirdi¤ini ekleyelim.
Ion Ionescu Roville’deki e¤itiminden sonra yine Fransa’da Auxerre Ziraat
ve Senart Orman okullar›nda k›sa süre bulundu.15 1840-1841 y›llar›nda Pa-
ris’de Sorbonne Üniversitesi’nde fizik, kimya ve do¤a tarihi dersleri, Institut
de Botanique’de (Botanik Enstitüsü) botanik dersleri, Conservatoire des arts
et métiers’de politik ekonomi dersleri ald›.16 Bu arada politik ekonomi dersle-
rini ald›¤› dönemde Conservatoire des arts et métiers’de politik ekonomi kür-
sünün bafl›nda Jean-Baptiste Say’in halefi Adolphe Blanqui bulunuyordu.
Blanqui’nin, ekonomik düflünce tarihi kitaplar›n›n ilki say›labilecek bir kitap
haz›rlad›¤› gibi17 1841 y›l›nda Fransa Bilimler Akademisi’nin görevlendirme-
siyle, Silistre Vilayeti’nde ortaya ç›kan huzursuzluklar›n ekonomik kökenleri-
ni araflt›rmak üzere Osmanl› ‹mparatorlu¤u’na gelmifl oldu¤unu da belirte-
lim.18
14 Albrecht Daniel Thaër, Description des nouveaux instrumens d'agriculture les plus utiles, çeviren: M. de
Dombasle, Paris: Mme Huzard, 1821, 128 s.
15 Ion Matei, “Un agronome roumain dans l’Empire ottoman pendant les années 1849-1859”, Studia at Acta Ori-
entalia, cilt VII, 1968, s. 295-301, s. 296.
16 Gh. Cristea, “L’expérience de l’Ecole agricole de Roville (France) en Roumanie”, Revue roumain d’histoire, cilt
4, say› 4, s. 823-839, s. 826.
17 Adolphe Blanqui, Histoire de l'économie politique en Europe depuis les anciens jusqu'à nos jours, suivie d'une
bibliographie raisonnée des principaux ouvrages d'économie politique, Paris: Guillaumin, 1837, 480 s.
18 Adolphe Blanqui, Considérations sur l'état social de la Turquie d'Europe, Paris: W. Coquebert, 1842, IV-77
s.; Adolphe Blanqui, Voyage en Bulgarie pendant l'année 1841, Paris: W. Coquebert, 1843, X-414 s.
19 Cristea, “L’expérience…”, op.cit., s. 827.
20 Cristea, “L’expérience…”, op.cit., s. 826-827. Ayr›ca bknz. Al. Andronic, “Ion Ionsecu de la Brad fli unele prob-
leme în domeniul agriculturii din Moldova în anii 1840-1844”, Ion Ionescu de la Brad Aniversarea a 150 de ani
de la nafltere, volum omagial içinde, Bacau, 1968, s. 202-208.
99
kebikeç / 23 • 2007
sini 1845 tarihli Calendar pentru bunul gospodar (‹yi ‹darecinin Takvimi) ad-
l› eserinde gelifltirerek tekrarlad›21. Ziraat okulu için somut geliflme 1846 y›l›n-
da yafland›. Ion Ionescu’nun e¤itiminden iflletmesine her fleyinden sorumlu
olaca¤›, Moldav boyarlar›ndan Scarlat Vasiliu Vîrnav’›n da sermaye finans-
man›n› yapaca¤› bir deneme çiftli¤i ve ziraat okulu kurulmas›na dair bir an-
laflma imzaland›. Anlaflma, taraflar›n karfl›l›kl› sorumluluklar› dahil olmak
üzere, okul ve deneme çiftli¤inin kurulmas›ndan, gerçeklefltirilecek e¤itimin
en ince ayr›nt›s›na kadar maddeler içeriyordu.22 Ancak 1848’de bütün Avru-
pa’y› saran devrimci hareketler Eflak ve Bo¤dan’› da etkilemiflken 19. yüzy›l›n
bafl›ndan bu yana reformcu bir pozisyon alm›fl olan baz› boyarlar (büyük top-
rak sahipleri) siyasi mücadeleyi ön plana alarak e¤itim konusundaki planlar›
ertelediler, böylece Ion Ionsecu’nun ziraat okulu ve deneme çiftli¤i planlar› da
ertelenmifl oldu.
1848’in s›cak günlerinde Ion Ionescu reformcu boyarlar›n hareketi içerisin-
de yer alarak reformcu kanat taraf›ndan oluflturulan, boyar ve köylü temsilci-
lerini içeren “mülkiyet komisyonu”nun baflkan yard›mc›l›¤› görevini yapt›. Bu
komisyon köylülerin tabi olduklar› angaryalar›23 ortadan kald›rarak köylülere
toprak da¤›t›m›n› öngören bir “toprak reformu” üzerinde çal›flmalar yap›yor-
du.24 Asl›nda reformcu boyarlar›n siyasi hareketinin kökeni, 1840’larda Ion Io-
nescu’nun ziraat okulu ve deneme çiftli¤i kurma çabalar›nda da görüldü¤ü gi-
bi, 1848 öncesine hatta 18. yüzy›la kadar iniyordu.25 Rusya ve Osmanl› ‹mpa-
ratorlu¤u aras›nda k›r›lgan bir dengede mücadele vermek zorunda kalm›fl ol-
malar›na ra¤men, bu denge dahilinde, Eflak ve Bo¤dan’da kendileri için imti-
yazlardan ziyade toprak mülkiyetiyle tan›ml› (köylülerin özgür çiftçiler olarak
yer ald›klar›) bir siyasi, ekonomik ve toplumsal düzen kurgulamaya bafllam›fl-
lard›.26 Bu noktada büyük toprak sahibi reformcu boyarlar›n aflamal› olarak,
21 Cristea, “L’expérience…”, op.cit., s. 827-828.
22 Cristea, “L’expérience…”, op.cit., s. 828-831.
23 1830 y›l›nda Osmanl›-Rus rekabeti çerçevesinde Rusya’n›n etkisiyle yürürlü¤e konulan Eflak ve Bo¤dan’›n
dahili yönetimini belirleyen Règlement organique (dahili nizamname) angaryay› flöyle düzenliyordu: köylü y›l-
da 12 gün toprak sahibine çal›flacak, bir gün toprak sahibinin evine odun tafl›ma veya tafl›mac›l›k hizmeti ya-
pacak, 100 aileden 4 köylü toprak sahibine hizmetkarl›k yapacak; köylü üretti¤i ürünler üzerinden ondal›k
(aflar) verecek. Bknz. Ilie Corfus, L’agriculture en Valachie depuis la Révolution de 1848 jusqu’à la Réforme de
1864, Bükrefl: Editura Academiei Republicii Socialiste România, 1976, 216 s., s. 15.
24 Ibid.
25 Vlad Georgescu, Mémoires et projets de réforme dans les Principautés roumaines 1769-1830, Bükrefl: Asso-
ciation internationale d’études du sud-est européen, 1970, XXI-197 s.
26 Bu çerçevede Rusya’n›n siyasi etkisi alt›nda ortaya ç›kan 1830 tarihli Règlement organique (dahili nizamna-
me) ve 1848 devrimcilerinin reform program›n›n Osmanl› ‹mparatorlu¤u’ndaki reform hareketlerini oldukça et-
kiledi¤i sav› da üzerinde durmaya de¤erdir, bu konudaki zihin aç›c› bir makale için bknz. Radu R. Florescu, “The
Romanian Impact upon the Ottoman Tanzimat”, Revue roumaine d’histoire, cilt. 17, say› 1, 1978, s. 41-50.
100
KAYA XIX. Yüzy›l Ortas›nda Osmanl› Tar›m Ekonomisi ve Politik Ekonomi
orta vadede baz› feodal toplumsal kontrol mekanizmalar›n› korusalar da, uzun
vadede feodal üretim sisteminden kapitalist üretim sistemine geçmeye ve ken-
dilerini kapitalist toprak sahiplerine dönüfltürmeye yönelik bir yöntem izle-
dikleri söylenebilir.27
Ancak Rusya ve Osmanl› ‹mparatorlu¤u aras›nda s›k›flm›fl olan, Fransa,
Büyük Britanya ve Avusturya-Macaristan ‹mparatorlu¤u’nun da siyasi a¤›rl›-
¤›n› hisseden Eflak ve Bo¤dan’da 1848 devrimcileri, birçok Avrupa ülkesinde
oldu¤u gibi, baflar›l› olamad›lar.28 Hareketlerinin bast›r›lmas›ndan sonra ya
Bat› ülkelerine ya da Osmanl› ‹mparatorlu¤u’na kaçarak siyasi göçmen konu-
muna geldiler, böylece “toprak reformu” program› ve bu program içinde önem-
li bir yere sahip olan Ion Ionescu’nun ziraat okulu ve deneme çiftli¤i plan› gün-
demden tamamen düflmüfl oldu. Osmanl› ‹mparatorlu¤u’na geçen birçok arka-
dafl› gibi Ion Ionescu ilk önce Bursa’ya yerlefltirildi. Girifl bölümünde bahsedi-
len “Bursa’ya Zirai Gezi” Osmanl› ‹mparatorlu¤u’ndaki bu ilk ikametin sonu-
cu olufltu.
27 Bu da asl›nda literatürde Prusya tarz› denilen reformcu ve yukar›dan empoze edilen tar›msal kapitalizme
denk düfler, bknz. Vlademir Illych Lenin, The Development of Capitalism in Russia, Collected Works, 3. cilt için-
de, Moskova: Progress Publishers, 1963, s. 239. Bu tür bir tarihsel geliflim, “ticari toplum” evresindeki ‹ngilte-
re’ye yetiflebilmek için 18. yüzy›l ‹skoçyas›’ndaki büyük toprak sahiplerinin izledi¤i kendilerine özgü kapitalist
tar›m yolunu da bize hat›rlat›r, bknz. Davidson, “The Scottish Path to Capitalist Agriculture 3…”, op.cit.
28 Ülkeleraras› güç dengesi çerçevesinde baflar›s›zl›¤a u¤rayan 1848 devrimcilerinin Osmanl›larla iliflkilerinin
bir analizi için bknz., Vasile Maciu, “Les relations roumano-turques pendant la révolution de 1848”, Revue ro-
umaine d’histoire, cilt 10, say› 1, pp. 43-62. Ayn› yaz› ve Türkçe özeti için bknz. Belleten, cilt 35, say› 139, 1971.
29 Journal de Constantinople, 14 Aral›k 1849, say› 204.
101
kebikeç / 23 • 2007
102
KAYA XIX. Yüzy›l Ortas›nda Osmanl› Tar›m Ekonomisi ve Politik Ekonomi
103
kebikeç / 23 • 2007
Bununla birlikte Ion Ionescu 1852 y›l› Ekim ay›nda Serasker Mehmet Pa-
fla’n›n görevlendirmesiyle Karahisar’daki, tahminlerimize göre bir emlak-› hü-
mayun çiftli¤i olan, Çifteler Çiftli¤i’ne inceleme yapmak üzere gitti.42 Yolculu-
¤unu, daha çok hayvan yetifltiricili¤i yap›lan çiftlikteki gözlemlerini ve çiftli¤i
daha verimli k›labilmek için yapt›¤› hesaplamalar›n› yine Journal de Constan-
tinople’da okuyoruz.43
1853 y›l› bafl›nda ise Ion Ionescu Nafia Meclisi’ndeki görevini devam et-
tirmesine ra¤men Ziraat Mektebi’ndeki görevini b›rakt›. 1 Mart 1853’den
bafllamak üzere Reflit Pafla’n›n T›rhala’daki 18 çiftli¤inin iltizam›n› alarak
iflletmesini üstlendi.44 Bu, onun bilgi birikimi de¤erlendirebilece¤i ve idealle-
rinden birini sonunda gerçeklefltirebilece¤i bir f›rsat olarak ortaya ç›k›yor-
du. Bir taraftan çiftliklerdeki emek örgütlenmesi ve idaresine özen gösterir-
ken di¤er taraftan da çiftlik muhasebesini s›k› izleyerek ayr›nt›l› maliyet he-
saplar› ile gelirleri (art›k/net ürünü) artt›rmay› hedefliyordu. Bu özenli çift-
lik muhasebesini günlük tutarken Reflit Pafla’ya sunmak üzere bir y›l boyun-
ca maliyet ve gelirlerin kaydedildi¤i büyük bir defter düzenledi. Reflit Pa-
fla’ya sunulan ilk seneki (1 Mart 1853- 1 May›s 1854) hesaplar›n raporunu
ise yine Journal de Constantinople’da yay›nlad›.45 Ama örnek olmas› gerek-
ti¤ini düflündü¤ü bu tür bir iflletme mant›¤›n› tan›tabilmek ve yayg›nlaflt›ra-
bilmek için gazetedeki yay›nla yetinmeyecek, ayn› yaz›y› 1866’da Bükrefl’te
tekrar basacakt›r.46
104
KAYA XIX. Yüzy›l Ortas›nda Osmanl› Tar›m Ekonomisi ve Politik Ekonomi
105
kebikeç / 23 • 2007
48 Karl Polanyi, “Pauperism and Utopia”, The Great Transformation, the Political and Economic Origins of Our
Time içinde, Boston: Beacon Press, 1957, 315 s., s. 103-110.
49 Mathieu de Dombasle, Œuvres diverses: Économie politique, instruction publique, haras et remontes, Paris
: Bouchard-Huzard ; Paris : Audot, 1843, 550 s.
50 G. Zane, “La loi rurale de 1864 et l’héritage idéologique de l’an 1848”, Revue roumaine d’histoire, cilt 3, say›
2, s. 213-226; Keith Hitchins, The Romanians 1774-1866, Oxford: Clarendon Press, XI-337 s, s. 231-272.
51 Richard Whatmore, Republicanism and the French Revolution, An Intellectual History of Jean-Baptiste Say’s
Political Economy, New York: Oxford University Press, XIII-248 s.; Philippe Steiner, “Comment stabiliser l’ord-
re social moderne? J.-B. Say, l’économie politique et la Révolution”, G. Faccarello ve P. Steiner (derl.), La pen-
sée économique pendant la Révolution française içinde, Grenoble: Presses universitaires de Grenbole, 559 s., s.
173-193.
106
KAYA XIX. Yüzy›l Ortas›nda Osmanl› Tar›m Ekonomisi ve Politik Ekonomi
107
kebikeç / 23 • 2007
kendi geçimli¤ini üretecektir. Böylece toprak sahibi ortakç›y› faizleri bile öde-
yemeyecek hale mahkum ederek ortakl›¤›n do¤as›n› bozar. Ortakç› ve toprak
sahibi her ikisi de kendi ç›karlar›na karfl› hareket etmifl olurlar. Bu noktada,
Fizyokratlar›n büyük toprak üzerinde üretim yapan zengin üretici ve küçük
toprak üzerinde üretim yapan yoksul üretici ayr›m›n› hat›rlat›r flekilde,52 Ion
Ionescu ortakç›lar› zengin ve yoksul ortakç› olarak ikiye ay›r›r. Bunun belirle-
yicisi de ortakç›n›n borçlu olup olmad›¤›d›r. Yani borç bata¤›na batm›fl, faizle-
ri bile ödeyemeyen ortakç› yoksul ortakç›d›r; borçsuz ortakç› ise zengin ortak-
ç›d›r, üretimini artt›rmaya çal›flan, topraktan en yüksek rant› sermayeye en
yüksek faizi yaratand›r.
Tam da bu noktada T›rhala’daki toprak meselesinin özünü yakalam›fl olur
Ion Ionescu. Zira 1850’lerde ortakç›lar, çiftlik sahipleri ve çiftlikleri iflleten su-
bafl›lar aras›ndaki çat›flmalar, hem çiftliklerde üretimin kesintiye u¤ramas›
hem de borçlanma sarmal›n›n giderek a¤›rlaflmas›yla içinden ç›k›lmaz bir hal
al›p bölgede hat›r› say›l›r bir toplumsal hareketlili¤e sebep olacakt›r.53 Ion Io-
nescu bu çat›flmalar›n kayna¤›n› 1854’de haz›rlad›¤› baflka bir raporda, bu se-
fer subafl›lar›n borç mekanizmas› ve üretim sürecindeki bask›c› rollerinin üze-
rinde durarak, flöyle aktar›r:
“Çiftçi denilen adem çiftlik sahibinin emek fleriki dimek olub has›lat›n
her yerde çiftlik sahibiyle çiftçi beyninde usul-› flirket üzere taksimi
hususuna riayet olunur ise de burada böyle olmayub çiftçinin tali esa-
retten efler oldu¤u bedihidir. Reaya-› çiftlikat›n subafl›lardan dolay›
gördükleri gaddarl›klar yaln›z bunlar olmayub manevi güna gün me-
zalim ve teadiyat vard›r ki tafsil yaz›lmas› laz›m gelse uzun uzad› ri-
saleler tahriri iktiza ider.”54
108
KAYA XIX. Yüzy›l Ortas›nda Osmanl› Tar›m Ekonomisi ve Politik Ekonomi
Anahtar Sözcükler: Ion Ionescu de la Brad, Roville Ziraat Okulu, Bo¤dan, toprak refor-
mu, Tesalya, ortakç›l›k.
Abstract: Ion Ionescu de la Brad’s intellectual background that was moulded during his
study in France and in the atmosphere of 1848 revolutionary movements not only shaped his
activities in Bursa, Dobroudja, Kütahya and Thessaly during his years in exile in the Otto-
55 1878 Berlin ve 1881 ‹stanbul anlaflmalar› sonucunda bir taraftan Osmanl› döneminden kalan çiftlikler üze-
rindeki mülkiyet haklar› korunurken, di¤er taraftan Yunanistan hükümetinin T›rhala’daki çiftlikleri kamulafl-
t›rmas› engellenmiflti. Ama ço¤u çiftlik sahibinin (özellikle ‹stanbul’da ikamet eden paflalar›n) 1878-1881
aras›nda çiftliklerini ‹stanbul’daki Rum bankerlere satmas› kendi meflruiyeti için toplumsal dengeleri gözet-
meye çal›flan, ama finans sermayesine karfl› da aciz olan, Yunan hükümetlerinin iflini daha da zorlaflt›rm›flt›r,
bknz. Kostas Vergopoulos, Le capitalisme difforme et la nouvelle question agraire, l’exemple de la Grèce moder-
ne, Paris: Maspero, 307s, s. 88-124; Ömer Lütfi Barkan, “Balkan Memleketlerinin Zirai Reform Tecrübeleri”,
Türkiye’de Toprak Meselesi, Toplu Eserler 1 içinde, ‹stanbul: Gözlem Yay›nlar›, s. 415-420.
109
kebikeç / 23 • 2007
man Empire (1849-1857) but also was enriched by economic and social questions of this ge-
ography. In order to better grasp his intellectual background and the works that he under-
took in the Ottoman Empire, first the Agricultural School of Roville in which he studied is
discussed. After studying his participation in the Moldavian revolutionary movement of
1840s led by the reformist boyars, his activities in the Ottoman Empire is analyzed. Finally,
his writings on the dominant mode of production in the big farms of the Thessaly (sharec-
ropping) are examined.
Keywords: Ion Ionescu de la Brad, Agricultural School of Roville, Moldava, land reform,
Thessaly, sharecropping.
110
kebikeç / 23 • 2007
Mehmet ÖZ*
G irifl
Bu çal›flmada, XV-XVI. yüzy›llar Anadolu’sunu temsil edebilece¤ini dü-
flündü¤ümüz baz› sancak veya kazalar üzerinde tahrir defterleri temel al›na-
rak yap›lm›fl çal›flmalar›n verilerinden hareketle, ele al›nan dönemde Anado-
lu’da yetiflen tar›m ürünleri, bu ürünlerin ve bunlardan elde edilen vergi ge-
lirlerinin gerek bulunduklar› bölgenin gerekse ülkenin genelinin toplam eko-
nomik potansiyeli, tar›m üretimi içerisindeki yeri konusunda genel bir pano-
rama çizmeye çal›flaca¤›z. Hiç flüphesiz, iyi bilindi¤i üzere, kullanaca¤›m›z ve-
rilerin dayand›¤› tahrir defterleri, ne gerçekte toplanan vergi miktarlar›n›, ne
bir bölgedeki bütün üretim faaliyetlerini ve ne de nüfusun tamam›n› ihtiva et-
ti¤inden burada ulaflaca¤›m›z sonuçlar kesin olmaktan uzak ve takribî rakam-
lar ve sonuçlar olacakt›r.1
111
kebikeç / 23 • 2007
lebilir arazi (Cook, 1972) ve üretime dair verilerin kesin bir nitelik tafl›maktan
uzak bulundu¤unu biliyoruz. Bu yüzden, son y›llarda tahrir defterleri üzerin-
de çal›flanlara özellikle istatistikî verilerin ihtiyats›z kullan›m› yüzünden yö-
neltilen baz› elefltirilerin (Heywood, 1988) hakl›l›k pay› vard›r ve fakat Eme-
cen’in de belirtti¤i üzere bu tür tenkitler bu verileri kesin rakamlar gibi alg›-
layanlara yöneltilmeli ve genellefltirilmemelidir (Emecen, 1996).
Gerçekten de defterlerdeki tar›m ürünü vergilerinin ne derecede güvenilir
oldu¤u da bugüne kadar epeyce sorgulanm›flt›r. Ürün öflürlerinin gerçek üre-
timi yans›tmad›¤› ve Barkan’›n neflretti¤i bir tahrir kayd›na göre tahrirden ev-
velki üç y›l›n ortalamas›na dayanm›fl olabilece¤i bu alanla ilgilenenlerin gayet
iyi bildikleri bir husustur (Öz, 1991: 434).3 Bu verilerin güvenirli¤i konusunda
Makovsky (1984: 117-119) vergi rakamlar›n›n tahrir heyeti ile vergi toplay›c›-
lar ve vergi yükümlülükleri aras›nda s›k› pazarl›klar sonucu tespit edilmifl
olabilece¤i ve dolay›s›yla afl›r› farkl› tahminlerin önlenmifl olabilece¤ini varsa-
yar.4 Venzke de bu verilere ihtiyatla yaklafl›lmas›n› kabul etmekle beraber, yö-
neltilen elefltiriler karfl›s›nda kaynaklar›m›z›n bir yana at›lamayaca¤›n›, Os-
manl› ‹mparatorlu¤u gibi gücünün zirvesindeki bir imparatorlu¤un ifle yara-
maz kay›tlar tutmak için büyük bir çaba harcamas›n›n anlams›z olaca¤› üze-
rinde durur (1997: 12). Üretimi dayand›rd›¤›m›z vergi miktarlar› ile ilgili dik-
kat edilmesi gereken bir nokta da ölçü-tart› birimleridir ki, bunlar›n yöreden
yöreye de¤iflti¤i de bilinen hususlardand›r. Yöresel ölçü-tart› birimlerinin de-
¤erleri iyi bilinmeden anlaml› analizler yapmaya giriflmek mümkün de¤ildir
(Koç, 1999).
Vergi tahminlerinin özellikle müd gibi büyük bir birim ile verildi¤i örnek-
lerde küsurat›n dikkate al›nmamas› gibi tehlikeler olabilir. Mesela bir köyün
hububat öflrü 5 müd olarak verilse ‹stanbul kilesiyle bu takriben 2600 kg. ola-
bilir ki gerçek vergi miktar›n›n 4.7 veya 5.3 müd olmas› durumunda tahmini
üretimde önemli bir farkl›l›k ç›kabilir; bu tür sapmalar›n olabilece¤ini de ha-
t›rda tutmal›y›z. Mamafih defterlerde kile (müdün 20’de biri) s›kl›kla kullan›l-
d›¤›ndan, hatta müdün kullan›ld›¤› yerlerde vergi tahminlerinin tam müd ra-
kam›n›n üstündeki k›sm› kile olarak verilebildi¤inden bu sak›nca ilk bak›flta
göründü¤ünden daha az etkili olabilir.
Özellikle mezraa gelirleri baflta olmak üzere baz› yerlerin gelirleri ayr›nt›-
s›z bir flekilde verilebilmektedir; bu durumda söz konusu gelirlerin hangi
3 Tahrir verilerinin iktisadî tarih aç›s›ndan de¤eri hakk›nda bir tart›flma için bkz. ‹slamo¤lu-‹nan, 1991: 68-81.
Bu verilerin ilginç bir kullan›m› için bkz. McGowan, 1969.
4 Tahrir süreci için bkz. Barkan, 1940; ‹nalc›k 1954; Barkan-Meriçli, 1988; ‹lhan, 1987; Murphey, 1990.
112
ÖZ XV-XVI. Yüzy›llar Anadolu’sunda Tar›m ve Tar›m Ürünleri
113
kebikeç / 23 • 2007
114
ÖZ XV-XVI. Yüzy›llar Anadolu’sunda Tar›m ve Tar›m Ürünleri
ratorlu¤u dönemine uzanan ve çift öküz ile aile eme¤inin esas›n› oluflturdu¤u
köylü iflletmelerine dayanan Osmanl› mirî-tapulu arazi sistemini Halil ‹nalc›k
çift-hane sistemi olarak adland›rmaktad›r ki, bu sistemde aile eme¤i, bir çift
öküz ve ikisinin birlikte iflledi¤i arazi hep birlikte bir üretim birimi ve dolay›-
s›yla bir malî ünite say›l›r (‹nalc›k, 1993: 2-3). ‹flte Osmanl› devletinde, özel-
likle klasik dönemde, tar›m faaliyeti büyük ölçüde bu sistem çerçevesinde ce-
reyan etmekteydi. Köylüler, tasarruflar›ndaki arazinin büyüklü¤üne göre çift,
nîm-çift, bennâk, caba, mücerred gibi kategorilere ayr›lmakta ve buna ba¤l›
olarak da, bölgelere göre de¤iflen miktarlarda çift resmi vb. vergileri ödemek-
teydiler.5
Barkan’a göre Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda, mirî topraklar rejiminin icapla-
r›na uygun olarak, memleket arazisinin büyük bir k›sm›, müstakil köylü ifllet-
mesine yetecek büyüklükte olmak üzere, her yerin hususiyetine göre ayr›ca
hesap edilerek, reaya çiftlikleri (Balkan memleketlerindeki Slavlar aras›nda
bafltineler) halinde, birtak›m parçalar bölünür ve bu çiftlikler, onlar› iflleyebi-
lecek durumda olan çiftçilere tapu bedeli denilen bir peflin kira al›n›p, “daimi
ve irsi bir nevi kirac›l›k” mukavelesiyle, bütün olarak terk edilirdi. Çiftliklerin
ölçümünde çeflitli usuller kullan›lmaktayd›. Baz› yerlerde “nadas ve ekim iflle-
ri bir çift öküzle yap›labilecek büyüklükte olan” zirai iflletme bütününe “çift-
lik”, bunun yar›s›na da “öküzlük” denilirdi. Keza reaya çiftli¤inin “muayyen
miktarda tah›l (bu¤day) ekimine müsait olan bir toprak sahas›” olarak tarif
edildi¤i de vâkidir. Resmî tarife göre ise, bir çiftlik arazi mahalline ve topra-
¤›n yetifltirme kabiliyetine göre de¤iflmek üzere, âlâ (kaliteli) yerden 60-80, ev-
sat (orta halli) yerden 80-100 ve ednâ (k›raç) yerden 100-150 dönüm (eni ve bo-
yu 40’ar ad›m olan bir yüzölçümü) olarak belirlenmektedir. “Çift resmi arza
ba¤lanm›flt›r, öküze de¤il” kaidesine dikkati çeken Barkan, defterlerdeki ifla-
retlerden ve çiftlik de¤il çift resmi ibaresinin kullan›lmas›ndan hareketle hal-
k›n anlay›fl›ndaki çiftlikle (bir çift öküzle ifllenebilen büyüklükte yer) dönüm-
lerle ölçülen gerçek çiftlik aras›nda bir münasebet vard›r, ama meseleye daha
yak›ndan bak›nca, çift resminin sadece bir çift öküzle yer iflleyenlerden al›nan
bir resim olmad›¤›, çeflitli yükümlülüklerden oluflan bir vergi oldu¤u anlafl›l›r
diyor (Barkan, 1945: 392-397).
5 Bu konuda ayr›nt›l› bilgi için bkz. ‹nalc›k 1959: 575-610. Tam çift’in yar›s› (nîm-çift) büyüklü¤ünde topra¤›
olanlar çift resminin yar›s›n›, yar›m çiftten az topra¤› olanlar (ekinlü) bennak resmini öderlerdi. Caba genelde
evli-topraks›z hane reisi anlam›na gelirken Karaman ve ‹ç-il gibi baz› yerlerde kendi geçimini sa¤lamaya muk-
tedir bekâr erkek anlam›n› tafl›rd›. Bekâr (mücerred) yaz›lanlar ise kimi yerlerde resim öderken baz› sancaklar-
da ödemezlerdi. Gayrimüslim reâyâ resm-i çift yerine ispençe adl› standart bir vergi öderlerdi. Ancak Anado-
lu’daki baz› eyaletlerde önceden gayrimüslimler de müslümanlar gibi çift resmine tâbi idi ki, 16. yüzy›l›n ikin-
ci yar›s›nda bunlar da sair yerlerdekiler gibi ispençeye kaydolunmufltur. Bu konuda bkz. Yediy›ld›z, 1985: 155.
115
kebikeç / 23 • 2007
“...Ve bir raiyyetin elinde çiftli¤i olsa Bursa müddü ile dört müd tohum
ekmek her y›l borcudur. Hiç ekmedi¤i y›lda elli akçe, ekmedi¤i için al›-
na ve alâhâzâ amma dört tohum, tamam ekdikden sonra gayri san’at ifl-
ler ise dahi taarruz olunmaya.”
“Bir çiftlik yer tasarruf eden raiyete Bursa müddü ile y›lda dört müd to-
hum ekmek laz›md›r. Ekmedü¤ü y›lda elli akçe vere. Amma Karaman
müddü ile bir müd ekse yirmi befl akçe vere ve alâhâzâ vesair umuruna
dahlolunmaz ve e¤er bir raiyyete âfet yetiflüb bîmecâl olub çiftin b›rak-
sa sipahisi ol yeri ahara verüb andan resm-i bennak al›na resm-i çift ta-
leb olunmaya.”
6 M. A. Cook’un Ayd›n, Hamid ve Rum (Tokat ve civar›) hakk›ndaki araflt›rmas›n›n (Cook, 1972: 37-38) bu yön-
deki bulgular› daha sonraki araflt›rmalarda genelde teyit edilmifltir. Bkz. Yediy›ld›z, 1985: 71; Emecen, 1989:
231; Ünal, 1989: 93 ; Öz, 1999a: 48-52.
116
ÖZ XV-XVI. Yüzy›llar Anadolu’sunda Tar›m ve Tar›m Ürünleri
117
kebikeç / 23 • 2007
118
ÖZ XV-XVI. Yüzy›llar Anadolu’sunda Tar›m ve Tar›m Ürünleri
Nahiye Tarih Bu¤day Arpa Di¤er Ba¤ Pamuk Keten Susam Hafl- Pirinç
hubu- Bahçe Kendir hafl
bat meyve
Çorum 1576 58 33 0.8 7 0.3
Koçhisar 1584 56.5 39 4
Melegübü 1584 53 40 7
Kasaba 1559-60 56 18 3 13,5 9,5
Mindaval 1569-70 63.5 33 0.16 2,5 1,2
Kâfirni 1576-77 59 33 1
Uluborlu 1566 civ. 54 26,5 11 9
Güre 1570-1 60 19 12 9
Bigadiç 1573-4 26,5 15,5 25 9 2,5 5 17
Ünye 1576-7 35.7 26 8,5 14,7 13,7 0,8
Adana 1572-3 27,5 30,5 1,5 2 36 2.5
Zeytun 1563-4 54 15 1,5 29 1
Tire 1575-6 26 26 12,5 11,5 15,5 3,5 0.05 3
‹znik I. Ahmed 33.5 16,5 24 21 1 5
119
kebikeç / 23 • 2007
Sancak/Kaza Dönem Bu¤day Arpa Dar› Ba¤ Pirinç Pamuk Keten Di¤er Toplam
vs. hu- ba¤çe kendir
bubat meyve
bostan
Bolu 1519 50,3 18,7 20,9 7,6 1,7 0,8 100
1568 39,1 23,7 23,8 9,9 1,4 2,1 100
Canik 1485 47.9 27,9 3 15 6 0,2 100
1576 46 30 6 4 4 8 2 100
Harput 1518 56,1 18,1 5,7 9,8 9,1 1,2 100
1566 55 22,6 0,2 6,9 13,9 1.4 100
Karahisar-› 1547 60,7 32,6 0,1 5,9 0,2 0,5 100
flarki
1569 59,3 34,3 0,2 4,2 1,3 0,7 100
Manisa 1531 49,5 25 1,7 7,9 8,8 5,7 0,4 1 100
1575 52,1 26,5 4,4 4,9 6,7 3,6 0,3 1,5 100
Tokat 1520 61 29,8 8,6 0,2 0,4 100
1574 56,5 31,4 0,1 9,4 1,4 0,8 0,4 100
Bozok 1576 60,78 30,07 0,96 0,27 0,1 7,82 100
Marafl Kazas› 1563 53 24,5 0,3 9,7 7 5,1 0,4 100
Laz›kiyye 1571 40,5 15,7 1,9 11,4 9,9 20,4 0,2 100
=Denizli
Adana 1572 30,5 27,6 0,2 4,3 1,1 34,3 2 100
AÇIKLAMALAR:
1-Oranlar akçe de¤erleri üzerinden hesaplanm›flt›r. Tablolarda kile veya
di¤er birimler kullan›ld›¤›nda tahrir k›ymetleri ile çarp›larak akçe de¤erleri
bulunmufltur.
2-Canik’te 1576’de di¤er kategorisi büyük ölçüde lazot (m›s›r), sebze, bak-
lagiller, az miktarda da zeytin ve pamuktan oluflmaktayd›. Tokat’ta di¤er,
baklagiller. Manisa ve Denizli’de akçe de¤eri verilmedi¤inden pamu¤un yüz-
desi verilmedi. Manisa’da di¤er, baklagiller; keten ve kendir içinde s›nai bitki-
ler var. Bozok’ta di¤er’in % 4.4’ü çay›r, kuru ot, burçak ve fi¤den, çok az bir k›s-
m› da baklagillerden oluflmaktayd›. Kalan k›s›m genelde bag-bahçe, kendir, ot
vb.den oluflmaktayd›. Marafl’ta susam % 0.1 oran›ndad›r. Marafl’ta ba¤-mey-
ve kategorisinin ço¤u ba¤ ürünleridir (toplam›n yüzde 7’si). Adana ‘da di¤er
kategorisi susam, Denizli’de ise baklagillerdir. Laz›k›yye’de akçe de¤eri veril-
120
ÖZ XV-XVI. Yüzy›llar Anadolu’sunda Tar›m ve Tar›m Ürünleri
121
kebikeç / 23 • 2007
122
ÖZ XV-XVI. Yüzy›llar Anadolu’sunda Tar›m ve Tar›m Ürünleri
l›k kazan›yordu.
Baz› yörelerde önceden tahrir defterlerinde çok az geçen dar›n›n 16. yüzy›-
l›n ikinci yar›s›nda önemli miktarlarda üretildi¤i anlafl›lmaktad›r (Öz, 1999a:
94-95, 121). Güran’›n yukar›da zikredilen araflt›rmas›n›n da aç›kça gösterdi¤i
üzere (Güran, 1998: 99) birim-tohum bafl›na üretim bak›m›ndan dar› bu¤da-
y›n en az üç kat› bir ürün vermekteydi ki, 16. yüzy›l›n ikinci yar›s›ndaki nü-
fus tazyikinin yaratt›¤› flartlar içinde dar› üretimine ayr›lan topraklar›n art-
mas› bu bak›mdan da makul görünüyor. Bu noktada XVI. yüzy›l tahrir defter-
lerinde geçen gâvers kelimesinin dar› veya m›s›r anlam›na m› geldi¤i tart›fl›-
lan bir konudur. Esasen ülkemizde pek çok yerde m›s›ra dar› dendi¤inden ha-
reketle burada bir eflanlaml›l›k olaca¤› varsay›labilir. Bununla birlikte bura-
da zikredilen e¤er bir çeflit m›s›r olabilirse de, bunun Amerika’dan intikal eden
m›s›r olmas› ihtimali bizce düflüktür.11 Mamafih as›l üzerinde durulmas› ge-
reken husus, XVI. asr›n ikinci yar›s›nda bu ürünün oran›nda görülen art›fl›n
tesadüfî veya kay›t usullerinden kaynaklanan bir fley olmay›p nüfuz bask›s›-
n›n sonucunda verimi yüksek bir ürünün tercih edilmesinden kaynakland›¤›
hususudur.12
Tevfik Güran’›n 19. Yüzy›lda Osmanl› Tar›m› Üzerine Araflt›rmalar adl› ça-
l›flmas›nda 19. yüzy›lda ve 20. yüzy›l bafllar›nda tar›m politikalar›, tar›msal
faaliyetin flartlar›, tar›msal verimlilik vb. konular ayr›nt›l› bir flekilde ele al›n-
m›flt›r. XVI. yüzy›ldaki tar›m teknolojisinin ve verimlili¤in çok de¤iflmedi¤i bu
dönem hakk›ndaki bulgulara göre, Anadolu’daki ekili arazinin yaklafl›k %
85’inin tah›llara, % 2,7’sinin baklagillere, % 5’inin s›naî bitkilere, % 7,6’s›n›n
da ba¤lara ayr›ld›¤› belirtiliyor. Toplam üretim içinde tah›llar % 60, ba¤-bah-
çe ürünleri % 10, hayvan ürünleri ise % 23’lük bir paya sahipti (Güran, 1998:
77-78). Bizim incelememizle karfl›laflt›r›labilir olmas› bak›m›ndan hayvan
ürünlerini d›flar›da tutarsak hububat›n yüzde 72, ba¤-bahçe ürünlerinin yüz-
de 14-15’lik bir paya sahip oldu¤u söylenebilir. Yine Güran’a göre, tohum biri-
mi bafl›na has›la 1907-9 y›llar›nda Rumeli’de bu¤dayda 4,8, Anadolu’da 5,5
iken dar›da bu % 18 civar›ndayd› (Güran, 1998: 99). Daha önceki baz› çal›flma-
larda verimlilik konusunda de¤iflik oranlar› (1’e 3 ile 1’e 5 aras›nda de¤iflen)
dikkate alarak baz› hesaplamalar yaparak köylülerin geçim durumuna dair
baz› spekülasyonlar yapm›flt›k. Bu makalede konunun bu yönüne de¤inmeye-
11 Bu konuda F. Emecen, ayr›nt›l› bilgi vermekte ve kanaatimizce konuyu büyük ölçüde ayd›nlatm›fl bulunmak-
tad›r.
12 Tar›m üretiminde verimlilik, tohum-ürün oran› konusu da literatürde tart›fl›lm›flt›r. Bkz. McGowan, 1969;
Öz, 1999a. Ayr›ca bkz. Nagata, 1997: 122-124
123
kebikeç / 23 • 2007
ce¤iz ama bir cümle ile ifade etmek gerekirse geçimlik düzeyde bir tar›m üre-
timinin söz konusu oldu¤u tekrarlanmal›d›r. 1570’lerde nüfus tazyikinin etki-
ledi¤i durumlarda vergi taleplerini karfl›lamakta zorluk çeken köylülerin
muhtemelen ço¤unlu¤u marjinal topraklar› kullanma dahil üretimi artt›rmak
için çeflitli yollar denedikleri gibi, en az›ndan gençler baflta olmak üzere bir ke-
simi ise geçimini flehirlerde veya bey kap›lar›nda aramay› tercih etmifltir.
Sonuç Yerine
Klasik dönem Osmanl› tar›m tarihi hakk›ndaki bilgilerimiz artmakla bir-
likte, ‹mparatorluk çap›nda de¤erlendirmelerin henüz yeterli seviyede olma-
d›¤› görülmektedir. Bunda, flimdiye de¤in yap›lan araflt›rmalar›n verilerinin
yeterince standart olmay›fl› kadar genel de¤erlendirmenin önündeki çeflitli
metodolojik zorluklar da rol oynam›flt›r. Burada belki çok mütevaz› bir çerçe-
vede yap›lan de¤erlendirmeyi çok daha zenginlefltirmek, öncelikle tahrir veri-
lerinin yan›nda kanunnâmeler (sancak kanunnamelerinde pazarda sat›lan
ürünlerin zikredilmesinin rastgele olmad›¤› hesaba kat›lmal›d›r), mühimme
defterleri vs. di¤er kaynaklar› da kullanarak kapsaml› bir envanter ç›karmak
gere¤i kendini aç›kça hissettirmektedir. Toprak mahsullerinin yan›nda hay-
vanlardan elde edilen üretim ve madencilik gibi faaliyetler de hesaba kat›la-
rak k›rsal ekonominin tam bir foto¤raf› çekilebilir. Böyle bir araflt›rmada, ver-
gilendirilen her türlü ürünün yörelere ve kay›tl› olduklar› dönemlere göre lis-
teleri de oluflturulmal›d›r. Farkl› adlarla kaydedilen tah›llar, meyve ve sebze-
ler, s›naî bitkiler tek tek de¤erlendirilmelidir. Böylece Anadolu tar›m tarihinin
bu dönemi ayr›nt›l› bir flekilde ortaya konulabilir. Bu noktada belirtilmesi ge-
reken önemli bir husus ise böyle genel bir çal›flmada co¤rafya ve tar›m disip-
linlerinden gereken ölçüde yararlan›lmas›d›r. Bu ise ancak disiplinleraras› bir
çal›flma ile yap›labilir.
KAYNAKÇA
Acun, Fatma (2006), Karahisar-› fiarkî ve Koyulhisar Kazalar› Örne¤inde
Osmanl› Taflra ‹daresi (1485-1569), Ankara.
Aköz, Alaaddin (1999), XVI. As›rda Karaman Kazas›, Doktora Tezi, Selçuk
Üniversitesi, Konya.
Ar›kan, Zeki (1996), “Tahrir Defterlerinde Geçen Deyimler”, Osmanl› Arafl-
t›rmalar›-The Journal of Ottoman Studies, XVI, ss. 1-13.
Barkan, Ö. L. – Meriçli E. (1988), Hüdavendigar Livas› Tahrir Defterleri,
124
ÖZ XV-XVI. Yüzy›llar Anadolu’sunda Tar›m ve Tar›m Ürünleri
125
kebikeç / 23 • 2007
126
ÖZ XV-XVI. Yüzy›llar Anadolu’sunda Tar›m ve Tar›m Ürünleri
Özet: Osmanl› sosyo-ekonomik tarihçili¤inin yaklafl›k son otuz y›l›nda, özellikle 1980 ve
1990’larda tahrir defterlerine dayal›, ço¤unlu¤u XVI. yüzy›l›, bir k›sm› da ek olarak XV. yüz-
y›l›n ikinci yar›s›n› da içine alan sancak/kaza araflt›rmalar› yap›ld›. Bu araflt›rmalar, Os-
manl› Devleti’nin t›mar sistemine tâbi topraklar›n›n neredeyse tamam›na yak›n› hakk›nda
belirli aç›lardan bilgi da¤arc›¤›m›z› geniflletmekle birlikte, nihaî tahlilde Osmanl› tarihçili-
¤ine katk›lar› hep sorgulan›r kald›. Ço¤unlu¤u birbirinin plan ve muhteva aç›s›ndan nere-
deyse ayn›s› veya çok benzeri olan bu araflt›rmalar üzerinde bugüne kadar kapsaml› bir
elefltirel de¤erlendirme yap›lmad›¤› gibi, bu eserlerden hareketle çeflitli konular›n derinle-
mesine incelenmesi de nedense düflünülmemifltir. Osmanl› devletinin 700. kurulufl y›ldönü-
mü vesilesiyle yapt›¤›m bir iki k›sa çal›flmada tar›msal üretim ve verimlilik gibi konularda
baz› denemeler yapt›m. Bu makalede, ayn› dönemde Anadolu’nun tar›msal haritas›na di¤er
127
kebikeç / 23 • 2007
yay›nlanm›fl veriler ›fl›¤›nda küçük bir katk› olabilecek baz› analizler sunaca¤›m.
Anahtar Sözcükler: Osmanl›’da tar›m, tar›m ürünleri, vergi, tahrir, öflür, ölçü birimleri.
Abstract: In the last two or three decades of the historiography of Ottoman socio-econo-
mic history, there has been an increase in the number of regional studies based on the tah-
rir re¤isters that mostly cover the period between mid-fifteenth and late sixteenth-centuri-
es. Despite the fact that they broadened the scope of our knowledge of the agricultural lands
of the empire under the timar system, their value and contribution in the last analysis ha-
ve always remained questionable. Althougn they are usully produced in similar formats cop-
ying from each other, it is interesting to note the fact that no one has attempted to make sys-
tematic use of the data they provide in furthering analyses of certain issues. I have produced
earlier a couple of articles to this end on the occasion of the seventeenth anniversary of the
foundation of the Ottoman State. The present study provides a further analysis of the ag-
ricultural structure and crop patterns in Anatolia using the data published in these studies.
128
kebikeç / 23 • 2007
Özer ERGENÇ**
* Bu makale, 28 Eylül-1 Ekim 2005 tarihleri aras›nda Venedik’te yap›lan 10th International Congress of Eco-
nomic and Sosial History of Turkey: The Mediterranean and the Ottoman Empire - 10. Uluslar Aras› Türki-
ye’nin Sosyal ve Ekonomik Tarihi Kongresi: Akdeniz ve Osmanl› ‹mparatorlu¤u’na sunulmufl “Akdeniz Havza-
s›n›n Bir Ucu Osmanl› Ülkesinde Tar›m›n Ticarileflmesi E¤ilimleri: Muzâra‘a Sözleflmeleri” bafll›kl› bildirinin
geniflletilmifl fleklidir.
** Prof. Dr., Bilkent Üniversitesi, ‹ktisadi, ‹dari ve Sosyal Bilimler Fakültesi, Tarih Bölümü.
1 Osmanl›’da Toprak Mülkiyeti ve Ticari Tar›m, Editörler: Ça¤lar Keyder-Faruk Tabak, Tarih Vakf› Yurt Ya-
y›nlar›, ‹stanbul 1998.
129
kebikeç / 23 • 2007
2 “An Administrator in the 18th Century: A ‘Mültezim Pasha’ ”, CIEPO-XV, 8-12 Temmuz 2002, Londra.
3 Bunun en tipik örne¤i Yuzo Nagata’n›n yay›nlad›¤› Karaosmano¤ullar› Ailesi ile ilgili tereke kitab›nda ve Os-
man Bayatl›’n›n Bergama tarihine iliflkin eserlerinde görülebilir. Ayr›ca münferit örnekler olmak üzere 19 19
nolu Ankara fier’iyye Sicilinde 913 nolu zab›t, Yusuf Bey bin Abdi adl› örf mensubunun; yine ayn› defterde 496-
A ve 496-B nolu zab›tta ilmiyeden Hüseyin Efendi’nin Kafirciklü köyünden bir köylü ile “akd-› muzâra‘a” eyle-
di¤i anlat›lmaktad›r. Bu örnekler ço¤alt›labilir.
4 Özer Ergenç, Osmanl› Klasik Dönemi Kent Tarihçili¤ine Katk›: XVI. Yüzy›lda Ankara ve Konya, Ankara Ens-
titüsü Vakf› Yay›nlar›, Ankara 1995, s.109-113.
130
ERGENÇ Muzâra’a ve Murâba’a Sözleflmeleri
131
kebikeç / 23 • 2007
bir muzâra‘ad›r? Bunu daha iyi anlayabilmek için 18. yüzy›la ait örnek olabi-
lecek birkaç muzâra‘a sözleflmesinde geçen ifadelerle aç›klayal›m:
7 Ekim 1765 (21 Rebî‘ü’l-âhir 1179) tarihli bir belgeye göre; Karaman eyâ-
letinde Beyflehir sanca¤›nda Afflar adl› köyden 18 çiftçi, Konya mahkemesine
gelerek flöyle demifllerdir: Bizler, Çelik Mehmed Pafla ile muzâra‘a sözleflmesi
yapm›fl ortaklar›z. Kendisinden çift masraflar› için 935 gurufl, bu¤day ve arpa
tohumu için 568 gurufl olmak üzere toplam 1502 gurufl ald›k. Elde edece¤imiz
üründen 100 kiyel bu¤day ile 80 kiyel arpay› kendisine teslim edece¤iz8. Gö-
rüldü¤ü gibi, burada toprak ve emek köylülerindir. Pafla sadece paras›yla or-
takl›¤a kat›lmaktad›r. Bunun örnekleri ço¤alt›labilir.
Ekim ortalar› 1765 (Rebî‘ü’l-âhir 1179) sonlar›nda Konya mahkemesi def-
terine kaydedilen bir baflka belgede akd-› muzâra‘ada bulunan Beyflehir san-
ca¤›na ba¤l› Kurd köyü ahalisinin kad› huzurunda verdikleri ifadeden anlafl›l-
d›¤›na göre; ad›geçen köy ahalileri daha önce bütünüyle da¤›lm›fl ve periflan ol-
mufllarken, merhum Pafla hazretleri, mahkemeye geldikleri tarihten birkaç
sene önce, çift akçesi ad›yla 300 gurufl ile 20’fler kiyel bu¤day ve arpay› tohum
olarak kendilerine teslim etmifltir. Köylüleri korumak amac›yla giriflilen bu ifl-
lem karfl›l›¤›nda ahali paflaya senelik 40 kiyel arpa ve 40 kiyel bu¤day vere-
cektir.9
30 Kas›m 1761 (3 Cemâziye’l-evvel 1175) tarihli bir baflka belgede muzâra‘a
akdinin taraflar› ve hangi koflullarda olufltu¤una dair daha ayd›nlat›c› bilgiler
yer almaktad›r:10
Beyflehri sanca¤›nda vâki‘ Kûçe-i Kebîr kazâs›na tâbi‘ Homa karye-
si sükkân›ndan olub mahrûse-i Konya’da müsâfireten mukîm El-
hâcc Abdulcelil o¤lu Halil ve Ebubekir o¤lu Hasan ve Es-seyyid Ab-
dusselam ve El-hâcc Mustafa ve Deli o¤lan ve Es-seyyid Mahmud
o¤lu Hasan ve Kurd o¤ullar› Halil ve Mehmed ve Es-seyyid fiaban
8 Konya fier‘iyye Sicili 58, s. 126/1 21 Rebî‘ü’l-âhir 1179 tarihli belge: “... bizler pafla-y› müflârün ileyh hazret-
leri ile akd-› muzâra‘adan flerîkler olub çift akçesi olmak üzere an nakd 935 gurufl ve tohum-› mezrû‘ât içün da-
hi h›nta ve fla‘îr k›ymeti olmak üzere 568 gurufl ki cem‘an 1503 gurufl vezîr-i müflârün ileyh bizlere teslîm ve biz
dahi ahz ve kabz edüb mezrû‘ât›m›zdan hâs›la mahsûlât›m›zdan beher sene 100 k›yel h›nta ve 80 k›yel fla‘îr ve-
zîr-i müflârün ileyh taraf›na edâ ve teslîm ve bu vechile akd-› muzâra‘ada flirket üzere olmufl idik ...”.
9 Konya fier‘iyye Sicili 58, s. 125/3, evâhir-i Rebî‘ü’l-âhir 1179 tarihli belge: “karye-i mezbûre ahâlîleri bundan
akdem bi’l-külliye perâkende ve perîflân olub harâb olmufl iken merhûm müflârün ileyh bizleri himâyet ve s›yâ-
net edüb birkaç sene mukaddem karyemize iskân ve çift akçesi nâmiyle üç yüz gurufl bizlere karz-› hasen verüb
ve tohm-› mezrû‘ât›m›z olmak üzere Konya kilesi olmak üzere yirmi kiyel h›nta ve yirmi kiyel fla‘îr bizlere tes-
lîm edüb bizler dahi mebla¤-› mezbûr ile çift tedârük ve tohm-› mezbûru arâzilerimize zer‘ ve hâs›la olan mah-
sûlümüzden senevî vezîr-i müflârün ileyh taraf›na k›rk kiyel-i Konevî h›nta ve k›rk kiyel fla‘îr edâ ve teslîm....”.
10 Konya fier‘iyye Sicili 58, s. 124/1.
132
ERGENÇ Muzâra’a ve Murâba’a Sözleflmeleri
133
kebikeç / 23 • 2007
134
ERGENÇ Muzâra’a ve Murâba’a Sözleflmeleri
devam ettirebiliriz: 1 Konya müddünün 118 kg. oldu¤u düflünülürse, kg. cin-
sinden 11.800 kg., yani yaklafl›k 12 tondur. Bunun topraks›zlar d›fl›ndaki aile-
lerden al›nd›¤› kabul edildi¤inde, aile bafl›na 14 k›yel düfler. Öflrün 1/5 ile 1/10
aras›nda al›nd›¤› düflünülürse, bir ailenin 70-140 k›yel üretimi var demektir.
Bu hesaplamalar itibari olsa da bize yaklafl›k bir fikir vermektedir. Çünkü Ki-
çi Homa, Avflar, Çavufl, Tol karyeleri için de yaklafl›k sonuçlar ç›kmaktad›r.
Demek ki t›mar sistemi içinde küçük aile iflletmecili¤i fleklinde örgütlenmifl ta-
r›m üretimi, vergiler ve bir y›l sonraki ekimin tohum miktar› düflünülürse, bir
aileyi ancak geçindirebilecek boyuttad›r. Çünkü Ortaça¤larda kifli bafl›na hu-
bubat tüketiminin 250-300 kg. aras›nda oldu¤u san›lmaktad›r.13 Demek ki
üretim, tüketimle baflabafl gelmektedir. Ayn› üretim alanlar›nda muzâra‘a ak-
dinde bulunan köylülerin taahhüd etti¤i miktarlar, o tarihteki üretimin 16.
yüzy›l düzeyinden en az iki kat›na ç›kt›¤›n› göstermektedir. Çünkü elde edilen
ürünün “munâsafa” veya “sülüsân” olarak paylafl›ld›¤› anlafl›lmaktad›r ve bu
oranlar bize, köylülerin örf mensubunun pay›n› verdikten sonra kendilerinin
vergi ve di¤er masraflar› da karfl›lamak suretiyle geçinebildiklerini göster-
mektedir. Bu durumda örf mensubunun pay› olarak onun bulundu¤u kente
aktar›lan tar›m ürünü, flimdi daha büyük miktardaki pazar pay› demektir.
Onun için de 18. yüzy›lda önce kaçak bafllayan, sonra devletin tan›mas›yla
meflrulaflt›r›lan hububat ticareti, 16. yüzy›ldaki sancak ve kaza s›n›rlar› için-
de ancak “akreb bazâr”da sat›labilen bir metâ olma yerine, uzak mesafeli tica-
retin konusu olmufltur.14
Tar›m üretimi alan›nda bir baflka ortakl›k biçimi, “murâba‘a”d›r. Bu ortak-
l›k biçimi, “muzâra‘a”n›n bütün flartlar›n› tafl›makla birlikte, sadece bir üre-
tim dönemi için geçerli¤i olan ve ço¤unlukla borçlanmadan dolay›, tasarrufun-
da bulundurdu¤u topra¤› alacakl›s›na devrtetmek zorunda kalan çiftçilerin,
yine ayn› topra¤›, bu kez “ortak” olarak ifllemeleri fleklinde karfl›m›za ç›kmak-
tad›r.
Bu ortakl›klara iliflkin birçok örnek vard›r. Kas›m 1662 (Rebî‘ü’l-âhir 1073)
tarihli bir belgede,15 Harput’a ba¤l› ‹flvan köyü yerlefliklerinden Yagob adl›
zimmi, Mustafa adl› kifli karfl›s›nda ad›geçen köyde 12 aded sulu ve susuz tar-
lalar›n›n “hakk-› tasarrufu”nu “sâhib-i arz ma’rifeti” ile 80 gurufla ad›geçene
“tefvîz” etti¤ini ve buralar›n onun “mülk-i müflterâs›” oldu¤unu söylemektedir.
Bundan sonra Yagob, “murâba‘a oldum, tohum ve tarla mezbûrdan (Musta-
13 Ergenç, Ankara ve Konya, s. 53-55; M. Öz, a.g.m.
14 Özer Ergenç, XVI. Yüzy›lda Bursa, TTK Yay›nlar›, Ankara 2006, s. 107-112.
135
kebikeç / 23 • 2007
fa’dan); emek ve bakar benden, her ne zirâ‘at olunursa vakt-i harmanda öflr
ç›kd›kdan sonra münâsafa üzere taksîm” edeceklerini ifade ederek sözlerine
devam etmifltir. E¤er murâba’a bozulursa 80 guruflu Mustafa’ya iade etmesi
karfl›l›¤›nda tarlalar›n tasarruf hakk› yine kendisine dönece¤ini dile getirmifl-
tir. Mustafa, bu sözleri aynen kabul etmifltir. Bu ilginç örne¤in bize anlatt›¤›
fludur: Asl›nda Yagob, Mustafa’dan 80 gurufl alm›fl, bunun karfl›l›¤›nda tarla-
lar›n› ona devretmifltir. Ayn› anda tarlan›n sahibi olarak Mustafa ile bir üre-
tim ortakl›¤› kurmufltur. Bu ortakl›k, f›k›hta “murâba’a” denilen ortakl›kt›r ve
bir üretim dönemi içinde gerçeklefltirilir. Taraflardan biri tarlay› ve gerekirse
tohumu; di¤eri ise eme¤ini ve hayvan› ile bu ortakl›¤a kat›l›r. Harman sonun-
da taraflar aralar›ndaki anlaflma uyar›nca ürünü yar› yar›ya bölüfleceklerdir.
Yine ayn› tarihli bir baflka belgede benzeri bir ifllemi görüyoruz16. Har-
put’un Karahayum köyü sakinlerinden Ahmed, Mahmud A¤a karfl›s›nda ad›-
geçene 40 riyal gurufl borcu bulundu¤unu, bu borcun 10 gurufluna karfl›l›k ola-
rak ad›geçen köydeki sulu tarlas›n›n “hakk-› tasarrufu”nu “sâhib-i arz” izniy-
le Mahmud A¤a’ya “tefvîz” etti¤ini ve “teslîm-i mebî’” eyledi¤ini ve geriye ka-
lan 30 guruflluk borcu karfl›l›¤›nda da Mahmud A¤a ile “murâba’a” oldu¤unu,
“her ne zirâ‘at edersem vakt-i harmanda sâhib-i arz›n öflrü ç›kdukdan sonra
münâsafa üzere taksîm” edilece¤ini aç›klam›flt›r. E¤er murâba’adan ç›karsa
30 guruflun ödenmesi gereken bir borç olarak kalaca¤›n› kabul etmifltir. Mah-
mud A¤a da bu sözleri onaylam›flt›r. Görüldü¤ü gibi burada iki ifllem bir ara-
da görülmektedir. 40 guruflluk borcun 10 gurufluna karfl›l›k kendi tasarrufun-
daki tarlas›n› Mahmud A¤a’ya satm›fl, ayr›ca 30 gurufl karfl›l›¤›nda da onunla
bir üretim ortakl›¤›na girmifltir. Burada tarla ve üretim için gerekli masraf
olarak 30 gurufl Mahmud A¤a taraf›ndan konmufl, eme¤i de Ahmed üstlenmifl
olmaktad›r. Bu ortakl›k sonucunda ürün yar› yar›ya paylafl›lacakt›r.
Bu borç iliflkilerinin tar›m üretimine nas›l yans›t›ld›¤›n› gösteren bir di¤er
örnek, yine Ocak ortalar› 1663 (Cemâziye’l-âhir bafllar› 1073) senesine aittir.17
Harput’un Munz›r Bey mezraas› sakinlerinden Serkiz ve kardeflleri, mahke-
mede Mustafa Bey adl› kifli karfl›s›nda, ad›geçene 93 riyal gurufl borçlar› bu-
lundu¤unu ve bunun için birbirlerine “mâlen kefîl” olduklar›n›, ayr›ca 2 man-
da, 7 öküz, 2 inek alarak kendisine “murâba’a” olduklar›n› aç›klam›fllard›r.
Murâba’n›n flartlar› flöyledir: Ziraati yap›lan arpa ve bu¤day›n harman zama-
n›nda öflrü ç›kt›ktan sonra 2 hissesi Munz›r Bey’in, 1 hissesi kendilerinin ola-
cakt›r. Bundan baflka bir ürün al›n›rsa, aralar›nda yar› yar›ya paylafl›lacakt›r.
16 Harput fier. Sicili MFA 7218, s. 30, belge: 2.
136
ERGENÇ Muzâra’a ve Murâba’a Sözleflmeleri
137
kebikeç / 23 • 2007
Bunun için de o sistemlerin içinde var olan, fakat daha s›n›rl› uygulanan kimi
usuller yayg›nlaflt›r›lm›flt›r. Bunlar›n bafl›nda iltizâm sistemi gelir. ‹ltizâm
usulü, üretim iliflkilerini de¤ifltiren bir uygulama de¤ildir. Reayadan al›nacak
vergilerin toplan›fl biçimini ve tevcih yönünü belirlemede kullan›lm›flt›r. Ver-
gilerin büyük bir k›sm›n›n do¤rudan hazineye aktar›lmas› ve re‘âyâdan mak-
tû‘an toplanmas› böyle sa¤lanm›flt›r. Oysa 18. yüzy›l›n yeni koflullar›, baflta
üretim iliflkilerini ve usullerini de¤iflmeye zorluyordu. Fakat Osmanl› toprak
tasarrufu sistemi ve topra¤›n tasarrufu kendisine b›rak›lm›fl köylülerin dev-
letçe çok s›k› koruma ve denetim alt›na al›nm›fl olmas›, toprak mülkiyetinin
kolayca miriden özele dönüflmesini engelleyen bir husustu. Bu bak›mdan bafl-
ta Halil ‹nalc›k ve Gilles Weinstein olmak üzere Osmanl› tarihçileri, yo¤un ta-
r›ma olanak sa¤layacak çiftlik olgusunu kabul etmekle birlikte çift-hâne siste-
minin kolay çözülmedi¤i konusunda birleflirler.
b- Aile iflletmecili¤i boyutundaki bir tar›m üretimine olanak sa¤layan çift-
hâne sisteminin kolay çözülmemesi, tar›m›n ticarîleflmesini, yani art› ürünün
akreb bazârdan uzak bazâra do¤ru yer de¤ifltirmesini önleyen bir husustu. Oy-
sa Bat› kaynakl› talep, böyle bir e¤ilimi zorluyordu. 18. yüzy›lda özellikle hu-
bubat alan›nda dikkate de¤er bir art›fl gösteren kaçak ticaret, bunun en önem-
li kan›t›d›r.
c- Böyle bir durumda bu büyük boyutlu ticaretin taleplerinin karfl›lanmas›,
ancak mevcut mülkiyet ve tasarruf iliflkileri içinde üretimi fazlalaflt›racak yol-
lar›n bulunmas›yla mümkün olabilirdi. Nitekim Bat› dünyas›nda bunun tersi
olmufl, tar›m ifl gücünde ticareti yayg›nlaflt›ran manifaktür aflamada önemli
bir yer de¤ifltirme vuku bulunca, azalan tar›m üretimini ço¤altmak için nas›l
ikili, üçlü üretim denemeleri gündeme gelmiflse, Osmanl› ülkesinde de tar›m
üretimini sancak s›n›rlar›n›n d›fl›ndaki talepleri karfl›lamak üzere artt›rma-
n›n ilk yolu, kazanç sa¤layan bir yol olarak görülen hububat ticareti etkili ol-
mufltur. Bu dönemin yeni tip yöneticileri, bir yandan iltizâm sisteminin çeflit-
li manevralar› içinde yer al›rlarken, bir yandan da üretici köylülerle tar›m or-
takl›klar›na giriflmifllerdir. ‹flte “muzâra‘a” ve “murâba‘a” kay›tlar›, bu aflama-
n›n boyutlar› hakk›nda bize ayd›nlat›c› bilgiler sunmaktad›rlar. Bu aç›dan ya-
p›lacak daha ayr›nt›l› araflt›rmalar, 18. yüzy›l tar›msal üretiminin boyutlar›
hakk›nda kesin kanaat edinmemizi sa¤layabilecektir.
138
ERGENÇ Muzâra’a ve Murâba’a Sözleflmeleri
Özet: Bu makalede, 18. yüzy›l Osmanl› Anadolu’sunda tar›m üretiminin yeni boyutlar›
irdelenmektedir. T›mar sisteminin hukukî çerçevesi içinde, geçinecek düzeyde ürün elde
eden köylülerin, 18. yüzy›l›n koflullar› içinde üretimlerini art›racak yeni imkanlar aray›flla-
r›, d›fl talebin hareketlendirdi¤i yo¤un tar›m üretimi d›fl›nda, yeni bir e¤ilimdir. Bu e¤ilim
üzerinde yeterince çal›flma yap›lmam›flt›r. De¤iflen koflullar›n, gereksinimi karfl›lamak üze-
re “muzâra‘a” ve “murâba‘a” denen ortakl›klar yoluyla, imkanlar›n› geniflleten çiftçilerin faz-
la ürünlerini, kendilerine para deste¤i sa¤layan ortaklar›yla paylaflmalar›, hem kendilerine
hem de ortaklar›na yarar sa¤lam›flt›r. Çal›flma, Osmanl› belgelerinnden hareketle tar›m
üretiminin bu boyutu üzerine bilgiler sunulmaktad›r.
Abstract: The study examines certain new dimensions of agricultural production in 18th
century-Ottoman Anatolia. During this period, there emerged a tendency for the peasants
who had been traditionaly engaged in subsistance agriculture within the timar system to se-
arch for possibilities to increase the production; this was not only an attempt to start inten-
sive cultivation mainly for the demand coming from outside markets. As an example of such
a tendency, the present study examines, on the basis of Ottoman documentation, the practi-
ces known as “muzâra’a and “murâba’a” through which peasants went into a kind of part-
nership with individuals who provided financial support for cultivation, partnership that
produced a relationship of sharecropping.
139
Excursion agricole dans le nord de l’anatolie (ancienne bythinie),
L’opium. - la chévre d’angora. - l’agriculture par M. J. E. dauzats. Texte by dessing inédits. 1855
kebikeç / 23 • 2007
E. Attila AYTEK‹N*
G irifl
K›rsal do¤rudan üreticilerin borçlulu¤u, Osmanl› ‹mparatorlu¤u tarihi-
nin önemli bir bölümünde yayg›n olarak görülen bir olguydu. Onalt›nc› yüzy›l-
dan itibaren rastgelindi¤i tarihçilerce not düflülen (Özkaya 1994) bu sorun,
‹mparatorlu¤un farkl› co¤rafi bölgelerinde mevcuttu.1 Tarihsel literatürde k›r-
sal borçlulu¤un varl›¤›na iflaret edildi¤ini ve zaman zaman da sonuçlar›n›n
tart›fl›ld›¤›n› görüyoruz. Öte yandan, borçlulu¤un kökeninde yatan faktörler
ve ald›¤› özgül biçimler hakk›nda yeterli bilgimiz oldu¤unu söylemek zor.
K›rsal borçlulu¤un önemli sonuçlar› oldu¤u biliniyor. S›kl›kla, borçlar iyice
birikip ödenemeyecek noktaya var›yor ve eski borcun faizini ödemek için yeni
borç al›nmas›yla bir k›s›r döngü bafll›yordu. ‹mparatorlu¤un çeflitli bölgelerin-
de çok miktarda tar›msal arazi bu nedenle köylülerin elinden ç›k›p kentsel ya
da k›rsal kökenli alacakl›lar›n mülkiyetine girdi. Bazen, borç k›s›r döngüsün-
den kurtulman›n tek yolu topra¤› fiziksel olarak terk etmekti. Bazen de köy-
lüler, daha önceden kendi kontrollerinde olan topraklarda yar›c› ya da ücretli
iflçi haline geldiler. Borçlanma döngüsünün sonuçlar› ondokuzuncu yüzy›l Os-
manl› tarihindeki bir dizi olgunun anlafl›lmas› aç›s›ndan elbette önemlidir. Ne
var ki, borçluluk sorununun sonuçlar›na gere¤inden fazla odaklanmak, borç-
141
kebikeç / 23 • 2007
142
AYTEK‹N XIX. Yüzy›lda ‹ki Bat› Anadolu Kazas›nda K›rsal Borçluluk
143
kebikeç / 23 • 2007
mifl olmas›d›r. Geçimlik üretime dayal› bir yap›da, borç k›s›r döngüsü kolay-
l›kla bafllayabilir; e¤er geçim marj› küçükse, tek bir kötü hasat bile buna ye-
terli olur. Borç döngüsünü bafllatabilecek di¤er etmenler, köylülerin piyasaya
karfl› verili olarak dezavantajl› bir konumda olmalar› (Kula 1976: 75) ve bazen
de kötü bir hasat›n gerçekleflti¤i y›llarda al›flt›klar› tüketim standartlar›n›
sürdürme istekleridir.2 Tüm bunlara ra¤men, s›k görülmekle birlikte, geçimlik
bir ekonomide köylü borçlulu¤u zorunlu de¤il olumsal bir ö¤edir. Buna karfl›-
l›k, piyasa için üretim yap›lan bir küçük meta üretimi ekonomisinde borçlan-
ma zorunlu bir iliflki haline gelir. Bu tür bir yap›da do¤rudan üreticilerin borç-
lar›na karfl›l›k ödedikleri faiz, art›¤a el koyman›n temel mekanizmalar›ndan
biridir (Boratav 2004: 42-5). Piyasaya yönelik küçük meta üretime dayanan
bir iktisadi yap› ile geçimlik tar›ma dayanan bir yap› aras›ndaki fark›n alt› iyi-
ce çizilmeden borçlanma nedenlerinin hakk›yla anlafl›lmas› zordur.
Elbette bu yaz›n›n literatürdeki bu genel sorunlar› giderme iddias› yok.
Amaçlanan, k›rsal borçluluk sorunuyla ilgili baz› ampirik boflluklar› k›smen
de olsa gidermek. Zira, bir bölgedeki do¤rudan üreticilerin çok borçlu oldu¤u-
nu bilsek bile ço¤unlukla kredi iliflkisinin yap›s›yla ilgili fazla bir fley bilmiyo-
ruz. Genellikle, kredi verenlerin kim oldu¤u, uygulanan faiz oranlar›, ödene-
meyen borçlarla ilgili ne oldu¤u gibi sorular› yan›tlamaktan uza¤›z.
‹kinci olarak, Osmanl› devletinin k›rsal borçlanma sorununa nas›l bakt›¤›-
n› bildi¤imiz söylenemez. Osmanl› devletinin di¤er dönemlerde oldu¤u gibi on-
dokuzuncu yüzy›lda da köylüleri baz› yerel zenginler karfl›s›nda zay›f duruma
düflmekten ve topraklar›n› kaybetmekten korumaya çal›flt›¤› söylenegelmifltir.
E¤er bu do¤ruysa, merkezi devletin k›rsal borçluluk sorununa büyük önem
vermifl ve çözmek için ciddi ad›mlar atm›fl olmas› beklenir. Yaz›da bu noktay›
da ele alacak ve devletin borçlanma sorununa yaklafl›m›n›n anahatlar›n› be-
lirlemeye çal›flaca¤›m.
‹ki Bat› Anadolu kazas›nda kolektif borçluluk
Bu çal›flman›n temel kaynaklar›n›, 1839 y›l›nda Hüdavendigar’a ba¤l› Mi-
haliç (bugünkü ad›yla Karacabey) ve Kirmast› (bugünkü ad›yla Mustafake-
malpafla) kazalar›nda yap›lan bir borçluluk araflt›rmas›n›n sonuçlar›n›n kay-
dedildi¤i defterler oluflturuyor. Defterler Baflbakanl›k Osmanl› Arflivi’nde Ma-
liye Nezareti Maliye Defterleri (ML) fonunda 78 ve 80 numaralarla kay›tl›.
2 Litaratürde elit olmayan gruplar›n tüketim al›flkanl›klar›n› inceleyen çal›flmalar›n say›s› çok azd›r; bu
ba¤lamda Quataert (2000) bir bafllang›ç olabilir. Ayr›ca, arkeolojik çal›flmalar da k›rsal bölgelerdeki tüketim
kal›plar›na iliflkin bilgimizi ciddi biçimde artt›rabilir. Bkz. Carroll (2000)
144
AYTEK‹N XIX. Yüzy›lda ‹ki Bat› Anadolu Kazas›nda K›rsal Borçluluk
1839 y›l›n›n bafllar›nda bir görevli bu iki kazay› gezmifl ve her ikisi için de
ayr› defterler haz›rlam›fl. Bu borçluluk araflt›rmas›n›n niye yap›ld›¤›na dair
defterlerde herhangi bir bilgi yok. Baflbakanl›k Osmanl› Arflivi’nde bununla il-
gili bilgi veren baflka bir kayda rastlamad›m. Araflt›rman›n bu iki kazaya öz-
gü bir nedenden dolay› yap›lm›fl olmas› mümkün oldu¤u gibi, iki defter daha
genifl kapsaml› bir araflt›rman›n parças› olarak haz›rlanm›fl da olabilir. Her
iki defter de Mehmet Rüfltü isimli bir memur taraf›ndan haz›rlanm›fl; defter-
lerin sonunda Mehmet Rüfltü’nün yan›s›ra kaza kad›s›n›n da mührü bulunu-
yor. Defterlerin bafl›nda k›sa sunufl yaz›lar› var. Kirmast› defterinin (ML 80)
bafl›ndaki yaz› söyle:
Hüdavendigar sanca¤›nda kain Kirmast› kazas›n›n kasabas›yla kuras›
ahalilerinin tekalif-i varidelerinden dolayi murabahac› taifesine karyecek olan
deynlerinin dahi defterinin tanzimi ve takdimi mukteza-y› irade-i seniyyeden
oldugundan kaza-i mezbur ahalisinin murabahac› taifesine deyni olanlar›n›n
tanzim olunan defteri olma¤la ber-vech-i ati zikr ü beyan olundu.
Defterlerde, kolektif olarak borcu bulunan köyler hakk›nda bilgiler yer al-
makta.3 Tipik bir kay›tta, alacakl›n›n ad› ve memleketi, anapara, ifllemifl olan
faiz, faiz oran›, toplam borç ve kredinin al›nd›¤› y›l yaz›l›. Memurun köylülere
zaman› geldi¤inde bu borçlar› ödeyip ödeyemeyeceklerini de sordu¤u anlafl›l›-
yor.
Etnik-dinsel aç›dan iki kazada üç tip köy bulunuyordu. Bunlar, sadece
Müslümanlar›n yaflad›¤› köyler, sadece gayr›-Müslimlerin yaflad›¤› köyler ve
üçüncü olarak da heterojen yap›daki köylerdi. Heterojen yap›daki baz› köyler-
de Müslüman ve H›ristiyanlar›n mali ifllerini ayr› ayr› yönettikleri görülürken
baz›lar›nda vergi ve di¤er mali ifller ortak yürütülmekteydi.
Mihaliç’teki köylerin yüzde 45’i borçluyken bu rakam Kirmast›’da yüzde
81’di. Öte yandan, Mihaliç’teki borçlu köylerin ço¤unlu¤u, Kirmast›’da ise an-
cak yüzde 20’si bu borçlar›n› zaman› gelince ödeyemeyeceklerini beyan etmifl-
lerdi. Dahas›, toplam borç Mihaliç’te çok daha fazlayd›. Yani hem nesnel hem
de öznel aç›dan borç yükünün Mihaliç’te di¤erinden çok daha yüksek oldu¤u-
nu söyleyebiliriz.
Bu durum bir kaç biçimde aç›klanabilir. Mihaliç, 1830’lar›n bafllar›ndan or-
talar›na kadar yaflanan seller nedeniyle önemli tar›msal kay›plara u¤ram›flt›
(C.ML 1301). Bu, köylerin borçlulu¤unu artt›ran bir etmen olabilse de, borçlu-
3 ML 78 ve 80’de iki kaza merkezinde bulunan kimi mahallelerin kolektif borçlar›yla ilgili veriler de var. Benim
bu yaz›daki oda¤›m k›rsal borçlanma oldu¤u için bu verileri dikkate almad›m.
145
kebikeç / 23 • 2007
lu¤un ortaya ç›k›fl›n›n buna ba¤l› olmas› pek muhtemel görünmüyor. Zira, bu
borçlar›n pek ço¤unun vadesi dört y›ldan fazlayd›; hatta baz› borçlar o kadar
eskiydi ki köylüler de tam olarak ne zaman al›nd›klar›n› hat›rlayamam›fllar-
d›. Yani, en az›ndan bu borçlar›n yaflanan sellerle do¤rudan ilgili olmad›¤› ön-
görülebilir.
4 ‹ki kazaya ait borç defterlerine ek olarak flu temettuat defterlerini de kulland›m: ML.VRD.TMT 8966, 8918,
8922, 8911, 8925, 8905, 8891, 8935, 8893, 8973, 8942, 8952, 8965, 8956, 8971, 8909 ve 8915.
5 Örne¤in 1250 y›l› için, Mihaliç’a ba¤l› Canbaz köyünde bulunan yirmi Hristiyan aile toplam 3.089 kurufl, ve
Karacaoba köyünde yaflayan on befl Hristiyan aile toplam 3.832,5 kurufl vergi-yi mahsusa ödemifllerdi
(ML.VRD.TMT 8918 ve 8905).
146
AYTEK‹N XIX. Yüzy›lda ‹ki Bat› Anadolu Kazas›nda K›rsal Borçluluk
6 Etnik ifl bölümünün büyük ölçüde bir efsane oldu¤unu gösteren bir çal›flma için bkz. K›rl› (2000). Marcus
(1989) da fiam’da kentsel mekandaki farkl›laflman›n dinsel farka tekabül etmedi¤ini göstermifltir.
147
kebikeç / 23 • 2007
148
AYTEK‹N XIX. Yüzy›lda ‹ki Bat› Anadolu Kazas›nda K›rsal Borçluluk
Aynî borç, parasal olarak hesaplan›r hesaplanmaz nakdi bir borç haline ge-
liyor ve takip eden y›llarda köylüler bu borcun faizini ödüyorlard›. Yani, ilk
baflta piyasa de¤eri ve hesaplanan fiyat aras›ndaki farktan do¤an faizin üze-
rine bir de bu faiz ekleniyordu. Bu özelli¤iyle aynî kredi köylüler için çok olum-
suz bir kredi türüydü. Bundan dolay› köylülerin sadece zorunlu hallerde bu
yola baflvurdu¤unu varsaymak yanl›fl olmaz.
Kredi iliflk
flkilerinin mekansal bir analizi
Mihaliç ve Kirmast›’daki borçlu alacakl› iliflkilerini mekansal aç›dan ince-
ledi¤imizde iki kaza aras›nda farklar görüyoruz. Defterlerden anlafl›ld›¤› ka-
dar›yla köylere kredi sa¤layan kaynaklar flu yerleflim birimlerinde yafl›yordu:
borçlu köyün kendisinde; kazadaki di¤er bir köyde; kaza merkezinde (yani Mi-
haliç ya da Kirmast›’da); Hüdavendigar’a ba¤l› baflka bir kaza merkezinde;
Hüdavendigar’a ba¤l› baflka bir köyde; Bursa’da.
Mihaliç’teki kredi iliflkileri genifl bir mekansal da¤›l›ma tekabül ediyordu.
Kredi iliflkilerinin yüzde 10’u Bursa’yla kurulmuflken, kasaba merkeziyle da-
ha fazla iliflki kurulmufl olmakla birlikte di¤er mekansal tercihlere afla¤› yu-
kar› eflit düzeyde (yüzde 20 civar›nda) baflvurulmufltu. Dahas›, nadiren de ol-
sa, bu kazadaki köylerin ‹stanbul’da yaflayan kiflilerden borç ald›¤› da oluyor-
du. Öte yandan, Kirmast›’daki kredi-borç iliflkileri mekansal olarak çok daha
yo¤unlaflm›fl bir yap›ya sahipti. Mevcut kredi iliflkilerinin yar›s›ndan fazlas›,
Kirmast› köyleriyle kaza merkezi olan Kirmast› kasabas› aras›nda kurulmufl-
tu. Bu da, Hüdavendigar’a ba¤l› di¤er kazalar ve köylerde yaflayan zenginle-
rin, kredi kayna¤› olarak daha az kullan›lmas› anlam›na geliyordu. Kirmast›
köyleri Bursa’da ya da ‹stanbul’da yaflayan kimseden borç almam›flt›.
Öyle görünüyor ki Kirmast› kasabas› ve köyleri aras›ndaki mali (ve muhte-
melen de ekonomik) iliflkiler Mihaliç kasabas› ve köyleri aras›ndaki iliflkiye
göre çok daha yo¤undu. Bu ayn› zamanda Kirmast›’da bulunan kredi kaynak-
lar›n›n ve piyasas›n›n bu kazaya ba¤l› köyler için yeterli oldu¤u anlam›na da
geliyor. Tersine, daha fazla borçlu olan ve borçlar›n› zaman›nda ödemekte zor-
lanan Mihaliç köyleri kaza d›fl›nda da kaynaklar aram›fllar, Bat› Anadolu’nun
bu köflesinin en büyük flehri olan ve muhtemelen de en geliflmifl kredi piyasa-
s›n› bar›nd›ran Bursa’y› ve ‹mparatorlu¤un baflkentini de aray›fllar›na dahil
etmifllerdi.
Alacakl›lar
Afla¤›daki tablolardan görülebilece¤i gibi, iki kazada borç verenlerin nere-
deyse tamam› erkekti. Öyle ki, Kirmast› köylerine kredi sa¤layan hiç kad›n
149
kebikeç / 23 • 2007
Meslek Esnaf / Sarraf Din adam› ‹flçi / çiftçi Askeri Bilinmiyor Büyük Toplam
8 Burada Ariel Salzmann’›n (1995) “portfolio capitalists” teriminden ilham ald›m. Salzmann da terimi Bayly
(1990)’dan ödünç al›yor.
9 Tabloda kulland›¤›m yüzdeleri alacakl› kifliler üzerinden de¤il kredi iliflkilerinin say›s› üzerinden hesaplad›m.
Yani diyelim bir alacakl›n›n ad› bir defterde üç ayr› yerde krediyi sa¤layan olarak geçiyor, bunu tabloda bir de¤il
üç olarak hesaba katt›m. “Askeri ya da sivil görevli” kategorisine din adamlar› hariç tüm askeri ve sivil ve yar›-
resmi statüsü olan görevlileri dahil ettim. Yuvarlama nedeniyle toplamlar 100’den farkl› ç›kabilmifltir.
150
AYTEK‹N XIX. Yüzy›lda ‹ki Bat› Anadolu Kazas›nda K›rsal Borçluluk
Meslek Esnaf / Sarraf Din adam› ‹flçi / çiftçi Askeri Bilinmiyor Büyük Toplam
151
kebikeç / 23 • 2007
sine ra¤men üçüncü türden bir müdahalenin di¤erlerinden daha az vuku bul-
du¤u izlenimine sahibim. Merkezi devletin do¤rudan üreticilerin mülksüzlefl-
mesi ihtimaline ya da olgusuna gitgide daha az ‘telafl’ ve kararl›l›kla yaklafl-
mas›, Osmanl› arazi hukukunun ondokuzuncu yüzy›lda geçirdi¤i evrimle de
tutarl›d›r.11
Her halde, bu üç durumda gerçekleflen müdahaleler bir istisnayd›. ‹ster bi-
reysel ister kolektif borçlar olsun, Osmanl› devletinin k›rsal borçlanmaya ge-
nel yaklafl›m› mümkün mertebe müdahil olmama yönündeydi. Bunun bir gös-
tergesi, kredi-borç iliflkisine dair, yüksek faiz gibi yasad›fl› say›lan kimi pratik-
lerin yayg›n biçimde ‘idare edilmesiydi’. Üstelik, normalde bu tür durumlarda
ifllemleri ‘kitab›na uydurmakta’ usta olan kad› mahkemelerinin borç karfl›l›¤›
devredilen bir tar›m arazisine dair ‘yasad›fl›’ ifllemleri aynen kay›t alt›na ald›-
¤› da oluyordu (C.DH 9454). Kirmast› ve Mihaliç’te borç say›m›n› yapan me-
mur ve ona efllik eden kad›, ö¤rendikleri tüm borçlanma iliflkilerinden sadece
birine müdahale etmifllerdi; söz konusu borçlu köy ahalisi, alacakl› için bir tar-
la ay›r›p kolektif olarak ekecek, geri ödemeyi hasat vaktinde tarlan›n has›la-
t›n› alacakl›ya vererek aynî olarak yapacakt›. Memur ve kad› bu uygulamay›
uygunsuz bulmufl ve de¤ifltirilmesini istemifllerdi.
Bu, keyfi bir müdahale de¤ildi ve merkezi devletin ondokuzuncu yüzy›l or-
talar›nda benimsedi¤i genel politikalar› yans›t›yordu. Kirmast› ve Mihaliç
borç araflt›rmas›ndan yaklafl›k yirmi y›l sonra Selanik’e ba¤l› T›rhala kazas›n-
da benzer bir yaklafl›m çok daha büyük bir ölçekte benimsenmiflti. Ondoku-
zuncu yüzy›l›n ortalar›na kadar T›rhala çiftliklerinde “subafl›l›k” denen bir
sistem yürürlükteydi. Bu sistemde subafl›, hem köyün/çiftli¤in kahyas›yd›,
hem de idaresi alt›ndaki do¤rudan üreticilerin zorunlu nakit ihtiyaçlar›n› kar-
fl›l›yordu. Üreticiler de bunun karfl›l›¤›nda kendi ektiklerinden ayr› olarak bir
miktar araziyi ortaklafla ekiyor, has›lat› da subafl›ya faiz olarak veriyorlard›.
Bu, hem kredi-borç iliflkilerinin hem de tar›msal art›¤a el koyma mekanizma-
lar›n›n çok karmafl›k bir biçim ald›¤›na delalet eder. Subafl›l›k sistemini bir
tür angarya sayan Osmanl› devleti Tanzimat ilkelerinin angaryay› yasakla-
mas›ndan yola ç›karak 1862’de uygulamay› yasaklad›. Ne var ki üreticilerin
nakit ihtiyaçlar› devam etmekteydi. Sonuçta do¤rudan üreticiler, “ticarileflme
mecburiyeti” alt›ndayd›lar ve tefecilere baflvurarak çok yüksek faizlerle borç
11 Ne Osmanl› arazi hukukunun imparatorlu¤un son dönemlerindeki seyri ne de temel yasa olan 1858 Arazi
Kanunnamesi hakk›yla tart›fl›lm›fl ve analiz edilmifl de¤il. Arazi hukukunun legalist-formalist çerçevenin öte-
sine geçen bir perspektiften ele al›nmas›, imparatorluktaki tar›msal iliflkilerin analizine önemli katk›lar
sa¤layabilir. 1858 Arazi Kanunnamesi’ne mevcut yaklafl›mlar›n elefltirisi için flu çal›flmama bak›labilir: Aytekin
(2005)
152
AYTEK‹N XIX. Yüzy›lda ‹ki Bat› Anadolu Kazas›nda K›rsal Borçluluk
153
kebikeç / 23 • 2007
KAYNAKÇA
Baflflb
bakanl›k Osmanl› Arflfliivi
Maliye Nezareti Maliye Defterleri (ML): 78, 80
Cevdet ‹ktisat (C.‹KTS): 297, 685, 833
Cevdet Dahiliye (C.DH): 1421, 4326, 9454
Cevdet Maliye (C.ML): 1301, 1302, 2555, 2564
Temettuat Defterleri (ML.VRD.TMT): 8966, 8911, 8918, 8922, 8925, 8891,
8905, 8935, 8893, 8973, 8942, 8952, 8965, 8956, 8971, 8909, 8915
‹rade Meclis-i Vala (‹.MVL): 20920
Kitap ve Makaleler
Aytekin, E. Attila (2005), “Hukuk, Tarih ve Tarihyaz›m›: 1858 Osmanl›
Arazi Kanunnamesi’ne Yönelik Yaklafl›mlar”, Türkiye Araflt›rmalar› Literatür
Dergisi 3 (5): 723-744
154
AYTEK‹N XIX. Yüzy›lda ‹ki Bat› Anadolu Kazas›nda K›rsal Borçluluk
Bayly, C.A. (1990), "Portfolio Capitalists and the Political Economy of Early
Modern India" Merchants, Markets and the State in Early Modern India (der.
Sanjay Subrahmanyan), Delhi: Oxford University Press, ss. 242-265.
Boratav, Korkut (2004), Tar›msal Yap›lar ve Kapitalizm, Ankara: ‹mge.
Carroll, Lynda (2000), "Toward an Archaeology of Non-Elite Consumption
in Late Ottoman Anatolia", The Historical Archaeology of the Ottoman Empi-
re: Breaking New Ground (der. Uzi Baram ve Lynda Carroll), New York: Klu-
wer Academic/Plenum Publishers, ss.161-180.
Cole, Juan Ricardo (1993), Colonialism and Revolution in the Middle East,
Princeton: Princeton University Press.
Khoury, Dina (2002), State and Provincial Society In The Ottoman Empire:
Mosul, 1540-1834, Cambridge: Cambridge University Press.
K›rl›, Cengiz (2000), "The Struggle over Space: The Coffeehouses of Otto-
man ‹stanbul, 1780-1845", Yay›nlanmam›fl doktora tezi, Binghamton Univer-
sity, SUNY.
Kula, Witold (1976), An Economic Theory of the Feudal System: Towards a
Model of the Polish Economy, 1500-1800, Londra: N.L.B.
Lenin, V.I. (1960), Collected Works Vol.4, Moskova: Foreign Languages
Publishing House.
Marcus, Abraham (1989), The Middle East on the Eve of Modernity : Alep-
po in the Eighteenth Century, New York: Columbia University Press.
Nagata, Yuzo (1997), Tarihte Ayanlar : Karaosmano¤ullar› Üzerinde Bir
‹nceleme, Ankara: Türk Tarih Kurumu.
Özdemir, Bülent (2003), Ottoman Reforms and Social Life : Reflections
from Salonica, 1830-1850. ‹stanbul: Isis Press.
Özkaya, Yücel (1994), Osmanl› ‹mparatorlu¤u'nda Ayanl›k, Ankara: Türk
Tarih Kurumu.
Quataert, Donald (1994). "The Age of Reforms, 1812-1914", An Economic
and Social History of the Ottoman Empire, 1300-1914, (der. Halil ‹nalc›k ve
Donald Quataert) Cambridge, Cambridge University Press, ss. 759-943.
Quataert, Donald (der.) (2000), Consumption Studies and the History of the
Ottoman Empire, Albany: SUNY Press.
Rafeq, Abdul-Karim (1984), "Land Tenure Problems and Their Social Im-
pact in Syria around the Middle of the Nineteenth Century", Land Tenure and
155
kebikeç / 23 • 2007
Social Transformation in the Middle East (der. Tarif Khalidi), Beyrut: Ameri-
can University of Beirut.
Rogan, Eugene L. (1999), Frontiers of the State in the Late Ottoman Empi-
re. Transjordan, 1850-1921, Cambridge: Cambridge University Press.
Salzmann, Ariel C. (1995), "Measures of Empire: Tax Farmers and the Ot-
toman Ancien Regime, 1695-1807", Yay›nlanmam›fl doktora tezi, Columbia
University.
Thompson, Elizabeth (1993), "Ottoman Political Reform in the Provinces:
The Damascus Advisory Council in 1844-45", International Journal of Middle
Eastern Studies 25: 459-461.
Özet: Bu makale, 1839 y›l›nda Hüdavendigar’›n Mihaliç ve Kirmast› kazalar› için haz›r-
lanan borç defterleri ›fl›¤›nda, iki kazan›n k›rsal alanlar›ndaki kolektif borçluluk olgusunu
ele almaktad›r. Makalede ayr›ca, k›rsal borçluluk üzerine k›sa bir kuramsal tart›flma ve Os-
manl› merkezi devletinin do¤rudan üreticilerin borçlulu¤una yaklafl›m›na dair bir bölüm de
bulunmaktad›r.
Abstract: This article deals with the rural collective indebtedness in two districts in the
province of Hüdavendigar, Mihaliç and Kirmast›, based on the debt registers of the districts
that date from 1839. The article also includes a brief theoretical discussion of rural indeb-
tedness and a section on Ottoman central state’s approach to the indebtedness of rural di-
rect producers.
156
kebikeç / 23 • 2007
Mehmet DEM‹RYÜREK*
G irifl
“Asmabiti” olarak bilinen filoksera “homoptera (eflkanatl›lar)
tak›m›ndan, Avrupa’da ve ABD’nin bat›s›nda üzüm ba¤lar›na çok büyük
zararlar veren, küçük, yeflilimsi sar› böcek”1fleklinde tan›mlanmaktad›r. Bu
böce¤in anavatan› Kuzey-do¤u Amerika’d›r. Birçok yabanî asma türünün
yapraklar› ve kökleriyle beslenen bu böcek2 Kuzey-do¤u Amerika’da asmalara
zarar vermemektedir. Çünkü asmalar bu böce¤e karfl› ba¤›fl›kl›k
kazanm›fllard›r3. Bununla birlikte “Asmabiti 1860’a do¤ru Avrupa’daki
asmalara bulaflarak çok büyük zararlara yol aç(m›fl)”4 ve “25 y›l içinde Fransa,
‹talya ve Almanya’n›n neredeyse bütün ba¤lar›n› ve flarap sanayilerini yerle
bir etmifltir”5.
Böcek Avrupa’da ilk defa 1868 y›l›nda Frans›z eczac› Jules Emile Planchon
taraf›ndan tan›mlanm›flt›r6. Ba¤lar üzerinde bu kadar büyük olumsuz etkiye
sebep olan asmabiti ile mücadele de uluslararas› seviyede gerçekleflmifltir. Bu
cümleden olarak birincisi 1877’de Lozan’da ve ikincisi de 1878’de Bern’de
* Doç.Dr., Lefke Avrupa Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü. (KKTC) mdyurek@lefke.edu.tr
1 Ana Britannica, c: 2, Ana Yay›nc›l›k yay., ‹stanbul-2004, s: 454.
2 Encyclopedia Americana, c: 22, ABD-1982, s: 44.
3 Ana Britannica, s: 454.
4 Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, c: 2, Milliyet Yay., ‹stanbul-1986, s: 896
5 Ana Britannica, c: 2, s: 454.
6 Meydan Larousse, c: 2, Sabah Gazetesi yay., (t.y.), s: 176; a.g.e., c: 16, s: 137.
157
kebikeç / 23 • 2007
7 P. G. Gennadius; Report on the Agriculture of Cyprus, Printed at the Government Printing Office, Lefkofla
(t.y), s: 51.
8 Encyclopedia Americana, c: 22, s: 44.
9 Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, c: 2, s: 896
10 Encyclopedia Americana, c: 22, s: 44; Meydan Larousse, c: 2, s: 176; a.g.e., c: 16, s: 137; Ana Britannica, c: 2,
s: 454; Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, c: 2, s: 896.
11 Mehmet Demiryürek, “K›br›s’ta Salg›n Hastal›klar ve Hastal›klarla Mücadele”, 38. Uluslararas› T›p Tarihi
Kongresi Bildiriler Kitab›, Ankara-2005, s: 1299.
12 Genifl bilgi için, bkz. a.g.e.
13 1 pound: 0,453 kg.
14 Report by Her Majesty’s High Commissioner for the Year 1879, Londra-1880, s: 22.
15 The Cyprus Blue Book for the Year 1888-1889, Printed at the Government Printing Office, Lefkofla, Haziran
1937, ss: 502-508.
158
DEM‹RYÜREK ‹ngiliz ‹daresi döneminde K›br›s’ta Filoksera ‹le Mücadele
16 “K›br›s’ta flarab›n imali usûlünün daimi bir suretle ›slah› için bir tarik ittihaz› bi¤ayet arzu olunan mevad-
dand›r. Filokseran›n cezireye men’-i duhulü ...”, Ceride-i Resmiye-i K›br›s, 21 Mart 1890. [Bu çal›flmada Türkçe,
Rumca ve ‹ngilizce olarak yay›mlanan bu gazetenin bazen ‹ngilizce nüshalar› (The Cyprus Gazette) bazen de
Türkçe nüshalar› (Ceride-i Resmiye-i K›br›s) kullan›lm›flt›r].
17 Ceride-i Resmiye-i K›br›s, 14 Mart 1892. [ ] içindeki ifadeler bize aittir.
18 The Cyprus Gazette, Temmuz 20, 1880.
159
kebikeç / 23 • 2007
kald›r›lm›flt›r19. 25 Ocak 1884 tarihinde yay›mlanan bir baflka ilana göre ise,
22 Ocak 1884 tarihinden itibaren K›br›s’a yap›lacak patates ithaline izin ver-
ilmektedir20.
160
DEM‹RYÜREK ‹ngiliz ‹daresi döneminde K›br›s’ta Filoksera ‹le Mücadele
161
kebikeç / 23 • 2007
27 BOA, Tasnifin Kodu: DH.MKT, Dosya No:1454, Gömlek S›ra No: 49, Tarih: 25.M.1305.
28 BOA, Tasnifin Kodu: DH.MKT, Dosya No:1457, Gömlek S›ra No: 28, Tarih: 7.S.1305.
29 BOA, Tasnifin Kodu: DH.MKT, Dosya No:1461, Gömlek S›ra No: 88, Tarih: 22.S.1305.
162
DEM‹RYÜREK ‹ngiliz ‹daresi döneminde K›br›s’ta Filoksera ‹le Mücadele
163
kebikeç / 23 • 2007
164
DEM‹RYÜREK ‹ngiliz ‹daresi döneminde K›br›s’ta Filoksera ‹le Mücadele
165
kebikeç / 23 • 2007
2. “Her nev’ [çeflit] eflcar [a¤aç] ve fidanlarla a¤aç ve fidan›n henüz diri
bulunan her hangi k›sm›”,
3. “Gerek kat’ olunmufl [kesilmifl] ve gerek sair surette bulunan her nev’
[çeflit] çiçek”,
4. “Her nev’ [çeflit] kuru fidan ve çiçek”,
5. “Kürum [asma] deste¤i yahut buna mümasil [benzer] hususât [hususlar]
için isti’mal olunmufl [kullan›lm›fl] s›r›klar”,
6. “Kürum [asma] yahut nebatat-› saire [di¤er bitkiler] için isti’mal olun-
mufl [kullan›lm›fl] bilcümle [bütün] ba¤lar”,
7. “Toprak ve kum ve yaprak ve bahçe topra¤›”,
8. “Kufl f›flk›s› ve kemik tozu ve tahaccür etmifl [kat›laflm›fl] nebatî [bitkisel]
ve hayvanî [hayvansal] maddelerden ve kimyaca tertib olunmufl
[kimyevî] gübrelerden maada [baflka] bilcümle [her çeflit] hayvan ve
nebat [bitki] gübresi”nden herhangi birisinin K›br›s’a getirilmesi yasak-
lanm›flt›r.
Ayn› kararname Cezayir, Anadolu, Avusturya, Fransa, Yunanistan, ‹talya,
Portekiz, Romanya, Rusya, ‹spanya, Suriye ve Rumeli’den K›br›s’a getirilecek
“bask›lanm›fl olarak yahut aher [baflka] suretle kuru ot ve saman”› da kesin-
likle yasaklamaktad›r. Ancak bu ülkelerden getirilen “ot yahut saman ile bir-
likte bir k›ta [adet] flehadetname [belge] bulundurulup flahadetname-i mezkûr
[söz konusu belge] o ot yahut saman›n mahall-i husulüne [üretim yerine] dair
sahih [do¤ru] ve muteber [güvenilir] bir flahadetname [belge] idü¤ü [oldu¤u]
hakk›nda mezkur [ad› geçen] ot yahut saman›n sefineye [gemiye] tahmil edil-
di¤i [yüklendi¤i] iskelenin ‹ngiliz konsolos memurlu¤unun yahut ‹ngiliz kon-
solos memurlu¤u bulunmad›¤› halde mahalli iskele ser-memurunun
[müdürünün] vizesini” tafl›yorsa K›br›s’a ithaline izin verilecektir.
Bu kararnameye göre Cezayir, Anadolu, Avusturya, Fransa, Yunanistan,
‹talya, Portekiz, Romanya, Rusya, ‹spanya, Suriye ve Rumeli’den “celb [getir-
ilen] ve idhal olunan eflya ve emtian›n [mallar›n] istifi için isti’mal edilmifl
[kullan›lm›fl] olan kuru ot ve saman ve ot ve yaprak ve mevad-› nebatiye-i
saire [di¤er bitki çeflitleri] vürud ettikleri [geldikleri] iskele gümrü¤ünde
itlaf”edilecektir. Ancak “bunlar›n kuru samandan ma’mul [yap›lm›fl] sarg›
halinde bulunanlar›” bundan muaf olacaklard›r.
Kararname hangi maddelerin K›br›s’a girifline izin verilece¤i konusunu da
aç›kl›¤a kavuflturmaktad›r. Buna göre;
166
DEM‹RYÜREK ‹ngiliz ‹daresi döneminde K›br›s’ta Filoksera ‹le Mücadele
38 Ceride-i Resmiye-i K›br›s, 9 A¤ustos 1889, 731 numaral› ilan. Bu ilan›n büyük ölçüde benzeri olan ve ona at›f
yapan bir baflka ilan da 6 fiubat 1892 tarihli resmî gazetede yay›mlanm›flt›r; bkz. fiubat 6, 1892, 1564 numar-
al› ilan. Buna göre yasaklar aynen kalmakta yaln›z “demirhindi”nin ithaline izin verilmektedir. Ayr›ca 5
A¤ustos 1889 tarihli ve ayr›nt›s› ile yukar›da aç›klanan kararnameye de at›f yap›larak 11 Kas›m 1892 tarihinde
yeni bir emirname yay›mlanm›flt›r. Buna göre filoksera ile bulafl›k ülkeler listesine Malta ve Simas da eklen-
mifltir. Bu nedenle bu ülkelerden de söz konusu madde ve eflyalar›n ithali yasaklanm›flt›r. Ancak “saponaria”
adl› bitkinin ithaline izin verilmifltir, bkz: Kas›m 11, 1892,1859 numaral› ilan.
39 The Cyprus Gazette, Haziran 13, 1890, s: 1618.
167
kebikeç / 23 • 2007
168
DEM‹RYÜREK ‹ngiliz ‹daresi döneminde K›br›s’ta Filoksera ‹le Mücadele
169
kebikeç / 23 • 2007
170
DEM‹RYÜREK ‹ngiliz ‹daresi döneminde K›br›s’ta Filoksera ‹le Mücadele
171
kebikeç / 23 • 2007
172
DEM‹RYÜREK ‹ngiliz ‹daresi döneminde K›br›s’ta Filoksera ‹le Mücadele
Kanunun Uygulanmas›
173
kebikeç / 23 • 2007
Sonuç
1878 y›l›nda K›br›s’›n idaresini devralan ‹ngilizler o y›llar›n ba¤c›l›¤› için
büyük bir tehlike addedilen filoksera ile etkili bir mücadele
gerçeklefltirmifllerdir. Bu cümleden olarak 1880 y›l›ndan itibaren emir ve
kararnameler yay›mlanm›fl, “K›br›s Filoksera Komisyonu” kurulmufl, konuyla
ilgili kitap yay›mlanm›fl ve nihayet 1890 y›l›nda “Filoksera Önleme Yasas›”
ç›kar›lm›flt›r. Bütün bu uygulamalar›n amac› hastal›¤›n K›br›s’a giriflini önle-
174
DEM‹RYÜREK ‹ngiliz ‹daresi döneminde K›br›s’ta Filoksera ‹le Mücadele
mektir. Ba¤c›l›ktan ve flarapç›l›ktan önemli bir gelir elde eden K›br›s için bu
mücadele çok yerinde olmufl ve incelenen dönemde filoksera hastal›¤›n›n
K›br›s’a girifli ve K›br›s’ta yay›lmas› engellenmifltir.
Kaynakça:
A. Arflfliiv Belgeleri:
1. KKTC Millî Arfliv ve Araflt›rma Dairesi/Girne’de bulunan resmî yay›nlar:
-Report by Her Magesty’s Commissioner for the Year 1879, Londra-1880.
-The Cyprus Blue Book, for the Year 1888-1889, Printed at the Government
Printing Office, Lefkofla, Haziran, 1937.
-P. G. Gennadius; Report on the Agriculture of Cyprus, Printed at the
Government Printing Office, Lefkofla, (t,y).
-Kavanin-i K›br›s, 1885-1895.
-Laws of Cyprus, c: 1, Londra-1950.
-Laws of Cyprus, c: 1, Londra-1959.
-K›br›s Yasalar›, c: 1, K›br›s Türk Federe Meclisi yay., Lefkofla-1981.
2. Baflbakanl›k Osmanl› Arflivi Belgeleri:
-Tasnifin Kodu: DH.MKT, Dosya No:1454, Gömlek S›ra No: 49, Tarih:
25.M.1305.
-Tasnifin Kodu: DH.MKT, Dosya No:1457, Gömlek S›ra No: 28, Tarih:
7.S.1305.
-Tasnifin Kodu: DH.MKT, Dosya No:1461, Gömlek S›ra No: 88, Tarih:
22.S.1305.
B. Ansiklopediler:
-Ana Brittannica
-Büyük Larousse ve Ansiklopedisi
-Encyclopedia Americana
-Meydan Larousse
175
kebikeç / 23 • 2007
C. Gazeteler:
-Ceride-i Resmîye-i K›br›s, (1879-1895)
-The Cyprus Gazette, (1879-1895)
D.Makaleler:
-Demiryürek, Mehmet; “K›br›s’ta Salg›n Hastal›klar ve Hastal›klarla
Mücadele”, 38. Uluslararas› T›p Tarihi Kongresi Bildiriler Kitab›, Ankara-
2005.
Özet: Bu çal›flman›n amac› 19. yüzy›l›n ikinci yar›s›nda Avrupa’da ba¤larda görülmeye
bafllanan Filoksera hastal›¤›n›n K›br›s üzerindeki etkilerini ortaya koymakt›r. Ba¤c›l›k
K›br›s’ta önemli bir gelir kayna¤› oldu¤u için 1878 y›l›nda K›br›s idaresini ele alan ‹ngilizler
bu konuya büyük önem vermifllerdir. Esas amaç hastal›¤›n K›br›s’a giriflini önlemektir.
Çal›flmam›z s›ras›nda KKTC Millî Arfliv ve Araflt›rma Dairesi ile Baflbakanl›k Osmanl›
Arflivi’nde bulunan kaynaklar kullan›lm›flt›r.
Abstract: The aim of this study is to reveal the effects of the Phylloxera on Cyprus.
Phylloxera is a disease of vine. It occured in Europe in the second half of the sixteenth cen-
tury and effected badly the countries which produced vine and grape. Cyprus was also a
country that produced vine and grape, and the Cyprus Government had to fight this disease.
176
kebikeç / 23 • 2007
Meral DEM‹RYÜREK*
G irifl
1878 y›l›nda K›br›s’› “geçici” olarak kontrolüne alan ‹ngiliz idaresi
k›sa bir süre içerisinde adada bütün kurumlar›n› infla etmeye ve olumlu
gördü¤ü faaliyetleri de desteklemeye bafllam›flt›r. Kültürel ve e¤itsel kapsam-
da yap›lan çal›flmalar›n bafl›nda bas›nla ilgili olanlar› görüyoruz. Ahmet An’a
göre:
“‹ngilizler K›br›s’a gelinceye kadar, K›br›s’ta bas›mevi yoktu. ‹lk
bas›mevi ‹ngilizlerin geliflinden sonra Henry King and Co.
taraf›ndan Larnaka’da kuruldu ve ilk gazete 29 A¤ustos 1878 tar-
ihinde yay›mland›. Haftal›k olarak yay›mlanan bu gazete
Kipros/Cyprus ad›n› tafl›yordu ve ilk iki sayfas› ‹ngilizce, di¤er iki
sayfas› da Rumca idi”1.
Bas›n hayat›ndaki bu hareketlenme adan›n Türk unsurunu da harekete
geçirdi ve -say›ca Rumca gazete ve dergiler kadar olmasa da- Türkçe birtak›m
gazete, dergi ve kitaplar yay›mlanmaya bafllad›.
K›br›s’ta yay›mlanan ilk Türkçe gazete konusunda yak›n zamana kadar
bilinenler, son iki tespitle, de¤ifliklik göstermifltir: Uzun y›llar, bilinen ilk
Türkçe gazetenin Zaman oldu¤u kabul edilmifltir. Ancak Cemalettin Ünlü,
* Yrd. Doç. Dr., Lefke Avrupa Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyat› Bölümü, KKTC,
meraldem@lefke.edu.tr; meraldemiryurek@gmail.com
1 Ahmet Cavit An, “The British Rule in Turkish Cypriot Text-books and Turkish Cypriot Text-books in Cyprus”,
The Cyprus Review, v: 6, Spring 1994, Number: 1, s: 65; K›br›s’ta Türkçe Bas›lm›fl Kitaplar Listesi (1878- 1997),
KKTC Millî E¤itim, Kültür, Gençlik ve Spor Bakanl›¤› yay. , Ankara-1997, ss: 2-3.
177
kebikeç / 23 • 2007
178
DEM‹RYÜREK K›br›s’ta ‹ngiliz Döneminde Yay›nlanan Ziraat Dergileri
y›ll›k ücreti nakden, pulla veya posta havalesi ile ödeyen herkes dergiye abone
olabilmektedir. Derginin fiyat› K›br›s kaza merkezleri için y›ll›k 2 flilin, kaza
merkezlerinin d›fl› için 2 flilin 6 kurufl ve K›br›s d›fl› için 3 flilindir8.
Tar›m Dairesi taraf›ndan yay›mlanan y›ll›k raporlardan The Cyprus
Journal’›n köylerde büyük ilgi gördü¤ü ve genifl bir okuyucu kitlesine ulaflt›¤›
anlafl›lmaktad›r9.
1909 y›l› raporuna göre, çok faydal› makaleler yay›mlamaya devam eden
dergi, eskiden köy muhtarlar›na gönderilirken, onlar›n ço¤unlukla okuryazar
olmamas› nedeniyle, art›k okul müdürlerine gönderilmektedir. Çünkü onlar›n
hem ö¤rencilerine, hem de köy halk›na derginin içeri¤ini anlatmakta daha
baflar›l› olacaklar› ümit edilmektedir10.
1911 y›l›na ait rapordan, derginin yay›m›n›n baflar›yla sürdü¤ü bilgisinin
yan› s›ra, çiftçilerin e¤itim düzeyinin henüz istenen seviyede olmad›¤› ve okul
müdürlerine gönderilen The Cyprus Journal vas›tas›yla bu durumun
düzeltilmeye çal›fl›ld›¤› anlafl›lmaktad›r.
Böylece derginin amac› da ortaya konmufl
olmaktad›r. Rapora göre, bir veya daha fazla
tar›msal yay›n› olmayan pek az tar›m ülkesi
vard›r ve The Cyprus Journal di¤er ülke
yay›nlar›yla rahatl›kla k›yaslanabilecek
düzeydedir. Zamanla ortaya ç›kacak
geliflmeler neticesinde tar›m kesimi onun
e¤itsel de¤erini çok daha fazla takdir edecek-
tir11.
Bugün, Kuzey K›br›s Türk Cumhuriyeti
Girne Millî Arfliv ve Araflt›rma Dairesi’nde
The Cyprus Journal dergisinin sadece bir
nüshas› bulunmaktad›r. Temmuz 1912 y›l›na
ait bu say›, 26. say›d›r12. ‹ngilizce, Rumca ve
Türkçe olarak haz›rlanan say›n›n Türkçe ad›
8 The Cyprus Journal (Mecmua-i K›br›s), July 1912, No. 26, s: 453.
9 D. Saracomenos, Cyprus Annual Report of the Director of Agriculture, for 1907-8, s: 7.
10 Cyprus Annual Report of the Director of Agriculture, for 1908-9, Printed at the Government Printing Office,
Nicosia 1909, s: 8.
11 Cyprus Annual Report of the Director of Agriculture, for 1910-11, Printed at the Government Printing Office,
Nicosia 1911, s: 11.
12 E¤er dergi düzenli olarak ç›km›fl olsayd›, 1904’ten 1912 Temmuzuna gelindi¤inde 35. say›ya ulaflm›fl olmas›
gerekirdi.
179
kebikeç / 23 • 2007
13 “Editorial Notes”, The Cyprus Journal, July 1912, Vol. XXVII, No. 27.
14 “ Scale of Advertisement Charges”, The Cyprus Journal, July 1912, Vol. XXVII, No. 27.
15 The Cyprus Journal, July 1912, Vol. XXVII, No. 27, s: 445.
180
DEM‹RYÜREK K›br›s’ta ‹ngiliz Döneminde Yay›nlanan Ziraat Dergileri
7,5 kile bu¤day vermifltir. Tarla, 18 Kânûn-› evvel [Aral›k] tarihinde her biri
yar›m dönüm büyüklü¤ünde alt› eflit k›sma bölündükten sonra demir sabanla
sürülüp gübrelenir. 26 May›s tarihinde tarla incelendi¤inde toprakta eksik
olan ve olmayan mineraller ortaya ç›kar›lm›fl olur. Örne¤in, toprak potas
yönünden zengin olmakla birlikte, fosfor aç›s›ndan fakirdir. Ç›kan sonuçlara
göre ilginç olan bir fley varsa o da, hiç gübrelenmemifl alanda dahi çevredeki
di¤er tarlalara göre çok daha fazla yeflillenme olmas›d›r. Müfettifl bunun sebe-
bini, tarlan›n “demir sabanla” sürülmüfl olmas›na ba¤lar.
27 May›s’ta ekin hasat makinesiyle biçilir. Bu esnada gübrelenmifl ve
gübrelenmemifl bölümler aras›ndaki fark flafl›rt›c›d›r16. Kimyevî gübre ihtiva
eden 100 baflakta 2877 tane oluflmufl ve bunlar 40 dirhem a¤›rl›¤a sahiptir.
Kimyevî gübreden mahrum bulunan 100 baflakta ise 11 dirhem a¤›rl›¤›nda
1333 tane oluflmufltur. “Demek; birinci k›s›mdan 100 adet tane ikinci
k›s›mdan 100 adet tanenin hemen iki misli s›klette idi. Velhas›l ayn› baflaklar-
da gerek kemiyyet ve gerek s›klet itibariyle iki kat fazlas›na yani hemen dört
kat fazla mahsule...”17 sahip olunmufltur.
Yaz›n›n devam›nda gübrelemenin malî boyutu üzerinde durularak bu den-
emenin uygulanabilir olup olmad›¤› üzerinde durulmaktad›r. Buna göre, 26
flilin ve 6 kurufl masrafa mukabil 5 kat fazla mahsul al›nm›flt›r. Müfettifl
Foumis, bu kâr›n daha da artt›r›labilece¤i görüflündedir.
Söz konusu çal›flma, Yukar› Zodya ve Karava köylerinde bulunan iki tarla-
da daha yap›lm›fl ve Yukar› Zodya’da 10 kat fazla verim al›nmas›na karfl›l›k,
en parlak sonuç Karava köyündeki bakla yetifltirme tecrübesinden elde edil-
mifltir. Burada 53 _ kurufl masrafa karfl›l›k 116 k›yye fazla bakla mahsulü
al›nm›flt›r.
Yap›lan deneysel çal›flmalar hakk›nda verilen bütün bu teferruatl› aç›kla-
malar neticesinde Müfettifl Foumis, birtak›m sonuçlara varm›flt›r. Buna göre,
mahsulün artt›r›lmas› topra¤›n flartlar›yla do¤rudan ba¤lant›l›d›r. Zira
kimyevî gübreler zay›f topraklardan fevkalade sonuçlar al›nmas›n› sa¤laya-
bildi¤i halde, zengin topraklar üzerindeki etkisi güçlükle hissedilebilir. Ayr›ca
kimyevî gübre kullanmadan önce gerekli analizlerin yap›lmas› lüzumludur.
‹stenildi¤i takdirde dan›flmanl›k hizmeti de verilecektir. Bunun için çiftçilerin
yazaca¤› dilekçeler mümkün oldu¤unca cevapland›r›lacakt›r.
16 The Cyprus Journal, July 1912, Vol. XXVII, No. 27, s: 447.
17 The Cyprus Journal, July 1912, Vol. XXVII, No. 27, s: 448.
181
kebikeç / 23 • 2007
18 Cyprus Annual Report of the Director of Agriculture, for the Year 1915-1916, Printed at the Government
Printing Office, Nicosia 1916, s: 16.
19 Cyprus Annual Report of the Director of Agriculture, for 1922, Printed at the Government Printing Office,
Nicosia 1923, s: 21.
20 The Cyprus Blue Book 1925, Printed by William James Archer Government Printer at the Government
Printing Office, Nicosia 1926, ss: 174-175.
21 The Cyprus Blue Book 1926, Printed at the Government Printing Office, Nicosia, June 1937,s: 174.
22 The Cyprus Blue Book 1927, Printed at the Government Printing Office, Nicosia, June 1928, s: 178.
23 The Cyprus Blue Book 1925, Printed by William James Archer Government Printer at the Government
Printing Office, Nicosia 1929, s: 182.
182
DEM‹RYÜREK K›br›s’ta ‹ngiliz Döneminde Yay›nlanan Ziraat Dergileri
24 J. Mc Donald; Cyprus Agriculture 1938-1948, Cyprus Government Printing Office, Nicosia 1949, s: 51.
183
kebikeç / 23 • 2007
184
DEM‹RYÜREK K›br›s’ta ‹ngiliz Döneminde Yay›nlanan Ziraat Dergileri
185
kebikeç / 23 • 2007
186
DEM‹RYÜREK K›br›s’ta ‹ngiliz Döneminde Yay›nlanan Ziraat Dergileri
187
kebikeç / 23 • 2007
188
DEM‹RYÜREK K›br›s’ta ‹ngiliz Döneminde Yay›nlanan Ziraat Dergileri
189
kebikeç / 23 • 2007
190
DEM‹RYÜREK K›br›s’ta ‹ngiliz Döneminde Yay›nlanan Ziraat Dergileri
191
kebikeç / 23 • 2007
192
DEM‹RYÜREK K›br›s’ta ‹ngiliz Döneminde Yay›nlanan Ziraat Dergileri
Kaynakça:
A) Arflfliiv Belgeleri:
KKTC Millî Arfliv ve Araflt›rma Dairesi: Tar›m Dosyalar›:
P. Gennadius; Annual Report the Year 1903-4, Printed of the Government
Printing Office, Nicosia 1904.
D. Saracomenos; Cyprus Annual Report of the Director of Agriculture, for
1907-8.
Cyprus Annual Report of the Director of Agriculture, for 1908-9, Printed at
the Government Printing Office, Nicosia 1909.
Cyprus Annual Report of the Director of Agriculture, for 1910-11, Printed
at the Government Printing Office, Nicosia 1911.
Cyprus Annual Report of the Director of Agriculture, for the Year 1915-
1916, Printed at the Government Printing Office, Nicosia 1916.
Cyprus Annual Report of the Director of Agriculture, for 1922, Printed at
the Government Printing Office, Nicosia 1923.
J. Mc Donald; Cyprus Agriculture 1938-1948, Cyprus Government Printing
Office, Nicosia 1949.
The Cyprus Blue Book 1925, Printed by William James Archer Government
Printer at the Government Printing Office, Nicosia 1926.
The Cyprus Blue Book 1926, Printed at the Government Printing Office,
Nicosia, June 1937.
193
kebikeç / 23 • 2007
The Cyprus Blue Book 1927, Printed at the Government Printing Office,
Nicosia, June 1928.
The Cyprus Blue Book 1925, Printed by William James Archer Government
Printer at the Government Printing Office, Nicosia 1929.
B) Dergiler:
C) Kitap ve Makaleler:
Ahmet Cavit An; “The British Rule in Turkish Cypriot Text-books and
Turkish Cypriot Text-books in Cyprus”, The Cyprus Review, volume: 6, Spring
1994, No: 1.
194
DEM‹RYÜREK K›br›s’ta ‹ngiliz Döneminde Yay›nlanan Ziraat Dergileri
Özet: Bu çal›flmada, 1904 y›l›ndan 1955 y›l›na kadar K›br›s’ta yay›mlanm›fl resmî ziraat
dergileri incelenmektedir. Bu yay›nlar, K›br›s’taki ‹ngiliz idaresine ba¤l› Ziraat Dairesi
taraf›ndan yap›lm›flt›r. Ulafl›labilen mevcut say›lar The Cyprus Journal, The Cyprus
Agricultural Journal ve Quarterly Review dergilerine aittir. Dergiler üç dilde
haz›rlanm›flt›r. Üç ayda bir yay›mlanan dergiler yaklafl›k olarak 800-1.000 aras›nda
bas›lm›flt›r. Bu say›, o devirde yay›mlanm›fl di¤er gazete ve dergilerin adediyle
k›yasland›¤›nda dergilerin oldukça fazla bas›ld›¤›n› gözler önüne serer. Söz konusu dergiler
incelendi¤inde hükûmetin ziraî konulara ne kadar önem verdi¤i hemen anlafl›lmaktad›r.
Bunun en büyük göstergesi yap›lan bilimsel çal›flmalard›r. Ayr›ca yay›nlar›n okul müdür-
lerine gönderilerek köylünün e¤itiminin istenmesi de ayn› çaban›n sonucudur.
Abstract: The present article deals with the agricultural magazines published in Cyprus
during the British Administration between 1904 and 1955. During this period, the
Agricultural Reviews were published by the Government. The common aim of these publi-
cations was to inform the farmers about the modern farming techniques.
195
Bir Yurttafl Yaratmak, Muâs›r Bir Medeniyyet ‹çin Seferberlik Bilgileri 1923-1950, Yap› Kredi Kültür Sanat Yay›nc›l›k, tarih.
kebikeç / 23 • 2007
G ‹R‹fi
Osmanl› ‹mparatorlu¤u bilindi¤i gibi 1699’da imzalad›¤› Karlofça
Antlaflmas› ile çöküfl sürecine girmifltir(1). Bir tak›m hamleler yap›ld›ysa da
hiçbiri sonuç vermemifl, ülke yöneticileri çözüm olarak bat›l›laflma yolunu
terci etmifltir. Bu amaç do¤rultusunda 1773’te Mühendishane-i Bahr-i
Humayûn, 1793’te Mühendishane-i Berr-i Humayûn, 1827’de T›bhane-i
Âmire, 1834’te ise Mekteb-i Ulûm-i Harbiye açlm›flt›r(2). Bu arada ülkenin
aya¤›na ba¤ olan Yeniçeri Oca¤› 1826’da kald›r›l›rken(3), 1839’da Tanzimat
ilân edilmifltir. Mutlak yönetimin s›n›rland›r›lmas›n› öngören ayd›nlar
1876’da Birinci Meflrutiyet’in kabulünü sa¤lam›fl, 93 Harbi’ni bahane eden
Sultan II. Abdülhamid Meclis’i kapatm›fl ve otuz üç y›ll›k istibdat yönetimini
bafllatm›fl, 1908’te ayaklanan ordu Meclis’in yeniden aç›lmas›n› sa¤lam›flt›r(4).
1914-1918 aras› yaflanan Birinci Dünya Savafl›’ndan yenilgi ile ayr›lan devlet
30 Ekim 1918 tarihli Mondros Ateflkes Antlaflmas› sonras› iflgale u¤ram›fl bu
durum T. C.’nin ilân›na de¤in sürmüfltür. Yeni devletin amac› tam anlam› ile
ça¤dafllaflmad›r. Bu yolda pek çok devrim yaflanacakt›r. Eski ile ba¤lar›
tamamen koparacak en önemli geliflme kuflkusuz, 1928 tarihli Harf
Devrimi’dir.
197
kebikeç / 23 • 2007
‹lk bilimsel t›bbî botanik kitab› Élémens de botan›que l’usage des éléves de
l’école de Médecine Impérale de Galata Serai olup yazar› Avusturyal› hekim
Charles Ambroise Bernard’d›r(7). ‹lk sistematik botanik kitab› ise Asuman
Baytop’un saptamalar›na göre Salih Efendi’nin ‹lim-i Hayvanat ve Neba-
tat’›d›r(8)
198
ALÇITEPE Botanik Kitaplar›
a) TANZ‹MAT DÖNEM‹:
i- Hekimbafl› Salih Efendi: ‹LM-
‹ HAYVANAT ve NEBATAT (ZOOLOJ‹
ve BOTAN‹K). Matbaa-i Âmire, ‹stan-
bul, 1865, 2+89 s., 240 x 160 mm
ii- Hekimbafl› Salih Efendi: USUL-‹ MENAKIB-‹ TAB‹‹YAT (DO⁄A
B‹L‹MLER‹). Matbaa-i Âmire, ‹stanbul, 1872, 88 s. 220 x 150 mm
iii- Hüseyin Remzi: ‹LM-i MEVAL‹D-‹ SELASE’den USUL-‹
NEBATAT (BOTAN‹K ARAfiT fiTIRMALARINDA ÜÇ YÖNTEM). Mekteb-i
Harbiye ‹daret-i fiahane Matbaas›, ‹stanbul, 1876, 61 s., 220 x 150 mm.
iv- Hüseyin Remzi: ‹LM-‹ NEBATAT (BOTAN‹K) Mekteb-i T›bbiye-i
fiahane Matbaas›, ‹stanbul, 1874, 154 s., 220 x 160 mm
v- ‹LM-‹ NEBATAT (BOTAN‹K) Yazar›, bas›m yer ve y›l› saptana-
mad›. Resimli teksir metin, 96 s., 210 x 150 mm.
vi- Mustafa Hami Pafla: ZUBDETU’L-ULÛM) FENN-‹ NEBATAT
(BOTAN‹K). Mekteb-i Sanayi Matbaas›, (‹stanbul, 1874), 75 s., 220x160 mm.
b) B‹R‹NC‹ MEfiR
fiRUT‹YET DÖNEM‹:
Hiçbir eser bas›lmam›flt›r.
c) ‹ST‹BDAT DÖNEM‹:
i- Ali R›za: FENN-i HAYAT-‹ NEBATAT (BOTAN‹K). Mahmud Bey
Matbaas›, ‹stanbul, 1893, 264 s., 160x200 mm.
ii- BERZUNG, E. Ferdinand: MUHTASAR NEBATAT (KISALTILMIfi
BOTAN‹K B‹LG‹S‹). (Çevirmen: Yusuf bin Rag›b), Mühendishane-i Berr-i
199
kebikeç / 23 • 2007
200
ALÇITEPE Botanik Kitaplar›
d) II. MEfi
fiR
RUT‹YET DÖNEM‹:
i- Es’ad fierafeddin: FENN-‹ HUR -
DEB‹N-‹ NEBATAT (BOTAN‹KTE
M‹KROSKOP KULLANIMI). Bas›ld›¤› matbaa
saptanamad›, ‹stanbul, 1913, 112 s.
ii- Es’ad fierafeddin: ‹LM-NEBATAT
(BOTAN‹K). Karabet Matbaas›, ‹stanbul, 1912,
347 s., 140x200 mm.
iii- Es’ad fierafeddin: NEBATAT-‹ SAY-
DALAN‹YE (Z‹RAÎ VE SINAÎ B‹TK‹LER). Kader Matbaas›, ‹stanbul, 1912,
704 s., 130x190 mm.
iv- Es’ad fierafeddin: NEBATAT-I TIBBÎYE DERSLER‹ (TIBBÎ
BOTAN‹K DERSLER‹). Bas›ld›¤› matbaa saptanamad›, ‹stanbul, 1909, 363 s.,
170x250 mm.
v- Hasan Tahsin: ‹LM-‹ NEBATAT (BOTAN‹K). Halkal› Ziraat
Mektebi-i Âlisi, ‹stanbul, 1919, 320+2 s., 180x250 mm.
vi- Hudaverdi: ‹LM-‹ NEBATAT (BOTAN‹K). Bas›ld›¤› matbaa sap-
tanamad›, ‹stanbul, 1913, 320+2 s., 170x240 mm.
vii- Kas›m ‹zzeddin: K‹TABU’N-NEBATAT (BOTAN‹K). Mahmud Bey
Matbaas›, ‹stanbul, 1911, 128 s.
viii- Mehmed Tayyar: ‹LM-‹ NEBATAT (BOTAN‹K). Halkal› Ziraat
Mektebi-i Âlisi, ‹stanbul, 1911, K›s›m I, 37 s; K›s›m II, 31 s.
ix- Mustafa Sat›: ‹LM-‹ NEBATAT (BOTAN‹K). Bas›ld›¤› matbaa sap-
tanamad›, ‹stanbul, 1909, 171 s.
x- Selanikli Hasan S›dk›: NEBATAT-I TIBB‹YE HULÂSASI (TIBB‹
BOTAN‹K ÖZET‹). ‹stanbul, 1913, 80 s.
xi- fierafeddin: ‹LM-‹ NEBATAT (BOTAN‹K). Matbaatu’l-Umumiye,
Kahire, 1913, 304 s., 140x200 mm.
201
kebikeç / 23 • 2007
202
ALÇITEPE Botanik Kitaplar›
g) T. C. DÖNEM‹:
i- Ahmed Refik – Mehmed Emin: YEN‹ NEBATAT (BOTAN‹K).
Amedî Matbaas›, ‹stanbul, 1928, 287 s.
ii- Ebu’l-Muhsin Kemal: TAR‹H-‹ TIBB‹’den ‹LM-‹ NEBATAT (TIB
TAR‹H‹NDEN BOTAN‹K).Artin ASADURYAN ve Mahdumlar› Matbaas›,
‹stanbul, 1923, 2006, 206 s., 130x185 mm.
iii- Es’ad fierafeddin: ‹LKAH-I HAF‹ NEBATLAR (TOHUMLU
B‹TK‹LER). Daru’l-Fûnun Matbaas›, ‹stanbul, 1925-1926 c.I, 771, s; c.II, 527
s., 140x200 mm.
203
kebikeç / 23 • 2007
DÜfiE
fiEN YAYIN
204
ALÇITEPE Botanik Kitaplar›
Ard›ndan gelen dönem tam anlam›yla bir y›k›md›r. Ülke yabanc› güçler ta-
raf›ndan iflgal edilecek ve Türk halk› kurtulufl savafl› verecektir. Üç y›l süren
bu devrede yaln›z bir kitap bas›labilmifltir. Bu da Mustafa Kemal’in “Yurtta
bar›fl, Dünya’da bar›fl” ilkesinin ne denli do¤ru oldu¤unu kan›tlamaktad›r.
Dikkat çeken husus bar›fl dönemi olarak nitelendirebilece¤imiz zaman dilim-
lerinde yay›nlarda art›fl gözlemlenirken (örne¤in 1878-1908 aras› % 32,69) sa-
205
kebikeç / 23 • 2007
vafl›n yafland›¤› y›llarda (örne¤in 1914-1918 aras› % 11,53) tersine bir durum-
la karfl›lafl›lmaktad›r. Ülkemizin iflgal edildi¤i 1918-1922 y›llar› aras›nda ise
yaln›zca bir adet kitap yay›nlanabilmifltir. Bu da savafl›n bilime vurdu¤u dar-
benin bir göstergedir. Öte yandan Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruldu¤u
1923’ten harf devriminin gerçekleflti¤i 1928’e de¤in geçen süreçte yap›lan ya-
y›n›n oran› % 17,30’dur.
Sayfa say›s› itibariyle bir inceleme yaparsak flöyle bir tablo ile karfl›lafl-
maktay›z.
1 0 – 100 7 13,46
2 101 – 200 11 21,15
3 201 – 300 9 17,3
4 301 – 400 10 19,23
5 401 – 500 4 7,69
6 501 – 600 2 3,84
7 601 – 700 3 5,76
8 701 – 800 3 5,76
9 8001 -900 - -
10 9001 -1000 1 1,92
11 1001+ 2 3,84
TOPLAM (ADET) 52 100,00
206
ALÇITEPE Botanik Kitaplar›
Özet: Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda botanikle ilgili bilimsel e¤itim ilk kez T›bhâne-i
Âmire’de verilmeye bafllanm›flt›r. Bu çal›flmada ilk bilimsel çal›flmalardan Latin alfabesinin
kabul edildi¤i 1928 y›l›na kadar yay›nlanan botanik kitaplar› tan›t›larak, istatistik veriler-
le dönemsel de¤erlendirmeler yap›lm›flt›r.
207
Çorba Kart› 1867 (Ahmet Yüksel Koleksiyonundan)
kebikeç / 23 • 2007
G ‹R‹fi
Çiftçiyi Toprakland›rma Kanunu ‹kinci Dünya Savafl›’n›n son y›l›nda
ç›kart›lan bir yasad›r. Uygulamas› uzun y›llar sürecekti ve sonuçlar› uzun
erimde al›nacakt›r. Buna ra¤men Kanun Savafl içindeki Türkiye’yi tan›mam›z
aç›s›ndan çok önemli f›rsatlar sa¤l›yor. Bunlardan birincisi Meclis’te yap›lan
görüflmelerin o günlerin k›rsal yap›s›n› ortaya koymas›d›r. Bu nesnel gerçek-
li¤in tam bir yans›mas› olmasa bile karar vericilerin k›rsal alan›n sosyal yap›-
s›n› nas›l alg›lad›klar›n› ortaya ç›kar›yor. ‹kincisi ise bir tek parti rejiminde
Milli fief’in isteklerine siyasal süreç içinde karfl› ç›k›labilme yollar›n›n neler ol-
du¤unu göstermesidir. Milli fief’in bir tek parti rejiminde bile gücünün s›n›r-
lar›n› gözlemek bak›m›ndan ilginç bir örnek olay oluflturuyor. Bu nedenle Çift-
çiyi Toprakland›rma Kanunu’nun Meclis’ten geçiflini ayr›nt›l› olarak ele alaca-
¤›z.
Türkiye Cumhuriyeti kurularak modern ulus devlet oluflturmak yolunda
ink›laplar›n› yapmaya bafllad›¤›nda toplumdaki geleneksel toplumsal iliflkile-
ri tasfiye etmek için bir toprak reformu yapmam›fl olmakla elefltirilmifltir.
Böyle bir reformun yap›lamam›fl olmas›nda tarihsel nedenler bulunmas›n›n
yan› s›ra toprak reformu yapmak için ekonomik bir nedenin de bulunmamas›-
n›n etkili oldu¤u düflünülebilir. Cumhuriyetin ilan edildi¤i ve Yunanistan’la
Türkiye aras›nda çok büyük ölçekli bir mübadelenin gerçeklefltirildi¤i y›llarda
toprak sorunundan çok bir iskan sorunu vard›r. K›t olan üretim faktörü top-
rak de¤il emektir. Buna Cumhuriyetin ilk y›llar›nda tar›m› makinelefltirmek
için at›lan ilk ad›mlar›n Büyük Ekonomik Buhran dolay›s›yla sürdürüleme-
209
kebikeç / 23 • 2007
210
TEKEL‹-‹LK‹N Çiftçiyi Toprakland›rma Kanunu’nun Ç›kar›lmas›
fiyatlar› yükseldi¤i için Abdullah Bey köylüye afyonu söküp bu¤day ekmeleri-
ni söyler. Köylü daha ürününü almad›¤› afyonu sökmez istemez, direnir.
Muammer Erten’in anlat›m›na göre “Bir sabah köylüler bakarlar ki, afyon
tarlalar› sürülmüfl, o yeni do¤mufl çocuk gibi üstüne titrenen afyonlar art›k
yok olmufltur. Köye gelen Bey’e karfl›, köylüler ilk defa sert ç›k›fllarda bulunur-
lar. Bu ç›k›fllar, Bey’in avukatlar› taraf›ndan, ölümle tehdit, Bey’in avlusuna
her zamanki gibi girdikleri için, haneye tecavüz diye, flikayet konusu olur. Yö-
netim de Abdullah Bey’den yanad›r. Köylüler toplu halde Isparta’ya, merkez
jandarma karakoluna getirilirler. Köylüler art›k isyanc›d›r. Onlar her türlü
muameleyi hak etmifllerdir. Tek parti döneminin meflhur jandarma dipçi¤i
s›rtlar›ndad›r. Jandarmadaki terbiyevi muamele biter ama adliye pek tutuk-
lama nedeni bulamaz. Köylüler serbest kal›rlar. Ama yar›c›l›k, kirac›l›k biter.
Balad›z köylülerine, ekecek toprak, hayvanlar›n› otlatacak mera, tavuklar›n›
sal›verecek yer kalmaz. Köylü adeta, hayvanlar›yla, tavuklar›yla evlerinin du-
varlar› aras›nda hapistir. Evlerinin de kime ait oldu¤u tart›flmal›d›r. Köylü
bunalm›flt›r. Çaresizlik içinde k›vranmaktad›r.”1
‹smet ‹nönü’nün Gönen Köy Enstitüsü’nü ziyaret edece¤inin duyulmas›
köylüler için bir umut olur. Köylüler trenin gelmesini beklemeye bafllarlar. Be-
yaz Tren’in geldi¤i görülünce yüzlerce köylü yan yana, raylar üzerine yatarlar,
“makinist daha uzaktan, raylar üzerinde garip bir fleyler oldu¤unu gördü. Za-
ten istasyona girece¤i için yavafllam›flt›r ama gene de sert bir frenle durmaya
mecbur olur. Bu ani, istasyon d›fl›ndaki sert durufl herkesi telaflland›rm›flt›.
Balad›z ‹stasyonu’nda karfl›lamaya gelen, baflta vali, devlet erkan› ve jandar-
malar trene koflarlar. Manzaray› gören yöneticilerin, öfkeden kan beynine s›ç-
ram›flt›r. Emirler verilir, dipçikler çal›flmaya, süngüler parlamaya bafllar.
Ama köylüler direnir. “‹smet Pafla gelmeden, bizi öldürseniz kalkmay›z.” der-
ler.2
“Sonunda ‹smet Pafla karar›n› vermifltir. Bu topraklar devlet taraf›ndan is-
timlak edilecek ve köylülere da¤›t›lacakt›r. Bizzat Baflvekil Saraço¤lu bu iflle
görevlendirilmifltir. Ama köylülerin çilesi henüz bitmemifltir. Balad›z Çiftli¤i
devlet taraf›ndan istimlak edilir. Ama Dan›fltay, böyle bir nedenle istimlak ya-
p›lamayaca¤›ndan bahisle, istimlak karar›n› bozar. Devlet çaresiz kalm›flt›r.
Baflvekil Saraço¤lu, Abdullah Bey’i Ankara’ya ça¤›r›r. Köylülerin anlatt›¤›na
göre, Saraço¤lu, o s›rada yürürlükte olan bir kanunu uygulayarak, Abdullah
Bey’e ya çiftli¤ini satmas›n› ya da bölgede kar›fl›kl›klara sebep oldu¤u için do¤-
1 Muammer Erten, Topraktan Parlamentoya, (Hakk› Uyar Taraf›ndan Yay›na Haz›rlanm›flt›r); ‹zmir 2005
(Henüz Yay›nlanmam›fl Çal›flma), s..36.
2 Muammer Erten, age, s. 37.
211
kebikeç / 23 • 2007
212
TEKEL‹-‹LK‹N Çiftçiyi Toprakland›rma Kanunu’nun Ç›kar›lmas›
213
kebikeç / 23 • 2007
göreli olarak küçük bir orand›r. Oysa çay›r ve mera arazisi oran› yüzde
50,3’dür. Bu çok yüksek bir orand›r. Tar›ma aç›labilecek yeni alanlar›n genifl-
li¤ini göstermektedir.
214
TEKEL‹-‹LK‹N Çiftçiyi Toprakland›rma Kanunu’nun Ç›kar›lmas›
Bu kestirimlere göre topraks›z ailelerin oran› yüzde 4,89 topra¤› yetersiz ai-
lelerin oran› yüzde 33,21’dir. Toprak sorunu olan ailelerin toplam› yüzde
38,10’na ulaflmaktad›r. Yaklafl›k olarak 1 milyon aileden oluflmaktad›r. Toprak-
lar›n alan olarak yüzde 3,59’u 5000 dönümden büyüktür. Toplam ailelerin yüz-
de 0,0002’sinin elinde bulunmaktad›r. Topraklar›n yüzde 9,93’ü 500-5000 dö-
nüm aras›ndad›r, toplam ailelerin yüzde 0.21’inin elinde bulunmaktad›r. 500 dö-
nümden küçük toprak mülkiyetleri ailelerin yüzde 94,86’s›n›, topraklar›n yüzde
86,37’sini oluflturmaktad›r. Topra¤› yetersiz 872.830 aile de bu grup içindedir.
Türkiye’de k›rsal alan›n esas sorunu olarak görülen ortakç›l›¤›n ve kirac›l›¤›n
kayna¤›n› bu grup oluflturmaktad›r. Bu say›lara bak›ld›¤›n da pek çok ülkeye
göre Türkiye’de büyük bir toprak konsantrasyonu olmad›¤› sonucu ç›kar›labilir.
Ama yine de ülkede k›rsal nüfusun yüzde 33’ünün toprak sorunu bulunmakta-
d›r. Nüfusunun büyük k›sm› göçmen olan dolay›s›yla iskan edilmifl olan Trak-
ya’da 1300 köyde yap›lan araflt›rmada çiftçinin % 87’sinin yeter topra¤a sahip
oldu¤u, % 8’inin topra¤›n›n yetersiz, %5’inin ise topraks›z oldu¤u bulunmufltur.
Burada üzerinde durulan az toprakl› ve topraks›z köylünün toplumsal ba-
k›mdan ne demek oldu¤unu tasla¤›n Meclis’teki görüflmeler s›ras›nda yap›lan
betimlemelere göre ortaya koyabiliriz.
Zonguldak Milletvekili Dr. R. Bark›n (Zonguldak) az topra¤› olman›n ne
manaya geldi¤ini “‹flletilen toprak çiftçinin geçimine yetmedi¤i hallerde çiftçi
köyündeki ifliyle gerekti¤i gibi meflgul olam›yor. Bir nevi yar› köylü haline ge-
liyor ve geçimine yard›m için flehirlerde muvakkat ifller al›yor. Büyük flehirle-
rimizde elinde bir iple sefil ve periflan bir halde dolaflan yüklerimizi ve paket-
lerimizi tafl›mak isteyen köylüler bunlard›r…. Ne iyi amele ve ne de iyi köylü
olabiliyorlar”8 diye anlatmaktad›r.
Mardin Milletvekili Gl. S. Düzgören ise topraks›z köylüyü anlat›yor: “Aske-
re geldiklerinde ‘evli misin?’, diye sorar›z. ‘Nas›l evleneyim, bir ayal›m var köy-
de filan›n çiftli¤inde çal›fl›yor. Ben yorgan›m› iple boynuma sarar, günlerce yü-
rür filan beyin çiftli¤inde çal›fl›r›m. Ben nas›l olur da çoluk çocuk yetifltiririm’”
diye9 betimliyor.
Hükümetin toprak da¤›t›m› konusunda ›srarl› olmas›n›n bir baflka nedeni
Hazine’nin elinde önemli say›labilecek büyüklükte toprak bulunmas›yd›. Ma-
liye Bakanl›¤›’n›n 1945 y›l›nda yapt›¤› bir incelemede Hazine’ye ait 13.726.000
dönüm toprak vard›. Bu topraklar 402 ilçeye yay›lm›fl 9.748 köydeydi. Hazi-
ne’nin 500.000 dönümden fazla topra¤› olan iller Bal›kesir, Kocaeli, Konya,
Mufl, Samsun, Seyhan, Sivas, Urfa ve Van’d›.10
8 TBMMTD: B:55, 16/5/1945, O:1,s. 143.
9 TBMMTD: B:55, 16/5/1945, O:1,s. 155.
10 Ahmet Salih Korur raporu; Ek 5.
215
kebikeç / 23 • 2007
216
TEKEL‹-‹LK‹N Çiftçiyi Toprakland›rma Kanunu’nun Ç›kar›lmas›
14 Çiftçiye Toprak Da¤›t›lmas› ve Çiftçi Ocaklar› Kurulmas› Hakk›nda Kanun Tasar›s› ve Geçici Komisyon
Raporu (1/386), S. Say›s›: 97,s. 3-4.
15 Çiftçiye Toprak Da¤›t›lmas› ve Çiftçi Ocaklar› Kurulmas› Hakk›nda Kanun Tasar›s› ve Geçici Komisyon
Raporu (1/386), S. Say›s›: 97,s. 5.
217
kebikeç / 23 • 2007
16 Çiftçiye Toprak Da¤›t›lmas› ve Çiftçi Ocaklar› Kurulmas› Hakk›nda Kanun Tasar›s› ve Geçici Komisyon
Raporu (1/386), S. Say›s›: 97,s. 6.
17 Çiftçi Ocaklar› düflüncesinin Nazi Almanya’s›n›n Erbhof adl› yasas›ndan al›nd›¤› konusunda Adnan
Menderes’in ve Niyazi Berkes’in elefltirileri ve buna iliflkin kaynaklar konusunda bak›n›z. M. As›m
Kocaömerlio¤lu, “Bir Tepeden Reform Denemesi Çiftçiyi Toprakland›rma Kanunu Hikayesi”, Birikim, Say›. 107,
s. 31-47.
218
TEKEL‹-‹LK‹N Çiftçiyi Toprakland›rma Kanunu’nun Ç›kar›lmas›
219
kebikeç / 23 • 2007
21 Çiftçiye Toprak Da¤›t›lmas› ve Çiftçi Ocaklar› Kurulmas› Hakk›nda Kanun Tasar›s› ve Geçici Komisyon
Raporu (1/386), S. Say›s›: 97, s.11.
220
TEKEL‹-‹LK‹N Çiftçiyi Toprakland›rma Kanunu’nun Ç›kar›lmas›
22 Çiftçiye Toprak Da¤›t›lmas› ve Çiftçi Ocaklar› Kurulmas› Hakk›nda Kanun Tasar›s› ve Geçici Komisyon
Raporu (1/386), S. Say›s›: 97,s. 14.
221
kebikeç / 23 • 2007
222
TEKEL‹-‹LK‹N Çiftçiyi Toprakland›rma Kanunu’nun Ç›kar›lmas›
223
kebikeç / 23 • 2007
sa yaps›n 30 dönümden fazla: flehirde, kasabada oturan, baflka ifl tutan adama
vermemek, eme¤i varm›fl, sermayesi varm›fl, flusu varm›fl, busu varm›fl naza-
ra al›nm›yordu. Bir de ocak kuruyordu. ‹çinde harc ediyordu insanlar›, vera-
set hakk› yok, flu yok, bu yok. Yani Türk ruhuna uymayan bir flekilde bizi ür-
küten bu flekillerden kurtar›p zarar› hafifletmek için u¤raflt›k, didindik” diye
anlatmaktad›r.28 Sazak için kanunun en zararl› olan bölümü ameleye toprak
verilmesidir. Bunu havsalas›na s›¤d›ramamakta ve bunu “Çünkü Hükümet ta
bilmem ne yapas›ya kadar çiftlik sahibi onu bedava besleyecek, Hükümet top-
ra¤› elinden alacak, o adama verecek, hem nas›l adama topra¤› veriyor? En
aciz, en miskin ve beceriksiz bir adama. Toprak sahibi onu orada iyi bir hale
getirmifl, yaflatm›fl, ailesini bar›nd›rm›fl, olgun bir hale getirmifl, falan tarlay›
sür deyince emniyetle sözünün yerine gelece¤ine, sula deyince sulayabilece¤i-
ne inanabilir hale getirmifltir.” “Bunlar bilerek düflünülerek yap›lm›fl bir fley
de¤ildir. Çünkü bu memlekette ne kadar toprak var, kime verece¤iz? Bunu,
biz de bilmiyoruz, Hükümet de bilmiyor”29 diye ifade etmektedir.
Bir baflka Seyhan Milletvekili Damar Ar›ko¤lu kendisinin makineli teknik
tar›m yapan bir çiftçi oldu¤unu vurgulayarak konuflmufltur. Bu nedenle orta
çiftçili¤in önemi üzerinde durmaktad›r. Makineyi bilmeyenler top yekün harp-
ler dünyas›nda çok zorlukla karfl›laflmaktad›r. Genel Kurmay ve Tar›m Ba-
kanl›¤› birlikte bir traktör tipi saptarsa milli savunma aç›s›ndan da önemli bir
ad›m at›lm›fl olacakt›r. Orta ziraat›n hakim oldu¤u bir ülkede savafl ç›k›nca,
floförü haz›r, 15 günlük akar yak›t› haz›r, binlerce çekici güç milli savunman›n
emrine girecektir. Oysa tasar› ve özellikle 17. madde bu olana¤› ortadan kal-
d›rmaktad›r,30 diyerek pozisyonunu çok farkl› bir aç›dan savunmufltur.
Tasla¤a karfl› muhalefeti yürütenlerin stratejisinde en etkili argüman ye-
terli topra¤›n varl›¤› olmufltur. Örne¤in bu paralelde Ordu milletvekili H. fiar-
lan “e¤er 14 milyon hektar arazi iflleniyor ve 40 milyonu da çay›r ve mera ha-
linde bulunuyorsa, bizim kamulaflt›rmaya ihtiyac›m›z kalmam›flt›r” demekte-
dir.31 fiarlan’›n dikkati çekti¤i bir baflka husus ortakç›ya marabac›ya toprak
verilirken “üzerinde ocak, ota¤ kurmufl, a¤aç dikmifl, harman yapm›fl olan va-
tandafllara, tu¤ral› tapunun sahibi vatandafla topra¤›n yeter paras›n› vermek
suretiyle al›p”32 verilmesinin gereklili¤i olmufltur.
‹kinci günün müzakerelerinde konuflmac›lar içinde tasar›n›n yaklafl›m›n›
savunanlar a¤›rl›k kazanmaya bafllam›flt›r. Tasar›y› savunanlar bir yandan
28 TBMMTD: B:54, 14/5/1945, O:1, s. 79.
29 TBMMTD: B:54, 14/5/1945, O:1, s. 79-82.
30 TBMMTD: B:54, 14/5/1945, O:1, s. 82-84.
31 TBMMTD: B:55, 16/5/1945, O:1, s. 101.
32 TBMMTD: B:55, 16/5/1945, O:1,
224
TEKEL‹-‹LK‹N Çiftçiyi Toprakland›rma Kanunu’nun Ç›kar›lmas›
225
kebikeç / 23 • 2007
226
TEKEL‹-‹LK‹N Çiftçiyi Toprakland›rma Kanunu’nun Ç›kar›lmas›
227
kebikeç / 23 • 2007
228
TEKEL‹-‹LK‹N Çiftçiyi Toprakland›rma Kanunu’nun Ç›kar›lmas›
229
kebikeç / 23 • 2007
üste üç y›l sürüm, dikim ve bak›m görmeyen araziyi ifllenmiyor saym›flt›r. Bu-
nu Tar›m Bakanl›¤› belli edecektir.
Sekizinci maddede da¤›t›lacak arazilerin neler oldu¤u; a) Devletin hüküm
ve tasarrufu veya hususi mülkiyeti alt›nda olup kamu ifllerinde kullan›lmayan
arazi, b) Bir veya birkaç köy, kasaba veya flehrin orta mal› olan arazinin ihti-
yaçtan fazla oldu¤u Tar›m Bakanl›¤›’nca belirtilen parças›, c) sahibi bulunma-
yan arazi, d) devletçe kurutulan sahipsiz batakl›klardan kazan›lacak arazi, e)
Göllerin kurumas› ve nehirlerin doldurulmas›yla sa¤lanacak arazi, f) Bu ka-
nun hükümlerine göre kamulaflt›r›lacak arazi, olarak say›lm›flt›r. Komisyon
sözcüsünün belirtti¤ine göre uygulama da bu kategoriler aras›nda bir s›ra gü-
dülmemifltir.
Bütçe müzakereleri dolay›s›yla 13 gün ara verildikten sonra 1 Haziran’da
taslak üzerindeki görüflmeler dokuzuncu maddeden bafllam›flt›r. ‹fllemlerin
ayr›nt›lar›yla ilgili dokuz ve onuncu maddeleri bir tarafa b›rakarak da¤›t›m ifl-
leminin nas›l bafllad›¤›n› tan›mlayan on birinci madde üzerinde dural›m. Bu
maddede kamulaflt›rma ve da¤›tma iflleminin bafllad›¤› bölgeler usulüne göre
ilan edildikten sonra bu bölgede bulunan özel idareler, belediyeler, her çeflit
vak›flar, belediyeler köyler ile gerçek ve tüzel kifliler beyan ka¤›tlar›n› doldu-
rup tasarruf bölgelerine veya muhtarlara onaylat›p Tar›m Bakanl›¤›’nca belir-
tilen mercilere vereceklerdir. E¤er topra¤›n s›n›rlar› belirli de¤ilse toprak sa-
hibi yerel olanaklarla tafl koyarak hendek kazarak s›n›r› görünür hale getire-
cektir.
On üçüncü maddeye göre yetkili merciler beyan ka¤›tlar›n› ve bunlar›n da-
yand›¤› belgeleri inceleyerek, bu bölgedeki özel kiflilere ve devlete ait arazi
miktarlar›n› belli edeceklerdir. Rize Milletvekili Tahsin Bekir Balta bu mad-
deye itiraz ederek toprak miktarlar› hakk›nda saptamalar›n ancak yarg› or-
ganlar›nca yap›labilece¤i, idarenin yapt›¤› bu tür saptamalar›n geçersiz olaca-
¤›n›, bu nedenle halen komisyonlarda müzakere edilmekte olan tapu kanunu-
nun öncelikle ç›kar›lmas›n› ve toprak da¤›t›m› öncesinde ve sonras›nda tüm ifl-
lemlerin tapuya ba¤lanmas› gerekti¤ini, bunun için de tapu kanununa özel
hükümlerin konulmas› üzerinde durulmas›n› söylemifltir. Komisyon sözcüsü-
nün Tapulama Kanunu’nun yak›nda ç›kaca¤›n› ve bir bölgede toprak da¤›t›m›
uygulamas› yap›lmas›ndan önce tapulama çal›flmalar›n›n gerçeklefltirilebile-
ce¤ini, bu konuda bir gecikme olsa bile tasla¤›n 17’nci maddesinde sözü geçen
gezici mahkemelerden yararlan›laca¤›n› belirtmesi üzerine bu madde aynen
kabul edilmifltir.50
On dördüncü madde hangi topraklar›n kamulaflt›r›laca¤›n› belirlemifltir.
230
TEKEL‹-‹LK‹N Çiftçiyi Toprakland›rma Kanunu’nun Ç›kar›lmas›
231
kebikeç / 23 • 2007
232
TEKEL‹-‹LK‹N Çiftçiyi Toprakland›rma Kanunu’nun Ç›kar›lmas›
re kamulaflt›r›labilir.
Sahibine b›rak›lacak olan arazi 50 dönümden afla¤› olamaz. Bu maddenin
uygulanmas›nda 15 ve 16’nc› maddelerin hükümleri ifllemez. Geçici mevsim
iflçileri hakk›nda bu hüküm uygulanmaz. ‹flçinin geçici mevsim iflçisi olup ol-
mad›¤›n› Tar›m Bakanl›¤› belli eder”, fleklinde düzenliyordu.
Önergeyi Meclis’te A. Tirido¤lu (Kütahya) savundu.58 Önergenin maddeyi
yeni yaz›lma biçiminde da¤›t›lacak topra¤›n saptanmas›nda 39’zuncu madde-
ye at›f yap›lmas› Komisyon’un yaz›m›n›n okuyucuda yaratt›¤› topra¤›n 50 dö-
nümlük parçalara bölünece¤i yan›lg›s›na karfl› bir netlik sa¤l›yordu.59
Kuflkusuz bu Komisyon’un ön gördü¤ünden daha radikal bir formülasyon-
du. Komisyon üyesi büyük toprak sahipleri ard› ard›na söz alarak bu önerge-
nin orta çiftçili¤i yok edece¤i üzerinde durdular. Bu gruptan Adnan Menderes
söz alarak elden ele dolaflt›r›larak karar ekseriyetinden fazla imzay› içeren bir
önergenin haz›rlanmas›n› Hükümet’in bu konuda Meclis’teki tart›flmadan ka-
ç›nmas› olarak yorumlam›flt›r. Menderes önergenin bir iflletmenin düzenli ve
teknik olarak iflletiliyor olmas›na da bakmaks›z›n, tek kriter olarak iflletmede
kullan›lan amelenin yeri olmas›na bakarak 50 dönümden fazlas›n›n kamulafl-
t›r›labilmesini, Türkiye’nin topraklar›n› sadece sahipleri taraf›ndan iflletilen
50 dönümden ibaret parçalara ay›rmak anlam›na gelece¤i üzerinde durmakta-
d›r.
Menderes bu yasan›n Cumhuriyet’in daha önce ç›kard›¤› yasalarla uyum
içinde olmad›¤›n› örnekler vererek göstermeye çal›flm›flt›r. “fiark isyan› üzeri-
ne bu m›nt›kadaki derebeyli¤in tasfiyesi için ç›kar›lan 1505 Say›l› Kanun’un
asi derebeylerinin ellerindeki arazinin ancak 2 bin dönümden fazlas›n› kamu-
laflt›rd›¤›n›” görüyoruz. Hatta bizzat Say›n Hatipo¤lu taraf›ndan “orta ve bü-
yük iflletmeyi kald›r›yor, araziyi gelifli güzel parçal›yoruz” diye flikayet olunan
‹skan ve Toprak Kanunu tasar›s›n›n kamulaflt›rmaya dahil olan hükümlerin-
de 200 dönümden afla¤› arazinin kamulaflt›r›lmayaca¤› ve Vekiller Heyeti ka-
rar›yla düzenli ve teknik olarak iflletmekte olan 10 bin dönüme kadar genifl-
likte bulunanlar› bile kamulaflt›rma d›fl›”60 b›rak›ld›¤›n› bu tür örnekler ola-
rak saym›flt›r.
Menderes’in üzerinde durdu¤u bir baflka konu yerli amele ve geçici ameley-
le iflletildi¤i konusunun belirlenmesinin Tar›m Bakanl›¤›’na b›rak›lmas›n›n
çok keyfi durumlar yarataca¤› olmufltur. Kamulaflt›rma d›fl› kalacak arazile-
rin saptanmas›ndaki k›staslar›n Meclis’ce aç›kça belirtilmesi gerekti¤i e¤er
böyle yap›l›rsa k›staslar›n iyi olarak uygulanmamas› halinde yurttafl›n hakk›-
n› mahkemelerde aramas› kolaylaflaca¤›n›61 belirtmifltir.
233
kebikeç / 23 • 2007
234
TEKEL‹-‹LK‹N Çiftçiyi Toprakland›rma Kanunu’nun Ç›kar›lmas›
235
kebikeç / 23 • 2007
236
TEKEL‹-‹LK‹N Çiftçiyi Toprakland›rma Kanunu’nun Ç›kar›lmas›
2901 say›l› kanunlar gere¤ince takdir edilip 1944 bütçe y›l› arazi vergisine
matrah olan de¤er; b) Befl bin dönümden afla¤› olan arazide ayn› de¤erin iki
kat›, c) iki bin dönümden afla¤› kamulaflt›rmalarda ayn› de¤erin üç kat› kamu-
laflt›rma karfl›l›¤›n›n hesaplanmas›nda esas olacakt›r. Tayin olunacak de¤ere
Hazine ve mülk sahibi 3692 Say›l› Kanun hükümlerine göre itiraz edilebile-
cektir.
Bu maddenin görüflülmesi de uzun zaman alm›flt›r. Genellikle konuflmalar
kamulaflt›rma karfl›l›¤›n›n düflük olmas› üzerine yo¤unlaflm›flt›r. Bu itirazlar-
dan biri Tahsin Bekir Balta’dan gelmifltir. Ona göre kamulaflt›rma de¤erini
sabit bir y›la (1944 y›l›) ba¤laman›n do¤ru olmayaca¤› çünkü kamulaflt›rma-
n›n 5, 10 hatta 15 sene yap›labilece¤ini o y›llarda da bu de¤erlerin anlam› kal-
mayacakt›r. Balta’ya göre ayr›ca ifllenmekte olan, imar ve ›slah edilen toprak-
larda vergi de¤erinin yeniden saptanmas› yolu aç›lmal›d›r.70
Tokat Milletvekili G. Pekel genel olarak vergi de¤erine ba¤l› kamulaflt›r-
maya karfl› olmad›¤›n› ama 1944 y›l› vergi de¤erlerinin güvenilir olmad›¤›n›,
çünkü bu vergilerin idare-i hususiyelerce 1935-1936 y›l›nda acele yap›lan bir
tahrire dayand›¤›, bunun da ço¤u kez kahvelerde dolduruldu¤unu, bunlara gü-
venilemeyece¤ini, yaz›l›rken de¤erlerin çok düflük oldu¤unu, ayr›ca bu yaz›-
m›n yap›ld›¤› y›llarda bu¤day›n kilosunun 3-5 kurufl iken flimdi 25 kurufl oldu-
¤unu, bu nedenle vergi de¤erlerinin de¤er pahas›n›n on misli alt›nda oldu¤u-
nu söylemifl ve bu nedenle 500 dönümden az alanlar›n kamulaflt›r›lmalar›nda
toprak sahibine de¤er pahas›n›n para olarak ödenmesini önermifltir.71
Faik Ahmet Barutçu kamulaflt›rma bedellerinin ehl-i vukuflarca saptan-
mas› yolunun uygulamada çok yüksek de¤erler ç›kmas›na neden oldu¤unu, bu
nedenle sabit k›staslara yani vergi de¤erine dayanman›n bir zorunluluk oldu-
¤unu belirtmifltir. Sedat Pek (Kocaeli), R Koraltan (‹çel) konuflulan maddede-
ki misillerin birer art›r›larak, 2, 3 ve 4’e ç›kar›lmas›n› önermifllerdir.72
Bu madde üzerindeki son konuflmay› Baflb flbakan fiü
fiükrü Saraço¤lu yapm›fl-
t›r. Bu madde belli olduktan sonra bu konuda saptanan bedelleri bu iflleri bi-
lenlerle görüfltü¤ünü, bu de¤erlerin savafl bafl›ndaki toprak de¤erlerine hemen
hemen eflit oldu¤u kanaatini edindi¤ini anlatt›ktan sonra bunun bugünkü fi-
yatlara göre düflük oldu¤unu ama bugünkü fiyatlar›n k›stas al›namayaca¤›n›
söylemifltir. Bunun nedenini de “Yaln›z unutmayal›m ki, toprak üzerindeki fi-
yat art›fl›na sadece siz ve sizin Hükümetinizin takip etti¤i politika sebep ol-
mufltur. Harp zaman›nda bu¤day fiyat›n› art›rmak, yükseltmek, çiftçiyi koru-
mak için çeflit çeflit tedbirleri birlikte ald›k ve bu yüzden bu¤day fiyatlar›n› bir
müddet hayli yükselttikten sonra 27 kurufl etraf›nda tutmak için ç›rp›nmak-
237
kebikeç / 23 • 2007
tay›z.
Tacir s›fat›yla düflünecek olursak böyle bir tedbire ihtiyac›m›z yoktur. Bi-
zim bunlar› satmam›z laz›md›r. Bunlar› satacak olursak bu¤day fiyat› bugün-
kü fiyattan belki de iki, üç defa daha afla¤› inmifl olacakt›r. Denek ki harp es-
nas›ndaki toprak fiyat›yla harpten evvelki toprak fiyat› aras›ndaki fark›n bü-
yük k›sm›n› tevlit eden do¤rudan do¤ruya Büyük Meclis’in ve onun Hükümet-
lerinin takip etti¤i politika olmufltur. Onun için Komisyon’un tespit etti¤i fiyat
adildir, hakikidir” diye aç›klam›flt›r. Bu konuflmadan sonra yap›lan oylamada
önergeler reddedilmifl, Komisyon’dan gelen madde aynen kabul edilmifltir.73
Daha çok ayr›nt›l› ifllem düzenlemeleri niteli¤indeki 22 ile 26 aras›ndaki
maddeler üzerinde görüflmeler olmadan aynen kabul edilmifllerdir. 27’nci
madde ise toprak kamulaflt›rma ve da¤›t›m sürecinin gerektirdi¤i yarg› ifllem-
lerinin düzenlenmektedir. Bunun için iflleri yerinde görmek üzere asliye mah-
kemesi yetkisiyle gerekti¤i kadar gezici mahkemeler kurulacak ve bu mahke-
meler flifahi muhakeme usulü uygulayacaklard›r. Dan›fltay’da görülecek dava-
larda bu kanunun uygulanmas›na iliflkin olanlar›na öncelik verilecektir. 28 ve
33’üncü maddelerdeki kamulaflt›rma ve haks›z kamulaflt›rmalarda yap›lacak
ifllemler üzerinde görüflme olmadan kabul edilmifltir.
34’üncü madde ile yasan›n arazi verilecekler bölümüne geçilmifltir. Bu
maddede arazinin aile reislerine verilece¤i, arazi verilmesinde bir s›ra gözeti-
lece¤i bu s›ra da a) Hiç arazisi olmay›p baflkalar›n›n arazisinde ortakç›l›k, ki-
rac›l›k yapanlar, b) Arazisi yetmeyen çiftçiler, c) Hiç arazisi olmay›p yerleflmifl
bulundu¤u yerde öteden beri tar›m iflçili¤iyle geçinenler, d) Göçebeler, göç-
menler ve göçürülenlerden çiftçi olanlar, e) 58’nci madde uyar›nca miras flir-
ketinden ayr›lanlar, f) Tar›m ve Veteriner okullar›n› veya Tar›m Bakanl›¤›n-
ca tan›nm›fl tar›m kurslar›n› bitirenlerden arazisi bulunmayanlar veya yetme-
yenler g) Evvelce çiftçi olmay›p ta arazi edindi¤i takdirde çiftçilik yapacakla-
r›na Tar›m Bakanl›¤›’nca kanaat getirilenler” fleklinde saptanm›flt›r. Bu kap-
sama giren kimselerden müstakil bir iflletme kurabilecek olanlara aile sahibi
olmasalar dahi arazi verilecektir.74 35 ve 36’nc› maddeler bu konuyu ayr›nt›-
land›rmaktad›r.
37-44’üncü maddeler arazi verilme prosedürünü belirlemektedir. Madde
37’ye göre arazi Tar›m Bakanl›¤›’nca verilecektir. Madde 38’de arazi isteyen-
lerin baflvuru biçimleri belirlenmifltir. 39’uncu madde verilecek topra¤›n mik-
tar ve yerini saptamaktad›r. “Hiç arazisi olmayanlara, bölgelere ve tar›m çe-
flitlerine göre bir çiftçi ailesinin geçinmesine ve aile fertlerinin ifl kuvvetlerinin
de¤erlendirilmesine yetecek genifllik, kuvvet ve çeflitte olmak üzere küçük ara-
238
TEKEL‹-‹LK‹N Çiftçiyi Toprakland›rma Kanunu’nun Ç›kar›lmas›
zi haddi içinde arazi” verilecektir. Verilecek arazinin imkan nispetinde bir yer-
de toplu olmas› gözetilecektir. 40’›nc› madde de¤iflik faaliyetleri içeren ifllet-
melere iliflkin hesaplamalara izin vermektedir. 41’rinci maddede ise baflvuran
bir kifliye oturdu¤u yerde toprak bulunam›yorsa, o bölge içinde bir baflka yer-
de de elveriflli toprak yoksa al›flt›¤› iklim koflullar›na uygun bir baflka bölgede
arazi verilecektir. 42’nci maddeye göre ise arazi üzerindeki yap› ve tesisler be-
del karfl›l›¤›nda borçland›rma yoluyla verilecektir.75
Kanunun mali hükümleri 45’nci maddeden bafllamaktad›r. Bu maddeye gö-
re “Kamulaflt›rma bedeli eflit taksitlerle ve kamulaflt›rmay› takip eden y›ldan
itibaren yirmi y›lda ödenecek “Toprak Tahvilleri” adl› Hazine tahvilleriyle
ödenir. Her taksitte senelik yüzde 4 faiz yürütülür. Her y›l›n kupon vadesi 30
Eylüldür.” “Her y›l yap›lacak kamulaflt›rmalara göre Tar›m Bakanl›¤›’n›n tek-
lifi üzerine Bakanlar Kurulu’nca belirtilecek miktarda tahvil ç›kar›l›r.”76
Meclis’teki görüflmeler s›ras›nda elefltirilerin önemli bir k›sm› verilecek ha-
zine tahvillerinin yüzde 4 faizli olmas›na yönelmifltir. Savafl içinde ç›kar›lan
tahvillerin yüzde 7 faizli olmas›na de¤inen konuflmac›lar piyasada iki ayr› tür
devlet tahvilinin bulunmas›n›n toprak tahvillerinin piyasada önemli de¤er ka-
y›plar›na yol açaca¤› üzerinde durmufllard›r. Maliye Bakan› bu koflullarda
yüzde 7 faizin yüksek oldu¤unu, Hükümet’in iç borçlanma faizlerini düflürme-
ye çal›flt›¤›n› nitekim son günlerde Devlet Hazine Bonolar›n›n da faizlerinin de
yüzde 5’ten yüzde 4’e indirildi¤ini söylemifltir. fi
fiü
ükrü Sökmensüer ise yap›la-
cak ödemelerin tümünün tahvil olarak de¤il ilk 1000 liral›k bölümünün nak-
den geri kalan bölümün tahvil olarak ödenmesi önerisine Hükümet’in de ka-
t›lmas› üzerine 45’nci madde bu de¤iflikle birlikte kabul edilmifltir.77
46’nc› madde ise toprak da¤›t›lacaklar›n nas›l borçland›r›lacaklar›n› belir-
lemektedir. ”Da¤›t›lacak arazi, yap› ve tesislerin karfl›l›¤› Maliye ve Tar›m ba-
kanl›klar›nca belirtilecek esaslara göre tayin edilerek borçland›rmay› takip
eden alt›nc› y›l›n Ocak ay›ndan bafllamak ve yirmi y›lda, yirmi eflit taksitte ve
faizsiz olarak ödemek üzere Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankas› ad›na sene-
de ba¤lanacak ve senetler bankaya” verilecektir. Borçlunun ilkö¤retim ça¤›na
giren her çocu¤u için geriye kalan borcundan yüzde 5 düflülecektir. Vadesin-
den önce ödenen taksitlerden de yüzde 5 iskonto yap›lacakt›r. Madde aynen
kabul edilmifltir.
47’nci madde de ise toprak da¤›t›lacak çiftçilere kredi verilmesi düzenle-
mektedir. Arazi verileceklere Ziraat Bankas›’nda oluflturulacak bir fondan,
onarma ve iflletme kredisi verilecektir. Komisyon tasar›s›na göre kurulufl kre-
disi 25 y›l vadeli, onarma kredisi 10 y›l, iflletme kredisi 1 y›l vadeli olacakt›r.
239
kebikeç / 23 • 2007
Bu kredilerin aç›lma flekline ve yüzde 5’in alt›nda olacak faiz düzeyi Maliye,
Tar›m ve Ticaret bakanl›klar›nca kararlaflt›r›lacakt›r. Madde görüflülürken
yap›lan bir de¤ifliklik önerisiyle onarma kredisinin vadesi de 25 y›la ç›kar›l-
m›flt›r. 48’inci madde özel fonun, her y›l bütçeye konulacak ödeneklerle ve
46’nci maddeye göre do¤an alacaklardan yap›lacak tahsisatlardan oluflaca¤›n›
belirlemifltir. Madde 49-52 toprak da¤›t›lanlar›n Zirai Donat›m Kurumu, Ta-
r›m Bakanl›¤› ›slah istasyonlar› ve fidanl›klar›yla nas›l desteklenece¤i vb. hu-
suslar belirlenmifltir.78
Madde 56, 57, 58 ve 59’la da¤›t›lan topraklar›n yasan›n amaçlar› do¤rultu-
sunda kullan›lmas›n› garanti alt›na almaya çal›flmaktad›r. 56’nc› madde hak-
l› gerekçeler olmadan bu kanunla verilen arazi ortakç›l›kla iflletilemeyece¤ini
ve kiraya verilemeyece¤ini, 57’nci madde bu kanunla verilen toprak iflletilme-
yerek terk edilir veya özürsüz olarak ortakç›ya veya kirac›ya verilirse topra-
¤›n geri al›nma prosedürünü belirlemifltir. 58 madde de topra¤› alan borcunu
ödemifl olsa bile 25 y›l 56 ve 57’cinci maddelerin hükümlerine tabi olaca¤› aç›k
hale getirilmifltir. 59’uncu madde arazi verilen kiflinin ölümü sonras›nda mi-
rasç›lar›n iflletmeyi nas›l sürdüreceklerini belirlemektedir.79
Yasada uygulamaya iliflkin de¤iflik maddeler 60-66 aras›nda s›ralanm›flt›r.
Kanunun birinci görüflmesi 5 Haziran 1945’de tamamlanm›flt›r. Kanunun
ikinci görüflmesi 11 Haziran 1945’de yap›lm›flt›r. Bu toplant›ya kat›lan 345 ki-
flinin oybirli¤iyle kabul edilmifltir. 104 kifli toplant›ya kat›lmam›flt›r. 4753 sa-
y›l› Çiftçiyi Toprakland›rma Kanununu, 15 Haziran 1945’de 4760 say›l› Top-
rak Bayram› Kanunu’nun kabulü izlemifltir. Bu kanunla Çiftçiyi Topraklan-
d›rma Kanunu’nun kabul edildi¤i 11 Haziran gününü takip eden Pazar günle-
rinin her y›l toprak bayram› olarak kutlanmas› kabul edilmifltir. Yasan›n ç›k-
mas› ve Toprak Bayram›’n›n ilan› bas›nda kutlanacak bir baflar› olarak yer
al›r.80
240
TEKEL‹-‹LK‹N Çiftçiyi Toprakland›rma Kanunu’nun Ç›kar›lmas›
241
kebikeç / 23 • 2007
242
TEKEL‹-‹LK‹N Çiftçiyi Toprakland›rma Kanunu’nun Ç›kar›lmas›
lam› 293.650.000 lira iken geri ödemeler toplam› 402.278.000 lira olmaktad›r.
Devlete kalan pozitif fark 102.627.000 lirad›r. Bu ak›m tablosunun ilginç yan›
15’inci y›ldan sonra geri ödemelerin devletin koyaca¤› tahsisat miktar›n› afl-
mas›d›r. Birinci y›lda 12.610.000 lirayla bafllayan tahsisat geri dönüfl fark›, be-
flinci y›lda 8.677.000 liraya, onuncu y›lda 3.790.000 liraya düflmekte, on beflin-
ci y›lda fark hemen hemen s›f›r olmaktad›r.
25 komisyonun y›ll›k gideri ise 2.241.670 lira olacakt›r. Yirmi y›lda yap›lan
harcama toplam› 42.417.579 liraya ulaflacakt›r.
Bu rakamlar toprak reformunun devlete büyük yük getirmedi¤ini, uzun
erimde devletin topraklar›n›n de¤erlendirilmesi dolay›s›yla devlete gelir sa¤-
layabilece¤ini ve ayr›ca da¤›t›m yap›lan alanlarda kadastro hizmetlerinin gö-
rülmüfl olmas›n›n da ek bir yarar olaca¤›n› göstermektedir.
SON SÖZLER
Çiftçiyi Toprakland›rma Kanunu’nun nas›l bir ortamda geliflti¤ini gördük.
Türkiye’de çok partili rejime geçiflin arifesinde ç›kan bu yasaya karfl› ç›kanlar
belki de bu nedenle yüksek perdeden bir muhalefet sergilemifllerdir. Nitekim
bu kanunun müzakeresi s›ras›nda bu yasaya karfl› ç›kanlar›n büyük bölümü
DP’nin kurucu kadrolar› içinde yer alm›fllard›r.
Çiftçiyi Toprakland›rma Kanunu’nun kamulaflt›rma s›n›r› olarak kabul et-
ti¤i 5.000 dönüm Avrupa örnekleriyle karfl›laflt›r›ld›¤›nda oldukça yüksek ol-
du¤u görülmektedir. Bu miktar Bulgaristan’da 300 dönüm, ‹spanya’da k›raç
topraklar için 4.000 dönüm, sulu topraklar için 300 dönüm, Finlandiya’da
2.000 dönüm, Litvanya’da 500 dönüm, Polonya’da 3.000 dönüm, Yugoslav-
ya’da topra¤›n vasf›na göre 750 ila 3.000 dönüm, Çekoslovakya’da ise topra¤›n
cinsine göre 1500 ila 2500 dönümdür.83
Bu yasan›n uygulanmas› 1947-1972 y›llar› aras›nda sürmüfltür. Bu 25 y›l-
l›k sürede 5.236 köyde 432.117 yerli aileye toprak verilmifltir. Bu bir y›lda or-
talama 16.620 aileye toprak da¤›t›lmas› demektir. Da¤›t›lan topra¤›n aile ba-
fl›na ortalama büyüklü¤ü 51,64 dönüm olmufltur. ‹lginç olan husus DP’nin ik-
tidara gelmesinden sonra da uygulaman›n sürmüfl olmas›d›r. Bu iktidar döne-
minde 1950 y›l›nda ç›kart›lan 5618 Say›l›, 1955 y›l›nda ç›kart›lan 6603 Say›l›
yasalarla iki de¤ifliklik yap›lm›fl, bu de¤iflikliklerle pratikte karfl›lafl›lan baz›
sorunlara çözümler getirilirken, özel topraklar üzerindeki kamulaflt›rma yet-
kileri s›n›rlanm›flt›r. Da¤›t›lan toprak miktar› 22.314.000 dönümdür. Bu top-
raklardan sadece 158.000 dönümü kamulaflt›r›lma yoluyla sa¤lanm›flt›r. Bu
kamulaflt›rman›n 54.252 dönümü flah›fllardan, 80.861’i vak›flardan, 18.475 dö-
243
kebikeç / 23 • 2007
244
TEKEL‹-‹LK‹N Çiftçiyi Toprakland›rma Kanunu’nun Ç›kar›lmas›
Özet: 1945 y›l›nda dönemin özel koflullar›nda, tek parti iktidar›n›n gücüyle, Meclis’te
yo¤un tart›flmalarla kabul edilen Çiftçiyi Toprakland›rma Kanunu, günün koflullar›n›, Mec-
lis’in ve tar›m›n yap›s›n› anlamak aç›s›ndan önemli f›rsatlar tan›maktad›r. Makalede,
Kanun’un kabul edilme süreci ve genel olarak yap›s› ile uygulama sürecinde geçirdi¤i anlam
de¤ifliklikleri üstünde durulmaktad›r.
Anahtar Sözcükler: Çiftçiyi Toprakland›rma Kanunu, Tek Parti Dönemi, DP, tar›msal
yap›, toprak reformu, ortakç›l›k, a¤al›k.
Abstract: Accepted in 1945 under the specific conditions of the period after a series of dis-
putes during the Single Party rule in Turkey, the Land Code concerning the landless peas-
ants provides a suitable ground for a better understanding both the structure of the agricul-
ture and of the Turkish Parliement. This article concentrates on the legislation process of
the Law and its content, along with the changes took place during its application.
Keywords: Çiftçiyi Toprakland›rma Kanunu, Single Party Period, DP, agricultural struc-
ture, land reform, sharecropping, landlordship.
245
kebikeç / 23 • 2007
246
kebikeç / 23 • 2007
Abdulkerim SÖNMEZ*
irifl
263
kebikeç / 23 • 2007
lararas› müdahaleye aç›k bir sorun haline gelmifl olmas›, di¤er yanda ise tar›-
m›n dönüfltürülmesinin Avrupa Birli¤i ile üyelik müzakere sürecinin önemli
konular›ndan biri oldu¤u dikkate al›nacak olursa, böyle bir analizden müza-
kerelerin yürütülmesi esnas›nda dikkate al›nabilecek bir tak›m öngörüler ç›-
kar›lmas› da mümkün görünmektedir.
Olgusal verilerin analizine geçmeden önce hem terör ve yerinden olma sü-
recinin biçim ve boyutlar› hem de bunlar›n genel yap›sal dönüflüm süreciyle
önemli eklemleflme noktalar› hakk›nda k›sa bir betimlemede bulunmakta ya-
rar vard›r.
264
SÖNMEZ Türkiye Tar›m›nda Yap›sal De¤iflme Örüntüleri
manda yerel ölçekte sürüp giden di¤er çat›flmalardan da isteyerek veya zorda
kalarak uzaklaflmak gere¤i gibi iki katmanl› bir süreç vard›r. Dahas›, bu her
iki çat›flma biçiminin bütün bir bölgeye yay›lmas› ola¤an iktisadi faaliyetlerin
de çeflitli biçimlerde kesintiye u¤ramas› ya da bunlar›n ancak k›s›tl› bir flekil-
de yürütülebilmesi sonucunu do¤urmufltur. Bu bak›mdan üzerinde en çok du-
rulan engeller hükümetçe konulan mera-yaylalara ç›kma yasaklar› ile boflal-
t›lm›fl köylerin baz›lar›n›n may›nlanmas›d›r.
Ancak, bundan daha önemlisi k›rsal nüfusun kendi yerleflim birimleri için-
de yürüttükleri ola¤an tar›msal üretim faaliyetleri ile kendi yerleflimleri d›fl›n-
da yürüttükleri gelir getirici di¤er faaliyetler aras›nda kurmufl olduklar› ba¤-
lant› ve dengelerin zorunlu olarak kesintiye u¤ramas› veya bütünüyle k›r›lma-
s› olmufltur. Bunun bir sonucu olarak, örne¤in, küçük bir arazi parças›n› iflle-
mek ile mevsimlik iflgücü göçünden elde edilen gelirin birlefltirilmesine daya-
l› bir iktisadi varolufl k›rsal alanda yerleflim güvenli olmad›¤› için sürdürüle-
mez bir varolufl haline gelmifltir. Bundan dolay›d›r ki, terör kaynakl› yerinden
olma sürecinin kitlevi bir vasfa büründü¤ü y›llarda bile iktisadi etkenlerden
kaynaklanan göç durmam›fl sadece a¤›rl›¤› geri plana düflmüfl, aksine, çat›fl-
malar›n nispeten kesildi¤i y›llarda iktisadi etkenlerin tetikledi¤i ya da zorla-
d›¤› göçler tekrar ön plana geçmeye bafllam›flt›r.
Meydana geldi¤i yer bak›m›ndan terör kaynakl› çat›flmalar ve yerinden ol-
ma vakalar› belli illerle s›n›rl› kalm›flt›r. Bu illerin bafll›calar› A¤r›, Ad›yaman,
Bingöl, Bitlis, Diyarbak›r, Elaz›¤, Hakkari, Mardin, Mufl, Siirt, fi›rnak, Tunce-
li ve Van’d›r. Ancak, terörün toplumsal, siyasal ve iktisadi maliyet ve etkileri
ülke ölçe¤inde ele al›nmas› gereken ve her ne aç›dan bak›l›rsa bak›ls›n çok
a¤›r bir maliyettir. Ulusal düzeydeki bu a¤›r maliyet, ulusal bir siyasi, iktisa-
di ve toplumsal bütünün parçalar› olarak ayn› illerdeki tar›msal yap›lar›n de-
¤iflim ve dönüflümlerini ayr›ca etkilemifltir.
Terör kaynakl› çat›flmalardan ortaya ç›kan toplumsal, siyasal ve iktisadi
maliyeti hesaplamak flüphesiz ki, güç bir ifltir. Ancak, mevcut kimi veriler yar-
d›m› ile durumu k›smen resmetmek mümkün görünmektedir. ‹lk olarak, terör
kaynakl› çat›flmalar sonucunda 2000 y›l›na kadar 35 binden daha fazla bire-
yin hayat›n› kaybetti¤i (Özcan, 2002’den aktaran Varol, 2006: 3) tahmin edil-
mektedir. fiimdilerde ise bu rakam›n 40 bine yaklaflt›¤› güncel haberlerde res-
mi yetkililerce telaffuz edilmektedir. ‹kinci olarak, konu hakk›nda yap›lm›fl en
yeni ve en kapsaml› bir çal›flma olan Türkiye Göç ve Yerinden Olmufl Nüfus
Araflt›rmas› sonuçlar›na göre, ülke nüfusu içinde 2.7 milyon bireyin en son
yapt›¤› göç etme eylemi Birleflmifl Milletler Örgütü’nün ‘ülke içinde yerinden
265
kebikeç / 23 • 2007
2 Bu iller Ankara, ‹stanbul, ‹zmir, Bursa, Kocaeli, Manisa, Antalya, Mersin, Adana ve Malatya’dan oluflmakta-
d›r.
3 Metin içinde bu ve Devlet ‹statistik Enstitüsü taraf›ndan yay›mlanm›fl olan di¤er veri kaynaklar›na isimleri
ile at›fta bulunulacakt›r. Bu yay›nlar Kaynakçada ayr› bir bafll›k alt›nda s›ralanm›flt›r.
266
SÖNMEZ Türkiye Tar›m›nda Yap›sal De¤iflme Örüntüleri
ile 1997 y›llar› aras›nda k›rsal göç ve yerinden olma süreci bu illerin k›rsal
yerleflimlerinde 1997 y›l›nda meskun nüfusunun yaklafl›k dörtte birine ulaflan
bir nüfusu k›rsal yerleflim d›fl›na itmifltir. Baz› illerde bu flekilde d›flar› itilmifl
olan nüfus 1997 y›l›nda meskun k›rsal nüfusa eflit rakamlara ulaflmakta, hat-
ta bir örnekte, Tunceli’de, meskun nüfusu aflmaktad›r.
Dördüncü olarak, terörle askeri mücadele ulusal ekonomi üzerinde olduk-
ça y›k›c› bir etki do¤urmufltur. Bir tahmine göre, bu amaçla 2000’li y›llara ka-
dar yap›lan harcamalar›n yekunu 120 milyar ABD dolar›n› aflm›fl olup, bu
miktar ayn› dönem itibariyle ulusal borç stokunun yaklafl›k olarak yar›s›na
eflittir (Özcan, 2002’den aktaran Varol, 2006: 3). Terörle askeri mücadele için
harcanan bu miktar ulusal borç stokunun artmas› ve süre¤en enflasyonun ar-
d›nda yatan en önemli etkenler aras›nda yer almaktad›r. Devletin içine girdi-
¤i borçlanma sarmal› ve yüksek enflasyon önce 1994’te, ard›ndan da 2000 ve
2001 y›llar›ndaki büyük iktisadi bunal›mlar›n haz›rlay›c›lar› olmufllar ve bu
bunal›mlar IMF kanal› ile yap›lan d›fl borçlanmalar yoluyla afl›lmaya çal›fl›l-
m›flt›r. Terörle askeri mücadele için harcanan mebla¤›n ulusal toplumsal ve
iktisadi kalk›nma için harcanm›fl olmas› halinde bugün nas›l bir tablo ile kar-
fl›laflabilecek oldu¤umuz tahayyül etmek güç olmasa gerektir. Ancak, geliflme-
lerin aksi yönde seyretmifl olmas›n›n sonuçlar› da aflikard›r. Nitekim, 1994 ik-
tisadi bunal›m›n›n hemen ard›ndan yürürlü¤e konan tasarruf tedbirlerinden
tar›m›n desteklenmesi için yap›lan harcamalar da nasibini alm›fllar ve bunun
bir sonucu olarak ulusal g›da politikas› için temel öneme sahip olan hububat
ve fleker pancar› ile tütün haricindeki tar›msal ürünler destekleme kapsam›
d›fl›na ç›kar›lm›fl ve tar›ma verilen do¤rudan destek miktar›nda önemli bir da-
ralma meydana gelmifltir (bak. Devlet Planlama Teflkilat›, 2000: 26; Günay-
d›n, 2005: 153).
Türkiye’de devletin tar›ma verdi¤i destek flüphesiz ki, destekleme al›mlar›
ile s›n›rl› de¤ildir. Aksine, gübre, ilaç, tohumluk, dam›zl›k hayvan gibi girdi
destekleri; y›ll›k üretimin sürdürülmesi için kullan›lan çevirme kredisi, uzun
dönemli yat›r›m kredileri, teçhizat ve makine sat›n al›m› için verilen krediler,
ihracat kredisi; araflt›rma, e¤itim ve yay›m hizmetleri gibi daha birçok alanda
tar›ma do¤rudan destek verilmektedir (bak. Devlet Planlama Teflkilat›, 2000:
25-37). Tar›ma her y›l verilen toplam deste¤in parasal miktar›, 1990’l› y›llar-
da y›ll›k tar›msal üretim de¤erinin üçte birine yak›n bir düzeyde seyretmifl
olup, bu bak›mdan destek nispeti en az›ndan OECD ülkelerinde verilen des-
tek ile yaklafl›k olarak ayn› düzeydedir. Ancak, ayn› dönemde tar›ma verilen
toplam destek miktar›n›n GSMH’ya oran› Türkiye’de y›ll›k yüzde 6-8 aras›n-
267
kebikeç / 23 • 2007
268
SÖNMEZ Türkiye Tar›m›nda Yap›sal De¤iflme Örüntüleri
269
kebikeç / 23 • 2007
270
SÖNMEZ Türkiye Tar›m›nda Yap›sal De¤iflme Örüntüleri
271
kebikeç / 23 • 2007
272
SÖNMEZ Türkiye Tar›m›nda Yap›sal De¤iflme Örüntüleri
recesine göre düzenlenmifl bir öncelik s›ras›na göre5 bedelsiz olarak miras edi-
nilir (madde 54-90) ve tasarruf hakk›n› kendi elinde bulunduran kifli taraf›n-
dan bedelsiz veya bedel karfl›l›¤› olarak baflkalar›na devredilebilir (madde 39).
Bir birey, cemaat veya kurumun belli bir arazi üzerindeki mülkiyet veya ta-
sarruf hakk›n›n kan›t› bu amaçla düzenlenmifl olan bir senet ile bu hakk›n ta-
pu siciline kaydolmufl olmas›d›r.
Devlet ile köylülük aras›nda tesis edilmifl olan bu z›mni sözleflme Cumhu-
riyet döneminde de sürdürülmüfltür. 4 Ekim 1926 y›l›nda yürürlü¤e giren Me-
deni Kanun’un6 ayni haklara iliflkin hükümleri ile Osmanl› döneminde toprak
üzerinde birey, cemaat veya kurumlara tan›m›fl olan ve tapu sicillerinde ka-
y›tl› bulunan mülkiyet haklar› teyit edilmifl, tasarruf haklar› da bir özel mül-
kiyet hakk› olarak tan›m›fl ve tescil etmifltir. Öncelikle, 1926 Medeni Kanunu
mülkiyet hakk›n›n temel unsurunu “kanun dairesinde diledi¤i gibi tasarruf et-
me hakk›” (madde 618), kapsam›n› ise malik olunan fleyin “bütün mütemmim
cüzlerine” (madde 619) ve “bütün tabii semerelerine” malik olma (madde 620)
fleklinde tan›mlayarak mîrî arazi rejiminin ayr› ayr› haklar fleklinde tanzim
etti¤i mülkiyet, istimal ve tasarruf haklar›n› tek bir mülkiyet hakk› kapsa-
m›nda toplam›flt›r. Gayrimenkul mülkiyeti söz konusu oldu¤unda, özel mülki-
yet hakk›n›n kapsam› madenler dahil topra¤›n alt›nda ve üstünde olan her fley
ve bu çerçevede yap›lan, dikilen fleyler ve do¤al kaynaklar (madde 644) olarak
belirlenmifltir. Malik olunan gayrimenkulün rehin verilmesi veya karfl›l›k gös-
terilerek senet ihraç edilmesi özel mülkiyetten kaynaklanan bir ayni hak ola-
rak kabul edilmifltir (madde 765-852). ‹kinci olarak, Kanun, gayrimenkul mül-
kiyetinin elde edilmesini tapu siciline kay›t flart›na ba¤lanm›fl ve “iflgal, miras,
istimlak, cebri icra tarikleriyle veya mahkeme ilam› ile bir gayrimenkulü ikti-
sap eden kimse[nin] tescilden evvel dahi ona malik” olaca¤›n› fakat tapu tes-
cili yapt›rmadan tasarruf edemeyece¤i (madde 633) hükmünü getirmifltir.
Üçüncü olarak, tapu sicilinde kay›tl› olmayan bütün gayrimenkullerin mülki-
yet ve tasarruf hakk›n›n devlete ait oldu¤u fakat böyle bir araziyi yirmi y›ldan
daha fazla müddetle zilyetlerinde bulunduran kimselerin arazinin kendi adla-
r›na kay›t ve tescilinin yap›lmas› için Hazine ve ilgili kamu tüzel kiflisi aleyhi-
ne tescil davas› açabilecekleri hükmü getirilmifltir (madde 638-42).
Böylece, Arazi Kanunnamesi’nin yürürlü¤e girmesi ile bafllayan toprak
üzerindeki mevcut haklar›n teyit ve tescil edilmesi ve çat›flan mülkiyet ve hak
taleplerinin çözüme kavuflturulmas› süreci (bak. ‹slamo¤lu 2000) 1926 Mede-
5 Kanunname hükümlerinden anlafl›ld›¤› kadar›yla, topra¤›n miras olarak edinilmesinde kan ba¤› evlilik ba¤›-
na, füru¤ usule, erkek kad›na öncelik tafl›maktad›r.
6 Kaynakçada Türk Medenî Kanunu ve Borçlar Kanunu olarak yer verilmifltir.
273
kebikeç / 23 • 2007
274
SÖNMEZ Türkiye Tar›m›nda Yap›sal De¤iflme Örüntüleri
bir ekonomi ve toplum içinde yeni imkanlara ulaflmak için köylülerin kentle-
re ve yurt d›fl›na yapt›klar› göçler vb geliflmeler devlet taraf›ndan planlanm›fl
ve güdümlenmifl olmaktan çok köylülü¤ün eyleminden do¤an fiili durumlar›
yans›tmaktad›r. Tar›msal dönüflüm, k›rsal göç ve kentleflme flüphesiz büyük
bir kitlenin tar›msal üretim ile olan iktisadi ba¤›n› koparm›fl olmakla birlik-
te ard›nda büyük tar›msal iflletmeleri de¤il, aksine ço¤u halde iktisadi kapa-
siteleri bir hane halk›n› desteklemeye yetmeyen küçük iflletmeleri b›rakm›fl-
t›r.
Gerçekten de, modernleflen ya da kapitalistleflen genel bir iktisadi yap›da
köylülü¤ün yerini ister istemez büyük ölçekli kapitalist çiftçili¤e b›rakaca¤›
yönündeki beklentilerin aksine olarak 1990’lara kadar Türkiye tar›m›nda ken-
di topra¤›n› iflleyen küçük iflletmelerin say›s› sürekli bir flekilde artmaya de-
vam etmifl, buna karfl›l›k topraks›z hane halklar› ile ortakç›l›k ve yar›c›l›k bi-
çiminde toprak iflleyen iflletmelerin say›s› da sürekli olarak gerileme göster-
mifltir. Örne¤in, tar›mla u¤raflt›klar› halde topraks›z olan hane halklar›n›n sa-
y›s› 1950 y›l›nda bir milyonu aflmakta ve tar›mla u¤raflan hane halklar›n›n
yüzde 26.1’ini oluflturmaktayd›. ‹zleyen 40 y›l içinde bu hane halklar›n›n mut-
lak say›s› yüzde 83.5 oran›nda gerileyerek tar›mla u¤raflan toplam hane halk›
say›s›n›n yüzde 4.1’ine düflmüfl, buna karfl›l›k toprak sahibi hane halklar›n›n
mutlak say›s› yüzde 35.5 oran›nda artarak toplam hane halklar›n›n yüzde
95.9’una yükselmifltir. Benzer flekilde, 1963 y›l›nda, kendi topra¤› olsun ya da
olmas›n, ortakç›l›k yapan yar›m milyonu aflk›n hane halk› say›sal olarak (ki,
toplam›n yüzde 14.8’ini oluflturmaktayd›lar) yüzde 4,100’lük bir gerileme gös-
tererek 1991’e gelindi¤inde mutlak de¤er olarak 12, 406’ya oransal olarak da
binde 3’e gerilemifltir (bak. 1950 Tar›m Say›m› Sonuçlar›: 1; 1963 Tar›m Say›-
m› Örneklem Sonuçlar›: 6-7; 1991 Genel Tar›m Say›m› Tar›msal ‹flletmeler
(Hanehalk›) Araflt›rma Sonuçlar›: 16, 28).
Ulusal düzeydeki istatistiksel verilerin gösterdi¤i bu geliflme e¤ilimleri
1970 ve 1980’lerde yap›lan alan araflt›rmas› sonuçlar›nca da büyük oranda te-
yit edilmifl ve istihdam edilen bak›fl aç›s›na ba¤l› olarak bu geliflmeler ço¤u
halde ülke tar›m›nda kapitalist çiftçilik karfl›s›nda küçük veya basit meta üre-
ticili¤inin yerleflmesi olarak yorumlanm›flt›r (bak. Akflit 1988, 1993; Keyder
1983, 1988; Sönmez 1993, 2001). Ancak, 1963 Tar›m Say›m› sonuçlar›na fark-
l› bir aç›dan bakan Margulies ve Y›ld›zo¤lu (1983: 40-2). Tar›msal yap›lar için-
de toprak mülkiyetinin temerküzü yoluyla kapitalist çiftliklerin ortaya ç›k›fl›
275
kebikeç / 23 • 2007
276
SÖNMEZ Türkiye Tar›m›nda Yap›sal De¤iflme Örüntüleri
277
kebikeç / 23 • 2007
büyük toprak mülkiyeti geleneksel k›yafeti içinde yeni bir hüviyete bürünme
yoluna gitmifltir. Nitekim, Ayd›n (1986) ve Ba¤c› (1998) ortakç›l›k yoluyla top-
rak ifllemenin kapitalist çiftçili¤in yeni bir biçimi oldu¤una iflaret ederken,
Özesmi (2002-3) ortakç›n›n da baz› hallerde ancak ortakç› tutarak toprak iflle-
yebildi¤ine iflaret etmektedir. Fakat 1980’li y›llar›n ortalar›ndan beri yaflanan
terör ve güvenlik kaynakl› kitlevi yerinden olma süreci ile birlikte tar›msal ya-
p›lardaki de¤iflmenin ibresi ve ivmesi yeni yön ve biçimler kazanmaya baflla-
m›fl görünmektedir ki, flimdi bunlar› s›ras›yla ele alal›m.
278
SÖNMEZ Türkiye Tar›m›nda Yap›sal De¤iflme Örüntüleri
279
kebikeç / 23 • 2007
4.2. ‹fll
flletmelerin büyüklüklerinde meydana gelen de¤iflm
flmeler
Devlet Planlama Teflkilat›’na (2000: 7) göre, bitkisel üretim yapan bir ta-
r›msal iflletmenin bir çiftçi hane halk›n› iktisaden destekleme kabiliyeti (yani,
4.2 milyar TL/y›l net gelir sa¤lama kapasitesi) dikkate al›nd›¤›nda, kuru ta-
r›m yap›lan yerlerde 200 dekar, sulu tar›m yap›lan yerlerde ise 100 dekarl›k
arazi büyük ile küçük iflletme aras›ndaki ayr›m çizgisi olarak düflünülmelidir.
Ancak, Devlet Planlama Teflkilat›nca da (2000: 8) kabul ve teslim edildi¤i üze-
re, ülkede üretimi yap›lan ürünlerin oldu¤u kadar üretimin do¤al flartlar›n›n
da büyük bir çeflitlilik ve de¤iflme gösterdi¤i dikkate al›nacak olursa, tasarruf
alt›ndaki arazi alan› iflletmenin iktisadi cesameti ve üzerinde bar›nan hane
halk›n› destekleme kabiliyeti hakk›nda bir fikir edinmek için iyi bir ölçüt de-
¤ildir. Örne¤in, yetifltirilen ürünlerin birim alan ve iflgünü bafl›na verimlilik
düzeyleri ve piyasa fiyatlar›na ba¤l› olarak ayn› büyüklükteki tarla veya bah-
çe arazisinden ortaya ç›kan iktisadi cesamet ve dolay›s›yla bir hane halk›n› ik-
tisaden destekleme kapasitesi farkl›l›k gösterecektir. Öte yandan, y›lda kaç
kez ekim yap›labildi¤i ve bu ekimlerin her birinde hangi ürünlerin üretilebil-
di¤i de çok önemli bir etkendir. Ülkenin denizlere yak›n bölgelerinde, özellik-
le Akdeniz ve Ege bölgelerinin k›y› kesimlerinde y›lda iki kez aç›k tarla ekimi
yapmak mümkün iken, do¤u kesimlerinde y›lda bir kez ürün kald›rman›n zor-
laflt›¤› yerler mevcuttur. Ayr›ca, bir tar›msal iflletmenin arazi alan› veya ikti-
sadi cesameti her halde ve flartta o iflletme üzerindeki hane halk›n›n tar›msal
üretime devam etme ya da üretimi terk etme karar›n› belirleyen yegane etmen
de¤ildir. Aksine, tar›msal üretim faaliyetlerinin tar›m d›fl› üretim ve istihdam
biçimleriyle eklemleflme biçimi, bunun hane halk›n›n iktisadi refah› üzerinde-
ki toplam etkisi, hane halk›n›n hayat döngüsü ve kendini içinde buldu¤u di¤er
toplumsal, siyasal ve kültürel koflullar hane halk›n›n kendi durumunu ve kim-
li¤ini alg›lama biçimini, ikametgah yeri ve biçimi hakk›ndaki kararlar›n› ve
dolay›s›yla k›rda kalma veya kente göçme seçeneklerinden hangisine ne flekil-
de yönelece¤ini etkileyen önemeli etmenlerdir (bak. Sönmez, 2001: 101-2).
Bundan dolay›, iflletmenin alan ve iktisadi cesamet olarak büyüklü¤ü ile ta-
280
SÖNMEZ Türkiye Tar›m›nda Yap›sal De¤iflme Örüntüleri
r›msal politikalar ve tar›m› etkileyen k›sa ve uzun vadeli di¤er iktisadi etken-
ler aras›ndaki nedensel ba¤lant›lar pek çok halde k›smi ve dolayl› ba¤lant›lar
olarak kalabilir ve tar›msal yap›larda gözlenen de¤iflme e¤ilimlerinin do¤ru-
dan sebepleri olarak tan›mlanamayabilirler.
Analitik ve kuramsal bak›mdan önem arz eden bu türden etkenleri tar›m
say›m› verilerinin istatistiksel analizi sürecine katmak mümkün de¤ildir. Sa-
y›m sonuçlar›, iflletmelerin kendi üzerlerinde bar›nan hane halklar›n› iktisa-
den destekleme kapasitelerini kabaca hesaplayarak bir s›n›flama yapmaya da
izin vermemektedir. Ayn› veriler iflletme büyüklü¤ü itibariyle kuru ve sulu ta-
r›m yap›lan alan›n hesaplanmas›na imkan tan›yor olsa bile buradan hareket-
le verili iflletmelerin bu iki kümeden hangisine dahil edilece¤ine karar verme-
ye imkan tan›mamaktad›r. Bununla birlikte, 2001 y›l›nda üzerinde tar›msal
üretim yap›lan toplam arazi alan›n›n yüzde 78.2’sinde kuru tar›m yap›ld›¤›
(2001 Genel Tar›m Say›m›: 82-3) dikkate al›nacak olursa, kuru tar›m flartla-
r›nda büyük ve küçük iflletme ayr›m› için öngörülen 200 dekarl›k arazi büyük-
lü¤ünü analizlerde kaba bir ölçüt olarak dikkate almak ve de¤iflmeleri bu ek-
sen etraf›nda incelemek yap›labilecek en makul ifllem olarak görülmektedir.
Bu 200 dekar çizgisi dikkate al›narak yap›lan hesaplamalara göre (bak.
Tablo 2), küçük tar›msal iflletmelerin oran› 1991 y›l›nda yüzde 94.7 iken, 2001
y›l›nda yüzde 94.2’ye geriledi¤i görülmektedir. Böylece iki say›m aras›nda ge-
çen on y›ll›k sürede küçük tar›msal iflletmelerin tar›msal yap› içindeki a¤›rl›k-
lar›nda binde 5’lik bir gerileme, buna karfl›l›k olarak ayn› iflletmelerin tasar-
ruflar› alt›ndaki arazinin tasarruf alt›ndaki toplam arazi alan› içindeki nispe-
ti ise yüzde 4.4’lük bir art›flla yüzde 63.0’dan yüzde 65.8’e yükselmifltir. Ayn›
dönemde terörden do¤rudan etkilenen illerde küçük iflletmelerin say›s›nda ve
tasarruflar› alt›ndaki arazinin alan›nda meydana gele izafi de¤iflme oranlar›
ulusal düzeyde gözlemlenenle ayn› yönde fakat çok daha yüksek oranlarda
gerçekleflerek bu illerdeki tar›msal yap›lar›n genel görüntüsünü iflletme bü-
yüklükleri ve tasarruflar› alt›ndaki arazi alan› bak›m›ndan ulusal örüntüye
yaklaflt›rm›flt›r. Nitekim, söz konusu illerde küçük iflletmelerin mutlak say›-
s›nda yüzde 8.8 ve tasarruflar› alt›ndaki arazi alan›nda yüzde 19.3’lük bir ge-
rileme yaflanm›fl olmas›na ra¤men, bunlar›n tar›msal yap› içindeki izafi oran-
lar› iflletme say›s› itibariyle yüzde 5.3’lük bir art›flla 1991’deki yüzde 86.7 dü-
zeyinden 2001 y›l›nda yüzde 91.2’ye, tasarruflar› alt›ndaki arazi alan› ise yüz-
de 55.6’l›k bir at›flla yüzde 35.3’ten yüzde 55.5’e yükselmifltir. Ancak, ayn› ve-
riler göstermektedir ki, belirtilen bu on y›ll›k dönem içinde ve ulusal düzeyde
iflletme bafl›na düflen ortalama arazi alan› itibariyle küçük iflletmeler mutlak
281
kebikeç / 23 • 2007
olarak yüzde 57.4’lük bir oranla daha da küçülürken, büyük iflletmeler (yani
200 dekardan büyük olanlar›n) bafl›na düflen arazi alan› yüzde 258.7’lik bir ar-
t›fl göstermifltir. Terörden do¤rudan ve dolayl› olarak etkilenen il kümelerinde
yaklafl›k olarak eflit düzeyde ve ayn› do¤rultuda gözlenen bu de¤iflme e¤ilimi,
yap›sal de¤iflme sürecinin küçük iflletmeleri daha da küçülten, büyükleri ile
daha da büyüten bir vasfa büründü¤ünün bir iflareti olarak yorumlanabilir.
282
SÖNMEZ Türkiye Tar›m›nda Yap›sal De¤iflme Örüntüleri
283
kebikeç / 23 • 2007
edildi¤i üzere, önemli olan›n tasarruf alt›ndaki arazi alan›n›n büyüklü¤ü ol-
maktan çok iflletmenin iktisadi cesameti oldu¤u görüflünü teyit eder görün-
mektedir. ‹kinci olarak, terörden do¤rudan etkilenmifl olan illerde toplanma
aral›¤›n›n dar ve iktisadi kapasitenin çok zay›f olabilece¤i bir alana s›k›flma
e¤ilimi, genelde küçük iflletmelerin aleyhine geliflmekte olan süreç karfl›s›nda
küçük iflletmelerin artan direncinin bir ifadesi de¤il, bu iflletmeler üzerinde
varl›k sürdüren hane halklar›n›n alternatif istihdam alanlar›na geçifl yapmak-
ta giderek daha da fazla zorlanmalar› sonucu giderek daha fazla tar›ma sar›l-
malar›n›n bir ifadesi olarak düflünülebilir. Topra¤› tasarruf biçimlerinde mey-
dana gelen de¤iflmelerin bir analizi bu konuyu ayd›nlatmada bize oldukça
önemli ipuçlar› sa¤layacakt›r.
284
SÖNMEZ Türkiye Tar›m›nda Yap›sal De¤iflme Örüntüleri
sal ortalaman›n bir hayli üstünde seyretmektedir. 2000 y›l› verilerine göre bu
illerdeki do¤urganl›k oran› ulusal ortalamadan yüzde 89, do¤urganl›k ça¤›nda-
ki (15-45 yafl aras›) her yüz kad›n bafl›na düflen 0-4 yafl aras› çocuk say›s› ise
yüzde 67 daha fazlayd› (2000 Genel Nüfus Say›m›: 92-95).
Dahas›, yayg›n olarak bilindi¤i ve konu hakk›ndaki çeflitli çal›flmalar tara-
f›ndan da teyit edildi¤i üzere, yerinden olmufl nüfusun büyük bir k›sm›n›n bü-
yük gruplar halinde ve bir anlamda can havli ile bar›nmak için yer bulabilme-
yi umut ettikleri kentlere kitlevi halde ak›n etmeleri bu kentlerin bar›nma ve
istihdam yaratma kapasitelerinin bafla ç›kamad›¤› bir yük do¤urmufltur (bak
Göktürk, 1998). Ancak, yerinden olmufl nüfusun kentsel emek piyasas›nda
marjinalli¤ini art›ran etmen sadece göçün, iktisadi ve toplumsal etkenlerin te-
tikledi¤i göçlerde s›kça görüldü¤ü üzere, yetiflkin göçmenin çal›flacak bir ifl ve
bar›nacak bir yer temin ettikten sonra hane halk›n›n geride kalan üyelerini de
kente tafl›mas›na f›rsat vermeyecek derecede ani, haz›rl›ks›z oluflu (bak Türk-
y›lmaz ve di¤., 1998: 7) de¤ildir. Bunlar kadar önemli olan iki husus daha bu-
lunmaktad›r. Bunlardan biri, yerinden olma sürecinin kentsel emek piyasas›-
n›n hemen neredeyse hiç ihtiyaç duymayaca¤› ölçüde vas›fs›z her yafltan ve
cinsiyetten insan› bir anda kentlere itmifl olmas›d›r. ‹kincisi ise, yerinden ol-
man›n hane halk›n›n tar›msal üretimle olan ba¤›n› bir anda kesmesinden do-
lay› göçmenin kentsel varoluflunu desteklemek üzere kendi tar›msal kaynak-
lar›ndan ve k›rsal toplumsal örgütlenme yap›s›ndan aktarabilece¤i ya da en
az›ndan yard›m›na baflvuraca¤› bütün iktisadi ve toplumsal kaynaklardan bir
anda mahrum kalmas›d›r. E¤er satmaya f›rsat bulabildiyse, göçmenin çiftli-
¤indeki birkaç hayvan›n› satmak suretiyle elde etti¤i nakit onun bir anda kar-
fl›laflt›¤› bar›nma ve beslenme ihtiyaçlar›n› karfl›laman›n çok gerisinde kalm›fl,
yard›m ve deste¤ine müracaat edebilece¤i kiflilerin ço¤unun da kendisiyle ay-
n› konumda olmas› yükünü daha da a¤›rlaflt›rm›flt›r (bak Hacettepe Üniversi-
tesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, 2006: 75-86), 107-8). Göktürk’ün (1998: 57) he-
saplamalar›na göre, yerinden olma süreci 1990 ile 1996 y›llar› aras›nda Diyar-
bak›r ilinde istihdam edilen her 1 kifli bafl›na 24.04 iflsiz yaratm›fl olup, ayn› il
için benzer flekilde yüksek bir oran Yükseker (2006: 156) taraf›ndan Ersoy ve
fiengül (2000)’den aktar›lmaktad›r. Terör nedeniyle yerinden olan›n kentsel
alanda karfl›laflt›¤› bu a¤›r tablo karfl›s›nda ola¤an iktisadi ve toplumsal flart-
lar›n hüküm sürdü¤ü bir durumda k›rdan kente göç edebilecek olan hane
halklar› ellerindeki k›t tar›msal imkanlara daha fazla sar›lm›fl görünmekte-
dirler. Di¤er topra¤› tasarruf biçimlerinde gözlenen mutlak ve izafi de¤iflme
oranlar› bu düflünce çizgisini destekler niteliktedir.
285
kebikeç / 23 • 2007
Tar›m say›mlar›nda tasnif edilmifl di¤er topra¤› tasarruf biçimleri mülk ar-
t› kirac›l›k, sadece kirac›l›k, sadece ortakç›l›k, bedelsiz tasarruf ve bunlar›n çe-
flitli kombinasyonlar›d›r (bak Tablo 3). ‹ki say›m dönemi aras›nda ve ülke ge-
nelinde, kendi mülk arazilerine ek olarak toprak kiralayan iflletmelerin say›s›
yüzde 38.4, sadece kirac›l›k yoluyla toprak iflleyen iflletmelerin say›s› yüzde
17.8, sadece ortakç›l›k yapan iflletmelerin say›s› yüzde 204.9, bedel ödemeksi-
zin toprak tutanlar›n say›s› yüzde 112.1 ve di¤er kombinasyonlar›n say›s› yüz-
de 184.4’lük bir art›fl göstermifltir. 2001 y›l› verilerine göre, bu topra¤› tasar-
ruf biçimleri aras›nda a¤›rl›¤› en hissedilir olan mülk araziye ek olarak toprak
kiralamak (yüzde 10.5) olup, sadece kirac›l›k ve sadece ortakç›l›k yapan ifllet-
melerin oransal (s›ras›yla yüzde 1.8 ve 1.3) a¤›rl›klar› daha geride kalmakta-
d›r. Belirtilen bu biçimlerden herhangi biri ile topra¤› tasarruf eden iflletmele-
rin denetledikleri arazi alan›ndaki art›fl oran› iflletme say›s›ndaki art›fltan çok
daha yüksektir: Kendi mülklerine ek olarak toprak kiralayan iflletmelerin ta-
sarruflar› alt›ndaki arazi alan› yüzde 90.5, sadece kirac›l›k yapan iflletmelerin
tasarruflar› alt›ndaki arazi alan› yüzde 188.3, sadece ortakç›l›k yapan iflletme-
lerin tasarruflar› alt›ndaki arazi alan› yüzde 440.9’lük bir art›fl kaydetmifltir.
286
SÖNMEZ Türkiye Tar›m›nda Yap›sal De¤iflme Örüntüleri
Ulusal düzeyde gözlenen bu de¤iflme örüntüleri yön itibariyle her iki il kü-
mesi için de geçerli olmakla birlikte h›z olarak büyük farkl›l›k göstermektedir.
Nitekim, hem mutlak hem de izafi olarak en büyük art›fl kaydeden tasarruf bi-
çimi ortakç›l›k olmakla birlikte terörden do¤rudan etkilenen iller kümesinde
gözlenen art›fl di¤er iller kümesinde kaydedilen art›fltan en az 3 kat daha faz-
lad›r. Tasarruf biçimi itibariyle iflletmelerin tasarrufu alt›nda bulunan arazi
ve ortalama iflletme büyüklü¤ünde gözlenen art›fllar sözkonusu oldu¤unda ise,
terörden do¤rudan etkilenmifl illerde sadece kendi mülklerini iflleyen iflletme-
ler ile bedelsiz olarak topra¤› tasarruf eden iflletmelerin tasarruflar› alt›ndaki
arazi alan› mutlak ve izafi olarak ve ortalama iflletme büyüklükleri mutlak
olarak gerileme göstermifltir. Buna karfl›l›k olarak di¤er illerde sadece kendi
mülkünü iflleyen iflletmelerin tasarruflar› alt›ndaki arazi alan›nda mutlak ve
izafi olarak bir gerileme yaflanm›fl, di¤er bütün topra¤› tasarruf biçimleri yo-
luyla toprak iflleyen iflletmelerin tasarruflar› alt›ndaki arazi alan› ve ortalama
iflletme büyüklüklerinde önemli art›fllar kaydedilmifltir. Bu bak›mdan terör-
den do¤rudan etkilenen illerde yaln›zca kirac›l›k (yüzde 262.4) ve yaln›zca or-
takç›l›k (yüzde 1,639) yoluyla tasarruf edilen arazin alan›ndaki izafi art›fllar
ile, di¤er illerde ise arazi alan›n› yan›nda ortalama iflletme büyüklü¤ü itiba-
riyle herhangi bir flekilde kendi mülkü olmayan iflletmelerin ortalama iflletme
büyüklüklerinde yüzde 41 ile yüzde 185 aras›nda de¤iflen oranlarda kaydedil-
mifl olan art›fllar dikkat çekmektedir (bak Tablo 3).
Mutlak de¤erleri bak›m›ndan hat›r› say›l›r bir oran teflkil eden ilk dört top-
ra¤› tasarruf biçiminde (yani sadece mülk, mülk + kirac›l›k, yaln›zca kirac›l›k
ve yaln›zca ortakç›l›k) meydana gelen de¤iflmeler Devlet Planlama Teflkila-
t›’n›n büyük ve küçük iflletme ayr›m çizgisi dikkate al›narak incelendi¤inde ise
(bak Tablo 4), terörden do¤rudan etkilenmemifl illerde say›sal art›fl ve arazi
alan› itibariyle büyüme e¤iliminin sadece kirac›l›k yapan iflletmeler ile kendi
mülklerine ek olarak toprak kiralayan büyük iflletmeler aras›nda hayli güçlü
oldu¤u görülmektedir. Buna karfl›l›k olarak, terörden do¤rudan etkilenmifl il-
lerde ise yaln›zca ortakç›l›k ve di¤er topra¤› tasarruf biçimleri ile toprak iflle-
yen iflletmeler aras›nda benzer flekilde güçlü bir büyüme e¤ilimi gözlenmekte-
dir.
287
kebikeç / 23 • 2007
288
SÖNMEZ Türkiye Tar›m›nda Yap›sal De¤iflme Örüntüleri
289
kebikeç / 23 • 2007
290
SÖNMEZ Türkiye Tar›m›nda Yap›sal De¤iflme Örüntüleri
Uzun erimli geliflme e¤ilimlerinin neler olabilece¤i hakk›nda bir fikir yü-
rütmek çok say›daki etken hakk›nda peflinen bilgi ve veri sahibi olmay› gerek-
tirmektedir ve bunlar›n ço¤u elimizde mevcut de¤ildir. Yine de, kuramsal çö-
zümlemeler ile ampirik gözlem sonuçlar›n›n tecrübî olarak bir araya getiril-
mesi suretiyle belli bir yorum gelifltirmek mümkün görünmektedir. ‹lk olarak,
toprak mülkiyetine yat›r›m yapmak yap›y› belli bir yönde de¤ifltirmenin bir
önkofluludur. Kapitalist bir iktisadi yap› içinde bu, Mann ve Dickinson
(1978)’un ampirik olarak gösterdikleri üzere, toprak mülkiyetine yat›r›lm›fl
belli bir sermayenin ekonominin di¤er kesimlerine yat›r›lm›fl ayn› miktar ser-
mayenin geri kazan›lma h›z› ve oran›na eflit veya yüksek olmas› halinde ger-
çekleflebilmektedir. Fakat, bugüne kadar Türk tar›m›ndaki genel kârl›l›k
oranlar› ticaret ve sanayi sektörlerindeki oranlar›n hayli gerisinde kalm›fl ve
bu durum kapitalist bir ruh ve beklenti ile tar›ma d›flar›dan yat›r›m yapmay›
cayd›r›c› bir etkide bulunmufltur. Ayn› iktisadi ak›lc›l›k toprak mülkiyetine
k›rsal cemaatin kendi içinden yap›lacak yat›r›mlar› da büyük oranda cayd›r-
m›fl ve elinde imkan› olan köylünün kendine bir iktisadi güven aral›¤› yarat-
ma çabas›ndan daha öteye gitmemifltir (bak. Sönmez, 1993: 19-20, 73-88). Bu-
nunla birlikte, kapitalist bir iktisadi ortamda iflletmelerin fiziksel ve buna
ba¤l› olarak iktisadi cesametlerinin art›r›lmas›nda toprak mülkiyetinin te-
merküzünün bir ön flart oluflturmad›¤›n› ifade etmek gerekir. Nitekim, Bayraç
ve Yenilmez (2005: 100)’in verdikleri rakamlara göre, Avrupa Birli¤i ülkele-
rinde 1994 y›l›nda tar›msal üretim alt›nda olan alanlar›n yüzde 40.7’si ifllet-
melerin kendi özel mülkü olmayan, aksine kirac›l›k vb yollarla tasarruf edilen
arazilerden oluflmaktad›r.
‹kinci olarak, Türk tar›m›nda topraktan ve çiftçilikten kopufl bugüne kadar
mutlak ve bir anda gerçekleflen bir kopufl olmaktan çok tedrici, göçmenin ta-
r›m d›fl› istihdam ve yaflamda kendi durumunu kollayarak ve geliflmeleri ta-
kip ederek gerçeklefltirdi¤i, dolays›yla yeni istihdam ve yaflam koflullar›ndaki
muhtemel baflar› veya baflar›s›zl›klar›n› gözetleyerek topraklar›n› bir ihtiyat
akçesi olarak elinde tutmay› ye¤ledi¤i bir kopufl niteli¤indedir. Bundan dola-
y›, k›rsal göçün toprak piyasas›na toprak arz etmesi ile göçün gerçekleflti¤i dö-
nem aras›nda bazen bir neslin hayat süresi kadar uzun bir zaman aral›¤› var-
d›r. Dahas›, yak›n zamana kadar k›rsal ile kentsel yaflam olanaklar› aras›nda-
ki muazzam tezat ve toplumsal ve kültürel bak›mdan uyumsuzluklar ulafl›m,
iletiflim, flebeke suyu gibi alt yap› olanaklar›n›n makul bir düzeyde k›rsal nü-
fusun yaflam olanaklar›n›n bir parças› haline gelmesiyle büyük oranda orta-
dan kalkm›flt›r. Buna karfl›l›k kentlerin bo¤ucu, s›k›c› ortam›ndan geçici de ol-
291
kebikeç / 23 • 2007
sa kaç›fl›n bir yolu olarak k›rsal alan›n yeniden bir cazibe merkezi haline gel-
di¤i gözlenmektedir. Nitekim, bugün Türkiye k›rsal›n› yak›ndan tan›yanlar›n
teslim edecekleri üzere, k›rsal alanda muazzam bir mesken inflas› mevcuttur
ama bu binalar›n ancak bir k›sm› k›rda daimi ikamet edenler, geriye kalan›
kentlerde yaflayanlar taraf›ndan infla edilmekte ve y›l›n ancak belli bir döne-
minde iskan edilmektedir.
K›rsal nüfus, istihdam, gelir ve uzun vadeli toplumsal dönüflüm sürecine
kat›lmak ve bunda avantajl› bir konum elde etmek için bir yandan kentlere
ak›n ederken, di¤er yandan kentteki kendi dönüflümünün mahiyeti yan›nda
k›r›n ve kentin daha genel dönüflümü çerçevesinde kendi toplumsal kimli¤i ve
kökeni ile olan ba¤lar›n› koparmamak, bu ba¤lar› kentlerde yetiflmifl olsalar
bile yeni neslin kimlik ve kökeninin bir parças› k›lmak için büyük bir çaba gös-
termektedir (bak Sönmez, 2000). Bu çerçevede olarak, bugün Türk tar›m›n›n
ve k›rsal alan›n›n iktisadi ak›lc›l›k ile duygusal ç›karlar›n, pragmatizm ile de-
¤erlerin yo¤un bir çat›flma ve gerilimine sahne oldu¤unu söylemek gerekir.
Toprak, al›m sat›ma konu olmas› bak›m›ndan bir metad›r ve iktisadi ak›lc›l›-
¤›n ötesine geçerek fahifl fiyatla sat›n al›nmak istedi¤inde her zaman mevcut-
tur. Zira, böyle bir durum göçmenin tar›m d›fl› varoluflunda acil ve makul bir
ihtiyac›n giderilmesinin, diyelim mesken edinmenin veya çocuklar›n daha iyi
ö¤renim görmesinin maliyetini karfl›laman›n bir yolu olarak ak›c› bir flekilde
kullan›labilir. Ancak, toprak ayn› zamanda kökenin ve kimli¤in en temel ta-
n›mlay›c›lar›ndan, geçmifli gelece¤e ba¤layan ata yadigarlar›n›n belki de yega-
ne timsalidir ve topra¤›n› satmak insanlar› giderek köksüzlefltiren, cemaatsiz-
lefltiren bir dünyada kimli¤ini, kökenini ve ata yadigar›n› elden ç›kararak da-
ha da kimliksiz ve kökensiz hale gelmenin bir biçimidir. Bu nedenle de, topra-
¤›n elden ç›kar›lmamas› toplumsal ve kültürel mücadelenin önemli alanlar›n-
dan biridir.
Terör nedeniyle yerinden olma süreci bu sahneye yeni unsurlar ve boyutlar
katm›fl görünmektedir. Her fleyden önce yerinden olman›n bireylerin kendi
tercih ve kararlar› d›fl›nda gerçekleflmifl olmas›, d›flar›dan dayat›lan her çözüm
gibi, yerinden olmufl kitle içinde köken-toprak ba¤›n› daha da de¤erli k›lm›fl
görünmektedir. Yükseker (2006: 148-154)’in kendileriyle mülakat yapt›¤› bi-
reylerden aktard›¤› üzere, köye geri dönmek yafla, cinsiyete, mesle¤e, içinde
bulunulan flartlara ba¤l› olarak farkl› anlamlar tafl›maktad›r. Bu anlamlar
an›lar› geride kalm›fl olanlar›n mezarlar›n› ziyaret edebilme imkan›na sahip
olmaktan bilfiil köye daimi geri dönüfl yaparak kentsel alandaki iktisadi ve
toplumsal sefaletini sonland›rmaya kadar genifl bir yelpazeye yay›lmaktad›r.
292
SÖNMEZ Türkiye Tar›m›nda Yap›sal De¤iflme Örüntüleri
Ancak, öyle anlafl›l›yor ki, topra¤›na ve köyüne hiçbir k›s›tlama olmaks›z›n öz-
gürce, diledi¤i flekilde ve zamanda ulaflabilmek art›k sadece yukar›da iflaret
edilen türden bir toplumsal ve kültürel mücadele olman›n ötesine geçerek ay-
n› zamanda siyasal bir mücadele halini alm›fl görünmektedir.
Mülkiyetin el de¤ifltirme imkanlar›n›n k›s›tland›¤› bu flartlar alt›nda ifllet-
me çap›n› geniflletmenin en kolay ve makul yolu ilk bak›flta toprak kiralamak
olarak gözükmektedir. Say›m verilerinin de iflaret etti¤i üzere, toprak mülkiye-
ti kirac›l›k yoluyla toprak tasarrufunun bir ön flart› olmaktan çok bunu destek-
leyen önemli bir etken mahiyetindedir ve k›rsal göç ve mesleki farkl›laflma sü-
reci sonunda boflalan topraklar kirac›l›¤›n kendi tasarrufu alt›na çekebilece¤i
giderek geniflleyen bir bofl alan yaratmaktad›r. Ancak, kendi mülklerine ek ola-
rak toprak kiralayan iflletmelerin ortalama büyüklükleri küçük ile büyük ifllet-
me ayr›m çizgisinin yar›s›na (107.9 dekar) ancak gelebilmekte olup, bu flekilde
topra¤› tasarruf eden iflletmelerin yüzde 85.4’ü 200 dekardan daha küçüktür.
Sadece kiralama yoluyla toprak iflleyenlerin ortalama toprak alan› ise bunun
da alt›nda (56.0 dekar) olup, 200 dekardan daha küçük olanlar›n oran› yüzde
94.7’dir. Bu hususlar dikkate al›nd›¤›nda, bu topra¤› tasarruf biçimlerinin he-
nüz k›rsal göçün at›l b›rakt›¤› topraklar› iktisadi denetim alt›na alacak ve bu
yolla ulusal tar›msal yap›larda kapitalist iflletmecilik yönünde bir dönüflümün
öncüsü ve ana mihrak› olacak bir kabiliyete sahip olmad›klar›n› belirtmek ge-
rekir. Aksine, bugün içinde bulunulan flartlar ve iflletme büyüklükleri itibariy-
le kiralama yoluyla topra¤› tasarruf biçimi çiftçi hane halklar›n›n tar›msal ya-
p› içinde varl›klar›n› sürdürmek veya topraktan kopufllar›n› geciktirmek için
baflvurduklar› bir strateji görünümü tafl›maktad›r. Dahas›, Özesmi (2002-3:
99)’nin de iflaret etti¤i üzere, kirac›l›k her zaman gerçek anlamda bir kirac›l›k
olmaktan çok, icarc›l›k s›fat›yla ortakç›l›¤› tan›mlamak için de kullan›lmakta-
d›r. Ortakç›l›¤›n bir biçimi oldu¤u hallerde icarc› hem toprak kiras›n› hem de
istihdam etti¤i iflçilerin ya da ikinci dereceden ortakç›lar›n ücretini ayni olarak
ve ürünün belli bir nispeti biçiminde ödemektedir. Ülke genelinde kirac›l›¤›n
kaç farkl› biçimde uyguland›¤› ve burada tarif edilen biçimin ne kadar yayg›n
bir uygulama oldu¤una dair elimizde olgusal veri bulunmamaktad›r. Fakat,
böyle bir uygulaman›n varl›¤› icarc›l›¤›n her zaman saf bir kirac›l›k, yani mik-
tar› önceden belirlemifl nakdi bir bedelin ödenmesi flart› ile üretim yapmak
amac›yla topra¤› tasarruf hakk›n›n kirac›ya geçti¤i ve üretimin planlanmas› ve
iktisadi sonuçlar›ndan sadece kendisinin sorumlu olu¤u bir tasarruf biçimi ola-
rak düflünemeyece¤imize iflaret eder. Aksine, kirac›l›k, en az›ndan burada ve-
rilen örnekte, ortakç›l›kla iç içe geçmifl görünmektedir.
293
kebikeç / 23 • 2007
294
SÖNMEZ Türkiye Tar›m›nda Yap›sal De¤iflme Örüntüleri
295
kebikeç / 23 • 2007
Wolf, 2000: 145; Sönmez, 1993: 91). Kategorik olarak iliflki bir taraf›n iktisadi
veya toplumsal konumunun mutlak olarak di¤erinden daha iyi veya üstün ol-
mas›n› gerektirmez. Aksine, as›l amaç ortak bir köken, kimlik veya ç›kar›n
ayakta tutulmas› veya ortak bir sorumlulu¤un birlikte yerine getirilmesi oldu-
¤u müddetçe durumu izafi olarak daha geride olan kendi gücünün üstünde bir
katk› ile de sürece kat›labilir. Ancak, iliflki do¤rudan do¤ruya durumu izafi
olarak daha geride olan› desteklemeye yönelik de olabilir. Her iki halde de ah-
laki bir sorumluluk duygusunun bireysel maddi ç›karlar›n üstünde tutulmas›
önem arz eder. Bu tür dayan›flman›n s›k karfl›lafl›lan biçimi miras ve sat›n al-
ma yoluyla mülk edinilmifl arazilerin bir k›sm› veya tamam›n›n bir bedel ta-
lep edilmeksizin köyde kalan kardeflin, yak›n akraban›n veya yard›ma ihtiya-
c› olan bir cemaat üyesi denetimine b›rak›lmas›d›r. Bu tasarruf biçimine sahip
iflletmelerin ortalama büyüklüklerinin (48 dekar) ulusal ortalaman›n çok da
alt›nda olmad›¤› dikkate al›n›rsa, burada söz konusu olan fleyin baflka türlü
ifle yaramayan bir fleyi dayan›flmaya hasretmek gibi basit bir ifllemden ibaret
olmad›¤› aflikard›r. Yine de, böyle bir iliflkinin ihsanda bulunan taraf›n kendi
kökeni, cemaati ile ba¤lar›n› s›cak tutma ifllevi yan›nda geride b›rak›lm›fl ara-
zilerin bütünüyle çay›r veya çal›l›¤a dönmemesi önlemek ifllevine sahip oldu-
¤una da iflaret etmek gerekir (bak Sönmez, 2000: 65-6). K›rsal göç süreci gide-
rek artan miktarda araziyi tar›msal üretim d›fl›na tafl›d›¤›, göçmen kendi geç-
mifli ve kökeni ile ba¤lar›n› sürdürmekte kararl› ve köyde at›l kalan arazileri
iflleyecek birileri bulundu¤u sürece bu tür dayan›flma uygulamalar› da devam
edecek görünmektedir. Ancak, baz› durumlarda k›rsal göç cemaatin nüfusunu
bütünüyle kentlere tafl›yarak köyleri boflaltmakta, baz› durumlarda ise kendi
topraklar›n› bile verimli bir flekilde ifllemekten aciz yafll› bir grubu geride b›-
rakmakta oldu¤undan topraklar bütünüyle at›l kalabilmektedir.
Bu çerçevede iflaret etmek gerekir ki, 1991 ile 2001 y›llar› aras›nda at›l du-
ruma düflen tar›msal arazi alan› 43.3 milyon dekar olup, bunun 19.1 milyon
dekar› (yüzde 44.2’si) terörden do¤rudan etkilenen illerde bulunmaktad›r. Bu
arazinin bir k›sm›n›n kentsel geniflleme ve kentler aras› yol inflas› s›ras›nda
bütünüyle kullan›lamaz hale gelmifl olmas› mümkündür ama her halde flartta
tamam› olmasa gerektir. Ayr›ca, faaliyetlerine devam eden iflletmelerin dene-
timi alt›nda ve tar›msal üretime uygun oldu¤u halde ifllenmeyen 4.7 milyon
dekarl›k ilave bir arazi de mevcuttur.8 Dolay›s›yla, tar›mda gözlenen daralma
sadece göç kaynakl› de¤ildir. Aksine mevcut topraklar›n bir k›sm›n›n nadas
amaçl› olmaks›z›n üretimde ç›kar›lmas›n›n da sürece önemli bir katk›s› var-
8 1991 Tar›m Say›m›: 22-3, 204-41 ve 2001 Tar›m Say›m›: 82-163’ten hesaplanm›flt›r.
296
SÖNMEZ Türkiye Tar›m›nda Yap›sal De¤iflme Örüntüleri
297
kebikeç / 23 • 2007
bu¤day› pazarda sat›p tüketti¤i ekme¤i f›r›ndan sat›n almak çiftçi hane halk-
lar›n›n g›da üretim faaliyetlerinin mahiyeti, toplumsal ve kültürel varolufl
flartlar› ve hayat standartlar› hakk›nda çok fleyi ifade eder. Ama bu durum ka-
tegorik olarak onlar›n üretim faaliyetlerinin asli karakterinin geçimlik oldu-
¤unu peflinen göstermez. Bu, bitkisel ve hayvansal üretimin tamam›n›n do¤-
rudan tüketildi¤i fakat eme¤in piyasaya arz edildi¤i bir durum için de söz ko-
nusudur. Rençperlik ve hayvan yetifltiricili¤inin büyük bir toplumsal iflbölü-
münün parças› olarak düzenlendi¤i her yerde rençperler ve çobanlar hem ver-
gi ve benzeri yükümlülüklerini yerine getirmek hem de kendi hane halklar›
veya cemaatleri içinde üretemedikleri kimi mal ve eflyalar› elde etmek için bir
mübadele ve pazar a¤›na her zaman düzenli bir flekilde dahil olmufllard›r. Bez,
kumafl, tuz, mücevherat, kap-kaçak vb eflyan›n çerçilerden veya kasaba ve
kent pazarlar›ndan elde edilmesi bunlara örnek teflkil eder. Kültürel anlamda
bu araçlara ve mallara olan ihtiyaçlar›n süreklili¤i oran›nda pazar ile olan ilifl-
ki ve ba¤lar da süreklilik ve düzenlilik gösterir. Bununla birlikte, geçimlik
üretim durumunu niteleyen fley, üretim için gerekli emek, kaynak ve girdiler
ile ola¤an günlük tüketim ihtiyaçlar›n›n köylünün veya çiftçinin kendi top-
lumsal kategorisi ve cemaati içindeki mübadele iliflkileri ve a¤lar› dahilinde
karfl›lanabilir olmas›d›r. Bu tür bir iktisadi ve toplumsal varoluflun iç bütün-
lü¤ünün etkin olarak sürdürülemez hale geldi¤i, üretim kaynak ve girdilerin-
den bir veya birkaç›n›n düzenli olarak piyasadan temin edildi¤i, emek ya da
üründen biri ya da her ikisini düzenli olarak piyasaya arz ederek kültürel ve
toplumsal geliflmenin vazgeçilemez k›ld›¤› günlük mal ve hizmetlerin düzenli
olarak piyasadan sat›n al›nd›¤› bir durumda art›k geçimlik de¤il, piyasa için
üretimden söz etmek gerekir.
Piyasa koflullar›n›n egemen oldu¤u bir ortamda her tar›msal iflletmenin ke-
sin olarak piyasa mekanizmas› içinde yer ald›¤› söylenemez. Ancak, bugün ül-
kenin herhangi bir yerinde gübre, tar›msal ilaç ve traktörden birini kullanma-
dan tah›l ve hatta do¤rudan tüketim için sebze üretebilen iflletme her halde
çok nadir bulunur. Benzer flekilde, kendi üretti¤inden baflka tah›l, sebze, mey-
ve ve hayvansal ürün hiç tüketmiyor olsa bile, çay, fleker, sabun, s›v› ya¤ ve
giysiyi pazardan sat›n almayan; evinde radyo, televizyon, buzdolab› ve telefon
gibi ça¤dafl kültürel araçlardan hiç birine sahip olmayan bir hane halk› her
halde yok denecek kadar azd›r.9
Bu çerçevede iflaret etmek gerekir ki, Türkiye tar›m›nda meta üretimi bü-
tün a¤›rl›¤› ile yerleflmifltir. Yap› içinde üretim miktarlar› ve pazarlama oran-
9 Türkiye’de k›rda ve kentte hane halklar›n›n dayan›kl› tüketim mallar› ile çeflitli iletiflim ve ulafl›m araçlar› sa-
hipli¤i hakk›ndaki oranlar için bak. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü (2004: 32).
298
SÖNMEZ Türkiye Tar›m›nda Yap›sal De¤iflme Örüntüleri
lar› hakk›nda veri derlenen 120 bitkisel ürün çeflidi bulunmakta olup, 2002 y›-
l› verilerine göre, toplam bitkisel üretimin yüzde 72’si pazarlanmakta, geriye
kalan› ise do¤rudan tüketilmektedir. Emek-ürün mübadelesinin hangi biçimi-
nin kendilerinin iktisadi ve toplumsal refahlar› aç›s›ndan daha fazla getirisi
oldu¤una dair bir muhasebe yapmak hane halk› geçim stratejilerinin ayr›lmaz
bir parças› oldu¤undan, ürün desenleri ve pazarlanma - do¤rudan tüketim
oranlar›nda flüphesiz de¤ifliklikler söz konusudur. Yine de, tüketilen miktar›n
çiftçi nüfusun toplam nüfus içindeki oran›na paralel oldu¤u dikkate al›nacak
olursa, genel olarak Türkiye çiftçisinin kendi g›da üretimini büyük oranda
kendi denetimi alt›nda tuttu¤unu söylemek mümkündür. Toplam üretim için-
de tah›l, sebze ve meyve üretiminin a¤›rl›kl› bir yerinin olmas›n›n bu deneti-
mi büyük oranda kolaylaflt›rd›¤› söylenebilir. Ancak, pamuk, tütün, ya¤l› to-
humlar, çay ve f›nd›k gibi s›nai ürünler söz konusu oldu¤unda toplam mikta-
r›n hemen tamam›na yak›n› pazarlanmaktad›r. Nitekim, sütün yüzde 19’u,
yumurtan›n yüzde 34’ü, arpan›n yüzde 48’i, bal›n yüzde 53’ü, bu¤day›n yüzde
64’ü, patatesin yüzde 70’i, ham pamu¤un yüzde 95’i, tütünün ise yüzde 99’u
pazarlanmaktad›r. Terörden do¤rudan etkilenen iller kümesinde pazarlama
oran› yüzde 64 olup, ulusal ortalaman›n alt›ndad›r. Fakat, 2000 y›l›nda, bu il-
lerdeki ortalama k›rsal hane halk› büyüklü¤ünün (7.9 kifli) ülke k›rsal›n›n ge-
nelindeki ortalama hane halk› büyüklü¤ünden (5.2 kifli) yüzde 33 daha fazla
oldu¤u dikkate al›nacak olursa, asl›nda bu illerin üretti¤i toplam de¤erin ken-
di nüfuslar›na nispeten daha büyük bir k›sm›n› pazarlad›klar›na iflaret etmek-
tedir (bak. Tar›msal Yap› 2002: 12-515 ve 2000 Genel Nüfus Say›m›: 96-97).
2001 Genel Tar›m Say›m› sonuçlar›na göre (bak Tablo 6), tar›msal iflletme-
lerin yüzde 67.4’ü bitkisel üretim ve hayvan yetifltirmeyi birlikte sürdürmek-
te, yüzde 30.2’si yaln›zca bitkisel üretim yapmakta, yüzde 2.4’ü ise yaln›zca
hayvan yetifltirmektedir. Terörden do¤rudan etkilenmifl illerde bitkisel üretim
ve hayvan yetifltiricili¤ini birlikte yürütme ile yaln›zca hayvan yetifltiricili¤i
ile meflgul olma ulusal oranlar›n üstünde bir a¤›rl›¤a (s›ras›yla yüzde 74.2 ve
yüzde 6.7) sahiptir. Dolay›s›yla da yaln›zca bitkisel üretim ile u¤raflan iflletme-
lerin oran› (yüzde 19.1) buralarda daha düflüktür. Bitkisel üretim ile hayvan-
c›l›¤› birlikte yürüten iflletmeler, tasarruf ettikleri ortalama arazi büyüklü¤ü
bak›m›ndan (64.3 dekar), yaln›zca bitkisel üretim yapan iflletmelere nazaran
(54.3 dekar) daha güçlü görünmektedirler. Yaln›zca hayvan yetifltiricili¤i ile
u¤raflan iflletmeler ise ortalama 5.9 dekarl›k büyüklükleri ile büsbütün cüce
bir görünüm arz etmektedirler ve özellikle terörden do¤rudan etkilenmifl iller
kümesinde bu iflletmelerin toprak varl›¤›n›n aslen ev, ah›r, a¤›l gibi zorunlu
299
kebikeç / 23 • 2007
mekanlar ile belki küçücük bir sebzelikten daha öteye geçmeyen bir vas›f ta-
fl›d›¤› anlafl›lmaktad›r. Yaln›zca hayvanc›l›kla u¤raflan iflletmeler sadece ta-
sarruf ettikleri toprak alan› bak›m›ndan de¤il, iflletme bafl›na ortalama 35 kü-
çük bafl (koyun ve keçi), 5.3 büyükbafl (s›¤›r ve manda) hayvanla esas faaliyet
konular› bak›m›ndan da hayli zay›f görünmektedirler ve il kümeleri itibariyle
sahip olunan ortalama hayvan say›lar› aras›ndaki farklar niteliksel sonuç do-
¤uracak kadar büyük de¤ildir (bak Tablo 6). Hayvanlar›n çay›r ve meralarda
hiçbir harcama yap›lmaks›z›n yetifltirildikleri, küçük bafl hayvanlarda bazen
mümkün oldu¤u üzere sürünün bir y›l içinde kendini bütünüyle yenilemifl ol-
du¤u ve ülkede canl› hayvan fiyatlar›n›n en yüksek oldu¤u Kurban Bayram›
gibi dönemlerde sat›fla sunulmufl olduklar› varsay›ld›¤›nda bile, bu ortalama
hayvan varl›¤›n›n sat›fl›ndan elde edilebilecek net gelir Devlet Planlama Tefl-
kilat›’n›n (2000: 7) büyük ve küçük iflletme ayr›m› için dikkate ald›¤› y›ll›k 4.2
milyar TL gelir kapasitesinin çok üzerine ç›kamayacaklar› aç›kt›r. Dahas›,
aradan geçen süre içinde hem toplumsal ve kültürel ihtiyaçlar›n vasf›nda hem
canl› hayvan fiyatlar›nda önemli de¤ifliklikler olmas›na ra¤men, 1980 tar›m
say›m›nda Devlet ‹statistik Enstitüsü’nün iflletme büyüklü¤ünün belirlenme-
sinde benzer bir yaklafl›mdan hareketle küçük bafl hayvanc›l›kta 300 bafl, bü-
yük bafl hayvanc›l›k durumunda ise 100 bafl hayvan varl›¤›n› büyük ve küçük
iflletme ayr›m›nda bir ölçüt olarak dikkate ald›¤› hat›rlanacak olursa, hayvan
yetifltiricili¤inin her iki biçiminde de iflletme ölçeklerinin çok daha küçük gö-
ründü¤ünü belirtmek gerekir.
Önceki konularda oldu¤u gibi, tar›msal yap›lar›n bu ekseninde meydana
gelen de¤iflmeleri de 1991 ile 2001 say›mlar›n›n sonuçlar›n› karfl›laflt›rmak su-
retiyle resmetmek mümkün görünmektedir. Bu karfl›laflt›rmalar› yaparken
hat›rda tutulmas› gereken önemli bir husus terörle mücadele kapsam›nda ko-
yulan mera-yaylaya ç›kma yasaklar›n›n ve boflalt›lan köylerin may›nlanmas›-
n›n hayvan yetifltiricili¤ine büyük bir darbe vurdu¤unun s›kça dile getirilmifl
olmas›d›r. Say›m verilerinin analizinden elde edilen sonuçlara göre (bak. Tab-
lo 7), 1991 ile 2001 y›llar› aras›nda ülke genelinde bitkisel üretim ile hayvan
yetifltiricili¤ini birlikte yürüten iflletmelerin say›s›nda yüzde 29.3, tasarruf et-
tikleri toprak alan›nda yüzde 28.7, sahip olduklar› küçükbafl hayvan say›s›n-
da yüzde 46.7 ve büyükbafl hayvan say›s›nda yüzde 0.9 oran›nda bir gerileme
yaflanm›flt›r. Terörden do¤rudan etkilenmifl olan illerde bu kategoriye dahil ifl-
letmelerin say›nda meydana gelen gerileme ulusal ortalamadan çok daha ya-
vafl (yüzde 16.9) olmufl fakat iflletmelerin tasarruflar› alt›ndaki arazi alan›n-
daki gerileme ise aksi yönde olarak çok daha yüksek (yüzde 51.2) bir düzeyde
300
SÖNMEZ Türkiye Tar›m›nda Yap›sal De¤iflme Örüntüleri
301
kebikeç / 23 • 2007
302
SÖNMEZ Türkiye Tar›m›nda Yap›sal De¤iflme Örüntüleri
sevk etti¤i için, otlatmaya dayal› bir hayvan yetifltiricili¤inin de yap›sal varo-
lufl flartlar›n› ortadan kald›rmaya hizmet etmektedir. Buna karfl›l›k olarak,
büyükbafl hayvan yetifltiricili¤i aç›k alanlarda otlatmaya dayanmaks›z›n da
çiftli¤in dar alanlar› içinde sürdürülebilir bir faaliyettir ama o da hayvan ye-
mi girdisinin teminat alt›na al›nmas›n› gerektirir. Bunu sa¤laman›n bir yolu
hayvan say›s›n› iflletmenin yem, özellikle de ot ve saman gibi kaba yem üret-
me kabiliyeti ile uyumlu hale getirmektir. Zira aksi yönde bir geliflme ifllet-
menin nakit ç›kt›lar› üzerinde büyük bir bask› uygulayaca¤›ndan, toptan
al›mlardan kaynaklanan indirimlerden yararlanmaks›z›n verimli olarak sür-
dürülemez bir vas›f kazanmaktad›r. Dolays›yla, iflletmelerin tasarruflar› al-
t›ndaki arazi alan› darald›kça, ihtisaslaflma yönünde bir giriflim olmad›¤›
müddetçe bitkisel üretim ile hayvansal üretimi bir arada yürütmek iktisadi
bak›mdan güçleflmektedir.
‹kinci olarak, hane halk› eme¤inin sürekli olarak iflletme üzerinde tutul-
mas›n›n iktisadi ve/veya toplumsal olarak yarars›z ve verimsiz oldu¤u hal-
lerde eme¤in baflka ifl ve istihdam biçimlerine yönelmesi bir zorunluluk arz
etmektedir. Bunu tar›mdan bütünüyle ve birden bire kopmaks›z›n yapman›n
yollar›ndan biri emek ve ürün piyasalar›ndaki geliflmeleri de dikkate alarak
ileri teknoloji kullanmak, di¤eri ise y›ll›k üretim takvimi dar bir zaman ara-
l›¤›na s›k›flt›r›labilir ürünlere yönelmektir. Bu iki strateji birbirlerinin alter-
natifi olmaktan ziyade mümkün oldu¤unca eklemlefltirilen ve fakat flartlara
göre biri di¤erinden daha öne ç›kan stratejilerdir. Teknoloji kullan›m› sade-
ce emek verimlili¤ini art›ran bir fley de¤ildir, ayn› zamanda köylünün ya da
çiftçinin çal›flma koflullar›n› iyilefltiren, hayat kalitesini yükselten bir unsur-
dur. Bu teknolojilerin yayg›n olarak kullan›lmaya baflland›¤› bir durumda
bunlar›n istihdam›ndan geri kalmak piyasada var olabilmeyi tehdit alt›na
soktu¤u gibi, toplumsal geliflmenin gerisinde kalma duygunun geliflimine de
yol açmaktad›r. Baflka bir flekilde istihdam edilmedi¤i müddetçe eme¤in bu
flekilde serbest kalmas› iktisatç›n›n gözünde iflsizlik ve aylakl›k olarak gö-
rünse de, çiftçinin gözünde kendi toplumsal ve kültürel varoluflunu beden ifl-
çili¤inden kurtaran ve adeta s›n›f atlatan bir ilerleme teflkil eder. Dahas›,
teknoloji kullan›m›n› ilerletmek ve/veya ürün desenlerini de¤ifltirmek sure-
tiyle serbest b›rak›lan emek nadiren aylakl›k yapmaktad›r. Aksine, ço¤u
halde, bu suretle kazan›lm›fl olan ek zaman e¤itimine devam etmek, yeni ifl
ve meslekler edinmek için kullan›lmakta, bu suretle de k›rsal alan›n toplum-
sal ve kültürel ortam›n›n dönüflümüne de hizmet edilmektedir. Bir yandan
303
kebikeç / 23 • 2007
304
SÖNMEZ Türkiye Tar›m›nda Yap›sal De¤iflme Örüntüleri
5. Tart›flflm
ma ve Sonuç
Terörden do¤rudan etkilenmifl iller ile ülkenin geri kalan kesiminde göz-
lenen de¤iflmenin yön ve h›z›ndaki farkl›l›klar birinci kümede yer alan ille-
rin ulusal tar›msal yap› içindeki konumunu hissedilir oranda de¤ifltirerek
yeni bir tar›msal yap›n›n ortaya ç›kmas›na yol açm›fl görünmektedir. 1991
y›l›ndaki durumla karfl›laflt›r›ld›¤›nda, bu illerin ülke genelinde yaln›zca
kendi mülkünü iflleyen iflletmeler, topraks›z iflletmeler, ortakç›l›k ve kirac›-
l›kla topra¤› tasarruf eden iflletmeler ve küçük iflletmeler içinde olan pay›n-
da hissedilir yükselmeler meydana gelmifltir. ‹lk olarak, bu illerde toprak
sahibi olan iflletmelerin ülke genelinde toprak sahibi olan iflletmeler içinde-
ki nispeti yüzde 14.2 (yüzde 10.3’ten yüzde 11.6’ya), topraks›z olup herhan-
gi bir düzenleme ile topra¤› tasarruf etmeyen iflletmelerin ülke toplam› için-
deki oran› yüzde 52.4 (yüzde 26.3’ten yüzde 40.1’e), topraks›z olup topra¤›
(kirac›l›k, ortakç›l›k vb yollarla) tasarruf edenlerin oran› yüzde 68.2 (yüzde
8.3’ten yüzde 13.9’a) art›fl kaydetmifltir. ‹kinci olarak, topra¤› tasarruf bi-
çimleri itibariyle, yaln›zca kendi topra¤›n› iflleyen iflletmelerin ülke genelin-
de ayn› kümede yer alan iflletmeler içindeki oran› izafi olarak yüzde 20.4, ki-
rac›l›k yoluyla toprak iflleyenlerin oran› yüzde 39.4, ortakç›l›k yapanlar›n
oran› yüzde 182.5 ve bedel ödemeksizin baflkalar›n›n topra¤›n› iflleyen ifllet-
melerin oran› yüzde 30.3 art›fl kaydederken kendi mülklerine ek olarak top-
rak kiralayan iflletmelerin oran› yüzde 11.7’lik bir gerileme göstermifltir. ‹fl-
letmelerin tasarruflar› alt›ndaki toplam arazi alan› söz konusu oldu¤unda,
sadece ortakç›l›k yapan iflletmelerin tasarruf ettikleri arazi alan›n›n ülke ge-
nelinde ortakç›l›k yoluyla tasarruf edilen toplam arazi alan› içindeki nispeti
yüzde 112’lik bir art›fl gösterirken, di¤er biçimlerde topra¤› tasarruf edenle-
rin tasarruflar› alt›ndaki arazi alan›nda keskin düflüfller yaflanm›flt›r. Üçün-
cü olarak, iflletmelerin fiziksel cesameti (tasarruf ettikleri arazi alan› itiba-
riyle büyüklükleri) söz konusu oldu¤unda, 100 dekardan küçük iflletmelerin
ülke genelinde ayn› kategoride yer alan iflletmeler aras›ndaki say›sal a¤›r-
l›klar› yüzde 22.4 ve tasarruf ettikleri arazi alan› yüzde 12.6 art›fl kaydet-
mifltir. Buna karfl›l›k 100 dekardan daha büyük iflletmelerin say›sal a¤›rl›k-
lar› yüzde 34.6 ve bu iflletmelerin tasarruflar› alt›ndaki arazi alan› ise yüz-
de 83’lük bir gerileme göstermifltir. Son olarak, iflletmelerin tar›msal faali-
yet biçimleri söz konusu oldu¤unda, bitkisel üretim ve hayvan yetifltiricili¤i-
ni birlikte yürüten iflletmelerin ülke genelinde ayn› kümede yer alan ifllet-
meler içindeki a¤›rl›klar› iflletme say›s› itibariyle yüzde 17.5, sadece bitkisel
305
kebikeç / 23 • 2007
306
SÖNMEZ Türkiye Tar›m›nda Yap›sal De¤iflme Örüntüleri
d›r. Fakat, bu genel etkilerin yerel etkilerle, özellikle yerinden olmufl nüfu-
sun kendisinin geçirmifl oldu¤u dönüflümlerle eklemleflerek bir sonuç ürete-
ce¤i gerçe¤i dikkate al›nd›¤›nda, bunlar›n dikkatle incelenmesi ve yorumlan-
mas›na ihtiyaç vard›r.
Bu amaçla ilk olarak iflaret etmek gerekir ki, Köye Dönüfl Projesi çerçeve-
sinde yap›lan geri dönüfller yerinden olmufl nüfusun çok küçük bir oran›n›n
geri dönmesine yard›mc› olmufl görünmektedir. ‹çiflleri Bakanl›¤› verilerine
göre, flimdiye kadar 23,078 hane halk› ve bunlara mensup 137,636 birey köye
geri dönüfl yapm›flt›r (T.C. ‹çiflleri Bakanl›¤› Strateji Gelifltirme Baflkanl›¤›,
2006: 9). ‹çiflleri Bakanl›¤› kay›tlar›nda güvenlik nedeniyle yerinden olmufl
nüfus 55,108 hane halk›na mensup toplam 346,308 birey olarak yer ald›¤›n-
dan yerinden olmufl nüfusun yüzde 40 geri dönüfl yapm›fl olarak görünmekte-
dir. Fakat, Türkiye Göç ve Yerinden Olmufl Nüfus Araflt›rmas›n›n, terörden
do¤rudan etkilenmifl 14 ilde 1985-2005 aras›nda güvenlik nedeniyle yerinden
olmufl k›rsal nüfus toplam›n› 837,200 kifli, ayr›ld›klar› yerleflim yerine ya da
yak›n›na dönenlerin oran›n› ise yüzde 16.1 olarak tahmin etti¤i (Hacettepe
Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, 2006: 61, 91) dikkate al›nacak olursa,
yerinden olmufl nüfusun büyük bir k›sm›n›n hâlâ bu konumunu sürdürdü¤ü-
nü belirtmek gerekir. Projeye verilen bu düflük cevab›n arkas›nda yatan önem-
li etkenlerden birisi k›rsal yerleflimlerin büyük bir k›sm›n›n henüz geri dönü-
fle aç›lmam›fl olmas›d›r. Son dönemde terör sarmal›n›n tekrar t›rman›fla geç-
mesi yerleflimlerin tekrar yerleflime aç›lmas›n› flüphesiz geciktirmektedir. Fa-
kat, konu hakk›ndaki çal›flmalardan anlafl›ld›¤› kadar›yla, idari bir k›s›tlama-
n›n olmad›¤› bir durumda bile önceden döflenmifl may›nlar›n temizlenmemifl
olmas› ve baz› yerleflimlerde köy korucular›n›n fiili denetimi ele geçirmifl ol-
mas›ndan kaynaklanan güvenlik sorunlar› da geri dönüfl yapmak isteyenler
üzerinde cayd›r›c› bir etkide bulunmaktad›r.
‹kinci olarak, yerinden olma sürecinin bafllamas›n›n üzerinden 20 y›ldan
daha uzun bir süre geçmifl ve nüfusun yüzde 98’i en az 10 y›l önce yerleflimle-
ri terk etmifltir (bak. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, 2006:
59). Az say›daki vakada ekim ve hasat için verilen s›n›rl› izinler d›fl›nda, ara-
dan geçen süre içerisinde tar›msal araziler ve meskenler hiçbir bak›m yap›l-
maks›z›n bütünüyle terk edilmifl, üretim araçlar› elden ç›kar›lm›fl, yerleflimle-
rin mevcut alt yap›lar› y›pranm›flt›r. Bu nedenle hane halk› düzeyinde köye
geri dönmek büyük bir mali harcama yapmay› hatta belki baz› durumlarda
307
kebikeç / 23 • 2007
10 Yani, 17.7.2004 Tarih ve 5233 Say›l› Terör ve Terörle Mücadeleden Do¤an Zararlar›n Karfl›lanmas› Hakk›n-
da Kanun. Kanun, terör ve terörle mücadeleden ötürü göç etmifl veya yerinden olmufl gerçek ve tüzel kiflilerin
u¤ram›fl oldu¤u maddî zararlar›n karfl›lanmas› (madde 1) yan›nda, yerinden olmufl kifli veya nüfus kapsam›n-
da düflünülemeyecek olan ve fakat terörden veya terörle mücadelen etkilenmifl olan kamu görevlilerinin u¤ra-
m›fl olduklar› zararlar›n bu Kanun’un öngördü¤ü miktarlara k›yasla eksik karfl›lanm›fl olan k›sm›n› da mahsu-
ben karfl›lamak amac›ndad›r (geçici madde 2). Ancak, terör ve terörle mücadeleden do¤makla birlikte bu Ka-
nun’un yürürlü¤e girmesinden önce aç›lan davalara istinaden ya da sulhen aynî veya nakdî olarak çeflitli biçim
ve yollarla karfl›lanm›fl olan zararlar (madde 2 a, b, c,), kiflilerin kendi kas›tlar› sonucu u¤ran›lan zararlar (mad-
de 2 e), göç veya yerinden olma içeriyor olsalar bile terör ve güvenlik kayg›lar› d›fl›ndaki iktisadi ve toplumsal
sebeplerle u¤ran›lan zararlar (madde 2 d) karfl›lanacak olan zararlar kapsam› d›fl›nda tutulmaktad›r. Ayr›ca,
3713 Say›l› Terörle Mücadele Kanunu’nun 1, 3 ve 4. maddeleri kapsam›ndaki suçlar ile terör olaylar›na yard›m
ve yatakl›k etmek suçlar›ndan mahkum olanlar›n bu fiillerinden dolay› u¤rad›klar› zararlar›n karfl›lanmayaca-
¤› da hükme ba¤lanm›flt›r (madde 2 f). Kanunda karfl›lanmas› öngörülen maddî zararlar flu flekilde belirlenmifl-
tir (madde 7): (a) Hayvanlara, a¤açlara, ürünlere ve di¤er tafl›n›r ve tafl›nmazlara verilen zararlar, (b)Yaralan-
ma, sakatlanma ve ölüm hallerinde u¤ran›lan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri, ve (c) Terörle mücadele
kapsam›nda yürütülen faaliyetler nedeniyle kiflilerin mal varl›klar›na ulaflamamalar›ndan kaynaklanan mad-
dî zararlar.
11 Köye Dönüfl ve Rehabilitasyon Projesi’nin uygulanmas› çerçevesinde kamu taraf›ndan köye geri dönüfl
yapacak kiflilere ve köylere yap›lan yard›mlar›n miktar ve konular› için bak›n›z T.C. ‹çiflleri Bakanl›¤› Strateji
Gelifltirme Baflkanl›¤› (2006). Proje uygulamas›n›n genel bir de¤erlendirmesi için bak›n›z Üstel ve Ece (2004).
Projenin, Tazminat Yasas› ile ba¤lant›l› olarak il düzeyinde uygulanmas› hakk›ndaki daha yeni de¤erlendirmeler
için bak›n›z Yükseker (2006: 144-172), Çelik (2006: 183-191), Kurban (2006. 203-215) ve Aker (2006: 242-244).
308
SÖNMEZ Türkiye Tar›m›nda Yap›sal De¤iflme Örüntüleri
309
kebikeç / 23 • 2007
310
SÖNMEZ Türkiye Tar›m›nda Yap›sal De¤iflme Örüntüleri
311
kebikeç / 23 • 2007
n›m› olan bir çiftçi nüfus gerektirecektir. Bu nüfusun bir k›sm› köye geri dö-
nüfl yapm›fl olanlar aras›ndan sa¤lanabilir ancak esas önemli kaynak artan
nüfus bask›s›ndan bunalm›fl ve fakat kentsel ifl ve meslek piyasas›na kat›l-
malar› halinde izafi olarak daha büyük bir iktisadi zorluk yaflayacak olan k›r-
sal alanda meskun ve toprak ifllemeye devam eden hane halklar› olacakt›r.
Ekonominin de¤iflen yap›s› içinde kentsel ifl ve istihdam piyasas›n›n vas›fs›z
eme¤e hemen hiç ihtiyaç duymad›¤› ve kentlerde ö¤renim vasf› iyi fakat at›l
kalm›fl olan eme¤in fazlas›yla mevcut oldu¤u da göz önüne al›nd›¤›nda, he-
men her bak›mdan vas›fs›z k›rsal eme¤in bu istihdam piyasas› içinde varl›k
gösterebilmesi çok daha zor olmaktad›r. Nitekim, yerinden olma akabinde
kentlere yerleflmifl olan nüfusun bir k›sm› hâlâ gündelikçi veya gezgin mev-
simlik iflçi konumunda tar›msal üretim içinde kendine ifl bulabilmekte ve k›r-
sal emek piyasas›ndaki ücretleri daha da bask›lamaktad›r. Yukar›da da ifla-
ret edildi¤i üzere, istihdam piyasas›n›n bu durumu ücretli tar›m iflli¤ine k›-
yasla kirac›l›k ve özellikle ortakç›l›k düzenlemeleri yoluyla topra¤a ba¤lan-
m›fl ve emek verimlili¤inden kendisi sorumlu bir iflgücünü toprak sahipleri
için daha avantajl› k›lmaktad›r. Dolay›s›yla, geri dönüflün önündeki güvenlik
nedenlerinin kalkmas›n›n akabinde terörden do¤rudan etkilenmifl k›rsal-ta-
r›msal yap›larda de¤iflik biçimleri ile ortakç›l›¤›n ve kirac›l›¤›n daha büyük
bir ivme kazanarak geliflme ihtimali hayli yüksektir. Bunun anlam›, Türki-
ye’de genel oldu¤u kadar özel olarak k›rsal-tar›msal modernleflme sürecinin
de boy hedefi haline gelmifl olan toprak sahipleri ile ortakç›lar aras›ndaki ta-
rihsel ve toplumsal bölünmenin yeniden infla edilece¤idir. Nereden ve kimin
ilgi ve ç›karlar› aç›s›ndan bak›ld›¤›na ba¤l› olarak böyle bir geliflmeyi olumlu
ya da olumsuz olarak de¤erlendirmek mümkündür. Ancak, bu geliflme do¤-
rultusunun dikkate al›nmas› hem ulusal tar›msal yap›lardaki topra¤› ve eme-
¤i tasarruf biçimlerinin hem de yerinden olmufl nüfusun k›rsal alanda reha-
bilitasyonu sözkonusu oldu¤unda nelerin yap›l›p yap›lamayaca¤›n›n karar-
laflt›r›lmas› bak›m›ndan büyük önem tafl›maktad›r.
Kaynaklar
Akçay, Adnan. (1985). Traditional Large Land Ownership and Its Transforma-
tion in Two Southeast Anatolian Villages, (bas›lmam›fl yüksek lisans tezi)
Ankara: Orta Do¤u Teknik Üniversitesi.
Akder, A. Halis. (2005). “Dünya Ticaret Örgütü’nün Tar›m Anlaflmas›: Tehdit
mi? F›rsat m›?”, Demokrasi Platformu, 1 (3): 11-24.
312
SÖNMEZ Türkiye Tar›m›nda Yap›sal De¤iflme Örüntüleri
313
kebikeç / 23 • 2007
314
SÖNMEZ Türkiye Tar›m›nda Yap›sal De¤iflme Örüntüleri
315
kebikeç / 23 • 2007
316
SÖNMEZ Türkiye Tar›m›nda Yap›sal De¤iflme Örüntüleri
Özet: Bu çal›flma Do¤u ve Güneydo¤u Anadolu Bölgeleri’nde terör kaynakl› olarak yafla-
nan yerinden olma süreci sonucu tar›msal yap›larda gözlenen de¤iflme e¤ilimlerini Türkiye
tar›m›nda yak›n dönemde gözlenen yap›sal de¤iflme örüntüleriyle ba¤lant›l› olarak incele-
mekte ve yorumlamaktad›r. Çal›flmada esas itibariyle toprak mülkiyeti, toprak da¤›l›m›,
topra¤› tasarruf biçimleri ve tar›msal iflletmelerin faaliyet biçimlerinde meydana gelen de-
¤iflmeler üzerine odaklan›lmakta olup, bu amaçla 1991 ve 2001 tar›m say›m› sonuçlar› dik-
kate al›nmaktad›r. Belirtilen bu y›llar aras›ndaki dönem Türkiye’de hem terör kaynakl› ye-
rinden olma sürecinin hem de daha genel anlamda yeniden yap›lanma politikalar› çerçeve-
sinde Türkiye tar›m›n›n yap›s›nda köklü dönüflümlerin yafland›¤› ve bu nedenle k›rsal gö-
çün daha da h›zland›¤› bir döneme karfl›l›k gelmektedir. Say›m verilerinin istatistiksel ana-
lizleri göstermektedir ki, belirtilen dönemde sadece kendi topra¤›n› ifllemenin d›fl›ndaki bü-
tün toprak tasarruf biçimlerinde ola¤anüstü art›fllar meydana gelmifl olmakla birlikte, terör
ve yerinden olma sürecinden etkilenmifl bölgelerde gözlenen de¤iflme örüntüleri ile bu süreç-
ten dolayl› olarak etkilenmifl olan ülkenin geri kalan bölgelerinde de¤iflme örüntüleri ara-
s›nda çok önemli farkl›l›klar vard›r.
Anahtar Sözcükler: K›rsal dönüflüm, tar›msal dönüflüm, terör, toprak tasarruf biçimleri,
yap›sal de¤iflme, yerinden olma, zorunlu göç.
Abstract: This paper examines and interprets the patterns of structural change in agri-
culture in the Eastern and South-eastern regions of Turkey in connection with internal disp-
lacement of the rural population and the general process of restructuring at large in Turkish
agriculture. It focuses on land ownership, land distribution, forms of land tenure and the
type of agricultural activity in which the farms are engaged, and restricts itself to national
agricultural census data of 1991 and 2001. The period between these census dates coincides
with a noticeable acceleration in the process of rural displacement and a traumatic process
of major restructuring at large in Turkish agriculture. The analysis of data indicates that all
forms of land tenure other than solely owner occupier farming have shown extraordinary
increase but with distinctively different patterns of change in the regions affected by inter-
nal displacement on the one hand and the rest of the provinces on the other.
317
Gökhöyük (Amasya) Ziraat Mektebi, 40’l› y›llar.
kebikeç / 23 • 2007
‹
lki 1974’de ‹talya’da, 17.si bu makale haz›rland›¤› s›rada Trabzon’da
gerçeklefltirilen CIEPO kongreleri, iki y›l aral›klarla farkl› ülkelerde yap›l-
makta ve sunulan bildirilerin hepsi belirli bir kurum arac›l›¤› ile düzenli
olarak bas›lmamaktad›r. Bu sahada çal›flmalar yapan araflt›rmac›lar içinde bu
kongrelere sunulan bildirilere ulaflmak büyük bir güçlük oluflturmaktad›r. CI-
EPO kongreleri hakk›ndaki bu makalemizdeki amac›m›z baflta Osmanl› Ta-
rihçileri olmak üzere Osmanl› dönemi ve öncesine dair çeflitli tebli¤lerin su-
nuldu¤u kongrelerden araflt›rmac›lar› haberdar etmek, dergi veya kitap ola-
rak yay›nlanm›fl olan kongrelerin bibliyografik künyeleri ile bu kongrelerde
sunulan tebli¤leri araflt›rmac›lara duyurmakt›r. Bunun için makalemizde CI-
EPO kongreleri hakk›nda önce kronolojik bilgi verilecek ard›ndan da ulafl›la-
bildi¤i ölçüde kongrelere sunulan bildirilerin isimleri ve sunanlar›n listesi yer
alacakt›r.
Osmanl› ve Osmanl› öncesi Türkiye tarihiyle ilgili araflt›rma yapan on ilim
adam› 1972 y›l›n›n 19-23 Eylül tarihleri aras›nda Prof. Dr. Ömer Lûtfi Bar-
kan’›n1 baflkanl›¤›nda Bursa’da toplanarak “Osmanl› Öncesi ve Osmanl› Arafl-
t›rmalar› Uluslararas› Komitesi”ni [Comité International des Études Pré-Ot-
319
kebikeç / 23 • 2007
tomanes et Ottomanes (CIEPO)] kurdular. ‹ki y›lda bir ilmi kongreler düzen-
lemeyi hedefleyen komite ileriki y›llarda çeflitli ülkelerde çok say›da ilim ada-
m›n›n kat›ld›¤› ve destek verdi¤i kongreleri organize etti. Günümüzde baflkan-
l›¤›n› Prof. Dr. Jean-Louis Bacque-Grammont’un yapt›¤› CIEPO’nun faaliyet-
lerinde çeflitli ülkelerin ilim adamlar› görev almaktad›r2. CIEPO kendi düzen-
ledi¤i kongreler d›fl›nda baz› sempozyum ve kollokyumlara da destek olmufl3
ve CIEPO toplant›lar›na gösterilen ilginin bir yans›mas› olarak ço¤u zaman,
yap›lan bir toplant›n›n ard›ndan çeflitli dergi ve dillerde toplant›y› de¤erlendi-
ren yaz›lar ç›km›flt›r4.
CIEPO taraf›ndan flimdiye kadar düzenlenen kongrelerde sunulan tebli¤-
ler yay›n komiteleri taraf›ndan bazen bir dergi say›s› bazen de kitap fleklinde
yay›na haz›rlanm›fl ve farkl› isimlerle adland›r›larak yay›mlanm›flt›r. Ham-
burg’da yap›lan II., Cuenca’da yap›lan IV., Amsterdam’da yap›lan XI., Varflo-
va’da yap›lan XVI. kongrelerde sunulan tebli¤ler ise yay›mlanmam›flt›r. Ya-
y›nlanan tebli¤ler ise tebli¤ sahipleri taraf›ndan yay›n komitesine gönderilen-
lerden oluflmufl, baz› tebli¤ler sahipleri taraf›ndan kongrede sunuldu¤u halde
yay›nlanmas› için yay›n komitesine verilmemifl veya gönderilmemifltir. Anka-
ra’da yap›lan X. kongrenin bildiri özetleri yay›nlanm›fl, Trabzon’da yap›lan
XVII. kongrede sunulan tebli¤lerin tertip komitesi taraf›ndan yay›nlanaca¤›
aç›klanm›flt›r.
Yay›nlanan kongrelerden III. CIEPO sempozyumunda sunulan tebli¤ler
Prilozi dergisinin 30. say›s› (1980), VI. CIEPO Varia Turcica IV, IX. CIEPO
2 CIEPO Osmanl› Öncesi ve Osmanl› Araflt›rmalar› Uluslararas› Komitesi XIV. Sempozyum bildirileri 18-22
Eylül 2000, Çeflme / yay. haz. Tuncer Baykara - Ankara : Türk Tarih Kurumu, 2004. s. IX-X.
3 Habsburgirsch-Osmanische Beziehungen: Relations Habsbourg-Ottomanes, Wien, 26-30. September 1983.
[Colloque sous le patronage du Comite international des etudes pre-ottomanes et ottomanes] Herausgegeben
von Andreas Tietze, Wien: Verlag des Verb. d. Wiss. Ges. Österreiches, 1985. [Wiener Zeitschrift für die Kunde
des Morgenlandes; Band. 13]; ISBN 3-85369-614-7. [Viyana kuflatmas›n›n 300. cü y›l dönümü sebebiyle CIEPO
önderli¤inde yap›lm›flt›r.] ve Cimetieres et traditions funeraires dans le Monde ‹slamique = ‹slam dünyas›nda
mezarl›klar ve defin gelenekleri / ed. Jean Louis Bacque-Grammont, Aksel Tibet - Ankara: Türk Tarih Kuru-
mu, 1996. cilt: 1-2. (385, 265 s.) : fot. ; 30 cm. -- (Türk Tarih Kurumu ; XXVI dizi- sa. 6).
4 Tuncer Baykara, “Studi Preottomani e Ottomani, Napoli 1976”, Türk Kültürü, y›l:XV/say›: 170 (Aral›k 1976),
s. 118-120; Bistra Cvetkova, “Le Deuxime Congres international d'Etudes preottomanes et ottomanes”, Bulga-
rian Historical Review, say›.1, Sofya, 1977, s.120-122.; Abdeljelil Temimi, “Ve Symposium de CIEPO: Les pro-
vinces arabes et leurs sources documentaires a l'epoque Ottomane, Tunis, 13-18 Septembre 1982, Revue d'His-
toire Maghrebine / Al-Majalla al-Tarikhiya al-Maghribiya, annee:9 / numeros:27-28, Decembre 1982, p. 387-
396.; ‹lber Ortayl›, “Habsburg-Osmanl› ‹liflkileri [CIEPO'nun 1983 Eylülünde Viyana Üniversitesi'nde Tertiple-
di¤i Kollogyumun Tebli¤leri]” Tarih ve Toplum, 10. cilt, 58. say›, ‹stanbul, 1988. s. 60-61; Jean-Louis Bacque-
Grammont, Emeri Van Donzel; Comite International d'Etudes Pre-Ottomanes et Ottomanes. VIth Symposium,
Cambridge 1-4th July 1984, Paris-‹stanbul-Ledien 1987, 304 s.; tan›tan Mahmut H. fiakiro¤lu, Erdem Atatürk
Kültür Merkezi Dergisi, cilt: IV/11, Ankara – 1988, s. 623-624; CIEPO Comite International des Etudes Preot-
tomanes et Ottomanes: abstracts, Ninth Symposium, Jerusalem, July 23-26, 1990. Jerusalem: [t.y.], 101 s.; 14.
CIEPO Uluslararas› Türk ‹ncelemeleri Sempozyumu: Bildiri Özetleri, [18-22 Eylül 2000, ‹zmir-Çeflme-Manisa];
Ege, Dokuzeylül ve Manisa Celal Bayar Üniversiteleri, ‹zmir – 2000. 80 s; XV. CIEPO Kongresi'nde (Londra, 8-
12 Temmuz 2002) Bilim Tarihi, cilt IV, say› 1, ‹stanbul, 2002, s. 133-134; Sedat Bingöl, “16-CIEPO’nun ard›n-
dan (International Comittee of Pre-Ottoman and Ottoman Studies)”, OTAM, say›: 16 (2004), s. 215-218.
320
ÜLKER Osmanl› Öncesi ve Osmanl› Araflt›rmalar› Uluslararas› Komitesi’nin Faaliyetleri
321
kebikeç / 23 • 2007
322
ÜLKER Osmanl› Öncesi ve Osmanl› Araflt›rmalar› Uluslararas› Komitesi’nin Faaliyetleri
323
kebikeç / 23 • 2007
I. CIEPO
5 Bu listede yer alan yay›nlanm›fl CIEPO kongreleri TDV ‹SAM kütüphanesine temin edilerek araflt›rmac›lar›n
istifadesine sunulmufl, içlerinde yer alan 502 adet tebli¤in bibliyografik künyesi ‹SAM Kütüphanesi Makaleler
Veri Taban›na yüklenerek taramaya aç›lm›flt›r. Ayr›ca ‹stanbul d›fl›ndan kutuphane@isam.org.tr e-mail ad-
resine baflvuruda bulunanlara ihtiyaç duyduklar› tebli¤lerin fotokopileri gönderilmektedir. Yay›nlanan kong-
relerin ‹SAM kütüphanesi demirbafl numaralar› s›ras›yla flunlard›r; I. 033612, III. D00183, V. 141354, 141355,
VI. 007414, 141174, VII. 028952, VIII. 035017, IX. 080398, X. 148829, XII. D02522, XIII. 145573, XIV. 138700,
XV. 141783, 141784.
6 Kongrelerin program kitapç›klar›nda ad› ya da özeti yay›nlanmas›na ra¤men kimi tebli¤ sahiplerinin toplan-
t›ya kat›l›p bildirilerini sunmad›klar› tesbit edilmifltir. Fakat sadece 16. ve 17. kongrelerin program›nda ol-
mas›na ra¤men sunulmayan bildirilerle ilgili bilgiye ulaflabildik. Kongre düzenleyicilerinden ve kat›l›mc›lardan
gelen sözlü bilgiler do¤rultusunda bu tebli¤ler listeden ç›kar›lm›flt›r. Bundan dolay› 16. ve 17. kongre program-
lar›nda ad› geçen fakat kongreye kat›lmayarak tebli¤lerini sunmayan kifliler listede yer almamaktad›r.
324
ÜLKER Osmanl› Öncesi ve Osmanl› Araflt›rmalar› Uluslararas› Komitesi’nin Faaliyetleri
III. CIEPO
III Symposium international d’etudes pre-Ottomanes et Ottomanes,
Sarajevo, le 18-22 septembre 1978. [Revue de Philologie Orientale,
vol:30 , Sarajevo 1980. L’Institut Oriental A Sarajevo] [III Medunarod-
ni Simpozijum Za Predosmanske I Osmanske Studije, Sarajevo, 18-22
325
kebikeç / 23 • 2007
SADRZAJ – SOMMAIRE
326
ÜLKER Osmanl› Öncesi ve Osmanl› Araflt›rmalar› Uluslararas› Komitesi’nin Faaliyetleri
327
kebikeç / 23 • 2007
328
ÜLKER Osmanl› Öncesi ve Osmanl› Araflt›rmalar› Uluslararas› Komitesi’nin Faaliyetleri
V. CIEPO
329
kebikeç / 23 • 2007
330
ÜLKER Osmanl› Öncesi ve Osmanl› Araflt›rmalar› Uluslararas› Komitesi’nin Faaliyetleri
331
kebikeç / 23 • 2007
V. CIEPO
1- Muhteva'l-K›smi’l-Arabî
el-Buhûsü’l-Mukaddeme li’l-Mu'temer:
332
ÜLKER Osmanl› Öncesi ve Osmanl› Araflt›rmalar› Uluslararas› Komitesi’nin Faaliyetleri
333
kebikeç / 23 • 2007
Ahmed Tarabîn, Mezâhir min idâreti vilâyeti Suriye fi ahdi Midhat Pafla
(1878-1880) [Aspects on the Ottoman administration in Syria during Midhat’s
Reign as Reflected in his resignation Correspondence], 345-354.
Cemal Zekeriya Kâs›m, en-Nizâ'ü'l-Brîtânî'l-Osmâni fi'l-Halîci’l-Arabî kable
nüflûbi'l-Harbi’l-Âlemiyyeti’l-Ûlâ [The Anglo-Ottoman dispute on the Arab
Gulf Before the Outbreak of the first World War], 355-372.
Hayriye Kâs›miyye, el-Mukâvemetü’l-Arabiyye li's-Suhyûniyye fî evâhiri’l-ah-
di’l-Osmânî (1908-1917) el-‹tticâhâtü’r-Reîsiyye [Arab Opposition to Zionist
Activities in Palestine 1908-1917 (general trends)] , 373-394.
Abdürrahim Abdurrahman Abdürrahim, el-Âlâkâtü’l-iktisâdiyye ve'l-ictimâiy-
ye beyne’l-vilâyâti’l-Arabiyye ibbâne'l-asri’l-Osmânî (1517-1798) min hilâl ve-
sâiki’l-Mehakimi’fl-fier'iyyeti'l-M›sriyye [Economic and Social Relations Bet-
ween the Arab Wilayet During the 1st Ottoman Period (1517-1798)], 395-417.
Zeki Mübarek, el-Mücâhid Bû ‹mâme min hilâli ba'z›'l-mesâdiri’t-târîhiyyeti'l-
Magribiyyeti'l-muâs›ra [Bouemama d’Apres Quelques Ouvrages Marocains
d’Histoire], 419-434.
Ebû Ya'rub el-Merzûkî, Islâhâtü'n-Nahda ve alâkâtühâ bin-Nazariyyeti’l-Hal-
dûniyye [Les Reformes de la Renaissance et Leurs Rapports avec les Theories
d’Ibn Khaldoun], 435-455.
Muhammed Mezzîn, el-Hitâbü'l-Mu'temed fi'l-kitâbeti’t-Târîhiyyeti'l-mütealli-
ka bi rasdi alâkâti’l-Magrib bi'l-Osmâniyyîn: el-Fetretü’l-Sa'diyye [Le Discours
qui sous tend les ecrits historiques relatifs aux relations Marocco – Ottomanes
(La periode Saadienne) , 457-485.
Muhammed b. Abûd, Te'emmülât fî't-tasavvurâti't-târîhiyye li'l-Endelüs kadî-
men ve hadîsen [Summary of “Old and Recent Historical
Conceptions of al-Andalus”], 487-503.
VI. CIEPO
334
ÜLKER Osmanl› Öncesi ve Osmanl› Araflt›rmalar› Uluslararas› Komitesi’nin Faaliyetleri
Emel Esin, Bayrak. some motifs of Ottoman turkish flags and flag-pole finials,
1-12.
Joseph Matuz, el-Mahrûse und verwandtes, 13-17.
Hans-Peter Laqueur, Osmanische grabsteine als demographische quelle?, 19-
22.
Keith Hopwood, Türkmens, Bandits and Nomads: problems and perceptions,
23-30.
Michel Balivet, L’expedition de Mehmed Ier contre thessalonique: convergen-
ces et contradictions des sources byzantines et turques, 31-37.
J. M. Rogers, An Ottoman palace inventory of the reign of Beyazid II, 39-53.
Ildiko Beller-Hann, Ottoman perception of china, 55-64.
Jean-Louis Bacque-Grammont, Une lettre d’Ibrâhîm Pafla a Charles-Quint,
65-88.
Nicolas Vatin, Sur quelques propos geographiques d’Ibrahim Pacha, grand vi-
zir de Soliman le Magnifique (1533), 89-98.
Thomas D. Goodrich, Some unpublished sixteenth century Ottoman maps, 99-
103.
Milan Vasic, Die türkischen konskriptionsbücher als quellen für die geschich-
te bosniens und der herzegowina im 15. und 16. jahrhundert, 105-114.
Machiel Kiel, Population growth and food production in 16th century athens
and attica according to the Ottoman Tahrir Defters, 115-133.
Marie-Mathilde Alexandrescu-Dersca-Bulgaru, Une relation venitienne sur
l’Empire Ottoman a l’epoque de Süleman le Magnifique, 135-145.
Bruno Simon, Quelques remarques sur la relation de Marin Cavalli, bayle a
constantinople (1560), 147-157.
Gülgûn Üçel-Aybet, An analytical study of the administrative and social policy
of the Ottoman State (16th and 17th centuries), 159-170.
Caroline Finkel, The Ottoman campaign account books (Sefer Ruznamçesi) as
a guide to military activity, 1593-1606, 171-183.
R. A. Abu-El-Haj, Fitnah, Huruc ala al-Sultan and Nasihat: political struggle
and social conflict in Ottoman society 1560’s - 1770’s, 185-191.
Robert Mantran, Images de Galata au XVIIe siecle, 193-202.
335
kebikeç / 23 • 2007
Elöd Vass, The Ottoman documents in the archives of hungary from the XVIth
to the XVIIth century, 203-207.
Michele Nicalos, Decouverte de la flore anatolienne par les voyageurs occiden-
taux a partir du XVIe siecle, 209-216.
Klaus Kreiser, ‹zzî Süleymân Efendi und seine stiftung für den konvent des
fieyh Murâd: anmerkungen zum Istanbuler grundstücksmart 18. jahrhundert
auf grund zweier privater defters, 217-223.
Hüseyin G. Yurdayd›n, Gens, animaux, oiseaux et tradition litteraire, 225-
230.
‹lber Ortayl›, Reforms of petrine Russia and Ottoman mind (a Summary), 231-
232.
Jacob M. Landau, Saint-Priest and his Memoire sur les Turcs (a Summary),
233.
Ekmeleddin ‹hsano¤lu, Some critical notes on the introduction of modern sci-
ences to the Ottoman state and the relation between science and religion up to
the end of the nineteenth century, 235-251.
Bayram Kodaman, La sublime porte et les tribus de l’Anatolie orientale apres
le Tanzimat, 253-257.
Mim Kemal Öke, Prof. A. Vambery’s personal recollections of Abdülhamit II
and his reign, 259-273.
Richard L. Chambers, A 19th century Ottoman statement on Islam: Ahmet
Cevdet Pafla’s Cevapname-i Fetvapenahi (A Summary), 275.
M. fi
fiü
ükrü Hanio¤lu, The constitutional movement of 1908 according to docu-
ments of the Ottoman committee of union and progress, 277-285.
Osman Okyar, The union and progress committee and the Turkish republic
(Ottomanism and nationalism), 287-299.
Erik Jan Zürcher, Young Turks memoirs as a historical source: the case of Kâ-
z›m Karabekir’s ‹stiklâl Harbimiz (a Summary), 301-302.
Liste des contributeurs, 303-304.
VI. CIEPO
336
ÜLKER Osmanl› Öncesi ve Osmanl› Araflt›rmalar› Uluslararas› Komitesi’nin Faaliyetleri
A. Temimi, Preface, 7.
R. Mantran, Avant-Propos, 8-9.
A. A. Abdul Rahim, The documents of the egyptian religious courts (Al-maha-
kim Al-shar’iyya) as a source for the study of Ottoman-provincial administra-
tion in egypt (923/1517 – 1213/1798), 10-19.
J. Abou-Nohra, Les faveurs fiscales accordees aux moines du Mont-Liban sous
le gouvernement des Emirs Shihab (1697-1841), 21-32.
A. Abu-Husayn, Janissary insubordination in the province of Aleppo at the
turn of the sixteenth century as depicted in Ottoman documents., 33-38.
M. Benaboud and M. Menouni, A Moroccan account of Constantinople, 39-76.
M. Buheiry, Lebanese christian intellectuals and the Ottoman state: Azuri,
Nujaym, Yanni and Bustani, 77-85.
K. Chater, La perception Tunisienne de l’etat Ottoman, 87-93.
337
kebikeç / 23 • 2007
Resume d’Etudes:
J. L. Bacque-Grammont, Les premiers fonctionnaires Ottomans dans le Hed-
jaz: un rapport de Qasim Shirwani de septembre 1517, 182.
J. R. Perry, The Ottoman contribution to the technical Vocabulary of contem-
porary Arabic and Persian, 183.
VII. CIEPO
338
ÜLKER Osmanl› Öncesi ve Osmanl› Araflt›rmalar› Uluslararas› Komitesi’nin Faaliyetleri
339
kebikeç / 23 • 2007
Emeri Van Donzel, The Turks of Habefl eyaleti in a Yemenite source, 1650,
309-315.
Nacereddine Saidouni, Indice de la vie rurale de L'Algerie Ottomane: la con-
joncture agraire dans L'Algerois de 1791 a 1830, 317-331.
Gilles Veinstein, La politique hongroise du Sultan Süleymân et d'‹brâhîm Pac-
ha 1534, 333-380.
Elie Nicolas, Le chantier et l'outillage Ottoman sous Murad III (25 resim ile
birlikte), s.381-393.
Orhan fi
fia
aik Gökyay, Divan edebiyyat› kimin?, 395-408.
Antony Greenwood, The sixteenth century Celepkeflan registers in the Tur-
kish prime ministerial Ottoman archives, 409-426.
Aldemir S. Sadoulov, Bref apercu des sources litteraires et documentaires con-
cernant les relations franco-turques (1919-1923), 427-438.
Nimetullah Haf›z, Türk halk edebiyat›nda Kanunî Sultan Süleyman, 439-446.
Tacida Haf›z, Vulçitrin kanunnamelerinde zirai, ekonomik ve mali durum” (7
belge ile birlikte), 447-451.
Keith Hopwood, The Manavgat valley: perspectives on social history, 453-461.
Nenad Moacanin, Bâc and Gümrük on the middle danube, 1540-1614: termi-
nological elucidations”, 463-467.
Christine Woodhead, Ottoman Historiography on the hungarian campaigns:
1596. the eger fethnamesi”, 469-477.
Abdul-Karim Rafeq, Registers of succession (Mukhallafat) and their importan-
ce for socio-economic history: two samples from damascus and aleppo,
1277/1861, 479-491.
K. A. Jukov, Les levees de troupes de Yaya et de Müsellem dans l'organisati-
on militaire Ottomane aux XIVe-XVIe siecles, 493-500.
M. H. Svanidze, La production cerealiere du Paflal›k d'Akhaltzikhe (Ç›ld›r) au
XVIe siecle, 501-509.
Khairieh Kasmieh, Aspects of the peasant's life in palestine at the end of the
XIXth century and the beginning of the XXth century, 511-515.
Tadeusz Majda, A Turkish document in Latin characters referring to Transyl-
vania, 518-523.
‹lber Ortayl›, Hungarian wars and structural changes in the Ottoman state
(summary), 525-530.
340
ÜLKER Osmanl› Öncesi ve Osmanl› Araflt›rmalar› Uluslararas› Komitesi’nin Faaliyetleri
VIII. CIEPO
341
kebikeç / 23 • 2007
David Kushner, The haifa damascus Railway: the british phase, 1890-1902,
193-213.
Martin Strohmeier, Muslim education in the vilayet of beirut, 1880-1918, 215-
241.
Boutros Labaki, The commercial network of beirut in the last twenty-five ye-
ars of Ottoman rule, 243-262.
Timothy J. Coates, D. Joao de Castro’s 1541 red sea voyage in the greater con-
text of the sixteenth century portuguese-ottoman red sea rivalry, 263-285.
Ethel G. Stewart, A Turkish apache tribe, 287-292.
Rachel Simon, Jewish itinerant peddlers in Ottoman Libya: economic, social,
and cultural aspect, 293-304.
Yitzchak Kerem, The influence of anti-semitism on Jewish immigration pat-
tern from greece to the Ottoman empire in the nineteenth century, 305-314.
G. Hazai and Eric Zürcher, Future Ottoman studies: report of two projects,
315-320.
About the Contributors, 321-324.
Index, 325-337.
IX. CIEPO
Aspects of Ottoman history: papers from ciepo IX, Jerusalem, ed. Amy
Singer, Amnon Cohen, Jerusalem: The Magnes Press; The Hebrew University,
1994. 332 s.: belge; 24 cm. - (Scripta Hierosolymitana; XXXV) ISSN 0080-8369.
Introduction, 7-9.
Towns, 11-13.
Kubra Aliyeva, The role of the Tabriz school in the development of art in otto-
man Turkey, 13-18.
‹nci Enginün, Ahmet Midhat Efendi'nin gözüyle ‹stanbul, 19-30.
Fatma Müge Göçek, Ottoman provincial transformation in the distribution of
power: the tribulations of the governor of Sivas in 1804 (A.H. 1219), 31-41.
Nedim Gürsel, La ville d'Istanbul dans l'oeuvre de Pierre Loti, 42-48.
Yitzchak Kerem, The effects of physical disasters on the Jewish community of
Salonika in the nineteenth century, 49-61.
Rachel Milstein, Drawings of the Haram of Jerusalem in Ottoman manusc-
ripts, 62-69.
342
ÜLKER Osmanl› Öncesi ve Osmanl› Araflt›rmalar› Uluslararas› Komitesi’nin Faaliyetleri
Nenad Moacanin, Myth, legend and history in the life of a provincial Ottoman
town: the case of dimitrofçe/sremska mitrovica, 70-74.
Karin Rührdanz, The role of urban ateliers in Ottoman miniature painting
since the end of the sixteenth century, 75-83.
Maria Sandor, Medieval town-Turkish town in the sixteenth and seventeenth
centuries, 84-92.
Uziel O. Schmelz, The population of Jerusalem's urban neighborhoods accor-
ding to the Ottoman census of 1905, 93-113.
Mahmoud Yazbak, Jewish-Muslim social and economic relations in Haifa
(1870-1914), according to sijill registers, 114-125.
Dror Ze'evi, The Sufi connection: jerusalem notables in the seventeenth cen-
tury, 126-142.
International Relations
Dimitri Kitsikis, Le concept de relations internationales et le service diploma-
tique ottoman au dix-neuvieme siecle, 169-175.
Jan Schmidt, The herklots affair, 1893: a case study in capitalism and power
politics in the Hijaz, 176-192.
Eliezer Tauber, Some new facts on Ottoman counterespionage in the levant
during world war I, 193-208.
343
kebikeç / 23 • 2007
X. CIEPO
344
ÜLKER Osmanl› Öncesi ve Osmanl› Araflt›rmalar› Uluslararas› Komitesi’nin Faaliyetleri
345
kebikeç / 23 • 2007
XII. CIEPO
346
ÜLKER Osmanl› Öncesi ve Osmanl› Araflt›rmalar› Uluslararas› Komitesi’nin Faaliyetleri
347
kebikeç / 23 • 2007
348
ÜLKER Osmanl› Öncesi ve Osmanl› Araflt›rmalar› Uluslararas› Komitesi’nin Faaliyetleri
XIII. CIEPO
Vorwort, I.
Inhaltsverzeichnis, III-V.
Abdul-Rahim Abu-Husayn, The Junblats and the Janbulads: a case of mista-
ken identity, 1-6.
Fatma Acun, Ottoman administrative priorities: revenue maximisation in the
province of Karahisar-› fiarki, 7-12.
Ali Aktan, Tereke kay›tlar›na göre Kayseri’de ailenin sosyo-ekonomik durumu
(1738-1749), 13-19.
Edith Gülçin Ambros, Beans for a cough, lion’s gall for a laugh: the poet and
physician AHMED‹’s materia medica as a mirror of the state of the art around
1400 in anatolia, 21-27.
Zeki Ar›kan, ‹zmir Milli Kütüphane’de bulunan mühürlü ve imzal› kitaplar,
29-41.
Hatice Aynur, Istanbul in Divan poetry: 1453-1600, 43-50.
Isa Blumi, The dynamics of identity: Albanians in the Ottoman empire, 51-58.
Ekrem Causevic, Das Türkenbild in Satir vo Matija Antun Relkovic (1732-
1798), 59-65.
Xenia Celnarova, Tevfik Fikret – desillusion und hoffnungen einer generation,
67-73.
Filiz Çolak, Afyon – önemi, ziraat›, ticareti ve ihracat›, 75-79.
Öztürk Emiro¤lu, The role of the periodicals in the development of turkish li-
terature after Tanzimat, 81-84.
Mehmet Ersan, Ayd›no¤ullar› ailesine ait vak›flar›n XV-XVI. yüzy›llardaki
durumu, 85-91.
Caesar E. Farah, The Saga of an algerian patriot and islamist, 93-103.
Kamel Filali, Les Kulouglis: des algeriens descendants des turco-ottomans. His-
toire de la fusion d’une ethnicite ottomane dans l’identite algerienne, 105-111.
349
kebikeç / 23 • 2007
Eleni Gara, Lending and borrowing money in an Ottoman province town, 113-
119.
Turan Gökçe, II. Mustafa’n›n Avusturya Seferi (1695) ile ilgili bir fetih-nâme:
Feth-i Lipova ve Muhârebe-i Lugofl, 121-127.
Eduard Gombar, Sunni historians of Aleppo in the late Ottoman period, 129-
133.
Thomas D. Goodrich, Ottoman maps of Istanbul in the Kitab-i Bahriye of Pi-
ri Reis, 135-142.
Jane Hathaway, The nature of factionalism in Ottoman Egypt, 143-151.
Keith R. Hopwood, The Byzantine-Turkish frontier c1250-1300, 153-161.
Svetlana Ianeva, Activites economiques, revenus urbains et structure occupa-
tionnelle des menages dans une ville ottomane des balkans au XIXe siecle –
Samokov dans les annees 40 du XIXe siecle, 163-168.
Mehdi ‹lhan, Cementeries of Diyarbak›r: rituals, traditions and some pointers,
169-182.
Mehmet Kalpakl›, Nef’î’s siham-i kaza: a satirical view of seventeenth century
Ottoman society, 183-186.
Khairieh Kasmieh, An unfinished american mission to the Ottoman court
1917, 187-190.
Yitzchak Kerem, Relations between the jews, and the greek-orthodox and the
armenians in the 19th and early 20th centuries in the Ottoman empire, 191-
198.
Mustafa Keskin, 1247-1277 tarihli (Kayseri) müfredat defterine göre kayseri
ve tabi yerleflim yerlerinde nüfus da¤›l›m› (1831-1860), 199-206.
Svetlana Kirillina, Cultural and intellectual exchange between Ottoman
Egypt and the rest of the Arabic Muslim world in the eigteenth – early nine-
teenth centuries, 207-213.
Keiko Kiyotaki, The implementation of the administrative law of 1864 in the
province of Baghdad, 215-220.
Hidemitsu Kuroki, The 1850 Aleppo disturbance reconsidered, 221-233.
Mikhail Meyer, P. A. Tolstoy’s dispatches as an original source of Ottoman his-
tory at the beginning of the 18th century, 235-239.
Nenad Moacanin, Some observations on the “kapudans” in the Ottoman north-
western frontier area 16-18 c., 241-246.
350
ÜLKER Osmanl› Öncesi ve Osmanl› Araflt›rmalar› Uluslararas› Komitesi’nin Faaliyetleri
351
kebikeç / 23 • 2007
XIV. CIEPO
352
ÜLKER Osmanl› Öncesi ve Osmanl› Araflt›rmalar› Uluslararas› Komitesi’nin Faaliyetleri
353
kebikeç / 23 • 2007
354
ÜLKER Osmanl› Öncesi ve Osmanl› Araflt›rmalar› Uluslararas› Komitesi’nin Faaliyetleri
XV. CIEPO
Volume I
Preface VII.
Colin Imber, Introduction, 1-4.
355
kebikeç / 23 • 2007
Volume II
356
ÜLKER Osmanl› Öncesi ve Osmanl› Araflt›rmalar› Uluslararas› Komitesi’nin Faaliyetleri
XVI. CIEPO
357
kebikeç / 23 • 2007
saw, 14-19 June 2004. 24 s. [Bildiri metinleri ayr› bir yay›n olarak bas›l-
mam›flt›r.]
358
ÜLKER Osmanl› Öncesi ve Osmanl› Araflt›rmalar› Uluslararas› Komitesi’nin Faaliyetleri
Ottoman Culture
Mehmet Ersan, Selçuklu anadolusu’nda türklerin e¤lence hayat›na dair.
Svetlana Kirillina, Adherents of islam as they are represented in russian
pilgrims reports of the eighteenth century.
Gülgün Üçel-Aybet, Effects of cultural traditions on health and medicine
in the 17th century Ottoman society.
359
kebikeç / 23 • 2007
Ottoman Art
Sadiye Tutsak, Osmanl› devleti’nin son döneminde Uflak hal›c›l›¤›n›n ma-
kineleflme süreci.
Çiçek Derman, The master-apprentice relationship in the art of bookma-
king (the paper will be presented in Turkish)
U¤ur Derman, The importance of calligraphy in Ottoman culture (the pa-
per will be presented in Turkish)
Language
Ömer Faruk Akün, Türkiye türkçesi’nin müellifi türk olan ilk lûgat›:
“Lehce-i Osmanî.
Mehmet Gümüflflk
k›l›ç, Türkçenin abidevî bir sözlü¤ü ve gramerinin muka-
yesesi: Meninski ve Carbognano.
Nathaline Clayer, The first Turkish newspaper in latin alphabet? “Esas”
(Manast›r, 1911).
360
ÜLKER Osmanl› Öncesi ve Osmanl› Araflt›rmalar› Uluslararas› Komitesi’nin Faaliyetleri
fierife Yorulmaz, 19. yüzy›l ortalar›nda ‹ç-‹l sanca¤›na ba¤l› baz› kazala-
fie
r›n sosyal ve ekonomik aç›dan de¤erlendirilmesi.
Sema Altunan, XIX. yüzy›l ortalar›nda Varna kaza merkezinin ekonomik
ve sosyal görünümü.
Ottoman Culture
Alexandre Popovic, Quelques elements sur la magie chez les musulmans
de bosnie au XVIII siecle.
Elzbieta Swiecicka, Music in Mouradgea d’ohsson’s “Tableau general de
l’empire Ottoman”.
Ottoman Defters
Machiel Kiel, Beyond the Tahrir: sources for the demographic history of
the Ottoman empire in the 17th and 18th centuries and their interpreta-
tion 1600 and 1831.
Michael Ursinus, Local tahrirs in the district of Manastir 1709-1837.
Kayhan Orbay, Müfredât registers of Mukâta’ât and Bakâyâ-i Mukâta’ât
as sources of the waqfs financial analysis.
The Nineteenth-Century-Varia
Hilal Ortaç Gürp›narl›, Tanzimattan sonra bat› anadolu.
Cevdet Küçük, K›br›s’ta ‹ngiliz idaresinin “Eflâk-i fiahane” üzerindeki ta-
sarruflar› ve sonuçlar›.
Erdo¤an Keskink›l›ç, Islahat ferman›ndan meflrutiyet dönemine Osmanl›
devleti’nin Rum Patrikhanesi politikas› üzerine gözlemler, de¤erlendirmeler.
Ottoman Art
Klaus Kreiser, Monuments for great men. Ottoman attitudes towards the
memorialization of cultural heros.
Zübeyde Cihan Özsay›ner, Sultan Abdülmecid’in hat sanat›ndaki yeri ve
önemi.
361
kebikeç / 23 • 2007
Ottoman Culture
Hedda Reindl-Kiel, Underwear for the grand vizier: Gift exchange in the
upper echelons of Ottoman administration (17th and 18th centuries).
Zübeyde Ya¤c›, Osmanl› devlet bürokrasisinde siyasal bir enstrüman ola-
rak hediyeler – kuzey kafkasya örne¤i.
Muammer Demirel, Bezm-i Âlem Valide Sultan and dârülmaarif (the pa-
per will be presented in Turkish).
Pre-Ottoman Studies
Keith Hopwood, The capture by Mentefle of the meander valley.
Thomas Sinclair, Pegolotti’s itinerary from Ayas to Tabriz: toll stations
on the route, the basis of toll payment and Il-Khanid provision for travel-
lers.
Abdülkadir Yuval›, Birinci ve ikinci Deflt-i Kipçak seferlerinin do¤u ve
orta avrupa tarihi bak›m›ndan de¤erlendirilmesi.
362
ÜLKER Osmanl› Öncesi ve Osmanl› Araflt›rmalar› Uluslararas› Komitesi’nin Faaliyetleri
Religion
Yuri Averyanov, The main problems of the history of the proto-bektashi
community of dervishes.
Mehmet Ayd›n, Osmanl› devlet yap›s› içinde hahamhane nizamname-
si’nin yeri ve önemi.
Slobodan Ilic, The mevlevihane of Nicosia. Its past, present and its role
in the social and intellectual life of Ottoman cyprus.
Aryeh Shmuelevitz, The greek orthodox church in 19th century bilad al-
sham: relations between greeks, grabs, ottoman authorities and russia.
Ottoman Architecture
Ayfl›
fl›l Yavuz, An Unaccounted building in the typology of Ottoman archi-
tecture.
Asnu Bilban Yalç›n, Islamic tomb of Ottoman period from thebes-istife in
greece.
Claudia Römer, A firman of Selim II concerning the water supply of So-
kollu Mehmed pasha’s house (1567).
363
kebikeç / 23 • 2007
364
ÜLKER Osmanl› Öncesi ve Osmanl› Araflt›rmalar› Uluslararas› Komitesi’nin Faaliyetleri
Ottoman Sofia
‹lhan fia
fiahin, Some new aspect of the social and economic development of
a Balkan city: sixteenth-century Sofia.
Rossitsa Gradeva, Reading, literacy, and superstition: sketches from
everyday life in 17th century Sofia.
365
kebikeç / 23 • 2007
Literature
Wolfgang Scharlipp, The problem of the first Turkish novel.
Ali Y›ld›z, Kemal Tahir’in romanlar›nda Osmanl› devleti’nin da¤›lmas› ve
Milli Mücadele.
Xenia Celnarova, Western influences in the Ottoman miniature painting
by Orhan Pamuk’s novel.
366
ÜLKER Osmanl› Öncesi ve Osmanl› Araflt›rmalar› Uluslararas› Komitesi’nin Faaliyetleri
The Ottomans and the Outside World in the 19th – 20th Century: Intel-
lectual Relations
Michele Nicolas, La pharmacie Ottomane a Istanbul.
Hasan Mert, Bir Osmanl› subay›n›n avrupa izlenimleri: Mehmet Enisi
(1895-1897).
Yunus Emre Tansü, XX. yüzy›l bafllar›nda Osmanl› toplumunda bat›c› dü-
flünce’nin geliflimi.
fia
fiayan Ulusan-fiafiahin, 19. yüzy›l sonlar›nda ve 20. yüzy›l bafllar›nda Os-
manl› devleti’nin Japonya’ya bak›fl›.
367
kebikeç / 23 • 2007
Literature
Tobias Heinzelmann, Yaz›c›o¤lu Ahmet Bican – a religious writer of the
early ottoman Empire.
Maria Ivanics, Herrschaftslegitimation im “buch der dschingis-legende”
(Dâftâr-i Cingiz nama).
Sema U¤urcan, Türk edebiyat›nda lehliler.
Ottoman Poetry
Cihan Okuyucu, Kelami mahlasl› flairler ve Kerbelal› Kelami.
Fikret Türkmen, Osmanl› dönemindeki önemli olaylar›n Afl›k fliirindeki
akisleri.
Öztürk Emiro¤lu, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e sosyal süreçle uyum dere-
celerine göre flair ve yazarlar.
368
ÜLKER Osmanl› Öncesi ve Osmanl› Araflt›rmalar› Uluslararas› Komitesi’nin Faaliyetleri
XVII. CIEPO
Kenan ‹NAN
Jean-Louis BACQUE-GRAMMONT, The President of the CIEPO
‹brahim ÖZEN, Rector of Karadeniz Technical University
Hüseyin YAVUZDEM‹R, Governor of Trabzon
369
kebikeç / 23 • 2007
370
ÜLKER Osmanl› Öncesi ve Osmanl› Araflt›rmalar› Uluslararas› Komitesi’nin Faaliyetleri
371
kebikeç / 23 • 2007
Defterology
Cahit Telci, Ayd›n sanca¤›’n›n fetihten sonraki ilk Tahriri (XV. yüzy›-
l›n ilk yar›s›)..
372
ÜLKER Osmanl› Öncesi ve Osmanl› Araflt›rmalar› Uluslararas› Komitesi’nin Faaliyetleri
373
kebikeç / 23 • 2007
Ottoman Balkans
Hatice Oruç, Saraybosna flehri (15.-16. yüzy›llar).
Özgür Kolçak, Osmanl›larda bir kent ekonomisi örne¤i: Selanik yünlü
dokumac›l›¤› (1500-1630).
Mustafa Altunbay, 18. yüzy›l bafllar›nda balkanlar’da müstahkem
mevkilerin yeniden imar›: Vidin kalesi.
374
ÜLKER Osmanl› Öncesi ve Osmanl› Araflt›rmalar› Uluslararas› Komitesi’nin Faaliyetleri
Literature (I)
Öztürk Emiro¤lu, ‹kinci Viyana savafl›n›n Polonya edebiyat›na yans›-
malar›.
Sema U¤urcan, Kastamonu’da ç›kan Nazikter gazetesinde bir kad›n
yazar: Yaflar Nezihe.
Sezai Coflk
flkun, Osmanl› karfl›s›nda Türk roman›: Tar›k Bu¤ra ve Ke-
mal Tahir örne¤i.
Literature (II)
Sabire Ar›k, Polonya- Litvanya müslüman Tatar Türklerinin (Lipka-
lar) elyazmas› edebiyatlar›.
Hatice Aynur, Edebiyat ve tarih metni olarak Trabzonlu Ahmed R›-
za’n›n Manzume-i Sivastopolu.
Historiography
Netice Y›ld›z, Islamic libraries and manuscript collections in cyprus
and a case study on some illustrated examples.
Dean Sakel, A probable solution to the problem of “The Chronicle of
the Turkish Sultans”.
375
kebikeç / 23 • 2007
The Crimea
Natalia Krolikowska, The Crimean Khans as lawgivers and judges –
their legal prerogatives in the early modern period..
Ivan Roussev, Varna et les missions francaises au cours de la guerre
de Crimee (1853-1856)..
Veysel Usta, K›r›m harbi’nin canl› bir tan›¤›: R›zai ve eseri Manzume-
i Sivastopol..
376
ÜLKER Osmanl› Öncesi ve Osmanl› Araflt›rmalar› Uluslararas› Komitesi’nin Faaliyetleri
377
kebikeç / 23 • 2007
378
ÜLKER Osmanl› Öncesi ve Osmanl› Araflt›rmalar› Uluslararas› Komitesi’nin Faaliyetleri
379
Bu kitab› sat›n almak için t›klay›n:
www.sanatkitabevi.com.tr
kebikeç / 23 • 2007
Alexandros LAMPROU*
G irifl
Bu yaz›, Baflbakanl›k Devlet Arflivleri’ndeki tasniflerin birinden, Cum-
huriyet Halk Partisi Arflivi’nde bulunan, 1932–1951 y›llar› aras›nda
CHP Genel Sekreterli¤i’ne Halkevleri’yle ilgili gönderilen “flikayet ve dilek”
mektuplar›n› tan›tmay› amaçlamaktad›r. ‹lk olarak flikayet/dilek yazma pra-
ti¤ine k›sa bir girifl yap›lacak, bu prati¤in belirtilen dönemdeki yayg›nl›¤› ile,
hem gönderen (bireyler, nadiren bir topluluk, – mesela bir köy) hem de al›c›
(devlet, iktidar) için ifllevleri belirlenmeye çal›fl›lacakt›r. ‹kinci olarak, mek-
tuplar›n tasnifi/tan›mlar› ve içeriklerine iliflkin baz› konulara de¤inilecek;
mektuplardan birkaç örnekle, bu tür kaynaklar›n dönemin tarihi için önemi ve
nas›l kullan›labilece¤i konusu da k›saca tart›fl›lacakt›r.
Burada kullan›lan mektuplar›n ço¤u, ‘Halkevleriyle ‹lgili fiikayet ve Dilek
Mektuplar›’ isimli dosyalarda bulunmaktad›r.1 Ço¤u zaman bu flikayetlere ili-
flik olarak ‹ktidar Partisi’nin konuyu araflt›rmak üzere tayin etti¤i müfettiflle-
rin ya da bir Parti mensubun flikayet/dilek konusu üzerine yazd›klar› raporlar
da bulunmaktad›r. Bu makale, Cumhuriyet Halk Partisi Arflivi’nden derlenen
200’den fazla mektuptan yararlanarak kaleme al›nm›flt›r. Bu mektuplar›n
hepsi, birkaç istisnas› olmak kayd›yla, bir kifli taraf›ndan yaz›lm›fl flikayet/di-
lek mektuplar›d›r. Mektuplar›n bir k›sm›, ‘Bir Vatandafl’, ‘Bir Partili’, ‘Bafra
Gençli¤i’ ya da ‘Trabzon Halk›’ gibi ifadelerle, isimsiz ve imzas›z gönderilmifl-
381
kebikeç / 23 • 2007
Dilek/fli
flikayet yazma prati¤ine iliflflk
kin birkaç söz
Prati¤in geçmifli
2 ‹nalc›k, Halil, “fiikayet Hakk›: ‘Arz-i Hal ve Arz-i Mahzar’lar”, Osmanl› Araflt›rmalar›, 7-8, (1988), s. 33.
3 Fitzpatrick, Sheila, “Supplicants and Citizens: Public Letter-Writing in Soviet Russia in the 1930s”, Slavic Re-
view, C. 55, S. 1 (‹lkbahar 1996), s. 78-105; Fitzpatrick, Sheila ve Gellately, Robert (ed.), Accusatory Practices.
Denunciation in Modern European History, 1789 – 1989 (fiikago: University of Chicago Press, 1997); Verner,
Andrew, “Discursive Strategies in the 1905 Revolution: Peasant Petitions from Vladimir Province”, The Russi-
an Review, C. 54, (Ocak 1995), s. 65-90. Lex Heerna van Voss (ed.), Petitions in Social History, International Re-
view of Social History, Ek No 9, (2001).
4 Lex Heerna van Voss, “Introduction”, Lex Heerna van Voss (ed.), Petitions in Social History, International Re-
view of Social History, Ek No 9, S. 46, (2001), s. 1.
382
LAMPROU Halkevleri’yle ‹lgili CHP’ye Gönderilen fiikayet ve Dilek Mektuplar›
Rejim ‹çin
383
kebikeç / 23 • 2007
Yazarlar için
Bir vatandafl için iktidara bir flikayet ya da dilekçe yazmak bir çok aç›dan
önemlidir. ‹lk olarak daha önce belirti¤imiz gibi halk ve devlet aras›ndaki ile-
tiflim kanallar› çok s›n›rl› oldu¤undan, geçmiflte yayg›n bir pratik olan dilek-
çe/flikayet yazmak bir hayli önemlidir ve kimi zamanlarda belki de varolan tek
yol olarak kalmaktad›r.
8 CHP Genel Sekreterli¤i’nden Dahiliye Vekili ve CHP Genel Sekreteri fiükrü Kaya’n›n imza att›¤› ‘Vali ve CHP
Baflkanl›¤›na Genel ‹spekterlere’ gönderilen, 17.2.938 tarih ve 1123 numaral› tamim’e iliflil olarak Geneyönu-
kurulun ifl bölümünün yap›s›n› gösteren ek. CHP Genel Sekreterli¤i’nin Parti örgütüne Genelgesi. ‹kinci Kanun
1938den 30 Haziran 1938 tarihine kadar (Ankara: Ulus Bas›mevi, 1938), Cilt 12, s. 18. Ayn› kitapta, arka ka-
pa¤›nda gösterilen CHP Genel Sekreterli¤in eski ifl bölümüne göre de yine 3üncü büro’nun vazifelerinden biri
‘dileklerin takibi’ydi.
9 Mesela, CHP Genel Sekreterli¤i’nden 383 Halkevi reisli¤ine ve 26 CHP Bölge Müfettifline gönderilen bir ta-
mimde flunlar› yaz›lmaktad›r: “Baz› Halkevi kütüphaneleri hakk›nda bir tak›m flikayetler almaktay›z. Kitapla-
r›n istenince kolay bulunmad›¤› veya kütüphanenin hemen her gün kapal› durdu¤u ihbar edilmektedir.” Cum-
huriyet Halk Partisi Genel Sekreterli¤in Parti Teflkilat›na Umumi Tebligat›, 1 Birinci Kanun 1941den 30 Hazi-
ran 1941 tarihine kadar, Cilt 18, (Ankara: Ulus Matbaa, 1941), 5/2101 say›l› ve 4.6.1941 tarihli tamim, s. 142.
10 BCA CHP, 490.1/9.47.14. 26 Mart 1949 tarih ve 7/3124 say›l› tamim.
384
LAMPROU Halkevleri’yle ‹lgili CHP’ye Gönderilen fiikayet ve Dilek Mektuplar›
11 Ak›n, Yi¤it, “Fazilet de¤il vazife istiyoruz: Erken Cumhuriyet Dönemi sosyal tarihçili¤inde dilekçeler”, Top-
lum ve Bilim, S. 99, (K›fl 2003/2004), s. 118-9.
12 Necmi Erdo¤an, “Devleti ‘‹dare Etmek’: Maduniyet ve Düzenbazl›k”, Toplum ve Bilim, No. 83, (2000).
385
kebikeç / 23 • 2007
rumdan flikayet, hem de bir ya da daha çok dilek içerebilir. Halkevinde vuku-
bulan bir yolsuzluktan flikayet eden; ancak aç›kça bir kifliyi suçlamadan yaz›-
lan bir mektupta iktidar Partisi kolayl›kla Halkevi baflkan›n›n baflar›s›zl›¤›n›
okuyabilmektedir. Yazar›n da böyle bir hedefi olmad›¤› kolayca ispat edile-
mez. K›sacac› kullan›lan terimler mektuplar›n bize anlatabildiklerinin sadece
bir k›sm›na iflaret edebilir.
Ayn› flekilde muhtevas›na bak›ld›¤›nda bu mektuplar bir çok aç›dan de¤er-
lendirilip okunabilir. K›sacas› mektuplar bir çok sorunlardan söz edebilir ve
hangi sorunlar› ele alaca¤›na CHP okuyucusundan sonra gelen ikinci okuyu-
cu (‘biz’, ‘tarihçi’) karar vermektedir. Mektuplar›n da bize f›s›lday›p söylebil-
dikleri araflt›rman›n çerçevelendirilmesine (contextualization) ba¤l›d›r. Mese-
la araflt›rman›n perspektifi küçük bir topluma (köy, kasaba) odaklan›p daha
çok ‘mikro’ aflamas›na yaklaflabilmektedir. Böyle bir perspektifte ayn› toplum-
da üretilen kaynaklar (yerel gazete, an›, sözlü kaynaklar) mektuplarla bera-
ber kullan›labilmektedir. Böylece mektuplar›n üretildi¤i toplum ayn› zaman-
da araflt›rman›n konusu oldu¤u için mektuplar, az da olmas›na ra¤men, üre-
tildi¤i çerçeveye kolayca konumland›r›labilmek ve anlamd›r›labilmektedir.
Aksi takdirde, yani ‘makro’ düzeyine yaklafl›nca, mektuplar›n üretildi¤i top-
lumsal çerçeve araflt›rman›n perspektifinden uzaklaflt›¤›nda mektuplar›n kon-
teksti s›n›rl› kalabilmek ve tarihçi söz edebildiklerinden k›smen faydalanabil-
mektedir. Dolay›s›yla mektuplar›n yüksek miktarda kullan›lmas› tavsiye edil-
mektedir.13
Afla¤›da, bu gibi flikayet mektuplar› ve ilgililerin tepkilerini aktaran baz›
mektup örnekleri verilmifltir. Bu mektuplardaki yaz›m ve imla hatalar›na mü-
dahale edilmemifl, sadece bir yerde köfleli parantez içinde bir harf eklemesi ya-
p›lm›flt›r.
13 ‘Makro’ perspektifin örnekleri: M. Metinsoy, Wars Outside the War: The Social impact of the Second World
War on Turkey, Master Tezi, Bo¤aziçi Üniversitesi, (2004) ve N. Nacar, Working Class in Turkey During the
World War II Period: Between social Politics and Everyday Experience, Master Tezi, Bo¤aziçi Üniversitesi,
(2004). Baflka bir örnek: Cengiz K›rl›, The Struggle over Space: Coffeehouses of Ottoman ‹stanbul, Doktora Te-
zi, State University of New York, (2000).
14 Mektuplar›n yaz›m hatalar›na müdahale edilmemifltir. 13 ‘Makro’ perspektifin örnekleri: M. Metinsoy, Wars
Outside the War: The Social impact of the Second World War on Turkey, Master Tezi, Bo¤aziçi Üniversitesi,
(2004) ve N. Nacar, Working Class in Turkey During the World War II Period: Between social Politics and
Everyday Experience, Master Tezi, Bo¤aziçi Üniversitesi, (2004). Baflka bir örnek: Cengiz K›rl›, The Struggle
over Space: Coffeehouses of Ottoman ‹stanbul, Doktora Tezi, State University of New York, (2000).
14 Mektuplar›n yaz›m hatalar›na müdahale edilmemifltir. 13 ‘Makro’ perspektifin örnekleri: M. Metinsoy, Wars
Outside the War: The Social impact of the Second World War on Turkey, Master Tezi, Bo¤aziçi Üniversitesi,
(2004) ve N. Nacar, Working Class in Turkey During the World War II Period: Between social Politics and
Everyday Experience, Master Tezi, Bo¤aziçi Üniversitesi, (2004). Baflka bir örnek: Cengiz K›rl›, The Struggle
over Space: Coffeehouses of Ottoman ‹stanbul, Doktora Tezi, State University of New York, (2000).
386
LAMPROU Halkevleri’yle ‹lgili CHP’ye Gönderilen fiikayet ve Dilek Mektuplar›
‹hbar (Denunciation)
Ve Müfettiflin Cevab›
387
kebikeç / 23 • 2007
CHP
Antalya Bölgesi
Müfettiflli¤i
Say›: 7
11/2/947
388
LAMPROU Halkevleri’yle ‹lgili CHP’ye Gönderilen fiikayet ve Dilek Mektuplar›
26 fiubat 1942
Halk evimidir, yoksa........ ve, Yoksa ............
Say›n bay›m,
Tiyatroyu severim. Ancak tiyatroyu. Yoksa flehre aylardan beri rezalet, ha-
yas›zl›k, ahlaks›zl›k ve bütün bunlar›n do¤uraca¤› afetleri saçan (aff›n›za
ma¤ruren) orospu ve serseri güruhunu de¤il
K›sa fas›lalarla üçüncü ziyaretini yapan bu sözde tiyatrocular bu defada
meyhanelerde kafay› tütsülediten sonra fliflede kalan rak›lar›n› henüz 13-14
yafl›nda bulunan ve tamamen ç›plak denecek derecede sahneye ç›kar›lan bir
genç k›z›n karfl›s›nda içmek üzere memleketin gençli¤ini zehirleyen propagan-
389
kebikeç / 23 • 2007
Bir Dilek
390
LAMPROU Halkevleri’yle ‹lgili CHP’ye Gönderilen fiikayet ve Dilek Mektuplar›
kiyaya geldik Kayser’de iskan edildik sekiz nufus aile sahibiyim dört kardeflim
okutuyorum ihtiyar babam ve annem vard›r onlar›n hepsini ben geçindiriyo-
rum bir sene evvel kayseri Halkevi kütüphane memurluguna tayin edildim ve
otuz lira ücret al›rd›m bir sene zarf›nda vazifemden hiç bir zaman ayr›lmad›-
¤›m gibi her gece saat on bire kadar çal›fl›rd›m geçen gün hasta oldum Halke-
vi katibinden iki gün izin ald›m ve iki gün tedaviden sonra vazifeme devam
edece¤im zaman Halkevi reisi vazifeme nihayet verdi halbuki halkevi katibi
bana izin verdi halkevi reisi haftada bir gün daireye geldi¤i için tabi halkevi
katibinden izin istemeye mecbur oldum flimdi sekiz nufuslu ailemiz periflan
bir halde retettiler onun için siz büyüklerimize derdimi anlatmay› kendime bir
vazife buldum genç k›z oldugum için baflka yerlerde çal›flamayorum sonra kay-
seriye iskan edildi¤imiz için baflka memleketlere gedemeyiz Bu hususta yine
yerime geçmem için delaletinizi bekler ellerinizden öperim. Kayseri Eski hal-
kevi kütüphane memuru. Romanya muhacirlerinden. Zatiye tunguç18
391
kebikeç / 23 • 2007
Özet: Bu yaz›, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreterli¤i'ne 1932-1951 y›llar› aras›n-
da Halkevleri'yle ilgili olarak gönderilmifl flikayet ve dilek mektuplar›n› tan›tmay› amaçla-
maktad›r. Bu hedefe yönelik olarak iki yüzü aflk›n mektup incelenmifltir. Genel olarak flika-
yet yazma prati¤ine, bu prati¤in gönderici ile al›c› için ifllevlerine ve bu mektuplar›n döne-
min tarihine iliflkin kaynaklar olarak önemine temas edilmifltir.
Abstract: This article aims to present petitions and letters of complaint regarding the Pe-
ople's Houses that were sent to the Secretary General of the Republican People's Party bet-
ween the years 1932 and 1951. More than 200 letters have been studied for this purpose.
The practice of writing complaint letters in general, the functions of this practice for the sen-
der and the addressee, and the importance of those letters as sources regarding the history
of that period have been touched upon and discussed.
392
kebikeç / 23 • 2007
Özgür GÖKMEN*
B
en 1946 y›l›ndan beri Demokrat Parti'ye karfl› olan bir kifliyim,
hatta 4 Aral›k 1945 günü TAN gazetesinin y›k›lma olay›nda Celâl
Bayar ve arkadafllar›n›n Demokratik Cephe’yi terkettikleri ve 16
Aral›k 1946 günü Sol Parti, Sendikalar ve Bas›n›n kapat›lmas› rast-
lant›s›nda Meclis’te fiükrü Sökmensüer'in Demokrat liderlerini sol'la
iflbirli¤i ile suçlamas›na Celâl Bayar'›n kendisine yarafl›r ciddiyette ya-
n›t vermedense Mareflal Fevzi Çakmak, Atatürk'ün iç ve d›fl iflleri ba-
kanlar› Cami Baykurt ve Tevfik Rüfltü için "Birçok serserilerin mek-
tuplar›n› getirmifl okuyorlar" fleklinde hayk›rd›¤›n› hiç bir zaman
unutmad›m. Oysa 1945'de D.P. kurucular› ve Sol, Milli fief Dikta reji-
mine karfl› "Demokratik Cephe"yi beraberce kurmufllard›.1
Rasih Nuri ‹leri, 1986
Dönemin canl› tan›¤› TKP'li Rasih Nuri ‹leri'nin haf›zas›na nakflolmufl Ce-
lâl Bayar'a ait yukar›daki sözler, 1945 sonras›nda Demokrat Parti (DP) önder-
li¤inde geliflen popülist muhalefet unsurlar›ndan birisinin, solun, DP taraf›n-
dan rejime feda edilmifl oldu¤unun teyit edilmesinden ibarettir.
Burada amac›m, T.C. Baflbakanl›k Cumhuriyet Arflivi'nde bulunan, DP ile
sol iliflkisi çerçevesinde okunabilecek iki evrak› yak›n dönem tarihimizle ilgi-
lenenlerin dikkatine sunmaktan ibaret. Bunlar üzerinden, DP'nin ilk iki hü-
kümet program›n›n ilgili bölümlerini de aktararak, bu s›k›nt›l› iliflkiye de¤ine-
ce¤im. Okuruyla buluflturmak istedi¤im ilk evrak, DP'nin kuruluflu öncesinde
‹çiflleri Bakan› Hilmi Uran taraf›ndan Baflbakan fiükrü Saraço¤lu'na sunulan
393
kebikeç / 23 • 2007
4 Haziran 1945 tarihli bir polis raporudur. ‹kincisi ise, DP iktidar›n›n ilk y›l-
lar›nda Baflbakan Adnan Menderes'e, Türkiye Sosyalist Partisi (TSP) kurucu-
su ve Genel Sekreteri Esat Adil Müstecabî (Müstecabl›o¤lu) taraf›ndan 14 Ha-
ziran 1952 tarihinde yaz›lm›fl bir mektup.
Dönemin geliflmelerini hat›rlayarak bafllayal›m. Millî fief ‹smet ‹nönü'nün
1 Kas›m 1945 günü TBMM'nin aç›l›fl› vesilesiyle söyledi¤i nutuk, 18 Temmuz
1945 günü kurulan Millî Kalk›nma Partisi'nin2 rejimin muhalefet partisi ara-
y›fl›na cevap vermedi¤inin iflareti olur: "Bizim tek eksi¤imiz hükümet partisi-
nin karfl›s›nda bir parti bulunmamas›d›r. Bu yolda memlekette geçmifl tecrü-
beler vard›. Hatta iktidarda bulunanlar taraf›ndan teflvik olunarak teflebbüse
giriflilmifltir."3 Oysa ‹kinci Dünya Savafl›'nda kurulu düzen hâlihaz›rda bozul-
mufltur.4 Art›k bir muhalefetin geliflmesi, örgütlenmesi için iktidar›n teflviki-
ne lüzum yoktur. S›ras›yla 1940, 1942 ve 1945 y›llar›nda ç›kar›lan Milli Ko-
runma, Varl›k Vergisi, Toprak Mahsulleri ve Çiftçiyi Toprakland›rma kanun-
lar›, mevcut iktidar blo¤unu teflkil eden ittifak› zay›flatm›fl; Cumhuriyet Halk
Partisi (CHP) içinde muhalif bir grup, yeni bir iktidar blo¤u aray›fl›yla tema-
yüz etmeye bafllam›flt›r.
1945'in yaz aylar›, bas›nda yer alan yeni parti haberleriyle geçer. CHP için-
deki muhalif grup Dörtlü Takrir olarak bilinen siyasi manifestolar›n› 7 Hazi-
ran 1945'te CHP Meclis Grubu Baflkanl›¤›'na sunar. Takrir, Çiftçiyi Toprak-
land›rma Kanunu'nun kabul edildi¤i günün hemen ertesinde, 12 Haziran
1945'te, tart›fl›l›r ve reddedilir. Bas›nda yeni bir partinin kurulaca¤›na dair
haberler artar. Menderes, Köprülü ve Karaosmano¤lu gibi CHP'liler, Vatan ve
Tan gibi karfl›t görüfllü gazetelerde CHP'yi elefltirmeye bafllarlar. Baflbakan
Saraço¤lu, bu geliflme karfl›s›nda tepkisini "siyasi görüflleri farkl› sand›¤›m›z
bu iki gazete muhalefette birleflti," diyerek gösterir.5 CHP içindeki muhalifler,
Dörtlü Takrir'i sunduktan yedi ay sonra kendi siyasi partilerini kuracaklard›r.
Dörtlü Takrir'in verilmesinden birkaç gün önce yeni bir parti teflebbüsüne
yönelik yap›lan bir toplant›ya dair Baflbakan Saraço¤lu'na sunulan, Emniyet
Genel Müdürlü¤ü, Önemli ‹fller Müdüriyet Kalemi mührünü tafl›yan ilk evra-
k›6 imla hatalar›na müdahale etmeden afla¤›da aktar›yorum.
2 Türkiye'de Siyasi Dernekler II (Ankara: T.C. ‹çiflleri Bakanl›¤› Emniyet Genel Müdürlü¤ü Yay›nlar›, 1950), s.
105–125.
3 Ay›n Tarihi 144, Kas›m 1945, s. 16–25'ten aktaran Feroz ve Bedia Turgay Ahmad, Türkiye'de Çok Partili Po-
litikan›n Aç›klamal› Kronolojisi 1945–1971 (Ankara: Bilgi Yay›nevi, 1976), s. 15.
4 Zafer Toprak, "Türkiye'de Muhalefetin Do¤uflu: II. Dünya Savafl› ve Tek Partinin Sonu", Toplumsal Tarih 121
(2004), s. 70–75; burada s. 74.
5 Ahmad ve Ahmad, Türkiye'de Çok Partili Politikan›n Aç›klamal› Kronolojisi, s. 14–15; Ay›n Tarihi 142, Eylül
1945, s. 22–27.
6 "Tevfik Rüfltü Aras, Adnan Ad›var, M. Zekeriya Sertel, Sabahattin Celâl ve Esat Adil'in ikinci bir parti kur-
mak üzere toplant› yapt›klar›", T.C. Baflbakanl›k Devlet Arflivleri Genel Müdürlü¤ü Cumhuriyet Arflivleri, Ta-
rih: 4/6/1945, Dosya: 7964, Fon Kodu: 30.10, Yer No: 79.524.18.
394
GÖKMEN Vesikal› Yak›n Dönem Tarihimiz
T. C.
‹Ç‹fiLER‹ BAKANLI⁄I
Emniyet Genel Müdürlü¤ü
Önemli ‹fller
Özel say›:
Genel say›: 1038
4 Haziran 1945
Özü:
‹çiflleri Bakan›
‹mza [Hilmi Uran]
BAfiBAKANLIK
Hususî Kalem Müdürlü¤ü
Tarih 10.6.945
Numara 628
Ek
ÖRNEK
Birkaç günden beri baz› gazeteler taraf›ndan kurulaca¤› haber verilen
Demokrat partisi hakk›nda flu malumat› ald›k:
Bu partinin müteflebbis ve kurucular›n›n son haftalar içinde (Tan)
matbaas›nda sürekli toplant›lar yaparak partinin program ve esasla-
r›n› haz›rlad›klar› ve bu toplant›da Dr. Tevfik Rüfltü Aras, Dr. Adnan
Ad›var, M. Zekeriya, Sabiha Zekeriya Sertel, Sabahattin Celâl, Esat
Adil ile isimleri ö¤renilememifl olan baz› zevat›n ifltirâk ettikleri haber
verilmektedir.
395
kebikeç / 23 • 2007
396
GÖKMEN Vesikal› Yak›n Dönem Tarihimiz
397
kebikeç / 23 • 2007
398
GÖKMEN Vesikal› Yak›n Dönem Tarihimiz
20 T.B.M.M. Tutanak Dergisi, Dönem: VIII, Toplant›: 1, Cilt: 4, Birleflim: 37, 29.1.1947 (Ankara: T.B.M.M. Ba-
s›mevi, 1947), s. 66–76.
21 T.B.M.M. Tutanak Dergisi, s. 72.
22 Ankara: Ulus Bas›mevi, 1947.
23 Gerçek, 1 Mart 1950, s. 1.
399
kebikeç / 23 • 2007
CHP, iktidar›n›n son gününe dek, DP'yi sol üzerinden karalama teflebbüsüne
devam edecektir. Bir örnek olarak, 1950 seçimlerden çok k›sa bir süre önce
Ulus gazetesinde, Gerçek gazetesi üzerinden Celâl Bayar'a çatan Peyami Sa-
fa'ya verilen cevaba bakal›m:
400
GÖKMEN Vesikal› Yak›n Dönem Tarihimiz
26 Halûk K›lç›k, derleyen, "Demokrat Parti Meclis Grubu, 28 May›s 1950, Hükümet Program› tart›flmalar›", Ad-
nan Menderes'in Konuflmalar›, Demeçleri, Makaleleri, Cilt II (Ankara: Demokratlar Kulübü Yay›nlar›, 1992), s.
7–8.
401
kebikeç / 23 • 2007
27 Baflbakan Adnan Menderes'in "düpedüz afl›r› sol cereyanlar›n eseri olan neflriyat"tan kast›, s›ras›yla Marko-
pafla, Merhumpafla, Malûmpafla, Ali Baba, Yedisekiz Hasanpafla, Öküz Mehmet Pafla ve nihayet Medet! isimle-
riyle ve ço¤unlukla Aziz Nesin yönetiminde yay›mlanan gazetelerdir. Abidin Dino'nun yönetiminde yay›mlanan
Nuhun Gemisi'nin de kastedilen neflriyat aras›nda oldu¤u varsay›labilir. Nitekim, Medet!'te ilk hükümet prog-
ram›n›n okunmas›n›n hemen ard›ndan Menderes'e aç›k bir mektup yay›mlan›r: Bkz.: "Baflbakana Aç›k Mektup:
Yan›l›yorsun Bay Menderes", Medet!, Y›l: 4 (Yeni Seri), Say›: 13 (5 Haziran 1950), s. 1, 4. Menderes'in tavr›, Ab-
dülaziz ve Abdülhamit dönemlerindeki uygulamalarla mukayese edilir; Halide Edip Ad›var'›n meclis kürsüsün-
den Menderes'in mizah gazeteleri konusundaki tavr›n› elefltiren konuflmas›na temas edilir ve flu temennide bu-
lunulur: "Son sözümüz millete hay›rl› bir Baflbakan olman›z, gazetemizin; Recep Peker, Saraço¤lu, fiemsettin
Günaltay, ‹nönü gibi 'daimi sermaye'leri aras›na girmemenizdir."
28 I. Menderes Hükümeti Program›, http://www.tbmm.gov.tr/hukumetler/HP19.htm.
29 II. Menderes Hükümeti Program›, http://www.tbmm.gov.tr/hukumetler/HP20.htm.
402
GÖKMEN Vesikal› Yak›n Dönem Tarihimiz
(TSEKP) saf›nda yer alan Rasih Nuri ‹leri, y›llar sonra müstehzi bir tav›rla,
"o y›llarda davalarda beraat etmenin, hatta Leninizm'i reddetmenin bile, hele
Demokrat Parti döneminde, bir ‘sosyalist' partisinin yaflamas› için yeterli ol-
mad›¤›"n› yazacakt›r.30
403
kebikeç / 23 • 2007
404
GÖKMEN Vesikal› Yak›n Dönem Tarihimiz
405
kebikeç / 23 • 2007
Özet: 1945 senesinde Demokrat Parti'nin müstakbel önderli¤i ile sol ile aras›nda çetre-
fil bir iliflki kurulmufltur. DP'nin sola karfl› gerçek tutumu 1950'de iktidara gelmesinin ar-
d›ndan belirginleflir. Bu yaz›, DP ile sol aras›ndaki s›k›nt›l› iliflki çerçevesinde de¤erlendiri-
lebilecek 1945 ve 1952 senelerine ait iki belgeyi okurla buluflturmay› amaçl›yor.
Anahtar Sözcükler: Demokrat Parti, Sol, Türkiye Sosyalist Partisi, Popülizm, Esat Adil
Müstecapl›o¤lu, Adnan Menderes.
Abstract: There has been an intricate relationship between the prospective Democratic
Party leadership and the left during 1945 in the days preceding the establishment of the DP.
The DP's real stance with regard to the left crystalised after it came to power in 1950. This
article presents two letters from 1945 and 1952 that could be read in the framework of the
troublesome relation between the DP and the left.
Keywords: Democratic Party, Socialist Party of Turkey, Left, populism, Esat Adil Müs-
tecapl›o¤lu, Adnan Menderes.
35 Ahmad ve Ahmad, Türkiye'de Çok Partili Politikan›n Aç›klamal› Kronolojisi, s. 15-16, 97-98.
406
kebikeç / 23 • 2007
Georgi CHOCHIEV*
407
kebikeç / 23 • 2007
2 Baflbakanl›k Osmanl› Arflivi’nin (BOA) çeflitli tasniflerinde, orijinal dilekçe örneklerini (ilgili belgelerin eki
olarak) veya daireler aras› yaz›flma s›ras›nda bürokratlarca yap›lm›fl içerik özetlerini içeren 200’den fazla belge
bulduk.
408
CHOCHIEV Kuzey Kafkas Göçmenlerinin Toplumsal Uyarlanmas›
3 BOA, A.MKT.UM, No 464/71 (20 N 1277); BOA, A.MKT.MHM, No 222/5 (30 Za 1277).
4 BOA, A. MKT.MHM. No 222/9 (30 Za 1277).
5 BOA, ‹. D., No 38018 (17 I. 1282), lef. 6.
6 BOA, C. D., No 6932 (t.y.).
409
kebikeç / 23 • 2007
410
CHOCHIEV Kuzey Kafkas Göçmenlerinin Toplumsal Uyarlanmas›
411
kebikeç / 23 • 2007
412
CHOCHIEV Kuzey Kafkas Göçmenlerinin Toplumsal Uyarlanmas›
413
kebikeç / 23 • 2007
Dilekçelerin içeri¤i bu konudaki tercihlere dair oldukça net bir fikir ver-
mektedir. Orduya kaydolma talebiyle yap›lan baflvurular ço¤unlu¤u olufltur-
maktad›r. Aç›kça, Bab›ali’nin mecburi askerlik görevini tecil etmesine ra¤-
men, göçmelerin kayda de¤er bir bölümü sözleflmeli olarak askeri bir kariyer
ya da uzun süreli askerlik yapmak istemifltir. Bir dereceye kadar bu tür tu-
tumlar Kuzey Kafkasya’n›n geleneksel toplumsal yap›s› ve yaflam tarzlar›n›n
askeri karakterinden kaynaklan›yordu, bu da özellikle göçten evvel Ruslara
karfl› yap›lan askeri operasyonlara toplu olarak kat›lmalar› sonucunda özellik-
le belirgin bir hal alm›flt›. Kimi kan›tlar göstermektedir ki göç sürecinde bile
Kuzey Kafkasyal›lar yeni vatanlar›n›n potansiyel savunucular› olarak konum-
lan›yordu; “Sultan-Halife’nin savaflç›lar›”. Bu nedenle, yukar›da bahsi geçen
Hatozuko¤lu Çolak Mehmet Bey imzal› dilekçede her bir Çerkez ailenin “‹s-
lam ve Yüce Devlet için” savaflmaya haz›r oldu¤u da belirtilmiflti.22 Hiç flüp-
he yok ki, pek çok göçmen için son derece önemli olan belirli bir refah düzeyi-
ne h›zla eriflme f›rsat› da çeflitli düzenli ve düzensiz askeri birliklere kat›l›m›
talep etmekte göz ard› edilemeyecek bir nedendi.
1860’lar›n ilk yar›s›ndan kalma bir dizi belge, önemli oranda Kuzey Kaf-
kasyal›n›n “gönüllü ve ücretli” askeri hizmete kaydedilme taleplerini do¤rula-
maktad›r. Bu ba¤lamda, Osmanl› hükümeti birkaç atl› “Çerkez alay›” kurul-
mas› emrini vermifltir. Her ne kadar baflvuru sahipleri ordudaki befl y›ll›k gö-
revini tamamlam›fl kifliler aras›ndan kefil göstermek zorunda olsalar da, ge-
nellikle otoriteler bu tür talepleri kay›r›yordu.23 Kuzey Kafkasya cemaati içe-
risindeki di¤er bir seferberlik coflkusu da 1877-1878 Türk-Rus savafl›n›n bafl-
lang›c›nda, binlerce yeni göçmenin gönüllü olarak Anadolu ve Balkan ordula-
r›na dahil düzensiz süvari birliklerine kat›lmalar›yla yaflanm›flt›r.24
Profesyonel kariyerlerine Sultan’›n ordusunda devam etmek isteyen Kuzey
Kafkasyal› göçmenlerin –Çarl›k ordusunun eski subaylar›- dilekçeleri de güç-
lü bir resmi destekle karfl›lan›yordu. Örne¤in, 1860 y›l›nda otoriteler Bjje-
dughlar›n (Adigeler’in bir alt kolu) temsilcisi fiahin Giray Bey’den gelen tale-
bi kabul etmifltir. Kendisine Rus ordusundayken sahip oldu¤una denk bir rüt-
be verilmifltir; ayr›ca, bir fleref madalyas›yla ödüllendirilmifl ve otoriteler de
çocuklar›n›n vasili¤i için gerekli tedbirleri alm›flt›r.25 1866’da, bir y›l evvel befl
22 BOA, C.D., No 6832 (t.y.).
23 BOA, ‹.D., No 30174 (19 L 1276); BOA, A.MKT.MHM, No 183/37 (29 L 1276); BOA, A.MKT.MHM, No 218/37
(27 L 1277).
24 Gazi Ahmet Muhtar Pafla, An›lar, II, ‹stanbul, 1996, ss. 40, 42, 48, 57, 91, 155-156, 166, 189; S. E. Berzeg,
“1877-1878 Osmanl›-Rus Savafl›’nda Kuzey Kafkasya ve Sürgündeki Kafkasyal›lar”, Kafkasya Gerçe¤i, No 1,
Samsun, 1990, ss. 6-8. Göçmenlerin herhangi geçerli kiflisel baflvuru örne¤ini göremiyoruz. Muhtemelen bu ha-
reket gönüllülerin söz konusu birliklere yerel sivil ve askeri yetkililerin yönlendirmesiyle gerçeklefltirdikleri kit-
lesel kat›l›m›yla oluflmufltu.
25 BOA, A.MKT.MHM, No 177/29 (21 B 1276).
414
CHOCHIEV Kuzey Kafkas Göçmenlerinin Toplumsal Uyarlanmas›
bin Çeçen, ‹ngufl, Kabardey ve Oset ailesinin bafl›nda göç etmifl olan, Rus or-
dusunun eski tümgenerali Musa Kundukov, Osmanl› devletine sadakatini ifa-
de etmifltir. K›sa bir süre sonra Bab›ali onu mir-liva’l›¤a (tu¤general) atam›fl
ve 4. Ordu karargâh›na göndermifltir.26
Kuzey Kafkasyal›lar›n Osmanl› ordusuna aktif kat›l›mlar›n›n, daha 1860
ve 1870’lerde ordu içinde kendilerini göstermelerinin, beklenilenin çok üstün-
de oldu¤u söylenilebilir. Kuzey Kafkasyal›larca otoritelere gönderilen ve savafl
hizmeti ödülü, ayl›¤› ve di¤er tür yard›m taleplerini ifade eden çeflitli baflvu-
rular da bunun dolayl› bir kan›t›d›r.27
‹ncelenen belgeler Kuzey Kafkasyal›lar›n yaln›zca asker s›n›f›na de¤il ayn›
zamanda, daha küçük bir dereceye kadar da olsa, Osmanl› devletinin bürok-
ratik sistemine de entegre olmaya e¤ilimli olduklar›n› ortaya ç›kartmaktad›r.
Göçmenler, ülkeye yerlefltikleri ilk y›llardan itibaren, küçük ve orta düzey hu-
kuki ve sivil yönetim konumlar›na baflvurularda bulunmaya bafllam›fllard›r:
‹stenilen kadrolar aras›nda, örne¤in flehir meclisinde muhasebecilik ve s›ra-
dan polislikten, kaza yönetimi baflkanl›¤› ve jandarma binbafl›l›¤›na dek çeflit-
li mevkiler bulunmaktayd›.28 Bilinen olgulardan ç›kartabildi¤imiz kadar›yla,
otoriteler bu tür baflvurular›n ço¤una olumlu yan›t vermifltir. Taleplerin red-
dinin nedeni, baflvuru sahiplerinin yetersiz profesyonellik ve e¤itim düzeyi ol-
mufltur. 1886’da “Da¤›stanl› muhacirlerden” 1877-78 seferine kat›lm›fl Meh-
met Han ad›nda bir zat jandarma yüzbafl›l›¤›na tayinini talep etmifltir; e¤itim
yetersizli¤i nedeniyle Dahiliye Nezareti dilekçesini geri çevirmifl ama kendisi-
ne önemli miktarda mali yard›m yap›lmas›n› uygun bulmufltur.29
Göçmenlerin yeni vatanlar›nda e¤itim alma durumlar› da (aristokrasi, ruh-
ban s›n›f›, tacirler ve di¤er k›smen e¤itimli çevrelerin temsilcileri) oldukça çar-
p›c›d›r. Göçü takip eden ilk aylar ve y›llardan itibaren çeflitli e¤itim kurumla-
r›na girmekle ilgili sorunlar›na dair aktif bir flekilde otoritelere baflvurmufllar-
d›r. Örne¤in, 1860 y›l›nda ünlü Çeçen lider Muzay (Mazay) Bey o¤ullar› ve ye-
¤enlerinin askeri okullara al›nmas› için dilekçe vermifltir. K›sa bir süre içinde
kara, deniz ve topçu okullar›na al›nm›fllard›r.30 Yaklafl›k ayn› dönemde soylu
415
kebikeç / 23 • 2007
31 BOA, A.DVN, No 155/3 (17 M 1277); BOA, A.MKT.DV, No 204/83 (4 R 1278). Kuzey Kafkasya göçmenlerinin
askerli¤e kabul edilmesiyle ilgili özellikle soylulardan gelen baflka dilekçeler için bkz.: BOA, A.MKT.DV, No
87/24 (28 Ra 1272); BOA, A.MKT.NZD, No 349/68 (14 L 1277); BOA, A.MKT.NZD, No 354/58 (22 Za 1277).
32 Örne¤in bkz.: BOA, A.MKT.NZD, No 224/42 (11 L 1273); BOA, A.MKT.MHM, No 177/29 (21 B 1276); BOA,
A.MKT.MHM, No 202/28 (27 Ca 1277); BOA, A.MKT.MHM, No 270/80 (5 S 1280); BOA, A.DVN, No 90/15 (t.y.);
BOA, A.DVN, No 184/75 (t.y.); BOA, Y.PRK.AZJ, No 14/75 (2 Ca 1306); BOA, Y.PRK.AZJ, No 50/124 (13 Ca
1323).
33 BOA, ‹.MV, No 7398 (18 Za 1267).
416
CHOCHIEV Kuzey Kafkas Göçmenlerinin Toplumsal Uyarlanmas›
üzere Hicaz’a gitmek için yard›m taleplerine olumlu yan›t verildi¤ini göster-
mektedir.34
‹ncelenen belgeler aras›nda, ataerkil aile ya da tar›m köleli¤i ve iflçi köle ti-
caretinden kaynaklanan dilekçeler özel bir yer tutmaktad›r – bu olgu ço¤u
Kafkasyal› grubun geleneksel toplumsal yap›s›nda var olmakla birlikte, Os-
manl› hukuk sistemiyle pek de uyuflmuyordu. Karmafl›k sorunlar bir yana, 19.
yüzy›lda Osmanl› toplumlunda bu konuyla karfl›laflt›¤›m›z için flunu da belirt-
meliyiz ki, Kuzey Kafkasyal›lar›n toplu göçünü takip eden ilk y›llarda ‹mpa-
ratorlu¤un pek çok bölgesinde bir taraftan daha yüksek s›n›flar›n mensupla-
r›n›n kendi halklar›ndan köleler, serfler ve hatta özgür insanlar› toplad›klar›,
di¤er taraftan da bu kiflilerin özgürlüklerini kazanmaya çal›flt›klar›na tan›k-
l›k edilmifltir; Bab›ali’nin “Çerkez kölecili¤inin” ortadan kald›r›lmas› için ald›-
¤› önlemlerin arka plan›nda da bu yatmaktad›r.35 Ne var ki, ayn› zamanda her
iki taraf da ihtilaf durumunda önce otoritelere baflvuruyordu. Bu nedenle,
1860-70’lerde resmi kurumlar hem köle statüsünden kiflilerden (geleneksel s›-
n›fland›rmaya göre) gördükleri kötü muameleden yak›nan flikâyetnameler,
hem de özgür do¤mufl kiflilerden zorla köle olarak al›konulduklar›na dair flikâ-
yetnameler al›yorlard›.36 Ayr›ca, kaçak ya da itaat etmeyen kölelerinin aran-
mas› ve cezaland›r›lmas›n› talep eden köle sahiplerinden de (soylular, ruhban
s›n›f›, köle tacirleri) say›s›z dilekçe geliyordu.37 Kuzey Kafkasyal›lar›n hukuk
anlay›fl› ile fieriat›n kölelik kurumunu yorumlay›fl› aras›ndaki farklar ve Ba-
b›ali’nin pratikte tüm s›n›flar›n haklar›n› koruma çabalar›, otoriteler için bu
tür sorunlar›n çözümünü oldukça güçlefltiriyordu ve muhtemelen de her bir
vakada özel durumlara ba¤l› olarak bir taraf›n lehine kararlar al›n›yordu.
‹ncelenen belgeler aras›nda göçmenlerin çeflitli davalar için verdikleri di-
lekçeler de – mal varl›¤› ve bireysel anlaflmazl›klardan, adi suçlarla ilgili ihti-
34 Örne¤in bkz.: BOA, A.MKT.DV, No 176/89 (21 Ca 1277); BOA, A.MKT.UM, No 524/62 (10 C 1278); BOA,
A.MKT.UM, No 556/81 (21 L 1278). Kuzey Kafkasyal› göçmen din adamlar›n›n temsilcilerinin di¤er dilekçeleri
ve yetkililerin cevaplar› için bkz.: BOA, A.DVN, No 158/27 (2 Ca 1277); BOA, A.DVN, No 184/35 (t.y.); BOA,
A.MKT.NZD, No 88/96 (29 Za 1269); BOA, A.MKT.NZD, No 379/61 (17 Ca 1278); BOA, A.MKT.MHM, No 508/11
(24 fi 1317).
35 Ayr›nt›lar için bkz.: E. R. Toledano, Osmanl› Köle Tiareti (1840-1890), ‹stanbul, 1994, ss. 127-154; Ö. fien,
“19. Yüzy›lda Osmanl› Devletindeki Köle Ticaretinde Kafkasya Göçmenlerinin Rolü”, Dünü ve Bugünüyle Top-
lum ve Ekonomi, No 6, 1994, ss. 175-180.
36 Örne¤in bkz.: BOA, A.MKT.DV, No 181/59 (19 B 1277) – ‹ki kölenin ev sahiplerinden kötü muamele görme-
si ve gelinlerinden ayr›lmamalar› için verdikleri dilekçe; BOA, A.MKT.DV, No 183/39 (9 fi 1277) – Köle olarak
sat›lan ye¤enin iadesi için dilekçe; BOA, Y.PRK.AZJ, No 2/60 (20 M 1296) – ailenin zorla köle olarak tutulma-
s›yla ilgili flikâyeti; BOA, Y.PRK.AZJ, No 41/3 (14 C 1318) – köle olarak sat›lan kad›n akrabalar›n iadesi için ta-
lep.
37 Örne¤in bkz.: BOA, A.DVN, No 153/15 (21 Za 1276) – Rus elçili¤ine s›¤›nan esir kad›n›n iadesi veya tazmi-
nat ödenmes talebi; BOA, A.DVN, No 178/20 (13 L 1278) – kaçak esirlerin mahkemeye getirilmesi talebi; BOA,
DH.MKT, No 1316/46 (9 Ra 1288) – kaçak esir kad›n›n iadesi veya tazminat ödenmesi talebi; BOA, DH.MKT,
No 1316/46 (9 Ra 1288) – Baflka bir sahibe kaçan kölelerin iadesi talebi.
417
kebikeç / 23 • 2007
laflara dek - önemli bir yer tutmaktad›r.38 Kuzey Kafkasyal›lar›n önemli bir
bölümünün, ülkeye yerlefltikleri ilk y›llardan itibaren, göçten önceki hukuk
anlay›fl›n›n geleneksel standartlar› ile düzenlenen sorunlar›n›n çözümü için
idari ya da yarg›sal Osmanl› kurumlar›na baflvurmufl olmalar› da dikkate de-
¤er bir olgudur. Hiç flüphe yok ki, bu bir dereceye kadar göçmenlerin resmi ku-
rumlara olan güvenine ve yeni devletlerinin birer vatandafl› haline gelme ga-
yelerine iflaret etmektedir.
Daha önce de belirtmifl oldu¤umuz gibi, Kuzey Kafkasyal›lar›n, yerleflme,
ikamet ve bireylerin, ailelerin ya da küçük topluluklar›n uyum sorunlar›n›n
çözümüne dair dilekçe ve baflvurular›n yan› s›ra, ‹mparatorlu¤un genelindeki
ya da büyük bölgelerindeki durumlar›na dair de Osmanl› yetkililerine baflvur-
du¤u durumlar olmufltur. Bugün elimizde bu türden yaln›zca birkaç kan›t var-
d›r.
Bunlardan en eskiler, Temmuz 1868’in bafllar›nda Sivas vilayetinde ikamet
etmekte olan üç yüzün üzerinde soylu, din adam› ve yafll› temsilcinin yapt›¤›
toplant›ya dair belgelerdir. Vilayet yönetiminin onay› üzerine, toplant› ad› ge-
çen mir-liva Musa Pafla (Kundukov) taraf›ndan düzenlenmifltir. Toplant›n›n
amac› Kuzey Kafkasyal› gruplarca ifllenen suçlar›n önüne geçmek için yöntem-
ler aramak ve sancaklar ile vilayetlerin otoritelerinin bafla ç›kmakta zorland›-
¤› kamu güvenli¤i sorununu gidermekti. Durumu tart›flan delegeler muhteme-
len Musa Pafla taraf›ndan tasarlanm›fl olan yasay› onaylad›lar. Yasa 15 mad-
deden olufluyordu ve suçla mücadele için, göçmenlerin yerleflkelerindeki muh-
tarlara ve kahyalara baflvurmalar›n› flart kofluyor; s›k› bir para cezas› sistemi
ve sakinlerin toplu sorumlulu¤unun teflvik edilmesini; göçmenlerin tam za-
manl› olarak yerel güvenlik kurumlar›na dahil olmalar› ve para cezalar› ile di-
¤er önlemlerle malzeme deste¤i için özel bir stok haz›rlanmas›n›; suçlular›n ai-
lelerinin uzak bölgelere gönderilmesini; Kuzey Kafkasyal›lar›n kamu alanla-
r›nda silah tafl›malar›n›n yasaklanmas›n› öneriyordu.39
Toplant›da kabul edilen genifl kapsaml› dilekçe, merkezi ve vilayet otorite-
lerinden, bölgede huzur ve güvenli¤i sa¤laman›n tek yolu olan bu yasay› aci-
38 En tipik örnekler için bkz.: BOA, A.MKT.DV, No 160/92 (22 Za 1276) – miras hakk› ile ilgili anlaflmazl›¤›n
çözülmesi talebi; BOA, A.MKT.MHM, No 238/89 (18 Za 1278) – akrabalar taraf›ndan haks›z ele geçirilen mülk
ve esir kad›n›n iadesi talebi; BOA, A.MKT.UM, No 478/18 (7 Z 1277); BOA, A.MKT.DV, No 220/25 (7 L 1278) –
köle sahipli¤i anlaflmazl›klar›n›n çözümü için talepler; BOA, DH.NKT, No 335/21 (21 M 1282) – sat›lan esir ka-
d›ndan do¤an alacak anlaflmazl›¤›n›n çözüm talebi; BOA, A.DVN. No 134/93 (14 S 1275) – nafaka ödenmesi ta-
lebi; BOA, DH.MKT, No 1558/53 (21 S 1306), aile içi mülkiyet anlaflmazl›klar›n›n çözülmesi ve nafaka ödenme-
si talebi; BOA, A.MKT.DV, No 185/30 (2 N 1277) – ödenmemifl kan bedelinin ödenmesi talebi; BOA, A.DVN, No
170/33 (17 Ra 1278) – akraba katillerinin cezai soruflturulmas› talebi; BOA, DH.MKT, No 1310/49 (18 Za 1286)
– tecavüzcüye yasal ceza verilmesi talebi; BOA, DH.MKT, No 1311/113 (16 Ca 1287) – akrabalar›n mülk ve ca-
n›na kast eden kiflinin cezaland›r›lmas› talebi.
39 BOA, ‹.MM, No 1481, LEF 3 (t.y.).
418
CHOCHIEV Kuzey Kafkas Göçmenlerinin Toplumsal Uyarlanmas›
419
kebikeç / 23 • 2007
420
CHOCHIEV Kuzey Kafkas Göçmenlerinin Toplumsal Uyarlanmas›
421
kebikeç / 23 • 2007
422
CHOCHIEV Kuzey Kafkas Göçmenlerinin Toplumsal Uyarlanmas›
46 Ayr›nt›lar için bkz.: E. R. Toledano, a.g.e., ss. 127-154; Ö. fien, a.g.e., ss. 175-180.
423
kebikeç / 23 • 2007
424
CHOCHIEV Kuzey Kafkas Göçmenlerinin Toplumsal Uyarlanmas›
ler ile yerli nüfus aras›ndaki dostluk ve güvenin güçlendirmesi” amac›yla gü-
vence vermeleri.47
Ele al›nan bu belge, göçmen soylular›n›n, Padiflah’›n nüfuz alan›nda yafla-
yan Kuzey Kafkasyal›lar›n sosyo-ekonomik uyum sürecinin yolunda gitmeme-
sinden ve ataerkil yaflam geleneklerinin yok olmas›ndan duyduklar› büyük en-
diflenin bir göstergesi olarak de¤erlendirilebilir, bu da geleneksel liderlerince
refahlar›na, cemaatleri içindeki ayr›cal›kl› konumlar›na ve Osmanl› otoritele-
ri nezdindeki itibarlar›na yönelik bir tehdit olarak alg›lan›yordu. Ne var ki, di-
lekçe sahiplerinin Bab›ali’yi göçmen cemaatlerinin arkaik iliflki biçimlerinin
korunmas› ve bu geleneklerin ortaya ç›kmakta olan temsili idari sistem ku-
rumlar›na sokulmas› gereklili¤ine ikna etme umutlar› bariz bir tarihi ayk›r›-
l›k içeriyordu. Ayn› zamanda, y›llarca öncesinde bile göçmenlerin yerel hükü-
met bünyelerinde yer almalar›, güvenlik güçlerine dahil edilmeleri, e¤itime
eriflimleri gibi talepler merkezi hükümet taraf›ndan hükümetin göçmenlere
karfl› izledi¤i politikan›n önemli birer ö¤esi olarak kabul görmüfltü48 ve yeni-
den söz konusu edilmeleri de yaln›zca uygulaman›n yavafl gerçekleflmesi ile
aç›klanabilirdi. Ne yaz›k ki, otoritelerin bu baflvuruya verdikleri cevaba dair
herhangi bir verimiz yoktur ve bu nedenle de “göçmen konusu” hakk›ndaki
resmi konuma ne ölçüde etki etti¤ini belirlememiz mümkün de¤ildir.
Göçmenlerin Osmanl›’ya yapt›klar› baflvurulara dair de¤erlendirmeyi ta-
mamlamak için, bir belgeye daha de¤inmeyi uygun buluyoruz: Kuzey Kafkas-
yal› soylular›ndan ‹smail Hakk› Kubatizade’nin “Bitlis, Van ve Erzurum vila-
yetlerinde yaflayan Çerkez, Çeçen ve Da¤s›tanl› liderlere” yazd›¤› ve her aç›-
dan ‹stanbul’un etkili çevrelerinde hofl karfl›lanan fiubat 1893 mektub.49 Mek-
tup, Do¤u Anadolu’da yerleflmifl olan göçmen liderlerinin, Kürtler ve Bedevi-
ler yan›nda Kuzey Kafkasyal›lar›n, o dönemde teflkilatlanmakta olan Hamidi-
ye süvari alaylar›na al›nmamalar›ndan duyduklar› endifleyle, padiflaha yapa-
caklar› baflvuru için haz›rl›klar›n dolayl› ipuçlar›n› içermektedir. Ayr›ca, Sivas
vilayetinde yerleflmifl olan göçmenler ad›na da benzer bir dilekçenin ilgili hü-
kümet yetkililerine gönderildi¤inden ve de¤erlendirilme aflamas›nda oldu¤un-
dan bahsetmektedir. Kubatizade’nin mektubunda kulland›¤› dil, Kafkas lider-
lerinin bak›fl aç›lar›n›n içerdi¤i temel savlara dair genel bir fikir vermektedir.
Özellikle de Kürtler ve Bedevilerle karfl›laflt›r›ld›¤›nda, Kuzey Kafkasyal›lar›n
Osmanl› Devleti’ne duyduklar› büyük ba¤l›l›k ifade edilmifl ve yi¤itlikte, cesa-
rette, askeri beceride, özellikle de binicilikte bu halklara nazaran çok daha ba-
425
kebikeç / 23 • 2007
426
CHOCHIEV Kuzey Kafkas Göçmenlerinin Toplumsal Uyarlanmas›
EKLER:
427
kebikeç / 23 • 2007
428
CHOCHIEV Kuzey Kafkas Göçmenlerinin Toplumsal Uyarlanmas›
429
kebikeç / 23 • 2007
430
CHOCHIEV Kuzey Kafkas Göçmenlerinin Toplumsal Uyarlanmas›
431
kebikeç / 23 • 2007
432
CHOCHIEV Kuzey Kafkas Göçmenlerinin Toplumsal Uyarlanmas›
433
kebikeç / 23 • 2007
434
CHOCHIEV Kuzey Kafkas Göçmenlerinin Toplumsal Uyarlanmas›
435
kebikeç / 23 • 2007
436
CHOCHIEV Kuzey Kafkas Göçmenlerinin Toplumsal Uyarlanmas›
437
kebikeç / 23 • 2007
438
CHOCHIEV Kuzey Kafkas Göçmenlerinin Toplumsal Uyarlanmas›
439
kebikeç / 23 • 2007
440
CHOCHIEV Kuzey Kafkas Göçmenlerinin Toplumsal Uyarlanmas›
441
kebikeç / 23 • 2007
442
CHOCHIEV Kuzey Kafkas Göçmenlerinin Toplumsal Uyarlanmas›
443
kebikeç / 23 • 2007
444
CHOCHIEV Kuzey Kafkas Göçmenlerinin Toplumsal Uyarlanmas›
445
kebikeç / 23 • 2007
446
CHOCHIEV Kuzey Kafkas Göçmenlerinin Toplumsal Uyarlanmas›
447
kebikeç / 23 • 2007
O makam-› ‘âlî-i mukaddese ifâde-i hal etmek bir tak›m flerâ’it ve kavâ‘id tah-
t›ndad›r ki herkes muvaffak olamaz. Muvaffak olmak eltâf-› ilâhiye ve takdîr-
i Hudâya vâbestedir.
Ne kadar hidmet etti¤imi biliyorsunuz. Hudâ bilir ki insâna ye’s geliyor
flimdi. Dost düflmâna karfl› husûsuyla Ermenîler ne kadar sevindiler! fiimdi de
sadâkat›ma karfl› hîç bir fleye muvaffak olamadan gidilirse fikirlerinde ne di-
yeceklerini tahattur ve mülâhaza ettikçe dünyâdan vâz geçmek ârzûsu hâs›l
oluyor. fiimdiye kadar ya ka’immakam silkine duhûle muvaffak olurum veyâ-
hûd zâdegâna lây›k olan bir me’mûriyyete nâ’il olurum ümidinde bulundu¤um
cihetle netîceye kadar iflimden bir fley’ yazmad›m. Hâlbuki Allah insaf versin
yâhûd Allah müstehaklar›n› versin evliyâ-› umûr öyle fley’lere ehemmiyyet
vermiyor. Herkes kendi râhat›yla mesgul olup bir fley’ vermeyecekler, çünki
esbâb›n› yukar›da zikr ettim. Bu def‘al›k kendi hâlimden bu kadar bahs etmek
kâfîdir. Gelecek hafta daha ziyâde tafsîlât vermek tabî‘îdir. Gelelim kavâ’id ve
menâfi‘-i ‘umûmiyyemiz bahsine. ‘Aflâ’ir-i Ekrâd ve ‘Urbân ‘asâkir-i cedîdesi
nas›l olur ve ne olaca¤› ve bizim ne yolda mu‘âmele ve hareket etmekli¤imiz
lâz›m gelece¤ini su’âl ediyorsunuz. Kürdler ve ‘Urbân ‘aflâ’iri hakikaten büyük
bir imtiyâza nâ’il oldular ve emr-i teflkîlâtlar› hitâm bulan alaylar›n ümerâs›-
n›n fermânlar› yaz›ld› ve kendilerine verilmek üzere oldu¤u muhakkakt›r. Ni-
zâmât›n› su’âl etmek fazlad›r. Çünki ta‘lîmâtlar› neflr olundu¤undan mütâla‘a
ediniz, tafsîlât›n› anlars›n›z. Ekrâd ve ‘Urbân›n nâ’il olduklar› imtiyâza Çerâ-
kisenin nâ’il olmamas› ne demek oldu¤unu tebeyyün ettiniz. Çerâkisenin de
‘asâkir-i Hamîdiyye alaylar›na kayd ü kabûlü zât-› hazret-i pâdiflâhînin âmâ-
linden idiyse de buna muhâlefet ve fliddetle i‘tirâz eden makam-› seraskerî ol-
du. fiöyle ki gûyâ Çerkeslerden al›nacak kur‘a efrâd›n› süvârî nizâmiyye alay-
lar›na kayd etmekte olduklar›ndan Çerkeslerin cündîlikte olan mahâretleri
sâyesinde dî¤er ‘asâkirin de süvârîlikte terakki etmifl ve etmekte bulunmufl ol-
duklar› cihetle bunlar›n Hamîdiyye alaylar›na kayd› câ’iz olamayacak ve bu-
na mümâsil birçok mütâla‘ât-› vâhiyyeden ‘ibâret imifl. fiimdi beyhûde muhâ-
berâtla vakit geçirmeye gelmez. Serî‘an ‘atebe-i hazret-i pâdiflâhîye ta‘rîf olun-
du¤u üzere telgrafla mürâca‘at ve istid‘â-› ma‘delet ediniz. Sivas ve sâ’ir ma-
hallerde olan Çerkesler ile muhâbere olunuyor. Sivas cihetinin istid‘âs› geldi
takdîm olundu. Netîcesi bekleniyor. fiâyed ‘adem-i kabûlü yoluna gidilecek
olursa yine durmayacaklard›r. Uzun uzad›ya sözler ne lâz›md›r. Bu ifli icrâ et-
mek da‘vâ ve mürâca‘at etmekle olur. Öyle vakit geçmek ve geçirmek câ’iz de-
¤ildir. Bu bâbda teflebbüsât› nizâmât-› Devlet-i ‘Âliyyeye tatbîk ve tevfîk-i ic-
râ etmeli. Zinhâr barbarl›k filan vuku‘a gelmemesine dikkat ediniz. Dâ’ire-i
itâ‘attan hîç bir vakit nükûl etmeyiniz. Fakat ittifâk ile te’sîr edecek sûrette
bilâ-te’hîr istid‘â ediniz. Yazaca¤›n›z istid‘â sûretlerini ilk posta ile bana yetifl-
448
CHOCHIEV Kuzey Kafkas Göçmenlerinin Toplumsal Uyarlanmas›
tiriniz ki buraca îcâb edenlere irâ’e edeyim de dî¤er Çerâkise de âna göre her
bir fley’e vâk›f olarak ifl ehemmiyyetini bulsun. Ne demek oluyor ki ‘Urbân ile
Kürdler imtiyâzâta nâ’il olsunlar ve Hamîdiyye alaylar› teflekkül etsin ve
ümerâ kâmilen def‘aten ka’immakam, kola¤as›, mülâz›m filan gibi rütbelere
nâ’il olsunlar da Çerkesler bir fley’ olmas›n. E¤er flecâ‘at ise Çerkesler her ‘aflî-
retten cesâretli ve flecî‘ ve daha ziyâde sâd›kt›r. Hidmetleri de her kavimden
ziyâdedir. Cündîlik diyorlar. ‘Acebâ cündîli¤e gelirse Çerkeslerle tekabül ede-
cek bir cündî kavim var m›d›r? Hâs›l-› kelâm cümle kavmimize ‘ay›bt›r ki
Kürdler ile ‘Urbân›n nâ’il olduklar› imtiyâza nâ’il olmayal›m. Buralar›n› ta‘rî-
fe lüzûm yok ise de söz sözü celb ediyor da uzan›yor. Zann ederim ki dâ’ire-i
itâ‘at ve îfâ-› s›dk ü sadâkat meziyât›n› Çerkesler kadar bilen yoktur. Öyle ol-
du¤u hâlde ne için Kürdler kadar bile olamas›nlar? Bitlis ve Van ve Erzurûm
vilâyetlerinde bulunan Çerkeslere oralardaki ‘aflâ’ir-i Ekrâd flimdiye kadar ne
nazarla bak›yorduysa flimdiden sonra o nazar bakmaz. Demek oluyor ki bizler
ânlardan alçak bir kavim ve ‘aflîret bulunuyoruz ve hem de do¤rusu budur ki
flimdiden sonra mâdem ki ânlar ‘asâkir-i Hamîdiyye oldular biz olamad›k içle-
rinde idâre dahi edemeyece¤iz. Ân›n için ve nâmûs için teflebbüsât›n›z› ta‘kib
etmeli. Do¤rusu size beyân edeyim ki e¤er bizim ‘aflâ’irimiz yan‘î Çerkesler de
emsâlleri misillü Hamîdiyye alaylar›na iltihâk etmezler ise ve bu cihetle nâ-
mûsumuz yerinde kalmaz ise nâmûssuzluk ile yaflamaktan ise yaflamamak
daha evvelâ oldu¤una hükm ederek yine Hudâ-negerde s›dk ü sadâkat-› Dev-
let-i ‘Âliyyeden ç›kmamak flart›yla ve fikriyle baflka sûretle vatan tedârüküne
mecbûr olaca¤›m. Mâdem ki Hamîdiyye alaylar›na iltihâk›n›z ve iltihâk›m›z
husûslar›ndaki müsted‘iyât›n›z› ta‘kib ve tervîc ettirmek için bizler gibi mü-
te‘ahhidleriniz vard›r ve edece¤iniz müsted‘iyât ise Devlet-i ‘Âliyyenin ‘aley-
hinde olmay›p lehindedir, zîrâ Çerkesler ‘asâkîr-i Hamîdiyye alaylar›na ilti-
hâk ederler ise hem devlete hay›rl›d›r ve hem de Çerkeslere hay›rl›d›r, art›k
bu bâbta ne için utanmal›? Evvelce yaz›ld›¤› üzere ta‘lîmâttan zerre kadar ay-
r›lmayarak serî‘an semere-i teflebbüsât›n›z› ve iflbu mektûbumun vüsûlüyle
yap›lacak mazbatan›z› bekliyoruz. Bâki Allah hâdim-i dîn-i mübîn ve hare-
meyn-i flerîfeyn olan pâdiflâh-› ‘âlem-penâh efendimiz hazretlerinin hidmetle-
rinden cümlemizi ay›rmas›n ve-s-selâm.
Fî 25 Kânûn-› sâni sene 308
Kubati-zâde ‹smâ‘îl, sâb›k Bitlis Reji müdîri
‹smâ‘îl Hakk› [mühür]
‹flbu mektûbu evvelce müsvedde yerinde b›rakmak niyyetinde tanzîm etti-
¤im hâlde sonra nas›lsa ‘aceleye tesâdüfle tebyîz edemeyip ‘aynen göndermek
üzere temhîr etti¤imden kusûruma bakmay›n›z.
[imzâ]
449
kebikeç / 23 • 2007
‹flbu ‘arz-› hâlin me’âli sâhib-i istid‘â Hâcî U¤urlu nâm kimesnenin Adana-
ya gönderilmifl olan familyas›n›n oran›n âb ü havâs›yla ‘adem-i imtizâc cihe-
tiyle Sivasa nakli ve terâkim etmifl olan yevmiyyelerinin i‘tâs› husûslar›ndan
‘ibâret bulunmufl ve merkum celb ile keyfiyyet lede-s-su’âl Adanada muhâcirî-
nin kesretinden ve âb ü havâs›yla ‘adem-i imtizâclar›ndan nâflî haylî nüfûs te-
lef olup birço¤u dahi Trabzon ve Sinob ve Anadolu taraflar›na çekilip gitmifl
olduklar›ndan bahsle kendisinin dahi Sivasa nakline müsâ‘ade buyurulmas›-
n› istid‘âya mecbûr olaca¤›n› ifâde etmifl olma¤la hakikat-› hâl Adana muta-
sarr›f› sa‘âdetlü pafladan isti‘lâm ile icrâ-› îcâb› mücerred re‘y-i ‘aliyye-i haz-
ret-i vekâletpenâhîlerine mütevakk›f olma¤›n ol bâbta emr ü fermân hazret-i
men-lehü’l-emrindir.
Fî 28 Rebî-ül-evvel sene 278
[mühür]
............... Fî selh-i Receb sene 278
450
CHOCHIEV Kuzey Kafkas Göçmenlerinin Toplumsal Uyarlanmas›
Muhâcirînden Hôca Sa‘îd ve Arslan’›n otuz iki hâneden ‘ibâret olan kabîle-
leriyle iskânlar›na karâr verilen Saruhan sanca¤›nda Güzelhisâr kazâs›n›n âb
ü havâs›yla imtizâc edemeyip telef olunmakta olduklar›ndan kendilerinin
Uzunyayla ve-yâhûd Erzurûm cânibine nakl ve iskânlar› husûsu istid‘â olun-
mufl ve sûret-i istid‘â mukarin-i s›hhat oldu¤u hâlde tebdîl-i meskenleri îcâb›-
451
kebikeç / 23 • 2007
452
CHOCHIEV Kuzey Kafkas Göçmenlerinin Toplumsal Uyarlanmas›
453
kebikeç / 23 • 2007
ma‘mûr olunmakta ise de birkaç sene fukarâya ruhsat olunup vakt-› zamân›y-
la hâne bafl›na ‘asâkir-i süvâr-› nizâma idhâli ile dîn-i Devlet-i ‘Aliyyeye bir
‘asâkir-i nizâm olunaca¤› husûsu vuku‘-› keyfiyyet-i hâli kazâ-› mezkûr hâkimi
taraf›ndan ledel-merhâle bir k›t‘a i‘lâm olunmufl olma¤la merâhim-i ‘âliyyeniz-
den mercûdur ki ‘arz-› hâlimden ve gerek ‘arza nazaran keyfiyyet-i hâl ma‘lûm-
› rahîmâneleri buyuruldukta Çorum sanca¤›nda Emlâk nâhiyesinde Kadîköyü
arâzîyle Karahisâr ve Demirli’de ve sâ’ir münâsib mahallerde kabâ’il-i Çerkes
ve Kabarta fukarâlar› iskân›na hâlâ Çorum sanca¤› mütesellimine hitâben bir
k›t‘a fermân ›sdâr› ve derd-i inhâf olunan kabâ’il-i mezkûrlar› bulunduklar›
mahalden cem‘i için kazâ-› mezkûr mütesellimlerine hitâben bir k›t‘a fermân
dahi ›sdâr› yed-i kullar›na i‘tâs› niyâz› bâb›nda bâki emr ü fermân devletlü ‘inâ-
yetlü merhametlü efendim sultan›m hazretlerinindir.
Bende Hatozuko¤lu Çolak Mehmed Bey, mîr-i kabâ’il-i mezkûr
454
CHOCHIEV Kuzey Kafkas Göçmenlerinin Toplumsal Uyarlanmas›
retlerine gece gündüz du‘âlar etmek üzere evvelbâharda mezkûr çölde iskân›-
m›z› efendimizden ricâ eyledi¤imizi mübeyyin flimdiden istid‘â-i çâkerânemi-
zin terkim ve takdîmine cesâret k›l›nd›. Fermân efendimizindir.
[Çeçen muhacirlerinin ileri gelenlerinden 27 kiflinin isim ve mühürleri var]
455
kebikeç / 23 • 2007
Özet: Kuzey Kafkasya halklar›ndan önemli miktarda insan 19. yüzy›l›n ikinci yar›s›n-
dan itibaren Osmanl› ülkesinde göç etmek zorunda kalm›fllar ve yeni yurtlar›nda iskân edil-
meleri için Osmanl› yetkililerden yard›m görmelerine karfl›n, ekonomik, sosyal, kültürel bir
çok sorun yaflam›fllard›r. Bu çal›flma, Osmanl› arflivlerindeki belgelerden hareketle Kuzey
Kafkasyal›lar›n bu sorunlar karfl›s›ndaki dilek ve istekleriyle Osmanl› yetkilileriyle iliflkile-
rini ve yerli toplumla bütünleflme sürecini incelemektedir.
Abstract: During the second half of the 19th century a great number of people of the
Northern Causasia were pushed to emmigrate to the lands of the Ottoman Empire. Despite
the fact that the Ottoman authorities helped these immigrants during their resettlement,
they faced many economic, social and cultural problems. Based on Ottoman archival mate-
rial, the present study examines the requests and claims of the North Caucasians towards
those problems that reveal certain aspects of their relations with the Otoman authorities
and the natives, providing insights into the process of their adaptation into their new envi-
ronment.
Keywords: North Caucasian peoples, Circassians, the Ottoman Empire, migration, sett-
lement, social adaptation.
456
kebikeç / 23 • 2007
Konstantinos SVOLOPOULOS
457
24. say›m›z›n dosya konusu
“Tar›m Tarihi”
Okurlar›m›zdan ve yazarlar›m›zdan
katk›lar›n› bekliyoruz.
YAZI KURALLARI
460