Aralık Sınavı Ders Notu

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 37

XX.

YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI DEVLETİ VE DÜNYA

I. DÜNYA SAVAŞI (1914-1918)


✓ 1914’te başlayıp 1918’e kadar süren I. Dünya Savaşı’na bütün devletler katılmamış olsa da etkisi
dünya genelinde hissedildiği için adı dünya savaşı olarak tarihe geçmiştir.
✓ Dört yıl boyunca devam eden I. Dünya Savaşı, dünya tarihinin o zamana dek gördüğü en büyük
savaş olmuştur.
✓ Savaşın en önemli nedenlerinden olan Fransız İhtilali (1789), tüm dünyada etkisini göstererek
birçok ulus üzerinde etkili olmuştur. Bu düşünceden etkilenen ulusların millî devlet kurma
düşünceleri doğrultusunda bağımsızlık savaşları başlamıştır.
✓ Diğer önemli neden ise sömürgecilik yarışıdır. Sanayi İnkılabı’nın ham madde ve pazar bulma
yarışı, sömürgeci devletler arasında büyük bir rekabet başlatmıştır.
✓ Devletler arasındaki mücadele, silahlanma yarışına ve bloklaşmaların çıkmasına neden
olmuştur.

Savaş Öncesinde Blokların Oluşması


✓ 19. yüzyıl sonlarında siyasi birliğini geç tamamlayan Almanya, geniş bir sömürge ağına sahip
İngiltere ile karşı karşıya gelmiştir.
✓ İngiltere ile Almanya arasındaki çıkar çatışması Avrupa'da, Almanya ve İngiltere'nin
önderliğinde bloklaşmaların oluşmasına neden olmuştur.
✓ 1882 yılında Almanya, Avusturya ve İtalya'yı da yanına alarak Üçlü İttifak'ı (Bağlaşma
Devletleri), Almanya'nın Avrupa'daki faaliyetlerini çıkarlarına ters bulan İngiltere de Fransa ve
Rusya'yı yanına çekerek Üçlü İtilaf'ı (Anlaşma Devletleri) oluşturmuştur (1907).

Savaşın Genel Nedenleri


o Milliyetçilik akımı
o Sömürgecilik yarışı
o Ham madde ve pazar arayışı
o Devletlerarası bloklaşma
o Silahlanma yarışı

Savaşın Özel Nedenleri


o Japonya’nın Uzak Doğu’da sömürgeler elde etmek istemesi
o Fransa’nın Sedan Savaşı’nda, Almanya’ya kaptırdığı kömür yatakları açısından zengin
olan Alsace Lorraine’i (Alsas Loren) geri almak istemesi
o Avusturya-Macaristan’ın kendisi için tehlike olarak gördüğü Sırbistan’ı ortadan kaldırıp
Doğu’ya doğru genişlemek ve Rusya’yı Balkanlar’dan uzaklaştırmak istemesi
o Rusya’nın Balkanlar’daki bütün Slavları kendi idaresinde birleştirme isteği
(Panislavizm politikası) ve sıcak denizlere ulaşma amacı
o Almanya ve İtalya’nın siyasi birliklerini tamamlaması ve sömürgecilik rekabetine
katılmaları
o İngiltere ve Almanya arasındaki siyasal ve ekonomik rekabet
o İtalya’nın Akdeniz ve çevresinde yeni sömürgeler ele geçirmek istemesi

OSMAN EMİR 13
XX. YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI DEVLETİ VE DÜNYA

Savaşın Başlaması
✓ Yaşanan pek çok gelişmelerin ardından İttifak ve İtilaf devletlerinin aralarında bir savaşın başlaması
için küçük bir kıvılcım yeterliydi.
✓ 28 Haziran 1914’te Avusturya-Macaristan Veliahtı Franz Ferdinand (Franz Ferdinand) ve eşi, bir
Sırp milliyetçisi tarafından suikast sonucu öldürüldü. Bu olay, İttifak ve İtilaf devletlerini savaşa
sürükledi. 28 Temmuz 1914’te Avusturya-Macaristan, Sırbistan’a savaş ilan etti.
✓ Almanya, Avusturya-Macaristan’ın yanında yer alarak savaşa katıldı. Rusya ise Sırbistan’ın
tarafında yer aldı.
✓ Almanya’nın Fransa ve Belçika’ya saldırması üzerine, İngiltere harekete geçerek Almanya’ya
savaş açtı.
✓ Avrupa’da savaşın başlamasıyla birlikte Japonya da Asya’daki yayılmasını hızlandırmak için,
İngiltere’nin yanında yer alarak Almanya’ya savaş ilan etti. Japonya, kısa bir süre içinde Asya ve
Büyük Okyanus’taki sömürgeleri ele geçirerek amacına ulaşmış oldu.
✓ Savaş başladığında İtalya tarafsızlığını ilan etmişti. Ancak Almanya ve Avusturya-Macaristan’la
yaptığı ittifak antlaşmasına uymayarak 1915’te taraf değiştirip kendisine toprak vadeden İtilaf
Devletleri’nin yanında savaşa katıldı.
✓ İtalya, 20 Mayıs 1915’te Avusturya-Macaristan’a, kısa bir süre sonra da Almanya’ya ve Osmanlı
Devleti’ne savaş ilan etti.
✓ Çanakkale Muharebeleri’nden sonra Bulgaristan, İttifak Devletleri’nin yanında savaşa katıldı.
Bulgaristan, İkinci Balkan Savaşı’nda kaybettiği toprakları Romanya, Sırbistan ve
Yunanistan’dan geri almayı hedeflemekteydi.

İtilaf ve İttifak Devletleri


o Savaş Başlamadan Önce İtilaf Devletleri: İngiltere, Fransa, Rusya
o Savaş Başladıktan Sonra İtilaf Devletleri: İngiltere, Fransa, Rusya, İtalya, Sırbistan, ABD
Romanya, Japonya, Yunanistan

o Savaş Başlamadan Önce İttifak Devletler: Almanya, İtalya Avusturya-Macaristan


o Savaş Başladıktan Sonra İttifak Devletler: Almanya, Avusturya-Macaristan, Osmanlı,
Bulgaristan

I. Dünya Savaşı ve Osmanlı Devleti


✓ I. Dünya Savaşı başladığında tarafsız olan Osmanlı Devleti, böyle bir savaşta yalnız kalmamak
için ittifak girişimlerinde bulundu. İtilaf Devletleri’nin yanında yer almayı hedefleyen Osmanlı
Devleti’nin talebi reddedildi.
✓ İtilaf Devletleri, Osmanlı topraklarını aralarında paylaşmayı amaçladıkları için Osmanlı
Devleti’nin savaşa katılmayıp tarafsız kalmasından yanaydı.
✓ Osmanlı Devleti tarafsız kalırsa İngiltere ve Fransa, müttefikleri olan Rusya’ya yardım edebilmek
için Boğazlardan serbestçe geçebileceklerdi.
✓ Osmanlı Devleti tarafsız kalması karşılığında; kapitülasyonların kaldırılması, Ege Adaları’nın
kendisine verilmesi, Mısır meselesinin çözümü gibi isteklerde bulundu. Fakat İngiltere ve Fransa
bu isteklere olumlu yanıt vermediler.
✓ Osmanlı Devleti, İtilaf Devletleri’ne yaptığı ittifak önerisinin reddedilmesi üzerine Almanya’ya
yakınlaştı. Ülke yönetimini elinde bulunduran İttihat ve Terakki yöneticileri (Enver, Talat ve
Cemal Paşalar) Almanların savaşı kazanacağına kesin gözüyle bakıyorlardı.

OSMAN EMİR 14
XX. YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI DEVLETİ VE DÜNYA

Osmanlı Devleti’nin, Almanya’nın Yanında Savaşa Girme Sebepleri:


o Son dönemlerde Balkanlarda, Kuzey Afrika, Doğu Anadolu’da kaybedilen yerleri geri
almak,
o Kapitülasyonlardan ve borçlardan kurtulmak,
o Siyasî yalnızlıktan kurtulmak,
o Türk dünyasını bir bayrak altında toplamak (Turancılık) idealini gerçekleştirmek
sayılabilir.

Almanya, Osmanlı Devleti’ni kendi yanında savaşa sokmak istemesinin nedenleri:


o Yeni cepheler açılmasını sağlayarak savaşı daha geniş bir alana yaymak ve böylece savaş
yükünü hafifletmek,
o Halifeliğin Müslümanlar üzerindeki nüfuzundan faydalanmak,
o İngiltere’nin sömürgeleriyle bağlantısını engellemek,
o Osmanlı’nın ham madde ve insan gücünden faydalanmak,
o Rusya’nın müttefikleriyle bağlantısını kesmek,
o Musul ve Kerkük petrollerinden faydalanmak sayılabilir.

Osmanlı Devleti’nin Savaşa Girmesi


✓ İttihat ve Terakki Cemiyeti üyeleri ile Alman yetkililer arasında Ağustos 1914’te imzalanan
gizli antlaşma ile Osmanlı Devleti İttifak devletlerinin safına savaşa girmeyi taahhüt etmiştir.
✓ Akdeniz’de bulunan Almanların iki savaş gemisi olan Goeben (Goben) ve Breslau (Brislav),
İngiliz donanmasından kaçarak Çanakkale’ye sığınmaları, Osmanlı Devleti’nin savaşa
girmesine yol açan olayların başlangıcı oldu.
✓ Osmanlı Devleti’nin, tarafsız bir devlet olarak, gemilerin silahlarını sökmesi ve personelini de
tutuklaması gerekiyordu. Fakat Osmanlı Devleti, bu gemileri satın aldığını açıkladı ve Goeben’e
Yavuz, Breslau’a da Midilli adını verip gemilere Türk bayrağını çekti.
✓ Geminin idaresi Alman mürettebata bırakılmış ve tatbikat amaçlı olarak Karadeniz’e açılmaları
istenmiştir. Karadeniz’e açılan bu gemiler, Rusya’nın Kefe, Sivastopol, Odesa gibi limanlarını
top ateşine tuttu (29 Ekim 1914). Sonrasında ise Rusya Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etmiştir.
✓ İttihat ve Terakki’nin bilgisi dâhilinde gelişen ve Almanya’nın uyguladığı bu planla Osmanlı
Devleti, oldubittiyle savaşa dâhil oldu.
✓ İngiltere ve Fransa, müttefikleri Rusya’nın yanında yer alarak Osmanlı Devleti’ne savaş ilan
etti. 1 Kasım 1914.
✓ Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşı’na girerken sömürge elde etme amacı gütmemiştir.
✓ V. Mehmet Reşad, halife sıfatıyla "Kutsal Cihat" ilan etti; Müslümanları İngiltere, Fransa ve
Rusya’ya karşı savaşa çağırdı. Fakat olumlu bir karşılık alınamadı.
✓ Osmanlının savaşa girmesiyle İngiltere daha önce üs olarak kullandığı Kıbrıs’ı işgal ettiğini
açıkladı.

OSMAN EMİR 15
XX. YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI DEVLETİ VE DÜNYA

Cephelerde Osmanlı Devleti


✓ I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti; Taarruz, Savunma ve Yardım amaçlı açılan cephelerde
mücadele etmiştir.

o Taarruz Cepheleri: Kafkas Cephesi Kanal Cephesi


o Savunma Cepheleri: Çanakkale Cephesi Suriye-Filistin Cephesi Hicaz-Yemen Cephesi
Irak Cephesi
o Kendi Sınırlarımız Dışında Açılan Yardım Cepheleri: Galiçya Cephesi Makedonya
Cephesi Romanya Cephesi

Kafkas Cephesi
✓ Osmanlı Devleti ilk olarak Doğu Anadolu’da, Kafkas Cephesi’nde, Ruslara karşı savaştı.

Kafkas Cephesi’nin açılmasında;


o Almanların en büyük hedefi Bakü petrollerini ele geçirmek,
o Kars, Ardahan ve Batum bölgesini yeniden topraklarına katmak,
o Kafkasya üzerinden Orta Asya Türklerini, Turancılık fikri merkezinde Osmanlı ile
birleştirmek,
o İran ve Afganistan üzerinden Hindistan’a ulaşarak İngiltere’nin Hindistan bağını kesmek,
o Rusya’nın güneye ilerleyişini durdurmak, gibi amaçlar etkili olmuştur.

✓ Enver Paşa, 22 Aralık 1914’te Sarıkamış Harekâtı’nı başlattı. Enver Paşa komutasındaki Türk
kuvvetleri, Ruslara karşı taarruza geçti.
✓ Allahuekber Dağları’nı aşmaya çalışan binlerce Türk askeri, ağır kış koşulları ve salgın
hastalıklar nedeniyle düşmanla henüz savaşamadan şehit oldu.
✓ Osmanlı ordusunun yaşadığı bu felaketten sonra Ruslar, Ermenilerin de desteğini alarak Van,
Muş, Bitlis, Erzincan ve Trabzon’u ele geçirdi.
✓ Çanakkale zaferinden sonra 1916’da Kafkas Cephesi’ne atanan Mustafa Kemal, Ruslara karşı
başarılı bir şekilde mücadele edip Muş ve Bitlis’i düşman işgalinden kurtardı.
✓ Cephede savaşlar devam ederken Rusya’da Bolşevik İhtilali çıktı (Ekim 1917). Osmanlı Devleti
ile Erzincan Ateşkes Antlaşması’nı imzalamıştır.
✓ Çarlık rejimi yıkılıp yerine kurulan Sovyet Rusya, savaşa devam etmedi ve Brest Litowsk
Antlaşması ile savaştan çekildi. (3 Mart 1918)
✓ Antlaşmaya sonucu; Sovyet Rusya 1878 Berlin Antlaşmasıyla almış olduğu Kars, Ardahan ve
Batum’u (Elviye-i Selase) Osmanlı Devleti’ne geri verdi.
✓ Rusya I. Dünya Savaşı’ndan çekilmiştir. (Gizli antlaşmaları açıklamıştır.)
✓ Kafkas (Doğu) Cephesi, Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’nda toprak kazandığı tek cephedir.

OSMAN EMİR 16
XX. YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI DEVLETİ VE DÜNYA

1915 Olayları
✓ Osmanlı Devleti’ni paylaşma planı yapan Rusya, İngiltere ve Fransa; Ermenileri kışkırtarak
Doğu Anadolu’da bağımsız bir devlet kurmaları için onları harekete geçirdi.
✓ I. Dünya Savaşı’nda, Kafkas Cephesi’nde, Osmanlı ordusu Ruslara karşı çok zor koşullar altında
mücadele etmeye çalışırken, bazı Ermeniler de çeteler oluşturarak devlete karşı ayaklandılar. Bu
gelişmeler Rus ordusunun da ilerlemesini kolaylaştırdı.
✓ Hınçak ve Taşnak komiteleri öncülüğünde kurulan Ermeni çeteleri; Van, Erzurum, Bitlis,
Diyarbakır, Elâzığ gibi Anadolu’nun birçok yerinde Müslüman halka yönelik katliamlar
yaptılar.
✓ Osmanlı Devleti, Kafkas Cephesi’nde Ruslara, Çanakkale Cephesi’nde İngiliz ve Fransızlara karşı
savaşırken, aynı anda Ermeni çetelerinin de içerideki saldırıları karşısında zor durumda kaldı.
✓ Ruslar, silahlandırdıkları Ermenilerin, Osmanlı topraklarında yaptıkları katliam ve
saldırılarından yararlanıp Doğu Anadolu içlerine kadar ilerledi.
✓ Ermenilerin yaptıkları saldırı ve katliamlar karşısında Osmanlı Devleti, birtakım tedbirler almak
zorunda kaldı.
✓ Osmanlı Dâhiliye Nezaretinin, 24 Nisan 1915’te yayınladığı bir genelgeyle Hınçak ve Taşnak
komite büroları kapatıldı ve bu komitelerin üyeleri de tutuklandı.
✓ Ermenilerin, 1915 olaylarının yıl dönümü olarak her yıl andıkları “24 Nisan” bu genelgenin
yayınlandığı tarihi işaret eder. Osmanlı Devleti’nin bu genelge ile yaptığı tutuklamaları, Ermeniler
katliam olarak göstermeye çalışmaktadırlar.
✓ Osmanlı Devleti, insanları katleden Ermeni çetelerini yakalayıp halkın huzurunu sağlamaya
çalışmaktan başka bir şey yapmamıştır.
✓ Alınan bütün tedbirlere rağmen Ermenilerin saldırı ve katliamları artarak devam etti. Ermeniler,
başka bölgelerde de isyan çıkardılar.
✓ Bunun üzerine hem iç güvenliği sağlamak hem de cephelerde Türk askerinin güvenliğini artırmak
için, 27 Mayıs 1915’te Sevk ve İskân (Tehcir ya da Zorunlu Göç) Kanunu çıkarıldı.
✓ Bu kanunla Ermeniler arasından Ruslarla iş birliği içinde olanlar, çeteciler ve isyan hareketine
karışanlar zorunlu olarak göçe tabi tutuldu.
✓ Göç ettirilenler Osmanlı sınırları içerisindeki başka bölgelere yerleştirildiler. Osmanlı Devleti
yer değiştirme uygulamasına tabi tuttuğu Ermenilerle ilgili gerekli tedbirleri aldı. Ermenilerin
mallarının, canlarının korunması, yol buyunca ihtiyaçlarının karşılanması için memurlar
görevlendirdi.
✓ Göç ettirilen Ermenilerin, taşınabilir mallarını ve eşyalarını yanlarına almalarına izin verildi.
Taşınmaz malları ise hükûmet tarafından açık artırmayla satılıp bedeli kendilerine verildi.
✓ Osmanlı Devleti, göç ettirilen Ermenilerin yerleştirilecekleri yerlerde de eski düzenlerini
kurmaları için gerekli tedbirleri aldı.
✓ Göç işlemleri için komisyonlar kuruldu. Göç esnasında Ermenilere karşı saldırı düzenleyen bazı
saldırganlar da yakalanarak Divan-ı Harpte yargılandı.
✓ Osmanlı Devleti’nin aldığı bütün tedbirlere rağmen; ulaşım güçlüğü, olumsuz hava koşulları ve
salgın hastalıklar gibi nedenlerle tehcir sırasında hayatını kaybeden Ermeniler de olmuştur.
✓ Ermeniler ve onları destekleyenler; yaşanan süreçte 1 milyon 500 bin Ermeni’nin hayatını
kaybettiğini iddia etmektedirler.
✓ Oysaki Osmanlı Devleti’nin toplam nüfusu içinde bile o kadar Ermeni yoktu. Çeşitli yerli ve yabancı
kaynakların verdikleri bilgilere göre 1914’te Türkiye’deki Ermeni nüfusunun toplamı 1 milyon 300
bin civarındaydı.
✓ Ermeni kayıplarının iddia edilen sayılarda olması asla mümkün değildir. Osmanlı Devleti’nin
Ermenilere yönelik bir soykırım düşüncesi olsaydı; göç esnasında ve sonrasında bu kadar önlem
alması da söz konusu olmazdı.

OSMAN EMİR 17
XX. YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI DEVLETİ VE DÜNYA

✓ Ermenilerin soykırıma uğradığını iddia edenlerin tam tersine, Ermeni çeteleri yüz binlerce
Türk’ü katletmiştir.
✓ Osmanlı Devleti, I. Dünya Savaşı sona erince, 31 Aralık 1918’de Geri Dönüş Kararnamesi
yayınladı. Göçe tabi tutulan Ermenilerden isteyenler geri dönmüş, mal ve mülklerini de geri
almışlardır.
✓ Ermeni sorunu olarak bilinen bu asılsız iddialar, çıkar çevreleri tarafından sürekli gündemde
tutulmaktadır.
✓ 1917 yılında Rusya’da yaşanan Bolşevik devrimi ile Çarlık rejiminin yıkılmasının ardından Rus
Kafkas Ordusu dağıldı. Rus birlikleri bölgeden ayrılırken silahlarını Ermeni ve Gürcülere
bırakarak Osmanlı ile mücadeleyi onlara devretti.
✓ Rus ordusundan kalan 120.000 kadar Ermeni asker ile bölgedeki Ermeni çeteleri güçlerini
birleştirerek Kafkasya’da yeni kurulan Ermeni ordusunu oluşturdular.
✓ Bolşeviklerden de destek gördüler. Amaçları Kafkasya ve Doğu Anadolu’da Rusya’ya bağlı
Büyük Ermenistan Devleti’ni kurmaktı.
✓ Bölgeden Rusların çekilmesiyle birlikte Ermeni ve Gürcü çeteleri Müslüman ve Türklere karşı
katliamlara başladı. Bunun üzerine Azerbaycan Türkleri, Osmanlı Devleti’ne bir heyet göndererek
yardım istediler.
✓ İstanbul Hükûmeti, Nuri (Killigil) Paşa’nın komutanlığında, Azerbaycan Türkleri ve Kuzey
Kafkasya Cumhuriyeti vatandaşı Dağıstanlı gönüllülerden oluşan bir Kafkas İslam Ordusu kurdu.
✓ Kafkas İslam Ordusu’yla Bolşevik ve Ermeni Taşnak birlikleri arasında önemli muharebeler
yaşandı.
✓ Bakü şehrini Türklere vermek istemeyen Bolşevik, Taşnak ve İngiliz birlikleri direnişe başladı. Ama
15 Eylül 1918’de, Kafkas İslâm Ordusu Halil (Kut) Paşa komutasında Bakü’ye girdi. Bu
harekât boyunca Türk ordusu, Azerbaycan’ı kurtarmak için 1130 şehit verdi.

Kanal Cephesi
✓ Almanya’nın isteği ile Osmanlı Devleti tarafından İngilizlere karşı açılan taarruz cephesidir.
✓ Amaç, Süveyş Kanalı’nı ele geçirerek İngiltere’nin sömürgeleriyle bağlantısını keserek insan ve
ham madde sağlamasını önlemekti.
✓ Osmanlı Devleti, Mısır’ı da geri almayı amaçlamaktaydı.
✓ Bahriye Nazırı Cemal Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu 1915’te taarruza geçti.
✓ Sina Çölü’nü aşmayı başaran Osmanlı kuvvetleri, Süveyş Kanalı’na saldırdı.
✓ Fakat İngilizler karşısında başarısız olan Osmanlı kuvvetleri geri çekildi.
✓ 1916’da ikinci bir taarruza geçildiyse de başarılı olunamadı.
✓ İngiltere 1917’de saldırıya geçip Sina Yarımadası’nı alarak Suriye’ye kadar ilerledi.
✓ Bu cepheye Mısır-Süveyş cephesi de denilmektedir.

OSMAN EMİR 18
XX. YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI DEVLETİ VE DÜNYA

Çanakkale Cephesi
✓ I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin en büyük mücadeleyi verdiği en ağır kayıplara maruz
kaldığı cephedir.
✓ İtilaf devletleri tarafından açılan bu cephede İngiliz ve Fransız ortak donanması görev yapmıştır.
Bu birlikler içerisinde Hindistan’dan gelen Müslümanlar ile Anzak askerleri de görev yapmıştır.
o Anzak askeri birlikleri İngiltere tarafından kurulan Avusturalya-Yeni Zelanda
kolordusunu ifade etmektedir.

İtilaf Devletleri’nin Çanakkale Cephesi’ni açmasındaki amaçları;


✓ İstanbul ve Boğazları ele geçirip Osmanlı’yı savaş dışı bırakmak, müttefikleri olan Rusya’ya
gerekli askerî ve ekonomik yardımları yapmak, Rusya’nın buğdayından faydalanmak ve bu
cephede kazanılacak başarıyla birlikte hâlâ tarafsız olan Balkan Devletleri’ni kendi yanlarında
savaşa çekmekti.
✓ Dolayısıyla Çanakkale Muharebeleri hem savaşın gidişatı hem de Osmanlı Devleti açısından
çok önemli bir yere sahipti.

Deniz Savaşları
✓ İtilaf Devletleri, Çanakkale’yi önce denizden geçmeyi denediler.
✓ İngiltere ve Fransa donanmalarından oluşan büyük bir filo, 19 Şubat 1915’te Kumkale ve
Seddülbahir tabyalarını bombalamaya başladı.
✓ Çok şiddetli olan bombardıman yaklaşık bir ay kadar devam etti.
✓ 18 Mart 1915’te İtilaf donanması, Çanakkale Boğazı’nı geçmek için harekete geçti. Ancak bir gece
öncesinden Nusret Mayın Gemisi ile Boğaz’a döşenen mayınlar ve kahraman Türk topçusunun
başarısı sayesinde İtilaf donanması büyük kayıplar vererek geri çekilmek zorunda kaldı.
✓ “18 Mart Kahramanı” olarak anılan Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanı Tümgeneral
Cevat Çobanlı ’nın bu zaferde büyük katkısı vardır.
✓ İtilaf Devletleri’nin beklenmeyen bu başarısızlığı bütün dünyada büyük bir yankı uyandırdı.

Kara Savaşları
✓ Deniz yolu ile Çanakkale’yi geçemeyeceklerini anlayan İtilaf Devletleri, Gelibolu Yarımadası’na
asker çıkardılar.
✓ 25 Nisan 1915’te General Hamilton komutasında çoğunluğu Anzaklardan oluşan İtilaf ordusu,
Seddülbahir, Kumkale ve Arıburnu’na çıkarma harekâtı düzenledi.
✓ 19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal ve emrindeki Türk ordusu; Anafartalar,
Conkbayırı, Arıburnu ve Kireçtepe’de düşmana geçit vermediler.
✓ Deniz savaşlarında aldıkları yenilgiden sonra karada zafer kazanarak hedeflerine ulaşmayı
planlayan İngiltere ve Fransa, Türk askerinin kahramanca mücadele ederek yazdığı destan
karşısında bir kez daha ummadıkları bir yenilgiyle karşılaştılar.
✓ Çanakkale’de kara savaşlarında da başarılı olamayan İtilaf kuvvetleri, Ocak 1916’da Gelibolu’yu
boşalttılar. Böylece İstanbul kurtarılmış ve Çanakkale’nin geçilemeyeceği bütün dünya
tarafından görülmüş oldu.
✓ I. Dünya Savaşı süresince Osmanlı Devleti’nin zafer kazandığı tek cephe Çanakkale Cephesi’dir.
✓ Çanakkale Muharebeleri’nin kazanılmasında Seyit Onbaşı’nın kahramanlığı, Nusret Mayın
Gemisi komutanı Yüzbaşı İsmail Hakkı’nın özverisi, 57. Alay’ın fedakârlığı büyük rol oynadı.

OSMAN EMİR 19
XX. YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI DEVLETİ VE DÜNYA

Çanakkale Muharebeleri’ni Osmanlı’nın kazanmasıyla;


✓ I. Dünya Savaşı’nın süresi de uzadı.
✓ Bulgaristan, İttifak Devletleri’nin yanında savaşa katıldı. Böylece Almanya ile Osmanlı Devleti
arasında kara bağlantısı sağlandı.
✓ Müttefiklerin yardım götüremediği Rusya’da Bolşevik İhtilali çıktı. Rusya’daki Çarlık rejimi
yıkıldı. Bolşevik İhtilali’nin ardından Rusya savaştan çekildi.
✓ “Anafartalar Kahramanı” olarak tanınan Mustafa Kemal’in bu cephedeki başarısı, Millî
Mücadele’nin de lideri olmasında etkili oldu.
✓ Osmanlı Devleti’nin Çanakkale’deki kayıplarının büyük çoğunluğu, eğitim seviyesi yüksek
insanlardı. Bu yüzden Cumhuriyet’in ilk yıllarında pek çok alanda yetişmiş kişi bulma sıkıntısı
yaşanmıştır.

Hicaz-Yemen Cephesi
✓ İngiltere, Mac Mahon (Mak Mahon) Planı ile Mekke Emiri Şerif Hüseyin’e bağımsızlık
vadetmişti. Böylece İngilizlerin desteğini sağlayan bazı Arap kabileleri, Osmanlı egemenliğine
karşı ayaklandılar.
✓ Osmanlı kuvvetleri kutsal yerleri korumak için İngiltere ve Mekke Emiri Şerif Hüseyin’e karşı
savaştı.
✓ Özellikle Medine’yi Fahrettin Paşa komutasındaki Türk askeri olağanüstü bir şekilde müdafaa
etti.
✓ İngiliz casus Thomes Edward Lawrence (Tomas Edvırd Lovrıns), Arapları Türklere karşı sürekli
kışkırtarak, bazı Arap kabilelerinin İngilizlerin yanında yer almasını sağlamıştı.
✓ Lawrence, Medine’yi Suriye’ye bağlayan demir yollarını tahrip ettirerek kullanılmaz hâle getirtti.
Fahreddin Paşa’nın savunduğu Medine dışındaki hemen bütün büyük merkezler âsilerin eline
geçti.
✓ Bu sırada Kanal Harekâtı bütün şiddetiyle devam ettiğinden Hicaz’a asker gönderilemiyordu.
✓ Fahreddin Paşa elinde bulunan son derece kısıtlı imkânlarla, az sayıda kuvvetle çölün ortasında
yiyecek, hastalık gibi pek çok sıkıntılarla Medine’yi iki yıl yedi ay boyunca müdafaa etti.
✓ Fahreddin Paşa, herhangi bir yağmaya karşı Medine’de Hz. Peygamber’in mezarında bulunan
mukaddes emanetlerin İstanbul’a naklettirdi.
✓ İngilizler tarafından “Türk kaplanı” diye adlandırılan Fahreddin Paşa 27 Ocak’ta savaş esiri olarak
Mısır’a gönderildi. 5 Ağustos’ta Malta’ya sürgün edildi.
✓ Mondros Ateşkes Anlaşması imzalanmasına rağmen Fahrettin Paşa uzun süre teslim olmayıp
direnişini sürdürdü. Savaşın sonunda Osmanlı Devleti bu topraklardan çekilmek zorunda kaldı.
✓ Böylece Medine'de 400 seneden beri süren Türk hakimiyeti sona erdi.
✓ V. Mehmet Reşad’ın halife sıfatıyla yaptığı cihat çağrısı, Araplar üzerinde istenilen etkiyi
göstermedi. Bu durum İslamcılık (Ümmetçilik) politikasının etkisini kaybettiğini göstermiştir.

OSMAN EMİR 20
XX. YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI DEVLETİ VE DÜNYA

Irak Cephesi
✓ Cephe İngiltere tarafından açılmıştır. Orta Doğu petrollerini kontrol altında tutmak ve
Kafkaslar’da Ruslarla birleşmek İngiltere’nin hedefleri arasında yer alıyordu.
✓ Böylece, Türk kuvvetlerinin İran’a girip İngiliz sömürgesi olan Hindistan’ı tehdit etmesini de
önlemek istiyordu.
✓ İngilizler 1915 Eylül’ünde Bağdat’ın 160 kilometre güneyindeki Kut’ül Amâre’ye kadar ilerleyip
burayı ele geçirdiler.
✓ Fakat Türk kuvvetleri, Selman-ı Pak Muharebesi’nde büyük bir başarı gösterip Kut’ül Amâre’deki
İngiliz kuvvetlerini kuşattı.
✓ Aldıkları desteğe rağmen üst üste mağlup olan İngiliz kuvvetleri, Türk kuşatmasını kıramadı. İngiliz
kuvvetleri 29 Nisan 1916’da Halil Paşa komutasındaki Türk kuvvetlerine teslim oldu.
✓ Kut’ül Amâre’deki 13 general, 481 subay ve 13300 erden oluşan İngiliz birliği 4 ay 23 gün süren
Kut kuşatmasından sonra Osmanlı’ya teslim olmuştu.
✓ Böylece Osmanlı Devleti, Çanakkale’den sonra Irak’ta da İngilizlere karşı önemli bir zafer
kazandı.
✓ Savaşın son yılında Bağdat’a kadar olan bölgeyi ele geçiren İngiliz kuvvetleri, Mondros Ateşkes
Anlasması’nın imzalanmasından sonra da Musul’u işgal ettiler.
Kut Zaferi’nden Sonra Halil Paşa’nın Askerlerine Hitabı
Orduma! Arslanlar! Bugün Türklere şeref şan, İngilizlere kara meydan olan şu kızgın
toprakların güneşli havasında, şehitlerimizin ruhları şad ve handan uçuşuyorlar.
Hepinizin pak alınlarından öperek, hepinizi tebrik ederim. Bize 200 yıldan beri
tarihimizde okunmayan bir vakayı kaydettiren Allah’a hamd ve şükürler olsun. Al lah’ın
azametine bakınız ki 1500 senelik İngiliz tarihine böyle bir vakayı, ilk defa sizin
süngülerinizle yazdırdı. Ordum, gerek Kut karşısında, gerekse Kut’u kurtarmak isteyenler
karşısında, 300’den fazla zabiti ile 10 binlerini şehit veya yaralı verdi. F akat buna
karşılık İngiliz ordusundan bugün burada, 5 general, 481 subay, 13 bin 300 eri esir aldı.
Bunları kurtarmaya gelen İngiliz ordusunun ise bugüne kadar zayiatı 30 bin kişidir, Türk
sebatının, İngiliz inadını kırdığı bu harpte, birinci vaka Çanakkal e’de ikinci vaka da
burada geçti. Bu güne ‘Kut Bayramı’ adını veriyorum. Ordumun her ferdi, her yıl bu günü
kutlarken, şehitlerimize ‘Yasin’ler, ‘Tebareke’ler,’ ‘Fatiha’lar okunsun… Altıncı Ordu
Komutanı Mirliva (Tuğgeneral) Halil

Suriye-Filistin Cephesi
✓ Kanal Cephesi'nde alınan yenilgi üzerine Osmanlı birliklerinin kuzeye çekilmesiyle oluşan
cephedir. Osmanlı Devleti’nin Kanal Harekâtı’nda yenilip geri çekilmesi üzerine, İngiltere
büyük bir karşı saldırı başlattı.
✓ Gazze Savaşları’nda büyük başarılar gösterilmesine rağmen savaşın ilerleyen yıllarında bazı Arap
kabilelerinin de desteğini alan İngilizler savaşta başarılı olmuştur.
✓ İngilizler, Kudüs ve Filistin’i işgal etti. Kısa bir süre sonra da İngiliz kuvvetleri Suriye’yi ele
geçirdi.
✓ Mustafa Kemal bu cephede, Alman General Limon Van Sanders komutasındaki Yıldırım
Orduları Komutanlığı’na bağlı 7. Kolordu Komutanı olarak görev yapmıştır.
✓ Mondros Ateşkes Anlasması’nın imzalanmasından sonra İngilizler Suriye’yi tamamen
kontrolleri altına aldı.

OSMAN EMİR 21
XX. YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI DEVLETİ VE DÜNYA

Galiçya, Makedonya ve Romanya Cepheleri


✓ Osmanlı Devleti’nin kendi sınırları dışında savaştığı cephelerdir.
✓ Müttefikleri Bulgaristan, Almanya ve Avusturya-Macaristan’a yardım etmek amacıyla asker
gönderilmiştir.
✓ Bu cephelerde Rusya, Romanya ve Fransa’ya bağlı askerlerle mücadele edilmiştir.
✓ Bu cephede İtilaf devletleri galip gelmiştir.
o Mustafa Kemal I. Dünya Savaşı’nda sırasıyla; Çanakkale, Kafkas ve Suriye-Filistin
cephelerinde mücadele etmiştir.

Savaş Sona Eriyor


✓ Rusya’da sosyal, siyasi sorunlarla beraber ekonomik sıkıntıların artmasıyla, Bolşevikler hükûmet
darbesi yaparak iktidarı ele geçirdi (7 Kasım 1917).
✓ İktidara gelen Bolşevik yönetimi, İttifak Devletleri ile 3 Mart 1918’de Brest Litowsk
Antlaşması’nı imzalayarak savaştan çekildi.
✓ Bolşevik yönetimi, Çarlık hükûmetinin bütün gizli antlaşmalarını dünya kamuoyuna açıkladı.
Böylece Osmanlı Devleti’nin paylaşıldığı gizli antlaşmalar da açığa çıktı.
✓ İtilaf Devletleri, Rusya’nın çekilmesiyle oluşan boşluğu ABD ile tamamladılar. Savaş başlarken
tarafsız olan ABD, İtilaf Devletleri’ne silah ve cephane satmaktaydı.
✓ Amerikan ticaret gemilerinin, Alman denizaltıları tarafından batırılması üzerine ABD,
Almanya’ya savaş ilan etti (2 Nisan 1917).
✓ ABD savaşa katılınca müttefiklerine yardım etmek amacıyla Avrupa’ya kuvvet gönderdi. Böylece
savaş kısa sürede İtilaf Devletleri’nin lehine sonuçlandı.
✓ ABD, I. Dünya Savaşı’na katılarak aynı zamanda ilk kez Monroe (Monrö) Doktrini’nden de
ayrılmıştır.
Monroe Doktrini
✓ ABD’nin yalnızlık politikasıdır. ABD başkanı James Monroe (Ceymıs Monrö) tarafından 1823’te
doktrinin ilkeleri belirlenmiştir.
✓ ABD, Avrupa işlerine karışmayacaktır. Buna karşılık Avrupa’da ABD’nin içişlerine
karışmamalı ve Amerika Kıtası’ndan uzak durmalıdır.
✓ Haziran 1917’de Yunanistan’ın da İtilaf Devletleri’nin yanında savaşa katılması, İttifak Devletleri
üzerindeki baskıyı artırdı.
✓ İngiliz, Fransız ve Sırp kuvvetlerinin ortak taarruzu neticesinde Bulgaristan yenildi. Selanik
Ateşkes Anlaşması (29 Eylül 1918) ile Bulgaristan savaştan çekildi.
✓ Bulgaristan’ın savaştan çekilmesiyle İngiltere ve Fransa, İstanbul ve Boğazlar üzerine harekete
geçmek için hazırlandı.
✓ Osmanlı Devleti bu tehlike karşısında ateşkes istedi ve Mondros Ateşkes Anlasması’nı İtilaf
Devletleri ile imzaladı (30 Ekim 1918).
✓ Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, iç karışıklıklarının da artmasıyla birlikte, Villa Gusti
Ateşkesi’ni imzalayıp savaştan çekildi (3 Kasım 1918).
✓ İtilaf kuvvetlerinin Batı Cephesi’ndeki ağır taarruzu karşısında Almanya da Rethondes (Rethıns)
Ateşkes Anlaşması’nı (11 Kasım 1918) imzalayarak savaştan çekildi.
✓ Böylece dört yıl süren I. Dünya Savaşı da sona erdi.

OSMAN EMİR 22
XX. YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI DEVLETİ VE DÜNYA

I. Dünya Savaşı'nın Sonuçları


✓ İngiltere, savaştan en kârlı çıkan devlet oldu. Yunanistan, Savaşa en son dahil olan devlet
Japonya, Savaştan ilk çekilen devlet olmuştur.
✓ Avrupa’nın ve dünyanın siyasî yapısı değişmiştir.
✓ Almanya, Avusturya-Macaristan, Rusya ve Osmanlı İmparatorlukları savaş sonunda dağıldı.
✓ Bu topraklarda Türkiye Cumhuriyeti, Polonya, Çekoslovakya, Yugoslavya, Macaristan gibi yeni
millî ve bağımsız devletler kuruldu.
✓ Sömürgecilik anlayışı yerini manda ve himaye anlayışına bıraktı.
✓ Rusya’da Sosyalizm, Almanya’da Nazizm, İtalya’da Faşizm gibi yeni siyasi rejimler ortaya çıktı.
✓ I. Dünya Savaşı’nda kimyasal silahlar, denizaltı ve tank gibi savaş araçları ilk kez kullanıldı.
✓ Kimyasal silah kullanımı Sivil Savunma Örgütleri’nin kurulmasına yol açmıştır.
✓ Milyonlarca insan hayatını kaybetti.
✓ Dünya barışını korumak amacıyla Cemiyet-i Akvam (Milletler Cemiyeti) kuruldu.
✓ I. Dünya Savaşı sonunda yenilen devletlerle imzalanan barış antlaşmalarının koşulları çok
ağırdı. Bu ağır koşullar, II. Dünya Savaşı’nın çıkmasının en önemli nedenlerinden biri olmuştur.

I. Dünya Savaşı’nda Anadolu


✓ I. Dünya Savaşı’nın ardından, Anadolu harap ve yıkıktı. Türk milleti ise perişan ve bitkin bir
hâldeydi. Peş peşe gelen savaşlar bu coğrafyada ekonomik yıkımı da beraberinde getirdi.
✓ Bölgede yaşayan erkek nüfusun büyük çoğunluğunun cephelere gitmesi, savaşlarda yaşamını
yitirmesi ya da sakat kalıp çalışabilecek durumda olmaması nedeniyle ülkedeki tarıma dayalı
ekonomi olumsuz etkilendi.
✓ Türk milletinin en büyük sorunu gıda ve erzak sıkıntısıydı. Savaş dönemi boyunca açlık ve
yoksulluk nedeniyle çok fazla insan hayatını kaybetti.
✓ Cephe gerisinde kalan kadın ve çocuklar çok büyük acılar yaşadılar. Sıtma, verem, tifüs, çiçek
gibi salgın hastalıklar birçok kişinin yaşamını yitirmesine sebep oldu.
✓ Salgın hastalıklar ve yetersiz beslenme nedeniyle birçok bebek daha kundaktayken hayatını
kaybetti. Bu durum, o dönemde Türk milletini savaşlar kadar olumsuz etkilemiş ve beraberinde
büyük dramlar yaratmıştır.
✓ Seferberlik dönemi boyunca Anadolu insanı; ellerinde kendi ihtiyaçlarını gidermeye dahi
yetmeyecek miktarda kalan yiyeceklerini, hayvanlarını ve erzaklarını devlete teslim etmişlerdir.
✓ Yıllarca süren bu sefalet ortamı, halkta savaş bıkkınlığı oluşturmuştur. Osmanlı Devleti’nin girdiği
bu son savaşta Anadolu insanı sadece cephelere koşarak vatan savunması yapmakla kalmadı. Aynı
zamanda gerek maddi gerekse manevi tüm varlığını ortaya koydu.
✓ Türk milleti Balkan Savaşları’nın yaralarını saramadan 1914-1918 yılları arasında çok ağır bir
sınav verdi. Türk milleti I. Dünya Savaşı’nın ardından bu şartlar içerisinde Kurtuluş Savaşı’na
girdi ve millî varlığını savunma mücadelesi verdi.

OSMAN EMİR 23
XX. YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI DEVLETİ VE DÜNYA

Osmanlı İmparatorluğu’nun Paylaşılmasını Öngören


Gizli Antlaşmalar
İstanbul (Boğazlar) (1915) Antlaşması
✓ İngiltere, Rusya ve Fransa arasında imzalanmıştır. Boğazlar ve İstanbul Rusya’ya bırakılmıştır.
✓ Rusya da İngiltere ve Fransa’nın Anadolu ve Orta Doğu’daki çıkarlarını kabul etmiştir.

Londra Antlaşması (1915)


✓ İtilaf Devletleri, İtalya’yı kendi yanlarına çekmek için bu antlaşmayı İtalya’yla imzalamışlardır.
✓ Bu antlaşmaya göre Antalya, Rodos ve 12 Ada İtalya’ya bırakılacaktı.
✓ İtalya’nın taraf değiştirip İtilaf Devletleri safına geçtiği antlaşmadır.

Sykes-Picot (Sayks Piko) Antlaşması (26 Nisan 1916)

✓ Antlaşma ile Fransa’nın Adana, Diyarbakır, Beyrut, Halep, Şam ve Lübnan’ı işgal etmesi
kararlaştırılmıştır.
✓ Buna karşılık İngiltere’nin de Bağdat, Basra, Yemen ve Hayfa’yı denetimi altına alması kabul
edilmiştir.
✓ 1916 yılında imzalanan Sykes-Picot Antlaşması’yla Osmanlı egemenliğindeki Arap toprakları
sömürgeci İngiltere ve Fransa arasında paylaştırıldı.
✓ Sömürgeci devletlerin yapay sınırlarla bölgenin tarihine, kültürüne ve sosyal yapısına aykırı
olarak şekillendirdiği Orta Doğu bölgesi bu nedenle sürekli savaş ve çatışmalara sahne oldu.
✓ 21.yüzyılda Sykes-Picot Antlaşması yüzüncü yılına girdiğinde Orta Doğu bölgesi küresel güçler
tarafından yeniden yapay sınırlar oluşturularak tarih ve sosyolojiye aykırı olarak biçimlendirilmek
istenmektedir.
✓ Günümüzde Orta Doğu bölgesinin karşı karşıya kaldığı sıkıntıların temelinde, sömürgeci Batı
tarafından oluşturulan Sykes-Picot zihniyetinin yattığı görülür.

Petrograd Antlaşması (1916)


✓ Antlaşma ile Van, Muş, Bitlis, Erzurum ve Trabzon’un doğusu Rusya’ya bırakılmıştır.
✓ Bunun karşılığında Rusya da İngiltere ve Fransa arasında imzalan Sykes-Picot Antlaşması’nı
kabul etmiştir.

St. Jean De Maurıenne (Sen Jan Dö Moryen) Antlaşması (1917)


✓ İngiltere, Fransa ve Rusya’nın Osmanlı Devleti’ni paylaşmasına tepki gösteren İtalya’ya yeni
yerler vaat edilmiştir.
✓ Bu antlaşma ile Antalya, Muğla, İzmir hattı İtalyanlara bırakılmıştır.

Mac Mahon Antlaşması (1916)


✓ Arap halkının Osmanlı Devleti’ne ayaklanmasına karşılık, İngiltere Arapların bağımsızlıklarını
tanıyacak ve büyük bir Arap İmparatorluğu kurulmasına yardımcı olacaklardı.
✓ I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Devleti’nin paylaşılması konusunda yapılan gizli antlaşmalara
Yunanistan katılmamıştır. Ayrıca Bolşevik İhtilâli nedeniyle savaştan çekilen Rusya, yapılan bu
gizli antlaşmaları dünya kamuoyuna duyurmuştur.

OSMAN EMİR 24
XX. YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI DEVLETİ VE DÜNYA

Yeni Bir Dünya Hayali / Wilson İlkeleri (8 Ocak 1918)

✓ 1917 yılında İtilaf Devletleri’nin yanında savaşa katılan ABD’nin başkanı Woodrow Wilson
(Vudruv Vilsın), savaş sonunda devletlerin uyması gereken kuralları, her iki tarafın da
çıkarlarını gözettiği iddiasıyla 14 maddelik bir bildiri duyurdu.
✓ İtilaf Devletleri, çıkarlarına ters düşse de ABD gibi önemli bir gücü kaybetmemek için bu ilkeleri
kabul ettiklerini açıklamışlar, ancak sözlerinde durmamışlardır.
✓ Barış sağlanırken nelerin gözetileceğinin ve barıştan sonra dünyanın yeni düzeninin nasıl
olacağını tespit etmek üzere ortaya atılan Wilson İlkeleri’nin bazı maddeleri şunlardır:
✓ Galip devletler, mağlup devletlerden savaş tazminatı almayacak ve toprak talep etmeyecek.
o Savaşın bitmesinde etkili olan maddedir.
o İngiltere ve Fransa çıkarlarına aykırı olmasına rağmen ABD'nin desteğini kaybetmemek
için bu maddeyi kabul etmiştir.

✓ Uluslararası antlaşmalar gizli imzalanmayacaktır.


o Açık diplomasi uygulaması istenmiş gizli antlaşmalara tepki gösterilmiştir.

✓ Her ulus kendi geleceğine kendisi karar verecektir.


o Sömürge altında olan uluslara umut olmuş bağımsızlık sağlanması konusunda hareketler
olmasına ortam hazırlamıştır.

✓ Devletlerarası barışı sağlamak amacıyla Cemiyet-i Akvam (Milletler Cemiyeti) kurulacak.


o Yeni savaşların çıkması engellenmek istenmiştir.
o Sorunların barışçı yoldan çözülmesi amaçlanmıştır.

✓ Türklerin hâkim olduğu alanlar Türk egemenliğine bırakılacak olup azınlıkların çoğunlukta
olduğu yerlerde, onlar da kendi geleceklerine karar verebilecektir.
o Osmanlı Devleti'nin savaştan çekilmesinde etkili olmuştur.
o Türklerin kurduğu yararlı cemiyetlerin hukuki dayanağıdır.
o Osmanlı Devleti etnik açıdan parçalanmak istenmiştir.

✓ Wilson İlkeleri’nde, Türk egemenliği altındaki diğer milletlere kendi kendini yönetme hakkı
(self determinasyon) verilmesi, azınlıkların ülke bütünlüğünü bozucu zararlı çalışmalarına
(zararlı cemiyetlerin faaliyetlerine) dayanak oluşturmuştur.
✓ Ekonomik engeller kaldırılacak ve aşırı silahlanmaya son verilecek.
✓ Boğazlar dünya devletlerinin ticaret gemilerine açık olacak.
o Bu madde uluslararası eşitlik prensibine aykırıdır. Ayrıca Osmanlı Devleti’nin
egemenlik haklarını sınırlandırmaktadır.

✓ Almanya Alsace-Loraiene (Alsas Loren) bölgesini Fransa’ya geri verecek. Bağımsız bir Polonya
Devleti kurulacak.
✓ Başta Osmanlı Devleti olmak üzere, savaşı kaybeden devletler için Wilson İlkeleri büyük bir
umut oldu. Oysaki savaşı kazanan ve masa başında da ikinci bir zafer kazanmayı planlayan İtilaf
Devletleri’nin çıkarlarına bu ilkeler uymuyordu.
✓ Başta İngiltere ve Fransa olmak üzere İtilaf Devletleri, ABD’nin desteğini sağlamak için
Wilson’un barış ilkelerini kabul ettiler.
✓ Fakat ilkeleri kendi çıkarlarına göre yorumlayıp barış antlaşmalarını yine kendi istekleri
doğrultusunda hazırladılar.
✓ Kendi planlarını Wilson İlkeleri’ne uygun hâle getirmek için; savaş tazminatı yerine, tamirat ya
da onarım bedeli; sömürgecilik yerine, manda ve himaye gibi kavramlar kullandılar.
OSMAN EMİR 25
XX. YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI DEVLETİ VE DÜNYA

MONDROS ATEŞKES ANLAŞMASI (30 EKİM 1918)


✓ 1914’ten beri devam eden I. Dünya Savaşı, 1918’e gelindiğinde Osmanlı Devleti’nin ve
müttefiklerinin yenilgisiyle sonuçlandı.
✓ Savaşın sonlarına doğru Osmanlı Devleti’nde taht değişikliği yaşandı. V. Mehmet Reşad’ın vefat
etmesiyle VI. Mehmet Vahdettin tahta çıktı.
✓ Bulgaristan’ın savaştan çekilmesi, Osmanlı Devleti’nin Almanya ile kara bağlantısını kesti.
✓ Osmanlı kuvvetlerinin Suriye-Filistin, Irak cephelerinde İngiliz ilerleyişi karşısında
tutunamaması ve İngilizlerin Boğazlar ile İstanbul’a doğru yönelmesi, Osmanlı Devleti’ni zor
durumda bıraktı.
✓ Özellikle İstanbul’un düşman tehdidi altında olması büyük bir tehlike oluşturuyordu. Yaşanan
tüm bu gelişmelerin ardından Sadrazam Talat Paşa istifa etti.
✓ Almanya’nın yanında, büyük umutlarla, Osmanlı Devleti’ni savaşa sokan İttihat ve Terakki
yönetimden çekildi.
✓ Ahmet İzzet Paşa başkanlığında yeni hükûmet kuruldu ve bu hükûmet Wilson İlkeleri
doğrultusunda imzalanacak bir ateşkes istedi.
✓ İstanbul Hükûmeti tarafından Bahriye Nazırı Rauf Bey başkanlığında görevlendirilen heyet,
Limni Adası’nın Mondros Limanı’na gitti.
✓ İtilaf Devletleri’ni temsil eden Amiral Calthorope (Kalthorp) ile İngilizlerin Agememnon adlı
zırhlı savaş gemisinde 27 Ekim 1918’de ateşkes görüşmeleri başladı.
✓ Yapılan görüşmeler sonucunda 25 madde hâlinde düzenlenen Mondros Ateşkes Anlaşması
imzalandı (30 Ekim 1918).

Mondros Ateşkes Anlaşması’nın Maddeleri


✓ Boğazlar İtilaf Devletleri’ne açılacak, Karadeniz’e girişler serbest olacak, Karadeniz ve
Çanakkale’deki istihkâmlar İtilaf Devletleri tarafından işgal edilecek.
o Bu madde ile Anadolu ve Trakya’nın bağlantısı kesilmiş, Osmanlı’nın toprak bütünlüğü
bozulmuştur.
o Osmanlı Devleti’nin siyasi varlığı ve İstanbul tehdit altına girmiştir.

✓ İtilaf Devletleri güvenliklerini tehdit eden bir durum karşısında, herhangi bir stratejik noktayı işgal
hakkına sahip olacak (Madde 7).
o Bu madde Anadolu’nun işgali için gerekli zemini oluşturmuştur.
o Bu madde Kuva-yı Millîye’nin kurulmasına zemin hazırlamıştır.

✓ Sınır güvenliğinin ve iç güvenliğinin sağlanması için küçük bir askerî birlik bırakılacak bunun
dışındaki Osmanlı ordusu terhis edilecek, silah ve cephaneler İtilaf Devletleri'ne teslim
edilecek.
o Bu madde ile Türk milleti savunmasız ve işgallere açık bir hâle gelmiştir.
o İşgallere karşı askerî bir direnişin olması engellenmek istenmiştir.
o Kazım Karabekir ve Mustafa Kemal gibi paşalar bu karara uymamıştır.

✓ Vilayet-i Sitte denilen altı doğu ilinde (Erzurum, Van, Bitlis, Sivas, Harput, Diyarbakır) herhangi
bir karışıklık çıkarsa İtilaf Devletleri buraları işgal hakkına sahip olacak (Madde 24).
o Bu madde ile doğuda bir Ermeni Devleti kurulmasına ortam hazırlamak istenmiştir.

OSMAN EMİR 26
XX. YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI DEVLETİ VE DÜNYA

✓ Toros tünelleri, deniz işletmeleri ve demir yolları İtilaf Devletleri'nin kontrolüne bırakılacaktır.
o Bu maddeyle işgallerin daha hızlı ve kolay yapılması ve işgallere karşı bölgeler arası
dayanışmanın engellenmesi amaçlanmıştır.

✓ Hükûmet haberleşmesi dışındaki telsiz, telefon, telgraf ve kabloları İtilaf Devletleri'ne


bırakılacaktır.
o İşgallerin yurt genelinde duyulmasını ve halkın işgallere karşı örgütlenmesini
engellemek amaçlanmıştır. Halkın tepkisini engelleyerek işgallerin kolaylaştırılması
amaçlanmıştır.

✓ İran ve Kafkasya'ya giren Osmanlı birlikleri derhal eski yani I. Dünya Savaşı’ndan önceki
sınırlarına çekilecektir.
o Osmanlı Devleti'nin Kafkaslarla bağlantısı kesilmek istenmiştir.

✓ Osmanlı Devleti'nin ihtiyaç fazlası akaryakıt, kömür vb. enerji kaynakları dışarıya satılmayacak,
İtilaf Devletlerine bedeli karşılığında verilecektir.
o Osmanlı Devleti'nin ham madde kaynaklarını istediği gibi kullanması engellenmiş,
Osmanlı Devleti sömürgeleştirilmek istenmiştir.

✓ Osmanlı Devleti’nin elindeki tüm savaş esirleri ile esir ya da tutuklu bulunan bütün Ermeniler
serbest bırakılacak fakat İtilaf Devletleri’nin elindeki Türk savaş esirleri geri verilmeyecek.
o Bu madde ile devletlerarası eşitlik ilkesine uyulmamıştır.

✓ Suriye, Irak, Hicaz, Yemen, Asir, Trablusgarp ve Bingazi’de Osmanlı kuvvetleri ve subayları
en yakın İtilaf Devletleri komutanlığına teslim olacak.
o Bu madde ile Osmanlı Devleti yapılacak işgaller karşısında savunmasız hâle getirilmeye
çalışılmıştır.
o Sadece, Erzurum’da bulunan 15. Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir Paşa bu maddeye
uymayarak ordusunu terhis etmemiştir.

Mondros Mütakeresi’nin Önemi ve Sonuçları


✓ İtilaf Devletleri, Osmanlı’ya Mondros Mütakeresi’ni imzalatarak, gizli antlaşmalarla paylaştıkları
Osmanlı topraklarını işgal etmek için hukuki dayanağı elde etmiş oldu.
✓ Maddelere bakıldığında, Osmanlı Devleti her türlü işgale karşı açık hâle gelmişti.
✓ İşgallere karşı koyabilmesini engellemek için de bütün tedbirler alınarak Osmanlı Devleti
savunmasız hâle getirilmişti.
✓ Özellikle Mondros Ateşkes Anlasması’nın 7 ve 24. maddeleri, İtilaf Devletleri’nin Osmanlı
topraklarında istedikleri yerleri işgal etmelerine zemin hazırlamıştı.
✓ Osmanlı Devleti fiilen sona ermiştir. Millî cemiyetlerin kurulmasına neden olmuştur.
✓ Mondros’un imzalanmasından sonra Osmanlı Devleti’nde hükûmet değişiklikleri yaşanmıştır.
✓ Ahmet İzzet Paşa Hükûmeti 8 Kasım 1918’de istifa etmiş, yerine 11 Kasım 1918’de Tevfik Paşa
Hükûmeti kurulmuştur.

OSMAN EMİR 27
XX. YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI DEVLETİ VE DÜNYA

Mondros Ateşkes Anlaşması’na Yönelik Tepkiler


✓ Mondros Mütarekesi, bir çaresizlik ve teslimiyetin ifadesidir.

İstanbul Hükûmeti’nin Tepkisi


✓ Mondros Ateşkes Anlaşması dört yıldır devam eden savaşı bitirdiği ve beklenen barışı getirdiği
düşüncesiyle, İstanbul Hükûmeti tarafından olumlu karşılandı.
✓ Sadrazam Ahmet İzzet Paşa, İttifak Devletleri’nde yer alan diğer devletlerle imzalanan
ateşkeslerin koşullarına kıyasla Mondros’u olumlu bulduğunu açıklamıştır.
✓ İstanbul Hükûmeti, Mondros Ateşkesi’ne karşı halkta tepki oluşmasını engellemek ve hükûmet
otoritesini kuvvetlendirmek için “Heyet-i Nasiha” (Öğüt Kurulları) oluşturarak halka göndermiştir.
✓ Pek çok komutan mütareke hükümlerinin Türk milletinin ölüm fermanı olduğunu idrak etmiş
gerekli uyarılarda bulunmuştur.
✓ Mondros’tan sonra hükûmette yaşanan iç karışıklıklar nedeniyle Ahmet İzzet Paşa Hükûmeti
istifa etti. Tevfik Paşa yeni hükûmeti kurdu. Padişah anayasanın kendisine verdiği yetkiyi
kullanarak Mebusan Meclisini dağıttı.
✓ İşgalcilerin baskıları karşısında Tevfik Paşa Hükûmeti de padişaha istifasını sundu ve yerine
İngilizleri destekleyen politikalar izleyen Damat Ferit Paşa Hükûmeti kuruldu.

Mustafa Kemal’in Tepkisi


✓ Antlaşmanın çok ağır şartlar içerdiği ve bağımsızlıkla bağdaşmayan bir antlaşma olduğu
konusunda İstanbul Hükûmeti’ni uyarmaya çalıştı.
✓ 13 Kasım 1918’de Mustafa Kemal, İstanbul’a geldiğinde Dolmabahçe Sarayı önlerinde demirli olan
işgal donanmasını görünce: “Geldikleri gibi giderler.” sözleriyle tepkisini gösterdi.

Halkın Tepkisi
✓ Halkın büyük bir çoğunluğu, başlayan işgallerle beraber İstanbul Hükûmeti’nin tepkisiz kalması
nedeniyle kendiliğinden örgütlenmeye başladı.
✓ Halk, işgal güçleri karşısında bulundukları bölgeleri korumak için direniş cemiyetleri kurdu,
miting ve protestolarla işgallerin haksızlığını tüm dünyaya duyurmaya çalıştı.
✓ Daha sonra Kuvay-ı Millîye’yi oluşturan halk işgalci güçlere karşı silahlı mücadeleye geçerek
yaşadıkları toprakları korumaya çalıştı.

Mondros Ateşkes Anlaşması’nın Uygulanması / İşgaller


o İngiltere: Musul Bilecik Batum Irak Samsun Merzifon Urfa Maraş Antep
o Fransa: Adana Mersin Hatay Dörtyol Suriye Lübnan
o İtalya: Akşehir Konya Antalya Kuşadası Muğla Fethiye
o Yunanistan: Aydın İzmir çevresi
✓ 13 Kasım 1918’de İtilaf donanması İstanbul’a gelerek Dolmabahçe Sarayı önlerinde demir attı.
Böylece Osmanlı Devleti’nin başkenti de fiilen işgal edilmiş oldu.
✓ İlk işgal edilen Osmanlı toprağı İngilizlerin işgal ettiği Musul'dur.
✓ Anadolu'da ise ilk işgal girişimi Hatay Dörtyol'da ortaya çıkmıştır.
✓ İtilaf Devletlerin Anadolu’daki işgallerine karşı ilk direniş Fransızlara karşı Dörtyol’da
gerçekleştirilmiştir.
✓ İngilizler Musul’a karşı daha önce işgal ettikleri Urfa, Antep ve Maraş’ı Suriye İtilafnâmesi ile
Fransızlara bırakmıştır.

OSMAN EMİR 28
XX. YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI DEVLETİ VE DÜNYA

Barışa Son Veren Barış Paris Barış Konferansı 18 Ocak 1919

✓ Konferansın toplanma amacı, savaşı kaybeden devletlerle yapılacak olan barışın esaslarını
görüşmekti.
✓ Konferansa otuz iki devlet katıldı. ABD, İngiltere, Fransa, Japonya ve İtalya konferansta etkili
olan devletlerdi.
✓ Konferansa bizzat katılan ABD Başkanı Wilson’un temel amacı, Cemiyet-i Akvamın (Milletler
Cemiyeti) kurulmasını sağlamaktı.
✓ Konferansta Milletler Cemiyeti Teşkilatı’nın kurulması kararı alındıktan sonra ABD Başkanı
Wilson Paris’ten ayrılarak ülkesine döndü. Böylece İngiltere ve Fransa kendi planlarını
gerçekleştirmek için ABD baskısından kurtulmuş oldular.
✓ Paris Barış Konferansı’nda Fransa’nın bütün amacı, Almanya’nın hareket alanını daraltmak ve
onu çökertmekti.
✓ İngiltere ise Alman donanmasını ortadan kaldırmak ve Almanya’nın tekrar Avrupa dengesini
bozacak duruma gelmesini engellemek istedi.
✓ Osmanlı topraklarının paylaşımı, konferansın en çok tartışılan konularının başında yer almaktaydı.
✓ İtilaf Devletleri’nin daha önceden gizli anlaşmalarla yaptıkları paylaşım planları üzerinde kendi
aralarında görüş ayrılıkları yaşanmaya başladı.
✓ Yunanlılara, Ermenilere ve Araplara verdikleri vaatlerden dolayı, planların uygulanma
aşamasında sıkıntılar baş gösterdi.
✓ Anadolu’da kurulacak Ermeni devletinin, Arap Yarımadası’nın, Filistin, Suriye ve Irak
topraklarının manda sistemine göre yönetilmesine karar verildi.
✓ İngiltere, I. Dünya Savaşı’nda Yunanistan’ı İtilaf Devletleri’ne çekebilmek için, Yunanlılara İzmir
ve çevresini vadetmişti. Fakat bu bölge İtalyanlara bırakıldı. Megali İdea (Büyük Yunanistan)
düşüncelerini gerçekleştirmeyi hedefleyen Yunanlılar, konferansta İzmir ve çevresinin
kendilerine verilmesini istedi.
✓ İngiltere, sömürgelerine giden ticaret yolları üzerinde İtalya gibi güçlü bir ülke yerine, kendisine
tehlike oluşturmayacak Yunanistan’ı tercih etti.
✓ Yunanlılar sundukları sahte belgelerle İzmir ve çevresinde nüfus açısından Rumların çoğunlukta
olduklarını kabul ettirdi.
✓ İzmir’in Yunanistan tarafından işgali, konferansa katılan diğer devletler tarafından kabul edildi.
İtalya, tekliflerinin reddedilmesi üzerine konferansı terk etti.
✓ Böylece İzmir meselesi, İtilaf Devletleri arasında ilk ayrılıkların da yaşanmasına sebep oldu.
✓ Hedefi Uzak Doğu’daki Alman sömürgelerini ele geçirmek olan Japonya konferansta pasif kaldı.
✓ Konferansta Sovyet Rusya, Almanya ve Osmanlı Devleti temsil edilmedi.
✓ Savaşı kazanan devletler arasındaki çıkar çatışmalarından dolayı, Osmanlı Devleti ile yapılacak
barış antlaşması daha sonraya bırakıldı.
✓ Osmanlı Devleti ile imzalanacak barış antlaşmasının maddelerinin hazırlanması için İtalya’da Nisan
1920’de San Remo Konferansı toplandı.
✓ Konferansta Wilson İlkeleri kâğıt üzerinde kaldı ve uygulamada bunlara riayet edilmedi.
✓ Wilson İlkeleri’nde yer alan selfdeterminasyon (ulusların kendi kaderlerini belirlemeleri ilkesi)
yaygın olarak benimsenmesine karşın sürekli ya da adaletli olarak uygulanmadı.
✓ Savaş tazminatı, ismi değiştirilerek ‘’tamirat borcu’’ adı altında antlaşma maddelerine konuldu.
✓ Yenilen devletlerden toprak alınmayacağına dair ilkeye de uyulmadı ve yenilen devletlerden
topraklar alınarak başka ülkelere verildi.
✓ Sömürgeciliğin kaldırılmasıyla ilgili maddede yer alan karar da manda-himaye kavramına
dönüştürülerek uygulandı.
✓ Konferans’ta oluşturulan uluslararası ortam kalıcı bir barışın sağlanmasına imkân vermedi.
✓ Barış Konferansı I. Dünya Savaşı’nı başlatan nedenleri ortadan kaldırmadı.
✓ Osmanlı dışındaki İttifak Devletleri’yle I. Dünya Savaşı’nı bitiren antlaşmalar imzalandı.
OSMAN EMİR 29
XX. YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI DEVLETİ VE DÜNYA

I. Dünya Savaşı’nı Bitiren Barış Antlaşmaları


Almanya Versailles (Versay) Antlaşması (28 Haziran 1919)
✓ Tarihin en ağır şartlara sahip antlaşmalarından biridir. Almanya’ya ağır bir ekonomik ve
askeri kısıtlama getirilmiştir.
✓ Almanya savaşın tek sorumlusu ve savaş suçlusu ilan ediliyordu. Antlaşma maddeleri savaşta
büyük kayıplar yaşamış olan Almanya için tam bir yıkım oldu.

Almanya ile imzalanan Versailles (Versay) Antlaşması’na göre:


✓ Almanya, Fransa ve Belçika’dan daha önceden aldığı bütün toprakları geri verecek.
✓ Almanya’nın bütün sömürgeleri İngiltere, Fransa ve Japonya arasında paylaşılacak.
✓ Almanya’da zorunlu askerlik kaldırılacak, Alman ordusu 100 bin kişiye indirilecek.
✓ Deniz kuvvetleri sınırlandırılacak. Denizaltı ve savaş uçağı yapması yasaklanacak.
✓ Almanya savaş tazminatı (tamirat borcu adı altında) ödeyecek.

Avusturya- Saint Germain (Sen Jermen) Antlaşması (10 Eylül 1919)


✓ Avusturya-Macaristan İmparatorluğu parçalandı. Macaristan, Çekoslovakya ve Yugoslavya
bağımsız oldu.
✓ Galiçya Polonya’ya; Hırvatistan Yugoslavya’ya, Tirol ve Trieste İtalya’ya; Bukoniva
Romanya’ya bırakılacak. Milletler Cemiyetinin izni olmadan Almanya ile birleşmeyecek.
✓ Avusturya’da zorunlu askerlik kaldırılacak ve Avusturya ordusu 30 bin kişiyle sınırlandırılacak.
Avusturya savaş tazminatı ödeyecek.

Bulgaristan- Neuilly (Nöyyi) Antlaşması (27 Kasım 1919)


✓ Güney Dobruca Romanya’ya; Gümülcine ve Dedeağaç Yunanistan’a; Tsaribrod ve Srurmitsa
Yugoslavya’ya bırakılacak.
✓ Bulgaristan’da zorunlu askerlik kaldırılacak. Ordusu 25 bin kişi ile sınırlandırılacak, deniz ve
hava kuvveti oluşturması yasaklanacak. Bulgaristan savaş tazminatı ödeyecek.

Macaristan- Triannon (Tiriyanon) Antlaşması (4 Haziran 1920)


✓ Presburg bölgesi Çekoslovakya’ya; Bosna Hersek Yugoslavya’ya; Transilvanya Romanya’ya;
Burgerland Avusturya’ya bırakılacak.
✓ Macaristan’da zorunlu askerlik kaldırılacak, ordusu 35 bin kişi ile sınırlandırılacak, deniz ve hava
kuvveti oluşturması yasaklanacak. Macaristan savaş tazminatı ödeyecek.
✓ Antlaşmalarla yenilen İttifak Devletleri’ne dayatılan ağır şartlar bu devletlerin kamuoyunda
derin bir hoşnutsuzluk oluşturdu.
✓ Oluşan hoşnutsuzluk savaşın getirdiği ekonomik yıkımla birleşince Avrupa’da uzun süreli bir
barışı sağlamayı imkansız hâle getirdi.
✓ Böylece oluşan olumsuz siyasal durum, yirmi yıl sonra başlayacak olan II. Dünya Savaşı’na
zemin hazırladı.

OSMAN EMİR 30
MİLLÎ MÜCADELE

İŞGALLERİN BAŞLAMASI VE MİLLÎ MÜCADELE’YE HAZIRLIK


✓ Mondros Ateşkes Anlaşması’nın imzalanması hem hükûmet çevrelerinde hem de basında
memnuniyetle karşılanmıştı.
✓ Uzun yıllar süren savaşların ve yaşanan acıların sona ereceği düşünülüyordu. Fakat durum böyle
olmadı ve İtilaf Devletleri Anadolu’da işgallere başladılar.

İzmir’in İşgali (15 Mayıs 1919)


✓ Paris Barış Konferansı’nda İzmir ve çevresini işgal etme hakkını elde eden Yunanistan’ın en
büyük destekçisi İngiltere olmuştur.
✓ Da önce İtalya’ya verilen İzmir ve çevresi, İngiltere’nin baskısı ve sahte belgelerle ortaya attığı;
o Bölgede Rum nüfus çoğunluktadır.
o Türkler bölgedeki Hıristiyan halkı katletmek üzeredir.
o Bölge, kültür ve coğrafi açıdan Yunanistan’ın doğal bir uzantısıdır.

gibi asılsız iddialarla Paris Barış Konferansı’nda İtalya’nın elinden alınarak, ABD ve Fransa’nın da
desteğiyle Yunanistan’a bırakılmıştır.

✓ Bu durumu İzmir’i Yunanistan’ın işgali için uluslararası meşru dayanak hâline getirmiştir. 15
Mayıs 1919 sabahında, bir İngiliz gemisinin desteğindeki Yunan ordusu İzmir’e asker çıkardı.
✓ İzmirli Rumlar, ellerinde Yunan bayrakları ve çiçeklerle işgalci Yunan ordusunu karşıladılar.
✓ Yunan askerleri alkışlar ve “zito” (yaşa) nidalarıyla ilerlerken bu duruma katlanamayan Hukuk-u
Beşer gazetesi yazarı Hasan Tahsin, silahını ateşleyerek Yunan bayrağını taşıyan askeri vurdu.
✓ Böylece İzmir’de ilk silahlı direniş başlarken Hasan Tahsin de şehit düştü.

İzmir’in işgalinde düşmana ilk direnişi gösteren, Kurmay Albay Süleyman Fethi Bey

Vatan uğruna canını sev e seve feda eden Süleyman Fethi Bey’in fedakârlı ğı İstiklal Savaşı’nı
başlatan ilk kıvılcımlardandı. Yunan işgalinde 4. Kolordu Asker Alma Heyeti Reisi olan
Süleyman Fethi Bey, “Zito Venizelos” (Yaşasın Venizelos) diye ba ğırması istendiğinde “Kato
Venizelos” (Kahrolsun Venizelos) diye haykırmış ve Anadolu halkının işgali asla kabul
etmeyeceğini ispat etmiştir. Bu tavrın zaman içinde unutturulması daha da üzücü.

✓ Yunanlılar, şehirdeki önemli noktaları kontrollerine alırken, asker ve siviller olmak üzere iki gün
içinde katledilen Türklerin sayısı iki bini bulmuştu.
✓ İzmir’in işgali ile yetinmeyen Yunan ordusu, iç kısımlara doğru ilerleyişe geçerek Aydın, Nazilli,
Akhisar ve Ayvalık’ı işgal etti.
✓ İşgali ve katliamları protesto etmek için ülkenin her yerinde mitingler yapıldı ve İtilaf Devletleri
temsilciliklerine protesto telgrafları çekildi.
✓ Mitinglerin en büyükleri ve en çok ses getirenleri, on binlerce İstanbullunun katıldığı Fatih,
Kadıköy ve Sultanahmet mitingleridir.
✓ Mitinglerde Halide Edip, Mehmet Emin (Yurdakul), Hamdullah Suphi (Tanrıöver) ve Selim
Sırrı (Tarcan) yaptıkları konuşmalarla halkın millî duygularını coşturdular. Bu konuşmalar
gazeteler aracılığıyla bütün yurda yayıldı.
✓ İzmir’in işgalinin en önemli sonucu Kuvây-i Milliye ruhunu ortaya çıkarmasıdır.

OSMAN EMİR 1
MİLLÎ MÜCADELE

Amiral Bristol Raporu (11 Ekim 1919)


✓ İzmir'in işgali sonrasında yaşanan Yunan saldırıları ve Türklere yönelik baskıları araştırmak
üzere ABD Yüksek Komiseri Amiral Bristol öncülüğünde bir heyet bölgeye gelerek incelemeler
yapmıştır.
✓ Bu incelemeler sonunda Bristol Raporu yayımlanmıştır. Bu raporda;

o İzmir'in Yunanlılar tarafından işgali haksızdır.


o Katliama maruz kalan Türklerdir ve bölgede Türk nüfusu Rumlardan fazladır.
o İzmir, Yunanlardan alınarak İtilaf Devletleri'ne bırakılmalıdır kararları yer almıştır.

✓ Türk milletinin haklılığını ortaya koyan ilk uluslararası belgedir.


✓ Yunanların İzmir'i işgalinin haksız olduğu vurgulanmıştır. İngilizlerin etkisiyle bu rapor çok
fazla gündeme gelmemiş, Türk tarafı için istenen etkiyi yapmamıştır.

Kuvay-ı Millîye Direnişi: Bağımsızlık Ruhu


✓ Türk milleti, Mondros Ateşkes Anlaşması’ndan sonra başlayan işgallere, azınlıkların emellerine
ve taşkınlıklarına karşı, vatanı koruma ve bağımsız yaşama isteği doğrultusunda örgütlenmeye
başladı. Bunun sonucu olarak ortaya çıkan direniş hareketine ve teşkilata Kuvay-ı Millîye (Millî
Kuvvetler) adı verilmiştir.

Kuvây-i Milliye’nin Ortaya Çıkış Nedenleri


o Mondros Ateşkes Anlaşması uyarınca Türk Ordusu'nun terhis edilmesi.
o Damat Ferit Paşa Hükûmeti’nin işgallere seyirci kalması ve herhangi bir girişimde ve
faaliyette bulunmaması.
o İzmir’in Yunanlılar tarafından işgali ve Yunan mezalimi.
o Halkın milliyetçi ve yurtsever bilince sahip olması.

✓ Çerkez Ethem, Demirci Mehmet Efe, Yörük Ali Efe, Şahin Bey, Fatma ve İpsiz Recep isimleri
Kuvay-ı Milliye birlikleri içinde öne çıkan yerel halk kahramanlarıdır.

Kuvây-i Milliye’nin Sağladığı Faydalar ve Özellikleri


o Yerel halk kahramanlarının liderliğinde, gönüllülük esasına göre oluşmuştu.
o Millî Mücadele’nin ilk silahlı direniş gücü olmuşlardır.
o Anadolu’nun işgali üzerine başlayan bölgesel hareketlerdir.
o Düzenli orduya zaman kazandırmıştır.
o Tek bir merkezden yönetilmeyen düzensiz birliklerdir.
o Bölgesel kurtuluş amacıyla kurulmuşlardır, bütün vatanı kurtaracak güçte değillerdir.
o Halkın işgal altındayken son umudu olmuştur.
o Halkın örgütlenmesi birlik, beraberlik ve dayanışma duyguların gelişimini sağladı.
o İşgallere karşı Türk milletinin dayanışma gücünü artırmıştır.
o Düşman ilerleyişini yavaşlatarak düşmanı yıpratmıştır.
o İç isyanların bastırılmasında etkili olmuşlardır.

✓ BMM’nin açılmasından sonra, 1920’de düzenli orduya geçilmesi kararı ile Kuvay-ı Millîye
birlikleri yerini subayların emir ve komutası altındaki düzenli birliklere bıraktı.
OSMAN EMİR 2
MİLLÎ MÜCADELE

Cemiyetler: Direniş ve Kurtuluş Yolları Arayışı


✓ İtilaf Devletleri bir yandan işgal ettikleri yerleri genişletirken, diğer yandan da Anadolu ve
Trakya’da bağımsızlık elde etme emeliyle harekete geçen azınlıkları kışkırtıyor ve kullanıyorlardı.
✓ Çaresiz kalan İstanbul Hükûmeti’nin işgallere engel olamadığı bir ortamda, doğup büyüdükleri
toprakların ellerinden alınarak başkalarına verilmek istendiğini gören halk örgütlenmeye başladı.
✓ Kurdukları Müdafaa-i Hukuk-u Millîye Cemiyetleri ile bir taraftan siyasi faaliyetlere
başlarlarken, diğer taraftan Kuvay-ı Millîye adı altında askerî kurumlar oluşturmaya başladılar.
✓ İşgallere karşı direnmeyi amaçlayan bu yerel kuruluşların yanı sıra, kurtuluşu İstanbul
Hükûmeti’nin politikalarına bağlı kalmakta ya da güçlü bir devletin koruması altına girmekte
bulan cemiyetler de kurulmuştur.
✓ Kuruluş amaçları yönünden ele alındığında, yararlı ve zararlı cemiyetler adı verilen bu kuruluşlar
üç başlık altında incelenmektedir.

Azınlıkların Kurduğu Cemiyetler


✓ Rum, Ermeni ve Museviler tarafından kurulan bu cemiyetlerin ortak amacı, dağılan Osmanlı
İmparatorluğu topraklarından pay almak ve kendi devletlerini kurmaktı.
✓ Bu amaçları doğrultusunda Wilson İlkeleri’nin 12. Maddesi’nden yararlanmak arzusuyla
bulundukları bölgelerde nüfusça çoğunlukta oldukları iddiasında bulunuyorlar hatta sahte nüfus
kayıtları düzenlemekten de çekinmiyorlardı.
✓ Kurdukları ve destekledikleri Rum ve Ermeni çeteleri ile bölge halkını göçe zorluyorlardı.
✓ İtilaf Devletleri’yle iş birliği yaparak, çıkardıkları kargaşa ve isyanlarla da yeni işgallere
bahane yaratacak zemin hazırlayıp Osmanlı Devleti’ni zor durumda bırakmayı planlıyorlardı.

Mavri Mira Cemiyeti


✓ Megali İdea (Büyük Ülkü) amacıyla hareket ediyordu. Ana hedefi Bizans İmparatorluğu
sınırlarına yeniden ulaştırmaktı. İstanbul’da Patrikhaneye bağlı olarak çalışıyordu.
✓ Yunan Kızılhaçı, Göçmenler Cemiyeti ve Rum İzcilik Okulu tarafından destekleniyordu.
Azınlıkların kurduğu cemiyetler içerisinde en etkili olan ve en geniş kapsamlı faaliyet gösteren
cemiyettir.

Etnik-i Eterya Cemiyeti


✓ 1821’de Filiki Eterya adıyla Yunan isyanını Patrikhane ile birlikte çıkaran cemiyettir. Rumlar
tarafından kurulan ilk cemiyettir.
✓ Bizans’ı yeniden canlandırmak (Megalo İdea) amacıyla faaliyetlerini sürdürmüştür. Bir diğer amacı
da Pontus Rum İmparatorluğu’nu yeniden canlandırmaktır.

Pontus Rum Cemiyeti


✓ Amacı, Karadeniz Bölgesi’nde Samsun merkez olmak üzere bir Pontus Rum Devleti kurmaktı.
✓ Bu doğrultuda kurdukları çetelerle Türk köylerini basarak Türklerin göç etmelerine neden
olmak ve Yunanistan’dan göçmen getirterek bölgede nüfus çoğunluğunu elde etmek
amacındaydılar.
✓ Mondros’un 7. maddesine işlerlik kazandırarak Anlaşma Devletlerinin Doğu Karadeniz’i işgal
etmesi sağlanmak istenmiştir.

OSMAN EMİR 3
MİLLÎ MÜCADELE

Taşnak Sütyun ve Hınçak Cemiyetleri


✓ Ermenilerin kurduğu bu cemiyetler Ermeni Patriği Zaven Efendinin himâyesinde çalışmıştır.
Amaçları Doğu Anadolu’da ve Çukurova yöresinde Ermeni Devleti kurmaktı.
✓ Doğu Anadolu ve Çukurova’da çoğunlukta olduklarını ileri sürerek İtilâf Devletleri’nden yardım
istemişlerdir.
✓ Amerikalı General Harbord bölgedeki Ermeni nüfusunun Türk nüfusuna göre çok cüzi
olduğunu nesnel bir bakışla ortaya koymuş, bu raporla Ermenilerin hayallerinin karşılığının
olmadığını kanıtlamıştır.

Alyans İsrailit ve Makabi Cemiyetleri


✓ Bu cemiyetlerin amacı Filistin’de İsrail Devleti’nin kurulmasını sağlamaktı. Osmanlı Devleti’nde
yaşayan Yahudilerin ticari çıkarları için uğraşmıştır.

Millî Varlığa Düşman Cemiyetler


✓ Millî varlığa düşman cemiyetlerin çoğu İtilaf Devletleri’nin, özellikle de İngilizlerin desteğiyle
kurulmuş ve yönlendirilmişlerdir.
✓ Bu cemiyetler, halkın gücüne dayanarak bağımsızlığın sağlanabileceğine inanmadıkları için
İstanbul Hükûmeti’nin politikalarını desteklemişler ya da güçlü bir devletin manda ve
himayesini istemişlerdir.
✓ Bu cemiyetlerin faaliyetleri millî birliği bozucu sonuçlar doğurmuştur.

Kürt Teali Cemiyeti


✓ İngiltere’nin desteği ile 1918’de İstanbul’da Seyyid Abdülkadir adlı kişi tarafından kurulmuştur.
Amacı, bağımsız bir Kürt devleti kurmaktı.

İslam Teali Cemiyeti


✓ İstanbul’da bazı medrese hocaları önderliğinde kurulmuştur. Özellikle Konya
Ayaklanmalarında etkili olmuştur.
✓ Saltanat ve hilafet makamına bağlılık bildirmişler ve amacı, hilafet ve saltanatı güçlendirerek
kurtuluşu sağlamaktı.

Wilson Prensipleri Cemiyeti


✓ Halide Edip, Ahmet Emin, Refik Halit gibi Osmanlı aydınları tarafından kurulan bir cemiyettir.
✓ Kurtuluşun ancak Amerika mandasına girmekle mümkün olabileceğini savunulmuştur.

İngiliz Muhipleri Cemiyeti


✓ İngilizlerin desteği ile İstanbul’da kurulmuştur. Millî varlığa düşman cemiyetler arasındaki en
etkililerinden biridir.
✓ Başta Sadrazam Damat Ferit Paşa ve bazı devlet adamlarınca desteklenmiştir.
✓ Cemiyetin ana gayesi, Osmanlı ve İngiliz dostluğunu güçlendirmek ve İngiltere’nin
koruyuculuğu altına girmeyi sağlayabilmekti. Cemiyetin üyeleri, Anadolu’da başlayan Kurtuluş
Mücadelesi’ne bu nedenle karşı çıkmıştır.

OSMAN EMİR 4
MİLLÎ MÜCADELE

Hürriyet ve İtilaf Fırkası


✓ 1911’de İttihat ve Terakki’ye karşı olanların kurduğu partidir. Anadolu’da başlayan kurtuluş
hareketini İttihatçıların işi olarak gördükleri için bu harekete karşı çıkmışlardır.

Sulh ve Selamet-i Osmani Fırkası


✓ Ulemadan bir grup tarafından İstanbul’da kurulmuştur. Ülkenin kurtuluşunun ancak padişah ve
halifenin emirlerine uymakla mümkün olacağını savunmuşlardır.

Millî Cemiyetler
✓ Mondros Mütarekesi sonrasında Anadolu’nun işgaline sessiz kalmayan Türk milleti Kuva-yı
Milliye ruhuyla hareket etmiş, tepkisini farklı şekillerde orta ya koymuştur.
✓ Ülkenin farklı bölgelerinde (özellikle işgal tehlikesi bulunan yörelerde), genel adı Müdafaa-i
Hukuk Cemiyetleri olan millî teşkilatlar kurulmuştur.
✓ Millî Mücadele hareketinin alt yapısını oluşturan bu cemiyetler savunma amaçlı olup her şeyin
başında hür ve bağımsız yaşama hakkını ve vatanı koruma gayesini taşımıştır.

Bölgesel amaçlı kurulan bu cemiyetlerin ortak bazı özellikleri şunlardır:


o İşgallere karşı Türk milletinden gelen ilk tepkidir.
o Bölgelerinin Türklüğünü kanıtlamak çabasındaydılar. Bunun için de tarihsel gerçeklerle
birlikte nüfus çoğunluğuna önem vermişlerdir.
o Wilson İlkeleri’nin 12. Madde’sinden yararlanmak istemişlerdir.
o Bölge halkının desteğini ve birliği sağlamak için geniş katılımlı kongreler
düzenlemişlerdir.
o Haklarını savunmak, isteklerini iletmek için Paris Barış Konferansı’na ve İstanbul’daki
İtilaf Devletleri temsilcilerine heyetler göndermişlerdir.
o Bölgelerini işgalcilere ve azınlıklara karşı savunmuşlardır.
o Sivas Kongresi’nde “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” çatısı altında
birleştirilmişlerdir.

Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti


✓ I. Kolordu Komutanı Cafer Tayyar Bey’in yardımlarıyla Edirne’de kurulmuştur. Mondros
Ateşkesi sonrasında kurulan ilk millî cemiyettir.
✓ Bölgenin Yunanistan’a bırakılmasına karşı mücadele etmiştir. Lüleburgaz ve Edirne
kongrelerini düzenlemişlerdir.
✓ Yeni Edirne ve Ahali gazetelerini çıkararak görüşlerini dile getirmiştir
✓ Osmanlı Devleti’ne bağlı kalmak mümkün olmazsa, bağımsız bir Trakya Cumhuriyeti kurmayı
düşünmüşlerdir.

OSMAN EMİR 5
MİLLÎ MÜCADELE

Şark Vilayetleri (Doğu Anadolu) Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti


✓ İstanbul’da kurulan cemiyet, daha sonradan merkezini Erzurum’a taşımıştır.
✓ Cemiyetin amacı, Doğu Anadolu’da kurulması planlanan Ermeni Devleti’ne engel olmak ve
bölgede meydana gelebilecek Ermeni çetelerinin işgallerine karşı bölge halkını örgütlemektir.
(Hınçak ve Taşnak Cemiyeti’ne karşı mücadele etmiştir.)
✓ Cemiyet, çıkardığı Fransızca Le Pays (Vatan) ve Türkçe Hadisat ve Albayrak gazeteleri ile doğu
illerinin Türk yurdunun ayrılmaz bir parçası olduğunu savunmuştur.

Cemiyet, yayımladığı bir beyanname ile şu kararları almıştır:


o Bölgedeki Türk ve Müslüman nüfus hiçbir suretle göç etmeyecek
o Derhal dinî, ekonomik, sosyal ve ilmî alanda örgütlenmeye gidilecek
o Doğu illerini savunmak için birleşilecek

✓ Bu kararların amacı, Doğu illerinde Türk egemenliğini meşrû kılmak ve bölgedeki Türk
nüfusunu azınlıklara oranla her yönden güçlü tutmaktır. Erzurum Kongresi, bu cemiyet
tarafından düzenlenmiştir.

İzmir Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti


✓ İzmir’de kurulmuştur. İzmir ve Ege Bölgesi’nin Türklere ait olduğunu dünyaya kanıtlamak ve
bölgenin Yunanistan’a verilmesini önlemek amacıyla mücadele etmiştir.

İzmir Redd-i İlhak Cemiyeti


✓ 14 Mayıs 1919’da İzmir Müdafaa-i Hukuk-u Osmaniye Cemiyeti’nin adının değiştirilmesiyle
kurulan cemiyettir.
✓ Cemiyetin amacı, İzmir’in işgalini önlemek ve bölgenin Türklere ait olduğunu dünyaya
duyurmaktır.
✓ Redd-i İlhak Cemiyeti’nin önemli faaliyetlerinden biri Batı Cephesi’nin kurulmasını sağlayan
Balıkesir ve Alaşehir Kongrelerini düzenlemiş olmasıdır.

Trabzon Muhafaza-i Hukuk-u Millîye Cemiyeti


✓ Trabzon ve civarının Rumlara verilerek bu bölgede Pontus Rum Devleti’nin kurulmasını
önlemek; işgallere ve Pontus çetelerine karşı silahlı direnişte bulunmak üzere kurulmuştur.
✓ Erzurum Kongresi’nin toplanmasında Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ile birlikte
önemli rol oynamıştır.

Kilikyalılar Cemiyeti
✓ Merkezi İstanbul’dur. Çukurova (Adana) Bölgesi’nin Türk vatanının bir parçası olduğunu
belirterek, bölgeyi Ermeniler ve Fransızlara karşı savunmayı amaçlamıştır.
✓ Pozantı Kongresi’ni toplamıştır.

Anadolu Kadınları Müdâfaa-i Vatan Cemiyeti


✓ 5 Kasım 1915’te Sivas’ta Melek Hanım tarafından kurulmuş, vatanın bütünlük ve bağımsızlığı
uğrunda bütün Anadolu’da birliği sağlamak amacıyla mitingler ve kongreler düzenlemiştir.
✓ İstiklal mücadelesi için ayni ve nakdi yardım toplamıştır.

OSMAN EMİR 6
MİLLÎ MÜCADELE

Millî Karakol Cemiyeti


✓ İstanbul’dan Anadolu’ya sevkiyat işlerini yürütmüştür. Yasal izni olmadığı için, cemiyet
faaliyetlerini gizlice sürdürmüştür.

Millî Müdafaa (Mim Mim) Grubu


✓ İstanbul’dan Anadolu’ya silah ve cephane kaçırılması ve Millî Mücadele taraftarlarının
Anadolu’ya geçmelerinde yararlı faaliyetler sürdürmüştür.
✓ Ayrıca bu dernek, Millî Mücadele’ye destek olmak adına topladığı istihbarat bilgilerini
Anadolu’ya göndermiştir.

Millî Kongre Cemiyeti


✓ Göz doktoru Esat (Işık) Paşa’nın çağrıları ile 70 kadar dernekten ikişer temsilcinin katılması ile 29
Kasım 1918’de partiler üstü bir teşkilat olarak İstanbul’da kurulmuştur.
✓ Diğerlerinden farklı olarak mücadeleye bir bütün olarak yaklaşmış, bütün millî güçleri
birleştirmeyi amaçlamış ve mücadeleyi basın-yayın yoluyla yürütmüştür.
✓ Millî Kongre Cemiyeti, Türklere yönelik haksız propagandalara basın-yayın yoluyla cevap
vermek, Türk milletinin haklarını ve tarihî özelliklerini duyurmak ve millî birliği sağlamak gibi
amaçlar gütmüştür.

OSMAN EMİR 7
MİLLÎ MÜCADELE

Mustafa Kemal’in Samsun’a Çıkışı (19 Mayıs 1919)


✓ Mustafa Kemal Mondros Ateşkesi imzalandığı sırada Adana’da Yıldırım Orduları Komutanı idi.
✓ Merkezden çağrılması üzerine İstanbul’a gelen Mustafa Kemal, işgal donanmalarını gördüğünde
“Geldikleri gibi giderler” diyerek millî mücadelenin başlatılması gerektiğini ve buna olan inancını
net olarak ortaya koymuştur.

Mustafa Kemal Anadolu’ya geçmeden önce geldiği İstanbul’da;


o Düşüncelerini yaymak için Fethi Bey ile birlikte Minber gazetesini çıkarmıştır.
o Meclis içerisinde güç kazanmaya çalışmıştır.
o Padişah Vahdettin ile görüşmüştür.
o Tevfik Paşa Hükümeti’nin güvenoyu almasını önlemeye çalışmıştır.

✓ Mustafa Kemal tüm bu çalışmalarına rağmen İstanbul’da bir şey yapamayacağını anlamış ve bir
an önce Anadolu’ya geçmeye karar vermiştir.
✓ Bu sırada Orta ve Doğu Karadeniz’de Pontus Rum Cemiyeti’nin faaliyetleri ile bölgedeki Rum
halkı karışıklıklar çıkarıyor, olayın sorumlusu olarak da Türk halkı gösteriliyordu.
✓ Bu durum karşısında İngilizler, Osmanlı Hükûmeti’ne bölgede güvenliğin sağlanmasını; aksi
takdirde, bölgeyi işgal edeceklerini bildirdiler.
✓ Bu gelişmeler üzerine İstanbul Hükûmeti (Damat Ferit Paşa), İngiltere’nin de baskısıyla, bölgeye
çok geniş yetkilerle bir komutanın gönderilmesine karar vermiştir.
✓ Bu durum Anadolu’ya geçmek isteyen Mustafa Kemal’e aradığı fırsatı yaratmıştır. Mustafa
Kemal, Damat Ferit Paşa Hükûmeti tarafından IX. Ordu Müfettişi olarak bölgeye atanmıştır.
✓ IX. Ordu Müfettişi göreviyle Samsun’a gönderilen Mustafa Kemal Paşa’nın yetkili olduğu iller
arasında Sivas, Erzurum, Van ve Trabzon bulunmakta olup, ayrıca kendisine birtakım görevler
verilmişti.
Bu görevler arasında şunlar vardı:
o Bölgede güvenliği sağlamak.
o Bölgedeki halkın elinde bulunan silah ve cephaneyi almak.
o Halkı mücadeleye davet eden ve onlara silah tedarik eden grupları dağıtmak.

✓ Ancak Mustafa Kemal’in amacı ise, “Anadolu’da Millî Mücadele’yi başlatmak ve millî
egemenliğe dayalı tam bağımsız bir Türk Devleti kurmaktı.”
✓ Mustafa Kemal, İstanbul’dan ayrılmadan Hükûmet ve Padişahla görüşmüştür. Mustafa Kemal bu
görüşmenin akşamı 16 Mayıs 1919’da bir devlet görevlisi olarak, 27 arkadaşıyla birlikte,
Bandırma Vapuruyla Samsun’a hareket etmiştir.
✓ Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıkışı ile birlikte Millî Mücadele fiilen başlamıştır.
✓ Mustafa Kemal Paşa, Samsun’a çıktığında Mıntıka Palas Oteli’nde kalmış, Ali Fuat Paşa, Kâzım
Karabekir gibi komutanlarla bağlantı kurmuş ve ülkenin her tarafındaki askerî ve mülkî erkânı
Millî Mücadele fikri etrafında birleştirmeye çalışmıştır.

OSMAN EMİR 8
MİLLÎ MÜCADELE

Samsun Raporu (22 Mayıs 1919)


✓ Mustafa Kemal, müfettişliğin kendine tanıdığı görev ve yetkiler doğrultusunda ilk raporunu
Osmanlı yönetimine göndermiştir.
✓ Millî Mücadele’nin ilk temel planı olarak kabul edilebilecek olan Samsun Raporu’nda şu görüşleri
ortaya koymuştur:
o İzmir’in Yunanlılar tarafından işgalinin haksız olduğu ve halkı olumsuz etkilediği,
o Türklerin yabancı bir ülkenin kontrolüne girmek istemediği anlatıldı.
o Bölgedeki karışıklıklara siyasi emeller peşinde koşan Rumların neden olduğu ve
Rumların emellerinden vazgeçmesiyle asayişin kendiliğinden düzeleceği belirtildi.

✓ Mustafa Kemal, şehrin güvenlik sorunları ve Rum çetelerinin faaliyetleri nedeniyle 25 Mayıs
1919’da Havza’ya geçmiştir.

Havza Genelgesi (28 Mayıs 1919)


✓ Mustafa Kemal Havza’ya geldikten sonra bir genelge yayınladı. Bu genelgeye göre;

o İzmir’in Yunanlılarca işgal edilmesi yapılacak protesto mitinglerinde şiddetle


kınanmalıdır.
o İtilâf Devletlerinin temsilcilerine ve İstanbul hükûmeti üyelerine, İzmir’in işgalini
kınayan telgraflar çektirilmesi sağlanmalıdır.
o Yapılacak mitinglerde, azınlıklara kötü davranılmamalıdır.
o Anadolu’nun her yanında millî cemiyetlerin kurulması sağlanmalıdır.

Havza Genelgesi’nin Önemi


✓ Havza Genelgesi “millî bilincin” uyandırılması yolunda atılan ilk adımdır. Özellikle miting ve
protesto gibi kavramlar bu bilincin uyandırılmasına çalışıldığının kanıtıdır.
✓ Havza’da düzenlenen mitinge bizzat Mustafa Kemal de katılmış, işgallere, İtilaf güçlerine ve
Mondros Ateşkesi’ne ilk kez açıkça karşı çıkmıştır.
✓ Havza Genelgesi’yle resmî görevinin dışına çıkan Mustafa Kemal İngilizlerin baskısıyla Damat
Ferit Paşa Hükûmeti tarafında geri çağrılmıştır. Mustafa Kemal oyalayıcı bir cevap vererek
Amasya’ya geldi.

OSMAN EMİR 9
MİLLÎ MÜCADELE

Amasya Genelgesi (22 Haziran 1919)


✓ Mustafa Kemal 12 Haziran’da, 18 arkadaşıyla birlikte Amasya’ya gelmiş ve çalışmalarına burada
devam etmiştir.
✓ Mustafa Kemal, Rauf Bey, Refet Paşa ve Ali Fuat Paşa ile beraber Amasya Genelgesini
hazırlamıştır. Genelge, Mustafa Kemal’in yaveri Cevat Abbas tarafından yazılmıştır.
✓ Bu genelgeyi ayrıca telgraf yoluyla, Erzurum’daki XV. Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir
ile Konya’daki II. Ordu Müfettişi Mersinli Cemal Paşa onaylamıştır.
✓ Amasya Genelgesi, Mustafa Kemal tarafından halkın örgütlenmesini sağlamak ve mücadeleyi
bir programa göre yürütmek amacıyla yayımlanmıştır.

Amasya Genelgesi’nin Başlıca Maddeleri


1. Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir.
o Millî Mücadelenin gerekçesi ortaya konmuştur.

2. İstanbul Hükûmeti, üzerine aldığı sorumluluğun gereklerini yerine getirememektedir. Bu


durum milletimizi yok olmuş gibi göstermektedir.
o Bu madde Millî Mücadele’nin bir diğer gerekçesini belirtmektedir.
o Padişaha karşı bir tavır alınmamış, Hükûmetin pasif tutumunun, milletin varlığını
tehdit ettiği belirtilmiştir.

3. Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.


o Bu madde Millî Mücadele’nin yöntemini belirtmektedir.
o Millî egemenlik kavramları ilk olarak dile getirilmektedir.
o Rejimin (yönetim biçimi) ileride değişebileceğinin ilk sinyalleri verilmiştir.

4. Milletin durumunu saptamak ve sesini dünyaya duyurmak için her türlü etki ve denetimden
uzak millî bir kurulun varlığı gereklidir.
o Bu madde ile Temsil Heyeti’nin oluşturulacağı ilk kez belirtilmiştir.

5. Anadolu’nun güvenli bir bölgesi olan Sivas’ta millî bir kongre toplanacaktır. Bu kongreye her
ilden halkın güvenini kazanmış 3’er delege katılacaktır.
o Bu madde ile birlik ve beraberlik sağlanmak istenmiştir. Mücadelenin merkezî bir
yapıya dönüşmesi hedeflenmiştir. Millet iradesini hâkim kılmak amaçlanmıştır.
o Millî Mücadele’yi kişisel bir mücadele olmaktan çıkarıp halka mâl etmek, böylece
katılımları artırmak hedeflenmiştir.

6. Askerî ve millî örgütler hiçbir şekilde lağvedilmeyecektir.


o Bu madde ile Mondros Ateşkes Antlaşması’nın “Osmanlı orduları derhal terhis edilecek”
hükmüne açıkça karşı çıkılmıştır.

7. Doğu illeri adına Erzurum’da bir kongre toplanacaktır. Erzurum’a gidecek delegeler
kongreden sonra derhal Sivas’a geleceklerdir.
8. Her olasılığa karşı bu durum millî bir sır gibi tutulmalı ve temsilciler gerekli görülen yerlerde
kimliklerini gizleyerek gelmelidir.

OSMAN EMİR 10
MİLLÎ MÜCADELE

Amasya Genelgesi’nin Önemi ve Özellikleri


✓ Kurtuluş Savaşı’nın amaç, gerekçe ve yöntemi ilk kez belirtilmiştir.
✓ Millî Mücadele’nin programını belirten resmî bir belgedir.
✓ Millî irade kavramı ilk olarak bu genelgede dile getirilmiştir.
✓ Millî egemenlik ve millî devlet kavramlarından da ilk olarak burada bahsedilmektedir.
✓ Millî iradeye dayalı yeni bir yapılanmanın rejimin değişeceğinin habercisidir.
✓ Mustafa Kemal’in IX. Ordu Müfettişi olarak yaptığı son resmî faaliyetidir.
✓ Mustafa Kemal, Amasya Genelgesi’nin ardından “Artık İstanbul Anadolu’ya hâkim değil, tâbi
olmak zorundadır.” diyerek millet egemenliğinin gerçekleşmesi yolunda önemli bir adım atmıştır.
✓ Amasya Genelgesi’nden sonra Mustafa Kemal, İtilaf Devletleri’nin de baskısıyla, İstanbul
Hükûmeti adına İçişleri Bakanı Ali Kemal Bey tarafından tekrar İstanbul’a geri çağrılmış, ancak
O “sadece padişahtan emir alabileceğini” belirterek zaman kazanmaya çalışmıştır.

OSMAN EMİR 11
MİLLÎ MÜCADELE

Erzurum Kongresi (23 Temmuz-7 Ağustos 1919)


✓ Damat Ferit Paşa Hükûmeti, sivil ve askerî yöneticilere Mustafa Kemal’in görevden alındığını
resmî bir sıfatı kalmadığı için emirlerinin de dinlenmemesi gerektiğini bildirdi.
✓ Bu gelişme üzerine aynı gece kendisi de hem ordu müfettişliği görevinden hem de askerlik
mesleğinden istifa etmiştir.
✓ Erzurum Kongresi, Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ile Trabzon Muhafaza-i Hukuk
Cemiyetinin katkılarıyla toplanmıştır.
✓ Kongrenin toplanma amacı Doğu Anadolu’da Ermeni Devleti ve Doğu Karadeniz’de Pontus
Rum Devleti kurulma çalışmalarına karşı alınacak önlemleri kararlaştırmak ve gerekli iş
birliğini sağlamaktı.
✓ Erzurum Kongresi; Bitlis, Erzurum, Sivas, Trabzon ve Van’dan gelen delegelerin katılımıyla
toplanmıştır. Diyarbakır, Elazığ ve Mardin vilâyetleri ise valilerin engellemesinden dolayı
kongreye delege gönderememiştir.

Erzurum Kongresi sonunda alınan kararlar


1. Millî sınırlar içinde vatan bir bütündür bölünemez.
o Bu madde ile ilk kez ulusal sınırlardan bahsedilmiştir.
o Misâk-ı Millî’nin temelleri atılmıştır.

2. Kuvay-ı Millîye’yi etkin ve millî iradeyi egemen kılmak esastır.


o Kuva-yı Milliye’nin etken olması ifadesinde millî iradeye dayanan bir ordunun
kurulması fikri ortaya konmaktadır.
o “Millî iradeyi egemen kılmak” ifadesi “demokrasi” ve “cumhuriyet” fikirlerini de
yansıtmaktadır.

3. Hristiyan azınlıklara siyasi hâkimiyet ve sosyal dengemizi bozan ayrıcalıklar verilemez.


o Azınlık hakları gerekçe gösterilerek ülkenin iç işlerine karışılması engellenmek
istenmiştir.

4. Manda ve himaye (Koruma ve Güdüm) kabul edilemez.


o Bu madde ile ilk kez manda fikrine açıkça karşı çıkılmış ve tam bağımsızlık
hedeflenmiştir.

5. Mebusan Meclisinin derhâl toplanmasına ve hükûmet işlerinin meclisin denetimi altında


yürütülmesine çalışılacaktır.
6. İşgal emeli taşımayan devletlerin yardımları kabul edilecektir.
7. Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı, millet birlik olarak kendisini müdafaa ve
mukavemet edecektir.
8. Vatanın ve istiklalin muhafaza ve teminine İstanbul Hükûmeti muktedir olmadığı takdirde,
gayeyi temin için Anadolu’da geçici bir hükûmet kurulacaktır.
o İlk kez yeni bir hükûmetin gerekliliğinden bahsedilmiştir.

9. Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz bölgelerindeki millî cemiyetler “Doğu Anadolu Müdafaa-
yı Hukuk Cemiyeti” adıyla bir merkezde birleştirilecektir.

OSMAN EMİR 12
MİLLÎ MÜCADELE

Erzurum Kongresi’nin Önemi ve Özellikleri


✓ Toplanış bakımından bölgesel, aldığı kararlar bakımından ulusal bir kongredir. Kongre Başkanı
Mustafa Kemal’dir.
✓ Sadece Doğu bölgelerini temsil eden ve 9 kişiden oluşan Temsil Heyeti Mustafa Kemal’in
başkanlığında ilk kez burada oluşturulmuştur.
✓ İlk kez ulusal sınırlardan bahsedilmiştir. İlk kez Misâk-ı Millî kararlarının esasları
belirlenmiştir.
✓ İlk kez millî egemenliğe dayalı yeni bir devlet kurma düşüncesi oluşmuştur. Ulusal güçlerin
birleştirilmesi için ilk adım atılmıştır.
✓ Azınlık haklarına ilk defa tepki gösterilmiştir. Bağımsızlık, dış politika ilkesi olarak
benimsenmiştir.

Bölgesel Kongreler

Balıkesir ve Alaşehir Kongreleri


✓ Başkanı Hacim Muhittin Bey’dir. 1919-1920 yılları arasında toplam 5 kongre toplanmıştır.
✓ Yunanlılara karşı mücadele kararı alınmıştır. Padişaha bağlılık bildirilmiştir.
✓ Kurtuluş Savaşı’nda Batı Cephesi’nin oluşmasında etkili olmuştur. Kuvây-i Milliye’nin
güçlendirilmesi kararı alınmıştır.

Nazilli Kongreleri
✓ Nazilli işgal altında olduğu için kongre toplantıları Muğla’da yapılmıştır. Kuvây-i Milliye’nin
güçlendirilmesi kararı alınmıştır.
✓ Celâl Bayar “Gâlip Hoca” lâkabıyla kongre başkanlığını yürütmüştür. Celâl Bayar’ın bir diğer
lâkabı da Reşad-ı Sâni’dir.

Lüleburgaz Kongresi
✓ Her türlü işgale karşı direnme çağrısı yapılmıştır. Trakya’nın Yunanistan’a verilmesi
reddedilmiştir.

Edirne Kongresi
✓ Trakya’nın Yunanistan’a verilmesi kesinlikle reddedilmiştir. Silahlanma kararı alınmıştır.
Yunanlılara karşı mücadele çağrısı yapılmıştır.

Afyon Kongresi
✓ Mustafa Kemal’in de katıldığı bu kongrede Millî Mücadele’ye destek olunması kararı
alınmıştır.

Pozantı Kongreleri
✓ Mustafa Kemal, Fevzi Çakmak ve bazı milletvekilleri katılmıştır. Kuvây-i Milliye’nin birleşme
süreci tamamlanmıştır. Toplanan son kongredir.

OSMAN EMİR 13
MİLLÎ MÜCADELE

Sivas Kongresi (4-11 Eylül 1919)


✓ Kongre yeri olarak Sivas’ın tercih edilmesinde, buranın işgal edilmemiş olması ve ulaşım
imkânlarına sahip olması etkili olmuştur.
✓ Sivas Kongresi’nin yapılması için ilk duyuru Amasya Genelgesi’yle yapılmıştı.
✓ Toplam 38 delegenin katıldığı ve 8 gün süren kongrenin ilk toplantısında, Mustafa Kemal kongre
başkanlığına seçilmiştir.

Kongreyi Engelleme Çalışmaları


✓ Sivas Kongresi’nin büyük bir gizlilik içinde toplanması istenmişse de İtilaf Devletleri ve İstanbul
Hükûmeti, kongrenin toplanacağından haberdar olmuştur.
✓ Bu gelişme üzerine İstanbul Hükûmeti, Mustafa Kemal’i tutuklatmak ve kongreyi dağıtmak için
bazı yöneticileri görevlendirmiştir.

Ali Gâlip Olayı


✓ İstanbul Hükûmeti’nin Sivas Kongresi’nin toplanmasını engellemek ve kongre üyelerini
tutuklamak amacıyla Elazığ (Harput) Valisi Ali Gâlip Bey’i görevlendirmesi olayıdır.
✓ Ancak Ali Gâlip kongreyi dağıtma girişiminde başarılı olamamıştır. Temsil Heyeti, Ali Gâlip
Olayı’ndan sonra İstanbul (Damat Ferit Paşa) Hükûmeti ile her türlü resmî ilişkiyi kesmiştir.

Muhittin Paşa Olayı


✓ Ankara Valisi Muhittin Paşa’nın kongreyi dağıtma girişimidir. Bu çabasında başarılı olamayan
Muhittin Paşa, Çorum-Ankara yolunda tutuklanarak Sivas’a getirilmiştir.
✓ Ancak koyu bir İstanbul taraftarı olan Muhittin Paşa, Millî Mücadele’yi baltalamaya çalıştığı için
İstanbul’a gönderilmiştir. Yerine de Yahya Gâlip Bey vali seçilmiştir.

Kongrenin toplanma amaçları


o Millî Mücadele’yi tek merkezden yönetmek.
o Anadolu’daki tüm millî güçleri (cemiyetleri) tek çatı altında birleştirmek.
o Erzurum Kongresi’nde alınan kararları tüm yurda mâl etmek.
o Millî Mücadele’nin millî bir kongrenin seçeceği Temsil Heyeti ile yönetilmesini
sağlamak.

✓ Sivas Kongresi’nde Mustafa Kemal’in kongre başkanı seçilmesi ve ABD mandası en çok
tartışılan konular olmuştur.
✓ Mustafa Kemal’in kongre başkanı olmasına bazı arkadaşlarının karşı çıkması, O’na karşı ilk iç
muhalefet hareketi olarak değerlendirilebilir.

OSMAN EMİR 14
MİLLÎ MÜCADELE

Sivas Kongresi’nde Alınan Başlıca Kararlar


1. Anadolu’daki tüm millî cemiyetler “Anadolu ve Rumeli Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti” adı
altında birleştirilmiştir.
o Bu madde ile millî güçler tek çatı altında toplanmıştır.
o Bölgesel mücadele yerine ulusal mücadele benimsenmiştir.

2. “Temsil Heyeti Doğu illerinin tamamını temsil eder” ifadesinin yerine “Temsil Heyeti
Bütün Yurdu Temsil Eder” denilmiş ve üye sayısı 15’e yükseltilmiştir.
o Bu madde ile Temsil Heyeti’nin yetki alanı genişletilmiştir.
o I. TBMM açılana kadar Kurtuluş Savaşı’nı Mustafa Kemal’in başkanlığını yaptığı Temsil
Heyeti yürütmüştür.

3. “Manda ve Himaye” fikri bir daha gündeme gelmemek üzere reddedilmiştir.


o Bu madde ile manda ve himaye fikri kesin ve son olarak reddedilmiştir.
o Tam bağımsızlıktan ödün verilmeyeceği bir kez daha ortaya konmuştur.

4. Mebusan Meclisi’nin toplanması ve hükûmet işlerinin Meclis tarafından kontrol edilmesi


için çalışmalara devam edilecektir.
o Bu madde ile yönetimde halk iradesine bir kez daha vurgu yapılmıştır.
o İstanbul Hükûmeti’nin çalışmaları denetim altına alınmak istenmiştir.

5. Her türlü işgal ve müdahaleye karşı mücadele etme kararı alınmıştır.


6. Bağımsızlığı ve bütünlüğü bozmaması şartı ile dış yardım alınabilecektir.
7. Milletin haklı sesini duyurmak ve halkı mücadele konusunda bilgilendirmek amacıyla, Sivas’ta
“İrâde-i Milliye” adlı bir gazete çıkarılması kararlaştırılmıştır.

Sivas Kongresi’nin Önemi ve Özellikleri


✓ Sivas Kongresi her açıdan ulusal bir kongredir. Millî birlik ve beraberlik yolunda önemli bir adım
atılmıştır. Kongre kararları ihtilâlcı bir karakter taşımaktadır.
✓ Tüm millî cemiyetler, “Anadolu ve Rumeli Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti” adı altında
birleştirilmiştir. Böylece Millî Mücadele tek merkezden yürütülmüştür.
✓ Kongre sırasında yetki alanı genişletilen Temsil Heyeti, Ali Fuat Paşa (Cebesoy)’yı Kuvây-i
Milliye’nin Batı Cephesi Komutanlığı’na atamıştır.
o Temsil Heyeti bu gelişme ile ilk kez yürütme yetkisini kullanmıştır.
o Bu durum Temsil Heyeti’nin bir hükûmet gibi hareket ettiğini göstermektedir.

✓ Kongre sonunda, Temsil Heyeti’nin İstanbul ile haberleşmeyi kesmesi üzerine, 30 Eylül 1919’da
başarısızlığından dolayı Damat Ferit Paşa Hükûmeti istifa etmiştir.
o Damat Ferit Paşa Hükûmeti’nin Sivas Kongresi’ni engelleyemediği için istifa etmesi,
Temsil Heyeti’nin İstanbul Hükûmeti’ne karşı kazandığı bir zaferdir.

OSMAN EMİR 15
MİLLÎ MÜCADELE

General Harbourd Raporu


✓ ABD Başkanı Wilson, General James G. Harbourd başkanlığındaki bir heyeti Doğu Anadolu’da
Ermenilerle ilgili incelemeler yapmak üzere Sivas’a göndermiştir.

General Harbourd’un yaptığı incelemelerden sonra hazırladığı rapora göre;


o Doğu Anadolu’da Türk nüfus daha yoğundur.
o Ermenilerle ilgili ortaya atılan katledildikleri iddiası doğru değildir.
o Anadolu’nun kaynakları ABD’nin ihtiyaçlarını karşılayabilecek güçte değildir.
o Anadolu’daki millî mücadele son derece kararlıdır.

✓ 20 Eylül 1919’da Mustafa Kemal’le de görüşen General Harbourd, izlenimlerini ve raporunu


kendisine aktarmıştır.

Amasya Görüşmeleri (20–22 Ekim 1919)


✓ Damat Ferit Paşa Hükûmeti, baskılar sebebiyle istifa edince yeni hükûmeti Ali Rıza Paşa
kurumuştur.
✓ Mustafa Kemal Paşa, yeni hükûmeti kurmuş olan ve Anadolu hareketine daha ılımlı bakan Ali
Rıza Paşa’ya telgraf çekti.
✓ Erzurum ve Sivas kongrelerinde kabul edilmiş olan kararlarla oluşan millî teşkilata saygılı
olunması şartıyla kendisine yardım vaadinde bulundu.
✓ Bunun üzerine İstanbul Hükûmeti, Bahriye Nazırı Salih Paşa’yı Temsil Heyeti ile görüşmek
amacıyla Amasya’ya gönderme kararı aldı.
✓ Mustafa Kemal, Rauf Orbay ve Bekir Sami Beyler ile Salih Paşa arasında 20-22 Ekim 1919’da
bir araya gelmişlerdir.

Amasya Görüşmeleri Kararları


1. Türk vatanının bütünlüğü ve bağımsızlığı korunacaktır.
2. Müslüman olmayan azınlıklara siyasi ve sosyal dengemizi bozacak ayrıcalıklar verilmeyecek
3. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, İstanbul Hükûmeti'nce tanınacaktır.
4. İtilaf Dev. ile yapılacak barış görüşmelerine Temsil Heyetinin de onayladığı kişiler katılacak.
5. Mebuslar Meclisi Anadolu'da güvenli bir yerde toplanacaktır.

Amasya Görüşmeleri’nin Önemi ve Özellikleri


✓ İstanbul Hükûmeti, Amasya Görüşmeleri ile Temsil Heyeti ve Anadolu’da başlayan ulusal
hareketi ilk kez tanımıştır.
✓ Temsilciler Kurulunun, Sivas Kongresi’nden sonra İstanbul Hükûmeti’ne karşı kazandığı ilk
siyasî başarıdır.
✓ İstanbul Hükûmeti, Amasya Görüşmeleri’nde tespit edilen protokollerden sadece Mebusan
Meclisi’nin açılması ve seçimlerin yapılması ile ilgili kararı kabul etmiş, diğer kararları
otoritesini sarsmamak amacıyla reddetmiştir.
✓ Görüşmelerde Mustafa Kemal ile Salih Paşa’nın fikir birliğine varamadığı tek konu “Mebusan
Meclisi’nin açılacağı yerin belirlenmesi” konusu olmuştur.

OSMAN EMİR 16
MİLLÎ MÜCADELE

Temsil Heyeti’nin Ankara’ya Gelmesi (27 Aralık 1919)


✓ Mustafa Kemal, meclis toplanmadan önce Temsil Heyeti üyeleri ve Millî Mücadele’ye destek veren
komutanlarla Sivas’ta bir araya gelmiş, görüşme sonunda Ankara’nın Millî Mücadele’nin
yönetileceği merkez olması kararlaştırılmıştır.
✓ Mustafa Kemal hem Millî Mücadele’yi merkezinden yönetmek hem de meclisin çalışmalarını daha
yakından takip etmek için Temsil Heyeti üyeleriyle beraber 27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelmiştir.
Temsil Heyeti’nin Ankara’yı merkez olarak seçmesinde;
o Ali Fuat Paşa komutasında Millî Mücadele’yi destekleyen 20. Kolordu’nun burada olması,
o Ankara’ya yurdun her yerinden demir yolu ulaşımı kolaylığı, Ulaşım olanakları,
o Yunanlılara karşı yapılacak bir savaşta bölgeye yakın olması, Batı Cephesi’ne,
o İstanbul ve diğer şehirlerle haberleşme imkânının daha fazla olması,
o Anadolu’nun tam orta noktasında yer alması ve İstanbul’a yakın olması etkili olmuştur.

✓ Ankara’ya gelen Mustafa Kemal, burada Ankara Ziraat Okulu’na yerleşmiştir. Bu aşamadan
sonra Ankara’yı Temsil Heyeti’nin ve Millî Mücadele’nin merkezi yapmıştır.

OSMAN EMİR 17
MİLLÎ MÜCADELE

Son Osmanlı Mebusan Meclisinin Açılması (12 Ocak 1920)

✓ Mebusan Meclisi Padişah Vahdettin tarafından 21 Aralık 1919’da kapatılmıştı. Bu meclisin


yeniden açılabilmesi için seçimlerin yapılması gerekiyordu.
✓ 7 Kasım 1919’da yurt genelinde yapılan seçimleri çoğunlukla Temsil Heyeti’nin desteklediği
Müdâfaa-i Hukuk Grubu adayları kazanmıştır.
✓ Mustafa Kemal, Erzurum mebusu seçilmiş olmasına rağmen tutuklanma olasılığına karşı
İstanbul’a gitmedi.
✓ Ancak İstanbul’a gidip Meclis’e katılacak olan vekilleri Ankara’da toplayarak bazı taleplerde
bulunmuştur. Talepleri;
o Meclis’te Müdâfaa-i Hukuk Grubu’nun oluşturulması,
o Kendisinin Meclis Başkanı seçilmesi,
o Misâk-ı Millî kararlarının Meclis’te onaylanmasıdır.

✓ 12 Ocak 1920’de İstanbul’da toplanan Son Osmanlı Mebusan Meclisi’nde, Mustafa Kemal meclis
başkanı seçilmemiş ve Müdâfaa-i Hukuk Grubu yerine Felâh-ı Vatan (Vatanın Kurtuluşu) Grubu
kurulmuştur.
✓ Misâk-ı Millî kararları Meclis’te kabul edilmiştir. Son Osmanlı Mebusan Meclisi’nde onaylanan
son karar Misâk-ı Millî kararlarıdır.

Misak-ı Millî (12–28 Ocak 1920)


✓ Felâh-ı Vatan Grubu üyelerinin oylarıyla kabul edilmiştir. “Millî Bağımsızlık Yemini” anlamına
gelmektedir. Ulaşılmak istenen “Millî Sınırlar” belirlenmiştir.
✓ Millî Mücadele’nin hedeflerini ortaya koyan 6 maddelik bu belgede şunlar dile getirilmiştir:
1. Millî ve ekonomik gelişmemizi engelleyen siyasi, adli ve mali sınırlamalar (kapitülasyonlar)
kaldırılmalıdır. Sadece millî sınırlar içinde kalan bölgelerin borçları ödenmelidir.
o Kapitülasyonlara ilk kez karşı çıkılmıştır. Ekonomik bağımsızlık hedeflenmiştir.
2. İstanbul ve Marmara Denizi’nin güvenliği her türlü tehlikeden korunmalıdır. Bu esas kabul
edildikten sonra ticaret gemilerinin Çanakkale ve İstanbul Boğaz’larından geçişi, ilgili
devletlerin birlikte verecekleri karara bağlıdır.
3. Daha önce Halkın oyu ile anavatana katılan üç sancak; Elviye-i Selase Kars, Ardahan ve
Batum’da gerekirse yine halk oylamasına başvurulabilir.
4. Osmanlı Devleti’nin Mondros Ateşkes Anlaşması’nı imzaladığı (30 Ekim 1918) tarihte
düşman işgaline uğramamış yerler bir bütündür, bölünemez.
5. Azınlık hakları komşu ülkelerdeki Müslüman halkın da aynı haklardan yararlanması
şartıyla kabul edilecektir.
o Uluslararası eşitlik ilkesi ön planda tutulmuştur.
6. Batı Trakya’nın durumu halkın serbestçe vereceği oya göre belirlenmelidir.

Misâk-ı Millî’nin Önemi ve Sonuçları


✓ Misak-ı Millî’nin kabulüyle ulusal sınırlar belirlendi.
✓ Sivas’ta yapılan millî kongrede alınan kararlar, Mebusan Meclisi tarafından da kabul edildi.
✓ Millî Mücadelenin hedefi kesin olarak belli olmuştur.
✓ Meclis, kapitülasyonlara ilk ciddi tepkiyi göstermiştir.
✓ Millî Mücadele için meclisin desteği alınmıştır.
✓ Türk halkının temel hakları dile getirilmiştir. Tam bağımsızlık ilkesi benimsenmiştir.
✓ İtilaf Devletleri ile yapılacak barış antlaşmasının temel ilkeleri belirlenmiştir.

OSMAN EMİR 18
MİLLÎ MÜCADELE

İstanbul’un Resmen İşgali (16 Mart 1920)


✓ Son Osmanlı Mebusan Meclisi’nde Misâk-ı Millî kararlarının onaylanması üzerine, İtilaf
Devletleri İstanbul Hükûmeti’ne baskı yapmaya başlamıştır.
✓ Bu baskılara daha fazla dayanamayan Ali Rıza Paşa Hükûmeti istifa etmiş ve onun yerine Salih
Paşa Hükûmeti kurulmuştur.
✓ 9 Mart 1920’de Türk Ocağı’nı basan İtilaf Devletleri, 16 Mart 1920’de İstanbul’u resmen işgal
etmişlerdir.
✓ Meclisi basarak Millî Mücadele yanlısı milletvekillerini tutukladılar ve Malta’ya sürgüne
gönderdiler. 150 kişi.
✓ İstanbul’da sıkıyönetim ilân eden Anlaşma Devletleri, bu gelişmeden sonra bir de genelge
yayımlamışlardır.
✓ Bu genelgede; İşgal geçicidir. (Bu madde ile halkın tepkisi önlenmek istenmiştir.) Anlaşma
Devletleri’nin niyeti saltanat ve hilâfetin gücünü kırmak değil, aksine artırmaktır. Anadolu’da
isyan çıktığı ve katliam yapıldığı an İstanbul Türklerden alınacaktır.
✓ Yaşanan gelişmeler üzerine 11 Nisan 1920’de Padişah Vahdettin’in buyruğuyla Mebusan Meclisi
bir daha açılmamak üzere kapanmıştır. Bu durum Ankara’da BMM’nin açılmasını sağladı.
✓ Mustafa Kemal, “Anadolu hareketi, padişah ve halife efendimizin de kurtuluş hareketidir”
açıklamasında bulunmuştur.
✓ Salih Paşa hükûmeti istifa etmiştir. Yeni hükûmeti İtilaf Devletlerinin iş birlikçisi Damat Ferit
Paşa dördüncü defa kurmuştur.

Temsil Heyeti İstanbul’un İşgali sonrasında;


o İşgal, Anlaşma Devletleri ve yabancı ülke temsilciliklerine gönderilen telgraflarla
kınanmıştır.
o İstanbul ile her türlü haberleşme kesilmiştir.
o İstanbul’daki tutuklamalara karşı Anadolu’daki İtilaf Devletleri mensubu subaylar
tutuklanmıştır.
o Anlaşma Devletleri’nin İstanbul ve Adana’dan asker sevkiyatını önlemek amacıyla Geyve
ve Ulukışla civarındaki demiryolları tahrip edilmiştir.
o Anadolu’dan İstanbul’a resmî kuruluşlara ait her türlü kıymetli eşya ve vergilerin
gönderilmesi engellenmiştir.

OSMAN EMİR 19

You might also like