Professional Documents
Culture Documents
Hülya Küçük,Zeynep Arzu Yegin - Tasavvuf ve Tıp
Hülya Küçük,Zeynep Arzu Yegin - Tasavvuf ve Tıp
"'
en sar
o
"'
en sar
ENSAR NEŞRiYAT TIC. A.Ş.
©Eserin her türlü basım hakkı anlaşmalı olarak Ensar Neşriyat'a aittir.
ISBN: 978-605-9223-81-2
Sertifika No: 17576
Kitabın Adı
TASAVVUF VE TIP
Selim Kalbin Fizyolojisi
Yazan
Prof.Dr. Hülya KÜÇÜK
Doç. Dr. Zeynep Arzu YEGİN
Yayın Yönetmeni
Hüseyin KADER
Editör
Hüseyin KAHRAMAN
Kapak
Halil YILMAZ
Kapak Resmi
Gevher Nesibe Tıp Tarihi Müzesi (Kayseri)
Selfuldu/arda Hasta Tedavisi.
Baskı-Cilt
ÇINAR MAT.ve YAY. SAN.TİC. LTD. ŞTİ.
100. Yıl Mahallesi Matbaacılar Caddesi
Ata Han No:34 / 5 Bağcılar - İSTANBUL
Tel: 0212 628 96 00 - Faks: 0212 430 83 35
Sertifika No: 12683
1 .Basun
Mayıs 2016 / 2.000 adet basılmıştır.
İletişim
Ensar Neşriyat Tic. A.Ş.
Oruçreis Mahallesi Giyimkent 12. Sokak No: 40/42 Esenler/ İstanbul
Tel: (0212) 491 19 03 - 04 Faks: (0212) 438 42 04
www.ensarnesriyat.com.tr ensar@ensarnesriyat.com.tr
Tasavvuf ve Tıp
Selim Kalbin Fizyolojisi
İstanbul 2016
KISALTMALAR
A. y. Aynı Yazar/Yer
Bkz. Bakınız
c. cilt
DİA Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi
Ed. Editör/ler
EP. Encyclopaedia oflslam, New Edition
Haz. Hazırlayan/lar
i. İdare Devri
İA İs/dm Ansiklopedisi
Krş. Karşılaştır
sa. sayı
sad. sadeleştiren
trc. Tercüme eden
ts. Tarihsiz
İÇİNDEKİLER
KISALTMALAR . . . . ..4
................................... ....... .................... ....... ..... . .
ÖNSÖZ .......................................................................................13
BİRİNCİ BÖLÜM
TASAVVUF İLMİNDEKİ TIB/19
5
------ TASAVV U F VE T I P ------
6
S E Lİ M KAL B İ N FİZYOLOJ İ S İ
C. I. 3. Beyin . . .. . .
....................................... ..... .. 92
.. ...... ..................
C. V. 1. Hijyenlfemizlik .. . .. . . 125
......... . ............ ......... . .......... .... ......
C. V. 4. Spor . . . . . . . . . .
.. . . . . . . 143
.. .. . . . .. . ................................ ... . ..... .... ....
C. V. 5. Karantina . . . . . ...
........................ ..... . . . . 145
......... ...................
C. VII. Tedavi . .. . ..
........ ......... . .... .. . . . .152
........................................ ... .. .
Bitkiler ve İnsan . .. . ..
.. . . . . 200
........ ... . ..... ................................... .. .
7
------ TASAV V U F VE T I P ------
İKİNCİ BÖLÜM
T IP İLMİNDEKİ TASAVVUF I 231
8
S E L İ M KAL B İ N FİZYOLOJ İ S İ
Giriş .
.................................................................... .................... 331
Hıltlar Teorisi . . . .
........ ..... ................................. ..... ......................... 334
İnsanda Ruh ve Nefs'in Mahiyeti .................................................. 335
Akıl ............................................................................................. 339
Sindirim Sistemi . .
.. ......................................... .............................. 343
Dolaşım Sistemi .
.................................. ......................................... 344
Kas - İskelet Sistemi ..................................................................... 346
Mizaçlar .............................................................................. ......... . 348
9
------ TASAV V U F V E TIP ------
KAYNAKLAR.. ...... .. . . . . . ..... . . .. ... .. . ......... . .. .. .. . . . .... .. .. . . ... .. .... . ... . .... .. .. . . 359
SONUÇ VE DEGERLENDİRME . . . . .. .. .. . . . . . .. . . .. . . . . . . . .. .. .. . . . . . .. .. . . .. .. 36 1
BİBLİYOGRAFYA . . . .. . .. .. . . . . . . ... . . . . .. . . . ... . . . .. .. . . . .. . . . . .. . . . .. . . . . .. . . . .. .... . . . . .. 36 7
EKLER . . . .. . . . . . . . . . .. . . . ... . .. ..... ... . .. ... . ... . ...... . . ... .. .. ... ..... . . . .. . . . .. .. . . .. .. . . . . . . . . 377
10
Biz çocuklarının rahat ders çalışması için rahatını terketmiş
olan merhum annem ve aileden birisinin mutlaka Tıbb'ı
okumasını istemiş olan merhum babamın aziz ruhlarına. . . .
ÖNSÖZ
13
------ TASAVV U F V E T I P ------
14
------ S E L İ M KAL B İ N F İZYOLOJ İ S İ
ıs
------ TASAVV U F VE T I P ------
16
S E L İ M KAL B İ N FİZYO LOJ İ S İ
Hülya Küçük
Konya 2016
17
BİRİNCİ BÖLÜM
TASAVVUF İLMİNDEKİ TIB
A. GENEL OLARAK FEN BİLİMLERİ VE
TASAVVUF
İlk bakışta Fen Bilimleri ve Tasavvuf, birbirleriyle ilgisi
olmayan alanlar gibi görülebilir. Oysa ikisi de, farklı açıdan
da olsa varlık ve kainatın kanunlarıyla/sırlarıyla ilgilenir
ler. Bilim adamlarınının yaptığı, kainatın kanun ve sırlarını
çözmeye yönelik araştırmalar gerçekleştirmekten başka bir
şey değildir. Yapılan her bilimsel çalışma, kainatın başıboş
olmadığını, her şeyin şu veya bu şekilde olmasını isteyen ve
irade eden, yüce bir varlığın/Allah'ın olduğunu düşündüren
sonuçlara götürür. Böyle bir sonuç, bilim adamlarının za
man zaman dini inançlardan da faydalanmasına sebep olur;
çünkü zaten dinlerin üzerinde durdukları en mühim konu,
kainatın başıboş olmadığı ve bir Yatarıcı'nın olduğudur.
Kur'an'da birçok ayette de belirtildiği üzere, Yaratıcı, her şeyi
belli bir orantı içinde ve belli "miktarlara, mizanlara/ölçüle
re" uygun olarak yaratmıştır: "O, her şeyi yaratmış ve yarattı
ğı şeyleri bir ölçüye göre takdir etmiştir." (Furkan 25/2), "Ol
Allah, hak olarak Kitabı (Kur'anı) ve mizanı/ölçüyü indiren
dir" (Şura 42/17), "Ve gökyüzünü yükseltti ve mizanı ölçüyü
koydu. Ölçüde haddi aşmayın'' (Rahman 5517-8) gibi ayet
ler, konuyla ilgili sadece birkaç örnektir. İnsan vücudundaki
organların birbirlerine mesafelerinden, bir ağacın dalların
daki yaprakların dizilişine kadar, bir çok varlıkta (özellikle
güzel olanlarında) bulunan ve Altın Oran denen 1, 6 1 8 . . . .
21
------- TASAVVUF V E T I P -------
Asıl adı Leonardo Pissano olan İtalya'da doğmuş, Mısır'da büyümüş bir
matematikçi. 598/1201 yılında yazdığı Liher Ahacci (arılamı: Matematik Kitabı)
yla Arap rakam ve sayılarını Avrupa'ya tanıtmıştı. Bkz. Berkmen 2011, s. 94-95.
2 Detaylar için bkz. Berkmen 2011, ss. 94-99, 121, vb.
3 Bkz. Radikal Gazetesi, tarih: 24. 06. 2010.
22
S E L İ M KA L B İ N F İ Z YO LOJ İ S İ
23
------- TASAVVUF V E T I P -------
24
S E Lİ M KAL B İ N FİZYO LOJ İ S İ
25
------- TASAVVUF VE T I P
26
S E L İ M KA L B İ N FİZYOLOJ İ S İ
27
------- TASAVVUF V E T I P -------
28
S E Lİ M KA L B İ N FİZYOLOJ İ S İ
32 Enfal 8/29.
33 Hadid 57/28.
29
------- TASAVVUF VE TIP -------
30
S E L İ M KALB İ N FİZYOLOJ İ S İ
31
------- TASAV V U F V E TIP -------
32
S E L İ M KAL B İ N FİZYO LOJ İ S İ
45 Razi 1988, c. l, s. 5.
46 Gazzali 1397, s. 476
47 A. y. , s. 627
48 Mesela bkz. Gazzali 1412/1992, c. 1, ss. 91-92; Sultan Veled, 2001, s. 166;
İbrahim Hakkı 1974, c. 1, s. 31; Molla Fenari 1374, s. 12.
33
------- TASAVVUF VE T I P -------
34
S E L İ M KA L B İ N F İ ZYOLOJ İ S İ
35
------- TASAV V U F V E TIP -------
36
S E L İ M KALB İ N FİZYOLOJ İ S İ
37
------- TASAVVUF V E T I P -------
38
S E Lİ M KA L B İ N F İ ZYOLOJ İ S İ --
39
------- TASAVV U F V E TIP -------
40
S E L İ M KALB İ N FİZYO LOJ İ S İ
41
------- TASAV V U F VE T I P -------
71 İnsanlık tarihi boyunca ilkleri/ilk yapılan şeyleri tesbite çalışan ilim dalına
verilen isimdir.
72 İsa 1402/1982, ss. 353-354.
73 Şahinoğlu 1991, s. 95.
74 Bkz. Sarı 1991, s. 95.
75 Bkz. Eflaki 1986, s. 200.
42
S E L İ M KAL B İ N FİZYOLOJ İ S İ
9. İbnü'l-Arabi (v.638/1240)
43
------- TASAV V U F VE T I P -------
78 Bkz. A. y. , c. 2. , s. 514.
79 Bkz. İbnü'l-Arabi 1414/1994, c. 5, s. 124.
80 Bkz. A. y. , c. 4, s. 148.
81 Bkz. A. y. , c. 1, s. 331.
82 Bkz. A. y. , c. 1, s. 332.
83 Bkz. A. y., c. 6, s. 398; c. 7, s. 467.
84 Bkz. A. y. , c. 4, s. 570.
85 Bkz. A. y. , c. 3, s. 496.
86 Bkz. A. y. , c. 3, s. 617.
87 Bkz. A. y. , c. 1, s. 337-345.
44
------ S E L İ M KAL B İ N F İ ZYO LOJ İ S İ
88 A. y. , c. 1, s. 1 19.
89 Bkz. Keleş 2008, 14.
45
------ TASAVV U F V E T I P ------
46
------ S E L İ M KAL B İ N Fİ ZYOLOJ İ S İ
47
------ - TASAVV U F V E T I P -------
48
S E Lİ M KAL B İ N F İ ZYOLOJ İ S İ
49
------- TASAV V U F V E TIP -------
50
S E L İ M KALB İ N F İ ZYOLOJ İ S İ
51
------ TASAVV U F V E TIP ------
52
S E L İ M KAL B İ N FİZYO LOJ İ S İ
100 A. y. , s. 120.
101 İsa 1402/1982, s. 160.
53
------ TASAV V U F VE T I P ------
54
S E L İ M KAL B İ N FİZYOLOJ İ S İ
55
TASAVV U F V E T I P -------
56
S E L İ M KA L B İ N FİZYOLOJ İ S İ
107 Bayraktar, tabiatta var olan her şeyin esası ve bütün tabiat olaylarını enerji ve
enerji değişimiyle açıklamayan Fizik ve Felsefe terimi olan eneıjetizmin Batı'daki
müessisi olan F. Wilhelm Ostwald'dan (v.1932) önce Davud el- Kayseri'nin ana
hatlarıyla açıkladığını söyler: el-Kayseri'ye göre, ister zahir ister batın olsun,
tabiattn da içinde olduğu her şey, Allah'ın isim ve sıfatlarının bir tecellisidir.
Çünkü Allah'ın isim ve sıfatları, maddi ve ruhi bütün varlıkların toplamıdır.
Bkz. Bayraktar 1994, s. 33. Ancak, Energetics 'den olan Ostwald'ın fikirleri
ewel emirde "Sociology of energy/Enerjinin sosyolojisi"yle ilgilidir ve burada
açıklanan halinden çok karışıktır. Üstelik, Einstein'in "enerjinin maddeye
dönüşümü" kanununu keşfiyle fazla önemi kalmamıştır. Konuyla ilgili olarak,
Felsefe sözlüklerinde Erke, Erkecilik, Özdek, gibi maddelere bakılabilir. (Mesela
bkz. Hançerlioğlu 1979, s. 122-123). Onun için bu fikirleri metne almadık.
Burada şu kadarını söyleyelim ki Vahdet-i vücudun/Varlığın birliğinin özü olan
bu fikirleri aslında ilk sı1f'ıler dahil bütün siıf'ılerde görmek mümkündür. Ancak
İbnü'l-Arabi çok daha yoğun ve açık bir şekilde açıklamıştır. Bu açıklamalarının
en ilginç tarzına hiç şüphesiz ikinci bölümde ele alacağımız İlô.hi İlmü't-Teşrih
teriminde rastlamaktayız.
108 Kaynağımız, neden oradan çıkarıldığını belirtmemektedir.
109 İsa 1402/1982, s. 310.
57
TASAV V U F V E T I P -------
58
S E Lİ M KALB İ N FİZYOLOJ İ S İ - --
59
------ TASAV V U F V E T I P ------
60
S E L İ M KALB İ N F İ Z YO LOJ İ S İ
61
------- TASAV V U F VE TIP -------
62
S E L İ M KALB İ N F İ Z YO LOJ İ S İ
63
------ TASAVV U F V E TIP ---
64
S E L İ M KA L B İ N FİZYO LOJ İ S İ -·--
65
------ TASAVV U F VE TIP ------
66
S E Lİ M KALB İ N FİZYO LOJ İ S İ
67
------- TASAVVUF V E TIP -------
68
S E L İ M KA L B İ N FİZYOLOJ İ S İ
69
------- TASAVVUF VE T I P
70
S E L İ M KAL B İ N FİZYOLOJ İ S İ
71
------- TASAVVUF V E TIP -------
72
S E Lİ M KALB İ N FİZYOLOJ İ S İ
73
------- TASAVVUF V E TIP -------
74
S E Lİ M KALB İ N Fİ ZYOLOJ İ S İ
75
------ TASAV V U F VE TIP ------
76
----- S E L İ M KAL B İ N FİZYOLOJ İ S İ
C. TASAVVUF KİTAPLARINDAKİ
TIBBİ BİLGİLER
Tıbb'ı, İlmü'/-Ebddn/Bedenlerin İlmi, Tasavvufu da İ/
mü'/-Ervah/Ruhların İlmi olarak tanımlayıp, birbirlerinin
mütemmimi/tamamlayıcısı olarak görmek mümkündür.
Ancak, Gazzali gibi birçok alime göre, "İki türlü ilim vardır:
Birisi, İ/mü'/-Ebdan/Bedenlerin İlmi, diğeri, İ/mü'/-Edyanl
Dinlerin İlmi. " Bu tespitten insanlar, şer'i ilimlerin temsil
cisi olarak Fıkhı ve Tıbb'ı kastetmişlerdir; hatmi/tasavvufi
ilimleri kastetmemişlerdir. Çünkü insanın saadeti, sıhhatli
bir bedenle adil olarak yönetilen bir ülkede yaşamakta aran
malıdır. Bedenin selameti, toplum halinde yaşama ve beşeri
ihtiyaçlar husununda yardımlaşmadadır ki bu, sultanın ada
letiyle ilgilidir. Sıhhatin sebepleri ise tabibin deruhtesin-
77
------- TASAV V U F V E T I P -------
78
S E L İ M KA L B İ N FİZYOLOJ İ S İ
79
------- TASAV V U F VE T I P -------
80
S E L İ M KA L B İ N F İ Z YO LOJ İ S İ
81
TASAV V U F VE T I P -------
82
S E L İ M KALB İ N FİZYO LOJ İ S İ
83
------- TASAV V U F V E TIP -------
84
S E L İ M KA L B İ N FİZYO LOJ İ S İ
186 Tasavvuf kitaplarında genelde "hadis" olarak geçer. Ancak hadis değildir. (bkz.
Acluni 1351/1932, c. 2, s. 262. Bazı sufilerse bu sözü Hz. Al'nin sözü olarak
kabul ederler. Bkz. mesela Küçük 2005, s. 118. Hadisle ilgili bazı açıklama ve
görüşler için bkz. Celaleddin Suyıiti, el-Kavlu'l-eşbehfi hadisi men arafe nefseh
Jakad araje Rahbeh, Milli Ktp, 55HK 245/48.
187 Bkz. Hücviri 1982, s. 310.
188 Düzen 1991, s. 344-345.
189 Burada "O'nun" ifadesinin "Allah'a" mı "Adem'e" mi ait olduğu konusunda
ilimler/din bilginleri arasında bir fikir birliği yokrur ve aslında hadisin aslına
baktığınızda, "Adem'i Adem'in sureti üzerine" yarattı diye yorumlanması
daha münasiptir. Çünkü hadisin akışı şöyledir: "Allah Ademi'i sureti
üzerine yarattı. Uzunluğu 60 zira' idi. Yarattığı zaman ona: "Git, şu oruran
meleklere selam ver ve sana nasıl selam vereceklerini dinle! Çünkü bu senin
ve senin zürriyyetinin selamı olacaktır." buyurdu. Adem gidip onlara: "es
Selamu aleyküm" şeklinde selam verdi. Onlar da ona: "Ve aleyküm selam ve
rahmerullahi" diyerek "rahmerullahi" ziyadesinde bulundular. Bundan sonra
cennete girecek herkes, Adem'in sureti üzerine [onun melekleri selamlaması,
meleklerinde onun selamını alış şekli üzere-H. Küçük] girecektir. Ama
yaratılışları (uzunlukları?) o zamandan bu zamana eksilip durmaktadır:
Buhari 1401/1981, İsti'zan 1.
190 Bkz. mesela Buhari 1401/1981, İsti'zan l; Müslim 1401/1981, Birr, 115/
Cennet, 28.
191 Bkz. mesela Taberani 1404/1983, c. 22, s. 107.
85
------- TASAVV U F VE T I P -------
86
S E L İ M KA L B İ N FİZYOLOJ İ S İ - -
87
------- TASAV V U F VE T I P -------
88
S E Lİ M KAL B İ N FİZYO LOJ İ S İ
89
------- TASAV V U F VE TI P -------
90
S E Lİ M KA L B İ N FİZYO LOJ İ S İ
91
TASAVV U F VE T I P -------
C. 1. 3. Beyin
Tıbb'ın Nöro-Psikoloji dalının çalışma alanını oluştu
ran öğrenme, bilme ve idrak etme , tasavvufun "varlık, bil
gi ve ahlak" olan üç çalışma alanından birisidir. Organların
bağlı bulunduğu merkez olarak kalbi gösteren sıifiler, bilme
ve idrakin dimağ/beyinden yönetildiğini kabul etmişlerdir.
Mesela, beynin ön kısmı, bir bakıma beynin bilgileri arşiv
lemesi olan kuvve-i hay:iliyyenin/hayil kuvvesinin yeridir.
Modem bilimin "beyin içinde tek bir bölgede değil, yaygın
olarak tüm kontekste bulunduğunu söylediği222 hafıza/bel
lek, sıifilere göre beynin arka bölgesindedir.223 Dil, beynin
tercümanıdır, onun söylemek istediklerini söyler. Hareket
eden organları bu tercümanın dinlediklerini yazması gibidir.
Beş duyu organı, beynin casusları gibidir; topladıkları ha
berleri oraya getirirler. Hepsi kendilerine verilmiş görevleri
yapar: Mesela Göz, renklerin ilmiyle, kulak, seslerin ilmiyle,
burun, kokuların ilmiyle donatılmıştır. Bunlar topladıkları
bilgileri, bir bakıma "kuvve-i hafızanın postacısı" gibi hare
ket eden kuvve-i hayiliyyeye verirler. O da bunları kral olan
kalbe sunar. 224 Duyu organları, beden sarayının beş pence
resi gibidir; herbirinden başka manzara seyredilir. 225 Batıni
içteki duyu organlarını (hayal, vehim, hiss-i müşterek, hafı-
221 A. y. , c. 7, s. 277.
222 Bkz. Berkmen 2011, ss. 108-112.
223 Ancak modem bilime göre, hifiza/bellek, beyin içinde tek bir bölgede değil,
yaygın olarak tüm kontekste bulunmaktadır.
224 Gazzali 1412/1992, c. 3, s. 15.
225 Küçük 2010, ss. 242-243.
92
S E L İ M KALB İ N FİZYO LOJ İ S İ
93
TASAVVU F VE T I P -------
94
S E L İ M KAL B İ N FİZYO LOJ İ S İ
95
------- TASAVV U F V E T I P -------
%
S E L İ M KAL B İ N FİZYOLOJ İ S İ
97
------- TASAV V U F VE T I P -------
C. 1. 5. Diğer organlar
Gazzali, diğer organlardan, mesela, sadece bir gözün
nasıl çalıştığı, göz kapaklarının fonksiyonları, kirpiklerin
görevleri gibi birçok hususu tafsilatıyla anlatmanın bile ki
tabının aslını aşacağını, aslında bu konuda Allah muvaffak
ederse bir kitap yazıp adını Acaibu Sun'illah (Allah'ın yarat
tıklarının acaip/hayret edilecek yönleri) koyabileceğini söy
lerken, konuyla ilgili bilgilerinin boyutlarını da belirtmiş ol
maktadır. 253 Gazzali, bu adda değil ama el-Hikmetüfi Mah
lukatillahiAzz.e ve Celle adında bir kitap254 yazmıştır. Aslında
bu risale, İhya adlı eserinin içerisinde de büyük oranda veril
miştir. 255 Gazzali'ye göre organlar, öyle karmaşık bir yapıya
sahiptirler ki göz, kalp gibi organların çalışmasında lOO'den
fazla melek görevlidir. İ nsan uyurken bile onlar çalışırlar.
Bunlara "Melaiketü'l-Ardiyye/Yeryüzü Melekleri" denir. 256
Gazzali, kitaplarında kemiklerin ve eklemlerin şekli, sinirler
ve damarlar, kafatasının çok ince bağlarla birbirine birleşti
rilmiş 55 kemikten çok sağlam bir şekilde yaratıldığından,
kemik sayısının fazla oluşunun, bir travma vs. halinde başın
bir tarafına zarar geldiğinde diğer kısımların sağlam kalması
açısından çok önemli olduğundan, dişlerin gıdaları öğüt
meye elverişli şeklinden, boynun yedi omurga kemiğinden
oluştuğundan, adale/kasların balık şeklinde olduğundan ve
bütün bedende 527 kasın mevcut olduğundan, bunların 27
tanesinin gözün hizmetinde olduğundan, karaciğerlerden
yedi organa damar yolunun açık olup gıdanın hazmedil
me ve vücuda taşınma şeklinden bahseder. Safra kesesinin
98
S E L İ M KALB İ N F İ Z Y O LOJ İ S İ
257 Bkz. Gazzali 1412/1992, c. 4, ss. 173-178; c. 5, ss. 21-26; a. y. 1397, s. 635-
637; a. y. 1409/1988, c. 5, s. 124-131; vb.
258 İbnü'l-Arabi 1414/1994, c. 2, ss. 432-433; c. 4, s. 602.
259 Hz. Peygamber'in, hergün oruç nıtmak isteyen Abdullah İbn Amr ibni'l
As'a söylediği sözlerden bir bölümdür (Bkz. Buhiri, Savın, 55 ve 57). Eşini
ihmal ederek çok ibadetle meşgul olan Osman b. Maz'ı'.in'a da Hz. Peygamber
(a. s.), İslam'da ruhbanlık olmadığını söyleyerek buna benzer bir tavsiyede
bulunmuşnır. Bkz. Darimi, Sünen, Nikah, 3.
260 Hücviri 1982, s . 491; İbnü'l-Arabi 1414/1994, c. 4, s. 332.
261 ibnü'l-Arabi 141411994, c. 4, s. 332.
------- TASAVV U F V E TIP -------
262 A. y. c. 8, s. 386.
,
100
S E L İ M KA L B İ N FİZYO LOJ İ S İ
101
------- TASAVVUF V E T I P -------
102
S E L İ M KAL B İ N FİZYOLOJ İ S İ
canlı ile cansız arasında kesin bir sınır yoktur. Cansız bir
hücrenin, hangi özellikler eklenince canlandığını şimdiye
dek tesbit etmek mümkün olmamıştır.274
Ama kesin olan bir şey var ki o da canlının her şeyden
önce ruhla ilgili olduğudur. Ve bu sebeple bütün varlıkların
kendi seviyelerine uygun ruhları olduğu düşünülür. Mine
ral/madeni ruh, nebati/bitkisel ruh, hayvani ruh gibi ruh şe
killeri, bu varlıkların yaşam seviyeleriyle ilgilidir. Bir varlık,
suya ve güneş enerjisine ihtiyaç duymaya başladığı zaman,
mineral hayatı geçmiş ve nebati hayata başlamıştır. Bu, gü
nümüz tıbbında da bu şekilde kabul edilmiş sayılır. Nite
kim, insan/canlı olarak birçok fonksyonunu yapamayan, ağır
hastalar için de "Bitkisel hayatta" tabiri kullanılır. Ancak hiç
şüphe yok ki gerçek anlamda ruh, insan ruhudur. Hz. Pey
gamber'in "Canlı varlıkların resmini çizenler öbür dünyada
'Hadi, bunlara can verin' diye azab göreceklerdir"275 şeklin
deki hadisi de buna işaret eder mahiyettedir. İ bnü'l-Arabi
gibi sufıler de "Ruh sahibi şeylerin resmini yapma!"276 der
ken aynı noktaya parmak basmış olmaktadırlar.
Kur'an'a göre göklerde ve yerde Allah'ı zikretmeyen tek
bir nesne yoktur. "Yedi gökle yer ve bunların içinde bulu
nan (melekler, cinler, insanlar), O'nu tesbih ve (tenzih) eder
(ler). Her şey, O'nu hamd ile tesbih eder. Fakat siz, onların
tesbihini iyi anlamazsınız" (İ sra, ı 7ı44) ayeti yanında, seb
beha!tesbih etti, noksanlıktan tenzih etti veye yusebbihu/
tesbih eder kelimeleriyle başlayıp gökler ve yerdeki dağlar,
kuşlar gibi her şeyin, namaz ve tesbihini kesin bir şekilde
bilip Allah'ı tesbih ettiği ile ilgili birçok ayet bulunmakta-
274 Bkz. Berkmen 201 1, ss. 1 15-122.
275 Buhari, Libas, 89; Müslim Libas, 98.
276 İbnü'l-Arabi 1414/1994, c. 8, s. 299.
103
------- TASAVV U F VE TI P -------
104
S E L İ M KAL B İ N Fİ ZYOLOJ İ S İ
105
------- TASAV V U F VE T I P -------
106
S E L İ M KAL B İ N FİZYO LOJ İ S İ
107
- TASAV V U F VE T I P -------
108
S E L İ M KAL B İ N FİZYOLOJ İ S İ
109
------- TASAVV U F V E TI P -------
110
S E L İ M KALB İ N FİZYO LOJ İ S İ
111
------- TASAV V U F VE T I P -------
112
S E L İ M KAL B İ N F İ Z YO LOJ İ S İ
113
------- TASAVV U F V E TIP -------
Bize göre, bir şey verip hasta can satın alınırsa, karşı
lığında bedel vermek gerekmez. Biz bunu müşahede ettik.
Bir kimsenin canını satın aldık. Karşılığında bir canı bedel
olarak vermedik. Şeyhin bu şekilde karşılığında kızını ver
mesi, o an o şeyhin meşhedinin/şahid olduğu olayın, Hz. İ b
rahim a. s. 'ın (kurban) kıssası ve onun hükmü altında olma
sındandır. Bu dediğimizi anlarsan, ne mutlu sana! Bu şeyhin
meşhedi ayrıca, "Allah müminlerden canlarını ve mallarını
kendilerine vereceği cennet karşılığı satın almıştır. Artık on
lar, Allah yolunda savaşır, öldürürler ve öldürülürler/ölür
ler. . . "[Tevbe, 9/1 1 1] ayetinin "öldürürler ve öldürülürler"
kısmı idi. Bizim meşhedimiz ise, "satma"nın kendisidir ve
o da diridir/diriyle ilgilidir. Biz kendisiyle onun hayatını sa
tın aldığımız karşılığı verdik ve bu meşhedde ölüme bir eser
zuhur etmez/ortaya çıkmaz. 306
Bu ve benzeri şeyler, sı1fılerin yaşadıkları özel haller
le ilgili olup herkesin anlaması mümkün olmayan keramet
türü olaylardandır. 307
Ö lümden sonraki hayat hakkında bildiklerimiz, yap
tıklarımıza karşılık mükafat ve cezalandırmanın olması, in
sanı ümitsizliğe ve karamsarlığa sürüklememelidir. Sonuçta
orası ebediyet yurdudur ve bu haliyle dünya/fani yutttan kat
kat üstün ve güzeldir. Gazzali'nin deyimiyle, bu dünyada
kullarına güzel kaş, renkli dudak, gül gibi yanak, sırma saç
gibi bütün güzellikleri veren Allah, öbür dünyada kullarını
ebedi helak ve yok oluşa düçar etmeyecektir. Bundan daha
büyük güzellik olur mu? Dünyayı da ahireti de yöneten aynı
Allah olduğuna göre, insan neden korksun ki?308
306 İbnü'l-Arabi 1414/1994, c. 2,s. 550- 551 . Ayrıca bkz. Cami 1995,ss. 760-761
307 Kerametlerle ilgili açıklamalar için bkz. Küçük 2015, ss. 182-185.
308 Gazzali 1412/1992, c. 4, s. 227.
114
S E L İ M KAL B İ N F İ Z YO LOJ İ S İ
115
------- --- TASAV V U F V E T I P -------
116
S E Lİ M KALB İ N F İ ZYOLOJ İ S İ
1 17
------- TASAV V U F VE T I P -------
118
S E L İ M KALB İ N FİZYO LOJ İ S İ
119
-- -------- TASAV V U F VE TI P -------
120
S E L İ M KALB İ N FİZYO LOJ İ S İ
121
------- TASAVV U F VE T I P -------
341 Buhari 1401/1981, Tefsir, 39. Sure; Müslim 1401/1981, Fiten, 141. H; vb.
342 İnsan 76/1.
122
S E Lİ M KALB İ N FİZYO LOJ İ S İ
123
------ ---- TASAVV U F VE T I P -------
124
S E L İ M KAL B İ N FİZYO LOJ İ S İ
C. V. Hıfzu's-Sıhha/Sağlığı Korumak
Sufilere göre hıfzussıhha, bir hastalık mahallini/potan
siyel hastayı hastalıktan korumaktır ve Tıbb'ın bir dalıdır.
İnsan da hastalık mahallidir; yani hastalığı kabul edecek bir
halde/zayıflıktadır.358 Dünya nimetlerinden en önemlilerin
den birisinin sıhhat olduğunu ve onu korumanın da bilin
cinde olan sılfıler, hasta olmamak için korunmanın, hasta
olup deva aramaktan daha kolay olduğunu söylerler: Hasta
olmadan önce, sıhhati koruyucu tedbir almalı ve sıhhat ara
maktan kurtulmalıdır. Nitekim, günahtan korunmak da tev
be etmekten kolaydır.359 Bu sebeple "Hastalık olmasa, tedbir
olmazdı. ( . . . . ) Mahir tabib, iksirlerin müdebbiri/yöneteni
dir" diyen İbnü'l-Arabi, hastalıkları bile sağlığı korumanın
sebeplerinden sayar görünmektedir.360
Sılfılerin, sağlığı korumanın yolları olarak zikrettik
leri hususları, şu başlıklar altında toplamak mümkündür:
C . V. 1. H ijyen/Temizlik
125
------- --- TASAVV U F VE T I P -------
126
S E Lİ M KAL B İ N FİZYOLOJ İ S İ
127
------- TASAVV U F VE T I P -------
128
S E Lİ M KA L B İ N FİZYOLOJ İ S İ
129
-- TASAV V U F VE TIP ------
130
S E Lİ M KA L B İ N FİZYOLOJ İ S İ
131
· TASAVVU F VE TI P ------
132
S E L İ M KAL B İ N F İ ZYOLOJ İ S İ
133
- -- TASAV V U F V E T I P ------
134
S E L İ M KALB İ N FİZYOLOJ İ S İ
399 Bosnevi 1033 [1623], vr. 80-81a. Bosnevi ve bu risalesi üzerinde bir etüd
için bkz. Stephen Hirtenstein & Hülya Küçük, "Physical sustenance in
Sufi Literanıre: a case-study of a treatise by -Abd Allah al-Büsnawi (d.
1054/1644) Lu/Jb al-lubbfi bayan al-ak! wa 1-shurb",jounıal ofthe Muhyiddin
ibn :Arabi Society, no. 58 (2015), 67-101.
400 Gazzili 1409/1988, c. 5, s. 66.
401 Ebu T'alib el-Mekki 1424/2003, c. 2, s. 367.
402 Kuşeyri 1420/2000, c . 1, s. 79.
135
- TASAVVU F VE TIP -------
136
S E L İ M KA L B İ N FİZYO LOJ İ S İ
137
------- TASAV V U F VE T I P -------
138
S E L İ M KA L B İ N F İ Z Y O LOJ İ S İ
420 A. y. , s. 466.
421 Bkz. Buhari, Savın, 48.
422 Bkz. Buhiri, Savın, 49.
423 Bkz. Leyi 92/1-2.
424 Bkz. Furkan 25/47.
425 İbnü'l-Arabi 1414/1994, c. 3, s. 82
426 A. y. , c. 8, s. 253.
427 A. y. , c. 3, s. 329.
428 A. y. , c. 3, ss. 326-327.
139
------- TASAV V U F VE T I P -------
140
S E L İ M KALB İ N F İ ZYO LOJ İ S İ
141
TASAVV U F V E TI P -------
443 A. y, c. 1, s. 52.
444 Bkz. Çift 2008, s. 200.
445 İbrahim Hakkı 1974, c. 1, s. 52.
446 Gazzall 1409/1988, c. 5, s. 98.
447 İbrahim Hakkı 1974, c. 1, s. 102.
448 Gazzall 1412/1992, c. 1, s. 549.
449 A. y. 1414/1994, c. l, s. 102.
450 Sühreverdi 1426/2005, ss. 214.
142
S E L İ M KAL B İ N FİZYO LOJ İ S İ
C. V. 4. Spor
Spor, ne yazık ki Tasavvuf kitaplarında en zayıf kalan
sağlık konularından birisidir. Sufilerin az yemeyi tavsiye
etmelerinden ve az yiyip çok ibadet etmelerinden kaynak
lanan bir sebeple olsa gerek, tasavvuf kitaplarında spordan
451 Gazzali 1412/1992 c. 1, s. 553.
452 Ziri.yat 51/17-18.
453 İbnü'l-Arabi 1414/1994, c. 8, s. 372.
143
------- TASAV V U F V E T I P -------
144
S E L İ M KAL B İ N F İZYO LOJ İ S İ
C. V. 5. Karantina
Tasavvuf kitaplarında, bulaşıcı hastalığı olan hastalarla
musafaha yapmamak, 461 veba ve benzeri salgın hastalıkların
olduğu yerlere gitmemek (bu günün terimiyle: karantinaya
uymak) gibi hususlara da değinilir. 462 Erken dönem kaynak
larından Ebu Talib el-Mekki'nin Kutü'l-Kulılb'u, konuya
birkaç sayfa ayıran kaynaklardandır. Ebu !alib el-Mekki
burada, karantinanın tevekküle aykırı bir tutum olup olma
dığını incelerken, konuya değinen her müellifin kendisin
den müstağni kalamayacağı görüşleri verir: Hz. Ö mer diğer
sahabelerle birlikte Şam'a giderken yolda, oradaki büyük
veba salgını haberini alırlar. Sahabeler arasında görüş ayrı
lığı belirir. Ebu Talib el-Mekki, konuyu açıklarken "Ölüm
korkusuyla yurtlarından kaçanları gördün mü?" (Bakara
2/243) ayetini kendilerine delil alarak ölümün/ecelin vak
tinin belli olmasından dolayı kaçmanın anlamsız olduğunu
savunanları da zikreder, Hz. Ö mer'in (r.a.) "Allah'ın kade
rinden Allah'ın kaderine kaçıyorum" sözünü de aktarır ve
haklı bulur.463
Gazzali, bu konuyu açıklarken büyük bir "sufı empatis
örneği" sergiler ve şöyle der: Bir veba salgını sırasında, ta
bibler dahil herkesin veba bölgesini terketmesi, oradakilerin
ölüme terkedilmesi demek olacağından bunun yapılmaması
gerekir. Çünkü sıhhatllierin kurtuluşu nasıl beklenilir ve ar
zulanır bir durumsa oradaki hastaların kurtuluşu ve iyileş
meleri de beklenilen/arzulanan bir durumdur. Müslümanlar,
14S
bir kısmı rahatsızlandığı zaman diğer kısmı da rahatsızlanan
bir beden gibi davranmalıdırlar. 464
Cüzzamlıların465 toplumdan ayrı yaşayabileceği tekke
lerin466 inşası diğer bir karantina örneğidir. Tasavvuf tarihi
kitaplarında, cüzzamlılar için yapılmış özel tekkelerden söz
edildiğini görmekteyiz. Bunların genelde "Miskinler Tek
kesi", "Miskinhane" veya meczıimin zaviyesi"467 adı altında
bulmak mümkündür. Bunların idarecisine de şeyh denirdi.
Ancak akılda tutmak gerekir ki buralarda yaşayanlar derviş
değildir; buradaki hastalar tekkelerde yaşayanlar gibi mün
zevi bir hayat yaşadıkları için ve onların, halkın tekkelere ih
sanlarından faydalanmalarını sağlamak için onların yaşadığı
yerlere tekke ismi verilmişti. 468
146
S E L İ M KAL B İ N F İ ZYOLOJ İ S İ
C. VI. Hasta
"Meriz/hasta" kelimesi, "maraz/meyl" kelimesinden ge
lir. Fıtratın, sıhhat ve selametten meyl etmiş/sapmış kişiye
hasta denir.471 İbnü'l-Arabi, "meyl" kelimesine bir de "habs"
kelimesini ekler. Bu durumda anlamı "mail/meyleden" ve
"mahbus/habs edilmiş" demektir. Çünkü hasta, Hakk'ın
habsindedir. Birinci anlamda düşünürsek, meyl, istikametin
zıddıdır ve "olması gereken halden ayrılmış" olmayı ifade
147
------- - TASAVV U F VE T I P -------
148
S E L İ M KA L B İ N F İ Z YO LOJ İ S İ
149
------- TASAV V U F VE TIP -------
150
S E L İ M KALB İ N FİZYO LOJ İ S İ
ısı
TASAVV U F V E T I P -------
C. VII. Tedavi
152
S E L İ M KA L B İ N FİZYOLOJ İ S İ
153
------- TASAVV U F VE TI P -------
154
S E Lİ M KALB İ N F İ Z Y O LOJ İ S İ
508 İbnü'l-Arabi 1414/1994, c. 1, ss 338-339. Buna benzer başka bir hikaye için
bkz. a. y. , c. 5, s. 79-80.
509 Sakıb Dede 1283, c. 1, s. 264.
510 İbnü'l-Arabi 1414/1994, c. 5, s. 386.
511 Gazz:i.li 1409/1988, c. 5, s. 103.
155
TASAVV U F V E TIP -------
156
S E L İ M KALB İ N FİZYOLOJ İ S İ
157
-- TASAVV U F VE T I P -------
515 İbnü'l-Arabi 1414/1994, c. 7, ss. 496-498. Ebu Bekir'in (r.a.} "Beni zaten
Tabib (Allah) hasta etti" sözü İhya'da da geçer. Ancak bu sözü öncesi vaki
olan "Tabib çağıralım mı?" sorusuna verdiği cevap biraz farklıdır: "Tabib bana
baktı zaten ve dedi ki: Ben İstediğimi yaparım". Gazzali 1412/1992, c.4, s.
439.
516 Bkz. Nisa 4179
517 İbnü'l-Arabi 1414/1994, c. 1, s. 56; c. 7, s. 179, 496-498; c. 8, s. 61.
1.58
S E L İ M KALB İ N FİZYOLOJ İ S İ
Tedavinin Şekli
159
TASAV V U F VE T I P -------
160
S E L İ M KAL B İ N FİZYOLOJ İ S İ
161
------ -··-·--· - TASAV V U F V E T I P -------
162
S E L İ M KALB İ N FİZYO LOJ İ S İ
163
TASAV V U F VE TIP -------
164
S E L İ M KAL B İ N FİZYOLOJ İ S İ
165
------- TASAVV U F VE TI P ------
166
S E L İ M KAL B İ N FİZYO LOJ İ S İ
167
------- TASAV V U F V E TIP -------
mayan bir abide güzel bir padişah kızının nasıl teslim edil
diği ve onun bunu kabul etmesinin başına neler açtığı çok
güzel resmedilir. Bu hikayeye göre, İsrailoğulları içinde Bar
sisa adında ünü Doğu'ya ve Batı'ya yayılmış bir abid vardı.
Nerede bir hasta varsa ona getirirler, o da keskin nefesiyle
arıları iyileştirirdi. Şeytan, bu abidi tuzağına düşürmek için
güzel bir kız arıyordu. Nihayet padişahın hasta olan güzel
kızını buldu. Padişahı, kızını Barsisa'ya götürmesi için ikna
etti. İlk götürüşlerinde iyileşti ama bir daha hastalandı. Bu
sefer kızı onun ibadethanesinde bırakıp gelmeye karar ver
diler, Barsisa da kabul etti. Bir süre sonra aralarında bir ülfet
oluştu. Barsisa kıza sahip oldu ve onu hamile bıraktı. Ne
yapacağını düşünürken şeytan "öldürüp bir yere gömmesini,
kıza ne olduğunu sorarlarsa, eceli gelip öldüğünü ve onu bir
yere gömdüğünü söylemesini" öğütledi. Barsisa da öyle yap
tı. Padişah gelip de sorduğu zaman da şeytanın öğütlediğini
söyledi. Önce inandılar ama şeytanın dürtüsü sonucu üstüne
gidince her şey ortaya çıktı ve padişah Barsisa'yı asmaya ka
rar verdi. Boynuna ip geçirilmişken, şeytan karşısına geçip:
"Bana secde edersen seni kurtarırım" dedi. Barsisa:"Bu halde
secde edemiyorum" deyince, şeytan, başıyla secde işareti et
mesini söyledi. Barsisa başını eğmeye kalktığında ip boynu
nu iyice kesti ve daha kolay boğulmasıyla sonuçlandı.559 Bu
hikayeyi anlatan Mevlana, anlatırken "o zahid, bilgin olsaydı
kızla yalnız olarak o ibadet yurdunda kalmaya asla razı ol
mazdı" diyerek onun cahilliğini vurgular.
168
--- ·----
S E Lİ M KAL B İ N FİZYO LOJ İ S İ
rında, şimdiki adı Deli Baba olan köyde, Selçuklulra ait bir
tekke, XV. asırda hala aktifti: Hastalar dervişlerin telkin ve
uygun meşguliyetler sağlamak gibi tedavileriyle tedavi edili
yorlardı. Şifahanenin kapısındaki püskül ve ay, buranın Sel
çuklulara ait olduğunun işaretleriydi; zira bu motif Selçuklu
şifahanelerinde bulunurdu.560
169
------- TASAV V U F VE TI P -------
561 Detaylar için bkz. Osman Şevki 1341/1925, s. 26; Erdemir 1989, s. 24; Sayar
Dinç 2008, 171-172.
562 Bkz. Ertuğrul 1991, s. 269.
170
S E Lİ M KAL B İ N FİZYOLOJ İ S İ
171
------- TASAVVU F V E T I P -------
172
S E L İ M KA L B İ N FİZYO LOJ İ S İ
173
TASAVV U F VE T I P -------
174
S E L İ M KALB İ N FİZYO LOJ İ S İ
579 Detaylar ve kaynaklar hakkında bkz. Küçük 2009, s. 207; a.y. 2012, s. 699.
580 Son cümleleri krş. Ata 1389/1979, s. 74.
581 Cimi 1995, s. 499.
582 ibnü'l-Arabi 1414/1994, c. 8, s. 398.
175
------- TASAV V U F VE TIP -------
176
S E L İ M KAL B İ N F İ ZYOLOJ İ S İ
589 A. y. s. 510.
,
177
------- TASAV V U F VE TIP -------
178
S E L İ M KAL B İ N FİZYO LOJ İ S İ
179
------- - TASAVV U F V E T I P -------
180
----- -- --- S E Lİ M KAL B İ N FİZYOLOJ İ S İ
181
TASAV V U F V E T I P -------
182
S E Lİ M KA L B İ N F İ ZYO LOJ İ S İ
183
TASAVV U F V E T I P -------
184
----- · · · S E L İ M KA L B İ N FİZYOLOJ İ S İ
185
------- TASAV V U F V E T I P ------
186
S E L İ M KALB İ N FİZYO LOJ İ S İ
187
TASAVV U F VE TIP ------
188
S E L İ M KA L B İ N FİZYO LOJ İ S İ
189
------- -- TASAV V U F VE T I P -------
190
S E Lİ M KAL B İ N FİZYO LOJ İ S İ
191
------- - � TASAVV U F V E T I P -------
192
S E Lİ M KA L B İ N FİZYO LOJ İ S İ
193
TASAVV U F V E T I P -------
runa edepsiz bir durumda çıkacak olsa, köle onu iki parça
eder. Sultan da Sarayının içinde ve dışında bir şahnedir. Yani
uzaktır; lanet de uzak düşmekten ibarettir."652 "Etin, şara
bın, karpuzun değeri, bedenin sağ veya hasta olmasına göre
değişir. Beden sağlam ise bunlar yararlıdır. Beden hasta ise
bazen zararlıdır. Bundan dolayıdır ki hastaya etten perhiz
etmesini tavsiye ederler."653
194
- S E L İ M KAL B İ N F İ ZYOLOJ İ S İ
19S
------- TASAVV U F V E T I P -------
196
S E Lİ M KA L B İ N FİZYOLOJ İ S İ
197
----- TASAV V U F VE TIP -------
198
S E L İ M KAL B İ N FİZYOLOJ İ S İ
199
------- TASAVV U F VE T I P -------
Bitkiler ve İnsan
200
S E L İ M KAL B İ N FİZYO LOJ İ S İ
201
------- TASAV V U F V E T I P -------
202
S E L İ M KA L B İ N FİZYOLOJ İ S İ
203
TASAVV U F V E T I P -------
204
S E L İ M KA L B İ N F İ ZYOLOJ İ S İ
205
------- TASAVV U F V E T I P
206
S E Lİ M KA L B İ N FİZYO LOJ İ S İ
207
------- TASAVV U F V E T I P -------
208
S E L İ M KAL B İ N FİZYO LOJ İ S İ
209
------- TASAV V U F VE T I P -------
210
S E L İ M KA L B İ N FİZYOLOJ İ S İ
211
------- TASAVV U F VE T I P -------
212
S E L İ M KA L B İ N Fİ ZYO LOJ İ S İ
213
------- TASAV V U F VE T I P -------
sek rütbeli birine bütün tabibler: "Bu derdin çaresi yok" de
diler. Ehl-i hadisten birisi: "Ne oluyor size? Siz Rasulullah'a
inanmıyor musunuz? O, 'çörekotu her derde devadır'720de
medi mi?" diyerek hastaya şu devayı öğretti: Bu tohumu bal
la karıştırıp bütün bedene sür. Bir saat kadar bekle ve sonra
yıka." Adam deneni yapınca iyileşti ve eski cildi soyulup ye
rine yenisi çıktı. Buna hem halk hem de tabibler şaşırdı.72 1
Burada, sufi tıbbının, Tıbb-ı Nebevi'den ayrı düşünüleme
yeceğini görmek mümkündür.
3. Bal, mizacı soğuk olanlara (düşük tansiyonlu olanla
ra) da iyi gelmez. Çünkü sıcaklığı/verdiği enerji fazladır. 722
Ama tadına diyecek yoktur. Bal yiyen onun tadını bilen de,
meyve içeceği içen de bir zevk alır. Ama baldan alınan tad
nerede, meyve içeceğinden alınan tad nerede!723
214
S E L İ M KA L B İ N FİZ YOLOJ İ S İ
1. Temel Gıdalar
ııs
Horoz ve Tavuk Eti: Henüz piliçken kesilenleri daha
iyi olmakla birlikte, mesela yetişkin horoz etinin suyu mafsal
ağrılarına, titreme, mide ve sancı şeklindeki ağrılara, roma
tizmaya iyi gelir. Tavuk eti, zekayı güçlendirir, içi ferahlatır,
meniyi artırır ve sesi berraklaştırır.
Yağ: Zehirli içeceklerin tesirini azaltır. Boğazı ve göğsü
yumuşatır. Badem ve balla tesiri artar. Fazlası damar sertli
ğine sebep olur.
Tuz: Romatizmayı keser. Fazla tuz zararlıdır.
Bal: İştah açar, göz karartısını giderir, mideye kuvvet
verir, yumuşatır ve yaralarını tedavi eder.
Şeker: Karnı, boğazı ve göğsü yumuşatır. Fazlası zarar
lıdır. 726
Süt: İshal yapar. Vücuda kuvvet verir. Bal ile beraber
yenince mide ülserine iyi gelir. Süt, barsaklardaki fazlalaları
dışarı atar.
Peynir: Tazesi soğukluk verici ve nemlidir. Bayatı, hara
ret verir. Gıdası kuvvetlidir. Beyaz peynir şu durumda za
yıflatıcıdır: Aç karnına yürümek, mercimek, arpa ekmeği
yemek. Peyniri fazla tüketmek mesanede taş yapar. Peyniri
cevizle yemek, deva; ayrı ayrı yemek hastalıktır.
Yumurta: Beyazı göz ağrılarına, boğaz gıcıklarına, ök
sürüğe, nefes darlığına, kan azlığına faydalıdır. Yüze sürü-
216
S E L İ M KA L B İ N FİZYO LOJ İ S İ
217
TASAVV U F V E T I P -------
218
S E L İ M KAL B İ N FİZYO LOJ İ S İ
219
------- TASAV V U F V E TIP ------
220
S E L İ M KALB İ N F İ ZYO LOJ İ S İ
221
TASAV V U F V E TI P ------
222
S E L İ M KA L B İ N FİZYO LOJ İ S İ
734 A. y. , s. 566.
735 A. y. , s. 583.
223
------- TASAVV U F V E T I P ------
224
S E L İ M KA L B İ N FİZYOLOJ İ S İ
C. X. 2. Göz Sağlığı
Tasavvuf kitaplarında, bir gözün nasıl çalıştığı, göz ka
paklarının fonksiyonları, kirpiklerin görevleri gibi birçok
hususu tafsilatıyla anlatmanın ciltler dolusu kitaplar oluştu
racağı, vb. kaydedilir. 745 Göz, öyle karmaşık bir yapıya sahip
tir ki göz ve kalp gibi organların çalışmasında lOO'den fazla
melek görevlidir. İnsan uyurken bile onlar çalışırlar. Bunlara
"melaiketü'l-ardiyye/yeryüzü melekleri" denir. 746
Göz sağlığı, görme gibi çok önemli bir fonksiyonu do
layısıyla akıl sağlığından sonra her insanın en çok önem ver
diği husustur. Bu sebeple, gözün fonksiyonunu kaybetmesi
olan körlük, dayanılması ve sabretmesi en zor olan hasta
lıktır. Böyle bir derde düçar olanın sabretmesi, isyan etme
mesi ve günaha düşmemesi gerekirken, gözü olanın da onu
743 Eflaki 1986, c. 1, s. 298.
744 İbnü'l-Arabi 1414/1994, c. 8, ss. 398-399.
745 Gazzali 1414/1994, c. 4, s. 190.
746 A. y. , c. 4, s. 186-187.
225
------- TASAVV U F V E T I P -------
747 A. y. , c. 4, s. 216.
748 A. y. 1409/1988, c. 6, s. 134.
749 A. y. 1412/1992, c. 4, s. 190.
750 Konuk 2008, c. 9, s. 174.
751 A. y. , c. 9, s. 281.
752 Bkz. a. y. , c. 9, ss. 174, 281, 635-636.
226
------ -- S E L İ M KAL B İ N Fİ ZYO LOJ İ S İ
227
------ TASAVVU F V E T I P ------
228
S E L İ M KA L B İ N F İ ZYOLOJ İ S İ
229
------- TASAV V U F VE TIP -------
230
İKİNCİ BÖLÜM
TIP İLMİNDEKİ TASAVVUF
A. TIBBİ TERİMLERLE TASAVVUF
Daha önce açıklandığı üzere, Tasavvuf kitaplarında
nefs, ruh, kalb ve akıl kelimeleri, zaman zaman aynı anlam
da kullanıldığı için, tasavvuf, tıbbi terimlerle anlatılırken de
bazen aynı mazmun, farklı kelimelerle ifade edilebilir. Me
sela, bir yerde "tıbbu'n-nüfüs/nefislerin tıbbı" olarak geçen
kelime, başka bir yerde "et-tıbbu'r-ruhani/ruhani tıb" olarak
geçer. Aşağıda, kullanılan terimleri birleştirmek yerine, her
birisi için verilen özgün anlatımla verilerek sufılerin orijinal
terimlerini yansıtma gayesine daha uygun bir sunum yapıl
maya çalışılmıştır.
233
------ TASAV V U F VE T I P ------
A. il. et-Tıbbu's-Suveri/FizyolojikTıb ve
et-Tıbbu'r-Rôhani/Rôharu Tıh
Öncelikle belirtmek gerekir ki et-Tıbbu'r-Ruhdni kav
ramı, eskiden beri bilinen bir kavramdı. Mesela, Eflatun,
ahlak ilmini ruhani tıb olarak görürdü. İbn Miskeveyh
(v.421/1030), Gazzali, Nasıruddin et-Tılsi (v.672/1274) gibi
İslam alimleri, kitaplarında ahlak için bu terimi kullanmış
lardı. Bunlardan İbn Miskeveyh, ahlaki eğitimde tıbdan fay
dalanmak gerektiğini söylerken, konunun farklı bir boyutu
na dikkat çekmekteydi. Ünlü İslam filozofu Ya'kub b. Ishak
el-Kindi (v.252/866 [?]) ve öğrencisi Ebu Zeyd el-Belhi,
Ebu Bekir er-Razi, Ebu'l-Ferec İbnü'l-Cevzi (v.597/1201),
son dönem Osmanlı alimlerinden Mehmed Reşid, Ebu
Bekr Nusret Efendi gibi İslam fılozofl.arı/alimlerinin et
Tıbbu'r-Ruhdni adında risaleleri vardı.4
Tasavvuf kitaplarına göre, et-Tıbbu'-Suveri/Bedenin
tıbbı veya fizyolojik tıb5 olduğu gibi et-Tıbbu'r-Rılhani de
2 A. y. , c. 4, s. 94.
3 A. y. ' c. 3, s. 45.
4 Detaylar için bkz. Çağırıcı 2012, s. 88-89.
5 K:iş:ini 1425/2004, s. 283.
234
S E L İ M KAL B İ N F İ ZYOLOJ İ S İ
235
TASAV V U F VE T I P ------
236
------ -- S E L İ M KALB İ N FİZYO LOJ İ S İ
237
------- TASAVV U F V E T I P ------
238
S E L İ M KA L B İ N F İ ZYOLOJ İ S İ
20 İbnü'l-Arabi 1414/1994, c. 3, ss. 572 -577. Ayrıca bkz. a. y. , c. 2, ss. 305, 673;c.
5, s. 134; c. 6, s . 318.
21 İbnü'l-Arabi 1414/1994, c. 3, s. 395.
22 A. y. , c. 7, s. 451.
239
------- TASAV V U F VE T I P ------
23 A. y. , c. 4, s. 187.
24 Gazzill 140911988, c. 5, s. 158.
25 A. y. 1397, s. 58.
26 A. y. ts. , s. 154.
240
S E L İ M KA L B İ N F İ ZYOLOJ İ S İ
241
------- TASAV V U F VE T I P ------
242
S E Lİ M KA L B İ N FİZYOLOJ İ S İ
243
------- TASAVV U F VE T I P ------
41 A. y. , c. 4, s. 548.
42 Gökbulut 2010, s. 240.
43 A. y. , s. 229.
44 Hücviri 1982, s. 82.
45 Gazzali 1412/1992, c. 4, ss. 84-85.
46 A. y. c. 4, ss. 76vd.
,
244
- S E Lİ M KALB İ N FİZYO LOJ İ S İ
245
------- TASAVV U F VE TIP ------
246
S E L İ M KAL B İ N F İZYOLOJ İ S İ
247
TASAVV U F V E T I P -------
A. V. Emrıizu'l-Kulôh/Kalhin Hastalıkları
Tasavvuf kitaplarının hemen hepsinde karşılaştığımız
bir tabir "kalbin hastalıkları"dır. Tasavvufta en çok vurgu
lanan Kur'an düstı1rlarından birisi, Allah'ın karşısına "selim
bir kalple gelme" hali hariç, insana ne malı ne de evlatları
nın fayda vermeyeceğidir.54 "Kalplerinde hastalık vardır; Al
lah hastalıklarını artırmıştır"55 ayetinde de buyrulduğu gibi,
mezmı'.im huylardan kurtulamayanlar, kalplerinde hastalık
olan ve bu hastalıktan kurtulmak için nefis tezkiyesi yap
mayan kişilerdir. Vücutta her uzuv, kendisine has bir işlev
için yaratılmıştır ve bu fiili değil de başka bir fiili işler hale
gelmişse o uzvun hastalığından söz edilir: Elin hastalığı;
tutamaması, gözün hastalığı; görememesi, ayağın hastalığı;
yürüyememesi, vs. dir.
Kalbin hastalığıysa, kalbin; ilim, hikmet, marifet, Allah
sevgisi, ibadet, O'nun zikrinden lezzet almak ve bunu her
türlü arzusunun üstünde tutmak gibi işlevleri yapamaz hale
gelmesidir. Çünkü kalp bunlar için yaratılmıştır. 56
İbnü'l-Arabi'ye göre " . . . . Kalplerinde hastalık bulunan
lara gelince onların pisliğine pislik katar (küfürlerini artırır)
ve kafir olarak ölürler" (Tevbe 9/125) ayetini en iyi anla
yanlar, bir bitki kökünün bir mizaca iyi gelirken diğer bir
mizaca iyi gelmediğini bilen tabiblerdir. Bu ayeti anlamayı
en çok hak eden onlardır. Çünkü kalplerin tıbbında da aynı
kural geçerlidir: Kalblerin tabibi de kalblerin emin olduğu
ve korktuğu şeyleri bilir ve ona göre hareket eder.57 Kur'an
bile, kalbinde hastalık olan birisine iyi gelirken diğerinin an-
54 Şuara 26/88-89 ..
55 Bakara 2/10.
56 Gazzill 1412/1992, c. 3, ss. 101-106.
57 İbnü'l-Arabi 1414/1994, c. 6, s. 493.
248
S E L İ M KAL B İ N F İZYO LOJ İ S İ
249
--- TASAV V U F VE T I P ------
250
S E L İ M KA L B İ N FİZYOLOJ İ S İ
65 Şems 91/9-10.
66 Gazzii.l.i 1414/1994, c. 4, s. 94.
67 A. y. , c. 3, ss. 71-73.
251
------- TASAV V U F V E T I P ------
252
S E L İ M KAL B İ N FİZYOLOJ İ S İ
253
------- TASAV V U F V E T I P ------
254
--- S E Lİ M KAL B İ N FİZYOLOJ İ S İ
82 A. y. ts, s. 154.
255
------ TASAVV U F V E T I P ------
256
S E L İ M KALB İ N FİZYOLOJ İ S İ
257
TASAVV U F V E T I P ------
258
S E L İ M KAL B İ N F İ ZYO LOJ İ S İ
259
TASAVV U F V E T I P
260
S E L İ M KA L B İ N FİZYOLOJ İ S İ
261
- - --- TASAVV U F V E T I P
262
S E L İ M KALB İ N FİZYO LOJ İ S İ
97 A. y. , s. 108.
98 Gazzali 1409/1988, c. 6, s. 73.
99 A. y. , c. 6, s. 86.
100 Konuk 2004, c. 1, s. 93 (23 ve 24. beyitler)
101 Mevlana 2012, vr. 69a.
102 Can 2000, c. 2, ss. 219-220.
103 İbnü'l-Arabi 1414/1994, c. 3, s. 666.
263
----·-- --- TASAVV U F VE T I P ------
264
S E L İ M KAL B İ N FİZYO LOJ İ S İ
4. Tabib Olarak.Alirnıer
Diğer bir tabib grubu, alimlerdir. Alimler, peygamber
lerin veresesi/mirasını paylaşanlar ve "etibbau'd-din/din ta
bibleridir. 107 Kur'an ve Sünnet hem havfa/korkuya hem de
recaya/ümitli olma haline ilaçlar içerir. Çünkü bunlar, bütün
ulemanın bütün hastalık sınıflarına şifa içerir. Hazık/işinin
ehli bir tabib bunları bilir. Şarlatan/ahmak tabib ise her ila
cın her hastalığa iyi geleceğini zanneder. 108
Kalpleri hasta olanlar, bedenleri hasta olanlardan sayı
ca daha çokturlar ama bunlar kendilerinin hasta olduklarını
bilmemektedirler. Çünkü her şeyden önce, bu hastalıklarını
tanımamaktadırlar ve yanlarında da tanıyan kimse yoktur.
Böyle bir durumda tedavinin ilk adımı, iyi bir tabib/şeyh
aramaktır. Kalbin ilacının ikinci basamağı, onu tefekküre
sokmaya çalışmaktır. 109
106 Eflaki 1976, s. 205 (ilk mısram tercümesinde, Eflaki 1986, s. 194'den
faydalanıldı).
107 Gazzili 1412/1992, c. 4, s. 78.
108 A. y. , c. 4, s. 227.
109 A. y. c. 4, 78-92.
,
265
TASAVV U F V E TI P -------
110 A. y. , c. 1, s. 56.
111 A. y. , c. 1, ss. 85-86.
266
S E Lİ M KALB İN FİZYOLOJ İ S İ
267
· - · TASAV V U F VE TI P ------
268
S E L İ M KALB İ N FİZYO LOJ İ S İ
269
------- TASAV V U F V E T I P -------
270
S E LİM KALBİN FİZYOLOJ İ S İ
271
------- TASAVV U F VE T I P ------
272
S E LİM KALBİN FİZYOLOJ İ S İ
273
------- TASAV V U F V E T I P -------
A. XI. 1. Kalp
Kur'an'd a imanın ve küfrün, sevab ve günahın kalbin
ameli olarak görüldüğü herkesin malumudur. "O gün/kıya
met günü, Allah'a selim bir kalple Allah'a gelenler hariç, mal
ve oğullar fayda vermeyecektir" (Şuara 26/88-89), "Kim şa
hitliğini gizler/yapmazsa, onun kalbi günahkardır" (Bakara
2/283), "Çünkü gözler kör olmaz; ama kalpteki gözler kör
olur" (Hace 22/ 46) gibi birçok ayet insanı kalbe indirgemek
tedir. Burada belirtmek gerekir ki ayetlerde kalbin gözünden
söz edilirken, hadislerde ek olarak kalbin kulağından da söz
edilir. 141 Bu, kalbin doğruyu duyma gücü demektir.
Allah'a selim bir kalple gitmek hedefi de başta sufi
nin hedefidir. Bu sebeple, Tasavvuf ilmi, kalp merkezli bir
ilim olarak görülmelidir. Sufilerin çok başvurdukları "Beni,
ne yeryüzüm, ne de gökyüzüm; mü'min kulumun kalbi içi
ne aldı."142 hadisine göre kalp, yere göğe sığmayan Allah'ın
sığacağı kadar "manen" geniş bir mahaldir. İbnü'l-Ara
bi, Fusus'unda: "Tahkikan kalb, Hakk.'ın tecellisi indinde
Hakk'a nazar ettiği vakit, onunla beraber gayra nazarı mün
kün değildir. Ve arifin kalbi, Bayezid Bistami'nin dediği gibi,
genişlikten bir mertebedir ki; "Yüzbinlerce kere arş ve onun
muhtevası kalb-i arifin köşelerinden bir köşesinde olsa, onu
duymaz. Ve Cüneyd, bu ma'nada 'Tahkikan muhdes [sonra
dan var edilmiş olan], Kadim[Başlangıcı olmayan Allah]'a
mukirin [yakın/bitişik] kılındığı vakit, o muhdes için bir
eser baki kalmaz" dedi. Ve "Kadim'e vasi olan kalb, o muh-
141 Darimi, Mukaddime, 8.
142 İhyıi'da da geçen hadislerdendir. Iraki, İhyıi hadislerini tahricde/kaynağını
göstermeden: "Aslını görmedim" demiştir. Le'ıilide de: "Nebi (s. a. v) den
geldiği bilinen bir isnadı yok" denmektedir. Manası ise, "mü'min kulumun
kalbi bana iman, muhabbet ve marifeti kapsar"dır. Bkz. Aclıini 1351/1932, c.
2, s. 195.
274
S E Lİ M KALB İ N F İ ZYO LOJ İ S İ
desi, mevcud olduğu halde nasıl ihsas eder?" diye sorarak, 143
yüzbinlerce kere arş ve onun muhtevasının kapsayamadığı,
içine alamadığı Kadim olan Allah'ı gören kalbin muhdes/
sonradan zuhura çıkmış varlıkları görmeyeceğini, kendisi
ni sadece O'na tahsis edeceğini belirtirken bu genişlikten
bahsetmektedir. Tasavvuf, kalbin ma-sivadan/Allah'tan baş
kasından temizlenmesi, hastalıklardan kurtulması, güzel ah
lakla bezenmesi, yücelmesi, Hakk'a ve hakikate ermesi gibi
kalp etrafında dönen konularla ilgilidir. Çünkü baştaki göz
yanılır, büyüğü küçük, küçüğü büyük görebilir ama kalp ya
nılmaz. Nitekim, Kur'an "Kalp, (gözün) gördüğünü yalan
lamadı" (Necm 53/1 1) buyurmuştur. Burada mes'ele onun
basiretinin açılmasıdır. 144
Ali b. Sehl el-İsfehani'nin (lll/IX. asır), "Adem (a. s.)
zamanından kıyametin kopacağı zamana kadar halk, Kalbi
Kalbi Gönül ! Gönül! der dururlar. ( . . . . ) Halk, et parçasına
kalb ve yürek der. Oysa ki o delilerde, sahilerde, bebekler
de, mağlup (ve meczuplar)da da vardır. Ama yine de bunlar
kalpsizdirler. Yani akla kalp ismini versek o kalp değildir.
Ruha kalp desek, o da kalp değildir. Şu halde kalp nedir?
Kalp adına işittiklerimiz, ibare ve sözden başka bir şey de
ğildir"145 sözünde en güzel bir şekilde ifadesini bulduğu ve
Birinci Bölümde "ruh ve ölüm" başlığı altında ele alındığı
üzere kalp konusunda söylenen sözlerin tahlili biraz zordur.
Sufiler, kalp konusunu işlerken Hz. Peygamber'in şu
hadisine çok baş vururlar: "Haram da açıktır, helal de. Bun
ların arasındaki ise şüpheli şeylerdir. ( . . . . . ) Dikkat edin! Be-
143 Konuk 1990, ss. 6-7 (Şuayb Faslı). Kalbin genişliğiyle ilgi! olarak ayrıca bkz.
İbnü'l-'Arabi 1414/1994, c. 2, s. 533.
144 Gazzali 1412/1992, c. 4, s. 47.
145 Hücviri 1982, s. 247.
275
------- TASAVVU F V E T I P ------
276
S E L İ M KAL B İ N FİZYO LOJ İSİ
277
TASAV V U F V E T I P ------
278
S E LİM KALBİ N FİZYOLOJ İ S İ
279
-----
-- - - - - --- TASAVV U F V E T I P -------
280
-- S E Lİ M KALB İN FİZYO LOJ İ S İ
281
---- ---- -- TASAV V U F VE T I P -------
282
S E Lİ M KALB İ N F İ ZYOLOJ İ S İ
283
------- TASAVV U F VE T I P -------
284
S E LİM KAL B İ N FİZYOLOJ İ S İ
285
TASAV V U F V E T I P ------
192 A. y. c. 2, s. 350.
'
193 A. y. , c. l, s. 577.
194 Sühreverdi 1426/2005, s. 129.
195 İbnü'l-Arabi 1414/1994, c. 4, s. 598.
196 A. y. , c. 3, s. 447.
197 A. y. , c. 7, s. 277.
198 A. y. , c. 5, s. 142.
286
SELİM KALBİN FİZYOLOJ İ S İ
287
TASAVV U F V E T I P -------
205 A. y. , c. 4, s. 602.
206 A. y. , c. 8, s. 386.
207 A. y. , c. 3, s. 614.
208 A. y. , c. 5, s. 414.
288
S E LİM KALBİN FİZYOLOJ İ S İ
209 Konuyla ilgili detaylı bilgiler için bkz. M. Yusuf 2013, s. 86 vd.
210 İbnü'l-Arabi 1414/1994, c. 5, s. 345.
211 A. y. , c. 6, s. 1 15.
212 A. y. , c. 3, s. 484. Ayrıca bkz. a. y. , c. 2, s. 530; c. 3, ss. 56, 124, 170, 219-20,
340, 390, 481; c. 4, s. 16, vs.
213 A. y. , c. 3, s. 367.
214 A. y. , c. 3, s. 354; c. 8, s. 306.
289
------- TASAV V U F VE TI P ------
290
S E L İ M KALB İ N FİZYOLOJ İ S İ
olması gibi, bu doğum d a ruhi bir doğum olur. Bu, bir nev'i
ikinci doğumdur. Birinci doğumun, insanın mülk alemiyle
ilişkisini sağlaması gibi, bu doğum da melekıit alemiyle iliş
kisini sağlar. Aynı şekilde, biyolojik evlatlıkta babanın mad
di mirasına varis olunması gibi ruhi evlatlıkta da babanın
ilmine varis olunur: B abanın bütün hal ve ilmi özellikleri
çocuğuna geçer. Böylece mürşidlerin ruhi/ilahi nesli devam
etmiş olur. Biyolojik olarak bir kimse evlatları az, çok veya
hiç olmayabildiği gibi meşayihin de kendisinden ilim ve hal
alıp başkalarına da tevdi eden ruhi evladı çok olabilir, az
olan olabilir, nesli kesilmiş olan olabilir. Ama bu türlü bir
nesl, Allah Taala'nın kafirlere redden buyurmuş olduğu "[Ey
Muhammed!] Doğrusu sana buğz eden, soyu kesik olanın
ta kendisidir"218 sözündeki nesidir. Yoksa Rasulullah'ın nesli,
kıyamet gününe dek baki kalacaktır. Manevi nisbet açısından
da ilim mirası, ilm ehline ulaşacaktır. Veladet-i maneviyye,
yok olmaktan masundur. Çünkü şecerati'l-huldden/ebedilik
ağacından219 var edilmiştir ki bu ağaçtan kasıt, birçok tefsir
de dile getirilen buğday bitkisi değil ilim ağacıdır. 220
291
TASAVV U F VE TI P -------
221
de zaman zaman hanım şeyhlere rastlanmasına rağmen,
Tasavvuf'ta kadınların şeyhliği genel kabul gören bir vakıa
değildi.
B. SUFİ SAGLIGI
Yaşam şekli ve haller, insan fizyolojisini derinden etki
leyen unsurlardır. Sinir bilimlerindeki en güzel buluşlardan
birisi, yaşantıların biyolojiyi değiştirebileceğinin keşfedil
mesidir.224 Sufilerin yaşadıkları tecrübe ve hallerinin onlarda
sebep olabileceği "Fizyolojik değişiklikler"le ilgili verilere
örnekler aşağıda sunulmuştur.
292
S E L İ M KALB İ N FİZYO LOJ İ S İ
225 A. y. 1414/1994, c. 2, s. 6
226 Gazzill 1412/1992, c. 4, s. 333.
227 A. y. 1409/1988, c. 5, s. 66.
228 Ebu T'alib el-Meklô 1424/2003, c. 2, s. 345-346; Gazzill 1412/1992, c. 2, s.
32.
229 Ebu T'alib el-Meklô 1424/2003, c. 2, s.346.
293
------- TASAV V U F V E T I P ------
294
S E Lİ M KA L B İ N FİZYOLOJ İ S İ
29S
------- TASAVV U F V E T I P ------
296
-- S E L İ M KALB İ N FİZYOLOJ İ S İ -- --
297
------- TASAVV U F VE TI P -------
298
S E L İ M KALB İ N FİZYOLOJ İ S İ
299
------ TASAV V U F VE TIP ------
300
S E Lİ M KALB İ N F İ ZYO LOJ İ S İ
301
------- TASAVV U F VE T I P -------
302
S E L İ M KAL B İ N FİZYOLOJ İ S İ
303
------ TASAVV U F VE TIP -------
304
------ - S E L İ M KALB İ N FİZYOLOJ İ S İ
305
------- TASAVV U F V E T I P ------
306
S E L İ M KAL B İ N FİZYOLOJ İ S İ
307
· -- -- TASAVV U F V E TI P -------
308
S E L İ M KAL B İ N F İ ZYO LOJ İ S İ
309
------- TASAVV U F VE T I P ------
310
S E L İ M KAL B İ N FİZYOLOJ İ S İ
311
------- -- TASAVV U F VE TI P -------
312
S E L İ M KALB İ N FİZYO LOJ İ S İ
313
------- TASAV V U F V E TIP -------
314
S E Lİ M KAL B İ N F İ ZYOLOJ İ S İ
B. V. Sekrin Fizyolojisi
Sekr, sı1finin kendisini ve çevresini hissedemez halde
olmasıdır. Gazzali, bir hali yaşamakla o halin nasıl bir şey
olduğundan sözetmenin farklı şeyler olduğunu izah ederken
şöyle bir örnek verir: "Mesela, sekrin tarifiyle 'sekran' (sekr
halini yaşayan) arasında fark vardır. Sekr, mideden fikr ma
denlerine ulaşan buharların beyni istilası/çepe çevre sarma
sıdır. Sekranın bu tariften haberi bile yoktur. Tasavvuf'zevk/
tadına' ile bilinir. Nitekim, herhangi bir hali, ancak yaşayan
bilir. Mesela, bir tabibin hasta olduğu durumu düşünün: Bu
durumda tabib, sağlığın tarifini, sebeplerini ve ilaçlarını bilir
315
------- -- - TASAV V U F VE T I P -------
316
S E L İ M KAL B İ N F İ ZYO LOJ İ S İ
317
------- TASAV V U F V E TIP -------
319 A. y. , c. 4, s. 285.
320 A. y. , c. 4, s. 288.
321 A. y. 1414/1994, c. l, s. 70.
322 A. y. 1412/1992, c. 2, s. 455.
318
S E Lİ M KAL B İ N FİZYOLOJ İ S İ
319
TASAVV U F VE T I P ------
B. X. Sufiler ve Hastalıkları
Canlı olan her şey, bazı hastalıklara düçar olur: Bu ha
yatın kanunudur. Veli/sı1fi de Allah'ın "günahtan korumuş
olduğu kişi" olmak için çalışabilir ama "bedeni hastalıklar
dan korunmuş olmak" için çalışamaz. Aslında sı1filer hiç
hasta olmamayı kulun kulluğunda büyük bir eksiklik olarak
görürler, iyiliğe yormazlardı. Çünkü birinci bölümde de ele
alındığı üzere, dert ve hastalıkların insanı Rabbine yaklaş
tıran bir tarafı vardır. Mesela, Fir'avn'ın Rabblik iddiasında
bulunmasıyla hiç hasta olmaması arasında bile bir ilişki ku
rulmuşa benzemektedir. 328
327 A. y. , s. 180.
328 Hücviri 1982, s. 341.
320
S E L İ M KA L B İ N FİZYOLOJ İ S İ
ı. İldhi Anoraksiya
321
------- TASAVV U F VE T I P -------
2. Uyku Problemleri
3. Basur ve Romatizma
Sehl et-Tusteri (v. 283/895), romatizma ve basurdan
muzdaribti. Hatta velayete bunlarla, yani bu hastalıklara
dayandığı için erdiği söylenirdi. 334 B asurundan dolayı her
namaz vaktinde yeni abdest almak zorundaydı ama tedavi
olmak istemiyordu; çünkü tedavi için, doktorun avret yerine
bakmasına izin vermesi gerekti. 335
4. Kötürüm/Felç olma
Yine Sehl et-Tusteri, hayatının sonlarına doğru kö
türüm bile olmuştu ve bu kötürüm haldeyken bile namaz
vakitleri geldiğinde iyileşir, ayağa kalkıp namaz kılar, son
ra yine kötürüm haline dönerdi.336 Cüneyd el-Bağdadi (v.
297/909), Ebu Bekr eş-Şibli (v.334/946) gibi sıifilerle gö-
332 A. y. , s. 387.
333 Cimi 1995, s. 555.
334 A. y. , s. 196.
335 Serrac 1380/1960, s. 272.
336 Hücviri 1982, s. 439.
322
S E L İ M KALBİN FİZYOLOJ İ S İ
323
------- TASAV V U F VE T I P ------
6. ObsessifKompulsifBozukluklar
Bu tip rahatsızlıklar, genelde abdestle ilgilidir. Vesve
seden dolayı veya abdestli olarak ölmek için çok fazla ab
dest alan veya gusl yapan sılf'ıler vardı. İ kinci durum, yani
abdestli olarak ölmek için durmadan abdest almak aslında
hastalık değildir ama normalin ötesinde olduğu için bura
da zikrediyoruz. Mesela, İ brahim Havvas, mebtıln/karın
ağrısı ve ishale yakalanmışken Rey Camii'ndeydi. Abdestli
olarak ölme şansını yükseltmek için 24 saatte 60 gusl al
mış ve nihayet guslederken ölmüştü. 345 Süfyan es-Sevri
(v. 1 61/777) de ölüm döşeğinde yatarken, bir namaz için 60
defa abdest almış ve: "Bütün burılar emr-i Hak geldiği za
man temiz olmam içindir" demişti. 346 Ebu Ali Ruzbari ise
taharette vesveseye kapıldığı için çok abdest/gusulle müb
tela olmuş bir sılfiydi. Bir seher vakti, suyun içindeyken, bu
hastalıktan kurtarması için Allah'a dua etmiş ve afiyet iste-
324
S E Lİ M KALB İ N FİZYOLOJ İ S İ
7. Şuô.rsuzluk Hali
Tasavvuftaki mahv, sekr, fena, cem', cem'ü'l-cem' gibi
hallerinin az veya çok fiziksel ortamdan ruhen kopuş ve me
tafizik aleme yükseliş olduğunu kabul edersek, bu hali bütün
sufilerin yaşadığını söylememiz mümkün olur. Ancak, bunu
çok ileri boyutta yaşayan sufıler vardır ve bunların başın
da Beyazid el-Bistami, Ebu Said el-Harraz (v. 277/890) ve
Ebu Bekr eş-Şibli gelir. Mesela Şibli'nin genelde veleh/yarı
kendinden geçmiş halde yaşadığı ve ancak namaz saatleriçin
uyandığı sıkça hikaye edilir.348 Harraz'ın ekolü, fena üzerine
kuruludur, hatta fena ve beka halinden ilk bahseden, "ken
dimi bulunca O'nu/Allah'ı; O'nu bulunca kendimi unutu
yorum" diyen Harraz'dır. Buna çok yakın bir şekilde Baye
zid Bistami'nin de: 20 yıldır kendimi bulduğumda Allah'ı
kaybediyorum; Allah'ı bulduğumda kendimi kaybediyorum"
dediği meşhurdur.
8. Böbrek Rahatsızlıkları
Semnı1n b. Hamza el-Muhibb (v.298/91 1 ) , idrarını
yapamama hastalığına yakalanmıştı ve dayanamıyacağı bir
duruma düşmüştü. 349
9. Kanamalar
Şeyh Ebu'l-Abbas, kan aldırdıktan sonra kanaması ol
muş. müridi Ebu Said Ebu'l-Hayr (v. 440/1049), kolunu yı-
347 A. y. , s. 428.
348 Bkz. mesela, İbnü'l-Arabi 1414/1994, c. 2, s. 190.
349 Cami 1995, s. 234.
325
------- TASAVV U F VE TIP ------
350 A. y. , s. 447.
351 A. y. , s. 270.
352 Hücviri 1982, s. 498.
353 Kuşeyri 1413/1993, s. 258.
354 Gazzali 1412/1992, c. 4, s. 288; Kuşeyri 1413/1993, s. 131.
355 Serrıi.c 1380/1960, s. 272.
326
S E L İ M KA L B İ N FİZYOLOJ İ S İ
327
------- TASAVV U F VE T I P ------
361 A. y. , s. 271.
362 Gazzali 1412/1992, c. 4, s. 208-209. Ayrıca bkz. Cami 1995, s. 233-234.
363 Serrac 1380/1960, s. 271.
364 A. y. , s. 271.
365 Cami 1995, s. 394.
366 Hücviri 1982, s. 441.
328
S E LİM KALBİN FİZYOLOJ İ S İ
329
TASAVVUF VE TIP İLMİNİN
ORTAK PAYDALARI
Giriş
Antik çağda insan anatomisi ve fizyolojisi üzerinde ça
lışan Hippokrates, bu muazzam düzen ve işleyiş karşısında
oldukça samimi bir itirafta bulunmak durumunda kalmıştır:
"Bana göre bu, kuşkusuz oldukça becerikli bir sanatçının eseri
dir. "1
İnsan, Hakk'ın yeryüzündeki elçisi, isim ve sıfatlarının
tecelligahıdır. Tıp ilmi, geçmişten bugüne, insandaki fizyo
lojik örgüyü anlamaya ve çözümlemeye çalışmıştır. Kendi
sini tanımaya başlayan insan, Varlığın hakikatinin karşısın
da acziyetini ve hiçliğini idrak etmiş; bilmediğinin farkına
vardıkça, bilinmeyene duyduğu merakla birlikte Yaratıcı'ya
olan hayranlığı da artmıştır. Günümüzde kanıta dayalı tıp,
bilimsellik çatısı altında, yaşamın devamı için biteviye uğ
raş vermektedir, hala açıklığa kavuşmamış sırlarla birlikte.
İnancın hakimiyetinin giderek buharlaştığı, bunun yerine
düşünce ve bilimin ivme kazandığı postmodern çağın insa
nı hala Yaratıcı'sına, O'nun evrensel adaletine ve rahmetine
ölesiye muhtaçtır.
331
------- TASAV V U F VE T I P -------
Anatomi ve Fizyoloji
İ nsan, bütün varlıkların en şereflisi ve kainatın özüdür.
332
S E L İ M KA L B İ N FİZYO LOJ İ S İ
333
TASAV V U F VE T I P -------
Hıltlar Teorisi
Hıltlar teorisine göre, doğanın esas unsurları olarak
bilinen anasır-ı veya erkan-ı erba'a (ateş, toprak, su, hava),
insan ve diğer canlıların temel öğelerini oluşturmaktadır.
Bunlar en basit cevherlerdir ve alt birimlere ayrılmaları
mümkün değildir. Bileşik (mürekkeb) olan cisimler bu dört
esas unsurun karışımıyla meydana gelir. Bunlardan ikisi ağır,
ikisi hafif olarak tanımlanmıştır; ateş ve hava hafif, toprak
ve su ağır unsurlardır. Gökler bu dört unsuru ihtiva ettiği
334
S E L İ M KA L B İ N FİZYO LOJ İ S İ
335
------- TASAVV U F VE T I P ------
336
S E Lİ M KAL B İ N FİZYOLOJ İ S İ
337
------- TASAV V U F V E T I P ------
338
S E L İ M KALB İ N FİZYOLOJ İ S İ
Akıl
339
------- TASAVV U F VE T I P ------
340
S E L İ M KALB İ N FİZYO LOJ İ S İ
Kalb
İnsan bedeni, cihanın özü olduğu gibi, insan kalbi de
bedenin özüdür. Kalb, sadece bir et parçası değildir, özün
de ilahidir, Allah'ı bilme ve sevme makamıdır. İrfan ehlinin
kalbi Allah'ın feyz ve kereminin yeşerip geliştiği bir bahçe
olarak tahayyül edilmiştir.3•6
Anatomik olarak kalp, göğüs içerisinde, sol memenin
altında, karaciğer cinsinden ve onun renginde, kozalak şek
linde kıymetli ve hassas bir uzuv olarak tanımlanmıştır. Or-
341
TASAV V U F VE T I P ------ ---
342
S E L İ M KALB İ N FİZYOLOJ İ S İ
Sindirim Sistemi
İ brahim Hakkı sindirim işlevini dört safhaya ayırmış
ve her birini 'hazım' olarak tanımlamıştır. Buna göre; birin
ci hazım midede, ikinci hazım karaciğerde, üçüncü hazım
damarlarda ve dördüncü hazım da hedef organlarda meyda
na gelmektedir. Ö ncelikle, midedeki çekme kuvveti gıdaları
mideye çeker. Tutma kuvveti, muhafaza eder ve hazmetme
kuvveti gıdaları pişirir. Ayrıştırma kuvveti pişmiş gıdaların
katısını sıvısından ayırır. Fazlalıkları dışarı atma kuvveti katı
ve koyu kısmı bağırsaklara gönderir. Midede kalan sıvı kı
sım ise karaciğere gider ve kan rengine boyanır. Sindirilen
gıdanın üzerinde beliren ve sevda denilen siyah köpüğü, öd
kesesi kendine çekip değiştirir. Balgamı ise akciğer kendine
çekip nefes yoluna gönderir. Bunlardan temizlenen kan, ka
raciğer içinde su ile karışık olup kıvamını henüz bulamadığı
için, böbrek suyu kendine çekerek değiştirir. Böbrekte kalan
su idrar halinde mesane yoluna gider. Sonra ciğerde kalıp
kıvama gelen saf kan, damarlar vasıtasıyla bütün organla
ra ulaşır. 3 Sindirim sisteminin işleyişi, sindirim organları ve
salgıları ile ilgili kadim tıbbi bilgiler günümüz modern bili
miyle bazı alanlarda benzerlik göstermektedir.
Dolaşım Sistemi
Kalb ve damar sistemine dair yorumlar temelinde; atar
damarlar (şiryan, arter), kalbden çıkan, uzunlukları sinirlere,
343
------ - - -- -- TASAV V U F VE T I P -------
344
S E L İ M K A L B İ N FİZYO LOJ İ S İ
345
------- TASAV V U F VE T I P -------
346
---- -----
S E L İ M KALB İ N F İ Z YO LOJ İ S İ
347
------- TASAVV U F VE T I P -------
Mizaçlar
Her şeyi yaratıp suret veren Cenab-ı Hak, alemdeki her
nesneyi münasip ve uyumlu, yerli yerinde, güzel ve dengeli
bir biçimde yaratmıştır. Bütün alemdeki azaların mutedilini
insan bedenine bağışlayıp her bir uzvuna en layık, en iyi ve
en münasip olan mizacı vermiştir.3
İbn Sina'ya göre mizaç, unsurların zıt özelliklerinin kar
şılıklı etkileşmesinden ortaya çıkan bir keyfiyettir. Mutlak
mizaç iki türlüdür. Dengeli mizaçta, mizacın zıt nitelikleri
nicelik yönünden tam olarak eşit olup denge bu niteliklerin
mutlak ortalamasıdır. Mizacın nitelikleri eşit olmadığında
ve bu nedenle denge bir tarafa meylettiğinde mizaç denge
sini kaybeder. Bu bağlamda, yaşamın farklı evrelerine özgü
mizaç değişiklikleri görülebilir. 2•3
Uyku Adabı
Uyku günlük işlevlerin gerçekleştirilmesini sağlayan
fizyolojik bir gereksinimdir. Yeterli uyku alınmaması unut
kanlık, sinirlilik, dikkat dağınıklığı gibi sorunlara neden ola-
bilir. Uyku vücudun dinlenmesini sağlar ve beyin işlevlerini
kolaylaştırır. Hafızanın yeniden yapılandırılması ve psiko
lojik yenilenme için gereklidir. Aşırı uyku ise bazı bedensel
ve psikolojik rahatsızlıkların sebebi, aynı zamanda sonucu
olabilir. Günlük uyku gereksinimi konusunda farklı görüş
ler bulunmakla birlikte bireysel farklılıklar gözlenmektedir.
Tasavvufi anlayışta aşırı uyku hoş karşılanmamaktadır. Ge
leneksel psikolojide, insanın en yüksek bilinç düzeyi, uya
nıklık hali olarak kabul edilir. Halbuki sı1fi psikolojisinde
insan çoğunlukla gafıl bir haldedir, kendisi ve etrafındaki
dünyanın idrakinde değildir. Ancak Allah'ı zikrederek ma-
348
S E Lİ M KA L B İ N F İ Z Y O LOJ İ S İ
349
·- --- TASAVV U F VE TI P -------
350
S E L İ M KALB İ N FİZYOLOJ İ S İ
351
------- TASAV V U F VE T I P ------
352
S E L İ M KAL B İ N FİZYOLOJ İ S İ
353
--- TASAV V U F V E T I P ------
Duygulanım
Günlük hayatın büyük bölümü çeşitli duygular ve he
yecanlar barındırır. Duygu ve heyecanlar davranışsa! olarak
genel uyarılmışlık hallerini içerir. Bu esnada, otonom sinir
sisteminden, özellikle sempatik kısımdan gelen uyarılar so
nucunda, vücutta bazı fizyolojik değişiklikler meydana gelir.
Genel uyarılmışlık halleri, sempatik sistemin aktivasyonu
na bağlı olarak, kalp atım hızı, kan basıncı, solunum sıklığı,
deri iletimi ve göz bebeği genişliğinde değişikliklere neden
olur. Sempatik sistem uyarıldığında, göz bebekleri büyür ve
tükrük bezlerindeki salgılama işlevi durur. Kalp atım hızın
da artma, mide ve barsak damarlarında daralma meydana
gelir. Kan basıncı artar, derinin elektriksel direnci azalır,
böbreküstü bezlerinden adrenalin veya epinefrin olarak
adlandırılan hormon salgılanır. Sempatik sistem fizyolojik
uyarılmışlık halini oluşturur. Sempatik sistemin asıl görevi,
ani ve beklenmedik uyaranlara yanıt verebilmek için gerekli
olan enerjinin sağlanmasıdır. Bu enerjinin dışavurumu, yüz
ifadesi ya da sesle kendini gösterebilir.20•21 Zikir meclislerin
de gözlenen benzer dışavurumlar ilahi aşkın kişide yarattığı
heyecanın ve fizyolojik uyarılmışlığın bir tezahürü olarak
kabul edilebilir.
JS4
S E Lİ M KAL B İ N FİZYO LOJ İ S İ
Ölüm
Ölüm, hayati işlevlerin geri dönüşümsüz olarak kaybe
dilmesidir. Ölüm belirtileri; pallor motris (ölüm solukluğu),
algor motris (ölüm soğukluğu), rigor motris (ölüm katılığı),
livor motris (kanın vücudun alt bölümlerinde toplanması)
ve dekompozisyondur (vücudun çözünmesi ve basit yapı
taşlarına ayrılması). Ö lüm öncesi can çekişme dönemi, tıp
terminolojisinde "agoni" olarak bilinir. Bu süre, birkaç daki
kadan birkaç güne kadar uzayabilir. Ö lümün gerçekleşmesi
için, solunum ve dolaşım geri dönüşümsüz olarak durmalı
dır. Benzer şekilde, beyin ve beyin sapı fonksiyonları da geri
dönüşümsüz şekilde kaybedilmelidir. Bitkisel hayat olarak
tanımlanan durumda ise beyin korteksi işlev görmez, buna
karşın beyin sapı normaldir. Bu durumda kişi görmez, duy
maz, ancak dolaşım, solunum ve buna benzer şekilde istem
siz olarak çalışan diğer iç organların işlevleri otomatik ola
rak devam eder. Beyin ölümü ise tüm beyin fonksiyonlarının
geri dönüşümsüz olarak kaybını tanımlamak için kullanılır.
Muhasibi, ölümü bir yurttan diğerine göçüş olarak ta
nımlamaktadır. Ona göre ölmek, idde-i mevta, yani ölü ola
rak bekleme sürecinin başlaması demektir. İnsanın akıbetini
ölümle izah etmektedir. Ölüm, ruhun çekilmesi ve bedeni
terketmesidir. İ nsan her şeyiyle, yaratılıştan ölüme ve ölüm
den sonraki haline kadar Yaratıcı'ya aittir ve O'nun hüküm
ranlığı altındadır.7
Tasavvuf ilminde, ölümün iki sınıflaması yapılmıştır. İl
kinde, ölümün iki türü tanımlanmıştır: İstek dışı olan ölüm,
ki bu mevt-i tabii yani doğal ölüm olarak bilinir. Mevt-i ira
di ise isteğimize ve tercihimize bağlı olan ölümdür.25
356
S E L İ M KALB İ N FİZYOLOJ İ S İ
357
KAYNAKIAR
359
------- TASAVV U F V E T I P
360
SONUÇ VE DEGERLENDİRME
361
- --- TASAVV U F VE T I P ----- -----
362
S E L İ M KALBİ N FİZYOLOJ İ S İ
363
----- TASAV V U F VE T I P -------
364
S E Lİ M KALB İ N FİZYOLOJ İ S İ
365
BİBLİYOGRAFYA
367
TASAVV U F V E TIP
368
S E Lİ M KA L B İ N FİZYOLOJ İ S İ
369 Kullanılan birçok eserde "Gazali" olarak yazılmasına rağmen, D.İ/fya tabi
olunarak "Gazzali" şeklinde imla edilmiştir.
369
----- TASAVV U F V E T I P -------
mı
S E L İ M KAL B İ N FİZYOLOJ İ S İ
1374/1416.
__ İ'cazü'l-beyanfi te'vili ümmi'l-Kur'an, Ed. A. A. Ata, Kahire
1389/1979.
__, Fatiha Suresi Tefsiri, trc. E. Demirli, İstanbul 2002.
371
--- TASAV V U F VE TIP -------
372
S E L İ M KA L B İ N FİZYOLOJ İ S İ
373
---- TASAVV U F VE T I P ------ ----
374
S E LİM KALBİN FİZYOLOJ İ S İ
375
----- TASAV V U F VE T I P ------
Web Sitesleri:
www heartmath. org/about-us/home/hearts-intuitive-intelligen
.
ulaşıldı).
376
EKLER
EK: I
379
TASAVVU F VE TI P
380
S E L İ M KALB İ N FİZYOLOJ İ S İ
381
------- TASAV V U F V E T I P -------
382
S E L İ M KAL B İ N FİZYOLOJ İ S İ
383
------- TASAVV U F VE T I P -------
384
S E L İ M KAL B İ N FİZYOLOJ İ S İ
385
------- TASAV V U F VE T I P -------
386
S E L İ M KA L B İ N FİZYOLOJ İ S İ
387
TASAVV U F VE T I P
388
S E L İ M KALB İ N FİZYO LOJ İ S İ
389
EK-il
Davud el-Kayseri'nin (v.751/1351) Talıkikü Mıii'-1-
Hayat ve Keşfü Esri.ri'z-Zulumat Adlı Eseri181
Bismillahirrahmanirrahim
Yüce ve büyük olan Allah'tan başka güç ve kuvvet yoktur.
Hamd, Zatı'yla Gani/hiç birşeye muhtaç olmayan,
Ehad!fek, Vahid/Bir, Ferd, bütün isim ve sıfatlarla mevsılf,
bütün mertebe ve hazeratlarda zahire tecelli eden, karan
lıklar pınarında/kaynağında hayat suyuyla ariflerin kalble
rini ihya eden; seven ruhları iradi ölümle hayatın kaynağına
döndüren, özel nebilerini te'yid ve mucizelerle gönderen, ev
liyasını muhtelif şevk ve dualarla hidayete erdiren Allah'adır.
Allah, efendimiz Muhammed'e, ailesi ve derecelerin
en yükseğine vasıl, en kuvvetli delil ve beyyinatla belgeler
le yardım edilmiş kesret pınarında vahdet yolunda yürüyen,
makamların en yükseğine ve cennetlerin en nezihine ermiş
olan ashabına-Allah'ın rızası orıların üzerine olsun-, salatla
rın en faziletlisini, duaların en kamilini ihsan etsin.
381 Davud el-Kayseri, er-Resail, haz. Mehmet Bayraktar, Kayseri, 1997, ss. 181-
192'den tercümedir. Tercüme sırasında, okuyucuyu çok ilgilendirmeyecek
olarak düşündüğümüz, yazarın eserini tetkikine sunduğu kişiler için yazdığı
aşırı övgü dolu bazı paragraflar ve anlamı hususunda tereddüd edilen bir-iki
Farsça şiir çıkarılmıştır.
Burada hemen belirtmek gerekir ki bu risalenin Mehmet Bayraktar,
"Kayserili Davud (Dıivudu'l-Kayseri), Ankara, 1988 içinde ve Ledünni
İlim ve Hakiki Sevgi, (tere. M. Bayrakdar, İstanbul, 2009) adıyla ayrı bir
tercümesi daha vardır. Ancak bu çalışmaları görmedik ve kendi yorumumuzu
etkilememesi için görmeye de çalışmadık. İsteyenler karşılaştırmak için oraya
da bakabilirler.)
Buhari, Tefsiru Sure 39/3 ve 78/1; Müslim, Fiten 14; İbn Mace, Zühd, 32.
390
S E L İ M KA L B İ N F İ Z Y O LOJ İ S İ
391
--- TASAVV U F VE T I P -------
392
S E L İ M KALBİN F İ ZYOLOJ İ S İ
393
----- TASAVV U F VE T I P -------
394
S E L İ M K A L B İ N FİZYO LOJ İ S İ
395
- -------- TASAV V U F V E T I P
396
S E L İ M KALB İ N Fİ ZYO LOJ İ S İ
397
---- TASAVV U F V E T I P -------
398
S E L İ M KAL B İ N FİZYOLOJ İ S İ
399
----� TASAVV U F V E TI P
398 Kısmen benzer bir hadis için Bkz. Müslim, İman, 293-294; İbn Mace,
Mukaddime, 13 (H. 196).H. Küçük .
399 Bu konuyu en detaylı ve güzel şeklilde işleyen eser el-Gazzili'nin Mişkıitu'l
envti1'ıdır.
400
S E L İ M KA L B İ N FİZYO LOJ İ S İ --- -------
401
------ TASAV V U F V E T I P -------
402
S E L İ M KALB İ N FİZYO LOJ İ S İ
403
--- TASAVV U F VE TIP -------
404
S E L İ M KA L B İ N FİZYO LOJ İ S İ -------------
405
------- TASAVV U F VE T I P ----�----
406
S E L İ M KA L B İ N Fİ ZYO LOJ İ S İ
407