Omuz_Agrisi_ve_Sik_Gorulen_Omuz_Sorunlari

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 98

ISBN: 978-625-395-201-3

Türkiye Klinikleri

FİZİKSEL TIP VE
REHABİLİTASYON
PHYSICAL MEDICINE REHABILITATION
ÖZEL KONULAR/SPECIAL TOPICS

OMUZ AĞRISI VE
SIK GÖRÜLEN OMUZ SORUNLARI
Shoulder Pain and Common Shoulder Problems
Editör/Editor: Prof. Dr. Zeynep GÜVEN

1 Omuz Ağrısı Tanı Yöntemleri Emrullah HAYTA, Işıl Fazilet KARTALOĞLU


8 Omuz Sıkışma Sendromları Nazan CANBULAT, Şule EREN, Mehmet DEMİRHAN
21 Rotator Manşet Yırtıkları Nihan ERDİNÇ GÜNDÜZ, Elif AKALIN
32 Rotator Manşet Kalsifik Tendinopatisi Nuri Tuğbay YILDIRAN, Kenan AKGÜN
42 Omuz İnstabiliteleri Deniz PALAMAR, Rana TERLEMEZ
50 Skapuler Diskinezi Kadir SONGUR, Selmin GÜLBAHAR
59 Omuz Adezif Kapsüliti Zeynep GÜVEN
70 Omuz Eklemi Artritleri Hanife ÇAĞLAR YAĞCI, İlker YAĞCI
74 Sporcularda Sık Görülen Omuz Sorunları Sadi KAYIRAN, Sedat Tolga AYDOĞ

2024

“Menarini Türkiye'nin koşulsuz desteği ile hazırlanmıştır”


Limitlerin ötesi,
esnekliğin ta kendisi!

Siklobenzaprin HCl

En çok klinik çalışmada


değerlendirilen
kas gevşetici molekül 1

Referans: 1.See S. Et al. Choosing a Skeletal Muscle Relaxant . Am Fam Physician. 2008;78(3):365-370
Bu ilaç ek izlemeye tabidir. Bu üçgen yeni güvenlilik bilgisinin hızlı olarak belirlenmesini sağlayacaktır. Sağlık mesleği mensuplarının şüpheli advers reaksiyonları TÜFAM’a bildirmeleri
beklenmektedir.Karşılaştığınız yan etkileri www.titck.gov.tr sitesinde yer alan "İlaç Yan Etki Bildirimi" ikonuna tıklayarak ya da 0 800 314 00 08 numaralı yan etki bildirim hattını arayarak Türkiye
Farmakovijilans Merkezi(TÜFAM)'ne bildiriniz.

Menarini Türkiye
Merkez: Maslak Mah. Sümer Sok. No: 4 Maslak Office Building (MOB) Kat: 7-8 34485 Maslak, Sarıyer / İstanbul
Üretim Tesisi: Davutpaşa Cad. No: 12 34010 Topkapı, Zeytinburnu / İstanbul
T +90 212 467 11 11 • F +90 212 467 12 12 • www.menarini.com.tr
Türkiye Klinikleri

OMUZ AĞRISI VE
SIK GÖRÜLEN OMUZ SORUNLARI

SHOULDER PAIN AND


COMMON SHOULDER PROBLEMS

Editör / Editor:
Prof. Dr. Zeynep GÜVEN

Bu yayına www.dijitalakademi.org adresinden ücretsiz erişebilirsiniz.


You can access this publication for free on www.dijitalakademi.org
Türkiye Klinikleri

Omuz Ağrısı ve Sık Görülen Omuz Sorunları


Shoulder Pain and Common Shoulder Problems

Editör / Editor: Prof. Dr. Zeynep GÜVEN

Kitabın her türlü yayın hakkı Ortadoğu Reklam Tanıtım Yayıncılık Turizm Eğitim İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye aittir. Kitaptaki
soru, yazı, resim, tablo, grafik ve şekiller kısmen de olsa yayımcının yazılı izni alınmadan, elektronik veya mekanik yöntemlerle
basılamaz, çoğaltılamaz. Yalnızca bilimsel amaçlarla (kaynak göstermek kaydıyla) özetleme ve alıntı yapılabilir.
All rights are reserved by Ortadoğu Reklam Tanıtım Yayıncılık Turizm Eğitim İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. The questions, writings,
pictures, tables, graphics, and figures published in this book cannot be printed or reproduced in whole or in part by electronic or
mechanic ways without the written consent of the publisher. Summarizing and citation for scientific purposes (by specifying the ref-
erence) is allowed.

E-ISBN: 978-625-395-201-3

© 2024 Ortadoğu Reklam Tanıtım Yayıncılık Turizm Eğitim İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Türkiye Klinikleri Yayın Seri No- Türkiye Klinikleri Publication Serial Number : 1574
1. Baskı (1st Edition), Şubat (February), Ankara-Türkiye

Türkiye Klinikleri

YAYIMCI - PUBLISHER
Ortadoğu Reklam Tanıtım Yayıncılık Turizm Eğitim İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. (Türkiye Klinikleri)
Türkocağı Cad. No:30 06520 Balgat/Ankara/Türkiye
Tel/Phone : +90 312 286 56 56
Faks/Fax : +90 312 220 04 70
e-posta/e-mail : info@turkiyeklinikleri.com
web : www.turkiyeklinikleri.com
Sertifika No/Certificate No : 48768
Omuz Ağrısı ve
Sık Görülen Omuz Sorunları
Shoulder Pain and Common Shoulder Problems

EDİTÖR / EDITOR
Prof. Dr. Zeynep GÜVEN, Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi Atakent Hastanesi, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ABD, İstanbul, Türkiye

YAZARLAR / AUTHORS
Prof. Dr. Elif AKALIN, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ABD, İzmir, Türkiye

Prof. Dr. Kenan AKGÜN, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ABD, İstanbul, Türkiye

Prof. Dr. Sedat Tolga AYDOĞ, Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi Tıp Fakültesi, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ABD, İstanbul, Türkiye

Prof. Dr. Nazan CANBULAT, Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ABD, İstanbul, Türkiye

Uzm. Dr. Hanife ÇAĞLAR YAĞCI, İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Prof. Dr. Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi,

Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ABD, İstanbul, Türkiye

Prof. Dr. Mehmet DEMİRHAN, Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ortopedi ve Travmatoloji ABD, İstanbul, Türkiye

Dr. Öğr. Üyesi Nihan ERDİNÇ GÜNDÜZ, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ABD, İzmir, Türkiye

Fzt. Şule EREN, Amerikan Hastanesi, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Kliniği, İstanbul, Türkiye

Prof. Dr. Selmin GÜLBAHAR, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ABD, İzmir, Türkiye

Prof. Dr. Zeynep GÜVEN, Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi Tıp Fakültesi, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ABD, İstanbul, Türkiye

Doç. Dr. Emrullah HAYTA, Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi Tıp Fakültesi, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ABD, İstanbul, Türkiye

Dr. Öğr. Üyesi Işıl Fazilet KARTALOĞLU, Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi Tıp Fakültesi, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ABD, İstanbul, Türkiye

Dr. Öğr. Üyesi Sadi KAYIRAN, İstanbul Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon ABD, İstanbul, Türkiye

Doç. Dr. Deniz PALAMAR, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ABD, İstanbul, Türkiye

Uzm. Dr. Kadir SONGUR, Dörtyol Devlet Hastanesi, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Kliniği, Hatay, Türkiye

Doç. Dr. Rana TERLEMEZ, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ABD, İstanbul, Türkiye

Prof. Dr. İlker YAĞCI, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ABD, İstanbul, Türkiye

Uzm. Dr. Nuri Tuğbay YILDIRAN, Kahta Devlet Hastanesi, Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Kliniği, Adıyaman, Türkiye

Bu çalışmada yayımlanan bölümlerin yazar kurum bilgilerinde olabilecek değişiklikler nedeniyle oluşabilecek her türlü sorumluluk yazar(lar)ın kendisine ait olup,
yayınevi herhangi bir sorumluluk kabul etmemektedir.

.
ÖN SÖZ PREFACE

Omuz ağrısı, bel ve diz ağrısından sonra en sık karşılaşılan eklem ağrısı olup, kişinin
yaşam kalitesini olumsuz etkileyen, doğru tanı ve tedavi ile yönetilebilen ancak ihmal
edildiğinde kronikleşerek önemli sağlık sorunlarına ve fonksiyonel kısıtlanmaya neden
olabilen bir durumdur.
Çok yönlü hareket yeteneğine sahip ve üst ekstremiteyi gövdeye bağlayan bir kavşak
olan omuzda, anatomik olarak nispeten dar bir alanda birlikte çalışan çok sayıda
kemik, eklem, kas, bağ, tendon ve bursanın yer alması nedeniyle, ağrı etyolojisi fark-
lılık göstermektedir. Omuz kavşağı ile eklem çevresi yapılarının travmatik, dejenera-
tif ve inflamatuar süreçleri gibi akut veya kronik intrensek sorunlar ve refere ağrı,
omuzda ağrı oluşturan başlıca nedenlerdir.
Omuzun tanı yöntemlerindeki gelişmeler ve biyomekaniğinin daha iyi anlaşılması ile
tanısal sınıflandırma, koruma yaklaşımları ve tedavi yöntemleri konusunda önemli
gelişmeler kaydedilmiştir. Günümüzde omuzda ağrıya neden olan sorunların çoğu,
aralarında rehabilitasyonun da olduğu konservatif yöntemler ile tedavi edilebilmek-
tedir.
Omuz ağrısına neden olan intrensek sorunların başında yer alan omuz impingement
(sıkışma) sendromunun tipi iyi tanımlanmaz, uygun ve erken tedavi edilmezse rotator
manşet tendonlarında yapısal bozulma ve yırtıklara yol açmaktadır. Bu nedenle has-
tanın klinik muayene ve öyküsünün radyolojik bulgular ile korelasyonu ve buna göre
tedavi yaklaşımının belirlenmesi büyük önem taşımaktadır.
Glenohumeral eklemin instabiliteleri ve skapuler diskinezi, omuz ağrısı ile başvuran
bazı hastalarda göz ardı edilebilen, atlanan veya yetersiz tedavi edilen durumlar ara-
sında yer almaktadır. Bu hastalarda glenohumeral ve skapulotorasik eklemlerin me-
kaniğinin düzeltilmesi ve yeterli nöromusküler kontrolün sağlanması, tedavi başarısını
etkileyen önemli unsurların başında gelmektedir.
Başüstü omuz hareketleri gerektiren sporların yaygınlaşması ile amatör ve profesyo-
nel sporcularda omuz ağrısı giderek artan sıklıkla görülmekte ve bu sorunların büyük
çoğunluğunu tekrarlayan ve aşırı kullanımdan kaynaklanan zedelenmeler oluştur-

.
maktadır. Sporcularda omuz ağrısına neden olan sorunların iyi tanımlanması ve il-
gili sporun gerektirdiği omuz mobilitesi ile birlikte, eklem stabilitesinin de en üst dü-
zeyde sağlanmasına yönelik olacak şekilde tedavinin planlanması büyük önem
taşımaktadır.
Türkiye Kliniklerin’nin bu kitabında; akut travma dışındaki sık görülen ve omuz ağ-
rısına neden olan sorunların sınıflandırılması, tanı ve tedavileri hakkında güncel ve
kanıta dayalı bilgi aktarılması amaçlanmıştır. Bu alanda çalışan meslektaşlarımız ve
sağlık profesyonelleri için yararlı bir kaynak olmasını dilerim. Kitap bölümlerinin ha-
zırlanmasında kişisel deneyimlerini de aktararak, özveri ve özenle katkıda bulunan
tüm değerli meslekdaşlarıma ve kitabın hazırlanmasındaki tüm aşamalarda destek
veren Türkiye Klinikleri’ne çok teşekkür ederim.
Saygılarımla.
Prof. Dr. Zeynep GÜVEN
Editör
Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi
Atakent Hastanesi,
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ABD,
İstanbul, Türkiye

.
PREFACE ÖN SÖZ

Shoulder pain is the most common joint pain after low back and knee pain. It is a con-
dition that negatively affects the individual’s quality of life, can be managed with cor-
rect diagnosis and treatment, but when neglected, can become chronic and cause
significant health problems and functional limitations.
Various conditions can cause pain in the shoulder which a joint that connects the
upper extremity to the body, and is capable of multi-directional movement . The shoul-
der has many bones, joints, muscles, ligaments, tendons and bursae working together
in a relatively narrow anatomic area. Acute or chronic intrinsic problems such as trau-
matic, degenerative and inflammatory conditions of the shoulder junction and sur-
rounding structures and referred pain are the main causes of shoulder pain.
With advances in diagnostic methods and a better understanding of the biomechanics
of the shoulder, significant progress have been made in diagnostic classification, pre-
vention approaches and treatment methods. Today, most of the problems that cause
shoulder pain can be treated with conservative methods, including rehabilitation.
Shoulder impingement syndrome, which is one of the main intrinsic problems that
cause shoulder pain, if not well defined and not treated appropriately and early, can
causes structural deterioration and tears in the rotator cuff tendons. Therefore, it is of
great importance to correlate the patient's clinical examination findings and history
with radiological findings and determine the treatment approach accordingly.
Instabilities of the glenohumeral joint and scapular dyskinesis are causes that can be
ignored, overlooked or inadequately treated in some patients presenting with shoul-
der pain. In these patients, correcting the mechanics of the glenohumeral and scapu-
lothoracic joints and ensuring adequate neuromuscular control are among the
important factors affecting the success of treatment.
As sports requiring overhead activity are becoming increasingly common, shoulder
pain is increasing in amateur and professional athletes, and the majority of these prob-
lems are caused by repetitive and overuse injuries. It is of great importance that the
problems that cause shoulder pain in athletes are well identified and the treatment is
planned to simultaneously ensure the highest level of joint stability along with the
shoulder mobility required by the relevant sport.
In this book of Türkiye Klinikleri, it is aimed to provide up-to-date and evidence-based
information about the classification, diagnosis and treatment of common problems
other than acute trauma that cause shoulder pain. I hope the book will be a useful re-
source for our colleagues and healthcare professionals working in this field. I would
like to thank all my valuable colleagues who contributed devotedly and diligently by
sharing their personal experiences in the preparation of the book chapters, and
Türkiye Klinikleri, which provided support at all stages of the preparation of the book.
Sincerely.
Prof. Dr. Zeynep GÜVEN
Editor
Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar University
Atakent Hospital,
Department of Physical Medicine and Rehabilitation,
İstanbul, Türkiye
Omuz Ağrısı ve
Sık Görülen Omuz Sorunları
Shoulder Pain and Common Shoulder Problems

İÇİNDEKİLER - CONTENTS

Omuz Ağrısı Tanı Yöntemleri 1


Diagnostic Imaging of the Shoulder Pain
Emrullah HAYTA, Işıl Fazilet KARTALOĞLU

Omuz Sıkışma Sendromları 8


Shoulder Impingement Syndromes
Nazan CANBULAT, Şule EREN, Mehmet DEMİRHAN

Rotator Manşet Yırtıkları 21


Rotator Cuff Tears
Nihan ERDİNÇ GÜNDÜZ, Elif AKALIN

Rotator Manşet Kalsifik Tendinopatisi 32


Calcific Tendinopathy of Rotator Cuff
Nuri Tuğbay YILDIRAN, Kenan AKGÜN

Omuz İnstabiliteleri 42
Shoulder Instabilities
Deniz PALAMAR, Rana TERLEMEZ
Skapuler Diskinezi 50
Scapular Dyskinesis
Kadir SONGUR, Selmin GÜLBAHAR

Omuz Adezif Kapsüliti 59


Shoulder Adhesive Capsulitis
Zeynep GÜVEN

Omuz Eklemi Artritleri 70


Shoulder Joint Arthritis
Hanife ÇAĞLAR YAĞCI, İlker YAĞCI

Sporcularda Sık Görülen Omuz Sorunları 74


The Common Shoulder Problems in Athletes
Sadi KAYIRAN, Sedat Tolga AYDOĞ

Bu çalışmada yayımlanan şekil/resimlerin renkli hâli için:


http://www.turkiyeklinikleri.com
Türkiye Klinikleri

Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon

YAYIMLANMIŞ ÖZEL KONULAR - PAST SPECIAL TOPICS

EKSTRAARTİKÜLER KALÇA AĞRILARI (2022) Editör: Prof. Dr. Duygu GELER KÜLCÜ
(Sağlık Bilimleri Ü. Haydarpaşa Numune E.A.H.)

SKOLYOZ VE KONSERVATİF TEDAVİSİ (2022) Editör: Prof. Dr. Hürriyet Gürsel YILMAZ (Serbest Hekim, İstanbul)
Editör Yardımcısı: Prof. Dr. Evrim COŞKUN
(Sağlık Bilimleri Ü. İstanbul Başakşehir Çam ve Sakura
Şehir H.)

ZİHİN BEDEN TIBBI (2022) Editör: Prof. Dr. Ülkü Nesrin DEMİRSOY (Gazi Ü.T.F.)
Prof. Dr. Özden ÖZYEMİŞÇİ TAŞKIRAN (Koç Ü.T.F.)

KANSER REHABİLİTASYONU (2022) Editör: Prof. Dr. Gülseren AKYÜZ (İstanbul Medipol Ü. Uluslararası T.F.)
Doç. Dr. Esra GİRAY (Sağlık Bilimleri Ü. Fatih Sultan Mehmet E.A.H.)

SAKROİLİAK EKLEM (2023) Editör: Prof. Dr. İlknur AKTAŞ


(Sağlık Bilimleri Ü. Fatih Sultan Mehmet E.A.H.)
Prof. Dr. Kadriye ÖNEŞ
(Sağlık Bilimleri Ü. İstanbul Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon E.A.H.)

PEDİATRİK REHABİLİTASYON (2023) Editör: Prof. Dr. Resa AYDIN (İstanbul Ü. İstanbul T.F.)

ANKİLOZAN SPONDİLİT (2023) Editör: Prof. Dr. Nurdan KOTEVOĞLU (Maltepe Ü.T.F.)

KARDİYOPULMONER REHABİLİTASYONDA Editör: Prof. Dr. Belma Füsun KÖSEOĞLU (TOBB ETÜ T.F.)
EGZERSİZ REÇETELEME VE UYGULAMA PRENSİPLERİ (2023) Prof. Dr. Birkan SONEL TUR (Ankara Ü.T.F.)
Prof. Dr. Nilüfer Kutay ORDU GÖKKAYA (Sağlık Bilimleri Ü. Gülhane T.F.)

OMUZ AĞRISI VE SIK GÖRÜLEN OMUZ SORUNLARI (2024) Editör: Prof. Dr. Zeynep GÜVEN (Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Ü. Atakent H.)

YAYIMLANACAK ÖZEL KONULAR - FORTHCOMING SPECIAL TOPICS

NÖROMUSKÜLER HASTALIK (HASAR) REHABİLİTASYONU (2024) Editör: Prof. Dr. Halil UÇAN (Sağlık Bilimleri Ü. Ankara Bilkent Şehir H.)
Prof. Dr. Ebru ALEMDAROĞLU (Sağlık Bilimleri Ü. Ankara Bilkent Şehir H.)

PERİFERİK SİNİR LEZYONLARI (2024) Editör:Prof. Dr. Müfit AKYÜZ (Karabük Ü. Karabük E.A.H.)
Prof. Dr. Elif YALÇIN (Sağlık Bilimleri Ü. Ankara Bilkent Şehir H.)

OSTEOPOROZ (2024) Editör: Prof. Dr. Yeşim KİRAZLI (Ege Ü.T.F.)

Özel konuları temin etmek için:


abone.turkiyeklinikleri.com
Omuz Ağrısı Tanı Yöntemleri
Diagnostic Imaging of the Shoulder Pain

Emrullah HAYTAa, ÖZET Omuz ağrısı oldukça yaygın bir şikayettir. Potansiyel ağrı kaynakları arasında rotator man-
şet tendonları, biceps tendonu, labrum, glenohumeral eklem kıkırdağı, akromioklaviküler eklem,
Işıl Fazilet KARTALOĞLUa
kemikler, supraskapular ve aksiller sinirler ile eklem kapsülü/sinovyum yer alır. Akut ve kronik
omuz ağrısı olan hastalar genellikle ilk olarak direkt grafi ile değerlendirilir. Hastanın semptomları
a
Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi ve fiziksel muayene bulgularına dayanarak, klinisyen özel bir ağrı kaynağını düşünebilir ve daha ileri
Tıp Fakültesi, görüntüleme yöntemleri gerekebilir. Fakat, fizik muayene testlerinin performansı ve yorumlama-
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ABD, sında farklılıklar olduğu görülmüştür. Ultrasonografi (US) veya manyetik rezonans görüntüleme
İstanbul, Türkiye (MRG) gibi tanısal görüntüleme bulguları ile omuz semptomları arasında da zayıf bir ilişki olduğu
bulunmuştur. Aynı şekilde, yapısal omuz patolojisinin omuz ağrısı ile uyumlu olmaması nedeni ile
Yazışma Adresi/Correspondence: güncel tedavi önerilerinin uygulanmasında birçok tutarsızlıklar belirlenmiştir. Ancak, bu belirsiz-
Emrullah HAYTA liklere rağmen bireye özgü teşhis ve tedavi için görüntüleme yöntemlerinin gerekli olduğu sonucuna
Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi varılmıştır.
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ABD,
İstanbul, Türkiye Anahtar Kelimeler: Omuz ağrısı; manyetik rezonans görüntüleme; ultrasonografi;
dremay@gmail.com omuz görüntüleme teknikleri

ABSTRACT Shoulder pain is a highly common complaint. Potential sources of pain include rota-
tor cuff tendons, biceps tendon, labrum, glenohumeral joint cartilage, acromioclavicular joint, bones,
suprascapular and axillary nerves, and the joint capsule/synovium. Patients with acute or chronic
shoulder pain are typically evaluated initially with direct radiography. Based on the patient's symp-
toms and physical examination findings, the clinician may suspect a specific pain source, leading to
the need for further imaging methods. However, it has been observed that there are differences in
the performance and interpretation of physical examination tests. There is also a weak correlation
between diagnostic imaging findings, such as Ultrasonography (US) or magnetic resonance imag-
ing (MRI), and shoulder symptoms. Similarly, due to the lack of consistent alignment between struc-
tural shoulder pathology and shoulder pain, there have been many inconsistencies in implementing
current treatment recommendations. Nonetheless, despite these uncertainties, it has been concluded
that imaging methods are necessary for individualized diagnosis and treatment.

Keywords: Shoulder pain; magnetic resonance imaging; ultrasonography;


shoulder imaging techniques

irincil sağlık hizmetlerine başvuruların neredeyse yıllık %3’ünü omuz ağrısı


B şikayeti oluşturur.1
Omuz ağrısı şikayeti ile başvuruların yaklaşık yarısı kısa bir sürede iyileşirken
%40-50’si 6-12 ay boyunca devam edip kronikleşebilir.2 Omuz ağrısı tanısında, fizik
muayene testlerinin güvenirliği ve yorumlamasında farklılıklar vardır. Ek olarak tanı
KAYNAK GÖSTERMEK İÇİN:
Hayta E, Kartaloğlu IF. Omuz ağrısı tanı yöntemleri. amacıyla kullanılan ultrasonografi (US) veya manyetik rezonans görüntüleme (MRG)
Güven Z, editör. Omuz Ağrısı ve Sık Görülen Omuz
gibi tanısal görüntüleme bulguları ile omuz ağrısı nedenleri arasında da zayıf bir ilişki
Sorunları. 1. Baskı. Ankara: Türkiye Klinikleri; 2024.
p.1-7. vardır.3 Bu belirsizliklere rağmen, Cridland ve ark.nın yaptığı bir çalışmada; bireye

1
Emrullah Hayta ve ark. Omuz Ağrısı Tanı Yöntemleri

özgü teşhis ve tedavi için görüntüleme yöntemlerinin ge- daralmaya neden olur.RM yaralanmaları bazen uzun dö-
rekli olduğu sonucuna varılmıştır.1,4 Omuz ağrılarında tanı- nemde glenohumeral eklemde osteoartriti tetikleyebilir ve
sal amaçlı en sık kullanılan yöntemler X-Ray, MRG, MRG omuz osteoartritine ait bulgular görülebilir.14
Artrogram ve US’dir. En sık omuz ağrısı nedeni olarak kar-
şımıza çıkan rotator cuff patolojileri,biseps tendiniti ve su- KALSİFİK TEnDİnİT
bakromiyal bursiti değerlendirmede tanı yöntemi olarak US Kalsifik tendinitli hastada direkt radyografi hangi tendonda
ve MRG kullanılmaktadır.5 US kullanımı bir çok açıdan kalsifikasyon olduğunu ve kalsifikasyonun akut mu yoksa
MRG göre avantaja sahiptir.6,7 Son yıllarda, omuz hastalık- kronik mi olduğunu belirlemeye yardımcı olur. Bu kalsifi-
larında cerrahi tedaviler üzerinde artan tartışmalar (subak- kasyonlar en sık supraspinatus tendonunda, nötr pozis-
romiyal dekompresyon gibi) ve sağlık hizmetlerindeki yonda veya iç rotasyonda çekilen direkt grafide tüberkulum
maliyetini azaltmaya yönelik yaklaşımlar nedeniyle tanı ve majus üzerinde görülebilir. İnfraspinatus, teres minör veya
tedavinin planlanmasında US büyük bir önem kazanmıştır.8 subskapularis tendonunda meydana gelen kalsifikasyonlar
Hind ve ark. ise, tüm omuz patolojilerinin tanısına yönelik ise transaksiller grafide daha iyi görüntülenebilir. Biseps
algoritma temelli bir yaklaşım önermişlerdir. Dört adım, brachii tendonundaki kalsifikasyon en sık tendon ve kas
dört soru ve dört “kırmızı bayrak” kullanılarak çok doğru arasındaki geçiş bölgesinde veya glenoidin üst kısmındaki
bir tanı konabileceğini öngürmüşlerdir.9 uzun tendonun entezisinde görülür.15 Kronik kalsifikas-
yonlar keskin sınırlı yoğun akut kalsifikasyon bulutlu veya
DİREKT GRAFİ pamuk topu görünümündedir. Gartner kalsifik tendinitleri
Omuz direkt grafisi genellikle akut omuz travması, kalsi- takip ettiği bir çalışmada akut kalsifik tendinit görüntüsün
fik tendinit, artrit ve distal klavikula osteolizisinin değer- %85’inin kronik kalsifikasyon görüntüsün ise %33’ü di-
lendirilmesinde ilk istenen görüntüleme tetkikidir.10 rekt radyografide 3 yıl içinde kaybolduğunu bildirmiştir.16
Omuzun radyolojik tam olarak değerlendirebilmesi için 5
yönlü (AP, iç ve dış rotasyonda AP, aksiller ve çıkış) gö- AKROMİOKLAvİKÜLER EKLEM AĞRISI
rüntü gerekse de pratikte en sık 3 yönlü (AP, iç rotasyonda Akromioklaviküler eklemden gelen ağrı genellikle loka-
AP ve Aksiller) görüntü kullanılır. Sadece akut omu ağrılı lize dejeneratif değişikliklerden kaynaklanır. Radyografi
hastalarda değil kronik omuz ağrısı olan hastalarda da di- eklem boşluğunun daralmasını ve spur gösterebilir. Klavi-
rekt grafide önemli bulgular saptanabilir. Eklemdeki de- kulanın distal kısmının destrüksiyonu veya yükselmesi de
jeneratif değişiklikler, kalsifikasyon, humerus başının tanıyı destekler.17
yukarı doğru kayması ve akromiyon alt uç kısmında skle-
roz bulgusu direkt grafide saptanan bulgulardır.11 OMUZ OSTEOARTRİTİ
Omuz ekleminde osteoartrit diğer eklemlere göre daha az
TRAvMA görülse de direkt grafide önemli bulgular saptanır. Bu bul-
Omuz travmalı hastalarda ilk yapılacak tetkik direkt rad- gular arasında erken dönemde glenohumaral eklem aralı-
yografi olmalıdır. Omuz çıkığı veya proksimal humerus kı- ğında asimetrik darlık, glenoidin anatomik boynunda spur,
rığı ilk önce direkt grafi ile değerlendirilir. Rotator skleroz saptanırken iler dönemde eklemin posterior dislo-
manşonda (RM) akut yırtılmada humerus başının yukarı kasyonu görülebilir.18
kayması ve bazen büyük tüberkülün giriş alanından bir
“çekme kopması” görülebilir.12 GLEnOHUMERAL İnSTABİLİTE
Omuz ekleminin instabilitesi, travma veya aşırı esneklik
OMUZ SIKIşMA SEnDROMU sonucu eklem kapsülünün veya labrumun hasar görmesin-
Omuz sıkışma sendromunda direkt grafide sıklıkla akromi- den kaynaklanabilir. Omuz instabilitesinde direkt radyo-
yonda spurlar görülebilir. Omuz sıkışma kliniği olan hasta- grafide, glenoidin ön sınırında bulanıklaşma (Hill-Sachs
larda direkt grafide saptanan yapısal anatomik varyasyonlar ve Bankart lezyonunda) görülebilir. Nadiren çıkık süre-
(Os akromiale, Tip 3 Akromiyon) tanıda yardımcı olabilir.13 cinde genç hastalarda fragmante kemik lezyonu, yaşlı has-
talarda tüberkulum majus avülsiyon kırığı görülebilir.19
ROTATOR MAnşOn YARALAnMASI
RM yaralanmalarında tendonda kopan kemik parçası kro- AvASKÜLER nEKROZ
nik dönemde humerus başının subakromiyal boşluğa yer Direkt grafi bulgusu hastalığın evresine göre değişir. Baş-
değiştirmesine, akromiyanda spura ve subakromiyal alanda langıç evresinde avasküler nekrozun direkt grafi bulgusu

2
Limitlerin ötesi,
esnekliğin ta kendisi!

Siklobenzaprin HCl

En çok klinik çalışmada


değerlendirilen
kas gevşetici molekül 1

Referans: 1.See S. Et al. Choosing a Skeletal Muscle Relaxant . Am Fam Physician. 2008;78(3):365-370
Bu ilaç ek izlemeye tabidir. Bu üçgen yeni güvenlilik bilgisinin hızlı olarak belirlenmesini sağlayacaktır. Sağlık mesleği mensuplarının şüpheli advers reaksiyonları TÜFAM’a bildirmeleri
beklenmektedir.Karşılaştığınız yan etkileri www.titck.gov.tr sitesinde yer alan "İlaç Yan Etki Bildirimi" ikonuna tıklayarak ya da 0 800 314 00 08 numaralı yan etki bildirim hattını arayarak Türkiye
Farmakovijilans Merkezi(TÜFAM)'ne bildiriniz.

Menarini Türkiye
Merkez: Maslak Mah. Sümer Sok. No: 4 Maslak Office Building (MOB) Kat: 7-8 34485 Maslak, Sarıyer / İstanbul
Üretim Tesisi: Davutpaşa Cad. No: 12 34010 Topkapı, Zeytinburnu / İstanbul
T +90 212 467 11 11 • F +90 212 467 12 12 • www.menarini.com.tr
Emrullah Hayta ve ark. Omuz Ağrısı Tanı Yöntemleri

olarak humerus başında skleroz, osteopeni ve yarım ay işa- bisepsin uzun başının tendon kılıfı glenohumeral eklem ile
reti (subkondral fraktür) görünürken ilerleyen dönemde bağlantılı olduğundan, eklem sıvısı biseps tendonu etra-
subkondral kollaps, eklemin dejenerasyonu ve yıkımı gö- fında ya tendonun arkasında küçük bir hilal seklinde, ya da
rünür.20 yatay pencerede tendon etrafında bir halo halka şeklinde.
Ayrıca RM intervalin bir veya birden fazla bileşeninde lez-
ROMATOİD ARTRİT yon olduğu zaman biseps tendonu çoğunlukla mediala doğ-
Romatoid Artritin radyolojik bulguları arasında osteopeni, rudur. US’de LHB subluksasyonu durumunda bisipital
marjinal erozyon, kıkırdak erozyonu ve eklemde simetrik oluk boş görünmektedir.25
daralma görülür.21
DOnUK OMUZ

ULTASOnOGRAFİ Adeziv Kapsülitte patolojik bulgu olarak sinovit,fokal hi-


pervaskülarite ve kapsül kalınlaşması olmaktadır. US’de
Yumuşak doku patolojilerinin ayırıcı tanısında manyetik
adeziv kapsülitte özellikle etkilenen RM intervali ve aksil-
rezonans (MRG) en sık başvurulan bir yöntem olsa da ult-
ler poşa dikkatli incelenmelidir. RM intervalde korakohu-
rasonografi (US) son yıllarda artan kullanımı, kalp pili
meral ligaman kalınlaşması, artmış vasküler akım ,RM
olanlarda kullanılabilmesi düşük maliyetli olması, erişile- interval yapılarının kalınlaşması supraspinatusun abdüksi-
bilirliği ,gerçek zamanlı yüksek çözünürlüklü dinamik yon sırasında akromiyon, altında kayma yerine kabarıklık
değerlendirmeye olanak tanıması ve tedavide iğne kıla- yapması Adeziv Kapsülitin US bulgularıdır.26
vuzluğu yapması nedeniyle US giderek artan bir popüler-
liğe sahip olmuştur. Ayrıca US her iki omuzu aynı zamanlı ROTATOR MAnşOn YIRTIĞI
karşılaştırma imkanı sunmaktadır.22
US’de RM rüptürü göstermede tendonun görünümü (ka-
Omuzun ultrason ile muayenesinde: lınlık, uzunluk, genişlik), ekojenite değişiklilerine göre
■ Biseps, subskapularis, supraspianatus, infraspina- daha duyarlıdır. US’de, RM değerlendirilmesinde tendonda
tus, teres minör tendonun transvers ve longituni- heterojen dağılım gösteren hipoekoik odakla, tendonda ka-
dal düzlemde değerlendirmesi lınlaşma veya global incelme olması tendinozis lehine bul-
gulardır, US’de tendonun olmaması, tendonun fokal olarak
■ Akromiyoklaviküler eklemin hem statik hem de
incelip patlak lastik görünümde olması, hipoekojenik odak,
dinamik olarak değerlendirmesi
santral ekonejnik bant, çıplak kıkırdak belirtisi RM yırtığı
■ Dinamik eklem muayenesi ile subakromiyal bursa lehine bulgulardır. Sağlıklı bir omuzda RM subarakromi-
sıvısının hareketini değerlendirme yal boşluğu doldurur. US’de subakromiyal mesafenin boş
■ Korakoakromiyal bağın altındaki tendonların di- görünmesi, glenohumeral eklem ve subakromiyal bursada
namik değerlendirmesi yapılmaktadır.23 sıvı olması, tam kat RM yırtığını düşündürür. US, RM rüp-
türü tanısı koymada bilgisayarlı tomografi ile karşılaştırıl-
SİnOvİT dığında yüksek duyarlılık/özgüllüğe sahip MR ile
US eklemdeki, bursalardaki ve tendon kılıfı etrafındaki sıvı neredeyse aynı doğruluğa sahiptir.27,28
birikimini tespit etmede oldukça yararlıdır. US, sinovyal
hipertrofi ve sıvı ayırımını yapması sıvı içinde septa varlı- SUBAKROMİAL BURSİT
ğını göstermesi açısından aspirasyon planlamasına yar- US’de subakromiyal bursanın duvarı ve sıvını görünümü
dımcı olur. Travma sonrası US’de glenohumeral eklemde omuz hareketleri ile değişebilir. Subakromiyal bursa fron-
ve bursada artmış sıvı tespiti tam kat rotator manşon yırtığı tal pencerede tek bir bursa olarak supraspinatus tendonu
lehinedir.24 ile deltoid arasında hipoekoik bir çizgi şeklinde görülür.
Subakromiyal bursa üç paralel şerit olarak görülmelidir.
BİSEpS TEnDİnİTİ vE TEnOSİnOvİTİ Üst ve alt şerit merkez çizgiye göre yüksek ekojeniteye sa-
Bisepsin uzun başının izole tenosinoviti (LHBT) ve tendi- hipdir. Normalde alt şerit görülmez eğer görülüyorsa bu
nozisi (kronik dejeneratif süreç) nadir olarak görülür. Ço- durum supraspinatus veya infraspinatus hasarını gösterir.
ğunlukla impingement sendromuna veya RM rüptürüne Eğer şeritler net değil veya bulanık görünüyorsa adeziv
sekonder olarak görülür. US’de tendinozis/tenosinovit di- bursit düşünülmelidir US’de subdeltoid bursa duvarında
yebilmemiz için tendonun yapısında ve görünümünde de- kalınlaşma ve bursa içindeki hipoekoik sıvı olur. İmpinge-
ğişiklikler olması gerekir. US’de LHBT görünümü, ment ve bursit sıklıkla birlikte bulunur.24,29

3
Emrullah Hayta ve ark. Omuz Ağrısı Tanı Yöntemleri

KALSİFİK TEnDİnİT don retraksiyonu ve kas atrofisinin dikkatli bir şekilde de-
ğerlendirilmesi, cerrahi tamiri belirlemek için önemlidir ve
Omuzda tüm tendonlarda görülebilmesine rağmen en sık
retraksiyonun derecesi, prognoz hakkında bilgi sağlayabi-
supraspinatus ve subskapularis tendonlarında görülür. Akut
lir.33
fazda kalsifikasyon çok bulanık olabilir ve bazen ultrasonla
görmek zorlaşabilir. Erken dönemde kalsifikasyonun gös- Subakromiyal sıkışma, en yaygın sıkışma sendromu-
terilmesinde direkt grafi daha önemlidir. Erken dönemde dur ve korakoakromiyal ligamanet ile supraspinatus ten-
kalsifik tendon etrafında subakromiyal bursal yüzeyin gö- donu arasında sürtünmeye bağlı olarak oluşur. Direkt grafi
rülmemesi, neovaskülarizasyon ve akustik gölgelenme gö- ve US, omuz sıkışmasının değerlendirilmesinde yardımcı
rülebilir kalsifik tendinit lehine bulgulardır. Renkli Doppler olabilirken, MRG, omuz sıkışmasının nedeni veya sonucu
ile kalsifkasyonun oluşum ve rezorbsiyon fazları ayırt edi- olabilecek ekstra-artiküler bulgular hakkında detaylı bilgi
lebilir.30 sağlar.33 Sıkışmaya yatkın olan akromiyal morfoloji önemli
olabilir. Bigliani sınıflandırması, akromiyal morfolojiyi şu
MRG şekilde tanımlar: Tip I, düz; tip II, kavisli; ve tip III, kanca
şeklinde akromion.35 Daha sonra Vanarthos ve ark. tip IV
MRG, kontrast çözünürlüğü, optimal yumuşak doku gö-
akromiyonu tanımlamıştır.36 Subakromiyal sıkışma ile iliş-
rüntüleme ve çok düzlemli tarama işlevi nedeniyle RM pa-
kilendirilen MRI bulgularından biri tip III akromiyondur.
tolojilerinin, Amerikan Radyoloji Koleji (ACR) uygunluk
Subakromiyal sıkışma ile yaygın olarak ilişkilendirilen
kriterlerine göre travmatik ve travmatik olmayan omuz ağ-
diğer bulgular arasında ise lateral aşağı yönlü bir akromi-
rısının değerlendirilmesinde altın standart olarak kabul
yon, akromionun birleşmemiş yan eklem ossifikasyon mer-
edilir.31,32 RM yırtıklarını, omuz osteoartriti, labrum yırtık-
kezi (os akromiyale), akromioklaviküler eklemden çıkan
larını ve akromioklaviküler eklem patolojilerini tespit et-
osteofitler ve subakromial-subdeltoid bursit vardır. Ancak,
mede yüksek oranda tanısal doğruluk sağlamıştır. Ancak,
bu bulguların gerçekten RM hastalığına veya sıkışma sen-
asemptomatik hastalarda omuz MRG’lerinde patolojik bul-
dromuna neden olup olamayacağı konusunda da tartışma-
guların görülme oranı yüksektir ve ardışık gereksiz teda-
lar vardır.33,37
vilerle sonuçlanan tanılara yol açabilir. MRG’nin giderek
daha yaygın hale gelmesiyle birlikte, omuz MRG tarama- Subkorakoid sıkışma, korakohumeral aralığın (kora-
larının sayısı da artmıştır ve bu oran %41-56 arasında de- koidin ucu ile humerus arasındaki mesafe) azalmasıyla ka-
ğişmektedir. Dimitriou ve ark.nın yaptığı çalışmada, adezif rakterize daha az yaygın bir hastalıktır. Bu daralma
kapsülit olan hastalarda ek bir patoloji şüphesi yoksa rutin genellikle doğuştan gelen uzun korakoid, travma veya ro-
olarak omuz MRG taramasının gerekli olmayacağını bil- tator manşet onarımı nedeniyle oluşabilir. Etkilenen yapı-
dirmişlerdir.33 lar arasında subskapularis tendonu ve biceps tendonunun
uzun başı bulunabilir. Subskapularis tendon yırtığı veya
RM tendinopatisi, MRG’de, T2 ağırlıklı kesitlerde sı-
tendinopati belirtileri olabilir, ancak bu subskapularis ten-
vıdan daha düşük yoğunluğa sahip olan tendon içindeki
don yırtıklarının, örneğin ön omuz çıkığı veya supraspina-
artan sinyali içerir. RM tendon yırtıklarında, en sık etkile-
tus ve infraspinatus patolojisi ile ilişkilendirilen nedenlerle
nen supraspinatus ve infraspinatus kaslarıdır ve bunlar ko-
karşılaştırıldığında daha nadir görülen bir nedenidir.33,37,38
ronal oblik düzlemde en iyi değerlendirilir. Subskapularis,
aksiyal düzlemde ve teres minor, sagittal oblik düzlemde İnternal sıkışma, rotator manşetin humerusun büyük
en iyi değerlendirilir. Bununla birlikte, tüm görüntüleme tuberositesi ile posterosuperior glenoid arasında tekrarlayan
kesitlerinin değerlendirilmesi önemlidir, çünkü bazı küçük teması nedeniyle ortaya çıkar.Yaygın MRG bulguları ara-
yırtıklar farklı kesitlerde tespit edilebilir.33 MRG, tam ka- sında posterosuperior manşet ve labrum yırtıkları ve poste-
lınlıkta ve kısmi kalınlıkta olan yırtıkları değerlendirmek rior humerus başının remodelasyonu yer alır. Bu durumda
için kullanılır. Tam kalınlıkta RM yırtıkları, kapsüler yü- kemik iliği ödemi, subkortikal kist oluşumu ve kortikal düz-
zeyden kapsül dışı yüzeye kadar uzanır. Sharma ve ark., leşme ve depresyon görülebilir. Bu durum Hill-Sachs lez-
omuz MRG’leri incelemiş ve tam kalınlıkta yırtıkların yonu olarak yanlış yorumlanabilmektedir.33,38,39
%89,6 duyarlılık ve kısmi kalınlıkta yırtıkların %100 du- Kalsifik tendinitte yumuşak doku ödemi ile ilişkili hi-
yarlılık ve tam kalınlıkta yırtıklar için %100 özgüllük ve pointens lineer veya globüler sinyal, en yaygın MRG bul-
kısmi kalınlıkta yırtıklar için %86,6 özgüllük olduğu so- guları arasındadır.40 Ancak kalsiyumun MRG’de parlak
nucuna varmışlardır.34 Tam kalınlıkta yırtıkların ikincil be- veya koyu görülebileceği ve bazen yırtık veya subakromi-
lirtileri arasında tendon retraksiyonu, humeral başın yal kemik çıkıntılar gibi yanlış yorumlanabileceği göz
süperior translasyonu ve kas atrofisi bulunur. MRG’de ten- önünde bulundurulmalıdır.33

4
Emrullah Hayta ve ark. Omuz Ağrısı Tanı Yöntemleri

Glenoid labrum, humerus başı ile glenoid kenarı et- ment yırtıklarını ayırt etmeye ve %18’e kadar varan oranda
rafında bulunan ve omuz stabilitesine katkıda bulunan fib- eşzamanlı glenohumeral eklem bulgularını göstermeye yar-
rokartilajöz bir yapıdır. Normal MRG’de yuvarlak veya dımcı olabilir.33
üçgen şeklinde görünmelidir. Labrumun üst ve alt kısımları
Bursit subakromial-subdeltoid bursası sıklıkla omuz
koronal oblik görüntülerde iyi görülürken, aksiyal düzlem,
patolojisi ile ilgilidir. Bursal patolojilerin çoğu rotator man-
ön ve arka kısımların değerlendirilmesine yardımcı olur.
şet yırtıkları ve tendinopatiler, sıkışma, AC eklem patolo-
Glenoid labrum, bölümler şeklinde tanımlanabilir (üst, an-
jisi, romatoid artrit veya pigmentli villonodüler sinovit ile
terosüperior, ön, anteroinferior, alt, posteroinferior, arka
ilişkilidir. MRI, bursaları ve diğer yumuşak dokuyu opti-
ve posterosüperior) veya saat yönünde (12’de üst, 3’te ön,
mal değerlendirmek için kullanılabilir.33
6’da alt, 9’da arka). Düzensiz sıvı hattı, labrum yırtıkta in-
traartiküler kontrast veya labrum ile glenoid eklem kıkır- MR artrografi, seyreltilmiş gadolinyum içeren bir
dağı arasında kontrast madde labral yırtığı gösteren kontrast çözeltisinin direkt intra-artiküler enjeksiyonuyla
bulgulardır. Labral lezyon eklemin kapsülünden geçiyorsa, gerçekleştirilir. Anteroinferior glenoid ve labral patoloji-
paralabral kist oluşturabilir.33 ler için ve kapsüler ve ligamentöz patolojiyi değerlendir-
mede MRI’dan üstündür. Çünkü intraartiküler yapıların
Glenohumeral eklem dislokasyonu, en sık anterior
distansiyonunu ve ayrılmasını sağlar. Kısmi kalınlıkta,
omuz subluksasyonu sonucu(zorlanmış abdüksiyon, eks-
eklem yüzüne yakın, supraspinatus yırtıklarının tanısında
ternal rotasyon ve ekstansiyon) görülür. Bu yaralanma me-
faydalıdır.32,33
kanizması, inferior glenohumeral bağ hasarı, Hill-Sachs
lezyonu, Bankart lezyonu ve/veya bony Bankart lezyonu, ACR’nin yayınladığı son konsensusta kronik omuz
gibi bulgulara yol açabilir. Tomografi ve MRG, glenoid ağrısında da başlangıç görüntüleme yöntemi olarak direkt
kenar kırıklarını ve labroligamentöz yapıların yumuşak grafi ve US önerildiğini görmekteyiz.44 Rotator manşet
doku hasarını daha iyi değerlendirir. Kontrastsız MRG, hastalıkları, subakromiyal - subdeltoit bursit, kalsifik ten-
glenohumeral kemik kaybını değerlendirmede tomografi dinopati, labral patoloji, omuz instabilitesi için MR Art-
ile benzer bulunmuştur.32,33,41 rografi, MRG, görüntüleme rehberliğinde Anestetik +/-
Kortikosteroid Enjeksiyonu (Omuz veya Çevreleyen Ya-
Üst labrum anterior-posterior (SLAP) yırtığı, üst lab-
pılara), BT artrografi önerilmektedir. Adezif kapsülit ve
rumun ön tarafından arka tarafa doğru uzanan bir yırtıktır.
biceps tendon anomalilerinde ise görüntüleme rehberli-
SLAP lezyonunu tespit etmek için MRG ve MR artrografi
ğinde Anestetik +/- Kortikosteroid Enjeksiyonu (Omuz
yaygın olarak kullanılan görüntüleme yöntemleridir. MR
veya Çevreleyen Yapılara) öncelikli olarak önerilmekte-
artrografi, 3T-1.5T arasında karşılaştırıldığında SLAP yır-
dir.44
tıklarının daha iyi teşhis doğruluğunu göstermiştir.
Schwartzberg, orta yaşlı asemptomatik hastaların
%72’sinde MRG’de SLAP lezyonlarının bulunabileceğini SOnUç
saptamıştır.32,42,43
Akut veya kronik omuz ağrısının başlangıç değerlendir-
Adhezif kapsülit, MRI, glenohumeral kapsüler kalın- mesi, diğer kas-iskelet sistemi şikayetleriyle benzer bir
laşmayı, periartiküler ödemi ve gadolinyum artışını göste- yaklaşımla başlar, detaylı bir öykü ve fiziksel muayeneyi
rerek teşhiste yardımcı olabilir. içerir. Klinisyenler, klinik değerlendirmelerine dayanarak
AC eklem dejenerasyonundaki erken değişiklikleri omuz ağrısı ve fonksiyon bozukluğunun olası nedenlerine
değerlendirmede MRI yardımcı olabilir, burkulma ve liga- dair farklı tanı algoritmaları geliştirebilir.

5
Emrullah Hayta ve ark. Omuz Ağrısı Tanı Yöntemleri

KAYnAKLAR
1. Maxwell C, McCreesh K, Salsberg J, Robinson K. 'Down to the person, the tion in osteoarthritis of the shoulder? Int Orthop. 2010;34(5):677-81. doi:
individual patient themselves': A qualitative study of treatment decision-mak- 10.1007/s00264-009-0846-6.
ing for shoulder pain. Health Expect. 2022;25(3):1108-17. doi: 19. Hershkovich O, Shapira S, Sela Y, Botser I. Role of radiographs in shoulder
10.1111/hex.13464. pathology: a clinical review, Reports in Medical Imaging. 2014;2014(7):75-
2. Chester R, Jerosch-Herold C, Lewis J, Shepstone L. psychological factors are 80. doi: 10.2147/RMI.S35587
associated with the outcome of physiotherapy for people with shoulder pain: 20. Goud A, Segal D, Hedayati p, pan JJ, Weissman Bn. Radiographic evalua-
a multicentre longitudinal cohort study. Br J Sports Med. 2018;52(4):269-75. tion of the shoulder. Eur J Radiol. 2008;68(1):2-15. doi:
doi: 10.1136/bjsports-2016-096084.
10.1016/j.ejrad.2008.02.023.
3. Dunn WR, Kuhn JE, Sanders R, An Q, Baumgarten KM, Bishop JY, et al.
21. Wiater JM, Fabing MH. Shoulder arthroplasty: prosthetic options and indica-
Symptoms of pain do not correlate with rotator cuff tear severity: a cross-sec-
tions. J Am Acad Orthop Surg. 2009;17(7):415-25. doi: 10.5435/00124635-
tional study of 393 patients with a symptomatic atraumatic full-thickness ro-
200907000-00002.
tator cuff tear. J Bone Joint Surg Am. 2014;96(10):793-800. doi:
10.2106/JBJS.L.01304. 22. de Jesus JO, parker L, Frangos AJ, nazarian Ln. Accuracy of MRI, MR
arthrography, and ultrasound in the diagnosis of rotator cuff tears: a meta-
4. Cridland K, pritchard S, Rathi S, Malliaras p. 'He explains it in a way that I
analysis. AJR Am J Roentgenol. 2009;192(6):1701-7. doi:
have confidence he knows what he is doing': A qualitative study of patients'
10.2214/AJR.08.1241.
experiences and perspectives of rotator-cuff-related shoulder pain education.
Musculoskeletal Care. 2021;19(2):217-31. doi: 10.1002/msc.1528. 23. Homsi C, Bordalo-Rodrigues M, da Silva JJ, Stump XM. Ultrasound in adhe-
sive capsulitis of the shoulder: is assessment of the coracohumeral ligament
5. Saunders B, Burton C, van der Windt DA, Myers H, Chester R, pincus T, et
a valuable diagnostic tool? Skeletal Radiol. 2006;35(9):673-8. doi:
al. patients' and clinicians' perspectives towards primary care consultations
10.1007/s00256-006-0136-y.
for shoulder pain: qualitative findings from the prognostic and Diagnostic As-
sessment of the Shoulder (pAnDA-S) programme. BMC Musculoskelet Dis- 24. Özçakar L,De Muynck M. Musculoskeletal Ultrasound in physical and Reha-
ord. 2023;24(1):1. doi: 10.1186/s12891-022-06059-1. bilitation Medicine. vol 5. çeviren: Sekizkardeş M, ed. İstanbul: Ema Tıp
Kıtabevi; 2018. p.37-57.
6. van der Heijden GJ. Shoulder disorders: a state-of-the-art review. Baillieres
Best pract Res Clin Rheumatol. 1999;13(2):287-309. doi: 25. Manske RC, voight M, Wolfe C, page p. Long Head of the Biceps Tendon
10.1053/berh.1999.0021. (LHBT). IJSpT. 2022;17(7):1205-7. doi: 10.26603/001c.55786.
7. Lewis JS. Rotator cuff tendinopathy. Br J Sports Med. 2009;43(4):236-41. 26. Tandon A, Dewan S, Bhatt S, Jain AK, Kumari R. Sonography in diagnosis of
doi: 10.1136/bjsm.2008.052175. adhesive capsulitis of the shoulder: a case-control study. J Ultrasound.
8. Allen GM. The diagnosis and management of shoulder pain. J Ultrason. 2017;20(3):227-36. doi: 10.1007/s40477-017-0262-5.
2018;18(74):234-9. doi: 10.15557/JoU.2018.0034. 27. Saraya S, Bakry RE. Ultrasound: Can it replace MRI in the evaluation of the
9. Hind J, Sidhu GAS, Arealis G, Khadabadi nA, Ashwood n. An algorithmic ap- rotator cuff tears? The Egyptian Journal of Radiology and nuclear Medicine
proach to shoulder pathology. J Family Med prim Care. 2022;11(9):5510-5. 2016;47(1):193-201. doi: 10.1016/j.ejrnm.2015.11.010.
doi: 10.4103/jfmpc.jfmpc_475_21. 28. Jacobson JA, Lancaster S, prasad A, van Holsbeeck MT, Craig JG, Kolowich
10. Willick SE, Sanders RK. Radiologic evaluation of the shoulder girdle. phys p. Full-thickness and partial-thickness supraspinatus tendon tears: value of
Med Rehabil Clin n Am. 2004;15(2):373-406. doi: 10.1016/j.pmr.2004.01.004. US signs in diagnosis. Radiology. 2004;230(1):234-42. doi: 10.1148/ra-
diol.2301020418.
11. Mcnally EG, Rees JL. Imaging in shoulder disorders. Skeletal Radiol.
2007;36(11):1013-6. doi: 10.1007/s00256-007-0351-1. 29. Bureau nJ, Dussault RG, Keats TE. Imaging of bursae around the shoulder
joint. Skeletal Radiol. 1996;25(6):513-7. doi: 10.1007/s002560050127.
12. Reilly p, Macleod I, Macfarlane R, Windley J, Emery RJ. Dead men and ra-
diologists don't lie: a review of cadaveric and radiological studies of rotator cuff 30. Saboeiro GR. Sonography in the treatment of calcific tendinitis of the rotator
tear prevalence. Ann R Coll Surg Engl. 2006;88(2):116-21. doi: cuff. J Ultrasound Med. 2012;31(10):1513-8. doi:
10.1308/003588406X94968. 10.7863/jum.2012.31.10.1513.
13. Burbank KM, Stevenson JH, Czarnecki GR, Dorfman J. Chronic shoulder 31. Dimitriou D, Winkler E, Zindel C, Grubhofer F, Wieser K, Bouaicha S. Is rou-
pain: part I. Evaluation and diagnosis. Am Fam physician. 2008;77(4):453-60. tine magnetic resonance imaging necessary in patients with clinically diag-
nosed frozen shoulder? Utility of magnetic resonance imaging in frozen
14. Feeley BT, Gallo RA, Craig Ev. Cuff tear arthropathy: current trends in diag-
shoulder. JSES Int. 2022;6(5):855-8. doi: 10.1016/j.jseint.2022.05.009.
nosis and surgical management. J Shoulder Elbow Surg. 2009;18(3):484-94.
doi: 10.1016/j.jse.2008.11.003. 32. Expert panel on Musculoskeletal Imaging; Small KM, Adler RS, Shah SH,
15. Gosens T, Hofstee DJ. Calcifying tendinitis of the shoulder: advances in im- Roberts CC, Bencardino JT, Appel M, et al. ACR Appropriateness Criteria®
aging and management. Curr Rheumatol Rep. 2009;11(2):129-34. doi: Shoulder pain-Atraumatic. J Am Coll Radiol. 2018;15(11S):S388-S402. doi:
10.1007/s11926-009-0018-0. 10.1016/j.jacr.2018.09.032.

16. Gärtner J. Ist die Tendinosis calcarea HLA-A1-assoziert? [Is tendinosis 33. Ashir A, Lombardi A, Jerban S, Ma Y, Du J, Chang EY. Magnetic resonance
calcarea associated with HLA-A1?]. Z Orthop Ihre Grenzgeb. imaging of the shoulder. pol J Radiol. 2020;85:e420-e439. doi:
1993;131(5):469. 10.5114/pjr.2020.98394.

17. pennington RG, Bottomley nJ, neen D, Brownlow HC. Radiological features 34. Sharma G, Bhandary S, Khandige G, Kabra U. MR Imaging of Rotator Cuff
of osteoarthritis of the acromiclavicular joint and its association with clinical Tears: Correlation with Arthroscopy. J Clin Diagn Res. 2017;11(5):TC24-TC27.
symptoms. J Orthop Surg (Hong Kong). 2008;16(3):300-2. doi: doi: 10.7860/JCDR/2017/27714.9911.
10.1177/230949900801600306. 35. McLean A, Taylor F. Classifications in Brief: Bigliani Classification of Acromial
18. Kircher J, Morhard M, Magosch p, Ebinger n, Lichtenberg S, Habermeyer p. Morphology. Clin Orthop Relat Res. 2019;477(8):1958-61. doi:
How much are radiological parameters related to clinical symptoms and func- 10.1097/CORR.0000000000000770.

6
Emrullah Hayta ve ark. Omuz Ağrısı Tanı Yöntemleri

36. vanarthos WJ, Monu JU. Type 4 acromion: a new classification. Contemp 41. Ladd LM, Crews M, Maertz nA. Glenohumeral Joint Instability: A Review of
Orthop. 1995;30(3):227-9. Anatomy, Clinical presentation, and Imaging. Clin Sports Med.
37. Creech JA, Silver S. Shoulder Impingement Syndrome. 2023 Apr 17. In: Stat- 2021;40(4):585-99. doi: 10.1016/j.csm.2021.05.001.
pearls [Internet]. Treasure Island (FL): Statpearls publishing; 2023 Jan–. 42. varacallo M, Tapscott DC, Mair SD. Superior Labrum Anterior posterior Le-
38. Horowitz EH, Aibinder WR. Shoulder Impingement Syndrome. phys Med Re- sions. 2023 Jan 30. In: Statpearls [Internet]. Treasure Island (FL): Statpearls
habil Clin n Am. 2023;34(2):311-34. doi: 10.1016/j.pmr.2022.12.001. publishing; 2023 Jan–.
39. Bolia IK, Collon K, Bogdanov J, Lan R, petrigliano FA. Management Options 43. Schwartzberg R, Reuss BL, Burkhart BG, Butterfield M, Wu JY, McLean KW.
for Shoulder Impingement Syndrome in Athletes: Insights and Future Direc- High prevalence of Superior Labral Tears Diagnosed by MRI in Middle-Aged
tions. Open Access J Sports Med. 2021;12:43-53. doi: patients With Asymptomatic Shoulders. Orthop J Sports Med.
10.2147/OAJSM.S281100. 2016;4(1):2325967115623212. doi: 10.1177/2325967115623212.
40. Sansone v, Maiorano E, Galluzzo A, pascale v. Calcific tendinopathy of 44. Expert panel on Musculoskeletal Imaging; nicholas nacey, Fox MG, Blanken-
the shoulder: clinical perspectives into the mechanisms, pathogenesis, baker DG, Chen D, Frick MA, Jawetz ST, et al. ACR Appropriateness Crite-
and treatment. Orthop Res Rev. 2018;10:63-72. doi: ria® Chronic Shoulder pain: 2022 Update. J Am Coll Radiol.
10.2147/ORR.S138225. 2023;20(5S):S49-S69. doi: 10.1016/j.jacr.2023.02.017.

7
Omuz Sıkışma Sendromları
Shoulder Impingement Syndromes

Nazan CANBULATa, ÖZET Neer'in orijinal raporundan bu yana, omzun daha iyi anlaşılması, bu klinik sendromun tanı ve te-
davisinde gelişmeler sağlamış ve omuz sıkışma sendromu kavramı dört tip sıkışmayı kapsayacak şekilde
Şule ERENb,
gelişmiştir: 1) Primer sıkışma, 2) Sekonder sıkışma, 3) İnternal sıkışma ve 4) Subkorakoid sıkışma. Tipi
Mehmet DEMİRHANc ne olursa olsun rotator manşet (RM) sıkışması, kasın işlevini değiştirir ve glenohumeral (GH) eklemin
dinamik kontrolünün azalmasına neden olur. İmpingement zamanında tanınmaz ve düzeltilmezse sorun
a
Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi, ilerleyerek RM dokusunun bozulmasına ve bunun sonucunda yırtıklara neden olabilir. İmpingement ta-
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ABD, nısı şüphesinde ve rehabilitasyon planında RM patolojisinin tiplerin ayrımı tüm tedavi programını şe-
İstanbul, Türkiye killendirir. En uygun tedavi sürecini yönlendirmek için doğru teşhis gereklidir. Primer, sekonder ve
b
Amerikan Hastanesi, internal sıkışma sendromlarının ayrımı çok iyi yapılmalıdır. Omuz sıkışma sendromunun tedavisi büyük
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Kliniği, oranda konservatiftir ve uygun rehabilitasyon kritik öneme sahiptir.
İstanbul, Türkiye
c
Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi, Anahtar Kelimeler: Omuz sıkışma sendromu; fiziksel ve rehabilitasyon tıbbı; omuz
Ortopedi ve Travmatoloji ABD,
İstanbul, Türkiye
ABSTRACT Since Neer’s original report, the concept of impingement syndrome has evolved to en-
Yazışma Adresi/Correspondence: compass four types of impingement: 1) Primary impingement, 2) Secondary impingement, 3) Internal im-
Nazan CANBULAT pingement and 4) Subcoracoid impingement. Regardless of the type, impingement of the rotator cuff
Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi, (RC) causes changes in functions of the muscle and decreases dynamic control of the glenohumeral joint.
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ABD, If this is not recognized and corrected in a timely manner, the problem may progress and lead to rotator
İstanbul, Türkiye cuff tears. The differentiation of the ypes of RC pathology shapes the entire treatment program. Accu-
ncanbulat@ku.edu.tr rate diagnosis is necessary to guide the most appropriate course of treatment. Treatment of shoulder im-
pingement syndrome is largely conservative and proper rehabilitation is of critical importance.

Keywords: Shoulder impingement syndrome; physical and rehabilitation medicine; shoulder

muz sıkışma sendromları, omuz ağrılarının en sık görülen nedenlerindendir.

O Tüm omuz ağrılarının %30-35’inden sorumludur.1,2 Hastaların büyük çoğun-


luğunun yakınması, kolun özellikle baş üstü hareketlerde kullanımı sırasında
omuz ve kola yayılan ağrıdır.
Omuz sıkışma sendromu 1972’de Dr. Charles Neer II tarafından rotator manşet
(RM) tendonlarının, akromiyonun ön üçte birlik kısmından, korakoakromiyal bağdan
ve AC ekleminden oluşan korakoakromiyal arkın pürüzlü alt yüzeyindeki basıya bağlı
olarak ilerleyici patolojik değişikliğe uğraması şeklinde tarif edilmiştir.3 Neer, omuz sı-
kışma sendromunun sürekliliği kavramını tanımlamış ve sıkışma sendromu ile ilişkili
omuz ağrılarını kronik bursit ve supraspinatus tendonunun kısmi yırtıklarından, tam kat
yırtıklara kadar uzanan bir hastalık spektrumunu kapsayacak şekilde üç evrede açıkla-
KAYNAK GÖSTERMEK İÇİN:
Canbulat N, Eren Ş, Demirhan M. Omuz sı- mıştır. Evre 1, tipik olarak 25 yaş altı genç hastalarda görülen akut inflamasyon, ödem
kışma sendromları. Güven Z, editör. Omuz ve RM’nin hemorajik patolojisinin gözlendiği durum olarak tanımlanmıştır. Bu evre, ge-
Ağrısı ve Sık Görülen Omuz Sorunları. 1.
Baskı. Ankara: Türkiye Klinikleri; 2024. p.8-20. nellikle konservatif tedaviye cevap alınan evredir ve klinik seyir geri dönüşümlüdür.

8
Nazan Canbulat ve ark. Omuz Sıkışma Sendromları

Evre 2, 25-40 yaş arasında daha çok gözlenen, ödem ve in- natusu zayıflatarak humerus başının glenoid üzerinde sant-
flamasyonun, fibrozis ve RM tendinitine ilerlediği süreçtir. ralizasyonunu zayıflatır. RM dejenerasyonu, omuz ekle-
Bu evrede, RM’de parsiyel yırtıklar görülebilmektedir. mindeki kuvvet çiftlerinin kaybına yol açarak deltoid kas
Evre 3, genellikle 40 yaş üzerinde görülen evre olarak ta- hakimiyetinin artmasına, humerus başının superiora doğru
nımlanmıştır. Bu evrede RM’de tendon yırtıkları, korako- translasyonuna ve subakromiyal boşluğu daraltarak sıkış-
akromiyal arkta osteoartritik değişiklikler belirgindir.4 Bu maya neden olur. Kalsifik tendinit, tendon içinde dejene-
evrelerde hücre içi yapısal değişiklikler, kolajen dizili- rasyon ve şişmeye neden olarak subakromiyal sıkışmaya
minde bozulmalar ve kolajen olmayan matriksde artış iler- ve dolayısıyla da manşet yetmezliğine neden olabilmekte-
leyen yaşla birlikte artmaktadır. Neer ayrıca, bir tanısal test dir.
olarak subakromiyal lidokain enjeksiyonu ile ağrının ge-
çici olarak giderilmesini “sıkışma testi” olarak tanımla- PRİMER SIKIŞMA-EKSTRENSEK NEDENLER
mıştır. Bu test sıkışma tipi semptomları diğer patolojik Ekstrensek sıkışma, RM için mevcut alan azaldığın-
süreçlerden ayırmaya yardımcı olur. da meydana gelir. Subakromiyal bölgeyi daraltan ektrensek
Neer’in orijinal raporundan bu yana, omzun daha iyi nedenler arasında subakromiyal spur, akromial kırık, pato-
anlaşılması, bu klinik sendromun tanı ve tedavisinde ge- lojik os akromiale, akromioklaviküler eklemin alt yüze-
lişmeler sağlamış ve omuz sıkışma sendromu kavramı dört yindeki osteofitler ve büyük tüberozitedeki ekzostozlar yer
tip sıkışmayı kapsayacak şekilde gelişmiştir: (1) Primer sı- alır. Akromion morfolojisinin sıkışmaya katkıda bulun-
kışma, (2) Sekonder sıkışma, (3) İnternal sıkışma ve (4) duğu öne sürülmüştür. Bigliani, Morrison ve April üç tip
Subkorakoid sıkışma. akromiyon morfolojisi tanımlamışlar, tip III veya kancalı
akromiyonlarda RM yırtıklarında bir artış kaydetmişlerdir.6
Bu derlemede omuz sıkışma sendromunun tiplerinin
Lateral akromion açısının azalmasının ve akromionun
etiolojik faktörleri, tanı için fizik muayene bulguları, yeni
geniş yan uzantısının sıkışma sendromu ve RM yırtıkları
tanımlanan STAM kavramı (scapulotoracic abnormal mo-
ile ilişkisi gösterilmiştir.7
tion) irdelenecek ve görüntüleme yöntemleri ayrı bir baş-
lık altında anlatılarak, büyük oranda konservatif tedavi Primer Sıkışma/Fizik Muayene
edilen bu sendromun rehabilitasyon planının rasyoneli tar-
Primer sıkışması olan hastalar genelde 35 yaş üzerindedir.
tışılacaktır.
Bu hastalar omuz anterolateralinde ve üst kol lateralinde
ağrıdan yakınırlar ve etkilenen taraf üzerine yatarak uyu-
PRİMER SIKIŞMA yamazlar. Ağrı inhibisyonu veya RM patolojisine bağlı
omuz zayıflığı nedeniyle omuz seviyesi veya üzerindeki
İntrensek ve ekstrensek tip olarak iki alt kategoriye ayrılır.
aktiviteleri gerçekleştirmede zorluk çekerler. Eklem hare-
PRİMER SIKIŞMA-İNTRENSEK NEDENLER ket açıklığı (EHA) değerlendirmesinde sıklıkla öne ele-
vasyon, abduksiyon ve horizontal adduksiyon ağrılı ve
Korakoakromiyal arkın altından geçen yapılar genişleye-
kısıtlıdır. Hastanın kolu yandayken RM kuvvetinin değer-
rek arka dayandığında sıkışmanın nedeninin intrensek ol-
lendirilmesi genellikle normaldir, oysa omuz elevasyon po-
duğu kabul edilir. Bu durumun örnekleri arasında RM’nin
zisyonlarında yapılan testler daha tutarlı bir şekilde ağrı ve
kalınlaşması, RM içindeki kalsiyum birikintileri ve subak-
güçsüzlük semptomlarını yeniden oluşturur. Hawkins bul-
romiyal bursa kalınlaşması yer alır. Rotator manşetteki
gusu, Neer sıkışma testi, Jobe’s testi, ağrılı ark, dış (eks-
azalmış damarlanma ve kanlanma intrensek sıkışmanın
ternal) rotasyon (ER) ve iç (internal) rotasyon (IR) dirence
temel nedeni olarak kabul edilmektedir. İlerleyen yaşla bir-
karşı kuvvet testleri genellikle pozitiftir. Bu testler başka
likte vasküleritenin azalması, tekrarlayan tensil güçler, RM
omuz patolojilerinde de pozitif olabildiği için lokalize
de başlayan tendinozis ve parsiyel yırtıklar zaman içeri-
semptom oluşumu iyi değerlendirilmelidir.
sinde tam kat yırtık haline dönüşebilir. Primer intrensek
tendon dejenerasyonuna ikincil olarak zaman içerisinde su- GH eklem, akromiyoklaviküler eklem (AC) ve kora-
bakromial değişiklikler gelişmektedir. Rotator manşetin koid bölgenin palpasyonu hastanın semptomlarının kayna-
eklem yüzeyinde göreceli bir hipovaskülarite bölgesi mev- ğının belirlenmesine yardımcı olabilir. Primer sıkışması
cuttur ve bu bölgenin omuz hareketleri ile akromiyon ve olan hastalarda, AC eklem artriti RM’nin patolojik kom-
korakoakromiyal bağa tekrarlayan teması, dejenerasyon presyonuna katkıda bulunabilir. Hastalar sıklıkla anterior
için öne sürülen bir mekanizmadır.5 Rotator manşetteki in- subakromial bölgede, AC eklem bölgesinde, sırt kaşımak
trensek dejenerasyon sonucu oluşan güç kaybı, supraspi- gibi IR manevralarında veya omuz abduksiyonu sırasında

9
Limitlerin ötesi,
esnekliğin ta kendisi!

Siklobenzaprin HCl

En çok klinik çalışmada


değerlendirilen
kas gevşetici molekül 1

Referans: 1.See S. Et al. Choosing a Skeletal Muscle Relaxant . Am Fam Physician. 2008;78(3):365-370
Bu ilaç ek izlemeye tabidir. Bu üçgen yeni güvenlilik bilgisinin hızlı olarak belirlenmesini sağlayacaktır. Sağlık mesleği mensuplarının şüpheli advers reaksiyonları TÜFAM’a bildirmeleri
beklenmektedir.Karşılaştığınız yan etkileri www.titck.gov.tr sitesinde yer alan "İlaç Yan Etki Bildirimi" ikonuna tıklayarak ya da 0 800 314 00 08 numaralı yan etki bildirim hattını arayarak Türkiye
Farmakovijilans Merkezi(TÜFAM)'ne bildiriniz.

Menarini Türkiye
Merkez: Maslak Mah. Sümer Sok. No: 4 Maslak Office Building (MOB) Kat: 7-8 34485 Maslak, Sarıyer / İstanbul
Üretim Tesisi: Davutpaşa Cad. No: 12 34010 Topkapı, Zeytinburnu / İstanbul
T +90 212 467 11 11 • F +90 212 467 12 12 • www.menarini.com.tr
Nazan Canbulat ve ark. Omuz Sıkışma Sendromları

ağrı yaşarlar. Fizik muayenede AC eklem patolojisini doğ- pular stabilize edici kasların kuvvet testini ve Hawkins testi
rulayan bulgular arasında AC ekleminde palpasyonla lo- ve Neer testi gibi özel provokatif testleri içermelidir. Ser-
kalize hassasiyet, çapraz vücut adduksiyonu ile AC vikal ve/veya torasik omurga sorunları, skapulotorasik ve
eklemde lokalize semptom oluşumu, O’Brien testi ile ağrı GH eklem hareketliliğini etkileyebilir. Kinetik zincir üze-
oluşumu ve AC eklemine lidokain enjeksiyonu ile ağrının rinden karşılıklı bağımlılık omuz semptomlarını ve sonuç-
giderilmesi yer alır. larını etkilediği için eksiksiz değerlendirme tüm kinetik
Kifoz artışının, torasik omurga ekstansiyonunun kı- zinciri içermelidir. FM sırasında, GH eklem instabilitesi,
sıtlanması ve skapular diskinezi nedeniyle omuz elevasyo- pozitif endişe “apprehension” ve relokasyon testi, skapular
nunu azaltarak dolaylı olarak sıkışma gelişimini kanatlanma veya asimetrik hareket gibi anormal skapular
etkileyebileceği ileri sürülmüştür.8 Fizik muayene, torasik fonksiyon değerlendirmesi yapılmalıdır. Skapular retrak-
bölgenin, skapulanın ve GH ekleminin postürel değerlen- siyon ve skapular yardım testleri, hastanın semptomlarının
dirmesini içermelidir, çünkü hatalı duruşun subakromiyal kaynağı olarak değişen skapular nöromusküler kontrolün
çıkış boşluğunun azalmasına katkıda bulunduğu düşünül- etkisini gösterebilir ve bu eksikliğin düzeltilmesi omuz
mektedir.9,10 fonksiyonunun iyileştirebilir. Posterior kapsül kısalığı
omuz elevasyonu sırasında, humerus başının zorunlu ante-
rosuperior translasyonuna ve bunun sonucunda subakro-
SEKONDER SIKIŞMA
miyal aralığın azalmasına yol açar. Bu durumun sıkışma
Sekonder sıkışma, subakromiyal boşluğun “nispeten da- problemine katkıda bulunduğu düşünülmektedir.14,15
ralması” ile sonuçlanan klinik bir durumdur. Bu durum, ge-
Sekonder sıkışması olan hastalarda, altta yatan soru-
nellikle aşırı GH eklem hareketliliğinden veya skapular
nun tedavisi “sekonder sıkışma” semptomlarının çözülme-
diskineziden kaynaklanır.9,11
siyle sonuçlanmalıdır. Proksimal kinetik zincir eksiklikleri
İnstabilite olsun ya da olmasın, altta yatan GH hiper- (lumbo-pelvik kalça kompleksi) sekonder sıkışmaya kat-
mobilite varlığında, sekonder RM sıkışmasının semptom- kıda bulunma potansiyeli taşır.9,16
ları, omuzu dinamik olarak stabilize etmek için RM’ye Çoğu zaman, altta yatan GH eklem laksitesi veya ska-
uygulanan aşırı yükler nedeniyle gerçekleşir. Rotator man- pular diskinezinin tanınması gözden kaçar ve “sekonder sı-
şet, hipermobil GH eklemi etkili bir şekilde stabilize ede- kışma” yanlış bir şekilde “primer” sıkışma olarak ele alınır.
bilirken, bu gereklilik tekrarlayan baş üstü aktivitelerle Subakromiyal dekompresyon cerrahisi semptomları daha
(yüzme veya fırlatma) birleştiğinde genellikle kas yorgun- da kötüleştirebilir çünkü omuz daha da “dengesiz” hale
luğu oluşur. Rotator manşet yorgunluğu, stabilize edici işl- gelir ve primer mekanik sorunu çözmez.
evin kaybına yol açar ve humerus başının superiora
migrasyonuna izin verir (fırlatma sırasında humerus başı
SCAPULOTHORACIC ABNORMAL MOTION
depresyonu azalır) ve RM’nin korakoakromiyal ark da me-
kanik olarak sıkışmasıyla sonuçlanır.12 (STAM)
Skapular diskinezi (sınırlı veya aşırı skapular hare- Omuz kompleksinin hareket etmesi için birçok eklem bir-
ketlilik) varlığında, sıkışma, skapulanın humerusa göre likte çalışırken Skapulotorasik eklemin gerektiği gibi ça-
yanlış konumlandırılmasından kaynaklanır. Bu nöromus- lışmadığı durumlarda her türlü sorun omuzu etkileyerek
tanı ve tedavi seçimini yanıltıcı boyutlara taşıyabilmekte-
küler skapular kontrol kaybı, skapulanın yetersiz retraksi-
dir. Omuz problemleri ile başvuran tüm hastalarda skapula
yon, yukarı rotasyon ve posterior tiltine neden olur.
mekaniğinin uygun şekilde incelenmesi, doğru teşhis ve
Böylece akromiyon ve korakoakromiyal ark altta yatan RM
uygun tedavi için şarttır.
üzerine daha erken dayanır.9,13
Bassem ElHassan, “STAM” (Scapulothoracic Ab-
SEKONDER SIKIŞMA/FİZİK MUAYENE normal Motion/Skapulotorasik Anormal Hareket) kavramı
Sekonder sıkışması olan hastalar genellikle daha gençtir ve ile hem normal hem de anormal skapular hareket anlayışı-
sıklıkla tenis, voleybol, beyzbol veya ağırlık kaldırma gibi mızı, teşhis adımlarını ve bu problemler için tedaviyi ye-
baş üstü spor aktivitelerine katılırlar. Baş üstü hareketlerle niden tanımlamıştır.17
ağrı ve zayıflık hissi yaygın bir şikayettir ve hatta kolun STAM, skapulotorasik eklemin kas kontrolüne ikin-
“ölü” olduğu hissini bile tarif edebilirler. Fizik muayene, cil olarak gelişen dinamik skapular pozisyon değişiklikle-
omuz kuşağı ile ilgili postural veya yumuşak doku asimet- rini tanımlar. Periskapular kas uyumsuzluğu, skapulanın
rilerinin gözlemlenmesini, ROM simetrisini, RM ve ska- normal çok düzlemli hareketini ve normal skapulohume-

10
Nazan Canbulat ve ark. Omuz Sıkışma Sendromları

ral birleşmeyi (coupling) azaltır veya değiştirir, böylece siyonda iken ön kola direnç uygulanmasıyla gerçekleştiri-
glenohumeral eklemi dengesizleştirir, kolun fonksiyonel lir.
hareket açıklığını ve gücünü azaltır ve ağrılı sıkışma (im- Her derece aralığında pozitif bir SFRT, STAM varlığı
pingement) ve dinamik sinir kompresyonlarına katkıda bu- ile belirlenirken, negatif bir inceleme STAM üretmez. De-
lunur. rece aralıkları, STAM’a kas katkısını, yani pektoralis
Skapula göğüs duvarında stabil olmalı ve glenohu- minör hiperaktivitesini, distal serratus anterior paralizisini
meral elevasyon sırasında akromiyal elevasyona izin vere- veya hipoaktivasyonunu veya bunların bir kombinasyo-
cek ve normal glenohumeral sıkışmayı önleyecek şekilde nunu ayırt etmek için seçilir. Pektoralis minör, skapula üze-
skapulanın distali göğüs duvarında öne doğru translasyon rinde aşağı skapular rotasyona, IR’ye, anterior tilte ve
yapmalı (protraksiyon) ve dışa doğru dönmelidir. Pektora- protraksiyona neden olan kuvvetler sergiler (3-5 kaburga-
lis minör ve serratus anterior disfonksiyonunun net etkisi larına bağlanma ve medial korakoidde baskın insersiyon
bu normal hareketi bozarak STAM üretebilir ve istirahatte nedeniyle).
veya hareket arkı boyunca medial skapular kenar belirgin-
Serratus anterior superior, orta ve distal serratustan
leşir Buna klasik olarak skapular kanatlanma denir.
oluşan 3 kas kaymasından oluşur. Distal serratus anterior,
5-9 kaburgalarından kaynaklanır ve inferomedial skapular
STAM/FİZİK MUAYENE
kenarın anteromedial yönüne bağlanır. Distal serratus an-
STAM muayenesi, değişen güvenilirlik, geçerlilik ve tanı terior, serratusun skapular stabilizasyona ve hareketliliğe
kapasitesi ile hem statik hem de dinamik fizik muayene- katkıda bulunan en önemli parçasıdır ve bu nedenle, eğer
leri içerir. Bildirilen muayeneler arasında dirence karşı ska- eksikse, STAM ve gözle görülür kanatlanma üretir. 100°
pular protraksiyon, skapular yardım ve kompresyon omuz elevasyonunda, pektoralis minör hareketi en aza in-
testleri, dinamik skapular diskinezi testleri (SDT’ler) ve dirilir ve STAM’a katkıda bulunmaz. Bu noktada skapular
duvar şınavları yoluyla serratus anterior’u değerlendiren kanatlanma oluşturmak için distal serratus anteriorun kat-
testler yer alır. kısı etkili bir şekilde izole edilir.
Duvar şınavı serratus anterior disfonksiyonuna se-
30-60° elevasyon arasında hem pektoralis minör hem
konder skapular kanatlanma tanısında en sık kullanılan
de alt serratus aktiftir ve serratus eksikliği veya pektoralis
testdir. Ancak duvar şınav testi (WPUT Wall push up test),
minör hiperaktivitesi STAM veya kanatlanma olarak or-
skapulotorasik anormal hareket (STAM) veya kanatlanma
taya çıkar.
nedenlerini ayırt edemeyebilir. Bassem yeni bir fizik mua-
yene manevrası olarak omuz fleksiyon direnci testini Bassem dirençli öne elevasyonu bu aralıklarda de-
(SFRT) tanıtmış ve bu testin STAM’ın nedeni olarak ser- ğerlendirmenin klinisyenlere STAM (kanatlama) ve pato-
ratus anterior disfonksiyonunu belirlemede daha spesifik lojinin nedeni olarak gerçek serratus anterior paralizisi ve
ve doğru olduğunu önermiştir. uyumsuz periskapular kas aktivitesini ayırt etmelerini sağ-
Duvar şınav testi ile (WPUT Wall push up test), bi- layacağını bildirmiştir. Bu analizle klinisyenlere cerrahi
yomekanik olarak tüm dinamik skapular kas sisteminin yönetim seçeneklerini doğrudan değiştiren yeni bir değer-
STAM’a katkısı değerlendirilemez. WPUT, skapulayı 2 lendirme sunulmaktadır.
hareket düzleminde, skapular translasyonda ve ER’de in-
celer ve skapula etrafındaki anormal pektoralis minör ve İNTERNAL SIKIŞMA
serratus anterior kas aktivasyonunun etkileriyle 3 düzlem- Omuz yaklaşık 90 derece abduksiyonda ve tamamen
deki birleşik hareketi ve tilt’i hesaba katmaz. Duvar şınav ER’de iken, tüberkülum majusun glenoidin posterosupe-
testini içeren mevcut skapular fizik muayene, serratus an- rior bölgesi ile teması sonucu posterior RM, kapsül ve lab-
terior fonksiyonunu ayırt etmede ve dolayısıyla uygun cer- rumun sıkışmasına bağlı oluşan posterior omuz ağrısı
rahi tedavi seçiminde güvenilir olmayabilir. olarak tanımlanmıştır.18 Bu “internal sıkışma” normal fiz-
Klinik olarak belirgin STAM’li hastaları değerlendi- yolojik harekette mevcutken, tekrarlayan baş üstü aktivi-
rirken etiyolojiyi ayırt etmek için diğer skapular muayene telerle patolojik hale gelebilir. Patoloji, posterior
manevralarıyla birlikte yeni bir muayene tekniği önermiş- supraspinatusun alt yüzeyinin yırtıklarından ve/veya in-
lerdir. Muayene manevrası, omuz fleksiyon direnci testi fraspinatus tendonunun anterior yüzünün yırtıklarından
(SFRT Shoulder flexion resistance test) olarak adlandırılır oluşur ve sıklıkla superior labrum anterior to posterior
ve omuzun horizontal planda pasif olarak 30, 60 ve 100 de- (SLAP) yırtıklarını içerir.19 Bu sendromun nedenine iliş-
recede konumlandırılması ve ardından dirsek tam ekstan- kin tartışmalar vardır. Anterior instabilite ve yetersiz nö-

11
Nazan Canbulat ve ark. Omuz Sıkışma Sendromları

romusküler kontrolün, humerus başının anteriora aşırı tran- olmak üzere subkorakoid bölgedeki çoklu yapıların yakın-
slasyonuna ve RM tendonunun glenoid ile sıkışmasına yol lığı bu enjeksiyonların doğruluğunu şüpheli hale getir-
açması düşünülen bir mekanizmadır.20 Bildirilen başka bir mektedir. BT, korakoid sıkışma tanısında kullanılmıştır.
mekanizma, normal GH rotasyonunu kısıtlayan ve GH Korakoid uç ile proksimal humerusun en yakın kısmı ara-
temas noktasında posterosuperior bir kayma oluşturarak sında 6,8 mm’lik bir mesafe sıkışmayı gösterir. Şüpheli sı-
patolojik “peel-back mekanizmasını” yaratan posterior GH kışma için açık veya artroskopik korakoplasti
eklem içindeki gerginliktir.14 önerilmiştir.24 Korakoid sıkışma henüz kapsamlı şekilde
çalışılmamıştır ve dışlama tanısı olarak kalmaktadır.
İNTERNAL SIKIŞMA/FİZİK MUAYENE
Patolojik internal sıkışma, genellikle 35 yaşın altında ve tek- GöRÜNTÜLEME YöNTEMLERİ /
rarlayan baş üstü abdüksiyon ve ER aktiviteleri yapan kişi- OMUZ SIKIŞMA SENDROMLARI
lerde görülür. Genellikle posterior omuz ağrısı, sertlik ve Hastalarda öykü ve fizik muayene bulguları ile sıkışma
azalan fırlatma hızı veya kontrolünün kaybı şeklinde per- sendromunun ayırıcı tanıları düşünülmeli ve uygun görün-
formans kaybını içerir.21 Ağrının kronik olması, posteriorda tüleme yöntemi yapılmalıdır. Fizik muayene içerisine ağ-
lokalizasyonu ve abduksiyon-ER aktivitesi ile şiddetlenmesi rının kaynaklanabileceği omuz dışında baş ve boyun da
başlıca klinik bulgulardır. İnternal sıkışması olan hastalarda dahil edilmeli ve servikal disk patolojileri, gelişmekte olan
artmış ER ve azalmış IR sıktır.22 Kol 90o abduksiyonda ve donuk omuz, kompleks bölgesel ağrı sendromları, brakial
maksimum ER’de eklem arka tarafında ağrı ile ortaya çıkan pleksus patolojileri dikkate alınmalıdır. Gerektiğinde omuz
internal sıkışma testi ve Jobe relokasyon testi pozitiftir. Pa- incelemelerine ek olarak servikal, torakal omurga, toraks,
tolojik internal sıkışma varlığında sıklıkla eşzamanlı omuz brakial pleksus görüntülemeleri planlanmalıdır.25
patolojisi mevcuttur. Bu nedenle biseps tenosinoviti, labral
Görüntüleme yöntemi olarak, AP, gerçek AP (Gres-
yırtıklar ve artritik değişiklikler dahil olmak üzere birlikte
hay), aksiller ve supraspinatus çıkım (outlet) grafileri altta
var olan durumların olasılığını belirlemek için kapsamlı
yatan patolojilerin tanısının konmasında yardımcıdır. Stan-
omuz muayenesi önemlidir. Durumun erken evrelerinde,
dart AP radyografileri, omuz röntgeni serilerinin ana bile-
IR’yi yeniden kazanmaya ve RM’yi güçlendirmeye odakla-
şenidir. Kolun nötral pozisyonunda standart bir AP
nan etkin rehabilitasyon sıklıkla başarılı olur.
görünümü omuz glenohumeral, akromiyoklaviküler eklem
ve klavikula distal kesimini gösterir. AP grafide akromiyo-
SUBKORAKOİD SIKIŞMA
humeral mesafe, tüberkulum majusta subkondral kistler ve
Subkorakoid sıkışma, subskapularis’in küçük tüberkül ile skleroz, akromiyonun anteriorunda skleroz ve spur olu-
korakoid arasında sıkışmasına bağlı ağrıyı ifade eder. Ağrı şumu dikkat edilmesi gereken bulgulardır. Akromiyon ile
genellikle omuz ön bölgesindedir ve subskapularis yırtıla- humerus arasındaki mesafenin genişliği normalde 7-14
bilir. Semptomlar, kol adduksiyonda, öne fleksiyonda ve mm’dir. Bu mesafenin azalması, RM yırtıklarının bir gös-
IR’de iken ortaya çıkar. Tanı için yüksek şüphe indeksi ge- tergesi olabilir. Ön-arka, aksiller ve supraspinatus çıkış gö-
rektiren nadir bir durumdur. rüntülerini içeren radyolojik değerlendirme, AC eklemin
akromiyal morfolojisi, çıkıntısı veya hipertrofisinden su-
SUBKORAKOİD SIKIŞMA/FİZİK MUAYENE bakromiyal boşluğun daralmasına katkıda bulunan kemik
Fizik muayene bulguları arasında korakoid üzerinde has- anormalliğini göstererek primer veya “outlet” sıkışmasının
sasiyet ve pozitif korakoid sıkışma testi yer alır. Gerber teşhisini destekleyebilir.7
subcoracoid impingement testi, RM ile korakoid çıkıntı Gerçek AP grafinin (Grashey görünümü) konvansi-
arasındaki sıkışmayı belirlemek için tasarlanmıştır. Haw- yonel AP grafiye göre üstünlüğü glenohumeral eklem pro-
kins-Kennedy sıkışma testine benzer bir şekilde gerçek- filinin izlenmesi ve glenoidin humerus başından ayırt
leştirilir. Kol 90 derece öne fleksiyona getirilir küçük edilmesidir. Omuz gerçek AP radyografisinde humerus başı
tüberoziteyi korakoid ile temasa getirmek için vücuda skapular glenoid ile örtüşüyorsa, bu durum glenohumeral
doğru 10-20 derece adduksiyona getirilir. Manevra ile ağrı, eklemin öne veya arkaya doğru yer değiştirdiği anlamına
korakoid sıkışmayı gösterir.23 gelir. Grashey projeksiyonu özellikle glenohumeral artrit;
Hastaları korakoid sıkışma açısından değerlendirmek korakoid, glenoid ve proksimal humerus kırıkları; ve pos-
için Neer sıkışma testine benzer şekilde subkorakoid böl- terior glenohumeral instabilite tanısı için özellikle değerli-
geye bir lidokain enjeksiyonu ile ağrının hafiflemesi tanıyı dir. AC eklem ve artriti, RM kalsifikasyonları ve akromiyon
düşündürür, ancak glenohumeral eklemin kendisi de dahil kemik spurlarını değerlendirmek için de kullanılır.25

12
Nazan Canbulat ve ark. Omuz Sıkışma Sendromları

Outlet grafisinde özellikle akromiyondaki deformite özelliklerinin semptomatik kadınlarda supraspinatus veya
ve akromiyon tipleri değerlendirilebilir. Aksiller grafide infraspinatus yırtıkları ile anlamlı bir ilişkisi olmadığı so-
os-akromiyale varlığına dikkat edilmelidir. nucu bildirilmiştir.26
Omuz ultrasonografisi (US) özel uzmanlık gerektirir,
kullanımı RM ve biseps tendonu ve omuz çevresindeki TEDAVİ
bursaların değerlendirilmesi ile sınırlıdır. Omuz US ince-
lemesinin önemli avantajı dinamik yapısıdır. Rotator man- REHABİLİTASYON PLANININ RASYONELİ
şet ve biseps tendonu omuz hareketleri sırsaında Tipi ne olursa olsun RM sıkışması, kasın işlevini değiştirir
değerlendirilebilir. US özellikle omuz sıkışma sendro- ve glenohumeral (GH) eklemin dinamik kontrolünün azal-
munda ve biseps tendon subluksasyonlarında önemlidir. masına neden olur. İmpingement zamanında tanınmaz ve
Kalsifik depozitler, kas atrofisi, subakromiyal aralık gö- düzeltilmezse sorun ilerleyerek RM dokusunun bozulma-
rüntülenebilir. Bazı terapötik müdahalelere rehberlik etmek sına ve bunun sonucunda yırtıklara neden olabilir. İmpin-
için US kullanılabilir. Kalsifiye tendinit varlığında US eş- gement tanısı şüphesinde ve rehabilitasyon planında RM
liğinde bir veya iki iğne ile lavaj ve aspirasyon tedavi se- patolojisinin tiplerin ayrımı tüm tedavi programını şekil-
çeneklerinden biridir. lendirir. En uygun tedavi sürecini yönlendirmek için doğru
Manyetik rezonans görüntüleme (MRG) omuz yu- teşhis gereklidir. Primer, sekonder ve internal sıkışma sen-
muşak dokularının tüm anatomisini gösteren en iyi yön- dromlarının ayrımı çok iyi yapılmalıdır. Optimum güç ve
temdir. Eklem kıkırdağı, labrum, RM, biseps, tendonlar, nöromusküler kontrol sağlanana kadar, kolun omuz sevi-
bağlar ve bursaların görüntüleme değerlendirmesi için yesinde veya üzerinde sürekli kullanımı RM’nin daha fazla
temel yöntemdir. Kemik iliğini, stres reaksiyonlarını, sıkışmasına neden olacaktır.
kemik kontüzyon ve ödemlerini göstermek için en iyi gö- Sıkışma sendromunun düzgün tedavisi için omuz böl-
rüntüleme yöntemi yine MRG’dir. AC eklem değişiklik- gesi anatomik yapılarının fonksiyonlarını, biyomekanik
leri, akromiyon morfolojisi, adeziv kapsülit, kas atrofisi ve prensiplerini ve bunların tüm kinetik zincirle bağlantılarını
kaslarda denervasyona bağlı değişiklikler MRG’de irdele- çok iyi değerlendirmek gerekir. Zedelenen dokuların iyi-
nebilir. leşme zaman aralıklarını ve biyomekanik fonksiyonlarını
Subakromiyal sıkışma sendromu aslında klinik bir ta- bütünüyle dikkate alabilmek son derece önemlidir. En fazla
nıdır. Bu tanı MR’a göre konulmamalıdır. MR subakromi- hareket yeteneği, yetersiz kemik yüzey stabilitesi olan ve
yal sıkışma sendromuna eşlik eden RM parsiyel ya da tam stabilitesi büyük oranda yumuşak dokular tarafından sağ-
kat yırtıklarının, bursitlerin ve diğer patolojilerin değer- lanmakta olan omuz ekleminde omuz çevresi yumuşak do-
lendirilmesi için geçerlidir. MR görüntüleme SSS’de ay- kularda zedelenme oranı yüksektir.
rımı zor olan sıkışma sendromu nedenleri arasındaki Omuz primer kaslarındaki güç ve eklem esneklikliği
korakoakromiyal bağ ossifikasyonu ile subakromiyal spur arasındaki dengesizliğin eklem fonksiyonlarını nasıl et-
varlığını sagittal oblik planda en iyi şekilde gösterir. No- kilediğini, omuz kompleksinin gövde ile olan bağlantıla-
ninvazif olması, radyasyon içermemesi, patolojinin hangi rını, skapuler fonksiyonların omuz biyomekaniğindeki
evrede olduğu hakkında bilgi verebilmesi ve gerektiğinde rolününü çok iyi bilmek gerekir. Omuzun normal hare-
eklem içi kontrast madde verilerek tanısı zor patolojileri keti için sadece glenohumeral eklem fonksiyonu yeterli
tanımlaması MR’ın avantajlarıdır.25 değildir. Birden fazla eklemin etkileşimi ile omuz ele-
Omuz sıkışma sendromunun klinik teşhisi için ob- vasyonu gerçekleşir ve omuz elevasyonu her eklemde açı-
jektif destek sağlamaya ve bir RM yırtığının varlığını sal rotasyon yapılmasını gerektirir. Normal omuz hareketi
veya gelişme riskini tahmin etmeye yönelik radyografi- için yeterli gövde desteği ve koordinasyonu gereklidir.
ler ve MRG’lerdeki ölçümlere dayanan çok sayıda me- Kapsamlı bir rehabilitasyon programı hem fizyolojik,
safe, açı ve eğim hesaplaması tanımlanmıştır. Çoğu hem biyomekanik restorasyonu içermelidir. Bu noktada
ölçümün doğru olması ve klinik olarak yardımcı olması tüm kinetik zincir ele alınmalı, postürün düzeltilmesi ra-
için hassas omuz konumlandırması gerekir. Bu ölçümle- habilitasyon programının asal unsurlarından olmalıdır.
rin etkinliği kanıtlanmamıştır. Akromiyal indeks, lateral Omuzda fonksiyonel stabilite, omuz hareketleri sırasında
akromiyon açısı, AP ve Y grafilerde subakromiyal aralık, humerus başının glenoid fossa içinde tutulmasıdır. Ska-
akromiyal anterior ve lateral downsloping ve RM patolo- pular hareket, glenohumeral eklemin uzaydaki konumu-
jisinin MRG bulgularının korelasyonlu radyografik öl- nun belirleyicisidir. Skapular hareketin önemli etkileri
çümlerinde, subakromiyal sıkışma anatomisi glenoidin konumunu sabitlemesi, toraks üzerinde hare-

13
Nazan Canbulat ve ark. Omuz Sıkışma Sendromları

keti sağlaması ve başüstü aktivitelerde retraksiyon yapa- dominal ve diğer gövde kaslarının güçlendirilmesine baş-
rak akromiyonun yukarı hareketine yardımcı olmasıdır. lanmalıdır.
Böylece subakromiyal aralığın artmasını ve RM’nin sı- Kinetik zincir: Rehabilitasyonun ilk fazında distal
kışmamasını sağlar. mobiliteden önce “proksimal stabilite” nin sağlanması ge-
Humerus başının glenoid kavite ile temas alanı oranı reklidir. İzole kas egzersizlerinden çok hareket paternleri
yaklaşık %30 kadardır. Eklemi oluşturan kemik yüzeylerin önemsenmelidir. Fonksiyonel hareket paternleri olabildi-
uyumsuz yapısı nedeniyle oldukça geniş bir eklem hareket ğince erken dönemde programa dahil edilmelidir.
açıklığına sahip olan glenohumeral eklemin stabilitesini
Normal postürün sağlanması: Egzersizler omuzlar
arttıran statik ve dinamik yapılar mevcuttur. Omuz bölge-
IR’de ve zayıf omurga postürü ile yapılırsa anteriorda bu-
sinin statik stabilizatörleri kemik geometri, glenoid labrum,
lunan ve normal insanda RM ve üst dorsal bölge kasların-
kapsül, ligamanlar, negatif intraartiküler basınç ve eklem
dan daha gergin ve göreceli olarak daha güçlü olan
kohezyonudur. Dinamik stabilizatörleri ise aktif kol hare-
pektoralis major gibi kaslar daha baskın olacağından reha-
ketleri sırasında glenohumeral stabilizasyonu sağlayan
bilitasyon etkisiz olacaktır.
agonist antagonist ilişkide çalışan kombine kas kontraksi-
yonları, RM tendonlarının kapsüler ligamanlarla birleşe- Skapulanın stabilizasyonu ve pozisyonu: Skapu-
rek bu bölgede gerilim yaratmasıdır. Skapulohumeral ritim lanın stabil olması alt ekstremitelerden üst ekstremite-
normal omuz hareketinin temel bileşenlerindendir. Skapula lere kuvvet transferinde kritik önem taşır.
pozisyon ve hareketlerindeki bozukluklar omuz ağrısından Rehabilitasyonun başarısı için skapulanın retraksiyon ve
yakınan hastalarda %68-100 oranında görülür.27 Dinamik depresyonda pozisyone edilmesi ve kaslarının güçlendi-
omuz stabilitesinin çok önemli bir bileşeni de nöromuskü- rilmesi önemlidir.
ler kontroldür (propriyosepsiyon). Fonksiyonel stabilite Gücün kazanılması: Glenohumeral ve skapulotora-
için normal hareket arkı, yeterli güç, propriyosepsiyon ve sik kinematik ve yumuşak doku kompliansı yeteri kadar
normal nöromusküler kontrol gereklidir. restore edildikten sonra güçlendirme programlarına başla-
Omuz rehabilitasyonunun temel prensipleri sıkışma nabilir. Skapular kontrol kazanıldıktan sonra RM’nin re-
sendromu tedavisinde dikkatle uygulanmalıdır. habilitasyonuna başlatılmalıdır. Egzersiz sırasında verilen
Hasta eğitimi: Son derece önemlidir. Postür eğitimi, direncin miktarı ve oranı zaman içinde tedrici olarak arttı-
düzgün duruş eğitimi, omuz bölgesinde sıkışma semptom- rılmalıdır.
larını arttıracak aktivitelerden kaçınmanın öğretilmesi, re- Propriosepsiyonun geliştirilmesi: Dinamik gleno-
habilitasyon programlarının başından itibaren içeriğe humeral ve skapuler stabilizörlerin birbirleri ve statik sta-
entegre edilmelidir. Rehabilitasyon sırasında hastanın gü- bilizörler arasındaki nörolojik “feedback”ın arttırılması için
veni kaybedilmemelidir. Rehabilitasyon programı çok ko- propriyosepsiyonun geliştirilmesi gerekmektedir.
laysa hastanın uyumu azalır, çok zorsa hasta
Faz geçişleri: Belirli bir zaman belirlenmemelidir.
rehabilitasyonu bırakabilir.
Hedeflenen fonksiyonel ilerleme ve doku iyileşme fazları
Ağrı kontrolü: Ağrılı eklemde ilerleme kaydedilmez.
dikkate alınarak yapılmalıdır.
Rehabilitasyonun erken döneminde ağrı mutlaka gideril-
meli veya azaltılmalıdır. Ağrı varlığında RM daha az çalı- Subakromiyal sıkışmanın başarılı tedavisinin anah-
şır, humerus başı superior migrasyonu gerçekleşir, sıkışma tarı, korakoakromiyal ark ile RM arasındaki patolojik iliş-
artar, rehabilitasyonun hızı ve temposu düşer. kinin primer, sekonder ya da internal sıkışmaya bağlı olup
olmadığının tanımlanmasıdır.
Eklem hareket açıklığı kazanımı: Kısıtlı eklem ağ-
rılı eklemdir. Öncelikle eklem kısıtlılığı düzeltilmeli ve Omuz sıkışma sendromlarının konservatif tedavisi
normal eklem hareket açıklığı kazanılmalıdır. Kısıtlı sıklıkla başarılıdır ve antiinflamatuar ilaçları ve iyi plan-
omuzla güçlendirici egzersiz yapmaya çalışıldığında su- lanmış bir rehabilitasyon programının kombinasyonunu
bakromiyal sıkışma artar, zedelenmiş veya tamir edilmiş içerir. Primer ve sekonder sıkışma sendromu için kapsamlı
dokuya aşırı yük biner. rehabilitasyon benzer olsa da, genel bir protokol uygula-
Kor stabilizasyon: Üst veya alt ekstremite ile bir ha- mak yerine hastaya özel bireyselleştirilmiş bir programla
rekete başlamadan önce intraabdominal basıncı arttırmak en iyi sonucun elde edilmesi daha olasıdır. Rehabilitasyon
ve hedeflenen hareketin yapılmasına olanak sağlamak sürecinin ilk hedefleri, ağrı kontrolü, eklem hareket açıklı-
üzere gövdenin stabilizasyonu için ilk ateşlenen kas trans- ğının kazanılması ve skapulotorasik ve RM nöromusküler
versus abdoministir. Rehabilitasyonun erken fazlarında ab- kontrolünün sağlanmasıdır.

14
Nazan Canbulat ve ark. Omuz Sıkışma Sendromları

Subakromiyal sıkışmaya neden olan omuz hareketle- EHA egzersizleri hastanın mevcut ağrısız eklem hareket
rinin araştırıldığı bir çalışmada Park ve ark. korakoakro- açıklığında ve genellikle 90 derece abdüksiyonun altında
miyal ligamanın vertikal yer değiştirmesini ve tepe yapılır. Semptomlar düzeldikçe, EHA artar ve bu egzer-
gerilimini ölçmüştür. Öne fleksiyon, horizontal abdüksi- sizleri yaparken omuz kuşağı hareketinin kalitesinin sağ-
yon ve kol 90 derece abduksiyonda IR’nin, subakromiyal lanması ve kompansatuar omuz hareketinden (shrugging)
sıkışmaya neden olarak korakoakromiyal bağda daha yük- kaçınılması önemlidir. ROM ve germe egzersizleri her gün
sek dikey yer değiştirme ve tepe gerilimi gösterdiğini bul- yapılmalıdır. Germe egzersizlerinin seçimi, postüral bo-
muşlardır. Sıkışma sendromu olan veya RM tamiri zukluklara ve hareket kısıtlılıklarına göre şekillendirilir.
geçirmiş hastaların bu omuz hareketlerinden kaçınmasını Pektoralis minör germe, skapulanın posterior tiltini sağla-
önermişlerdir.28 mak ve subakromiyal çıkış alanını rahatlatmak için hem
Soğuk uygulama, US ve elektrik stimulasyonları ka- primer, hem sekonder sıkışmada önemlidir. Sekonder sı-
nıta dayalı olmamakla birlikte yaygın olarak kullanılmak- kışması olan hastalarda anterior GH eklem germe egzer-
tadır. Yapılan randomize kontrollü çalışmalar SSS sizi yapılmamalıdır. Glenohumeral eklem iç rotasyon
konservatif tedavisine eklenen kesikli US uygulamasının defisiti (GIRD) belirlenirse, posterior kapsül germe işlemi
hastalara ek bir fayda sağlamadığını düşündürmektedir.29 başlatılmalıdır. Horizontal adduksiyon ve sleeper strech eg-
SSS tedavisinde önerilen diğer ek modaliteler ara- zersizlerinin normal posterior GH eklem hareketliliğini
sında lazer tedavisi, elektromanyetik alan tedavisi, ekstra- geri kazandırdığı gösterilmiştir.33 Posterior GH eklemi se-
korporeal şok dalga tedavisi (ESWT), bantlama ve PRP çici olarak germek ve medial skapular stabilizatörlerin ge-
uygulamaları yer alır. Bunları destekleyecek kesin kanıtlar rilmesini en aza indirmek için bu egzersizleri yaparken
eksiktir. skapular stabilizasyonun sağlanması esasdır. GIRD’nin dü-
zeltilmesi, hem primer hem de internal sıkışmanın tedavi-
SUBAKROMİYAL ENjEKSİYON sinde anahtar bir bileşendir.15
Subakromiyal sıkışma sendromunun konservatif tedavisine Omuz eklemi hareketliliğini optimize etmek için GH
subakromiyal lokal anestezik ve kortikosteroid enjeksiyo- eklemi, skapulotorasik ve/veya spinal hareketlilik kısıtlı-
nunun katkısını değerlendiren çalışmalarda, subak- lıklarını ele alan lokalize manuel terapi teknikleri kullanı-
romiyal enjeksiyonun ağrıyı azaltarak ve daha etkin hare- labilir.
ket açıklığı ve kuvvetlendirme egzersizleri sağlayarak kon- Öncelikli kuvvetlendirici egzersizler skapular kont-
servatif tedavinin başarısına katkıda bulunduğu rol, kapalı kinetik zincir egzersizleri, çok yönlü izometrik-
gösterilmiştir.
ler ve izotoniklerden oluşur. Skapula stabilizasyon
Subakromiyal enjeksiyonun omuz arkasından spina egzersizleri her türlü sıkışma sendromu olan hastalarda
skapula’nın akromiyon ile birleşen köşesinin 1 cm altın- önemlidir. Skapula, RM ve skapular stabilize edici kasla-
dan, akromiyon 1 cm medialine 9 ml bupivakain ve 1 ml rın çıktığı temeli oluşturur. Uygun RM manşet işlevi ve ko-
betametazon şeklinde uygulanması önerilmektedir.30,31 rakoakromiyal arkın doğru konumlandırılması için GH ve
4-6 haftalık aralıklarla uygulanan 3 enjeksiyonun ya- skapulotorasik eklemler arasında karşılıklı hareket gerek-
rarsız olması durumunda, daha sonraki enjeksiyonların fay- lidir. Skapular diskinezi, manuel yardımla veya skapular
dalı olma olasılığının düşüktür. bantlama programıyla düzeltilebilir ve sıkışma semptom-
Kortikosteroid enjeksiyonu sırasında US rehberliği- ları iyileştirilebilir. Normal skapular nöromusküler kont-
nin ana avantajı, iğne yolunda yer alan vasküler yapıları, si- rolün restorasyonu için, gövdenin skapulotorasik ve GH
nirleri ve tendonları belirleyerek bu yapılardan kaçınmak eklemlerle koordinasyonlu hareketini içeren progresif di-
ve ilacın uygun bölgeye enjekte edildiğinden emin olmak- namik güçlendirme programı uygulanmalıdır. Kapalı ki-
tır.32 netik zincir egzersizleri, rotator manşonu etkili bir şekilde
güçlendirirken proksimal stabiliteyi geliştirmeye ve ska-
Bilgisayarlı tomografi altında omuz subakromiyal en-
jeksiyon uygulamasının yeri yoktur. pulanın nöromusküler kontrolünü artırmaya yardımcı
olur.16
EGZERSİZ PROGRAMLARI İzometrik egzersizler kol yanda başlar ve değişen açı-
Rotator manşet tendonları sağlam olduğu için EHA egzer- larda ağrısız omuz elevasyonu sınırlarında ilerleyebilir.
sizleri pasif, aktif yardımlı ve aktif olabilir. Sıkışma semp- İzotonik egzersizler dirençli lastikler, veya hafif hal-
tomlarının yeniden oluşmasını önlemek için başlangıçta terlerle başlangıçta kol yanda olacak şekilde RM güç-

15
Nazan Canbulat ve ark. Omuz Sıkışma Sendromları

lendirmeye odaklanır. Bu egzersizler, RM’nin humerus kışma sendromunda cerrahi müdahale söz konusu oldu-
başı depresyonu ve stabilize etme yeteneğinin geri kaza- ğunda altta yatan gerçek nedenin belirlenmesi kritik dere-
nılmasına yardımcı olur ve subakromiyal aralıkta artış cede önemlidir, çünkü bu klinik antiteler için operatif
sağlar.34 prosedürler farklıdır. Primer sıkışma sendromu için cerrahi
tedavi, bursit, parsiyel ya da tam kat RM yırtıkları, akro-
Sekonder sıkışması olan hastalarda güçlendirme, kol
miyonun ve akromiyoklaviküler eklemin aşındırıcı veya
yanda iken başlatılır ve sıkışma veya instabilite semptom-
çıkıntılı yüzeyleri gibi primer RM patolojisine yöneliktir.
larına neden olan pozisyonlardan kaçınarak (kombine ab-
İkincil sıkışma ve internal sıkışma için cerrahi tedavi, omuz
düksiyon ve ER) ilerletilir. Skapula ve GH ekleminin
hipermobilitesi ile ilgili mekanik anormalliği ele almalıdır.
dinamik stabilizasyonu (nöromusküler kontrol) geliştikçe,
Sıkışma semptomları çok yönlü instabiliteye sekonder ge-
egzersizler daha geniş omuz elevasyonu, abdüksiyon ve
lişirse, cerrahi tedavi akromiyoplasti değil, stabilizasyon
ER açılarında ilerletilebilir.
cerrahisidir. Altta yatan neden GH instabilitesi iken RM
Spora dönüş öncesi kinetik zincir boyunca eklem ha- prosedürü veya akromiyoplasti uygulamak omuz proble-
reket açıklığı ve kuvvet tam olarak kazanılmalıdır. Sa- mini iyileştirmez ve yalnızca altta yatan durumu daha da
dece ağrı kontrolünün sağlanması ile spora dönüş, hastayı kötüleştirmeye hizmet edebilir.
sıkışma semptomlarının geri gelmesi için risk altına
Omuz sıkışma sendromunun cerrahi tedavisi bu der-
sokar.
lemenin konusu olmasa da cerrahi müdahalenin temel da-
6 aylık uygun konservatif tedaviden sonra çoğu hasta, yanağı, CA ligaman gevşetme ile akromiyoplasti içeren
ameliyatsız tedavi programından maksimum iyileşme elde açık veya artroskopik subakromiyal dekompresyondur.
etmektedir. Kapsamlı rehabilitasyon programından 6 ay Artroskopik teknik için cerrahın tecrübesi önemli yer
sonra hasta herhangi bir gelişme göstermezse, konservatif tutar.
tedavi başarısız kabul edilmelidir. Subakromiyal dekom-
Anterior akromiyoplastinin ilkeleri, anterior akromi-
presyonun konservatif tedaviye göre daha üstün sonuçlar
yonun ön kenarının ve alt yüzeyinin, bağlı korakoakromi-
ürettiği gösterilmediğinden, rehabilitasyon kritik öneme sa-
yal ligamanın, biseps tendon dekompresyonunun ve oluk
hiptir.
osteofitlerinin çıkarılmasının yanı sıra AC ekleminde hi-
Çeşitli randomize kontrollü çalışmalar ve meta-ana- pertrofik spurring’in rezeksiyonunu içerir. Cerrahi tedavi-
lizler, konservatif tedavi edilen hastalar ile akromiyoplasti nin özellikle omuzda hareket kısıtlılığı olmayan, lidokain
ile tedavi edilen hastalar arasında ağrı, işlev ve iyileşme enjeksiyonu sonrası ağrısında azalma gözlenen, Tip 3 ak-
süresi açısından farklılıklar bulamamıştır.35,36 romiyonu bulunan ve MRG’de RM’de değişiklikler görü-
2022 yılının Mart ayında yayınlanan Subakromiyal len hastalarda daha başarılı olduğu savunulmaktadır.
Sıkışma Sendromunda Yayın Eğilimleri ve Sıcak Nokta- Cerrahi öncesi Neer ve Hawkins testlerinin pozitif olma-
lar: Web of Science Çekirdek Koleksiyonunun Bibliyo- sının cerrahinin başarısını öngörmek açısından önemli ol-
metrik Analizi başlıklı makalede Subakromiyal Sıkışma duğu belirtilmektedir.39 Subakromiyal dekompresyon
Sendromu hakkında en Çok atıf Alan ilk 100 makale 1972- yapılacak hasta seçiminde klinik ve radyolojik olmak
2015 yılları aralığında yayınlanmıştır ve araştırmaların üzere dört adet kriterin olması halinde bu ameliyatın daha
odak noktası, artroskopik cerrahiden rehabilitasyona de- etkili olduğu gözlenmiştir. Bu kriterler, steroid enjeksiyo-
ğişmiştir.37 nunu takiben geçici fayda gören, abdüksiyon arkının orta-
sında ağrı duyan, pozitif Hawkins testi olan ve sıkışmanın
Daha önce bahsedildiği gibi soğuk uygulama, US
radyolojik olarak kanıtına sahip hastalar olarak sıralana-
ve elektrik stimulasyonları kanıta dayalı olmamakla bir-
bilir.40
likte rehabilitasyon sürecinde yaygın olarak kullanıl-
maktadır.29 Potansiyel komplikasyonlar deltoid disfonksiyonu
ve anterosuperior migrasyondur. Deltoid bağlantısı yakı-
Bu bilgilerin ışığında subakromiyal sıkışma sen-
nında aşırı miktarda ön akromiyonu rezeke etmemeye
dromu konservatif tedavi protokolü Tablo 1’de özetlen- özen gösterilmelidir. Tam eksizyon deltoid fonksiyon bo-
miştir.38 zukluğuna neden olabileceğinden, preoperatif görüntü-
leme os akromiale açısından incelenmelidir. Masif RM
CERRAHİ
yırtığı olan hastalarda akromiyoplasti ve CA ligaman gev-
En az 6 aylık konservatif tedavinin başarısız olduğu du- şemesi yapılırsa anterosuperior kaçış meydana gelebilir.
rumda cerrahi müdahale düşünülebilir. Subakromiyal sı- Artroskopik dekompresyon, daha az hastanede yatış, has-

16
Nazan Canbulat ve ark. Omuz Sıkışma Sendromları

TABLO 1: Subakromiyal sıkışma sendromu konservatif tedavi protokolü.

Faz 1: Akut faz, maksimum koruma fazı


Amaçlar
1. Hasta eğitimi
2. Ağrı ve inflamasyonu azaltmak
3. Kas atrofisini geciktirmek
4. Ağrı sınırında ROM’u korumak ve arttırmak
Tedavi
1. Hasta eğitimi:
a. Patoloji hakkında bilgilendirme
b. Baş üstü aktivite, uzanma ve ağır kaldırmadan kaçınması gerektiğinin hastaya öğretilmesi.
c. Uyku pozisyonları konusunda bilgilendirme. Skapular planda 30-40 derece elevasyon sağlayacak şekilde altına bir yastık konularak yatış.
d. Postür eğitimi, düzgün duruş eğitimi. Rehabilitasyon programlarının başından itibaren içeriğe entegre edilmeli ve sürdürülmelidir (Resim 1).
2. Aktif istirahat: Semptomları arttıran aktivitelerden kaçınma
3. Ağrı ve inflamasyonun giderilmesi için
a. NSAİİ
b. Fizik tedavi
1. Soğuk uygulama
2. TENS
3. Kesikli US
c. Eklem mobilizasyonu: Skapular planda inferior ve posterior glide
4. ROM egzersizleri
a. PROM, AAROM, AROM (Ağrı sınırında)
b. Makara egzersizleri (fleksiyonda)
c. T bar egzersizleri
d. Post kapsül germe egzersizi
5. Güçlendirici egzersizler
a. İzometrikler: Submaksimal
1. Deltoid (Anterior, orta, posterior)
2. IR
3. ER
4. Biseps
b. Skapulotorasik güçlendirici egzersizler.
c. Kor 7stabilizasyon egzersizleri
d. Sarı theraband ile rotator cuff güçlendirici egzesizler.
e. Aerobik egzersiz
Faz 2’ye geçiş kriterleri
• Ağrı ve semptomların azalması
• ROM’un artması
• Ağrılı ark’ın sadece abdüksiyonda devamı
• Nötral pozisyonda skapula kontrolü
• Kas testinde gücün %75’e ulaşması
Faz 2: Subakut faz, hareket fazı
Amaçlar
1. Ağrısız ve full ROM kazanmak (Aktif ve Pasif)
2. Üst ekstremite nöromusküler kontrolü geliştirmek (Proprioseptif egzersizler)
3. Üst ekstremite kas gücünü arttırmak
4. Omuz artrokinematiğini normale döndürmek
Tedavi
1. ROM egzersizleri:
a. Makara egzersizleri : Ağrı sınırında fleksiyon ve skapular planda öne elevasyon (Resim 2)
b. T- bar egzersizleri: Ağrı sınırında fleksiyon
c. önce 45 giderek 90 skapular planda elevasyonda ER ve IR
d. Posterior kapsül germe egzersizi, IR ROM arttırma devamı 

17
Nazan Canbulat ve ark. Omuz Sıkışma Sendromları

TABLO 1: Subakromiyal sıkışma sendromu konservatif tedavi protokolü (devamı).

2. Eklem mobilizasyonu: İnferior, anterior, posterior glides, kombine glides


3. Fizik tedavi: Buz, kesikli US
4. Güçlendirici egzersizler
a. İzometrik egzersizler
b. Skapulotorasik güçlendirici egzersizler
c. Konsantrik ve eksentrik izotonik egzersizler
5. Nöromusküler kontrol egzersizleri (Proprioseptif egzersizler)
i. PNF
ii. Force couples (Skapula retraktör- protraktör glenohumeral elevatör depresör, Int- ekst rotatör)
Faz 3’e geçiş kriterleri
• Ağrıda azalma
• Tam ve ağrısız skapulotorasik hareket
• Tama yakın ve ağrısız glenohumeral ROM
• Kas gücünde gelişme, rotator manşet gücü normalin %75’i. Manuel kas testi veya dinamometre ile değerlendirilebilir.
Faz 3: Güçlendirme fazı, fonksiyonel faz
Amaçlar
1. Normal ROM
2. Günlük aktivitelerin ağrısız ve normal yapılması
3. Kas gücünü geliştirmek
4. Spora yönelik aktivitelere geçiş
Tedavi
1. ROM’a yönelik
a. Self germe egzersizleri
b. Tüm planlarda T bar ile agresif germe egzersizleri
c. Anterior ve posterior kapsül self germe egzersizlerine devam
2. Güçlendirici egzersizler
• İzotonik dumbell egzersiz programı
• Yan yatarak dumbell ile nötral IR ve ER
• Prone pozisyonda ekstansiyon ve horizontal abdüksiyon
• Ayakta 90 fleks, 90 abd, supraspinatus güçlendirici egzersizler
• Serratus güçlendirici egzersizler (duvar push-up)
• Theraband egzersizleri hafif abdüksiyonda ER ve IR (Resim 3)
3. Dayanıklılık için kol ergometresi

ROM: Eklem hareket açıklığı; NSAİİ: Nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar; TENS: Transkutaneal Elektriksel Sinir Stimulasyonu; US: Ultrason;
IR: İç rotasyon; ER: Dış rotasyon; PNF: Propriyoseptif nöromusküler fasilitasyon.

taların daha çabuk işe dönüş ve kozmetik görüntü açısın-


dan üstünlük sağlaması nedenleriyle daha sık kullanıl-
maktadır.
Ketola ve ark.nın 10 yıllık takipli randomize kontrollü
çalışmasının sonucunda RM tendinopatisinin tedavisinde
artroskopik subakromiyal dekompresyon önerilmemekte-
dir. Beard ve ark.nın 32 hastanede, 51 cerrahla çok mer-
kezli, randomize, paralel grup, plasebo kontrollü,
çalışmasında artroskopik dekompresyon yapılanlarla pla-
sebo artroskopi yapılanlar arasında omuz skorlarında fark
saptamamıştır.
Omuz sıkışma sendromunun tedavisi büyük oranda
konservatiftir.35,41
RESİM 1: Postür eğitimi ve skapular stabilizasyon.

18
Nazan Canbulat ve ark. Omuz Sıkışma Sendromları

RESİM 2: Aktif yardımlı makara egzersizi (skalpular planda elevasyon). RESİM 3: Egzersiz lastiği ile dirençli dış rotasyon.

KAYNAKLAR
1. van der Windt DA, Koes BW, de jong BA, Bouter LM. Shoulder disorders in 13. Michener LA, McClure PW, Karduna AR. Anatomical and biomechanical
general practice: incidence, patient characteristics, and management. Ann mechanisms of subacromial impingement syndrome. Clin Biomech (Bristol,
Rheum Dis. 1995;54(12):959-64. doi: 10.1136/ard.54.12.959. Avon). 2003;18(5):369-79. doi: 10.1016/s0268-0033(03)00047-0.
2. juel NG, Natvig B. Shoulder diagnoses in secondary care, a one year co- 14. Burkhart SS, Morgan CD, Kibler WB. The disabled throwing shoulder: spec-
hort. BMC Musculoskelet Disord. 2014;15:89. doi: 10.1186/1471-2474-15- trum of pathology Part I: pathoanatomy and biomechanics. Arthroscopy.
89. 2003;19(4):404-20. doi: 10.1053/jars.2003.50128.
3. Neer CS 2nd. Anterior acromioplasty for the chronic impingement syndrome 15. Burkhart SS, Morgan CD, Kibler WB. The disabled throwing shoulder: spec-
in the shoulder: a preliminary report. j Bone joint Surg Am. 1972;54(1):41-50. trum of pathology Part III: The SICK scapula, scapular dyskinesis, the kinetic
4. Neer CS 2nd. Impingement lesions. Clin Orthop Relat Res. 1983;(173):70-7. chain, and rehabilitation. Arthroscopy. 2003;19(6):641-61. doi: 10.1016/s0749-
8063(03)00389-x.
5. Lohr jF, Uhthoff HK. The microvascular pattern of the supraspinatus tendon.
Clin Orthop Relat Res. 1990;(254):35-8. 16. McMullen j, Uhl TL. A kinetic chain approach for shoulder rehabilitation. j
Athl Train. 2000;35(3):329-37.
6. Bigliani LU, Morrison DS, April EW. The morphology of the acromion and its
17. Lohre R, Elhassan B. Serratus anterior dysfunction examination: wall push-
relationship to rotator cuff tears. Orthop Trans. 1986;10:228.
up or shoulder flexion resistance test? jSES Int. 2022;6(5):859-66. doi:
7. Balke M, Schmidt C, Dedy N, Banerjee M, Bouillon B, Liem D. Correlation of 10.1016/j.jseint.2022.05.002.
acromial morphology with impingement syndrome and rotator cuff tears. Acta
18. Walch G, Boileau P, Noel E, Donell ST. Impingement of the deep surface of
Orthop. 2013;84(2):178-83. doi: 10.3109/17453674.2013.773413.
the supraspinatus tendon on the posterosuperior glenoid rim: An arthroscopic
8. Otoshi K, Takegami M, Sekiguchi M, Onishi Y, Yamazaki S, Otani K, et al. As- study. j Shoulder Elbow Surg. 1992;1(5):238-45. doi: 10.1016/S1058-
sociation between kyphosis and subacromial impingement syndrome: LOHAS 2746(09)80065-7.
study. j Shoulder Elbow Surg. 2014;23(12):e300-e307. doi:
19. Heyworth BE, Williams Rj 3rd. Internal impingement of the shoulder. Am j
10.1016/j.jse.2014.04.010. Sports Med. 2009;37(5):1024-37. doi: 10.1177/0363546508324966.
9. Kibler WB. The role of the scapula in athletic shoulder function. Am j Sports 20. Cavallo Rj, Speer KP. Shoulder instability and impingement in throwing ath-
Med. 1998;26(2):325-37. doi: 10.1177/03635465980260022801. letes. Med Sci Sports Exerc. 1998;30(4 Suppl):S18-25. doi:
10. Lewis jS, Wright C, Green A. Subacromial impingement syndrome: the effect 10.1097/00005768-199804001-00004.
of changing posture on shoulder range of movement. j Orthop Sports Phys 21. Manske RC, Grant-Nierman M, Lucas B. Shoulder posterior internal impinge-
Ther. 2005;35(2):72-87. doi: 10.2519/jospt.2005.35.2.72. ment in the overhead athlete. Int j Sports Phys Ther. 2013;8(2):194-204.
11. Kibler WB, Ludewig PM, McClure PW, Michener LA, Bak K, Sciascia AD. 22. Myers jB, Laudner KG, Pasquale MR, Bradley jP, Lephart SM. Glenohumeral
Clinical implications of scapular dyskinesis in shoulder injury: the 2013 con- range of motion deficits and posterior shoulder tightness in throwers with
sensus statement from the 'Scapular Summit'. Br j Sports Med. pathologic internal impingement. Am j Sports Med. 2006;34(3):385-91. doi:
2013;47(14):877-85. doi: 10.1136/bjsports-2013-092425. 10.1177/0363546505281804.
12. Chen SK, Simonian PT, Wickiewicz TL, Otis jC, Warren RF. Radiographic 23. Gerber C, Terrier F, Ganz R. The role of the coracoid process in the chronic
evaluation of glenohumeral kinematics: a muscle fatigue model. j Shoulder impingement syndrome. j Bone joint Surg Br. 1985;67(5):703-8. doi:
Elbow Surg. 1999;8(1):49-52. doi: 10.1016/s1058-2746(99)90055-1. 10.1302/0301-620X.67B5.4055864.

19
Nazan Canbulat ve ark. Omuz Sıkışma Sendromları

24. Park jY, Lhee SH, Oh KS, Kim NR, Hwang jT. Is arthroscopic coracoplasty with internal impingement. Am j Sports Med. 2010;38(1):114-9. doi:
necessary in subcoracoid impingement syndrome? Arthroscopy. 10.1177/0363546509346050.
2012;28(12):1766-75. doi: 10.1016/j.arthro.2012.06.013. 34. Reinold MM, Escamilla RF, Wilk KE. Current concepts in the scientific and
25. Aydingoz U, Canbulat N, Demirhan M. Radiological Assessment of the Shoul- clinical rationale behind exercises for glenohumeral and scapulothoracic mus-
der Region. jPMRS. 2014;60(1):68-77. doi: 10.5152/tftrd.2014.36744. culature. j Orthop Sports Phys Ther. 2009;39(2):105-17. doi:
26. Sasiponganan C, Dessouky R, Ashikyan O, Pezeshk P, McCrum C, Xi Y, et 10.2519/jospt.2009.2835.
al. Subacromial impingement anatomy and its association with rotator cuff 35. Beard Dj, Rees jL, Cook jA, Rombach I, Cooper C, Merritt N, et al.; CSAW
pathology in women: radiograph and MRI correlation, a retrospective evalu- Study Group. Arthroscopic subacromial decompression for subacromial
ation. Skeletal Radiol. 2019;48(5):781-90. doi: 10.1007/s00256-018-3096-0. shoulder pain (CSAW): a multicentre, pragmatic, parallel group, placebo-con-
27. Kibler WB, McMullen j. Scapular dyskinesis and its relation to shoulder pain. trolled, three-group, randomised surgical trial. Lancet. 2018;391(10118):329-
j Am Acad Orthop Surg. 2003;11(2):142-51. doi: 10.5435/00124635- 38. doi: 10.1016/S0140-6736(17)32457-1.
200303000-00008. 36. Ketola S, Lehtinen jT, Arnala I. Arthroscopic decompression not recom-
28. Park I, Lee Hj, Kim SE, Bae SH, Byun CH, Kim YS. Which shoulder motions mended in the treatment of rotator cuff tendinopathy: a final review of a ran-
cause subacromial impingement? Evaluating the vertical displacement and peak domised controlled trial at a minimum follow-up of ten years. Bone joint j.
strain of the coracoacromial ligament by ultrasound speckle tracking imaging. j 2017;99-B(6):799-805. doi: 10.1302/0301-620X.99B6.Bjj-2016-0569.R1.
Shoulder Elbow Surg. 2015;24(11):1801-8. doi: 10.1016/j.jse.2015.04.001. 37. Ge M, Zhang Y, Li Y, Feng C, Tian j, Huang Y, et al. Publication Trends and
29. Celik D, Atalar AC, Sahinkaya S, Demirhan M. Subakromiyal sikişma sendro- Hot Spots in Subacromial Impingement Syndrome Research: A Bibliometric
munun konservatif tedavisinde kesikli ultrasonun yeri [The value of intermittent Analysis of the Web of Science Core Collection. j Pain Res. 2022;15:837-
ultrasound treatment in subacromial impingement syndrome]. Acta Orthop 856. doi: 10.2147/jPR.S348528.
Traumatol Turc. 2009;43(3):243-7. Turkish. doi: 10.3944/AOTT.2009.243. 38. Berker N, Canbulat N, Demirhan M. Omuz-Dirsek-Diz-Ayak Bileği. İstanbul:
30. Celik D, Atalar AC, Güçlü A, Demirhan M. Subakromiyal sikişma sendromu- Nobel Tıp Kitabevileri; 2009 (ISBN: 978-975-420-692-0)
nun konservatif tedavisine subakromiyal steroid enjeksiyonunun katkisi [The 39. Kappe T, Knappe K, Elsharkawi M, Reichel H, Cakir B. Predictive value of
contribution of subacromial injection to the conservative treatment of im- preoperative clinical examination for subacromial decompression in im-
pingement syndrome]. Acta Orthop Traumatol Turc. 2009;43(4):331-5. Turk- pingement syndrome. Knee Surg Sports Traumatol Arthrosc. 2015;23(2):443-
ish. doi: 10.3944/AOTT.2009.331. 8. doi: 10.1007/s00167-013-2386-2.
31. Gürsoy S. Kortikosteroid Enjeksiyonunun Subakromiyal Sıkışma Sendromu- 40. Magaji SA, Singh HP, Pandey RK. Arthroscopic subacromial decompression
nun Konservatif Tedavisinde Etkinliği. Ankara Med j. 2018;18(4):683-9. is effective in selected patients with shoulder impingement syndrome. j Bone
doi:10.17098/amj.501834. joint Surg Br. 2012;94(8):1086-9. doi: 10.1302/0301-620X.94B8.29001.
32. Molini L, Mariacher S, Bianchi S. US guided corticosteroid injection into the 41. Ketola S, Lehtinen jT, Arnala I. Arthroscopic decompression not recom-
subacromial-subdeltoid bursa: Technique and approach. j Ultrasound. mended in the treatment of rotator cuff tendinopathy: a final review of a
2012;15(1):61-8. doi: 10.1016/j.jus.2011.12.003. randomised controlled trial at a minimum follow-up of ten years. Bone joint
33. Tyler TF, Nicholas Sj, Lee Sj, Mullaney M, McHugh MP. Correction of pos- j. 2017;99-B(6):799-805. doi: 10.1302/0301-620X.99B6.Bjj-2016-
terior shoulder tightness is associated with symptom resolution in patients 0569.R1.

20
Rotator Manşet Yırtıkları
Rotator Cuff Tears

Nihan ERDİNÇ GÜNDÜZa, ÖZET Rotator manşet yırtıkları, omuz ağrısının önemli bir nedenidir. Dejeneratif veya travmatik ze-
minde oluşabilirler. Yaralanma mekanizmasına göre akut, kronik üzerine akut ve kronik olarak tanım-
Elif AKALINa
lanabilirler. Prevalansı hem semptomatik hem de asemptomatik popülasyonlarda yaşla birlikte artar.
Veriler, rotator manşet dejenerasyonunun doğal bir yaşlanma süreci olduğunu ve rotator manşet yırtık-
a
Dokuz Eylül Üniversitesi larının oldukça sıklıkla asemptomatik olduğunu göstermektedir. Patogenezde yaşlanma ile ilişkilendiri-
Tıp Fakültesi, len intrinsik nedenler ve fiziksel yüklenmeye yol açan ekstrinsik nedenlerin birlikte rol oynamaktadır.
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ABD, Yırtığın büyüklüğüne, derinliğine, etiyolojisine, oluş zamanına, şekline, eşlik eden tendon sayısına, yır-
İzmir, Türkiye tığın yerleşimine ve tendonun kalitesine göre tanımlanmış çeşitli sınıflandırma sistemleri mevcuttur. Kli-
nik tanı, kapsamlı bir öykü, fiziksel muayene ve radyolojik incelemeye dayanır. Tedavi, yırtık boyutu,
Yazışma Adresi/Correspondence: yırtık süresi, omuz eklemi hareketliliği ve hastanın yaşı gibi faktörler göz önünde bulundurularak has-
Nihan ERDİNÇ GÜNDÜZ taya göre kişiselleştirerek planlanması önemlidir. Rotator manşet yırtıklarının tedavisinde konservatif
Dokuz Eylül Üniversitesi ve cerrahi yöntemler yer alır.
Tıp Fakültesi,
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ABD, Anahtar Kelimeler: Rotator manşet yaralanmaları; rüptür; sınıflandırma; konservatif tedavi; cerrahi
İzmir, Türkiye
nihan.erdincgunduz@deu.edu.tr
ABSTRACT Rotator cuff tears are a major cause of shoulder pain. They can occur on a degenerative or
traumatic background. According to the mechanism of injury, they can be defined as acute, acute on
chronic and chronic. Its prevalence increases with age in both symptomatic and asymptomatic popula-
tions. The data show that rotator cuff degeneration is a natural aging process and that rotator cuff tears
are quite often asymptomatic. In the pathogenesis, the intrinsic causes associated with aging and the ex-
trinsic causes leading to physical load are combined. There are various classification systems defined ac-
cording to the size, depth, etiology, time of occurrence, shape, number of accompanying tendons, location
of the tear and quality of the tendon. Clinical diagnosis is based on a comprehensive history, physical ex-
amination, and radiological examination. It is important to plan the treatment according to the patient,
taking into account factors such as tear size, tear duration, shoulder joint mobility and patient's age. Con-
servative and surgical methods are used in the treatment of rotator cuff tears.

Keywords: Rotator cuff injuries; rupture; classification; conservative treatment; surgery

otator manşet lezyonları, hekime başvuru gerektiren kas-iskelet sistemi şika-

R yetleri arasında üçüncü sırada yer alan omuz ağrısının en sık etiyolojik nedeni-
dir.1 Rotator manşet lezyonları, ağrı ve hareket kısıtlılığına yol açabilmekte,
tedavi edilmediği takdirde önemli yeti yitimi ile birlikte yaşam kalitesini olumsuz etki-
leyebilmektedir. Rotator manşet lezyonları; tendinopati, yırtıklar, kalsifik tendinit ve sı-
kışma sendromunu kapsayan geniş bir yelpaze terimdir.2
Rotator manşet yırtıkları, yaygın omuz ağrısı ve fonksiyon kaybına yol açan rota-
KAYNAK GÖSTERMEK İÇİN:
Erdinç Gündüz N, Akalın E. Rotator manşet tor manşet lezyonlarındandır. Dejeneratif veya travmatik zeminde oluşabilirler. Yara-
yırtıkları. Güven Z, editör. Omuz Ağrısı ve Sık lanma mekanizmasına göre akut, kronik üzerine akut ve kronik olarak tanımlanabilirler.
Görülen Omuz Sorunları. 1. Baskı. Ankara:
Türkiye Klinikleri; 2024. p.21-31. Akut veya travmatik yırtıklar, intakt bir rotator manşetin ani yaralanmasına neden ola-

21
Nihan Erdinç Gündüz ve ark. Rotator Manşet Yırtıkları

cak kadar yeterli enerjiye sahip bir olayın sonucu gelişir. Mikroskopik incelemede, rotator manşet yapışma ye-
Kronik üzerine akut yırtıklarda önceden var olan bir rota- rinde, rotator manşet ve kapsül kompleksinin beş değişik
tor manşet yırtığı travmatik bir olaydan sonra genişler. histolojik tabakadan oluştuğu gözlenir. Birinci tabakayı ko-
Kronik yırtıklar ise hiçbir yaralanma geçmişinin olmadığı rakohumeral bağın yüzeyel bantları oluşturur. İkinci ta-
ve yırtığın doğası gereği muhtemelen dejeneratif olduğu baka, kas liflerinden doğrudan çıkıp yapışma yerine uzanan
yırtıklardır. Rotator manşet yırtıkları ayrıca anatomik şid- paralel tendon liflerinden oluşmaktadır. Üçüncü tabaka,
detine göre kısmi veya tam kat yırtıklar olarak da sınıflan- daha az düzenli yapıda kalın bir tendinöz yapı şeklindedir.
dırılabilir. Rotator manşonun esas liflerini ikinci ve üçüncü tabaka-
dadır. Dördüncü tabaka korakohumeral bağın derin bir
Rotator manşet yırtıklarının prevalansı hem sempto-
uzantısıdır, kalın kollajen liflerden oluşan gevşek bir bağ
matik hem de asemptomatik popülasyonlarda yaşla birlikte
dokusu yapısındadır. Bu tabakaya “rotator cable (rotator
artar. 20 yaş ve altındaki kişilerin yaklaşık %10’unda yır-
kablo)” ismi verilir. Bu tabaka, tendon yapışma yerinde
tık olduğu tahmin edilmektedir, bu oran 80 yaş ve üzerin-
güçlerin dağıtımında rol oynar. Beşinci tabaka kesintisiz
dekilerde %62’ye çıkmaktadır.3 Travmatik yırtıklar
kapsüler bir tabakadır ve glenoidden humerusa uzanır.8
dejeneratif yırtıklardan ortalama 10 yaş daha gençlerde ve
sporcularda görülmektedir. Rotator manşet yırtıklarının in- Rotator kablo ve kresent kompleksi teorisi 1993’te
Burkhart ve ark. tarafından tanımlanmıştır.9 Rotator
sidansı 50 yaştan sonra her bir on yıllık dilimde daha da
kablo, önde, büyük tüberküle ve arkada infraspinatus ten-
artmaktadır.4 65 yaş üstü bireylerde rotator manşet yırtık-
donuna yakın yapışır ve bir suspansiyon köprüsü görevi
ları %50 oranında bilateraldir.5 Bu yırtıkların yalnızca üçte
yapar. Rotator manşet kaslarının aktive olması sonucu
birinde ağrı görülmüştür. Bu veriler, rotator manşet deje-
tendinöz bölgede bir stres oluşur ve rotator kabloya trans-
nerasyonunun doğal bir yaşlanma süreci olduğunu ve ro-
fer olur, sonuçta ince ve zayıf bir bölge olan avasküler
tator manşet yırtıklarının oldukça sıklıkla asemptomatik
bölgeye ulaşan stres azaltılmış olur. Suspansiyon köprü
olduğunu göstermektedir.6
ve rotator kablo teorisi küçük ve orta boyuttaki rotator
Son yıllarda, görüntüleme tekniklerinin gelişmesi, ro- kılıf yırtıklarında ve fonksiyonel tamir uygulanan masif
tator manşetin biyomekaniği, patolojik anatomisi, lezyonla- yırtıklarda aktif hareketlerin neden kısıtlanmadığını açık-
rının tanı ve tedavi yöntemleri üzerine çalışmalar yapılması, lamaktadır.
artroskopi ve yeni fiksasyon yöntemleri gibi cerrahi teknik- Biseps tendonu uzun başı, rotator manşetin bir üyesi
lerin gelişmesiyle paralel olarak rehabilitasyon yöntemleri- olmamakla birlikte, fonksiyonel olarak rotator manşetin bir
nin değişmesi ve gelişmesi sonucu rotator manşon parçası olarak kabul edilir. Biseps uzun başı humerusun
lezyonlarının tedavi ve takibinde önemli adımlar atılmıştır. statik depresörüdür. Humerus başını glenoide doğru bastı-
rarak, rotator manşetin fonksiyonuna yardımcı olur. Biseps
FONKSİYONEL ANATOmİ tendon sorunları nadiren izole olarak görülür, sıklıkla ro-
tator manşon sorunları ile birlikte görülür.7
Rotator manşet, skapuladan köken alan ve humerusun tü-
berküllerinen yapışan subskapularis, supraspinatus, infras- Supraspinatus ve subskapularis tendonları, subakro-
pinatus ve m. teres minör kasları ve bu kasların miyal ve subkorokoid gibi dar bölgelerden geçtiklerinden,
tendonlarından oluşan bir kompleks yapıdır. Rotator man- akromion, korakoakromiyal ligaman, akromiyoklavikular
şet, glenohumeral eklemin dinamik stabilizatörüdür, kapsül eklem ve/veya korakoid proçes altıda sıkışmaya yatkındır.7
ve glenohumeral ligamentleri içerecek şekilde labral kom-
pleks ise statik stabilizatörlerdir. Rotator manşon kaslarının PATOGENEZ
temel görevleri; glenohumeral eklemin stabilitesinin sağ- Rotator manşet hastalıklarının etiyolojisi multifaktöryel-
lanması için humeral başın kompresyonu, anteroposterior dir, ekstrinsik ve intrinsik mekanizmalar tanımlanmıştır
ya da inferosuperior yöndeki kaymanın engellenmesi ve (Tablo 1). Temel olarak yaşlanma ile ilişkilendirilen in-
humerusa rotasyon sağlamasıdır.7 Sağlam bir rotator man- trinsik nedenler ve fiziksel yüklenmeye yol açan ekstrin-
şetin incelenmesi sonucu, supraspinatus ve infraspinatus sik nedenlerin birlikte rol oynayabileceği üzerinde
tendonlarının humerus büyük tüberkülü yapışma bölgesin- durulmaktadır.10
den 15mm kadar önce birleştikleri gösterilmiştir. Anato-
mik çalışmalar manşon yapışma bölgesinde tendonların EKSTRİNSİK mEKANİZmA
glenohumeral kapsül, glenohumeral ve korakohumeral li- Neer tarafından açıklanan kronik sıkışma sendromu teo-
gamanlarla birleştiğini göstermiştir.8 risi, en iyi bilinen eksternal patolojik faktördür. Sorunun

22
Nihan Erdinç Gündüz ve ark. Rotator Manşet Yırtıkları

TABLO 1: Rotator manşet hastalıklarının patogenezinde


İNTRİNSİK mEKANİZmA
ekstrinsik ve intrinsik mekanizmalar. İlk olarak Codman tarafından tanımlanan bu mekanizmaya
göre yaşlanma ile ortaya çıkan tendondaki dejeneratif de-
Ekstrensek Mekanizmalar İntrensek Mekanizmalar
ğişiklikler rotator manşet yırtıklarının intrinsik nedenidir.
Anatomik faktörler Tendon vaskülaritesi
Vaskülaritedeki yetersizlik ve tendonlarının yapısındaki
Subakromiyal spur Tendon biyolojisi
Akromiyon şekli Tendonun mekanik özellikleri
dejeneratif değişiklikler rol oynamaktadır. Codman yaptığı
Akromiyon eğim açısı/oryantasyonu Tendon morfolojisi anatomik çalışmalarda supraspinatus tendonu içinde hu-
Akromiyoklavikular spur Genetik predispozisyon merus insersiyosundan yaklaşık 1 cm uzaklıkta, vasküla-
Biyomekanik faktörler ritenin azaldığı, dejenerasyon ve yırtık oluşma eğilimi olan
Skapular/humeral kinematik anormallikler “kritik alan” tanımlanmıştır.16 Ogata ve Uhthoff tarafından
Pektoral kas kısalığı primer dejeneratif tendinopati oluşumu gösterilmiştir ve
Skapular kasların performansı tendonun eklem yüzeyindeki parsiyel yırtık oluşumunda
Torasik omurga postürü ve mobilitesi önemli bir etken olabileceği, yaşlanma ile yırtığın hem gö-
Glenohumeral kapsül uzunluğu ve esnekliği
rülmesinin hem de şiddetinin arttığı bildirilmiştir.17
Rotator kaf kaslarının performansı

ROTATOR mANşET YIRTIKLARININ


SINIFLANDIRILmASI
akromiyoklavikuler arkta olduğu ve bunun subakromiyal Rotator manşet yırtıklarında yaygın kullanılan tek bir sı-
sıkışmaya neden olduğunu, rotator manşetin akromiyonun nıflandırma yoktur. Yırtığın büyüklüğüne, derinliğine, eti-
alt yüzeyi ve korakoakromiyal bağın altında sıkışmasının yolojisine, oluş zamanına, şekline, eşlik eden tendon
tendon yırtıklarına neden olan birincil faktör olduğunu ileri sayısına, yırtığın yerleşimine ve tendonun kalitesine göre
sürmüştür.11 yapabilmektedir. Sınıflandırma sistemleri, tanı, uygulana-
Bigliani tarafından üç farklı akromiyal şekil tanım- cak tedaviye karar verilmesi ve tedaviye yanıtın değerlen-
lanmıştır: Tip I veya düz akromiyon, tip II veya kavisli dirilmesinde ve prognoza yardımcı olması açısından
ve tip III veya kancalı akromiyon. Son tip, vakaların önemlidir.
%70’inde rotator manşet yırtıkları ile ilişkilendirilmiştir. Rotator manşet yırtığı sınıflamasında kullanılan temel
Bu teoriye göre, cerrahi müdahale endikasyonu oldu- ayrım kısmi ve tam kat yırtıklar olarak iki temel gruba ayır-
ğunda subakromiyal dekompresyon yaygın olarak uygu- maktır. Tendonun tüm katlarını içermeyen yırtıklar kısmi
lanmaktadır.12 yırtıklardır.
Akromiyohumeral aralık sağlıklı kişilerde 7-14mm Rotator manşet hastalıkları Neer tarafından 3 evrede
arasında değişmekteyken, rotator manşet yırtığı olanlarda klinik olarak sınıflandırılmıştır.11
bu aralığın azaldığı gösterilmiştir.13 Diğer önemli ekstrin-
■ Evre 1; tendonda ödem ve hemoraji, 25 yaş altı, baş
sik faktörler arasında biyomekanik faktörler mevcuttur. üstü aktivite gerektiren iş ve sporlarda çalışanlarda
Anormal skapular ve humeral kinematikler, postür anor-
mallikleri, rotator manşon ve skapular kasların defisitleri, ■ Evre 2; rotator kaf tendiniti ve subakromial bursada
pektoralis minör ve posterior kapsül yapılarında esneklikte fibrozis, 25-40 yaş arası, tekrarlayan travmalar sonucu
azalmalar yer almaktadır. ■ Evre 3; tendon dejenerasyonu, akromiyon ve hu-
Rotator manşon sıkışma mekanizmalarından bir di- merus başı arasında kemik değişiklikleri ve tendon lez-
ğeri Jobe ve Walch tarafından baş üstü aktiviteler yapan yonu, kısmi kalınlıkta ve tam yırtıklar, 40 yaş üzeri
sporcularda tanımlanmış olan internal sıkışmadır.14,15 Ska- Rotator manşet yırtıklarında ilk sınıflandırmayı Cod-
pular diskinezi, glenohumeral instabilite ve internal rotas- man yapmıştır.18
yonda kısıtlılık etkili faktörler olabilir. Posterior internal ■ Rotator manşetin tüm katlarını içermeyen kısmi yır-
sıkışma, omuz dış rotasyon ve abduksiyondayken, poste- tıklar;
rior rotator manşetin tekrarlayan temasına bağlı olarak or-
■ Rotator manşetin tüm katlarının ve kapsülün yırtığa
taya çıkar. Anterior internal sıkışma öne fleksiyon, iç
katıldığı, subakromiyal bursa ile eklem kavitesinin ilişkili
rotasyon ve adduksiyonda subskapularis tendonunun hu-
olduğu yırtıklar;
merus başı anterioru ile anterosuperior glenoid ve labrum
arasında sıkışmaktadır. ■ Tam longitudinal yırtıklar.

23
Nihan Erdinç Gündüz ve ark. Rotator Manşet Yırtıkları

Fukuda ve ark. tarafından rotator manşet yırtıkları Ardından Snyder ve ark., artroskopik olarak yırtığın
komşu oldukları anatomik yapılara göre artiküler taraf, bur- yeri (bursal-taraflı veya eklem-taraflı), tutulan tendon ve
sal taraf, intramural-intertendinöz olarak alt gruplara ay- yırtığın derecesine göre sıfırdan 4’e kadar derecelendiren
rılmıştır.19 alternatif bir sınıflandırma sistemi önermiştir.23 Tendonlar
Yırtık boyutlarına göre sınıflandırma Cofield tarafın- sağlam ise 0, bir cm veya daha az yırtık var ise 1, iki cm
dan yapılmıştır.20 veya daha az yırtık var ise 2, iki cm’den fazla 4 cm’den az
yırtık var ise 3, dört cm’den fazla yırtık var ise 4.grup ola-
■ 1 cm’den küçük yırtıklar: Küçük rak derecelendirilmiştir (Tablo 2).
■ 1-3 cm arası yırtıklar: Orta
■ 3-5 cm arasında yırtıklar: Büyük KLİNİK DEğERLENDİRmE
■ 5 cm’den büyük yırtıklar: Masif yırtık olarak ta- Rotator manşet yırtıklarının klinik tanısı, kapsamlı bir
nımlanmıştır. öykü, fiziksel muayene ve radyolojik incelemeye dayanır.
Yırtığa katılan tendon sayısına göre yapılmış olan
ÖYKÜ
Matsen sınıflamasına göre;21
Rotator manşet yırtıkları ile ilişkili bilinen birçok risk
■ Evre IB: İzole supraspinatus tendonunun tam kat
faktörü vardır ve kapsamlı bir öykü esastır. Rotator man-
yırtığı.
şet yırtıkları ile ilişkili risk faktörleri arasında travma öy-
■ Evre II: Supraspinatus ve infraspinatus tendonları- küsü, el dominansı, 65 yaş üstü olmak, diyabet, sigara,
nın yırtığı. servikal omurga patolojisi, uzun süreli alkol tüketimi, hi-
■ Evre III: Supraspinatus, infraspinatus ve subskapu- pertansiyon, aile öyküsü/genetik, hiperkolesterolemi, dış
laris tendonlarının tam kat yırtığı. rotasyon veya elevasyonda zayıflık ve gece ağrısı yer
■ Evre IV: Rotator manşet artropati olarak belirtil- alır.
miştir. Son dönemde yapılmış çalışmalarda rotator manşet
Ellman, kısmi yırtıkları yırtılma yeri (bursal yüzey, yırtıklarının, hatta masif yırtıkların bile asemptomatik de
eklem yüzeyi ve interstisyel/intrasubstans) ve yırtılma de- olabileceği gösterilmiştir. Semptomların ve fonksiyonun
rinliğine göre sınıflandırmıştır.22 Bu sınıflamaya göre yır- düzelmesi her zaman patofizyolojideki iyileşmeye bağlı
tıkları üç gruba ayrılmıştır. Birinci grup tendon kalınlığının değildir.24 Rotator manşet yırtıklarında birçok kısmi yırtık
%25’inden daha az (3 mm’den küçük) yırtıkları kapsar. asemptomatik olmakla birlikte, hasta başvuru nedeni sık-
İkinci grup tendon kalınlığının %25’inden az %50’sinden lıkla ağrıdır. Ağrının oluşması ve günlük yaşam aktivite-
fazla yırtıkları kapsar (3-6 mm). Üçüncü grup tendon ka- lerde kısıtlılık gelişmesi, lezyonun genişlemesi, kısmi bir
lınlığının %50’sinden daha fazla yırtıklar kapsar (6 lezyonun tam kata ilerlemesi ve tam kat bir lezyonun bo-
mm’den daha büyük yırtıklar) (Tablo 2). yutunun artmasıyla ilişkili bulunmuştur.25

TABLO 2: Kısmi rotator manşet yırtıklarında Ellman ve Snyder sınıflandırması.

Lokalizasyon Ellman Sınıflandırması Snyder Sınıflandırması


A. Artiküler 1 <3 mm (<25%) 0 Düzgün sinovyum ve bursa, normal kaf
B. Bursal 2 3-6 mm (25-50%) I Küçük, lokalize bir alanda minimal yüzeysel bursal veya sinoviyal iritasyon veya
hafif kapsül yıpranması; genellikle <1 cm
C. İntratendinöz 3 >6 mm (>50%) II Sinoviyal, bursal veya kapsül yaralanmasına ek olarak rotator kaf liflerinin gerçek yıpranması ve
yetmezliği; genellikle 1-2cm
III Genellikle bir manşon tendonunun tüm yüzeyini (çoğunlukla supraspinatus) içeren,
tendon liflerinin yıpranması ve parçalanması dahil olmak üzere daha şiddetli rotator kaf yaralanması; genellikle 2-3cm
IV Tendon dokusunun yıpranmasına ve parçalanmasına ek olarak genellikle oldukça büyük bir flep yırtığı içeren ve
sıklıkla tek bir tendondan fazlasını kapsayan çok şiddetli kısmi rotator yırtığı; genellikle >4 cm

12 mm'lik normal bir supraspinatus tendon kalınlığına dayanmaktadır.

24
Nihan Erdinç Gündüz ve ark. Rotator Manşet Yırtıkları

Ağrı şikâyeti ile gelen hastada, ağrının yeri ve yayı- sign testleri kullanılmaktadır. Büyük tam kat rotator man-
lımı, ağrının ne zamandır var olduğu ve nasıl başladığı, uy- şon yırtıklarını belirlemek için özel fizik muayene testleri
kudan uyandırıp uyandırmadığı, ağrıyı azaltıp arttıran olarak Drop Arm Testi, External Rotasyon Lag Sign, Horn-
hareketler, yaşı, mesleği, aktivite derecesi sorgulanmalıdır. blower’s Sign ve Internal Rotasyon Lag Sign kullanılmak-
Tam kat yırtıklarda ağrı deltoid insersiyosuna yayılabilir- tadır.27 Biseps veya labral patoloji, rotaror manşet
ken, biseps patolojilerinde antekubital bölgede ağrı hisse- sorunlarına eşlik edebilir ve pozitif bir Speed, O’Brien
dilmektedir. Ağrı baş üstü aktivitelerileri ile artmakta ve veya Yergason testi ile kanıtlanır.
geceleri de uykudan uyandırabilmektedir, yorgunlukla bir-
Birçok çalışmada, rotator manşet yırtığı anatomi ve
likte derin arka omuz ağrısı da olabilmektedir.25
semptom şiddeti skalası genişliği, belirgin bias ve düşük
Parsiyel yırtıklar, tam kat yırtıklara göre; bursal yır- kalitede olması nedeniyle, rotator manşet yırtıklarını sap-
tıklar ise artiküler yırtıklara göre daha fazla ağrılıdır. Tam tamaya yönelik klinik özel testlerin kanıtlarını analiz
kat yırtıklarda ve kalınlaşmış subakromiyal bursada görü- etmek zordur. Klinik testler kısmi kalınlıkta veya küçük
lebilen krepitasyon, güçsüzlük ve hareket kısıtlılığı rotator tam kalınlıkta bir yırtığı, yırtıksız subakromiyal ağrı sen-
manşet yırtıklarında görülebilen diğer yakınmalardır. Özel- dromundan ayırt edemez. Lag sign’ların pozitif olması,
likle abduksiyonda güçsüzlük olması, ağrı ile ya da ten- rotator manşetin daha büyük tam kat yırtıklarını tanım-
dondaki yırtık derecesi ile ilişkili olabilir. Gerçek lamaya yardımcı olur ancak negatif olasılık oranı büyük
güçsüzlüğü, ağrı nedeniyle olan güçsüzlükten ayırmak çok olmadığından, negatif olması rotator manşet yırtığını
önemlidir. Deltoid ve diğer kaslardaki kompansasyon ne- ekarte ettirmez. Aslında, herhangi bir spesifik fizik mua-
deni ile büyük yırtıklarda bile kas gücü iyi olarak da de- yene testinin rotator manşet yırtığını ekarte etmesi zor-
ğerlendirilebilir. Rotator manşet yırtığı açısından üç faktör: dur.28
(1) 65 yaş ve üstü, (2) gece ağrısı ve (3) dış rotasyonda güç-
Daha yüksek olasılık oranları ve daha yüksek duyar-
süzlük mevcutsa, yırtık şüphesi yüksek olarak bildirilmiş-
lılık, özgüllük ve/veya pozitif tahmin değerleri gösteren
tir. (%93.1 prediktif değer ve 9.8 LR).26
fizik muayene testleri kümesinin kullanımı daha iyi bir se-
çenek olabilir. Pozitif ağrılı ark, drop-arm işareti ve in-
FİZİK muAYENE
fraspinatus kas testinde (dirençli dış rotasyon testi)
Üst ekstremitenin tümü ve servikal problemlerin omuza güçsüzlüğün kombinasyonunun tam kat yırtıklar için test
yansıyacağı akılda tutularak servikal bölge muayene edil- sonrası %91 olasılığa sahip olduğu gösterilmiştir.29 Diren-
melidir. İnspeksiyonda deltoid ve rotator manşet kasları at- çli dış rotasyon testi ve Patte işareti kombinasyonunun in-
rofisi, şişlik, subluksasyon, deformite, kanat skapula gibi fraspinatus yırtıklarının intraoperatif bulguları ile en
durumların var olup olmadığı izlenmelidir. Palpasyonla yüksek korelasyona sahip olduğu gösterilmiştir.30 Sempto-
ağrı tam lokalize edilmeye çalışılmalıdır. Kemik ve yumu- matik rotator manşon yırtıkları ile ilişkili olan nonoperatif
şak dokular tek tek muayene edilmelidir. Ağrı, omuz ante- tedavi ile ele alınabilecek fizik muayene bulgularına bak-
rior superior bölgede lokalize ise akromioklavikuler eklem mak önemlidir. Skapular diskinezi, aktif abdüksiyon hare-
patolojileri, lateral deltoid bölgesinde ise rotator manşon ket açıklığı dereceleri, fleksiyon ve abdüksiyon kuvveti,
sorunları ile ilgili olduğu bilinmektedir. Dirsek eklemi al- trapezius aktivitesinde artış ve deltoid aktivitede azalma,
tına ve ele yayılan ağrıların omuz eklemi sorunları ile iliş- semptomatik atravmatik tam kat rotator manşet yırtıkları
kili olması beklenmez. Her yöne pasif ve aktif omuz ile ilişkilendirilmiştir.31
hareket genişliği muayene edilip kaydedilmelidir. Rotator
manşet yırtıklarını belirlemeye çalışmak için kullanılan bir- KLİNİK DEğERLENDİRmE: RADYOLOjİ
takım fizik muayene testleri vardır. Bütünlüğün değerlen- Görüntüleme, rotator manşet yırtıklarını tanımlamanın en
dirilmesi iki grup testle yapılmaktadır. Birinci grup doğru yolunu temsil eder. Direk radyografi rutin olarak
testlerde hareketin aktif olarak yapılıp yapılamadığı de- kullanılmaktadır. Büyük yırtıklarda direkt grafiler yardımcı
ğerlendirilirken ikinci grup testlerde ise pasif olarak veri- olabilir, çünkü humerus başı superiora migrasyon göstere-
len pozisyonun korunup korunamadığı değerlendirilir (lag bilir. Akromiohumeral aralık supraspinatus tendonu ile dol-
sign). Supraspinatus tendon sorunları için empty can, full- durulmaktadır ve <6 mm’lik bir aralık rotator manşon
can ya da drop-arm testi, subskapularis kasının değerlen- yırtığını düşündürür.32 Ek olarak, glenohumeral eklemin
dirilmesinde lift-off ve internal rotasyon lag sign, gerçek AP’sinde (Grashey görünümü), medial humerusu
inraspinatus kasının değerlendirilmesinde eksternal rotas- skapula’nın aksiller sınırına kadar uzanan bir kemer bulu-
yon kas gücü değerlendirilmesi ve eksternal rotasyon lag nur (diğer adıyla Shenton’s Line of the Shoulder veya Mo-

25
Nihan Erdinç Gündüz ve ark. Rotator Manşet Yırtıkları

loney’s Line). Bu ark, yukarı doğru göç etmiş bir humerus larının daha sonra oluşabilecek bir hasardan korunması ol-
başı tarafından bozulursa, bu, büyük bir rotator manşet yır- dukça önemlidir. Rehabilitasyon, patolojiyi tedavi etmeye
tığı olduğunu gösterir. değil, daha çok ağrı ve işlevi etkilediği düşünülen güç, ha-
MRG, MRG artrografisi ve Ultrason, rotator manşet reket açıklığı ve motor kontrol gibi değiştirilebilir bozuk-
yırtıklarını belirlemek için en çok kullanılan görüntüleme luklara odaklanmaktadır. İyi bir motor planlama için
tekniklerindendir. Bu tekniklerin tümü oldukça sensitif ve glenohumeral hareket açıklığı gerekli olması nedeniyle
spesifiktir.33 Üç testten MRG rotator kaf problemlerinin ve herhangi bir eklem hareket açıklığı kısıtlılığını düzeltmek
birlikte olabilecek ya da tanıda karışabilecek diğer eklem için egzersizler verilmelidir.
içi patolojilerin çok yönlü değerlendirilmesinde oldukça Konservatif tedavinin ana bileşeni, rehabilitasyon eg-
etkindir, daha yaygın olarak kullanılır. Ayrıca MRG’da zersizleridir. Erken aşamada, eklem hareket açıklığını iyi-
kasta yağlı dejenerasyonun olup olmadığı da değerlendiri- leştirmek için eklem kapsülü germe egzersizleri, orta
lebilmekte ve derecelendirilebilmektedir. aşamada, kas gücünü geri kazanmak için kendi ağırlığıyla
Ultrasonografi daha uygun maliyetlidir ve uygulama veya hafif dirençli egzersizler ve sonraki aşamada, eklem
ile ilgili kontrendikasyon olmaması nedeni ile avantajı olan koordinasyonunu geliştirmek için çok yönlü omuz eğitimi
bir tanı yöntemidir. Ancak optimum doğruluğa ulaşmak gerçekleştirilir. Rehabilitasyon egzersizleri pasif egzersiz-
için kapsamlı eğitim gerektirebilir ve kapsül, labrum ve den yavaş yavaş aktif egzersize geçmelidir. Fonksiyonu
kartilaj değerlendirilmesi açısından yeterli olmayabilir. Ro- eski haline getirmek için mümkün olan en kısa sürede re-
tator manşet kısmi yırtıklarında doğrulayıcı ultrasonografi habilitasyon egzersizlerine başlanmalıdır. Tekrarlayıcı baş
bulguları; fokal, sınır tendon defekti, mikst bir hipohipere- üstü aktivitelerin yaratacağı yeni yaralanma ve progresyon
koik lineer bant veya anekoik görünümlü bir lineer bantı riskinden korumak amacıyla günlük yaşam aktivitelerinde
içerir.34 modifikasyonlar önerilmelidir. Eklem hareket açıklığının
korunması, kapsüler gerginliklerin önlenmesi için uygun
TEDAVİ pozisyonlarda germe egzersizleri ve rotator kaf, skapular
Rotator manşet yırtıklarının tedavisi, yırtık boyutu, yırtık stabilizatör kaslar (serrratus anterior, rhomboidler ve latis-
süresi, omuz eklemi hareketliliği ve hastanın yaşı gibi bir- simus dorsi) ve deltoid kasa yönelik güçlendirme egzer-
çok faktöre bağlıdır. Tedavinin hastaya göre kişiselleştire- sizleri yapılmalıdır.
rek planlanması önemlidir. Rotator manşet yırtıklarının Egzersiz programı düzenlenirken skapular anormal
tedavisinin seçiminde konservatif ve cerrahi yöntemler yer hareket paternlerinin olup olmadığı değerlendirilmelidir.
alır. Skapular hareketin yumuşak doku gerginliği ile birlikte
Kısmi yırtıklarda, bazı tam kat yırtıklarda (özellikle ağrı, değişen motor kontrol, kuvvet dengesizlikleri ve pos-
daha küçük ve atravmatik yırtıklar), ileri yaşlarda kronik türden etkilendiği gösterilmiştir ve özellikle pektoralis
yırtıklarda ve geri dönüşümsüz kas değişiklikleri olan ona- minör ve posterior glenohumeral kapsül gerginliği skapu-
rılamaz yırtıklarda başlangıç tedavisi olarak konservatif te- lar diskinezi ile ilişkilendirilmiştir.36 Bu iki yapının mobi-
davi düşünülmelidir. Akut yırtıklar ve ciddi fonksiyonel litesi değerlendirilmeli ve herhangi bir defisit varlığında
kayıp ve güçsüzlük olan yırtıklar ise ameliyatla daha iyi te- uygun mobilizasyon egzersizleri verilmelidir. Optimum ol-
davi edilebilir. Mevcut çalışmaların çoğunda, tam kat yır- mayan skapular hareket kontrolü veya skapulohumeral
tığı olan hastalarda bile, cerrahi tedavinin faydası, ritim, rotator manşon kuvveti ve yükü üzerinde etkili ola-
bilir. Rotator manşonla ilişkili ağrısı olan hastalarda serra-
konservatif tedaviden açıkça daha yüksek değildir. Şu
tus anterior ve üst, orta ve alt trapeziusun aktivasyon
anda, cerrahi tedavi için şiddetle tavsiye edilen tek hasta
modellerinde ve kuvvetinde, özellikle serratus anterior ve
popülasyonu, şiddetli semptomları ve sınırlı işlevi olan
alt ve orta trapeziusun azalmış veya geç aktivasyonu ve üst
akut tam yırtıkları olan genç hastalardır.35
trapezin hiperaktivasyonu olmak üzere sıklıkla değişiklik-
ler olduğu görülür.7 Bu anormal değişikliklerle birlikte ska-
KONSERVATİF TEDAVİ pulanın posterior tilti azalır, internal rotasyonu artar ve
Rotator manşet yırtıklarından sonra konservatif tedavinin yukarı rotasyonu azalır. Bu rotator manşon kaslarının an-
temel amacı semptomları azaltmak ve fonksiyonu iyileş- terior superior bölgede sıkışmasına neden olur. Glenohu-
tirmektir. Özellikle gece ve aktiviteler sırasında ortaya meral internal rotasyon defisiti ve posterior kapsül
çıkan ağrının azaltılması, eklem hareket açıklığının ve kas gerginliği de skapulanın anterior tiltine ve humerusun an-
gücünün arttırılması ile fonksiyonun düzeltilmesi, tendon- terior translasyonuna neden olabilir. Postür sorunları, art-

26
Nihan Erdinç Gündüz ve ark. Rotator Manşet Yırtıkları

mış torasik kifoz ve ileri yaş, skapulanın anterior tiltine ve hafif ağrı olduğunu, %70’inde günlük yaşam aktivitelerinde
internal rotasyonunu artmasına ve yukarı rotasyonun azal- herhangi bir rahatsızlık olmadığını, genç hastalarda daha
masına neden olur.37 fazla ağrı veya günlük yaşamda bozukluk olduğunu bildir-
Rotator manşet kasları, humerus başının glenoid mer- miştir.42 Boorman ve ark. supraspinatus veya infraspinatusun
kezde durmasını sağlamak için önemlidir ve bu kasların kronik, tam kat yırtığı olan 104 hastada yaptıkları çalışmada,
bozulması, humerus başının korakoakromiyal arka elevas- hastaların %75’inin 5 yılda nonoperatif yönetimle başarıyla
yonuna neden olabilir. Glenohumeral eklem üzerindeki tedavi edildiği, 2-5 yıl arasında, sadece 3’ünün ameliyata
deltoidin çekişini dengelemeye yardımcı olmak için rotator geçtiğini bildirmişlerdir.43 Kuhn ve ark.nın travmatik olma-
manşet yırtıkları olan omuzlarda skapular stabilizatörler, yan tam kat yırtıklı, 452 hastada yaptıkları çalışmada ame-
dirsek fleksörleri, latissimus dorsi ve teres major aktivite- liyatsız tedavinin hastaların %75’inde etkili olduğu ve
sinde artış olduğunu göstermişlerdir. Bu nedenle, rotator ameliyata geçişin çoğunun 6-12 hafta arasında olduğu, çok
manşonun kalan bozulmamış kısımlarını güçlendirmek azının 3-24 ay arasında ameliyat olduğu bildirilmiştir.41
önemlidir, ancak aynı zamanda rehabilitasyon programını Teorik olarak tedavi planı yırtığın derecesine, kas at-
geliştirirken defisit olan kısımları telafi edebilecek meka- rofisine ve hasta ihtiyaçlarına göre ayarlanmalıdır, ancak
nizmaları da göz önünde bulundurmak gereklidir. bazı araştırmalar kısmi yırtık ve tam yırtık için tedavi pla-
nının ayarlanmasının fonksiyonel rehabilitasyon üzerinde
Masif rotator manşet yırtıklarında ileri fleksiyon ve
çok az etkiye sahip olduğuna işaret etmiştir.44 Kısmi rota-
dış rotasyon eklem hareket açıklığı egzersizleri, sırtüstü
tor manşet yırtıkları için, yırtık şiddetinin ilerlemesine iliş-
pozisyondan ayağa doğru ilerleyen bir anterior deltoid
kin düşük kanıt bulunması nedeniyle konservatif tedavi
programı, deltoid ve teres minör kuvvetlendirme egzersiz-
önerilir. Kısmi yırtık tedavisi için, subakromiyal ağrı için
leri programa dahil edilmelidir. Masif, tamir edilemeyen
olan kılavuzlar takip edilebilir. Atravmatik veya dejenera-
rotator manşon yırtıklarında anterior deltoid gücünün art-
tif tam kat rotator manşon yırtıklarını yönetmek için fizik
tırılmasına yönelik egzersizlerin fonksiyonu düzeltmede
tedavi ve egzersizleri içeren konservatif tedavinin birinci
etkili olduğu bildirilmiştir.38
basamak kullanımını destekleyen önemli kanıtlar vardır.
Literatürde, rotator manşet onarımlarının ameliyatsız Belirgin retraksiyona (Patte derece 3) ve Goutallier derece
yönetiminde çok çeşitli egzersiz müdahaleleri kullanılmak- 3 veya 4 yağ infiltrasyonuna sahip 2 veya daha fazla ten-
tadır. Hastanede fizik tedavinin süresi ve sıklığı ile ev eg- donu içeren kronik rotator manşet yırtıklarının cerrahi ona-
zersiz programının ne zaman yeterli tedavi olacağı göz rıma iyi yanıt verme olasılığının düşük olduğu
önünde bulundurulması gereken bir parametredir. Kukko- gösterilmiştir.45 Bu kriterleri karşılayan yırtıklarda, kon-
nen ve ark, hastalarına bir fizyoterapist tarafından ev egzer- servatif tedavi genellikle tedavinin ilk basamağıdır.
siz programı olarak eğitim verildiğini bildirmişler, ilk 6 hafta
Bugüne kadar, rotator manşon yırtıklarının cerrahi ve
glenohumeral hareket açıklığına ve aktif skapular retraksi-
nonoperatif tedavisini karşılaştıran üç randomize kontrollü
yona odaklanıp, ardından ikinci 6 hafta skapular ve gleno-
çalışma vardır. Moosmayer ve ark., 3 cm altında tam kat
humeral kas fonksiyonu için statik ve dinamik egzersizler
yırtığı olan 103 hastada yaptıkları çalışmada 10. yılda, bi-
verilmiştir.39 12. hafta sonrası, hastalar 6. aya kadar direnç ve
rincil tendon onarımı ve fizyoterapi arasındaki sonuçlar-
güç artışına yönelik egzersizlere devam etmiştir. Moosema-
daki farklılıkların arttığını ve birincil tendon onarımı için
yer ve ark., 12 hafta boyunca haftada iki kez ortalama 40 da-
daha iyi sonuçlar alındığını bildirmişlerdir.40 Lambers He-
kikalık yüz yüze tedavi seansları olarak, postür,
erspink ve ark., dejeneratif tam kat yırtığı olan 56 hastada
skapulotorasik ve glenohumeral kas kontrolünü ve stabilite-
yaptıkları çalışmada, 1 yılda Constant skorlarında fonksi-
sini geri kazanmaya odaklı bir program oluşturmuşlardır.40
yonel sonuçlarda fark yokken, ağrı ve disabilitede cerrahi
Kuhn ve ark. MOON omuz fizik tedavi protokollerini ya-
tedavi lehine anlamlı farklılıklar gözlendiğini bildirmişler-
yınlamışlardır.41 MOON protokolü, günlük olarak yapılan
dir.46 Kukkonen ve ark., atravmatik, semptomatik, izole
esneklik ve hareket açıklığı egzersizlerini ve haftada üç ila
tam kat supraspinatus yırtığı olan 180 hastada yaptıkları
dört kez, minimal dirençle yapılan güçlendirme egzersizle-
çalışmada, 55 yaşından büyük hastalarda küçük, travmatik
rini içerir. Literatürde rotator manşet yırtıklarının ameliyat-
olmayan, tek tendon supraspinatus yırtıklarında cerrahi te-
sız olarak başarılı bir şekilde tedavi edildiğini gösteren
davinin konservatif tedaviden daha iyi olmadığını, cerrahi
büyük prospektif kohort çalışmaları da vardır.
tedavinin glenohumeral eklem dejenerasyonu veya man-
Kijima ve ark., 103 rotator manşet yırtığı olan omuzun şon artropatisine karşı koruma sağlamadığı, bu yırtıkların
dahil edildiği çalışmada, 13 yıllık takipte konservatif tedavi başlangıç tedavisi için konservatif tedavinin uygun oldu-
edilmiş hastaların %90’ında hiç omuz ağrısı olmadığını veya ğunu bildirilmişlerdir.39

27
Nihan Erdinç Gündüz ve ark. Rotator Manşet Yırtıkları

Rotator manşet yırtıklarının konservatif tedavisinde tıklı 118 hasta, kısmi yırtıklı 56 hasta ve 50 kontrol orta-
diğer bileşenler, analjezik ve antienflamatuar ilaçlar, fizik lama 5.1 yıl takip edildiği bir çalışmada, omuzların
tedavi ajanları, aktivite modifikasyonu ile steroid ve lokal %49’unda (tam kalınlıktaki yırtıkların %61’i, kısmi yırtık-
anesteziklerin ve PRP enjeksiyonunu içermektedir. ların %44’ü ve kontrollerin %14’ü) yeni ağrı başlangıcı ile
İlaçlar, semptomatik rotator manşet yırtığı olan has- 5 milimetreden (mm) fazla genişleyen yırtıklar saptanmış-
taların tedavisinde yardımcı olabilir. NSAİİ genellikle tır ve genişlemeye kadar geçen ortalama süre 2,8 yıl olarak
omuz ağrısı için reçete edilmektedir. Metaanalizler, bu ilaç- saptanmıştır.52 Jung ve ark., ortalama 22 aylık takip ile kon-
ların kısa vadede ağrı tedavisinde etkili olduğunu, ancak servatif tedaviyi takiben 48 hastada MRG’lere baktıklarında
işlevi iyileştirmediğini göstermektedir.47 hastaların %54’ünde anterior posterior yırtık progresyonu
ve %41’inde medial lateral progresyon olduğu görüldü; artış
Opioidlerin kronik ağrı için kullanılması önerilmez;
5 mm’den fazla olarak tanımlandı ve ciddi infraspinatus at-
bununla birlikte, rotator manşet semptomlarını tedavi
rofisi yırtık büyümesi için bağımsız risk faktörü olarak sap-
etmek için opioid kullanımı beklenenden daha yüksek gö-
tanmıştır.53 Yırtık ilerlemesinin artan semptomlarla ilişkili
rünmektedir; rotator manşet tanısı konan hastaların
olup olmadığını ve semptomların başlaması veya artması
%20,6’ya varan oranı, büyük bir sağlık merkezinde en az
için hangi özelliklerin risk faktörleri olduğunu belirlemek
bir opioid veya benzodiazepin reçetesi almaktadır ve bun-
için daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.
ların %21’i, reçete kötüye kullanımı için en az bir risk fak-
törüne sahiptir.48 Olumlu sonuçların önündeki diğer olası engeller psi-
kososyal faktörlerdir. Coronado ve ark. tarafından rotator
Enjektabl kortikosteroidler de omuz ağrısı ve rotator
manşet yırtığı olan hastalarda sonuçlarla ilişkili psikosos-
manşet hastalığını tedavi etmek için yaygın olarak kullanılır.
yal faktörleri inceleyen sistematik bir derlemede, duygu-
Çalışmaların çoğu, bu ilaçların ağrıda kısa süreli azalma ve
sal veya zihinsel sağlık ile işlev, disabilite ve ağrı arasında
fonksiyonda iyileşme sağlayabildiğini (3 ila 6 hafta), ancak
zayıf orta dereceli ilişkiler bulunmuştur.54 Daha düşük duy-
plaseboya kıyasla uzun vadeli fayda sağlamadığını (>24
gusal veya zihinsel sağlık, rotator manşet yırtığı için ilk de-
hafta) göstermektedir.49 Oral nonsteroidal antiinflamatuar
ğerlendirmede daha düşük fiziksel işlev ve daha yüksek
ilaçlar (NSAID’ler) ile karşılaştırıldığında, kortikosteroid en-
ağrı ve disabilite ile ilişkilendirilmiştir.
jeksiyonlarının önemli bir avantaj gösterdiği bildirilmiştir.
Ancak tekrarlayan enjeksiyonların tendon yapısında yarata-
CERRAHİ TEDAVİ
cağı olumsuz etkiler nedeni ile 3 enjeksiyondan daha fazla
yapılmaması önerilmektedir. Preoperatif kortikosteroid en- Rotator manşet yırtıkları cerrahi tedavisinde kullanılan üç
jeksiyonları, zamansal ve doza bağlı bir şekilde revizyon ro- yaygın cerrahi yöntem vardır: açık cerrahi, mini insizyon
tator manşet cerrahisi riskinde artış ile korele olduğundan cerrahisi ve artroskopik cerrahi.
dikkatli olunmalıdır. Ameliyat düşünülüyorsa enjeksiyondan Açık cerrahide deltoid kasın tamamen açılması ve ar-
kaçınılmalı, enjeksiyon yapılacaksa bu riski azaltmak için dından rotator manşon tendonu mümkün olduğunca açığa
cerrahi en az altı hafta ertelenmelidir.50 çıkarıldıktan sonra dikilmesi gerekir. Rotator manşet yara-
Trombosit açısından zengin plazma (PRP), rotator lanmasından sonra deltoid kasın cerrahi olarak yaralanması
manşet hastalığının enjekte edilebilir, ameliyatsız bir teda- etkilenen omzun bir süre işlevini tamamen kaybetmesine
visi olarak incelenmiştir. Sistematik derlemeler, bunların neden olur ve enfeksiyon riski yüksektir. Bu nedenle, diğer
rotator manşet tendinozu ve kısmi rotator manşet yırtıkları daha az invaziv cerrahi yöntemlerle karşılaştırıldığında,
ile ilgili ağrının tedavisinde etkili olabileceğini düşündür- açık cerrahi nadiren kullanılmaktadır.55
mektedir.51 Etki, enjektabl kortikosteroidlerden önemli öl- Mini insizyon cerrahisinin, açık cerrahi ile karşılaştı-
çüde daha uzun sürebilir. PRP hazırlanmasında birçok rıldığında, daha az intraoperatif deltoid yaralanması, iyi bir
varyasyon olduğu için, sistematik incelemelerde önemli bir rotator manşet rekonstrüksiyon etkisi, erken postoperatif
heterojenlik vardır ve optimal PRP hazırlığı henüz bilin- yaşam kalitesinde belirgin bir iyileşme ve önemli ölçüde
memektedir. daha kısa hastanede kalış süresi ile uzun süreli bir takip ça-
Rotator manşet yırtıklarının konservatif tedavisinin lışmasında, hasta memnuniyeti ve tedavi etkisi açısından
olası bir komplikasyonu olarak yırtık progresyonu görüle- temel olarak artroskopik tedavi ile aynı bulunmuştur.56
bilir. Hangi hastalarda yırtık boyutunda bir progresyon ola- Rotator manşet yırtıklarının artroskopik onarımı en
cağı ve hangi hastalarda bu progresyonun semptomlarda yaygın kullanılan tekniktir. Artroskopinin küçük kesi,
artış veya yeni semptom başlangıcına neden olabileceği temiz cerrahi alan, küçük kas yaralanması ve düşük enfek-
veya olmayacağına dair kanıtlar net değildir. Tam kat yır- siyon oranı gibi doğal avantajları vardır.57

28
Nihan Erdinç Gündüz ve ark. Rotator Manşet Yırtıkları

Doğrudan tamir edilemeyen masif rotator manşet ya- Ters total omuz artroplastisi, masif onarılamaz rotator
ralanmaları için tendon transferi, omuz ekleminin işlevini manşet yırtıklarının tedavi seçeneklerinden biri olarak kul-
etkili bir şekilde iyileştirebilen terapötik bir seçenektir. La- lanılabilir. Ağrı ve fonksiyonel kısıtlılığını iyileştirebilse
tissimus dorsi, pektoralis major, trapezius, teres major, del- de yüksek komplikasyon ve revizyon oranları nedeniyle
toid ve pektoralis minör tendon transferi için kullanılabilir. uygulaması sınırlıdır, bu nedenle genç hastalarda bu cer-
Rotator manşet yaralanmasında tendon transferinin ana rahi yöntemin kullanılması önerilmemektedir.60
kıstlılığı, transfer edilen tendonun yırtılmaya veya kısmi
Çalışmalar, yırtık bir rotator manşonun cerrahi onarı-
yırtılmaya eğilimli olması, bunun sonucunda zayıf cerrahi
mından sonra %20-94 oranında tekrarlayan defektler ola-
etki, lokal hematom, donuk omuz ve diğer komplikasyon-
bildiğini göstermiştir.61
lardır.58
Açık onarımlar için, Harryman ve ark., sadece sup-
Masif onarılamaz rotator manşet yırtıklarında trans-
raspinatus onarımı olan hastaların %20’sinde, supraspina-
ferlere ek olarak kullanılan çeşitli cerrahi yöntemlerden
tus artı infraspinatus yırtıkları için %43’ünde ve 3 tendon
açık debridman ve subakromiyal dekompresyon sonrası
onarımı için %68’inde tekrarlayan defektlerin görüldü-
hastaların ağrılarında azalma, omuz eklemlerinin hareket
ğünü bildirmişlerdir.21 Boileau ve ark. tam kat supraspi-
açıklığı ve günlük işleri yapma kabiliyetinde artışa ancak
natus yırtıklarının artroskopik onarımından sonra
kas kuvvetinin düşmeye neden olabilir bu nedenle fonksi-
hastaların %29’unda tekrarlayan defektler bulunduğunu
yonel gereksinimleri düşük olan yaşlı hastalar için daha uy-
bildirmiştir.45
gundur.57
Özetle rotator manşon yırtıkları, yaygın omuz ağrısı
Subakromiyal ayırıcı, masif rotator manşet yaralan-
ve fonksiyon kaybına yol açan dejeneratif veya travmatik
malarını tedavi etmek için başka bir etkili yöntemdir. Ak-
zeminde oluşabilen, prevalansı yaşla birlikte artan önemli
romion ve humerus başı arasına biyolojik olarak
parçalanabilen implantlar yerleştirmek için artroskopi kul- bir kas iskelet sistemi ağrısı nedenidir. Sınıflandırma sis-
lanır ve rotator manşet yaralanma bölgesi ile kemik yapısı temleri, tedaviye karar verilmesi ve prognoza yardımcı ol-
arasındaki sürtünmeyi azaltır. Ağrıyı hafifletirken aynı za- ması açısından önemlidir. Konservatif tedavi olguların çok
manda omuz ekleminin abdüksiyon kuvvetini de artırarak büyük bir kısmında ilk seçenektir ve tedaviye iyi yanıt alın-
omuz eklemi fonksiyonunu eski haline gelmesine yardımcı maktadır. Akut yırtıklarda ve ciddi fonksiyonel kayıp ve
olur.59 güçsüzlük olan genç yaş hastalarda cerrahi uygulanabilir.

KAYNAKLAR
1. Oliva F, Piccirilli E, Bossa m, Via AG, Colombo A, Chillemi C, et al. I.S.mu.L.T- 7. Terry GC, Chopp Tm. Functional anatomy of the shoulder. j Athl Train.
Rotator Cuff Tears Guidelines. muscles Ligaments Tendons j. 2016;5(4):227- 2000;35(3): 248-55.
63. doi: 10.11138/mltj/2015.5.4.227. 8. Clark jm, Harryman DT 2nd. Tendons, ligaments, and capsule of the rotator
2. Donnelly TD, Ashwin S, macfarlane Rj, Waseem m. Clinical assessment of the cuff. Gross and microscopic anatomy. j Bone joint Surg Am. 1992;74(5):713-
shoulder. Open Orthop j. 2013;7:310-5. doi: 10.2174/1874325001307010310. 25.
3. Teunis T, Lubberts B, Reilly BT, Ring D. A systematic review and pooled analy- 9. Burkhart SS, Esch jC, jolson RS. The rotator crescent and rotator cable: an
sis of the prevalence of rotator cuff disease with increasing age. j Shoulder anatomic description of the shoulder's "suspension bridge". Arthroscopy.
Elbow Surg. 2014;23(12):1913-21. doi: 10.1016/j.jse.2014.08.001. 1993;9(6):611-6. doi: 10.1016/s0749-8063(05)80496-7. Erratum in:
4. Yamaguchi K, Ditsios K, middleton WD, Hildebolt CF, Galatz Lm, Teefey SA. Arthroscopy 1994;10(2):239.
The demographic and morphological features of rotator cuff disease. A com- 10. El Ö. Rotator manşon Hastalıkları. Akalın E, şendur ÖF, Gülbahar S, editör.
parison of asymptomatic and symptomatic shoulders. j Bone joint Surg Am.
Ortopedik Rehabilitasyon El Kitabı.İstanbul: Akademi Yayınevi; 2016. p.30-
2006;88(8): 1699-704. doi: 10.2106/jBjS.E.00835.
48.
5. Lawrence RL, moutzouros V, Bey mj. Asymptomatic Rotator Cuff Tears. jBjS
11. Neer CS 2nd. Impingement lesions. Clin Orthop 1983;(173): 70-7.
Rev. 2019;7(6):e9. doi: 10.2106/jBjS.RVW.18.00149.
12. morrison DS, Bigliani Lu. The clinical significance of variations in acromial
6. Reilly P, macleod I, macfarlane R, Windley j, Emery Rj. Dead men and ra-
morphology. Orthop Trans 1987;11:234.
diologists don't lie: a review of cadaveric and radiological studies of rotator cuff
tear prevalence. Ann R Coll Surg Engl. 2006;88(2):116-21. doi: 13. Azzoni R, Cabitza P, Parrini m. Sonographic evaluation of subacromial space.
10.1308/003588406X94968. ultrasonics. 2004;42(1-9):683-7. doi: 10.1016/j.ultras.2003.11.015.

29
Nihan Erdinç Gündüz ve ark. Rotator Manşet Yırtıkları

14. Walch G, Boileau P, Noel E, Donell ST. Impingement of the deep surface of 33. Roy jS, Braën C, Leblond j, Desmeules F, Dionne CE, macDermid jC, et al.
the supraspinatus tendon on the posterosuperior glenoid rim: An arthroscopic Diagnostic accuracy of ultrasonography, mRI and mR arthrography in the char-
study. j Shoulder Elbow Surg. 1992;1(5):238-45. doi: 10.1016/S1058- acterisation of rotator cuff disorders: a systematic review and meta-analysis. Br
2746(09)80065-7. j Sports med. 2015;49(20):1316-28. doi: 10.1136/bjsports-2014-094148.
15. jobe Cm. Superior glenoid impingement. Current concepts. Clin Orthop Relat 34. de jesus jO, Parker L, Frangos Aj, Nazarian LN. Accuracy of mRI, mR
Res. 1996;(330):98-107. arthrography, and ultrasound in the diagnosis of rotator cuff tears: a meta-
16. Codman EA. Rupture of the supraspinatus tendon. 1911. Clin Orthop Relat analysis. AjR Am j Roentgenol. 2009;192(6):1701-7. doi:
Res. 1990;(254):3-26. 10.2214/AjR.08.1241.
17. Ogata S, uhthoff HK. Acromial enthesopathy and rotator cuff tear. A radiologic 35. Zhou T, Han C, Weng X. Present situation and development prospects of the
and histologic postmortem investigation of the coracoacromial arch. Clin Or- diagnosis and treatment of rotator cuff tears. Front Surg. 2023;10:857821.
thop Relat Res. 1990;(254):39-48. doi: 10.3389/fsurg.2023.857821.
18. Codman EA. The shoulder. Boston: Thomas Todd; 1934. 36. Cools Am, Struyf F, De mey K, maenhout A, Castelein B, Cagnie B. Rehabil-
19. Fukuda H, mikasa m, Ogawa K, Yamanaka K, Hamada K. The partial thick- itation of scapular dyskinesis: from the office worker to the elite overhead ath-
ness tear of the rotator cuff. Orthop Trans 1983;7:137. lete. Br j Sports med. 2014;48(8):692-7. doi: 10.1136/bjsports-2013-092148.
20. Cofield RH, Lanzer, WL. Rotator cuff repair, result related to surgical pathol- 37. Ludewig Pm, Braman jP. Shoulder impingement: biomechanical considera-
ogy. Orthop trans,1985;9:466. tions in rehabilitation. man Ther. 2011;16(1):33-9. doi:
21. Harryman DT 2nd, mack LA, Wang KY, jackins SE, Richardson mL, matsen 10.1016/j.math.2010.08.004.
FA 3rd. Repairs of the rotator cuff. Correlation of functional results with in- 38. Shepet KH, Liechti Dj, Kuhn jE. Nonoperative treatment of chronic, massive
tegrity of the cuff. j Bone joint Surg Am. 1991;73(7):982-9. irreparable rotator cuff tears: a systematic review with synthesis of a stan-
22. Ellmann H. Rotator cuff disorders. In: Ellmann H, Garstman Gm, editors. dardized rehabilitation protocol. j Shoulder Elbow Surg. 2021;30(6):1431-44.
Arthroscopic shoulder surgery and related disorders. Philadelphia: Lea & doi: 10.1016/j.jse.2020.11.002.
Febiger; 1993. p. 98-119. 39. Kukkonen j, Ryösä A, joukainen A, Lehtinen j, Kauko T, mattila K, Äärimaa
23. Snyder Sj, Pachelli AF, Del Pizzo W, Friedman mj, Ferkel RD, Pattee G. V. Operative versus conservative treatment of small, nontraumatic
Partial thickness rotator cuff tears: results of arthroscopic treatment. supraspinatus tears in patients older than 55 years: over 5-year follow-up of
Arthroscopy. 1991;7(1):1-7. doi: 10.1016/0749-8063(91)90070-e. a randomized controlled trial. j Shoulder Elbow Surg. 2021;30(11):2455-64.
24. moosmayer S, Smith Hj, Tariq R, Larmo A. Prevalence and characteristics of doi: 10.1016/j.jse.2021.03.133.
asymptomatic tears of the rotator cuff: an ultrasonographic and clinical study. 40. moosmayer S, Lund G, Seljom u, Svege I, Hennig T, Tariq R, Smith Hj. Com-
j Bone joint Surg Br. 2009;91(2):196-200. doi: 10.1302/0301- parison between surgery and physiotherapy in the treatment of small and
620X.91B2.21069. medium-sized tears of the rotator cuff: A randomised controlled study of 103 pa-
25. mall NA, Kim Hm, Keener jD, Steger-may K, Teefey SA, middleton WD, et al. tients with one-year follow-up. j Bone joint Surg Br. 2010;92(1):83-91. doi:
Symptomatic progression of asymptomatic rotator cuff tears: a prospective 10.1302/0301-620X.92B1.22609.
study of clinical and sonographic variables. j Bone joint Surg Am.
41. Kuhn jE, Dunn WR, Sanders R, An Q, Baumgarten Km, Bishop jY, et al.
2010;92(16):2623-33. doi: 10.2106/jBjS.I.00506.
mOON Shoulder Group. Effectiveness of physical therapy in treating atrau-
26. Litaker D, Pioro m, El Bilbeisi H, Brems j. Returning to the bedside: using the matic full-thickness rotator cuff tears: a multicenter prospective cohort study.
history and physical examination to identify rotator cuff tears. j Am Geriatr j Shoulder Elbow Surg. 2013;22(10):1371-9. doi: 10.1016/j.jse.2013.01.026.
Soc. 2000;48(12):1633-7. doi: 10.1111/j.1532-5415.2000.tb03875.x.
42. Kijima H, minagawa H, Nishi T, Kikuchi K, Shimada Y. Long-term follow-up of
27. Hermans j, Luime jj, meuffels DE, Reijman m, Simel DL, Bierma-Zeinstra cases of rotator cuff tear treated conservatively. j Shoulder Elbow Surg.
Sm. Does this patient with shoulder pain have rotator cuff disease?: The Ra- 2012;21(4):491-4. doi: 10.1016/j.jse.2011.10.012.
tional Clinical Examination systematic review. jAmA. 2013;310(8):837-47.
doi: 10.1001/jama.2013.276187. 43. Boorman RS, more KD, Hollinshead Rm, Wiley jP, mohtadi NG, Lo IKY, et al.
What happens to patients when we do not repair their cuff tears? Five-year
28. Gismervik SØ, Drogset jO, Granviken F, Rø m, Leivseth G. Physical exam-
rotator cuff quality-of-life index outcomes following nonoperative treatment of
ination tests of the shoulder: a systematic review and meta-analysis of diag-
patients with full-thickness rotator cuff tears. j Shoulder Elbow Surg.
nostic test performance. BmC musculoskelet Disord. 2017;18(1):41. doi:
2018;27(3):444-8. doi: 10.1016/j.jse.2017.10.009.
10.1186/s12891-017-1400-0.
44. Ainsworth R, Lewis jS. Exercise therapy for the conservative management
29. Park HB, Yokota A, Gill HS, El Rassi G, mcFarland EG. Diagnostic accuracy
of clinical tests for the different degrees of subacromial impingement syn- of full thickness tears of the rotator cuff: a systematic review. Br j Sports med.
drome. j Bone joint Surg Am. 2005;87(7):1446-55. doi: (2007) 41:200. doi: 10.1136/bjsm.2006.032524)
10.2106/jBjS.D.02335. 45. Boileau P, Brassart N, Watkinson Dj, Carles m, Hatzidakis Am, Krishnan SG.
30. Sgroi m, Loitsch T, Reichel H, Kappe T. Diagnostic Value of Clinical Tests for Arthroscopic repair of full-thickness tears of the supraspinatus: does the ten-
Infraspinatus Tendon Tears. Arthroscopy. 2019;35(5):1339-47. doi: don really heal? j Bone joint Surg Am. 2005;87(6):1229-40. doi:
10.1016/j.arthro.2018.12.003. 10.2106/jBjS.D.02035.
31. Shinozaki N, Sano H, Omi R, Kishimoto KN, Yamamoto N, Tashiro m, et al. Dif- 46. Lambers Heerspink FO, van Raay jj, Koorevaar RC, van Eerden Pj, West-
ferences in muscle activities during shoulder elevation in patients with sympto- erbeek RE, van 't Riet E, van den Akker-Scheek I, Diercks RL. Comparing sur-
matic and asymptomatic rotator cuff tears: analysis by positron emission gical repair with conservative treatment for degenerative rotator cuff tears: a
tomography. j Shoulder Elbow Surg. 2014;23(3):e61-7. doi: randomized controlled trial. j Shoulder Elbow Surg. 2015;24(8):1274-81. doi:
10.1016/j.jse.2013.06.009. 10.1016/j.jse.2015.05.040.
32. Goutallier D, Le Guilloux P, Postel jm, Radier C, Bernageau j, Zilber S. 47. Boudreault j, Desmeules F, Roy jS, Dionne C, Frémont P, macdermid jC.
Acromio humeral distance less than six millimeter: its meaning in full-thick- The efficacy of oral non-steroidal anti-inflammatory drugs for rotator cuff
ness rotator cuff tear. Orthop Traumatol Surg Res. 2011;97(3):246-51. doi: tendinopathy: a systematic review and meta-analysis. j Rehabil med.
10.1016/j.otsr.2011.01.010. 2014;46(4):294-306. doi: 10.2340/16501977-1800.

30
Nihan Erdinç Gündüz ve ark. Rotator Manşet Yırtıkları

48. Gorbaty j, Odum Sm, Wally mK, Seymour RB, Hamid N, Hsu jR; PRImum Rotator Cuff Tears? A Systematic Review. Clin Orthop Relat Res.
Group; Beuhler m, Bosse mj, Gibbs m, Griggs C, jarrett S, Leas D, et al. 2018;476(4):810-29. doi: 10.1007/s11999.0000000000000087.
Prevalence of Prescription Opioids for Nonoperative Treatment of Rotator 55. Coghlan jA, Buchbinder R, Green S, johnston RV, Bell SN. Surgery for ro-
Cuff Disease Is High. Arthrosc Sports med Rehabil. 2021;3(2):e373-e9. doi: tator cuff disease. Cochrane Database Syst Rev. 2008;2008(1):CD005619.
10.1016/j.asmr.2020.09.028. doi: 10.1002/14651858.CD005619.pub2. update in: Cochrane Database Syst
49. Lin mT, Chiang CF, Wu CH, Huang YT, Tu YK, Wang TG. Comparative Rev. 2019;1:CD005619.
Effectiveness of Injection Therapies in Rotator Cuff Tendinopathy: A Systematic 56. Huang R, Wang S, Wang Y, Qin X, Sun Y. Systematic review of all-arthro-
Review, Pairwise and Network meta-analysis of Randomized Controlled Trials. scopic versus mini-open repair of rotator cuff tears:a metaanalysis. Sci Rep.
Arch Phys med Rehabil. 2019;100(2):336-49.e15. doi: (2016) 6:22857. doi: 10.1038/srep22857
10.1016/j.apmr.2018.06.028.
57. Gartsman Gm, Khan m, Hammerman Sm. Arthroscopic repair of full-thick-
50. Puzzitiello RN, Patel BH, Lavoie-Gagne O, Lu Y, Nwachukwu Bu, Forsythe ness tears of the rotator cuff. j Bone joint Surg Am. 1998;80(6):832-40. doi:
B, et al. Corticosteroid Injections After Rotator Cuff Repair Improve Function, 10.2106/00004623-199806000-00007.
Reduce Pain, and Are Safe: A Systematic Review. Arthrosc Sports med Re-
58. Cavalier m, jullion S, Kany j, Grimberg j, Lefebvre Y, Oudet D, Grosclaude
habil. 2021;4(2):e763-e74. doi: 10.1016/j.asmr.2021.10.010.
S, Charousset C, Boileau P, joudet T, Bonnevialle N; French Arthroscopic
51. Xiang XN, Deng j, Liu Y, Yu X, Cheng B, He HC. Conservative treatment of Society. management of massive Rotator Cuff Tears: Prospective study in
partial-thickness rotator cuff tears and tendinopathy with platelet-rich plasma: 218 patients. Orthop Traumatol Surg Res. 2018;104(8S):S193-S7. doi:
A systematic review and meta-analysis. Clin Rehabil. 2021;35(12):1661-73. 10.1016/j.otsr.2018.09.007.
doi: 10.1177/02692155211011944.
59. Senekovic V, Poberaj B, Kovacic L, mikek m, Adar E, Dekel A. Prospective
52. Keener jD, Galatz Lm, Teefey SA, middleton WD, Steger-may K, Stobbs- clinical study of a novel biodegradable sub-acromial spacer in treatment of
Cucchi G, et al. A prospective evaluation of survivorship of asymptomatic de- massive irreparable rotator cuff tears. Eur j Orthop Surg Traumatol.
generative rotator cuff tears. j Bone joint Surg Am. 2015;97(2):89-98. doi: 2013;23(3):311-6. doi: 10.1007/s00590-012-0981-4.
10.2106/jBjS.N.00099.
60. Sershon RA, Van Thiel GS, Lin EC, mcGill KC, Cole Bj, Verma NN, Romeo
53. jung W, Lee S, Hoon Kim S. The natural course of and risk factors for tear AA, Nicholson GP. Clinical outcomes of reverse total shoulder arthroplasty in
progression in conservatively treated full-thickness rotator cuff tears. j Shoul- patients aged younger than 60 years. j Shoulder Elbow Surg.
der Elbow Surg. 2020;29(6):1168-76. doi: 10.1016/j.jse.2019.10.027. 2014;23(3):395-400. doi: 10.1016/j.jse.2013.07.047.
54. Coronado RA, Seitz AL, Pelote E, Archer KR, jain NB. Are Psychosocial Fac- 61. Dickinson RN, Kuhn jE. Nonoperative Treatment of Rotator Cuff Tears. Phys
tors Associated With Patient-reported Outcome measures in Patients With med Rehabil Clin N Am. 2023;34(2):335-55. doi: 10.1016/j.pmr.2022.12.002.

31
Rotator Manşet Kalsifik Tendinopatisi
Calcific Tendinopathy of Rotator Cuff

Nuri Tuğbay YILDIRANa, ÖZET Kalsifik tendinit, tendonlara ve periartiküler yapılara hidroksiapatit kristallerinin çökmesi ile olu-
şan ve en sık omuz bölgesinde tutulum gösteren bir hastalıktır. Omuz bölgesinde en sık tutulan supras-
Kenan AKGÜNb
pinatus tendonudur, onu infraspinatus tendonu izler. Nadiren subskapularis ve teres minör tendonlarında
da tutulum görülebilir. Klinik olarak, ağrı ve fonksiyon kısıtlılığı ile seyredebilir. Ağrı hareketle artan ka-
a
Kahta Devlet Hastanesi, rakterde olabileceği gibi, istirahatte ve uykuda da ortaya çıkabilir. En çok görülen yaş grubu 30-60 yaş
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Kliniği, olup, kişinin aile ve sosyal hayatını olumsuz yönde etkileyebilir ve iş gücü kaybına sebep olabilir. Et-
Adıyaman, Türkiye yopatogenezi henüz kesinlik kazanmamıştır. Bugün en çok kabul gören teori aktif hücre aracılı bir model
b
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, olan reaktif kalsifikasyondur. Kalsifik tendinit tedavisinde ilk önce cerrahi dışı tedavi seçenekleri yer
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, alır. Konservatif tedaviye aktivite modifikasyonu, anti inflamatuar ilaçlar ve fizik tedavi modaliteleri ile
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ABD, başlanır. Yeterli iyileşme olmaz ise minimal invazif tedavi seçenekleri olan ultrasonografi rehberliğinde
İstanbul, Türkiye lavaj ve ekstrakorporeal şok dalgası tedavisi ile devam edilir.

Yazışma Adresi/Correspondence: Anahtar Kelimeler: Kalsifik tendinit; ultrasonografi


Nuri Tuğbay YILDIRAN
Kahta Devlet Hastanesi,
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Kliniği, ABSTRACT Calcific tendinitis is a disease that occurs when hydroxyapatite crystals precipitate into
Adıyaman, Türkiye tendons and periarticular structures and is most commonly involved in the shoulder area. The most com-
tugbay@outlook.com monly affected shoulder region is the supraspinatus tendon, followed by the infraspinatus tendon. Rarely,
involvement may also be seen in the subscapularis and teres minor tendons. Clinically, it may present with
pain and functional limitation. While the pain may increase with movement, it may also occur at rest and
during sleep. The most common age group is 30-60 years of age, and it can negatively affect a person's
family and social life and cause loss of employment. Its etiopathogenesis has not yet been determined.
The most accepted theory today is reactive calcification, which is an active cell-mediated model. In the
treatment of calcific tendinitis, non-surgical treatment options are the first to be considered. Conserva-
tive treatment begins with activity modification, anti-inflammatory medications and physical therapy
modalities. If there is not sufficient improvement, minimally invasive treatment options such as ultra-
sound-guided lavage and extra-corporeal shock wave therapy are continued.

Keywords: Calcific tendinitis; ultrasonography

alsifik tendinit, rotator manşet tendonlarına ve periartiküler yapılara hidroksia-

K patit kristallerinin çökmesi ile oluşan ağrı ve disfonksiyon ile seyredebilen,


kendi kendini sınırlayan bir hastalıktır. Kalsifik tendinit, kalsifiye tendinit, kal-
sifik periartrit gibi isimlendirmeleri vardır. En çok omuz bölgesinde görülmesine karşın
başta kalçanın rotator tendonları olmak üzere tüm vücutta görülebilir.1,2

TARİHÇE
Kalsifik tendinitin tarihçesine bakıldığında ilk olarak 1872’de Duplay tarafından omu-
KAYNAK GÖSTERMEK İÇİN:
Yıldıran NT, Akgün K. Rotator manşet kalsifik zun ağrılı periartriti olarak bir artropati şeklinde tanımlanmıştır.3 Painter, 1907’de rad-
tendinopatisi. Güven Z, editör. Omuz Ağrısı
ve Sık Görülen Omuz Sorunları. 1. Baskı. An-
yografik olarak kalsifikasyonları tanımlayan ilk kişi olmuştur.4 Codman, 1934’te rotator
kara: Türkiye Klinikleri; 2024. p.32-41. manşet tendonlarında oluşan kalsifik depozitleri tanımlamıştır.5 Bosworth, 1941’de

32
Nuri Tuğbay Yıldıran Rotator Manşet Kalsifik Tendinopatisi

12122 asemptomatik omuzda yaptığı tarama sonucunda muştur.23 Mohr, tenosit nekrozisini öne sürmüştür.24 Bu hi-
kalsiyum depoziti insidansını %2,7 olarak raporlamıştır.6 poteze göre tendon lifleri yıllar geçtikçe bozulmaya baş-
Kalsifiye tendinit terimi ilk olarak 1952’de Plenk tarafın- lar. Yaşlanan tenositler azalmış vasküler akıma bağlı olarak
dan kullanılmıştır.7 Oluşan bu kalsifikasyonların hidro- progresif bir şekilde daha çok hasarlanırlar ve sonunda
ksiapatit kristalleri olduğu ise 1964’te McCarty ve Gatter nekroza giderler. Bu tenositler içerisinde kalsiyum depo-
tarafından ortaya konmuştur.8 zitleri birikerek psammoma cisimciklerini oluşturur ve
bunlar zamanla genişleyerek makroskopik kalsifikasyon-
EPİDEMİYOLOJİ lar haline gelirler. Bahsi geçen bu teorilerin savunduğu
fikirleri dejeneratif kalsifikasyon çatısı altında toplayabi-
Omuz ağrısı yetişkinler arasında yaygın bir yakınmadır ve
liriz.1,25
yaşam boyu prevalansı %67 olarak tahmin edilmektedir.9
Kalsifik tendinitin prevalansı farklı çalışmalarda farklı so- Ancak dejeneratif bir sürece dayanan bu patogenez
nuçlar göstermektedir. Asemptomatik bireylerde yapılan rotator manşetteki kalsifikasyonların kendiliğinden düzel-
değerlendirmelerde, Bosworth 12122 omuzda %2,7, Welf- mesi ve tendonda iyileşmenin yeniden sağlanmasıyla
ling 200 omuzda %7,5, Ruttiman 100 omuzda %20 olarak uyumlu görünmemektedir. Bugün en çok kabul gören teori
Uhthoff ve Loehr’in öne sürdüğü aktif hücre aracılı bir
tespit etmiştir.6,10,11 Louwerens’in yaptığı güncel retros-
model olan reaktif kalsifikasyondur.26,27 Reaktif kalsifi-
pektif bir çalışmada 734 asemptomatik bireyde prevalans
kasyon 3 evreden oluşur. Bunlar kalsifikasyon öncesi evre,
%7,8 olarak bulunmuştur.12
kalsifik evre ve kalsifikasyon sonrası evredir. Kalsifik evre
Kalsifik tendinitin omuz ağrısı olan semptomatik bi- de kendi içerisinde formasyon, dinlenme ve rezorpsiyon
reylerdeki prevalansına baktığımızda ise Welflin 925 ağrılı fazı olmak üzere 3 faza ayrılır. Kalsifikasyon öncesi ev-
omuzda %6,8, Hedtmann 1266 hastada %17, Harmon ve rede kalsifikasyon gelişmesi beklenen yani muhtemel kan
Francisco 2580 ağrılı omuzda %23, Freidman 228 hastada akımı daha az olan alanda tenosit hücrelerinin kondrosit-
%33, Farin 951 ağrılı omuzda %9,7 olarak bulmuştur.10,13-16 lere metaplazisi gerçekleşir. Bir diğer deyişle fibrokarti-
Güncel çalışmalara baktığımızda ise yukarıda bahsi geçen lajenöz transformasyon (fibrokartilajenöz metaplazi)
Louwerens’in yaptığı retrospektif çalışmada subakromiyal meydana gelir. Kalsifikasyon öncesi evrede hastada be-
ağrısı olan 485 hastada %42,5 bulunmuştur.12 Sansone’nun lirti yoktur ama patolojik süreç başlamıştır. Kalsifik ev-
yaptığı çalışmada ise 95 semptomatik omuzun 34 tanesinde rede ilk faz formasyon fazıdır. Formasyon fazında
(yaklaşık %35,7) kalsifik tendinit tespit edilmiştir.17 kondrositler vasıtasıyla kalsiyum kristalleri matriks vezi-
Kadınlarda erkeklerden daha sık görülmekte- külleri içinde toplanır; bu veziküller birleşerek büyük kal-
dir.6,12,13,18,19 Güney Kore’de 2021’de yayınlanan çok mer- siyum depozitlerini oluştururlar. Sonrasında dinleme fazı
kezli retrospektif bir çalışmada kalsifik tendinit tanısı alan başlar. Bu fazda fibrokollajenöz doku, kalsiyum depozit-
506 hastanın 402’si (%79) kadın olarak bildirilmiştir.20 Bi- lerini sınırlar. İnflamasyon ve vasküler infiltrasyon olma-
lateral tutulum %10-20 arasında bildirilmektedir.1,20 En çok dığı gibi ağrı da düşük şiddette seyreder. Radyografide
sınırları belirgin, matür görünümde birikimler görülebilir.
görülen yaş grubu 30-60 arasıdır.12,19,21 En sık supraspina-
Büyük birikimler mekanik semptomlara sebep olabilir.
tus tendonu tutulurken (%80), onu infraspinatus (%15) ve
Dinlenme fazının süresi değişken olup rezorptif faz baş-
daha nadir olarak subskapularis ve teres minör tendonları
layınca sona erer. Rezorptif fazda kalsiyum depozitleri et-
(%5) izler.21 Multifokal tutulum çoğu yayında %8 olarak
rafında ince duvarlı vasküler kanallar görülmeye başlar.
verilmekte iken güncel bir çalışmada %28,2 olarak belir-
Makrofajlar ve çok çekirdekli dev hücreler bu vasküler ya-
tilmiştir.17
pılar ile bölgeye gelip kalsiyumu fagosite ederek rezorp-
siyonu gerçekleştirirler. Hücre infiltrasyonu sonrasında
ETİYOPATOGENEZ inflamasyon meydana gelen bu fazda, ağrı çok yoğundur
Etiyopatogenezi henüz kesinlik kazanmamış olup, çeşitli ve hastaların genelde hastaneye başvurdukları zamandır.
hipotezler ortaya atılmıştır. Codman, aşırı kullanmanın Kalsiyumun rezorbe olmasıyla eş zamanlı olarak, genç
(tekrarlayıcı travmaların) rotator manşette dejenerasyona fibroblastları ve yeni vasküler kanalları içeren granülas-
yol açtığını, bunun da tendonda kalsifik depozit oluşumuna yon dokusu, kalsiyumun kapladığı ve rezorbe olduktan
sebep olduğunu ileri sürmüştür ve bu teorisi Bishop tara- sonra oluşturmuş olduğu ölü boşlukları yeniden şekillen-
fında da desteklenmiştir.5,22 Sandstrom ise rotator manşet- dirmeye başlar. Bu alanlar, başlangıçta tip III kollajen içe-
teki dejenerasyona vasküler lokal iskeminin sebep rir. Kalsifikasyon sonrası evrede tendon rekontrüksiyonu
olduğunu ve bunun kalsifik depozit oluşturduğunu savun- gerçekleşir. Skar olgunlaştıkça, fibroblastlar ve kollajen

33
Nuri Tuğbay Yıldıran Rotator Manşet Kalsifik Tendinopatisi

sonunda tendonun uzunlamasına ekseni boyunca hizala-


nır. Bu remodelling sürecinde tip III kollajen, tip I kolla- KLİNİK TABLO
jen ile değiştirilir. Ağrı oldukça azalmıştır.2,25-27 Uthoff, Omuzun kalsifik tendinitinde temel klinik semptom ağrıdır.
dejeneratif kalsifikasyonda yaşlandıkça (genelde ileri Eşlik eden eklem hareket açıklığı kısıtlılığı da olabilir.
yaşta), tendon hasarı ve nekrozu arttıkça kalsifikasyonun Ağrı, rotator manşet tendinopatisi (sıkışma sendromu) gibi
arttığını, distrofik kalsifikasyon içeren bu tendonun iyi- kendini gösterir. İyi bir anemnez yanında iyi bir klinik
leşme şansının da olmadığını belirtmiştir.26 Reaktif kalsi- muayene diğer patolojilerin de ayırt edilebilmesi açısından
fikasyonda ise sürecin daha genç hastalarda (40-50’li büyük önem taşır. Ağrı özellikle kolun baş üstü hareketle-
yaşlarda) canlı kondrositlerce canlı hücrelerle çevrili bir riyle tetiklenir. Gece ağrısı sıktır ve çoğu zaman üzerine
çevrede başlatıldığını ve sonrasında kendi kendine iyi- yatmakla artan karakterdedir.2,21 Semptomlar kas spazm-
leşme potansiyelinin de olduğunu belirterek farklarını or- ları, subakromiyal bursit, biseps uzun başı patolojileri, se-
taya koymuştur. konder adhezif kapsülit ve rotator manşet tendon yırtıkları
Bir diğer teori de tendon kök hücreleri ile ilgidir. ile de ilişkili olabilir. Kalsifik tendinit nadiren de olsa hu-
Tendonların arasında tenositler ve tendon kök hücreleri bu- merusun büyük tüberkülünde osteolizis veya tendonda os-
lunur. Normal şartlarda tendon kök hücreleri, travmadan sifiye tendinopati yapabilir.38
sonra tenositlere diferansiye olur. Tenosit hücreleri de, ten- Kalsifik tendinitin formasyon fazı kronik ağrı ile ka-
donun bakım ve onarımını sağlar.21 Ancak yapılan çalış- rakterizedir. Dinlenme fazında ağrı değişken seyredebilir.
malardan birinde tendon kök hücrelerinin in vitro olarak Ancak bu iki faz da asemptomatik seyirli olabilir. Rezorp-
adiposit, kondrosit ve osteositlere farklılaşabildiği ve in tif faz ise tıpkı bir enfeksiyonu taklit edermiş gibi atrav-
vivo olarak tendon benzeri, kıkırdak benzeri ve kemik ben- matik omuz ağrısıyla giden akut şiddetli ağrı ile kendini
zeri dokular oluşturabildiği bulunmuştur.28 Tendon kök gösterir.27
hücrelerinin tendon üzerindeki aşırı yüklenmeler veya tek- Tendondaki kalsifikasyon 1,5 cm ve üstü ise çoğun-
rarlayıcı kümalatif mikrotravmalar sonrasında da muhte- lukla, 1 cm altında olanlar ise lokalizasyona göre sempto-
mel bir prostoglandin E2 aracılı mekanizmayla tenosit matiktir.39 Supraspinatus tendonundaki kalsifikasyonlar
yerine kondrosit, adiposit ve osteositlere diferansiye ola- anlamlı ölçüde ağrıyla ilişkidir.17 Neer, ağrının sebepleri
bileceği bildirilmiştir.29,30 Rui, tendon kök hücrelerinin yan- olarak kalsiyumun dokularda kimyasal irritasyona sebep
lış diferansiyasyonu sonrasında tenosit yerine kondrosit ve olmasını, basınca sebep olan doku ödemini, irritasyona
osteoblast oluştuğunu ve bunun da kalsifik tendiniti oluş- bağlı bursa kalınlaşmasının sıkışmaya sebep olmasını ve
turabileceğini ileri sürmüştür.31 glenohumeral eklemin kronik hareketsizliğine bağlı ağrıya
Bazı endokrin hastalıklar da kalsifik tendite olan yol açması olarak göstermiştir.40
yatkınlığı arttırabilir. İnsülin bağımlı diyabetes mellitus
hastalarının yaklaşık %30’unda kalsifik tendinit olduğu GÖRÜNTÜLEME
bildirilmiştir.21,32 Harvie, kalsifik tendinitli hastalarının
DİREKT GRAFİ
%64,7’sinde endokrin hastalık öyküsü olduğunu bildir-
miş, tiroit (özellikle hipotiroidi) ve östrojen metabolizma Görüntüleme yöntemlerinde ilk basamak direkt grafidir.
bozukluklarının kalsifik tendinit etiyolojisinde payı bu- Anterior-posterior, outlet (skapular Y), internal ve ekster-
lunabilir diye belirtmiştir.33 Mavrikakis, diyabetli hasta- nal rotasyon grafileri çekilebilir. Direkt grafi ile kalsifik
larının %31,8’inde kalsifik tendinit saptarken kontrol depozitin sadece varlığı değil; boyutları ve yoğunluğu da
grubunda bu oran %10,3 olarak kalmıştır.34 Lin, hiperli- değerlendirebilir. Direkt grafide kalsifik depozitler için
pidemili kadınların daha yüksek risk taşıdığını belirtmiş- Gartner, Mole (Fransız Artroskopi Derneği), Boswort sı-
tir.35 nıflandırmaları kullanılabilir.

Bir çalışmada kalsifik tendinit hastalarında insan lö- Gartner sınıflamasına göre kalsifik depozitler 3 grupta
kosit antijen (HLA) serotip sınıfı A1’in kalsifik tendinitli sınıflandırabilir. Tip 1: Keskin sınırlı ve dens yapıda kal-
hastalarda artmış sıklıkta olduğu bulunmuştur.36 İşle ilgili sifikasyonlar; tip 2: Keskin sınırlı ve heterojen yapıda veya
tekrarlayan kol hareketlerinin omuzda aşırı yüklenmeye ve sınırları belirsiz ve homojen yapıda kalsifikasyonlar; tip 3:
dolayısıyla omuzda kalsifik tendinite sebep olur mu soru- Sınırları belirsiz ve transparan yapıda kalsifikasyonlar.41
suna yanıt arayan etiyolojik bir araştırmada ise tekrarlayan Mole sınıflamasına göre kalsifik depozitler 4 gruba ay-
kol hareketlerinin omuzda kalsifik tendinite sebep olma- rılabilir. Tip A: Dens, homojen ve keskin sınırlı; tip B: Dens,
yacağı sonucuna varılmıştır.37 segmente/fragmente ve keskin sınırlı; tip C: Heterojen, yu-

34
Nuri Tuğbay Yıldıran Rotator Manşet Kalsifik Tendinopatisi

muşak sınırlı; tip D: Rotator manşet tendonunun insersiyo- mıştır.16 Belirgin akustik gölgelenmesi olan hiperekoik
sundaki distrofik kalsifikasyonlar. Gartner’in Mole sınıflan- odak; soluk (silik) akustik gölgelenmesi olan hiperekoik
dırmasından daha güvenilir olduğu belirtilmektedir.42 odak ve gölgelenme vermeyen hiperekoik odak. Chiou ise
Bosworth’a göre ise kalsifik depozitler 3 grupta sınıf- depozitleri şekline ve doppler aktivitesine göre 4’e ayır-
landırabilir. Küçük <0,5 cm; orta 0,5-1,5 cm; geniş >1,5 cm.6 mıştır.47 Şekline göre: Ark (yay); noktalı, fragmente; nodü-
ler ve kistik (Resim 1-4). Power doppler sinyal aktivitesine
ULTRASONOGRAFİ (USG) göre: Grade 0 (doppler aktivitesi yok); grade 1 (<3 nokta
veya 1 kısa çizgi); grade 2 (3-6 nokta veya birden fazla kısa
Rotator manşet tendonlarındaki kalsifikasyonları saptamak çizgiler); grade 3 (>6 nokta veya belirgin renkli çizgiler).
ve lokalize etmek konusunda USG, %98 duyarlılığa ve
Tespit edilen kalsifik depozite karşı nasıl bir tedavi
%94 özgüllüğe sahiptir.43 USG transdüserleri 200 mikro-
uygulayacağımıza karar vermemize de USG yardımcı olur.
metreye kadar görüntü sağlayarak, MRG’den daha iyi çö-
Hiperekoik ark şeklinde depozitler genelde dinlenme fa-
zünürlüğe ulaşırlar.44 USG sayesinde kalsifik depozitlerin
zındaki depozitlerin karakteristik özelliği olup genelde
boyutunu ve yapısını da tespit edebiliriz. Tanı koymanın
bunlar USG rehberliğinde lavaj ve ESWT gibi daha agre-
yanında tedavide kullanılacak girişimsel yöntemlere reh-
sif tedavi metotları gerektirir. Artmış doppler sinyal akti-
berlik etmesi için de yaygın olarak kullanılmaktadır.27,45
viteli, ark şeklinde olmayan, nodüler, kistik veya fragmente
Kalsifik depozitleri tanımlamak için USG’de çeşitli sı- depozitler rezorptif fazı işaret eder; bunlarda spontan re-
nıflandırmalar kullanılmaktadır. Bunlardan yaygın olan 2 zolüsyon yaygın olduğu için steroid olmayan anti inflama-
tanesi Farin ve Chiou’nun yaptığı sınıflamalardır.1,21,46 Farin tuar ilaçlar (SOAİİ) ve fizik tedavi modaliteleri gibi
depozitleri akustik gölge verip vermemesine göre 3’e ayır- konservatif tedaviler genellikle başarılı sonuçlar verir.45,48

RESİM 1: USG’de ark şeklinde, belirgin akustik gölge veren depozit. RESİM 2: USG’de fragmente şekilde, silik akustik gölge veren depozit.

RESİM 3: USG’de nodüler şekilli, silik akustik gölgelenme veren depozit. RESİM 4: USG’de kistik şekilde, akustik gölge vermeyen depozit.

35
Nuri Tuğbay Yıldıran Rotator Manşet Kalsifik Tendinopatisi

Ark şeklinde olmayan, doppler sinyal aktivitesi veren, Wolk ve Wittenberg, konservatif tedavi ile 49 ay
çevre bursal yapılara uzanım gösteren kalsifik depozitler takip ettiği 159 hastanın %70’inde iyi sonuçlar almış olup,
semptomatik kalsifik tendinit bulgularıdır.45,48 Ancak di- 104 ay sonunda kalsifik depozitlerin hastaların %82’sinde
rekt grafiye benzer şekilde, ultrasonda kalsifikasyonların ultrasonografik olarak kaybolduğunu bildirmiştir.53 Cho,
görünümü patolojik evre ile korele olabilse ve tedaviyi konservatif tedavi ile ortalama 16 aylık takip sonucunda
yönlendirmeye yardımcı olsa da, bulgular semptomların hastaların %72’sinde anlamlı iyileşme, radyografik olarak
derecesi ile korele olmayabilir.39 %62’sinde lezyon boyutunda küçülme veya tam çözülme
tespit etmiştir.54 Noel, 125 hastanın 6 aylık takibi sonu-
MANYETİK REZONANS GÖRÜNTELEME (MRG) cunda %50,4’ünde iyi klinik sonuçlar elde ettiğini bildir-
Tanıda anamnez, fizik muayene, direkt grafi ve USG ço- miştir.55
ğunlukla yeterlidir. Eğer direkt grafi ile lezyonu görüp Ogon, 420 kalsifik tendinitli hastayı takip ettiği bir
USG ile de tanıyı doğrularsak kalsifik tendinit tanısı için çalışmada verilen cerrahi dışı konservatif tedaviyle has-
MRG çekilmesi gerekli değildir; çünkü çoğu vakada bu iki taların %73’ünün iyileştiğini, ancak minimum 3 ayı stan-
görüntüleme yönteminden sonra ekstra bir bilgi vermez.46,49 dart olmak üzere 6 aylık konservatif tedaviye rağmen
MRG, kalsifik tendinite eşlik eden ilave bir patoloji varsa hastaların %27’sinde persistan semptomların devam et-
veya düşünülüyorsa istenebilir.46 Kalsifik depozitler tiğini bildirmiştir. Ogon, aynı çalışmada başlangıçta
MRG’de hem T1 hem de T2 sekansında düşük sinyal in- hangi hastaların cerrahi dışı tedaviye dirençli olabilece-
tensitesinde görülür. T2 sekansında rezorptif fazda depo-
ğine dair bir takım prognostik faktörler yayınlamıştır.
zitler etrafındaki ödem yüksek sinyal intensitesinde
Buna göre başlangıçta hastanın bilateral kalsifik depo-
görünebilir.2,46 Güncel bir yayında kalsifik tendinit tanı-
ziti varsa, depozit akromiyonun ön kısmına lokalizeyse,
sında MRG duyarlılığı %65, özgüllüğü %58 olarak belir-
medial uzantı gösteriyorsa veya yüksek hacimli bir kal-
tilmiş, özellikle depozitlerin boyutlarını belirlemede hatalı
sifik depozit (>1500 mm3) ise bunlar negatif prognostik
olabileceğine ancak bulguları doğrulamadaki rolünün
faktörlerdir. Eğer başlangıçtaki depozit direkt grafide
önemli olduğuna değinilmiştir.50 Başka bir çalışmada stan-
Gartner tip 3 ile uyumluysa veya USG’de akustik gölge-
dart T1 ve T2 sekanslı MRG’nin kalsifik tendinitte duyar-
lenme vermiyorsa bunlar pozitif prognostik faktörler-
lılığı %59, özgüllüğü %67 bulunmuş, kalsifik
dir.56
birikimlerinin saptanmasına duyarlılık ağırlıklı görüntü-
leme sekansında ise MRG duyarlılığı %98, özgüllük %96
ORAL MEDİKAL TEDAVİ
olarak bulunmuştur ve yazarlar kalsifik tendinitte duyarlı-
lık ağırlıklı MRG sekansının kullanılmasının önemini be- Oral SOAİİ kullanımı omuz ağrılarında inflamasyonu az-
lirtmişlerdir.51 Standart MRG sekanslarında kalsifik altıcı ve analjezik etkilerinden dolayı oldukça yaygın olup,
tendinitin hatalı tanı konmasının sebebi olarak sağlıklı nor- yan etkileri gözetilerek kalsifik tendinit tedavisinde de kul-
mal tendonlar ile kalsifik depozitlerin benzer dansitede (hi- lanılırlar.46,48 Oral medikal tedaviler içerisinde bir diğer se-
pointens) olmasına, bunun da yanlış negatif veya yanlış çenek olan simetidin, mekanizması tam belli olmasa da
pozitif yorumlamalara sebep olmasına bağlanmıştır.48,51 paratiroit hormon aktivitesini değiştirerek, serum kalsiyum
düzeyini düşürdüğü ve böylece kalsifikasyonu engellediği
öne sürülen bir ajandır. Ancak araştırılan vaka sayısı ol-
TEDAVİ
dukça az olup simetidinin kalsifik tendinitte işe yaradığına
Kalsifik tendinit tedavisinde ilk önce cerrahi dışı tedavi se- dair daha fazla kanıt düzeyi yüksek çalışmalara ihtiyaç var-
çenekleri yer alır. Konservatif seçeneklerden aktivite mo- dır.57
difikasyonu, anti inflamatuar ilaçlar ve fizik tedavi
modalitelerine başlanır; sürece minimal invaziv tedavi se- ASETİK ASİT İYONTOFOREZİ
çenekleri olan USG rehberliğinde lavaj ve ekstrakorporeal
Asetik asit iyontoforezi kalsifik tendinit tedavisinde kulla-
şok dalgası tedavisi (ESWT) ile devam edilir.52
nılabilen bir fizik tedavi modalitesidir. Mekanizması teo-
ride, asetik asitin kalsifik tendinitin bulunduğu çevreyi
KONSERVATİF TEDAVİ
asidik yapmasına ve bu asidik ortamda hidroksiapatit kris-
Kalsifik tendinit kendiliğinden rezorbe olup tendon hasarı tallerinin çözülmesine dayanır. İyontoforez, asetik asidin
veya dejenerasyon olmaksızın tam iyileşebilen bir hasta- derin dokulara iletilmesine aracı olur. Ancak yapılmış olan
lıktır. Bu yüzden tedavide ilk basamakta konservatif tedavi 2 farklı randomize kontrollü çalışmada iyontoforez ve pla-
metotları denenmelidir.48 sebo arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır.58,59

36
Nuri Tuğbay Yıldıran Rotator Manşet Kalsifik Tendinopatisi

TERAPÖTİK ULTRASON tadan oluşan başka bir meta analizde yüksek enerjili
ESWT, düşük enerjili ESWT’den daha etkili (Constant
Terapötik ultrason tedavide kullanılabilen bir diğer fizik
omuz skoru, VAS skoru) bulunmuştur. Yüksek enerjili
tedavi modalitesidir. Terapötik ultrasonun etkinliğinin
ESWT diğer tüm cerrahi dışı tedavilerden radyografik iyi-
araştırıldığı çift kör randomize kontrollü bir çalışmada has-
leşme ve çözülme dahil daha etkili olarak bulunmuştur.62
talara her seansta 15 dakikalık 0,89 mhz frekansta ve 2.5
watt/cm2 yoğunlukta pulse ultrason uygulanmış. İlk 3 hafta Tüm cerrahi dışı tedavilerin karşılaştırıldığı bir meta
haftada 5 gün, sonraki 3 hafta ise haftada 3 gün uygulanan analizde USG rehberliğinde lavaj (barbotaj), radiyal
tedavi sonrasında, plaseboyla karşılaştırıldığında hem ağ- ESWT, yüksek enerjili odaklı ESWT ağrıyı azaltmada ve
rıda azalma hem de yaşam kalitesinde iyileşme tespit edil- kalsiyum depozitlerinin tamamen çözülmesinde başarılı
miş, kısa dönem verilerinde faydalı bir tedavi yöntemi bulunmuştur. Yüksek enerjili odaklı ESWT’nin düşük
olarak bulunmuştur. Dokuzuncu ayda yapılan karşılaştır- enerjili radiyal ESWT, TENS ve ultrasonla karşılaştırıldı-
mada ise plasebo ile arada anlamlı bir fark bulunmamış- ğında en iyi seçenek olduğu belirtilmiştir.63
tır.60
ULTRASONOGRAFİ REHBERLİğİNDE LAVAJ
SUBAKROMİYAL BURSA ENJEKSİYONU USG rehberliğinde yapılan lavaj (barbotaj), minimal inva-
İzole subakromiyal bursa enjeksiyonları özellikle rezorptif ziv bir işlem olup konservatif tedaviye dirençli kalsifik ten-
fazda hastalardaki ağrıyı azaltmak amacıyla uygulanabilir. dinit olgularında kullanılan cerrahi dışı, ucuz, maliyet
Ağrı, günlük aktiviteleri ve uykuyu etkileyecek kadar şid- etkin, lokal anestezi ile ameliyathane şartlarında olmadan
detli olduğunda veya ağrının tedaviye katılımı engellediği yapılabilen bir tedavi yöntemidir. Amaç kalsifik depozit-
durumlarda subakromiyal bursaya kortikosteroid enjeksi- lerin aspire edilerek boyutunun küçültülmesi, çözünürlü-
yonu önerilebilir.52 ğünün arttırılması ve hastanın ağrısının azaltılmasıdır. USG
rehberliğinde lavaj işlemi iki iğneli ve tek iğneli olmak
EKSTRAKORPORAL ŞOK DALGA TEDAVİSİ üzere 2 farklı teknikle yapılabilir.27 Orlandi’nin 2 tekniği
Ekstrakorporal şok dalga tedavi, piezoelektrik, elektrohid- karşılaştırdığı bir çalışmada iki yöntem arasında uygulama
rolik ve elektromanyetik cihazlarla üretilen ses dalgalarının süreleri olarak genel anlamda fark bulunmamıştır. Sadece
kullanımına dayalı olan ve kalsifik tendinit tedavisinde de çok katı kalsifikasyonlarda çift iğne metodunun biraz daha
kullanılan bir tedavi yöntemidir. Kalsifik tendinitte ESWT kısa sürdüğü, yumuşak/sıvı kalsifikasyonlarda ise tek iğne
için kullanılan dozun (enerji yoğunluğunun), sürenin ve metodunun biraz daha kısa sürdüğü farkını ortaya koy-
aralığın ne kadar olması gerektiği konusunda henüz bir muşlardır. Klinik sonuçlarda ise Constant omuz skorları
fikir birliği yoktur.21,46 ESWT, dalga biçimi özelliklerin- arasında 1 yıllık takipte anlamlı bir fark bulunmamıştır.64
deki farklılıklar ve hedeflenen doku üzerindeki etkisi ile Tek iğneli yöntemde cilt altına lokal anestezik veril-
“radiyal” (R-SWT) veya “odaklı” (F-SWT) olarak sınıf- dikten sonra in plane teknikle 18G (gauge)’lik iğne kalsi-
landırılabilir. Radiyal ESWT daha yüzeyel dokulara daha fikasyonun merkezine ilerletilir (Resim 5). Depoziti
düşük enerji gönderebilirken, odaklı ESWT daha derin do- yumuşatmak için 18G’lik iğne kendi ekseni etrafında dön-
kulara daha yüksek enerji gönderebilmektedir. Enerji yo- dürülebilir. Daha sonra 3 cc %1’lik lidokain çekilmiş şı-
ğunluğuna göre 0,08 mj/mm2’den küçükse düşük enerjili, rınga enjektöre takılır. Şırınganın pistonu kalsiyum
0,08-0,28 mj/mm2 arası ise orta enerjili, 0,28 mj/mm2’den kavitesinin rüptüründen kaçınmak için çok nazikçe itilir ve
büyükse yüksek enerjili ESWT olarak isimlendirilmekte- sonra piston serbest bırakılır. Kavitenin rüptüre olması pro-
dir. Üç enerji şekli de kalsifik tendinit tedavisinde kulla- sedürün başarısız olmasına sebep olabilir. Her bir yavaş ve
nılmaktadır.1 ESWT’nin kalsifik tendinit tedavisindeki düşük basınçlı enjeksiyonu takiben şırıngayı serbest bı-
mekanizması 3 yolla açıklanmaktır. İlki depozitlerin me- rakma işlemi birkaç defa tekrar edilir. Eğer başarılı olun-
kanik etki ile fragmantasyonu, ikincisi moleküler etki ile duysa lidokain ve kalsiyum parçacıkları şırınganın içine
depozitlerin fagositozu, üçüncüsü de analjezik etki ile ağ- aspire edilerek dolmuş olacaktır. Aspiratlar temizlenene
rının denervasyonu. kadar şırıngalar her seferinde yeniden lidokain doldurul-
Yapılan bir sistematik meta analizde ESWT yapılan muş olanlarla değiştirilir. Lavaj işlemine, artık kalsifikas-
hastalar, 6 ay sonra plaseboya göre omuz ağrısının azal- yon aspire edilemeyene kadar devam edilir (Resim 6).
ması, fonksiyonun geri kazanılması, kalsifikasyonların Daha sonra iğne geri çekilip subakromiyal bursaya gelinir.
total ve parsiyel çözülmesinde anlamlı olarak daha iyi so- Prosedür sonrası bursitlerden kaçınmak için bursa içine 1
nuçlar göstermiştir.61 14 çalışmanın dahil edildiği, 995 has- cc %2’lik lidokain + 1 ml dexametazone palmitat karışımı

37
Nuri Tuğbay Yıldıran Rotator Manşet Kalsifik Tendinopatisi

yıllık takipte klinik olarak (VAS) arada anlamlı bir fark ol-
madığı sonucuna varılmıştır.66
USG rehberliğindeki perkutan girişimsel işlemler
(lavaj, fenestrasyon, iğneleme) 1450 omuzun (1403 hasta)
dahil edildiği bir sistematik derlemede değerlendirilmiş;
ortalama 11 aylık takip sonucunda kalsifik tendinit tedavi-
sinde rotator manşet için bu yöntemlerin güvenli ve efek-
tif olduğu, ortalama %55 oranında ağrıda iyileşme
sağladığı görülmüştür.67 Başka bir sistematik derleme ve
meta analizde kalsifik tendinitli 617 hastaya USG rehber-
liğinde yapılan lavajın (barbotajın) etkinliği değerlendiril-
RESİM 5: Depozitin lavajda SF ile aspirasyonu (beyaz ok iğne, siyah ok depozit). miştir. Ultrason rehberliğindeki lavaj ve ESWT arasında
12 aylık takipte VAS, Constant omuz skoru, kalan kalsi-
yum depozitlerinin boyutları ve kaybolma oranları arasında
lavaj lehine anlamlı bir fark görülmüştür. Arada anlamlı
bir komplikasyon farkı ise görülmemiştir. Ultrason reh-
berliğindeki lavajın, kalsifik tendinit için önerilen
ESWT’ye göre ağrı rahatlaması ve kalsifikasyonun temiz-
lenmesi açısından daha üstün bir tedavi seçeneği olduğu
sonucuna varılmıştır.68
USG rehberliğinde yapılan lavaj ile subakromiyal
bursaya yapılan kortikosteroid enjeksiyonunun karşılaştı-
rıldığı randomize bir çalışma sonucunda 1 yıllık takipte her
iki grupta da iyileşme görülmüş; ancak klinik ve radyo-
grafik olarak lavaj anlamlı derecede daha üstün bulun-
muştur.69 Bu çalışmaya katılan aynı hastaların 5 yıllık
RESİM 6: Lavaj sonrası enjektörde biriken kalsifik depozit görünümleri. takibiyle yapılan çalışmada ise USG rehberliğinde yapılan
lavaj ve USG rehberliğinde yapılan subakromiyal bursa en-
jeksiyonu arasından klinik ve radyografik olarak anlamlı
bir fark bulunmamıştır.70
enjekte edilir ve prosedür tamamlanmış olur.65 Bu teknikte
CERRAHİ
aspirasyon işlemi esnasında şırınga içerisinde lidokain ye-
rine serum fizyolojik (oda sıcaklığında veya ısıtılmış) de Eğer hastaya uygulanan cerrahi dışı tüm tedaviler başarı-
kullanılabilir. Çift iğneli yöntemde ise tek iğneliye benzer sızlıkla sonuçlandıysa ve hastanın ağrısı 6 aydan uzun bir
şekilde ilk önce cilt altına lokal anestezik uygulandıktan süredir devam ediyorsa cerrahi tedavilere başvurabilir.2,48,52
sonra enjekte edilecek iğne kalsifik depozitin merkezine Cerrahinin amacı, tendon bütünlüğünü korurken kalsifi-
yerleştirilir. İkinci bir iğne ise diğer iğnenin hemen altından kasyonları debride etmek ve maksimum düzeyde çıkar-
yerleştirilir. Yukarıdaki ilk iğneden enjekte edilen serum maktır. Artroskopik ve açık debridman cerrahi
fizyolojik alttaki ikinci iğneden aspire edilir. Bu işleme as- yaklaşımların her ikisi de omuzun kalsifik tendiniti için
pirasyon sıvısı berrak olana dek devam edilir ve yine pro- yüksek düzeyde başarı göstermiştir. Cerrahi işlemde ten-
sedür sonrası subakromiyal bursaya kortikosteroid don tamamen onarılmalı mı yoksa olduğu gibi defektli bı-
enjeksiyonu önerilir.1,52,64 rakılmalı mı, depozitin tamamı mı çıkarılmalı yoksa bir
kısmı mı, depozitlerin çıkarılması mı yapılmalı yoksa sa-
USG rehberliğinde yapılan lavaj işleminde kullanılan
dece akromiyoplasti mi yapılmalı gibi bazı tartışmalı ko-
serum fizyolojik sıvısının sıcaklığının önemini araştırmak
nular mevcuttur.46,52
için yapılan bir çalışmaya 462 hasta, 2 randomize grup ola-
cak şekilde dahil edilmiştir. İlk gruba 42°C serum fizyolo- Bazı araştırmacılar, kalsiyum birikintilerinin tamamen
jik, ikinci gruba oda sıcaklığında serum fizyolojik ortadan kaldırılmasının öneminin altını çizmekte ve fonk-
verilmiştir. İlk grupta uygulamanın daha kısa sürdüğü ve siyonel sonuç ile kalan depozit miktarı arasında ters bir
aspirasyonun daha kolay yapıldığı sonucuna varılsa da 1 ilişki de rapor etmektedirler. Buna karşılık, birçok yazar,

38
Nuri Tuğbay Yıldıran Rotator Manşet Kalsifik Tendinopatisi

mümkün olan en büyük miktarda depozitin çıkarılmasını dinit cerrahisiyle ilgili yaptığı araştırmada tüm hastalarda
önerseler bile, hücre aracılı rezorpsiyonun, etkilenen böl- kalsifik depozitleri tamamen çıkarmış, küçük yırtıkları
genin cerrahi insizyonu ile zaten tetiklenebileceğinden, tam onarmamış, büyük yırtıkları ise süture etmişlerdir. Orta-
eradikasyonun gereksiz olduğunu bulmuşlardır.21 Depozi- lama 36 aylık takip sonucunda hiçbir hastada rezidü yırtık
tin kısmi çıkarılması tendonun daha iyi korunmasını sağlar. görmemişlerdir. Sonuç olarak kalsifik depozitlerin hepsinin
Operasyon sonrası kalan depozit miktarını değerlendirmek çıkarılmasını önerirlerken, tendon boşlukları onarılan has-
için radyolojik kontrol yapılabilir. Ameliyat sonrası fonksi- taların daha erken rehabilitasyon programına başlayabildi-
yonel sonuçların, kalsifikasyonların boyutundan ve türün- ğini bildirmişlerdir.72
den etkilenmediği rapor edilmiştir.71,72 Akromiyoplastinin sadece gözle görülür mekanik im-
Çoğu yazar, hastalığın doğası gereği kendi kendini pingement (sıkışma) bulguları olan korakoakromiyal liga-
iyileştirdiği konusunda hemfikir olup depozitlerin tama- ment sertleşmesi ve akromiyonun ligamentlerinin alt
men çıkarılmasından sonra kalan tendon lezyonlarının di- yüzünde olan osteofitlerin varlığı gibi durumlarda yapıl-
kilmesini önermezler.21,73 Bazı yazarlar ise eksizyon sonrası ması önerilir. Literatürde, akromiyoplastiyle beraber veya
kalan tendonda defekt büyük olduğu takdirde tendonun akromiyoplasti olmadan kalsifikasyonun çıkarılması son-
onarımını önermektedir.73 Porcellini ve ark., kalsifik ten- rasındaki sonuçlar büyük ölçüde benzerdir.21,46

KAYNAKLAR
1. Umamahesvaran B, Sambandam SN, Mounasamy V, Gokulakrishnan PP, 13. Hedtmann A, Fett H. Die sogenannte Periarthropathia humeroscapularis--
Ashraf M. Calcifying Tendinitis of Shoulder: A Concise Review. J Orthop. 2018 Klassifizierung und Analyse anhand von 1266 Fällen [So-called humero-
May 20;15(3):776-82. doi: 10.1016/j.jor.2018.05.040. scapular periarthropathy--classification and analysis based on 1,266 cases].
2. Kim MS, Kim IW, Lee S, Shin SJ. Diagnosis and treatment of calcific tendinitis of Z Orthop Ihre Grenzgeb. 1989;127(6):643-9. German. doi: 10.1055/s-2008-
the shoulder. Clin Shoulder Elb. 2020;23(4):210-6. doi: 10.5397/cise.2020.00318. 1040306.

3. Duplay ES. De la periarthritis scapulohumerale et des radieurs de l’epaule 14. Harmon PH. Methods and results in the treatment of 2,580 painful shoulders,
quien son la consequence. Arch Gen Med. 1872;20:513-42. with special reference to calcific tendinitis and the frozen shoulder. Am J Surg.
1958;95(4):527-44. doi: 10.1016/0002-9610(58)90436-7.
4. Painter CF. Subdeltoid bursitis. Boston Med Surg J. 1907;(156):345-9.
15. Friedman MS. Calcified tendinitis of the shoulder. Am J Surg. 1957;94(1):56-
5. Codman EA. The Shoulder; Rupture Of The Supraspinatus Tendon And Other
61. doi: 10.1016/0002-9610(57)90618-9.
Lesions İn Or About The Subacromial Bursa. Thomas Todd Co.; 1934.
16. Farin PU, Jaroma H. Sonographic findings of rotator cuff calcifications. J Ul-
6. Bosworth BM. Calcıum Deposıts In The Shoulder And Subacromıal Bursıtıs:
trasound Med. 1995;14(1):7-14. doi: 10.7863/jum.1995.14.1.7.
A Survey Of 12,122 Shoulders. Journal of the American Medical Association.
1941;116(22):2477-82. doi: 10.1001/JAMA.1941.02820220019004. 17. Sansone V, Consonni O, Maiorano E, Meroni R, Goddi A. Calcific tendinopa-
thy of the rotator cuff: the correlation between pain and imaging features in
7. PLENK HP. Calcifying tendinitis of the shoulder; a critical study of the value
symptomatic and asymptomatic female shoulders. Skeletal Radiol. 2016;
of x-ray therapy. Radiology. 1952;59(3):384-9. doi: 10.1148/59.3.384.
45(1):49-55. doi: 10.1007/s00256-015-2240-3.
8. Mccarty DJ, Gatter RA. Identification Of Calcium Hydrogen Phosphate Dihy-
18. Depalma AF, Kruper JS. Long-term study of shoulder joints afflicted with and
drate Crystals in Human Fibrocartilage. Nature. 1964;201:391-2. doi:
treated for calcific tendinitis. Clin Orthop. 1961;20:61-72.
10.1038/201391b0.
9. Luime JJ, Koes BW, Hendriksen IJ, Burdorf A, Verhagen AP, Miedema HS, et 19. Speed CA, Hazleman BL. Calcific tendinitis of the shoulder. N Engl J Med.
al. Prevalence and incidence of shoulder pain in the general population; a 1999;340(20):1582-4. doi: 10.1056/NEJM199905203402011.
systematic review. Scand J Rheumatol. 2004;33(2):73-81. doi: 20. Yoo YS, Park JY, Kim MS, Cho NS, Lee YB, Cho SH, et al. Calcific tendinitis
10.1080/03009740310004667. of the shoulder in the Korean population: demographics and its relation with
10. Welfling J, Kahn M, Desroy M, Paolaggi J, De Seze S. Calcifications of the coexisting rotator cuff tear. Clin Shoulder Elb. 2021;24(1):21-6. doi:
shoulder. II. The disease of multiple tendinous calcifications. Revue du rhu- 10.5397/cise.2020.00010.
matisme et des maladies osteo-articulaires. 1965;32(6):325-34. 21. Sansone V, Maiorano E, Galluzzo A, Pascale V. Calcific tendinopathy of the
11. Ruttimann G. Uber die Haufigkeit rontgenologischer Veränderunger bei Pa- shoulder: clinical perspectives into the mechanisms, pathogenesis, and treat-
tienten mit typischer Periarthritis humeroscapularis und schultergesunden. ment. Orthop Res Rev. 2018;10:63-72. doi: 10.2147/ORR.S138225.
Inaugural Dissertation, Zurich. Published online 1959. 22. Bishop WA Jr. Calcification Of The Supraspinatus Tendon: Cause,
12. Louwerens JK, Sierevelt IN, van Hove RP, van den Bekerom MP, van Noort Pathologic Picture And Relation To The Scalenus Anticus Synd-
A. Prevalence of calcific deposits within the rotator cuff tendons in adults with rome. Archives of Surgery. 1939;39(2):231-46. doi:10.1001/arch-
and without subacromial pain syndrome: clinical and radiologic analysis of surg.1939.01200140063006.
1219 patients. J Shoulder Elbow Surg. 2015;24(10):1588-93. doi: 23. Sandstrom C. Peridentinis calcarea. A common disease of middle life. Its di-
10.1016/j.jse.2015.02.024. agnosis pathology and treatment. AJR. 1938;40:1-21.

39
Nuri Tuğbay Yıldıran Rotator Manşet Kalsifik Tendinopatisi

24. Mohr W, Bilger S. Basic morphologic structures of calcified tendopathy and endoscopic treatment of non-broken tendinopathies of the rotator cuff. 2. Cal-
their significance for pathogenesis. Z Rheumatol. 1990;49(6):346-55. cifications of the rotator cuff]. Rev Chir Orthop Reparatrice Appar Mot.
25. Greis AC, Derrington SM, McAuliffe M. Evaluation and nonsurgical manage- 1993;79(7):532-41.
ment of rotator cuff calcific tendinopathy. Orthop Clin North Am. 2015; 43. Sconfienza LM, Albano D, Allen G, Bazzocchi A, Bignotti B, Chianca V, et al.
46(2):293-302. doi: 10.1016/j.ocl.2014.11.011. Clinical indications for musculoskeletal ultrasound updated in 2017 by Euro-
26. Uhthoff HK, Loehr JW. Calcific Tendinopathy of the Rotator Cuff: Pathogen- pean Society of Musculoskeletal Radiology (ESSR) consensus. Eur Radiol.
esis, Diagnosis, and Management. J Am Acad Orthop Surg. 1997;5(4):183- 2018;28(12):5338-51. doi: 10.1007/s00330-018-5474-3.
91. doi: 10.5435/00124635-199707000-00001. 44. Levine BD, Motamedi K, Seeger LL. Imaging of the shoulder: a comparison
27. Suzuki K, Potts A, Anakwenze O, Singh A. Calcific tendinitis of the rotator of MRI and ultrasound. Curr Sports Med Rep. 2012;11(5):239-43. doi:
cuff: management options. J Am Acad Orthop Surg. 2014;22(11):707-17. doi: 10.1249/JSR.0b013e31826b6baa.
10.5435/JAAOS-22-11-707. 45. Lin CH, Chao HL, Chiou HJ. Calcified plaque resorptive status as determined
28. Zhang J, Wang JH. Characterization of differential properties of rabbit ten- by high-resolution ultrasound is predictive of successful conservative man-
don stem cells and tenocytes. BMC Musculoskelet Disord. 2010;11:10. doi: agement of calcific tendinosis. Eur J Radiol. 2012;81(8):1776-81. doi:
10.1186/1471-2474-11-10. 10.1016/j.ejrad.2011.05.018.

29. Zhang J, Wang JH. Production of PGE(2) increases in tendons subjected to 46. Merolla G, Singh S, Paladini P, Porcellini G. Calcific tendinitis of the rotator
repetitive mechanical loading and induces differentiation of tendon stem cells cuff: state of the art in diagnosis and treatment. J Orthop Traumatol. 2016;
into non-tenocytes. J Orthop Res. 2010;28(2):198-203. doi: 17(1):7-14. doi: 10.1007/s10195-015-0367-6.
10.1002/jor.20962. 47. Chiou HJ, Chou YH, Wu JJ, Hsu CC, Huang DY, Chang CY. Evaluation of
30. Zhang J, Wang JH. Mechanobiological response of tendon stem cells: impli- calcific tendonitis of the rotator cuff: role of color Doppler ultrasonography. J
cations of tendon homeostasis and pathogenesis of tendinopathy. J Orthop Ultrasound Med. 2002;21(3):289-95; quiz 296-7. doi:
Res. 2010;28(5):639-43. doi: 10.1002/jor.21046. 10.7863/jum.2002.21.3.289.

31. Rui YF, Lui PP, Chan LS, Chan KM, Fu SC, Li G. Does erroneous differenti- 48. Catapano M, Robinson DM, Schowalter S, McInnis KC. Clinical evaluation
ation of tendon-derived stem cells contribute to the pathogenesis of calcify- and management of calcific tendinopathy: an evidence-based review. J Os-
ing tendinopathy? Chin Med J (Engl). 2011;124(4):606-10. teopath Med. 2022;122(3):141-51. doi: 10.1515/jom-2021-0213.

32. Clavert P, Sirveaux F; Société française d'arthroscopie. Les tendinopathies 49. Zubler C, Mengiardi B, Schmid MR, Hodler J, Jost B, Pfirrmann CW. MR
calcifiantes de l'épaule [Shoulder calcifying tendinitis]. Rev Chir Orthop arthrography in calcific tendinitis of the shoulder: diagnostic performance and
Reparatrice Appar Mot. 2008;94(8 Suppl):336-55. French. doi: pitfalls. Eur Radiol. 2007;17(6):1603-10. doi: 10.1007/s00330-006-0428-6.
10.1016/j.rco.2008.09.010. 50. Albano D, Coppola A, Gitto S, Rapisarda S, Messina C, Sconfienza LM. Im-
33. Harvie P, Pollard TC, Carr AJ. Calcific tendinitis: natural history and associa- aging of calcific tendinopathy around the shoulder: usual and unusual pre-
tion with endocrine disorders. J Shoulder Elbow Surg. 2007;16(2):169-73. sentations and common pitfalls. Radiol Med. 2021;126(4):608-19. doi:
doi: 10.1016/j.jse.2006.06.007. 10.1007/s11547-020-01300-0.

34. Mavrikakis ME, Drimis S, Kontoyannis DA, Rasidakis A, Moulopoulou ES, 51. Nörenberg D, Ebersberger HU, Walter T, Ockert B, Knobloch G, Diederichs
Kontoyannis S. Calcific shoulder periarthritis (tendinitis) in adult onset dia- G, et al. Diagnosis of Calcific Tendonitis of the Rotator Cuff by Using Sus-
betes mellitus: a controlled study. Ann Rheum Dis. 1989;48(3):211-4. doi: ceptibility-weighted MR Imaging. Radiology. 2016;278(2):475-84. doi:
10.1136/ard.48.3.211. 10.1148/radiol.2015150034.

35. Lin CC, Nfor ON, Su CL, Hsu SY, Tantoh DM, Liaw YP. Interactive associa- 52. Robinson DM, Schowalter S, McInnis KC. Update on Evaluation and Man-
tions of sex and hyperlipidemia with calcific tendinitis of the shoulder in Tai- agement of Calcific Tendinopathy. Curr Phys Med Rehabil Rep. 2021;9(3):57-
wanese adults. Medicine (Baltimore). 2020;99(46):e23299. doi: 69. doi: 10.1007/s40141-021-00317-4.
10.1097/MD.0000000000023299. 53. Wittenberg RH, Rubenthaler F, Wölk T, Ludwig J, Willburger RE, Steffen R.
36. Sengar DP, McKendry RJ, Uhthoff HK. Increased frequency of HLA-A1 in cal- Surgical or conservative treatment for chronic rotator cuff calcifying tendini-
cifying tendinitis. Tissue Antigens. 1987;29(3):173-4. doi: 10.1111/j.1399- tis--a matched-pair analysis of 100 patients. Arch Orthop Trauma Surg.
0039.1987.tb01571.x. 2001;121(1-2):56-9. doi: 10.1007/s004020000195.

37. Sansone VC, Meroni R, Boria P, Pisani S, Maiorano E. Are occupational repet- 54. Cho NS, Lee BG, Rhee YG. Radiologic course of the calcific deposits in cal-
itive movements of the upper arm associated with rotator cuff calcific cific tendinitis of the shoulder: does the initial radiologic aspect affect the final
tendinopathies? Rheumatol Int. 2015;35(2):273-80. doi: 10.1007/s00296-014- results? J Shoulder Elbow Surg. 2010;19(2):267-72. doi:
3086-z. 10.1016/j.jse.2009.07.008.
38. Merolla G, Bhat MG, Paladini P, Porcellini G. Complications of calcific ten- 55. Noël E. Treatment of calcific tendinitis and adhesive capsulitis of the shoul-
dinitis of the shoulder: a concise review. J Orthop Traumatol. 2015;16(3):175- der. Rev Rhum Engl Ed. 1997;64(11):619-28.
83. doi: 10.1007/s10195-015-0339-x. 56. Ogon P, Suedkamp NP, Jaeger M, Izadpanah K, Koestler W, Maier D. Prog-
39. Le Goff B, Berthelot JM, Guillot P, Glémarec J, Maugars Y. Assessment of nostic factors in nonoperative therapy for chronic symptomatic calcific ten-
calcific tendonitis of rotator cuff by ultrasonography: comparison between dinitis of the shoulder. Arthritis Rheum. 2009;60(10):2978-84. doi:
symptomatic and asymptomatic shoulders. Joint Bone Spine. 2010;77(3):258- 10.1002/art.24845.
63. doi: 10.1016/j.jbspin.2010.01.012. 57. Kimura H, Iwamoto T, Oki S, Matsumura N, Nakamura M, Matsumoto M, et
40. Less frequent procedures. In: Neer CS, IIed. Shoulder reconstruction. al. Chronic calcific periarthritis of the elbow treated by cimetidine administra-
Philadelphia: WB Saunders; 1990. p. 421-85. tion: Five cases. J Orthop Surg (Hong Kong). 2017;25(2):2309499017717193.
41. Gärtner J, Heyer A. Calcific tendinitis of the shoulder. Orthopade. doi: 10.1177/2309499017717193.
1995;24(3):284-302. 58. Leduc BE, Caya J, Tremblay S, Bureau NJ, Dumont M. Treatment of calcify-
42. Molé D, Kempf JF, Gleyze P, Rio B, Bonnomet F, Walch G. Résultats du traite- ing tendinitis of the shoulder by acetic acid iontophoresis: a double-blind ran-
ment arthroscipique des tendinopathies non rompues de la coiffe des rota- domized controlled trial. Arch Phys Med Rehabil. 2003 Oct;84(10):1523-7.
teurs. 2e partie: les calcifications de la coiffe des rotateurs [Results of doi: 10.1016/s0003-9993(03)00284-3.

40
Nuri Tuğbay Yıldıran Rotator Manşet Kalsifik Tendinopatisi

59. Perron M, Malouin F. Acetic acid iontophoresis and ultrasound for the treat- term outcome of double-needle US-guided treatment? Radiology.
ment of calcifying tendinitis of the shoulder: a randomized control trial. Arch 2012;262(2):560-6. doi:10.1148/radiol.11111157.
Phys Med Rehabil. 1997;78(4):379-84. doi: 10.1016/s0003-9993(97)90229- 67. Lanza E, Banfi G, Serafini G, Lacelli F, Orlandi D, Bandirali M, et al. Ultra-
x. sound-guided percutaneous irrigation in rotator cuff calcific tendinopathy:
60. Ebenbichler GR, Erdogmus CB, Resch KL, Funovics MA, Kainberger F, what is the evidence? A systematic review with proposals for future reporting.
Barisani G, et al. Ultrasound therapy for calcific tendinitis of the shoulder. N Eur Radiol. 2015;25(7):2176-83. doi:10.1007/s00330-014-3567-1.
Engl J Med. 1999;340(20):1533-8. doi: 10.1056/NEJM199905203402002. 68. Zhang T, Duan Y, Chen J, Chen X. Efficacy of ultrasound-guided percuta-
61. Ioppolo F, Tattoli M, Di Sante L, Venditto T, Tognolo L, Delicata M, et al. Clin- neous lavage for rotator cuff calcific tendinopathy: A systematic review and
ical improvement and resorption of calcifications in calcific tendinitis of the meta-analysis. Medicine (Baltimore). 2019;98(21):e15552. doi:
shoulder after shock wave therapy at 6 months' follow-up: a systematic review 10.1097/MD.0000000000015552.
and meta-analysis. Arch Phys Med Rehabil. 2013;94(9):1699-706. doi: 69. de Witte PB, Selten JW, Navas A, Nagels J, Visser CP, Nelissen RG, et al.
10.1016/j.apmr.2013.01.030. Calcific tendinitis of the rotator cuff: a randomized controlled trial of ultra-
62. Vavken P, Holinka J, Rompe JD, Dorotka R. Focused extracorporeal shock sound-guided needling and lavage versus subacromial corticosteroids. Am J
wave therapy in calcifying tendinitis of the shoulder: a meta-analysis. Sports Sports Med. 2013;41(7):1665-73. doi: 10.1177/0363546513487066.
Health. 2009;1(2):137-44. doi: 10.1177/1941738108331197. 70. de Witte PB, Kolk A, Overes F, Nelissen RGHH, Reijnierse M. Rotator Cuff
63. Wu YC, Tsai WC, Tu YK, Yu TY. Comparative Effectiveness of Nonoperative Calcific Tendinitis: Ultrasound-Guided Needling and Lavage Versus Sub-
Treatments for Chronic Calcific Tendinitis of the Shoulder: A Systematic Re- acromial Corticosteroids: Five-Year Outcomes of a Randomized Controlled
view and Network Meta-Analysis of Randomized Controlled Trials. Arch Phys Trial. Am J Sports Med. 2017;45(14):3305-14. doi:
Med Rehabil. 2017;98(8):1678-92.e6. doi: 10.1016/j.apmr.2017.02.030. 10.1177/0363546517721686.
64. Orlandi D, Mauri G, Lacelli F, Corazza A, Messina C, Silvestri E, et al. Rota- 71. Seil R, Litzenburger H, Kohn D, Rupp S. Arthroscopic treatment of chroni-
tor Cuff Calcific Tendinopathy: Randomized Comparison of US-guided Per- cally painful calcifying tendinitis of the supraspinatus tendon. Arthroscopy.
cutaneous Treatments by Using One or Two Needles. Radiology. 2006;22(5):521-7. doi: 10.1016/j.arthro.2006.01.012.
2017;285(2):518-27. doi: 10.1148/radiol.2017162888. 72. Porcellini G, Paladini P, Campi F, Paganelli M. Arthroscopic treatment of cal-
65. Sang Hoon Lee. Calcific tendinitis intervention. In: Peng P, Finlayson R, Lee cifying tendinitis of the shoulder: clinical and ultrasonographic follow-up find-
SH, Bhatia A, eds. Ultrasound for Interventional Pain Management. Switzer- ings at two to five years. J Shoulder Elbow Surg. 2004;13(5):503-8. doi:
land: Springer Nature; 2020. p. 325-33. 10.1016/j.jse.2004.04.001.
66. Sconfienza LM, Bandirali M, Serafini G, Lacelli F, Aliprandi A, Di Leo G, et al. 73. Hurt G, Baker CL Jr. Calcific tendinitis of the shoulder. Orthop Clin North Am.
Rotator cuff calcific tendinitis: does warm saline solution improve the short- 2003;34(4):567-75. doi: 10.1016/s0030-5898(03)00089-0.

41
Omuz İnstabiliteleri
Shoulder Instabilities

Deniz PALAMARa, ÖZET Glenohumeral instabilite, omuz ekleminde semptomatik laksiteden luksasyona kadar değişen
geniş bir patolojik mobilite yelpazesini kapsayan, nispeten yaygın ve önemli fonksiyonel yetersizlikler
Rana TERLEMEZa
yaratabilen bir ortopedik problemdir. Omuz instabilitesi için geliştirilmiş birçok sınıflandırma sistemi bu-
lunmaktadır. Hastayı herhangi bir sınıflandırma sistemine dahil etmek için; instabilitenin yönü, travma
a
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, olup olmadığı, genel eklem laksitesi olup olmadığı, altta yatan nöromüsküler veya kollajen bozukluğu
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, bulunup bulunmadığı, hangi yapıların dahil olduğu, anormal kas paterni olup olmadığı veya instabilite-
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ABD, nin istemli olup olmadığı gibi birçok unsur bulunmaktadır. Omuz instabilitesinin tedavi seçenekleri no-
İstanbul, Türkiye noperatif ve operatif yaklaşımları içermektedir. Nonoperatif tedaviler ile, omuzda saptanan mekanik
patoloji değiştirilerek instabilite semptomlarının düzeltilmesi amaçlanır. Bu tedaviler de kinetik zincir ye-
Yazışma Adresi/Correspondence: tersizliklerini, omuz çevresi kuvvetini ve esnekliğini, propriyosepsiyonu, nöromüsküler kontrolü ve ska-
Deniz PALAMAR pulotorasik mekaniği ele alan programları içermektedir. Sonuç olarak, omuz instabilitesi ile gelen her
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, hasta ayrıntılı öykü ve fizik muayene ile değerlendirilmeli, hastaya ait faktörler göz önünde bulundurul-
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, malı, hastada gelişen instabilite paterni belirlenmeli ve bütüncül bir yaklaşım ile kişiye özel uygun bir
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ABD, rehabilitasyon programı planlanmalıdır.
İstanbul, Türkiye
denizpalamar@gmail.com
Anahtar Kelimeler: Eklem instabilitesi; omuz; rehabilitasyon

ABSTRACT Glenohumeral instability is a relatively common orthopedic problem that encompasses a


wide range of pathological mobility in the shoulder joint, ranging from symptomatic laxity to luxation,
and can create significant functional disabilities. There are many classification systems developed for
shoulder instability. To include a patient in any classification system; there are many factors such as the
direction of the instability, whether there is a trauma, general joint laxity, an underlying neuromuscular
or collagen disorder. The clinician should investigate which structures are involved, whether there is an
abnormal muscle pattern or whether the instability is voluntary. Treatment options for shoulder instability
include nonoperative and operative approaches. Nonoperative treatments aim to correct the symptoms
of instability by changing the mechanical pathology detected in the shoulder. These treatments include
programs that address kinetic chain deficiencies, shoulder strength and flexibility, proprioception, neu-
romuscular control and scapulothoracic mechanics. In conclusion, a patient presenting with shoulder in-
stability should be evaluated with a detailed history and physical examination, patient-related factors
should be taken into consideration, the instability pattern should be determined, and an appropriate in-
dividualized rehabilitation program should be planned with a holistic approach.

Keywords: Joint instability; shoulder; rehabilitation

lenohumeral instabilite, omuz ekleminde semptomatik laksiteden luksasyona

KAYNAK GÖSTERMEK İÇİN:


Palamar D, Terlemez R. Omuz instabiliteleri.
G kadar değişen geniş bir patolojik mobilite yelpazesini kapsayan, nispeten yay-
gın ve önemli fonksiyonel yetersizlikler yaratabilen bir ortopedik problemdir.
Omuz eklemi anatomik özelliklerinden dolayı vücudun en geniş hareket açıklığına sahip
Güven Z, editör. Omuz Ağrısı ve Sık Görülen ve instabilitenin en sık görüldüğü eklemdir. Omuz instabilitesinin derecesi luksasyon,
Omuz Sorunları. 1. Baskı. Ankara: Türkiye Kli-
nikleri; 2024. p.42-9. subluksasyon ve laksite ile ifade edilmektedir.

42
Deniz Palamar ve ark. Omuz İnstabiliteleri

Stabilitenin sağlanmasında statik stabilizatörler ve di- IGHL ise abdüksiyon ve dış rotasyon pozisyonundayken
namik stabilizatörler birlikte rol oynar. Omuz instabilitesi, omuz ekleminin öne translasyonunu önlemede özellikle
statik stabilizatörlerin (ligamanlar, kapsül, labrum, vs) ye- önemlidir.
tersiz olması, dinamik stabilizatörlerin (kas tendon ünitesi) Omuz eklemindeki dinamik stabilizatörler olarak ro-
ve/veya sensorimotor sistemin (eklem mekanoreseptörleri, tator manşet kasları, deltoid kası, biseps brakii ve periska-
propriyosepsiyon, kinestezi, eklem pozisyon duyusu) ye- pular kaslar ve nöromuskuler kontrol rol oynar. Dinamik
tersizlikleri sonucunda ortaya çıkabilmektedir. Etiyolojiye, stabilizatörlerden kaynaklı instabilite durumlarında uygun
instabilitenin yönüne veya bunların kombinasyonlarına da- bir rehabilitasyon programı ile sıklıkla iyileşme gözlen-
yalı olarak glenohumeral eklem instabilitesinin birçok mektedir. Aslında, rotator manşet kas sisteminin ve ska-
farklı şekilde sınıflandırması önerilmiştir.1-9 pular stabilizatörlerin uygun şekilde kuvvetlendirilmesi
Genç, atletik popülasyon instabilite açısından daha omuz instabilitesinin nonoperatif yönetimi veya postope-
çok risk altında olup, insidans bu grupta daha yüksektir ve ratif rehabilitasyonun bir parçası olarak herhangi bir reha-
travma en sık neden olarak karşımıza çıkmaktadır. Temas bilitasyon protokolünün kritik bileşenleridir.
sporlarının çoğunda gerçekleştirilen omuzdaki eksternal
rotasyon ve abduksiyon hareketlerinin kombinasyonu TERMİNOLOJİ
omuz eklemini savunmasız pozisyona getirdiğinden, omuz
Laksiteyi instabiliteden ayırt etmek önemlidir. İnstabilite,
dislokasyonlarının %90’dan fazlası anterior yönde gerçek-
semptomatik laksitedir. Fonksiyonel olarak fizyolojik
leşmektedir. Nüks oranı gençlerde %20-50 arasında görü-
omuz hareket açıklığının sağlanabilmesi için bir miktar
lebilmektedir ancak bu oran 20 yaş altı akut dislokasyon
laksite gereklidir. İnstabilite, hastanın belirli pozisyonlarda
sonrası %88-95’a kadar çıkmakta, 40 yaş üstünde ise
stabil olmayan bir omuz eklemine sahip olması sonucunda
%14’lerde görülmektedir.10-12
ortaya çıkar ve genellikle bu yönde artan laksite de bu du-
Bu nedenle, omuz instabiliteleri erken dönemde ruma eşlik eder. Diğer eklemlere benzer şekilde, omuz ins-
doğru bir şekilde tanımlanmalı ve uygun bir şekilde tedavi tabilitesinin şiddeti mikroinstabiliteden subluksasyona ve
edilmelidir. Bununla birlikte, omuz instabiliteleri için belirgin dislokasyona kadar değişmektedir. Mikroinstabi-
uygun tedavi algoritmaları ile ilgili önemli tartışmalar da lite, humerus başının generalize kapsüler laksiteye ikincil
devam etmektedir. Uygun bir tedavi planlamasına karar olarak, çoğunlukla birden fazla yönde patolojik hareketi
vermeden önce, hastanın yaşı, aktivite düzeyi, yaptığı spor olarak tanımlanmaktadır. Subluksasyon, humerus başının
türü ve seviyesi, hedefler ve hasta uyumu gibi faktörler dik- glenoid ile temasını sürdürürken normal fizyolojik sınırla-
kate alınmalıdır. Ek olarak yaralanma mekanizması ve rın ötesine translasyon hareketidir. Dislokasyonda ise sub-
meydana gelen hasarın ciddiyeti de hasta için en uygun te- luksasyondan farklı olarak humerus başının translasyon
davi sürecini etkileyecektir. Tüm bu faktörler, klinisyenin hareketi ile humerus ve glenoid eklem yüzeylerinin teması
hasta için konservatif tedavi veya cerrahi tedavinin hangi- ortadan kalkmaktadır ve genellikle dislokasyonda manuel
sinin uygun olduğunu belirlemesini sağlayacaktır. olarak eklemin yerine oturtulması gerekmektedir.
Omuz instabilitesi tipik olarak, instabilitenin yönüne
ANATOMİ göre anterior, posterior veya çok yönlü olarak tanımlan-
Glenohumeral eklemde, humerus başı ve glenoid fossa ara- maktadır. Anterior instabilite en sık görülen tek yönlü ins-
sındaki eklem yüzeyleri arasında var olan minimal kemik tabilite olup omuz dislokasyonlarının %90’ından fazlasını
engellerden dolayı hareket açıklığı fazladır. Glenoid fossa, oluşturmaktadır. Bu tablo en yaygın olarak, omuz eklemi-
humerus başı yüzeyinin sadece %25’ini kaplayan sığ bir nin en savunmasız pozisyonu olan abduksiyon ve dış ro-
yapıdır. Bu nedenle eklemdeki stabilite, statik ve dinamik tasyon pozisyonunda gelişen bir travmatik olay sonrasında
stabilizatörler ile sağlanmaktadır. Statik stabilizatörleri ortaya çıkmaktadır. Bu tip yaralanmada, Bankart lezyonu
kemik anatomisi ve bu eklem yüzeylerindeki uyum, gle- olarak adlandırılan anteroinferior labrumun glenoidden ay-
noid labrum, kapsül ve glenohumeral ligamanlar ve intrar- rışması da sıklıkla gerçekleşebilir. Bazı durumlarda da alt-
tiküler negatif basınç oluşturur. Üst glenohumeral ligaman taki glenoid kenarın bir parçası da ayrılabilmekte ve bu
(SGHL), orta glenohumeral ligaman (MGHL) ve alt gle- duruma da kemik Bankart lezyonu ismi verilmektedir.
nohumeral ligaman (IGHL) omuz stabilitesi açısından Subskapularis yırtıkları, glenohumeral ligamanın humeral
önemli yapılardır. Spesifik olarak, SGHL (korakohumeral bağlantıda görülen kopma “Humeral Avulsion of Inferior
bağ ile birlikte) ve MGHL, adduksiyondaki kolun dış ro- Glenohumeral Ligament” (HAGL) lezyonu, superior lab-
tasyonunu sınırlama açısından önemli stabilizatörlerdir. rumun anteriordan posteriora (SLAP) lezyonları ve rotator

43
Deniz Palamar ve ark. Omuz İnstabiliteleri

interval lezyonları gibi diğer lezyonlar da anterior instabi- travmatik ve atravmatik olarak ayrım yapmış ve atravma-
lite tablosuyla birlikte ortaya çıkabilmektedir. tik hastalarda daha yüksek bir nüks oranı bildirmiştir.14
Posterior instabilite, çok daha nadir görülmektedir ve Rockwood, subluksasyonları travmatik ve atravmatik ya-
ralanmaların yanı sıra istemli instabilite olarak da sınıflan-
omuz çıkıklarının %2-10’unu oluşturur. Posterior dislo-
dırmış ve bunları 4 grupta incelemiştir.15 Tip 1
kasyonlar genellikle adduksiyondaki kola uygulanan aksi-
instabilitede, travmatik bir subluksasyon öyküsü vardır,
yel yüklenme ile ilişkilidir ve klasik olarak elektrik
ancak tam bir çıkık bulunmamaktadır. Tip 2, tip 1’e benzer,
çarpması veya konvülziyonlara bağlı gelişmektedir. Pos-
ancak ilk başlangıçta bir çıkık öyküsü vardır. Tip 3’teki
terior instabilite ile ilişkili yapısal değişiklik olarak, poste-
hastalar, travmatik bir olay olmaksızın omuzlarının istemli
rior glenoid rim kırığı ile ilişkili olabilen posterior
subluksasyonunu tanımlamaktadır. Bu grup, tip 3a ve 3b
labrumun avülsiyonları (ters Bankart lezyonu) görülebil-
olarak alt gruplara ayrılır; tip 3a’da psikiyatrik sorun öy-
mektedir. Posterior instabilitede SGHL, IGHL’nin poste-
küsü bulunurken tip 3b’de bulunmaz. Son olarak, tip 4 at-
rior bandı, subskapularis kası ve korakohumeral ligaman
ravmatik istemsiz subluksasyonu olan hastaları
(CHL) yaralanmaları da görülebilmektedir. Posterior ins-
tanımlamaktadır. Rockwood sınıflandırma sisteminin, has-
tabilite sıklıkla tekrarlayan instabilite şeklinde görülür ve
taları net kategorilere yerleştirebilmesi açısından avantaj-
genellikle kol fleksiyon ve iç rotasyondayken (örneğin
ları vardır. Ancak klinik öykü net olmadığında veya gerçek
bench press egzersizi) tekrarlayan yüklenmeden kaynakla- bir travmatik çıkık olup olmadığını belirlemeye çalışırken
nır ve sıklıkla posterior labral yırtık ve postero-inferior zorluklar ortaya çıkmaktadır. Tip 3 istemli subluksasyon
kapsül gerilmesine neden olmaktadır. ile tip 4 istemsiz subluksasyon arasında ayrım yapmak da
Son olarak, çok yönlü instabilite tipik olarak travma- çok zor olabilir ve her iki unsurun da bulunduğu bir spekt-
tik epizotlarla ilişkili değildir. Burada primer disfonksiyon rum bulunabilir. İstemli subluksasyonu olan bir hasta
konjenital veya kazanılmış kapsüloligamentöz laksitedir. zaman içinde anormal kas çalıştırma modelleri geliştirmiş
Bu nedenle çok yönlü instabilite altta yatan bir bağ dokusu ve istemli subluksasyonu istemsiz hale geldiğinde kendini
hastalığına bağlı olarak veya kapsüloligamentöz kom- kademeli olarak tip 3’ten tip 4’e getirmiş olabilir. Atrav-
plekste tekrarlayan minör travmalara bağlı gelişmektedir. matik ve istemli instabilitesi bulunan hastalarda nonopera-
Klinik olarak tekrarlayan subluksasyonlar ve minimal tif tedaviyle iyi sonuçlar elde edildiği bildirilmişlerdir.16
travma ile dislokasyonlar görülmektedir. Genellikle çok Bu nedenle de ayrıntılı anamnez, fizik muayene ve radyo-
yönlü instabilite, generalize eklem hipermobilitesi ile iliş- grafik değerlendirmenin önemini ve bu sayede instabilite-
kilendirilebilir. nin etiyolojisini belirlemenin gerekliliğini vurgulamış-
lardır.

SINIFLAMA Thomas ve Matsen bugüne kadar en kullanışlı olarak


kullanılmış sınıflandırma sistemini tanımlamışlardır:
Omuz instabilitelerinde geçmişten günümüze kadar farklı
AMBRI (atravmatik, çok yönlü, iki taraflı, rehabilitasyon
sınıflama sistemleri kullanılmıştır. Omuz instabilitesi için
ve alt kapsül kayması) ve TUBS (travmatik, tek yönlü,
bir sınıflandırma sistemine hastayı dahil etmek için; insta-
Bankart lezyonu ve cerrahi) (Tablo 1).17 Bu sınıflamada
bilitenin yönü, travma olup olmadığı, genel eklem laksi-
omuz instabilitesi iki kategoriye ayrılmıştır; bunlardan ilki
tesi olup olmadığı, altta yatan nöromüsküler bir bozukluk
hastaların atravmatik, çok yönlü instabiliteye yatkın oldu-
veya kollajen defekti bulunup bulunmadığı, hangi yapıla-
ğunu, bilateral tutulumu olan ve başlangıçta rotator man-
rın dahil olduğu, anormal kas paterni olup olmadığı veya
şetin kuvvetlendirmesini içeren bir rehabilitasyon programı
instabilitenin istemli olup olmadığı gibi birçok unsur bu-
ile tedavi edilmeleri gerektiğini öne sürmüşlerdir. Bu
lunmaktadır. Omuz instabilitelerini ayırt etmek için en eski
yöntemlerden biri çıkığın yönüne göre tanımlamaktır ki,
çoğu çıkığın yönü anteriordur. McLaughlin 1952’de pos-
terior instabiliteli hastaları rapor etmiş ve bu vakaların tüm TABLO 1: Thomas ve Matsen instabilite sınıflaması.
çıkıkların yalnızca %4’ünü oluşturduğunu tespit etmiştir.13
T-Travmatik A-Atravmatik
İnstabilitenin yönüne göre yapılan bu sınıflama günümüzde
U-Unidirectional (Tek yönlü) M-Multidirectional (Çok yönlü)
de geçerliliğini korumaktadır.
B-Bankart lezyonu B-Bilateral
Omuz instabilitesinde en yaygın kullanılan sınıfla- S-Surgery (Cerrahi) R-Rehabilitasyon
malardan birisi de yaralanma mekanizmasına göre yapıl- I-Inferior capsular shift
maktadır. Rowe, dislokasyonları sınıflandırmak için (İnferior kapsüler kaydırma)

44
Deniz Palamar ve ark. Omuz İnstabiliteleri

grupta cerrahi düşünülüyorsa, inferior kapsüler kaydırma-


nın tercih edilecek prosedür olacağını öne sürmüşlerdir
(AMBRI). AMBRI grubunun açıklamalarına, kas paterni
ve istemli instabilite kavramlarını göz ardı edilerek kar-
maşık bir konunun aşırı basitleştirilmesi olduğu gerekçe-
siyle eleştiriler yapılmıştır. Ayrıca, bu sınıflandırma
sisteminin benimsenmesinin AMBRI grubundaki hastala-
rın yanlış ameliyat edilmesine yol açabileceği öne sürülm-
üştür. İkinci kategori ise travmatik çıkığı olan, tek taraflı ve
genellikle cerrahi gerektiren bir Bankart lezyonu (TUBS)
olan hastaları içermektedir. Bu iki kategori instabilite
spektrumunun her iki ucunu da doğru bir şekilde tanımla-
makta ancak aradaki geçişlere değinmemektedir ve günü-
ŞEKİL 1: Stanmore sınıflandırması: kutupsal grup kavramını gösteren üçgen mo-
müzde instabiliteleri sınıflamak açısından çok yeterli deli.
gözükmemektedir.
Schneeberger ve Gerber’in sınıflandırma sistemi üç
ana yönü kapsamaktadır; genel eklem gevşekliğinin var- anormal kas paternine sahip olmaları muhtemeldir. 3. Ku-
lığı, tek bir büyük travma veya birden fazla küçük travma tuptaki hastalarda yapısal bir anormallik yoktur ve alış-
olup olmadığı ve instabilitenin tek yönlü veya çok yönlü kanlık haline gelmiş dislokasyonlar olabilir veya kas
olup olmadığı.18 Bu sistem, tüm instabilitelerin etiyolojisi- paterninde önemli bir anormallik görülebilir. Bu sistem
nin travmatik olduğunu öne sürmektedir. Kanıtlanabilir hastaların zaman içinde üçgenin etrafında hareket etmele-
genel laksitesisi bulunmayan hastalar ya tek bir travmatik rine olanak tanır. Örneğin, polar tip 2 grubundaki bir has-
olay geçirerek tek taraflı instabilite geliştirebilir (Thomas tada sonradan anormal bir kas paterni gelişip 3. kutba
ve Matsen’in TUBS’una benzer şekilde) ya da birden fazla doğru kayma meydana gelebilir. Bu sınıflandırma siste-
travmatik olaydan etkilenerek çok yönlü instabilite gelişti- mindeki zorluk, hastaların üçgenin neresine yerleştirilece-
rebilirler. Yaygın eklem laksitesi varlığında, hastaların tek ğine karar vermektir. Hastalar TUBS kategorisine
yönlü instabilite veya çok yönlü instabiliteye gidebileceği uyduğunda, onları 1. kutba yerleştirmek kolaydır, ancak
ve bunların yaygın laksitesi olmayan bir hasta için klinik bunun dışındaki hastaları hangi kutba yerleştirmek gerek-
olarak önemli olmayabilecek çok sayıda küçük tekrarlayan tiği karmaşık hale gelir ve gerçekte Thomas ve Matsen’in
travmatik olayın bir sonucu olabileceğini öne sürmüşler- neden basit iki grup modelini tanımladıklarını açıklamak-
dir. tadır. Ancak Stanmore sınıflandırma sistemi omuz instabi-
Belki de en kapsamlı sınıflandırma sistemi Stanmore litesindeki patolojinin değişen doğasını hesaba katar ve
sınıflandırma sistemidir.19 Yukarıda açıklanan tüm sınıf- hastaların kutuplar arasında konumlandırılmasına, travma-
landırma sistemleri, net ayrımlar yaparak klinisyeni yön- tik nedenlerden atravmatik nedenlere doğru bir derecelen-
lendirmeye çalışmaktadır, ancak hastaların bu alt dirme yapılmasına, kas yapısındaki bir bozukluktan
gruplardan hangisine yerleştirilmesi gerektiğine karar ver- tamamen yapısal nedenlere doğru bir geçiş imkanına ola-
mede bazı zorluklar ortaya çıkmaktadır. Stanmore sistemi, nak tanır. Bu sınıflandırma sistemiyle hastaların yaklaşık
hastaları bir üçgen içinde tek bir noktaya konumlandırarak üçte biri kutupsal gruplara, üçte ikisi ise alt gruplara sınıf-
tüm hastalar için uygun bir yer bulmaya çalışmaktadır landırılabilmektedir. Sadece kas paterni sorunu olan (Tip
(Şekil 1). Bu sistemde hastaların üç kutuptan birinde ola- III) bir hastaya kas patern sorununu düzeltmek ve gövde
bileceği ve bu durumda onları oraya yerleştiren tanımlan- kasları ile omuz kuşağını ve kor stabilitesini iyileştirmek
mış bir dizi özellik sergileyecekleri kabul edilmektedir. için bir biofeedback fizyoterapi programı verilirse, kas pa-
Polar tip 1 hastalar, tanımlanmış önemli bir travma öykü- terni ile ilgili dengesizlik düzelebilir. Tersine, Tip I veya
süne sahip olacak, tek yönlü instabilite gösterecek ve Ban- Tip II bir hastaya standart bir fizyoterapi programı uygu-
kart lezyonuna sahip olacaktır. Bu hastaların Thomas ve lamak yanlış olabilir, çünkü bu hastaların sorunu kas pa-
Matsen sisteminin TUBS alt grubuna eşdeğer olduğu dü- terni değil, seçici bir bozukluğa sekonder gelişen kas
şünülmektedir. 2. kutuptaki hastalar yukarıda tanımlanan dengesizliğidir.
AMBRI grubundakilere benzer ve daha az tanımlanmış bir Travmatik veya atravmatik ya da ikisi arasında tama-
travma öyküsüne sahiptir, ancak yapısal bir lezyona ve men yapısal bir instabilite varsa veya anterior, posterior

45
Deniz Palamar ve ark. Omuz İnstabiliteleri

veya çok yönlü subluksasyon veya dislokasyonda fizyote- Hill-Sachs lezyonlarını (anterior dislokasyonlarına bağlı
rapi denenmesine rağmen instabilite omuz fonksiyonunu humerus başında gelişen kemiksel lezyon) değerlendirmek
tekrar tekrar tehlikeye atıyorsa cerrahi stabilizasyon endi- için yardımcıdır. Bunun yanında West Point görüntüle-
kedir. mede glenoid kemik kaybını belirlemek için kullanılabilir.
Atravmatik instabiliteyi tedavi ederken ilk adım kas Bilgisayarlı tomografi (BT) glenoid hipoplazi, kırık,
yapısını/fonksiyonunu ve instabilitenin yönünü değerlen- glenoid ve humeral kemik kaybı ve retroversiyonu sapta-
dirmektir. Kas paterni bozukluğu olan hastalarda kas kuv- mak için yardımcı olabilir. Manyetik rezonans görüntü-
vetinde sorun yoktur ancak kas koordinasyon sorunu leme (MRG) ise yumuşak doku yapılarının bütünlüğünün
bulunmaktadır ve biofeedback egzersizleri ile de temel ola- görüntülenmesi, kapsülolabral yapıların, rotator manşetin,
rak bu probleme odaklanılır. Bu egzersiz programı ile rotator intervalin ve biseps uzun başı tendonunun değer-
eklem pozisyon hissini geliştirmek ve doğru kas hareket lendirilmesine olanak sağlar.
kalıplarını yeniden öğrenmek amaçlanmaktadır.
TEDAVİ SEÇENEKLERİ
TANISAL YAKLAŞIM Omuz instabilitesinin tedavi seçenekleri nonoperatif ve
operatif yaklaşımları içermektedir. Nonoperatif tedaviler
ÖYKÜ
ile, omuzda saptanan mekanik patoloji değiştirilerek insta-
Ayrıntılı öykü, uygun tedavi seçeneklerini belirlemek için bilite semptomlarının düzeltilmesi amaçlanır. Bu tedaviler
gerekli olan omuz instabilitesinin tipini ve şiddetini doğru de kinetik zincir yetersizliklerini, omuz çevresi kuvvetini
teşhis etmek için temel oluşturmaktadır. Öyküde, yaralan- ve esnekliğini, propriyosepsiyonu, nöromüsküler kontrolü
manın mekanizması, omuza yönelik olarak daha önceden ve skapulotorasik mekaniği ele alan programları içermek-
yapılmış cerrahi ve/veya cerrahi olmayan tedaviler ve has- tedir. Bunun yanında cerrahi tedavide ise instabiliteye kat-
tanın aktivite seviyesi tanımlanmalıdır. Hastaya yaralan- kıda bulunan yapısal yetersizlikleri düzeltmek amaçlanır.
manın travmatik olup olmadığı, dislokasyon/subluksasyon
İnstabilitesi olan hastalarda uygun başlangıç tedavisi
olup olmadığı, redüksiyon gerekip gerekmediği ve omuzda
konusunda tartışmalar söz konusudur. Bununla birlikte,
daha önce benzer bir tablo gelişip gelişmediği ile ilgili so-
rular sorulmalıdır. akut omuz dislokasyonu konusunda uygun tedavi konu-
sunda genel bir fikir birliği bulunmaktadır. Redüksiyonsuz
FİZİK MUAYENE dislokasyon varlığında, radyografik olarak redüksiyon gö-
rüntülenmeli ve kapalı redüksiyon uygulanmalıdır. Re-
Detaylı anamnezi takiben inspeksiyondan başlayarak de-
düksiyonun hemen mi yoksa hastaya analjezikler
taylı bir fizik muayene yapılmalıdır. Klinisyen postural bo-
uygulanarak ve radyografiler sonrasında kontrollü olarak
zukluklar açısından tüm omurgayı, skapulanın
acil servis ortamında mı yapılması gerektiği tartışılmalıdır.
pozisyonunu ve kor kuvvetini detaylıca değerlendirmeli-
Ancak her türlü redüksiyon uygulamasında, özellikle ak-
dir. Her iki omuz bölgesindeki herhangi bir asimetri varlığı,
siller sinirin daha fazla hasarlanabildiği anterior omuz ins-
kas atrofisi, anormal hareket, ödem veya skapular kanat-
tabilitesinde, redüksiyon öncesi ve sonrasında detaylı
laşma not edilmelidir. İnstabil omuzdaki fonksiyon, nöro-
olarak nörovasküler muayene yapmak gerekmektedir.
lojik durum ve kuvvet karşı omuz ile karşılaştırılmalıdır.
Genel yaklaşım olarak, omuz dislokasyonu sonrasında iyi
Palpasyonda hassasiyet, aktif ve pasif yapılacak eklem ha-
reket açıklığı muayenesinde de eklem hareketlerindeki kı- tanımlanmış redüksiyon teknikleri kullanılarak mümkün
sıtlılık saptanmaya çalışılmalıdır. Omuz stabilitesi de olan en kısa sürede omuz redükte edilmelidir.
provakatif manevralarla değerlendirilmeli, instabilite varsa
yönü ve şiddeti belirlenmelidir. Anterior ve posterior en-
NONOPERATİF TEDAVİ YAKLAŞIMLARI VE
dişe testleri, relokasyon testleri, sulkus belirtisi omuz ins- REhABİLİTASYON
tabilitesini değerlendirmek için sıklıkla kullanılmaktadır. Nonoperatif tedavi protokolleri tipik olarak immobilizas-
yon ve takiben yapılan rehabilitasyon programından oluş-
GÖRÜNTÜLEME maktadır. Anterior, posterior ve çok yönlü glenohumeral
Direk grafiler, omuz instabilitesini değerlendirmede ol- instabilite için nonoperatif tedavi seçeneklerinin tümünde
dukça yardımcıdır. Genel olarak seri çekim halinde yapılan aynı temel konulara odaklanılmaktadır. İlk hedefler ağrı ve
gerçek omuz AP, skapular Y grafisi ve aksiller grafi yeterli ödemi azaltmak, statik stabilizatörleri korumak ve dinamik
bilgi sağlamaktadır. Ek olarak Stryker notch görüntüsü stabilizatörleri kuvvetlendirmektir. Nihai amaç, eklem

46
Deniz Palamar ve ark. Omuz İnstabiliteleri

propriyosepsiyonunu geliştirmeye ve kinetik zincir yeter- benzerdir. Öncelikle ağrı ve ödemi azaltmak, dokuların iyi-
sizliklerini düzeltmeye yönelik planlanmış bir egzersiz leşmesine izin vermek için cerrahi onarımı korumak, tam
programı ile genel omuz stabilitesini arttırmaktır. EHA’yı ve tam aktiviteye dönüşü sağlamaktır.

POSTOPERATİF TEDAVİ YAKLAŞIMLARI VE Çok Yönlü İnstabilite


REhABİLİTASYON Anterior ve posterior instabiliteye benzer şekilde, çok
yönlü instabilite için başlangıç tedavisi nonoperatif yön-
Anterior İnstabilite temlerdir. Operatif tedavi en az 6 ay süreyle uygulanan
Travmatik dislokasyonlar genellikle önemli yapısal yara- konservatif tedavi ve uygun bir rehabilitasyon programın-
lanmalarla ilişkilidir. Buna rağmen, çalışmalar ileri yaşta dan sonra başarısızlık söz konusu ise düşünülebilir.
ve daha az aktif olan hastalarda nonoperatif tedavi ile iyi
klinik sonuçların elde edilebileceğini göstermektedir. REhABİLİTASYON PROGRAMI
Ancak genç ve aktif hastalar, özellikle temas sporları ile
Rehabilitasyon programı ve süresi hastanın demografik ve
uğraşanlar için aynı şey söylenemez. Bu hastalarda opera-
genetik özellikleri, yaralanmanın tipi, eşlik eden hastalık-
tif tedavi ile rekürren çıkık riskinin daha düşük olduğu gös-
ları, hastanın aktivite düzeyi, eğer yapıldıysa yapılan ope-
terilmiştir. Önemli kemik yaralanması olan hastalar
rasyonun türü göz önünde bulundurularak, literatürdeki
operatif stabilizasyon ile tedavi edilmelidir. Diğer cerrahi
mevcut rehabilitasyon kılavuzlarına göre hazırlanır. Reha-
endikasyonlar ise yılda üç veya daha fazla tekrarlayan çıkık
bilitasyon programı hastaya göre planlanmalıdır. Bu plan-
ve istirahatte veya uyku sırasında ortaya çıkan çıkıklardır.
lama yapılırken tanımlanmış olan protokoller ve rehberler
Omuz stabilitesini yeniden kazanmaya ve sürdürmeye baz alınarak hastanın beklentileri, mesleği, sportif aktivite
odaklanan postoperatif rehabilitasyonda genellikle anterior
durumu göz önünde bulundurulmalı ve sonrasında izlem
stabilizasyon prosedürlerini takiben yaygın görülen kompli-
formlarıyla hastanın ilerleyişi takip edilmelidir.
kasyonların önlenmesine odaklanılır. Bu komplikasyonlar
rezidüel eklem sertliğine bağlı azalmış eklem hareket açık- Hiçbir meta-analiz çalışması, sistematik derleme veya
lığı (EHA), tekrarlayan instabilite gelişimi, özellikle baş üstü prospektif randomize kontrollü çalışma instabilite durum-
spor yapan atletlerde instabilite öncesindeki aktivite seviye- larında omuz rehabilitasyon protokolleri için en iyi uygu-
lerine dönememe ve uzun vadede osteoartrit gelişimidir. Bu lama modelini tanımlamamaktadır. Sonuç olarak, mevcut
nedenle rehabilitasyonun hedefleri arasında cerrahi onarım bilimsel ve klinik literatüre dayalı olarak rehabilitasyon
sonrasında iyileşmeye izin verecek kadar uzun süre eklemi programları hastanın kliniğine göre kişiye özel olarak oluş-
korumak, tam EHA’ya ulaşmak, dinamik stabilizatörleri turulmalıdır.
kuvvetlendirerek stabiliteyi optimize etmek ve nihayetinde Omuz instabilitesi rehabilitasyonunda, konservatif te-
yaralanma öncesi aktivite düzeyine geri dönmektir. davi uygulanan grupta veya cerrahi sonrasında öncelikle
dinamik stabilizatörlere odaklanılmalıdır. Dinamik gleno-
Posterior İnstabilite humeral stabilitenin sağlanması, skapulohumeral hareke-
Posterior instabilite için öncelikli tedavi özellikle atrav- tin senkronize olarak yapılması, kinetik zincirin aktif
matik etiyoloji durumunda genellikle nonoperatiftir ve at- katılımının sağlanması ve propriosepsiyon artışı ile nöro-
ravmatik subluksasyon geçirenlerde nonoperatif tedaviyi muskuler kontrolün sağlanması ana hedefler olarak belir-
takiben başarılı sonuçlar bildirilmiştir. Uygun planlanmış lenmelidir.
kuvvetlendirme programlarının, özellikle tekrarlayan mi-
Çoğu rehabilitasyon protokolünde olduğu gibi, bir
krotravmaya sekonder gelişen instabilitesi olan hastalarda
dizi aşama tanımlanmıştır.20 Bu süreler yaralanmaya, eşlik
stabiliteyi arttırmada ve ağrıyı azaltmada etkili olduğu gös-
eden hastalıklara, ameliyat türüne, doku kalitesine vb. bağlı
terilmiştir. Bununla birlikte, travmatik posterior dislokas-
olarak değişebilir:
yonların tedavisinde nonoperatif tedavinin etkinliği daha
düşüktür. Posterior omuz instabilitesi olan bir hastada en Faz I: 0-4. haftalar (akut yaralanma sonrası veya cer-
sık başvuru yakınması ağrıdır ve ağrı bench press, şınav ve rahi sonrası)
press gibi provokatif egzersizlerle (kol fleksiyon ve iç ro- Faz II: 4-8. haftalar (subakut yaralanma sonrası veya
tasyonda) ortaya çıkmaktadır. cerrahi sonrası)
Posterior omuz instabilitesinde postoperatif rehabili- Faz III: 8-12. haftalar (kronik yaralanma sonrası veya
tasyonun hedefleri, anterior stabilizasyon prosedürlerine cerrahi sonrası)

47
Deniz Palamar ve ark. Omuz İnstabiliteleri

Faz IV: >12. hafta (yaralanma sonrası veya operas- programa dahil edilir. Eklem mekanoreseptörlerini aktive
yon sonrası) etmek için hem açık hem de kapalı kinetik zincir egzersiz-
Akut yaralanma sonrası veya ameliyat sonrası faz leri kullanılarak sensorimotor egzersizlere devam edilir.
olan faz I’de, bir askı/brace kullanılarak koruma veya im- Rehabilitasyon programının bu döneminde temel fonksi-
mobilizasyon sağlanmalıdır. Abduksiyonda yastıklı askı yonel egzersizlere de başlanılabilir.
kullanımı tamir edilen dokulardaki gerilimi azalttığı ve kan Faz III, spesifik cerrahi prosedüre bağlı olarak nor-
akımını arttırdığı için yaklaşık 4-5 hafta süreyle öneril- mal EHA’ya aktif asistif EHA ve aktif EHA egzersizleri
mektedir.21,22 İmmobilizasyon pozisyonu ve izin verilen ile ulaşılır. Omuz kompleksinde ve skapulotorasik kas-
EHA, hekim tarafından belirlenir. Ağrı kontrolü için ilaç- larda, rotator manşet kasları da dahil olmak üzere tüm ki-
lar ve uygun fizik tedavi modaliteleri kullanılabilir. Reha- nematik zincirde yer alan kasların kuvvetini, gücünü ve
bilitasyonun bu fazında kinematik zincirin geri kalanındaki dayanıklılığını artırmaya daha fazla önem verilmelidir.
kasların kas aktivasyonu uygulanabilir. Omuz instabilite- Açık kinetik zincir ve kapalı kinetik zincir egzersizleri kul-
lerinde mekanoreseptörlerde eksiklikler olduğu için sen- lanılarak sensorimotor sistem eğitimi uygulanmalıdır. Nö-
sorimotor sistem eğitimi de başlatılabilir. Skapulotorasik romüsküler dinamik stabilite eğitiminin dahil edilmesi,
kaslar da dahil olmak üzere kinematik zincirdeki diğer kas- fonksiyonel eğitim ve performans geliştirmeye yöneliktir.
lar için nöromüsküler dinamik stabilite eğitimi ve kor sta- Rehabilitasyon programı boyunca, ilerlemeyi belirlemek
bilite eğitimi uygulanabilir. için hasta düzenli olarak kontrol edilmelidir.
Maksimum rotator manşet kuvveti için skapula stabi- Son aşamada (Faz IV) fonksiyonel aktivitelere dö-
lizasyonu önemlidir. Alt ekstremitelerden üst ekstremite- nüşe odaklanılır. Eklem hareket açıklığı egzersizleri cer-
lere kuvvet transferinde skapular stabilizasyon kritik rahi stabilizasyon prosedürünün izin verdiği ölçüde
öneme sahiptir. Skapular retraksiyonda rotator manset kuv- ilerletilmeli ve bu safhada artık tam EHA’ya ulaşılmalı ve
veti %24 arttığı belirtilmiştir.23 korumak için bir idame programı uygulanmalıdır. Terapö-
Glenohumeral instabilitesi olan hastaların %67- tik egzersiz programı, işe veya spora dönüş için hastanın ta-
80’inde skapular diskinezi görülmektedir.24,25 Skapular sta- leplerine bağlı olarak belirlenir. Fonksiyonel aktiviteleri
bilizasyon eğitimi bu aşamada da rehabilitasyonun temel geliştirmek için sensorimotor eğitimi içeren gelişmiş eg-
bileşenlerinden biridir. Bir diğeri ise kor bölgesinin stabi- zersizler uygulanılır. Nöromüsküler dinamik stabilite eği-
timi, fonksiyonel eğitim ve performans geliştirmeyi
lizasyonudur ki, kor stabilizasyon egzersizleri ile gövde
hedefler. Pilometrik egzersizler gibi ileri fonksiyonel eg-
kaslarına dinamik hareketler sırasında omurgayı kontrol
zersizler, eğitimli baş üstü atletlerde performansı artırmak
etmek öğretilmektedir.26
için rehabilitasyonun son aşamalarında uygulanılır. Reha-
Kinetik zincir modeline göre vücut birbirine bağlı bilitasyonun özgüllüğü ve aktiviteye geri dönüş kriterleri
segmentlerden oluşmaktadır ve dinamik ünite olarak hare- açısından hastanın performansını yeniden değerlendirmek
ket etmektedir. Glenohumeral eklemini tüm pozisyonlarda ve sonuçları kaydetmek için çeşitli fonksiyonel testler kul-
ve hareketlerde stabilizasyonu tüm kinetik zincir boyunca lanılabilir.
çoklu segmentlerin entegre koordinasyonu ile sağlanmak-
Bazı hastalarda Faz IV sonrasında da spora spesifik
tadır.
ileri rehabilitasyon programı da sürüdülmelidir. Burada
Hasta sürekli olarak yeniden değerlendirilmeli ve has- esas hedef kuvveti, endüransı arttırarak nöromuskuler kont-
tanın durumuna göre rehabilitasyon ilerletilmelidir. rolü sağlamaktır. Nöromuskuler kontrol açısından, kinetik
Faz II sırasında, askı/brace genellikle çıkarılır ve zincir, proprioseptif, pliometrik egzersizler ile progresif
EHA’da progresif bir artış beklenir. İlaç ve modaliteler kuvvetlendirme programı yapılmalıdır.
hastanın ihtiyacına göre kullanılır. Ameliyatta onarılan/et- Sonuç olarak, omuz instabilitesi ile gelen bir hasta ay-
kilenen kaslar için kas aktivasyonu, devam eden iyileşme rıntılı öykü ve fizik muayene ile değerlendirilmeli, hastaya
sürecini korumak için genellikle program, belirli bir ait faktörler göz önünde bulundurulmalı, hastada gelişen
EHA’da başlatılır. Skapula stabilizasyonu arttırılır ve ki- instabilite paterni belirlenmeli ve bütüncül bir yaklaşım ile
nematik zincirdeki diğer kasların kas kuvvetlerini ve da- kişiye özel uygun bir rehabilitasyon programı planlanma-
yanıklılıklarını artırmaya yönelik terapötik egzersizler lıdır.

48
Deniz Palamar ve ark. Omuz İnstabiliteleri

KAYNAKLAR
1. Lippitt S, Matsen F. Mechanisms of glenohumeral joint stability. Clin Orthop 16. Burkhead WZ Jr, Rockwood CA Jr. Treatment of instability of the shoulder
Relat Res. 1993;(291):20-8. with an exercise program. J Bone Joint Surg Am. 1992;74(6):890-6.
2. Mallon WJ, Speer KP. Multidirectional instability: current concepts. J Shoul- 17. Thomas SC, Matsen FA 3rd. An approach to the repair of avulsion of the
der Elbow Surg. 1995;4(1 Pt 1):54-64. doi: 10.1016/s1058-2746(10)80009-6. glenohumeral ligaments in the management of traumatic anterior gleno-
3. Maruyama K, Sano S, Saito K, Yamaguchi Y. Trauma-instability-voluntarism humeral instability. J Bone Joint Surg Am. 1989;71(4):506-13.
classification for glenohumeral instability. J Shoulder Elbow Surg. 1995;4(3): 18. Schneeberger AG, hersche O, Gerber C. Die instabile Schulter. Klassifikation
194-8. doi: 10.1016/s1058-2746(05)80051-5. und Therapie [The unstable shoulder. Classification and therapy]. Orthopade.
4. Molé D, Walch G. Traitement chirurgical des instabilités de l’épaule: Articulation 1997;26(10):909-14. German. doi: 10.1007/s132-1997-8287-1.
glénohumérale. Ed Tech Encycl Méd Chir Orthop Trauma.1993;244-65. 19. Lewis A, Kitamura T, Bayley JIL. The classification of shoulder instability: new
5. Rockwood CA, Thomas SA, Matsen FA: Subluxations and Dislocations About light through old windows! Curr Orthop. 2004;18(2):97-108. doi:
the Glenohumeral Joint. In Rockwood CA, Green DP, Bucholz RW (eds). 10.1016/j.cuor.2004.04.002
Fractures in Adults. 3rd Ed. Philadelphia, JB Lippincott Co ,1991. p. 1021-79. 20. Gibson K, Growse A, Korda L, Wray E, MacDermid JC. The effectiveness of
6. Rowe CR, Pierce DS, Clark JG. Voluntary dislocation of the shoulder. A pre- rehabilitation for nonoperative management of shoulder instability: a sys-
liminary report on a clinical, electromyographic, and psychiatric study of tematic review. J hand Ther. 2004;17(2):229-42. doi:
twenty-six patients. J Bone Joint Surg Am. 1973;55(3):445-60. 10.1197/j.jht.2004.02.010.
7. Rowe CR, Zarins B. Chronic unreduced dislocations of the shoulder. J Bone 21. Rathbun JB, Macnab I. The microvascular pattern of the rotator cuff. J Bone
Joint Surg Am. 1982;64(4):494-505. Joint Surg Br. 1970;52(3):540-53.
8. Salomonsson B, Sforza G, Revay S, Abbaszadegan h, Jonsson U. Atrau- 22. Berker N, Canbulat N, Demirhan M. Omuz Dirsek Diz Ayak Bileği Rehabili-
matic shoulder instability. Discussion of classification and results after cap- tasyon Protokolleri, Nobel Tıp Kitabevleri, 2009.
sular imbrication. Scand J Med Sci Sports. 1998;8(6):398-404. doi:
23. Kibler WB, Sciascia A, Dome D. Evaluation of apparent and absolute
10.1111/j.1600-0838.1998.tb00458.x.
supraspinatus strength in patients with shoulder injury using the scapular re-
9. Silliman JF, hawkins RJ. Classification and physical diagnosis of instability of traction test. Am J Sports Med. 2006;34(10):1643-7. doi:
the shoulder. Clin Orthop Relat Res. 1993;(291):7-19.
10.1177/0363546506288728.
10. hovelius L. Shoulder dislocation in Swedish ice hockey players. Am J Sports
24. Burkhart SS, Morgan CD, Kibler WB. The disabled throwing shoulder: spec-
Med. 1978;6(6):373-7. doi: 10.1177/036354657800600611.
trum of pathology Part III: The SICK scapula, scapular dyskinesis, the kinetic
11. Mclaughlin hL, Cavallaro WU. Primary anterior dislocation of the shoulder. Am chain, and rehabilitation. Arthroscopy. 2003;19(6):641-61. doi: 10.1016/s0749-
J Surg. 1950;80(6):615-21; passim. doi: 10.1016/0002-9610(50)90581-2. 8063(03)00389-x.
12. Rowe CR, Sakellarides hT. Factors related to recurrences of anterior dislo- 25. Warner JJ, Micheli LJ, Arslanian LE, Kennedy J, Kennedy R. Scapulothoracic
cations of the shoulder. Clin Orthop. 1961;20:40-8. motion in normal shoulders and shoulders with glenohumeral instability and
13. Mclaughlin hL. Posterior dislocation of the shoulder. J Bone Joint Surg Am. impingement syndrome. A study using Moiré topographic analysis. Clin Or-
1952;24 A(3):584-90. thop Relat Res. 1992;(285):191-9.
14. Rowe CR. Prognosis in dislocations of the shoulder. J Bone Joint Surg Am. 26. Mısırlıoğlu TÖ, Eren İ, Canbulat N, Çobanoğlu E, Günerbüyük C, Demirhan
1956;38-A(5):957-77. M. Does a core stabilization exercise program have a role on shoulder reha-
15. Rockwood CA. Subluxation of the shoulder: the classification, diagnosis and bilitation? A comparative study in young females. Turk J Phys Med Rehabil.
treatment. Orthop Trans. 1979;4:306. 2018;64(4):328-36. doi: 10.5606/tftrd.2018.1418.

49
Skapuler Diskinezi
Scapular Dyskinesis

Kadir SONGURa, ÖZET Skapuler diskinezi klinikte sıklıkla karşılaşılan ancak çoğu zaman atlanan bir biyomekanik bo-
zukluktur. Skapuler diskinezinin gelişmesinde birçok etiyolojik faktör tanımlanmış olmakla birlikte sık-
Selmin GÜLBAHARb
lıkla kronik omuz ve boyun problemleri önemli rol oynar. Omuz patolojilerine skapuler disfonkisyonun
katkısı spesifik testlerle değerlendirilmelidir. Aynı zamanda skapuler diskinezili hastalarda kor ve alt
a
Dörtyol Devlet Hastanesi, ekstremiteyi de içerecek şekilde kapsamlı muayene yapılmalıdır. Rehabilitasyon sırasında hastanın gün-
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Kliniği, lük yaşam aktiviteleri ve yaptığı spor aktiviteleri belirlenmelidir. Skapuler diskineziye yol açabilecek
Hatay, Türkiye fleksibilite ve kas kuvveti kayıpları da tespit edilerek skapula çevresi kasların motor kontrolünü artır-
b
Dokuz Eylül Üniversitesi
manın birincil odak olduğu bir rehabilitasyon yaklaşımı izlenmelidir.
Tıp Fakültesi,
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ABD,
Anahtar Kelimeler: Skapula; omuz ağrısı; rehabilitasyon
İzmir, Türkiye

Yazışma Adresi/Correspondence:
Selmin GÜLBAHAR ABSTRACT Scapular dyskinesis is a biomechanical disorder that is frequently encountered in the clinic
Dokuz Eylül Üniversitesi practice but is often overlooked. Although many etiological factors have been identified in the develop-
Tıp Fakültesi, ment of scapular dyskinesia, chronic shoulder and neck problems often play an important role. The con-
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ABD, tribution of scapular dysfunction to shoulder pathologies should be evaluated with specific tests. At the
İzmir, Türkiye same time, patients with scapular dyskinesia should undergo a comprehensive examination, including the
selmin.gulbahar@deu.edu.tr core and lower extremities. During rehabilitation, the patient's daily life activities and sports activities
should be determined. Loss of flexibility and muscle strength that may lead to scapular dyskinesia should
also be detected, and a rehabilitation approach should be followed, in which increasing motor control of
the muscles around the scapula is the primary focus.

Keywords: Scapula; shoulder pain; rehabilitation

ronik omuz ağrısı, genel popülasyonda en sık görülen kas-iskelet sistemi bo-

K zukluklarındandır.1 Omuz ağrısına ilişkin prevalans çalışmalarında büyük de-


ğişkenlikler bildirilmesine rağmen, batı toplumunda önemli bir tıbbi ve
sosyoekonomik sorun olarak görülmektedir.2 Ayrıca masabaşı-bilgisayar kullanılarak
yapılan meslekler veya baş üstü aktivite gerektiren sporların yaygınlığı nedeniyle pre-
valansının arttığı bilinmektedir.3,4
Kronik omuz ve boyun ağrısı ile skapula disfonksiyonu arasında güçlü bir ilişki
olduğu ortaya konulmuştur. Skapula, omuz kompleksi ile servikal omurga arasında bir
‘köprü’ işlevi görür ve boyun/omuz bölgesine hem hareketlilik hem de stabilite sağla-
mada çok önemli bir rol oynar. Skapulanın atletik omuz fonksiyonundaki rolü ve spor-
KAYNAK GÖSTERMEK İÇİN:
Songur K, Gülbahar S. Skapuler diskinezi. culardaki baş üstü aktivite ilişkili omuz ağrısıyla olası bağlantısı için yapılan araştırmalar
Güven Z, editör. Omuz Ağrısı ve Sık Görülen sonrası skapuler kinematik değerlendirme ve buna yönelik rehabilitasyon programları ön
Omuz Sorunları. 1. Baskı. Ankara: Türkiye Kli-
nikleri; 2024. p.50-8. plana çıkmıştır.5

50
Kadir Songur ve ark. Skapuler Diskinezi

viye ve frontal düzleme göre 30 derecelik açılı bir pozis-


SKAPULER DİSKİNEZİ yondadır. Akromiyoklaviküler eklem ve sternoklaviküler
Skapuler pozisyonunun anormalliği ve skapulanın dinamik eklem aracılığıyla aksiyel iskelet ile bağlantısı sağlanır. Bu
hareketleri sırasındaki bozukluklar skapuler diskinezi ola- bağlantıların skapula stabilitesi ve hareketindeki rolü ska-
rak isimlendirilir. “SICK skapula” terimi yaygın bir diski- pula etrafı kas aktivasyonuna göre daha azdır.11
nezi biçimi olarak tanımlanmıştır. Bu terim, Skapuler Skapula birçok farklı düzlemde protraksiyon, retrak-
malpozisyon, Inferior medial kenar belirginliği, Coracoid siyon, rotasyon, tilt, elevasyon ve depresyon hareketlerini
ağrısı ve skapuler hareketin disKinezisi anlamına gelir.6 yapar. Skapulanın hareketleri omuz eklem hareketinin
Diskinezi terimi bir hastalık tanısından çok anormal biyo- uygun bir şekilde gerçeklemesi için önemlidir. Glenohu-
mekaniği tanımlar. Omuz fonksiyonlarının optimal olabil- meral eklem ile skapulotorasik eklem arasındaki koordi-
mesi için skapula hareketleri ile koordinasyon gereklidir. neli harekete skapulotorasik ritm denir. Çoğu
Aynı zamanda omuz ve skapula çevresi yapıların bozuk- araştırmacının ortak görüşü 180 derecelik humerus elevas-
luklarında da skapula biyomekaniği etkilenmektedir.7 yonunun 2/3’ünün glenohumeral eklem ve 1/3’ünün ise
skapulatorasik eklem tarafından gerçekleştirildiğidir.12
ETİYOLOJİ Genel olarak 2:1 olarak kabul edilen bu oran subakromial
Skapuler diskinezi varlığı kronik omuz ve boyun ağrısına sıkışma sendromu olan hastalarda daha düşük bulunmuş-
tur. Skapular hareket, glenohumeral eklemin 60 derece
yol açabilirken, bu bölgelerden kaynaklanan patolojiler de
fleksiyonu ve 30 derece abdüksiyonundan sonra asıl etki-
diskineziye sebep olabilir. Bu yüzden subakromial aralığın
sini gösterir. 120 derece fleksiyon ve 105 derece abdüksi-
mesafesi, akromioklavikuler eklemin yerleşimi, humeru-
yon üzerinde katkısı belirgin bir şekilde azalır. Humeral
sun pozisyonu, glenohumeral eklemin horizontal düzleme
elevasyon sırasında skapulanın yukarı rotasyonu ile del-
göre konumu ve omuz çevresi kasların performansı göz
toidin lif uzunluğu sabit kalır ve kuvvetin devamlılığı sağ-
önünde bulundurulmalıdır.8
lanır. Skapuler hareket özellikle baş üstü aktivitelerde
Skapuler diskinezi; eklem hastalıkları, travmatik sü- glenohumeral eklemin stabilitesini arttırır ve rotator kaf
reçler, yumuşak doku hastalıkları, nörolojik problemler ve tendonlarının sıkışmasını önler.
biyomekanik bozukluklara bağlı ortaya çıkabilmektedir.
Skapuler stabilizasyon skapula üzerindeki kas aktivi-
Skapula çevresi kaslardan trapez, serratus anterior ve rom-
telerinin oluşturduğu kuvvet çiftleri ile devam ettirilir. Sta-
boid ile ilgili bozukluklar ana sebeplerdendir. Uzun torasik
bilizasyon için alt ve üst trapezler ile üst trapez ve romboid
sinir, dorsal skapuler sinir ve spinal aksesuar sinir hasarı
kaslar kuvvet çiftleridir. Skapuler elevasyon için ise serra-
skapulada kanatlaşmaya yol açarak biyomekaniğin bozul-
tus anterior ve alt trapez kas ile üst trapez ve romboid kuv-
masına sebep olur. Travma sonrası ortaya çıkan akroi-
vet çifti görev almaktadır.7
moklaviküler eklem seperasyonu ve skapuler veya
klavikular kemik kırıkları da etiyolojide yer alır. Pektora-
lis minor kısalığı ve posterior kapsül gerginliği de skapu- SKAPULER DİSKİNEZİNİN
lada anterior tilte yol açarak diskineziye sebep OMUZ AĞRISI İLE İLİŞKİLİ DURUMLARI
olabilmektedir.9
YUMUŞAK DOKU FLEKSİBİLİTESİNİN KAYBI
Ayrıca skapula çevresi kaslardaki koordinasyon kaybı
skapulanın önemli hareketleri olan posterior tilt, eksternal Pektoralis minör kasının kısalığı ve omuzun posterior
rotasyon ve yukarı rotasyonu kısıtlayarak diskineziye yol eklem kapsülünün gerginliği anormal skapuler pozisyona
açabilir.10 Torasik kifoz artışı gibi postür bozukları ve kor- yol açmaktadır.5 Glenohumeral eklemin pasif iç rotasyon
bacak kaslarının kuvvetsizliği ile ilişkili olan kinetik zincir hareket açıklığı kısıtlılığı ile karakterize posterior omuz
defektleri skapuler diskinezinin diğer sebeplerindendir. sertliği olanlarda, normal iç rotasyon hareket açıklığına
sahip olanlar ile karşılaştırıldığında skapulanın daha fazla
anterior tilte sahip olduğu bulunmuştur.13 Omuz impinge-
BİYOMEKANİK
ment tanılı olan hastalarda posterior omuz gerginliği ve
Skapula, omurga ile ekstremiteler arasında bir kinematik skapuler hareket kaybının olduğu gösterilmiştir.14 Ayrıca
köprü görevi görerek hız ve enerjinin distale aktarımını aynı grup hastalardaki posterior omuz gerginliğinin düzel-
sağlar. Ayrıca üst ekstremite elevasyonu sırasında rotator tilmesinin semptomların azaltılmasıyla ilişkili olduğu bil-
kaf yapısı için yeterli aralık oluşturur. Skapula 2. ve 7. kos- dirilmiştir.15 Levator skapula, latissimus dorsi, omuz dış
talar arasında yer almaktadır. Yaklaşık 3 derece laterale de- rotator kaslar ve romboidler gibi skapula kinematiğini de-

51
Kadir Songur ve ark. Skapuler Diskinezi

ğiştiren diğer yapıların fleksibilitesinin kaybı skapulanın LABRAL LEZYONLAR vE İNSTABİLİTE


hareket kısıtlamasına katkıda bulunabilir. Özetle, skapu-
Labral patolojinin önemli sebepleri arasında glenohumeral
layı çevreleyen yumuşak dokuların fleksibilite kaybı ile
internal rotasyon defisiti ve internal impingement yer al-
skapuler diskinezi ve kronik boyun/omuz şikayetleri ara-
maktadır.24 Skapuler diskinezi glenohumeral ligamanların
sında anlamlı bir ilişki olduğu düşünülmektedir.
geriminde artışa neden olarak peel-back mekanizması ile
superior labrum ve bicepste lezyonlara yol açabilmektedir.
KAS PERFORMANSININ KAYBI Aynı zamanda omuz ekleminin dış rotasyonu eklem hare-
Omuz impingement tanılı hastalarda skapuler kaslarda de- ket açıklığının son sınırında gerçekleşen humerusun pos-
ğişmiş kas aktivitesi modelleri araştırılmıştır. Özellikle ser- teriora migrasyonunun artmasına neden olarak posterior
ratus anterior ve trapeziusun bölümlerinin değişken kas superior labrum lezyonuna sebep olabilir. Bu ilişkiler ne-
aktivitesi, koordinasyonu ve kuvveti üzerinde yoğunlaşıl- deniyle labrum lezyonu olan hastaların rehabilitasyon
maktadır.16 Serratus anterior gücünde azalma, üst trapezius programına skapula çevresi kasların egzersizleri eklenmesi
hiper-erken aktivasyonu ve orta ile alt trapeziusta hipo-geç düşünülmelidir.25
aktivasyonu gösterilmiştir.17-19 Omuz instabilitesi olan hastalarda skapuler diskinezi
Skapuler diskinezi, yalnızca omuz patolojisi olan has- görülme sıklığı artmıştır. Topografik incelemenin kulla-
talarda değil, aynı zamanda spora özgü bir adaptasyon ola- nıldığı bir çalışmada, instabilitesi olan hastalarda kontrol
rak da sağlıklı sporcularda da tanımlanmıştır. Özellikle grubuna göre yaklaşık 3 kat daha sık skapuler biyomeka-
spora özgü adaptasyonlar tespit edilmiştir. Yapılan son nik bozukluk tespiti yapılmıştır.26
araştırmalar, baş üstü aktivitesi yüksek olan sporcularda
üst trapezius gibi hareketten asıl sorumlu olan kasların ska- KLİNİK DEĞERLENDİRMELER
pulanın stabilize edici kaslarından (özellikle orta ve alt tra- Skapuler diskinezi bir hastalık olarak değil de bir bozukluk
pezius kasları) göreceli olarak daha zayıf olduğunu olarak düşünüldüğünde tanı doğruluğunun belirlenmesinde
göstermiştir.20 birçok zorluk mevcuttur. En önemlisi de tanı için tutarlı ve
kabul edilebilir bir altın standart testin olmamasıdır. Üç bo-
SUBAKROMİAL İMPİNGEMENT SENDROMU yutlu analizler kullanılarak yapılan biyomekanik değer-
Subakromial aralığın fonksiyonel olarak daralmasına sebep lendirmeler anatomik yer işaretlemelerinin gerçek
olan önemli durumlardan biri de skapuler diskinezi ile bir- konumları yerine geçemediği için altın standart olarak kul-
likteliği yüksek olan artmış skapula protraksiyonudur. Tra- lanılamamıştır.27 Steril bir şekilde doğrudan kemiğe uygu-
pezius kasının bölümleri arasında gelişen kas gücü lanan iğne çalışmalarının bir altın standart tanı testi olarak
dengesizliği ve skapuler kasların aktivasyon sıralamasında kullanabileceği bildirilmiştir, ancak bu yöntemin invaziv
meydana gelen koordinasyon eksikliği de sıkışmaya olması ve bu yüzden kullanımındaki güçlükleri rutin kli-
önemli katkıda bulunmaktadır.21 Böylelikle sıkışmaya bağlı nik kullanımını engellemektedir.28,29 Bu nedenle, skapuler
semptomlar ortaya çıkabilmekte ve rotator kaf kas gücü- pozisyon ve hareketin kalitatif değerlendirmeleri subjektif
nün azalmasına sebep olabilmektedir. Skapuler diskinezi olabilmelerine rağmen şu anda bu bozukluğu belirlemek
ile omuz impingement bulgularının birlikte saptandığı ki- için en iyi klinik araçlar olarak belirtilmektedir.27
şilerde omuzun statik stabilizatörlerinden glenohumeral li- Muayenede ilk olarak inspeksiyon yapılması önerilir.
gamanların ve skapuler stabilizatörlerin strain riskinin Hasta soyunukken dinlenme ve dinamik pozisyonlarda ska-
yüksek olduğu bildirilmiştir.22 pulanın sınırları ve hareket paterni gözlenmelidir. Asimet-
rinin tespiti açısından skapulanın inferomedial ve medial
ROTATOR KAF LEZYONLARI kenarları belirlenmelidir.30 Hastanın 4-5 kez yaptığı kol ele-
Rotator kaf lezyonları ile skapuler diskinezinin ilişkisi tam vasyonu ile yapılan dinamik değerlendirmede skapula çev-
olarak ortaya konulamamıştır. Ancak skapulanın superiora resi kasların güçsüzlüğü ve hareket paternlerindeki
rotasyonunun ve anterior tiltinin artışı nedeniyle korako- bozukluklar incelenmelidir. Özellikle omuz ekleminin flek-
akromial ark tarafından sıkıştırılması sonucu rotator kaf siyonu sırasında belirginleşen skapulanın medial kenarı
mekanik olarak yaralanabilir.23 Diğer yandan rotator kaf gözlemlenmeli ve gerekirse ağırlık eklenerek diskinetik pa-
yırtığı nedeniyle gelişen ağrı skapula çevresindeki kasla- tern ortaya çıkarılmaya çalışılmalıdır. Kinetik zincirin de
rın normal aktivasyon paterninin bozulması ile de skapuler değerlendirilmesi açısından servikal ve torakal bölge de
diskinezi gelişebilmektedir.22 inspekte edilmelidir.8 Her iki omuz ekleminin tüm yönlere

52
Kadir Songur ve ark. Skapuler Diskinezi

eklem hareket açıklıkları değerlendirilmeli, özellikle pos- Infera, skapulanın superomedial açısının dikey yük-
terior omuz kapsülü gerginliği ve internal impingement ile sekliğinde kontralateral açıya göre fark olmasıdır.32
ilişkisi olan iç rotasyon defisitleri not edilmelidir. Dinamik değerlendirme;
Kibler Klasifikasyonu; Skapuler diskinezi testi, hastanın kolları maksimum
Kibler ve ark., skapuler diskineziyi ilk kez sınıflan- öne fleksiyona kadar kaldırması ve ardından 3-5 kez tek-
dıranlardandır.31 Bu sınıflama bilimsel çalışmalarda katı- rarlaması istenir (Resim 1). Klinisyen bir hareket değişik-
lımcıların skapuler diskinezi gösterip göstermediğini liği olup olmadığından emin değilse, hastadan her bir eline
belirlemek için en sık kullanılan yöntemdir. Dört tipten 1-2 kilogram ağırlık vererek ve/veya 10 tekrara kadar kol
oluşan bu sınıflama Tablo 1’de gösterilmiştir. Sınıflama- kaldırma yaparak testi tekrarlaması istenebilir. Skapuler
nın değerlendirilmesi: diskinezi kol hareketinin iniş fazında daha kolay gözlem-
1) Hastanın skapuler düzlemde 45°/sn hızında 3 tek- lenebilir. Özellikle medial skapuler kenarın herhangi bir
rarlı iki taraflı omuz elevasyonu yapması, yönünün semptomatik taraftaki belirginliği kaydedilir.33

2) Hastanın 45°/sn hızla 3 tekrarlı bilateral omuz ab- Düzeltici manevralar;


duksiyonu yapması ve Skapuler asistans testi, hasta kolunu eleve ederken
3) Muayene eden klinisyenin kanatlaşma ve/veya ko- muayene eden kişi skapulanın yukarı rotasyonuna ve pos-
ordinasyon bozukluğunu gözlemlemesi aşamalarından terior tiltine yardımcı olmak için skapula alt kenarından
oluşmaktadır. medial yöne basınç uygulanır (Resim 2). Kol hareketi sı-
rasında uygulanan destekle birlikte hareket sırasındaki ağ-
Skapuler Hareketin Değerlendirilmesi; rının hafiflemesi ve eklem hareket açıklığında artış olması
Skapuler hareketin niteliksel değerlendirilmesi açı- testin pozitif olduğunu gösterir.33
sından 3 aşamadan oluşan bir algoritma tanımlanmıştır. Bi- Modifiye skapuler asistans testi, iki aşamalı bir test
rincisi, skapuler diskinezi testi kullanılarak diskinezi olarak skapuler asistans testinden ayrılır. Önemli bir fark
varlığının veya yokluğunun saptanmasıdır. İkincisi, düzel- olarak da skapulanın posterior tiltine de yardımcı olunur.
tici manevralar kullanılarak gözlenen diskinezi ile klinik İlk aşamada hastanın kolunu skapuler planda kaldırırken
semptomlar arasındaki ilişkinin kurulmasıdır. Üçüncüsü meydana gelen ağrısının şiddeti sözel olarak öğrenilir.
ise adım adım değerlendirme süreci ve standart testler kul- İkinci aşamada muayene eden kişi bir elini skapulanın su-
lanılarak diskineziye katkıda bulunan faktörlerin değer- periorunda ve diğer elini skapulanın inferior açısında ko-
lendirilmesidir.27 numlandırır. Bu pozisyondayken hastadan tekrar kolunu
Statik değerlendirmeler; kaldırması istenirken skapulanın rotasyonuna ve posterior
Lateral kayma testi, skapulanın inferior açısından en tiltine yardımcı olunur. Hastadan ağrısını sözel olarak tek-
yakın spinöz prosese olan mesafe bilateral ölçülür. Ölçüm rar puanlaması istenir. 2 ve üzerinde puan düşüşü saptan-
sırasında eller kalçada, omuz nötral pozisyonda, yaklaşık ması testi pozitifleştirir.8
10° ekstansiyon, 90° abduksiyonda ve tam internal rotas- Skapuler retraksiyon testi, muayene eden kişi hasta
yonda iken uygulanır. Her iki taraftan yapılan ölçümler ara- normal postürdeyken kolun tam fleksiyonu sırasında standart
sında 1,5 cm’den fazla fark olması skapuler diskinezi manuel kas testi yapılarak güç değerlendirilir (Resim 3a).
açısından anlamlı olarak kabul edilmektedir.8 Muayene eden kişi daha sonra skapulanın medial sınırını

TABLO 1: Kibler Klasifikasyonu.31


Tip 1 İnferior kenar Tip 2 Medial kenar Tip 3 Superior kenar Tip 4 Simetrik skapulohumeral
belirginliği belirginliği belirginliği pozisyon

Üst kenarın elevasyonu ve


İnferomedial kenarın dorsale Medial kenarın dorsale
İstirahat sırasında skapulanın anteriora yer Her iki skapulanın simetrikliği
belirginleşmesi belirginleşmesi
değiştirmesi

İnferior köşenin dorsale tilti ve Kanatlaşma olmadan omuz Kanatlaşma olmadan skapulanın
Kol hareketi sırasında Medial kenarın dorsale tilti
akromionun ventrale tilti silkme hareketinin başlatılması simetrik yukarı rotasyonu

53
Kadir Songur ve ark. Skapuler Diskinezi

renç ile serratus anterior, omuzun 130-150° abdüksiyonu


sırasında kola uygulanan manuel direnç ile alt-orta trape-
zius ve kol yandayken yapılan omuz ekstansiyonu sırasında
kola uygulanan manuel direnç ile romboidler hedeflen-
mektedir.34-36 Bu testler sırasında klinisyenin amacı hasta-
nın kol pozisyonunu bozmaya çalışırken skapulanın
hareket edip etmediğinin gözlemlemesidir. Kolun pozis-
yonunda tutmada zorluk ve skapuler harekette bozulma
kombinasyonu skapuler kas zayıflığını düşündürür.
Pektoralis minör gerginliği; Hasta supin pozisyonda,
kollar yanlarda, dirsekler ekstansiyonda, dizler fleksiyonda
ve avuç içi aşağıya doğru bakarken konumlanır. Klinisyen
hastanın başucunda durarak omuz kuşağını gözler ve kısa-
lık olup olmadığından emin olmak için omuzlardan aşağı
doğru basınç uygular. Bu sırada her iki omuzun muayene
masasından ne kadar yüksekte kaldığı not edilir. Ayrıca
hasta ayakta dururken duvardan her iki akromionun ante-
rior ucuna olan uzaklıklar ölçülebilir. Aradaki anlamlı fark-
RESİM 1: Skapuler diskinezi testi. lılık kısalık lehinedir.37
Kor kaslarının fonksiyonu-Low Row testi; Hastadan
omuzu hafif ekstansiyona getirmesi istenir ve ardından
omuzun tam fleksiyon hareketine karşı direnç uygulanır
(Resim 4). Arkada konumlanmış olan klinisyen daha sonra
hastanın koluna aynı yönde direnci uygularken gluteal kas-
ları kasması talimatını verir. Eğer hastanın uyguladığı kuv-
vet gluteal kasılma ile artarsa test pozitiftir. Bu da tedavi
planına kalça ve kor kaslarını güçlendirme egzersizlerinin
dahil edilmesinin skapula ve omuz çevresi kas aktivasyo-
nunun kolaylaştırılabileceğinin bir göstergesidir.27

TEDAvİ YAKLAŞIMLARI
Skapuler rehabilitasyon için uygun hedef belirleme hasta-
nın klinik olarak değerlendirilmesiyle planlanmalıdır. Her
şeyden önce, bireyin fonksiyonel gereksinimlerini ve prob-
lemli aktivitelerini tespit etmek için kapsamlı bir anamnez
gereklidir. Fizik muayene sırasında kinetik zincirin farklı

RESİM 2: Skapuler asistans testi.

geriye doğru çekerek manuel olarak stabilize ederken ma-


nuel kas testini yeniden yapar (Resim 3b). Bu pozisyon-
dayken yapılan manuel kas testinde güç artışının tespit
edilmesi testin pozitif olduğunu gösterir.27
Diskineziye katkıda bulunan faktörlerin değerlen-
dirilmesi;
RESİM 3: Skapuler retraksiyon testi. Klinisyenin omuz fleksiyonu sırasında ma-
Skapula çevresi kasların manuel kas testleri; omu- nuel direnç testi uygulaması (a). Daha sonra klinisyenin skapulanın medial sınırını
zun 130° fleksiyonu sırasında kola uygulanan manuel di- stabilize etmesi ile testin tekrarlanması (b).

54
Kadir Songur ve ark. Skapuler Diskinezi

lenmelidir. Çünkü infleksibilitenin sekonder olduğu du-


rumda rehabilitasyonla kas stabilizasyonunu kazanmak
gergin yapıları gevşetebilir.5

İNFLEKSİBİLİTE REHABİLİTASYONU
Pektoralis minör, levator skapula, posterior omuz kapsülü
ve glenohumeral dış rotator kasların gerginliklerine yönelik
egzersizler kişiselleştirilmiş bir programla uygulanabilir.
Pektoralis minör fleksibilitesini artırmak için germe
teknikleri tanımlanmıştır. “Duvar köşesinde tek taraflı pek-
toral germe egzersizi (omuz 90° abdüksiyon ve dış rotas-
yondayken yapılan pasif horizontal abdüksiyon), “oturarak
manuel germe” (terapistin omuz normal pozisyondayken
skapuler retraksiyon uygulaması) ve “sırtüstü manuel
germe” (terapistin hasta sırtüstü pozisyondayken skapuler
retraksiyon uygulaması) kullanılabilecek tekniklerdendir.38
RESİM 4: Low row testi.
Bununla birlikte, klinik pratikte uygulanan bu germe teknik-
lerinin hastada omuz impingementına katkıda bulunarak ağ-
seviyelerinde bulunan tüm olası bozukluklar ele alınmalıdır.
rıya neden olabilmektedir. Ayrıca, bir kadavra çalışmasında
Klinik değerlendirmenin sonuçlarında yararlanılarak uygun
pektoralis minör kası uzunluğunda en büyük değişikliklerin
tedavi hedefleri belirlenmelidir. Akromioklaviküler eklem
omuzun 30° öne fleksiyonu sırasında gerçekleştirilen skapu-
seperasyonu, klavikula kırığı, labral yaralanma, masif rotator
manşet yırtığı ve/veya glenohumeral instabilite gibi kemik- ler retraksiyon ile sağlandığı bildirilmiştir.39 Bu nedenle kli-
yumuşak doku düzensizlikleri rehabilitasyona iyi yanıt oranı nik uygulamada, omuz nötr veya düşük açılı elevasyon
düşük olduğundan öncelikle cerrahi onarım gerektirebilir. pozisyonunda ve hafif dış rotasyonda iken skapulanın pasif
Bununla birlikte, skapuler diskinezi hastalarının büyük ço- retraksiyonu ve posterior tilti yapılarak pektoralis minörin ge-
ğunluğu kas zayıflığı, kas inhibisyonu veya infleksibilitenin rilmesi önerilmektedir. Ayrıca korakoid çıkıntı üzerine yapı-
bir sonucudur ve rehabilitasyonla tedavi edilebilir. lan direkt baskı ile pektoralis minör üzerinde yoğun bir
germe etkisi sağlanabilir.5
Tedavide hastanın fonksiyonel talepleri de önem arz
etmektedir. Örneğin bir ofis çalışanının rehabilitasyonunda Levator skapulanın gerginliği sıklıkla kötü postür ve
aksioskapuler kasların işlevinin düzeltilmesine, skapuler strese bağlı olduğu bilinmektedir. Omuz ağrısı olan hasta-
oryantasyona ve uzun süreli üst ekstremite aktivitelerine larda levator skapula germe işleminin belirti ve semptomlar
odaklanılırken baş üstü aktivitesini sık yapan sporcularda üzerindeki etkisini inceleyen az sayıda çalışma bulunmakla
spora özgü hareketler sırasındaki skapuler kas kontrolü ve birlikte bu kastaki tetik noktaları manuel olarak tedavi et-
kuvvetini artırmaya yönelik olmalıdır.5 menin etkisi de tam olarak belirlenememiştir.5,40
Rehabilitasyonda spinal postürün de düzeltilmesi ‘Uyuma pozisyonunda germe’ ve ‘çapraz vücut
özellikle artan torasik kifozu, omuz protraksiyonu ve düşük germe’ omuz posteriorundaki yumuşak doku yapılarının
omuzu olan hastalarda önemlidir. Tüm egzersizler rehabi- gerginliğinde kullanılan yöntemlerdir. Son zamanlarda
litasyonun başlangıcından itibaren doğru bir postür ile ya- ‘modifiye uyuma pozisyonunda germe’, ‘modifiye çapraz
pılmalıdır. vücut horizontal adduksiyon germe’ ve internal rotasyonla
Skapuler diskinezi ile başvuran bir hastada infleksi- birlikte horizontal germe’ gibi yöntemler de tanımlanmış-
bilite, kas performansı sorunları veya her ikisi birden ola- tır.41 Germe egzersizleriyle birlikte uygulanan posterior
bilmektedir. Esneklik kayıpları için germe ve mobilizasyon glenohumeral eklem mobilizasyonlarının da eklem hare-
teknikleri ön plana çıkarken, kas performansı sorunu için ket açıklığını düzeltmede ve akromiyohumeral mesafeyi
motor ünite aktivasyon teknikleri ana hedeftir. Skapuler artırmada etkili olduğu gösterilmiştir.42
diskineziden hem infleksibilite hem de kas disfonksiyonu
sorumluysa, her iki sorun da ele alınmalıdır. Antagonist KAS PERFORMANS KAYBININ REHABİLİTASYONU
kasın göreceli zayıflığını da göz önünde bulundurarak flek- Kas performansı ile ilgili sorunlar, nöromuskuler defisitler
sibilite kaybının primer mi veya sekonder mi olduğu belir- (kokontraksiyon ve kuvvet çifti aktivitesinin eksikliği) ve

55
Kadir Songur ve ark. Skapuler Diskinezi

kas kuvvetsizliği olarak ayrılabilir. Sıklıkla serratus ante-


rior, orta trapez ve alt trapezin zayıf olduğu, üst trapezin
ise hiperaktivite gösterdiği belirtilmektedir.
Rehabilitasyonun erken aşamasında, propriyosepsi-
yonu iyileştirmek ve skapulanın dinlenme sırasındaki po-
zisyonunu normalleştirmek için skapuler kasların bilinçli
kas kontrolü gerekli olabilir. Alt trapezin selektif aktivas-
yonu açısından ‘skapuler oryantasyon egzersizi’ uygula-
nabilir. Hasta bu egzersiz sırasında kontralateral
parmağıyla korakoidi palpe eder ve ardından korakoidi par-
mağın derideki basınç noktasından uzaklaştırıp skapulayı
geriye doğru hareket ettirir.5 Terapötik band kullanımı ska-
pulayı ekstansiyon, posterior tilt ve retraksiyonda konum-
landırarak hastaya propriyoseptif geri bildirim sağladığı,
gövde postürünü ve omuz hareket açıklığını iyileştirdiği
gösterilmiştir.43
Hem açık zincirli hem de kapalı zincirli aktivitelerle
de skapuler stabilizasyon artırılabilir. Açık zincir aktivite-
lerinde skapuler kontrol için ‘aşağı kürek’, ‘inferior RESİM 6: İnferior kayma egzersizi. Pilates topu kullanılarak yapılan izometrik ka-
kayma’, ‘çim biçme makinası çalıştırma’ ve ‘eller yukarı’ sılma ile skapula ve humerus başı depresyonu.
gibi egzersizler omuz eklemine yüksek yük bindirmeden
özellikle romboid gibi skapula stabilize edici kasları aktive
etmektedir (Resim 5-8).44 Otururken elleri hafifçe uyluk-
lara doğru itme, duvarda kayma ve duvar şınavı gibi ka-
palı zincir egzersizleri de rehabilitasyonda kullanılabilir.

RESİM 7: Thera-Band ile çim biçme makinası çalıştırma egzersizi.

Şınav egzersizi varyasyonları, serratus anterior aktivasyo-


nunu etkili biçimde artırırken sıkışmaya bağlı omuz ağrı-
sını tetikleyebilmektedir.45,46
Skapuler kaslarda kuvvet kaybı ve kas imbalansı olan
hastalarda, zayıf kasların selektif aktivitesi ile hiperaktif
kasların minimal aktivitesini hedef alan egzersizler kulla-
nılmalıdır. ‘İzometrik aşağı kürek’, ‘yüzüstü yatarken 0°
ekstansiyon’, ‘yan yatarken eksternal rotasyon’ ve ‘yüz-
üstü yatarken eksternal rotasyon ile horizontal abduksiyon’
RESİM 5: Aşağı kürek (low row) egzersizi. egzersizleri düşük üst trapez/alt trapez-orta tapez ve üst tra-

56
Kadir Songur ve ark. Skapuler Diskinezi

zersizlere entegre etmektir. Şınav egzersizleri sırasında ip-


silateral bacak ekstansiyonu ile serratus anteriorda artmış
aktivite elde edilirken kontralateral bacağın ekstansiyonu
ile alt trapez aktivitesi artmaktadır.47
Skapuler diskinezide kullanılabilecek egzersiz dışı
yöntemler arasında kinezyobantlama, manuel terapi ve
elektrik stimulasyonu yer almaktadır.8
Sonuç olarak skapuler diskinezi omuz ile ilgili hasta-
lıklarda değerlendirilmesi gereken önemli bir bozukluktur.
Skapuler diskinezi açısından alınan ayrıntılı anamnez, özel
RESİM 8: Eller yukarı egzersizi.
fizik muayene testleri ve hastanın fonksiyonel durumuna
göre rehabilitasyona başlanmalıdır. Tedavide ağrı kontro-
lüyle birlikte skapulanın stabilizasyonunu artırmaya yöne-
pez/serratus anterior aktivite oranına sahip egzersizler ola- lik spesifik egzersizler uygulanmalı ve hastanın fonksiyonel
rak ön plana çıkmaktadır.41 Zayıf kaslardaki kas aktivitesini yaşama geri dönmesi için aşamalı programlar oluşturulma-
artırmanın bir başka yolu da kinetik zincir bileşenlerini eg- lıdır.

KAYNAKLAR
1. Bot SD, van der Waal JM, Terwee CB, van der Windt DA, Schellevis FG, perspective. Shoulder Elbow. 2015;7(4):289-97. doi:
Bouter LM, et al. Incidence and prevalence of complaints of the neck and 10.1177/1758573215595949.
upper extremity in general practice. Ann Rheum Dis. 2005;64(1):118-23. doi: 12. Inman vT, Saunders JB, Abbott LC. Observations of the function of the shoul-
10.1136/ard.2003.019349. der joint. 1944. Clin Orthop Relat Res. 1996;(330):3-12. doi:
2. Picavet HS, Hazes JM. Prevalence of self reported musculoskeletal diseases 10.1097/00003086-199609000-00002.
is high. Ann Rheum Dis. 2003;62(7):644-50. doi: 10.1136/ard.62.7.644. 13. Borstad JD, Ludewig PM. The effect of long versus short pectoralis minor
3. Gerr F, Marcus M, Monteilh C. Epidemiology of musculoskeletal disorders resting length on scapular kinematics in healthy individuals. J Orthop Sports
among computer users: lesson learned from the role of posture and keyboard Phys Ther. 2005;35(4):227-38. doi: 10.2519/jospt.2005.35.4.227.
use. J Electromyogr Kinesiol. 2004;14(1):25-31. doi: 14. Tyler TF, Nicholas SJ, Roy T, Gleim GW. Quantification of posterior capsule
10.1016/j.jelekin.2003.09.014. tightness and motion loss in patients with shoulder impingement. Am J Sports
4. Lintner D, Noonan TJ, Kibler WB. Injury patterns and biomechanics of the Med. 2000;28(5):668-73. doi: 10.1177/03635465000280050801.
athlete's shoulder. Clin Sports Med. 2008;27(4):527-51. doi: 15. Tyler TF, Nicholas SJ, Lee SJ, Mullaney M, McHugh MP. Correction of pos-
10.1016/j.csm.2008.07.007. terior shoulder tightness is associated with symptom resolution in patients
5. Cools AM, Struyf F, De Mey K, Maenhout A, Castelein B, Cagnie B. Rehabil- with internal impingement. Am J Sports Med. 2010;38(1):114-9. doi:
itation of scapular dyskinesis: from the office worker to the elite overhead ath- 10.1177/0363546509346050.
lete. Br J Sports Med. 2014;48(8):692-7. doi: 10.1136/bjsports-2013-092148. 16. Cools AM, Witvrouw EE, Declercq GA, vanderstraeten GG, Cambier DC.
6. Kibler WB, Kuhn JE, Wilk K, Sciascia A, Moore S, Laudner K, Eet al. The dis- Evaluation of isokinetic force production and associated muscle activity in the
abled throwing shoulder: spectrum of pathology-10-year update. Arthroscopy. scapular rotators during a protraction-retraction movement in overhead ath-
2013;29(1):141-61.e26. doi: 10.1016/j.arthro.2012.10.009. letes with impingement symptoms. Br J Sports Med. 2004;38(1):64-8. doi:
7. Longo UG, Risi Ambrogioni L, Berton A, Candela v, Massaroni C, Carnevale 10.1136/bjsm.2003.004952.
A, et al. Scapular Dyskinesis: From Basic Science to Ultimate Treatment. Int 17. Wadsworth D, Bullock-Saxton J. Recruitment Patterns of the Scapular Rota-
J Environ Res Public Health. 2020;17(8):2974. doi: 10.3390/ijerph17082974. tor Muscles in Freestyle Swimmers with Subacromial Impingement. Int J
Erratum in: Int J Environ Res Public Health. 2020;17(11): Sports Med. 1997;18(08):618-24. doi:10.1055/s-2007-972692
8. Engin O, Akalın E. Skapular Diskinezi-Hasta Skapula Sendromu. In: Erdem 18. Cools AM, Witvrouw EE, Mahieu NN, Danneels LA. Isokinetic Scapular Mus-
H, ed. Hareket Sistemi Ağrıları Tanısında Sıklıkla Göz Ardı Edilen Sendrom- cle Performance in Overhead Athletes With and Without Impingement Symp-
lar. 1. Baskı. Ankara: Türkiye Klinikleri, 2021. p. 8-13. toms. J Athl Train. 2005;40(2):104-10.
9. Borich MR, Bright JM, Lorello DJ, Cieminski CJ, Buisman T, Ludewig PM. 19. Moraes GF, Faria CD, Teixeira-Salmela LF. Scapular muscle recruitment pat-
Scapular angular positioning at end range internal rotation in cases of gleno- terns and isokinetic strength ratios of the shoulder rotator muscles in individ-
humeral internal rotation deficit. J Orthop Sports Phys Ther. 2006;36(12):926- uals with and without impingement syndrome. J Shoulder Elbow Surg.
34. doi: 10.2519/jospt.2006.2241. 2008;17(1 Suppl):48S-53S. doi: 10.1016/j.jse.2007.08.007.
10. Panagiotopoulos AC, Crowther IM. Scapular Dyskinesia, the forgotten culprit 20. Cools AM, Johansson FR, Cambier DC, velde Av, Palmans T, Witvrouw EE.
of shoulder pain and how to rehabilitate. SICOT J. 2019;5:29. doi: Descriptive profile of scapulothoracic position, strength and flexibility vari-
10.1051/sicotj/2019029. ables in adolescent elite tennis players. Br J Sports Med. 2010;44(9):678-84.
11. Roche SJ, Funk L, Sciascia A, Kibler WB. Scapular dyskinesis: the surgeon's doi: 10.1136/bjsm.2009.070128.

57
Kadir Songur ve ark. Skapuler Diskinezi

21. Cools AM, Witvrouw EE, De Clercq GA, Danneels LA, Willems TM, Cambier 35. Ekstrom RA, Soderberg GL, Donatelli RA. Normalization procedures using
DC, et al. Scapular muscle recruitment pattern: electromyographic response maximum voluntary isometric contractions for the serratus anterior and
of the trapezius muscle to sudden shoulder movement before and after a fa- trapezius muscles during surface EMG analysis. J Electromyogr Kinesiol.
tiguing exercise. J Orthop Sports Phys Ther. 2002;32(5):221-9. doi: 2005;15(4):418-28. doi: 10.1016/j.jelekin.2004.09.006.
10.2519/jospt.2002.32.5.221. 36. Ginn KA, Halaki M, Cathers I. Revision of the Shoulder Normalization Tests
22. Kibler WB, Sciascia A, Wilkes T. Scapular dyskinesis and its relation to shoul- is required to include rhomboid major and teres major. J Orthop Res.
der injury. J Am Acad Orthop Surg. 2012;20(6):364-72. doi: 10.5435/JAAOS- 2011;29(12):1846-9. doi: 10.1002/jor.21488.
20-06-364. 37. Kibler WB, Sciascia A. Current concepts: scapular dyskinesis. Br J Sports
23. Ludewig PM, Reynolds JF. The association of scapular kinematics and gleno- Med. 2010;44(5):300-5. doi: 10.1136/bjsm.2009.058834.
humeral joint pathologies. J Orthop Sports Phys Ther. 2009;39(2):90-104. 38. Borstad JD. Resting position variables at the shoulder: Evidence to support
doi: 10.2519/jospt.2009.2808. a posture-impairment association. Phys Ther. 2006;86(4):549-57.
24. McFarland EG, Hsu CY, Neira C, O'Neil O. Internal impingement of the shoul- doi:10.1093/ptj/86.4.549
der: a clinical and arthroscopic analysis. J Shoulder Elbow Surg. 1999;8(5): 39. Muraki T, Aoki M, Izumi T, Fujii M, Hidaka E, Miyamoto S. Lengthening of the
458-60. doi: 10.1016/s1058-2746(99)90076-9. pectoralis minor muscle during passive shoulder motions and stretching tech-
25. Burkhart SS, Morgan CD, Kibler WB. The disabled throwing shoulder: spec- niques: a cadaveric biomechanical study. Phys Ther. 2009;89(4):333-41. doi:
trum of pathology Part III: The SICK scapula, scapular dyskinesis, the kinetic 10.2522/ptj.20080248.
chain, and rehabilitation. Arthroscopy. 2003;19(6):641-61. doi: 10.1016/s0749- 40. Hidalgo-Lozano A, Fernández-de-las-Peñas C, Díaz-Rodríguez L, González-
8063(03)00389-x. Iglesias J, Palacios-Ceña D, Arroyo-Morales M. Changes in pain and pressure
26. Ogston JB, Ludewig PM. Differences in 3-dimensional shoulder kinematics pain sensitivity after manual treatment of active trigger points in patients with
between persons with multidirectional instability and asymptomatic controls. unilateral shoulder impingement: a case series. J Bodyw Mov Ther. 2011;
Am J Sports Med. 2007;35(8):1361-70. doi: 10.1177/0363546507300820. 15(4):399-404. doi: 10.1016/j.jbmt.2010.12.003.
27. Sciascia A, Kibler WB. Current views of Scapular Dyskinesis and its Possi- 41. Cools AM, Johansson FR, Cagnie B, Cambier DC, Witvrouw EE. Stretching
ble Clinical Relevance. Int J Sports Phys Ther. 2022;17(2):117-30. doi: the Posterior Shoulder Structures in Subjects with Internal Rotation Deficit:
10.26603/001c.31727. Comparison of Two Stretching Techniques. Shoulder Elbow. 2012;4(1).
28. McClure PW, Michener LA, Sennett BJ, Karduna AR. Direct 3-dimensional doi:10.1111/j.1758-5740.2011.00159.x
measurement of scapular kinematics during dynamic movements in vivo. J 42. Manske RC, Meschke M, Porter A, Smith B, Reiman M. A randomized con-
Shoulder Elbow Surg. 2001;10(3):269-77. doi: 10.1067/mse.2001.112954. trolled single-blinded comparison of stretching versus stretching and joint mo-
29. Ludewig PM, Phadke v, Braman JP, Hassett DR, Cieminski CJ, LaPrade RF. bilization for posterior shoulder tightness measured by internal rotation motion
Motion of the shoulder complex during multiplanar humeral elevation. J Bone loss. Sports Health. 2010;2(2):94-100. doi: 10.1177/1941738109347775.
Joint Surg Am. 2009;91(2):378-89. doi: 10.2106/JBJS.G.01483. 43. Lewis JS, Wright C, Green A. Subacromial impingement syndrome: the effect
30. Yamaguchi K, Sher JS, Andersen WK, Garretson R, Uribe JW, Hechtman K, of changing posture on shoulder range of movement. J Orthop Sports Phys
et al. Glenohumeral motion in patients with rotator cuff tears: a comparison Ther. 2005;35(2):72-87. doi: 10.2519/jospt.2005.35.2.72.
of asymptomatic and symptomatic shoulders. J Shoulder Elbow Surg. 44. Kibler WB, Sciascia AD, Uhl TL, Tambay N, Cunningham T. Electromyo-
2000;9(1):6-11. doi: 10.1016/s1058-2746(00)90002-8. graphic analysis of specific exercises for scapular control in early phases of
31. Kibler WB, Uhl TL, Maddux JW, Brooks Pv, Zeller B, McMullen J. Qualitative shoulder rehabilitation. Am J Sports Med. 2008;36(9):1789-98. doi:
clinical evaluation of scapular dysfunction: a reliability study. J Shoulder Elbow 10.1177/0363546508316281.
Surg. 2002;11(6):550-6. doi: 10.1067/mse.2002.126766.
45. Hardwick DH, Beebe JA, McDonnell MK, Lang CE. A comparison of serratus
32. Reeser JC, Joy EA, Porucznik CA, Berg RL, Colliver EB, Willick SE. Risk fac- anterior muscle activation during a wall slide exercise and other traditional
tors for volleyball-related shoulder pain and dysfunction. PM R. 2010;2(1):27- exercises. J Orthop Sports Phys Ther. 2006;36(12):903-10. doi:
36. doi: 10.1016/j.pmrj.2009.11.010. 10.2519/jospt.2006.2306.
33. Kibler WB, Ludewig PM, McClure PW, Michener LA, Bak K, Sciascia AD. 46. Lunden JB, Braman JP, Laprade RF, Ludewig PM. Shoulder kinematics dur-
Clinical implications of scapular dyskinesis in shoulder injury: the 2013 con- ing the wall push-up plus exercise. J Shoulder Elbow Surg. 2010;19(2):216-
sensus statement from the 'Scapular Summit'. Br J Sports Med. 23. doi: 10.1016/j.jse.2009.06.003.
2013;47(14):877-85. doi: 10.1136/bjsports-2013-092425.
47. Maenhout A, van Praet K, Pizzi L, van Herzeele M, Cools A. Electromyo-
34. Michener LA, Boardman ND, Pidcoe PE, Frith AM. Scapular muscle tests in graphic analysis of knee push up plus variations: what is the influence of the
subjects with shoulder pain and functional loss: Reliability and construct va- kinetic chain on scapular muscle activity? Br J Sports Med. 2010;44(14):1010-
lidity. Phys Ther. 2005;85(11):1128-38. doi:10.1093/ptj/85.11.1128 5. doi: 10.1136/bjsm.2009.062810.

58
Omuz Adezif Kapsüliti
Shoulder Adhesive Capsulitis

Zeynep GÜVENa ÖZET Omuz adezif kapsüliti (AK) glenohumeral eklem kapsülünde adezyonlara bağlı olarak gide-
rek artan ağrı ile birlikte ortaya çıkan eklemin aktif ve pasif hareket kısıtlılığıdır. AK’de patogenez
ve patolojik süreci başlatan faktörler ile ilgili kesin bir görüş birliği bulunmamakla birlikte kapsülde
a
Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi
sinovyal inflamasyon ile başlayan ve yoğun fibrozis oluşumu ile devam eden bir seyir izlenmekte-
Tıp Fakültesi, dir. Omuzda ağrı ve sertliğe bağlı gelişen fonksiyonel kısıtlanma hastalarda belirgin morbiditeye
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ABD, neden olmaktadır. Hastaların büyük çoğunluğu oral nonstreoid anti inflamatuar ilaçlar, fizik tedavi,
İstanbul, Türkiye oral veya intraartiküler kortikosteroid enjeksiyonları, hidrodistansiyon gibi konservatif tedavilerden
yarar görmekte, ancak 6-12 ay içinde yanıt alınmayan durumlarda anestezi altında manipülasyon ve
Yazışma Adresi/Correspondence: artroskopik cerrahi gevşetme gibi girişimsel ve cerrahi tedaviler endike olmaktadır.
Zeynep GÜVEN
Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi Anahtar Kelimeler: Omuz; adezif kapsülit; donuk omuz; omuz sertliği; tedavi
Tıp Fakültesi,
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ABD,
İstanbul, Türkiye ABSTRACT Shoulder adhesive capsulitis (AC) is the active and passive limitation of the shoul-
zeynep.guven@acibadem.edu.tr der that occurs with increasing pain due to adhesions in the glenohumeral joint capsule. Although
there is no definite consensus on the pathogenesis and the factors that initiate the pathological pro-
cess in AC, a course starting with synovial inflammation in the capsule and continuing with the for-
mation of intense fibrozis is observed. Functional limitation due to pain and stiffness of the shoulder
causes significant morbidity in patients. The majority of patients benefit from conservative treat-
ments such as oral non-steroidal anti-inflammatory drugs, phyiscal therapy, oral or intra-articular
corticosteroid injections, hydrodistension. In cases there is no response to conservative treatment
within 6-12 months, interventional and surgical treatments such as manipulation under anesthesia
and arthroscopic surgical release are indicated.

Keywords: Shoulder; adhesive capsulitis; frozen shoulder; shoulder stiffness; treatment

onuk omuz sendromu olarak da adlandırılan adezif kapsülit (AK) başlıca

D patolojik bulgusu glenohumeral eklem kapsülünün kontraktürü olan omu-


zun sık görülen sorunlarından biridir. Donuk omuzu ilk kez 1872’de Dup-
lay “skapulohumeral periartrit” olarak tanımlamış olmakla birlikte donuk omuz
deyimi ilk kez 1934 yılında Codman tarafından kullanılmıştır. Codman bu patolo-
jik durumu bugün bile belirli oranda geçerli olan “tanımlaması zor, tedavisi zor ve
açıklaması zor“ bir süreç olarak ifade etmiştir.1,2 1945’te Neviaser, kapsül ve çev-
resindeki bursalarda inflamatuar ve fibrotik değişiklikler olduğunu, temel patoloji-
nin, kapsülün kalınlaşması ve kontraksiyonu ile humerus başına yapışması olduğunu
öne sürerek adeziv kapsülit deyiminin patolojiyi daha iyi ifade ettiğini belirtmiştir.3

EPİDEMİYOLOJİ VE SINIFLANDIRMA
KAYNAK GÖSTERMEK İÇİN:
Güven Z. Omuz adezif kapsüliti. Güven Z, editör. Kesin prevalans ve insidansı konusunda farklı veriler bulunmakla birlikte prevalan-
Omuz Ağrısı ve Sık Görülen Omuz Sorunları. 1.
Baskı. Ankara: Türkiye Klinikleri; 2024. p.59-69. sın %2-5 arasında ve kadınlarda daha sık görüldüğü bildirilmektedir.4-6 AK, erişkin yaş

59
Zeynep Güven Omuz Adezif Kapsüliti

grubunda ve genellikle 40-70 yaş aralığındaki olgularda yo- rülürken, olguların %20’sinde diğer omuzda farklı zaman
ğunlaşmaktadır.7 Lundberg AK’yi primer ve sekonder ola- aralıklarında benzer bulgular ortaya çıkmabilir.16
rak ikiye ayırmıştır. Primer AK’nin nedeni tam olarak
bilinmez ve idyopatik olarak kabul edilir, sekonder AK’de HASTALIĞIN EVRELERİ
ise soruna yol açtığı düşünülen primer bir patolojinin varlığı
Primer veya idyopatik AK’de klinik süreç dört faza ayrılmakta
söz konusudur.8 Bazı sınıflandırmalarda sekonder grup
ve hastalığın genellikle 2-3 yıl kadar ortalama 30.1 ay (1-3.5
içinde yer alan operasyon ve fraktür sonrası gelişen AK, ter-
yıl) devam ettiği ifade edilmektedir. Ancak klink bulgu ve ya-
siyer adıyla üçüncü grup olarak ayrılmıştır. Sekonder AK,
kınmları daha uzun süren olgular da mevcuttur. Neviaser ve
intrensek, ekstrensek veya sistemik olmak üzere üç alt gruba
Neviaser eklem kapsülünün artroskopik ve histolojik görünü-
ayrılır. İntrensek grup rotator manşet patolojisi, biseps pato-
müne göre hastalığın evrelerini dört döneme ayırmıştır:
lojisi, glenohumeral artrit, kalsifik tendinit ve akromiyokla-
viküler eklem artritini, ekstrensik grup servikal omurga 1. Preadezif Dönem: 3 aydan kısa süren bu dönemde
hastalıkları, kardiyopülmoner hastalıklar, inme ve Parkin- hafif-şiddetli arasındaki düzeyde, genellikle gece
son hastalığını, sistemik grup ise başta diabetes mellitus artan, değişkenlik gösteren ağrı ve etkilenen omuz
olmak üzere hipertiroidizm, hipotiroidizm, hipoadrenalizm üzerine yatmada zorluk mevcuttur, omuz eklem ha-
gibi endokrinolojik disfonksiyonları içerir (Şekil 1).9,10 reketlerinde henüz kısıtlılık ortaya çıkmamıştır. Mik-
roskopik olarak bu dönemde fibroblast proliferasyonu
Bir metaanalizde, diyabetli hastalarda AK gelişme
başlamış, yapışıklıklar henüz oluşmamıştır.
oranının kontrol grubuna göre beş kat daha fazla olduğunu
ortaya konmuştur. Aynı metaanalizde, adeziv kapsüliti olan 2. Donma Dönemi: 3-9 ay sürebilen, gece artan ağrı
hastalarda diyabet prevalansı %30 (%95 güven aralığı ile birlikte hareket kısıtlılığında progresif artış mev-
[GA], %24-37) olarak bildirilmiştir.11 Ayrıca omuz AK’sı cuttur. Mikroskobik olarak sinovitin fibrozise dö-
olan hastaların bir bölümünün anormal açlık glukoz düzeyi nüşümü söz konusudur, kapsülün aksiller
veya bozulmuş glukoz tolerans testi gibi bazı pre diyabe- bölümünde kalınlaşma belirginleşir.
tik özelliklere sahip oldukları öne sürülmüştür.12 Bir olgu 3. Donuk Dönem: 4-12 ay sürebilen bu dönemde, in-
kontrol çalışmasında hipotiroidizm tanı prevalansının flamasyonun azalması ile birlikte ağrı da azalır.
AK’de önemli ölçüde daha yüksek olduğunu bildirilmiş- Kapsülde fibrozisin oluşumu ile aktif ve pasif gle-
tir.13 Diğer risk faktörleri arasında HLA-B27 pozitivitesi, nohumeral eklem kısıtlılığı belirginleşir, mikros-
Dupuytren hastalığı, nadiren de olsa pnömokok gibi aşılar kobik olarak yoğun fibrotik adezyonlar görülür.
ve hatta COVID-19 sayılabilir.14 Sekonder AK olgularında 4. Çözülme Dönemi: 5-26 ay içinde hareket açıklı-
prognozun primer gruba göre daha kötü seyrettiği düşü- ğında artış ve belirtilerde tedricen azalma gözle-
nülmektedir.15 Eşzamanlı bilateral AK %14 oranında gö- nir.14,17,18

Adezif Kapsülit

Primer Sekonder Tersiyer


(İdyopatik) (Bilinen hastalık) Post operatif
Fraktür sonrası

İntrensek Ekstrensek
Rotator manşet tendiniti Kardiyopülmoner hastalık Sistemik
Rotator manşet yırtıkları Servikal disk hernileri Diabetes mellitus
Biseps tendiniti Serebrovasküler olay Hipotiroidizm
Kalsifik tendiniti Humerus fraktürleri Hipertiroidizm
Akromiyoklaviküler osteoartrit Parkinson hastalığı Hipoadrenalizm

ŞEKİL 1: Adezif kapsülitte sınıflandırma.

60
Zeynep Güven Omuz Adezif Kapsüliti

Uzun yıllar AK’in kendi kendini sınırlayan selim se- daha sonraki döneminde bazı fibroblastların miyofibrob-
yirli bir süreç olduğu ve tedavi edilmeyen olgularda bile lastlara dönüştüğünü öne süren çalışmalar da mevcuttur.27
bir süre sonra eklem hareket açıklığı ve ağrıda tam iyileşme Tüm bu süreçler omuz kapsülünün sertleşerek infla-
gerçekleştiği varsayılmıştır. Ancak bazı hastalarda soru- matuar kontraktürü ve kapsül hacminde azalma ve omuz
nun yıllarca devam edebildiği gözlenmekte, fonksiyon bo- hareketlerinin kısıtlanması ile sonuçlanır. İnflamasyon
zuklukları ve eklem hareket açıklığında kısıtlılık kalıcı azaldıktan sonra bile yapışıklıklar devam ederek eklem ha-
olabilmektedir. Bir çalışmada, hastaların %50’sinde 7 yıl reketlerindeki kısıtlılığın süregenliğine yol açabilir.28 Ka-
sonrasında bile omuz ağrısı veya hareket kısıtlılığın, davra çalışmalarında rotator interval, superior
%11’inde ise fonksiyonel sınırlamanın devam ettiği göste- glenohumareal ligaman ve korakohumeral ligaman ile bir-
rilmiştir.19 Beş ila 10 yıllık izlem yapılan bir diğer pros- likte anterosuperior kapsülün sertleşmesinin adduksiyon
pektif çalışmada hastaların sadece %39’unun tamamen pozisyonundaki omuzda dış rotasyonunun, buna karşın an-
iyileştiği, sistematik bir derlemede ise hastaların sadece teroinferior kapsülün sertleşmesinin ise abdüksiyonda
%59’unun dört yıl sonra normal omuz fonksiyonlarına ula- omuzun dış rotasyonun kısıtlanmasına neden olduğu gös-
şabildikleri bildirilmiştir.18,20 terilmiştir. Daha ağır klinik seyir gösteren olgularda olduğu
gibi posterior kapsülün sertleşmesi ise iç rotasyonda kısıt-
PATOGENEZ lılığa yol açar.29
Hastalığın patogenezi ve patolojik süreci başlatan faktörler
ile ilgili günümüze değin çok sayıda araştırma yapılmasına KLİNİK BULGULAR VE TANI
karşın hala kesin bir görüş birliği bulunmamaktadır.15,21 Pa- Şiddetli düzeye ulaşabilen ağrı, omuzun bir veya birden
tofizyolojik sürecin kapsülde bir dizi karmaşık inflamatuar fazla planında değişen derecelerde aktif ve pasif hareket kı-
zincir şeklinde başlayıp, fibrozis ve sonunda kontraktür ile sıtlılığı, disfonksiyon, anksiyete, uyku bozukluğu gibi
sonuçlandığı düşünülmektedir.22 semptom ve bulgular AK’li hastaların günlük yaşam akti-
Mikroskopik incelemede glenohumeral eklem kapsü- vitelerini olumsuz etkiler.30 Ağrı genellikle gece daha be-
lünde makrofaj, fibroblast, mast, B ve T lenfosit hücre ar- lirgindir ve hastalar tarafından her zaman iyi lokalize
tışları sonucu sinovit bulguları ile, inflame sinovyal dokuda edilemeyebilir. Bazen biseps üzerine yayılım gösterebilir.
transforming growth faktör beta (TGF-b), tümor nekrozis Baş üzeri seviyelere uzanmak, eli geriye veya sırta götür-
faktör alpha (TNF-a) gibi inflamatuar sitokinler, interlö- mek ağrı ve hareket kısıtlılığı nedeniyle zorlaşır. Ateş, gece
kinler, matriks mettaoproteinazları ve fibrotik büyüme fak- terlemesi, halsizlik veya açıklanamayan kilo kaybı gibi be-
törlerinde artış saptanmıştır.17 AK’de skar dokusunun lirtilerin bulunması halinde malignite veya otoimmün başka
yeniden şekillenmesi ve kollajen degradasyonunda yer alan hastalıkların, kola yayılan nöropatik yakınmaların varlı-
matriks melloproteinazlar (MMP’ler) ile doku inhibitörü ğında ise servikal radikülopatinin ekarte edilmesi gerekir.31
metalloproteinazlar (TIMP’ler) arasında bir dengesizlik bu- Primer AK’de düz radyografide genellikle spesifik bir
lunduğu ve ekstrasellüler matriksin yeniden şekillenmesi- bulguya rastlanmazken, MRG ve MRG artrografide tanısal
nin fibrogenez ve fibroz artışına neden olduğunu öne süren özellikler olarak korakohumeral ligaman (KHL), eklem kap-
çalışmalar mevcuttur.23 Matriks melloproteinazları (MMP) sülü, aksiller reses, rotator interval, eklem kapsülü ve sinov-
ve doku inhibitör metalloproteinaz (TIMP) oranındaki im- yumun kalınlaşmasının, subkorakoid yağ üçgeninde
balansta genetik yatkınlık da olabileceği ifade eden araş- daralmanın ve T2 sinyal hiperintensitesi varlığının anlamlı
tırmalarda AK’de sinovyumun sitogenetik analizinde olabileceği bildirilmiştir. Kapsülün aksiller reseste 4 mm’den
yüksek düzeyde MMP-3 ve IL-6 (inflamatuar sitokinler) fazla ve KHL’nin 1.2 mm’den daha fazla kalınlaşması A ta-
saptanmış, ayrıca hem MMP-3 hem de IL-6’nın tek nükleer nısında yararlı kriterler olarak bildirilmektedir.28,32,33
polimorfizmlerinin ameliyat sonrası AK gelişme riskini ar-
tışına neden olduğu öne sürülmüştür.24,25 Benzer bulgular ultrasonografi (USG) ile de sapta-
nabilmektedir. USG’nin AK’nin radyolojik tanısında
Sitokin proliferasyonunun oluşması fibroblast proli- MRG kadar güvenilir olduğunu destekleyen çalışma sa-
ferasyonu ve vaskülarizasyonda artışa, bu durum da sıra- yısı artmaktadır. Genel kural olarak AK’de USG veya
sıyla kapsülde düzensiz şekilde artan kollajen liflerin MRG’de eklem iç effüzyon görülmemektedir.34,35 Dopler
glenohumeral ligamanlar, kapsül yüzeyleri ve çevredeki ultrasonografide rotator intervalde hipervasküler skar do-
kas tendonlarına yapışmasına neden olur.26 Omuz kapsü- kusundan kaynaklanan artmış vasküler akım saptanabi-
lünde erken dönemdeki aktif fibroblast proliferasyonunun lir.36

61
Zeynep Güven Omuz Adezif Kapsüliti

Primer AK’de kesin tanı kriterlerinin bulunmayışı, AK’de ağrı üzerine etkilerinin plasebodan farklı olmadı-
klinik tanı, tedavi ve araştırmalarda zorlukları berabe- ğını bildirirken, bazı araştırmacılar erken inflamatuar dö-
rinde getirir. Bazı rotator manşet tendinopatileri, kalsifik nemlerde ağrı üzerine kısa süreli etkili olduklarını
tendinit veya erken glenohumeral osteoartrit gibi sekon- belirtmektedir.37,41,42 Hastalığın ağrılı ilk dönemlerinde bazı
der AK olguları arasındaki belirti ve semptomlardaki ör- kliniyenler oral steroid uygulamayı tercih etmektedir. Oral
tüşme nedeniyle ayırım daha da karmaşık hale gelebilir.10 steroid tedavisi ile ağrı ve fonksiyonel skorlarda düzelme
Fizik muayenede primer AK’de palpasyonla omuz olduğunu bildiren kontrollü çalışmalar mevcut olmakla bir-
üzeri ve çevresinde hassasiyet belirgin değildir, varlığında likte bu tedavinin genellikle kısa dönemde etkili olabile-
özellikle rotator manşet tendinopatileri, biseps tenditopa- ceğine ilişkin verilere karşın uzun dönem yararları henüz
tileri veya diğer intrensek sekonder sorunlar incelenmeli- tam olarak ortaya konulamamıştır.43,44 Oral steroid tedavi-
dir ancak bazı olgularda palpasyonla bisipital olukta ve sinin plasebo veya gözlem grupları ile karşılaştırıldığı yük-
korakoidin lateralinde rotator intervalde hafif hassasiyet sek kaliteli üç çalışmanın sonuçlarının değerlendirildiği bir
saptanabilir. AK’de temel bulgu her planda değişik dere- Cohrane derlemesinde oral steroidlerin kısa dönemde ağrı,
celerde pasif ve aktif hareket kısıtlılığıdır. Genellikle iç ve omuz eklem hareket açıklığı ve omuz fonksiyonlarında
dış rotasyon ile öne elevasyonda kısıtlılık saptanır ve ağrı yarar sağladığı ancak etkilerinin altı haftadan uzun süreyle
çoğunlukla kısıtlılık derecesi üzerinde kapsül pasif olarak korunamadığı, uzun dönemde ağrı ve eklem hareket açık-
zorlanınca ortaya çıkar.23 Kısıtlılığın ilerlediği olgularda lığı üzerine etkilerinin kontrol gruplarından belirgin fark-
yürüme sırasında normal kol salınımı yapılamadığı için lılık göstermediği bildirilmiştir.45
yürüme paterninde bozulma bile ortaya çıkabilir.
KORTİKOSTEROİD ENJEKSİYONLARI
TEDAVİ Kortikosteroid enjeksiyonları omuz AK’sinde yaygın kul-
lanılan tedavi ajanlarıdır. Ancak araştırmalar ve klinik uy-
AK’de en etkili tedavinin hangisi olduğu konusunda kesin
görüş birliği yoktur. Başlıca konservatif tedavi seçenekle- gulamalarda kullanılan kortisteroid türevleri, dozları, lokal
rini nonstreoid antiinflamatuar ilaçlar (NSAİİ), kısa süreli anestetik ile birlikte uygulanıp uygulanmadıkları, enjeksi-
oral kortikosteroidler, fizik tedavi uygulamaları, eklem mo- yon teknikleri, uygulama bölgeleri ve enjeksiyon sayıla-
bilizasyonları, intraartiküler veya subakromilal kortisteroid rında farklılıklar bulunmaktadır. Preadezif ve donma
enjeksiyonları, PRP enjeksiyonları oluşturur.37-39 Konser- dönemlerinde ağrı en belirgin semptomdur, bu nedenle
vatif tedavi yönetimleri hastaların %90’ında başarılı sonuç kortikosteroid enjeksiyonları inflamasyonu baskılayıcı et-
verir, ancak her fazda semptom ve bulguların farklı olması kileri nedeniyle bu dönemlerde ağrı yoğunluğunun azaltıl-
ve konservatif tedavi yönteminin türü ve başarı oranının masında ve fizik tedaviye uyumu arttırmada yardımcı
fazlara göre değişkenlik gösterebilmesi nedeniyle konser- olarak etkileri 6 hafta kadar devam edebilir. Hastalığın
vatif tedavinin etkinliğini değerlendirirken bu faktörler göz üçüncü dönemi olan donuk fazda ağrı yoğunluğunda
önünde bulundurulmalıdır. Tedavi sürecinin başından so- azalma ile birlikte eklem hareket açıklığında aktif ve pasif
nuna kadar takip edilen 98 hasta ve 105 omuzun değerlen- kısıtlanma belirginleştiği için bu dönemde uygulanan in-
dirildiği retrospektif bir çalışmada içlerinde 19 diyabetik traartiküler kortikosteroid enjeksiyonlarının etkisi daha sı-
hastanın 17’sinin (%89.5) de bulunduğu olguların nırlı kalabilir.20,46 Çalışmaların çoğunda kortikosteroid
%89.5’inin NSAİİ, fizik tedavi ile bir veya daha fazla in- enjeksiyonunun glenohumeral eklem içine veya subakro-
traartüler kortisteroid enjeksiyonunu içeren konservatif te- mial aralığa uygulanması arasında belirgin bir farklılık bu-
daviler ile ortalama 3.8±3.6 ay içinde iyileştiği, cerrahi lunmamıştır. Subakromiyal aralığa, glenohumeral eklem
tedaviye giden hastalara öncesinde ortalama 12.4±12.1 ay içine, glenohumeral eklem içi artı subakromiyal aralığa
konservatif tedavi uygulandığı ve konservatif ile cerrahi kortikosteroid enjeksiyonu veya oral NSAİİ ile tedavi ve-
tedavi sonuçları arasında fark olmadığı bildirilmiştir.20,40 rilen ve rastgele dört gruba ayrılan 191 hastanın sonuçları-
nın değerlendirildiği bir çalışmada oral NSAİİ tedavisine
KONSERVATİF TEDAVİLER göre kortikosteroid enjeksiyonunun ağrının daha hızlı gi-
derilmesi, omuz fonksiyonlarında daha erken iyileşme ve
MEDİKAL TEDAVİ da iyi hasta memnuniyeti sağladığı ancak farklı enjeksiyon
Hastalığın ilk dönemlerinde ağrı en belirgin semptomdur. bölgeleri arasında etkinlik yönünden bir fark olmadığı ya-
Oral NSAİİ’ler genellikle bu dönemlerde en sık kullanılan zarlar tarafından belirtilmiştir.47 Primer AK’si olan 126
medikal tedavi ajanlarıdır. Bazı çalışmalar bu ilaçların hastanın subakromiyal enjeksiyon grubu veya kombinas-

62
Zeynep Güven Omuz Adezif Kapsüliti

yon (eklem içi artı subakromiyal) enjeksiyon grubu olarak ğildir. Geleneksel fizik tedavi ile PRP enjeksiyonu yapılan
rastgele ayrıldığı bir çalışmada eklem içi enjeksiyonun iki grubun karşılaştırıldığı kontrollü bir çalışmada her iki
veya kombinasyon enjeksiyonunun subakromiyal enjeksi- grup arasında tedavi etkinliğini değerlendiren parametre-
yondan daha üstün olduğunu ve kombinasyon şeklinde ya- lerde fark saptanmamış, özellikle egzersizlere uyumu ye-
pılan enjeksiyonların iç rotasyon açısı kazanımında daha terli olmayan, kortikosteroid enjeksiyonu veya oral NSAİİ
etkili olduğu bildirilmiştir.48 Genel olaral ultrason veya flu- kullanımı kontrendike olan hastalarda iyi bir bir tedavi al-
roskopi eşliğinde yapılan enjeksiyonların sonuçlarının daha ternatifi olabileceği ifade edilmiştir.56
iyi olduğu görüşü ağırlık kazanmaktadır.40,49 PRP’nin AK’de rolünü inceleyen randomize kontrollü
Kortikosteroid enjeksiyonunu AK’de diğer konser- çalışmaların incelendiği sistematik bir derlemede 347 has-
vatif tedavi yöntemleri ile karşılaştıran randomize kont- tayı içeren 11 çalışma değerlendirmeye alınmış, bu çalış-
rollü çalışmalarda farklı sonuçlar bildirilmektedir. İki malardan 7’sinde tek bir PRP enjeksiyonu, diğerlerinde iki
randomize kontrollü çalışmada enjeksiyon tedavisinin 6 veya daha fazla enjeksiyon uygulanmıştır. Bir çalışmada
hafta ila 4 ay takiplerde sadece fizik tedavi uygulanan PRP enjeksiyonları kortikosteroid enjeksiyonları ile eşit et-
gruba veya plasebo grubuna göre ağrı üzerine daha üstün kide bulunmuş, diğer çalışmalarda PRP lehine daha iyi fonk-
olduğu, buna karşın 3-4. aylarda fizik tedavi ile dış rotas- siyonel son durum sonuçları olduğu belirtilmiştir.
yon kazanımının daha fazla olduğu belirtilmiştir.50,51 Bir Çalışmaların hiç birinde majör yan etki bildirimi yapılma-
metaanalizde 6-26 hafta arasında intraartiküler kortikoste- mıştır. Yazarlar omuz AK’sinde intraartiküler PRP enjeksi-
roid enjeksiyonu ve fizik tedavi arasında fark saptanma- yonlarının etkinliği ve güvenirliği konusunda daha fazla iyi
mış, buna karşın kortikosteroid uygulanan grupta 26. kalitede çalışmaya gereksinim olduğunu vurgulamıştır.57
haftada dış rotasyon açı derecelerinde daha fazla düzelme
olduğu kaydedilimiştir.52 Sistematik bir derleme ve rando- EKSTRAKORPORAL ŞOK DALGA TEDAVİSİ (ESWT)
mize kontrollü çalışmaların değerlendirildiği bir metaana-
ESWT’nin omuz AK’sindeki etkisi az sayıda çalışmada in-
lizde ise intraartiküler kortikosteroid enjeksiyonunun
celenmiştir. Oral steroid uygulanan grupla karşılaştırılan
AK’de ağrının giderilmesi, fonksiyonel performans ve
tek kör kontrollü çalışmada her iki grupta fonksiyonel skor-
eklem hareket açıklığının arttırılmasında etkili olduğu ve
larda tedavi öncesine göre belirgin iyileşme saptanmış ve
etkisinin 4-6 haftadan 12-16 haftaya, bazen 2 yıla kadar
yazarlar tarafından en azından kısa dönemde alternatif bir
devam edebildiği belirtilmiştir.53
tedavi yöntemi olarak değerlendirilebileceği belirtilmiştir.58
ESWT’in diabetes mellitusu olan AK’li olan hastalarda
HYALÜRONİK ASİT ENJEKSİYONLARI
omuz fonksiyonlarında kazanım sağladığı gösteren bazı ça-
Hyalüronat kıkırdak, sinovyal doku ve sinovyal sıvı üze- lışmalar nedeniyle bu grup hastada kortikosteroid enjeksi-
rinde metabolik etkileri olan bağ dokusunun başlıca bile- yonuna alternatif bir tedavi olarak değerlendirilebileceği
şenidir. Dejeneratif eklem hastalıklarında yaygın ifade edilmektedir.59
kullanımına karşın omuz adheziv kapsülitinde nispeten
yeni bir tedavi ajanı olan hiyalüronik asit enjeksiyonunun HİDRODİSTANSİYON (HİDRODİLATASYON)
tek başına konvansiyonel tedavilerden üstün olduğunu gös-
Ultrasonografi eşliğinde gleohumeral eklemin hidrodis-
teren iyi kalitede çalışma bulunmamaktadır. Genellikle ba-
tansiyonu omuz eklem hareket açıklığında kısıtlanmaya
şarılı sonuçlar bildirilen çalışmalar kombine tedavileri
neden olan yapışıklıkların açılmasını hedefleyen mekanik
içermektedir.54 Randomize kontrollü bir çalışmada intraar-
etkili bir tedavi yöntemidir. Eklem içine tek başına veya
tiküler hiyalüronik asit enjeksiyonlarının AK’li hastalarda
kombinasyon şeklinde salin solüsyonu, lokal anestetik,
geleneksel fizik tedavi yöntemlerine göre bir üstünlük sağ-
kortikosteroid, kontrast madde veya hava verilerek kapsü-
lamadığı gibi tedavi maliyetlerinde gereksiz artışa neden
lün gerilmesi hedeflenmektedir.60 Bir Cochrane der-
olabileceği ifade edilmiştir.55
lemesinde değerlendirilen beş çalışmanın ilkinde hidrodis-
tansiyon plasebo ile karşılaştırılmış ve eklem hareket açık-
TROMBOSİTTEN ZENGİN PLAZMA (PRP)
lığı kazanımında daha üstün bulunmuştur. Üç çalışmada
ENJEKSİYONLARI
hidrodistansiyon kortikosteroid enjeksiyonu ile karşılaştı-
Son yıllarda çeşitli kas iskelet sistemi sorunlarında eklem rılmış, bu çalışmalardan bir tanesinde eklem hareket açık-
içi ve yumuşak dokularda kullanım alanları artan PRP en- lığı üzerine hidrodistansiyon daha etkili bulunmuş, bir
jeksiyonlarına AK’de de uygulanmaya başlanmıştır. Ancak çalışmada ise 8 haftalık izlemde hidrodistansiyon sonrası
bu konuda kaliteli kanıt sunan çalışması sayısı yeterli de- fizik tedavi uygulanan grubun tek başına fizik tedavi uy-

63
Zeynep Güven Omuz Adezif Kapsüliti

gulanan gruba göre eklem hareket açıklığı kazanımı ve ağrı amaçlı elektriksel stimülasyonlar, He-Ne lazer, yüksek yo-
parametrelerinin daha iyi olduğu bildirilmiştir.61 270 ça- ğunluklu lazer, yüzeyel soğuk ve yüzeyel sıcak ajanlar kul-
lışma içinden değerlendirme kriterlerine uyan beş çalış- lanılabilir. Fizik tedavi sırasındaki manuel uygulamalar
manın incelendiği bir sistematik derleme ve metaanalizde egzersizler ve pasif mobilizasyon tekniklerini içermekte-
hidrodistansiyonun omuz AK’sinde küçük ve belirgin ol- dir. Egzersiz tedavisi omuz eklem hareket açıklığını arttır-
mayan bir etkiye sahip olduğu öne sürülmüştür.62 mak ve korumak amacıyla uygulanan pasif kapsüler germe
Hidrodistansiyonun en sık görülen yan etkisi, uygu- egzersizleri, aktif asistif eklem hareket açıklığı (AAEHA)
lama sırasında ağrıya neden olmasıdır.63 egzersizleri ve süreli pasif hareket cihazı (CPM) ile ger-
çekleştirilen pasif egzersizleri kapsamaktadır (Resim 1-3).
KOLLAJENAZ ENJEKSİYONLARI Öne elevasyon, iç ve dış rotasyon, horizontal adduk-
Kollajenaz, Clostridium histolyticum’dan elde edilen deg- siyon AAEHA ve yumuşak pasif germe egzersizleri
rade edici bir enzim olup AK ile benzer histolojik özellik- omuzda sertliğin önlenmesi ve giderilmesi amacıyla beş-on
lere sahip olan Dupuytren ve Peyronie hastalıklarında dakika sürelerle günde beş-altı kez tekrarlanmalıdır.69
kullanımları onaylanmıştır.14 Son yıllarda omuz AK’sinde AK’de erken mobilizasyon genellikle önerilmekle bir-
kullanımı konusunda öneriler bulunmakla birlikte etkinliği likte, eğer hasta başlangıçtaki ağrılı dönem içindeyse agresif
konusunda yeterli kanıt henüz mevcut değildir. Ratlar ile tedavileri tolere edemeyebilir. Bu nedenle, bazı klinisyenler
yapılan bir hayvan çalışmasında subakromial kollajenaz en- ağrılı dönem geçtikten sonra donma veya donuk fazda fizik
jekte edilen grupta kortikosteroid ve salin enjeksiyonlara tedaviye başlanmasını veya ilk dönemde egzerizlerin çok yu-
göre fibrozis ölçümleri belirgin derecede daha düşük sap- muşak şekilde yapılmasını önermekte ve bu şekilde %90 tat-
tanmış, yazarlar tarafından rotator manşeti intakt olan AK’li minkar sonuç elde edildiğini öne sürmektedir.67
hastalarda bu tedavinin kullanımının değerlendirilebilece-
Yoğun ağrının varlığında fizik tedaviye başlamadan
ğini belirtilmiştir.64 Çift kör kontrollü bir çalışmada kolla-
önce kortikostreoid enjeksiyonu ile ağrının azaltılması,
jenaz enjeksiyonu grubunda ağrı, eklem hareket açıklığı ve
hastanın tedaviye uyumunu ve tedavi başarını arttırabilir.
omuz fonksiyonlarında egzersiz grubu ile karşılaştırıldı-
Özellikle ağrısı yoğun olan ve germe egzersizlerini tolere
ğında iyileşme bildirilmiştir.65 Buna karşın plasebo enjek-
edemeyen hastalarda, fizik tedavinin bir döneminde germe
siyon ile yapılan çift kör kontrollü bir başka çalışmada
egzersizlerine supraskapuler sinir bloku uygulanarak da
kollajenaz enjeksiyonu ile omuz fonksiyonlarında istatistsel
devam edilebilir.70
anlamlı bir düzelme saptanmaması, buna karşın bazı olgu-
larda enjeksiyon sahasında lokal hassasiyet ve enjeksiyon Kortisteroid enjeksiyonu ve fizik tedavinin karşılaştı-
sahası hatta tüm üst ekstremite ve göğüs duvarında mo- rıldığı bir sistematik derleme ve metaanalizde, AK’de her
rarma gibi yan etkiler saptanması nedeniyle yazarlar tara- iki tedavi yönteminin omuz fonksiyonlarının iyileştiril-
fında omuz AK’sında kullanımı önerilmemiştir.66 mesi, pasif eklem hareket açıklığının arttırılması ve ağrının
azaltılmasında benzer etkiye sahip olduğu sonucuna varıl-
FİZİK TEDAVİ mış, aynı metaanalizde değerlendirilen ve 75 hastanın dört

Konservatif tedavinin ilk ve en sık başvurulan tedavilerinin


başında erken mobilizasyon ile fizik tedavi ve rehabilitas-
yon (FTR) uygulamaları gelmektedir.21,67 Ancak tüm dün-
yada AK’de birinci basamak tedavi olarak kullanımına
karşın fizik tedavi uygulamalarının etkinliği konusunda yük-
sek kaliteli kanıt sınırlıdır. Bir Cochrane derlemesinde tek
başına fizik tedavinin kontrol grupları ile karşılaştırıldığı
zaman çok düşük etkide veya etkisiz olduğu bildirilmiştir.68
FTR’nin hedefi ağrıyı azaltmak, omuz aktif ve pasif
eklem hareket açıklığı ile omuz fonksiyonlarını normal dü-
zeye ulaştırmaktır. Bu amaçla AK’nın farklı evrelerindeki
gereksinimlere göre egzersiz, eklem mobilizasyon teknik-
leri, sürekli pasif hareket cihazı, terapötik ultrason, trans-
kütan elektriksel sinir stimülasyonu (TENS), yüksek voltaj
galvanik stimülasyon, interferansiyel akım gibi analjezik RESİM 1: Öne elevasyonda pasif germe egzersizi.

64
Zeynep Güven Omuz Adezif Kapsüliti

dımcı etkili tedaviler olup olmadıkları kesin olarak göste-


rilememiştir.72
Eklem mobilizasyon tekniklerinin omuz primer
AK’sinde eklem hareket açıklığı üzerine etkilerinin ince-
lendiği sistematik bir derleme ve metaanalizde kanıtların
eklem mobilizasyonunun etkinliği hakkında kesin olmadı-
ğını, ancak manuel tedaviyi içermeyen tedaviler ile karşı-
laştırıldığında eklem mobilizasyonun primer AK’de eklem
hareket açıklığı ve ağrı üzerine olumlu etki yaptığının dü-
şünüldüğü belirtilmiştir.73
Omuz AK’si tedavisinde farklı mobilizasyon teknikleri
veya kombinasyonları uygulanabilmektedir. Randomize
kontrollü çalışmalarda Mulligan tekniğinin ağrı azaltımı,
omuz eklem hareket açıklığı ve fonksiyon kazanımı yönün-
den pasif germe egzersizleri ve pasif enerji tekniklerinden
daha iyi sonuçları olduğu öne sürülmüştür. Bir sistematik der-
lemede de mobilizasyon tekniklerinin olumlu etkileri olduğu
RESİM 2: İç rotasyonda aktif asistif eklem hareket açıklığı egzersizi.
ve Maitland tekniği ile kombine tekniklerin önerilebileceği
belirtilmiştir.74-76 Eklem mobilizasyonunun yumuşak mı ag-
resif mi yapılması gerektiği konusunda bir görüş birliği bu-
lunmamaktadır. Randomize kontrollü bir çalışmada bir yıllık
izlem sonunda yumuşak ve agresif mobilizasyon arasında ag-
resif mobilizasyon lehine sadece çok küçük bir fark saptan-
mıştır.77 Multiplanar hareket yeteneğinden dolayı
kısıtlılıklarının da çok yönlü olabilmesi nedeniyle, daha yay-
gın olarak diz ekleminde uygulanan CPM cihazının omuz ha-
reket kısıtlılıklarında kullanımı daha sınırlıdır. Diabetes
mellitusu olan, elektroterapi artı aktif germe egzersizleri,
eklem hareket açıklığı ve sarkaç egzersizlerinden oluşan kon-
vansiyonel fizik tedavi ile elektroterapi artı CPM uygulanan
iki AK’li hasta grubunun dört hafta klinikte, sonraki sekiz
hafta ev egzersizleri ile izlem sonuçlarının değerlendirildiği
bir çalışmada CPM yapılan grupta biraz daha belirgin olmak
RESİM 3: Omuz sürekli pasif hareket cihazı (CPM).
üzere her iki grupta eklem hareket açıklığı, ağrı düzeyi ve
fonksiyonel skorlarda etkili sonuç alındığı bildirilmiştir.78
Elektroterapi modaliteleri ağrı ve inflamasyonun az-
altıcı etkileri nedeniyle fizik tedavi sırasında manuel uy-
yönlü omuz germe egzersizleri ile izlendiği prospektif bir gulamalar ile eşzamanlı kullanılabilir. Elektroterapi
çalışmada 22 aylık izlemde ağrı azaltımı, eklem hareket modalitelerinin AK tedavisindeki etkinliğini inceleyen ça-
açıklığı ve omuz fonksiyonları kazanımında %90 tatminkar lışmaların değerlendirildiği bir Cochrane sistematik derle-
sonuç bildirilmiştir.52 Bazı çalışmalarda kortikosteroid en- mesinde, düşük kalitede kanıt sunan bir çalışmada düşük
jeksiyonunun fizik tedavi ile kombine edilmesinin tek ba- yoğunluklu lazer tedavisinin (DYLT) genel tedavi değer-
şına kortikosteroid uygulanmasından daha etkili lendirmesinde 6 gün süreyle plasebodan daha etkili olduğu,
bulunmuştur.71 Manuel terapi ve egzersiz etkinliğinin de- orta kalitede kanıtın olduğu bir başka çalışmada sekiz hafta
ğerlendirildiği bir Cochrane sistematik derlemesinde kısa süresince uygulanan DYLT ve egzersiz kombinasyonunun
dönemde manuel terapi ve egzersizlerin kortikosteroid en- 4 haftaya kadar ağrı, 4 aya kadar omuz fonksiyonlarında
jeksiyonları kadar etkili olmayabileceği belirtilmiştir. Ma- tek başına egzersizden daha etkili olduğu vurgulanmıştır.
nuel terapi, egzersiz ve elektroterapi konbinasyonunun Puls elektromanyetik alan tedavisinin plasebodan daha
kortikostreoid enjeksiyonu ve/veya oral NSAİİ’lara yar- fazla veya daha az etkili olduğu veya diğer elektroterapi

65
Zeynep Güven Omuz Adezif Kapsüliti

yöntemlerinin egzersizin etkilerini arttırıp arttırmadığı be- flamatuar faz devam ederken yapılan manipülasyonların
lirsizdir.79 Yüksek intansite lazerin plasebo ile karşılaştı- rekürrenslere neden olabileceği, bu nedenle genellikle
rıldığı bir çalışmada 8 haftalık izlemde tedavi grubu lehine semptomların başlangıcından itibaren 6 ay geçmeden uy-
fark saptanmış, ancak takip eden dönemlerde bu farkın gulamanın yapılmaması ve geleneksel konservatif tedavi
devam etmediği bildirilmiştir.80 seçeneklerine yanıt vermeyen olgularda 6-9 aylar arasında
Germe egzersizleri, mobilizasyon ve güçlendirme eg- uygulanması önerilmektedir.92
zersizleri ile birlikte uygulanan kontinü ultrasonun üç aylık GAAM uygulaması sonrası %40’a varan oranda re-
izlemde plasebo ultrasona göre fonksiyonel son durum üze- kürrens oranları bildirilmiştir. Tip I diabetes mellitus’lu
rine ek bir etkisi olmadığı, benzer şekilde fizik tedavi ile hastalarda %36-38, diğer popülayonda %15-18 oranında
birlikte yapılan ultrason tedavisinin diğer çalışma ile ben- rekürrens riski nedeniyle bazı yazarlarca artroskopik kap-
zer şeklide kontrol grubundan farklı olmadığını bildiren ça- süler gevşetme yapılmaksızın tek başına GAAM öneril-
lışmalar mevcuttur.81,82 Yakın zaman önce yayınlanmış memektedir.93,94
sistematik bir derlemede radial şok dalga tedavisi ve kri- GAAM nispeten emniyetli bir girişim olarak kabul
yoterapinin aksine ultrasonun etkili bulunmadığı, posterior edilmekle birlikte humerus şaft ve glenoid kırıkları, labral
glenohumeral yaklaşım kullanılan manuel ve cihazla yapı- yırtıklar, rotator manşet yırtıkları, glenohumeral dislokas-
lan mobilizasyonların etkili olduğu belirtilerek, AK için yon, periferik sinirlerde traksiyon zedelenmeleri, kemik
planlanan rehabilitasyon programlarına kapsüler germenin ödemi, hemartroz gibi komplikasyanlar görülebilir.23,39,42
mutlaka dahil edilmesi önerilmiştir.83
ARTROSKOPİK KAPSÜLER GEVŞETME
GİRİŞİMSEL VE CERRAHİ TEDAVİLER Artroskopik cerrahinin gelişmesi ile birlikte açık kapsülotomi
Konservatif tedaviler ile 6-12 ay içinde yanıt alınmayan ol- operasyonları büyük oranda yerini artroskopik cerrahi gev-
gular girişimsel ve cerrahi tedavi endikasyonu için değer- şetme tekniklerine bırakmıştır. Artroskopi, çok daha az in-
lendirilebilir. Bu kararın alınmasında semptomların süresi vaziv ve iyileşme süresinin daha kısa olması, cerrahi alanda
ve konservatif tedaviye yanıt derecesi dikkate alınarak temel daha iyi görüş sağlaması, minimal komplikasyon ve tedavide
tedaviler olan fizik tedavi, ev egzersizleri, kortikosteroid en- yüksek başarı oranları gibi faktörler nedeniyle günümüzde
jeksiyonu ve medikal tedaviye rağmen geçmeyen inatçı ağrı açık cerrahi girişimlerden çok daha fazla tercih edilmektedir.
ve hareket kısıtlılığı rol oynamaktadır.21,84,85 Girişimsel ve Artroskopik kapsüler gevşetme (AKG) ayrıca tanının görü-
cerrahi tedavi seçenekleri anestezi altında manipülasyon, art- lerek teyid edilmesini, eşzamanlı subakromial ve eklem içi
roskopik ve açık kapsüler gevşetme operasyonlarıdır. diğer sorunların belirlenerek endike olgularda bu sorunlara
yönelik girişim ve tamirlerin yapılmasına da olanak sağlar.69
ANESTEZİ ALTINDA MANİPÜLASYON
AKG’nin başarı oranları çoğu çalışmada %80’lerin üzerinde
AK’de anestezi altında manipülasyonun (AAM) temel ifade edilmekle birlikte bir sistematik derlemede diyabeti olan
amacı hastanın ağrı eşiği ötesinde inflame ve kalınlaşmış AK’lı hastalarda bu oran daha düşük verilmiş, bu grup has-
kapsülün ve kontrakte ligamanların pasif olarak gerilmesi tanın dörtte birinde ağrının tekrarladığı vurgulanmıştır. AKG
ve yırtılmasını sağlamaktır. Çoğunlukla genel anestezi al- ile tedavi edilen 49 omuzda erken dönemde kazanılan eklem
tında uygulanmakla birlikte brakial pleksus veya servikal hareket açıklığı, ağrı ve fonksiyonel iyileşmenin 7 yıl so-
kök blokları da diğer anestezi seçenekleri olarak tercih edi- nunda da korunduğu belirtilmiştir.14,95-97
lebilir. AAM’un etkisi konusunda farklı görüşler mevcut-
AKG yöntemleri, cerrahın tercihleri ve omuzun kısıt-
tur. Fizik tedavi, steroid enjeksiyonları, hidrodistansiyon
lık yönüne göre farklılık göstermekte ve bu konuda tam bir
ile genel anestezi altında manipülasyonun (GAAM) karşı-
laştırıldığı bazı çalışmalarda GAAM’nun AK’de etkisi görüş birliği bulunmamaktadır. Genellikle elevasyon ve dış
diğer tedaviler ile eşit veya daha düşük olarak bildirilmiş- rotasyon açılarındaki kısıtlılık için anterior-inferior gev-
tir.14,86-89 42 ay ve 7 yıl izlemi kapsayan iki ayrı çalışmada şetme, buna karşın iç rotasyon kısıtlılığı için posterior kap-
AAM’nin eklem hareket açıklığı ve ağrı parametrelerinde süler gevşetme tercih edilmekle birlikte bazı cerrahlar
olumlu etkisi olduğu, ikinci çalışmada 23 yıl takip edilen çevresel ve 360º gevşetmeyi önermektedir.98 Anteriorinfe-
16 hastanın omuzlarında eklem hareket açıklığı, ağrı azal- rior kapsüler gevşetme, anterior-inferior-posterior kapsü-
tımı ve fonksiyon kazanımlarının devam ettiği belirtilmiş- ler gevşetme ve çevresel kapsüler gevşetme uygulanmış 18
tir.90,91 AAM’nun ne zaman uygulanması gerektiği çalışmanın değerlendirildiği sistematik bir derleme ve me-
konusunda da tam bir görüş birliği bulunmamaktadır. İn- taanalizde, gevşetmenin daha sınırlı yapıldığı olgularda

66
Zeynep Güven Omuz Adezif Kapsüliti

daha iyi sonuçlar alındığı ve yöntemler arasında kompli- sürede fizik tedavi uygulamalarına başlanmalıdır. Fizik te-
kasyon açısından fark olmadığı bildirilmiştir.97 davi sürecinde günde birkaç kez pasif germe egzersizleri,
aktif asistif ve aktif eklem hareket açıklığı egzersizleri, sü-
AKG genellikle emniyetli bir cerrahi girişim ola-
rekli pasif hareket cihazı ile pasif eklem hareket açıklığı
rak kabul edilmekte olup, aksiller sinir başta olmak
egzersizleri, skapular mobiliteyi artırıcı egzersizler uygu-
üzere periferik sinir yaralanması, instabilite, kondroli-
lanmalıdır. Egzersiz öncesi bağ dokusunun esmene özelli-
zis gibi kompikasyonlar düşük oranda görülmektedir.99
ğini arttırmaya yönelik yüzeyel sıcak, egzersiz sonrası da
Cerrahi kapsüler gevşetme sonrası omuz eklem hare- yüzeyel soğuk ajanlar ile analjezik ve antiinflamatuar
ket açıklığının kazanılmasına yönelik mümkün olan en kısa amaçlı diğer fizik tedavi ajanlar da uygulanabilir.

KAYNAKLAR
1. Duplay E. De la periarthrite scapulo-humérale et des raideurs de l`épaule qui 16. Uppal HS, Evans JP, Smith C. Frozen shoulder: A systematic review of ther-
en sont la conséquence. Arch Gen Med. 1872;20:513-42. apeutic options. World J Orthop. 2015;6(2):263-8. doi: 10.5312/wjo.v6.i2.263.
2. Codman EA. The Shoulder: Rupture of the supraspinatus tendon and other 17. Georgiannos D, Markopoulos G, Devetzi E, Bisbinas I. Adhesive Capsuli-
lesions in or about the subacromial bursa. Boston: Thomas Todd Company; tis of the Shoulder. Is there Consensus Regarding the Treatment?
1934. A Comprehensive Review. Open Orthop J. 2017;11:65-76. doi:
3. Neviaser JS. Adhesive capsulitis of the shoulder: a study of the pathological 10.2174/1874325001711010065.
findings in periarthritis of the shoulder. J Bone Joint Surg. 1945;27:211-22. 18. Reeves B. The natural history of the frozen shoulder syndrome. Scand J
4. Kelley MJ, Shaffer MA, Kuhn JE, Michener LA, Seitz AL, Uhl TL, et al. Shoul- Rheumatol. 1975;4(4):193-6. doi: 10.3109/03009747509165255.
der pain and mobility deficits: adhesive capsulitis. J Orthop Sports Phys Ther. 19. Shaffer B, Tibone JE, Kerlan RK. Frozen shoulder. A long-term follow-up. J
2013;43(5):A1-31. doi: 10.2519/jospt.2013.0302. Bone Joint Surg Am. 1992;74(5):738-46.
5. Lee SY, Lee KJ, Kim W, Chung SG. Relationships Between Capsular Stiffness 20. Favejee MM, Huisstede BM, Koes BW. Frozen shoulder: the effectiveness
and Clinical Features in Adhesive Capsulitis of the Shoulder. PM R. 2015; of conservative and surgical interventions--systematic review. Br J Sports
7(12):1226-34. doi: 10.1016/j.pmrj.2015.05.012. Med. 2011;45(1):49-56. doi: 10.1136/bjsm.2010.071431.
6. Robinson PM, Norris J, Roberts CP. Randomized controlled trial of super- 21. Redler LH, Dennis ER. Treatment of Adhesive Capsulitis of the Shoulder. J
vised physiotherapy versus a home exercise program after hydrodilatation Am Acad Orthop Surg. 2019;27(12):e544-e54. doi: 10.5435/JAAOS-D-17-
for the management of primary frozen shoulder. J Shoulder Elbow Surg. 2017; 00606.
26(5):757-65. doi: 10.1016/j.jse.2017.01.012.
22. Rodeo SA, Hannafin JA, Tom J, Warren RF, Wickiewicz TL. Immunolocal-
7. Hand C, Clipsham K, Rees JL, Carr AJ. Long-term outcome of frozen shoul- ization of cytokines and their receptors in adhesive capsulitis of the shoulder.
der. J Shoulder Elbow Surg. 2008;17(2):231-6. doi: 10.1016/j.jse.2007.05.009. J Orthop Res. 1997;15(3):427-36. doi: 10.1002/jor.1100150316.
8. Lundberg BJ. The frozen shoulder. Clinical and radiographical observations. 23. Le HV, Lee SJ, Nazarian A, Rodriguez EK. Adhesive capsulitis of the shoul-
The effect of manipulation under general anesthesia. Structure and gly-
der: review of pathophysiology and current clinical treatments. Shoulder
cosaminoglycan content of the joint capsule. Local bone metabolism. Acta
Elbow. 2017;9(2):75-84. doi: 10.1177/1758573216676786.
Orthop Scand Suppl. 1969;119:1-59.
24. Kabbabe B, Ramkumar S, Richardson M. Cytogenetic analysis of the pathol-
9. Ryan V, Brown H, Minns Lowe CJ, Lewis JS. The pathophysiology associated
ogy of frozen shoulder. Int J Shoulder Surg. 2010;4(3):75-8. doi:
with primary (idiopathic) frozen shoulder: A systematic review. BMC Muscu-
10.4103/0973-6042.76966.
loskelet Disord. 2016;17(1):340. doi: 10.1186/s12891-016-1190-9.
25. Ling Y, Peng C, Liu C, Zhang N, Yue S. Gene polymorphism of IL-6 and MMP-
10. Zuckerman JD, Rokito A. Frozen shoulder: a consensus definition. J Shoul-
3 decreases passive range of motion after rotator cuff repair. Int J Clin Exp
der Elbow Surg. 2011;20(2):322-5. doi: 10.1016/j.jse.2010.07.008.
Pathol. 2015;8(5):5709-14.
11. Zreik NH, Malik RA, Charalambous CP. Adhesive capsulitis of the shoulder
26. Akbar M, McLean M, Garcia-Melchor E, Crowe LA, McMillan P, Fazzi UG, et
and diabetes: a meta-analysis of prevalence. Muscles Ligaments Tendons J.
al. Fibroblast activation and inflammation in frozen shoulder. PLoS One. 2019;
2016;6(1):26-34. doi: 10.11138/mltj/2016.6.1.026.
14(4):e0215301. doi: 10.1371/journal.pone.0215301.
12. Smith CD, Hamer P, Bunker TD. Arthroscopic capsular release for idio-
27. Hand GC, Athanasou NA, Matthews T, Carr AJ. The pathology of frozen shoul-
pathic frozen shoulder with intra-articular injection and a controlled ma-
der. J Bone Joint Surg Br. 2007;89(7):928-32. doi: 10.1302/0301-
nipulation. Ann R Coll Surg Engl. 2014;96(1):55-60. doi:
620X.89B7.19097.
10.1308/003588414X13824511650452.
28. Fields BKK, Skalski MR, Patel DB, White EA, Tomasian A, Gross JS, et al. Ad-
13. Schiefer M, Teixeira PFS, Fontenelle C, Carminatti T, Santos DA, Righi LD,
hesive capsulitis: review of imaging findings, pathophysiology, clinical pres-
et al. Prevalence of hypothyroidism in patients with frozen shoulder. J Shoul- entation, and treatment options. Skeletal Radiol. 2019;48(8):1171-84. doi:
der Elbow Surg. 2017;26(1):49-55. doi: 10.1016/j.jse.2016.04.026. 10.1007/s00256-018-3139-6.
14. Leafblad N, Mizels J, Tashjian R, Chalmers P. Adhesive Capsulitis. Phys Med 29. Gerber C, Werner CM, Macy JC, Jacob HA, Nyffeler RW. Effect of selective
Rehabil Clin N Am. 2023;34(2):453-68. doi: 10.1016/j.pmr.2022.12.009. capsulorrhaphy on the passive range of motion of the glenohumeral joint. J
15. Robinson CM, Seah KT, Chee YH, Hindle P, Murray IR. Frozen shoulder. J Bone Joint Surg Am. 2003;85(1):48-55. doi: 10.2106/00004623-200301000-
Bone Joint Surg Br. 2012;94(1):1-9. doi: 10.1302/0301-620X.94B1.27093. 00008.

67
Zeynep Güven Omuz Adezif Kapsüliti

30. Jones S, Hanchard N, Hamilton S, Rangan A. A qualitative study of patients' one sonographic-guided injection of 20 mg triamcinolon into the rotator in-
perceptions and priorities when living with primary frozen shoulder. BMJ terval. Rheumatol Int. 2013;33(6):1547-53. doi: 10.1007/s00296-012-2503-4.
Open. 2013;3(9):e003452. doi: 10.1136/bmjopen-2013-003452. 50. Carette S, Moffet H, Tardif J, Bessette L, Morin F, Frémont P, et al. Intraartic-
31. Ewald A. Adhesive capsulitis: a review. Am Fam Physician. 2011;83(4):417-22. ular corticosteroids, supervised physiotherapy, or a combination of the two in
32. Tamai K, Akutsu M, Yano Y. Primary frozen shoulder: brief review of pathol- the treatment of adhesive capsulitis of the shoulder: a placebo-controlled trial.
ogy and imaging abnormalities. J Orthop Sci. 2014;19(1):1-5. doi: Arthritis Rheum. 2003;48(3):829-38. doi: 10.1002/art.10954.
10.1007/s00776-013-0495-x. 51. Ryans I, Montgomery A, Galway R, Kernohan WG, McKane R. A random-
33. Chi AS, Kim J, Long SS, Morrison WB, Zoga AC. Non-contrast MRI diagno- ized controlled trial of intra-articular triamcinolone and/or physiotherapy in
sis of adhesive capsulitis of the shoulder. Clin Imaging. 2017;44:46-50. doi: shoulder capsulitis. Rheumatology (Oxford). 2005;44(4):529-35. doi:
10.1016/j.clinimag.2017.04.002. 10.1093/rheumatology/keh535.

34. Tandon A, Dewan S, Bhatt S, Jain AK, Kumari R. Sonography in diagnosis of 52. Sun Y, Lu S, Zhang P, Wang Z, Chen J. Steroid Injection Versus Physiother-
adhesive capsulitis of the shoulder: a case-control study. J Ultrasound. 2017; apy for Patients With Adhesive Capsulitis of the Shoulder: A PRIMSA Sys-
20(3):227-36. doi: 10.1007/s40477-017-0262-5. tematic Review and Meta-Analysis of Randomized Controlled Trials. Medicine
(Baltimore). 2016;95(20):e3469. doi: 10.1097/MD.0000000000003469.
35. Al Khayyat SG, Falsetti P, Conticini E, Frediani B, Galletti S, Stella SM. Ad-
hesive capsulitis and ultrasound diagnosis, an inseparable pair: a novel re- 53. Sun Y, Zhang P, Liu S, Li H, Jiang J, Chen S, et al. Intra-articular Steroid In-
view. J Ultrasound. 2023;26(2):369-84. doi: 10.1007/s40477-022-00725-9. jection for Frozen Shoulder: A Systematic Review and Meta-analysis of Ran-
domized Controlled Trials With Trial Sequential Analysis. Am J Sports Med.
36. Walmsley S, Osmotherly PG, Walker CJ, Rivett DA. Power Doppler ultra-
2017;45(9):2171-9. doi: 10.1177/0363546516669944.
sonography in the early diagnosis of primary/idiopathic adhesive capsulitis: an
exploratory study. J Manipulative Physiol Ther. 2013;36(7):428-35. doi: 54. Russo A, Arrighi A, Vignale L, Molfetta L. Conservative integrated treatment
10.1016/j.jmpt.2013.05.024. of adhesive capsulitis of the shoulder. Joints. 2014;2(1):15-9.

37. Neviaser AS, Hannafin JA. Adhesive capsulitis: a review of current treatment. 55. Hsieh LF, Hsu WC, Lin YJ, Chang HL, Chen CC, Huang V. Addition of intra-artic-
Am J Sports Med. 2010;38(11):2346-56. doi: 10.1177/0363546509348048. ular hyaluronate injection to physical therapy program produces no extra bene-
fits in patients with adhesive capsulitis of the shoulder: a randomized controlled
38. Nudelman B, Song B, Higginbotham DO, Piple AS, Montgomery WH 3rd.
trial. Arch Phys Med Rehabil. 2012;93(6):957-64. doi: 10.1016/j.apmr.2012.01.021.
Platelet-Rich Plasma Injections for Shoulder Adhesive Capsulitis Are at Least
Equivalent to Corticosteroid or Saline Solution Injections: A Systematic Re- 56. Thu AC, Kwak SG, Shein WN, Htun M, Htwe TTH, Chang MC. Comparison
view of Prospective Cohort Studies. Arthroscopy. 2023;39(5):1320-9. doi: of ultrasound-guided platelet-rich plasma injection and conventional physical
10.1016/j.arthro.2023.01.013. therapy for management of adhesive capsulitis: a randomized trial. J Int Med
Res. 2020;48(12):300060520976032. doi: 10.1177/0300060520976032.
39. Cho CH, Bae KC, Kim DH. Treatment Strategy for Frozen Shoulder. Clin Or-
thop Surg. 2019;11(3):249-57. doi: 10.4055/cios.2019.11.3.249. 57. Harna B, Gupta V, Arya S, Jeyaraman N, Rajendran RL, Jeyaraman M, et al.
Current Role of Intra-Articular Injections of Platelet-Rich Plasma in Adhesive
40. Levine WN, Kashyap CP, Bak SF, Ahmad CS, Blaine TA, Bigliani LU. Non-
Capsulitis of Shoulder: A Systematic Review. Bioengineering (Basel).
operative management of idiopathic adhesive capsulitis. J Shoulder Elbow
2022;10(1):21. doi: 10.3390/bioengineering10010021.
Surg. 2007;16(5):569-73. doi: 10.1016/j.jse.2006.12.007.
58. Chen CY, Hu CC, Weng PW, Huang YM, Chiang CJ, Chen CH, et al. Extra-
41. van der Windt DA, van der Heijden GJ, Scholten RJ, Koes BW, Bouter LM.
corporeal shockwave therapy improves short-term functional outcomes of
The efficacy of non-steroidal anti-inflammatory drugs (NSAIDS) for shoulder
shoulder adhesive capsulitis. J Shoulder Elbow Surg. 2014;23(12):1843-51.
complaints. A systematic review. J Clin Epidemiol. 1995;48(5):691-704. doi:
doi: 10.1016/j.jse.2014.08.010.
10.1016/0895-4356(94)00170-u.
59. Santoboni F, Balducci S, D'Errico V, Haxhi J, Vetrano M, Piccinini G, et al.
42. Hsu JE, Anakwenze OA, Warrender WJ, Abboud JA. Current review of ad-
Extracorporeal Shockwave Therapy Improves Functional Outcomes of Ad-
hesive capsulitis. J Shoulder Elbow Surg. 2011;20(3):502-14. doi:
hesive Capsulitis of the Shoulder in Patients With Diabetes. Diabetes Care.
10.1016/j.jse.2010.08.023.
2017;40(2):e12-e3. doi: 10.2337/dc16-2063.
43. Canbulat N, Eren I, Atalar AC, Demirhan M, Eren SM, Ucak A. Nonoperative
60. Buchbinder R, Youd JM, Green S, Stein A, Forbes A, Harris A, et al. Efficacy
treatment of frozen shoulder: oral glucocorticoids. Int Orthop. 2015;39(2):249-
and cost-effectiveness of physiotherapy following glenohumeral joint disten-
54. doi: 10.1007/s00264-014-2650-1.
sion for adhesive capsulitis: a randomized trial. Arthritis Rheum. 2007;
44. Lorbach O, Anagnostakos K, Scherf C, Seil R, Kohn D, Pape D. Nonopera-
57(6):1027-37. doi: 10.1002/art.22892.
tive management of adhesive capsulitis of the shoulder: oral cortisone appli-
cation versus intra-articular cortisone injections. J Shoulder Elbow Surg. 2010; 61. Buchbinder R, Green S, Youd JM, Johnston RV, Cumpston M. Arthrographic
19(2):172-9. doi: 10.1016/j.jse.2009.06.013. distension for adhesive capsulitis (frozen shoulder). Cochrane Database Syst
Rev. 2008;(1):CD007005. doi: 10.1002/14651858.CD007005.
45. Buchbinder R, Green S, Youd JM, Johnston RV. Oral steroids for adhesive
capsulitis. Cochrane Database Syst Rev. 2006;2006(4):CD006189. doi: 62. Saltychev M, Laimi K, Virolainen P, Fredericson M. Effectiveness of Hydrodi-
10.1002/14651858.CD006189. latation in Adhesive Capsulitis of Shoulder: A Systematic Review and Meta-Analy-
sis. Scand J Surg. 2018;107(4):285-93. doi: 10.1177/1457496918772367.
46. Griesser MJ, Harris JD, Campbell JE, Jones GL. Adhesive capsulitis of the shoul-
der: a systematic review of the effectiveness of intra-articular corticosteroid injec- 63. Buchbinder R, Green S, Forbes A, Hall S, Lawler G. Arthrographic joint dis-
tions. J Bone Joint Surg Am. 2011;93(18):1727-33. doi: 10.2106/JBJS.J.01275. tension with saline and steroid improves function and reduces pain in patients
47. Shin SJ, Lee SY. Efficacies of corticosteroid injection at different sites of the with painful stiff shoulder: results of a randomised, double blind, placebo con-
shoulder for the treatment of adhesive capsulitis. J Shoulder Elbow Surg. trolled trial. Ann Rheum Dis. 2004;63(3):302-9. doi: 10.1136/ard.2002.004655.
2013;22(4):521-7. doi: 10.1016/j.jse.2012.06.015. 64. Karahan N, Ozdemir G, Kolukısa D, Duman S, Arslanoğlu F, Çetin M. Can
48. Cho CH, Kim du H, Bae KC, Lee D, Kim K. Proper site of corticosteroid in- Collagenase Be Used in the Treatment of Adhesive Capsulitis? Med Princ
jection for the treatment of idiopathic frozen shoulder: Results from Pract. 2020;29(2):174-80. doi: 10.1159/000503086.
a randomized trial. Joint Bone Spine. 2016;83(3):324-9. doi: 10.1016/j.jb- 65. Badalamente MA, Wang ED. CORR® ORS Richard A. Brand Award: Clinical
spin.2015.06.014. Trials of a New Treatment Method for Adhesive Capsulitis. Clin Orthop Relat
49. Juel NG, Oland G, Kvalheim S, Løve T, Ekeberg OM. Adhesive capsulitis: Res. 2016;474(11):2327-36. doi: 10.1007/s11999-016-4862-8.

68
Zeynep Güven Omuz Adezif Kapsüliti

66. Fitzpatrick J, Richardson C, Klaber I, Richardson MD. Clostridium histolyticum 83. Costantino C, Nuresi C, Ammendolia A, Ape L, Frizziero A. Rehabilitative
(AA4500) for the Treatment of Adhesive Capsulitis of the Shoulder: A Ran- treatments in adhesive capsulitis: a systematic review. J Sports Med Phys
domised Double-Blind, Placebo-Controlled Study for the Safety and Efficacy Fitness. 2022;62(11):1505-11. doi: 10.23736/S0022-4707.22.13054-9.
of Collagenase - Single Site Report. Drug Des Devel Ther. 2020;14:2707-13. 84. Itoi E, Arce G, Bain GI, Diercks RL, Guttmann D, Imhoff AB, et al. Shoulder
doi: 10.2147/DDDT.S259228. Stiffness: Current Concepts and Concerns. Arthroscopy. 2016;32(7):1402-
67. Griggs SM, Ahn A, Green A. Idiopathic adhesive capsulitis. A prospective 14. doi: 10.1016/j.arthro.2016.03.024.
functional outcome study of nonoperative treatment. J Bone Joint Surg Am. 85. Neviaser AS, Neviaser RJ. Adhesive capsulitis of the shoulder. J Am Acad
2000;82(10):1398-407. Orthop Surg. 2011;19(9):536-42. doi: 10.5435/00124635-201109000-00004.
68. Buchbinder R, Green S, Youd JM. Corticosteroid injections for shoulder pain. 86. Kivimäki J, Pohjolainen T, Malmivaara A, Kannisto M, Guillaume J, Seitsalo
Cochrane Database Syst Rev. 2003;2003(1):CD004016. doi: S, et al. Manipulation under anesthesia with home exercises versus home
10.1002/14651858.CD004016. exercises alone in the treatment of frozen shoulder: a randomized, controlled
69. Iannotti JP, Williams GR. Disorders Of The Shoulder: Diagnosis And Man- trial with 125 patients. J Shoulder Elbow Surg. 2007;16(6):722-6. doi:
agement. 2nd ed. Philadelphia, PA: Lippincott Williams & Wilkins; 2007. 10.1016/j.jse.2007.02.125.
70. Nakandala P, Nanayakkara I, Wadugodapitiya S, Gawarammana I. The effi- 87. Melzer C, Wallny T, Wirth CJ, Hoffmann S. Frozen shoulder--treatment and
cacy of physiotherapy interventions in the treatment of adhesive capsulitis: A results. Arch Orthop Trauma Surg. 1995;114(2):87-91. doi:
systematic review. J Back Musculoskelet Rehabil. 2021;34(2):195-205. doi: 10.1007/BF00422832.
10.3233/BMR-200186.
88. Smitherman JA, Struk AM, Cricchio M, McFadden G, Dell RB, Horodyski M,
71. Chan HBY, Pua PY, How CH. Physical therapy in the management of frozen et al. Arthroscopy and manipulation versus home therapy program in treat-
shoulder. Singapore Med J. 2017;58(12):685-9. doi: 10.11622/smedj.2017107. ment of adhesive capsulitis of the shoulder: a prospective randomized study.
72. Page MJ, Green S, Kramer S, Johnston RV, McBain B, Chau M, Buchbinder R. J Surg Orthop Adv. 2015;24(1):69-74.
Manual therapy and exercise for adhesive capsulitis (frozen shoulder). Cochrane 89. Quraishi NA, Johnston P, Bayer J, Crowe M, Chakrabarti AJ. Thawing the
Database Syst Rev. 2014;(8):CD011275. doi: 10.1002/14651858.CD011275.
frozen shoulder. A randomised trial comparing manipulation under anaes-
73. Zavala-González J, Pavez-Baeza F, Gutiérrez-Espinoza H, Olguín-Huerta C. thesia with hydrodilatation. J Bone Joint Surg Br. 2007;89(9):1197-200. doi:
The effectiveness of joint mobilization techniques for range of motion in adult 10.1302/0301-620X.89B9.18863.
patients with primary adhesive capsulitis of the shoulder: a systematic review
90. Thomas WJ, Jenkins EF, Owen JM, Sangster MJ, Kirubanandan R, Beynon
and meta-analysis. Medwave. 2018;18(5):e7265. Spanish, English. doi:
C, et al. Treatment of frozen shoulder by manipulation under anaesthetic and
10.5867/medwave.2018.05.7265.
injection: does the timing of treatment affect the outcome? J Bone Joint Surg
74. Doner G, Guven Z, Atalay A, Celiker R. Evalution of Mulligan's technique for Br. 2011;93(10):1377-81. doi: 10.1302/0301-620X.93B10.27224. Erratum in:
adhesive capsulitis of the shoulder. J Rehabil Med. 2013;45(1):87-91. doi: J Bone Joint Surg Br. 2012;94(4):574. Beyon, C [corrected to Beynon, C].
10.2340/16501977-1064.
91. Vastamäki H, Kettunen J, Vastamäki M. The natural history of idiopathic
75. Razzaq A, Nadeem RD, Akhtar M, Ghazanfar M, Aslam N, Nawaz S. Com- frozen shoulder: a 2- to 27-year followup study. Clin Orthop Relat Res. 2012;
paring the effects of muscle energy technique and mulligan mobilization with 470(4):1133-43. doi: 10.1007/s11999-011-2176-4.
movements on pain, range of motion, and disability in adhesive capsulitis. J
92. Vastamäki H, Varjonen L, Vastamäki M. Optimal time for manipulation of
Pak Med Assoc. 2022;72(1):13-6. doi: 10.47391/JPMA.1360.
frozen shoulder may be between 6 and 9 months. Scand J Surg. 2015;
76. Noten S, Meeus M, Stassijns G, Van Glabbeek F, Verborgt O, Struyf F. Effi- 104(4):260-6. doi: 10.1177/1457496914566637.
cacy of Different Types of Mobilization Techniques in Patients With Primary
93. Woods DA, Loganathan K. Recurrence of frozen shoulder after manipulation
Adhesive Capsulitis of the Shoulder: A Systematic Review. Arch Phys Med
under anaesthetic (MUA): the results of repeating the MUA. Bone Joint J.
Rehabil. 2016;97(5):815-25. doi: 10.1016/j.apmr.2015.07.025.
2017;99-B(6):812-7. doi: 10.1302/0301-620X.99B6.BJJ-2016-1133.R1.
77. Vermeulen HM, Rozing PM, Obermann WR, le Cessie S, Vliet Vlieland TP.
94. Jenkins EF, Thomas WJ, Corcoran JP, Kirubanandan R, Beynon CR, Sayers
Comparison of high-grade and low-grade mobilization techniques in the man-
AE, et al. The outcome of manipulation under general anesthesia for the man-
agement of adhesive capsulitis of the shoulder: randomized controlled trial.
agement of frozen shoulder in patients with diabetes mellitus. J Shoulder
Phys Ther. 2006;86(3):355-68.
Elbow Surg. 2012;21(11):1492-8. doi: 10.1016/j.jse.2011.11.006.
78. Ekim AA, İnal EE, Gönüllü E, Hamarat H, Yorulmaz G, Mumcu G, et al. Con-
95. Boutefnouchet T, Jordan R, Bhabra G, Modi C, Saithna A. Comparison of out-
tinuous passive motion in adhesive capsulitis patients with diabetes mellitus:
comes following arthroscopic capsular release for idiopathic, diabetic and
A randomized controlled trial. J Back Musculoskelet Rehabil. 2016;29(4):779-
secondary shoulder adhesive capsulitis: A Systematic Review. Orthop Trau-
86. doi: 10.3233/BMR-160689.
matol Surg Res. 2019;105(5):839-46. doi: 10.1016/j.otsr.2019.02.014.
79. Page MJ, Green S, Kramer S, Johnston RV, McBain B, Buchbinder R. Elec-
96. Le Lievre HM, Murrell GA. Long-term outcomes after arthroscopic capsular
trotherapy modalities for adhesive capsulitis (frozen shoulder). Cochrane
release for idiopathic adhesive capsulitis. J Bone Joint Surg Am. 2012;
Database Syst Rev. 2014;(10):CD011324. doi: 10.1002/14651858.CD011324. 94(13):1208-16. doi: 10.2106/JBJS.J.00952.
80. Kim SH, Kim YH, Lee HR, Choi YE. Short-term effects of high-intensity laser 97. Sivasubramanian H, Chua CXK, Lim SY, Manohara R, Ng ZWD, V PK, et al.
therapy on frozen shoulder: A prospective randomized control study. Man Arthroscopic capsular release to treat idiopathic frozen shoulder: How much
Ther. 2015;20(6):751-7. doi: 10.1016/j.math.2015.02.009. release is needed? Orthop Traumatol Surg Res. 2021;107(1):102766. doi:
81. Ebadi S, Forogh B, Fallah E, Babaei Ghazani A. Does ultrasound therapy 10.1016/j.otsr.2020.102766.
add to the effects of exercise and mobilization in frozen shoulder? A pilot ran- 98. Ranalletta M, Rossi LA, Zaidenberg EE, Campos C, Ignacio T, Maignon GD,
domized double-blind clinical trial. J Bodyw Mov Ther. 2017;21(4):781-7. doi: et al. Midterm Outcomes After Arthroscopic Anteroinferior Capsular Release
10.1016/j.jbmt.2016.11.013. for the Treatment of Idiophatic Adhesive Capsulitis. Arthroscopy.
82. Balci TO, Turk AC, Sahin F, Kotevoglu N, Kuran B. Efficacy of therapeutic ul- 2017;33(3):503-8. doi: 10.1016/j.arthro.2016.08.024.
trasound in treatment of adhesive capsulitis: A prospective double blind 99. Chen J, Chen S, Li Y, Hua Y, Li H. Is the extended release of the inferior
placebo-controlled randomized trial. J Back Musculoskelet Rehabil. glenohumeral ligament necessary for frozen shoulder? Arthroscopy.
2018;31(5):955-61. doi: 10.3233/BMR-150482. 2010;26(4):529-35. doi: 10.1016/j.arthro.2010.02.020.

69
Omuz Eklemi Artritleri
Shoulder Joint Arthritis

Hanife ÇAĞLAR YAĞCIa, ÖZET Omuz ağrısı kas iskelet sistemi ile ilgilenen hekimlere başvurunun sık bir nedenidir. Pek çok
inflamatuar ve mekanik neden bu ağrının nedeni olabilir. İnflamatuar nedenlerden bir tanesi de omuz
İlker YAĞCIb
eklemini oluşturan glenohumeral, akromioklavikular ve sternoklavikular eklem artritleridir. Bu ya-
zıda omuz artritleri hakkında güncel bilgiler derlenecektir.
a
İstanbul Medeniyet Üniversitesi
Göztepe Prof. Dr. Süleyman Yalçın Anahtar Kelimeler: Omuz eklemi; artrit; spondilartropatiler; artrit, romatoid
Şehir Hastanesi,
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ABD,
İstanbul, Türkiye ABSTRACT Shoulder pain is a common reason for referral to physicians dealing with the muscu-
b
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, loskeletal system. Many inflammatory and mechanical reasons can be the cause of shoulder pain.
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ABD, One of the inflammatory causes is glenohumeral, acromioclavicular and sternoclavicular joint arthri-
İstanbul, Türkiye tis. In this article, current information about shoulder arthritis will be reviewed.

Yazışma Adresi/Correspondence: Keywords: Shoulder joint; arthritis; spondylarthropathies; arthritis, rheumatoid


İlker YAĞCI
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi,
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ABD,
İstanbul, Türkiye
drilkery@yahoo.com
muz ağrısı birinci basamak hekimlerine en sık başvuru nedenlerinden bir ta-

O nesidir.1 Ayrıca kas iskelet sistemi ile ilgilenen branşlar için de özel bir ek-
lemdir. Omuz ağrısında altta yatan sorunun belirlenmesi kimi zaman oldukça
güç olabilmektedir. Bu güçlüğün üzerinden gelebilmek için omuz anatomisi ve fonk-
siyonu iyi bilinmeli ayrıca çeşitli hastalıkların omuz tutulumlarına hakim olunmalı-
dır. Bu yazıda omuz artritleri hakkında bilgi verilecektir. Bir bütünlük oluşturabilmek
için omuz eklem bölgelerindeki artritler anlatılır iken hastalıklara sık görüldüğü ek-
lemler içerisinde değinilecektir.
Omuz kuşağında üç kemik, üç gerçek eklem ve 5 hareketli bölge bulunmakta-
dır. Glenohumeral (GH), akromiyoklavikuler (AC) ve sternoklavikuler (SC) eklem-
lere ek olarak skapulotorasik ve subkakromiyal alanlar omuz hareketlerine katılan
bölgelerdir. Skapulotorasik bölge yaptığı hareketler ile fonksiyonel bir eklem olarak
kabul edilmektedir. GH eklem top-soket eklem türüdür. Humerus başının yalnızca
%25’i glenoid fossa ile çevrilidir. Bu nedenle vücudumuzdaki en hareketli eklemdir.
Gleonoid halka bir labrum ile döşelidir. Bu stabiliteyi sağlayan temel yapılardandır.
Klavikula S şeklinde bir kemik olup medialde sternumda, lateralde skapulanın akro-
miyonu ile eklem yapar. AC eklem oldukça yüzeyel bir eklem olup yaralanmalara
oldukça açıktır. Diartrodial olan bu eklem hayatın başlangıcında hiyalin kıkırdak ya-
KAYNAK GÖSTERMEK İÇİN: pısında iken yaş aldıkça fibrokartilaj yapısına dönüşür. Oldukça küçük bir eklem olan
Çağlar Yağcı H, Yağcı İ. Omuz eklemi artritleri.
Güven Z, editör. Omuz Ağrısı ve Sık Görülen Omuz AC eklem erkeklerde 1-7 mm, kadınlarda 1-6 mm genişliğindedir. SC eklem diart-
Sorunları. 1. Baskı. Ankara: Türkiye Klinikleri; 2024.
p.70-3.
rodial eklemdir ve omuzu aksiyel iskelete bağlar.2

70
Hanife Çağlar Yağcı ve ark. Omuz Eklemi Artritleri

Romatoid Artrit en sık görülen inflamatuar artrittir ve


GLENOHUMERAL EKLEM ARTRİTLERİ omzun enflamatuar artritinin prototipidir. RA’da başlan-
Omuz ağrısı ile başvuran hastaların oldukça azında izole gıçta omuz nadiren tutulur. RA, genelde simetrik el ve
GH eklem artriti vardır. Ağrının çoğu zaman nedeni omuz bilek eklemi artriti ve sinoviyal proliferasyon ile başlar.
eklemini oluşturan kas-tendon patolojileridir. Bursit, ten- Ancak RA hastalarının çoğunda zaman içerisinde omuz tu-
dinit, kapsülit ve periartiküler tendon yırtıkları omuzun tulumu meydana gelir ve hastalığın morbiditesine önemli
gerçek sinoviyal inflamasyonundan çok daha yaygındır. ölçüde katkıda bulunabilir. Omuzu ilgilendiren ilk şika-
Ayrıca ağrı, eklem dışı bölgelerden yayılabilir. Akciğerler, yetler ağrı veya hareket kısıtlılığıdır. Bazen omuz ağrısı
kalp, özellikle safra kesesi hastalıkları omuz ağrısına neden akut başlayabilir ve kısa palindromik ataklar ile seyreder.
olabilir. Pratik yaşamda en sık yansıyan ağrı sebebi servi- Çoğu hastada ise ağrı sinsice ilerler; halsizlik, lokalize edi-
kal sinir köklerinin hasarıdır. Omuz ağrısı ile başvuran has- lemeyen ağrı ile başlar. Daha sonra diğer çeşitli eklemler
tada alınacak detaylı öykü ve yapılacak sistemik muayene ile beraber veya tek başına lokal şişlik, eritem, ağrı ve tu-
bu karmaşık etiyolojinin aydınlatılması için anahtardır. tukluk görülür. Omuzda çok sayıda bursa vardır, rotator
manşon problemleri RA yaş grubunda oldukça fazladır.
GH artriti ise tek başına veya bir romatizmal hastalı-
Kullanılan ilaçlar avasküler nekroz gibi kemik patolojilere
ğın seyrinde omuz ağrısının bir nedeni olarak karşımıza çı-
de neden olabilir. Bu nedenle takipte bir RA hastasında
kabilmektedir. Şikayetlerin başlangıcı, tutulan eklem
omuz ağrısı yapan tüm sebepler gözden geçirilmelidir.4
sayısı, tutulan eklemlerin yerleri, simetrik ve asimetrik tu-
tulum paterni, artritin intermitan olması, eklem bulgularına Ağrı, eklem kapsülünden kaynaklanır, gerilmeye ve
eşlik eden sistemik bulgular, tedaviye alınan cevap mut- distansiyona duyarlı ağrı lifleri ile beslenir. Distansiyon ek-
laka sorgulanmalıdır. Ağrı ile ilgili anamnez alırken; ka- lemde sinoviyal sıvı birikimine ile sinovyumun ve eklem
rakteri, yerleşim yeri, başlama özelliği ve etkileyen kapsülünün kalınlaşmasına bağlıdır. Hasta ağrısını azalt-
faktörler önemli sorulardır. Sabah tutukluluğu, kas güç- mak için eklemini hafif fleksiyonda ve iç rotasyonda tutma
süzlüğü, cilt döküntüleri varlığı öğrenilmeli, eşlik eden has- eğilimindedir. Uzun süreli hareketsizlik daha sonra sabit
talıkları dikkatlice değerlendirilmelidir. kontraktürlere yol açabilir. Eklem kıkırdağı tahribatı kemik
GH monoartiküler artritinde, poliartiküler romatizmal ankilozu ile sonuçlanabilir. GH eklem romatoid artriti şu
hastalığı olan hastaların omuz tutulumunu değerlendir- şekilde sınıflandırılmıştır:5
mekten biraz daha dikkatli davranılmalıdır. Monoartrtitli  Aşama I: Hafif hareket kısıtlılığı, orta derecede
hastada tanı gecikmesi var olabilecek septik artritin teda- hassasiyet ve ağrı, eklemde yumuşak krepitasyon-
visinin gecikmesine neden olabilir ve bu durum eklem kı- lar ve esas olarak osteopeni dışındaki negatif rad-
kırdağının yıkımı ile sonuçlanır. Diğer önemli bir akut yografi bulguları.
monoartrit nedeni ise kristal artropatilerdir. Ayırıcı tanı için
 Aşama 2: Belirgin hareket kısıtlılığı, hassasiyet ve
eklem sıvısı aspirasyonu ve analizi gerekebilir. Poliartikü-
değişken derecelerde ağrı, yumuşak veya kemikte
ler bir GH sinovit saptanır ise sistemik romatizmal hasta-
krepitasyon ve pozitif radyografik bulgular olarak
lıklar ayırıcı tanıya girer. Görüntüleme yöntemlerine ek
büyük kemik erozyonlarına ve eklem boşluğu
olarak otoantikorlar, akut faz reaktanları tanı koymaya yar-
azalması, osteopeni
dımcı olacaktır.
 Aşama 3: Ciddi fonksiyonel kısıtlılık içeren “tü-
Aslında artrit ile seyreden yüzlerce inflamatuar ro-
kenmiş” eklem. Eklem boşluğu ve kemik miktarı
matizmal hastalık mevcuttur. Bu yazıda romatizmal hasta-
azalmış ve ikincil dejeneratif değişiklikler mev-
lıklar içinde omuz artritleri açısından romatoid artrit (RA),
cuttur.
osteoartrit (OA) ve spondilartropatiler (SpA) için daha
fazla bilgi verilecektir. Oysa ki kompleks bölgesel ağrı sen- Yukarıdaki tarihi sınıflandırma direk grafilere göre
dromu veya amiloidozda pek çok hastalık omuz artriti ya- yapılmıştır. Özellikle manyetik rezonans görüntüleme ve
pabilmektedir. Omuz ağrısı için zorlayıcı olan noktalardan kas iskelet sistemi ultrasonografisinin yaygın kullanımı ile
bir tanesi, inflamatuar ağrıda olduğu gibi mekanik ağrı günümüzde ileri evrelere geçmeden hastalara tanı koyabil-
yapan nedenlerin de gece ağrısı yapmasıdır. Her iki ağrı ti- mek mümkün olmaktadır. Burada önemli olan durumlar-
pinde de etkilenen omuz üzerine yatmak çok ağrılıdır. dan bir tanesi bursa inflamasyonudur. Bursalarda
Hasta gece ağrı nedeni ile uyanabilmektedir. Bu nedenle inflamasyon ve sinoviyal hipertrofi MRG ve US ile erken
inflamatuar-mekanik ağrı ayırımı yapabilmek kimi zaman aşamalarda saptanabilmektedir.6 RA’lı hastaların büyük
zor olabilmektedir.3 kısmında rotator manşon sorunları görülür. İlerlemiş

71
Hanife Çağlar Yağcı ve ark. Omuz Eklemi Artritleri

RA’da bu oran %75’i bulmaktadır, %20 ila %35’inde tam yöntemlerinin geriatrik yaş gurubunda non-spesifik omuz
kat yırtık gelişir. Rotator manşon tutulumu önemli bir mor- ağrısındaki rolü tartışmalıdır. Asemptomatik yanlış pozitif
bidite nedenidir. Büyük tüberosite rotator manşon tendon- sonuç oranı yüksektir. Bu yüzden GH OA tanısında doğ-
ları tutunmaktadır. Buradaki sinoyal proliferasyon rulama yöntemi olarak radyolojik bir yöntem dikkatlice
tendonların rüptüründe bir etiyolojik bir faktördür. Yırtık kullanılmalıdır. Henüz tanımlanmış bir kriter yoktur ve GH
fonksiyonu daha da bozan bir durumdur.7 OA için tanı ve klasifikasyon setlerine ihtiyaç duyulmak-
tadır. Oysa ki GH OA nedeni ile cerrahi uygulamaları art-
Gut ve psödogut GH artritinde düşünülmesi gereken
maktadır ve standartların belirlenmesi önem taşımaktadır.11
hastalıklar arasında yer alır. Gut ilk atak olarak nadiren
omuzu seçer. Genelde poliartiküler gutun seyri sırasında
karşılaşılır. Ağrılı ataklarla seyreder.8 Oysaki psödogut AKROMİYOKLAVİKULAR EKLEM
omuzu tutmayı sever. Milwaukee omuz sendromu (MSS), OA için omuz kompleksinde GH eklemden daha ön planda
kalsiyum hidroksiapatit kristal birikimi ile ilişkili, nadir gö- olan eklem AC eklemdir. AC eklem artriti omuzun sık
rülen, hızlı yıkıcı artropatidir. Bu durum, rotator manşet ancak atlanan ağrı nedenlerinden birisidir. OA primer ola-
yırtığı, osteoartritik değişiklikler, kristaller içeren enfla- rak veya posttravmatik, septik veya inflamatuar nedenlere
matuar olmayan eklem efüzyonu, sinoviyal hiperplazi, kı- sekonder gelişir. Primer OA’da koruyucu kıkırdaktaki
kırdak ve subkondral kemik yıkımı ve çoklu osteokondral kayıp kemik yüzeylerin birbirine temasına ve ağrıya neden
gevşek cisimlerin bir kombinasyonudur.9 olur. Yaş ile sıklığı artmakla birlikte kullanılan net bir tanı
Polimyaljia romatika (PMR) ise yaşlılarda sık görü- kriterinin olmaması nedeni ile prevalansı belli değildir.
len, omuz ve kalça kuşağı ağrısına, uzun süreli sabah tu- Çevre dokuların sıklıkla etkilendiği görülür. Subakromiyal
tukluğu ve akut faz reaktan yüksekliği ile karakterli bir sıkışma sendromu, intrensek sıkışma, rotator manşon so-
hastalıktır. 50 yaş ve üstü, 12 haftadan daha az süreden runları, ağrı ve güçsüzlük nedeni ile net nedenin saptan-
önce bilateral omuz ağrısı ve akut faz reaktanların yüksek ması komplikedir. Öykü, fizik muayene ve görüntüleme
olduğu hastalarda bu semptomları açıklayan başka bir tanı yöntemlerinin yanı sıra tanı koydurucu-tedavi edici enjek-
yoksa ACR2012 kriterleri ile tanı konulmaktadır. Sabah siyonlar uygulanır. Direk grafilerde ön arka grafinin yanı
tutukluğunun 45 dakikadan fazla olması, kalça ağrısı veya sıra Y-görüntü ve Zanca grafileri istenebilir. MRG’de re-
eklem hareket açıklığı kısıtlanması, RF ve anti-CCP nega- aktif kemik iliği ödemi görülmesi semptomlar ile ilişkilidir.
tifliği, diğer eklem tutulumunun olmaması, en az bir Körlemesine veya ultrason kılavuzluğunda yapılacak lokal
omuzda subdeltoid bursit ve /veya biseps tenosinoviti anestezik madde ve kortikosteroid karışımına verilen yanıt
ve/veya glenohumeral sinovit (posterior veya aksiler) ile ağrı kaynağının belirlenmesine yardımcıdır.12
en az bir kalçada sinovit ve/veya trokanterik bursit, her iki AC eklem yalnızca OA’da etkilenmez. Nadirdir
omuzda subdeltoid bursit, biseps tenosinoviti veya gleno- ancak septik artrit hızlı ilerleyen, yıkıcı bir durumdur. Yine
humeral sinovit kriterin maddeleridir.10 RA başta olmak üzere kristal artropatiler gibi inflamatuar
Osteoartritin omuz tutulumu ile ilgili bilgiler sınırlı- hastalıklar da AC eklemi tutabilir. RA’lı hastaların
dır. Osteoartritde (OA) araştırmalar diz ve kalça üzerine %50’sinde tutulum olduğu MR çalışmalarında gösteril-
yoğunlaşmıştır, klasik kitaplarda GH eklem için primer miştir.13
OA’nın sık görülmediği bir bölge olduğu belirtilmektedir.
Bu nedenler GH OA, çoğu zaman “omuz ağrısı” olarak tas- STERNOKLAVİKULAR EKLEM
nif edilir. Oysa ki yaşlanan dünyada GH OA önemli bir
Aksiyel ve apendiküler iskeleti birbirine bağlayan diartri-
sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak omuz OA ile
dial bir eklemdir. Yukarıda bahsedilen tüm hastalıklar SC
ilgili çalışma sayısı gerçekten azdır. Hiçbir kılavuzda GH
eklemi de ilgilendirir. SC eklem açısından daha ön planda
OA ile ilgili bir bilgi verilmemektedir. Yapılan çalışmalar
olan hastalıklar septik artrit ve spondilartritlerdir.
daha çok cerrahi yöntemler ile ilgilidir. Diz OA’sı olmak,
obezite ve diyabet GH OA için risk faktörü olarak tanım- Spondilartropatilerde SC eklemden bağımsız olarak
lanmıştır OA yük binen eklemlerde görülme eğiliminde- skapulotorasik ünitenin mobilitesi bozulur. Bu belki de en
dir. GH eklem ise yük binen değil iş gören bir eklemdir. O sık gözlenen bulgudur. Bunun yanı sıra AC eklemin artriti
yüzden OA olduğu zaman fonksiyonel kısıtlanma fazla de görülebilir. Rotator manşon problemlerinin yanı sıra en-
olur. GH OA ile rotator manşon hastalığı birlikte görülür. tezitler ile tablo daha da ağırlaşır. Entezis bölgelerinde
GH OA, çoğu zaman rotator manşondaki bu değişiklikle- MRG’de kemik iliği ödemi ağrının nedeni olabilir. Direk
rin bir bütünleyicisi olarak kabul edilir. Omuz görüntüleme grafilerde destrüktif ve destrüktif olmayan formları tanım-

72
Hanife Çağlar Yağcı ve ark. Omuz Eklemi Artritleri

lanmıştır. Destruktif olmayan formunda humerus başı an- Özetle; Omuz ekleminin üç gerçek ekleminde de art-
kilozu ve corokoklavikular ligamanda kalsifikasyon sapta- rit omuz ağrısının nedeni olabilir. Radyolojik bulguların
nır iken, destrüktif olan formunda humerus başında entezit hastalıklar arasında benzemesi, artrit dışı çok sayıda has-
nedeni ile oluşan erozyon “balta” görünümüne yol açar.14 talığın omuz ağrısına neden olabilmesi nedeni ile tanı kimi
Spondilartitlerde SC eklem tutulduğunda tıpkı diğer zaman zorlayıcı olabilir. Görüntüleme yöntemlerinde yaş-
eklemlerde olduğu gibi kemik iliği ödemi, kemik erozyonu lılarda sık görülen non spesifik dejeneratif bulgular omuz
ve intrartiküler efüzyon görülür. Spondilartropatide göğüs eklem artritlerinde de görülebilir. Hangi yapının ağrı kay-
kafesi tutulumuna katkıda bulunup ekspansiyonu engeller. nağı olduğunun bulunması tedavi açısından çok önemlidir.
Kimi zaman bu ağrılı durum hastalığın önüne geçecek Bu nedenle detaylı öykü alınmalı, fizik muayene eksiksiz
kadar ciddi olabilir. Benzer klinik ve radyolojik görünüm yapılmalıdır. Kas iskelet sistemi ultrasonunun muayene
septik artritte de görülebilir. Septik artritte kapsüler dis- içerisinde klinisyen tarafından yapılması ayırıcı tanıyı sağ-
tansiyon daha belirgindir efüzyon ekstrakapsüler alana ya- lamaya yardımcı olacaktır. Görüntüleme tekniklerinin
yılabilir. Çevre kas dokularında ödem septik artitte daha uygun kullanımı önlemek gereklidir. Laboratuvar yöntem-
sıktır. Daha gürültülü klinik ve laboratuvar bulguları yine leri inflamatuar romatizmal hastalıkları dejeneratif hasta-
septik artritin özelliğidir. Tedavileri birbirinden çok farklı lıklardan ayırmada önemlidir. Ayrıca tanısal ve tedavi edici
olduğu için dikkatli ayırıcı tanı yapılması önemlidir.15 enjeksiyonlara hakim olunmalıdır.

KAYNAKLAR
1. Murphy RJ, Carr AJ. Shoulder pain. BMJ Clin Evid. 2010;2010:1107. 2017;45(10):2355-63. doi: 10.1177/0363546517704843. Erratum in: Am J
2. Yang S, Kim TU, Kim DH, Chang MC. Understanding the physical examina- Sports Med. 2017;45(13):NP36.
tion of the shoulder: a narrative review. Ann Palliat Med. 2021;10(2):2293- 9. Ersoy H, Pomeranz SJ. Milwaukee Shoulder Syndrome. J Surg Orthop Adv.
303. doi: 10.21037/apm-20-1808. 2017;26(1):54-57.
3. Greenberg DL. Evaluation and treatment of shoulder pain. Med Clin North 10. Camellino D, Giusti A, Girasole G, Bianchi G, Dejaco C. Pathogenesis, Di-
Am. 2014;98(3):487-504. doi: 10.1016/j.mcna.2014.01.016. agnosis and Management of Polymyalgia Rheumatica. Drugs Aging.
2019;36(11):1015-26. doi: 10.1007/s40266-019-00705-5.
4. Zhang A, Lee YC. Mechanisms for Joint Pain in Rheumatoid Arthritis (RA):
from Cytokines to Central Sensitization. Curr Osteoporos Rep. 11. Ackerman IN, Buchbinder R. Let's talk about shoulder osteoarthritis. Rheuma-
tology (Oxford). 2022;61(9):3507-8. doi: 10.1093/rheumatology/keac057.
2018;16(5):603-10. doi: 10.1007/s11914-018-0473-5.
12. Flores DV, Goes PK, Gómez CM, Umpire DF, Pathria MN. Imaging of the
5. Waldman BJ, Figgie MP. Indications, technique, and results of total shoulder
Acromioclavicular Joint: Anatomy, Function, Pathologic Features, and Treat-
arthroplasty in rheumatoid arthritis. Orthop Clin North Am. 1998;29(3):435-
ment. Radiographics. 2020;40(5):1355-82. doi: 10.1148/rg.2020200039.
44. doi: 10.1016/s0030-5898(05)70019-5.
13. Menge TJ, Boykin RE, Bushnell BD, Byram IR. Acromioclavicular os-
6. Akdeniz Leblebicier M, Yaman F, Saraçoğlu İ, Kavuncu V, İmal Kızılkaya M.
teoarthritis: a common cause of shoulder pain. South Med J.
Relationship between shoulder ultrasound findings and disease activity in pa- 2014;107(5):324-9. doi: 10.1097/SMJ.0000000000000101.
tients with rheumatoid arthritis: A pilot study. Arch Rheumatol.
14. López-Medina C, Castro-Villegas MC, Collantes-Estévez E. Hip and Shoulder
202112;37(1):77-84. doi: 10.46497/ArchRheumatol.2022.8818.
Involvement and Their Management in Axial Spondyloarthritis: a Current Re-
7. Sanja MR, Mirjana ZS. Ultrasonographic study of the painful shoulder in pa- view. Curr Rheumatol Rep. 2020;22(9):53. doi: 10.1007/s11926-020-00930-7.
tients with rheumatoid arthritis and patients with degenerative shoulder dis-
15. Kang BS, Shim HS, Kwon WJ, Lim S, Park GM, Lee TY, et al. MRI findings
ease. Acta Reumatol Port. 2010;35(1):50-8.
for unilateral sternoclavicular arthritis: differentiation between infectious arthri-
8. Huang SW, Wu CW, Lin LF, Liou TH, Lin HW. Gout Can Increase the Risk of tis and spondyloarthritis. Skeletal Radiol. 2019;48(2):259-66. doi:
Receiving Rotator Cuff Tear Repair Surgery. Am J Sports Med. 10.1007/s00256-018-3023-4.

73
Sporcularda Sık Görülen Omuz Sorunları
The Common Shoulder Problems in Athletes

Sadi KAYIRANa, ÖZET Sportif hareketler, yüksek beceri isteyen hareketler olup maksimum koordinasyon, senkro-
nizasyon ve nöromüsküler uyum ister. Bunun yanı sıra hareketlerin maksimum hız ve kuvvette ol-
Sedat Tolga AYDOĞb
ması gerekir. Antrenman bilimindeki gelişmeler, sporculara daha etkin antrenman yapma olanağı
sunarken, spor hekimliği, fiziksel tıp ve rehabilitasyon alanındaki gelişmeler de spor yaralanmaları-
a
İstanbul Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi nın oluşmasını engellemeye ve/veya oluşan yaralanmaların hızlı iyileşmesine katkı sağlar. Tüm bu
Sağlık Bilimleri Fakültesi, gelişmeler, sporcuların küçük yaşlardan itibaren daha çok yüklenmesine ve uzun bir spor yaşamının
Fizyoterapi ve Rehabilitasyon ABD, olmasının önünü açar. Omuz eklemi, özellikle skapula, atış ve vurma gibi hareket içeren sporlarda
İstanbul, Türkiye geçiş eklemi olarak işlev görür ve kinetik zincirin çok önemli bir parçasıdır. Spor yaralanmalarına
b
Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi ait son yıllarda yapılan epidemiyolojik çalışmalar, sporda görülen omuz yaralanmaların travmatik ya-
Tıp Fakültesi, ralanmalardan aşırı kullanım yaralanmalarına döndüğünü göstermektedir. Yapılan sporun niteliğine
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ABD, göre, yaralanmanın görüldüğü anatomik bölge değişmekle birlikte özellikle voleybol, basketbol,
İstanbul, Türkiye hentbol, yüzme, tenis gibi baş üstü hareket içeren sporlarda üst ekstremite ve omuz ekleminin daha
çok etkilendiği görülmektedir. Bu derlemede sporcularda görülen omuz ağrıları, bunların altında
Yazışma Adresi/Correspondence: yatan nedenler ve kısmen tedavilerinden bahsedilecektir.
Sadi KAYIRAN
İstanbul Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Anahtar Kelimeler: Omuz ağrısı; omuz eklemi; sporcular
Sağlık Bilimleri Fakültesi,
Fizyoterapi ve Rehabilitasyon ABD,
İstanbul, Türkiye ABSTRACT Sporting movements involve high-skill activities that require maximum coordination,
sadikayiran@gmail.com synchronization, and neuromuscular adaptation. Additionally, these movements need to be executed
with maximum speed and force. Advancements in the field of training science provide athletes with
more effective training opportunities, while developments in sports medicine, physical medicine,
and rehabilitation contribute to the prevention of sports injuries and/or facilitate rapid recovery from
such injuries. All these developments enable athletes to handle greater loads from a young age and
promote the possibility of sustaining a long sporting career. The shoulder joint, particularly the
scapula, functions as a transitional joint in sports involving throwing and hitting motions, making it
a crucial component of the kinetic chain. Recent epidemiological studies on sports injuries indicate
a shift in shoulder injuries from traumatic injuries to overuse injuries. The anatomical region of in-
jury varies depending on the nature of the sport, with the upper extremities and the shoulder joint
being particularly affected in sports involving overhead movements like volleyball, basketball, hand-
ball, swimming, and tennis. This review will address shoulder pain experienced by athletes, and the
underlying causes, and partially cover their treatments.

Keywords: Shoulder pain; shoulder joint; athletes

portif hareketler, yüksek beceri isteyen hareketler olup maksimum koordinas-

S yon, senkronizasyon ve nöromüsküler uyum ister. Bunun yanı sıra hareketle-


rin maksimum hız ve kuvvette olması gerekir.1 Omuz eklemi, özellikle skapula,
atış ve vurma gibi hareket içeren sporlarda geçiş eklemi olarak işlev görür, kinetik
zincirin çok önemli bir parçasıdır.2 Bir yandan alt ekstremite ve gövde tarafından oluş-
turulan büyük kuvveti hareketi bitirecek el eklemine kusursuz şekilde aktarırken; diğer
KAYNAK GÖSTERMEK İÇİN:
Kayıran S, Aydoğ ST. Sporcularda sık görülen omuz yandan hareketin yönünü değiştirir. Bu kuvvet aktarımının yanı sıra becerinin koor-
sorunları. Güven Z, editör. Omuz Ağrısı ve Sık Gö- dinasyonu da gerekir. Proksimal parça olan gövde, distal parça olan koldan çok daha
rülen Omuz Sorunları. 1. Baskı. Ankara: Türkiye Kli-
nikleri; 2024. p.74-80. büyük kitleye sahip olup, oluşturulan kuvvete çok daha büyük etkisi olduğu düşünü-

74
Sadi Kayıran ve ark. Sporcularda Sık Görülen Omuz Sorunları

lürse distal parçanın hareketi sorunsuz yapabilmesi için


proksimal parçanın stabil kalması ve bunu tüm aktiviteler SPORCULARDA OMUZ YARALANMALARI
boyunca devam ettirmesi zorunludur.3 Bu amaçla skapula, Atış içeren spor yapan sporcularda antrenman ve maçlarda
öncelikle hızlı dönen humerusa stabil eklem yüzeyi oluştu- başta omuz eklemi olmak üzere tüm eklemlerde çok sayıda
rur, ve gleno humeral (GH) eklemi optimal pozisyonda tu- hızlı ve ekstrem hareket yapılır dolayısıyla sporcular majör
tarak bir yandan labrumu korur, diğer yandan da kapsüler travmadan öteye tekrarlayıcı mikrotravmalara maruz kalır-
gerilimi azaltır. Örneğin, bozulmuş skapula hareketine bağlı lar. Bu tip sporcularda, ekstrem ve çok güçlü hareketlere bağlı
akromiyonun elevasyonunun azalması subakromiyal sıkış- kümülatif mikrotravma, mikroinstabilite ve bunlara bağlı in-
maya neden olabilir veya GH kaslardaki boy-kasılma iliş- ternal sıkışma, labral lezyon ve rotator kılıf tendinozisleri gö-
kisinin bozulması ile performansın bozulmasına ve kasların rülür.8 Bilindiği gibi, tendonitis, tendon inflamasyonunu ifade
aynı kuvvet için de daha çok kasılması, aşırı kullanımına eder, ama genelde enflame olan tendon değil tendon kılıfı-
neden olabilir.4 Bu anlamda omuz, hareketlilikle kuvvetin dır. Tendinosis ise tendon iç yapısındaki dejenerasyon ve yır-
dengelenmesi gereken önemli bir eklemdir. Bir yandan kolu tığı ifade etmektedir.9 Ve kafa üzeri sporu yapan sporcuların
atma öncesi maksimum dış rotasyona getirebilecek kadar omuzlarında, tendinitten öte, tendinozis görülmektedir. Te-
mobil, ama yaralanmayı ve subluksasyonu engelleyecek niste servis ve file önünde topa vurma, voleybolda smaç gibi
kadar da stabil olmalıdır, Esneklik ile stabilite arasındaki hareketlerde atışın hem hızlanma hem de yavaşlama safhala-
kombinasyon bir grup otör tarafından “atıcı paradoksu” rında omuz etrafı statik ve dinamik stabilizatörlerde mikrot-
olarak adlandırılır.5 Kolun dış rotasyonu (ER) ve abdüksi- ravma ve devamında yaralanma görülme olasılığı mevcuttur.
yon hareketlerinin açıklığındaki artış, antero-inferior kap- Yüzme sporunda bu kadar ciddi akselerasyon ve deseleras-
süler laksiteyi veya humerus başı retroversiyonunu ifade yon olmamakla beraber, aynı hareketin birçok kez tekrarla-
eder. İki taraf arasında 12-15º kadar fark retroversiyon far- masına bağlı rotator kılıf ve periskapular kaslarda yorgunluk
kından kaynaklanabilirken, bundan daha fazlası kapsüler ve yorgunluğa bağlı koruyucu mekanizmaların bozulmasına
ve posterior rotator kılıf kontraktürüne bağlı ortaya çıkar. ve devamında yine mikrotravmaya neden olabilir.10 Kolej dü-
Latissimus dorsi, teres major, subskapularis ve pektoralis zeyinde baş-üstü sporu yapan (beyzbol, softbol, yüzme, tenis
major kaslarında azalan esneklik humerus başının öne mal- ve voleybol) 371 sporcunun gözden geçirildiği bir çalışmada
pozisyonuna ve bu durumda omuz İR’nin de azalmaya sporcuların %30’unun kariyeri boyunca en az bir kere omuz
neden olur. Bu durumda bir taraftan performans azalma- ağrısı çektiğini ve bunlar içinde ilk iki sırada %27 ile subak-
sına neden olurken, diğer taraftan omuz ile ilgili yaralan- romiyal sıkışma, %24 ile ise tendinozis olduğunu gösteril-
malarda artışa neden olabilir.6 Atış ve vurma hareketlerinin miştir.11 Omuzunda sorunu olan sporcular bir yandan ağrıları
en hızlı anı kolun ER’dan iç rotasyona (IR) geçmeye baş- için doktora başvurabilirken, öte yandan vuruş hızlarının
ladığı 4. faz olup, bu safhada bir yandan çok büyük dön- azalması, çabuk yorulma, becerilerinde kötüleşme ile de baş-
dürme kuvveti oluşturulurken bir yandan da çok büyük hız vurabilirler.6 Yani başvuru nedeni fonksiyonel, yapısal ya da
ortaya konur. Bu hızın oluşmasını engelleyen en önemli bu ikisinin kombinasyonu şeklinde olabilir.5 Omuz yaralan-
faktör, omuz etrafı kas kuvvetinin yeterli olmamasıdır. Bu malarında izole sorun saptanmasının yanı sıra, genellikle aynı
hız ve hareket sırasında, oluşan distraksiyon kuvveti ile anda birden çok sorun daha çok görülür. Atış sırasında
kompresif kuvvet birbirini dengeler. Tüm bunların sorun- omuzda oluşturulan kuvvet ve hareket paterni eğer yeterli
suz çalışabilmesi için maksimum uyumda GH eklem iliş- adaptif değişiklikler olmaz ise GH instabilite olmasa da
kisi gerekir ve bunu da teşkil eden en önemli yapı omuzda sorun çıkartmaya yeterlidir.
skapuladır. Atış sırasında topa aktarılan kuvvetin yaklaşık Atış içeren spor branşlarında atışı bitiren bölge her ne
yarısı kol ve omuzdan sağlanırken, diğer yarısı alt ekstre- kadar el olsa da hareket ayaktan başlar. Omuz eklemi ayak-
mite, gövde rotasyonundan skapulotorasik eklem vasıtası tan başlayıp ele kadar uzanan kinetik zincir içindeki hal-
ile üst ekstremiteye aktarılan kuvvetten oluşturulur.7 Atış kalardan sadece biridir. Tüm alt ekstremite, pelvis, gövde,
sırasında omuz ekleminde açısal hız 7000º/sn olup bu sı- kol, dirsek, el bileği ve el bu zinciri oluşturan diğer parça-
rada oluşan distraksiyon kuvveti 950 N, deselerasyon fa- lar olup tüm bunların uygun zamanlama ile devreye gir-
zında rotator kılıf ve deltoidin oluşturduğu kompresif mesi ile kusursuz hareket oluşturulabilir.6,7 Yani basit gibi
kuvvet 1090 N, posterior makaslama kuvveti ise 400 N dü- görünen bir atma veya vurma hareketi fonksiyonel ve ya-
zeyindedir. 20-30 yaş arasında kişilerin omuz anterior kap- pısal komponentlerin, kas-iskelet sistemi ile santral sinir
sülünün dayanma kapasitesi 800-1200 N arasında olduğu uyumuyla kusursuzluğa erişir. Postür, alt ekstremite kas
düşünülürse omuzun ne kadar ciddi yüklenme altında ol- kuvveti, esneklik, hareket paterni, kinetik zinciri içeren ya-
duğu daha da net anlaşılabilecektir.4,7 pılarda ortaya çıkan patolojileri kompanze etmek zorunda

75
Sadi Kayıran ve ark. Sporcularda Sık Görülen Omuz Sorunları

kalan omuz ekleminde sekonder yapısal sorunlar ortaya çı- Kapalı kinetik zincir egzersizleri erken dönem kuvvetlen-
kabilir. Dolayısı ile omuz ağrısı veya performans azalması dirme de oldukça önemlidir. Bu egzersizler maksimal yük-
ile gelen sporcularda, primer sorunlara eşlik eden faktörleri lenme ve kompresif kuvvet sağlarken stabiliteyi geliştirir,
ve bunlara zemin hazırlayan fonksiyonel yetersizliği, sen- öte yandan propriosepsiyonu geliştirir.
sorimotor sistemdeki mekanik imbalansı saptamak ve dü-
zeltmek çok önemlidir. Dolayısı ile omuz sorunu ile gelen GLENOHUMERAL İÇ ROTASYON DEFİSİTİ (GIRD)
sporcunun kinetik zincirinin tüm halkaları gözden geçiril- GIRD spora bağlı gelişen eklem hareket açıklık değişiminin
melidir. Bu amaçla torasik/lomber hipomobilite, gövde, en bilindik tipidir. Sporcularda görülen omuz sorunlarının
lumbopelvik kuvvet ve stabilite, özellikle stance bacağında birçoğunun altında GIRD olduğu ve GIRD’ın azaltılması ile
yetersiz ayak bileği sprain rehabilitasyonu, zayıf kalça ab- omuzda sorun çıkma olasılığın azaltıldığı gösterilmiştir.3,15
düktör ve ER kuvvetleri, azalmış kalça IR eklem hareket İR ile ER hareket açıklıklarının toplamı, total eklem hareket
açıklığı, kuadriseps kısalığı, omuz eklemininin hareket açıklığı olarak [total-EHA (TEHA)] adlandırılır. Dominant
açıklığı, stabilitesi, skapular malpozisyon ya da diskinezi, omuz ER eklem hareket açıklığında artma, IR hareket açık-
GIRD, pektoralis minör, latissimus dorsi, serratus anterior, lığında azalma ile dengelenip, TEHA’da dominant ile non
subskapularis, pektoralis minör kısalığı, omuz ve periska- dominant taraf arasında 5º fark görülmesi normaldir ve bu
pular kas kuvvetsizlikleri ve daha önceden geçirilmiş omuz durum anatomik Glenohumeral İç Rotasyon Defisiti (a
sorunları sorgulanmalı ve değerlendirilmelidir.2,6,10 GIRD) olarak kabul edilir.2 İki omuz arasındaki TEHA farkı
Omuz sorunu yaşayan sporcuların omuz ve periska- 5º’den büyük ise sorun çıkma olasılığı 2,5 kat fazladır.15
pular kasları biraz daha dikkatli gözden geçirilmelidir. Ska- GIRD, atışın ilk 3 fazında, kol 90º abdüksiyon ve ER’da iken
pula stabilizatör kaslarının zayıflığı ve kısalıkları ile skapula humerus başının posterior/superiora yer değiştirmesine neden
pozisyon ve hareket farklılığı sıktır. Serratus anterior ve tra- olur ve internal sıkışma ile superior labral yaralanma ve ro-
pez kası alt parçasının zayıflığı, trapez kası üst parçasının tator kılıf tendinopati oluşumuna zemin hazırlarlar.3 Poste-
kısalığı, spazmı ve hipertrofisi sıktır. Bu kaslar skapulanın rior kapsül kontraktürü ve inferior GH ligamanın posterior
horizontal ve vertikal stabilizasyonunu sağlayıp, bunlardaki bant kontraktürü sık görülür. Posterior kapsül kontraktüründe
sorunlar gerçek kuvvet defisitleri, inhibisyonu ve aktivas- humerus rotasyon merkezi, GH eklem kontakt noktası pos-
yonu ve aktivasyon sıralamasında değişmeye neden olurlar terosuperiora kayar ve humerus başı omuz elevasyonu sıra-
ki bu da akromiyonun elevasyonunda, posterior tiltinde sında superiora migre olur. Bu durum kapsülün anterior
azalmaya ve dolayısı ile eksternal sıkışmaya, skapular prot- parçasını uzatır, ER’da artışa neden olur, sonuç olarak bi-
raksiyona neden olur.12 Halbuki humerus başının depres- sepsin uzun başının yapışma yeri gerilim altında kalır ve lab-
yonunu temelde rotator kılıf kasları yapmaktadır, serratus rumun posterosuperior bölgesinde yaralanmaya ve kapsülün
anterior, trapez kasının alt parçası ve latissimus dorsinin ak- anterior laksitesinde de artmaya neden olur. Bu patolojik
tive olması, rotator kılıf kaslarının etkinliklerini artırır.13 döngü rotator kılıfın torsiyonel yetmezliğini de artırır. Bu du-
Skapular kuvveti geliştirirken, bu kasların postürü sağlayan rumun ilerlemesi, rotator kılıfta parsiyel yırtık ve superior
kaslar olduğu ve dolayısı ile endurans antrenmanının labral antero posterior (SLAP) lezyonuna neden olur.7
önemli olduğu unutulmamalıdır. Yorgunluk skapular dis-
GIRD, atışın 4. ve ilerleyen fazlarında, kolun öne
fonksiyona, kompansatuar hareketlere neden olur. Dolayısı
fleksiyona gitmesi sırasında, humerusun anteriosuperiora
ile bu kasların hem konsantrik, hem de eksantrik kuvvet-
translasyonuna ve skapulanın artan protraksiyonuna neden
lendirilmesi gerekir.4 Hangi kasların ne şekilde çalıştığını
olur. Artmış protraksiyon, azalmış akromiyal elevasyona
Moseley ve ark.nın çalışmaları ortaya koymuştur.14 Kürek
bağlı olarak eksternal sıkışmaya neden olabilir. Bu durum
egzersizi, romboidler ve trapez kasının orta parçasını; şınav,
pektoralis minör ve biseps kısa başının esneklik azalması
serratus anterioru; oturarak press up, latissimus dorsi ve
pektoralis minörü; scaption (humerus eksternal rotasyonda ya da kısalığına bağlı daha da belirgin hale gelir. Bu kas-
iken skapular düzlemde elevasyon) trapez kasının üst ve alt lardaki kısalıklar skapular protraksiyona, skapulanın pos-
parçaları, serratus anterior ve romboidleri; “shrug-omuz terior tiltine, subakromiyal alanda azalmaya ve buna bağlı
silkme”, levatör skapula, trapez kasının üst parçası, serratus omuzda eksternal sıkışmaya ve devamında rotator kılıf ten-
anterioru; inferior glide (abdüksiyondaki kolu aşağıya -ad- dinopatisine neden olabilir.3
düksiyona doğru-bastırma) ve low row (kol gövdenin GIRD’de tedavinin temeli posterior kapsülün gerilme-
hemen yanında dururken kişi eli ile masa, dolap gibi bir sidir, konservatif tedavi yetersiz kalır ise artroskopik poste-
cimi kaldırmaya çalışır) egzersizleri ise serratus anterior, roinferior kapsülotomi uygulanabilir.7 Posterior kapsül,
trapez kasının alt parçalarını aktive eden özel egzersizlerdir. pektoralis minör, bisepsin kısa başı omuzun IR kısıtlılığı ve

76
Sadi Kayıran ve ark. Sporcularda Sık Görülen Omuz Sorunları

skapulanın anterior tiltine neden olabilir. Bu sorunu aşmak grubunun çabuk yorulmasına neden olabilir. Bu durumda
için “sleeper stretch”, cross-arm stretch” ve kolun 30º ab- tedavi bunlara yönlendirilmelidir.7 Büyük kuvvet üretimine
düksiyonda iken yapılan IR germeler sıklıkla kullanılır. Farklı katkı yapan gövde, alt ekstremite, gövde ve kalça fleksi-
çalışmalarda, bu germe egzersizlerinin birbirlerine üstünlük- yonu skapular protraksiyonu, kalçanın ekstansiyonu ve göv-
leri gösterilmiş olmasına rağmen en etkin yöntem hala çok denin ekstansiyon, rotasyonu skapulanın retraksiyonunu
net değildir. Bu germelerde humerus başının öne translas- fasilite eder. Omuz bölgesine gelince skapulanın en kuv-
yonu ve skapulanın stabilizasyonunu sağlamak önemlidir.16,17 vetli dış rotatoru olan serratus anterior, trapezin alt parçası,
rotator kılıf kaslarını kuvvetlendirme, bunlara karşın trapez
SKAPULAR DİSKİNEZİ kasının üst parça kuvvetini azaltmak önem kazanmaktadır.16
Omuz yaralanmalarında %67-100 oranında skapular diski-
nezinin altta yatan neden olduğu bilinmektedir.16 Normal ska-
LAKSİTE VE İNSTABİLİTE
pulotorasik ritm, skapula ile humerus arasındaki hareketi Omuzda görülen instabilite iki ana gruba ayrılır; Travmatik
koordine eder, düzgün atış ve omuz hareketi için temel ele- Unilateral lezyon Bankart lezyonu Surgery (TUBS) ve At-
mandır. Örneğin, sağ elle yapılacak atışta, skapula saat yönü ravmatik Multidireksiyonel Bilateral Rehabilitasyon İnferior
tersine hareket ederek akromiyonda elevasyon yapar, ayrıca Kapsüler Kaydırma Rotator İnterval Kapatma (AMBRII).
retrakte olarak humerusun glenoidle tam eklem yapmasını TUBS tek yönlü instabilite olup tipik olarak travma sonrası
sağlar. Bunların sağlanamaması durumunda humerus ile gle- oluşur, genelde instabilite öne çıkma şeklindedir, olaya ban-
noid arasında hiperangulasyon oluşacak ve kapsülün anterior kart lezyonu eşlik eder ve tedavide genellikle cerrahi gere-
parçası çok gerilecektir. Bu hareket sırasında serratus ante- kir. Buna karşın, AMBRII sendromu travma olmaksızın
rior, trapezius ve romboid kasları skapula pozisyonunu iyi görülür, çok yönlü instabilite vardır genellikle iki taraflıdır
yönlendirmelidir. Skapulada, hem dururken, hem de hareket ve tedavide agresif rehabilitasyon esastır. Tekrarlayan çıkık-
sırasında, GİRD, skapula ön kaslarının kısalığı, skapula arka lar, kistler, ölü kol sendromu ile karakterizedir ve tedavisinde
kaslarının zayıflığı, sinir yaralanmaları, akromiyoklaviküler agresif rehabilitasyon oldukça etkili olup rotator kılıf kasla-
eklem yaralanmaları, kötü postür (artmış torakal kifoz ve rını kuvvetlendirme, omuz subluksasyonu ve çıkığını kontrol
omuz protraksiyonu) gibi nedenlere bağlı olarak hareket pa- etmeye yardımcı olur.18 Unilateral veya çok yöne instabilite
terni bozulur ve bu durum skapular diskinezi olarak bilinir.3 skapulayı stabilize eden kasların zayıflığı ile ilintili olabilir.
Skapular diskinesinin 3 tipi vardır; 1. Skapulanın in- Bu kaslar serratus anterior, trapezius, romboidler, levator ska-
ferior-medial köşe, 2. Medial kenar, 3. Superior-medial pula ve latissimus dorsi olup, bunların zayıflığı skapular dis-
köşe belirginliği. Tip 1’de, istirahatte skapulanın inferior- kinezi ve kanat skapulaya neden olur. Öne dönük protrakte
medial köşesi belirginleşir ve hareket sırasında, inferior omuz, kolların içe dönük olması, artmış torasik kifoz, başın
köşe dorsale, akromiyon ise ventrale tilt yapar. Tip 2’de, is- öne tiltte olması anterior instabiliteyi tetikleyen faktörlerdir.
tirahatte skapulanın medial kenar belirgindir ve hareket sı- Kanat skapula çoğunlukla ağrı kompanzasyonu için
rasında medial kenar dorsale yer değiştirir. Tip 3’te, de olsa altta yatan nörojenik ve yapısal nedenler gözden
istirahatte skapulanın superomedial köşesi elevedir ve ska- geçirilmelidir. Skapulanın medial ya da laterale translas-
pula öne yer değiştirmiştir, hareket sırasında bu durum yonu, medial kenarı ve inferior köşesi buralardaki belir-
daha da belirginleşir. Omuzların arkaya çekilmesi ginleşmeler, rotasyonlara dikkat edilmelidir. Kanat skapula
(“shrug”) ile bu diskinezi düzelir.3 uzun torasik sinir felci, serratus anterior kas kuvvetsizliği,
Diskinezinin tedavisi, soruna neden olan farklılığın spinal aksesuar sinir felci, trapez kas kuvvetsizliği ile kar-
saptanıp düzeltilmesine dayanır. Kas kısalıkları ve kuvvet- şımıza çıkabilir. Üst servikal trunkus, C5 kökünden çıkan
sizlikleri bu anlamda öne çıkmaktadır. Pektoralis minör kı- supraskapular sinir skapular çentik düzeyinde superior
salığı, skapulanın anteriora tilt, yukarı rotasyon ve dış transvers skapular ligamanın altında sıkışabilir, bu sevi-
rotasyonuna neden olur. GIRD, posterior kas kısalığı/ger- yede sıkışma olursa supra ve infraspinatus kasları denerve
ginliği, atışın 4. faz ve sonrası sırasında skapulanın prot- olabilir. Özellikle voleybolcularda, bu iki kasın atrofisi çok
raksiyonuna ve sıkışma sendromuna neden olabilir. Bu görülür. Skapular çentikte yer kaplayan lezyona bağlı veya
durumlarda omuz ön kasları ile kapsülün arka parçası ge- traksiyon yaralanması azdır. Sadece supraspinatus atrofisi,
rilmelidir. Eğer sorun kuvvetsizlik ise, değerlendirme sa- bu kasın trapez altında kalmasına bağlı daha az dikkat
dece omuzla sınırlı kalmayıp, tüm kinetik zincir çeker. Daha sık sorun olan bölge ise inferior skapular liga-
değerlendirilmelidir.16 Diskinezi ya da atış hızının düşmesi, manın altında spinoglenoid çentik düzeyinde karşımıza
atıcı tarafından kaslara daha çok yüklenilmesine ve bu kas çıkar ve izole infraspinatus kas atrofisine neden olur. Vo-

77
Sadi Kayıran ve ark. Sporcularda Sık Görülen Omuz Sorunları

leybolcularda tekrarlayan servis atışları ve bu sırada hızlı pulotorasik diskinezi, skapulayı stabilize eden kasların
omuz akselerasyonu, akabinde topa vurma sonrası eksant- kuvvetsizliği, anterosuperior ligaman laksitesi humerusun
rik deselerasyon buna neden olabilir ve bu hareketlere bağlı elevasyonu sırasında skapulanın yetersiz rotasyonuna
öne omuz çıkığı ve labral lezyon sıktır. Elit voleybolcula- neden olur mevcuttur.18 Sonuçta rotator kılıfın bulunduğu
rın %20’sinde spinoglenoid çentikte supraskapular sinir hacmin daralmasına bağlı sıkışma semptomları ortaya
traksiyonuna bağlı infraspinatus kas atrofisi görülmekte- çıkar. Bu sorunda tedavi, altta yatan sorunun düzeltilme-
dir. Genellikle labrum patolojilerine eşlik eden GH gan- sine dayanır. Eğer sorun skapular diskinezi kökenli ise pe-
gliyon kisti bu sinir sıkışmasına neden olabilir. Ayrıca riskapular kasların rehabilitasyonu hedeflenmeli ve bu
spina skapula supraskapular sinirin kompresyon ya da trak- tedavilerin yetersiz olması durumunda ise kapsülotomi ve
siyonuna neden olabilir. Supraskapular sinirin sadece bir debridman seçeneği akılda tutulmalıdır.7
dalının etkilenmesi nöropraksiden öteye aksonal hasarı, İnternal (iç) sıkışma, ilk olarak 1992 yılında tenisçi-
serratus anterior kökenli kanat skapula nörolojik amyotro- lerde tanımlanmıştır ve eksternal sıkışmadan daha az gö-
fiyi düşündürür. GH sinoviyal kist MR ve MR artrogramda rülür.20 Internal sıkışma, atış sırasında kolun maksimum
iyi saptanır. Elektrodiagnostik testler bu durumu doğrula- ER ve abdüksiyonu sırasında, genellikle atışın “cocking fa-
maya ve lokalizasyonuna karar vermeye yardımcı olur.18 zında”, rotator kılıfın büyük tüberositaz ile posterior-supe-
rior labrum/glenoid arasında sıkışmasını ifade eden
SIKIŞMA SENDROMU fizyolojik bir fenomendir ve genelde posterior omuz ağrısı
Sıkışma sendromu rotator kılıf kaslarının omuz eklemi şeklinde ortaya çıkar mevcuttur.18 Bu durum semptomsuz
içinde sıkışmasını ifade eder ve buradaki patolojinin rota- seyredebileceği gibi, rotator kılıf kuvvetsizliği ve biseps-
tor kılıfta inflamasyon, tendinozis ve belirgin yırtık olmak labral destabilizasyona bağlı tekrarlayan mikrotravmalar
üzere 3 fazı mevcuttur.18 Sıkışma sendromunu oluşturan ve buna bağlı semptomları da ortaya çıkartabilir. Internal
faktörler de 3 ana nedene ayrılır; eksternal-primer (subak- sıkışması olan sporcularda GIRD’in daha sık olduğu bilin-
romiyal), eksternal-sekonder ve internal nedenler. mektedir. Rotator kılıf kaslarının yorulması, skapula ile hu-
merus arasında hiperangülasyona neden olarak, anterior
Eksternal-primer sıkışma, tipik olarak 40 yaş üzerinde
kapsülde gerilmeye ve internal sıkışmaya neden olur.1
ve stabil omuza sahip olan sporcularda görülür, korakoak-
romiyal ark ile humerus başı arasında rotator kılıfın sıkış- SLAP, parsiyel rotator kılıf yırtığı, anterior glenohumeral
masını ifade eder ve çıkış veya eksternal sıkışma olarak da ligaman hiperlaksitesi ve posterior kapsüler kontraktürü bu
bilinir. Çengel veya laterali açılı akromiyon, akromiyokla- durumun neden olduğu sorunlardır. Tedavide, atma meka-
viküler artrit, osteofit, korakoakromiyal ligaman kalınlaş- nizması, karın, sırt ve pelvis etrafı kaslarınının “core böl-
ması bu durumların hazırlayıcı nedenleri olabilir. Burada gesi” kuvveti, omuz çevresi kaslarının kuvvetleri ve
sıkça suçlanan akromiyon tipinin aslında zaman içinde şe- esnekliği, skapular kinezi, posterior GH kısalık değerlen-
killendiği, doğum anındaki mevcut akromiyon tipinin, dirilmeli ve sorunlu yapı geliştirilmelidir. Cerrahi gerekirse
zaman içinde üzerine düşen yüklere göre değiştiği öne sü- labrum tamiri, rotator kılıf yırtığının debridmanı, anteroin-
rülmüştür.19 Rotator kılıf kaslarının yorgunluğuna bağlı hu- ferior GH ligaman laksitesinin azaltılması düşünülebilir.7
merus başının superiora migre olması ve kötü atış tekniği
sıkışma sorununu daha da kötüleştirir. Bu kişilerde omuz iç ROTATOR KILIF YIRTIĞI (RKY)
rotasyonu kısıtlanmış olmasına karşın, genç sporcularda Rotator kılıf sorunları tendinosisden yırtığa kadar uzanan
bunu telafi eden dış rotasyon artışından dolayı eksternal- geniş bir yelpaze karşımıza ile çıkabilir. Rotator kılıf yırtığı-
primer sıkışma görülmez. Rotator kılıf kaslarını kuvvet- nın (RKY) yaş ile arttığı çok net olarak bilinmektedir, kırklı
lendirme, germe ve skapular hareketi düzeltme tedavide yaşlarda %33, ellili yaşlarda ise %55 oranında RKY saptan-
temeli teşkil eder, konservatif tedaviye dirençli kişilerde dığını belirten çalışmalar mevcuttur.20 Çoğu RKY asempto-
artroskopik subakromiyal dekompresyon önerilir.7 matiktir ve küçük yırtıklarda kuvvet muayenesinde sorun
Eksternal-sekonder sıkışma gençlerde ve sporcularda saptanmaz iken, büyük yırtıklarda kuvvette azalma saptanır.21
sık olan dinamik bir süreçtir. Subakromiyal ark burada nor- Rotator kılıf yaralanması, atmanın genellikle geç
maldir fakat humerus başının glenoide göre artmış antero- “cocking”, erken akselerasyon ve topun elden çıktıktan
superior translasyonuna bağlı rotator kılıf akromiyon sonra kol hareketinin yavaşlatıldığı deselerasyon fazında
altında sıkışır. Posterior kapsül kısalığı omuza etki eden sık görülür. Geç “cocking”, erken akselerasyon fazlarında
kaslar arasında vektörel imbalansa ve buda humerus başı- kol maksimum ER’a geldiğinde, rotator kılıf humerus başı
nın anterosuperiora migrasyonuna neden olur. Ayrıca ska- ile postero-superior glenoid arasında sıkışır ve rotator kı-

78
Sadi Kayıran ve ark. Sporcularda Sık Görülen Omuz Sorunları

lıfta artiküler yırtık meydana gelebilir. Bunların yanı sıra düksiyon pozisyonu tam addüksiyon pozisyonuna, kanlan-
deselerasyon safhasında da rotator kılıf kasları, özellikle manın daha iyi olması nedeni ile tercih edilmelidir.23 Bunla-
supra ve infraspinatus kasları, distraksiyon, horizontal ad- rın yanı sıra sadece bir kas grubu değil, agonist/antagonist
düksiyon, iç rotasyona maruz kalırlar ve eksantrik olarak kaslar çalıştırılmalı ve eksantrik kas kuvveti iyi olan posterior
yüklenirler, primer tensil kılıf sorunlarına neden olabilir.3 kas grubu geliştirilmelidir.12 Ayrıca skapula ekstansör ve dep-
Atmanın akselerasyon safhasında omuz IR kasları kon- resörü olan latissimus dorsiyi de kuvvetlendirmek, GH ek-
satntrik kasılırken, deselerasyon safhasında omuz ER kas- leme kompresif kuvvet uygular ki bu durum humerus başının
ları eksantrik kasılır. ER kasları bir taraftan kolu translasyonunu azaltmaya yardım eder. Diğer önemli kas
yavaşlatmaya çalışırken, GH eklemde dinamik stabilizas- olan biseps kasıda GH eklem stabilitesinde önemli rol alır.
yon yapar, bu kasların disfonksiyonu yada ateşlenme pa- Rotator kılıf kaslarına ilaveten bu iki kasın yorgunluğu dina-
tern bozuklukları omuz sorunlarına neden olabilir.7 Atış mik stabilitenin bozulmasına ve kapsül üzerine yorgunluğa
sırasında elden top çıkartıldıktan sonraki fazda eksantrik neden olur. Yapılan radyoloji çalışmalarda rotator kılıf yor-
yüklenme de supraspinatus ve infraspinatus kasları ciddi gunluğunun humerus başının superiora migrasyonuna neden
gerilim altında kalırken, subskapularis kısmen daha az et- olduğunu göstermiştir, bu durum doğal olarak sıkışma sen-
kilenir. Horizontal abdüksiyonun artması ya da skapular dromuna neden olur. Dolayısı ile bu kasların kuvvetinin yanı
hareketlerin azalması, supra ve infraspinatus kas bileşke- sıra enduransının da yeterli olması gerekir.4,24 Yaralanmış ten-
sinde hasara neden olabilir. Bunlara bir de artmış ER ilave don iyileşmesi kompleks bir durum olup, inflamasyon (ilk
olduğunda rotator kılıf kaslarında yırtığa neden olabilir.6 hafta), formasyon (1-8 hafta arası) ve remodelling (8-16 hafta
Mekanik aşırı kullanım, anterior glenohumeral dislo- arası) fazlarını içerir. Yaralanmış ya da tamir edilmiş ten-
donda, hareketsizliğin yapışıklığı artırdığı ve mekanik özel-
kasyon, tüberositas majörde kırıkta bunlara neden olabilir,
liklerle, fonksiyonel durumu kötü etkilediği, hareketin ise bu
tüm bu nedenler eksternal nedenler olarak kabul edilir.
döngüyü tersine çevirdiği bilinmektedir. Buna karşın NSAI
Zaman içinde yapılan çalışmalar, tüm bu eksternal nedenle-
ilaçların tendinopatide kullanılması tartışmalıdır. Bu ilaçlar
rin, RKY oluşumunu açıklamada yetersiz olduğunu ve ten-
bilindiği gibi, egzersiz sırasında prostoglandin ve kollajen
donun iç yapısındaki bozukluklarında RKY için neden
sentezini, iyileşmeye çalışan tendonda adezyon formasyo-
olabileceğini ortaya koymuş ve eksternal nedenlere zamanla
nunu bloke ederek süreci olumsuz etkileyebilirler. Bunun
internal nedenler de eklenmiştir. Tendon iyileşmesini kötü
yanı sıra yırtığın büyüklüğü ve bunun ilerlemesi ile de semp-
etkileyen hipoperfüzyon, mikrotravma, apopitoz, ekstrase-
tomlar arasında ciddi ilişki mevcuttur, dolayısı ile yırtığın yıl-
lüler matriks değişiklikleri, sigara içme, diyabet, obezite de
lık takibi bu açıdan önemlidir.21 Bu bölgede iyileşmeyi
bu anlamda sorun yaratabilen diğer etkenlerdir. Gerçektende
destekleyen en önemli yapılardan biri subakromiyal bursa-
RKY’lı kişilerin yırtık kısmında yapılan histopatolojik ça- dır. Rotator kılıftaki parsiyel yaralanma bursal yüzde oldu-
lışmalarda kollajen fibrillerinde incelme ve disorientasyon, ğunda iyileşme potansiyeli kanlanmanın iyi olmasına bağlı
miksoid ve hyalin dejenerasyon, kondroid metaplazi, kalsi- olarak yüksektir. Bursa bir yandan sürtünmeyi azaltırken, öte
fikasyon, vasküler proliferasyon ve yağlı infiltrasyon sap- yandan rotator kılıf tendonlarının kanlanmasını ve cerrahi
tanmıştır. Genel görüş ve düşünce, RKY olmadan önce onarım sonu hücre ve damarsal desteği sağlar. Ayrıca sıkış-
tendonda erken dejenerasyon olduğudur. Gerçekten de bir mayı tetikleyen çengel akromiyonun %70 oranında yırtıkla
omzunda semptomatik veya tam kat RKY olan hastaların beraber gittiğini öne sürmüştür. Buna istinaden tedavide sıkça
önemli kısmının diğer tarafında asemptomatik yırtık sap- subakromiyal dekompresyon uygulanmaktadır.7,22
tanması, buna karşın asemptomatik ya da parsiyel yırtığı
olanlarda bu oranın çok düşük olması bu düşünceyi destek- SUPERİOR LABRAL ANTERO POSTERİOR (SLAP)
lemektedir. Sonuç olarak, RKY nedeni olarak sadece ekter- LEZYONU
nal kökenli olmayıp, internal kökeni de olduğu ve aslında
Biseps kası atmanın geç “cocking” fazına kadar çok ciddi
sorunun multifaktöriyel olduğu yönündedir.21,22
yük altında değilken, topun elden çıkartılması sonrasında
RKY tedavisinde, kılıf kaslarının GH ekleme dinamik hareketi durdurmak, dirsek ekstansiyonunu ve GH dis-
kompresif kuvvet uyguladığı ve bu şekilde kol eleve olurken traksiyonu azaltmak için çok ciddi kasılır. Kolun abdüksi-
humerus başını glenoide fikse ettiği unutulmamalıdır. Burada yon ve ER sırasındaki torsiyonel kuvveti kısıtlayan en
eklem kapsülü ve ligamanlarda stabiliteye katkıda bulunur. önemli yapı biseps kas, tendon ve bunun yapıştığı superior
Ağrıya bağlı ortaya çıkan, rotator kılıf inhibisyonu göz önüne labral antero-posteriordur. Aşırı ER pozisyonunda biseps
alındığında, bu kasların kuvvetlendirilmesi olmazsa olmazdır. kasının iki önemli fonksiyonu vardır; omuzu IR pozisyo-
Bunu yaparken ağrısız aralıkta çalışmak önemlidir. Rahat ab- nuna getirmek ve GH eklemdeki distraksiyona karşın gle-

79
Sadi Kayıran ve ark. Sporcularda Sık Görülen Omuz Sorunları

noidi humerusa fikse etmektir. Biyomekanik çalışmalar, back mekanizmasından kaynaklandığını öne sürmüşlerdir,
biseps tendonun en çok kolun addüksiyonu sırasında ge- bu mekanizma atışın geç cocking fazında maksimum
rildiğini, SLAP’nin ise en çok kolun abdüksiyonu sırasında ER’dan IR’a gidiş sırasındaki deselerasyon döneminde bi-
gerildiğini göstermişlerdir.25,26 Biseps uzun başı kol ab- seps kasının eksantrik kasılması ile biseps labrum kom-
düksiyonda iken ER’ye en büyük dinamik direnç gösteren pleksinde da ortaya çıkan gerilimi ifade etmektedir. Bu
yapıdır.7 durumun SLAP lezyonuna zemin hazırladığını öngür-
müşlerdir.9,27
Biseps uzun başının yapışma yerinde ortaya çıkan
sorun 4 tipte olabilir. Tip 1, biseps uzun başının proksi- SLAP lezyonunda ağrı eklem çizgisinin posterosupe-
mal yapışma yeri (biseps ankor) sağlamdır ama incelme riorunda hissedilir ama sporcu ağrı olmadan da atış kuvvet
ve dejenerasyon mevcuttur. Tip 2, biseps ankoru yırtıktır ve hızında düşme ile de doktora başvurabilir.9 Atış sıra-
ek olarak yıpranma da vardır. Tip III, kova sapı yırtığı sında takılma, kilitlenme, instabilite görülebilirken özel-
mevcuttur ama biseps ankoru glenoiddedir. Tip IV, kova likle geç cocking fazında ağrı ve atma hızında azalma
sapı yırtığı superior parçası biseps tendonuna uzanır. Son yapabilir. SLAP lezyonunun tedavisinde, tip 1 lezyonda
zamanlarda yapılan biyomekanik ve artroskopik gözlem- debridman, tip II’de cerrahi, III’de debridman, akut tip
ler, omuzun aşırı ER’unun buna neden olduğunu ortaya IV’de ankor ile dikiş, dejenere tip IV’de ise debridman ve
koymuştur. Burkhart ve Morgan SLAP lezyonunun peel- biseps tenodez önerilir.7

KAYNAKLAR
1. Wilk KE, Macrina LC, Arrigo C. Passive range of motion characteristics in the over- tics of internal and external rotator muscles in professional baseball pitchers. Am
head baseball pitcher and their implications for rehabilitation. Clin Orthop Relat J Sports Med. 1993;21(1):61-6. doi:10.1177/036354659302100111.
Res. 2012;470(6):1586-94. doi:10.1007/s11999-012-2265-z. 16. Ellenbecker TS, Kibler WB, Davies GJ. Glenohumeral internal rotation deficiency:
2. Manske R, Wilk KE, Davies G, Ellenbecker T, Reinold M. Glenohumeral motion evaluation and treatment. In: Brotzman SB, Manske RC, eds. Clinical Orthopaedic
deficits: friend or foe? Int J Sports Phys Ther. 2013;8(5):537-53. Rehabilitation. 3rd ed. Philedelphia, PA: Elsevier; 2011. p.148-50.
3. Kibler WB, Ludewig PM, McClure PW, Michener LA, Bak K, Sciascia AD. Clinical 17. McClure P, Balaicuis J, Heiland D, Broersma ME, Thorndike CK, Wood A. A ran-
implications of scapular dyskinesis in shoulder injury: the 2013 consensus state- domized controlled comparison of stretching procedures for posterior shoulder tight-
ment from the “Scapular Summit.” Br J Sports Med. 2013;47(14):877-885. ness. J Orthop Sports Phys Ther. 2007;37(3):108-14. doi:10.2519/jospt.2007.2337.
doi:10.1136/bjsports-2013-092425. 18. Akuthota V, Chou LH, Drake DF, Nadler SF, Toledo SD. Sports and performing arts
4. Altcheck DW, Levinson M. The painful shoulder in the throwing athlete. Orthop Clin medicine. 2. Shoulder and elbow overuse injuries in sports. Arch Phys Med Rehabil.
North Am. 2000;31(2):241-5. doi:10.1016/s0030-5898(05)70144-9. 2004;85(3 Suppl 1):S52-8. doi:10.1053/j.apmr.2003.11.010.
5. Kennedy DJ, Visco CJ, Press J. Current concepts for shoulder training in the overhead 19. Yazici M, Kopuz C, Gülman B. Morphologic variants of acromion in neonatal cadav-
athlete. Curr Sports Med Rep. 2009;8(3):154-60. doi: 10.1249/JSR.0b013e3181a64607. ers. J Pediatr Orthop. 1995;15(5):644-7. doi:10.1097/01241398-199509000-00019.
6. Sewick A, Kelly JD, Rubin B. Physical examination of the overhead athlete’s shoul- 20. Milgrom C, Schaffler M, Gilbert S, van Holsbeeck M. Rotator-cuff changes in
der. Sports Med Arthrosc Rev. 2012;20(1):11-5. doi: 10.1097/JSA.0b013e3182471f1a. asymptomatic adults. The effect of age, hand dominance and gender. J Bone Joint
Surg Br. 1995;77(2):296-8.
7. Braun S, Kokmeyer D, Millett PJ. Shoulder injuries in the throwing athlete. J Bone
Joint Surg Am. 2009;91(4):966-78. doi: 10.2106/JBJS.H.01341. 21. Giai Via A, De Cupis M, Spoliti M, Oliva F. Clinical and biological aspects
of rotator cuff tears. Muscles Ligaments Tendons J. 2013;3(2):70-9.
8. Reinold MM, Gill TJ. Current concepts in the evaluation and treatment of the shoul-
doi:10.11138/mltj/2013.3.2.070.
der in overhead-throwing athletes, part 1: physical characteristics and clinical ex-
amination. Sports Health. 2010;2(1):39-50. doi: 10.1177/1941738109338548. 22. Yamaguchi K, Ditsios K, Middleton WD, Hildebolt CF, Galatz LM, Teefey SA. The
demographic and morphological features of rotator cuff disease. A comparison of
9. Wilk KE, Obma P, Simpson CD, Cain EL, Dugas JR, Andrews JR. Shoulder in-
asymptomatic and symptomatic shoulders. J Bone Joint Surg Am.
juries in the overhead athlete. J Orthop Sports Phys Ther. 2009;39(2):38-54.
2006;88(8):1699-704. doi:10.2106/JBJS.E.00835.
doi:10.2519/jospt.2009.2929.
23. Rathbun JB, Macnab I. The microvascular pattern of the rotator cuff. J Bone Joint
10. Laudner KG, Meister K, Kajiyama S, Noel B. The relationship between anterior
Surg Br. 1970;52(3):540-53.
glenohumeral laxity and proprioception in collegiate baseball players. Clin J Sport
Med. 2012;22(6):478-82. doi: 10.1097/JSM.0b013e31826903f5. 24. Wickiewicz T. Radiographic evaluation of the glenohumeral kinematics-a muscle fa-
tigue model. American Academy of Orthopedic Surgeons Sports Medicine Spe-
11. Laudner K, Sipes R. The Incidence of Shoulder Injury among Collegiate Overhead
cialty Meeting, Washington, DC, 1994.
Athletes. Journal of Intercollegiate Sport. 2009;2(2):260-8. doi:10.1123/jis.2.2.260.
25. Meister K. Injuries to the shoulder in the throwing athlete. Part one: Biomechan-
12. Kibler WB. Rehabilitation of rotator cuff tendinopathy. Clin Sports Med.
ics/pathophysiology/classification of injury. Am J Sports Med. 2000;28(2):265-75.
2003;22(4):837-47. doi: 10.1016/s0278-5919(03)00048-6.
doi:10.1177/03635465000280022301.
13. Ben Kibler W, Sciascia A. Rehabilitation of the athlete’s shoulder. Clin Sports Med.
26. Rodosky MW, Harner CD, Fu FH. The Role of the Long Head of the Biceps Mus-
2008;27(4):821-31. doi:10.1016/j.csm.2008.07.001.
cle and Superior Glenoid Labrum in Anterior Stability of the Shoulder. Am J Sports
14. Moseley JB, Jobe FW, Pink M, Perry J, Tibone J. EMG analysis of the scapular Med. 1994;22(1):121-30. doi:10.1177/036354659402200119.
muscles during a shoulder rehabilitation program. Am J Sports Med.
27. Burkhart SS, Morgan CD. The peel-back mechanism: its role in producing and ex-
1992;20(2):128-34. doi:10.1177/036354659202000206.
tending posterior type II SLAP lesions and its effect on SLAP repair rehabilitation.
15. Wilk KE, Andrews JR, Arrigo CA, Keirns MA, Erber DJ. The strength characteris- Arthroscopy. 1998;14(6):637-40. doi:10.1016/s0749-8063(98)70065-9.

80
Limitlerin ötesi,
esnekliğin ta kendisi!

Siklobenzaprin HCl

En çok klinik çalışmada


değerlendirilen
kas gevşetici molekül 1

Referans: 1.See S. Et al. Choosing a Skeletal Muscle Relaxant . Am Fam Physician. 2008;78(3):365-370
Bu ilaç ek izlemeye tabidir. Bu üçgen yeni güvenlilik bilgisinin hızlı olarak belirlenmesini sağlayacaktır. Sağlık mesleği mensuplarının şüpheli advers reaksiyonları TÜFAM’a bildirmeleri
beklenmektedir.Karşılaştığınız yan etkileri www.titck.gov.tr sitesinde yer alan "İlaç Yan Etki Bildirimi" ikonuna tıklayarak ya da 0 800 314 00 08 numaralı yan etki bildirim hattını arayarak Türkiye
Farmakovijilans Merkezi(TÜFAM)'ne bildiriniz.

Menarini Türkiye
Merkez: Maslak Mah. Sümer Sok. No: 4 Maslak Office Building (MOB) Kat: 7-8 34485 Maslak, Sarıyer / İstanbul
Üretim Tesisi: Davutpaşa Cad. No: 12 34010 Topkapı, Zeytinburnu / İstanbul
T +90 212 467 11 11 • F +90 212 467 12 12 • www.menarini.com.tr
Limitlerin ötesi,
esnekliğin ta kendisi!

Siklobenzaprin HCl

En çok klinik çalışmada


değerlendirilen
kas gevşetici molekül 1

Referans: 1.See S. Et al. Choosing a Skeletal Muscle Relaxant . Am Fam Physician. 2008;78(3):365-370
Bu ilaç ek izlemeye tabidir. Bu üçgen yeni güvenlilik bilgisinin hızlı olarak belirlenmesini sağlayacaktır. Sağlık mesleği mensuplarının şüpheli advers reaksiyonları TÜFAM’a bildirmeleri
beklenmektedir.Karşılaştığınız yan etkileri www.titck.gov.tr sitesinde yer alan "İlaç Yan Etki Bildirimi" ikonuna tıklayarak ya da 0 800 314 00 08 numaralı yan etki bildirim hattını arayarak Türkiye
Farmakovijilans Merkezi(TÜFAM)'ne bildiriniz.

Menarini Türkiye
Merkez: Maslak Mah. Sümer Sok. No: 4 Maslak Office Building (MOB) Kat: 7-8 34485 Maslak, Sarıyer / İstanbul
Üretim Tesisi: Davutpaşa Cad. No: 12 34010 Topkapı, Zeytinburnu / İstanbul
T +90 212 467 11 11 • F +90 212 467 12 12 • www.menarini.com.tr

You might also like