ftrozel15-1-1

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 7

Kalça Biyomekaniği

Hip Biomechanics

Erkan MESCİa ÖZET Kalça eklemi vücudun en fazla ağırlık taşıyan ve hareketli bölgelerinden birisidir. Bu bölgenin
kas iskelet kaynaklı problemlerinin anlaşılabilmesi için biyomekanik özelliklerinin iyi bilinmesi gerek-
mektedir. Etkili rehabilitasyon yöntemleri ve uygun cihazlarının geliştirilebilmesi yine biyomekanik ku-
a
İstanbul Medeniyet Üniversitesi ralların uygulanması ile mümkün olabilir. Bu bölümde kalça eklemi ve ilişkili çevre yapıların
Tıp Fakültesi, biyomekanik özelliklerinden bahsedilecektir.
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ABD,
İstanbul, TÜRKİYE Anahtar Kelimeler: Biyomekanik; kalça eklemi; kaslar
Yazışma Adresi/Correspondence:
Erkan MESCİ ABSTRACT The hip joint is one of the most weight-bearing and mobile parts of the body. In order to
İstanbul Medeniyet Üniversitesi understand the musculoskeletal problems of this region, its biomechanical properties should be well
Tıp Fakültesi, known. Effective rehabilitation methods and the development of appropriate devices can be possible
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon ABD, with the application of biomechanical rules. In this section, the biomechanical properties of the hip joint
İstanbul, TÜRKİYE and related surrounding structures will be discussed.
erkanmesci@hotmail.com
Keywords: Biomechanics; hip joint; muscles

B
iyomekanik genel olarak, çeşitli biyolojik problemlere klasik mekanik kuralla-
rın uygulanması olarak tanımlanmaktadır.1 Eklem biyomekaniği, eklemler üze-
rine etki eden kuvvetlerin birbirleri ile etkileşimi ve bunun sonucunda oluşan
hareketin bu kuvvetlerle ilişkilerini inceler. Herhangi bir ekleme etkiyen güçler vücut kı-
sımlarının ağırlığı, ekstremitelerde taşınan ağırlıkların etkisi ve kasların kasılması ile
oluşturulan güçler olarak özetlenebilir. Eklem ve çevresi yapıların organizasyonu, bu
güçlerin etkisi ile oluşabilecek biyolojik deformasyonu minimale indirecek ve buna di-
renç gösterebilecek şekilde yapılmıştır. Eklemlerin karşılaşmak zorunda olduğu yük
miktarı ve hareketlilik düzeyleri farklılık gösterdiği için, eklemlerin biyomekanik özel-
likleri de farklılık gösterir. Eklemlerin karşılaştığı güçlerin oluşturduğu yüklenmenin
fizyolojik sınırlarda kalması eklem çevresi dokularda remodeling süreçlerinin katkısı ile
eklem ve çevresi dokuların sağlığının korunmasını sağlar. Oluşan güçlerin uzun süreli
fizyoloji sınırlar dışında kalması ise osteoartrit gibi eklem hastalıkları, kırıklar, eklem
çevresi yumuşak doku problemleri ile sonuçlanabilir.
Kalça eklemi fonksiyonel özellikleri nedeni ile en fazla etkilenime uğrayan ek-
lemlerden biridir. Kalça ekleminin biyomekanik organizasyonu hem büyük ağırlıklar
taşıyan bir eklem olması nedeni ile gereken güçlü stabilizasyon kapasitesine, hem de
yürüme, çömelme gibi geniş eklem hareket açıklığı gerektiren aktivitelere olanak sağ-
laması için yüksek mobiliteye imkan vermektedir.
Kalça ekleminin biyomekanik özelliklerinin bilinmesi öncelikle kalça eklemi ve
çevresi hastalıklarının patogenetik mekanizmalarının anlaşılabilmesi açısından önemli-
dir. Bunun dışında, kalça eklemi hastalıklarının rehabilitasyonunda kullanılabilecek et-
KAYNAK GÖSTERMEK İÇİN:
Mesci E. Kalça biyomekaniği. Geler Külcü D, kili yöntemlerin, artroplasti ekipmanları ve diğer eklem destekleyici cihazların
editör. Ekstraartiküler Kalça Ağrıları. 1. Baskı.
Ankara: Türkiye Klinikleri; 2022. p.1-7.
geliştirilebilmesi bu biyomekanik kurallar çerçevesinde mümkündür.

1
Erkan Mesci Kalça Biyomekaniği

Eklem ve çevresi yapıların her birinin kendine ait ya- fleksiyonda daha yüksek olan basınç fleksiyon açısı art-
pısal mekanik özellikleri bulunmaktadır. Kemik dokunun tıkça azalır. Yirmi-yüz kırk derecelerde sıfıra yakın dü-
sert ve stabil, kapsül, kıkırdak ve bağların ise daha esnek ve zeylerde seyreden basınç fleksiyon açısı daha da artarsa
harekete izin verir özellikleri buna örnek olarak gösterile- tekrar artış gösterir.7
bilir. Eklemin karşılıklı yüzeylerinin şekilleri, eklemin tipi, Kaslar: Eklem çevresi kasların dinamik eklem stabi-
eklem kıkırdağı ve kapsülün özellikleri birlikte eklemin bi- litesi açısından büyük önemi bulunmaktadır. Bu açıdan
yomekanik karakterini belirler. kasların iki farklı grupta değerlendirilmesi gerektiği ifade
Kalça eklemi top-yuva yapıda bir eklem özelliğinde- edilmektedir. Lokal kaslar daha derin yerleşimli, sinir sis-
dir. Derin asetabulum ve onunla uyumlu bir yüzeyi olan temi aracılığı ile sürekli eklem gerilimi hakkında geri bil-
femur başı, kalın ve sıkı yapıdaki kapsül ve güçlü bağlar dirim almakta olan kaslardır (Örn. Gluteus minimus). Bu
kalça ekleminin sağlam statik yapısından sorumludur. Ek- kasların eklem stabilitesinde daha önemli olduğu düşünül-
lemi çevreleyen güçlü kaslar ise dinamik stabiliteyi sağlar.2,3 mektedir. Global kaslar ise daha yüzeyel yerleşimlidir.
Kemik yapıdaki asetabulum, fibrokartilaginöz yapıda Büyük yüzey kesit alanın sahip olan bu kaslar eklem hare-
ketlerini oluşturan büyük güçler üretebilirler (Örn. Gluteus
olan labrum ile çevrelenmektedir. Labrumun varlığı aseta-
maksimus). Eksternal rotasyon yaptıran derin kaslar olan
bulumun derinliğini artırarak eklem stabilitesine katkıda
gemellus superior, gemellus inferior, obturator internus,
bulunur. Labrumun eklemin friksiyona karşı korunmasında
obturator eksternus ve kuadratus femoris dinamik stabili-
da önemli olduğu gösterilmiştir. Sağlıklı labrum eklem sı-
tede önemli rol oynarlar. Psoas ve iliakus olmak üzere iki
vısının dışarı kaçmasına engel olmaktadır. Labrumun ha-
kısımdan oluşan iliopsoas kası kalça fleksiyonu açısından
sarlandığı durumlarda sıvı kaybı nedeniyle eklemde
önemlidir. İliakus yürüme siklusunun geç basma fazında
friksiyon artmakta ve eklem hasarı kolaylaşmaktadır.4
kalça stabilizasyonunda önemli rol oynar.2
Eklem Kıkırdağı: Femur başı normal durumda aseta-
En güçlü kalça fleksörü olan iliopsoas gövde stabi-
bulum ile atnalı şeklinde bir bölgede temas halindedir. Bu
lize ise kalçaya fleksiyon, kalça fikse ise lomber omurgaya
alan eklem kıkırdağının en kalın olduğu bölgedir. Yürüme
hiperekstansiyon, gövdeye fleksiyon yaptırır. Rektus fe-
sırasında ekleme binen yük vücut ağırlığının %13’ü ile
moris bir diğer kalça fleksörü olup, etkisi dizin pozisyo-
%300’ü arasında değişmektedir. Yüksek basınç altında, özel-
nuna bağlıdır. Rektus femoris fonksiyonlarının kaybı
likle basma fazında eklem kıkırdağının bu bölümü deforme durumunda kalça fleksiyon gücünde %17 civarında azalma
olmakta ve temas alanı genişleyerek maksimum basıncı azalt- meydana gelmektedir.8 Kalça fleksiyonuna destek veren
maktadır. Bu mekanizma subkondral kemiğin uzun süre fiz- pek çok kas olmakla birlikte, bunların çoğunun primer
yolojik olarak tolere edilemeyecek basınçlar altında görevi kalça fleksiyonu değildir. Adduktor brevis, grasilis
kalmasını engeller.5 Özellikle asetabular fossa bölümünde ve gluteus minimus’un ön lifleri bu kaslar arasında sayıla-
femur başı ile asetabulumun temas etmemesi çok önemlidir. bilir.
Bu bölge sinoviyal membran, ligamentum teres, yağ doku ve
Kalça ekstansiyonunda, vücudun en büyük kasların-
kan damarlarının yerleşimi için alan sağlamaktadır.
dan biri olan gluteus maksimus, hamstringler ile birlikte
Kapsül ve Bağlar: Kalça eklemini sıkıca saran fibröz çok yüksek güç üretmektedir. Bu güç hamstringlerin etkisi
kapsül eklem stabilitesine önemli miktarda katkı sağlamak- nedeni ile diz ekstansiyonda iken en fazladır. Hamstring-
tadır. Üç ekstrakapsüler bağ pelvis ve eklem kapsülü arasın- lerin kalça ekstansiyonuna etkisi uyluk fleksiyonu ile de
daki bağlantıyı sağlamaktadır. Bu bağlar kalça ekstansiyonda artmaktadır. Ancak uyluk fleksiyonda iken kalçanın zorlu
iken gergin, fleksiyon-abduksiyon ve dış rotasyonun kombi- bir şekilde ekstansiyona getirilmesi uzunluğu artmış olan
nasyonu pozisyonda en gevşek hallerinde bulunurlar. İliofe- hamstringlerde yaralanma ile sonuçlanabilir.9
moral bağ (Bigelow ligamenti) bu bağların en güçlü olanıdır. Kalça fleksör ve ekstansörlerinin aynı zamanda pelvis
İliofemoral ligamentin temel görevi kalça ekstansiyonunu sı- hareketlerini kontrol edici etkileri mevcuttur. Bu iki grup
nırlamaktır. Pubofemoral ligament eklemin hiperabduksiyo- kasın güç ve fleksibilite açısından dengeli olmaları pelvik
nunu engellemektedir. İskiofemoral ligamentin primer stabilite açısından önemlidir. Kalça bölgesi kaslarının ye-
fonksiyonu ise eklemi ekstansiyonda iken stabilize etmektir.6 terli güçte olması diz patolojilerinin önlenmesi açısıdan da
İntrakapsüler Basınç: Sağlıklı bir kalçada atmosfe- önemli bulunmaktadır. Örneğin merdiven inme sırasında
rik basınca göre daha negatif olan basınç eklem stabilite- gluteal kasların zayıflığı, kalçanın aşırı adduksiyon ve iç
sine katkı yapan faktörlerden birisidir. Eklem hareketleri rotasyonuna izin vererek, dizin valgusa gitmesine ve ekle-
ile eklem içi basıncı değişim göstermektedir. Sıfır derece min aşırı yüklenmesine neden olmaktadır.10

2
Erkan Mesci Kalça Biyomekaniği

Kalça ekleminin temel adduktöru olan gluteus medius


tek destek fazında salınma durumunda olan ekstremite ta-
rafında pelvisi frontal planda yükselterek pelvik dengeyi
sağlamaktadır. Femur boynu inklinasyon açısının 125°al-
tında olduğu durumlarda, kasın yapışma yerinin uzaklığı
arttığı için kuvvet kolu uzamakta ve kasın kasılması ek-
lemde daha yüksek güç oluşturmaktadır.
Kalça adduktorleri sağlıklı kalça ve pelvis hareketleri
için adduktörlerle uyumlu şekilde çalışırlar. Örneğin fut-
bolcuların birbirlerine pas vermeleri sırasında adduktörler
esas gücü üretirler. Topa vuran taraftaki adduktörler ise ek-
santrik olarak kasılarak topa vurma güç ve hızının denge-
lenmesini sağlarlar. Adduktör kasların zayıf olması
durumunda dizde valgus yönündeki stres artarak ön çap-
raz bağ yaralanma ihtimalini artırabilmektedir.11 Adduk-
torlerde %70’lik bir fonksiyon kaybı kalça hareketlerinde
hafif-orta şiddette yetersizlikle sonuçlanır. Bir taraftaki
kalça adduktorleri, pelvis üzerine karşı taraf adduktörleri
ile aynı yönde etki yapmaktadır. Örneğin sol taraf adduk-
törler ile sağ taraf adduktorler kasıldığında sola lateral pel-
vik tilt oluşur.9 Kalça adduktorlerinin güç çizgisi kalça
ŞEKİL 1: Kalça ekstansiyonda iken adduktorler kalçaya fleksiyon yaptırırlar.
fleksiyon pozisyonunda iken eklem hareket aksının arka-
sında yer aldığı için adduktorler ekstansör gibi çalışırlar.
Kalça ekstansiyonda ise güç çizgisi hareket aksının önünde
Kalça ekleminin yaklaşık 30-45°lik abduksiyon, 15-
kalır ve adduktorler bu pozisyonda kalçaya fleksiyon yap-
30°lik adduksiyon hareket açıklığı mevcuttur. Pek çok ak-
tırırlar (Şekil 1). Kasların fonksiyonel aktivitesinde bu tip tivite için 20°lik abduksiyon ve adduksiyon yeterli
değişikliklere başka vücut segmentlerinde de rastlanmakla olmaktadır. Kalça ekstansiyon hareketi iliofemoral bağ,
birlikte kalçada günlük fonksiyonel aktiviteler esnasında kalça fleksörleri ve kapsülün ön kısmı tarafından kısıtlan-
bu durum sıklıkla kullanılmaktadır (Şekil 1).12 maktadır. Kalça ekstansiyon hareketinin tamamlanmasına
Eklem Hareketleri: Kalça eklemi hareketleri rotas- pelvisin anterior tilt yapmasının da katkısı olmaktadır. Kal-
yonel kayma hareketleri şeklindedir. Fleksiyon, ekstansi- çanın 30-50°’lik iç ve dış rotasyon hareketi söz konusudur.
yon, abduksiyon, adduksiyon, iç ve dış rotasyon Uyluğun fleksiyonu her iki yöndeki rotasyon hareket açık-
hareketleri esnasında çevre yumuşak dokular asetabular lığını artırıcı etki yapmaktadır. Kalça fleksiyonunun son
sokete doğru hareket ederek eklem boşluğunda sıkışma ve kısmında oluşan posterior pelvik tilt eklem hareket açıklı-
buna bağlı eklem basıncında artma ve azalmalara neden ğını tamamlamaya yardımcı olmaktadır.9
olur. Eklem yüzeylerinin karşılıklı teması friksiyon ile so- Kalça hareketleri sırasında maksimum tork değerlerine
nuçlanır. Kayma hareketi hızına bağlı olan dinamik frik- bakıldığında en yüksek güçlerin sagittal düzlemdeki hare-
siyon genellikle statik friksiyondan daha küçüktür. Eklem ketler sırasında oluşturulduğu görülmektedir. Ekstansiyon az
yüzeylerini birbiri üzerinde hareket ettirebilmek için bir farkla fleksiyonun önüne geçerek, tüm hareketler içinde
büyük bir güç gerekir. Hareket bir kez başlayınca düşük en yüksek gücün oluşturulduğu kalça eklemi hareketi ol-
enerji ile hareketin devamı sağlanabilmektedir.2 Kalça ha- maktadır. Yer çekimine karşı gövdeyi yukarı ve ileri hareket
reketleri üç aks üzerinde gerçekleşir. Günlük hayatta pek- ettirebilmeleri nedeni ile bu kasların güçlü olması beklenen
çok aktivite bu üç aksın kombine kullanımı ile oluşturulan bir durumdur. Bir diğer güçlü kas grubu olan kalça fleksör-
hareketlerle gerçekleşmektedir. Günlük fonksiyonel ge- lerinin ise koşma sırasında bacağın hızla ileri hareket ettiril-
reksinimlerin yerine getirilebilmesi için kalça ekleminin mesi ve alt ekstremite fikse olduğunda gövde ve pelvisin
pelvis gibi komşu segmentlerle koordine şekilde hareket stabilizasyonu gibi önemli görevleri söz konusudur. Güç üre-
etmesi gerekir. Diz eklemi gibi komşu segmentlerde ola- timi açısından ekstansör ve fleksör kasları adduktor ve ad-
bilecek anormal hareket paternleri kalça eklemini de etki- duktörler takip etmektedir. İç ve dış rotatorların maksimum
lemektedir. tork değerleri ise daha düşük seviyelerde yer almaktadır.13

3
Erkan Mesci Kalça Biyomekaniği

Femur Boynu ile Femur Şaftının Açısal İlişkileri


Frontal planda femur boynu ile femur şaftı arasında
oluşan açı inklinasyon açısı olarak tanımlanmaktadır. Eriş-
kin dönemde ortalama 125° olan bu açının 90-135° ara-
sında olması beklenir. Bu açının 125°’den küçük olması
koksa vara, 125°den büyük olması koksa valga olarak ifade
edilmektedir. Femur boynu ile femur şaftı arasındaki bu
açılanma femur şaftının pelvisten laterale doğru uzaklaş-
masını sağlamakta ve eklem hareket alanını artırıcı etki
yapmaktadır. Bu açıdaki anlamlı değişiklikler, adduktör
kasın oluşturduğu gücün kalça üzerine etkisini değiştir-
mektedir (Şekil 2). Varus durumunda açı azaldığında kuv-
vet kolu uzadığı için kasın aynı miktar kasılması daha
büyük etki oluşturmaktadır. Valgus durumunda ise bunun
ŞEKİL 2: İnklinasyon açısındaki değişikliklerin adduktör kasın kuvvet kolu üzerine
tersi bir durum söz konusudur.9
etkisi.
Femur boynunun koronal planda hafif anterior rotas-
yonu femoral anteversiyon olarak tanımlanmaktadır. Fe-
moral anteversiyon açısı 15-20° arasında değişebilmek-
tedir.14 Optimal anteversiyon açısının 15 derece olduğu
kabul edilmektedir.13 Femoral anteversiyon açısının art-
ması durumunda femur başının asetabulum ile temas alanı
azalır. Femur başının asetabulum içinde tutulabilmesi için
kompansatuar olarak alt ekstremite internal rotasyonda
durur. Bunun dışında aynı taraf subtalar eklemde artmış
pronasyon, artmış Q açısı gibi sonuçları olmaktadır.9
Yürüme ve özellikle ağırlık taşıyıcı aktiviteler sıra-
sında femur üst kısmı; intertrokanterik ve subtrokanterik
bölgede belirgin olmak üzere yoğun kompresyon ve trak-
siyon güçlerine maruz kalır. Bu bölgedeki trabeküler kemik
paterni deforme edici özellikteki bu güçlere dayanımı sağ-
lar.6 ŞEKİL 3: Vücut ağırlığının adduktör kas aktivitesi ile dengelenmesi. A: Vücut ağır-
lığı, B: Adduktör kas; a: kuvvet kolu, b: yük kolu.
Vücut Ağırlığının Pelvis Üzerinden Kalça ve Alt
Ekstremiteye Aktarılması
Gövde ağırlığının, vücut ağırlığının 4/6’sına, alt eks- uzaklığı şeklinde hesap edilen kuvvet kolu ile iletilen güç-
tremitelerin ise 1/6’sına eşit olduğu kabul edilmektedir. tür.
Her iki bacağın da yere bastığı ve iki normal kalça ekle- Yürüme esnasında bir bacak yerden kaldırıldığı
minin sözkonusu olduğu durumda her iki kalça ekleminin zaman vücut ağırlık merkezi o bacağa doğru yer değişti-
eşit yük taşıdığı kabul edilir. Her eklem tarafından taşınan rir.1,15 Bu durum yük kolunun uzamasına ve vücut ağırlığı
yük vücut ağırlığının yaklaşık 1/3’üne, gövde ağırlığının nedeni ile destek noktasına iletilen kuvvetin artmasına
yarısına eşittir. neden olur.
Kalça eklemi, üzerine binen gövde ağırlığını bir kal- Normalde vücut ağırlık merkezinden femur başındaki
dıraç gibi çalışarak dengeler (Şekil 3). Burada kaldıracın destek noktasına uzaklık olan yük kolu, adduktör kuvvet
destek noktasını femur başı oluşturur. Vücut ağırlığının kolunun üç katı uzunluktadır. Bu nedenle denge sağlaya-
femur başına uyguladığı kuvvet, vücut ağırlık merkezinin bilmesi için adduktor kasların vücut ağırlık merkezindeki
femur başına uzaklığı şeklinde hesaplanan yük kolu uzun- kuvvetin üç katı güç üretmesi gerekir. Bu durumda femur
luğu oranında artmaktadır. Bunu dengeleyen güç ise ad- başına her iki yönde uygulanan kuvvetlerin toplamı sonucu
duktör kasların kasılması ile oluşturulan ve adduktör oluşan eklem reaksiyon kuvveti vücut ağırlığının dört ka-
kasların yapışma yeri ile femur başındaki destek noktasının tını bulmaktadır.15

4
Erkan Mesci Kalça Biyomekaniği

Ayrıca bir bacak yere temas etmediği için onun ağır-


lığı da vücut ağırlığı ile birlikte karşı kalçaya yüklenir. Bu
iki nedenle yere temas eden taraftaki kalça eklemine binen
yük arttığı için, o taraftaki adduktör kasların daha fazla ka-
sılarak, oluşan artışı dengeleyecek miktarda fazla güç üret-
mesi gerekir. Bu şekilde kalça üzerinde iki güç
dengelenerek pelvis stabilize edilmiş olur. Bunun sağlana-
madığı durumlarda pelvis karşı tarafa doğru eğilir ve tren-
delenburg yürüyüşü ortaya çıkar.
Adduktör kaldıraç kolu boyunun çeşitli nedenlerle kı-
salması pelvis dengesinin sağlanabilmesi için adduktor
kasların üretmesi gereken güç miktarını artırmaktadır. Bu
durum femur başına binen yükün artması anlamına gelir.
Adduktor kuvvet kolunun uzaması ise adduktor kasların
üretmesi gereken gücün ve femur başına binen yükün azal-
ŞEKİL 4: Merkez kenar açısı.
ması anlamına gelmektedir.13
Obezite, üst ekstremiteler ile yapılan yük taşıyıcı faa-
liyetler kalça ekleminde oluşan reaksiyon kuvvetini belir-
gin şekilde artırmaktadır. Kalça patolojisi olan kişilerde Gövde ekstansiyonu ve kalça fleksiyonu sırasında sakrum
eklem üzerinde oluşan stresi azaltabilmek önemli bir te- fleksiyon yapmaktadır. Gövdenin fleksiyonu veya kalça-
davi stratejisidir. Üst ekstremiteler ile yük taşırken aynı nın ekstansiyonu sırasında ise sakrum ekstansiyon hareketi
taraf kol ile taşınan yükün ekleme etkisi karşı kol ile taşı- yapar.9
maya göre, yük kolunun daha kısa oluşu nedeni ile daha az Gövde-pelvis-alt ekstremite hareketlerinin postural
olmaktadır. Bu nedenle kalça ağrılı kişilerde yükün hasta problemlere ve komşu segmentlerde aşırı yüklenmeye
kalça tarafındaki kolile taşınması önerilmelidir.12 neden olmaması için belli bir yönde hareket oluşurken,
Femoroasetabular Dizilim: Femur başı ile asetabu- komşu segmentin stabilize edilmesi gerekir. Örneğin kalça
lumun hangi lokalizasyonda ve ne genişlikte bir alanda fleksiyonu sırasında rektus abdominis gibi karın kasları
temas ettiği femoroasetabular dizilimin bir sonucudur. Ase- pelvisi stabilize etmektedir. Bunun olmaması durumu kalça
tabulumun konjenital veya gelişimsel nedenlerle şekil bo- fleksiyonu sırasında pelvisin aşırı anterior tilti ve buna
zukluğunun olduğu asetebulum displazisi durumlarında bağlı lomber lordozda artma ile sonuçlanacaktır.13
femur başı asetabulum tarafından yeterince kapatılamaz. Pelvifemoral Ritim: Pelvis ve kalça sınırlayıcı bir
Bu durum tekrarlayan dislokasyonlar, yüzeylerde artmış anormallik yoksa genellikle birlikte hareket etmektedir. Bu
stres, osteoartrit, ağrı ve dejenerasyon ile sonuçlanabil- koordine hareket mekanizması pelvifemoral ritm olarak ad-
mektedir. Merkez kenar açısı asetabulumun femur başını landırılmaktadır. Kalçanın fleksiyon hareketi sırasında pel-
ne oranda örtebildiğinin önemli göstergelerinden birisidir. visin posterior tilt, ekstansiyonda ise anterior tilt yaptığı
Femur başı merkez noktasından dik çizilen çizgi ile aynı bilinmektedir. Açık kinetik zincir egzersizleri sırasında
noktadan asetabulum lateral kenarına dik çizilen çizgi ara- kalça fleksiyonuna pelvik rotasyonun, dizin pozisyonuna
sındaki açıdır (Şekil 4). Genel popülasyonda 25°-35°ara- bağlı olarak %26-39 oranlarında katkı yaptığı gösterilmiş-
sında olduğu bildirilmektedir.16 Açının düşük olması tir.17 Koşma sırasında salınma fazındaki tarafta anterior tilt
asetabulum femur başını yeterince örtemediğini gösterir. ortalama 22° derece olarak gerçekleşmekte ve kalçada eks-
Bu temas yüzeyinin düşük olması anlamına gelir ve eklem tansiyonu sınırlayan bir durum varlığında bu miktar daha
yüklenmesi sırasında yüksek eklem içi basınç oluşumuna da artmaktadır.18 Yürüme ve koşma gibi aktiviteler sıra-
neden olur. Yüksek açılar ise asetabulumun femur başını sında tek ekstremitenin yere temas ettiği durumlarda fron-
aşırı örtmesi anlamına gelmektedir ve femoroasetabular tal planda pelvik dengenin devam ettirilebilmesi için
impingement ile sonuçlanabilir.13 adduktör mekanizmanın devreye girmesi de pelvifemoral
Lumbopelvik Ritim: Gövde, pelvis ve kalça eklem- ritmin bir parçasıdır.
leri çoğu aktivite esnasında birlikte hareket ederler. Göv- Kalça eklemi temas noktası olmak üzere rotasyonel
denin stabilitesinin bozulmadan yürüme, koşma, eğilme hareketlere birbirlerine göre farklı yönlere pozisyonlanabi-
gibi aktivitelerin yapılabilmesi için bu çok önemlidir. len pelvis ve femur üzerinde etkili kasların bazıları kuvvet

5
Erkan Mesci Kalça Biyomekaniği

çiftleri oluşturmaktadır. Kalça fleksörleri ile erektör spina fleksörler ile iliofemoral bağ başta olmak üzere kısalan
kaslarının pelvis üzerindeki etkileri anterior tilt yönünde- kapsüler bağlara germe egzersizleri uygulanması gerekir.
dir. Bu açıdan bu iki grup kas kuvvet çifti oluşturmaktadır. Öne Eğilme: Öne eğilme hareketi sırasında kalça
Benzer bir durum abdominal kaslar ile kalça ekstansörleri ekstansörleri pelvik rotasyon üzerinden eğilme hareketinin
olan gluteus maksimus-hamstring kasları arasında mevcut- kontrolüne katkı sağlarlar. Eğilme miktarı arttıkça vücut
tur. Bu kuvvet çifti birlikte pelvise posterior tilt yaptırır.13 ağırlık merkezi öne doğru uzaklaşır. Yük kolunun uzaması
Postür Kontrolü: Doğru postürün devam ettirilme- anlamına gelen bu durum ekstansör kasların yükünü artır-
sinde pelvis, kalça eklemi ve gövdenin birlikte aktivitesi maktadır. Eğilme açısı arttıkça femur hareket noktası
kalça stratejisi olarak tanımlanmaktadır. Gravite hattından hamstring kaslarının yapışma noktasından giderek uzakla-
olan büyük salınımların kontrolünde ayak bileği stratejisi şır. Bu durum hamstring güç kolunu artırmaktadır. Öne
yetersiz kalabilmektedir. Bu nedenle özellikle büyük ve eğilme miktarı arttıkça dengeleyici güç olarak hamstring-
hızlı salınımların kontrolünde kalça stratejisi önem kazan- lerin rolü artmakta, gluteus maksimusun etkisi ise azal-
maktadır.12 maktadır.13
Ağırlık Kaldırma: Ağırlık kaldırma ve taşıma gün- Yürüme Siklusu: Normal bir hızda yürüyüşte topuk
lük yaşamda en sık yapılan fiziksel aktivitelerden olup, teması sırasında yaklaşık 30°lik bir kalça fleksiyonu söz
kalça ekleminin önemli katkı yaptığı hareketlerdir. Öne konusudur. Yere temas eden kalçada diz ekstansiyon açısı
eğilerek ağırlık kaldırma kalça ve diz eklemlerinin daha az giderek artar ve parmak kalkışı öncesi yaklaşık 10°lik mak-
fleksiyonda durduğu, gövde ekstansörlerinin daha ön simum seviyeye ulaşır. Salınım fazındaki bacakta giderek
planda olduğu kaldırma şeklidir. Çömelerek kaldırmada ise artan kalça fleksiyonu topuk teması öncesi 30° üzerindeki
asıl yük diz ve kalça ekstansörleri üzerinde olmaktadır. maksimum düzeyine ulaşır. Bu nedenle normal yürüme
Gövde ve kaldırılan ağırlığın yükünü yer çekimine karşı için kalça eklemlerinde 10°lik ekstansiyon, 30°lik fleksi-
olarak yukarı taşıyabilmek için her iki kas grubu çok ciddi yon açıları yeterli görünmektedir. Yürüme hızının artması
tork üretmektedir. Bu nedenle lomber bölge için sakıncalı bu açıların da bir miktar artmasını gerekli kılmaktadır.
bir kaldırma şekli olmakla birlikte, enerji tüketimi açısın- Kalça ekstansiyonunun son kısmında pelvis anterior tilt ya-
dan eğilerek ağırlık kaldırma daha avantajlı bir tekniktir.19 parak, lomber vertebra ekstansiyona gelerek harekete des-
Ayakta Durma: Ayakta durma sırasında kalçanın tek vermektedir.
tam ekstansiyonda olması çok önemlidir. Bu pozisyonda Yürüme esnasında kalça hareketleri ve pelvisin ro-
ağırlık merkezi kalça eklemi hareket ekseninin arkasında tasyonel hareketleri vücut ağırlık merkezinin aşırı salınım
olduğu için kalçayı ekstansiyona zorlar. Bu yöndeki etki yapmasını engeller. Bu yürüme sırasında harcanan enerji
iliofemoral bağ başta olmak üzere kalça eklemi bağları ta- düzeyini etkileyen bir faktördür. Kalça ekleminin immo-
rafından karşılanır ve belirgin bir kas kasılmasına ihtiyaç bilize olması veya artrodezi durumlarında yürüme için har-
olmadan ayakta dik durma pozisyonu devam ettirilir. Çe- canan enerjinin yaklaşık %30 arttığı gösterilmiştir.20
şitli nedenlerle kalçanın tam ekstansiyona gelmemesi du-
Yürüme siklusunda bir ayak salınım fazında iken yük
rumunda ise, eklem hareket ekseninin önünde yer alan
taşıyan tarafta gluteus mediusun pelvisi stabilize etmesi
ağırlık merkezi eklemi fleksiyona zorlar. Bu gücün karşı-
frontal planda pelvik rotasyonların engellenmesi için çok
lanması için kalça ekstansörlerinin fazladan kasılarak güç
önemlidir. Bu esnada karşı taraftaki erektör spina kasları
üretmesi gerekir. Bu durum enerji tüketimi ve eklem çev-
gluteus medius ile bir kuvvet çifti oluşturmakta ve birlikte
resi yapıların üzerine fazladan stres yüklenmesi gibi ne-
lateral pelvik tilti minimize etmektedirler.12
denlerden dolayı dezavantajlıdır. Bu durumda oluşan bir
diğer problem ise fleksiyon pozisyonunda eklemde oluşan Koşma ve çeşitli sportif aktiviteler sırasında pelvis ve
yükün, eklem kıkırdağının normalde yükü taşıdığı kalın gövdenin hızlı rotasyonunun sağlanması için kalça rotator
kısım tarafından taşınmamasıdır. Kıkırdağın daha zayıf bö- kasları önemli rol oynarlar. Alt extremite fikse olduğunda
lümlerine binen yük ise gerek eklem kıkırdağı, gerekse kalça dış rotatorlarının kasılması pelvisin karşı yönde ro-
subkondral kemik açısından dejeneratif süreçleri tetikle- tasyonunu sağlar. Bu esnada aynı taraftaki iç rotator kaslar
yen bir durumdur.13 Kalçanın fleksiyon pozisyonunun dü- da gereklilik halinde eksantrik olarak kasılarak hareketin
zeltilmesi için kalça ekstansörlerinin güçlendirilmesi ve kontrolüne imkan verirler.13

6
Erkan Mesci Kalça Biyomekaniği

KAYNAKLAR
1. Özkaya N, Leger D, Goldsheyder D, Nordin M. Introduction. Funda- tivation during soccer kick. J Bone Joint Surg Am. 2010;92(11):2050-8.
mentals of Biomecha-nics. 4th ed. Springer; 2017. p.3-19. doi: 10.2106/JBJS.I.01547.
2. Hu H, Zhan S, Cai Z. Biomechanics of hip joints. In: Zhang C, ed. Hip 12. Bertoti DB, Garcia CR. Pelvis and hip. In: Houglum PA, Bertoti DB, eds.
Surgery. Springer; 2018. p.2-23. Clinical Kinesiology. 6th ed. Philadelphia, PA; Davis Company; 2012.
3. Turgut A. Kalça eklemi anatomisi ve biyomekaniği. TOTBİD Dergisi. p.370-422.
2015;14:27-33. 13. Neumann DA. Hip. Kinesiology of the Musculoskeletal System. 3rd ed. St
4. Song Y, Ito H, Kourtis L, Safran MR, Carter DR, Giori NJ. Articular carti- Louis: Elsevier; 2017. p.479-537.
lage friction increases in hip joints after the removal of acetabular labrum. 14. Byrne DP, Mulhall KJ, Baker JF. Anatomy & Biomechanics of the hip.
J Biomech. 2012;45(3): 524-30. doi: 10.1016/j.jbiomech.2011.11.044. Open Sports Med J. 2010;4(1):51-7.
5. Field RE, Rajakulendran K. The labro-acetabular complex. J Bone Joint 15. Sonel B. Kalça biyomekaniği. T Klin FTR. 2001;1:209-18.
Surg Am. 2011;93 Suppl 2:22-7. doi: 10.2106/JBJS.J.01710. 16. Tannast M, Hanke MS, Zheng G, Steppacher SD, Siebenrock KA. What
6. Zaghloul A, Mohamed ME. Hip joint: Embryology, anatomy and biome- are the radiographic reference values for acetabular under- and over-
chanics. Biomed J Sci & Tech Res. 2018;12(3):9304-17. coverage? Clin Orthop Relat Res. 2015;473(4):1234-46. doi:
7. Wingstrand H, Wingstrand A, Krantz P. Intracapsular and atmosphe- 10.1007/s11999-014-4038-3.
ric pressure in the dynamics and stability of the hip. A biomecha- 17. Dewberry MJ, Bohannon RW, Tiberio D, Murray R, Zannotti CM. Pelvic
nical study. Acta Orthop Scand. 1990;61(3):231-5. doi: and femoral contributions to bilateral hip flexion by subjects suspended
10.3109/17453679008993506. from a bar. Clin Biomech (Bristol, Avon). 2003;18(6):494-9. doi:
8. Markhede G, Stener B. Function after removal of various hip and thigh 10.1016/s0268-0033(03)00096-2.
muscles for extirpation of tumors. Acta Orthop Scand. 1981;52(4):373- 18. Schache AG, Blanch PD, Murphy AT. Relation of anterior pelvic tilt dur-
95. doi: 10.3109/17453678109050118. ing running to clinical and kinematic measures of hip extension.
9. Hamill J, Knutzen MK, Derrick RT. Functional anatomy of the lower ex- Br J Sports Med. 2000;34(4):279-83. doi: 10.1136/bjsm.34.4.279.
tremity. Biomechanical Basis of Human Movement. 4th ed. Lippincott 19. Neumann DA, Soderberg GL, Cook TM. Electromyographic analysis of
Williams & Wilkins; 2015. p.173-240. hip abductor musculature in healthy right-handed persons. Phys Ther.
10. Oatis C. Mechanics and pathomechanics of muscle activity at the hip. In: 1989;69(6):431-40. doi: 10.1093/ptj/69.6.431.
Oati C, ed. Kinesiology. 3rd ed. Wolters Kluwer; 2017. p.2262-343. 20. Simoneau GG, Heiderscheit BC. Kinesiology of walking. In: Neumann
11. Brophy RH, Backus S, Kraszewski AP, Steele BC, Ma Y, Osei D, et al. DA, ed. Kinesiology of the Musculoskeletal System. 3rd ed. St Louis: El-
Differences between sexes in lower extremity alignment and muscle ac- sevier; 2017. p.653-704.

You might also like