Download as rtf, pdf, or txt
Download as rtf, pdf, or txt
You are on page 1of 87

Deneme Sınavı-4

Bu testte sırasıyla Anatomi, Fizyoloji, Histoloji, Embriyoloji,


Biyokimya, Mikrobiyoloji, Patoloji, Farmakoloji soruları bulunmaktadır.

1. Seyri sırasında hem foramen ischiadicum majus'tan hem de foramen


ischiadicum minus'tan geçen oluşum aşağıdakilerden hangisidir?

A) N. pudendus B) N. gluteus inferior

C) A. glutea superior D) N. gluteus superior

E) A. glutea inferior

2. Art. coxae'nin en kuvvetli ligamenti aşağıdakilerden hangisidir?

A) Lig. capitis femoris B) Lig. iliofemorale

C) Lig. ischiofemoral D) Lig. pubofemorale

E) Zona orbicularis

3. Vagina carotica'da bulunmayan anatomik oluşum aşağıdakilerden


hangisidir?

A) A. carotis externa B) V. jugularis interna

C) A. carotis communis D) A. carotis interna

E) N. Vagus

4. Ön kolun hızlı ve kuvvetli supinasyon hareketini hangi kas yaptırır?

A) M. Brachialis B) M. coracobrachialis

C) M. Supinator D) M. Brachioradialis

E) M. biceps brachii

5. Hiatus aorticus'tan aort'la birlikte geçen oluşum aşağıdakilerden


hangisidir?
A) N. vagus B) N. phrenicus

C) A. gastrica sinistra D) Ductus thoracicus

E) Truncus sympathicus

6. Aşağıdaki anatomik yapılardan hangisi mediastinum superior'da bulunmaz?

A) Arcus aortae

B) Truncus brachiocephalicus

C) A. carotis communis sinistra

D) A. carotis communis dextra

E) A. subclavia sinistra

7. Şekilde "X" ile gösterilen bölgenin duyusu hangi sinir ile tanır?

A) N. fibularis (peroneus) superficialis

B) N. suralis

C) N. fibularis (peroneus) profundus

D) N. plantaris lateralis

E) N. plantaris medialis

8. N.glossopharyngeus tarafından uyarılan farinks kası aşağıdakilerden


hangisidir?

A) M. constrictor pharyngis superior

B) M. palatopharyngeus

C) M. constrictor pharyngis medius

D) M. salpingopharyngeus

E) M. stylopharyngeus

9. V. magna cerebri (Galen veni) hangi sinüs'e açılır?

A) Sinus cavernosus

B) Sinus petrosus superior


C) Sinus transversus

D) Sinus sphenoparietalis

E) Sinus rectus

10. Gövdeden ağrı-ısı duyusunu taşıyan afferent yol aşağıdakilerden


hangisidir?

A) Tractus spinoreticularis

B) Tractus spinoolivaris

C) Tractus spinothalamicus anterior

D) Tractus spinothalamicus lateralis

E) Tractus spinotectalis

11. Vestibuler impulslar serebellumda hangisine gider?

A) Anterior lob

B) Posterior lob

C) Flocculonoduler lob

D) Nucleus dentdatus

E) Nucleus vestibularis lateralis

12. Sistemik dolaşımdaki kana en büyük direnci gösteren yapı


aşağıdakilerden hangisidir?

A) Aorta B) Vena kava süperior

C) Arterioller D) Kapillerler

E) Terminal venler

13. Fibrin monomerinin oluşmasından en son sorumlu olan enzim


aşağıdakilerden hangisidir?

A) Heparin

B) Plazminojen

C) Kininojen
D) Trombin

E) Protrombin

14. Aşağıdaki reseptörlerden hangisi, deri yüzeyine yapılan kararlı bir basının
şiddetinin ölçümünden sorumludur?

A) Pacini korpüskülü

B) Rutini sonlanması

C) Merkel diski

D) Meisner cisimciği

E) Krause soğanı

15. Aşağıdaki inhibitor nörotransmitterden hangisi gastrointestinal düz kasın


gevşemesinden sorumludur?

A) Dopamin B) Vazoaktif instestinal peptid

C) Somatostatin D) P maddesi E) Asetil kolin

16. Melanosit stimülan hormon nereden salgılanır?

A) Pars distalis B) Pars tuberalis

C) Pars intermedia D) Para ventriküler nükleus

E) Supro optik nükleus

17. Ovulasyon sırasında överin apeksinde oluşan avasküler yapı


aşağıdakilerden hangisidir?

A) Stigma B) Atrum

C) Stroma D) Polar cisimcik

E) Teka interna

18. Gastrointestinal sistemde bulunan lümenli organlardan hangisinde çizgili


ve düz kas bir arada bulunur?

A) Özefagus B) Mide

C) Duodenum D) Jejenum
E) Kolon

19. Ekstraselüler matrikste aşağıdakilerden hangisi bakteriyel invazyona


karşı koruyucu rol oynar?

A) Laminin

B) Fibronektin

C) Hyalüronik asit

D) Kondroitin sülfat

E) Kollajen

20. Bir nefronda aşağıdakilerden hangisi bulunmaz?

A) Makula densa

B) Henle kulpu

C) Distal tübül

D) Toplayıcı kanal

E) Proksimal tübül

21. Aşağıdakilerden hangisi endoplazmik retikulum 'un işaretleyecisidir?

A) Glutamat dehidrogenaz

B) Asit fosfataz

C) Glukoz 6-fosfataz

D) 5' nükleotidaz

E) Laktat dehidrogenaz

22. Aşağıdaki reaksiyonlardan hangisinde NADPH (H* verici olarak)


kullanılmaz?

A) Yağ asidi sentezi

B) Steroid hormon sentezi

C) Hidrojen peroksidin temizlenmesi

D) Alkol ve çeşitli ilaçların hidroksilasyonu


E) Süperoksit dismutasyonu

23. Krebs döngüsünün ketogluterat dehidrogenaz reaksiyonu bir yüksek


enerjili bileşenin oluşumu ile sonuçianr. Bunu izleyen reaksiyonda bu
bileşendeki enerji aşağıdakilerden hangisinde saklanır?

A) Asetil KoA B) GTP

C) NADPH D) FADH2

E) Süksinil fosfat

24)Aşağıdakilerden hangisi glikoliz yolağında bulunan pürivat kinazın en


önemli aktivatörüdür?

A) Fruktoz 2-6 bifosfat B) ATP

C) Fruktoz 1-6 bifosfat D) Asetil KoA

E) Alanin

25)Yüksek fruktozlu beslenmede aşağıdaki değişikliklerden hangisi


beklenmez?

A) Hücre içi inorganik fosfat düzeyi azalır

B) Hücre içi ADP miktarı artar

C) ATP sentezi artar

D) Hiperürisemi görülür

E) Hücre içi fruktoz 1-fosfat birikir

26. Pürivat karboksilazın pozitif efektörü aşağıdakilerden hangisidir?

A) ADP

B) Asetil KoA

C) Biotin

D) NADPH

E) Sitrat

27. Hangi apoprotein kolesterol esterlemesini sağlayan lesitin kolesterol açil


transferazın (LCAT) başlıca aktivatörüdür?

A) Apo B100 B) Apo C III

C) Apo Al D) Apo E

E) Apo A2

28. Tek karbonlu yağ asitlerinin beta oksidasyonu sonucu oluşan hangi
substrat ile krebs döngüsü arasında bir bağ oluşur?

A) Metil Malonil KoA B) Propionil KoA

C) Asetil KoA D) Süksinil KoA

E) Malat

29. Alkol tüketimi ile oluşan karaciğer yağlanmasının başlıca sebebi nedir?

A) NADH/NAD oranında artış

B) Lipoprotein üretiminde blok

C) Pürivat/laktat oranında azalış

D) Hiperürisemi

E) Yağ asidi oksidasyonunun artması

30. Kolesterol sentezi sırasında oluşan ilk aktif izopren bileşeği hangisidir?

A) Geranil profosfat B) Mevalonat

C) Lanastorol D) Skualen

E) izopentil profosfat

31. Fizyolojik pH'da en iyi tamponlama yapan aminoasit aşağıdakilerden


hangisidir?

A) Arginin B) Histidin

C) Aspartik asit D) Prolin

E) Sistein

32. Aşağıdaki maddelerden hangisi organizmada glisinden sentezlenemez?


A) Glioksalat B) Serin

C) Kreatin D) Porfirin

E) Epinefrin

33. Süt sindirimi için önemli olup, kazeini parakazeine çeviren ve kalsiyum
tarafından aktiflenen sindirim enzimi hangisidir?

A) Pepsin B) Elastaz

C) Tripsin D) Rennin

E) Kimotripsin

34. Aşağıdaki aminoasit çiftlerinden hangisi poliaminlerin yapısında bulunur?

A) Arginin-Histidin B) Arginin-Metionin

C) Serin-Metionin D) Glisin-Ornitin

E) Glutamin-Metionin

35. Aşağıdaki enzimlerden hangisi toklukta insülin tarafından indüklenmez?

A) Glukokinaz

B) Sitratliyaz

C) Asetil KoA karboksilaz

D) Pürivat kinaz

E) Glukoz 6-fosfataz

36. Aşağıdaki etkilerden hangisinin mineralokortikoidlerle ortaya çıkma


olasılığı en düşüktür?

A) Renin salgısını baskılarlar

B) İyon kanallarını uyarırlar

C) Gen transkripsiyonununu uyarırlar

D) Adenilat siklazı aktive ederler

E) Bir transkripsiyon faktörüne bağlanarak etki gösterirler

37. Aşağıdaki trofik hormon salınımını etkilediği hormon çifti eşlemelerinden


hangisi doğru değildir?

A) ACTH - kortizol B) LH - testesteron

C) PTH-1,25 dihidroksi kolekalsiferol D) TSH - tiroksin E) FSH - aldosteron

38. Pridoksal fosfat aşağıdaki reaksiyonlardan hangisinde koenzim olarak


kullanılmaz?

A) Karboksilasyon

B) Transaminasyon

C) Non-oksidatif deaminasyon

D) Kondansasyon

E) Amioasitlerin dekarboksilasyonu

39. Aşadaki bulgulardan hangisi adenozin deaminaz (ADA) eksikliği ile


uyumsuzdur?

A) T ve B hücre fonksiyon bozukluğu görülür

B) Bu hastaların hücrelerinde adenozin ve deoksi adenozin çok fazla bulunur.

C) Bu hastaların hücrelerinde lenfositlerinde yüksek derişimde d ATP bulunur.

D) Bu hastaların DNA sentezi bozulmuştur.

E) Lökositlerde aşırı proliferasyon görülür.

40. Glutatyon redüktaz hem pürin hem de pirimidin nükleotidlerin sentezi için
öncülleri sağlayan ve bir metabolik döngüden türeyen bir substrata
gereksinim gösterir. Bu döngü aşağıdakilerden hangisidir?

A) Pentoz fosfat yolu

B) Krebs döngüsü

C) Üre döngüsü

D) Glikolitik yol

E) Yağ asitlerinin beta oksidasyonu

41. Aşağıdakilerden hangisi Gram (-) bakterilerin duvar yapısında yer almaz?
A) Peptidoglikan tabaka B) Dış membran C) Teikoik asid D) Lipopolisakkarid

E) Lipoprotein

42. Aşağıdakilerden hangisi prionlara ait bir özellik değildir?

A) Protein yapısındadırlar

B) Dezenfektanlara dirençlidirler

C) Koyunlarda Scrapie hastalığına neden olurlar

D) inflamasyona neden olmazlar

E) İnsanda progresif multifokal lökoensefalopati oluştururlar

43. Aşağıdaki viral etkenlerden hangisi dezenfektanlara en fazla dirençlidir?

A) HIV B) HBV

C) RSV D) Adenovirus

E) Creutzfeld-Jakop etkeni

44)Riketsiyalar hangi özellikleri ile prokaryotlar arasında incelenmektedirler?

A) Hem DNA hem RNA içermeleri

B) Zorunlu hücre içi bakteriler olmaları

C) Nükleus zarı içermemeleri

D) Hastalık oluşturmaları

E) Hücre kültürlemede üretilebilmeleri

45. Haşlanmış deri sendromuna yol açan mikroorganizma aşağıdakilerden


hangisidir?

A) S.aureus B) S.epidermidis

C) S.pneumoniae D) H.influenzae

E) S.pyogenes

46. Malign otitis eksternanın en sık rastlanılan etkeni hangi bakteridir?

A) S.aureus B) E.coli
C) P.aeruginosa D) Enterokok

E) Mikst Nefelyon

47. Protez kapak takılan bir hastada protez kapakta ilk 6 ayda endokardit
gelişmişse en olası etken aşağıdakilerden hangisidir?

A) Viridans streptokoklar

B) Staphylococcus epidermidis

C) Enterokoklar

D) E.coli

E) S.pyogenes

48. Clostridium difficile hangi mekanizma ile ishal oluşumuna neden olur?

A) cAMP artışı

B) Osmotik basınçta bozulma

C) Sitotoksik etkili toksinler

D) GS blokajı

E) Asetilkolin blokajı

49. Hastanede yatmakta olan bir hastanın hemokültüründe Gram (-), oksidaz
(-) glikozu fermente etmeyen çomaklar üremiştir. Hasta 5 gündür imipenem
kullanmaktadır. Bu hastada en olası etken aşağıdakilerden hangisidir?

A) Pseudomenas aeroginosa

B) Klebsiella pneumonia

C) E.coli

D) Acinetabacter baumanii

E) Stenotraphomonas maltophıla

50. Hücre çekirdeğinde replike olmayan virüs aşağıdakilerden hangisidir?

A) HIV B) Parvovirus

C) EBV D) Rotavirus
E) VZV

51. Hücrelerde füzyon yoluyla dev hücre oluşumuna neden olan virus
aşağıdakilerden hangisidir?

A) Influenza virus B) Adenovirus

C) Kızamık D) Polivirus

E) Kızamıkçık

52. Aşağıdaki virüslerden hangisi insana bir vektörle bulaşmaz?

A) Batı Nil virüsü B) Kınm-Kongo hemorajik ateşi viıüsü

C) Hantaviruslar D) Dang virüsü E) Doğu at ansefaliti

53. Aşağıdakilerden hangisi segmentli genetik materyal içeren bir RNA


virüsüdür?

A) Rotavirus B) Paramiksovirusler

C) Poliovirus D) Rabdovirus

E) Flavivirus

54. Aşağıdaki mantar enfeksiyonlarından hangisi BOS'da polisakkarid kapsül


antijenler oluşturarak tanınabilir?

A) Candida'lar

B) Dermatotifler

C) Cryptococcus neoformans

D) Aspergillus

E) Zigomikoz

55. Özellikle HIV (+) olgularda belirlenen ve mikrobiyolojik özellikleri ile


C.albicans ile karışabilecek Candida türü aşağıdakilerden hangisidir?

A) C.tropicalis B) C.parapsilosis

C) C.krusei D) C. dubliniensis

E) C.lusitanae
56. Antibiyotik tedavisi altında ateşi düşmeyen ve akciğerinde halo bulgusu
saptanan infiltrasyonlar belirlenen hastada en olası etken aşağıdakilerden
hangisidir?

A) Candida albicans

B) Aspergillus fumigatus

C) Malassiae furfur

D) Cryptococcus neoformans

E) Trichophyton interdigitale

57. Aşağıdaki parazitlerden hangisi insana çiğ/az pişmiş et yemesiyle


bulaşmaz?

A) Toxoplasma gondii B) Enterobius vermikularis C) Taenia saginata D) Taenia solium

E) Trichinella spiralis

58. Deriyi delerek insana bulaşan nematod aşağıdakilerden hangisidir?

A) Schistosoma haematobium

B) Dracunculus medinensis

C) Necatar americanus

D) Ascari lumbricoides

E) Enterobius vermicülaris

59. İnterlökin-12 reseptör kusuru olan bir hastada en önemli infeksiyon etkeni
hangisidir?

A) Staphylococus aureus B) E.coli C) M.tuberculosis D) Mycoplasma

E) S.pneumaniae

60. Aşağıdakilerden hangisi tip-3 aşırı duyarlılık reaksiyonunun bir örneğidir?

A) Rh uyuşmazlığı B) Çiftçi akciğeri

C) Coombs (+) hemolitik anemi D) Soğuk aglütinasyon E) Lateks alerjisi

61. Beyinde, damar tıkanıklığı sonucu oluşan ani iskemide, hangi nekroz tipi
oluşur?

A) Apoptoz B) Koagulasyon nekrozu

C) Kazeifikasyon nekrozu D) Yağ nekrozu E) Likefaksiyon nekrozu

62. Aşağıdakilerden hangisi hücrelerde geri dönüşümlü zedelenme


bulgusudur?

A) Karyoreksis

B) Piknoz

C) Karyolizis

D) Endoplazmik retikulum şişmesi

E) Koagulatif nekroz

63. Aşağıdakilerden hangisi sürekli bölünen (labil) hücre değildir?

A) Endometrial gland epiteli

B) Mide yüzey epitel hücresi

C) Endotel hücresi

D) Parotis duktus epiteli

E) Yassı epitel hücresi

64. Aşağıdakilerden hangisi malign bir tümör değildir?

A) Medülloblastom B) Osteoblastom

C) Nöroblastom D) Retinoblastom

E) Hepatoblastom

65. Bağ dokusu stroması belirgin olan tümörler ne şekilde isimlendirilir?

A) Skiröz B) Anaplazik

C) Displazik D) İyi diferansiye

E) Metaplazik

66. Aşağıdakilerden hangisi Tip I nörofibromatozise ait bir bulgu değildir?


A) Böbrek kistleri

B) Pigmentli iris hamartomları

C) Kemik kistleri

D) Yaygın nörofibromlar

E) Pigmentli cilt lezyonları

67. Karaciğerde en sık görülen malign tümör aşağıdakilerden hangisidir?

A) Hepatoselüler karsinom

B) Metastatik tümör

C) Kolanjiokarsinom

D) Hepatoblastom

E) Anjiosarkom

68. Aşağıdaki ifadelerden hangisi otoimmün gastritin özellikleri arasında yer


almaz?

A) Birkaç yıl içinde hipo-aklorhidri gelişir

B) Sıklıkla pernisiyöz anemi ile birliktedir

C) intestinal metaplazi gelişebilir

D) Tüm mide mukozası etkilenir

E) inflamasyon korpus ve fundusta sınırlıdır

69. Kolitis ülseroza'lı bir hastada aşağıdakilerden hangisinin görülme ihtimali


en düşüktür?

A) Psödopolip oluşumu

B) Yüzeyel ülser gelişimi

C) Fistül oluşumu

D) Toksik megakolon riski

E) Karsinom gelişme riski

70. Aşağıdakiler içerisinde en küçük çaplı damarları tutan vaskülit


hangisidir?

A) Temporal arterit B) Hipersensitivite vaskülit

C) Takayasu arteriti D) Poliarteritis nodoza

E) Tromboanjiitis obliterans

71. Myokard enfarktüsünün 3.gününde ortamda hakim olan hücre tipi


aşağıdakilerden hangisidir?

A) Makrofajlar

B) Polimorf hücreli lökositler

C) Plazma hücreleri

D) Lenfositler

E) Fibroblastlar

72. Herpes virüs ensefalitinde nöronlar içerisinde görülen intranükleer


eozinofilik inklüzyon cisimciği aşağıdakilerden hangisidir?

A) Lewy cisimciği B) Negri cisimciği

C) Hirano cisimciği D) Cowdry tip A cisimciği

E) Pick cisimciği

73. Aşağıdakilerden hangisi akciğerde asbestin etkisi ile en sık gelişen


malign tümördür?

A) Mezotelioma B) Büyük hücreli karsinom

C) Küçük hücreli karsinom D) Karsinoid tümör E) Adenokarsinom

74. Hematüri aşağıdakilerden hangisinin karakteristik bir özelliği değildir?

A) Mesane karsinomu

B) Nefrolitiazis

C) Poststreptokoksik glomerülonefrit

D) Renal hücreli karsinom

E) Minimal lezyon hastalığı


75. Aşağıdaki hastalıklara bağlı oluşan glomerül lezyonlarından hangisi
immün kompleks oluşumu (tip III hipersensitivite reaksiyonu) ile ilişkili
değildir?

A) SLE

B) B Hepatiti

C) Goodpasture sendromu

D) Poststreptokoksik glomerülonefrit

E) Sifilis

76. Kemiğin en sık görülen benign tümörü aşağıdakilerden hangisidir?

A) Osteokondrom B) Osteoblastom

C) Osteoid osteom D) Osteom

E) Kondrom

77. 5 yaş altı çocuklarda vajende en sık görülen malign tümör


aşağıdakilerden hangisidir?

A) Berrak hücreli adenokarsinom

B) Embriyonel tipte rabdomyosarkom

C) Malign melanom

D) Yassı epitel hücerli karsinom

E) Değişici epitel hücreli karsinom

78. Överin yüzel epitelinde köken alan ve endoservikal kanal döşeyici


epiteline benzer diferansiasyon gösteren tümör aşağıdakilerden hangisidir?

A) Seröz kistadenom

B) Müsinöz kistadenom

C) Brenner tümörü

D) Berrak hücreli tümör

E) Endometrioid tümör
79)Aşağıdakilerden hangisi seminomun özellikleri arasında yer almaz?

A) Kriptorşidizmde risk artar

B) PLAP düzeyleri yükseleblir

C) %10-15 olguda serum HCG düzeyi artar

D) %50 olguda AFP düzeyi artar

E) Radyosensitiftir

80. Aşağıdaki lezyonlardan hangisinde yassı epitel hücreli karsinom gelişme


riski yüksektir?

A) Keratoakantom B) Solar keratoz

C) Seborreik keratoz D) Hidroadenom

E) Verruka vulgaris

81. Ruhsat izni almış İlaçlarda yapılan klinik araştırmalar aşağıdakilerden


hangisi tanımlamaktadr?

A)Faz 0 B) Faz 1

C)Faz 2 D)Faz 3

E)Faz 4

82. Aşağıdakilerden hangisi farmasotik eşdeğerliği tanımlamaktadır?

A) İki farklı preparatın aynı etken maddenin aynı miktarn aynı veya benzer farmosötik şekiller içerisinde
içermesi

B) iki farklı preparatın tedavide kullanılan dozlarının aynı olması

C) Preparatların aynı dozda verilişten sonra biyoyararlanımlarının benzer olması

D) İlaçların aynı farmasotik şekilde olması

E) Bir ilacın diğer bir ilaçla aynı maddeyi içermesi ve aynı etkinlik ve güvenliği göstermesi

83. İlaç etkisinin en çabuk başladığı sistemik uygulama şekli aşağıdakilerden


hangisidir?

A) Intramusküler B) İntravenöz
C) İnhalasyon D) Transdermal

E) Rektal

84. Aşağıdakilerden hangisi sistemik olarak uygulanan bir ilacın


biyoyararlanımını gösterir?

A) Eliminasyon yarı ömrü

B) Klerens

C) Sanal dağılım hacmi

D) Eğri altındaki alan

E) Doz

85. Aşağıdakilerden hangisiyle meydana gelen zehirlenmede idrarı


asitleştirerek ilacın atılımını hızlandırır?

A) Fenobarbital B) Propiltiourasil

C) Varfarin D)Ampisilin

E) Efedrin

86. Alfa-1 adrenerjik reseptörlerin uyarılması aşağıdaki etkilerden hangisine


yol açmaz?

A) Damar düz kaslarında kasılma

B) Piloerektör kaslarda kasılma

C) İnsülin salgısında azalma

D) Prostatta kasılma

E) Kalbin kasılma gücünde artış

87. Sempatomimetik ilaçlardan hangisi karma etkilidir?

A) Amfetamin B) Tiramin

C) Fenilefrin D) Adrenalin

E) Dopamin

88. Aşağıdaki enzimlerden hangisinin eksikliği ailesel botonomiye yol açar?


A) Dopamin fi hidroksilaz

B) Fenilalanin hidroksilaz

C) Tirozin hidroksilaz

D) Feniletanolamin - N metil transferaz

E) Dopa dekarboksilaz

89. Aşadakilerden hangisi beta blokör kullanan bir hastada görülen bir yan
etki değildir?

A) Bulantı B) Bronkokonstrüksiyon

C) Hipoglisemi D) Bradikardi

E) Hiperlipidemi

90. En uzun etki süresine sahip olan kolinesteraz inhibitörü aşağıdakilerden


hangisidir?

A) Neostigmin B) Distigmin

C) Ambenonyum D) Ekotiofat

E) Edrofonyum

91. Alfaı adrenerjik reseptörlerden hangisinin etki süresi en uzundur?

A) Prazosin B) Terazosin

C) Uradipil D) Tamsulosin

E) Doksazosin

92. En uzun etkili kalsiyum kanal blokörü aşağıdakilerden hangisidir?

A) Amlodipin B) Nifedipin

C) Nikardipin D) Lasidipin

E) Verapamil

93. Diabet ve hipertansiyonu olan bir hastanın tedavisinde en uygun ilk tercih
antihipertansif aşağıdakilerden hangidir?

A) Anjiotensin dönüştürücü enzim inhibitörleri


B) Kalsiyum kanal blokörleri

C) Furosemid

D) Propranolol

E) Prazosin

94. Antiaritmiklerden hangisi ventriküler taşikardisi olan bir hastada


kullanılmaz?

A) Amidaron B) Flekainid

C) Lidokain D) Kinidin

E) Verapamil

95. Hiperlipidemi tedavisinde kullanılan ilaçlardan hangisi HDL düzeyini


düşürür?

A) Niasin B) Probukol

C) Fluastatin D) Fenofibrat

E) Neomisin

96. Genel anestezik uygulanan bir hastada adrenal korteks yetmezliği


gelişmiştir. Hasta aşağıdakilerden hangisini kullanmış olabilir?

A) Etomidat B) Azot protoksid

C) Ketamin D) Sevofluran

E) Fentasil

97. En uzun etkili ideal anestezik aşağıdakilerden hangisidir?

A) Prokain B) Bupivakain

C) Dibukan D) Tetrakain

E) Kokain

98. Çizgili kas gevşeticilerden hangisi ganglionları uyarır?

A) Tübokürarin B) Süksinilkolin

C) Pankuronyum D) Mivakuryum
E) Gallamin

99. Beta karbolinler, benzodiazepin reseptörleri için aşağıdaki özelliklerden


hangisini gösterir?

A) Agonist B) Ters agonist

C) Parsiyel agonist D) Antagonist

E) Modülatör

100.En kısa etkili narkotik analjezik aşağıdakilerden hangisidir?

A) Mependin B) Buprenorfin

C) Alfentanil D) Kodesin

E) Pentazosin

Bu testte sırasıyla Pediatri, Dahili Bilimler, Cerrahi Bilimler, Kadın


Hastalıkları ve Doğum soruları bulunmaktadır

101.Kanlı kusması olan yenidoğan bir bebekte kanamanın yenidoğana ait


olup olmadığını tesbit etmek için aşağıdakilerden hangisi en uygundur?

A) APT testi B) Annede HbF tayini

C) Çocukta HbF tayini D) Annede periferik yayma E) Çocukta periferik yayma

102.Yenidoğanda en sık sepsis yapan etken aşağıdakilerden hangisidir?

A) A grubu beta hemolitik streptokokla

B) B grubu beta hemolitik streptokoklar

C) S. pnömonia

D) S. aureus

E) S. viridans

103.Yenidoğanın geçici takipnesi için en sık risk faktörü aşağıdakilerden


hangisidir?

A) Uzamış doğum eylemi B) Sezaryan ile doğum C) Düşük apgar skoru D) Diyabetik anne çocuğu

E) Kız cinsiyet

104.Gonokokal oftalmía neonatarumun tanısı en iyi nasıl konulur?

A) Gümüş nitrat kullanma hikayesinin olması

B) Gözlerin kenarından alınan eksüdanın gram boyası ile boyanmasıyla

C) Palpebral konjuktivadaki eksüdanın niteliğine göre

D) Annede vajinal akıntı hikayesi varsa

E) Tanı konmaz

105. Aşağıdakilerden hangisi bronkopulmoner displaziye yol açmaz?

A) İmmatürite

B) Oksijen toksisitesi

C) Barotravma

D)Konjestif kalp yetmezliği

E) Hipoksi

106. Doğumda normal olan ancak doğumdan birkaç ay sonra dermatit,


alopesi, ataksik nöbetlerle immün yetmezliği olan bir bebek yüksek miktarda
biotine cevap verdiğine göre bu hastada en muhtemel tanı aşağıdakilerden
hangisidir?

A)Multipl karboksilaz yetersizliği (Biotin eksikliği)

B)Akrodermatitis enteropatika

C)Pellegra

D)Kistik fibrozis

E)Atopik dermatit

107.Mapple şurubu idrar hastalığı için aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) Dallı zincirli aminoasitlerin dekarboksilasyonunda defekt vardır.


B) Otozomal resesif geçişlidir.

C) Doğumda genellikle normaldirler.

D) Nörolojik bulgular sepsis veya menenjit olarak yanlış değerlendirilir.

E) Antenatal tanısı konulamaz.

108.Pompe hastalığında hangi enzim eksikliği vardır?

A) Glikojen sentetaz eksikliği

B) Glukoz-6-fosfataz eksikliği

C) Alfa-1,4-glukosidaz eksikliği

D) Kas fosforilaz eksikliği

E) Kas fosforüktokinaz eksikliği

109.Yirmi dört saatlik bir çocukta, doğumdan beri devam eden siyanoz (Pa02
22 mmHg) mevcuttur. Belirgin takipne ve taşikardisi olan hastada dinlemekle
sabit çiftleşme (ikinci seste) ve pulmoner odakta 2° sistolik üfürüm var.
Akciğer grafisinde kalbin küçük olduğu ve pulmoner venöz konjesyona bağlı
olarak akciğerlerde yaygın buzlu cam görünümü olduğu saptanıyor. PGE1
infüzyonuna da cevap vermiyor.Bu hastada en muhtemel tanı aşağıdakilerden
hangisidir?

A) Parsiyel anormal venöz dönüş

B) Total anormal venöz dönüş

C) Pulmoner atrezi

D) Büyük arterlerin transpozisyonu

E) Trunkus arteriozus

110. Konjestif kalp yetmezliğinde aşağıdaki bulgu ya da semptomlardan


hangisinin görülmesi beklenmez?

A) Takipne B) Öksürük

C) Büyüme geriliği D) Hepatomegali

E) Poliüri
111. Akut romatizmal ateşin majör kriterlerinden hangisi tek başına tanı
koydurur?

A) Kardit

B) Korea

C) Artrit

D) Eritema marginatum

E) Subkütan nodüller

112. Bir yaşında erkek hastada inguinal herni ameliyatından sonra uzun süre
kanama gözleniyor. Hastanın hiç kardeşi yok ve ailede hiç kanama diyatezi
hikayesi bulunmuyor. Trombosit sayısı, kanama zamanı, PT ve PTT normal
bulunuyor.Bu hastada en muhtemel tanı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Prekallikrein eksikliği B) Faktör XII eksikliği

C) Faktör XIII eksikliği D) Trombositopeni

E) Protein S eksikliği

113.Warfarin tedavisinde aşağıdaki laboratuar bulgularından hangisi görülür?

Parsiyel (PTT) Trombin P rotrombin Tromboplastin Zamanı (TT) Samanı (PT)

A) Normal Anormal Normal

B) Normal Anormal Anormal

C) Normal Normal Anormal

D) Anormal Normal Normal

E) Anormal Anormal Anormal

114. Ülkemizde çocukluk çağında lösemiden sonra en sık rastlanan tümör


aşağıdakilerden hangisidir?

A) Lenfomalar B) Osteosarkom

C) Nöroblastom D)Yumuşak doku tümörü

E) Willms tümörü
115. Nöroblastomda idrarda aşağıdakilerden hangisi artar?

A) Vanil MandelikAsit

B) 17 ketosteroid

C) 21 Hidroksi Steroid

D) 11 Hidroksi ketosteroid

E) 5 Hidroksi indol Asetik Asit

116. Çocukluk çağında gastrointestinal sistemde invaginasyon en sık nerede


görülür?

A) Kolokolik B) İleoçekal

C) ileoileal D) Jejunoileal

E) Duodenojejunal

117. Bir yaşından beri şiddetli rekürren reaktif havayolu hastalığı tanısı ile
takip edilen 14 yaşındaki bir kız hasta, 2 haftadır süren öksürük ve ateş
şikayeti ile getiriliyor. Hastanın muayenesinde pürülan balgam çıkarttığı,
bilateral krepitan railerinin ve vvheezingin olduğu, fakat belirgin bir solunum
sıkıntısının olmadığı görülüyor. Vücut ağırlığı 5 persentilin altında olan
hastanın sekonder seks karakterlerinin gelişmediği ve parmaklarda
çomaklaşma olduğu görülüyor. Bu hastada en muhtemel tanı aşağıdakilerden
hangisidir?

A) Tüberküloz B) Çölyak hastalığı

C) Kistik fibrozis D) Steroid bağımlı astım

E) Allerjik bronkopulmoner aspergillozis

118.Altı aylık bir çocukta, Streptecoccus pyogenes ve Staphylococcus


aureusa bağlı rekürren selülit ve bakteriyemi ortaya çıkıyor. Beyaz küre
sayısı 2500 olan hastanın, beyaz kürelerinin %5'i nötrofil, %10'u eozinofil,
%35'i monosit ve %50'si lenfosit olarak saptanıyor. Trombosit sayısı 650.000
olan hastanın bir erkek kardeşi ve kız kuzeninin 18 aylık ve 2 yaşında öldüğü
soygeçmişinden öğreniliyor.Bu hastada en muhtemel tanı aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Şiddetli kombine ve immün yetmezlik sendromu

B) Kostmann hastalığı

C) Siklik nötropeni

D) Kronik granülomatöz hastalık

E) AİDS

119.Aşağıdakilerden hangisi Kawasaki hastalığının tanı kriterlerinden biri


değildir?

A) En az 5 gün süren ateş

B) Nonpürülan konjuktivit

C) Parmak uçlarında soyulma

D) Polimorfik döküntü

E) Jeneralize lenfadenopati

120.Kısa boy, poliüri ve bitemporal hemianopsisi olup tomoğrafide sella


tursika üzerinde kalsifikasyonlar görülen çocukta en muhtemel tanı
aşağıdakilerden hangisidir?

A) 3. ventrikülün astrositoması

B) Pinealoma

C) Kraniofaringeoma

D) Kromofob adenoma

E) Hand-Schüller-Christian hastalığı

121.Pellegra hastalığında eksik olan vitamin aşağıdakilerden hangisidir?

A) Bı vitamini B) Niasin

C) B6 vitamini D) B7 vitamini

E) B12 vitamini

122.Kwashiorkor hastalığı ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?

A) Gelişme geriliği, kas dokusu kaybı ve ödem görülür.


B) Dermatit sıktır.

C) Yağlı infiltrasyonla karaciğer harabiyeti

D) Primer olarak kalorik harabiyetli bir malnütrisyondur.

E) Genellikle ikinci çocuklarda görülür.

123)Dört yaşındaki bir hastanın serum kreatinin seviyesi 5.1 mg/dl, serum
kalsiyum seviyesi 10.1 mg/dl ve fosfor seviyesi 8.2 mg/dl olarak bulunuyor.

Bu hastann başlangıç tedavisi için aşağıdakilerden hangisi en uygundur? A) Dializ B) Kalsitriol

C) Aluminyum hidroksit D) Kalsiyum karbonat

E) Dihidrotaşisterol

124)Aşağıdakilerden hangisi primer nefrotik sendrom nedenlerinden biri


değildir?

A) Minimal change hastalığı

B) Glomeruler skleroz

C) Mezengial proliferasyon

D) Multisistemik hastalıklar

E) Membranoproliferatif glomerulonefrit

125.Aşağıdaki bulgulardan hangisinin hipertiroidizmde görülme olasılığı en


düşüktür?

A) ishal B) Aşırı iştahlılık

C) Kilo kaybı D) Konstipasyon

E) Taşikardi

126. 39 °C ateşi olan, ishal veya kusma hikayesi olmayan 2 aylık bir çocukta,
ileri derecede dehidratasyon mevcuttur. Aşırı su içme isteği ve kabızlığı olan
hastanın serum sodyum düzeyi 167 mEq/L ve idrar dansitesi 1001 olarak
bulunuyor.Bu hastada en muhtemel tanı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Akut tübüler nekroz B) Diabetes insipidus

C) Diabetes mellitus D) Adrenal yetmezlik


E) Hidronefroz

127.Aşağıdakilerden hangisi karaciğer sirozu olan çocuklarda hepatik


ensefalopatiye eğilimi artıran nedenlerden biri değildir?

A) Enfeksiyon

B) Sık yapılan parasentez ile asit boşaltılması

C) Furosemid kullanımı

D) Hiperkalemi

E) Üst gastrointestinal kanama

128.Altı aylık bir çocukta göğüs anterior-posterior çapı artmış, takipne ve


retraksiyonları vardır. Feçeste steatore ve ayrıca nazal polibi de varsa bu
hastada aşağıdakilerden hangisini ilk öncelikle düşünülmelidir?

A) Hyalen membran hastalığı

B) Wilson hastalığı

C) Kartegener sendromu

D) Akrodermatitis enteropatika

E) Kistik fibrozis

129.Üç gündür ateşi olan, ateş düşünce, gövdede makulopapüler döküntü


ortaya çıkan 10 aylık süt çocuğunda en muhtemel tanı aşağıdakilerden
hangisidir?

A) Suçiçeği B) 6. Hastalık

C) Kızamıkçık D) Hepatit

E) Enfeksiyöz mononükleoz

130. Löffler pnömonisi yapan ajan aşağıdakilerden hangisidir?

A) Necator americanus

B) Ancylostoma duodenale

C) Ascaris lumbricoides

D) Entamoeba histolytica
E) Leishmania donovani

131. Aşağıdaki durumlardan hangisi QT mesafesinde uzamaya neden olmaz?

A) Hipokalsemi B) Metabolik asidoz

C) Kinidin kullanımı D) Amiodaron kullanımı

E) Klaritromisin kullanımı

132.Aşağıdaki durumların hangisinde S1'in şiddetinde artma ihtimali en


düşüktür?

A) Kısa P-R sendromları B) Anemi

C) Mitral stenoz D) Tirotoksikoz

E) Atrial fibrilasyon

133. Perikardial tamponadın en sık rastlanan nedeni aşağıdakilerden


hangisidir?

A) Akciğer kanseri B) Meme kanseri

C) Hipotiroidi D) idiyopatik

E) Üremi

134.54 yaşında bir erkek hasta, nefes darlığı şikayeti ile başvuruyor. Nefes
darlığının 1 yıldır olduğu, son 1 ay içerisinde şikayetlerinin artığı, geceleri 2
yastıkta yattığı, gece 3-4 kez idrara çıkan hastanın idrar yaparken herhangi
bir zorlanmasının olmadığı öğreniliyor. Fizik muayenede TA: 110/60 mmHg
Nabız: 108/dk, ritmik, kalpte dinlemekte sumasyon galo saptanyor. Akciğer
muayenesinde bazallerde krepitan railer alınıyor. Karaciğer 3 cm büyük. Alt
ekstremitede (++) ödemi var. EKG'de sinüs taşikardisi, V1 V4'de ST çökmesi
var. Telede kardiotorasik indeks 1/2'den büyük olarak saptanıyor. EKO'da
Ejeksiyon fraksiyonu %50'nin altında tesbit ediliyor.Bu hastaya aşağıdaki
tedavi yöntemlerinden hangisinin verilmesi uygun değildir?

A) Aldacton

B) Enalapril

C) Amlodipin
D) Furosemid

E) Labetolol

135.Bakteriyel myokarditlerin en sık etkeni aşağıdakilerden hangisidir?

A) Coksakie virüs tip B B) S. aureus

C) Enterokoklar D) S. viridans

E) Sifiliz

136.50 yaşında bayan hasta 2 yıldır hipertansiyon tanısı ile takip ediliyor.
Hastada 2 ay önce skleroderma saptanmış. Hastanın hipertansiyonu
indapamid ile regüle iken son zamanlarda yapılan ölçümlerde diastolik kan
basıncı 100-120 mmHg arasında seyrettiği tesbit ediliyor.Bu hastaya bu
durumda aşağıdaki antihipertansif ilaçlardan hangisinin birinci tercih olarak
verilmesi en uygundur?

A) AT II antgonistleri

B) a blokerler

C) p blokerler

D) Kalsiyum kanal blokerleri

E) Santral etkili antiherptansifler

137.Aşağıdaki durumların hangisinde infektif endokardit profilaksisi yapmaya


gerek yoktur?

A) Ventriküler septal defekt

B) Aort yetmezliği

C) Geçirilmiş by pass

D) Geçirilmiş mitral kapak replasmanı

E) Aort koarktasyonu

138.23 yaşında bayan voleybolcu, nefes darlığı ve zaman zaman olan göğüs
ağrısı nedeniyle başvuruyor. Fizik muayenesinde aort odağında 3° sistolik
üfürüm alınıyor. Üfürüm oturmakla azalıyor, ayağa kalkmakla artıyor. Bu
hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Mitral Valv Prolapsusu (MVP)

B) İdiopatik hipertrofik Subaortik Stenoz (IHSS)

C) Aort Stenozu (AS)

D) Aort Yetmezliği (AY)

E) Mitral Yetmezliği (MY)

139. Aşağıdaki ventriküler ekstrasistol durumlarının hangisinde ani ölüm riski


en yüksektir?

A) Dakikada 5'den fazla ise

B) Multifokal

C) R.on. T (T dalgası üzerine binmiş R dalgası)

D) Bigemine

E) Salvo yapmış ise

140.Aşağıdaki klinik tabloların hangisinde; laboratuarda kalsiyumun düşük,


fosforun yüksek, parathormonun düşük olarak tesbit edilme olasılığı en
yüksektir?

A) Hiperporatroidi B) Hipoparatiroidizm

C) Psödo hipoparatirooidizm D) Paget hastalığı E) Osteomalazi

141. Osteoitis fibrosa sistika jeneralizata en sık hangi kemikleri tutar?

A) kalkaneus B) falanks

C) femur D) kafa kemikleri

E) vertebra

142.Aşağıdaki klinik durumlardan hangisinin galaktoreye neden olması


beklenmez?

A) Sertralin kullanımı B) Hipotiroidi

C) Akromegali D) Mol hidatiform

E) Hipoparatiroidi
143.Serum demiri düşük, demir bağlama kapasitesi düşük, ferritin düzeyi
yüksek olan bir hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Demir eksikliği

B) Kronik hastalık anemsi

C) Sideroblastik anemi

D) Hemokromatozis

E) Thalasemi trait

144. Aşağıdakilerden hangisi trombotik trombositopeninin tanı kriterleri


arasında yer almaz?

A) Hemolitik anemi B) Üremi

C) Ateş D) Trombositopeni

E) Lökopeni

145.Multipl myelomda böbrek yetmezliğinin en önemli nedeni aşağıdakilerden


hangisidir?

A) Ürat nefropatisi

B) Hiperkalsemi

C) Immüngbbülinlerin hafif zincirlerinin oluşturduğu tübüler hasar

D) ¡mmüngbbülinlerin ağır zincirlerinin oluşturduğu tübüler hasar

E) ¡mmüngbbülinlerin hafif zincirlerinin oluşturduğu glomerüler hasar

146.Tüberküloz tanısı ile izlenen bir hasta INH, rifampisin ve etambutol


kullanyor. Hastada diş eti ve burun kanaması saptanıyor. Yapılan testlerde Hb
13 gr/dl, lökosit: 4500 mm3, trombosit: 210.000 mm3, kanama zamanı: 4 dk,
aPTT: 30 sn, protrombin zamanı: 12 sn olarak bulunuyor.Bu hastada en olası
tanı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Faktör 8 eksikliği

B) Faktör 9 eksikliği

C) Faktör 11 eksikliği
D) Faktör 12 eksikliği

E) Faktör 13 eksikliği

147.Aşağıdaki klinik durumların hangisinde trombositoz görülmesi


beklenmez?

A) Demir eksikliği anemisi B) Romatoid artrit C) Tüberküloz D) SLE

E) Polisitemia vera

148.2. ve 3. Metakarpofalangeal eklemlerde rastlanılan artritin aşağıdaki


hastalıkların hangisinde görülme ihtimali en yüksektir?

A) Sarkoidoz B) SLE

C) Hemakromatozis D) Lyme hastalığı

E) Whipple hastalığı

149.Poncet's hastalığı aşağıdaki klinik durumların hangisinin seyrinde


görülebilir?

A) Sifıliz B) Bruselloz

C) Tüberküloz D) Lepra

E) Lyme hastalığı

150.Yetişkinlerde nefrotik sendroma en fazla neden olan glomerülonefrit


aşağıdakilerden hangisidir?

Minimal lezyon hastalığı

Membranöz glomerülonefrit

Akut post Streptokokal Glomerülonefrit

Rapidly Progressive Glomerülonefrit

Membronoproliferatif glomerülonefrit

151.Bir hastalık etkeninin bulunduğu grubun insidansının, etkenle


karşılaşmayan grubun insidansına bölünmesiyle aşağıdakilerden hangisi elde
edilir?

A) Atfedilen risk B) Korunabilirlilik hızı


C) Atak hızı D) Rölatif risk

E) Hastalığın gücü

152.Aşağıdakilerden hangisi ana ve çocuk sağlığı hizmetlerini


değerlendirmede diğerlerine göre daha yaygın ve güvenilir bir ölçüt olarak
kullanılabilir?

A) Yaşa özel ölüm hızı B) Postnatal ölüm hızı

C) Fatalite hızı D) Kaba ölüm hızı

E) Perinatal ölüm hızı

153.Uzun süreli antipsikotik tedavi altındaki bir hastada emme, şapırdatma


gibi hareketler ve yüz tikleri görüldüğünde aşağıdaki durumlardan hangisi söz
konusudur?

A) Parkinsonizm B) Bradikinezi

C) Akatizi D) Katatoni

E) Tardiv diskinezi

154.Sözcük uydurma (neolojizm) aşağıdakilerden hangisi ile ilişkilidir?

A) Düşünce B) Algılama

C) Oryantasyon D) Bellek

E) Duygulanım

155.Brown-Sequard sendromunda aşağıdaki nörolojik defisitlerden hangisine


rastlanmaz?

A) Lezyon tarafında, distalde pleji

B) Lezyon tarafında, distalde derin duyu bozukluğu

C) Lezyon seviyesinde bilateral ağrı duyusu kaybı

D) Lezyon tarafında distalde ağrı duyusu kaybı

E) Lezyon karşı tarafında distalde ısı duyusu kaybı

156. Kas fasikülasyonunun sıklıkla gözlendiği nörolojik hastalık


aşağıdakilerden hangisidir?
A) Miyopati

B) Miyastenia gravis

C) Amyotrofik lateral skleroz

D) Gullian-Barre sendromu

E) Miyotonik distofi

157. Aşağıdaki hastalıklardan hangisinde Koebner fenomeni pozitif değildir?

A) Psöriazis

B) Liken planus

C) Molluskum kontagiozum

D) Pitriazis rubra pilaris

E) Pemfigus vulgaris

158. Akne vulgarisin patognomonik lezyonu aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kist B) Nodül

C) Komedon D) Vezikül

E) Püstül

159.Polimiyozit tanısında en duyarlı laboratuvar testi aşağıdakilerden


hangisidir?

A) Aspartat B) Kreatin fosfokinaz

C) SGPT (ALT) D) Laktat dehidrogenaz

E) Aldolaz

160.Yenidoğanlarda beyin incelemesinde ilk tercih edilecek yöntem


aşadakilerden hangisidir?

A) USG B) BT

C) MRG D) Sintigrafi

E) 4 yönlü kafa grafisi

161. Nörojenik şokta aşağıdaki bulgulardan hangisi daima vardır?


A) Terleme

B) Hipertansiyon

C) Bulantı-Kusma

D) Ajitasyon

E) Periferik vasküler direçte düşme

162. Aşadakilerden hangisi üriner retansiyon gelişmesi için bir risk


faktörüdür?

A) Kadın hastalar

B) Anorektal cerrahi

C) Majör abdominal cerrahi

D) Genel anestezi

E) Preperatil prazosin tedavisi

163. Periferik arteriyel yetmezliği olan bir hastada hangisi cerrahi tedavi
endikasyonu değildir?

A) İstirahat ağrısı B) İskemik nöropati

C) Nekroz ve gangrenler D) Ülserasyon

E) Klaudikasyon

164.Kan basıncı düşük, nabız bradikardik, santral venöz basınç düşük ve kalp
debisi düşük, sistemik vasküler direnci azalmış olan bir hastada hangi tip bir
şok mevcuttur?

A) Hipovolemik şok B) Kardiyojenik şok

C) Nörojenik şok D) Hiperdinamik septik şok

E) Hipodinamik septik şok

165. Yumuşak doku sarkomlarında prognozu belirleyen en önemli Prognostik


faktör aşağıdakilerden hangisidir?

A) Histolojik grade

B) Histopatolojik tip
C) Boyun

D) Daha önce insizyonel biyopsi yapılması

E) Distal yerleşim

166.100 kg ağırlığında ve 40 yaşındaki bir erkek hasta evindeki yangın


sonrası toplam vücut yüzeyinin %45'i ikinci derecede yanmış olarak acil
servise başvuruyor. Acil serviste olayın üzerinden 2 saat geçtiği ve bu sürede
hastaya sıvı verilmediği öğreniliyor. Bu hastaya ilk 6 saatte verilecek sıvı
tedavisinin hızı ne olmaldır?

A) 250 ml / saat

B) 500 ml / saat

C) 1000 ml / saat

D) 1500 ml / saat

E)2000 ml/saat

167.0perable meme kanserinde cerrahi tedavi sonrası hormonal tedavi


kararını belirleyen temel kriter aşağıdakilerden hangisidir?

A) Yaş B) Menapozadurum

C) Lenf nodu metastaz durumu D) Hastanın riski E) Reseptör durumu

168. Reseptör pozitif metastatik meme kanserinin öncelikli tedavisi


hangisidir?

A) Hormonoterapi B) Kemoterapi

C) Radyoterapi D) Cerrahi

E) immünoteropi

169.Sigmoidovezikal fistülin en sık nedeni aşağıdakilerden hagisidir?

A) Crohn hastalığı B) Sigmoid karsinom

C) Divertikülit D) Mesane karsinomu

E) Amibik kolit

170. Ailesel kolorektal karsinom olan birinin hangi organında sekonder


kanser olma riski daha yüksektir?

A) Mide B) Karaciğer

C) Bronş D) Mesane

E) Endometirum

171.Karsinoid sendrom gelişen hastalarda hemen her zaman saptanan bulgu


aşağıdakilerden hangisidir?

A) Karaciğer metastazları B) Malabsorbsiyon C) Astım D) Sağ kalp kapak hastalığı

E) Pellegra

172.Aşağıdaki radyolojik bulgulardan hangisi Crohn hastalığı ile uyumlu


değildir?

A) Segmenter tutulum B) Lümen daralması

C) Duvar rijiditesi D) Fistüller

E) Kurşun boru manzarası

173.0ral olarak verilen glukoz, Intravenöz olarak verilen aynı miktar glukoza
göre daha fazla insülin salınımına neden olur. Bu olaya neden olan hormon
aşağıdakilerden hangisidir?

A) Somatostatin

B) Pankreatik polipeptid (PP)

C) Sekretin

D) Gastrik inhibitör polipeptid (GIP)

E) Vazoaktif intestinal peptid (VIP)

174.Daha önce safra yollan ameliyat geçirmemiş bir hastada pneomobilia


(safra yollarında havA) en çok hangi patolojiyi düşündürür?

A) Akut amfizematöz kolesistit

B) Süpüratif kolanjit

C) Pasoniter hastalık
D) Biliyer enterik fistül

E) Safra yolları karsinoması

175.Hiç kanaması olmamış özefagus varisli hastalarda aşağıdaki ilaçlardan


hangisinin kanama olasılığını belirgin olarak azalttığı gösterilmiştir?

A) Vazopressin B) Beta blokerler

C) Somotostatin D) Glipressin

E) Venopressin + nitrogliserin

176.Yapılan Ultrasanografik incelemesinde intrahepatik ve ekstrahepatik


safra yollarında kistik dilatasyon saptanan hasta koledok kistleri
sınıflandırmasına göre hangisine dahil olur?

A) Tip I Koledok kisti B) Tip II Koledok kisti

C) Tip IV A Koledok kisti D) Tip IV B Koledok kisti

E) Tip V Koledok kisti

177. Aşağıdaki farmakolojik ajanlardan hangisi tirotoksikozun tedavisinde


tiroid hormon sentezini bloke etmek amacı ile kullanılmaz?

A) Propilthiourasil B) Metimazol

C) Karbimazol D) Fenobarbital

E)iyot

178.Aşağıdakilerden hangisi folliküier tiroid kanserlerinde kötü prognostik


faktörlerden biri değildir?

A) Tümörün ekstratiroidal olması

B) Tümörün 4 cm'den büyük olması

C) Aşırı vaskülarite ve parankimal yayılma

D) Kapsüllü ve minimal vasküler invazyon

E) 40 yaş üstü ve erkek hasta olması

179.Multiple endokrin neoplazi (MEN) tip 2 sendromu olduğu bilinen bir kadın
hastanın 14 yaşındaki kızının tiroidi bezinde bir kitle saptanıyor. Bu hastanın
cerrahi tedavisinin planlanmasında aşağıdaki testlerden hangisi en
önemlidir?

A) Ultrason eşliğinde ince iğne aspirasyon biyopsisi

B) 24 saatlik idrardaki katekolamin düzeylerinin saptanması

C) Karaciğer fonksiyon testleri

D) Akciğer filmi

E) Indirekt laringoskopi

180.Primer hiperparatiroidili bir hastada iki paratiroid adenomu bulunma


olasılığı ne kadardır?

A)%2 B) %10 C) %30 D) %60 E) %90

181 .İntraserebral kanamanın en sık görüldüğü beyin bölgesi aşağıdakilerden


hangisidir?

A) Serebral hemisferler B) Beyin sapı

C) Putamen D) Serebellum

E) Paryetal lob

182.Bülloz mirinjit etkeni aşağıdakilerden hangisidir?

A) S. aureus B) Mycoplazma

C) Aspergillus D) P.aeroginoza

E) catarhalis

184. Periostta soğan manzarası oluşturan tümör aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kondroblastom B) Osteoblastom

C) M.Myelom D) Ewing sarkomu

E) Retiküler hücreli karsinom

185. Torasik outlet sendromunda aşağıdaki testlerden hangisinin pozitif


bulunma olasılığı en yüksektir?

A) Adson testi B) Watson testi


C) Trendelenburg testi D) Homans testi

E) Obturatuar test

186. İlk prenatal vizit için aşağıdaki değerlendirmelerden hangisi en az


önemlidir?

A) Anamnez ve fizik muayene

B) HIV testi

C) HbAıC saptanması

D) Glukoz ve protein için tam idrar tahlili

E) Tam kan ve kan grubu

187. Sarı köpüklü vajinal akıntı en çok aşağıdakilerden hangisini düşündürür?

A) Normal vajinal sekresyon B) Kandida vajiniti C) T.vajinalis vajiniti D) Gebelik lökoresi

E) Bakteriyal vajinozis

188. Aşağıdakilerden hangisi menstrüel siklus sırasında endometriumda


meydana gelen histolojik değişikliklerden değildir?

A) Ödem B) Follikülizasyon

C) Predesidual reaksiyon D) Lökosit infiltrasyon

E) Vakolizasyon

189. Varicella-zoster aşısının gebelikte kullanımı ile ilgili aşağadaki


bilgilerder hangisi en doğrudur?

Kontraendikedir

Gebe olmayan kadın gibi aşılama yapılır

Maruz kalmayı takiben aşılama yapılır

Risk faktörü varsa aşılama yapılır

Zona varsa aşılama yapılır

183.AFP yüksekliği olan bir hastada hangi tip testis tümörü ekarte edilebilir?

A) Seminom B) Teratom
C) Yolk saik tümörü D) Embriyonel karsinom

E) Sertoli hücreli tümör

190.Ultrasonografik değerlendirmede serbest yüzen, dalgalanan koroid


pleksus aşağıdakilerden hangisini olasılıkla düşündürür?

A) Hidrosefali B) Aqueductus stenozu

C) Karoid pleksus kisti D) Serebral atrofi

E) Serebellar tümör

191.Preeklampside ortaya çıkan hipertansiyonun en önemli sebebi


aşağıdakilerden hangisidir?

A) Hipervolemi B) Generalize vazospazm

C) GFR azalması D) Na tutulması

E) Fe eksikliği

192.Aşağıdakilerden hangisi serviks kanserinde artmış insidans ile birliktelik


gösterme olasılığı en düşüktür?

A) Kötü hijyen

B) Multipl hamilelik

C) Sekssüel multipl partner

D) Sosyoekonomik düzey düşüklüğü

E) Geç yaşta evlilik

193.Hiperkalsemi ve hiperpireksi yapan over tümörü hangisidir?

A) Musinöz kistadeno karsinom

B) Seröz kistadeno karsinom

C) Brenner tümörü

D) Endometrioid tümör

E) Mezenefroid tümör

194.Sarkom tanısı için sıklıkla aşağıdaki şekillerden hangisi ile konur?


A) Uterusta büyüme

B) Kanama

C) Akciğer metastazı

D) Çıkarılan myomun patalojik incelemesi

E) Pelvik muayene ile konur

195.Aşağıdakilerden hangisi iyi prognozlu metastatik gestasyonel


trofoblastik hastalığın belirleyici kriterlerinden değildir?

A) Hastalıkla gebelik arasındaki sürenin kısa olması

B) Daha önce kemoterapi uygulanmamış olması

C) Tedavi öncesi HCG düzeyinin 40.000 MlU/ml'nin altında olması

D) 6 ay önceki gebelik

E) Beyin metastazının olmaması

196.Puerperal mastitin en sık nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

A) Streptokokkus pneumonia B) E.Coli C) Pseudomonas D) Proteus

E) Stafilokokus aureus

197.Bonney testi aşağıdakilerden hangisinin değerlendirilmesinde kullanılır?

A) Trigonit B) Rektal Striktür

C) Anal sfinkter tonusu D) Stress inkontinans

E) Nörojenik mesane

198.Hiperandrojenizmde kullanılan ilaçlardan hangisi aldosteron


antagonistidir?

A) Siproteron asetat B) Spironolakton

C) Bromokriptin D) Simetidin

E) Ketokonazol

199.Yıkanmış semen ile yapılan intrauterin inseminasyon aşağıdaki


durumlardan hangisinin var olduğu çiftler için en uygundur?
A) intrauterin adezyon

B) Servikal stenoz

C) Yetersiz servikal mukus

D) Oligospermi

E) Bilateral tubal faktör

200.Aşağıdakilerden hangisinde galaktore ve hiperprolaktinemi beklenmez?

A) Cushing hastalığı B) Oral kontraseptifler

C) Kronik böbrek yetmezliği D) Hipertiroidizm E) Göğüs travması

Bu testte sırasıyla Anatomi, Fizyoloji, Histoloji, Embriyoloji, Biyokimya,


Mikrobiyoloji, Patoloji, Farmakoloji cevapları bulunmaktadır.

1.(Cevap A)

Foramen ischiadicum majus'tan geçen anatomik yapılar: Bu açıklıktan geçen en büyük anatomik yapı, m.
piriformis'tir. Bu kasın üstünde ve altında birer açıklık kalır.

Foramen suprapiriforme'den geçen yapılar:

A.v. glutea superior ve n. gluteus superior.

Foramen infrapiriforme'den geçen yapılar: A. v.

glutea inferior ve n. gluteus inferior, n. ischiadicus, n. cutaneus femoris posterior, n. pudendus ve a.v.
pudenda interna.

Foramen ischiadicum minus'tan geçen anatomik yapılar: N. pudendus, a.v. pudenda interna ve m.
obturatorius internus'un tendonu ve siniri.

2. (Cevap B)

N. pudendus ile a.v. pudenda interna her iki delikten de geçen yapılardır.

Art. coxae; art. spheroidea tipi eklemdir. Labrum articulare'si (labrum acetabulare) vardır. Eklem
kapsülünün en zayıf yeri, arka-alt bölümü olup, lig. pubofemorale ile lig. ischiofemorale arasındadır.
Lig. iliofemorale (Bigelow ligamenti); eklemin en güçlü ligamentidir. Uyluğun aşırı ekstansiyonunu
önleyen esas ligamenttir. Ayrıca aşırı addüksiyon ve dış rotasyonunu da kısıtlar. Eklemin stabilitesinden
sorumlu en önemli ligamenttir.

Lig. pubofemorale; uyluğun aşırı abdüksiyonunu önler.

Lig. ischiofemorale; uyluğun aşırı iç rotasyonunu önler.

Zona orbicularis; negatif hava basıncından sonra femur başının acetabulum'dan çıkmasını önleyen en
önemli ligamenttir.

Foramen venae cavae; 8. ve 9. torakal vertebralar arası discus intervertebralis seviyesinde, centrum
tendineum'un üzerindedir. Bu açıklıktan v. cava inferior ve sağ n. phrenicus'un terminal dallan geçer.

Hiatus oesophageus; 10. torakal vertebra seviyesindedir. Açıklıktan; oesophagus, sağ ve sol n. vagus'lar,
a.v. gastrica sinistra'ların özofageal dalları ve özofagus'un alt 1/3 kısmından gelen lenf damarları geçer.

3. (Cevap A)

Vagina carotica içinde bulunan anatomik yapılar; a. carotis communis, a. carotis interna, v. jugularis
interna, n. vagus, ansa cervicalis, derin boyun lenf düğümleri, r. sinüs carotici (Hering siniri) ve sempatik
sinirler. A. carotis externa kılıf içinde bulunmaz

4. (Cevap E)

M. biceps brachii; ön kolun kuvvetli ve hızlı supinator kasıdır. Lacertus fibrosus (aponeurosis bicipitalis)
denilen aponörotik tendonunun altından a. brachialis ile n. medianus geçer. Bu kasın uzun başının
tendonu, sulcus intertubercularis'ten ve omuz eklemi içinden geçer.

6. (Cevap D)

Hiatus aorticus; 12. torakal vertebra gövdesinin önündedir. Bu açıklıktan; aort ve ductus thoracicus geçer.
Bazen v. azygos ile v. hemiazygos'da geçer.

Mediastinum superius'ta bulunan anatomik yapılar;

Timus - V. brachiocephalica'lar - V. cava superior'un üst yarımı - Arcus aortae ve dalları (truncus
brachiocephalicus, a. carotis communis sinistra, a. subclavia sinistra) - N. vagus'lar - N. phrenicus'lar -
Trachea - Oesophagus - Ductus thoracicus

Mediastinum anterius'da bulunan anatomik yapılar;

Timus ve sternoperikardiyal ligamentler

Mediastinum medium'da bulunan anatomik yapılar;


Pericardium - Kalp - Aorta ascendens - V. cava superior'un alt yarımı - V. azygos'un terminal kısmı -
Bifurcatio trachea - Bronchus principalis'ler - Truncus pulmonalis ve dalları (a. pulmonalis dextra ve
sinistra) - Vv. pulmonales - N. phrenicus'lar

7. (Cevap C)

8. (Cevap E)

N. Glossopharyngeus (IX): Nucleus ambiquus;

motor çekirdeğidir. Bulbus'da iokalizedir. Bu çekirdekten çıkan motor lifler sadece m. stylopharyngeus'u
uyarır.

Nucleus salivatorius inferior; parasempatik çekirdeğidir. Glandula parotidea'ya gider.

N. glossopharyngeus, tonsilla palatina'nın ve orta kulak boşluğunun duyusunu taşır.

9. (Cevap E)

Sinus rectus; Faix cerebri ile tentorium cerebelli'nin birleşme yerindedir. Beynin en büyük veni olan v.
magna cerebri (Galen veni) ve sinus sagittalis inferior bu sinüse açılır.

Sinus cavernosus; içinden a. carotis interna ve n. abducens geçer. Sinüs'ün dış duvarından ise; n.
oculomotorius, n. trochlearis, n. ophtalmicus ve n. maxillaris geçer.

Sinus cavernosus'a açılan oluşumlar; v.

ophtalmica superior ve inferior, v. centralis retina ve sinus sphenoparietalis'dir. Sinus cavernosus; sinus
petrosus superior, sinus petrosus inferior ve plexus venosus pterygoideus'a açılır.

10. (Cevap D)

Tractus spinothalamicus lateralis: Yüzeyel ağrı ve ısı duyusunu taşır.

Tractus spinothalamicus anterior: Kaba dokunma ve basınç duyusunu taşır. İkinci nöronları medulla
spinalis'te cornu posterius'tadır. ikinci nöron uzantıları commissura alba anterior'da çapraz yapar ve karşı
tarafa geçip talamus'taki üçüncü nöronlarına gider.
Tractus spinothalamicus anterior'un bilateral lezyonlarında gıdıklanma ve kaşınma gibi duyular
kaybolabilir.

Spinotalamik yolların lezyonları her zaman kontralateraldir.

11. (Cevap C)

Flocculonodular lob vestibüler çekirdeklerle bağlantılıdır ve en önce gelişimi olan lobdur.


Archicerebellum'da denir. Özellikle postür ve denge için gereklidir. Harabiyetinde denge kaybı ve ataksi
olur.

12. (Cevap C)

Kan basıncı (P): Dakika volümü (Vm) ve periferik direncin (R) çarpımına eşittir. Kalbin hızlanması, atım
volümünün artması ya da vazokonstriksiyon kan basıncında artışa neden olur. Yaşlanma ile damar
elastisitesinin azalmasıda kan basımcını arttırır. Kan basıncında en büyük düşme arteriollerde görülür
çünkü en fazla rezistans buradadır. Kan basıncı kontrolünde sinirsel ve hormonal düzenleme vardır.

13. (Cevap D)

Damar duvar zededelenmesine ilk yanıt vazokonstrüksiyondur. Zedelenmiş endotel hem trombositlerin
yapması için zemin görevi görür hem de pıhtılaşmayı başlatan doku faktörünü sentezler. Doku faktörü
faktör VII ile birleşir ve pıhtıyı oluşturur. Doku faktörü-faktör Vila kompleksi hem faktör X'u doğrudan
hem de faktör IX yoluyla dolaylı olarak aktive eder.

Trombositlerin subendotelyuma yapışmasını takiben, trombosit kümelenmesi başlar. Agregasyonu aktive


eden subendoteliyal dokulardaki kollogendir. Agregasyon sırasında trombositler aktive olurlar ve
trombositlerden salgılanan ADP, PGG2 ve TxA2 gibi faktörler agregasyonu daha da artırarak devamını
sağlarlar. Eş zamanlı olarak pıhtlaşma faktörlerinin aktivasyonu ile oluşan trombin de trombositlerin
agregasyonuna katkıda bulunur. Trombin aynı zamanda fibrinojenin fibrin haline dönüşümünü sağlar.
Fibrin oluşumunu sağlayan en son emzimdir. Fibrin ağlarının stabilizasyonunu sağlayan faktör, faktör
Xlll'dür. Faktör XIII aracılığıyla sağlam ve stabil bir pıhtı oluşur.

14. (Cevap D)

Duyu sinir sonlanmaları şunlardır;

1. Serbest sinir sonlanmaları (ağrı - ısı)

2. Merkel cisimciği (dokunma)

3. Meisner korpuskülü: dokunma Tunika submukozada bulunur.

4. Vater - Pacini korpuskülü: vibrasyon

5. Ruffini korpuskülü: sıcak


6. Krause korpuskülü: soğuk

7. Kas iğciği: hareket ve pozisyonda

8. Golgi tendon organı: Hareket ve pozisyonda

Merkel cisimciği kılsız deride stratum spinozumda görülür.

Meissner korpuskülü dermişte papillalar içine yerleşmiştir. Esas olarak avuç içi, ayak taban, parmak ucu,
dudak ve meme başında bulunurlar. Buradaki kararlı bir basının şiddetinin ölçümünden sorumludurlar.

Meissner korpüskülü serbest sinir sonlanmaları ve Schwann hücreleri ve bunların etrafını saran
fibroblastlar ile kalın kollagen fibrillerden oluşmuştur.

15. (Cevap B)

VIP: 28 aminoasitlidir ve yapısı sekretine benzer. Gast-rointestinal sistemdeki sinir hücrelerinden salınır.
Pankreas D1 hücrelerinden de salınır. GİS'de düz kas gevşemesinden sorumludur. VIP salgılayan
tümörlerde bol sıvı sekresyonu olur. Buna Verner Morrison Sendromu (pankreatik kolera) denir.

16. (Cevap C)

MSH intermedier lob tarafından salınır. Propiomelano kortinden kesilerek sentezlenir.

17. (Cevap A)

Primer oositler büyür ve çevresindeki yassı hücreler kübik granülosa hücrelerini oluşturur. Bunun
etrafındaki stroma hücreleride teka tabakasını oluşturur. Bu oluşuma primer folikül denir. Teka hücreleri
ve granülosa hücreleri arasında bazal membran vardır. Granülosa hücreleri ve oosit beraber zona
pellusida denen tabakayı yapar. Teka hücreleri teka interna ve teka eksterna olarak iki tabakaya farklanır.

İlerleyen dönemlerde granülosa hücrelerinde çoğalma olur ve granülosa tabakası içinde folikül sıvısı (likör
folliculi) olan boşluklar oluşur. Bunlar daha sonra birleşirler ve antrumu oluştururlar. Bu foliküle sekonder
folikül denir. Sekonder foliküller genital siklusun 4. gününde maksimum büyüklüğe erişir. Bu foliküle graf
folikül denir. Graf folikül, ovaryum yüzeyinde çıkıntı oluşturur.

Ovulasyondan hemen önce primer oosit I. mayoz bölünmesini tamamlar. Sonuçta sekonder oosit ve I.
polar cisim oluşur. Sekonder oosit hemen 2. mayoz bölünmeye girer. Ovulasyon sırasında överin
apeksinde oluşan avasküler yapıya da stigma adı verilir.

18. (Cevap A)

Özefagus duvarı mukoza, submukoza, muskularis propria ve en dışta adventisya tabakasından oluşur.
Mukoza nonkeratinize çok katlı yassı epitel ile döşelidir. Epitelin altında lamina propria vardır. Lamina
propria, muskularis mukoza ile submukozadan ayrılır. Submukozada müköz glandlar, Meissner sinir
pleksusu, muskularis propriada içte sirküler, dışta longitudinal olan kas lifleri arasında Auerbach
(myenterik) sinir pleksusu bulunur. Serozası yoktur. Üst 1/3 özefagusta, istemli yutma hareketine katılan
çizgili kas bulunur.

Özefagusun diğer GİS bölgelerinden en önemli farkları epitelin yassı epitel olması, submukozada müköz
glandların varlığı ve seroza yerine en dışta adventisya tabakasının bulunmasıdır.

25-30 cm. uzunlukta kastan yapılmış bir tüptür. 1/3 üst kısım çizgili kas, 1/3 alt kısım düz kas, orta 1/3
kısım ise geçiş zonu denen çizgili ve düz kastan oluşur.

19. (Cevap C)

Matriks; şekilsiz (amorf), renksiz, fibrilsiz, saydam ve homojendir.

Amorf madde (matriks) fibroblastlar tarafndan sentezlenir.

Matriks başlıca iki yapıdan teşekkül eder.

1. Glikozaminoglikan

2. Glikoprotein

Glikozaminoglikanlar amorf ara maddedeki suyun hemen hemen tamamının tutulmasından sorumludur.

Glikozaminoglikanlar, suda eriyen bir çok maddenin bağ dokusu içine diffüzyonunu sağlar.

Glikozaminoglikanlar 2'ye ayrılır:

1. Sülfatlı glikozaminoglikanlar

- Kondroitin - 4 sülfat (Hyalin ve elastik kıkırdak)

- Kondroitin - 6 sülfat

- Dermatan sülfat (tendon, ligament, dermis)

- Keratohyalin

- Heparan sülfat (karaciğer, dalak)

2. Sülfatsız glikozaminoglikanlar

- Hyaluronik asit (snoviyal sıvı, kıkırdak): Bu tabaka bakteriyel invazyona karşı koruyucu rol oynar.

- Kondroitin

Amorf maddedeki sıvı doku sıvısıdır. Patolojik durumlarda bu sıvı artar ve ödem oluur.

Glikoproteinlerden en önemli ikisi fibronektin ve laminindir. Tümör hücrelerinin matrikse yapışmasında


etkilidirler.
20. (Cevap D)

NEFRONUN KISIMLARI:

Glomerülüs: Afferent arteriolün yaptığı 20-40 kapiller arterden oluşur. Kapiller özel pencereli kapillerdir.
Bazal membran kesintisiz değildir. Bu sayede protein ve hücreler hariç tüm kan süzülür.

Süzücü membranda Bazal membran, endotel, mezengium hücreleri, podosit yer alır.

Bowman Kapsülü: Glomerülü saran yapıdır. Viseral ve paryetal yaprakları vardır. Glomerülleri kaplayan
viseral tabakası özelleşmiş bir yapıya sahiptir ve podositlerden oluşmuştur.

Malpighi cisimciği: Bowman kapsülü+Glomerül

Proksimal Tübülüs: Kıvrımlı ve düz kısımlar vardır.

Henle Kulpu: Kalırı ve ince segmentleri vardır, inen ve çıkan kolu vardır.

Distal Tübülüs: Kıvrımlı ve düz kısımlar vardır.

Toplayıcı kanallar nefronun bir parçası değildir.

21. (Cevap C)

Organel işaretleyicileri;

Mitokondri:Glutamat dehidrogenaz

Lizozom:Asit fosfataz

Endoplazmik retikulum: Glukoz 6-fosfataz

Plazma membranı: a++/K+ATP'az mükleotidaz

Sitozol: laktat dehidrogenaz

22. (Cevap E)

NADPH'ların kullanılması;

1 .redüktif sentezlerde (yağ asidi, steroid hormon)

2. hidrojen peroksidin temizlenmesi

3. Aromatik - alifatik bileşiklerin hidroksilasyonu

4. Fagositoz

Süperoksit anyonu ise, süperoksit dismutaz enzimi ile hidrojen perokside dönüşür ve bu reaksiyonda
NADPH kullanılmaz.

23. (Cevap B)

Krebs döngüsü mitokondri matriksinde gerçekleşen tüm metabolik yakıtların asetil KoA'ya kadar
katabolize edilmesi sonucu asetil KoA ve okzaloasetatın sitrata kondansasyonu ile başlayan çok önemli bir
döngüdür. 3 tane hız kısıtlayıcı basamak vardır; sitrat sentetaz, izositrat dehidrogenaz ve alfa ketaglutarat
dehidrogenaz.

Alfa ketaglutarat dehidrogenaz tarafından alfa ketoglutarat süksinil KoA'ya dönüşür ve açığa Co2 ve
NADPH çıkar. Bu reaksiyonu takiben süksinat kinazın etkisiyle süksinil KoA süksinata dönüşür. Substrat
düzeyinde fosforilasyona örnektir (Bilindiği gibi hücrede ATP subtrat düzeyinde fosforilasyon ve oksidatif
fosforilasyonula elde edilir). Açığa enerjisi ATP ile aynı olan GTP çıkar. Burada çeldirici şık NADH'tır, çünkü
alfa ketaglutarat dehidrogenaz tepkimesi sırasında açığa çıkar. Ancak NADH'ın enerji üretebilmesi için
muhakkak solunum zincirine girmesi gerekir.

24. (Cevap C)

ATP, asetil KoA ve alanin pürivat kinaz basamağını inhibe ederler. Fruktoz 2-6 bifosfat ise fruktoz 6-
fosfattan fosfofruktokinaz 2 (PFK-2) etkisiyle oluşur. Reaksiyon çift yönlü olup, fruktoz bifosfataz (FBPa2)
ile tekrar fruktoz 6-fosfat oluşur. PFK2 ve FBPa2 aynı enzimin düzenlebilir komponentleridir.

Enzimin fosfo ve defosfo olmak üzere iki formu vardır. Defosfo halinde PFK2 aktif, FBPa2 inaktiftir.
Beslenme sonrası fruktoz 2, 6 bifosfat düzeyi yükselir ve PFK-1 aktif olup glikoliz uyarılır (insülinin
yükselmesine bağlı, fosfotazlar uyarılır).

Fruktoz 1,6 bifosfat ise fosfofruktokinaz 1 (PFK1) tarafından yine fruktoz 6-fosfattan oluşur. Fruktoz 1,3
bifosfat glikoliz yolağındaki bir ara üründür ve glikolizdeki geri dönüşümsüz son basamağı katalizleyen
pürivat kinazın en güçlü aktivatörüdür.

25. (Cevap C)

Yüksek fruktozlu beslenme fruktoz metabolizma bozukluklarından biridir. Aşırı fruktoz alındığında
fruktokinaz hızlı çalışıp substratı fruktoz 1-fosfata çevirir ancak aldolaz b enzimi fruktokinaz kadar hızlı
çalışamaz (esas mekanizma bu) hücre içi fruktoz 1-P1 düzeyi artar ve inorganik fosfat seviyesi azalır.
Bilindiği gibi ATP, ADP, ve inorganik fosfatın kenetlenmesinden oluşur. İnorganik fosfat azalmasına bağlı
ADP ve inorganik fosfatın kenetlenmesi bozulur ve ATP sentezlenemez. Hücre içi ADP ve AMP seviyesi
artar. Bunların katabolizması sonucu hiperürisemi oluşur.

26. (Cevap B)

- Pürivat karboksilaz enzimi mitokondride bulunur

- Tek yönlü bir reaksiyonu katalizler.

- Asetil KoA tarafından aktive edilir.


- Biotin prostetik grubudur.

- Endergonik bir reaksiyonu katalizler. Reaksiyonun okzaloasetat (OAA) oluşturmak için devam
edilebilmesi için ortama enerji eklenmelidir. (ATP gibi) ADP, pürivat karboksilazı inhibe eder.

- Pürivat karboksilazın katalizlediği reaksiyonla elde edilen OAA, asetil KoA ile birleşerek sitratı oluşturur.

Sitrat, yağ asidi sentezinden hız kısıtlayıcı basamak olan asetil KoA karboksilazı aktive eder, glikolizdeki hız
kısıtlayıcı basamak fosfofruktokinaz-1 (PFK1) inhibe eder.

NADPH ise pentoz fosfat yolundan ve yağ dokusunda malik enzimin katalizlediği reaksiyondan elde edilir
ve yağ asidi sentezinde kullanılır.

27. (Cevap C)

LCAT plazmada kolesterolün esterleşmesine olanak sağlar. Fosfotidil kolinden bir yağ asidi koparıp
kolesterolü esterleştirir. Aktivatörü ApoAl'dır.

28. (Cevap D)

Yağ asidi beta oksidasyonu yağ asidi 3 karbonlu kalıncaya dek sürer ve propionil KoA oluşur. Propionil
KoA, karboksilasyonu ile metil malonil KoA'ya dönüşür. Metil malonil KoA mutaz enziminin katalizi ile
süksinil KoA dönüşür ve TCA siklusunu girer.

29. (Cevap A)

Alkol, alkol dehidrogenaz enzimi ile sitoplazmada asetaldehide dönüşür ve açığı NADH çıkar. Artan
NADH/NAD oranı TCA siklusu aktivitesinde azalma yapar. Böylece yağ asidi oksidasyonu azalır ve
trigliserit sentezi artar.

Ayrıca artan NADH/NAD pürivat / laktat oranını azaltarak laktik asit miktarında artışa yol açar. Bunun
sonucunda ürik asit atılımı azalır ve bu nedenle alkol alınımından sonra gut krizleri görülebilir.

30. (Cevap E)

Kolesterol sentezi asetil KoA'dan başlar. 3 asetat ünitesi kondonse olarak 6 karbonlu metabolitten olan
mevelonat oluşur. Mevelonattan C02 kaybı ile aktif izopren bileşikleri oluşur. İlk oluşan izopentil
profosfattır.

31. (Cevap B)

Histidin, bazik aminoasitlere örnektir. Yan zincrinde imidazol halkası bulunur ve fizyolojik pH'da en güçlü
tampon histidin aminoasididir.

Plazma tampon sistemleri

1. Bikarbonat tampon sistemleri: HCO3 ve onun Na tuzu kullanılır.


2. Fosfat tampon sistemi: H2P04 ve HPO4"2 tampon çiftinden oluşur.

3. Protein tampon sistemi: En güçlü tampon histidindir.

Eritrosit tampon sistemleri:

Bikarbonat tampon sistemi ve hemoglobin tampon sistemi bulunur. Eritrositlerin başlıca tamponu
hemoglobindir.

Böbrekler:

1. Bikarbonat reabsorbsiyonu

2. Hidrojen sekresyonu

3. Amonyum sekresyonu: Hidrojen iyonlarının başlıca atılım yoludur. Glutamit asidi aminasyonu ile
oluşur.

Akciğerler: C02'nin atılımı fonksiyonunu üstlenir.

32. (Cevap E)

Glisin, bir çok metabolitin yapısına giren en küçük aminoasittir.

1 Protein sentezi

2 Safra asitlerinin konjugasyonu

3 Porfirin sentezi

4 Kreatin sentezi

5 Serin sentezi (serin ve glisin birbirine dönüşebilir)

6 Glutatyon sentezi

7 Glisinin, glisin oksidaz enzimi ile glioksalata dönüşümü, bu yol baskın olursa organizmada taş oluşumu
görülür.

Epinefrin, ise tirozln aminoasidinden sentezlenir.

33. (Cevap D)

Tripsin, bazik aminoasitler tarafından oluşturulan peptit bağlarını yıkar.

Elastaz, prolin ve glisin tarafından oluşturulan peptid bağlarını verir.

Kimotripsin aromatik aminoasitler tarafından oluşturulan peptid bağlarına etkir.


Rennin ise sütün yapısında bulunan kazeini parakazeine çevirir ve kalsiyum tarafından aktiflenir.

34. (Cevap B)

Üre siklusunda argininden oluşan ornitin, ornitin ise dekarboksilaz enzimi ile putresine dönüşür. Putresin
iki kez S-adenozil metionin (SAM) ile metilasyona uğrayıp sırasıyla spermidin ve spermini oluşturur.

Putresin, spermin ve spermidin poliaminlere örnek, hücre stabilizasyonunu sağlayan maddelerdir.

35. (Cevap E)

İnsülin anabolik bir hormondur. Toklukta artar, glukokinaz pürivat kinaz glikolitik döngünün enzimleridir
ve insülin tarafından indüklenir. Sitrat şeklinde asetil KoA mitokondriden sitoplazmaya taşınır. Sitrat liyaz
enzimi sitratı asetil KoA ve okzaloasetata parçalar. Asetil KoA yağ asidi sentezinin öncül maddesidir. Asetil
KoA karboksilazda yağ asidi sentezinde hız kısıtlayıcı basamaktır. Glukoz 6-fosfataz ise glukoneogenezde
yer alar ve glukagon tarafından indüklenir.

36. (Cevap D)

Mineralokortikoidlerin reseptörleri sitoplazma da bulunur. Bu hormonlar, hedef dokularına taşıyıcı


proteinlerle götürülür. Hücre içinde özgün reseptörlere bağlanır. Hormon reseptör kompleksi nükleusa
transloke olur.

İkincil haberci olarak, cAMP'yi kullanmazlar, dolayısıyla adenilat siklazı aktive etmezler.

37. (Cevap E)

FSH ön hipofizden salınan glikoprotein yapısıda bir hormondur. FSH etkisi ile östrojenler oluşur.

38. (Cevap A)

Karboksilasyon reaksiyonlarında biotin koenzimdir. Pridoksal fosfat (B6 vitamininin aktif formu)
transaminasyon, non-oksidatif deaminasyon, kondansasyon ve aminoasitlerin

dekarboksilasyonunda görev alır.

39. (Cevap E)

Adenozin deaminaz (ADA) adenozinin inozine ve deoksiadenozinin deoksi inozine dönüşümünü katalizler.
ADA eksikliği olan hastaların lenfositlerinde yüksek derişimde dATP bulunur. dATP'de ribonükleotid
redüktazı inhibe eder ve DNA sentezi inhibe olur. Lökositlerinde ise proliferasyon buna bağlı olmaz.

40. (Cevap A)

Hem pürin hem de pirimidin sentezinde riboz 5- fosfata gereksinim vardır. Riboz 5-fosfat üretimi ise
pentoz fosfat yolunun non-oksidatif basamağından elde edilir. Glutatyon redüktazın süperaktif varyantını
taşıyan kişiler redüktazın kullanacağı NADPH'ı sağlamak için daha çok pentoz fosfat yolunu kullanır. Sonuç
olarak, riboz 5-fosfat üretimi artar ve fosforibozil pirofosfat (PRPP) fazlalığı ortaya çıkar. PRPP'de ürik
aside katabolize olacak pürin nükleotidlerin aşırı derecede sentezlenmesine yol açar.

41. (Cevap C)

Gram (+) bakteri hücre duvarında kalın bir peptidoglikan tabaka ve teikoik asid yapıları bulunur. Gram (-)
bakterilerde ise dış membran, lipoprotein ve lipopolisakkarid yapısı ve bir periplazmik aralık bulunur.
Ayrıca en içte ince bir peptidoglikan yapı bulunur. Teikoik asit sadece Gram (+) bakterilerde bulunur.

42. (Cevap E)

Prionlar bulaşıcı protein yapıları olarak tanımlanabilirler. Çok küçük yapılar oldukları için antijenik uyarı,
antikor sentezi ya da inflamasyona neden olmazlar. Dezenfektanlara, UV, nukleazlara dirençlidirler.
Hayvanlarda scrapie, deli dana hastalığı, insanlarda kuru, Creutzfeld-Jakup, fatal insomnia, GSS
hastalıklara yol açarlar. Tüm hastalıklarda tablo spongioform ansefatopati şeklindedir. Spongioform
(süngerimsi) görünüm ve protein birikimi en belirgin özellikleridir. Progresif multifokal lökoansefalopati
ise polyomavirüsler ile oluşan bir latent virüs infeksiyonudur.

43. (Cevap D)

Prionlar (CJ etkeni) dezenfektanlara en dirençli yapıdır. Fakat viruslardan ayrı bir gruptadırlar. Viruslar
içinde zarflı viruslar dezenfektanlara oldukça duyarlı iken zarfsız viruslar dezenfektanlara daha dirençlidir.
Poliovirus ise tüm virüsler arasında dezenfektanlara en fazla direnç gösteren virüstür. Bu şıklar arasında
adenovirus yegane zarfsız virüs olarak göze çarpmaktadır.

44. (Cevap C)

Ökaryotlar ile prokaryotları primer olarak ayıran yapı nükleus zarı olmamasıdır. Ayrıca ökaryatlarda
bulunan organeller prokaryotlarda bulunmaz. Riketsiyalar da bu açıdan bakıldığında nükleusun
olmaması, organeller içermemesi, bakteri duvarı içermesi ile ökoryatlardan ayrılıp prökoryatlar arasına
sokulmuştur. Hem DNA hem RNA içermesi virüslerden ayıran önemli bir özelliktir.

45. (Cevap A)

Haşlanmış deri sendromu eksfolyatif toksinle oluşan klinik bir tablodur. Bu ise bir S.aureusdan salgılanır.
Büller gelişmesine yol açan Yenidoğanda yaygın (Ritter hastalığı) erişkinlerde lokalize (büllöz impetigo)
hastalık oluşabilir.

46. (Cevap C)

Malign otitis eksterna diabetik hastalarda gelişen hızlı, dekstrüktif tarzda ilerleyen ağır bir kulak
infeksiyonudur. Etken P.aeroginosadır.

47. (Cevap B)
Protez kapak endokarditinde ilk bir yıl içinde en sık etken S.epidermidis, sonra S.aureus iken bir yıl
sonunda streptokoklar daha sık rastlanan etkendir.

48. (Cevap C)

C.difficile antibiyotiğe bağlı ishal, nozokomiyal ishalin en sık nedenidir. Toksinleri ile hastalık oluşturur ve
bu toksinler saptanarak tanı konulabilir.

49. (Cevap E)

Hastanede yatarken gelişen bakteriyemilerde en sık o hastane florasına bağlı olarak farklı bakteriler
görülebilir. Karbapenemlere direnç nedeniyle bu durumda öncelikle Stenotraphnem

düşünülmelidir. Antibiyotik tedavisi altında infeksiyon geliştiğinde öncelikle P.aeroginosa düşünülmelidir.


Fakat bu bakteri oksidaz (-) olması ile ayrılabilmiştir. A.baumanii böyle bir hastanede önemli bir etken
olarak belirlenebilir ve biyokimyasal özellikleri de uyum göstermektedir. Fakat karbapenem kullanım
bilgisi nedeniyle Stenotraphomonas seçilmelidir.

50. (Cevap D)

HIV ve İnfluenzavirus hariç tüm RNA virusları ve Poxvirus hücre sitoplazmasında, DNA virusları hücre
nukleusunda repllke olurlar.

51. (Cevap C)

Zarflı bazı virüsler füzyon oluşturarak hücrelerde yayılabilirler. Bunların sonunda multinükleer dev
hücreler oluşur. Tanıda kullanılabilir özellikle HIV, herpes virüsler (HSV, VZV) paramiksovirusler bu gruba
örnektir.

52. (Cevap C)

Geçmişte Hantavirüsler "arboviruslar" grubuna sınıflanmış olsalarda günümüzde ayrı bir gruba
alınmışlardır. Burada bulaş kemirgenlerin çıkartıları ile temas nedeniyle direk olarak meydana
gelmektedir. Diğer seçenekler arbovirus ailesi içinde yer almaktadır.

53. (Cevap A)

Rotavirüsler çift sarmallı RNA taşıyan ve segmentli RNA içeren yegane virüslerdir. Diğer virüsler arasında
ortomiksovirüsler,

bunyavirüsler, arenavirüsler segmentli genetik bilgi içermektedir.

54. (Cevap C)

Mantarlar arasında C. neoformans HIV (+) bir hastada hemen akla gelebilecek kapsüllü bir mayadır.
BOS'da kapsül antijen tayini oldukça uygun bir tanı olarak da belirtilmektedir.
55. (Cevap D)

C.dubliniensis özellikle HIV (+) olgularda belirlenen klamidospor, germ tüp oluşumları ile C.albicans ile
karışabilen bir mayadır. C.krusei flukonazol, C.lusitanae ise amfoterisin B'ye doğal dirençli bulunabilen
türler olarak dikkat çekmektedir.

56. (Cevap B)

Antibiyotik tedavisi ile ateşi düşmeyen ve akciğerde infiltrasyon saptanan bir nötropenik hastada
öncelikle mantar infeksiyonu ve özellikle invazif aspergillusu düşünmek gereklidir. Radyolojide periferlk
nodüller ve halo belirtisi gibi bulgular ise özellikle aspergillus infeksiyonlarda görülür.

57. (Cevap B)

Enterobius insandan insana bulaşırken T.

gondii (çiğ et) T. saginata (sığır), T. solium (domuz), T.spiralis (domuz) et ile bulaşan hastalıklardandır.

58. (Cevap C)

Nematodlar içinde çengelli solucanlar (Necatar, Ancylostoma), S.stercoralis deriyi delerek insanı infekte
edebilir. Schistosoma serkaryaları da suda insan derisini delerek bulaşır fakat bir trematodun
D.medinensis deriyi delerek hastalık tablosunu yaratsa da bulaş sindirim sistemden larvaların alınmasıyla
olmaktadır.

59. (Cevap C)

Interferon-gama, immünmodulatör olarak görev alır ve özellikle Thı yanıtı ile tüberküloza ait sorunların
önlenemediği ve sistemik tabloların geliştiği belirlenmiştir. Hatta gama interferon kusuru olan çocuklarda
BCG uygulaması bile sistemik infeksiyona yol açar.

60. (Cevap B)

Termofilik aktinomiçeslerin solunması Arthus reaksiyonu benzeri bir tablo ile çiftçi akciğerine yol açar.
Hemolitik anemiler sitotoksik (II) bir reaksiyonla lateks allerjisi ise tip I aşırı duyarlılık arasındadır.

61. (Cevap E)

Apoptoz tek hücre veya küçük hücre gruplarının ölümü ile karakterli olup hücre nüvesinde gen
aktivasyonu ile oluşur. p53 veya bax geni apopitoza yol açarken bcl-2 geni apopitozu engeller. Fizyolojik
ve patolojik olabilir. Akut viral hepatitte görülen Councilman cisimciği apopitotikdir. SSS dışında tüm
vücutta hipoksi ve iskemi koagulasyon nekrozuna yol açar. Myokard enfarktüsü ve tümör nekroza örnek
verilebiir. Kazeifikasyon nekrozu ise tüberküloz ve derin mantar enfeksiyonlarının karakteristiğidir. Yağ
nekrozu akut pankreatit de, likefaksiyon nekrozu ise beyinde hipoksi ve iskemi ile, ayrıca apse odaklan ve
diğer süpüratif inflamasyon odaklarında görülür.
62. (Cevap D)

Hipoksi ile oluşan hücre zedelenmesinde ilk etkilenen organel mitokondridir.ATP yapımı azalır. Na-K
pompası bozulur. Sodyum hücre içinde birikip dışarıdan su çeker ve hücre şişer.ilk ultrayapısal bulgu
endoplazmik retikulum şişmesi, ilk ışık mikroskobu bulgusu hücre şişmesidir (Bulanık şişme). Anaerobik
glikoliz başlar, laktik asid birikir ve pH düşer. Bu da nükleer kromotinde kümelenmeye yol açar.
Mitokondride küçük birikimler ve hafif şişme görülür. Sitoplazmik membranda köpük oluşur. Buraya kadar
oluşan değişiklikler geri dönüşümlü zedelenme bulgularıdır. Zedeleyici etken uzun süreli ve güçlü ise geri
dönüşümsüz zedelenme (hücre ölümü) gerçekleşir. Geri dönüşümsüz zedelenmede hücre nüvesinde
karyoliz, piknoz ya da karyoreksis görülür. Koagulatif nekroz ise hipoksi-iskemi sonucunda oluşan hücre
ölümünün morfolojik görünüme verilen ismidir. Geri dönüşümsüz zedelenmede endoplazmik retikulum
erir, mitokondri belirgin şiş, vakuollü olup büyük kalsiyum birikintileri içerir. Membranda kalıcı hasar
olşumu hücre ölümünün önemli nedenlerinden biridir. Lizozomal membranları hasar ile otoliz başlar.

63. (Cevap C)

Hücreler üç gruba ayrılır;

1.Sürekli çoğalan (labil) hücreler

2. Gerektiği zaman çoğalan (stabll) hücreler

3. Çoğalmayan (permanent-kalıcı) hücreler

Yassı epitel hücreleri, gastrointestinal sistemi döşeyen yüzey epitel hücreleri, mesanenin transsisyonel
epiteli, glandüler organların duktus epiteli, endometrial hücreler ve kemik iliği hücreleri sürekli çoğala
hücrelerdir. Çizgili kas hücreleri (kalp- iskelet kası) ve nöronlar çoğalmayan kalıcı hücrelerdir. Çizgili kas
dokusu dışındaki bağ dokunun hücreleri (düz kas, endotel, kemik, kıkırdak, yağ dokusu hücreleri,
fibroblastlar), gland epitel hücreleri, karaciğer parankim hücreleri, böbrek tübül epitel hücreleri, glial
hücreleri, gerektiği zaman çoğalan stabil hücrelerdir.

64. (Cevap B)

Medülloblastom, nöroblastom, retinoblastom ve hepatoblastom çocukluk çağında özellikle 0-5 yaş arası
görülen çocukluk çağı malign tümörleridir. Kendi haline bırakıldığında hızla yayılarak öldürücü olan bu
tümörler; erken tanı ve uygun tedavi ile tamamen iyileşme şansına sahiptirler. Osteoblastom ise en sık
10-20 yaşlan arasında, vertebrada yerleşen, kemik üreten benign tümörüdür. Osteoblast denilen, osteoid
üreten hücrelerden köken alır.

65. (Cevap A)

Bağ dokusu stroması belirgin olan desmoplazmik tümörlere skiröz tümör denir. Epitelial tümörlerde bağ
dokusu stroması belirgindir ve makroskobik olarak daha sert kıvamlıdır. Skiröz tümörlere en iyi örnek
invaziv duktal karsinomdur. Sarkomlarda bağ dokusu stroması belirgin değildir. Makroskobik olarak elastik
kıvamda ya da balık eti kıvamında diye tarif edilir.
66. (Cevap A)

Tip I Nörofibromatozis (von Reckhinghouse hastalığı) OD geçiş gösteren kanser sendromudur. Ciltte Cafe
au lait lekeleri, pigmente iris hamartomları (Lysch nodülleri), yaygın nöral tümörler, feokromasitoma,
kemik kist ve defektleri görülebilir. Malign periferik sinir kılıfı tümörü riski vardır. Böbrek kistleri görülmez.
Von Hippel Lindau sendromu ise OD geçiş gösteren bir kanser sendromu olup beyin sapı ve serebellumda
damar tümörleri (hemanjiom- hemanjioblastom) böbrek gibi iç organlarda kistlerle karakterlidir. Renal
hücreli karsinom riski artmıştır.

67. (Cevap B)

Karaciğerde en sık görülen malign tümör metastatik tümörlerdir. Kolon, akciğer, meme karsinomları,
lösemi ve lenfomalar karaciğere en sık metastaz yapan tümörlerdir.Primer tümörleri içerisinde en sık
görülen malign tümör hepatoselüler karsinom. ikinci olarak kolaniiokarsinomdur. Anjiosarkom nadir
görülür. Hepatoblastom ilk 4 yaş içinde görülen nadir bir çocukluk çağı tümörüdür.

68. (Cevap D)

Otoimmün gastritte pariyetal hücre membranları, intrinsik faktör ve gastritin reseptörlerine yönelik
antikorlarla asit salgılayan mukoza zedelenir. Hipo- aklorhidri gelişir. Pernisyöz anemi ile sıklıkla birliktedir.
Olay korpus ve fundusta sınırlıdır. Atrofi ve intestinal metaplazi gelişebilir. Antropilorik bölge sağlamdır,
olaya katılmaz.

69. (Cevap C)

Kolitis ülserozada inflamasyon mukoza ve submukozada sınırlı olup uzun eksene paralel lineer yüzeyel
ülserler görülür. Fissür ve fistül oluşumu görülmez. Crohn hastalığında ise fistül oluşturan fissürler ve
sinüs oluşumu görülebilir.

70. (Cevap B)

Takayasu arteriti aort ve ana dallarını, bazen de pulmoner arterleri tutar. Temporal arterit ise baştaki
büyük arterleri, özellikle karotid arter dallarını tutar. PAN ve tromboanjiitis obliterans orta çaplı arterleri
etkiler. Hipersensitivite vaskülit ise kapiller, venül ve arteriollerin inflamasyonudur. Hipersensitivite
vaskülitlerine klinikte verilebilecek en iyi örnek

Henoch Schönlain Purpurası (HSP)dır. Nontrombositopenik palpable purpuralar ile karekterize olan bu
vaskülit çocukluk çağının en sık görülen vaskülitidir. HSP'da prognozu belirleyen asıl faktör böbrek
tutulumudur ve ölümünde en sık nedeni böbrek yetersizliğidir.

71. (Cevap B)

Nötrofiller, myokard enfarktüsünde 5-6 gün boyunca en fazla görülen hücrelerdir. Makrofajlar 4.günden
itibaren görülmeye başlar ve zamanla artar. 4-7 günde granülasyon dokusu kenarlarında belirginleşir.
10.gün belirgin fagositoz ve granülazyon dokusu mevcuttur. 7-8 haftada enfarktüs odağı fibrozis ile
iyileşmeyi tamamlar.

72. (Cevap D)

Herpetik enfeksiyonlarda Covvdry tip A cisimciği görülür. Negri cisimciği kuduzda nöron sitoplazmasında
yerleşir. Lewy cisimciği parkinsonlu hastalarda, nöron sitoplazmasında görülen konsantrik lameller dizilen
eozinofil cisimciktir. Hirano cisimciği ise Alzheimer'da görülür. Pick hastalığında nöron sitoplazmasında
Pick cisimciği görülür.

73. (Cevap E)

DİKKAT!!! Mezotelyoma seçeneğini

işaretlemişseniz yanlıştır. Çünkü mezotelyomanın en sık sebebi asbest maruziyetidir. Bu doğru ama
asbestin etkisi ile vücutta en sık gelişen malign tümör akciğer adenokarsinomudur. İkinci olarak
mezotelioma, üçüncü olarakta kalınbarsak tümörleri başta olmak üzere GİS tümörleri görülür. Asbest
ayrıca larinks, böbrek ve mesane kanserlerinde de suçlanmaktadır.

74. (Cevap E)

Minimal lezyon hastalığı (lipoid nefroz) nefrotik sendrom olup proteinüri, hipoalbuminemi ve ödem
gelişimi ile karakterlidir. Poststreptokoksik glomerülonefrit ise nefritik sendromdur ve hematüri, bir
miktar oligüri ve azotemi ile hipertansiyon görülebilir. Renal hücreli karsinom, mesane karsinomu ve
nefrolitiazis de hematüri görülür.

75. (Cevap C)

Egzojen antijenlerden streptokok, HBV, sıtma ve sifilis etkenleri immün kompleks oluşumu sonucunda (tip
III hipersensitivite) glomerülopati oluşumuna yol açarlar. SLE'de endojen antijenlere yönelik antikorlarla
immün kompleks oluşumunda aynı etkiye yol açar. Goodpasture sendromu ise anti glomerüler bazal
membran (anti GBM) antikorlarının bazal membran boyunca lineer tutulumu ve bu şekilde oluşan tipli
hipersensitivite reaksiyonudur.

76. (Cevap A)

Kemiğin en sık görülen primer benign tümörü osteokondromdur. 10-30yaş arası, en sık uzun kemik
metafizlerinde yerleşen, kıkırdak takkesi olan kemik çıkıntılardır. Osteoblastom ve osteoid osteom en sık
10-20 yaş arasında görülür. Osteoblastom en sık vertebrada, osteoid osteom femur-tibia metafizinde
yerleşir. Osteom 40-50 yaş arası yüz kemiklerinde görülür ve histolojisi normal kemiğe benzer. Kondrom
30-50 yaş arası el-ayak küçük kemiklerinde yerleşen, kıkırdak üreten benign kemik tümörüdür.

4-77. (Cevap B)

Rabdomyosarkom çizgili kas dejenerasyonu gösteren malign tümör olup en sık ilk 10 yaş içerisinde
görülür. En sık görülen tipi embriyoner varyanttır. Baş- boyun bölgesi, genitoüriner sistem ve retroperiton
sık yerleşir. Mesane, vajen gibi boşluklu organlarda üzüm salkımına benzer kitle oluşturduğundan
bortroid sarkomda denilir.

78. (Cevap B)

Endoservikal kanalı döşeyen hücreler müsinöz tipte kolumnar epitel hücreleridir çölomik epitel
(mezoderm) kökenlidir. Överin yüzey epitelide aynı kökenden olduğu için, yüzey epitel hücreli tümörler
endoservikal dejenerasyon gösterebilir ve bu şekilde müsinöz tümörler oluşur. Tuba uterina tipi epitelle
seröz tümörler, endometriol dejenerasyon ile endometrid tümör ve Berrak hücreli tümör oluşur. Brenner
tümörü ise transisyonel (değişici) epitel diferansiasyonu gösterir.

79. (Cevap D)

Seminom 30-50 yaş arasında sık görülen testis tümörüdür. Malign germ hücre tümörü olup, hücreler
plasental alkalen fosfataz (PLAP) üretebilir ve %10-15 olguda serumda HCG yükselebilir. Bu prognozu
etkilemez. Tümör tam anında genellikle sınırlı olup radyosensitiftir. Alfa feto protein (AFP) ise saik
tümörünü başta olmak üzere nonseminomatöz germ hücre tümörlerinde yükselebilir. Seminomda AFP
yüksekliği görülmez.

80. (Cevap B)

Solar (aktinik) keratoz yaşlı hastalarda, el-yüz, kol gibi güneş gören bölgelerde yerleşen, 1 cm çapı
aşmayan lezyondur. Güneş ışığı etkisi ile hiperkeratoz, epitel bazal tabakasında displazi ve dermişte soiar
elastoz ile karakterlidir. Yerinde bırakılırsa bu zeminden skuamöz hücreli karsinom gelişebilir.

81. (Cevap E)

Bu soruda cevabın tahmin edilmesi için en önemli ipucu "Ruhsat izni almış ilaç" ifadesidir. Faz4'de ruhsat
alınmıştır.

82. (Cevap A)

Bu soruda B ve D şıklar çeldirici C şıkkı biyoeşdeğerliği, E şıkkı terapötik eşdeğerliği tanımlamaktadır.

83. (Cevap B)

Sistemik uygulama ekilleri etkinin en çabuk başladığı uygulama intravenöz uygulamadır. Bu

soruda muhtemelen inhalasyon yolunu da işaretleyenler çıkacaktır.

84. (Cevap D)

Biyoyararlanımı gösteren parametreler eğri altndaki alan (EAA), maksimum plazma konsantrasyonu (C
max) ve ilacın maksimum plazma konsantrasyonuna ulaşması için gereken süre (T max)'dır.

85. (Cevap E)
Bazik ilaçlarda meydana gelen zehirlenmelerde idrarı asitleştirmek yararlıdır. Bu soruda efedrin bazik,
diğer ilaçlar asidiktir.

86. (Cevap C)

Alfa-1 adrenerjik reseptörlerin uyarılması düz

kaslarda kasılmaya yol açar. Bu soruda belirtilen insülin salgısında azalma Alfa-2 adrenerjik reseptörlerin
uyarılmasına bağlı olarak meydana gelen bir etkidir.

Alfa-1 blokörlerin benign prostat hiperplazili hastalarda hipertansiyon tedavisinde ilk seçenek olduğunu
hatırlarsak D şıkkı eleriz. Alfa-1 adrenerjik reseptörler periferik vazokonstriksiyon yaparlar. Afterloada
arttırdıkları için indirek olarak kalbin kasılma gücü artar.

87. (Cevap A)

Fenilefrin, adrenalin ve dopamin doğrudan adrenerjik reseptörleri uyararak etki gösterir.

Tiramin adrenerjik sinir ucundan noradrenalin salıverilmesini arttıran indirekt etkili bir
sempatomimetikdir.

88. (Cevap A)

Dopamin IJ hidroksilaz dopamini noradrenaline dönüştüren enzimdir. Bu enzim adrenerjik sinir ucunda
veziküller içinde yerleşmiş olan tek enzim olup, vücuttaki sempatik aktivitenin bir göstergesidir.

89. (Cevap C)

Beta adrenerjik reseptör blokörleri pankreasta beta hücrelerinden insülin salgısını inhibe ederek
hiperglisemiye yol açar.

90. (Cevap D)

Bu soruyu okuyan biri muhtemelen distigmin en uzun etkili geri dönüşlü inhibitör ve ekotiofat (geri
dönüşsüz inhibitör) arasında kalacaktır. Geri dönüşsüz inhibitörlerin etki süresi, geri dönüşlü
inhibitörlerin hepsinden daha uzundur.

91. (Cevap E)

Doksazosin en uzun, prazosin en kısa etkili alfaı - adrenarjik reseptör blokörleridir.

92. (Cevap A)

Kalsiyum kanal blokörleri içerisinde en uzun etkili olan amlodipin, en kısa etkili olansa nimodipindir.

93. (Cevap A)
Anjiotensin dönüştürücü enzim inhibitörleri böbrekte efferent arteriyolü gevşetip glomerül içi basıncı
düşürür. Bu nedenle özellikle proteinüriyi engellemesi nedeniyle diabetli hastalarda tedavide kullanılır.

94. (Cevap E)

Bu soruda verapamil dışındaki tüm ilaçlar ventrikül kaynaklı aritmilerin tedavisinde kullanılır.

95. (Cevap B)

Probukol HDL düzeyini düşüren tek antihiperlipidemiktir. Neomisin HDL düzeyini etkilemez, diğerleri
yükseltir.

96. (Cevap A)

Etomidat ile anestezi oluşturulan hastalarda ACTH'ye iyi yanıt vermeyen adrenal korteks yetmezliği
gelişmektedir.

97. (Cevap B)

Bupivakain ve Etidokain amid yapılı anesteziklerdir ve etki süreleri diğer ilaçlara göre daha uzundur.

98. Cevap B

Süksinilkolin ganglionları uyarırken, tübokürarin bloke eder.

99. Cevap B

Beta karbolinler endojen maddeler olup, benzodiazepin reseptörleri için ters agonisttir. Bu maddelerin
reseptöre bağlanması anksiyeteye neden olur.

100. Cevap C

Alfentanil en kısa etkili narkotik analjeziktir.

101. (Cevap A)

APT testi kanın fetüs veya anne kaynaklı olup olmadığını ayırt etmede kullanılır. Eş miktarda kanlı
materyal ve su karıştırılıp santrifüj edilir. Üzerine NaOH eklenir. Renk değişikliği olmazsa kan fetal
kaynaklıdır (pembe renk). Eğer renk sarı-kahverengi olursa maternal kaynakldır. Bu testin ana
mekanizması yenidoğan döneminde en fazla bulunan Hb F'in alkaliye direncinin erişkin Hb A 'dan fazla
olmasına dayanmaktadır.Burada bilinmesi gereken en önemli nokta yenidoğanda üst gastrointestinal
kanamalarında en sık nedenin anne kanını yutulması olduğudur..

102. (Cevap B)

Yenidoğanda sepsise en sık B grubu streptokok, 2. sıklıkta E. coli ve sonra Listeria sebep olmaktadır.
103. (Cevap B)

Yenidoğanın geçici takipnesi için en sık risk faktörü sezaryandır. Bebek doğum kanalından geçerken göğüs
kafesinin uğradığı basınç olmadığından sezaryan sonrası akciğerlerdeki sıvı tam olarak boşalamadığından
yenidoğanın geçici takipnesi ortaya çıkar.

104. (Cevap B)

Gonokokal oftalminin en iyi tanısı eksudadan yapılan gram boyama ile konur.

105. (Cevap E)

Bronkopulmoner Displazi: Prematürelerde akciğerlerde fibrotik ve displastik değişiklikler ve bu bölgeler


arasında amfizematöz bölgelerle kendini gösteren tablodur.

En önemli bulgu solunum sıkıntısıdır ve bu hastalar oksijene bağımlıdırlar.

Uzun süre ve yüksek konsantrasyonda oksijen alan bebeklerde görülür.

Wilson Mikity sendromu: Ventilator tedavisi uygulanmayan ve yüksek konsantrasyonda oksijen almayan
prematüre bebeklerde bronkopulmoner displaziye benzer tablodur. Akciğerler immatürdür ancak fibrozis
ve bronkovasküler kas hipertrofisi yoktur.

Bronkopulmoner displazili bebekler ilk birkaç yıl viral akciğer enfeksiyonu (en sık RSV) riski altındadır.

Nedenleri:

-oksijen toksisitesi

-immatürite

-barotravma

-hava kaçakları

-enfeksiyonlar

-konjestif kalp yetmezliği

-İUGR

106. (Cevap A)

Bu sorudaki soru tekniğine dikkat:

Soruda biotin eksikliği tariflenmiş ve A şıkkına da "biotin eksikliği" var denmiş. Yani cevap çok açık... Ama
bu tür sorularda "bu kadar da kolay sorulmazki" bu şık çeldirici olmalı" Diye düşünerek çoğu
meslektaşlarımız diğer şıkları işaretleyebilir. Biotinidazın yokluğu, biotin yetersizliğine yol açar.
Karboksilazların aktif şekle dönüşmesi için serbest biotine ihtiyaç vardır. Biotinin bu yetersizliği bütün
karboksilazlarda işlev bozukluğuna neden olarak alopesi, dermatit ve ataksik nöbetlerle immün yetmezlik
tablosu oluşturabilir.

107. (Cevap E)

MSUD,valin, lösin, izolösin dekarboksilasyonun de defekt sonucu oluşur. Hastalık vücut sıvılarında
özellikle idrarda bulunan akça ağaç şurubu kokusu nedeniyle bu adı almaktadır. Bütün tipleri O.R geçer.
Antenatal tanı konabilir.Doğumdan önce lökosit ve fibroblastlarda dekarboksilaz aktivitesi ölçülerek tanı
yapılır.

108. (Cevap C)

Alfa-1.4-glukosidaz eksikliğinde ortaya çıkan tabloya Pompe hastalığı denir. Sitoplazmik enzim kusurlarıyla
ilgili diğer glikogenozların aksine lizozomal enzim kusuruna bağlı tek depo hastalığıdır.

109. (Cevap B)

Total PV dönüş anomalisinde pulmoner venler sağ atriuma açılır. Bu nedenle ASD'de olduğu gibi sağ
yüklenme bulguları vardır. Basitçe düşünülürse AS D dinleme bulguları olan Yenidoğanda siyanoz varsa ve
çekilen PA grafide kardan adam veya 8 görüntüsü varsa tanı TPVDA'dır.

110. (Cevap E)

Bu testte sırasıyla Pediatri, Dahili Bilimler, Cerrahi Bilimler, Kadın Hastalıkları ve Doğum cevapları
bulunmaktadır

KKY'de miyokardın performansının bozulması sonucu, kardlyomegali, taşikardi, gallop ritmi, soğuk
ekstremiteler, pulsus paradoksus veya

alternans ve büyüme geriliği görülür. Pulmoner konjesyon bulguları olarak takipne, wheezing, railer
siyanoz dispne ve öksürük mevcutken sistemik venöz konjesyon bulgusu olarak da hepatomegali, boyun
venlerinde distansiyon ve periferal ödem bulunur. Dikkat !!! Kalp yetersizliği olan olgularda efektif böbrek
perfüzyonu sağlanamadığı için poliüri değil oligüri beklenir.

111. (Cevap B)

Korea hastalık başlangıcından itibaren 1-6 ay sonra görüldüğü için diğer kriterler kaybolmuş olacağından
tek başına tanı koydurucudur.

112. (Cevap C)

Faktör XIII eksikliği ailesel ya da akkiz olabilir ve ciddi kanamalara yol açar. Bu hastalıkta PTZ, PTT, kanama
zamanı ve trombosit sayısı normaldir.

113. (Cevap C)
Koagülasyon testleri hemostatik bozuklukların tanısında ve antikoagülan tedavinin monitorizasyonunda
kullanışlıdır. PT ekstrinsik yolu dolayısıyla genel pıhtılaşmayı test eder ve faktör VII eksikliğinde, DİC'de,
karaciğer hastalığında, Warfarin tedavisi alan hastalarda anormal sonuç verir. PTT intrensek yolu ve genel
yolu test eder. Hemofili, DIC, bazı karaciğer hastalıkları ve Heparin tedavisindeki kişilerde anormal sonuç
verir. Trombin zamanı pıhtılaşmanın son basamağını test eder. Hipofibrinojenemili, fibrinolizisli
hastalarda ve heparin tedavisi alanlarda anormal sonuç verebilir.

114. (Cevap A)

Lösemiden sonra 2 sıklıkta lenfomalar ve beyin tümörleri yer alır.Ülkemizde en çok görülen ikinci
malignite lenfomalar olmasına rağmen gelişmiş ülkelerde ise SSS tümörleri 2. sıradadır.

115. (Cevap A)

Nöroblastoma sempatik ganglionların veya adrenal medullanın nöral krest hücrelerinden köken alan bir
tümörüdür.

Nöroblastomalı hastaların %60'ında kronik hastalığa veya kemik iliği infiltrasyonuna bağlı anemi vardır.
Trombositopeni veya trombositoz görülebilir.

Nöroblastoma tanısında tümör markerleri önemli yer tutarlar. LDH ve ferritin seviyeleri artmıştır. Nöron
spesifik enolaz ve serum gangliozid diğer önemli tümör markerleridir. Nöroblastomada vakaların
%90'ında idrarda katekolamin metabolltlerinin (vanil mandelik asit ve homovalinik asit) seviyesi artmıştır.

116. (Cevap B)

İnvajinasyon; bir barsak segmentinin, hemen distaldeki barsak içine teleskopik olarak geçmesi veya
girmesidir. Bir kısmı spontan olarak redükte olabilirse de birçoğu ilerleyerek intestinal obstrüksiyona yol
açar. En sık idiopatiktir. İki yaşın altındaki çocuklarda en sık akut karın sebebidir, ilk bulgu çocuğun ağrıya
bağlı olarak aniden bağırmaya başlamasıdır. Sonra bulantı ve kusma olur. Çilek reçeli şeklinde rektal
kanama olur. FM'de göbek etrafında sosis şeklinde kitle ele gelir. Direkt karın grafisinde hava sıvı seviyesi,
USG'de yalancı böbrek görüntüsü, kesin tanı için yapılan baryumlu grafide yarım ay şeklinde dolma
defekti vardır. Tedavi konservatif veya cerrahi olabilir.

117. (Cevap C)

Kistik fibrozis, bütün ekzokrin bezlerin fonksiyon bozukluğu ile giden otozomal resesif geçiş gösteren bir
hastalıktır. Hastalık çok erken dönemde mekonyum ileusu ile kendini gösterebilir. Hastaların çoğu,
büyüme gelişme geriliği ile birlikte olan sık tekrarlayan veya devamlı akciğer enfeksiyonları ile tanınır.
Hastalık bazı vakalarda sinsi başlarken, bazı vakalarda psödokrup veya hafif astım tarzında nöbetlerle
dikkati çekebilir. En sık rastlanan bulgu, geçici siyanoz ile birlikte paroksismal öksürüktür. Hastalık
ilerledikçe pürülan balgam çıkarma, amfizem, kor pulmonale ve çomak parmak gelişir. Bazı vakalarda
malabsorbsiyon nedeniyle kötü kokulu dışkı, abdominal distansiyon, gelişme-büyüme geriliği ve
pübertede gecikme görülebilir. Hastalar solunum yetersizliği ile kaybedilir. Kor pulmonale gelişmiş ise
terminal dönemde kalp yetersizliği bulunabilir.

118. (Cevap B)

Kostmann hastalığı, otozomal resesif olarak geçen ve agranülositozun şiddetli infantil formu olan bir
hastalıktır. Bu hastalıkta, persistan nötropeni (<200) ve şiddetli rekürren ve öldürücü enfeksiyon atakları
görülür.

119. (Cevap E)

Kawasaki hastalığı (mukokutanöz lenf nodülü sendromu), en az 5 gün süren yüksek ateş, nonpürülan
konjunktivit, mukozal lezyonlar (stomatit), el ayaları ve ayak tabanlarında eritem ve soyulma,
lenfadenopati, eritema multiforme biçiminde döküntü ile karakterizedir. Myokardit, perikardit, artralji ve
hepatit gelişebilir. Koroner arterlerde vaskülit olabilir. Kawasaki hastalığında jeneralize lenfadenopati
görülmez. Genellikle servikal tek ve 1.5 cm'den büyük lenfadenopati vardır.

120. (Cevap C)

Kraniofaringeoma, çocuklardaki en sık supratentorial tümördür. %90'ı kalsifikasyon gösterir. Optik


kiazmaya bası sonucu bitemporal hemianopsi oluşur. Pitüiter-hipotaiamik aksın etkilenmesi kısa boya
sebep olur. 3. ventriküle bası hidrosefaliye neden olur. Çok fazla ise papil ödem oluşur. Supraoptic
hipofizial yolda ki bozukluk sonucu gelişen diabetes insipitus poliüri nedenidir. Tedavi tümörün cerrahi
çıkarılması ve hormon verilmesinden ibarettir.

121. (Cevap B)

Niasin (Vitamin B3), oksidasyon-redüksiyon reaksiyonlarında NAD koenzimi olarak fonksiyon görür.
Eksikliğinde 4D bulgusu (Demans, Diare, Dermatit, Death) ile birlikte fotosenstivite ile karakterize olan
pellegra hastalığı görülür. Niasin triptofandan sentezlenebilir. Bir başka önemli nokta; redüktazların
NADP'yi, dehidrogenazların ise NAD'yi kullandığıdır.

122. (Cevap D)

Kwashiorkor primer olarak bir protein malnütrisyonudur. Marasmus ise kalorik bir malnütrisyondur.

123. (Cevap D)

Kronik böbrek yetmezliği olan hastalarda yüksek fosfat düzeyini normale getirmede en etkili olan
kalsiyum karbonattır.

124. (Cevap D)

Multisistemik hastalıklar nefrotik sendrom nedenlerinden değildir. Diğer seçeneklerin hepside nefrotik
sendroma neden olabilir. Çocukluk çağında en sık görülen neden ise minimal change hastalığıdır.

125. (Cevap D)
Hipertiroidi, tiroid bezinden aşırı hormon salgılanmasıyla ilgili bir durumdur. Sinirlilik, irritabilité,
emosyonel labilite, tremor, aşırı iştahlılık, yumuşak ve sıcak cilt, aşırı terleme ve sıcak intoleransı
mevcuttur. Konstipasyon ise genellikle hipotiroidinin bir bulgusudur.

126. (Cevap B)

Diabetes insipidus (Dİ), kardinal belirtileri poliüri ve polidipsi olan bir hastalıktır. ADH eksikliği sonucu
gelişen santral Dİ ve ADH'a duyarsızlık sonucu gelişen nefrojen Dİ olmak üzere iki tipi vardır.

Polidipsi ve poliüri en önemli semptomlardır. Süt çocuklarında aşırı ağlama ve ancak su verilince
rahatlama dikkati çeker. Hipertermi, kilo kaybı, kusma, kabızlık ve büyümede duraklama olur. Eğer yeterli
su verilmezse, oluşacak hipernatremik dehidratasyon sonucu idrar miktarı azalır ve poliürisiz bir
hiperozmolar dehidratasyon tablosu gelişir.

127. (Cevap D)

Sirozlu hastalarda hepatik ensefalopatiyi presipite eden faktörler; enfeksiyon, GIS kanamaları,
hipokalemi, azaotemi, sık yapılan parasentez, yüksek proteinli diyet, diüretik tedavi (özellikle aşırı
furosemid kullanımı hipokalemiyi ağırlaştırır), narkotik, sedatif ve trankilizan kullanımıdır.

128. (Cevap E)

Kistik fibrozislilerin çoğunda hayatın ilk yıllarında egzokrin pankreas yetmezliği ve bunun sonucunda
steatore vardır. %7-10 hasta mekonyum ileusu ile doğar. Akciğer tutulumu %90 oranında ve çoğunlukla
bronşiolit tablosu görülür. Rezidüel volüm artar. Vital kapasite azalır. Sık enfeksiyonlar olur. (S.aureus,
H.influenza ve S.pnomokok)

129. (Cevap B)

Human herpes virüs tip 6'nın neden olduğu 6. hastalık sıklıkla 6 ay-3 yaş arası çocuklarda görülür. Kuluçka
dönemi 10-17 gündür. 3-4 gün kadar süren bir prodrom dönemi vardır. Bu dönemde hastada yüksek ateş
ve irritasyon dışında semptom genellikle yoktur. Bazen ateşe bağlı konvülziyonlar görülebilir. Ateş
genellikle lizis ile düşer ve generalize pembe renk döküntü belirir. Bazen göz kapağında ödem,
lenfadenopati görülebilir. Kan tablosunda lökositoz ve polimorf nüveli lökosit artışı, döküntü evresinde
lökopeni ve lenfomonositoz gözlenir. Komplikasyon olarak ensefalit gözlenebilir. Tedavi, ateşin ılık banyo
ve antipiretiklerle düşürülüp konvülziyon varsa sedatiflerle kontrol altına alınmasını kapsar.

130. (Cevap C)

Ascarisin akciğerden geçişi sırasında ateş yükselmesi, öksürük, hırıltılı solunum, eozinofili ve akciğerde
infiltrasyonlar şeklinde görülen tabloya Löffler pnömonisi denir. Ayrıca Ancylostoma ve Nekatorda da
benzeri tablo görülür. Yine Ascarisde apandisit, karın ağrısı ve bağırsak tıkanmaları görülebilir. Tedavide
pirantel pamoat ya da mebendazol verilir.

131. (Cevap B)
Bu bir ezber sorusudur. QT mesafesinde kısalma yapan 3 neden vardır. Bu üç neden bilinirse soru yapılır.
QT kısalması; Hiperkalsemi, digital intoksikasyonu ve metabolik asidozda görülür. Bunun dışındaki
durumlarda QT uzaması olur.

132. (Cevap E)

Mitral stenoz, triküspid stenozunda, kısa PR sendromlarında ve hiperkinetik kalp hastalıklarında S1'in
şiddeti artar. Atrial fibrilasyonda S1 şiddeti değişkendir.

133. (Cevap A)

Perikard yaprakları arasında sıvı birikimi tamponada neden olabilir. Akut sıvı birikimlerinde 100-150 ml
sıvı tamponada neden olurken, kronik birikimlerde 2-3 litre sıvı birikimi bile tamponada neden
olmayabilir. Perikardda sıvı birikimine neden olan her olay tamponada neden olabilir. Tamponadın en sık
nedeni tümörlerdir. Tümörlerdende en sık yapan akciğer kanseridir.

134. (Cevap C)

Soru basit kalp yetmezliği olan bir hastada aşağıdaki ilaçlardan hangisi verilmez yerine klinik olarak
konjestif kalp yetmezliği tanımlanmış ve bu hastaya aşağıdaki ilaçlardan hangisini vermek uygun değildir
diye sorulmuştur. Vakada dispne, ortopne, noktüri, taşikardi, sumasyon galo, akciğerde krepitan railer ve
sağ kalp yetmezliği bulguları verilmiş. Yani kalp yetmezliğinin tüm bulguları verilmiş. Tanı oldukça kolay.
Kalp yetmezliği olan hastalarda NSAİİ, grup la, Ic, III antiaritmik ilaçlar ve kalsiyum kanal blokerlerinin
kullanımı önerilmemektedir.

135. (Cevap B)

Eğer soru dikkatli okunmazsa A şıkkı işaretlenebilir. Halbuki koksakie grubu myokarditlerin en sık
sebebidir. Fakat soruda bakteriyel etken sorulmuştur. Myokarditin en sık nedeni koksaki virüs B'dir ama
bu bir virüstür. Bakteriyel ise en sık S. aureustur.

136. (Cevap A)

Sklerodermalı hastalarda hipertansiyon sık görülür. Hipertansif krizlere bağlı böbrek yetmezliği gelişebilir.
Sklerodermalı hastalarda daha önceki yıllarda ölümler genellikle hipertansif krize bağlı gelişen böbrek
yetmezliğine bağlı idi. ACE inhibitörlerinin kullanıma girmesi ile sklerodermada hipertansif krizlere bağlı
ölümler azalmıştır. AT II antagonistlerinin kullanıma girmesi ile birinci tercih AT II antagonistleri olmuştur.
Şıklarda her ikiside varsa AT II antagonistlerini işaretleyin. ATII antagonistleri yoksa o zaman ACE
inhibitörlerini işaretleyebilirsiniz.

137. (Cevap C)

Sekundum tipi ASD, bypass cerrahisi, cerrahi metalik materyal kullanılmadan gerçekleştirilen kardiak
cerrahilerde infektif endokardit profilaksisi yapmaya gerek yoktur.
138. (Cevap B)

Aort odağında sistolik ejeksiyon üfürümü AS ve IHSS'de duyulur. AS üfürüm boyna yayılır. IHSS'de
yayılmaz. AS'da ekspiryumda üfürümün şiddeti artar. Bunun dışında aort stenozunda venöz dönüşü
artıran manevralar üfürümün şiddetini artırır. IHSS'de ise venöz dönüşü artıran izometrik eksersiz ve
çömelme gibi hareketlerde üfürümün şiddeti azalır. Bunun nedeni IHSS'de üfürümün oluş mekanizması
ile ilişkilidir. IHSS'de üfürüm kalın septum ile mitral ön yaprak arasından geçen kanın oluşturduğu darlığa
bağlıdır. Venöz dönüş artar ise sol ventrikül çapı genişler. Bu durumda mitral ön yaprak ile kalın septum
arasındaki mesafe genişler. Üfürüm bundan dolayı azalır.

139. (Cevap C)

VES'de R on T, bigemine, salvo yapmış ve multifokal ise tedavi edilir. R on T ektopik atımın normal sinüs
ritmindeki T dalgasının üzerine düşmesine denir. Bu durumda ani ölüm riski en yüksektir.

140. (Cevap B)

Hipoparatiroidide kalsiyum düşük, fosfor yüksek, PTH düşük, ALP normaldir. Hiperparatiroidide ise
kalsiyum yüksek, fosfor düşük, ALP ve PTH yüksektir. Psödohipoparatiroidide ise PTH yüksek diğer
bulgular hipoparatroidi ile uyumludur. Paget hastalığında ALP yüksek calsiyum,fosfor, PTH genellikle
normaldir. Osteomalazide ise PTH yüksek, ALP yüksek, fosfor düşük, kalsiyum normal veya düşük olabilir.

141. (Cevap B)

Osteotis fibrosa sistika jeneralizata en sık falanksları tutar.

142. (Cevap E)

Hiperprolaktinemi yapan tüm durumlarda galaktore görülür. Hipoparatroidide prolaktin artışı olmaz.

143. (Cevap B)

Kronik hastalık anemisi: Kronik hastalıklarda doku makrofajlarından normoblastlara demir transferi
bozulur. Yani makrofajlar normoblastlara demiri vermez. Bunun sonucunda hastada demir olduğu halde
demiri kullanamaz. Demiri kullanamadığı içinde sanki demir eksikliği anemisi varmış gibi hipokrom
mikrositer anemiye neden olur. Demiri normoblastlar alamadığı için serum demiri düşüktür. Fakat
hastalarda depo demiri ve ferritin yüksektir. Bu yüzden demir bağlama kapasitesi düşüktür. Hem demir
düşüklüğü hem de demir bağlama kapasitesi düşüklüğü ile karakterize tek anemi kronik hastalık
anemisidir.

144. (Cevap E)

Hemolitik üremik sendromun tanı kriterleri üremi, hemolitik anemi ve trombositopenidir. Eğer hemolitik
üremik sendromdaki bu üç bulguya ateş ve nörolojik bulgular ilave olmuş ise tanı TTP'dir. Lökopeni TTP
kriteri değildir.
145. (Cevap C)

MM'da böbrek yetmezliği, hiperkalsemi, hiperürisemi, infeksiyonlar, kullanılan ilaçlar, Ig hafif zincirlerinin
oluşturduğu tübüler ve glomerüler hasara bağlıdır. Fakat bunlar içerisinde en önemli neden Ig hafif
zincirlerinin oluşturduğu tübüler hasardır.

146. (Cevap E)

Çok zor ve detay soru. INH'nın nadir yan etkilerinden birisi soruluyor. INH Faktör 13 eksikliğine benzer
kanamaya neden olabilir. FXIII eksikliğinde klinikte kanama vardır. Fakat tüm testler normaldir. Bu hastada
klinikte kanama var. Tüm testler normal. Bu yüzden tanı Faktör XIII eksikliği ile uyumludur. Eğer hastada
klinikte kanama olmasa sadece APTT uzun olsaydı ozamanda cevap faktör XII eksikliği olurdu.

147. (Cevap D)

Trombositoz myeloproliferatif hastalıklarda görülebilir. (KML, P. vera, Primer myelofibrozis, esansiyel


trombositoz) Myeloproliferatif hastalıklar dışında bir de reaktif trombositoza neden olan durumlar vardır.
Bunlar demir eksikliği anemisi, tüberküloz, akut infeksiyonlar, splenektomi, aspleni, inflamatuvar barsak
hastalıkları ve kanama sonrası görülebilir. SLE'li hastalarda tüm hematolojik testlerde düşme vardır.
Trombosit, lökosit, lenfosit, bazofil, eritrosit hepsi düşer.

148. (Cevap C)

Bu da zor bir soru. Elde sadece 2. ve 3. MKF'lerde artrit yapan tek hastalık hemokromatozdur. SLE elin
küçük eklemlerini tutar, Sarkoidozda daha çok büyük eklem tutulumu vardır. Lyme ise diz, dirsek gibi
büyük eklemleri tutar. VVhiplIe'de tutulum lyme benzer.

149. (Cevap C)

Ezber ve zor bir soru. Detay bir soru. Poncet's hastalığı tüberküloz seyrinde görülen reaktif artrittir. Basil
yoktur. Tüberküloz tedavisi ile düzelir.

150. (Cevap B)

Kolay ve eski tus sorusu. Yetişkinlerde nefrotik sendroma en sık neden olan membranöz glomerülonefrit,
çocuklarda ise minimal lezyon hastalığıdır.

151. (Cevap D)

Rölatif risk, etkenin bulunduğu grubun insidansının,etkenle karşılaşmayan grubun insdansına


bölünmesiyle elde edilir ve neden- sonuç ilişkisinin boyutunu kantitatif olarak gösteren bir ölçüdür.

Atfedilen risk ile korunabilirlik hızı halk sağlığı uygulamalarında önemlidirler. Şüphe edilen etyolojik faktör
(etken) ortadan kaldırıldığı zaman ne kadar yarar (hastalığa yakalanma, ölüm vb. önlenmesi)
sağlanabileceğini tahmin etmeye yarayan ölçütlerdir.
Bu retrospektif (geriye doğru) yani eski kayıtlara dayanarak yapılıyor ise Odds ratio, prospektif (ileriye
doğru), yani planlanarak takip edilen hastaların kayıtlarına dayanır ise de Rölatif risk olarak adlandırılır)

152. (Cevap E)

Perinatal Ölüm Hızı: Ana sağlığı düzeyini iyi gösteren ölçütlerden birisidir. Doğum öncesi ve

doğum sırasında sağlık hizmetlerinin yeterli olup olmadığını gösterir. Şöyle hesabedilir.

Perinatal Ölüm Hızı

Bir yılda ölü doğan veya canlı

doğup 0-7 günlük ikenölen

bebek sayısı =X1000

Bir yıldaki toplam (ölü+canlı) doğum sayısı

153. (Cevap E)

Tardiv diskinezi: Orofasiolingual hareketlerle karakterizedir, vücuta da olabilir. Bazal ganglionlarda


dopamin hipersensitivitesi ile oluşur. Uzun süre (6 ay) ve yüksek doz kullananlarda görülür. Klozapin
haricindeki ilaçlar yapabilir. İnsidansı %10-20'dir. Tek etkili yöntem ilacın kesilmesi ve tedaviye klozapinle
devam edilmesidir. %50 hasta 1 yılda düzelir. Yaşlılarda daha sıktır. Tedavisi yoktur.

154. (Cevap A)

Şizofrenide belirtiler:

• Genel görünüm: bakımsız, ilgisiz

• Konuşma ve iletişim kurma: konuşmada yavaşlama, fakirleşme, kalıplaşma (stereotipi), söylenileni


tekrarlama (ekolali), tek düze konuşma vardır.

Duygulanım: küntleşmiştir. Uygunsuz duygulanım vardır.

• Bilişsel yetiler: Bilinç açık, bellek ve oryantasyon normaldir. Ancak ilgi azlığına bağlı öğrenme yeteneği
azalmıştır. Algılamada önemli bozukluklar olur. Halusinasyonlar (varsam) ve yanılsamalar vardır.
Şizofrenide tipik olarak işitme varsanıları vardır. Yanılsamalarda kişi dış uyaranları yanlış algılar. Gerçeği
değerlendirme yetisi bozulmuştur (psikoz).

• Düşünce (çağrışım): Düşünce akımındaki bozukluklar: blok, clang çağrışım (şiirsel konuşma), neolojizm
(sözcük uydurma), enkoherans (karışık konuşma), kelime salatası, regresif (çocuksu) düşünce, dereistik-
otistik düşüncedir. Düşünce içeriğindeki bozukluklar: sanrılar (delüzyon) en önemlisidir.

• Hareket: Stereotipi (kalıplaşmış hareketler), katatoni (dona kalma), eylem azlığı, ekopraksi (taklit),
ambivalans (bir şeye karşı karşıt duyguları birarada bulundurma), otizm (içe kapama)'dır.

155. (Cevap D)

Brown-Sequard Sendromu (Medulla Spinalis'in Yarı Kesisi)

Columna vertebralis'in kırık dislokasyonları, tümör vb. nedenlerle olabilir. Hastalarda spinal şoku takiben
şu belirtiler görülür.

•Lezyon segmentinde ipsilateral alt motor nöron paralizisi ve musküler atrofi. Kesi segmentinde hasara
uğrayan cornu anterius'daki alt motor nöronlar nedeniyledir.

•Lezyon segmentinde ipsilateral bant şeklinde tüm duyuların kaybı. Medulla spinalis'e giren afferent
liflerin (radix posterior) harabiyeti nedeniyledir.

•Lezyon seviyesinin altında kalan tüm segmentlerle ilgili ipsilateral üst motor nöron felci belirtileri
(spastik paralizi, Babinski belirtisi, yüzeyel karın refleksleri ile cremaster refleksinin kaybı). Tr.
corticospinalis lateralis'in kesisi nedeniyledir.

•Lezyon seviyesinin bir segment altından itibaren ve karşı tarafta tüm segmentlerle ilgili ağrı ve ısı
duyusunun kaybı.

•Lezyon seviyesinin altında kalan tüm segmentlerle ilgili, ipsilateral proprioseptif, vibrasyon ve iki nokta
ayırımı duyularının kaybı.

•Eğer kesi üst torakal segmentlerden geçiyorsa tüm bunlara Horner sendromu da eşlik eder.

(Preganglionik simpatik nöronlardaki harabiyet nedeniyle).

•Lezyon seviyesinin altından itibaren ipsilateral

tüm segmentlerle ilgili ağrı-ısı ve kaba dokunma duyuları sağlamdır.

156. (Cevap C)

Myastenia gravis

Tekrarlayıcı hareketlerle ortaya çıkan kas güçsüzlüğüdür.

Kavşak hastalığıdır.

Otoimmun asetil kolin reseptörlerine karşı antikor vardır.

Her yaşta başlayabilir.

20-40 yaş kadınlarda sıktır.

%8-10 timoma ile birliktedir


* Myastenia gravisde nöromuskuler kavşaktaki Ach reseptörlerine antikor gelişmesi ve reseptör sayısının
azalması sözkonusudur.

* Eaton-Lambert sendromu ile myastenia gravisi ayırt etmek için EMG kullanılır. Eaton- Lambert
sendromunda aksiyon potansiyel genliği ilk uyarandan sonra artarken m.gravisde azalır.

3 tipi vardır:

* Oküler: %50 hastalıkta ilk bulgu çift görme, extraokuler kaslarda tutulum, pitozis

* Bulber: Disfaji, dizartri, disfoni

* Generalize: Genel güçsüzlük

Gullian Barre Sendromu

Otoimmun progresif assenden paralizi ile karakterize bir hastalıktır. Solunum kasları tutulumu fatal
seyreden bir kliniğe neden olmaktadır.

Myotonik

Otozomal dominant geçişli.

Kasılan kas gevşeyemez.

15-45 yaşlarda oluşur.

Frontal kellik, pitozis, çene düşüklüğü, çökük yanak, boyun ve omuz kuşağı kaslarda atrofi vardır.

Vakaların %80'inde katarakt vardır.

Testiküler atrofi, diabet vardır.

Ekstremitelerin distalinde güçsüzlük ve atrofi vardır.

Amyotrofik lateral skleroz (ALS)

Ön boynuz ve piramidal yol birlikte tutulur. 1. ve 2. nöron bulguları olur.

Hastalık asimetrik başlar sonra simetrikleşir.

• Amyotrofik lateral sklerozda lateral kordon alt ön boynuz motor nöronunu tutar.

*Kas fasikülasyonlarının en sık gözlendiği hastalık amyotrofik lateral sklerozdur.

Genelde ellerden başlar.

Bulber tutuluma bağlı olarak konuşma bozulur.

Dilde atrofi ve fasikulasyonlar olur. Yutma güçlüğü olur. 40-60 yaşlarında görülür.
Atrofi, patolojik refleksler oluşur. 5 yıl içinde ölüm olur.

157. (Cevap E)

P. Vulgaris:

■ En sık görülen formdur. Nikolsky (+)'dir. Koebner (-)'dir.

■ Alttaki deri normaldir, eritem-inflamasyon yoktur. Kaşıntı yoktur. Mukoza tutulumu hemen her hastada
vardır.

- Mukozalarda erozyon oluşturur.

• Skar bırakmaz. Lokalize formuna P. vegetans denir.

Eğer soruyu dikkatli okumazsak a şıkkını işaretleyebiliriz. Ama sorunun son kısmındaki "değildir" ifadesi
sorunun cevabının e şıkkı olduğunu gösteriyor. Psöriaziste koebner fenomeni tipiktir.

158. (Cevap C)

Akne vulgaris:

Kıl-yağbezi(pilosebere) ünitinin kronik inflamasyonudur.

■ Pubertede başlar. Kız çocuklarında daha erken başlayabilir.

■ En sık yüz'de oluşur.

• Etkenler; aşırı sebum salimimi, intrafolliküler hiperkeratinizasyon ve hücreler arasındaki yapışıklığın


artması, bakteri ve mantarlardır.

■ Enfektif ajanlar lipaz salgılayarak trigliseridleri hidrolize edip serbest yağ asitlerine çevirerek
Komedon'lar oluşur.

159. (Cevap B)

Polimiyozit dermatomiyozit otoimmün kaynaklıdır. Subakut başlar. Proksimal kaslar tutulur. % 15'inde
neoplazm vardır. Dermatomiyozitde 40 yaş üstündeki hastalarda bu birliktelik %60'lara çıkar. Tanıda
kreatinin fosfokinaz artışı önemlidir. Ayrıca sedimentasyon artar. Miyotonik EMG bulguları vardır ve kas
biyopsisi karakteristiktir. Tedavi de steroid ve immünsüpresifler verilebilir. Sjögren ve SLE eşlik edilebilir.

160. (Cevap A)

Yenidogan ve 1 yaş altğndaki infantta primer beyin inceleme yöntemi USG'dir. USG noninvaziftir,
sedasyon gerektirmez, kısa sürdüğü için hipotermiye neden olmaz, taşınabilir, radyasyon içermez. USG ile
hidrosefali, intrakranial hemorajiler büyük hassasiyet ve doğrulukla saptanabilir. Holoprozensefali,
porensefali gibi konjenital anomaliler ve ventrikülit tanısında da sıklıkla kullanılmaktadır. 1 yaş üstünde
fontaneller kapandığı için USG kullanılmaz.

161. (Cevap E)

Nörojenik şok değişik nedenlere bağlı damarlarda ortaya çıkan vazodilatasyon sonunda periferik vasküler
direncin azalması sonucu kanın vasküler yatakta göllenmesi ve kalbe dönüşün azalması nedeni ile gelişen
şoktur.

162. (Cevap B)

Üriner retansiyon için risk faktörleri

1- Erkekler

2- Anorektal cerrahi

3- Spinal anestezi

4- Ağrı

5- Stres

6- Alfa adrenerjik stimulasyon arttıran refleksler

7- Ameliyatta infüze edilen sıvı miktarı

Alfa adrenerjik blokör tedavi üriner retansiyonu önler

163. (Cevap E)

İstirahat ağrısı, ülserasyon veya gangren ateroembolik olaylar cerrahi tedavi endikasyonu oluştururken
tek başına kladikasyonun olması tartışmalıdır. Genellikle endikasyon olarak kabul edilmez. Mesleğini
yürüyerek yapanlarda, genel durumda uygunsa yapılabilir.

164. (Cevap C)

Tüm sokaklarda hipotansiyon olduğu için nabız taşikardiktir. Sadece nörojenik şokta bradikardi olan
vazodilatasyon nedeni ile sistemik vasküler dirençte azalmıştır.

165. (Cevap A)

Sarkomlarda prognoz açısından önemli olan histolojik tipinden çok boyut, histoloji grade ve sınır
özelliklerinden Histolojik grade prognozu belirleyen en önemli göstergeddir.

166. (Cevap D)

Yanık hastasına verilecek sıvı miktarı parkland formülü ile hesaplanır. Parkland formülüne göre hastaya ilk
24 saatte verilmesi gereken sıvı= 4x100x45=18000 ml.
Buna göre yarısı ilk 8 satte verilmelidir. Olayın üzerinden 2 saat geçtiğine göre 8000 ml sıvının verilmesi
için 6 saat kalmıştır. 9000 / 6=1500 ml

167. (Cevap E)

Adjuvan hormon hormonoterapi kararını belirleyen temel kriter tümör hücrelerinin reseptör durumudur.
Meme kanseri hücreleri Östrojen ve progesteron reseptörleri içerebilir. Reseptör pozitifliği tümörün
tedaviye daha iyi cevap vereceğini ifade eder.

168. (Cevap A)

Reseptör pozitif metastatik meme kanserinin tedavisinde ilk seçenek endokrin tedavi olmalıdır.

Genç, Reseptör negatif ve visseral organ metastazı olan hastalara kemoterapi verilir.

Radyoterapi metastatik hastalıkta sadece palyatif amaçlı kullanılabilir. Cerrahi tedavisinin metastatik
hastalıkta yeri yoktur.

169. (Cevap C)

Sigmoido vezikal fistüllerin en sık nedeni divertikülittir. İkinci sırada sigmoid karsinom gelir. Erkeklerde
kadınlara göre daha sık gelişir.

170. (Cevap E)

Lynch sendromu (Ork kanser sendromu otozomal) dominant geçişli, kolateral, endometrial, över, mide,
üriner ve hepatobiliyer kanserlerin görüldüğü bir sendromdur.

171. (Cevap A)

Karsinoid sendrom görüldüğü hastaların büyük çoğunluğunda yaygın karaciğer metastazları


bulunmaktadır.

172. (Cevap E)

Crohn hastalığında baryumlu grafilerde segmenter tutulum duvar kalınlaşması, lümen daralması (ip
belirtisi), duvar rijiditesi fıstüller gözlenebilir. Kurşun boru manzarası ülseratif kolite özgü bir radyolojik
bulgudur. Crohn hastalığında gözlenmez.

173. (Cevap D)

GIP salimini glukoz ve yağlar tarafından stimüle edilir. Aynı miktar glukozun oral alınımından sonra,
intravenöz alımına göre daha fazla insilün salgılanmasından sorumlu olduğu kabul edilir.

174. (Cevap D)

Safra kesesi ve safra yollarında hava görülebilecek durumlar.


1- Biliyer enterik fistül (en sıkda kolesistenterik)

2- Biliyer enterik anastomoz

3- Sfinkterotomi

4- İnkompetan oddi sfinkteri

5- Amfizematöz kolesistit

175. (Cevap B)

Varis kanamasının profilaksisinde propranolol ilk yapılan çalışmadır. Çelişkili sonuçlar vermiştir. Bazı
çalışmalarda varis kanama olasılığını %40 oranında azalttığı gösterilmiştir, diğer ilaçlar varis kanamasının
kontrolünde bir dereceye kadar etkili olmalarına rağmen varisli hastaların uzun dönemli tedavilerinde
yerleri yoktur.

Varis tedavisi planlamasındaki basamakları Profilaksi —► Beta blokörler İlk basamak—» Endoskopi ve
farmakolojik tedavi

İkinci basamak -» Dekompresyon (TIPS veya cerrahi şant.)

Son dönem —► Transplantasyon

176. (Cevap C)

Koledok kistlerinin 5 tipi vardır. Tipi: Ana safra kanalının kistik dilatasyonu Tip II: Tek, koledok divertikülü
Tip III: Ana safra kanalının duodenum duvarı içindeki kistik dilatasyonu ((koledokosel)

Tip IV A: İntrahepatik ve ekstrahepatik safra yollarında kombine, çok sayıda kist

Tip IV B: Ekstra hepatik safra yollarında çok sayıda kist

Tip V: intrahepatik safra yollarında çok sayıda yaygın kist (Caroli hastalığı)

177. (Cevap D)

Fenobarbital hariç diğer ilaçlar ise hormon sentezini bloke ederek tiroid hormon düzeylerini düşürürler.

178. (Cevap D)

Folliküler tiroid karsinomalarında uzak metastazın olması, kadınlarda 50 erkeklerde 40 yaşın üzerinde
olması, ekstratiroidal invazyon veya majör vasküler invazyon olması tümörün 4 cm'den büyük olması kötü
prognostik faktörlerdir.

179. (Cevap B)

Sorudaki çocukta medüller tiroid karsinom riski nedeniyle tiroidektomi yapılmalıdır. Ancak MEN-2'li
hastalarda beraberinde feokromasitoma da bulunma olasılığı nedeni ile 24 saatlik idrardaki katekolamin
metabolitlerinin düzeylerini ölçmek önemlidir. Çünkü saptanamayan feokromasitoma durumunda genel
anestezi çok tehlikeli olabilir. Ultrason eşliğinde TÜAB tiroid kitlesinin değerlendirilmesinde uygun bir
yöntem olmasına rağmen medüller tiroid kanserinde %100 doğruluk oranına sahip değildir.

180. (Cevap A)

Primer hiperparatiroidizm %90 tek bez adenom %8 multiglandüler hastalık (hipeplazi), %2 iki bez
adenomun %1'den az olguda paratiroid kanserine bağlı gelişir.

181. (Cevap C)

1- Büyük kanamalar genelde ventrikül içine olmaktadır.

2- Lober kanama ise o loba ait bulgular, konfuzyon, başağrısı ile kendini belli etmektedir.

3- Putaminokapsüler kanama, ventriküle açılır ve unilateral pleji, vulpian belirtisi görülmektedir.

4- Talamik kanama rigidite, vulpian belirtisi, otonomik belirtiler, hiperaljezi ve hiperesteziye yol
açmaktadır.

5- Pons kanaması derin ani koma, kranial sinir felçleri, quadripleji ve pin point pupillaya neden olur.

6- Serebellar kanaması ise vertigo, kusma, ataksi ve hızlı ilerleyen komaya neden olur.

* En sık kanamalar putaminal daha sonra lober daha sonra talamik olur

* Hipertansiyonla birlikte olan kanamalar en sık putamende gözlenir.

182. (Cevap B)

* Büllöz mirinjit. İnfluenza grubu ya da mikoplazma tarafından oluşturulur. Dış kulak yolu ve zarda
hemorajik mor renkli büllerle karakterizedir.

183. (Cevap A)

Seminom: İnmemiş testiste en sık görülen tümördür. Germ hücreli tümörlerin ve testis tümörlerinin en
sık görülenidir. En sık semptomu: Ağrısız testikülomegalidir. %98 unilateraldir. HCG salgılarlar. En iyi
prognozlu olandır. Bilateral en sık görülen, en radyosensitif testis tümördür. Seminomda %10 orannda
beta hCG artışı görülebilir. AFP artışı görülmez. Diğer şıklardaki hastalıklarda AFP artışı görülebilir.

184. (Cevap D)

Ewing Sarkom

Kemik iliğinden köken alır.

5-25 yaşlarında görülür.


Uzun kemiklerin en sık diafızine yerleşir.

Ağrı, şişlik kızarıklık şikayeti vardır.

En sık osteomyelitle karışır.

Radyosensitiftir.

Hücrelerde glikojen depolanması vardır. Osteolitik lezyon yapar.

Radyolojik olarak, SOĞAN ZARI gibi lameller

periost reaksiyonu görülür.

En sık akciğere metastaz yapar. Prognozu kötüdür.

185. (Cevap A)

Torasik outlet sendromunun en sık sebebi servikal kostadır. Sekonder olaylardan en sık sebep 1. kosta ve
clavicula kırıklarıdır. Adson testi torasik outlet sendromunda pozitiftir.

186. (Cevap C)

İlk Vizitte Yapılması Gereken Laboratuar Testleri:

• Rutin

1- CBC

2- Tam idrar

3- İdrar kültürü

4- Kan Grubu, Rh

5- RPR (Rapid Plasma Reagin) —»Sitiliz taraması

6- Rubella Hemaglütinasyon inhibisyon Titresi —► %10-15 olguda negatiftir

7- HbsAg

8- PAPS

Şıklardaki yer alan HbA1c kan şekerinin 3 aylık dönem içindeki regülasyonunu değerledirmek amacıyla
bakılmaktadır. Gastasyonel diyabette HbA1C düzeyi normaldir. Bu nedenle rutin laboratuar testleri
arasında yer almaz.

187. (Cevap C)
Trichomonas vaginalis vajiniti:

menstruasyondan hemen sonra ya da gebelik sırasnda şiddetlenmeye eğilimlidir, inatçı lökore (miktarı
bol, köpüklü, yeşilimsi, ve şiddetli olgularda kötü kokulu olur, kronik infeksiyonlarda akıntının miktarı
azalabilir ve rengi griye dönüşebilir) esas semptomdur, vulvar pruritus de görülebilir. Vajen pH'sı 5.0 in
üstündedir. Vajen mukozasında peteşiler (çilek noktalar) görülebilir.

188. (Cevap B)

Menstruasyon sırasında endometriumda çeşitli histolojik değişiklikler olmaktadır. Bu değişiklikler siklüsün


farklı fazlarında belirginlik göstermektedir.

Ödem sekresyon fazında daha belirgin olmakla birlikte varyasyon göstermektedir.

Salgı bezi mitozu proliferasyon olduğunu gösterir. Menstruasyon esnasında hücre onarımı nedeni ile artış
gösterir.

Stroma mitozu proliferatif fazda belirgindir.

Psödostrafikasyon proliferatif faz için karakteristiktir.

Bazal vakuoller ovulasyonu takiben 36-48 saat içinde gözlenir.

Sekresyon lüteal fazın ikinci yarısında lümende aktif salgısı görülür.

Predesidual reaksiyon ön ve arteriollerin etrafında başlar ve menstruasyona kadar tüm stromaya yayılır.

Lökosit infiltrasyonu menstruasyondan 3 gün önce başlar.

189. (Cevap A)

Varicella zoster aşısı canlı viral aşıdır. Gebelikte canlı viral aşılardan sadece adenovirüs tip 4 ve 7 ve
poliomyelit (saik) aşısı uygulanabilir. Canlı virüs aşılarından kızamık, kızamıkçık, kabakulak ve varicella
aşılarının uygulanması kontrendikedir. Gebelikte inaktif virüs aşılarından hepatit A, hepatit B, influenza ve
kuduz uygulanabilir.

4-190. (Cevap A)

Hidrosefali

Serebrospinal sıvının artışına bağlı olarak beyin lateral ventriküllerindeki genişlemeye denmektedir.
USG'de koryoid pleksus yapıları sarkmış yüzer halde izlenir. Buna dangling bulgusu denir.

191. (Cevap B)

Preeklampsi, fetoplasental üniteyide içermek üzere tüm organlarda kötü perfüzyon ile giden
vazokonstrüksiyon ve hipervolemi ile karakterize sistemik bir hastalıktır. Generalize vazospazm vardır.
Sinsityotrofoblastların desidua basalise migrasyonu gerçekleşen spiral arterler etrafında bariyer görevini
üstlenir. Bu migrasyondaki patolojiler preeklampsinin fizyopatolojisinde suçlanmaktadır.

- Gebelikte renin - anjiotensin - aldosteron sisteminde değişiklikler meydana gelir. Plazma renin aktivitesi
artar, renin konsantrasyonu artar, anjiyotensin 2 artar, aldosteron artar, katekolaminler artar, bu
değişikliklere bağlı olarak damarlarda jeneralize vazospazm gelişir.

192. (Cevap E)

Serviks CA'da epidemiolojik risk faktörleri şöyle sıralanabilir;

■ Sosyoekonomik düzeyi düşük kadınlar

• Irk : Zencilerde iki kat. Amerikan yerlilerinde ve ispanyol kökenlilerde daha sık.

• Erken yaşta ilişki: 16 yaş altında risk 2 kat artar.

• Kötü hijyenli kadınlar

• Çok partnerli kadınlar

• Kocası çok partnerli kadınlar

• Seksüel geçişli hastalıklar

193. (Cevap E)

Mezonefroid tümör (clear celi Ca) unilatéral yerleşim olup en fazla hiperkalsemi ve hiperpireksi yapan
tümördür. %25 endometriozis ile birlikte bulunur. Histopatolojiiik olarak hobnail (kabara çivisi) hücreleri
görülür.

194. (Cevap D)

Leiomyosarkom olgularnda preoperatif tanı genellikle mümkün olmaz ve tan ancak histerektomi
materyalinin histopatolojik incelenmesi ile konulur.

Mitotik sayı ve histolojik atipi utérus mezenkimal tümörlerinin davranışını belirlemede en önemli
kriterlerdir. >10 mitoz/10HPF ve grade 1-3 atipi varlığında tanı leiomyosarkomdur. Nekroz da malignité
ayrımında önemli bir kriterdir.

195. (Cevap D)

Gestasyonel trofoblastik hastalıkta iyi prognoz kriterleri

I.Son gebelik oluşalı 4 aydan kısa süre

2.Tedavi öncesi düşük hCG (hCG < 40.000mlU/ml)


3. Beyin ve karaciğer metastaz yok

4. Daha önce KT almamış olması şeklinde sıralanabilir.

Kötü prognoz kriterleri ise 1Son gebelik oluşalı 4 aydan uzun süre geçmişse, term gebelik sonrası hastalık
gelişmişse

2. Tedavi öncesi yüksek hCG (hCG > 40.000 mlU/ml)

3. Beyin ve karaciğerde metastaz yok

4. Daha önce başarısız KT

•Malign GTN en sık akciğere hematojen yoldan yayılır. (%80). Daha sonra vajen (%30), pelvis (%20), beyin
(%10), karaciğer (%10) gelişir.

196. (Cevap E)

Puerperal mastit postpartum dönemde memelerin uni ya da bilateral infeksiyonudur. Etken bebeğin
orofarenksinden anneye geçen S. aureus ya da streptokok türleridir. Ancak en sık etken S. aureus'dur.

197. (Cevap D)

Stress inkontinansı intraabdominal basınç artışı olan durumlarda (öksürme, gülme, hapşırma, fiziksel
aktivite) istemsiz olan idrar inkontinansına denmektedir. Sebebi intraabdominal basınç artşında
mesaneye oranla üretrada daha az artışın olmasıdır. Tanı amaçlı yapılan testler bonney ve marchetti
testleridir. Bonney ve Marchetti testleri; stress inkontinansta, üretranın desteklenmesi ile hastanın
kontinansını sağlama yeteneğini test etmede kullanılırlar.

198. (Cevap B)

Hiperandrojenizm'de tedavi Mekanik epilasyon Hormonal tedavi;

En sık OKS kullanılır Spironolakton;

Aldosteron antagonistidir Hirsutizmde yararlıdır

Dolaşımdaki androjenlerle reseptör seviyesinde yarışır

OKS'le birlikte kullanıldığında daha etkilidir

Poliüri, yorgunluk, başağrısı, hiperkalemi yapabilir

Siproteron asetat;

Güçlü bir progestin ve antiandrojendir

LH düzeyini düşürür
Periferde androjen etkisini antagonize eder

Uzun etkili GnRH analogları;

Ağır hiperandrojenli hastalarda hipotalamik- hipofizer

Ovaryan akışı baskılamak için kullanılır

Sıcak basması, vajinal kuruluk

Sadece 6 ay süre ile kullanılır

OKS ile birlikte kullanıldığında yan etkileri azalır

Bromokriptin;

Hiperprolaktinemik hastalarda kullanılır

Cimetidin

H2 blokeridir

Antiandrojenik özelliği ile hirsutizmde kullanılır Ketokonazol

Adrenal ve gonadlarda sitokrom P450'ye bağlı enzimleri etkiler

Steroid biosentezini baskılar Flutamid;

Sadece DHEA-S düzeyini düşürür

4-199. (Cevap D)

Koital fonksiyon bozukluğu, anatomik bozukluk, anormal semen analizi, kötü postkoital test (PCT) ve
açklanamayan infertilite varlığında intra uterin inseminasyon (IUI) yapılabilir. Bu uygulamanın servikal,
tubal, intraperitoneal ve intrafolliküler tipleri vardır. Anormal semen analizi astenozoospermi,
oligozoospermi, azospermi, teratozoospermi, astenooligozoospermi, aspermi, hipospermi, lökospermi
olarak sıralanabilir.

4-200. (Cevap D)

Galaktorelerin %50'sinde hiperprolaktinemi, hiperprolaktinemilerin % 66'sında ise galaktore ortaya


çıkmaktadır. Galaktoreli olguların %35'inde tanı primer hipotiroidizmdir. Çünkü tiroid hormon seviyesinde
ki düşme TRH sekresyonunu artırır ki, bu da neticede TSH ve prolaktin sekresyonunda artışa neden olur.
Tabloda hiperprolaktinemi sebepleri açıklanmaktadır.

CEVAP ANAHTARI
TEMEL BİLİMLER KLİNİK BİLİMLER

1A 26 B 51 C 76 A 101 A 126 B 151 D 176 C

2B 27 C 52 C 77 B 102 B 127 D 152 E 177 D

3A 28 D 53 A 78 B 103 B 128 E 153 E 178 D

4E 29 A 54 C 79 D 104 B 129 B 154 A 179 B

5D 30 E 55 D 80 B 105 E 130 C 155 D 180 A

6D 31 B 56 B 81 E 106 A 131 B 156 C 181 C

7C 32 E 57 B 82 A 107 E 132 E 157 E 182 B

8E 33 D 58 C 83 B 108 C 133 A 158 C 183 A

9E 34 B 59 C 84 D 109 B 134 C 159 B 184 D

10 D 35 E 60 B 85 E 110 E 135 B 160 A 185 A

11 C 36 D 61 E 86 C 111 B 136 A 161 E 186 C

12 C 37 E 62 D 87 A 112 C 137 C 162 B 187 C

13 D 38 A 63 C 88 A 113 C 138 B 163 E 188 B

14 D 39 E 64 B 89 C 114 A 139 C 164 C 189 A

15 B 40 A 65 A 90 D 115 A 140 B 165 A 190 A

16 C 41 C 66 A 91 E 116 B 141 B 166 D 191 B

17 A 42 E 67 B 92 A 117 C 142 E 167 E 192 E

18 A 43 D 68 D 93 A 118 B 143 B 168 A 193 E

19 C 44 C 69 C 94 E 119 E 144 E 169 C 194 D

20 D 45 A 70 B 95 B 120 C 145 C 170 E 195 D

21 C 46 C 71 B 96 A 121 B 146 E 171 A 196 E

22 E 47 B 72 D 97 B 122 D 147 D 172 E 197 D

23 B 48 C 73 E 98 B 123 D 148 C 173 D 198 B

24 C 49 E 74 E 99 B 124 D 149 C 174 D 199 D


25 C 50 D 75 C 100 C 125 D 150 B 175 B 200 D

You might also like