Professional Documents
Culture Documents
TAKTIKDUNYASINDADÖNÜŞÜMRELATIONISMVEFUTBOLUNEVRİMİ
TAKTIKDUNYASINDADÖNÜŞÜMRELATIONISMVEFUTBOLUNEVRİMİ
TAKTIKDUNYASINDADÖNÜŞÜMRELATIONISMVEFUTBOLUNEVRİMİ
RELATIONISM
Futbol... Bu oyun özellikle son yıllarda "Positional play" yahut Türkçeye çevrilmiş
hali diyebileceğimiz "Pozisyon oyunu"nu oynayan takımlar ve bu oyunları oynatan
teknik adamlar tarafından (Guardiola, Tuchel, Arteta, Xavi, Roberto de Zerbi,
Nagelsmann, vs. vs.) domine edilmeye başlandı peki nedir bu "Positional Play"
1-POSITIONAL PLAY:
Bir Şampiyonlar ligi akşamında Barcelona Positional Play oynarken o maç sol
kanatta görev yapan Thierry Henry topla buluşamadığı için yerini terkeder
Guardiola tabi itiraz eder bu duruma fakat Henry oralı olmaz ve golü de atar, fakat
Pep bu durumdan razı olmaz ve devre arasında onu oyundan alır. Aslında bu hikaye
pozisyon oyununun özetidir.
1.2: Parselasyon :
Parselasyon, asıl anlam olarak bir arsanın birden fazla parçaya ayrılma işlemdir.
Futbolda da benzer bir anlamı vardır sahanın oyuncular için parçalara ayrılması
anlamına gelir bu farklı şekillerde yapılabilir. Bu en basit şekilde sahanın 3'e
bölünmesi ve "birinci" "ikinci" ve "üçüncü" bölge olarak ayrılıp isimlendirilmesi
futbolla ilgilenen hemen hemen herkesin aşina olduğu bir durumdur bu parselasyon
dediğimiz şeyin en basit halidir.
1.2.6: Assist V:
2019 Yılında Danimarka'da yapılan bir bilimsel çalışmada elde edilen verilere göre
sahanın bu "V" şekli dışında kalan bölgelerden asist yapılma ihtimali neredeyse
sıfırdı. Yapay zeka binlerce golü analiz etmiş ve nerelerden asist yapılıp nerelerden
gol atıldığını hesaplamıştı. Ve elimize böyle bir parselasyon geçti. Klasik
çalışmaların aksine bu çalışmada diyagonal çizgilerden de yararlanılmıştı. Bence bu
parselasyon diğerlerinin aksine hücum yapan takımdan daha çok savunma yapan
takıma yarıyor. Aslında Düşük blok savunması dediğimiz şey zaten bu değil midir?
- Düzen ve plan
-Set hücumları
- Teknik direktörlerin yaptığı işin hakkını vermesi (TD'ler sadece birer antrenör,
kondisyoner yahut motivatör değil, birer stratejisttir)
Yani kısacası anlaşılabilir, analiz edilebilir, mahalle futbolundan farklı bir oyun. Bu
bir UCL maçıyla amatör kümedeki bir maçın arasındaki farkın %50'sidir (diğer
%50'si ise oyuncular arasındaki kalite farkıdır)
2.2: Götürüleri:
-Bireysel yeteneklerin azalması
Bu saydığımız maddelerin hepsi avam futbol seyircisi için çok önemlidir. Çünkü
futbolu yalnız teknik profosyoneller (analistler yahut teknik adamlar gibi) taktik
için izler, avam futbol seyircisi ise eğlenmek, yetenekli oyuncuların bireysel
şovlarını izlemek ve bol bol gol görmek için izler. Nitekim profosyonellerin para
kazanmasına vesile olan kişiler ise bunlardır. Pozisyon oyunu yaygınlaşıp bireysel
beceriler öldükçe bu oyunun popülarite kaybetmesi de kaçınılmazdır.
Teknik adamlar için bir spektrum yapacak ve sol tarafa düzen sağ tarafa kaosu
koyacak olsaydık eğer muhtemelen spektrum içi yerleşim şöyle olurdu: En solda
SS Lazio teknik direktörü Maurizio Sarri biraz daha sağda Pep Guardiola onun sağ
yanında Arteta onun da hemen sağ yanında Xavi, merkeze daha yakın fakat hala
pozisyon oyunu içinde yer alan Jürgen Klopp, merkeze ondan daha yakın olan Ten
Hag ve artık spektrum'un kaos kısmına geçmiş olan teknik adamlar, Pioli,
Ancelotti, Spaletti, Arjantin MT teknik direktörü Scaloni ondan daha da sağda 2
Brezilyalı teknik adam Gremio teknik direktörü Renato Gaucho ve Fluminense
teknik direktörü Fernando Diniz.
Sahadan:
Tahtadan:
İlk prensibimiz Relationism'in oldukça basit olan "Pass and movement" kuralı.
Türkçe çevirisi için "Pas at ve harekete geç" diyebileceğimiz bu prensipte pası atan
oyuncu pası attığı gibi boş alana koşar, bu hem rakip oyuncuları manipüle etmeye,
hem de pasın atıldığı oyuncuya daha yüksekte bir pas imkanı sağlıyor isterseniz
bunu saha içinden örneklerle pekiştirelim:
1.1-
Gördüğünüz üzere sol kanattan merkeze doğru yapılan "pass and movement"
hareketleriyle oyun merkeze taşınıyor rakip baskıya çıkacağım derken alan
boşalttığı için bu bölgelere koşu atılıyor en ilerideki oyuncu bağlantıya geliyor
arkasındaki rakibi onu takip edeceğim derken alan boşaltıyor ve son kertede en
sağda konumlanan oyuncu boşaltılan alana hareketleniyor, top ona atılıyor ve gol
1.2-
Arjantin ise Dünya Kupası finalinin uzatmalarında dahi "pass and movement" ile
rakip kaleye kadar geliyor
PRENSİP 2: DUVAR
"PASS AND MOVEMENT " dediğimiz prensibi gerçekleştirmek için duvar pası
yapmanız gerekir ve "duvar" pasını yapmak için de bir "DUVAR"a ihtiyacınız
vardır buradaki "duvar" takım arkadaşınızdır, konumsal olarak da yakın olmanız
gerekir birbirinizden uzak konumlanarak pass and movement yapamazsınız bu
sebepten dolayı (muhtemelen bir tanesi daha yüksek konumlanan ve derine inecek
olan) 2 takım arkadaşına ihtiyacınız vardır. Bunu sahadan örneklerle desteklemek
gerekirse;
1:
Gördüğünüz üzere geçiş oyununda duvar pası yapan Vini Jr.- Benzema ikilisi her
ne kadar hücumda az kişi olmalarından sebep bir sonuç çıkmasa da (en azından bir
anlığına bile olsa) 3 tane rakip oyuncuyu egale ediyor
2:
3:
Bir başka örnek ise Brezilya milli takımından. Merkezde ardarda 2 duvar pası
yaparak golü buluyorlar. Hırvatistan 6 kişi ile ceza sahasını bu 6'lının 3'ü ile de tam
merkezi savunmasına rağmen yine de gole engel olamıyor.
1-Taktik tahtasından:
Üzerine söylenecek pek fazla söz yok. Gördüğünüz üzere çapraz şekilde
konumlanmış 3 oyuncu. Relationism'e aşina olan insanlar olarak pozisyonun
devamını hayal ettiğimizde şunu görüyoruz: 8 numara (birinci oyuncu) (görüldüğü
üzere) ilk pası atacak kişi olurken, 3 numara ilk pasta topun üzerinden atlayacak, 9
numara duvar olacak 3 ise 9'un topu oynadığı alana (muhtemelen sol half space)
hareketlenecek ve pozisyon böyle devam edecek...
Tabii ki bu genel bir kaide değildir. Fakat güzel bir stratejidir. Aksine örnekler çok
olmakla beraber (ki bunlar [en azından benim gördüklerim] bizim örneğimize göre
kaleye daha uzak mesafelerden yapılan çaprazlamalardı) kaleye yaklaşıldıkça etki
oranı artan ve bana göre kaleye yakın konumlarda uygulanması gereken bir
stratejidir. Eğer elinizdeki santrfor 1v1'lerde çok üst düzey bir adam değilse onu
sırtı dönük 1v1 bıraktırmaktansa duvar olarak kullanmanın çok daha mantıklı
olduğunu düşünüyorum.
2-Sahadan:
Manchester UTD'den güzel bir çaprazlama örneği. Yukarıda bahsettiğimiz sıralama
ile benziyor. Aradaki tek fark burada ekstra bir pas daha yapılmış, 2. oyuncu topun
üzerinden atladıktan sonra sol stoper oyundan düşüyor 2. pastan sonra ise sağ
stoper Manu'nun sağ santrforuna gidiyor sağ santrfor tekrar sol santrfora
oynadığında ise Barcelona'nın sağ stoperi de oyundan düşüyor ve böylelikle Andy
Cole rahat bir pozisyonda topu ağlara gönderiyor.
Gördüğünüz üzere takım halinde sağa yatmışlar ve sağ kenar bölge diyebileceğimiz
alanda rakiple eğer stoperi sayarsak 6v5 eğer stoperi saymazsak 5v5'ler, rakip topu
kapmak istiyorsa özellikle top mavi takımın sağ bek oyuncusundan başlayarak daha
yüksek bir konum aldığında oraya doğru yakın bir baskı uygulamak zorundalar.
Öbür türlü o bölgede topu kazanma ihtimalleri pek yok. Fakat o bölgeye kaydıkları
bir durumda ise geçiş ihtimalleri pek kalmayacak çünkü rakip kaleden çok uzak bir
bölgede ve kendi kalelerine daha yakın bulunan bir bölgede çok dar alanda ve tabii
ki taç çizgisinin yakınında rakiple 5v5 oynayacaklar. Bu, eğer rakip şok pres
konusunda iyiyse son derece zorlayıcı bir durum.
2- Sahadan:
Fluminense'den bir yığılma örneği
Gördüğünüz üzere takım halinde sol kanata yatan Fluminense 5 kişi ile de kenarda
rakiple 5v5 yahut 5v4 oyun oynuyor. Oyunu önce taçla geriye yönlendiriyor
ardından tek pas yahut tek kontrol tek pas ile topu daha yükseğe taşıyorlar. Çizgi
üzerinde 2 oyuncu konumlanıyor. İlk olarak daha yüksek konumlanana atılıyor top.
O rakibi kendi üzerine çekip tek pasla yanındaki arkadaşına oynuyor. O ise
boşaltılan alana koşu atan yine çizgide, ama daha düşük konumlanmış olan
oyuncuyu görüyor.
Oyun öncelikle sahanın daha düşük kabul edebileceğimiz bölgesinde 4 oyuncu ile
ele alınıyor. Başlangıçta bu dörtlünün şekli dörtgen iken sonrasında bu şekil
bozluyor. Top geriye oynanıyor topu alan oyuncuyla ve çaprazındaki diğer 2
oyuncu ile beraber çaprazlama yapılıyor. Çaprazlamadaki üçüncü oyuncu topla
buluşuyor. Yanındaki, fakat biraz daha geride konumlanmış oyuncuya oynuyor. O
arkadaşı ise derin pas oynuyor. Blokların arasında topla buluşan adam soldaki
arkadaşını görüyor. Sol kanatta topla buluşan adam ise orta açıyor fakat atak
sonuçlanmıyor, rakip savunma topu uzaklaştırıyor.
Fluminense yığılma + baskı
Fluminense bu seferde bir derin pasla rakip sağ kenarda 3v2 pozisyon yakalıyor.
Sağ yüksekte konumlanan oyuncuya oynanıyor top. O adam içe yöneliyor önünde
ve arkasında konumlanan iki arkadaşı ise dışarı hareketleniyor biri bunu bindirme
suretinde yaparken diğeri ise çapraz koşu atıyor, çünkü daha içerde, rakip sol
stoperle 1v1 kalacak şekilde konumlanmış. Bu koşusu rakip sol stoperi de çizgiye
itiyor. Az önce bahsettiğimiz topla bloklar arasında buluşan adam arkasındaki
arkadaşına eliyle işaret yapıyor. (Anladığım kadarıyla bindirme yapmasını
söylüyor) arkadaşı az önce değindiğimiz üzere bindirme yapıyor. Topla buluşan
oyuncu sağdan bindirme yapan arkadaşını görüyor. Fakat bu esnada rakip orta blok
oyuncuları o bölgeye geliyor. Bunun sonucunda başta hücum takımı lehine 3v2
olan durum savunma takımı lehine 4v3'e dönüşüyor. Sağdan bindiren oyuncu
önündeki takım arkadaşına oynuyor, önündeki arkadaşı ise topla buluştuğu esnada
rakip 1v1 baskı uyguluyor ona. Biraz daha geniş açıdan bakacak olursak rakibin
kurduğu savunma dörtgeni içinde iki kişi kalmışlar yani 2v4'lük bir durum var
kendi adlarına. Topla buluşan oyuncu her ne kadar topu kaptırmamış ve karşısında
bulunan arkadaşına topu ulaştırmış olsa da arkadaşı kendisine arkadan yapılan
baskı sonucunda topu kaybediyor ve rakip için bir geçiş şansı başlıyor. Topu alan
oyuncu, muhtemelen geride 1+3 şeklinde kalmış olan rakibine karşı dikine top
sürmeye çalışsa da önüne çok fazla alan ve pas opsiyonu bulamadığı için
kendisinden biraz daha düşük konumlanmış olan arkadaşına oynuyor. O arkadaşı
ise topla buluştuktan kısa bir süre sonra (maximum bir saniye) kendi arkasından
gelen rakip baskısı yüzünden sola doğru (yani taç çizgisine doğru) yönlenmek
zorunda kalıyor kendisine yapılan 2'li-3lü baskı sonucunda topu kaybediyor ve
başarısız sayılabilecek bir geçiş oluyor takımı adına. Bu pozisyon Relationism'in
yığılma prensibindeki topsuz geçiş avantajına net bir örnektir.
Bu örnekte ise sağ kenarda, sahaya enine baktığımızda kurulan bir "1-3" yapısı
olduğunu görüyoruz bu yapı daha sonra dörtgene dönüyor. O bölgede kurulan, 4v2
yahut belki 4v3 de diyebileceğimiz bir üstünlük var. Oyun önce geriye
yönlendiriyor ondan sonra tekrar ileri oynanıyor, topla buluşan adam yanındaki
arkadaşını görmeye çalışıyor fakat rakip araya giriyor. Daha sonra en çizgide
bulunan oyuncu kayarak topu alıyor bahsettiğimiz enine 1-3 yapısı dörtgene
dönüyor, çizgide konumlanmış 2 oyuncu paslaşıyor. Daha sonra rakip topu
kazanıyor. Fluminense topu kaybettikten sonra baskı yapıyor. Bu baskının şiddeti
rakibin topu kazandıktan sonra yaptıkları ilk pasın hemen ardından artırılıyor.
Rakip bir pas daha yapıyor. Bu sefer arkadan gelip baskıya katılan oyuncu
sayesinde rakip adeta "baklava" şeklinde sıkıştırılıyor, bundan kurtulmak için
dikine oynuyorlar, fakat bu sefer ise topu alan oyuncu sırtından 1v1 baskı yiyor ve
oyun böyle devam ediyor... Topsuz geçiş avantajları için güzel bir örnek.
Gördüğünüz üzere ilk başta sağ kanata bir pas atılıyor orada 3v3 oyun var. Topu
alan oyuncu arkasından bindiren arkadaşına eliyle işaret yapıyor ve topu ona
oynuyor. Üç oyuncu kendi arasında paslaşıyor, oyun geriye yönlendiriliyor. Topu
alan adam yanındaki arkadaşına oynuyor. Arkadaşı ise topla, önce sağa sonra sola
manevralar yapıp topu kendisine veren arkadaşına geri oynuyor. Rakip tabi bu
esnada eskisi kadar yoğun değil o bölgede. Sağ kanata tekrar oynuyorlar ve
pozisyon devam ediyor... Oyunun yönünü değiştirmeden rakibin yoğunluğunu
azaltmayı başardılar.
Burada ise sağ kanatta bir yoğunlaşma görüyoruz. Fluminense oyunu geri
yönlendiriyor. Geride ise 2-3 diyebileceğimiz bir yapı var. Topu alan oyuncu
sağına oynuyor. Sağda bir üçgen kuruyorlar. Daha sonra bu üçgendeki üç adamdan
iki tanesiyle çaprazlama (çaprazlama yapmak için çapraz konumlanmak zorunda
değilsiniz) yapıyor Fluminense. Çaprazlamadaki ikinci oyuncunun koşu yoluna bir
pas atılıyor fakat rakip kayarak müdahale yapıyor. Sahte geri dönmeye güzel bir
örnek. Aslında bu örneği dikkatli incelediğimizde şunu da görüyoruz ki
Relationism'den de bağımsız şekilde, geri pas dediğimiz olgu rakibin takım boyunu
uzatmak için güzel bir yol.
bu 2 bileşiği bir araya getirmiş ve ekstra olarak Lionel Messi'ye sahip olan bir
takım vardı, FC Barcelona. Oynadıkları "tiki taka" olarak adlandırılan oyun
rakipler adına hem mental hem de fiziksel açıdan karşı koyması çok güç bir
oyundu bunun temelde 2 sebebi var. 1; Topa o kadar uzun süre sahip
oluyorlar ki hem onları savunurken koşmak oldukça yorucu hem de o kadar
koştuktan sonra topu kullanmak zor 2; futbolcu milleti "top oynamayı" sever
fakat "topla oynamayı" daha çok sever. Bu oyunun rakiplere vadettiği tek şey
ise topun peşinden koşmak. Bu da kabul etmek gerekir ki mental açıdan
rakipler açısından oldukça
hırpalayıcı.
İşi diziliş kısmından ele alacak olursak ise şunu söyleyebiliriz ki futbol'da (her
ne kadar zaman dilimleri içerisinde farklılık göstermiş olsa bile) 2000'li
yılların ortasına kadar en popüler diziliş 4-4-2'ydi (özellikle de İngiltere'de) .
fakat bu durum Jose Mourinho'nun Chelsea'si ile değişti . O yıl 4-3-3 dizilişi
ile maçlara çıkan bu takım o sezon 38 maçta 72 gol atıp sadece "15" gol
yiyerek 38 maçta tek mağlubiyet alarak şampiyon
olmuştu
Bu kıyaslamaya farklı bir açıdan bakacak
olursak;
Futbol (zannımca) orta sahanız kadar güçlü olduğunuz bir oyundur ve böyle
bir bölgede 1 kişi fazla olmak büyük bir avantajdır (özellikle de toplu
oyunda). 4-4-2 4-3-3'e karşı merkezde 1 kişi eksik kalmasına rağmen hala
daha müdafaa için en popüler dizilişlerden biri (özellikle de orta blokta) fakat
bunu yaparken takım boyunu oldukça kısa tutmak
zorundasınız.
Gegenpress Budur
Gegenpress bir oyun stratejisi değildir. sadece bir press taktiğidir. Jürgen
Klopp, Ralf Ragnick, Roger Schmidt gibi teknik direktörlerin genel olarak
kullandığı tercihe bağlı bir press taktiğidir. (Klopp son dönemde biraz daha
farklılaştırdı.
1:Kompaktlık
2:SavunmaTemposu
Bu tip takımları aşmak için sadece güçlü bir set oyunu ve yetenekli oyuncular
yetmiyor, topu da hızlı çevirmek zorundasınız yoksa bu kompakt savunmalara
üstün gelmeniz pek mümkün
değil
1-SAHTE BEK;
2-SAHTE
STOPER;
Stoperlerden birinin kendisini biraz daha önde (önlibero pozisyonu)
konumlandırmasıyla oluşan yapının aslında yerleşim olarak Sahte Bek ile
oluşan dizilişten hiçbir farkı yok ancak zannımca daha "esnek" bir yapı
sunuyor diyebilirim (en azından bana öyle geliyor) ekstra olarak bu yapıda 4
tane stoperle oynama şansınız var ki bu da takım müdaafası için mühim bir
avantaj
ÜÇLÜLERİN
YAYGINLAŞMASI:
2016 yazında Chelsea, İtalya Milli takım teknik direktörü Antonio Conte'yi
takımın başına geçirirken muhtemelen kimse bu tercihin Futbolda orta çaplı
bir devrim oluşturacağını tahmin etmemişti. O sezon Chelsea 3-4-3 dizilişiyle
Premier Lig'de 38 maçta 85 gol atıp 33 gol yiyerek 93 puanla şampiyon
olmuştu. O sezondan sonra 3'lü dizilişler çok popüler oldu özellikle rakibiniz
3'lü oynuyorsa zaten sizin de bir bakıma bunu yapmanız gerekiyor çünkü 3'lü
dizilişlerin diğer dizilişlere karşı önemli avantajları mevcut; nedir bunlar?
Gelin
inceleyelim
bir 3-4-3 örneği
3-4-3 vs 4-4-2
Gördüğünüz üzere 3'lünün kanat beki 4'lünün kanat bekine kıyasla çok daha
yüksek tempolu ve konum olarak da daha yükseğe baskıya çıkabiliyor.
BÖLÜM 3
DİZİLİŞ
3-4-1-2 ... Bana soracak olursanız oyunun hemen hemen her fazını oynamak için
(build up, yüksek blok'ta hücum, düşük blok'ta karşılama, önde baskı hatta sahip
olduğu 3 stoper avantajı ile belki duran topları dahi sayabiliriz) çok önemli
avantajlara sahip bir diziliş çift santrforlu olması ve eğer bu oyuncular elverişliyse
kolay bir şekilde 3-2-5'e dönme gibi bir avantajınızın olması ekstra güzelleştiriyor.
Her ne kadar kağıt üzerindeki dizilişinizin çok önemli olmadığını söylense de (ki
doğrudur) futbol bir yerleşim oyunudur ve doğal olarak bu oyunda her yerleşim
belli başlı avantajları ve dezavantajları beraberinde getirir gelin isterseniz yukarda
birtakım avantajlarını saydığımız bu yerleşime biraz daha yakından bakalım...
Eğer 3-4-1-2 oynuyuyorsanız 4'lü oynayan (yani 2 stoper ile oynayan) rakiplere
karşı yüksek baskıda önemli bir avantaja sahip olursunuz: rakip stoperlere 1v1
baskı yapmak. Hele rakip 4-3-3 (yahut 4-1-4-1) oynuyorsa sahanın her yerinde 1v1
oynamış olursunuz ve rakip savunma hattı (kaleci de dahil) oynayacak bir takım
arkadaşı bulamaz stoperler genelde bek oyuncuları ile oynamayı tercih eder ve sizin
kanat-bek oyuncunuzun yüksek tempolu baskısı sonucu rakip bek oyuncusu ya
gelişigüzel bir vuruşla topu ileri gönderir (çoğunlukla bu olur) yahut yerden pas
atarak kendi kanat oyuncusunu görmeye çalışır o oyuncunun arkasında ise sizin
stoperiniz olur. Bunu taktik tahtası üzerinden göstermek gerekirse:
her ne kadar geride 1v1 kalmak gibi bir risk olsa da gördüğünü üzere rakibe pek bir
pas opsiyonu bırakmıyorsunuz tabii eğer bir oyuncunuz dahi baskı da hata yapsa
büyük sıkıntı yaşarsınız .YÜKSEK RİSK YÜKSEK GETİRİ .
Eğer 3-4-1-2 oynuyorsanız ve rakip de 4-3-3 oynuyorsa doğal olarak sizin kenar
stoperleriniz rakip kanat oyuncuları ile eşleşir ve top rakip kanat oyuncularına
ulaşsa dahi onların yüzlerini kaleye döndürmeme şansına sahipler. eğer 4''lü
oynuyorsanız bunu kaymalarla yaptığınız için dezorganize yakalanma şansınız
oluyor ve aynı zamanda 4'lü ile bunu yaptığınızda geride kalan 3 oyuncunuzdan
biri bir bek oyuncusu iken 3'lü ile yaptığınızda geride kalan oyuncunuz bir stoper
(en azından kağıt üzerinde) bu da tabii ki (kağıt üzerinde) savunma için bir avantaj
gibi gözüküyor.
2: BUİLD UP AVANTAJI:
Bilirsiniz, eğer 2 stoper ile oynuyorsanız ve rakip de sizi 2 santrfor ile karşılıyorsa
problem yaşarsınız ve geriyi 3'lemeyi denersiniz fakat 3'lü ile oynuyorsanız böyle
bir problem yaşamazsınız hatta 3'lünün önüne 1 oyuncunuzu daha getirerek bu
baskıdan gayet rahat bir biçimde çıkabilirsiniz. Aşağıda olduğu gibi:
3-4-1-2 vs 4-4-2
2.1: 3-4-1-2 Aut yerleşimleri: Aut yerleşimleri oyunun temelinin inşaa edildiği
fazdır. Aşağıda 3-4-1-2 dizlişi ile kullanabileceğiniz yerleşimlere yer verdik
Aslında sadece 2 santrforunuzdan birisini kenara atarak bu tip bir yerleşimde 4-2-3-
1'e dönebiliyorsunuz bu yerleşimin avantajı ise bu rotasyonu hangi stoper ile
yapıyorsanız o kanat'ta önemli bir sayısal avantaj ve pas örüntüsü imkanı
yakalamanız (özellikle dörtgen şeklinde) fakat tek planınız bu ise rakip sizi diğer
tarafa yönlendirdiği anda problem yaşamanız işten bile değil :)
3.1: Çift santrfor avantajı: Bu hem toplu hem de topsuz oyun için önemli bir
avantaj. Eğer rakip 2 stoperle oynuyorsa onlara 1v1 baskı uygulama şansınız var,
ayrıca çift santrfor hücum için de çok önemli, hem kenardan yapılan ortalarda ceza
sahasında fazla kişi oluyorsunuz hem savunma arkasına attığınız toplarda özellikle
half space bölgesini etkin bir biçimde kullanabiliyorsunuz hem santrforlardan biri
derine indiği zaman (eğer eşleştiği stoper kendisini takip etmeye devam ederse)
hem diğer santrforunuz hem de 10 numaranız için bir alan açmış oluyor
3.2: 3-4-1-2'nin 10 numarası ve sağladığı avantajlar: Bu oyuncu hem rakip 6 ile 1v1
eşleşmesi hem de eğer rakip 4'lü oynuyorsa hücumda rakip merkez
savunmacılarına (yani stoperler ve 6 numara) karşı santrforlarınız ile beraber 3v3
kalmalarıyla önemli bir avantaj elde etmiş olursunuz .Unutmayın 3v3 kalmak bir
eşitlik değil, hücum takımı lehine bir avantajdır özellikle stoperleriniz yahut onların
yanına yanaşan 6-8 numaraların savunma arasına atacağı toplarla çok etkili
olabilirler.
3.3: Hücumda kenar ortaları, dönen toplar ve savunma güvenliği: kenar ortaları, her
ne kadar "orta" kavramı futbolda belki de biraz şekil değiştirmiş olsa da önemli bir
gol silahıdır ve 3-4-1-2 sahip olduğu 3 merkez hücum oyuncu ile bu konuda da
önemli bir avantaja sahiptir. Eğer rakip 4'lü oynuyor ve 6 numaraları ile sizin 10
numaranızı marke ediyorsa önemli bir avantaja sahipsiniz demektir çünkü, siz
kenardan orta yaparken 3v3 kaldınız ve muhtemelen rakip 6 sizin 10 numaranızın
arkasından gelecek yani 3 stoper ile kenar ortası savunmaktan daha farklı bir durum
bu bir nevi avantaj hücum eden takım adına 5'li savunma yani 3 stoper ile
savunmak arasında sonradan ceza sahasına 1 oyuncu daha sokup savunmak
arasında önemli bir fark
3.3.1: Dönen toplar ve savunma güvenliği: Futbol, eğer üst seviyede oynamak
istiyorsanız savunma yaparken hücumu hücum yaparken ise savunmayı
planlamanız gereken bir oyun. Hücum konumlanmaları sadece set oyunu için değil
hem atak yaparken savunma güvenliği hem de atağın devamlılığı için gerekli. Eğer
yüksek blokta set oyununu oynarken savunma güvenliğini almazsanız hem kontra
atak tehlikesi yaşayabilir hem de atak devamlılığı sağlayamayabilirsiniz (ki bu
şampiyonluk adayı bir takım için çok önemlidir) 3-4-1-2, belki de 3'lü dizilişlerin
fıtratında olan bir avantaja daha sahip gelin isterseniz "3.3" ve "3.3.1" adlı kısımları
görselleştirelim
Bir kanat hücumu. 3-4-1-2 vs 4-2-3-1
Gördüğünüz üzere 3-4-1-2 özellikle savunma güvenliği için önemli bir avantaja
sahip. Sağ kanatta 1v1 oyun var, ceza sahasına 3 oyuncu ile girilmiş, 8 numara ve
hatta 6 ve 3 numaralar dönen toplar için hazır, en düşük blokta ise rakibe 5v4'lük
bir üstünlük kurulmuş. Hücumda ise belki kenar stoperlerin katkısıyla "hücum
akışkanlığı" konusunda iyi hale gelebilirsiniz fakat bu durumda savunma
güvenliğinden yukardaki görsele kıyasla biraz daha taviz vermeniz gerekebilir
4: SAVUNMA AVANTAJLARI:
Bu, aslında 3-4-1-2'den de bağımsız bir şekilde bütün 3'lü/5'li dizilişler için geçerli
olan bir durum ancak kısaca özetlemeye çalışırsak:
4.1: 5'li savunma avantajı: Futbol'da 5'li hücumların (3-2-5 ya da 2-3-5 gibi) çok sık
kullanıldığını ve dörtlü savunmalara karşı 5v4'lük bir avantaj yakaladıklarını
düşünürsek, 3-4-1-2, (aynen diğer 3'lü/5'li dizilişler gibi) sizin adınıza bu
dezavantajı ortadan kaldırıyor.
3-2-5 vs 5-3-2 savunma. Düşük blok'ta 5v5 eşitlik
4.2: Half Space'yi savunma avantajı: Half Space, Futbol'da en önemli bölgelerden
biridir, "bek-stoper arası" yahut "iç koridor" denerek de adlandırılan bu
bölge,"assist zone" diye adlandırıldığımız bölge'ye de girişi sağlıyor ve bir
savunma takımı için bu bölgeyi savunmak elzem. 4'lü Savunmalar özellikle
4'lülerin bek oyuncuları çizgide konumlanan rakip kanat ile 1v1 kaldıklarında bu
bölgede mutlaka önemli bir alan doğuyor ve kaymalar doğru bir şekilde
yapılmadığı takdirde rakipler bu bölgeyi çok efektif bir şekilde kullanıp tehlike
oluşturabiliyor. İşte 3-4-1-2 burada da farkını göstererek 5'li savunması ile bu
bölgeyi savunmasız bırakmıyor. 4'lüler bu bölgeyi korumak için birkaç metre fazla
koşup arka direkte boşluk verirken 3-4-1-2 rahat bir biçimde bu bölgeyi
savunabiliyor gelin görselleştirelim
3-1-4-2 vs 4-3-3
Gördüğünüz üzere, 4-4-2 rakip geniş kanat oyuncusuna karşı kendi bek
oyuncusuyla karşılama yaptığı zaman problem yaşarken 3-4-1-2 en azından half
space'de problem yaşamıyor ve belki de rakibi geriye dönmeye veyahut kanat
değiştirmeye zorluyor
4.3: Ceza sahasında +1 olma avantajı: Kenar ortaları, futbolda hala daha önemli gol
silahlarından biri ve bu ortalar için ceza sahasına koşu atan orta saha oyuncuları
çok önemli, çünkü santrfor oyuncusu(oyuncuarı) gibi rakip stoperlerin kucağında
değiller ve eğer rakip 4'Lü savunma ile çıkmışsa , ve kendi takımı da ceza sahasına
2 oyuncu ile giriş yapmışsa sayısal üstünlüğü sağlıyorlar. Fakat 3-4-1-2 burada da
farkını göstererek bu sayısal üstünlüğü +1 stoper ile bertaraf ediyor, eğer bunu
görselleştirecek olursak:
4.4: 5-2-3'e Kolay dönme avantajı: 5-2-3, naçizane en sevdiğim 2-3 savunma
dizilişinden biridir belki de bu savunma dizilişindeki avantajlardan birçoğuna bu
blok'ta yer verdik. Fakat diğer 3'lü/5'li yerleşimlerden de ziyade 5-2-3 şöyle önemli
bir avantaja sahip: Bu dizilişte "on numara" adını verdiğimiz mevkiden biri sol
diğeri sağ olmak üzere 2 tane oyuncu bulunuyor ve bu adamlar eğer doğru bir
şekilde konumlanırsa, hem merkezin hem de kanatların iyi bir biçimde savunulma
ihtimali var. İyi bir örneği için (bknz:29 mayıs 2021 Manchester City - Chelsea
Uefa Şampiyonlar Ligi Finali maçın ilk yarısı için LİNK:
https://fullmatchsports.cc/manchester-city-vs-chelsea-full-match-ucl-2021-
final/?tab=first-half)
Gördüğünüz üzere geride 4 oyuncu kalmış. Baskıya çıkan stoper oyuncusu (burada
özellikle kenar stoperlerin merkez savunmacıya göre ekstra avantaja sahip
olduğunu düşünüyorum) istediği kadar rakip hücumcuyu takip edebilir çünkü
kendisinin arkasını toplayan 4 tane takım arkadaşı var. Bu avantaj sayesinde
özellikle ön alan karşılamalarında 5-3-2 dizilişiyle 4-1-3-2 karşılamasına dahi
dönebilirsiniz.
Tabi ki belli başlı şartları karşılamayan oyuncu grupları ile oynanacak bir 3-4-1-
2'de burada bahsettiğimiz avantajları uygulama ihtimaliniz pek olmaz. İsterseniz bu
püf noktalara biraz bakalım
Ön alan baskıları için çok önemlidir. Düşük tempolu bir 3-4-1-2 1v1 ön alan
baskısı ben şahsen düşünemiyorum bu olmazsa olmazdır. Düşük tempolu ve çabuk
yorulan oyuncularla zaten böyle bir şeyi gerçekleştiremezsiniz deneseniz dahi bir
noktadan sonra kondisyonları yetmeyeceği için baskıya devam edersiniz
delinirsiniz
2: Yüksek konsantrasyon:
Oyunun her fazı için önemli olmakla beraber ön alan baskılarında daha da
önemlidir çünkü 3-4-1-2 ile karşıladığınız zaman özellikle 4-3-3 oynayan rakibe
karşı geride 1v1 kalıyorsunuz ve eğer bir oyuncunuz dahi baskıda hata yapsa geride
1v1'siniz ve risk gerçekten çok yüksek üstteki kısım ile bağlantalı olarak belki de
yazımızın "5: BAHSETTİĞİMİZ AVANTAJLARIN UYGULANABİLMESİ İÇİN
PÜF NOKTALAR" fazının en ehemmiyetli 2 noktasından biri bu "2: Yüksek
konsantrasyon" kısmı desem yalan olmaz sanırım çünkü yüksek bir
konsantrasyonunuz olmazsa özellikle de yaptığınız 1v1 ön alan baskısı yüzünden
büyük dezavantajlar yaşarsınız
Eğer buna sahip olmazsanız statik kalırsınız ve hücumda yeteri kadar etkin
olamazsınız burada yazdığımız "rakip merkez savunmacılarla 3v3 kalma
avantajı"nı optimum düzeyde kullanamazsınız ve unutmayın, düşük hareketlilik az
üretkenlik demektir