TAKTIKDUNYASINDADÖNÜŞÜMRELATIONISMVEFUTBOLUNEVRİMİ

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 50

BÖLÜM 1

RELATIONISM

Futbol... Bu oyun özellikle son yıllarda "Positional play" yahut Türkçeye çevrilmiş
hali diyebileceğimiz "Pozisyon oyunu"nu oynayan takımlar ve bu oyunları oynatan
teknik adamlar tarafından (Guardiola, Tuchel, Arteta, Xavi, Roberto de Zerbi,
Nagelsmann, vs. vs.) domine edilmeye başlandı peki nedir bu "Positional Play"

1-POSITIONAL PLAY:

Modern dönemde çıkış noktası olarak Pep Guardiola'nın Barcelonasını


gösterebileceğimiz bu yapıda net konumlanmalar ve oyuncular için belirlenmiş
alanlar vardır. Örneğin bir yatay çizgide 3 veya 4'ten fazla, bir dikey çizgide ise
2'den fazla oyuncu bulundurulmamalıdır. Örneğin eğer bir bek dış hatta yüksek
bloka çıktıysa mutlaka önünde oynayan kanat iç hatta geçmelidir. Bu tam tersi için
de geçerlidir, Hareketlilik önemlidir ama bu oyuncuların kendi alanları için
geçerlidir bir sol kanat oyuncusu talimat dışında sağ kanata gidemez. Yerini terk
etmemek zorundadır. Bu bahsi pekiştirmek adına Fransız futbolcu Thierry
Henry'nin Barcelona'da oynadığı dönemde Pep Guardiola ile olan anısı aktarmak
istiyorum

1.1: Thierry Henry vs Positional Play:

Bir Şampiyonlar ligi akşamında Barcelona Positional Play oynarken o maç sol
kanatta görev yapan Thierry Henry topla buluşamadığı için yerini terkeder
Guardiola tabi itiraz eder bu duruma fakat Henry oralı olmaz ve golü de atar, fakat
Pep bu durumdan razı olmaz ve devre arasında onu oyundan alır. Aslında bu hikaye
pozisyon oyununun özetidir.
1.2: Parselasyon :

Parselasyon, asıl anlam olarak bir arsanın birden fazla parçaya ayrılma işlemdir.
Futbolda da benzer bir anlamı vardır sahanın oyuncular için parçalara ayrılması
anlamına gelir bu farklı şekillerde yapılabilir. Bu en basit şekilde sahanın 3'e
bölünmesi ve "birinci" "ikinci" ve "üçüncü" bölge olarak ayrılıp isimlendirilmesi
futbolla ilgilenen hemen hemen herkesin aşina olduğu bir durumdur bu parselasyon
dediğimiz şeyin en basit halidir.

Bazı parselasyon örnekleri:

1.2.1: 1.2.3. Bölge yatay parselasyon:

Bu hemen hemen her futbolseverin bildiği en basit parselasyondur. Oyuncular topla


birlikteyken her bölgede bir düşük bölgeden (örneğin 3. bölgedeyken 2.bölgeden)
daha özgür olmalıdırlar. Bu objektif bir gerçektir.
1.2.2: Sağ-merkez-sol kanat dikey parselasyon:

Bu parselasyonda ise saha dikey düzlemde 3 eşit parçaya bölünür. Hepimizin


bildiği sağ-sol kanat bölgeleri bu şekilde ortaya çıkar. Thiago Motta'nın 2-7-2
dizilişi oyun bu şekilde okunulduğunda ortaya çıkar. Atalanta BC teknik direktörü
Gasperini ise yine oyunu bu şekilde algılar. Gasperini'nin 1.- 2.-3. bölgesi sağ kanat
- merkez hat- sol kanattır.

1.2.3: 18'li parselasyon:

Bu, üstteki 2 parselasyonun birleşimi olan bir parselasyondur. Bu parselasyondaki


"14. bölge" futboldaki en önemli bölgelerden bir tanesidir
1.2.4: Guardiola'nın parselasyonu:

Pozisyon oyunun mucidi kabul edebileceğimiz Pep Guardiola tarafından ortaya


çıkarılmış parselasyon. Half spaceler her 2 yarı sahada da ayrılmış, kanat bölgesi
parçalara ayrılmış merkez hat belli edilmiş güzel ve diğerlerine göre "expert"
seviyede kabul edebileceğimiz bir parselasyon
1.2.5: Thomas Tuchel'in altıgeni:

Zamanının Mainz 05 teknik direktörü Thomas Tuchel düz ayaklı kanat


oyuncularına içeri kat etmeyi öğretmek ister fakat kanat oyuncularının çizgiden
ayrılmadığını görür. Onlara bu yeni alışkanlığı kazandırmak içinse onlara eski
alışkanlıkları tamamen unutturmadan ve kendilerini konfor altında hissettirerek
sahanın dizayn şeklini değiştirir ve altıgen şeklinde çizgiler eklettirir. Bu sayede
kanat oyuncuları konforlarını kaybetmeden yeni bir alışkanlık kazanmış olurlar.

1.2.6: Assist V:
2019 Yılında Danimarka'da yapılan bir bilimsel çalışmada elde edilen verilere göre
sahanın bu "V" şekli dışında kalan bölgelerden asist yapılma ihtimali neredeyse
sıfırdı. Yapay zeka binlerce golü analiz etmiş ve nerelerden asist yapılıp nerelerden
gol atıldığını hesaplamıştı. Ve elimize böyle bir parselasyon geçti. Klasik
çalışmaların aksine bu çalışmada diyagonal çizgilerden de yararlanılmıştı. Bence bu
parselasyon diğerlerinin aksine hücum yapan takımdan daha çok savunma yapan
takıma yarıyor. Aslında Düşük blok savunması dediğimiz şey zaten bu değil midir?

2.POZİSYON OYUNUNUN GETİRİLERİ VE GÖTÜRÜLERİ:


2.1: Getirileri:

- Düzen ve plan

-Analiz edilebilir bir oyun

-Set hücumları

-Kusursuza yakın toplu oyun (2017-18 Man City'i ve oluşturdukları etkiyi


hatırlayın)

- Topla çok oynamak (futbolcular için önemlidir)

-Futbolun geometrisi (merkezde dörtgen kurmak gibi)

- 11 kişinin bir topun peşinden koşmaması

- Teknik direktörlerin yaptığı işin hakkını vermesi (TD'ler sadece birer antrenör,
kondisyoner yahut motivatör değil, birer stratejisttir)

Yani kısacası anlaşılabilir, analiz edilebilir, mahalle futbolundan farklı bir oyun. Bu
bir UCL maçıyla amatör kümedeki bir maçın arasındaki farkın %50'sidir (diğer
%50'si ise oyuncular arasındaki kalite farkıdır)

2.2: Götürüleri:
-Bireysel yeteneklerin azalması

- Tahmin edilebilir oyunlar

- Düşük blokta savunma yapan takımlar

- Farklı düşünemeyen "sıradan oyuncular"

Bu saydığımız maddelerin hepsi avam futbol seyircisi için çok önemlidir. Çünkü
futbolu yalnız teknik profosyoneller (analistler yahut teknik adamlar gibi) taktik
için izler, avam futbol seyircisi ise eğlenmek, yetenekli oyuncuların bireysel
şovlarını izlemek ve bol bol gol görmek için izler. Nitekim profosyonellerin para
kazanmasına vesile olan kişiler ise bunlardır. Pozisyon oyunu yaygınlaşıp bireysel
beceriler öldükçe bu oyunun popülarite kaybetmesi de kaçınılmazdır.

3:DÜZEN VE KAOS: İKİ ZIT KUTUP

Teknik adamlar için bir spektrum yapacak ve sol tarafa düzen sağ tarafa kaosu
koyacak olsaydık eğer muhtemelen spektrum içi yerleşim şöyle olurdu: En solda
SS Lazio teknik direktörü Maurizio Sarri biraz daha sağda Pep Guardiola onun sağ
yanında Arteta onun da hemen sağ yanında Xavi, merkeze daha yakın fakat hala
pozisyon oyunu içinde yer alan Jürgen Klopp, merkeze ondan daha yakın olan Ten
Hag ve artık spektrum'un kaos kısmına geçmiş olan teknik adamlar, Pioli,
Ancelotti, Spaletti, Arjantin MT teknik direktörü Scaloni ondan daha da sağda 2
Brezilyalı teknik adam Gremio teknik direktörü Renato Gaucho ve Fluminense
teknik direktörü Fernando Diniz.

4: FERNANDO DINIZ VE RELATIONISM İLE TANIŞIN:


Şimdi yazımızın ana konusu olan Relationism'e geçiş yapalım, pozisyon oyununun
zıttı diyebileceğimiz bu düzende birbirine çok yakın konumlanan oyuncular, çok
yüksek hareketlilik, kanatlarda overlaodlar, sürekli yer değiştiren, mevkisiyle
alakasız alanlarda topla buluşan oyuncular görmeniz pek muhtemeldir, gelin
isterseniz bazı relationism örneklerine bakalım

Sahadan:

Fluminense'den bir relationism örneği

Tahtadan:

Gördüğünüz üzere oyuncular birbirine çok yakın konumlanıyor ve mevkilerinden


çok bağımsız oynuyorlar, sanki 7-8 yaşındaki çocukların oynadığı sokak futbolu
gibi. Bu oyunu daha iyi anlamanız için size bazı video linkleri
bırakıyorum: https://www.youtube.com/watch?v=AhmvJxSapaU https://www.yout
ube.com/watch?v=0okYkskOw1M https://www.youtube.com/watch?v=LZmKqW
17kgY https://www.youtube.com/watch?v=__w2hynIzSk
Eğer bu videoları izlediyseniz muhtemelen bu oyun hakkında birazcık fikre sahip
olmuşsunuzdur, ilk başta birbirine yakın konumlanan oyunculardan fazlası gibi
gelmeyebilir, açık konuşacağım ilk başta bana da böyle gelmişti fakat birazdan
yazacağımız 5 prensip ile bu oyunu daha iyi anlayacaksınız.

PRENSİP 1: PASS AND MOVEMENT:

İlk prensibimiz Relationism'in oldukça basit olan "Pass and movement" kuralı.
Türkçe çevirisi için "Pas at ve harekete geç" diyebileceğimiz bu prensipte pası atan
oyuncu pası attığı gibi boş alana koşar, bu hem rakip oyuncuları manipüle etmeye,
hem de pasın atıldığı oyuncuya daha yüksekte bir pas imkanı sağlıyor isterseniz
bunu saha içinden örneklerle pekiştirelim:

1.1-
Gördüğünüz üzere sol kanattan merkeze doğru yapılan "pass and movement"
hareketleriyle oyun merkeze taşınıyor rakip baskıya çıkacağım derken alan
boşalttığı için bu bölgelere koşu atılıyor en ilerideki oyuncu bağlantıya geliyor
arkasındaki rakibi onu takip edeceğim derken alan boşaltıyor ve son kertede en
sağda konumlanan oyuncu boşaltılan alana hareketleniyor, top ona atılıyor ve gol

1.2-

River Plate ise bunu santradan itibaren kullanıyor.


1.3-

son dünya kupası finalinde bile örneğini gördük

Arjantin ise Dünya Kupası finalinin uzatmalarında dahi "pass and movement" ile
rakip kaleye kadar geliyor

PRENSİP 2: DUVAR

"PASS AND MOVEMENT " dediğimiz prensibi gerçekleştirmek için duvar pası
yapmanız gerekir ve "duvar" pasını yapmak için de bir "DUVAR"a ihtiyacınız
vardır buradaki "duvar" takım arkadaşınızdır, konumsal olarak da yakın olmanız
gerekir birbirinizden uzak konumlanarak pass and movement yapamazsınız bu
sebepten dolayı (muhtemelen bir tanesi daha yüksek konumlanan ve derine inecek
olan) 2 takım arkadaşına ihtiyacınız vardır. Bunu sahadan örneklerle desteklemek
gerekirse;

1:
Gördüğünüz üzere geçiş oyununda duvar pası yapan Vini Jr.- Benzema ikilisi her
ne kadar hücumda az kişi olmalarından sebep bir sonuç çıkmasa da (en azından bir
anlığına bile olsa) 3 tane rakip oyuncuyu egale ediyor

2:

Bir "Duvar" örneği de Villarreal'den. Bu sayede duvar olan oyuncunun arkasındaki


stoper etkisiz hale getiriliyor ve rakip (gerçek manada) savunmada (belki) -1 oluyor
çünkü duvar olan oyuncunun arkasında kalan savunmacı verim oranını önemli bir
ölçüde kaybediyor etkisiz eleman haline geliyor.

3:
Bir başka örnek ise Brezilya milli takımından. Merkezde ardarda 2 duvar pası
yaparak golü buluyorlar. Hırvatistan 6 kişi ile ceza sahasını bu 6'lının 3'ü ile de tam
merkezi savunmasına rağmen yine de gole engel olamıyor.

PRENSİP 3- ÇAPRAZ KONUMLANMALAR: Geri paslar, Türkiye Futbol


Kamuoyunda sürekli eleştirilir. Amatör takımların maçlarına dahi gitseniz sürekli
söylenir bu, "geri dönme, geri dönme, ileri oyna!" benim Futbol oynadığım
dönemde bana da söylenmişti bu. Dikine oynamak ise genelde övülür, hatta
özellikle Fenerbahçe kamuoyunda çok fazla söylenen "dikine futbol" kavramı bana
göre bu kulübün kanserli hücrelerinden biridir. Relationism'deki "çaprazlama"
kavramı ise dikine paslarla alakalı olmakla beraber bir konumlanma işidir.
Oyuncular çapraz bir çizgide giderek daha yüksek konumlanırlar. Bunun
sonucunda ise eğer bu işlem 3 oyuncu ile yapılmışsa birinci oyuncu pası veren,
üçüncü oyuncu duvar olan ikinci oyuncu ise birinci oyuncunun attığı pasta topun
üzerinden atlayıp üçüncü duvar olunca topu alan (ve muhtemelen dripling yapan)
oyuncudur. İsterseniz bu anlattıklarımızı sahadan ve taktik tahtasından örneklerle
pekiştirelim:

1-Taktik tahtasından:
Üzerine söylenecek pek fazla söz yok. Gördüğünüz üzere çapraz şekilde
konumlanmış 3 oyuncu. Relationism'e aşina olan insanlar olarak pozisyonun
devamını hayal ettiğimizde şunu görüyoruz: 8 numara (birinci oyuncu) (görüldüğü
üzere) ilk pası atacak kişi olurken, 3 numara ilk pasta topun üzerinden atlayacak, 9
numara duvar olacak 3 ise 9'un topu oynadığı alana (muhtemelen sol half space)
hareketlenecek ve pozisyon böyle devam edecek...

Tabii ki bu genel bir kaide değildir. Fakat güzel bir stratejidir. Aksine örnekler çok
olmakla beraber (ki bunlar [en azından benim gördüklerim] bizim örneğimize göre
kaleye daha uzak mesafelerden yapılan çaprazlamalardı) kaleye yaklaşıldıkça etki
oranı artan ve bana göre kaleye yakın konumlarda uygulanması gereken bir
stratejidir. Eğer elinizdeki santrfor 1v1'lerde çok üst düzey bir adam değilse onu
sırtı dönük 1v1 bıraktırmaktansa duvar olarak kullanmanın çok daha mantıklı
olduğunu düşünüyorum.

2-Sahadan:
Manchester UTD'den güzel bir çaprazlama örneği. Yukarıda bahsettiğimiz sıralama
ile benziyor. Aradaki tek fark burada ekstra bir pas daha yapılmış, 2. oyuncu topun
üzerinden atladıktan sonra sol stoper oyundan düşüyor 2. pastan sonra ise sağ
stoper Manu'nun sağ santrforuna gidiyor sağ santrfor tekrar sol santrfora
oynadığında ise Barcelona'nın sağ stoperi de oyundan düşüyor ve böylelikle Andy
Cole rahat bir pozisyonda topu ağlara gönderiyor.

PRENSİP 4-KENARLARA YIĞILMA: Relationism hakkında hiç araştırma


yapmamış olsanız bile eğer relationism yapan bir takımı (mesela Fluminense'yi)
izlediyseniz bu gözünüze direkt olarak çarpacaktır. Kenarlara yığılmış oyuncular.
Bu oyunun ilk başta sokak futbolu gibi görülmesinin de ana sebebi budur aslında.
4-5 Hatta bazen 6 tane adam bir kanata yığılır ve orada, genelde birbirlerine tek
pas, yahut tek kontrol tek pas atarak oradan çıkarlar. Bu, Avrupa'da pozisyon oyunu
oynayan takımları seyreden bizim gibi futbol izleyicileri için sıra dışı bir şeydir.
"Kenarlara yığılma" dediğimiz bu prensip diğer prensiplerin uygulanması için çok
önemlidir. Çünkü birbirinize uzak konumlandığınızda Pass and movement,
duvar yahut çaprazlama gibi prensipleri uygulama şansınız da azalır. Bu yapının
faydalarından biri de topu kaybettiğiniz anda şok baskı yapabilmenizdir. Geçişler
için dezavantaj olarak görebileceğimiz sahanın önemli bir kısmının boş
kalması sorununun çözümü de 4-5 yahut 6 adamla yığıldığınız kanatta şok pres
yapmaktır. Aynı zamanda çizgiye yakın olduğunuz için rakibi kenara yönlendirme
şansına da sahipsiniz ki bu önemli bir avantaj, unutmayın "en iyi savunma
oyuncusu taç çizgisidir" (Pep Guardiola). Normalde çoğu takım savunma
yaparken merkezi kapatıp sizi kenarlara yönlendirir. Bu gayet doğaldır ve olması
gerekendir. Fakat burada siz kanattan hücum ediyorsunuz ve bu sizin savunma
güvenliğinize dahi avantaj sağlıyor. Güzel fikir. İsterseniz gelin sizinle bu
bahsettiklerimizi sahadan ve taktik tahtasından örneklerle pekiştirelim...
1- Tahtadan:

bir "yığılma" konsepti

Gördüğünüz üzere takım halinde sağa yatmışlar ve sağ kenar bölge diyebileceğimiz
alanda rakiple eğer stoperi sayarsak 6v5 eğer stoperi saymazsak 5v5'ler, rakip topu
kapmak istiyorsa özellikle top mavi takımın sağ bek oyuncusundan başlayarak daha
yüksek bir konum aldığında oraya doğru yakın bir baskı uygulamak zorundalar.
Öbür türlü o bölgede topu kazanma ihtimalleri pek yok. Fakat o bölgeye kaydıkları
bir durumda ise geçiş ihtimalleri pek kalmayacak çünkü rakip kaleden çok uzak bir
bölgede ve kendi kalelerine daha yakın bulunan bir bölgede çok dar alanda ve tabii
ki taç çizgisinin yakınında rakiple 5v5 oynayacaklar. Bu, eğer rakip şok pres
konusunda iyiyse son derece zorlayıcı bir durum.

2- Sahadan:
Fluminense'den bir yığılma örneği

Gördüğünüz üzere takım halinde sol kanata yatan Fluminense 5 kişi ile de kenarda
rakiple 5v5 yahut 5v4 oyun oynuyor. Oyunu önce taçla geriye yönlendiriyor
ardından tek pas yahut tek kontrol tek pas ile topu daha yükseğe taşıyorlar. Çizgi
üzerinde 2 oyuncu konumlanıyor. İlk olarak daha yüksek konumlanana atılıyor top.
O rakibi kendi üzerine çekip tek pasla yanındaki arkadaşına oynuyor. O ise
boşaltılan alana koşu atan yine çizgide, ama daha düşük konumlanmış olan
oyuncuyu görüyor.

Fluminense'den bir yığılma örneği daha

Oyun öncelikle sahanın daha düşük kabul edebileceğimiz bölgesinde 4 oyuncu ile
ele alınıyor. Başlangıçta bu dörtlünün şekli dörtgen iken sonrasında bu şekil
bozluyor. Top geriye oynanıyor topu alan oyuncuyla ve çaprazındaki diğer 2
oyuncu ile beraber çaprazlama yapılıyor. Çaprazlamadaki üçüncü oyuncu topla
buluşuyor. Yanındaki, fakat biraz daha geride konumlanmış oyuncuya oynuyor. O
arkadaşı ise derin pas oynuyor. Blokların arasında topla buluşan adam soldaki
arkadaşını görüyor. Sol kanatta topla buluşan adam ise orta açıyor fakat atak
sonuçlanmıyor, rakip savunma topu uzaklaştırıyor.
Fluminense yığılma + baskı

Fluminense bu seferde bir derin pasla rakip sağ kenarda 3v2 pozisyon yakalıyor.
Sağ yüksekte konumlanan oyuncuya oynanıyor top. O adam içe yöneliyor önünde
ve arkasında konumlanan iki arkadaşı ise dışarı hareketleniyor biri bunu bindirme
suretinde yaparken diğeri ise çapraz koşu atıyor, çünkü daha içerde, rakip sol
stoperle 1v1 kalacak şekilde konumlanmış. Bu koşusu rakip sol stoperi de çizgiye
itiyor. Az önce bahsettiğimiz topla bloklar arasında buluşan adam arkasındaki
arkadaşına eliyle işaret yapıyor. (Anladığım kadarıyla bindirme yapmasını
söylüyor) arkadaşı az önce değindiğimiz üzere bindirme yapıyor. Topla buluşan
oyuncu sağdan bindirme yapan arkadaşını görüyor. Fakat bu esnada rakip orta blok
oyuncuları o bölgeye geliyor. Bunun sonucunda başta hücum takımı lehine 3v2
olan durum savunma takımı lehine 4v3'e dönüşüyor. Sağdan bindiren oyuncu
önündeki takım arkadaşına oynuyor, önündeki arkadaşı ise topla buluştuğu esnada
rakip 1v1 baskı uyguluyor ona. Biraz daha geniş açıdan bakacak olursak rakibin
kurduğu savunma dörtgeni içinde iki kişi kalmışlar yani 2v4'lük bir durum var
kendi adlarına. Topla buluşan oyuncu her ne kadar topu kaptırmamış ve karşısında
bulunan arkadaşına topu ulaştırmış olsa da arkadaşı kendisine arkadan yapılan
baskı sonucunda topu kaybediyor ve rakip için bir geçiş şansı başlıyor. Topu alan
oyuncu, muhtemelen geride 1+3 şeklinde kalmış olan rakibine karşı dikine top
sürmeye çalışsa da önüne çok fazla alan ve pas opsiyonu bulamadığı için
kendisinden biraz daha düşük konumlanmış olan arkadaşına oynuyor. O arkadaşı
ise topla buluştuktan kısa bir süre sonra (maximum bir saniye) kendi arkasından
gelen rakip baskısı yüzünden sola doğru (yani taç çizgisine doğru) yönlenmek
zorunda kalıyor kendisine yapılan 2'li-3lü baskı sonucunda topu kaybediyor ve
başarısız sayılabilecek bir geçiş oluyor takımı adına. Bu pozisyon Relationism'in
yığılma prensibindeki topsuz geçiş avantajına net bir örnektir.
Bu örnekte ise sağ kenarda, sahaya enine baktığımızda kurulan bir "1-3" yapısı
olduğunu görüyoruz bu yapı daha sonra dörtgene dönüyor. O bölgede kurulan, 4v2
yahut belki 4v3 de diyebileceğimiz bir üstünlük var. Oyun önce geriye
yönlendiriyor ondan sonra tekrar ileri oynanıyor, topla buluşan adam yanındaki
arkadaşını görmeye çalışıyor fakat rakip araya giriyor. Daha sonra en çizgide
bulunan oyuncu kayarak topu alıyor bahsettiğimiz enine 1-3 yapısı dörtgene
dönüyor, çizgide konumlanmış 2 oyuncu paslaşıyor. Daha sonra rakip topu
kazanıyor. Fluminense topu kaybettikten sonra baskı yapıyor. Bu baskının şiddeti
rakibin topu kazandıktan sonra yaptıkları ilk pasın hemen ardından artırılıyor.
Rakip bir pas daha yapıyor. Bu sefer arkadan gelip baskıya katılan oyuncu
sayesinde rakip adeta "baklava" şeklinde sıkıştırılıyor, bundan kurtulmak için
dikine oynuyorlar, fakat bu sefer ise topu alan oyuncu sırtından 1v1 baskı yiyor ve
oyun böyle devam ediyor... Topsuz geçiş avantajları için güzel bir örnek.

PRENSİP 5- SAHTE GERİ DÖNÜŞLER: Futbolda, özellikle savunma yapan


takım oyuncularının bir noktaya yoğunlaştığı durumlarda hücum yapan takımın
oyunun yönünü değiştirmesi aşina olduğumuz bir durumdur. Bu, özellikle oyunu
genişletebileceğiniz pas opsiyonlarınız varsa fena bir fikir değildir. Fakat,
Relationism gibi zaten genişliğin pek bulunmadığı yapılarda bunu yapmak ne kadar
mantıklıdır? Bunun cevabını herkes biliyordur zannediyorum. Peki o zaman rakibin
yoğunluğuna karşı nasıl bir çözüm üreteceğiz? Cevabı sahte geri dönüşlerde saklı.
gelin isterseniz nedir bu sahte geri dönüş prensibi bakalım;

bir sahte geri dönüş örneği

Gördüğünüz üzere ilk başta sağ kanata bir pas atılıyor orada 3v3 oyun var. Topu
alan oyuncu arkasından bindiren arkadaşına eliyle işaret yapıyor ve topu ona
oynuyor. Üç oyuncu kendi arasında paslaşıyor, oyun geriye yönlendiriliyor. Topu
alan adam yanındaki arkadaşına oynuyor. Arkadaşı ise topla, önce sağa sonra sola
manevralar yapıp topu kendisine veren arkadaşına geri oynuyor. Rakip tabi bu
esnada eskisi kadar yoğun değil o bölgede. Sağ kanata tekrar oynuyorlar ve
pozisyon devam ediyor... Oyunun yönünü değiştirmeden rakibin yoğunluğunu
azaltmayı başardılar.
Burada ise sağ kanatta bir yoğunlaşma görüyoruz. Fluminense oyunu geri
yönlendiriyor. Geride ise 2-3 diyebileceğimiz bir yapı var. Topu alan oyuncu
sağına oynuyor. Sağda bir üçgen kuruyorlar. Daha sonra bu üçgendeki üç adamdan
iki tanesiyle çaprazlama (çaprazlama yapmak için çapraz konumlanmak zorunda
değilsiniz) yapıyor Fluminense. Çaprazlamadaki ikinci oyuncunun koşu yoluna bir
pas atılıyor fakat rakip kayarak müdahale yapıyor. Sahte geri dönmeye güzel bir
örnek. Aslında bu örneği dikkatli incelediğimizde şunu da görüyoruz ki
Relationism'den de bağımsız şekilde, geri pas dediğimiz olgu rakibin takım boyunu
uzatmak için güzel bir yol.

KİŞİSEL FİKRİLERİM: Agresif Relationism'in temel prensiplerini örnekler


vererek açıklamaya çalıştık. İnşAllah yararlı olmuştur sizler için. Açık konuşacak
olursam ben buradaki prensiplerden önemli bilgiler elde ettim ve taktik repertuarım
genişledi. Fakat bu kadar agresif bir Relationism'i şahsen ben pek tasvip etmem.
İlgi çekici olduğu aşikar fakat, şahsen özellikle Avrupa'da başarılı olmak
istiyorsanız daha düzenli olmanız gerektiğini düşünüyorum. Tabi ki Sarri ekolü
bir düzen değil bu. Bu konuda spektrumumuzda Klopp çizgisini daha çok
beğendiğimi söyleyebilirim. Ki o bile son dönemde Arnold'u sahte bek olarak
kullandığı için pozisyonist biraz daha yaklaştığını söyleyebiliriz. Öyle ya da böyle
burada temel prensiplerini yazmaya çalıştığımız Relationism'in futbola zevk kattığı
ve sıra dışı görüntülere sebep olduğu aşikar. Belki Avrupa'da çok tutmayacak yahut
Avrupalı oyuncuların oyun karakteri ve mevcut altyapı ekolüne uygun olmasa dahi
Güney Amerikalı oyuncular (bilhassa Brezilyalılar) için belki de en uygun yöntem
relasyonist oyundur, kim bilir? Unutmayın, Arjantin 2022'de tam 36 yıl sonra
Dünya kupası kazandığında relasyonist bir oyun oynuyordu (en azından Avrupalı
rakipleri kadar poziyonist bir oyun oynamıyordu). Relasyonizm düzensizlik,
taktiksizlik değil bu taktiğin rakipler (özellikle de bu oyunu ilk kez izleyenler) için
karmaşık olmasıdır. Bu kadar karmaşık bir oyunu oyunculara antrenmanlar ile
aşılayıp başarılı olmak ise teknik ekibin becerisini gösterir.
BÖLÜM 2
SON 20 YILDA TAKTİKSEL EVRİM

Futbol, bir tez-antitez oyunudur kanaatimce. Bu oyun neredeyse 2000'li


yılların ortalarına kadar yetenekli ve sahada teknik becerisiyle fark oluşturan
oyuncuların oyunuydu. Hoş, ondan sonra da öyle olmaya devam etti, fakat bir
fark vardı, artık toplu ve topsuz dinamizm, tempo geçmişe göre önem
kazanmıştı. Bunun da sebebi Makélélé veya Vieira gibi oyuncuların
oluşturduğu tempo farkıydı ve bu sebepten ötürü artık yavaş yavaş teknik 10
numaraların yerini bu tip dinamik 6-8 numaralar almaya başlamıştı. Bu
vesileyle taktikler de değişmeye başladı. Özellikle 2004 Avrupa Futbol
Şampiyonasını Otto Rehhagel'in son derece katı bir savunma yaptırdığı
Yunanistan Milli Futbol Takımının kazanması ve Jose Mourinho'nun katı
savunmasıyla dikkat çeken Chelsea'sının İngiltere Premier Lig'i kazanması
artık devrin değiştiğini gösteriyordu bizlere. Bu tip takımları aşmak için 2
temel unsura ihtiyaç duyuyordu takımlar.

1:sağlam bir hücum seti

2: bunu uygulayacak teknik ve pas kalitesi yüksek oyuncular

bu 2 bileşiği bir araya getirmiş ve ekstra olarak Lionel Messi'ye sahip olan bir
takım vardı, FC Barcelona. Oynadıkları "tiki taka" olarak adlandırılan oyun
rakipler adına hem mental hem de fiziksel açıdan karşı koyması çok güç bir
oyundu bunun temelde 2 sebebi var. 1; Topa o kadar uzun süre sahip
oluyorlar ki hem onları savunurken koşmak oldukça yorucu hem de o kadar
koştuktan sonra topu kullanmak zor 2; futbolcu milleti "top oynamayı" sever
fakat "topla oynamayı" daha çok sever. Bu oyunun rakiplere vadettiği tek şey
ise topun peşinden koşmak. Bu da kabul etmek gerekir ki mental açıdan
rakipler açısından oldukça
hırpalayıcı.

İşi diziliş kısmından ele alacak olursak ise şunu söyleyebiliriz ki futbol'da (her
ne kadar zaman dilimleri içerisinde farklılık göstermiş olsa bile) 2000'li
yılların ortasına kadar en popüler diziliş 4-4-2'ydi (özellikle de İngiltere'de) .
fakat bu durum Jose Mourinho'nun Chelsea'si ile değişti . O yıl 4-3-3 dizilişi
ile maçlara çıkan bu takım o sezon 38 maçta 72 gol atıp sadece "15" gol
yiyerek 38 maçta tek mağlubiyet alarak şampiyon
olmuştu
Bu kıyaslamaya farklı bir açıdan bakacak
olursak;

4-3-3'ün 4-4-2'ye karşı kurduğu merkez'de 3v2 üstünlük

Futbol (zannımca) orta sahanız kadar güçlü olduğunuz bir oyundur ve böyle
bir bölgede 1 kişi fazla olmak büyük bir avantajdır (özellikle de toplu
oyunda). 4-4-2 4-3-3'e karşı merkezde 1 kişi eksik kalmasına rağmen hala
daha müdafaa için en popüler dizilişlerden biri (özellikle de orta blokta) fakat
bunu yaparken takım boyunu oldukça kısa tutmak
zorundasınız.

burada olduğu gibi


Yoksa sizi geniş mesafede yakalarlar. Dizilişleri bir kenara bırakıp işin strateji
kısmına dönecek olursak; Barcelona Total Futbol'un güncellenmiş versiyonu
diyebileceğimiz bu oyunla çok başarılı olmuş 4 senede Guardiola yönetiminde
12 kupa kaldırmış ve pek çok kişiye göre dünyanın en iyi takımı olmuştu.
Barcelona ile benzer bir oyun oynayan İspanya milli takımı ise 2010'da Dünya
2012'de Avrupa şampiyonu olmuştu fakat bu dominant oyun pek çok kişiye
göre sıkıcıydı çünkü rakipler 11 kişi geriye yaslanıyor ve bu savunmaları
aşmak için sürekli yana ve geriye paslar yapmak gerekiyor bu da avam futbol
seyircisine pek hoş gelmiyordu. Bu sıkıcı dönemde bir sistem çıktı ortaya
"PistonFutbol"

2 piston futbol uygulayıcısı olan TD Klopp ve Jupp Heynckes

Temel amacı (zannımca) rakibi toplu-topsuz temposuyla presse'e boğup gafil


avlamak olan bu sistemin uygulanması için (zannımca) 4 ana faktör elzem'dir
peki nedir bu 4 ana
faktör
1:Rakip yarı sahada baskın
futbol
2:Topu kaptırdıktan sonra yüksek
press
3:Topu kazandıktan sonra direkt
oyun
4:Bunları uygulayacak bir kadro

Bu Felsefe zirvesini 2013 Ucl Finali olan Bayern-Dortmund maçında görmüş,


yarı finallerde Bayern, üstte bahsettiğimiz, Guardiola'nın Barça'sını 2 maçta
toplam 7-0 ile paramparça etmiş, aynı felsefenin bir diğer temsilcisi olan
Dortmund ise yine üstte bahsettiğimiz Jose Mourinho'nun Real Madrid'ini ilk
maçta Lewandowski'nin golleriyle 4-1 yenerek perişan etmiş, ikinci maç
deplasmanda 2-0 yenilse bile finale çıkmasını
bilmişti.

Gegenpress Budur

Gegenpress bir oyun stratejisi değildir. sadece bir press taktiğidir. Jürgen
Klopp, Ralf Ragnick, Roger Schmidt gibi teknik direktörlerin genel olarak
kullandığı tercihe bağlı bir press taktiğidir. (Klopp son dönemde biraz daha
farklılaştırdı.

Piston Futbol'un ortadan


kayboluşu
2013 yılında Bayern,büyük bir hata yaparak tiki-taka'nın mucidi
diyebileceğimiz Pep Guardiola'yı takımın başına getirmişti. Pep, Barcelona'da
oynattığı oyunun bir benzerini 2-3-5 , 3-3-3-1 gibi yerleşimler ile burada da
oynattı, taktiksel olarak burada da çok fazla şey sundu fakat başarı (Bayern
gibi bir takım için) yerel çapta
kaldı.

Bayern Münih 3-3-3-1

Bayern 4-3-3/4-1-4-1'den 2-3-5'e geçiş

Piston futbolun boşta kaldığını (en azından Dortmund'un güç kaybetmesiyle


birlikte) 2013-2017 arası dönemde Antonio Conte, Massimiliano Allegri ve
Diego Simeone gibi TD'lerin uygulamış oldu Mourinho'nun oyunun biraz
daha güncellenmiş hali olan bu sistemin (bence) 2 temel noktası
var;

1:Kompaktlık

2:SavunmaTemposu

Bu tip takımları aşmak için sadece güçlü bir set oyunu ve yetenekli oyuncular
yetmiyor, topu da hızlı çevirmek zorundasınız yoksa bu kompakt savunmalara
üstün gelmeniz pek mümkün
değil

2014-2018 arası dönemde bu takımları geçip şampiyonlar ligini kazanan


sadece 2 takım vardı; Luis Enrique'nin Barcelonası ve Zinedine Zidane'nin
Real Madrid'i. 2 takımın da ortak bir özelliği vardı. Neydi Bu? Dünyanın en
iyi futbolcularına sahip olmaları fakat tabii ki de oyun yapıları birbirinden
farklıydı . Barcelona daha set oyununa dayalı, 4-3-3 görüntülü sade ve bireysel
beceriyle işi bitiren bir 2-3-5 oynarken Real Madrid , Benzema ve Casemiro
ikilisinin takımın tempo yükünü çektiği, Ronaldo'nun içeri girip Marcelo'nun
yüksek'te konumlanıp Benzema'nın derine indip orta saha'nın zaman zaman
rotasyona girdiği (çift pivot ve Kross'un stoper-bek arasına girmesi gibi)
(zannımca) bireysel beceri ve geçiş kalitesi ile fark oluşturan bir 4-3-3 bazen
de 4-4-2 baklava
oynuyordu

KLOPP ve GUARDİOLA'NIN DEVRİMİ: 2014-2018 dönemi Yukarda


bahsettiğimiz şekilde geçerken önümüzdeki yılların seyrini değiştirecek 2
takım çıktı ortaya: Pep Guardiola'nın sezon içinde ve sezonlar arasında
değişkenlik gösterse bile genel olarak hücuma 3-2-4-1/3-2-5 yahut 2-3-5 olarak
yerleşen 4-3-3 görünümlü 4-4-2 savunan Manchester City'si ve Klopp'un 4-3-3
görünümlü, kaleci ve stoperler hariç herkesin box to box oynadığı hücum'da
Firmino'nun derine inip kanatların (Mane ve Salah) içerlekleştiği , ilerde ,
yüksek baskıda belki de gölge markaj (cover shadow) denen şeyi icat ederek
Santrafor Firmino ile rakip 6'yı kapatan ve Mane-Salah ikilisi ile stoperlere
baskı uygulayan
Liverpool'u

Liverpool'un eski baskı planı


2018'den
Beri Premier Lig'i bu 2 takım domine ediyor hatta Liverpool'un son dönemde
düşüşe geçmesiyle Man City tek kaldı bile diyebiliriz. son 6 senede 5 kez EPL
şampiyonu oldu Maviler. Bu sırada ufak çaplı taktik devrimler de yaptı bu
takım gelin isterseniz bunları
inceleyelim.

1-SAHTE BEK;

Beklerden birinin merkeze gelip orta sahayı +1'lemesiyle oluşan bu yapının 3


tane temel avantajı bulunuyor; nedir peki
bunlar?

1; Merkezde +1 pas opsiyonu

2; Rakip kanat oyuncusuna bir bilinmezlik oluşturuyorsunuz ve bu sayede


sizin bek oyuncunuzu mu yoksa kanat oyuncunuzu mu takip edeceği
konusunda kararsız kalıyor eğer bekinizi takip ederse kanat oyuncunuz rakip
bek ile 1v1 kalıyor eğer takip etmezse böylelikle merkezde boş bir oyuncunuz
oluyor
3; Bek oyuncunuzun içeri girmesiyle beraber onun hizasındaki orta saha
oyuncunuz özgürleşiyor, half space adı verilen bölgede daha yüskek
konumlanabiliyor bu da tabi ki hücumda bir avantaj oluyor sizin
adınıza

2-SAHTE
STOPER;
Stoperlerden birinin kendisini biraz daha önde (önlibero pozisyonu)
konumlandırmasıyla oluşan yapının aslında yerleşim olarak Sahte Bek ile
oluşan dizilişten hiçbir farkı yok ancak zannımca daha "esnek" bir yapı
sunuyor diyebilirim (en azından bana öyle geliyor) ekstra olarak bu yapıda 4
tane stoperle oynama şansınız var ki bu da takım müdaafası için mühim bir
avantaj

ÜÇLÜLERİN
YAYGINLAŞMASI:

2016 yazında Chelsea, İtalya Milli takım teknik direktörü Antonio Conte'yi
takımın başına geçirirken muhtemelen kimse bu tercihin Futbolda orta çaplı
bir devrim oluşturacağını tahmin etmemişti. O sezon Chelsea 3-4-3 dizilişiyle
Premier Lig'de 38 maçta 85 gol atıp 33 gol yiyerek 93 puanla şampiyon
olmuştu. O sezondan sonra 3'lü dizilişler çok popüler oldu özellikle rakibiniz
3'lü oynuyorsa zaten sizin de bir bakıma bunu yapmanız gerekiyor çünkü 3'lü
dizilişlerin diğer dizilişlere karşı önemli avantajları mevcut; nedir bunlar?

Gelin
inceleyelim
bir 3-4-3 örneği

1: geriden oyun kurarken 1 kişi fazla olmak:

3-4-3 vs 4-4-2

Bilirsiniz, Futbol'da sayısal üstünlük çok önemlidir. Build-up gibi ayağa


oynamanız gereken bir durumda ise ekstra önemlidir. 3'lü dizilişler ise
burada önemli bir avantaja sahip çünkü 2 değil 3 stopere sahipsiniz ve bu da
geriden çıkarken +1 opsiyon demek.

2: 3-2-5' e dönüş avantajı:

3-2-5 Futbol'da en popüler hücum yerleşimlerinden bir tanesidir. Önemli


avantajları mevcuttur (4'lü oynayan takımlara karşı son blokta 5v4 üstünlük
kurmak gibi) ve çok kullanışlıdır. 3'lü dizilişlerde ise (hususi olarak 3-4-3) bu
yerleşime geçmek oldukça basittir. Sadece beklerinizi yüksek blok'a atmanız
yeterli. Nitekim ülkemizde bu sebepten ötürü 3'lü-5'li diziliş kullandığını
açıklayan (Alanyaspor 2021/22 sezonu ilk 3 hafta) Çağdaş Atan gibi bir örnek
vardır

3:Savunma avantajları ve 5'li hücuma karşı sayısal dezavantajı bertaraf


etmek:

4'lü savunmaların modern 5'li hücumlara karşı (2-3-5 ya da 3-2-5/3-2-4-1 gibi)


yaşadığı en büyük sorun geride 1 kişi az olmaktır

Fakat 5'li ile savunduğunuzda böyle bir dezavantaj yaşamazsınız çünkü


rakiple geride 5v5 kalmış olursunuz. Aynı şekilde rakip ortalara karşı +1
stoper ile savunmak önemli bir avantajdır. Merkez stoperiniz rakip Santrfor
1v1 eşleşebilir ve onu etkisiz hale getirebilir. Bu yapının diğer bir savunma
avantajı ise enine (beklerin kayması) ve dikine (stoperlerin kayması)
kaymalarda önemli bir avantajının olmasıdır. çünkü 5'li savunma zincirinden
bir oyuncu 1v1 baskıya çıktığı zaman geride 4 oyuncu kalır ve genelde çok
fazla açık vermemiş olursunuz.

3'lülerin ön alan baskılarındaki avantajı:

3'lü dizilişlerin en önemli avantajlarından biri ise ön alan baskılarında kendi


bek (bir diğer değişle kanat bek) oyuncularına sağladığı özgürlük. Çünkü
arkasında onun kademesini yapan bir stoper oyuncusu var bu da ön alan
baskılarında (özellikle de 1v1 baskılarda) 3'lünün kanat-bek diye tabir edilen
oyuncularına önemli bir avantaj sağlıyor ve agresif bir şekilde baskıya
çıkabiliyorlar

BUNA ÖRNEK VERMEK GEREKİRSE;

Gördüğünüz üzere 3'lünün kanat beki 4'lünün kanat bekine kıyasla çok daha
yüksek tempolu ve konum olarak da daha yükseğe baskıya çıkabiliyor.

BÖLÜM 3
DİZİLİŞ

3-4-1-2 ... Bana soracak olursanız oyunun hemen hemen her fazını oynamak için
(build up, yüksek blok'ta hücum, düşük blok'ta karşılama, önde baskı hatta sahip
olduğu 3 stoper avantajı ile belki duran topları dahi sayabiliriz) çok önemli
avantajlara sahip bir diziliş çift santrforlu olması ve eğer bu oyuncular elverişliyse
kolay bir şekilde 3-2-5'e dönme gibi bir avantajınızın olması ekstra güzelleştiriyor.
Her ne kadar kağıt üzerindeki dizilişinizin çok önemli olmadığını söylense de (ki
doğrudur) futbol bir yerleşim oyunudur ve doğal olarak bu oyunda her yerleşim
belli başlı avantajları ve dezavantajları beraberinde getirir gelin isterseniz yukarda
birtakım avantajlarını saydığımız bu yerleşime biraz daha yakından bakalım...

bir 3-4-1-2 örneği

1- BASKI AVANTAJLARI: 1-2 BASKISI AVANTAJI VE DAHA FAZLASI

Eğer 3-4-1-2 oynuyuyorsanız 4'lü oynayan (yani 2 stoper ile oynayan) rakiplere
karşı yüksek baskıda önemli bir avantaja sahip olursunuz: rakip stoperlere 1v1
baskı yapmak. Hele rakip 4-3-3 (yahut 4-1-4-1) oynuyorsa sahanın her yerinde 1v1
oynamış olursunuz ve rakip savunma hattı (kaleci de dahil) oynayacak bir takım
arkadaşı bulamaz stoperler genelde bek oyuncuları ile oynamayı tercih eder ve sizin
kanat-bek oyuncunuzun yüksek tempolu baskısı sonucu rakip bek oyuncusu ya
gelişigüzel bir vuruşla topu ileri gönderir (çoğunlukla bu olur) yahut yerden pas
atarak kendi kanat oyuncusunu görmeye çalışır o oyuncunun arkasında ise sizin
stoperiniz olur. Bunu taktik tahtası üzerinden göstermek gerekirse:

3-4-1-2 dizilişi ile 1v1 baskı örneği vs 4-3-3

her ne kadar geride 1v1 kalmak gibi bir risk olsa da gördüğünü üzere rakibe pek bir
pas opsiyonu bırakmıyorsunuz tabii eğer bir oyuncunuz dahi baskı da hata yapsa
büyük sıkıntı yaşarsınız .YÜKSEK RİSK YÜKSEK GETİRİ .

1.1: Kanat bek'in yüksek baskı avantajı:

Buna "FUTBOLDA SON 20 YILDAKİ TAKTİKSEL EVRİMLER" adlı


yazımızda da değinmiştik. Tekrarlayalım, eğer 4'lü oynuyor ve rakibinize yüksek
blok'ta baskı uygulamaya çalışıyorsanız sizin bek oyuncunuz baskıya çok da rahat
çıkamaz çünkü hem buna pek gerek yoktur hem de eğer baskıya çıkarsa arkasında
rakip kanat için önemli bir alan boşaltmış olur (her ne kadar kaymalarla bunu telafi
etseniz bile bu 3'lü yerleşimin yerini tutmaz. Sebebini yazımızın devamında
anlatacağız İnşAllah)

Eğer 3-4-1-2 oynuyorsanız ve rakip de 4-3-3 oynuyorsa doğal olarak sizin kenar
stoperleriniz rakip kanat oyuncuları ile eşleşir ve top rakip kanat oyuncularına
ulaşsa dahi onların yüzlerini kaleye döndürmeme şansına sahipler. eğer 4''lü
oynuyorsanız bunu kaymalarla yaptığınız için dezorganize yakalanma şansınız
oluyor ve aynı zamanda 4'lü ile bunu yaptığınızda geride kalan 3 oyuncunuzdan
biri bir bek oyuncusu iken 3'lü ile yaptığınızda geride kalan oyuncunuz bir stoper
(en azından kağıt üzerinde) bu da tabii ki (kağıt üzerinde) savunma için bir avantaj
gibi gözüküyor.
2: BUİLD UP AVANTAJI:

Bilirsiniz, eğer 2 stoper ile oynuyorsanız ve rakip de sizi 2 santrfor ile karşılıyorsa
problem yaşarsınız ve geriyi 3'lemeyi denersiniz fakat 3'lü ile oynuyorsanız böyle
bir problem yaşamazsınız hatta 3'lünün önüne 1 oyuncunuzu daha getirerek bu
baskıdan gayet rahat bir biçimde çıkabilirsiniz. Aşağıda olduğu gibi:

3-4-1-2 vs 4-4-2

2.1: 3-4-1-2 Aut yerleşimleri: Aut yerleşimleri oyunun temelinin inşaa edildiği
fazdır. Aşağıda 3-4-1-2 dizlişi ile kullanabileceğiniz yerleşimlere yer verdik

1: 3'lüden 4-3-1-2'ye dönme (2-3 varyasyonu):


3-4-1-2 'den 2-3 varyasyonuna dönmek

Bu varyasyonun kanatlarınızı geniş kullanırsanız 4-3-3(0) dar kullanırsanız 4-4-2


baklava'dan hiçbir farkı yok çok klasik ve basit olması sebebiyle hemen her oyuncu
grubu tarafından uygulanabilecek basit ama kullanışlı bir build up yerleşimi

2: Kenar stoper'i bek yapma:

Kenar stoper (No-2) bek olmuş durumda

Aslında sadece 2 santrforunuzdan birisini kenara atarak bu tip bir yerleşimde 4-2-3-
1'e dönebiliyorsunuz bu yerleşimin avantajı ise bu rotasyonu hangi stoper ile
yapıyorsanız o kanat'ta önemli bir sayısal avantaj ve pas örüntüsü imkanı
yakalamanız (özellikle dörtgen şeklinde) fakat tek planınız bu ise rakip sizi diğer
tarafa yönlendirdiği anda problem yaşamanız işten bile değil :)

3: 3-2 varyasyonu ve kenarda dörtgen: Bu yerleşim açıkçası biraz riskli fakat


sahada oldukça güzel görüntüler ortaya çıkarabilir bu yerleşimde risk tamamen
konumlanma ile alakalı , yoksa ceza sahası ve çizgide 5 kişisiniz ve doğru
opsiyonları görebilirseniz çıkmak çok heyecanlı ve avantajlı

işte o riskli yerleşim

4: Relationism varyasyonu: İşin bu noktadan sonrası biraz sokak futbolu ve


alışmadık taktiklere dönse de bunu da eklemek istedim karşınızda
Relationism X 3-4-1-2

Relationism 3-4-1-2 ile birleştiğinde


3: HÜCUM AVANTAJLARI:

3.1: Çift santrfor avantajı: Bu hem toplu hem de topsuz oyun için önemli bir
avantaj. Eğer rakip 2 stoperle oynuyorsa onlara 1v1 baskı uygulama şansınız var,
ayrıca çift santrfor hücum için de çok önemli, hem kenardan yapılan ortalarda ceza
sahasında fazla kişi oluyorsunuz hem savunma arkasına attığınız toplarda özellikle
half space bölgesini etkin bir biçimde kullanabiliyorsunuz hem santrforlardan biri
derine indiği zaman (eğer eşleştiği stoper kendisini takip etmeye devam ederse)
hem diğer santrforunuz hem de 10 numaranız için bir alan açmış oluyor

burada olduğu gibi

3.2: 3-4-1-2'nin 10 numarası ve sağladığı avantajlar: Bu oyuncu hem rakip 6 ile 1v1
eşleşmesi hem de eğer rakip 4'lü oynuyorsa hücumda rakip merkez
savunmacılarına (yani stoperler ve 6 numara) karşı santrforlarınız ile beraber 3v3
kalmalarıyla önemli bir avantaj elde etmiş olursunuz .Unutmayın 3v3 kalmak bir
eşitlik değil, hücum takımı lehine bir avantajdır özellikle stoperleriniz yahut onların
yanına yanaşan 6-8 numaraların savunma arasına atacağı toplarla çok etkili
olabilirler.

Burada olduğu gibi:


3v3 bir oyun. 3v3 Eşitlik hücum takımı lehine bir avantajdır

3.3: Hücumda kenar ortaları, dönen toplar ve savunma güvenliği: kenar ortaları, her
ne kadar "orta" kavramı futbolda belki de biraz şekil değiştirmiş olsa da önemli bir
gol silahıdır ve 3-4-1-2 sahip olduğu 3 merkez hücum oyuncu ile bu konuda da
önemli bir avantaja sahiptir. Eğer rakip 4'lü oynuyor ve 6 numaraları ile sizin 10
numaranızı marke ediyorsa önemli bir avantaja sahipsiniz demektir çünkü, siz
kenardan orta yaparken 3v3 kaldınız ve muhtemelen rakip 6 sizin 10 numaranızın
arkasından gelecek yani 3 stoper ile kenar ortası savunmaktan daha farklı bir durum
bu bir nevi avantaj hücum eden takım adına 5'li savunma yani 3 stoper ile
savunmak arasında sonradan ceza sahasına 1 oyuncu daha sokup savunmak
arasında önemli bir fark

3.3.1: Dönen toplar ve savunma güvenliği: Futbol, eğer üst seviyede oynamak
istiyorsanız savunma yaparken hücumu hücum yaparken ise savunmayı
planlamanız gereken bir oyun. Hücum konumlanmaları sadece set oyunu için değil
hem atak yaparken savunma güvenliği hem de atağın devamlılığı için gerekli. Eğer
yüksek blokta set oyununu oynarken savunma güvenliğini almazsanız hem kontra
atak tehlikesi yaşayabilir hem de atak devamlılığı sağlayamayabilirsiniz (ki bu
şampiyonluk adayı bir takım için çok önemlidir) 3-4-1-2, belki de 3'lü dizilişlerin
fıtratında olan bir avantaja daha sahip gelin isterseniz "3.3" ve "3.3.1" adlı kısımları
görselleştirelim
Bir kanat hücumu. 3-4-1-2 vs 4-2-3-1

Gördüğünüz üzere 3-4-1-2 özellikle savunma güvenliği için önemli bir avantaja
sahip. Sağ kanatta 1v1 oyun var, ceza sahasına 3 oyuncu ile girilmiş, 8 numara ve
hatta 6 ve 3 numaralar dönen toplar için hazır, en düşük blokta ise rakibe 5v4'lük
bir üstünlük kurulmuş. Hücumda ise belki kenar stoperlerin katkısıyla "hücum
akışkanlığı" konusunda iyi hale gelebilirsiniz fakat bu durumda savunma
güvenliğinden yukardaki görsele kıyasla biraz daha taviz vermeniz gerekebilir

4: SAVUNMA AVANTAJLARI:

Bu, aslında 3-4-1-2'den de bağımsız bir şekilde bütün 3'lü/5'li dizilişler için geçerli
olan bir durum ancak kısaca özetlemeye çalışırsak:

4.1: 5'li savunma avantajı: Futbol'da 5'li hücumların (3-2-5 ya da 2-3-5 gibi) çok sık
kullanıldığını ve dörtlü savunmalara karşı 5v4'lük bir avantaj yakaladıklarını
düşünürsek, 3-4-1-2, (aynen diğer 3'lü/5'li dizilişler gibi) sizin adınıza bu
dezavantajı ortadan kaldırıyor.
3-2-5 vs 5-3-2 savunma. Düşük blok'ta 5v5 eşitlik

4.2: Half Space'yi savunma avantajı: Half Space, Futbol'da en önemli bölgelerden
biridir, "bek-stoper arası" yahut "iç koridor" denerek de adlandırılan bu
bölge,"assist zone" diye adlandırıldığımız bölge'ye de girişi sağlıyor ve bir
savunma takımı için bu bölgeyi savunmak elzem. 4'lü Savunmalar özellikle
4'lülerin bek oyuncuları çizgide konumlanan rakip kanat ile 1v1 kaldıklarında bu
bölgede mutlaka önemli bir alan doğuyor ve kaymalar doğru bir şekilde
yapılmadığı takdirde rakipler bu bölgeyi çok efektif bir şekilde kullanıp tehlike
oluşturabiliyor. İşte 3-4-1-2 burada da farkını göstererek 5'li savunması ile bu
bölgeyi savunmasız bırakmıyor. 4'lüler bu bölgeyi korumak için birkaç metre fazla
koşup arka direkte boşluk verirken 3-4-1-2 rahat bir biçimde bu bölgeyi
savunabiliyor gelin görselleştirelim

1: 4-4-2 Half Space'yi savunurken:


4-4-2 vs 4-3-3

2: 3-4-1-2 Half Space'yi savunurken:

3-1-4-2 vs 4-3-3

Gördüğünüz üzere, 4-4-2 rakip geniş kanat oyuncusuna karşı kendi bek
oyuncusuyla karşılama yaptığı zaman problem yaşarken 3-4-1-2 en azından half
space'de problem yaşamıyor ve belki de rakibi geriye dönmeye veyahut kanat
değiştirmeye zorluyor
4.3: Ceza sahasında +1 olma avantajı: Kenar ortaları, futbolda hala daha önemli gol
silahlarından biri ve bu ortalar için ceza sahasına koşu atan orta saha oyuncuları
çok önemli, çünkü santrfor oyuncusu(oyuncuarı) gibi rakip stoperlerin kucağında
değiller ve eğer rakip 4'Lü savunma ile çıkmışsa , ve kendi takımı da ceza sahasına
2 oyuncu ile giriş yapmışsa sayısal üstünlüğü sağlıyorlar. Fakat 3-4-1-2 burada da
farkını göstererek bu sayısal üstünlüğü +1 stoper ile bertaraf ediyor, eğer bunu
görselleştirecek olursak:

1: 4-4-2 savunması vs kenar ortası:

ceza sahasında savunma takımı için 2v3 dezavantaj mevcut

2: 5-3-2 (3-4-1-2) savunması vs kenar ortası


kenar savunması 2v2 ceza alanı merkezi 3v3 savunma

4.4: 5-2-3'e Kolay dönme avantajı: 5-2-3, naçizane en sevdiğim 2-3 savunma
dizilişinden biridir belki de bu savunma dizilişindeki avantajlardan birçoğuna bu
blok'ta yer verdik. Fakat diğer 3'lü/5'li yerleşimlerden de ziyade 5-2-3 şöyle önemli
bir avantaja sahip: Bu dizilişte "on numara" adını verdiğimiz mevkiden biri sol
diğeri sağ olmak üzere 2 tane oyuncu bulunuyor ve bu adamlar eğer doğru bir
şekilde konumlanırsa, hem merkezin hem de kanatların iyi bir biçimde savunulma
ihtimali var. İyi bir örneği için (bknz:29 mayıs 2021 Manchester City - Chelsea
Uefa Şampiyonlar Ligi Finali maçın ilk yarısı için LİNK:
https://fullmatchsports.cc/manchester-city-vs-chelsea-full-match-ucl-2021-
final/?tab=first-half)

İyi bir 5-2-3 savunması örneği Chelsea'dan

4.5: Kayma avantajı: Kaymalar, futbolda önemli savunma prensiplerindendir ve


kaymaları iyi yapan takımlara gol atmak her daim zor olmuştur. Bu kaymalar takım
bazlı olabileceği gibi oyuncu bazlı da olabilir ki bizim burada bahsettiğimiz avantaj
oyuncu bazlı kaymadır. 3-4-1-2 Savunma bloğunda 5'liye döndüğünden bir stoper
baskıya dahi çıksa geride 4 kişi kalır ve baskıya çıkan stoper oyuncusunun
boşalttığı alandan dolayı dezavantaj yaşanmaz. Bu bek oyuncuları için de
geçerlidir. Bek oyuncusu baskıya çıktığı zaman geride 4 oyuncu kalır ve bu
kaymadan dolayı dezavantaj yaşanmaz fakat bu 4'lü dizilişlerde böyle değildir.
Savunma bloğundan bir oyuncu baskıya çıktığı zamanda geride 3 oyuncu kalır ve
özellikle stoper oyuncusu ani bir çıkış yaptığı zaman eğer rakip oyuncu yüzünü
sizin kalenize doğru dönerse kalenizde pozsiyon görme riski yaşayabilirsiniz. 3-4-
1-2'nin (Aslında bütün 3'lü dizilişler için bunu söyleyebiliriz) 4'lü dizilişlere göre
avantajı ise,baskıya 1 oyuncu çıksa dahi geride 4 kişi kaldığından sebep
muhtemelen bir problem yaşamayacağınızın varsayılmasıdır çünkü 4>3. Bunu
görsellerle anlatmak gerekirse:

1: 4-4-2 Dikine Stoper Kayması:

Pozisyonun devamında ne olacağını tahmin etmeye çalışırsak:


4-4-2 vs 2-3-5 yerleşimi

4v5 Savunma, kenarlarda 1v1 kalmak 2-3-5 numaların aralarındaki boşluklar ve


kanatlarda oluşan boşluklar göze çarpan önemli problemler savunma prensiplerini
iyi bir şekilde uygulamazsanız kalenizde pozisyon görmeniz çok olası. Gelin
isterseniz bir de yazımızın konusu ve başlığı olan 3-4-1-2 dizilişine bakalı

3-4-1-2 Dikine Stoper Kayması:

3-4-1-2/5-3-2 vs 2-3-5 yerleşimi

Gördüğünüz üzere geride 4 oyuncu kalmış. Baskıya çıkan stoper oyuncusu (burada
özellikle kenar stoperlerin merkez savunmacıya göre ekstra avantaja sahip
olduğunu düşünüyorum) istediği kadar rakip hücumcuyu takip edebilir çünkü
kendisinin arkasını toplayan 4 tane takım arkadaşı var. Bu avantaj sayesinde
özellikle ön alan karşılamalarında 5-3-2 dizilişiyle 4-1-3-2 karşılamasına dahi
dönebilirsiniz.

5: BAHSETTİĞİMİZ AVANTAJLARIN UYGULANABİLMESİ İÇİN PÜF


NOKTALAR:

Tabi ki belli başlı şartları karşılamayan oyuncu grupları ile oynanacak bir 3-4-1-
2'de burada bahsettiğimiz avantajları uygulama ihtimaliniz pek olmaz. İsterseniz bu
püf noktalara biraz bakalım

1: Yüksek topsuz tempo/enerji (oyuncu bazında):

Ön alan baskıları için çok önemlidir. Düşük tempolu bir 3-4-1-2 1v1 ön alan
baskısı ben şahsen düşünemiyorum bu olmazsa olmazdır. Düşük tempolu ve çabuk
yorulan oyuncularla zaten böyle bir şeyi gerçekleştiremezsiniz deneseniz dahi bir
noktadan sonra kondisyonları yetmeyeceği için baskıya devam edersiniz
delinirsiniz

2: Yüksek konsantrasyon:

Oyunun her fazı için önemli olmakla beraber ön alan baskılarında daha da
önemlidir çünkü 3-4-1-2 ile karşıladığınız zaman özellikle 4-3-3 oynayan rakibe
karşı geride 1v1 kalıyorsunuz ve eğer bir oyuncunuz dahi baskıda hata yapsa geride
1v1'siniz ve risk gerçekten çok yüksek üstteki kısım ile bağlantalı olarak belki de
yazımızın "5: BAHSETTİĞİMİZ AVANTAJLARIN UYGULANABİLMESİ İÇİN
PÜF NOKTALAR" fazının en ehemmiyetli 2 noktasından biri bu "2: Yüksek
konsantrasyon" kısmı desem yalan olmaz sanırım çünkü yüksek bir
konsantrasyonunuz olmazsa özellikle de yaptığınız 1v1 ön alan baskısı yüzünden
büyük dezavantajlar yaşarsınız

3: Ayağı düzgün savunma oyuncuları


Build Up avantajları için önemlidir planınızı gerçekleşirmek ve özellikle 2 santrfora
karşı oyun kurarken eğer stoperlerinizin ayağı iyi değilse +1 olmanız eskisine
kıyasla daha önemsiz olur özellikle kenar stoperlerinizden en az 1'i topla çıkma
yeteneğine sahipse önemli bir avantaj kazanmış olursunuz hücumda +1 olmak

4: Kendi arasında (konumsal olarak) rotasyona girebilen bir ileri 3'lü:

Eğer buna sahip olmazsanız statik kalırsınız ve hücumda yeteri kadar etkin
olamazsınız burada yazdığımız "rakip merkez savunmacılarla 3v3 kalma
avantajı"nı optimum düzeyde kullanamazsınız ve unutmayın, düşük hareketlilik az
üretkenlik demektir

NOT: Yazımızın sonuna geldik ve şunu belirtmek istiyorum ki bu yazıdaki


amacımız "3-4-1-2 dünyanın en güzel dizilişidir, herkes böyle oynamalıdır, diğer
dizilişler çöptür, 3-4-1-2 oynatmayan demodedir, çağdışıdır, futboldan
anlamıyordur" gibi boş ve futbolun gerçeklerinden uzak sözler söylemek yahut bu
dizilişin avukatlığını yapmak değildir.

Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederiz.

Ahmet Semih Aydın

You might also like