Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 16

Futbol, bir tez-antitez oyunudur kanaatimce.

Bu
oyun neredeyse 2000'li yılların ortalarına kadar
yetenekli ve sahada teknik becerisiyle fark
oluşturan oyuncuların oyunuydu. Hoş, ondan
sonra da öyle olmaya devam etti, fakat bir fark
vardı, artık toplu ve topsuz dinamizm, tempo
geçmişe göre önem kazanmıştı. Bunun da sebebi
Makélélé veya Vieira gibi oyuncuların
oluşturduğu tempo farkıydı ve bu sebepten
ötürü artık yavaş yavaş teknik 10 numaraların
yerini bu tip dinamik 6-8 numaralar almaya
başlamıştı. Bu vesileyle taktikler de değişmeye
başladı. Özellikle 2004 Avrupa Futbol
Şampiyonasını Otto Rehhagel'in son derece katı
bir savunma yaptırdığı Yunanistan Milli Futbol
Takımının kazanması ve Jose Mourinho'nun katı
savunmasıyla dikkat çeken Chelsea'sının
İngiltere Premier Lig'i kazanması artık devrin
değiştiğini gösteriyordu bizlere. Bu tip takımları
aşmak için 2 temel unsura ihtiyaç duyuyordu
takımlar.
1:sağlam bir hücum seti
2: bunu uygulayacak teknik ve pas kalitesi
yüksek oyuncular
bu 2 bileşiği bir araya getirmiş ve ekstra olarak
Lionel Messi'ye sahip olan bir takım vardı, FC
Barcelona. Oynadıkları "tiki taka" olarak
adlandırılan oyun rakipler adına hem mental
hem de fiziksel açıdan karşı koyması çok güç bir
oyundu bunun temelde 2 sebebi var. 1; Topa o
kadar uzun süre sahip oluyorlar ki hem onları
savunurken koşmak oldukça yorucu hem de o
kadar koştuktan sonra topu kullanmak zor 2;
futbolcu milleti "top oynamayı" sever fakat
"topla oynamayı" daha çok sever. Bu oyunun
rakiplere vadettiği tek şey ise topun peşinden
koşmak. Bu da kabul etmek gerekir ki mental
açıdan rakipler açısından oldukça hırpalayıcı.
İşi diziliş kısmından ele alacak olursak ise şunu
söyleyebiliriz ki futbol'da (her ne kadar zaman
dilimleri içerisinde farklılık göstermiş olsa bile)
2000'li yılların ortasına kadar en popüler diziliş
4-4-2'ydi (özellikle de İngiltere'de) . fakat bu
durum Jose Mourinho'nun Chelsea'si ile değişti .
O yıl 4-3-3 dizilişi ile maçlara çıkan bu takım o
sezon 38 maçta 72 gol atıp sadece "15" gol
yiyerek 38 maçta tek mağlubiyet alarak
şampiyon olmuştu
Bu kıyaslamaya farklı bir açıdan bakacak
olursak;

4-3-3'ün 4-4-2'ye karşı kurduğu merkez'de 3v2 üstünlük

Futbol (zannımca) orta sahanız kadar güçlü


olduğunuz bir oyundur ve böyle bir bölgede 1
kişi fazla olmak büyük bir avantajdır (özellikle
de toplu oyunda). 4-4-2 4-3-3'e karşı merkezde 1
kişi eksik kalmasına rağmen hala daha müdafaa
için en popüler dizilişlerden biri (özellikle de
orta blokta) fakat bunu yaparken takım boyunu
oldukça kısa tutmak zorundasınız.

burada olduğu gibi

Yoksa sizi geniş mesafede yakalarlar ve delirsiniz.


Dizilişleri bir kenara bırakıp işin strateji kısmına dönecek
olursak; Barcelona Total Futbol'un güncellenmiş
versiyonu diyebileceğimiz bu oyunla çok başarılı olmuş 4
senede Guardiola yönetiminde 12 kupa kaldırmış ve pek
çok kişiye göre dünyanın en iyi takımı olmuştu. Barcelona
ile benzer bir oyun oynayan İspanya milli takımı ise
2010'da Dünya 2012'de Avrupa şampiyonu olmuştu fakat
bu dominant oyun pek çok kişiye göre sıkıcıydı çünkü
rakipler 11 kişi geriye yaslanıyor ve bu savunmaları
aşmak için sürekli yana ve geriye paslar yapmak gerekiyor
bu da avam futbol seyircisine pek hoş gelmiyordu. Bu
sıkıcı dönemde bir sistem çıktı ortaya "Piston futbol"

2 piston futbol uygulayıcısı olan TD Klopp ve Jupp Heynckes


Temel amacı (zannımca) rakibi toplu-topsuz temposuyla
presse'e boğup gafil avlamak olan bu sistemin
uygulanması için (zannımca) 4 ana faktör elzem'dir peki
nedir bu 4 ana faktör
1:Rakip yarı sahada baskın futbol
2:Topu kaptırdıktan sonra yüksek press
3:Topu kazandıktan sonra direkt oyun
4:Bunları uygulayacak bir kadro
Bu Felsefe zirvesini 2013 Ucl Finali olan Bayern-
Dortmund maçında görmüş, yarı finallerde Bayern, üstte
bahsettiğimiz, Guardiola'nın Barça'sını 2 maçta toplam 7-
0 ile paramparça etmiş, aynı felsefenin bir diğer temsilcisi
olan Dortmund ise yine üstte bahsettiğimiz Jose
Mourinho'nun Real Madrid'ini ilk maçta
Lewandowski'nin golleriyle 4-1 yenerek perişan etmiş,
ikinci maç deplasmanda 2-0 yenilse bile finale çıkmasını
bilmişti
Gegenpress ve Piston Futbol aynı şey değildir!

Gegenpress Budur

Gegenpress bir oyun stratejisi değildir. sadece bir press


taktiğidir. Jürgen Klopp, Ralf Ragnick, Roger Schmidt
gibi teknik direktörlerin genel olarak kullandığı tercihe
bağlı bir press taktiğidir. (Klopp son dönemde biraz daha
farklılaştırdı bunu)
Piston Futbol'un ortadan kayboluşu

2013 yılında Bayern,büyük bir hata yaparak tiki-taka'nın


mucidi diyebileceğimiz Pep Guardiola'yı takımın başına
getirmişti. Pep, Barcelona'da oynattığı oyunun bir
benzerini 2-3-5 , 3-3-3-1 gibi yerleşimler ile burada da
oynattı, taktiksel olarak burada da çok fazla şey sundu
fakat başarı (Bayern gibi bir takım için) yerel çapta kaldı.

Bayern Münih 3-3-3-1


Bayern 4-3-3/4-1-4-1'den 2-3-5'e geçiş

Piston futbolun boşta kaldığını (en azından Dortmund'un


güç kaybetmesiyle birlikte) 2013-2017 arası dönemde
Antonio Conte, Massimiliano Allegri ve Diego Simeone
gibi TD'lerin uygulamış oldu Mourinho'nun oyunun biraz
daha güncellenmiş hali olan bu sistemin (bence) 2 temel
noktası var;
1:Kompaktlık
2: Savunma Temposu
Bu tip takımları aşmak için sadece güçlü bir set oyunu ve
yetenekli oyuncular yetmiyor, topu da hızlı çevirmek
zorundasınız yoksa bu kompakt savunmalara üstün
gelmeniz pek mümkün değil
2014-2018 arası dönemde bu takımları geçip şampiyonlar
ligini kazanan sadece 2 takım vardı; Luis Enrique'nin
Barcelonası ve Zinedine Zidane'nin Real Madrid'i. 2
takımın da ortak bir özelliği vardı. Neydi Bu? Dünyanın
en iyi futbolcularına sahip olmaları fakat tabii ki de oyun
yapıları birbirinden farklıydı . Barcelona daha set
oyununa dayalı, 4-3-3 görüntülü sade ve bireysel beceriyle
işi bitiren bir 2-3-5 oynarken Real Madrid , Benzema ve
Casemiro ikilisinin takımın tempo yükünü çektiği,
Ronaldo'nun içeri girip Marcelo'nun yüksek'te
konumlanıp Benzema'nın derine indip orta saha'nın
zaman zaman rotasyona girdiği (çift pivot ve Kross'un
stoper-bek arasına girmesi gibi) (zannımca) bireysel beceri
ve geçiş kalitesi ile fark oluşturan bir 4-3-3 bazen de 4-4-2
baklava oynuyordu

KLOPP ve GUARDİOLA'NIN DEVRİMİ: 2014-2018


dönemi Yukarda bahsettiğimiz şekilde geçerken
önümüzdeki yılların seyrini değiştirecek 2 takım çıktı
ortaya: Pep Guardiola'nın sezon içinde ve sezonlar
arasında değişkenlik gösterse bile genel olarak hücuma 3-
2-4-1/3-2-5 yahut 2-3-5 olarak yerleşen 4-3-3 görünümlü 4-
4-2 savunan Manchester City'si ve Klopp'un 4-3-3
görünümlü, kaleci ve stoperler hariç herkesin box to box
oynadığı hücum'da Firmino'nun derine inip kanatların
(Mane ve Salah) içerlekleştiği , ilerde , yüksek baskıda
belki de gölge markaj (cover shadow) denen şeyi icat
ederek Santrafor Firmino ile rakip 6'yı kapatan ve Mane-
Salah ikilisi ile stoperlere baskı uygulayan Liverpool'u
Liverpool'un eski baskı planı

2018'den Beri Premier Lig'i bu 2 takım domine ediyor


hatta Liverpool'un son dönemde düşüşe geçmesiyle Man
City tek kaldı bile diyebiliriz. son 6 senede 5 kez EPL
şampiyonu oldu Maviler. Bu sırada ufak çaplı taktik
devrimler de yaptı bu takım gelin isterseniz bunları
inceleyelim.
1-SAHTE BEK;

Beklerden birinin merkeze gelip orta sahayı +1'lemesiyle


oluşan bu yapının 3 tane temel avantajı bulunuyor; nedir
peki bunlar?
1; Merkezde +1 pas opsiyonu

2; Rakip kanat oyuncusuna bir bilinmezlik


oluşturuyorsunuz ve bu sayede sizin bek oyuncunuzu mu
yoksa kanat oyuncunuzu mu takip edeceği konusunda
kararsız kalıyor eğer bekinizi takip ederse kanat
oyuncunuz rakip bek ile 1v1 kalıyor eğer takip etmezse
böylelikle merkezde boş bir oyuncunuz oluyor
3; Bek oyuncunuzun içeri girmesiyle beraber onun
hizasındaki orta saha oyuncunuz özgürleşiyor, half space
adı verilen bölgede daha yüskek konumlanabiliyor bu da
tabi ki hücumda bir avantaj oluyor sizin adınıza
2-SAHTE STOPER;

Stoperlerden birinin kendisini biraz daha önde (önlibero


pozisyonu) konumlandırmasıyla oluşan yapının aslında
yerleşim olarak Sahte Bek ile oluşan dizilişten hiçbir farkı
yok ancak zannımca daha "esnek" bir yapı sunuyor
diyebilirim (en azından bana öyle geliyor) ekstra olarak bu
yapıda 4 tane stoperle oynama şansınız var ki bu da takım
müdaafası için mühim bir avantaj
ÜÇLÜLERİN YAYGINLAŞMASI:

2016 yazında Chelsea, İtalya Milli takım teknik direktörü


Antonio Conte'yi takımın başına geçirirken muhtemelen
kimse bu tercihin Futbolda orta çaplı bir devrim
oluşturacağını tahmin etmemişti. O sezon Chelsea 3-4-3
dizilişiyle Premier Lig'de 38 maçta 85 gol atıp 33 gol
yiyerek 93 puanla şampiyon olmuştu. O sezondan sonra
3'lü dizilişler çok popüler oldu özellikle rakibiniz 3'lü
oynuyorsa zaten sizin de bir bakıma bunu yapmanız
gerekiyor çünkü 3'lü dizilişlerin diğer dizilişlere karşı
önemli avantajları mevcut; nedir bunlar?
Gelin inceleyelim

bir 3-4-3 örneği

1: geriden oyun kurarken 1 kişi fazla olmak:


3-4-3 vs 4-4-2

Bilirsiniz, Futbol'da sayısal üstünlük çok önemlidir. Build-


up gibi ayağa oynamanız gereken bir durumda ise ekstra
önemlidir. 3'lü dizilişler ise burada önemli bir avantaja
sahip çünkü 2 değil 3 stopere sahipsiniz ve bu da geriden
çıkarken +1 opsiyon demek.

2: 3-2-5' e dönüş avantajı:

3-2-5 Futbol'da en popüler hücum yerleşimlerinden bir


tanesidir. Önemli avantajları mevcuttur (4'lü oynayan
takımlara karşı son blokta 5v4 üstünlük kurmak gibi) ve
çok kullanışlıdır. 3'lü dizilişlerde ise (hususi olarak 3-4-3)
bu yerleşime geçmek oldukça basittir. Sadece beklerinizi
yüksek blok'a atmanız yeterli. Nitekim ülkemizde bu
sebepten ötürü 3'lü-5'li diziliş kullandığını açıklayan
(Alanyaspor 2021/22 sezonu ilk 3 hafta) Çağdaş Atan gibi
bir örnek vardır

3:Savunma avantajları ve 5'li hücuma karşı sayısal


dezavantajı bertaraf etmek:

4'lü savunmaların modern 5'li hücumlara karşı (2-3-5 ya


da 3-2-5/3-2-4-1 gibi) yaşadığı en büyük sorun geride 1 kişi
az olmaktır
5v4 kalma problemi
Fakat 5'li ile savunduğunuzda böyle bir dezavantaj
yaşamazsınız çünkü rakiple geride 5v5 kalmış olursunuz.
Aynı şekilde rakip ortalara karşı +1 stoper ile savunmak
önemli bir avantajdır. Merkez stoperiniz rakip Santrfor
1v1 eşleşebilir ve onu etkisiz hale getirebilir. Bu yapının
diğer bir savunma avantajı ise enine (beklerin kayması) ve
dikine (stoperlerin kayması) kaymalarda önemli bir
avantajının olmasıdır. çünkü 5'li savunma zincirinden bir
oyuncu 1v1 baskıya çıktığı zaman geride 4 oyuncu kalır ve
genelde çok fazla açık vermemiş olursunuz

3'lülerin ön alan baskılarındaki avantajı:

3'lü dizilişlerin en önemli avantajlarından biri ise ön alan


baskılarında kendi bek (bir diğer değişle kanat bek)
oyuncularına sağladığı özgürlük. Çünkü arkasında onun
kademesini yapan bir stoper oyuncusu var bu da ön alan
baskılarında (özellikle de 1v1 baskılarda) 3'lünün kanat-
bek diye tabir edilen oyuncularına önemli bir avantaj
sağlıyor ve agresif bir şekilde baskıya çıkabiliyorlar

BUNA ÖRNEK VERMEK GEREKİRSE;


Gördüğünüz üzere 3'lünün kanat beki 4'lünün kanat
bekine kıyasla çok daha yüksek tempolu ve konum olarak
da daha yükseğe baskıya çıkabiliyor.

Uzun emekler vererek hazırladığım bu yazıyı okuduğunuz


için teşekkür ederim :)

You might also like