Professional Documents
Culture Documents
1830_1848_Ihtilalleri_ve_Avrupa_Icin_Son
1830_1848_Ihtilalleri_ve_Avrupa_Icin_Son
Giriş
1815 yılından sonra geçilen 15 yıl içerisinde Avrupa’da baskıcı bir monark sistemi
hakim olmuştu. Bu sistem halkın üzerinde baskılarını arttırarak en ufak bir
demokratik atılım gerçekleştirmiyor, aksine, kendi meşruti yönetimlerini
güçlendiriyorlardı. Bu baskıcı yönetime karşı halk toplum içerisinde birleşmiş ve
yönetimlere karşı ayaklanmalar başlatmıştı.
1830 yılına doğru Fransa’da tüm Avrupa’da olduğu gibi baskıcı bir sistem vardı. 1814
yılında Kral olan 18. Louis, seçildikten sonra yeni bir anayasa çıkararak meşruti bir
sisteme geçildiğini gösteriyordu. Bu sistem ile iki meclisli bir parlemento
oluşturuluyordu. Bu parlementolardan ilki bizzat Kral tarafından atanan asillerin
bulunduğu Ayan Meclisi idi. Diğeri ise vekillerini kısıtlı imkanlarla halkın seçtiği
Milletvekili Meclisi idi. Bu görüntü her ne kadar kağıt üzerinde Kral ve halka eşit güç
veriyor gözükse de durum aslında göründüğü gibi değildi. Milletvekili Meclisi’ne
seçilebilmek için yılda 10.000 Frank ve seçmen olabilmek için de yılda 300 Frank
vergi vermek gerekiyordu.3
Halk tarafından bu durum kısa sürede hoşnutsuzluğa sebep olmuştu. Kral 18. Louis
insanlarını ve egemenliklerini ön planda tutacağına dair verdiği sözler ile çıkardığı
anayasayı sadece kağıt üzerinde gerçekleştirmişti. Bu durumdan rahatsız olan halk
günden güne liberalizmi daha çok benimseyerek kendilerini siyasi anlamda
güçlendirmek istediler. Nitekim öyle de oldu. Liberalizm destekçileri her seçimde
mecliste giderek güçlenmeye başlıyordu.
1
Burak Samih Gü lboy, Pax Britannica’dan Pax Americana’ya?
2
The Great Powers and the European States System 1815-1914, F.R. Bridge-Roger Bullen, Longman Group
Limited, 1992, sf. 48
3
19. Yü zyıl Siyasi Tarihi 1789-1914, Prof. Dr. Fahir Armaoğ lu, Tü rk Tarih Kurumu, 1997, sf. 116
4
a.g.e., Armaoğ lu, sf. 116
1
Kral ve halkın arası günden düne açılırken bir ayaklanma başgöstermeye başlıyordu.
Tam ayaklanmalar başladığı dönemde Kral 18. Louis 1824 yılında vefat etti. Kral 18.
Louis her ne kadar demokrasiyi sadece kağıt üzerinde yaşattıysa da yerine gelen
kardeşi 10. Charles tam bir mutlakiyetçiydi. Göreve gelir gelmez ilk yaptığı şey bir
beyanname yayınlayarak meclisi kapattırmak oldu. Tekrardan seçime gidileceğini
açıklayan Kral, bu sayede mecliste güç kazanan liberallerden kurtulmak istemişti. 5
Kral bu planları yaparken hesaba katmadığı gelişmeler oluyordu. Halk bir anda
liberallerin önderliğinde bir ayaklanma başlatarak Kral’a karşı protestolar
düzenlemeye başladı. Bu protestolar uzun süre devam edince Kral geri çekilmek
zorunda kaldı ve liberaller 30 Temmuz tarihinde Yürütme Meclisi kurarak Kral 10.
Charles’ın Krallığını düşürerek yerine Orleans hanedanından Duc d’Orleans’ı 1.
Philippe adı ile Kral ilan etti. Yeni Kral devleti Tanrı’dan aldığı güç ile
yönetmektense insanlarından aldığı güç ile yönetmek istediğini belirten açıklamalar
yapıyordu.6
Kral 1. Philippe Fransa’ya Fransa Kralı ünvanı ile değil Fransızların Kralı olarak
gelmişti. Liberaller için bu olay çok büyük bir başarı olsa da tam olarak istedikleri
değişimi, Cumhuriyeti kuramamışlardı. Bunun en büyük sebebi diğer Avrupa
devletlerine karşı daha ılımlı bir yaklaşım sergilemek ve tepki almamaktı. 7
Nitekim Kral 1. Philippe Kral olur olmaz diğer Avrupalı devletlere gönderdiği
bildirilerde kendisinin 1815 anlaşmasına sadık kalacağını ve agresif dış politikadan
uzak kalacağını bildiriyordu. Fransa’daki bu devrim büyük bir sakinlik ile izleyen
Avrupa devletleri Fransa’nın meşruiyetini bu bildiriden sonra resmen tanımıştı.8
5
a.g.e., Armaoğ lu, sf. 117
6
Great Power Diplomacy 1814-1914, Norman Rich, McGraw Hill Inc., 1992, sf. 58
7
a.g.e., Armaoğ lu, sf. 117
8
a.g.e., Rich, sf. 58-59
9
a.g.e., Bullen, sf. 25-44
10
a.g.e., Armaoğ lu, sf. 126
2
Bazı devletlerin halkın tepkilerini azaltmak için uyguladığı liberal politikalar olsa da
bazı devletler de daha muhafazakar davranıp bu ayaklanmalara sert bir şekilde
müdahale etmiştir. Ayrıca Metternich’in Germen Konfederasyonu üzerindeki etkisi
çok kuvvetliydi ve Metternich liberalizm ve monarşilere karşı yapılan her türlü fikre
karşıydı. Bu gücü kullanarak Metternich Germen Konfederasyonu üzerinde baskı
kurmuş ve liberalizmin ciddi bir ayaklanma başlatılmadan sindirilmesini sağlamıştır.
Metternich’in siyasi kariyerine bakacak olursak, Avrupa dengesini nasıl tek başına
şekillendirdiğini anlayabiliriz. Bir aristokrat ve diplomat olan Metternich, toplumsal
eşitliğin ve liberalizmin kendi sınıfını bitireceğine inanırdı. Bu yüzden kariyeri
boyunca monarşinin varlığını savunmuş ve bu yönde politikalar yürütmüştür.
Metternich’e göre 1830 ihtilalinin nedeni Fransız Devriminin yarattığı kaos ortamına
düzen getirmek isteyen Viyana Kongresi yapılan sözleşmenin yetersizliğiydi. 11
Zamanın Avrupalı diplomatlarına göre de 1848 ihtilalleri Metternich’in ve prenslerin
olaylara karşı Viyana Kongresi’nden aldıkları yetkileri kullanmak istemesiyle
kızışmıştı ve bunun sonucunda ihtilaller meydana gelmişti.12
İngiltere’de 1830 yılının başlarında belirsiz bir ortam vardı. 14 1830 ihtilallerinin
etkileri İngiltere’de daha siyasal görüldü. Ülke içerisinde kanlı ayaklanmalardan
ziyade siyasi eksiklikler giderilmişti. Avrupa siyasetini ve olayları yakından takip
eden İngiltere, halkın liberal isteklerine karşı daha ılımlı politika değişimleri
yapmakta gecikmeyip önlemini hızlı bir şekilde almıştı. Zaten İngiltere devlet yapısı
ve anayasası daha meşruti ve liberal bir yapıya sahipti. Bu sebepten ötürü halkın
istekleri ayaklanmalara dönüşmeden siyasi olarak giderilmeye çalışıldı. 15
11
Tee Kay, SIGNIFICANCE OF METTERNICH in European History From 1814 to 1848, sf. 1
12
From Vienne to Versailles, L. C. B. Seaman, Methuen Co Ltd., 1955, sf. 43-44
13
a.g.e., Aramaoğ lu, sf. 127
14
a.g.e., Bullen, sf. 52
15
a.g.e., Armaoğ lu, sf. 128
3
ücretin çok düşük olması, çalışma şartlarının ağırlığı ve kadın ve çocukların
çalıştırılması işçi sınıfı nezdinde büyük bir honutsuzluk yaratıyordu.
Fransa’nın ardından siyasi bir başarı daha sağlayan liberaller için bu gelişme bir zafer
havasında yaşandı. Siyasi olarak gerilimler devam etse de bu gerginlikler halka
yansıtılmadan çözülmeye çalışıldı ve İngiltere 1830 olaylarını liberallerin zaferi ve
ayaklanma yaşanmadan geride bırakmış oldu.
1830 İhtilalleri liberalizm düşüncesiyle halkın daha demokratik bir yönetim biçimi
istemesiyle ortaya çıkan ayaklanmalar sonucu yaşanmıştır. Bu ihtilaller Avrupa
Devletleri içinde farklı sonuçlar doğurmuştur. Kimi devletler mutlakiyetçi yönetimine
devam ederken kimi devletler ise daha demokratik sistemlere geçiş yapmıştır.
Nitekim 1830 ihtilalleri kesin olarka mutlakiyetçiliği bitirmiş değildir. Siyasi anlamda
en büyük kazanım sağlanan Fransa’da bile yönetim biçimine daha demokratik yollar
eklense de mutlakyetçiliğe dokunulamamıştır. Bunun en büyük nedeni 1815 yılında
imzalanan barış antlaşmasıdır. Fransa’nın 1789 devriminden sonra Avrupa’da
hegemon olma çabalarına karşı kaos yaşayan Avrupa, bir daha böyle bir hamlenin
yaşanmaması için ciddi tedbirler alarak ittifaklar kurmuştur. Bu ittifakların desteği
1830 yılında alınarak ciddi değişikliklere gidilemediyse de ilerleyen yıllarda yaşanan
gelişmeler Avrupa’da sistem ve denge açısından kesin değişimlere neden olmuştur.
Metternich, çok uluslu bir yapıya sahip olan Avusturya’nın gelişmelere çok uzun süre
dayanamayacağını anlayarak Rusya ve Prusya’yı hem iç hem de dış tehditlere karşı
yanına alarak konumunu sağlamlaştırmak istiyordu. İngiltere de Avusturya ve
Prusya’yla anlaşan Rusya’nın Avrupa sınırlarına girmesini istemediğinden Fransa,
İspanya ve Prtekizle anlaşma yoluna gitmişti. Fakat bu ittifak Fransa’nın Doğu’da
Mehmet Ali ile yakınlaşması ve Kuzey Afrika’ya ilgisinin artmasıyla İngiltere’yle
16
a.g.e., Armaoğ lu, sf. 129
4
aralarında çıkan anlaşmazlıklarda güçsüzleşti ve sonunda 1848 yılında Fransa’da
yaşanan ihtilal ile tamamşyle sona erdi. 17
1848 İhtilalleri
1848 İhtilalleri 1830’daki ihtilallere nazaran daha yerli ihtilallerdi. Her ne kadar
uluslararası sorunlara yol açsa da ihtilallerin sonucu genellikle iç siyaset ve yönetim
biçimlerini etkilemiştir.18
Milliyetçilik kavramı yanı sıra ‘Millet’ kavramı da artık ilgi duyulan bir söylem
olmaya başlamıştı. Millet kavramı ‘siyasi ve kültürel topluluklar’ ve kimi kesimler
tarafından ‘hayali topluluklar’ olarak tanımlandırılsa da genel olarak kabul gören
tanımı aynı dili konuşan, aynı dine, kültüre ve tarihi geçmişe sahip insan
topluluğudur.21
17
a.g.e., Bullen, sf. 59-70
18
a.g.e., Rich, sf.78
19
a.g.e., Armaoğ lu, sf.131
20
a.g.e., Rich, sf. 79
21
Introduction: What is Nationalism, Ingrid Clohessy
22
a.g.e., Armaoğ lu, sf. 132
5
1848 ihtilalleri her ülkede farklı gerçekleşmiştir. Avrupa’nın milliyetçilik kavramı ile
ihtilalin içine çekilmesi Fransa’da patlak veren ayaklanmalarla başlamıştır.
1848 yılındaki ihtilal direkt olarak 1830 ihtilali ile başa gelen Kral 1. Philippe’e karşı
yapılmıştır. Başa geldiğinde liberal politikalar uygulasa da daha sonrasında
muhafazakar yönü ağır basmış ve halka karşı demokratik olmayan baskılar
uygulamıştır. Bu baskılar önce işçi sınıfına yapılmaya başlanmış sonrasında ise tüm
halka dayatılmıştır. Kral 1. Philippe kendisinden önceki Kral 10. Charles gibi
muhafazakar eğilim gösterip hem meclisi hem de devlet organlarını mutlakiyetçi
yönetimi için kullanmış ve bunun sonucunda halk ayaklanmalara başlamıştır.23
Fransa artık sosyalist ve milliyetçi halkın elinde bulunan bir cumhuriyetti. İlk başlarda
diğer ülkelere karşı ılımlı göründülerse de Mart 1848 tarihinde yayınladıkları yeni
bildiriyle artık 1815 antlaşmasını geçersiz saydıklarını bildirmişlerdi. Bu durumdan
rahatsız olan ülkeler bu milliyetçi akımın kendi devletlerine de etki edeceğinden
endişelenerek Fransa’ya bu konuda tepki göstermişti. Fransa’daki olaylara tepkisiz
kalan tek ülke ise İngiltere’ydi.26
Fransa’da Aralık’da yapılan seçimlere kadar çok iyi bir yönetim görülemedi. 10
Aralık 1848 tarihinde yapılan seçimlerde Napolyon Bonaparte’ın yeğeni olan Louis
Bonaparte 4 yıllığına Cumhurbaşkanı seçilmişti. Louis Bonaparte Fransa’da ‘Yaşasın
İmparator’ olarak karşılanarak yeni görevine başladı. 1830 yılından beri liberal
ayaklanmalarla kendi refahını sağlamaya çalışan halk 1848 yılında Cumhuriyet’i
kurmuş ve seçilen Cumhurbaşkanı’nı ‘yaşasın imparator’ olarak karşılamıştı. Bu
aslında gösteriyor ki toplumsal olarak istenilen reformların sağlam bir zemine sahip
olmadığıydı. Kral 1. Philippe’e karşı yapılan ayaklanmada önce devrim isteyen halk
gösterilen baskıya karşı cumhurşyet istemeye başlamıştı. Fakat bunun halkın kendi
23
a.g.e., Armaoğ lu, sf. 135
24
a.g.e., Rich, sf.79-80
25
a.g.e., Armaoğ lu, sf. 135
26
a.g.e., Rich, sf. 81
6
refahında oluşacak artış için mi istediği pek bilinmemektedir. Sonuçta bir kralı devirip
yerine cumhurbaşkanlığı makamına yeni birisini bu sefer imparator olarak getirmek
çok mantıklı gözükmemektedir.
Nitekim Cumhurbaşkanı olarak seçilen Louis Bonaparte kısa sürede halkın desteğini
alarak önce kendi Cumhurbaşkanlığını referandumla 10 yıl daha uzattı. Sonra meclisi
kapatarak yeniden seçime gitti ve bu sefer tüm yürütme ve yasama yetkilerini
kendisine aldı. 1852 yılında yaptığı referandum ile ‘İmparator’ ünvanını 3. Napolyon
ismini alarak yine kendisine vererek Cumhuriyeti sonlandırmıştır.
Alman Devletleri 1830 ihtilallerinden pek bir kazanım elde edemeyen devletlerdi.
Alman Devletleri içerisinde en önde bulunan ve söz sahibi olan Prusya idi. Prusya
1830 sonrası gelişmeleri takip etmiş ve 1834 yılında bazı Alman Devletleri ile
gümrük birliği sağlamıştı. Metternich bu gelişmeden 1830’da olduğu gibi yine hoşnut
olmamış, fakat bu hoşnutsuzluğunu ne kadar dile getirse de bir sonuç alamamıştı.
Avusturya içişleri de sıkıntılı bir dönem geçiriyordu ve Metternich böyle bir durumda
hem içte hem de dışta krizle uğraşmak istemiyordu. 28 1836 yılında bu birliğe Kuzey
Devletleri de katılınca Prusya ekonomik anlamda güçlenmeye başlamıştı.
Kurulan gümrük birliği ekonomik anlamda kısmi bir bağımsızlık yaratsa da, askeri
yetersizlik yine de Alman Devletleri’ni Avusturya’ya bağımlı kılıyordu. Prusya
liderliğinde diğer Alman Devletleri ekonomik olarak bağımsızlık şstemekteydi ve bu
amaçlarına 1840 yılında Kral olan 4. Frederich’in liberal politikaları benimseyeceğini
söylemesiyle adım attılar. 4. Frederich her ne kadar millet egemenliğine, Fransız
ihtilaline ve demokrasiye karşıt görüşte olan bir muhafazakar olsa da bulunduğu
şartlarda muhalefeti dindirmek ve ekonomik özgürlüğe kavuşmak için bu adımları
atıyordu.29
27
a.g.e., Rich, sf. 81
28
a.g.e., Rich, sf. 81-91
29
a.g.e., Armaoğ lu, sf. 145
7
tarihlerde kullanılan ‘Landtag’ ismi verildi. 30 Kral bu yenilikleri demokratik bir
devrimden ziyade eski dönemlerde uygulanan ve olayları yatıştırmak için kullanılan
araçlar olarka görüyordu. Ayrıca meclis açılışında da bu düşüncesini belirten bir
konuşmada kendisiyle Tanrı arasına herhangi bir kağıt parçasının giremeyeceğini
belirtiyordu.
Sonuç
30
a.g.e., Armaoğ lu, sf. 145
31
a.g.e., Rich, sf. 91-92
32
a.g.e., Seaman, sf. 53
8
Fransa’da 1848 ihtilalinin sonuçları Kral Louis Philippe’in tahttan indirilerek
Cumhuriyetin kurulması ve Cumurbaşkanlığına seçilen Louis Napolyonun ilerleyen
zamanda Cumhuriyeti İmparatorluğa çevirerek 3. Napolyon ismiyle İmparator
olmasını sağlamıştır. Ayrıca 3. Napolyon 1814-1815 antlaşmalarının getirdiği
sorumlulukları ortadan kaldırmak isteyen düşüncelere sahipti.
Prusya için 1848 ihtilalinin sonuçları Kral 4. Frederich’in daha parlementer bir
sisteme geçmesiyle Prusya’nın ekonomik anlamda özgürleşmesini sağlamak oldu. Her
ne kadar Alman Birliği için çalışmalar yapılsa da Avusturya’nın baskısı altında bu
girişimler sonuçsuz kaldı. 1858 yılında sağlık nedenlerinden dolayı tahtı kardeşi 1.
Wilhelm’e bırakmış ve yeni Kral daha radikal kararlar alarak danışmanı Otto von
Bismarck ile Alman Birliği için ciddi politikalar üretmiştir.
İngiltere için ise 1848 ihtilalin diğer devletler kadar ağır ve sancılı geçmemiştir.
Avrupa’daki olayları dikkatlice takip eden ve gelişmeler neticesinde önlemlerini hem
siyasi hem ekonomik hem de sosyal anlamda alması sebebiyşe 1848 ihtilalini çok
fazla değişime uğramadan yaşamıştır. Ayrıca 1814-1815 antlaşmalarının değişimi
veya kökten kaldırılması ile alakalı sert tepkiler vermemiştir. Bunun sebebi ise
İngiltere’nin kendi çıkarlarını farklı antlaşmalarla tekrardan sağlayabileceğini
düşünmesi olmuştur.
1848 ihtilalinden ve sonuçlarından en çok etkilenen iki devlet ise Avusturya ve Rusya
olmuştur. Milliyetçi bir ayaklanma ile başlayan olaylar çok uluslu Avusturya’da çok
sancılı geçmiştir ve devletin azınlıklara ciddi haklar vermesi ve kendi gücünü hem
içte hem de dışta azaltması ile son bulmuştur. Rusya ise 1814-1815 antlaşmalarının
devamını istemekteydi. Buna ciddi bir ayaklanmayla karşılaşmamış olması ve
Osmanlı Devletine karşı 1829 yılında kazandığı savaşın etkisi olmuştur. Bu yüzden
1814-1815 antlaşmalarının en büyük destekleyicisi ve koruyucusu olmuştur.33
Kaynakça
Kitaplar
Armaoğlu Prof. Dr. Fahir, 19. Yüzyıl Siyasi Tarihi 1789-1914, Ankara, Türk
Tarih Kurumu, 1997, sf. 116, 117, 126, 127, 128, 129, 131, 132, 135, 145
Bridge F.R.-Bullen Roger, The Great Powers and the European States System
1815-1914, New York, Longman Group Limited, 1992, sf. 24-44, 48, 52, 59-
70
Rich Norman, Great Power Diplomacy 1814-1914, Amerika Birleşik
Devletleri, McGraw Hill Inc., 1992, sf. 58, 59 78, 79-81, 81, 81-91, 91, 92,
100
Seaman L. C. B., From Vienne to Versailles, Londra, Methuen Co Ltd., 1955,
sf. 43-44, 52, 53
Makaleler
33
a.g.e., Rich, sf. 100
9
Gülboy Burak Samih, Pax Britannica’dan Pax Americana’ya?
Kay Tee, SIGNIFICANCE OF METTERNICH in European History From
1814 to 1848, sf. 1
10