Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 65

Yeşil Dijital Dönüşüm

Raporu
İçindekiler
Sözlük iii
1 Yönetici Özeti 1
2 Giriş 4
3 Yeşil Dijital Dönüşüm: Dijital ve Sürdürülebilir Bir Gelecek 7
3.1 Dijital Dönüşüm Nasıl Daha Yeşil ve Adil Bir Ekonomi Yaratabilir? 9
3.1.1 Enerji Verimliliği ve Sera Gazı Emisyonları 9
3.1.2 Kaynak Kullanımı ve Yönetimi 10
3.1.3 Atık Yönetimi ve Döngüsel Ekonomi 11
3.1.4 Bölgesel Isıtma 12
3.1.5 Çevre, Sosyal Yönetişim (ÇSY) Risklerini Yönetmek 12
3.1.6 Sürdürülebilirlik Performans Yönetimi ve Şeffaflık 13
3.1.7 Adil Dönüşüm 13

4 Küresel Dijital ve Yeşil Dönüşüm Yaklaşımları 15


4.1 Avrupa Birliği: Yeşil ve Adil Dönüşüm 15
4.1.1 AB Ülkelerinin Dijital ve Yeşil Dönüşüm Örnekleri 16
4.2 Çin Halk Cumhuriyeti: 14. Beş Yıllık Plan 17
4.2.1 Çin’in Yeşil ve Dijital Dönüşüm Politika Araçları 19
4.3 Güney Kore: Düşük Karbonlu, Yeşil Büyüme 19
4.3.1 Korean New Deal Stratejisi 20
4.4 Diğer Kamu ve Özel Sektör Dijital Dönüşüm Örnekleri 21
4.5 Türkiye’de İkiz Dönüşüm 22
4.5.1 Türkiye’nin İklim Değişikliğine Karşı Dayanıklılığı 24
4.5.1.1 Fiziksel Riskler 25
4.5.1.2 Geçiş Riskleri 27
4.5.2 Türkiye’nin Yeşil ve Dijital Dönüşüm Politikaları 28

5 Vodafone Dijital Çözümleri Sürdürülebilir Kalkınmayı Nasıl Destekler? 31


5.1 Dijitalleşmenin Sürdürülebilir Kalkınmaya Etkisi 32
5.1.1 Dijital Tarım Uygulamaları 34
5.1.2 Sanal Bulut 34
5.1.3 Nesnelerin İnterneti (IoT) 35
5.2 Vodafone Dijital Çözümlerinin Dünyadaki Uygulamaları 35
5.3 Vodafone Türkiye’nin Rapor Kapsamındaki Ürünleri 36
5.4 Vodafone’un Dijital Çözümlerinin Etkileri 39
5.4.1 Finansmana Erişim 40
5.4.2 Uyum Avantajı 41
5.4.3 İnternet Kullanımının Firmaların Üretimi Üzerindeki Etkisi 41

6 Politika Önerileri 43
6.1 Yasal Düzenlemeler, Standartlar ve Koordinasyon 45
6.1.1 İkiz Dönüşüm Hedeflerine Yönelik Standartların Geliştirilmesi 45
6.1.2 Siber Güvenlik 46
6.1.3 Sürdürülebilir Finans 46
i
6.2 Araştırma, Ar-Ge ve inovasyon 47
6.2.1 Araştırma ve Ar-Ge Destekleri 47
6.2.2 Kümeleme 47
6.3 Dijital Altyapının Güçlendirilmesi 48
6.4 Eğitim ve Yetkinlik Gelişimi Politikaları 49
6.4.1 Temel Eğitim Kalitesi ve Eğitimin Erişilebilir ve Kapsayıcı Olması 49
6.4.2 Yeşil ve Dijital Yetkinlikleri Destekleyen Bir Eğitim Sistemi Oluşturulması 50
6.4.3 İş Başı Eğitim Programları 51
6.5 Yatırımların Desteklenmesi ve Teşvikler 51
6.6 Dijital Sektörün Yeşil Dönüşümü 52

7 Sonuç 54

8 Kaynakça 56

ii
Sözlük
Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM): Avrupa Birliği’nin çevre dostu ve sürdürülebilir bir ekonomiye geçiş için belirlediği strateji ve
eylem planıdır. AYM, karbon nötr bir ekonomiye ulaşmayı, biyoçeşitliliği korumayı, kirliliği azaltmayı ve sürdürülebilir kaynak
kullanımını teşvik etmeyi hedefler.

Bilgi ve İletişim Teknolojileri: Bilginin toplanması, işlenmesi, depolanması ve iletilmesini sağlayan teknolojik araçlar ve
sistemlerin bütünüdür.

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP): Birleşmiş Milletler’in küresel kalkınma ağı oluşturmak için kurduğu bir
programdır. Özellikle gelişmekte olan ülkelere odaklanarak, insanların daha iyi yaşam standartlarına sahip olmaları için
gerekli olan bilgi, deneyim ve kaynakları sağlar.

Blokchain Teknolojisi: Bir işletme ağındaki şeffaf bilgi paylaşımına izin veren gelişmiş bir veritabanı mekanizmasıdır

Büyük Veri: Mevcut bilgi sistemlerinin işleyemeyeceği karmaşıklık ve boyuttaki veri kümeleri ve bu kümelerin uygun
teknolojiler ile işlenip sınıflandırılmasıdır.

Taraflar Konferansı (COP - Conference of the Parties): İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) veya diğer uluslararası
anlaşmalar altında toplanan tarafların yıllık toplantılarıdır. Bu toplantılar, küresel iklim değişikliği ile ilgili politikaların
belirlendiği ve uygulandığı ana forumlardır.

Dijital Dönüşüm: Sürekli değişen teknoloji ortamında rekabetçi kalabilmek için yeni teknolojilerin, yeteneklerin ve süreçlerin
uygulanmasıdır.

Ekonomik İş Birliği ve Kalkınma Örgütü (OECD): 1961’de kurulan, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında ekonomik
politika analizi ve koordinasyonunu teşvik etmek, ekonomik ve sosyal refahı artırmak için politika tavsiyeleri sunmak ve
uluslararası ticareti teşvik etmek amacıyla kurulmuş bir uluslararası ekonomik örgüttür.

Nesnelerin İnterneti (IoT – Internet of Things): İnsanlar tarafından herhangi bir giriş olmadan kablosuz bir ağ üzerinden veri
toplayıp aktarabilen, birbiriyle ilişkili bilgi işlem cihazlarından oluşan bir sistemdir.

İkiz Dönüşüm: Yeşil ve dijital dönüşümün birbirini tetikleyen ve destekleyen bir şekilde gerçekleştirilmesidir.

İklim Değişikliği: Nedeni ne olursa olsun iklimin ortalama durumunda ve/veya değişkenliğinde onlarca yıl ya da daha uzun
süre boyunca gerçekleşen değişikliklerdir.

KOBİ (Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletme): Yıllık çalışan sayısı 250 kişiden az olan yıllık net satış hasılatı veya mali
bilançosundan herhangi biri 500 milyon Türk Lirasını aşmayan işletmelerdir.

Paris İklim Anlaşması: Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi altında imzalanan ve iklim değişikliği ile
mücadelede küresel bir çaba başlatmayı amaçlayan uluslararası bir anlaşmadır. Temel hedef, küresel sıcaklık artışını 2°C’nin
altında tutmak ve mümkünse 1.5°C’ye düşürmektir.

RFID (Radio Frequency Identification): Üzerinde mikroişlemci ile donanmış etiket taşıyan bir nesnenin, bu etikette taşıdığı
kimlik yapısı ile hareketlerinin izlenebilmesine imkân veren radyo frekansları ile çalışan teknolojiye verilen addır.

Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA): Birleşmiş Milletler tarafından belirlenmiş olan ve küresel olarak sürdürülebilir
kalkınmayı desteklemeyi amaçlayan 17 amacı ifade eder. Bu amaçlar, 2015’te kabul edilen ve 2030’a kadar dünya çapında
yoksullukla mücadele etmeyi, eşitsizlikleri azaltmayı, çevresel sürdürülebilirliği sağlamayı ve refahı artırmayı hedefler.

Veri Analitiği: Verilerin toplanması, depolanması, kategorize edilmesi ve analiz edilmesi süreçlerini kapsayacak şekilde iç
görüler çıkarmaya odaklanan bir disiplindir.

Yeşil Dönüşüm: Yenilikçi teknolojilerin, verimlilik önlemlerinin ve sürdürülebilir üretim yöntemlerinin benimsenmesini
içeren bir yaklaşımdır.

iii
iv
1.
Yönetici Özeti
Yeşil Dijital Dönüşüm: Dijital ve Sürdürülebilir Bir Gelecek

İklim değişikliği ve etkileri, atık dağları, biyoçeşitlilik kaybı, deniz, akarsu ve okyanuslardaki dengenin bozulması
gibi çevresel sorunlar insanlığın tarihi boyunca karşılaştığı en büyük risklerdir. İklim değişikliği nedeniyle
artan sıcaklık, aşırı hava olayları ve deniz seviyesinin yükselmesi gibi çevre sorunları yaşam alanlarını ve tarım
üretimini olumsuz etkileyerek ekonomilerin ve toplumların varlığını tehdit etmekte, bu durum yeşil dönüşümü
acil ve elzem hale getirmektedir. Yeşil dönüşümün amacı, ekonomik faaliyetlerin çevresel etkisini ve neden
olabileceği riskleri en aza indirerek gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmaktır.

İklim değişikliği başta olmak üzere çevresel ve sosyal risklerin aciliyeti ve kamuoyunun artan baskısı karar
alıcıları harekete geçirmektedir. 2015’te, Türkiye Cumhuriyeti’nin de aralarında olduğu 196 ülke tarafından
imzalanan Paris İklim Anlaşması, iklim değişikliği ile mücadele ve uyuma ilişkin somut sonuçlar doğuran ilk
uluslararası anlaşmadır. Anlaşma kapsamındaki ülkeler, küresel ısınmayı sanayi devrimi öncesine kıyasla
2 °C’nin altında tutmak için emisyonlarını azaltmayı ve belirledikleri tarihte net sıfır olmayı taahhüt etmişlerdir.1

Avrupa Birliği (AB), Çin, Birleşik Krallık gibi pek çok ülke çevresel hedeflerini kalkınma planlarının bir parçası
haline getirmişlerdir. Ancak, yeşil dönüşüm, üretim süreçleri ve iş modellerinde köklü değişiklikler
gerektirmektedir. Dijital dönüşüm olmaksızın, yeşil dönüşümü hızlandırmak, adil ve etkili bir şekilde
gerçekleştirmek mümkün gözükmemektedir. İkiz dönüşüm, yani dijital ve yeşil dönüşümlerin eş zamanlı ve
birbirlerini destekleyecek şekilde yürütülmesi, kurumların bu köklü değişimi rekabet güçlerini arttırarak
yönetmelerini sağlayacaktır.

Dijital dönüşüm enerji verimliliği, kaynak yönetimi, döngüsel ekonomi ve performans yönetimi konularında
önemli rol oynamaktadır. IoT, sensörler, veri analitiği çözümleri optimizasyon, enerji ve kaynak verimliliği

1. The Paris Agreement, United Nations Framework Convention on Climate Change (unfccc.int)

1
konusunda ciddi fırsatlar sunmaktadır. Sensörler ve IoT teknolojileriyle toplanan anlık veriler veri analitiği
çözümleriyle beraber enerji ve kaynak verimliliği sağlamak için kullanılmaktadır. Dijital depolama çözümleri
ve bulut tabanlı hizmetler, blokchain teknolojisi hızla geleneksel arşivleme ve iş takip yöntemlerinin yerini
almaktadır. Akıllı atık yönetimi sistemleri sayesinde atık toplama süreçleri optimize edilebilmekte ve yapay
zekâ destekli teknolojilerle atıkların ayrıştırılması otomatik hale getirilebilmektedir. Dijital teknolojiler,
daha önce takip edilemeyen çevre parametrelerinin izlenebilmesine ve bu sayede geleceğe yönelik daha
isabetli tahminlerin yapılmasına olanak vermektedir. Bu teknolojiler, örneğin tarım, deniz ve hava yolu
taşımacılığı gibi çevresel etkenlere açık sektörlerde verimlilik ve güvenlik sağlamaktadır.

Öte yandan, düşük karbonlu ve sürdürülebilir bir ekonomiye geçiş sürecinde ülkeler ve sektörler bazında
politika, strateji ve uygulamalarda değişiklikler yapılmaktadır. Bu değişiklikler, özellikle “kırılgan” olarak
tanımlanan kitleleri ekonomik ve sosyal olarak olumsuz etkileyebilir. Yeşil dönüşüm kapsamındaki en önemli
imtihan, küresel ve yerel düzlemde adil bir yeşil dönüşümün sağlanması olacaktır. Bu bağlamda, ikiz dönüşüm
pek çok ülke ve kurum için temel bir strateji haline gelmektedir.

Kaynak ve enerji verimliliğinin yanı sıra, dijitalleşmenin ekonomik büyüme, istihdam, ücretler ve tüketici refahı
üzerinde olumlu etkileri bulunmaktadır. UNDP’ye göre, toplumların sürdürülebilir ve kapsayıcı bir şekilde
kalkınması için dijital dönüşüm etkin bir araçtır. Dijital dönüşüm ekonomik kalkınmayı desteklerken yeni
istihdam alanları yaratmakta; öte yandan kamu hizmetlerine erişimi arttırmakta ve adil bir hale getirmekte,
bilgiyi, finansmanı yaygınlaştırarak adil dönüşüme de katkı sağlamaktadır.2 Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula
von der Leyen, 2020’de ikiz dönüşümün dünyayı değiştirecek güç olduğunu ve neslimizin görevinin adil bir
yeşil ve dijital dönüşümü gerçekleştirmek olduğunu belirtmiştir.3 Doğru politika, uygulama ve sağlanacak
desteklerle dijital dönüşüm, adil bir yeşil dönüşümün anahtarı olacaktır. Yeşil ve dijital dönüşümün adil
dönüşümü destekleyecek şekilde uygulanmasının ek istihdam olanakları oluşturacağı öngörülmektedir.

Teknolojik gelişmeler, yaşam standartlarını iyileştirmekte, kamu hizmetlerinden yararlanma oranını


arttırabilmekte, mevcut iş kollarını dönüştürmekte, yeni iş kolları ve istihdam yaratmaktadır. Yapılan
araştırmalar, önümüzdeki on yıl içinde dijitalleşmenin getirilerinin giderek artacağını göstermektedir. Bu
süreçte, yapay zekâ, bulut bilişim, nesnelerin interneti gibi yeni teknolojilerin benimsenmesi ve yaygınlaşması
beklenmektedir. Toplumların teknolojik ilerlemeden en iyi şekilde yararlanabilmeleri için doğru
politikalarla uygun koşulları yaratmaları durumunda, 2025’e kadar küresel GSYH’ye 1,7 trilyon ABD doları
katkı sağlaması öngörülmektedir.4

Küresel Dijital ve Yeşil Dönüşüm Yaklaşımları

2023 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Sözleşmesi Taraflar Konferansı’nda (COP28) ikiz dönüşüm ana
gündem maddelerinden biri olmuştur. IoT, blockchain ve yapay zekâ gibi teknolojilerin özellikle sera gazı
emisyonlarını azaltma ve döngüsel ekonomiye geçiş gibi konularda yarattığı fırsatlara yer verilmiştir. AB,
Güney Kore, Çin gibi küresel oyuncular yeşil dönüşümlerini gerçekleştirirken dijital dönüşümü katalizör olarak
kullanmaktadırlar.

• AB, kademeli olarak 2030’a kadar emisyonlarını 1990’a oranla %55 azaltmayı, 2050’ye kadar da
dünyanın ilk karbon nötr kıtası olmayı hedeflemektedir. Rekabet gücünü korurken sanayisini daha
yeşil ve döngüsel bir hale getirmek için ikiz dönüşümü temel stratejilerinden biri olarak belirleyen AB,
ikiz dönüşümü sürdürülebilir, adil ve rekabetçi bir geleceğin kilit taşı olarak tanımlamaktadır.
• Çin, 2060’ta karbon nötr olma hedefine ulaşmak için 14. Beş Yıllık Planda yeşil dönüşümün ve
dijitalleşmenin öncelikli olduğunu vurgulamakta, enerji verimliliğinin artırılması, yenilenebilir enerjiye
geçişin teşvik edilmesi gibi öncelikler belirlemekte ve politikalarını bu kapsamda oluşturmaktadır.
• Güney Kore, “Korean New Deal” stratejisi ile ekonomisini daha yeşil, dijital hizmetleri daha gelişmiş
ve sosyal güvenlik ağlarını daha güçlü hale getirmeyi amaçlamaktadır. Bu kapsamda, 73.4 trilyon

2. Three ways digital transformation accelerates sustainable and inclusive development, 2023, UNDP (undp.org)
3. Move fast, build to last: Europe’s new generation (europa.eu)
4. Digital Spillover: Measuring the true impact of the digital economy, Oxford Economics

2
won (yaklaşık 55 milyar ABD doları) yatırım yaparak yeşil altyapılara, yenilenebilir enerjiye ve yeşil
endüstrinin teşvikine odaklanmaktadır. Stratejinin diğer bacağı olan “Dijital New Deal” kapsamında
ise 58.2 trilyon won (yaklaşık 48,4 milyar ABD doları) yatırımla ekonominin her alanında veri, ağ ve
yapay zekâ entegrasyonuna odaklanmaktadır.

Türkiye’de İklim Değişikliği Riskleri ve İkiz Dönüşüm Politikaları

Türkiye iklim değişikliği kaynaklı risklerden en çok etkilenen ülkeler arasında yer almaktadır. Kuraklık, orman
yangınları, aşırı yağış ve seller, tarımsal üretimde verimsizlik, biyoçeşitlilik kaybı gibi fiziksel riskler tarafından
tetiklenecek sosyal riskler de Türkiye açısından önemlidir. Bunun yanı sıra, Türkiye’nin önemli geçiş riskleri
bulunmaktadır; AB’nin 2030 ve 2050 iklim hedefleri doğrultusunda hayata geçirdiği AYM kapsamındaki
standartlar ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) gibi uygulamalar Türkiye’nin ihracattaki
rekabet gücünü etkileyecek seviyededir. Türkiye’nin yeşil ve dijital dönüşümünü hızlandırması sürdürülebilir
kalkınmasının en önemli unsuru olabilir.

Türkiye, hem Paris İklim Anlaşmasında verdiği taahhüdü yerine getirmek hem de geçiş risklerini yönetmek
ve rekabet gücünü korumak için ikiz dönüşümünü gerçekleştirmelidir. Özellikle AB’deki gelişmelere uyum
sağlamak Türkiye’nin ihracat hacmini ve rekabet gücünü koruması için önemlidir.

Dünya Bankası’nın 2024 tarihli raporuna göre; Türkiye’nin net sıfır için 20 yıl içinde 165 milyar dolar
yatırım yapması gerekmektedir. Ancak yeşil dönüşüm, Türkiye’nin rekabet gücünü ve ihracat potansiyelini
arttırarak, enerji maliyetlerini düşürerek 20 yılda 146 milyar dolar net ekonomik kazanç sağlayabilir. Bu
bağlamda, yeşil ve dijital dönüşümlerin beraber yürütülmesi Türkiye için büyük bir potansiyel barındırmaktadır.
İkiz dönüşüm Türkiye’nin rekabet gücünü arttırmasını ve sürdürülebilir kalkınmasını hızlandırmasını
sağlayacaktır.

Dijital dönüşüm ayrıca iklim değişikliğine karşı kırılganlığı çok yüksek olan Türkiye’nin risklerini azaltmasını
da sağlayabilir. Örneğin, orman yangınları için erken uyarı sistemleri, fırtına ve aşırı hava olaylarının
tahminlenmesine yönelik veri analitiği süreçleri Türkiye’nin iklim değişikliği kaynaklı risklerini daha etkin
yönetmesini sağlayacaktır.

Türkiye’nin On İkinci Kalkınma Planı, 2023-2028 yılları arasındaki 5 yıllık süreçte Türkiye’nin çevresel
performansını iyileştirmek adına ikiz dönüşüm stratejisini benimsemektedir. Ayrıca, 2023 içinde yayımlanan
Dijital Dönüşüm Destek Programı ve Yeşil Dönüşüm Destek Programı, Dünya Bankası’ndan sağlanan fonlar
gibi araçlarla, ekolojik ayak izi, kaynak verimliliği ve Türkiye’nin sürdürülebilirlik hedeflerine uygun projeler
teşvik edilmektedir.

Vodafone Dijital Çözümleri Sürdürülebilir Kalkınmayı Nasıl Destekler?

Vodafone’un sağladığı ürün ve hizmetler Türkiye’nin dijital dönüşümünü hızlandırarak rekabet gücünü
arttırırken, enerji ve kaynak verimliliği, optimizasyon gibi unsurlarla yeşil dönüşümü de desteklemektedir.

• İzleme ve raporlama imkanları farklı sektörlerde verimlilik kaybını önlemekte; enerji verimliliği,
kaynak ve su tasarrufu sağlamakta, dolayısıyla kurumların karbon ayak izini azaltırken verimlilik artışı
elde etmelerine olanak tanımaktadır. Vodafone’un Red Enerji ürünü, test ortamı sonuçlarına göre
aylık %30’a kadar enerji tasarrufu sağlayarak elektrik tüketim maliyetlerini düşürmekte ve karbon
ayak izini azaltmaktadır. Vodafone’un diğer bir ürünü Akıllı Fabrika ile üretim süreçleri anlık olarak
takip edilerek etkili iç görüler ve analizler çıkarılmakta; gelişmiş raporlar sayesinde süreçler optimize
edilebilmekte, iş takibi görevlerinin dijitale aktarılmasıyla gerçek zamanlı verimlilik takibi yapılarak
makine verimliliğinde %45’e varan artış elde edilebilmektedir.
• Türkiye için en önemli ve stratejik sektörlerden biri olan tarım sektörü özelinde geliştirilen dijital
çözümler çevre parametrelerinin anlık takip, tahminleme ve izleme teknolojileriyle üretim kalitesini

3
ve verimliliği artırırken, kaynak kullanımını ve kimyasal kirliliği azaltmaktadır. Vodafone’un Dijital
Tarım Çözümü sayesinde üretimde kullanılan enerji ve suda %40’a varan, ilaç ve gübrede ise
%30’a varan tasarruf sağlanabilmektedir.
• Optimizasyon ve yapay zekâ çözümleri başta lojistik süreçleri olmak üzere pek çok alanda verimlilik
artışı sağlayarak kurumların rekabet gücünü artırmaktadır. Vodafone’un Araç Takip Sistemi filo
optimizasyonu ile rölanti sürelerini kısaltarak %15’e varan yakıt tasarrufu sağlamaktadır.

İkiz Dönüşümün Desteklenmesi için Politika Önerileri

İkiz dönüşümün başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesi, uzun vadeli planlama, araştırma ve geliştirme ve birden
fazla devlet kurumunu içeren kapsamlı bir süreç olup uçtan uca koordinasyon gerektirmektedir. İklim değişikliği
ile mücadele ve uyum kapsamında sektör bazında atılacak adımlardan kırılgan grupların etkilenmemesi, yeni
istihdam yaratılması ve büyüyebilecek sektörlerdeki iş gücü ihtiyacının karşılanması adına kaliteli, kapsayıcı
eğitim ve mesleki gelişim politikalarının oluşturulması elzemdir. Bu süreci başarılı şekilde yönlendirmek
ve toplumu sürdürülebilirlik ve dijitalleşme yoluyla dönüştürmek için kararlılığa ve stratejik bir perspektife
ihtiyaç duyulmaktadır. İkiz dönüşümün desteklenmesi ve hızlandırılması içindünya örnekleri ve ihtiyaçlar göz
önüne alınarak bazı politika adımlarının atılması önerilmektedir. Bu öneriler:

• Türkiye’de dijital altyapıların yaygınlaşması ile yeşil dönüşümün desteklenebilmesi; 5G, fiber, veri
merkezi gibi dijital dönüşümü sağlayan altyapıların kurulması ve yaygınlaştırılması için dijital altyapı
yatırımlarının gerçekleştirilmesi ve bürokrasi süreçlerinin kolaylaştırılması,
• Türkiye’nin 2053 net sıfır ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda ikiz dönüşüme ilişkin
düzenlemelerin geliştirilmesi,
• Dijitalleşme ve yeşil dönüşüm kavramlarının bütüncül olarak ele alınıp tüm sektörlere yönelik,
sektörlerin dinamikleri ve gelişime açık noktaları göz önünde bulundurularak, detaylı yol haritaları ve
aksiyon planları oluşturulması,
• İkiz dönüşümün sağlanabileceği alanların belirlenerek sektörlere özgü somut hedefler saptanması
ve temel performans göstergelerinin belirlenmesi; bu göstergelerin takip edilerek belirli periyotlarla
raporlanması,
• İkiz dönüşüme yönelik Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarının desteklenmesi,
• Eğitim müfredatının, yetişkin ve iş başı eğitimlerinin Türkiye’nin yeşil ve dijital dönüşümünü
destekleyecek şekilde ve sanayinin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak uzun vadeli planlanması,
• Sürdürülebilir iş modellerinin geliştirilmesi ve uygulanmasına yönelik teşvik programlarının artırılması,
• Dijital sektörün yeşil dönüşümünün sağlanması,
• Tüm bu alanları kapsayan bütüncül bir kamu politikası geliştirilmesi ve ilgili kurumlar arası
koordinasyonun sağlanmasıdır.

4
2.
Giriş
İklim değişikliği ve biyoçeşitlilik kaybı insanlığın karşı karşıya olduğu en büyük tehditlerden biridir. Sera
gazlarının artışı kısa vadede kuraklık, orman yangınları, aşırı hava olayları ve selleri; uzun vadede ise deniz
seviyesinin yükselmesi, ortalama sıcaklığın artması, iklim kuşağı değişiklikleri ve biyoçeşitlilik kaybı gibi risk
unsurlarını tetiklemektedir. Biyoçeşitlilik kaybı ise gıda güvenliğini ciddi bir sorun haline getirmektedir. İklim
değişikliği ve biyoçeşitlilik kaybı kaynaklı risklerin giderek daha acil hale gelmesi ve artan çevresel sorunlar
dünya kamuoyunu harekete geçmek zorunda bırakmıştır. Bunun bir sonucu olarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin
de aralarında olduğu 196 ülke Paris İklim Anlaşması’nı imzalamıştır. Paris İklim Anlaşması iklim değişikliği
ile mücadele ve uyum alanında somut sonuçlar doğuran ilk uluslararası anlaşmadır. Anlaşma kapsamındaki
ülkeler, küresel ısınmayı sanayi devrimi öncesine kıyasla 2 oC’nin altında tutmak için emisyonlarını azaltmayı
ve belirledikleri tarihte net sıfır olmayı taahhüt etmişlerdir.5 Avrupa Birliği, Çin, Birleşik Krallık, Amerika Birleşik
Devletleri gibi pek çok ülke çevresel hedeflerini kalkınma planlarının bir parçası haline getirmişlerdir.

Çin 5 yıllık kalkınma planında enerji verimliliğini ve enerji dönüşümünü merkeze taşırken, yeşil taksonomisini
ve kendi ETS sistemini küresel standartlara paralel hale getirmektedir.

ABD, 2050 net sıfır emisyon hedefi kapsamında Kasım 2021’de Uzun Vadeli Stratejisi, 2050’ye kadar Net
Sıfır Sera Gazı Emisyonuna Giden Yollar’ı yayımlamıştır. Aralık 2021’de yayımlanan Federal Sürdürülebilirlik
Planında kapsamlı hedefler ve stratejiler belirlenmiştir.6 Bu hedefler arasında 2027’ye kadar hafif ticari araç
satın alımlarında, 2035’e kadar tüm araç satın alımlarında %100 sıfır emisyonlu araçların tercih edilmesi;
kamu binalarında 2032’ye kadar %50 emisyon azaltımı ve 2045’e kadar net sıfır emisyona ulaşılması gibi

5. The Paris Agreement, United Nations Framework Convention on Climate Change (unfccc.int)
6. The Long-Term Strategy of the United States, Pathways to Net-Zero Greenhouse Gas Emissions by 2050, United States Department of
State (whitehouse.gov)

5
hedefler bulunmaktadır.7 2022’de başlatılan Yeşil Ticaret Stratejisi ise, ABD Gümrük ve Sınır Korumasının
ticaret misyonu bağlamında iklim değişikliği ile mücadele çabalarını düzenleyerek yeşil ticareti teşvik etme,
çevresel denetimlerini güçlendirme, yeşil inovasyonu hızlandırma ve iklim direncini artırma amacını
taşımaktadır.8

Birleşik Krallık Yeşil Finans Stratejisi ile 2050’ye kadar net sıfıra ve Çevre Gelişim Planı kapsamındaki
hedeflerine ulaşılması için gereken yatırımların finansmanını desteklemektedir. Geçiş planlaması ve Birleşik
Krallık Yeşil Taksonomisi üzerine bir sonraki adımları belirleyerek, yeşil finans piyasalarını güçlendirmeyi
amaçlamaktadır. Birleşik Krallık dünyanın ilk Net Sıfıra Uyumlu Finans Merkezi olmayı hedeflemektedir. Strateji
bu bağlamda iklim değişikliği kaynaklı riskleri hafifletmek ve fırsatı değerlendirmek, net sıfır, enerji güvenliği,
çevre endüstrileri için gerekli finansman akışını sağlamak için Hazine, Enerji Güvenliği ve Net Sıfır Bakanlığı
ve Çevre, Gıda ve Kırsal İşler Bakanlığı tarafından geliştirilmiştir.9

Yeşil dönüşüm konusunda en kapsamlı planlamayı 2019’da yayımladığı Avrupa Yeşil Mutabakatı (AYM) ile
Avrupa Birliği yapmıştır. AYM ile AB yeşil ve adil dönüşüm için yol haritasını açıklamış ve 2050’ye kadar
iklim nötr olmayı taahhüt eden ilk kıta olmuştur. Bu taahhüdü yerine getirebilmek adına kurduğu Sınırda
Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) ile kendi bölgesindeki karbon kaçaklarını engellemeyi ve
tedarik zincirinin karbonsuzlaşmasını teşvik etmeyi hedeflemektedir. SKDM, AB’nin ithal ettiği ürünlerin
üretim süreçlerindeki karbon emisyonlarının raporlanması, doğrulanması ve belirlenen sınırların üzerine
çıktığı takdirde Emisyon Ticaret Sistemi’nde (ETS) oluşan karbon fiyatları üzerinden bir vergi ödenmesini
öngörmektedir. AYM ve SKDM, ihracatının önemli bir bölümünü Avrupa’ya yapan ülkelerin rekabet gücünü
etkilemektedir. İhracatının %40’ından fazlasını Avrupa’ya yapan Türkiye de AB’nin düzenlemelerine uyum
sağlamak amacıyla Avrupa Yeşil Mutabakatı Eylem Planı’nı hazırlamıştır.10

Türkiye, hem Paris İklim Anlaşması’nda verdiği taahhüdü yerine getirmek hem de geçiş risklerini yönetmek ve
rekabet gücünü korumak için yeşil dönüşümünü gerçekleştirmelidir. Ancak yeşil dönüşüm oldukça zorlu bir
ekonomik dönüşümün gerçekleştirilmesi demektir. Üretim süreçlerinin ve tüketimin yeniden tasarlanması,
yenilikçi ve teknolojik atılımlar, iklim değişikliğine etki eden tüm faaliyetlere ilişkin denetim, onay,
raporlama ve doğrulama, devamında vergilendirme ve finansman aşamalarını içeren çok boyutlu bir eylem
planı gerektirmektedir. Bu bağlamda dijital dönüşüm önemli bir araçtır. Dijital dönüşüm olmaksızın, yeşil
dönüşümü hızlandırmak, adil ve etkili bir şekilde gerçekleştirmek mümkün gözükmemektedir.

Dijital dönüşüm, sağladığı optimizasyon, veri ve süreç takibi, şeffaflık, planlama olanakları ile yeşil
dönüşümün hızlandırılmasını ve ülkelerin, kurumların rekabet güçlerini kaybetmeden, tam tersine
arttırarak, ekonomik büyüme ve istihdamı destekleyerek yeşil ve adil dönüşümü gerçekleştirmelerini
sağlayabilir. Yeşil ve dijital dönüşümün birbirini tetikleyen ve destekleyen bir şekilde gerçekleştirilmesi
ikiz dönüşüm kavramı ile tanımlanmaktadır. AB ülkeleri, Çin, Güney Kore gibi ülkeler yeşil dönüşümlerini
gerçekleştirmek ve taahhütlerini yerini getirmek için ikiz dönüşümü oldukça etkin bir strateji olarak ele
almaktadırlar.

Bu raporda ikiz dönüşüm, Türkiye’ye sağlayacağı avantaj ve dijital dönüşümün Türkiye’nin yeşil dönüşümünü
nasıl hızlandıracağı ele alınmıştır. Küresel düzlemde ikiz dönüşümün nasıl ele alındığı, politika ve iyi uygulama
örneklerine yer verilmiştir. Raporun ilk kısmında, ikiz dönüşüm kavramı ve sürdürülebilirlik stratejilerindeki
yeri ele alınmakta; küresel yaklaşım, politika ve uygulama örnekleri incelenmektedir. Devamında Türkiye’de
dijital ve yeşil dönüşümü destekleyen politika ve uygulamalar özetlenmektedir. Raporun ikinci kısmında,
Vodafone Türkiye’nin ikiz dönüşümün gerçekleşmesinde etkili olabilecek ürünleri açıklanmakta ve iyi uygulama
örneklerine yer verilmektedir. Bu ürünlerin kullanıcılarına finansmana erişim ve uyum konularında sağladığı
avantajlar da incelenmektedir. Son kısımda ise politika geliştiriciler için önemli noktalar vurgulanmakta, ikiz
dönüşümün hızlandırılması için geliştirilebilecek yeni mekanizmalara dair örnekler paylaşılmaktadır.

7. Federal Sustainability Plan Catalyzing America’s Clean Energy Industries and Jobs, The White House (whitehouse.gov)
8. Green Trade Strategy, 2022, U.S. Customs and Border Protection (cbp.gov)
9. Mobilising Green Investment, 2023 Green Finance Strategy, Crown copyright, March 2023, sf.5
10. Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasının Türkiye Ekonomisine Potansiyel Etkileri, T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan-
lığı (iklim.gov.tr)

6
3.
İkiz Dönüşüm: Dijital ve
Sürdürülebilir Bir Gelecek
Bilgi ve İletişim Teknolojilerinin (ICT) kapasitesi ve kullanım alanları son otuz yıl içinde büyük bir hızla
genişlemiştir. Bilgi işlem gücündeki ve bilgi alışverişi hızındaki artış, veri depolama kapasitesindeki genişleme
ve ağ bağlantılarının iyileştirilmesi kurumların, devletlerin ve bireylerin veri üretme, saklama, işleme ve iletişim
kurma şekillerini temelden değiştirmektedir. Dijital dönüşüm, ekonomide ve toplumda mevcut uygulamaları
dönüştürme potansiyeline sahiptir. Dijitalleşme insanların iletişim kurma, bilgi alma, öğrenme, işletmelerin
değer yaratma şekillerini ve tedarik zincirlerinin yönetimini değiştirmektedir.11

Dijitalleşmenin geniş anlamda ekonomik büyümeyle ilişkisini gösteren pek çok çalışma bulunmaktadır.12
Uluslararası Finans Kurumu’na (IFC) göre gelişmekte olan pazarlarda dijital kapasiteyi ve bağlantıyı
güçlendirmek, kapsayıcı büyüme, ekonomik istikrar ve herkes için daha iyi yaşam kalitesi yönünde önemli
ilerlemeler sağlayacaktır.13 Bu durum devletlerin ve şirketlerin dijitalleşmeyi ekonomik büyümenin de odağına
yerleştirmelerine neden olmuştur.

Ekonomik büyümenin yanı sıra, dijitalleşmenin sağladığı verimlilik, şeffaflık ve veri analizi olanakları
sürdürülebilir kalkınma ve yeşil dönüşüm için de anahtar niteliğinde kabul edilmektedir. Bilgi ve iletişim
teknolojileri Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına (SKA)14 ulaşmada kritik araçlardır.

11. Towards a green & digital future, JRC Publications Repository (europa.eu)
12. Mura, Petru Ovidiu, Donath, Liliana Eva, “Digitalisation and Economic Growth in the European Union”, Electronics 2023, 12(7), 1718; https://doi.
org/10.3390/electronics12071718, Department of Finance, Faculty of Economics and Business Administration, West University of Timișoara Roma-
nia, 300223 Timișoara, Romania
13. IFC’s Impact in Digital Infrastructure, ifc-infrastructure-sectorsheet-tmt-feb2023-v4.pdf
14. 2012’de 1992 Rio BM Çevre ve Kalkınma Konferansı’nın 20. Yılı dolayısıyla 2012 yılında gerçekleşen Rio+20 Zirvesi’nin sonuç bildirgesi de Binyıl
Kalkınma Hedefleri’nin devamı olacak ve sürdürülebilir kalkınmaya daha çok vurgu yapacak yeni “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın oluşturulmasını
karara bağlamıştır. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları 2000 yılında tanımlanan ve 2015 yılına kadar gerçekleşmesi hedeflenen Binyıl Kalkınma Hede-
fleri’nin (BKH) devamı olarak belirlendi. 25 Eylül 2015’te Dünya devletleri 2030 yılına dek hayata geçirilmek üzere 17 Hedef ve 169 alt hedeften oluşan
Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı kabul etmiştir.
7
Dijital teknolojiler, Akıllı ulaşım ve akıllı
enerji sektöründe şehirler insanların
verimliliği artırabilir ve yaşam kalitelerini
yenilenebilir kaynakların arttırırken enerji
entegrasyonunu verimliliği
destekleyebilir. sağlayabilir.

Sağlık hizmetlerine erişimin


kolaylaştırılması SKA 3: Sağlık ve
Kaliteli Yaşam’ı desteklerken15,
eğitimde dijital araçların
kullanımı SKA 4: Nitelikli Eğitim’e
ulaşılmasını kolaylaştırabilir.16

Bilgiye erişimin ve iletişimin


kolaylaşması SKA 17: Amaçlar için
Ortaklığı, dijitalleşmenin sağladığı
şeffaflık ve takip edilebilirlik ise SKA
16: Barış, Adalet ve Güçlü Kurumlar’ı
Dijital teknolojiler, enerji sektöründe desteklemektedir.
verimliliği artırabilir ve yenilenebilir kaynakların entegrasyonunu
destekleyebilir. (SKA 7: Erişilebilir ve Temiz Enerji). Akıllı ulaşım ve akıllı şehirler insanların yaşam kalitelerini
arttırırken enerji verimliliği sağlayabilir. (SKA 11: Sürdürülebilir Şehirler
Dijital dönüşüm ilkimvedeğişikliği
Topluluklar). Sağlık
başta olmakhizmetlerine
üzere
erişimin kolaylaştırılması SKA 3: Sağlık ve Kaliteli Yaşam’ı desteklerken 15
, eğitimde dijital araçların
sürdürülebilirlik riskleriyle mücadele ve uyumda kullanımı
önemli
SKA 4: Nitelikli Eğitim’e ulaşılmasını kolaylaştırabilir16bir . Bilgiye erişimin ve iletişimin kolaylaşması
araç olabilir (SKA 13: İklim Eylemi, SKA 14: Sudaki SKA 17:
Amaçlar için Ortaklığı, dijitalleşmenin sağladığı şeffaflıkYaşam,
ve takip edilebilirlik
SKA 15: Karasalise SKA 16:
Yaşam). Barış,
İklim Adalet ve Güçlü
değişikliğinin
Kurumlar’ı desteklemektedir. Dijital dönüşüm ilkim değişikliği başta
oluşturduğu olmak üzere
gündeme sürdürülebilirlik
bağlı olarak riskleriyle
dijital dönüşümün
mücadele ve uyumda önemli bir araç olabilir (SKA 13:odağı İklimdaEylemi, SKA 14: Sudaki Yaşam, SKA 15:
bu sorunlarla mücadele eksenine kaymaktadır. Karasal17
Yaşam). İklim değişikliğinin oluşturduğu gündeme bağlı olarak dijital dönüşümün odağı da bu sorunlarla
mücadele eksenine kaymaktadır.17

Dijital dönüşümün yeşil dönüşüm için bir katalizör görevi görebileceği ve adil bir geçişi destekleyebileceği
yaklaşımı “ikiz dönüşüm” stratejisini oluşturmuştur. İkiz dönüşüm, dijital ve yeşil dönüşümün eş zamanlı ve
birbirini destekleyecek şekilde yürütülmesidir. Bir yandan dijitalleşmeden yararlanarak karbon emisyonlarını
azaltmak başta olmak üzere yeşil dönüşüm hızlandırılabilir. Dünya Ekonomik Forumu’na (WEF) göre, dijitalleşme
küresel emisyonları %20 düşürebilir. Diğer yandan, dijital sektör oldukça büyük bir enerji tüketicisidir ve bu
sebeple sektörün yeşil dönüşümü de ikiz dönüşümün önemli bir parçasıdır.18

Dünya Bankası’nın 2024’de yayımladığı “Green Digital Transformation How to Sustainably Close the Digital
Divide and Harness Digital Tools for Climate Action”19 raporunda, iklim değişikliğinin dijital bir devrimin
ortasında gerçekleşmekte olduğu ve dijital teknolojilerin ekonomik ve sosyal yaşamın her alanında ortaya
çıktığı ifade edilmektedir. Aynı rapora göre, dijital teknolojiler İklim Eylemini20 hızlandırmak için elzemdir
ve iklim değişikliği kaynaklı riskleri azaltmak için de çözümler sunmaktadır. İklim eyleminin hızlandırılması,
diğer faktörlerin yanı sıra, büyük ölçüde dijital çözümlerle güçlendirilecek teknolojik yeniliklere bağlı olacaktır.
Düşük ve orta gelirli ülkeler iklim eylemi için dijital teknolojilerin gücünden yararlanabilir. Gelişmekte olan
ülkelerin üçte ikisi, iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlamak veya bu etkileri hafifletmek için teknolojiyi
iklim eylem planlarına dâhil etmektedir.21
15. WHO (2018). Digital Health
16. UNESCO (2020). Education: From disruption to recovery
17. Towards a green & digital future, JRC Publications Repository (europa.eu), sf.7
18. “What is Twin ‘Transition’ - and Why is It Key to Sustainable Growth?”, WEF, Oct 26,2022
19. Green Digital Transformation How to Sustainably Close the Digital Divide and Harness Digital Tools for Climate Action, The World
Bank, 2024
20. SKA 13: İklim Eylemi
21. Green Digital Transformation How to Sustainably Close the Digital Divide and Harness Digital Tools for Climate Action

8
Yeşil dönüşümün aksine, dijitalleşme temelde bir zorunluluk tarafından değil, yarattığı yeni fırsatlar tarafından
yönlendirilir.22 Şirketler gelişen dijital teknolojilerle rekabet güçlerini artırmaları sebebiyle dijital teknolojilere
gönüllü olarak yatırım yapılmaktadır. Buna karşın, yeşil dönüşüm özel sektör tarafından aynı hızla uygulamaya
alınmamakta; daha çok maliyet arttırıcı bir unsur olarak görülmektedir. Çevresel ve sosyal riskler uzun vadeli
olarak algılanmakta ve zorlayıcı bir etken olmadığı noktada yeşil dönüşüm ikinci planda kalmaktadır. Bu
noktada, kurumlar tarafından gönüllü olarak yatırım yapılan dijital dönüşüm, sağladığı verimlilik, ölçme, izleme,
takip, şeffaflık gibi olanaklarla, yeşil dönüşümü destekleme ve hızlandırma potansiyelini barındırmaktadır.

Sürdürülebilir kalkınma ve düşük karbonlu ekonomiye geçiş kapsamında hem mevcut uygulamaların
yetersizliği hem de hedef yılların yakın olması sebebiyle daha etkin, adil, hızlı ve kapsamlı bir dönüşüme
ihtiyaç duyulmaktadır. Dijital dönüşüm olmaksızın yeşil dönüşüm ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine
ulaşılması oldukça zordur.

AB Ortak Araştırma Merkezi, iklim değişikliğiyle mücadelede belirlenen hedeflere ulaşılmasında dijital
çözümlerin potansiyelinin çok büyük olduğunu belirtmektedir. Örneğin, şehirler dünya sera gazı emisyonlarının
yaklaşık %75’inden sorumludur. Akıllı şehir çözümleri ve ulaşım çözümleri, bu emisyonları önemli oranda
azaltma potansiyeline sahiptir. Bilgi ve İletişim Teknolojisi tabanlı çözümler, rutin iş seyahatlerini %15-20
azaltabilir ve buna bağlı olarak, sera gazı emisyonlarını %10-15 oranında düşürebilirken, “dijital ikiz”
şehirler için taslak politikaların etkisini simüle etme ve modelleme imkânı
sağlamaktadır. Dijital teknolojilerinin optimizasyonu ve yaygınlaştırılması
sonucunda toplam sera gazı emisyonlarının %15-20’sinin azaltılabileceği
tahmin edilmektedir. Akıllı teknoloji ile endüstriyel süreçlerin iyileştirilmesi,
atık üretiminin azaltılması ve atık yönetiminin iyileştirilmesi, sürdürülebilir
binalara ve yenilenebilir enerji sistemlerine geçiş, hizmet odaklı ulaşım
ikiz dönüşüm stratejisi, çözümlerinin yaygınlaştırılması ve tarımda verimliliği artırmaya yönelik
dijital dönüşümün teknolojilerin kullanılması potansiyel etkiyi gerçekleştirebilmek için önerilen
sürdürülebilirlik yöntemlerdir.23
hedefleriyle uyum içinde
olmasını sağlamak Öte yandan, dijitalleşme sürdürülebilir kalkınma ve yeşil dönüşümü
için çok disiplinli bir desteklerken, enerji tüketiminde artışı, gelir adaletsizliğini, iş gücü piyasasında
yaklaşım ve kapsamlı dengesizlikleri de beraberinde getirmektedir. Bu bağlamda, ikiz dönüşüm
bir politika çerçevesini stratejisi, dijital dönüşümün sürdürülebilirlik hedefleriyle uyum içinde
gerektirmektedir. olmasını sağlamak için çok disiplinli bir yaklaşım ve kapsamlı bir politika
çerçevesini gerektirmektedir.24

3.1. Dijital Dönüşüm Nasıl Daha Yeşil ve Adil Bir Ekonomi


Yaratabilir?

3.1.1. Enerji Verimliliği ve Sera Gazı Emisyonları


Enerji dönüşümünün ilk adımı enerji tüketimini azaltmaktır. Sensörler ve IoT araçları ile anlık
olarak toplanan tüketim verileri, veri analitiği çözümlerinin sunduğu takip, analiz ve modelleme
olanakları ile birlikte kullanılarak enerji optimizasyonunu desteklemektedir. Isı, nem, aydınlatma
düzeyleri, cihazların çalışma durumu gibi veriler sürekli olarak toplanarak analiz edilir. Bu veriler,
tesis yöneticilerine enerji tüketiminin hangi alanlarda yoğunlaştığını ve enerji kayıplarının
nerede yaşandığını göstermektedir. Endüstriyel süreçlerdeki enerji ve kaynak tüketiminin
düzenlenmesi ve optimize edilmesi, ayrıca uzaktan izleme, kontrol ve yönetim sistemleri sera
gazı emisyonlarının azaltılmasına büyük katkı sağlamaktadır. Öte yandan, enerji maliyetlerini
de azaltmakta ve özellikle enerji fiyatlarında dalgalanma ve hızlı artışların olduğu dönemlerde
finansal istikrarı desteklemektedir.

22. Towards a green & digital future, JRC Publications Repository (europa.eu), sf.3
23. 5 digital solutions for a greener Europe, Joint Research Centre (europea.eu)
24. Schwab, K. (2017). The Fourth Industrial Revolution. Currency.

9
Veri analitiğinin avantaj yarattığı bir diğer alan enerji dağıtımı ve üretiminin planlamasıdır. Enerji
depolama teknolojilerinin henüz yeterli olmaması çok ciddi bir üretim planlaması gerektirmektedir.
Öte yandan, enerji kaybının önemli bölümü dağıtımda yaşanmaktadır. Optimize edilmiş enerji
ağı, enerji kayıplarını azaltacağı gibi, istikrarlı enerjiye erişimi de güvence altına alacaktır.

Fiber, 5G teknolojileri ve ötesinden yararlanan geleceğin geniş bant ağları, verimliliği


arttırmaktadır. Fransız iletişim düzenleyicisi Arcep’e göre, ağ kurmak için daha geleneksel
bakır kablolar yerine fiber kullanmak üç ila dört kat daha az enerji tüketmektedir. 5G ve yapay
zekâ gibi teknolojilerin kullanılması da ağ yönetimini optimize edebilir ve enerji tüketimini
azaltabilmektedirler. Makine öğrenimi destekli “uyku modu” gibi uygulamalar enerji tüketim
maliyetlerini azaltmaya yardımcı olabilirken, IoT ve fibere bağlı sensörler binalarda, şehirlerde ve
diğer kritik altyapılarda ağ enerji yönetimini optimize etmeye yardımcı olabilmektedir.

Enerji şirketleri ve sağlayıcıları, enerji tüketimini tahmin etmek ve optimize etmek amacıyla
gerçek zamanlı enerji şebekesi yönetimini simüle etmek ve modellemek için dijital ikizler
oluşturmak üzere yapay zekâ destekli teknolojiyi kullanmaktadır. Şirketler ayrıca, dağıtılmış
enerji kaynaklarının tek bir “sanal enerji santrali” olarak işlev görmelerini sağlamak ve rüzgâr
ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının alımını kolaylaştırmak amacıyla uzaktan kontrol
edilmesini sağlamak için yapay zekâ ve IoT cihazlarını uygulamaktadır.25

Dünya genelinde, yapay zekâ destekli “ev enerji istasyonları” gibi yeni ürünler, tüketicilerin kendi
enerji taleplerini izleyerek ve evdeki güneş panelleri gibi cihazlardan kullanılmayan enerjiyi
şebekeye geri satarak elektrik şebekesine katılmalarını sağlayabilmektedir.

Artan bağlantı hızı uzaktan çalışma ve çevrimiçi toplantıların daha çok tercih edilmesini, buna
bağlı olarak da otomobil ve toplu taşıma kullanımını düşürerek, geleneksel iş modellerine kıyasla
emisyonları önemli ölçüde azaltmaktadır. Öte yandan, trafik yoğunluğunun azalması, trafiğe
çıkmak zorunda olanların toplam emisyonunu düşürmekte, zaman kaybını da azaltmaktadır. Yine
ofislerde aydınlatma, ısıtma, soğutma gibi alanlarda enerji tasarrufu sağlanmaktadır.

3.1.2. Kaynak Kullanımı ve Yönetimi


İklim değişikliği ve biyoçeşitlilik kaybı ham madde ve su verimliliğini daha da kritik hale
getirmektedir. Etkin kaynak ve su yönetimi için doğru ve gerçek zamanlı veriye erişim ihtiyacı
bulunmaktadır. Dijital çözümler aracılığıyla tedarik zinciri yönetiminin her aşamasında veri
toplanabilmekte, tedarik zincirinin çevresel etkileri, enerji kullanımı, atık miktarı, ham madde
ve su tüketimi gerçek zamanlı olarak takip edilebilmektedir. Bu sayede işletmeler, kaynak
verimliliğini artırabilmektedir.

Küresel sürdürülebilirlik riskleri açısından, kaynak ve su verimliliğinin en önemli olduğu


sektör tarımdır. Sensörler aracılığı ile toprak ve havadan anlık olarak toplanan verilerin veri
analitiği çözümleriyle işlenmesi hem otomasyon aracılığıyla verimlilik sağlamakta hem de
ilaç ve gübre kullanımını düşürerek su ve toprak kirliliğini azaltmaktadır. Öte yandan, akıllı
sensörler toprak nemini, meteorolojik verileri ve bitki ihtiyaçlarını sürekli olarak izleyerek sulama
zamanlamalarını ve miktarını belirlemekte, gereksiz su kullanımını azaltırken bitki verimliliğini
artırmaktadır.

Dijital depolama çözümleri, blokchain teknolojisi ve bulut tabanlı hizmetler hızla geleneksel
arşivleme ve iş takip yöntemlerinin yerini almaktadır. Bu dönüşüm, belgelerin fiziksel
ortamlardan dijital formatlara taşınmasıyla sadece verimliliği artırmakla kalmayıp, aynı zamanda
kâğıt kullanımını ve buna bağlı atığı azaltmaktadır.

Kâğıt tabanlı belgelerin dijital ortama aktarılması, elektronik imza kullanımı ve elektronik belge
yönetimi gibi uygulamalar ile süreçler hızlandırılmakla ve maliyetler düşürülebilmekle birlikte
dijitalleşmenin sağladığı veri yönetimi avantajları sayesinde kaynaklar daha kolay bir şekilde

25. The twin transitions: are digital technologies the key to a clean energy future?, OECD (oecd.ai)

10
takip edilebilmektedir. Bir OECD kuruluşu olan Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre kâğıt ve
kâğıt hamuru üretim faaliyetleri, üretim kaynaklı küresel karbondioksit emisyonlarının yaklaşık
olarak toplam %2’sini oluşturmaktadır. Dijitalleşen süreçlerin kâğıt evrak ve çıktı ihtiyacını
azaltması ile birlikte 2010 ve 2022 yılları arasında kâğıt kaynaklı emisyon yoğunluğu her
yıl ortalama %3 azalmıştır26. Buna ilaveten kâğıt atıklarının çöplüklerdeki birikimin %26’sını
oluşturduğu, 1 ton kâğıt üretiminde 2.600 litre su kullanıldığı ve kesilen her ağacın 3 insanın
oksijen ihtiyacını karşılar nitelikte olduğu düşünüldüğünde, 2030’dan önce kâğıt tüketiminin
beklendiği ölçüde iki katına çıkmasının önüne geçilebilecek her adımın değeri artmaktadır.27

3.1.3. Atık Yönetimi ve Döngüsel Ekonomi


Doğrusal ekonomi yaklaşımı, hızlı tüketim ve geleneksel atık yönetimi yöntemleri, nesiller boyunca
başa çıkılamayacak bir atık birikimine neden olmaktadır. Ancak, dijital teknolojiler aracılığı ile atık
yönetimi daha verimli hale getirilebilir ve döngüsel ekonomiye geçiş hızlanabilir. Atık üretiminin
azaltılması ve atıkların ikincil ham madde haline getirilmesi sadece çevresel performans açısından
değil ayrıca yaratacağı ekonomik değerle sürdürülebilir kalkınma için de önemlidir.

OECD 2022’de yayımladığı raporunda, yaratıcı politikalar, izleme ve değerlendirme süreçleriyle


desteklenirse dijital çözümlerin döngüsel ekonomiyi genişletme ve hızlandırma potansiyelini
vurgulamıştır. Dijitalleşme döngüsel faaliyetlerin yaygınlaşmasını ve döngüsel ekonomi
politikalarının başarısını önemli ölçüde artırmaktadır. Dijitalleştirilen kitle kaynaklı ve çevrimiçi
verilere erişim, öncelikli konuların belirlenmesini ve veriye dayalı politikalar oluşturulmasını
veya mevcut politikaların uygulanmasında iyileşme sağlanmasını mümkün kılmaktadır. Örneğin,
mobil uygulamalar, kamuya açık veri tabanları ve çevrimiçi platformlar deniz kirliliğinin ortadan
kaldırılmasına yardımcı olabilmektedir. IoT ve sensörler aracılığıyla yapılan akıllı atık toplama
uygulamaları, verimliliği artırmaya ve atık toplama hizmetlerinin daha etkili gerçekleşmesine
yardımcı olur. İzleme ve takip çözümleriyle, politikalar daha hedefe yönelik ve verimli
uygulanabilmektedir. Çevrimiçi sistemlerin, makine öğreniminin ve yapay zekânın birleştirici
gücüyle tehlikeli atık sevkiyatları anlık olarak izlenip, raporlanabilir; hileli davranışlar tespit
edilebilir.28

Akıllı atık yönetim sistemleri, atık toplama ve izleme süreçlerini optimize etmek için
kullanılmaktadır. Bu sistemler sayesinde, IoT sensörler veya Radio Frequency Identification
(RFID) teknolojisi kullanılarak, atık konteynerlerinin doluluk durumu, iç sıcaklığı ve konumu
anlık olarak takip edilebilmekte ve buna bağlı olarak toplayıcı araç rotaları planlanmaktadır29.
Yapılan bir araştırmaya göre, dijital çözümlerle araç rotalarında yapılan optimizasyonlar
toplama verimliliğini %26 oranında artırırken, maliyeti %44 ve karbon emisyonunu %17
oranında azaltmaktadır.30

Yapay zekâ sayesinde robotların atığın ağırlığına ve görünüşüne göre atık türlerini ayırt etmesi
mümkündür. Bu teknoloji atık ayrıştırma ve yönetim süreçlerini daha etkin hale getirmektedir.
Büyük veri analitiği ile atık üretim eğilimlerinin analiz edilmesi, gelecekte hangi bölgelerde
hangi tür atıkların yoğunlaşacağının öngörüsünü yapmayı mümkün kılarak atık yönetim
stratejilerinin etkinliğini arttırmaktadır. Bu teknoloji aynı zamanda, hangi üretim sürecinin daha
fazla atık ürettiğinin belirlemesini kolaylaştırarak, kurumların atık yönetim süreçlerini yeniden
şekillendirebilmelerini sağlamaktadır.31

Birleşmiş Milletler’in 2020 Küresel E-Atık İzleme Raporu’na göre 2019’da küresel olarak
ortaya çıkan e-atıktaki hammaddelerin değeri yaklaşık 57 milyar dolara eşittir. Bu atıklar

26. https://www.iea.org/energy-system/industry/paper
27. https://www.theworldcounts.com/stories/paper-waste-facts
28. Digitalisation for the transition to a resource efficient and circular economy, OECD (oecd-ilibrary.org)
29. Big Data GIS Analytics Towards Efficient Waste Management in Stockholm, ICT for Sustainability 2014
30. Waste collection route optimisation model for linking cost saving and emission reduction to achieve sustainable development
goals, Sustainable Cities and Society
31. Intelligent waste management system using deep learning with IoT, Journal of King Saud University - Computer and Information
Sciences

11
içerisinde belgelenen %17,4’lük toplama ve geri dönüşüm oranıyla, e-atıklardan yalnızca 10
milyar ABD doları değerindeki hammadde uygun şekilde geri kazanılmakta ve 4 metrik ton
(Mt) hammadde geri dönüşüm için kullanılabilir hale getirilebilmektedir.32

3.1.4. Bölgesel Isıtma


Veri merkezleri günümüz dijital çağında veri işleme, yüksek depolama ve saklama özellikleriyle
önemli bir rol oynamaktadır. Ancak bu işlevlerini yerine getirirken yüksek miktarda enerji
tüketmektedirler. Dünya Bankası’na göre, ICT sektörüne ait karbon emisyonlarının %20-48’i
veri merkezlerinden kaynaklı olarak ortaya çıkmaktadır.33 Bu nedenle, dijital sektörün yeşil
dönüşümü de ikiz dönüşüm kapsamında önemli bir unsurdur.

Yenilebilir enerjiye geçişin yanında veri merkezlerinin ürettiği ısıdan yararlanmak da yeşil
dönüşümü ve iklim eylemini destekleyebilir. Veri merkezlerinden çıkan atık ısı, hem enerji
verimliliği ve çevre dostu çözümler açısından hem de ekonomik açıdan büyük bir potansiyel
taşımaktadır. Modern teknolojiler sayesinde, veri merkezlerinden elde edilen bu ısı, yerel ısıtma
sistemlerine entegre edilerek yeniden kullanılabilmektedir. Örneğin, yapılan bir araştırmaya
göre 2017 yılında Almanya’daki veri merkezleri yılda toplamda yaklaşık olarak 13.2 milyar
kWh elektrik tüketimine ihtiyaç duymaktadır ve bu miktar neredeyse Berlin gibi bir şehrin
toplam elektrik ihtiyacına eşdeğerdir.34 Veri merkezlerinde kullanılan bu elektrik, çoğu zaman
kullanılmadan çevreye salınmakta olan ısıya dönüşmektedir. Atık ısının bitişik ofis binaları için
kullanılmasından, veri merkezlerinin yerel ve bölgesel ısıtma ağlarına bağlanmasına, seralar ve
“dikey tarım” için kullanımına kadar farklı çözümler kullanılabilmektedir.28

Stockholm’de, bir veri merkezi tarafından üretilen atık ısı, ısı pompaları yardımıyla sıcaklığı
yükseltilerek şehrin ısıtma ağlarına yönlendirilmektedir. Bu veri merkezi, 21 MW maksimum
güç tüketimiyle yıllık yaklaşık olarak 112 milyon kWh ısı enerji üreterek yaklaşık 20.000
kişilik bir küçük şehrin ısıtma ihtiyacını karşılayabilmektedir.28

Frankfurt’taki Eurotheum binasında bulunan bir veri merkezi binaya 60°C sıcaklıkta su sağlayarak,
ofisleri, konferans odalarını, otelleri ve restoranları ısıtmaktadır. Bu sistem sayesinde yıllık ısıtma
maliyetlerinde 65.000 Euro, soğutma maliyetlerinde ise 95.000 Euro tasarruf sağlanmaktadır.28

3.1.5. Çevre, Sosyal ve Yönetişim (ÇSY) Risklerini Yönetmek


İklim değişikliğine uyum ve iklim değişikliği kaynaklı risklerin yönetilmesi noktasında dijital
çözümler etkin araçlardır. Aşırı hava olaylarının takibi ve tahminlemesinde veri analitiği
çözümleri daha önce erişemediğimiz bilgiler sağlamaktadır. 2017’de Ekvador hayvancılık, tarım
ve madenciliğin yaygınlaşmasına bağlı olarak artan ormansızlaşma ve orman yangınları ile
mücadele etmek zorunda kalmıştır. Ülke, 2017-2019 yılları arasında KfW Development Bank
tarafından fonlanan 5,5 milyon Avro yatırımla orman izleme sistemi kurmuştur. Uydu görüntüleri
ve GPS verilerinden yararlanarak ormansızlaşma emaresi gösteren bölge tespit edilmekte
ve bölgedeki korucular bilgilendirilmektedir. Yeni orman izleme sisteminin, korucuların ve
Ekvador Çevre Bakanlığı personelinin bölgede çok daha etkin çalışmasını sağladığı ve bu sayede
ormansızlaşmaya ilişkin riskin önemli ölçüde azaltıldığı belirtilmektedir.35

Düşük karbonlu ekonomiye geçiş riskleri için geleceğe yönelik veriye dayalı tahmin ve
modellemeler, farklı değişkenler ve durumlar için senaryo çalışmaları yapılmaktadır. Yapılan
bu modellemeler gelecekte kendilerini bekleyen ÇSY risklerinin etkilerinin ölçülmesine
yardımcı olmaktadır.

32. The Global E-waste Monitor 2020, United Nations Institute for Training and Research (UNITAR) (ewastemonitor.info)
33. Green Digital Transformation: How to Sustainably Close the Digital Divide and Harness Digital Tools for Climate Action, The World
Bank, 2024
34. Utilization of Waste Heat in the Data Center (international.eco.de)
35. Prevent deforestation with digital geodata management, BMZ Digital Global (bmz-digital.global)

12
Queensland Avustralya’daki Wivenhoe ve Somerset Barajlarında su temini ve olası taşkınların
kontrolünü sağlamak amacıyla çalışmalar başlatılmıştır. Bu çalışmada yer alan büyük barajların
operasyonlarını daha iyi anlamaya ve yönetmesine yardımcı olmak için dijital modelleme
teknolojileri kullanılarak taşkın operasyon modeli oluşturulmuştur. Binlerce taşkın senaryosunun
simüle edilmesi için kullanılan teknoloji, birçok olası koşul altında farklı işletim planlarını
oluşturmaya yardımcı olmuştur. Yapılan çalışmalar, taşkın tahminine yönelik geleneksel planlama ve
tasarım metodolojisindeki eksiklikleri de tespit etmiştir. Stokastik olarak türetilen yağış olaylarının
analizi, aşırı taşkın seviyelerindeki potansiyel değişiklikleri belirlemekte yardımcı olmuştur.36

3.1.6. Sürdürülebilirlik Performans Yönetimi ve Şeffaflık


Dijital çözümler; su kalitesi, enerji tüketimi, baca gazı emisyonları gibi parametrelerin anlık
izlenmesini ve kamuoyuyla paylaşılabilmesini sağlamaktadır. Bu teknolojiler sayesinde olası
riskler ve potansiyel tehlikeler önceden belirlenebilmekte, karar mekanizması desteklenerek
çevre sorunlarına erken müdahale edilebilmektedir. Veri madenciliği gibi çözümler anlık
takiple sınırlı kalmayıp geleceğe yönelik daha isabetli tahminler yapılmasını ve çeşitli senaryo
analizlerini de mümkün kılmaktadır.

Çevresel faktörlerin dijital olarak izlenmesi, belirlenmiş standartlara ve mevzuata uygunluğun


anlık olarak değerlendirilmesini de mümkün kılar. Örneğin, atık su deşarjını izleyerek ve
suyun kimyasal bileşimini anlık olarak analiz ederek, yerel ve ulusal su kalitesi standartlarına
uygunluk anlık olarak değerlendirilebilmektedir. Bu durum bir yandan kurumların düzenlemelere
uyumlarını garantilerken, onların çevresel performanslarını iyileştirmelerini de sağlamaktadır.

Yönetişim açısından, doğru hedefler koyabilme ve koyulan hedefleri güncelleme yetisi, çevresel
performans yönetiminin esnekliğini ve etkinliğini artırmaktadır. Dijital çözümler, kuruluşların
veri analitiği ve öngörücü analizler aracılığıyla performanslarını değerlendirmesine ve
hedeflerini veriye dayanarak belirlemesine yardımcı olmaktadır. Kurumların sürdürülebilirlik
performanslarına ilişkin sağlayacakları şeffaflık ve ilerleme raporları sürdürülebilir finans
açısından avantaj yarattığı gibi, Avrupa gibi sürdürülebilirlik beklentisi yüksek pazarlarda
rekabet güçlerini ve itibarlarını da arttırmalarını sağlamaktadır.

2023 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Sözleşmesi Taraflar Konferansı’nda (COP28) da


dijitalleşmenin sağlayacağı şeffaflık ve güven dikkat çekilen unsurlardan biri olmuştur. Blok
zincir, IoT, yapay zekâ, akıllı sözleşmeler ve dijital ölçüm, raporlama ve doğrulama çözümleri
gibi gelişmiş dijital teknolojiler kurumlar arası ve kurum içi şeffaflığı arttırmaktadır. COP28’de
dijital çözümlerle desteklenen şeffaf bir küresel iklim eylemi raporlama sisteminin yeni dijital
varlıkların ortaya çıkmasını ve iklim finansmanının ölçeklendirilmesini sağlayabileceği geniş
ölçekte kabul gören bir çıktı olmuştur.37

3.1.7. Adil Dönüşüm


Düşük karbonlu ve sürdürülebilir bir ekonomiye geçiş sürecinde ülkeler ve sektörler bazında
politika, strateji ve uygulamalarda değişiklikler yapılmaktadır. Bu değişikler, özellikle “kırılgan”
olarak tanımlanan kitleleri ekonomik ve sosyal olarak olumsuz etkileyebilir. Örneğin,
sürdürülebilir tarım kapsamında alınacak “hayvan refahı” tedbirleri üretim hacmini etkileyebilir.
Bu da çiftçilerin finansal durumunu ve yaşam kalitelerini düşürebilir. Yeşil dönüşümün hiçbir
grubun yaşam standartlarını düşürmeyecek şekilde yürütülmesi gerekmektedir. Yeşil dönüşüm
kapsamındaki en önemli imtihan, küresel ve yerel düzlemde adil bir yeşil dönüşümün
sağlanması olacaktır. UNDP’ye göre, dijital dönüşüm ekonomik kalkınmayı desteklerken yeni
istihdam alanları yaratmakta; öte yandan kamu hizmetlerine erişimi arttırmakta ve adil bir hale
getirmekte, bilgiyi, finansmanı yaygınlaştırarak adil dönüşüme de katkı sağlamaktadır.38

36. Managing Flood Risk at Wivenhoe and Somerset Dams, Goldsim (goldsim.com)
37. Quotation from KPMG COP 28 delegation review
38. Three ways digital transformation accelerates sustainable and inclusive development, 2023, UNDP (undp.org)
13
Avrupa Komisyonu Başkanı, Ursula von der Leyen, Mart 2020’deki konuşmasında ikiz dönüşümün
dünyayı değiştirecek güç olduğunu ve neslimizin görevinin adil bir yeşil ve dijital dönüşümü
gerçekleştirmek olduğunu belirtmiştir39. Doğru politika, uygulama ve sağlanacak desteklerle
dijital dönüşüm adil bir yeşil dönüşümün anahtarı olacaktır. AB, 2050’ye kadar net sıfır sera
gazı emisyonuna geçişi sürecinde hiçbir bireyin dezavantajlı konumda kalmaması adına
sosyal adaleti benimseyerek ilerlemektedir. Adil geçişin sağlanması için AB tarafından 100
milyar Avroluk kaynak ayrılmış ve eğitim, yetkinlik gelişimi gibi konular büyüme stratejisinin
bir parçası haline getirilmiştir.

İşgücünün sektörler içinde ve arasında yeniden tahsis edilmesi için reformların uygulanması
ve yeniden beceri kazandırma ve beceri geliştirmeye yönelik büyük yatırımların yapılması,
gelecekteki olası sosyal ve uyum sorunları için her düzeyde güçlü politikalar üretilmesi
gerekecektir. Bu nedenle Avrupa’nın büyüme modelinin, geleceğe yönelik iş ve becerilere
odaklanan, adil ve kapsayıcı geçişin önünü açan güçlü bir sosyal boyuta ihtiyacı vardır. Avrupa
Sosyal Haklar Sütunu ve ilgili Eylem Planı, AB düzeyinde eylem için kapsamlı bir çerçeve
sunmaktadır. AB bütçesi ve NextGenerationEU, Adil Geçiş Mekanizması ile beraber bölgesel ve
sosyal eşitsizlikleri azaltmaya yönelik destek sağlamaya devam edecektir.40

Yeşil ve dijital dönüşümün adil dönüşümü destekleyecek şekilde uygulanmasının ek istihdam


olanakları oluşturacağı öngörülmektedir. İklim değişikliği ile mücadele ve uyum kapsamında
sektör bazında atılacak adımlardan kırılgan grupların etkilenmemesi, yeni istihdam yaratılması
ve büyüyebilecek sektörlerdeki iş gücü ihtiyacını karşılamak adına kaliteli, kapsayıcı eğitim ve
mesleki gelişim politikalarının oluşturulması elzemdir. AB’ye göre, kapsamlı ve etkin politikalar
uygulandığı takdirde yeşil dönüşüm AB’de 2030’a kadar 1 milyon, 2050’ye kadar ise inşaat,
sürdürülebilir ulaşım, yenilenebilir enerji ve döngüsel ekonomi gibi alanlarda yaklaşık olarak
2 milyon ek istihdam sağlayabilecektir. Bu bağlamda yeşil dönüşüm var olan sosyo-ekonomik
eşitsizliklere çözüm olabilmektedir.41 Bu doğrultuda 450 kuruluş tarafından Yetenekler Paktı
kapsamında iklim değişikliğinden etkilenebilecek 1,5 milyon bireye gerekli eğitimlerin verilmesi
taahhüdü bulunmaktadır. Ek olarak AB, dönüşümden en çok etkilenen insanları vergilendirme
ve temel sosyal haklar konusunda desteklemektedir. Etkilenen bölgelerde dönüşümün sosyo-
ekonomik etkilerini hafifletmek için Adil Geçiş Mekanizmasına bağlı Adil Geçiş Fonu kapsamında
destek sağlamaktadır.42

39. Move fast, build to last: Europe’s new generation (europa.eu)


40. Towards a green, digital and resilient economy, European Commission (europa.eu)
41. A fair transition towards climate neutrality, European Commission (europa.eu)
42. The Just Transition Mechanism: making sure no one is left behind, European Commission (europa.eu)

14
4.
Küresel Dijital ve Yeşil Dönüşüm
Yaklaşımları
Raporun bu bölümü dünya genelinde yeşil ve dijital dönüşüme yönelik yaklaşımları ve ülkelerin bu konudaki
politikalarını ele almaktadır. Kültürel, ekonomik ve siyasi faktörlerin farklı olması sebebiyle, bu dönüşüm tüm
toplumlar için eşit şartlarda ve zorluk seviyesinde değildir. Sürdürülebilir bir gelecek inşa etme amacıyla, çeşitli
ülkelerin ikiz dönüşüm için benimsediği stratejiler ve uygulamalar yerel ihtiyaçlar ışığında değişmektedir.

Başta AB ülkeleri olmak üzere, Güney Kore, Çin gibi yeşil dönüşümü gündeme almış olan ülkeler ikiz dönüşümü
sürdürülebilir kalkınma için kilit stratejilerden biri olarak belirlemişlerdir.

4.1. Avrupa Birliği: Yeşil ve Adil Dönüşüm


Avrupa Birliği, kademeli olarak 2030’a kadar emisyonlarını 1990’a oranla %55 azaltmayı, 2050’ye
kadar da dünyanın ilk karbon nötr kıtası olmayı hedeflemektedir. Paris İklim Anlaşması’nın kabulüyle
birlikte iklim değişikliğinin yarattığı etkilere uyum sağlamak amacıyla 2019’da AYM’yi yayımlayarak
yeşil ve adil dönüşüm kapsamında hedefler oluşturmuştur. Bu kapsamda ekonomik büyümenin doğal
kaynak kullanımından ayrıştırıldığı ve sürdürülebilir bir ekonomik sisteme geçişi amaçlayan kapsamlı
bir dönüşüm süreci başlatmıştır.43

İkiz dönüşüm, Avrupa için yeni Sanayi Stratejisi tarafından öncülük edilecek ve Avrupa’yı küresel
ölçekte daha da rekabetçi hale getirecektir. Sanayiye erişilebilir, uygun maliyetli temiz teknoloji
çözümleri sunarak ve yeni iş modelleri yaratarak, sanayinin karbon ayak izini azaltmasına yardımcı
olacaktır. Avrupa Birliği, COVID-19 salgınından çıkarılan derslere dayanan revize edilmiş Strateji ile

43. The European Green Deal, European Sustainable Development Network (esdn.eu)
15
Avrupa endüstrisinin hızlı, yeşil ve dijital geçişlere öncülük edebilmesini sağlamayı amaçlamaktadır.44

Avrupa küresel sahnede rekabet gücünü korurken sanayisini daha yeşil, daha döngüsel ve daha dijital
hale getirmeyi hedeflemiş, endüstriyel ikiz dönüşümün sağlanması için temel unsurlar belirlenmiştir.45
2022’de yayımlanan “Yeşil ve Dijital Bir Geleceğe Doğru Avrupa Birliği’nde Başarılı İkiz Dönüşümler
İçin Temel Gereklilikler” başlıklı raporunda, ikiz dönüşümü sürdürülebilir, adil ve rekabetçi bir
geleceğin kilit taşı olarak tanımlamıştır. Bu kapsamda dijital ve yeşil dönüşümün birbiriyle entegre
şekilde gerçekleşmesi vurgulanmaktadır. Çünkü AB’ye göre her iki dönüşüm amacı ve potansiyeli
de göz önüne alındığında diğeri olmadan tamamlanamayacaktır. Avrupa Komisyonu’na göre, dijital
teknolojilerin adaptasyonu şirketlerin rekabet gücünü arttırırken, enerji ve kaynak verimliliği,
döngüsel ekonomi için yaratacağı olanaklar gibi unsurlarla, AYM hedeflerine ulaşmada da önemli
rol oynayacaktır. Tarım, enerji ve enerji yoğunluğu yüksek inşaat ve şehir planlama, ulaşım gibi
sektörlerin yeşil dönüşümü destekleyecek şekilde dijitalleşmesi Avrupa’nın sera gazı emisyonlarını
2030’a kadar en az %55 oranında azaltma hedefine önemli ölçüde katkı sağlayacaktır.46

Akıllı telefonların ömrünün uzatılması, 5G teknolojisine geçişe yönelik adımlar ve iklim dostu veri
merkezleri gibi gündelik hayatta kullanılan teknolojiler çevresel etkilerin azaltılması ve sağlanan verimin
maksimize edilmesi amacıyla yapılmaktadır. “Yeşil ve Dijital Bir Geleceğe Doğru Avrupa Birliği’nde
Başarılı İkiz Dönüşümler İçin Temel Gereklilikler” raporu, 2050’de günlük hayatın sürdürülebilir dijital
teknolojilerle daha çok entegre şekilde devam edeceğini öngörmektedir. Örneğin bir ürünü alırken
artırılmış gerçeklik cihazları sayesinde o ürünün gerçek zamanlı kirlilik verileri görülebilecek ve bu
sayede gelecekteki tüketici alışkanlıkları ve tercihleri değişebilecektir.

Ancak bu dönüşümün kültürel, sosyal, siyasi ve ekonomik koşulları birbirinden farklı toplumlarda adil
şekilde uygulanması için gerekli adımların atılması gerekmektedir. Dönüşümün toplumun koşulları
göz önünde bulundurularak düzenlendiği ve diplomasinin etkin şekilde yürütüldüğü takdirde başarı
sağlanabilecektir. AB’nin hazırladığı 2023 Stratejik Öngörü Raporu, bu kapsamda dayanıklılığı artırmayı,
yeşil ve dijital diplomasiyi güçlendirmeyi ve eğitim sistemlerini teknolojik ve sosyo-ekonomik gerçekliğe
uygun hale getirmeyi hedeflemektedir.

4.1.1. AB Ülkelerinin Dijital ve Yeşil Dönüşüm Örnekleri


Danimarka, ulusal stratejilerini belirlerken sürdürülebilir kalkınma amacıyla dijital altyapı ve
inovasyon girişimlerini de göz önünde bulundurmaktadır. Yatırım yaptığı yenilenebilir enerjiyi
dijital inovasyonu teşvik eden politikalarla desteklemektedir. Rüzgâr enerjisi üretimini optimize
etmek için IoT sensörlerinden ve veri analitiğinden yararlanan Danimarka, üretilen enerjinin
dağıtımını ve tüketimini yönetmek için de akıllı enerji sistemleri ve akıllı şebeke teknolojileri
kullanmaktadır.47

Estonya, kamu hizmetlerini dijitalleştirmesiyle beraber çevresel performansları izleme ve


regülasyonlara uyum konularında verimliliği artırarak hem vatandaşlarının hem de işletmelerin
yeşil düzenlemelere uyum sağlamasını kolaylaştırmıştır. Ülkedeki teknolojik gelişmeler
aynı zamanda atık yönetimi ve geri dönüşüm programlarını etkili şekilde yönetmeye olanak
tanıyarak döngüsel ekonomiyi güçlendirmektedir. Estonya Hükümeti, politika ve çalışmalarında
dijital öncelikli bir yaklaşım benimseyerek işletmeleri de kamu-özel sektör ortaklıklarına ve
sürdürülebilir dijital çözümleri kullanmaya teşvik etmektedir. 48 49

Almanya, Dijital Strateji 2025 ve İklim Eylem Planı 2050 politikalarıyla dijital ve yeşil dönüşüm
için net hedefler belirlemiştir. Dijital Strateji 2025; internet hızının 2025’e kadar 50 mega bitten
1 giga bite artırılmasını öngörmektedir. Bu kapsamda mevcut bakır kabloların yerine optik
kabloların döşenmesi gibi bir dizi eylem belirlenmiştir. İklim Eylem Planı 2050 ise, 2050’ye kadar

44. Industry and the Green Deal, European Commission (europa.eu)


45. A new Industrial Strategy for a globally competitive, green and digital Europe, European Commission (europea.eu)
46. 2030 Digital Compass: the European way for the Digital Decade, European Commission
47. The Danish Digital Journey, Agency for Digital Government (en.digst.dk)
48. Building a digital society, Enterprise Estonia (e-estonia.com)
49. Commission endorses Denmark’s REPowerEU chapter, European Commission (ec.europa.eu)

16
1990’a kıyasla sera gazı emisyonlarını %95 azaltmayı hedeflemektedir. Almanya bu hedeflere
ulaşmak adına hem dijital hem de çevresel teknolojilerde Ar-Ge çalışmalarına ve projelere
yatırım yapmaktadır. Ayrıca yenilenebilir enerjiye geçişi desteklemek amacıyla şebeke işletimini
optimize eden ve çeşitli yenilenebilir enerji kaynaklarını entegre edebilen dijital platformlar
kullanmaktadır. Bu platformlar aynı zamanda ulaşım sektöründen kaynaklanan emisyonları
azaltma stratejisinin bir parçası olarak araba paylaşım hizmetlerini ve elektrikli araç teşviklerini
de içermektedir.50,51

4.2. Çin Halk Cumhuriyeti: 14. Beş Yıllık Plan


Ekonomisi üretime ve kömüre dayalı Çin Halk Cumhuriyeti toprak ve su kirliliği, hava kirliliği, biyoçeşitliik
kaybı, ormansızlaşma ve kirliliğe bağlı toplum sağlığı sorunlarının en yoğun olduğu coğrafyalardan
biridir. Hızlı sanayileşme ve kentleşme, kaynak ve çevre sorunlarına yol açmış olup, şu anda Çin,
dünyanın en büyük emisyon üreticisi konumundadır. İhracatının önemli kısmını Avrupa ülkelerine
yapan Çin, AB bünyesindeki karbon sınırlayıcı düzenlemelerden ve sürdürülebilirlik kriterlerinden en
çok etkilenen ülkelerden biridir.

Çin, 2030’a kadar emisyonlarının zirveyi görmesini beklemektedir ve 2060’a kadar karbon nötrlüğe
ulaşmayı taahhüt etmiştir. Çin’in gelir düzeyi, ekonomik yapısı, enerji bileşimi ve ekonomik büyümesi
göz önünde bulundurulduğunda, bu hedeflere ulaşmak ciddi zorluklar taşımaktadır.52 Çin’in
sanayileşmesinde ve küresel sürdürülebilir kalkınmada yeşil geçiş önemli bir yön olacaktır. Bu,
sadece Çin’in karbon nötr stratejilerinde kritik bir unsur değil, aynı zamanda yüksek kaliteli ekonomik
kalkınmanın ve modern bir sanayi sisteminin inşasının da kayda değer bir yönüdür.53

Çin Halk Cumhuriyeti’nin Ulusal Ekonomik ve Sosyal Kalkınmasına yönelik hazırlanan 14. Beş Yıllık
Planı (2021-2025) Mart 2021’de onaylanmıştır. Planda, ana hatlarıyla, yeşil geçişin ve akıllı üretim için
gereken dönüşümün eş zamanlı yürütülmesi önerilmektedir. Ayrıca, küresel bağlamda dijital ve yeşil
ekonomilere geçişin yarattığı endüstriyel değişime uyum sağlamak için, Çin’in stratejik ve kapsamlı
üretim zincirleri inşa etmesi ve bu alanlarda sanayi kalkınması için yeni itici güçler yetiştirilmesi
gerektiği vurgulanmaktadır.54 Plan özellikle ulaşım, enerji üretimi ve atık yönetimi politikalarına yönelik
yeni yaklaşımlarla düşük karbonlu kalkınmayı ve döngüsel ekonomiyi teşvik etmektedir.

Planın yeşil dönüşüm hedefi kapsamında aşağıdaki göstergeler belirlenmiştir: :

• 2021-2025 döneminde 2020 baz yılına göre enerji ve karbon yoğunluğunun sırasıyla %13,5 ve
%18 oranında azaltılması hedeflenmektedir.
• 2020’de %87 olan şehirlerde iyi hava kalitesine sahip gün oranının %87,5’e çıkarılması
planlanmıştır.
• 2020’de %83,4 olan III. derece veya daha iyi yüzey suyu oranının %85’e çıkarılması
amaçlanmaktadır.
• 2019’da %23,2 olan orman alanlarının %24,1’e çıkarılması hedeflenmektedir.

Bağlayıcı olmayan bir gösterge olarak, birincil enerji tüketiminde fosil olmayan yakıtların oranı, bir
önceki planda %15 iken 14. Beş Yıllık Planda %20 olarak belirlenmiştir. Öte yandan ekonomik büyüme
ve yeniden yapılanma vurgusundan yola çıkan Plan, tüm sektörlerde yüksek düzeyde bağlantılı, iyi
entegre edilmiş bir bilişim altyapısı oluşturmayı ve dijitalleşmeyi amaçlamaktadır.

5G kullanıcı penetrasyonunun %65’e çıkarılması ile beraber 5G’nin yaygınlaştırılmasını hızlandırmak


ve 6G’nin geliştirilmesi için gerekli bilgi birikimini sağlamayı amaçlayan Plan, ileri teknoloji çipler, IoT
ve iletişim sistemleri kullanılarak altyapının ve binaların akıllı hale getirilmesiyle birlikte dijital bir Çin
geliştirmeye odaklanmaktadır. Planda, dijital altyapının optimize edilmesi ve iyileştirilmesi, sektörlerin

50. Digital Strategy 2025, Federal Ministry for Economic Affairs and Energy (de.digital)
51. The Climate Action Plan 2050, Federal Ministry for the Environment, Nature Conservation, Nuclear Safety and Consumer Protection (bmuv.de)
52. China’s Policy Strategies for Green Low-Carbon Development: Perspective from South-South Cooperation, United Nations Confer-
ence on Trade and Develeopment, 2023, United Nations, sf.2.
53. Age, sf. 48
54. The 14th Five-Year Plan of the People’s Republic of China —Fostering High-Quality Development, Asian Development Bank (adb.org)

17
ve şirketlerin dijital dönüşümünün hızlandırılması ve dijital ekonomi konusunda uluslararası iş
birliğinin genişletilmesi dâhil olmak üzere sekiz temel alanda ayrıntılı eylemler yer almaktadır. Dijital
ekonominin desteklenerek GSYH içindeki payının 2020’deki %7,8 seviyesinden 2025’te %10’a
yükselmesi hedeflenmektedir. Bu hedefe yönelik olarak bulut bilişim, büyük veri, nesnelerin interneti,
blok zinciri, yapay zekâ ve sanal ve artırılmış gerçeklik gibi teknolojiler desteklenecektir.55

Çin, 2021’den itibaren 30-60 hedeflerini ve yeşil dönüşümünü gerçekleştirebilmek için 14. Beş Yıllık
Plan’ına bağlı bir dizi politikayı hayata geçirmiştir. Bu kapsamda yürürlüğe konan 22 ana politikanın 3
temel sacayağı vardır56:

1. Sanayi yapısının sürekli iyileştirilmesi


2. Tüm üretim aşamalarında enerji verimliliğinin arttırılması
3. Yenilenebilir enerji ve döngüsel ekonomiye geçişin desteklenmesi

Sanayi yapısının sürekli iyileştirilmesi


Çin, fotovoltaik güneş hücreleri, elektrikli araçlar ve güç bataryalarını Çin pazarında tanıtarak başarı
elde etmiştir. Bu başarıları sürdürmek ve yeşil sanayileşme için yeni fırsatlar keşfetmek amacıyla,
teknolojik yeniliklerden, seri üretimin hızlandırılmasından ve yeşil finansmandan yararlanmaktadır.
Enerji ve su tasarrufu sağlayan ekipmanların üretimi ve kullanımı, yeşil endüstrilere vergi indirimleri ve
idari ücretlerin azaltılması gibi, 50’den fazla yöntemle teşvik ve destek verilmektedir.

Tüm üretim aşamalarında enerji verimliliğinin arttırılması


Çin’in 30-60 hedeflerini gerçekleştirmeye yönelik ilk aksiyonu enerji verimliliği olmuştur. Karbona
dayalı devasa bir ekonominin düşük karbonlu geçişinde enerji tüketiminin ekonomik faaliyetleri
aksatmadan azaltılabilmesi için 2005’ten itibaren verimlilik politikaları uygulamaktadır.

Çin, endüstriyel süreçlere akıllı çözümlerin entegrasyonunu yeşil dönüşüm için anahtar bir araç olarak
görmektedir. Dijital çözümler, üretim akışlarını etkin bir şekilde optimize edebilir, ekipman işletme
verimliliğini artırabilir, üretim yönetimini iyileştirebilir ve hatta farklı endüstriler arasında kaynak
tahsisini optimize edebilir.

Ocak 2022’de Çin’in Merkezi Siber Uzay İşleri Komisyonu Ofisi (OCCAC) ve diğer dokuz kamu kurumu
ortaklaşa olarak hazırladıkları Dijital Köylerin Geliştirilmesi Eylem Planı’nı (2022-2025) yayımlamıştır.
Bu eylem planı kapsamında, on bölgeyi ikiz dönüşümün yürütülmesi için seçmiştir. Eylem planı,
dijital altyapının iyileştirilmesi, akıllı tarım ve yeni tarımsal işlerin geliştirilmesi, dijital yönetişimin
iyileştirilmesi ve kırsal alanlarda internet kültürünün canlandırılması gibi alanlara odaklanmaktadır. Bir
dizi farklı kırsal e-ticaret ürünü markası geliştirilecek; kırsal alanlarda internet kültürü yaygınlaştırılacak
ve kırsal dijital yönetişim sistemi sürekli olarak iyileştirilecektir. Planda özellikle daha kapsamlı bir 4G
ağının geliştirilmesi, 5G’nin kademeli olarak devreye sokulması, bilgi terminallerinin inşası ve tarım
teknolojilerindeki atılımların hızlandırılması amaçlamaktadır.57

Yenilenebilir enerji ve döngüsel ekonomiye geçişin desteklenmesi


Çin, yenilenebilir enerji kaynakları bakımından zengin bölgelerde yeşil tedarik kapasitesi iyileştirmeyi
ve arttırmayı planlamaktadır. Zengin ekolojik ve çevresel kaynaklara sahip bölgelerde ve ekolojik olarak
kırılgan alanlarda yerel özelliklere sahip endüstriler ve ekolojik endüstriler teşvik edilecektir.

Enerji ve malzemelerin döngüsel ekonomileri, sadece genel enerji verimliliğini iyileştirmekle kalmaz,
aynı zamanda kaynakların sürdürülebilir kullanımını da teşvik eder. AB’ye benzer şekilde, Çin bu alana
daha fazla odaklanmaktadır.

55. The 14th Five-Year Plan of the People’s Republic of China —Fostering High-Quality Development, Asian Development Bank (adb.org)
56. China’s Policy Strategies for Green Low-Carbon Development: Perspective from South-South Cooperation, sf.49
57. Exploring the Level and Influencing Factors of Digital Village Development in China: Insights and Recommendations, Cao, X.; Yan, M.;
Wen, J. (mdpi.com)

18
4.2.1. Çin’in Yeşil ve Dijital Dönüşüm Politika Araçları
Vergi ve Ücret İndirimleri: Çin, yeşil endüstrilerin büyümesini teşvik etmek için stratejik olarak
vergi ve ücret indirimlerini kullanmıştır. Örneğin, fotovoltaik güneş teknolojisi ve elektrikli araçlar
için sağlanan sübvansiyonlar, bu sektörlerin başlangıçtaki genişlemesinde kilit bir rol oynamıştır.
Bu endüstriler olgunlaştıkça sübvansiyonlar azaltılmış, ancak yeni enerji araç alımları ve rüzgâr
enerjisi üretimi için katma değer vergisi indirimleri gibi belirli vergi avantajları devam etmiştir.
Ayrıca, banliyö bölgelerinde yeşil geçişleri teşvik etmek için, elektrikli araçlara ve yeşil bina
malzemelerine köylerde ve küçük kasabalarda vergi indirimleri uygulanmıştır.

Yeşil Finans: Yeşil finans, Çin’in yeşil sanayi stratejisinin kritik bir bileşenidir. Hükümet, yeşil
krediler ve yeşil tahviller için standartlar ve uygulama prosedürleri belirlemiş, finans kurumlarını
katı çevresel bilgi açıklama kurallarına uymaya teşvik etmiştir. Desteklenmek istenen endüstrilere
hedefli finansal destek sağlanmıştır.

Kategorizasyon Yönetimi: Çin, politikaları çeşitlendirmek ve pazar giriş eşikleri belirlemek için
kategorizasyonu bir araç olarak kullanmaktadır. Bu yöntem, endüstrilerin gelişimini daha yeşil
uygulamalara doğru yönlendirmektedir. Bu geçişi yönlendirmek için Yeşil Tahvil Onaylı Projeler
Kataloğu ve Endüstriyel Kaynakların Kapsamlı Kullanımı için İleri ve Uygulanabilir Süreç Teknoloji
Ekipmanlarının Ulusal Kataloğu gibi birkaç katalog oluşturulmuştur.

Pilot Projeler: İşletme deneyimi biriktirmek ve teknolojik inovasyonu teşvik etmek için pilot
projeler hayati öneme sahiptir. Çin hükümeti bu projeleri vergi indirimleri ve garantili arazi
kullanım izinleri gibi politika araçlarıyla desteklemektedir. Bu projelere verilen kamu desteği,
katılan şirketlerin itibarını artırmaktadır.

Değerlendirme ve Denetleme: Yeşil finans standartlarına uyum sağlamak ve sağlıklı bir piyasa
ortamını korumak için şeffaflık önemlidir; bu da titiz değerlendirmeler ve denetimler gerektirir.
2030 hedeflerine ulaşmak için gerçekleştirilen tüm eylemler ve etkileri, 2021’den itibaren
denetim sürecine entegre edilmiştir. 58

4.3. Güney Kore: Düşük Karbonlu, Yeşil Büyüme


Dijital ve yeşil dönüşümde geniş bir deneyime sahip Güney Kore, küresel bilgi ve iletişim teknolojisi
gücü olarak tanınmaktadır. Ülke, 2000’lerden bu yana, Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU),
Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı (WIPO) ve Dünya Ekonomik Forumu gibi kuruluşlar tarafından dijital lider
olarak kabul edilmektedir. Dünya çapında önde gelen dijital güçleri içeren Dijital Milletler’in kurucu
üyelerinden biridir.

Güney Kore yeşil dönüşüm politikalarını da erken benimseyen ülkelerden biridir. 1990 yıında
Çevresel Politika Çerçeve Yasası’nı yürürlüğe sokmuştur. 1992-1996 yıllarını kapsayan Enerji Tasarrufu
Teknolojisi Geliştirme Beş Yıllık Ulusal Planı’nı hazırlamış, takip eden dönemde 2003-2012 yılları için
Enerji Araştırma, Tasarım ve Geliştirme için On Yıllık Temel Plan’ını geliştirmiştir. Bu planlar, ülkenin
enerji kaynaklarını çeşitlendirmeyi, yeşil enerji araştırma ve geliştirmeyi önceliklendirmektedir.

Ağustos 2008’de, hükümet Düşük Karbonlu, Yeşil Büyüme politikasını uygulamaya almıştır. Düşük
Karbon, Yeşil Büyüme, sera gazı emisyonlarını ve çevresel etkiyi azaltırken sürdürülebilir ekonomik
kalkınmayı sağlamayı amaçlayan kapsamlı ve uzun vadeli bir yaklaşımdır. Güney Kore’nin yeşil geçiş
stratejisi, ekonominin çeşitli sektörlerinin verimliliğini, sürdürülebilirliğini ve etkinliğini artırmak için
dijitalleşmeden yararlanmaktadır. Güney Kore, dijital teknolojilerden yararlanarak karbon ayak izini
azaltmayı, kaynak yönetimini geliştirmeyi ve çevreye karşı daha sorumlu ve sürdürülebilir bir geleceği
teşvik etmeyi amaçlamaktadır.

Politikanın üç temel hedefi bulunmaktadır:

58. China’s Policy Strategies for Green Low Carbon Development: Perspective from South-South Cooperation, United Nations (unctad.
org)

19
1. Ulusal ekonomi için “çevre dostu yeni büyüme motorlarını” teşvik etmek,
2. Güney Kore’nin yaşam kalitesini artırmak,
3. İklim değişikliğiyle mücadelede uluslararası çabalara katkı sağlamak.

Şubat 2009’da Yeşil Büyüme Komisyonu kurulmuş ve 2010’da Düşük Karbonlu Yeşil Büyüme Çerçeve
Yasası yürürlüğe girmiştir. Yasa kapsamında, yeşil büyüme; enerji ve kaynakların tasarruflu ve verimli
kullanılması, yeşil teknoloji yatırımlarıyla yeni büyüme motorları ve yeni iş fırsatları yaratılması,
ekonomi ile çevre arasında uyumun sağlanması olarak tanımlanmaktadır.

Güney Kore, ICT sektörünü enerji verimliliği, hayat kalitesinin arttırılması, yeşil teknoloji geliştirilmesi
ve hatta yeşil fintek uygulamaları ile finansman olanaklarının arttırılmasında bir araç olarak görürken,
ICT sektörünün karbonsuzlaştırılmasını da çeşitli politikalar ve uygulamalarla teşvik etmektedir.
Bu uygulamalar arasında ekonomik yaptırımlar ve teşvikler, yeşil satın alma ve iş süreçlerinin yeşil
dönüşümü bulunmaktadır.

4.3.1. “Korean New Deal” Stratejisi


Temmuz 2020’de açıklanan “New Deal”, Güney Kore ekonomisini daha yeşil hale getirmeyi,
dijital hizmetleri artırmayı ve daha güçlü sosyal güvenlik ağları oluşturmayı amaçlamaktadır. Bu
kapsamda, 2025’e kadar 1.901.000 iş yaratmayı hedefleyerek toplam 160 trilyon won (yaklaşık
832 milyar Amerikan doları) yatırım planlanmıştır. Güney Kore hem mali destek aracılığıyla
pompalama primlerinin teşvik edilmesi hem de özel sektörün teşviki için düzenlemelerin
iyileştirilmesi yoluyla uygulanacaktır.

Yeşil New Deal kapsamında, Güney Kore, 73.4 trilyon won (Hazine’den 42.7 trilyon won) yatırım
yapmayı planlamıştır. İklim eylemlerini güçlendirmek ve yeşil bir ekonomik dönüşüm amacıyla,
yatırımlar yeşil altyapılara, yenilenebilir enerjiye ve yeşil endüstrinin teşvikine odaklanacaktır.

2025’e kadar 30.1 trilyon wonluk yatırımla 387,000 iş yaratılması hedeflenmektedir. Bu


kapsamda aşağıdaki eylemler öngörülmüştür:

• Çevre dostu altyapıyı ve yenilenebilir enerji üretimi


• Altyapının yeşil dönüşümü ve kamu binalarıyla okulların yenilenmesi
• Düşük karbonlu ve merkezi olmayan enerjiyi teşvik etmek; akıllı şebekeler, dağıtılmış
enerji üretimi ve çevre dostu araçların arzını genişletmeyi kapsayan teşvikler
• Yeşil inovasyonun teşvik edilmesi kapsamında, çevre ve enerji sektöründe faaliyet
gösteren KOBİ’lere yeşil teknoloji geliştirme desteği verilmesi, yeşil endüstri kümelenmesi
yaratılması, yeşil işletmelerin büyümesinin desteklenmesi için yaklaşık 215 milyar wonluk
kamu-özel ortak fonu oluşturulması, ayrıca çevreci araçlara ve tesislere yatırım yapan
işletmeler için 1.9 trilyon wonluk kredi sağlanması

Güney Kore stratejisinin diğer bacağı olan Dijital “New Deal”’da dijital dönüşümü hızlandırmak
için 58.2 trilyon won (yaklaşık 48,4 milyar Amerikan doları) yatırım öngörülmüştür. Yatırımlar,
ekonominin her alanında veri, ağ ve yapay zekâ (DNA) entegrasyonuna odaklanmaktadır. Bu
kapsamda aşağıdaki projeler planlanmıştır:

• Veri barajı: Endüstriler arası büyük veri platformlarını arttırmak, 5G dönüşümünü teşvik
etmek,
• AI hükümeti: Kamu hizmetlerini %100 dijital hale getirmek için 5G ve blockchain
teknolojisini uygulamak,
• Akıllı sağlık: 18 hastanenin 5G ve IoT ile donatılması, böylece gerçek zamanlı izleme ve
tıbbi kurumlar arası iş birliğinin arttırılması ve akciğer kanseri, diyabet gibi 12 hastalığın
erken teşhisi için yazılımlar geliştirilmesi için gereken yatırımın yapılması,
• Dijital ikizler: Yüksek çözünürlüklü 3D haritaların oluşturulması ve eski yer altı kamu
tesisleri için akıllı yönetim sistemleri geliştirilmesi,

20
• Dijital Sosyal Sabit Sermaye: Demiryollarına IoT sensörleri yerleştirilmesi, ana
güzergâhlara C-ITS uygulanması ve demiryolu için 4. nesil kablosuz ağlar inşa edilmesi.

Korean New Deal’ın diğer bir ayağını Daha Güçlü Sosyal Güvenlik Ağı oluşturmaktadır. Bu
kapsamda 28.4 trilyon won (Hazine’den 26.6 trilyon won) yatırım yapılacaktır. Bu kapsamda,
aşağıdaki unsurlar stratejiye dâhil edilmiştir:

• İstihdam güvencesi ve sosyal güvenlik programlarına yatırım yapılması ve kapsamlarının


genişletilmesi,
• Dijital ve yeşil iş gücü eğitim programlarına yapılan yatırımın artırılması, mesleki eğitim
programlarını geleceğin becerilerini kapsayacak şekilde iyileştirilmesi ve kırsal alanlarda
internet erişimini genişletilmesi.

Temmuz 2021’de Kore Uluslararası Kalkınma ve İş Birliği Komitesi, dış yardım stratejisinin
bir parçası olarak Yeşil Yeni Anlaşma Resmi Kalkınma Yardımları Stratejisini açıklamıştır. Bu
stratejinin ana hedefi, Güney Kore’nin küresel iklim müdahalesine öncülük etmesidir. Bu
kapsamda aşağıdaki politikaları belirlemiştir:

1. 2025’e kadar Resmi Kalkınma Yardımları (RKY) payını OECD ortalamasının59 üzerine
çıkarmak ve ortak ülkelerin ihtiyaçlarına göre uyarlanmış bir Yeşil Yeni Anlaşma ekosistemi
ve öncü projeler geliştirerek ortak ülkelerin yeşil dönüşümünü desteklemek,
2. Yeşil İklim Fonu ve Küresel Yeşil Büyüme Enstitüsü dâhil olmak üzere yeşil dönüşüm ile ilgili
uluslararası kuruluşlara artan katkılar yoluyla yeşil RKY konusunda küresel tartışmalara ve
girişimlere öncülük etmek. BM kuruluşları ve çok taraflı kalkınma bankaları ile ortaklıkları
genişletmek,
3. Ortak ülkelerin kalkınma ihtiyaçları ile Kore’nin yeşil enerji ve yeşil hareketlilik gibi güçlü
yönleri arasında yüksek uyum bulunan sektörlere odaklanarak ortak ülkeler ve özel
sektörle karşılıklı fayda sağlayan ortaklıklar kurmak.

4.4. Diğer Kamu ve Özel Sektör İkiz Dönüşüm Örnekleri


İspanya: KOBİ’lerin Dijital Dönüşümü
İspanya’nın Dijital Ekonomi ve Toplum Endeksindeki sıralamasını yükseltmek amacıyla oluşturduğu
“İspanya 2025 Dijital Gündemi” kapsamında, 2025’e kadar KOBİ iş hacminin %25’inin e-ticaretten
oluşması hedeflenmektedir. AB Kurtarma Fonu’ndan KOBİ’lerin dijitalleşmesine yönelik sağlanan
4.8 milyar Avroluk fon desteğinin 3 milyar Avro’su bu amaç için ayrılmıştır. Bu finansman desteği,
3 yıl boyunca, 1 milyon KOBİ’nin (bu rakam kayıtlı KOBİ’lerin yaklaşık %35’idir) dijitalleşme
yatırımlarının desteklenmesi ve gereken dijitalleşme araçlarının maliyetinin %90’ının karşılanması
için kullanılmaktadır. Finansal desteğin yanı sıra, projenin başarısının dayandığı önemli bir unsur
da KOBİ’lerin dijital dönüşümünün mümkün olduğunca basit ve hızlı şekilde gerçekleştirilmesidir.
İspanya hükümeti, Vodafone’la iş birliği yaparak, bu desteğin bir bölümünü Dijital Araç Seti aracılığıyla
sağlamıştır. Bu set hızlı ve basit şekilde dijital pazarlama, e-ticaret, siber güvenlik, dijital iş araçları ve
akıllı çalışma gibi çözümlerin uygulamaya alınmasını sağlamaktadır.60

Avusturya: Akıllı Şehir


2019’da “Gezegendeki En Akıllı 10 Şehir” listesine giren Viyana, çevresel ayak izini daha da minimize
etmek adına Siemens ile iş birliği yaparak büyük bir akıllı şehir projesi başlatmıştır. Viyana’nın Aspern
bölgesinde yapılan projede, dijital teknolojilerle enerji verimliliğini optimize etmek amaçlanmıştır.
Proje Akıllı Kullanıcı, Akıllı Binalar, Akıllı Şebekeler, Akıllı Bilgi ve İletişim Teknolojisi olmak üzere 4

59. OECD Kalkınma Yardımları Komitesi’nin (DAC) ikili kalkınma iş birliği yapan ülkeler için önde gelen bir uluslararası forumdur. Esas
amacı, kalkınma iş birliği politikalarını ve diğer ilgili politikaları teşvik ederek sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağlamaktır. DAC’a göre
Kore, 2015-2019 döneminde Resmi Kalkınma Yardımlarının (ODA) %19,6’sını Yeşil RKY olarak sağlamıştır ve bu oran aynı dönemde
%28,1 olan DAC ülke ortalamasının altındadır.
60. How Vodafone can help SMEs to increase their digital maturity: Spain Digital Toolkit, Vodafone (vodafone.com)

21
ana bölümden oluşmaktadır.61 16.000 metrekarelik yüzey alanında bulunan 213 dairelik bir rezidans
bölgesinde kullanılan dijital teknolojiler ve yenilenebilir enerji sistemleriyle CO2 emisyonlarında yıllık
%71’lik (yaklaşık olarak 240 ton CO2) düşüş sağlanmıştır62.

Hollanda: Akıllı Liman


42 kilometre uzunluğunda ve 3.000 işletmeye sahip Avrupa’nın en büyük ve en işlek limanı olan
Rotterdam Limanı, alan problemini çözmek ve 2050 yılında çevresel ayak izini küçültmek amacıyla
Cisco ile iş birliği yaparak operasyonlarını dijitalleştirmiştir. Bu proje kapsamında veri analizi, yapay
zekâ teknolojisi ve IoT kullanılarak gemilerin rota planlamaları ve limana bağlanmaları optimize
edilmektedir. 63 Bu sayede yakıt ve maliyet tasarrufunun yanı sıra karbon emisyonları da önemli ölçüde
azaltılmaktadır. 2030 yılında Rotterdam Limanı karbon emisyonlarının %55 oranında azaltılması
hedeflemektedir64.

Yeni Zelanda: Tarımda Dijital Teknolojiler


Yeni Zelanda merkezli bir tarım analiz şirketi olan CropX, toprak içerisine koyduğu sensörler aracılığıyla
gerçek zamanlı olarak topraktan nem, tuzluluk ve sıcaklık verilerini toplamaktadır. Bitkilerin gübre ve
su ihtiyaçlarının ölçülebilmesi için veriler anlık olarak görüntülenebilmektedir. Çiftçiler, bu bilgileri
mobil uygulama üzerinden takip edebilmekte ve mahsuller için sulama ve gübreleme önerileri
alabilmektedirler.65 50 ülkede 12.000’den fazla kurulumla 5.000’den fazla müşteriye hizmet veren
CropX, farklı projelerde %70’e varan verim artışı, %68 oranında su, %15 oranında kimyasal azaltımı
sağlamıştır66.

İngiltere: Tedarik Zinciri Yönetimi


İngiltere merkezli perakende zinciri Marks & Spencer, 2021’de yapay zekâ şirketi Relex ile anlaşarak gıda
perakendeciliği yapan 1.050 mağazasında Living Retail Platform ürününün kurulumunu gerçekleştirdi.
Bu teknoloji, raf alanlarını, hava durumu tahminlerine dayalı olarak raf düzenini, promosyon planlamasını
otomatik olarak hesaplamakta ve baştan sona tedarik zinciri boyunca verimliliği artırmaktadır. Böylece
gıda atığı azaltılmaktadır67. Gıda krizinin giderek büyümekte olduğu dünyada atığı azaltmak ve verimlilik
sağlamak, tarım sektörü üzerindeki baskıyı azaltmak ve açlıkla mücadelede önemli bir adıma örnek
teşkil etmektedir.

4.5. Türkiye’de İkiz Dönüşüm


Türkiye için ikiz dönüşüm büyük bir potansiyel barındırmaktadır. Dünya Bankası’nın 2022 tarihli
raporuna göre; Türkiye’de net sıfır hedefine ulaşılması için 20 yıl içinde 165 milyar dolar yatırım
yapılması gerekmektedir. Ancak yeşil dönüşüm, Türkiye’nin rekabet gücünü ve ihracat potansiyelini
arttırarak, enerji maliyetlerini düşürerek 20 yılda 146 milyar Amerikan doları da net ekonomik
kazanç sağlayabilir.68 Enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji en büyük dış ticaret açığı sebebi
olan enerji ithalatı maliyetini önemli ölçüde azaltacaktır. Ayrıca, iklim değişikliğine karşı en kırılgan
ülkelerden biri olan Türkiye için yeşil dönüşüm risklerini bertaraf etmenin de önemli bir unsurudur.
Öte yandan dijital dönüşümle desteklenen yeşil dönüşüm Türkiye’nin ihracat hacmini arttırmasını ve
ekonomik büyümesini destekleyebilir.

Türkiye dijitalleşmede sınırlı bir gelişme göstermektedir. OECD tarafından “Going Digital” projesi
kapsamında geliştirilen “Going Digital Toolkit” ile ülkeler dijital dönüşüm bakımından “erişim,
kullanım, yenilik, toplum, iş, güven ve piyasa açıklığı” olmak üzere 7 temel alanda karşılaştırılmaktadır.

61. Factsheet Siemens & Aspern Smart City Research, Siemens (Siemens.com)
62. Aspern Smart City Research Final Report, ASCR (ascr.at)
63. Annual Report 2022: Making room for transition, Port of Rotterdam (portofrotterdam.com)
64. Case Study: Port of Rotterdam, Cisco (cisco.com)
65. How an agriculture company uses AWS Cloud computing to increase sustainability and feed more people, Amazon Web Services
(amazon.com)
66. Product Brochure 2023: CropX (cropx.com)
67. https://www.thegrocer.co.uk/marks-and-spencer/mands-rolling-out-ai-supply-chain-tech-to-all-food-stores/655440.article
68. Türkiye Country Climate and Development Report, World Bank (worldbank.org)

22
Bu değerlendirmeye göre, Türkiye’de, dijital olarak sunulan hizmetlerin ticari hizmetler içindeki
payı, e-ticaret üzerinden satışı yapan KOBİ’lerin payı ve 100 kişi başına düşen M2M SIM kart sayısı
gelişmektedir.69 Bununla birlikte, dijital teknolojilere sınırlı erişim, düşük kullanım ve toplum genelinde
dijital becerilerin yetersizliği geniş çaplı dijitalleşmenin önünde bir engel oluşturmaktadır. OECD
Going Digital Toolkit’e göre, hanelerin %92’si (OECD ortalaması %89) geniş bant bağlantısına sahipken
ve en azından 4G mobil ağı nüfusun %96,7’sini (OECD ortalaması %98) kapsarken, Türkiye, yüksek
hızlı internet gibi dijitalleşmenin olumlu etkilerini arttıracak bazı göstergelerde OECD ortalamasının
çok altında bir performans sergilemektedir. İşletmelerin yalnızca %55,5’i (OECD ortalaması %76,8)
30 Mbps veya daha yüksek hızda genişbant erişimine sahiptir. Teknoloji açısından zengin ortamlarda
problem çözme yetkinliği OECD ortalamasında %30,6’yken, Türkiye’de %7,8’dir. (bkz. Tablo 1).70

Şekil 1: Going Digital Toolkit Türkiye Analizi

Tablo 1: Belirli İndikatörlerde Türkiye ve OECD Ortalaması

İndikatörler Türkiye OECD Ortalaması


Her 100 kişi başına sabit genişbant aboneliği 21,6 34,4
100 kişi başına M2M (makineden makineye) SIM kart sayısı 8,8 31
Her 100 kişi başına mobil genişbant aboneliği 83,2 124,5
Geniş bant bağlantısı olan hanelerin oranı 92 89
Sözleşmeli geniş bant hızı 30 Mbps veya daha fazla olan işletmelerin oranı 55,5 76,8
En az 4G mobil ağ tarafından kapsanan nüfusun oranı 96,7 98
Teknoloji açısından zengin ortamlarda problem çözme konusunda yetkin
7,8 30,6
yetişkinlerin oranı

69. Going Digital Toolkit Türkiye, OECD (oecd.org)


70. The Digital Government Review of Türkiye, OECD Directorate for Public Governance (cbddo.gov)

23
World Competitiveness Center’ın (WCC) 2023 raporuna göre küresel dijital rekabette Türkiye 64 ülke
içinden 53. sıradadır. Türkiye, geleceğe hazırlıklı olmak, çeviklik ve adaptasyonda, görece üst sıralarda
yer alırken (44. sıra); bilgi ve teknolojide sırasıyla 61. ve 55. sırada yer almaktadır. 71

Öte yandan, yeşil dönüşüm de Türkiye’de hızlı ilerlememektedir. Türkiye, iklim değişikliğiyle mücadele
ve uyum sağlama kapsamında ulusal ve uluslararası düzeyde stratejiler ve eylemler belirlemeye önem
vermektedir. Bununla birlikte, Türkiye’nin politikası genel bir bakış açısıyla iklim değişikliğiyle mücadele
eylemleri açısından zayıf kalmaktadır.72

Ülkelerin iklim değişikliği ile mücadele ve uyum performanslarını Sera Gazı Emisyonları, Yenilenebilir
Enerji, Enerji Kullanımı ve İklim Politikası alanında değerlendiren İklim Değişikliği Performans
Endeksi’nin (CCPI)73 2022 raporuna göre, Türkiye 63 ülke ve AB arasında 56. sıradadır.74 Türkiye, son
5 yılda genel derecelendirmede artan bir seyir izlemekte ve düşük performans gösteren bir ülke olarak
değerlendirilmektedir. CCPI uzmanları, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Paris Anlaşması’nın
onaylanmasını, Türkiye’nin genel İklim Politikasında büyük bir gelişme olarak değerlendirmektedir.75

ABD merkezli danışmanlık şirketi olan Dual Citizen tarafından yayınlanan Küresel Yeşil Ekonomi Endeksi
(GGEI) ise, İklim Değişikliği ve Sosyal Eşitlik, Sektör Karbonsuzlaşma, Piyasalar & ÇSY Yatırım ve
Çevre Sağlığı olmak üzere dört ana alanda 18 temel göstergeye dayanarak ülkeleri sıralamaktadır.
Türkiye;

• 160 ülke arasında 140.,


• OECD ülkeleri (38 ülke) arasında 38.,
• G20 ülkeleri (19 ülke) arasında 15.,
• MENA bölgesindeki ülkeler (14 ülke) arasında 6. sıradadır.76

4.5.1. Türkiye’nin İklim Değişikliğine Karşı Dayanıklılığı


Türkiye iklim değişikliği kaynaklı risklerden en çok etkilenen ülkeler arasında yer almaktadır. Dünya
Bankası’nın yayımladığı Ülke İklim ve Kalkınma Raporuna77 göre, jeopolitik konumu, iklimi ve
sosyoekonomik koşulları nedeniyle Türkiye iklim değişikliği ve diğer doğa felaketlerinin etkilerine
karşı çok kırılgan bir konumdadır ve iklim değişikliğine uyumu ve dayanıklılığı temel öncelik haline
getirmelidir. Türkiye iklim değişikliği kırılganlığı göstergesi 10 kriterden 9’unda yüksek riskli grupta
değerlendirilmektedir. OECD’deki ülkelerinin medyanı ise 10’da 2 seviyesindedir.

71. IMD World Competitiveness Center, World Digital Competitiveness Ranking 2023 - IMD business school for management and
leadership courses
72. Güler, Yasemin, Kumar, Prashant, “Climate change policy and performance of Turkiye in the EU harmonization process”, Front. Sus-
tain. Cities, 15 December 2022, Sec. Climate Change and Cities Volume 4 - 2022 | https://doi.org/10.3389/frsc.2022.1070154
73. CCPI 60 ülke ve AB’nin iklim değişikliği koruma performansını izlemek için bağımsız bir araçtır.
74. Güler, Yasemin, Kumar, Prashant, “Climate change policy and performance of Turkiye in the EU harmonization process”, Front. Sus-
tain. Cities, 15 December 2022, Sec. Climate Change and Cities Volume 4 - 2022 | https://doi.org/10.3389/frsc.2022.1070154
75. Burck, J., Uhlich, T., Bals, C., Höhne, N., Nascimento, L., and Wong, J. (2019). Climate Change Performance Index. Available online
at: https://ccpi.org/download/the-climate-change-performance-index-2019/ (accessed April 6, 2022).
76. The Global Green Economy Index™, Digital Citizen LLC (dualcitizeninc.com)
77. Türkiye Country Climate and Development Report, World Bank (worldbank.org)

24
Türkiye ve bazı ülkelerin iklim değişikliği hassasiyeti

Agriculture, forestry, and fishing (% of GDP)

Annual extreme heat days increase in 2050

Average annual risk to assets

Average annual risk to wellbeing

Forcibly displaced population

Population exposed (% of total)


Avustralya Almanya İtalya Meksika Türkiye ABD
,
Yüksek Orta Düşük

Şekil 2: Türkiye ve bazı ülkelerin iklim değişikliği hassasiyeti

İklim değişikliği kaynaklı riskler akut ve kronik fiziksel riskler ile geçiş riskleri olarak
sınıflandırılmaktadır. Akut riskler aşırı hava olayları, orman yangınları, seller gibi ani ve etkisini hızlı
gösteren olaylardır. Kronik riskler ise iklim değişikliğinin zamana yaygın etkilerinin sonuçlarıdır;
örneğin yağış rejiminin değişmesi, iklim kuşağının değişmesi gibi uzun vadede görece yavaş
bir süreçte ortaya çıkan ve süreklilik gösteren durumların yarattığı risklerdir. Kuraklık, orman
yangınları, aşırı yağış ve seller, tarımsal üretimde verimsizlik, biyoçeşitlilik kaybı gibi çevresel
riskler tarafından tetiklenecek sosyal riskler de Türkiye açısından önemlidir.

Geçiş riskleri ise, düşük karbon emisyonlu ve yeşil ekonomiye geçişle birlikte doğan, müşteri
tercihlerinin, iş modellerinin, ticaretin ve düzenlemelerin değişmesinden kaynaklı unsurlardır.
Türkiye’nin önemli geçiş riskleri bulunmaktadır; AB’nin 2030 ve 2050 iklim hedefleri
doğrultusunda hayata geçirdiği AYM kapsamındaki standartlar ve SKDM gibi uygulamalar
Türkiye’nin ihracattaki rekabet gücünü etkileyecektir. Türkiye’nin yeşil ve dijital dönüşümünü
hızlandırması, sürdürülebilir kalkınmasının en önemli unsuru olabilir.

4.5.1.1. Fiziksel Riskler


İklim değişikliği ile uyum ve risk yönetimi kapsamında, tarım, inşaat ve altyapı, lojistik
ve ulaşım başta olmak üzere enerji verimliliği, su dahil kaynak yönetimi, takip ve erken
uyarı sistemleri gibi alanlarda veri analitiği, modelleme, optimizasyon çözümlerine yatırım
yapılması gerekmektedir.

İklim değişikliğinin etkileri doğa olaylarının şiddetinin ve etkilerinin artmasına sebep


olmaktadır. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de iklimin sertleştiğini ve felaket
seviyesindeki doğa olaylarının sıklığının arttığı gözlemlenmektedir. En son Ağustos
2023’te Çanakkale’de yaşadığımız orman yangınları çok daha fazla köy ve beldede
ağır hasara sebep olmuş, doğal hayata büyük zarar vermiştir. Çanakkale yangını AFAD
tarafından 48 saatte kontrol altına alınmıştır. Yaklaşık 4.080 hektarlık orman ve tarım alanı
etkilenmiştir.78

2021’de Karadeniz bölgesinin Kastamonu, Sinop ve Bartın illerinde görülen ve 78 kişinin


hayatını kaybettiği büyük sel felaketinden sonra, 2023’te Zonguldak, Karabük, Bartın
ve Düzce illerini etkileyen başka bir felaket yaşanmıştır. Düzce Üniversitesi Orman
Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yaşar Selman Gültekin, Karadeniz Bölgesi’nde
meydana gelen sellerin, iklim değişikliğine bağlı olarak yağışların şiddetinin artmasından
kaynaklandığını tespit etmiştir.79 80

78. Firefighters contain wildfires in northwestern, central Türkiye, Anadolu Ajansı (aa.com)
79. Uzmanından Karadeniz’deki sel felaketine ilişkin iklim değişikliği vurgusu, Anadolu Ajansı (aa.com)
80. Karadeniz’de sel: Hayatını kaybedenlerin sayısı 78’e yükseldi, Euronews (euronews.com)

25
2022 yılına ait 12 aylık SPI kuraklık haritasına göre Türkiye’nin;

• Marmara Bölgesi’nde Bilecik ve çevresi hariç diğer kesimlerinde,


• Ege Bölgesi’nde Afyonkarahisar, Denizli, Muğla ve çevreleri hariç diğer kesimlerinde,
• Akdeniz Bölgesi’nde Antalya, Osmaniye, Kahramanmaraş, Antakya, Kilis ve
çevrelerinde,
• İç Anadolu Bölgesi’nde Eskişehir, Kırıkkale, Kırşehir, Aksaray ve çevrelerinde,
• Karadeniz Bölgesi’nde Artvin, Trabzon ve çevrelerinde,
• Doğu Anadolu Bölgesi’nde Elazığ, Erzurum, Bitlis ve çevreleri hariç diğer kesimlerinde,
• Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Adıyaman ve çevresi hariç diğer kesimlerinde
değişen şiddetlerde meteorolojik kuraklık etkili olmuştur.81

Şekil 3: Türkiye 12 Aylık Meteorolojik Kuraklık Haritası (Ocak 2022 - Aralık 2022)

Ortalama sıcakların artması, su kaynaklarının azalmasına bağlı olarak kuraklığın artması,


orman yangınları, sel ve taşkınlar gibi aşırı iklim olaylarının sebep olduğu yıkım ve zarar
Türkiye’deki kurumların finansal istikrarını da olumsuz etkilemektedir. İklim değişikliğinden
kaynaklanan etkiler doğrudan veya tedarik zincirinde yaşattığı aksaklıklar ile dolayı olarak
maddi zararlar vermektedir. 82

81. 2022 Yılı Kuraklık Değerlendirmesi, Meteoroloji Genel Müdürlüğü (mgm.gov)


82. Finanse edilen varlıkların değerini etkileyebilecek iklim değişikliği kaynaklı fiziksel riskler akut ve kronik olmak üzere iki ayrı kate-
goride değerlendirilmektedir. Akut fiziksel riskler sıcak ve soğuk hava dalgaları, seller ve kasırgalar da dâhil olmak üzere olay odaklı riskleri,
kronik fiziksel riskler ise deniz seviyesinin yükselmesi ve ortalama sıcaklıklardaki artış gibi daha uzun vadeli riskleri ifade etmektedir.
Recommendations of the Task Force on Climate-related Financial Disclosures Final Report, TCFD (tcfd.org)

26
Türkiye’de, özellikle yaz aylarında gözlemlenen ortalama sıcaklık artışı tarım sektöründe
verimsizliğe, orman yangınlarına, su kaynaklarının azalmasına ve kuraklığa neden
olmaktadır83. Geleceğe yönelik tahminler 2050 yılına kadar ortalama sıcaklıkların Doğu
Anadolu ve İç Anadolu bölgelerinde 2,5 °C, kıyı kesimlerinde ise 1,5 °C artacağını;
yağış miktarının ise özellikle Ege ve Akdeniz kıyısı boyunca %10 civarında azalacağı
yönündedir.84

Türkiye’deki şirketlerin büyük bölümü iklim riski yüksek bölgelerde yer almaktadır:

• Toplam banka kredilerinin %45’i kuraklık (ve deprem) riski yüksek olan Marmara
bölgesindeki İstanbul, Kocaeli ve Tekirdağ şehirlerinde,
• Turizm sektörüne ait şirketlerin çoğunluğu 2021 yılındaki orman yangınlarından en
çok etkilenen Antalya ve Muğla şehirlerinde yoğunlaşmıştır.85

4.5.1.2. Geçiş Riskleri


Geçiş süreci, iklim değişikliğiyle ilgili azaltım ve uyum gerekliliklerini ele almak için politika
ve yasal, teknoloji ve piyasa değişiklikleri gerektirmektedir. Bu değişikliklerin kapsamı ve
uyum sağlama hızı ile ilişkili riskler geçiş riski olarak adlandırılmaktadır. Belirlenen strateji
ve uygulama değişikliklerinin kapsamına, hızına ve odağına bağlı olarak, geçiş riskleri
kuruluşlar için farklı düzeylerde finansal ve itibar riski oluşturabilir. Ayrıca, eğer bir kuruluş
düşük karbon salımı yapıyorsa ve yenilenebilir enerji veya iklim geçişi pazarındaysa, bu
süreçte pazar, teknoloji ve itibar fırsatlarıyla da karşılaşabilir 86.

AYM kapsamında ithal ürünleri de kapsayan pek çok strateji ve sınırlama hayata
geçirilmektedir. Bunlardan üçü aşağıda verilmiştir.

Kurumsal Sürdürülebilirlik Özen Yükümlülüğü Direktifi (CSDDD) 87


Henüz Parlamento ve Konsey onayları tamamlanmamış olan düzenleme kapsamında,
şirketler küresel değer zincirlerindeki çevresel ve insan hakları ihlallerinden sorumlu
tutulmakta ve bu kapsamda gereken özeni göstermeleri beklenmektedir. Şirketlerin
kendi çevresel ve sosyal etkileri ile tedarikçilerinin etkilerini belirlemeleri ve iyileştirici
aksiyonlar almaları gerekmektedir.88

AB Piyasasında Zorla Çalıştırma Yoluyla Üretilen Malların Yasaklanması


Yönetmeliği89
Zorla çalıştırma yoluyla üretildiği tespit edilen ürünlerin AB piyasasında satışının
yasaklanmasına ilişkin önerilen düzenleme Eylül ayında AB Komisyonu tarafından kabul
edilmiştir. AB Parlamentosu ve AB Konsey onay süreçleri devam etmektedir. 90

Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) ve Karbon Ticaret Sistemi


Uygulaması
AB ayrıca karbon ticareti uygulamalarını geliştirmiştir. Karbon fiyatlandırmasını birbirini
tamamlayıcı nitelikteki ETS ve SKDM üzerinden uygulamaktadır. ETS, AB’nin sera gazı
azaltım hedeflerine ulaşabilmesi için kullandığı “üst sınıra ulaş ve ticaret yap” (cap and
trade) prensibi ile çalışan bir modeldir. Sistemde endüstriler tarafından salınabilecek
toplam sera gazı miktarı için bir üst sınır belirlenmekte ve bu sınır zaman içerisinde
azaltılmaktadır. Şirketler bu üst sınır dahilinde emisyon tahsisatları satın alabilmekte

83. Observed changes and trends in heatwave characteristics in Turkey since 1950, Erlat v.d.
84. Climate Change 2021: The Physical Science Basis, IPCC (ipcc.ch)
85. Türkiye Country Climate and Development Report, The World Bank (worldbank.org)
86. Climate Risks and Opportunities Defined, U.S. Environmental Protection Agency (epa.gov)
87. Corporate Sustainability Due Diligence Directive (CSDDD)
88. Corporate sustainability due diligence, European Commission (europa.eu)
89. Prohibiting Products Made with Forced Labor on the Union Market Regulation (PPMFLR)
90. Proposal for a Regulation of the European Parliament and of the Council on prohibiting products made with forced labour on the
Union market, European Commission (europa.eu)

27
veya aralarında takas edebilmektedir. Şirketler her yıl emisyonlarını karşılayacak miktarda
tahsisat sağlayamadıkları takdirde maddi yaptırımlarla karşı karşıya kalmaktadır. Tahsisat
satışlarından elde edilen gelirler çoğunlukla AB üyesi devletlerin bütçelerine aktarılmakta,
düşük karbonlu teknolojilerde inovasyonu ve enerji dönüşümünü destekleyen çalışmalara
fon sağlamak için açık artırmaya çıkarılmaktadır.91

AB, karbon yoğun ürünlerin üretiminin çevre politikalarının daha zayıf olduğu ülkelere
kaydırılmasını, yani karbon kaçağını, önlemek amacıyla SKDM’yi yürürlüğe koymuştur. Bu
düzenlemeye göre AB’ye ithal edilen ürünlerin üretim aşamasında salınan her ton karbon
emisyonu başına ETS’de oluşan birim fiyatlara göre ödeme yapılacaktır. 2023’ten itibaren
demir-çelik, alüminyum, çimento, elektrik, gübre ve hidrojen sektörlerinde uygulanmaya
başlanan SKDM’nin ilerleyen süreçte kapsamının genişletilmesi beklenmektedir. Geçiş
süreci tamamlandığında AB ithalatçıları yıllık olarak bir önceki yıl AB’ye ithal ettikleri toplam
ürün miktarını ve ürünlerdeki gömülü emisyon miktarını beyan etmek ve doğrulatmak
zorunda kalacaktır.92

Türkiye’nin, AB’nin altıncı büyük ticaret ortağı olarak öne çıktığı ve ihracatının %40’ından
fazlasını AB’ye yönlendirdiği göz önüne alındığında, SKDM’nin Türkiye’nin ekonomisini
ve rekabet gücünü ciddi anlamda etkileme potansiyeli bulunmaktadır.93 T.C. Çevre,
Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yapılan çalışmaya göre SKDM,
Türkiye’de AB’ye ihracat yapan şirketlere, sera gazlarının belirlenen birim ton başına
30 ve 50 Avro arasında değişmesine bağlı olarak, yıllık 1,1-1,8 milyar Avro ek maliyet
yaratacaktır.94 Diğer yandan Türkiye’de kurulacak ETS sisteminde birim ton CO2 başına
50 Avro uygulaması durumunda, 2032’ye kadar yaklaşık 1,08 milyar Avro fon Avrupa’ya
aktarılmak yerine, Türkiye’de kullanılabilecektir.95

4.5.2. Türkiye’nin Yeşil ve Dijital Dönüşüm Politikaları


Türkiye 2021’de Paris İklim Anlaşmasını Meclis’te onaylamış ve akabinde 2053 için net sıfır
taahhüdünü açıklamıştır. Net sıfırı hedeflerken sürdürülebilir kalkınmadan ödün verilmemesi
için enerji ve kaynak verimliliği, enerji geçişi, Ar-Ge ve inovasyon, yetkinlik gelişimi ve eğitim
alanlarında önemli miktarda yatırım yapılması gerekmektedir. Türkiye’nin rekabet gücünün AB Yeşil
Mutabakatı kapsamında alınacak önlemlerden etkilenmemesi ve bu durumun yarattığı fırsatların
değerlendirilmesi amacıyla enerji, imalat sanayii, ulaştırma ve tarım sektörlerinin teknoloji ve
altyapı yatırımları desteklenmeli, yeşil ve dijital beceriler geliştirilmelidir. Çalışabilir nüfusun
güncel yetkinlik gereksinimlerini karşılayabilmesi için mesleki eğitimin tekrar tasarlanmasına ve
inovasyonu destekleyecek bir ekosisteme de ihtiyaç bulunmaktadır. Bu bağlamda, Türkiye yeşil
teknoloji yatırımlarını ve ekonominin dijital dönüşümünü önceliklendirmektedir.

AB, bilimsel ve teknolojik yönden güçlenmek, Avrupa’nın yenilik kapasitesini, rekabet gücünü ve
istihdamını yükseltmek, toplum önceliklerini karşılamak ve Avrupa’nın sosyo-ekonomik model ve
değerlerini sürdürmek amacıyla bilim, teknoloji ve inovasyon alanlarında Ufuk Avrupa programını
yürütmektedir. Bu bağlamda misyonu toplum sağlığı, iklim değişikliği ile mücadele ve uyum,
okyanus ve sular, akıllı şehirler, toprak sağlığı ve gıda olan Ufuk Avrupa ile 2021-2027 arasında
95,5 milyar Avro’luk bütçeyle bilim ve yenilik faaliyetlerinin desteklenmesi hedeflemektedir.
Türkiye, 6. Çerçeve Programından (ÇP) başlayarak AB’nin bilim ve araştırma alanındaki çerçeve
programlarına katılım sağlayan bir ülke olarak 2021’de imzalanan anlaşma ile beraber Ufuk
Avrupa programına da katılım sağlamaktadır. Ufuk Avrupa Programı ülkemizde Türkiye Bilimsel
ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından koordine edilmektedir.96

91. EU Emissions Trading System (EU ETS), European Commission (europa.eu)


92. EU Carbon Border Adjustment Mechanism, KPMG
93. Yanı Başımızdaki Dev Pazar Avrupa Birliği, T.C. Ticaret Başkanlığı
94. Potential Effects of the EU’s Carbon Border Adjustment Mechanism on the Turkish Economy, Acar v.d. (erf.org)
95. Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasının Türkiye Ekonomisine Potansiyel Etkileri, T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan-
lığı (iklim.gov.tr)
96. Türkiye ile Avrupa Birliği Arasında BİT Sektöründeki İş Birliğinin Geliştirilmesi Raporu, KPMG Türkiye (kpmg.com)

28
2021’de ulaşım, elektronik, makine, eczacılık ve kimya sektörlerindeki katma değeri yüksek
ürünlerin ve bu sektörlerin gelişimi için kritik önemdeki ürünlerin üretimini artırmak amacıyla
Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı başlatılmıştır. 2021 Dijital Dönüşüm Çağrısı adıyla
programın amacına uygun Ar-Ge ve/veya yatırım harcaması toplamı 10 milyon TL’yi aşan proje
başvurusu kapsamında uçtan uca destek sağlanmaktadır. Program kapsamında makine, mobilite,
üretimde yapısal dönüşüm, sağlık ve kimya ile dijital dönüşüm çağrıları tamamlanmış ve proje
uygulamaları başlatılmıştır. Orta yüksek ve yüksek teknoloji odaklı 65,9 milyar TL yatırım tutarında
185 proje ile cari açığın kapanmasına yıllık 7 milyar dolar katkı sağlanacağı tahmin edilmektedir.

Yine 2021’de, Ticaret Bakanlığı tarafından, AB başta olmak üzere dünya ekonomisinde meydana
gelmekte olan dönüşüm politikaları ile uyumlu, yeşil yatırımları teşvik eden, küresel değer
zincirlerinin dönüşümüne katkı sağlayacak ve bu suretle katma değerli üretimi de destekleyecek
bir yol haritası niteliğinde Yeşil Mutabakat Eylem Planı yayımlanmıştır.97 Planda 2023 Sanayi
ve Teknoloji Stratejisinin “Dijital Dönüşüm ve Sanayi Hamlesi”ne atıfta bulunulmaktadır. Ayrıca,
tarımın dijitalleşmesi, özellikle su verimliliğine ilişkin projelerin destekleneceği belirtilmiştir.

2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi’nin “Dijital Dönüşüm ve Sanayi Hamlesi” çerçevesinde yeşil
üretim anlayışının daha etkili uygulanmasının hedeflendiği ifade edilmiştir. Bu doğrultuda, özellikle
organize sanayi bölgelerindeki altyapının ve işletmelerin teknoloji odaklı modernizasyonunun
teşvik edilmesi ve temiz üretime dayalı yatırımların desteklenmesi öngörülmektedir.

10 Mart 2023’te, “Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair
Cumhurbaşkanı Kararı” Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. Buna göre, Dijital Dönüşüm Destek
Programı ve Yeşil Dönüşüm Destek Programı kapsamında teknolojik ürün ve çözümlerin
entegrasyonuyla verimlilik ve kalite artışı, çalışan ve müşteri memnuniyeti artışı sağlayacak
projelerin desteklenmesi amaçlanmaktadır. Programlar ekolojik ayak izini düşüren, kaynak
verimliliği sağlayan ve atıkları azaltan, doğal kaynakları koruyan, iklim ve sürdürebilirlik hedefleri
ile döngüsel ekonomi prensiplerine uygun ve düşük karbonlu üretim projelerini teşvik etmeyi
amaçlamaktadır.

TÜBİTAK ve KOSGEB tarafından desteklenen Ar-Ge projeleri sonucunda geliştirilen ürünler veya
parçalar, ayrıca “Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun”
çerçevesinde Ar-Ge merkezlerinde gerçekleştirilen projeler sonucunda üretildiğinde, bu ürünlerin
üretimine yönelik yatırımlar da öncelikli yatırım alanları arasına eklenmiştir. Bu ürünlerin üretimi,
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından görevlendirilen izleyici raporu veya ilgili değerlendirme
ve denetim komisyonunun kararı ile belgelendirilmelidir.

Döngüsel ekonomi prensipleri doğrultusunda, “Ekonomik Değerli Atık İzleme Sistemi”nin


kurulması için Sanayi Sicil Bilgi Sistemi’nin geliştirilmesi planlanmaktadır. Endüstriyel simbiyoz,
yeni iş alanları oluşturma potansiyeli taşıyan bir yaklaşım olarak öne çıkmakta ve “Türkiye için
Yeşil Organize Sanayi Bölgeleri Çerçevesinin Geliştirilmesi Projesi” kapsamında endüstriyel
simbiyoz bölgelerinin çeşitlenmesine yönelik çalışmalar; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği
Bakanlığı, OSB’ler ve Endüstri Bölgeleri gibi paydaşların iş birliğiyle devam etmektedir. Çevre
katkı payı gelirlerinin sanayicilerin çevre koruma ve atık yönetimi sistemleri ile uygulamalarının
geliştirilmesine yönelik yatırımların finansmanında kullanılması için de Bakanlık’la iş birliği
yapılması planlanmaktadır.

Türkiye ekonomisinin 3 yıllık yol haritasını belirleyen Orta Vadeli Program (OVP), 6 Eylül 2023
tarihinde açıklanmıştır. OVP’de; büyüme, istihdam, finansal istikrar, fiyat istikrarı, ödemeler
dengesi, afet yönetimi, kamu maliyesi, iş ve yatırım ortamı, yeşil dönüşüm ve dijital dönüşüm
olmak üzere 10 temel başlık altında uygulanması planlanan 297 politika ve tedbir yer almıştır.
Bu temel başlıklar arasındaki yeşil dönüşüm ve dijital dönüşüm konuları ise; iklim değişikliği
ve küresel ısınma ile mücadeleye ve ekonomik kalkınmaya yönelik oluşturacağı pozitif katkı
nedeniyle dikkatleri çekmektedir.

97. Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı, Avrupa Yeşil Mutabakat eylem Planı, 2021, https://ticaret.gov.tr/data/60f-
1200013b876eb28421b23/MUTABAKAT%20YE%C5%9E%C4%B0L.pdf

29
OVP’nin yeşil dönüşüm başlığında “Emisyonda net sıfır hedefi ve ulusal kalkınma öncelikleri
kapsamında; sera gazı emisyonunda azaltımı destekleyen, iklim değişikliği uyum kapasitesini
artıran, verimlilik ve rekabetçiliği ön planda tutan, geçişte adilliği gözeten ve en üst düzeyde
finansman kaynaklarından fayda sağlanarak ulusal teşvik mekanizmalarını geliştiren
yaklaşımla, Türkiye’nin yeşil dönüşüm süreci hızlandırılacaktır” ibareleri yer almıştır.

Dijital dönüşüm başlığı ise, “Dijital dönüşümün hızlandırılması çerçevesinde; yeni nesil
ağ altyapılarının daha da yaygınlaştırılması, elektronik haberleşme altyapılarının
güçlendirilmesi, öncelikli sektörlerde ve alanlardaki nitelikli Ar-Ge insan kaynağının
genişletilmesi, dijital dönüşüm teknolojilerinde yetkinliğin artırılması, başta KOBİ’ler olmak
üzere ticari işletmelerin dijital teknolojilere yönelik kabiliyetlerinin ve kapasitelerinin
desteklenmesi ve etkin finansman mekanizmalarının oluşturulması sağlanacaktır” şeklinde
detaylandırılmıştır.

Türkiye’nin 2053 hedefleri doğrultusunda hazırlanan ve 1 Kasım 2023’te Resmî Gazete’de


yayımlanan On İkinci Kalkınma Planı, Türkiye’nin sürdürülebilir ve kapsayıcı büyüme hedefinin
gerçekleştirilmesini sağlamayı amaçlamaktadır. Plan kapsamında Türkiye, yüksek katma değerli
üretim ve ihracat yapısıyla önemli bir üretim merkezi olmayı hedeflemekte, özellikle imalat
sanayiine öncelik verilmektedir. 2003-2022 döneminde imalat sanayii, milli gelir büyümesine
ciddi katkı sağlamış ve yüksek büyüme oranlarına ulaşmıştır. Küresel tedarik zinciri değişiklikleri
ve büyük pazarlara yakınlık, sanayi politikalarının önemini artırmıştır. İmalat sanayii; verimlilik
artışı, döviz geliri ve teknoloji transferi gibi açılardan kayda değer bir rol oynamaktadır.
Ar-Ge faaliyetlerinin büyük bir kısmı bu sektörde gerçekleşmekte, sektörel önceliklendirme
yaklaşımıyla imalat sanayiinde teknolojik yenilenme ve yapısal dönüşüm hedeflenmektedir.
Bu çerçevede, öncelikli sektörlerde aktif sanayi politikaları uygulanması planlanmaktadır.98

İklim Kanununa ilişkin komisyon çalışmalarının 2024’te sonuçlanması ve kanunun yürürlüğe


gireceği öngörülmektedir. Paralelde özellikle SKDM açısından önemli olacak Türkiye Emisyon
Ticaret Sistemi’nin uygulamaya geçmesi beklenmektedir.

Küresel ekonomide yeni denge arayışları, teknolojik gelişmelerin hız kazanması, üretim
merkezlerinde alternatif oluşumlar, enflasyonist baskılar, iklim değişikliği, yeni iş yapma biçimleri
ve çalışma modelleri gibi faktörler, risk ve fırsatları beraberinde getirmektedir. Dijitalleşme ve
yeşil dönüşüm odaklı politikalar bu risk ve fırsatların etkin şekilde yönetilebilmesi için son
derece kritik olup Türkiye’nin rekabet koşullarına uyum sağlaması gerekmektedir.

98. On İkinci Kalkınma Planı, T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı (onikinciplan.sbb.gov.tr)

30
5.
Vodafone Dijital Çözümleri
Sürdürülebilir Kalkınmayı Nasıl
Destekler?
Küresel bir telekomünikasyon şirketi olarak Vodafone, Türkiye’deki mobil abonelerin %30,8’ine, sabit
genişbant abonelerin ise %7,2’sine hizmet vermektedir.99 Vodafone sadece sürdürülebilir kalkınmanın
prensiplerini benimsemekle kalmamış, aynı zamanda çevresel koruma ve toplumsal ilerleme için dijital
teknolojiyi kullanmada öncü bir rol üstlenmiştir. Raporun bu bölümü, Vodafone’un dijital çözümlerinin yeşil
ve dijital dönüşümü kurumlar ve özellikle KOBİ’ler için nasıl daha kolay ve erişilebilir hale getirebileceğine
odaklanmaktadır.

İlk olarak, farklı coğrafya ve sektörlerde Vodafone’un dijital çözümlerinin pratik uygulama ve somut faydalarını
gösteren bir dizi küresel vaka çalışması sunulmaktadır. Sonraki bölümde, Vodafone’un Türkiye’de sunduğu
9 ürünün ekonomik ve çevresel etkisi ele alınmakta, Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınmasında bu araçlardan
nasıl yararlanılabileceği tartışılmaktadır.

99. Türkiye Elektronik Haberleşme Sektörü 2023 2. Çeyrek Pazar Verileri Raporu, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (btk.gov.tr)

31
5.1. Dijitalleşmenin Sürdürülebilir Kalkınmaya Etkisi
UNDP’ye göre, toplumların sürdürülebilir ve kapsayıcı bir şekilde kalkınması için dijital dönüşüm etkin
bir araçtır. Bu bağlamda, dijital dönüşümün ekonomik kalkınmayı desteklerken aynı zamanda yeni
istihdam alanları yaratarak ve kamu hizmetlerini, bilgiyi, finansmanı yaygınlaştırarak adil dönüşüme
de katkı sağladığı vurgulanmaktadır.100 Ayrıca dijital dönüşüm, geliştirilen teknolojilerin kullanımına
uyarlanmış yeni meslek profillerinin ortaya çıkmasının yanı sıra, mevcut ürün veya hizmetlerin artarak
fiyatların düşmesine de yol açmaktadır. Bu sebeple, düşük gelirli toplumların refah seviyesinden taviz
vermeden hayatlarına devam etmelerine olanak kabul etmektedir.

En az 10 çalışanı olan Avrupa işletmelerindeki dijitalleşme yoğunluğu ve istihdam seviyeleri incelenen


Avrupa Şirket Anketi (ECS) 2019’da bu iki unsur arasında korelasyon bulunduğunu belirlenmiştir. Buna
göre, dijitalleşme seviyesi sınırlı işletmelerin (sınırlı bilgisayar kullanımı olan veya yüksek bilgisayar
kullanımına rağmen diğer dijital teknolojilerin entegrasyonu sınırlı olan) yalnızca %30-34’ünün
personelini artırdığını; buna karşın anketten önceki üç yıl içinde ‘yüksek düzeyde dijitalleşmiş’
işletmelerin %40-43’ünün personel sayısını artırdığını ortaya koymuştur.101

Şekil 4: Dijitalleşmenin istihdama yönelik etkisinin analizi (Avrupa Şirket Anketi)

Geleneksel iş modellerinin dijital teknolojilerle bütünleşmesi, birçok sektörde yeni iş fırsatlarının


ortaya çıkmasına ve mevcut iş alanlarının dönüşmesine olanak sağlamaktadır. Özellikle otomasyon,
yapay zekâ, veri analitiği gibi alanlarda uzmanlık gerektiren pozisyonlar ortaya çıkmaktadır. Bunun
yanında mevcut iş tanımlarını değiştirerek iş yapış biçimini de etkilemektedir. Çalışanlar mevcut işlerini
yaparken zamandan tasarruf sağlamakta ve iş güvenliği artmaktadır. Dijital teknolojilerin giderek daha
fazla benimsenmesinin çalışanları daha üretken hale getirmesi beklenmektedir.102

Yapılan araştırmalar, dijitalleşmiş firmaların çalışanlarına ortalama olarak daha yüksek ücretler
ödediğini göstermektedir. Birçok ekonomist yapay zekâ, makine öğrenimi ve endüstriyel robotlar gibi
dijital teknolojilerin, otomasyon ve beceriye dayalı teknolojik değişim nedeniyle istihdam, ücretler,
beceri talebi ve iş kutuplaşması üzerinde etkisi olduğunu savunmaktadır. 103
100. Three ways digital transformation accelerates sustainable and inclusive development, UNDP (undp.org)
101. Employment impact of digitalization, Eurofund (eurofund.europa.eu)
102. Employment impact of digitalization, Eurofund (eurofound.europa.eu)
103. Digitalisation in Europe 2022-2023, European Investment Bank (eib.org)

32
Yalnızca ICT sektörünün doğrudan etkisi bile ekonomik büyümeyi ve istihdamı desteklemektedir.
Türkiye’nin ICT sektörü 2018-2022 yılları arasında TL bazındaki yıllık ortalama %25,2 artarak 434
Milyar TL olmuştur. Ücretli çalışan sayısının son 10 yılda düzenli olarak artış gösterdiği görülmektedir.
Sektörde 2012’de 167.570 kişi çalışırken, 2022’de ise 282.000 kişiye ulaştığı görülmektedir.104

Sektörün doğrudan etkisinin yanı sıra, teknolojinin ilerlemesiyle birlikte, dijital çözümlerin iş süreçlerine
entegrasyonu, verimliliği artırarak ekonomik büyümeyi teşvik etmektedir. Sahra Altı Afrika’dan 41 ve
OECD’den 33 ülke üzerinde yapılan analiz, dijital teknolojilerin sadece
gelişmiş ülkelerde değil, aynı zamanda gelişmekte olan ülkelerde de
ekonomik büyümeye olumlu katkı sağladığını göstermektedir. Özellikle
mobil teknolojilerin ve internet kullanımının yaygınlaşması, bir ülkenin
kalkınma seviyesinden bağımsız olarak ekonomik büyümeye olumlu
yönde etki etmektedir.105
Devletlerin işletmelerin
teknolojik ilerlemeden en iyi Başka bir araştırmaya göre, önümüzdeki on yıl içinde dijitalleşmenin
şekilde yararlanabilmeleri getirileri ve kapsamı giderek artacaktır. Bu süreçte, yapay zekâ, bulut
için doğru politikalarla uygun bilişim, nesnelerin interneti gibi yeni teknolojilerin benimsenmesi ve
koşulları yaratabilmeleri yaygınlaşması beklenmektedir. Devletlerin işletmelerin teknolojik
halinde, 2025 yılına kadar ilerlemeden en iyi şekilde yararlanabilmeleri için doğru politikalarla
küresel GSYH’ye 1,7 trilyon uygun koşulları yaratabilmeleri halinde, 2025’e kadar küresel GSYH’ye
ABD doları eklenmesi 1,7 trilyon ABD doları katkı sağlanması öngörülmektedir. Bu noktada,
öngörülmektedir. dijital dönüşümü destekleyen politikaların ve altyapının oluşturulması
büyük önem taşımaktadır.106

KOBİ’ler için Yeni Fırsatlar


KOBİ’lerin dijital ve yeşil dönüşümlerini gerçekleştirmeleri büyük firmalar kadar kolay değildir. Pek çok
KOBİ’nin büyük firmalar gibi bir danışmanlık bütçesi veya yüksek tutarlı yatırımlar için kaynaklara erişimi
sınırlıdır. Verimliliği destekleyecek paket dijital dönüşüm programları bu kapsamda KOBİ’lerin
rekabet güçlerini arttırırken enerji ve kaynak tasarrufu yapmalarını sağlamaktadır.

E-ticaret platformları ve online hizmetler gibi dijital araçlar, KOBİ’lerin normalde erişemeyecekleri
müşterilere ve pazarlara erişmesine olanak vermektedir. Bu platformlar, işlem maliyetlerini düşürürken,
aynı zamanda işletmelerin bilgiye ve iletişime daha hızlı ve etkin erişimini sağlamaktadır.

Dijital dönüşüm, KOBİ’lerin küresel pazarlarla entegrasyonunu lojistik ve gümrük işlemlerinin


maliyetlerini azaltarak kolaylaştırır, bu da KOBİ’lerin ticaret kapsamlarını genişletmektedir. Ayrıca
bulut sistemleri gibi sistemler, KOBİ’lerin veri depolama ve işlem kapasitesini genişletirken,
yatırım maliyetlerini azaltmakta ve iş süreçlerinin esnekliğini artırmaktadır. Artan bağlantı hızları,
işletmelerin veri iletiminde ve çevrimiçi işlemlerde daha hızlı ve verimli olmalarını sağlamaktadır. Bu
durum, müşteri hizmetleri ve iç iletişimde önemli iyileştirmeleri desteklemektedir. Bu KOBİ’lere önemli
bir rekabet avantajı yaratmaktadır.107

Dijital dönüşüm sürecinin önemi, Almanya’da dijital dönüşümün KOBİ’lere sağladığı getirilere dair
yapılan bir araştırma ile daha net bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Almanya’da 1999’da kurulmuş olan ve
2007’de çevrimiçi bir mağaza ile dijital sektöre giriş yapan firma, şirketinin gelirlerini yıllık %7 oranında
artırmıştır. 2015’te zarar eden iş kolları nedeniyle finansal zorluklar yaşayan şirket, iş modelini dijital
pazarlama odaklı bir şekilde dönüştürerek iflastan kurtulmuştur. Bugün firma, Almanya’nın en tanınmış
markalarından biri ve ikinci en büyük mobilya mağazası zinciri olarak, COVID-19 pandemisi sırasında
sadece çevrimiçi işleri sayesinde gelirlerini %20 oranında artırmıştır.108

Almanya’da 2012 yılında ilk olarak baharat karışımlarını B2B iş modeliyle, restoran işletmelerine satan
bir şirket, 2014 yılında çevrimiçi mağazalar, perakende zincirleri ve güçlü bir online destek sistemiyle

104. Türkiye ile Avrupa Arasında BİT Sektöründeki İşbirliğinin Geliştirilmesi Raporu, KPMG Türkiye & Dijital Türkiye, 2023
105. Digitalization and economic growth: A comparative analysis of Sub-Saharan Africa and OECD economies, Myovella ve diğerleri
106. Digital Spillover: Measuring the true impact of the digital economy, Oxford Economics
107. The Digital Transformation of SMEs, OECD (oecd.org)
108. Pfister, L., Lehmann, C. (2023). Measuring the Success of Digital Transformation in German SMEs (jsbs.scholasticahq.com)

33
satışlarını yapmaya başlamıştır. Bugün firma, Avrupa’nın en büyük dijital baharat şirketi olarak,
gelirlerinin %65’ini çevrimiçi satış yaparak elde etmektedir.31

5.1.1. Dijital Tarım Uygulamaları


Yapılan araştırmalar, tarımda dijital uygulamaların katkısını gözler önüne sermektedir. Örneğin,
Brezilya’da 504 çiftçi ile 2020’de yapılan bir araştırmada, katılımcıların %84’ü verimliliğin
arttığını, %95’i ise yeni teknolojileri öğrenme konusundaki istekliliğini belirtmiştir.109
Çin’in tarım sektörü üzerine yapılan başka bir çalışmada, toplam faktör verimliliğinin (TFP)
dijital uygulamalardan pozitif yönde etkilendiği, yani, dijital ekonominin gelişme hızı arttıkça,
toplam faktör verimliliğinin arttığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu bağlamda, enformasyon sektörünün,
internetin ve dijital işlemlerin gelişmesi bilgilerini kullanarak oluşturulan dijital ekonomi
endeksinde bir puanlık bir artış gözlendiğinde, TFP’nin %1,27 yükseldiği belirtilmektedir.110
Aynı çalışma, dijital ekonominin gelişmişlik endeksinin yeşil tarımın gelişmesini de olumlu
yönde etkilediğini belirtmektedir. Buna göre, Çin’de dijital ekonominin gelişmişlik endeksi, bir
puan arttığında, Yeşil Tarım üretimi, %3,74 oranında büyümektedir. Bu ilişkiler, ekonomideki
genel dijitalleşmenin genel olarak tarımdaki verimlilik ve yeşil tarım üretimi üzerindeki etkisini
ölçmektedir. Doğrudan tarımdaki dijitalleşmenin verimlilik ve yeşil tarım üzerindeki etkisinin
daha büyük olması beklenmektedir.

Çin’in tarım sektörü üzerine yapılan bir başka çalışmada ise IoT ve Büyük Veri gibi yeni gelişen
bilgi teknolojilerini de içeren dijital teknoloji uygulama sektörlerinin tarım sektörü üzerindeki ileri
bağlantıları hesaplanmıştır. Buna göre, 2017’de tarımsal üretim bilgi sistemleri sektörünün tarım
sektörü üzerindeki ileri bağlantısı 3,2 olarak bulunmuştur. Bu sayı, tarımsal üretim bilgi sistemleri
sektörünün üretimi, bir Çin yuanı kadar arttığında, tarımsal üretimin 3,2 yuan arttırdığı şeklinde
yorumlanabilir. Benzer şekilde, 3S teknolojisi (tarımsal uzman karar sistemleri, vb. uygulamalar)
sektörünün üretimi bir yuan arttığında, tarımsal üretim 3,7 yuan artmasına neden olmaktadır.111

5.1.2. Sanal Bulut


Sanal Bulut kullanımı, günümüzde firmaların çok sayıdaki karar alma süreçlerinin
optimizasyonunu sağlamada ön plana çıkan bir araç haline gelmiştir. Örneğin, akademik
literatürde, sanal bulutun tedarikçiler arasındaki ilişkileri geliştirerek ekonomik ve çevresel
performansı daha yönetilebileceği öne sürülmektedir.112 Buna göre, firmalar arasındaki
ilişkilerin daha iyi yönetilebilmesi sürecinin, ekonomik ve çevresel performans üzerinde olumlu
etkiye sahip olması beklenir. Schniederjans ve Hales (2016), Amerika Birleşik Devletleri’nde
2013’te 247 bilişim ya da tedarik zinciri uzmanından oluşan bir örneklemde, sanal bulut
kullanımının ekonomik ve çevresel performans üzerindeki etkisini firmalar arası iş birliğinin
kolaylaştırıcılığında araştırmışlardır. Çalışmanın sonuçları, sanal bulut kullanımının ekonomik
performans endeksi üzerindeki doğrudan etkisini %1 istatistiki anlamlılık düzeyinde 0.55
olarak tahmin etmişlerdir. Çevresel performans endeksi üzerindeki doğrudan etki de aynı
istatistiki anlamlılık düzeyinde 0.61 olarak bulunmuştur. Sanal bulut kullanımı, ekonomik
performans üzerinde, dolaylı olarak iş birliğinin geliştirilmesi kanalıyla da etkilidir. Buna göre,
sanal bulut iş birliği endeksi üzerindeki etkisi %1 istatistiki anlamlılık düzeyinde 0.47 olarak
bulunurken, işbirliği değişkeni de ekonomik performans üzerinde 0.24 olarak etkilidir.

109. Bolfe ve vd. (2020) “Precision and Digital Agriculture: Adoption of Technologies and Perception of Brazilian Farmers”, Agriculture,
10(12), 653.
110. Yao, W ve Sun, Z. (2023) “The Impact of the Digital Economy on High-Quality Development of Agriculture: A China Case Study.”
Sustainability, 15, 5745.
111. Leng, X.; Tong, G.(2022) “The Digital Economy Empowers the Sustainable Development of China’s Agriculture-Related Industries.”
Sustainability, 14, 10967.
112. Schniederjans, D.G and Hales, D.N (2016) “Cloud computing and its impact on economic and environmental performance: A trans-
action cost economics perspective”, Decision Support Systems, 86, 73-82.

34
Sanal bulut kullanımının işletme düzeyindeki etkilerinin yanı sıra, ülkelerin makroekonomik
performansını da olumlu yönde geliştirdiği yönünde kanıtlar bulunmaktadır. Tamegawa,
vd. (2014), mikro düzeyde firmaların performansı üzerinde elde ettikleri verileri kullanarak,
Dinamik Stokastik Genel Denge Modeli yardımıyla, Japonya ekonomisi üzerinde yaptıkları
bir araştırmada, sanal bulut kullanan ve kullanmayan firmaların bulunduğu bir ekonomi
modelinde; sanal bulut kullanımının %10 artması durumunda, üretim fonksiyonunun da %10
düzeyinde arttığı sonucuna ulaşmışlardır. Bu sonuç, sanal bulut kullanımının ekonomik büyüme
üzerinde doğrudan ve çok büyük bir etkinin varlığına işaret etmektedir.113

5.1.3. Nesnelerin İnterneti (IoT)


Ekonomide, nesnelerin internetine yapılan yatırımlar sonucu sermaye-emek oranında; üretim
sürecinin optimizasyonu ve etkinliğinin arttırılması nedeniyle TFP’de; tamamlayıcı inovasyon
veya maddi olmayan sermaye düzeyinde artış gözlenebileceği gibi, makine iletişiminin
derinleşmesi sayesinde network etkilerinin ortaya çıkması beklenmektedir.114 Manyika vd.
(2015) nesnelerin internetinin ekonomi üzerindeki potansiyel etkisinin 2025’te yıllık 3
Trilyon 900 Milyar ile 11 Trilyon 100 Milyar ABD doları arasında bir değer alacağını tahmin
etmektedir. Buna göre, 2025’te Dünya Ekonomisinde toplam Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın %4
ile %11 arasında bir katkısı olacağı tahmin edilmektedir.115

Edquist vd. (2021)’nin yaptığı çalışmaya göre, nesnelerin internetinin ekonomiye katkısı
daha azdır. 82 ülkeyi kapsayan bir panel veri analizine göre, yerleşik kişi başına nesnelerin
internet bağlantısı sayısındaki %10’luk bir artış, TFP büyümesini %0.23 arttırmaktadır. Buna
göre, 2018’de Dünya Ekonomisinin toplam GSYH’sinin 592 Milyar ABD doları kadar bir
etkisi bulunmaktadır. 2018 ile 2030 yıllarını kapsayan dönem için yapılan uzun dönemli
bir projeksiyona göre, nesnelerin interneti küresel GSYH’deki büyümedeki katkısı yaklaşık
%0.99’dur. Bu oran, 2018 fiyatlarıyla dünya GSYH’sinin yıllık olarak yaklaşık 849 Milyar ABD
doları kadarını oluşturmaktadır.

5.2. Vodafone Dijital Çözümlerinin Dünyadaki Uygulamaları


Vodafone’un Reuters Market Light (RML) mobil bilgi hizmeti 2007’den bu yana Hindistan’daki küçük
çiftliklerde kullanılmaktadır. RML, çiftçilere günde yaklaşık beş SMS uyarısı göndererek kişiselleştirilmiş
tarımsal tavsiyeler, yerel hava durumu tahminleri, piyasa fiyatları gibi bilgiler sağlamaktadır. Yapılan
araştırmalar RML’in 2020’de çiftçi başına ortalama 89 dolar değerinde ek gelir yaratabileceğini ve
ortalama çiftçilik gelirinde %15’lik bir artışa karşılık geldiğini göstermektedir. Bu da küçük ölçekli
çiftçiler için toplamda 5,6 milyar dolarlık ekstra gelir anlamına gelmektedir. Bu kadar çok sayıda
kullanıcı ile hizmetin faydaları Hindistan’ın tarımsal ekonomisine önemli destek sağlamaktadır.
RML, çiftçilerin daha iyi bilgiye erişim sonucunda en iyi uygulamaları hayata geçirerek tarlalarında
kullandıkları gübre ve su miktarını azaltabileceklerini göstermektedir. 2020’de gübre kullanımında bir
milyon ton ve 26 milyar m3 su tasarrufu sağlama potansiyeli bulunmuştur. Bu miktardaki su tasarrufu
Hindistan’daki mevcut tüm tatlı su tüketiminin %3,3’ünü temsil etmektedir.116

Vodafone’un bir diğer uygulamasında, Kenya’nın Ndumberi bölgesinde Eylül 2013’te başlayan pilot
projede, Mobil Faturalandırma ile yerel süt tedarik zincirinde yolsuzluğun azaltılmasında önemli
başarı elde edilmiş, küçük ölçekli süt üreticilerinin gelirlerinin artması sağlanmıştır. Bu hizmet aynı
zamanda yerel kooperatifin maliyetlerini azaltmasına ve günlük süt tedarikinin artırmasını sağlamıştır.
SMS makbuzlar sayesinde hırsızlık veya sahtekârlık kolayca fark edilebilir hale gelmiş ve sorumlular

113. Tamegawa, K.; Ukai, Y. and Chida, R. (2014) “Macroeconomic Contribution of the Cloud Computing System to the Japanese Econo-
my”, Rev Socionetwork Strat, 8:101-117
114. Edquist, H.; Goodridge, P. and Haskel, J. (2021) The Internet of Things and economic growth in a panel of countries, Economics of
Innovation and New Technology, 30(3), 262-283.
115. Manyika, J.; Chui, M.; Bisson, P.; Woetzel, J.; Bughin, J. and Aharon, D. (2015) The Internet of Things: Mapping the Value Beyond the
Hype. San Francisco: McKinsey Global Institute.
116. Vodafone Connected Farming, Vodafone (vodafone.com)

35
hızla tespit edilmiştir. Yeni sistem, çiftçilerin sütleri için doğru fiyat alacaklarına daha fazla güven
duymalarını sağlamıştır. Şeffaflığın ve doğru bilgiye erişimin artması kooperatife olan güveni de
artırmıştır. Proje süresince düzenli olarak süt tedarik eden çiftçi sayısı 810’dan 1.900’e yükselmiş
ve aylık süt teslimatlarında 9.000 litrelik artış sağlanmıştır. Kooperatif işletme maliyetleri %40
azaltılmış, bu da çiftçi danışmanlık hizmetlerine daha fazla kaynak ayırabilmesine olanak tanımıştır.

Vodafone’un Mobil kredi ve ödeme sistemi ile yürütülen pilot projede, Tanzanyalı 304 çiçek
üreticisine kişi başı 74 dolar mikrokredi sağlanmış ve mobil ödeme altyapısı sunulmuştur. Bu hizmet
aynı zamanda yerel bir tarım işletmesi olan Multiflower’a tedarik zinciri üzerinde denetim ve daha
kaliteli ürün alımı imkânı sağlamıştır. M-Pesa aracılığıyla yapılan kredi ve ödeme işlem hacmi toplam
74.000 dolar değerindedir. Zamanında krediye erişim, çiftçilerin üretim verimliliğini artırmak için
gübre ve diğer girdileri satın almalarına olanak tanırken, kredi almayı kolaylaştırmış ve yüksek maliyetli
kredilere olan bağımlılığı azaltmıştır. Daha önce, Multiflower’dan ödeme ve kredi almak için yapılan
seyahatler ortalama sekiz saat sürmekte ve yaklaşık 12 dolara mal olurken, mobil para acentesinden
nakit alabilen çiftçiler küçük maliyetlerle kredi ve ödemelerine erişebilmektedirler. Multiflower, sahaya
daha az seyahat yapma gereksinimi nedeniyle zaman ve maliyet tasarrufu, daha az ödemenin nakit
olarak yapılması nedeniyle de güvenlik maliyetlerinden tasarruf ve ödemelerin ve kredi başvurularının
işlenmesine harcanan zamanın azalmasıyla verimlilik elde etmiştir. Bu hizmet, çiftçilerin kredi ve
ödemeleri toplamak için otobüsle seyahat etmelerine gerek olmadığı için yılda 178.000 ton CO2
tasarruf etme potansiyeline sahiptir.

5.3. Vodafone Türkiye’nin Rapor Kapsamındaki Ürünleri


Rapor kapsamında Vodafone’un Türkiye’deki müşterilerine sunduğu 9 dijital ürün ve hizmet
incelenmiştir. Rapor kapsamındaki ürünlere ilişkin detaylar aşağıda paylaşılmıştır.

Red Enerji
Şirketlerin kurumsal ve ürün bazlı enerji tüketiminin takibi verimlilik çalışmalarına temel oluşturmasının
yanı sıra kurumsal karbon ayak izi ve yaşam döngüsü analizleri ve raporlama açısından da önemlidir.
Küresel ticarette karbon ayak izi ve ürün yaşam döngüsü analizleri raporlamalarına yönelik talepler
her geçen gün artmaktadır. Bu analizler ve raporlamalar için net verilerin kullanılması daha sağlıklı
sonuçlara ulaşılmasını sağladığı gibi paydaşlar nezdinde güveni de arttırmaktadır.

Vodafone Business Red Enerji, entegre donanımlar aracılığıyla elektrik tüketim verilerini toplamak
ve yönetmek için tasarlanmış kapsamlı bir IoT çözümüdür. Sistem, kullanıcıların bu kritik bilgileri
kullanıcı dostu bir ara yüzden kolaylıkla izlemelerini, raporlamalarını, analiz etmelerini ve hatta uzaktan
yönetmelerini sağlamaktadır. Aynı zamanda ürünün raporlama fonksiyonu sayesinde karbon ayak
izi ve emisyon hesaplamalarında kullanılmak üzere ihtiyaç duyulan verilere hızlı ve merkezi erişim
sağlamaktadır.117 Red Enerji sayesinde operasyonlara ait enerji tüketim miktarının anlık olarak takip
edilebilmesi, şubeler ya da cihazlar arasında karşılaştırma yapılması ve aylık %30’a kadar enerji
tasarrufu sağlanarak elektrik tüketim maliyetlerinin düşürülmesi sağlanmaktadır.118

1941’de kurulan ve Alaçatı ile özdeşleşen bir marka olan İmren, Vodafone Red Kontrol ürünü sayesinde,
ekipmanlarını 7/24 takip ederek arızalar veya insan hatası kaynaklı problemleri mobil uygulama
üzerinden anlık olarak izleyebilmekte ve müdahale edebilmektedir.119

Dijital Tarım
Türkiye’nin bulunduğu coğrafi konum ve iklim değişikliği kaynaklı riskleri göz önüne alındığında,
tarımsal üretimin verimli ve kaliteli yapılması gündemde öncelikli olarak yer almalıdır. Coğrafi alanını
117. Red Enerji, Vodafone Türkiye (vodafone.com)
118. Şirketler İçin 4 Adımda Sürdürülebilirlik Rehberi, Vodafone Türkiye (vodafone.com)
119. İmren Alaçatı Muhallebicisi, Vodafone Türkiye (vodafone.com)

36
hızla genişleten kuraklık ileriki dönemde tarımsal üretimle ilgili en önemli sorunlardan biri olacaktır.
Öte yandan, AB’nin Tarladan Kaşığa Stratejisi kapsamında gübre ve ilaç kullanımına ciddi sınırlamalar
getirilecektir120. Bu noktada, enerji, su, gübre ve ilacın doğru ve optimum kullanımı Türkiye’nin tarımsal
üretiminin geleceği ve rekabet gücünü koruması için elzemdir.

Dijital Tarım Çözümü, içinde bulunan sensör ve modüller aracılığı ile kurulu olduğu alanda,
havadan ve topraktan aldığı verileri analiz ederek sulama ve gübreleme zamanı ve miktarına
ilişkin önerilerini sunmaktadır. Erken uyarı sistemi sayesinde doğal afetlerin, zararlı canlıların ve
renklerdeki değişiklikler aracılığıyla su stresine bağlı hastalıkların tarımsal ürünlere ve ekipmanlara
zarar vermesi engellenmektedir. Bu sayede üretimde kaynak verimliliği ve ürün kalitesinde iyileşme
sağlanabilmektedir. Üretimde kullanılan enerji ve suda %40’a varan, ilaç ve gübrede ise %30’a varan
tasarruf elde edilebilmektedir.121 Dijital Tarım Çözümü, çiftçilerin tarımsal faaliyetlerini daha verimli,
sürdürülebilir ve kârlı hale getirmelerine yardımcı olmaktadır. Bu hizmet, yeşil ve dijital dönüşümün
tarım sektöründeki potansiyelini ortaya çıkarmakta ve çiftçilerin daha bilinçli kararlar almasına,
kaynakları etkin şekilde kullanmasına ve çevresel etkileri azaltmasına katkı sağlamaktadır. Vodafone’un
güçlü telekomünikasyon altyapısı ve teknoloji uzmanlığı, çiftçilere dijital tarımın faydalarını en iyi
şekilde kullanma imkânı sunmaktadır.122

Abco Farm firması sürdürülebilir tarım çalışmaları kapsamında, tarımsal riskleri daha ölçülebilir ve
kontrol edilebilir hale getirebilmek için Vodafone Dijital Tarım çözümünü kullanmaktadır. İklim istasyonu
sayesinde don, fırtına ve yağış gibi doğa olaylarına ilişkin verileri ve tahminleri takip ederek, iş gücü,
bitki koruma ve bitki besleme programlarını planlamaktadır. Aynı zamanda toprak nem sensörleri
sayesinde sulama sürecini optimize etmiştir. Zararlı takip kameraları kullanılarak da bitkiler için zararlı
olan canlıların yoğunluğunu takip edebilmekte ve doğru zamanda müdahale edebilmektedir. Vodafone
Dijital Tarım Çözümü sayesinde sulamada %30, elektrik maliyetinde %20-%25, bitki besleme ve
koruma maliyetlerinde %15-%40, işçilik maliyetinde de %15-%20 oranlarında tasarruf sağlayacağı
öngörülmektedir.123

Akıllı Fabrika
Akıllı Fabrika, üretim sektöründe bulunan işletmelerin dijitalleşmesi aşamasında ihtiyaç duydukları veri
toplama, entegrasyon ve otomasyon altyapısını sunar ve üretim süreçlerini optimize etmelerine olanak
tanır. Anlık üretim organizasyonlarının yapılmasına ek olarak işletmede normalde fark edilmeyen hız
düşümü, duruş, arıza, bekleme, kalite kayıplarının nedenleri ile birlikte görünür olmasını ve analizler
yapılarak kök nedenlerinin tespit edilmesini sağlamaktadır.124 Bulut tabanlı bir yazılım olan Akıllı Fabrika
çözümü sayesinde optimizasyon ve planlama gibi süreçler veriye dayalı şekilde gerçekleştirilebilmekte
ve operasyonel verimlilikler artırılabilmektedir.

Şirketlerin dijitalleşme yolculuğunda ihtiyaç duydukları veri toplama, entegrasyon ve otomasyon


altyapısını sunarken üretim süreçlerini optimize eden Akıllı Fabrika çözümü sayesinde metal imalat
sanayinde faaliyet gösteren Okursoy; ERP sistemini, makineleri ve operatörleri bağlantılı hale
getirirken, tüm verilerine uzaktan erişebilir duruma gelmiştir. Anlık olarak takip edilen üretim süreçleri,
etkili içgörüler sunan gelişmiş Akıllı Fabrika raporları sayesinde optimize edilmiş, iş takibi görevlerinin
dijitale aktarılması sayesinde gerçek zamanlı verimlilik takibi yapılarak makine verimliliğinde %45 artış
elde edilmiştir. Bunun yanında, 7/24 anında tespit ve müdahale olanağıyla, üretim ve hizmet kalitesini
iyileştiren firma iş sürekliliğini de güvence altına almaktadır.

120. Farm to Fork strategy, European Commission (europa.eu)


121. Dijital Tarım Çözümü, Vodafone Türkiye (vodafone.com)
122. 2022 Çevresel, Sosyal ve Yönetişim (ÇYS) Raporu, Vodafone Türkiye (vodafone.com)
123. Vodafone Business IoT Teknolojilerini kullanan Neşe Sütcü Dijital Tarım çözümünü anlatıyor, Vodafone Türkiye (vodafone.com)
124. Akıllı Fabrika Çözümleri, Vodafone Türkiye (vodafone.com)

37
Araç Takip Sistemi
Vodafone Araç Takip Sistemi, IoT araç takip cihazlarının sahadaki
araçlara entegre edilmesiyle araçların hız, rota, konum ve kullanım
bilgilerinin kolayca takip edilmesini sağlayan bir sistemdir.
Araçların tek bir platform üzerinden izlenmesi ve yönetilmesi
kolaylığı, operasyonel süreçlerin etkin şekilde yürütülmesini
Vodafone Araç Takip Sistemi sağlamaktadır. Bu da işletmelerin operasyonel verimliliklerini
ayrıca araçların gerçek artırmakta ve karar verme süreçlerini iyileştirmektedir.
zamanlı konum ve kullanım
verilerini analiz etmesi Vodafone Araç Takip Sistemi ayrıca araçların gerçek zamanlı konum
sebebiyle rölanti süresini ve kullanım verilerini analiz etmesi sebebiyle rölanti süresini
kontrol altına alarak %15’e kontrol altına alarak %15’e varan yakıt tasarrufu sağlamaktadır.
varan yakıt tasarrufu Bu sayede işletmeler, yakıt maliyetlerini azaltabilmekte ve çevresel
sağlamaktadır. etkilerini en aza indirebilmektedir.125

Bulut Santral
Vodafone, müşterilerine yenilikçi bulut hizmetleri sunarak işletmelerin dijital dönüşüm süreçlerini
desteklemektedir. Vodafone’un bulut çözümleri, müşterilerin ihtiyaçlarına yönelik özelleştirilebilir
ve ölçeklenebilir bir yapı sunarak işletmelerin hızlı şekilde büyümesine ve dönüşüm sağlamasına
yardımcı olmaktadır. Bulut hizmetleri, işletmelere veri depolama, uygulama geliştirme, veri analizi ve
iş süreçlerini optimize etme gibi avantajlar sağlamaktadır. Geleneksel veri merkezleri ve sunucuların
yerine bulut tabanlı hizmetler kullanıldığında, enerji tüketimi ve karbon ayak izi önemli ölçüde
azalmaktadır. Vodafone, yeşil teknolojilerle çevre dostu bulut çözümleri sunarak dijital dönüşüme katkı
sağlamaktadır126.

Trend Oto firması 2017’den beri BMW yetkili servis hizmeti vermektedir ve Vodafone Business Radyolink
ve Bulut Santral ürünlerini kullanmaktadır. Bu hizmetler sayesinde zamandan tasarruf eden Trend Oto, iş
süreçlerini daha kolay yönetebilmekte, hizmet kalitesini ve müşteri memnuniyetini artırmaktadır.127

Türkiye’nin ilk mücevher markası olan ve son 10 yıldır Türkiye’nin ihracat lideri olan Storks, Vodafone
Bulut Santral hizmeti sayesinde tüm sabit telefon altyapısını tek bir merkezden yönetmektedir.
Geleneksel fiziksel santrallerin gerektirdiği iletişim, yönetim ve bakım maliyetlerini ortadan kaldıran
Storks, kurumsal iç iletişimini de hızlandırmaktadır.128

Sanal Sunucu
Türkiye’de 4 farklı lokasyonda bulunan son teknolojiye sahip Vodafone Veri Merkezlerinde
bulut altyapısı hizmeti verilmektedir. Esnek altyapı sayesinde dönemsel olarak kullanılan alan
ölçeklendirilebilmektedir. 28 ülkede bulut hizmeti sağlayan Vodafone Bulut sunucuları, yedekli altyapı
sağladığı için veri güvenliği de sağlamaktadır.

Microsoft Office 365


Microsoft 365, bulut destekli bir üretkenlik platformudur. Microsoft 365 Office uygulamaları üretkenliği
pekiştiren pek çok program içermektedir. Aynı zamanda Bilgi Teknolojilerinin kurulumunu ve yönetimini
basitleştirerek maliyetler azaltılırken güvenlik özellikleriyle veriler korunmaktadır.

125. Araç Takip Sistemi, Vodafone Türkiye (vodafone.com)


126. Bulut Platform Çözümleri, Vodafone Türkiye (vodafone.com)
127. Trend Oto neden Vodafone Bulut Santral’i tercih etti?, Vodafone Türkiye (vodafone.com)
128. Storks Vodafone Bulut Santral ile tüm altyapısını tek bir merkezden yönetiyor, Vodafone Türkiye (vodafone.com)

38
Akıllı Süreç Yönetimi
Akıllı Süreç Yönetimi Çözümü, işletmedeki tekrarlanabilir görevleri dijitalleştiren ve zamandan tasarruf
ederken verimliliği artıran bir sistemdir. Bu sistem sayesinde:

• Şirketin genel bilgileri ve ortak takvimleri,


• Personele ait tüm evrak ve talepleri,
• Personele ait masraf işlemleri ve takibi,
• İşletmeye ait teklifler, sipariş ve faturalar,
• Müşteri verileri, randevuları ve satışları,
• Depo sayısı, ürün çeşitliliği ve envanter sayısı,
• Nakit akışı ve gider listesi kolayca yönetilebilmektedir.129

Akıllı Ekip Takip


Sahadaki ekiplerin mobil cihazlarındaki GPS sensörleri ile çalışma saatleri, gün içindeki yol
haritaları, yaptıkları saha ziyaretleri takip edilebilmektedir. Bu sayede ekip üyelerinin görev
dağılımı ve yoğunluğu anlık olarak takip edilebilmekte ve anlık iletişim ile ekibin iç iletişimi
güçlendirilebilmektedir.

5.4. Vodafone’un Dijital Çözümlerinin Etkileri


Dijital ekonomi, dijital teknolojilerin ve internetin geleneksel ekonominin iş süreçlerini, ekonomik
etkileşimleri ve değer yaratma biçimlerini belirgin şekilde etkilediği ekonomik bir sistemdir. Bu ekonomi,
bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımını ve dijital verilerin merkezi bir rol oynadığı ekonomik yapıyı
ifade etmektedir. Ayrıca, dijital ekonomi, geleneksel sektörlerin ve iş modellerinin dijitalleşmesi ve
dönüşmesi sürecini de içermektedir.

Modern toplumların ekonomik, toplumsal ve teknolojik yapısını kökten değiştirmekte olan dijital
ekonominin önemi, bir dizi etmende belirginleşmektedir:

Ekonomik Büyüme ve Yenilik: Dijital ekonomi, teknolojik yeniliği özendirmekte ve


yeni iş fırsatları ortaya koymaktadır. Bu yenilikler, yeni işletmelerin büyümesini, mevcut
işletmelerin rekabetçiliğini artırmasını ve ekonomik büyümenin desteklemesini
sağlamaktadır.

İstihdam: Dijital ekonomi, teknoloji sektöründe yeni iş fırsatları yaratmanın yanı


sıra, geleneksel sektörlerde de iş fırsatları sunmaktadır. Bu, gençlerin ve yetenekli
profesyonellerin iş gücüne katılmasını özendirmektedir.

Verimlilik Artışı: Dijitalleşme, iş süreçlerinin otomasyonunu ve iyileştirilmesini


kolaylaştırmaktadır. Bu, işletmelerin daha fazla verimlilik sağlamalarına ve maliyetleri
düşürmelerine yardımcı olmaktadır.

Küresel Pazara Erişim: Dijital ekonomi, küresel pazarlara erişimi kolaylaştırmaktadır.


İnternet, işletmelerin sınırlarını hızla genişletmesini sağlamakta, bu da daha geniş
müşteri tabanlarına ulaşma fırsatları sunmaktadır.

Talep Artışı: Dijital ekonomi, tüketicilere çevrimiçi alışveriş, hızlı iletişim ve


kişiselleştirilmiş hizmetler sunmaktadır. Bu, tüketicilerin daha fazla seçenek ve
kolaylıkla alışveriş yapmalarını sağlamaktadır.

129. Akıllı Süreç Yöntemi, Vodafone Türkiye (vodafone.com)

39
Büyük Verinin Kullanımı: Dijital ekonomi, büyük miktarda verinin üretilmesini ve
işlenmesini sağlamaktadır. Veri analitiği, işletmelerin daha iyi kararlar almasına, müşteri
ihtiyaçlarını anlamasına ve pazarlama stratejilerini iyileştirmesine yardımcı olmaktadır.

Sosyal Etki: Dijital ekonomi, toplumları bir araya getiren ve toplumsal değişimi özendiren
dijital platformlar aracılığıyla insanların iletişim kurmalarına ve bilgi paylaşmalarına
olanak tanımaktadır. Bu etkileşimin ekonomik yansımaları da bulunmaktadır.

Eğitim: Dijital ekonomi, eğitim ve öğrenimde dönüşüme yol açmaktadır. Çevrimiçi


eğitim, öğrencilere daha fazla erişim ve öğrenme fırsatları sunmaktadır.

Sağlık Hizmetleri: Dijital ekonomi, sağlık hizmetlerinin geliştirilmesine ve hastaların


daha iyi takip edilmesine olanak tanımaktadır. Bazı uygulamalar, hastalara uzaktan
sağlık hizmetleri sunmaktadır.

Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği: Dijital


teknolojiler, enerji verimliliğini artırmak ve
sürdürülebilirlik çözümleri geliştirmek için
kullanılmaktadır. Dijitalleşmenin eğitim
ve sağlık hizmetlerine
Dijitalleşmenin eğitim ve sağlık hizmetlerine sağladığı katkı, yeni sağladığı katkı, yeni iktisadi
iktisadi etkinliklerin ortaya çıkmasının yanı sıra, toplam ekonomik etkinliklerin ortaya çıkmasının
aktivitede verimliliğin artmasını da sağlayarak sürdürülebilir yanı sıra, toplam ekonomik
kalkınmayı desteklemektedir. Tüm bu etkileri sebebiyle, dijital aktivitede verimliliğin
ekonomi, günümüzde ekonomik büyüme, iş fırsatları ve yaşam artmasını da sağlayarak
tarzları üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Dijitalleşme, iş dünyasını, sürdürülebilir kalkınmayı
devletleri ve toplumları derinden etkileyen bir dönüşümü temsil desteklemektedir.
etmektedir.

5.4.1. Finansmana Erişim


Şirketlerin ikiz dönüşümü kurum içerisinde etkin bir şekilde gerçekleştirmeleri, daha sürdürülebilir iş
modelleri ortaya çıkarmakta ve iş süreçlerini verimli hale getirmektedir. Ayrıca, dijitalleşme şeffaflığı
ve takip edilebilirliği arttırmakta, bu da yatırımcılar ve fon sağlayıcıların güvenini arttırmaktadır. İkiz
dönüşüm, çeşitli avantajlar sunan sürdürülebilir ve yeşil finansman olanaklarını da desteklemektedir.

Büyük miktarda verinin toplanmasını ve analiz edilmesi, dijital dönüşümün gerektirdiği bir zorunluluktur.
Bu veri yönetimi ve analitik becerisi, şirketlerin kendi finansal ve çevresel performanslarını daha iyi
izlemelerine ve değerlendirmelerine yardımcı olmakta etkin rol oynamaktadır. Kredi sağlayıcılar ve
yatırımcılar, daha fazla veri ve analitikle desteklenmiş bilgilere dayalı risk ve fırsatları daha etkin ve
hızlı değerlendirmektedir.

İkiz dönüşümü başarılı şekilde uygulamak, bu dönüşümün içerdiği süreçlerin başarıyla


tamamlanmasını takiben şirketlere rekabet avantajı sağlayabilmektedir. Dijital dönüşüm
ve çevresel sürdürülebilirlik, şirketlerin sürdürülebilir bir geleceğe yönelik pozisyonlarını
destekleyebilir. Şirketlerin çevresel sürdürülebilirlik yönünde attıkları adımlar ve şirket
stratejileri içerisinde sürdürülebilirliği konuşlandırmaları, finansman sağlayıcıları açısından
daha cazip iş ortaklıkları için elverişli bir ortam oluşturmaktadır. Benzer şekilde, yeni
pazarlara giriş ve sürdürülebilir ürünlerin geliştirilmesi gibi büyüme fırsatları ikiz dönüşüm
ile daha hızlı ve kolay bir şekilde değerlendirilebilir. Yatırımcılar ve kredi sağlayıcılar, büyüme
potansiyeli olan bu tür projelere finansal destek sağlama konusunda daha istekli gözükmektedir.

40
İkiz dönüşüm, şirketlerin çevresel riskleri daha iyi anlamalarına ve yönetmelerine yardımcı olmaktadır.
Çevresel risklerin azaltılması, finansal ve itibar risklerini azaltmakta ve finansmana erişimde
değerlendirme ve onay süreçlerini hızlandırabilmektedir.

5.4.2. Uyum Avantajı


Mevzuata uyum, şeffaflık ve küresel beyan çerçevelerine uyum söz konusu olduğunda, ikiz dönüşüm,
veri toplama, saklama ve analiz kapasitelerini artırmakta ve şirketlerin sürdürülebilirlik verilerini
daha etkili şekilde izlemelerini, raporlamalarını ve yönetmelerini sağlamaktadır. Artan veri yönetimi
kabiliyeti ile uyum gereksinimlerinin karşılanmasını kolaylaştırmaktadır. İkiz dönüşüm kapsamında
gerçekleştirilen dijital dönüşüm ise, hızlı veri erişimi ve analizini destekleyerek yeni sürdürülebilirlik
düzenlemelerini hızla anlama ve buna uyum sağlama yeteneğini güçlendirmektedir.

Sürdürülebilirlik risklerinin daha detaylı incelenmesi, gözden geçirilmesi anlamında ikiz dönüşüm
şirketlere risklerin tanımlanması ve kolay takip edilmesi alanında avantajlar sağlar. Potansiyel
sorunların erken tespiti ve yerinde müdahale olanağı sayesinde finansal ve itibar risklerinin
etkileri öngörülebilir ve azaltılabilir olmaktadır. Bu bağlamda sürdürülebilirlik mevzuatına
sağlanan uyum ile şirketler şeffaflıklarını artırmakta ve sorumluluklarını yerine getirebilmektedir.
Tüketiciler ve yatırımcılar açısından bu durum güven arttırıcı ve şirket itibarını yükseltici bir durum
ortaya koymaktadır.

Pek çok ülke ve bölge, sürdürülebilir uygulamaları teşvik etmek için finansal teşvikler ve vergi
indirimleri sunmaktadır. Uyum sağlayan şirketler, bu tür teşviklerden yararlanabilmekte, bu da
şirketlerin maliyetlerini düşürmelerine yardımcı olmakta ve finansal avantajlar sağlamaktadır.
Bağlantılı olarak, sürdürülebilirlik mevzuatına uyum sağlayan şirketlerin rekabet gücü, kaynak
verimliliği, maliyet avantajı ve müşteri tercihlerine bağlı olarak artmaktadır. Bu da pazar payını
artırabilmekte ve yeni müşteriler çekebilmektedir.

Günümüzde şirketlerin öncelikleri arasında sürdürülebilirlik raporlama standartları giderek daha fazla
önem kazanmaktadır. İkiz dönüşüm, bu standartlara uyumu kolaylaştırır ve şirketin sürdürülebilirlik
raporlamasını geliştirmesine yardımcı olur. Bunun bir uzantısı olarak, sürdürülebilirlik hedeflerinin
daha etkin izlenmesini ve değerlendirilmelerini sağlamakta ve uyum gereksinimlerine yönelik şeffaf
ve güvenilir kanıtlar sunmayı kolaylaştırmaktadır.

Sürdürülebilirlik mevzuatına uyum, şirketin çevresel, sosyal ve yönetişim sorumluluğuna dair bir
imaj oluşturmakta ve şirket itibarına doğrudan katkı sağlamaktadır. Gündem itibariyle tüketiciler,
yatırımcılar ve toplum tarafından takip edilen sürdürülebilirlik performansı, şirketin uzun vadeli
başarısına katkıda bulunmaktadır. Sürdürülebilirlik beklentileri ve yönetmelikleriyle uyumlu şirketler,
uluslararası pazarlarda iş yapma fırsatlarına daha iyi erişebilmektedir. Bazı ülkeler, sürdürülebilirlik
uyumunu iş yapma koşullarının bir parçası olarak görmekte ve bu nedenle uyumlu şirketlere ticari
avantaj ve teşvikler sunmaktadır. İlaveten, uluslararası tedarik zincirleri de düşünüldüğünde, daha
sıkı sürdürülebilirlik yönetmeliklerine sahip ülkelerde kurulu büyük şirketlerin, diğer ülkelerdeki
tedarik zincirlerinin de sürdürülebilirlik performanslarını yukarıya çekme gereksinimi ortaya
çıkmaktadır. İkiz dönüşümü gerçekleştirmiş şirketler, sürdürülebilirlik mevzuat, kural ve çerçevelerine
uyum konusunda önemli avantajlar elde etmektedirler. Daha iyi veri yönetimi, hızlı uyum sağlama,
risk azaltma ve mali teşvikler gibi faktörler, sürdürülebilirlik alanında başarılı bir uyum sürecini
desteklemektedir.

5.4.3. İnternet Kullanımının Firmaların Üretimi Üzerindeki Etkisi


Dijitalleşme sürecinin altyapısı internettir ve bu süreç temel olarak internet erişimi ile
gerçekleşmektedir. Bu nedenle, internet erişiminin etkisini analiz etmek dijitalleşmenin
ekonomik boyutu hakkında fikir verebilmektedir. İnternet kullanımının üretim düzeyi üzerindeki
etkisinin yanında, şirketlerin verimliliklerini artırarak ekonomik üretimlerini ve dolayısıyla
aynı girdileri kullanarak, daha fazla üretim yapmalarını sağlayabilmekte; verimliliklerini

41
arttırabilmektedir. Söz konusu ekonomik etki aşağıdaki kanallar aracılığıyla gerçekleşebilmektedir:

Artan Etkinlik: İnternet, işletmelerin işlemlerini düzene koymalarına, daha verimli


iletişim kurmalarına ve bilgi ve kaynaklara hızla erişmelerine olanak tanımaktadır.
Bu artan etkinlik, daha yüksek üretkenliğe ve dolayısıyla daha yüksek çıktı
düzeylerine yol açabilmektedir.

Bilgi Erişimi: İnternet, büyük miktarda bilgi ve kaynağa erişim sağlamaktadır.


Çalışanlar ihtiyaçları olan veriyi hızla bulabilmektedir, bu da zaman kazandırmakta
ve sorun çözme yeteneğini artırarak üretkenliği yükseltmektedir.

Veri Analitiği ve Pazar İç görüleri: İşletmeler, büyük miktarda veri toplamak ve


analiz etmek için interneti kullanabilmektedir. Bu bilgi, çıktıyı optimize eden veriye
dayalı kararlar almalarını sağlamak için kullanılabilmektedir.

Küresel Pazar Erişimi: İnternet, işletmelere küresel bir pazara erişim sağlamaktadır.
Bu, işletmelerin dünya çapındaki müşterilere ulaşmasını, potansiyel müşteri
tabanını genişletmesini ve daha fazla müşteriye hizmet verirken çıktıyı artırmasını
sağlamaktadır.

E-ticaret: E-ticaretin büyümesi işletmelerin ürün ve hizmetlerini çevrimiçi olarak


satmalarına olanak tanımaktadır. Bu, pazar erişimini genişletmekle kalmamakta,
aynı zamanda 7/24 satış yapılabilmesini sağlayarak, üretimi ve geliri artırmaktadır.

Otomasyon ve Teknoloji Entegrasyonu: İşletmeler, üretim süreçlerini iyileştirmek


ve iş gücünü önemli ölçüde artırmadan çıktıyı artırabilmeleri için interneti
otomasyon ve teknoloji entegrasyonu için kullanabilmektedir.

İletişimde İyileşme: İnternet, çalışanlar, ortaklar ve müşteriler arasında gerçek


zamanlı iletişimi, iş birliğini ve takım çalışmasını kolaylaştırmaktadır. Bu, çıktı
seviyelerini olumlu etkileyebilir, çünkü daha iyi kararlar almayı ve sorunları daha
iyi çözmeyi sağlamaktadır.

Maliyet Azaltma: İnternet kullanımı, uzaktan çalışma seçenekleri, çevrimiçi


reklamcılık ve daha fazlası aracılığıyla maliyetleri azaltmaya yardımcı olabilmektedir.
İşletmeler giderlerini azalttığında, kaynakları daha verimli şekilde tahsis edebilirler
ve çıktıyı artırabilmektedir.

İnovasyon ve Yeni İş Modelleri: İnternet, inovasyonun ve yeni iş modellerinin


oluşturulmasına yol açmıştır. Bu fırsatları etkili şekilde değerlendiren işletmeler,
çıktıyı artırabilecek yeni ürünler ve hizmetler geliştirebilmektedir.

Tedarik Zinciri Optimizasyonu: İnternet teknolojileri, işletmelerin tedarik


zincirlerini daha iyi yönetmelerine, teslim sürelerini azaltmalarına ve envanter
yönetimini iyileştirmelerine yardımcı olabilmektedir.

Müşteri İlişkileri ve Sadakat: İnternet ve sosyal medya aracılığıyla müşterilerle


anlık olarak etkileşimde bulunmak, daha güçlü müşteri ilişkilerine ve sadakate yol
açabilmektedir. Bu da zaman içinde tekrarlayan iş ve dolayısıyla üretim artışına
olanak verebilir.

42
6.
Politika Önerileri
Dijitalleşme ve yeşil dönüşümün uyumlu ve birbirini destekleyecek şekilde yürütülmemesi, ikiz dönüşüm
yerine ayrı ayrı stratejilerle ilerlenmesi her iki süreci de yavaşlatmaktadır. İkiz dönüşümün başarılı bir şekilde
gerçekleştirilmesi, uzun vadeli planlama, araştırma ve geliştirme ve birden fazla devlet kurumunu içeren
kapsamlı bir süreç gerektirmektedir. Bu süreci başarılı şekilde yönlendirmek ve toplumu sürdürülebilirlik ve
dijitalleşme yoluyla dönüştürmek için siyasi kararlılık ve stratejik bir perspektife ihtiyaç duyulmaktadır. Bu
sebeple dönüşüm stratejisinin kamu otoritesinin liderliğinde farklı paydaşların görüşleri alınarak oluşturulması,
planlama yapılması ve standartların belirlenmesi ilk adım olmalıdır. İkiz dönüşümün stratejik hedefleriyle
hizalanmış politikalar, bu hedeflere ulaşmak için uygun araçları (mesela eğitim modeli, yatırım stratejisi ve
teşvikler gibi) içermelidir. Avrupa Birliği, Güney Kore ve Çin örneklerinde gördüğümüz gibi kamu otoritesinin
liderliği, toplumun uzun vadeli çıkarlarının gözetilmesi ve sürdürülebilir kalkınmanın desteklenmesi için
elzemdir.

COP28 kentsel iklim eyleminde önemli ilerlemelere işaret ederken, aynı zamanda temelde yatan zorlukları da
su yüzüne çıkarmıştır. Kentsel taahhütlerin uygulanabilmesi için karmaşık yönetişim yapılarının üstesinden
gelinmesi, iklim finansmanına adil erişimin sağlanması ve hızlı kentsel büyümenin çevresel sürdürülebilirlikle
dengelenmesi gerekmektedir. Bu zorlukların üstesinden gelmek için mali destek, politika inovasyonu ve yeni
kamu-özel sektör paydaş katılımı türleri gereklidir. Türkiye’nin de imzacısı olduğu Yüksek Hedefli Çok Düzeyli
Ortaklıklar Koalisyonunun başlatılması yerel yönetimlere önemli bir sorumluluk yüklemektedir. Artık iklim
eylem stratejilerinin uygulanmasında, özellikle de mevcut çevrenin, toplu taşımanın ve kentsel planlamanın
karbondan arındırılmasında kilit aktörler olarak kabul edilmektedirler. Bu aynı zamanda çok düzeyli yönetişimi
geliştirmek ve küresel iklim diyaloglarına daha derinlemesine katılmak için bir fırsat sunmaktadır.130

OECD, devletlerin dijital dönüşümü daha iyi anlamalarına ve olumlu bir dijital geleceği şekillendirecek
politikalar geliştirmelerine yardımcı olmak adına 2017’de OECD Going Digital projesini başlatmıştır. Proje

130. COP 28: Analysis and reflections on the key announcements and initiatives, KPMG
43
dijitalleşme süreci için işgücü piyasaları, ticaret, finans, vergi, tüketim, KOBİ’ler, tarım, sağlık, kamu yönetişimi,
rekabet, çevre alanlarında politika tavsiyelerini ve tüm bu farklı politika alanlarını tutarlı bir bütün haline
getiren analizler sunmaktadır.131 Bu kapsamda geliştirilen Dijital Devlet Politikası Çerçevesi kimsenin geride
bırakılmamasını sağlayacak politikalar üretilmesi amacıyla tasarlanmıştır. Dijital Devlet Politikası Çerçevesi,
birbiriyle ilişkili yedi politika konusu içermektedir: Erişim, Kullanım, İnovasyon, İstihdam, Sosyal Refah, Güven
ve Piyasa açıklığı.132

Politikaların temel işlevi tüm paydaşların ortak hedeflere doğru hareket etmesini sağlamak ve yön vermektir.
Politikalar kurumlara ve hükümetlere hedefler sunmakta ve ikiz geçiş için kilometre taşları koymaktadırlar.
Öte yandan, politikalar dijital ve yeşil dönüşümün standartlarını ve uyulması gereken asgari limitleri
belirlemektedir. Ayrıca, yeni teknolojilerin ve sürdürülebilir uygulamaları yöneten kuralları ve düzenlemeleri
tanımlayan yasal çerçevenin oluşturulması gerekmektedir.

Politikaların bir diğer işlevi ikiz dönüşümün önemli sosyal ve ekonomik etkilerinin yönetilmesidir. Yeni
teknolojilerin, Ar-Ge’nin ve KOBİ’lerin desteklenmesi gibi politikalar, yeniden eğitim programları gibi
uygulamalar dönüşümden etkilenebilecek kitlelerin maruz kalacağı olumsuz etkilerin hafifletilmesini
sağlamaktadır.

Stratejik bir perspektif, ikiz dönüşümün tüm boyutlarını dikkate almalıdır; ekonomik, çevresel ve sosyal
hedefleri içermelidir. Sektörler, işletmeler ve bireyler arasındaki etkileşimler hesaba katılmalı ve bu
etkileşimlerin sonuçları öngörülmelidir. Kamu yararı odağı, üniversiteler de dâhil, kamusal aktörlerin, ikiz
dönüşümün vizyonunu ortaklaşa oluşturmaları ve uygulamada kilit paya sahip olmasına olanak tanımaktadır.
Bu yaklaşım, dayanıklı, kapsayıcı ve sürdürülebilir bir gelecek yaratmak için temel niteliktedir.

Raporun bu bölümünde, Avrupa Birliği, Kore, Hindistan ve Çin gibi vakaların incelenmesinden çıkan sonuçlar
ışığında, dijital dönüşümün yeşil dönüşümle uyum içinde ve başta yeşil ekonomi olmak üzere diğer
sürdürülebilir kalkınma hedeflerine katkı sağlayacak şekilde yürütülmesi için temel politikalar sıralanmıştır.

Tablo 4: Politika Önerileri

Yasal düzenlemeler, Türkiye’nin sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda çevresel standartlar,


Koordinasyon
karbonsuzlaşma stratejileri ve AB Yeşil Mutabakat aksiyonları kapsamında, döngüsel ekonomi,
ve Yasal
sıfır atık, şeffaflık ve takip edilebilirlik gibi konulara ilişkin düzenlemelerin oluşturulması ve var
Düzenlemeler
olanların güncellenmesi önem teşkil etmektedir. Uygun dijital çözümler teşvik edilmelidir.

Ar-Ge ve Ar-Ge ve inovasyonun teşviki, yeşil ve dijital dönüşümün desteklenmesi için tematik fonlar
İnovasyon aracılığıyla çeşitli programlar geliştirilmeli ve uzun vadeli desteklerin genişletilmesi sağlanmalıdır.

Türkiye’nin dijital dönüşümü için fiber altyapının yaygınlaştırılması, veri merkezi kapasitelerinin
Altyapı artması, 5G altyapısının kurulması ve yaygınlaştırılması için yatırımların yapılması; şeffaf frekans
tahsisi politikalarının belirlenmesi gerekmektedir.

Eğitimde, Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınmasını hızlandırmak için çocuk ve genç öğreniminde


Eğitim STEM alanlarına odaklanılmalı, dijital okur-yazarlık artırılmalı, kadınların eğitime erişimi
desteklenmeli, yeşil ve dijital becerileri destekleyen kapsayıcı bir eğitim sistemi oluşturulmalıdır.

Mali destekler, vergi teşvikleri ve hibe programları gibi araçlarla işletmelere sürdürülebilir iş
modellerini geliştirme ve uygulama konusunda destekler sağlanmalıdır. Dijitalleşme ve yeşil
Sektörel Politika
dönüşümün bütüncül olarak ele alınıp detaylı yol haritaları ve aksiyon planları oluşturulmalıdır.
ve Teşvikler
Sektörlere özgü somut hedeflerin belirlenmesi, performans göstergelerinin takip edilmesi ve
raporlanması gerekmektedir.

ICT Sektörünün IICT sektöründe enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji kullanımıyla veri merkezleri yeşilleştirilmeli
Yeşil Dönüşümü ve elektronik atıkların azaltılması için etkin politikalar ve tasarımlar geliştirilmelidir.

131. Going Digital Project, OECD (oecd.org)


132. Going Digital Integrated Policy Framework, OECD (https://doi.org/10.1787/dc930adc-en)

44
6.1. Yasal Düzenlemeler, Standartlar ve Koordinasyon
Kamu politikaları uzun vadeli analizlerle, toplumun uzun vadeli çıkarlarını kısa vadeli olanlarla
dengelemek durumundadır. Yeşil dönüşüm kapsamında, çevreye ve kaynak kullanımına ilişkin sosyal
düzenlemelerin sıkılaştırılması, özel sektörün küresel pazarlarda Türkiye’nin uzun vadeli rekabet
gücünü koruyacak önlemleri alması sağlanmalıdır.

Yasal düzenlemeler, Türkiye’nin sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda çevresel standartlar,


karbonsuzlaşma stratejileri ve AB Yeşil Mutabakat aksiyonları kapsamında, döngüsel ekonomi,
sıfır atık, şeffaflık ve takip edilebilirlik gibi konulara ilişkin düzenlemelerin oluşturulması ve var
olanların güncellenmesi önem teşkil etmektedir. Bu doğrultuda kamu otoriteleri tarafından uçtan uca
koordinasyon sağlanmalıdır. İkiz dönüşümün sağlanabileceği alanların belirlenerek sektörlere özgü
somut hedefler saptanması ve temel performans göstergelerinin belirlenmesi; bu göstergelerin takip
edilerek belirli periyotlarla raporlanması politiakların başarılı olması için elzemdir. Bunun yanı sıra
sektörlere uygun dijital çözümler de teşvik edilmelidir.

6.1.1. İkiz Dönüşüm Hedeflerine Yönelik Standartların


Geliştirilmesi
Türkiye’nin 2053 net sıfır ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri kapsamında ikiz dönüşümün
sağlanacağı alanların belirlenerek sektörlere özgü somut hedefler saptanmalı ve temel
performans göstergeleri (KPI’lar) belirlenmelidir. Bu hedeflerin gerçekleştirilmesi adına kapsamlı
indikatörlerin belirlenerek takip edilmesi ve belirli periyotlarla raporlanması gerekmektedir.

Yeşil ve dijital iş modelinin standartları küresel beklentilerle uyuşacak şekilde belirlenmelidir.


Dijitalleşme ve yeşil dönüşüm kavramlarının bütüncül olarak ele alınıp tüm sektörlere yönelik
sektörlerin dinamikleri ve gelişime açık noktaları göz önünde bulundurularak yol haritaları ve
aksiyon planları oluşturulmalıdır.

Çin yeşil dönüşüm kapsamında, sanayi kategorizasyonu yapmış, enerji ve emisyon yoğun
endüstrilerin üretim kapasitesini genişletme imkânı sınırlandırılmıştır, çevresel düzenlemeleri
sıkılaştırmış ve 30-60 hedeflerine yönelik tüm eylemleri denetim mekanizmasına dâhil etmiştir.
Ancak, ekonomik kalkınmanın etkilenmemesi için, dijital çözümlerin entegrasyonunu teşvik
etmekte ve dijital altyapıyı geliştirmektedir.

AB kurumu olan Digital Europe133 tarafından belirlenen, dijital teknolojiler aracılığıyla CO2
azaltım potansiyeli taşıyan beş sektör dikkate alınarak, ekonomide bu yaklaşım sanayi bölgeleri,
coğrafi bölgeler ya da ülke çapında gibi farklı düzeylerde incelenebilir. Bina enerji performansı
direktifi, akıllı sayaçlar ve şebeke dijitalleştirme gibi dikey müdahaleler, dinamik fiyatlandırma
(örneğin, yoğun olmayan saatlerde elektrikli araç şarj etmek için düşük fiyatlandırma) uygulamalar
karbonsuzlaşma yolculuğunu hızlandıracaktır.

Yeşil ve dijital iş modelinin standartları küresel beklentilerle uyuşacak şekilde belirlenmelidir.


Dijitalleşme ve yeşil dönüşüm kavramlarının bütüncül olarak ele alınıp tüm sektörlere yönelik
sektörlerin dinamikleri ve gelişime açık noktaları göz önünde bulundurularak yol haritaları ve
aksiyon planları oluşturulmalıdır.

AYM kapsamında, yalnızca karbon emisyonları değil, gıda üretimi, ambalaj, döngüsel ekonomi,
atık yönetimi gibi pek çok konuda düzenlemeler çıkmakta ve sürdürülebilirlik hedefleri
doğrultusunda ithal malları da kapsayacak sınırlamalar getirilmektedir. Dolayısıyla ihracatının
40%’ını Avrupa ülkelerine yapan Türkiye’de üretim süreçlerindeki çevresel ve sosyal standartların
AB düzenlemeleriyle uyumlu olması önemlidir. Örneğin, AB’nin “azalt, onar, yeniden kullan ve
geri dönüştür” odaklı döngüsel ekonomi yaklaşımı kapsamında, ürünlerde ikincil ham madde
kullanımına ilişkin standartlar getirilecektir. 2040’tan sonra geri dönüşüm, çoğu geçiş metalinin

133. Digital Action Climate Action, 8 Ideas to Accelerate the Twin Transition, DIGITALEUROPE, https://digital-europe-website-v1.s3.
fr-par.scw.cloud/uploads/2021/10/DIGITALEUROPE_Digital-action-Climate-action.pdf

45
(çelik, alüminyum gibi) AB için ana kaynağı olması beklenmektedir.134 Türkiye’de özellikle
tekstilde geri dönüşüm alanında pek çok girişim bulunmaktadır. Ancak, AB düzenlemelerinde geri
dönüşüm sürecinin şeffaf ve takip edilebilir olması talep edilmektedir. Türkiye’deki geri dönüşüm
sektörünün bu konuda yönlendirilmesi ve desteklenmesi gerekmektedir. Tasarım, üretim, toplama
ve geri dönüştürme süreçlerinde daha kaliteli çıktılar ve süreçlerde verimlilik sağlayacak dijital
çözümler bulunmaktadır. Bu kapsamda standartlar belirlenmeli, şeffaflık ve takip edilebilirlik
gereksinimlerini karşılayabilecek dijital çözümler konusunda destek verilmelidir.

6.1.2. Siber Güvenlik


Dijital dönüşüm firmaların rekabet gücünü arttırıp kaynak verimliliği ve pek çok hizmetin,
özellikle kamu hizmetlerinin ulaşılabilir olmasını sağlarken, yeni bir risk olarak bilgi güvenliği
ortaya çıkmıştır. Siber güvenlik ve bilgi güvenliği sürdürülebilir kalkınma için çok kritik bir
politika alanıdır. Güçlü siber güvenlik ve güvenli veri paylaşımı standartlarının belirlenmesi
ve bu standartların sürekli güncellenmesi önemlidir. Kritik öneme sahip kamu ve özel sektör
kurumlarının kesintilere ve saldırılara karşı hazırlıklı olmaları, dayanıklılıklarını arttırmaları ve
sürekli iyileşmeyi sağlayacak standart ve denetim mekanizmalarının kurulması gerekmektedir.
Bu mekanizmalar küresel standartlar ve hedef pazar uygulamalarıyla uyumlu olmalıdır.

6.1.3. Sürdürülebilir Finans


Yeşil dönüşümün finansmanı için sürdürülebilir finans avantajlı bir seçenektir. Ancak
sürdürülebilir finanstan yararlanmak için, şeffaf takip edilebilir ve hesap verilebilir bir yapının
kurulmuş olması, finansal verilerin yanında çevresel sosyal verilerin raporlanabilir olması
gerekmektedir. Ayrıca, finans sektörünün de yeşil fon-yatırım ilişkisini şeffaf bir şekilde
raporlayacağı bir yapının kurulması gerekmektedir. Avrupa Birliği, yeşil taksonomisini ve yeşil
yatırımlara ilişkin raporlama mekanizmasını oluşturmuştur. Ayrıca, AB Yeşil Tahvil ilkelerine ilişkin
çalışmalarını sürdürmektedir.135 Çin ve Güney Kore de dönüşümün finansmanı için ilk adım olarak
sürdürülebilir finans çerçevelerini oluşturmuşlardır. Çin, ayrıca, yeşil taksonomisini AB’ninkiyle
uyumlu hale getirmek için çalışmaları sürdürmektedir. Türkiye, Kasım 2021’de Sürdürülebilir
Finans Çerçevesini açıklamıştır,136 yeşil taksonomi çalışmalarını sürdürmektedir.

Öte yandan, sürdürülebilirlik raporlaması kriterlerinin belirlenmesi ve özel sektör için


düzenli raporlamayla çevresel, sosyal verilerinin paylaşımının teşvik edilmesi ve hatta
zorunlu hale getirilmesi şeffaflık ve takip edilebilirliği arttıracaktır. Türkiye’de sürdürülebilirlik
raporlaması yalnızca halka açık firmalardan talep edilmekte ve raporlamaya ilişkin bir çerçeve
bulunmamaktadır. Avrupa Birliği, raporlamaya ilişkin oldukça zorlayıcı standartlar belirlemiş
ve 2024’ten itibaren bu standartlarda raporlamayı zorunlu hale getirmektedir.137 Geçiş süreci
kapsamında, raporlamanın tüm firmaları kapsaması beklenmektedir. Çin, 2030 hedeflerine
ulaşmak için gerçekleştirilen tüm eylemler ve etkileri, 2021’den itibaren denetime tabi hale
getirmiştir. Sürdürülebilirlik raporlaması başta, Avrupa olmak üzere, küresel pazarlarda da
firmalar ve tüketiciler tarafından talep edilmektedir.

Özel sektördeki aktörler tarafından gerçekleştirilecek sosyal girişimcilik ve etki yatırımları


için gerekli çerçeve oluşturulmalı ve desteklenmelidir. Mali politikalar ve vergilendirme, ikiz
dönüşümlere uyumlu hale getirilmeli, onları teşvik eden projelere ek yatırım yapılmalı ve
üreticilere, kullanıcılara ve tüketicilere doğru fiyat sinyalleri ve teşvikler sunmalıdır.

134. Age.
135. European Green Bond Standard, European Commission, European green bond standard (europa.eu)
136. Republic of Turkey – Sustainable Finance Framework, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Kasım 2021, Republic-of-Turkey-Sustainable-Fi-
nance-Framework.pdf (hmb.gov.tr)
137. The Commission adopts the European Sustainability Reporting Standards, European Commission, https://finance.ec.europa.eu/
news/commission-adopts-european-sustainability-reporting-standards-2023-07-31_en

46
6.2. Araştırma, Ar-Ge ve İnovasyon

6.2.1. Araştırma ve Ar-Ge Destekleri


Hem dijital hem de sürdürülebilir üretim teknolojileri alanlarında disiplinler arası uzun vadeli
bilimsel araştırmalar adil dönüşüm için önemlidir. Yeşil ve dijital dönüşüm kapsamında yeni
modeller ve teknolojiler rekabet gücünün korunması ve hatta arttırılması, yeni pazarlar ve
istihdam olanakları demektir. Kamu otoritesinin ikiz dönüşüm kapsamında mutlaka dâhil etmesi
gereken unsurlardan biri de bu araştırmalar için uygun iş birliği ortamının yaratılması ve fon
sağlanmasıdır. Özellikle, araştırmaların ve yeni teknoloji projelerinin ilk aşamaları, fon ve bilimsel
kaynaklara erişim için kamu desteği önemlidir. Dünya Bankası kaynaklarından yararlanılarak
hayata geçirilen TÜBİTAK, KOSGEB ve T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yürütülen
Türkiye Yeşil Sanayi Projesi kapsamında yeşil Ar-Ge çalışmalarının desteklenmesine yönelik
kredi ve hibe programı138 bu konuda güzel bir örnektir. Tematik fonlar aracılığıyla yeşil ve dijital
dönüşüm kapsamında bu tür programların sayısı arttırılmalıdır. Uzun vadeli desteklere erişimin
genişletilmesi ve bürokrasinin azaltılması, çalışmaların hızlanmasını sağlayacaktır.

6.2.2. Kümeleme
Bir küme, “belirli bir alanda ilgili şirketlerin, kuruluşların ve kurumların, bir bölge, eyalet
veya ülkede bulunabilen coğrafi bir yoğunluğu” olarak tanımlanmaktadır.139 Kümeler,
şirketlerin verimliliğini artırdıkları için ortaya çıkar; bu verimlilik, yerel varlıklar ve çevresindeki
benzer firmalar, kurumlar ve altyapının varlığından etkilenir. Kümeleme teorisi, rekabet
avantajının sadece firma bazındaki kaynaklardan ve yetkinliklerden kaynaklanmadığını, aynı
zamanda firmanın coğrafi bölgesindeki iş ortamında yer alan kaynaklar ve yetkinliklerden de
kaynaklandığını ileri sürmektedir.

Kümelemenin birincil amacı bölgesel rekabet ve inovasyon kapasitesini arttırmaktır. Ayrıca,

• İstihdamı ve yeni firmaların kurulmasını desteklemek,


• Ekonomik yeniden yapılanmayı teşvik etmek,
• Kamu ile özel araştırma ve teknoloji organizasyonları arasında daha sistemik iş birliğini
oluşturmak,
• Ortak araştırma ve inovasyon altyapılarını desteklemek,
• Sektörler arası ve kümeler arası ortaklıkları teşvik etmek,
• Üniversite-sanayi bağlantıları geliştirmek,
• Bölgeler arası ortaklıklar kurmak ve küme üyelerinin küreselleşmesini desteklemek gibi
ikincil hedefleri de bulunmaktadır.

Ana varsayım, firmaların, yetenekli işgücünün ve uzmanlaşmış bilginin yoğunlaşmasının,


toplulaşma ekonomileri nedeniyle artan verimlilikle sonuçlanacağıdır.140

Coğrafi boyut, özellikle KOBİ’ler için araştırma ve yenilik kapasitelerini teşvik etmek amacıyla
bölgeler için yaygın kullanılan bir politika aracı haline getirmiştir. Örneğin, küme tabanlı endüstriyel
gelişim, geleneksel olarak Avrupa, ulusal ve bölgesel büyüme stratejilerini uygulamanın
merkezinde yer almıştır. Avrupa Komisyonu, bölgesel küme politikasını KOBİ’lerin büyümesini
desteklemenin, endüstriyel modernizasyonu ve akıllı uzmanlaşmayı teşvik etmenin bir yolu
olarak görmektedir.141 Raporun önceki bölümlerinde de bahsettiğimiz gibi, en başarılı ikiz
dönüşüm stratejilerinden biri olan Kore’nin New Deal’da kümeleme önemli bir unsurdur.

138. Dünya Bankası Desteğiyle Yürütülecek “Türkiye Yeşil Sanayi Projesi”: Sanayi Kuruluşlarının Yeşil İnovasyon Faaliyetlerinin Desteklen-
mesi” Bilgi Notu, TÜRKİYE BİLİMSEL VE TEKNOLOJİK ARAŞTIRMA KURUMU, 1-tubitak_sanayideyesildonusumprojesibilginotu.pdf
139. Clusters, Innovation and Entrepreneurship, ed. Jonathan Potter & Gabriela Miranda, Local Economic and Employment Develop-
ment (LEED), OECD, 2009, sf.25
140. Clusters, Driving the Green and Digital Twin Transitions, EU European Development Fund, October 2021, sf. 5
141. Age, sf. 4
47
6. Politika Önerileri
Kümeleme Türkiye’nin de yararlandığı bir araçtır. Özellikle tekstil gibi sektörlerde OSB’ler
bünyesinde kümelemeler bulunmaktadır. Öte yandan teknokentler Ar-Ge ve inovasyon
kümelemeleri olarak desteklenme, bu kapsamda pek çok kamu desteği ve teşviki de bulunmaktadır.
Türkiye’nin dijital ve yeşil dönüşümünde, yeşil teknoloji geliştirme, sürdürülebilirlik ve döngüsel
ekonomide çok ihtiyaç duyulan takip ve şeffaflık mekanizmalarının geliştirilmesinde sektörler
bazında kümelemeler büyük avantaj yaratma potansiyeline sahiptir. Ancak, bu sürecin verimli ve
hızlı gerçekleşmesi için kümelemenin dijital ve yeşil dönüşümle ilgili yetkinliklerle beslenmesi
ve kamu tarafından desteklenmesi gerekmektedir.

6.3. Dijital Altyapının Güçlendirilmesi


Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı’nın (UNCTAD) küresel kapsamda yaptığı 2023 Öncü
Teknoloji Endeksine göre, ülkeler, 100 üzerinden puanlandırılarak sıralamalarına göre dört 25’lik puan
grubundan birine yerleştirilmektedir: düşük, alt-orta, üst-orta ve yüksek. ICT Yayılımı sıralamasında
İnternet Kullanım Yaygınlığına (toplam nüfus yüzdesi) ve ortalama internet hızına (Mbps) göre yapılan
bu sıralamada Türkiye 166 ülke arasından 75. olarak üst-orta segmentte bulunmaktadır.142 Yapılan
bu araştırmaya göre Türkiye ortalamanın üstünde çıkmakta ancak ICT yayılımı konusunda gelişim
potansiyeli olduğu görülmektedir.

12. Kalkınma Planının hedeflerinden biri Türkiye’nin dijital altyapısının güçlendirilmesi ve


geliştirilmesidir. Türkiye’nin GSYH büyüme oranını yıllık ortalama %5,5 seviyesine çıkarmayı ve
2028’e kadar işsizlik oranını %9,9’a düşürmeyi hedefleyen plan, yatırım, verimlilik ve yenilikçiliği
vurgulamaktadır. Dijital altyapıyı güçlendirmek, sektörler arası dijital teknolojileri entegre etmek ve
dijital okuryazarlığı iyileştirmek bu amaçlar doğrultusundadır.

Türkiye’nin dijital dönüşümünü hızlandıracak en temel unsur 5G altyapısının başarılı bir şekilde
kurulumu ve kullanımının yaygınlaştırılmasıdır. 5G teknolojisi sektörler ve firmaların farklı ihtiyaçlarına
yönelik kullanım alanları oluşturarak maliyet tasarrufu, verimlilik, güvenlik ve enerji yönetimi alanlarında
yüksek performanslı çözümlerin kullanılmasına olanak sağlamaktadır. “Elektronik haberleşme
sektörünü şu anki ses, veri ve görüntü iletiminden ileri bir boyuta taşıyacak 5G teknolojisinin makineler
arası iletişim, yapay zekâ, artırılmış gerçeklik, medikal, makine öğrenmesi, robotik gibi pek çok alanda
yenilikler getirmesi beklenmektedir. 5G’deki düşük gecikme süreleri ile robotik, akıllı araçlar ve akıllı
ulaşım sistemleri gibi gecikmeye duyarlı yenilikçi hizmetlerin sunulması kolaylaşacaktır. 5G, otomotiv,
sanayi, enerji, sağlık, tarım, medya ve eğlence gibi birçok alanda dijital dönüşümü hızlandırarak yenilikçi
uygulamaların geliştirilmesi ve kullanılmasında etken olacaktır”.143 Bu noktada ulusal 5G stratejisi ve
onu destekleyecek politika araçlarının oluşturulması gerekmektedir. Dijital dönüşüm konusunda en
başarılı ülkelerden biri olan Güney Kore’de 5G’nin dönüştürücü potansiyelini en üst düzeye çıkarmak
için kapsamlı bir ulusal strateji oluşturulmuş ve altyapı yatırımları desteklenerek teknolojiye erişimin
yaygınlaştırılması hedeflenmiştir.144

Türkiye’nin dijital ve yeşil dönüşümünde de oluşturulacak ulusal bir 5G planının stratejik yol haritası
çalışmaları için rehber niteliği taşıması ve kamusal projeler ile kamu-özel iş birlikleri tarafından
desteklenmesi önem taşımaktadır. 5G geçişini hızlandırmak için, 5G frekans tahsisi için ihale sürecinin
gerçekleştirilmesi ve mobil operatörler arasında ilgili kıt kaynakların etkin şekilde kullanımını sağlamak
üzere şeffaf ve adil bir spektrum politikası oluşturulmalıdır. Frekans tahsislerinin doğru zamanda,
doğru miktarda ve uygun koşullarda yapılması 5G geçişinde kritik bir unsurdur. Frekans tahsisi uzun
vadeli planlanmalıdır. Altyapı kurulumunun kolaylaştırılması, bürokratik süreçlerin hızlandırılması gibi
konular önem arz etmektedir. Bu kapsamda Güney Kore ve Çin dijital dönüşüm stratejileri kapsamında
bürokrasiyi hızlandırıcı önlemler almışlardır.

Spektrum bedellerinin yüksek olması ve yükümlülüklerin zorlayıcı olması gibi koşulların yatırımlar

142. The Technology and Innovation Report, 2023, UNCTAD (unctad.org)


143. “Bakan Karaismailoğlu: Türkiye’nin 5G Yolculuğu Başladı”, T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, 22.07.2022, Bakan Karaismailoğlu:
Türkiye’nin 5G Yolculuğu Başladı - HABERLER - Haberleşme Genel Müdürlüğü (uab.gov.tr)
144. Yeni Nesil Bağlantının Gücü, 5G Teknolojisinin Türkiye için Ekonomik ve Sosyal Faydaları, Vodafone-Deloitte, 2022, sf 88

48
üzerindeki olumsuz etkisi bilinmektedir. 5G teknolojisine geçişin ülkeler arasında kazanılması gereken
önemli bir rekabet konusuna dönüşmesi bu konudaki hedef ve destekleri etkilemiştir. Çin’de ise bu
geçiş süreci ulusal politika haline getirilmiş ve operatörlere birçok kolaylık sağlanmıştır. Hükumet 5G
frekanslarını doğrudan ilgili operatörlere tahsis etmiş, ilk 3 yıl için 5G spektrum ücretlerini kaldırmış ve
4-6 yıl arasında kullanım ücretleri için indirim sağlamıştır. Almanya’daki ihale süreçlerinde belirlenen
lisans bedeli miktarlarının diğer ülkelerle kıyaslandığında yüksek kalması ve operatörleri zorlayıcı
yükümlülüklerin getirilmesi çeşitli çalışmalarda belirtildiği üzere tüketici refahını ve süreci olumsuz
etkilemiştir. Almanya’da mobil kapsama istenen seviyeye ulaşamamış; bu nedenle de öncelikle 2019’a
kırsal mobil kapsama için 1,1 milyar EUR destek sağlanmış, Covid-19 sonrası dönemde ise 7 milyar
EUR devlet desteği sağlanarak sektördeki yatırımlar iki farklı dönemde teşvik edilmiştir. Bu şekilde
frekans tahsisinden alınan yüksek bedeller sektöre geri döndürülmüş, yükümlülük ve yatırım dengesi
sağlanmaya çalışılmıştır.145

İkiz dönüşümü destekleyecek dijital altyapılardan biri de fiber altyapılardır. Fiber altyapısının gelişimi
internet kullanıcılarının yüksek hızlı sabit internet hizmetlerine erişimini artırmaktadır. Kullanılan sabit
internet bağlantısının hızı, dijital hizmetlerin kalitesini etkilemektedir. Gerek kişisel kullanım gerek
kurumsal kullanım açısından hızlı internet ile bulut bilişim teknolojilerine erişim kolaylaşmakta, dijital
hizmetlerin performansı artmakta, yüksek çözünürlükte görüntü ve ses, daha hızlı sorgulama gibi
özellikler iyileşmektedir. Ülkemizde Fiber ağ altyapısının gelişimi internet kullanıcılarının yüksek hızlı
sabit internet hizmetlerine erişimini artırmaktadır. Kullanılan sabit internet bağlantısının hızı, dijital
hizmetlerin kalitesini etkilemektedir

Sabit genişbant aboneliği içinde fiber payı için OECD ülkeleri arasında da büyük farklar söz konusuyken
Türkiye öncü ülkelerin çok gerisindedir. Kablo da dahil edildiğinde fiber ve kablo abonelerinin sabit
abonelikler içindeki payı Türkiye’de %34 olurken OECD genelinde bu oran %67’ye çıkmakta, Türkiye
ile fark açılmaktadır. İnternet altyapısı konusunda dünyanın önde gelen ülkelerinden olan Güney
Kore’de ise söz konusu oran %87’dir.

Ülkemizde de bu oranlara erişilebilmesi için fiber yatırım politikalarında reform yapılarak, ortak
yatırımın desteklenmesi, mevcut altyapıların paylaşılması ve uygun koşullarda erişim sağlanması gibi
konuların gözden geçirilmesi gerekmektedir

6.4. Eğitim ve Yetkinlik Gelişimi Politikaları


Dijital ve yeşil dönüşüm iş gücü piyasasında yeni yetkinlikler ve disiplinler arası bağlantı kurma
kapasitesini gerektirmektedir. Türkiye’nin 12. Kalkınma Planı’nda eğitim kalitesinin arttırılması,
kadınların güçlendirilmesi ve dijital okur-yazarlığın arttırılması yer almaktadır. Eğitim ve iş gücü
seviyesinde yeşil ve dijital beceri eğitim programlarının daha da geliştirilmesi Türkiye’nin rekabet
gücünü arttırmasını uluslararası ticaret hacmini genişletmesini destekleyecektir. Bu bağlamda,
eğitim müfredatı, yetişkin ve iş başı eğitimleri Türkiye’nin yeşil ve dijital dönüşümünü destekleyecek
şekilde ve sanayinin gelecekteki ihtiyaçları göz önünde bulundurularak uzun vadeli planlanmalıdır.

6.4.1. Temel Eğitim Kalitesi ve Eğitimin Erişilebilir ve Kapsayıcı


Olması
Temel eğitimin kalitesi dijital bir ekonominin ihtiyacı olan çalışanları donatabilecek seviyede
olmalıdır. Bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik (STEM) profesyonellerinin faaliyetleri dijital
teknolojiyi ve geleceği şekillendirmektedir.146 Bu alanlarda kaliteli eğitimin erişilebilir hale gelmesi
ve kapsayıcı olması Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınmasını hızlandıracak en önemli unsurdur.
Bilim, teknoloji, mühendislik ve matematiğin yanı sıra, problem çözme becerisi, yaratıcılık,
iletişim becerileri, hızlı adaptasyon ve girişimcilik desteklenmesi gereken yetkinliklerdir.

145. Age, sf.88


146. Smith, Robert F., “What Is STEM and Its Importance In the Digital Economy”, 11.04.2023

49
Öte yandan, kaliteli temel eğitim herkes tarafından erişilebilir ve kapsayıcı olmalıdır. Kırsal
bölgelerde yaşayanlar ve kadınların eğitim olanaklarının iyileştirilmesi elzemdir. Doğru
planlamayla ve dijital dönüşüm politikalarıyla, dijital altyapının geliştirilmesi, 5G ile internet
erişiminin yaygınlaştırılması ve hızlanması, kırsal bölgelerdeki okulların dijital dönüşümü
kaliteli eğitimin herkes tarafından erişilebilir olmasını sağlayabilir. Sorunsuz, istikrarlı ve güvenli
bağlantı, kırsal ve uzak bölgeler de dâhil olmak üzere, her vatandaşın ve işletmenin kapasite ve
beceri geliştirmesine olanak sunmaktadır.

6.4.2. Yeşil ve Dijital Yetkinlikleri Destekleyen Bir Eğitim Sistemi


Oluşturulması
Yeşil dönüşüm, döngüsel ekonomiye geçiş için çok çeşitli bilgi ve becerilere sahip bir iş gücü ile
mümkündür. Döngüsel ekonomi tasarımdan, ürün geliştirmeye, üretimden, atık yönetime kadar
geleneksel üretim modelinden farklı yöntem ve iş yapışlarına dayanmaktadır. Teknik ve mesleki
eğitim kurumları, üniversiteler ve meslek okulları yeşil dönüşümün bu ihtiyacını karşılayacak bilgi ve
becerileri müfredatlarına eklemedikleri müddetçe, dönüşümün hızlanması mümkün olmayacaktır.
Örneğin tekstilde döngüsellik ve ikincil ham madde, yani üretim fazlasının veya tüketim sonrası
kullanılmayan tekstilin atık haline gelmeden dönüştürülerek yeniden kullanılması, tasarımdan
ve malzeme seçiminden başlayarak tüm üretim sürecinin yeşil olmasıyla sağlanabilmektedir.
Sürdürülebilir tasarım prensiplerini bilen tasarımcılar küresel pazarlarda, özellikle AB pazarında,
önemli bir rekabet avantajı yaratacaktır. Bu noktada üniversite-sektör iş birliği önemlidir.

Eğitim sistemlerinin hızla değişen teknolojik ve sosyo-ekonomik koşullara uyum sağlayacak


yeniden yapılandırılması ve sektörler arası işgücü hareketliliğinin desteklenmesi de ikiz
dönüşümü desteklemektedir. Yetişkin öğreniminde uyumu sağlayacak ve rehber niteliğinde
bir politika oluşturulmalıdır. Beceri havuzundaki tüm paydaşlar- kamu, eğitim ve öğrenim
sağlayıcıları ve sivil toplum kuruluşları, bölgedeki topluluklar, işçiler ve işverenler- bu tür
bir stratejinin geliştirilmesi sürecine dâhil edilmelidir. Farklı bakış açılarının da sürece dâhil
edilmesiyle, kapsayıcı bir yaklaşım stratejinin uygulanmasını kolaylaştırır.

Eğitim ve yetkinlik gelişimi politikalarının temelinde beceri arz ve talebinin sürdürülebilir


kalkınmayı destekleyecek şekilde oluşmasının sağlanması bulunmaktadır. Bu kapsamda OECD
ülkelerinin önemli bölümünde, mevcut ve gelecekteki beceri arz ve talebini anlamak amacıyla
beceri değerlendirme ve öngörü çalışmaları yürütülmektedir.147 Bu çalışmalarda “yeşil beceri”
talebi de değerlendirilmektedir.148 OECD ülkelerinin %69’u işverenleri ve temsilcilerini, %59’u
ise sendikaları bu çalışmalara dâhil etmektedir ve katılımlarının derecesi danışmanlıktan,
çalışmalara liderlik yapmaya kadar değişlik göstermektedir.149

Almanya, 2019’da Ulusal Beceri Stratejisi’ni uygulamaya almıştır. Strateji yüksek ve yeniden
öğrenim politikalarının koordine edilmesi, eğitime erişim ve maddi destekler konularında
Almanya’da öğrenme kültürüne yeni bir yaklaşım getirmeyi amaçlamaktadır.150 Strateji
geliştirilirken bakanlıklar, eyalet temsilcileri, Federal İstihdam Ajansı, sendikalar, işveren örgütleri,
ticaret ve sanayi odaları, meslek odaları beraber çalışmışlardır.

Güney Afrika’da, 21 Sektör Eğitim ve Öğrenim Yetkilileri (SETA), farklı sektörlerin sosyal
paydaşlarını bir araya getirerek Sektör Beceri Planları geliştirmektedir. Planlar kapsamında
her sektördeki beceri ihtiyaçları belirlenmektedir. SETA ayrıca Sektör Beceri Planını uygulama,
öğrenim programlarını teşvik etme ve sektör işverenlerinden toplanan eğitim katkılarının
yaygınlaştırılmasından sorumludur.

147. Getting Skills Right: Assessing and Anticipating Changing Skill Needs, Getting Skills Right, OECD Publishing, Paris, 2016, https://doi.
org/10.1787/9789264252073-en.
148. Skill Assessment and Anticipation for the Green Transition, OECD Publishing, Paris, 2023, https://www.oecd.org/employment/as-
sessing-and-anticipating-skills-for-the-green-transition-28fa0bb5-en.htm
149. Getting Skills Right: Assessing and Anticipating Changing Skill Needs, Getting Skills Right, OECD Publishing, Paris, 2016, https://doi.
org/10.1787/9789264252073-en.
150. BMAS et al., Nationale Weiterbildungsstrategie, 2019, http://doku.iab.de/kurzber/2019/kb0819.pdf. (accessed on 2 June 2023).

50
İspanya Dönüşüm ve Dayanıklılık Planı kapsamında finanse edilen Eğitim İhtiyaçlarının
Belirlenmesi Projesi sektörlerdeki dijital ve yeşil dönüşümlerle ilgili olanlar başta olmak
üzere beceri ihtiyaçlarına yanıt geliştirmek için sendikalar, işverenler, kamu otoritesi, teknoloji
merkezleri, üniversiteler ve uzmanları bir araya getirmektedir.151

6.4.3. İş Başı Eğitim Programları


Yetişkin öğreniminin önemli bir bölümü işyerinde gerçekleşmektedir. Birçok ülkede işverenlerin
örgütleri belirli bir endüstride veya sektörde çok değerli olan sertifikalı eğitimleri sağlamaktadır.
Öte yandan, sendikalar ise işçilerin daha geniş ihtiyaçlarını karşılayan, transfer edilebilir becerileri
geliştirmek de dâhil olmak üzere eğitim sağlama konusunda iyi bir konumda bulunmaktadır.152 153

Ulusal Sanayi Eğitimi Hizmeti (SENAI- Serviço Nacional de Aprendizagem Industrial), Brezilya
Sanayi Ulusal Konfederasyonu tarafından işletilen kâr amacı gütmeyen bir ikincil mesleki
eğitim ağıdır. SENAI, ülke genelinde 1940’lı yıllardan bu yana 700’den fazla okul aracılığıyla
uzmanlaşmış işçiler için resmi eğitim sunmaktadır. 2015’te SENAI, imalat sektöründeki işçilerin
%35’ten fazlasına eğitim sağlamakla birlikte, beceri değerlendirme ve öngörü egzersizlerini
yürüterek eğitim seçkisini yerel işgücü piyasası ihtiyaçlarına uyarlamaktadır.154

Kore’de, hükümet, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerde eğitim katılımını artırmak amacıyla
Ulusal İnsan Kaynakları Geliştirme Konsorsiyumu Programı aracılığıyla endüstri liderliğindeki
ortak eğitim merkezlerinin kurulmasını mali olarak desteklemektedir. Bu eğitim merkezleri,
aynı tedarik zincirinde yer alan farklı büyüklükteki şirketleri, işveren örgütlerini, üniversiteleri,
politeknik okulları, kamu kurumlarını ve sivil toplum kuruluşlarını bir araya getirerek eğitim
geliştirmek ve sunmak için birlikte çalışmayı amaçlamaktadır. 2018 itibariyle 216 ortak eğitim
merkezi faaliyet göstermektedir.155

6.5. Yatırımların Desteklenmesi ve Teşvikler


Devlet yardım politikalarının güncellenmesi, sürdürülebilirliği teşvik etmek için başka bir önemli
adımdır. Sürdürülebilir iş modellerinin geliştirilmesi ve uygulanması zorlayıcı ve maliyetli olabilir.
Devlet, bu alanda yatırım yapmayı teşvik eden mali destekler, vergi teşvikleri ve hibe programları
oluşturarak işletmelere yardımcı olabilecektir. Bu, sürdürülebilirliği teşvik etmenin yanı sıra, dijital
teknolojilerin kullanımını arttırarak, işletmelerin rekabet güçlerini arttırmaya da yardımcı olacaktır.

AB’nin 2022 Stratejik Öngörü Raporu’na156 göre, yatırımların uzun vadeye ve sürdürülebilir varlıklara daha
fazla kaydırılması gerekmektedir. Avrupa Birliği, ikiz dönüşümde, özellikle kritik teknoloji ve sektörlerde,
Ar-Ge dâhil olmak üzere uzun vadeli özel ve kamu yatırımlarının artırılması gerektiğinin üzerinde
durmaktadır. Ek yatırımlar, özel ve kamu kaynaklarını birleştiren finansman araçları gerektirecektir.
Kamu ve özel sektör yeşil satın alma süreçleri, sürdürülebilir dijital teknolojileri kapsayacak şekilde
genişletilmelidir. Sürdürülebilir üretim ve tüketim için teşvikler düşünülmelidir.

KOBİ’ler büyük şirketlere nazaran bilgiye ve finansmana daha az erişebilmektedirler. Yeşil ve dijital
dönüşüm için KOBİ’lere sağlanacak vergi avantajları, sübvansiyonlar veya hibeler gibi teşvikler

151. Actuaciones destinadas al refuerzo de formación y empleabilidad de las personas trabajadoras o en ERTE [Actions aimed at
reinforcing the training and employability of workers or persons on ERTE], SEPE, 2022, https://www.sepe.es/HomeSepe/Personas/en-
contrar-trabajo/plan-recuperaciontransformacion-resiliencia/transformacion-digital.html.
152. Stuart, M. et al. (2016), Evaluation of the Union Learning Fund Rounds 15-16 and Support Role of Unionlearn, University of Leeds,
https://www.unionlearn.org.uk/sites/default/files/publication/ULF%20Eval%201516
%20FINAL%20REPORT.pdf.
153. Parker, J. (2007), Policy brief workplace education: Twenty state perspectives, National Commission on Adult Literacy,
https://nationalcommissiononadultliteracy.org/content/parkerpolicybrief.pdf
154. Getting Skills Right: Brazil, Getting Skills Right, OECD Publishing, Paris, 2018, https://doi.org/10.1787/9789264309838-en
155. Enhancing Training Opportunities in SMEs in Korea, Getting Skills Right, OECD Publishing, Paris, 2020, https://doi.
org/10.1787/7aa1c1db-en.
156. 2022 Strategic Foresight Report, Twinning the green and digital transitions in the new geopolitical context, EU Commission, Brus-
sels, 29.06.2022, eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/PDF/?uri=CELEX:52022DC0289

51
sürdürülebilir dönüşümü hızlandıracaktır. Ayrıca KOBİ’lerin yeşil dönüşümüne katkı sağlayacak
dijital ürünlere erişimi için yapılacak farkındalık çalışmaları da KOBİ’ler için yol gösterici olacaktır.
Faydalanmaları durumunda KOBİ’ler bu destekten büyük şirketlere göre çok daha büyük bir oranda
faydalanabilmektedirler. AB’de KOBİ’ler için enerji yönetim sistemlerine yatırım desteği gibi pilot
uygulamalar bulunmaktadır.157

Ekonomideki dönüşümü hızlandırmak ve inovasyonu desteklemek için, yenilenebilir enerji kaynakları,


enerji depolama çözümleri ve sürdürülebilir malzemeler gibi yeşil teknolojilerde araştırma ve geliştirme
teşvik edilmelidir. Ayrıca, dijital ve/veya yeşil teknoloji odaklı KOBİ ve start-up’lara hibe, vergi indirimleri
ve finansmana kolay erişim sağlayacak teşvikler sunulmalıdır. Örneğin Çin, yeşil ve dijital sektörler
için vergi indirimleri, özel izinler, bürokratik kolaylık ve destek gibi politika araçlarını kullanmaktadır.
Güney Kore, KOBİ ve start-upların yeşil ve dijital teknoloji geliştirmeleri için teşvik mekanizmaları
oluşturmuştur.

Türkiye’de, 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisinde yeşil ve teknoloji odaklı dönüşümün teşvik
edileceği ve destekleneceği belirtilmektedir. T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Dünya Bankası iş
birliğiyle gerçekleştirdiği OSB’lerin sürdürülebilir dönüşümünün desteklenmesine ilişkin bir program
yürütülmektedir.158 Ayrıca, Mart 2023’te Dijital Dönüşüm Destek Programı ve Yeşil Dönüşüm Destek
Programı açıklanmıştır. Kamu kuruluşları ve özel bankalar tarafından Dünya Bankası, EBRD gibi pek
çok kuruluştan sağlanan fonlarla çeşitli programlar da yürütülmektedir. Kamu kuruluşlarının ikiz
dönüşümünün, özel sektör için de örnek oluşturacak şekilde kapsamlı ve etkili bir stratejik planlama ile
gerçekleştirilmesi büyük önem arz etmektedir.

Öte yandan, dijital altyapı için büyük yatırımlar yapılması gerekmektedir. 5G yatırımları yüksek maliyetli
olduğu için, bazı ülkelerde operatörlerin ortak bir şirket kurduğu altyapı kurulumu desteklenmiştir.
Çin’de, maliyetleri sürdürülebilir kılmak için 2019’da gerçekleştirilen ortak altyapı uygulaması, “Birlikte
inşa et/ortak paylaş” projesi, 2 operatör kurumun, 2019-2021 Ağustos döneminde 86 milyar CNY (13,3
milyar dolar) tasarruf etmesini159 sağlamıştır. Bu sayede tasarruf edilen miktarlar farklı projeler için ek
kaynak yaratmakta ve dönüşüm sürecini hızlandırmaktadır. Benzer şekilde, Güney Kore’de kırsal ve uzak
bölgelerde baz istasyonlarının ortak inşası ve ağ paylaşımının teşvik edilmesi ile 10 yıllık dönemde
yaklaşık 938 milyon dolar tasarruf sağlanacağı tahmin edilmektedir.160

Dijital dönüşüm stratejileri kapsamında, 5G yatırımlarında vergi teşvikleri ve sübvansiyon da kullanılan


araçlardır. Örneğin, Güney Kore, 5G yatırımlarında özel finansmanı teşvik etmek amacıyla 5G ağındaki
yatırımlar için %3’e kadar vergi kredisi sağlamaktadır. 2020’de Amerikan Federal İletişim Komitesi,
“Amerika’nın Kırsal Bölgeleri için 5G Fonu” kurmayı planlayan bir karar almış ve 5G genişbant hizmetleri
verilemeyen alanların hizmet kapsamına dâhil edilmesi için 10 yılda 9 milyar Amerikan dolarına kadar
federal sübvansiyon sağlamayı taahhüt etmiştir. 5G teknolojisinde öncü ülkelerin tamamında bu ve
benzer uygulamaların hayata geçirildiği görülmektedir.161

6.6. Dijital Sektörün Yeşil Dönüşümü


Dijital teknolojinin kullanımının artması her ne kadar pek çok açıdan yeşil dönüşümü ve sürdürülebilir
kalkınmayı destekliyor olsa da enerji tüketiminin ve e-atıkların artması gibi olumsuz etkileri de
bulunmaktadır. Yeşil ve dijital dönüşümün uyumlu olması gereken önemli bir düzenleme alanı dijital
altyapının enerji verimliliği ve yenilenebilir enerjiye geçişi ile ekonomik olarak çok değerli olan
elektronik atıkların azaltılması ve ikincil ham madde haline getirilmesidir.

Dijital altyapının enerji tüketimi ve çevresel ayak izinin Türkiye’nin yeşil dönüşüm hedefleri ile uyumlu
hale getirilmesi için eylem planı oluşturulmalıdır. Veri merkezleri hizmet sağlamak için çok fazla güce
ihtiyaç duymakta ve bu da CO2 emisyonlarını arttırmaktadır. Dünya Bankasına göre, ICT sektörüne ait

157. Age.
158. Dünya Bankası Finansmanlı OSB Kredilendirme Projesi, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Sanayi Bölgeleri | T.C. Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı
159. Yeni Nesil Bağlantının Gücü, 5G Teknolojisinin Türkiye için Ekonomik ve Sosyal Faydaları, Vodafone-Deloitte, 2022, sf. 90
160. Age.
161. Age.
52
karbon emisyonlarının %20-48’i veri merkezlerinden kaynaklı olarak ortaya çıkmaktadır.162 Yapılan bir
araştırmada veri merkezlerinin enerji tüketiminin 2016’da 200 TWh’den, 2030 yılına kadar 974 TWh’a
çıkacağı öngörülmektedir.163 Güney Kore, ikiz dönüşüm stratejisinin bir adımı olarak dijital altyapı
ve süreçlerin yeşil dönüşümünü de hedeflemektedir. Bu kapsamda, Hükümet, bulut bilişiminden
yararlanarak veri merkezlerini ve iletişim ağı altyapısını yeşil hale getirmeyi, böylelikle ICT ​​hizmeti
enerji verimliliğini %40 artırmayı planlamıştır.

Veri merkezlerinin ürettiği ısıdan bölgesel ısınma için yararlanılması da enerji verimliliği sağlayacaktır.
Bu kapsamda gerekli teşvik ve iş birliği mekanizmasının kurulması önerilmektedir.

Hızla gelişen teknoloji, eski cihazların yerini yeni modellere bırakmasıyla birlikte elektronik atık
miktarında artış yaşanması, dünya genelinde e-atık yönetiminin zorluğunu daha da artırmaktadır. Dünya
Bankasına göre, düşük ve orta gelirli ülkeler e-atık yönetimini düzenleyen mevzuatın uygulanması ve
düzenlenmesi konusunda oldukça geridedir. Ekim 2019 itibarıyla yalnızca 78 ülkede e-atık yönetimi
politikası, mevzuatı veya yönetmeliği yürürlüktedir ve bu ülkelerin birçoğunda politikalar yasal olarak
bağlayıcı olmadığı için e-atıkların yönetilmesi de zorlaşmaktadır.164 Oysa, elektronik aletler, kablolar,
vb. ürünlerin ömürleri dolduğunda bünyelerinde barındırdığı yüksek miktardaki maden ve plastiğin
toplanması, geri dönüştürülmesi ve ikincil ham madde haline getirilmesinin ekonomik etkisi yüksektir.

Ülkelerin ürün ömrü, geri toplama ve geri kazanım, geri dönüşüm konularında etkin politika araçları
oluşturması ve mevcut politikaların geliştirmesi önemlidir. Ürünlerin uzun ömürlü, ikincil ham
maddeden üretilmiş ve geri dönüştürülebilir olarak tasarlanması için gerekli teşvik ve düzenlemelerin
oluşturulması gerekmektedir.

162. Green Digital Transformation: How to Sustainably Close the Digital Divide and Harness Digital Tools for Climate Action, World Bank
(worldbank.org)
163. Usage impact on data center electricity needs: A system dynamic forecasting model, Applied Energy (sciencedirect.com)
164. Green Digital Transformation: How to Sustainably Close the Digital Divide and Harness Digital Tools for Climate Action, World Bank
(worldbank.org)

53
7.
Sonuç
Gelecek, yeşil ve dijital dönüşümlerin ne kadar iç içe geçtiğine bağlı olacaktır.165 Geçişleri etkili bir şekilde
uyumlu hale getirecek çabaların optimize edilmesi önemlidir. Özellikle gelişmekte olan ekonomilerin yeşil
dönüşümü, dijital dönüşümle beraber yürütülmediği noktada sürdürülebilir kalkınma anlamında istenen
düzeye erişilmesi yavaşlayacaktır.

Türkiye, rekabet gücünü kaybetmek istemiyor ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerini gerçekleştirmeyi


amaçlıyorsa hem yeşil hem de dijital dönüşüm süreçlerini hızlandırmalıdır. İklim değişikliği ile mücadele ve
sürdürülebilir kalkınma yolunda ilerlerken, dijital dönüşüm kilit bir rol oynamaktadır. Dijital teknolojilerin
sunduğu verimlilik, şeffaflık ve yenilikçi çözümler, yeşil dönüşümü hızlandırmada ve Türkiye’nin küresel
rekabet gücünü korumasında kritik önem taşımaktadır.

Dijital dönüşümün ilk adımı da dijital altyapı yatırımlarının hızlandırılması, kolaylaştırılması ve finansal
anlamda uygulanabilir hale getirilmesidir. 5G teknolojisine geçilmemesinin ekonomik maliyetinin yanı sıra,
çevresel ve sosyal maliyeti de bulunmaktadır.

Türkiye’nin dijital teknolojilere yönelik teşvik ve destek politikalarını artırması gerekmektedir. Bu politikalar,
özellikle yenilikçi dijital çözümlerin geliştirilmesi ve uygulanması, dijital altyapının güçlendirilmesi ve dijital
yeteneklerin geliştirilmesi gibi alanlara odaklanmalıdır. Ayrıca, yeşil ve dijital dönüşüm süreçlerinin etkin bir
şekilde bütünleştirilmesi, ulusal ve uluslararası düzeyde koordinasyon ve iş birliğini gerektirmektedir.

165. Towards a green & digital future, pg. 21, JRC Publications Repository (europa.eu)

54
Dijital dönüşüm adil, kapsayıcı ve eşitlikçi olmalıdır ve değişikliklerden olumsuz etkilenebilecek gruplar
korunmalıdır. Dönüşümün faydalarının herkes tarafından erişebilir olduğundan emin olunmalıdır. Adalet ve
şeffaflık algısı, sosyal kabulde önemli bir faktördür. Başarılı bir dijital dönüşümde, teknoloji altyapısına ve
hizmetlerine coğrafya, gelir, eğitim seviyesi veya yaşa bakılmaksızın herkes erişebilmelidir.

Vodafone Türkiye örneği üzerinden incelenen dijital çözümlerin, yeşil dönüşümde sağladığı olumlu etkiler ve
rekabet avantajları, Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmasında önemli katkı sağlamaktadır.
Dijital dönüşüm, sadece ekonomik büyüme ve verimlilik artışı sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda çevresel
sürdürülebilirliği de desteklemektedir.

Bu rapor, Türkiye’nin ikiz dönüşüm yolculuğunda attığı ve atması gereken adımları vurgularken, gelecekteki
politika geliştirme süreçleri için de bir rehber oluşturmayı amaçlamıştır. Türkiye’nin hem yeşil hem de dijital
dönüşüm süreçlerini başarıyla yürütebilmesi için gerekli politika ve stratejilerin oluşturulması, ulusal ve
küresel düzeyde sürdürülebilir gelecek için kritik öneme sahiptir.

55
Kaynakça
Arellano, M. and Bond, S. (1991) “Some Tests of Specification for Panel Data: Monte Carlo Evidence and an Application to
Employment Equations”, Review of Economic Studies, 58(2), 277-297.

Arellano, M. and Bover, O. (1995) Another Look at the Instrumental Variable Estimation of Error-Component Models.
Journal of Econometrics, 68, 29-52.

Amazon. (2023, January 18). How an agriculture company uses AWS Cloud computing to increase sustainability and feed
more people. Retrieved from https://www.aboutamazon.com/news/aws/how-cropx-uses-aws-cloud-computing-
for-farming#:~:text=The%20CropX%20platform%20is%20accessible,weather%2Drelated%20data%20
points%20daily.

Aramco. (2022). Aramco Sustainability Report 2022. Retrieved from https://www.aramco.com/-/


media/downloads/sustainability-report/report-2022/2022-sustainability-report-en.
pdf?la=en&hash=BCE171B7986D35B38FB08125A96850B1431CFAF8

ASCR. (2019). Aspern Smart City Research Final Report. Retrieved from https://www.ascr.at/wp-content/
uploads/2020/09/ascr-abschlussbericht-2019-EN-low.pdf

Cisco. (n.d.). Case Study: Port of Rotterdam. Retrieved from https://www.cisco.com/c/en/us/about/case-studies-customer-


success-stories/port-of-rotterdam.html

CropX. (2023). Product Brochure 2023. Retrieved from https://cropx.com/wp-content/uploads/2023/02/CropX-System-


Product-Brochure_Email-4.pdf

Hannan, M., Begum, R., Ali Q., A.-S., Ker, P., Al Mamun, M., Hussain, A., . . . Mahlia, T. (2020). Waste collection route
optimisation model for linking cost saving and emission reduction to achieve sustainable development goals.
doi:10.1016/j.scs.2020.102393

Kurniawan, T. A., Othman, M. H., Liang, X., Hwang Goh, H., Gikas, P., Kusworo, T., . . . Chew, K. (n.d.). Decarbonization in
waste recycling industry using digitalization to promote net-zero emissions and its implications on sustainability.
doi:10.1016/j.jenvman.2023.117765

Port of Rotterdam. (2023). Annual Report 2022: Making room for transition. Retrieved from https://reporting.
portofrotterdam.com/FbContent.ashx/pub_1011/downloads/v230308134647/Highlights-annual-report-2022-
Port-of-Rotterdam-Authority.pdf

Rahman, M., Hasan, M., Islam, R., Hasan, A., Islam Bithi, N., & Rahman, M. M. (2022). Intelligent waste management system
using deep learning with IoT. doi:10.1016/j.jksuci.2020.08.016

Shahrokni, H., van der Heijde, B., Lazarevic, D., & Brandt, N. (2014). Big Data GIS Analytics Towards Efficient Waste
Management in Stockholm. doi:10.2991/ict4s-14.2014.17

Siemens. (2021, November). Factsheet Siemens & Aspern Smart City Research (ASCR). Retrieved from https://assets.new.
siemens.com/siemens/assets/api/uuid:10487c2a-f752-40d6-9058-f05d81f47d4f/Fact-sheet-Siemens-ASCR-en-
Nov2021.pdf

Sircar, A., Nair, A., Bist, N., & Yadav, K. (n.d.). Digital twin in hydrocarbon industry. doi:10.1016/j.ptlrs.2022.04.001

The Global Enabling Sustainability Initiative. (2019). Digital with Purpose: Delivering a SMARTer2030. Retrieved from
https://gesi.org/storage/files/DIGITAL%20WITH%20PURPOSE_Summary_A4-WEB_watermark.pdf

United Nations. (n.d.). Twin transition for global value chains: Green and Digital. Retrieved from https://unctad.org/
system/files/official-document/presspb2023d5_en.pdf

Ur Rehman, S., Giordino, D., Zhang, Q., & Alam, G. M. (2023). Twin transitions & industry 4.0: Unpacking the relationship
between digital and green factors to determine green competitive advantage. Technology in Society.

Vodafone Business. (n.d.). Şirketler İçin 4 Adımda Sürdürülebilirlik Rehberi. Retrieved from https://cms.vodafone.com.tr/
static/document/22-12/02/corp_compressed-1.pdf

56
Vodafone Türkiye. (2022). Vodafone Türkiye 2022 Çevresel, Sosyal ve Yönetişim (ÇSY) Raporu. Retrieved from https://
cms.vodafone.com.tr/static/files/22-11/30/vodafone-turkiye-2022-csy-raporu.pdf

Vodafone Türkiye. (n.d.). Akıllı Fabrika Çözümü. Retrieved from Vodafone Türkiye: https://www.vodafone.com.tr/
vodafone-business/akilli-fabrika-cozumleri

Vodafone Türkiye. (n.d.). Akıllı Süreç Yönetimi. Retrieved from Vodafone Türkiye: https://www.vodafone.com.tr/vodafone-
business/surec-yonetimi

Vodafone Türkiye. (n.d.). Araç Takip Sistemi. Retrieved from Vodafone Türkiye: https://www.vodafone.com.tr/vodafone-
business/arac-takip-sistemi

Vodafone Türkiye. (n.d.). Bulut Platform Çözümleri. Retrieved from Vodafone Türkiye: https://www.vodafone.com.tr/
vodafone-business/bulut-cozumleri

Vodafone Türkiye. (n.d.). Dijital Tarım Çözümü. Retrieved from Vodafone Türkiye: https://www.vodafone.com.tr/vodafone-
business/dijital-tarim-uygulamalari

Vodafone Türkiye. (n.d.). Red Enerji. Retrieved from Vodafone Türkiye: https://www.vodafone.com.tr/vodafone-business/
red-enerji

https://www.esdn.eu/fileadmin/ESDN_Reports/ESDN_Report_2_2020.pdf

https://unfccc.int/sites/default/files/resource/parisagreement_publication.pdf https://climate.ec.europa.eu/eu-action/
eu-emissions-trading-system-eu-ets_en

https://www.wwf.org.tr/calismalarimiz/iklim_ve_enerji/

https://www.fsb-tcfd.org/about/

https://www.mei.edu/publications/confronting-climate-change-turkey-needs-green-leadership-now-more-ever

https://assets.bbhub.io/company/sites/60/2021/10/FINAL-2017-TCFD-Report.pdf

https://iklim.gov.tr/db/turkce/haberler/files/20230523%20Impacts%20of%20CBAM%20on%20Turkiye%20
phase%202%20report%20FV3%20(2)-sayfalar-1,3,5-16%20(1)%20(1).pdf

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3201595

https://erf.org.eg/app/uploads/2021/10/1635348161_993_1169802_1500.pdf

https://ticaret.gov.tr/dis-iliskiler/avrupa-birligi/yani-basimizdaki-dev-pazar-avrupa-
birligi#:~:text=%C3%9Clkemiz%2C%202022%20y%C4%B1l%C4%B1nda%20
AB’nin,ihracat%C4%B1m%C4%B1zda%20ilk%20s%C4%B1rada%20yer%20almaktad%C4%B1r.

https://openknowledge.worldbank.org/entities/publication/01826a0c-059f-5a0c-91b7-2a6b8ec5de2f

https://www.worldbank.org/en/country/turkey/brief/key-highlights-country-climate-and-development-report-for-turkiye

https://joint-research-centre.ec.europa.eu/jrc-news-and-updates/5-digital-solutions-greener-europe-2022-07-05_en

https://www.oecd.org/publications/digitalisation-for-the-transition-to-a-resource-efficient-and-circular-economy-
6f6d18e7-en.htm

https://www.tskb.com.tr/uploads/file/cd6533888614ef3610e0aa6413fa09d2-1631186224394.pdf

https://www.vodafone.com/sites/default/files/2021-11/es-sme-digital-toolkit-case-study.pdf

https://www.ipcc.ch/report/ar6/wg3/downloads/report/IPCC_AR6_WGIII_Chapter_16.pdf

https://oecd.ai/en/wonk/save-the-planet

https://link.springer.com/article/10.1057/s41295-022-00304-6

https://www.unep.org/explore-topics/technology/what-we-do/digital-transformation/why-has-unep-embarked-its-digital

https://publications.jrc.ec.europa.eu/repository/handle/JRC129319

https://www.theguardian.com/us-news/2023/jun/27/canada-wildfire-smoke-returns-new-york-air-quality

57
https://www.aa.com.tr/tr/yasam/uzmanindan-karadenizdeki-sel-felaketine-iliskin-iklim-degisikligi-vurgusu/2943775

https://tr.euronews.com/2021/08/16/karadeniz-de-sel-hayat-n-kaybedenlerin-say-s-74-e-yukseldi

https://www.mgm.gov.tr/veridegerlendirme/kuraklik-analizi.aspx?d=yillik

https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/PDF/?uri=CELEX:52022PC0453

https://commission.europa.eu/business-economy-euro/doing-business-eu/corporate-sustainability-due-diligence_en

https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S2210670722002190

https://www.oecd-ilibrary.org/environment/digitalisation-for-the-transition-to-a-resource-efficient-and-circular-
economy_6f6d18e7-en;jsessionid=ElpsLwTyzOaMJz1CCi6Odn8SW3NQMvpDeQ43AySa.ip-10-240-5-146

https://www.vodafone.com.tr/vodafone-business/kobi-akademi/dijital-donusum

https://www.epa.gov/climateleadership/climate-risks-and-opportunities-defined#:~:text=There%20are%20two%20
categories%20of,physical%20impacts%20of%20climate%20change.

https://food.ec.europa.eu/horizontal-topics/farm-fork-strategy_en

https://www.bbc.com/turkce/articles/c1w9pdx61qpo

https://www.oecd.org/digital/going-digital-project/

https://cdn.digitaleurope.org/uploads/2021/10/DIGITALEUROPE_Digital-action-Climate-action.pdf

https://www.oecd-ilibrary.org/environment/digitalisation-for-the-transition-to-a-resource-efficient-and-circular-
economy_6f6d18e7-en;jsessionid=aomHavQK4jlkATBR92XYAXYaYcz7QNa4UTdWD9mB.ip-10-240-5-75

https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0306261921003019?ref=pdf_download&fr=RR-
2&rr=823cf0611f6c684c

https://wseas.com/journals/ps/2020/a125116-083.pdf

https://asiatimes.com/2023/03/chinas-grand-plan-for-a-world-beating-digital-future/#:~:text=The%20plan%20
aims%20to%20promote,goal%2C%20according%20to%20the%20plan

https://onikinciplan.sbb.gov.tr/wp-content/uploads/2023/11/On-Ikinci-Kalkinma-Plani_2024-2028.pdf

https://digichina.stanford.edu/work/analyzing-chinas-2021-2025-informatization-plan-a-digichina-forum/

https://www.dcz-china.org/2023/03/16/china-releases-report-on-development-of-digital-villages/

https://encyclopedia.pub/entry/47634

https://www.mdpi.com/2071-1050/15/13/10423

https://www.oecd.org/digital/going-digital-synthesis-summary.pdf

https://erc.undp.org/evaluation/documents/download/22572

https://www.undp.org/uganda/blog/undp-jumia-and-market-vendors-all-benefiting-unique-e-commerce-partnership

https://www.undp.org/digital/news/undp-teams-e-commerce-giant-jumia-bring-uganda%E2%80%99s-markets-online

https://ewastemonitor.info/wp-content/uploads/2020/11/GEM_2020_def_july1_low.pdf

58
Bu rapor Vodafone Türkiye destekleriyle
KPMG Yönetim Danışmanlığı A.Ş. (KPMG)
tarafından hazırlanmıştır.

Grafik tasarım: kirmizitasarim.com

Bu raporun her hakkı Vodafone Türkiye’ye aittir.


Haziran 2024

59
Kaynakça

You might also like