copsikiyatri6-4-8

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 6

Cezaevlerinde ruhsal bozukluklar

Elias Abdalla-Filhoa,b, Patricia A. De Souzac, Juliana F. Tramontinad ve


José G.V. Tabordae

Gözden geçirmenin amacı Purpose of review


Cezaevlerinde ruhsal bozuklukları olan kişilerin bulunması The existence of people with mental disorders in
dünyanın her yerinde rastlanan bir gerçektir. Bu makalenin prisons is a reality found worldwide. The purpose
amacı sadece bu konu hakkında 2009 yılında yapılan of this article is not only to review the publications
yayınları gözden geçirmek değil, aynı zamanda bu konuda on this subject in 2009 but also to stimulate
daha fazla bilimsel çalışmaların yapılmasına katkı discussions that could contribute to its further
sağlayabilecek tartışmaları tetiklemektir. scientific study.
Son bulgular Recent findings
2009 yılında cezaevlerinde kalan kişilerde madde kullanımı Most studies published in 2009 related to drug use among
ve bunun sonuçları hakkında yayınlanan çoğu çalışma bu inmates and its consequences made it clear that this kind of
tip bozukluğun suç işlemeyle ruhsal hastalığa göre daha disorder has a closer relationship with the crime than with
yakın bir ilişkisi olduğunu göstermiştir. mental illness.
Özet Summary
Cezaevlerinde ruhsal hastalığı olan kişilerin bulunması The existence of the mentally ill in prisons is a
karmaşık bir sorun olup, çeşitli araştırmalar bu kişilerdeki complex issue and the studies attempt to analyze
bozuklukların tipi, suçluların cinsiyeti, hapsetmekle tedavi aspects such as the type of disorder, sex of criminals,
etmek arasındaki zıtlık, kanunlar, zararın azaltılması ve the opposition between incarceration and treatment,
damgalanma gibi konuları analiz etmeye çalışmaktadır. Bu policy, harm reduction and stigma. A further study on the
çalışmada ortaya çıkan değişkenler çeşitli sosyoekonomik variables raised in this work is required, as well as
ve kültürel gerçeklerle ilişkili olduğundan, başka değişkenler examining others, to the extent that they are relevant
yanında bu değişkenler hakkında da daha ileri bir araştırma to the various socio-economic and cultural
gereklidir. realities.
Anahtar kelimeler Keywords
suç eğilimi, ilaç kullanımı, ruhsal bozukluk, cezaevi criminality, drug use, mental disorder, prison

Current Opinion in Psychiatry TÜRKÇE BASKI Current Opinion in Psychiatry TURKISH EDITION
Cilt 6, Sayı 4, 2010. Vol 6, No 4, 2010.

a
Legal Medicine Institute of Brasilia, bUniversity of Brasilia, cDepartment Giriş
of Psychiatry, University of Brasília, Brasília DF, dFederal University of
Health Sciences of Porto Alegre and eDepartment of Clinical Medicine, Mahkumlar arasında ruhsal bozukluk hızlarının yük-
Federal University of Health Sciences of Porto Alegre, Porto Alegre RS,
Brazil
sek olması ruhsal bozukluklar ile suç eğilimi arasında-
ki ilişkiye duyulan ilgiyi artırmıştır. Bu ilişki çokça tarif
edilmiştir, ancak cezaevlerinin bir ıslah kurumu olarak
Yazıșma adresi: Elias Abdalla-Filho, MD, PhD, SQN 309, Bloco l,Ap. 603,
Brasília DF 70755-120, Brazil
Tel: +55 61 33476690; fax: +55 61 33223066; ya da ruh sağlığı sistemi içindeki sınırları henüz net de-
e-mail: elias.abdalla@terra.com.br
ğildir.
Current Opinion in Psychiatry 2010, 23:463–466
© 2010 Wolters Kluwer Health | Lippincott Williams & Wilkins Son 12 ayda yapılan çalışmaların büyük çoğunluğu
0951-7367 mahkûmlarda madde kullanımı ve bunun sonuçları
hakkındadır [1, 2, 3]. Buna ilave olarak, entelektüel
Çeviri: Dr. Mustafa Çelik yeti kaybı [4], dikkat eksikliği hiperaktivite bozuklu-
ğu [5] ve birlikte olan bozukluklar hakkında az sayıda
yayın bulunmaktadır [6, 7, 8].

233
234 Adli psikiyatri

Ancak ruhsal bozukluğun görünümü her zaman tam net mik faktör ikincil bir tedavi hedefi olsa da, bu çalışma
değildir. Gardiyanlar gibi tıbbi olmayan çalışanların bi- etkin bir müdahalenin önemini vurgulamaktadır.
le tanıyabilecekleri bozuklular yanında, Bulten ve arka-
Rothbard ve arkadaşları [8], kırsal bölgedeki bir ce-
daşları [9] bunlar kadar aşikar ve şiddetli olmayan,
zaevi programında yer alan hastalığı olan bireylere
hatta özgül olarak teknik bilgi gerektiren önemli ruhsal
uygulanan tedavi seanslarının daha yüksek sayıda ol-
bozuklukları ele alacak ilave çalışmalar yapılmasını
masının, tekrar cezaevine girme hızını anlamlı olarak
önermiştir. Bu önerinin amacı hasta gibi görülmeyen
azalttığını tespit etmiştir.
hastalara da terapötik yardım sunulmasıdır.
Fazel ve arkadaşları [11], 12 ülkede 2003-2007 yılla-
Diğer yandan, Mc Dermott ve Sokolov [10], Sacramen-
rı arasındaki cezaevi yatışlarında intiharlar ve nedeni
to County Cezaevi’nde yürütülen bir çalışmada yüksek
belirlenememiş ölümler hakkındaki verileri toplamış-
bir temaruz prevalansı saptamıştır. Değerlendirilen kişi-
tır. Yazarlar intihar ve cinsiyet farklılıkları hakkında
lerin %66’sından fazlasının psikiyatrik belirtileri oyna-
ilginç veriler bulmuştur. Verisi toplanan 861 intihar va-
dığı bulunmuştur ve bu da psikiyatrik değerlendirmede
kasından 810’u erkektir. Ülkelerin çoğunda cezaevin-
daha uyanık olunmasını gerektirmektedir.
de intihar hızları 100.000 mahkumda 100’ün üzerinde
Birçok çalışma cezaevlerinde ruh sağlığı hakkındaki bulunmuştur. Buna ilave olarak, kaba rölatif hızların
farklı konuları netleştirmenin önemini göstermiştir. Bu (genel intihar hızlarıyla karşılaştırılan cezaevi intihar
derlemede 2009 yılından beri bu konuda yayınlanmış hızları) hepsi artmıştır ve 3 ile 8 arasındadır. Cinsiyete
literatür gözden geçirilmiştir. İlave olarak, ruhsal bo- özgü sayıları bildirebilen dokuz ülkede 51 kadın intihar
zukluğu olan suçlulara yaklaşımda muhtemel değişik- etmiştir. Çoğu ülkede mutlak intihar sayıları 0 ile 4 ara-
liklere yol açabilecek tartışmaları uyarmaya yönelik sında bulunmuştur. İrlanda dışında, genel toplumla kar-
sorulara da yer verilmiştir. şılaştırıldığında rölatif hızlar 6’nın üzerinde olmuştur.
Yazarlar cezaevindeki intihar hızlarının genel tolum-
daki intihar hızlarını yansıtmadığı ve cezaevi intihar
hızlarındaki çeşitliliklerin ceza hukuku sistemlerinde-
Ruhsal bozukluklar ve ki farklılıkları yansıttığı sonucuna varmıştır.
madde-ilaç kullanımı
Genç erkek mahkumlarda entellüktüel yeti kaybı pre-
Farklı türlerdeki ruhsal sorunlarda suç ile ruhsal bo- valansını araştıran bir çalışmada, sınırda zeka geriliği
zukluk arasındaki ilişki aynı yoğunlukta değildir. %11 bulunmuştur [4]. Böyle bir sınır zeka geriliği po-
Madde-ilaç kullanımına daha fazla odaklanılmasının pülasyonuyla ilgili önemli bir sorun vardır, çünkü bu
muhtemel bir sebebi madde kullanımı ile şiddet dav- kişiler, ne bir ruh sağlığı hizmeti gereksiniminin ne de
ranışı arasındaki ilişkidir. Sacks ve arkadaşlarına [7] öğrenme güçlüğünün ölçütlerini karşıladıkları için, hiz-
göre, tüketilen alkol miktarı ve madde kullanımının met sunumunda açıkta kalan ‘aradaki’ kişilerdir.
sıklığı özbildirime dayanan şiddet olasılığının daha faz-
la olmasıyla ilişkili bulunmuştur. Diğer yandan aynı Bu hasta grubunun genellikle ruh sağlığı çalışanlarının
analizler ruh sağlığı sorunlarının antisosyal kişilik so- ilgisini çok fazla çekmediğini vurgulamak önemlidir.
runları haricinde şiddet davranışında artışa işaret etme- Bu durum birkaç sebebe bağlı olabilir. Bunlardan biri-
diğini göstermiştir. si hastaların özgül olarak bir tedaviyi düşündürecek
standart tanı sınıflandırmalarına uymamasıdır. Ancak
Benzer şekilde, French ve arkadaşları [3] da madde sağlık çalışanları standart davranışlarından vazgeçip
kullanım bozukluklarının mükerrer suç işleyenlerde sık her bir hastanın ruhsal yapısını kapsamlı olarak incele-
olduğunu bildirmiştir. Yazarlar mükerrer suç işleyen er- medikçe, suç davranışıyla olan bazı önemli ilişkileri at-
kek suçlular için taburculuk öncesi yapılan bir madde lama riski olacaktır.
kullanımı tedavi programı hakkında kapsamlı bir eko-
nomik değerlendirme yürütmüşlerdir. Yazarlar, tedavi
görmeyen madde kullanım bozukluğu olan eşleştiril-
miş bir karşılaştırma grubuna kıyasla, müdahale gru- Uygulamalar
bunda taburculuk sonrasındaki 1 yılda ekonomik Benos ve arkadaşlarına [12] göre, geçmişte mah-
yararın 4307-6209 dolar olduğunu bulmuştur. Ekono- kûmlar için tedavi imkânları çok azdı. Ancak yazarlar
Cezaevlerinde ruhsal bozukluklar Abdalla-Filho ve ark. 235

daha sonra Amerika Birleşik Devletleri’ndeki cezaev- neklemde rehabilitasyon konusunda konsensüs olma-
lerinde terapötik toplulukların baskın model haline gel- sının etkilerini araştırmıştır. Ekibin rehabilitasyon orta-
diğini vurgulamıştır. Siyasetçiler ve kanun koyucular lama skorlarının yüksek olmasının departmanlar arası
bu uygulamanın ardından yeniden suç işlemede azal- kooperasyonun daha fazla olması ve diğer ekip çalışma
ma olmasıyla ilgilenmeye başlamıştır. Günümüzde bu gruplarına daha fazla saygı gösterilmesi ile ilişkili ol-
programlar ve müfredatlarda çok büyük değişiklikler duğu bulunmuştur. Ancak uzlaşının yüksek olması
yapılmış olup, bu programlar bilişsel davranışçı tera- meslekte daha yüksek düzeyde hayal kırıklığı, organi-
pi, suç düşüncesi terapisi ve On iki Basamak’tan bile- zasyonel değişikliğe karşı karamsarlık ve organizasyo-
şenler içermektedir. na bağlılığın düşük düzeylerde olmasını yordamıştır.
Bu örneklemde konsensüs değişimle ilişkili bulundu-
Bu gelişmelere karşın, Sheard ve arkadaşları [13] İn- ğundan, yazarlar uzlaşının, farklı hedeflerin organizas-
giliz cezaevlerinde opiat kullananlara yönelik şu anki yonun ortamına etkisini değerlendirmekte kendine
tedavi politikasını eleştiren bir çalışma yapmıştır. İn- özgü bir rolü olduğu ve organizasyon ortamının etkile-
giltere’deki cezaevlerinde en sık detoksifikasyon formu ri söz konusu olduğunda dikkate alınması gerektiği so-
olarak dihidrokoderin kullanılmaktadır. Yazarlar hem nucuna varmıştır.
cezaevi ortamında opiat detoksifikasyonu yapılan eri-
şkin erkeklerde buprenorfinin dihidrokodeinden daha
etkili olabileceğini öne sürmüştür, hem de detoksifi-
kasyon programlarının yetersiz olduğunu belirtmiş ve Cinsiyet
yoksunluk elde edenlerde tekrar hızının yüksek olma- Cinsiyet, cezaevlerinde ruhsal hastalıkları araştıran çok
sı sebebiyle cezaevi ortamında idame programlarına sayıda yazıda değerlendirilen önemli bir parametredir.
ihtiyaç duyulduğuna vurgu yapmıştır. Chandler ve ar- Kadınların cezaevine yatırılma hızlarında sabit bir artış
kadaşları tarafından yapılan bir başka önemli çalışma- olmuştur ancak kadın mahkumlar hakkında yapılmış
da [14], ilaç kötüye kullanımı ve bağımlılığı tedavisiyle araştırmalar az sayıdadır. Drapalski ve arkadaşları [17],
ilişkili nörobilimde birçok gelişmeler gerçekleşmiş ol- kadın mahkumların ihtiyaçlarında önemli farklılıklar ol-
sa da, çoğu bireyin tedavi görmediği tespit edilmiş- duğunu öne sürmüştür. Yazarlar ihtiyaçların doğasının
tir. kadın ve erkek mahkumlar arasında bir miktar değişti-
ği sonucuna varmıştır. İlave olarak, kadın mahkumlar-
Bahsedilen yazarlar tarafından eleştirildiği gibi çok sa-
da somatik endişeler, anksiyete ve anksiyete ile ilişkili
yıda ilaç bağımlısının tedavi görmemesi yanında, bu
diğer bozuklukların belirtileri erkeklerden daha yüksek
tip tedavideki bir zorluk terapötik başarıda önemli bir
hızlarda bulunmuştur. Travma ile ilişkili belirtiler ve sı-
kısıtlılık getirmektedir. Bu zorluk hastanın tedavi mo-
nır kişilik özellikleri kadın mahkumlarda bir miktar da-
tivasyonudur. Sheard ve arkadaşları [13] tarafından or-
ha yaygın olsa da, erkek mahkumların yaklaşık üçte
taya konan eleştiri anlamlıdır, ancak başka terapötik
birinde klinik olarak anlamlı travma ile ilişkili ya da sı-
yaklaşımlar da etkili olmak için hastanın tedaviye ilgi
nır kişilik belirtileri saptanmıştır. Yazarlar bu bulguların
göstermesini gerektirir ki bu ilgi her zaman bulunma-
cezaevine yatış sırasında ve sonrasında cinsiyetten ba-
maktadır.
ğımsız olarak travma sonrası stres bozukluğu ve sınır
İlaç kullanan mahkûmların karmaşık ihtiyaçları vardır kişilik bozukluğu için değerlendirme yapma ve tedavi
ve bunlar geniş bir aralıkta hizmetler, eşgüdümlü ak- vermenin önemini vurguladığını belirtmektedir.
tiviteler ve ilişkiler olmasını gerektirir. Bu sebeple
Lehman ve arkadaşları [15], ıslah kurumları ile mad- Oser ve arkadaşları [1], kişiyi çevreleyen hizmetlerle
de kullanımı tedavi organizasyonları arasında var olan kadına özgü ihtiyaçlar ele alındığında, kadınların mad-
eşgüdüm uygulamalarını açıklayan verileri analiz et- de kullanımı ile ilişkili sonlanımlarının iyileştiği sonu-
miştir. Ruhsal bozuklukları olan mahkûmlar düşünül- cuna varmıştır. Bu ihtiyaçlar arasında çocuk bakımı
düğünde iki farklı ekip grubu onlarla temas halindedir: sağlanması, iş bulma yardımı ve ruh sağlığı danışman-
Ruh sağlığı çalışanları ve güvenlik otoriteleri. Bazen lığı yer almaktadır. Yazarlar cezaevindeki kadın mah-
bunların işlevsel kısıtlılıkları örtüşmektedir. kûmların erkeklere kıyasla daha az hizmet aldığını
bildirmiştir, ki bu da muhtemelen taburcu olduklarında
Melnick ve arkadaşları [16], cezaevi ıslah memurları hizmet ihtiyaçlarının daha fazla olacağını düşündür-
ve madde kullanımı tedavi personelinden oluşan bir ör- mektedir.
236 Adli psikiyatri

Bazı yazarlar kadın mahkûmlar tarafından işlenen suç- madde kullanımı hakkında ders almıştır ve serbest kal-
ların daha iyi anlaşılması gerektiğini düşünmektedir. dığında arkadaşlarıyla daha uzun süre eğlenceli aktivi-
Suç, eğitim düzeyinin yanında, stabil bir aile ortamı, ay- telerde bulunmuştur. Tahliye sonrası başarılı olanlar
lık gelir, suç işleme öyküsü, madde kullanımı ve köken arkadaşlarından destek almaya ilave olarak, aileden da-
alınan ailelerde kişilerarası şiddet ile de ilişkilidir. Luta ha fazla destek almıştır ve öz-etkinlikleri daha fazla ol-
ve arkadaşları [18], aşağıdaki değişkenleri analiz etmi- muştur, ki bu da ilaçlardan ve ilaç kullanan akran-
ştir: Saldırının tipi, saldırganın suçu işlediği tarihteki larından uzak durmada onlara yardımcı olmuştur.
evlilik durumu ve çocuk sayısı, köken alınan ailedeki
durum, anne-babaları ve ağabeyleriyle ilişkileri, aylık
gelirleri, saldırgan tarafından açıklandığı şekliyle eş ile
ilişkinin şekli, köken aldıkları ailede ve kendi ailele-
Zararın azaltılması
rinde madde kötüye kullanımı ve şiddet öyküsü. Zararı azaltma hakkındaki çalışmalar enjeksiyonla
madde kullananlarda (EMK), maddeye bağlı zararlara,
Farklı yazarlar tarafından yapılan çalışmalardan gelen özellikle de HIV ve hepatit gibi kan kaynaklı pato-
bu yorumlar dikkate alındığında, cezaevinde yatan has- jenler konusundaki riske odaklanmıştır [22]. Milloy
talara sunulan psikiyatrik tedavinin analizinde cinsiye- ve arkadaşları [23], cezaevinde kalmanın EMK’lerin
tin önemli bir değişken olduğu açıktır. salıverildikten sonraki davranışları ve HIV riskleri üze-
rindeki etkilerini araştırmıştır. Yazarlar şırınga payla-
şımı ile salıverilme sonrası grubu arasında, eşleştirilmiş
kontrol grubuna kıyasla, istatistiksel olarak anlamlı bir
Cezaevi yatışı ve tedavi
ilişki gözlemlemiştir.
Piselli ve arkadaşları [6], İtalya’da yakın zamanda ce-
zaevine yatırılan erkeklerde madde kullanımı bozuklu- Bir başka çalışma [24], mahkumlar arasında HIV enfek-
ğu ya da bir başka psikiyatrik bozukluk prevalansının siyonu ile ilaç bağımlılığı prevalansının yüksek olma-
%54.3 olduğunu bildirmiştir. Case ve arkadaşları [19], sıyla birlikte enjeksiyon malzemelerinin paylaşımının
cezaevi oyalanma (diversion) programlarında yer alan cezaevlerini HIV transmisyonu için yüksek riskli bir or-
ruhsal bozukluğu olan hastaları ileriye dönük olarak in- tam haline getirdiğini öne sürmüştür. İğne ve şırınga
celemiştir [19]. Yazarlar cezaevinden toplum temelli programları ve opioid yerine koyma tedavileri çok çe-
hizmetlere yönlendirilen ruhsal bozukluğu olan hasta- şitli cezaevi ortamlarında cezaevi ekibi ya da mahkûm-
larda tutuklanma ve cezaevi gün sayısının daha az ol- ların sağlığı için olumsuz sonuçlar doğurmadan HIV için
duğunu bulmuştur. riskli davranışları azaltmakta etkili bulunmuştur.

DeBeck ve arkadaşları [20], madde kullananlar için şu Miller ve arkadaşları [25], hepatit C virusu (HCV), he-
anki cezaevi uygulamalarını eleştirmektedir; yazarlar patit B virusu (HBV) ve HIV enfeksiyonunu sadece ce-
bu politikanın etkisinin olduğundan az görüldüğünü öne zaevindeki EMK’lerde değil aynı zamanda cezaevinde
sürmektedir. Yazarların yürüttüğü çalışmada cezaevi yatış öyküsü olanlarda da araştırmıştır. HCV’ye maruz
yatışı, kendine madde enjekte eden kişilerde uzun dö- kalma prevalansı %70, HBV için %34 ve HIV için
nemli olumlu etki sağlamamıştır. İlave olarak, sonuçlar %1’den az bulunmuştur. Yazarlar zararın azaltılması
metadonun bu kişilerde daha önceki ilaç kullanımı sık- eğitimi ve kaynakların sunulmasıyla, genç EMK’lere
lığından bağımsız olarak enjeksiyonu bıraktırma potan- ulaşılmasının kan kaynaklı viral enfeksiyonlar ve en-
siyeli olduğuna işaret etmektedir. jeksiyonla madde kullanmaya bağlı diğer sağlıkla il-
gili ve sosyal sorunların çözümünde gerekli olduğu
İlginç bir yazıda [21], tekrar cezaevine giriş süreci ve sonucuna varmıştır.
bunun başarısıyla ilişkili değişkenler analiz edilmiştir.
Katılımcıların %82’si madde kullanmanın cezaevine
girmelerine katkı yaptığını söylemiştir. Başarılı olama-
yanların çoğunda bunun sebebi ilaç kullanmayla iliş- Damgalanma
kili sorunlardır ve çoğunun tekrar başlaması madde Birkaç yazar psikiyatride, özellikle de damgalanmanın
kullanan arkadaşlarla ilişkili olmuştur. Bırakmakta ruhsal bozukluğun olması ve eski bir mahkûm olmak-
başarılı olanlar daha büyük ihtimalle cezaevindeyken la kombine olduğu adli psikiyatride, sürekliliği olan bu
Cezaevlerinde ruhsal bozukluklar Abdalla-Filho ve ark. 237

konuyla uğraşmaktadır. Damgalanma hastaları kırıl- 3 French MT, Fang H, Fretz R. Economic evaluation of a pre-
gan bir duruma sokmaktadır ve bununla başa çıkmak release substance abuse treatment program for repeat crim-
inal offenders. J Subst Abuse Treat 2010; 38:31–41.
zordur. 
Yazarlar mahkûmlarda madde kullanım bozukluklarının
ekonomik yönlerini analiz etmektedir.
Van Olphen ve arkadaşları [26], alkol ve madde kulla-
4 Herrington V. Assessing the prevalence of intellectual dis-
nım öyküsü olan ve cezaevinden çıkan kadınların kar- ability among young male prisoners. J Intellect Disabil Res
şılaştığı çeşitli zorlukları incelemiştir. Bu çalışmaya 2009; 53:397–410.
göre bu şahısların (iş ve barınak olmaması başta olmak 5 Appelbaum KL. Attention deficit hyperactivity disorder in
üzere), sağlık hizmetlerine ulaşmakta ve aile ile top- prison: a treatment protocol. J Am Acad Psychiatry Law
lumla tekrar entegrasyonda büyük zorluklar yaşadıkla- 2009; 37:45–49.

rı bulunmuştur. Yazarlara göre zorluğun kaynağı alkol 6 Piselli M, Elisei S, Murgia N, et al. Co-occurring psychiatric
and substance use disorders among male detainees in Italy.
ve/veya maddelerin kullanılması ve cezaevinde kalma- Int J Law Psychiatry 2009; 32:101–107.
nın getirdiği çift damgalanmadır. 2009 yılında bu konu 7 Sacks S, Cleland CM, Melnick G, et al. Violent offenses as-
hakkında az sayıda yayın olsa da, biz ruhsal hastalık- sociated with co-occurring substance use and mental health
ları olan hastalarda damgalanmayla mücadele konu- problems: evidence from CJDATS. Behav Sci Law 2009;
27:51–69.
sunda giderek daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğini
vurgulamak için bu konuya değindik. Yazarlar alkol ve başka maddelerin kullanılmasının


diğer ruhsal bozukluklara kıyasla şiddet davranışına


daha fazla sebep olacağını vurguluyor.
8 Rothbard AB, Wald H, Zubritsky C, et al. Effectiveness of a
Sonuç
jail-based treatment program for individuals with co-occur-
ring disorders. Behav Sci Law 2009; 27:643–654.
Cezaevinde ruhsal bozukluğu olan kişilerin varlığı 9 Bulten E, Nijman H, van der Staak C. Psychiatric disorders
inkâr edilemeyecek bir gerçektir. Bu çalışmada açıkla- and personality characteristics of prisoners at regular prison
wards. Int J Law Psychiatry 2009; 32:115–119.
nan ve 2009 yılında yayınlanan çeşitli makalelerde
Yazarlar kolay tanınmayan ancak önemsiz de olmayan
mevcut uygulamalar, cinsiyet, zararın azaltılması ve


ruhsal bozuklukları araştırmanın önemini vurguluyor.


damgalanma gibi, konunun farklı yönleri tartışılmak-
10 McDermott BE, Sokolov G. Malingering in a correctional
tadır. setting: the use of the structured interview of reported
symptoms in a jail sample. Behav Sci Law 2009; 27:753–
Mahkûmların psikiyatrik tedavisinde daha fazla bi- 765.
limsel ve yasal değişiklikler yapılarak bu durumun 11 Fazel S, Grann M, Kling B, Hawton K. Prison suicide in 12
iyileştirilmesi konusunda arzu edilen ve gerekli deği- countries: an ecological study of 861 suicides during 2003–
2007. Soc Psychiatry Psychiatr Epidemiol 2010. [Epub
şiklikler sağlanabilir ve böylece bu konuya dahil olan ahead of print]
toplum, hasta ve ailede daha güzel etkileşim yolları
Yazarlar 12 ülkede cezaevinde gerçekleşen intiharları
oluşabilir.


çalışıyor ve hızlarda saptanan çeşitliliğin, adalet siste-


mindeki farklılıkları yansıttığı sonucuna varıyor.
12 Benos D, Stein F, Wexler HK. Response: pathways to re-
covery and reintegration. Addict Sci Clin Pract 2009; 5:13–
Kaynaklar ve okuma önerileri 15.

Özellikle ilgi çekici olduğu düşünülen araştırmalar; Yazarlar mahkûmlara önerilen terapötik seçeneklerin


gelişimini analiz ediyor: Geçmişte hiç yokken şu anda



özel ilgi uyandıran farklı seçenekler sunulabiliyor.

önemli ve ilgi uyandıran 13 Sheard L, Wright NM, El-Sayeh HG, et al. The Leeds Eval-
olarak işaretlenmiştir. uation of Efficacy of Detoxification Study (LEEDS) prisons
project: a randomized controlled trial comparing dihy-
1 Oser C, Knudsen H, Staton-Tindall M, Leukefeld C. The drocodeine and buprenorphine for opiate detoxification.
adoption of wraparound services among substance abuse Subst Abuse Treat Prev Policy 2009; 4:1.
treatment organizations serving criminal offenders: the role 14 Chandler RK, Fletcher BW, Volkow ND. Treating drug abuse
of a women-specific program. Drug Alcohol Depend 2009; and addiction in the criminal justice system: improving pub-
103:S82–S90. lic health and safety. JAMA 2009; 301:183–190.
2 Milloy MJ, Kerr T, Buxton J, et al. Methamphetamine use 15 Lehman WE, Fletcher BW, Wexler HK, Melnick G. Organi-
and rates of incarceration among street-involved youth in a zational factors and collaboration and integration activities in
Canadian setting: a crosssectional analysis. Subst Abuse criminal justice and drug abuse treatment agencies. Drug
Treat Prev Policy 2009; 4:17. Alcohol Depend 2009; 103:S65–S72.
238 Adli psikiyatri

16 Melnick G, Ulaszek WR, Lin HJ, Wexler HK. When goals di- parolees? Int J Offender Ther Comp Criminol 2009. [Epub
verge: staff consensus and the organizational climate. Drug ahead of print].
Alcohol Depend 2009; 103:S17–S22.
22 Rafiey H, Narenjiha H, Shirinbayan P, et al. Needle and sy-
17 Drapalski AL, Youman K, Stuewig J, Tangney J. Gender dif- ringe sharing among Iranian drug injectors. Harm Reduct J
ferences in jail inmates’ symptoms of mental illness, treat- 2009; 6:21.
ment history and treatment seeking. Crim Behav Ment
23 MilloyMJ, Buxton J, Wood E, et al. Elevated HIV risk be-
Health 2009; 19:193–206.
haviour among recently incarcerated injection drug users in
18 Luta V, Pasca V, Enache A, et al. Women criminality: the in- a Canadian setting: a longitudinal analysis. BMC Public
fluence of sociofamilial history and status. Leg Med (Tokyo) Health 2009; 9:156.
2009; 11:S386–S389.
24 Jürgens R, Ball A, Verster A. Interventions to reduce HIV
19 Case B, Steadman HJ, Dupuis SA, Morris LS. Who suc- transmission related to injecting drug use in prison. Lancet
ceeds in jail diversion programs for persons with mental Infect Dis 2009; 9:57–66.
illness? A multisite study. Behav Sci Law 2009; 27:661–
25 Miller ER, HellardME, Bowden S, et al. Markers and risk fac-
674.
tors for HCV, HBV and HIV in a network of injecting drug
20 DeBeck K, Kerr T, Li K, et al. Incarceration and drug use users in Melbourne, Australia. J Infect 2009; 58:375–382.
patterns among a cohort of injection drug users. Addiction
26 Van Olphen J, Eliason MJ, Freudenberg N, Barnes M.
2009; 104:69–76.
Nowhere to go: how stigma limits the options of female drug
21 Bahr SJ, Harris L, Fisher JK, Armstrong AH. Successful users after release from jail. Subst Abuse Treat Prev Policy
reentry: what differentiates successful and unsuccessful 2009; 4:10.

You might also like