psikolojiozel2-3-2 (1)

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 8

Turkiye Klinikleri J Psychol-Special Topics 2017;2(3):172-9

DERLEME

Afetlerin Yetişkinler Üzerindeki


Psikososyal Etkileri

Gözde İKİZER,a ÖZET Afetler ve ruh sağlığı alanındaki çalışmalar, afetlerin çeşitli psikososyal sorunlar ile ilişkili ola-
Ervin GÜLb bileceğini göstermektedir. Kontrol hissinin ve benlik saygısının kaybı ya da kişisel mülk kaybı gibi
olası sorunlara ek olarak, afetlere maruz kalan yetişkinlerde korku, öfke, kaygı gibi belirli olmayan
stres tepkileri ile depresyon ve kaygı bozuklukları gibi çeşitli psikopatolojik bozukluklar görülebil-
a
Psikoloji Bölümü, diği bilinmektedir. Psikopatolojik bozukluklar içinde afet bağlamında en sıklıkla incelenenler ise
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi travma sonrası stres bozukluğu ve örseleyici ya da stres verici etkenler ile ilişkili diğer bozukluk-
Fen Edebiyat Fakültesi, lardır. Buna ek olarak, araştırmacılar olumlu etkiler de bildirmişlerdir. Özellikle travma sonrası ge-
Ankara lişim ve psikolojik dayanıklılık kavramları son yıllarda sosyal bilim araştırmalarında daha fazla yer
b
Serbest Psikolog, bulmaya başlamıştır. Afet psikoloji alanında çalışan uzmanların afetlerin farklı bireyler üzerinde
Almanya farklı psikolojik etkileri olabileceğinin farkında olması önemli görünmektedir. Ayrıca, uzmanların
afete maruz kalan tüm yetişkinleri aynı ruh sağlığı etiketi altında değerlendirmekten kaçınmaları,
Geliş Tarihi/Received: 20.07.2017 ruhsal bozukluklara yönelik risk faktörleri ve koruyucu faktörlerini değerlendirerek kişiye özgü
Kabul Tarihi/Accepted: 23.10.2017 müdahale yöntemlerini benimsemeleri önerilmektedir.

Yazışma Adresi/Correspondence: Anahtar Kelimeler: Psikososyal yönleri; afetler; psikoloji; yetişkin; akıl sağlığı
Gözde İKİZER
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi
Fen Edebiyat Fakültesi, A BSTRAC T Studies on disasters and mental health show that disasters might be associated with
Psikoloji Bölümü, various psychosocial problems. In addition to potential problems including loss of sense of con-
Ankara, TÜRKİYE trol and self-esteem or loss of personal property, it has been acknowledged that disaster sur-
gikizer@etu.edu.tr vivors may experience non-specific stress reactions such as fear, anger, anxiety and also various
psychopathological disorders including depression and anxiety disorders. Post-traumatic stress
disorders and other trauma- or stress-related disorders are the most studied ones among psy-
chopathological outcomes in disaster context. Researchers have also reported positive effects. Es-
pecially post-traumatic growth and psychological resilience have become increasingly popular
in social science research. It seems important that disaster mental health professionals should be
aware that disasters might have different impact on individuals. Furthermore, professionals
should avoid labeling all disaster survivors as having the same mental outcomes, should evalu-
ate risk and protective factors for mental disorders and incorporate tailored intervention strate-
gies.

Keywords: Psychosocial aspects; disasters; psychology; adult; mental health

u makalede afetler sonrası yetişkinlerde görülebilecek psikososyal etkilere


odaklanılacaktır. Bu bağlamda, ilk olarak afetlerin yetişkin bireyleri psi-
kolojik ve sosyal olarak nasıl etkilediği ele alınacaktır. Ardından, afetlerin
psikolojik etkilerine odaklanılarak, travma sonrası stres ve ilişkili psikolojik bo-
zukluklardan bahsedilecektir. Buna ek olarak, afetler sonrası görülebilecek görece
daha olumlu etkilerden de söz edilecektir. Bunlar temel olarak travma sonrası geli-
Copyright © 2017 by Türkiye Klinikleri şim ve psikolojik dayanıklılıktır.

172
Gözde İKİZER ve ark. Turkiye Klinikleri J Psychol-Special Topics 2017;2(3):172-9

davranışları gözlenir. Kişiler enerjilerini kendi ve başka-


AFETLERİN PSİKOSOSYAL ETKİLERİ larının hayatlarını ve mülkünü korumaya yöneltir. Afet-
Afetler yetişkin bireyleri farklı şekilde etkileyebilmek- ten sonraki ilk saatlerde aile üyeleri, komşular ve olay
tedir. Bu tür krizler durumları birey için önemli ve yakın yerindeki acil durum ekipleri en önemli destek kaynak-
kişilerin, bireyin kendi hayatı ve geleceği üzerindeki larıdır. Afetten birkaç gün sonrası ile yaklaşık üç ila altı
kontrol hissinin, güvenlik hissinin, umut ve girişimin, ay arasındaki dönem balayı aşamasıdır. Bu dönemin
benlik saygısının, sosyal alt yapı ile kurumların, bireyin uzunluğu afetin türüne göre değişmektedir. Balayı aşa-
hizmetlere erişiminin, mülklerinin ve geçim yollarının masında, hayatta kalanlar ve yakınları hayatta kaldıkları
kaybına neden olabilmektedir.1 Afetler onlara maruz için rahatlama hissetmektedirler. Toplumda olumsuz bir
kalan herkesi bir şekilde etkilemektedir. Etkilenmenin deneyimi birlikte paylaşmış olma hissi devam etmekte-
şiddeti afetin özellikleri ve bireyin afet öncesi durumu dir. Dış toplumsal destek ve medya ilgisi üst düzeydedir.
ile afet sonrası yaşadığı zorluklar ve bunlarla nasıl başa Kısmen kendilerine yapılan vaatlerden ötürü, sıklıkla
çıktığı ile ilişkili görünmektedir.2 afet yaşayanlarda devletten ve resmi kurumlardan ala-
Afetlerden kimlerin etkilendiği sorusuna verilecek cakları yardımlar konusunda yüksek beklentiler oluş-
yanıtlar yapılacak önleme ve müdahale çalışmalarında muştur. Bu dönem gönüllü çağrıları yapmak ve maddi
yol gösterici olma potansiyeline sahiptir. Afetler ile il- destek toplamak için de özellikle uygundur. Afet öncesi
gili alan yazında afetlerden olumsuz etkilenme eğili- dönemde var olan toplumsal gruplar ve afet sonrası or-
mindeki çeşitli risk gruplarından bahsedilmektedir. taya çıkan belirli ihtiyaçların karşılanmasına yönelik
Çeşitli yaş grupları, kültürel ve etnik gruplar, sosyoeko- yeni gruplar bu aşamadaki önemli destek kaynaklarıdır.
nomik gruplar, şiddetli ve süreğen ruhsal bozukluklara Üçüncü aşama olan ara dönem yalnızlık, terk edilmişlik,
sahip bireyler ve afet bölgesinde çalışanlar (örn., acil öfkenin ortaya çıkmaya başladığı dönemdir. Afetten bir-
durum ekipleri) olası risk grupları olarak kabul edil- kaç ay sonra başlar ve bir hatta iki yıl sonrasına kadar
mektedir.3 Buna ek olarak, afet nedeniyle önemli kayıp- sürer. Bireyler toplumdaki uzayan toparlanma çabaları,
lar yaşayanlar ile afetin neden olduğu zorluklara ek çoğu zaman yerine getirilmeyen vaatler ya da yetersiz
olarak fiziksel, psikolojik ya da maddi sorunları olanlar destek nedeniyle zorluklar yaşamaya başlamaktadır.
da psikososyal etkileri daha fazla yaşama eğilimindedir- Özellikle önceki aşamalarda var olan toplumdaki payla-
ler.3 şım hissi yitirilmeye başlamıştır. Çoğunlukla dışarıdan
destek sağlayan kurumlar geri çekilmekte, yerel kurum-
Risk grupları ile ilgili olarak, afetler sonrası her
lar ise destek açısından yetersiz gelmektedir. Bu nedenle,
grubun kendi özelliğine bağlı belirli zorluklar mey-
toplumda ve bireylerde alternatif kaynak arayışları baş-
dana gelebildiği bilinmektedir. Kadınların, erkeklerin,
lamaktadır. Son aşama olan iyileşme dönemi en uzun dö-
çocukların, yaşlıların, fiziksel engeli olanların farklı ge-
reksinimleri olabilmektedir.1 Örneğin, ailenin ya da nemdir. Afetten sonra yıllar boyu sürebilmektedir.
yaşam ortamının zarar görmesi ile ilgili stres, maddi so- Bireyler kendi sorunlarına odaklanmaya başlayarak ya-
runlar ya da aşırı iş yükü erken ya da orta yetişkinlik dö- şamlarını yeniden kurmaya çabalamaktadırlar ve so-
nemine özgü sorunlar olarak görülürken, sağlık, maddi rumluluğu üzerine almaktadır. Topluma ve içindeki
istikrar ve bağımsız yaşama ile ilgili endişeler ileri yetiş- bireylere uzun-süreli yatırımda bulunan toplumsal grup-
kinler döneminde öne çıkabilmektedir.3 lar bu dönemde destek için temel öğelerdir.3 Farklı za-
manlarda görülme eğilimindeki dönemlerin her birinde
Afet bölgesinde çalışmalar yürüten destek ekipleri,
afeti yaşayanların farklı duyguları, davranışları ve des-
yardım kuruluşları ve diğer personel, afeti yaşayan top-
tek amacıyla kullanılabilecek farklı kaynak türleri öne
lumdaki toparlanma düzeyine bağlı olarak çok farklı du-
çıkmaktadır. Afetlerin yetişkinler üzerindeki etkileri ele
rumlara ve tepkilere maruz kalabilmektedir. Afet sonrası
alınırken, bu kişilerin afetten sonra hangi aşamada ol-
toparlanma ile ilgili olarak dört aşamanın varlığından
duklarının belirlenmesi gerekli ve yeterli psikososyal
bahsedilmektedir. Bunlar temel olarak kurtarma/kahra-
desteğin sağlanabilmesi için önemli olmaktadır.
manlık, balayı, ara dönem ve iyileşme/toparlanma dö-
nemleridir.3,4 Afet sonrası toparlanma aşamalarının ilki
olan kahramanlık dönemi, afetin gerçekleştiği anda baş-
AFETLER VE RUH SAĞLIĞI
lar ve afetten hemen sonraki dönemi içermektedir. Bu DSM-5’e göre, bir travmatik olay kişinin gerçek ya da
aşamada yas gibi güçlü duygular görülebilse de, baskın göz korkutucu bir biçimde, çeşitli yollarla ağır yaralan-
olan özgeci duygulardır. Bu bağlamda, sıklıkla yardım mayla karşılaşması ya da cinsel saldırıya uğraması olarak

173
Gözde İKİZER ve ark. Turkiye Klinikleri J Psychol-Special Topics 2017;2(3):172-9

tanımlanır.5 Buna göre, kişi travmatik olayı doğrudan ya- mektedir. Travmanın doğrudan neden olduğu psikolo-
şamış ya da başkasının başına gelirken doğrudan doğruya jik tepkiler için genellikle bir doz-yanıt ilişkisinden bah-
görmüş; bir yakınının ya da arkadaşının başına travma- sedilmektedir; buna göre, travmaya maruz kalma düzeyi
tik bir olay geldiğini öğrenmiş ya da travmatik olayın se- arttıkça (örn., olaya doğrudan ve şiddetli şekilde maruz
vimsiz ayrıntılarına yineleyici bir şekilde aşırı düzeyde kalma ve ciddi hayati tehdit), travmatik olay sonrası göz-
maruz kalmış olabilir. lenen psikolojik tepkilerin şiddeti de artış göstermekte-
Dünya çapında oldukça sık görülen afetler olası dir.8
travmatik olaylar olarak kabul edilmektedirler. Travma- Afetler sonrası görülebilecek psikolojik tepkiler
tik olaylar çeşitli psikolojik sonuçlar ile ilişkilidir. Özel- arasında kaygı, korku, öfke, üzüntü gibi olumsuz duy-
likle travmanın duygusal işlev üzerinde yarattığı etkinin gular ile bellek, yoğunlaşma, uyku ve iştah sorunları bu-
incelenmesine olanak sağlaması açısından afetler psiko- lunmaktadır. Bunların yanı sıra, fiziksel hastalık, aile içi
loglar için önemli bir ilgi alanı olmayı sürdürmektedir. şiddet eylemleri gibi davranışsal sorunlar ya da daha
Öyle ki travmanın duygusal işlevi hangi yollarla ve ne genel olarak stres ve fizyolojik tepkilerle ilgili belirtiler
şekilde etkilediği Freud gibi erken dönemdeki kuramcı- ortaya çıkabilmektedir. Psikopatolojik açıdan ise, travma
lardan bu yana psikologlar için anlaşılmaya çalışılmak- sonrası stres bozukluğu (TSSB) ve depresyon, kaygı bo-
tadır.6 Buna rağmen, afetlerin karmaşık doğası nedeniyle zuklukları, alkol kötüye kullanımı, somatizasyon gibi
bu etkinin biçiminin ve süresinin anlaşılması kolay ol- TSSB dışındaki bozukluk belirtilerinin yaygın olarak gö-
mamaktadır. rüldüğü bilinmektedir.9 Warsini ve ark. 1500’ün üze-
Bu bölümde, travmatik olaylar sonrası en sıklıkla rinde çalışmayı taradıklarında afetler sonrası en sıklıkla
araştırma konusu olan travma sonrası stres ve travma çalışma konusu olan etkinin TSSB olduğunu göstermiş-
sonrası stres bozukluğu (TSSB) ile diğer olumsuz etkiler lerdir.10 TSSB, DSM-5’te dört belirti kümesi ile temsil
tartışılacaktır. Bunlarla birlikte, afetler sonrası ortaya çı- edilmektedir.5 Bunlar yeniden yaşama, kaçınma, biliş-
kabilecek olumlu etkilerden de bahsedilecektir. lerde ve duygudurumda olumsuz değişiklikler, uyarılma
ve tepki gösterme biçiminde belirgin değişiklikler ola-
TRAVMA SONRASI STRES VE rak tanımlanmaktadır.
DİĞER OLUMSUZ PSİKOLOJİK ETKİLER DSM-III kapsamında TSSB tanı kategorisinin ilk
Onlarca yıldır devam eden araştırmalar, afetlerin psi- olarak tanımlanması sonrasında, travma ile ilgili tanı ka-
kopatolojik sonuçlar ile ilişkili olabileceği bulgusunu tegorileri üzerine yapılan araştırmalar yaygınlaşmıştır.11
tekrarlayan biçimde ortaya koymuşlardır. Alandaki Önceki yıllarda anksiyete bozuklukları kapsamında ele
araştırmacılara göre, afetlerin olumsuz ruh sağlığı so- alınan travma ile ilişkili bozukluklar, yakın zamanda ya-
nuçlarına neden olup olmadığındansa, afetlerin hangi yınlanan DSM-5’e5 “Örselenme (travma) ve tetikleyici
özelliklerinin daha yıkıcı olduğu ve afetlere maruz kalan etkenle (stresörle) ilişkili bozukluklar” kategorisi ekle-
bireylerden hangilerinin daha incinebilir olduğu günü- nerek kapsamı genişletilmiştir. Dünya Sağlık Örgü-
müzde daha önemli bir araştırma konusu haline gelmiş- tü’nün geliştirdiği ve 2018 yılında yayınlanması bek-
tir.6 Şiddetli fiziksel hastalık ve yas ile birlikte doğal lenen ICD-11’de de benzer şekilde stres ile ilişkili bo-
afetler ve terörizm bireylerin yaşamları boyunca en zukluklar ayrı bir bozukluk grubu olarak ele alınmak-
sıklıkla maruz kaldıkları travmatik olaylardır.7 Bu da, tadır.12 Bu kategori dahilinde, uzamış yas bozukluğu ve
afetler ile ilgili olarak yürütülecek her ruh sağlığı araş- DSM-5’tekine benzer şekilde uyum bozukluğu gibi alt
tırmasının önemini vurgular niteliktedir. kategoriler de yer almaktadır. Ayrıca, mevcut TSSB ka-
tegorisine ek olarak, genellikle yineleyici olumsuz olay-
Afetlerin ardından gözlemlenen ruh sağlığı sorun-
ları içeren şiddetli ve uzamış stresörlerden ileri gelen
larını iki kategoride ele almak mümkündür.8 Bunlardan
yoğun travma sonrası stres tepkilerini içerecek bir kom-
ilki beyin hastalıkları ve nörolojik hastalıklar gibi fizik-
pleks (karmaşık) TSSB kategorisi önerilmektedir. Böy-
sel hastalıklardan ileri gelen ya da bir fiziksel hastalığa
lece, afetler sonrası ortaya çıkabilecek psikolojik
verilen psikolojik tepkileri içeren sorunlardır. Diğer ka-
bozukluklar günümüzde oldukça geniş bir aralıkta ele
tegoride ise travma ile ilgili psikiyatrik bozukluklar ve
alınmaya başlanmış durumdadır.
diğer psikolojik sorunlar bulunmaktadır. Psikologlar her
iki kategori ile de ilgili olmakla birlikte, afet psikolojisi Tekrarlayıcı travma ve buna yönelik önerilen kom-
alanındaki araştırmaların çoğunun travmanın neden ol- pleks TSSB tanısı çoklu belirtiler, somatizasyon, çö-
duğu birincil psikolojik tepkiler hakkında olduğu görül- zülme, duygulanımda değişimler (çökkün duygulanımda

174
Gözde İKİZER ve ark. Turkiye Klinikleri J Psychol-Special Topics 2017;2(3):172-9

artış vb.) ve ayrıca, kişiler arası ilişkilerde bozulma, kaybının da psikolojik sonuçlar ile ilişkili olduğu göster-
olumsuz benlik algısı, kendine zarar verme davranışları miştir.9
gibi olumsuz durumlarla ilişkilidir.13 Afet olaylarında, TSSB başta olmak üzere afet sonrası görülebilecek
bireyler kimi zaman tehlikenin sürdüğü durumlara ya psikolojik bozukluklar için araştırmalarda çeşitli risk fak-
da tehlike ortadan kalksa dahi devam eden olumsuz törleri belirlenmiştir. Afet sırasında ya da sonrasında şid-
yaşam olaylarına maruz kalabilmektedir. Böylece, afet- detli stres tepkileri TSSB için önemli uyarı işaretleri
lerin olağan TSSB’nin ötesinde kompleks TSSB ile iliş- arasındadır. Ayrıca, afetler bağlamında yapılan çeşitli
kili olabileceği ve tanı değerlendirmesinde psikolojik araştırmalarda, toplu ölüm ve yıkıma maruz kalanlar, çö-
belirtilerin kapsamlı ve ayrıntılı şekilde değerlendiril- zülmemiş yas yaşayanlar, evinden ya da yaşadıkları top-
mesi gerektiği açıktır. lumdan ayrılmak zorunda kalanlar, boşanma ya da iş
TSSB’nin görülme sıklığı ile ilgili araştırmalar bu kaybı gibi stres verici etkenlere maruz kalanlar ile bu-
bozukluğun afetler gibi olası travmatik olaylar sonra- lundukları bölgede toksik/kimyasal kirlenmeye maruz
sında oldukça yaygın olduğunu göstermektedir. kalanlar da psikolojik bozukluklar yaşama riski altında-
1980’den sonraki 23 yıllık dönemde afetler sonrası gö- dır.4 Aynı zamanda, kadın cinsiyeti, orta yaş, etnik azın-
rülen TSSB oranları ile ilgili yürütülmüş çalışmaların lık üyesi olmak, afet öncesinde var olan psikiyatrik
geniş bir derlemesinde, insan kaynaklı/teknolojik afet- sorunlar, gelişmiş ülkeler yerine gelişmekte olan ülke-
lerden sonraki ilk 1-2 yılda %25 ile %75, doğal afetler lerde yaşamak gibi risk faktörleri de belirlenmiştir.17 Bi-
için ise %5 ile %60 arasında yaygınlık oranları bulun- reylerin kontrol ve tehdit algısı da afet sonrası görülen
muştur.14 Farklı bir sistematik derlemede ise, afetten son- psikolojik sorunlar için belirleyici olabilmektedir. Ay-
raki ilk bir yıl içinde, TSSB yaygınlığı afete doğrudan rıca, yetersiz sosyal desteğin travma sonrası stres ile iliş-
maruz kalanlarda %30 ve %40 arasında bulunurken, kili olduğu bilinmektedir.9
genel toplumdaki yaygınlığın %5 ve %10 arasında ol-
duğu gösterilmiştir. Ayrıca, yardım çalışanlarının %10- OLUMLU PSİKOLOJİK ETKİLER: TRAVMA SONRASI GELİŞİM VE
%20’sinde TSSB belirtilerine rastlanmıştır.15 Ülkemizde PSİKOLOJİK DAYANIKLILIK
1999 Marmara depremi sonrasındaki TSSB yaygınlığı Bilimsel araştırmalarda, doğal afetlerin de arasında bu-
üzerine yapılan çalışmalarda ise oranın %40 civarında lunduğu olumsuz yaşam olayları sonrasında bireylerin
olduğu bulunmuştur.16 Afetler sonrası yaşanan TSSB ve yaşayabileceği olumsuz psikolojik etkilere odaklanıldığı
benzeri olumsuz psikolojik etkilerin geçici mi kalıcı mı görülmüştür.7 Doğal afetlerin de arasında bulunduğu
olduğu sorusuna yanıt bulmak amacıyla yürütülen çalış- travmatik olaylar sonrasında, olumsuz psikolojik etkiler
malarda, her ne kadar belirtiler 1,5 yıl sonra azalıyor gibi olacağı yadsınamaz bir gerçektir, ancak bilimsel araştır-
görünse de, özellikle de insan kaynaklı afetler sonrasında malarda, travmatik olaylar sonrasında bireylerin olayla
etkilerin çok daha uzun sürebildiği (örn., 6-14 yıl) gös- baş etme sürecinde ve sonrasında, sadece olumsuz etki-
terilmiştir. Doğal afetler için ise bu sürenin 3 yıl civa- leri değil, psikolojik açıdan olumlu etkileri de rapor et-
rında olduğu belirtilmiştir.9 tikleri görülmüştür.18 Stresli yaşam olaylarının olumlu
Her ne kadar afetler gibi olaylar travma ile ilişkili değişimlere yönelik bu etkisi farklı isimlerle ele alınmış
psikopatolojiye neden oluyor görünse de, bu herkes için olmasına rağmen en çok öne çıkanlardan birisi travma
geçerli olmamaktadır. Neden bazı insanların psikopa- sonrası gelişimdir (TSG).19
toloji için daha fazla risk altında olduğu ise tamamen Tedeschi ve Calhoun’un modeli, yaşanan olayın
anlaşılmamış ve halen üzerinde çalışılan konular ara- şiddetini sismik bir olaya benzetmiştir.18 Tıpkı deprem-
sındadır.8 TSSB ve diğer psikolojik bozukluklar için, lerin binaları beklenmedik zamanlarda sarsması gibi, de-
travmatik olayın birincil kurbanları (yani, doğrudan ve neyimlenen bu olaylar da yeterince şiddetli ise kişileri o
şiddetli şekilde maruz kalanlar), fiziksel yaralanma ya da kadar sarsacağı belirtilmiştir. Dolayısıyla, bir gelişimin
yaralanma tehdidi yaşayanlar ile olaya doğrudan tanık- görülebilmesi için bu sarsıcı olayın yarattığı sıkıntı şid-
lık edenler, bu kişiler ile yakın bağları olanlar, olay ön- detinin yönetilebilir bir düzeyde olmasının gerekli ol-
cesi dönemde psikolojik açıdan daha incinebilir olanlar duğu savunulmuştur. Bir başka deyişle, travmatik olay
ile olay yerinde ilk müdahalede bulunanlar ve yardım ne kadar şiddetle yaşanır ve kişi bundan ne kadar çok et-
çalışanlarının daha fazla risk altında olduğu bilinmekte- kilenirse, bireyler olayı daha fazla işleyebilmekte, uygun
dir.8 Yakın kaybı yaşayanlar ile maruz kalma düzeyi yük- başa çıkma yollarını deneyebilmekte, anlam arayışlarını
sek bireylerin yanı sıra, çalışmalar afet sonrası mülk derinleştirebilmekte ve bu olumsuz deneyimden daha

175
Gözde İKİZER ve ark. Turkiye Klinikleri J Psychol-Special Topics 2017;2(3):172-9

çok gelişerek çıkabilmektedirler.19 Dolayısıyla bireyler, Çin’de 2008 yılında yaşanan depremin 1 yıl sonra-
aynı anda hem travma sonrası stres belirtilerini hem ge- sında yapılan araştırmada, TSG’nin yaygınlığının %51,1
lişimi yaşayabilmektedir. olduğu ve en belirgin yordayıcılarının ise kadın olmak,
Bahsi geçen bu olumlu değişiklikler beş farklı genç yaş, yüksek eğitim seviyesi, depreme yüksek
alanda incelenmiş ve yeni olanakların algılanması maruz kalma düzeyi, TSSB semptomlarından özellikle
(örn., ‘Hayatıma yeni bir yön verdim’, ‘Hayatımı daha yeniden yaşama ve irkilme semptomları olduğu bulun-
iyi şeyler yaparak geçirebileceğimi anladım’), kişiler- muştur.29,30 Kişilik özelliklerinden ise dışadönüklük ve
arası ilişkilerin güçlenmesi (örn., ‘Zor zamanlarda baş- iyimserlik, gelişime açıklık ve sorumluluk değişkenleri-
kalarına güvenebileceğimi anladım’, ‘Kendimi diğer nin TSG ile ilişkili olduğu bulunmuştur.19,21
insanlara daha yakın hissetmeye başladım’) bireysel TSG modelinin işaret ettiği bir diğer önemli konu
güçlülük (örn., ‘Düşündüğümden daha güçlü oldu- travmatik olayların ardından gelişim ortaya çıkabilmesi
ğumu anladım’, ‘Olayları olduğu gibi kabullenmeyi öğ- için zamana ihtiyaç duyulmasıdır.25 McMillen ve ark.,
rendim’), manevi değişim (örn., ‘Manevi konuları daha afet yaşayan bireylerle yaptıkları çalışmada, olayın
iyi anladım’) ve yaşamın kıymetini anlama (örn., ‘Yaşa- hemen ardındaki 4. ile 6. haftada TSG ifade edildiğini
dığım her günün değerini anladım’) olarak adlandırıl- göstermişlerdir.26 Çin’de 2008’de yaşanan depremin 1 yıl
mıştır.19 sonrasında dahi örneklemin yarısı olumlu değişimlerden
Karancı ve ark. tarafından 2009 yılında Türkiye’de bahsetmiş olması bu dönüşümün uzun-dönemli ve sabit
3 ilde (Ankara, Kocaeli, Erzincan) yapılan kapsamlı ça- yönü olduğunu göstermiştir.29 Yapılan başka bir çalış-
mada, deprem-tsunaminin 6 ay sonrasında katılımcıla-
lışma çerçevesinde ise, gelişim alanlarının olay türüne
rın %34’ü olumlu değişim yaşadıklarını rapor etmiş.30
bağlı farklılıklar gösterdiği görülmüştür.20 Örneğin, ‘ya-
Amerika’da yapılan başka bir çalışmada ise tornadonun
şamın kıymetini anlama’ alanında en fazla gelişim gös-
4-6 hafta ve 3 yıl sonrasında %90 ile %95 oranında
teren bireylerin, doğal afet ve kaza gibi olayların
olumlu dönüşüm yaşadıklarını bildirmişlerdir.31 Ayrıca,
ardından rapor edildiği bulunmuştur. Bu bulgu, yaşanı-
Çin’de yapılan çalışmada travma sonrası stres bozukluğu
lan olay türüne bağlı olarak kişilerin olayları anlamlan-
semptom ortalama değerinin düşük olması bireylerin bu
dırma süreçlerindeki farklılıkları göstermiştir. Doğal afet
olayın üstesinden gelmekte çok da zorlanmamış olabile-
gibi ölümle yüzleşilebildiği ve kurtulmanın kadere bağ-
ceklerini ve bu nedenle TSG oranın görece olarak yük-
lanabileceği olaylar sonrasında kişilerin yaşama daha çok
sek olmuş olabileceğini öngörmüşlerdir.18,19
sarılabilecekleri ve kıymetini anlayabilecekleri düşünül-
mektedir. Bu tür travmaların bir diğer özelliği kitlesel Deprem gibi doğal afet literatüründeki çalışmalar
veya toplu yaşanmalarıdır. Bu anlamda, başkalarının da yaralanma, konut kaybı veya hasarı, geçici konutlara
benzer yaşantılarına tanıklık ediyor olmak, kişilerin ya- yerleşme gibi deprem ile ilgili değişkenlerin, olay son-
şama daha fazla bağlanmalarını veya ‘şükretmelerini’ rası olumlu ya da olumsuz etkilere neden olduğunu gös-
sağlamış olabildiği düşünülmektedir.21 Deprem gibi afet- termiştir.19,24,30,32 Depreme daha fazla maruz kalmanın,
lerin, kitleleri etkilediği düşünüldüğünde ise ‘kişilerarası afet sonrasında daha olumlu değişim ve uyum yaşanma-
ilişkilerin’ yoğun yaşanması veya bu ilişkileri güçlendi- sının bir nedeninin bu kişilerin daha fazla somut, hedefe
riyor olması da, bu olay türüne bağlı gelişim alanlarından yönelik ve duygusal destek arayışlarının olması ve bun-
bir tanesidir.21 Beklenmedik ölüm, hayatı tehdit eden ları elde etmelerinin bir sonucu olabileceği savunulmuş-
doğal afetler ve kazalar gibi ‘doğal olarak’ ortaya çıkan tur. Bu destek, arkadaş, aile ve/veya devletten talep
olaylar sonrasında yaşanan gelişimin (özellikle yaşamın edildiğinde ve karşılandığında bireylerde daha olumlu
psikolojik uyumluluk gerçekleştiği düşünülmüştür.30
kıymetini anlama alt alanında), ‘insan kaynaklı’ şiddet
ve saldırı olayları sonrasında yaşanan gelişimden daha Son olarak, araştırmalar göstermektedir ki girici/is-
fazla olduğunu ortaya koymuştur.22 Ancak diğer bir ta- temsiz ruminasyonun her zaman olumsuz olmamakta-
raftan, olay türü ve TSG arasında bir ilişki bulamayan dır; hatta olayla mücadele sürecinde ruminasyonun bir
bilimsel çalışmaların da olması, TSG’nin olaydan veya çözüm arayışı olduğu ve olumlu sonuçlara da katkısı ol-
olay türünden bağımsız olarak, bireylerde bu olayla duğu unutulmamalı ve ortadan kaldırılmaya çalışılma-
mücadelenin bir sonucu olarak yaşanıldığı savunul- malıdır.27 Olaya ilişkin istemli ruminasyon, olayın
maktadır.23-25 Bu nedenle, pek çok bilimsel araştırma bu duygusal etkisini azaltarak, kişinin travmatik olayı yö-
mücadelede TSG ve olumlu değişimleri ortaya çıkaran netmesine, aktif olarak olayı anlamlandırmasına, sağlıklı
faktörlere odaklanmıştır.26-28 baş etme yolları bulmasına ve kişisel kaynaklarının ye-

176
Gözde İKİZER ve ark. Turkiye Klinikleri J Psychol-Special Topics 2017;2(3):172-9

terli olduğuna ikna olmasına yardımcı olmaktadır.18,25,28,33 maktansa işlevsel bir seyir olduğu ve stres verici etkenin
Travmatik olaylar sonrasında bireylerin problem odaklı niteliğine, kültüre ve koşullara ve bireysel farklılıklara
başa çıkma gibi çözüm için aktif arayış içeren, doğrudan göre şekilleneceği düşünülmektedir.41 Alanda özellikle
sorunu çözmek ya da bir durumu değiştirmeye çalışmak dayanıklılığın travma sonrası görülebilecek iyileşme,
için bilinçli çabaları içeren yöntemlerin kullanılmasının kronik bozukluk ya da gecikmiş bozukluk gibi diğer psi-
olumlu sonuçlarla ilişkili olduğu bulunmuştur.27,34,35 kolojik sonuçlar ile birlikte bir seyir olarak kavramsal-
Bütün bu sonuçlar bir arada değerlendirildiğinde, özel- laştırılması gerektiği görüşü de savunulmaktadır.36,42
likle ruh sağlığı hizmetlerinde göz önünde bulundurul-
Psikolojik dayanıklılığı açıklamayı yönelik çeşitli
ması gereken nokta, travmatik olaylar sonrasında
kuramlar bulunmasına rağmen, bunların birbirinden ol-
gelişime yol açabilecek kaynaklar ve faktörler üzerine
dukça farklı oldukları dikkati çekmektedir. Alanda kap-
odaklanılması olmalıdır.
samlı ve bütünleyici bir kuramın olmayışı da, sözü edilen
Afetler sonrası incelenen olumlu etkilerden bir di- tartışmalar için temel yaratmaktadır ve dayanıklılığın ta-
ğeri ise psikolojik dayanıklılıktır. Psikolojik dayanıklılık nımlanmasını zorlaştırmaktadır. Her ne kadar kuramla-
“bir yakının ölümü ya da şiddetli ya da yaşamı tehdit rın ve modellerin çoğu travma öncesi işlevsellik
edici bir durum gibi tekli ya da olası oldukça yıkıcı bir düzeyine geri dönüş (“bouncing back”) ya da işlevsel başa
olaya maruz kalan, aksi halde normal durumlardaki ye- çıkma stratejileri gibi öğeleri içerse de, büyük olasılıkla
tişkinlerin görece sabit sağlıklı psikolojik ve fiziksel işlev psikolojik dayanıklılık kavramının karmaşık doğasından
düzeylerini sürdürme becerisidir”.36 Latince’de “geriye ötürü, kuramların sayısı yüksektir. Farklı öğelerin bir
sıçramak” anlamındaki ‘resilio’ kelimesinden türeyen da- araya gelerek dayanıklılığı nasıl ortaya çıkarabileceğini
yanıklılık (‘resilience’) terimi, metalürji gibi bilim dalla- tartışan kuramlar olduğu gibi, dayanıklılığı yakın za-
rında da maddelerin bir bozulma ya da baskı sonrası ilk manda ortaya çıkan tanımlara paralel olarak bir seyir
biçimine geri dönme kapasitesini belirtmek amacıyla olarak ele alan kuramlar da mevcuttur.43-46 Dayanıklılığı
kullanılmaktadır.37 Psikoloji biliminde dayanıklılık sık- açıklamaya çalışan modellerin yanı sıra, dayanıklılık ku-
lıkla hatalı şekilde uyum, başa çıkma ya da yetkinlik ile ramlarını ve modellerini daha iyi anlamak ve kategori-
eş anlamlı olarak kullanılmaktadır.38 Örneğin, olumlu leştirmek amacıyla çalışmalar da yürütülmektedir.
uyum dayanıklılık ile eş değildir; psikolojik dayanıklılı- Fergus ve Zimmerman, araştırmacıların üç türde daya-
ğın bir sonucudur. Başka bir deyişle, bir zorluk ile başa nıklılık modeli oluşturduğunu belirtmişlerdir.38 Buna
çıkarak uyum göstermek bir sonuç iken, bireyi uyuma göre, alan yazındaki psikolojik dayanıklılık modelleri
götüren ve risk ile başa çıkmasını sağlayan süreç daya- ödünleyici, koruyucu modeller ya da zorlanma model-
nıklılıktır. Ayrıca, her ne kadar psikolojik dayanıklılık leri olarak birbirinden ayrılmaktadır. Ödünleyici mo-
sıklıkla travma sonrası stres belirtilerinin eksikliği ola- dellerde, koruyucu bir faktör bir risk faktörünün etkisini
rak kavramsallaştırılsa ve çalışmalarda stres belirtileri- ortadan kaldırmaktadır ya da ondan bağımsız olarak ha-
nin düşük düzeyi ile değerlendirilse de, afetler gibi reket etmektedir. Koruyucu faktör modellerinde, belirli
travmatik olaylara maruz kalanların birçoğunun stres kaynaklar ya da özellikler bir risk faktörünün bir olum-
belirtileri göstermediği ve belirti göstermeyen herkesi suz sonuç üzerindeki etkisini azaltmaktadır. Son olarak,
tek bir dayanıklılık kategorisi altında yerleştirmenin ha- zorlanma modellerinde, bir risk faktörünün düşük ve
talı olabileceği belirtilmektedir.39,40 yüksek düzeyleri olumsuz psikolojik sonuçlar ile ilişki-
Psikolojik dayanıklılığın nasıl kavramsallaştırılacağı liyken, o risk faktörüne orta düzeyde maruz kalma gö-
ile ilgili olarak alan yazında çeşitli tartışmalar sürmek- rece daha iyi sonuçlar ile ilişkilidir. Bu açıdan, zorlanma
tedir. Bunlardan ilki dayanıklılığın bir süreç mi yoksa modelleri, alan yazındaki aşılama (inoculation) model-
bir sonuç mu olduğudur. İkinci tartışma ise dayanıklılı- leri ile benzerlik göstermektedir; bir risk faktörüne orta
ğın incinebilirlik kavramından nasıl farklı olduğu hak- düzeyde maruz kalmak onunla başa çıkmayı kolaylaştır-
kındadır. Son olarak, alan yazında dayanıklılıkla ilgili maktadır.
süregiden tartışmalardan biri bunun doğuştan getirilen Doğal ya da insan kaynaklı afetler sonrasında daya-
bir özellik mi yoksa kazanılmış bir beceri olarak düşü- nıklılığı inceleyen araştırmalarda sıklıkla psikolojik da-
nülmesi gerektiği de yoğun olarak tartışılmaktadır. Tüm yanıklılığın nadir olmadığı görülmektedir. Bonanno ve
bu tartışmaların ötesinde, günümüzde dayanıklılığın bir ark.nın incelediği birçok çalışmada, travma yaşantısı
seyir olarak ele alınması önerilmektedir. Dayanıklılığın, olan farklı örneklemlerde dayanıklılık oranlarının %35
önceden düşünüldüğünün aksine sabit bir özellik ol- ile %71,9 arasında olduğu bulunmuştur.47 Özellikle afet-

177
Gözde İKİZER ve ark. Turkiye Klinikleri J Psychol-Special Topics 2017;2(3):172-9

ler açısından bakıldığında da oranların benzer olduğu dir.50 Bu açıdan, risk ve dayanıklılık hakkında yapılacak
görülmektedir. Örneğin, 2001 yılında ABD’de Dünya Ti- tüm incelemelerin çok değişkenli olarak gerçekleştiril-
caret Merkezi’ne yapılan terör saldırısı sonrasında yapı- mesi büyük önem taşımaktadır.
lan 8 yıllık ileriye dönük bir çalışmada bölgede görev
yapan polislerin %77,8’i ile farklı mesleklerdeki çalışan- SONUÇ
lardan oluşan bir müdahale grubunun %58’inin daya-
Afetlerin yaygınlığı ve zarar verme potansiyeli afetlerin
nıklı/dirençli seyir gösterdikleri bulunmuştur.48 Böylece,
bireyler üzerindeki etkilerinin incelenmesi önemli kıl-
örseleyici deneyim yaşayan gruplardaki dayanıklılık
maktadır. Afet psikolojisi kapsamında yapılan araştır-
oranlarının yüksek oluşu, afetler sonrası bireylerin
maların çoğu, afetlerin ruh sağlığı sonuçları üzerine
travma sonrası stres belirtileri göstereceği şeklindeki
odaklanmaktadır. Bu araştırmalar göstermektedir ki afet-
genel beklentiye karşı görünmektedir.
lerin yetişkin bireylerdeki etkileri birtakım risk faktör-
Afetler sonrasında psikolojik dayanıklılığı etkile- lerinin ve koruyucu faktörlerin birleşiminden ileri
yen çeşitli faktörler bulunmaktadır. Önceki araştırma- gelmektedir. Afetler gibi travmatik olaylar sonrasında
lar, afet bağlamında dayanıklılığı yordayan tekli baskın belirli olmayan stres tepkilerinden TSSB gibi daha şid-
bir faktörün olmadığını ve ancak küçük ila orta dereceli detli ruhsal bozukluklara giden bir aralıkta psikolojik so-
etki boyutlarına sahip farklı risk faktörlerinin bir araya runların görülebileceği bilinmektedir. Buna karşın, TSG
gelerek afetin psikolojik sonucunu belirlediğini göster- ve psikolojik dayanıklılık yetişkinler afetlerin olumsuz
mişlerdir.41,49,50 Dayanıklılığı etkileyen faktörler genel etkilerini atlatmalarını kolaylaştırabilmektedir ve bu et-
olarak sosyodemografik özellikler, kişilik ve zeka gibi bi- kilerin en başta ortaya çıkmasına ya da şiddetlenmesine
reysel faktörler, kişinin sosyal bağlamı ile ilgili faktörler karşı koruyucu olabilmektedir. Afet psikoloji alanında
ve sosyal destek düzeyi, afet ile ilgili faktörler (örn., ya- çalışan uzmanların afetlerin farklı bireyler üzerinde
şanan afetin şiddeti) ve başa çıkma ile ilgili ve bilişsel farklı psikolojik etkileri olabileceğinden yola çıkarak,
faktörler olarak ayrışmaktadır. Bonanno ve ark.na göre, afete maruz kalan tüm yetişkinleri aynı kategoride de-
özellikle afetin gerçekleştiği çevre, afet anındaki maruz ğerlendirmekten kaçınmaları ve çeşitli risk faktörleri ve
kalma düzeyi ve biçimi ve afet sonrası yaşanan olum- koruyucu faktörlere yönelik yapılacak uygun değerlen-
suzluklar ile diğer koşullarla ilgili değişkenler maruz dirmeler sonrasında kişiye özgü müdahale yöntemlerini
kalan bireyler için afetin sonucunu değiştirebilmekte- benimsemeleri önemli görünmektedir.

KAYNAKLAR
1. Hansen P. Psychosocial interventions: A 4. Young BH, Ford JD, Ruzek JI, Friedman M, Mental Health. England: John Wiley & Sons;
handbook. In: Ager W, ed. Copenhagen: Gusman FD. Disaster mental health services: 2005. p.13-36.
IFRC, International Federation of Red A guide for clinicians and administrators. Palo 9. Solomon SD, Green BL. Mental health effects
Cross and Red Crescent Societies; 2014. Alto, CA: National Center for Post-Traumatic of natural and human-made disasters. PTSD
URL indirilebilir: http://pscentre.org/wp- Stress Disorder; 1998. Research Quarterly 1992;3(1).
content/uploads/PSI-Handbook_EN_July10. 5. American Psychiatric Association. Diagnostic 10. Warsini S, West C, Ed Tt GD, Res Meth GC,
pdf. and Statistical Manual of Mental Disorders Mills J, Usher K. The psychosocial impact of
2. Freedy JR, Resnick HS, Kilpatrick DG. Con- (DSM-5). 5th ed. Washington, DC: APA; 2013. natural disasters among adult survivors: An in-
ceptual framework for evaluating disaster im- 6. Gibbs M, Montagnino K. Disasters: A psycho- tegrative review. Issues Ment Health Nurs
pact: Implications for clinical interventions. In: logical perspective. In: McEntire DA, ed. 2014;35(6):420-36.
Austin LS, ed. Responding to Disaster: A Disciplines, Disasters and Emergency 11. American Psychiatric Association. Diagnostic
Guide for Mental Health Professionals. Wash- Management. Springfield, Illinois: Charles C. and Statistical Manual of Mental Disorders
ington, DC: American Psychiatric Press, Inc; Thomas Publisher Ltd; 2007. p.95-110. (DSM-III). 3rd ed. Washington, DC: APA; 1980.
1992. p.3-23. 7. Vishnevsky T, Cann A, Calhoun LG, Tedeschi 12. Luciano M. The ICD-11 beta draft is available
3. DeWolfe DJ. Training manual for mental RG, Demakis GJ. Gender differences in self- online. World Psychiatry 2015;14(3):375-6.
health and human service workers in major reported posttraumatic growth: A meta-analy-
13. Herman JL. Complex PTSD: A syndrome in
disasters (2. baskı; DHHS Publication No. sis. Psychol Women Q 2010;34(1):110-20.
survivors of prolonged and repeated trauma.
ADM 90-538), Washington, DC: U.S. Govern- 8. Fullerton CS, Ursano RJ. Psychological and In: Knafo D, ed. Living with Terror, Working
ment Printing Office; 2000. URL indirilebilir: psychopathological consequences of disas- with Trauma: A Clinician’s Handbook. Lan-
https://store.samhsa.gov/shin/content/DK- ters. In: Lopez-Ibor JJ, Christodoulou G, Maj ham, Maryland: Jason Aronson; 2004. p.35-
APP/ADM90-0537-small.pdf. M, Sartorius N, Okasha A, eds. Disasters and 50.

178
Gözde İKİZER ve ark. Turkiye Klinikleri J Psychol-Special Topics 2017;2(3):172-9

14. Galea S, Nandi A, Vlahov D. The epidemiol- disaster. J Consult Clin Psychol 1997;65:733- healthy development in the face of risk. Annu
ogy of post-traumatic stress disorder after dis- 9. Rev Public Health 2005;26:399-419.
asters. Epidemiol Rev 2005;27:78-91. 27. Gül E, Karancı AN. What determines post- 39. Almedom AM, Glandon D. Resilience is not
15. Neria Y, Nandi A, Galea S. Posttraumatic traumatic stress and growth following various the absence of PTSD anymore than health is
stress disorder following disasters: a system- traumatic events? A study in a Turkish com- the absence of disease. J Loss Trauma 2007;
atic review. Psychol Med 2008;38:467-80. munity sample. J Trauma Stress 2017;30:54- 12:127-43.
16. Yıldız M, Göker-Kuruoğlu MN. Psychiatric co- 62. 40. Bonanno GA. Uses and abuses of the re-
morbidity in post-traumatic stress disorder 28. Cann A, Calhoun LG, Tedeschi RG, Triplett silience construct: Loss, trauma, and health-
among people seeking treatment after the KN, Vishnevsky T, Lindstrom CM. Assessing related adversities. Soc Sci Med 2012;74:
Marmara earthquake. Int J Ment Health 2004; posttraumatic cognitive processes: The Event 753-6.
33(1):59-66. Related Rumination Inventory. Anxiety Stress 41. Watson PJ, Neria Y. Understanding and fos-
17. Norris FH, Friedman MJ, Watson PJ, Byrne Coping 2011;24:137-56. tering resilience in persons exposed to
CM, Diaz E, Kaniasty K. 60,000 disaster vic- 29. Xu J, Liao Q. Prevalence and predictors of trauma. Psychiatric Times 2013;30(5):1.
tims speak: Part I. An empirical review of the posttraumatic growth among adult survivors 42. O’Leary VE, Ickovics JR. Resilience and
empirical literature, 1981-2001. Psychiatry one year following 2008 Sichuan earthquake. thriving in response to challenge: an opportu-
2002;65(3):207-39. J Affect Disord 2011;133(1-2):274-80. nity for a paradigm shift in women's health.
18. Tedeschi RG, Calhoun LG. Posttraumatic 30. Tang CS. Positive and negative postdisaster Womens Health 1995;1(2):121-42.
growth: Conceptual foundations and empirical psychological adjustment among adult sur- 43. Abramson DM, Grattan LM, Mayer B, Colten
evidence. Psychol Inq 2004;15(1):1-18. vivors of the Southeast Asian earthquake– CE, Arosemena FA, Bedimo-Rung A, et al.
19. Tedeschi RG, Calhoun LG. The posttraumatic tsunami. J Psychosom Res 2006;61:699-705. The Resilience Activation Framework: a con-
growth inventory: measuring the positive 31. McMillen JC, North CS, Smith EM. What parts ceptual model of how access to social re-
legacy of trauma. J Trauma Stress 1996;9: of PTSD are normal: intrusion, avoidance, or sources promotes adaptation and rapid
455-71. arousal? Data from the Northridge, California recovery in post-disaster settings. J Behav
20. Karancı AN, Aker T, Işıklı S, Erkan BB, Gül E, earthquake. J Trauma Stress 2000;13:57-75. Health Serv Res 2015;42(1):42-57.
Yavuz H. Türkiye’de Travmatik Yaşam Olay- 32. Zoellner T, Maercker A. Posttraumatic growth 44. Agaibi CE, Wilson JP. Trauma, PTSD, and re-
ları ve Ruhsal Etkileri. Kocaeli: Matus in clinical psychology: A critical review and in- silience: A review of literature. Trauma Vio-
Basımevi; 2012. troduction of a two-component model. Clin lence Abuse 2005;6(3):195-216.
21. Karancı AN, Aker AT, Işıklı S, İzmit-Gül E, Psychol Rev 2006;26(5):626-53. 45. Richardson GE. The metatheory of resilience
Başbuğ Erkan BB, Özkol H, et al. Personality, 33. Calhoun LG, Tedeschi RG. The foundations and resiliency. J Clin Psychol 2002;58:307-21.
posttraumatic stress and trauma type: factors of posttraumatic growth: An expanded frame- 46. Rutten BP, Hammels C, Geschwind N,
contributing to posttraumatic growth and its work. In: Calhoun LG, Tedeschi RG, eds. Menne-Lothmann C, Pishva E, Schruers K, et
domains in a Turkish community sample. Eur Handbook of Posttraumatic Growth. Mahwah, al. Resilience in mental health: linking psy-
J Psychotraumatol 2012;3:1-14. NJ: Erlbaum; 2006. p.3-23. chological and neurobiological perspectives.
22. Shakespeare-Finch J, Armstrong D. Trauma 34. Park CL. The notion of stress-related growth: Acta Psychiatr Scand 2013;128(1):3-20.
type and post-trauma outcomes: Differences Problems and prospects. Psychol Inq 2004; 47. Bonanno GA, Westphal M, Mancini AD. Re-
between survivors of motor vehicle accidents, 15:69-76. silience to loss and potential trauma. Ann Rev
sexual assault and bereavement. J Loss 35. Moos RH, Schaefer JA. Coping resources and Clin Psychol 2011;7:511-35.
Trauma 2010;15:59-82. processes: Current concepts and measures. 48. Pietrzak RH, Feder A, Singh R, Schechter
23. Aldwin CM, Sutton K, Lachman M. The devel- In: L. Goldberger L, Breznitz S, eds. Hand- CB, Bromet EJ, Katz CL, et al. Trajectories
opment of coping resources in adulthood. J book of Stress: Theoretical and Clinical As- of PTSD risk and resilience in World Trade
Pers 1996;64:91-113. pects. 2nd ed. New York, NY: Free Press; Center responders: An 8-year prospective
24. Park CL, Cohen LH, Murch RL. Assessment 1993. p.234-57. cohort study. Psychol Med 2014;44(1):205-
and prediction of stress-related growth. J Pers 36. Bonanno GA. Loss, trauma, and human re- 19.
1996;64:71-105. silience: Have we underestimated the human 49. İkizer G, Karancı AN, Doğulu C. Exploring fac-
25. Tedeschi RG, Calhoun LG. Tasks and cogni- capacity to thrive after extremely aversive tors associated with psychological resilience
tive processing in coping with trauma. In: events? Am Psychol 2004;59(1):20-8. among earthquake survivors from Turkey. J
Tedeschi RG, Calhoun LG, eds. Trauma and 37. Klein RJT, Nicholls RJ, Thomalla F. Resilience Loss Trauma 2016;21(5):384-98.
Transformation: Growing in the Aftermath of to natural hazards: how useful is this concept? 50. Bonanno GA, Brewin CR, Kaniasty K, La
Suffering. Thousand Oaks: SAGE Publica- Global Environ Change Pt B Environ Hazards Greca AM. Weighing the costs of disaster:
tions; 1995. p.59-76. 2003;5(1-2):35-45. consequences, risks, and resilience in indi-
26. McMillen JC, Smith EM, Fisher RH. Perceived 38. Fergus S, Zimmerman MA. Adolescent re- viduals, families, and communities. Psychol
benefit and mental health after three types of silience: a framework for understanding Sci Public Interest 2010;11(1):1-49.

179

You might also like