ANTİK ROMA

MÖ 50.000’lere dayanan insan izleri İtalya’da mevcut. Tiren Denizi çevresinde kalıntılar
yoğun. MÖ 4000’lerde Neolitik’i başlatan kavim Ligürler. Tiren ve Sicilya tarafında yerleştiler.
Kil kapları deniz kabuklarıyla süsleme yaygın. MÖ 3000 civarı ise bakıra geçiş yapılmıştır. Lazio
civarında yoğunlaşma var. MÖ 2000’de ise ilk Hint Avrupalılar kuzeyden gelmiş ve Po Ovası
civarında Terra Merra uygarlığını oluşturmuştur, ilk karışma bu zaman olmuştur. Ölü yakma ve
külleri süslü kavanozlarda gömme yaygındır. Terra Merra İtalikleri kuzeyde kalırken diğer
İtalikler daha aşağı inmiş ve Mikenlerle ticaret ilişkileri kurmuşlardır ve Apeninler Uygarlığını
oluşturmuşlardır. Lazio ve Campagna civarlarında surlar içeren yapılar yapmışlar ve diğer
İtaliklerden farklı olarak ölülerini gömmüşlerdir.
Deniz Kavimleri Göçü esnasında Şerdenler ve Şekeleşler gibi topluluklar gemilerle İtalya’ya
varmışlardır. Etrüskler ve Osklar ise Alplerden İtalya’ya girmiştir. Etrüskler ve Osklar daha
sonra Tirhenyenler olarak isimlendirilecektir. Daha sonraları MÖ 1000’ler civarı Keltler ve
İliryalılar da İtalya’ya girmiştir. Etrüskler Altaylardan çıkıp İran-Anadolu-Avrupa rotasını
izlemişlerdir. Yaşam ağacı ve at resimleri Kırgız halkları ile çok benzerdir. Alfabe benzerliği de
kaçınılmazdır. Etrüskler Bologna’ya demir çağını getirmişlerdir. Umbrianlar, Piçantinler,
Samnitler, Sabinler, Lukanlar gibi kabile isimleri blinmektedir. Bu kavimler daha sonraları
İtalyan ulusunu oluşturacaktır. Villinova kültürü bu kabilelerindir.
Etrüskler MÖ 7. yy’da İtalya’nın en büyük devleti olmuşlardır. Po Ovası’ndan Campagna’ya
kadar genişlemişlerdir. Roma’yı da 7.yy sonlarında ele geçirmişlerdir. Ligürler, Venedler ve
Sabinler karışımı bir halk bu sırada orada hakimdi ve Latince konuşuyordu. Etrüskler daha da
ilerlemiş ve Yunanlarla mücadeleye girmişlerdir. Piçantinler ve Umbrianlar tarafından
durdurulmuşlardır. Etrüskler MÖ 386’da Roma savaşı sonucunda Roma hakimiyetini kabul
etmişler ve asimile olup gitmişlerdir.
Etrüsklerde sıkı bir aristokrasi vardı. Halk rahat bir yaşam tarzına sahipti ve kadınlar toplum
yaşamında yüksek bir statüye sahiptirler. Oldukça savaşçılardı, ağır zırhlı piyadelere sahiptiler.
Donanmaları da oldukça güçlüydü. Kartacalılar ve Yunanlarla medeniyet alışverişi
yapmışlardır.
Roma efsanesine göre Troya’dan kaçan Aeneas soyundan Romus ve Remulus tarafından
Roma kuruldu (MÖ 753). Roma bir şehir devleti olma özelliğini ise MÖ 625 gibi gerçekte
kazanmıştır. Bu hikaye uydurmadır. 625-500 arası köyler geliştirilmiş ve 35.000 civarı nüfusa
sahip olmuştur. Efsaneye göre 7 kral bu dönemde yönetmiştir. Bu krallar zengin Patriciler
tarafından seçilmiştir ancak Roma dışından ve tarafsız olmaları istenmiştir. MÖ 616’da Etrüsk
kökenli biri seçilmiş ve gerisi de onun etrafından seçilmiştir.
MÖ 500’de ise Cumhuriyet görünümlü bir oligarşi kurulmuştur. Lucius Tarquinhos’un bir kıza
tecavüz ettiği ve çok kibirli olduğu anlatıları muhtemelen onu devirmek isteyen soylu Patrici
sınıfının attığı iftiralardır. Tarquinhoslar halk sınıfı Pleplerin desteğini almıştır çünkü. MÖ
509’deki Brütüs (ünlü olan değil) önderliğindeki isyan sonucu Tarquinhos tahttan indirilmiştir.
Yerine çift konsüllü bir yönetim getirilmiştir. Her sene seçim yapılmıştır. İlk başta konsüller
sadece Patriciler tarafından seçilmiştir. Centuriata meclisi zamanla diğer meclisin önüne
geçmiştir. Plebler ikinci plana atılmıştır. MÖ 494’te Roma diğer İtaliklerle savaşırken askerler
isyan etmiş ve kendileri de seçme seçilme hakkı istemişlerdir. Böylece Pleb meclisi kurulmuş
ve başına bir Tribun seçilmiştir. MÖ 451’de törelerin yetersiz kalmasıyla yazılı yasalar
oluşturulmuştur. Plebler her daim mücadeleye devam etmiş ve daha büyük haklar elde
etmişlerdir. En sonunda MÖ 290’lar civarı Patrici ve Plebler eşit hale gelmişti.