Professional Documents
Culture Documents
Vergi Hukuku Notlarım
Vergi Hukuku Notlarım
Vergi Hukuku Notlarım
1. hafta / 07.10.22
VERGİ HUKUKU
A) TANIM VE GENEL AÇIKLAMALAR
• Dar anlamda vergi; Devletin veya vergilendirme yetkisine sahip kamu tüzel kişilerinin,
kamu hizmetlerini karşılamak üzere kişilerden mali güçlerine göre karşılıksız, cebri, kanunilik
ilkesi çerçevesinde aldığı parasal yükümlülüklerdir.
• Vergi, kişilerin harcanabilir değerlerinin elinden zorla alınması anlamına gelir. Bireyler
elindeki parasal değerleri daha iyi yerde kullanabilecekken istemeyerek de olsa Devlete veya
vergi tahsil yetkisi olan kurum/kuruluşa vermektedir.
• Geniş anlamda vergi hukuku, vergi dışında bazı kamu gelirlerini kapsar. Bunlar harçlar,
resimler ve benzeri mali yükümlülüklerdir.
• Mali Hukuk; Devletin kamu hizmetlerini görebilmesi için gelir elde etme (gelir-vergi
hukuku) ve bunları harcama (gider-harcama-bütçe hukuku) konularını düzenleyen hukuk
kurallarının bütünüdür. Mali hukuk mevcut yapısıyla kamu hukuku içerisinde yer alır.
MALİ HUKUK
Gelir Hukuku (Vergi Hukuku) Harcama Hukuku (Bütçe Hukuku)
• Devlet ile kişiler arasındaki “vergi • Toplanan kamu gelirlerinin sarfıyla ilgili kamu
ilişkisi” niteliği taşıyan kurallardan hukuku dalıdır.
doğan hak ve ödevleri inceleyen sosyal • Anayasa hukukuna yakın bir alandır.
bir bilim dalıdır.
• Özel hukukta görülen borç ilişkilerindeki eşitlik vergi hukukunda mümkün değildir. Devlet,
mükellefe göre ağır basan taraftır, kamu gücü kullanma yetkisine sahiptir.
• Vergilerin genel karşılığı (kamu hizmetlerinin finanse edilmesi) vardır.
• Harç; belirli bir kamu hizmetinin karşılığında alınan paradır. Harçta özel karşılık söz
konusudur.
• Resim; Bir faaliyetin yerine getirilebilmesi için ilgili kamu kuruluşunun yetki ve izin
vermesi karşılığında aldığı ödemedir. (kamusal bedel)
Devletin ekonomiye el atması neden gereklidir? Devletin vergi almasında temel amaç
nedir?
• Devlet, sosyal adaleti, gelir dağılımında dengeyi sağlayabilmek; tekelleşmeyi
engelleyebilmek amacıyla kamu gücünü kullanır.
• Dışsallık; bir üretim veya tüketim faaliyetinin olumlu veya olumsuz olarak dış dünyada
meydana getirdiği tepkidir.
Özel ekonominin karşılayamayacağı büyüklükte bazı altyapı yatırımları vardır.
Örnek: elektrik, su, doğalgaz
Bu alanlarda Devlet doğrudan üretim faaliyetleri gerçekleştirerek piyasa ekonomisine
müdahale etmiş olur.
• Devlet, erdemli mal üretir. Devletin ekonomiye müdahalesi şarttır.
1
• Devletin ekonomiye müdahalesi ile yönetim biçimlerinin de ne olduğu ortaya çıkar.
Örnek: kapitalizm, liberalizm
• Tam kamusal mal; milli güvenlik, adalet gibi kamu hizmetleri bu kapsama girer. Tam
kamusal malların tamamı, fiyatlandırılamadığı için vergi ile finanse edilir.
• Yarı kamusal mal; eğitim, sağlık gibi faydanın bölünebildiği kamu hizmetleri bu kapsama
girer.
GENEL BİLGİLER
A) VERGİ HUKUKUNUN KONUSU, KAPSAMI VE HUKUK SİSTEMİ İÇİNDEKİ
YERİ
I) Vergi Hukukunun Konusu ve Kapsamı (yukarıda bahsedildi)
II) Vergi Hukukunun Hukuk Sistemi İçindeki Yeri (yukarıda bahsedildi)
• Vergi hukuku nispeten yeni bir hukuk dalı olduğundan, bağımsızlığı konusunda tartışmalar
vardır. Ancak son yıllarda vergi hukukunun diğer hukuk dallarından ayrı ve bağımsız bir
hukuk dalı olduğu genel kabul görmüştür.
2
• Ülkemizde vergileme konusundaki idareler; devletin tahsil yetkisi bakımından Hazine ve
Maliye Bakanlığı, gümrük vergisi bakımından gümrük idareleri ve yerel nitelikteki vergiler
bakımından Belediyeler ve İl Özel İdareleridir.
3
Örnek: Kanuna, ahlaka aykırı hukuksal işlemler, özel hukukta batıl işlemler kabul edilip
herhangi bir sonuç̧ doğurmazlarken (uyuşturucu satışı), vergiyi doğuran olayla ilişkilendirmek
koşuluyla pekala vergi yükümlülüğü doğurabilmektedir. Benzer şekilde özel hukukta borca
ehil olabilmek için fiil ehliyeti şart iken vergi mükellefi veya sorumlusu olabilmek için kanuni
ehliyet aranmamaktadır. (vergisel ehliyet) (VUK m. 9/1)
• Özel hukukun kişi olarak saymadığı topluluklar da vergiye tabidirler.
4
II) Maddi Vergi Hukuku - Şekli Vergi Hukuku Ayrımı
a) Maddi Vergi Hukuku b) Şekli Vergi Hukuku
• Vergi alacaklısı olan devlet ile borçlusu durumunda • Vergi ilişkisine ait hak ve yükümlülüklerin
bulunan mükellefler arasındaki verginin miktarına ve gerçekleştirilmesine yönelik takip edilecek yolu
bunların içeriğine ilişkin kuralların ele alındığı içerir.
bölümdür.
• Maddi vergi hukuku, mükelleflerin ödeyeceği vergi • Şekli vergi hukuku, ödenecek vergiye
yükünü ortaya çıkarmaya, vergi miktarını etkilemeye ve ulaşıncaya kadar vergilendirme süreci
vergi yükünün sona ermesine ilişkin kuralları içerir. kapsamında izlenecek yol, yöntem ve usulleri
gösterir.
I) Bağlayıcı Kaynaklar
a) Anayasa (TCA m.73 ve TCA m.167)
• TCA m.73 “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle
yükümlüdür. (vergi ödevi)
(2) Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır.
(3) Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya
kaldırılır.
(4) Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle
oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik
yapmak yetkisi Cumhurbaşkanına verilebilir.”
5
2) Belirlilik İlkesi
• Yasal düzenlemelerin, hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya veya
kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net ve anlaşılabilir olmasıdır.
• “Vergi kanunları, hukuk nosyonuna sahip olmayan kimseler tarafından kaleme alındığı için
kanunun tekniği bakımından eleştirilmektedir.”
3) Ölçülülük İlkesi
• Amaca ulaşırken kullanılan araçların ölçülü olmasıdır. Devlet, vergilendirmeyi mülkiyet
hakkını ihlal edecek şekilde kullanabilir ancak bu durum Devlet’e mülkiyet hakkını tamamen
ortadan kaldırma yetkisi vermez. (ölçülülük = elverişli, zorunlu ve gerekli, orantılı)
4) Eşitlik İlkesi
• Adaletin özünde eşitlik düşüncesi yatar. “Herkes kanun önünde eşittir.” (TCA m.10)
6
2. hafta / 14.10.22
5) Kanunilik (Temsilsiz Vergi Olmaz) İlkesi
• Devletin vergilendirme yetkisini sadece kanun çıkararak ortaya koymasıdır.
• TCA m.73/3 “Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur,
değiştirilir veya kaldırılır.” hükmü, vergi hukukunda kanunilik ilkesinin esas alındığını
vurgular.
• Bu ilkeye göre vergi yükümlülüğünü getirecek bir metin ortaya koyabilme yetkisi sadece
yasama organına aittir. Yasama organının bu yükümlülüğü başka bir organa/kuruma
devredebilmesi mümkün değildir.
• Bu ilke açıkça düzenlenmeseydi de verginin mülkiyet hakkına doğrudan sınırlandırma
yönünde müdahalesi söz konusu olduğundan sadece kanunla konulabileceği sonucuna
ulaşabilirdik.
2. istisna (Dış Ticaret Vergileri) TCA m.167 “Dış ticaretin ülke ekonomisinin yararına
olmak üzere düzenlenmesi amacıyla ithalat, ihracat ve diğer dış ticaret işlemleri üzerine
vergi ve benzeri yükümlülükler dışında ek mali yükümlülükler koymaya ve bunları
kaldırmaya kanunla Cumhurbaşkanına yetki verilebilir.”
• Bu düzenleme TCAm.73/4’e nazaran daha geniş yetkileri kapsar.
• Düzenlemeleri yaparken amaç dış ticaretin ülke yararına olmak üzere düzenlenmesi ve bu
konunun ithalat, ihracat ve diğer dış ticaret işlemleriyle sınırlı olmasıdır.
Örnek: Toplu Konut Fonu, Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu, Destekleme Fiyat İstikrar
Fonu vb.
7
b) Kanun
• Kanunlar, bir hukuk kuralı olarak, Anayasanın yetkili kıldığı organca (yasama) belirli usul
ve biçimlere göre hazırlanan soyut, sürekli ve yazılı hukuk kurallarıdır.
• Bir vergi düzenlemesinin şeklen kanunda yer alması yetmez; aynı zamanda bu düzenlemeler
verginin asli unsurlarını da kapsamalıdır.
Verginin asli unsurları; vergi mükellefi, verginin konusu, matrah, vergiyi doğuran olay,
muaflık ve istisnalar, oran, tahsil zamanı ve şekiller vb.
• Bir verginin kanunda yer alması o verginin toplanması için yeterli değildir; aynı zamanda
Bütçe Kanunu’nun C cetvelinde bu vergi ile ilgili izin verilmesi gerekir. (ön izin ilkesi)
Vergiye ilişkin izin, Bütçe Kanunu’nun C cetvelinde yer almazsa verginin o yıl toplanması
mümkün değildir.
Bütçe Kanunu, yıllık olarak kamu gelirlerinin toplanmasına “izin” ve kamu harcamalarının
yapılmasına “yetki” veren bir kanundur.
e) Cumhurbaşkanlığı Kararı
• Vergi hukukunun yürütme organından doğan kaynaklarındandır. Yukarıda açıklandı.
8
Örnek: Engelli İndiriminden Yararlanacak Hizmet Erbabının Engelli Derecelerinin Tespiti
Şekli ve Uygulaması Hakkında Yönetmelik (VUK m.31’e göre), Vergi Usul Kanunu
Uyarınca Vergi Mükellefleri Tarafından Kullanılacak Belgelerin Basım ve Dağıtımı Esasları
Hakkında Yönetmelik (VUK m.257’ye göre), Uzlaşma Yönetmeliği (VUK m.1’e göre)
• Genel düzenleyici işlem olan yönetmeliklerin yargısal denetimi idari yargıda yapılır.
k) Örf ve Adet
• Örf ve adet, toplum içinde uyulması zorunluluk hissedilecek şekilde oluşan gelenek, görenek
ve davranış kalıplarıdır.
• Kanunilik ilkesi nedeniyle, vergi hukuku alanında örf ve adetin kaynak olma işlevi zayıftır.
• Kanun örf ve adete gönderme yapmamışsa, bu örf ve adet hukukun kaynağı olamaz.
Örnek: Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu m.4/c, VUK m.228, KDVK m.25/a
9
a) Açıklayıcı Genel Tebliğ
• Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından kanun hükümlerinin yorumlanması, açıklanması ve
uygulama birliğinin sağlanması amacıyla çıkarılan genel tebliğlerdir.
• Açıklayıcı genel tebliğlerin asıl amacı vergi kanunlarının uygulanmasında vergi daireleri
arasında uygulama birliğini sağlamakla birlikte mükelleflere de yol göstermektir.
• Hazine ve Maliye Bakanlığı açıklayıcı genel tebliğlerle ortaya koyduğu görüşlerinde
değişiklikler yapabilir. Bu durumda önceki görüşe göre uygulama yapmış olan mükelleflere
VUK m.369’daki düzenleme gereği ceza verilmez ve gecikme faizi hesaplanmaz.
• Bu genel tebliğler idari düzenleyici işlem niteliğinde olmadığından ve icrai karakteri
bulunmadığından mükellefleri ve yargı organlarını bağlamaz. Bu nedenle de iptal davasına
konu edilemezler.
d) Özelge (Mukteza)
• Mükelleflerin ve vergi sorumlularının vergi durumları ve vergi uygulaması bakımından,
kendilerince açık olmayan ve tereddüt ettikleri konular hakkında yazılı olarak açıklama
talebinde bulunmaları üzerine yetkili makamlarca kendilerine verilen yazılardır.
• Sirkülerden farklı olarak özelgede sadece soruyu soran mükellefe/ vergi sorumlusuna
yönelik olarak açıklama yapılır.
• VUK m.369 hükmü burada da uygulama alanı bulur.
• Mükelleflerin; (1) başkalarının vergi durumları hakkında bilgi ve izahat talepleri, (2) yargıya
intikal etmiş olaylara ilişkin izahat talepleri, (3) hakkında vergi incelemesi yapılmakta olan
mükelleflerce veya vergi sorumlularınca incelemeye konu olan işlemlerle ilgili izahat talepleri
ve (4) somut bir olaya dayanmayan, teorik hususlara ilişkin izahat talepleri özelge kapsamında
değerlendirilmez.
• “Vergileme ile ilgili hükümlerde diğer ülkelerin Anayasalarına göre iyi bir sıradayız.”
10
VERGİ KANUNLARININ UYGULANMASI
A) VERGİ KANUNLARININ YER BAKIMINDAN UYGULANMASI
I) Genel Açıklama
• Devletler mümkün olduğu kadar çok yerde kendi kanunlarının uygulanmasını ister.
• Kanunların yer bakımından uygulanmasında esas alınan durum kanunu çıkartan devletin
egemenlik yetki alanıdır.
KDV: Katma Değer Vergisi / ÖTV: Özel Tüketim Vergisi / DV: Damga Vergisi
11
BSMV: Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi / MTV: Motorlu Taşıtlar Vergisi
VİV: Veraset ve İntikal Vergisi / EV: Emlak Vergisi
12
• Yorumun kim tarafından yapıldığına bakılarak yorum çeşitleri, yorumun nasıl yapıldığına
bakılarak ise yorum yöntemleri belirlenir.
c) Yargı Yorumu
• Yargının her kararı aslında bir yorum faaliyetidir. Yargıç yorum yapmadan karar veremez.
• İBK olmadıkça yargının yapmış olduğu bir yorum sadece o uyuşmazlığın taraflarını bağlar.
II) Yorum Yöntemleri (VUK m.3✨) (Yorum Yapılırken İzlenen Yol, Araç ve Usuller)
a) Sözel Yorum
• VUK m.3’ün “....Vergi kanunları lafzı ve ruhu ile hüküm ifade eder. Lafzın açık olmadığı
hallerde....” ifadesine yer vermiş olması, kanun koyucunun vergi kanunlarının
yorumlanmasında öncelikle sözel yoruma başvurulması ve bu yorum yönteminin yeterli
gelmediği durumda diğerlerine geçilmesi gerektiğini göstermektedir.
• Sözel yorum, cümle yapılarından, bu yapı içinde kelimelerin dizilişlerinden, dil bilgisi
kuralarından, kelimelerin sözlük anlamlarından veya ilgili bulundukları hukuk dallarındaki
anlamlarından hareketle yapılan yorumdur.
b) Sistematik Yorum
• VUK m.3 “....vergi kanunlarının hükümleri, ....hükümlerin kanunun yapısındaki yeri
ve diğer maddelerle olan bağlantıları göz önünde tutularak uygulanır.”
Örnek: Sayıştay’ın mahkeme sayılıp sayılmadığı konusunda yorum yapılırken TCA’da
“Yargı” başlığı altında düzenlendiğinin esas alınması
13
c) Amaçsal Yorum (syf 63)
1) Tarihsel Amaç Bakımından Yorum (Sübjektif Yorum Yöntemi)
• VUK m.3 “...Lafzın açık olmadığı hallerde vergi kanunlarının hükümleri, konuluşundaki
maksat ...”
• Kanunun konulduğu zamanki kanun koyucunun amacına yönelik yapılan yorumdur.
Kanun koyucunun kanunu ortaya çıkarırkenki düşüncesine; ancak o zaman yapılan
görüşmelere, ekonomik duruma, ülkenin içinde bulunduğu sosyal/siyasal duruma bakılarak
varılabilir.
1) Peçeleme
• Mükelliflerin vergi kaçırmak (vergi ziyaı yaratma) amacıyla özel hukuk ilişkilerini olağan
sayılmayacak şekilde kötü kullanmaları durumudur.
Örnek: A, B’ye bağışta bulunmak ancak veraset ve intikal vergisini ödemekten de kaçmak
ister. Bu nedenle B’ye bağışta bulunacağı 15.000 TL’yi aralıklı günlerle 5’er bin TL olmak
üzere 3 kısımda gönderir. Bu durumda A’nın gerçekleştirdiği işlem; vergi hukuku bakımından
peçeleme işlemidir.
Başkent GAS Şirketi - Kızılay arasında ortaya çıkan peçeleme işlemi
• Vergi hukukunun görevi, peçeleme sözleşmeleri ile gizlenen gerçek durumu ortaya
çıkarmaktır.
14
b) Tipiklik ve Kıyas Yasağı
1) Tipiklik
• Tipleştirme kanun koyucunun vergi kanunlarını hazırlaması ve yasalaştırması sırasında
soyut hukuk kurallarını ortaya koyarken model kavramlar ve tipler kullanmasıdır.
• Tipiklik ise hukukta somut maddi olayın soyut hukuk kuralına uygun olmasıdır.
2) Kıyas Yasağı
• Hukukta kıyas, kanunda yer alan bir kuralın kanunda yer almayan fakat ona benzer bir başka
emsal gösterilerek uygulanmasıdır.
Örnek: sigara içmek yasaksa, puro içmek de yasak
• Vergilerin kanuniliği ilkesi karşısında kural olarak kıyas yer bulmaz. Çünkü vergi yükünü
değiştirici düzenlemeler sadece kanunla yapılabilir.
IV) Genel Kural ve Ayrık Kuralın Yorumu (syf 73-74) (Derste üzerinde durulmadı)
• Genel kural geniş, ayrık kural ise dar yorumlanır.
15
E) VERGİLEMEDE İSPAT VE DELİL
I) İspatta Kural
• Hukukta olduğu gibi vergi hukukunda da kural olarak iddia sahibi iddiasını ispatla
yükümlüdür.
• VUK m.3/B “İspat: Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya, ilişkin
muamelelerin gerçek mahiyeti esastır.
Vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti yemin hariç her
türlü delille ispatlanabilir. Şu kadar ki, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan
şahit ifadesi ispatlama vasıtası olarak kullanılamaz.
İktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad
olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfeti bunu iddia eden tarafa aittir.”
• Vergi hukukunda hayatın olağan akışında gerçekleşen bir şeyi iddia eden mükellefin bunu
iddia yükümlülüğü yoktur.
Örnek: enflasyonun yüksek olduğu durumlarda bir kişinin parasını uzun süreli faizsiz olarak
vermesi iktisadi gereklere uygun görülmez, borç parayı faizsiz verdiğini iddia eden bunu ispat
etmelidir.
Örnek: tacirin nakliye aracında taşıdığı malların ticari mal olması ticari gereklerdendir, aksini
ispat tacire düşer
Örnek: bir kimse bir kişiyi gayrimenkulünde bekçi olarak oturttuğunu ve bu nedenle kira
almadığını iddia ediyorsa, bunu ispatla mükelleftir, bedava oturtmak adetten değildir.
II) Delil
• Maddi gerçeğe ulaşma bakımından kullanılan araçlara “delil” denir.
• Vergi hukukunda kural olarak “delil serbestisi ilkesi” geçerlidir. Bu kuralın 2 istisnası
vardır:
a) Yemin b) Vergiyi Doğuran Olayla Bağlantısı Açık ve Tabi Olmayan Şahit İfadesi
vergi hukukunda delil olarak kullanılamaz.
• Vergi hukuku açısından delil çeşitleri şöyle sıralanabilir:
a) Defter, belge, özel sözleşmeler, beyannameler
b) Vergiyi doğuran olayla ilgisi bulunan tanık beyanları
c) İdarece düzenlenen tutanaklar
d) Bilirkişi görüşleri
e) Keşif
f) Karineler
3. hafta / 21.10.22
VERGİYE İLİŞKİN TEMEL KAVRAMLAR
A) VERGİ KAVRAMI
• Vergi, kamu giderlerini karşılaması yanında devletin ekonomik ve sosyal hayata
müdahalede kullandığı en etkin mali araçtır. Verginin fiskal (gelir) amacı, kamu giderlerini
karşılamak üzere alınmasıdır.
• İktisatçılar verginin sadece kamu maliyetini karşılaması amacıyla alınmasını, başka bir
amaçla alınmamasını savunmaktadırlar. (verginin tarafsızlığı)
• Verginin bireylerin tercihleri üzerindeki etkisi oldukça fazladır. Zira verginin
artması/azalması durumlarında bireylerin yatırım tercihleri de değişebilir.
• Verginin fiskal olmayan amacı ise olumsuz dışsallık yayan malların tüketiminin
azaltılmasında kullanılmasıdır. Örnek: sigaradan daha fazla vergi alınması
• Yönlendirici vergilendirme ise bireylerin tercihlerinin belirli bir eksene girmesine sebebiyet
vermektir. Yönlendirici vergilendirmenin amacı bireylerin tasarruf etmesine yönelik olabilir.
16
• Yukarıda sayılan unsurlardan hareketle vergi; devlet veya vergilendirme yetkisine sahip
kurumların kamu giderlerinin finansmanı ve/veya toplumun ihtiyaç gösterdiği alanlara hizmet
verebilmek için ödeme gücü olanlardan, bu güçleri ile orantılı olarak aldığı zorunlu,
karşılıksız ve nihai parasal ödemelerdir.
B) VERGİLENDİRME YETKİSİ
• Vergilendirme yetkisi; devletin egemenlik hakkına dayanarak vergi alma konusunda sahip
olduğu hukuki ve fiili güçtür. Devlet bu yetkisini istediği konuya vergi getirerek kullanabilir.
• Anayasamıza göre vergilendirme yetkisi, kanunla kullanılabilecek bir yetkidir.
• Dar anlamda vergilendirme yetkisi; devletin kamu gelirleri içinde sadece vergi almaya
ilişkin yetkisidir. Geniş anlamda vergilendirme yetkisi ise; devletin kamu harcamalarını
karşılamak üzere gerçek ve tüzel kişilerden her türlü mali yükümlülük getirmeye ilişkin
yetkisini kapsar.
• Belediye gelirleri adı altında alınan vergiler Belediyeler tarafından konulmamaktadır.
Belediyelerin ancak vergileri tarh ve tahsil etme yetkisi vardır.
• Tamamlayıcı vergi; kişinin örneğin gelirini vergilendirmeden ölmesi halinde veraset ve
intikal vergisi gelir vergisini tamamlayıcı özellik göstermektedir.
C) VERGİNİN KONUSU
• Verginin üzerinden alındığı fiili veya hukuki durumdur.
Örnek: gelir üzerinden alınan vergi (gelir vergisi)
• Türk vergi sisteminde verginin konusu, mali gücü temsil etmesi bakımından gelir üzerinden
alınan vergiler, servet üzerinden alınan vergiler ve harcama üzerinden alınan vergiler olarak
düzenlenmiştir.
• Yasamanın genelliği (yasamanın istediği konuda düzenleme yapabilmesi) ilkesi nedeniyle
yasama organı istediği konu üzerine vergi düzenlemesi yapabilir.
Örnek: İngiltere’deki pencere vergisi, Türk sisteminde eskiden alınan uşak vergisi
• Vergi konusu ve mükellef genel çerçeveyi çizerken istisna ve muafiyetler ilgili hususlardaki
daralmayı ifade eder.
E) MÜKELLEF (YÜKÜMLÜ)
• Mükellef VUK m.8’e göre “Vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu düşen gerçek
veya tüzel kişidir.”
• Mükellefin maddi ödevi kendisine tahakkuk edilen vergiyi ödemektir.
• Mükellefin beyanname vermek, belge almak, saklamak, kayıt tutmak, defter tutmak, işe
başladığını bildirmek, ibraz gibi şekli ödevleri söz konusudur.
17
I) Vergi Mükellefi Olmanın Şartları
a) Vergiyi Doğuran Olayın O Kimsenin Şahsında Gerçekleşmesi
b) Mükellefin Vergiyi Kendi Malvarlığından Ödemek Zorunda Olması
• Vergi borçlusu (sorumlusu) sadece maddi ödevlerle yükümlü olan bireylerdir. Ayrıca vergi
sorumlusunda vergiyi doğuran olay sorumlunun kişiliğinde gerçekleşmediği gibi vergiyi
kendi malvarlığından değil, başkasının malvarlığından ödemek durumundadır.
18
Örnek: KDV’yi ödeyecek olan kişi malı teslim eden kimsedir; malı satın alan değil
• Daha çok gelir vergisi gibi dolaysız vergiler şahsileştirmeye uygundur.
G) VERGİ SORUMLUSU
I) Vergi Sorumlusu Kavramı
• Özel hukuktaki sorumluluk ile vergi hukukundaki sorumluluk aynı şey değildir. Zira özel
hukukta çoğu zaman kişi sorumluluğunu kendi malvarlığından yerine getirmektedir.
• VUK m.8’e göre vergi sorumlusu, “Verginin ödenmesi bakımından, alacaklı vergi
dairesine karşı muhatap olan kişidir.”
• Vergiyi doğuran olay vergi sorumlusunun şahsında gerçekleşmez. Mükellef sayılmadığı için
de vergi sorumluları vergi borcunu kendi malvarlığından değil, başkalarının malvarlığından
öderler.
• Vergi sorumlusu müessesesinin amaçları; vergi alacağını güvence altına almak, vergi
tahsilini kolaylaştırmak, tahsilat süresini kısaltmak ve vergi idaresinin yapacağı işlemleri
azaltmaktır.
• Vergi sorumluluğu; mükellef konumundaki bir kişinin vergisinin ödenmesinin veya bazı
biçimsel ödevlerinin onunla iktisadi veya hukuki ilişki içine giren bir başka kişiden
istenmesidir.
19
VERGİ HUKUKUNDA SORUMLULUK HALLERİ
Vergi Kesintisi Yapmaktan Kanuni Temsilci Başkalarının
Kaynaklanan Sorumluluk (syf 91-93) Olmaktan Kaynaklanan Vergi Ödevlerinden Kaynaklanan
Sorumluluk Sorumluluk
• Uygulamada “stopaj, tevkifat” da a) Gerçek Kişilerin a) Mirasçıların Ölenin Vergi Borçlarından
denmektedir. Kanuni Temsilcilerinin Sorumluluğu
• Vergiyi doğuran olay mükellefin Sorumluluğu
şahsında gerçekleşmekle beraber vergi b) Devralanların Sorumluluğu
sorumlusu bu kişi için hesapladığı b) Tüzel Kişilerin Kanuni 1) Kurumları Devralanların S.
vergiyi keserek vergi dairesine yatırır. Temsilcilerinin 2) Emlakları Devralanların S.
Bu durumun doğal sonucu olarak vergi Sorumluluğu
sorumlusu, mükellefe ödeme yaparken 1) Normal Dönemlerde c) İşlemlerden Sorumluluk
hak edişin tamamını ödemez. 2) Tasfiye Dönemlerinde 1) Motorlu Taşıtların İşlemlerinden
Kaynaklanan S.
Örnek: iş yeri kiralamalarında kiracı c) Türkiye’de 2) Harca Tabi İşlemlerden S.
(vergi sorumlusu) %20 oranında Bulunmayan
kiradan kesinti yapmak suretiyle ev Mükelleflerin d) Meslek Gruplarının Sorumluluğu
sahibinin (kanuni mükellef) adına Temsilcilerinin
Devlete vergi yatırmak ve geri kalanını Sorumluluğu e) Kefillerin Sorumluluğu
ev sahibine ödemekle yükümlüdür.
d) Tüzel Kişiliği f) Ortakların Sorumluluğu
• Vergi sorumluları GVK m.94 ve Bulunmayanların 1) Limited Ortakların S.
KVK m.15’te sayılmıştır. Buna göre; Temsilcilerinin 2) Tasfiyeden Ortakların S.
1) Kamu idare ve müesseseleri, Sair (İdarecilerinin)
kurumlar, Dernekler, Vakıflar Sorumluluğu g) Belgelerden Sorumluluk
2) Ticaret şirketleri, Kooperatifler, 1) İbraz Edenlerin S.
İktisadi kamu müesseseleri, İş • Aşağıda açıklandı. 2) Resmi Daire ve Noterlerin S.
ortaklıkları, Dernek ve vakıfların
iktisadi işletmeleri, Yatırım fonu ı) İlan ve Reklam İşleri Yapanların
yönetenler Sorumluluğu
3) Gerçek usulde vergiye tabi ticaret ve
serbest meslek erbabı ile çiftçiler j) Karnesiz Hizmet Erbabı Çalıştırılanların
vergi sorumlularıdır. Sorumluluğu
20
• Kanuni temsilcinin vergisel sorumluluğu, temsil ettiği kişinin gerçek veya tüzel kişi
olmasına göre farklı esaslara bağlanmıştır.
21
• Şirketlerin tasfiyesi durumunda, şirketin tasfiye dönemi vergi borçlarından tasfiye
memurları sorumlu tutulur.
• Tüzel kişilerin tasfiyeye girmiş veya tasfiye edilmiş olmaları, kanuni temsilcilerin tasfiyeye
giriş tarihinden önceki dönemlere ait borçlarından dolayı sorumluluklarını kaldırmaz.
2) Devralanların Sorumluluğu
a) Kurumları Devralanların Sorumluluğu
• Kurumlar Vergisi Kanunu m.20’ye göre öngörülen şartlara göre yapılan devirlerde
devralan kurum devralınan kurumun tahakkuk etmiş veya edecek vergilerini ödemeyi taahhüt
ederse, vergiden sorumlu hale gelir. (iradi yolla sorumluluk)
3) İşlemlerden Sorumluluk
a) Motorlu Taşıtların İşlemlerinden Kaynaklanan Sorumluluk (syf 102)
• 197 sayılı MTVK’ya göre bazı kişi ve kurumlara işlem yapmadan önce, verginin ödendiğini
arama sorumluluğu getirilmiştir. Sorumluluğun 2 türü vardır:
22
Taşıtların Fenni Kontrollerinin MTV Ödendiğine İlişkin Belge Aramadan Yapılması
• MTVK m.13/a-d’ye göre fenni muayenelerini yapmadan, denize veya uçuşa elverişli
belgeleri vermeden önce, verginin ödenip ödenmediğini araştırmadan denetim yapan
yetkililer, mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuşlardır.
Taşıtlara İlişkin Devir İşlemlerinin MTV Ödendiğine İlişkin Belge Aramadan Yapılması
• MTVK m.13/c’ye göre motorlu taşıtların her türlü satış veya devir işlemlerini yapmadan
önce, bu taşıtlara ait o güne kadarki MTV ile gecikme zamları, gecikme faizleri ve vergi
cezalarının ödendiğini gösterir belge istemeyen yetkililer, bu fiilleri nedeniyle sebep oldukları
ödenmeyen vergi, ceza ve fer’ilerinden mükelleflerle birlikte müteselsilen sorumludurlar.
6) Ortakların Sorumluluğu
a) Limited Şirket Ortaklarının Sorumluluğu (syf 103-104)
• AATUHK m.35’e göre limited şirketten alınmayan ve alınamayacağı anlaşılan kamu
borçlarından her bir limited şirket ortağı sermaye payına göre sorumlu olur. (fer’i nitelikte)
• Limited şirket ortağının şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden veya
devralan kişiler devir öncesine ait devir tarihi itibarıyla ödenmemiş payına düşen şirket
borçlarından müşterek ve müteselsilen sorumludurlar.
23
• Tasfiye memurları kurumların vergileri ödenmeden veya karşılık ayırmadan ortaklara
paylaştırma yapamazlar.
7) Belgelerden Sorumluluk
a) İbraz Edenlerin Sorumluluğu (syf 105)
• Damga vergisine tabi bir kağıdın vergisinin mükellefi tarafından ödenmesi gerekir. Verginin
mükellefi kağıdı düzenleyendir.
• Damga Vergisi Kanunu m.24’e göre “Vergiye tabi kağıtların Damga Vergisinin
ödenmemesinden veya noksan ödenmesinden dolayı alınması lazım gelen vergi ve cezadan,
mükelleflere rücu hakkı olmak üzere, kağıtları ibraz edenler sorumludur.”
4. hafta / 28.10.22
• Ders işlenmedi.
5.hafta / 04.10.22
H) VERGİ ÖDEVLİSİ
• Vergi ödevlisi, mükellefi ve vergi sorumlusunu kapsayan daha geniş bir kavramdır. Vergi
ödevlisi, vergi ödenmesi (maddi ödev) yanında bazı şekli ödevleri de yerine getirmektedir.
• Vergi ödevlisi, vergi hukuku ilişkisi içindeki hak ve ödevlere sahip olan tüm kişilerdir.
Örnek: fırından bir adet ekmek alan nihai tüketici konumundaki kişinin bu işlemin belgesi
olan perakende satış fişini almak zorunda olması
• Görevleri dolayısıyla mükellefler hakkında öğrendikleri sırları saklamak zorunda olan
memurlar (VUK m.5), vergi mahkemesi yargıçları veya vergi inceleme elemanları (VUK
m.6), noterler, tapu sicil memurları, ticaret sicil memurları, muhtarlar, kiracılar, banka
müdürleri bu anlamda vergi ödevlisi sayılırlar.
24
K) VERGİYİ DOĞURAN OLAY
• Mükellefle verginin konusu arasında kanunun öngördüğü biçimiyle meydana gelen ilişkidir.
• Vergiyi doğuran olay, mükellef yönünden vergi borcunun, idare yönünden (idari işlemin)
vergi alacağının sebebini oluşturur.
• VUK m.19 “Vergi alacağı, vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın gerçekleşmesi
veya hukuki durumun tamamlanması ile doğar.”
• Vergiyi doğuran olay gerçekleştiğinde idare ile mükellef arasındaki borç ilişkisi de kurulmuş
olur. (soyut borç ilişkisi / miktarı belirli değil)
Örnek: emlak vergisinde ilgili emlağa sahip olunması, VİV’de intikalin meydana gelmesi
• Vergiyi doğuran olayın ne zaman gerçekleştiği önemlidir. Zira ilgili olaya, o dönemdeki
tarifeye göre oran uygulanacak, işlem yapılacaktır.
• Vergiyi doğuran olayın meydana geldiği dönemin doğru saptanması zamanaşımı yönünden
de önemlidir. Çünkü tarh zamanaşımı vergiyi doğuran olaya bağlanmıştır. (VUK m.114)
Örnek: tebliğ zamanaşımı süresi vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği takvim yılını takip eden
takvim yılının başından itibaren 5 yıl olması
L) YASAK FAALİYETLER
• VUK m.9 “Vergiyi doğuran olayın kanunlarla yasak edilmiş bulunması mükellefiyeti ve
vergi sorumluluğunu kaldırmaz.”
Bu durumda yasak faaliyetler adeta yasak değilmiş gibi vergilendirilir. Yeter ki yasak faaliyet,
kanunda tanımlanmış gelir unsurlarına girmiş olsun.
Örnek: kanunlarca yasaklanan uyuşturucu ticareti çerçevesinde veya at ve eşek etinden sucuk
yapılıp satılması şeklinde gelir elde edilmesi halinde de bunlar üzerinden gelir vergisi
alınması
Yasak faaliyeti gerçekleştirenlerden neye göre tespit edilip vergi alınacak?
• Matrahın re’sen tespiti (tarhiyatı) yöntemiyle idare, defterlerde herhangi bir bilgi yoksa
matrah komisyonları tarafından re’sen tarhiyat yaparak yaklaşık takdir üzerinden bu kişileri
vergilendirme yoluna gideceklerdir.
M) ÖZEL SÖZLEŞMELER
Acaba mükellef, bir başkasıyla özel hukuk alanında sözleşme yaparak ödevleri ile ilgili
hususları başka bir kimseye aktarabilir mi? Vergi hukukunda özel sözleşmeler
yapılabilir mi?
• Sözleşme serbestisi gereği evet, mükellef bir başkasıyla özel hukuk alanında TBK m.27 ve
kanunun diğer emredici hükümlerine aykırı olmamak suretiyle sözleşme yaparak ödevleri ile
ilgili hususları başka birine aktarabilir.
• VUK m.8/3’e göre “Vergi kanunlarıyla kabul edilen haller müstesna olmak üzere,
mükellefiyete veya vergi sorumluluğuna ilişkin özel sözleşmeler vergi dairelerini
bağlamaz.”
25
• Bu anlamda devredilen kişinin ilgili sorumluluklarını yerine getirmemesi halinde cezanın
muhatabı devredilen kişi değil, mükelleftir.
• Mükellefin, sözleşmeye aykırı davranış neticesinde devrettiği kişi ile ilgili rücuları saklıdır.
• Ancak vergi kanunlarının yapılmasına açık izin vererek tanıdığı özel sözleşmeler vergi
idaresine karşı geçerlidir. (KVK m.20)
• Taraflar arasında yapılan sözleşmeye ilişkin uyuşmazlık çıkması halinde görevli yargı kolu;
idari yargı değil, adli yargıdır.
• Kanuni veya iradi yetki çerçevesinde olsun temsilcinin eylemi adli nitelikli bir vergi
suçunun işlenmesine sebep oluyorsa “cezaların şahsiliği” ilkesi nedeniyle ceza, suç fiilini
işleyen temsilcinin adına hükmolunacaktır.
26
MÜKELLEFİN ÖDEVLERİ VE HAKLARI
• Tarhın eksiksiz ve zamanında gerçekleşmesi için kanunda, gerek mükelleflere gerek vergi
sorumlularına gerek vergi ödevlilerine belirli sorumluluklar ve ödevler getirilmiştir.
• Mükelleflerin üzerine düşen vergiyi ödemenin (maddi ödev) yanında vergi defteri tutmak,
belge düzenlemek, beyanname vermek, vergi levhası bulundurmak gibi vergilendirme ile
ilgili birtakım şekli ödevleri de bulunur.
A) MÜKELLEFİN ÖDEVLERİ
I) Bildirime İlişkin Ödevler
• Mükellefler, vergilendirme bakımından önem taşıyan bazı hususları vergi idaresine
bildirmek zorundadırlar. (beyan esasına dayalı sistem)
• VUK m.169’a göre “Bildirmeler yazılı olur; yalnız defter tutmaya mecbur olmayan
mükelleflerden okuma ve yazması olmayanlar, bildirmeleri sözle yapabilirler. Sözlü
bildirmeler tutanakla tespit olunur.”
• İşe başlamanın bildirilmesiyle birlikte idarelerin bilgi toplama içerisinde yoklama faaliyetini
yürütmesi önemlidir.
27
c) Diğer Bildirimler (“Bunların hepsini bilmenize gerek yok.” (syf 123)
• Mükellefin vergi dairesine bildirmesi gereken değişiklikler; adres değişiklikleri, iş
değişiklikleri, işletme değişiklikleri, mükellefiyet biçiminde değişiklikler ile bina ve arazi
değişiklikleridir.
a) Fatura✨(VUK m.229)
• Hem Ticaret Kanunu açısından düzenlenen hem de Vergi Usul Kanunu açısından
düzenlenen ticari bir vesika, borçlandırıcı bir belgedir.
• Fatura, malın teslim edildiğini veya borcun ifa edildiğini ispat yerine geçen belge
olmamakla beraber tüccarın teslim ettiği malla / yerine getirdiği hizmetle ilgili bedelin
belirlendiği ticari vesikadır. Çünkü fatura alınmakla beraber mal ifa edilmemiş olabilir.
• Faturanın düzenlenme süresi; malın teslim edildiği veya hizmetin sunulduğu tarihten
itibaren en geç 7 gündür.
• Faturanın içeriğine itiraz süresi; esasında TTK’da düzenlenmiş bir meseledir. Mükellef,
fatura düzenlendikten itibaren 8 gün içinde o faturada düzenlenen malların teslimine/hizmetin
içeriğine itiraz etmezse, o malı/hizmeti kabul etmiş sayılır.
• Fatura içeriği malların teslim edildiği veya bedelinin ödendiğinin iddia edilmesi halinde,
iddia eden taraf iddiasını ispatla mükelleftir.
28
• Faturanın olması, ilgili alacağın tahsil edildiği anlamına gelmez. Fatura, ilamsız icra takibine
konu yapılabilir.
f) Sevk İrsaliyesi ✨
• Bir yerden başka bir yere ticari mal sevk edilmesi esnasında düzenlenecek bir belgedir.
• Malın alıcıya teslim edilmek üzere satıcı tarafından taşındığı veya taşıttırıldığı halde
satıcının, teslim edilen malın alıcı tarafından taşınması veya taşıttırılması halinde alıcının,
sevk irsaliyesi düzenlenmesi ve bulundurulması şarttır. (VUK m.230/5)
• İrsaliyeli fatura düzenlenmişse onun dışında ayrı bir sevk irsaliyesinin düzenlenmesine
gerek yoktur.
• Nihai tüketicilerin (malı başkasına satmamak/ kullanmak üzere) araçlarında sevk irsaliyesi
bulundurmasına gerek yoktur.
j) Yolcu Listesi
• VUK m.240/B “Şehirler arasında yapılan yolcu taşımalarında VUK m.233 gereğince yolcu
taşıma bileti kesmeye mecbur olan mükellefler, (T.C. Devlet Demiryolları hariç) .... iki nüsha
yolcu listesi düzenlerler ve bu listenin bir nüshasını sefer sonuna kadar taşıtta ve diğer
nüshasını işyerinde bulundururlar...”
29
k) Ücret Bordrosu (VUK m.238)
• İşverenlerin her ay çalıştırdıkları iş görenlere ödedikleri ücretler için düzenlemek zorunda
oldukları belgedir.
• Vergi kanunlarına göre tutulan defterler her şeyden önce vergi açısından delil niteliği
taşırlar. Tutulan defter ve belgeler ve bunlarda yer alan bilgiler, aksi ispat edilinceye kadar
defter ve kayıtlar ve bu kayıtların dayanağını teşkil eden belgelere ve iktisadi ticari icaplara
uygun olduğu kabul edilir. (doğruluk karinesi)
30
c) Tutulması Gereken Defterler
1) Genel Defterler (“Bu defterler önemli”)
• 1. sınıf tacirler tarafından TTK’da tutulması zorunlu sayılmış defterler:
(1) Yevmiye defteri (VUK m.183, tutulması ve tasdiki zorunlu)
(2) Defteri kebir (VUK m.184, tutulması zorunlu)
(3) Envanter defteri (VUK m.185, tutulması zorunlu ve tasdiki zorunlu)
• Diğerleri için bkz. kitap sayfa 133
Tasdik Türleri
Yenileme Tasdiği Devam Tasdiği
• Öteden beri işe devam etmekte olanlar yeni dönemde yeni defter • Öteden beri işe devam etmekte
kullanacaklarsa defterin kullanılacağı yıldan önce (hesap döneminden olanlar yeni dönemde eski
önceki) son ayda tasdik ettirirler. (önceki) dönem defterlerinin
• Olağan hesap dönemini benimsenmiş mükellefler yenileme tasdiğini aralık dolmaması nedeniyle bunları yeni
ayında yapmalılardır. dönemde kullanacaklarsa defterin
• Özel hesap dönemi belirlenmiş kişiler ise belirledikleri döneme göre son kullanılacağı hesap döneminin ilk
ayda yenileme tasdiği yapmalıdırlar. ayında bunları tasdik ettirmelidir.
• Defteri kebir (büyük defter), tutulması zorunlu ancak tasdike zorunlu tutulmamış defterdir.
31
• Defter beyan sistemi serbest meslek erbabı, işletme hesabı esasına göre defter tutan
mükellefler ile basit usule tabi olan mükelleflerin kayıtlarının elektronik ortamda tutulmasına,
vergi beyannameleri, bildirim ve dilekçelerin elektronik olarak verilebilmesine imkan tanıyan
sistemdir.
IV) Kayıt Düzenine İlişkin Ödevler (“Derste üzerinde durmadık.”) (syf 136-137)
• Kayıt düzenine ilişkin ödevler VUK m.215-219 arasında düzenlenmiştir.
a) Saklama Ödevi
• VUK m.253 “Defter tutmak zorunda olanlar, tuttukları defterleri, aldıkları yazılı vesikaları
(belgeleri), ilgili bulundukları yılı takip eden takvim yılından başlayarak 5 yıl süre ile
muhafaza etmeye mecburdurlar.”
• VUK m.254’e göre defter tutmak zorunda olmayan mükellefler ise almak zorunda
oldukları fatura, gider pusulası ve müstahsil makbuzlarını düzenleme tarihlerini takip eden
takvim yılı başında başlayarak 5 yıl süre ile saklamak zorundadırlar.
a) Vergi Levhası
• İşletmenin vergiye tabi kazancının yazıldığı ve bu kazanca bağlı olarak vergi matrahının yer
aldığı levhayı, mükellefler her yılın Mayıs ayının son gününe kadar almak ve bulundurmak
zorundadırlar. (VUK m.5/4)
32
b) Diğer Levhalar
• Vergi uygulamasında, vergi levhası yanında işletmede bulundurulması veya asılması
gereken başka levhalar da vardır.
Örnek: KDV dahildir levhası, belge basma yetkisi...
• Anlaşmalı olmayan matbaalar tarafından basılan belgeleri kullanmak da vergi hukuku
açısından suç hükmünde olan bir fiildir.
B) MÜKELLEF HAKLARI
• Mükellef hakları (idareden) vergi mükelleflerine olumlu ya da olumsuz talepte bulunma
yetkisi veren ve ihlal edildiğinde hukuki koruma sağlayan haklardır.
33
• Vergi mahremiyeti olarak sayılabilecek bilgilerin kullanılması, ifşası hem Vergi Kanunu’na
göre ihlal suçu, hem de Amme Alacaklarının Tahsili Hakkında Kanun’a göre suç teşkil
etmektedir. (vergi yüzsüzleri / vergi şampiyonları)
7) Belirlilik Hakkı
• Hukuki güvenlilikle bağlantılı bir durumdur. Kanunların net, açık ve anlaşılır olması
gerekliliğine dayanır.
34
4) İdari Çözüm Yolları Sırasındaki Haklar (syf 145-146)
• Vergi hatası; vergiye ilişkin hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden
haksız yere, fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınmasıdır.
VUK m.116’ya göre vergi hataları yapılması halinde mükellefler bu hataların düzeltilmesini
isteme hakkına sahiptirler.
• Mükelleflerin idari aşamada yararlanabileceği bir diğer hak da tarhiyat öncesi uzlaşma ve
tarhiyat sonrası uzlaşma müessesine başvurudur. (VUK m.124)
35
• VUK m.128’e göre yoklamaya yetkili olanlar “vergi dairesi müdürlükleri, yoklama
memurları, gelir uzmanları, yetkili memurlar tarafından yoklama işiyle
görevlendirilenler ve vergi incelemesine yetkili olanlar”dır.
• Yoklamada;
(1) günlük hasılatın tespit edilmesi
(2) düzenlenmesi gereken belgelerin düzenlenip/düzenlenmediği
(3) işletmede bulunması gereken defterin bulunup/bulunmadığı
hususları değerlendirilir.
Bu hususlar değerlendirildikten sonra yoklama fişi düzenlenir ve yoklama memurları tutanak
hazırlar. Yoklama tutanakları; idari işlem teorisi bağlamında kesin ve yürütülebilir işlem
niteliği taşımadığı için idari davalara konu olamazlar.
Bu yoklama tutanaklarında mükellefle ilgili yapılabilecek bir hususun cezayla
müeyyidelendirilmesi halinde cezai işleme karşı dava açılabilir. Çünkü yoklama tutanağı,
ceza verme işleminin sebebini oluşturur.
• Yoklama yapılmasına ilişkin herhangi bir zaman sınırlaması bulunmamaktadır. (m.130)
• Yoklama faaliyeti de elektronik alanda gerçekleştirilebilir. (e-yoklama)
b) Vergi İncelemesi
• Vergilerin doğruluğunun araştırılması faaliyetidir.
1) Vergi İncelemesinin Tanımı ve Amacı
• VUK m.134 "Vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu
araştırmak tespit etmek ve sağlamaktır.”
• Vergi incelemesi sırasında, verginin matrahını oluşturan unsurların gerçeği yansıtıp
yansıtmadığını araştırmak esastır.
36
4) Vergi İncelemesinin Yapılacağı Yer (syf 172)
• VUK m.139 “Vergi incelemeleri kural olarak dairede (ilgilinin işyerinde?) yapılır.”
• Dairede yapıldığı için de mükellefe defter ve kayıtlarını getirmesi için belli süre tanınması
(15 günden az olamaz) gerekir. Mükellefe gönderilen talebin yazılı olarak yapılması gerekir.
• Vergi incelemesinin işyeri dışında yapılması ancak belirli hallerde mümkündür.
Örnek: ölüm, işin terk edilmesi ve vergi sorumlusunun istemesi, işyerinin vergi incelemesi
yapmaya elverişli olmaması
Mükellef istenen defter ve belgeleri ibraz etmiyorsa bunun hem kabahat hem de suç
teşkil etmesi nedeniyle ceza alması söz konusu olduğunda bu durumun TCA’da yer alan
susma hakkı kapsamında nasıl değerlendirilmesi gerekir?
• Şu anda bununla ilgili bir düzenleme bulunmamakla beraber Anayasa’daki susma hakkına
ilişkin hüküm de bu duruma ilişkin ceza öngören hükümler de yürürlüktedir.
• Engelleyici bir düzen getirilmesi ve kimi fiillerle sınırlı bir şekilde uygulanması neticesinde
Anayasaya uygun olduğu yönünde görüşler vardır.
37
b) Bilgi Toplama (VUK m.148)
• VUK m.148 “Kamu idare ve müesseseleri, mükellefler veya mükelleflerle muamelede
bulunan diğer gerçek ve tüzel kişiler, Hazine ve Maliye Bakanlığının veya vergi incelemesi
yapmaya yetkili olanların isteyecekleri bilgileri vermeye mecburdurlar.
Bilgiler yazı veya sözle istenilir. Sözle istenen bilgileri vermeyenlere keyfiyet yazı ile tekit ve
cevap vermeleri için kendilerine münasip bir mühlet tayin olunur. Bilgi istenmek üzere
ilgililer vergi dairesine zorla getirilemez.
Memleket dışı imtiyazlarından faydalanan yabancı Devlet memurları bilgi verme
mecburiyetine tabi olamazlar.”
• Kendisi hakkında başka yerlerden de bilgi toplanıldığını bilen mükellef, bilgi verme
konusunda daha dikkatli olacaktır.
• Kural olarak kendilerinden bilgi istenenler bilgi vermekten imtina edinemezler. Bu kuralın
bazı istisnaları VUK m.151’de düzenlenmiştir.
• Bilgi verme, talep üzerine ve sürekli halde bilgi verme şeklinde olabilir. (m.149-150)
✨Vergi incelemesi, yoklama, arama, bilgi toplama işlemleri (tarhiyata) hazırlık işlemi (ön
işlem) olarak değerlendirildiğinden idari davalara konu olamazlar.✨
6. hafta / 11.11.22
VERGİLENDİRME SÜRECİ
• TARH - TEBLİĞ - TAHAKKUK - TAHSİL
A) VERGİLENDİRME İŞLEMLERİ
• İdare, vergiyi bir zaman dilimi içerisinde, birden fazla işlem yaparak, aşamalar halinde
almaktadır. Bu zaman dilimine doktrinde “vergilendirme süreci” denmiştir.
• Vergiyi doğuran olay gerçekleşmediği sürece vergilendirme sürecinin başlaması da söz
konusu olmayacaktır. Mükellefle idare arasındaki borç ilişkisi, vergiyi doğuran olay ile başlar.
• Vergilendirmede arka arkaya gelen işlemlerin ortak amacı, asıl (temel) işlem olan tahsili
sağlayıp vergiyi almaktır.
• Vergilendirme süreci bir dizi işlemlerden meydana geldiğine göre konu, idari işlem teorileri
çerçevesinde zincir işlemler ve ayrılabilir işlemler yönünden ele alınmalıdır.
• Belirli ve nihai bir sonucu doğurmak amacıyla biri diğerinin hukuki sebebini oluşturarak,
süreklilik arz edecek şekilde birbirini takip eden ve tamamlayan işlemler bütününe zincir
işlemler denir. Zincir işlemler kuramında ara işlemlerde olan sakatlıklar ancak asıl işlemle
birlikte dava edilebilmektedir.
I) Verginin Tarhı
a) Tarhın Hukuki Niteliği
• VUK m.20 “Verginin tarhı, vergi alacağının kanunlarında gösterilen matrah ve nispetler
üzerinden vergi dairesi tarafından hesaplanarak bu alacağı miktar itibariyle tespit eden
idari muameledir.”
• Vergi borcu, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesiyle doğmakla beraber tarhiyat işlemi ile
miktar tespit edilir. Vergi borcu, ancak tarh işlemiyle somut bir borç ilişkisine dönüşür.
• Vergiyi doğuran olay meydana gelmişse, ilgili idare o olayı tarh etmek zorundadır. (bağlı y.)
• Tarh işlemi yeni bir hukuki durum ortaya çıkarmamakta, olan durumu tespit etmekte,
ortaya koymaktadır. (tespit edici, yükümlendirici değil)
38
• Tarh, idarenin alacağını miktar itibariyle tespit eden bir icrai idari işlemdir. Tarhın (tespit
edici ve birel,bireysel) idari işlem olması hasebiyle idari işlem teorisinde geçerli olan
“yetki,şekil,sebep,konu,amaç” unsurlarını taşıması gerekmektedir. Bu unsurlara ilişkin bir
aykırılık tarh işleminin de hukuka aykırı olmasına sebep olmaktadır.
39
• Verginin tarh edilebilmesi için matrahın bilinmesine ihtiyaç vardır. Bazı matrahlar
mükellefler tarafından tespit edilirken, bazıları ise idare tarafından tespit edilmektedir.
Hazırlık işlemleri, matrahın idare tarafından tespit edildiği durumlarda yapılması
gereken işlemlerdir.
• Tarhiyat işleminin yapılmasına önayak olan işlemler başlıca:
1) Vergi İncelemesi 2) Yoklama
3) Arama 4) Bilgi Toplama
• Tarha hazırlık işlemleri, icrai özellik taşımadıkları (hukuksal durum üzerinde etki
doğurmadıkları) için dava konusu edilemezler.
• Tarhiyata hazırlık işlemlerinin hukuka aykırılığı ancak tarhiyata karşı açılan davalarda
ileri sürülebilir.
Tarha Hazırlık İşlemleri ☞ İdari İşlem
Yoklama
Arama Vergi İncelemesi Matrah Tespiti Tarh
Bilgi Toplama
c) Matrah
• Vergi borcunun hesaplanabilmesi için üzerine vergi tarifesinin uygulandığı, verginin
hesaplanmasında esas alınan değer veya ölçülerdir.
• Bu değer eğer parasal bir değerse “ad valorem”, fiziki ölçüler (ölçü, ağırlık, hacim) ele
alınarak ifade edilen bir değerse “spesifik” matrahtan söz edilir. (maktu vergi)
Örnek: gelir vergisinde bir takvim yılı içerisinde elde edilen gelirin safi tutarı (ad valorem)
Örnek: motorlu taşıtlar vergisi, motorlu taşıtların ağırlığını esas almaktadır (spesifik)
• Beyannameler ihtirazi kayıtla verilse dahi yürütme kendiliğinden durmaz. Tarh işleminin
yürütülmesinin durması için açılacak dava üzerine mahkemenin bu yönde karar vermesi
gerekir.
40
2) Matrahın Vergi Dairesi Tarafından Tespiti
• Mükellefin idareye bildirdiği vergi matrahının kanunlara uygunluğu ve doğruluğu vergi
dairesi tarafından kontrol edilir. Vergi dairesinde yapılan denetimler sonucunda mükellefin
hiç beyanda bulunmadığı veya matrahı beyan dışında bıraktığı tespit edilirse, bu defa
vergi dairesi tarafından tarhiyat yapılır.
• Vergi idaresi, kendisine beyan edilmeyen matrahları ortaya çıkartmada vergi incelemesinden
(vergi denetim yolu) yararlanır. (VUK m.134)
41
• Mükelleflerin verginin tarhı için vergi kanunlarında belirlenen zamanlarda vergi dairelerine
başvurmamaları (müracaat etmemeleri) veya yüklenilen ödevleri yerine getirmemeleri hainde
vergi daireleri kendiliğinden harekete geçerek mükellefler için kanun hükmü olarak
belirlenmiş hazır matrahlardan yararlanma yoluna giderler.
Örnek: yeni bir emlak alındığında bağlı bulunan belediyeye bu emlakın alınması ile ilgili
bildirimde bulunulması gerekir. Bu bildirim üzerine belediyeler matrahı takdir edip ödenecek
emlak vergisini tarh etmektedir.
• Yapılacak tarhiyat bu konuda düzenlenecek “yoklama fişine” (VUK m.131) dayanılarak
gerçekleştirilir.
• İdarece tarhiyat için;
(1) Tarhiyat gerektiren sebeplerin ikmalen ve re’sen tarhiyat dışında kalan sebeplerden olması
(2) Mükelleflerin vergi tarhı için belirlenmiş zamanda müracaat etmemeleri veya kendilerine
yüklenilen mecburiyetleri yerine getirmemeleri
şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekir.
• İdarece tarhiyatın bazı uygulamaları şunlardır:
(1) Vergi Karnesi Esnasında Tarhiyat (syf 195). (2) Emlak Vergisinde Tarhiyat
Tarhiyat Türleri
Matrahın Mükellef Tarafından Tespiti Matrahın Vergi Dairesi Tarafından T. Matrahın Kanun Taraf.T.
• Beyana Dayalı Tarhiyat • İkmalen Tarhiyat / • Re’sen Tarhiyat • İdarece Tarhiyat
d) Oran
• Vergi borcunun hesaplanabilmesi için vergi matrahının yanında matraha uygulanacak
oranlara veya maktu vergi miktarlarına ihtiyaç duyulur.
• Matrah üzerinden alınan vergi miktarının, matrahın yüzdesi olarak ifadesi verginin oranını
verir. Matrahın farklı düzeylerine uygulanan değişik oranlardan meydana gelen oranlar
bütününe vergi tarifesi denir.
• Matrahın ad valorem olması halinde orana (veya matrah dilimlerine göre artarak uygulanan
artan oranlı tarifelere), spesifik olması halinde birim vergi miktarına ihtiyaç vardır.
• Vergi oranları farklı tarifeler şeklinde uygulanabilir. Bunlardan bazıları sadece matrahı
dikkate alarak artan oranlı veya sabit oranlı olabileceği gibi bazıları da değişik unsurlarına
göre farklı yapılar sergilemektedir.
Örnek: gelir vergisinde artan oranlı, kurumlar vergisinde sabit oranlı, katma değer vergisinde
sabit oranlı, motorlu taşıtlar vergisinde maktu şekilde
42
(4) Katma Değer Vergisi farklı kapsamdaki mallar için %1, %8 ve %18’lik sabit oranlı
(5) Motorlu Taşıtlar Vergisi araç cinslerine göre belirlenmiş listeler şeklinde maktu
• Tebligatın bir başka önemi, idari ve yargısal sürelerin tebliğ ile işlemeye başlamasıdır.
Tebligat yapılmadan ya da geçersiz veya usulsüz yapılan tebligata dayanan vergilendirme
işlemi mahkemece iptal edilir.
b) Tarhiyat Çeşitleri Karşısında Tebliğin Yeri
1) Matrahın Mükellefin Beyanı Üzerine Yapılan (Beyana Dayanan) Tarhiyatlarda
Tebliğin Yeri (syf 198-199) (Gizli Tebliğ)
• Vergilendirme işlemi açısından mükellefin beyan ettiği matrahlar üzerinden yapılacak
tarhiyatlar için “tahakkuk fişi” düzenlenir. (VUK m.25)
Tahakkuk fişinde yer alan tüm hususlar esasen mükellefin rızası ve bilgisi dahilindedir.
• Tarh için düzenlenen tahakkuk fişinin mükellefe ayrıca tebliğ edilmesi anlamsız hale
geleceğinden beyan esasına dayanan vergilerde tebliğ ve tahakkuk birlikte sonuç doğurur.
Kısaca beyan esaslı vergilerde tarh, tebliğ ve tahakkuk aynı anda gerçekleşir.
• Bir kimsenin kendi beyanıyla çelişkiye düşmemesi nedeniyle beyana dayanan vergi
tarhiyatlarının davaya konu edilmesi de düşünülemez.
• Beyan edilen matrahlar üzerine yapılan tarhiyata ilişkin vergi dairesi tarafından düzenlenen
tahakkuk fişinin mükellefe gönderilmesiyle yetinilir, ayrıca tebliğ edilmez.
43
2) Matrahın İdarece Tespiti Üzerine Yapılan Tarhiyatlarda Tebliğin Yeri (syf 199-200)
• İdare tarafından tespit edilen matrahlar üzerinden yapılan tarhiyatlardan (ikmalen veya
re’sen) mükelleflerin kendiliğinden haberdar olmaları beklenemez. Mükelleflerin haberdar
olmadıkları tarhiyatların hukuki sonuç doğurması da söz konusu olamaz.
• İdarece tespit edilen matrahlar üzerine gerçekleştirilen tarhiyatın mükelleflerine tebliğ
edilmek için kullanılan belgeye “ihbarname” adı verilir. İhbarname ile vergi bildirilirse belge
vergi ihbarnamesi, (VUK m.34) ceza bildirilirse ceza ihbarnamesi (VUK m.366) adını alır.
• İhbarnamelerin düzenlenip mükellefe tebliğ edilmesi tarh işleminin şekil unsurunu
oluşturur.
44
• VUK m.101/3 “İşyeri adresinde tebliğ yapılacak olanların bu adresinde bulunamaması, işin
bırakılması veya işin bırakılmış addolunması hallerinde tebliğ, gerçek kişilerde kendisinin,
tüzel kişilerde bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerinden birinin, tüzel kişiliği
olmayan teşekküllerde ise bunları idare edenler veya varsa temsilcilerinden herhangi birinin
adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde yapılır.”
• VUK m.101/4 “İşyeri adresi olmayanlara tebliğ, doğrudan adres kayıt sisteminde bulunan
yerleşim yeri adresinde yapılır.”
• VUK m.102/1 “Tebliğ olunacak evrakı içeren zarf posta idaresince muhatabına verilir ve bu
durum muhatap ile posta memuru tarafından tebliğ alındısına tarih ve imza konulmak
suretiyle tespit olunur.”
• Tebliğ evrakları tebliğ alındısı üzerinde yazılı olan tarihte tebliğ edilmiş sayılır.
45
3) Dairede veya Komisyonda Tebliğ
• Tebliğin muhatabı herhangi bir nedenle vergi dairesine (veya komisyona) gelmişse tebliğ
evrakını almayı kabul etmesi halinde dairede tebligat yapılabilir. (o gün tebliğ tarihi)
• Muhatabın tebligatı kabul etmemesi halinde tebligat adresi biliniyorsa posta veya memur
yoluyla, bilinmiyorsa ilanen yapılır.
5) İlan Yoluyla Tebliğ (syf 205-207) “Üzerinde çok durmayacağız, bilmenize de gerek yok.”
• İlanen tebligat, tebliğ evraklarının normal ve mutat yollarla tebliğinin yapılmasının mümkün
olmaması halinde son çare olarak başvurulan bir tebliğ yoludur. Diğer yolların hepsi
tüketildikten sonra ilan yoluyla tebliğe gidilebilir.
• Özellikle tebliğ edilecek hususun miktarına göre tebliğ hususu da değişmektedir.
• VUK m.103-106 arasında düzenlenmiştir.
46
Bir verginin tahakkuku ne zaman başlar?
• Beyan üzerine tarh edilen vergilerde tahakkuk fişinin kesilmesiyle vergi hem tarh hem
tahakkuk eder. MTV’de olduğu gibi bazen de vergi idaresi tarafından bir işlem yapılmadan
kanunda belirtilen olayların gerçekleşmesiyle vergi tarh ve tahakkuk etmiş sayılır. (m.378/2)
• Verginin ikmalen, re’sen ve idarece tarh edilmesi hallerinde;
(1) mükellef tebliğ aşamasından sonra “30 günlük” dava açma süresi içinde dava açmadıysa,
dava açma süresinin bitmesinden itibaren vergi tahakkuk etmiş olur.
(2) tarh edilen verginin tebliğinden sonra dava açılmış ve talep reddedilmişse (mükellef
aleyhine karar) o aşamadan itibaren de vergi tahakkuku meydana gelmiş olur.
• Açılan davada mahkeme tarhiyat işleminin iptaline karar vermiş yani dava kabul edilerek
mükellefin lehine sonuçlanmışsa, tahakkuk gerçekleşmez, tarh işlemi ortadan kaldırılır.
• Tarha karşı açılan dava, ilgili idari işlemin yürütülmesini kendiliğinden durdurmaktadır.
47
IV) Verginin Tahsili
a) Tahsil Aşamasının Kapsamı
• VUK m.23 “Verginin tahsili, kanuna uygun surette ödenmesidir.”
• Vergiyi doğuran olayla başlayan vergilendirme tahsil aşamasıyla son bulur. Verginin
tahsil edilebilmesi için tahakkuk etmiş olması gerekir.
• Verginin tahsili için tahakkuku yeterli olup, kesinleşmesi şart değildir.
• Tahsil aşamasının mükellef açısından görünümü “ödeme”dir. Ödeme ile mükellefin vergi
borcu ortadan kalkar ve mükellefle devlet arasındaki borç ilişkisi sona erer.
• Diğer aşamalardan farklı olarak tahsil aşaması, 6183 sayılı AATUHK’da düzenlenmiştir.
• Mükellefler tarafından verginin ne zaman ve kaç taksitle ödeneceği genel olarak kendi
kanunlarında belirtilmiştir.
Örnek: GVK m.117’na göre GV, “beyannamenin verildiği yılın mart ve temmuz aylarında
• Mükelleflerin vadelerinde ödemedikleri vergilerini, vadesinden sonra geç de olsa gönüllü
olarak ödemelerinde bir engel yoktur. Gecikerek ödeme yapılması halinde mükelleften
gecikme zammı alınır.
• Ödeme mükellefin rızasıyla gerçekleşmemişse bu durumda vergi dairesi ödeme emri
düzenleyerek harekete geçer ve böylelikle vergi alacağının cebren tahsili yolunu başlatır.
Ödeme emri, kesin ve yürütülmesi zorunlu idari işlem niteliğinde olduğundan iptal davasına
konu edilebilmektedir. Ancak ödeme emrine karşı dava açmak yürütmeyi kendiliğinden
durdurmaz.
I) Ödeme
• Vergi borcu bulunan mükellefin bu borcunu ortadan kaldırabilmesi için ödeme yapması, en
genel ve bilinen yoldur.
• Tahsil; mükellef bakımından ödeme, idare tarafından o ödemeyi tahsil etmeye çalışmaktır.
• Mükellef rızaen ödemede bulunmadığı takdirde cebri icra yoluyla borcun tahsili cihetine
gidilir. Vadesi geldiği halde vergi borcunu ödemeyen mükellefe “ödeme emri” çıkarılır.
Mükellef, ödeme emrine tebliğinden itibaren “15 gün” içinde vergi mahkemelerinde dava
açabilir.
48
a) Ödeme Yeri
• VUK m.110 “Vergi borcu, mükellefin bu bakımdan bağlı olduğu vergi dairesine ödenir.
Mükellef vergi borcunun vergi dairesinin bulunduğu belediye sınırlarının dışındaki vergi
dairelerine de yatırabilir. Bu takdirde ödemenin hangi vergi dairesi hesabına yapıldığının
bildirilmesi şarttır.”
• Mükellefin bağlı olduğu vergi dairesi, mükellefin kayıtlı olduğu ve beyanname verdiği;
verginin tarh, tahakkuk ve tebliğ işlemini yapan vergi dairesidir.
Örnek: gelir vergisinde, mükellefin yerleşim yerinin bulunduğu yer vergi dairesi
b) Ödeme Şekli
• AATUHK m.40 “Ödeme, tahsil dairelerinin yetkili ve sorumlu memurları tarafından
verilecek makbuz karşılığı yapılır.”
• AATUHK m.41’de vergi borcunun ödenmesinde kullanılan araçlar açısından esneklik
sağlamak amacıyla özel ödeme şekilleri düzenlenmiştir.
49
• Takas (ödeşme), aynı cinsten olan karşılıklı ve muaccel 2 borcu, daha küçük olanı oranında
sona erdiren bir hukuki işlemdir.
• Vergi hukukundaki takasın borçlar hukukundan ayrılan kısmı takasın tek taraflı irade
beyanıyla ortaya konmasının yeterli olmaması, mükellefin takas yapmayı talep etmesinin
yazılı olarak ilgili idareye bilmesinin gerekli olmasıdır.
• AATUHK m.23’te, kamu idarelerince yükümlüden fazla tahsil edilmiş olan ve bu nedenle
ret ve iadesi gereken kamu alacaklarının, yükümlünün reddiyatı yapacak kamu idaresine olan
muaccel borçlarına “”mahsup edilmek” suretiyle reddolunacağı belirtilmektedir.
Mahsup kelimesini kullanmışsa da kanun koyucu hukuki anlamda mükellefin takas
yapmasından söz etmektedir.
Takas ve Mahsup Arasındaki Farklılıklar
Takas Mahsup
• Borçluluğu sona erdiren bir yoldur ve takasta • Bir borcun tutarının belirlenmesine yönelik bir
karşılıklı alacağın varlığı gerekir. matematik işlemidir ve mahsupta karşılıklı alacaklılık
yoktur.
• Kesinleşmiş ve karşılıklı 2 ayrı borç • Tek yönlü bir borç ilişkisi söz konusudur.
üzerine kurulmuştur.
• Kamu alacağının tahsil (ödeme) aşaması ile • Kamu alacağının tarh (hesaplaşma) aşaması ile
ilgilidir. ilgilidir.
• Yeni bir hukuki durum yaratmakta ve • Yeni bir hukuki durum yaratmayıp, sadece kamu
kamu borcunu ortadan kaldırmaktadır. borcunun gerçek miktarını belirlemektedir.
• Tahsil idaresine dilekçe ile talepte • Kendiliğinden yapılır ve talepte bulunulması
bulunulması gerekir. gerekmez.
• Dilekçenin tahsil idaresine verildiği tarih • Tarh sırasında yapılır ve kalan borç vadesinde
itibariyle yapılır. ödenir.
• Takasa konu olan alacak her zaman ayrı bir • Alacağın ayrı dava ile istenmesi mümkün değildir.
dava ile istenebilir.
• Kamu alacağını koruyan bir müessesedir. • Kamu alacağını korumakla ilgisi yoktur.
IV) Vazgeçme
• Vergi ve cezanın tahsili ile elde edilebilecek menfaate göre bu menfaate ulaşmak için
yapılan masrafların daha fazla olabilmesi halinde parasal sınırları da belirtilerek idarelere
verilen bir yetkinin kullanımıdır.
50
Vazgeçme
a) Tahakkuktan Vazgeçme b) Tahsilden Vazgeçme
• İkmalen, re’sen veya idarece tarh edilen vergi ve • Yapılacak icra takip sonunda tahsili imkansız
bunlara ilişkin cezaların toplam miktarının 43 TL’yi veya tahsili için yapılacak giderlerin fazla olduğu
aşmaması ve tahakkukları için yapılacak giderlerin bu anlaşılması halinde 10 TL’yi aşmayan kamu
miktardan fazla olacağının tespiti halinde Hazine ve alacakları, amme idarelerinin de terkin yetkisine
Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar haiz olanlar tarafından tahsil zamanaşımı süresi
dahilinde gerçekleştirilir. (VUK mük. m.115) beklenmeksizin terkin edilir. (AATUHK m.106)
V) Zamanaşımı
a) Tarh Zamanaşımı (VUK m.114) (vergiyi doğuran olay)
• Vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği takvim yılını izleyen takvim yılının başından
itibaren 5 yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergiler zamanaşımına uğrar.
b) Tahsil Zamanaşımı (AATUHK m.102) (vade)
• Kesinleşen vergiler vadelerinin rastladığı takvim yılını takip eden yılın başından itibaren
5 yıl içinde talep ve tahsil edilmezlerse zamanaşımına uğrarlar.
7. hafta / 18.11.22
VERGİ HUKUKUNDA SÜRELER
A) SÜRELERİN ÖNEMİ
• “Bir olayın başı ile sonu arasında geçen zaman parçası veya zaman aralığı” olarak ifade
edilen sürelerin, hukukun tüm alanlarında olduğu gibi vergi hukukunda da önemli bir yeri
vardır.
• Vergilendirme işleminin her aşamasında (tarh,tebliğ,tahakkuk ve tahsil) sürecin işleyişinin
düzenlenmesine yönelik mükellefleri ve idareyi bağlayan süreler öngörülmüştür.
• Vergi hukuku açısından süre, vergileme ile ilgili işlemlerin yapılması için vergi
kanunlarınca ya da kanunun verdiği yetkiye dayanılarak vergi idaresi ve/veya yargı yerlerince
tayin edilen zaman aralığını ifade eder.
• Vergi hukuku açısından süreler ve esasları VUK m.14’te kanuni ve idari süreler olarak
ortaya koymuştur. Buraya İYUK’te yer alan yargısal süreleri eklemek mümkündür.
51
B) SÜRELERİN SINIFLANDIRILMASI
I) Belirlenme Şekline Göre Sınıflandırma
a) Kesin (Kanuni) Süreler
• Kanunda sınırları doğrudan belirlenmiş, takdire dayanmayan standart sürelerdir. Bu
süreler çoğu zaman kamu düzenindendir.
• Kanuni süreler kendiliğinden işlemeye başlar, uyulup uyulmadığı idare ve yargı organları
tarafından re’sen gözetilir.
• Kanuni süreler, kendi içerisinde genel ve özel kanuni süreler olarak ayrılmaktadır. VUK ile
genel idari yargılama kodu olan İYUK’da genel sürelere yer verilmişken, çeşitli kanunlarda
sadece o ilişki için geçerli olan özel sürelere yer verilmiştir.
Genel kanuni süre örnek: Vergi davasını açmadaki 30 günlük süre
Özel kanuni süre örnek: AATUHK m.58 / ödeme emrine karşı 15 günlük dava açma süresi
b) Takdiri Süreler
• Kanunda verilen yetkiye dayanarak, idare veya yargı organlarının tayin ettiği
sürelerdir.
• Kanun koyucu, takdiri süreler ile; sürenin ne kadar olacağının içini doldurup belirlemeyi
idarenin/yargı organının takdirine bırakmıştır.
• İdare ve yargı organları kendilerine tanınan takdir yetkisi çerçevesinde gereken süreyi
tayin ve takdir etmek durumundadırlar.
1) İdari Süreler
Bir sürenin idari süre sayılabilmesi için gereken şartlar nelerdir? (VUK m.14/2)
(1) verilen sürenin 15 günden aşağı olmaması
(2) sürenin mutlaka mükellefe veya ilgilisine tebliğ edilmesi
(3) kesin bir süre olarak belirlenmemiş olması (kanunda tayin edilmemiş süre)
Örnek: vergi incelemesinde mükellefe defter ve kayıtlarını ibraz etmesi için tanınan süre
(VUK m.139/4), banka veya postane yoluyla yapılan tahsilatların vergi idaresine gönderilmesi
için tayin edilecek süre (AATUHK m.41/4), KDVK m.46/5
• İdari süre, idarenin işleyişine ilişkin olması halinde “düzenleyici süre” olarak etki eder.
• İdari süre işlemin muhatabını korumak amacıyla ve onun lehine getirilmişse bu sürelere sıkı
sıkıya uyulması gerekir.
• Kanuni (kesin) sürelerden sonra ve bu sürelerden bağımsız olarak talep halinde ek süreler
verilebilir. İdare yetkisini kullandığında ek olarak belirlenen süre, idari süre olarak
değerlendirilir.
Örnek: VUK m.140 (vergi incelemesinde uyulacak esaslar)
52
II) Hukuki Niteliklerine Göre Sınıflandırma
a) Sonuçlarına Göre
1) Hak Düşürücü Süreler (İtiraz)
• Sürenin sona ermesi kendiliğinden ve doğrudan doğruya hakkın özünün ortadan
kalkmasına sebebiyet veriyorsa, bu hak düşürücü süredir.
• Hak düşürücü süreler içerisinde idare veya mükelleften herhangi birisi gereğini yapmazsa o
hakkını kaybetmiş olur.
Mükelleflere Yönelik Örnek: 30 gün içinde dava açılması (İYUK m.7), 30 gün içinde
uzlaşmaya gidilmesi (VUK ek m.1), idare tarafından re’sen veya ikmalen tarhiyat yapılması
halinde bu tarhiyata itiraz edilmesine yönelik 15 günlük süre (VUK ek m.7)
İdareye Yönelik Örnek: idarenin belli bir süre içinde vergi ve cezaları tarh ve tebliğ
etmediği durumda bir daha tarh edemeyecek olması (VUK m.113)
Zamanaşımı Çeşitleri
Tarh Zamanaşımı (VUK m.114)
• Vergiyi doğuran olayın meydana geldiği yılı takip eden takvim yılının başından itibaren
5 yıl içerisinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergiler zamanaşımına uğrar.
“Bu süre defter ve kayıtları saklama süresiyle uyumlu bir süredir. (VUK m.253)”
• Tarh zamanaşımı, niteliği itibariyle idare bakımından bir hak düşürücü süredir. Zira
idare, bu sürenin geçmesiyle birlikte tarh/tebliğ etme hakkını yitirmektedir.
• Vergi dairesinin tarh zamanaşımının dolduğunu kendiliğinden dikkate alıp, vergiyi tarh
etmekten kaçınması gerekir.
53
+ Düzeltme Zamanaşımı (syf 236) (Derste üzerinde durmadık.)
• Vergi hatası varsa bunun vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından
başlamak üzere 5 yıl içinde düzeltilmesi gerekir. Bu 5 yıllık süre dolduktan sonra meydana
çıkartılan vergi hataları düzeltilemez. (VUK m.126) (istisnaları var)
b) Fonksiyonlarına Göre
1) Mükelleflere Yönelik Süreler
Vergi Ödevi Süreleri
• Mükellefler üzerine düşen ödevleri süresi içinde yerine getirmezlerse, süresinden sonra
bunları yerine getirmelerine engel yoktur. Mükellef süreyi geçirmekle bir hak kaybına
uğramaz ve ödevini yerine getirebilir. Ancak cezaya muhatap olur.
Örnek: işe başlamayı (10 gün) veya bırakmayı (1 ay) bildirme süresi
• Vergi ödevleri süreleri idarece re’sen dikkate alınması gereken sürelerdendir.
54
• Bu süreler içinde ödevlerini yerine getirenlere genel olarak ceza verilmez.
Örnek: pişmanlık süresi / 15 gün (VUK m.371), VUK m.355/6
II) Sürelerin Hesaplanmasına İlişkin Bazı Esaslar (syf 240) (Derste üzerinde durmadık.)
55
• VUK m.13’te mücbir sebepler örnekleyici şekilde sayılmıştır. Buna göre mücbir sebep;
(1) vergi ödevlerinden, herhangi birinin yerine getirilmesine engel olacak derecede ağır kaza,
ağır hastalık ve tutukluluk
(2) kişinin iradesi dışında vukua gelen mecburi gaybubetler,
(3) vergi ödevlisinin yerine getirilmesine engel olacak yangın, yer sarsıntısı ve su basması
gibi afetler,
(4) sahibinin iradesi dışındaki sebepler dolayısıyla defter ve vesikalarının elinden çıkmış
bulunması, gibi hallerdir.
Gibi haller kapsamına girebilecek nitelikte ve illiyet ilişkisi içinde olan durumlar
nelerdir?
• Gözaltına alınma, kasırga, salgın, heyelan, birinci derece yakının vefatı, grev, kargaşaya
sebep olan toplumsal hareketler, uçak seferlerinin iptali, hayvan saldırısına maruz kalınması
gibi haller kapsamında değerlendirilebilecek durumlardır.
• Mükellef nezdinde meydana gelmiş ve büyük ölçüde mükellef tarafından bilinen mücbir
sebeplerin vergi dairesine veya yargı organına karşı ispat ve tevsiki (belgelenmesi) gerekir.
56
MÜCBİR SEBEP ZOR DURUM
• Kişilerin iradesi dışındaki kaçınılamayan ve • Kişinin iradesi ve isteği dışında meydana gelen
karşı konulamayan haller olaylar
• Daha genel durumları ifade eder. • Vergi ödevlilerine yönelik özel durumları ifade eder.
• Mücbir sebep halleri kanunda örnekleyici • Zor durum halleri kanunda sayılmamış olup, açık
olarak sayılmıştır. uçlu bırakılmıştır.
• Mücbir sebebin vergi ödevini yerine • Zor durumun vergi ödevini yerine getirmeyi
getirmeyi engelleme etkisi mutlaktır. engelleme etkisi nispidir.
• Mücbir sebep meydana geldikten sonra • Zoru durumda hem sebep hem süre verme açısından
sürelere etkisinde idarenin takdir yetkisi idareye takdir hakkı verilmiştir.
yoktur.
• Mücbir sebep halinde uzayacak süre mücbir • Zor durumda kanuni sürenin en fazla 1 katı kadar ek
sebebin devamına bağlıdır. süre verilebilir.
• Mücbir sebep süreleri durdurur. Duran • Zor durum süreyi uzatır. Ödev, uzayan süre içinde
süreler kalan süreye eklenir. yerine getirilir.
III) Ölüm
• VUK m.164 “Ölüm işi bırakma hükmündedir. Ölüm mükellefin mirası reddetmemiş
mirasçıları tarafından vergi dairesine bildirilir. Mirasçılardan herhangi birinin ölümü
bildirmesi diğer mirasçıları bu ödevden kurtarır.”
• Ölüm hali; ölümden sonraki bir tarihe denk gelen beyanname verme süresini o sürenin
son gününden itibaren 3 ay uzatmaktadır. (VUK m.16)
Mükellefin ölümü haline uzayacak süre mirasçılara geçen;
(1) bildirim ve (2) beyanname verme ödevlerine ilişkin olan sürelerdir.
• Özel süre için bkz. GVK m.92/2 syf 245-246
57
• Mali tatilin dava açma sürelerini durdurma etkisi vardır.
9. hafta / 02.12.22
• Ders işlenmedi.
10.hafta / 09.12.22
VERGİ KABAHATLERİ VE SUÇLARI
A) KABAHAT VE SUÇ KAVRAMI (syf 253)
I) Kabahat ve Suç Tanımı
• Hukuk düzenini ihlal eden eylemlerin hafif sayılanları kabahat, ağır sayılanları suç olarak
nitelendirilmiştir.
• Vergi kabahatleri hakkındaki genel kanunumuz 5326 Sayılı Kabahatler Kanunu, özel
kanunumuz Vergi Usul Kanunu’dur.
• Kabahatler Kanunu m.2 “Kabahat deyiminden; kanunun, karşılığında idarî yaptırım
uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlaşılır.”
• Kabahatler daha çok idari düzeni ihlal eden, daha hafif nitelikte fiillerdir. Vergi
kabahatlerinin konulma amacı, uyduğu menfaat; vergisel idari düzendir.
• Suçlar ise kamu düzenini ihlal eden, daha ağır nitelikte fiilerdir.
58
B) VERGİ CEZA HUKUKUNUN KAPSAMI (syf 254-255)
VERGİ CEZA HUKUKU
VERGİ KABAHATLERİ VERGİ SUÇLARI
Vergi Zıyaı Kabahati Usulsüzlük Kabahati I) Vergi Kaçakçılığı
I) Ağır Nitelikli VZK Genel Özel II) Vergi Mahremiyetini İhlal
• Verilecek ceza 3 katı Usulsüzlük Usulsüzlük III) Mükellefin Özel İşlerini Yapma
II) Hafif Nitelikli VZK 1. Derece IV) Ekim Sayım Beyanlarını
• Verilecek ceza 1/2 - 1/5 2. Derece Denetlememe
III) Orta Nitelikli VZK V) Haysiyet ve Şerefe Tecavüz Suçu
• Verilecek ceza 1 katı (Vergisel Hakaret)
• Vergi ceza hukuku kapsamına sadece vergiye ilişkin kabahat, suç ve cezalar değil, aynı
zamanda resim ve harçlara ilişkin kabahat, suç ve cezalar da girer.
• Vergi kabahatleri açısından korunan hukuki yarar hazine kaybının önlenmesi iken, vergi
suçları itibariyle korunan hukuki yarar kamu düzeninin korunmasıdır.
• VUK m.331’e göre “vergi cezası; vergi kanunlarına aykırı hareket edenlere verilen cezadır.”
• Bir hareketin kanuna aykırı olması ve bu hareketin ağırlığına göre kabahat veya suç
sayılması için bazı unsurları mutlaka taşıması gerekir. Bunlar:
(1) kanuni (tipiklik) unsur (2) maddi unsur (3) manevi unsur (4) hukuka aykırılık unsuru
59
b) Vergi Zıyaına Sebep Olan Fiiller
• Vergi zıyaı kabahatinin fiilleri, verilecek cezayı etkileyecek şekilde; ağır nitelikli fiiller,
orta nitelikli fiiller ve hafif nitelikli fiiller olarak üçe ayrılabilir.
• Ağır nitelikli fiiller ile hafif nitelikli fiiller, kanunda doğrudan sayılmıştır. Bu fiiller
bakımından vergi zıyaı kabahati “bağlı hareketli kabahat” niteliğindedir.
• Ağır ve hafif nitelikli fiiller kapsamına girmeyen ve vergi zıyaına sebebiyet veren her türlü
hareket orta nitelikli vergi zıyaı kabahati fiili olarak değerlendirilir. (serbest hareketli kabahat)
60
✨ Sahte Belge Düzenlemek ve Kullanmak
• Sahte belgenin konusu; gerçekte olmayan işlem veya olaylardır. (naylon fatura)
• Yargıtay’ın sahte belge düzenleme ve kullanma fiillerinin vergi zıyai kabahatini veya
belgede sahtecilik suçlarını oluşturması konusunda belirlediği bazı kriterler (karineler) vardır.
Bunlar: (1) mükellefin çalışanının olup olmaması (2) mükellefin şubesinin olup olmaması
• Sahte belge, aslında da suretinde de olabilir.
Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Anlaşmalı Olmayan Matbaalarca Basılan Belgeleri Bilerek
Kullanmak
• Söz konusu belgeleri bilerek kullanmak vergi zıyaı kabahatinin fiilini oluşturmaktadır.
61
a) Birinci Derecede Fiiller (“Bunları ezberlemenize gerek yok”)
(1) Beyannamelerin süresinde verilmemesi,
(2) Tutulması zorunlu olan defterlerin tutulmaması,
(3) Kayıt ve belgelerin noksan, usulsüz veya karışık olması
(4) Ekim-sayım beyanı davetine süresinde icabet edilmemesi
(5) Defterlere ilişkin kayıt nizamına uyulmaması
(6) İşe başlamanın zamanında bildirilmemesi
(7) Defter tasdikinin yaptırılmaması veya ek 1 aylık süreden sonra yaptırılması
(8) Diğer ücretlerin zamanında tarh edilmemesi
(9) Veraset ve intikal vergisi beyannamesinin birinci ek süreden sonra verilmesi
• Genel usulsüzlük kabahatinin cezası mükellef grupları itibariyle maktu para cezası olarak
belirlenmiştir. (VUK Gen. Teb. No:522) Mükellefler farklı ise farklı ceza uygulaması.
62
• Özel usulsüzlük cezaları; bazı fiiller için nispi, bazıları için maktu para cezası şeklinde
belirlenmiş olup, bunların tutarları syf 264-265’te yazıyor.
16 yaşındaki bir çocuk aldığı kulaklık karşılığında perakende satış fişini almazsa bu
çocuğa ona özel usulsüzlük kabahatine yönelik ceza kesilebilir mi?
• Kabahatlerde ehliyet yaşı 15 yaştır. Dolayısıyla 16 yaşındaki vergi ödevlisinin almadığı
belgeyle ilgili usulsüzlük cezası sorumluluğu doğacaktır.
2) Cezalarda Birleşme
• Vergi kabahatleri açısından cezalarda birleşmeye sadece özel usulsüzlük kabahati itibariyle
yer verilmiştir. Özel usulsüzlük kabahatine ilişkin birleşme hükmü ise, belge “vermeme ve
almama” ile “düzenleme ve bulundurmama” fiilleri ayrı ayrı düzenlenmiştir.
• VUK m.353/2 “Bir takvim yılı içinde her bir belge nev’ine ilişkin olarak tespit olunan
yukarıda yazılı özel usulsüzlükler için kesilecek cezanın toplamı 500.000 Türk lirasını
geçemez.”
• VUK m.353/2 devamı “(...) Ancak, her bir belge nev’ine ilişkin olarak kesilecek özel
usulsüzlük cezasının toplamı her bir tespit için 50.000 Türk lirasını, bir takvim yılı içinde ise
500.000 Türk lirasını geçemez.”
63
Şu kadar ki, artırım tutarı kesinleşen cezadan (kesinleşen birden fazla ceza olması durumunda
bunlardan tutar itibarıyla en yükseğinden) fazla olamaz. Birinci fıkrada yer alan 5 ve 2 yıllık
sürelerin hesabında, artırıma esas alınan cezaların kesinleşme tarihi dikkate alınır.”
1) Faillik
• Kabahatin kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri fail
sayılır. Bir kabahatin işlenmesinde bir başkasını araç olarak kullanan kişi de fail olarak
sorumlu tutulur.
2) Azmettirme
• Azmettirme, belli bir kabahati işleme hususunda henüz bir fikri olmayan bir kişinin başkası
tarafından bunu işlemeye karar verdirilmesidir.
3) Yardım
• Yardım eden, fiil üzerinde hakimiyet sahibi olmamakla birlikte, fiilin işlenmesine yardımcı
olandır. Yardım şu şekillerde olabilir:
(1) kabahat işlemeye teşvik etmek, kabahat işleme kararını kuvvetlendirmek veya fiilin
işlenmesinden sonra yardımda bulunacağını vaat etmek,
(2) kabahatin nasıl işleneceği hususunda yol göstermek veya fiilin işlenmesinde kullanılan
araçları sağlamak,
(3) kabahatin işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını
kolaylaştırmak
• İştirakin var olabilmesi için; iştirak edilen kabahatin “vergi zıyaı” olması ve bu kabahatin de
“ağır nitelikli fiillerle” işlenmesi gerekir.
• Tüm iştirak biçimleri için geçerli olmak üzere iştirak çeşitleri arasında farklılık
gözetmeksizin aynı oranda yaptırım uygulanır.
İştirak edenlere verilecek ceza, yaratılan vergi ziyaının 1 katıdır. İştirak cezasını vergi ziyaı
cinsinden ifade etmek gerekirse, asıl fiili işleyenlere verilecek vergi ziyaı cezasının 1/3’ü
olduğu görülür. (VUK m.344/3)
64
V) Vergi Kabahatlerine İlişkin Cezalarından Kurtulma Yolları
a) Vergi Cezalarını Ortadan Kaldıran Haller b) Vergi Cezası Kesilmesini Engelleyen Haller
1) Ödeme 2) Mahsup ve Takas 1) Yanılma 2) Mücbir Sebep
3) Af 4) Terkin
5) Tahsil Zamanaşımı 6) Hata Düzeltme 3) Pişmanlık ve Islah 4) Ceza Kesme Zamanaşımı
7) Uzlaşma 8) Kanun Yolundan Vazgeçme
9) Dava 10) Ölüm (cezadan sonra) 5) İzahın Kabulü 6) Ölüm (cezadan önce)
11) Cezalarda İndirim
65
c) ✨Pişmanlık ve Islah (syf 270-272)
• Mükelleflerin bir vergi kabahati işledikten sonra kabahatini kendiliğinden vergi idaresine
haber vermeleri halinde ceza kesilmesini önlemek amacıyla “pişmanlık ve ıslah” müessesesi
düzenlenmiştir. (VUK m.371)
PİŞMANLIK VE ISLAH
1) Pişmanlık 2) Islah
• Pişmanlık, ihbar yapılmasından veya • İşlenilen kabahatten pişman olunduğunun ilgili makama
incelemeye başlanılmasından ya da takdir bildirilmesinden sonra hiç verilmemiş olan
komisyonuna başvurulmasından önce beyannamelerin verilmesi veya eksik ya da yanlış
işlenilen kabahatten pişman olunduğunun ilgili beyanların tamamlanması ve ödeme süresi geçmiş olan
makama bildirilmesidir. vergilerin pişmanlık zammı ile ödenmesidir.
66
E) VERGİ SUÇLARI VE CEZALARI (syf 274)
• Vergi suçlarına ilişkin cezalar ceza mahkemelerince yapılan yargılama sonucunda verilir.
Cumhuriyet Savcısı tarafından vergi suçu şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne
kadar geçen sürece soruşturma aşaması denir.
Soruşturma sonucunda fillerin suç oluşturduğu kanaatine ulaşırsa Cumhuriyet Savcısı ceza
mahkemesine kamu davası açar.
• Vergi suçlarının literatürde “mali suçlar” kapsamına girdiği söylenir. Ekonomik suç olup
olmadığı ise tartışılmaktadır.
• Vergi suçlarında ceza genel olarak asliye ceza mahkemeleri tarafından verilir. Dava
açılmasıyla hükmün kesinleşmesine kadar süren aşama ise kovuşturma aşamasını oluşturur.
• VUK’da düzenlenmiş olan vergi suçları; kaçakçılık suçu, vergi mahremiyetini ihlal suçu,
mükellefin özel işlerini yapmak suçu, haysiyet ve şerefe tecavüz suçu ile ekim sayım
beyanlarını denetlememe suçu olarak sayılabilir. (VUK m.367/5’e bak)
I) ✨Kaçakçılık Suçları
• Kaçakçılık suçu, kanunda sayılmış fiilerden birinin işlenmesiyle ortaya çıkar. Suç fiilleri
VUK m.359’te sayılmış olup, bunlar aynı zamanda 3 kat ceza kesilmesine sebep olan vergi
ziyaı kabahatinin “ağır nitelikli” sayılan fiilleridir.
Kaçakçılık Suçu Fiilleri Cezası
VUK (1) Hesap ve Muhasebe Hileleri Yapılması 18 aydan 5 yıla kadar
m.359/a (2) Gerçekte Olmayan Kişiler Adına Hesaplar Açılması hapis cezası
(3) Vergi Matrahını Azaltacak Şekilde Çift Defter Tutulması
(4) Defter, Kayıt ve Belgelerin Tahrif Edilmesi veya Gizlenmesi
(5) Yanıltıcı Belge Düzenlenmesi veya Kullanılması
VUK (1) Defter, Kayıt ve Belgelerin Yok Edilmesi 3 yıldan 8 yıla kadar hapis
m.359/b (2) Defter Sayfalarının Kopartılarak Yok Edilmesi
(3) Sahte Belge Düzenlenmesi veya Kullanılması
VUK (1) Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Anlaşmalı Olmayan Matbaaların 2 yıldan 8 yıla kadar hapis
m.359/c Belge Basması ve Bu Belgelerin Bilerek Kullanılması
• Bentler arasında gerçek içtima uygulanır. Zira bentler arasında ceza farklılıkları vardır.
67
• Suçu belirli konumdaki kişiler işleyebildiği için bu suç mahsus (özgü) suç niteliği taşır.
• Kovuşturması şikayete bağlı bir suçtur. Şikayet hakkı olan kişi fiili ve failin kim olduğunu
öğrendiğinden 6 ay içinde şikayette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma
yapılmaz. Şikayet edilmesi, davanın açılması için şart değildir; Cumhuriyet Savcısı da
yargılama yapılmasını isteyebilir.
• Şikayetten hükmün kesinleşmesi anına kadar vazgeçilebilir. Şikayetten vazgeçilme
durumunda davanın düşmesi söz konusudur.
• Suça verilecek ceza TCK m.239 gereği 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve 5000 güne kadar
adli para cezasıdır. (seçimlik ceza)
68
• Vergi suçlarına 5 yıl ve daha az hapis cezası verildiğinden, hapis cezalarının, infaz sona
erme tarihinden itibaren 3 yıl içinde yeni suç işlenmesi halinde tekerrür hükümleri devreye
girer.
• Suçlarda tekerrür halinde ceza artırımı yapılmamakta, bunun yerine infaz koşulları nispi
olarak ağırlaştırılmaktadır.
11.hafta / 16.12.22
VERGİ UYUŞMAZLIKLARININ ÇÖZÜMLENMESİ
A) VERGİ UYUŞMAZLIĞI KAVRAMI
• Vergi uyuşmazlığı, vergi mükellefleri (ödevlileri) ile gelir idaresi arasında vergilendirme
işlemi veya uygulamaları dolayısıyla ortaya çıkan görüş farklılıkları ve anlaşmazlıklarıdır.
69
• Uzlaşmaya başvurma, dava yoluna gitmeye engel değildir. Mükellef isterse doğrudan
uyuşmazlığı mahkemeye taşıyabilir.
• Uzlaşma uygulama biçimi olarak “tarhiyat öncesi” ve “tarhiyat sonrası” olmak üzere 2
şekilde gerçekleşebilmektedir.
70
• Mükellef uzlaşma görüşmelerine katılmasına rağmen “uzlaşma tutanağını imzalamaz”
veya “ihtirazi kayıtla imzalarsa” uzlaşma sağlanamamış sayılır.
71
• Hata hem idare tarafından ortaya çıkarılabilir hem de mükellef hatayı tespit ettiği takdirde
idareye başvurabilir.
VERGİ HATALARI
I) Hesap Hataları II) Vergilendirme Hataları
a) Vergi Matrahında Hata a) Mükellefin Şahsında Hata b) Mükellefiyette Hata
b) Vergi Miktarında Hata c) Konuda Hata d) Dönemde Hata
c) Mükerrer Vergilendirme
• Hataların düzeltme zamanaşımı içerisinde düzeltilmesi gerekir. Düzeltme zamanaşımı, tarh
zamanaşımıyla aynı olup “Vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından
başlayarak beş yıldır.”✨
2) Vergilendirme Hataları
• Vergilendirme hataları vergi mükellefiyetinin belirlenmesinde yapılan değerlendirme
yanlışlıklarıdır.
VUK m.118 “Vergilendirme hataları şunlardır:
1) Mükellefin Şahsında Hata: Bir verginin asıl borçlusu yerine başka bir kişiden istenmesi
veya alınmasıdır. (vergi istenen kişinin mükellefle alakası yok) (örn: isim benzerliği)
2) Mükellefiyette Hata: Açık olarak vergiye tabi olmayan veya vergiden muaf bulunan
kimselerden vergi istenmesi veya alınmasıdır.
Örnek, muaf kapsamına giren esnaftan vergi alınması
3) Konuda (Mevzuda) Hata: Açık olarak verginin konusu olmayan veya istisna kapsamında
bulunan konularda vergi istenmesi veya alınmasıdır. Diğer bir deyişle vergi mevzuuna
girmeyen veya vergiden müstesna bulunan gelir, servet, madde, kıymet, evrak ve işlemler
üzerinden vergi istenmesi veya alınmasıdır.
Örnek: bir kişinin özel malvarlığında yer alan evindeki masayı ve sandalyelerini satması
halinde KDV istenmesi
4) Dönemde Hata: Vergilendirme döneminin yanlış gösterilmesinin sonucu olarak yanlış
dönem için vergi ödenmesidir. Bir diğer deyişle aranan verginin ilgili bulunduğu
vergilendirme döneminin yanlış gösterilmiş veya süre itibariyle eksik veya fazla hesaplanmış
olmasıdır.”
72
b) Vergi Hatalarının Düzeltilmesi (VUK m.120 vd.) (Düzeltme Fişi) (syf 290-291)
• VUK m.119 “Vergi hataları şu yollarla meydana çıkarılabilir:
1) İlgili memurun hatayı bulması veya görmesi ile,
2) Üst memurların yaptıkları incelemeler neticesinde hatanın görülmesi ile,
3) Hatanın teftiş sırasında meydana çıkarılması ile,
4) Hatanın vergi incelenmesi sırasında meydana çıkarılması ile,
5) Mükellefin başvurusu ile”
• İdare tarafından tespit edilmiş olup; tereddüt edilmeyen, açık ve mutlak vergi hatalarının
düzeltilmesi idarece re’sen yapılır.
• Hataların mükellefler tarafından tespit edilmesi durumunda, hataların düzeltilmesi yazılı
başvuru ile vergi dairesinden istenir. Mükellefin düzeltme başvurusu vergi dairesince
incelenir. İncelenen düzeltme talebi yerinde görülürse düzeltme gerçekleştirilir.
Vergi dairesinden olumsuz dönüt olan hata için başvuran mükellef ister dava yoluna isterse de
şikayet yoluna başvurabilir. (VUK m.124)
• Hata ister idarece ister mükelleflerce ortaya çıkartılmış olsun hatanın düzeltilmesine,
düzeltme yapmaya yetkili olan kişi duruma göre vergi dairesi müdürü veya vergi dairesi
başkanıdır.
• VUK m.120 “Vergi hataları, hatalı işlemin geri alınmasıyla ilgili düzenlenecek düzeltme
fişi aracılığıyla yapılır.”
III) İzaha Davet (“Burada bir şeyler var, gel anlat bakalım.”) (syf 291-293)
• İzaha davet, idarenin vergi ziyaa uğramış olabileceğine ilişkin ön tespitler yapıldığı
hallerde, haklarında vergi incelemesine veya takdir işlemlerine başlanılmamış
mükelleflerden yetkili merciler tarafından izahat talep edilmesidir. (VUK m.370)
• Mükellefin izaha davet edilebilmesi için, mükellef hakkında vergi incelemesine
başlanmamış olması, verginin takdir komisyonuna sevk edilmemiş olması veya ihbarın
olmaması; verginin ziyaa uğratıldığına dair emareler gerekir.
73
IV) Kanun Yolundan Vazgeçme (VUK m.379) (syf 293-295)
• Mükellef kendisine karşı vergi idaresi tarafından verilen karar muhalifine; istinaf yoluna
veya bölge idare mahkemesinin vermiş olduğu ve temyize gidilebilecek kararlarına karşı
temyiz yoluna gitmekten vazgeçtiği takdirde ortaya çıkan uyuşmazlık “kanun yolundan
vazgeçme” yoluyla çözümlenir.
Kanun Yolundan Vazgeçmenin Şartları
(1) Vergi ve ceza ihbarnamesiyle tebliğ edilen vergi tarhı ve/veya ceza kesmeye ilişkin bir
idari işlem var olmalıdır. Ödeme emrinin tebliği ve haciz gibi işlemler dahil değildir.
(2) İdari işleme karşı açılmış bir dava bulunmalıdır. İhtirazi kayıtla verilen beyannamelere
karşı açılan davalar vazgeçme müessesesi kapsamında değildir.
(3) Mahkemenin verdiği karar kanun yoluna açık konu nihai ve kesinleşmemiş karar
olmalıdır.
(4) Mükellefin kanun yolundan vazgeçtiğine ilişkin beyanını 30 günlük istinaf/temyize
başvurma süreleri içerisinde vermesi gerekir.
(5) Vazgeçme için davacı mükellef tarafından davalı idareye yazılı talepte bulunulması
gerekir.
(6) Vazgeçme talebi, mahkeme kararının içeriğinin tamamını kapsamalıdır.
• Karar:
(1) mükellef lehine ise; vergi aslının bir miktarı, vergi cezasının hiç miktarı;
(2) idare lehine ise; vergi aslının tamamı, vergi cezasının bir miktarı mükellef tarafından
tahakkuk tarihine kadar 1 ay içinde ödenir.
74
• Türkiye’deki idari işlemlerin hukuka uygunluk denetimi “idari yargı” çerçevesinde
gerçekleştirilir. Bu nedenle tüm idari makamların idare hukuku alanındaki faaliyetlerinden
kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümü idari yargı kolu içinde çözüme bağlanmaktadır.
75
c) Danıştay (syf 298)
• Danıştay bir yüksek mahkemedir. (TCA m.155) 1 idari 9 dava olmak üzere 10 daireden
oluşur. (4’ü vergi dava dairesi) Vergilerle ilgili olarak dava daireleri dışında bir de vergi dava
daireleri kurulu bulunur.
• Danıştay’ın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davalar: (DK m.24)
(1) Cumhurbaşkanlığı Kararı
(2) İdarenin çıkartmış olduğu genel düzenleyici işlemler
(3) Birden çok vergi mahkemesinin yetki alanına giren işler
76
IV) Vergi Yargılaması Usulü
a) Vergi Davasının Niteliği ve Konusu (syf 301)
• İdari dava türleri iptal davaları ve tam yargı davaları olmak üzere 2’ye ayrılmaktadır.
• İptal davaları; idari işlemin yetki, şekil, sebep, konu ve amaç unsurlarının hukuka aykırı
olduğu gerekçesiyle iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalardır.
• Tam yargı davaları; idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarar
görenlerin, bunların iptali ve zararın tazmini için açılan davalardır.
• Doktrindeki çoğunluklu görüş vergi davalarının iptal davası niteliğini taşıdığını esas
almaktadır.
77
(2) vergi, resim, harçlar vb. mali yükümler ve bunların zam ve cezalarından doğan
uyuşmazlıklarda, tahakkuku tahsile bağlı olan vergilerde tahsilatın; tebliğ yapılan vergilerde
istihkak sahiplerine ödemenin; tescile bağlı vergilerde tescilin yapıldığı ve idarenin dava
açması gereken konularda ise ilgili merci veya komisyon kararının idareye geldiği
tarihi izleyen günden itibaren başlar.
• Ödeme emrine veya ihtiyati haciz kararına karşı açılacak davalar, tebliğini izleyen
günden itibaren 15 gün içerisinde açılmalıdır.
• Yukarıda bahsedilen süreler; hukuki açıdan hak düşürücü süre niteliğindedir. Davanın
süresi geçtikten sonra açılması halinde hakim, davanın reddine karar verir.
78
VERGİ
MAHKEMESİ
79
• Temyiz süresi, BİM’in vermiş olduğu kararın ilgiliye tebliğini izleyen günden itibaren 30
gündür.
80
(ı) Hükmün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki
protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş
kararıyla tespit edilmiş olması veya hüküm aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine
yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme
kararı verilmesi
(2) Yargılamanın yenilenmesi istekleri esas kararı vermiş olan mahkemece karara bağlanır.
(3) Yargılamanın yenilenmesi süresi, (1) numaralı fıkranın (h) bendinde yazılı sebep için 10
yıl, (1) numaralı fıkranın (ı) bendinde yazılı sebep için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
kararının kesinleştiği tarihten itibaren 1 yıl ve diğer sebepler için 60 gündür. Bu süreler,
dayanılan sebebin istemde bulunan yönünden gerçekleştiği tarihi izleyen günden başlatılarak
hesaplanır.”
81
12.hafta / 23.12.22
• KDV’nin 26’sı akşamına kadar değil, 28’i akşamına kadar ödenebileceği hususu sirkülerle
değiştirilmiş. (Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği)
82
Hangi alacaklar AATUHK kapsamındadır?
• AATUHK m.1 “Devlete, il özel idarelerine ve belediyelere ait vergi, resim, harç, ceza
tahkik ve takiplerine ait muhakeme masrafı, vergi cezası, para cezası gibi asli, gecikme
zammı, faiz gibi fer'i amme alacakları ve aynı idarelerin sözleşmeden, haksız fiil ve
sebepsiz zenginleşmeden doğanlar dışında kalan ve amme hizmetleri tatbikatından mütevellit
olan diğer alacakları ile; bunların takip masrafları hakkında bu kanun hükümleri tatbik olunur.
Türk Ceza Kanunu’nun para cezalarının tahsil şekli ve hapse tahvili hakkındaki hükümleri
mahfuzdur.”
Buna Göre Kamu Alacağı
(1) Devlete, il özel idarelerine veya belediyelere ait olmalı
• Köylere ait alacaklar bu kapsamda değildir.
• Verginin diğer kamu alacakları ile arasında farklılıklar bulunmaktadır. Buna göre vergi,
genel yararın karşılanması amacıyla alınırken; harçlar özel yararın karşılanması amacını
güderler.
Vergi cezaları gelir elde etmek amacıyla alınırken; para cezaları ise kuralların ihlal
edilmesinin ıslahı amacıyla alınmaktadır.
• Kamu alacaklarının başlıca 2 özelliği vardır. Bunlar:
(1) kamu hizmetlerinin görülmesi amacıyla, kanunla ve zora dayanılarak alınırlar
(2) belli kanunlar gereği, devlet gücü ve memuru eliyle tahsil edilirler
83
• Tahakkuk işleminin yetki unsurunu; vergi dairelerinde yer alan ve mükellefin bağlı
bulunduğu tahsil dairesidir. (AATUHK m.5)
• Tahsilin konusu; belirli bir miktar paranın Hazine’ye ödenmesidir.
• Tahsilin şekli; makbuz (AATUHK m.40) veya ödeme emrinin (AATUHK m.55)
düzenlenmesidir.
• Tahsilin amacı; bütün idari işlemlerde olduğu gibi kamu yararıdır.
84
• AATUHK m.3 “ (...) Tahsil dairesi: Alacaklı kamu idaresinin bu yasayı uygulamakla
görevli idaresini, servisini, memur veya memurlarını ifade eder. (...)”
Örnek: vergi daireleri, gümrük idareleri, tekel idaresi, hazine saymanlıkları ile askeri mülki
saymanlıklar
85
II) Gecikme Zammı ile Gecikme Faizi Arasındaki Farklar (syf 330)
Gecikme Zammı Gecikme Faizi
• 6183 sayılı AATUHK’de düzenlenmiştir. • 213 sayılı VUK’ta düzenlenmiştir.
• Tahsil aşamasını ilgilendirir. • Tahakkuk aşamasını ilgilendirir.
• Cezalar dışındaki bütün kamu alacakları için söz • Yalnızca ikmalen, re’sen ve idarece tarh
konusu olabilir. edilen vergilere uygulanır.
• Tahakkuk etmiş ve vadesi geçmiş kamu alacaklarına • Tarhiyatın gecikmesi nedeniyle tahakkuk
uygulanır. etmemiş vergilere uygulanır.
• Normal vade tarihinden borcun fiilen ödendiği • Normal vade tarihinden tahakkuk tarihine
tarihe kadar geçen süre için alınan fer’i borçtur. kadar geçen süre için alınan fer’i borçtur.
• Tam ay ve ay kesirleri gün olarak dikkate alınarak • Sadece tam aylar dikkate alınarak hesaplanır.
hesaplanır. Ay kesirleri dikkate alınmaz.
• Vergi ziyaı hariç olmak üzere vergi cezalarına • Vergi cezalarına uygulanmaz.
uygulanmaz.
• Asgari tutarı (1 TL) vardır. • Asgari tutarı yoktur.
• Gecikme zammı durabilir. Gecikme zammının • Gecikme faizinin durması söz konusu
işlemesini sona erdiren haller (tecil, iflas, aciz hali, değildir. Gecikme faizini sona erdiren haller
ödeme) vardır. yoktur.
✨Tecil, kamu borçlusuna borcunu ödemesinde
müsamaha gösterilmesidir. Tecil, gecikme zammını
durdurur.
Gecikme Zammında Süreyi Durduran Haller Gecikme Zammında Süreyi Sona Erdiren Haller
(1) Ölüm (2) Mücbir Sebep (1) Ödeme (2) Tecil
(3) Yürütmenin Durdurulması (3) İflas (4) Aciz Hali
86
I) Tecil (AATUHK m.48)
• Vergi borçlusu, bazı hallerde borcunu vadesinde ödemesi, haciz uygulanması ya da
haczedilen malların paraya çevrilmesi halinde çok zor duruma düşebilir.
• Genel olarak tecil; tahsil edilebilir duruma gelmiş bulunan vergi alacaklarının ödenmesinin
veya cebri icra yoluyla takip ve tahsilinin, yetkili makam ve mercilerin icranın geciktirilmesi
kararına veya vergi kanunlarının buna ilişkin hükümlerine dayanılarak 36 aya kadar geri
bırakılması işlemidir.
II) Terkin
• Ödenecek durumda olan vergi alacağının yasalarda belirtilen nedenlerle kısmen veya
tamamen kayıtlardan silinmesi, yani tahsilinden vazgeçilmesidir.
• Tecilde borç varlığını koruyacak şekilde ötelenirken, terkinde borç kısmen veya tamamen
ortadan kalkmaktadır.
• Cebri icra hukuku açısından AATUHK m.105-m.106’da bazı terkin türleri sayılmıştır.(doğal
afetler veya tahsil imkansızlığı sebebiyle terkin)
• Terkinden yaralanabilmek için felaketin meydana geldiği tarihten itibaren 6 ay içerisinde
talepte bulunulmuş olması gerekir. (re’sen terkin yapılamaz.)
87
IV) Tahsilatın Geri Bırakılması
• Tahsilat işleminin geri bırakılması; yürütmenin durdurulması, borçlunun aciz durumu
ve ölümü hallerinde söz konusudur.
• Tahsil aşamasında açılacak davada yürütme kendiliğinden durmaz; borçlunun mahkemeye
karşı talepte bulunması gerekir.
c) Borçlunun Ölümü
• AATUHK m.50 “Karısı yahut kocası, kan ve sıhriyet itibariyle usul veya füruundan birisi
ölen borçlu hakkındaki takip ölüm günü ile beraber 3 gün için geri bırakılır.
Borçlunun ölümü halinde terekenin borçlarından dolayı ölüm günü ile beraber 3 gün için takip
geri bırakılır. 3 günün bitiminde terekenin borçları için takibata devam olunur.
Mirasçılar, mirası kabul veya reddetmemişlerse bu hususta Medeni Kanun’daki muayyen
müddetler geçinceye kadar takip geri bırakılır.”
88
B) HACİZ (syf 338-343)
• Haciz yolu, vergi alacağının tahsil edilebilmesi amacıyla borçlunun o miktar ve değerdeki
malvarlığına idare tarafından el konulmasıdır.
• Haciz işleminin gerçekleşmesiyle birlikte mükellefin sahip olduğu mallarda mal sahibinin
tasarruf yetkisi sınırlandırılmış olur.
• Ödeme emrine karşı açtığı davada kısmen ya da tamamen kaybeden vergi borçlusu, ayrıca
haksız çıktığı miktarın %10’u oranında haksız çıkma zammı ödemek zorundadır.
89
(3) Haczedilebilecek mallar seçilirken taşıması, muhafazası ve paraya çevrilmesi en kolay
olanlara öncelik verilir.
(4) Mülkiyeti tartışmalı olan ve istihkak iddiası ileri sürülen malların haczi en sona bırakılır.
(5) Tahsil dairesi, alacaklı kamu idaresi ile borçlunun menfaatlerini mümkün olduğu kadar
dengelemekle yükümlüdür.
• Haciz uygulanması bakımından menkul ve gayrimenkul mallar için farklı kurallara yer
verilmiştir.
b) Menkul Mallarda Haciz İşlemi (syf 342)
• Menkul malların haczi kural olarak iş günlerinde ve güneşin doğuşundan batışına kadar
geçen süre içinde haciz memuru tarafından yapılır.
• Menkul malların değeri, haczi gerçekleştiren haciz memuru tarafından takdiri olarak
biçilmektedir.
c) Gayrimenkul Mallarda Haciz İşlemi (AATUHK m.88)
• Gayrimenkul mallarda bilirkişinin görüşünün alınması ve değerin bu şekilde satış
komisyonu tarafından biçilmesi söz konusudur.
Teferruğ nedir?
• Gayrimenkul üzerindeki mülkiyet hakkının tescilden önce gayrimenkul sahibinden alınarak
Devletin ya da diğer vergi dairesinin üzerine geçmesi anlamına gelir.
• Teferruğ edilen gayrimenkul mallarını geri almak isteyen borçluya imkan tanınması
amacıyla, satış komisyonunun teferruğ kararı tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde tekrar satışa
çıkarılamaz veya herhangi bir başka tasarrufta bulunulamaz. (paraya çevirmenin istisnası)
90
A) TEMİNAT İSTEME
• Teminat, genel olarak, tahsil edilememe riski taşıyan bir alacak için alınan güvence
önlemidir.
91
Hükümsüz tasarruf nedir?
• Amme alacağını ödemeyen amme borçlusunun malvarlığının borcunu karşılamaması
halinde, ödeme süresinin başladığı tarihten geriye doğru 2 yıl içinde veya ödeme süresinin
başlamasından sonra yaptığı ivazsız tasarruflar hükümsüzdür. Bir tasarrufun ivazsız olup
olmadığı, özel hukuk hükümlerine göre belirlenir.
92
• İhtiyati tahakkuk sebeplerinin varlığı halinde vergi dairesi başkanı veya defterdar ihtiyati
tahakkuk kararı verebilir.
93
13.hafta / 30.12.22
• Türk Vergi Sistemi (Özel Vergi Hukuku) kitabından devam edeceğiz.
• Vergiler özel vergi hukuku alanında tek tek incelenir. Bu vergilerin konusu, mükellefi,
muafiyet ve istisnalarından bahsedilir. “Bizim için önemli olan gelir vergisi ve gelir vergisinin
unsurlarıdır.”
TÜRK VERGİ SİSTEMİ
Gelir Üzerinden Alınan Vergiler Harcamalar Üzerinden Alınan V. Servet Üzerinden Alınan Vergiler
Gelir Vergisi Kurumlar V. Örnek: KDV, ÖTV, BSMV, ÖİV, 1) Emlak Vergisi
• Gelir vergisi için ŞOV, Damga Vergisi, Gümrük 2) Değerli Konut Vergisi
söylenecek çoğu şey, Vergisi, Dijital Hizmet Vergisi, 3) Motorlu Taşıtlar Vergisi
kurumlar vergisi için Konaklama Vergisi, Belediye 4) Veraset ve İntikal Vergisi
de geçerlidir. Gelirleri Kanununca Alınan Vergiler
I) Gelir Kavramı
• Gelirin tanımı iktisadi anlamda ve hukuki anlamda incelenmelidir. Hukuki gelir tanımı
iktisadi teorilerin sonucu olarak şekillenmektedir.
94
Bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, yukarıda yazılı kazanç ve iratlar gelirin tespitinde
gerçek ve safi miktarları ile nazara alınır.”
95
(2) Özel Hesap Dönemi
• Normal hesap dönemi bazı faaliyetlerin sürdürülmesi için uygun olmayabilir.
Örnek: kış turizmi yapan bölgelerde dönem sonu işlemlerinin yapılmasında zorluklar
yaşanabilir. Bunlar faaliyetlerinin daha az olduğu yaz aylarında dönem sonu işlemlerini
yapmayı tercih ederler. Bu işlemler Hazine ve Maliye Bakanlığı’na başvurarak kendilerine 12
aylık özel hesap dönemi belirlenmesini isteyebilirler. Bu gelir hesap döneminin kapandığı
takvim yılının kazancı sayılır.
(3) Kısıt Hesap Dönemi
• İşe başlama, ölüm, iflas, işi bırakma gibi nedenlerle 12 aydan az sürelerde elde edilen
gelirler için söz konusudur.
96
(2) Üniter Sistem
• Bu sisteme göre tüm gelir unsurları toplanarak, tek bir kalem halinde kişinin geliri olarak
kabul edilerek vergilendirilir.
• GVK’ya göre gelirin vergilendirilmesinde üniter sistem benimsenmiştir.
• Farklı gelir unsurlarından elde edilen gelirlerin safi tutarı beyanname üzerinde ayrı ayrı
gösterilecek fakat daha sonra toplanacaktır. Bu sebeple bir gelir unsurundaki zarar diğer gelir
unsurundan elde edilen kazanç ve iratlardan indirilir.
• Genel uygulama bu olmakla birlikte, bazı şartlar altında belirli gelirlerin beyanname dışında
bırakılmasına izin verilmiştir.
Yabancı memleketlerde oturan bazı Türk vatandaşları (resmi daire ve müesseselere bağlı
olarak kurumların işleri dolayısıyla yurtdışında oturanlar)
• Yurt dışında oturma veya çalışma izni olan Türk vatandaşları sadece vatandaşlık bağları
sebebiyle gelirleri açısından vergilendirilmeyecektir.
• Çifte vergilendirmeyi önlemek için yurt dışında ödenen gelir vergisinin Türkiye’de ödenen
gelir vergisinden düşülmesi (mahsubu) esası benimsenmiştir.
97
2) Gelir Vergisinde Dar Mükellef
• Türkiye’de yerleşmiş olmamakla birlikte 6 aydan az kalarak ülkemizden gelir elde eden
gerçek kişiler dar mükellef olarak kabul edilir.
• Bu kişiler sadece Türkiye’den elde ettikleri kazanç ve iratları üzerinden gelir vergisine
tabi olurlar.
98
a) Vergiye Tabi Olan Ticari Kazançlar
1) Ticari Kazancın Gerçek Usulde Tespiti
• Gerçek usulde vergilendirilen ticari kazanç sahipleri birinci ve ikinci sınıf tüccar olmalarına
göre kazançlarını farklı devam sistemlerine göre tespit ederler.
• Birinci sınıf tüccarlar bilanço esasına ikinci sınıf tüccarlar işletme hesabı esasına göre
defter tutarlar.
• Tüccar sınıflarının tespitinde kullanılan yöntemler:
(1) İşletmenin Statüsü (2) İş Hacimleri (3) Mükellefin Tercihi
• Yıllık alım-satım, hizmet sunumuna bağlı gayrisafi iş hasılatı veya bunların karmasına göre
değerlendirme yapılır. İçinde bulunulan yıllık rakamları bir sonraki yılın tüccar sınıflarının
belirlenmesinde kullanılır.
• Birinci sınıf ölçütlerinin altında kalanlar ve yeni işe başlayanlar ikinci sınıf tüccar
olarak kabul edilir.
(1) Yıllık
• Alış Tutarı 400.000 TL
• Satış Tutarı 570.000 TL
(2) Yıllık Gayrisafi İş Hasılatı (Hizmet) 200.000 TL
(3) Karma (Alım-Satım Dışındaki Gayrisafi Hasılatın 5 Katı İle Satışlar Toplamı 400.000 TL
✨
Tüccar Sınıflarının Tespitinde İş Hacimleri ( Farka Dikkat Et)
• İkinci sınıftan birinci sınıfa geçiş (birinci sınıfa çıkış); Bu şartların gerçekleşmesini takip
eden hesap döneminden başlayarak birinci sınıfa geçerler:
(1) Bir hesap döneminde iş hacimlerinden herhangi biri kanunun belirlenen ölçüleri %20’yi
aşan bir oranda artış gösterirse,
(2) Arka arkaya 2 dönemin iş hacimlerinden biri kanunen belirlenen ölçüde %20’ye kadar
(%20’yi geçmeyecek) bir oranda fazlalık gösterirse.
• Birinci sınıftan ikinci sınıfa geçiş (ikinci sınıfa düşüş) Bu şartların gerçekleşmesini takip
eden hesap döneminden başlayarak ikinci sınıfa geçerler:
(1) Bir hesap dönemi iş hacminin kanunen belirlenen ölçülerin hepsinden %20’yi aşan bir
oranda düşük olması,
(2) Arka arkaya 3 dönemin iş hacmi kanunen belirlenen ölçülerin hepsinden %20’ye kadar
(%20’yi geçmeyecek) bir (hem alışta hem satışta) düşüklük gösterirse
99
ÖRNEK TABLOLAR (“Böyle bir şeyi size sormayız.”)
Yıllar Alışlar Değişim Değerlendirme
Birinci 460.000 + %15 (460.000 - 400.000 / 400.000) %20’den az fazlalık
İkinci 472.000 + %18 (472.000 - 400.000 / 400.000) %20’den az fazlalık
Bilanço Hesabına Göre Ticari Kazancın Tespit Usulü “Bizi pek ilgilendirmiyor.”
• Bilanço esasına göre tutulacak defterler: tutulacak genel deflerler; yevmiye, defter-i kebir
ve envanterdir. Bunun dışında mükellefin durumuna göre tutulacak başka defterler vardır.
Ticari kazancın tespitinde izlenecek yollar:
(1) Dönem başı ve dönem sonu öz sermaye karşılaştırması
(2) Gelir tablosu ile tespit
• Enflasyon düzeltmesi, kazançları, bilanço usulüne göre tespit edilen mükellefler için
geçerlidir. Şartları (1) son 3 döneminde fiyat endeksinde %100’den fazla artış ve (2) içinde
bulunulan dönemde %10’dan fazla artış olmalıdır. 2003 yılında ilk kez uygulanmış, 2021
yılında şartları oluşmuş, 2023 yılında tekrar uygulanacaktır.
100
• İşletmede kullanılan, işletmeye kayıtlı veya kiralanmış taşıtların giderleri düşülebilir. Binek
otomobillerin giderlerinin en fazla %70’i gider yazılabilir. Kiralanan binek otomobillerin
kira bedeli aylık 8000 TL’ye kadar satın alınan binek otomobillerin ÖTV ve KDV
toplamından 200.000 TL’ye kadarlık kısmı gider yazılabilir. Bu sınırlamalara faaliyetleri
binek otomobillerin kiralanması ve işletilmesi olan kişiler dahil değildir.
(7) KDV Kanunu’na göre indirilemeyecek KDV,
(8) Amortismanlar
• Amortisman iktisadi kıymetin belirli bir dönemde değerinde meydana gelen düşüşün belirli
esaslar çerçevesinde yıllar itibariyle gider olarak yazılması ve yıllar itibariyle kazançtan
düşülmesine imkan veren bir sistemdir.
• Amortisman ayırmada iktisadi kıymetlerin faydalı ömrü ve amortisman oranları Hazine ve
Maliye Bakanlığı tarafından belirlenir. (VUK Genel Tebliği NO: 333 ve 339)
İktisadi kıymetler için amortisman ayırma şartları:
(1) İktisadi kıymetin işletmeye dahil olması (aktife kayıtlı olması)
(2) İktisadi kıymetin birden fazla yıl kullanıma elverişi olması,
(3) İktisadi kıymetin aşınma, yıpranma ve değer kaybına uğramaya elverişli olması,
(4) İktisadi kıymetin belirli bir parasal tutarı aşması (2022 yılı için KDV hariç 2.000 TL)
101
Gelir Vergisi Kanunu’na Göre Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler
(1) Kanunun kabul ettiği sınırları aşan tutarlar
(2) Teşebbüs sahibi ile eş ve çocuklarının işletmeden çektikleri paralar veya ayrı olarak
aldıkları sair giderler
(3) Teşebbüs sahibinin kendisine, eşine, küçük çocuklarına işletmeden ödenen aylıklar,
ücretler, ikramiyeler, komisyonlar ve tazminatlar,
(4) Teşebbüs sahibinin, eşinin ve küçük çocuklarının işletmedeki cari hesap veya alacakları
üzerinden yürütülecek faizler,
(5) Teşebbüs sahibinin işletmeye koyduğu sermaye için yürütülecek faizler
(6) Para ve vergi cezaları ile gelir vergisi, bazı gecikme zam ve faizleri ve teşebbüs sahibinin
suçlarından doğan tazminatlar
(7) Tütün ve tütün mamullerine ait ilan ve reklam giderleri
(8) Bazı taşıtların gider ve amortismanları
(9) Alınan borçlara ilişkin finansman giderlerinin bir kısmı,
(10) Basın tazminatları,
(11) Diğer kanunlara göre kanunen kabul edilmeyen giderler (KDV, MTV, Bazı reklam ve
ilan bedelleri, ÖİV ve ŞOV)
102
• Özel şartlar: gezici perakende ticaret erbabı (motorlu taşıt kullanmayan), gezici küçük
sanatkarlar, köylerde çalışan küçük sanatkârlar, küçük nakliyeci esnaf (motorlu taşıt
kullanmayan), el sanatları ile uğraşanlar, kapı kapı dolaşarak hurda toplayanlar, geleneksel ve
kaybolmaya yüz tuttuğu belirlenen meslek kolları, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca muaf
tutulanlar
• Kapı kapı dolaşarak mal satanlar ile gezici milli piyango bileti satanlar şartlara bağlı
olmadan muaflıktan yararlanır.
• Gider pusulası: vergiden muaf esnafa yaptırılan işlerle ilgili olan ödemelerin
belgelendirilmesinde kullanılan belgedir. Tevkifat yapacak kişiler bu belgeyi düzenlerken
ayrıca kanunda belirtilen işlemlerle ilgili muaf esnafa yapacakları ödemeler üzerinden vergi
tevkifatı yaparlar.
İhracatçı Muafiyeti
• Dar mükellefler için geçerlidir.
103
(7) Genellikle belgelerin saklanması ve diğer ödevleri bağlı oldukları meslek odaları
aracılığıyla yapılır.
Kişilerin basit usule tabi olabilmek için aşağıda sayılan şartları taşıması gerekir.
Basit Usule Tabi Olmanın Şartları
Genel Şartlar Özel Şartlar Mutlak Şart
1) Kendi işinde bilfiil çalışmak veya • Kanunda Basit usulde vergilendirme dışında olmamak:
bulunmak, belirtilen iş • Kanuna göre basit usul dışına çıkarılanlar (şahıs şirketi
(2) İş yerinin yıllık kira bedelinin hacimleri ortakları, borç verme işiyle uğraşanlar, sarraflar,
belirli sınırı aşmaması (Yıllık sınırının gayrimenkul ve gemi alım-satımı ile uğraşanlar,
Büyükşehirde 16.000, Diğer 10.000) aşılmamış olması şehirlerarası taşımacılık vb.)
(3) Ticari, zirai ve mesleki gerekir. • Cumhurbaşkanınca basit usul dışında çıkarılanlar (Basit
faaliyetleri dolayısıyla gerçek usulde usulde büyükşehir belediye sınırları içinde sadece hizmet
vergiye tabi olmamak sektörü yararlanabilir. Büyükşehir dışındaki diğer
yerlerde alım-satım, yapım-satım ve hizmet yararlanır.
104
• Çiftçiye ait makine, araç ve aletlerin başka çiftçilerin zirai üretiminde çalıştırılması zirai
faaliyet olarak kabul edilir. Bunun yanında kişinin kendine ait zirai araçları çiftçilik
yapmaksızın kiralaması ticari faaliyet olarak kabul edilir.
• Arazi sahibinin zirai faaliyete bilfiil katılmaksızın sadece üründen pay alınması
gayrimenkul sermaye iradı olarak kabul edilir.
• Zirai araç ölçüsü: gerçek usulde vergiye tabi olma açısından çiftçinin aşağıdaki 2 gruptaki
zirai araçlardan birine sahip olması yeterlidir:
(1) Biçerdövere veya bu mahiyette motorlu araca sahip olmak,
(2) 10 yaşından küçük ikiden fazla traktöre sahip olmak
• Aile reisi ile birlikte yaşayan eş ve çocuklara ait araçlar ayrı ayrı değerlendirilir.
105
b) Zirai Kazançlarda Vergi Dışında Olanlar
• Genç çiftçi muafiyeti: ilk defa gelir vergisi mükellefi olanlardan 29 yaşını doldurmamış
kişiler 3 vergilendirme dönemi boyunca 75.000 TL’ye kadar olan kısmı vergiye tabi
değildir.
• Teşvik ödülü istisnası: tarım, hayvancılık ve diğer zirai faaliyetleri teşvik amacıyla verilen
ödüller vergi dışı tutulmuştur.
• Serbest meslek olarak kabul edilen faaliyetlerde mesleki bilgi, yetenek ve beceri ön
plandadır.
Örnek: avukat, doktor, mimar, mühendis, mali müşavir, diş hekimleri, konser veren müzik
sanatçıları, mankenler, ebe, rehber vb.
106
• Kazançları serbest meslek kazanç defteri üzerinden tespit edilir. Günümüzde bu defter de
Gelir İdaresi Başkanlığı veri tabanında yer alan Defter Beyan Sistemi’nde tutulmaya
başlamıştır.
107
Gelirin satış veya kiralama şeklinde olması gerekir. Elde edilen kazançların toplamının gelir
vergisi tarifesinin 4. dilimini (2022 yılı için 880.000 TL) aşmaması gerekir.
2) Sergi ve Panayır İstisnası
• Dar mükellefler için uygulanmaktadır.
3) Teşvik Ödülü İstisnası
• İlim, fen ve güzel sanatların gelişmesi amacıyla uygulanmaktadır.
108
belli bir yüzdesi şeklinde belirlenmiş olabilir. Bu durum ücretin mahiyetini
değiştirmemektedir.
109
F) GELİR UNSURLARININ TESPİTİ: GAYRİMENKUL SERMAYE İRATLARI
I) Gayrimenkul Sermaye İradının Niteliği
• Gayrimenkul ya da gayrimenkul mallar, bir yerden bir yere taşınması olanaksız olan
mallardır.
• TMK m.704’e göre taşınmaz (gayrimenkul); arazi, tapu kütüğünde ayrı sayfaya
kaydedilen bağımsız ve sürekli haklar, kat mülkiyeti kütüğüne kayıtlı bağımsız
bölümlerdir.
110
• Diğer bir durum ise emsal kira bedeli uygulamasıdır. Bu gayrimenkul sermaye iradı
sahipleri açısından elde edilen gelirin gerçeğe uygun biçimde beyan edilmesini sağlamak
amacıyla getirilmiş bir vergi güvenlik (otokontrol) müessesesidir.
Böylece GMSİ olarak elde edilen gelir için bir alt sınır belirlenmiştir. Emsal kira bedeli;
bina ve arazide vergi değerinin %5’i, diğer mal ve haklarda maliyet bedelinin
%10’udur.
✨Emsal kira bedeli kamu kurumlarına yapılan kiralamalar, altsoy, üstsoy ve kardeşlere konut
kiralamalarında ve bazı durumlarda uygulanmaz.✨
1) Gayrisafi İrat
2) Giderler
Gerçek Usulde Gayrimenkul Sermaye İradında Giderler
• Kiraya veren tarafından ödenen aydınlatma, ısıtma, su vb.
• Kiraya verilen mallar için yapılan yönetim giderleri
• Kiraya verilen mal ve haklara ilişkin sigorta giderleri ile ödenen vergi, resim, harç vb.
• Gayrimenkule ilişkin alınan borçların faizleri
• Kiraya verilen mal ve haklar için ayrılan amortismanlar
• Kiraya verenin yaptığı bakım ve onarım giderleri
• Kiraladıkları mal ve hakları kiraya verenlerin ödediği kiralar
Örnek: yıllık 10.000 TL’ye kiraladığı bir yeri başkasına 12.000 TL’ye kiraya verdiyse, geliri
2.000 TL olacaktır.
• Konutlarını kiraya verenlerin kira ile oturdukları başka konutun kira bedeli
Örnek: evini 15.000 TL’ye kiraya veren kişi kendi de kirada oturuyorsa ve kira olarak 10.000
TL ödüyorsa, net geliri 5.000 TL olur.
• Sözleşmeye, kanuna veya ilama dayanarak ödenen zarar, ziyan ve tazminatlar
• Konut olarak kiraya verilen gayrimenkulün iktisap yılından itibaren 5 yıl süre ile iktisap
bedelinin %5’i
Gayrimenkul Sermaye İradında Götürü Gider
• Götürü gider usulünü seçen mükellefler, diledikleri takdirde yukarıda açıklanan giderlere
karşılık olmak üzere hasılatlarından herhangi bir belgeye dayanmaksızın gayrisafi hasılatın
%15’ini götürü olarak indirebilirler.
• Götürü gider usulünü kabul edenler 2 yıl geçmedikçe bu usulden dönemezler.
• Ayrıca hakları kiraya verenler götürü gider usulünden yararlanamazlar.
111
III) Gayrimenkul Sermaye İratlarında Tevkifat
• Gayrimenkul olarak kabul edilen mal ve hakların vergi sorumluları tarafından kiralanması
halinde, bunlar kiraya verene ödeme sırasında kesinti yapmak zorundadır.
• Kira ödemelerinde tevkifat oranı %20’dir.
Örnek: 1.sınıf tüccar A’nın kiraladığı dükkan sebebiyle anlaştığı kira 1.000 TL ise bunun
%20’sini keserek (1.000-200= 800 TL) ödeme yapması gerekecektir.
2) Faiz ve Benzerleri
• Her türlü tahsil faizleri, hazine bonoları, Eurobond ile TOKİ ile Kamu Ortaklığı ve
Özelleştirme İdaresi’nce çıkarılan menkul kıymet gelirleri, her türlü alacak faizleri, mevduat
faizleri, katılım bankalarının katılım payları geliri, repo gelirleri
III) Menkul Sermaye İratlarında İstisnalar • Derste üzerinde durmadık. Bak kitaptan.
a) Kar Payı İstisnası (Yarım Kar Payı)
b) Bireysel Emeklilik Ödemeleri İstisnası
c) Gelir Ortaklığı Senetlerine Ödenene Gelirin İstisnası
112
• Menkul sermaye iratları genel olarak tevkifat yoluyla vergilendirilmekte olup: GVK m.94’te
sayılan vergi sorumluları, ödeme yaptıkları sırada tevkifat yapmaktadırlar.
Örnek: kâr paylarında tevkifat oranı %15’tir, 6 aya kadar vadeli mevduat faizlerinde %15’tir.
2) Arama, İşleme Hakları, Ruhsatları, Marka, Unvan Gibi Belirli Hakların Elden
Çıkarılması (istisna uygulanır.)
113
b) Arızi Kazançlar
• Devamlılık arz etmeyen faaliyetlerden elde edilen kazançlardır.
• Her bir kazanç için ayrı ayrı değil, yıllık kazanca bir defa uygulanacak istisna tutarı 58.000
TL’dir.
Örnek: kişi 100.000 TL’ye araç almış, 175.000 TL’ye satmışsa
175.000 - 100.000 - 58.000 = 17.000 TL safi kazanç
• Faaliyet devamlılık gösterecek şekilde yapılıyorsa, gelir başka bir unsurdan elde edilmiş
sayılacaktır.
114
f) Geçici Verginin Eksik Beyanı
g) Geçici Verginin Hesaplanmasına İlişkin Örnek
IV) Muhtasar Beyanname
a) Muhtasar Beyannamenin Niteliği
b) Vergi Tevkifatı Yapmak Zorunda Olanlar
c) Tevkifata Konu Ödemeler
d) Vergi Tevkifatına Tabi Ödemeler ve Oranları
e) Vergi Tevkifatında Uyulacak Esaslar
f) Muhtasar Beyannamenin Verilmesi ve Yapılan Tevkifatların Ödenmesi
KURUMLAR VERGİSİ
• Kurumlar vergisi, gelir vergisinin kurumlara uygulanan kısmıdır.
115