Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 2

“Hukuk, toplumsal yaşamda kurulan ilişkileri düzenleyen kuralların sistematik

bütünselliğidir”
Sorular:
1. Alıntılanan hukuk tanımlamasındaki;
a. “Toplumsal yaşam” kavramı sizce neyi ifade ediyor? Kavrama ilişkin yorum ve
eleştirilerinizi belirtiniz. Toplumsal yaşam yerine bir başka kavram önerir misiniz?
b. Sizce hukuk, toplumsal yaşamda kurulan hangi ilişkileri düzenler ya da düzenlemelidir?
2. Toplumsal yaşamda kurulan ilişkilerin öznesi, dolayısıyla hukukun ve hakkın öznesi olarak
tanımlanan ‘kişinin’ kurgusal bir varlık olduğu anlayışını nasıl değerlendiriyor,
yorumluyorsunuz? Eleştirileriniz nelerdir, belirtiniz?

1- a. Toplumsal yaşam canlı ve cansız her türün bir arada bulunmasından oluşur. Buradaki
toplumsal yaşam kavramından sadece kişilerin algılanmaması gerekir. Hayvanların, bitkilerin
ve cansız varlıkların da bir toplumsal yaşam oluşturduğu ve bunlar arasında da bir ilişki olduğu
görülmektedir. Burada kullanılan toplumsal yaşam kavramı biraz soyut kalmış olabilir. Bu
kavram daha detaylandırılarak '' toplumsal yaşamdaki canlı ve cansız her tür arasında kurulan
ilişkileri'' şeklinde düzenlemek daha anlaşılır olacaktır. Toplumsal yaşam kelimesinin
kullanılmasının doğruluğu şu yöndedir: Hukuka duyulan ihtiyacın sebebi canlı veya cansız
türlerin fazlalığıyla beraber topluluk oluşmasıydı. Topluluk yoksa hukuk, hukuk yoksa topluluk
yoktur. Bu sebeple biraz soyut olarak kalmış olan ''toplumsal yaşam'' kavramı yerine ''canlı ve
cansız her türün kendi arasında kurduğu ilişkiler'' olarak düzenlemek daha doğru olacaktır.

b. Canlı, cansız her türün bir topluluk oluşturması zaman içerisinde hukuk kurallarını
doğurmuştur. Hukuk, toplumsal yaşamda kurulan birçok ilişkiyi düzenler. Buna örnek
verilmesi gerekirse ahlak kuralları, din kuralları, görgü, örf ve âdet ve hatta etik kurallarını
sayabiliriz. Hukukun temelinde ise kişi ile kişi veya kişi ile eşya arasındaki ilişkileri düzenlemek
vardır ve hukuksal ilişkinin öznesi kişi olarak görülür. Örnek olarak şundan bahsedebiliriz: Bir
malın maliki ile o mal arasında hukuki ilişki vardır. Malik, mala sahip olduğu için mülkiyet
hakkına sahiptir. Bu kişi ile eşya arasındaki hukuki ilişkiye örnektir. Malik, bu malı satmak
istediğinde ise alıcı, alacak hakkına sahip olmuş olur. Burada ise hem kişi ile kişi hem de kişi
ile eşya arasındaki hukuki ilişkiye örnek olduğunu görmekteyiz. Hukukun düzenlemesi
gereken en önemli ilişki ise kişiler dışında kalan varlıkların eşya niteliğinde değerlendirilip ona
göre işlemin yapılmasıdır. Buna örnek olarak hayvanları verebiliriz. Medeni Hukuk gereğince
her türlü hayvan, eşya olarak değerlendiriliyor ve bu kapsamda oluşan hayvan yasalarında
belirli bir kısımdan daha fazla ileriye gidilemiyor. Hukuksal ilişkinin öznesi kişi olduğu için kişi
kapsamı altındaki düzenlemelere daha önem verilmesi normaldir fakat bana göre eşya
kavramındaki düzenlemelerin üzerine gidilmesi gerekiyor. Bu sebeple hukuk, kişiler dışında
eşya adı altında bulundurduğu alt başlıklar arası ilişkileri de daha detaylı düzenlemesi
gerekiyor.
2- Kişi kurgusal bir varlık olması evrende somut olarak bulunmaması hali olarak ele alırız. Daha
derin bir açıklama yapmak gerekirse; kişi eğer doğada var ise gerçek, doğada yok ise tüzel kişi
olarak görülür. Örnek verilmesi gerekirse günümüzde çokça rastladığımız yapay zekâ kavramı
kurgusal bir kişilik diyebiliriz çünkü günümüzde birçok sözleşme veya bu gibi benzeri
durumlar yapay zekanın katkılarıyla ilişkilendirilmektedir. Kurgusal bir varlık olan yapay
zekanın hukuka aykırı bir fiilde bulunması durumda ne yapılması gerektiği biraz kafa karıştırıcı
gözükse bile teknoloji çağında olduğumuz için bu gibi sorunların hukukta çokça görüleceğini
düşünmekteyim. Bu sebeplerle kurgusal bir varlık olan kişinin hukukta daha irdeleyici bir
şekilde ele alınmasının daha az çelişkilerle karşılaşılması ve daha net bir yol çizilmesi
açısından önem taşıdığını, ayrıca buna göre düzenlemelerin dikkate alınması gerektiğini
düşünüyorum.

You might also like