Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 53

Gök-Türklerin Fetret Devri

(630-681)
Dr.Öğr.Ü. Nezahat BELEN
630 yılında her iki Gök-Türk Devleti de Çin esaretine
girmiş bulunuyordu. Bu durum Türklere çok ağır gelmiştir. VIII.
yüzyılın başında yazılan Orhun yazıtlarında bu husus acı bir şekilde
vurgulanmıştır. Bu yazıtlara göre Türklerin Çin esaretine girmesinin
üç sebebi vardı:
1. Çin entrikaları, 2. Türk hükümdarlarının başarısız idaresi,
3. Türk milletinin hükümdarlarına itaatsizliği.
Çinliler, 630 yılından sonra bir kısım Gök-Türk halkını kuzey
eyaletlerine yerleştirmek suretiyle idare etmeye çalıştılar. Gök-Türk
ülkesini ise beyliklere parçalayarak ellerinde tutuyorlardı. Çin
hâkimiyetine karşı birçok Türk beyi isyan etti.
Kürşad/Chie-shih-
shuai’ın İsyanı
639

Bunların en önemlisi Çin sarayını basmak isteyen Chie-shih-shuai’ın 639


yılındaki baş kaldırışıdır. Adı geçen bey Çin sarayını basarak veliahdı
kaçırıp, kendi ülkesine götürmeyi planlamıştı. Ayrıca kendisi gibi Gök-Türk
hanedanından biri olan Ho-lo-hu’yu kağan yapacaktı. Ancak, havanın aniden
fırtınaya dönüşmesi ve nehrin taşıp önlerini kesmesi yüzünden bu girişim
başarısız kaldı. Bundan sonra 648 yılında Altay Dağlarında Ch’e-pi Tegin
isyan ederek bağımsızlığını ilan etti. Ancak Çinliler, yine çeşitli hileler
çevirerek, onu tesirsiz hale getirdiler. Diğer Türk boylarını ona karşı isyana
teşvik ettiler.
650 yılını takiben Çinliler Orta Asya’yı ellerinde tutmak için yeni bir yol denediler. Gök-Türk
ülkesinde çeşitli askerî valilikler kurarak Türkleri idare etmeye başladılar. Bütün bunlara rağmen Gök-
Türkler arasındaki istiklal ateşi gün geçtikçe artıyordu. 670’li yıllarda bazı Türk grupları güçlenmeye
başladı. Ordos’ta isyan ederek imkânsızlıklar içinde savaşan Türk prensi Ni-shih-fu yenilerek, Çin
başkentine götürülüp orada idam edildi (679). Yine Gök-Türk soyundan A-shih-na Fu-nien de elli üç
arkadaşı ile birlikte öldürüldü (681).
Bu arada Kutlug ve etrafındakiler bağımsızlık savaşına girişmişlerdi. Kutlug, Doğu Gök-Türk
Devleti’nin son hükümdarı İl Kağan’ın neslinden geliyordu. O ve arkadaşları ilk önce gizlice bir
teşkilat kurarak harekete geçtiler. Süratle yayılan bu teşebbüse katılanların sayısı kısa zamanda beş bini
buldu. 681 yılından itibaren Çin eyaletlerine baskınlara başlandı. 682 yılında zafere ulaşılarak II. Gök-
Türk Devleti kuruldu. Hapiste bulunduğu Çin’den kaçıp gelen Tonyukuk ise “Apa Tarkan” unvanını
alarak onun en büyük yardımcısı oldu. Onun görevi bütün askerî ve idari işleri planlamaktı.
II.GÖKTÜRK
DEVLETİ
681-745
I. Göktürk İmparatorluğun bölünmesi ve yıkılmasından
sonra Türk coğrafyası Çin esareti altına girdi.
50 Yıllı esaret döneminde Devlet teşkilatlanmasına
geçemeyen Türk’ler, Çin esareti altında yaşamak zorunda
kaldılar.
Göktürk İmparatorluğunun sahip olduğu güç ve
bölgesinde hakim konumu ile Türkistan bölgesinde büyük bir
Türk topluluğu miras bıraktı.
Çin esareti altındaki Türk coğrafyası, küçük beylikler ve
gruplar halinde varlıklarını sürdürerek kültürlerini yaşatmaya
devam ettiler.
Doğu ve Batı Göktürk imparatorluklarının yıkılmasından
sonra Türkistan bölgesinde Türk dilini konuşan, Türk kültürüyle
yaşayan muazzam bir topluluk olarak yeniden devlet kurmak
hayaliyle yaşamaya devam ettiler.
KUTLUG İLTERİŞ KAĞAN 682-692

Aşina soyundan gelen Kutlug, Çin’e


isyan ederek İkinci Göktürk
İmparatorluğunun ilk adımlarını attı.
Kısa süre içerisinde Ötüken’i başkent
ilan ederek kağanlığını örgütledi. Bu
sebeple devleti toplayan anlamına
gelen İl-Teriş ünvanını aldı. Kardeşi
Kapagan’ı Şad, akıl hocası Bilge
Tonyukuk’u veziri ilan ederek ordu ve
siyasetin başına getirdi.
Kutlug, en büyük yardımcısı
Tonyukuk ile birlikte giriştiği
bağımsızlık mücadelesinde Çinlilere
ard arda darbeler indirerek hem kendi
gücünü artırdı, hem de diğer Türk
boylarını itaat altına aldı.
Eski Gök-Türk Devleti yeniden
canlandı. 682 yılında Ötüken’de
Oğuzlar yenilip devlete bağlanınca
Kutlug, “İlteriş Kağan” ilân edilerek,
II. Gök-Türk Devleti kurulmuş oldu.
Yeni kurulan bu devletin ilk işi
Çin’den intikam almak oldu.
Pekin’den Kansu’ya kadar uzanan
bütün Kuzey Çin bölgelerine Türk
akınları başladı. 682-87 yılları
arasında bu sahaya kırk altı sefer tertip
edildi.
Aynı zamanda Oğuzların ve
Kitanların devlete bağlılığı
sağlamlaştırıldı.
Kutluk Kağan 17 kişi ile Orta Asya’ya
gidiyor. Kutluk Devletini kuruyor.
Hükümdar ailesinden olduğu için Türk
boylarını etrafında topluyor
 Büyük Göktürk İmparatorluğu dönemindeki güce ulaşan Kutlug
İmparatorluğu, Savaş ve Devlet teşkilatlanmasının yanında Türk
Kültürü’nün bilinen temel taşlarını oluşturmuş ve bugün dahi sahip
olduğumuz çok değerli bilgilerin mimarı olmuştur.
 Son yüz yılda ortaya çıkan Taş Yazıtlar, Kitabeler ve İlk ağızdan Türk
Tarihini aydınlatan yazılı kaynaklar bu dönemde oluşturulmuş ve
Türk Kültürüne adanmıştır.
KAPGAN KAĞAN
692-716
692 yılında ölen İlteriş Kağan’ın yerine kardeşi Kapgan geçti.
Faaliyetleri açısından Türk tarihinin en büyük fatihlerinden biridir.
Kapgan Kağan, tahtta kaldığı yirmi dört yıl içinde politikasını;
1. Sürekli Çin’i baskı altında tutmak,
2. Çin’de dağınık halde yaşayan esir Türkleri kurtarmak,
3. Orta Asya’da yaşayan ne kadar Türk varsa hepsini Gök-Türk
devletine bağlamak

şeklinde üç ana temel üzerine oturtmuştu.


Kapgan Kağan sınırları
genişletmiş.
 Kapgan, tahta geçişinin arkasından Çin’e
akınlara başladı.
 695 yılına kadar hem doğudaki Moğol Kitanlar’ı
hem de Çin’deki T’ang İmparatorluğu’nu baskı
altına almayı başardı.
 Arkasından 696-97 yıllarında Kırgızları itaat
altına aldıktan sonra Türgişler’e yöneldi.
 Bu arada Gök-Türklerin isteklerini yerine
getirmeyen Çin’e karşı büyük bir sefer
düzenlendi. Türk orduları Şantung ovasına ve
Yeşil Irmağa (Yangts’e) kadar uzandı. Savunma
için sefere çıkarılan Çinli generaller
korkularından Türk ordularına yaklaşamıyor,
sadece uzaktan seyrediyordu.
 Bu yılın sonuna doğru ülkenin batı tarafındaki
Türgişler tamamen Gök-Türk hâkimiyetine
girdiler.
 Batı Türkistan’a yönelen Kapgan Kağan ve onun emrindeki Tonyukuk, Bilge
ve Kül Tegin gibi kumandanlar idaresinde Türk ordusu 701 yılında Demir
Kapı’ya (Temir Kapıg) ulaştı.
 Ertesi sene Tangutlar ve bazı Soğd kolonileri yenilerek boyun eğdirildi.
 709 yılına kadar uzak bölgelerdeki Basmıllar, Çikler ve Azlar itaate alındı.
 İsyan eden Kırgızlar 710’da yeniden devlete bağlandı.
 Ancak, bundan sonra Kapgan Kağan’ın anlaşılmaz sert tutumu yüzünden
devlete bağlı bütün boylar birer birer isyan etmeye başladılar. Birçok Türk
boyu Çin’e sığındı. Bu isyanlarda Çin entrikalarının büyük rolü vardı.
Kapgan Kağan ve devletin diğer ileri gelenleri bu isyanlarla uğraşmak
zorunda kalıyorlar, düşmanları Çin ile mücadele etme fırsatını bulamıyorlardı.
 Bu boy isyanlarından birinin, Bayırku isyanının bastırılmasından sonra
Ötüken’e geri dönerken yanına fazla asker almayan Kapgan Kağan, Söğüt
ormanından geçerken Bayırkuların saldırısına uğradı ve öldürüldü. Kesik
başı orada bulunan bir Çinli casus tarafından Çin başkentine götürüldü (716).
Bilge Kağan –kardeşi
Kültegin Kağan (ordu
komutanı) ile Devletin
esas kağanları
oluyorlar.
Bilge Kağan’ın
Altın Taçı

BİLGE KAĞAN 716-734


 Kapagan Kağan’ın oğlu İnal’ın tahttan
indirilmesiyle yönetim Bilge ve Kül
Tigin tarafından devralındı. Kül Tigin,
askeri vasıfları fevkalade kuvvetli ve
kazandığı savaşlarla başarısını
ispatlamış bir komutandı.
 Kül Tigin, tahta geçmesi için kardeşi
Bilge’yi destekledi.
 Bilge Yabgu oldu, Kül Tigin ise
Orduların başına geçti.
 Devletin kuruluşunda ve yükselişinde
büyük hizmetlerde bulunan Tonyukuk
Bilge döneminde de vezirlik görevine
devam etti.
 İlteriş’in oğlu Bilge, kağan olunca ilk iş olarak, amcası
zamanından beri devletin başına büyük dert açan boyların
isyanını bastırdı. Çok uzun mücadelelerden sonra devletin
birliği yeniden sağlandı.
 Bunu başardıktan sonra Çinlilerle iyi geçinmeye çalıştı ve
onlarla dostluk kurdu.
 Bilge Kağan kültür ve Medeniyete çok önem verirdi. Bugün
Orhun yazıtları olarak bilinen taş yazıtların çoğu Bilge Kağan
döneminde meydana getirildi. Yazı ve Töre’nin yayılması ve
Türk Kültürü’nün yozlaşmaktan uzat tutmak amacıyla pek çok
faaliyette bulundu.
 Bilge Kağan, Bozkır hayatı yaşayan Türk topluluklarını Şehir
düzenine geçirmeyi çok arzuluyordu. Yerleşik bir yaşam ile
şehir düzeninde geçirmek düşüncesindeydi. Tonyukuk bu
düşünceye karşı çıkarak Bilge Kağan’ı engelledi. Tonyukuk,
 “Türkler avcılık yapan savaşçılardır, güçsüzken dağınık
yaşar, tehlikelerden uzak durur, güçlenince ortaya çıkar ve
mücadele eder. Nüfus olarak Çin’e karşı çok az sayıdayız.
Kale surları içerisine girersek mağlup olur varlığımızı
sürdüremeyiz” diyerek Bilge Kağan’ı bu düşüncesinden
uzaklaştırdı.
 Bunun yanında Budizm’e ilgi duyan Bilge Kağan, tapınaklar
yaptırarak Türk Toplumunu Budizm inanışına yöneltmeye
çalışsa da Tonyukuk buna da engel olarak Budizmin Türk
Kültürüne zarar vereceği ve Türk toplumunun yaşamını
olumsuz etkileyeceği düşüncesiyle olumsuz düşüncesini
belirterek Bilge Kağan’ın bu düşüncesine de engel oldu .
 Orhon Yazıtları (Moğolistan) XIX. yüzyılın sonunda
keşf olunmuş olup Türk dilinde yazılmış en eski
kaynaklardandır.

Tonyukuk Yazıtı’nda II. Gök-Türk Kağanlığı’nın


komutanı ve devlet adamı Tonyukuk’un yaptığı
işler kendi ağzından anlatılmaktadır. Ünlü
devlet adamı Tonyukuk, 727 yılı
dolaylarında öldü. 726-27 yıllarında Türk
tarihinin en muhteşem abidelerinden biri
olan Tonyukuk Yazıtı dikildi. Yazıt,
Tonyukuk’un ağzından Gök-Türk
devletinin yeniden kuruluşu, yapılan
mücadeleler, Çin’in hilekârlığı ve Türk
halkının itaatsizliği gibi konular üzerinde
durmaktadır.

Kaynak: A. Taşçı, “Türklerin Kökenleri,”


Atlas Dergisi.
Kül Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarında I. Gök-Türk
Kağanlığı genel hatlarıyla özetlendikten sonra, esaret
dönemi ve II. Gök-Türk Kağanlığı ayrıntılı olarak
anlatılmaktadır.

731 yılında Kül Tegin ölünce ağabeyi Bilge Kağan


onun adına bir yazıtı 732 yılında Orhun nehri
yakınına dikti. Bu yazıtta da Kül Tegin’in
mücadeleleri ve kazandığı başarılar Bilge
Kağan’ın ağzından anlatılmaktadır. Türk
halkının geçmişin acı olaylarından ders alması
isteniyordu.

734 yılında ölen Bilge Kağan adına oğlu


tarafından 735 yılında bir yazıt dikildi. Bu
yazıtta da Kül Tegin gibi Türk halkına
öğütler veriliyordu.

Kaynak: A. Taşçı, “Türklerin Kökenleri,”


Atlas Dergisi.
Tonyukuk-Baş vezir
Bilge Kağan’dan sonra devletin başına geçen
kağanlar yetersiz şahsiyetlerdi. Kısa zamanda
devlet zaafa uğradı. 742 yılında isyan eden Basmıl
ve Uygurlar yaptıkları hücumla Gök-Türk
Devleti’ni sarstılar. Son Gök-Türk hükümdarının
sahip olduğu güç 745’te Uygurlar tarafından
dağıtıldı.
Bilge Kağan’ın ölümünden sonra Kutluk devleti
Basmıl, Karluk ve Uygurlar tarafından 745
yılında yıkılmıştır.
Gök-Türk devletinde hanedanın
mensup olduğu A-shih-na’nın dışında
birçok Türk boyu daha vardı. Kırgız,
Karluk, Uygur, Sir Tarduş, Bayırku,
Oğuz, Bugu, Basmıl, izgil, Az ve Türgiş
gibi boylar bunların en önemlileri idi.
Aslında önceleri Kerulen Irmağı’ndan
Karadeniz ve Kafkasların kuzeyine
kadar uzanan geniş sahada yaşayan
bütün Türk boyların tamamı
kaynaklarda Töles adıyla geçmektedir.
Gök-Türk Devleti’nin doğuda ve batıda
güçten düşmesi üzerine söz konusu boy
grubunun içinden bazıları güçlenerek ön
plana çıktılar ve 627 yılından sonra
kaynaklarda kendi özel adlarıyla
anılmaya başladılar.
Gök-Türklerin Sosyal
Yapısı
Gök-Türk sosyal yapısı aile, urug (aileler birliği), boy (ok), bodun
(millet) ve il (devlet) şeklinde birbirine sıkı sıkıya bağlı halkalar
halinde tezahür ediyordu.
Devlet başkanlarına «kağan»,
hakan soyundan olanlara "tigin" derlerdi.
KÜLTEKİN (ORDU KOMUTANI)
Devlet kavramının İl ile ifade edildiği Gök-Türklerde en yüksek askerî ve idari mevkide kağan bulunurdu. Hükümdar
karşılığı olan kağan, devlet başkanı, başkumandan, meclis ve hükümet başkanı idi. Kağanın icraatını denetleyen bir devlet meclisi
olan toy mevcuttu. Bu meclis, gerektiğinde kağanları tahtından indiriyor veya kağan olan birini bu makama kabul
etmeyebiliyordu. Kağanın hanımı (hatun) da devlet idaresinde söz sahibiydi. Gerektiğinde kağanı kendi fikirleri
doğrultusunda etkileyebiliyordu. Diğer taraftan aygucı (başbakan), buyruk (bakan), üge gibi hükümet üyeleri vardı.
Aslında kağandan sonra ikinci büyük unvan yabgu (kanat idarecisi)’dur. Daha sonra şad, tegin, ilteber, erkin ve
tudun gibi ünvanlar sıralanmaktadır. Çin kaynaklarına göre sayıları 28’den fazla olan bu ünvan ve makamlar, devletin
içinde bulunduğu duruma göre bazen farklı görevleri yerine getiriyorlardı
Gök-Türkler, çağdaşları olan devletlere göre çok
farklı hukuk sistemine sahiptiler. Anayasa karşılığı olarak
töre vardı. Sosyal düzen töreye bağlı kalınarak sağlanıyor
ve herhangi bir bunalım yaşanmıyordu. Vatana ihanet,
adam öldürmek, zina yapmak ve hırsızlık gibi ağır
suçların cezası idamdı.
Gök-Türk ekonomisi temelde hayvancılığa (at ve koyun)
dayalıydı. Tarıma elverişli bölgelerde ziraat gelişmişti.
Mesela Turfan ve civarında sebze ve meyveciliğin çok
ilerlediği tespit edilmiştir.
Göktürkler inanç ve düşünce yapılarına göre Gök Tanrı
(Tanrı veya Tengri) tarafından devlet kurma görevinin
kendilerine verildiğine inanır ve bu doğrultuda hareket
ederlerdi. Bu yüzden kendilerini Göktürk olarak
tanımlamışlardır.

Tengricilik-Şamanlık
Gök-Türk tarihinin en mühim
özelliklerinden birisi, hiç şüphesiz,
Orhun havalisi başta olmak üzere
bütün Orta Asya’nın değişik
yerlerinde Gök-Türk alfabesiyle
yazılmış yüzlerce yazıt bırakmış
olmalarıdır. Arkeolojik kazılar
ilerledikçe birçok yeni yazıtın
bulunacağı muhtemeldir. Bugünkü
Avrupa milletlerinin çoğunun
henüz yazıyı tanımadığı bir
devirde Türklerin böyle kültür
abidelerine sahip olmaları epey
dikkat çekicidir.
Göktürklerin 38 harfli alfabesi vardır.
Türk tarihinin ilk yazıtları –ilk alfabesi Göktürk Kitabeleridir .
Orhun Vadisi-
Vilhelm Tomson-Vasiliy Radlov (1893)
(bengü taşlar)
Türk dili, tarihi ve kültürü açısından büyük önem taşıyan
Tonyukuk Yazıtı, Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi
Başkanlığı (TİKA) tarafından koruma altına alınmıştı.
Göktürklere ait destanlar:
Bozkurt, Türeyiş, Ergenekon ve Aşina
Hayat Ağacı Kurgan
Türk
Tarihinde
Balballar
Balbal,
Kurgan ve
Kaya Yazıları
Tarihte Göktürkler
• Türklerde ilk kez para kullanılmıştır.
• Türk tarihinin ilk milli alfabesi Göktürk
alfabesidir.
• Türklere ait ilk milli kaynak Orhun abideleri
• Türk tarihinde yazılı döneme geçen ilk Türk
devleti
• Göktürkler Milliyetçi bir yapıya sahiptir.
• Kendilerine ait alfabe ve takvim kullandılar.
• Orta Asya’nın Çinlileşmesini engellediler.
• Batı Türkistan’ın Türkleşmesini sağladılar.

You might also like