Professional Documents
Culture Documents
acil BA
acil BA
1.ANAMNEZ: Tüm hastalıklarda olduğu gibi tanıda en önemli basamaktır. Anamnez ile
hastada primer ve sekonder başağrısı ayırıcı tanısı yapılmalıdır.
2.MUAYENE: Fizik muayenede arteryel kan basıncı ve ateş mutlaka ölçülmelidir. Her
hastanın oftalmolojik muayenesi (göz dibi, görme keskinliği) yapılmalıdır. Ense sertliği ve cilt
döküntüsü bakılmalı, en sık infeksiyona bağlı başağrısına yol açabilecek organlar olan kulak-
burun ve boğaz değerlendirilmelidir. Nörolojik muayene tam ve eksiksiz yapılmalı, en ufak
şüpheli bir muayene bulgusunda görüntüleme istenmelidir.
3. KAN SAYIMI: Artmış sedimantasyon ve CRP başağrısına neden olabilecek basit bir
infeksiyondan temporal arterit gibi görme kaybına yol açabilecek ciddi bir hastalığa kadar bir
çok başağrısı etyolojisinde yol gösterir.
4. GÖRÜNTÜLEME: Subaraknoid kanama şüphesi olan hastalar tomografi ile
değerlendirilmelidir. Kafa içi basınç artış bulguları gösteren (muayene ve göz bulguları ile)
hastalarda kranial MR/MR venografi yapılmalıdır.
5. LOMBER PONKSİYON: Beyin tomografisi normal olan ancak halen klinik olarak
subaraknoid kanamadan şüphelenilen hastalar ve santral sinir sistemi infeksiyonunu
düşündüren klinik-muayene bulgularının olduğu durumlarda lomber ponksiyon yapılmalıdır.
1 Acile şiddetli başağrısı ile başvuran erişkin hasta *Beyin tomografisi (BT)
yapılmalı
(‘en kötü başağrısı’)
Hastaya mutlaka geçmişe ait başağrısı öyküsü, ağrının başlangıç zamanı, karakteri,
lokalizasyonu ve şiddeti, tetikleyen faktörler, ilişkili bulgular ve eşlik eden diğer hastalıklar
sorulmalıdır.
a. Geçmişe ait başağrısı öyküsü: Akut başağrısı nedeniyle acile başvuran hastanın geçmişe
ait başağrısı öyküsünün, yani kronik başağrısı hastası olduğunun veya benzer başağrıları
nedeniyle daha önce acil başvuruları olup olmadığının öğrenilmesi büyük önem taşır. Bilinen
primer başağrısı yani migren, küme veya gerilim tipi başağrısı olan hasta şiddetli bir atakla
veya ağrısında akut artış nedeniyle başvurmuş olabilir. Öte yandan kişinin benzer
başvurularının ona ikincil kazançları (örneğin eşinin ilgisini çekme, bir başka sorunu örtme
vb) sağladığının farkedilmesi hekimin tanıya varmasını büyük ölçüde kolaylaştıracaktır.
Bununla beraber kronik başağrılı hastaların veya psikolojik sorunlar açısından yüklü kişilerin
bu özellikleri taşımayan kişiler kadar ciddi-organik kökenli başağrıları olabileceği de gözardı
edilmemelidir. Nitekim geçmişinde başağrısı olan hastalarda, başvurularına yol açan son
ağrının daha öncekilerden farklı özellikler taşıdığının öğrenilmesi hekimin “bu son ağrıyı”
daha ciddi olarak ele almasını gerektirir.
Daha önce hiç başağrısı olmayan ama son birkaç hafta içinde benzer şiddetli
bir başağrısı krizi geçirdiği veya aynı nedenle acil servise başvurduğu
öğrenilen bir hastada ilk ağrının intrakraniyal bir anevrizmanın “haberci sızması”
olabileceği ve hastanın şimdi de yeni bir kanama ile gelmiş olabileceği
olasılığı unutulmamalıdır.
Daha yavaş gelişen, yani saatler veya günler içinde giderek şiddetlenen
Ağrıların ayırıcı tanısında sistemik infeksiyonlara (örn. üst solunum
yolu infeksiyonları vd. viral infeksiyonlara) eşlik eden başağrıları, akut sinüzit,
glokom atağı, göz veya kulağın inflamatuar hastalıkları, menenjit, temporal
arterit, dural sinüs trombozu ve gelişmekte olan intraserebral vasküler olaya öncelik eden
“kılavuz” ağrılar düşünülebilir. Günler-haftalar önce başlayan ve giderek şiddetlenerek
dayanılmaz hale gelen başağrılarının ayırıcı tanısında ise öncelikle kafa içi basınç artışına yol
açan nedenler düşünülmelidir.
e. Ağrıyı tetikleyen nedenlerin varlığı: Ağrının başlangıcı ile ilişkili etkenler mutlaka
sorgulanmalıdır
f. Öncelik veya eşlik eden semptomların varlığı: Özellikle vizüel veya sensoriyel klasik
bulgularla şekillenen bir “aura”nın veya bir prodrom döneminin varlığı öncelikle migreni
düşündürtür. Öte yandan bulantı, kusma, foto-fonofobinin ağrıya eşlik etmesi migren tanı
kriterleri arasında sayılmakla birlikte bunların varlığı birçok organik nedenli başağrısında
görülebilir (örn.S AK, glokom, menejit, vd.).
Karotis ve vertebral arter diseksiyonu nadiren sadece başağrısı ile bulgu verir. Bu hastalarda
genellikle başağrısına nörolojik defisit ile birlikte boyun ve yüz ağrıları eşlik eder. Yeni
başlayan küme başağrısı veya trigeminal nevraljide ayırıcı tanıda servikal arter diseksiyonu
yer almaktadır.
SVST’de başağrısı genellikle subakut seyir gösterse de bazı hastalarda ani, şiddetli,
gökgürültüsü başağrıları olabilir. Muayenede artmış intrakranial basınca bağlı papilödem
gözlenebilir.
d. Temporal Arterit
The American College of Rheumatology tanı kriterlerine göre temporal arterit tanısı için
aşağıdaki 5 bulgudan 3’ünün olması gerekir
1. 50 yaş üstü
2. Yeni başlayan başağrısı
3. Temporal arter hassasiyeti / azalmış pulsasyonu
4. Sedimantasyonun 50 mm/s üstünde olması
5. Biopsi bulguları
a. İntrakranial kitle
Başağrısına genellikle fokal nörolojik bulgular, nöbet veya nörokognitif etkilenme eşlik eder.
Ancak yaşlı hastalarda atrofiye bağlı tümörün genişleyebilecek alanının daha fazla olması
nedeniyle sadece başağrısı ile ortaya çıkabilir. Ağrının uykudan uyandırması, sabahları
belirginleşmesi, kusmanın eşlik etmesi ve Valsavra manevrası ile artması intrakranial kitle
olasılığını arttırır.
b. Posttravmatik hematom
c. Pituiter apopleksi: Bitemporal görme alanı defektleri ve oftalmopleji eşlik eder.
Retrobulber nörit/ön optik nörit kimi zaman göz arkası akut/subakut gelişen ve görme kaybına
-birkaç gün- önecelik eden bir ağrı ile ortaya çıkabilir. Kırmızı ağrılı gözün ayırıcı tanısında
orbital inflamatuar olaylar ve retroorbital/kavernöz sinus patolojileri söz konusudur. Ancak bu
hastalarda gözlenen proptosis, kemosis ve oftalmopleji gibi fokal bulgular tanıya varmakta
kolaylık sağlayacaktır. Herpes zoster oftalmikus’un deri bulgularının ortaya çıkışından birkaç
gün önce sadece ağrıyla ortaya çıkabileceği unutulmamalıdır.
Akut sinüs inflamasyonuna bağlı ağrılar pratikte sık karşılaşılan akut-şiddetli baş-yüz ağrısı
nedenleri arasındadır. Pulpit ve diş kökü abseleri gibi dental nedenlerle, akut mastoidit ve
otitis media veya eksterna gibi otojen kökenli olanlar da bu grup içinde yer almaktadır.
Akut tedavide amaç hastayı, güvenli, yan etkisi olmayan, yeni bir ilaca gereksinim
göstermeyecek şekilde hızlı bir biçimde etkisi ortaya çıkacak ilaçlar ile tedavi etmektir. Atak
tedavisinde hasta uygun doz ve doğru ilaç ile erken tedavi edilmeli, hidrasyon sağlanmalı ve
gerekirse hastaya istirahat önerilmelidir. Belirgin bulantı ve kusma eşlik eden hastalarda oral
formlar yerine nasal ve subkutan formlar tercih edilmelidir. Artmış bioyararlılık sayesinde bazı
ilaçların subkutan formları daha etkindir (Örn: sumatriptan).
Tablo 1. Non-spesifik ilaçların ( analjezik, NSAİ, ve kombine analjezik) doz, yan etki ve
kontrendikasyonları
ASA: asetilsalisilik asit, GİS: gastrointestinal sistem, IV: Intravenöz, IM: Intramusküler
1: Triptanlar: Şiddetli migren ataklarında triptanlar ilk tercihtir. Atağın erken dönemlerinde
yeterli doz ile en iyi sonuçlar alınır. Oral triptanların etkisi 20 ile 60 dakikada başlar, eğer
gerek duyulursa 2-4 saat arasında bir doz daha alınır. Hastaların 1/3’ünde başlangıçtaki yanıta
rağmen baş ağrısı tekrarlama eğilimindedir. Triptanlar NSAİİ ve antiemetiklerle kombine
edilebilir.
Tablo 2.
Triptanların doz, yan etki ve kontrendikasyonları
İLAÇLAR Doz (mg/gün) Maksimum Yan etkiler Kontrendikasyonlar
doz (mg/gün)
Oral
Preperatlar
Almotriptan 6.25-12.5 25 Ateş basması, Baziler tip migren,
Eletriptan 40-80 80 halsizlik, hemiplejik migren,
Frovatriptan 2.5 5 sersemlik, baş serebravasküler ve
Naratriptan 2.5 5 dönmesi, periferik arter
Rizatriptan 5-10 30 bulantı, hastalığı, prinzmental
Sumatriptan 50-100 200 parestezi, ağız angina, kontrolsüz
Zolmitriptan 2.5-5 10 kuruluğu, hipertansiyon,
disfaji gebelik, son 24 saat
içinde ergotamin
kullanımı
Nazal Sprey
Sumatriptan 5-20 40 Ek olarak tad Ek olarak nezle,
Zolmitriptan 2.5 10 alma duysunda gribal infeksiyon,
bozulma sinüzit
Subkutan
Sumatriptan 6 12 Ek olarak
injeksiyon
yerinde lokal
reaksiyonlar
Atağı durdurmak veya şiddetine azaltmaya yönelik olarak basit analjezikler ve NSAİ
(parasetamol, aspirin, ibuprofen, ketoprofen, naproksen, diklofenak) ve kafeinli
kombine preparatlar kullanılır.
Hafif şiddetli olanlarda basit analjezikler, orta şiddetli olanlarda NSAİ ve yanıt
alınamayan durumlarda kafeinle kombine edilmiş preparatlar kullanılır.
Parasetamol 1000 mg altında etkili değildir. NSAİ’ların birbirilerine üstünlükleri
gösterilmemiştir.
Analjezikler, epizodik formda etkindirler. Özellikle sık epizodik ve kronik gerilim‐tipi
başağrısı olan hastalarda analjezik kullanımı sınırlanmalıdır.
Analjezikleri kullanırken ilaç aşırı kullanımını başağrısı gelişebileceğinden sık ve aşırı
miktarlarda kullanımından kaçınmak gerekir.
Kafein içeren kombine analjezikler üçüncü sırada tercih edilmelidir.
65‐200 mg kafein ile basit analjeziklerin ve NSAİ kombine edilmesi etkinliğini arttırır
ancak muhtemel ilaç aşırı kullanımı başağrısı geliştirme riskini de arttırmaktadır.
Kodein ve barbiturat ile kombine edilmiş preparatlar tercih edilmezler.
Kas gevşeticilerin ve triptanların gerilim‐tipi başağrısında etkinliği gösterilememiştir.
Opioidler tedavide önerilmez.
Küme baş ağrısı günde 1‐8 kez tekrarlayan, sıklıkla gece uykudan uyandıran bir ağrıdır. Her
zaman aynı göz çevresine orbital, supraorbital ve/veya temporal ağrı lokalize olur. Ağrı çok
şiddetli, batar, oyulur özelliktedir. Ortalama 1 saat (15‐180 dak) sürer. İpsilateral otonomik
bulgular (ipsilateral konjunktival kanlanma ve/veya göz yaşarması, nasal konjesyon ve/ veya
burun akıntısı, göz kapağı ödemi, alın ve
yüzde terleme, miyozis ve/veya pitozis eşlik eder.
REFERANSLAR
2. Baş Ağrısı Çalışma Grubu. Baş ağrısı tanı ve tedavi rehberi 2011 güncellenmiş şekli.
Türk Nöroloji Derneği; 2011.
3. Chen SP, Fuh JL, Wang SJ. Reversible cerebral vasoconstriction syndrome: an
under-recognized clinical emergency. Ther Adv Neurol Disord 2010;3(3):161–71.
4. Edlow JA, Panagos PD, Godwin SA, et al. Clinical policy: critical issues in the
evaluation and management of adult patients presenting to the emergency
department with acute headache. Ann Emerg Med 2008;52(4):407–36.
10. Saip S. Primer Baş Ağrıları. Sürekli Tıp Eğitimi Nörolog Olmayanlar İçin Nöroloji.
2005;35-62.
11. Silberstein SD, Lipton BR, Dalessio DJ. (eds): Wolff’s Headache and other head pain,
Oxford University Press, Seventh Edition 2001.
12. Silbert PL, Mokri B, Schievink WI. Headache and neck pain in spontaneous
internal carotid and vertebral artery dissections. Neurology 1995;45(8):1517–22.
13. Siva A, Saip S. Akut başağrılı hastaya yaklaşım. İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli
Tıp Eğitimi Etkinlikleri Baş ağrıları- Baş Dönmeleri Sempozyumu. 1998;21-33.
14. Uygunoğlu U, Saip S. Güncel Migren Tedavisi. Klinik Tıp Aile Hekimliği Ağrı Özel
Sayısı. 2012; Cilt4-Sayı5: 37-44.