Professional Documents
Culture Documents
1-Egitim sosyolojisi
1-Egitim sosyolojisi
EĞİTİM SOSYOLOJİSİ
Çevre: Bireyin ana karnında başlayan ve yaşamın sonuna kadar durmadan bir çevrede çeşitli çevre
etkileriyle karşı karşıya kalarak yaşamak zorundadır.
Öğretmenle örgenci arasındaki karşılıklı kabul edilmiş olmak duygusu yeni oluşturulan köprü
öğretim etkilerinin olumlu bir biçimde gerçekleştirilmesinde önemli bir rol oynar öğretmenle öğrenci
arasında uygun bir duygu alış verişi kurulması zorunludur.
Olgunlaşma: Bireyin Davranışlarında büyüme sürecinin doğal sonucu olarak görülen değişmedir.
Hazır bulunuşluk: Bireyin ya da örgencinin yeni veya bir iş için öğrenme etkinliğine katılabilmesi
için gerekli ön bilgi beceri ve tutumu kazanmış olması olarak belirlenir.
Gelişim: Bireyin beden yapısı fizyolojik güç ve ruhsal özellikler bakımından düzenli bir biçimde
büyümesi değişme ve olgunluk kazanmasıdır gelişim bireyin hem nicelik yönünden büyüme ve
olgunlaşmayı nitelik yönünden ise hazır bulunuşluk ve öğrenmeyi oluşturur.
Bireyin eğitimi olgunlaşma ile beraber gitmelidir aksi halde devamlı ve kalıcı olmaz.
Bedensel, zihinsel, heyecansal ve sosyal gelişme başlangıçta biri birine sıkı sıkıya bağlıdır çocukta bir
yeteneğin gelişmesi ile bu yeteneği kullanma isteği birlikte gelişir.(Bunları En kolay kazandıracak
yarışma faaliyetleridir)
Bedensel gelişim bireyin tüm işlevlerinde temeldir. Sağlıklı bir bedensel gelişmeye sahip olan bireyde
tüm davranışlar sağlıklı tersi durumda ise davranışlar olumsuz gelişim etkisinde sağlıksız olmaktadır.
Çocuğun karşılaşabileceği her türlü sorunlar gelişim dönemlerine uygun olarak belirlemeli ve
gerekli önlemler alınmalı çocuğun oturuşu yattığı yatak kendisini fazla saran giysiler giymesi
beslenmedeki bozukluklar çocuk için önemli konulardır göz önünde bulundurulmalıdır.
Devinimsel Gelişim: İnsanın yaşamını sürdürebilmek için yaptığı etkinliklerin temelinde bu yatar
insanın sistemli hareketlerini anlatan bir terimdir.
Bedensel gelişim gerçekleştikçe buna bağlı olarak devinimsel gelişmede oluşur. Devinimsel
gelişim diğer gelişmelerin yönlendiricisidir. Devinimsel gelişmedeki bir problem zihinsel, duygusal,
toplumsal gelişmeye de yansıyabilir. Bireyin amacını geliştirmek için yaptığı devinimler bilinçlidir,
1
bilinçli devinimlerin yapılması ise bireyin bedenini denetim altına almasına bağlıdır.(Tao- Kata-
Pumse )
1-Devinimsel Gelişim: Bulunduğu yerin özelliklerine uygun olarak bireyin organlarının işleyişini
denetim altına alabilecek düzeye ulaşmasıdır.
2-Devin Duyum: kas dokularınca sinir ve eklemlerde bulunan özel duyu alıcılarının uyarılması
sonucu ağırlık devinim ve vücut durumunun seçilmesini sağlayan duyum
4-Devinsel Gelişim: Vücudun duruşu bir yerden başka bir yere doğru devinmesi ve ellerini kullanma
ile ilgili tepkilerin belli bir sıra izleyerek olgunlaşması
5-Devinimsel öğrenme: Devinmeye, etkinliğe, işe doyma ve kimi zaman düşünceden bağımsız olarak
oluşan öğrenme biçimi.
6-Devinsel Yetenek: Yürüme konuşma yazma oyun oynama araç yâda makine kullanma gibi kas
eşgüdümünü gerektiren etkinliklerde bulanabilme gücü.
Çocuğun devinimsel gelişim süreci içinde göstermiş olduğu özellikler dikkatli bir biçimde
eğitimci tarafından gözlenmeli doğal olmayan farklılıklara çözüm aranmalıdır.
Başarılı olamayanlar her türlü ilişkide geride kalırlar kendilerini başka işlere verirler yâda
düşler kurarlar bu onlarda başarısızlık psikolojik olumsuzluk oluşturur. Çeşitli nedenlerden dolayı
isteksizlik gösterenlerde gerekli ilgi oluşturulmalıdır. Bu yönde spor ve oyun iyi bir araçtır.
2
2.4 Zihinsel Gelişim
Bireyin duygusal gelişimin temelidir. Zaten bireyin davranışlarını geniş ölçüde etkiler. Bu nedenle
çocuğa sağlıklı bir zihnin gelişimini sağlamak eğitimin en önemli parçalarından biridir.
Zihinsel gelişimin arzu edilen bir şekilde olabilmesi için doğuştan getirdiği özellikleri ortaya
çıkaracak uygun çevre koşullarının bulunması gerekir.
1-Zekâ: Olayları bağımsız şekilde, yeni durumlara başarıyla uyabilme eylem ve tutumları belli bir
düşünce ya da erek çevresinde toplayabilme yeteneği.
2-Algılama: Belleme çağırım yapma imgeleme yargıda bulunma usa vurma genelleme gibi ruhsal
işlevlerin tümüne verilen ad.
3-Zihin:
c-Bellek zihin gelişimi ileri yaşların bir özelliği olarak zihinsel yetenek etkinlik tutumlarda görülen
gelişme.
Yetenek: Her hangi bir şeyi öğrenmek bir işi yapmak ve tamamlamak yâ da bir duruma başarıyla
uymak konusunda organizmada bulunan ve doğuştan gelen güç.
Kavrama: Bir olay bir nitelik yâda nicelik üzerinde oluşan zihinsel tutum.
3
Zekânın Özelliği:
2-Bir duruma başarı ile uyum yapabilmek ya da istenildiği davranışta bulunabilme yeteneği.
3-Bireyin kendi kendini eleştirip yaptığı bu davranışın doğru olup olmadığını denetleme yeteneği
“Bu üç tanım ve Devinimsel gelişim Wu shu ve Tao, Kata –(ezberlenmiş hareketler serisi ) ile
zekânın birbiri ardına tetiklenmesi ve iç denetimi küçük yaşlarda geliştirip olgunlaştıracak nadir bir
faaliyet alanıdır.”
b-Bireyin çevre ile etkisini gizli güçlerini ortaya çıkararak yeteneklere dönüştürmektir.
e-Çevreyle yapılan etkileşim bireyin zekâsının gelişmesini böylece zihinsel görüntüsünü değişimini
sağlar.
Çocuğun zihinsel yönden arzu edilen bir biçimde yetişebilmesi özelliklerinin ilgililer
tarafından bilinmesi ve ilgilenmesi ile mümkündür.
“Bu ferdi sporların sağlıkla ilgili olanları Tao içerenleri Duygusal, heyecansal, toplumsal
bedensel gelişim öğelerini disiplini en kısa zamanda en az harcamayla verilebilecek
organizasyonlardır.
Çocuklarımız burada kazanma kaybetme ve duygu larını kontrol etmeyi de kısa sürede
öğrenecektir.”
Bireyin dil gelişimini sağlıkla geliştirmesi, gerekir sözcük sayısı artıkça sözcükleri sağlıklı
kullandıkça bireyin toplum içindeki iletişimi artacak çeşitli etkinliklere ve problem çözme
davranışlarına girecek bunun sonucu zihinsel örüntü artacak.
Gizil güçler açığa çıkacak sonrada çocuk zekâ gerişimiyle karşı karşıya kalacaktır. Öğretmen
örgencisinin sorun çözme yeteneklerini geliştirebilmek için önce onu iyi tanıması gerekir.
4
c-Örgenciyi yetenekli olduğu alanda geliştirmek.
Duygusal Gelişim
Duygu: Belli bir uyarım konusunda genellikle güdü ve değerlerle ilgili olarak belirip çoğu kez
süreklilik ve tutarlılık gösteren heyecandan daha zayıf bir uyarı biçimidir içten ya da dıştan gelen
çevre etkilerinin bireyde haz ya da elem yaratmasıdır.
Coşku: Duyguların yoğun derecede görünüşü ve canlı varlıkta normalin üstünde tepkilere yol açması
halidir.
Bu nedenle öğretmen örgenciyle duygusal bir bağ kurmak öğretmenin mesajlarını almayı
kolaylaştırır.
Duygular:
2-Yasaklayıcı ve savunuculuğa yöneltenler sıkıntı korku üzüntü bıkkınlık, keder, şiddetten korkma.
Çocuk için çok önemlidir. Doğuştan getirdiği duygusal özelliklerinin en çok etkileneceği
çağdır ağlayarak başlattığı duygusal tepki bireyde zamanla gelişir doğal gereksinimler ortaya
çıktığında çocuk bunu bir takım öfke gösterileriyle belirlemeye çalışır. Çocuklar her istediklerini öfke
gösterileriyle kabul ettirmeye yönelir. Bunun sonucu da öfkeyle koşullanır.
İstedikleri yerine getirilmez ise öfke saldırganlığa dönüşür bu dönemde kıskançlık yakın
çevresinin ilgilerini başkalarına dönüştürmelerine yöneliktir. Çocuk ilgi merkezi olmak ister.
Tersi durumda kıskançlığı körükler. Çocuk ilk yıllarda kime sevgi gösterirse sevgisi ona
yöneliktir bu dönemde çocuk yeterince sevgi ve ilgi görmez ise içe dönük fazla sevgi ise sevgi
gösterenden uzaklaşmasına neden olabilir.
Temel Eğitim Çağı: Çocuğun dar ve sınırlı çevreden geniş bir çevreye geçişi onda gençlerin
davranışına bir yöneliş vardır bağımsız olma eğilimindedir bu dönemde kıskançlık okuldaki
arkadaşlarına yöneliktir utangaçlık ilkokul sıralarında daha belirgindir. Bu dönemde ekonomik
yetersizlik ve yeterliliklerin hissedilmesi problemi başlar.
Orta Öğrenim: sahip olamadıkları şeylere imrenme duyarlar sır arkadaşlar edinirler kişilik gelişmesi
ve toplumsal sorumluluk yüklenme yılları en mutlu zamanıdır.
Bu yıllarda ruhsal hastalık, küçüklük duygusu, kabadayılık, saplantı kaygı, yılgı, sinirlilik,
aşırı duygusallık oluşur.
5
2.8 Duygusal Gelişim ve Eğitim
Bireyi yaşatan duygulardır aşırı duygular bireyin gelecek kişiliğini bunun sonucu da çevremizin
olumsuz yönde etkileyeceği bir gerçektir.
6- Bireyin Öfke yâda sevinç gibi coşkularını spor, konuşma, toplantı gibi programlarla gidermelidir.
Cinsel Eğitim:
Toplumsallaştırma: Bireyin özellikle çocuğa üyesi olduğu toplumun töre gelenek ve kültürel
değerleri ile ölçümlerini öğretme benimsetme işi.
Toplumsal olgunluk: Bir kimsenin anlayış, bilgi, tutum, beceri gibi özelikleri bakımından içinde
yaşadığı toplumun yetişkin üyelerinin genellikle erişmiş oldukları düzeye gelmesi durumu.
6
6-Eğitimde yapma yaptır anlatma anlattır metot olarak kullanmak
Töre: Bir toplumda yürürlükte olan ve insanların tutumlarına yön veren gelenek inanç ve
alışkanlıkların tümü
Disiplin: Bir topluluğun yasalarına ve düzenle ilgili yazılı ve yazısız kurallarına titizlikle uyması
İç disiplin: Çocuk nasıl yetiştirilmişse ona uygun hareket eder iç disiplin karakter gelişiminin önemli
bir yönüdür çocuk davranışlarının denetim yeteneğini yardımsız kazanamaz.
Disiplin çocuğun hem başkalarına hemde kendi yararına ve bu ikisinin uzlaşma noktasında
davranabilmesini sağlar. Çocuk bu anlayışa ulaştığı zaman iç disiplin geliştirilmiştir.
Olgunlaşma: Bireyin davranışlarında öğrenme alıştırma yapma yoluyla değil büyüme sürecinin doğal
sonucu olarak değişme.
Bireyin doğa çevre karşısında güçlü olması yaşayabilmesi ve yaşama için gereksinimlerini
karşılayabilmesi öğrenmeyi zorunlu kılmaktadır öğrenme yaşam boyu devam eden bir süreçtir bunun
içinde
2-Okul çevresinde örgenci öğretmen öğrenme korkusu sınıf, fizik ve psikolojisi uygun olmalı.
3-Bireyin benimsediği amaca ulaşması için gerekli bilgi beceri ve tutumu kazanması gerekir.
Doğduğunda hemen hiçbir zihinsel etkinliği olmayan bireyin, yaşı ilerledikçe çevre etkinliklerini
bellemede, anlamada, usa vurmada ve yargılamada geliştiği gözlenebilmektedir. Bireyin bu zihinsel
gelişimi onun hem doğuştan getirdiği zihin gücüne, hem çevresiyle etkileşimi, hem de zaman
sonucunda edindiği yaşantılarına dayanmaktadır.
Çevre koşularının, bireyin zihinsel gelişmesinde büyük etkisi vardır. Bireyin zihinsel becerilerinin
güçlerinin tam olarak gelişmesi için çevre koşullarının iyi düzenlenmesi gerekir. Eğitim bireyin
zihinsel becerilerini geliştirmek için bir çevre koşuludur. Öğrencilere daha elverişli öğrenme
yaşantıları hazırlayabilmek için onların zihinsel gelişimlerinin tanınması gereklidir.
7
Gizil güç: Bireyin doğuştan getirdiği, fakat çevre koşulları ya da engelleri nedeni ile ortaya
çıkamayan zihinsel güçleri. Bireyin yetenek olarak görülemeyen ve bireyde var olduğu kabul edilen
güçler.
Yetenek: Bireyin, öğrenme, iş yapma ve uyum gücü. Yetenekler kalıtıma dayanır fakat yaşantılarla
gelişir. Bireyin bir konuda yetenekli olduğu o konudaki davranılışlarının gözlemi ile anlaşılabilir.
“Zekâ yaşamın ilk on yılında büyük bir gelişme kaydetmektedir. Bu süre içinde en hızlı gelişme ilk iki
yılda gerçekleşir. Başlangıçta davranışı birkaç refleksten meydana gelen bebek, iki yıl sonra kendi
başına yürüyebilen, konuşabilen, bazı basit problemleri çözebilen, neden sonuç ilişkisi kurabilen, basit
planlamalar yapabilen, hatırlayabilen bir kişi haline gelir”
“Sembollerle düşünebilme 11 yaşında başlar 12 yaşında sonra zekânın hızında azalma olsa da
gelişmeye devam eder. Gelişmenin en üst düzeyine 14-18 yaşları arasında varılır. Zihinsel güç 30 yaşa
kadar bu düzeyde kalır. Daha sonraki yaşlarda yeni malzeme öğrenmedeki başarı yavaş olarak
azalmaya başlar, ancak öğrenilen bilgiler kaybolmaz tam tersine yaş ilerledikçe, deneyimden dolayı
edinilen bilgiyi kullanmadaki beceri artar.”
“Zekâ, yeni doğmuş bir çocukta gizil güç olarak bulunup, ancak zamanla olgunlaşır. Düşünsel
Gelişimin en hızlı olduğu zaman 10. yaşa kadar olan dönemdir. Böylece çocuğun fikirsel gücü ve
başarıları, içinde bulunduğu gelişme basamağının olgunluk seviyesi ile sınırlanmıştır. Düşünsel
yetenekler, fizyolojik, anatomik ve nörolojik gelişme sonunda olgunlaşır. Zekânın gelişmesi, beyin ve
sinir sisteminin olgunlaşmasına dayanır .”
“Egzersiz, düzenli olarak yapılan fiziksel aktiviteler olarak adlandırılabilir, yani egzersiz düzenli ve
tekrarlı vücut hareketlerini içerir. Sağlığın korunmasında ise egzersiz kuşkusuz en önemli
bileşenlerden biridir.
8
Düzenli olarak yapılan egzersiz bireyin hem fiziksel hem de psikolojik olarak kendini iyi
hissetmesini sağlar.
Koroner kalp hastalıkları riskinin azaltılmasında, kilo kontrolünde, esneklik ve kas kuvveti
kazanmada, sırt ve bel problemlerinin azaltılmasında da egzersizden faydalanılmaktadır.
Psikolojik yararlarının başında ise bireyin özsaygısını yükselterek stres yönetimi üzerinde
etkili olması, anksiyete ve depresyonu azaltması, zihinsel gerilimi azaltması gibi olumlu etkileri
vardır.”
“Psikologlar, yürüyen veya koşan insanların depresyon yönünden hem psikolojik hem de
fizyolojik faydalar elde ettiklerini görmüşlerdir. Bu tip egzersizler depresyon ve anksiyeteyi azaltır,
kişiye kendini iyi hissettirir. Fiziksel egzersiz yaparken depresyon hislerinin korunması zordur.
“Egzersizin beyin üzerindeki etkileri sadece psikolojik durum ve duygular ile ilgili de değil.
Egzersizin kan basıncı üzerine olan düzenleyici etkisinin mekanizmasını inceleyen araştırmacılar
egzersiz sonucu kalbin atriumlarından salgılanıp kan basıncının ve ozmolaritesinin ayarlanmasında
rolü olan atrial natriüretik peptidin beyindeki benzeri olan beyin natriüretik peptidinin ve oksitosinin
salgılanmasının arttığını bulmuşlar.”
“Egzersizin diğer somut etkileri ise beyin hücrelerimiz olan nöronlar üzerine. Beynimiz vücut
ağırlığımızın yalnızca %3’ ünü oluşturmasına rağmen kalbin pompaladığı kanın %20'sini, aldığımız
oksijenin ise %25’ini kullanan çok kompleks bir organ. Egzersiz sırasında çalışan kaslara daha fazla
kan gitmesi gerektiği için beynin aldığı kan miktarının yüzdesi düşse de kalp debisindeki büyük
artışın sonucu olarak aslında beyne giden kan yüzde olarak azalsa da miktar olarak artmaktadır.”
Egzersizin beyin yapısını değiştirdiğine ait diğer araştırmalar ise egzersizin toplam beyin
aktivitesini arttırdığı (Colcombe, 2006) ve gri/beyaz madde oranını yükselttiği (Gordon, 2008)
yönünde.”
“Düzenli egzersizin insan beynine faydaları konulu bilimsel araştırmaların hepsini bunun gibi
kısa bir makalede toplamak olanaksız. Ancak egzersizin faydalarını çok genel bir çerçevede anlamak
ve hayat tarzlarımızı bu yönde değiştirmenin gerekliliği bu yazının çıkış noktasıdır.
Sonuç olarak düzenli egzersiz başta kalp damar, tansiyon, şeker, solunum hastalıkları gibi
hastalıkların ortaya çıkmasını engellemekte, bu hastalıklar kronik düzeyde oluştuğunda ise
9
hastalıkların kontrol altında tutulması açısından büyük önem taşımaktadır. Yani koruyucu hekimlik
açısından faydaları tartışılmazdır. Düzenli egzersizin halk sağlığına etkileri de azımsanmayacak kadar
fazladır.
Ayrıca kronik hastalıkların ilaçlarla tedavisine harcanan maddi kaynaklar egzersiz ile
azaltılabilir ve böylece bir devletin en önemli giderini oluşturan sağlık harcamalarını da önemli ölçüde
azaltabiliriz. Bu ise kişi başına düşen geliri ve kişilerin mutluluk düzeylerini arttırıcı etki yapabilir.
Refah düzeyi yüksek ülkelerdeki insanların sağlığı ilaçta ve hekimde değil egzersizde aramaları bu
şekilde açıklanabilir.”
10