Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 56

Psikoanalitik Terapiler

Sigmund Freud’un hayatı


• Sigmund Freud (1856-1939)
• Yahudi, orta sınıf bir ailenin, Moravya’da doğmuş, Viyana’da büyümüş, “altın çocuğu”
• 1891’de, 17 yaşında, Viyana Üniversitesi’ne girip, 1891’de hekim olmuş
• Uzmanlığı nöroloji, ama asılında araştırıcı, akademisyen olmak istiyor
• O dönemdeki üniversitelerde Yahudi kökenlilere kolay kolay iş yok
• O da hayatı boyunca, akademik dünyaya, yaptığı çalışmaları göstermeye ve onları
önemli “buluşları” konusunda ikna etmeye çalışmış
• Başarılı bir hekim, çok para kazanmış
• Akademik dünyaya anlatmak istediği şey, hastalarından öğrendikleri
– Nevrozun temelinde cinsel çatışmaların yattığı
– Bu çatışmaların ID’in içgüdüsel arzuları ile toplumun bu arzuların bastırılmasına yönelik
içselleştirilmiş talepleri arasında olduğu
– Bunlar fark edildiği zaman “iyileşme”nin elde edilebildiği
• Çok eleştiri almış; hastaları azalmış; ama kendisi vazgeçmemiş
• Hayatı boyunca kuramını ve uygulamalarını sürekli yenilemiş
Sigmund Freud
• 1890’larda kendi analizine başlamış
– Hem kendi semptomlarında kurtulmak
– Hem de kuramını kendi üzerinde denemek için
• Kendine göre en önemli özelliği
– Cesareti
– Kraliçe Viktorya döneminde kimselerin söyleyemeyeceği şeyleri söylemeye yönelik cesareti
• 1900’lerde, çalışmaları William James tarafından fark ediliyor
• James, onun bu kuramının 20. yüzyılı biçimlendirecek bir kuram olduğunu söylüyor
• Viyana Psikoanaliz Cemiyeti’ni kuruyor
• Cemiyet üyeleri de kurama çok katkılarda bulunuyor
• Ancak otoriter ve geçimsiz kişiliği buna fazla izin vermiyor ve bu kişiler yanından ayrılıp, kendi cemiyetlerini
kurarak kendi kuramlarını geliştiriyorlar
• Çok çalışkan, ölme kararını verinceye kadar çalışıyor
– Günde 18 saat, çok düzenli bir hayat
• II. Dünya Savaşı öncesinde Viyana’dan Londra’ya göç ediyor; kronik kemik kanseri var
• 85 yaşında hekim yardımıyla ötenazi yaptırarak yaşamına son veriyor
• Arkada şimdiye kadar geliştirilmiş en kapsamlı kişilik, psikopatoloji ve psikoterapi kuramını brakıyor
Kişilik kuramı
• Kişiliğin incelenme açıları
– Topografik
• Bilinçli düzeyde işleyişi
• Bilinçaltı düzeyde işleyişi
– Dinamik*
• Psişik güçler arasındaki çatışmalar
– Eros/Yaşam/Türü sürdürme
– Thantos/ölüm/Agresyon
– Genetik*
• Psişik olguların kökenleri ve gelişimi
– Oral
– Anal
– Fallik
– Latent
– Genital
– Ekonomik
• Psişik enerji
– Dağıtımı
– Dönüştürülmesi
– Harcanması
– Yapısal*
• Id
• Ego
• Superego
– Uyumsal (Hartman, 1958)
• Çevreyle etkileşmeye doğuştan hazır oluş halimiz
Kişilik kuramı
• Uyuşmaya doğru evrilen bir “çatışma” modelidir
• Bazı temel kavramlar
– İçgüdüler (ID’e ait)
• Varolmaya ve üremeye yönelik
– Savunma mekanizmaları (EGO’ya ait)
• İç güdüleri denetim altında tutmaya yönelik
– Hem yarattığı anksiyeteyi minimumda tutmak
– Hem de az da olsa o içgüdülerin doyurulmasını sağlamak
• Bireysel farklılıklar
– Kişiliğin temelinde; bilinçdışı çatışmalar olsa da, bireyler dürtüleri, süperego faaliyetleri, kaygıları ve savunmaları
bakımından bu çatışmalarda farklılık göstermektedir.
– Bu farklılıkların temelinde çatışmanın yaşandığı psikoseksüel gelişim döneminin etkisi
• Psikosexüel gelişim dönemleri
– Oral
– Anal
– Fallik
– Latent
– Genital
Psikoseksüel Gelişim Dönemleri Oral
Dönem (Doğum-1 Yaş)
• Temel ihtiyaçlar: Hayatta kalmak için beslenme, sevilme, korunma
• Haz kaynağı: Anne memesi
• Ebeveyn tutumu aşırılıkları: Fiksasyonlar (saplanıp kalmalar)
– Aşırı yoksun bırakan
– Aşırı doyuran
• Saplanmaları olan “Oral kişilik” çocuksu özellikleri
– Pesimist/optimist
– Kuşkucu/Her şeye inanan; saf
– Kendini aşağılayan/Kendini beğenmiş
– Pasif/ Manipülatif
– Kıskanç (Haset)/Hayranlık duyan
• İçgüdülerine karşı geliştirilen savunmalar
– inkar,
– yansıtma,
– İçe alma/Benimseme (incorporation)
Oral karakter
Oral alıcı karakter: Oral saldırgan karakter:

Doyum için diğerlerine bağlı Tatmin edilmemesi durumunda karamsar


Destek almaya alışmış Çevreye düşman, sadistik olabilir
Güce ve diğerlerinin liderliğine hayran olur Diğerlerinin başarılarını kıskanan, onları bastırmak
Mutluluk diğerlerinin ona ne yaptığıyla ilgilidir. için manipülatif stratejiler kullanan,
Bazıları iyimser-abartılı iyimserlik-pollyannacılık Hasetlik-kıskançlık
oyunu Kendi kendini cezalandırma eğilimleri olan
Diğerine bağımlı
Psikoseksüel Gelişim Dönemleri
Anal Dönem (2-3 Yaş)
• Temel ihtiyaçlar: Çevreyi, etkileşimleri kontrol (Bedeninden çıkanları kendi istediği zaman tutma/bırakma)
• Haz bölgesi: Kendi bedeni (Anüs)
• Ebeveyn tutumu aşırılıkları
– Tuvalet alışkanlığının kazanımında aşırı kuralcı ve sert
– Tuvalet kazanımında aşırı serbest bırakan
• Saplanmaları olan “Anal kişilik” özellikleri
– Pintilik/Savurganlık
– Kısıtlayıcılık/Aşırılık
– İnatçılık/Uyumluluk
– Düzenlilik/Dağınıklık
– Dakiklik/Gelişigüzellik
– Kesinlik/Belirsizlik
• İçgüdülerine karşı geliştirilen savunmalar
– Reaksiyon formasyon (İçinden gelenin tam tersini yapma)
– Düzeltme
– Mantığa bürüme
Psikoseksüel Gelişim Dönemleri
Fallik Dönem (3-6 Yaş)
• Temel ihtiyaçlar: Çocuk cinselliği/Güç ihtiyacı
• Haz bölgesi: Cinsel organlar
• Haz kaynağı: Erkekler için anne; Kızlar için baba
– Oedipus ve Elektra karmaşaları
– Cinsel özdeşimlerin kurulması
• Ebeveyn tutumları/Toplum baskıları ve saplanmalar
– Aşırı toleranslı
– Aşırı reddedici
• Saplanmalı “Fallik kişilik” Özellikleri
– Kibirlilik/ Kendinden nefret
– Gururluluk/Alçak gönüllülük
– Gösterişlilik/Sadelik
– Flörtözlük/Utangaçlık
– Aşırı sosyallik/izolasyon
– Agresiflik/Çekingenlik
• İçgüdülerine karşı geliştirilen savunma mekanizmaları
– Bastırma
Psikoseksüel Gelişim Dönemleri
Latent Dönem (6-11 yaş) ve Genital Dönem (12 yaş üstü)

• Latent Dönem
– Daha önceki dönemlerin birleşimi
– Ego’nun iyice gelişmeye başladığı dönem
– Sosyal kuralları öğrenme dönemi
– Genital döneme hazırlanma dönemi
• Genital Dönem
– Haz bölgesi
• Cinsel organlar
– “Genital Kişilik” = İdeal Kişilik
• Birey artık cinsellik (aşk) ve saldırganlık (iş) dürtülerinin uygun ifadeleri için hazırdır.
• Önceki gelişim dönelerini tamamen başarıyla atlamış kişilik yoktur.
• O nedenle bu kişilik psikanaliz sürecinin temel hedefidir.
Psikopatoloji kuramı
• Tüm kişilikler
– Kaçınılmaz çatışmalara bağlı olarak bir miktar “olgunlaşmamışlık” barındırır
• Herkes
– Yaşam streslerine bağlı olarak psikopatolojiye doğru gerileyebilir
• Stres yıllardır bastırılmaya çalışılan dürtüleri uyarır
• Çatışmalar ve saplanmalar
– Ne kadar erken dönemlerde olduysa, sorun o kadar ağırdır
• Savunmaları daha ilkeldir
• Korkular daha yoğundur
• Stres nedeniyle dürtüler uyarılınca
– Kontrol kaybedilecek kaygısıyla savunmalar daha güçlendirilir
• Semptomlar oluşur
– Semptomlar da bir tür savunmadır
– Aynı zamanda, bastırılan o dürtüleri bir miktar doyuruyorsa
• Değişmeye daha da dirençli olurlar
Psikopatoloji kuramı
• “Normal” kişiler olaylar karşısında düz mantık yürütürler
– İkincil süreçler
– Gerçekliğe, zamana mekana uygun
• Tüm insanlar fanidir; Sokrates de insandır; Sokrates de fanidir
• Psikopatoloji varsa mantık süreçleri çarpıklaşır
– Birincil süreçler
• Zaman/mekan/gerçeklik dışında
• Meryem Ana bakireydi; Ben de bakireyim; Ben de Meryem Anayım
– Geçmiş, şimdi, gelecek karışır
• Yer değiştirme
– Enerjinin duygu yüklü yerlerden alınıp, daha nötr olaylara yönlendirilmesi
• Sembolik
• Görünür ve gizil içerikler
Psikopatoloji Kuramı
• Çok ayrıntılı
– DSM gibi bir kuram
– Psychodynamic Diagnostic Manual (PDM)
• Psikopatolojinin özü
– Bilinçaltı düzeydedir
• Kişi, bu bilinçaltı malzemenin farkına varmalıdır
– Ortaya çıkarıcı olaylarla bastırılmaya çalışılan dürtülerin ilişkisini
– Davranışlarını yöneten dürtülerini
– Yaşadığı ve kendini korumaya çalıştığı anksiyetesinin kaynaklarını
– Savunmalarını
– Semptomlarının aynı zamanda doyurucu doğasının olduğunu
Terapi Doğurguları
• 1. yaşamın her aşamasında karşılaşılan başlıca gelişim görevleri
neler?
• 2. danışanın yaşamına hangi ana temalar süreklilik kazandırır?
• 3. evrensel sorunlar nelerdir? Uygun tercihler için danışan nasıl
cesaretlendirilir?
• 4. bazı kritik dönemlerde hangi tercihler yapılmıştır?
• 5. danışan gelişimsel süreçlerle nasıl başa çıkmıştır?
• 6. etkili terapi için danışanın gelişimini etkileyen sosyokültürel
faktörler nelerdir?
Terapötik Amaç
• Freud’a göre;
• 1. bilinçaltındakini bilinç düzeyine çıkarmak
• 2. davranışı iç güdüsel tutkular ve gereksiz
suçluluk duygusundan kurtararak gerçeklik
temeline göre hareket etmesi için egonun
güçlendirilmesini sağlamak
Terapistin İşlev ve Rolü
• Klasik Psikanalistler genelde boş ekran yaklaşımını sergilerler.

• Bu psikanalistler çok az düzeyde kendilerini açarlar ve danışanların


kendilerini yansıtacakları bir transferans ilişkisi oluşturmaya çalışırlar.

• Analistin temel işlevlerinden bir tanesi, onun sevmesi ve çalışması için


yeterince özgür olabileceği ortamlar yaratmasına yardımcı olmaktır.

• Diğer işlevleri, danışanın benlik farkındalığını arttırmak, dürüst ve etkili


kişiler arası ilişkiler kurmasına yardımcı olmak, sıkıntı ile baş etmede
gerçekçi yollar bulmasını sağlatmak, içgüdüleri ve mantıksız
davranışları üzerinde kontrol kurmasına yardımcı olmaktır.
Terapistin İşlev ve Rolü
• Bir yap bozun parçalarını bir araya getirmeye
benzemektedir.
• Dinleme ve yorumlama yapar
– Zamanlama önemli
– Danışanın hazır bulunuşluğu önemli
Danışanın deneyimi
• Klasik psikanaliz:
– Yüz yüze oturumlar sonrasında kanepeye uzanarak serbest
çağrışım yaparlar.
– Analistin yüzünü “okuma” durumunu gidermek için

• Kontrat yaparlar.

• Başarılı analiz danışanın yaşamıyla ilgili “neden” sorusuna


yanıt verebilir.
TEKNİKLER
• Analitik Bakış Açısını Sürdürmek
• Serbest Çağrışım
• Yorum
• Rüya Analizi
• Direnç Analizi
• Transferans Analizi
Analitik Bakış Açısını Sürdürmek
• Analistin çok etkin olmaması
• Oturumların düzenliliği ve sürekliliği
• Zamanında başlaması ve bitmesi
• Analitik ilişkinin başlı başına bir terapötik faktör
olarak sürdürülmesi
• Uzun süreli ayrılıklar ücretlerdeki değişiklik veya
oturumların yapıldığı yerin değiştirilmesi gibi
durumlardan kaçınılmalı
Serbest çağrışım
• Ne kadar acı verici, aptalca, önemsiz, mantıksız olursa olsun
akıllarına gelen her şeyi, söylemek için cesaretlendirilir.
• Danışanın bilinçaltı isteklerine, fantezilerine, çatışmalarına
ve onu harekete geçiren unsurlara açılan bir kapı olarak
kullanılan temel araçtır.
• Amaç bilinç altında kilitli bulunan baskılanmış malzemeyi
saptamaktır
• Çağrışımlarda oluşan tıkanıklılar veya bölünmeler, endişenin
kaynaklandığı malzeme konusunda ipucu verebilir
• Rüyaların analizi
– Gizli içerik: istek, dürtü ve korkuların sembolik ifadeleri
– Açık içerik
• Direncin analizi ve yorumu
– Terapötik iletişimi engelleyen ve danışanı, daha önceki
bilinçaltı malzemeyi ortaya çıkarmaktan alı koyan herhangi
bir unsur olabilir.
– Terapistin yorumu, danışanların gösterdikleri dirence ait
nedenlerin farkına varmalarını sağlamak üzere, danışanlara
yardımı hederler.
• Transferansın analizi ve yorumu
Terapi Süreci:
Farkındalık Arttırma (Conciousness Raising)
Hastanın payına düşen
• Serbest çağrışım yapma
• İşbirliğine girme
Terapistin payına düşen
– Psikanalize uygunluğun tespiti
• “Ego gücü”nün değerlendirilmesi
–Bilinçdışı malzemeye bakıp, tekrar bilinçli
yaşantıyla bağlantılar kurabilmek
Terapi Süreci:
Farkındalık Arttırma (Conciousness Raising)
• Yüzleştirme
– Analiz edilecek malzemenin, bilinçaltı yorumlarına
girmeden, farkına vardırma
• Dirençlerinin
• Transferanslarının
• Açımlama
– Yaşanan duyguları çok daha çarpıcı ve detaylı bir
şekilde hastanın önüne serme
Terapi Süreci:
Farkındalık Arttırma (Conciousness Raising)
Yorumlama
• Psikoanalizin en temel öğesidir.
• Yüzleştirilmiş ve açımlanmış davranışın (duygunun, düşüncenin), neden
yapılıyor olabileceğini, hastanın verileri doğrultusunda açıklanması
• Bilinçdışını bilince getirmeyi amaçlar.
• Bilinçdışı materyal, geçmiş, deneyimler, süreç ile ilgili olabilir.
• Analist yorumlarını, gözlemlerini, empati becerisini, hislerini, kendi bilinçaltı
malzemelerini ve en önemlisi “kuramın varsayımlarını” kullanarak yapar.
• Bir miktar geribildirime benzeyebilir ama bildirilen malzeme hastanın daha
önceden farkında olmadığı bir bilgidir
• Hasta, yetişkinlikteki davranışlarının altında yatan bilinçaltı çocukluk
malzemesini görür
Yorumlama (Devam)
• Yorumlar, hastaya içgörü (insight) kazandırır.
• Yorumun doğruluğu hastadaki olumlu değişim gözlenerek anlaşılabilir.
• Ancak bu çok uzun bir süreçtir.
• Yorumun doğruluğunu kolay teyit edemememiz dirençten kaynaklanır
• İlk yorumlananlar “tekrarlayan dirençler”dir
– Böylece hasta korkmakta olduğu içgüdülerinin farkına varır
– Bu tehdit edici güçlerin farkındalığıyla birlikte tarnsferanslar da daha rahat
ortaya çıkar
– Transferanslar da direnç haline gelmeye başlar
• Daha sonra transferansların yorumlanmasına geçilir
Yorumlama
• Rüyalarla, serbest çağrışımla, gösterdikleri dirençlerle ve terapötik
ilişkinin kendisiyle ortaya çıkan davranışların anlamlarını danışana
gösterir.
• Danışana ait malzemenin belirlenmesi, açıklığa kavuşturulması ve
bunun ne anlama gelebileceğinin danışana tekrar tercüme
edilmesidir.
• Zamanlama önemli!
• Yüzeysel başlayıp danışanın durumuna göre derinleştirilmelidir!
Terapi Süreci:
Farkındalık Arttırma (Conciousness Raising)
• Derinlemesine Çalışma (Working Through)
– Psikoanalizin son ancak en uzun aşaması
– Hastanın içgörü sahibi olduğu malzemeyle çalışılır
– Hasta, kazandıkları farkındalıklarını gündelik hayattaki etkileşimleri sırasında da fark etmeye
başlarlar
– Kendi analizlerine başlarlar
• Savunma manevralarını, semptomlarını, transferanslarını fark ederler
• Dürtülerinden korkmamayı, daha uygun yöntemlerle ifade etmeyi öğrenirler
• Daha uygun yeni savunmalar geliştirirler
– Kişilikte yapısal değişmelerin oluştuğu dönemdir
– Artık davranışlarının enerjisi “pregenital dönem”den (çocukluktaki çatışmalardan) gelmez
– Ego’nun kendi enerjisidir.
Not: Katarsis psikanaliz sürecinde yer alır ancak düzeltici duygusal bir deneyim olarak kabul edilmez. Psikanalizde düzeltici olan bilinçdışını bilinçli hale
getirmektir.
Psikoanaliz’de içerik
• Kişinin kendi içindeki çatışmalar
• Anksiyete ve savunmalar
– Özsaygı
– Sorumluluk
• Kişiler-arası çatışmalar
– Yakınlık ve cinsellik
– İletişim
– Hostilte
– Kontrol
• Birey-toplum çatışmaları
– Uyum/Kendini aşma
– Dürtü kontrolü
• Çatışmaların ötesinde yaşamdan doyum alma
– Hayatın anlamı
– İdeal insan
İçsel Çatışmalar (Intrapersonal Conflicts)
• Analiz sürecinde hastanın problemleri
kişilerarası düzeyde gibi görünse de bu
sorunlar içsel çatışmaları düzeyinde ele alınır
– Dürtüleri
– Anksiyetesi ve savunma mekanizmaları
– Öz Güveni
– Sorumluluk algısı
Anksiyete ve savunma mekanizmaları
• Anksiyete, kişiyi terapiye getiren temel süreçtir
• Hemen açılıp açığa çıkarılmamalıdır
• Anksiyete dozunun iyi ayarlanması için bu işlem yavaş yapılır
– Ayrılma (oral dönem) anksiyetesi
– Kastrasyon (Fallik dönem) anksiyetesi

– Birincil anksiyete
• Doğum travması
• Doğuştan getirilen temel dürtülerin açığa çıkacağına yönelik panik
– Moral anksiyete/Suçluluk
• İçselleştirilmiş kuralların çiğneneceği korkusu

Savunmalar
• Savunmalar anksiyeteye karşı oluşur
• Psikoanaliz sırasında her türlü davranış savunma olarak
görülebilir
• Analiz süreci çoğunlukla savunmalardan oluşur
• Analizde amaç, tüm savunmaları ortadan kaldırmak
değil
• Çocuksu olanların fark edilip
• Yerine gerçekçi ve doyum verici savunmaların
yerleştirilmesidir
Öz Güven
• Psikanaliz sürecinin temel konusu değildir.
• Kişi pregenital dönemlerde saplanıp kaldığı sürece, özsaygı sorunları
vardır
– Kendini sürekli küçük görme/aşağılama
• Yoksun bırakılmış “oral” kişilik
• Reddedilmiş “fallik” kişilik
– Kendini çok üstün görme
• Aşırı doyurulmuş “fallik” kişilik
• Aşırı doyurulmuş “oral” kişilik
• Sağlıklı özsaygının olmaması psikopatolojinin nedeni değil, sonucudur
– Doğrudan tedavi edilemez
• Hasta, genital kişilik düzeyine gelince zaten kendiliğinden oluşmuş olur
Sorumluluk
• Psikoanalitik kuram deterministir
– Mental düzeydeki her sonucun bir nedeni olduğunu varsayar.
• Kuramsal olarak” özgürlük” ve “seçim” gibi olgular kabul
edilmediğinden, “sorumluluk” da yoktur
• Hastaların tek sorumluluğu
– Faturasını ödemek
– Haftada 3-5 ün randevularına zamanında gelmek
– Serbest çağrışım taleplerine olumlu tepki vermek

“Freud freed us from a generation of neurotics and gave us a generation of psychopaths”


(Mowrer, 1961)

“Freud bizi bir nesil nörotikten kurtardı ve bize bir nesil psikopat verdi”
Kişilerarası Çatışmalar (Interpersonal Conflicts)
Yakınlık ve Cinsellik:
• Çocuksu/olgunlaşmamış kişiliklerin sağlıklı yakın ilişkiler kurması neredeyse imkansızdır
– Nedeni: Transferans (Aktarım)
• Pregenital kişilikler karşılarındaki insana, içselleştirilmiş şemalarına göre çarpıtılmış tepkiler verir
– Pregenital kişiliklerin şemaları değişim geçirmez
– Tam tersine gittikçe daha da katılaşır
• Bu kişiler cinselliklerinde de “nesne ilişkilerine” girer ve karşıdakini sadece kendi kişisel doyumları
için kullanır
– Oral kişilik
• Yapışıp kalır, karşıdakini boğar
– Anal kişilik
• Cinselliği rutinleştirir
– Fallik kişilik
• Tahrik eder ama ortada bırakır
• Doyum verici cinsellik ancak, hasta, genital kişiliğe ulaşınca olur
İletişim
• İki “çocuksu”/olgunlaşmamış kişi arasındaki iletişim sadece monologdur
• Egosantrik dünyalarından konuşurlar
• Diğer insanlar onların “doyum” nesneleridir
• Diğerlerinin söylediklerine değil, kendi bencil dürtülerine ve arzularına
göre tepkiler verirler
• Karşılarındaki kişiye “algıladıkları kişi” olarak tepki verirler, onunla
konuşur gibi konuşurlar
• Mesajlarındaki içerik (söyledikleri) ve süreç (söylemek istedikleri)farklıdır
• Analistin bile gerçekten söyleneni anlaması ancak “üçüncü kulak”
oluşturabilmesine bağlıdır
Öfke/Düşmanlık/Hostilite
• İnsanların doğasındaki saldırganlığa bağlıdır
• Hayvanlarda da insanlarda da bu içgüdü vardır
• Ama insanlar aynı zamanda uygar bir dünyada daha rahat bir
biçimde var olabileceklerinin de farkındadırlar ve bunu arzularlar
• Paranoid kişilik için psikoanaliz uygun bir terapi türü değildir
– Destekleyici terapiler
– İlaç terapileri
• Aşırı kontrolcü nevrotikler için de hostilitelerinin sosyal açıdan
daha kabul edilebilir kanallara yönlendirilmesi gerekir
– Rekabet
– Girişkenlik
– Avcılık
Kontrol
• Kişilerarası kontrol çabalarının aslında kimin savunmalarının daha üstün
geleceğinin mücadelesidir
• Katı savunmaları olanlar diğerlerinin kendi görüşlerine boyun eğmesini isterler
• Savunmaları uyuşmayan iki insanın etkileşiminde çatışmalar kaçınılmazdır
• İlişkiyi kontrol etmeye çalışan kişi karşısındakini “nesneleştirmiştir”
– Oral kişilikler
• Yapışıp kalmaya çalışarak
– Anal kişilikler
• inatçılıkla*
– Fallik kişilikler
• Tahrik ederek
• Terapist, hastanın terapi seansı sırasındaki kontrol çabalarına dikkat etmelidir
– Direnç amaçlı savunmalarla
– Transferanslarla
• Terapistin en güçlü silahı ise “sessizlik”tir
Birey-Toplum Çatışması (Individuo-Social Conflicts)
• Uyum mu? Kendini aşma mı?
– SUPEREGO/ID arasındaki çatışmalar
– Gerçeklik ilkesi/Haz ilkesi çatışmaları
– Toplum ne kadar baskı yapmalı
– İnsan ne kadar toplum kurallarına uymalı?
• Cevaplar
– Freud
• Toplum bir miktar baskı yapmalı
• Kendini aşma sadece “meleklere mahsustur”
– Freud sonrası analistler
• Dürtüler üzerinde baskılar olmazsa agresyon da olmaz
• Agresyon yaşam ve yaratıcılık içgüdülerinin bastırılmasının sonucudur
Dürtü kontrolü
• Freud
– İnsan cinsel ve agresif dürtülerini mutlaka kontrol
edilebilmelidir
– Bizler, üzerimizde çok ince bir uygarlık örtüsü olan
hayvanlarız
– Bu örtü tümüyle çekilip alınmamalı
– En ideali ve en gerçekçi umudumuz
• Çocuksu, katı ama her an parçalanacak bir örtü yerine
• Daha olgun ve esnek kontrolleri koymak
Çatışmaların ötesi, Kendini Gerçekleştirme
(Beyond Conflict to Fulfillment)
• Hayatın Anlamı
– Freud: “İnsanoğlunun mutlu olması yaratıcının planında
yoktur”
– Çatışmaların ötesine geçemeyiz
– Ama çatışmalar ortasında bir anlam bulabiliriz
– “Çatışma”, içgüdülerimizi dönüştürmenin en iyi yoludur
– Dönüştürme (Sublimasyon), olgun insanın savunmasıdır
– Sevgi/aşk ise cinselliğin en uygun ifadesidir
– Sürekli olarak “hayatın anlamı” konusunu takıntı yapmış bir
kişi
• Sevemeyecek ve çalışamayacak kadar çocuksu olan biridir
İdeal insan
• Genital kişiliğe sahip insandır
– Pregenital çatışmalarını ve saplantılarını yeterince analiz
etmiştir
– Cinselliği sever ama oral kişiliğin bağımlılığıyla değil
– Çalışmayı sever ama anal kişiliğin saplantılarıyla değil
– Kendisinden hoşnuttur ama fallik kişiliğin kendini
beğenmişliğiyle değil
– Alturistiktir (diğerkam, özgeci), ama oral kişiğin
“meleksiliği”yle değil
Terapi İlişkisi
• Hasta-analist ilişkisinin iki işlevi olan iki yönü vardır
– Hasta açısından
• Çalışmaya yönelik işbirliği, başarılı terapi için koşuldur
– Nevrotik olmayan
– Rasyonel
– Gerçekçi tutumlar
• Transferansa dayalı ilişki: Terapi içeriği
– Hastanın analiste yönelik bilinçaltındaki anksiyete kaynaklı ilişki
» Nevrotik
» Gerçekçi olmayan
– Analist açısından
• Çalışmaya yönelik işbirliğini ortaya çıkaracak kadar sıcak ve insancıl
• Transferansları açığa çıkaracak kadar da nötr ve “yoksun bırakıcı”
• “Koşulsuz olumlu kabul” yerine “koşulsuz nötr kabul”
• Empati, doğru yorumlar için gerekli
• Analistler hastalarından daha sağlıklı olmalıdır
– Nelerin hastasıyla ilişkili nelerin kendisiyle ilişkili olduğunu ayrıştırabilmelidir
– Kendilerinin analizden geçmiş olması uygundur
Psikoanalizin pratikte uygulanışı
• Psikanalistin kendi analizi
• Bir psikoanaliz enstitüsünden eğitim almış olması
– Psikanalistlerin %99’u psikonalitik psikoterapistlerin %90’ı terapiden geçmiş
• 400-500 saat
• Psikonaliz haftada 4-5 kez ya da en az üç kez yapılır.
• Seansı 120-200 dolar arası/50 dk /3-5 yıl
– Kentine ve psikoanalistin ününe göre değişiyor
• Ortodoks analizde
– Hastanın analiz sırasında önemli yaşam kararlarını almaması isteniyor
– İlaç, alkol, sigara kullanımı bırakması isteniyor
• Özel bir ofiste
– Hastanın “Divan”a uzanması, analistin hastanın başının arkasında oturması
– Konuşmanın çoğunu hastanın yapması, analistin çoğunlukla sessiz kalması
– Hasta aklına ne gelirse söylüyor, rüyalarına, geçmişine, analistine yönelik serbest çağrışım yapıyor
– Analist kendini açmıyor, sosyalleşmiyor
– Terapi boyunca analist hastanın hayatındaki en “merkezi” kişi
Psikoanalizdeki değişimler ve temel
alternatifler
• Klasik psikoanalizi reddedenler
– Carl Jung: Analitik psikoterapi
• Pratik nedenlerle kısaltılması gerekliliğini savunanlar
– Psikoanalitik psikoterapi
– İlişkisel psikoanalliz
• Anna Freud (1895-1982)
– Psikoanalizi çocuklar ve gençlere uyarlamış
– Ego işleyişini daha fazla önemsiyor
– Savunma mekanizmalarını daha genişletmiş
• Franz Alexander (1891-1963)
– Daha esnek psikoanalitik terapi
– Freud’un Psikoanalizi aynı zamanda kuram oluşturmaya ve denemeye yönelikti, o nedenle aynen uygulanması gerekmiyor
– Hastanın ihtiyaçlarına göre uyarlanmalı
• Kronik nevrozlar ve kişilik bozuklukları
– Klasik psikoanaliz
• Akut nevrozlar (Durumsal stres nedeniyle savunmaları kırılanlar
– Uyarlanmış psikoanalitik terapi: 1-65 seans
Psikoanalitik Psikoterapi
• Divan yerine yüz yüze görüşme yapılabilir.
• Transferans nevrozuna gerek olmayabilir.
• Serbest çağrışım yerine direkt iletişim kullanılabilir.
• İlaç kullanımına izin verilebilir.
• Seansların arası açılabilir
• Transferansın terapötik ilişki açısından önemi
– Pozitif transferans ve negatif transferans
• Transferans yorumunda
– Geçmişten ziyade “şimdi ve burada”ya vurgu yapılabilir.
Pratik uygulamadaki değişimler
• Transferans oluşumu zaten kaçınılmazdır
– Transferansın doğası yönetilebilir
– Transferans nevrozuna izin verilmez
– Negatif transferans terapiyi engelleyebilir diye pek desteklenmez
– Pozitif transferans tedavi amacıyla kullanılır
– Terapistin karşıt transferansı daha güçlü bir terapötik ilişki için gerekli olabilir
– Ama terapist hangi tepkisinin hasta için yararlı olacağına karar verip onları ifade
etmesi gerekir
• Transferansın yönetimi yorumların uygun kullanımıyla oluşur
– Yorumlar şimdiki zaman çerçevesinde yapılır
– Geçmiş ancak gerekli oldukça, şimdiki sorunlara açıklık getirecekse devreye girer
– Terapistin yüzünün bir “beyaz perde” gibi olmaması
– Terapistin “gerçek bir insan” gibi davranması
İlişkisel psikoanaliz
• Son yıllarda psikoanalizde paradigma değişimi
– “Dürtü azaltılması” modelinden, “ilişkisel” modellere göre bir değişim
• İlişkisel model
– Terapist ilişki içindeki bir ögedir
– Terapistin o sırada yaşadığı duygular, düşünceler de hastanın dinamiklerini anlamak için
yararlı bilgiler sunar (Mitchell, 1988-1993)
– Transferans, hasta ile terapist ilişkisine ait bir oluşumdur
– Karşıt transferans, kaçınılması gereken bir oluşum değil, hastanın kişiliği ve yaşadığı
sorunlar için çok önemli bir bilgi kaynağıdır
• Psikoanaliz artık işlevsel olarak tek kişilik psikolojiden, iki kişilik psikolojiye
dönüşmüştür
• İçgüdüler yerine, arzular
• Zihin, id-eg-süperego yerine, diğerleriyle ve dış dünyayla etkileşimlerden, sosyal
olarak yapılandırılmış bir oluşumdur
İlişkisel psikoanaliz
• Terapinin içeriği ve sağaltıcı yöntemi
– İnsan ilişkileri
• Derin ve kalıcı değişimler için süreç
– İç görü
– Düzeltici duygusal yaşantılar
• Terapide değişim için kullanılan repertuar çok geniş
– Yorumlar
– Terapi ilişkisindeki yeni etkileşimler
• Değişimin odağı
– Kişilerarası ilişki
• Analistin rolü
– Aktif
– Tepki veren, karşılıklı etkileşime giren
– Hastanın bu ilişkide kendisini farklı bir duygusal yaşantı içinde görmesine ve düzeltici duygusal yaşantılar
içine girmesine destek verir
Psikoanalizin Etkililiği
• Klasik ve ilişkisel psikoanaliz
– Freud’un kendisi, kuramının ve terapisinin etkililiğine yönelik araştırmaları
gereksiz bulmuş
– Doksan yıl boyunca, sadece vaka çalışmaları ve bir miktar anket çalışmaları
• Knight, 1941, kültürlerarası tarama
– %50’ye yakın iyileşme
• Daha sonraki taramalar
– %60’a yakın iyileşme
• Çalışmaların neredeyse hepsi “geriye dönük” ve kontrol grupsuz,
terapiler de standart değil
• Terapinin hedeflerinin ölçülmesi çok zor
• Kişilğin tümünü değiştirmeyi hedeflediği için belirsiz hedefler
Psikoanalizin Etkililiği
• Psikoanalitik psikoterapi
– Kontrollü çalışmalar var
• Menninger Vakfı Psikoterapi Araştırma Projesi (1959-1979)
– 42 hasta
» Psikoanaliz/Psikoanalitik psikoterapi
» Sonuç: iki terapi türü arasında etkililik açısından farklılık yoktur
– Wallerstein, 1986
» Yapısal değişim/Davranışsal değişim arasında farklılık yok
» Değişim için içsel çatışmaların çözülmesi önemli olmayabilir
» Destekleyici psikoanalitik terapinin başarı beklentisi oranı daha yüksek
• Meta-analiz çalışmaları
– Uzun süreli psikoanaliz etkililiğine yönelik
– Kontrollü çalışma
– Sonuç:Psikoanaliz hiç tedavi görmemekten daha etkilş ama iyi bir plasebo’dan
daha etkili olmayabilir
Psikoanalizin eleştirisi
• Bilişsel-Davranışçı açıdan
– Eleştiren davranışçılar
• Subjektif ve bilimsel olmayan bir kuram
• Kavramlar gözlenemez, ölçülemez
– Tümüyle gözardı eden davranışçılar
• 110 yıllık uygulamaya karşın, kontrollü çalışmaların ortaya çıkmamış olması
bilimsel bir utançtır
• Varoluşçu açıdan
– Kuramsal ve pratik açıdan fazla objektif
– İnsanları içgüdülerle ve savunmalarla donanmış nesneler olarak
görüyor
– Seçimleri, özgürlüğü ve sorumluluğu yok sayarak İnsanı insanlığından
çıkarıyor
Psikoanalizin eleştirisi
• Kültürel açıdan
– Freud’un yarattığı bu sistem, eğitimli, orta sınıf, Batılı, Avrupalılar
içindir
– Yanlı bir kuramdır
• Kişi-içi çatışmalara odaklı
• Erkek başat
• Cinselliğe aşırı vurgu
– Geniş toplumsal bağlamlar yok sayılmış
• Aile, kültür, toplumsal etkiler ihmal edilmiş
– Annelere ve onların etkisine fazla yüklenme var
Psikoanalizin eleştirisi
• Bütünleştirici/Eklektik açıdan
– Kuram olarak
• Zengin, değerli bir kuram
• İçinden alınacak çok önemli bilgiler var
• Hastaların sorunlarını formüle etmek için kullanılabilir
• Kişilik ve psikopatoloji gelişimi için çok ayrıntılı bilgiler verilmiş
• Direnç, savumalar, transferans gibi kavramlar bazı dinamikleri açıklamak için
kullanışlı olabilir
– Terapi olarak
• Çok eski, arkaik-çağlar öncesinden kalan bir yöntem
• Fazla dogmatik
• Freud’un kendinden fazla Freud’cu olunmuş
• Çok uzun ve pahalı olduğu için hastalara önerilmez
• Psikoanalitik psikoterapi ve ilişkisel psikoanaliz çok daha uygun gibi
Psikoanalizin geleceği
• Kuram olarak
– Pek çok kişi artık ortadan kalkacağını düşünüyor
• Hem kuram hem uygulama açısından
– Bazıları bu fikre katılmıyor
• Yeni bazı gelişmeler kuramı destekleyiçi bilgiler veriyor
– bilinçaltı/bilinç
– Sorunların kaynağının çocuklukta oluşu
– İnsanların sürekli çatışma halinde olduğu ve sürekli uyuşma
zemini bulmaya çalışıyor
– Zihinsel temsillerimiz (şemalarımız) tüm hayatımızı etkiliyor
Psikoanalizin geleceği
• Uygulama olarak
– Psikoanaliz talep eden hasta sayısı azalıyor
– Çok sayıda psikoanalitik yaklaşımı olmayan psikoterapist yetişiyor
– Sigortalar uzun süreli terapileri ödemiyor
– İlaç kullanımı gittikçe artıyor
– Kanıta dayalı terapi taleplerinin artması gizlilik konusunu olumsuz
etkileyebilecek duruma geliyor
– Gelecek, “kısa süreli” terapiler için parlak
– İlişkisel psikoanaliz de gittikçe daha fazla önemsenecek
– Psikoanalistler de giderek daha çok eklektik hale geliyor
• Ev ödevleri veriyor, aileyi de terapiye katabiliyor
• Freud kendisi de aslında “eklektik” ti
– 100 yıl önce ortaya attığı kavram, “nöro-psikoanaliz”
– Yeni çalışmalar da bu yönde

You might also like