Professional Documents
Culture Documents
%C4%B0nk%C4%B1lap Tarihi Ygs-Lys
%C4%B0nk%C4%B1lap Tarihi Ygs-Lys
İNKILAP TARİHİ 1
İNKILAP TARİHİ
TOKAT/SULUSARAY ANADOLU LİSESİ
ONUR İŞERİ
ĠNKILAP TARĠHĠNE GĠRĠġ
Ġnkılap(Devrim):Toplum düzenini ve yapısını daha iyi duruma getirmek için
siyasi,ekonomik,sosyal alanlarda ileriye dönük yapılan çağdaş ve köklü değişiklik
ĠNKILABIN ÖZELLĠKLERĠ
ĠNKILABIN AġAMALARI
Yapılan hareket ileriye dönük bir düzeni getiriyorsa inkılap,geriye dönük bir
düzeni getirmeyi amaçlamışsa irtica olarak nitelendirilir.
Evrensellik:Bir ulus yada ülkeye ait olmayıp,dünya için geçerli olan değerler.
Örneğin,demokrasi,insan hakları gibi.
Millet (Ulus):Aralarında dil birliği bulunan ve bir arada yaşama arzusunda olan insan
topluluğudur.
Kapitalizm: Kapital, ana mal, sermaye anlamındadır. Kapitalist sitemde temel amaç
kardır.Bütün teşebbüsler özel sektör tarafından gerçekleştirilir.Gelir dağılımında
dengesizlikler görülür.
1877-78 II.MeĢrutiyet
Bu dönemlerde devlet ideolojisi olarak;
1876 -1800’lerden itibaren OSMANLICILIK,
1856 -İstibdat döneminde ĠSLAMCILIK
I.MeĢrutiyet - II. Meşrutiyet’in akabinde TURANCILIK
1839
Islahat Fermanı -II. MeĢrutiyet‟in ardından yapılan
1808 1909 Anayasa değiĢikliği ile;
Tanzimat fermanı
Padişah’ın yetkileri kısıtlandı, Meclis yetkileri arttı.
Sened-i Ġttifak Türk tarihinde ilk kez çok Partili hayata geçildi.
DÖNEMĠN GELĠġMELERĠ
-Meşrutiyet’in İlanı
-Trablusgarp Savaşı
-Balkan Savaşları
-Birinci Dünya Savaşı
SavaĢın Sebebi:
Osmanlı Devleti’nin Trablusgarp’a kara ve denizden müdahale etme şansı yoktu. Çünkü;
-1882‟de Mısır Ġngiltere tarafından iĢgal edilmiĢti ve Osmanlı Devleti‟nin bölgeyle kara
bağlantısı kalmamıĢtı.
-Denizden müdahale yapılamazdı ve Osmanlı Donanması kullanılamaz haldeydi.
Bunun üzerine Osmanlı Genelkurmayı kendinden izin isteyen gönüllü subayların Trablusgarp’a
gitmesine izin verdi. Bu subaylar; Enver PaĢa, Fethi Bey, Fuat Bey, Nuri Bey ve Mustafa
Kemal‟di.
Burada yerli halkı örgütleyen Türk komutanlar başarılı savunma savaşları yaptılar. Enver Paşa
Bingazi’de;M.Kemal Derne ve Tobruk‟ta İtalyanlara karşı başarılar elde ettiler.
Bölgede istediği sonuca ulaşamayan İtalya Osmanlı Devleti’ni barışa zorlamak için Onikiada‟yı işgal
etmiştir.
Balkan Savaşları çıkınca Osmanlı Devleti İtalya ile UġĠ AntlaĢması’nı yaptı
Nedenleri
-Milliyetçilik
-Rusya’nın Panslavizm düşüncesini hayata geçirmek isteme
-Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu durum savaşın çıkmasında etkili olmuştur.
-Avrupalı Devletlerin Osmanlı Devleti’nin Avrupa’daki varlığına son vermek istemesi.(Şark Meselesi)
-Balkan Devletlerinin Osmanlı’yı Balkanlardan atmak istemesi
-Kiliseler Kanunu‟nun çıkarılması(Bu kanuna göre Balkan topraklarında ihtilaflı kilise,
mektep ve mukaddes yerlerde hangi unsurun nüfusu çok ise ona aittir" esasını kabul etti.
Böylece ortaya çıkan sürtüşme ile kiliseler ve dolayısıyla bunlara bağlı olan gruplar
yıllarca birbirleriyle mücadele etti ve birbirlerini devamlı hasım olarak gördüler. İşte
Kiliseler Kanunu bu düşmanlığı sona erdirdi, o zamana kadar birbirleriyle mücadele
edenlerin birleşerek Osmanlı Devletine karşı mücadele etmelerine sebep oldu. Böylece
Balkan ittifakının gerçekleşmesi için en büyük problem ortadan kalkıyordu.)
Batı Trakya:(Meriç ırmağının batısı ile Kavala arasındadır). Gümülcine, Dedeağaç, Yanya,Sofulu, İskeçe…
Not: Bab-ı Ali Baskını bir hükümet darbesidir. Rejimi değiştirmek için yapılmamıştır.
-Balkan Devletleri kendi arasında BükreĢ AntlaĢmasını imzaladı.(10 Ağustos 1913)Buna göre;
Dobruca’nın bir kısmı Romanya’ya
Manastır,Üsküp ve Priştine Sırbistan’a
Girit,Makedonya ve Selanik Yunanistan’a bırakıldı.
-Osmanlı Devleti ile Yunanistan arasında Atina AntlaĢması imzalandı.(1913) Buna göre;
Yanya, Selanik, Girit Yunanistan’a ver. Meriç nehri sınır olarak belirlenecek.
Yunanistan’dai Türklerin hakları güvence altına alınacak.
Not: Osmanlı Devleti sınırı olmamasına rağmen bölgedeki Türklerin haklarını korumak için Sırbistan
ile de Ġstanbul AntlaĢmasını yapmıştır.(1914)
Not: Osmanlı’nın imzaladığı her üç antlaşmada da; Balkan devletlerinin sınırları içinde kalan
Türk topluluğunun durumuna ilişkin hükümler bulunmakta, Balkanlardaki Türk halkının din
ve mezhep özgürlüğü, Türkçe öğretim yapan ilk ve ortaokulların açılması gibi hususlara yer
verilmektedir.
BALKAN SAVAġLARININ DEĞERLENDĠRĠLMESĠ
Arnavutluk, bütün Makedonya, Batı Trakya, Ege Adaları (Bozcaada ve Gökçeada hariç)
Osmanlı Devleti’nin elinden çıktı.
Batı Trakya Türkleri, Ege’de kıta sahanlığı ve karasuları gibi günümüze kadar gelecek
sorunlar ortaya çıktı.
İttihat ve Terakki, yönetimi tamamen ele geçirdi ve orduda ıslahatlar başlatıldı. Bu amaçla
Almanya’dan çok sayıda subay getirildi.
Osmanlı Devleti’nin güçsüzlüğü iyice ortay çıkmış oldu.
Balkan topraklarından Anadolu’ya yapılan göçler sosyal, kültürel ve ekonomik sıkıntıların
artmasına neden oldu.
KONU BAġLIKLARI
SAVAġIN SEBEPLERĠ
GENEL SEBEPLER
Milliyetçilik(ulusalcılık/nasyonalizm)
Silahlanma yarışı(Militarizm)
Ekonomik rekabet(sömürgecilik/emperyalizm)
ÖZEL SEBEPLER
-İngiltere -Almanya
-Fransa -İtalya
-Rusya -Avusturya-Macaristan
-İtilaf devletleri, savaşın geniş bir alana yayılmasını engellemek ve savaş sonrası Osmanlı topraklarını
paylaşmak istemeleri gibi nedenlerle Osmanlı Devleti’nin tarafsız kalmasını istiyorlardı. İttihat-Terakki
Hükümeti, savaĢın kaçınılmaz olduğunu fark ettiği andan itibaren, İngiltere ve Fransa ile uzlaşmak
amacıyla çalışırken, Almanya ile de ilişkilerini aynı ölçüde sıkı tutmaya çalışmıştır. İtilaf Devletleri tarafsız
kalması karşılığında Osmanlı Devleti’ne kapitülasyonları kaldırmayı ve Osmanlı Devleti’nin borçlarını
silmeyi teklif ediyorlardı.
-Osmanlı Devleti İtilaf Devletleri’nin yaklaşımını samimi bulmadı. Rauf Orbay ve ekibi Londra'dan eli
boş döndü. Hatta bu sırada Osmanlı-Alman yakınlaşmasından rahatsız olan İngiltere Osmanlı Devleti'nin
sipariş ettiği iki zırhlıyı Osmanlı Devleti'ne teslim etmekten vazgeçti.
-Almanya‟nın Osmanlı Devleti’ne bakış açısı ise farklıydı. Almanya özellikle Osmanlı Devleti’nin kendi
yanında savaşa girmesini istiyordu. Almanya, Osmanlı Devleti’nin stratejik konumundan yararlanmak
istiyordu. Almanya‟nın, Osmanlı Devleti‟ni kendi yanında savaĢa sokarak ulaĢmak istediği
hedefler:
CEPHELER
-Kafkasya -Çanakkale
-Kanal -Irak -Galiçya
-Hicaz-Yemen -Romanya
-Suriye-Filistin -Makedonya
KAFKASYA CEPHESĠ
Ruslara karşı savaşılmıştır. Taarruz amaçlı açılmış bir cephedir.
Açılmasındaki amaç, Rus kuvvetlerini Kafkasya’da tutmak(Almanya’nın amacı),İran ve
Afganistan üzerinden Hindistan’a geçmek buradaki Müslümanları İngiltere’ye karşı ayaklandırmak,
Türkistan’a ulaşıp „Turan‟ idealini gerçekleştirmek, Bakü petrollerinin kontrolünü sağlamak
Enver Paşa’nın emriyle 20 Aralık 1914’te harekete geçen Osmanlı ordusu bu cephede soğuk
hava ve salgın hastalıktan dolayı ağır kayıplar verdi (SarıkamıĢ harekâtı )
Osmanlı ordusunun ağır kayıplar veresi üzerine, Rus ordusu önündeki engel kalktı ve
Erzurum, Erzincan, Muş, Bitlis ve Trabzon Rus işgaline uğradı. Rusların kışkırtmasıyla Ermeniler bu
bölgede isyan ettiler. Bunun üzerine “1915 Tehcir Kanunu” çıkarıldı. Tehcir; zorunlu göç
anlamındadır, Anadolu’daki Ermeniler Suriye ve Lübnan’a zorunlu göçe tabi tutulmuşlardır.
Bu cephedeki tek baĢarı, Mustafa Kemal’in 16. Kolordu Komutanı olarak Muş ve Bitlis’in
Rus işgalinden kurtarması olmuştur. Bu başarısından dolayı Mustafa Kemal generalliğe terfi etti.
Rusya’da çıkan Bolşevik İhtilali (1917) nedeniyle Rusya, barış istemek zorunda kaldı. 3 Mart
1918‟de Rusya ve Ġttifak Devletleriyle Brest-Litowsk AntlaĢmasını imzalandı. Bu antlaşma ile
savaştan resmen çekilen ilk devlet Rusya oldu. Berlin Antlaşması’nda Ruslara bırakılan; Kars,
Ardahan ve Batum (elviye-i selase) geri alındı.(Toprak kazanılan tek cephe)(Brest-Litowsk
AntlaĢması Sovyet Rusya ile Osmanlı Devleti arasındaki tek resmi anlaĢmadır)
ÇANAKKALE CEPHESĠ
KANAL CEPHESĠ(SÜVEYġ-MISIR)
Almanya’nın isteği üzerine Osmanlı Devleti tarafından açılan taarruz amaçlı bir cephedir.
Amaç; Süveyş Kanalı’nı ele geçirmek ve İngiltere’nin sömürgeleriyle bağını kesmekti. Ayrıca
Osmanlı bu cephe vasıtasıyla Mısır’ı geri almayı düşünüyordu.
Osmanlı ordusu iki kez taarruz etmesine karşın başarılı olamamıştır.
Osmanlı Devleti bu cephede, Araplardan destek göreceğini düşünüyordu ama İngiltere’nin
bağımsız devlet kurma vaatlerine kanan Araplar, İngiltere ile işbirliği yaptılar. Bu durum hem
Osmanlı Devleti’nin yenilmesine neden oldu, hem de ümmetçilik fikrinin geçersizliğini ortaya
koydu.
IRAK CEPHESĠ
FĠLĠSTĠN-SURĠYE CEPHESĠ
YEMEN-HĠCAZ CEPHESĠ
Bu cephede de Suriye Filistin cephesindeki gibi Arap-İngiliz İttifakı ile savaşıldı.. Bu durum
ümmetçilik anlayışının önem kaybettiğini gösterir. Fahreddin PaĢa‟nın Medine‟de yaptığı Ģanlı
savunma da ateşkesin imzalanmasıyla son buldu.
OSMANLI DEVLETĠ‟NĠN SINIRLARI DIġINDA SAVAġTIĞI
CEPHELER:
1- Galiçya Cephesi: Galiçya, Avusturya - Macaristan toprakları içerisindedir. Rusya’ya karşı savaşan
Almanya ve Avusturya’ya yardım edildi. Gönderilen kuvvet ise 1 kolordudur. Rusya’da İhtilal çıkınca
birliklerimiz de geri dönmüştür.
2-Makedonya Cephesi: Fransa ve Sırp İttifaklarına karşı Bulgarlara yardım edilmiştir.
3-Romanya Cephesi: Bu bölgede Bulgarları Romanya ve Rus ittifakına karşı desteklenmiştir.
Not:I. Dünya SavaĢı sırasında yapılan gizli antlaĢmalar, Sovyet Rusya tarafından, BolĢevik
Ġhtilali ile beraber, dünya kamuoyuna açıklanmıĢtır.
ABD‟nin SAVAġA GĠRMESĠ VE WĠLSON ĠLKELERĠ
ABD savaş sırasında tarafsızlığına ilan etmiş olmasına rağmen, İngiltere ve Fransa’ya silah
satıyordu. Bu gelişme karşısında Almanya’nın uyarılarına rağmen ABD silah satmaya devam edince
Atlas Okyanusu’nda Alman denizatlıları bazı ABD ticaret gemilerini batırdı. Aynı zamanda,
Almanya’nın kurmaya çalıştığı Alman-Meksika Ġttifakı‟da ABD’de büyük bir tepkiye yol
açmıştı.(Almanya ABD’nin savaşa girmesi durumunda Meksika’nın ABD’ye saldırmasını
istiyordu.)
Bu iki nedenin ABD’de kamuoyu oluşturmasıyla, Amerikan Kongresi 6 Nisan 1917‟de
Almanya‟ya savaĢ ilan etti. ABD’nin savaşa girmesi, aynı zamanda dönemin en büyük
ekonomik imkânlarına sahip olan bir devletin savaşa girmesi demekti. Bu da savaşın kaderine
çok önemli etkilerde bulunmuştur.
ABD,savaşa girdikten bir süre sonra ABD başkanı Woodrov Wilson kendi adıyla anılan ilkeleri
yayımladı. İtilaf devletleri de ABD’yi yanlarında tutmak istediklerinden dolayı bu ilkeleri kabul
ettiklerini bildirmişlerdir.
ABD savaşa girerken, dünya barışını teminat altına almak üzere bazı ilkeleri dünya kamuoyuna
duyurdu. 14 maddeden oluĢan Wilson Ġlkeleri‟nin temel ilkeleri Ģunlardır;
Her millet, çoğunlukta olduğu topraklar üzerinde kendi bağımsız devletini kuracak (Self
Determination). Bu madde sömürgeciliğe ve imparatorluğa karşıdır.
Galip devletler mağlup devletlerden savaş tazminatı ve toprak almayacak.
Devletlerarası gizli diplomasiye ve silahlanmaya son verilecek.
Cemiyet-i Akvam (Milletler Cemiyeti) devletlerarası anlaşmazlıklara çözüm bulmak için
kurulacak.
Almanya Alsace Loren’i Fransa’ya verecek
Polonya devleti kurulacak.
Belçika’nın egemenlik hakları iade edilecek
İtalya sınırları milliyetçi esaslara göre çizilecek
Osmanlı Devleti sınırları içerisinde, Türklerin çoğunlukta olduğu bölgelerde kesin olarak
Türk egemenliği tanınacaktır.
Osmanlı Devleti’nin egemenliği altında yaĢayan diğer uluslara da (azınlıklar) kendi
geleceklerini belirleme hakkı verilecektir. (Ermeniler bu maddeye dayanarak bağımsızlık
mücadelesini hızlandırmışlarıdır.)
Boğazlar bütün dünya ticaret gemilerine açık olacak ve bu durum, tüm devletlerin garantisi
altında olacaktır.
NOT: Ġtilaf devletleri savaĢtan sonra bu ilkelere uymadılar. Sömürgeciliği manda ve himaye
yönetimi Ģeklinde devam ettirdiler.
ABD kendisine 1823‟te Monroe doktrini denilen bir dış politika belirlemiştir. Buna göre
Avrupa kıtasında ki herhangi bir olay ABD’yi ilgilendirmeyecek. ABD hiçbir ittifak ya da anlaşmaya
dâhil olmayacak. Dış politikadaki kendisi dışında gerçekleşen Avrupa olaylarına hiçbir zaman müdahil
olmayacaktı. I.Dünya savaşındaki durumu Monroe doktrinin geçersiz olduğunu gösterir. ABD başkanı
Woodrow Wilson 1917’de bu ilkeleri ilan ederek savaşa resmen girecektir. Amacı dünya siyasetinde
etkili olmaktır.
BĠRĠNCĠ DÜNYA SAVAġINI SONA ERDĠREN ATEġKESLER
-VERSAY ANTLAġMASI: I. Dünya Savaşı sonunda İtilaf Devletleri ile Almanya arasında
imzalanan barış antlaşmasıdır. 18 Ocak 1919'da başlayan Paris Barış Konferansı'nda müzakere edilmiş, 7
Mayıs 1919'da son metin Almanlara deklare edilmiş, 23 Haziran'da Alman Parlamentosu'nca kabul edilmiş
ve 28 Haziran'da Paris'in Versay banliyösünde imzalanmıştır. Bu antlaĢma ile; Almanya, mecburi askerliği
kaldırıyor, en çok 100 bin kişilik bir ordu bulundurmak yetkisine sahip oluyordu. Ayrıca, Almanya denizaltı
ve uçak da yapamayacaktı. Bütün gemilerini de İtilaf Devletleri'ne teslim edecekti. Almanya, ödeme
kabiliyetinin çok üstünde bir tamirat borcu ile de yükümlü tutuluyordu. Almanya, ekonomik ve siyasi
bakımdan ağır yükümlülükler altında idi. Birçok Alman da yeni kurulan devletlerin sınırları içinde kalmıştı.
Bu durumun doğal bir sonucu olarak azınlık meselesi, Barış Antlaşmasının uygulanması ile ortaya çıkmıştır
İçerdiği ağır koşullardan ötürü Versay Antlaşması Almanya'da büyük tepkiye yol açmıştır. Birçok
tarihçi Almanya'da 1920'lerde yaşanan ekonomik ve siyasi istikrarsızlığa, Nazi Partisi'nin iktidara geliĢine
ve Ġkinci Dünya SavaĢı'na nihai olarak Versay Antlaşmasının neden olduğu düşüncesindedir.
-SEN-JERMEN ANTLAġMASI: İtilaf Devletleri ile Avusturya arasında imzalanan ve I.
Dünya Savaşı'nın ardından Avusturya-Macaristan İmparatorluğu topraklarının yeniden düzenlenmesini
açıklayan antlaşmadır. Bu antlaşmayla Avusturya-Macaristan İmparatorluğu toprakları içindeki
Avusturya, Macaristan, Yugoslavya ve Çekoslovakya'nın bağımsızlığı tanınmaktadır. Yine bu
antlaşmaya göre, Bukovina Romanya'ya, Galiçya Polonya'ya, Hırvatistan Yugoslavya'ya, Tirol ve Trieste
İtalya'ya bırakılmaktadır. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu toplaklarının bu antlaşmayla yüzde 85'i
dağılmıştır.Ayrıca Versay Antlaşması'ndaki ana fikirlerden biri de bu antlaşmada yer almış, Avusturya
ordusu, 30 bin kişi olarak sınırlanmıştır
-NÖYYĠ ANTLAġMASI: İtilaf Devletleri'yle Bulgaristan arasında 27 Kasım 1919
tarihinde imzalanmıştır.Bu antlaşmaya göre Bulgaristan topraklarından bir kısmını Sırp-Hırvat-
Sloven Krallığına, Güney Dobruca'yı Romanya'ya, Gümülcine ve Dedeağaç'ı Yunanistan'a
bırakmıştır. Antlaşma ayrıca Bulgaristan ordusunun 20 bin kişiyi aşamayacağı hükmü
getirmektedir.
SAVAġA GENEL BAKIġ:
ĠTALYA:Savaş sırasında taraf değiştiren devlet
ABD:Savaşın süresini kısaltan devlet
ĠNGĠLTERE:Savaştan en karlı çıkan devlet
JAPONYA:Savaştan ilk çekilen devlet
RUSYA:Rejim değiştiren devlet-resmi olarak ilk çekilen
YUNANĠSTAN:İtilaf grubuna ve savaşa en son katılan devlet
JAPONYA-ABD: Ekonomisi en fazla gelişen devletler
Rusya’da Romanoflar
Avusturya’da Habsburglar
Almanya’da Hohenzoller
Osmanlı’da Osmanoğulları
Bu savaştan en karlı çıkan devlet İngiltere ve Fransa ile ABD’dir. İngiltere ve Fransa dünyanın
yarısına egemen oldular. En zararlı çıkan devlet ise Osmanlı Devletidir.
Tank, kimyasal silah ve denizaltı ilk olarak I.Dünya savaşında kullanıldı. Sivil Savunma
örgütleri kuruldu.
Dünya barışını korumak için Milletler Cemiyeti kuruldu.
10 milyon insan hayatını kaybetmiştir
Bazı bölgesel Paktlar kuruldu. Bunlar: Kellog, Lokarno, Küçük Antant, Balkan Antantı,
Sadabat Paktı gibi paktlardır.
-MONDROS ATEġKES ANTLAġMASI (30 EKĠM 1918)
Limni adasının Mondros Limanında İngiliz Amiral Caltrophe ile Bahriye Nazırı Rauf ORBAY
arasında imzalanmıştır. Ġmzalayan hükümet ise Ahmet Ġzzet PaĢa Hükümetidir.
Maddeleri:
1- Ġtilaf Devletleri güvenliklerini tehlikeye düĢürecek bir durum karĢısında gerekli gördükleri
herhangi bir yeri iĢgal edebileceklerdir (7. madde olup en tehlikeli maddedir).
2- Vilayet-i Sitte’de de (Erzurum,Elazığ(Harput),Diyarbakır,Sivas,Bitlis,Van) herhangi bir karışıklık
çıkarsa itilaf devletleri burayı da işgal edebilirler.(24.Madde)
3- Boğazlar İtilaflara teslim edilecektir.
4- Tüm haberleşme istasyonları İtilaflara teslim edilecektir.
5- Tüm liman, Tersaneler ve Demiryolları İtilaflara teslim edilecek.
6- Tüm kömür yatakları ve Akaryakıt benzeri maddeler itilafların emrine bırakılacak.
7- Sınır güvenliği ve iç güvenlik için gerekli birlikler dışındaki tüm Osmanlı orduları terhis edilecek
8- Yemen-Hicaz, Suriye, Irak, Filistin ve Trablusgarp‟taki tüm birlikler en yakın İtilaf
kumandanlıklarına teslim olacaklar.
9- Bütün itilaf esirleri serbest bırakılacak. Fakat itilafların elindeki Türk esirler serbest
bırakılmayacak.
10- İran ve Kafkasya‟daki Osmanlı birlikleri derhal savaş öncesi sınırlarına çekileceklerdir.
(Bu maddenin amacı, bu sırada Bakü‟ye kadar ilerlemiş olan Enver Paşa‟nın İslam Ordusunu
durdurmaktı.)
CEMĠYETLER
-TRAKYA PAġAELĠ CEMĠYETĠ:2 Kasım 1918‟de I.Kolordu Komutanı Cafer Tayyar Bey‟in
yardımları ile kuruldu.Merkezi Edirne olan bu cemiyetin amacı Doğu Trakya bölgesinin Yunanlılara
verilmesini önlemek ve Mavri Mira Cemiyeti‟nin bölücü faaliyetlerini önlemektir.Bölgenin
tarih,ırk,kültür bakımından Türk olduğunu kanıtlamak için yayınlar çıkarmıştır.Yeni Edirne ve Ahali
gazetelerinde görüşlerini yayınlamışlardır.9-13 Mayıs 1919 tarihlerinde Edirne ve daha sonra
Lüleburgaz kongrelerini toplamışlardır.Mondros’tan sonra kurulan ilk milli cemiyettir.Osmanlı
Devleti’nin yıkılması durumunda Batı Tarkya ile birleĢerek bir Trakya devletide kurmayı
amaçlamıĢtır.
-ĠZMĠR REDD-Ġ ĠLHAK CEMĠYETĠ: İzmir‟in işgalini önlemek ve buranın Türklere ait olduğunu
dünyaya duyurmak için kurulmuştur.Balıkesir ve AlaĢehir Kongrelerinin toplanmasında etkili
olmuştur.
Doğu illerinden göç edilmesini ve bölgede Türk nüfusunun azalmasını önlemeye çalıştı
Ekonomi, bilim ve tarihsel alanda örgütlenerek Doğu Anadolu‟nun Türk vatanı olduğunu
basın yayın yoluyla dünyaya duyurmaya çalışmıştır.
Erzurum Kongresi’nin toplanmasında etkin rol oynamıştır.
Haklarını duyurmak amacıyla LEPAYS(VATAN) adında Fransızca gazete çıkarmışlardır.
MĠLLĠ KONGRE CEMĠYETĠ:1918‟de İstanbul‟da kuruldu. Çeşitli parti, dernek, fakülte ocak ve
hayır kurumlarından kimselerin bir araya gelmesi ile ortay çıkmıştır. Diğer cemiyetlerden farklı bir
özelliğe sahiptir.Milli Mücadeleye bir bütün olarak bakmıĢ ve ulusal kurtuluĢu
amaçlamıĢtır.Milli Mücadelenin haklılığını dünyaya duyurmak için basın-yayın yolunu
kullanmıştır.Arapça,Fransızca ve İngilizce yayınlar hazırlamıştır.Kuvay-i Milliye sözü ilk kez bu
cemiyetin kurucularından olan Dr. Esat Işık tarafından kullanılmıştır.
YARARLI CEMĠTLERĠN ÖZELLĠKLERĠ
MAVRĠ MĠRA (KARA GÜN) CEMĠYETĠ:1919 sonlarında Fener Rum Patrikhanesi tarafından
kurulan bir cemiyettir.Bizans İmparatorluğu‟nu yeniden canlandırma amacına sahiptir.(MEGOLA
İDEA) Doğrudan Yunanistan‟dan yönlendirilmiştir.Azınlıkların kurduğu cemiyetler içerisinde en
geniş kapsamlı faaliyet gösteren cemiyettir.Bu cemiyetin alt birimleri arasında;Yunan Kızılhaçı,Yunan
Göçmenler Komisyonu,Rum İzci Kolları,Fener Rum Patrikhanesi,Yunan ve Trakya Komiteleri,Kardos
Cemiyeti.
MUSEVĠ (ALYANS) CEMĠYETĠ: İstanbul Yahudileri tarafından Gençlik Teşkilatı adıyla kurulan
bu cemiyet Makabi Yahudi Cemiyeti‟ne güç kattı. Fırsat bulduğunda İsrail birliğini kuracaktı.
SAMSUN‟A ÇIKIġ
M.Kemal, Mondros Mütarekesinden sonra 13 Kasım 1918‟de Ġstanbul‟a gelmiĢtir. O gün deniz
ortasında demirlenmiĢ düĢman donanmasını gördüğü zaman yaveri Cevat Abbas‟a „Geldikleri gibi
giderler „ demiĢtir. Ġstanbul‟da çeĢitli görüĢmeler yapan M.Kemal PaĢa kurtuluĢun halkın kendisine
gitmek, Anadolu‟da halkı teĢkilatlandırmak ve milli mücadeleyi baĢlatmakta olduğunu
düĢünmüĢtür.Ancak bunun için kendisine olumlu bir fırsatın gelmesi gerekiyordu.
Aynı günlerde ülkenin kurtuluĢu için ortay atılan diğer fikirler Ģunlardır:
-bölgesel direniĢle kurtulma,
-Ġngiliz mandası altına girme,
-ABD mandası altına girme,
-PadiĢah ve halife ile devam etme
Bu dönemde tüm Osmanlı topraklarında olduğu gibi Samsun'da da iĢgalciler ile Türk
halkı arasında silahlı çatıĢmalara yaĢanmaya baĢlamıĢtı. Bunun üzerine Ġngiliz Yüksek
Mütareke Komisyonu imzasıyla Ġtilaf Devletleri, Osmanlı hükümetine bir nota vermiĢ ve
bölgedeki karıĢıklıkların giderilmesini istemiĢ aksi halde Mondros AteĢkes AnlaĢması'nın 7.
maddesinin gerekçe gösterilerek bölgenin iĢgal edileceğini beyan etmiĢtir. Dönemin Harbiye
Nazırlığı ile Sadrazam Damat Ferid PaĢa karıĢıklıkların giderilmesi görevi için Mustafa
Kemal'i uygun görmüĢtür.(M.Kemal ismini öneren Dahiliye Nazırı Vekili Mehmet Ali
Bey‟di.Damat Ferit PaĢa biraz düĢündükten sonra kara verdi) Kendisine bu görev
Harbiye Nazırlığı tarafından bildirilmiĢ ve görev Mustafa Kemal tarafından kabul edilmiĢtir.
Kendisine 9. Ordu MüfettiĢliği verilmiĢ(15 Haziran 1919‟da 3.Ordu adını almıĢtır), görev
yetkilerinin bulunduğu ferman imzalanmıĢtır. Ayrıca Mustafa Kemal bu fermanda bulunan
bazı açıklamaları bizzat kendisi yazmıĢtır. Müfettişlik görev ve yetkilerinin yer aldığı
fermanın görevleri içeren maddeleri kısaca şu şekildedir:
MüfettiĢlik görevini kendisini Ġstanbul'dan uzaklaĢtırmak için verilmiĢ bir görev olarak
düĢünen Mustafa Kemal kaleme aldığı NUTUK adlı eserinin 1. bölüm, Benim Kararım adlı
kısmında görevi kabul ediĢinin ardındaki düĢüncelerini Ģu Ģekilde kaleme almıĢtır.
„
İşte, daha İstanbul'dan çıkmadan önce düşündüğümüz ve
Samsun'da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz
uygulamaya başladığımız karar, bu karar olmuştur.
15 Mayıs 1919 tarihinde kendisi için hazırlanan ve onu Samsun'a götürecek olan Bandırma
Vapuru'nun kaptanı Ġsmail Hakkı Bey'i makamına çağırtarak yolculuk hakkında bilgi almıĢ ve
ertesi gün (16 Mayıs 1919) öğle üzeri hareket edeceklerini bildirmiĢtir. Yolculuk günü vapur,
Sirkeci Garı açıklarında Ġngilizler tarafından aramaya ve kontrole tabi tutulmuĢ ve Mustafa Kemal,
BeĢiktaĢ Ġskelesi'nden motor ile Kız Kulesi açıklarında vapura binmiĢtir. Vapur hareket etmeden
önce Rauf Bey Mustafa Kemal'e "yola çıkmamasını, işgal kuvvetlerine mensup bir torpido
tarafından takip edileceğini ve vapurun batırılacağını" haber aldığını belirtmiĢ fakat o,
yolculuğun plânlandığı gibi süreceğini söylemiĢtir.
Vapur Mustafa Kemal hariç 18 askerle beraber 16 Mayıs 1919 tarihinde öğle üzeri
Ġstanbul'dan Samsun'a doğru yola çıkmıĢtır. Rauf Bey'in belirttiği Ġngiliz gemisi, Bandırma
Vapuru'nu izlemeye baĢlamıĢ ancak Karadeniz'e açıldıktan sonra fırtınalı havada izlerini
kaybetmiĢtir. Mustafa Kemal, Ġsmail Hakkı Bey'e karaya yakın bir rota izlemesini ve düĢman
saldırısı halinde gemiyi en yakın sahile oturtmasını emretmiĢtir Sert havada, dalgalı bir denizde yol
alan gemi 17 Mayıs günü gece saat 23.00 civarında Ġnebolu Limanı'na girmiĢ,18 Mayıs 1919
tarihinde öğle üzeri 12.00'de de Sinop Limanı'na yanaĢmıĢtır Üsteğmen Hikmet Bey sandal ile
kıyıya çıkmıĢ ve yolda olduklarını Samsun Tümen Komutanlığı'na telgraf ile bildirmiĢtir.
Bandırma Vapuru, bu telgraftan bir gün sonra da 19 Mayıs 1919'da Samsun'a varmıĢtır
ĠZMĠR‟ĠN ĠġGALĠ: I. Dünya SavaĢı sonrasında Paris'te toplanan uluslararası barıĢ
konferansının kararıyla Ġzmir kentinin 15 Mayıs 1919'da Yunanistan tarafından iĢgali. 9 Eylül 1922'de
Türk Ordusunun kente girmesiyle iĢgal sona ermiĢtir. ĠĢgalin en büyük gerekçesi; hazırlanan sahte
raporlarla bölgedeki Rum sayısının Türk sayısından fazla olduğudur ve bu bölgenin Yunanlara
verilmesinin kararlaĢtırılmasıdır. ABD baĢkanı Wilson buna önce karĢı çıksa da sonradan daha
yumuĢak bir tavır göstermiĢtir. Ġzmir iĢgalinde, iĢgal güçlerine ilk somut tepkiyi Hukuk-u BeĢer
gazetesi baĢyazarı Hasan Tahsin gösterdi ve Yunanlılara ilk kurĢunu sıktı.
Ülkenin birçok yerinde iĢgali kınayan mitingler düzenlendi. ĠĢgali kınayan ilk toplantı
Darülfunun Konferans Salonunda yapıldı.19 Mayıs‟ta Fatih,22-23 Mayıs‟ta Türk kadınları
tarafından Kadıköy ve Sultanahmet mitingleri yapıldı.
Ġçeriği:
Her tarafta iĢgalleri proteste için mitingler yapılmasını ve Ġstanbul Hükümeti ve Ġitilaf
Devletleri‟ni iĢgalleri kınayan telgraflar çekilmesi istendi.
Milli teĢkilatların halkı bilinçlendirmek için köylere kadar yayılması istendi.
ĠĢgallere karĢı yapılan gösterilerde azınlıklara karĢı saldırgan tutumlar izlenilmemesi istendi
Havza Genelgesi kısa sürede etkisini hissettirdi ve yurdun çeĢitli yerlerinde mitingler
düzenlendi. Bu durum Ġngilizleri kızdırdı ve M.Kemal‟in geri çağrılmasını istediler.
Ġstanbul Hükümeti Havza Genelgesi‟nden sonra M.Kemal‟i Harbiye Nazırlığı aracılığıyla
ilk kez geri çağırdılar. Ancak M.Kemal bu çağrıya uymadı.12 Haziran 1919‟da Amasya‟ya
geçti.
AMASYA GENELGESĠ (22 HAZĠRAN 1919)
Maddeleri;
1- Vatanın bütünlüğü milletin bağımsızlığı tehlikededir.
Ġlk defa resmen ve açıkça ilk kez Ġstanbul Hükümetine karĢı çıkılmaktadır.
Bu madde aynı zamanda ikinci gerekçedir
4- Milleti içinde bulunduğu durumdan kurtarmak ve sesini dünyaya duyurmak için her türlü
etki ve denetimden uzak milli bir kurul gereklidir.
Burada kast edilen Milli Kurul gelecekte TEMSĠL KURULU ve ondan sonra TBMM olacaktır.
5- Anadolu‟nun güvenli bir bölgesi olan Sivas‟ta Milli bir kongre toplanmalı, bu kongreye her
livadan halkın güvenini kazanmıĢ 3‟er delege katılmalı ve bu durum milli bir sır gibi
saklanmalıdır.
Bu maddeden amaçlanan milli mücadeleyi kiĢisel bir mücadele olmaktan çıkarıp halka mal etmek
böylece katılımları arttırmaktır.
7- Doğu illeri adına Erzurum‟a gidecek olan delegeler kongreden sonra dağılmadan derhal
Sivas‟a gelecekler.
Bu genelgeye M. Kemal PaĢa, Albay Refet Bele, Albay Rauf Orbay, XX. Kolordu Komutanı Ali
Fuat PaĢa, Konya‟da bulunan II. Ordu müfettiĢi Cemal PaĢa (telgrafla), Erzurum‟da bulunan XV.
Kolordu Komutanı Kazım Karabekir PaĢa (telgrafla) imza koymuĢlardır.
Bunun üzerine Ġstanbul Hükümeti hem II. Ordu müfettiĢi Mersinli Cemal PaĢa‟yı (Konya‟da),
hem de III. Ordu MüfettiĢi M. Kemal PaĢayı ĠçiĢleri Bakanı Ali Kemal aracılığıyla Ġstanbul‟a tekrar
geri çağırdı (2 Temmuz). Mersinli Cemal PaĢa bu karara uymasına rağmen M. Kemal bu karara
uymamıĢtır.26 Haziran‟da Tokat‟a,27 Haziran‟da Sivas‟a geçen M. Kemal 8–9 Temmuz gecesi
görevinden alındığı mesajını alınca aynı gece kendisi de hem görevinden hem de askerlik
mesleğinden istifa ettiğini bildirecektir.
M. Kemal istifa ettikten sonra “Artık İstanbul Anadolu‟ya hâkim değil, tâbi olmak
zorundadır” demiştir.
AMASYA GENELGESĠ‟NĠN ÖNEMĠ:
Ulusal egemenliğe dayalı yeni bir yönetim kurulması yolunda ilk adımdır.
KurtuluĢ SavaĢı‟nın amacı, gerekçesi ve yöntemi ilk kez bu genelgede yer alır.
KurtuluĢ savaĢı resmen baĢlamıĢtır.
Bu genelge bir ihtilal beyannamesidir.
-Kongreyi Toplayanlar: ġark Ġlleri Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ve Trabzon Müdafaa-i Hukuk
Cemiyeti.
-Kongrenin Toplanma Amacı: Doğu Anadolu‟daki Ermeni ve Doğu Karadeniz‟deki Pontus
faaliyetlerine karĢı önlem almaktır.
-Kongreye Katılan Ġller: Erzurum, Bitlis, Sivas, Van.
(Elazığ, Diyarbakır ve Mardin delegeleri valilerin engellemesiyle kongreye katılamamıĢtır)
-Kongredeki üye sayısı:54
Kongreyi geçici baĢkan olarak Erzurum delegelerinden Hoca Raif Efendi açmıĢ;
yoklamanın ardından yapılan oylamada Mustafa Kemal PaĢa kongre baĢkanlığına
getirilmiĢtir. Kongre aslında 10 Temmuz'da baĢlaması öngörüldü. Fakat delegelerin bir
bölümünün gelememesinden ötürü 23 Temmuz'a ertelendi.
Kongre kararları:
1) Ulusal sınırlar içinde vatan bir bütündür, parçalanamaz.
BALIKESĠR KONGRESĠ: Batı Cephesi'nde Yunan Ordusu karĢısında mücadele eden Kuvay-ı
Milliye'nin bir düzen altına alınarak sevk ve idaresini ve beslenmelerini sağlamak için 27 Haziran
1919'da Balıkesir'de bir kongre toplandı. Kongre'ye Ayvalık, Soma, Akhisar mıntıkaları ile Balıkesir'e
bağlı diğer ilçelerin temsilcileri katıldı. BaĢkanlığına Hacım Muhittin Bey seçildi. 30 Temmuza kadar
süren kongre ile Batı Cephesi oluĢturuldu. Ġngiltere, Amerika, Fransa ve Ġtalya siyasî temsilcilerine
telgraflar çekildi. Çekilen telgraflarda Anadolu'nun hemen yabancı iĢgallerinden kurtarılması ve
Türk'ün açık haklarının kabul edilmesi istendi. Bu kongrede PadiĢaha bağlılık bildirilmiĢtir.
NAZĠLLĠ KONGRESĠ: Celal Bey (Bayar) önderliğinde toplanmıĢtır. Çevreden gelen 20 kadar
delegenin katıldığı kongre 6-9 Ağustos tarihleri arasında sürmüĢ, Yunan iĢgal ve baskılarına karĢı
mücadele edilmesine ve bu konuda Hükümete yardımcı olunmasına karar verilmiĢti. Ayrıca Nazilli‟de
bir Yönetim Merkezi oluĢturularak, çevre ilçelerde buna bağlı Ģubeler açılmasına karar verilmiĢti.
DĠĞER BÖLGESEL KONGRELER;
Kongre BaĢlarken;
Kongre Kararları:
1) Tüm Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri tek çatı altında toplandı ve adı “Anadolu ve Rumeli
Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” oldu (ARMHC)
4) Erzurum Kongresi kararları aynen kabul edildi. Sadece yukarıdaki kararlarda değiĢiklikler
yapıldı. Bunun dıĢında Erzurum‟da kabul edilen diğer maddeler aynen kabul edildi.
SĠVAS KONGRESĠ‟NĠN ÖNEMĠ
-Kongreden sonra temsil heyeti ilk yürütme görevini yaparak Ali Fuat Cebesoy‟u Batı Cephesi
Kuvay-ı Milliye birlikleri komutanlığına atadı. Bu, Temsil Heyetinin artık resmen bir hükümet gibi
hareket ettiğini gösterir. Ayrıca Sivas‟ta Ġrade-i milliye adlı bir de gazete çıkarıldı. Daha sonra bu
gazete Ankara‟da Hâkimiyet-i Milliye olarak çıkarılmaya baĢlandı. Temsil Heyeti I.TBMM‟ye kadar
varlığını devam ettirmiĢtir.
-M. Kemal tarafından Kongreden sonra tüm sivil ve askeri yöneticilere Ġstanbul‟la her
türlü haberleĢmenin kesilmesi emri verildi. Kongrenin toplanmasını engelleyemeyen Damat
Ferit Hükümeti istifa etti ve yerine Ali Rıza PaĢa Hükümeti kuruldu. Bu temsil heyetinin ilk
siyasal baĢarısıdır.
AMASYA GÖRÜġMELERĠ
-GörüĢmelerde üçü açık ve imzalı, ikisi gizli ve imzasız beĢ protokol tespit edilmiĢtir.
Birinci Protokol: Ordunun siyasetle uğraĢmaması, Hükümeti küçük düĢürücü müdahalede
bulunulmaması, Hükümet hakkında yazı yazılmaması(Salih PaĢa‟nın istekleri)
Not: Mebusan Meclisi‟nin açılması kararı Temsil Kurulu, Ġstanbul Hükümeti ve Ġtilaf Devletlerince
farklı değerlendiriliyordu; Buna göre:
Temsil Kurulu‟nun Amacı: Ulusal bağımsızlık hareketini meĢrulaĢtırmak, bunu
baĢaramazsa da Ġstanbul‟da sağlıklı kararlar alınamayacağını ispatlamaktır.
Ġstanbul Hükümeti‟nin Amacı: Kendi otoritesini artırarak, Temsil Kurulu‟nu etkisiz ve
yetkisiz kılabilmektedir.
Ġtilaf Devletleri‟nin Amacı: Toplanacak olan Mebusan Meclisi‟ne, iĢgalleri onaylatarak
resmileĢtirmektir.
16-29 Kasım 1919 tarihleri arasında Sivas‟ta toplanan Heyet-i Temsiliye üyeleri ve Komutanların
gündemindeki konular “Meclis-i Mebusan‟ın toplanma yerinin, Meclisin toplanmasından sonra Heyet-
i Temsiliye‟nin ve Millî teĢkilâtın alacağı Ģekil ve çalıĢma yönteminin, Paris BarıĢ Konferansı‟nın
bizim için olumlu veya olumsuz bir karar vermesi haline tutulacak yolun belirlenmesiydi”
Günlerce süren toplantılardan sonra Ģu kararlar alınmıĢtı:
1. Millî Meclis‟in Ġstanbul‟da toplanmasının sakınca ve tehlikelerine rağmen, Saltanat Hükümeti
Ġstanbul dıĢında toplanmayı kabul etmediği ve memleketi bir bunalıma sürüklemekten sakınıldığı için,
Meclis‟in Ġstanbul‟da toplanması zarureti kabul edildi.
2. Millî Meclis Ġstanbul‟da toplandıktan sonra, milletvekillerinin, tam bir güvenlik ve serbestlik içinde
yasama görevlerini yapmakta olduklarını açıklayacakları güne kadar, Heyet-i Temsiliye Ģimdi olduğu
gibi yine Ġstanbul dıĢında kalarak, millî görevine devam edecektir.
3. Paris BarıĢ Konferansı, bizim hakkımızda olumsuz bir karar verdiği ve bu karar hükümet ve Millî
Meclis‟ce kabul edilip onaylandığı takdirde, elveriĢli en kısa yoldan millî iradeye baĢvurulacak,
tüzükte açıklanmıĢ olan esasların gerçekleĢtirilmesine çalıĢılacaktır.
TEMSĠL HEYETĠ‟NĠN ANKARA‟YA GELMESĠ
(27 ARALIK 1919)
Meclis‟in Ġstanbul‟da toplanmasını istemeyen M.Kemal bu konuda çok çaba sarf etmesine
rağmen istediği neticeyi alamamıĢtır. Bunun üzerine Ġstanbul‟da toplanacak Osmanlı MEBUSAN
MECLĠSĠ‟NĠN çalıĢmalarını yakından takip edebilmek amacıyla Ankara‟ya gitmeyi uygun
bulmuĢtur.
-Erzurum ve Sivas Kongresi‟nde Mebusan Meclisi‟nin tekrar açılması ve hükümet iĢlerinin meclis
denetimine girmesi istenmiĢti.
-Amasya görüĢmelerinde ise Ġstanbul Hükümeti ve Temsil Heyeti Mebusan Meclisi‟nin açılmasına
karar vermiĢti.
7 Kasım 1919‟da yurt genelinde seçimler yapıldı. Ülke genelinde seçimleri genelinde Milli
Cemiyetlere üye olanlar kazanmıĢtır. Bu seçimlerde M.Kemal Erzurum milletvekili olarak
seçilmiĢtir.
b) Boğazlar
Saltanatın, Ġstanbul‟un ve Boğazların güvenliği sağlandığı takdirde boğazlar uluslar arası ticarete
açılabilir. Çanakkale ve Ġstanbul boğazlarının ticarete ve ulaĢıma açılması konusunda, ilgili devletlerin
oy birliği ile verecekleri karar geçerli olacaktır.
c) Azınlıklar
Azınlıklara komĢu ülkelerdeki Müslüman azınlığa verilen haklar nispetinde haklar verilebilir.
d) Kapitülasyonlar
Kapitülasyonlar bütün yönleri ile kaldırılacaktır.(Ġlk kez ve açıkça yabancılara tanınan imtiyazlara
karĢı çıkılmıĢtır.)
e) Osmanlı Borçları
Osmanlı Borçları uygun koĢullar içerisinde ödenecektir. Bunun için yeni bir borç ödeme planı
yapılmalıdır.
MĠSAKIMĠLLĠ‟NĠNÖNEMĠ
-Milli ve bölünmez bir Türk ülkesinin sınırlarını çizmiĢtir.
-Erzurum ve Sivas Kongrelerince alınmıĢ kararlar Meclis tarafından onaylanmıĢtır.
-Milli mücadelenin siyasi programı çizilmiĢ ve ana hedefler belirlenmiĢtir.
-M.Kemal PaĢa askerlik görevinden kendisinin ayrıldığını açıklamıĢ ve 3 ġubat 1920‟de
madalyaları ve niĢanlarını geri vermiĢtir.
-Milli Mücadele‟ye taraftar gördükleri Harbiye Nazırı Cemal PaĢa ve Genel Kurmay BaĢkanı Cevat
ġakir PaĢa‟nın görevden alınmasına yol açtılar.
-Meclis BaĢkanını tutuklamaya kalktılar
-Baskılara dayanamayan Ali Rıza PaĢa Hükümeti istifa etti.(3 Mart 1920) 8Mart 1920‟de Salih PaĢa
hükümeti kuruldu.
-9 Mart‟ta Türk Ocağını bastılar
-15 Mart‟ta 150‟nin üzerinde Türk aydınını tutukladılar.
-16 Mart 1920 de Ġstanbul‟u resmen iĢgal ettiler.
-18 Mart‟ta meclis son toplantısını yaptı.20 Mart‟ta meclis Ġtilaf devletleri tarafından basıldı.
Milletvekilleri Malta adasına sürgüne gönderildi. Böylece Meclis fiilen kapanmıĢ oldu.
-Baskılara dayanamayan Salih PaĢa 2 Nisan 1920‟de istifa etti.5 Nisan 1920‟de tekrar Damat Ferit
Hükümeti kuruldu.
-11 Nisan 1920‟de Vahdettin bir daha açılmamak üzere Mebusan Meclisi‟ni resmen kapattı.
Ġtilaf Devletleri; Ġstanbul‟un iĢgalini Ģu gerekçelere dayandırmıĢtır;
Not 2: M.Kemal‟in Mebusan Meclisi‟ndeki milletvekillerine TBMM‟ye katılma hakkı tanıması mili
iradeye verdiği önemin kanıtıdır.
Ankara'ya gelebilen milletvekilleriyle birlikte meclisin 23 Nisan Cuma günü açılmasına karar
verildikten sonra bu karar Mustafa Kemal PaĢa tarafından 21 Nisan 1920'de çok acele kaydıyla
Kolordulara, Bütün Valiliklere, Bağımsız Sancaklara Müdafaa-i Hukuk Merkez Heyetlerine, Belediye
BaĢkanlıklarına bildirilmiĢti.
-TBMM, Ġstanbul‟dan gelebilen Meclis-i Mebusan üyeleri ile yeniden milletvekili seçilenlerden
oluĢmuĢtu. Meclisin üye sayısı son yapılan araĢtırmalara göre 390‟dır.Meclis hiçbir zaman tam üye sayısı ile
toplanamamıĢtır. Çünkü milletvekillerinin kimileri komutan, subay hatta er olarak cephelere gitmesi, kimileri
de vali, müsteĢar, müdür olarak devlet iĢlerini yürütmeye devam etmekteydiler.23 Nisan 1920 günü meclis
115 milletvekili ile toplanmıĢtır.(Bazı kaynaklar faklı rakamlarda verebilmektedir)Ancak bu sayıda her
geçen gün artıĢ olmuĢtur. Meclis üyelerinin büyük çoğunluğunu hukukçu, asker, idareci, doktor, öğretmen,
gazeteci gibi aydınlar oluĢturmaktaydı. Onları din adamları izlemekteydi.
-Birinci TBMM ilk baĢkanı Sinop Milletvekili ġerif(Alkan) Bey‟in 23 Nisan 1920 saat
13.45‟teki açılıĢ konuĢmasıyla baĢlamıĢtır. AçılıĢ konuĢmasında Ģunu belirtmiĢtir:
„İstanbul'un geçici kaydıyla yabancı kuvvetler işgal olunduğu ve bütün temelleriyle
halifelik makamının ve hükümet merkezinin bağımsızlığının yok edildiği hepinizce bilinmektedir.
Bu duruma baş eğmek, milletimizin teklif edilen yabancı esaretini kabul etmesi demekti. Ancak
ezelden beri hür ve bağımsız yaşamış olan milletimiz esaret altına alınmayı büyük bir şiddet ve
kesinlikle reddetmiş ve hemen vekillerini toplayarak yüce meclisini meydana getirmiştir. Bu yüce
meclisin en yaşlı üyesi sıfatıyla ve Allah'ın yardımıyla milletimizin içte ve dışta tam bağımsız olarak
kaderini (geleceğini) bizzat üstlendiğini ve idare etmeye başladığını bütün dünyaya ilân ederek
Büyük Millet Meclisi'ni açıyorum."
-Ġlk TBMM‟ye Ankara milletvekili olarak katılan Mustafa Kemal, meclisin 24 Nisan‟daki
toplantısında TBMM‟nin ilk baĢkanı olarak seçilmiĢtir. Erzurum Milletvekili Celalettin Arif Bey
Ġkinci BaĢkanlığa, Konya Milletvekili ve Mevlana Dergâhı PostniĢini Abdulhalim Çelebi ile KırĢehir
Milletvekili Cemalettin Efendi de BaĢkan yardımcılıklarına seçilmiĢtir. Ardından 24 Nisan 1920
tarihli önerge verilmiĢtir.
Buna göre;
Hükümet kurmak zorunludur.
Yorum: Ġstanbul Hükümeti dıĢında bir hükümetin kurulması gerekliliğinden bahsedilmiĢtir.
Mecliste toplanan milli iradeyi, vatanın geleceğine iliĢkin en önemli güç olarak görmek, temel
ilkedir. TBMM‟nin üzerinde hiçbir güç ve makam yoktur.
Yorum: Osmanlı yönetimi(Ġstanbul Hükümeti) yok sayılmıĢtır.
Geçici olarak bir padiĢah vekili ya da hükümet baĢkanı atamak uygun değildir.
Yorum: TBMM‟nin kararlarında bağımsız olma isteğini ve meclisin süreklilik arz edeceğini gösterir.
Meclis tarafından seçilip vekil olarak görevlendirilecek bir kurul, hükümet iĢlerine
bakar; meclis baĢkanı bu kurulunda baĢkanıdır.
Yorum: Meclis Hükümet Sistemi benimsenmiĢtir.
3 Mayıs 1920‟de hükümet resmen kuruldu. Ġcra Vekilleri Heyeti Ģu bakanlardan oluĢmaktaydı:
M.Kemal: Meclis BaĢkanı ve Hükümet BaĢkanı
Cami (Baykut) Bey: ĠçiĢleri Bakanı
Bekir Sami (Kunduh):DıĢiĢleri Bakanı
Fevzi Çakmak PaĢa: Milli Savunma Bakanı
Hakkı Behiç Bey: Maliye Bakanı
Celalettin Arif Bey: Adalet Bakanı
Mustafa Fehmi Bey: ġeriyye ve Evkaf Bakanı-Din Ġlleri ve Vakıflar Bakanı
Dr.Adnan Adıvar: Sağlık Bakanı
Ġsmail Fazıl PaĢa: Bayındırlık Bakanı
Yusuf Kemal Bey: Ġktisat Bakanı
Dr.Rıza Nur: Milli Eğitim (Maarif) Bakanı
Bunlar;
1- I. TBMM‟nin ilk çıkardığı kanun 24 Nisan‟da çıkarmıĢ olduğu Ağnam (Hayvan vergilerinin 4
katına çıkarılmasına dair) Kanunudur.
2- I. TBMM‟nin çıkardığı 2. Kanun ise Hıyanet-i Vataniye Kanunudur (29 Nisan 1920). Bu bir
ceza kanunudur. Bu kanun ile TBMM‟ye karĢı isyan edenler Vatan haini sayılmıĢ ve 11 Eylül
1920‟de kurulan istiklal mahkemelerinde cezalandırılmıĢtır. Ġstiklal mahkemeleri 1927‟ye kadar
devam etmiĢtir.
3- Yine 11 Eylül 1920‟de çıkarılan bir baĢka kanun olan Firariler Kanunu ile de asker kaçaklarının
önlenmesine çalıĢıldı.
4- 5 Eylül 1920‟de çıkarılan Nisab-ı Müzakere Kanunu ise Meclis iç tüzüğüyle ilgilidir.
Bu kanunda;
Meclisin görev süresinin Ģartlara ve zamana bağlı olmadığı
Mebusların yılda mazeretsiz olarak 2 ay toplantıya katılamazlarsa üyeliklerinin düĢeceği.
Memuriyet ve mebusluğun aynı kiĢide olamayacağı (Askerler ve Sefirler ile Bakanlar Hariç)
Karar yeter sayısı mebus toplamının yarısının 1 fazlası olacağı
Mebus maaĢlarının yıllık 1250 lira olacağı ile ilgili maddeler vardır. Kısacası bu kanun meclis
iç tüzüğüdür.
5- 10 Eylül 1920 Men-i Müskirat Kanunu ile Milli Mücadeleye mali kaynak sağlamak amacıyla içki
ve tütün mamulleri yasaklandı. Yine aynı amaçla 25 Kasım 1920‟de Men-i Ġsrafat Kanunu ile her
türlü israfın önüne geçilmek istendi.
6- I. TBMM‟nin çıkardığı en önemli kanun Ģüphesiz ki 5 Ağustos 1921‟de M. Kemal‟e
BaĢkomutanlık yetkisini veren kanundur.
I.TBMM‟YE KARġI ÇIKAN AYAKLANMALAR
Nedenleri
Uzun süren savaĢların halkı yıpratması ve asker kaçaklarının olması
Ġngilizlerin Boğazlarda etkin olmak istemesi
Osmanlı Hükümeti‟nin Milli Mücadelecileri, BolĢevik ve Ġttihatçı diye tanıtması
Ġstanbul Hükümeti ve Ġtilaf Devletlerinin kıĢkırtmaları
Kuvay-i Milliye birliklerinin disiplinsiz hareketleri
Azınlıkların bağımsız devlet kurma istekleri
Bazı çevrelerin manda ve himaye fikrini savunması
Düzenli ordunun kurulmasından rahatsızlık duyanların olması
AzınlıklarınÇıkardığı Ayaklanmalar
SINIRLAR: Doğu Trakya ve Batı Anadolu Yunanistan‟a bırakılacak. Urfa, Mardin, Antep
ve Suriye Fransa‟ya bırakılacak. Ayrıca Adana, Kayseri, Malatya ve Sivas‟a kadar olan
bölgede Fransız denetiminde kalacak. Arabistan ve Musul dâhil olmak üzere Irak, Ġngiltere‟ye
bırakılacak. Aydın‟dan itibaren Batı Anadolu, Antalya ve Konya yöresi Ġtalya‟ya verilecek.
Rodos ve Onikiada Ġtalya‟ya, diğer Ege adalarının tamamı Yunanistan‟a bırakılacak. Ayrıca
Osmanlı Mısır üzerindeki haklarından tamamen vazgeçecek ve Hicaz‟da bağımsız bir devlet
kurulacaktı.
BOĞAZLAR: SavaĢ ve barıĢ zamanında bütün devletlerin gemilerine açık olacak; boğazların
yönetimi „Boğazlar Komisyonu‟ denilen bir kurula verilecekti. Bu Komisyonda Türk üye
bulunmayacaktı. Bu kurulun ayrı bir bayrağı, bütçesi olacaktı. Komisyon baĢkanlığının süresi
2 yıl olacak ve kararlar komisyonda oy çokluğu ile alınacaktı.
AZINLIK HAKLARI: Türkiye‟de yaĢayan her topluluk dil, din ve mezhep özgürlüğünü
kullanabilecek ve herkes eĢit olacaktı. Azınlıklar her derece okul açabilecekti.
ORDU: Osmanlı ordusu 50.700 askerle sınırlandırılıyordu. Osmanlı kara kuvveti gönüllü
olarak askere yazılanlardan oluĢacaktı. Askere alımlarda dil, din vs. gibi farklılıklar göz önüne
alınmayacaktı. Ordunun subay ihtiyacını karĢılamak için açılacak subay okulları konusunda
izin alınacaktı. Orduda ağır silah bulunmayacaktı. Deniz kuvveti 13 savaĢ gemisini
geçemeyecekti.
Ayrıca, Osmanlı Hükümeti geçerli neden olmaksızın hiçbir ulusun bilgilerini kazı yapmaktan
yoksun bırakamayacaktı.
Sevr AntlaĢması‟na göre Osmanlı Devleti‟ne kalan topraklar: Tokat, Samsun, Ordu,
Giresun, Amasya, Sinop, Çorum, Çankırı, Ankara, EskiĢehir, Bolu, Zonguldak, Bilecik,
Kayseri‟nin doğusu.
SEVR BARIġ ANTLAġMASI‟NIN ÖNEMĠ
Not: Sevr AntlaĢması ile Ayestafanos AntlaĢmasının ortak yönü uygulanamamıĢ olmasıdır.
Sevr AntlaĢmasından önce 1800‟lerden itibaren Avrupa‟nın inatla üzerinde durduğu tek Ģey Türkleri
geldikleri yere, doğuya göndermekti.. Gelin o günlerin Avrupa basınında bu konunun nasıl iĢlendiğine Ģöyle bir
gözatalım:”ĠĢte Sevr AntlaĢması‟nın temelleri:
Aralık 1876 günlü Stanboul gazetesi Ģöyle yazıyordu. “Türkün artık Avrupa‟da hüküm sürmesine
daha fazla hoşgörü gösteremeyiz. Türklere her şeyden önce yüzünü doğuya çevirip boğazların
batısını tümüyle terk etmesi gerektiği anlatılmalıdır. Türkler Avrupa dan hemen çıkarılmalı,
Avrupa‟ dan hemen yok olmalıdır.”
2 yıl sonra 19 Eylül 1878 günlü Daily News gazetesinde Ģu sözler yer alıyordu: “Türk
yönetiminin üstün ırklar üzerindeki hâkimiyeti kaldırılmalıdır.
10 yıl sonra 18 Ekim 1888‟de bu kez Fransız Le Figaro gazetesinde bir makalede Ģu satırlar yer
alıyordu: “Türklerin Avrupa‟daki günleri sayılıdır. Türkler geldikleri yere Asya‟ya
yerleşmelidirler.”
ÖZET:
Not: TBMM açıldıktan sonra Ankara’da Hâkimiyet-i Milliye gazetesi çıkarılmış ve Anadolu Ajansı
kurulmuştur.
7 Şubat 1921’de CERİDE-İ RESMİ ( Resmi gazete ) çıkarıldı.