Professional Documents
Culture Documents
Kıyı - Sayı 02 - Mayıs 1986
Kıyı - Sayı 02 - Mayıs 1986
• KIYI'mn ilk saytst, bek/enenin üstünde ilgi gör /arta birlikte, "Uiuslararast Şenlik" biçiminde kutla
dü. Sanatseverliğin bir göstergesi olan bu durum, bizi maktaytz. Bu yeni oluşum, bizim "ulusal'' bayramt
mutlu ettiği gibi, yüreklendirdi de. Bundan böyle mtza giderek "evrensel" bir boyut kazandtracağa
KIYI'ntn sanat düzeyini yükseltmek, onu okura, gi benziyor... Bu, ilginç bir gelişmedir.
derek daha doyurucu bir içerikle sunmak başitea Dünyantn çeşitli ülkelerinden din/eri, dilleri, tö
amaomtz o/acaktrr. releri, dünya görüşleri ayrt ama yürekleri bir olan ço
• Bu ytl, uluslararast BARIŞ YILI. Ama biz, sava cuklar, Atatürk Türkiye'sinde biraraya gelerek dost
şan bir dünyada, bartş'tn ödemi içindeyiz. Bütün in ça, kardeşçe sevinçten uçarcastna coşup oynayarak
sanlar, savaştn, doğrudan ya da dalayit olarak etkisin eğleniyorlar. Dünya çocuklartntn sevgide böylesine
de. Kimi ölüyor, kimi yaralantp sakat kaltyor.. Kimi kaynaşmtş olmast, birbirine uzak düşen büyükler için
de korku ve buna/tm içinde... ne güzel bir ders! Şimdiye dek biraraya gelerneyen
"Mardin-Münih Hattt"ntn sevimli Petra'st, "Ben uluslar, belki bundan böyle, bir bayram sevincinde
insaniart seviyorum." diyor. Babast Helmut ise, el ele veren bu çocuk/ann varltğtnda birleşip kayna
"Sen, bir Alman'stn; bir Alman, ancak Almaniart se şabi/irler. Ancak bu gelişmeyle, bir gün bartş artarnt
ver" diye diretiyor.. Sonunda, Petra'ntn, Mustafa'yla mn kurulabileceğine inant/abilir
kurduğu mutlu yuva dağtltyor. Daha önemlisi, insan Gerçekten çocuklar-arast ilişkilerden aileter-arast
/tk düşmant Helmut, aşağtltk düşünceleriv/e, alttn ilişkilere doğru genişleyen, buradan da uluslararast
saç/t iki çocuğu z.ebirlemeye başltyor... ilişkilere yanstyacak olan 23 Nisan Çocuk Şenliği",
Helmut'un sözleri, bize, F.H Uağlarca'ntn, Batt bartş konusunda umut verici görünümler sergile
Anst'ndaki "Ben Almanlan severim/ Almanlar maki mektedir. Dileriz, bugün dünyayt yönetenlerin bir
nalart sever." dizelerini antmsattt. Yaratttğt teknolo türlü uygulayamadtklart, Atatürk'ün "yurtta bartş
jik dünyantn tutsağt durumuna gelen Battlt insanda. dünyada banş" ilkesi, bu yoldan gerçeklesir de in
zamanla ya/ntz kendini sever olmantn çirkinfiği bu .. sanltğtn yüzü güler...
Çağtmtztn ileri uygarltğtnt yaratan insan/tk, bu
"O bir film, bun/arsa azanca düşünceler" deme
uygarltğtn sağ/adtğt geniş oTanaklardan herkesin hak
yiniz. Yeryüzünde nice Helmut'lar var. Çeşitli ülke
ça yarar/anabileceği bartş ortamtnt kurmayt da başar
lerde "yabanct düşmanltğt" yerden mi bitiyor, sant
maltdtr.
yorsunuz? Helmut'lartn, "sevgi"nin yerine "kin''i,
• Bu saytda, Ressam Orhan Peker'in özel Mek
"nefret"i büyüten insaniann işi bu... Kuşkusuz, daha
tup/anyla yaşamöyküsüne yer veriliyor. Sanatçtntn
temeldeki neden, çarptk eğitimdir. Sorunun ana kay
dosdanndan sağ/antp ilk kez Ktyt'da yaytmlanan ve
nağt, burdadtr. Bunu önlemek için, ülkeler, ulusal
önemli sanat görüşlerine de yer veren bu mektup/a
eğitim programlartnda, düşmanca duygular aştiaya
nn, ilginç bulunacağtnt umuyoruz.
bilecek _konulara yer vermemelidir. Yoksa,
Saygtlartmtzla.
Helmut'lartn saytst daha da artar ve bartş umut/art
tümüyle suya düşer.
Bartş açtstndan üzerinde duru/maya değer bir ol
gu daha var: Birkaç ytldtr "Ulusal Egemenlik ve Ço
cuk Bayramt"mtzt, çeşitli ülkelerden konuk çocuk-
Dizgi'Baskt: Kuzey Gazereci/ik Mat.ve Ambalaj San.A.S. Gazipaşa Cad.No.23 Te/:79797 67200 TRABZON
EVRENSEL BARIS iCiN - .
Rasim ŞiMŞEK
Yeryüzünün dört bir yanında anlamda barıs kurulamaz. Savasın lük ve kinden uzaklasacak sekilde
sıcak/ soğuk savaşlar sürüp giderken yol açtığı büyÜk acıları tümüyle orta terbiye edilmelidir." · ·
"evrensel barış"tan söz etmek asırı dan kaldırabllmek Icin daha köklü Evrensel barış, kuşku yok ki, en
iyimserlik olacak biliyorum. Yine ·de önlemler üzerinde dlisünmek ve barı sağlam temelini eğitimde bulur. Eği
bu konuya eğilmek, evrensel boyut şı. tüm insanlığın üzerinde birleşebi tim. insanın iç varlığına yönelerek,
larda gerçek bir barışın hangi değer leceğl evrensel değerlere dayandır oradaki beneli duyguları bastırıp öz
ler üzerine kurulablleceğlnl araştır mak gerekir. gecl bir yapı oluşturmalı. Ancak böy
mak gereğini duyuyorum. Çünkü, in lece kişi, kendi iç kargaşasından kur
sanları korku Içinde yaşamaktan kur Savaşın yaptığı yıkımları bütün tulup lyi'nin, güzel'in, doğru'nun er
taracak çözümlere ulaşmak Için, bu gerçekliği lle yaşayıp görmüş olan demine varır. Bu erdemlerle donanan
konuyu sürekli gündemde tutmak da Atatürk. evrensel barışa giden ger kimseler ise. başkalarına ulaşmakta
bir görevdir. çek yolu arayıp bularak, "yurtta güçlük çekmezler.
sulh, cihanda sulh" Ilkesini getirdi. Gerçekten kişi, insanlığı ancak
Bilge düşünür Russel, "insanların Büyük kurtarıcı, bu Ilkenin gerçekleş kendi iç vaı'iığında tanıyıp yargılaya
haydtını herhangi yoldan düzeltmek mesi için izlenmesi gereken yolu da blllr; ak'la kara'yı ancak burada ayır
Işinde, insan yaradılışının özünü an gösterdi: dedebilir. Bir şiirinde. "Cümleler doğ
lamak temel olmalıdır." der. Billmin "insanları mesut edecek yegane rudur sen dorğru isen ı Doğruluk bu
bugüne dek ortaya koyduklarıyla, In vasıta, onları birbirlerine yaklaştıra lunmaz· sen eğri isen" diyen Yunus
san yaradılışının özünü yeterince bi rak onlara birbirlerini sevdlrerek, Emre, bir başka şiirinde de, "Sen sana
lemlyorsak da. bin yıllara varan de karşılıklı maddi ve manevi Ihtiyaçları ne sanırsan ayruğa da anı san" diye
neyim birikimine dayanarak. konuya nı temine yarayan hareket ve enerji SÖ)(Ier. Kendin'den yola çıkıp da var
bu açıdan yaklaşmakta yarar var. dir. lığını aşabilen kimse, sevginin kapıla
Çünkü "barış"ı gerekli kılan, Cihan sulhü içinde beşeriyetin rını Insanlara açmakta gecikmez. Bu
"savaş"tır. Eğer savaş olmasaydı. sa hakiki saadeti, ancak bu yüksek ide sevgi lle karşılıklı anlayış, saygı, hoş
vaşın yol açtığı büyük acılar yaşan al yolcularının çoğalması ve muvaf görü, güven ortamı kurulmuş olur.
masaydı, barışa böylesine Içten gerek fak olmasıyla mümkün olacaktır." Çıkar çatışmasının. kaygının bulun
duyulmazdı. Insanlar. tek tek ya da topluca madığı böyle bir ortamda da kolayca
Savaşın nedenlerine gelince; bu çalışıp ürettiklerini ancak sevgi orta mutlu olunabilir.
nu, ünlü bilgin Einsteln'in dediği gibi, mında hakça üleşip tüketebllirler. Bir de şu var: insanların çoğu
"insan tabiatının derinliklerinde ara Çünkü sevgi, paylaşıldıkça çoğalan duymasa da yaşamak güzeldir, şiir
mak gerekir". Gerçekten, bireysel tek değerdir; onun olduğu yerde doludur. Bu güzelliği, bu şiiri duyma
kavgalardan ülkeler arasındaki sa doyumsuzluk yoktur. Sevgi dışınday yanlara duyurmak gerekir. Yaşama
vaşlara dek tüm çatışmaların teme sa bölüşülen her şey azalır ve açgöz nın sonsuz güzelliği karşısında Insa
linde, Insanın "elde etme/üstün gel lülük yaratır. Kuşkusuz burada, dü nın çirkinliği büyük bir çelişki. Dağ
me" tutkusu yatar. insanın Içindeki şüncenin coşkusuna dayanan bir larca'nın, "Neden herkes güzel ol
"yaban"ı besleyip büyüten. onu uz sevgi sözkonusudur. Bu. özgürlük gi maz,/Yaşamak bu kadar güzelken?"
laşmaz tutumlara iten bencil duygu bi. toplumsal bir değer olarak gelişti diye ünlernesi bundan. Yaşamın şiiri
ların kaynağı bu ilkel tutkudur. Bu rilen sevgidir. Bu tür sevgi, kişiye so ni duyan insan. bir düşünürün dediği
nun karşısında, kendiliğinden, "yiti rumluluk yükler. Böylece sevmek, gibi, "yaradılışının aşağılık yanlarına
hak olmaktan önce, toplumsal bir bağlı kalmaktan" kurtulup tüm varlı
rlleni yeniden ele geçirme" tutkusu
oluşmakta, böylece "çatışma" kaçı ödev olur. insanlar. birbirini sevmek ğı lle sevgiye yönelir. erdem yoluna
nılmaz olmakta, savas. baslamakta- gereği üzerinde birleşince de girer. Bu yol barışa çıkar.
. catısmalar/kötülükler son bulur. Fik insanlar, en büyük ortak çıkarla
��
. rının barış olduğunu. öteki bütün çı
Konuyu böyle alınca, savaşın. ret, "insan melek olsaydı cihan cen
uluslarüstü örgütlerle denetim altına net olurdu" der. Yeryüzünün güzel karlarının ancak barış ortamında bir
alınablleceğlni düşüneniere katılmak leşmesi, insanın Iyileşmesine bağlıdır. anlam taşıdığını er-geç anlayarak,
güç olacaktır. Yaşanılan acı gerçek Atatürk'ün barış'la liglll olarak sevgide birleşmenin yollarını arayıp
ler, denetimin, belirli koşullarda geçi değindiği sorunlar arasında bulacaklardır. Çünkü birbiriyle anla
cl yararlar sağiasa da, kalıcı çözüm ol ekonomik/ toplumsal içerikli olanlar şıp kaynlışmış. fılrbirlnl sevip sayan.
madığını göstermektedir. Çünkü de ağırlık taşır. O, sürekli barış için, in birbirine güven duyan insanların y_a
netim örğütlerl, uluslarüstü de olsa, sanlığın bütününün refahını gerekil şadığı dünya, güzel bir dünyadır. Is
gizli silah üretimini denetleyeme görür. Bunun için de kitlelerin du tenine bu dünya kolayca kurulabilir.
mekte, sonuçta, "Hazır ol cenge Ister rumlarını Iyileştirecek uluslararası Yeter ki uluslarcil genç kuşakların ki
isen sulh ü salah" anlayışı geçerli ol önlemler ister. Daha önemlisi, her ıil şiliği sevginin aydınlığında lyi'nln,
makta, bu da gerilimi artırmaktadır. kede, yurttaşların. barışçıl amaçlara güzel'in doğru'nun Ipliğiyle dokun
Böylesi bir tutum, uluslararasın göre eğitilmesi gereği üzerinde du sun.
da güven sağlamak şöyle dursun, gü rur: Bilimin de sanatın da öğrettiği,
vensizllğin artmasına yol açmaz mı7 "Eğer devamlı sulh isteniyorsa, öğreteceği budur. Bilge Yunus, yüz
Kuşkusuz her ülke, toprak bütünlü kitlelerin vaziyetlerinl lyileştirec�k yılların ötesinden ne güzel seslenir:
ğüne saygı gösterilmesini Ister. Ama beyneimiJel tedbirler alınmalıdır. In "Gelin tanışık olalım
bu, savaşa sürekli gerekçe olmalıdır. sanlığın heyet-i umumiyesinin refahı, işin kolayın kılalım
Çünkü ülke ya da ·bölge çıkarları sa açlık ve tazyikın yerine geçmelidir. Sevelim sevlleflm
vaşa gerekçe olduğu sürece gerçek Dünya vatandaşları haset, açgözlü- Dünya kimseye kalmaz." e
3
ÖNCESi KAPALl SONRASI AÇIK
-"Ayri Beraberlikler"in esiniyle··
Ey bir yıldızın peşisıra sürqklenen hayat Sana geldim bir güz günü. Ne de çok özlemişim.
Dağların deliduman burağında mısın şimdi. işte bu yüreğimiz sevgiden arta kalan
Turaçiarın beslendiği yabansı göl/erinize
Ben girmedim. Siz mi getirdiniz bu çaparıları.
Ey yıllardır içine kapanan yüceğim
Peki kim suladı bu yorgun sürüleri kuzulan meleşen.
Karların erime zamanıdır şimdi.
Kavlak ağaçların bu uzun yalnızlıklarını
Carmıha gerdiğim sözleri çıkar gitsin.
Kim yaşadı kapalı pencerelerin ardında?
Baharı bekleyen bir çiçek gibi.
Kayağan topraklardan dökülen bu pas/ı sulan
Sevdiğimiz şair/erin en güzel
Kim sürdü bu savaklara. Ben hiç içmedim.
Şiirlerini okuyarak koklamalı hayatı
UYUMSUZ
Şu /oş sokakta
Yanıyar içim
Kime uğradımsa
Anlıyor bir hiçim
ihrahim YILDIZ
Ahmet iNCE
s
ŞAİR İLHAN DEMİRASLAN'IN
ÖLÜM GÜNÜ ÜZERİNE
Dr.ismet Ordu'ya sevgiyle-
Ahmet ÖZER
a) iı ,...
.. ..., .b
1 �.IPI .. ..�.-:1... 1
. ... .... . . . .
b) i Ice /J.kç. ıtf.a.J.�..-;ı.. ...... .. ...... Bizde ciğer demircide körüktü
O zamanlar bizi tutmak elde mi
ll- Ölünün: '//ı Uyku durak bilmedik gece gündüz
Bordamızda sular köpıik köpüktü
a) Adı : l. . ...... �.r.1..................... . Altımızda gıcır gıcır bir gemi
b) Soyadı a�-(!:1./�.Pr:.>.lQ:.I(]..
: Önümüzde el değmedik bir deniz
c) Baba Adı : /.(9.z..U� ..............
dı Ana M : /.9.t. �..e............... .. Doğuya gidiyorduk inat bu ya
e) Yası : .....�.3............................ ?orluklardansa yılmıyorduk ki biz
Cınsiveıi : E� J..:f?. k...........1
Iki deniz aştıkiki (:� boğaz
f)
Altm postu bulmak için doğuya
. . .
VARllK, Sayı:851,
Ağustos 1978
ilhan Demiraslan'ın 25 Kasım 1980 günü öldüğünü
gösteren, Akçaabat Sağlık Ocağı Tabibllğlnce düzenle j
L---- ----- - --- - ___
nen tutanak.
7
DOSTLARA MEKTUPLAR /ORHAN PEKER
Orhan PEKER/Ressam
Mayıs 1926'da Trabzon'da,
Soğuksu'da dotdu. 28 Mayıs 1978'de
!stanbul'da olda. Devlet Gazel Sanat·
lar Akademisi' nin Resim bolama'na
bitirdikten sonra, bir sare
Avusturya'da bulundu. Salzburg'da
Oskar Kokoschka'mn Yaz
Akademisi'ne devam etti. Avusturya,
Paris, Almanya ve Hollanda'daki ma
zelerde incelemeler yaptı. 1953'te Tar
hiye'ye donda. Yurtiçi ve yurt dışında
yapıtlanm sergiledi. Tokyo'da dazen·
lenen uluslararası yanşmada onur
odala; 1965'te Devlet Resim ve Hey
hel Sergisi'nde birincilik kazandı.
1966'da Yılın Ressamı seçildi.
Orhan Peker, Doğa ve insandan kay·
naklanan lekeci anlayıştaki yapıtlan.y
la tamnmıştır.
9
başlattı senin ki. Biz iki berduş şarabı casso, Braquf' Matisse ve daha bir sürü, Cenova, tekrar Napoli... Deniz, de
.
çekip Viyanaya daldık. O hasretten nız. Sonra "yeditepe üstüne kurulmuş
ben de meraktan. Azizim. ilerde de söy
it sürüsü... Ya la'conda! Ya isveçli hf'y
kf'ltraş BritJa...! Tf'k rahat konuştuğum pul, pul, canım istanbul! Zart! iştebör'
leyeceğim ya bu yolculuk bana bazı ger kadın oydu. Almanca biliyordu. O da le Bubali. Kürkçü dükkanına . Şimdi Lale
çekleri (realiteleri) göstermek bakımın yatakta tuttu-siz bizim kaptanı hapis et li'de bir apartmanın en üst katına yapıl
dan faydalı oldu. Ama çok şaşırtmadı. tiniz gibi laflara. Canım bu karılar dü mış küçük bir kat tuttum. Tam tavan
Viyana, kendi içine kapanmış, yolların nyanın hf'r tarafından aynı... B ok soyu, ara.sı. Müstakil. Bir salon, bir oda. Pen
da kısa pantaton/u beyler, parklarında üzüm suyu...! Sırtımda yazlık itatyan cerem denizi görüyor. ilerde camiierin
güneşlenen kocakarıları olan büyük bi Cf'kf'ti, ağzımda ucuz (80 Frank) Fran.sız sülieti. Radyom, gaz sobam, resimle
nalarla çevrili, muhteşem parktarla do sigarası. Büyük ümitlf'r, korkunç haki rim, hayal/prim, kirli çamaşırlarımla
natılmış Viyana... Onu kafamdaki gibi katierin sokaklarında sürttüm durdum. başbaşayım . Hayatı sf'viyorum, sanat
bulamadım. Schönbrun'dan tut da1Kunst Bir gece luxenburg parkına kustum. Bir seviyorum ve bütün bokluklarına rağ
historisches Museum'a kadar bu bel- gece Pigali boydan boya işedim. Çüşş! mf'n insanları Sf'viyorum. inge'yi,
.
ki şirin fakat neşesini kaybetmiş şehirde St'ni gidi Köylü! Seni gidi şarklı! V/an Vıyana'yı, Salzburg'u hatırlıyorum ba
güzel günlerim geçmedi değil. Ama der ben gidiyorum! Ve, ve Marsilya . zan. Vf' diyorum ki bazan: Yaşın otuza
beder pis ve bol ışıklı Napoli daha sem- Paslı tf'knede gidiyor. Akıllan bt' f'nayi...
10
--YAPI KÜLTÜRÜMÜZÜN GELECEÖİ ------...
Tümerkan iBiŞ
ması olacaktır.
lt
GECEDEN SESLER
Dilber SAKA
Gözlerim uyku sersemliğiyle Olsun, çıkıp gelebilmiş işte. ründe bir adım bile atmamış Ay
yanıyor. Başımı parmaklıklara Güvenilir, eski bir yüz, bir arka şe'yi. Karşı köyün yamaçların
yaslıyorum; saatlerden beri, ses daş... Her şey gecikmiş, ani ve dan başka yer görmemiş
sizce yağan yağmurlardan bir rilmiş kararlar: Zamansız. Kime Ayşe'nin, birileriyle kan girmişti
kaç damla düşüyor yüzüme. anlatmalıyım. anlatacaı<larımı? arasına. Onu oralara götüren
Toprağın kokusu bu; mev Birileri dinlemeli, susmalt, oysa neydi? Elinde yazılı suçu mu var
simle gelen. Yadırgamıyorum. bencillik bu!' dı? Erken çizgilenen bir yüz...
Gecenin dalgalanışını da. Kıyı boyu akıyor bakışlarım; Bildiğim; kadın oluşuydu. Kadın
"Uyan" uzaklara, çok uzaklara uzaı:ıı lığı, kapatılmasına yetmiştil Nasıl
Neyin kime seslenişi bu? Çok yor. Işıklar titreşiyor oralarda. Iş çıkabilirdi o karanlıktan.
iyi biliyorsun bu sesin nereden te kocaman çöp yığınları. Tari
geldiğini. Bitiyorsun ya, bilmez hin derinliklerinden çıkıp gelen Yağmur dindi. Başım hala
likten geliyorsun: kendini avut görkemli bir anıt. Kırtepe: Yama parmaklıklara dayalı. Motor ses
maya çalışıyorsun, kendini, ken cında cezaevi. Cezaevi sözcü leri geliyor uzaktan. Bakıyorum,
dince... ğüyle sarsıldı içim. Korkunun kı Karaçleniz karanlıklarda yitip git
Gözlerimi kapatıyorum. pırdanışları karardı içimde. Boş miş. Içinde tek tük ışıklar titreşi
.
Içimde korkunç bir huzursuz lukta sallanan kişiliğim sarsıldı. yor. Bir suskunluk, bir kaynaş
luk. içinde kişiliğimin güçsüzleş "Bu dünyada tutuklu olma ma, motor sesleri.
tiği kocaman boşluk. Birden şa yan kim?" Balıklar kaçışıyor, kurtuluş
şılası bir durum: Kişiliğim dalga
dalga kabarıyor, büyüyor, kişili
ğime sığmıyor. Patlayacak gibi
yim. Gözlerimi açıyorum bir
den: Karşımda sokak lambaları.
Ayrımına ilkin varmışım gibi di
kin dikin bakıyorum onlara. Top
top ışıklar, çevresinde incecik
böcekler. Alışmam zor o görün
tülere. Her birinin çırpınışlarını
duyuyorum. Alışabilmek...
Düşler kuruyorum, alışabile
ceğim birileri olmalı, sevebilece
ğim birileri. Birden başlayacak
konuşmam, o dinleyecek. Din
leyince de "anlıyorum" d i ·
12
r - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -.
BEKLEYiŞ
a h bu ikindiler bir gölge siner pencereye
saatiere yumu/ur tü/ süzmez olur gelip geçen yüzleri
On lar, yaşamı tan ımadıkları
gündüz yağmurdu derken rüzgar şimdi sis sonras1
için soruyorlar bu soruları.
Ya serı? içini kemiren bir şey gökyüzüm ayJŞJğJnl bağ1şhyor 1slak bir f1sllt1da
ler var, bel l i etmemeye çal ıştı
sen sesinde bir kedere y1kllan ispanya/ yetmez mi daha
ğı n . Yapmacık bir örtüye bürün
dayanmiyor yüreğimiyüreğim dayanmiyor bu taşlaşm1ş zamanlara
mek mi istiyorsun? Gerçekleri
tül l eyecek bir örtü. Sesler, çığlık
ll
l ar boğulsun istiyorsun . Bak! De
niz bil e kocaman karnına ufacık masada akşam kmntlfan düşe ban�fmJŞ esrik
dalgasını sığdıramıyor; azıcık bir bak1şlann� bileyfiyar uyanm1ş resmin gerdan1 tan atlŞI
zoraa kal dı mıydı çalıveriyor soyunmada ya/nJz/Jğm1 tay a/Jn/ann kendini Sinadiği sokakfar
onu taşlara, susmuyor. Din l e ! duvar kalem kağ1tlar. .. elimde dokunduğum ne varsa
Hışırtısını duy duy .. bir nht1ma ak1yor herşeyiherşey bir nhtlma
"Hani sen i n istekl erin, n eydi
bek l e n tilerin?" ben deniz miyim ey sabJrsJzca beklenen
Yok deme sakın, var. Ul aşa güzel sabah ayd1n gülümseyiş yelkenliler boşanmiŞ gözlerimden
mıyorum on lara demeye dilin
varmıyor değil mi? Ul aşamaya Mayts'B51Ankara
cağın şeylerdir seni korkuta n. M. Mahzun Doğan 1
Oturmak, ah! Bir yerlere götür
mez seni. Biliyorum, belki göre L - -- - - ----- - - - - - - -- - - - --- - - --�
mediğim bağlarla kenetlenmiş
e l leri n.
"Sen kime tutsaksın ?"
Bir zincir parças ı n a mı? Güç
süz müsü n o kadar? Zaman h ep
i NCE Bi R
yal a n larla oyalıyor seni. H ep
"ya r ı n " deyip gidiyorsun . Bu Ö RGÜ DÜ R GECE
gün de, dün için yarındı. Ne far
kı var şimdi, bugünün dünden.
Duygul a r taşiaşıyor zaman la. Her şey biraz daha yakm
Karşı n daki denize bak! Ku Yöremizde döner durur
lak ver, hışırtısını din le! Uzünçlü Bir masal mt çocukluktan
ya da sevinçli duyumsatabiliyor Bir cinnet olmasm sakm
ya kendini. Senin sesinin içinde
boğuluşu niye? Sevinçle acının FotoRraf: M. Reşat Sümerkaiı Amlar uzar senden bana
yüreğinde donuşu n eden? Büyür çiçek emeğimde
"Kime tutsak ediyorsun ken Kimse duymaz bilmez kimse
Ağlar bebek yorgun ana
dini?"
Ayşe kadı n l ığından, balıklar SENSiZLİK
balık olduklarından kapatıldı lar Büyür bir bir kuzu/art
ağiaral bir yan1m diri olsa da Çoban ürkek uykusunda
Sen? bir yan�m yarall Tek başma bir baltkÇt
sen yoksun yaln�z/JğJmda Toplar dağtmk ağiart
Bir ereğin var, ul aşmak iste
diğin . Sıva kol ları nı, tül leri çek bir yan1m hep kavga/J Dağbaşmda o parlayan
gerçeklerin üstünde n . Gün ışıya bir yan1m banş dolu Kaçkm bir sesi içimin
cak birazdan . Yaşam h e r gün sen yoksun kollanmda Bilemez ki kuşlar beni
değişiyor; değişmeye n umutl ar Uçursunlar sabdhman
bir yan1m çok ağ1ts1
dır. Küçük ya da büyük, ama
türkü türkü bir yan1m ince bir örgüdür gece
h ep varolan umutlar'. H ep varo
sen yoksun şarkilanmda Binbir desen dolandtğtm
l a n istekl e r. Değişmey.en, bek
l e n tilerdir yaşamda. Ozlemler Vardtğtm kuytu limandtr
bir yan1m umut açm1ş
dir, kişiyi koşturan yarı n l a ra. Yü Eteğine post serince
oysa küskün bir yan1m
rek açtırandır, karan l ıkta ışıyan
sen yoksun yollanmda
yıldızlara. Hasan Hüsnü
Sen yü rümeyi öğrenmelisin e
ismail GENÇTÜRK
13
-YUNUS SÖYLEMiNDE BiR OZAN şoklarının özü m senerek başarı l ı .
çağdaş yorumlarla sunuluşudur.
diyebiliriz.
SEVAL ESASLI Acılarla. kahırla yüklü yaşam
serüvenini daha çok Yunus. biraz
Mahmut ÇAKAR Karacaoğlan (Sözü Nevruzlara
Bir söyleşi yaklaşımında sun olmaz mı Seval? Sürgün) . biraz Nazım (Kıyamet)
mak istiyorum Seval Esaslı'yı. İyi de yadsımak kaç para söyleminde sevdaya dönüştür
Cide-Rıfat llgaz ödüllü 'Seki eder? müştür ozan .
zinci Renk' ile 'Yarına Kaç Gü neşi balçıkla sıvamak olası Ne var ki. 'Irmağı Gelmek' ile
Var?'ını okuyup bitirdiğimde. mı! 'Çağrı'da. eğreti deyişierin tuza
'Yirmi sekiz yıla yirmi sekiz örnrü n ğı nda görürsünüz Seval'i.
(Ak Çiçekler Türküsü) :
yaşam serüvenini sığıştırabilmek. lrmağı Gelmek'te n :
"Komadınız boy atalım /
aşk olsun bu kıza! -dedim- Aşk • Gül/Bak n e güzeldir/Yaprağı
topraktan sordu nu z bizi". Bu
olsun!' gülme k
ram buram Yunus değil mi?
Şimdi karşımızda binlerce yı • Gör ki ne güzeldir/Öpüş
lın doyumsuzu bir Havva vardır; (Karanlığın İçinden) : yürümek
bir türlü yaşama kanmaya n . Ya • "Kara yangın yerlerinden/ • Geldik/Ne güzeldiri/rmağı
şadıkça açlığı artan bir Havva! sırtımızdan vuran bizi " gelmek
Çağrı' dan :
İlk kitabı Sekizinci Renk, acılı • "Bir uyur, bir uyamnz,/hayra
Senden bir dal istesem/
bir sev da ile başlıyor. Ne gelecekti yoranz düşleri. "
Verirdin,/Durak değil.
ardından? Elbette sevda! Hep • (Kıyamet) : " Yardı boylu
Senden bir güz istesem/
sev da! boyunca/ bin bir çığkk Getirirdin,/Sank değil.
Muradım değilsin şiir, git toprağı " Bir acı istesem senden/
başımdan! • " Yaşlar indi toprağın/
Bulurdun,/Sırak değil.
Bana/Has ozan sözü gibi/Bir Yaşanası bağnna
'Yarına Kaç Var?' da Halk
gök devşir, Öz aştı kabuğunu/Aktı yeni oy
Söylemini büy,ük ölçüde bırak
Durnam tüten, tavşan kam. .. lurna " Dizeleri, hem Hece koşuk
mıştır, Seval. Ozgür Koşuk kısra
Ala gece gir koynurnal türü , hem söyleyiş bakımından
ğını eşkin i , rahvanı , doludizginiyle
Vurmam yüzüne karam nedir? Yunus Emre'nin öpülesi
dağdan bayırdan aşırmaktadır ar
Tana kadar helalimsin. söylemi değil mi?
tık; 'Dünyanın alışkanlıktan de
Kuzey Haber' de yer alan iki Öyleyse?
ğil, sevincinden döneceği gün
fotoğrafta düşlediğim gibiydi Öyleyse Seval , en çok sevip,
ler başlasın diye . . .''
SI
•Yanıyar insanın her yanı vavın alanına sürmek . . .
biraz ama öğreniyor · · Ha ::: a n
ı n . A l i Yüce. (hkan M P r l .
Fethi Sa\·a::: �·ı . BPdrPtl i n Aykın.
ölümsüzlüitü A . NP\'zad O d v a k m a z . A h me t G ü n ·
•Yaşamı son sevgitiyi l ı a :;: . Oııwr C i nıno. A h ııwl ÜzPr,
k ucaklar gibi k ucaklamak F. K ad r i G ıı l . l l id a:v l'l K a r a k u � . . Tur·
anlamında
• ga�· [)pğirnw n c i . ('l'l i n Boğa, ll han
K a r a m a n . A s ı m Üzt ıırk · u n � i i r i P r i n i n
Öpmek gibi onu bir
EDEBiYAT
�·pr ald ığı ilk s a y ı y a , B a k i Y i ğ i t ' i n H o
yolculuğun öncesinde ve lıPrl B r o w n ı n g 'dpn .v a plığı �'P\'iri � i i r
sonrasında PkiPnir.
K a r �l'l·:delı i v a l ' ı n i l k s a v ı s ı n d a .
Onu öpmek gibi yoksayarak
B u r h a n . G ü npl ' i n . O k t a y A k hal ' l a
ölümü ve aynhğı onu söylP�isi yeı: alıyor. ,.
·
Yazın dünyamızda yep.Yeni bir
almak gibi Röportaı u s tası F ık re t O t y a m ,
ürün: Karşı/Edebiyat
Ağzında kurşunla büyüyen " H arran "la v e r a l ı r i l k s a y ı d a . H a san
Büyük kentin 'rotatiflerinde �ekil .
acılann ortasında bağnna lenmesine karşın. yüreğini yurdun
İzzettin Din a m o . Muzaffer İ zgü. Os·
m an Şahin. Durran Ya�acan. Cı>nıil
basıp dört bir yanına dağılmış, yıllardır ya
Kavukçu ve Tü lay Ferah 'tan öykülPr
zın coşkusunu yitirmeyen kişilere aç·
Kaldı ki yadsıyacak. yoksaya- yayınlanır. Eleştirmen Asım
mış bir ürün.
caktır bireyselliği o . Baki Yiğit 'in derlediği, B�zirci'nin " Pir Sultan Abdal 'lar "
Y a d a tekil'i yığınların itici gü Karşı/Edebiyat'ın ilk araştırmasından bir hölümün yer aldı
sayısı
ğı Karşı/Edehiyatta, ErJ:ıan Barut.
c ü . dinamiği bell�yecektir: Ocak/Şubat 1 986 tarihi taşıyor. İki .
aylık ürünün ilk sayısının, " Başlar· Ahmet Altan 'ın "Sudaki Iz . romanı
Çağım çoğul ölümler çağı-tekil ken " bölümünde, "Yoz kültüre, boz u· na koyduğu "pornografik" yargısını
ne kaldı? lup başka düzlemlere kaydırılmış ede açmaya çalışır.
biyat anlayışına karşı, aydınlık bir se· Füruzan Toprak'ın Hasan Hüse
Çağım beyaz bayrakh diller
çenek olarak hayata geçiril ' ' meye çalı· yin 'le ilgili anıla�ının söz edildiği ilk
çağı- ozan mezun şılan Karşı/Edebiyat'ın "güvenilir, sayıda, Remzi. Inanç da 18 Ocak
Bir şiire bir ömtlr yetmiyor sağlam, toplumsal ve estetik kaygıları 1 985 'te yitirdiğimiz M uzaffer Hacıha
artık ve ozana şiir önde gelen, dünya görüşü ve edebiyat sanoğlu'nu anlatırken, sevgili Ceyhun
doğrultusu, çağdaş ölçülere uygun" Atuf Kansu'ya da gönderme yapar.
-ne zaman yetmişti k i ? "Antidiyalektik
bir yayıncılık ilkesini hayata geçirmek I .T.FROLOV'un
Bulunmamış sözcükler gömülü Yöntem"inin Yakup Şahan tarafın
için çıktığı savunuluyor.
her dakikasında dan yapılan çevirisinin yer aldığı 'ki
Üç kuşağı bir arada tutan bir tap'ta, A.R.Ergüven de "özenci bir
-yanna kaç var? yayıncılık anlayışında gözetilen ilke, yazara" yanıt veriyor
Çağım yedi başh ırmaklanyla yazınımıza bütün yaşamını içtenlikle .
Y azınımızda yepyeni bir çabanın
kan çağlayanı adayan insanlarımıza el vermek. ürünü, Karşı/Edebiyat'a hoş geldin
-yanna kaç deniz?- Toplumcu-Gerçekçi bir sanat anlayışı· diyoruz.
Ve en uzunla en kısa arasın
daki şaşırtıcı , umarsız çelişki: Ocak/Şubat 1 986 Temmuz'un ilk
Yüz yıl dediğin bir göz kırpımı sayısının tarihini taşıyor.
ammuz
Ahşkanhk en uzun yitiş i-yken- İzmir'de, Ü.Yaşar Işıkhan 'ın
_
ınsanın yayın danışmanlığını yaptığı Tem·
muz'un ilk sayısının kapağına, 1 986
Elle tutulur yepyeni tadiarın yılının gündemindeki en önemli konu
şaşırtıcı hazların u m u d u n , acı alınmış: Yaşasın Barış.
"Neden Temmuz?" sorusuna,
n ı n , kısadan insanoğlunun azanı
"Bir oğlum olacak adı Temmuz/ öfke·
dır Seval Esaslı . de benden fırtına/ sevgidedeniz"dize şiir bölümünü Mehmet H . Doğan, Ro
Kendisinin evre n e . dünyanın lerinin sahibi değerli ozan Hasan Hü man ve Öykü bölümünü de Alişan Öz
halklara, insanın sonsuza , yaşa seyin'in öznel duyarlığıyla nesnelleş demir kaleme almış.
mın yazıya bölümlerinden kalan tirdiği bir insan sevgisinin, onurlu bir Oktay Akbal'la söyleşinin yapıldı
yaşam eyleminde evrenselleştirdiği ğı Temmuz'un bu sayısında, Ozdemir
hep şiirdir, yalnız şiirdir şiirlerinin bir dizesi olarak da bellek Nutku "sanat düzeyi toplumda belir
Sevalı' d e . lerde kalıcı oluşu, bizim bu adı benim lenir" adlı yazısında, eğitimde esteti
Bir tekil yüreğin birikiminde sernemize neden oldu" yargılarının ğin gerekliliğini; Feyza Hepçilingirler
toplumsal beklentileri olanca gü vurgulandığı M E RH A B A bölümünde " Kelimat-ı M�crime"· başlığı altında
çağdaşlaşmanın yolunun, kültürlen "sözcüler"in çilesini dile getirirken,
cüyle eylemleştirme çabasıdır, Ü. Yaşar Işıkhan da "Baij i " günleri
meden geçtiği savunulan, iki aylık
Sevalın şiiri . derginin ilk sayısında, şiir alanında şu nin bir bölümünü "Sığınaklarda Hü
'Ve her zaman eylem var imzalar göze çarpar: Hüseyin Yurt zün Şarkıları"nda dile getirir.
gündeminde insanın; iki ayağı taş, Turgay Gönenç, Özdemir Nutku, Aysın Uğur Kezer,,smet Işık, Va
Zeynei Beksaç, Çetin B!Jğa, Ali Tuna, sıf Nasiboğlu (Çev.H. Kocagöz) öykii
bir pabuçta değil, akılla sabrın
Asım Oztürk, Mehmet Iş, Koray Fe - leriyle yer alırlar dergide. Abdullah
şakaklarından süzülmüş yiz,Hamdi Gedik, A . Hicri izgören, Ali Rıza Ergüven, "Suat Taşer ve Şiiri"ni
eylem.' ; 'Bir büyük buluşmaya M u s tafa, Ramazan Kayrak, Kemal inceler. B .Selma Amanvermez ise, son
dek' B .Çukurkavaklı, Yücelay Sal, Harndi zamanların filmi "Dul bir kadın" ek
Gedik. sen alınarak, "Sinemada kadın imge
İlk iki adımı : Sekizinci Renk
Temmuz'un 1 986 'yla birlikte si"ni irdeler.
ve Yarına Kaç Var, devce adım yayın dünyamıza katılması, 1 985 yılı İ talyan, Çek, Mezopotamya azan
lardır doğrusu. nın sanat olayiarına genel bir bakışı larından şiirlerle evrensel sanata gön
Geleceğe daha güçlü adımlar okurlarına yansıtmak sorumluluğunu derme yapan Temmuz'a sanat yaşa
duymasına neden olmus. Bu amaçla, mında başarılar ,diliyoruz.
atacağına inanıyorum . e
15