Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 6

TUYN

Bakara, 15; kavram 27

TU Y N

Tuyn; Anlam ve Mhiyeti nsan Tuyana Sevkeden eyler Siyas Otoritenin Tuyn nsanlara Zulm de Siyas Otoritenin Tuyandr Tuyna Kar Mslmanlarn ve zellikle limlerin Tavr Siyas Otorite ve Yneticinin Tuynn Bakalarna Ulatrmas/Tut'lamas Tut Kimdir? Siyas Rejimler, Hkm ve Yetkiyi Allah'tan Almyorsa Tuttur

"Allah onlarla istihz (alay) eder, tuynlarnda (azgnlklarnda) onlara mhlet verir, bu yzden onlar bir mddet babo dolarlar." (2/Bakara, 15)

Tuyn; Anlam ve Mhiyeti

Tuyn, taknlk, azgnlk, snr amak demektir. Fiziksel glerin normal snrlar aacak ekilde faal hale gelmeleri de tuyanla ifade edilmitir. "Su tuyan ettiinde (kabarp tatnda) sizi akp giden (gemi)de tadk." (69/Haakka, 11) Bu ekilde taan ve her yeri kaplayan eye tye denilmektedir. Kavram olarak tuyn, isyan ve gnahta, snr tanmayacak lde ileri gitmektir. nsann haddi ve ly amas demektir. nsann haddi; Allah'n, onun iin koyduu snrdr ki, kiinin onu amas caiz deildir. nsann deeri, Allah'a kul olmas itibariyledir; onun iin Rabbna itaat ve srekli kulluk snr iinde bulunmas gerekir. Ne zaman, Allah'n insan iin koymu olduu almamas gereken hududu aar, ly karrsa tuyana dm, Allah'a isyan etmi olur. Tuyn kelimesi, trevleriyle birlikte Kur'an'da 39 yerde geer. Bu trevlerden 8'i, tt eklindedir. Tt, tuyan yaayan ve yaatan kii veya g anlamndadr.

Tuyan, istikametten bir sapmadr (11/Hd, 112). Tuyana sapmann musallat edecei denge bozukluu (hastalk) insan aldatr, kuruntu ve hayale esir eder. nsan bu duruma gelince nefsinin oyunca olur ve karanl k zannetmeye balar. Kur'an, bu zellii belirtirken, inkrclar "tuyanlar iinde oynayp oyalanan gafiller" olarak tantr. (Bkz. 6/En'm, 110; 7/A'rf, 186)

nsan, belli nimetlere kavutuu ve kendisini bakalarndan mstan zannettii, kendisinde istediini yapabilecek bir g, bilgi ve yetenek vehmettii zaman, artk Allah' da unutur; gerek kudret, ilim ve dilediini yapabilme g ve iradesine sahip olann yalnzca Allah olduunu aklndan karr. Bu durum, insan iin tuyana alan bir kapdr; artk dilediini yapar, hak hukuk ve hibir snr tanmaz. Allah'a ortak komaya, nefsini O'nun yerine geirip heva ve heveslerinin peinden gitmee giriir. te, bu hal tuyan halidir. Bu tr insanlar da Kur'an diliyle tdir.

Kur'an, bozgunculuk yapmay, kendi izinleri olmadan halkn, yoksullarn din deitirmelerine ve dinlerini yaamalarna rza gstermemeyi, kendi stnlklerini tartmasz kabul etmeyi, sadece kendi kuvvetlerine gvenmeyi, bu nedenlerden dolay marp bbrlenmeyi, yeryznde alm satp gsteri yaparak yrmeyi, ksacas vel edindikleri eytann taraftar (hizbi) olmay, tuyana kalkanlarn vasflarndan sayar. (Bkz. 17/sr, 16; 20/Th, 71; 23/M'minn, 47; 41/Fusslet, 15; 40/M'min, 75; 8/Enfl, 47; 58/Mcadele, 19)

Ayetlerden anlaldna gre tuyan, hak hukuk ve snr tanmamak, inat ve zorba bir tavr ierisinde olmak, bbrlenmek, kibir gstermek ve zulmetmek, insanl ezmek, mallarn gasbetmek, insanlara acmamak ve dolaysyla Allah' bir ve gerek Rab olarak tanmayarak O'na ortak komak, ksacas nefsinin, heva ve hevesinin peinde gitmek ve btl ile hkm vermektir.

Yalanclk, isyan ve erefsizlik etmek tuyan olarak belirtilir. (79/Nzit, 17, 21-24) Tuyan, istikametten bir sapma olarak deerlendirilir. "Sen, beraberindeki tevbe edenlerle birlikte, emrolunduun gibi dosdoru ol. Ar gitmeyin. Dorusu Allah, yaptklarnz bilir." (11/Hd, 112)

Ar tketim ve yemekte snr amak da bir tuyandr. srail oullarna verilen dnyev nimetler belirtildikten sonra, ar gda tketiminin yasakland anlatlr: "Size verdiimiz rzklarn temizlerinden yiyin. Bunda ar (lsz) gitmeyin ki gazabma arplmayasnz. Gazabm hak eden, phesiz mahvolur." (20/Th, 8082)

Dengeyi bozmak, tart ve lde adaletsizlik de tuyandr. "Sakn dengeyi bozmayn. ly adaletle tutun ve eksik tartmayn." (55/Rahmn, 8-9) Buradaki l ve tartya riayet, doruluk ve hakllk lsnden amamak biiminde de anlalmtr.

Kur'an; Firavun'un, Nuh kavminin, Semud kavminin ve daha baka zerlerine Allah'n gazabnn hak olduu kavimlerin durumlarn tuyan kelimesiyle aklar. Bunlar, kendilerini yeryznn en byk ve istediklerini istedikleri biimde yapabilecek gc olarak grp tam bir istinann iine girmiler, tuyann iine dalmlardr. Semud kavmi balarda, bahelerde, eme balarnda ve hurmalklar arasnda zevk ve safa iinde yaayp msriflerin emrine itaat etmekle ve Salih (a.s.)'n uyarmalarna kulak tkayarak Allah'n ayetlerine yz evirip O'na irk kotuklar yetmiyormu gibi bir de kendilerinin istedikleri bir mucize olan deveyi boazlamakla (26/uar, 146, 157) tuyankr olmulard. d kavmi, ebedi hayat umuduyla kkler dikip bo eylerle urarken, yakaladklarn zorbaca yakalar

ve yeryznde fesat karrken Hd (a.s.)'n arsna uymayarak Allah'a irk komaya devam etmekle tuyan iine batmlard (26/uar, 128-130).

En zlim ve en tuyankr olarak nitelendirilen Hz. Nuh'un kavmi (53/Necm, 52) kendilerini stn grl ve m'minleri de ayak takm olarak deerlendirmeleri, Hz. Nuh'u talamakla tehdit etmeleri ve bir an nce kanmaya ard azab getirmesini istemeleri, arsna kulaklarn tkayp kibirli kibirli ayak diremeleri, byk byk tuzaklar kurup taptklar sahte tanrlar brakmamalaryla (11/Hd, 27, 32; 26/uar, 11, 116, 71/Nuh, 7, 22-23) ehirlerde tuyanda bulunmu ve fesad artrm oluyorlard. (89/Fecr, 11-12) Ayn ekilde Firavun da srailoullarna akla gelmedik zulmler yapyor, erkeklerini boazlatp kadnlarn kirletiyor, Hz. Ms'nn arsna sar kesilip Allah'a irk kouyor ve kendisini insanlarn en byk Rabbi ilan ediyordu.

Kur'an, Nuh tufan srasnda sularn kprp azmasn tuyan kknden bir fiille (ta = tuyan etti) ifade etmektedir. lgintir ki, sularn tuyan ile boulan Nuh devrinin zalimlerini Kur'an, "zulme sapan, tuyan edip azan" bir kavim olarak anmaktadr. "C eza, amel cinsindendir" prensibi bu olayda net olarak kendini gstermekte ve insann tuyann tabiatn tuyan ile cezalandran snnetullaha bu ayetler dikkatimizi ekmektedir. Yine benzer bir durum Semud kavmi iin de sz konusu edilmitir. Haakka suresi 5. ayette, Semud kavmi azgnlarnn "tye" ile helak edildikleri belirtilmektedir. Bu "tye" de tuyan kknden treyen bir isim olup, tuyan eden insanlar cezalandrmak iin Allah tarafndan devreye sokulan tuyan edici bir tabiat kuvvetini ifade etmektedir. Bu ayette cmle o ekilde dzenlenmitir ki, tye, hem Semud kavmini helak eden kuvveti, hem de bu kavmin helakine sebep olan tavr ayn anda ifade etmektedir: "Semud kavmine gelince, onlar tye (tuyan eden, azan) bir topluluk olduklar iin tye ile (yani azp kuduran bir tabiat kuvvetiyle) mahvedildiler." (69/Haakka, 5)

Esas ceza ahirette olduu halde, zellikle eski kavimlerden haddi ap isyan eden, azarak kendinden baka g tanmayan insana, Allah'n emrine boyun een tabi hadiseler (tufan, frtna, zelzele vb.) yoluyla haddi bildirilir. Akl sahibi ve erefli olarak yaratld halde ba kaldrp isyan eden, her istediini yapabileceini zanneden azgn insan, akl sahibi olmad halde her emre boyun een "Allah'n askerleri" (48/Fetih, 7) olan tabiat gleri, yani doal fetler tarafndan malup ve perian edilir.

nsan Tuyana Sevkeden eyler

Tuyan, insann tabiatnda vardr: "nsan gerekten azar." (96/Alak, 6) Ayetin hemen devamnda, insann tuyannn temel sebebi gsterilir: stin; yani insann kendini kendine yeterli grmesi, kendisini hi kimseye muhta olmayan bir konumda zannetmesi ve okumamas, vahiyden/ilimden uzak olmas. (bkz. 96/Alak, 7 ve 1-5). nsan istinya, dolaysyla tuyna srkleyen en byk etken, ya malnn okluu veya nfuzlu otoritesidir. Birincisi maln tuyndr; ikincisi ise otoritenin. Siyas otoritenin tuyn tut kavramyla ifade edilir. Tuyann her iki tr de deimez snnetullah gerei, helk edicidir.

Allah, insanlarn azp sapmamalar iin her eyi l ile yaratm, rzk da belli bir l ile insanlara vermitir: "Eer Allah rzk kullarnn hepsine bol bol verseydi yeryznde azgnlk ederlerdi. Ama O, (rzk) diledii lde indirir." (42/r, 27) "nsann ak bir dman olan eytan" (12/Ysuf, 5) ve "ktl ok emreden nefis" (12/Ysuf, 53) insan azgnla ve sapkla tevik eder. Bunun iin Kur'an, nefis ve eytana kar insan sk sk uyarr ve onlarn vesvese ve saptrmalarna kar uyank bulunmay emreder. Allah'n bu uyars, insanlara olan ltuf ve merhametinin bir eseridir. Allah insan babo brakmamtr (75/Kyme(t), 36). Babo braksayd, insann aleyhine olurdu; ademolu azp sapard. Bununla beraber, insanlarn ou bilgisizlikleri ve aklszlklar yznden iman etmemilerdir.

Tuyan, insan egosunun, kendini ilahlatrmas, her eyin, herkesin stnde grmesi halinde ortaya ktnda doruk noktadr. Kur'an'a gre, bu doruk noktann tipik temsilcisi Firavun'dur. (Bkz. 20/Th, 24, 43; 79/Nzit, 17) Firavun, btn gcn kendi elinde olduunu vehmediyor, insanlar kk gryor, onlar ldryor ve en kt ikenceye maruz brakyordu. (2/Bakara, 49; 144/brahim, 6). Firavun mantna gre btn insanlar onun kulu klesi; Msr ve bata Nil olmak zere tm nehirler onun mlk idi: "Firavun, milletine yle seslendi: Ey milletim! Msr hkmdarl ve memleketimde akan bu rmaklar benim deil mi? Grmyor musunuz? (43/Zuhruf, 51) Firavunlar medeniyeti bir tuyan medeniyeti idi; batlar bu yzden olmutur: "Grmedin mi Rabbin ne yapt? O stunlar, saraylar sahibi Firavunlara. Onlar ki, lkeler boyunca tuyan sergilediler (azgnlk ettiler) ve oralar fesada bodular. Sonunda Rabbin onlarn zerine azap kams yadrd." (89/Fecr, 11-13)

Snnetullah gereklerinden birini Kur'an belirtir: Btn uygarlk ve saltanatlarn k tuyan (azgnlk) yzndendir. Bu, daha ok, madd deerlere aldanarak azmaktr. Her kn altnda bu yatar. Tuyana sapanlarn cezalar, bir tabiat tuyan olan atele verilecektir. C ehennem, tabiat kuvvetleri tuyannn ok gl bir beliriidir.

Tuyanc zalimlerin cezalandrlmasnda en uygun yol, cehennemle ceza yoludur. (Bkz. 79/Nzit, 39) C ehennem, bir gzetleme yeridir, tuyana sapmlar iin bir dn/var yeridir. (78/Nebe', 21-22) Byle olduu iindir ki, cehennem ehli, birbirlerini sularken srekli: "seni tuyana ben itmedim" eklinde konuacaklar; "tuyana sapm bir topluluk idiniz, haydi grn sonunuzu!" hitabn duyacaklardr. (50/Kaaf, 27; 37/Safft, 23, 31; 38/Sd, 55-56)

Siyas Otoritenin Tuyn

Siyas otoritenin tuyn, insann kendisine verilen emretme ve yasaklama yetkisi ve gerektiinde bakalarna zorla yaptrm sebebiyle l ve haddini amas, Allah'n koyduu hkmlerle belirtilen hududullahn dna kmasdr. Bu tuyan tr, genelde ynetici ve emir sahiplerinde olur. nk onlarn g ve yetkileri ve bu konulardaki azgnlk ve taknlklar insanlarn genelini ilgilendirir. Siyas otoritenin tuyn, bazan insan rububiyet iddiasna kadar gtrr. Bu, ya Firavun'un yapt gibi lisan- kaliyle (konuma diliyle) veya nice tutun yapt gibi lisan- haliyle rablk iddia etmekle olur. "(Adamlarn) toplad ve (onlara) bard: 'Ben sizin en yce rabbinizim' dedi." (79/Nzit, 23-24)

Siyas otoritenin tuynna ba rnek Firavun'un tuyandr. Onun haddini amas ve ly karmasnn bir grnts, rububiyet dvs gdecek kadar gerek Rabb'e; haklarn kmseyecek, zulmedecek ve kleletirecek kadar da insanlara kar byklenmesidir. Nitekim Allah, birok ayetinde ibret ve t almak iin, Firavun'un tuyann ve bu azgnl yznden bana gelenleri tekrar tekrar anlatmtr. Bu da insanlarn ounun otorite tuynyla imtihana tbi tutulduunu gsterir. "Musa'nn haberi sana geldi mi? Hani Rabbi ona Kutsal Vadi'de Tuv'da seslenmiti: 'Firavun'a git, nk o tuyan etti (azd)." (79/Nzit, 15-17) Buradaki tuyan, hem Yaratc'ya kar, hem yaratlanlara kar haddi amak olarak anlayabiliriz. Yani Firavun, kfrle Yaratc'ya kar ba kaldrd; halk kleletirmek ve onlara zulmetmek suretiyle de yaratlanlara byklk taslad.

Firavun, rububiyet (rab'lk) iddia ederek tuyann zirvesine ulat. O, bu btl iddiasyla, yneticiliini yapt vatandalarn kendisine, kendi kanunlarna uymalarn; Allah da olsa, kendi ilkelerine ters denlere itaat etmelerini yasaklyor, bu mutlak itaat edilmeye kendini yetkili gryordu. Fahreddin Rz'nin yorumuna gre Firavun, rablk iddiasyla unlar diyordu: "Ben, sizin terbiye eden, bytp gelitiren, ihsan eden rabbinizim. Size lemde emredecek ve yasak koyacak da ancak benim!"

nsanlara Zulm de Siyas Otoritenin Tuyandr

"Grmedin mi Rabbn ne yapt d kavmine? Yksek stunlarla dolu rem'e? Ki ehirler arasnda onun ei yaratlmamt. Vdide kayalar oyan Semd'a? Ve kazklar sahibi Firavun'a? Bunlar lkelerde azmlard. Oralarda ok ktlk etmilerdi. Bu yzden Rabbn onlarn zerine azap krbacn arpt. Elbette Rabbn her an gzetlemededir." (89/Fecr, 6-14) Bunlar lkelerinde azmlard; yani isyan edip gnah ilediler. nsanlara eziyetle ve yeryzn fesda uratmakla haddi atlar. Kazklar sahibi Firavun denilmesi: Firavun, yere drt kazk aktrr, ikence edecei kimseleri ellerinden ve ayaklarndan bu kazklara balatr, o ekilde ikence ederdi. Bunun iin veya kazk gibi askerleri ok olduundan byle nitelenmitir. Ayetlerde ifade edilen azdklar ve ok ktlk ettikleri de gsteriyor ki, bu azgn ve zlim yneticiler, Allah'a isyan edip ba kaldrdklar gibi; zulm ve dmanlkta da haddi ve ly amlar, halklarna ikence ve eziyeti oaltmlard.

Tuyna Kar Mslmanlarn ve zellikle limlerin Tavr

Tuyann temelinde "kibir" ve "benlik" yatar. Tautlardan biri olan eytann azgnlnn sebebi de kibir ve benlik idi. Tuyan, kfr, irk ve zulm olarak insanlara yansr. "Dorusu irk, byk bir zulmdr." (31/Lokman, 13) nk irk, bile bile hakk inkr etmek, nimeti grmemek ve onu verene isyan etmektir. Bu, iman noktasndan bir tuyandr. man asndan tuyan iinde bulunan kimsenin, uygulama bakmndan da zlim olmas doaldr. Firavun'un tuyan buna rnektir. Uygulama asndan tuyan ise, zulm ve hakszlktr. zellikle yetki sahibi bir kimsenin, kendisini hakl gsterecek baz gerekelerle(!) adaletten ayrlmas ve emri altndakilere zulmetmesidir. Zaten, Allah'n indirdiiyle hkmetmeyen yneticinin zlim olmamas beklenemez. (5/Mide, 45) Byle kiilerin, hakk korkusuzca syleyen mslmanlar, zellikle de limler tarafndan uyarlmas gerekir. Tautlaan yneticiye (sultanun cirun) kar hakk sylemek, mazlumlar savunmak ve zulme engel olmaya almak, en nemli ibadetlerdendir. "C ihadn en stn, zlim yneticiye kar hak sz sylemektir." (bn Mce, Fiten 20)

slm tarihi, zlim sultanlara ve kt yneticilere kar gelen gl bilginlerle doludur. ou kez bu muhalefet, dil ve kalemden mzrak ve klca dnt. Tpk Abdurrahman b. el-'as ve beraberindeki fakih ve muhaddislerin, Haccac'n tuyanna ve Emev devletinin sapmasna ba kaldrmalar gibi. Medine'nin nl fakihi Said bin Mseyyeb, Hulefa-i Raidin'in yolundan gitmeyen, mal-mevki ve nfuz peinde koan Emev emr ve valilerinin, kendi itibarndan yararlanmak iin yaptklar mal ve mevki tekliflerini reddediyor ve onlarn kt emellerine let olmuyordu. Velid bin Abdlmelik'e biat reddeden Said bin Mseyyeb'e 60 denek ceza vuruldu. Tbiin dnemi limlerinden Said bin C beyr, Haccac'n zulmn nce vaaz ve nasihatle nlemeye alt, bu fayda vermeyince ona kar ayakland ve ehid edildi. (Yusuf elKardavi, bu destans mcadeleyi tiyatro eseri eklinde lim ve Tut adyla kitaplatrmtr.)

Halife Mansur'un zulmne boyun emeyerek onun isteklerine let olmamak iin teklif edilen kadlk grevini reddeden Ebu Hanife de ikenceyle ehid edilmitir. Dier bir mezheb imam Malik bin Enes de Halife Mansur'dan hakszlk ve zulm grd. Hz. Ali (r.a.) taraftarlarnn isyanna fetva vermesi zerine ona da ikenceler yapld. Her dnem, tut dzenler tarafndan zulm ve ikence gren, hatta idam edilen limler ok sayda lim vardr. Bu konuda son dnemdeki limleri gz nne getirirsek, hemen mehur btn limlerin isimlerini saymak gerekecektir: Said Nursi, eyh Said, skilipli tf Hoca, Sleyman Efendi, Ali Haydar Efendi, Hasan el-Benn, Seyyid Kutub, Abdlkadir Udeh, Mevdudi, Ali eriati, mam Humeyni, Muhammed Bkr es-Sadr...

rneklerden de anlald gibi tuyan (zulm), ister m'min geinsin, ister kfir, madd gc ve siyas iktidar elinde bulunduran yneticilerin yakalandklar bulac bir hastalktr. Yneticiler, bu hastalktan ancak hi taviz vermeden Allah'n kitabyla hkmederek adalete sarlmak suretiyle ve yanlarna mttak lim yardmclar (mavirler) alarak kurtulabilirler. Bunun gereklemesi iin de, ncelikle sistemin tut olmayp slam olmas gerekir. Adaletin gereklemesi buna baldr. nk Allah'n hkm adalet; onun zdd ise zulmdr. "Kim Allah'n indirdii ile hkmetmezse, ite onlar zlimlerin ta kendileridir." (5/Mide, 45)

Siyas Otorite ve Yneticinin Tuynn Bakalarna Ulatrmas/Tut'lamas

Tuyankr insanlarn zellikle elebalar ve nde gelenleri, kendi tuyanlarn hakl gstermek ve insanlar zerinde rableip onlarn dnya hayatlarn dzenlemek iin belli hkmler koyarlar. Bylece dier insanlar da bunlarn koyduklar hkmleri kabul eder, Allah'n hkmn brakr, tuyankrlarn hkmleriyle muhkeme olunmak ister ve bylece tuyankrlara hem ibadet etmi, hem de onlar vel edinmi olurlar. te, Kur'an, bunlardan birinci tr, yani tuyankr olan ve bakalar zerinde rableip tuyanlarn hakl karmaya, dnya hayatn ynlendirip vatandalarnn rabbi kesilmeye girien insanlara tut der. Bu kelimenin tekili de oulu da ayndr; yani taut bir yerde bir tane olabildii gibi, ibirlii iinde birden fazla da olabilir. Taut, kendisini vel/dost edinenleri nurdan zulmta karr. Kendisi zulmt, yani karanlklar iinde olduu iin kendi peinden gidenleri de ba aa bu karanlklarn iine yuvarlar (2/Bakara, 257). Bylece, tautun peinden gidenler, onu vel/dost edinmekle ona ibadet etmi (5/Mide, 60) olurlar. Allah'a imandan nce 'l/hayr' silahyla tauta kfretmeleri, onu tanmamalar gerekirken onun koyduu hkmlerle muhkeme olunmak istemekle Allah'a kfretmi ve tauta iman etmi olurlar (4/Nis, 60). Artk, karanlklar yrtc birer k olan Kur'an ayetleri bylelerinin ancak tuyan ve kfrn arttrr (5/Mide, 64). Bylelikle, irk toplumunun zerine oturduu l de (taut, onun tanrs olan nefsi, yani heva ve hevesi ile yardmclaryla tauta ibadet edenler) tamamlanm olur; tevhid toplumunun yerini alr veya karsna geer. (1)

Tut Kimdir?

Taut, kelime olarak haddi aan, azan, hakikatten sapan, taknlk gsteren ve her sapkln ba gibi anlamlara gelir; Istlahta ise Allah'a isyan eden anlamnda kullanlr. Allah'n indirdii hkmlere alternatif olmak ve onlarn yerine gemek zere hkmler koyan her varlk tauttur. Bunun insan olmas, put, eytan veya bunlarn dnda herhangi bir ey olmas farketmez. Kur'an- Kerim'de: "Andolsun ki, biz her kavme; 'Allah'a ibadet edin, tauta kulluktan kann' diye (tebliat yapmas iin) bir peygamber gnderdik." (16/Nahl, 36) nsanlar, sadece Allah'a kul olma, yalnz O'na ibadet etme hususunda istisnasz uyarlmlardr. "man edenler Allah yolunda cihad ederler; kfredenler ise taut yolunda savarlar." (4/Nis, 76) Yani insanlar ya Allah'a ibadet edecekler veya tauta kul olacaklardr; bu iki yolun dnda nc bir hal yoktur.

Kur'an- Kerim'de: "Sana indirilen Kur'an'a ve senden nce indirilen kitaplara iman ettik diye bo iddialarda bulunanlara bakmaz msn? Onlar tautun huzurunda muhakeme olmak (hkmlerine boyun emek) istiyorlar. Halbuki tautu inkr etmekle (tekfir etmek, lanetlemekle) emrolunmulardr." (4/Nis, 60) buyrulmaktadr. Kur'an'daki btn bu ayetleri dikkate alarak u hususu belirtmekte fayda vardr: Tautun hkmlerine rz olanlar ve boyun eenler, kfirlerdir. Nitekim bn Kesir, bu hususta unlar kaydediyor: "Bu ayet-i kerimede (4/Nis, 60) Hz. Muhammed (s.a.s.)'e ve dier peygamberlere iman ettiklerini sylemekle beraber, ihtilaf ettikleri hususlarda, Allah'n kitabndan ve Peygamber'in snnetinden kanp, insanlarn kendi akllarna gre (beer kanunlarla) hkm vermesini isteyen kiinin iman iddiasn Allah reddetmektedir." (bn Kesir, 1/519)

Bugn dnyada; vahyi inkr ederek, insanlarn ounluunun rzasna gre kurulduu iddia olunan btn demokratik sistemler, Allah'n hkmlerine mukabil ve onlarn yerine gemek zere hkmler icad etmektedir. Dolaysyla btn demokratik sistemler, bu noktada "tut" zellikler tarlar. Bu, bir anlamda btn ideolojik sistemler iin de geerlidir. Daha genel bir ifade ile, slam'n dndaki btn sistemler tautdir. Tautlarn hkmlerine gre ynetilen btn yerlerde yaayan m'minlerin, Allah'n indirdii hkmlerin galip gelmesi uruna cihad etmeleri farz- ayndr. uras unutulmamaldr ki, tautun hkmlerine "evet" diyenler, Allah'n dinine "hayr " demi, kfretmi durumundadrlar. Bunu ister bilerek, ister bilmeyerek yapsnlar durum asla deimez. nk btn

peygamberlerin insanlara; "Allah'a ibadet edin, tauta kulluktan kann" diye tebliat yaptklar ayetlerle sabittir. Tautun hkmlerini inkr etmeyen ve taut glerle mcadele vermeyen kimse, ne kadar lim olursa olsun, "msterik" izgisini asla geemez. (2)

Taut, Hakk tanmayp azan ve sapan her kii ve gce verilen addr. eytana da bu yzden taut denmitir. Taut, hakka, hakikate ve imana kar gelen, Allah'n kullar iin izdii nizam ve snrlar aan hereyi ifade eder. Taut, bir ahs olabilecei gibi, Allah nizamndan alnmam her trl sistem, Allah'a balanmayan her eit fikir, dnce, det ve alkanlk da olabilir. Kim btn bunlar ne ekilde olursa olsun reddeder ve yalnz Allah'a iman edip balanr, sadece Allah'n kanun ve nizamlarn kabul eder ve tm yaantsn buna gre dzenlerse, salam bir kulpa balanm, yani kurtulmu olur. (2/Bakara, 256) Tautu reddetmeden iman eksiktir, yarmdr; byle bir iman geerli olmaz. Bu durum, aynen mriklerin Allah'a inanmas gibidir. Taut, Allah'a ibadetten alkoyan, Allah'a giden yolu tkayan, dini Allah'a has klmay, Allah ve Rasl'ne tbi olmay nleyendir. Bu, cinn ve ins eytan olabilecei gibi, aa, beton, tun, ta, mezar, inek, para, ate, det ve sistem de olabilir. Gnmzdeki medya aralarnn ounu da bu kavramn iine koyabiliriz.

Mevdudi'ye gre taut kelimesi, szlk anlamyla, snrlar aan herkes iin kullanlr. Kur'an bu kelimeyi Allah'a isyan eden, Allah'n kullarnn hkimi olduunu iddia eden ve onlar kendi kulu olmaya zorlayan kimse iin kullanr. Eer bir kimse Allah'a isyan eder ve O'nun kullarn kendisine boyun emeye zorlarsa, o zaman tauttur. Byle bir kimse; eytan, rahip, din veya politik lider, kral veya bir devlet olabilir. Bu nedenle bir kimse tautu reddetmedike Allah'a inanm saylamaz. Tautun, tekil ve oul anlam birlikte kullanlr. nk Allah' inkr eden kimse, sadece bir tek deil; binlerce tautun klesi olur. (3) Taut, ilah olmayan hkmlere gre kararlar veren otorite demektir. Taut kelimesiyle, ayn zamanda, Allah' tek hkim / egemen ve Rasl'n nih otorite olarak tanmayan hkm sistemleri de kastedilir. (4)

Seyyid Kutub da tautu u ekilde tanmlar: Allah'n emri dndaki her eit sistem, Allah'n eriatna dayanmayan her trl nizam tauttur. Taut, Allah'n eriatndan baka btn idare ekilleridir. Zira insan, lhiyet zelliklerinden birisini kendisine mal edip, adaletin ve hakkn ta kendisi olan eriatn hudutlarn aarak kendi egemenliini ileri srerse tuyan etmi ve kendi haddini am demektir. Byle bir ey, tuyandr ve byle iddialar ileri srenler t denilen haddini am silerdir. Bunlara inananlar, bunlara tbi olanlar irk ierisindedirler, kfr ierisindedirler. (5)

Yusuf el-Kardavi'ye gre, Allah'n eriat ile atan btn gelenekler, rejimler, ztnda g grlen eya, insan ve putlar tauttur. Taut, kulun haddi tecavz ederek, ibadet ettii, tbi olduu ve itaat ettii eydir. Her kavmin tautu, kendisine hkm gtrdkleri, huzurunda muhakemeletikleri, ibadet ettikleri, tbi olduklar, yalnz Allah'a itaat edilmesi gerektii yerde itaat ettikleri kimse veya varlklardr. Bunlarn ve bunlarla ilikisi olan insanlarn durumlarn dndmz zaman, insanlarn ounu Allah'a ibadet ve itaatten yz evirmi, tautlara ibadet ve itaat eder halde grrz. (6)

Nisa, 76. Ayetine gre taut, Allah'a kar olanlarn, uruna savat ey, nesne, insan, dv, ideoloji olarak anlalmaktadr. Taut, itaatte Allah'a ortak koulan her eydir. Kendisine kaytsz artsz itaat edilecek tek merci Allah'tr. O'nun dndakilere O'ndan dolay itaat edilir. Bu tr itaatler, meruiyetini Allah'tan alrlar. Kur'an, Allah'tan bakasna itaati, tauta itaat ve ibadet olarak nitelemektedir (16/Nahl, 36). taat edilen ey, Allah'n hkmlerine aykr olursa, itaat tauta itaatin ta kendisi olmaktadr (4/Nis, 60).

Taut bir semboldr; kfrn, zulmn, errin, hakszln, adaletsizliin, putuluun, azgnln, sapknln ve daha aklnza gelen tm ktlklerin sembol. Bu sembol, bazan kendini Firavun ilan eden antik ya da ada bir ynetici, bazan cansz bir eya, bazan bir ideoloji, bazan da eytan, uur, ans, talih gibi soyut eylerdir. Taut, insanolunun ilahlatrd her eydir. Daha dorusu taut, insanla Allah arasna gerilen eylerin tmne verilen ortak isimdir. Allah'n koyduu snrlar ineyen insan tuyan etmitir. te taut, o insana bu snrlar ineten eydir. Eer o ey insansa ve kfirse ona itaat eden de kfir olur; yok eer insann itaat ettii taut mnfksa ona itaat eden de mnfk olur. Tabii fsksa fsk; zlimse zlim olur. (7)

Btn bu aklamalar erevesinde taut, her trl azgnlk, sapknlk, arlk ve btl inan ve davranlar sembolize eder. Taut, tuyan yaayan ve yaatmaya alan kii ve gtr.

Tut, her devirde Firavun ruhlu kiilerle, onlarn yardaklar olan grubun genel ad, cins ismidir. Her devirde birden ok taut bulunur. Tautlarn, kabile apnda, millet apnda olanlar yannda blgesel ve enternasyonal olanlar da bulunacaktr. Bunlar, birbirlerinden habersiz olabilecekleri gibi, organize de olabilirler. Hatta, blisler parlamentosu (hizbu'-eytan, evliyu'-eytan) gibi birlikler, beraberlikler vcuda getirebilirler. Tautlar, aralarnda hiyerarik bir dzen kurabilir, paralellik veya entegrasyona gidebilirler. Byle olunca tut sistemler, parlamentolar, prensipler gelitirilebilir. Mesala, Muhammed kbal, emperyalist batllarn oluturduklar smr dzeninin temsilcilerinin vcut verdikleri organizasyonu, blisler parlamentosu diye anmtr. Aynen bunun gibi tutlar parlamentosu deyimini de kullanabiliriz. Kur'an, bu noktada evliyu't-tut (tautun dostlar, grev arkadalar, destekileri) deyimini kullanyor (2/Bakara, 257). (8)

Bir kimse, Allah'a, meleklerine... inandn ikrar etse, buna mukabil, taut rejimleri (demokratik, laik, hmanist, kapitalist, sosyalist vs.) ada devlet modelleri ad altnda benimsese, doruluklarna itikat etse, irtidat etmi olur, yani dinden kar. Kim, insanlarn maslahat ve iyiliklerini Allah'tan daha iyi bildiini iddia ederek, insanlar zerinde hkmler koymaya ve bunlar tatbik etmeye gayret ederse "ilahlk" iddiasna girimi olur. Her kim de bunlarn bu iddialarn dorulayarak onlarla ibirlii yaparsa, tevhid akidesini paralam, ilahlara iman etmi, kfirler zmresine dahil olmu demektir. Bu adan "ada devlet modelleri" iyi deerlendirilmeli, isimleri milliyeti-mukaddesat dahi olsa, Allah'n indirdii hkmlere mukabil olmak ve onlarn yerine gemek zere doktrinler imal eden, bu doktrinleri insanlarn hayatna tatbik edeceini iln eden insanlarn taut olduu gerei unutulmamaldr. Bu gn dnyada insanlarn beikten mezara hayatlarn dzenlemek iddiasndaki meclisler, konsller, krallar, kavimleraras kurulular, insanlar teslim alm grnmektedirler. (9)

Hz. Adem'den gnmze kadar, genel anlamda insanln iki tanrs var olagelmitir: Allah ve taut... Tarih boyunca insanolu ya tevhid dinine mensup olmu ve bu dinin tanrs olan Allah' kendisi iin yegne ilah edinmi; ya da irk dinine mensup olmu ve bu dinin ok eitli olan tanr veya tanrlarna ittiba etmitir. te Kur'an, irk dininin tanr veya tanrlarna genel olarak taut demektedir.

Gnmzde mslmanlk iddiasnda bulunanlarn birou bu bakmdan profan / blmeli bir kafa yapsna sahip bulunmaktadr. Bu kimseler, bir yandan Allah'a iman ettikleri iddiasnda bulunurken, dier yandan slam'n aka emrettii ve yasaklad eylere ters debilmekte ve tautlarn yasalarna kabulleri arasnda yer verebilmektedirler. Oysa bir kalpte hem imana, hem de kfre yer verilmesi slam'a gre ak bir paradoks, gerek bir elikidir. "Yoksa siz Kitab'n bir ksmna inanp bir ksmn inkr m ediyorsunuz? Sizden bunu yapann cezas, dnya hayatnda rezil ve rsvaylktr. Kyamet gnnde de azabn en iddetlisine itilirler. Allah, yaptklarnz bilmez deildir." (2/Bakara, 85)

Bir kalpte hem iman ve hem de ayn zamanda kfr bulunamaz. Bu iki olgu, ate ile barut gibi yanyana bulunamazlar. Birisinin yerletii kalpte bir dierine yer yoktur. M'min, kfir ve mnfktan farkldr; kendisine slam ile beraber bir veya birka dnya grnden veya ideolojiden sentezler yapan, bukalemun bir ahsiyete sahip olamaz. nk tevhidi, irkten farkl klan; baka felsefelere, herhangi bir dnya grne veya ideolojiye ihtiya duymamas, m'minin btn bir hayatn kuatan yetkin bir inan, bir pratik; ksacas bir sistem, bir yaam biimi olmasdr. Bugn beeriyet, Tevhid dininden uzaklaarak, yeryznde egemen olan tautlarn dinine sapm bulunuyor. Mslmanlk iddiasnda bulunan ynlarn Allah'a deil; tautlara ibadet ettikleri su gtrmez bir gerektir. Bu gerekten hareketle Kur'an' renmek, manasnn derinliklerine dalmak ve onu pratik hayatlarna indirgemek isteyen her mslmann, taut kavramnn gerek anlamn kavramas ve kavrad tautu tm kurallar ve kurumlaryla birlikte reddetmesi, bu reddi davranlaryla gstermesi itikad bir sorumluluktur.

Siyas Rejimler, Hkm ve Yetkiyi Allah'tan Almyorsa Tuttur

Bugn yeryznde yrrlkte olan rejimlerin hemen hepsi, beer rejimlerdir ve hkmlerini kendileri koymakta; dolaysyla da Allah'n hkmlerine muhalefet etmektedirler. O yzden bu rejimlerin hepsi "taut" olarak isimlenir.

Bir kimse; Allah'a, ahirete ve inanlacak hususlara inandn aklasa; fakat demokratik, laik, sosyalist, kapitalist vb. rejimlerden herhangi birinin hkmlerini kabul edip itaat etse, byle bir kimsenin irtidadna hkmedilir. Zira insanlar yaratan Allah'tan bakas, insanlarn nasl idare olunaca hususunda ve onlarn sosyal yaamlarna ynelik hkmler koyma yetkisine sahip deildir. kn hkm koyan insan, o hkme tbi olmasn istedii insanlardan stn ve herhangi bir ayrcala sahip deildir. Allah katnda stnlk, sadece takva iledir. (49/Hucurt, 13) Kendisinde byle yetkiler grdkten sonra, Allah'n indirdikleriyle hkmetmeyip, heva ve hevesleri dorultusunda hkmler koyanlar ayn zamanda "ilhlk" iddis iindedirler. Dolaysyla Allah'n hkmleri dnda hkm koyanlar ve o hkmlere tbi olanlar da, tevhid akidesinin dna karlar. Tut, mslmann en byk dmandr. Tut, devlet sistemlerini, ahlak deerleri ele geirmi ve onlar mslmana zarar verecek bir hale dntrmtr. Ksaca taut, mslman drt yanndan kuatm bulunmakta ve mslmana mslmanca hayat hakk tanmamaktadr. Taut gler, Allah'n arznda, O'nun hkmlerine kar tuyan eden ve insanlarn zerinde ilahlk iddiasnda bulunan otoritelerdir. Bunlarla srekli olarak savamak farzdr (4/Nis, 76).

Gnmzde Allah'n indirdii hkmleri bir kenara brakarak, "hakimiyet kaytsz ve artsz insanndr" sloganna sarlan ve insanlarn ounun rzasna gre kurulduu iddia edilen siyas otoriteler, iktidar haline gelmilerdir. Bu siyas otoritelerin taut hkmnde olduu unutulmamaldr. Daha ak bir ifade ile slam nizamnn dndaki btn sistemler "taut" zellikleri tarlar. Kelime-i ehadet getirerek, baka ilahlar ve tautlar reddeden mslmanlar, bu szlerini davranlaryla da ispatlamak zorundadrlar.

Allah, zlim yneticilere yardm etmeyi de haram klm, onlara kk apta meyil ve yardm anlam tayan szlerden, davran veya tasvipten nehyetmitir: "Sakn zulmedenlere en ufak bir meyil duymayn; sonra size ate dokunur (cehennemde yanarsnz). Sizin Allah'tan baka evliynz/dostlarnz yoktur. Sonra (O'ndan da) yardm gremezsiniz." (11/Hd, 113)

nsanlara zulmeden tut siyasal otorite konusunda, unutulmamas gereken hususlardan biri, zlim yneticilerin, yardmclar olmasa, zulmetmeye glerinin yetmeyeceidir. Tut ynetim ve kurumlardaki bu yardmclar, zulm ve tuyanda yneticinin kulland malzemeleridir. Zulm ve tuyan arklarnn dnmesi iin bir taraftan ezen ve dier taraftan ezilen dililerdir. Bu sebeple, onlar da aynen o zlim tuyankr gibi sulu ve zulmnn cezasnda ortaktrlar. Bundan dolay Allah, Firavun ve avanelerini ayn vasfla anmtr: "Gerekten Firavun, Hmn ve askerleri yanl yolda idiler." (28/Kasas, 8) Allah, Firavun'u helak edince, onlar da helak ettiini aklar: "Firavun, askerleriyle birlikte onlarn peine dt. Deniz onlar gmp bouverdi." (20/Th, 78) "Biz de onu (Firavun'u) ve askerlerini yakalayp denize atverdik. Bak, ite zlimlerin sonu nasl oldu!" (28/Kasas, 40)

Taut tanmna girenler unlardr: a- Arzular mbudlatrlan nefis, tauttur. b- Allah'n emir ve yasaklarn tanmayan, slam nizam ile atan dzen ve dsturlara aran her fert ve nder tauttur. c- Allah'tan gayr, ztnda g grlen eya, insan ve putlar tauttur. d- eytan tauttur. e- Allah'n eriat ile atan btn gelenekler, esas alnan btn rejimler tauttur. (10)

Tautlar destekleyen, onlar l alan, onlara sevgi besleyen her insan, Allah'a ibadet ve kulluktan vazgeip tautun kulluunu kabullenen eytan askeridir. Allah'n emirleri ve yasaklaryla atan nefsi, fertleri, nderleri, rejimleri ve ilkeleri reddetmedike, hkimiyetin yalnz Allah'a ve O'nun nizam slam nizamna ait olduunu tasdik etmedike, tevhid kulpuna yaplamaz. (Bkz. 2/Bakara, 256) Mslman olmak iin art olan tautun iddetle reddedil-mesi, sadece szle yeterli deildir. Ruhun derinliklerinde kasrgalaan ve amel hayatta neticeler douran fiil bir red gerekir. Bunun iin de tautla savamak lazmdr. Bu savan gerekleri: a- Allah'n emir ve yasaklarna tbi oluncaya kadar taut olan nefisle savamak, b- Kiisel ve toplumsal hayatmz Allah'a dndrmemize engel olan ve taut olan cahiliyye dzenleri ve tut fikir babalar ile savamak.

slam'da emrolunan cihad, ite bu tautlara kar verilmesi gerekli olan mcadeledir. Tautla atmak, hakk getirmek ve btl gidermek iin olacandan, her kesimden ve her i yapanlardan btn m'minler, tautla mcadele edeceklerdir. Bu, farz bir grevdir. Rabbimiz, m'minleri tauta kar kendi nizamnn savalar olarak takdim ediyor (4/Nis, 76). Tuta ve ondan yana olanlara kar mcadele vermeyenler m'min kalamazlar. Bunun iindir ki, Peygamberimiz: "Her kim (tauta kar) cihad etmeden ve onunla mcadele (ederek Hakk hkim klma) arzusunu ruhunda duymadan lrse nifaktan bir ube zerinde lr." (Sahih-i Mslim; Riyz's- Slihin, II, no: 1346) buyurmulardr. Tautu kalben reddetseler dahi, fiilen onunla vurumayanlar, amel hayatn icab onunla anlama ve dostluk kurma yoluna gitmeye mecbur kalrlar. Bu da Allah ve taut dostluunu bir araya getirmek olan nifakn ilk tezahr olur. Halbuki Allah, tauta ancak kfirlerin dostluk gsterebileceini ak bir ekilde belirtmitir. (Bkz. 2/Bakara, 257)

Mslmanlar, bugn Allah ve taut hkimiyetini, dostluunu bir arada yaatmaa almak gibi sonu zulmet ve ate olan kmaz bir yolun zerindedirler. Namaz, orucu... kabul edip, hatta yerine getiren niceleri, slam'n asrmzn yaayan bir toplumsal ve siyasal dzeni olmasn lzumlu bulmayanlar, Allah ve taut hkimiyetini bir arada tanm oluyorlar. slam insannn yetitirilmesini isteyen niceleri, materyalist eitim sistemine mcadele etmeksizin rz gstermekle taut dostluuna sine ayorlar. Ferd mlkiyeti, Allah'n mlk vb. hkimiyetini kabul eden niceleri, faiz dzenini zaruri grmekle, taut egemenliine ba eiyorlar. Ahlk ve fazilet llerinin yaanmasn isteyen niceleri, kiisel karlar uruna eitli irkinlik ve ktlkleri yapmakla taut dostluunu aa vuruyorlar. Btn bu durumlar, kendisinden rz olunduka veya tauta kar bir iman ve amel harbi almadka bir kfrdr. (Bkz. 4/Nis, 60)

Yaadmz toplum dzeni, fikir putlaryla, cahiliyye rf ve sistemleri ile ve sapttrd z nefsimizle, bizleri kuatm, tautu hkim ve dost tanmak sapkl ile kar karya getirmitir. yle ki, fert, aile, cemiyet, sanat, ticaret, memuriyet, eitim ve politika hayatnn her blm bir kavak noktas olmutur. Bu kavakta bir tek yol slam nizamna; dier yollar tauta gidiyor: Abdullah bin Mes'ud anlatyor: Hz. Peygamber bize bir hat izdi ve sonra, "bu Allah'n yoludur" dedi. Bu hattn sana ve soluna da birok hatlar (izgiler) izdi ve "bunlar, birtakm yollardr ki her biri zerinde kendisine aran bir taut vardr." buyurdu ve u ayeti okudu: "phesiz ki bu (slam) benim dosdoru yolumdur. Ona uyun. (Tauta ait) yollara tbi olmayn ki, sizi O'nun yolundan saptrp paralamasnlar. te Allah (tautun ktlklerinden) saknasnz diye size bunlar emretti." (6/En'm, 153) (11)

Yollarn ayrl noktasndayz: nsan, ya tauta tbi olup geici zevkler peinde koacak; o zaman sonu, dnyada zillet ve kullara kulluk; tauta kalben teslim olmak (iman etmek) suretiyle hev ve heveslerine gre yaamann sonucu ahirette de var, cehennem olacaktr. Veya tautlar reddedip Allah'a dostluk; hayatn slam'n hkmlerine gre tanzim edip izzetli, onurlu bir hayat ve cennet: "Tauta kulluk etmekten kanp Allah'a ynelenlere mjde vardr. (Ey Muhammed!) Dinleyip de szn en gzeline uyan kullarm mjdele. te Allah'n doru yola ilettii kimseler onlardr. Gerek akl sahipleri de onlardr." (39/Zmer, 17-18) Bu iki inan ve yaama biiminin dnda nc bir durumdan sz etmek mmkn deildir!

man edenler Allah yolunda savar; kfredenler de taut yolunda savarlar. O halde, eytann dostlaryla savan; nk eytann hilesi zayftr. (4/Nis, 76) 9;

9; 9;

Ali nal, Kur'an'da Temel Kavramlar, s. 320-321 Yusuf Kerimolu, Kelimeler Kavramlar, s. 316-317 Mevddi, Tefhim'l- Kur'an, c. 1, s. 202 Mevddi, a.g.e. c. 1, s. 375 Seyyid Kutub, Fi Zlali'l Kur'an, c.3, s. 269 Yusuf el-Kardav, Tevhidin Hakikat, s. 57 Mustafa slmolu, man Risalesi, 170 Kur'an'n Temel Kavramlar, 562 Hsn Akta, Medeni Vahet, 140 Elmall Hamdi Yazr, Hak Dini Kur'an Dili, c. 2, s. 869 Ali Rza Demircan, slm Nizam, II/ 41

A- Tuyanla lgili Ayet-i Kerimeler

Bakara, 15; En'am, 110; Maide, 64, 68; A'raf, 186; Hud, 112; Yunus, 11; M'minun, 75; sra, 60; Kehf, 80; Taha, 24, 43, 45, 81; Saffat, 30; Sat, 55; Kaf, 27; Zariyat, 53; Tur, 32; Rahman, 8; Kalem, 31; Nebe', 22; Necm, 17, 52; Hakka, 5, 11, Naziat, 17, 37; Fecr, 11; Alak, 6; ems, 11.

B- Tautla lgili Ayet-i Kerimeler

Bakara, 256-257; Nisa, 51, 60, 76; Maide, 60; Nahl, 36; Zmer, 17.

Konuyla lgili Geni Bilgi Alnabilecek Kaynaklar

1. Hak Dini Kuran Dili, Elmal Hamdi Yazr, Azim Y. c. 1, s. 215-216 2. Hadislerle Kuran Tefsiri, bni Kesir, ar Y. c. 2, s. 193-196 3. Tefsir-i Kebir (Mefatihu'l-Gayb), Fahreddin Razi, Aka Y. c. 2, s. 49-51 4. Fi Zlali'l Kur'an, Seyyid Kutub, Hikmet Y. c. 1, s. 90-91,; c 3, 269 5. Tefhiml Kur'an, Mevdudi, nsan Y. c. 1, 202, 375 6. Min Vahyi'l-Kur'an, M. Hseyin Fadlullah, Akademi Y. c. 1, s. 81-83 7. Bakara Suresi Yorumu, Haluk Nurbaki, Damla Y. 140-141 8. Taut, Ahmed Kettan, Muhammed ez Zeyn, Esra Y. 9. slam Ansiklopedisi, amil Y. c. 6, s. 226-228, 77-79 10. Kur'an'da Siyasi Kavramlar, Vecdi Akyz, Kitabevi Y. s. 297-307 11. Kur'an'da Temel Kavramlar, Ali nal, Krkambar Y. s. 319-321 12. Kelimeler Kavramlar, Yusuf Kerimolu, nklab Y. s. 316-317 13. Kur'an'da Gnah Kavram, Sadk Kl, Hiba Y. s. 143-145 14. Tevhid ve Deiim, C elalettin Vatanda, Pnar Y. s. 105-109 15. lahi Kanunlarn Hikmetleri, Abdlkerim Zeydan, htar Y. s. 248-261 16. man Risalesi, Mustafa slamolu, Denge Y. s. 166-171 17. L, Mustafa elik, l Y. c. 1, s. 31-45, 203-211 18. Kur'an'da Tevhid, Mehmet Kubat, afak Y. s. 67-70, 149-162 19. Tevhidin Hakikat, Yusuf el-Kardavi, Saff Y. s. 55-58 20. Tevhid ve Akaid, Muhammed Karaca, Ribat Y. s. 53-57 21. Tuyana Kar Ulema, M. Recep el-Beyyumi, Eksen Y. 22. Alim ve Taut, Yusuf el-Kardavi, Bengisu Y. 23. Medeni Vahet, Hsn Akta, Dnce Y. s. 135-141 24. slam Nizam, Ali Rza Demircan, Eymen Y. c. 2, s. 41-46

Hazr ve ynetim panelli siteler Dzenleme Ve Tasarm Webhizmetlerim

st

You might also like